GAZİANTEP ANADOLU LİSESİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "GAZİANTEP ANADOLU LİSESİ"

Transkript

1 GAZİANTEP ANADOLU LİSESİ Kültür ve Edebiyat Dergisi Yıl:6 Mayıs 2014 Sayı:8-1- * ÜSTAD YAVUZ BÜLENT BAKİLER KONFERANSI * TÜYAP KİTAP FUARINA ÇIKARMA YAPTIK * LEHİSTAN (POLONYA) SEFERİMİZ * GAL DE KARİYER GÜNLERİ

2 İçindekiler 3- Editörden 4- Eğitim ve Sosyal Etkinlikler 5- Öğretmen Öğrenci Görüş ve Gözlemler 7- Çığ 8- İnsanoğluna 9- Burası Çanakkale 10- Tedirgin Düşerim 11- Bir An-ı Seyyale 12- Berfinim 13- Gidiyorum 14- Bir Damla Hayat 15- İnsanlık 16- Bir Çınarın Yaşam Öyküsü 17- Baba Özlemi 18- Güllerin Efendisi 19- Maharetli Eller 20- Teknoloji sı 22- Okuyan Kent Şehitkamil 26- Önemli Bir Soru(N) 27- Gurbet 28- Sis Yayın Kurulu İlknur GÜLLÜ Erkin Can İMRE Eyüp Salih ÖZDEMİR Melissa ÖZTÜRKMEN Yavuz ÇALIŞKAN Senanur OĞRAK Esma YAKUT Yusuf GÜNAY Tuna GİRİŞKEN Zeynep KARAYILAN Dilber ALTINBAŞAK Merve YILDIZ İlknur CIZICI Elif ÖNCEL Yılmaz Burak BOZKURT İbrahim Halil KATIRCI Tasarım & Basım İncilipınar Mahallesi Nolu Cadde No:21 Ekip İş Merkezi Altı Şehitkamil / Gaziantep Editörden... Merhaba Sevgili Okuyucularımız, Büyük bir sevinç ve heyecanla derginizin sekizinci sayısını sunuyoruz. İnsanın evreni anlayabilme çabasının ve yorumlayabilme yeteneğinin estetik boyutu olan sanatsal etkinlik, aynı zamanda özgürleşme bilincidir. İnsan evreni anlayabildiği ve evrenin içinde bilinçli olarak hareket edebildiği kadar özgürdür. Dünyanın bir sahne olduğu ilk günden beri, sözü sahnenin gerçek sahiplerine bıraktık.işte tüm bu birikim yumağını daha da büyütmek için yılı AKDORA dergisi için yeni hedeflerin yılı olacağının muştusunu vermek isteriz Yine sade-gösterişsiz bir o kadar da rahat okunabilir olmasına özen gösterdiğimiz dergimizin artık klasikleşen boyutunda değişiklik yapmadık. Bu konudaki görüş ve önerilerinizi almaktan son derece memnuniyet duyacağımızı hatırlatırız. Amatör bir ruhla sürdürdüğümüz serüvenimizde bu ruhu kaybetmemeye çalışarak ama her geçen gün daha da yetkinleşerek ve sayısız genç arkadaşımızın emekleriyle ve katılımlarıyla geldiğimiz noktada yaratmayı düşündüğümüz şey; Türkçe yi yaşatarak ve ona katkı sağlayan bir eleştirel yaklaşım sağlayarak, inançlı bir şekilde söyleyebileceği bir mecra oluşturmaktan başka bir şey değildi aslında. Şunu biliyoruz ki; Daha gidilecek çok yer, Yazılacak çok yazı, Tartışılacak çok konu, Ve söylenecek çok söz var! Ahmet GÖKÇE Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni - 3 -

3 ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ GÖRÜŞ & GÖZLEMLER Yenilenen, Gelişen, Değişen bir okul Gaziantep Anadolu Lisesi Dün yaptığınız şey size hala çok iyi görünüyorsa, bugün yeterli değilsiniz demektir. Eğitim-öğretimden mahrum kalmak demek yok olmakla karşı karşıya kalmak demektir. Sağlıklı, mutlu, huzurlu, refah ve güven içinde yaşamak ve yaşama ortamı hazırlayabilmek, ancak ve ancak bilinçli, birikimli ve donanımlı bir eğitim-öğretimle mümkün kılınabilir. Bu amaçla okulumuzda bu yıl da yenileme çalışmalarına devam edildi. Tüm sınıflar boyandı ve store perdelerle sınıflara modern bir görünüm kazandırıldı. Okul ve öğretim ortamı hayattan kopuk, yapay bir ortam olmamalı; hayata yakın, oradaki gerçeklikten uzak olmayan, öğrencinin hayatla bağlantısını koparmayan bir yaşantı sunmalıdır. Okullar yalnızca bilgi aktaran öğretim kurumları değildir. Bulundukları çevrenin bilgi ve kültür merkezleridir. Bu amaçla yıl içerisinde öğrenci ve velilerimizle kitap fuarlarına, kentimizin ve ülkemizin tarihi merkezlerine geziler düzenledik. Öğrencilere sağlanan imkânlarla, tanınan fırsatlarla, gösterilen ilgi ve alaka ile, onların duygu ve düşüncelerini en güzel bir şekilde aktaracakları, kendilerini eğitenlerle birçok başarılarını paylaşacaklarını, hem birbirinden güzel eserler üretirken, hem de onları başkalarıyla paylaşırken kendilerine daha çok güven duyacakları bilinmelidir. İşte okul dergimiz Akdora öğrencilerimizin bu ihtiyaçlarını karşılayan bir kürsüdür. Değerlerin genç kuşaklara aktarılması için değerler eğitimine ayrı bir önem verdik. Bu amaçla kardeş okul projelerimiz çerçevesinde Gazikent İmkb Ortaokulu na yaptığımız ziyarette gıdadan giyime, kırtasiye malzemelerinden temizlik ürünlerine kadar birçok konuda yardımlaşma örneği sergilendi. Ayrıca öğrencilerimizin kardeş okuldaki öğrencilere yaptığı katkı da memnuniyetle karşılandı. Her ayı yeni değerlerle yad ettik. 