2 Hemşirelikte Kişilerarası İlişkilerin Boyutları

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "2 Hemşirelikte Kişilerarası İlişkilerin Boyutları"

Transkript

1 ÜNİTE 2 Hemşirelikte Kişilerarası İlişkilerin Boyutları Bu üniteyi çalıştıktan sonra, Amaçlar İnsanı biyolojik, psikolojik, sosyal ve kültürel bir varlık olarak tanımayı, Kişilik gelişimi, kurumları ve kişilik gelişimininde rolü olan etkenlerin neler olduğunu, İnsanın temel gereksinimlerinin neler olduğunu, Sağlık, hastalık kavramlarını ve sağlığı etkileyen faktörlerin neler olduğunu, Hemşire ve hemşirenin toplum tarafından nasıl algılandığı hakkında bilgi sahibi olacaksınız. İçindekiler Giriş İnsan Kavramı Kişilik ve Kişiliğin Gelişimi Kişiliğin Gelişimini Etkileyen Faktörler Kişilik Gelişimi İle İlgili Kuramlar Temel İnsan Gereksinimleri Sağlığın Tanımı Hastalığın Tanımı Sağlığı Etkileyen Faktörler Hemşirenin Tanımı Hemşirenin Toplumsal İmajı Özet Değerlendirme Soruları Sözlük ve Kavram Dizini Yararlanılan Kaynaklar Öneriler Konu ile ilgili kendi düşüncelerinizi analiz ediniz.

2 1. GİRİŞ Toplumsal yaşantımızda mesleklerin varoluşunu gerektiren bir neden daima vardır. Bu nedeni yaratan akıl ve düşünme yeteneğine, yaratıcılık gücüne sahip olan toplumun temel taşı olan insandır. Bir sanat ve bilimden oluşan hemşirelek mesleği insanla ilgilenir, yegane uğraş alanı ansandır. Bu insan sağlıklı, hasta ya da sakat olabilir. Henüz doğmamış yeni doğmuş, bebek, çocuk, genç, yetişkin, yaşlı olabilir. Birey, aile ve toplumun sağlık/hastalık gereksinimlerinin karşılanmasında hemşire önemli rol oynar. İyi bir hemşirelik bakımının ön koşulu insanı bir bütün olarak ele almak ve onu tüm yönleri ile tanıyabilmektir. 2. İNSAN KAVRAMI 2.1. İnsan Denen Varlık Nedir Çok karmaşık bir kavram niteliği taşıyan insan denen varlık, dünyamızda bulunan bir milyona yakın hayvan türünden yalnızca biridir. Tüm hayvanlar gibi doğar, yer, içer, gelişir, büyür, ürer ve ölür. Günümüze dek insanın sayısız tanımı yapılmıştır. Önceleri insan, diğer canlılardan üstün özelliklere sahip, konuşan, gülen, düşünen alet kullanan bir hayvan olarak tanımlanmış ve hayvan toplulukları içine sokulmuştur. Türkçe sözlükte insan, memelilerden iki eli olan, iki ayak üzerinde dolaşan, sözcüklerle anlaşan, akılsal ve düşünme yeteneği olan en gelişmiş bir canlı türü olarak tanımlanmıştır. Antropolojide çeşitli doktrinlere, kutsal kitaplara, bazı felsefe ve dinlere göre insanın çok çeşitli tanımları yapılmış ve bu tanımlarda onu diğer canlılardan ayırıcı özellikleri vurgulanmıştır. Bu özellikler nelerdir Kısaca gözden geçirelim. İnsan evren içindeki konumunda tüm canlılar gibi biyolojik ve fizik elemanlardan kurulu bir çevrede yaşarken, diğer canlılardan farklı olarak, toplumsal ortamda, sosyal bir çevrede yaşamak zorundadır. Diğer canlılarla çevre ilişkisi daha çok fizyolojik gereksinimlerin doyumuna dayandırılmıştır. İnsanın çevre ile ilişkisi, fizyolojik gereksinimlerle birlikte, psikososyal gereksinimlerle örüntülü bir nitelik kazanmıştır. İnsanın biyolojik yapısı, onu diğer canlılardan ayıran temel özelliğidir. Her insan, birtakım kalıtsal güçler ve doğal bazı gereksinimlerle donanmış bir organizma olarak belli bir toplum

3 veya belli bir kültür içinde doğmakta ve çevresiyle sürekli etkileşimde bulunarak büyüyüp gelişmekte, toplumsallaşmaktadır. Biyolojik yapısına bağlı olarak zihinsel gücü ve ona bağlı olarak yaratıcılık yeteneği, onu diğer canlılardan ayıran özellikleri içinde en önemlisidir. İnsanın biyolojik yapısının özellikleri, onun psişik ve sosyal yaşamına da yankılanarak toplumsal alışkanlıklarını, ruhsal davranışlarını biçimlendirir, toplum içindeki yeri ve değerinin belirlenmesinde önemli rol oynar. İnsanın psikolojik ve sosyal yönünü tüm davranışlarında görmek olasıdır. İnsan, toplumla olan ilişkilerinde dengeli, uyumlu, başarılı olmak ve tüm gereksinimlerini doyuma ulaştıracak bir ortama ulaşmak için çaba harcar. Günümüzde ontolojik görüşü savunan bilimcilerimiz insanı daha kapsamlı ve daha anlamlı ve daha olgun bir biçimde tanımlamışlardır. Bu tanıma göre, "insan, inorganik, organik, psişik ve tinsel kategorileri platformunda birey olarak dünyaya gelmekle beraber, bütünleşmek ve toplumsallaşmak zorunda olan; tarihselkültürel-inançsal-siyasal ve ekonomik oluşum çizgisi içinde bulunan; yaratma süreci ile donatılmış, dinamik bir varoluştur". İnsanın biyolojik, psikolojik, toplumsal ve kültürel özelliklerini içiren "biopsikososyal" bir varlık oluşu, yaşamı boyunca sürekli gelişme içinde bulunuşu, ve bu gelişme süreci içinde kazandığı bazı nitelikleri onun davranışına yansımakta ve bu davranışları onun kişiliğini biçimlendirmektedir. İnsan kavramı nedir Tanımlayınız Kişilik, Kişiliğin Gelişimi Kişilik, günlük konuşmalarımızda, insan hakkındaki duygularımızı belirtmede çok sık kullandığımız bir sözcük olmuştur. Onları, hoşumuza giden ya da gitmeyen özelliklerine dayanarak, davranışlarına göre, "sevimli", "hoş", "çekici", "itici", "aksi", "huysuz", "geçimsiz" vb. olarak değerlendirir, hatta bazen "kişilik" sahibi, "kişiliksiz", "kişiliği zayıf" gibi deyimler kullanarak tanımlamalar yaparız. Bazılarımız, kişiliği herkese nasip olmayan, üstün bir yetenek ve erdem olarak görürüz. Bazılarımız ise, ahlâksal değerlerimizi belirtmek için kullanırız. Bu bağlamda kişiliğin, karakter sözcüğü ile eş anlamlı olarak kullanıldığı da çok sık görülmektedir. Kişilik sözcüğü, batı dillerinde Latince de tiyatro oyuncularının rollerine uygun olarak yüzlerine taktıkları maske anlamına gelen "persona" sözcüğünden türetilmiş olup, "personality", "personalite" veya "personalitae" olarak kullanılmaktadır. Dilimizde ise, bir kişi olarak bire

4 yin kendi bütünlüğü içindeki varoluşunu dile getirmektedir. Kişiliğin ne olduğu konusunda çok sayıda yorumlar ve açıklamalar yapılmıştır. Örneğin Psikolog Allport (1937) çeşitli kaynaklardan yararlanarak kişilğin 50 ayrı tanımını saptamıştır. Bunlardan bazıları şöyledir: Kişilik, bütün bedensel özelliklerin, içgüdülerin dürtülerin eğilimlerin, kazanılmış deneyimlerin bütünüdür. Kişilik, bireyin çevresine uyum sağlamak amacıyla yaptığı davranışlarının bütünüdür. Kişilik, bireysel farklılığa dayanan duyguların düşüncelerin, becerilerin, yeteneklerin ve alışkanlıkların oluşturduğu işlevsel bir bütünüdür. Kişilik bireyin kendine özgü olan ve onu diğer bireylerden ayırıcı davranışlarının tümüdür. Günümüze dek yapılan bu tanımlarda ortak görüş, kişiyi diğer kişilerden ayıran ve kendi özgürlüğünü oluşturan bedensel, zihinsel ve ruhsal özelliklerinin üzerinde durulmuş olmasıdır. Şöyleki; Kişilik, bireyin doğuştan sahip olduğu ve sonradan kazandığı bedensel, akılsal, duygusal ve toplumsal davranışlarındaki benzerlik ve ayrılıkları oluşturan tüm özellikleridir. Bu özellikleri, insanın biyolojik ve ruhsal yapılarında davranış biçimlerinde iyi, tutum, yetenek ve becerilerinde bir arada en karakteristik biçimde bütünleşmiş olarak görmek mümkündür. Birey, bu özellikleri gelişim sürecinde yer alan belirli koşullar ve yaşantılar sonucu kazanır ve bu özellikler, bireye özgüdür ve zaman içinde süreklilik ve tutarlılık gösterir. Kişilik yavaş oluşan, aniden değişmeyen bir davranışsal özellikler bütünüdür. Kişiliğin yavaş da olsa değişebilmesi davranışlara bağlıdır. Çünkü kişilik davranışları etkiler ve onların da zaman içinde değişmesine neden olur. Yani kişilik, kendi yapısındaki özellikleri ve değişiklikleri ile kişinin davranışlarına yansır. Bu yüzden davranış ve kişilik birbirinden bağımsız olarak düşünülemez aralarında bir bütünlük vardır. Bir başka tanım da kişiliği, insanın biyolojik ve ruhsal yapılarının davranış biçimlerinin ilgil, tutum, yetenek ve becerilerinin bir arada en karakteristik biçim de bütünleşmesi olarak ele alınmıştır. Aslında kişiliği yapan biyolojik ve psikolojik öğeler çok çeşitlidir. Öğrenme, konuşma, algılama, hatırlama, yargılama, düşünce, zekâ, hareketler ve duygu tepkileri, giyinme, ahlâk ve inanç biçimleri, davranış özellikleri bireyden bireye az çok değişen öğelerdir. Ve bir insanın kişiliği bütün bu öğelerin bir arada bütünleşmesi sonucu oluşmaktadır

5 Kişiliği tanımlayarak, ne olduğunu anlatınız Kişilik Gelişimini Etkileyen Faktörler Kişiliğin gelişiminde önemli rol oynayan çok sayıda faktörün varlığı bilim adamlarınca kabul edilmiş ve bunların ne ölçüde kişiliğin oluşum ve gelişimini etkilediği incelenmiştir. Genel olarak bu faktörler biyolojik ve çevresel olarak iki ana başlık altında incelenmişlerdir Biyolojik Faktörler Kalıtım: Kişinin anne ve babasından ya da soyundan gelen özellikleri içerir. Bu özellikler kromozomlar içinde bulunan genlerle çocuğa aktarılır. Beden yapısı, saç, göz ve cilt rengi doğrudan kalıtıma bağlanabilir. Ancak kalıtım yolu ile anne ve babadan birtakım özelliklerin geçmesi, kişiliğin onlara benzeyeceği anlamına gelmez. Kişiliğin gelişmesinde çevrenin de önemli rolü vardır. Örneğin, hırsız bir anne babanın çocuğu da hırsız olacak demek değildir. Kişiliğin oluşumunda biyolojik-kalıtsal etkenlerle çevresel etkenlerin ne düzeyde rol oynadığı halen tartışma konusudur. İç Salgı Bezleri: Kişiliği düzenleyen ve gelişimini sağlayan önemli etkenlerden biridir. Bedensel ve ruhsal yapının oluşmasında, gelişmesinde önemli rol oynayan hiper (fazla) ya da hipo (az) çalışmaları organizmada büyük değişiklikler yapar ve bu da bireyin kişiliğinin gelişimini etkiler. Beden yapısı: Kişilikle beden yapısı arasında bağlantı olduğunu savunan bilim adamları insanları beden yapılarına göre çeşitli tiplere ayırmışlardır. Örneğin, Kreeshmer, beden yapısını piknik, astenik, atletik, Sheldan ve Stones ise, endomografik ektomorfik, mezomorfik olarak sınıflandırmışlardır. Piknik-endomorfik beden yapısı yuvarlak ve yumuşak olan kişilerdir ve bunlar yemeyi, rahatı, sevki ve sosyal ilişkileri severler. Astenik ya da ektomorfik beden yapısında olanlar, ince, uzun, narindirler. Duygusallık, entellektüel ve içe dönük kişilik özellikleri gösterirler. Mezamorfik-atletik beden yapısı kas ve kemiklerin iyi gelişmiş olduğu, güçlü adaleli kişilerdir ve enerjik, hareketli, atılgan hatta saldırgan kişilik özellikleri gösterirler. Zeka: Kişinin kalıtım yoluyla doğuştan getirdiği ve eğitimle geliştirdiği bir kuvvettir. İnsanın olumlu ya da olumsuz davranışları, zeka gelişimine bağlıdır. Burada hem kalıtsal hem çevresel etkenler rol oynar

