GENEL EKONOMİ DERSİ HATIRLATMALAR SAKARYA ÜNİVERSİTESİ GEYVE MYO ÖĞR. GÖR. HAKAN ERYÜZLÜ. İktisadi Sistem Nedir?

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "GENEL EKONOMİ DERSİ HATIRLATMALAR SAKARYA ÜNİVERSİTESİ GEYVE MYO ÖĞR. GÖR. HAKAN ERYÜZLÜ. İktisadi Sistem Nedir?"

Transkript

1 İktisadi Sistem Nedir? Sistem kısaca bir sonuç elde etmeye yarayan yöntemler düzenidir. İktisadi sistem ise, bir ulusal ekonomi içinde tüketim ve üretim veya mallar ve ihtiyaçlar arasındaki dengeyi en etkili biçimde gerçekleştireceği düşünülen yöntemlerdir. Bu yöntemlerin oluşturulmasında o toplumun yasaları temel olarak belirleyici olmakla birlikte, gelenekleri ve alışkanlıkları da kaynakların kullanım biçimini belirlemede etkili olur. Ekonomi toplumdan ya da politikadan bağımsız bir alan olmadığına göre, iktisadi sistem de çok boyutlu bir olgudur. Burada hemen belirtmek gerekir ki iktisadi rejim, iktisadi sistemden farklı bir kavramdır. Rejim, belirli bir iktisadi sistem çerçevesinde insanların ekonomik faaliyetlerini yöneten hukuk kurallar bütünüdür. Kapitalist Sistem Bir ulusal ekonomide her türlü iktisadi faaliyete, devletin herhangi bir müdahalesi olmadan, serbestçe, özel kesimi oluşturan bireyler ve girişimciler tarafından karar verilen sistemdir. Kapitalist sistem ayrıca, liberalist sistem veya piyasa ekonomisi olarak ta bilinir. Sistemin bir başka temel özelliği de özel mülkiyet esaslı olmasıdır. Özel mülkiyet, birey ya da grupların iktisadi varlıklara kendi çıkarları doğrultusunda sahip olabilme ve onları elden çıkarma hakkıdır. Hemen belirtmek gerekir ki yalnızca maddi varlıklar değil, maddi olmayan haklar, sözleşmeler de özel mülkiyet konu dilebilir. Söz konusu serbestlik ve özel mülkiyet kapsamında her birey kendi çıkarına göre davranır ve iktisadi faaliyetleri de fiyat mekanizması düzenler (piyasadaki arz ve talebe göre fiyat oluşur). Özel mülkiyetin bir diğer işlevi de, tasarrufları özendirme ve sermaye birikimi sağlamaktır. Üretim araçları ve tüketim malları kişilerin mülkiyetinde olduğundan bunların değişimi, birey ve girişimciler tarafından serbestçe yapılır. Bu sebeple karar alma yapısı merkeziyetçi değildir. Fakat mülkiyet hakkının düzenlenmesi ve korunması devletin görevidir. Sosyalist Sistem: Kapitalist sistemi uygulayan toplumlarda yaşanan sorunlar sistemin eleştirilmesine neden olmuş ve birinci dünya savaşından sonra Rusya da sosyalist sistem uygulamaları başlamıştır. Bir diğer adıyla kolektivist sistem ya da merkezi yönetim tipi olarak ta adlandırılan sosyalist sistemin en temel özelliği iktisadi faaliyetlere, kapitalist sistemde olduğu gibi bireyler ve girişimciler değil, devlet (merkezi otorite) karar verir. Böyle bir yapıda da kendi çıkarları doğrultusunda hareket edemeyecek olan bireyler ve girişimciler ancak alınan kararları uygulayıcı konumundadırlar. Bir diğer temel özellikte sosyalist sistemde özel mülkiyet hakkı bulunmamasıdır. Sosyalist sistemde kamu mülkiyeti esası vardır. Devletin üretim araçlarının mülkiyetine sahip olduğu bu sistemde fiyat ta devlet tarafından belirlenir. Statik ve Dinamik Analiz İktisadi analizlerde modeller ve teorilerden yararlanılırken, yapılan analizin biçimi de önem teşkil etmektedir. Genele olarak statik ve dinamik olmak üzere iki çeşit analiz biçiminden bahsedebiliriz. Statik analiz; iktisatta sadece denge durumlarını incelemeye yönelik analiz yöntemi. Statik analizde denge durumuna ulaşıncaya kadar geçecek olan zaman ve bu zaman içinde değişkenlerin hareketleri dikkate alınmaz. Bu nedenle statik analiz yönteminde zaman boyutu yoktur. Sadece belirli bir andaki denge durumu incelenir. 1

2 Dinamik analiz; belirli anlardaki iktisadi durumu gösteren rakamlara nasıl ulaşıldığının ve bunlardaki değişmelerin nedenlerinin anlaşılabilmesi için iktisadi faaliyetlerin zaman içinde nasıl değiştiği üzerinde durur. Mikro ve Makro İktisat En yaygın ayrım mikro ve makro iktisat ayrımıdır. Mikro iktisat; iktisat biliminin, toplumu oluşturan birey, aile ve firmaların ekonomik davranışlarını inceleyen bölümüdür. Bir tüketicinin faydasının maksimum olması için gelirini nasıl harcaması gerektiği, bir firmanın kar maksimizasyonu için kaynaklar ya da üretim faktörlerin nasıl bir araya getirdiği, mal ve faktör fiyatlarının nasıl oluştuğunu, değişik piyasalarda firmaların nasıl davrandıklarını inceleyen iktisat bölümüdür. Makro iktisat; iktisadın bütünü ile ilgilenerek, bunun işeyişini açıklamayı amaçlayan bölümü. Toplum düzeyindeki ekonomik büyüklüklerin incelenmesi makro iktisadın alanı içindedir. Milli gelir, istihdam, yatırım, büyüme, kalkınma, enflasyon, üretim gibi kavramlar makro iktisadın konularıdır. İşsizliğin, enflasyonun, ödemeler dengesi açıklarının nedenleri ve çözümleri yine makro iktisadın içinde araştırılan sorunlarıdır. İhtiyaç Bir diğer adı gereksinim olan ihtiyaç, karşılandığı zaman insanlara haz ve mutluluk veren, karşılanmadığı zaman ise üzüntü ve keder veren duygudur. İnsan ihtiyaçlarının ise sonsuz olduğu hatırlanırsa, ihtiyaçların nasıl karşılanacağı sorusu en önemli ve de temel iktisadi problem olarak ortaya çıkmaktadır. Kuşkusuz Cennet gibi her şeyin sonsuz olduğu ihtiyaçların karşılandığı bir yerde iktisada ihtiyaç olmayacaktır. Fakat içinde bulunduğumuz dünyada kaynaklar kıt ihtiyaçlar sonsuzdur. Üretim ve Üretim faktörleri Üretim, insan ihtiyaçlarının karşılanabilmesi amacıyla yapılan her türlü faaliyettir. Bu faaliyetler sonucunda ortaya kitap, giyecek, yiyecek vb. somut ürünler yani iktisadi mallarda ortaya çıkabilir ya da eğitim, danışmanlık, avukatlık gibi soyut ama ihtiyaçları karşılayan hizmetlerde ortaya çıkabilir. O zaman ister mal ister hizmet olsun bunların hepsi birer üretimdir. Bir üretimin meydana gelebilmesi içinde bazı faktörlerin bir araya gelmesi gerekmektedir. Üretim faktörleri olarak adlandırdığımız bu faktörleri aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz; Temel üretim faktörleri; mal veya hizmet üretimi için gerekli olan faktörler; Doğal kaynak (Hammadde). İş gücü (Emek). Sermaye. Girişimci. 2

3 Yardımcı üretim faktörü; diğer üretim faktörleri ile kullanıldığında onların verimlilikleri arttıran faktördür. Teknoloji. Gelir, Birikim, Gömüleme Ve Yatırım Üretime katılma karşılığında elde edilen parasal değere gelir denilir. Gelirin tüketilmeyen kısmı ise birikim (tasarruftur). Eğer bu birikim atıl olarak elde tutuluyorsa yani, bir bankada değil de evde yastık altı bir şekilde elde tutuluyorsa mevcut iktisadi sisteme dahil olmayacağından gömüleme olarak adlandırılır. Belirli bir zaman içerisinde sermaye mallarına (makine, araç vb.) yapılan net ilave ise yatırımdır. Burada iktisadi olarak yatırımın bankaya yatırılan bir para veya gayrimenkul alımı olmadığına dikkat edilmesi gerekmektedir. Enflasyon, Deflasyon ve Stagflasyon Enflasyon, fiyatlar genel düzeyinin sürekli olarak yükselmesidir. Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi bazı malların fiyatlarının yükselmesi ya da fiyatlarda sürekli olmayan yükselmeler enflasyon değildir. Yani enflasyon sayılacak bir fiyat artışının genel ve sürekli olması gerekir. Enflasyon en önemli iktisadi değişkenlerden birisidir. Fiyatlar genel seviyesindeki yükselişler üretime olumlu katkı yapabileceği gibi harcamaları olumsuz etkileyerek te olumsuz sonuçlar yaratabilir. Burada karar verilmesi gereken durum enflasyon oranının hangi seviyede olması gerektiğidir. Tabi ki bu oran belirlense dahi tutturulması apayrı ve zor bir süreçtir. Peki bir mal veya hizmetin fiyatı niçin artar? Veya genel olarak fiyatlar genel düzeyi niçin yükselir? Bunu anlayabilmek için enflasyonun türlerini incelememiz gerekir; Talep Enflasyonu: talep artışları sebebiyle fiyatların artmasıdır. Örneğin nüfus hızla artarken üretim buna göre artmıyorsa, talep artması mal ve hizmetleri daha değeli hale getirecek ve fiyatlar yükselecektir. Maliyet Enflasyonu: üretim faktörlerinde meydana gelen fiyat artışları sonucu maliyetlerin artması ve karın en azından aynı oranda korunmasını sağlamak amacıyla fiyatların yükselmesi durumudur. Yapısal Enflasyon: fiyat artışlarının talep artışı veya maliyet artışı ile değil firmalarca belirlenmesi durumudur. Deflasyon, fiyatlar genel düzeyinin sürekli olarak azalmasıdır. Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi bazı malların fiyatlarının azalması ya da fiyatlarda sürekli olmayan azalmalar deflasyon değildir. Yani deflasyon sayılacak bir fiyat azalışının genel ve sürekli olması gerekir. Bu haliyle deflasyon, enflasyonun terse dönmüş durumudur. Stagflasyon ise, az önce yukarıda açıklanan gibi iyi bir enflasyon oranı mevcutken iktisadi büyümenin görülmemesi ve iktisadi durgunluğun gözlemlenmesi, kısaca enflasyon ve 3