21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve Nevruz Bayramı münasebetiyle Bizim de bir dikili ağacımız olsun. dedik ve tugayda yapılan ağaç dikim faaliyetine katıldık. Etkinlik öğrencilerimizde çevre bilincinin gelişmesi konusunda önemli katkılar sağladı. Hemen her faaliyette velilerimizle bütünleştik. Kutlu Doğum Haftası nı velilerimizle birlikte yad ettik. Veli, öğretmen ve öğrenci bütünleşmesinin en güzel örneğini hep birlikte yaşadık. Kariyer günlerinde meslek seçiminin eşiğinde olan son sınıf öğrencilerimizi de unutmadık. Mezunlarımızdan Diş Hekimi Tamer KUTSAL ve Zuhal ÖZEN i öğrencilerimizle buluşturduk. Bir damla mürekkep bir milyon kişiyi düşündürebilir demişti Lord Byron. Kitaba ve okumaya verdiğimiz önemi Kütüphanecilik Haftası nda Gaziantep Üniversitesi Tarih Bölümü nden Yunus Emre TANSU nun konferansı ile taclandırdık. Yine aynı hafta Yapı Kredi Yayınlarıyla öğrencilerimizi okul bahçesinde buluşturduk. Eğitim-öğretim yılının sonlarına yaklaşırken sadece yaptıklarımızı değil önümüzdeki yıl okula katacağımız değerlerin derin tefekkürü içerisinde olduğumuzu belirtir daha nice güzelliklerle karşılaşacağımızın muştusunu vermek isterim. Saadet SAYIN OKUL MÜDÜRÜ OKUL DEYİNCE Bir insanın işine giderken neşeli ve enerjik olması nasıl bir güzellik değil mi? Gittiğiniz yerde mutluysanız, yıllar geçse de her gün oraya gülen bir yüz ve heyecanla gidersiniz. Öğrencilerinizin derslerinde yürüttükleri projelerinde başarılarına tanık olursanız, onların bu başarısına idare ve öğretmen olarak elinizden gelen tüm katkıyı yapabiliyorsanız mutlu olursunuz. Okulunuza geldiğinizde hemen her gün yeni ve güzel bir sürprizle karşılaşıyorsanız (adı üstünde sürpriz yapılırken ruhunuz duymuyor),ve fiziki şartları her gün daha konforlu deneyimliyorsanız mutlu olursunuz. Mesela çok amaçlı salonlarınızda harika konuklar ağırlayıp, güzel kutlamalar yapabiliyorsanız, spor salonunuzda yeni sporcuların yetişmesine tanık oluyorsanız, pırıl pırıl bahçenizde akasya ağaçlarının gölgesinde dinlenebiliyorsanız, hafta sonu eve giderken zengin kütüphanenizden hangi kitabı seçeceğinize karar veremiyorsanız mutlu olursunuz. Evet, ben işime mutlu geliyorum ama ya öğrenciler, okulun esas sahipleri nasıl düşünüyor dedim ve bakın neler anlattılar Akıllı tahtaların gücü adına güç bizde artık.. Bu yıl performans ödevlerimizi yaparken çok şey öğrendik. Hayal gücümüzün sınırsızlığını slaytlara yansıtmayı ve bu yansımayı anlaşılır şekilde sunmayı. Teknolojiyi PC oyunları dışında, bir yetişkin olarak kullanacağımız şekilde kullanabilmek ve onun kadar önemli olan, hazırladıklarımızı topluluk önünde sunabilmek bize neler yapabileceğimizi bir kez daha fark ettirdi. İşin her iki kısmı da eğlenceli ve gurur vericiydi. Akıllı tahta ve projeksiyonu etkin bir şekilde kullanabiliyoruz. Övünmek gibi olmasın sunumlarımız hep alkış alıyor A.Faruk Temel Ramazan Balsu Kitapsız Asla Bazen görmek için göz yeterli olmuyor. İnsan burnunun dibindeki hazineyi fark edemeyip farklı yerlere sürüklüyor kendini. Evet sanırım bende bunlardan biriydim. Taki birkaç ay öncesine kadar kitap okumaktan nefret ederdim ama şimdi kızıyorum kendime neden böyleymişim diye, ama olsun okuyorum şuan ve bunda bana katkısı anlatılmayacak kadar büyük olan kütüphanemize borçluyum. Buram buram sayfa kokan zengin kitap seçenekleri, İbrahim abimizin sıcak ilgisi, ve bu hazineye bizi yönlendiren öğretmenlerimiz kandilim oldu. Bence herkes bu alışkanlığı kazanmalı. Rahmet Karaoğlan Ben doktor olucam.. Ben okuluma bu yıl geldim. Gelmeden önce tercih yaparken kafam epey karıştı. Sonra okulumun adını duydum ve biraz araştırdım. Okulum geçen yıl 240 mezun vermiş. 20 öğrenci tıp fakültesine gitmiş yılında YGS Anadolu Lisesi sıralamasında ve yine 2013 LYS sıralamasında Anadolu Liseleri arasında birinci sıradaymış. Türkiye derecesine giren öğrenciler varmış. Matematik ve Fen bilimleri türünden yapılan Türkiye geneli sıralaması çok iyiymiş. Sosyal olarak ve çeşitli spor dallarında dereceleri varmış. İşte ben bu yüzden Gaziantep Anadolu Lisesini tercih ettim. Kasım Albayındır - 5 -

4 - 6 - Yönetmen, Senarist, Aktör Merhaba, ben Alptekin.11.sınıf öğrencisiyim. Bu yıl liseler arası kısa film yarışmasına katıldık. Amacımız adalet teması üzerinden yardımlaşma ve dayanışma örnekleri vermekti. Arkadaşlarımla toplanıp tartıştık. İlk başta zorlandık ama sonra hep beraber düşününce hızlı bir şekilde senaryoyu bitirdik. Sonra mekan aramaya giriştik, kostümleri seçtik. Çekimler çok yorucu ama bir o kadarda eğlenceliydi. Okulumuzun bizi böyle projelere yönlendirmesi, eğitimi sınıftan dışarıya taşıması bizim için çok büyük şans. Aslında bu okula gelirken başka okullarda vardı. Neyseki başka okula gitmedim. Gerek sosyal aktiviteler gerek eğitim alanında başarılar olsun hep ön sıradayız. Alptekin Yusuf Kök Melis Polonya da Ben özel okuldan geldim ve gelmeden önce okulumuzda fazla etkinlik olmadığını ve öğretmenlerin daha az ilgileneceğini düşünüyordum. Fakat okulda zaman geçtikçe bu konuda yanıldığımı fark ettim. Okulumuzun sosyal aktiviteleri, proje ve gezilerinin düşündüğümün çok üstünde olduğunu gördüm. Okulumuzda katıldığım COMENIUS Projesi ve maskot yarışmasına katılarak okulumuzda yapılan