2010 Yılında Açık Toplum Vakfı'ndan Sivil Topluma 3 Milyon TL Destek

Transkript

1 2010 Yılında Açık Toplum Vakfı'ndan Sivil Topluma 3 Milyon TL Destek Açık Toplum Vakfı Şubat ayı başında 2010 yılı faaliyetlerini ve 2011 yılı planlarını anlatan metni basın mensupları ile paylaştı ve websitesi üzerinden duyurdu. Bu metni aşağıda bulabilirsiniz. Sayın İlgili, Bildiğiniz gibi Açık Toplum Vakfı olarak, 1 Ocak 2009 tarihinden bu yana mütevelli heyeti, yönetim kurulu, danışma kurulu ve vakfiyesi tamamen yerli bir kurum olarak faaliyet göstermekteyiz. Türkiye'nin insan hakları, demokrasi ve evrensel değerlere karşı daha duyarlı, daha açık bir toplum olabilmesi amacıyla, AB-Türkiye üyelik süreci, reform, kadın hakları, eğitim, sivil toplumun güçlenmesi gibi öncelikli ilgi alanlarımıza giren girişimleri proje veya kurum ölçeğinde desteklemenin yanı sıra çalışma alanlarımızda yayınlar çıkartmaktayız. Bu bilgi notu ile size 2. yılını doldurmuş bulunan vakfımızın 2010 yılı faaliyetlerini anlatmayı; ayrıca, 2011 yılında öncelik vereceğimiz çalışma alanları ve hayata geçirmeyi planladığımız projeler hakkında bilgi vermeyi arzu etmekteyiz yılında toplam 33 projeye destek verirken; dört kişiye ulaşım desteği sağladık yılı desteklerimizin tam listesi web sitemizde de yayımlanmakta. Geçtiğimiz yıl bütün bu projelere yaklaşık 3 milyon TL destek sağladık. Açık Toplum Vakfı olarak Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne yaklaştıkça daha açık bir toplum olduğuna inandığımız için Türkiye'nin AB üyeliği ile yakından ilgilenmekteyiz. Bu nedenle Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik süreci çalışmalarımızda öncelikli ve ağırlıklı bir yere sahip. Açık Toplum olarak bizim de girişimimiz ile Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik sürecine destek vermek amacıyla kurulan Bağımsız Türkiye Komisyonu,"Avrupa'da Türkiye: Kısır Döngüyü Kırmak" başlıklı ikinci Türkiye raporlarını, 7 Eylül 2009'da Brüksel'de kamuoyuna açıklamıştı. Başkanlığını 2008 Nobel Barış Ödülü'nü alan Finlandiya'nın eski Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari'nin yaptığı, kamuoyunda Akil Adamlar olarak da tanınan Komisyon, raporlarını, bizim de girişim ve katkılarımızla, Avrupa başkentlerinde bu raporu kamuoyuna ve karar alıcılara sunmuştu. Akil adamlar 2010'da ziyaret ve ikili görüşmelerine devam ettiler. Eylül ayında Türkiye'ye yaptıkları ziyaretlerinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da dahil olmak siyasetçiler, akademisyen ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile bir araya geldiler. Bağımsız Türkiye Komisyonu üyeleri ayrıca Diyarbakır'a giderek Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir ve farklı kesimlerden sivil toplum temsilcileriyle bir araya geldiler. Bu ziyaretler 3. raporunu hazırlamakta olan Komisyon'un Türkiye'deki güncel durumu daha yakından takip edebilmek amacıyla gerçekleştirildi.

2 Bağımsız Türkiye Komisyonu ayrıca, Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu üyesi Stefan Füle'nin özel talebi ile Kasım ayı içinde Helsinki'de bir araya geldiler. Stefan Füle ile Türkiye'nin AB üyeliği konusunda fikir alışverişinde bulunan üyeler ayrıca Finlandiya Başbakanı Mari Johanna Kivinemi ve Dışişleri Bakanı Alexander Stubb ile temaslarda bulundular. Açık Toplum Vakfı olarak, Türkiye'nin AB üyelik sürecine Bağımsız Türkiye Komisyonu'nun yanı sıra yayınlarımız ile de destek vermeye çalıştık yılında başlattığımız"türkiye'nin AB Üyeliğinin Fırsat Maliyeti" adlı fikir egzersizine bu sene de devam ettik. ABD'de Demokrat Parti Ulusal Komitesi Onursal Başkanı ve Demokratların önde gelen isimlerinden Howard Dean ile London School of Economics and Political Science Avrupa Enstitüsü bünyesindeki Çağdaş Türkiye Çalışmaları Kürsüsü Başkanı Şevket Pamuk bu senenin egzersizinde