aydınlanmadan kalkar, Şile deki evinin bahçesini düzenler, süs havuzundaki balıklara yem verirdi. Bu sabah bütün bunları Ayşe yapmak zorunda idi.

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "aydınlanmadan kalkar, Şile deki evinin bahçesini düzenler, süs havuzundaki balıklara yem verirdi. Bu sabah bütün bunları Ayşe yapmak zorunda idi."

Transkript

1 HER ŞEYE RAĞMEN Her hikâyenin örnek alınan ve takdir edilen bir kahramanı vardır. Bu hikâyenin kahramanı da Ayşe. Ayşe, İstanbul da doğmuştur. Anne ve babasını 6 yaşındayken bir trafik kazasında kaybetmiştir. Ama Ayşe hiçbir zaman ümidini yitirmemiş ve hayata bağlı kalmıştır. Dedesi Ayşe ye sahip çıkmıştır. Ayşe de dedesinin Şile deki evinde kendine yeni bir sayfa açmıştır. - Köpük gel oğlum. - Dede Köpük ün maması nerede? diye bir ses vardı evde. Fakat sonrası sessizlik idi Ayşe dedesinin odasının kapısını çaldı, içeriden ses gelmedi. Bunun üzerine Ayşe korku ve merakla odaya girdi, dedesi mışıl mışıl uyuyordu. Bunun bize göre şaşırılacak bir yanı yoktu ama Ayşe çok şaşırmıştı. Çünkü; dedesi her sabah hava

2 aydınlanmadan kalkar, Şile deki evinin bahçesini düzenler, süs havuzundaki balıklara yem verirdi. Bu sabah bütün bunları Ayşe yapmak zorunda idi. Hiç sıkılmamıştı, fakat dedesinin bu durumu onu biraz endişelendirmişti. Haklıydı da, her zaman sabah erkenden kalkan dedesi şimdi neden uyuyordu? Uyandığında Dedesi ne kadar iyiyim dese de inanmamıştı o. Bir kaç gün geçti, dedesi her zamanki saatinde kalkmış ve bütün işleri halletmişti. Bir süre sonra Ayşe dedesini eskisi gibi iyi görünce içi rahatlamıştı. Ayşe nin dedesi hayata o kadar bağlıydı ki bahçesindeki bütün çiçeklerle ve süs havuzundaki bütün hayvanlarla konuşur, onlara gözü gibi bakardı. Ayşe ye de bu duyguyu aşılamıştı. Onlar böyle mutlu ve mesut yaşarlarken Ayşe dedesinin içinde olup bitenlerden haberdar değildi. Hoş dedesi de durumunun farkında değildi. Ayşe nin dedesi yavaş yavaş yataktan kalkamamaya başladı, durumu gittikçe kötüleşiyordu. Ayşe nin elinden gelebilecek hiçbir şey yoktu. Bu durum Ayşe nin sinirini çok bozuyordu. O civarlarda doktor, hastane, sağlık ocağı da yoktu. Ayşe ne yapacağını bilemiyordu. Dedesi bütün kışı bu şekilde hasta olarak geçirmişti. Ayşe kışı iyi geçirmeleri için elinden geleni yapmıştı. Ayşe dedesinin bu durumuna her geçen gün daha da çok üzülüyordu ve artık çökmüştü ama annesinin öğrettiği gibi yılmıyor ve her zaman güçlü olmaya çalışıyordu. Yaz sezonu açıldı ve Şile deki hayat canlanmaya başladı. Ayşe evlerinin önünde geleni geçeni seyrediyordu. Evlerinin önünden geçen iki kadın bu civarlara taşınan bir doktor olduğunu konuşuyordu. Ayşe hemen evden koşarak çıktı, onlara yetişti ve doktorun nerede oturduğunu öğrendi. Eve geldi, dedesine bu haberi verdi. Sevinecek hali bile olmayan dedesi, Ayşe nin hemen gidip doktoru getirmesini istedi. Aksi halde daha fazla dayanamayacağını söyledi. Ayşe hemen doktorun evine gitti, durumu anlattı. Doktor Ayşe nin bu yorgun ve bitkin halini görünce hemen eve doğru yola

3 koyuldu. Eve geldiler doktor dedesini muayene etti ve hemen bir hastaneye yatırılması gerektiğini söyledi. Ayşe ise böyle bir imkânları olmadığını söyledi. Bir iki gün sonra doktor bir ambulansla gelmişti. Dedesi hastaneye yatırıldı ve tedavisine başlandı ama çok fazla dayanamadı. Ayşe tek yakını olan dedesini de kaybetmişti. Bu durum onu hayli üzmüştü. Doktorun yardımıyla Ayşe bir yetimhaneye yerleştirildi. Bu yetimhanenin Ayşe nin yaşamındaki başarılarında büyük rolü oldu. ZEYNEP KAYHAN 8. Sınıf Öğrencisi

4 KAYIK Güneşli, sıcak bir sabahtı. Mert uyanmış, yüzünü yıkıyordu. Anıl daha uyanmamıştı. Denizin şırıltısı huzur veriyordu. Mert gitti, Anıl ı uyandırdı. Anıl sersem sersem Mert e bakıyordu. Mert uyanması için onu salladı. Anıl yataktan kalktı ve yavaşça banyoya yürüdü. Banyoya girdi ve yüzünü yıkadı. Suyun serinliği onu uyandırdı. Can Bey o sırada kahvesini yudumluyordu. Mert ve Anıl babalarının nasıl bu kadar erken uyandığına şaşırıyorlardı. Can Bey onlara ekmek almalarını söyledi. Hemen kıyafetlerini değiştirip dışarı çıktılar. Yolda yürürken sahilin önünden geçtiler. Birçok kişi denizde yüzüyordu. Kahvaltıdan sonra denize gitmeye karar verdiler. Fırına vardılar. Ekmek aldılar ve tekrar yola koyuldular. Dönerken denizdeki kayıklar dikkatlerini çekti. Denizde süzülüyorlardı. Keşke bizim de kayığımız olsa diye bir his beliriverdi içlerinde. Bunu babalarıyla konuşmaya karar verdiler. Eve geldiklerinde Can Bey sofrayı hazırlamış,

5 oturuyordu. Anıl ve babası masaya geçtiler. Mert içeri gidip ekmeği kesti. Tabağa koyup masaya getirdi. Kahvaltıya başladılar. Mert Can Bey e kendileri için bir kayık alıp alamayacağını sordu. Can Bey artık kendi başlarına bir şeyler yapabileceklerini söyledi ve onlara kendilerinin alması gerektiğini belirtti. Mert ve Anıl bunun çok da zor olamayacağını düşündüler. Kahvaltıları bitti. Denize gitmek yerine iş aramaya karar verdiler. Evden çıktılar. Balıkçı Ömer e gitmeyi düşündüler. Sahildeki kayıkları gördükçe kayık alma istekleri daha da arttı. Kayıkla açılmak, balık tutmak istiyorlardı. Balıkçı Ömer e geldiler. Ömer kendisine yardım etmek için birine ihtiyacı olduğunu söyledi. Anıl ve Mert aralarında bir süre konuştular. Balıkçı Ömer acelesi olduğundan çabuk karar vermelerini istedi. Mert Balıkçı Ömer in yanında çalışmaya karar verdi. Balıkçı Ömer Mert in işe hemen yarın başlayabileceğini söyledi ve gitti. Mert ve Anıl sokakta yürüyorlardı. Mert bir iş bulduğu için mutluydu. Ama Anıl a da bir iş bulmaları gerekiyordu. Markete gidip dondurma aldılar. İlker Usta yı markette gördüler. İçecek bir şeyler alıyordu. Mert, İlker Usta nın yanına gidip kendisine yardım edebilecek birini arayıp aramadığını sordu. Usta biraz düşündü. Sonra kendisine yardım edebilecek birini bulursa daha rahat çalışabileceğini söyledi. Anıl da yanlarına geldi ve onunla çalışıp çalışamayacağını sordu. İlker Usta bunun iyi olacağını ve yarın erkenden işe başlayabileceğini söyledi. Mert ve Anıl iş buldukları için mutluydular. Denize gidip bunu kutlamak istediler. Hemen denize atlayıp ferahladılar. Uzun uzun yüzdüler. Suyun içinde birbirleriyle güreştiler. Denizden çıkıp kurulandılar ve eve gittiler. İş bulduklarını babalarına

6 söylediler. Can Bey onları tebrik etti. Hep beraber televizyon izlediler. Sabah erkenden uyandılar. İşe gidecekleri için heyecanlıydılar. Güzel kıyafetlerini giyip dışarı çıktılar. Birlikte markete gittiler sonra yolları ayrıldı. Mert Balıkçı Ömer e, Anıl Marangoz İlker e gitti. Ömer birbirine karışmış ağları topluyordu. Mert hemen gidip yardım etti. Böylece ilk kez işine başlamış oldu. Birbirlerine bakıp gülümsediler ve işe başladılar. Anıl İlker Usta nın yanına gittiğinde onu bir dolap yaparken gördü. Çok titiz bir şekilde çalışıyordu. İlker Usta Anıl ın geldiğini görünce işini bıraktı. Ona bir şeyler ikram etti. Biraz sohbet ettikten sonra işe koyuldular. Günler böyle geçip gitti. İş çıkışında denize giriyorlardı. Bazen çok zorlandılar ama sonunda bir kayık alabilecek kadar para kazandılar. O gün uyandıklarında içlerinde ayrı bir mutluluk vardı. Çünkü hem kendi paralarının kazandıkları için gururluydular hem de o gün kayık alacaklardı. Can Bey le beraber dışarı çıktılar. Marinaya doğru yola koyuldular. Yol boyunca sohbet ettiler. Marinada Anıl ve Mert in gözüne bir kayık çarptı. Ufak tefek bir şeydi ama ikisi çok rahat sığabilirlerdi. Hemen onun yanına koştular ve babalarına onu istediklerini söylediler. Kayığın sahibi geldi. İri yarı yaşlı bir adamdı. Uzun süren bir pazarlık sonunda anlaştılar. Çocuklar parayı çıkarıp babalarına verdiler. Can Bey adamla el sıkışıp parayı ödedi. Adam kulübe gibi bir yere girdi. Oradan kayığı taşımak için el arabası getirdi. Can Bey den yardım istedi ve birlikte kayığı el arabasına koydular. Çocuklar gelip el arabasını tuttular. Adama el sallayıp yola koyuldular. Kayığın içinde kürekleri vardı ama olta takımlarını almaları gerekiyordu. Eve gitmeden önce markete uğradılar. Olta,