yapılan en güzel projelerde çalışmış oldum. COMENIUS projesi ile hem çevremiz ile ilgili hem de yabancı dille ilgili bir çok şey yaptık. Bu proje kapsamında ben Polonya ya gittim ve hayatımdaki şu an a kadar en güzel günlerdendi. Orada öğrendiğim, paylaştığım şeyler herkesin tatması, bir kez yaşaması gereken şeyler. Bana bu fırsatı verdikleri için öğretmenim Şengül Toslak a ve okul müdürümüz Saadet Sayın a teşekkür ederim. Melis Özkalender Sadece lise değil Ben Melis 3 yıldır GAL de okuyorum. Lise tercih aşamasında her öğrenci gibi benimde ikilemlerim oldu. Gaziantepli olmayışımın bir dezavantajı olarak liseler konusundaki bilgimiz sadece yerleştirme sonuçlarında ibaretti. Fakat çevremize sorduğumuzda özellikle Gazianteplilerin GAL den güven duyulan, saygın, başarılı öğrencilerin yetiştirildiği bir lise olarak bahsetmesi tercih yapmamdaki en önemli etken oldu. İlk yılımda AİSEC THEATRE CONTEST e katıldım. Hem oyuncu hem proje koordinatörü olarak katıldığım bu ilk İngilizce tiyatro deneyimimiz 1.likle sonuçlandı. Bunun yanı sıra voleybol takımında 2 yıl oynadım. Beden Eğitimi öğretmenlerimizin özverili ve paylaşımcı yaklaşımı, takım ruhunun maç dışına da taşınmasını sağladı. Vee bu yıl COMENIUS ekibine katıldım ve Hollanda dan arkadaşlarımızla harika bir hafta geçirdik. Aslın da projelerin isimleri daha böyle uzar gider. İşin özü bir GAL öğrencisi olarak kendi fenerimi, kendi renklerimi içimde taşıyorum. Her gün ışığıma farklı demetler, rengime ebrular katmak için hevesle, umutla ama en önemlisi dürüstlükle çalışıyorum. Umarım bizler gelecek yıllarda ışığımız ve renklerimizle tüm köhne zihinleri aydınlatacağız, birbirimize karıştıkça, farklı fikirler, farklı renkler ve ebrularla ülkemizin dört bir yanına dağılacağız. Melis Ağkale ÇIĞ kıpırtısız denizlerinde yüzerken yaşamın akvaryumunda buldum kalbimi dünyanın daralma mevsimindeyim anlaşıldı aşkın olmadık zamanlarda sobeleniyorum Allah ım bir saklambaç oluyorsun karnavallarda! ağır bedenimin çukurlaştırdığı eski bir yatak ve yastıkta ağrıyan başımın bıraktığı oyuk nicedir dağınık bir eve bakar gibiyim aynada kelimeler gergin halat, yere düşen bardak ismin kırılıyor bin parçadudaklarımda! sıcaklığını koruyamayan bir çay termosuyum gövdem içi taş dolu sırt çantası ruhumun tadımlık şekerlerine mi kandım dünyanın? sönük bir ses yankılanıyor kalp odalarımda: ölümün kabuğudur yalnızca hayat! bozulmuş çiçek tarhları, kapkara rüzgarlar her gün derin kesikler açılıyor lisanımda siyah mürekkebine bulanmak için mi biraz daha biraz daha biraz daha biraz daha biraz dünyada bir tarafımdan boyuna gömülüyorum toprağa? Turan GÜNDÜZ Daha anlatılacak, unuttuğumuz güzellikler vardır elbette ama çok da önemli değil. Önemli olan, okulumuzun idari kadrosunun, öğretmen arkadaşlarımın, okulumuzda çalışan tüm personelin ve öğrencilerin bu okulda olma ayrıcalığının farkında olması ve bu ayrıcalığın devam etmesi için var güçleriyle çalışıyor olmaları. Bu birliğin daha bir çok başarıya tanık olması dileğimle.. Nurdan Özsoy İngilizce Öğretmeni

5 İnsanoğluna Hayatı ipek halılar üzerinde güle oynaya geçirmek ister. Halat ipler üzerinde sek sek oynayarak geçirmeyi hiç hayal etmeyiz. Biz insanoğluyuz rahatlığı çok severiz. Her gün başımızı koyduğumuz tüyden yastığa sarılır Bir gün sarılacağımız 5 metre kumaşı hiç hayal etmeyiz. Biz insanoğluyuz yaşamayı çok severiz. BURASI ÇANAKKALE Dünya denilen boş sayfada baba parası yer ana duası hiç almayız biz. Karaya vurunca karalar bağlar öncesini hiç düşünmeyiz. Biz insanoğluyuz babanın annenin değil arkadaş sözünü çok severiz biz. Karanlığa haykırır aydınlığa hep küseriz. Yalan söylemeyi çok sever doğruyu yalanlarız biz. Biz insanoğluyuz doğruyu kendimizden iyi bilir yanlıştan asla vazgeçmeyiz. Haramı helal bilir alın teri nedir bilmeyiz. Hayatı kaçak yaşar güzelden hep kaçarız biz. Biz insanoğluyuz muhtaç olmak nedir bilmez muhtaç bırakmayı çok severiz biz. YAŞAMAK Yavuz ÇALIŞKAN 9/C 1357 Yaşamak nedir ki? Çok kez kendime sordum ve her defasında değişik cevaplar aldığım bir bilmecedir yaşamak benim için. Geçmişten bu güne kadar sayılabilir bir süre nefes almış olmak mıdır yaşamak? Yoksa aldığın her nefesin değerini bilmek, o nefese sığdırabildiklerin midir? Yaşam, göreceli bir kavramdır. Belirli bir amaca bağlı bir kavram. Bir anne için çocuğuna iyi bakabilmek olan yaşam, bir lider için yalnızca ideallerinden ibaret olabilir. Benim içinse boş bir defterdir yaşamak. Her sayfasını ister istemez, acısıyla tatlısıyla doldurduğum kalın kapaklı bir defter. Defterim ne kadar doluysa ben de o ölçüde yaşamışımdır. çünkü. Yaşamak derken kuru baş değil hakkıyla her dakikanın Kıymetini bilerek yaşamışımdır. Çünkü o defterdeki her boş sayfa eksikliktir. Bir çocuk için oyunla, oyuncakla dolu sayfalar, gençlerde idealler, ihtiyarlarda ise kıyısında ölüm olan