7 Nisan/April - 22 Mayıs/May 2015

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "7 Nisan/April - 22 Mayıs/May 2015"

Transkript

1 7 Nisan/April - 22 Mayıs/May 2015

2 7 Nisan/April - 22 Mayıs/May 2015 Editör / Editor Erdal Duman Küratörlük / Curating YAYGARA GÜNCEL SANAT İNİSİYATİFİ YAYGARA CONTEMPORARY ART INITIATIVE Erdal Duman Mustafa Duymaz Serkan Demir Sinem Yıldırım Şevket Arık Veysel Şaylı Proje Asistanı / Project Assistant Gözde Konakcı Engin Duygu Aydın Grafik Tasarım / Graphic Design Veysel Şaylı Baskı / Print Hisar Ofset T: (0312) Bu kitapta yer alan tüm görsellerin ve yazıların sorumluluğu, eser sahiplerine ve yazarlarına aittir. Yayımlanan yazılardan alıntı yapmak, kaynak göstermek koşulu ile serbesttir. Mutlukent Mah Cad. No:59 Çayyolu - Ankara T: (312)

3

4 ARTE HAKKINDA Arte İnşaat, 2001 yılındaki kuruluşundan bu yana vizyonlarından ödün vermeden, sektörde hızla gelişerek ilerleyen güvenilir ve başarılı bir isim haline gelmiştir. Konut, turizm, eğitim ve sağlık sektörü yapılarında marka haline gelen ve pek çok proje üreten Arte İnşaat, müşteri beklentilerinin ötesine geçmeyi ve her zaman daha fazlasını sunmayı ilke edinmiştir. Arte, şehrin mimarisinin bir parçası haline gelen yapılarında kaliteyi ön planda tutarken, deneyimli ekibiyle Ufukta Genişlik, Hedefte Büyüklük prensibine sadık kalmakta; sınırlarını her geçen gün genişleterek yaratıcı, yenilikçi ve güvenilir işlere imza atmaya devam etmektedir. ARTE Yönetim Kurulu Başkanı İrfan GÜRLER in öncülüğünde kurulan ARTE Sanat, Ankara da yeni bir Güncel Sanat Mekanı olma iddiasındadır. Arte Sanat Danışma Kurulu Ayşe Sibel Kedik Davut Kanmaz Erdal Duman Şevket Arık 4

5 Arte Construction, since its foundation in 2001, has become a reliable and successful figure in its sector by rapid development without compromising its visions. Arte, produced various projects and became a brand in housing, tourism and health sector constructions, adopted accessing beyond costumers expectations and offering more always as a principle. ABOUT ARTE Arte, prioritizing quality in its constructions, those have become a part of architecture of the city, is always true to its principle of Wideness in Horizons, Greatness in Objectives, is always extending its limits day by day, and breaking grounds with innovative and reliable works. ARTE Art, that has been established under leadership of İrfan GÜRLER, Chairman of the Board of ARTE, purports to be a new Modern Art Center in Ankara. Arte Art Advisory Board Ayşe Sibel Kedik Davut Kanmaz Erdal Duman Şevket Arık 5

6 ARTE SANAT MANİFESTO Sanat; Direnen bir şeydir, nitekim direniş de bugün sanatın meselesidir. Direnen bir şey, bir tür istikrara, sağlamlığa sahiptir. Mantıksal tutarlılığı ve bütünlüğü olan, mantıksal bir denklem gibi. Yeni bir olanağın yaratılması, her zaman şaşırtıcı bir şeydir. Bir yıldız kadar yükseltilmiş, çünkü yeni bir olanak yeni bir yıldız, yeni bir gezegen, yeni bir dünyadır. Dünyayla kurulan yeni bir duyumsal ilişki gibi. Siz bu mümkün olmayan şeyin olanağını yaratmak zorundasınız. Sanatsal yaratımın en önemli meselesi budur. Dolaşım, iletişim, piyasa vs. faaliyetlerinde hep olanaklar gerçekleştiriliyor, olanakların sonsuzca gerçekleştirilmesi söz konusu. Ama olanaklar yaratılmıyor. Dolayısıyla bu aynı zamanda siyasî bir mesele, çünkü siyaset yeni bir olanağın yaratılması demektir. Burada bir olanağı hayata geçirmekten bahsetmiyoruz, yeni bir olanak yaratmaktan bahsediyoruz.* ARTE SANAT ; sanatın varoluş hakikatini sahiplenen bir duyarlıkla, yeni bir kimlik inşa etmek ve yeni olanaklar yaratmak düşüncesiyle, kurumsal yapısı temelinde kolektif işbirliğine dayalı bir oluşum hedeflemiştir. Sanatın öznel alanını genişletmek, var olan sürecin bir parçası olmak, kendi temelinde bir sorumluluk ve direnç noktası belirlemek arzusuyla, öncelikli bir konum ve çekim alanı olmak iddiasındadır. Evrensel ve güncel olana algıları açık, geleneksel ve modern arası geçişleri kabullenen, deneysel ve değişken üretilerin sunumunu önemseyen, mekânı fonksiyonel olarak değerlendirilebilen bir yaklaşımı önemser. Mizacını var olan diğer dinamiklerle kuracağı bağlarla geliştirmek, sürecini eylemsel ve dinamik kılmak ve yeni olanaklar yaratmak için süreklik ilkesini benimser. Şevket ARIK *Alain Badiou, Fifteen Theses on Modern Art (quotation) Etkinlik sürecinde, güncel sanat ortamının dinamik yapısını deneyimlemiş bir danışma kurulunun belirlediği bir faaliyet yöntemi esas alınmıştır. Sürekli iletişim ve paylaşım ilkesine açık olan bu yapı, her türlü işbirliğini önemseyen bir anlayış içinde, kolektif veya bireysel proje esaslı çalışmaları değerlendirecek ve gerçekleşmesine katkı sağlayacaktır. 6

7 Art is something resisting, thus, resistance is also a question in today s art. Resisting things has some sort of stability and robustness. Such as a logical equation with logical consistency and integrity. Creating a new possibility is always surprising. Raised as much as a star, because a new possibility is a new star, a new planet an new world. A new sensorial relationship, built with the world. You have to create possibility of the impossible. This is the biggest question of artistic creativity. Always possible are created in circulation, communication, market etc. only eternal creation of possibles is in question. However, possibilities are not created. Therefore, it is a political question at the same time, because policy means creation of a new possibility. Here, we are not talking about putting a new possibility into practice, but we are talking about creating a new possibility*. ARTE ART MANIFEST ARTE ART; with a sensibility owning the existential reality of art, and with an opinion of constructing a new identity and creating new possibilities, has aimed a composition based on collective cooperation on basis of institutional structure. It purports to be priority position and area of attraction with its desire to enlarge its subjective area, to be a part of existing process and to determine a point of responsibility and resistance on its own foundations. It gives importance to an approach, which has open perceptions to universal and actual, accepts passages between traditional and modern, minds presentation of empirical and variable productions and evaluates the space functionally. It adopts principle of continuity to improve its nature with relations to be established with other dynamics, to make its process imperative and dynamic and to created new possibilies. In process of activity, a method of conduct, which is determined by an advisory committee that experienced dynamic nature of actual environment of art, is taken as foundation. This structure, that is open to principle of continuous communication and sharing, will value collective or individual project based works and contribute to actualize them with an understanding of caring all kinds of cooperations. Şevket ARIK *Alain Badiou, Fifteen Theses on Modern Art (quotation) 7

8 Bugünün öznesi tüm iradesiyle, inisiyatifiyle, tercihleriyle kendisini, coğrafyasında ve tarihinde ekonomik, siyasal, sosyo-kültürel, inançsal koşullara rağmen ortaya koyabilmekte midir? Hiç kuşkusuz özne, dışındaki dünyayı kendi bakışının sağladığı perspektifle algılayacaktır. Durumları, olayları, ilişkileri, inancını tanımlarken bu bakış açısından faydalanacaktır. Peki alanlarda tezahür eden bu özne tipi tek başına bir şeyleri kavramada yeterli olabilir mi yoksa özne, içinde bir başka özneye ihtiyaç duyar mı? Bu noktada iki bilme eylemi, ikircikli bir yaklaşım oluşturur. Bu noktada iki bilme eylemli, ikircikli bir yaklaşım oluşur. Özne bu sayede nesnesine yöneldiğinde, oluşan anlamın çeşitliliğini sağlar. Aynı nesne üzerinde farklı anlamlar, bilmeler doğurur. Öznenin hareketini esas alan bu tepkimede paralaks oluşmuştur. Tüm bu koşullar altında, öznenin hareketini sağlayan yöntemlerden biri olan sanat, düşünceyle varlık arasında açılan bu derin yarık arasına köprü kurması işlevi açısından ihtiyaca dönüşür. Dolayısıyla Paralaks özne-nesne ilişkisinde oluşacak diyaloglar açısından, ihtiyaçtan çok zorunlu bir gerekçedir. 8

9 Is today s subject (the modern individual) able to exert himself with all his willingness, initiation, preferences in his present space and time in spite of economic, political, sociocultural and religious conditions? Undoubtedly, an individual perceive the world around him in his own subjective perspective, which means he uses this viewpoint to define occasions, events, relations and faith. However, is this individual showing himself in the streets able to perceive the things that are happening around on his own? Or does he need someone else to know? Therefore, these two acts (the subject s and the hidden other s) of knowing causes a contradicting attitude. This is closer to doubtfulness rather than indecisiveness. Accordingly, there arise different meanings and perceptions, which brings about parallax that is based on the acts of the subject. Under these circumstances, art which is one of the acts of the modern individual (subject) has to become a need to bridge the gap between thought and human being. Hence, in the face of dialogs which take place during subject-object relations, art is a compulsory act rather than a necessary one. 9

10 Fotoğraf > Erdal Duman 10

11 Yazarlar / Authors Adem Yıldırım Ali Rıza Taşkale Erdal Duman Ersin Vedat Elgür Mahsum Çiçek Seval Şener Şevket Arık Sanatçılar / Artists Burcu Sultan Demir Dejan Kaludjerovic Deniz C. Koşar Eda Gecikmez Emre Zeytinoğlu Erdal Duman Esma Meydan Fatih Tan Ferhat Özgür Khaled Hafez Hüseyin Arıcı Mehmet Ali Boran Mustafa Duymaz Serkan Demir Servet Cihangiroğlu Şevket Arık 11

12 Adem Yıldırım Ankara, Turkey Dile Gelen Özne Bir rüyanın ardından uyanıldığında ne görüldüğünün ayırdına tam anlamıyla varılamaz. Varılsa da bunun dile gelmesi temsili görüntünün oluşmasına neden olur. Ancak gördüğü rüyadan emin olduğunu sanan kişi, bunu başkalarına anlatmaya kalkıştığı zaman görüntüye geleni dille birleştirir. Burada iki işlemden bahsedilebilir. İlki göründüğü iddia edilen rüya; diğeriyse onun anlatılmasıdır. Yani görünenin dile gelmesi her ikisi için de eksiltili bir işlemdir. Böylece görünüme gelen ile onun anlatılması arasında birbiriyle örtüşmeyen bir mesafeden söz edilebilir. Bu yalnızca alacalı bulacalı bir işlemle değil aynı zamanda bir öyküyü anlatmaya çalışan birinin de kotaramadığı bir durumdur. Pekiştirmek üzere Woody Allen ın Paris te Gece Yarısı filmi örnek olarak verilebilir. Amerikalı bir çiftten, senaryo yazarlığı yapan erkeğin gece yarısı sokakta yolunu kaybederek en az elli yıl geriye gitmesi; o dönemde Paris te yaşayan yazar, ressam, yönetmenlerle tanışmasının hikayesi anlatılır. Amerikalı senaryo yazarımız kaleme aldığı son senaryoyu gece karşılaştığı sanatçılardan aldığı olumlu eleştirilerle güçlendirerek Paris ile olan sanatın kökensel bağını izlenim yumağı olarak yakalar. Bu serüven üç gece sürer. Ancak gündüzleyin bunun anakronik bir karşılaşma olduğunun farkına varır. Tabiri caizse gece Roma da gündüz komadadır. Sevgilisinin Paris ile kurduğu ilişkiyse salt mekânlarda bulunmayı bir deneyim olarak kabullenen; her yerde bulunmak isteyip aslında hiçbir yerde bulunmayan ortalama tüketici bir dünyalı tablosu çizer. Senaryo yazarının almış olduğu tavsiyelere paralel olarak ilişkilerinin rotasını belirlemesi; gece karşılaştığı kişilerin hayal ürünü olduğunun ve bunun da deli saçması olduğu için sağlıklı! bir dünyalının kabullenemeyeceği bir raddeye varmasına neden olur ki buna mahsuben nişanlısı onu terk eder. Burada görünen şeylerin dile gelirken yaşadığı kayıptan bahsedilebilir. Tıpkı Don Kişot un dile getirdikleriyle gördükleri arasındaki açıklık gibi görüntüye gelenin duygularla bağlantısının varsayımsal olarak kopartılması; dilin yalnızca betimleme rolünü öne çıkarır. Bu durumda görünüme yansıyanın dil ile olan ilişkisi, bir yarık biçiminde oluşur. Buna doğayı, duyguları, heyecan duyulan karşılaşmaları da dahil edebiliriz. Dilin yarattığı söylem ve onun birlikleri, her şeyi kendi alanına katıp onun içinden bir dünya inşâ eder. Bir anlamda bu dünya gramerin kategorileştirdiği, ayırdığı, düzenlediği ve yürüttüğü bir süreçtir. Zihne, hayale, rüyaya çarpan ilhamları da kendine göre biçimlendirerek düşünceyi kendinden sayar. Bir anlamda dil, çeşitli karşılaşmaları sabote eder ya da hânesine yazar. Örneğin gece görün- 12

13 tüye geleni gündüz kurduğu düzenekle tanımlar. Çünkü anlaşmanın sağlanması için anlam ve olay birliğinin olma zorunluluğunu; kronolojiyi, bağlamı ve yakınlığı şart koşar. Bu da ancak ortak bir düzleme yayılmış biçimde olabilir. Kendi (dil) bilinemediği gibi bilinemez olana da tahammül etmez. Bilinemez olanı epistemolojik taksinomilere göre biçimlendirir. Bundan en çok özne zarar görmüştür. Çünkü modern öznenin içini boşalttığı gibi tarihsel öznenin de canına okur. Onu büyük fotoğrafa eklemlenen bir biçim olarak görür. Kendini göstermesine izin vermez. Sürekli ihlal eder ancak özneden de vazgeçemez. Bu da dilin kültür içerisinde durduğunu gösterir. Çünkü dil, kültüre aittir. Kültürse çoğu zaman doğayı kendi hizmetine göre biçimlendirir. Özne de bunun içerisindedir ancak modern özne artık yetersizdir. Bunun yerine öznemsilik, özne-oluş, öznellik gibi tamamlanmamışlığı belirten kavram ve onun bağlamları türetilir. Yani dilin kurduğu özne bir anlamda ona eklemlenerek sembiyotik bir uzlaşmaya zorlanır. Bu durumda acı, sevinç, keder ve haz gibi duygulanımlarımızın dille ifadesi ne düzeyde karşılık bulabileceği şüphelidir. Sofist ike bir yönelimle asla örtüşmeyeceğinin garantisini yine de dil verecektir. Çünkü dil, gramatik olanı öne çıkarırken arkada kalansa hikayenin bütünüdür. Bu durumda özne dilin kurduğu, bozduğu, yıktığı ve yeniden inşa ettiği bir frekanstır; parıltı gibi görüntüye gelip bütüne yayılamayandır. Bir ara uzama müsaade etmez çünkü bütüncül olarak kapatır. Halbuki ne öznenin kuruculuğu ne de içinin oyulması işe yarar. Bunun yerine yeni bir konum ya da uzam üzerine düşünmeli. Bu da başkalık uzamı olarak paralakstır. Sanat, matematik, mimari, psikanaliz, felsefe ve politikanın birlikte ancak indirgenemeyen biçimde bir bakışa kavuşmasıdır. Bu bakış yanılsamayı gerçek anlamda sıfıra (0) indirmelidir. Alt ve üstün belirlendiği bir yer olarak sıfır. Böylelikle görüntüye gel(mey)en rüyanın, bir düzlemi olan metinle ilişkisi dilin birleştiremeyeceği iki uzam olur: Görüntüye gel(mey)en mekân, metinsel uzam ve bunlara temas eden dil. Başa dönersek, kısaca Amerikalı çiftin ve filmi seyredenlerin hayal ürünü olduklarını düşündükleri Paris geceleri, yanılsamalı bakışı ve iyi bir hikayenin tespitini ıskalamıştır. Bu da dile dolanan ve ondan bir türlü kurtulamayan öznenin trajedisidir. Halbuki o özne sayesinde bugünlere gelinmişti. Bugünse özne artık ne ilke koyup değer üretebiliyor ne de yazar (author) olabiliyor. Hayaletimsi bir ruhla senaryo devşirebiliyor ancak. O senaryonun içinde bir yere konumlanma, dilin belirlemesiyle olanaklıdır. 13