görüşlerini bizlerle paylaştılar. Türkçe ve İngilizce olarak yayınlanan bu çalışmamızı yurtdışında ve yurtiçinde, politikacılar, AB temsilcileri, akademisyenler, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve medya mensuplarından oluşan geniş bir kesime dağıttık. Öte yandan Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği, Türkiye Cumhuriyeti ile Avrupa Birliği'nin yetkili kurumları arasında yürütülen müzakerelerin ötesinde bir anlama sahip. Türkiye'nin AB üyeliğinin ve AB müktesebatına uyumunun günlük hayatımıza getireceği son derece önemli etkileri olacağını biliyoruz. Bu fikirden yola çıkarak, yine bir Açık Toplum girişimi olarak ilk kez 2007 yılında yayınlanan ve gördüğü büyük ilgi üzerine yeni baskıları yapılan"100 Konuda Avrupa Birliği'nin Günlük Hayatımıza Etkileri" isimli kitap müzakerelerde katedilen yol göz önünde bulundurularak güncellendi ve adet basıldı. Bu yeniden basım çalışmasında Avrupa Birliği Genel Sekreterliği ile işbirliği yapıldı ve kitap çok geniş bir kesime dağıtıldı. Yine Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılım müzakereleri sürecinde önemli bir sorun teşkil eden Kıbrıs konusunda, çözüme ulaşmak için resmi görüşmelerin yeterli olmadığı ve iki toplum arasında uzlaşma sağlamak için başka diyalog kanallarının oluşturulması gerektiği düşüncesiyle İstanbul Kültür Üniversitesi Küresel Siyasal Eğilimler Merkezi'nin düzenlediği iki toplantıya destek verdik. Bu toplantılarda Kuzey Kıbrıs, Güney Kıbrıs, Yunanistan ve Türkiye'den çok sayıda siyasetçi, akademisyen ve sivil toplum temsilcisi bir araya geldi, uzlaşmazlık alanları masaya yatırıldı. Türkiye'de en dezavantajlı kesim olan Roman kökenli öğrencilere eğitim bursu verilmesine 2009 yılından beri aralıksız destek veriyoruz. Anadolu Kültür'ün eğitimde fırsat eşitliği yaratmak amacıyla başlattığı proje kapsamında öğretim yılı için farklı illerden ve bölümlerden Roman kökenli 20 üniversite öğrencisine öğrenim bursu, 10 lise son sınıf öğrencisine de dershane bursu sağlandı. Sağlanan başarı üzerine 2010 yılında da üniversiteye hazırlanmakta olan Roman kökenli 15 öğrenciye dershane desteği ve 1 üniversite öğrencisini de burs verilmesini destekledik. Dershane desteği alan 15 öğrenciden 8 tanesini üniversitelerin çeşitli bölümlerine yerleşmeyi başardı yılında da Roman kökenli öğrencilere dershane desteği vermeye ve üniversite bursu sağlamaya devam edeceğiz. Diğer yandan Türkiye'de Roman kökenli vatandaşların yaşadıkları ayrımcılık, hak ihlalleri ve diğer sosyo-ekonomik sorunlar siyasi otoritelerce de 2010 yılı içinde defalarca vurgulandı. Roman kökenli vatandaşların sorunlarının çözümünde sivil toplumun oynayabileceği rolü önemsiyoruz. Bu noktadan hareketle kurulan Sıfır Ayrımcılık Derneği'nin Roman kökenli vatandaşlar için kurduğu danışma merkezini ve İstanbul'da Roman mahallelerinde yürüttükleri alan çalışmasını destekledik. Açık Toplum Vakfı olarak, toplum içinde önyargılara, ayrımcılığa, dışlanmaya maruz kalan kesimlerin haklarının korunmasını da önemsemekteyiz. Bu çerçevede Kaos GL tarafından 17 Mayıs Uluslararası Homofobi Karşıtlığı Günü nedeniyle, geçtiğimiz Mayıs ayında, Trabzon'dan Ankara'ya 13 farklı ilde homofobi ve transfobiye karşı düzenlenen 5. Uluslararası Homofobi Karşıtı Buluşma etkinliklerini destekledik. Ayrıca Yine Kaos GL tarafından yayınlanan"canım Ailem" ve"sıkça Sorulan Sorular" adlı yayınların gözden geçirilmiş versiyonlarının yeniden basımı için destek sağladık yılında aynı duyarlılıktan yola çıkarak Lambdaİstanbul çatısı altında faaliyet gösteren Lambdaİstanbul Aile Grubu'nun (LİSTAG) çalışmalarını destekledik. LİSTAG daha önce faaliyette bulunmadığı Eskişehir, Diyarbakır, İzmir ve Ankara illerinde üyelerinden birinin eşcinsel, biseksüel, travesti veya transseksüel olduğunu öğrenen ailelerle biraraya geldiler.

