Sayfa: 1. Türkçeleştiren:: Yüksel AYGUT [Gsksçs]

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Sayfa: 1. Türkçeleştiren:: Yüksel AYGUT [Gsksçs] yukselaygut@hotmail.com"

Transkript

1 Sayfa: 1

2 Sayfa: 2 Tezat

3 Sayfa: 3 TEZAT * 1. Tezat: Çelişki, Terslik, Zıtlık

4 Sayfa: 4

5 Sayfa: 5 Tezat ın iş bu ikinci temsili 1 bin dokuz yüz on dokuz senesi Mart ında İstanbul da Sabah Matbaasında iki bin nüsha olarak tab 2 edilmiştir. 1. Temsil: Örnek 2. Tab: Basım

6 Sayfa: 6

7 Sayfa: 7 FİHRİST Sayfa Mukaddime * (Birkaç Hatıra) 5 Uşşaki Hait Ziya ** Bey Efendiye 21 İzzet Melih 24 Tezat: Behire ve Naşid 29 Köyde Bir Balo 63 Aşk 88 İki Genç Kız 121 Muammayı İstanbul 145 Bir Münakaşa 179 Devre-i Tereddüd 194 Mantık-ı Hadisat 211 Buhran 239 Uzaklaşırken 248 *Halit Ziya Uşaklıgil **Mukaddime: Giriş, Önsöz

8 Sayfa: 8

9 Sayfa: 9 LÜTFEN BU PAKETİN ÜZERİNDEKİ KARTLARI VEYA ETİKETİ ÇIKARMAYINIZ. TORONTO ÜNİVERSİTESİ KÜTÜPHANESİ

10 Sayfa: 10

11 Sayfa: 11 İZZET MELİH TEZAT HİKAYE Uşşâki Zade Halid Ziya Bey in bir takrizini 1 ve Müellifin 2 yeni bir mukaddimesini 3 havidir 4. İkinci Baskı (Üçüncü ve dördüncü bin) İstanbul Sabah Matbabası Takriz: Beğeni 2. Müellif: Yazar 3. Mukaddime: Önsöz, giriş. 4. Havi: İçeren

12 Sayfa: 12

13 Sayfa: 13 TEZAT

14 Sayfa: 14

15 Sayfa: 15 MÜELLİFİN DİĞER ESERLERİ Leyla Temaşa 1, bir fasıl (Almanca ve İspanyolcaya tercüme edilmiş, Almanya, Avusturya ve Cenubi 3 Amerika da oynanmıştır. Antre Temaşa, beş fasıl 2. (Şükrü Ganim in Fransızca eserinden mütercem 4.) Sermed ---- Hikaye. (Muharriri 5 tarafından Fransızcaya iktibas 6 edilen bu eser yakında İsviçrede dahi neşrolunacaktır. 7 Kadın Sesi----- Küçük Hikayeler Hüzün ve Tebessüm Mensur 9 Şiirler. Neriman --- Temaşa. Üç Fasıl İleride İntişar 8 Edecek Olan : 1. Temaşa: Piyes, Tiyatro 2. Fasıl: Perde, ara 3. Cenub: Güney 4. Mütercem: Tercüme edilmiş 5. Muharrir: Yazar 6. İktibas: Alıntı 7. Neşr: Yayımlama 8. İntişar: Yayınlama 9. Mensur: Manzum olmayan nesir halindeki yazı. Bunun mânaca çok güzel ve şiir gibi ahenkli yazılmış olanına "mensur şiir" denir.

16 Sayfa: 16

17 Sayfa: 17 İZZET MELİH TEZAT HİKAYE Halid Ziya Uşaklıgil Bey in bir takrizini ve Müellifin yeni bir mukaddimesini havidir. İkinci Baskı (Üçüncü ve dördüncü bin) İstanbul Sabah Matbabası 1919

18 Sayfa: 18

19 Sayfa: 19 Her hakkı mahfuz ve müellife aittir.

20 Sayfa: 20

21 Sayfa: 21 MUKADDİME * ---- Birkaç Hatıra ---- Tezat ın bu ikinci basımını hazırlarken bir takım tadilat ile- eserimin bazı kısımları beni hüzünlendirdi. Naşit in vatanına ait emelleri ve hararetli sözleri bu günkü netice ile o kadar müthiş bir tezat teşkil ediyor ki payansız 1 bir keder ve derin bir ümitsizlik duymak için hissiz veya sade dil 2 olmak lazım.! İşte bu acı duygularla yazdığım mukaddime evvela muhayyel 3 kardeşim Naşit ile hasbihal 4 tarzında idi, ve şöyle başlıyordu: Hikayemin tarihi cereyanı 5 olan 1906 senesinden beri yaşadığımız vakayı 6 düşünüyorum da memleketimizi sarsan, parçalayan ve ufaltan, milletimizi fakir, bitab 7 ve bezgin düşürüen bütün felaketlerin mesuliyeti sana evet, hüsnü niyetli lakin sathi 8 ve seciyesiz kardeşim Naşit,- sana ve senin gibilere atfediyorum; (seni hüsnü niyetli ve namuslu telakki ediyorum, zira böyle olmayan refiklerin 9 şayanı hitab değil.) Sen bundan oniki sene evvel Batum da bulunduğun zaman Rusların asrı dide 10 düşmanlarını düşünerek isyan ediyor, kalbin kin ve intikam ile doluyordu. Bu hislerin ne derece âli 11 olduğunu ben de söylüyorum. Ancak bu hisler vâsi 12 bir gayrete haklı ve istikametli bir idareye riyasız ve teceddüt perest 13 bir siyasete müstenid 14 olmaktan ziyade muzir olur; nasıl ki maalesef oldu 1. Payansız: Sonsuz 2. Sade dil: Aptal, Bön 3. Muhayyel: Hayalperest 4. Hasbihal: Sohbet 5. Tarihi Cereyan: Tarihi Akış. 6. Vaka: Olay 7. Bitab: Yorgun. 8. Sathi: Yüzeysel. 9. Refik: Dost, arkadaş. 10. Asrı Dide: Çağın Gözdesi 11. Âli: Yüce, Büyük 12. Vâsi:Geniş 13. Teceddüd Perest: Yenilik sever 14. Müstenid: Dayanma, güvenme. Mukaddime: Giriş, Önsöz

22 Sayfa: 22

23 Sayfa: 23 Bunları ayniyle sen de düşünmüştün Naşit; ve tâ o zaman mesela- demiştin ki: medeni bir devlet olmak, Avrupadan kovulmak istersek Avrupalıları misal alarak mütemadi 1 bir sa y 2 ile çalışmalıyız. Onların usüllerini, örf ve adetlerini hatta fikir ve hislerini kabul etmeliyiz. Bir taraftan en medeni milletlerin kanunlarını taklid ve tatbike kalkışır, diğer taraftan en ibtidai 3 ve mürteci 4 fikirlere sadık kalmakta inat edersek ne olur bilir misiniz? Programsız, istikametsiz, karma karışık bir mazhake 5 ki çok geçmeden kanlı bir haile 6 olmaya mahkum.! Tekmil hatalarımız telhis 7 eden bu sözleri on iki sene evvel bağıran sen, Naşit, niçin hayatı siyasiyende bu kadar aksi hareket ettin ve niçin mazhakenin bu günkü korkuç haile olmasına yardım ettin? İşte ben sana bunu sebeplerini pek açık söyleyeyim: Tamamen müstakil 8 kalmış bir kalem sahibinin bu samimi ve garezsiz 9 ifadeleri belki seni hususu ile muakkiblerini 10 layıkı ile düşündürür. Bu satırları yazalı iki ay oldu. Etrafıma baktım ve bu tarzda bir hasb-i hali lüzumsuz görerek müsveddeleri 11 ateşe attım. Maziye ait pürfeveran 12 bir gazab ve ati için bir hararet, bir azimle karalanmış olan kağıtların yanmasını seyreden gözlerim yaşardı: Bin su-i te vile 13 uğrayacak olan münferid 14 bir ses eksik olsun. Dedim ve Sanat ın ulvi, pâk 15 ve müstakil muhitinde yaşamayı yine tercih ettim. O halde bu hasb-i hal, yalnız edebiyata münhasır 16 olacaktır. * * * 1. Mütemadi: Sürekli 2. Sa y: Çok Çalışma 3. İbtidai: İlkel 4. Mürteci: Gerici 5. Mazhake: Gülünç 6. Haile: Trajedi 7. Telhis: Özet 8. Müstakil: Bağımsız 9. Garez: Kin 10. Muakkib: Takip eden 11. Müsvedde: Karalama 12. Pürfeveran: Coşkulu 13. Su-i Te vil: Kötüye yorma 14. Münferid: Ferdi, bireysel 15. Pâk: Temiz 16. Münhasır: Yalnız bir kimseye veya bir şeye mahsus olan.

24 Sayfa: 24

25 Sayfa: Senesi yazıda idi. Mekteb-i Sultani 1 tatilini zevcinin 2 memuriyeti dolayısıyla Batum da bulunan hemşiremin 3 yanında geçirmeye gitmiştim. Yedi sene evvel geriden gelirken yapmış olduğum son seyahatten beri ilk defa olarak İstanbul dan çıkıyordum. Artık sevincimi tasavvur edersiniz. Meserretim 4 Batum da geçirilen üç ay zarfında hiç lekelenmeyecekti. Eğer o hoş gezmelerle eğlenmeler diğer bir ecnebi 5 şehrinde vaki olsaydı. Halbuki geniş ve temiz sokaklarını, muntazam ve kargir 6 binalarını, ticari ve iktisadi zenginlikliğini gıbta 7 ile temaşa ettiğim yer Batum du, yani o tarihte!- son felaketlerimizi temsil eden belde idi. Yeni bir muhitte hür ve latif 8 bir ömür süren on yedi yaşında bir mekteplinin acı hatırât-ı tarihiye 9 ile mahzun olduğunu hikaye etmek belki ca li 10 görünür. Fakat o mektepli dünyaya gözünü açar açmaz Girit ihtilalini görmüş, kendi memleketinin ecnebiler tarafından işgal edilmesi elemini tatmış, fazla hassas bir Türk çocuğuydu. İşte bu Batum seyahatinin mütebayin 11 ve rengin 12 tahassusatından Maziye Rağmen namında 13 bir hikaye doğdu. Uzunca ilk tecrüb-i edibem 14 olan Maziye Rağmen 1905 Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında yazıldı. Bu romanda Naşid, genç kızın mazisinde bir kabahat bulunduğunu bildiği halde, nihayet Miliça ile evleniyor ve kitap şu şairane levha ile kapanıyordu: Naşid kapıya doğru gitti; lakin çıkmadan bir müddet durdu ve bir şu le-i saadetle 15 parlayan gözleriyle kollarındaki çocuğunu mübtesimane 16 temaşa eden anneye, kendisi için herşey, herşey olan o pür-şiir 17 kadına baktı. Bu nigah-ı 18 sevdanın davetiyle Miliça 1. Mekteb-i Sultani: Galatasaray Lisesi 2. Zevc: Koca 3. Hemşire: Kız kardeş 4. Meserret: Sevinç 5. Ecnebi: Yabancı 6. Kargir: Taş Ve Tuğladan Yapılan Bina 7. Gıbta: İmrenme 8. Latif: Mülâyim. Yumuşak. Nâzik. Şirin. 9. Hatırat-ı Tarihiye: Tarihte kalmış Anılar 10. Ca li: Uydurma, samimi olmayan, sahte, düzme ve taklid. 11. Mütebayin: Birbirine uymayan. Birbirine zıt olan. Birbirinden ayrı. 12. Rengin: Renkli, boyalı. Parlak. Hoş. Süslü 13. Tahassus: Müstakil, özel 14. Tecrübe-i Edibe: Sanatsal Deneyim 15. Şu le-i Saadet: Mutluluk Ateşi 16. Mübtesimane: Gülümseyerek, tebessüm ederek. 17. Pür şiir: Duygu yüklü 18. Nagâh: Bakmak, nazar etmek. Bakış

