ULUSAL KALP SAĞLIĞI POLİTİKASI ANA İLKELERİ 1. Dünyada kalp-damar hastalıkları ile ilgili epidemiyolojik gerçekler

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ULUSAL KALP SAĞLIĞI POLİTİKASI ANA İLKELERİ 1. Dünyada kalp-damar hastalıkları ile ilgili epidemiyolojik gerçekler"

Transkript

1 Ulusal Kalp Sağlığı Politikası 5 ULUSAL KALP SAĞLIĞI POLİTİKASI ANA İLKELERİ 1. Dünyada kalp-damar hastalıkları ile ilgili epidemiyolojik gerçekler 1.1. Kalp ve damar hastalığı kavramı Kalp ve damar hastalıkları, günümüzde, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde başta gelen mortalite (ölüm) ve morbidite (işgörmezlik) nedenlerindendir. Gerçek bir global kalp damar hastalıkları (KDH) epidemisinin tam ortasında olduğumuz bu çağda, Afrika nın Sahra-altı bölgesi dışında dünyanın tüm bölgelerinde kalp damar hastalıkları mortalitenin en önde gelen nedenidir. Kalp damar hastalıkları; koroner kalp hastalıkları, inme, konjestif kalp yetersizliği, konjenital kalp hastalıkları, romatizmal kalp hastalıkları, hipertansif hastalıklar ve aritmiler gibi; kalbin ve kan damarlarının tüm hastalıklarını içeren hastalık grubudur. Koroner kalp hastalıkları, kalbi besleyen koroner arterlerdeki daralmaya bağlı olarak gelişir. Koroner daralmalar sıklıkla ateroskleroza bağlı olup kalbin kan dolaşımının bozulmasına ve kalpte iskemi oluşmasına neden olur. Kalpte oluşan iskemi kararlı angina pektorise, kararsız angina pektorise, miyokard infarktüsüne (Mİ) veya ani ölümlere yol açabilir. Koroner kalp hastalıklarına aynı zamanda koroner arter hastalığı, iskemik kalp hastalığı ve aterosklerotik kalp hastalığı isimleri de verilmiştir. Akut Mİ geçiren ve hayatta kalan bir hastanın mortalite ve morbiditesi genel popülasyona göre 1,5-15 kat yükselmektedir. Konjestif kalp yetersizliği (KKY); kalbin, organların ihtiyacı olan kanı yeterli derecede pompalayamaması durumudur. Birçok nedene bağlı olarak kalp kaslarının fazla çalışması veya zedelenmesi sonucunda oluşabilir. Kalp yetersizliği yapan nedenler arasında koroner arter hastalığı, hipertansiyon, miyokard infarktüsü, kalp kapak hastalıkları, miyokarditler, endokarditler veya kalp kasının kendi primer hastalıkları sayılabilir. Özellikle akut koroner sendromların daha başarılı tedavi edilmesi ve mortalite oranlarının azalması sonucunda kalp yetersizliği prevalansı hızla artmaktadır. Hipertansiyon, erişkin bir hastada sistolik kan basıncının 140 mmhg ve/veya diyastolik kan basıncının 90 mmhg ya eşit veya daha yüksek olması durumudur. Sistolik kan basıncı değerlerinin mmhg ve diyastolik kan basıncı değerlerinin mmhg arasında olan kişiler hipertansiyongelişmesine aday olarak kabul edilir. Erişkinlerde kan basıncının normal değerlerinin üst sınırı 120/80 mmhg dır. Yüksek kan basıncı; ateroskleroz, kalp yetersizliği, koroner arter hastalığı, kalp krizi, inme, göz hasarı ve böbrek hasarı yapması nedeniyle çok önemlidir. Hipertansiyon, erişkin nüfusun yaklaşık % 20 sinde görülür. Aritmiler (disritmi) anormal kalp ritimleridir. Atriyal ve ventriküler kaynaklı olup kalp hızı azalması veya artışına neden olabilirler. Aritmiler, kalp debisini bozabilmeleri, senkop ve ani

2 6 Türk Kardiyoloji Derneği kardiyak ölüme neden olabilmeleri nedeniyle önemlidir. Kalıcı bir kalp ritm bozukluğu olan atriyal fibrilasyonun insidansı popülasyonun yaşlanması ile birlikte artmaktadır. Atriyal fibrilasyonlu hastalarda ölüm riskinin 1,3-2 kat daha yüksek olması ve tedavi almayan hastalarda yıllık %5 oranında inme görülmesi önemlidir. Romatizmal kalp hastalıkları, Akut Romatizmal Ateş tarafından kalp kapaklarının tutulması sonucu gelişir. Romatizmal ateş, streptokokkal boğaz enfeksiyonları sonrasında vücudun birçok bağ dokusu bölgesinin (eklemler, deri, kalp, beyin) etkilenmesi ile seyreden enflamatuvar bir hastalıktır. Romatizmal kalp hastalıkları, gelişmekte olan ülkelerde halen önemli bir kalp ve damar morbidite ve mortalite nedeni olmaları ve genellikle genç popülasyonu etkilemeleri nedeniyle önemlidir. Bu ülkelerde çocukluk yaş grubunda en sık görülen hastalık grubunu oluştururlar. Endokarditler kalbin iç kısmını döşeyen endokardiyum tabakasının veya kalp kapaklarının enfeksiyonudur. Genellikle bakteriyemi sırasında kanda bulunan enfeksiyöz ajanların zedelenmiş kalp kapağı veya endokardiyum bölgesine yerleşmesi sonrasında meydana gelir. İnme, merkezi sinir sisteminin beslenmesini sağlayan damarlardaki bozukluk sonucu ortaya çıkan ve 24 saat veya daha uzun süren bir kalp ve damar hastalıktır. İskemik inme, intraserebral kanama veya subaraknoid kanama şekilde olabilir. Dolaşımı bozulan merkezi sinir sistemi hücrelerinde dakikalar içerisinde geri dönüşsüz değişiklikler meydana gelir. İnme bulguları 24 saatten daha önce tamamen düzelirse, bu duruma Geçici İskemik Atak denir. İnme atağı geçiren ve hayatta kalan hastaların yaklaşık % inde işlevsel bağımsızlık kısmi veya tam olarak geri kazanılabilir; hastaların % u ise tamamen bakıma muhtaç hale gelirler. Periferik damar hastalıkları genellikle kalbe veya beyine kan taşıyan damarlar dışındaki damarlarda oluşan hastalıklara verilen isimdir. Sıklıkla kol veya bacak arterlerindeki daralma sonucu oluşur. Arterlerdeki daralma Raynaud fenomenindeki gibi fonksiyonel olabildiği gibi çok daha sık görülen aterosklerotik lezyonlara bağlı olarak organik de olabilir. Doğumsal kalp hastalıkları doğumda var olan kalp ve damar defektlere bağlı olarak oluşan hastalıklardır. Canlı doğumların yaklaşık % 1 inde doğumsal kalp hastalıkları görülür Dünyada kalp ve damar hastalıklarının epidemiyolojisi Son iki yüzyıl içindeki endüstriyel ve teknolojik gelişmeler ve bununla bağlantılı olan ekonomik ve sosyal geçişler; rahatsızlıklardan ve ölümlerden sorumlu olan hastalıkların oranlarında önemli değişikliklere yol açmıştır. XX. yüzyıl başlarında kalp ve damar hastalıkları dünya genelinde ölümlerin % 10 undan daha azından sorumluyken, XXI. yüzyıl başında gelişmiş ülkelerde ölümlerin neredeyse yarısından, gelişmekte olan ülkelerde ise % 25 inden sorumludur. XXI. yüzyıl başlarında olduğumuz şu günlerde, kalp ve damar hastalıklarının tüm dünya genelinde sakatlık ve ölümlerin en önemli nedeni olduğu kabul edilmektedir. Mortalite ve morbiditede rol oynayan hastalıklardaki geçişler Epidemiyolojik Geçiş olarak bilinir. Epidemiyolojik geçiş, sosyal ve ekonomik güç ile sıkı ilişki içindedir. Dört epidemiyolojik geçiş dönemi olduğu düşünülmektedir. Tarihte uzun yıllar boyunca insanoğlunun yaşadığı Salgın ve Kıtlık Dönemi nde enfeksiyöz hastalıklar ve açlık ön plandayken kalp ve damar hastalıklarından ölümler daha seyrek görülüyordu. Yüksek doğurganlık oranları ile birlikte bebek ve çocuk ölümlerinde artış

3 Ulusal Kalp Sağlığı Politikası 7 sonucunda ortalama yaşam beklentisinin 30 yılın altında olduğu bu dönemi gelişmiş ülkeler yılları arasında atlatmıştır. Afrika nın ve Hindistan ın bazı bölgelerinde halen açlık ve enfeksiyon hastalıkları ölümlerin en önemli nedenidir. Bu dönemde kalp ve damar hastalıkların çoğunu romatizmal kalp hastalıkları ve nütrisyonel kardiyomiyopatiler gibi enfeksiyon ve malnütrisyona bağlı hastalıklar oluşturmaktadır.. Beslenmenin artması, açlığa bağlı erken ölümlerin azalması ve enfeksiyon hastalıklarına karşı direnç artması ile Pandemilerin Azaldığı Dönem başlamıştır. İşçilerin üretkenliğinin artıp ekonomik durumlarının geliştiği, bebek ve çocuk ölümlerinin azalıp ortalama yaşam süresinin arttığı bu dönemde beslenme ve yaşam şeklindeki değişiklikler anne ve yenidoğanda ölümler ile bulaşıcı hastalıkları azaltırken kalp ve damar hastalıkları artırmıştır. Bu evreyi ABD XX. yüzyıl başlarında yaşamışken Çin günümüzde epidemiyolojik geçişin bu evresindedir. Pandemilerin azaldığı dönemde hipertansiyon ve inme oranlarının artması ile kalp ve damar hastalıklarının mortalitesi % lere yükselmiştir. Ekonomik koşulların düzelmesi, şehirleşme, iş ile bağlantılı aktivitelerdeki ve hayat tarzındaki köklü değişiklikler ile birlikte Dejeneratif ve İnsan Kaynaklı Hastalıklar Dönemi başlamıştır. Bu dönemde mekanizasyon artışıyla günlük bedensel aktivite miktarı azalmış, günlük kalori alımı artmış ve sigara alışkanlığı yaygınlaşmıştır. Bu gelişmelerin sonucu olarak ortalama vücut kütle indeksi, kan basıncı, plazma lipid ve kan şekeri değerleri artmıştır. Ortalama yaşam süresinin yükselmesi ile birlikte kronik hastalıkların (kalp ve damar hastalıkları ilk sıradadır) ve kanserlerin oranları hızla artmış; beslenme yetersizliği ve bozukluğu ile bulaşıcı hastalıklara bağlı ölümlerin oranlarını geride bırakmıştır. Kalp ve damar hastalık prevalansının en yüksek olduğu bu dönemde diyabet, hipertansif hastalıklar, koroner arter hastalığı ve periferik arter hastalıklarında hızlı artışlar izlenmiştir. Bu dönemde ölümlerin yaklaşık % i kalp ve damar hastalıklarına bağlıdır. Tipik olarak koroner arter hastalığına bağlı ölümler, inmelerden çok daha yüksektir (yaklaşık 2:1-3:1 oranında). Özellikle eski Sovyetler Birliği ne bağlı ülkeler epidemiyolojik geçişin bu evresinde bulunmaktadır. Geçişin son evresi Gecikmiş Dejeneratif Hastalıklar Dönemi dir. Kalp ve damar hastalıkları ve kanserler bu dönemde de önde gelen morbidite ve mortalite nedenleridir. Bununla birlikte, sanayisi gelişmiş olan ülkelerde koroner bakım ünitelerinin yaygınlaşmış olması, baypas cerrahisi, trombolitik tedavi ve perkütan koroner girişim olanaklarının yaygın olarak bulunması kalp ve damar hastalıkların akut alevlenmelerinin tedavisinin başarılı bir şekilde yapılmasını sağlamıştır. Ayrıca bu ülkelerde sigaranın bıraktırılması ve kan basıncı kontrolü gibi koruyucu stratejiler başarıyla uygulanmaktadır. Bu dönemin özelliği, primer, sekonder koruma faaliyetleri ve tedavinin daha iyi olması sonucunda kalp ve damar hastalıklardan ölen veya kalp ve damar hastalıklara bağlı ilk atağını geçiren hastaların yaş ortalamalarının yükselmesidir. Kalp ve damar hastalıkların oranında bir miktar azalma olmakla birlikte bu dönemde popülasyonun ortalama yaşam süresi uzadığı için kalp ve damar hastalıklarıhalen birinci ölüm nedenidir. Koroner arter hastalığı ve inmeye bağlı ölümler gelişmiş ülkelerde yılları arasında % 2-3 oranında azalsa da 1990 dan sonra bu azalma yavaşlamıştır. Sigara içenlerin oranının azalmasına karşın sanayileşmiş birçok ülkede bedensel aktivitenin gittikçe azalmasıyla birlikte kalori alımının tehlikeli boyutlarda artması obezitenin epidemik şekilde artmasına yol açmış ve bunun sonucunda diyabet ve hipertansiyon prevalansı artmıştır. Daha da tehlikeli olarak, çocukluk çağında obezite ve bedensel inaktivite oranları yükselmiş ve daha genç insanlarda diyabet ve hipertansiyon görülme sıklığı artmıştır. Bu veriler, sanayileşmiş ülkelerde