14 Adem Yıldırım Ankara, Turkey Subject, That Finds Its Tongue It is not completely recognized what is seen, when you are woke up right after a dream. Even if it is recognized, speaking of this causes generation of representative image. However, a person who is sure of his dream, combines the image with language, when he tries to tell it to others. Here, two processes can be mentioned. First, alleged dream, and second is telling of it. In short, telling the dreamt is a process of diminishing. Therefore, a distance can be mentioned between the dreamed and telling of it, those do not match with each other. This is the case, not only achieved in a colorful process, but also by an individual, who tries to tell a story. Woody Allen s movie Midnight in Paris can be given as an example to strengthen. The story of a man, who is one of the American couple, writing scenarios, is told, who lost his way in the midnight and went back to at least 50 years ago, and meeting with writers, painters and directors, living in the Paris at that time. Our American scenario writer catches the original relation of art with Paris as a clew of impression, by strengthening his latest scenario with positive criticisms from artists, who he met at night. This adventure lasts for 3 nights. However in day time, he recognizes that, this is an anachronic encounter. As the phrase goes, he is in Rome at night, in Coma at day. His girlfriend s relation with Paris on the other hand, paints the picture of an average consumer earthling, who accepts just being in places as experiences and has desire to be everywhere but in fact is in nowhere. Determination of the course of their relation by scenario writer, according to advices those he took, reaches to an extend that it is understood that the people he meet at night are imaginations and this is totally crazy and a healthy earthling cannot accept that, so his fiancé breaks away with him. Here, loss, that is experienced when something seen is tried to be told. Just like the gap between Don Quixote s telling and seeing, theoretical de-liking between viewed and the feelings; puts the descriptive role of the language. In this case, the relation between the viewed and the language; occurs in form of splitting. We can add nature, feelings and exciting encounter to this concept. Discourse, that is created by language and its components, puts everything inside and creates a new world from inside. In one sense, this world is a process in which grammar is categorized, separated, arranged and run. It form the inspirations, those hits the mind, imagination and dreams, on its own will and counts upon thought. In one sense, language sabotages various encounters and takes into its own credit. For instance, it completes the dreamed at night with a mechanism it establishes at day. Because, the obligation 14

15 of unity of meaning and case to establish an agreement, requires the chronology, the context and intimacy. This can only be in a way expanded in a common basis. As it (language) is unknowable, it also cannot stand the unknowable. It formats the unknowable according to epistemological taxonomies. Mostly subject is hurt by this. Because, as it empties the modern subject, it also destroys the historical subject. It sees it as a form that is added to big picture. It does not let it show itself. It always violates but at the same time it cannot drop off the subject. This shows that, language stays inside culture. Because language belongs to culture. Culture on the other hand, formats the nature according to its services. Subject is also inside it, but modern subject is insufficient now. Instead, concepts and its contexts to indicate incompleteness are derived such as subject-likeness, being subject, or subjectivity. In short, subject created by language, is added to it and is obliged into a symbiotic agreement. In this case, it is suspected that to what extend our verbal expressions of feelings such as pain, happiness, sadness, can find their responses. Again, language will guarantee the is never corresponds to a sophisticated tendency. Because, as language exposes the grammatical one, what is left is the whole of the story. In this case, subject is a frequency that is established, destroyed, and re-established by language, it is like a glow, that cannot be seen and extend to whole. It does not let an intermediate space, because it closes completely. However, neither construction nor being carved of the subject is any use. Instead, it should be thought on a new position or space. This is parallax, as a space of alterity. It is convergence of art, mathematics, architecture, psychoanalysis, philosophy and policy, in to a view, together but not reducible. This view should reduce illusion to zero (0), in real terms. Zero, as a place where superior and inferior are identified. Therefore, the relation between (un)visualized dream and text, as a plane of the dream, becomes two spaces, those cannot be unified by language: (un)visualized space, textual space and the language, contacting them. We is return to beginning, Parisian nights, those are thought to be imaginary by American couple and the audience, misses an illusional view and determination of a good story. This is the tragedy of the subject, wrapped around by language and cannot get rid of it no way. However, these days are made real by means of the subject. Today, subject cannot put principles or creates value, nor be an author. It can only gathers scenarios with a ghost-like spirit. Being positioned in that scenario, is only possible with determination by language. 15

16 Ali Rıza Taşkale Ankara, Turkey Paralaks Olarak Radikal Eleştiri, Radikal Eleştiri Olarak Paralaks Paralaks ne sentezin ne de dolayımın mümkün olduğu, perspektifteki sürekli bir değişimi ifade eder. Çatışmadan ve antagonizmadan muaf bir toplum yaratmak isteyen, antagonizmalar arasında sürekli bir denge peşinde koşan uzlaşımcı bir anti-politika biçimi olan neoliberal kapitalizmin aksine, paralaks doğal bir gerilim, bir antinomi içerir ve dolayısıyla pozisyonlar arasında indirgenemez bir boşluk, bir belirlenemezlik olduğunu beyan eder. Dolayısıyla paralaks gerçekliğin örtüşmezliğini ifade eder; paralaks var olan koşulların dengesini bozar. Radikal eleştiri böylesi bir paralaks konuma sahiptir. Günümüzde neoliberal kapitalizmin arzuladığı eleştiri radikal eleştiri değildir; daha ziyade uyuşmazlığı uzlaşı üreten bir aygıta indirgeyen revizyonist eleştiridir. Başka bir deyişle, neoliberal kapitalizm radikal eleştirinin merkezinde bulunan uyuşmazlığın revize edilmesine işaret eder; karşı-devrimci veçheleri uyuşmazlık içeren fikir ve hare- ketlerin sahiplenilmesi ve asimile edilmesi etrafında döner. Ancak, bütün bu revizyon çabalarına rağmen radikal eleştiri tümüyle asimile edilemez, çünkü neoliberal kapitalizme ait değildir. Neoliberal kapitalizmle özdeşleşmenin reddi, dünyayla olan dönüşümcü bir ilişkinin, devrimci oluşun hayati bir öncülüdür. Radikal eleştiri verili düzenle özdeşleşmeyi reddeder, çünkü bu reddediş yeni alternatiflere kapı aralayandır. Bu anlamda paralaks olarak radikal eleştiri bir belirlenemezliktir, asla asimile edilemeyen sapkın bir reddediş eylemidir. O halde devrim umudu taşıyanların yapması gereken, böylesi bir sapkın reddedişin çağdaş toplumda nasıl edimselleşebileceği üzerine düşünmektir. 16

17 Radical Critique as Parallax, Parallax as Radical Critique Parallax is a constant shift in perspective in which no synthesis or mediation is possible. In contrast to neoliberal capitalism aiming to create a society without conflict and antagonism, that is to say, a consensual anti-politics yearning to find a balance between antagonisms, parallax involves an inherent tension, an antinomy, and thereby maintains that there is an irreducible gap, an indeterminacy between the positions. Parallax, therefore, refers to a non-coincidence of reality itself; it disturbs the balance of the existing state of affairs. Radical critique refers to a parallax status. Today, what is desired by neoliberal capitalism is not so much radical critique, but rather the revisionist critique which reduces dissensus to an apparatus that generates consensus. In other words, neoliberal capitalism signifies the revision of dissensus that is at the heart of radical critique; its counterrevolutionary aspects revolve around accommodating dissensual ideas and thoughts. Despite revisions, however, radical critique cannot be fully assimilated because it does not belong to neoliberal capitalism. This refusal to identify with neoliberal capitalism is a vital precursor to a transformed relationship with the world, a revolutionary becoming. Radical critique refuses to be identified with the present order because only the refusal opens up space for new possibilities. In this sense, radical critique as parallax is an indeterminacy, a perverse action of refusal that is never assimilated. Then the true task of those who hope for revolution is to imagine what such perverse refusal can become actual in contemporary society. 17

18 Burcu Sultan Demir Ankara, Turkey Sanatla belleğin ortak yanı seçme becerisi ve ayrıntıdan tat almaktır. Bu gözlem sanat açısından övgü dolu olsa da bellek tarafından aşağılanma olarak görülebilir. Aslında bu aşağılanma pekâlâ yerindedir. Bellek resmin bütünü yerine ayrıntılarına odaklanır, gösterinin tamamını aydınlatmaz. Her şeyi tamamen anımsadığımız inancı, ve böylelikle türlerin yaşamlarını sürdürme olanağı buldukları görüşü temelsizdir. Her şeyden önce bellek alfabetik sıraya konmamış ve kimsenin toplu eserlerinin yer almadığı bir kütüphaneye benzer. Joseph Brodsky What memory has in common with art is the knack for selection, the taste for detail. Complimentary though this observation may seem to art (that of prose in particular), to memory it should appear insulting. The insult, however, is well deserved. Memory contains precisely details, not the whole picture; highlights, if you will, not the entire show. The conviction that we are somehow remembering the whole thing in a blanket fashion, the very conviction that allows the species to go on with its life, is groundless. More than anything, memory resembles a library in alphabetical disorder, and with no collected works by anyone. Joseph Brodsky Sen ve Ben / You and Me, ahşap, kağıt, tutkal, / wood, paper, glue, 29x20 cm 18

19 Sen ve Ben / You and Me, Dijital Baskı / Digital Print, 50x70 cm 19

20 20 Dejan Kaludjerovic Austria

21 21

22 Deniz C. Koşar Ankara, Turkey Aslında izleyicinin kimliğini sorguluyorum ya da izleyicinin izleyiciliğini vurguluyorum desem daha doğru olur sanırım; içerisine almıyor ürettiğim nesneler, içinde ve etrafında gezinemiyor, doğrudan dokunamıyorsunuz. Gerek de yok zaten. Çarpık bir ilişki biçimi olarak gözetlemeyi ya da diğer bir deyişle röntgenlemeyi öneriyorum hatta zorunlu kılıyorum. Bir anlamda nesnelerin bizleri nasıl biçimlendirdiğine, üzerimizdeki gizli iktidarlarına dikkati çekmeye çalışıyorum. Ne İçinde Ne Dışında (Panoptikon), Sanal gerçeklik gözlüğü, 3B modelleme, 2015 Neither Inside nor Outside (Panopticon), Virtual Reality Goggles, 3D modeling, 2015 (detail) 22

23 Ne İçinde Ne Dışında (Panoptikon), Sanal gerçeklik gözlüğü, 3B Neither Inside nor Outside (Panopticon), Virtual Reality Goggles, 3D modeling, 2015 Actually, I think it might be a bit more correct if I say that I question the identity of the viewer or that I underline the viewer s spectatorship itself. The objects, I produce do not allow you to get into it. You can t walk around or inside them; you can t touch them. You just don t have to. I recommend, or even require watching, or rather, peeping, as a perverted way of interaction. In a way, I m trying to draw attention how objects shape us, and their secret competence over us all. 23

24 Eda Gecikmez İstanbul, Turkey Hayalatler I / Ghosts-I, 2015, TÜYB / Oil on Canvas, 91,5x73 cm 24

25 Hayalatler II / Ghosts-II, 2015, TÜYB / Oil on Canvas, 91,5x73 cm 25

26 Emre Zeytinoğlu İstanbul, Turkey Resimli Türkiye Kitabı üzerine çalışmalar, ilk kez 1998 yılında başladı ve bu tarihte, İstanbul Galeri Urart ta açılan Cumhuriyet Tasavvuru adlı sergide 8 sayfa sergilendi. Söz konusu sergiden bu yana çalışmalara devam edildi. Resimli Türkiye Kitabı, tam anlamıyla bir ütopya kitabıdır. Bu kitapta resimleri bulunan kişilerin bir arada bulunuşları, zaman ve mekân olarak tamamen hayal ürünüdür; olaylar tümüyle kurmacalar üzerine gelişmekte ve yalnızca zihinde yaratılan romantik bir ülkenin karşılığı olarak ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmalar, kültür alanlarının karşısına yerleştirilen yok edici siyasetlerden arınmanın ütopyasını içermektedir. Daha doğru bir söyleyişle, yok edici siyasetlerin (çoktan beri) üstesinden gelindiğinin tasavvurudur bu... 26

27 Bir Ütopya Çalışması: Resimli Türkiye Kitabı A study of an Utopia: Illustrated Book of Turkey Studies on Illustrated Book of Turkey were started in 1998 for the first time and 8 pages were exhibited on exhibition called Envision of the Republic in the same year. Studies have been continued since said exhibition. Illustrated Book of Turkey is exactly a book of utopia. Being together of the people, whose pictures take place in the book, is completely figment of the imagination in terms of both time and place, stories are developed on fictions and come up as reflections of a dreamed country. These kinds of studies include utopias of purifications from exterminating policies placed against culture areas. To state more precisely, it is an envisage of overcoming exterminating policies (for long time) Resimli Türkiye Kitabı / illustrated Book of Turkey, 1998 (devam ediyor / ongoing), Paint program, A4 27

28 Erdal Duman Ankara, Turkey Düşünce ve varlık arasında oluşan kaymalar bugün ekranlarda gördüğümüz imajları tanımlamamızı güçleştirir. Sadece gözün gördüğü bu sahnelerde, bir savaş fotoğrafı ödül alan bir kareyi, gökyüzünde bir roket ise gece karanlığı çizen yeşil ışığı ifade eder. Öznenin konumu değiştirilmiş nesnesinin de anlamı boşaltılmıştır. Kemik ilk başta sadece estetik bir form iken, nesnenin tarihine indiğimde işlevi olan bir araca ve bu aracın getirdiği olanaklardan hareketle inanılmaz boyutta teknolojiye dönüşür. Stanley Kubrick in 2001 Uzay Macerası isimli filminde bir maymunun elindeki kemikle diğer grubun liderini öldürmesiyle sonuçlanan sahnede kemiğe yüklenen anlam, kendisini iktidara taşıyacak olan güçle eşdeğerdir. Bu aşamada şunu söyleyebilirim, kemiği bağlarından koparıp düşündüğümde estetik Humerus, 2014, Polyester üzeri krom boya / Chrome on polyester bir objeye ulaşabilirim. Fakat özne olarak, nesnemle kurduğum ilişkide edilgen olduğunu düşündüğüm nesnenin bir anda özneye evrilmesi diyalektik bir süreci doğurdu. ilk başta bileşenlerinden muaf tuttuğum kemik bir yerde kendisini hatırlatır ve bir paralaks oluşur. Asıl büyük oyun dönüştürdüğümü sandığım nesne tarafından kurulur. Burada femur ve humerus isimli heykeller bir önceki seri olan mühimmat işlerinin primitif modelleri olarak karşıma çıkıyor. Şiddetin ve baskının örtük bir biçimde uygulanmasının temsili olan bu nesneler, şiddetin iktidar tarafından manipüle edilerek şeklinin dönüştürüldüğü araçlardır. Bu şekliyle baskı nasıl gizli yaşanıyorsa aracı olan silahlarda gizli ve ilkeldir. Ortada silah yoktur dolayısıyla suçta yoktur. 28