26 Sayfa: 26

27 Sayfa: 27 gözlerini kaldırdı; karı koca cihan-ı hissiyat ile mâli 1 uzun bir nazarla 2 bakıştılar ve aynı zamanda ellerini dudaklarına götürerek biribirlerine bir buse-i aşk 3 ve minnettarı 4 yolladılar 1905 senesinde Maziye Rağmen tabii neşredilemezdi. Elyazımı ihtiva eden defter evden eve dolaştı; uzaktan ve yakından edebiyata mensub bir çok kimse tarafından okundu ve itina ile hıfzettiğim müteaddid mektuplara mevzu teşkil etti. Bunlar meyanında Tevfik Fikret, Halit Ziya, Hüseyin Cahit, Ahmet Hikmet, Hüseyin Hami ve Ahmet Samim Beylerin iltifat ve tenkitleri vardı. Tâ o zamandan beri himayekar 5 dostluğunun minnettarı olduğum üstadım Halit Ziya yı bana Maziye Rağmen tanıttırdı: Mektepte Sanat İlahe sinin aynı heyecan-ı aşk ile toplanmış birkaç arkadaştık. Ahmet Haşim, Refik Halit, Hamdullah Suphi, Emin Bülent, Abdulhak Şinasi ve Tahsin Nahit bu zümreden bulunuyorlardı. Birbirimizin yazılarını okur, bazen mübalağa 6 ile metheder 7 ve ekseriya yine mübalağalı tenkit 8 ederdik. Hatta münakaşatımızın birkaç defa şiddetli münazaralara müncer 9 olduğunu hatırlar gibiyim! Çünkü hepimiz delikanlı her aşık gibi hassas, kıskanç, mutaassıb idik. Maziye Rağmen epey zaman mahfil 10 edebimizin musahebelerine 11 sermaye oldu. Bir gün aziz refikim Hamdullah Suphi hikayemi götürüp Halit Ziya ya takdim etmemi söyledi. Hamdullah Aşk-ı Memnu müellifine zaten benden bahsetmiş ve bir iki mensur şiirimi göztermişti. Memnun, mahbub 12, ve endişeli olarak Galata ya hayatımda esaslı bir mevki iştigal etmesi mukadder olan Reji İdarei Umumiyesine 13 gittim. Halit Ziya orada Mekteb-i Tercüme Kalemi 14 Müdürü idi. 1. Mali: çok, dolu 2. Nazar: Bakış 3. Buse-i Aşk: Aşk Öpücüğü 4. Minnettar: birisinin iyiliğine karşı mahcubiyet. 5. Himayekar: Koruyan, kollayan. 6. Mübalağa: Abartma 7. Methetmek: Övmek. 8. Tenkit: Eleştiri 9. Müncer: Sürüklenme 10. Mahfil: Toplnma Yeri 11. Musahib: Dost, Arkadaş. 12. Mahbub: Muhabbet edilen. Sevilen. 13. Reji İdare-i Umumiye: Genel Müdürlük. 14. Mektebi Tercüme Kalemi: Tercüme Bürosu

28 Sayfa: 28

29 Sayfa: 29 Meşhur olan nezaketi ve hayr-hâh 1 tebessümüyle beni kabul etti. Fikirlerimi, arzularımı sordu. Bâlâ pervâz 2 heveslerime, safdilane 3 emellerime gülmedi. Maziye Rağmen imi dikkatle okuyarak mütalaasını 4 meal memnuniye 5 yazacağını söyledi. Yalnız ayrılırken: Müsaade buyurursanız, dedi; size tecrübelerimin mühim bir neticesini arz edeyim. Siz, gençler, yazmaktan ziyade okumalısınız. Çok, pek çok okumalısınız. Mesela siz, İzzet Melih Bey, mademki hikaye ve temaşaya meraklısnız ve madem ki Fransızcayı kendi lisanınız derecesinde öğreniyorsunuz. Garb 6 Edebiyatındaki bi-payan 7 hazaini 8 muntazaman 9 tetkik etmeye devam etmelisiniz. Okunacak ve öğrenilecek şeyler o kadar çok ki bütün bir ömrü mesai ancak yetişir. Sizden evvelkileri okuyacaksınız, hayatı yaşayacaksınız, çok görüp çok hissedeceksiniz. Ve bunları yaptığınız sırada kaydedilmeye şâyân bir vaka, bir ruh, bir şahsiyet görürseniz o zaman yazarsınız. Mesele çok yazmak değil, samimi ve kavi 10 eserler halk 11 etmektir. Halit Ziya nın bu ilk nasihatı aklımdan hiç çıkmadı. Fakat böyle hakikatleri harfen takip etmek kime müyesser 12 olmuştur? Kendi zaafımız ve ihmalimiz, dünyanın cazibeleri ve zaruretleri, daha bilmem ne gibi sebepler muttasıl mani 13 olmaz mı? Her halde üstadın gerek edebiyata ve gerek hayata dair irşadâtından 14 istifade etmeye daima gayret ettim. Halit Ziya nın Maziye Rağmen hakkında yazmış olduğu takriz Tezat ın başında neşrolunana benziyordu. Ancak mesail-i ictimaiyede 15 ve bâ husus 16 Naşit ile Miliça nın izdivacı 17 noktasında 1. Hayr-Hah: Hayır sahibi, hayır iş yapan. 2. Bala-Pervaz: Yukardan alan, yüksekten atan. 3. Safdilane: Saf, bön, ahmak, kolay aldatılan kimse. 4. Mütalâa: Çalışma 5. Maal-memnuniyye: Memnuniyetle 6. Garb: Batı 7. Bi-Pâyân: Sonsuz 8. Hazain: Hazineler 9. Muntazaman: Düzenli 10. Kavi: Güçlü 11. Halk: Yaratmak. 12. Müyesser: Nasip 13. Muttasıl Mani: Bir araya gelmesine engel olma. 14. İrşadât: İrşatlar, İkazlar 15. Mesail-i ictimaiye: Toplum problemleri 16. Bâ husus: Özellikle. 17. İzdivac: Evlilik

30 Sayfa: 30

31 Sayfa: 31 benden ayrıldığını söylüyordu. Zaten bu meseleleri müfrit bir hürriyet-i fikriyye ile halletmek isteyişim Halit Ziya neslinin hemen umumi itirazına hedef olmuştu: Hüseyin Cahit 17 Şubat 1906 tarihli mektubunda diyordu ki: esasa gelince, Naşit in hareketi pek doğrudur. Hatta o kadar tereddütünü bile zaid 1 görüyorum. Dul kadın almıyor muyuz? Ve alanlar pekalâ geçinmiyorlar mı? tez ininiz de kabul edemeyeceğim nokta başka: ecnebi bir kadın ile izdivac 2. Bunu taassubuma hamletmemin 3 lütfunda bulunursunuz ümidindeyim. İtiraf edeyim ki yirmi yaşında bir genç iken, ecnebi bir kadınla izdivac bence gaye-i emel idi. Kadınlığı onlarda görüyordum. Fakat tecrübe beni bu fikirden döndürdü. Asırlardan beri teraküm 4 eden ayrılıkları din ve millet kayıtlarından azade 5 fikir sahipleri istihfaf 6 edebilirler. Lakin bu, akıl ve muhakeme vasıtasıyla hissiyatı icbar 7 demektir. Buhran-ı hissiyat 8 akıl ı iskât 9 ettiği gibi zaman aradaki uçurum kemal-i dehşetle his olunur. İki ruhun kaynaşması için aynı esastan inbiâs 10 lazımdır. Terbiye-i fikriye ileride, asırlardan sonra, bu mucizeyi gösterebilecektir. Fakat şimdilik dostlarıma ben böyle izdivacları tavsiye edemem. Tavsiyenizden dolayı sizinle kavga etmekte aklımdan geçmez! Merhum Ahmet Samim in mektubu uzun bir makale-i edibe mehiyetinde idi. Ayniyle nakletmek isterdim. Lakin bu mukaddimenin pek fazla uzamasına sebep olur, diye korkuyorum ve yalnız bahsimize ait olan fıkrasını alıyorum: kozmopolitizm ilk tez iniz: medeniyetin asıl bir gayesi 1. Zaid: Fazlalık 2. İzdivac: Evlilik 3. Hamletmek: Yüklemek 4. Teraküm: Birikme, yığılma. 5. Azade: Hür, özgür. 6. İstihfaf: Küçük ve aşağı görmek, küçümsemek, hafife almak. 7. İcbar: Zorlama. 8. Buhran-ı hissiyat: Duygulardaki karmaşalık 9. İskât: Susturmak, Kandırmak, râzı etmek. 10. İnbiâs: Gönderilme, yollanma, meydana çıkma