4 8 Türk Kardiyoloji Derneği epidemiyolojik geçişin beşinci evresinin başladığını düşündürmektedir. Tüm bu değişiklikler kalp ve damar hastalıkları sıklığının azalmasını yavaşlatabilir, hatta önümüzdeki yıllarda yaşa göre kalp ve damar hastalık oranlarının artmasına neden olabilir Kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümler Tüm dünyada kalp ve damar hastalıkları1900 lü yıllardan itibaren belirgin şekilde artmıştır. Yirminci yüzyıl sonlarına doğru kalp ve damar hastalıklara bağlı ölümler yaklaşık % 28 oranında iken bulaşıcı hastalıklara bağlı ölümler % 34 oranında görülmekteydi. Tüm dünyada devam eden ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde daha belirgin olan global geçişle birlikte 2020 yılında kalp ve damar hastalıklara bağlı ölümlerin % 36 ile en sık ölüm nedeni olacağı ve bulaşıcı hastalıklara bağlı ölümlerin % 15 lere gerileyeceği düşünülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre 2001 yılında yaklaşık 16,6 milyon insan kalp ve damar hastalıklarından yaşamını yitirmiştir. Mortalite ve morbidite kavramları birleştirildiğinde, kalp ve damar hastalıkları 2001 yılında yaklaşık 145 milyon maluliyete göre düzeltilmiş yaşam yılı (DALY: disability-adjusted life-year) kaybına yol açmıştır. Maluliyete göre düzeltilmiş yaşam yılı (DALY), erken ölüm veya morbiditeye bağlı olarak sağlıklı yaşam kaybı olarak düşünülebilir. Kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerin yaklaşık % 78 i gelişmekte olan ülkelerde meydana gelmiştir. Ülkelerin kalp ve damar hastalık mortalite oranları arasında anlamlı bir değişkenlik vardır. Bu değişkenliğin olası nedenleri, çeşitli bölgelerin epidemiyolojik geçişin farklı evresinde olmaları, genetik farklılıklar, kalp ve damar hastalık risk faktörlerinin çevresel etkenlere göre farklı olması olabilir. Kalp ve damar hastalıklara bağlı mortalite ve maluliyete göre düzeltilmiş yaşam yılı kaybı (DALY) miktarlarının bölgelere göre dağılımı tablolarda; tüm dünyada mortaliteye neden olan kalp ve damar hastalıkların oranları da grafikte gösterilmiştir. KDH Afrika Amerika Avrupa G.Doğu Asya Batı Pasifik Doğu Akdeniz Tüm Dünya MORTALİTE (x 1000) KAH Serebrovasküler HT Romatizmal İnflamatuar Diğer Tüm KDH Türkiye KAH: Koroner arter hastalığı HT: Hipertansiyon KDH: Kalp ve damar hastalıkları Kalp ve damar hastalıklara bağlı mortalite

5 Ulusal Kalp Sağlığı Politikası 9 KDH Mortalite Oranları 14% 2% 2% 5% 33% KVH Mortalite Oranları 44% KAH Serebrovasküler Hipertansif Romatizmal İnflamatuar Diğer KDH Afrika Amerika Avrupa G.Doğu Asya Batı Pasifik Doğu Akdeniz Tüm Dünya DALY (x ) KAH 3,26 6, ,24 7,37 5,35 58,72 Serebrovasküler 3,32 4,06 10,44 9,95 15,74 2,36 45,87 HT 0,56 1,01 1,18 1,46 2,27 0,83 7,31 Romatizmal 0,76 0,16 0,43 2,56 1,61 0,58 6,11 İnflamatuvar 0,77 0,84 1,20 1,57 0,82 0,46 5,67 Diğer 2,69 2,57 4,88 5,75 2,70 2,20 20,79 Tüm KDH 11,36 15,14 34,14 41,53 30,51 11,79 144,47 Türkiye Kalp ve damar hastalıklarına bağlı maluliyete göre düzeltilmiş yaşam yılı kaybı (DALY) Kalp ve damar hastalıklarının dünyadaki yaygınlığının ekonomik olarak farklı bölgelerde ayrı ayrı ele alınması daha doğru olur. Ekonomik gelişime göre ülkeler Gelişmiş Ülkeler ve Gelişmekte Ülkeler olarak ikiye ayrılabilir. Gelişmiş ülkeler de Pazar Ekonomisi (Established Market Economies) ve Pazar Ekonomisine Geçiş Ülkeleri (Emerging Market Economies) olarak ikiye ayrılır. Gelişmekte olan ülkeler kategorisi ise daha heterojen olup coğrafi dağılıma göre 6 gruba ayrılabilir. Pazar Ekonomisi Ülkeleri epidemiyolojik geçişin dördüncü evresinde olmakla birlikte kalp ve damar hastalıkları ölümlerin yaklaşık % 45 ini, bulaşıcı hastalıklar da % 10 unu oluşturmaktadır. Pazar Ekonomisine Geçiş Ülkeleri kabaca epidemiyolojik geçişin üçüncü evresinde olmakla birlikte kalp ve damar hastalıkları ölümlerin % 54 ve bulaşıcı hastalıklar % 23 ünden sorumludur. Gelişmekte Olan Ülkelerde ise ölümlerin % 23 ü kalp ve damar hastalıklarına bağlıyken % 42 si bulaşıcı hastalıklara bağlıdır Pazar ekonomisi ülkeleri XXI. Yüzyıl başında yaklaşık 840 milyon insan (dünya nüfusunun % 13,6 sı) bu ülkelerde yaşamaktadır. Bu ülkeler ABD, Kanada, Avusturalya, Yeni Zelanda, Batı Avrupa Ülkeleri ve Japonya dır. Bu ülkelerde koroner arter hastalığı oranları inme oranlarından yaklaşık 2-5 kat

6 10 Türk Kardiyoloji Derneği daha fazladır. Bunun iki istisnası inmenin koroner arter hastalığından daha fazla görüldüğü Portekiz ve Japonya dır lerden bu yana koroner arter hastalığı ve inme oranlarının azaldığı bu ülkeler epidemiyolojik geçişin 4. evresindedir. Genel olarak inme oranları koroner arter hastalığı oranlarına göre daha fazla azalmıştır. Batı Avrupa da kalp ve damar hastalıkların oranı ABD ne benzemekle birlikte Güney Avrupa daki KDH oranları Kuzey Avrupa ya göre daha düşüktür. En yüksek KDH bağlantılı ölüm oranları erkeklerde yılda 800/ ve kadınlarda 500/ ile Finlandiya ve İskoçya gibi ülkelerdeyken en düşük oranlar erkeklerde yılda 400/ ve kadınlarda 200/ ile İspanya ve Fransa dadır. Kuzey Avrupa da KDH oranları yüksek iken oran koroner arter hastalığı lehine artmış ve koroner arter hastalığı/inme oranı yükselmiştir. Japonya da diğer endüstriyel ülkelerden farklı olarak koroner arter hastalığı oranlarındaki artış belirgin olmamıştır. XX. yüzyıl başlarında bulaşıcı hastalıkların azalması ve inme oranlarının çok yükselmesini takiben 1960 lardan bu yana yaşa göre inme oranlarının azalması ile birlikte tüm kalp ve damar hastalık oranları % 60 azalmıştır. Japonlar dünyada en çok yaşam beklentisi olan insanlardır (kadınlar: 84,7 yıl, erkekler: 77,9 yıl). Diğer endüstriyel ülkelerle Japonya arasındaki bu farkın genetik faktörlerden ziyade sebzelere dayalı düşük yağlı diyetin sonucunda düşük kolesterol düzeylerine bağlı olduğu düşünülmektedir Pazar ekonomisine geçiş ülkeleri Bu ülkeler eski Sovyetler Birliği ve Doğu Bloku ülkelerini içerir. Bu ülkelerdeki kalp ve damar hastalıklara bağlı mortalite en yüksektir. Ortalama oranlar ABD de 1960 lı yıllarda kalp ve damar hastalıklarının zirvede olduğu döneme benzemektedir. Koroner arter hastalığı oranları inmeye göre daha fazla iken oran yaklaşık 1:1 e yakındır. Tüm bu faktörler, bu ülkelerin epidemiyolojik geçişin 3. evresinde olduğunu düşündürür. En yüksek kalp ve damar hastalık mortalite oranları Ukrayna (erkeklerde yılda 1490/ , kadınlarda 830/ ) ve Rusya da (erkeklerde yılda 1343/ , kadınlarda 657/ ) iken en düşük kalp ve damar hastalık mortalite oranları Slovenya dadır (erkeklerde yılda 692/ , kadınlarda 313/ ). Rusya ve Ukrayna dünyada kalp ve damar hastalık mortalite oranlarının en yüksek olduğu ülkelerdir. Bu ülkelerde kadınlardaki kalp ve damar hastalık oranlarının yüksek olması, kalp ve damar hastalıkların daha genç yaşlarda görülmesi ve kalp ve damar hastalık oranlarının birçok ülkede azalma göstermemesi bu ülkeleri pazar ekonomisi ülkelerinden ayıran en önemli faktörlerdir. Sadece Çek Cumhuriyeti ve Slovenya da kalp ve damar hastalık oranları azalmakla birlikte halen Batı Avrupa ülkelerinden fazladır Gelişmekte olan ülkeler Dünya nüfusunun yaklaşık % 80 i bu ülkelerde yaşamaktadır. Genel olarak kalp ve damar hastalık mortalite oranı % 23 olmakla birlikte bulaşıcı hastalıklara bağlı mortalitenin yaklaşık yarısı kadardır. Bölgeler ve ülkeler arasında belirgin farklar olmakla birlikte bir kısmı halen geçişin ilk evresindeyken diğerleri ikinci ve üçüncü evresindedirler. Bunun en önemli nedenleri değişik bölgelerdeki ekonomik, sosyal geçişlerin farklı safhalarda olması, yaşam şekli ve alışkanlıklara bağlı risk faktörlerinde değişiklikler olması ile ırksal ve etnik farklılıkların kalp

7 Ulusal Kalp Sağlığı Politikası 11 ve damar hastalıklara yatkınlığı değiştirmesi olabilir. Bölgelere göre görülen kalp ve damar hastalık çeşitleri büyük değişiklikler gösterir. Dünya nüfusunun 1/5 inin yaşadığı Çin de 1950 den bu yana ortalama yaşam beklentisi iki katına çıkmış olup kalp ve damar hastalıklara bağlı ölümler 3 kat (% 12 den % 36 ya) artmıştır. Japonya da olduğu gibi inme ön plandadır ve hemorajik inmeler daha sık görülür. İnme oranları özellikle kadınlarda daha fazladır. Dünya nüfusunun 1/6 sına sahip Hindistan da sağlıklı olmayan verilere göre kalp ve damar hastalıkları ölümlerin % 24 ünden sorumludur ve diğer Asya ülkelerinden farklı olarak koroner arter hastalığı kalp ve damar hastalıkları içinde ilk sıradadır. Hintlilerin ileri derecede insulin duyarsızlığı olması ve yağlı yiyecekleri çok tüketmesinin bunda önemli payı olduğu düşünülmektedir. Bulaşıcı hastalık oranları yüksek olan Hindistan geçişin ikinci evresindedir. Çin ve Hindistan da romatizmal kalp hastalıkları da önemli bir morbidite ve mortalite nedeni olmaya devam etmektedir. Afrika nın bazı bölgeleri; halen ölümlerin % 40 ından fazlasının enfeksiyöz ve paraziter hastalıklara bağlı olması ile, epidemiyolojik geçişin birinci evresindedir. Kalp ve damar hastalıkları ölümlerin yaklaşık % 10 undan sorumlu olmakla birlikte inme en sık nedendir. Hipertansiyon önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelmeye başlamıştır. Romatizmal kalp hastalıkları, nutrisyonel kardiyomyopatiler, viral ve parazitik hastalıklar önemli kalp ve damar mortalite nedenleridir. Dünyadaki HIV pozitif bireylerin % 75 inin yaşadığı bu bölgede AIDS e sekonder kalp ve damar tutulumu (kalp yetersizliği, perikardiyal effüzyon, infektif endokardit, miyokardiyal Kaposi sarkomu, miyokardiyal B hücreli immunoblastik lenfoma, aritmiler ve sağ ventriküler hastalıklar) sık olarak gözlenmektedir. Latin Amerika, kalp ve damar hastalık mortalitesinin yaklaşık % 31 oranında olması ve koroner arter hastalığının inmeden fazla olması ile geçişin üçüncü evresinde gibi gözükmektedir. Orta Doğu bölgesinde ise ekonomik gelirin ve sanayileşmenin artması, batı tipi diyetin benimsenmesi sonucunda kalp ve damar hastalıkları mortalitenin en önemli nedeni olmuştur. Kalp ve damar hastalıkları ölümlerin % inden sorumludur. En sık görülen kalp ve damar hastalığı olan koroner arter hastalığının oranı inmeye göre belirgin olarak fazla (3:1 oranında) olmakla birlikte, oranları azalmasına rağmen, romatizmal kalp hastalıkları halen önemli morbidite ve mortalite nedenidir Kalp ve damar hastalık risk faktörleri Sigara kullanımı Halen koroner arter hastalığı için düzeltilebilen en önemli risk faktörüdür. Ülkemizde yapılan bir çalışmada (TÜMAR) Mİ geçiren erkeklerin % 55 inin sigara içtiği saptanmıştır. Sigarayla ilişkili ölümlerin % ını iskemik kalp hastalıkları oluşturur. Sigara içmeyen insanların pasif olarak sigara, puro, pipo dumanını soluması da koroner arter hastalığı riskini artırmaktadır. Sigara dumanına pasif olarak maruz kalmak bile koroner dolaşımda endotel disfonksiyonuna neden olmaktadır. Tüm dünyada yaklaşık 1 milyar insan sigara kullanmaktadır ve yaklaşık 1,5 milyar insanın sigaraya bağlı komplikasyonlar nedeniyle öleceği tahmin edilmektedir. Sigara özellikle