6 Çevresel Faktörler Doğum öncesi ve doğum sonrası faktörler ele alınmaktadır. Doğum öncesi çevrenin kişilik üzerindeki etkileri döllenme anından başlar. Örneğin annenin gebeliği sırasında sigara, alkol, uyuşturucu kullanması, yetersiz beslenmesi ya da aşırı heyecansal durumlar yaşaması, doğacak çocuğun kişiliğini dolaylı olarak etkilediği bilinmektedir. Bu her sigara kullanan ya da alkol içen annenin çocuğunun da bu alışkanlıkları mutlaka göstermesi demek değildir, ancak bu alışkanlıklara eğilim gösterdikleri saptanmıştır. Doğum sonrası çevre, çocuğun doğuştan getirdiği özelliklerinin yoğrularak biçimlendiği yerdir. Çocuk önce ailesi içinde büyür, gelişir, kişiliğinin kökenini orada alır. Daha sonraları ailesinden aldığı belli özelliklerle toplum içinde kişiliğini biçimlendirir, geliştirir. Bu nedenle çocukluğun ilk yıllarındaki yaşantılarının, sosyal çevresi ile olan etkileşiminin kişilik gelişiminde önemli rol oynar. Her toplumun kendine özgü bir yapısal ve yaşama biçimi vardır. Çocuk toplumsallaşma diye nitelendirdiğimiz bir gelişme sürecinden geçerken, ailesinin ve toplumunun bilim, kültür, ekonomi, din, sanat, adet ve gelenekler, töreler gibi tüm değerleri, standartları ve beklentilerine uygun olarak gelişmektedir. Örneğin, tüm kültürlerde bebeklerin beslenmesi, korunması daha sonraları cinsel ve saldırganlık gibi dürtülerini kontrol etme yollarının öğretilmesi gibi konular yer almaktadır. Ancak bunları uygulama biçimleri kültürden kültüre değişir. Bir toplum kültürü bebeklerin anne sütü ile beslenmesinin önemini vurgularken diğer bir toplum kültürü hazırlamalarla besleme üzerinde durabilir. Bebekleri kundaklama tuvalet eğitimi vb. davranışların geliştirilmesi, toplumdan topluma değişiklik gösterir. Ayrıca yaş, cinsiyet, sosyo-ekonomik düzey, iş ve meslek, din gibi etkenlerde kişilik gelişiminde önemli rol oynarlar. Kız ve erkek çocukların yaşadıkları toplum içindeki rollerine ilişkin yetiştirilmeleri örneğin kızlardan ev içi işlerini, erkekler ise ev dışı işlerini benimsemeleri istenmekte ve bu da onların kişiliklerini biçimlendirmektedir. Kişilik gelişimini etkileyen faktörler nelerdir 2.4. Kişilik Gelişimi İle İlgili Kuramlar Kişilik yapısını ve gelişimini açıklamaya çalışan bilim adamları çeşitli, kuramlar geliştirmişlerdir. Bu kuramların çoğu kişiliğin gözlenebilen nitelikteki özelliklerinin neler olduğu açıklamaktadır. Burada insan, değişik ve başkalarına benzeyen yönleriyle bir bütün olarak

7 ele alınmış, bu bütün ile kişiliğini oluşturan özellikler arasındaki ilişki ve etkileşim açıklanmaya çalışılmıştır. Kişilik gelişimini açıklamaya çalışan kuramların başında çağdaş psikolojide halen etkinliğini sürdürmekte olan "psikoanalitik kuram" gelmektedir Psikoanalitik Kuram Sigmond Freud ( ) tarafından geliştirilen bu kuramda, insanın kişiliğinden kaynaklanan her davranışın bir nedeni vardır. Bu nedenin kökeni ilk bebeklik, çocukluk, gençlik çağlarına dayanır. Freud 'a göre, sevilen, haz, veren, doyum sağlayan her nesnenin cinsel niteliği vardır. İnsan davranışlarının kararlaştırılmasında önemli yeri olan cinsel dürtü enerjisine Freud "libido" adını vermiştir. Ve bunu canlının yaşam enerjisi anlamında kullanmıştır. Psikoanalitik kuramda libidodan kaynaklanan kişilik yapısı ve gelişimi üç ayrı bölümde incelenmiştir. Bunlar: Yapısal, topografik ve içgüdü kuramlarıdır. Yapısal Kurama göre kişilik yapısında id (altben) ego (ben) ve Süperego (üstben) olmak üzere üç temel öğe vardır. İd (altben): Kişilik yapısının en ilkel sistemidir. Doğuştan var olan cinsellik, saldır-ganlık, açlık ve kendini koruma gibi iç dürtülerden oluşan psişik enerjinin kaynağıdır. İd, yalnızca ister ve hareket eder. Mantıksız, bencil, bilinç dışı zevk arayı-cısıdır. Bu süreçte toplum kuralları ve standartlarına uyulması söz konusu değildir. Ego ve süperego, id üzerine yerleşmiştir. Ego (ben): Kişiliğin mantıksal görünümüdür. id'in neden olduğu psişik enerjiyi kısıtlar ve engeller. Kişisel hazların ertelenmesine, itilmesine yardım eder. Ego id'in iç dürtülerini gerçekci bir yol yani toplum tarafından onaylanabilecek bir yol bulana kadar bastırır ve doyumunu geciktirir. İd ve süperego arasında rol oynayarak kişiyi dengede tutma işlevi görür. Ego, kişinin kendisi ve çevresi arasında aracıdır. Örneğin ego, gözün bir yiyecek objesini görmesi, kavraması, kolun objeye erişmesi, elin objeyi yakalaması ve onun ağıza götürülmesi bileşimini belirtir. Burada gözlem, kavrama, hareket ve objelerin algılanması söz konusudur. Ego gelişimi yaşamın birinci yılından başlayarak yaşam boyu sürdüğü kabul edilir. İnsan da kişilik duygusu, bağımsızlık (otonomi) ve kimlik (identity) oluşturma, kişisel deneyleri örgütleme ve mantıksal planlama yapabilmeyi sağlar

8 Süperego: Kişiliğin toplumsal kurallardan, ideallerden, standartlardan ve değer yargılarından oluşur. İstenmeyen dürtüleri bloke eden, bireye ailesi ve toplum tarafından "yap" ya da "yapma" larla ilgili bilinçli bir güçtür. Örneğin, bireyin hırsızlık yapmanın ya da yalan söylemenin toplum tarafından kabul görmeyen davranışlar olduğunu daha çocukluk döneminde öğrenmesi gibi. Süperego, ego tarafından yaptırılan bütün sınırlamaları temsil eder. Toplumun ahlâksal değerlerini içine alır ve bu değerlere ters düşülmesi durumunda suçluluk duygusunu geliştirir. Kişiliğin normal gelişmesi durumunda id, ego ve süperego ahenkli bir uyum içinde çalışır. Yapısal Kurama göre kişilik yapısında bulunan 3 temel ögeyi açıklayınız. Topografik kuram: Bu kurumda Freud, varsayımsal olarak aklın bölümlerini, bilinç, (conscious), bilinç öncesi (preconscious) ve bilinç dışı (unconscious) olarak üçe ayırmış ve bu süreçlerin niteliğini açıklamaya çalışmıştır. Bilinçlik, gerçeklere uyumu önde tutan mantıksal düşüncenin egemen olduğu bölmedir. Kişi kendisinin ve çevresinin farkındadır. Algı ve bilgiler açık ve seçik olarak izlenir. Bilme, algılama ve anlamanın olduğu süreçtir. Bilinç öncesi: Hemen bilinçli olabilecek, bilince yakın anılar ve bilgilerden oluşur ve bilinçle devamlı bağlantısı vardır. Bilinç dışı: Bu bölmede biyolojik ve kalıtsal olan içgüdüler, dürtüler, ilkel cinsellik, saldırganlık, bastırılmış karmaşalar, güçler, duygusal coşkular ve anılar bulunur. Bunları kişi istediği anda bilinç bölümüne çıkaramaz. Bunlar, ancak çeşitli anlatım yoluyla kişinin davranışlarına yantısıtılır ve rüyalar ya da ruhsal çözümleme ile varlıklarını belli ederler. Egonun savunma, süper egonun denetim düzeni, bilinç dışı işlev gören id'in bilince çıkma çabasını bastırır. Topoğrafik kurama göre aklın bölümlerini ve süreçlerinin niteliğini açıklayınız

9 İç güdü kuramı: İçgüdüsel kuramda libido ve gelişimi ele alınır. Freud, başta insan olmak üzere, tüm canlıların yaşama iç güdüleri arasında cinselliğe çok önem vermiştir. İnsanları çevreye bağlayan, haz veren davranış ve eylemlerinin tek nedeni olan ve bütün iç tepkileri kapsayan, yaşam boyu süren bu güce libido adını vermiştir. Freud, libido'yu kendine özgü organlarda doyum bulan cinsel bir işlev olarak değil, çocukta varolan gelişen ve değişen haz ilkesine bağlı ruhsal bir güç olarak değerlendirmiştir. Freud'a göre, çocuk dünyaya geldiğinde libidonun gücü ile davranır. Çocuk için doyum yaygın ve sınırsızdır, bedeni libidoya doyum sağlayacak niteliktedir. Bu ilkel doyum bir çok dönemler geçirerek toplumsal nitelik kazanır ve ahlâksal kalıplara uyar. İçgüdü, bir canlı türünün öğrenme gerekmeden, örgütlü, uyuma yararlı ve sürekli olarak, bir amaca yönelik davranmasını sağlayan içsel güç'tür. Libido ne demektir Kişilik Gelişimin Aşamaları: Freud, kişilik gelişimini psikoseksüel gelişme olarak birbirini izleyen 5 dönemde incelenmiştir. Bunlar; Oral Dönem (0-1 yaş) Anal Dönem (1-3 yaş) Fallik Dönem (3-6 yaş) Latent Dönem (6-11 yaş) Genital Dönemdir (11 yaş ve sonrası) Freud'a göre çocuk, dönemsel bir gelişim örüntüsü geçirir ve her gelişim döneminin kişilik gelişimine önemli etkisi vardır. Sınıflandırdığı dönemlerdeki saplantılar ise, belirli kişilik özelliklerinin devamını sağlar. Gelişme düzenli ve birbirinden kesin sınırlarla ayrılan dönemler içinde olmaz. Her dönem bir öncekinden etkilenir, onun izlerini taşır ve bir sonraki dönemi etkiler. 1. Oral Dönem: Bu dönemde çocuk anneye bağımlıdır. Doyum kaynağı ağız, doyum aracı annesidir. Kişilik oluşmasında temel güven kazanma ve benlik oluşmaya başlar. Çocukta gereksinimlerin doyuma ulaşamaması daha sonraki yaşamında güvensizlik, içe kapanıklık ve bağımlılık gibi kişilik özellikleri gösterdikleri, tırnak yeme, içki ve sigara kullanma eğiliminde oldukları saptanmıştır

10 2. Anal Dönem: Çocuğun benliğinin gelişmesinin son aşamasıdır. Çocuğun başlıca doyum kaynağı anüs bölgesi, boşaltım organlarıdır. Ürinasyon ve dışkılama faaliyetlerini kontrol etmeyi öğrenir. Bu dönemde annenin verdiği tuvalet eğitiminin ileriye yönelik önemi büyüktür. Cezalandırıcı, katı bir eğitim çocukta saplantı oluşturabilir. Örneğin aşırı titizlik, çok kontrollü olma, kuralcılık ve cimrilik gibi kişilik özellikleri gösterirler. 3. Fallik Dönem: Çocuğun süperego gelişiminin tamamlandığı dönemdir. Cinsel kimlik ve genital alana karşı ilgi gözlenir. Kız ve erkek çocuklar farklı beden yapıları olduklarının farkına varırlar. Doyum kaynağı cinsel organlardır, mastürbasyon deneyimlerler. Bu dönemde çocuğun karşıt cinsteki ebeveyne (erkek çocuğun annesine, kız çocuğun babasına) yakınlık ve ilgi duyma yaşantısı yer alır. Anne ve babaya duyulan sevgi, kıskançlık ya da düşmanlık duyguları çocukta çatışma yaratır ve gelecekteki yaşamında homoseksüalite, transeksüalite, otorite güçlüğünü belirleyici kişilik özellikleri gösterebilir. 4. Latent Dönem: Bu dönemde kişiliğin belirli yönleri gelişir ve belirginleşir. Seksüe dürtülerin göreceli olarak pasif olduğu bir dönemdir, çocuk bir çok dürtülerini kontrol etmeyi öğrenir, bir geçiş dönemidir. Seksüel dürtüler sosyal faaliyetlere, eğlenceye yöneliktir. Ego'nun gelişmesi ideallerle biçimlenerek davranışlara yansıyan kontrolllerle sürer. Kişisel gelişme, değişme ve bir grupa ait olma duygusu başlıca doyum kaynağıdır. Doyuma ulaşamayan kişi, daha sonraki yaşamında yeteneksizlik, motivasyon güçlüğü gibi kişilik özellikleri gösterir. 5. Genital Dönem: Normal cinsel gelişim, cinsel olgunluğa erişilen, karşıt cinsle doyumlu ilişkilerin kurulduğu ve geliştirildiği bir dönemdir. Arkadaşlık, cinsiyet, meslek seçimi, evlenme gibi konularda düşünme, hazırlık yapmaya başlama bu dönemde başlar. Doyumsuzluklar sonucu ortaya çıkan saplantılar, örneğin karşı cinsle ilişkilerde başarısızlık kadında soğukluk (frigite) erkekte iktidarsızlık (impotens) erken boşalma ve sık evlilikler gibi kişilik özellikleri gösterirler. Freud kişilik gelişmesini kaç döneme ayırmıştır Kişilik Gelişimi İle İlgili Diğer Kuramlar Erik Erikson'a göre, kişilik gelişimi, doğumla başlayan ve ölümle sonuçlanan bir süreçtir. Bu süreç sekiz dönem içinde gelişimini sürdürür. Bu dönemlerin özellikleri aşağıda belirtilmiştir:

11 Duyusal dönem (0-1,5 yaş): Bu dönemde çocukta güven yada güvensizlik duygusu oluşur. Anal-kas dönem (1-3 yaş): Çocukta özerklik ya da kararsızlık ve utanç duygusunun oluştuğu dönemdir. Lokomoter dönem (3-6 yaş): Bu dönemde çocukta girişimlerde bulunma ya da suçluluk duygusu oluşur. Latens Dönem (6-12 yaş): Döneminde beceri ya da aşağılık duygusu oluşur. Adolesan Dönem (12-20 yaş): Kişide rol saptaması ya da rol karmaşası oluşur. Genç yetişkinlik (18-25 yaş): Kişide insanlarla yakın ilişkiler geliştirme ya da yalnızlık oluşur. Yetişkin Dönem (21-45 yaş): Bu dönemde kişide üretkenlik ya da durgunluk duygusu oluşur. Olgunluk Dönem (45 yaş ve üstü): Kişide ego bütünleşmesi ya da umutsuzluk duygularının oluştuğu görülür. Alfred Adler (1907), bireysel psikoloji ekolunü kurmuş ve esas enerji kaynağı olarak cinsiyet yerine kuvvete ulaşmak dürtüsünü ele almıştır. Adler'e göre, gelişmiş olarak dünyaya gelen çocukta evrensel nitelikte aşağılık duygusu vardır. Ve bu aşağılık duygusu bedensel kusur ve yetersizlikten doğar. Aşağılık kompleksi halinde gelen bu duygu başka birşeyle onu kapamaya (kompansasyon) çalışır ve bu yolla üstün olma isteğine dönüşür. Bilinç dışının güdüsel etkeni Freud'da cinsel, Adler'de ise üstün olma isteğidir. Carl Gustaw Jung ( ) kuramında, libidoyu, yaşama enerjisi ve yaratıcı güç olarak yorumlamıştır. İçe dönük (intravert) ve dışa dönük (extravert) kişilik kavramları ve kollektif bilinç dışı üzerinde durmuştur. Otto Rank, "ayrılma anksiyetesi" adını verdiği kuramında, çocukla anne arasındaki duygusal bağlantı yerine, fiziksel bağlantıyı ön plana almıştır. Annenin uterusundan (rahat ve güvenli bir yerden doğumla ayrılan çocuğun duyduğu bedensel ayrılma korkusunun ölüm korkusuna dönüşebildiğini ileri sürmüştür. Memeden kesilmede de anneden kopma korkusu yaratabileceğini daha sonraları sağlıklı gelişmemiş kişiliklerde toplumdan kopma korkusu da görülebileceğini belirtmiştir

12 Karen Horney - ( ), Kişiliğin gelişiminde çevre ve kültürün etkileri üzerinde durmuştur. Horney'e göre, insan, doğduğu andan itibaren yabancı ve düşman bir dünya ile karşı karşıyadır. Bu dünya da yalnız ve yardımsızdır. Bu durum insanda temel anksiyeteyi doğurur. Bu da kişiliğin bütünlüğü üzerinde sürekli ve yaygın etki eder. Bu durumda çocuğun ailesi ile etkileşiminin sağlıklı ve olumlu olması ilerde doğabilecek davranış bozukluklarını önleyebilir. Harry Stack Sullıvan ( ), Kişilik gelişmesinde toplumsallaşma ve kültür üzerinde durmuş, kişiye özgü davranışların insanlararası ilişkilerden kaynaklandığını ileri sürmüştür. sullıvan'a göre, doğal ve doğuştan var olan güdüler, insanın içinde yaşadığı topluma, onun kültürüne göre gelişir, biçimlenir ve işlev yapar. Sullıvan, doğumdan gençliğe kadar süren kişilik gelişimi sürecinde, konuşulan dilin, diğer kişilerle olan ilişki ve etkileşimin, karşı cinsle ilişkinin, amaca yönelik davranış biçiminin ve saygınlık kazanmanın önemli olduğunu vurgulamıştır. Varoluşculuk (Eksistansiyel) Analiz kuramı, insanı bir bütün olarak ele almıştır. Birey-toplum ilişkisi bu kuramın temelini oluşturur. Kurucusu Kierkegoard'dır, bireyi savunmuştur. Varoluşun gerçekliği kişinin kendine yönelmesidir. Gerçek ve gerçek olmayan varlık yapma yeteneğine sahip olan insan, varoluşunu anlayabilme yeteneğine de sahiptir. İnsan kişisel anlamını değerlendirebilmesini yaşama sürecinde kendi yolunu seçmesini, kişiliğin yitirilmesi tehlikesine karşı insanın kendi özgün isteğiyle direnmesi gerektiğini savunan bir doktrindir. İnsanı diğer canlılardan ayıran nitelik olarak onun iradesi gösterilir. Abraham Maslow 'un, Motivasyon kuramına göre, insanın doğumla başlayan ve yaşam boyu süren temel gereksinimleri vardır. Bunlar fizyolojik gereksinimler, güven, sevgi, saygı, kendini gerçekleştirme vb. gibi psikososyal gereksinimleridir. Bunlardaki doyumsuzluklar davranış ve kişilik bozukluklarına neden olur. Hemşirelik bakımının etkinliği hemşirenin insanı bir bütün olarak ele alması ve onu tüm yönleri ile tanıması oranında artar. Bu nedenle, hemşirenin insan kişiliğini ve gelişim dönemlerini bilmesi gerekir. İnsanda herhangi bir işlev bozukluğu ya da büyüme döneminden kaynaklanan davranışı tanıması, yapısal kusurları bilmesi, birey aile ve toplumun gereksinimlerini en iyi biçimde karşılamasına yardım eder. Gelişim dönemi özelliklerini iyi bilen bir hemşire hastasının gelişiminin hangi aşamada olduğunu anlamada güçlük çekmez ve ona göre bakım planı hazırlar. Erik Erikson'a göre kişilik gelişimi hangi dönemlerden geçer

13 2.5. İnsanın Temel Gereksinimleri Sağlıklı ya da hasta bireylere verilen hemşirelik bakımının etkinliği hemşirenin insan davranışları hakkındaki bilgisine bağlıdır. Hemşire, yardıma gereksinimi olan bireylere yardım etmede, onların birbirinden farklı davranış göstermelerinin nedenlerini bildiği ve kendi davranışını da değerlendirebildiği oranda başarılı olabilir. İnsan davranışının nasıl doğduğu ve gelişiminde hangi etmenlerin rol oynadığı, bilim adamlarına uzun yıllar araştırma ve tartışma konusu olmuştur. Darwin, "Uyum Kuram"nda biyoloji de canlıların bireylerinin ve türlerinin sürekliliğini korumak için uyumsal bir davranış içinde bulunmaları gerektiğini savunmuştur. Bugün artık tartışmasız benimsenen bu teze göre canlılar kendilerinin ve türlerinin devamını sağlamak için bir çaba içindedirler ve tüm davranışları buna göre düzenlenmektedir. Doğal yaşam çabalarının temelinde ise gereksinme, içgüdü ve dürtü kavramları ile anlatılmaya çalışılan davranışları inceleyerek onların amaçlarını ve işleyiş biçimlerini açıklayıcı çeşitli kuramlar geliştirmişlerdir. Ancak, genellikle üzerinde görüş birliğine varılan nokta, her davranışın bir amaca yönelik-temel gereksinimlerin doyumu ile ilgili oluşudur. Biopsikososyal ve kültürel bir varlık olarak tanımladığımız insanın varoluş sürecinde, doğumla başlayan ve yaşam boyu devam eden karşılanması zorunlu temel gereksinimleri vardır. Dünyaya gelen her insanın beslenme, korunma, çoğalma gibi birtakım doğal fizyolojik gereksinimleri yanı sıra sevme, sevilme, aitolma, güvenme toplumda bir statüye sahip olma ve kendini gerçekleştirme gibi psikolojik ve sosyal gereksinimleri de vardır. Bunlar ayrı ayrı doyum ararlar. İnsanın dünyaya geldiği toplum içinde sağlam ve sağlıklı yaşaması, büyümesi, gelişmesi bu gereksinimlerin dengeli olarak karşılanması ile mümkündür. Eğer kişi kendisini doyuma götürecek biçimde davranırsa ya da davranışı onu doyuma ulaştırırsa, akıl sağlığının yerinde olduğu söylenir. Bunun karşıtı durumlarda çeşitli davranış bozukluklarının sergilendiği patolojik durumlar ortaya çıkabilir. Davranış ile temel gereksinimler arasında nasıl bir ilişki vardır Temel İnsan Gereksinimlerinin Sınıflandırılması Temel insan gereksinimleri ilk kez Maslow 'un "Motivasyon" kuramında ele alınmıştır. Humanistik psikoloji olarak da isimlendirilen bu kuram ile yeni bir akım geliştirilmiştir. Bu ku

14 ramda insan, bir bütün olarak ele alınmış ve temel gereksinimler hiyerarşik bir düzen içinde sıralanmıştır (Şekil 4). Alt düzey gereksinimleri, fizyolojik nitelikte olan, mutlaka karşılanması gereken hava, su, yemek, dışkılama, uygu, seks gibi gereksinimlerdir. Bunun üstünde olan, güven, sevgi, saygı, ait olma, kendini gerçekleştirme gereksinimleridir. En üst düzeyde kişinin en yüksek potansiyeline erişme istek ve arzusuna duyulan gereksinim yer almaktadır. Ancak bu hiyerarşik sıralama kesin kurallarla sınırlandırılmamıştır. Alt düzey gereksinimlerinin karşılanma düzeyi kişinin davranışına yansımaktadır. Estetik gereksinimler Bilişsel gereksinimler Kendini kanıtlama Saygınlık gereksinimi Sevgi ve ait olma gereksinimi Güvenceye ilişkin gereksinimler Fizyolojik gereksinimler Şekil 4: Organizmanın Gereksinimlerini Karşılayan Davranışlar Bir başka sınıflandırma ise gereksinimleri birincil (primer) ve ikincil (sekonder) olarak ele almaktadır. Birincil olanlar, doğrudan doğruya organizmanın fizyolojik durumuna bağlı olanlardır. Bunların da yaşamak için mutlaka gerekli vital olanları açlık, susuzluk, uyku, oksijen gereksinimi ile vital olmayan, cinsel dürtü, analık dürtüsü ve araştırma dürtüsü 'nün oluşturduğu gereksinimlerdir. Analık dürtüsünün öğrenmeyle ilişkisinin olduğu, araştırma dürtüsünün ise organizmanın kendi güvenliğini korumak için, çevresini inceleme merakının doğuştan olduğu kabul edilmektedir

15 İkincil (sekonder) olanlar ise, yaşam süresinde öğrenilerek ortaya çıkan ve kişinin sağlıklı yaşamında gerekli olan psişik ve sosyal nitelikli sevgi, saygı, güvenlik, ait olma, kendini gerçekleştirme gibi gereksinimlerdir. Çeşitli sınıflamalar sonucu bilim adamları, insanın temel gereksinimlerini üç kategoride toplayıp incelemenin daha açıklayıcı olduğundan birleşmişlerdir. Fiziksel / fizyolojik gereksinimler Duygusal / emosyonel gereksinimler Toplumsal / sosyal gereksinimler Fiziksel / Fizyolojik Gereksinimler: Beden işlevleri ile yakından ilişkilidir ve bazen pirimer güdüler olarak adlandırılır. Doğuştan var olan gereksinimlerdir. Örneğin insanın yeme, içme, oksijen ve boşaltım gereksinimleri; bedenin korunması için yiyecek ve barınak gereksinimleri; ve aktivite ya da psikomotor uyarım olarak ele alınan seksüel zevk, hareket ve dinlenme gereksinimleridir. Tüm gereksinimlerde olduğu gibi, fiziksel / fizyolojik gereksinimler de özel bazı kişilerle etkileşim sonucu doyuma ulaşır. Bebekte tüm gereksinimler beslenme süresince doyuma ulaşır. Anne sütü bebeği besler, kucağı güvenli bir barınak yeridir, anneye sarılarak, emerek seksüel gereksinimi doyuma ulaşır. Ayaklarını ve kollarını oynatarak kasları hareket eder, barsak hareketleri vardır, uyur ve dinlenir. Bebeğin gereksinimlerinin karşılanma biçimi onun daha sonraki yaşamını büyük ölçüde etkiler. Gelişiminin her aşamasında kişi, yeni davranış yolları öğrenir ve gereksinimlerini bu yollarla karşılamaya başlar. Örneğin; bebek önceleri beslenme gereksinimi, emerek doyuma ulaştırır. Daha sonraları büyüme ve gelişme süresi içinde dişlerinin çıkması sonucu ısırarak, kaşıkla yemek, bardaktan içmek gibi yeni yemek yeme alışkanlıklarını, yemekten önce, yemek sırasında ve yemekten sonra çevresindeki kişilerle etkileşimi sonucu geliştirir. Olumlu ve olumsuz davranışlar bu etkileşimin niteliğine bağlıdır. Duyusal / Emosyonel Gereksinimler; Sevme, başkaları tarafından sevilme, kabul edilme, saygı duyulma, insanlararası ilişkilerde doyum sağlama, önemli olma, gereksinim duyma ve gereksinim duyulma, verimli ve yaratıcı olma olarak özetlenebilir. Anne ve babası tarafından sevilen çocukta değer ve gurur duyguları gelişir. Kendisi de başkalarını sever. Çocuğun önemli bir kişi olarak kabul edilmesi kendisine saygı duygusunu geliştirir, dolayısıyla başkalarına da saygılı olmayı öğrenir. Çevresindeki sorunların uygun bir biçimde çözümlenmesi güven ve kuvvetli olma duygusunu geliştirir ve yeteneklerinin tanınıp desteklenme