3 Hepinizin yakından tanıdığı Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı'nı (TESEV) 2010 yılında da kurumsal olarak destekledik. TESEV'in, Türkiye'deki temel ve kronik birçok politik sorun etrafında yaptığı araştırmaları vakıf olarak çok önemsiyoruz. TESEV, geçtiğimiz yıl başı örtülü kadınların iş hayatında yaşadıkları sorunları mercek altına aldı; ilki 2009'da yapılan"orta Doğu'da Türkiye Algısı" başlıklı Türkiye'nin bölgedeki"yumuşak gücü"nü ortaya koyan geniş çaplı araştırmanın ikincisini kamuoyuna sundu ve yerel ve merkezi mülki ve idari birimlerde kadınların istihdam oranlarını belirlemek için sivil izleme çalışmaları yürütmeye devam etti. Diyarbakır'da 2010 yılı içinde kurulan Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü (DİSA) anadilde eğitim ve çift dilli eğitim uygulamaları konusunda önemli bir araştırma gerçekleştirdi. Açık Toplum Vakfı olarak kamuoyunu sıkça tartışılan konularda aydınlatacak bu tip araştırmaları oldukça önemsiyoruz. Raporun kamuoyu ile paylaşıldığı konferansın da destekçisiydik. Diğer yandan Türkiye'de toplumsal barışın tesisinde vazgeçilmez olarak gördüğümüz geçmişle yüzleşme çalışmalarını da desteklemeye devam ediyoruz. Anadolu Kültür A.Ş.'ye Geçiş Dönemi Adaleti dünya literatürünün Türkiye'nin özgüllüğü çerçevesinde yeniden değerlendirilebilmesi için kurduğu adlı websitesinin içeriğini zenginleştirmesi için destek verdik. Bu sitede sıkça gündeme gelen fakat kamuoyu tarafından ne anlama geldikleri çok da iyi bilinmeyen hakikat komisyonları ve geçiş dönemi adaleti gibi kavramlarla ilgili çok sayıda makale ve fikir yazısı paylaşılıyor. Açık Toplum Vakfı olarak, tartışma ve birbirini dinleme kültürünün demokrasinin gelişimi ve toplumsal barışın tesisine yapacağı katkıya duyduğumuz inançla kuruluşundan bu yana Münazara Derneği'ne destek veriyoruz. Münazara Derneği; münazara eğitim programları oluşturma ve münazarayı toplumsal diyaloğun tesisinde eğitsel bir araç olarak kullanmanın Türkiye özelinde muhtemel yöntemlerini geliştirme konusunda faaliyetler yürütüyor. Verdiğimiz destek kapsamında öncelikle münazara eğitim programı için eğitim kılavuzu ve eğitmen eğitimi gerçekleştiren dernek, ayrıca 10 ilden 20 farklı lisede münazara eğitim çalışmalarına başladılar. Yapılan eğitim ve çalışmalar sonrasında 10 ilden gelen lise öğrencileri İstanbul'da yapılacak liselerarası turnuvaya katılacaklar. 2011'de yapacaklarımıza gelince, vakıf olarak, eğitimde fırsat eşitliği konusunda sosyal politika önerileri sunabilecek çalışmaları önemsemekteyiz. Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Forumu'nun yürüttüğü ve bahar aylarında kamuoyu ile paylaşmayı hedeflediğimiz"okulda Bir Öğün Sıcak Yemek" araştırması, tüm ilköğretim okullarında kamu tarafından sağlanacak bir öğün sıcak yemeğin okula devam, genel okul başarısı ve eğitim için sağlıklı koşulların oluşturulması konusunda nasıl etkileri olabileceğini ortaya koyacak. Aynı uygulamanın yapıldığı diğer ülkelerden örnekler verecek olan çalışma, İstanbul'da bulunan ilköğretim okullarında da sosyal politika önerisinin uygulanabilirliği konusunda alan araştırmasına ve literatür çalışmasına dayanıyor. Avrupa Birliği konusu 2011'de de bizim için öncelikli gündem olmayı sürdürecek. Bağımsız Türkiye Komisyonu, yıl boyunca Türkiye'nin AB üyeliği konusunda aktif olarak çalışmaya devam edecek. Komisyon 2011 Genel Seçimi ertesinde Türkiye'ye gelerek temaslarda bulunmayı planlıyor. Komisyon hazırlıklarını sürdürdüğü 3. Rapor için Türkiye'deki son gelişmeleri yakından izlemeye devam edecek. AB konusunda yayınlar çıkartmaya da devam edeceğiz."türkiye'nin AB Üyeliğinin Fırsat Maliyeti: Dört Görüş" yayınımızı yeni yazarlar ile sürdürürken;"türkiye - AB İlişkisinin Müslüman Dünyadaki Yansımaları" başlıklı yayınımızı da Orta Asya ve Güneydoğu Asya'yı içerecek şekilde güncelleyeceğiz yılında da KAMER'e olan desteğimiz sürecek. KAMER, kurulduğundan beri Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da kadının geleneksel statüsünden dolayı gördüğü şiddete ve baskıya dikkat çekerek 100 binden fazla kadına ulaştı. Bu bağlamda namus kisvesi altında işlenen cinayetlere karşı mücadele etti ve kurduğu danışma hattı ve yerel merkezler aracılığıyla yüzlerce kadının bu cinayetlere kurban edilmesini engelledi. KAMER şimdi Anadolu'nun kuzey ve batısındaki 5 şehirde kadınlar farkındalık grup çalışmaları düzenleyecek. Bu çalışmalara ek olarak bu illerdeki kadınların doğu ve güneydoğudaki KAMER örgütleri ile biraraya gelmelerini destekleyeceğiz. Farklı illerden farklı kültürlerden gelen bu kadınların beraberce kadın sorunlarını tartışmalarının toplumsal barışın inşaası sürecinde yeni diyalog kanalları oluşturacağına inanıyoruz.