32 Sayfa: 32

33 Sayfa: 33 Miliça nın arâe 1 ettiği vezâif-i vataniyeyi 2 Naşit muhabbetle mukayese etmiyor. Farzen 3 çocuklarının terbiyesi; bunlarda düşünülürmüydü. Teemmüle 4 layık mıydı? Bunlar ne ibtidai düşüncelerdi ya rabbi! Hep o edvâr-ı zulmetin 5 bakâyây-ı vahşeti 6 çocukları Rus, Fransız, İspanyol, ne olursa olsun Miliça ya malik olmak mahrumiyetine feda edemezdi. Vasat 7 ulviyetine rağmen bu fikirlere vatan sevgilerinin feda edilmesini tecviz 8 edemem. Zavallı ninemiz henüz bu kadar maraz 9 ve muhtac-ı tedavi iken onu yalnız bırakmayalım. Genç ve kavi 10 çocuklar böyle fena şarkılar dinlemek için ondan ayrılmasın. İstiyoruz ki Naşit gibi çocuğuna bakarken bu oldukça biz karanlıkta kalmayız diyen babalar, beşiklerin kenarında bu yalancı ninnileri söylemesin. İstiyoruz ki her baba oğluna: yavrum, her fazla adım bir fazla kuvvettir desin. Bâ-husus 11 bu fazla kuvvetlere, fazla zekalara herkesten ziyade muhtaç bulunduğumuz, felaketimiz için de birbirimize sokularak, sıkışarak, her taraftan tehdit edilen mevcudiyetimizi herkesten ziyade müdafaya muhtaç bulunduğumuz bu korku ve sefalet günlerinde Sonra tüfenkleri 12, topları, bütün o cehennemleriyle yarın için mevcudiyetimize, hürriyetimize korkunç ve karanlık bir ferdâ 13, bir âtiyi esaret hazırlarken biz zayıf yatağanlarımızı 14 da kıralım mı?.. bize mübareze-i 15 hak ve hürriyet için her zamandan ziyade şimdi kavi kollar, cebinler 16 lazım. Ve işte bu zalim hakikat ve ihtiyaç karşısında çocuklarımızı faciayı hayatımıza, sefaletlerimize, esaretlerimize lakayd 17 ve hodgâm 18 birer seyirci yapmamalıyız.!... bu pür emel ve güzel sözleri tâ 1906 senesinde yazan zavallı Samim bu güne kadar yaşasaydı, faciayı hayatımıza, 1. Arâe: süslemek. Bezemek 2. Vezâif-i vataniyeyi: Vatani görevler 3. Farzen: Addetmek, saymak, tutmak. 4. Teemmül: İyice, etraflıca düşünmek. Derin derin düşünmek 5. Edvar-ı zulmetin: Karanlık dönemler. 6. Bakâyây-ı vahşeti: Vahşetten arat kalan 7. Vasat: Orta 8. Tecviz: Câiz görme. İzin verme, cevaz verme 9. Maraz: Hastalık 10. Kavi: güçlü, kuvvetli 11. Bâ-husus: Özellikle. 12. Tüfenk: Tüfenk 13. Ferdâ: Yarın 14. Yatağan: Osmanlı zamanında kullanılan kılıç. 15. Mübareze: Sözle çekiştirme. Kavga. Cidal. Döğüş. 16. Cebin: Alın 17. Lakayd: İlgisiz 18. Hodgâm: Kendi keyfini düşünen. Kendini beğenmiş

34 Sayfa: 34

35 Sayfa: 35 sefaletlerimize esaretlerimize karşı en vazifedar olanlar tarafından öyle müthiş bir lakaydı, öyle payansız bir hodgamlık görecekti ki sukut-u hayaliyle 1 münkesir 2 ve nevmid 3 kalacaktı! Maziye Rağmen üç seneden fazla, neşredilemeyen evrakım arasında uyudu. Bir sabah- gece görülmüş olan bir rüyanın hakikat olması kadar beklenilmez. Ve inanılmaz bir mucize tarzında meşrutiyet ilan edildi. Evvela bende siyasi nümayişlere 4 karşıydım, müteaddid 5 nutuklar söyledim; lakin bu sermestiden 6 pek çabuk ayıldım; hala bu gün olduğu gibi, sanat ın pek ulvi cenah 7 istiklaline çekildim ve Tezad ı yazarak Resimli Kitap da neşretmeye başladım. Bu hikaye, mahal vakası 8 ve Naşit le Miliça nın muaşıkası 9 itibarıyla Maziye Rağmen in yeni ve muadil 10 bir temsili addolunabilir. Ancak yazılış ile müteferri vakayi o derece başkadır ki Tezad a 1909 Eylülünde 1911 Teşrin-i Sanisine 11 kadar tamamen yeniden inşâd 12 edilmiş bir eser olarak bakmak doğru olur. Mesela Maziye Rağmen de Behire hiç yoktu. Naşit it amucası 13 ve Putumkin ile olan münakaşaları mevcut değildi. Husussiyle bu kadarı da anlatmış olduğum vecihle hikayenin maksadı ve neticesi bütün bütün aksi idi. Sonra Maziye Rağmen, Tezad dan daha kısa idi. Halit Ziya, Tezat ı Maziye Rağmen den fazla beğendi. Bu takrizi ta dil 14 ederek kitabın başına koymama müsaade etti. *** 1. Sükutu hayal: Hayal kıırklığı 2. Münkesir: kırgınlık Nevmid: Ümitsiz 4. Nümayiş: Gösteri, miting 5. Müteaddid: Defalarca 6. Sermest: Başı dönmğş, kendinden geçmiş. 7. Cenah: Taraf. Yön, kısım, kanat. 8. Mahal Vakası: Olayın geçtiği yer. 9. Muaşıka: Seven, âşık olan. Muhabbet eden 10. Muadil: Eş değer, eşit, denk 11. Teşrin-İ Sani: Kasım Ayı 12. İnşâd: Şiir okuma. Şiiri kaidesine uygun ahenk ile okuma. Sesini yükseltme. 13. Amuca: Amca 14. Ta dil: Aslına zarar vermeden değiştirmek.

36 Sayfa: 36

37 Sayfa: 37 Tezat matbuat tarafından lütufkar bir his kabul gördü. Hele Bedri Kamil (Diran Kelekyan) ve Yakup Kadri nin makaleleri benim için pek cesaret bahşetti. Eserin macerasını hikaye ederken Recaizade Ekrem Bey ile Sadri Esbak Sait Paşa yı tahattur 1 etmemem kâbil 2 değil. Üstad Ekrem i son senelerinde -ailece hasıl olan karabet 3 dolayısıyla- pek yakından tanıdım. İnce zekası,nezaketi,edebiyat ve lisanımızı kamilen muhit olan vâsi malumatı, kusursuz nezaketi ve metin ahlakı beni hayran etmişti. Bu büyük insana karşı duyduğum muhabbet 4 ve hürmet ebedi olacaktı. O yazı Göztepe deki köşkünde geçitiriyordu. Tezat, kitap şeklinde neşrinden dört beş gün sonra eline varmıştı. Hissiyatı o kadar müstesna 5 idi ki bu ufacık te hirden 6 bile şikayet etti. İşte mektubunu aynen naklediyorum: Nur-u Aynım 7 Bey Efendi, Tezat ın intişarını gazetelerde okuduğum günden beri vuruduna 8 sabırsızlıkla intizar ediyordum: Emindim ki bu eser-i matbuanızdan her yerde ve ale-l husus 9 biz de cari 10 adete binaen, bazı ihvan 11 ve ednâya 12 birer nüsha ihsan buyurulduğu sırada nam-ı acizanem 13 de tahattur buyrulacaktır. Baş tarafındaki cümle-i taltifiye ile teveccühat-ı edibânenizin yadigar kıymetdarı olmak üzere derdest 14 ettiğim nüshayı nefisenin 15 ötesinde birisine bir nazar-ı seri atıf edivermekle mesruran 16 hüküm ettim ki mütalaasına devam ederek geçireceğim saatler - riyasız söylüyorum pek hoş güzerân 17 olacaktır. 1. Tahattur: Hatırlamak. 2. Kâbil: Kabul edilebilir. 3. Karabet: Soyca yakınlık. Hısımlık. Akrabalık. 4. Muhabbet: Sevgi 5. Müstesna:Ayrıcalıklı 6. Te hir: Erteleme, Geciktirme 7. Nur-u Ayn: Gözümün nuru. 8. Vurud: Meydana gelme. Ulaşma, 9. Ale-l Husus:Özellikle, öncelikle. 10. Câri: geçerli olan 11. İhvan:Kardeşler 12. Ednâ:Yakın 13. Namı acizane: Zavallı bendeniz. 14. Derdest: Ele geçirme 15. Nefise: Pek beğenilen, pek güzel, pek iyi 16. Mesrur:Sevinçli 17. Güzerân: Geçen

38 Sayfa: 38

39 Sayfa: 39 Muvaffakiyetinizi 1 tebrike müsaraatle 2 beraber ve iltifatınıza tekrar tekrar arz-ı şükr 3 ve minnet ederim beyim efendim. Göztepe, 12 Ağustos 1329 Recaizade Ekrem Gidip kendisini ziyaret ettiğim zaman, kitabımı okumuş medh ve tenkit olunacak kısımları işaret etmiş buldum. Köşkün etrafındaki bağda yavaş yavaş yürüyorduk. Üstad arasıra sözünü keserek duruyor, kurumuş veya çürümüş salkımlara me yus 4 bir nazar atfederek : - Bakınız, diyordu; güzelim üzümler ne hale gelmiş! Adamakıllı işini bilen bağçevan 5 bulamadık ki Bu hususi şikayetinden hemen umumi bir bahis çıkarıyor ve üstad Ekrem hayata dair pek acı ve pek benbin 6 felsefesini teşri 7 ediyordu. Asrının en parlak ve en muvaffak gençlerinden olan, memleketinde bir mekteb-i edeb 8 tesis etmek şerefine ve daima hürmet görmek saadetine nail olmuş bulunan bu mümtaz 9 adamın boş ömründen ve lâyetenâhi 10 yesirlerinden 11 öyle musavver 12 ve manidar tabirlerle bahsedişi vardı ki en nikbin 13 genci müteessir ederdi. Vaktiyle her güzelliğe karşı bir lem a 14 arzu ile parladığı rivayet olunan cazibedar mai 15 gözleri şimdi, çok ağlamış gibi biraz kızarmış ve donuklaşmıştı. Altın sarısının pek silinmiş, uzak bir hatırasını taşıyan beyaz sakal ve bıyığı arasında nim 16 görünen soluk dudaklarının öyle bir bükülmesi vardı ki ruhunun bütün acılarını ifade ediyordu. Lakin üstadın nezaket hissi daima karşısındakini sıkmaktan çekiniyordu. Fi-l hakika 17 felsefesine fazla 1. Muvaffakiyet: Başarı 2. Müsaraat: Teşebbüs, girişim. 3. Arzı şükür: Teşekkür sunma 4. Me yus: Ümitsiz 5. Bağçevan: Bahçıvan 6. Bedbin: 7. Teşri 8. Mekteb-i Edeb: Edebiyat Okulu 9. Mümtaz: Seçkin 10. Layetenehi: Sonsuz. 11. Ye sir: Kolaylık 12. Musavver: Zihnen düşünülen. Tasavvur olunan. 13. Nikbin: Kızgın, hiddetli kimse. 14. Lem a: Parlamak. Şimşek gibi çakmak, parıltı. 15. Mai: Mavi 16. Nim: Yarım 17. Fi-l Hakika: Gerçekten