8 12 Türk Kardiyoloji Derneği gelişmekte olan ülkelerde çok yaygındır. Türkiye de 17 milyon kişinin sigara içtiği, yılda 100 bine yakın insanımızın sigaraya bağlı nedenlerden öldüğü bilinmektedir. Son 50 yıldır yapılan çalışmaların sonucuna göre, günde 20 ve daha fazla sigara içen insanlarda içmeyenlere göre koroner arter hastalığının 2-3 kat arttığı gösterilmiştir. Günde 1-4 adet sigara içen insanlarda bile koroner risk artmıştır. Sigara kullanımı aynı zamanda ani ölüm, aortik anevrizma oluşumu, periferik damar hastalığı ve iskemik inme riskini artırır. Son çalışmalar, sigara kullanımının hemorajik inme riskini de artırdığını göstermiştir. Sigara kullanan hastalarda KDH komplikasyonları daha genç yaşlarda görülür. Sigaranın bırakılması, koruyucu kardiyolojideki en önemli girişimdir ve öncelikli hedef olmalıdır. Sigarayı bırakan bireylerde, bırakmayanlara göre kalp ve damar hastalığına bağlı mortalite % 36 oranında azalır Hipertansiyon Hipertansiyon, yakınma oluşturmayan bir risk faktörüdür ve prevalansı gittikçe artmaktadır. Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği nin 2004 yılında yaptığı çalışmada, ülke genelinde hipertansiyon prevalansı % 31.8 bulunmuştur. Çalışmalar devam ettikçe, sistolik basınç ve nabız basıncı yüksekliğinin, daha önce bilinenin aksine, KDH riskini diyastolik kan basıncı yüksekliğinden daha fazla artırdığı görülmüştür. Sistolik hipertansiyon total kalp ve damar mortalite ve iskemik inmeyi artırır. Framingham çalışmasında, hipertansiyon gelişmesine aday - yüksek normal düzeyde kan basıncı yüksekliklerinin bile KDH riskini iki kat artırdığı gösterilmiştir. Kan basıncı düzeylerindeki 4-5 mmhg gibi minimal azalmalar bile inme, vasküler mortalite, KKY ve total KAH oranlarında klinik olarak anlamlı azalmalar sağlamıştır. Sistolik kan basıncının 20 mmhg ve diyastolik kan basıncının 11 mmhg düşürülmesi inme riskinde % 63 ve KAH riskinde % 46 azalma sağlar Dislipidemi Kolesterol ile ateroskleroz arasında ilişki iyi bilinmektedir. Son yirmi yılda yapılan birçok çalışmada kolesterol düşürücü girişimlerin kardiyovasküler mortalite ve morbiditeyi azalttığı gösterilmiştir. Özellikle HMG Co-A Redüktaz inhibitörlerinin bulunması ile LDL kolesterol düzeylerini % oranında azaltmak mümkündür. Daha önceden Mİ sonrası hastalarda yapılan çalışmalarda olumlu sonuçlar alınırken son zamanlarda koroner arter hastalığı olduğu kesin olmayan ve kolesterol düzeyleri çok yüksek olmayan hastalarda bile HMG Co-A Redüktaz İnhibitörleri ile kolesterol düzeyinin düşürülmesinin 5 yıllık bir izlem süresi içerisinde koroner olayları 1/3 oranında azalttığı bildirilmiştir. Son zamanlarda yapılan bazı çalışmalar kolesterol düzeylerinin ciddi olarak düşürülmesinin ılımlı düşürmeye göre daha yararlı olduğunu göstermiştir. Olayın genç yaşlarda başlaması nedeniyle, bu hastalarda erken yaşta yaşam tarzı değişikliği uygulaması önemlidir. Bu grupta ilaç tedavisi maliyet etkinlik bakımından uygun olmaması nedeniyle, yaşam biçimi değişikliklerine öncelik verilmelidir. HDL-kolesterol düzeyi düşüklüğünün de hiperkolesterolemiden bağımsız olarak risk faktörü olduğu bilinmekle birlikte, HDL düzeylerini etkin olarak yükseltecek bir tedavi yöntemi bilinmemektedir. Ülkemizde kolesterol yüksekliği ve HDL düşüklüğünün yanı sıra trigliserid yüksekliğinin de KAH oluşumunda katkısının bulunduğu çeşitli çalışmalarla ortaya

9 Ulusal Kalp Sağlığı Politikası 13 koyulmuştur. Bu durumun ülkemizde özellikle 40 yaş üstü kadınlarda daha da önem kazandığı bilinmektedir Metabolik sendrom - insulin direnci diabetes mellitus (DM) Ateroskleroz ve DM gelişimi ortak bir enflamatuvar yolak üzerinden gerçekleşmektedir, Diyabetli hastaların kardiyovasküler atak geçirme riski diyabetik olmayanlara göre 5 kat artmıştır. Diyabetik hastalardaki ölümlerin yaklaşık 3/4 ü koroner arter hastalığı sonucunda olmaktadır. Diyabetik hastaların majör arterlerinde ve mikrovasküler dolaşımında ateroskleroz gelişimi artmıştır. Bunun ötesinde, kalp ve damar hastalık riskinin klinik diyabet ortaya çıkmadan çok önce arttığı gösterilmiştir. Diyabet teşhis edilmeden önce kalp ve damar olayı geçirme riski 3 kat artmıştır. Benzer biçimde, metabolik sendrom ve insulin direnci de majör KDH risk faktörlerinden biridir. Diyabetik hastalarda koroner olayların çok sık görülmesi ve bu hastaların lezyonlarının yaygınlığı nedeniyle, DM artık kanıtlanmış koroner arter hastalığına eşit derecede riskli kabul edilmektedir. Diyabetik hastalarda mikroalbuminüri derecesinde nefropati bulunması risk oranını daha fazla artırır. Diyabetik hastalarda inme ve periferik damar hastalığı görülme sıklıkları da anlamlı derecede artmıştır Hareketsiz yaşam ve obezite Düzenli egzersiz miyokardın oksijen gereksinimini azaltır ve egzersiz kapasitesini artırır. Egzersiz yağlanmayı engelleyerek, DM insidansı ve kan basıncını düşürerek vasküler enflamasyon ve dislipidemi üzerine olumlu etkiler göstererek kalbi korur. Egzersizin kalbi koruyucu etkileri; yağlanmayı, diyabet insidansını, kan basıncını azaltması; vasküler enflamasyon ve dislipidemi üzerine olumlu etkiler göstermesidir. Egzersiz ayrıca endotel disfonksiyonunu iyileştirir; insulin duyarlılığı ve endojen fibrinolizi artırır. Bir meta-analizde düzenli egzersizin hipertansif hastalarda ortalama 5 mmhg lık sistolik kan basıncı düşüşü sağladığı, HDL düzeylerinde artış ve trigliserid düzeylerinde azalma oluşturduğu, diyabetik hastalarda glisemik kontrolü kolaylaştırdığı, C-Reaktif Protein düzeyini düşürdüğü gösterilmiştir. Prospektif epidemiyolojik çalışmalarda bedensel aktivite dereceleri ile kalp ve damar mortalite ve morbidite oranlarının azalması arasında güçlü bir ilişki bulunması şaşırtıcı değildir. Haftada 5 kere, 30 ar dakikalık egzersizin kalp ve damar olayları anlamlı oranda azalttığı bildirilmiştir da başlatılan TEKHARF çalışmasının verileri ile Avrupa ülkelerinde yapılan MONICA çalışmasının verileri karşılaştırıldığında, 44 merkezden yalnızca 5 inde yaş grubundaki erkeklerin ortanca Beden Kitle İndeksi (BKİ) Türkiye ninkinden düşük çıkmıştı. Kadınlarda ise Türkiye yalnızca Sovyetler Birliği ve Malta daki 6 tarama merkezi verilerinden düşük değere sahipti dan 2002 ye, yaş dilimindeki erkek nüfusumuzdaki obez oranı % 14,2 den 26,8 e, yaş dilimindeki erkeklerimizde % 17,8 den 28,8 e çıktığı saptanmıştır. Aynı dönemde yaş dilimindeki kadınlarımızın obezite oranı % 41,6 da kalırken yaş dilimindeki kadınlarımızda bu oran % 41,7 den % 53,1 e yükselmiştir. Özellikle abdominal obezite (karın bölgesinde şişmanlık), bedensel aktivite düzeylerinden bağımsız olarak kadınlarda ve yaşlı erkeklerde vasküler riski öngördürür. Kilo kontrolü, koruyucu kardiyolojinin en önemli hedeflerinden biridir.

10 14 Türk Kardiyoloji Derneği Psikososyal stres depresyon Psikososyal stres ve depresyon kalp ve damar riskini artırır ve bazı klinisyenler tarafından kalp ve damar risk faktörü olarak kabul edilir. Son çalışmalarda, psikososyal stres ile trombosit ve endotel disfonksiyonu, metabolik sendrom ve ventrikül aritmileri arasında bağlantılar bulunmuştur. Akut streslerin koroner olay gelişiminde önemli bir faktör olduğu uzun zamandan bu yana bilinmektedir. Son zamanlarda iş hayatına bağlı stresin de MI ve inme riskini yaklaşık 2 kat artırdığı bulunmuştur. Klinik depresyon koroner arter hastalığı gelişiminde güçlü bir öngördürücüdür. Yeni bir meta analizde, klinik depresyon (göreceli risk: 2,7) ve depresif duygu durumu (göreceli risk: 1,5) tanısıyla izlenen hastalarda takipler sırasında koroner arter hastalığı gelişim riskinin arttığı gözlenmiştir. Depresyon aynı zamanda hipertansiyon, sigara kullanımı ve bedensel inaktivite ile yakın ilişki içindedir. Tüm bu bulgularla birlikte depresyonlu hastalarda trombosit aktivasyonu, CRP düzeylerinin artması ve kalp hızı değişkenliğindeki azalma; depresyonun kalp ve damar olaylarının gelişiminde bağımsız bir öngördürücü olduğunu göstermektedir Yeni risk faktörleri Aşağıda sıralanan yeni risk faktörleri, toplum sağlığı açısından, kanıtlanmış risk faktörleri kadar öncelikli değildir. Çoğu kez bireysel değerlendirmede öteki risk faktörleri ile birlikte anlam kazanabilir Reaktif protein (CRP): İnflamasyon, aterotrombozun bütün evrelerinde etkin olan bir süreçtir. İnflamasyonun basit bir belirteçi olan ve bir akut evre reaktanı olan CRP yüksekliği artık bir kalp ve damar risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Geniş çaplı birçok epidemiyolojik çalışmada CRP nin yüksek duyarlıklı olarak ölçüldüğü takdirde (hscrp) sağlıklı bireylerde bile Mİ, inme, periferik arter hastalığı ve ani kardiyak ölüm riski için güçlü ve bağımsız bir risk faktörü olduğu gösterilmiştir. Ölçümlerde 3 mg/l den daha yüksek hscrp düzeyi olan hastalar kalp ve damar yönden yüksek riskli kabul edilmektedir. Yeni bulunan kalp ve damar hastalık risk faktörleri içerisinde öngördürücü değeri en yüksek olan belirteç hscrp dir. Yüksek duyarlıklı CRP, kalp ve damar olay gelişimi dışında Tip 2 DM gelişimi için de önemli bir öngördürücüdür. Yapılan çalışmalar, hscrp düzeylerini düşürmenin kalp ve damar olaylarını azalttığını göstermiştir. Klinik kullanımda en yararlı olan enflamatuvar belirteç hscrp iken; interlökin 6, intrasellüler adezyon molekülleri (sicam-1), P-selektin, miyeloperoksidaz gibi belirteçlerin de vasküler risk öngördürücüleri olduğu gösterilmiştir Homosistein: Diyette alınan metiyoninin demetilasyonundan türeyen ve sülfidril içeren bir amino asittir. Nadir kalıtsal defektlere bağlı olarak plazma homosistein düzeyleri çok yüksek olan (>100 mikromol/l) hastalarda belirgin erken ateroskleroz riski vardır. Popülasyonda yetersiz folat alımı ve homosistein eliminasyonunun azalmasına bağlı (KBY, hipotiroidi) ılımlı homosistein yüksekliği (>15 mikromol /L) olan hastalar çok daha fazladır. İnflamatuar belirteçlerden farklı olarak, yüksek homosistein düzeylerinin, popülasyonda vitamin dışı tedaviden (statin tedavisi gibi) fayda görecek yüksek riskli popülasyonu belirlediği yönünde herhangi bir veri yoktur. Vitamin tedavisi ile (Folat ve Vit B12) homosistein düzeyleri normal düzeylere düşürülmekle birlikte kalp ve damar risk azaltılamamıştır. Bu nedenle,