4 Vakıf olarak önemsediğimiz hak temelli bir başka desteğimiz ise Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) tarafından 2011 yılında yürütülecek olan Cezaevleri ve STK'lar Projesi. Bu proje kapsamında cezaevlerinde özel ihtiyaçlara sahip hükümlü ve tutuklular bu alanlarda çalışan STK'lar ile bir araya geleckler ve ihtiyaç belirleme çalışmaları yapacaklar. Öte yandan yine 2009 yılında başladığımız ceza evlerinde uzaktan öğrenim yolu ile eğitimlerini gerçekleştirmeye çalışan, eğitim masraflarını karşılayacak maddi imkanı bulunmayan kişilere burs imkanı sağlamaya 2010 yılında da devam ettik. Burs imkanı sağlanmasına ek olarak bu kişilere eğitimde fırsat eşitliği yaratılması için yapılan savunuculuk faaliyetlerini de 2011 yılında desteklemeye devam edeceğiz. Açık Toplum Vakfı olarak Türkiye'de herkesin, karşılıklı hoşgörü çerçevesinde, eşit ve özgür yurttaşlar olarak bir arada yaşayabilmesini önemsiyoruz. Medyada yaygın olarak kullanılan nefret söyleminin, işlenen nefret suçlarında büyük bir rol sahibi olduğunu düşünüyoruz. Bu noktadan hareketle kuruluşundan bu yana destek verdiğimiz Sosyal Değişim Derneği, nefret suçları ve nefret söylemi ile mücadelesine 2011 yılında da devam edecek. Dernek, medyadaki nefret söylemini düzenli olarak tarayacak ve sahadaki nefret suçları örneklerini kayıt altına alacak büyük bir gözlemevi kurmayı planlıyor. Şubat ayı sonunda Açık Toplum Vakfı desteğiyle düzenlenecek arama toplantısında, yurtiçi ve yurtdışından katılacak nefret suçları ve nefret söylemi alanlarında uzmanlık ve deneyim sahibi kişiler, gözlemevinin teknik altyapısını ve nasıl işlemesi gerektiğini tartışacaklar yılı içinde hayata geçirmek istediğimiz bir diğer çalışma da Türkiye genelinde demokratik değerlerin gelişimini test eden bir Açık Toplum Araştırması. İlkini 2011 yılı içinde gerçekleştirmek istediğimiz araştırmayı her sene tekrarlamayı planlıyoruz. Biz bu projeler olgunlaştıkça ve yeni projeler geliştikçe sizleri haberdar etmeye devam edeceğiz. Bizi her zaman sitesinden izleyebilirsiniz. Vakfımızın çalışmalarına gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederiz. Saygılarımla, Gökçe Tüylüoğlu Kürt Meselesini Yeniden Düşünmek. Açık Toplum Vakfı olarak şu an Türkiye'nin aşmakta en çok zorlandığı konulardan biri olan Kürt Meselesi'ni tartışırken öncelikle farklı yaşanmışlıkları vidanımızın süzgecinden geçirerek anlamlandırmanın birbirimizi duyabilmek için anahtar olduğu inancıyla hazırladığımız "Anadolu Vicdanı" başlıklı derleme çalışmamızı yayınlamış bulunmaktayız. Bu çalışmanın amacı bu konuyu düşünürken Diyarbakır Cezaevi, Mavi Çarşı, anadilde eğitim gibi hafızamızda yer etmiş bazı olay ve olguları bir kez daha düşünmek ve kendi muhasebemize başlamak olarak özetlenebilir. Bu seçkiyi hazırlarken farklı dünya görüşlerinden kişilerin düşüncelerine başvurduk ve bu konu konuşulurken en çok gönderme yapılan ve hafızalarda yer etmiş olanlarına yer vermeye özen gösterdik. Bu bağlamda ilk etapta yukarıda da değindiğimiz köşe taşı olmuş bazı olay ve olguları Necip Fazıl Kısakürek, Yaşar Kemal, Orhan Miroğlu, Bejan Matur, Nurcan Kaya gibi yazar ve düşünürlerin kaleminden yeniden okuduk ve düşündük. İkinci aşamada ise Cemal Uşak, Necdet İpekyüz, Fikri Sağlar, Leyla İpekçi ve Sabih Ataç tüm bu süreclere dair görüş yazılarını bizlerle paylaştılar. Kürt Meselesi denildiğinde sadece Kürtler için değil aynı zamanda Türkler için de akla ilk gelen konu ve argümanları bir kez de vicdan penceresinden görmeyi deneyen bu çalışmanın tamamını indirmek için tklayınız:

5 Sivil Toplumun Kürt Sorunu'nun Çözümüne Etkin Katılımı için Kapasite Geliştirme Projesi'nin II. Aşama Faaliyetleri Başladı Mart Aralık 2010 tarihleri arasında Kürt meselesi kaynaklı sosyal sorunlar alanında çalışan sivil inisiyatifleri güçlendirmek ve bu kurumların barışın tesisi ve uzlaşma sürecine katılımlarını etkinleştirmek amacıyla "Sivil Toplumun Kürt Sorunu'nun Çözüm Sürecine Etkin Katılımı için Kapasite Geliştirme" isimli projeyi yürütmüş olan Anadolu Kültür, projenin ikinci aşamasında Türkiye sivil toplumunun hem kendi arasında hem de Geçmişle Yüzleşme/Geçiş Dönemi Adaleti alanında çalışan Uluslararası Kurumlarla arasında bilgi ve deneyim paylaşımı sağlamayı amaçlamaktadır. Açık Toplum Vakfı'nın da desteği ile yürütülecek olan