40 Sayfa: 40

41 Sayfa: 41 devam etmedi; gülümsedi: - Ben de tuhafım dedi; hayata, pek tabii olarak, bi-payân arzular ve ümitlerle yeni giren bir gence ne anlatıyorum! Sonra bir çok tezat dan bahsetti. Beğendiği yerleri birer birer gösterdi; hikaye hakkındaki nazariyelerini izah etti. Üstadın fikrince biraz şâirane biraz romanesin 1 olmayan romanlar ne kadar hakiki olurlarsa olsunlar çabuk unutulmaya mahkum idiler. Edebiyattan bahsederken üstadın mai gözleri parlıyor, gençleşiyor ve dudakları gülümsüyor ve renkleşiyordu. Bütün simasındaki inbisat 2 gösteriyordu ki hayatta kendisini incitmemiş olan yegane aşk ın karşısında idi. Sanat, sanat.. Ebedi ve mukaddes sanat! * * + Üstad Ekrem in Tezat için söylediği sözleri buraya kaydetmem mahviyyetsizlik 3 olur. Tenkidatına 4 gelince, başlıcaları şunlardı: Naşit in İstanbul dan kaçması kafi derecedeizah olunarak hazırlanmamış, üslubun Selis 5 Yeniliği ile hiç münasebeti olmayan eski ve mübtezel 6 bazı terkipler 7 ve bazı ıstılahanın 8 kalemimden kaçtığını şayan-ı hayret etmiş. Üstad merhuma o kadar hak veriyorum ki bu ikinci tabın metnini ona göre Bilmem kaç defa sadrazam olan Sait Paşa dan son kırk senelik siyaset-i devletimizin bu pek mühim şahsiyetinden hükümet adamı olarak bahsedecek değilim. Dehasını ve icraatını takdir * * * 1. Romane: Romantik 2. İnbisat: Genişleme 3. Muhaviyyet: Alçak gönüllülük.tevâzu 4. Tenkidat: Eleştiriler. 5. Selis: Akıcı ve Ahenkli Konuşma. 6. Mübtezel: Pek bol ve ucuz. Değersiz. Hor kullanılan. Ortaya düşmüş olan 7. Terkip: Birleşim, birleştirme, Tamlama. 8. Istılah: Tabir, deyim. **+ Sermed den: Dünyada her şey boş; servet, şan ve debdebe, hatta aşk; hepsi fâni, hepsi boş. Yaşamaya bir mana veren yalnız odur: Sanat, sanat idi ve mukaddes sanat!

42 Sayfa: 42

43 Sayfa: 43 veya hüküm etmek başkalarına, daha doğrusu tarihe aittir. Yalnız ben Sait Paşa ve Edebiyat tesmiye 1 olunabilecek şayan-ı dikkat ve her halde yeni bir fıkra yazmak istiyorum. Sadr merhume 2, mahdumu 3 Ali Naki Bey in tensib 4 ve vesatetiyle 5, Tezat ı takdim etmiştim. Aradan birkaç ay geçti. Bir gün, bayram tebriki için Yeniköy deki yalısına gittim. Kendileri rahatsızdılar; hele yürümekte pek güçlük duyuyorlardı. maa haza 6 kabul etmek lütfunda bulundular. Bir müddet resmi işlerden bahsolundu. Sonra kendileri pek nazik ve hayr hâh 7 bir tebessümle Tezat a nakli kelam 8 ettiler ve insanın sanki ruhuna nüfuz 9 etmek isteyen parlak ve keskin gözlerini bana atfederek 10 -dane dane 11 telaffuz ettiği mü tena 12 sözlerleeserimi tahlile başladılar: Sait Paşa ictimai 13 veya felsefi bir kıymeti olan hikayeleri tercih ediyordu; Emile Zola, Paul Borjenkkiler gibi. Tezat ı bu tarz da ilk Türk Romanı addediyor, ve muharririni tebrike layık buluyordu. Merhum, umumi mütaalayı müteakib 14 tafsilata 15 girdi ve o harikulade hafızasının küçücük bir yardımıyla falan veya falan kısımları zikretti. Hem Behire yi hem de Miliça yı o kadar sevimli buluyordu ki: Naşit in yerinde olsaydım, doğrusu ben de yapacağımı şaşırırdım! diyor ve karışık beyaz sakalını eliyle okşayarak gülüyordu. Veziri muhteremi 16 dinlerken gözümün önüne, kendi hem-neslinin 17, kendi arkadaşlarının bile eserlerini okuma merakını duymamış bir çok genç geldi. Gerek meşguliyetleri ve gerek ilerlemiş yaşı itibarıyla pek uzak ve pek yüksek görmekte haklı olduğum bu büyük racul-u siyasiyenin 18 naçiz hikayemi ne mükemmel bir nüfuz ile, ne munis 19 bir 1. Tesmiye: İsimlendirmek 2. Sadr Merhume: Rahmete Kavuşmuş 3. Mahdum: Oğul, efendi. 4. Tensib: Uygun görmek. Münasip. 5. Vesatet: Vâsıta olma, aracılık yapma. 6. Maa Haza: Bununla birlikte. 7. Hayrhah: Hayır sabibi. Hayır işleyen. 8. Nakli kelam: Sözü naklaetmek. 9. Nüfuz: Etkili olmak. 10. Atfetme: Meyletme, Yüklemek, isnat etmek. Yöneltmek 11. Dane dane: Tane tane. 12. Mü tena: İtina ile. Özenle. 13. İctimai: Sosyal 14. Müteakib: Takip eden, Sıra ile, birbiri arkasından gelen 15. Tafsilat: Ayrıntılar, Açıklamalar, izahlar. 16. Vezir-i Muhterem: Sayın Vezir. 17. Hem-Nesl: Aynı soydan, aynı nesilden. Soydaş. 18. Racul-u Siyasiye: Siyaset Adamı. 19. Munis: Cana yakın. Sevimli.

44 Sayfa: 44

45 Sayfa: 45 anlayış ile okumuş ve sevmiş olması hele şu sanatsız ve lakayd memleketimizde beni hayretlere düşürdü ve itiraf etmeliyimki kalbimi iftihar ile doldurdu. * * * Tezat ın tarihiyyesini, ve samimi bir hasbihal şeklinde, kayıt ettikten sonra, onun karieler ve karieler tarafından gördüğü rağbeti işaret etmek isterim. Rağbet kelimesini Avrupa daki manasıyla kullanmıyorum; zira oralarda rağbet görmüş olan bir roman yüz, hatta iki yüz bin nüsha basılır. Fakat böyle şeyler bizden pek uzak. Bizim lakayd memlekette edebi bir hikaye iki bin nüsha olarak sürülür ve şu karıiık zamanda böyle ikinci temsilini tabi gösterecek derecede halen aranırsa, muvaffakiyet addolunmalı.2 İşte bu hali pek güzel bildiğim içindir ki, lütufkar karie ve karielerime kemal-i hulus ile teşekkür ediyorum. -Şişli, Kanunu Sani İzzet Melih 1. Karie: Okuyucu 2. Addolunmak: Sayılmak 3. Kemal-i Hulus: Temiz duygular

46 Sayfa: 46

47 Sayfa: 47 Uşşâkî Zade Halit Ziya Bey Efendi ye **] Tezat ı yazıp zatı üstadlarına ithaf ettiğim zaman: bir Türk Zabitiyle 1 bir Rus kızının muâşıkası 2! Ruhumuzu tehyîc 3 edecek bundan daha güzel, daha vâsi bir roman mevzusu bulunamazdı. buyurmuştunuz. Lütufkar sözlerinizin hakikati şu ki mesela Fransa da Moris Bares, Rene Bazen vesair bazı hikaye nüvis 4 ve şairler, milletlerinin kalbindeki son büyük yarayı, (Valzas Loren 1870) ceriha-i 5 amikasını 6 muttasıl 7 tazelemek, muttasıl kanatmakla hissi intikam ve gayreti asla uyuşturmakları gibi, bizde dahi, mazideki satvetlerle 8 beraber elemleri 9 de ihya 10 ederek ruh milleti hissi intibah 11 ile takviye edecek edebi eserler pek lazımdır. Zira, Emil Fake nin tabiri vecihle Vatan Bir Mazidir. Bu fikrin bizde yanlış anlaşılmasından korkarak hemen ilave ediyorum ki maziye hürmet etmek mutaassıb ve mürteci olmak değildir Şüphesiz vatan bir mazidir. Yani vatanın mazisini layıkıyla bilip takdir etmeyen, mazideki fütuhât 12 ve darâtı 13 düşünerek iftihar etmeyen bu büyüklükler karşısında milletinin felaketlerini tahyil 14 edip bunun sebeplerini araştırınca ruh-i merâret 15 ve intibah ile dolmayan adam vatanına layık değildir. Mazinin hazine-i bi-payanından 16 gururlu, ümit ve metanet 17 gibi ulvi kuvvetler alarak hareket 1. Zâbit: Subay 2. Muâşıka: sevgili 3. Tehyîc: Heyecan veren, Heyecanlandırma. Coşturma 4. Nüvis: Yazar 5. Ceriha: Yara 6. Amika: Derin 7. Muttasıl: Ardı ardına, aralıksız 8. Satvet: Zorluk 9. Elem: Acı, keder 10. İhya: Yaşatmak 11. İntibah: Uyanma, Uyanıklık, göz açıklığı. Hassasiyet 12. Fütuhat: Fetihler 13. Dârât: Debdebe, tantana, şan, gösteriş, çalım 14. Tahyil: Akla getirme, zihinde canlandırma. 15. Meraret: Acılık, Tatsızlık 16. Hazine-i bi-payan: Sonsuz hazineler 17. Metanet: Dayanıklılık [*] Birinci tab ın mukaddimesi