16 si ise kendisinde bütünlük, verimli olma ve yaratma duygularının yerleşmesine neden olur. Toplumsal / Sosyal Gereksinimler; Fiziksel ve duygusal gereksinimler çok yakın ilişkileri vardır, bazen bunları birbirinden ayırmak çok güç olmaktadır. Bu gereksinimlerin karşılanma yolları, kişinin içinde yaşadığı toplumun yapısı ve kültürüne bağlı olarak farklılıklar gösterir. Ortak toplumsal gereksinimler; Ait olma, özdeşleşme yani toplum içinde yaşama gereksinimi, eğitim ya da öğrenim, kişisel gelişim, din ya da inanç ve eğlence, oyun olarak özetlenebilir. Çocuk, toplumsal/sosyal gereksinimlerinde aynı fizyolojik ve duygusal olanlar gibi başlangıçta annesiyle etkileşim sonucu doyuma ulaşır. Daha sonra baba ve diğer aile bireyleri, akrabalar, arkadaşlar ile etkileşimi yaşamına yön vermesinde önemli rol oynar. İnsanın temel gereksinimlerini üç katogori altında toplayarak açıklayınız Gereksinimlerin Birbirleriyle Olan İlişkileri İnsanın tüm temel gereksinimleri birbirine bağlı, birbirleriyle örülmüş sıkı ilişkiler içinde olduklarından onları ayırmak güçtür, hatta bazen olanaksızdır. Örneğin, fiziksel / fizyolojik bir gereksinim olarak başlayan yemek yeme, daha sonraları kişisel / sosyal bir özellik kazanmaktadır. Temel gereksinimlerin pek çoğu yemek yolu ile doyuma ulaştığından yemek, sevgi, güven ve özdeşleşmenin sembolüne dönüşür. Kişi, büyüme ve gelişme süresi boyunca temel gereksinimlerini belirli yollarla doyuma ulaştırır. Bu yolların tekrarlanması sonucu kişilik gelişimi başlar. Örneğin, çocuklukta yemek yeme zamanını zevkli ve doyuma ulaştırıcı bir olgu olarak deneyimleyen bir kişi, büyüdüğünde aynı duygular içinde olur. Bazı durumlarda kişi doyuma ulaşmamış bir gereksinim yerine diğerini koyarak doyuma ulaşmaya çalışır. Örneğin, istediği kişilerden yetersiz sevgi görmeyen bir kişi, fazla yemek yiyerek rahatlama ve güven duygusu duyma deneyimini yaşar. Ancak, yemek yemeği sevgi yerine koyma, kişiyi doyuma ulaştıracak yerde kendisini daha kötü hissetmesine neden olabilir. Bir gereksinim doyumunda deneyimlenen engeleme (frustrasiyon), diğerlerinin de doyumunu engeller. Sağlığın bozulmasına neden olur. Hasta, insan olduğundan ortak gereksinimi, kendine özgü kişiliğinden ötürü bireysel gereksinimi ve hasta olduğu için de özel gereksinimi olan bir kişidir. Hastalık kişinin yaşam ve güvenliğine karşı bir dizi tehditleri içerir. Kendi kendine başka yeteneğini bozduğu için işlev

17 lerini etkiler ve kişiyi alıştığı doyum kaynağından uzaklaştırır. Hastaneye yattığı için işlevlerini etkiler ve kişiyi alıştığı doyum kaynağından uzaklaştırır. Hastaneye yattığı için ailesinden ve işinden uzaktır. Bağımsızlıktan bağımlı duruma itilen kişinin yaşam felsefesi değişir. Hastanın gereksinimlerini karşılamak üzere önlemler almak hemşirenin sorumluluğudur. Hemşire hastanın gereksinimlerini saptar, hastanın bunları ne ölçüde karşılayabileceğini değerlendirir, kendisinin yardımlarını planlar ve bunu hasta ile ilişkide bulunduğu süre boyunca yerine getirir. Hemşirelerin en başta gelen görevi, sağlıklı / hasta, birey, aile ve toplumun gereksinimlerini doyuma ulaştırmada onlara yardım etmektir. Hemşireler bunu ancak kişilerarası ilişkileri sırasında yerine getirebilirler. Bu yardım kökenli ilişki sevgi ve saygı temeline oturtulmalıdır. Bu temel, bir insanın diğer bir yaşamını sağlıklı, anlamlı ve mutlu yapmaya dayanır. Temel gereksinimlerin karşılanması Şekil 5 'de şematik olarak gösterilmiştir. Fiziksel / Fizyolojik Gereksinimler Duyusal / Emosyonel Gereksinimler Sosyal / Toplumsal Gereksinimler Fiziksel / Bedensel Sağlık Duygusal Doyum Sosyal Uyum Kişinin Davranışı Kişinin Davranışı Kişinin Davranışı Davranış Kişilik İle Tanımlanır ve Akıl Sağlığı İle Yansıtılır. Şekil 5: Temel Gereksinimlerin Karşılanması Temel gereksinimlerin birbiriyle olan ilişkilerini anlatınız

18 3. SAĞLIK VE HASTALIK KAVRAMI 3.1. Sağlık Nedir Sağlıklı Olmak Ne Demektir Sağlık ile hastalık çoğu kez birlikte düşünülür. Sağlık, herkes için günlük konuşmada çok sayıda anlam içerebilir. Bazılarına göre, sağlık gözle görülebilen, elle hissedilebilen bir sakatlık ya da hastalık durumunun bulunmayışıdır. Bazılarına göre ise, sağlıklı olmak, iyi uyumak, zinde olmak, iştahı yerinde olmak, ağrı ve sızısı olmama durumudur. Günlük konuşmalarımızda bu ve buna benzer pek çok sağlık tanımlarına rastlayabiliriz. İnsanlar genellikle sağlıklarına önem verdiklerini zannederler. Bu doğru değildir. Çünkü insanlar, bir yakınlarını hastalık sonucu kaybettikten ya da kendileri hastalandıktan sonra sağlığın önemini daha iyi anlarlar. Kanuni Sultan Süleyman'ın "olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi" deyimi bunun açık ifadesidir. Çağlar boyu sağlık, insanların bedensel ve ruhsal durumlarına göre algılanmış ve tanımlanmıştır. Beden ve ruh sağlığının bozulması önceleri doğa üstü güçlere bağlanmıştır. Daha sonraları biyolojik ve fiziksel etmenlerin sağlık üzerindeki etkileri bilimsel çalışmalarla desteklenmiş ve bu görüş günümüze dek sürmüştür. Çağımızda bu görüşe yeni bir boyut eklenmiş sosyal ve kültürel nedenler de sağlığı etkileyen faktörler arasında yer almıştır. Diğer bir deyişle sağlıkla ilgili olgulara "holistik" - "bütüncül" bir görüş eklenerek insan sağlığı biyolojik, psikolojik, sosyal ve kültürel boyutları ile bir bütün olarak ele alınmıştır. Buna göre sağlığın biyolojik sağlık, (bedenin her bir hücresinin optimum kapasitede işlev gördüğü ve hücreler arası uyumun var olduğu bir durumdur.), Psikolojik sağlık, (kişinin çevresiyle uyumu ve beklemediği bir olay karşısındaki savunma potansiyelidir) ve sosyolojik sağlık (bireyin, sosyal rollerinin yerine getirmedeki yeterliliğidir). Bunun karşıtı ise hastalıktır, tanımları yapılmıştır. Dünya Sağlık Örgütü (1945) de bu bağlamda sağlığı yalnızca hastalık ve sakatlık olmaması değil, fiziksel, zihinsel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik durumu olarak tanımlamıştır. Bu tanım her yaşta, cinste ve koşulda yaşayan insan için tek ve geçerli bir tanımdır. Günümüzde, bilim ve teknolojideki hızlı gelişmeler, sağlık alanına da yansıyarak sağlık ve hastalık kavramlarını geçmişe göre büyük değişikliğe uğratmıştır. Artık sağlığın, hastalığın olmayışı, hastalığın ise sağlıktan sapma biçimindeki tanımlarının yerini, sağlık ve hastalığın çeşitli düzey ve ağırlıkta bir çizelge (ekran) de çeşitli nedenlere dayandırılan tanımları, açık-lamaları yapılmıştır. Kişinin sağlığının en yüksek düzeyden, en düşük düzeye doğru uzanan bir çizelge üzerinde

19 bulunduğu göz önünde tutularak, günlük yaşam aktivitelerini sürdürebilme ve çalışma yeteneği düzeyi ile, sağlığı arasında bir orantının varlığı kabul edilmektedir. Buna göre, kişinin sağlık düzeyinin yüksekliği, iş verimi yüksekliği ile orantılıdır. Yani, kişi ne kadar sağlıklı ise yaptığı işte başarı oranı ve doyumluluk oranı o kadar yüksektir. Bunun karşıtı olarak da kişinin sağlık düzeyinin en düşük olduğu zamanda iş veriminin de düşük olacağının kaçınılmaz bir olgu olduğunun kabul edilmesidir. Hastalıklarında hafif hastalıktan öldürücü ya sakat bırakıcı hastalığa kadar, yine yaşam aktiviteleri ve iş verimi öz alınarak çeşitli düzey ve ağırlıkta olabildiği kabul edilmiştir. Bu görüş kişinin kendisi ve başkaları için de bir ölçüt olabilir (Şekil 6.) Hastalık İyilik Hasta hissetme düzeyinin artması İyi hissetme düzeyinin artması Şekil 6: Sağlık-Hastalık Düzeyinin Devamlılığı Ekseni Sağlık /hastalık düzey ve dereceleri bireyden bireye ve zamandan zamana değişiklik gösterebilir. Örneğin; aynı derecede gripal enfeksiyona yakalanan iki kişiden biri kendisini, diğerine göre daha hasta hissedebilir. Sağlık kavramı aynı zamanda subjektif ve objektif boyutları kapsar. Subjektif olarak sağlıklı bir insan, kendini iyi hisseden hayat ve güç dolu, fiziksel ve zihinsel üretkenliğini kullanabilen, çevresindeki diğer insanlarla olumlu ilişkiler kurabilen ve zevk alan insandır. Sağlık aynı zamanda çalışma yeteneği bakımından objektif boyuta da sahiptir. Sağlıklı bir kişi, gerekli işlerini yapabilen ve amaçlarına ulaşabilen kişi olarak tanımlanabilir. Sağlıksız kişiler yalnız kendilerini kötü hissedenler değil, günlük işlerini yapma yeteneğine sahip olamayanlardır. Gerçekte, hastalık ve sağlığın düzeyleri, işlevlerin tam olarak yerine getirilmesi ile ölçülebilir. Yatağından kalkamayan bir hasta, kendi bakımını yerine getiren daha ciddi bir hastalığı olan kişiden daha hasta kabul edilir. Sonuç olarak, işlevleri yerine getirme derecesi direkt olarak sağlıkla ilgilidir. Subjektif (hasta / iyi hissetme) ve objektif (işlevlerini yapabilme) boyutları birlikte insan sağlığını açıkca tanımlamaktadır (Şekil 7)

20 Terminal Dönem veya Hastalık Hasta hissetme İşlevsel yeteneğin azalması İyilik İyi hissetme İşlevsel yeteneğin artması Tam Sağlık Durumu Şekil 7: Sağlık-Hastalık Düzeyinin Subjektif ve Objektif Görünümü Sağlık nedir Sağlıklı bir kişi olmak ne anlama gelir 3.2. Hastalık Nedir Hastalık, canlılarda normal fizyolojik ya da ruhsal yapıyı, işlevi ve dengeyi değiştiren ya da engelleyen ve çeşitli belirtilerle ortaya çıkan bozukluktur. Başka bir deyişle, biyolojik olarak doku ve hücrelerde yapısal, fonksiyonel ve normal olmayan değişiklikler anlamına gelmektedir. Vücuttaki, fiziksel, kimyasal ve işlevsel etkinliklerin uyum içinde sürmesi homeostamis adı verilen hassas bir dengeye bağlıdır. Bu dengenin bozulması, hastalık oluşmasına neden olur. Ancak, hastalığı yalnızca biyolojik bir süreç olarak kabul etmek doğru olmaz. Hastalık aynı zamanda Psiko-sosyal ve kültürel bir olguyu da içine almaktadır. Hastalıkla ilgili anlayış ölçütlerinden biri, kişinin kendisinden beklenen işi yapabilmesi veya yapamamasıdır. Diyare ya da, grupal enfeksiyonu olan bir kişinin kendisinden beklenen işi yapabildiği sürece kendisini hasta saymaması, çevresindekilerin de onu hasta olarak kabul etmemeleri gibi. Diğer bir ölçüt de hastalığın yaygınlığıdır. Pek çok kişinin bitli olduğu ve pek çok kişide barsak kurdunun bulunduğu bir toplumda bitlenme ve barsak kurtları hastalıktan sayılmamaktadır. Yine bunun gibi "trohom" hastalığı Anadolunun bir yöresinde "göz akması" olarak bilinip, ciddi bir hastalık yayılmamakta "şark çıbanı" ise "güzellik çıbanı" olarak adlandırılmaktadır. Sağlıktan daha ağır basan güdüler de sağlığa verilen önem düzeyini etkiler. Bunlar yiyecek sağlama, barınma ve zevk alma güdüleridir. Örneğin harman zamanı hastalanan bir çiftçi, çalışabildiği süre içinde harmanını bırakıp hekime gitmez. Yine pek çok kişi sigara ve al