7 yem vb. şeyler aldılar. Parayı ödediler ve yola koyuldular. Kayığı evin bahçesine bıraktılar. Mayolarını giyip denize koştular. Mert Anıl dan daha hızlı olduğu için denize ilk o atladı. Su biraz soğuktu ama alıştılar. Dubalara kadar yarıştılar. Yüzerken yoruldukları için biraz dinlendiler. Saat geç olmadan denizden çıktılar. Kurulandılar ve şezlonglara uzandılar. Kayıkla yapacaklarını hayal ederlerken Anıl uyuyakaldı. Mert Anıl a bakıp gülümsedi, gözlerini kapadı ve o da uykuya daldı. Birkaç saat sonra uyandılar, eve yürüdüler. Babaları sofrayı hazırlamıştı. Hep beraber yemek yediler, televizyonda film izlediler. Sabah olmuştu. Can Bey Mert ve Anıl ı uyandırdı. Bugünün büyük gün olduğunu söyledi. Hemen sofraya oturup kahvaltı yaptılar. Bahçeye kayığı almaya gittiler. Kayıkla beraber sahile indiler. Kayığı denize koydular, kürekleri içine bıraktılar. Oltaları ve yemleri alıp kayığa atladılar. Sahile biraz uzakta bulunan sazlıklara gittiler. Hava çok sıcaktı ve güneş yakıyordu. Sazlıkların olduğu yer gölgeydi. Mert oltalara yemleri taktı. Oltalardan birini Anıl a verdi. Anıl oltayı denize attı. Birkaç dakika sonra bir balık oltayı titretti. Anıl hemen oltayı sarmaya başladı. İlk balığını tutmuştu. Sevinçle balığı oltadan kurtardı ve kovaya attı. Bütün gün balık tuttular. Akşam evde babalarına yaptıklarını anlattılar. Can Bey onlarla gurur duydu. Günler böyle geçti. Gün geçtikçe kayığa duydukları sevgi arttı. Bir gün her zamanki gibi erkenden uyandılar. Kahvaltılarını yapıp sahile gittiler. Sahile vardıklarında gece fırtına olduğunu anladılar. Çünkü sahildeki kumlar nemliydi. Hemen kayığın yanına koştular. Kayık paramparça olmuştu. Dalgalar kayığı yerden yere vurmuş kayık dayanamamıştı. Anıl ve Mert birbirlerine sarılıp ağladılar. Uzun bir süre

8 ağızlarından tek bir kelime bile çıkmadı. En sonunda Mert sessizliği bozdu ve toparlanmaları gerektiğini söyledi. Anıl ı kolundan tuttu ve eve gittiler. Olanları babalarına anlattılar. Babaları onlara güçlü olmaları gerektiğini, bir kere daha aynı çabayı gösterip yeni bir kayık alabileceklerini söyledi. O gün çocuklar evde oturup yaşadıkları güzel günleri düşündüler. ATA SEL 8. Sınıf Öğrencisi

9 MASUM BİR SEVGİ Buse o gece hiç uyumadı. Sadece düşündü. Fikir yürüttü. Neyle karşılaşacağını bilmiyordu. Bilmediği için de korku duyuyordu. Yanında sadece Arzu vardı. O da uyumamıştı. Herkes heyecan içinde sonucu bekliyordu. Minik Berrak, dünyaya geldi mi? Buse artık dayanamıyordu. Ne kadar da uzun sürmüştü. Kardeşe hasretti zaten. Bir an önce onunla oynamak, ilgilenmek, ona sarılıp koklamak istiyordu. Bunun için sabırsızlanıyordu. O büyüyünce onunla parkta oynamayı, onunla tüm sırlarını paylaştığını, dertleştiğini düşünüyor, düşündükçe eli ayağına dolaşıyordu. Bütün sıkıcı günler, yalnız Arzu yla evde kalacağı saatler bitecekti. Artık evde bir sevinç, bir hareket olacaktı. Derken beklenen an geldi. Telefon çaldı. Arzu yanıtlayıp bir oh çekince müjdeli haberi Buse ye de verdi: Arzu: Gözün aydın küçüğüm, sana bir arkadaş geliyor, dedi. Buse de rahatlamıştı. Artık geriye çok az zaman kalmıştı. Az sonra büyük bir hevesle

10 beklediği arkadaşı, daha doğrusu kardeşi yanında olacaktı. Dokuz ay geçmişti de, bu birkaç gün mü geçmeyecekti? Her sabah gözlerini kardeşinin geleceğini düşünerek açıyor, her akşam bu umutla uyuyordu. Onun için günde iki saat gördüğü ailesi bir şey ifade etmiyordu. Artık onu ilgilendiren tek şey Berrak tı. Arzu, Buse nin bu kadar ilgisine karşın onu alıp hastaneye gitmeye karar verdi. Ama bunu ona söylemedi. Yol boyunca ikisi de konuşmadı. Geldiklerinde Buse olayı anladı. Ama heyecandan ağzını açmıyordu. Sadece düşünüyordu. Güzeller güzeli, şeker mi şeker, tatlı kardeşini Hayal dünyasındaki kardeşinin gerçeğiyle bugün tanışacaktı. Derken geldiler. Buse direk kardeşini görmek istiyor, bunun için sabırsızlanıyordu. Ve evet, beklenen an. Kapı açıldı. Annesinin kucağındaki minicik şeyi fark etti. Bu Berrak tı. Kaç aydır beklediği şeker kardeşi Hemen yanına gitti, elini tuttu. Baktı, baktı, baktı Sevinçten dili tutulmuştu. Zaten içe dönüktü, şimdi konuşması olanaksızdı. Etrafına baktığında ailesi de mutluydu. Berrak, Buse ve ailesi tarafından çok seviliyordu. * * * Berrak hastaneden çıkıp eve geldiğinde evde her şey değişmişti. Annesi ve babası Berrak la oynuyor, onunla ilgileniyordu. Buse ye zaman kalmıyordu. Kardeşini bir kez bile sevememişti. Onunla oynayamamıştı. Annesi ve babası işe geç gidip erken dönüyordu, hatta annesi gitmiyordu bile. Sabahtan akşama kadar Berrak la oynuyor, konuşuyor, ona masal okuyor, onu uyutuyordu. Buse bayağı şaşırmıştı. Annesi çok yoğun değil miydi? Kafasını bile kaldıramazken neler olmuştu? Buse yi sadece iki üç saat görürken Berrak ın yanından bile ayrılmıyordu. Arzu, Buse yle oynuyordu. Ama Buse nin aklı Berrak ta idi. Derken annesi sıkılıp kalkıyordu. Beş dakika sonra babası eve geliyor ve Berrak ın başına oturuyordu. Saatlerce oynuyordu. Buse annesi ve babası varken onun yanına gitmeye çekiniyor, boş zaman kolluyordu. Ama yok Bu kadar bekle, sabret, hayal kur, asıl kişi gelsin ama hiçbir şey olmasın. Bir hafta böyle geçtikten sonra kardeşine duyduğu sevgi nefrete dönüştü. Kıskançlık başlamıştı. Annesi ve babası Buse yle bu kadar oynamamıştı. Ona masal okumamıştı. Hep işlerini yapmışlardı. Ama şimdi Berrak la geçiyordu günleri. Buse, herkesin Berrak ı daha çok sevdiğini düşünüyordu. Buna çok üzülüyordu. Kimse de bunun farkına varamadı. Nefret ve kıskançlık arttı. Artık hiç kimseyle konuşmuyor, herkese sinir oluyordu.

11 Ve aylar geçti. Minik Berrak büyümeye başladı. Herkes Berrak ı görmeye geliyor, ona hediyeler getiriyor, onu seviyor, öpüyor, kucaklıyor, ancak Buse ye tek bir şey bile söylemiyorlardı. Buse yi bu duruma onlar getirmişti. Onlar farkında olmadan Buse yi kırdılar. İki kardeşin sevgisini yok ettiler. Ve uzun bir süre sonra annesi tekrar işe başladı. Buse, Berrak ve Arzu yine evdeydiler. Arzu, Buse yi Berrak ın odasına götürüyor, onlara oyuncak veriyordu. Ancak Buse oynamıyordu. Berrak, Buse ye sarılıyordu. Onun da sarılmasını bekliyor, ancak Buse tek bir tepki göstermiyordu. Günler böyle geçti. Arzu şaşkınlıktan deliye döndü. Buse değil miydi kardeşini görmek, onunla oynamak için can atan. Sanki Buse birkaç ayda bambaşka olmuştu. Berrak için sevgi duyan Buse yi göremiyordu Arzu. Ailesi akşam eve geldiğinde de aynı şekilde. İki kardeş ayrı odalarda oluyordu. Ancak çok geçmeden Arzu, Buse nin davranışlarından neler olduğunu anlamaya başladı. Yaptığı hareketlerden, söylediği birkaç kelimeden olay ortaya çıkıyordu. Bunu anladı. Çok geçmeden bu olay daha da büyümesin diye Buse yi karşısına alıp konuştu. Buse nin korkularını dinledi. Ona bu olayın gerçeklerini, anne ve babasının niye böyle yaptıklarını bir bir anlattı. Buse de hiç karşı koymadan dinledi. Hiçbir şey söylemedi. Sonundaysa kardeşini ve Arzu yu çok ama çok sevdiğini dile getirdi. Ve Arzu mutfakta, ailesi işteyken kolladığı fırsatı bulduğunu ve bunu acilen kullanması gerektiğini düşündü. Hemen kardeşinin odasına gitmeyi aklından geçirdi. Ama son anda onun uyuyor olabileceği ihtimalini göz ardı etmedi. Buna rağmen odaya girdi. Kardeşi uyumuyordu. Yatakta uzanıyordu. Buse hemen Berrak ın yanına gitti. Onun elini tuttu. Uzun süre bakıştılar. Derken Berrak ın şaşırmış yüz ifadesi yavaş yavaş gülümsemeye dönüştü. Buse de gülümsedi ve: -Seni çok seviyorum bir tanecik kardeşim, dedi. Berrak sanki anlamış gibi elini sımsıkı tutmaya devam etti. Abla kardeş mutluydular. İkisi de sadece gülümsüyordu. Buse, uzun süre Berrak ın elini bırakmadı. Kardeşini yakalamıştı, bırakmaya da niyeti yoktu. Dokuz ayın ve üstüne kardeşine tek bir laf etmediği ayları sayarsak Buse, Berrak a hasret kalmıştı. Şimdi bu hasretini tatlı gülümseme ve masum bir sevgi ile dile getiriyordu BANU KÜCE 8. Sınıf Öğrencisi