48 Sayfa: 48

49 Sayfa: 49 etmeyen, istikbal için, daima müterakki 1, daha münevver 2, daha medeni bir istikbal için çalışmayan adam hiçbir: gaye-i hiyalsiz 3, asaletsiz, hodbin bir mahluktur. Halbuki vatanımız için en vahim olan şey, ruh-i millete çöken ye is 4 ve nevmidi 5, ihmal lakaydıdır. Ve bu haleti ruhiye hemen herkeste aynı; hatta ümidi âti 6 olan gençlerin ekseriyesinde Bunun sebeblerini fikri ve hissi öldüren edvar 7 istibdatta 8, hayalat 9 ve hevasatın 10 yaşamasına hiç müsait olmayan örf ve adatımızda 11 aramak lazım. Fakat burada meselenin tafsilatına girişemem. Yalnız önümüzdeki acı neticeyi açıktan açığa görerek onun büyük tehlikesini takdir etmeliyiz ki katiat 12 ve süratle hareket etmek ihtiyacı mübremini 13 bütün kalbimizle duyalım. * * * İşte böyle hislerin en müessir 14 saiklerinden 15 biri her halde edebiyattır. Bir sahne-i hayat olmakla beraber, bir manayı felsefi veya ictimaiyi şamil olan temaşalar, hikayeler ve şiirlerdir. Bugün Vatandan kat-i ümit 16 etmemeye yemin ettik! diye bağıran Genç Fransızlar ın heyecan-ı hamiyetini 17 besleyen şey, asla böyle eserler değil mi? Binaen aleyh 18 Tezat ı okumak zahmetini ihtiyar 19 edecekler arasında ba-husus nesl-i ahyar 20 onun manayı hakikasına 21 nüfuz edeceğine kani olmak isterim. Çünkü bizler eski hataların silsile-i masaibini 24 görmeye mahkum olan zavallı bizler- Tezat daki Naşit gibi Slavlar ın ezeli düşmanlarının hatırat-ı tarihiyesini 22 yaşadıktan mâada 23, şu son hücumlarını, müthiş cinayetlerini, şeytani entrikalarını gördük; bunların darbesiyle hala başımız perişan, kalbimiz 1. Müterakki: İlerlemiş 2. Münevver: Aydın 3. Gaye-i Hiyalsiz: Amaçsız, gayesiz 4. Ye s: Ümitsizlik 5. Nevmid: Ümidsiz, me'yus, mükedder, cesareti kırılmış. 6. Ümid-i âti: Geleceğin ümidi 7. Edvar: Devirler, dönemler. 8. İstibdat: Keyfî idare sistemi, zulüm, tahakküm rejimi. 9. Hayalat: Hayaller 10. Hevasât: Hevesler 11. Âdât: Adetler 12. Katiat: Mutlak. şüphesiz. Tereddütsüz. 13. Mübrem: Kaçınılmaz. Vazgeçilmez olan. Acele yapılması lüzumlu bulunan. Elzem. 14. Müessir: Tesir eden 15. Saik: Takipçi, ardınadan giden 16. Kat i ümit: Umudunu kesmek. 17. Hamiyet: Gayret 18. Binâenaleyh: Bunun üzerine, ondan dolayı. 19. İhtiyar: Seçmek, tercih etmek. 20. Nesli ahyar: Hayırlı nesil 21. Manayı hakika: Gerçek manada 22. Hatırat-ı tarihiyye: Tarihi hatıralar. 23. Mâada:Bundan başka 24. Masaib: Musibetler. Güçlükler. Uğursuzluklar

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( )

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( ) (1874-1931) Servet-i Fünun akımının önemli romancılarından biri olan Mehmet Rauf, 1875 de İstanbul da doğdu. Babası Hacı Ahmet Efendi, bir sağlık kurumunda çalışan bir memurdu. Önce Balat ta ki Defterdar

Detaylı

FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI

FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI AHMET HAŞİM ( 1884 1933 ) Fecriati topluluğunun en önemli şairi olup modern Türk şiirinin kurucularından biridir. Türk edebiyatında akşam şairi olarak da tanınır. Sanat

Detaylı

Sevgili dostum, Can dostum,

Sevgili dostum, Can dostum, Sevgili dostum, Her insanı hayatta tek ve yegâne yapan bir öz benliği, insanın kendine has bir kişiliği vardır. Buna edebiyatımızda, günlük yaşantımızda ve dini inançlarımızda çeşitli adlar vermişlerdir.

Detaylı

AŞKIN ACABA HÂLİ. belki de tek şeydir insan ilişkileri. İki ayrı beynin, ruhun, fikrin arasındaki bu bağ, keskin

AŞKIN ACABA HÂLİ. belki de tek şeydir insan ilişkileri. İki ayrı beynin, ruhun, fikrin arasındaki bu bağ, keskin AŞKIN ACABA HÂLİ Varoluştan bu yana herhangi bir metoda uydurulup bu doğrultuda devam edilemeyen belki de tek şeydir insan ilişkileri. İki ayrı beynin, ruhun, fikrin arasındaki bu bağ, keskin hatlarla

Detaylı

ATATÜRK ÜN BAZI KURULUŞLARIN HATIRA DEFTERLERİNE YAZDIKLARI

ATATÜRK ÜN BAZI KURULUŞLARIN HATIRA DEFTERLERİNE YAZDIKLARI ATATÜRK ÜN BAZI KURULUŞLARIN HATIRA DEFTERLERİNE Yrd. Doç. Dr. Hülya BAYKAL Kurtuluş Savaşı'nın başından itibaren, Atatürk'ün ziyaret ettiği kuruluşlar için, O'nun görüşlerini almak, izlenimlerini belirlemek

Detaylı

TLL Uygulama. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar a ilişkin bilgi doğru değildir?

TLL Uygulama. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar a ilişkin bilgi doğru değildir? TLL1004 4. Uygulama 38. Aşağıdakilerden hangisinin türü ötekilerden farklıdır? D. Ötelerin Çocuğu Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar a ilişkin bilgi doğru değildir? E) Tekniği kusursuz

Detaylı

Sami Paþazade Sezai Kedi Öykülerinin En Güzelini Yazdý

Sami Paþazade Sezai Kedi Öykülerinin En Güzelini Yazdý Ö m e r A y h a n Sami Paþazade Sezai Kedi Öykülerinin En Güzelini Yazdý Tanzimat edebiyatýnýn düzyazý yazarlarý, öyküden çok romana eðilmiþ, öykü türündeki verimleri, neredeyse romana yaklaþan oylumlarýyla

Detaylı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?

Detaylı

iki sayfa bakayım neler var diye. Üstelik pembe kapaklı olanıydı. Basından izlemiştim, pembe kapaklı bayanlar için, gri kapaklı olan erkekler içindi.

iki sayfa bakayım neler var diye. Üstelik pembe kapaklı olanıydı. Basından izlemiştim, pembe kapaklı bayanlar için, gri kapaklı olan erkekler içindi. Malum ülkemiz son dönemde Globalleşen dünya ile birlikte oldukça sıkıntılı. Halk olarak bizlerde de pek çok sıkıntılar var. Ekonomik sıkıntılar, siyasi sıkıntılar, sabotaj planları, suikast planları. Darbe

Detaylı

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17

İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17 İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ... 15 MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17 SAFAHAT TA DEĞERLERİMİZ... 41 Adâlet... 43 Adamlık... 47 Ahlâk... 50 Azim... 42 Birleştiricilik...

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim,

Detaylı

ŞİİR, HİKÂYE, MAKALE. Ekim 2013 Sayı 1. Yazar; HARUN ŞEN

ŞİİR, HİKÂYE, MAKALE. Ekim 2013 Sayı 1. Yazar; HARUN ŞEN ŞİİR, HİKÂYE, MAKALE Ekim 2013 Sayı 1 Yazar; HARUN ŞEN 1 İçindekiler KALDIRIMLAR 1... 3 DİYET... 4 ÇOCUKLARINIZA ZAMAN AYIRIN... 5 2 KALDIRIMLAR I Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında; Yürüyorum, arkama

Detaylı

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67) KOCAER 1 Tuğba KOCAER 20902063 KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA... Hepsi için teşekkür ederim hanımefendi. Benden korkmadığınız için de. Biz ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya...

Detaylı

KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR?

KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR? KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR? Kişisel gelişim, insanın gelişimi merak etmesi, yeni insanlar tanıması, gazetede güzel yazı yazan veya kitap yazmış insanları merak ederek onları tanımak, sadece yazılarından

Detaylı

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller yayın no: 117 PEYGAMBERİMİZİN DİLİNDEN HİKMETLİ ÖYKÜLER Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi

Detaylı

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Hayatımızın en değerli varlığıdır anneler. O halde onlara verdiğimiz hediyelerinde manevi bir değeri olmalıdır. Anneler için hediyenin maddi değeri değil

Detaylı

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır. 4.MEKTUP MEVZUU : a) Mübarek ramazan ayının faziletleri. b) Hakikat-ı Muhammediye'nin (kabiliyet-i ulâ) beyanı.. Ona ve âline salât, selâm ve saygılar.. c) Kutbiyet makamı, ferdiyet mertebesi.. NOT : İMAM-I

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu -KAPANIŞ KONUŞMASI- M. Recai KUTAN 7 Kasım 2014 I. DÜNYA SAVAŞININ 100. YILDÖNÜMÜ ULUSLARARASI

Detaylı

YENİ TÜRK EDEBİYATI - I

YENİ TÜRK EDEBİYATI - I YENİ TÜRK EDEBİYATI - I Yayın Yönetmeni Sadettin Bayrak Yayın Editörü Dr. Özcan Bayrak Kapak Tasarımı Hüseyin Özkan İç Tasarım Özlem Özkan Baskı ve Cilt Çalış Ofset Davutpaşa Caddesi Yılanlı Ayazma Sokak

Detaylı

Bir gün, kozada küçük bir delik belirdi; bir adam oturup kelebeğin saatler boyunca bedenini bu küçük delikten çıkarmak için harcadığı çabayı izledi.