21 kolün sağlığa zararlı olduğunu bildiği halde içmeye devam ederler. Toplumların sosyal yapılarının, törelerinin, eğitim düzeylerinin ve ekonomik güçlerinin hastalık kavramı ve nedenlerinin belirlenmesinde önemli rolü olduğu bilinmektedir. Diğer bir deyişle toplumun uygarlık düzeyine göre hastalık ve sağlık kavramları değişmektedir. Bir toplumda eğitim düzeyi ve ekonomik güç yükseldikçe, kişilerin sağlık ve hastalık kavramları da bilimsel tanımlara yaklaşır. Hastalığın ne anlama geldiğini açıklayınız Sağlığı Etkileyen Faktörler İnsan sağlığını etkileyen faktörler beden içi ve beden dışı çevresel faktörler olmak üzere iki grupta incelenmektedir. Bunlar, çoğu kez sağlığı birlikte ve belirgin bir biçimde etkilerler. Sağlığı etkileyen beden için çevre faktörleri: Yaş, cins, ırk, kalıtım, zeka ve motivasyon gibi kişisel özellikler ile fizyolojik süreçleri, fiziksel büyüme ve gelişmeyi, vücut onarım mekanizmalarını, psişik yapı ve davranışları içine alır. Genellikle değişik yaş gruplarının değişik tür hastalıklara yakalanma eğilimlerinin olduğu bilinmektedir. Örneğin, kızamık, su çiçeği çocukları etkilerken kardiovasküler bozukluklar, ülser gibi hastalıklar yetişkinleri etkilemektedir. Sıklıkla olmasa bile sağlığı etkileyen faktörlerden biri de cinsiyettir. Örneğin hemofilide anne hastalıklı geni taşır çocuklarına geçirir ancak kızlar taşıyıcı olarak kalır, hastalık erkekde görülür. Sağlığı etkileyen diğer faktör ırktır. Orrak hücreli anemi hastalığı öncelikle Afrikalı siyah ırkta görülmüş daha sonraları bunlarla cinsel temasta bulunan Arap ve Doğu Akdeniz ülkeleri insanlarını etkilemiştir. Diabetus Mellitus'un bugün bağışıklık sistemindeki bir bozukluk nedeni ile kalıtımla geçen bir hastalık olduğu bilinmektedir. Kalıtımın hastalık nedenlerinin yanında ek faktör olarak rol oynadığı bilinmektedir. Zeka ve Motivasyon ise Kişisel özellikler içinde yer alır ve bireyin gerek duyulduğunda koruyucu önlemler ya da sağlık bakımı için girişimlerde bulunmasına yardım eder. Diğer iç değişkenlerden, fizyolojik süreçler yaşamayı sağlar ve sağlıkla direkt ilgilidir. Bu

22 süreçler biofizyolojik düzenleyici mekanizmaları, fiziksel büyüme ve gelişmeyi, hastalanmış ya da yaralanmış vücut dokularının onarımını içerir. Diğer bir değişken ise alışkanlıklardır. Beslenme alışkanlıkları, yaşam biçimi, hijyen alışkanlıkları gibi daha geniş bir alanı kaplar ve sağlığı değişik yönleriyle büyük ölçüde etkiler. Ruhsal yapı ve davranışlar da sağlık üzerinde önemli rol oynar. Yaşam süresince deneyimlenen ruhsal sarsıntılar organizmada çeşitli belirtileri içeren hastalık tabloları oluştururlar. Sağlığı Etkileyen Beden Dışı Faktörleri İçeren Değişkenler: İnsanın çevresi, içinde yaşadığı ve diğer canlılarla ilişki ve etkileşimde bulunduğu fizik, biyolojik, sosyal ve kültürel ortamdır. Biyolojk Çevre, insanın evrende dış doğa ortamındaki konumunu içerir ve burada doğanın tüm olaylarının etkisi söz konusudur. Örneğin, iletişim hava basıncı ısı ve nemin dolaşım, vücut ısısı ruhsal durum üzerine ışınların ise deri üzerine etkisi kesin olarak bilinmektedir. Çeşitli nedenlerle kullanılan ilaçlar da biyolojik faktörler içine girmektedir. İlaçların neden olduğu hastalıklar gittikçe artmaktadır. İlaç bağımlılığı, bunların başında gelmektedir. Fizik çevre, daha çok "yapay" çevre olarak adlandırılır ve bu çevrede insan sağlığına zararlı etkileri bulunan uygarlık ürünlerinin ortaya çıkardığı çok çeşitli öğeler vardır. Havayı ve doğal çevreyi kirleten endüstri artıkları, gürültü, çöpler, insan metabolizma ve kullanım artıkları, taşıt, konut ve fabrikalardan çıkan zararlı gazlar v.b. bugün insan sağlığını ciddi bir biçimde tehdit etmekte pek çok hastalıkların artmasına ve pek çok da yeni hastalıkların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Sosyal Faktörler, insanı diğer canlılardan ayıran başta gelen özelliği, bir toplum içinde doğması ve sosyal bir çevrede yaşamak zorunda bulunmasıdır. Sosyal ilişkiler, sosyal rollerle ilgili olarak deneyimlenen olumsuz olaylar ya da durumlar, kişide hastalık oluşturacak düzeye erişebilir. Sağlık üzerinde olumlu ya da olumsuz etkisi bulunan sosyal çevre faktörlerinin başında aileden kaynaklanan faktörler gelmektedir. Anne-baba sevgisinin çok fazla, çok az ya da hiç olmaması, aile bireylerinin birbirleri ile olumlu, olumsuz etkileşimleri, özellikle anne-baba davranışlarındaki tutarsızlık, çocuğun beslenme oyun gereksinimlerinde doyuma ulaşması ya da engellenmesi gibi durumlardır. Toplumsal yapı ve koşullardan kaynaklanan faktörlerden sosyo-ekonomik ve eğitim düzeyi önde gelenlerdir. Bir gruba ait olma ya da olmama, iletişimde başarılı ya da başarısız olma, kendine ve başkalarına güven duygusu, sosyal ve fizik ortamın sağlığa uygun olmaması,

23 karar verme durumunun engellenmesi, bağımsızlık ya da hareket kısıtlanması faktörlerinin de sağlık üzerinde önemli etkileri vardır. İnsan sağlığı, geniş ölçü içinde doğup büyüdüğü toplumun kültürüne, törelerine adet ve geleneklerine göre biçimlenir. Dil, din, aile yapısı, çocuk yetiştirme davranışları, beslenme ve temizlik alışkanlıkları, toplumlara göre büyük ölçüde değişiklik göstermektedir. Örneğin kırsal kesimde bir hastalığın geleneksel tedavilerle iyileştirilmeye çalışılması, kentsel kevsimde hekime gitme davranışı ile eş anlamlıdır. Sosyo kültürel değerler aile yapısı ve aile düzeni ile çocuklara geçirilir ve beklenen davranışlar kazandırılmaya çalışır. Sağlık ve Hastalığı etkileyen faktörler nelerdir 4. HEMŞİRE 4.1. Hemşire Kimdir Hemşireliğin diğer sağlık disiplinlerinden ayıran özelliklerini belirten bir çok tanımı yapılmıştır. Toplumun hemşirelik ve hemşire hakkındaki düşünceleri ve bilgileri, hemşirelerin bakım verirken takındıkları tutumlarından ve hemşirelik hizmetinin hali hazır veriliş biçiminden kaynaklanmaktadır. Meslek ve mesleğin üyesi olan hemşire, bu görüşüyle toplum tarafından tanınır. Bugüne dek yapılan çeşitli tanımlarda hemşirenin görev ve sorumlulukları açık ve seçik olarak belirtilmiş ne yapması, kendisinden ne yapılması istendiği bu tanımların içinde yer almıştır. Ancak, ülkemizde ve diğer bazı ülkelerde de tanımlarda yer alan bu hususlar yasalarla işlerlik kazanamamıştır. Hemşire deyimi, çeşitli görevlilere hatalı olarak verilen bir sıfat olarak kullanılmaktadır. O halde hemşire kime denir Dorothy Hall, hemşirelerin sağlık hizmetlerini insancıllaştırmaktan ve sağlık hizmetlerinin örgütlenmesi ile hastanın insanlık haklarına zarar gelmemesini sağlamaktan sorumlu olduklarını belirtmiştir. Bu sorumlulukları yerine getirebilmek için hemşirenin, birey aile ve toplumun sağlıkla ilgili zararlı alışkanlıklarını ve çevrelerini değiştirmede yardımcı olma, sağlığın korunması ve iyileştirilmesinde yol gösterme, ilaç veya çeşitli tedavi yöntemlerini uygulayabilme konularında bilgi ve beceri sahibi olmaları gerektiğini vurgulamıştır. Uluslararası Hemşirelik Konseyi hemşireyi, sağlık düzeyinin yükseltilmesi hastalığın önlenmesi, hastanın bakımı ve rahabilitasyon çalışmalarında hemşirelik bakımını planlamak,

24 sağlamak ve değerlendirmekte yetenekli, sağlık bakımının bir üyesi olarak görevli ve yetkili bir kişi olarak tanımlamıştır. Uluslararası İş Örgütü Profesyonel hemşireyi, ileri derecede kompleks karmaşık ve sorumluluk yüklü fonksiyonları üstlenebilmek için gerekli olan belirli eğitime ve öğrenime sahip kişi olarak tanımlamıştır. Henderson'a göre hemşire, hastanın iyileştirilmesi ve sağlam bireyin sağlığının korunup geliştirilmesi ya da huzurlu bir ölümün başarılmasında yardımcı olan kişidir. Perihan Velioğlu hemşireyi, toplumun her kesiminde kişinin bedensel, duygusal, akılsal ve toplumsal, sağlık gereksinmeleri ışığında hemşirelik bakım planını yapan bu planı uygulamaya koyan ve uyguladığı bakım planını sistematik bir biçimde değerlendiren kişi olarak tanımlamıştır. Dünya Sağlık Örgütü Hemşirelik Uzman Komitesi hemşireyi, temel bir hemşirelik eğitim programını tamamlamış olan ve ülkesinde toplumun da katkısını alarak hastalığın önlenmesi, hastanın bakımı ve sağlık düzeyinin yükseltilmesi için, hemşirelik alanında sorumluluk almaya yeterli ve yetkili kişi olarak tanımlamıştır. Tüm bu tanımların belirtmeye çalıştığı kişi, toplumun sağlık gereksinimlerini karşılayacak nitelikte görmek istediği profesyonel hemşire olup bu tanımlar ülkemiz hemşireleri için de geçerli sayılmaktadır. Hemşire kime denir 4.2. Hemşirenin Toplumsal İmajı Bir meslek imajının kendi üyeleri arasında büyük önemi vardır. Toplumun fikirleri ve düşünceleri, bir mesleğin gelişimini, ilerlemesini ve saygınlığını sağlar ya da engeller. Ülkemizde hemşirelik hizmetlerinin sunuluşu, toplumun hemşireler ve hemşirelik hizmetleri konusundaki bilgi düzeyi ve görüşüyle yakından ilgilidir. Hemşirelik mesleğinin hem kendi üyeleri, hem de toplum tarafından algılanış biçimlerinin benzer ve farklı yönleri, mesleğin topluma yansıyışını gösterir. Toplumumuz, geçmişte hemşirenin rolünü daima hastane ile bağdaşlaştırmış ve değerlendirmiştir. Hemşirelerin başta gelen görevlerinin hastanın vücuduna ve çevre hijyenine özen

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ Psikoloji RPD 101 Not III Uz. Gizem ÖNERİ UZUN Kişilik Gelişimi Kişilik Nedir? *Kişilik, bireyin iç ve dış çevresiyle kurduğu, diğer bireylerden ayırt edici,

Detaylı

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I HEDEFLER İÇİNDEKİLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I Gelişim Psikolojisinin Alanı Gelişim Psikolojisinin Temel Kavramları Gelişimi Etkileyen Faktörler Gelişimin Temel İlkeleri Fiziksel Gelişim Alanı PSİKOLOJİ Bu

Detaylı

PDR de Üç Gelişim Alanı (Kişisel-sosyal gelişim) Prof. Dr. Serap NAZLI

PDR de Üç Gelişim Alanı (Kişisel-sosyal gelişim) Prof. Dr. Serap NAZLI PDR de Üç Gelişim Alanı (Kişisel-sosyal gelişim) Prof. Dr. Serap NAZLI Üç Gelişim Alanı Gelişimsel rehberlik modelinin nihai amacı yaşam kariyeri gelişimini desteklemektir. Gelişimsel PDR nin ilkesi: Rehberlik

Detaylı

YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM

YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM Yaşlıların Psiko-Sosyal Özellikleri İnsanın yaşlılığında nasıl olacağı ya da nasıl yaşlanacağı; yaşadığı coğrafyaya, kalıtsal özelliklere, Psiko-sosyal ve Sosyo-ekonomik şartlara,

Detaylı

K İ Ş İ L İ K. Kişilik kavramı Kişilik kuramları Kişiliğin ölçülmesi. Doç.Dr. Hacer HARLAK - PSİ154 - PSİ162

K İ Ş İ L İ K. Kişilik kavramı Kişilik kuramları Kişiliğin ölçülmesi. Doç.Dr. Hacer HARLAK - PSİ154 - PSİ162 K İ Ş İ L İ K Kişilik kavramı Kişilik kuramları Kişiliğin ölçülmesi KİŞİLİK Personality Persona=maske Bireyin özel ve ayırıcı yanlarını içerir. Özel en sık ve en tipik Ayırdedici bireyi diğerlerinden ayırır.

Detaylı

DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER A) BİYOLOJİK ETMENLER KALITIM İÇ SALGI BEZLERİ B) ÇEVRE A) BİYOLOJİK ETMENLER 1. KALITIM Anne ve babadan genler yoluyla bebeğe geçen özelliklerdir.