29 The shifts between ideas and existences, makes it difficult for us to recognize images, those we see on screens. In these scenes, only seen by eyes, a war photograph represents an award winning frame a well as a rocket represents a green light, scratching the darkness at night. Location of subject was altered and meaning of object was emptied. While bone is just an aesthetic form at the beginning, when I go deeper into history of object, it turns out to be a functional tool, and based on possibilities brought by that tool, to a technology with incredible dimensions. On the scene in Stanley Kubrick s movie 2001 A Space Odyssey, that ends with a monkey s killing the leader of the other group with a bone in his hand, the meaning attributed to bone equals to power to carry itself to power. At this stage, I can say that, I can reach to and aesthetic object when I think of the bone out of its ties. However, as a subject, revolution of object, that I thought to be passive in my relation with my object, into subject in a while, bore a dialectic process. The bone, that I thought to be free from its components, reminds itself at one phase and a parallax is created. Real big game is set by object, that I thought to be transformed by me. Here, the sculptures named femur and humerus appear before me as primitive models of ammunition job, which was previous series. These objects, representations of implicit applications of violence and oppression, are transformed tools of violence, those were manipulated by the ones in power. As it stands, how the oppression is secretly experienced, also its tools, weapons are secret and primitive as well. There is no weapon around; therefore there is no sin either. 29

30 Erdal Duman Ankara, Turkey Gizli Özne Paralaks Bugünün öznesi tüm iradesiyle, inisiyatifiyle, tercihleriyle kendisini,coğrafyasında ve tarihinde ekonomik, siyasal, sosyo-kültürel, inançsal koşullara rağmen ortaya koyabilmekte midir? Hiç kuşkusuz özne, dışındaki dünyayı kendi bakışının sağladığı perspektifle algılayacaktır. Durumları, olayları, ilişkileri, inancını tanımlarken bu bakış açısından faydalanacaktır. Peki alanlarda tezahür eden bu özne tipi tek başına bir şeyleri kavramada yeterli olabilir mi yoksa özne, içinde gizlenmiş başka öznelik kip(ler)inin taşıyıcısı mıdır? Bu noktada iki bilme eylemi, tabir-i caizse kartezyen bir düalizm oluşur. Bu ikircikli durum kararsızlıktan çok şüpheciliğe daha yakındır. Özne bu sayede nesnesine yöneldiğinde, oluşan anlamın çeşitliliğini sağlar. Aynı nesne üzerinde farklı anlamlar, bilmeler doğurur. Öznenin hareketini esas alan bu tepkimede paralaks oluşmuştur. Paralaks kısaca; "bir cismin gözlenen doğrultusunda meydana gelen değişmedir ve bu tanımdan hareketle öznenin bakış açısındaki bir değişikliğin nesnenin anlamında bir kayma yarattığı ve bu bakış açılarının yinelenmesiyle oluşan birbirinden farklı birçok anlamın özne tarafından kazanıma dönüştürülmesidir. Konumun değişmesiyle, bakış açısında oluşan yeni perspektifi sağlayan gizli öznedir. Gizli özne ise öznenin yöneldiği nesnenin bizzat kendisidir; söz konusu olan dışsal bir müdahale olmaktan çok içkin öteye geçiştir; ve hareket bizzat nesnenin kendisine aittir. Bu dizilimde nesne edilgen bir varlıktan çok özne gibi hareket eder, özne de bir süreliğine gizli öznesinin nesnesine dönüşür; ve hatta özne tarafından koyutlanır. Bu andan itibaren özne ve nesne ayrımı belirgin değildir. İki ayrı kutup olmaktan ziyade bir bütündür ve bu karşılaşmada ortaya ne çıkarsa özne onu kendi hesabına alır. Nesnenin bir anda özneye evrilmesiyle diyalektik bir süreç oluşur. İmge sıçrar, anlam -ve bizzat nesnin kendisi deçatallanır ve özne de kendi içinde çoğalır. Ne var ki tüm bu süreç öznenin hareketiyle, nesnesine yönelmesiyle mümkün -yani süreç nesnenin kendisinde ona yönelenlerden bağımsız, mistik bir kuvvetin taşıyıcısı değildir. Bu hareket, nesnenin bileşenlerini oluşturan; tarihinin, mekanının, tüm sosyal, kültürel, bilimsel, sanatsal, iktisadi ilişkilerinin üzerinden gerçekleşir. Öznenin zamansal hareketini sağlayan bellek, mekanın yokedilmesiyle ele geçirilmiştir. Algı, iktidarın araçlarıyla tahrip olmuş, düşünce ve varlık arasındaki ilişkide de -yeni- derin yarıklar oluşmuştur. Bireyin alanları kuşatılmış, tarihsel ve 30

31 sosyal kazanımları hafızalardan kazınmıştır. Bilinç kuraklığı yaşayan özne, katılaşmış, suskun ve tepkisizdir. Bundan sonra hareket öznenin inisitiyafinde değildir; iktidarın kendi nesnesini dayatmasıyla, yöneten tarafından tekyönlü biçimde gerçekleştirilir. İktidarın işi artık çok kolaydır; anlam tektir ve yönetim şekli bellidir. Yönetim biçimiyle inanç üzerinden temellenen ve sadece bu araçla kitleyi kuran, düzenleyen iktidar, mesnedsiz yönetimiyle bir algı türü oluşturmuştur. Bu algıda her türlü gerçekliğin tek bir noktaya akması, anlamın bu parçacıktan çıkacağı inancını güçlendirirken, kitleler bu parçacık etrafında, atomun çevresinde dönen elektronlar gibi savrulur, ya da nesneyi kuran inisiyatifin ardında konsülde olur. Özne, belli bir yörüngesi olan her dönüşte kendine doğru kapanan, kapandıkça da ulaşılamayan bir yığınına döner. Tüm bu koşullar altında, öznenin hareketini sağlayan yöntemlerden biri olan sanat, düşünceyle varlık arasında açılan bu derin yarık arasına köprü kurması, işlev açısından ihtiyaca dönüşür. Dolayısıyla Paralaks özne-nesne ilişkisinde oluşacak diyaloglar açısından, ihtiyaçtan çok zorunlu bir gerekçedir. 31

32 Erdal Duman Ankara, Turkey Hidden Subject Parallax Is today s subject (the modern individual) able to exert himself with all his willingness, initiation, preferences in his present space and time in spite of economic, political, sociocultural and religious conditions? Undoubtedly, an individual perceive the world around him in his own subjective perspective, which means he uses this viewpoint to define occasions, events, relations and faith. However, is this individual showing himself in the streets able to perceive the things that are happening around on his own? Or does he need someone else to know? Therefore, these two acts of perceiving (the subject s and the hidden other s) causes, in a way, a cartesian dualism. This is closer to doubtfulness rather than indecisiveness. Accordingly, there arise different meanings and perceptions, which bring about parallax that is based on the acts of the subject. Parallax means a kind of metamorphosis of an object caused by the observor. Thus, a change in the perspective of a subject, that is, an observor, make a difference in the core meaning of the object. Consequently, this series of change result in some gain on behalf of the subject. Here we become aware of the hidden subject who is the agent of the change in the perspective of the so called subject. The hidden subject, on the other hand, is the object itself which the subject acts towards. The thing is not an external interference, but an internal transfer, where the action belongs to the object itself. In this process, the object acts like a subject, rather than a passive object. Accordingly, the subject transforms into an object of the hidden subject for a certain amount of time. From now on, you cannot figure out the difference between the two. Instead of being two ends, they become a whole. Also, during this encounter, it seems that whatever comes out belongs to the subject itself. In this transformation, here comes a dialectic process. The image for an object in the mind of the subject changes into something else; the meaning reproduces itself into two or more sub-meanings and the subject multiplies itself. However, all this process involves an action of the subject and also its movement towards its object. This movement is carried out by the constituents of the object, such as its history, space, all its social, cultural, scientific, artistic and economic relations. The memory of the subject, which helps its owner move in time, has been occupied by way of destruction of its space. The act of perception has been damaged by the tools of the authority; citizens space of movement has been surrendered, while their basic civil rights have been made forgotten. The subject who suffers from lack of 32

33 conscience tends to be indifferent, silenced and frozen. From now on, the initiation to act is not possible for the subject. The sole meaning of an object is determined or destructed by the authority s imposing its own dictated perspective. Now it is easy to act as an authority for the governing political party, which means there is only one perspective and one single governing body or power. By its governing system based on religion, the political power, with its corrupted background has established a perspective of its own. That is to say, when every individual s perception of the truth merges into one dictated by the power, masses are obliged to revolve around this single perception as though they were electrons scattered around an atom. Eventually, the subject turns into a mass which tends to close itself in and become more and more alienated. Under all these circumstances, the arts, one of the media which help an individual citizen act freely, becomes a need to construct a bridge between the senses of the subject and the object in the vicinity. Therefore, the arts are the requirement for the individual or the subject to establish a true communication/dialogue between itself and its object. Tranlation: Hikmet Ateş 33

34 Ersin Vedat Elgür Diyarbakır, Turkey Kavramın tarihine birkaç not ve çıkarılan iki ders Parallax, Yunanca da öte anlamındaki para- önekinin başka anlamındaki allostan üretilmiş, değiştirmek anlamına gelen allasein fiiliyle birleşmesinden oluşmuştur. Genel olarak gök bilimde ve fotoğrafçılıkta kullanılan terim gözlemcinin yerinin değişmesine bağlı olarak bir nesnenin gözlenen doğrultusunda oluşan değişimi anlamına gelir. Kant söz konusu kavramı ilk olarak Dreams of a Spirit- Seer (Bir Ön-Görücünün Rüyaları ) metninde kullanır: Eskiden insan sağduyusuna sadece kendi duruş-noktamdan bakardım; şimdi ise kendimi benim dışımdaki yabancı bir aklın pozisyonuna yerleştiriyorum ve yargılarımı, en gizemli nedenleriyle beraber başkalarının bakış açısından gözlüyorum. Doğrudur, her iki gözlemin karşılaştırılması belirgin bir paralaksla sonuçlanır, fakat bu göz yanılgısını önlemenin ve bilginin iktidarı kavramını insan doğasının içindeki doğru yerine koymanın tek yoludur (Kant, 1900: 85-6). 1 Kojin Karatani Transkritik te Kant ın paralaks kavramını nasıl kullandığına dair şu tür bir yorumda bulunuyor: Kant burada, insan şeylere yalnızca kendi perspektifinden değil, başkalarının perspektifinden de bakmalıdır şeklindeki herkesçe bilinen sözü etmiyor. Esasında söylenen tam tersidir; eğer kişinin subjektif görüsü bir göz yanılgısıysa, başkalarının objektif (!) perspektifi, yani bakış açısı da belki sadece bir göz yanılgısıdır. 2 Karatani nin henüz epistemolojik bir düzlemde kalan bu yorumuna karşı, paralaks kavramının Hegel den alınmış Kantçı bir intikam olduğunu iddia eden Žižek tartışmayı ontolojik boyuta taşır: Böyle bir paralaks yarık nosynu ilk başta Hegel den alınmış Kantçı bir intikam olarak görünmez mi; Paralaks, iki düzey arasında ortak dil ve paylaşılan bir zemin olmamasından dolayı daha yüksek bir senteze diyalektik olarak hiç bir zaman dolayımlanamayacak/yadsınamayacak köklü bir antinominin yeni ismi değil midir? 3 Her ne kadar Kant da antinomi aklın içine düştüğü bir durum olsa da, Žižek paralaks kavramının işaret ettiği anlamı Lacan ın ontolojik bir kullanımı olan Gerçek kavramıyla birlikte düşünerek sentezlenmesi mümkün olmayan iki karşıt savın, onların oluşturulmasına izin vermeyen bir Varlık zemininde yanılsamalar aracılığıyla üretilmiş olduğunu bize hatırlatır. Kant ın epistemolojisinin ardında zorunlu olarak duran bu ontolojik kabulü gören Alman İdealizmi, Fichte den itibaren 34

35 hızlıca anlamlı bir bütün olarak Varlık tasarımına geri dönmüş, diyalektiği reelleştirmiştir. Kant ın dizgesinde de diyalektiğin bir yanılsama olarak anılması tam da Varlıktaki kendindenin bu eksikliğidir: Bütüne yönelik savlar ancak anlamlı bir bütün söz konusuysa analitik bir karşıtlık olarak düşünülebilirler; böyle bir bütün söz konusu olmadığında, hiç bir sav diğerine karşı hiç bir zaman üstünlük sağlayamayacağından, (Kantçı anlamda) diyalektik bir karşıtlık söz konusudur. 4 Kavramın hareketine dair bu kısa betimleme bize iki durumu gösterir: İlki; sözcüklerin birer Kavram olarak üretilme süreçleri, sözcüğün etimolojik kökeni ile onun kavram olarak ve tamamen kendi hareketi sayesinde- kazanmış olduğu içerik arasına kimi zaman takip edilmesi çok zor olan ayrımlar koyar. İkinci olarak ise söz konusu üretim sürecinin sonunda ortaya çıkan anlam ilk anlamın kendisini baskılar ve onun ilk kullanılışını sıradanlaştırır. Böylece basit bir perspektif kayması olarak düşünülen paralaks bilen öznenin epistemolojik bir kategorisi olmaktan çıkarak; öznenin bilgi nesnesi haline getirdiği problemin zemininin ontolojik bir kategorisi haline gelir. Erdal ın işleri bana bu ikinci kaymayı hatırlatır ve sanat la ilgili ufkumu çizer: onun bir şeylere müdahalesi dolayımlamak sureti ile göstermekten ya da işaret etmekten çok, kendi başına bilgi nesnesi haline gelecek yeniyi vareder; onun işlerinin göndermelerinden çok, daha sonra gördüğüm şeylerin onun işlerine nasıl referans verdiğini düşünürüm. 1 Kant, Immanuel. (1900). Dreams of a Spirit-Seer, (Emanuel F. Goerwitz, Çev.). New York: Macmillan, s Karatani, Kojin. (2008). Transkritik. (Erkal Ünal, Çev.). İstanbul: Metis Yayınları, s.1 3 Žižek, Slavoj. (2006a). The Parallax View, London: The MIT Press, S.4 4 Kant, Immanuel. (2000). The Crituque of Pure Reason. (J. M. D. Meiklejohn. Çev.). Blackmask Online, s

36 Ersin Vedat Elgür Diyarbakır, Turkey Several notes to history of concept and two lessons learned Parallax, is comprised of combination of the prefix para- meaning altered in Greek and verb allasein, that was derived from the word allos, meaning other. The term, generally used in astronomy and photography, means the difference in the apparent position of an object related to change in the displacement of the observer. Kant used the said concept in the text Dreams of a Spirit-Seer (1766) for the very first time. Formerly, I viewed human common sense only from the standpoint of my own; now I put myself into the position of a foreign reason outside of myself, and observe my judgments, together with their most secret causes, from the point of view of others. It is true, the comparison of both observations results in pronounced parallaxes, but it is the only means of preventing the optical delusion, and of putting conceptions in regard to the power of knowledge in human nature into their true places (Kant, 1900: 85-6) 1. Kojin Karatani in Transcritique makes this comment on how Kant used the concept of parallax: Kant here, does not mean the statement known to everyone as man should not observe things only through his own perspective, but should also observed through others perspectives. Basically what is said is just the opposite; if an individual s subjective view is just an optical illusion 2, then maybe the other s objective (!) perspective is just an optical illusion. In response to Karatani s comment, yet stays on an epistemological plane, Žižek who claims that the concept of parallax is a Kantian revenge from Hegel, carries the argument to an ontologic dimension: In a first approach, such a notion of parallax gap cannot but appear as a kind of Kantian revenge over Hegel: is not parallax yet another name for a fundamental antinomy which can never be dialectically mediated/ sublated into a higher synthesis, since there is no common language, no shared ground, between the two levels? 3 Albeit antinomy is a case in which reason falls into, Žižek reminds us that the two opposite theses, those are unthinkable to be synthesized, are produced on an ontological place, that does not let them created, with the help of illusions, by thinking the meaning of parallax together with notion of reality that is an ontological use of Lacan. The German idealism, which sees this ontological acceptance obligatorily standing behind Kant s epistemology, rapidly returned back to existential design, that is a meaningful whole since Fichte, and 36

37 realized the dialectics. Statement of dialectics as an illusion in Kant s system, is exactly this absence of itself in existence. The theses on whole, can only be seen as an analytical opposition if there is a meaningful whole; when there is no such thing, as one thesis can never overrule the other one, then a dialectical opposition is in question (in Kantian meaning) 4. This short description of movement of the notion, shows us these to cases: First, the production processes of words as terms, puts discriminations between the word s 1 Kant, Immanuel. (1900). Dreams of a Spirit-Seer, (Emanuel F. Goerwitz, Çev.). New York: Macmillan, s Karatani, Kojin. (2008). Transkritik. (Erkal Ünal, Çev.). İstanbul: Metis Yayınları, s.1 3 Žižek, Slavoj. (2006a). The Parallax View, London: The MIT Press, S.4 4 Kant, Immanuel. (2000). The Crituque of Pure Reason. (J. M. D. Meiklejohn. Çev.). Blackmask Online, s