11 Ulusal Kalp Sağlığı Politikası 15 homosistein düzeylerini düşürmek amacıyla taze sebze ve meyve tüketiminin artırılması önerilmekte, rutin vitamin tedavisi ise önerilmemektedir Fibrinojen: Fibrinojen, trombosit agregasyonunu ve kan viskozitesini artırır ve trombinle birlikte pıhtı oluşumunun son basamağını meydana getirir. Yaş, obezite, sigara kullanımı, diyabet, yüksek LDL kolesterol düzeyleri ile ilişkilidir. HDL kolesterol, alkol kullanımı, bedensel aktivite ve egzersiz düzeyi ile ters ilişkilidir. Fibrinojen, CRP gibi bir akut evre reaktanıdır. Birçok büyük çalışma, fibrinojen düzeylerinin ileride olabilecek kalp ve damar olaylar ile sıkı bağlantısı olduğunu göstermiştir. Niasin ve fibratlar ile fibrinojen düzeyleri düşürülmekle birlikte çalışmalarda fibrinojen düzeyi düşmesinin klinik olarak vasküler riski azaltmada olumlu bir etkisinin olmadığı gösterilmiştir. Fibrin D-Dimer, dolaşımdaki fibrin döngüsünün yaygınlığını gösterir ve epidemiyolojik delillere göre gelecekteki kalp ve damar olaylarını göstermede orta derecede etkilidir Lipoprotein (a): Birçok retrospektif ve kesitsel çalışmada Lp (a) düzeyleri ile kalp ve damar olaylar arasında bir ilişki bulunmuştur. Ancak, öteki risk faktörleri ile birlikte olduğunda daha fazla anlam kazandığından Lp(a) yüksekliği olan bireylerde öteki risk faktörleri mutlaka tedavi edilmelidir Kalp-damar hastalıkları ile savaş ve savaşta başarı örnekleri Kalp-Damar hastalıkları (KDH) birçok Avrupa ülkesinde orta ve ileri yaş grubunda en önemli mortalite nedenidir. Avrupa da tüm ölümlerin % 49 ü, 65 yaş altındaki ölümlerin ise % 30 u KDH na bağlıdır. KDH mortalitenin yanı sıra çok önemli işgücü kaybı ve mali yüke neden olmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve diğer bazı kuruluşların yaptığı değerlendirmeler KDH, özellikle koroner kalp hastalığına, bağlı mortalitede ülkeler arasında önemli farklılıklar olduğuna ve bu farklılıkların zaman içindeki değişim eğiliminin benzer olmadığına dikkat çekmektedir. Tüm Avrupa ülkeleri WHO na yıllık mortalite raporlarını göndermektedirler. Bu verilerden yola çıkarak Sans yılları arasındaki tüm nedenli ve KDH nedenli mortaliteleri ve yıllar içindeki değişimlerini incelemiştir. Bu incelemede Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin çoğunun Avrupa nın diğer bölgelerine göre daha yüksek oranda KDH na bağlı mortaliteye sahip olduğu ortaya konmuştur. Örneğin yaş arası erkeklerde KDH nın mortalitesi Ukrayna da Fransa nın 4 katıdır ki ve bu fark kadınlarda 7 kata çıkmaktadır. Bu rakam birçok Orta ve Doğu Avrupa Ülkesi nde Avrupa nın diğer bölgelerinden daha yüksektir ve bu açıdan Avrupa da Doğu-Batı arasında net bir gradiyentin varlığı dikkat çekmektedir yılları arasında birçok ülkede total KDH mortalitesi yıllık % 1,5 oranında azalma göstermiştir. Finlandiya Halk Sağlığı Enstitüsünün yürüttüğü Kuzey Karelia Projesinde KDH ölüm hızının yüksek olduğu Kuzey Karelia da kolesterol, kan basıncı ve sigara kullanımını azaltıcı kapsamlı bir programla KKH mortalitesini 20 yılda % 70 azaltmak mümkün olmuştur.bu projede mortalite azalmasının % 75 inden risk faktörlerindeki değişimin sorumlu olduğu gösterilmiştir.mauritus ta uygulanan süregen hastalıklar kontrol programı ile debirçok risk faktörüne müdahele ile 5 yılda toplumdaki kolesterol düzeyi % 15 azaltılmıştır.

12 16 Türk Kardiyoloji Derneği yılları arasında yaş grubunda kardiyovasküler hastalık hızında değişim *p<0.01, **p<0.001, ***p< Bu eğilimin istisnaları Orta Avrupa ülkeleri ve Yunanistan dır ki bu ülkelerde mortalite artmıştır. Kadınlarda KDH mortalitesinin azalması erkelerden daha belirgindir. Erkeklerin aksine, Polonya ve Macaristan hariç Orta Avrupa kadınlarında anlamlı bir mortalite değişikliği izlenmemiştir. Yunanistan da ise total KDH mortalitesi erkeklerde artarken kadınlarda azalmıştır. KDH mortalitesi içinde koroner kalp hastalığı ayrı bir kategori olarak değerlendirildiğinde de Doğu-Batı arasındaki gradiyentin korunduğu görülmektedir yılları arasında koroner kalp hastalığına bağlı mortalite hızındaki artış bakımından Romanya yılda % 6 lık artış oranı ile ilk sırada yer almaktadır. Belirtilen yıllar içerisinde koroner kalp hastalığı mortalitesi Kuzey ve Batı Avrupa ülkeleri ve bazı Güney Avrupa ülkelerinde (örneğin Fransa ve İtalya) azalmış, İspanya da değişmemiş, Yunanistan da ise % 1/yıl oranında artmıştır. En belirgin mortalite azalmasını ise %2/yıl oranı ile Belçika başarmıştır li yıllarda koroner kalp hastalığı mortalitesi erkeklerde en yüksek olan Finlandiya yıllık ortalama 19 ölüm/ kişilik bir düşüş ile 1992 de Avrupa sıralamasında orta düzeylere inmeyi başarmıştır. Danimarka ve İngiltere de de daha geç başlamakla birlikte benzer düşüş eğilimleri izlenmektedir. Kuzey ve Batı Avrupa ülkelerinde gözlenen mortalite azalmasına karşın Macaristan ve önceki Çekoslovakya gibi Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde mortalitenin arttığı dikkat çekmektedir. Avrupa ülkelerindeki bu mortalite farklılıkların başlıca nedenlerini beslenme, sigara içme alışkanlıkları, tıbbi bakıma erişim olanaklarındaki farklılıklar, genetik, stress, fizik aktivite

13 Ulusal Kalp Sağlığı Politikası 17 alışkanlıkları, obezite ve sosyoekonomik faktörler (örneğin fakirlik, kirlilik vb.) oluşturmaktadır. Diyet, doymuş yağ asiti tüketimi, antioksidanlar ve sigara ile majör koroner kalp hastalığı arasında net bir ilişki mevcuttur. Önlenebilir bu risk faktörleri ile mücadele şarttır. Tıbbın amacı topluma en düşük mortalite hızı ile birlikte mümkün olan en iyi yaşam kalitesini sunmaktır. Avrupa da yılları arasında yaş arası erkeklerde KDH na bağlı mortalite hızı birçok ülkede azalırken artan yaşlı nüfus ile birlikte mutlak ölen kişi sayısı artmaktadır. Tedavi yaklaşımlarındaki değişiklik ve gelişmeler akut miyokard infarktüsüne bağlı erken mortaliteyi azaltırken reinfarktüs ve konjestif kalp yetersizliğine bağlı mortaliteyi arttırabilmektedir. KDH nın sıklığı ileri yaş ile doğrudan ilişkili olduğundan önümüzdeki on yıl içinde yaşam süresinin artışı ile birlikte ikincil kardiyak sorunlar (reinfarktüs, tekrarlayan inme, kalp yetersizliği...) ile yaşamını idame ettirmek durumunda kalan kişi sayısı da artacaktır. Yaşam süresi ve yaşam kalitesi iç içe geçmiş durumdadır. İspanya, İsveç ve Japonya gibi insan ömrünün uzun olduğu ülkelerde yaşam kalitesi de yüksektir. Tüm toplumların amacı mortalite değerlerini en az bu ülkelerin düzeyine indirmek ve yaşam kalite standartlarını yükseltmek olmalıdır. Bu amaçla 1994 yılında Avrupa Kardiyoloji Derneği, Avrupa Ateroskleroz Derneği ve Avrupa Hipertansiyon Derneği KDH ndan korunma önerilerini ortak bir bildiri şeklinde yayınlamışlardır. Bu bildiriye göre korunması gereken birinci hedef kitle bilinen koroner arter hastalığı veya diğer vasküler hastalığı olan kişilerdir. İkinci öncelikli grupta ise görünüşte sağlıklı ancak KDH risk faktörleri yüksek kişiler yer almaktadır. Korunmada üçüncü öncelikli grubu ise erken yaşta koroner arter hastalığı veya diğer vasküler hastalığı olan bireylerin birinci derece yakınları oluşturmaktadır yılında ilk birleşik komite raporunun yayınlanmasını takiben ulusal dernekler yardımı ile alınması gereken tedbirlerin yaygınlaştırılması sağlanmıştır yılında yapılan bir toplum taramasında (AVROASPIRE I) sekonder korumanın günlük pratikteki durumu değerlendirilmiş ve kılavuzların önerisi ile toplum bazındaki uygulamaların sonuçları arasında derin uçurumlar olduğu görülmüştür yılında eski raporu güncelleyen ikinci birleşik komite raporu yayınlanmıştır yıllarında 15 Avrupa ülkesinde yapılan ikinci AVROASPIRE çalışmasının sonuçları olumlu yönde aşamalar kaydedildiğini ancak yine de halen risk faktörlerinin düzeltilmesi korusundaki girişimlerin yetersiz olduğunu ortaya koymuştur yılında çalışmalarına başlanan ve 2003 yılında yayınlanan üçüncü raporda sadece koroner arter hastalığı değil diğer vasküler hastalıklar arasında olan tromboembolik inme ve periferik damar hastalığına yönelik önlemler de hedeflenmektedir. Risk faktörlerinin total etkisinin eklenerek değil, katlanarak arttığı düşünüldüğünde tüm risk faktörleri ile titiz bir şekilde mücadele edilmesi KDH na bağlı mortaliteleri önlemede anahtar olacaktır.

14 18 Türk Kardiyoloji Derneği 1.6. Avrupa Birliği nin kalp-damar hastalıkları ile ilgili pozisyonu (Promoting Heart Health: A Avropean Consensus) Avrupa Birliği (AB) kalp-damar hastalıkları (KDH) ve korunması ile ilgili önemli bir role sahiptir. Batı Avrupa ülkelerinde KDH nedenli ölüm oranları nispeten düşük olsa da morbidite ve işgücü kaybı hala önemli boyutlara ulaşmaktadır. AB ne yeni katılan ülkelerde ve özellikle eski Sovyet Bloğu ülkelerinde ise KDH na bağlı ölümler ve işgücü kaybı oldukça yüksektir. Bu nedenle AB, KDH ve korunmayla ilgili olarak Avrupa Kardiyoloji Derneği nin yönlendirmesiyle inisiyatif almaya karar vermiş ve İrlanda nın dönem başkanlığında Şubat 2004 te ilk toplantısını yapmıştır. Bu toplantıda Avrupa da kalp sağlığının korunması için Avrupa Komisyonu nca onaylanan bir uzlaşı raporu hazırlanmıştır. Bu uzlaşı raporunda aşağıdaki temel özellikler dikkati çekmektedir: Risk oluşturan temel faktörler Kalp-Damar sağlığını tehdit eden ve hastalık oluşturan genetik, biyolojik, kişisel ve yaşam tarzı ile ilişkili çeşitli çevresel risk faktörler üzerinde uzmanlarca fikir birliğine varılmıştır Sigara kullanımı Düzenli olarak sigara içenlerin % 50 si sigara içimi ile ilişkili nedenlerden kaybedilmektedir ve bu ölümlerin yaklaşık yarısı orta yaş grubunda görülmektedir. İçilen sigara miktarı ile KDH, kanser ve solunum sistemi hastalıkları ile doğrudan bir ilişki mevcuttur. Avrupa daki veriler sigara kullananların yaklaşık 20 yıl daha az yaşadığını göstermektedir. Pasif içicilik de benzer riskleri beraberinde getirmektedir. Sigara kullanımı ile ilişkili KDH riski artışı Kuzey Avrupa ülkelerinde daha belirgin olup Akdeniz ülkeleri muhtemelen diyetlerinin getirdiği avantaj nedeniyle daha az etkilenmektedir. Sigara kullanımının önlenebilmesinde ilk basamak eğitimdir. Hedefler okullar, işyerleri ve sağlık kuruluşları olmalı, her aşamada yoğun çabalar harcanmalıdır. Sigaranın bırakılması ile KDH riskinin azaldığı kanıtlanmıştır. Asemptomatik bireylerde sigaranın bırakılması sonrası KDH riski 10 yıl içinde azalarak hiç içmeyenler seviyesine inmektedir. Miyokard infarktüsü sonrasında sigaranın bırakılması ile olayın tekrarlama riski yarı yarıya azalmaktadır Diyet ve beslenme Beslenme ve KDH arasındaki ilişkiye dair birçok kanıt vardır. AB ülkelerinde kalp-damar sağlığını korumak amacıyla toplum temelli beslenme stratejileri önerilmelidir. En yüksek kanıt düzeyine sahip Avrupa Sağlık Ağı (Avropean Health Netwok) nın önerdiği stratejinin ana hedefleri şunlardır: a) Doymuş yağ ve trans yağ asitleri tüketiminin azaltılması b) Meyve ve sebze tüketiminin arttırılması c) Tuz tüketiminin azaltılması d) Bedensel aktivitenin artırılması e) Beden-kütle indeksi (BMI) nin azaltılması Bedensel aktivite Prospektif epidemiyolojik çalışmalar bedensel olarak aktif kişilerde KDH riskinin sedanter hayat süren yaşıtlarına göre yarı yarıya, inme riskinin ise % 25 oranında azaldığını bildirmişlerdir. Bedensel aktivitenin kan lipidleri ve insülin duyarlılığı üzerine etkileri akut etkiler olup 72 saat, kan basıncını azaltıcı etkisi ise ancak 12 saat sürmektedir. Bu nedenle fizik aktivitenin düzenli olarak haftanın çoğu günlerinde yapılması önerilmektedir. Sistolik ve diyastolik kan basıncını azaltıcı, endotel fonksiyonlarını düzeltici ve trombozu önleyici etkileri