Detaylı

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU Yaş Dönem Özellikleri BÜYÜME VE GELİŞME Gelişme kavramı düzenli, sürekli ve uyumlu bir ilerlemeyi dile

Detaylı

Bireysel Farklılıklar, Kişilik, Tutum, Duygu ve Değerler

Bireysel Farklılıklar, Kişilik, Tutum, Duygu ve Değerler Bireysel Farklılıklar, Kişilik, Tutum, Duygu ve Değerler 1 KİŞİLİK Tutarlı davranışlar ortaya çıkmasına neden olan özellikler Doğuştan mı, sonradan mı? Çevresel etmenler.. (aile, okul, arkadaş, sosyal

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI 1 DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI Örgütte faaliyette bulunan insan davranışlarının anlaşılması ve hatta önceden tahmin edilebilmesi her zaman üzerinde durulan bir konu olmuştur. Davranış bilimlerinin

Detaylı

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz. 2018-2019 Eğitim- Öğretim Yılı Özel Ümraniye Gökkuşağı İlkokulu Sorgulama Programı Kim Olduğumuz Bireyin kendi doğasını sorgulaması, inançlar ve değerler, kişisel, fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal

Detaylı

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... iii YAZARLAR HAKKINDA... iv 1. ÜNİTE EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1 Giriş... 2 Eğitim Psikolojisi ve Öğretmen... 3 Eğitim Psikolojisi... 3 Bilim... 6 Psikoloji... 8 Davranış... 9 Eğitim...

Detaylı

Eğitimin Psikolojik Temelleri

Eğitimin Psikolojik Temelleri Eğitimin Psikolojik Temelleri Eğitim sürecinin daima iki boyutu olmuştur. Bunlardan birincisi yukarıda değindiğimiz toplumsal ya da sosyal boyut, diğeri ise bireysel boyuttur. Eğitim ne kadar sosyal amaçlarla

Detaylı

1. BÖLÜM ÇOCUK PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ

1. BÖLÜM ÇOCUK PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM ÇOCUK PSİKOLOJİSİNE GİRİŞ ÇOCUK PSİKOLOJİSİNDE GELİŞİM MODELLERİ... 3 ÖĞRENME TEORİSİ MODELİ... 4 BİLİŞSEL GELİŞİM MODELİ... 5 İNSAN GELİŞİMİNİ VE PSİKOLOJİSİNİ AÇIKLAYAN TEMEL KURAMLAR...

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI 3-4 Aile bireyleri birbirlerine yardımcı olurlar. Anahtar kavramlar: şekil, işlev, roller, haklar, Aileyi aile yapan unsurlar Aileler arasındaki benzerlikler ve farklılıklar Aile üyelerinin farklı rolleri

Detaylı

Okul Dönemi Çocuklarda

Okul Dönemi Çocuklarda Okul Dönemi Çocuklarda Fiziksel ve motor gelişim Bilişsel açıdan gelişim Psikososyal gelişim Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül Hasan Kalyoncu Üniversitesi Okul Dönemi Çocuklarda (7-11 yaş) Gelişimin Görevleri

Detaylı

HALK SAĞLIĞINDA KULLANILAN KAVRAMLAR. Prof.Dr. Ayfer TEZEL

HALK SAĞLIĞINDA KULLANILAN KAVRAMLAR. Prof.Dr. Ayfer TEZEL HALK SAĞLIĞINDA KULLANILAN KAVRAMLAR Prof.Dr. Ayfer TEZEL HALK SAĞLIĞI Bir toplumdaki bütün insanları; yaşadıkları çevre ile birlikte ele alan, İnrauterin hayattan ölünceye kadar kendi sorumluluğu altında

Detaylı

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. Onkoloji Okulu İstanbul /2014 SAĞLIK NEDİR? Sağlık insan vücudunda; Fiziksel, Ruhsal, Sosyal

Detaylı

Gelişim Psikolojisinde Temel Kavramlar ve Gelişimi Etkileyen Faktörler

Gelişim Psikolojisinde Temel Kavramlar ve Gelişimi Etkileyen Faktörler Gelişim Psikolojisinde Temel Kavramlar ve Gelişimi Etkileyen Faktörler 1 1. Gelişim ve Değişim Gelişim, organizmanın doğum öncesi dönemden başlayarak (döllenme) bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal yönden

Detaylı

BÖLÜM I GELİŞİM İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE 2. ÜNİTE. ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii

BÖLÜM I GELİŞİM İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE 2. ÜNİTE. ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii BÖLÜM I GELİŞİM 1. ÜNİTE GELİŞİMLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR, GELİŞİMİN TEMEL İLKELERİ VE GELİŞİMİ ETKİLEYEN ETMENLER... 1 GELİŞİM İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR...

Detaylı

Psikanaliz Sigmund Freud

Psikanaliz Sigmund Freud Psikanaliz Sigmund Freud Sigmund Freud (1856 1939) 6 Mayıs 1856, Moravya (Çek Cumhuriyeti) 1881, Viyana Tıp Fakültesi mezunu Maartha Bernays ile evlilik, üç çocuk sahibi bir baba Ernst Brücke ile fizyoloji

Detaylı

5. MESLEKİ REHBERLİK. Abdullah ATLİ

5. MESLEKİ REHBERLİK. Abdullah ATLİ 5. MESLEKİ REHBERLİK Abdullah ATLİ Meslek seçimi neden önemlidir? İnsan, yaşamı boyunca çeşitli seçimler yapar. Mesleğini, yiyeceğini, giyeceğini, evini, eşini, arkadaşlarını vb. seçer. Meslek seçimi,

Detaylı

Eğitim Bilimlerine Giriş

Eğitim Bilimlerine Giriş Eğitim Bilimlerine Giriş Yrd. Doç. Dr. Tuncay Sevindik E-posta: tuncaysevindik@hotmail.com Web: www.tuncaysevindik.com 1/44 Ders İçeriği Bu dersin amacı; eğitimle ilgili temel kavramlar, eğitimin psikolojik,

Detaylı

Kişilik Gelişimi. Yrd.Doç.Dr.Banu YÜCEL TOY 2/10/2016

Kişilik Gelişimi. Yrd.Doç.Dr.Banu YÜCEL TOY 2/10/2016 1 Kişilik Gelişimi 2 Psikoseksüel Gelişim Sigmund Freud 3 Freud un Psikoseksüel Gelişim Kuramının Özellikleri Freud a göre, ilk çocukluk yıllarında geçirilen yaşantının kişilik gelişiminde önemi büyüktür.

Detaylı

GÜDÜLENME. Doç.Dr. Hacer HARLAK - Psikolojiye Giriş I

GÜDÜLENME. Doç.Dr. Hacer HARLAK - Psikolojiye Giriş I GÜDÜLENME Dersin konuları Güdülenme ile ilişkili kavramlar Güdülenme kuramları Biyolojik kuramlar İçgüdü Dürtü-azaltma Uyarılma Psikososyal Kuramlar Özendirici Bilişsel Biyopsikososyal kuram Maslow un

Detaylı

KRONOLOJİK YAŞ NEDİR?

KRONOLOJİK YAŞ NEDİR? Yaşlılık YAŞ NEDİR? Yaş;Kronolojik ve Biyolojik yaş olarak iki biçimde açıklanmaktadır. İnsan yaşamının, doğumdan içinde bulunulan ana kadar olan bütün dönemlerini kapsayan süreci kronolojik yaş ; içinde

Detaylı

GELİŞİM, KALITIM ÇEVRE ETKİLEŞİMİNİN BİR ÜRÜNÜDÜR.

GELİŞİM, KALITIM ÇEVRE ETKİLEŞİMİNİN BİR ÜRÜNÜDÜR. GELİŞİM İLKELERİ GELİŞİM, KALITIM ÇEVRE ETKİLEŞİMİNİN BİR ÜRÜNÜDÜR. Kalıtım bireyin anne babasından getirdiği gizil güçleri anlatır. Bu gizil güçlerin üst düzeyi kalıtsal olarak belirlenir. Bu düzeye ulaşma

Detaylı

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ALANI ÇOCUKTA TEMEL İHTİYAÇLAR KURS PROGRAMI

ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ALANI ÇOCUKTA TEMEL İHTİYAÇLAR KURS PROGRAMI T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ALANI ÇOCUKTA TEMEL İHTİYAÇLAR KURS PROGRAMI Ankara 2017 İÇİNDEKİLER PROGRAMIN ADI... Hata! Yer işareti tanımlanmamış.

Detaylı

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ DOÇ.DR. ZEHRA ALTINAY SINIF YONETIMI Bu derste, Sınıf ortamı ve grup etkileşimi Grup türleri Grup ve lider Liderlik türleri Grup içi etkileşimin hedefleri

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİ TIPSAL PSİKOLOJİYE GİRİŞ. Doç. Dr. Lü)ullah Beşiroğlu

DAVRANIŞ BİLİMLERİ TIPSAL PSİKOLOJİYE GİRİŞ. Doç. Dr. Lü)ullah Beşiroğlu DAVRANIŞ BİLİMLERİ TIPSAL PSİKOLOJİYE GİRİŞ Doç. Dr. Lü)ullah Beşiroğlu DAVRANIŞ (Behavior): Organizmanın doğrudan veya dolaylı olarak gözlenebilen tüm etkinlikleridir. Duygular, tutumlar, zihinsel süreçler

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15 Bilimin Anlamı ve Özellikleri...17 Psikoloji...18 Gelişim Psikolojisi...25 Öğrenme Psikolojisi...26 Psikolojide Araştırma Yöntemleri...26

Detaylı

Sağlığın Korunması, Yükseltilmesi ve Sağlık Politikaları

Sağlığın Korunması, Yükseltilmesi ve Sağlık Politikaları Sağlığın Korunması, Yükseltilmesi ve Sağlık Politikaları Yrd. Doç. Dr. Figen Işık Esenay Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hem. Isınma SAĞLIK denince aklınıza

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ DAVRANIŞIN TANIMI Davranış Kavramı, öncelikle insan veya hayvanın tek tek veya toplu olarak gösterdiği faaliyetler olarak tanımlanabilir. En genel anlamda davranış, insanların

Detaylı

UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK

UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) Sosyal Psikoloji Uygulamaları HUKUK SAĞLIK DAVRANIŞI KLİNİK PSİKOLOJİ TÜKETİCİ DAVRANIŞI VE PAZARLAMA POLİTİKA ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ SOSYAL

Detaylı

OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ

OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ OKUL ÖNCESİ REHBERLİK HİZMETİ Marmara Evleri Anaokulunda Rehberlik Hizmetleri (3 6 yaş) Okulumuzdaki tüm öğrencilerin her yönüyle sağlıklı gelişmeleri, okul ortamına uyum sağlamaları ve kapasitelerini

Detaylı

PDR de Üç Gelişim Alanı (Mesleki gelişim) Prof. Dr. Serap NAZLI

PDR de Üç Gelişim Alanı (Mesleki gelişim) Prof. Dr. Serap NAZLI PDR de Üç Gelişim Alanı (Mesleki gelişim) Prof. Dr. Serap NAZLI Mesleki Rehberlik & Kariyer Gelişimi Meslek seçiminden Kariyer Gelişimi 1909 Parsons ın tanımı: Gençlerin çeşitli meslekleri tanımaları ve

Detaylı

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI Öğr. Gör. Özlem BAĞCI Çocuğun kas gelişimini sağlayan, enerjisinin boşalmasına yol açan oyun, arkadaşları ile iletişimi ve işbirliğini de sağlayarak onun dünyasını biçimlendirir. Piaget e göre oyun, çocuğun

Detaylı

PSİKOLOJİK REHBERLİK BÖLÜMÜ DANIŞMANLIK VE. Gamze EREN Anaokulu Uzman Psikoloğu

PSİKOLOJİK REHBERLİK BÖLÜMÜ DANIŞMANLIK VE. Gamze EREN Anaokulu Uzman Psikoloğu PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BÖLÜMÜ Gamze EREN Anaokulu Uzman Psikoloğu İÇERİK Rehberlik Birimi Tanıtımı Gelişim Dönemleri ve Okula Uyum Süreçleri Öğrencilerimizin; Zihinsel, bedensel, sosyal ve

Detaylı

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ Psikoloji RPD 101 Not I Uz. Gizem ÖNERİ UZUN Psikoloji *Psikoloji, pscyhe (ruh) ve logy (bilim) kelimelerinin birleşiminden meydana gelmektedir. *Psikoloji, hayvan

Detaylı

3/7/2010. ÇAĞDAŞ EĞİTİMDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİNİN YERİ ve ÖNEMİ EĞİTİM EĞİTİM ANLAYIŞLARI EĞİTİM

3/7/2010. ÇAĞDAŞ EĞİTİMDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİNİN YERİ ve ÖNEMİ EĞİTİM EĞİTİM ANLAYIŞLARI EĞİTİM EĞİTİM REHBERLİK ÇAĞDAŞ EĞİTİMDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK NİN YERİ ve ÖNEMİ Eğitim? İnsana en iyi olgunluğu vermektir (Eflatun). İnsana tabiatında bulunan gizli bütün kabiliyetlerin geliştirilmesidir (Kant). Bireyin

Detaylı

TOPLUMSAL KURUMLAR VE AİLE ÇIKMIŞ SINAV SORULARI MURAT YILMAZ EGE ANADOLU LİSESİ

TOPLUMSAL KURUMLAR VE AİLE ÇIKMIŞ SINAV SORULARI MURAT YILMAZ EGE ANADOLU LİSESİ TOPLUMSAL KURUMLAR VE AİLE ÇIKMIŞ SINAV SORULARI MURAT YILMAZ EGE ANADOLU LİSESİ 1-) Türkiye de cumhuriyetin ilanından hemen sonra eğitimde, dinde, yönetimde, hukukta, ekonomide, sanatta, aile yapısında

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III Ünite:I Eğitim Psikolojisinde Bilimsel Araştırma Yöntem ve Teknikleri 13 Psikoloji ve Eğitim Psikolojisi 15 Eğitim Psikolojisi ve Bilim 17 Eğitim Psikolojisi ve Bilimsel Araştırma

Detaylı

Hedef Davranışlar. Eğitim Programının birinci boyutudur. Öğrencilere kazandırılması planlanan niteliklerdir (davranışlar).