38 Esma Meydan Ankara, Turkey Dünyanın bütün aynalarına baktım ve hiçbiri yansıtmadı beni. I saw all the mirrors on earth and none of them reflected me. Jorge Luis Borges 38

39 İsimsiz / Untitled, 2012, dijital boyama / digital painting, 29x42 cm. 39

40 Fatih Tan Mardin, Turkey Bulunduğum coğrafyanın yukarıda heron ve aşağıda medya tarafından denetimi. Heron, 2012, Foto-Dijital Baskı / Photo Digital Print The controoling of my geography by the heron from above and by the media from below. 40

41 41

42 Ferhat Özgür İstanbul, Turkey İşaret Ettiklerim İşaret ettiklerim adlı sürmekte olan fotoğraf dizisi Hindistan'ın Tripura eyaletinde bozulan bir minübüsü iten vatandaşlardan, evleneceği eşini aynı günde kaybeden adama, ucuz ücretle çalışan cam temizleyicilerine, kimi devlet hastanelerinin bir hapishane hücresini andıran hasta odalarına, gölde boğularak kaybolan bir çocuğu arayan polislere kadar uzanan, tüm insanlığa özgü ikinci sayfa haberlerinin temellüklerinden oluşuyor. Gündelik hayatın küçük boyutlu enstantelerinden oluşan bu ve kişisel temellük koleksiyonu olarak da adlandırabileceğim bu fotoğrafları oluştururken hergün onlarca dergi ve gazete arasında dolaşıyorum. Fotoğfraları topluyorum. Sonra onların üzerlerini değişik renklerde asetatlarla kapatıp makro objektifle, gerçek boyutlarından büyük basmak üzere yeniden çekiyorum. Her bir kadrajda, orginal boyutlarından dolayı gündelik hayatımızda gözden kaçan bu sıradan imgelerin yeniden ve farklı bir dilde okunmasını işaret eden bir parmak görüyoruz. İmgeler gerçekliğin dramatik etkisini artırmak amacıyla bu yüzden siyah beyaz formatta basılmış durumdalar. Amacım, tüm bu süreçte fotoğrafın bir araç olarak temellük ediminde yaratabileceği olasılıkları sorgulamak. Things I Point Out The ongoing project, entitled 'Things I point Out', consists of a series of differently appropriated images taken from the second page of some newspapers and magazines whose content invariably associates with our humanitarian problems. Examples include people who are trying to push an immobile form of public transport in Tripura state in India; a man whose wife died on the same day of their marriage in Spain; window cleaners working in Istanbul for a low daily wage; a patient's room in a state hospital in Eastern Anatolia which looks more like a prison cell; police searching for a drowned child in a lake in Burdur & finally police intervening in a district fight in Istanbul. I am constantly searching through lots of newspapers and magazines. I have chosen some of the smallest images from within these publications which depict the reality of life and which also look like staged photography. Having selected the images I have covered each of them with colourful acetates and then retaken their photos reflecting a macro objective. Finally they were printed out larger than their original sizes. A finger points out the images which were largely ignored in the papers, due to their size, in order to make us reconsider and interpret them in a different way. For this reason, the eventual images are printed in a black and white format to raise the dramatic impact of the reality. My aim is to investigate the possibilities of photography as a medium in the process of appropriation. 42

43 İşaret Ettiklerim / Things I Point Out, 2014, Devam Eden Fotoğraf Dizisi / Ongoing Photo Series 43

44 Hüseyin Arıcı Ankara, Turkey Omurgasızlar İnsan hikayelerini omurgasız canlılarla (sülük, kurt, solucan vs.) anlatma yoluna giden sanatçı, çoğunluğu iğrendirse de insanı bu canlılarla aynı kefeye koymayı tercih etmiştir. Kendi türüne karşı aşağılık bir eleştiri gibi gözüken bu ironinin temelinde yatan gerçeğe baktığımızda, yeryüzündeki tüm canlıların eşitliğinden insandaki kibrin ve komplekslerin kendini diğer canlılardan ayırdığı savunmasını görürüz. Çoğunlukla insana özgü çabaları bu canlılarla anlamayı hedeflediği serisinde, konuyu hayvanların kendi ağızlarından sunarak, serinin parçalarını tamamlamıştır. Hikayelerin ayrıntısını serinin her bir yapıtında farklı metinlerle anlatmayı tercih etmiştir. Hepimiz, birimiz için Büyük Kurt Solucan / Worm, 2015, Seramik kili üzerine yağlı boya / Oil on ceramic, değiştirebilir ölçü / variable size 44

45 The Invertebrates Although it disgusts people, the artist has placed humans and invertebrates (leech, worm, etc) in the same place in order to highlight the stories of humans. It is considered that it looks like a vile criticism against his kind but when we look at the root of the irony that lies under it, we can see that human vanity and ego separates itself from the concept of every living thing is equal. The series aims to understand the humanistic efforts through these creatures. The details of each structure tell the story with a different text. All for one Giant Worm Tuval Üzerine Kurt ve Kurtçuk / Worm on Canvas, 2015, Seramik kili üzerine yağlı boya / Oil on ceramic, 150x150 cm 45

46 Khaled Hafez Egypt Revolution / Devrimler, Üç Ekranlı Video / 3 Channeled Video, 4 46

47 Başkanlar Ve Kahramanlar Üzerine / On Presidents And Hereos, 2009, Video,

48 Mahsum Çiçek Diyarbakır, Turkey Umut Vaat Eden Her Kahraman Tirana Dönüşür Mutlak bir gerçek yoktur ve her insan içinde yaşadığı sınıfın gerçekliği ile yaşamak zorundadır. Toplumun sadece ezenler ve ezilenler olarak ayırmak yanılgılı ve eksik bir sınıflandırma olur. Hayatın her alanında meydana gelen sosyal oluşumlar sınıflanmaya birer örnektir. Aile bu sınıflandırmaların başında gelir ve neredeyse mutlak bir işleyişe sahiptir. Aile içinde insanların davranışları belirlenmiştir, yönetici ya da koruyucu olan anne baba karşısına korunma ihtiyacı olan ve bunun için yönetilen çocuklar yerleştirilmiştir. Çocuk gelişimi boyunca yönetenler ile mücadele eder ya da gelişiminin getirileri ile beraber bazı haklara kavuşur ve birer ebeveyn olduklarında aynı zamanda yönetici de olurlar. Bu işleyiş, sonsuz, demokratik bir döngü gibi görünür ve ezilen herkesi aynı zamanda birer ezene dönüştürür. Mitolojilerde tiranlar, korku salan ejderha olarak simgeselleştirilir. Bu tiranlar insanlar üzerinde o kadar çok korku salmışlardır ki birer doğaüstü yaratık ya da tanrı olarak görülmüşlerdir. Mazlum halk ise ejderhanın elinden kurtarılacak olan masum prenses olarak simgeselleşmiş ve ejderhanın yönetimi altındadır. İnsanlar kurtuluşu iyi yürekli prense bağlamıştır ve yaşadıkları baskı karşısında prensten ejderhanın başını istemektedir. Genç kahraman insanlara istediklerini vermiştir ama beraberinde masumiyetini de yitirmiştir. Bir babanın oğluna en büyük mirası günahlarıdır ve bir ejderhanın ölümünden bir ejderha doğmuştur. Ejderhanın ölümü ile lanet prense geçmiştir ve üstün bir güce kavuşmuştur. Ejderhanın ölümü ile herkesin bakış açısı da değişmiştir. Kahraman halkın gözünde bir tirana ve kahramanda ejderhanın bakış açısını yakalayarak halkı kontrol altında tutulması gereken tutsaklar olarak görmeye başlamıştır. Bakış açısında meydana gelen bu değişim ebedi bir dengeyi de tekrardan kurmuş ve herkes bu denge içinde yeniden konumlanmıştır. Halk kendilerini kurtaracak ve ejderhada kendini öldürecek kahramanı beklemeye başlamıştır. Ebeveyn olma bir seçim olarak görülse de aynı durum çocuklar için söz konusu değildir. Çocuk şartların eşit olmayan bir dünyada doğmuştur ve içinde yaşayacağı koşulları seçememiştir. Bunun için de genellikle ebeveynlerini suçlamaktadır. Çocuk yaşadığı koşulları değiştirmek için yetişkin olmayı beklemek zorundadır. Bu döngüde apaçık olan bir şey varsa o da yetki devridir; babadan oğla, anneden kıza geçen rol değişimi. Bu rol aile mirasıdır ve miras, özel mülkiyet olduğu gibi 48

49 bir özel mülkiyete dönüşün kişinin toplum içindeki sosyal konumunu da belirlemektedir. İnsan sahip olamadıklarını elde etmek, sahip olduklarını korumak ve daha fazlasını elde etmek için mücadeleye vermek zorunluluğu içinde bırakılmıştır. Bunun için korkunç savaşlar vermiştir. İnsanların yaşam olanakları çoğu zaman içinde yaşadığı aile ile sınırlıdır ve sadece bazı aileler en iyi koşullara sahiptir. Olağan üstü bir durum gerçekleşmezse insanların içinde yaşayacağı koşullar değişmeyecektir. Güç ve özel mülkiyet arasında kurulan bu bağlantı insanlar arasındaki eşitsizliğin temelini oluşturmaktadır çünkü herkes fazlası için mücadele etmek zorunda bırakılmıştır. Paralaks bu anlamda ezilen sınıf içinde yöneten konuma geçen ve beraberinde değişen söylemi ifade etmek için kullanacağız. Ezilenlerin söylemi eşitlik söylemi üzerine kurulsa da yönetenlerin söylemi eşitsizlik üzerine kurulmuştur. Güç, kendini ele geçirenden eşitsizlik yaratmasını istemektedir. Paralaks umut vaat eden bir kurtarıcının değişerek zorba bir diktatöre dönüşmesidir. Bu umut vaat edenin kaderidir. 49

50 Mahsum Çiçek Diyarbakır, Turkey Every Great White Hope Hero Turns Out To Be A Tyrant There is no absolute truth and every man has to live with trueness of his own class, he is living in. Splitting the society into two groups as oppressor and oppressed is a mistaken and incomplete classification. Social formations, in every aspect of life, are samples of classification. Family is the leading one of these classifications and has an almost absolute functioning. Within the family, members behaviors are determined; children, needed to be protected and thus are ruled, are placed against parents, who are rulers or protectors. Child, during development, struggles against rulers or gains some rights along with gainings of development and turns out to be a ruler as is a parent. This process seems to be endless democratic cycles and turns every oppressed into oppressor as well. In mythology, tyrants are symbolized as fierce dragons. These tyrants, put as much fear into people s hearts as, they are seen as supernatural creatures or gods. Oppressed people are symbolized as innocent princesses, to be saved from the dragon and ruled by the dragon. People related salvation with good hearted prince and anticipate the head of the dragon from prince. Young hero gave people what they want however, he also lost his innocence concomitantly. The biggest heritage from father to son is his sins, and death of a dragon bears another dragon. With death of the dragon, curse has passed to the prince and he has won the superpower. Together with death of the dragon, everyone s perspective has changed too. Hero has become a tyrant in people s eyes and has caught the perspective of the dragon and started to consider people as prisoners to be taken under control. With this change in the perspective, eternal balance has been re-established and everyone has been positioned in once again in this balance. People have started to wait for the hero, whom the dragon has been started to wait for to be killed by, to save them. Even if being a parent is a choice, it is not true for children. Children are born into a world where conditions are not equal and they cannot chose the conditions in which they will live. Therefore, they generally accuse their parents. Children have to wait until they grow up, to change the conditions they live in. The only obvious thing in this cycle is transfer of authority, change of roles from father to son, from mother to daughter. These roles are family legacies, and legacy as a private property, determines the social position of the individual in society. Men are 50

51 obliged to struggle to obtain what they do not posses, to protect what they posses and to gain more. They fought in terrible wars for this reason. Mostly, living conditions of people are limited to their families and only some families have the best conditions. Unless something extraordinary takes place, people s living conditions will not change. This relation between power and private property, constitutes a foundation for inequality amongst people, because everyone is obliged to struggle for more. Within this context, we will use parallax to mean the discourse that changes with the position change from oppressed class to ruler class. Even the discourse of the oppressed is founded on equality; the discourse of the rulers is based on inequality. Power, demands creation of inequality from people who possess it. Parallax is transformation of a great white hope savior to a tyrant dictator. This is destination of the great white hope. 51

52 Mehmet Ali Boran Mardin, Turkey Wire Walker, 2014, Video,

53 53

54 Mustafa Duymaz Ankara, Turkey Yasak Bölge / Forbidden Area, 2014, TÜYB / oil on canvas, 130x130 cm 54

55 Makinelerin Dansı / Dance of the Machines, 2014, TÜYB / oil on canvas, 130x100 cm 55

56 Serkan Demir Bolu, Turkey "Şehirde iki matbaa, bir tiyatro, bir postane, bir kilise, iki okul, bir grup kışla, bir mahkeme ve yöneticinin sarayı vardı." Alberto Manguel, Gianni Guadalupi'nin "Hayali Yerler Sözlüğü" There were two printing office, a theater, a post office, a church, two schools, a group of barracks,a court and the administrator s palace in the city. Alberto Manguel, Gianni Guadalupi "The Dictionary Of Imaginary Places" Alıntı / Citation, 2015, Yerleştirme / Installation, 350x100x40 cm 56

57 57

58 Servet Cihangiroğlu Ankara, Turkey GİZLİDİR. CONFIDENTIAL. Barınak / Shelter, , Beytepe/ANKARA 58

59 59

60 Seval Şener Ankara, Turkey Öne Arkaya Geriye İleriye Yana Çekil!!!!! Görmenin beş duyumuzdan sadece biri olduğunu, görme problemleriyle uğraşan bir sanatçının sadece teknik bir şeyle uğraşıyor olduğunu düşünürsek büyük bir hata yapıyoruzdur. Görme kendi başına politiktir çünkü dünyada bulunma haline ve bu halin nasılına işaret eder. Örneğin perspektifi sadece sanat alanını ilgilendiren bir teknik olarak gördüğümüzde bir görme biçiminin baskınlığının nelerle sonuçlanabileceğini de gözden kaçırmış oluruz. Görme rejimi bir medeniyet için ne anlama gelir, bir egemen için, bir iktidar için, bir tutsak için, bir tasarımcı/sanatçı için ne anlama gelir? Eğer sanatın yaratıldığı, üretildiği, sergilendiği, deneyimlendiği mekanın -bir tuvalin yüzeyinin, bu yüzeye aktarılan görüntünün, bir açıya göre biçimlenen heykelin, bir bakışı taşıyan fotoğrafın mekanının aynı zamanda metaforik olup ancak asla sadece metaforik bir alan olmadığını göz önünde bulundurarak- yeryüzünden apayrı bir mekan olduğunu düşünürsek perspektif ya da belirli bir görme biçimi bir tekniğe, bir illüzyona bir seçeneksizliğe dönüşebilir. Ancak sanatın mekanının ister metaforik bir alan ister fiziksel mekandan ayrılmayan bir alan olsun- içinde yaşadığımız dünya ile de kesiştiğini düşündüğümüzde durum değişir. Temelde bir görme meselesi gibi algılan perspektifle başlayan Panoptikon la 1 devam eden görme sadece sanatı ilgilendiren teknik bir mesele değildir. Bunu böyle düşünürsek Jeremy Bentham tarafından bütünü görülebilen/gözetlenebilen bir yapı olarak tasarlanan hapishane modelini de tutarlılık açısından teknik bir mesele olarak görmemiz gerekmektedir. Açıktır ki bir hapishane teknik bir meselenin çok ötesindedir. Sanat alanında kullanılan bir tekniğin hemen belirginleşmese bile hayatta nerelerde kesiştiğini ve bu kesişmenin, sanat ve hayat kendi alanlarını korusa bile- nasıl bir anlam ürettiğini hesaba Jeremy Bentham,