12 TÜNEL ÇOCUKLARI O gün okulun son günüydü. Artık sabahın yedisinde kalkıp okula yetişmek bitiyordu. Yine klasik bir davranış olarak Dünya geç kalktı o sabah. Neşeyle okula gitti. Müthiş sekizli okulun son günü de beraberdi. Seneye lise bir oluyorlardı. Dünya, Güliz ve Derya klasik sabah dedikodularını yapmak üzere çiçekli bahçeye yönelmeden önce erkeklere Günaydın. Dediler. Sonra dersler başladı ve çabuk geçen zaman çabucak karnelerini alıp tatile daldılar. Zavallı Okan yine bütün dersleri beş olduğundan o günün şakalarının konusu olmuştu. Can ise üç beş kırığının yanında duran dördüyle millete hava atıyordu. Buluşmak üzere sözlenip evlerine gittiler. Birkaç saat sonra gözlem kulesinin arkasındaki koruluktaydılar. İşte yaz başlıyordu. Kızlar okul eteklerini atmış, şortlarını giymiş cıvıl cıvıl olmuşlardı. Hakan la alp hemen atıldılar. İşte plan buydu; tren tünelinin üstüne çıkmak, dönüşte de yandaki eriklerle elmaları toplamak. Gözlem kulesinden saklanarak tren yolunun yanına geldiler. İlk seferi Güldünya yapıyordu. Makinistler geçen yazdan çocuklara alışkındılar. Hele Hakan la Alp i asla unutamazlardı, çünkü geçen yaz az daha ikisi birden trenin altında kalıyorlardı çılgınlıkları yüzünden. Her yaz günü olduğu gibi makiniste selam verip tünelin tepesine çıktılar. İlk çıkan Kaan la Derya oldu. İkisi de yüzücüydü eskiden. Arkadan gelen iki şişkoyu, Can la Okan ı da bekleyip tünelin üstünde ağaçların

13 gölgesinde top oynamaya başladılar. Derken Güliz le Dünya nefis sandiviç, kurabiye ve içecekler çıkartınca oyun durdu. Tam o sırada gün içindeki beşinci seferi yapan 23 Nisan geçiyordu. Bir an çocukların gözleri daldı. Bu trenin ismi daha konmamışken tam bu tünelin altında bozulmuş bir haftalığına çocukların oyun yeri ve en büyük eğlencesi olmuştu. O günlerde bozulmuş trenle ilgilenmek üzere gelen yetkili kişiler bunu görmüş ve çocuklara trenin ismini koymalarını önermişti. Çocuklar pür dikkat tartıştıktan sonra onca emek verip gösteri yaptıkları günü, 23 Nisan ı isim olarak seçmişlerdi. Çocuklar yemeklerini yedikten sonra tekrar top oynamaya başladılar. Derken Güliz kendisinden beklenmeyecek bir şey yapıp trenin üstünde gitmenin uçmak gibi olacağından bahsetti. Sonradan çok pişman oldu. Ama artık çok geçti laf ağızdan çıkmıştı bir kere. Hakan la Alp hemen kızcağızın çevresini sardılar. Ne kadar iyi bir fikir bulduğunu söyleyip bu fikri övmeye başladılar ve hemen nasıl yağacaklarını planladılar. Az sonra Remzi Paşa isimli tren buradan geçecekti ve tam tünelin altından geçerken her zaman olduğu gibi yavaşlayacaktı. İşte tam bu sırada Hakan ya da Alp trenin üstüne atlayacaklardı. Ne delice bir fikirdi. Şişkolar hemen karşı çıktılar. Siz delirdiniz mi? Düşüp, sakatlanıp, tatili hem bize hem kendinize zehir etmek mi istiyorsunuz? diye çıkıştı Can. Anne babalarınızdan işiteceğiniz azar da cabası diyerek deminki sözleri pekiştiren Okan ın üstüne o tünelin hayranı olan Kaan la Derya da eğer Hakan la Kaan a bir şey olursa bir daha anne babalarının tünele gitmelerine izin vermeyeceğini ve tünelsiz yapamayacaklarını anlattılar. Ama ne fayda? İki delinin bir kulağından bile girmeyen bu sözler toz olup gitmişti. İlk atlayışı yapacak olan Hakan beklemeye başladı. Bu sırada Güliz in pişmanlığı görülmeye değerdi. Tam anlamıyla dizlerini dövüyordu. Dünya arkadaşının bu halini görmeye daha fazla dayanamadı, gitti Kaan la Alp i bir güzel azarladı, tam onları vazgeçirmişti ki yaklaşan Remzi Paşa nın düdüğü bütün çabasını boşa çıkardı. Makinist her zamanki tepkisiz haliyle kullandığı treni yavaşlattı, öyle ki tren nerdeyse duracaktı. Son iki vagon geçerken Hakan atladı, hafif sendeleyerek sondan ikinci vagonun üstüne düştü. Hemen toparlanıp bağdaş kurdu ve arkadaşlarına el sallamaya başladı. Şansına o sırada gözlem kulesindeki adam yemek yiyordu da onu görmedi, yoksa elinden çekeceği

14 vardı. Biraz daha oturup tren hızlanmadan çimenlerin üstüne atlayıp arkadaşlarının yanına koştu. Şimdi atlama sırası Alp teydi. Ali Paşa nın düdüğü öttü; yaklaştı. Allahtan makinist Alp in atlamayı düşündüğünü anlayıp son bir ümit frene yüklendi ama artık çok geçti. Alp düşercesine atlarken dengesini kaybetti ve iki vagonun arasına düştü, attığı çığlık her şeyi anlatmaya yetmişti. Koca tren durdu ve makinist koşa koşa Alp in yanına gitti. Çocuğun kanlar içindeki bacağını görünce deliye döndü. Azarlamak istedi ama yapamadı. Zavallı afacan bayılmıştı, aksi bile olsa adamın yüreği azarlamaya elvermezdi. Hemen gözleme kulesindeki adama haber verdi ve bir güzel azarladı onu. Birkaç saat sonra bütün çocuklar, anne babalar ve Alp le birlikte şehirdeki hastanedeydiler. Güliz olaylardan kendini sorumlu tutuyor ve Alp in elini bırakamıyordu. Onu ameliyata aldıklarında Güliz e de sakinleştirici verdiler. Sonunda Derya yla Dünya Güliz i su içmesi ve biraz soluklanabilmesi için kafeteryaya inmeye ikna edebilmişlerdi. Zavallıcık ağlamaktan, pişmanlıktan, üzüntüden perişan olmuştu. Alp in annesi kızcağızı yatıştırmaya uğraşıyordu ama kendisi de ondan farklı değildi. Derken Hakan ın babası geldi, o da teselli etmeye çalıştı ama işe yaramadı, Hakan ı bir güzel payladı. O sırada ameliyathaneden çıkan doktoru gören Güliz onun yanında bitiverdi. Doktor ameliyatın başarılı geçtiğini fakat en az üç ay yürümemesini yatıp dinlenmesini söyledi. Bir kötü haber daha vardı. Üç ay yattıktan sonra normal yürüyebilmesi için çok uzun bir süre gerekecekti. Bu sürede de koltuk değneklerine mahkûm olacaktı. İki saat sonra Güliz gözlerini bir hastane odasında açtı. Diğer yatakta Alp yatıyordu. Çevrelerinde ise arkadaşları toplanmıştı. Güliz, Alp in iyi olup olmadığını görmek için ayağa kalkmak istedi ama Dünya yla Derya onu tutup Dur bakalım küçük hanım, bugün kendini fazlasıyla yordun ve boş yere yeterince üzüldün, Alp iyi olacak merak etme, sen şimdi yat dinlen, çünkü sana da bir şey olursa bizim halimiz ne olur sen düşün. dediler. Güliz de lafları ikiletmeden yattı. Ama Alp i düşünmeden edemiyordu. Doktorlar Alp i muayene etmeye geldiklerinde Güliz hala uyuyordu, ama her ihtimale karşı Güliz i de muayene ettiler. Çocukların yanında refakatçi olarak kalan Alp in annesi ile Güliz in annesi Handan Hanım doktorların suratını görünce afalladılar. Doktorlar hemen Güliz i başka bir odaya aldılar. Saatler geçmek bilmiyordu. Alp in acısı yetmezmiş gibi bir de Güliz çıkmıştı.

15 Birdenbire Alp in sesiyle irkildiler, uykusunda konuşuyor arka arkaya Güliz den özür diliyordu çünkü doktorlar ona ayık kaldığı birkaç saniye içinde dışarıdaki kızlardan birinin devamlı pişmanlıktan bahsettiğini söylemişlerdi. Derken uyandı. Güliz in nerede olduğunu sordu ama cevap alamadı. Sessiz bir bekleyiş başladı. Bir saat daha, iki saat daha derken Güliz i getirdi doktorlar. Soru yağmuruna dayanamayarak Güliz in kalbinin çok yorulduğunu ve biraz daha gecikselermiş kalp spazmı geçirebileceğini söylediler. Bunu nedeninin ise yorgunluk, kendini çok üzmesi, yemek yemeden tek bir şeye odaklanması gibi şeyler olabileceğini söylediler. İki gün sonra Güliz le Alp yeniden kasabadaydı. Alp ve Hakan ın düşüncesizce yaptığı hareket yüzünden hem Alp sakatlanmıştı hem de Güliz az daha spazm geçiriyordu. Önce Alplerin evine gidildi böylece sekiz arkadaş tekrar bir araya gelebildi. Güliz heyecanlanmasın ve üzülmesinler diye alakasız ama bir o kadarda sakin konulardan konuştular. O günden sonra hayatlarının en acı dersini almış olan Hakan ve Alp bir daha böyle çılgınlıklar yapmadılar, yapamadılar. Çünkü tünel artık onlara yasaktı. Güliz sık sık Alp in evine gidiyordu. İkisinin de evi yan yanaydı. Ayrıca kasabanın doktoru ikisini de sık sık muayene ediyordu. Diğer çocukların evleri biraz daha uzaktı. Üç ayın sonunda Güliz le Alp her sabah yürüyüş antrenmanları için buluşmaya başladılar. Gittikçe daha sıkı arkadaş oluyorlardı. Çünkü bu yürüyüşlerde diğer arkadaşları onlara çok sık katılamıyordu. Gel zaman, git zaman Alp eski haline geldi. Bu sırada aradan yıllar geçmiş, çocuklar on dokuz yaşına gelmişti. Ancak Güliz için tehlike hala sürüyordu. Bu da yürüyüşlerin devam etmesi anlamına geliyordu. Doktorlar Güliz in durumunun düzelmeye başladığını görüyorlardı. Fakat bir gün muayenede doktorun suratı sapsarı oldu. Çünkü Güliz kötüleşmişti. Güliz in halinden kendini sorumlu tuttuğu için her muayenede onun yanında duran Alp doktoru dinledikten sonra ne yapabileceklerini sordu. Doktor şaşırmıştı. Çünkü Güliz in nasıl bu hale geldiğini anlayamamıştı. Güliz i hemen hastaneye kaldırdılar. Durumu ağırdı bu sefer perişan olan yalnız Güliz in ailesi değildi. Alp in gözüne uyku girmiyordu. Güliz in annesi Handan Hanım ın ısrarlarına aldırmadan gece kadıncağızın yanında kaldı. Güliz in babası iş için altı aylığına yurtdışına gitmişti, bu olağandışı bir durumdu. Babasının işi genellikle kasabada ya da en fazla başka bir şehirde olurdu. Aksilik bu ya tam da Güliz in