15 Ulusal Kalp Sağlığı Politikası 19 ise yeterli yoğunlukta uzun süre düzenli egzersiz yapmayı gerektirmektedir. Avrupa Sağlık Ağı her bireyin tercihan haftanın her günü en az 30 dakika orta-ağır düzeyde düzenli fizik egzersiz yapmasını önermektedir. Tempolu yürüyüş veya pedal çevirmek orta düzey egzersiz sınıfına girmektedir. Yüksek riskli bireylerde ise ağır bedensel egzersiz öncesinde tarama testleri önerilmelidir Obezite Batı toplumlarında yapılan epidemiyolojik çalışmalarda fazla kilolu bireylerde mortalitenin daha yüksek olduğu ve etiyolojide ilk sırada KDH ile ilişkili komplikasyonlara bağlı mortalitenin geldiği bildirilmektedir. Obezite inme riskini de arttırmaktadır. KDH ile ilişkili komplikasyonlardan esas sorumlu olan karın bölgesindeki yağlanmadır. Avrupa Ülkelerinde aşırı kilolu/obez bireylerin dağılımı bakımından belirgin farklılıklar izlenmektedir. Ülkelerin birçoğunda aşırı kilolu birey sıklığı hızla artmaktadır. Çocukluk ve adölesan dönemde obeziteye özellikle dikkat çekilmelidir, çünkü bu kişilerin çoğu obez erişkinler olarak hayatlarını sürdürmektedir. Dünya Sağlık Örgütü nün erişkinler için önerdiği beden kütle indeksi kg/m 2 arasındadır Diğer risk faktörleri Aşırı alkol tüketimi, yüksek plazma homosistein düzeyi, enflamasyon belirteçleri, trombojenik faktörler, genetik faktörler, mikroalbüminüri ve sol ventrikül hipertrofisi diğer kardiyovasküler risk faktörlerinin başlıcalarıdır. Psikososyal risk faktörleri ise düşük sosyoekonomik durum, sosyal destek noksanlığı / sosyal izolasyon, stres, depresyon ve aşırı sinirlilik durumlarıdır Korunma stratejleri Düşük risk altında olan büyük bir popülasyonun korunması, yüksek risk altında olan küçük bir popülasyonun korunmasından daha önemlidir ve daha fazla hayat kurtarır. KDH riskinden korunmada geniş bir popülasyonun tek tek değerlendirildiğinde küçük gibi görünen ama eklendiğinde önemli sorunlar oluşturabilen çeşitli risklerden korunması söz konusudur. Yüksek risk stratejileri (klinik anlamda korunma) yüksek riskli, KDH olan veya olmayan bireylere yönelik korunmayı içermektedir. Tüm topluma yönelik strateji (toplum temelli korunma) ise düşük riskli bireylerde kalp sağlığının korunmasına yönelik yaklaşımlardır Toplum temelli korunma stratejileri Tüm toplumun sağlığını korumayı ve toplumun bireylerin arasındaki sağlık bakımından dengesizlikleri en aza indirmeyi hedeflemektedir. Kalp-damar hastalıklarına bağlı morbidite ve mortalitesi yüksek toplumlarda önlemler geniş ve birçok sektörü de içerecek şekilde alınmalı, en sağlıklı seçenek en kolay seçenek halinde sunulmalıdır. Okullarda ve işyerlerinde sağlıklı davranış değişiklikleri sağlıklı çevre değişiklikleri ile desteklenmelidir. Sigara, diyet, beslenme ve bedensel aktivite topluma yönelik stratejilerin ana hedefleri olmalıdır Yüksek risk stratejileri Koroner arter hastalığı, iskemik inme veya periferik damar hastalığı olarak sınıflandırılabilen KDH dan birincil veya ikincil korunmaya yönelik stratejiler ana hatları ile yaşam tarzı değişiklikleri, majör kardiyovasküler risk faktörlerinin tedavisi ve klinik olayların önlenebilmesi için proflaktik ilaç kullanımını içermektedir. Bu amaçla kişinin yaşı, cinsiyeti ve

16 20 Türk Kardiyoloji Derneği majör kardiyovasküler risk faktörlerini içeren risk belirleme çizelgeleri geliştirilmiştir. Bu çizelgelere göre riski yüksek olarak belirlenen bireyler yoğun yaşam tarzı değişikliği programına alınmalı ve gereken durumlarda ilaç başlanmalıdır. Bilinen KDH olan veya yüksek risk grubuna dahil edilen bireylerde korunma tedavisinin ana hedefleri şu şekilde özetlenebilir: Sigara içilmemeli Sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanılmalı ve sürdürülmeli Bedensel olarak aktif olunmalı Beden kütle indeksi 25 kg/m 2 den düşük olmalı Kan basıncı 140/90 mmhg den, özel gruplarda (örneğin diyabet) 130/80 mmhg den düşük olmalı Total kolesterol 190 mg/dl den, özel gruplarda 175mg/dl den düşük olmalı LDL-kolesterol 115 mg/dl den, özel gruplarda 100 mg/dl den düşük olmalı Diyabetik hastalarda iyi kan şekeri kontrolü sağlanmalı Özel gruplarda proflaktik ilaç tedavisi düşünülmelidir Asemptomatik yüksek riskli bireylerde kan basıncı ve lipid düzeylerine göre riskin azaltılmasına ilişkin akış şemaları geliştirilmiştir. Diyabetikler ve metabolik sendromu olanlar için daha sıkı risk kontrolü sağlamayı hedefleyen özel maddeler konulmuştur. Sağlıklı sosyal çevre, stresin azaltılması ve sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri yüksek riskli bireylerde de kuşkusuz en az toplum temelli stratejilerde olduğu kadar önemlidir Özet olarak Toplum sağlığı, sağlığın özendirilmesi ve yüksek risk stratejilerini içeren Kalp Sağlığının Özendirilmesi Avrupa Uzlaşı Raporu Şubat 2004 tarihleri arasındaki toplantıda şekillenmiştir: KDH riskini etkileyen ana faktörler tespit edilmiş, bunların çoğunun önlenebileceği veya geciktirilebileceği konusunda fikir birliğine varılmıştır. Mortaliteyi önlemek için toplum temelli stratejilerin ana hedef olması gerektiği düşünülmüştür. Sağlıklı kalpler için sadece eğitimin yeterli olamayabileceği, uygun fizik ve çevre şartlarının da sağlanması gerektiği kararlaştırılmıştır. Politikaların oluşturulması ve planlanmasında birçok sektöre yer verilmesi gerektiği düşünülmüştür. Özellikle düşük eğitim düzeyine sahip ve ekonomik açıdan dezavantajlı grupların hedef kitle seçilmesi gerektiği kararlaştırılmıştır. Tütün kullanımı, diyet, beslenme, bedensel aktivite ve obeziteye karşı savaşta uzman raporları çevçevesinde politika oluşturulmalıdır. Yukarıdaki raporun ışığında AB ülkeleri Sağlık Bakanlığı temsilcileri, ulusal kardiyoloji dernek başkanları, AB Dönem Başkanlığı ve Avrupa Komisyonu yetkililerinin katılımı ile Lüksemburg da bir toplantı yapılmış ve Lüksemburg Deklarasyonu adı altında üye ülkelere duyurulması kararlaştırılmıştır.

17 Ulusal Kalp Sağlığı Politikası 21 Ek 1. LÜKSEMBURG DEKLARASYONU Avrupa Birliği nde erkek ve kadın ölümlerine yol açan en büyük etken, kalp ve damar hastalıklarıdır. Kalp ve damar hastalıklarından ölen kadınların sayısı, tüm kanser türlerinden ölen kadınların toplam sayısından daha çoktur. Üstelik Üye Devletler in her birinde ve birbirleriyle aralarında kalp ve damar hastalıkları konusunda büyük farklılıklar ve eşitsizlikler vardır. Bazı AB ülkelerinde kalp ve damar hastalıklarından ölüm oranları azalmaktadır ama kalp ve damar hastalıklarıyla yaşayan kadın ve erkek sayısı sürekli artmaktadır, üstelik bunların çoğu önlenebilir niteliktedir. Bugün, 29 Haziran 2005 te, AB Kalp Sağlığı Konferansı na katılan bizler (AB Üyesi Devletlerin Sağlık Bakanlıkları, Avrupa Kardiyoloji Derneği, Ulusal Kardiyoloji Dernekleri, Avrupa Kalp Ağı, Ulusal Kalp Vakıfları ve UEMS Kardiyoloji Bölümü nden gelen temsilciler) şu konularda görüş birliğine vardık: 1. Kalp Sağlığı Konusunda Avrupa Konseyi Kararları nın önemini ve bu kararları uygulamaya koyma zorunluluğunu tekrar vurguluyoruz. 2. Kalp ve damar hastalıklarının yükünü azaltmak için, yaşam tarzını değiştirmeye yönelik girişimlere öncelik vermek üzere, gerekli önlemler her Üye Devlet tarafından ele alınmalıdır. Kronik akciğer hastalığı, diyabet, osteoporoz ve kanser gibi bulaşıcı olmayan diğer hastalıklar üzerinde de olumlu etkileri bulunan aşağıdaki önlemlerin alınması için birlikte çalışmaya karar verdik: a. Avrupa toplumlarının, kalp ve damar sağlığı ile ilgili şu konulardaki farkındalığını yükseltmek: Tütün kullanımını bırakmak (0) Yeterince egzersiz yapmak (günde en az 30 dakika, haftada en az 5 gün) Sağlıklı besinleri tercih etmek Fazla kilolardan sakınmak Kan basıncı (140/90 ın altı) Kolesterol (200 mg/dl den az) Bu konular, Avrupa Kalp Sağlığı Numarası olarak özetlenebilir: b. Her Avrupalının bu konularda başarılı olmasına yardım edecek stratejiler geliştirip uygulamak. c. Bu konularda doğru davranışlara yaşamın olabildiğince erken dönemlerinde başlamanın önemini kavramak. d. Yukarıda belirtilen konuları (tütün, kan basıncı vb) daha ileri koruma ve bakımı hedefleyen ulusal programların başarı göstergesi olarak kullanmak. 3. Bugün itibariyle, etkili bir uygulama süreci oluşturabilmek için aşağıdaki etkenlerin zorunlu olduğunu saptadık. Bu etkenler, bugün paylaştığımız ve tartıştığımız deneyimlerimize dayanarak belirlenmiştir:

18 22 Türk Kardiyoloji Derneği a. Sağlık bakım profesyonelleri, sivil toplum örgütleri, hükümetler ve kamu sağlığı yetkilileri arasında birleşik, güçlü ve kararlı bir ortaklık kurulması şarttır. b. Şu kesimlerin tümünü sürece katmak ve harekete geçirmek şarttır: Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Aynı hedefleri paylaşan ortak tıbbi örgütler Tarım, ulaşım, çevre, sosyal politikalar, eğitim ve benzeri konularda politika üreten kurumlar Hasta örgütleri, genel nüfusun bilinçlendirilmesi için çalışan örgütler,avrupa Kalp Ağı gibi konuyla ilgili vakıflar Basın ve yayın kuruluşları İlgili sanayi sektörleri (tarım, besin, ilaç vb) Üniversiteler Yerel yönetimler c. Bireylerin ve toplumların kalp ve damar risk düzeylerini düşürmek için, her ülkenin özel koşullarına uyarlanmış, olgulara dayalı araçların daha da geliştirilmesi şarttır. 4. Tüm Avrupa da kalp ve damar koruma ve bakımının geliştirilmesini istediğimiz konusunda birleştik ve bu nedenle, bu konferansı her ülkede geniş kapsamlı bir eylem planı hazırlanmasını sağlayacak önemli bir yeni adım olarak görüyoruz. Bugün gerçekleştirilen temaslar, ulusal görev ekiplerinin oluşturulmasını ya da böyle bir planın daha da geliştirilmesini kolaylaştırmalıdır. 5. Sağlam kalpli bir Avrupa genel çerçevesi içinde Avrupa Komisyonu, Avrupa Parlamentosu ve Konseyi nin onayladığı etkinliklerin sürdürülmesinin gerekliliğini tekrar vurguluyoruz da hep birlikte bu alanda gelişme sağlamayı ve bir Avrupa Kalp Sağlığı Belgesi oluşturmak için çalışmayı amaçlıyoruz. Avrupa Birliği Sağlık ve Tüketici Koruma Genel Müdürlüğü Avrupa Birliği Konseyi Lüksemburg Başkanlığı Avrupa Kardiyoloji Derneği (TC Sağlık Bakanlığı ve Türk Kardiyoloji Derneği de bu toplantıya katılmış ve bu belgenin hazırlanmasına katkıda bulunarak Lüksemburg Deklarasyonu nu imzalamıştır.)