61 katmak gerekir. Görme Biçimleri adlı kitabında John Berger, Hans Holbein in Elçiler resminde tuhaf bir durumdan bahsetmektedir. Resimdeki unsurlar büyük bir ustalıkla resmedilmiştir. Fakat iki elçinin ortasında duran, gizemli, yan yatmış, söbü bir şey 2 olarak tanımlanan şey de nedir? Resmin bize ilettiği elçilerin kim olduğu, dönemin coğrafi keşifleri, bilimsel aletler, zenginliğin göstergeleri gibi bütün bilgilerin yanında bu söbü şey farklı bir bakış açısını da resmin bütününe hakim olan bakışın ortasına yerleştirmiştir. İki bakış açısı orada öylece durmaktadır. Paralaks kavramı üzerinden düşünecek olursak aynı fenomenin bir araya hiç gelemeyecek iki yanı resimsel düzlemde de geçerli midir? Bu resim paralaksı görünür mü kılmaktadır? Dünyevi nesneler ve öte dünyanın göndermesi olan kafatası? Yoksa bu noktada paralaks yerine bu söbü şeyin varlığıyla Deleuze un sanatsal imkanlılık 3 diye dile getirdiği şey mi ortaya çıkmıştır. Sanat farklı görmeleri bir arada kullanıp, sanatsal imkanlılık üzerinden hakim olan görmeyi değil farklı görmeleri yanyana koyabilir. Bu noktada mesele bunun sadece sanata dair bir ayrıcalık olup olmadığıdır. Bunu anlamak için öne, arkaya, geriye, yana, ileriye çekilmek gerekir çünkü bakış gözle ilgilidir ancak sanatçının uğraştığı teknik bir mesele olmaktan çok varoluşla ilgilidir ve eylemde bulunmak gerekir. Hans Holbein, Elçiler, John Berger. Görme Biçimleri. (Yurdanur Salman. Çev.) Metis, S.91 3 Gilles Deleuze, Felix Guattari. What is Philosophy? ColombiA University Press, New York, S.164 Kitapta pictorial possibility şeklinde yer alan ifadenin doğrudan çevirisi resimsel olasılık olmaktadır, ancak sanatın diğer dallarının da bu türden olasılıklar açabileceğini hesaba katarak sanatsal imkanlılık olarak çevirmeyi tercih ettim. 61

62 Seval Şener Ankara, Turkey Step back and forth, step forward, backward, and to the side It would be a big mistake if we consider sight as one of the five senses simply and that an artist dealing with the problems of sight only deals with a technical problem. Seeing is political in and of itself, since it signifies being in the world and the conditions of this being in the world. 62 For instance, we would miss the consequences of sight as a dominant form, if we are to take perspective as a technique only relevant to the field of art. What does the regime of seeing means for a civilisation, for a sovereign, for the power, for an inmate, for a designer/artist? Bearing in mind that the space where art is created, produced, exhibited and experienced the surface of a canvas, the image transferred onto this surface, a sculpture formed according to an angle, the space of the photography that carries a gaze- is a metaphorical space yet never simply a metaphorical space only- a space very different from the earth, it may turn perspective or a particular form of viewing into a technique, into an illusion, and into a state where there is no choice. Nonetheless, the space of art- be it metaphorical or a physical one- changes when we consider the fact that it cuts across with the world we live in. Fundamentally perceived as a problem with seeing, that begins with perspective and continues with Panopticon 1, seeing is not a technical problem that only concerns art. If we understand our problem as such, we should also regard Jeremy Bentham`s model of prison as a structure that is seen/being surveiled as a technical issue. Obviously, a prison is way beyond a technical issue. It should be taken into account at what point a technique of art intersects with life- even if it may not give itself away at first sight, even art and life tends to protect their own fields- and what kind of meaning this intersection produces. In Ways of Seeing John Berger mentions about an odd situation in Hans Holbein s The Ambassadors. The elements in painting are depicted with Jeremy Bentham, 1785

63 grand mastery. But what is that thing, that mysterious, slanted, awry thing 2 that lies inbetween the two ambassadors? Besides conveying the identity of these ambassadors, the geographic discoveries of the time, the scientific tools, signifiers of prosperity, this awry thing introduces a different point of view amidst the dominant gaze prevailing across the painting. The two points of views stand there like that. If we are to think about it through the concept of paralax, can this idea of two incommensurable aspects of the same phenomena be also possible on the plane of the painting? Does this painting make paralax visible? The worldly objects and the skull, which is the signifier of the other world? Or instead of paralax, is it a Deleuzian pictorial possibility that emerges with this awry thing? By bringing various ways of seeing together, art can bring together different forms of viewing distinctive from a viewing dominated by the pictorial possibility. 3 At this point, the issue is whether this is a privilege specific to art. In order to understand this, one should step back and forth, step forward, backward, and to the side, since the gaze is related with looking and yet the artist deals more with an existential problem than a technical one and one needs to act. Hans Holbein, Elçiler, John Berger. Görme Biçimleri. (Yurdanur Salman. Çev.) Metis, S.91 3 Gilles Deleuze, Felix Guattari. What is Philosophy? ColombiA University Press, New York, S.164 Kitapta pictorial possibility şeklinde yer alan ifadenin doğrudan çevirisi resimsel olasılık olmaktadır, ancak sanatın diğer dallarının da bu türden olasılıklar açabileceğini hesaba katarak sanatsal imkanlılık olarak çevirmeyi tercih ettim. 63

64 64 Şevket Arık Ankara, Turkey

65 Ne birebir içinde olduğum ne de sürekli gözlemlediğim bir doğanın içerisindeyim. Her şeye, kent koridorlarında dolaşıp duran, medeniyet postu giymiş sanallıkla bakıyorum. Aradığım her gerçeklik fikri, sadece kafamda kurguladığım kadar gerçek oluyor. Bağımlısı haline geldiğim sanallık, artık kendi doğam haline geldiği için, yaşadığım ve tükettiğim her şeye aynı sanal değeri biçiyorum. Seçtiğim bütün vahşi hayvan figürleri de aynı sanal dünyadan ulaştığım imajlardan ibaret. Ama onları dünyama bu şekilde de olsa kattığımda, içimdeki bir çok şeyi harekete geçirdiklerini söyleyebilirim. Doğanın karakterine temas eden ve özünde neyin parçası olduğumuzu hatırlatan bir samimiyet inşa ettiğim söylenebilir. I am not in a nature neither I observe nor I am inside of. I am thinking about everything, I am thinking about virtuality wearing civilization coat and getting around in town passages. Each reality opinion that I am seeking comes true as I fictionalize in my mind. As the virtuality that I am addicted to, has become my nature, I appreciate everything that I experience and consume, in the same virtuality. All wild animal figures that I have had chosen boil down to the images I have accessed through the same virtual world. Even when I include them in my life in this way, many things inside me awake. It can be said that I construct sincerity that touches the characteristic of the nature and that reminds us of what we belong to. Öküz / Ox, 2011, TÜYB / Oil on Canvas, 90x110 cm 65

66 Şevket Arık Ankara, Turkey Bir Zorunluluk Alanı Gizli Özne nin Paralaksı Paralaks kısaca; Öznenin konum değiştirmesiyle, nesnenin görüntüsünün değişmesi olarak tanımlanabilir. Lakin bu kavram, Görsel Sanatlar dan Astroloji ye, Din den Felsefe ye, Fizik ten Sosyoloji ye, birçok alanda kavramsal bir temel olmuştur. Fiziki anlamda, uzak bir noktaya yönelmiş iki doğru arasındaki açı, Astrolojik olarak, gök cisimlerinin merkezinden dünyanın yarıçapını gören açı, Sosyolojik alanda ideolojik bakış açısındaki farklılık ve askeri alanda bir hedefin mesafesini ölçmek için kullanılan bir kavram olarak ortaya çıkmaktadır. Bu durum Paralaks kavramının konum ve gerçeklik üzerine belirleyici yönlerinin önemini ortaya çıkarmaktadır. Paralaks bize geçmişi mevcut konumumuza göre şekillendirdiğimizi gösterir. Konumumuzun da mevcut şekillendirmelere göre tanımladığını vurgular. Aynı zamanda iktidar ve otoritenin yarattığı durumunu da bir Paralaks olarak değerlendirebiliriz. Otoriteyi kontrol altına alan her iktidar, kitleler üzerinde konum değişikliğinden dolayı farklı bir realite var ederken, toplum için aslında durumun pek de değişmediği aşikârdır. Medya ve iletişim alanında ortaya çıkan birçok durumda da öznenin konumu zorunlu değişikliğe uğramaktadır. Paralaks gerçeğe ulaşmak için öznenin kontrol ettiği konum değişikliği iken, öznenin pasifiz olduğu ve nesnenin görüntüsünün ona dayatıldığı bir zorunlu yapay gerçeklik sunulmaktadır. Artık paralaks bir yaşam biçimi olarak zorunluluktur ve özne kendi gerçeğini hep bir yanılsama olarak inşa edecektir. Özne, modern kapitalist nesne karşısında sıradan bir aynılık konumuna düşerken, diğer öznelerle sürekli çatışma haline devam etmektedir. Özneye yüklenen anlam daha bireysel bir benlik olmaktan çok, kimlik üzerinden inşa edilmekte ve uzlaşmaz bir karşıtlık konumuna zorlanmaktadır. Çok kültürlülük esasındaki uzlaşma ise Modernist bir uzlaşma et- Kente yağış / rainig in the city, 2006, fotğraf düzenleme / photo editing 66

67 rafında şekillenmektedir. Etnik, coğrafik ve kültürel anlamda kendini farklı gören toplumlar, kendi iç yapısında homojen, diğer gruplara karşı ise heterojen ve karşıt konumda bir kimlik arzularlar. Böylece kendine daha anlamlı ve değerli bir konumlandırma pozisyonu sağlamak isterler. Çoğu zaman iktidarlar, toplumsal olarak çoklu özne gruplarını kendine bağlamak için belli bir bakış açısı ve konum yaratarak, koşulsuz bir bağlılık yaratmak hedefindedirler. Böylece itaat eden bir özneyi inşa etmek için, onun bağımlılığını kontrol edeceği nesnel durumlar var eder. Manipüle edilen bir inanç alanı, peşkeş çekilen rant ve kaynak paylaşımı, otoriter bir yönetim algısıyla bağlılığa zorlama, yapay bir birliktelik alanı inşa ederek de kendine bağlı özne grupları yaratırlar. Modern kentin sokaklarında dolaşmaya başlayan, nesnenin hipnotizmasında yarı uyuşmuş bir halde olan, bağımlı bir tüketim neferine dönüşmüş bireyler ordusuna rastlarız. İktidarın gelişmişlik vurgusu haline getirdiği ekonomik bağımlılık halinde, sürekli tüketim yapabilme becerisi üzerinden tanımlanan Özne sini kutsayan bir zavallılık söz konusudur. Bir değer döngüsünden çok, bedelini ödeyebilen her bireyin sahip olduğu imkan ve pozisyonlar, para (kapital) bende mantığı üzerinden işleyen güç algısı, entelektüel bireyin öznesini daha meşakkatli bir pozisyona sokmaktadır. Artık kurnaz bir özellik kazanan kapitalist çağın öznesinin gayesi, nesnenin etrafında dolaşıp onu en kolay yoldan ele geçirme müdahalesine dönüşmüştür. Burada mevcut Paralaks ın özneyi daha değerli yapabileceği konum farkı da, öznenin işgüzar faydacılık anlayışıyla sekteye uğramaktadır. Tıpkı hipnoz edilen bir bireyin, sallanan bir saat karşısında uykuya dalması gibi, modern zamanların kapitalist nesnelerin kuşatması altında öznesini uyurgezer bir halde bulmuştur. Artık gerçek bir meditasyon için zamanı kalmadığını düşünen bireyler, gerçekte aklının ve kişiliğinin farkındalığını tanımlayamadan nesnenin girdabında dönüp durmaktadırlar. Manipüle edilen bireyler ise, belli bir konumdan sabit bir bakış açısı ile, ele geçirilmiş ve otoritenin kontrolünde sürekli bir güdümlülük hali yaşamaktadırlar. Tek tipleşen bir birey kurgulayan bu yapı, kendi otoritesine bağlı bir inanç bağımlılığı üzerinden kendisini kurgulamaktadır. Paralaks; Çok kültürlülük, farklı etnik temel, heterojen kimlik ve özgün özne fikri için bir olanağında yapısıdır. Sürekli hareket eden özne asla bağımlı hale gelmeden kendi sürecini kontrol edebilmelidir. Bu bağımsız kimliklerin her biri, toplumsal alanda kendini özgün bir varlık olarak diğer bir bireye sunma şansını bulmalıdır. 67

68 Şevket Arık Ankara, Turkey An Area of Obligation, Parallax of Null Subject 68 Parallax can be briefly defined as; change in the appearance of the object, along with the change in the position of the subject. However, this concept has been a conceptual basis in many areas from visual arts to astrology, from religion to philosophy and from physics to sociology. It comes out a term meaning; an angle between two lines directed towards a distant point in physics, an angle relative to radius of the earth from center of a celestial body in astrology, difference between to ideological points of views in sociology and a concept used to measure distance between two targets in military. This case exposes the importance of determinative aspects of the concept of parallax in location and truth. Parallax shows us that we shape the past with respect to our current position. It also implies that we identify our positions according to current statements. At the same time, we can evaluate the situation, that is created by power and authority, as parallax. As every power, that controls authority, creates a different reality on masses due to positions changes, it is obvious that the situation barely changes for the society. Also in many cases, those come out between media and field of communications, the position of the subjects changes obligatorily. As parallax is the change of position that is checked by the subject to reach the reality, an obligatory artificial reality is presented, where the subject is pacified and the appearance of the object is imposed. Now, parallax is an obligation as a way of life, and the subject will always construct its own reality as an illusion. As subject reaches to condition of an ordinary sameness against modern capitalist object, it persists the condition of conflict with the other subjects. Meaning attributed to subject is constructed on identity rather than a more personal self, while it is put in a situation of uncompromising opposition. Reconciliation on basis of multiculturalism, is shaped around a Modernist reconciliation. The societies, who see themselves different in terms of ethnic, geography and culture, desire an identity, homogeneous in its own internal structure and heterogeneous and opponent positioned against other groups. Thus, they want to achieve a more meaningful and valuable positioning. Mostly, the power elites aim to create an unconditional devotion to socially enchain multiple subject groups by creating a particular perspective and positioning. Therefore, they create objective situations to control their loyalty to construct an obedient subject. They also create loyal subject groups by a manipulated area of faith, presented allocation of interests and resources, compulsion for loyalty with perception of authoritarian ruling, constructing an artificial area of togetherness.