16 rahatsızlandığı zamana denk gelmişti. Alp in Handan Hanım la birlikte kalmasının nedenlerinden biri de onu yalnız bırakmamaktı. Bir hafta hastanede geçtikten sonra doktorlar kesin kanıya vardılar. Derhal kalp nakli yapılmayıydı. Bu aylar sürerdi, bir kalp bulunacaktı üstelik kalp nakli bekleyen bir sürü kişiye rağmen ve beklide Güliz bu listede sonuncu sırada olacaktı, sonra, bulunan kalbin Güliz e uyup uymama sorunu vardı. Bu duruma mucize mi denir felaket mi denir bilinmezdi, ancak Güliz in durumu o denli ağırlaşmıştı ki doktorlar onu sıranın başına aldılar, kalp nakli yapıldı. Bu kalp Güliz in yaşlarında birine aitti. Zavallıcık genç yaşta can vermişti. Yaptıklarının bedelini yeterince hatta fazlasıyla ödeyen Hakan la Alp in durumu içler acısıydı. Arkadaşlarının ölümün kıyısından dönmesi onları tünele bir kez daha küstürtürdü. Çünkü çocukça davranışlarının bedelini müebbet pişmanlık cezasıyla ödediler. FATMA GÜLFEM BAŞAK 8.Sınıf Öğrencisi

17 Minik Gül Güneş, önündeki engelleri, bulutları aşmış, gökyüzündeki yerini almış pırıl pırıl parlıyordu. Ormandaki canlılar için bir gün daha bitmiş; yeni bir gün başlamıştı. Hayvanlar uykularından uyanmışlardı. Karınları çok açtı. Hem kendileri için hem de yavruları için yemek aramaya başladılar. Aralarından bazıları şanslıydı. Çünkü onlar çoktan avlarını bulmuş; afiyetle yiyorlardı. Yemek yiyenlere saldırmanın pek akıllı bir yol olmayacağını doğa öğretmişti onlara. Bu yüzden hiç vakit kaybetmeden kendi avlarını bulmaya başladılar. Çiçekler ise çoktan uyanmışlar hatta güneşi bile selamlamışlardı. Ormana renk katan bu çiçeklere herkes hayrandı. Ormana yürüyüşe gelen herkesin gözüne çarpan ilk şey bir doğa harikası olan bu çiçeklerdi. Onların arasında en güzeli bir tane güldü. Şu ana kadar hiç kimse onu dalından koparmaya kıyamamıştı. Gerçi birkaç gün önce filizlenmişti. Zamanla daha güzel güller açacaktı. O günün akşamı ilk defa yağmurla tanıştı minik gül. İlk başlarda çok korksa da zamanla alıştı ve her çiçek gibi sevmeye başladı yağmuru. Yaprakları artık daha parlak görünüyordu. Geceyi aydınlatan Ay değil oydu sanki. Uyuyamadı o gün minik gül. Yağmuru seyre daldı. Hayran kalmıştı adeta. Düşünüyordu devamlı. Yağmur nasıl oluyor da bu kadar zevk verebiliyordu? Nasıl ıslatabiliyordu her yeri? Bu düşüncelerle beraber uykuya daldı. Sabah uyandığında hala ıslaktı. Hala büyüsünden kurtulamamıştı yağmurun. Ayak sesleri duydu. Sonra karşısında iki tane insan gördü. Kim olduklarını ve amaçlarını bilmiyordu.

18 Onlar Ramazan Bey ile Selen Hanımdı. Onlar buraya çiçek toplamak ve onları çiçekçilere verip satmak amacıyla gelmişlerdi. Bütün çiçeklere baktılar. Teker teker hepsini incelediler. Hepsi de birbirinden güzel çiçeklerdi. Birkaç tanesini topladılar. Ama sıra o güle gelince hiç düşünmeden onu almaya karar verdiler. Gülün ise olanlardan hiç haberi yoktu. Koparıldığında kökünde büyük bir acı hissetti. Bu acı kısa bir süre sonra bütün bedenini sardı. Ramazan Bey onları içi su dolu olan küçük bir vazonun içine koydu. Acısı biraz azalmıştı ve kendini rahat hissediyordu. Yaşadığı ormana son bir kez baktı. Sonra da Ramazan Beyin arabasının içinde oradan uzaklaştı. Karanlık bastırmaya başlamıştı. Minik gülün ise uykusu gelmişti. Kısa süre sonra uyudu. Uyandığında bambaşka bir dünyadaydı sanki. Hiç bilmediği, görmediği bir yere gelmişti. İlk başta kendini rüyada zannetmişti. Daha sonra gerçek olduğunu anladı. Burası bir çiçekçiydi. Sahibi de Feride Hanımdı. Feride Hanım yıllardır bu işle uğraşıyordu. Kendisi çok yoksuldu ama hiçbir zaman bundan şikayet etmemişti. Zamanını çiçek sattığı sokakta oturan insanlarla sohbet ederek ve çiçeklere bakarak geçirirdi. O sokakta oturup da onu tanımayan, onunla sohbet etmeyen insan yoktu. Gül, sokağı çok sevmişti. Farklı insanlar tanımış ve hepsini de çok sevmişti. Özellikle kendisiyle ilgilenen çiçekçiyi hepsinden daha çok sevmişti. Bazen aklına orman gelip arkadaşlarını özlese de sokağın güzel manzarası bu özlemi alıp götürüyordu. Aradan uzun zaman geçmiş ve kış gelmişti. Soğuk iyiden iyiye hissediliyordu. Feride Hanımın üzerindekiler ona ince gelmeye başlamıştı. Sokakta yaşayanlar ona her kış olduğu gibi ona giyecek bir şeyler verdiler. Feride Hanım yeni giysilerini hemen üstüne giydi. Sımsıcak olmuştu artık. Kendini çok rahat hissediyordu. Minik gül de artık yeterince güneş göremiyor, özgür olamıyordu. Çünkü her dakika yağmur yağıyor ve kendisiyle beraber bütün çiçeklerin üstü naylonla örtülüyordu. Yine de hayatından memnundu. Sabah olduğunda hava hala karanlıktı. Güneş birkaç haftadır yüzünü göstermiyordu. Merve çalan saatini kapatarak uyandı. Daha fazla uyumak istiyordu ama bir yandan okula gitmesi gerekiyordu. Geç kalmamak için çabucak kalktı, kıyafetlerini giydi ve yüzünü yıkamak için lavaboya indi. Merve çiçekçinin olduğu sokakta yaşıyordu. Lise 2 ye gidiyordu. Annesi avukattır. Babası ise doktordur. Bir abisi vardır. Merve 5 senedir bu evde yaşıyordur. Merve servis beklerken genellikle Feride Hanımla sohbet eder, onunla dertleşirdi. Ellerini yıkadıktan sonra kurulamadı. Her zaman abisi ona gıcıklık yapardı. Bu sefer o abisini sinir etti. Buz gibi elleriyle abisi uyurken onu ıslattı. Abisi de doğal olarak çığlığı bastı. Sonra Merve ve abisi birbirileriyle şakalaşmaya başladı. Annesinin kahvaltıya çağırması üzerine Merve kahvaltı etmeye gitti. Merve nin dağılmış saçlarını ve kıyafetinin halini görünce annesi ne olduğunu sordu. Merve de annesine olanları anlattı. Annesiyle bir süre bunun üzerine gülüştüler ve kahvaltı masasına oturdular. Bir süre sonra abisi ve babası da onlara katıldı. Annesi Dilek Hanım olanları babası Kemal Beye anlattı. Bütün aile tekrar kahkahaya boğuldu. Bunu fırsat bilen Merve nin abisi Ozan kardeşine tekrar sataşmaya başladı. Bu şakalaşma Merve nin okula gitme saatinin gelmesiyle son buldu. Merve saçını, kılık kıyafetini son bir kez düzelttikten sonra annesi