Hedef Davranışlar. Eğitim Programının birinci boyutudur. Öğrencilere kazandırılması planlanan niteliklerdir (davranışlar). Hedef Davranışlar Eğitim Programının birinci boyutudur. Öğrencilere kazandırılması planlanan niteliklerdir (davranışlar). Bu nitelikler bilişsel, duyuşsal ve psikomotordur. 2 aşamada ele alınmaktadır.

Detaylı

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLARDA CİNSEL EĞİTİM

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLARDA CİNSEL EĞİTİM ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLARDA CİNSEL EĞİTİM Zihinsel engelli çocukların cinsel gelişim aşamaları normal çocukların cinsel gelişim aşamaları ile aynıdır. Cinsel eğitimin en büyük amacı,çocukluktan yaşamın

Detaylı

Soru: Tanrı tasavvuru ne demektir?

Soru: Tanrı tasavvuru ne demektir? Tanrı Tasavvuru Soru: Tanrı tasavvuru ne demektir? Peker e göre: Kişinin bebekliğinden itibaren, zeka gelişimine, edinmiş olduğu bilgi ve yaşantısına göre, Tanrı yı zihninde canlandırması, biçimlendirmesi

Detaylı

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak OYUN VE ÇOCUK Oyun oynamak çocukluk çağına özgü psikolojik, fizyolojik ve sosyal içerikli bir olgudur. Oyun hem zihinsel gelişimin aynası olan hem sosyal becerilerin öğrenildiği hem de duygusal boşalımın

Detaylı

O Gelişim, organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, dil, duygusal ve sosyal yönden en son aşamaya ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme

O Gelişim, organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, dil, duygusal ve sosyal yönden en son aşamaya ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme BİREY GELİŞİMİ O Gelişim, organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, dil, duygusal ve sosyal yönden en son aşamaya ulaşıncaya kadar sürekli ilerleme kaydeden değişimidir. O Gelişim; organizmanın

Detaylı

3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ

3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ 3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ GELİŞİM NEDİR? Gelişim, Çocuğun hareket etmeyi, Düşünmeyi, Hissetmeyi, Başkalarıyla ilişki kurmayı öğrendiği, ileriye doğru giden bir değişim sürecidir. Gelişim ana rahminde

Detaylı

Bağımlılık-Bağımsızlık. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN

Bağımlılık-Bağımsızlık. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN Bağımlılık-Bağımsızlık Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN Yemedim yedirdim, içmedim içirdim, saçımı süpürge ettim Peki iyi mi ettim? Bağımlılık Bağımsızlık Bağlılık Bağımsızlık Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya

Detaylı

ADÖLESAN SAĞLIĞININ KORUNMASI VE GELİŞTİRİLMESİ. Prof. Dr. Ayfer TEZEL

ADÖLESAN SAĞLIĞININ KORUNMASI VE GELİŞTİRİLMESİ. Prof. Dr. Ayfer TEZEL ADÖLESAN SAĞLIĞININ KORUNMASI VE GELİŞTİRİLMESİ Prof. Dr. Ayfer TEZEL 1 Birleşmiş Milletler Örgütünün yaptığı tanıma göre adölesan; 15-25 yaşları arasında öğrenim gören, hayatını kazanmak için çalışmayan

Detaylı

Türkiye de obezite. (Kaynak: TÜİK)

Türkiye de obezite. (Kaynak: TÜİK) Türkiye de obezite WHO Yetişkinlerde obezite oranları E %21.7 K %34.0 Toplam %27.8 (2008 rakamları) 15 ve daha yukarı yaştaki nüfusun %16,9 u obez ve %33 ü fazla kiloludur. (2009 2010 arasındaki dönemde

Detaylı

Gelişim Psikolojisi Ders Notları

Gelişim Psikolojisi Ders Notları Gelişim Psikolojisi Ders Notları Doç. Dr. Şaziye Senem BAŞGÜL www.gunescocuk.com Tanımlar Büyüme: Organizmada meydana gelen sayısal (hacimsel) değişiklikler Olgunlaşma: Potansiyel olarak var olan işlevin

Detaylı

Toplumsal Cinsiyetle İlgili Kuramlar

Toplumsal Cinsiyetle İlgili Kuramlar Toplumsal Cinsiyetle İlgili Kuramlar Kuramlar neden önemlidir? Psikanalitik kuram Libido: «biyolojik ve toplumsal cinsiyeti organize eden, biyolojik temelli cinsel enerji» «yaşam içgüdüsünü (eros) çalıştıran

Detaylı

ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı. ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri. ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri

ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı. ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri. ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri ÜNİTE:4 Bilişsel Psikoloji 1 ÜNİTE:5 Çocuklukta Sosyal Gelişim ÜNİTE:6 Sosyal

Detaylı

KİŞİLİK GELİŞİMİ. Carl Rogers & Abraham Maslow

KİŞİLİK GELİŞİMİ. Carl Rogers & Abraham Maslow KİŞİLİK GELİŞİMİ Carl Rogers & Abraham Maslow 1 CARL R. ROGERS(1902 1987) 2 CARL ROGERS IN YAŞAMI Illinois de 8 Ocak 1902 de katı dini görüşleri olan çiftçi bir ailenin ortanca çocuğu olarak dünyaya geldi.

Detaylı

Doç.Dr. Hacer HARLAK - Psikolojiye Giriş I

Doç.Dr. Hacer HARLAK - Psikolojiye Giriş I Doç.Dr. Hacer HARLAK - Psikolojiye Bağlanma bebekle annesi veya bakımveren arasında varolan ve yaşam boyu da varolacak olan bağdır. Yaşamın ilk altı ayında oluşur. Harry Harlow bebek maymunları doğumdan

Detaylı

YÖNETİM Sistem Yaklaşımı

YÖNETİM Sistem Yaklaşımı YÖNETİM Sistem Yaklaşımı Prof.Dr.A.Barış BARAZ 1 Modern Yönetim Yaklaşımı Yönetim biliminin geçirdiği aşamalar: v İlk dönem (bilimsel yönetim öncesi dönem). v Klasik Yönetim dönemi (bilimsel yönetim, yönetim

Detaylı

Birey ve Çevre (1-Genel)

Birey ve Çevre (1-Genel) Birey ve Çevre (1-Genel) Prof. Dr. Turgut Göksu PA GBF Öğretim Üyesi tgoksu@hotmail.com Turgut Göksu 1 DAVRANIŞ NEDİR? İnsanların (ve hayvanların) gözlenebilen veya herhangi bir yolla ölçülebilen hareketlerine

Detaylı

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler.

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler. 0212 542 80 29 Uz. Psk. SEMRA EVRİM 0533 552 94 82 DUYGUSAL ZEKA Son yıllarda yapılan pek çok çalışma zeka tanımının genişletilmesi ve klasik olarak kabul edilen IQ yani entelektüel zekanın yanı sıra EQ

Detaylı

Yaşlanma her canlıda görülen, tüm işlevlerde azalmaya neden olan, süregen ve evrensel bir süreç olarak tanımlanabilir. Organizmanın molekül, hücre,

Yaşlanma her canlıda görülen, tüm işlevlerde azalmaya neden olan, süregen ve evrensel bir süreç olarak tanımlanabilir. Organizmanın molekül, hücre, GERİATRİ 1 Yaşlanma her canlıda görülen, tüm işlevlerde azalmaya neden olan, süregen ve evrensel bir süreç olarak tanımlanabilir. Organizmanın molekül, hücre, doku, organ ve sistemler düzeyinde, zamanın

Detaylı

Sağlık Nedir? Sağlık Tanımı Sağlık Hizmetleri Türk Sağlık Sistemi. Sağlık tipleri. Sağlık Nedir? Tıbbi Model. Sağlık Modelleri 19/11/2015

Sağlık Nedir? Sağlık Tanımı Sağlık Hizmetleri Türk Sağlık Sistemi. Sağlık tipleri. Sağlık Nedir? Tıbbi Model. Sağlık Modelleri 19/11/2015 Sağlık Tanımı Türk Sağlık Sistemi Yük.Hem.Müge Bulakbaşı Sağlık Nedir? Sağlık negatif yönden hastalığın yokluğu şeklinde tanımlanmaktadır. Pozitif yönden sağlık; bireylerin hayata katılabilme yetenekleri,

Detaylı

BÜYÜME. Vücudun ya da vücut bölümlerinin boyut olarak artması Yaşamın ilk 20 yılında görülen en önemli biyolojik süreçtir.

BÜYÜME. Vücudun ya da vücut bölümlerinin boyut olarak artması Yaşamın ilk 20 yılında görülen en önemli biyolojik süreçtir. BÜYÜME Vücudun ya da vücut bölümlerinin boyut olarak artması Yaşamın ilk 20 yılında görülen en önemli biyolojik süreçtir. 2 BÜYÜME Örneğin doku büyümesi gerçekleşerek vücut ağırlığı ve boy uzunluğunda

Detaylı

SAĞLIKLI YAŞAM VE EGZERSĐZ. Prof. Dr. Erdal ZORBA

SAĞLIKLI YAŞAM VE EGZERSĐZ. Prof. Dr. Erdal ZORBA SAĞLIKLI YAŞAM VE EGZERSĐZ Prof. Dr. Erdal ZORBA GEÇMĐŞTEN GÜNÜMÜZE SAĞLIK Geçmişte sağlığın tanımı; hastalıklardan uzak olma diye ifade edilirdi. 1900 lerin başında ölümlerin büyük bir kısmı bakteri ve

Detaylı

Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımın belirtileri ve etkileri Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımı önlemek için yapmamız gerekenler

Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımın belirtileri ve etkileri Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımı önlemek için yapmamız gerekenler Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımın belirtileri ve etkileri Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımı önlemek için yapmamız gerekenler Çocuk ve ergenin kötüye kullanımını üç ana başlıkta ele

Detaylı

Cinsiyet ve Toplumsal cinsiyet

Cinsiyet ve Toplumsal cinsiyet Toplumsal Cinsiyet Cinsiyet ve Toplumsal cinsiyet Cinsiyet (sex): kadın ya da erkek olmanın biyolojik yönünü ifade eder ve biyolojik bir yapıya karşılık gelir. Cinsiyet demografik bir kategoridir. Cins?

Detaylı

Doç. Dr. Tülin ŞENER

Doç. Dr. Tülin ŞENER Doç. Dr. Tülin ŞENER AHLAK GELİŞİMİ Bireyde var olan değerler sistemi, gelişimsel bir süreç içinde ortaya çıkmaktadır. Bu sürece AHLAK GELİŞİMİ denir. Toplumun kendinden beklenen fonksiyonları yerine getirebilmesi

Detaylı

GEBELİĞİN PSİKO-SOSYAL VE KÜLTÜREL BOYUTU

GEBELİĞİN PSİKO-SOSYAL VE KÜLTÜREL BOYUTU GEBELİĞİN PSİKO-SOSYAL VE KÜLTÜREL BOYUTU A R A Ş. G Ö R. Z E Y N E P K I R I K K A L E L İ Gebelik dönemi fizyolojik olduğu kadar kalıcı psikolojik değişikliklere de neden olmaktadır. Anne karnında gelişen

Detaylı

Üçüncü baskıya ön söz Çeviri editörünün ön sözü Teşekkür. 1 Giriş 1

Üçüncü baskıya ön söz Çeviri editörünün ön sözü Teşekkür. 1 Giriş 1 XI İçindekiler Üçüncü baskıya ön söz Çeviri editörünün ön sözü Teşekkür Sayfa vii viii x 1 Giriş 1 Tanımlar: Kültürlerarası psikoloji nedir? 3 Tartışmalı konular 5 Konu 1: İçsel olarak ya da dışsal olarak

Detaylı

DUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

DUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ DAVRANIŞ BİLİMLERİ ve İLETİŞİM DUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ Duygu ile ilgili alanyazında araştırmacıların, biyolojik temelli olan, diğer hayvanlarla paylaşılan, tüm kültürlerde görülen ve evrensel

Detaylı

TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU 2031-2014 EĞİTİM YILI Bilgi Bülteni Sayı:7 4 5 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM BASAMAKLARI

TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU 2031-2014 EĞİTİM YILI Bilgi Bülteni Sayı:7 4 5 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM BASAMAKLARI TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU 2031-2014 EĞİTİM YILI Bilgi Bülteni Sayı:7 4 5 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM BASAMAKLARI Okul öncesi dönem genel anlamda tüm gelişim alanları açısından temellerin atıldığı

Detaylı

Psikomotor Gelişim ve Oyun

Psikomotor Gelişim ve Oyun Psikomotor Gelişim ve Oyun Oyun? Çocuğun, kendini, diğer insanları, doğayı ve nesneleri tanıma etkinliğidir. Çocuğun kendi deneyimleriyle öğrenme yoludur. Düşünülmeden, eğlence amacıyla yapılan hareketlerdir.