fırtınalı denizler misali dalgalı dolu doludur. Böylesine işlemişken benliğime yaşam. Kıymetini bilmeli dolu dolu yaşamlı insan. Şairin de dediği gibi : Yaşamak şakayla gelmez, büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın, bir sincap gibi mesela Melisa ÖZTÜRKMEN 9/K Askerin benliğinde kıvılcımlar saçmadan; Terk edilmez hiçbir zaman bu vatan, Savaş uzun ve yaman; askere azık iman, Değil midir ki O zalimin karşısında dimdik duran. Çanakkale UHUD misali, Mehmetçik HAMZA gibi, Garb mıdır ki yurdun asıl sahibi? Batılın her sistemi bir akılsızlık dengi Elbet zafer bizim, onların olacak yenilgi. Düşman pusu kurmuş geliyor sinsice; Tek yürek olmuş asker sabrediyor sessizce Cephedeki karanlık zalim ayazla gelince Askerin feryadına kafir gülüyor haince. Ey mayası nurla yoğrulmuş millet! Hele dişini sık az daha sabret Aman, sönmesin sinendeki himmet! Son durağın senin O ebedi Cennet Nasıl olsa Şüheda-i Güneş bir gün doğacak, Çanakkale ye yine nurlar yağacak; Düşman kaçacak yer arayacak, Nurdan meşaleler karanlığı boğacak. Çağlayacak uğruna savaştığın denizler; Durmuş şehid baban yolunu gözler; Senin savaşçı ruhunu anlatamaz bu sözler; Gel artık sevinsin bu kederli yüzler! Bir Başka Dilde Seviyorum Seni Esma YAKUT Gecenin en karanlık yerindeyim. Bir sigara ateşinin aydınlattığı kadar bir ışık bile olsan, yine de istiyorum seni. Sadece benim seni anladığım, kimsenin unutmamak için defterine not düşmediği ama hayatında hep bir dipnot olarak kalan, kendi yasaklarım gibi unutamıyorum seni. Dağları delmiyorum. Oralardan inmek istiyorum. Hepiniz gibi aynada saçımı taramak, Günaydın der gibi sokağa fırlamak ve şarkı söylemek istiyorum. Adına AŞK diyorlar, gelecek diyorlar. Bana yetmiyor her şarkıda bir adım daha yaklaşmak istiyorum sana. Sanırım ben bir başka dilden seviyorum seni. Düşün ki yılan dağından aşağı iniyoruz ve dünyada sadece iki kişilik bir türkü kalmış onu söylüyoruz. Öyle bir şeysin sen. Bir dilin bütün sözcüklerini kullansam seni tarif edemeyeceğimi biliyorum. Ulaşılmaz oldun, hep dokunmak, hissetmek ve dolu dolu yaşamak isterken seni kocaman bir yalnızlıktı payıma düşen, payıma düşen her şeyi erteledim ama erteleyemediğim bir şey vardı. Tıpkı sana benziyordu. Senanur OĞRAK 9/H 2258

6 TEDİRGİN DÜŞLERİM Feryat en çok sana yakışır İçimde kopan yorgun fırtınalar Çekilin yüreğimin bahar geçkinleri, Ömrünü bir gülün kokusunda yitiren Feleğin dar çemberleri Bırakın! ben geçeyim Ve havada uçuşan tozlu sözler Anılar sende güzeldir. Gözlerimizi yumup Birlikte bileyelim dişlerimizle Sonsuz mavilikleri. Kapkara bulutlara inat Aşkın fiyakasını bozmak, Saklamaktır hüzünleri sevinçlerin koynunda. Devrik yüreğimin harabe kentlerinde dolaşan Uyurgezer aldanmışlıklarım! Pişmanlık en çok sende güzeldir. Feryat mülkümün yegane maliki İlk gözyaşım, son hazin yaram Lal olan dilimin İlk hecesi Zerrin sonbaharda aşk sende güzeldir. Ahmet GÖKÇE = Bir An-ı Seyyale = Artık bu cana can üfledi canan Artık bu gönül derdini ol eyledi derman Bir fasl-ı bahar başladı kalbimde o günden Bir sohbet-i gül başladı dilimde o günden Benden bana ben gitmek için aşk diye koştum Aşkının derdine düştüm de denizler gibi coştum Bir zerrecik olsun bulayım derde ararken Düştüm derya gibi bir aşka o gün ben Verdim sana ben gönlümü baştan başa artık Maşukum sensin, şimdi benim, ben sana aşık Ol aşk-ı ezel hem kararan kalbime layık Ol aşktan alır feyzini cümle aşık Ey aşk gülü, nur çehreni öpsem dudağından Kalp bahçesinin kalbine diksem budağından Aşk güllerini açsın, yine miskler gibi tütsün Sinemde bu aşk bülbülü seninle ötsün Kalbime sürür, iki gözüme nur doldu o günden Bir müjde verir sanki O bir şanlı düğünden Ben!..ben!.. diye yazdımsa da sensin yine ol Ben Hiçten ne çıkar, hem bana benlik diye Ben den Yusuf GÜNAY 11/L 1898

7 GİDİYORUM Gidiyorum Gidiyorum be sevgili! Sana hâlâ aşıkken Seni hala özlerken Gidiyorum Gidiyorum be sevgili Aşkın ne olduğunu bilerek Özleminin ne olduğunu bilerek Gidiyorum... Gidiyorum be sevgili Aşktan yorulmuşken Hayattan bıkmışken Gidiyorum... Gidiyorum be sevgili Seni seviyorum demeden Aşkımı ilan etmeden Gidiyorum... Gidiyorum be sevgili Sen başkasına aşıkken Ona sevgilim derken Zeynep KARAYILAN 9/H Tuna GİRİŞKEN 9/H 1511