69 We happen to meet individuals who are transformed to addicted soldiers of army of consumerism, started to walk around the streets of the city and mesmerized by hypnotism of the object. A pitifulness, blessing its subject who is identified by ability to consume continuously with economic dependency that has been transformed into emphasis of development by the power elites, is in question. More than a cycle of valuation, a perception of power that works on the logic of possibilities and positions those can be owned by anyone who can pay for and the logic of I have the money (capital), puts the subject of intellectual individual into a more difficult position. Now, the aim of the subject of the time, who gained shrewd characteristics, is turned into struggle to posses the object in the shortest was by circling around it. Also the position difference of the parallax here that can make the subject more valuable, is interrupted by pragmatist utilitarianism of the subject. Just like a hypnotized individual s falling asleep before a pendulous watch, modern times found its subject, who is surrounded by capitalist objects in a somnambulist way. Individuals, who think that there is no time for meditation now, are circling around in whirlpool of object, without being able to identify the mindfulness of their real minds and personalities. And the manipulated individuals, with a fixed point of view, lead lives of seizure and continuous guidedness under control of the power elites. This structure, which fictionalizes a uniformed individual, is building itself on basis of faithful loyalty, dependant to its own authority. Parallax; is also a structure of possibility for multiculturalism, different ethnic origin, heterogeneous identity and idea of original subject. The subject, who is continuously moving, can control his own process without being dependant ever. Each of these independent identities, should find chance to present himself to the other one in public sphere as an original existence. Bir oyunu takip etmek / to follow a game, 2006 fotoğraf düzenleme / photo editing 69

70 70

71 71

72 Sponsorlar / Sponsors Gürsel Mah. Nurtaç Cad. Akman Sok. No:5/B Kağıthane - İSTANBUL T: (212) info@beetleart.com.tr 72

7 Nisan/April - 22 Mayıs/May 2015

7 Nisan/April - 22 Mayıs/May 2015 7 Nisan/April - 22 Mayıs/May 2015 7 Nisan/April - 22 Mayıs/May 2015 Editör / Editor Erdal Duman Küratörlük / Curating YAYGARA GÜNCEL SANAT İNİSİYATİFİ YAYGARA CONTEMPORARY ART INITIATIVE Erdal Duman Mustafa

Detaylı

First Stage of an Automated Content-Based Citation Analysis Study: Detection of Citation Sentences

First Stage of an Automated Content-Based Citation Analysis Study: Detection of Citation Sentences First Stage of an Automated Content-Based Citation Analysis Study: Detection of Citation Sentences Zehra Taşkın, Umut Al & Umut Sezen {ztaskin, umutal, u.sezen}@hacettepe.edu.tr - 1 Plan Need for content-based

Detaylı

İŞLETMELERDE KURUMSAL İMAJ VE OLUŞUMUNDAKİ ANA ETKENLER

İŞLETMELERDE KURUMSAL İMAJ VE OLUŞUMUNDAKİ ANA ETKENLER ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ANA BİLİM DALI İŞLETMELERDE KURUMSAL İMAJ VE OLUŞUMUNDAKİ ANA ETKENLER BİR ÖRNEK OLAY İNCELEMESİ: SHERATON ANKARA HOTEL & TOWERS

Detaylı

NOKTA VE ÇİZGİNİN RESİMSEL ANLATIMDA KULLANIMI Semih KAPLAN SANATTA YETERLİK TEZİ Resim Ana Sanat Dalı Danışman: Doç. Leyla VARLIK ŞENTÜRK Eylül 2009

NOKTA VE ÇİZGİNİN RESİMSEL ANLATIMDA KULLANIMI Semih KAPLAN SANATTA YETERLİK TEZİ Resim Ana Sanat Dalı Danışman: Doç. Leyla VARLIK ŞENTÜRK Eylül 2009 NOKTA VE ÇİZGİNİN RESİMSEL ANLATIMDA KULLANIMI SANATTA YETERLİK TEZİ Resim Ana Sanat Dalı Danışman: Doç. Leyla VARLIK ŞENTÜRK Eylül 2009 Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Eskişehir RESİMSEL

Detaylı

LANDSCALE landscape sequences. [Enise Burcu Derinbogaz]

LANDSCALE landscape sequences. [Enise Burcu Derinbogaz] 48 LANDSCALE landscape sequences [Enise Burcu Derinbogaz] 49 LANDSCALE landscape sequences Peyzajın anlamı söz konusu olduğunda hepimiz biliriz ki peyzaj bir kavram olarak pek çok farklı konuyu içinde

Detaylı

Konforun Üç Bilinmeyenli Denklemi 2016

Konforun Üç Bilinmeyenli Denklemi 2016 Mimari olmadan akustik, akustik olmadan da mimarlık olmaz! Mimari ve akustik el ele gider ve ben genellikle iyi akustik görülmek için orada değildir, mimarinin bir parçası olmalı derim. x: akustik There

Detaylı

Argumentative Essay Nasıl Yazılır?

Argumentative Essay Nasıl Yazılır? Argumentative Essay Nasıl Yazılır? Hüseyin Demirtaş Dersimiz: o Argumentative Essay o Format o Thesis o Örnek yazı Military service Outline Many countries have a professional army yet there is compulsory

Detaylı

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 9 SBS PRACTICE TEST 9

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 9 SBS PRACTICE TEST 9 Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 9 SBS PRACTICE TEST 9 1.-5. sorularda konuşma balonlarında boş bırakılan yerlere uygun düşen sözcük ya da ifadeyi bulunuz. 3. We can t go out today it s raining

Detaylı

LÜTFİYE KÖSTEN. 1978, İzmir. Eğitim 2015

LÜTFİYE KÖSTEN. 1978, İzmir. Eğitim 2015 LÜTFİYE KÖSTEN 1978, İzmir Eğitim 2015 1998 Nantes Beaux Arts Üniversitesi, Güzel Sanatlar Bölümü, Yüksek Lisans Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Resim Bölümü Education 2015 Nantes Beaux

Detaylı

Bağlaç 88 adet P. Phrase 6 adet Toplam 94 adet

Bağlaç 88 adet P. Phrase 6 adet Toplam 94 adet ÖNEMLİ BAĞLAÇLAR Bu liste YDS için Önemli özellikle seçilmiş bağlaçları içerir. 88 adet P. Phrase 6 adet Toplam 94 adet Bu doküman, YDS ye hazırlananlar için dinamik olarak oluşturulmuştur. 1. although

Detaylı

AİLE İRŞAT VE REHBERLİK BÜROLARINDA YAPILAN DİNİ DANIŞMANLIK - ÇORUM ÖRNEĞİ -

AİLE İRŞAT VE REHBERLİK BÜROLARINDA YAPILAN DİNİ DANIŞMANLIK - ÇORUM ÖRNEĞİ - T.C. Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı AİLE İRŞAT VE REHBERLİK BÜROLARINDA YAPILAN DİNİ DANIŞMANLIK - ÇORUM ÖRNEĞİ - Necla YILMAZ Yüksek Lisans Tezi Çorum

Detaylı

Student (Trainee) Evaluation [To be filled by the Supervisor] Öğrencinin (Stajyerin) Değerlendirilmesi [Stajyer Amiri tarafından doldurulacaktır]

Student (Trainee) Evaluation [To be filled by the Supervisor] Öğrencinin (Stajyerin) Değerlendirilmesi [Stajyer Amiri tarafından doldurulacaktır] Student (Trainee) Evaluation [To be filled by the Supervisor] Öğrencinin (Stajyerin) Değerlendirilmesi [Stajyer Amiri tarafından doldurulacaktır] Student s Name & Surname (Öğrencinin Adı & Soyadı): PERSONALITY

Detaylı

MÜZİĞİN RESİM SANATINDA TARİHSEL SÜRECİ 20.yy SANATINA ETKİSİ VE YANSIMASI. Emin GÜLÖREN YÜKSEK LİSANS TEZİ. Resim Anasanat Dalı

MÜZİĞİN RESİM SANATINDA TARİHSEL SÜRECİ 20.yy SANATINA ETKİSİ VE YANSIMASI. Emin GÜLÖREN YÜKSEK LİSANS TEZİ. Resim Anasanat Dalı MÜZİĞİN RESİM SANATINDA TARİHSEL SÜRECİ 20.yy SANATINA ETKİSİ VE YANSIMASI YÜKSEK LİSANS TEZİ Resim Anasanat Dalı Danışman: Doç. Rıdvan COŞKUN Eskişehir Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Haziran

Detaylı

Cases in the Turkish Language

Cases in the Turkish Language Fluentinturkish.com Cases in the Turkish Language Grammar Cases Postpositions, circumpositions and prepositions are the words or morphemes that express location to some kind of reference. They are all

Detaylı

CALUM SAILS AWAY. Written and illustrated by Sarah Sweeney

CALUM SAILS AWAY. Written and illustrated by Sarah Sweeney CALUM SAILS AWAY Written and illustrated by Sarah Sweeney SEV Yayıncılık Eğitim ve Ticaret A.Ş. Nuhkuyusu Cad., No. 197 Üsküdar İş Merkezi, Kat 3, 34664 Bağlarbaşı, Üsküdar, İstanbul Tel.: (0216) 474 23

Detaylı

5İ Ortak Dersler. İNGİLİZCE II Okutman Aydan ERMİŞ

5İ Ortak Dersler. İNGİLİZCE II Okutman Aydan ERMİŞ Listmania Part 2 Ünite 12 5İ Ortak Dersler İNGİLİZCE II Okutman Aydan ERMİŞ 1 Ünite 12 LISTMANIA PART 2 Okutman Aydan ERMİŞ İçindekiler 12.1. PRESENT PERFECT & PAST SIMPLE... 4 12.1.1. Review of verb forms...

Detaylı

AB surecinde Turkiyede Ozel Guvenlik Hizmetleri Yapisi ve Uyum Sorunlari (Turkish Edition)

AB surecinde Turkiyede Ozel Guvenlik Hizmetleri Yapisi ve Uyum Sorunlari (Turkish Edition) AB surecinde Turkiyede Ozel Guvenlik Hizmetleri Yapisi ve Uyum Sorunlari (Turkish Edition) Hakan Cora Click here if your download doesn"t start automatically AB surecinde Turkiyede Ozel Guvenlik Hizmetleri

Detaylı

BİR BASKI GRUBU OLARAK TÜSİADTN TÜRKİYE'NİN AVRUPA BİRLİĞl'NE TAM ÜYELİK SÜRECİNDEKİ ROLÜNÜN YAZILI BASINDA SUNUMU

BİR BASKI GRUBU OLARAK TÜSİADTN TÜRKİYE'NİN AVRUPA BİRLİĞl'NE TAM ÜYELİK SÜRECİNDEKİ ROLÜNÜN YAZILI BASINDA SUNUMU T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ANABİLİM DALI BİR BASKI GRUBU OLARAK TÜSİADTN TÜRKİYE'NİN AVRUPA BİRLİĞl'NE TAM ÜYELİK SÜRECİNDEKİ ROLÜNÜN YAZILI BASINDA

Detaylı

1. Superlative lerden sonra gelen fiil infinitive olur. ( the latest species to join the

1. Superlative lerden sonra gelen fiil infinitive olur. ( the latest species to join the 1. Superlative lerden sonra gelen fiil infinitive olur. ( the latest species to join the rank of ) 2. for/in/during/over/within (fidow) : last/past time olduğunda bu prepositionlar gelir. 3. Now that;

Detaylı

MOZAİK SANATI ANTAKYA VE ZEUGMA MOZAİKLERİNİN RESİM ANALİZLERİ MEHMET ŞAHİN. YÜKSEK LİSANS TEZİ Resim Ana Sanat Dalı Danışman: Doç.

MOZAİK SANATI ANTAKYA VE ZEUGMA MOZAİKLERİNİN RESİM ANALİZLERİ MEHMET ŞAHİN. YÜKSEK LİSANS TEZİ Resim Ana Sanat Dalı Danışman: Doç. MOZAİK SANATI ANTAKYA VE ZEUGMA MOZAİKLERİNİN RESİM ANALİZLERİ MEHMET ŞAHİN Yüksek Lisans Tezi Eskişehir 2010 MOZAİK SANATI ANTAKYA VE ZEUGMA MOZAİKLERİNİN RESİM ANALİZLERİ MEHMET ŞAHİN YÜKSEK LİSANS TEZİ

Detaylı

(1971-1985) ARASI KONUSUNU TÜRK TARİHİNDEN ALAN TİYATROLAR

(1971-1985) ARASI KONUSUNU TÜRK TARİHİNDEN ALAN TİYATROLAR ANABİLİM DALI ADI SOYADI DANIŞMANI TARİHİ :TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI : Yasemin YABUZ : Yrd. Doç. Dr. Abdullah ŞENGÜL : 16.06.2003 (1971-1985) ARASI KONUSUNU TÜRK TARİHİNDEN ALAN TİYATROLAR Kökeni Antik Yunan

Detaylı

THE SCHOOL S MYSTERY. Written and illustrated by Sarah Sweeney

THE SCHOOL S MYSTERY. Written and illustrated by Sarah Sweeney THE SCHOOL S MYSTERY Written and illustrated by Sarah Sweeney SEV Yayıncılık Eğitim ve Ticaret A.Ş. Nuhkuyusu Cad., No. 197 Üsküdar İş Merkezi, Kat 3, 34664 Bağlarbaşı, Üsküdar, İstanbul Tel.: (0216) 474

Detaylı

HOW TO MAKE A SNAPSHOT Snapshot Nasil Yapilir. JEFF GOERTZEN / Art director, USA TODAY

HOW TO MAKE A SNAPSHOT Snapshot Nasil Yapilir. JEFF GOERTZEN / Art director, USA TODAY HOW TO MAKE A SNAPSHOT Snapshot Nasil Yapilir JEFF GOERTZEN / Art director, USA TODAY HEADLINE: How many minutes a day do you or someone else walk your dog? 0 minutes 13% 1-19 minutes 24% 20-39 minutes

Detaylı

MM103 E COMPUTER AIDED ENGINEERING DRAWING I

MM103 E COMPUTER AIDED ENGINEERING DRAWING I MM103 E COMPUTER AIDED ENGINEERING DRAWING I ORTHOGRAPHIC (MULTIVIEW) PROJECTION (EŞLENİK DİK İZDÜŞÜM) Weeks: 3-6 ORTHOGRAPHIC (MULTIVIEW) PROJECTION (EŞLENİK DİK İZDÜŞÜM) Projection: A view of an object

Detaylı

KIMSE KIZMASIN KENDIMI YAZDIM BY HASAN CEMAL

KIMSE KIZMASIN KENDIMI YAZDIM BY HASAN CEMAL KIMSE KIZMASIN KENDIMI YAZDIM BY HASAN CEMAL DOWNLOAD EBOOK : KIMSE KIZMASIN KENDIMI YAZDIM BY HASAN CEMAL Click link bellow and free register to download ebook: KIMSE KIZMASIN KENDIMI YAZDIM BY HASAN

Detaylı

Relative Clauses 1-3

Relative Clauses 1-3 Relative Clauses 1-3 a man who has powerful friends things I like the world which I created the kind of person we need a place that I know something you should know a place where life is simple somebody

Detaylı

a, ı ı o, u u e, i i ö, ü ü

a, ı ı o, u u e, i i ö, ü ü Possessive Endings In English, the possession of an object is described by adding an s at the end of the possessor word separated by an apostrophe. If we are talking about a pen belonging to Hakan we would

Detaylı

Unlike analytical solutions, numerical methods have an error range. In addition to this

Unlike analytical solutions, numerical methods have an error range. In addition to this ERROR Unlike analytical solutions, numerical methods have an error range. In addition to this input data may have errors. There are 5 basis source of error: The Source of Error 1. Measuring Errors Data

Detaylı

A UNIFIED APPROACH IN GPS ACCURACY DETERMINATION STUDIES

A UNIFIED APPROACH IN GPS ACCURACY DETERMINATION STUDIES A UNIFIED APPROACH IN GPS ACCURACY DETERMINATION STUDIES by Didem Öztürk B.S., Geodesy and Photogrammetry Department Yildiz Technical University, 2005 Submitted to the Kandilli Observatory and Earthquake

Detaylı

BİR İLETİŞİM BİÇİMİ OLARAK MODA: TÜRKİYE'DE TOPLUMSAL DEĞİŞME AÇISINDAN ÖRNEK OLAY İNCELEMESİ (TESETTÜR MODASI)

BİR İLETİŞİM BİÇİMİ OLARAK MODA: TÜRKİYE'DE TOPLUMSAL DEĞİŞME AÇISINDAN ÖRNEK OLAY İNCELEMESİ (TESETTÜR MODASI) T. C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ HALKLA İLİŞKİLER ve TANITIM ANABİLİM DALI BİR İLETİŞİM BİÇİMİ OLARAK MODA: TÜRKİYE'DE TOPLUMSAL DEĞİŞME AÇISINDAN ÖRNEK OLAY İNCELEMESİ (TESETTÜR MODASI)

Detaylı

ÖTE/DE/Kİ MİMARLIK THE FAR/O/THER ARCHITECTURE TABANLIOĞLU

ÖTE/DE/Kİ MİMARLIK THE FAR/O/THER ARCHITECTURE TABANLIOĞLU ÖTE/DE/Kİ MİMARLIK THE FAR/O/THER ARCHITECTURE TABANLIOĞLU ARCHITECTS MİMARLAR + HAN TÜMERTEKİN Küratör / Curator: Hasan Bülent Kahraman Danışman / Consultant: Luca Molinari 28 Kasım / November 2018 05

Detaylı

Fıstıkçı Şahap d t c ç

Fıstıkçı Şahap d t c ç To and from We have already seen the suffıx used for expressing the location of an object whether it s in, on or at something else: de. This suffix indicates that there is no movement and that the object

Detaylı

Kötüler dünyada ne yapar?