4 iktisadi durgunluğun aynı anda var olması durumudur. Bu bakımdan stagflasyon beklenmedik bir durumdur ve stagflasyon varlığı yaklaşan bir iktisadi krizin habercisi olabilir. Ödemeler Bilançosu, Cari Denge ve Bütçe Dengesi Bir ekonominin yurt dışı piyasalarla olan iktisadi ilişkileri ödemeler dengesi olarak bilinen bir bilanço içine kaydedilmektedir. Ödemeler dengesi, bir ülkenin döviz kazandırıcı ve döviz harcayıcı faaliyetlerini yıllık bazda sergilemektedir. Geleneksel olarak ödemeler dengesi bilançosu 5 ana bölümden oluşmaktadır: 1. Cari işlemler 2. Sermaye hareketleri 3. Finans Hesabı 4. Net hata ve noksan 5. Rezerv hareketleri Bu beş hesabın net bakiyesinin toplamı tanım gereği sıfırdır. Cari işlemler dengesi içinde dış ticaret dengesi (ihracat ithalat), turizm gelir gider dengesi, yurt dışı müteahhitlik hizmetleri, yurt dışından işçi dövizleri ve faiz ödemeleri ile kar transferleri kalemleri bulunur. Dolayısıyla cari işlemler dengesi esasen ekonominin reel kesiminin mal ticareti ve üretici faktörlerinin döviz gelir ve giderlerinin dengesini vermektedir. Kamuoyunda daha çok kullanılmakta olan dış ticaret açığı kavramından daha geniş bir tanımlama içermekte olduğundan, bir ülkenin döviz açığının belirlenmesinde de önemli bir gösterge olarak değerlendirilmektedir. Cari işlemler dengesi eğer açık veriyorsa bu açığın borçlanma karşılanması beklenir. Dolayısıyla, eğer cari işlemler açık veriyor ise, sermaye hareketleri dengesinde bir fazla olmalıdır. Sermaye hareketleri ise finansal sermaye akımlarına dayalı döviz giriş ve çıkışlarını takip eder ve doğrudan yabancı sermaye yatırımları, portföy akımları, kısa ve uzun vadeli dış krediler rakamlarını ifade eder. Söz konusu akımlar içerisinde doğrudan yabancı sermaye yatırımları dışındaki finansal sermaye girişleri doğası gereği borç arttırıcı özelliktedir. Bu yüzden, cari işlemlerdeki açığın mutlak anlamda büyük ya da küçük olmasından ziyade, nasıl finanse edildiği önemlidir. Cari açığın, doğrudan yatırımlar türünden ya da uzun vadeye yayılmış döviz girişleri ile finanse edilmesi görece olarak daha az sorunlu olduğu söylenebilir. Öte yandan cari açığın kısa vadeli ve dış borçları arttırıcı biçimde sıcak para akımları ile finanse edilmesi tehlike arz etmektedir. Eğer cari işlemler ve sermaye hesapları ile net hata noksan kalemlerinin toplamı sıfırdan farklı bir rakam veriyorsa, bu rakam döviz rezervlerine aktarılır. Söz konusu pozitif bakiye ödemeler dengesi istatistiklerine eksi olarak girer ve rezerv artışlarına kaydedilir. Buradaki mantık, fazla veren döviz hesabının ödemeler dengesi istatistiklerinden çıkartılarak, rezervlere eklenmesine dayanır. Dolayısıyla ödemeler dengesi istatistiklerinde rezerv hareketlerinde eksi ifadesi rezervlerin artmakta olduğunu (ödemeler dengesindeki hesabın eksildiğini) ifade eder. Bütçe dengesi ise, kamu bütçesini alakadar etmektedir. Bütçe dengesinden kasıt kamu gelirleri ve giderleri arasındaki ilişkidir. Eğer kamu gelirleri, giderlerinden fazla ise, bütçe fazlası vardır. Eğer kamu gelirleri ile giderleri denk ise, bütçe denkliği mevcuttur. Fakat kamu gelirleri, giderlerinden az ise bütçe açığı vardır. Dolayısıyla kamunun gelirlerinin 4

5 yetmediği ve borçlandığı durumu ortaya çıkar bu ise, ileri zamanda kamu harcamalarının kısılmasına sebep olur. Son olarak bu iki durumda da açık olmasını inceleyim. Yani bir ülkede hem cari hem de bütçe açığının mevcut olması. Tahmin edileceği gibi bu durum en kötü senaryodur. İktisat literatüründe karşılığı ise, ikiz açıktır. İkiz açık, bir ülkede hem cari açığın hem de bütçe açığının var olması durumudur. Devalüasyon Ve Revalüasyon Devalüasyon, kısaca ülke parasının yabancı para karşısında, hükümet tarafından değer kaybettirilmesidir. Örneğin Türkiye ni 1 dolar 2 tl iken hükümetin karar alıp 1 doları 4 tl yapması devalüasyona bir örnek olarak verilebilir. Devalüasyon yapılmasının sebebi ödemeler bilançosu açıklarının kapatılmak istenmesidir. Devalüasyon sayesinde ithalat giderleri azalırken (ithal mallarının fiyatları uluslararası para cinsinden artmış olacağından ithalat azalacak) ihracat gelirleri artacaktır (ülke içinde üretilen mallar ise diğer ülkeler için ucuzlayacağından ihracat artacak). Revalüasyon, bir ülke parasının değerini altına ve dövize göre yükselterek yeniden ayarlamaktır revalüasyon az rastlanan bir durumdur. Deregülasyon Piyasa üzerinden devlet düzenini kaldırma ve serbest ticareti yaygınlaştırma işlemidir. Ardındaki düşünce, devlet müdahalesi ne kadar az olursa, piyasa o öcüde güçlü olacaktır. PİYASA ve FİYAT Piyasa kısaca alıcı (talep eden) ve satıcının (arz eden) buluştuğu yerdir olarak tanımlanabilir. Piyasanın herhangi bir sokakta, bir alanda vb. yerlerde yer alması zorunlu değildir. Her hangi bir mal hizmetin alıcısı ve satıcı internet, borsa vb. yerlerde de olabilir. Alıcı ve satıcıların, anlaştıkları (alıcının almaya razı olduğu ve satıcının satmaya razı olduğu parasal değer) parasal değer ise fiyat olmaktadır. Fiyat bazen sadece alıcı ve satıcıların değil bazı dış etkenlerden de (devlet vb.) etkilenmektedir. Piyasalar alıcılar ve satıcıların durumuna göre farklı şekillerde gruplandırılabilirler. Satıcı Tüketici FAZLA AZ İKİ BİR FAZLA Tam rekabet Oligopson Düopson Monopson AZ Oligopol İki Yanlı Oligopson Sınırlı Düopson Sınırlı Monopson İKİ Düopol Sınırlı Düopol İki Yanlı Düopol Sınırlı Monopson BİR Monopol Sınırlı Monopol Sınırlı Monopol İki Yanlı Monopol 5

6 Talep Talep, diğer değişkenler sabitken, belirli bir zamanda, belirli bir fiyattan tüketicilerin satın almaya hazır oldukları mal veya hizmet miktarıdır. Hemen belirtmek gerekir ki ihtiyacı olmak ve talep etmek arasında fark vardır. Bir kişinin bir mal veya hizmeti talep edebilmesi için o anda satın almaya istekli ve satın alabilecek maddi olanağı olması gerekir. Örneğin, herkesin ev ihtiyacı vardır ve ev almak ister. Fakat ev talep edebilmesi için o an ev alabilecek maddi olanaklarının olması gerekmektedir. Talep Eğrisi Talep tablosu belli olan bir malın talep eğrisi koordinat sistemi 1. bölgede kolaylıkla çizilebilir. Burada dikkat edilmesi gereken husus fiyat Y ekseni ve talep X eksenine yazılmalıdır. O zaman X malı için talep grafiği aşağıdaki gibi çizilir; X MALI FİYATI (P X) X MALI TALEBİ (D X) A 2 tl 100 adet B 4tl 80 adet C 6 tl 60 adet D 8 tl 40 adet E 10 tl 20 adet Arz Talep tüketici boyutunu ele alırken, arz üretici boyutunu ele almaktadır. Arz, diğer değişkenler sabitken, belirli bir zamanda, belirli bir fiyattan üreticilerin satmaya hazır oldukları mal veya hizmet miktarıdır. Bu durunda tüketicilerin talep etmesi satın almak için yeterli olmuyor aynı zamanda, o fiyattan (tüketicilerin satın almaya razı oldukları), üreticilerin satış yapma isteğinde olması gerekmektedir. Arz Eğrisi Arz tablosu belli olan bir malın arz eğrisi koordinat sistemi 1. bölgede kolaylıkla çizilebilir. Burada dikkat edilmesi gereken husus fiyat Y ekseni ve arz X eksenine yazılmalıdır. O zaman X malı için talep grafiği aşağıdaki gibi çizilir; 6

7 X MALI FİYATI (P X) X MALI ARZI (S X) A 2 tl 20 adet B 4tl 40 adet C 6 tl 60 adet D 8 tl 80 adet E 10 tl 100 adet Piyasa Dengesi Piyasayı kısaca, alıcı (talep eden) ve satıcının (arz eden) buluştuğu yer olarak tanımlamıştık. Bu bölümde, arz ve talebi de artık bildiğimiz için, denge kavramı ile ilgileneceğiz. Denge, birbirlerini karşılıklı olarak ters yönde etkileyebilen güçler arasında eşitlik olması durumu; ancak bu eşitliğin değişmesi yönünde hiçbir eğilimin bulunmaması şeklinde tanımlanır. Piyasa dengesinde de arz ve talep gibi, birisi fiyat ile doğru birisi fiyat ile ters yönlü ilişki içerisinde olan iki kavramı ele alacağız. Bu kapsamda, arz ve talebin eşitlendiği ya da grafiksel olarak arz ve talebin kesiştiği nokta piyasa dengesi olarak tanımlanır. 7

8 Ölçek Ekonomileri Uzun dönemde firmaların üretim kapasitelerini arttırabildiklerinden bahsettik. Bu durumda, firma yeni makine, teçhizat satın alabilir, ek binalarla yatırımlar yapabilir. İşte bu şekilde üretim kapasitelerinin gelişmesi ölçeklerinin büyüdüğü anlamına gelir. Bu durumun incelenmesine ölçek ekonomisi denir. Firmaların ölçeklerinin büyümesi sonucunda maliyetlerinin ne olacağı (sabit mi kalacak, artacak mı yoksa azalacak mı) ölçek ekonomisinin firma açısından sonucunu verecektir. Örneğin ölçeğin büyümesi maliyetleri düşürüyorsa firma ölçek ekonomisinden olumlu etkileniyor demektir. İçsel Ölçek Ekonomisi Firma ölçeği büyüdükçe maliyetler konusunda değişmelerin, yine firmanın kendi yapısından kaynaklanması durumudur. Burada dikkat edilmesi gereken firmanın sadece kendi içerisindeki gelişmelerden etkilenmesidir. Yani firmanın dış çevresinin (rakipler, tedarikçiler, devlet vb.) oluşan ölçek ekonomisinde etkisinin olmaması ya da değerlendirilmemesidir. İçsel ölçek ekonomileri iki başlık altında incelenir; Pozitif İçsel Ölçek Ekonomileri: Firmanın ölçeğinin büyüdükçe ortamla maliyetlerin azalmasıdır. Etkisini uzun dönem ortalama maliyet eğrisi üzerinde gösterir ve eğrinin azalan olduğu üretim aralığında görülür. Pozitif içsel ölçek ekonomilerinin ortaya çıkış nedenleri; Firma büyüdükçe çalışan işçi sayısının da artması ile işte uzmanlaşmaların artması yani her işçinin kendi işini yapar başka işlerle uğraşmaması anlamına gelir. Aynı zamanda firma daha kalifiye işçileri de istihdam etmiş olabilir. Dönem içerisinde firmalar üretim teknolojilerini geliştirmiş ve daha verimli bir yapıya geçmiş olabilirler. Negatif İçsel Ölçek Ekonomileri: Firmanın ölçeğinin büyüdükçe ortamla maliyetlerin artmasıdır. Etkisini uzun dönem ortalama maliyet eğrisi üzerinde gösterir ve eğrinin artan olduğu üretim aralığında görülür. Negatif içsel ölçek ekonomilerinin ortaya çıkış nedeni olarak, büyüme sonucunda, stratejik hatalar sonucu, yönetim etkinliğinin bozulması ve işçilerin kontrolünün zorlaşması gösterilebilir. Dışsal Ölçek Ekonomileri Firma ölçeği büyüdükçe maliyetler konusunda değişmelerin, firmaları etkileyen dış çevrelerinden kaynaklanması durumudur. Burada dikkat edilmesi gereken firmanın sadece 8