Bir gün, kozada küçük bir delik belirdi; bir adam oturup kelebeğin saatler boyunca bedenini bu küçük delikten çıkarmak için harcadığı çabayı izledi. Bir Kelebeğin Dersi Bir gün, kozada küçük bir delik belirdi; bir adam oturup kelebeğin saatler boyunca bedenini bu küçük delikten çıkarmak için harcadığı çabayı izledi. Ardından sanki ilerlemek için çaba

Detaylı

SERVETİFÜNUN SANATÇILARI - I

SERVETİFÜNUN SANATÇILARI - I SERVETİFÜNUN SANATÇILARI - I TEVFİK FİKRET (1867 1915) Servetifünun edebiyatının öncüsü ve üstadı sayılmaktadır. Şiirlerinde aşk, doğa, aile, çocuk, acıma gibi bireysel duyarlılıkları karamsar bir bakış

Detaylı

ZONGULDAKLI GENÇ ŞAİR VE BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ DİN KÜLTÜRÜ ÖĞRETMNENLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİSİ UFUK SİLİK ŞİİR İLE HAYATIM YENİDEN ŞEKİLLENDİ

ZONGULDAKLI GENÇ ŞAİR VE BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ DİN KÜLTÜRÜ ÖĞRETMNENLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİSİ UFUK SİLİK ŞİİR İLE HAYATIM YENİDEN ŞEKİLLENDİ ZONGULDAKLI GENÇ ŞAİR VE BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ DİN KÜLTÜRÜ ÖĞRETMNENLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİSİ UFUK SİLİK ŞİİR İLE HAYATIM YENİDEN ŞEKİLLENDİ SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız ve hangi okulları

Detaylı

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf ilk yar'larımızın sevgili dostları, ilkyar desteklerinizle giderek büyüyen bir aile olarak varlığını sürdürüyor. Yeni yeni ilk yar'larımızla tanışırken bir taraftan fedakar gönüllülerimizi, ve bir zamanlar

Detaylı

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!.. BABAN GELİRSE ÇAĞIR BENİ OĞUL.. Çanakkale destanının 99. yıl dönümünü yaşadığımız günlere saatler kala yine bir Çanakkale k ahramanının hikayesiyle karşınızdayım.. Değerli okuyucular; Hak için, Hakikat

Detaylı

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin. Bu kitapçığı, büyük olasılıkla kısa bir süre önce sevdiklerinizden biri size cinsel kimliği ile biyolojik/bedensel cinsiyetinin örtüşmediğini, uyuşmadığını açıkladığı için okumaktasınız. Bu kitapçığı edindiğiniz

Detaylı

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son 10-11 senesinde bizim de katkılarımızın olması bizi her zaman çok mutlu ediyor çünkü Avrupa da yaşayan

Detaylı

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz PROF. DR. 133 Prof. Dr. Alaattin AKÖZ SÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Hiç unutmadım ki! Akademik olarak hem yüksek lisans, hem de doktora

Detaylı

HER NEVİ MADEN OCAKLARINDA YERALTI İŞLERİNDE KADINLARIN ÇALIŞTIRILMAMASI HAKKINDA SÖZLEŞME

HER NEVİ MADEN OCAKLARINDA YERALTI İŞLERİNDE KADINLARIN ÇALIŞTIRILMAMASI HAKKINDA SÖZLEŞME HER NEVİ MADEN OCAKLARINDA YERALTI İŞLERİNDE KADINLARIN ÇALIŞTIRILMAMASI HAKKINDA SÖZLEŞME ILO Kabul Tarihi: 4 Haziran 1935 Kanun Tarih ve Sayısı: 9 Haziran 1937 / 3229 Resmi Gazete Yayım Tarihi ve Sayısı:

Detaylı

8, Safsaf sokak Emirrân Tel. 63 52 31 27 Ağustos 1963. Muhterem Bey Efendi

8, Safsaf sokak Emirrân Tel. 63 52 31 27 Ağustos 1963. Muhterem Bey Efendi 8, Safsaf sokak Emirrân Tel. 63 52 31 27 Ağustos 1963 Muhterem Bey Efendi Yılmaz öztuna Beye 20/8/1968 tarihiyle yazdırınız mektubu gördüm. Orman Mektebinin Sami Paşa tarafından tesis edildiği "lalnamei

Detaylı

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. BÜYÜKLERİN HİKMETLİDEN SÖZLERİ Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. Buyruldu ki; Faziletli kimseler için (hiçbir yer) gurbet sayılmaz. Cahilin ise

Detaylı

MEDENİ BİLGİLER ve Mustafa Kemal Atatürk ün El Yazıları

MEDENİ BİLGİLER ve Mustafa Kemal Atatürk ün El Yazıları MEDENİ BİLGİLER ve Mustafa Kemal Atatürk ün El Yazıları Önder Gürbüz 2015 Almanya www.gurbuz.net 1- Türk Milleti; Halk idaresi olan Cumhuriyetle idare olunur bir devlettir. 2- Türk Devleti laiktir, her

Detaylı

NECİP FAZIL KISAKÜREK

NECİP FAZIL KISAKÜREK NECİP FAZIL KISAKÜREK NECİP FAZIL KISAKÜREK kimdir? Necip fazıl kısakürekin ailesi ve çocukluk yılları. 1934e kadar yaşamı 1934-1943 yılları hayatı Büyük doğu cemiyeti 1960tan sonra yaşamı Siyasi fikirleri

Detaylı

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu büyük şeyhi Muhammedi Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu büyük şeyhi Muhammedi Bakibillah'a yazmıştır. 16.MEKTUP MEVZUU : Uruc, (yükselme) nüzul (iniş) ve diğer hallerin beyanı.. NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu büyük şeyhi Muhammedi Bakibillah'a yazmıştır. Taleb babında en az duranlardan birinin arzuhalidir.

Detaylı

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

Bilim,Sevgi,Hoşgörü. Bilim,Sevgi,Hoşgörü. Mehmet Akif Ersoy 20 Aralık 1873 27 Aralık 1936 Mehmet Akif Ersoy, Türkiye Cumhuriyeti nin ulusal marşı olan İstiklal Marşı nın yazarıdır. Vatan Şairi olarak anılır. Yahya Kemal Beyatlı

Detaylı

34 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARININ KAPATILMASI HAKKINDA SÖZLEŞME

34 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARININ KAPATILMASI HAKKINDA SÖZLEŞME 34 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARININ KAPATILMASI HAKKINDA SÖZLEŞME Aynı konudaki 96 sayılı sözleşmenin onaylanması sonucu yürürlükten kalkmıştır ILO Kabul Tarihi: 8 Haziran 1933 Kanun Tarih ve

Detaylı

20 Derste Eski Türkçe

20 Derste Eski Türkçe !! 20 Derste Eski Türkçe Ders Notları!!!!!! Cüneyt Ölçer! !!! ÖNSÖZ Türk Nümismatik Derneği olarak Osmanlı ve İslam paraları koleksiyoncularına faydalı olmak arzu ve isteği île bu özel sayımızı çıkartmış

Detaylı

1. Çağımızda, toplumların mutluluk ve. refahlarının hatta bağımsızlıklarının; bilimin. ışığında sürdürülen araştırma ve geliştirme

1. Çağımızda, toplumların mutluluk ve. refahlarının hatta bağımsızlıklarının; bilimin. ışığında sürdürülen araştırma ve geliştirme 1. Çağımızda, toplumların mutluluk ve refahlarının hatta bağımsızlıklarının; bilimin ışığında sürdürülen araştırma ve geliştirme çabalarının teknoloji alanına aktarılmasına bağlı olduğu, tartışmasız kabullenilen

Detaylı

Türkiye: 1936 yılında maden istihsalâtımız umumiyet üzere artmıştır. Bu yılın istihsal adetlerini bir öncesi ile karşılaştıralım:

Türkiye: 1936 yılında maden istihsalâtımız umumiyet üzere artmıştır. Bu yılın istihsal adetlerini bir öncesi ile karşılaştıralım: Türkiye: 1936 yılında maden istihsalâtımız umumiyet üzere artmıştır. Bu yılın istihsal adetlerini bir öncesi ile karşılaştıralım: Listede zımpara müstesna - ki yalnız iki, üç yüz tonluk bir tenakus göstermiştir,

Detaylı

Herkes bir arayış içinde

Herkes bir arayış içinde Euzubillahimineşşeytananirracim Bismillahirrahmanirrahim Herkes bir arayış içinde Ayberk Efendi Berlin 2oo8 La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil Azim. Meded ya Sultanul Evliya, meded ya Şeyh Nazım

Detaylı

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri. C i h a n D e m i r c i Damdaki Mizahçý 90 Yaþýnda Eskimeyen Bir Usta: Haldun Taner Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri. 1986'da yitirdiðimiz Haldun Taner

Detaylı

Ev ve apartmana dair / H.Cahit YALÇIN

Ev ve apartmana dair / H.Cahit YALÇIN "Biz apartmanlara yabancıyız. Bir ailenin hayatında ev ocak en esaslı bir unsurdur. Bir odanın kapısını açtığım zaman, burada babam doğmuştu, bir sofaya çıktığım zaman, burada halam gelin olmuştu, bahçeye

Detaylı

Vanlı futbolcu kızlar Bodrum da kamp yapıyor

Vanlı futbolcu kızlar Bodrum da kamp yapıyor Vanlı futbolcu kızlar Bodrum da kamp yapıyor Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon un davetiyle Bodrum a gelen Vanlı futbolcu kızlar Bodrum da kamp yapıyor. Van Mustafa Cengiz Ortaokulu Mor Menekşeler

Detaylı

Senin bir yaşlı piri fani mi yoksa pırıl pırıl istikbal vadeden bir delikanlı yada erkek mi kadın mı olduğunu bilmiyorum.

Senin bir yaşlı piri fani mi yoksa pırıl pırıl istikbal vadeden bir delikanlı yada erkek mi kadın mı olduğunu bilmiyorum. Sevgili hırsız dostum! Senin bir yaşlı piri fani mi yoksa pırıl pırıl istikbal vadeden bir delikanlı yada erkek mi kadın mı olduğunu bilmiyorum. Bildiğim, kesin ve kat i bir şey var ki, oda senin insan

Detaylı

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı Atatürk ün Kişisel Özellikleri Atatürk cesur ve iyi bir liderdir Atatürk iyi bir lider olmak için gerekli bütün özelliklere sahiptir. Dürüstlüğü ve davranışları ile her zaman örnek olmuştur. Gerek devlet

Detaylı

Muhterem Hayrettin Karaman Hocam,evvela selam eder,saygılar sunarım. 1974 yılı İmam-Hatib talebeliğimden beri sizleri duyduk ve istifade ettik.

Muhterem Hayrettin Karaman Hocam,evvela selam eder,saygılar sunarım. 1974 yılı İmam-Hatib talebeliğimden beri sizleri duyduk ve istifade ettik. HAYRETTİN KARAMAN HOCAMA CEVAB Muhterem Hayrettin Karaman Hocam,evvela selam eder,saygılar sunarım. 1974 yılı İmam-Hatib talebeliğimden beri sizleri duyduk ve istifade ettik. Ancak sizlerin bazı noktalarda

Detaylı

Bunu herkes yapıyor! -Gerçekten herkes mi? Nasıl korunmam gerektiğini biliyorum! -Kalbini, gönlünü nasıl koruyacaksın? www.gerçeksevgibekler.