8 BİR DAMLA HAYAT Avuçlarımızdan akıp giden hayatımız mıydı, hayallerimiz mi yoksa? Uçup giderken kuş misali bir damla su, kor eyleyip yaktı yüreklerimizi. Yaşam içinde yaşam ararken hayat kaynağımızı ütopyaya gönderdik yine. Biz miydik peki bu yokuşa sürüklenen? Su, insanlığın benliğine işlemiş bir vazgeçilmezdi. Sihirli yakamoz parıltılarının esareti altındaki denize, özgürlüğüne kavuşturmak istercesine narin vuruşuydu. Katre-i matem misali tüm kokularıyla süzülen bir mısraydı adeta. Ne oldu ya şimdi? Su yok artık; tükenmekte, tükeniyor Asıl neden neydi peki? Azad eyleyip bıraktık uçurumlara hayatımızı. Yaşam kaynağımızı bilinmezliğe gönderdik. Suyun ne anlama geldiğini bilmiyorduk çünkü. Oysaki yağmura hasret toprağın özlemle buluta bakmasıydı su. Bütün ihtişamıyla sessiz vadilerden akıp süregelen bir mısraydı adeta. Ve en önemlisi bir damla hayattık bizler de. Unutmayın ki; her şey için, yeni başlangıçlar için, taptaze umutlar için yaşıyoruz hayatı. O halde umutları yeşertmek adına: Keşke dememek için yepyeni bir başlangıca hazır mısınız? HAYATIN HER KÖŞESİNDE Mutlu olmanın ne denli zor olduğunu biliyorum artık. Anlamamak elde değil, gözden kaçırmamak olanaksız. Sokaktan geçen insanların yüzüne bakamaz oldum. Kırışıklıklarda kaybolmuş tebessüm midemi bulandırıyor. Genç bireyleri hayattan bezmiş bir suratla görmemek olanaksız. Sanırsınız hayatın tüm yükü omuzlarında. Ne yazık! Maneviyat tozlu raflarda yerini almış durumda. Susam susam dağılmış mutluluk. Yeri, izi yok. Umutsuzluk bağdaş kurmuş hayatımıza. Halkaları koparılmış zincir gibi ayrıksıyız birbirimizden. Heyecanlarımızdan geriye büyük boşluklar kaldı; dolduramıyoruz Maskelerin altındaki korkunç sıfatlar umudumu tüketiyor. Ölüm kokuyor düşünceler. Kalpleri mesken edinen bilinmezlik Sessizliğimizde gizliyoruz kendimize ihanetimizi. Sonra düşünüyorum; Ya hayat hep masallardaki gibi olsaydı da pembe gözlüklerle baksaydık rüya içinden dünyaya. İyiyle kötü mücadelesinin muvaffakiyeti mütemadiyen iyiye bahşedilseydi. Negatif yaşam pozitif dünyadan uzak dursaydı da sadakat suları alsaydı insanı derinliklerine. Ne çıkardı ki mutluluktan başka. Düşlerde yer eden bu muazzam yaşam biçimi taht kurarsa hayatımıza azat ettiğimiz hayallerimiz dönerdi bize elbet. Aşk dediğimiz o malumiyet kuramı iki dudak arasında esaretinden kaçarken yakalandığında yağmura, ıslanıverir duygular. Oysa yaşamak aşk tadındayken güzel.. DİLBER ALTINBAŞAK 10/E İNSANLIK Her insan bakmazdı yüzüne, Unutulmuştu ya da unutturulmuş, Her şeyden habersiz duruyordum bir köşede, Ne geleni vardı, ne de gideni. Tek rakibi kötülüktü onun. Aslında hep görürdük, Fakir bir çocuğun tebessümünde, Kimsesiz bir kızın bakışlarında, Ama görmezden gelirdik. İşimize gelmezdi biliyorum, Çünkü beraberinde sabrı getirirdi. Kim ister ki onu, Haksızlık etmemek de lazım, Mutlaka vardır seveni. Ben ona İNSANLIK diyorum. Peki ya siz Merve YILDIZ 9/H

9 BİR ÇINARIN YAŞAM ÖYKÜSÜ Anneannem e Dünyaya gözlerimi ilk açtığımda tanışmışım seninle. Minicikken Konuşmuyorken dilim olmuşsun,yürümeyi beceremiyorken elim,ayağım. Sonra yürümeyi öğretmişsin,konuşmayı hatta susmayı Büyüdükçe daha doğrusu sen beni büyüttükçe seni okumayı daha iyi öğrendim bir insanın nasıl yaşaması gerektiğini, üzüldüğünü bazen saklamasını gerektiğini,mutluluğu yaşamak için sadece insanın kendisinin mutlu olması gerekmediği, insanın başkalarının mutluluğuyla keyiflenebileceğini ben senden öğrendim Her gün ilmek ilmek işledin beni,farkına bile varmadan yine senden öğrendim ben, kimseyi kimseden ayırt etmemeyi, önemli olanın insanın dış görünüşü olmadığı,paylaşmayı,yürekli olmayı Elimde ne var ne yoksa başkalarına yardım edebilmek adına düşünmeksizin yollarına sermeyi ve sabretmeyi Sabretmek seninle tam karşılığını buluyor.hatta eksik kalıyor. Ben susabilmenin ne kadar büyük bir erdem olduğunu da senden öğrendim. Öyle zamanlar olur ki bir konuşsan bin susman gerekir diyor gözlerin Ve yüzündeki her çizgin binlerce sayfadan daha çok şey anlatıyor. Yine ben senden öğrendim hayatı. Acıların yaşadıkça insanı büyüttüğünü,gözyaşlarının kuruyabileceğini, gurbetin sızım sızım sızlattığını Bir ömre neler sığabileceğini,bir insanın özel ve eşsiz olabileceğini senden öğrendim.ben senden bir insanoğlunun sahip olabileceği en güzel değerleri öğrendim. Okudum senin satır satır; sayfa sayfa. Sen bir insanın okuyabileceği en değerli başyapıtsın.sen gölgesinde yaşanacak ulu bir çınarsın İlknur GÜLLÜ Anneye Mektup Yokluğun zormuş anne. Sesini duymamak, gözlerine bakmamak acıtıyormuş. Sol yanımı meğer. Özlüyorum anne uzayana gecelerdeki sohbetini, arada bir hüzünlenip dalıp dalıp gitmeni, bir anda kendine gelip gülümsemeni özlüyorum. Ben yalnızlık nedir bilmezdim anne, çünkü arkadaşım sırdaşım sendin. Ağladığım zaman beni susturan, yaptığım her şeyle gurur duyan sendin. Ben yalnızlık nedir bilmezdim anne. Ama şimdi yalnızım anne yalnız. Ben eksik olmak nedir bilmezdim anne, çünkü benim diğer yanım sendin anne, bir yapboz gibi beni tamamlayan sendin, üzüldüğüm zaman üzülen benimle birlikte gülen sendin anne, ben eksik olmak nedir bilmezdim anne, şimdi sen uzaktasın ben eksik. Ben beklemek neydi bilmezdim anne, çünkü her şeyim sendin, sen de benimleydin. Beni bekletmezdin, kendini özletmezdin anne. Ben beklemek neydi bilmezdim anne, şimdi yanına geleceğim günü bekliyorum. Deniz EKER 9/D 2191 Çok Geç Değilse Mutlu olmak ; ailenle birlikte mutluluğu yaşamak. Birlik