9 kendi dışında gelişen olay ve çevreden etkilenmesidir. Yani firmanın faaliyet gösterdiği endüstri ölçeğinden kaynaklanan olumlu ve olumsuz etkilerdir. Dışsal ölçek ekonomileri iki başlık altında incelenir; Pozitif Dışsal Ölçek Ekonomileri: Firmanın ölçeğinin büyüdükçe ortamla maliyetlerin azalmasıdır. Etkisini uzun dönem ortalama maliyet eğrisi üzerinde gösterir ve eğrinin aşağı doğru paralel kaymasına, yani maliyetlerin azalmasına sebep olur. Pozitif dışsal ölçek ekonomilerinin ortaya çıkış nedenleri; Üretimde kullanılacak ara malların tedarikçilerinin fiyat indirimleri sonucu ara malların daha ucuza elde edilmesi. Ya da ara malların kalitesinin artması. Kalifiye ş gücünün artması ile iş gücünün hem kalitesinin artması hem de ucuzlaması. Firmanın içinde bulunduğu endüstrinin bulunduğu bölgede gelişmesi sonucu teşvik, altyapı vb. devlet desteklerinin artması. Negatif Dışsal Ölçek Ekonomileri: Firmanın ölçeğinin büyüdükçe ortamla maliyetlerin artmasıdır. Etkisini uzun dönem ortalama maliyet eğrisi üzerinde gösterir ve eğrinin aşağı doğru paralel bir şekilde yukarı kaymasına yani maliyetlerin artmasına neden olur. Negatif dışsal ölçek ekonomilerinin ortaya çıkış nedeni olarak, firmaların çoğalması ile altyapının yetersiz kalması, çevre kirliliğinin artması, işçi verimlerinin azalması vb. durumlar gösterilebilir. Ülke iktisadi yapısını inceleyebilmek için öncelikle bu yapıyı anlamak gerekmektedir. İşe makro oyuncuları tanımakla başlayacağız. Makro oyunculardan kastımız, iktisadi hayattaki etkili faktörleri, iktisadi davranışlarını genelleştirerek belli kategoriler altında toplayacağız. Dışa açık, yani ithalat ve ihracatın serbest olduğu bir ülkedeki makro oyuncuları 4 başlık altında toplayabiliriz; Firmalar (üreticiler, arz edenler) Hanehalkı (tüketiciler, talep edenler) Devlet Dış ülkeler Aşağıdaki şemada da söz konusu 4 makro oyuncunun birbirleri ile etkileşimleri gösterilmiştir. 9

10 Şema makro iktisadi açıdan dışa açık bir ülke için en basit manada iktisadi döngüyü göstermektedir. Buna göre firmalar ve Hanehalkı devlete vergi öderler, devlet ise aldığı vergiler karşılığında kamu hizmetleri yapar. Örneğin firmalara yönelik kamu hizmetlerinde, firmalardan mal ve hizmet satın alımı, çeşitli sübvansiyonlar, altyapı destekleri vb. sayılabilir. Hanehalkına yönelik kamu hizmetleri ise, sağlık, eğitim, güvenlik vb. sayılabilir. Firmalar ise, Hanehalkından üretim faktörü alır. Örneğin Hanehalkı girişimci olarak firma kurar ve işletir, işgücü olarak firmada çalışır. Aynı zamanda firmalar ürettikleri ve sattıkları mal ve hizmet bedellerini alır, buna karşı firmalar Hanehalkına mal ve hizmetin yanı sıra işgücüne katılım karşılığında ücret öder. Dış ülkeler ile ilişkiler ise, dış ticaret temel işlemleri olan ithalat ve ihracat işlemleri sonucu oluşan mal, hizmet ve para akışında meydana gelir. Dikkat edilirse bütün mekanizma bir şekilde birbirine bağlıdır. Yani herhangi bir akım etkilenirse bütün mekanizma bundan etkilenecektir. Örneğin vergiler artarsa, firmalar üretimi, hanehalkı tüketimi kısar ve bütün ekonomi bundan etkilenir. Makro İktisadın İlgi Alanları Makro iktisat toplulaştırılmış verilerle genel iktisadi olaylar hakkında bilgi ve çözüm önerileri geliştiren iktisat dalıdır. Bölüm boyunca makro iktisat anlatımın özellikle bir ülke ve ülkeler arası ilişkiler genelinde yani bir ülkenin genel iktisadi durumu hakkında makro analiz yaparmışçasına anlatılacağına dikkat etmek gerekir. Bu bağlamda makro açıdan üç önemli değişken sayılabilir. Bunlar işsizlik, enflasyon ve üretim. Enflasyon: bir ülkede birçok mal ve hizmet mevcuttur, enflasyon var olması tüm mal ve hizmetlerin fiyatlarının artması değil, genel olarak fiyatı artan mal ve hizmetlerin oranının fazla olmasıdır. Ve bir diğer önemli noktada söz konusu fiyatlardaki genel düzeyinin yükselişinin, zaman içerisinde, süreklilik göstermesi gereğidir. Enflasyonun kaynağını ise, talep, maliyet ve yapısal olmak üzere üçe ayırmıştık. Fiyatların yükselmesi ilk bakışta, özellikle tüketiciler açısından, olumsuz bir durum gibi gözükse de enflasyon bir ülkenin iktisadi geleceği açısından gerekli bir durumdur. Fakat buradaki tartışma enflasyon oranının ne olması gerektiğidir. Örneğin çift haneli enflasyon rakamından örnek verelim; %20 enflasyon olan bir ülke olsun. Böyle bir ülkede fiyatların %20 oranında artması yüksek bir oran olacağından tüketicilerin alım gücünü etkiler. Tüketicilerin gelirleri genelde belirli dönemlerde (6 ayda yada 12 ayda bir) arttığından alım gücü düşer. Alım gücü düşen tüketiciler talebi ve tüketimi azaltır. Tüketimin azalması üreticinin üretimi azaltmasına buda işçi çıkarılmasına sebep olacak. İşsiz kalan kişiler sadece zorunlu harcamalarını yapacaklarından tüketim daha da azalacak, üretim yine azalacak ve bu döngü devam ederek iktisadi daralma yani küçülmeye yol açacaktır. Fakat öyle bir enflasyon rakamı olsa ki hem tüketicinin alım gücünü, tüketimlerini azaltacak kadar, etkilemese hem de üreticinin karını, ufak ufak ta, arttırsa, üretici üretimi arttırır, artan üretim yeni istihdamlar yaratır, yeni istihdamlar tüketimi arttırır ve bu döngüde iktisadi gelişmeye sebep olur. İşte bu sonuçlara ulaştıracak enflasyon düzeyi genel olarak %1-%3 arası enflasyon kabul edilir. Özellikle %5 üzeri çıkan enflasyon riskin yükseldiğini gösteren bir durum olarak değerlendirilebilir. 10

11 Peki enflasyon oranı nasıl hesaplanır? Enflasyon hesabı için endekslerden yararlanılır. Endeks; belirli bir yıl temel alınarak (baz yılı) bu yıla göre değişkenin değişiminin incelenmesidir. Temel olarak enflasyon hesabında 3 endeks kullanılır. TÜFE (Tüketici Fiyatları Endeksi):Belirli bir dönemde tüketicilerin satın aldığı belirli mal ve hizmet fiyatlarının değişiminin incelenmesinden oluşan endekstir. Mevcut hesaplama yönteminde yaklaşık 440 mal ve hizmet yer almaktadır. Örnek vermek gerekirse; otomobil, domates, ayran, ayakkabı, ceket, telefon görüşme ücretleri vb. gibi günlük hayatımızda kullandığımız ürünler yer almaktadır. Aylık, üç aylık ve yıllık olarak hesaplanan TÜFE tüketiciler açısından temel bir göstergedir. ÜFE (Üretici Fiyatları Endeksi):Ülkede üretimi yapılan ve yurtiçi satışa konulan ürünlerin genel fiyat düzeyindeki değişimi ölçmektedir. Türkiye de bu endekste yaklaşık 700 ürün yer almaktadır. Bu ürünler, imalat, tarım ve enerji sektörleri ağırlıklıdır. Aylık, üç aylık ve yıllık olarak hesaplanan ÜFE yükselmesi genelde TÜFE nin yükseleceğinin habercisidir. Deflatör:Deflatör, TÜFE ve ÜFE ye göre çok daha geniş kapsamlıdır. Çünkü deflatörde ülkedeki belli mal ve hizmetler değil tüm mal ve hizmetler dikkate alınır. Deflatör bir diğer adı ile gayri safi yurtiçi hasıla deflatörü olarak ta bilinir. Son olarak enflasyon konusunda, ülkedeki politika yapıcıların hedefi ne olabilir? Bu soruya değinelim. Hiç kuşkusuz beklentinin, iktisadi büyümeye katkı sağlayacak seviyede bir enflasyon rakamını yakalamak olduğunu söyleyebiliriz. Tabi sadece bu seviyeyi yakalamak yetmeyecek, bu seviyede süreklilik kazanması da gerekecektir. O zaman hedef; fiyat istikrarını sağlamak ve korumak olarak belirlenebilir. Üretim ve Üretimde Değişmeler: Nasıl bir firma için belirli bir dönemde ürettiği toplam ürün miktarı önemli ise, bir ülke içinde belirli bir dönemde üretilen toplam mal ve hizmet miktarı önemlidir. Toplam üretim miktarından kasıt, belirli bir dönemde ülke içindeki tüm firma ve kurumların ürettiği tüm mal ve hizmetlerin, belirli para cinsi ile, toplam parasal değerini ifade eder. Bu değer ile ülkeler mevcut üretim kapasiteleri yani iktisadi büyüklüklerini değerlendirebilirler. Genel adıyla milli gelir olarak ifade edilen bu toplam üretim değerinin ölçülmesinde Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) tekniği kullanılır. GSYİH: belirli bir dönemde (genellikle yıllık değerlendirmeler incelenir) ülke sınırları içerisinde faaliyet gösteren, yerli ve yabancı firmaların, ürettiği toplam mal ve hizmet miktarının, belirli para cinsi ile, toplam parasal değeridir. GSYİH ülkelerin makro değerlendirilmesinde kullanılan en önemli makro değişkenlerden birisidir. Ülkeler birbirleri ile karşılaştırılırken GSYİH rakamları değerlendirilir. GSYİH sı büyük olan ülke, küçük olan ülkeye nazaran daha gelişmiş ülke kabul edilir. Fakat ülkelerin GSYİH nın büyük olması her zaman o ülke vatandaşlarının rahat yani refah içinde yaşadıklarını göstermez. Dolayısıyla vatandaşların refah düzeylerinin karşılaştırılmasında başka bir değişkene ihtiyaç vardır. Bu değişkende GSYİH dan türetilen, kişi başına GSYİH (KbGSYİH) dır. KbGSYİH hesaplanması için, GSYİH değeri toplam nüfusa bölünür. KbGSYİH sı yüksek olan ülkenin vatandaşlarının diğer ülkelere göre daha fazla refah düzeyine sahip olduğu kabul edilir. 11