Bunu herkes yapıyor! -Gerçekten herkes mi? Nasıl korunmam gerektiğini biliyorum! -Kalbini, gönlünü nasıl koruyacaksın? www.gerçeksevgibekler. Bunu herkes yapıyor! -Gerçekten herkes mi? Nasıl korunmam gerektiğini biliyorum! -Kalbini, gönlünü nasıl koruyacaksın? www.gerçeksevgibekler.de www.wahreliebewartet.de Avrupa ülkelerindeki gençlik denilince

Detaylı

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ Gönderen admin - 31/01/ :14

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ Gönderen admin - 31/01/ :14 MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ Gönderen admin - 31/01/2012 23:14 1.Aşağıdaki sanatçılarımızdan hangileri Beş Hececiler grubunda yer alır? A) Orhan Veli Kanık Ahmet Kutsi Tecer B) Yusuf Ziya Ortaç Faruk Nafiz Çamlıbel

Detaylı

Tanzimat Edebiyatı. (Şiir-Roman) YAZARLAR Dr. Özcan BAYRAK Dr. Muhammed Hüküm Dr. Taner NAMLI Dr. Celal ASLAN

Tanzimat Edebiyatı. (Şiir-Roman) YAZARLAR Dr. Özcan BAYRAK Dr. Muhammed Hüküm Dr. Taner NAMLI Dr. Celal ASLAN Tanzimat Edebiyatı (Şiir-Roman) YAZARLAR Dr. Özcan BAYRAK Dr. Muhammed Hüküm Dr. Taner NAMLI Dr. Celal ASLAN Dr. Ahmet Faruk GÜLER Dr. Nuran ÖZLÜK Dr. Mehmet ÖZGER Dr. Macit BALIK Yayın Editörü: Doç. Dr.

Detaylı

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ Kendinizden biraz bahseder misiniz? -1969 yılında Elazığ'da dünyaya geldim. İlk orta ve liseyi orada okudum. Daha sonra üniversiteyi Van 100.yıl Üniversitesi'nde okudum. Liseyi

Detaylı

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016 EN GÜZEL İSİMLER O NUNDUR Aziz Müminler! Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah tır. Güzel isimler O nundur.

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI ÖZEL LİSESİ 2011-2012 ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM 11-A SINIFI MF GRUBU DİL VE ANLATIM DERSİ I

ANKARA ÜNİVERSİTESİ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI ÖZEL LİSESİ 2011-2012 ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM 11-A SINIFI MF GRUBU DİL VE ANLATIM DERSİ I ANKARA ÜNİVERSİTESİ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI ÖZEL LİSESİ 2011-2012 ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM 11-A SINIFI MF GRUBU DİL VE ANLATIM DERSİ I. YAZILI SINAVI SORULARI Öğrencinin Adı ve Soyadı : Sınıfı: Numarası:

Detaylı

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister. Yalan Söylemeyen Çocuk Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister. Annesi: Ey benim gözümün nûru ve gönlümün tâcı evladım, Abdülkâdir

Detaylı

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi BÝRÝNCÝ BÖLÜM 1 Dünya döndü Son ders zili çalýnca tüm öðrenciler sevinç çýðlýklarý atarak okulu terk etti. Ýkili öðretim yapýlýyordu. Sabahçýlar okulu boþaltýrken, öðleci grup okula girmeye hazýrlanýrdý.

Detaylı

Erbaa lı Genç Şair Muhammed Dikal Lisede edebiyatı gerçekten seven öğretmenlerim bana da Edebiyatı sevdirdiler

Erbaa lı Genç Şair Muhammed Dikal Lisede edebiyatı gerçekten seven öğretmenlerim bana da Edebiyatı sevdirdiler Erbaa lı Genç Şair Muhammed Dikal Lisede edebiyatı gerçekten seven öğretmenlerim bana da Edebiyatı sevdirdiler SORU- Kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar hangi okullarda okudunuz? MUHAMMED DİKAL

Detaylı

AKŞEHİR ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ ÖĞRETİM YILI DİL VE ANLATIM DERSİ 11. SINIFLAR 1.DÖNEM 1.YAZILI YOKLAMASI

AKŞEHİR ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ ÖĞRETİM YILI DİL VE ANLATIM DERSİ 11. SINIFLAR 1.DÖNEM 1.YAZILI YOKLAMASI AKŞEHİR ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ 2015-2016 ÖĞRETİM YILI DİL VE ANLATIM DERSİ 11. SINIFLAR 1.DÖNEM 1.YAZILI YOKLAMASI SORU-1) Gazete çevresinde gelişen öğretici metin türleri nelerdir? Yazınız.(10 Puan)

Detaylı

- Kurslara, seminerler katılın, farklı mekanlar keşfedin. Kendiniz için bir şeyler yapın. Böylelikle eşinize anlatacağınız farklı şeyler olacaktır.

- Kurslara, seminerler katılın, farklı mekanlar keşfedin. Kendiniz için bir şeyler yapın. Böylelikle eşinize anlatacağınız farklı şeyler olacaktır. Lilay Koradan www.gencgelisim.com - Bir ara sinemaya ya da tiyatroya gidelim mi? demek yerine, iki kişilik bilet alın. Ona Sürpriz, yarın akşam sinemaya gidiyoruz dediğiniz zaman sizinle gelecektir. -

Detaylı

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI TANZİMAT DÖNEMİ EDEBİYATININ OLUŞUMU KAZANIMLAR.Osmanlı Devleti ni güçlü kılan sosyal, siyasi düzenin bozulma nedenlerini.batı düşüncesine,

Detaylı

Genç Yazar Muhammed Akbulut Edebiyat alanında popüler olmaktan ziyade gençlere örnek olmak isterim.

Genç Yazar Muhammed Akbulut Edebiyat alanında popüler olmaktan ziyade gençlere örnek olmak isterim. Genç Yazar Muhammed Akbulut Edebiyat alanında popüler olmaktan ziyade gençlere örnek olmak isterim. SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar hangi okullarda okudunuz? MUHAMMED AKBULUT-

Detaylı

1. BÖLÜM SAHİH FİİLLER MAZİ FİİL Fiili Mazi iki kısımdır: a) Mazi Malum b) Mazi Meçhul MAZİ MALUM: Mazi malum üç şekil üzere bulunur: gibi. آ ت ب gelir. kalıbında ف ع ل 1) gibi. ع ل م gelir. kalıbında

Detaylı

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz. Söylenen her söz, içinden çıktığı kalbin kılığını üzerinde taşır. Ataullah İskenderî Söz ilaç gibidir. Gereği kadar sarf edilirse fayda veriri; gerektiğinden fazlası ise zarara neden olur. Amr bin As Sadece

Detaylı

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır.

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır. Ciddi olarak Allah a isyan etmekten kaçın. O nun rahmet kapısına devam et. Bütün gücünü ve kuvvetini Allah için harca. Taatında sarfet. Yalvar, ihtiyaçlarını O na arz et. Başını önüne eğ, kork, Hak kın

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: 2013-2014 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: Ε3 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı Fikret BABAYEV * Sayın Başkan, değerli katılımcılar! Öncelikle belirtmek isterim ki, bugün bu faaliyete iştirak etmek ve sizlerle bir arada bulunmak benim için büyük bir mutluluktur. Bu toplantıya ve şahsıma

Detaylı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÎLE FEDERAL ALMANYA CUMHURİYETİ ARASINDA 16 ŞU BAT 1952 TARİHÎNDE ANKARA'DA AKDEDİLMİŞ OLAN TİCARET ANLAŞMASINA EK PROTOKOL

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÎLE FEDERAL ALMANYA CUMHURİYETİ ARASINDA 16 ŞU BAT 1952 TARİHÎNDE ANKARA'DA AKDEDİLMİŞ OLAN TİCARET ANLAŞMASINA EK PROTOKOL -. '. ' J ı 156 16 Şubat 1952 tarihli Türkiye Batı - Almanya Ticaret ve ödeme Anlaşmalarına Ek 21 Aralık 1954 tarihli Protokollerle Ekleri Mektupların Tasdikine dair Kanun (Resmî Gazete ile ilâm.- 2.II.

Detaylı

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım İLETİŞİM, DİL VE KÜLTÜR 1. İletişim 2. İnsan, İletişim ve Dil 3. Dil Kültür İlişkisi DİLLERİN SINIFLANDIRILMASI VE TÜRKÇENİN DÜNYA DİLLERİ ARASINDAKİ YERİ 1. Dillerin Sınıflandırılması

Detaylı

Slısan T O K G Ö 2 TÜRK BÜYÜKLERİ BİLGE ERCİLASUN T.C. KÜLTÜR BAKANLIĞI

Slısan T O K G Ö 2 TÜRK BÜYÜKLERİ BİLGE ERCİLASUN T.C. KÜLTÜR BAKANLIĞI Slısan T O K G Ö 2 BİLGE ERCİLASUN T.C. KÜLTÜR BAKANLIĞI TÜRK BÜYÜKLERİ AHMET İHSAN TOKGÖZ ^ T.C. KÜLTÜR BAKANLIĞI YAYINLARI/1700 Yayımlar Dairesi Başkanlığı CvV Türk Büyükleri Dizisi / 61 AHMET İHSAN

Detaylı

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Yusuf Yeşilkaya www.yusufyesilkaya.com yusufyesilkaya@gmail.com 26 Mayıs 1904 tarihinde İstanbul Çemberlitaş ta dünyaya gelen Necip Fazıl, hem kültürlü hem de varlıklı bir ailenin çocuğudur. Dört-beş yaşında

Detaylı

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır Tevafuk birbirine denk gelmek, birbiriyle uygun vaziyet almak demektir. Tevafuklu Kur anda tam 2806 Allah lafzı pek az müstesnalar

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

TANZİMAT I. DÖNEM: ŞAİR VE YAZARLAR. * Şinasi *Ziya Paşa *Namık Kemal. * Ahmet Mithat Efendi *Şemsettin Sami

TANZİMAT I. DÖNEM: ŞAİR VE YAZARLAR. * Şinasi *Ziya Paşa *Namık Kemal. * Ahmet Mithat Efendi *Şemsettin Sami TANZİMAT I. DÖNEM: ŞAİR VE YAZARLAR * Şinasi *Ziya Paşa *Namık Kemal * Ahmet Mithat Efendi *Şemsettin Sami İBRAHİM ŞİNASİ 1826-1871 İBRAHİM ŞİNASİ İstanbul da doğdu. Arapça, Fransızca, Farsça dersleri

Detaylı

EK: Mucize Avcısı nı yayına hazırlarken, çok

EK: Mucize Avcısı nı yayına hazırlarken, çok EK: Mucize Avcısı nı yayına hazırlarken, çok uzun yıllar önce yazdığım bir yazıyı hatırladım. Onaltı yaşında, lisede iken yazdığım bir yazıyı. Cesaret edip, bir gazetenin araştırma merkezine göndermiştim.