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015 Hipertansiyon HT Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015 Bu sunum Arş. Gör. Dr. Neslihan Yukarıkır ve Arş. Gör. Dr. Dilber Deryol Nacar

Detaylı

Prof. Dr. Lale TOKGÖZOĞLU

Prof. Dr. Lale TOKGÖZOĞLU Yazar Ad 61 Prof. Dr. Lale TOKGÖZOĞLU Ülkemizde kalp damar hastalıkları erişkinlerde en önemli ölüm ve hastalık nedeni olup kanser veya trafik kazalarına bağlı ölümlerden daha sık görülmektedir. Halkımızda

Detaylı

ULUSAL KALP SAĞLIĞI POLİTİKASI ANA İLKELERİ

ULUSAL KALP SAĞLIĞI POLİTİKASI ANA İLKELERİ ULUSAL KALP SAĞLIĞI POLİTİKASI ANA İLKELERİ 1. Dünyada kalp-damar hastalıkları ile ilgili epidemiyolojik gerçekler 1.1. Kalp ve Damar Hastalığı Kavramı 1.2. Dünyada Kalp ve Damar Hastalıklarının Epidemiyolojisi

Detaylı

Kalp Hastalıklarından Korunma

Kalp Hastalıklarından Korunma Kalp Hastalıklarından Korunma AsılRezzan Dr alt başlık Deniz stilini Acardüzenlemek için tıklatın Kalp- Damar hastalıkları (KDH) birçok Avrupa ülkesinde ve Türkiye de orta ve ileri yaş grubunda en önemli

Detaylı

Tütün Kullanımı Hastalık Yükü ve Epidemiyolojisi

Tütün Kullanımı Hastalık Yükü ve Epidemiyolojisi Tütün Kullanımı Hastalık Yükü ve Epidemiyolojisi Doç.Dr.Mustafa N.İLHAN Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı mnilhan@gazi.edu.tr Sağlık Tanımı (DSÖ) Yalnızca sakatlık ve hastalık

Detaylı

Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Tarih boyunca; İnsan diyeti, Aktivite kalıpları, Beslenme durumu. Paleolithic dönemden beri: Diyet kalıpları, Fiziksel aktivite

Detaylı

KALP KRİZİ UZ.DR.MUHAMMET HULUSİ SATILMIŞOĞLU

KALP KRİZİ UZ.DR.MUHAMMET HULUSİ SATILMIŞOĞLU KALP KRİZİ UZ.DR.MUHAMMET HULUSİ SATILMIŞOĞLU Türkiye ulusal düzeyde ölüm nedenleri arasında ilk sırayı 205.457 ölümle kardiyovaskülerhastalıklar (tüm ölüm nedenlerinin %47,73 ü) almaktadır. Kardiyovasküler

Detaylı

SAĞLIKLI KALP İÇİN AKTİF YAŞAM

SAĞLIKLI KALP İÇİN AKTİF YAŞAM SAĞLIKLI KALP İÇİN AKTİF YAŞAM SAĞLIKLI KALP İÇİN AKTİF YAŞAM Günümüzün en önemli sağlık sorunlarından biri de kalp hastalıklarıdır. Bu kavram içinde birçok farklı hastalık bulunsa da, dünyada ve ülkemizde

Detaylı

DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler

DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler Diyabet nedir? Diyabet hastalığı, şekerin vücudumuzda kullanımını düzenleyen insülin olarak adlandırdığımız hormonun salınımındaki eksiklik veya kullanımındaki yetersizlikten

Detaylı

(İnt. Dr. Doğukan Danışman)

(İnt. Dr. Doğukan Danışman) (İnt. Dr. Doğukan Danışman) *Amaç: Sigara ve pankreas kanseri arasında doz-yanıt ilişkisini değerlendirmek ve geçici değişkenlerin etkilerini incelemektir. *Yöntem: * 6507 pankreas olgusu ve 12 890 kontrol

Detaylı

ULUSAL KALP SAĞLIĞI POLİTİKASI ANA İLKELERİ

ULUSAL KALP SAĞLIĞI POLİTİKASI ANA İLKELERİ ULUSAL KALP SAĞLIĞI POLİTİKASI ANA İLKELERİ 1. Dünyada kalp-damar hastalıkları ile ilgili epidemiyolojik gerçekler 1.1. Kalp ve Damar Hastalığı Kavramı 1.2. Dünyada Kalp ve Damar Hastalıklarının Epidemiyolojisi

Detaylı

Kronik böbrek hastalığı adeta bir salgın halini almıģ olan önemli bir halk sağlığı sorunudur.

Kronik böbrek hastalığı adeta bir salgın halini almıģ olan önemli bir halk sağlığı sorunudur. Kronik böbrek hastalığı adeta bir salgın halini almıģ olan önemli bir halk sağlığı sorunudur. Basit ve ucuz bazı testlerle erken saptandığında önlenebilir veya ilerlemesi geciktirilebilir olmasına karģın,

Detaylı

MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065

MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065 MERVE SAYIŞ 04150019305 TUĞBA ÇINAR 04140033048 SEVİM KORKUT 04140033017 MERVE ALTUN 04140019065 TÜRKİYE SAĞLIKLI BESLENME VE HAREKETLİ HAYAT PROGRAMI (2014 2017) TÜRKİYE SAĞLIKLI BESLENME VE HAREKETLİ

Detaylı

Prof.Dr. Oktay Ergene. Kardiyoloji Kliniği

Prof.Dr. Oktay Ergene. Kardiyoloji Kliniği Hipertrigliseridemii id i Tedavisi i Prof.Dr. Oktay Ergene İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği Hipertrigliseridemi Gelişimiş VLDL Chylomicron Liver Defective Lipolysis Remnants

Detaylı

TÜTÜN ÜRÜNLERİNİN ZARARLARI PASİF ETKİLENİM

TÜTÜN ÜRÜNLERİNİN ZARARLARI PASİF ETKİLENİM TÜTÜN ÜRÜNLERİNİN ZARARLARI VE PASİF ETKİLENİM TÜTÜN ÜRÜNLERİ TÜTÜN ÜRÜNLERİ TÜTÜN ÜRÜNLERİ TÜTÜN ÜRÜNLERİ TÜTÜN ÜRÜNLERİ Başlıca tütün ürünleri nelerdir? SİGARA ELEKTRONİK SİGARA PİPO PURO NARGİLE ESRAR

Detaylı

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI Bariatrik ameliyatlar sadece kilo kaybı sağlayarak fiziksel değişim sağlamazlar, asıl önemli olan kilo kaybı sonrası vücudumuz için bu 7 önemli

Detaylı

Sağlıklı Kan Basıncı Sağlıklı Kalp Atımı

Sağlıklı Kan Basıncı Sağlıklı Kalp Atımı Sağlıklı Kan Basıncı Sağlıklı Kalp Atımı 17 MAYIS 2013 Dünya Hipertansiyon Ligi Girişimidir. 17 MAYIS 2013 Dünya Hipertansiyon Ligi Girişimidir. Hipertansiyon Nedir? Çoğunlukla yüksek kan basıncı olarak

Detaylı

Hiperlipidemiye Güncel Yaklaşım

Hiperlipidemiye Güncel Yaklaşım İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri Sık Görülen Kardiyolojik Sorunlarda Güncelleme Sempozyum Dizisi No: 40 Haziran 2004; s. 69-74 Hiperlipidemiye Güncel Yaklaşım Prof. Dr. Hakan

Detaylı

İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı

İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı HASTA BİLGİLENDİRME FORMU HİPERLİPİDEMİ Hiperlipidemi; kanda çeşitli yağların yüksekliğini

Detaylı

ATRİYAL FİBRİLASYON Atriyal fibrilasyon En sık görülen aritmi Epidemiyoloji Aritmiye bağlı hastaneye yatanların 1/3 ü AF li. ABD de tahmini 2.3 milyon, Avrupa da 4.5 milyon insan AF ye sahip. Sıklığı

Detaylı

YÜKSEK KOLESTEROL VE İLAÇ KULLANIMI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT

YÜKSEK KOLESTEROL VE İLAÇ KULLANIMI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT YÜKSEK KOLESTEROL VE İLAÇ KULLANIMI Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Yüksek kolesterolde ilaç tedavisi üzerinde çok tartışılan bir konudur. Hangi kolesterol düzeyinde ilaç başlanacağı gerçekten yorumlara açıktır

Detaylı

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak İNME Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND ye aittir. Kaynak

Detaylı

Hipertansiyon ve akut hipertansif atakta ne yapmalı? Prof. Dr. Zeki Öngen İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

Hipertansiyon ve akut hipertansif atakta ne yapmalı? Prof. Dr. Zeki Öngen İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Hipertansiyon ve akut hipertansif atakta ne yapmalı? Prof. Dr. Zeki Öngen İ.Ü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Sağlıklı kişi Hipertansiyon: ne yapmalı? Risk faktörlerinden ölüme kardiyovasküler

Detaylı

HİPERTANSİYON. Günümüzün En Çok Öldüren Hastalığı

HİPERTANSİYON. Günümüzün En Çok Öldüren Hastalığı Günümüzün En Çok Öldüren Hastalığı HİPERTANSİYON Prof. Dr. Mustafa ARICI Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı ve Halk Sağlığı Enstitüsü Öğretim Üyesi

Detaylı

KARŞIYAKA HİPERTANSİYON PREVALANS VE FARKINDALIK (KARHİP) ÇALIŞMASI

KARŞIYAKA HİPERTANSİYON PREVALANS VE FARKINDALIK (KARHİP) ÇALIŞMASI KARŞIYAKA HİPERTANSİYON PREVALANS VE FARKINDALIK (KARHİP) ÇALIŞMASI Hipertansiyon (HT) çağımızın en önemli sağlık sorunu olup mortalite ve morbidite nedenlerinin başında gelmektedir. Türkiye de de tüm

Detaylı

DİYABET TEDAVİSİNDE HEDEF KAN BASINCI:

DİYABET TEDAVİSİNDE HEDEF KAN BASINCI: DİYABET TEDAVİSİNDE HEDEF KAN BASINCI: Hedef ne olmalı? İntensif tedavi gereklimi? PROF.DR.TEVFİK SABUNCU Harran Üniversitesi, Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı 2003 JNC-VII Hipertansiyon Sınıflandırması

Detaylı

Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, Önlenebilen veya geciktirilebilen bir hastalıktır.

Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, Önlenebilen veya geciktirilebilen bir hastalıktır. Sık görülen, Morbidite ve mortalitesi yüksek olan, Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, Büyük ekonomik yük getiren, Farkındalığı ve erken tanısı düşük olan, Önlenebilen veya geciktirilebilen bir hastalıktır.

Detaylı

VERİLERLE TÜRKİYE ve DÜNYADA DİYABET. YARD.DOÇ.DR. GÜLHAN COŞANSU İstanbul Üniversitesi Diyabet Hemşireliği Derneği

VERİLERLE TÜRKİYE ve DÜNYADA DİYABET. YARD.DOÇ.DR. GÜLHAN COŞANSU İstanbul Üniversitesi Diyabet Hemşireliği Derneği VERİLERLE TÜRKİYE ve DÜNYADA DİYABET YARD.DOÇ.DR. GÜLHAN COŞANSU İstanbul Üniversitesi Diyabet Hemşireliği Derneği 21.Yüzyılın sağlık krizi: DİYABET Diyabet yaşadığımız yüzyılın en önemli sağlık sorunlarından

Detaylı

Kolesterol yaşam için gerekli olan mum kıvamında yağımsı bir maddedir.

Kolesterol yaşam için gerekli olan mum kıvamında yağımsı bir maddedir. On5yirmi5.com Kolesterol Nedir? Kolesterol yaşam için gerekli olan mum kıvamında yağımsı bir maddedir. Yayın Tarihi : 21 Haziran 2011 Salı (oluşturma : 11/3/2015) Kolesterol beyin, sinirler, kalp, bağırsaklar,

Detaylı

İLK 1000 GÜNDE UYGULANAN BESLENME POLİTİKALARI VE GELECEK NESİLLERE ETKİSİ

İLK 1000 GÜNDE UYGULANAN BESLENME POLİTİKALARI VE GELECEK NESİLLERE ETKİSİ İLK 1000 GÜNDE UYGULANAN BESLENME POLİTİKALARI VE GELECEK NESİLLERE ETKİSİ Dr. Sema ÖZBAŞ Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Çocuk ve Ergen Sağlığı Daire Başkanı Sağlık Bakanlığı Teşkilat Şeması Türkiye Halk

Detaylı

Prediyabetik ve Tip 2 Diyabetik Kadınlarda Kardiyovasküler Risk: Gerçekten Erkeklerden Daha Yüksek Mi?

Prediyabetik ve Tip 2 Diyabetik Kadınlarda Kardiyovasküler Risk: Gerçekten Erkeklerden Daha Yüksek Mi? Prediyabetik ve Tip 2 Diyabetik Kadınlarda Kardiyovasküler Risk: Gerçekten Erkeklerden Daha Yüksek Mi? Prof Dr Füsun Saygılı EgeÜTF Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıBD DM Mortalite ve morbiditenin

Detaylı

TND Böbrek Sağlığı Otobüsü

TND Böbrek Sağlığı Otobüsü Sık görülen, Morbidite ve mortalitesi yüksek olan, Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen, Büyük ekonomik yük getiren, Farkındalığı ve erken tanısı düşük olan, Önlenebilen veya geciktirilebilen bir hastalıktır.

Detaylı

Fiziksel Aktivite ve Sağlık. Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı

Fiziksel Aktivite ve Sağlık. Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı Fiziksel Aktivite ve Sağlık Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı 1 Fiziksel İnaktivite Nedir? Haftanın en az 5 günü 30 dakika ve üzerinde orta şiddetli veya haftanın en az 3 günü 20 dakika

Detaylı

DİYABETES MELLİTUS. Uz. Fzt. Nazmi ŞEKERC

DİYABETES MELLİTUS. Uz. Fzt. Nazmi ŞEKERC DİYABETES MELLİTUS Uz. Fzt. Nazmi ŞEKERC İ NORMAL FİZYOLOJİ İnsan vücudu enerji olarak GLUKOZ kullanır Alınan her besin vücudumuzda glukoza parçalanır ve kana verilir Kandaki glukozun enerji kaynağı olarak

Detaylı

Çalışma Yaşamında Sağlığın Geliştirilmesi

Çalışma Yaşamında Sağlığın Geliştirilmesi Çalışma Yaşamında Sağlığın Geliştirilmesi 1 Amaç: Katılımcıların; işyerinde sağlığın geliştirilmesi programlarını hazırlamalarına ve uygulamadaki gerekli temel bilgileri kazandırmalarına yardımcı olmaktır.