19 ve babasına iyi işler diledi. Onları ve abisini de öptükten sonra aşağıya, servisini beklemeye indi. O sırada Feride Hanımın bir müşterisi vardı. Müşterisi gittikten sonra sohbet etmeye başladılar. Minik gül uykudan uyanmış güneşin keyfini çıkarıyordu. Naylondan kurtulmuştu. Merve yi ilk kez görüyordu. Onu çok sevmişti. Çok güzel bir kızdı. Gül de bütün güzelliğini ortaya çıkarmış; Merve nin onu görmesini bekliyordu. Nihayet Merve gülü gördü ve adeta aşık oldu. Feride Hanım ile bir süre gülün hakkında sohbet ettiler. Merve servis gelene kadar gülün yapraklarını sevdi. Gül bundan çok hoşlanmıştı. Servis gelince Merve minik güle kocaman bir öpücük gönderip servise bindi. Gül Merve gelene kadar etrafı seyretti. Sokağın güzelliği onu hala büyülüyordu. Ona bütün insanlar tarafından atılan neşeli bakışlar, gönderilen öpücükler onu daha neşeli kılıyordu. Tabi Feride Hanımın ona olan özel ilgisi herkesi kıskandıracak nitelikteydi. Boş zamanlarında sadece gülü okşardı Feride Hanım. Ona özel sulama saatleri vardı. Daha önce hiçbir güle bu kadar bağlanmamıştı. Gül bu düşüncelerle epey zaman harcamış ve dalmıştı. Çünkü Merve çoktan gelmiş, Feride Hanımla sohbet ediyordu. Tek başına değildi bu sefer. Yanında bir erkek arkadaşı vardı. Onu tanımıyordu. Ama Merve ve Feride Hanımla iyi anlaşıyordu. Kısa süre konuşmalarını dinledikten sonra onun kim olduğunu anladı. Derin Merve nin anaokulundan arkadaşıydı. Anneleri arkadaş olduğundan hep aynı okula düşmüşlerdi. Derin Merve den bir yaş büyüktü. Onlar hep beraber ders çalışırlardı. Yine öyle bir sebepten dolayı Derin Merve nin evine gelmişti. Merve gülü Derin e gösterdi. Derin de gülü çok beğendi. Hayatında hiç bu kadar güzel bir gül görmemişti. Feride Hanım bunu fırsat bilerek başladı gülün hikâyesini anlatmaya. Derin bunu duyunca daha bir etkilendi gülden. Uzunca bir süre gülün hakkında konuştuktan sonra yukarı çıktılar. Merve ve Derin eve girdikten sonra da hala gül hakkında konuşuyorlardı. Evde kimse yoktu. Dilek Hanım ve Kemal Bey işte, Ozan da üniversitedeydi. Hemen Merve nin odasına geçtiler. Merve her ne kadar evde kimse olmadığını düşünse de abisi evdeydi. O, Derin i pek sevmiyordu. Onun kardeşine zarar vereceğini düşünüyordu. Merve ile Derin ilk önce sohbet ettiler. Geçen günlerden konuştular. Ama Merve nin aklı hala güldeydi. Onu caddeden ayırmak istemiyordu ama birine satılacağından korkuyordu. O yüzden gülü ne yapıp ne edip eve getirmek istiyordu. Derin Merve nin moralinin bozuk olduğunu anlamıştı. Ne olduğunu sorduğunda Merve bir cevap vermedi. Birkaç kez daha sorduğunda gene cevap alamayınca daha fazla üstüne gitmedi. Sonra derse geçtiler. Merve nin yarın edebiyat sınavı vardı. Derin Merve ye eksik olduğu konuları sordu. Merve de söyledi. Derin dersi anlatmaya başladı. Merve dersi dinlemeye çalışıyordu ama olmuyordu. Aklı hep güle gidiyordu. Özel günleri hatırlamaya çalıştı ama önünde kendi doğum günü olan yarından başka özel gün yoktu. Derin Merve nin kendisini dinlemediğinin farkındaydı. Ona daha önce sorduğu soruyu yani moralinin niye bozuk olduğunu sordu. Merve yine aynı cevabı verdi. Bunun üzerine Derin Merve nin kendisine açılabileceğini söyledi ama işe yaramadı. Biraz daha ders çalıştıktan sonra Derin eve gitti.

20 Merve Derin i hiç dinlememiş, hep gülü düşünmüştü. Sınava nasıl gireceğini merak ediyordu. Acaba soruları yapabilecek miydi? Ders çalışmaya başladı. Gülün hala orada olup olmadığını merak ediyordu. Camdan dışarı baktı. Evet, gül hala oradaydı. Feride Teyzeye bir sorayım, diye düşündü. Aşağıya indi. Feride Hanımın yanına gitti. Gülü birine satıp satmayacağını sordu. Feride Hanım güle bir kez baktı. Satmayacağını söyledi. Merve nin içi rahatladı. Ondan asla ayrılmak istemiyordu. Güle içtenlikle gülümsedi. Merve yukarı çıktı ve dersini çalışmaya koyuldu. Gül neler olduğunu anlamamıştı ama kendisiyle ilgili olduğunu biliyordu. Feride Hanıma sormak istiyordu ama ağzı, dili, konuşacak bir aracı yoktu ki. Elbet bir gün öğrenecekti. Beklemeye başladı. Gece olmuş, karanlık bastırmıştı. Feride hanım çiçeklerinin üstüne naylon örtmüş, onları kamyona yüklemiş, evine götürüyordu. Gül giderken Mervelerin evinin içine baktı. Merve camdan dışarı bakmış bir şeyler düşünüyordu. Merve Feride Hanıma ve güle onlar evin önünden geçerken el saldı. İyi geceler diledi. Feride Hanım da ona öpücükler yolladı. Gül yol boyu Merve nin ne derdi olduğunu düşündü durdu. Sonra da derin bir uykuya daldı. Merve camın önünden uzaklaştı. Bir yandan yarınki sınavını düşünüyor, diğer bir yandan ise gülü düşünüyordu. Ama yarının onun için bir önemi daha vardı. Yarın Merve nin doğum günüydü. Merve henüz bunun farkında değildi. Merve vakit kaybetmeden odasına geçti, yatağına uzandı. Onu gülden ve sınavından başka rahatsız eden bir sorunu daha vardı ama onu bir türlü bulamıyordu. Derken telefonuna bir mesaj geldi. Mesaj Derin dendi. Nasıl olduğunu soruyordu. Merve o anda sorunun ne olduğunu anladı. Sorun Derin in kalbini bilmeden kırmasıydı. Onu boşu boşuna yormuş ve üzmüştü. Hemen Derin i aradı. Bir süre havadan sudan konuştular. Sonra Merve Derin den özür diledi. Derin ise Merve ye neden özür dilediğini sordu. Merve Derin e açıklamasını yaptıktan sonra Merve nin içi çok rahatladı. Rahatça yatağına uzandı ve ders çalışmaya başladı. Anlamadığı konuları tekrar etti ve işi bitince pijamalarını giydi, yatağına uzandı. Hayat ne kadar garip, diye düşündü. Ve uykuya daldı. Sabah uyandığında kendini çok enerjik hissediyordu. Hayatında hiç olmadığı kadar mutluydu. Çabucak uyandı, üstünü giyindi. Yüzünü de yıkadıktan sonra sofraya oturdu. Annesini onu görünce çok şaşırdı. Neden bu kadar erkenci olduğunu sordu. Merve de annesine duygularını anlattı. Kahvaltısını da yaptıktan sonra hemen aşağıya, gülün yanına gitti. Gülü yeniden görmenin keyfini yaşıyordu. Onu çok özlemişti. Her zaman olduğu gibi Feride Hanımla konuşmaya başladılar. Ama bu seferki konuları çok farklıydı. Bu sefer güzel gül hakkında konuşuyorlardı. Merve gülü yine okşadı durdu. Servis gelince de yine her zaman olduğu gibi vedalaştılar gülle. Merve sınav için çok heyecanlıydı. Sınavı ilk ders olacaklardı. Merve son bir kez konulara baktı. Merve daha defterini çıkaramadan edebiyat öğretmeni sınıfa geldi ve sınav başladı. Merve sınavı hızla bitirdi. Oysa daha yirmi dakikası vardı. Yaptığı cevapları son bir kez daha kontrol etti, yanlış yaptıklarını düzeltti. Sonra da edebiyat öğretmenine kâğıdını teslim etti. Zil çaldıktan sonra ilk işi Derin i bulmak oldu. Ona sınavının iyi geçtiğini söyledi Derin de onu tebrik etti. Bu sırada minik gül etrafı izliyor, bir yandan da Merve yi düşünüyordu. Okulunun bir an önce bitmesini istiyordu. Onu çok özlemişti.

21 Gül onu sabırsızlıkla beklerken servis geldi. İçinden Derin ve ardından Merve indi. Merve ye sımsıkı sarılmak istiyordu. Ama doğanın kanunları buna izin vermiyordu. O gelemese de Merve hemen gülün yanına koştu. Onu okşadıktan sonra yukarı çıktı. Derin ise ona daha sonra geleceğini söyledi. Merve nin yukarı çıktığından emin olunca Feride Hanıma gülü satın alıp alamayacağını sordu. Feride Hanım Derin i her ne kadar çok sevse de gülden ayrılmak istemiyordu. Feride Hanım bunun mümkün olmayacağını söyledi. Derin büyük hayal kırıklığı yaşadı. Derin onu kendisine değil, Merve ye alacağını, bugün Merve nin doğum günü olduğunu, ona çok güzel bir hediye vermek istediğini söyledi. Bunun üzerine Feride Hanım durumun ciddiyetini kavradı ve gülü Derin e vermeye kara verdi. Onu birkaç güzel çiçeğin yanında koyup, güzel bir buket yapıp Derin e verdi. Derin çok mutluydu. Çiçeği aldı, Çok teşekkür etti ve doğruca Mervelerin evinin yolunu tuttu. Mervelerin evine vardığında nefes nefese kalmıştı ve oldukça heyecanlıydı. Kapıyı çaldı. Kapıya şans eseri Merve çıktı. Merve ye elindeki buketi verdi. Merve gülü görünce çok sevindi. Hemen Derin in boynuna atladı. Derin de ona sıkıca sarıldı. Merve o anda hatırladı bugün doğum günü olduğunu. Aldığı en güzel doğum günü hediyesiydi. Hemen çiçekleri evdeki en güzel vazoya yerleştirdi. Derin e tekrar çok teşekkür etti. Uzun süre gülün karşısında sohbet ettiler. Merve nin annesi ve babasının gelmesiyle Derin kalktı. Merve ye nice mutlu yaşlar diledi ve kendi evinin yolunu tuttu. O gün evde müthiş bir parti vardı. Sanki Merve nin değil de bir başkanın doğum günüydü. Gül kendisine ne olduğunu daha yeni anlamıştı. Olmak istediği yere sonunda ulaşmıştı. Merve nin yakınında olmak ve ona zor zamanlarında güç vermek en büyük hayaliydi. Onun da doğum günüydü bir bakıma. Yeni bir hayata başlıyordu. Artık caddelerde insanlar onu görüp ay ne güzel çiçek diye bakmayacaklardı ona, Feride Hanımı bir daha göremeyecekti belki de ama yeni yaşamı onun için daha iyi olacaktı. Dilek Hanımla, Kemal Beyle, Merve yle, Ozan la vakit geçirmek, onların evlerindeki sıcak, sevgi dolu havayı solumak, naylon poşetle örtülmemek onu daha huzurlu kılacaktı. Merve nin doğum günü belki de hayatının en güzel doğum günüydü. Bunu güzel kılan da tabi ki Derin in hediyesiydi. Odasına giderken çiçeği de yanında götürdü. Annesi çiçeğin sağlığını etkileyeceğini düşünüp buna izin vermese de Merve yanında götürmek için annesine yalvardı adeta. Annesi de onu kırmayıp başucunda durmaması şartıyla izin verdi. Çiçeği en güzel ve göze çarpan yere yerleştirdi. Sonra da minik güle iyi geceler dileyip uykuya daldı. Minik gül de Merve ye son bir kez baktıktan sonra uykuya daldı. Ömrünün sonuna kadar aynı evde yaşayacaklardı gülle Merve. Tabii aynı odada da. Birlikte çok şey paylaşmış ve paylaşacaklardı. Derin le olduğu gibi onlar da dost olacaklardı. Bugünün bitmesini istemiyordu. Zihninde hala o an canlanıyordu. Derin in buketi kendisine verişi, Derin in ona sarılışı, onun Derin e sarılışı. Birden içini büyük bir korku kapladı. Aklına gülün bu diyardan göçüp gideceği gelmişti. Bunu kabullenmesi ve kendini alıştırması gerekiyordu. Elbet her canlı gibi gül de ölecekti ama Merve onu asla unutmayacaktı. Gülün yeri onun kalbinde çok büyüktü. Onun yerini başka kimse dolduramazdı. Onun yeri Merve nin kalbinde o bu dünyadan göçüp gitse de var olacaktı. AZRA ÇINAR 8/A