Detaylı

Motor Beceri Öğreniminin Seviyeleri

Motor Beceri Öğreniminin Seviyeleri Motor Beceri Öğreniminin Seviyeleri Bu iki nokta üzerine kurulan, Fitts ve Posner (1967), Gentile (1972) ve Lowther in (1977) modelleri ile desteklenen görüşe göre hareket; 1. Araştırma 2. Keşif 3. Birleştirme

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÜZERİNE YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÜZERİNE YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ DAVRANIŞ BİLİMLERİ ve İLETİŞİM DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÜZERİNE YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ Davranış Bilimleri üzerine Davranış Bilimleri insan davranışını, davranışa etki eden toplumsal, psikolojik, grupsal ve

Detaylı

REHBERLİK VE İLETİŞİM 2

REHBERLİK VE İLETİŞİM 2 REHBERLİK VE İLETİŞİM 2 Yrd. Doç Dr. M. İsmail Bağdatlı mismailbagdatli@yahoo.com İletişim, Davranış değişikliği meydana getirmek üzere düşünce, bilgi, duygu, tutum ve becerilerin paylaşılması sürecidir.

Detaylı

1.ÇAĞDAŞ EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK. Abdullah ATLİ

1.ÇAĞDAŞ EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK. Abdullah ATLİ 1.ÇAĞDAŞ EĞİTİM SİSTEMİNDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİ VE REHBERLİK Geleneksel eğitim anlayışı bireyi tüm yönleri ile gelişimini sağlama konusunda sorunlar yaşanmasına neden olmuştur. Tüm bu anlayış ve

Detaylı

TEOG VE TERCİH DANIŞMANLIĞI

TEOG VE TERCİH DANIŞMANLIĞI TEOG VE TERCİH DANIŞMANLIĞI MESLEK; Bir kimsenin hayatını kazanmak için yaptığı, Diğer insanlara yararlı bir hizmet ya da ürün sağlamaya yönelik olan, Kuralları toplumca belirlenmiş, Belli eğitimle kazanılan

Detaylı

GÖKKUŞAĞI KOLEJİ PYP SORGULAMA PROGRAMI

GÖKKUŞAĞI KOLEJİ PYP SORGULAMA PROGRAMI GÖKKUŞAĞI KOLEJİ PYP SORGULAMA PROGRAMI 2017-2018 SINIF / YAŞ haklar ve lar, haklar ve lar 4/5 YAŞ Ailemizi ve kültürlerimizi bilmek kimliğimizi geliştirmemizi sağlar. Aile kültürümüz Aile kültürleri arasındaki

Detaylı

Yaşam Boyu Sosyalleşme

Yaşam Boyu Sosyalleşme Yaşam Boyu Sosyalleşme Lütfi Sunar Sosyolojiye Giriş / 5. Ders Kültür, Toplum ve Çocuk Sosyalleşmesi Sosyalleşme Nedir? Çocuklar başkalarıyla temasla giderek kendilerinin farkına varırlar ve insanlar hakkında

Detaylı

YAŞLANMA /YAŞLANMA ÇEŞİTLERİ VE TEORİLERİ BEYZA KESKINKARDEŞLER 0341110024

YAŞLANMA /YAŞLANMA ÇEŞİTLERİ VE TEORİLERİ BEYZA KESKINKARDEŞLER 0341110024 YAŞLANMA /YAŞLANMA ÇEŞİTLERİ VE TEORİLERİ BEYZA KESKINKARDEŞLER 0341110024 YAŞLANMA Hücre yapısını ve organelleri oluşturan moleküler yapılarından başlayıp hücre organelleri,hücre,doku,organ ve organ sistemlerine

Detaylı

PSİ253 GEL.PSİ I - Prof.Dr. Hacer HARLAK YAŞAM BOYU GELİŞİM

PSİ253 GEL.PSİ I - Prof.Dr. Hacer HARLAK YAŞAM BOYU GELİŞİM YAŞAM BOYU GELİŞİM Yaşam boyu bakış açısı Gelişim: insanın yaşamı boyunca döllenmeyle başlayıp devam eden değişim örüntüsü Büyüme ve gerilemeyi içerir. Geleneksel yaklaşım: Doğumdan ergenliğe yayılan değişimleri

Detaylı

Program Geliştirme ve Öğretim. Yard. Doç. Dr. Çiğdem HÜRSEN

Program Geliştirme ve Öğretim. Yard. Doç. Dr. Çiğdem HÜRSEN Program Geliştirme ve Öğretim Yard. Doç. Dr. Çiğdem HÜRSEN Temel Kavramlar Eğitim: Eğitim, bireyin doğumundan ölümüne kadar süre gelen bir süreçtir. Bu süreçte bireylere çeşitli bilgi, beceri, tutum ve

Detaylı

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ

YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ YETİŞKİNLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI DOÇ. DR. ARTUNER DEVECİ CELAL BAYAR ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ A.D. Madde deyince ne anlıyoruz? Alkol Amfetamin gibi uyarıcılar Kafein Esrar ve sentetik kannabinoidler

Detaylı

ÜNİTE:1. Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2. Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3. Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4

ÜNİTE:1. Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2. Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3. Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4 ÜNİTE:1 Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2 Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3 Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4 Aile ve Toplumsal Gruplar ÜNİTE:5 1 Küreselleşme ve Ekonomi

Detaylı

4/16/2010 İÇERİK. Kişisel Rehberlik? Geleneksel vs Gelişimsel Yaklaşıma Göre Kişisel Rehberlik? KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME

4/16/2010 İÇERİK. Kişisel Rehberlik? Geleneksel vs Gelişimsel Yaklaşıma Göre Kişisel Rehberlik? KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME İÇERİK KİŞİSEL REHBERLİK Gelişimsel Yaklaşıma Göre Kişisel Rehberlik Kişisel Rehberlik Açısından Etkili Öğretmenlik Farklı Eğitim Dönemlerinde Kişisel Rehberlik Kişisel Rehberlik? GELİŞİMSEL YAKLAŞIMA

Detaylı

Sosyal Bilimler Enstitüsü. Beden Eğitimi ve Spor (Ph.D) 1. Yarı Yıl

Sosyal Bilimler Enstitüsü. Beden Eğitimi ve Spor (Ph.D) 1. Yarı Yıl Sosyal Bilimler Enstitüsü Beden Eğitimi ve Spor (Ph.D) 1. Yarı Yıl BES601 Spor Bilimlerinde Araştırma Yöntemleri K:(3,0)3 ECTS:10 Spor alanında bilimsel araştırmaların dayanması gereken temelleri, araştırmaların

Detaylı

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri Zeka Geriliği nedir? Zeka geriliğinin kişinin yaşına ve konumuna uygun işlevselliği gösterememesiyle belirlidir. Bunun yanı sıra motor gelişimi, dili kullanma yeteneği bozuk, anlama ve kavrama yaşıtlarından

Detaylı

TREYT KURAMLARI. (Ayırıcı özellikler ya da kişilik çizgileri) Doç.Dr. Hacer HARLAK - PSİ154 - PSİ162

TREYT KURAMLARI. (Ayırıcı özellikler ya da kişilik çizgileri) Doç.Dr. Hacer HARLAK - PSİ154 - PSİ162 TREYT KURAMLARI (Ayırıcı özellikler ya da kişilik çizgileri) TREYT KURAMLARI Treyt Bireylerin farklılık gösterdiği kişilik boyutlarının temelini oluşturan duygu, biliş ve davranış eğilimleri Utangaç, açık,

Detaylı

ELEŞTİREL DÜŞÜNME. Tablo 1: Ölçekten ve Alt Boyutlarından Alınan Puan Ortalamaları

ELEŞTİREL DÜŞÜNME. Tablo 1: Ölçekten ve Alt Boyutlarından Alınan Puan Ortalamaları ELEŞTİREL DÜŞÜNME California Eleştirel Düşünme Ölçeğinin 2016-2017 akademik yılında yanıtlanma oranı %92,1 (n=456)olarak bulundu. Bu ölçeği yanıtlayan öğrencilerin %27,1 inin birinci sınıf (n=124), %25,2

Detaylı

Maslow a Göre İhtiyaçlar Hiyerarşisi

Maslow a Göre İhtiyaçlar Hiyerarşisi SOSYAL GELİŞİM-2 Maslow a Göre İhtiyaçlar Hiyerarşisi Maslow, sağlıklı kişiliğin nasıl oluştuğuyla ilgili derin araştırmalar yapmış ve sağlıklı bir kişiliğin gelişebilmesi için gerekli olan gereksinmelerden

Detaylı

BÖLÜM 2 1.5. Organizma ve Çevre İlişkileri 1.5.1. Organizma, Davranış ve Zihinsel Süreçler. 1.5.2. Çevre. 1.5.3. Fizik Çevrenin Organizmayı Etkilemesi

BÖLÜM 2 1.5. Organizma ve Çevre İlişkileri 1.5.1. Organizma, Davranış ve Zihinsel Süreçler. 1.5.2. Çevre. 1.5.3. Fizik Çevrenin Organizmayı Etkilemesi BÖLÜM 2 1.5. Organizma ve Çevre İlişkileri 1.5.1. Organizma, Davranış ve Zihinsel Süreçler İnsan davranışının temelini oluşturan zihinsel süreçleri açıklamadan önce davranış terimini iyi anlamamız gerekir.

Detaylı

Doç. Dr. Dilek GENÇTANIRIM KURT Ahi Evran Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Anabilim Dalı

Doç. Dr. Dilek GENÇTANIRIM KURT Ahi Evran Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Anabilim Dalı Doç. Dr. Dilek GENÇTANIRIM KURT Ahi Evran Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Anabilim Dalı Yetişkin Kimdir? 24 yaş ve üstü bireyler 18 yaş üstü bireyler Tam zamanlı bir işte çalışan Evli olan,

Detaylı

Çocuğunuzun ilk doğduğu günden itibaren gençlik çağlarına gelinceye kadar çeşitli kontroller ve sağlıklı çocuk izlemleri yapılması gerekiyor.

Çocuğunuzun ilk doğduğu günden itibaren gençlik çağlarına gelinceye kadar çeşitli kontroller ve sağlıklı çocuk izlemleri yapılması gerekiyor. Çocuğunuzun ilk doğduğu günden itibaren gençlik çağlarına gelinceye kadar çeşitli kontroller ve sağlıklı çocuk izlemleri yapılması gerekiyor. Sağlıklı çocuk izlemi: Çocuğun yaşına uygun ruhsal, fiziksel

Detaylı

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ Psikolojik Danışma ve Rehberlik RPD 201 Not V Uz. Gizem ÖNERİ UZUN Bireyi Tanıma ve Tanıma Teknikleri *Kendilerine özgü birer varlık olan bireyler, gerek doğuştan

Detaylı

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız Disiplinlerüstü Temalar Kim Olduğumuz Bulunduğumuz mekan ve zaman Kendimizi ifade etme Kendimizi Gezegeni paylaşmak Bireyin kendi doğasını sorgulaması, inançlar ve değerler, kişisel, fiziksel, zihinsel,

Detaylı

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER Fowler ın kuramını oluşturma sürecinde, 300 kişinin yaşam hikayelerini dinlerken iki şey dikkatini çekmiştir: 1. İlk çocukluğun gücü. 2. İman ile kişisel

Detaylı

Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları

Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları Zihinsel Bozuklukları Kavrama Zihinsel bozukluklar hakkında daha fazla bilgi edinin Daha önce zihinsel gerilik olarak bilinen zihinsel bozukluk (ID), bireyin

Detaylı

HEDEF KİTLE DAVRANIŞINI ETKİLEYEN PSİKOLOJİK FAKTÖRLER

HEDEF KİTLE DAVRANIŞINI ETKİLEYEN PSİKOLOJİK FAKTÖRLER Ünite 5 HEDEF KİTLE DAVRANIŞINI ETKİLEYEN PSİKOLOJİK FAKTÖRLER Öğr. Gör. Şadiye Nur GÜLEÇ Bu ünitede, reklamın önemi ve reklamın hedef kitlesi konusu işlenecektir. Hedef kitle davranışını etkileyen psikolojik

Detaylı

A.SAĞLIK VE SAĞLIKLA İLGİLİ KAVRAMLAR B.SAĞLIĞA ETKİ EDEN ETMENLER

A.SAĞLIK VE SAĞLIKLA İLGİLİ KAVRAMLAR B.SAĞLIĞA ETKİ EDEN ETMENLER I. ÜNİTE: SAĞLIKLI YAŞAM EYLÜL 1. Sağlık, hastalık ve engellilik kavramlarını açıklar A.SAĞLIK VE SAĞLIKLA İLGİLİ KAVRAMLAR Anlatım Deney Gösteri ATATÜRK ÜN BİLİME VERDİĞİ ÖNEMİ ANLATMA EKİM 1 1 2. Bünyesel,

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I GİRİŞ

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I GİRİŞ İÇİNDEKİLER BÖLÜM I GİRİŞ İNSAN İLİŞKİLERİ... 1 İNSAN İLİŞKİLERİNİ DÜZENLEYEN KAVRAM VE İLKELER... 4 Temel Kavramlar... 5 Karşılıklı İlgi... 5 Kendine Özgü Olma... 6 Eyleme İsteklilik... 7 Onur... 7 İnsan

Detaylı

Gelişim Psikolojisi Beden Gelişimi. Doç. Dr.Tülin Şener

Gelişim Psikolojisi Beden Gelişimi. Doç. Dr.Tülin Şener Gelişim Psikolojisi Beden Gelişimi Doç. Dr.Tülin Şener Gelişim döllenme ile başlar ve bireyin yaşam boyunca geçirdiği biyolojik, psikososyal ve bilişsel değişimleri içerir. Doğum ile dünyaya gelen bebek

Detaylı

Danışman Olarak Hemşire

Danışman Olarak Hemşire ÜNİTE 6 Danışman Olarak Hemşire Bu üniteyi çalıştıktan sonra, Amaçlar Danışmanın ne olduğunu, Danışmanın yararlarını, Danışmanın kimlere yapılabileceğini? Danışmanın tekniklerini, öğrenmiş olacaksınız.

Detaylı