proje kapsamında Anadolu Kültür, hakikat komisyonları ve anıtlar/anmalar/müzeler konusunda iki atölye çalışması düzenleyerek bu konuların derinlemesine tartışılmasını sağlamayı ve websitesinin zenginleştirilerek yaygınlaştırılmasını öngörüyor. Bunların yanı sıra Türkiye'de kurulması planlanan merkez için de sürekli ve ısrarcı bir hakikat, hafıza ve adalet talebinin meyvelerini verdiği ve 30 yıl sonra bile kirli savaş sırasında yapılan katliam ve kayıpların faillerinin ortaya çıkarılıp yargılandığı bir ülke olan Arjantin'e benzer merkezlerle görüşmek üzere bir çalışma ziyareti de bu proje kapsamında planlanan faaliyetlerden biri. Açık Toplum Vakfı Basın Açıklaması Açık Toplum Vakfı Mart ayı başında yaşanan gazeteci tutuklanmaları üzerine 5 Mart 2011 tarihinde yazılı bir basın açıklamasında bulundu. Basın ile paylaşılan metni aşağıda bulabilirsiniz. "Bazı gazetecilerin tutuklanması ile ilgili olarak son günlerde meydana gelen önemli gelişmeler, ülkemizdeki basın ve ifade özgürlüğü konularında ciddi ve haklı endişelere neden olmaktadır. Açık Toplum Vakfı olarak biz de bu endişeleri paylaşmaktayız. Basın özgürlüğünün demokrasilerin en önemli direklerinden biri olduğunu düşünmekteyiz. Soruşturmaların en kısa zamanda tamamlanarak kamuoyunun ivedi bir biçimde aydınlatılması gerektiğine inanmaktayız." Ermenistan-Türkiye Sinema Platformu Filmleri 30. İstanbul Film Festivali'nde Gösterildi Açık Toplum Vakfı olarak ortak sanat üretiminin kültürlerarası iletişimde oynadığı rolü önemsiyoruz. Bu çerçevedeki yaratıcı girişimlere destek vermeye devam ediyoruz. Anadolu Kültür ve Erivan Altın Kayısı Film Festivali girişimi ile kurulan ve 2010 yılı içinde Açık Toplum Vakfı'nın da desteğiyle faaliyet gösteren Ermenistan-Türkiye Sinema Platformu (ETSP) ilk meyvelerini verdi.

6 3 yıllık geçmişi olan ETSP'nin 2010 yılı ilk toplantısı Nisan ayında İstanbul'da İstanbul Film Festivali kapsamında gerçekleşmişti. Toplantıdan önce gerçekleşen atölye çalışmasına Anadolu Kültür'den ve ETSP projesinde Anadolu Kültür'ün partneri olan Altın Kayısı Ululslararası Film Festivali'nden (GAIFF) yetkililerin yanı sıra film endüstrisinden profesyoneller katılmış, 3 gün süren toplantı sonucunda seçim komitesi, beş projenin desteklenmesine karar vermişti Temmuz 2010 tarihinde Erivan'da gerçekleştirilen ve Semih Kaplanoğlu, Fatih Akın ve Serge Avedikian toplantıya konuk eğitmen olarak katıldıkları atölye çalışmaları sonucu sunumu yapılan 6 projeden üçüne destek sağlanması kararlaştırılmıştı. ETSP tarafından destek sağlanan kısa film projelerinden 5 tanesi 12 Nisan 2011 günü saat 19.00'da 30. İstanbul Film Festivali çerçevesinde Pera Müzesi'nde yapılacak özel gösterimle izleyicilerle paylaşıldı. Gösterilen kısa filmlerle ilgili bilgiler şöyledir: KAYBOLMAYIN ÇOCUKLAR Yönetmen: Gülengül Altıntaş / 30' / 2011 KUKLA TİYATROSU Yönetmenler: Canay Özden & Altan Bal / 11' / 2011 GALATA Yönetmen: Diana Kardumyan / 16' / 2011 GÜVERCİN USTASI Yönetmen: Arthur Sukiasyan / 41' / 2011 KOMŞULAR Yönetmen: Gor Baghdasaryan / 52' / 2011 İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Birimi Ayrımcılığa Karşı Eğitim Materyalleri Hazırlıyor İstanbul Bilgi Üniversitesi bünyesinde kurulan Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Birimi akademideki önemli sosyolojik bilgi ve birikimi eğitim dünyasına aktarmayı hedefliyor. Birim ilk kapsamlı projesinde ilk ve orta öğretimde ayrımcılık temalı dersler okutulmasının önünü açmak için öğretmenlerle beraber gerekli materyalleri oluşturacak. Bu kapsamda birim tarafından organize edilen düzenli toplantılarda biraraya gelen akademisyenler, uzmanlar ve öğretmenler ayrımcılık temalı eğitim materyallerinin nasıl olması gerektiği konusunda fikir alışverişinde bulunuyorlar. Akademisyenler tarafından Türkçe'ye çevrilen yabancı kaynaklar ve yazılan kitap bölümleri ilk ve orta öğretimde görev alan öğretmenlerle beraber inceleniyor ve okulda eğitimde kullanılabilecek hale getiriliyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Birimi gerçekleştireceği pilot çalışmalar ile ders kitaplarının kullanılabilirliğini test edecek. Ayrıca hazırlanan bu materyallerin ilk ve orta öğretimde kullanılabilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı ile temaslarda bulunulacak ve savunuculuk faaliyetleri yapılacak.