olmak, sonsuza kadar beraber olmak. Sen ağlarken senden çok ağlayan, sen sevinirken seninle sevinen, yaşadıkça seni koruyan bir ailen var. Kapıyı açan bir annen, usanmadan dertlerinle ilgilenen baban, her ne kadar kavga etseniz bile seni çok çok seven kardeşin varsa değerini bil. Bak bir etrafına, ailesi olmayan çocuklara Şefkatiyle yüreğini okşayabileceği bir anneye, başı sıkıştığında kucağına koşabileceği babaya, acısını paylaşabileceği bir kardeşe nasıl muhtaç kim bilir? Eğer sen de sevilmişsen, en derinden biliyorsa sevgiyi kıymetini bil. Sen bu dünyadaki şanslı insanlardansın demektir. Eğer çok geç değilse annene, babana ve kardeşine onları en derinden sevdiğini göster. Beril YÜZÜGÜLEN 9/H BABA ÖZLEMİ Siz hiç babanızı öylesine özlediniz mi? Ya da onu kaybettiniz mi? Umarım böyle bir şey başınıza gelmez. Eğer gelirse zorluklarına katlanmak zorundasınız. Onu her geçen günde, her solukta özlemek ne demek bilir misiniz? Babanın mis kokusunu içine çekememek! Onun gözlerinin içine bakamamak. Babanızı hayat en çok sevdiğiniz erkeği yitirdiğinizi duyarsınız. İşte o günden sonra başlar her şey. Dünya başına çöker insanın öyle değil mi? Bir düşünün babanızı hiçbir zaman göremeyeceksiniz, onun sesini duyamayacaksınız, ona dokunamayacaksınız. En kötü şeydir değil mi? Aynen öyle. Hep filmlerde duyardım. Baba evin direğidir, direk çökerse ev de yıkılır. Bu söze hiç inanmazdım. Nasıl oluyor ki derdim hep. Şimdi ise çok doğru demekten başka bir şey gelmiyor elimden. Geçen günlerin kıymetini bilemedim. Küserdim babama istediğim şeyleri almıyor diye, ya şimdi, rüyamda görmek için binlerce dua ediyorum. Bir gün girse dünyalar benim oluyor. Neden böyle oldu diye soruyorum kendime. Ya da bazen hayattan çok bunaldığım zaman sinirleniyorum babama ama ne bu sorunun cevabını ne de sinirlenmenin yararını göremiyordum. Her zorlukta, her olayda babam geliyor aklıma. Geçen gece rüyama girdi. Babam uzun zamandır günlüğümde yakındığım konuyu hissetmiş herhalde. Geldi daha bu sene başladığım okulumu gezdi. Nasıl mutlu oldu bilemezsiniz. Belki de gerçektir bütün bunlar. Bilemiyordum. Daha sonra içim biraz hüzün biraz sevinçli bir şekilde uyandım. Ve babamın yanına daha doğrusu bir taş ya da biraz toprak yığının yanına her ne kadar da inandırıcı gelmese de oraya gidince biraz olsun rahatlıyorum. Çünkü annem Her zaman ayak ucuna oturun sizi babanız görür. der. Babamı özlüyorum Özlüyorum Özlüyorum. Onu çok seviyorum. Okula gidince gerçek dünyamdan sıyrılıp başka bir dünyaya giriyorum bu yüzden tüm sıkıntılarımı unutuyorum. Her gün okula gelmek istiyorum hafta sonu bile. Bir öğrenci için çok ilginç veya çok saçma değil mi? İşte içinizdeki bu büyük boşluk sizi normal insanlardan farklı düşüncelere sevk ediyor. Belki bu yazımı okuduktan sonra birazcık da olsa babanızın değerini bilir ve onu kırmazsınız küçük şeyler için. Babam olmadan yaşamak çok zor olsa da yaşıyorum işte. İlknur CIZICI 9/H 2232 Aile Her Şeydir / Mutluluğun Temeli İnsanlar, kendilerini önemli kılan ve kendilerinin de önem verdiği bazı değerlere sahiptirler. Bu değerler sayesinde kültürlerini ve kendi toplumlarının yaşayışlarını benliklerinde yaşatabilirler. Ama bu değer birliktelik gibi bir çok güzelliği de beraberinde getirir. Bu değer toplumun en küçük birimi olmakla birlikte, eksikliğinde insanın içinde koca bir boşluk oluşturan ailedir. Aile olmak o kadar güzel bir deneyimdir ki ; bir bebek doğduğu andan itibaren annesine bağlıdır. Annesi olmadan yaşayamaz çünkü. Ama yıllar sonra bu zaruret ortadan kalksa bile çocuk ailesinden kopmaz. Bunun nedeni anne/babanın sadece maddi olarak değil manevi bakımdan da çocuklarını düşünmesidir. Çünkü ; sadece maddi ihtiyaçları karşılayan bir anne veya baba asla aile kuramaz. Çocuklar ailenin en önemli fertleridir. Kadına, annelik ; erkeğe de babalık duygusunu veren çocuktur çünkü. Çocuklar sadece anne/baba olma özelliğini vermezler. Onlar gecenin en karanlık zamanında bile bizi aydınlatan yıldızlar gibidirler. Hepsi birbirinden farklı ve hepsi çok özel. Bu kadar güzelliğin yanında, aile olma mutluğunu yaşamayan insanlar da vardır elbette. Onların içindeki bu eksikliği tahmin bile edemeyiz. Peki bu mutluluğu tadamayan o kadar insan varken biz neden bu mutluluğu doyasıya yaşamayalım? Elif ÖNCEL 9/D

10 maharetli eller Hazırlayan: Çetin ÖZÇELİK / Resim Ögretmeni Güllerin Efendisi Alemlere Rahmet Peygamberimiz (S.A.S.) Açılış Konuşmasını Yapan Okulumuz Müdür Başyardımcısı İbrahim Halil KAVSARA Efendimiz in Örnek Hayatından Kesitler Sundu. Misafir Öğrencimizden Güzel Kur an Tilaveti Programı Organize Eden Arkadaşlarımızı Kutluyoruz tarihinde Kutlu Doğum Haftası okulumuzda çeşitli etkinliklerle kutlandı. Okulumuz konferans salonunda Din Kültürü Ve Ahlak bilgisi öğretmeni Mehmet Nur TÜRKEŞ in yönetiminde bir program organize edildi.