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) İmtiyaz Sahibi Adına Ramazan BALCI Okul Müdürü Fatma BAŞA ( Özel Eğitim Öğretmeni ) Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI ( Görsel Sanatlar Öğretmeni

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ : 2014 2015 Μάθημα : Τουρκικά Επίπεδο : Ε1 Διάρκεια : 2 ώρες

Detaylı

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu İgi ve ben Benim adım Flo ve benim küçük bir kız kardeşim var. Küçük kız kardeşim daha da küçükken ismini değiştirdi. Bir sabah kalktı ve artık kendi ismini kullanmıyordu. Bu çok kafa karıştırıcıydı. Yatağımda

Detaylı

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.

Detaylı

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire annesi öldüğü zaman çok üzüldü. Simbegwire ın babası, kızıyla ilgilenmek için elinden gelenin en iyisini yaptı.

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI T105004 ADI SOYADI NOSU UYRUĞU SINAV TARİHİ ÖĞRENCİNİN BÖLÜM Okuma Dinleme Yazma Karşılıklı Konuşma Sözlü Anlatım TOPLAM

Detaylı

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.

Detaylı

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMİ BİR DERS Genç adam evlendiğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara

Detaylı

Herkese Bangkok tan merhabalar,

Herkese Bangkok tan merhabalar, Herkese Bangkok tan merhabalar, Başlangıcı Erasmus stajlarına göre biraz farklı oldu benim yolculuğumun aslında. Dünyada mimarlığın nasıl ilerlediğini öğrenmek için yurtdışında staj yapmak ya da çalışmak

Detaylı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen Yayın no: 168 SAYGI VE HÜRMET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 18 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu

Detaylı

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu! Kaybolmasınlar Diye Mesleğini sorduklarında ne diyeceğini bilemezdi, gülümserdi mahçup; utanırdı ben şairim, yazarım, demeye. Bir şeyler mırıldanırdı, yalan söylememeye çalışarak, bu kez de yüzü kızarırdı,

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ www.armtr.org Yazan: Billur Demiroğulları Çizen: Yasemin Erdem Kontrol: Özlem Küçükfırat Bilgi (Çocuk Gelişim Uzmanı) Bu hikaye kitabının her türlü yayın hakkı Anorektal

Detaylı

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi daha çok sevdiğimiz bir dağ köyünde doğup büyüdüm. Uzak

Detaylı

DEMET İN PAMUK DEDESİ İLE AŞÇI NİNESİ

DEMET İN PAMUK DEDESİ İLE AŞÇI NİNESİ DEMET İN PAMUK DEDESİ İLE AŞÇI NİNESİ Bir yaz mevsimiydi. Demet okulların kapanmasına sevinmiş, evlerinin bahçesinde koşturuyor ve bisiklet sürüyordu. Bisikleti babası ona derslerindeki başarısından dolayı

Detaylı

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa

Detaylı

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή: ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΓΙΔΤΘΤΝΗ ΜΔΗ ΔΚΠΑΙΓΔΤΗ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ ΜΑΘΗΜΑ: ΣΟΤΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: Γ ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011

Detaylı

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin. Bu kitapçığı, büyük olasılıkla kısa bir süre önce sevdiklerinizden biri size cinsel kimliği ile biyolojik/bedensel cinsiyetinin örtüşmediğini, uyuşmadığını açıkladığı için okumaktasınız. Bu kitapçığı edindiğiniz

Detaylı

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. TATÍLDE Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. Ízin zamanı yaklaşırken içimizi bir sevinç kaplar.íşte bu yıl da hazırlıklarımızı tamamladık. Valizlerimizi

Detaylı

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda Bir gün sormuşlar Ermişlerden birine: Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır? Bakın göstereyim demiş Ermiş. Önce sevgiyi dilden gönle indirememiş olanları çağırarak onlara

Detaylı

AĞIR ÇANTA. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız. 1- Fatma evden nasıl çıktı? 2- Fatma neyi taşımakta zorlanıyordu?

AĞIR ÇANTA. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız. 1- Fatma evden nasıl çıktı? 2- Fatma neyi taşımakta zorlanıyordu? AĞIR ÇANTA Fatma o sabah evden çok zor çıktı. Akşam geç yatınca sabah kalkması zor oldu. Daha kahvaltısını yapamadan çıkmak zorunda kaldı evden. Okula geç kalacaktı yoksa. Okul yolunda çantasını taşımakta

Detaylı

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir? ALTIN BALIK Bir zamanlar iki balıkçı varmış. Biri yaşlı, diğeriyse gençmiş. İki balıkçı avladıkları balıkları satarak geçinirlermiş. Bir gün yine denize açılmışlar. Ağı denize atıp beklemeye başlamışlar.

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ 2011-2012 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: 1 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: 2013-2014 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: Ε3 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler. ENGİN VE İKİZLER ALIŞ VERİŞTE Hastane... Dr. Gamze Hanım'ın odası, biraz önce bir ameliyattan çıkmıştır. Elini lavaboda yıkayarak koltuğuna oturur... bu arada telefon çalar... Gamze Hanım telefon açar.

Detaylı

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin Bir bahar günü. Doğa en canlı renklerine büründü bürünecek. Coşku görülmeye değer. Baharda okul bahçesi daha bir görülmeye değer. Kıpır kıpır hareketlilik sanki çocukların ruhundan dağılıyor çevreye. Biz

Detaylı

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor. OKUMA - ANLAMA: ÖĞRENCİLER HER GÜN NELER YAPIYORLAR? 1 Türkçe dersleri başladı. Öğrenciler her gün okula gidiyorlar, yeni şeyler öğreniyorlar. Öğretmenleri, Nazlı Hanım, her Salı ve her Cuma günü sınav

Detaylı

TÜRKÇE PAMUK DEDE soruları yukarıdaki metne göre cevaplayınız. 1) Aşağıdakilerden hangisi Pamuk dede nin yaptığı işlerden birisi değildir?

TÜRKÇE PAMUK DEDE soruları yukarıdaki metne göre cevaplayınız. 1) Aşağıdakilerden hangisi Pamuk dede nin yaptığı işlerden birisi değildir? ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok TÜRKÇE PAMUK DEDE Pamuk dede hiç durmadan çalışıyordu. Çünkü o çalışmayı çok seviyordu. Her

Detaylı

Mutlu Haftalar! Mutlu Ramazanlar! ilkokul1.com

Mutlu Haftalar! Mutlu Ramazanlar! ilkokul1.com Mutlu Haftalar! Mutlu Ramazanlar! ilkokul1.com Emrah & Elvan PEKŞEN ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok Adı-Soyadı:... yalancı

Detaylı

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

(22 Aralık 2012, Cumartesi) GRUP A. 2012-2013 Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı

(22 Aralık 2012, Cumartesi) GRUP A. 2012-2013 Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı 2012-2013 Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı AÇIKLAMALAR 1. Soruların cevaplarını kitapçıkla birlikte verilecek optik forma işaretleyiniz. 2. Cevaplarınızı koyu siyah ve yumuşak bir kurşun kalemle

Detaylı

TAVŞANCIK A DOĞUM GÜNÜ SÜRPRIZI

TAVŞANCIK A DOĞUM GÜNÜ SÜRPRIZI TAVŞANCIK A DOĞUM GÜNÜ SÜRPRIZI Güneşli bir günün sabahında, Geyikçik uyandı ve o gün en yakın arkadaşı Tavşancık ın doğum günü olduğunu hatırladı. Tavşancık arkadaşlarına her zaman yardımcı oluyor, ben

Detaylı

Söyleyiniz. 1- Çağdaş caddeye neden koştu? 2- Kazadan sonra Çağdaş a kim yardım etti? Sözcük Sayısı : 56

Söyleyiniz. 1- Çağdaş caddeye neden koştu? 2- Kazadan sonra Çağdaş a kim yardım etti? Sözcük Sayısı : 56 SAAT TUTARAK METİN OKUMA-1 KAZA Çağdaş ile Cevat cadde kenarında top oynuyordu. Top caddeye kaçtı. Çağdaş topun arkasından koştu. O sırada caddeden geçen minibüs Çağdaş a çarptı. Çağdaş yere düştü. Cevat

Detaylı

Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen

Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen NOGAY Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen NOGAY Çok çok eski zamanlarda, var varken, yok yokken ahmak bir kurt, kapana yakalanmış. Kapana yakalanan

Detaylı

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN .com Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok benim kahraman dedem Kelimeleri zıt

Detaylı

İşitme Engelli Öğrenciler için Sıralama Kartlar ile Okuma-Yazma ve Anlama Çalışması. Hazırlayan Engin GÜNEY İşitme Engelliler Sınıf Öğretmeni

İşitme Engelli Öğrenciler için Sıralama Kartlar ile Okuma-Yazma ve Anlama Çalışması. Hazırlayan Engin GÜNEY İşitme Engelliler Sınıf Öğretmeni İşitme Engelli Öğrenciler için Sıralama Kartlar ile Okuma-Yazma ve Anlama Çalışması Hazırlayan Engin GÜNEY İşitme Engelliler Sınıf Öğretmeni İşitme engelli öğrencilerimizin okuma-yazma ve anlama becerilerine

Detaylı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen Yayın no: 163 FEDAKÂRLIK VE DUYARLILIK ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 5523 09 1 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın

Detaylı

KURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir.

KURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir. Örnek: Mustafa okula erkenden geldi. ( Kurallı cümle ) --KURALSIZ (DEVRİK) CÜMLE: Eylemi cümle sonunda yer almayan

Detaylı

Bir gün insan virgülü kaybetti. O zaman zor cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı. Cümleleri basitleşince düşünceleri de basitleşti. Bir başka gün ise ünlem işaretini kaybetti. Alçak

Detaylı

DDD. m . HiKAYE. KiTAPLAR! . CİN. ALİ'NİN. SERiSiNDEN BAZILARI. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

DDD. m . HiKAYE. KiTAPLAR! . CİN. ALİ'NİN. SERiSiNDEN BAZILARI. Öğ. Rasim KAYGUSUZ . CİN. ALİ'NİN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI 1 - Cin Ali'nin Atı 2 - Cin Ali'nin Topu 3 - Cin Ali'nin Topacı 4 - Cin Ali'nin Karagözlü Kuzusu 5 - Cin Ali'nin Oyuncakları 6 - Cin Ali Okula Başlıyor

Detaylı

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK Geçen gün amcam bize koca bir kutu çikolata getirmişti. Kutudaki çikolataların her biri, değişik renklerde parlak çikolata kâğıtlarına sarılıydı. Mmmh, sarı kâğıtlılar muzluydu,

Detaylı

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN .com Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN n ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1 n Problem Avcıları Biz problem avcılarıyız. Benim

Detaylı

C A NAVA R I N Ç AGR ISI

C A NAVA R I N Ç AGR ISI C A NAVA R I N Ç AGR ISI Canavar, canavarların hep yaptığı gibi, gece yarısından hemen sonra çıktı ortaya. Geldiğinde Conor uyanıktı. Kısa süre önce bir kâbus görmüştü. Herhangi bir kâbus değil- di bu;

Detaylı

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN!

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN! MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN! Sağlıklı ve faydalı olan ne varsa yaparım. Zararlı olan her şeyle savaşırım. Kötülerin düşmanı, iyilerin dostuyum. Zor durumda kaldığınızda İmdaat! diye beni çağırabilirsiniz.

Detaylı

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΠΤΑ (7) ΣΕΛΙΔΕΣ

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΠΤΑ (7) ΣΕΛΙΔΕΣ ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΜΑΘΗΜΑ: ΤΟΥΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: B ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ:

Detaylı

Bu konuda daha kim bilir ne yöntemler bulunacak? Tüm Kişisel Gelişim Uzmanı Meslektaşlarımı ve dostlarımı WC-TERAPİ çalışmalarına bekliyorum!

Bu konuda daha kim bilir ne yöntemler bulunacak? Tüm Kişisel Gelişim Uzmanı Meslektaşlarımı ve dostlarımı WC-TERAPİ çalışmalarına bekliyorum! Bu konuda daha kim bilir ne yöntemler bulunacak? Tüm Kişisel Gelişim Uzmanı Meslektaşlarımı ve dostlarımı WC-TERAPİ çalışmalarına bekliyorum! Televizyon programına konuk olarak çağırılmıştım. Bir gün içerisinde

Detaylı

D d L l U u. E e M m. F f N n V v

D d L l U u. E e M m. F f N n V v Boşlukları dolduralım. A a I ı R r B C -b c --- J K -- j k S -- T s -- t D d L l U u E e M m --- F f N n V v G g O o Y y ----Z z H h P p TANIŞMA/SELAMLAŞMA TANIŞMA Ta ışalı Seçeli ve yerleştireli. Fra

Detaylı

En Güzel Hediyesi Noel

En Güzel Hediyesi Noel En Güzel Hediyesi Noel This ebook is distributed under Creative Common License 3.0 http://creativecommons.org/licenses/by-nc-nd/3.0/ You are free to copy, distribute and transmit this work under the following

Detaylı

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 6 (ΔΞΙ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 6 (ΔΞΙ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή: ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΓΙΔΤΘΤΝΗ ΜΔΗ ΔΚΠΑΙΓΔΤΗ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ ΜΑΘΗΜΑ: ΣΟΤΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: A ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011

Detaylı

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı. ÇAYLAK Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı. Alt katta genel tıbbi muayene ve müdahaleleri yapılıyordu. Bekleme salonu ve küçük bir de laboratuar vardı. Orta katta diş kliniği ve ikinci bir muayene

Detaylı

&[1Ô A w - ' ",,,, . CiN. ALl'NIN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Rasim KAYGUSUZ

&[1Ô A w - ' ,,,, . CiN. ALl'NIN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Rasim KAYGUSUZ .... CiN. ALl'NIN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI 1 - Cin Ali'nin Atı 2 - Cin Ali'nin Topu 3 - Cin Ali'nin Topacı 4 - Cin Ali'nin Karagözlü Kuzusu 5 - Cin Ali'nin Oyuncakları 6 - Cin Ali Okula Başlıyor

Detaylı

Ilgaz (14 Şubat 2010) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr)

Ilgaz (14 Şubat 2010) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr) Ilgaz (14 Şubat 2010) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr) 14 Şubat 2010 Pazar günü, Fotoğraf Sanatı Kurumu (FSK) organizasyonluğunda 26 kişilik bir grupla günübirliğine Ilgaz a gidiyoruz.

Detaylı

Ertesi gün hastaneden taburcu olma vakti gelmi ti. Annesi odaya gelerek Can haz rlarken, babas hastane lemlerini yap yordu. Vitaboy hastaneden ç kman

Ertesi gün hastaneden taburcu olma vakti gelmi ti. Annesi odaya gelerek Can haz rlarken, babas hastane lemlerini yap yordu. Vitaboy hastaneden ç kman TABOY HASTA Vitaboy çok kötü bir rüya görüyordu. Rüyas nda karanl k bir yerdeydi. Kimse onun sesini duymuyordu. Yata nda k vran yordu. Birden uyand. Bütün bunlar bir rüyayd. Fakat kendini çok yorgun hissediyordu.

Detaylı

2. Sınıf Cümle Oluşturma Cümle Bilgisi

2. Sınıf Cümle Oluşturma Cümle Bilgisi Penguenler Güney Kutup Bölgesi'nde yaşayan penguenler çok soğuk ve dondurucu olan kutuplarda rahatlıkla yaşayabilirler. Bunu sağlayan, penguenlerin derisinin altında bulunan kalın yağ tabakasıdır. Bu tabaka,

Detaylı

ÖYKÜ SILA KULAK. Sancektepe Taşdelen Uğur Okulları. Ortaokullar Arası Öykü Yarışması Mansiyon Ödülü

ÖYKÜ SILA KULAK. Sancektepe Taşdelen Uğur Okulları. Ortaokullar Arası Öykü Yarışması Mansiyon Ödülü ÖYKÜ SILA KULAK Sancektepe Taşdelen Uğur Okulları Ortaokullar Arası Öykü Yarışması Mansiyon Ödülü KAPAK OLSUN Güneşli bir pazar sabahıydı. Ben, soğuk ve yağmurlu geçen bir kıştan sonra güneşi gördüğüm

Detaylı

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΠΡΟΦΟΡΙΚΟ ΛΟΓΟ (70005Γ) DİNLEME İSTEKLER (9) Metinleri dinleyelim

Detaylı

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. SOKAK - DIŞ - GÜN ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. Batu 20'li yaşlarında genç biridir. Boynunda asılı bir fotoğraf makinesi vardır. Uzun lensli profesyonel görünşlü bir digital makinedir. İlginç

Detaylı

Boylesine bir emek hic bir maddi karsilikla elde edilemez... ILKYAR gonulluleri boylesine essiz birliktelikler yasiyorlar ilkyar lari ile...

Boylesine bir emek hic bir maddi karsilikla elde edilemez... ILKYAR gonulluleri boylesine essiz birliktelikler yasiyorlar ilkyar lari ile... Ilkyar da yar kim, ilk'i kim gonul kim, gonullu kim ayirt etmek cok zor birbirinin icine gecmis sevgi yumaklari; ama su var ki, bu sevgi ilmeklerini kiymetli kilan emek... Boylesine bir emek hic bir maddi

Detaylı

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΕΘΝΙΚΗΣ ΠΑΙ ΕΙΑΣ ΚΑΙ ΘΡΗΣΚΕΥΜΑΤΩΝ ΚΡΑΤΙΚΟ ΠΙΣΤΟΠΟΙΗΤΙΚΟ ΓΛΩΣΣΟΜΑΘΕΙΑΣ Milli Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı Devlet Dil Sertifikası DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM

Detaylı

Turkiye' ye dönmeden önce üniversiteyi kazandığımı öğrenmistim. Hayatımın en mutlu haberini de orada almıştım.

Turkiye' ye dönmeden önce üniversiteyi kazandığımı öğrenmistim. Hayatımın en mutlu haberini de orada almıştım. Meraba, Ben Asena Ünğan. 19 yaşındayım. 1-22 Eylül 2016 tarihinde Güney Kore'de, Incheon, Seoul,Jeonju,Gyeonju ve Busan da bulundum. Güney Kore topraklarına sevdam 9 yaşında iken, Taekwondo ile başladı.

Detaylı

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın? 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ismin yerini tutan bir sözcük kullanılmıştır? A) Onu bir yerde görmüş gibiyim. B) Bahçede, arkadaşımla birlikte oyun oynadık. C) Güneş gören bitkiler, çabuk büyüyor.

Detaylı

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var)

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var) Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var) Yazan: Yücel Feyzioğlu Resimleyen: Mert Tugen Ne varmış, ne çokmuş, gece karanlık, güneş yokmuş. Her kasabada kabadayı insanlar varmış.

Detaylı

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir?

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir? 1. SINIF OKULA YARDIMCI VE SINAVLARA HAZIRLIK A TEMASI: OKUL HEYECANIM TEST-1 1. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir? A) Okula gitmemiz

Detaylı

Bir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum.