7 Açık Toplum Vakfı olarak, toplumda yaygın olarak görülen ayrımcı pratikleri azaltma potansiyeli taşıyan ve ilk ve orta öğretim müfredatında kalıcı değişiklikler yapabilecek bu tür çalışmaları önemsiyoruz. Sosyoloji ve Eğitim Çalışmaları Birimi'nin çalışmalarının da bu çerçevede son derece kapsamlı ve etkili olacağına inanıyoruz. Birimin çalışmalarını adresinden takip edebilirsiniz. Pembe Hayat Derneği Uluslararası Seks İşçileri ve İnsan Hakları Sempozyumu'nu Gerçekleştirdi Pembe Hayat Derneği genel ahlak, damgalanma, şiddet, ayrımcılık, çalışma hayatı ve iş güvenliği gibi konuların tartışıldığı Seks İşçileri ve İnsan Hakları Sempozyumu'nu 3-6 Mart tarihleri arasında Ankara'da gerçekleştirdi. Açık Toplum Vakfı olarak özellikle Türkiye'de tabu haline getirilen konuların çeşitli boyutları ile tartışmaya açılmasının demokrasimize yapacak olduğu katkıya duyduğumuz inançla destekçileri arasında yer aldığımız sempozyuma Türkiye'den ve yurt dışından seks işçileri, insan hakları savunucuları, akademisyenler, hukukçular ve sendikacılar katıldılar. Çeşitli radyo ve gazetelerde de duyurularına yer verilen etkinlik ile ilgili bazı gazetelerin de "nefret söylemi", "hakaret" ve "hedef gösterme" içeren yayınları olmuştur. Haberinde, etkinliğin mekanı, tarihi ve konuşmacıların isimleri ile Pembe Hayat Derneği'nin bilgileri yer almış ve büyük başlıklarla, "Batının Hastalıklarını Türkiye'ye Taşıyorlar!" yazılmış olan bir yayın organı için de Pembe Hayat Derneği tarafından savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştur.

8 Aleviler ve Sünniler 28 Şubat'ı Tartıştı! Toplumsal Olayları Araştırma ve Yüzleşme Derneği (Yüzleşme Derneği) 28 Şubat "post modern" darbesinin 14. yıldönümünde, Alevi ve Sünni yurttaşların birbirlerine karşı taşıdıkları önyargılara ve egemen algılara ayna tuttu... Açık Toplum Vakfı'nın desteği ile 27 Şubat 2011 Pazar günü saat saatleri arasında Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi konferans salonunda "28 Şubat: Aleviler ve Sünniler Yüzleşiyor" adıyla yapılan 4 oturumlu panel&forum etkinliğine çok sayıda gazeteci, yazar, akademisyen ve STK temsilcisi katıldı. Panel&forum, 28 Şubat'ın bu yönüyle ele alındığı ilk etkinlik olma özelliğini taşımasıyla dikkat çekti. Etkinlikte Alevi ve Sünni yurttaşlar 28 Şubat'ı nasıl karşıladı? Alevi-Sünni ilişkilerinde 28 Şubat nasıl bir "kırılma noktası" oluşturdu? Hafızalarımızda, bir anda ortaya çıktıkları gibi aynı hızda yok olan Aczmendi resimleri, "andıçlar", işlerinden olan gazeteciler ve Akın Birdal'ın vurulması ile yer eden 28 Şubat, Alevilerde Sünni yurttaşlara karşı ve Sünnilerde de Alevi yurttaşlara karşı ne tür önyargılar, algılar oluşmasını tetikledi? gibi sorulara cevap arandı. Panelin ilk oturumunda, BDP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal'ın yanı sıra, gazeteci yazarlar Ali Bayramoğlu, Balçiçek İlter, öğretim üyesi Erol Katırcıoğlu ve politikacı Mehmet Bekaroğlu "28 Şubat'ta ne oldu?" sorusunun yanıtlarını veren değerlendirmeler yaptılar. İkinci oturumda Ali Kenanoğlu, Cafer Solgun, Ercan Geçmez gibi çeşitli Alevi dernek ve vakıflarının temsilcileri "28 Şubat'ın öncesi ve sonrası, önyargıların evveliyatı ve sonrası," konusunda görüşlerini ifade ettiller. Daha sonraki oturumda Sünni toplumun aynı konudaki görüş ve önerilerini Ali Bulaç, Berat Özipek, Hilal Kaplan gibi konuşmacılar tartıştı. Forum bölümünde ise kapanış konuşmasını yapan Ferhat Kentel moderatörlüğünde izleyicilerin görüşleri tartışıldı.