12 Şimdi kafamızda bir şeyler oluşması açısından örnek verelim. Türkiye GSYİH bakımından dünyanın ilk 20 ülkesi arasındadır yılı GSYİH mız yaklaşık 860 milyar $ civarındadır. Lüksemburg ise, GSYİH bakımından dünyada 92. Sırda yer almaktadır. İşe vatandaşların refah seviyeleri bakımından bakarsak, Lüksemburg, KbGSYİH yaklaşık $ ile Dünyada 1. sırada yer alırken, ülkemiz, yaklaşık $ ile Dünyada 62. sırada yer almaktadır. Genel bir değerlendirme ile ülkeler her sene bir önceki seneye göre daha fazla üretim yani daha yüksek GSYİH yı hedeflerler.gsyih da meydana gelen bu artışlar büyüme olarak tanımlanır. O zaman ülkelerin iktisadi olarak büyümesinden kasıt GSYİH larının artmasıdır. Artış yerine azalış meydana gelmesi küçülme olarak tanımlanır. Son olarak üretim açısından politika yapıcıların hedefi nedir bunu belirleyelim. Hiç kuşkusuz hedef; sürekli GSYİH büyümesidir. Fakat Konjonktürel daralma durumlarından da en az hasarla çıkmak hedeflenir. İstihdam ve İşsizlik: İstihdam geniş anlamı ile üretim faktörlerinin, üretim sürecine katılmasıdır. Fakat bir de dar anlamı vardır ki genel kullanımı bu dar anlamıdır. Dar anlamda istihdam, üretim faktörlerinden sadece işgücünün belirli bir ücret karşılığında üretim sürecine katılmasıdır. Bizde istihdamdan bu dar anlamı anlayacağız. Bu durumda tam istihdam, bir ülkedeki tüm işgücünün, istihdam edilmesi olur. Tüm işgücünün istihdam edilmediği her durum ise eksik istihdamı gösterir. Şüphesiz tam istihdam ulaşılması zor fakat arzu edilen bir durum olacaktır. İşsizlik ise, insanların çalışma isteğinde olduğu halde bir ücret karşılığında çalışamamalarıdır. Genel bir değerlendirme ile insanların istihdam edilmesi işsiz kalmasından iyidir. Çünkü istihdam edilen insan, öncelikle üretime katkı sağlayacak ve kazandığı ücret ile de harcama yapacaktır. Yapılan harcamalar neticesinde firmaların satış gelirleri artacak, gelirleri artan firmalar daha çok üretmek isteyecek, yeni yatırımlar ile yeni kişiler istihdam edilecek ve bu döngü sürekli olarak devam ederek ekonominin gelişmesini sağlayacaktır. İşsizlik ise tam tersi olarak harcamaların azalması ile üretimin kısılmasına ve ekonominin daralmasına sebep olacaktır. Bu durumda bir ülke için istihdam ve işsizlik rakamlarının takip edilmesi önemlidir. Önce istihdamı incelersek, istihdamı belirleyen ilk faktör bir ülkedeki firma ve kurumların işgücü ihtiyacıdır. Firma ve kurumlar işgücü talep etmektedirler. Ne kadar talep ettikleri ise toplam istihdam sayısını oluşturacaktır. Toplam istihdamın toplam işgücü (çalışabilecek insan nüfusu) sayısına bölünmesi ile de istihdam oranına ulaşılır. Örneğin bir ülkede 20 milyon işgücü var buna karşın 10 milyon kişi çalışıyorsa istihdam oranı %50 dir. İşsizlik kavramı ise, çalışmayan herkes işsizdir gibi basit bir tanımın yetmeyeceği bir kavramdır. İşsizlik, çalışma gücü ve arzusu olduğu halde iş arayıp ta bulamayanların toplamıdır. Fakat bu tanıma da birkaç nokta eklemek gerekir. Toplumda bazı gruplar işsiz kategorisinde değerlendirilmezler. Örneğin, 0-18 yaş arası ve 65 yaş üstü kişiler, ev hanımları, öğrenciler, askerler, mahkumlar, çalışamayacak durumdaki hasta ve engelliler bu gruptaki kişilerdir. Bu kişiler çıkınca mevcut işsiz kişilerin sayısı, toplam işgücüne bölündüğünde ise, işsizlik oranı elde edilir. 12

13 Son olarak işsizliğin türlerine bakalım; İradi İşsizlik: Kişinin, çalışabilecek durumda olduğu halde kendi isteği ile çalışmaması durumudur. Bu durumun sebebi daha çok aileden gelen gelir sebebi ve tembellik olarak gösterilebilir. İradi işsizlik makro açıdan çok dikkat edilen bir işsizlik türü değildir çünkü genel işsizlerin arasında küçük bir orana sahiptir. Gayri İradi İşsizlik: Şartlar ne olursa olsun çalışmak isteyen insanların, kendi iradesi dışında iş bulamamalarıdır. Bu işsizlik türü makro açıdan temel işsizlik türüdür. Çünkü insanların çalışmak isteyip te iş bulamamaları istihdam alanlarının yetersizliğini gösterir. Aynı zamanda gayri iradi işsizliğin yüksek olması işgücünün ücret düzeyini de düşürecektir. Durumu şöyle açıklayabiliriz. Firmalar üretimlerinde çalıştırmak üzere işgücü talep ederler. Bireyler ise üretimde çalışmak üzere kendi işgüçlerini arz ederler. Yani normalde arz tarafı olan firmalar konu işgücü olunca talep, normalde talep tarafı olan bireyler konu işgücü olunca arz tarafı olmaktadırlar. Eğer işgücü arzı, işgücü talebinden yüksek olursa firmaların seçim alternatifleri çok olacağından ücret düzeyleri düşer. Tersi durum olsa idi o zaman ücretler yükselirdi. Gayri iradi işsizliğin yüksek olması ücretleri düşüreceğinden hem tüketim azalır hem de toplumda gelir dağılımı bozulur. Gayri iradi işsizliğin yüksek olması aynı zamanda ülkenin yeterli büyümediğinin de göstergesidir. Konjonktürel İşsizlik: daha öncede belirtildiği gibi konjonktürel daralma dönemlerinde üretim ve tüketim azalacağından işsizlikte artacaktır. Söz konusu daralma dönemi geçici olacağından bu tip işsizliğe maruz kalanların konjonktürel genişleme dönemlerinde iş bulması beklenir. Yapısal İşsizlik:Ülkenin ve dünyanın üretim yapısındaki gelişmeler sonucunda doğan işsizlik türüdür. Daha çok da eskiden yoğun olarak kullanılan bir üretim tekniğinin teknolojinin gelişmesi ile artık kullanılmayan bir duruma gelmesi sonucu ortaya çıkan işsizliktir. Örneğin eskiden hemen hemen her mahallede var olan yorgancılara günümüzde pek rastlanmamaktadır. Kitlesel üretimlerle başa çıkamayan bu meslek grubu çalışanları ya işlerini değiştirmişler ya işsiz kalmışlardır. Mevsimsel İşsizlik:Çeşitli dönemlerde çalışan onun dışında çalışmayan işgücü grubunu gösterir. Örneğin tarımsal ürünlerin hasat zamanında çalışan fakat diğer zamanlarda çalışmayan kişiler bu gruptadır. Geçici İşsizlik: Bir diğer adı friksiyonel işsizlik olan geçici işsizlik insanların iş değiştirme sırasında belirli bir dönem işsiz kaldıkları durumu ifade eder. Gizli İşsizlik: İnsanların bir işyerinde ücret karşılığında çalıştığı fakat gerek kendi yetenekleri gerekse yanlış istihdam sonucu üretime katkılarının olmadığı durumdaki işsizliktir. Yani işçinin üretime marjinal katkısı sıfırdır. Nominal ve Reel Değer Ayrımı Nominal ve reel ayrımı makro açıdan önemli bir analiz basamağıdır. Çünkü nominal değerler kullanılarak verilecek kararlar ve tespitler yanıltıcı olabilecektir. Bu sebeple reel verileri kullanmak gerekmektedir. Bu durumun önemini belirttikten sonra kavramların tanımlarını yapabiliriz. Önce nominal değer üzerinde duralım. Nominal değer aynı zamanda 13

14 cari değer ile eş anlamlıdır. Nominal değer; enflasyonun etkisinden arındırılmamış değerdir. Yani enflasyon fiyatların artışı ise, içinde fiyat etkisi olan her değişken bundan etkilenecektir. Söz gelimi bir işçinin sene başında maaşına %10 zam alması bu haliyle nominal artışı ifade eder. Çünkü enflasyon rakamı ile değerlendirmediğimiz sürece fiyat etkisi ile değerlendirme yaparız ve yanıltıcı sonuçlar ediniriz. Örneğin işçinin maaşının %10 arttığını görüyoruz fakat gerçekte alım gücü ne kadar değişmiş bilmiyoruz. İşte tam bu noktada reel değere ihtiyacımız vardır. Reel değer; enflasyon etkisinden arındırılmış değerdir. Örneğin ülkede %15 enflasyon varsa, işçiye %10 da zam yapılsa; %10 - %15= -5% İşçinin kaybı vardır ve reel geliri, yapılan zamma rağmen, %5 azalmıştır. Çünkü geçen seneye göre mal ve hizmet fiyatları %15 arttığından, işçinin geçen seneki alım gücünde kalabilmesi için en az %15 zam alması gerekirdi. Geçen seneden daha yüksek bir alım gücü yani refah seviyesine ulaşabilmesi içinde %15 den daha fazla zam alması gerekirdi. Nominal, reel ayrımı sadece maaş hesaplamada değil, GSYİH, faiz vb. değişkenlerde de kullanılır. Daha öncede belirttiğimiz gibi nominal değerler yanıltıcı sonuçlara sevk edebilmektedir. Döviz ve Döviz Kurları Döviz en kısa tanımı ile yabancı paradır. Bu durumda yerli para cinsinden olmayan her para döviz olarak kabul edilir. Söz gelimi, Amerikan Doları, Avrupa para birimi Euro, İngiliz Sterlini, Japon Yeni vb. para birimleri dövizdir. Döviz ile yerli paranın birbiri cinslerinden ifadesi ise döviz kurunu oluşturur. Döviz kurları, düz kur ve çapraz kur olmak üzere iki başlık altında toplanabilir; Düz Kur: Düz kur hesabı da direkt kotasyon ve dolaylı kotasyon olmak üzere iki şekilde hesaplanabilir. Direkt kotasyon bir birim yabancı paranın, yerli para cinsinden ifadesidir. Örneğin; 1$ = 2 TL veya 1 = 4 TL direkt kotasyona örnek gösterimlerdir. Genelde de günlük hayatta direkt kotasyon uygulaması yaygın olandır. Dolaylı kotasyon ise, bir birim yerli paranın yabancı para cinsinden ifade edilmesidir. Örneğin; direkt kotasyonlarını verdiğimiz örnekleri dolaylı kotasyona çevirirsek, 1TL = 0.5$ ve 1TL = 0.25 olur. Çapraz Kur; iki yabancı paranın, yerli para cinsinden ifadesidir. Genellikle, daha kolay olacağından, direkt kotasyonlar ile hesaplanır. Yukarıdaki örneğimizde dolar ve euro nun direkt kotasyonlarından çapraz kurları hesaplayalım; 1$ =? hesabı; 1$ = 2 TL ise, $/TL = 2 dir. Aynı şekilde 1 = 4 TL ise, /TL = 4 dür. Buradan; $/ = 2/4 = 0.5 elde edilir. O zaman, 1$ = 0.5 dur. 1 =?$ hesabı; 14