Detaylı

Çağın Salgını. Aile Hekimliğinde Diabetes Mellitus Yönetimi

Çağın Salgını. Aile Hekimliğinde Diabetes Mellitus Yönetimi Çağın Salgını Aile Hekimliğinde Diabetes Mellitus Yönetimi Epidemiyoloji, Tanı, İzlem Uzm. Dr. İrfan Şencan Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Aile Hekimliği Kliniği Başasistanı Sunum Planı Tanım

Detaylı

Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi

Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi İhsan Ateş 1, Mustafa Altay 1, Nihal Özkayar 2, F. Meriç Yılmaz 3, Canan Topçuoğlu 3, Murat Alışık 4, Özcan Erel 4, Fatih Dede 2 1 Ankara Numune Eğitim

Detaylı

Tip 2 Diyabetlilerde Kardiyovasküler Hastalık Riskini Azaltma: Eğitimin Etkinliği

Tip 2 Diyabetlilerde Kardiyovasküler Hastalık Riskini Azaltma: Eğitimin Etkinliği Tip 2 Diyabetlilerde Kardiyovasküler Hastalık Riskini Azaltma: Eğitimin Etkinliği Ayfer Bayındır Şeyda Özcan İlhan Satman Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu Koç Üniversitesi Hemşirelik

Detaylı

Kronik Hastalıklar Epidemiyolojisi (Noncommunicable Diseases) Doç. Dr. Emel ĐRGĐL

Kronik Hastalıklar Epidemiyolojisi (Noncommunicable Diseases) Doç. Dr. Emel ĐRGĐL Kronik Hastalıklar Epidemiyolojisi (Noncommunicable Diseases) Doç. Dr. Emel ĐRGĐL Kronik hastalıkların genellikle, çok belirgin olmayan etyolojileri, çok çeşitli risk faktörleri, çok uzun latent dönemleri

Detaylı

KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIĞI (KOAH) TANIMI SINIFLAMASI RİSK FAKTÖRLERİ PATOFİZYOLOJİSİ EPİDEMİYOLOJİSİ

KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIĞI (KOAH) TANIMI SINIFLAMASI RİSK FAKTÖRLERİ PATOFİZYOLOJİSİ EPİDEMİYOLOJİSİ KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIĞI (KOAH) TANIMI SINIFLAMASI RİSK FAKTÖRLERİ PATOFİZYOLOJİSİ EPİDEMİYOLOJİSİ ÖĞRENİM HEDEFLERİ KOAH tanımını söyleyebilmeli, KOAH risk faktörlerini sayabilmeli, KOAH patofizyolojisinin

Detaylı

KARACIGERINI KORU SIGORTAYI ATTIRMA!

KARACIGERINI KORU SIGORTAYI ATTIRMA! KARACIGERINI KORU SIGORTAYI ATTIRMA! Portal : www.takvim.com.tr İçeriği : Gündem Tarih : 09.03.2017 Adres : http://www.takvim.com.tr/yasam/2017/03/09/karacigerini-koru-sigortayi-attirma Karaciğerini koru

Detaylı

SAĞLIKLI YAŞAM VE EGZERSĐZ. Prof. Dr. Erdal ZORBA

SAĞLIKLI YAŞAM VE EGZERSĐZ. Prof. Dr. Erdal ZORBA SAĞLIKLI YAŞAM VE EGZERSĐZ Prof. Dr. Erdal ZORBA GEÇMĐŞTEN GÜNÜMÜZE SAĞLIK Geçmişte sağlığın tanımı; hastalıklardan uzak olma diye ifade edilirdi. 1900 lerin başında ölümlerin büyük bir kısmı bakteri ve

Detaylı

YAŞLANAN TOPLUM Prof. Dr. Nazmi Bilir

YAŞLANAN TOPLUM Prof. Dr. Nazmi Bilir YAŞLANAN TOPLUM ---------------------------------------- Prof. Dr. Nazmi Bilir Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı-ANKARA ----------------------------------------- Geçtiğimiz

Detaylı

14 Kasım Dünya Diyabet Günü. Kadınlar ve Diyabet: Sağlıklı bir gelecek hakkımız

14 Kasım Dünya Diyabet Günü. Kadınlar ve Diyabet: Sağlıklı bir gelecek hakkımız 14 Kasım Dünya Diyabet Günü Kadınlar ve Diyabet: Sağlıklı bir gelecek hakkımız 14 Kasım Dünya Diyabet Gününe ilişkin Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalımızın bilgilendirme metni:

Detaylı

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden

Detaylı

KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA. Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi

KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA. Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi TEMEL SLAYTLAR Kardiyovasküler Hastalıkların Epidemiyolojisi

Detaylı

Türk Hipertansiyon İnsidans Çalışması

Türk Hipertansiyon İnsidans Çalışması Türk Hipertansiyon İnsidans Çalışması Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği 22 Mayıs 2008 - Antalya Sunuş Saygıdeğer Meslektaşlarımız, Hipertansiyon, dünyada ve ülkemizde görülme sıklığı giderek

Detaylı

29 EKİM DÜNYA İNME GÜNÜ CMY

29 EKİM DÜNYA İNME GÜNÜ CMY 1 29 Eİ DÜNA İNE GÜNÜ 2 DÜNA ve TÜRİE İNE VERİLERİ Beyin damar hastalıkları dünyada en fazla fonksiyon kaybına neden olan, yaşam kalitesini çok etkileyen ve ikinci sıradaki ölüm nedeni olan hastalık grubunu

Detaylı

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ Sami Uzun 1, Serhat Karadag 1, Meltem Gursu 1, Metin Yegen 2, İdris Kurtulus 3, Zeki Aydin 4, Ahmet

Detaylı

Metabolik Sendrom Tanı Tedavi Dr. Abdullah Okyay

Metabolik Sendrom Tanı Tedavi Dr. Abdullah Okyay Metabolik Sendrom Tanı Tedavi Dr. Abdullah Okyay Metabolik Sendrom İnsülin direnci (İR) zemininde ortaya çıkan Abdominal obesite Bozulmuş glukoz toleransı (BGT) veya DM HT Dislipidemi Enflamasyon, endotel

Detaylı

Diyet yoluyla Menakinon alımı, daha az Koroner Kalp Hastalığı riski ile ilişkili: Rotterdam Çalışma

Diyet yoluyla Menakinon alımı, daha az Koroner Kalp Hastalığı riski ile ilişkili: Rotterdam Çalışma Diyet yoluyla Menakinon alımı, daha az Koroner Kalp Hastalığı riski ile ilişkili: Rotterdam Çalışma Johanna M. Geleijnse,* Cees Vermeer,** Diederick E. Grobbee, Leon J. Schurgers,** Marjo H. J. Knapen,**

Detaylı

Dünyanın En Önemli Sağlık Sorunu: Kronik Hastalıklar. Dr. H. Erdal Akalın, FACP, FIDSA, FEFIM (h)

Dünyanın En Önemli Sağlık Sorunu: Kronik Hastalıklar. Dr. H. Erdal Akalın, FACP, FIDSA, FEFIM (h) Dünyanın En Önemli Sağlık Sorunu: Kronik Hastalıklar Dr. H. Erdal Akalın, FACP, FIDSA, FEFIM (h) Sağlık Sisteminde Karışıklığa Yol Açabilecek Gelişmeler Bekleniyor Sağlık harcamalarında kısıtlama (dünya

Detaylı

Metabolik Sendrom ve Diyabette Akılcı İlaç Kullanımı. Dr Miraç Vural Keskinler

Metabolik Sendrom ve Diyabette Akılcı İlaç Kullanımı. Dr Miraç Vural Keskinler Metabolik Sendrom ve Diyabette Akılcı İlaç Kullanımı Dr Miraç Vural Keskinler Önce sentez DM ve MS Akılcı İlaç Kullanımı Oral antidiyabetik ajanlar İnsülin Glp-1 analogları Antihipertansif ilaçlar Hipolipidemik

Detaylı

DİYABETES MELLİTUS. Dr. Aslıhan Güven Mert

DİYABETES MELLİTUS. Dr. Aslıhan Güven Mert DİYABETES MELLİTUS Dr. Aslıhan Güven Mert DİYABET YÖNETİMİ Kan şekeri ayarını sağlamaktır. Diyabet tedavisinde hedef glukoz değerleri NORMAL HEDEF AKŞ (mg/dl)

Detaylı

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi Hipertansiyon Tedavisi: Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi Hipertansiyon Sıklık Yolaçtığı sorunlar Nedenler Kan basıncı hedefleri Tedavi Dünyada Mortalite

Detaylı

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite Düzenli fiziksel aktivite ile kazanılmak istenen yaşam kalitesi artışı özellikle yaşlı nüfusta önemli görülmektedir. Bu kısımda yaşlılar için egzersiz programı oluşturulurken nelere dikkat edilmesi gerektiği

Detaylı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Çalışan açısından, yüksekte güvenle çalışabilirliği belirleyen etkenler:

Detaylı

Obezite Nedir? Harun AKTAŞ - Trabzon

Obezite Nedir? Harun AKTAŞ - Trabzon Obezite Nedir? Obezite günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Obezite genel olarak bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artması

Detaylı

Diyabetlilerin sadece %37 sinde hedef glikoz değerine ulaşılabiliyor

Diyabetlilerin sadece %37 sinde hedef glikoz değerine ulaşılabiliyor 37 yılda (1980-2017) Her 11 kişiden 1 i diyabet İki diyabetliden biri tanı almamış Diyabetlilerin sadece %37 sinde hedef glikoz değerine ulaşılabiliyor Komplikasyonlar önlemiyor Diyabetli kişilerin üçte

Detaylı

BİR BAKIŞTA SAĞLIK -AVRUPA 2010 -

BİR BAKIŞTA SAĞLIK -AVRUPA 2010 - BİR BAKIŞTA SAĞLIK -AVRUPA 2010 - (OECD ve Avrupa Birliği işbirliğinde hazırlanan Bir Bakışta Sağlık-Avrupa 2010 adlı yayının özetidir) AĞUSTOS 2011 ANKARA İçindekiler ÖZET 1 BÖLÜM 1- SAĞLIĞIN DURUMU...

Detaylı

Basın bülteni sanofi-aventis

Basın bülteni sanofi-aventis Basın bülteni sanofi-aventis 7 Kasım 2007 ULUSLARARASI DİYABET TEDAVİ PRATİKLERİ KAYIT ÇALIŞMASI NIN (IDMPS) TÜRKİYE SONUÇLARI HEDEF TEDAVİ KALİTESİNİ ARTIRMAK ÇALIŞMANIN AMACI ve YÖNTEMİ Uluslararası

Detaylı

29 EYLÜL DÜNYA KALP GÜNÜ FAALİYET RAPORU TEKİRDAĞ HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ

29 EYLÜL DÜNYA KALP GÜNÜ FAALİYET RAPORU TEKİRDAĞ HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ 29 EYLÜL DÜNYA KALP GÜNÜ FAALİYET RAPORU TEKİRDAĞ HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ 29 Eylül Dünya Kalp Günü olması sebebiyle, eşzamanlı olarak merkez ve tüm ilçelerde etkinlikler düzenlenmiştir. Yerel Medyada 29

Detaylı

Kalp Krizini Tetikleyen Durumlar ve Tedavisi. Doç. Dr. Bülent Özdemir Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı

Kalp Krizini Tetikleyen Durumlar ve Tedavisi. Doç. Dr. Bülent Özdemir Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Kalp Krizini Tetikleyen Durumlar ve Tedavisi Doç. Dr. Bülent Özdemir Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Kalp Krizini Tetikleyen Durumlar ve Tedavisi KALP KRİZİ Kalp krizi (miyokard

Detaylı

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi Kahramanmaraş 1. Biyokimya Günleri Bildiri Konusu: Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi Mehmet Aydın DAĞDEVİREN GİRİŞ Fetuin-A, esas olarak karaciğerde

Detaylı

Hipertansiyon ve Kronik Böbrek Hastalığı

Hipertansiyon ve Kronik Böbrek Hastalığı Chronic REnal Disease In Turkey CREDIT Hipertansiyon ve Kronik Böbrek Hastalığı Alt Analiz Sonuçları Prof. Dr. Bülent ALTUN Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi CREDIT: Kilometre Taşları

Detaylı

Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır.

Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır. ŞİŞMANLIK (OBEZİTE) Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır. Yağ dokusunun oranı; Yetişkin erkeklerde % 12 15, Yetişkin kadınlarda %20 27 arasındadır. Bu oranların

Detaylı

Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki

Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki Nimet Aktaş*, Mustafa Güllülü, Abdülmecit Yıldız, Ayşegül Oruç, Cuma Bülent

Detaylı

Antianjinal ilaçlar. Prof. Dr. Öner Süzer

Antianjinal ilaçlar. Prof. Dr. Öner Süzer Antianjinal ilaçlar Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 1 2 2 1 Koroner iskemi, anjina, enfarktüs ve antianjinal tedavi Kalp dokusu, oksijene ihtiyacı bakımından vücuttaki pek çok organa göre daha az

Detaylı

HİZMETE ÖZEL. T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu DOSYA

HİZMETE ÖZEL. T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu DOSYA HİZMETE ÖZEL T.C. NORMAL Sayı : 77893119-000- Konu : Asetil salisilik asit içeren tekli veya kombine ilaçlar hk. DOSYA 19.07.2007 tarihli Asetil Salisilik Asit ve Askorbik Asit Kombinasyonu İçeren Preparatlar

Detaylı

Bilindiği üzere beslenme; anne karnında başlayarak yaşamın sonlandığı ana kadar devam eden yaşamın vazgeçilmez bir ihtiyacıdır

Bilindiği üzere beslenme; anne karnında başlayarak yaşamın sonlandığı ana kadar devam eden yaşamın vazgeçilmez bir ihtiyacıdır OBEZİTE Obezite günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Obezite genel olarak bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artması sonucu

Detaylı

Akdeniz Diyeti Kalbin En Büyük Dostu Girit Adası'nda yaşayanların kalp-damar ve kanser hastalıklarına az yakalanmaları tüm dikkatleri ada halkının