Bir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum. PEPE NİN HİKAYESİ Pepe, herkesin olmak isteyeceği türden bir insandı. Her zaman neşeli olup, her zaman, söyleyeceği pozitif bir şey vardı. Birisi istediğinde hemen gidiyor, daima : Daha iyisi olamaz! diye

Detaylı

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktin soğuk geciktim kış geciktiniz kış mevsiminde uç, sınır, son, limit bulunuyor/bulunur

Detaylı

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf ilk yar'larımızın sevgili dostları, ilkyar desteklerinizle giderek büyüyen bir aile olarak varlığını sürdürüyor. Yeni yeni ilk yar'larımızla tanışırken bir taraftan fedakar gönüllülerimizi, ve bir zamanlar

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Aşağıdaki şiiri okuyunuz. Soruları cevaplayınız. OKULUMUZ Her yerden daha güzel, Bizim için burası. Okul, sevgili okul, Neşe, bilgi yuvası. Güzel kitaplar burda, Birçok arkadaş burda, İnsan nasıl sevinmez,

Detaylı

ilkokul1.com YAPANIN YANINA KALMAZ Padişah, sarayının bahçesindeki ağacı çok seviyordu. Bahçıvana; Bu gül ağacına iyi bak! emrini verdi. Günün birinde bir bülbül bu ağaca musallat olup, gülleri yerlere

Detaylı

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI Hafta Sonu Ev Çalışması YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI Zaman adlı ölümsüz bir dev vardı. Bir gün Zaman, Yıl Dede'yi dört kızıyla birlikte yeryüzüne indirdi. Kızlar, yeryüzünü çok sevdiler. Hepsi bir yana dağılıp

Detaylı

ILKYAR. -- Orda bir YIBO var...

ILKYAR. -- Orda bir YIBO var... Bu akşam kıymetli gönüllülerimizden sevgili Yezdan'in izlenimini paylaşıyoruz... Bu kadar emek, ve coşku ile ILKYAR'i sahiplenen ve ILKYAR'a gelecekte de hayatında önemli bir yer vereceğini düşündüğümüz

Detaylı

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? İşitme Engelliler Milli Hentbol Takımının en genç oyuncusu Mustafa SEMİZ : Planlı çalışarak, disiplinli çalışarak zamanını ve gününü ayarlayarak nerede ve ne zaman is yapacağıma ayarlarım ondan sonra Her

Detaylı

YÜKSEL ÖZDEMİR. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.10.2007. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

YÜKSEL ÖZDEMİR. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.10.2007. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 11.10.2007 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Bu testi yapın, kendinizi tanıyın!

Bu testi yapın, kendinizi tanıyın! Kendini Tanıma Testi Bu testi yapın, kendinizi tanıyın! İnsanlar sizin hakkınızda sandığınızdan farklı izlenimlere sahip olabilir. Gerçekten nasıl algılandığınızı siz de bilmek istemez misiniz? Bu teste

Detaylı

ISBN : 978-605-65564-3-2

ISBN : 978-605-65564-3-2 ISBN : 978-605-65564-3-2 1 Baba, Bal Arısı Gibi Olmak İstemiyorum ISBN : 978-605-65564-3-2 Ali Korkmaz samsun1964@hotmail.com Redaksiyon : Pelin GENÇ Dizgi/Baskı Kardeşler Ofset Matbaacılık Muzaffer Ceylandağ

Detaylı

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap Şizofreninin nasıl bir hastalık olduğu ve şizofrenlerin günlük hayatlarında neler yaşadığıyla ilgili bilmediğimiz birçok şey var.

Detaylı

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz. Bozuk Paralar KISA FİLM Yaşar AKSU İLETİŞİM: (+90) 0533 499 0480 (+90) 0536 359 0793 (+90) 0212 244 3423 SAHNE 1. OKUL GENEL DIŞ/GÜN Okulun genel görüntüsünü görürüz. Belki dışarı çıkan birkaç öğrenci

Detaylı

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş? ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok Benim adım Deniz. 7 yaşındayım. Bu hafta sonu annem ve babamla birlikte kampa gittik. Kampa

Detaylı

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları RAPUNZEL Bir zamanlar bir kadınla kocasının çocukları yokmuş ve çocuk sahibi olmayı çok istiyorlarmış. Gel zaman git zaman kadın sonunda bir bebek beklediğini fark etmiş. Bir gün pncereden komşu evin bahçesindeki

Detaylı

Derleyen: Halide Karaarslan / Uzman Pedagog Görsel Tasarım: Semra Bolat / Sanat Dersleri Zümre Başkanı

Derleyen: Halide Karaarslan / Uzman Pedagog Görsel Tasarım: Semra Bolat / Sanat Dersleri Zümre Başkanı Derleyen: Halide Karaarslan / Uzman Pedagog Görsel Tasarım: Semra Bolat / Sanat Dersleri Zümre Başkanı DAMLA BÖRTÜCEN Zeytin, rüyasında benekli faresini kaybetti. Cadıya sordu, cadı biz fare yemeyiz ama

Detaylı

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU Nereden geliyor bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme isteğim? Kim verdi düşünce deryalarında özgürce dolaşmamı sağlayacak özgüven küreklerimi? Bazen,

Detaylı

6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi

6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi 6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi Kahramanmaraş ın Ekinözü İlçesine bağlı Alişar Köyünde 54 Yaşındaki Mehmet Göyün 6 Çocuğu ile birlikte tek göz kerpiç odanın içinde verdiği yaşam Mücadelesi yürekleri

Detaylı

Deniz Kantarcıoğlu Anaokulu Rehber Öğretmeni. «Okula Uyum»

Deniz Kantarcıoğlu Anaokulu Rehber Öğretmeni. «Okula Uyum» Deniz Kantarcıoğlu Anaokulu Rehber Öğretmeni «Okula Uyum» Hayatımızda yeni bir sayfa daha açılıyor. Bu başlangıç hem çocuğunuzun hem de sizlerin hayatında yepyeni bir dönemin başlangıcı... Çocuklar, okula

Detaylı

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Güzel Bir Bahar ve İstanbul Güzel Bir Bahar ve İstanbul Bundan iki yıl önce 2013 Mayıs ayında yolculuğum böyle başladı. Dostlarım, sınıf arkadaşlarım ve birkaç öğretmenim ile bildiğimiz İstanbul, bizim İstanbul a doğru yol aldık.

Detaylı

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK Ceylan Işık, Hacettepe Türkçe Öğretmenliği Biliyor musunuz, ben bir çocuğun kalbine dokundum? Hatta bir değil birçok çocuğun kalbine dokundum. Onların sadece ellerine, yüzlerine

Detaylı

o ( ) (1 CİN ALİ'NİN HiKAYE KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Öğ. Rasim KAYGUSUZ

o ( ) (1 CİN ALİ'NİN HiKAYE KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Öğ. Rasim KAYGUSUZ o /i@ ( ) (1 il )..... CİN ALİ'NİN HiKAYE KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI 1 - Cin Ali'nin Atı 2 - Cin Ali'nin Topu 3 - Cin Ali'nin Topacı 4 - Cin Ali'nin Karagözlü Kuzusu 5 - Cin Ali'nin Oyuncakları 6 -

Detaylı

.com 2. SINIF 1. DÖNEM TATİL KİTABI

.com 2. SINIF 1. DÖNEM TATİL KİTABI .com 2. SINIF 1. DÖNEM TATİL KİTABI 2. DÖNEMDEN İTİBAREN FACEBOOK GRUBUMUZDA GÜNLÜK ÖDEV PAYLAŞIMLARI YAPMAYA BAŞLAYACAĞIZ! 5. Günden İtibaren Sadece Facebook Grubumuzdan Paylaşım Yapılacaktır. Grup Adı:

Detaylı

Seçelim ve yerleştireli. Kutlu : Merhaba. Sophie : Kutlu :. Kutlu... e?

Seçelim ve yerleştireli. Kutlu : Merhaba. Sophie : Kutlu :. Kutlu... e? Seçelim ve yerleştireli. erelisi iz? e i adı e u oldu erha a Türk ü sizi adı ız erelisi iz? Kutlu : Merhaba. Sophie : Kutlu :. Kutlu.... e? Sophie : Be i adı Sophie. Kutlu : Memnun oldum. Sophie : Be de..

Detaylı

ALTIN KALPLİ ÖĞRETMENİM

ALTIN KALPLİ ÖĞRETMENİM ALTIN KALPLİ ÖĞRETMENİM Bu zamana kadarki okul hayatım boyunca birçok öğretmenim oldu. Şu an düşündüğüm zaman, aslında her birinden bir şeyler öğrendiğimi ve her birinin hayatımın şekillenmesinde azımsanmayacak

Detaylı

OKU, ANLA, CEVAPLA! 2. Minnoş un fiziksel özellikleri nelerdir?

OKU, ANLA, CEVAPLA! 2. Minnoş un fiziksel özellikleri nelerdir? Defne, kedileri çok seven 8 yaşında bir çocuktu. Üç kedisiyle her gün oynar, bakımlarını da hiç eksik etmezdi. Minnoş, Defne nin en küçük kedisiydi. Kahverengi tüyleri yumuşacık, patileri pamuk gibiydi.

Detaylı

SATILMAZ EĞİTİM AMAÇLI KULLANILMAK İÇİN ÇOĞALTILMIŞTIR

SATILMAZ EĞİTİM AMAÇLI KULLANILMAK İÇİN ÇOĞALTILMIŞTIR CİN ALİ'NİN. HİKAYE. KİTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI l - Cin Ali'nin Atı 2 - Cin Ali'nin Topu 3 - Cin Ali'nin Topacı 4 - Cin Ali'nin Karagözlü Kuzusu 5 - Cin Ali'nin Oyuncakları 6 - Cin Ali Okula Başlıyor

Detaylı

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ ADALET ve CESARET ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 24 3 Sertifika no: 14452 Uğurböceği

Detaylı

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK Babasının işi nedeniyle çocuğun orta öğretimi kesintilere uğramıştı. Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve ne yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını

Detaylı

MERAKLI KİTAPLAR. Alfabe

MERAKLI KİTAPLAR. Alfabe MERAKLI KİTAPLAR Alfabe Bu kitabın sahibi:... Dinle bir tanem, şimdi sana, bir çocuğun öyküsünü anlatmak istiyorum... Uzun çoooooooook uzun adı olan bir çocuğun öyküsü bu! Aslında her şey onun dünyaya

Detaylı

Bir Ayakkabı Hikayesi - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Bir Ayakkabı Hikayesi - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Bir ayakkabıyım ben, küçük kırmızı ve oldukça şirin. Gülmeyin gerçekten şirinim, inanmazsanız resmime bakın. Dün usta parmaklar son şeklimi verdi bana. Her şeyimle mükemmel olduğumu da konuştu ustalar

Detaylı

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar Samed Behrengi Sevgi Masalı Çeviren: Songül Bakar Samed BEHRENGİ Azeri asıllı İranlı yazar Samed Behrengi, 1939 da Tebriz de doğdu. Öğretmen okullarında öğrenim gördükten sonra Tebriz Üniversitesi İngiliz

Detaylı

ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK. Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an

ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK. Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an Ece Şenses 21001982 ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an oldu mu hiç? Louvre müzesi benim için tam olarak böyle oldu. Sadece benim

Detaylı