Kötüler dünyada ne yapar? Kötüler dünyada ne yapar? Kötüler Daima kendi çıkarlarını düşünenler Gözlerini güç, para ve iktidar hırsı bürümüş olanlar İstediklerini elde edebilmek için diğer insanları tehlikeye atmaktan sakınmayanlar

Detaylı

WELCOME FURNITURE DESIGN

WELCOME FURNITURE DESIGN FURNITURE DESIGN WELCOME FURNITURE DESIGN 4 welcome to the 2015 collection. welcome to you. Evinizin bir parçası olabilecek mobilyaların ruhundaki karakteristik noktalar, üretim teknikleri, işçilik kalitesi

Detaylı

SBS PRACTICE TEST 2. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 2* 1. Verilen cümlede boşluğa gelecek sözcüğü seçeneklerden işaretleyiniz.

SBS PRACTICE TEST 2. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 2* 1. Verilen cümlede boşluğa gelecek sözcüğü seçeneklerden işaretleyiniz. SBS PRACTICE TEST 2 1. Verilen cümlede boşluğa gelecek sözcüğü seçeneklerden işaretleyiniz. 3. Konuşma balonundaki cümleyi doğru tamamlayan sözcükleri seçiniz I am your true friend Mehmet. A true friend

Detaylı

ALANYA HALK EĞİTİMİ MERKEZİ BAĞIMSIZ YAŞAM İÇİN YENİ YAKLAŞIMLAR ADLI GRUNDTVIG PROJEMİZ İN DÖNEM SONU BİLGİLENDİRME TOPLANTISI

ALANYA HALK EĞİTİMİ MERKEZİ BAĞIMSIZ YAŞAM İÇİN YENİ YAKLAŞIMLAR ADLI GRUNDTVIG PROJEMİZ İN DÖNEM SONU BİLGİLENDİRME TOPLANTISI ALANYA HALK EĞİTİMİ MERKEZİ BAĞIMSIZ YAŞAM İÇİN YENİ YAKLAŞIMLAR ADLI GRUNDTVIG PROJEMİZ İN DÖNEM SONU BİLGİLENDİRME TOPLANTISI ALANYA PUBLIC EDUCATION CENTRE S FINAL INFORMATIVE MEETING OF THE GRUNDTVIG

Detaylı

BALANS - İLKE KUTLAY

BALANS - İLKE KUTLAY BALANS - İLKE KUTLAY BALANS - İLKE KUTLAY 17 Eylül - 5 Ekim 2012 Balans ironik yönü kuvvetli sirk temalı resimlerden oluşuyor. Çalışmalarda hayvanları da ortak eden figürlerin oluşturduğu yapay bir gösteri

Detaylı

Exercise 2 Dialogue(Diyalog)

Exercise 2 Dialogue(Diyalog) Going Home 02: At a Duty-free Shop Hi! How are you today? Today s lesson is about At a Duty-free Shop. Let s make learning English fun! Eve Dönüş 02: Duty-free Satış Mağazasında Exercise 1 Vocabulary and

Detaylı

Mehmet MARANGOZ * ** *** stratejileri ve ekonomik yenilikleri ile. ecindeki. alternatif g. Anahtar Kelimeler:

Mehmet MARANGOZ * ** *** stratejileri ve ekonomik yenilikleri ile. ecindeki. alternatif g. Anahtar Kelimeler: Mehmet MARANGOZ * ** *** stratejileri ve ekonomik yenilikleri ile ecindeki alternatif g e Anahtar Kelimeler: ENTREPRENEUR CITY GAZIANTEP AND BORDER TRADE ABSTRACT A society's economic, political and cultural

Detaylı

Sample IELTS Task 2 scoring band 6

Sample IELTS Task 2 scoring band 6 Merhaba, Aşağıda ortalama 6 seviyesinde bir öğrencinin IELTS Academic Writing Task 2 için yazdığı Essay i ve her paragraph ile ilgili yorumları bulacaksınız. IELTS WRITING TASK 2 You should spend about

Detaylı

Yüz Tanımaya Dayalı Uygulamalar. (Özet)

Yüz Tanımaya Dayalı Uygulamalar. (Özet) 4 Yüz Tanımaya Dayalı Uygulamalar (Özet) Günümüzde, teknolojinin gelişmesi ile yüz tanımaya dayalı bir çok yöntem artık uygulama alanı bulabilmekte ve gittikçe de önem kazanmaktadır. Bir çok farklı uygulama

Detaylı

MUSTAFA ASLIER ĠN SANATI VE ÖZGÜN BASKIRESME KATKILARI Gülşah Dokuzlar Canpolat Yüksek Lisans Tezi

MUSTAFA ASLIER ĠN SANATI VE ÖZGÜN BASKIRESME KATKILARI Gülşah Dokuzlar Canpolat Yüksek Lisans Tezi MUSTAFA ASLIER ĠN SANATI VE ÖZGÜN BASKIRESME KATKILARI Gülşah Dokuzlar Canpolat Yüksek Lisans Tezi Baskı Sanatları Anasanat Dalı Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Eylül, 2012 MUSTAFA ASLIER

Detaylı

Kamuran Özlem Sarnıç (Sanatta Yeterlik Tezi)

Kamuran Özlem Sarnıç (Sanatta Yeterlik Tezi) OPTİK YANILSAMA ve SERAMİK SANATINDA KULLANIMI-UYGULAMALARI Kamuran Özlem Sarnıç (Sanatta Yeterlik Tezi) Eskişehir, Ağustos 2011 OPTİK YANILSAMA ve SERAMİK SANATINDA KULLANIMI- UYGULAMALARI Kamuran Özlem

Detaylı

a, ı ı o, u u e, i i ö, ü ü şu that (something relatively nearby) şu ekmek o that (something further away) o dondurma

a, ı ı o, u u e, i i ö, ü ü şu that (something relatively nearby) şu ekmek o that (something further away) o dondurma Recap Çoğullar ler If the final vowel is a, ı, o or u, then use lar. limonlar, çocuklar If the final vowel is e, i, ö or ü, then use ler. zeytinler, ekmekler This, That, These and Those bu this bu limon

Detaylı

Yarışma Sınavı A ) 60 B ) 80 C ) 90 D ) 110 E ) 120. A ) 4(x + 2) B ) 2(x + 4) C ) 2 + ( x + 4) D ) 2 x + 4 E ) x + 4

Yarışma Sınavı A ) 60 B ) 80 C ) 90 D ) 110 E ) 120. A ) 4(x + 2) B ) 2(x + 4) C ) 2 + ( x + 4) D ) 2 x + 4 E ) x + 4 1 4 The price of a book is first raised by 20 TL, and then by another 30 TL. In both cases, the rate of increment is the same. What is the final price of the book? 60 80 90 110 120 2 3 5 Tim ate four more

Detaylı

HÜRRİYET GAZETESİ: 1948-1953 DÖNEMİNİN YAYIN POLİTİKASI

HÜRRİYET GAZETESİ: 1948-1953 DÖNEMİNİN YAYIN POLİTİKASI T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ GAZETECİLİK ANABİLİM DALI HÜRRİYET GAZETESİ: 1948-1953 DÖNEMİNİN YAYIN POLİTİKASI Doktora Tezi Selda Bulut Tez Danışmanı Prof.Dr.Korkmaz Alemdar Ankara-2007

Detaylı

HAKKIMIZDA ABOUT US. kuruluşundan bugüne PVC granül sektöründe küresel ve etkin bir oyuncu olmaktır.

HAKKIMIZDA ABOUT US. kuruluşundan bugüne PVC granül sektöründe küresel ve etkin bir oyuncu olmaktır. ABOUT US HAKKIMIZDA FORPLAS ın temel amacı, kuruluşundan bugüne PVC granül sektöründe küresel ve etkin bir oyuncu olmaktır. 25 yılı aşkın üretim deneyimine sahip olan FORPLAS, geniş ve nitelikli ürün yelpazesiyle

Detaylı

What Is Team Leadership?

What Is Team Leadership? What Is Team Leadership? What Is Team Leadership? Team leadership is the management of a group of people brought together to work to achieve a common goal.in order to get everyone to work as one functioning

Detaylı

Tanrının Varlığının Ontolojik Kanıtı a

Tanrının Varlığının Ontolojik Kanıtı a Iğd Üniv Sos Bil Der / Igd Univ Jour Soc Sci Sayı / No. 8, Ekim / October 2015: 13-19 Entelekya / Entelecheia Tanrının Varlığının Ontolojik Kanıtı a Çeviren İLYAS ALTUNER b Geliş Tarihi: 01.10.2015 Kabul

Detaylı

Virtualmin'e Yeni Web Sitesi Host Etmek - Domain Eklemek

Virtualmin'e Yeni Web Sitesi Host Etmek - Domain Eklemek Yeni bir web sitesi tanımlamak, FTP ve Email ayarlarını ayarlamak için yapılması gerekenler Öncelikle Sol Menüden Create Virtual Server(Burdaki Virtual server ifadesi sizi yanıltmasın Reseller gibi düşünün

Detaylı

bedroom chairs / 58 Kugu 17 Yıldız 54 Kugu 07 Kupa 21 Ekim 35-39 Burçak 42 Yıldız 48-51 - 56 Fulya 57 diningroom

bedroom chairs / 58 Kugu 17 Yıldız 54 Kugu 07 Kupa 21 Ekim 35-39 Burçak 42 Yıldız 48-51 - 56 Fulya 57 diningroom bedroom Kugu 07 Kupa 21 Ekim 35-39 Burçak 42 Yıldız 48-51 - 56 Fulya 57 diningroom Kugu 13 Kupa 29 Ekim 37-41 Burçak 46 Yıldız 50-52 Fulya 57 wall unit Kugu 17 Yıldız 54 chairs / 58 MODERN BEDROOM&DININGROOM

Detaylı

Lesson 18 : Do..., Don t do... Ders 18: yap, yapma

Lesson 18 : Do..., Don t do... Ders 18: yap, yapma Lesson 18 : Do..., Don t do... Ders 18: yap, yapma Reading (Okuma) Walk on this road. (Bu yoldan yürü.) Write an email to me. (Bana bir e-posta yaz.) Dance on the stage! (Sahnede dans et!) Good night,

Detaylı

Present continous tense

Present continous tense Present continous tense This tense is mainly used for talking about what is happening now. In English, the verb would be changed by adding the suffix ing, and using it in conjunction with the correct form

Detaylı

Let s, Shall we, why don t. Let s, let us: Öneri cümlesi başlatır. Let s elim anlamına gelir. Let s play basketball. Haydi basketball oynayalım.

Let s, Shall we, why don t. Let s, let us: Öneri cümlesi başlatır. Let s elim anlamına gelir. Let s play basketball. Haydi basketball oynayalım. Let s, Shall we, why don t Let s, let us: Öneri cümlesi başlatır. Let s elim anlamına gelir. Let s play basketball. Haydi basketball oynayalım. Yes, let s. Evet haydi oynayalım. No, let s not. Hayır, oynamayalım.

Detaylı

Gezici Tanıtım & Fuar Araçları Mobile Showroom & Fair Vehicles

Gezici Tanıtım & Fuar Araçları Mobile Showroom & Fair Vehicles Gezici Tanıtım & Fuar Araçları Mobile Showroom & Fair Vehicles Gezici Tanıtım & Fuar Araçları Şasiden iç donanıma kadar Alkan Solution üretimi olan treylerlerimiz ile Dünya ve Türkiye nin en değerli markalarına

Detaylı

HEARTS PROJESİ YAYGINLAŞTIRMA RAPORU

HEARTS PROJESİ YAYGINLAŞTIRMA RAPORU HEARTS PROJESİ YAYGINLAŞTIRMA RAPORU BOLU HALKIN EGITIMINI GELISTIRME VE DESTEKLEME DERNEGI TARAFINDAN ORGANİZE EDİLEN YAYGINLAŞTIRMA FAALİYETLERİ - TURKİYE Bolu Halkın Egitimini Gelistirme ve Destekleme

Detaylı

Y KUŞAĞI ARAŞTIRMASI. TÜRKİYE BULGULARI: 17 Ocak 2014

Y KUŞAĞI ARAŞTIRMASI. TÜRKİYE BULGULARI: 17 Ocak 2014 Y KUŞAĞI ARAŞTIRMASI TÜRKİYE BULGULARI: 17 Ocak 2014 Yönetici Özeti Bu araştırma, 2025 yılında iş dünyasının yüzde 25 ini oluşturacak olan Y Kuşağı nın iş dünyasından, hükümetten ve geleceğin iş ortamından

Detaylı

hakkımızda about us ISO 14001 ISO 9001 ISO 18001

hakkımızda about us ISO 14001 ISO 9001 ISO 18001 about us hakkımızda ISO 9001 ISO 18001 ISO 14001 Firmamız ATO'da 1967 yılında başlayan faaliyeti, inşaat sektöründe kendisine hak ettiği yeri aramasiyla devam etmektedir. Kuruluşumuzdan bu güne bitirilen

Detaylı

Kültür, Kimlik, Politika: Mardin'de Kültürlerarasılık

Kültür, Kimlik, Politika: Mardin'de Kültürlerarasılık T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ RADYO TELEVİZYON SİNEMA ANABİLİM DALI Kültür, Kimlik, Politika: Mardin'de Kültürlerarasılık Doktora Tezi Engin SARI Tez Danışmanı: Prof. Dr. Asker KARTARI

Detaylı

myp - communıty&servıce ınstructıons & forms

myp - communıty&servıce ınstructıons & forms myp - communıty&servıce ınstructıons & forms P r i v a t e I s t a n b u l C o ş k u n M i d d l e Y e a r s P r o g r a m m e C a n d i d a t e S c h o o l Özel İstanbul Coşkun Orta Yıllar Programı Aday

Detaylı

TRANSFER MARLEEN P. ATAY STEPHANIE PAINE SUZANNE POSTHUMUS ARAS SEDDIGH

TRANSFER MARLEEN P. ATAY STEPHANIE PAINE SUZANNE POSTHUMUS ARAS SEDDIGH TRANSFER MARLEEN P. ATAY STEPHANIE PAINE SUZANNE POSTHUMUS ARAS SEDDIGH 14 HAZİRAN 30 TEMMUZ 2012 JUNE 14 JULY 30 KARE ART GALLERY Transfer, dünyayı algılama ve yorumlama yollarımızı keşfe çıkan dört sanatçının

Detaylı

PROFESYONEL HİJYEN EKİPMANLARI PROFESSIONAL HYGIENE PRODUCTS

PROFESYONEL HİJYEN EKİPMANLARI PROFESSIONAL HYGIENE PRODUCTS PROFESYONEL HİJYEN EKİPMANLARI PROFESSIONAL HYGIENE PRODUCTS 2018 İçindekiler YENİ SIVI SABUN / KÖPÜK VERİCİ NEW SOAP / FOAM DISPENSER 3 1 YENİ SIVI SABUN / KÖPÜK VERİCİ 2 MAKSİ JUMBO TUVALET KAĞIT DİSPENSERİ

Detaylı

Bedri Baykam. Atatürk Caddesi 386/A, Alsancak 35220, Izmir Tel/Fax: *

Bedri Baykam. Atatürk Caddesi 386/A, Alsancak 35220, Izmir Tel/Fax: * 08~29 Ocak/Jan. 2016 Kültür Sanat Merkezi Kordon'da Atatürk Caddesi 386/A, Alsancak 35220, Izmir Tel/Fax: +90 232 4649935 * 4649835 Http://www.kedikultursanat.org*info@kedikultursanat.org Kültür Sanat

Detaylı

Aşk hayatımızın en güzel şeyi. İşte İngilizce de aşk üzerine söylenmiş çok güzel sözler ve onların çevirileri.

Aşk hayatımızın en güzel şeyi. İşte İngilizce de aşk üzerine söylenmiş çok güzel sözler ve onların çevirileri. Sevgili dostlar, Aşk hayatımızın en güzel şeyi. İşte İngilizce de aşk üzerine söylenmiş çok güzel sözler ve onların çevirileri. Aşk tadında yaşamanız dileğimizle I love you! > Seni I love you more than

Detaylı

Do not open the exam until you are told that you may begin.