Detaylı

Başbakan Yıldırım, Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini ziyaret etti

Başbakan Yıldırım, Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini ziyaret etti Başbakan Yıldırım, Seyranbağları Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezini ziyaret etti Ekim 01, 2016-1:20:00 Başbakan Binali Yıldırım, 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü dolayısıyla Seyranbağları Huzurevi

Detaylı

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama...24 2. Haftanýn Testi...25

ÝÇÝNDEKÝLER. Diyalog Tamamlama...24 2. Haftanýn Testi...25 ÝÇÝNDEKÝLER A. BÝRÝNCÝ TEMA: BÝREY VE TOPLUM Küçük Cemil...11 Bilgi Hazinemiz (Hikâye Yazmaya Ýlk Adým)...14 Güzel Dilimiz (Çaðrýþtýran Kelimeler - Karþýlaþtýrma - Þekil, Sembol ve Ýþaretler - Eþ Anlamlý

Detaylı

SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (ŞİİR ROMAN)

SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (ŞİİR ROMAN) SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI Yayın Yönetmeni Sadettin Bayrak SERVET-İ FÜNÛN EDEBİYATI (ŞİİR ROMAN) Yayın Editörü Dr. Özcan Bayrak Kapak Tasarımı Hüseyin Özkan İç Tasarım Özlem Özkan Baskı ve Cilt Çalış Ofset

Detaylı

TEŞKİLATLANMA VE KOLLEKTİF MÜZAKERE HAKKI PRENSİPLERİNİN UYGULANMASINA MÜTEALLİK SÖZLEŞME

TEŞKİLATLANMA VE KOLLEKTİF MÜZAKERE HAKKI PRENSİPLERİNİN UYGULANMASINA MÜTEALLİK SÖZLEŞME TEŞKİLATLANMA VE KOLLEKTİF MÜZAKERE HAKKI PRENSİPLERİNİN UYGULANMASINA MÜTEALLİK SÖZLEŞME Bu sözleşme, ILO'nun temel haklara ilişkin 8 sözleşmesinden biridir. ILO Kabul Tarihi: 18 Haziran 1949 Kanun Tarih

Detaylı

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI DEĞERLER EĞİTİMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Bir milletin ve topluluğun oluşumunda maddi

Detaylı

EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ

EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ Oya Baydar, Mine Söğüt, Özcan Yüksek, Ercan Kesal, Arif Keskiner ve Melih Güneş konuklarla sohbet etti 86. İzmir Enternasyonal Fuarı nda bu yıl ilk

Detaylı

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti Nisan 20, 2017-11:17:00 Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde, 26 ülkeden, "39. TRT Uluslararası 23 Nisan

Detaylı

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden Kavrama 1 ECE KAVRAMA 21102516 TURK 101 Ali TURAN GÖRGÜ SEVGİNİN GÜCÜ 1918 yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden biridir. Şiirlerinde genellikle değişim içinde

Detaylı

Hikaye uzak bir Arap Alevi köyünde geçer. Ararsanız bambaşka versiyonlarını da bulabilirsiniz, hem Arapça hem Türkçe.

Hikaye uzak bir Arap Alevi köyünde geçer. Ararsanız bambaşka versiyonlarını da bulabilirsiniz, hem Arapça hem Türkçe. Sitti Cemili ve Meryem im Ben çocukken pek çok Arapça hikâye dinledim anneannemden. Sitti Cemili den anneanne diye bahsetmek de tuhafmış. Arapça da onun adı Sitti yani benim ninem. Söylemeden geçemeyeceğim,

Detaylı

Müslim Uyğun. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Müslim Uyğun. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 28.7.2009 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Sevda Üzerine Mektup

Sevda Üzerine Mektup 1 Ferda Çetin 21401765 Sevda Üzerine Mektup Sevgilim, Sana mektup yazmamı istiyorsun. Yazayım, tamam, ama hayal kırıklığına uğramazsın umarım. Ben senin gibi değilim. Şiirler yazamam, süslü sözler bilmem.

Detaylı

Ramazan ve Bayram Ramazan Ramazan Allah a yakınlaşmak için yegane bir zaman. Allah dünyada kendisi ve insanlar arasına perdeler koymuş. Bu perdeleri açmak ve aşmak, Allah a yakınlaşmak, onu hissetmek için

Detaylı

Ali Rıza Malkoç. - şiirler - Yayın Tarihi: 6.8.2005. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Ali Rıza Malkoç. - şiirler - Yayın Tarihi: 6.8.2005. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 6.8.2005 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir. Şiirlerin

Detaylı

NÂZIM HİKMETİN BİR YAZISINDAN

NÂZIM HİKMETİN BİR YAZISINDAN ferhad ile şirin NÂZIM HİKMETİN BİR YAZISINDAN... Toprağı, dostlarımı, karımı sevdiğim kadar tiyatroyu severim. Sevgilerimin hiç birinde platonik olmadığım gibi; tiyatro sevgimde de platonik değilim...

Detaylı

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı.

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı. MUSA TAKCI KİMDİR? İyi bir öğretmen, koruyucu bir ağabey, saygılı bir evlat, şefkatli bir baba, merhametli bir eş, çok aranan bir kardeş, güçlü bir şair, disiplinli bir yazar, hayırlı bir insan, güzel

Detaylı

XI. TÜRKİYE İÇ DENETİM KONGRESİ KÜRESEL BİRİKİMLERDEN ULUSAL DEĞERLER YARATMAK

XI. TÜRKİYE İÇ DENETİM KONGRESİ KÜRESEL BİRİKİMLERDEN ULUSAL DEĞERLER YARATMAK XI. TÜRKİYE İÇ DENETİM KONGRESİ KÜRESEL BİRİKİMLERDEN ULUSAL DEĞERLER YARATMAK Birlikte Başarmak Ali Kamil UZUN, CPA, CFE Türkiye İç Denetim Enstitüsü Kurucu Başkanı Ali Kamil Uzun, CPA, CFE Deloitte Türkiye

Detaylı

Selman DEVECİOĞLU. Gönül Gözü

Selman DEVECİOĞLU. Gönül Gözü Selman DEVECİOĞLU Gönül Gözü SİVAS CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ ENGELLİLER BİRİMİ YAYINLARI Yayın No: 4 Editör Prof. Dr. Recep Toparlı Baskı Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Matbaası Kapak ve İç Düzen Sivas Cumhuriyet

Detaylı

MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya

MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya ÖTÜKEN MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya Üniversitesi, Tarih Bölümü nden mezun oldu. 2008 yılında

Detaylı

DEMANS. ÿ Bu bir Demans (bunama hastalığı) olabilir mi? ÿ Demans tam olarak nedir? ÿ Alzheimer tipi Demans nasıl cerayan eder?

DEMANS. ÿ Bu bir Demans (bunama hastalığı) olabilir mi? ÿ Demans tam olarak nedir? ÿ Alzheimer tipi Demans nasıl cerayan eder? Sağlık Dairesi Bilgilendiriyor. ÿ Bu bir Demans (bunama hastalığı) olabilir mi? ÿ Demans tam olarak nedir? ÿ Alzheimer tipi Demans nasıl cerayan eder? ÿ Demans nasıl tedavi edilebilir? ÿ Ne gibi önlem

Detaylı

dündündür 70. SANAT YILINDA B E D I A MUVAHHIT Büyükada'da unutulmaz çocukluk günleri Türk kadınının çalışma yaşamında yer alışının ilk adımları

dündündür 70. SANAT YILINDA B E D I A MUVAHHIT Büyükada'da unutulmaz çocukluk günleri Türk kadınının çalışma yaşamında yer alışının ilk adımları ŞUBAT 93 dündündür G Ö K H A N A K Ç U R A 70. SANAT YILINDA B E D I A MUVAHHIT Büyükada'da unutulmaz çocukluk günleri "Çok güzel bir hayatımız vardı. Büyükada'da güzel bir evimiz, arabamız, aşçımız, hizmetçimiz

Detaylı

Şehit yakınları ve gaziler için iş kurası

Şehit yakınları ve gaziler için iş kurası Şehit yakınları ve gaziler için iş kurası Temmuz 15, 2015-4:50:00 Başbakan Ahmet Davutoğlu, salonda bulunanlara, "Bayrama ulaşmadan önce bir bayramı daha sizlerle yapabilmek için bu atama merasimi gerçekleştirme

Detaylı

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz. Bozuk Paralar KISA FİLM Yaşar AKSU İLETİŞİM: (+90) 0533 499 0480 (+90) 0536 359 0793 (+90) 0212 244 3423 SAHNE 1. OKUL GENEL DIŞ/GÜN Okulun genel görüntüsünü görürüz. Belki dışarı çıkan birkaç öğrenci

Detaylı

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN 2011 PAZARTESĐ SAAT- 07:42 Sahne - 1 OTOBÜS DURAĞI Otobüs durağında bekleyen birkaç kişi ve elinde defter, kitap olan genç bir üniversite öğrencisi göze çarpar. Otobüs gelir

Detaylı

SORU : CEVAP: SORU: CEVAP:

SORU : CEVAP: SORU: CEVAP: SORU : Yediemin deposu açmak için karar aldım. Lakin bu işin içinde olan birilerinden bu hususta fikir almak isterim. Bana bu konuda vereceğiniz değerli bilgiler için şimdiden teşekkür ederim. Öncelikle

Detaylı

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): - Yavrum ne oldu, niye acele acele camiye koşuyorsun? der. Çocuk da: - Efendim, namaza gidiyorum.

Detaylı

KARANLIKTA FİLİZLENEN TOHUM

KARANLIKTA FİLİZLENEN TOHUM KARANLIKTA FİLİZLENEN TOHUM ÊMILE ZOLA-GERMINAL Kara elmas Nice canlar yaktı, nice gülüşleri söndürdü yüzyıllardır. Milyonlarca madenci indi yerin derinlerine, kimisi çıkamadı, kimisi canının yarısını

Detaylı

Bu kısa Z Nesli tanımından sonra gelelim Torunum Ezgi nin okul macerasına.

Bu kısa Z Nesli tanımından sonra gelelim Torunum Ezgi nin okul macerasına. Z NESLİ VE TORUNUM EZGİ! Değerli Okur! Bu köşe yazısı; Ülkemizde nüfusun üçte birini oluşturan geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklar(ımız) la ilgili neler yapıyoruz? Çocuklarımız bu zorlu yaşam yolculuklarında

Detaylı