15 1$ = 2 TL ise, $/TL = 2 dir. Aynı şekilde 1 = 4 TL ise, /TL = 4 dür. Buradan; /$ = 4/2 = 2 elde edilir. O zaman, 1 = 2$ dır. Yatırım ve Faiz Faiz dar bir tanımla, bir borç anlaşması sonucu elde edilen gelir oranı yada borçlanma maliyetidir. Bir başka tanım daha verirsek faiz, herhangi bir nedenle ertelenen nakdi ödemenin bedeli olup, gelecekte yapılacak ödeme ile şimdiki arasındaki oransal farktır. Basit bir örnekle tl kredi çeken birisi 12 ay vade sonunda tl ödüyorsa yıllık %10 faiz oranı var demektir. Yatırım ise, sermaye malları stokuna yapılan net ilavedir. Bir adı da sermaye birikimidir. Dolayısıyla iktisaden yatırım bankaya yatırılan para değil üretime yapılan harcamaları ifade eder. Bu bakımdan yatırımların artması, üretimin ve dolayısıyla istihdamın artması, işsizliğin azalması anlamındadır. Yatırımlar ve faiz arasında iktisadi bir ilişki mevcuttur. Bir ülkede arzu edilen, üretimin artması yani yatırımların artmasıdır (ya da sermaye biriminin artması). Bunun içinde ya mevcut firmaların büyümesi ya da yeni firmaların kurulması gerekmektedir. Bunun için ise, girişimcilerin paraya ihtiyaçları vardır. Para elde etmek içinse iki yol vardır; ya mevcut kaynaklar (birikimler) ya da banka kredisi. Genel olarak, banka kredileri girişimcilerin kullandığı yoldur. İşte tam bu aşamada faiz oranları devreye girer. Eğer ülkede çok yüksek faiz oranları var ise, borçlanmanın maliyeti artacağından, girişimci yatırım yapmaya çekinir. Bu sebeple yatırımlar istenilen hızda artmayabilir. Tersi durumda düşük faizler varsa buda girişimciyi daha çok yatırım yapmaya yönlendirebilir. Bu bağlamda faiz ve yatırımlar arasında ters bir orantı mevcut olduğu kabul edilir. Maliye Politikası Maliye politikası, devletin iktisadi döngüyü etkilemek amacı ile, topladığı vergiler ve yaptığı harcamalar ile yaptığı politikadır. Devlet adına bu politikayı seçilmiş siyasi partiler yerine getirir. Devlet, firma ve hanehalkından topladığı vergiler ile emekli maaşlarından, altyapı harcamaları, çeşitli sübvansiyonlara kadar bir çok harcama yapar ve yaptığı harcamalar ile topladığı vergi oranı iktisadi yapı üzerinde önemli etkilere sahip olur. Bunu yaparken de asıl amacı konjonktürel dalgalanmaları yönetebilmek ve yatırımların kontrollü bir şekilde artmasını sağlamaktır. Maliye politikası, genişletici ve daraltıcı olmak üzere de ikiye ayrılır; Genişletici Maliye Politikası: Devletin vergi oranlarını indirmesi ile yatırımların maliyetini azaltıp teşvik etmesi aynı zamanda da daha fazla kamu harcaması (daha çok memur alması, altyapı yatırımları, sübvansiyonlar vb.) yaparak iktisadi hayatı canlandırması durumudur. Genel olarak konjonktürel daralma dönemlerinde uygulanan ve daralmanın kötü etkilerini yumuşatmayı amaçlayan bu politika, genişleme dönemlerinde enflasyona ve cari açığın artmasına neden olabilmektedir. Ayrıca çok kamu harcaması bütçe açığını da beraberinde getirebilmektedir. Daraltıcı Maliye Politikası: Devletin vergi oranları arttırması ve kamu harcamalarını azaltması durumudur. İlk bakışta yapılmaması gereken bir politika gibi gözükse de cari açığın tehlikeli, enflasyonun yüksek ve bütçe dengesinin açık yada kritik seviyede 15

16 olduğu bir ülkede tüketimi kısmak ve bu yolla enflasyon, cari açık ve bütçe dengesini kontrol edilmek istenmesi durumunda uygulanır. Halk arasında kemer sıkma politikası olarak ta bilinir. Para Politikası Para politikası, ülkedeki para miktarını kontrol edebilmek ve bu yolla enflasyonu kontrol altına alarak, sürdürülebilir bir iktisadi büyümeyi sağlamayı amaçlayan politikadır. Devlet adına bu politikayı bağımsız (yani seçilmiş siyasi partiler ile alakası olmayan) merkez bankası yürütür. Para miktarı ise, para arzı denilen kavram ile belirlenir. Para arzının arttırılması paranın bollaşması, para arzının daraltılması ise, paranın piyasada azalması anlamındadır. Para politikası, genişletici ve daraltıcı olmak üzere de ikiye ayrılır; Genişletici Para Politikası: İktisadi hayatı canlandırmak için kullanılan bu politika, merkez bankasının para arzını arttırması anlamına gelmektedir. Eğer para arzı artarsa para piyasada bollaşacak girişimciler yatırımları arttırabilecek, işsizlik azalacak ve harcamalar yani tüketim artacaktır. Fakat güzel gibi görülen bu durumun bir sonucu vardır. Para arzı artar para bollaşırsa çoğalan paranın değeri düşer, yani faizler düşer. Aynı zamanda da enflasyon artar. Kısacası para arzı artarsa, faizler düşer, enflasyon artar. Hemen hatırlatmak gerekir ki merkez bankası bu politikayı direkt olarak faiz oranlarını düşürerek te gerçekleştirebilir. Daraltıcı Para Politikası: Enflasyonun yüksek olduğu ve kontrol dışına çıktığı bir ülkede daraltıcı para politikası uygulamak kaçınılmazdır. Daraltıcı para politikası, merkez bankasının para arzını azaltması yada faiz oranlarını yükseltmesidir. Sırasıyla merkez bankası, para arzını azaltırsa, azalan paranın değeri artar yani faiz oranları yükselir. Faiz oranlarının yükselmesi, yatırımları azaltır, tüketim azalır ve enflasyon düşer. Konunun daha iyi anlaşılması için para arzının arttırılıp azaltılmasından bahsedelim. Merkez bankaları ellerinde yüksek oranda yerli para ve döviz tutan devlet bankalarıdır. Örneğin Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), elinde yüksek miktarda TL ve döviz rezervleri bulundurmaktadır. Söz gelimi TCMB genişletici para politikası uygulamak istesin. Yani para arzını artırmak istesin. Bu durumda para arzının artması, piyasada TL nin çoğalması anlamına gelir. Bunun için iki yolu vardır, birincisi para basmak (merkez bankaları para basmaya yetkili kurumlardır) ikincisi ise, elindeki TL ile piyasadan döviz satın almak ve karşılığında TL verdiği için piyasadaki TL miktarını arttırmak. Her ikisinde de TL artacağı için, iktisat kuralı gereği bollaşan (arzı artan yani arz eğrisi sağa kayan) ürünün değeri düşer. Bu durumda TL karşılığı borçlanmanın da maliyeti azalır yani faiz düşer. Böylece yatırımlar artar. Fakat, bu sefer de TL bollaşacağından, tüketim artar ve fiyatlar yükselmeye başlar yani enflasyon olur. Para arzının azaltılması ise, merkez bankasının piyasadan TL çekmek amacı ile döviz satmasıdır. Bu durumda da genişletici politikadaki sonuçların tersi gerçekleşecektir. 16

5.4 Makro Açıdan Diğer Önemli Konular. 5.4.1 Nominal ve Reel Değer Ayrımı

5.4 Makro Açıdan Diğer Önemli Konular. 5.4.1 Nominal ve Reel Değer Ayrımı 5.4 Makro Açıdan Diğer Önemli Konular 5.4.1 Nominal ve Reel Değer Ayrımı Nominal ve reel ayrımı makro açıdan önemli bir analiz basamağıdır. Çünkü nominal değerler kullanılarak verilecek kararlar ve tespitler

Detaylı

5. MAKRO İKTİSADA GİRİŞ

5. MAKRO İKTİSADA GİRİŞ 5. MAKRO İKTİSADA GİRİŞ Bu bölüme kadar gördüğümüz konular iktisadın mikro tarafı ile ilgiliydi. Hatırlanacak olursa, arz - talep uygulamaları, tüketici - üretici maksimizasyonu vb. birey ve üretici ile

Detaylı

GENEL EKONOMİ DERS NOTLARI

GENEL EKONOMİ DERS NOTLARI GENEL EKONOMİ DERS NOTLARI 1. BÖLÜM Öğr. Gör. Hakan ERYÜZLÜ İktisadın cevap bulmaya çalıştığı temel amaçlarını aşağıdaki sorular ile özetleyebiliriz; Hangi mallar/hizmetler ne miktarda üretilmelidir? Hangi

Detaylı

MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ. Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir.

MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ. Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir. 68 MAKROİKTİSAT BÖLÜM 1: MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ Mikro kelimesi küçük, Makro kelimesi ise büyük anlamına gelmektedir. Mikroiktisat küçük ekonomik birimler (hanehalkı, firmalar ve piyasalar) ile

Detaylı

Kamu bütçesi, Millet Meclisi tarafından onaylanıp kanunlaşan ve devletin planlanan gelir ve harcamalarını gösteren yıllık bir programdır.

Kamu bütçesi, Millet Meclisi tarafından onaylanıp kanunlaşan ve devletin planlanan gelir ve harcamalarını gösteren yıllık bir programdır. 97 BÖLÜM 6. KAMU BÜTÇESİ ve MALİYE POLİTİKASI (KEYNESYEN MODEL DEVAMI) Kamu bütçesi, Millet Meclisi tarafından onaylanıp kanunlaşan ve devletin planlanan gelir ve harcamalarını gösteren yıllık bir programdır.

Detaylı

2018/1. Dönem Deneme Sınavı.

2018/1. Dönem Deneme Sınavı. 1. Aşağıdakilerden hangisi mikro ekonominin konuları arasında yer almamaktadır? A) Tüketici maksimizasyonu B) Faktör piyasası C) Firma maliyetleri D) İşsizlik E) Üretici dengesi 2. Firmanın üretim miktarı

Detaylı

MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA)

MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA) MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA) 1- Bir ekonomide işsizlik ve istihdamdaki değişimler iktisatta hangi alan içinde incelenmektedir? a) Mikro b) Makro c) Para d) Yatırım e) Milli Gelir

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR...

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR... İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1: EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER VE TEMEL KAVRAMLAR... 1 1.1. EKONOMİ İLE İLGİLİ DÜŞÜNCELER... 3 1.1.1. Romalıların Ekonomik Düşünceleri... 3 1.1.2. Orta Çağ da Ekonomik Düşünceler...

Detaylı

Ekonomi II. 23.Uluslararası Finans. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

Ekonomi II. 23.Uluslararası Finans. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından Ekonomi II 23.Uluslararası Finans Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır. 2 23.Uluslararası Finans 23.1.Dış Ödemeler

Detaylı

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com Finansal Piyasa Dinamikleri Yekta NAZLI ynazli@yahoo.com Neleri İşleyeceğiz? Finansal Sistemin Resmi Makro Göstergeler ve Yorumlanması Para ve Maliye Politikaları Merkez Bankası ve Piyasalar Finansal Piyasalardaki

Detaylı

2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi 2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisadi ve Mali Analiz Yüksek Lisansı Bütçe Uygulamaları ve Mali Mevzuat Dersi Kıvanç

Detaylı

FİYATLAR GENEL DÜZEYİ VE MİLLİ GELİR DENGESİ

FİYATLAR GENEL DÜZEYİ VE MİLLİ GELİR DENGESİ FİYATLAR GENEL DÜZEYİ VE MİLLİ GELİR DENGESİ Bu bölümde Fiyatlar genel düzeyi (Fgd) ile MG dengesi arasındaki ilişkiler incelenecek. Mg dengesi; Toplam talep ile toplam arzın kesiştiği noktada bulunacaktır.