11 Deniz tabanı için hazırlanan özel halı sistemiyle, dalgaların gücünden enerji elde edilebiliyor Dünya üzerinde birçok üniversite ve kuruluş, dalgaların gücünden enerji elde edebilmek adına farklı sistemler üzerinde çalışıyor. Bu konuya hazırladıkları prototip deniz tabanı halısıyla katılan Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley araştırmacıları ise, çamurlu deniz diplerinden (Okyanus dalgalarının gücünü absorbe edebilmeleri ile bilinirler) aldıkları ilham ile yola çıkmış durumdalar.temel olarak kauçuk malzemeden üretilmiş bir halıdan oluşan sistem, dalgaların hareketlerine göre yukarıya ve aşağıya doğru bir salınım oluşturuyor ve halının altında bulunan hidrolik aktüatörler (Hidrolik akışkan basıncı ile hareket eden bir tür motor) bu hareketlerden enerji üretebiliyor. Gerçek hayat kullanımlarında 1 metre kare deniz tabanı halı sistemiyle iki hane için yetecek elektrik, 100 metrekare boyutunda bir sistemle ise 6,400 metrekarelik güneş enerjisi santrali kadar bir elektrik üretilebileceğini belirten araştırmacılar, sistemin özellikle dayanıklılık ve verimlilik noktasına vurgu yapıyorlar.şimdilik üniversite kapsamından denenen deniz tabanı halı sisteminin, test amacıyla önümüzdeki 2 yıl içerisinde gerçek okyanus ortamına aktarılacağı, önümüzdeki 10 yıl içerisinde ise ticari kullanım hazır olacağı söyleniyor. Türk bilim insanlarının da katkıda bulunduğu araştırma ile olta misinasından yapay kas üretildi Olta misinasından geliştirilen yeni yapay kas türevi, sağladığı güç ve düşük maliyet ile dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor.aralarında Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi nden Dr. Özer Göktepe ve Dr. Fatma Göktepe nin de yer aldığı Avustralya, Güney Kore, Kanada ve Çin merkezli üniversitelerden birçok bilim insanı tarafından ortaklaşa geliştirilen yapay kas, olta misinasından yüksek devirde yapılan döndürme işlemi sonucunda sıkıştırılarak üretilmiş durumda. Aynı ağrılık ve uzunluktaki insan kasından 100 kat daha fazla ağırlık kaldırma ve 100 kat daha fazla mekanik güç (Jet motoruyla eşit olarak kilogram başına 5.3 kw) oluşturma kapasitesi ortaya koyabiliyor. Gerçeğinden %30 oranında daha fazla kasılma sağlayabildiği belirtilen yapay kas, ısı, ısı üretebilecek ışık, elektrik ya da farklı kimyasal uyarıcılarla harekete geçebiliyor / kasılabiliyor.araştırma geliştirme çalışmaları devam eden yapay kasın önümüzdeki 5 sene içerisinde kullanıma geçebileceği belirtiliyor. İnsansı robotlar, giyilebilir dış iskelet sistemleri, protezler, çeşitli kas hastalıkları ve hatta hava değişikliğine göre esneyebilir kıyafetler gibi kullanım alanları vardır. Parlayan Kaldırım İngiliz teknoloji firması ProTeq karanlıkta parlayan kaldırım icat etti. Kaldırım tamamen temizlendikten sonra üzerine bir yalıtım malzemesi sürülüyor. Bu yalıtım malzemesi üzerine uygulanan sıvı madde, gündüz absorbe ettiği güneş ışığını hava kararına yansıtıyor. Tamamen çevreci bir teknoloji olan Proteq Starpath Glows projesi aynı zamanda tasarrufa da vurgu yapıyor. Üç boyutlu yazıcıyla üretilen kalp modeli ile operasyon öncesi hazırlık yapılabilecek İlk başlarda sadece ufak aksesuarların üretimi için kullanılan üç boyutlu yazıcı modelleri, artık birçok farklı alana giriş yapmış durumda. Bu alanlardan sağlık tarafında karşımıza çıkan son gelişme ise, üç boyutlu yazıcının insan hayatı için sunduğu olanakları gözler önüne seriyor. Kalp rahatsızlığı bulunan 14 aylık Roland Lian Cung Bawi nin geçirmesi gereken riskli operasyon için yapılan CT taramaları üzerinden üç boyutlu kalp modeli oluşturan Louisville Üniversitesi Hızlı Prototipleme Merkezi araştırmacıları, bu modeli üç boyutlu yazıcı kullanarak 20 saat gibi bir sürede basılı hale getirmişler. Esnek materyal kullanarak 600$ gibi bir maliyet ile gerçeğine uygun olarak hazırlanan kalp, bu riskli operasyon öncesinde kalp cerrahı Erle Austin in denemeler yapmasına ve farklı yöntemler geliştirmesine olanak sağlamış. Yapılan bu denemelerin de katkısıyla ufak çocuğun operasyonunun gayet başarılı geçtiğini ve sağlık durumunun iyi olduğunu belirten Austin, operasyon öncesinde yapılabilen böyle bir denemeyi özellikle karmaşık kalp hastalıkları açısından oyun değiştirici olarak nitelendiriyor ve oldukça başarılı buluyor.geleceğin en önemli üretim teknikleri arasında yer alan üç boyutlu yazıcıların, sağlık alanında kullanımını arttırması oldukça sevindirici bir gelişme olarak görülüyor. Sony den PlayStation a özel sanal gerçeklik gözlüğü: Project Morpheus Sony, kısa zaman önce ilk bilgileri gelen sanal gerçeklik gözlüğü Project Morpheus u sonunda duyurdu.prototip olarak ABD de düzenlenen Oyun Geliştiricileri Konferansı nda görücüye çıkartılan ve PS4 ile uyumlu çalışma gösterebilen Project Morpheus, Oculus