Akdeniz Diyeti Kalbin En Büyük Dostu Girit Adası'nda yaşayanların kalp-damar ve kanser hastalıklarına az yakalanmaları tüm dikkatleri ada halkının Akdeniz Diyeti Kalbin En Büyük Dostu Girit Adası'nda yaşayanların kalp-damar ve kanser hastalıklarına az yakalanmaları tüm dikkatleri ada halkının beslenme tarzına çekmiştir. Güney Fransa, İtalya ve Yunanistan

Detaylı

Türkiye'de Tütün Ekonomisi ve Tütün Ürünlerinin Vergilendirilmesi

Türkiye'de Tütün Ekonomisi ve Tütün Ürünlerinin Vergilendirilmesi 'de Tütün Ekonomisi ve Tütün Ürünlerinin Vergilendirilmesi Ek Yürekli A, Önder Z, Elibol HM, Erk N, Çabuk A, Fisunoğlu M, Erk SF, Chaloupka FJ Şekil A1: Batı Avrupa Ülkelerinde Erkeklerde Yaşa Göre Standardize

Detaylı

VÜCUT KOMPOSİZYONU VE EGZERSİZ PROGRAMLAMA

VÜCUT KOMPOSİZYONU VE EGZERSİZ PROGRAMLAMA 1 VÜCUT KOMPOSİZYONU VE EGZERSİZ PROGRAMLAMA 2 VÜCUT KOMPOSİZYONU Vücuttaki tüm doku, hücre, molekül ve atom bileşenlerinin miktarını ifade eder Tıp, beslenme, egzersiz bilimleri, büyüme ve gelişme, yaşlanma,

Detaylı

HİPERTANSİYON & EGZERSİZ

HİPERTANSİYON & EGZERSİZ HİPERTANSİYON & EGZERSİZ HTN %27.8 (ABD DE) 140/90 mmhg PREHİPERTANSİYON SBP:120-139 mmhg DBP:80-89 mmhg Kan basıncı sınıflaması Sistolik kan basıncı(mmhg) Diyastolik kan basıncı (mmhg) İdeal

Detaylı

VÜCUT KOMPOSİZYONU 1

VÜCUT KOMPOSİZYONU 1 1 VÜCUT KOMPOSİZYONU VÜCUT KOMPOSİZYONU Vücuttaki tüm doku, hücre, molekül ve atom bileşenlerinin miktarını ifade eder Tıp, beslenme, egzersiz bilimleri, büyüme ve gelişme, yaşlanma, fiziksel iş kapasitesi,

Detaylı

Obez Çocuklarda Kan Basıncı Değişkenliği ve Subklinik Organ Hasarı Arasındaki İlişki

Obez Çocuklarda Kan Basıncı Değişkenliği ve Subklinik Organ Hasarı Arasındaki İlişki Obez Çocuklarda Kan Basıncı Değişkenliği ve Subklinik Organ Hasarı Arasındaki İlişki Ayşe Ağbaş 1, Emine Sönmez 1, Nur Canpolat 1, Özlem Balcı Ekmekçi 2, Lale Sever 1, Salim Çalışkan 1 1. İstanbul Üniversitesi,

Detaylı

Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu Diyabetik Ayağa Nasıl Bakıyor? Sağlık Bakanlığı Görüşü. Prof. Dr. Nurhan İNCE Türkiye Halk Sağlığı Kurumu

Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu Diyabetik Ayağa Nasıl Bakıyor? Sağlık Bakanlığı Görüşü. Prof. Dr. Nurhan İNCE Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu Diyabetik Ayağa Nasıl Bakıyor? Sağlık Bakanlığı Görüşü Prof. Dr. Nurhan İNCE Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Anahtar Gerçekler 2014 yılı, 18 yaş üzeri yetişkinlerde

Detaylı

KAN BASINCI KONTROLÜNÜ İYİLEŞTİRMENİN YOLLARI. Doç. Dr. Başol Canbakan Etlik İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi

KAN BASINCI KONTROLÜNÜ İYİLEŞTİRMENİN YOLLARI. Doç. Dr. Başol Canbakan Etlik İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi KAN BASINCI KONTROLÜNÜ İYİLEŞTİRMENİN YOLLARI Doç. Dr. Başol Canbakan Etlik İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Plan Kan basıncı kontrolünün önemi ve kardiyovasküler sonuçlar üzerine etkisi Kan basıncı

Detaylı

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI D.P.Ü. KÜTAHYA EVLİYA ÇELEBİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR PROF. DR. AHMET HAKAN VURAL OP. DR. GÜLEN SEZER ALPTEKİN ERKUL OP. DR. SİNAN ERKUL

Detaylı

FİZİKSEL AKTİVİTE RİSKLER & YARARLAR. Prof.Dr.Gülfem ERSÖZ

FİZİKSEL AKTİVİTE RİSKLER & YARARLAR. Prof.Dr.Gülfem ERSÖZ FİZİKSEL AKTİVİTE RİSKLER & YARARLAR Prof.Dr.Gülfem ERSÖZ Fiziksel Aktivite Kassal kontraksiyon ve enerji harcaması gerektiren her türlü hareket Egzersiz Sağlık durumunu iyileştirmek Fiziksel uygunluğu

Detaylı

Diyabetik Hasta Takibi. Dr. Hasan Onat PHD Diyabet Çalışma Grubu İnece ASM, Kırklareli

Diyabetik Hasta Takibi. Dr. Hasan Onat PHD Diyabet Çalışma Grubu İnece ASM, Kırklareli Diyabetik Hasta Takibi Dr. Hasan Onat PHD Diyabet Çalışma Grubu İnece ASM, Kırklareli Amaç Bu oturum sonunda katılımıcı hekimler birinci basamakta Diyabet hastalığının yönetimi konusunda bilgi sahibi olacaklardır.

Detaylı

DİABETİK DİSLİPİDEMİ TEDAVİSİNDE DİET VE EGZERSİZİN ROLU. Dr Banu Aktaş Yılmaz

DİABETİK DİSLİPİDEMİ TEDAVİSİNDE DİET VE EGZERSİZİN ROLU. Dr Banu Aktaş Yılmaz DİABETİK DİSLİPİDEMİ TEDAVİSİNDE DİET VE EGZERSİZİN ROLU Dr Banu Aktaş Yılmaz T2DM KVH FHS: Diyabetik hastalarda klinik ateroskleroz riski 2-3 kat artmıştr. Haffner ve ark: MI öyküsü olmayan T2DM lu hastalarda,

Detaylı

ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI. Doç. Dr. Suphi VEHİD

ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI. Doç. Dr. Suphi VEHİD ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI Alzheimer hastalığı (AH) ilk kez, yaklaşık 100 yıl önce tanımlanmıştır. İlerleyici zihinsel işlev bozukluğu ve davranış değişikliği yakınmaları ile hastaneye yatırılıp beş yıl

Detaylı

Açıklama 2008 2010. Araştırmacı: Danışman: Konuşmacı:

Açıklama 2008 2010. Araştırmacı: Danışman: Konuşmacı: Açıklama 2008 2010 Araştırmacı: Danışman: Konuşmacı: Şizofreni Hastalarında Bedensel Sağlık Sorunları ve Çözüm Yolları Dr. Berna Binnur Akdede DEÜTF Psikiyatri AD 06.10.2010 Mortalite genel populasyondan

Detaylı

OKUL ÇAĞINDA BESLENME

OKUL ÇAĞINDA BESLENME OKUL ÇAĞINDA BESLENME Doç. Dr. Yeşim ÖZTÜRK Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Gastroenteroloji, Beslenme ve Metabolizma Ünitesi Nisan 2008-İZMİR ADÖLESAN DÖNEM 1. Biyolojik değişim BÜYÜME

Detaylı

HIV/AIDS epidemisinde neler değişti?

HIV/AIDS epidemisinde neler değişti? HIV/AIDS epidemisinde neler değişti? Dr. Gülşen Mermut Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji ABD EKMUD İzmir Toplantıları - 29.12.2015 Sunum Planı Dünya epidemiyolojisi

Detaylı

YALOVA BELEDİYESİ SAĞLIKLI YAŞAMI DESTEKLEME PROGRAMI. Dr. Metin SABUNCU YALOVA BELEDİYESİ SAĞLIK İŞLERİ MÜDÜRÜ

YALOVA BELEDİYESİ SAĞLIKLI YAŞAMI DESTEKLEME PROGRAMI. Dr. Metin SABUNCU YALOVA BELEDİYESİ SAĞLIK İŞLERİ MÜDÜRÜ YALOVA BELEDİYESİ SAĞLIKLI YAŞAMI DESTEKLEME PROGRAMI Dr. Metin SABUNCU YALOVA BELEDİYESİ SAĞLIK İŞLERİ MÜDÜRÜ Dünyada 13.5 milyon koroner kalp hastası var. Yılda 1.5 milyon insan kalp krizi geçiriyor.

Detaylı

Prof. Dr. Nazmi BİLİR

Prof. Dr. Nazmi BİLİR Yazar Ad 23 Prof. Dr. Nazmi BİLİR Geçtiğimiz 40-50 yıl içinde dünyada, özellikle gelişmiş ülkelerde yaşanan bir olgu, yaşlı nüfusun artışı olmuştur. Benzeri olgu daha az düzeyde olmakla birlikte gelişmekte

Detaylı

Son yıllarda tüm dünyada mücadelesi yoğun bir şekilde devam eden, uzun süreli enerji dengesizliği sonucunda oluşan ve birçok hastalığın ortaya

Son yıllarda tüm dünyada mücadelesi yoğun bir şekilde devam eden, uzun süreli enerji dengesizliği sonucunda oluşan ve birçok hastalığın ortaya Giriş Eğer mucizevi bir ilaç size zayıflamada, kaslarınızı kuvvetlendirmede, hastalıklardan korunmada, genel sağlık düzeyinizi iyileştirmede yardım edecek olsa bu ilacı almak ister miydiniz? Cevap vermeden

Detaylı

Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması

Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması Halil Yazıcı 1, Abdullah Özkök 1, Yaşar Çalışkan 1, Ayşegül Telci 2, Alaattin Yıldız 1 ¹İstanbul

Detaylı

Omega 3 nedir? Balık ve balık yağları, özellikle Omega-3 yağ asitleri EPA ve DHA açısından zengin besin kaynaklarıdır.

Omega 3 nedir? Balık ve balık yağları, özellikle Omega-3 yağ asitleri EPA ve DHA açısından zengin besin kaynaklarıdır. Alfalino Omega 3 nedir? Omega 3 yağ asitleri vücut için gerekli olan ama vücudun üretemediği yağ asitleridir. Besinlerle alınamadığı durumlarda gıda takviyeleri ile alınmaları gerekmektedir. Temel Omega-3

Detaylı

Dr. Bekir KESKİNKILIÇ

Dr. Bekir KESKİNKILIÇ Dr. Bekir KESKİNKILIÇ 1 SAĞLIK Yalnızca hastalık veya sakatlığın olmaması değil, fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik halidir. Irk, din, siyasi görüş, ekonomik veya sosyal durum ayrımı yapılmaksızın

Detaylı

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar Diyet denilince aklımıza aç kalmak gelir. Bu nedenle biz buna ''sağlıklı beslenme programı'' diyoruz. Aç kalmadan ve bütün besin öğelerinden dengeli biçimde alarak zayıflamayı ve bu kiloda kalmayı amaçlıyoruz.

Detaylı

Kardiyovasküler hastalıklardan korunmak için 5 önemli neden :

Kardiyovasküler hastalıklardan korunmak için 5 önemli neden : 2008 İskemik Kalp Hastalıklarında Primer ve Sekonder Korunma Doç. Dr. Mehdi Zoghi Kardiyovasküler hastalıklardan korunmak için 5 önemli neden : 1. Kardiyovasküler hastalıklar (KVH) erken ölümlerin başlıca

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

İŞYERİNDE SAĞLIĞI GELİŞTİRME ve PROGRAM PLANLAMA. Prof.Dr.Ayşe Beşer Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi ayse.beser@deu.edu.

İŞYERİNDE SAĞLIĞI GELİŞTİRME ve PROGRAM PLANLAMA. Prof.Dr.Ayşe Beşer Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi ayse.beser@deu.edu. İŞYERİNDE SAĞLIĞI GELİŞTİRME ve PROGRAM PLANLAMA Prof.Dr.Ayşe Beşer Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi ayse.beser@deu.edu.tr 1 HEDEFLER.Sağlığı, koruma ve geliştirme kavramlarını bilme İşyerlerinde

Detaylı

DİABETES MELLİTUS DİYABET (Şeker )HASTALIĞI. ATASAM HASTANESİ Kalite Yönetim Birimi

DİABETES MELLİTUS DİYABET (Şeker )HASTALIĞI. ATASAM HASTANESİ Kalite Yönetim Birimi DİABETES MELLİTUS DİYABET (Şeker )HASTALIĞI ATASAM HASTANESİ Kalite Yönetim Birimi BU EĞİTİMDE NELER PAYLAŞACAĞIZ? DİYABET(ŞEKER HASTALIĞI) NEDİR? Diyabet vücutta yeterince insülin üretilememesi veya etkili

Detaylı

Türkiye Diyabet Prevalans Çalışmaları: TURDEP-I ve TURDEP-II

Türkiye Diyabet Prevalans Çalışmaları: TURDEP-I ve TURDEP-II 47. ULUSAL DİYABET KONGRESİ 11-15 Mayıs 211, Rixos Sungate Hotel, Antalya Türkiye Diyabet Prevalans Çalışmaları: TURDEP-I ve TURDEP-II Prof. Dr. İlhan SATMAN ve TURDEP-II Çalışma Grubu İstanbul Üniversitesi

Detaylı

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi Giriş: Kronik Böbrek Hastalığı (KBH); popülasyonun

Detaylı

Diyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Diyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Diyabetes Mellitus Komplikasyonları Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Diyabetes mellitus komplikasyonlar Mikrovasküler Makrovasküler Diyabetik retinopati Diyabetik

Detaylı