Detaylı

1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU

1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 MAKRO EKONOMİNİN DOĞUŞU ve TEMEL KAVRAMLAR 11 1.1.Makro Ekonominin Doğuşu 12 1.1.1.Makro Ekonominin Doğuş Süreci 12 1.1.2.Mikro ve Makro Ekonomi Ayrımı 15 1.1.3.Makro Analiz

Detaylı

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ Bugünki dersin içeriği: 1. MALİYE POLİTİKASI VE DIŞLAMA ETKİSİ... 1 2. UYUMLU MALİYE VE

Detaylı

Ekonomi II. 21.Enflasyon. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

Ekonomi II. 21.Enflasyon. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından Ekonomi II 21.Enflasyon Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır. 2 21.1.Nedenlerine Göre Enflasyon 1.Talep Enflasyonu:

Detaylı

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 İKTİSAT İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR 13 1.1.İktisadın Konusu ve Kapsamı 14 1.2. İktisadın Bölümleri 15 1.2.1.Mikro ve Makro İktisat 15 1.2.2. Pozitif İktisat ve Normatif İktisat

Detaylı

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120 Makro İktisat II Örnek Sorular 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120 Tüketim harcamaları = 85 İhracat = 6 İthalat = 4 Hükümet harcamaları = 14 Dolaylı vergiler = 12

Detaylı

İstihdam Faiz ve Paranın Genel Teorisi, makro iktisadın kökenini oluşturur.

İstihdam Faiz ve Paranın Genel Teorisi, makro iktisadın kökenini oluşturur. 1-John Maynard Keynes in en önemli eseri ve bu eserin içeriği nedir? İstihdam Faiz ve Paranın Genel Teorisi, makro iktisadın kökenini oluşturur. 2-Keynes in geliştirdiği görüş nedir? Toplam talebin istihdamı

Detaylı

Ürünün çok bulunduğu ya da üretildiği yerden az bulunduğu yerlere ya da onlardan yararlanacak kişilere taşıyarak ürüne değer kazandırılabilir.

Ürünün çok bulunduğu ya da üretildiği yerden az bulunduğu yerlere ya da onlardan yararlanacak kişilere taşıyarak ürüne değer kazandırılabilir. 4. ÜRETİM ve MALİYETLER Üretim, mevcut üretim faktörlerinin kullanılması ile insan ihtiyaçlarının karşılayacak ürün veya hizmet meydana getirme çabasıdır. Başka bir tanım ile üretim, ürünlerin faydasını

Detaylı

1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR

1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR ÖNSÖZ İÇİNDEKİLER III Bölüm 1 TEMEL İKTİSADİ KAVRAMLAR 11 1.1. İktisat Biliminin Temel Kavramları 12 1.1.1.İhtiyaç, Mal ve Fayda 12 1.1.2.İktisadi Faaliyetler 14 1.1.3.Üretim Faktörleri 18 1.1.4.Bölüşüm

Detaylı

2009 VS 4200-1. Gayri Safi Yurt içi Hasıla hangi nitelikte bir değişkendir? ) Dışsal değişken B) Stok değişken C) Model değişken D) kım değişken E) içsel değişken iktist TEORisi 5. Kısa dönemde tam rekabet

Detaylı

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2.

İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2. İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ... v İÇİNDEKİLER... vi GENEL EKONOMİ 1. Ekonominin Tanımı ve Kapsamı... 1 1.1. Ekonomide Kıtlık ve Tercih... 1 1.2. Ekonominin Tanımı... 3 1.3. Ekonomi Biliminde Yöntem... 4 1.4.

Detaylı

İçindekiler kısa tablosu

İçindekiler kısa tablosu İçindekiler kısa tablosu Önsöz x Rehberli Tur xii Kutulanmış Malzeme xiv Yazarlar Hakkında xx BİRİNCİ KISIM Giriş 1 İktisat ve ekonomi 2 2 Ekonomik analiz araçları 22 3 Arz, talep ve piyasa 42 İKİNCİ KISIM

Detaylı

M2 Para Tanımı: M1+Vadeli ticari ve tasarruf mevduatları (resmi mevduatlar hariç)

M2 Para Tanımı: M1+Vadeli ticari ve tasarruf mevduatları (resmi mevduatlar hariç) PARA ARZI Dar tanımlı para arzı dolaşımdaki nakit ile bankacılık sisteminde vadesiz mevduatların toplamından oluşmakta, geniş tanımlı para arzı ise bu toplama bankacılık sistemindeki vadeli mevduatların

Detaylı

MAKROEKONOMİ - 2. HAFTA

MAKROEKONOMİ - 2. HAFTA MAKROEKONOMİ - 2. HAFTA Ekonomik Faaliyetlerin Döngüsü Mal ve Hizmetler C HANEHALKLARI Tüketim Harcamaları Faktör Ödemeleri B A FİRMALAR Üretim Faktörleri GSYH ÖLÇME YÖNTEMLERI Üretim Yöntemi: Firmaların

Detaylı

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ AYLIK EKONOMİK GÖSTERGELER EKİM 2015 Hazine Müsteşarlığı Matbaası Ankara, 22 Ekim 2015 İÇİNDEKİLER TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELER i I. ÜRETİM I.1.1.

Detaylı

Dış Ticaret Politikasının Amaçları

Dış Ticaret Politikasının Amaçları Dış Ticaret Politikasının Amaçları Dış Ödeme Dengesizliklerinin Giderilmesi Bir ülkede fazla olan döviz talebinin azaltılması için kullanılabilir. Dış rekabetten korunma Uluslararası rekabete dayanacak

Detaylı

TEMEL MAKRO EKONOMİ SORUNLARI VE POLİTİKA ARAÇLARI. Dr. Öğretim Üyesi Yasemin TELLİ ÜÇLER

TEMEL MAKRO EKONOMİ SORUNLARI VE POLİTİKA ARAÇLARI. Dr. Öğretim Üyesi Yasemin TELLİ ÜÇLER TEMEL MAKRO EKONOMİ SORUNLARI VE POLİTİKA ARAÇLARI Dr. Öğretim Üyesi Yasemin TELLİ ÜÇLER EKONOMİK BÜYÜME SORUNU Ekonomik büyüme, ekonominin üretim kapasitesinin artırılması daha fazla mal ve hizmet üretilmesidir.

Detaylı

2016 YILI I.DÖNEM AKTÜERLİK SINAVLARI EKONOMİ

2016 YILI I.DÖNEM AKTÜERLİK SINAVLARI EKONOMİ SORU 1: Aşağıdakilerden hangisi/hangileri tüm dünyada görülen artan işsizlik oranını açıklamaktadır? I. İşsizlik yardımı miktarının arttırılması II. Sendikalaşma oranında azalma III. İşgücü piyasında etkin

Detaylı

Dış Ticaret Politikası. Temel İki Politika. Dış Ticaret Politikası Araçları Korumacılık / İthal İkameciliği

Dış Ticaret Politikası. Temel İki Politika. Dış Ticaret Politikası Araçları Korumacılık / İthal İkameciliği Dış Ticaret Politikası Temel İki Politika Korumacılık / İthal İkameciliği Genel olarak yurt dışından ithal edilen nihai tüketim mallarının yurt içinde üretilmesini; böylece dışa bağımlılığın azaltılmasını

Detaylı

11.12.2013 CARİ İŞLEMLER DENGESİ

11.12.2013 CARİ İŞLEMLER DENGESİ 11.12.2013 CARİ İŞLEMLER DENGESİ Ekim ayı cari işlemler açığı piyasa beklentisi 2,9 Milyar dolar eksiyken, veri beklentilere paralel 2,89 milyar dolar açık olarak geldi. Ocak-Ekim arasındaki 2013 cari

Detaylı

Orta Vadede (Dönemde) Piyasa Dengesi:

Orta Vadede (Dönemde) Piyasa Dengesi: .E.. Orta Vadede (Dönemde) iyasa Dengesi: S e D n öyle bir dengede denge şartı noktasında gerçekleşmektedir. Üretim kadar piyasa fiyat düzeyi ise seviyesinde gerçekleşmektedir. Olaya S eğrisi açısında

Detaylı

Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom ve Denkleştirici

Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom ve Denkleştirici Ödemeler Dengesi Doç. Dr. Dilek Seymen Araş. Gör. Aslı Seda Bilman 1 Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom

Detaylı

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması Gazi Erçel Başkan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 1 Nisan 1998 Ankara I. Giriş Ocak ayı başında

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015) TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015) Hane Halkı İşgücü İstatistikleri 2014 te Türkiye de toplam işsizlik %10,1, tarım dışı işsizlik ise %12 olarak gerçekleşti. Genç nüfusta ise işsizlik

Detaylı

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU BÜYÜME 2011 yılı dördüncü döneme ilişkin hesaplanan gayri safi yurtiçi hasıla değeri bir önceki yılın aynı dönemine göre sabit fiyatlarla

Detaylı

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI 1 DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI Durgunluk Tanımı Toplam arz ile toplam talep arasındaki dengesizlik talep eksikliği şeklinde ortaya çıkmakta, toplam talebin uyardığı üretim düzeyinin o ekonominin üretim

Detaylı

8. BÖLÜM STAGFLASYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI. Dr. Süleyman BOLAT

8. BÖLÜM STAGFLASYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI. Dr. Süleyman BOLAT 8. BÖLÜM STAGFLASYONLA MÜCADELEDE MALİYE POLİTİKASI 1 STAGFLASYON Stagflasyon: Üretimde görülen durgunluk ve fiyatlarda yaşanan artışın bir araya gelmesidir. - Durgunluk içinde enflasyon: Reel ekonomik

Detaylı

OCAK 2019-BÜLTEN 12 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

OCAK 2019-BÜLTEN 12 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ OCAK 2019-BÜLTEN 12 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ 1 Bu Ay 1. Büyümede Duraksama... 2 2. İthalat Düşüyor... 2 3. Sanayi Üretiminde Duraklama... 3 4. İşsizlik Artıyor... 4

Detaylı

Ünite 14 MİLLİ GELİR. Prof. Dr. İsmet BOZ

Ünite 14 MİLLİ GELİR. Prof. Dr. İsmet BOZ Ünite 14 MİLLİ GELİR Prof. Dr. İsmet BOZ MİLLİ GELİRİ HESAPLAMA YÖNTEMLERİ Üretim Yönünden Hesaplama Üretim yolu ile milli gelir hesaplanırken, üretilen nihai mal ve hizmetlerin miktarları, o yılın piyasa

Detaylı

9. DERS : IS LM EĞRİLERİ: MALİYE VE PARA POLİTİKALARI

9. DERS : IS LM EĞRİLERİ: MALİYE VE PARA POLİTİKALARI 9. DERS : IS LM EĞRİLERİ: MALİYE VE PARA POLİTİKALARI 1. Maliye Politikası ve Dışlama Etkisi...2 A. Uyumlu Maliye ve Para Politikaları...4 2. Para Arzı ve Açık Piyasa İşlemleri...5 3. Klasik Para ve Faiz

Detaylı

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA Problem 1 (KMS-2001) Kısa dönem toplam arz eğrisinin pozitif eğimli olmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

Detaylı

2.BÖLÜM ÇOKTAN SEÇMELİ

2.BÖLÜM ÇOKTAN SEÇMELİ CEVAP ANAHTARI 1.BÖLÜM ÇOKTAN SEÇMELİ 1.(e) 2.(d) 3.(a) 4.(c) 5.(e) 6.(d) 7.(e) 8.(d) 9.(b) 10.(e) 11.(a) 12.(b) 13.(a) 14.(c) 15.(c) 16.(e) 17.(e) 18.(b) 19.(d) 20.(a) 1.BÖLÜM BOŞLUK DOLDURMA 1. gereksinme

Detaylı

ÇALIŞMA SORULARI TOPLAM TALEP I: MAL-HİZMET (IS) VE PARA (LM) PİYASALARI

ÇALIŞMA SORULARI TOPLAM TALEP I: MAL-HİZMET (IS) VE PARA (LM) PİYASALARI ÇALIŞMA SORULARI TOPLAM TALEP I: MAL-HİZMET (IS) VE PARA (LM) PİYASALARI 1. John Maynard Keynes e göre, konjonktürün daralma dönemlerinde görülen düşük gelir ve yüksek işsizliğin nedeni aşağıdakilerden

Detaylı

Giriş İktisat Politikası. İktisat Politikası. Bilgin Bari. 28.Eylül.2015

Giriş İktisat Politikası. İktisat Politikası. Bilgin Bari. 28.Eylül.2015 28.Eylül.2015 1 Giriş Temel Kavramlar Politika Etkilerinin Analizi 2 nın Yürütülmesi Tanımlar Giriş Temel Kavramlar Politika Etkilerinin Analizi İktisat kıt kaynakların etkin dağılımı üzerine çalışır.