9 Diyarbakır Avrupa Sineması'nda "Çalışma Hayatında Ayrımcılık ve Mobbing" temalı film günleri ve paneller yapıldı. Diyarbakır Avrupa Sineması, 25 Şubat - 03 Mart 2011 tarihleri arasında düzenlenen "Çalışma Hayatında Ayırımcılık ve Mobbing" konulu film gösterimleri kapsamında 24 tane uzun metraj, belgesel ve kısa film gösterildi. Ayrıca etkinlik kapsamında aynı tarihlerde devam eden IF İstanbul Festivali'nden de beş filmlik bir seçkiye yer verildi. Açık Toplum Vakfı'nın da destekleriyle düzenlen etkinlikte film gösterimlerinin yanı sıra, İpek Demirok ve Güneş Kayacı'nın katılımıyla "İktidar İlişkileri Bağlamında Mobbing", Sebahat Tuncel, Yrd. Doç. Dr Fatma Yıldırım, Remzi Altun Polat ve Yrd. Doç Dr. Abdurahim Özmen'in katılımıyla "Çalışma Hayatı: Mobbing, Ayrımcılık, Eşitsizlik" ve Dr. Didem Gediz, Dr. Handan Çağlayan, Elif Dumanlı ve Dilek Adsan'ın katılımıyla "Çalışma Hayatında Kadın olmak, Cinsel Şiddet, Mobbing ve Ayrımcılık" konulu paneller ve forumlar yapıldı. GELECEK DÖNEM İÇİN PLANLANANALAR Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Forumu 'Okulda Bir Öğün Sıcak Yemek' Araştırması'nı Kamuoyu İle Paylaşacak Açık Toplum Vakfı olarak sosyal politika alanında somut öneriler sunan ve geliştirdiği yeni önerilerle sistemik değişikliğe neden olabilme potansiyeli taşıyan araştırma projelerini önemsiyoruz. Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Forumu da kurulduğu günden bu yana, çatısı altındaki uzman akademisyenlerin gerçekleştirdiği farklı araştırmalarla Türkiye'de sosyal politika alanındaki önemli bir boşluğu dolduruyor. Türkiye'de Çocuk Bakım Hizmetlerinin Yaygınlaştırılmasına Yönelik Bir Öneri: Mahalle Kreşleri ve Türkiye'de Eşitsizlikler: Bütünlüklü Bir Kavramsal Çerçeve Arayışı Araştırması da Açık Toplum Vakfı olarak geçmişte desteklediğimiz araştırma projelerinden sadece ikisi. Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Forumu'nun Türkiye'deki eşitsizlikleri araştırdığı çalışmanın en önemli sonuçlarından biri, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanmasının eşitsizliklerin bütüncül olarak giderilmesinde büyük bir rol oynayacağı bulgusuydu. Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması ancak ve ancak yoksul öğrencilerin de okula bağlılıklarını artırmakla mümkün olabileceği ortaya çıkmıştı. Toplumsal eşitsizliklerin çok derin olduğu diğer bazı ülkelerde de uygulanan "Okulda Bir Öğün Sıcak Yemek" uygulamasının Türkiye'de nasıl uygulanabileceği, faydalarının neler olacağı ve bu uygulamanın maliyet analizi Sosyal Politika Forumu'nun bitirmek üzere olduğu yeni araştırmanın ana sorularını oluşturdu. Sosyal Politika Forumu İstanbul'da gerçekleştirdiği saha çalışması ve diğer ülke uygulamalarını inceleyen literatür araştırması sonucu hazırladığı "Okulda Bir Öğün Sıcak Yemek Araştırması" raporunu Mayıs ayı içinde kamuoyu ile paylaşacak. Araştırma hem istanbul'un mahalle mahalle yoksulluk haritasını gösterecek hem de okulda yemek uygulamasının nasıl ve nereden başlatılabileceği konusunda somut öneriler sunacak. Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Forumu'nun çalışmalarını güncellenen adresinden takip edebilirsiniz.