Do not open the exam until you are told that you may begin. ÖRNEKTİR ÖRNEKTİR ÖRNEKTİR ÖRNEKTİR ÖRNEKTİR OKAN ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ MATEMATİK BÖLÜMÜ 03.11.2011 MAT 461 Fonksiyonel Analiz I Ara Sınav N. Course ADI SOYADI ÖĞRENCİ NO İMZA Do not open

Detaylı

Sokak Hayvanları yararına olan bu takvim, Ara Güler tarafından bağışlanan fotoğraflardan oluşmaktadır. Ara Güler

Sokak Hayvanları yararına olan bu takvim, Ara Güler tarafından bağışlanan fotoğraflardan oluşmaktadır. Ara Güler Sokak Hayvanları yararına olan bu takvim, Ara Güler tarafından bağışlanan fotoğraflardan oluşmaktadır. Ara Güler All the photographs used in this calendar have been donated by Ara Güler for the benefit

Detaylı

8. SINIF KAZANIM TESTLERİ 1.SAYI. Ar-Ge Birimi Çalışmasıdır ŞANLIURFA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DİZGİ & TASARIM İBRAHİM CANBEK MEHMET BOZKURT

8. SINIF KAZANIM TESTLERİ 1.SAYI. Ar-Ge Birimi Çalışmasıdır ŞANLIURFA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DİZGİ & TASARIM İBRAHİM CANBEK MEHMET BOZKURT 8. SINIF ŞANLIURFA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ KAZANIM TESTLERİ TÜRKÇE MATEMATİK T.C İNKİLAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK FEN VE TEKNOLOJİ DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ İNGİLİZCE Ar-Ge Birimi Çalışmasıdır 1.SAYI

Detaylı

BAYAN DİN GÖREVLİSİNİN İMAJI VE MESLEĞİNİ TEMSİL GÜCÜ -Çorum Örneği-

BAYAN DİN GÖREVLİSİNİN İMAJI VE MESLEĞİNİ TEMSİL GÜCÜ -Çorum Örneği- T.C. Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı BAYAN DİN GÖREVLİSİNİN İMAJI VE MESLEĞİNİ TEMSİL GÜCÜ -Çorum Örneği- Lütfiye HACIİSMAİLOĞLU Yüksek Lisans Tezi Çorum

Detaylı

Why is the perception of lighting and illumination on photos different from the reality (actual visual perception)

Why is the perception of lighting and illumination on photos different from the reality (actual visual perception) Why is the perception of lighting and illumination on photos different from the reality (actual visual perception) Why is the perception of lighting and illumination on photos different from the reality

Detaylı

CANAN USTAOĞLU SAVAŞ

CANAN USTAOĞLU SAVAŞ CANAN USTAOĞLU SAVAŞ 1972, İstanbul Eğitim 2001 Marmara Üniversitesi, Güzel Sanatlar Akademisi, Resim Bölümü Education 2001 Marmara University, Fine Arts Academy, Painting Department SANATÇI GÖRÜŞÜ ADANMIŞ

Detaylı

Mantik (Dergah Yayinlari) (Turkish Edition)

Mantik (Dergah Yayinlari) (Turkish Edition) Mantik (Dergah Yayinlari) (Turkish Edition) Nurettin Topcu Click here if your download doesn"t start automatically Mantik (Dergah Yayinlari) (Turkish Edition) Nurettin Topcu Mantik (Dergah Yayinlari) (Turkish

Detaylı

YAPI ATÖLYESİ. make difference.. DESIGN & CONSTRUCTION ENGINEERING ARCHITECTURE CONTRACTING. Design & Construction

YAPI ATÖLYESİ. make difference.. DESIGN & CONSTRUCTION ENGINEERING ARCHITECTURE CONTRACTING. Design & Construction ENGINEERING ARCHITECTURE CONTRACTING Design & Construction DESIGN & CONSTRUCTION make difference.. ABOUT US Our company is specialized in four main subjects; CONSTRUCTION, INTERNATIONAL TRADE, NATURAL

Detaylı

Hayallerinizin Ötesinde...

Hayallerinizin Ötesinde... FURNITURE & ACCESSORIES NEW COLLECTION Hayallerinizin Ötesinde... Beyond your imagination... HAKKIMIZDA ABOUT US Yücel Mobilya Aksesuar adı altında faaliyet gösteren firmamız, 1988 yılında üstün kalite

Detaylı

İngilizce de selamlaşma maksatlı kullanılabilecek pek çok yapı vardır. Bunlar Türkçeleri ile beraber aşağıda verilmektedir:

İngilizce de selamlaşma maksatlı kullanılabilecek pek çok yapı vardır. Bunlar Türkçeleri ile beraber aşağıda verilmektedir: İngilizce de selamlaşma maksatlı kullanılabilecek pek çok yapı vardır. Bunlar Türkçeleri ile beraber aşağıda verilmektedir: Informal Greetings (Gayri Resmi selamlaşmalar) - Hi. (Merhaba) -Hello. (Merhaba)

Detaylı

PISTON - LINER - RING.

PISTON - LINER - RING. PISTON - LINER - RING www.proxmann.com BİLİNMEYENİ KEŞFET! UNKNOWN DISCOVERY TECRÜBEDEN SONRASI AFTER THE EXPERIENCE Kalıphane, Dökümhane, Talaşlı İmalat, Kalite Kontrol, Son kontrol ve Sevkiyat birimlerinde

Detaylı

WILLIAM SHAKESPEARE BY TERRY EAGLETON DOWNLOAD EBOOK : WILLIAM SHAKESPEARE BY TERRY EAGLETON PDF

WILLIAM SHAKESPEARE BY TERRY EAGLETON DOWNLOAD EBOOK : WILLIAM SHAKESPEARE BY TERRY EAGLETON PDF Read Online and Download Ebook WILLIAM SHAKESPEARE BY TERRY EAGLETON DOWNLOAD EBOOK : WILLIAM SHAKESPEARE BY TERRY EAGLETON PDF Click link bellow and free register to download ebook: WILLIAM SHAKESPEARE

Detaylı

Cambridge International Examinations Cambridge International General Certificate of Secondary Education

Cambridge International Examinations Cambridge International General Certificate of Secondary Education Cambridge International Examinations Cambridge International General Certificate of Secondary Education *9844633740* FIRST LANGUAGE TURKISH 0513/02 Paper 2 Writing May/June 2017 2 hours Candidates answer

Detaylı

ÖZET KONSTANTİN STANİSLAVSKİ NİN SİSTEM VE METODUNA GÖRE OYUNCUNUN ROLE HAZIRLIK SÜRECİ

ÖZET KONSTANTİN STANİSLAVSKİ NİN SİSTEM VE METODUNA GÖRE OYUNCUNUN ROLE HAZIRLIK SÜRECİ iii ÖZET KONSTANTİN STANİSLAVSKİ NİN SİSTEM VE METODUNA GÖRE OYUNCUNUN ROLE HAZIRLIK SÜRECİ 19. yüzyılda gerçekçilik akımının etkisi ile ortaya çıkan Stanislavski nin sistem ve metod oyunculuğu realist-

Detaylı

FIHI MA-FIH - NE VARSA ONUN ICINDE VAR BY MEVLANA CELALEDDIN RUMI

FIHI MA-FIH - NE VARSA ONUN ICINDE VAR BY MEVLANA CELALEDDIN RUMI Read Online and Download Ebook FIHI MA-FIH - NE VARSA ONUN ICINDE VAR BY MEVLANA CELALEDDIN RUMI DOWNLOAD EBOOK : FIHI MA-FIH - NE VARSA ONUN ICINDE VAR BY MEVLANA Click link bellow and free register to

Detaylı

Mart Ayı Değerler Eğitimi. Samimiyet

Mart Ayı Değerler Eğitimi. Samimiyet Mart Ayı Değerler Eğitimi Samimiyet Darüşşafaka Orta Okulu Mart Ayı değeri olan Samimiyet değeri kapsamında etkinlik ve paylaşımlar düzenlemiştir. Yabancı diller bölümü; Samimiyet konusuyla ilgili olarak

Detaylı

1. English? a. She is b. Is c. He d. Is she. 1. This is an office, and tables. a. those are b. that are c. these d. that is. 1. This is girlfriend.

1. English? a. She is b. Is c. He d. Is she. 1. This is an office, and tables. a. those are b. that are c. these d. that is. 1. This is girlfriend. 1. English? a. She is b. Is c. He d. Is she 1. This is an office, and tables. a. those are b. that are c. these d. that is 1. This is girlfriend. a. hers b. to him c. of her d. his 1. There are people

Detaylı

TEST RESULTS UFED, XRY and SIMCON

TEST RESULTS UFED, XRY and SIMCON TEST RESULTS UFED, XRY and SIMCON Test material : SIM card Tested software : UFED 3.6, XRY 6.5, SIMcon v1.2 Expected results : Proper extraction of SMS messages Date of the test : 02.04.2013 Note : The

Detaylı

Sasmazer Endüstriyel Ürünler ve Ambalaj Paz. San. Tic.

Sasmazer Endüstriyel Ürünler ve Ambalaj Paz. San. Tic. Sasmazer Endüstriyel Ürünler ve Ambalaj Paz. San. Tic. Şaşmazer Design müşterilerinin beklentilerine ve pazar dinamiklerine göre gereksinimleri belirleyen, üretim ve teknoloji çatısı altında çalışmalarını

Detaylı

Do not open the exam until you are told that you may begin.

Do not open the exam until you are told that you may begin. OKAN ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK-MİMARLIK FAKÜLTESİ MÜHENDİSLİK TEMEL BİLİMLERİ BÖLÜMÜ 2015.11.10 MAT461 Fonksiyonel Analiz I Arasınav N. Course Adi: Soyadi: Öğrenc i No: İmza: Ö R N E K T İ R S A M P L E

Detaylı

THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT

THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT The purpose of the study is to investigate the impact of autonomous learning on graduate students

Detaylı

Virtual Worlds are Useful for Children

Virtual Worlds are Useful for Children Virtual Worlds are Useful for Children Virtual Worlds are Useful for Children A research report says that virtual worlds can be important places where children practise what they will do in real life.they

Detaylı

FIHI MA-FIH - NE VARSA ONUN ICINDE VAR BY MEVLANA CELALEDDIN RUMI

FIHI MA-FIH - NE VARSA ONUN ICINDE VAR BY MEVLANA CELALEDDIN RUMI Read Online and Download Ebook FIHI MA-FIH - NE VARSA ONUN ICINDE VAR BY MEVLANA CELALEDDIN RUMI DOWNLOAD EBOOK : FIHI MA-FIH - NE VARSA ONUN ICINDE VAR BY MEVLANA Click link bellow and free register to

Detaylı

YÜKSEK BASKI TEKNİĞİ VE TÜRK BASKIRESMİNE YANSIMALARI. Gökçe Aysun KILIÇ

YÜKSEK BASKI TEKNİĞİ VE TÜRK BASKIRESMİNE YANSIMALARI. Gökçe Aysun KILIÇ YÜKSEK BASKI TEKNİĞİ VE TÜRK BASKIRESMİNE YANSIMALARI Gökçe Aysun KILIÇ YÜKSEK LİSANS TEZİ Baskı Sanatları Anasanat Dalı Danışman: Prof. Gülbin KOÇAK Eskişehir Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü

Detaylı

Reklam & Danışmanlık Hizmetleri. Güvenilir Başarılı ve Hızlı. Reliable, Successful and Fast. www. reklam.com

Reklam & Danışmanlık Hizmetleri. Güvenilir Başarılı ve Hızlı. Reliable, Successful and Fast. www. reklam.com Reklam & Danışmanlık Hizmetleri Güvenilir Başarılı ve Hızlı Reliable, Successful and Fast www. reklam.com Güvenli ol, fikirlerini baskıya çevir - Be safe. Print your ideas. Kurumsal kimlik, açık hava reklamcılık

Detaylı

KALEIDOSCOPES N.1. Solo Piano. Mehmet Okonşar

KALEIDOSCOPES N.1. Solo Piano. Mehmet Okonşar KALEIDOSCOPES N.1 Solo Piano Mehmet Okonşar Kaleidoscopes, bir temel ses dizisi üzerine kurulmuş ve bunların dönüşümlerini işleyen bir dizi yapıttan oluşmaktadır. Kullanılan bu temel ses dizisi, Alban

Detaylı

NEY METODU SAYFA 082 NEY METHOD PAGE 082. well.

NEY METODU SAYFA 082 NEY METHOD PAGE 082. well. NEY METODU SAYFA 082 NEY METHOD PAGE 082 ÜÇÜNCÜ DEVRE SESLERİNİN PORTE VE NEY ÜZERİNDEKİ YERLERİ Üçüncü devre sesleri ile eser icrasına başlamadan önce, öğrendiğimiz 7 perdenin, porte üzerindeki yerlerini,

Detaylı

KALİTE, GÜVEN QUALITY, CONFIDENCE STARTER BATTERY PRODUCT CATALOG

KALİTE, GÜVEN QUALITY, CONFIDENCE STARTER BATTERY PRODUCT CATALOG KALİTE, GÜVEN QUALITY, CONFIDENCE STARTER BATTERY PRODUCT CATALOG CORPORATE Volt ba ery industry and trade ıncorporate company was founded in 1989 in Izmir in order to produce accumulators and materials

Detaylı

Freedom of Thought, Conscience & Religion Case study

Freedom of Thought, Conscience & Religion Case study This project is co-financed by the European Union and the Republic of Turkey Benim için İnsan Hakları Human Rights for Me Freedom of Thought, Conscience & Religion Case study Ton VEEN This project is co-financed

Detaylı

PROJE. NEO TEK kent ekipmanlari

PROJE. NEO TEK kent ekipmanlari PROJE NEO TEK kent ekipmanlari Hakkımızda Şirketimiz Perakende satışı olmayan ve öncelikle Müşterinin gereksinimlerine duyarlı Projeleri en uygun ve ekonomik şekilde hayata kavuşturan, dinamik ekibiyle

Detaylı

Erol KAYA Yönetim Kurulu Başkanı Chairman Of The Board

Erol KAYA Yönetim Kurulu Başkanı Chairman Of The Board Arifiye Fidancılık 1989 yılında Adapazarı Arifiye ilçesinde kurulmuştur. Kuruluşumuz 300 m2 alanda mevsimlik çiçek üretimi ve satışı ile faaliyet göstermeye başlamıştır. Geçen süre içersinde marka haline

Detaylı

Team Building in the Workplace

Team Building in the Workplace Team Building in the Workplace Team Building in the Workplace With corporate workplaces becoming increasingly competitive, performance and results are the assessment factors that remain at the top of a

Detaylı

"Farklı?-Evrensel Dünyada Kendi Kimliğimizi Oluşturma" İsimli Comenius Projesi Kapsamında Yapılan Anket Çalışma Sonuçları.

Farklı?-Evrensel Dünyada Kendi Kimliğimizi Oluşturma İsimli Comenius Projesi Kapsamında Yapılan Anket Çalışma Sonuçları. "Farklı?-Evrensel Dünyada Kendi Kimliğimizi Oluşturma" İsimli Comenius Projesi Kapsamında Yapılan Anket Çalışma Sonuçları. Survey Results Which Were Done in Comenius Project named'' Different? Building

Detaylı

The person called HAKAN and was kut (had the blood of god) had the political power in Turkish countries before Islam.

The person called HAKAN and was kut (had the blood of god) had the political power in Turkish countries before Islam. The person called HAKAN and was kut (had the blood of god) had the political power in Turkish countries before Islam. Hakan was sharing the works of government with the assembly called kurultay.but the

Detaylı

Lesson 19: What. Ders 19: Ne

Lesson 19: What. Ders 19: Ne Lesson 19: What Ders 19: Ne Reading (Okuma) What is it? (O nedir?) What is your name? (İsmin nedir?) What is the answer? (Cevap nedir?) What was that? (O neydi?) What do you want? (Ne istersin?) What did

Detaylı

D-Link DSL 500G için ayarları

D-Link DSL 500G için ayarları Celotex 4016 YAZILIM 80-8080-8081 İLDVR HARDWARE YAZILIM 80-4500-4600 DVR2000 25 FPS YAZILIM 5050-5555-1999-80 EX-3004 YAZILIM 5555 DVR 8008--9808 YAZILIM 80-9000-9001-9002 TE-203 VE TE-20316 SVDVR YAZILIM

Detaylı