Detaylı

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR SORULAR 1- Genişletici maliye politikası uygulanması sonucunda faiz oranının yükselmesine bağlı olarak özel yatırım harcamalarının azalması durumuna ne ad verilir? A) Dışlama etkisi B) Para yanılsaması

Detaylı

gerçekleşen harcamanın mal ve hizmet çıktısına eşit olmasının gerekmemesidir

gerçekleşen harcamanın mal ve hizmet çıktısına eşit olmasının gerekmemesidir BÖLÜM 5 Açık Ekonomi Açık Ekonomi Önceki bölümlerde kapalı ekonomi varsayımı yaptık Bu varsayımı terk ediyoruz çünkü ekonomilerin çoğu dışa açıktır. Kapalı ve açık ekonomiler arasındaki fark açık ekonomide

Detaylı

İktisada Giriş I. 17 Ekim 2016 II. Hafta

İktisada Giriş I. 17 Ekim 2016 II. Hafta İktisada Giriş I 17 Ekim 2016 II. Hafta Ekonomilerdeki Temel Sorunlar İktisat Biliminin ortaya çıkış nedeni kıtlıkla savaştır. Tam kullanım sorunu: Tam istihdam Eksik İstihdam Etkin kullanım sorunu: Hangi

Detaylı

CARİ AÇIK NEREYE KADAR?

CARİ AÇIK NEREYE KADAR? CARİ AÇIK NEREYE KADAR? Prof. Dr. Doğan CANSIZLAR ANKARA - 14 Aralık 2011 1 Türkiye Ekonomisindeki Bazı Eşitlikler -Ekonomik Büyüme = Artan Dış Açık -Artan Dış Açık = Artan Dış Borçlanma -Artan Dış Borçlanma

Detaylı

IS-LM MODELİNİN UYGULANMASI

IS-LM MODELİNİN UYGULANMASI IS-LM MODELİNİN UYGULANMASI IS ve LM eğrilerinin kesiştiği nokta milli geliri belirliyor. Birinin kayması kısa dönem dengeyi değiştiriyordu. Maliye politikası Hükümet harcamaları artışı IS eğrisi sağa

Detaylı

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU BÜYÜME 2012 yılı ikinci çeyreğe ilişkin hesaplanan gayri safi yurtiçi hasıla değeri bir önceki yılın aynı dönemine göre sabit fiyatlarla

Detaylı

Ödemeler Dengesi Doç. Dr. Dilek Seymen Araş. Gör. Aslı Seda Bilman 1 Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom

Detaylı

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ AYLIK EKONOMİK GÖSTERGELER KASIM 2016 Hazine Müsteşarlığı Matbaası Ankara, 30 Kasım 2016 İÇİNDEKİLER TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELER i I. ÜRETİM I.1.1.

Detaylı

iktisaoa GiRiş 7. Ürettiği mala ilişkin talebin fiyat esnekliği değeri bire eşit olan bir firma, söz konusu

iktisaoa GiRiş 7. Ürettiği mala ilişkin talebin fiyat esnekliği değeri bire eşit olan bir firma, söz konusu 2009 BS 3204-1. şağıdakilerden hangisi dayanıksız mal veya hizmet grubu içerisinde ~ almaz? iktiso GiRiş 5. Gelirdeki bir artış karşısında talebi azalan mallara ne ad verili r? ) Benzin B) Mum C) Ekmek

Detaylı

BÖLÜM 9. Ekonomik Dalgalanmalara Giriş

BÖLÜM 9. Ekonomik Dalgalanmalara Giriş BÖLÜM 9 Ekonomik Dalgalanmalara Giriş Çıktı ve istihdamdaki kısa dönemli dalgalanmalara iş çevrimleri diyoruz Bu bölümde ekonomik dalgalanmaları açıklamaya çalışıyoruz ve nasıl kontrol edilebileceklerini

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 32 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya 1 DenizBank Ekonomi Bülteni

Detaylı

Ekonomide Uzun Dönem. Bilgin Bari İktisat Politikası 1

Ekonomide Uzun Dönem. Bilgin Bari İktisat Politikası 1 Ekonomide Uzun Dönem Bilgin Bari İktisat Politikası 1 Neden bazı ülkeler zengin bazı ülkeler fakir? Bilgin Bari İktisat Politikası 2 Bilgin Bari İktisat Politikası 3 Bilgin Bari İktisat Politikası 4 Bilgin

Detaylı

13.02.2014 CARİ İŞLEMLER DENGESİ

13.02.2014 CARİ İŞLEMLER DENGESİ 13.02.2014 CARİ İŞLEMLER DENGESİ Aralık ayı cari işlemler açığı piyasa beklentisi olan -7,5 Milyar doların üzerinde -8,322 milyar dolar olarak geldi. 2013 yılı cari işlemler açığı bir önceki yıla göre

Detaylı

Bölüm 4 ve Bölüm 5. Not: Bir önceki derste Fiyat, Piyasa kavramları açıklanmıştı. Derste notlar alınmıştı. Sunum olarak hazırlanmadı.

Bölüm 4 ve Bölüm 5. Not: Bir önceki derste Fiyat, Piyasa kavramları açıklanmıştı. Derste notlar alınmıştı. Sunum olarak hazırlanmadı. Bölüm 4 ve Bölüm 5 Not: Bir önceki derste Fiyat, Piyasa kavramları açıklanmıştı. Derste notlar alınmıştı. Sunum olarak hazırlanmadı. Talep Piyasada satıcıların faaliyetleri arzı, alıcıların faaliyetleri

Detaylı

İktisada Giriş I. 31 Ekim 2016

İktisada Giriş I. 31 Ekim 2016 İktisada Giriş I 31 Ekim 2016 Talep, Arz ve Piyasa Dengesi Fiyat ile talep edilen miktar arasındaki ilişkiye Talep Kanunu adı verilir. Bir malın satıcısı tek alıcının değil, o malı almak isteyen

Detaylı

12,00 10,00 8,00 6,00 4,00 2,00 0,00

12,00 10,00 8,00 6,00 4,00 2,00 0,00 EKONOMİ BÜLTENİ EKONOMİK ARAŞTIRMALAR BİRİMİ 01-15 KASIM 2013 SAYI:61 Yurt İçi Gelişmeler TÜFE yıllık bazda % 7,71 e geriledi. TÜFE, Eylül ayında bir önceki aya göre %1,80 artış gözlenirken; bir önceki

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. 1.DERS Şubat 2013

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. 1.DERS Şubat 2013 TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü 1.DERS Şubat 2013 DERS PLANI 1. hafta Ders planının gözden geçirilmesi, Türkiye nin dünyadaki yeri bazı

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 44 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank

Detaylı

BÖLÜM FAİZ ORANI-MİLLİ GELİR DENGESİ. Bu bölümde, milli gelir ile faiz oranı arasındaki ilişkiler incelenecektir.

BÖLÜM FAİZ ORANI-MİLLİ GELİR DENGESİ. Bu bölümde, milli gelir ile faiz oranı arasındaki ilişkiler incelenecektir. BÖLÜM FAİZ ORANI-MİLLİ GELİR DENGESİ Bu bölümde, milli gelir ile faiz oranı arasındaki ilişkiler incelenecektir. IS-LM modeli ; J.M.KEYNES tarafından ortaya atılmıştır. Buna göre ekonomide; 1. MAL PİYASASI

Detaylı

Dolaysız ölçme. Dolaylı ölçme. Toplam üretim yaklaşımı. Toplam harcama yaklaşımı Toplam gelir yaklaşımı

Dolaysız ölçme. Dolaylı ölçme. Toplam üretim yaklaşımı. Toplam harcama yaklaşımı Toplam gelir yaklaşımı Dolaysız ölçme Toplam üretim yaklaşımı Dolaylı ölçme Toplam harcama yaklaşımı Toplam gelir yaklaşımı DOLAYSIZ ÖLÇME: Toplam Üretim Yaklaşımı Bir ülkenin sınırları içinde belirli bir yılda üretilen nihai

Detaylı

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU ENFLASYON AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU % TÜFE ÜFE Şubat 2011 2012 2011 2012 Yıllık 4,16 10,43 10,87 9,15 Yıllık Ort. 7,76 7,48 9,23 10,96 Aylık 0,73 0,56 1,72-0,09 2012

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... 1-20 1.1. Temel Makro Ekonomik Göstergelere Göre Türkiye nin Mevcut Durumu ve Dünyadaki Yeri... 1 1.2. Ekonominin Artıları Eksileri; Temel

Detaylı

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU ENFLASYON AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU % TÜFE ÜFE Ocak 2011 2012 2011 2012 Yıllık 4,90 10,61 10,80 11,13 Yıllık Ort. 8,28 6,95 8,89 11,11 Aylık 0,41 0,56 2,36 0,38 Yeni

Detaylı

Ekonomi. Doç.Dr.Tufan BAL. 3.Bölüm: Fiyat Mekanizması: Talep, Arz ve Fiyat

Ekonomi. Doç.Dr.Tufan BAL. 3.Bölüm: Fiyat Mekanizması: Talep, Arz ve Fiyat Ekonomi 3.Bölüm: Fiyat Mekanizması: Talep, Arz ve Fiyat Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır. 2 Fiyat Mekanizması:Talep,

Detaylı

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015 Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 215 BÜYÜME DÜŞMEYE DEVAM EDİYOR Zümrüt İmamoğlu* ve Barış Soybilgen ** 13 Nisan 215 Yönetici Özeti Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış Sanayi Üretim Endeksi (SÜE)

Detaylı

Ders Notları Dr. Murat ASLAN. Bu notlar; Prof. Dr. ABUZER PINAR ın MALĠYE POLĠTĠKASI ders kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır.