10 Ebru: Kültürel Çeşitlilik Üzerine Yansımalar Mayıs'ta Ermenistan'da! En başından beri Açık Toplum Vakfı'nın da destekçileri içerisinde yer aldığı Ebru projesi fotoğraf sergisi ve paneli ile Türkiye'nin kültürel çeşitliliğinden bir kesit sunarken toplumlar arasında sanat üzerinden diyalog kurma arzusuyla Mayıs ayında Erivan'a gidiyor. Kitabı, sergileri ve panelleri ile kültürel politika tartışmalarına yapıcı bir bakış açısı getirebilmeyi ve bizi birbirimize bağlayan asıl bağın insanlığımız olduğunu hatırlatabilmeyi hedefleyen Ebru projesi 5 Mayıs 2011'de Erivan'ın en önemli modern sanat merkezi ACCEA Armenian Center for Contemporary Experimental Art'da açılacak ve Türkiye'nin kültürel zenginliği ay sonuna kadar Ermenistan'lı sanatseverlerle paylaşılacak. Türkiye ve Ermenistan'dan kurumlar ile Fransa'daki Ermeni diasporasının bir kısmının işbirliği ile açılacak olan serginin 'Ebruli Sohbetler' adını taşıyan, ve Attila Durak ile Ebru kitabının editörü Ayşe Gül Altınay ve Ebru yazarlarından Fethiye Çetin, Nebahat Akkoç ve Takuhi Tovmasyan'ın kendi ebrularını dinleyenlerle paylaşacağı paneli ile, Fethiye Çetin ve Ayşe Gül Altınay'ın katılacağı Türkiye'de Metis yayınları tarafından yayınlanan 'Torunlar' kitabının lansmanı ve 'Torunlar' paneli aynı gün saat 15:00 itibariyle aynı mekanda gerçekleşecek. 12 Haziran 2011 Genel Seçimleri Medya ve Seçmen Davranışı Üzerinden İncelenecek Açık Toplum Vakfı olarak demokrasinin en somut haliyle kendini gösterdiği genel seçimleri son derece önemsiyoruz. Seçmen davranışlarını ve bu davranışları etkileyen farklı dinamikleri evrensel akademik ölçütlere göre araştıran ve yapılan araştıma sonucunda çıkan verileri kamuoyu ile şeffaf bir biçimde paylaşan çalışmalar bizim için bu çerçevede ayrıca bir öncelik taşıyor. Koç Üniversitesi bünyesinde çalışmalarına devam eden Ali Çarkoğlu Türkiye Seçim Çalışması 2011: Sivil Toplum, Ekonomi ve Medya Sektörü araştırması ile 12 Haziran 2011 tarihinde gerçekleşecek genel seçimlerde medyanın seçmen davranışı üzerindeki etkisini ölçmeyi planlıyor. Açık Toplum Vakfı olarak bizim de desteklediğimiz bu proje ile seçmen tercihleri, siyasi bilgi düzeyi ve medyanın seçmen davranışlarına etkisi konusunda aynı deneklerle iki aşamalı görüşme anketleri yoluyla veri toplanması amaçlanmaktadır. Seçim kampanyası sürecinde medyada yer alan konular toplanarak kodlanacak ve anket çalışmasında toplanan bireysel seçmen profilleri ile eşleştirilecektir. Seçmen tercihleri hakkında elde edilecek bu veriler, 2011'in Haziran ayındaki genel seçimlerinin ardından kurulacak olan yeni hükümete yönelik beklenti ve taleplere ilişkin edindiği bilgilere göre şekillenen sivil toplum çalışmalarına da imkân verecektir. Proje ayrıca Kanada, Amerika ve Türkiye'deki akademik deneyimi bir araya getirmektedir ve en üst düzey uluslararası standartları karşılayan bir Türk Seçim Çalışması ortaya koymayı amaçlamaktadır. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ile Koç Üniversitesi de projenin asli destekçileri arasındadır. Kanada Araştırma Konseyi de projeye destek olmayı planlamaktadır. Araştırma sonuçlarının 2012 yılı Mart ayı içinde kamuoyu ile paylaşılması planlanmaktadır.

11 "Türkiye'li Gençler Anlatıyor: Sözlü Tarihin Geçmişle Yüzleşme, Toplumsal Uzlaşma ve Demokratikleşmeye Katkısı" projesi yollarda! Sabancı Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Leyla Neyzi liderliğinde, Açık Toplum Vakfı'nın da desteği ile yürütülen proje kapsamında sözlü tarih eğitimi verilecek olan üniversiteli gençlerin de katılımıyla Türkiye'nin doğusunda ve batısında seçilmiş iki bölgede (Diyarbakır ve Muğla) ve uluslararası bir metropolde (Berlin) yaş arasında farklı toplumsal cinsiyet, sınıf ve kimliklerden gençlerle tarihe ve Türkiye'nin yakın geçmişine dair algı ve anlatılara odaklanan sözlü tarih görüşmeleri yapılacaktır. Projenin amacı, Türkiye nüfusunun çoğunluğunu oluşturan ve toplumun geleceğinde anahtar rolü oynayacak olan gençliğin Türkiye'nin ana tabu alanlarından biri olan yakın geçmişe dair bilgi, deneyim ve algılarını ve bunların yaşam öyküsü anlatılarını ve kimliklerini oluşturma sürecini ve toplumun gündemindeki tartışmalara ve çatışmalara yönelik duruşlarını nasıl etkilediğini araştırmaktır. Proje ekibi Diyarbakır ve Muğla'ya ilk ziyaretlerini geçtiğimiz ay yaptı. Bu kentlerde sözlü tarih eğitimi almaya ve çalışma yürütmeye gönüllü gençler ile buluştu. Sonrasında Diyarbakır ve Muğla'dan ekibe dahil olan gençler İstanbul'da bir araya geldi ve sözlü tarih eğitimleri aldı. Proje ekibi ve gençler önümüzdeki dönemde sahada çalışmaya ve ilk verilerini toplamaya başlayacaklar.