Ders Notları Dr. Murat ASLAN. Bu notlar; Prof. Dr. ABUZER PINAR ın MALĠYE POLĠTĠKASI ders kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır. Ders Notları Dr. Murat ASLAN Bu notlar; Prof. Dr. ABUZER PINAR ın MALĠYE POLĠTĠKASI ders kitabından faydalanılarak hazırlanmıştır. genişleme trend Daralma Kriz, küçülme 12,00 Reel Büyüme Hızı Oranı 1950-2008

Detaylı

Büyüme Değerlendirmesi: 2013 4. Çeyrek

Büyüme Değerlendirmesi: 2013 4. Çeyrek Büyüme Değerlendirmesi: 2013 4. Çeyrek 31.03.2014 YATIRIMSIZ BÜYÜME Seyfettin Gürsel*, Zümrüt İmamoğlu, ve Barış Soybilgen Yönetici Özeti TÜİK'in bugün açıkladığı rakamlara göre Türkiye ekonomisi 2013

Detaylı

tepav Mart2011 N201139 POLİTİKANOTU Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

tepav Mart2011 N201139 POLİTİKANOTU Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı POLİTİKANOTU Mart2011 N201139 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Sarp Kalkan 1 Politika Analisti, Ekonomi Etütleri Cari Açığın Sebebini Merak Eden Bütçeye Baksın Cari açık, uzun yıllardan

Detaylı

2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ. Zafer YÜKSELER. (19 Haziran 2017)

2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ. Zafer YÜKSELER. (19 Haziran 2017) 2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ Zafer YÜKSELER (19 Haziran 2017) TÜİK, 2017 yılı ilk çeyreğine ilişkin GSYH büyüme hızını yüzde 5 olarak açıklamıştır. Büyüme hızı, piyasa beklentileri olan

Detaylı

12.03.2014 CARİ İŞLEMLER DENGESİ

12.03.2014 CARİ İŞLEMLER DENGESİ 12.03.2014 CARİ İŞLEMLER DENGESİ Ocak ayı cari işlemler açığı piyasa beklentisi olan -5,2 Milyar doların altında -4,88 milyar dolar olarak geldi. Ocak ayında dış ticaret açığı geçen yılın aynı ayına göre

Detaylı

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ M A R M A R A Ü N İ V E R S İ T E S İ İ K T İ S A T F A K Ü L T E S İ A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ DÜNYA FAİZ ORANLARI EURO/DOLAR PARİTESİ TÜRKİYE EKONOMİSİ NDE BÜYÜME ÖDEMELER DENGESİ DIŞ TİCARET ENFLASYON

Detaylı

İKTİSAT BİLİMİ VE İKTİSATTAKİ TEMEL KAVRAMLAR

İKTİSAT BİLİMİ VE İKTİSATTAKİ TEMEL KAVRAMLAR İÇİNDEKİLER Önsöz BİRİNCİ BÖLÜM İKTİSAT BİLİMİ VE İKTİSATTAKİ TEMEL KAVRAMLAR 1.1.İktisat Bilimi 1.2.İktisadi Kavramlar 1.2.1.İhtiyaçlar 1.2.2.Mal ve Hizmetler 1.2.3.Üretim 1.2.4.Fayda, Değer ve Fiyat

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 40 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank

Detaylı

GSYH büyümesi 3. çeyrekte %1.6 ile beklentilerin altında kaldı

GSYH büyümesi 3. çeyrekte %1.6 ile beklentilerin altında kaldı 28-I 28-II 28-III 28-IV 28 29-I 29-II 29-III 29-IV 29 21-I 21-II 21-III 21-IV 21 211-I 211-II 211-III 211-IV 211 212-I 212-II 212-III 212T GSYH büyümesi 3. çeyrekte %1.6 ile beklentilerin altında kaldı

Detaylı

İKTİSADA GİRİŞ - 1. Ünite 4: Tüketici ve Üretici Tercihlerinin Temelleri.

İKTİSADA GİRİŞ - 1. Ünite 4: Tüketici ve Üretici Tercihlerinin Temelleri. Giriş Temel ekonomik birimler olan tüketici ve üretici için benzer kavram ve kurallar kullanılır. Tüketici için fayda ve fiyat kavramları önemli iken üretici için hasıla kâr ve maliyet kavramları önemlidir.

Detaylı

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz? 7. MALİYETLER 193 Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz? 7.1. Kısa Dönem Firma Maliyetleri 7.1.1. Toplam Sabit Maliyetler 7.1.2. Değişken Maliyetler 7.1.3. Toplam Maliyetler (TC) 7.1.4. Marjinal Maliyet (MC) 7.1.5.

Detaylı

Makro Veri. Cari açık yeni rekorda. Tablo 1: Cari Denge (milyon $) -month,

Makro Veri. Cari açık yeni rekorda. Tablo 1: Cari Denge (milyon $) -month, Makro Veri Ödemeler Dengesi: Cari açık yeni rekorda İbrahim Aksoy Ekonomist Tel: +90 212 334 91 04 E-mail: iaksoy@sekeryatirim.com.tr Cari denge Aralık ta 7,5 milyar $ rekor açık verirken, rakam, piyasa

Detaylı

16.Bölüm:Gelir ve Fiyat Düzeyinin Belirlenmesi: Toplam Talep-Toplam Arz Modeli. Doç.Dr.Tufan BAL

16.Bölüm:Gelir ve Fiyat Düzeyinin Belirlenmesi: Toplam Talep-Toplam Arz Modeli. Doç.Dr.Tufan BAL Ekonomi II 16.Bölüm:Gelir ve Fiyat Düzeyinin Belirlenmesi: Toplam Talep-Toplam Arz Modeli Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır.

Detaylı

ARALIK 2018-BÜLTEN 11 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

ARALIK 2018-BÜLTEN 11 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ARALIK 2018-BÜLTEN 11 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ 1 Bu Ay 1. Enflasyon Oranında Düşüş... 2 2. İşsizlikte Yükselme... 2 3. PMI da Artış... 3 4. Dış Ticaret Açığı Kapanıyor...

Detaylı

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ağustos 2013

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ağustos 2013 Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ağustos 2013 DÜŞÜK BÜYÜMEYE DEVAM Zümrüt İmamoğlu* ve Barış Soybilgen 19.07.2013 Yönetici Özeti Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış Sanayi Üretim Endeksi (SÜE) Haziran

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014 ORTA VADELİ PROGRAM (2015-201) 8 Ekim 2014 DÜNYA EKONOMİSİ 2 2005 2006 200 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2014 T 2015 T Küresel Büyüme (%) Küresel büyüme oranı kriz öncesi seviyelerin altında seyretmektedir.

Detaylı

Talep ve arz kavramları ve bu kavramları etkileyen öğeler spor endüstrisine konu olan bir mal ya da hizmetin üretilmesi ve tüketilmesi açısından

Talep ve arz kavramları ve bu kavramları etkileyen öğeler spor endüstrisine konu olan bir mal ya da hizmetin üretilmesi ve tüketilmesi açısından 3.Ders Talep ve arz kavramları ve bu kavramları etkileyen öğeler spor endüstrisine konu olan bir mal ya da hizmetin üretilmesi ve tüketilmesi açısından önemli unsurlardır. Spor endüstrisi içerisinde yer

Detaylı

FEDERAL ALMANYA EKONOMİK GELİŞMELER RAPORU Yılı. II. Çeyrek Dönem Değerlendirmesi. Berlin Ekonomi Müşavirliği

FEDERAL ALMANYA EKONOMİK GELİŞMELER RAPORU Yılı. II. Çeyrek Dönem Değerlendirmesi. Berlin Ekonomi Müşavirliği FEDERAL ALMANYA EKONOMİK GELİŞMELER RAPORU Yılı II. Çeyrek Dönem Değerlendirmesi Berlin Ekonomi Müşavirliği İÇİNDEKİLER Yönetici Özeti (Genel Görünüm)...... 2 Sektörel Gelişmeler... 5 Cari Denge... 6 Tüketim....

Detaylı

Grafik-4.1: Cari Açığın GSYH ye Oranı (%)

Grafik-4.1: Cari Açığın GSYH ye Oranı (%) 4. Cari Denge 211 yılında GSYH nin yüzde 9 una kadar ulaşan cari açık, devam eden dönemde uygulanan makroihtiyati tedbirler ve kredilerdeki yavaşlama neticesinde azalma eğilimine girmiştir (Grafik-4.1).

Detaylı

GSMH (Gayri Safi Milli Hasıla) GSYH (Gayri Safi Yutiçi Hasıla) GSMH = GSYH ± NDAFG

GSMH (Gayri Safi Milli Hasıla) GSYH (Gayri Safi Yutiçi Hasıla) GSMH = GSYH ± NDAFG GSMH (Gayri Safi Milli Hasıla) GSYH (Gayri Safi Yutiçi Hasıla) GSMH = GSYH ± NDAFG 2 = Çifte hesaplama sorunu NİHAÎ mal ve hizmetlerin fiyatlarının toplamı. Hammadde, ara ve yatırım mallarının fiyatları

Detaylı

TOPLAM TALEP VE TOPLAM ARZ: AD-AS MODELİ

TOPLAM TALEP VE TOPLAM ARZ: AD-AS MODELİ TOLAM TALE VE TOLAM ARZ: AD-AS MODELİ AD-AS IS LM ve IS LM B modellerinde fiyatlar genel düzeyinin sabit olduğu varsayılırken, bu analizde fiyatlar genel düzeyi () ile reel milli gelir (Y) arasındaki ilişkiler

Detaylı

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ

BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ İÇİNDEKİLER BÖLÜM I MAKROEKONOMİYE GENEL BİR BAKIŞ Giriş... 1 1. Makroekonomi Kuramı... 1 2. Makroekonomi Politikası... 2 2.1. Makroekonomi Politikasının Amaçları... 2 2.1.1. Yüksek Üretim ve Çalışma Düzeyi...

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 3 Ekim 2016, Sayı: 38. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 3 Ekim 2016, Sayı: 38. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 38 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank

Detaylı

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ Problem 1 (KMS-2001) Marjinal tüketim eğiliminin düşük olması aşağıdakilerden hangisini gösterir? A) LM eğrisinin göreli olarak yatık olduğunu B) LM eğrisinin göreli olarak dik

Detaylı

Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi

Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisadi ve Mali Analiz Yüksek Lisansı Bütçe Uygulamaları ve Mali Mevzuat Dersi 2015 YILI

Detaylı

1. Toplam Harcama ve Denge Çıktı

1. Toplam Harcama ve Denge Çıktı DERS NOTU 03 TOPLAM HARCAMALAR VE DENGE ÇIKTI - I Bugünki dersin içeriği: 1. TOPLAM HARCAMA VE DENGE ÇIKTI... 1 HANEHALKI TÜKETİM VE TASARRUFU... 2 PLANLANAN YATIRIM (I)... 6 2. DENGE TOPLAM ÇIKTI (GELİR)...

Detaylı

FİYAT MEKANİZMASI: TALEP, ARZ VE FİYAT

FİYAT MEKANİZMASI: TALEP, ARZ VE FİYAT FİYAT MEKANİZMASI: TALEP, ARZ VE FİYAT TALEP Bir ekonomide bütün tüketicilerin belli bir zaman içinde satın almayı planladıkları mal veya hizmet miktarına talep edilen miktar denir. Bu tanımda, belirli

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ GAYRİ SAFİ YURTİÇİ HASILA BİLGİ NOTU 1. ÇEYREK: OCAK-MART, Türkiye İstatistik Kurumu 12/06/ tarihinde yılı 1. Çeyrek: Ocak-Mart Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) haber bültenini yayınladı. yılı birinci

Detaylı

Makro Veri. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre -5,6 puan olan dış ticaretin büyümeye katkısını daha yüksek olarak hesaplamamızdan kaynaklandı.

Makro Veri. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre -5,6 puan olan dış ticaretin büyümeye katkısını daha yüksek olarak hesaplamamızdan kaynaklandı. Makro Veri Büyüme ve Dış Ticaret: Türkiye ekonomisi için yüksek büyüme=yüksek dış ticaret açığı İbrahim Aksoy Ekonomist Tel: +90 212 334 91 04 E-mail: iaksoy@sekeryatirim.com.tr TÜİK tarafından bugün açıklanan

Detaylı