Rift ile benzer şekilde kafaya takılarak kişilere 5-inç LCD ekran ve 1080p çözünürlükte 90 derecelik bir oyun deneyimi sağlayabiliyor ve bu sayede televizyon / ekran ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Tasarımsal olarak oldukça modern ve şık bir çizgiyle gelen sanal gerçeklik gözlüğü, dahili ivme ölçer ve jiroskop gibi sensörleriyle de yapılan kafa hareketlerini 360 derece oyuna yansıtabiliyor. Şimdilik kablo (5 metre) desteğinde çalışma gösteren ancak ilerleyen dönemde kablosuz yapılabileceği söylenen Project Morpheus, kafa hareketine göre değişebilen üç boyutlu ses sunabiliyor ve isteğe bağlı olarak kişilerin kendi kulaklıklarını bağlamasına destek veriyor. Project Morpheus aynı zamanda PlayStation Move, Eye kamera ve DUALSHOCK 4 ile de uyumlu olarak kullanılabiliyor. MICROSOFT TAN SURFACE Microsoft, büyük bir dokunmatik ekrana sahip olan, üzerine konulan bazı nesneleri tanıyabilen, fotoğrafları gösterebilen ve müzik çalabilen masa şeklindeki Surface adlı yeni ürününü piyasaya sürdü. Açıklamada, masanın 30 inç boyutundaki ekranının dokunmatik olduğu ve kameraları sayesinde üzerine konulan cep telefonu gibi bazı cisimleri tanıyabildiği ve yüzeyine dokunulduğunda diğer dokunmatik ekranlar gibi üzerine dokunulan tek noktaya değil, tüm noktalara aynı anda tepki verdiği belirtildi. Hazırlayanlar: Yılmaz Burak BOZKURT Erkin Can İMRE Eyüp Salih ÖZDEMİR

12 Kasım 2013 tarihinde Şehitkamil Kaymakamlığı nın düzenlediği Okuyan Kent Şehitkamil projesi çerçevesinde şehrimize gelen Yavuz Bülent BAKİLER in Konferansına öğrencilerimiz de iştirak ettiler. Konferanstan satır başları... Peygamberimiz buyuruyor ki Bir alimin uykusu bir abidin uykusundan çok daha fazla hayırlıdır. Biz böyle bir dini inanç içinde olmamıza rağmen okumayan okumaktan ilimden irfandan uzak bir topluluk haline geldik. Neden Batı bizden yüz yıl önde? Allah insanoğlunu yarattığında Batılıların kafasına 500 kilo bir beyin koymuş da sıra bize geldiğinde bir kol saati büyüklüğü kadar et parçası mı koymuştur? Yok öyle bir şey. Batılıların beyin ağırlığı ne kadarsa bizim de beyin ağırlığımız o kadardır. Öyleyse konu üzerinde hassasiyetle durmak mecburiyetindeyiz. Batılılarla fiziki yapı bakımından eşit olmamıza rağmen onların gerisine kalmamızın sebeplerinin başında bizim okumamamız, araştırmamamız, düşünmememiz. Biz de aklımızı Batılılar gibi kullansaydık onların seviyesinde olabilirdik. Sevgili gençler ben 1952 yılında lisenin ikinci sınıfında Gaziantep te okudum. Babam Sivas ta nüfus müdürüydü. Bizi Sivas tan Gaziantep e tayin ettiler. Çıktık buraya geldik. Akyol mahallesinde bir ev kiraladık. O evin birinci katında ev sahibi oturuyordu ona Cobar diyorlardı sakat bir adamdı her gün eşek üzerinde tahıl pazarına gidip alışveriş yapıyordu. Biz evin ikinci ve üçüncü katlarında oturmaktaydık. Her akşam bizim ev sahibimiz bir çilingir sofrası kuruyor(kötü bir alışkanlık) başına oturup içki içiyordu. Çocukları babalarının bu içki sofrasındaki haline tahammül edemedikleri için bırakıp dışarı çıkıyorlardı ama Cobar da içerisinde bulunduğu durumu birilerine anlatma ihtiyacı hissediyordu. Kızı yukarı gelip kapımızı çalıyordu ve diyordu ki Babam diyki müdürün oğlu gelsin onunla hanek edem ağam. Ben o talep üzerine babamdan izin alarak aşağı ev sahibinin yanına iniyordum o bir taraftan içkisini içiyordu bir taraftan Antep savunmasını anlatıyordu. Lise öğrencisi olmamıza rağmen Şahinbey i ve Karayılan ı ilk defa ev sahibimizden dinledim. Anlattıklarını çok büyük bir heyecanla dinledim. O zaman da 16 yaşındayım. Sonra ayrıldık. Malatya ya gittik ve Malatya Lisesi nden mezun oldum. Ankara Hukuk Fakültesi ne kaydoldum 1960 yılında bu fakülteyi bitirdim. Yedek subaylığımı Cumhurbaşkanlığı muhafız alayında yaptım yılında Alayda Antep savunmasıyla ilgili bir film gösterildi. Ben de o filmi izledim. Antep savunmasıyla ilgili çok canlı sahneler vardı. O sahneleri izlediğimde Cobar ın 1962 yılında Gaziantep te içki sofrasında anlattıklarını hatırladım ve son derece duygulandım. Bekardım muhafız alayında bir takım komutanı odasında kalıyordum. Ordan çıktım ve kendi yatak odama gittim ve karyolamda bağdaç kurdum hıçkıra hıçkıra, ağlaya ağlaya Antepliyim Şahinem Ağam şiirini yazdım. Bu şiiri 26 yaşındayken yazdım ve dediğim gibi çok büyük bir heyecan içerisinde o şiiri yazdım. Sonra o şiir bütün Türkiye de dalga dalga yayılmaya başladı. Aziz Misafirler! Gaziantep in kurtulmasında Şahinbey in ve Şahinbey gibi düşünenlerin çok büyük rolleri oldu. Eğer Şahinbey ve Şahinbey gibi bu toprakların müdafası için, hürriyetimiz için, istiklalimiz için, dinimiz için yaptıkları olmasaydı bugün biz burada olamazdık. Şahinbey ve arkdaşları da bu toprakların savunulmasında çok büyük kahramanlıklar gösterdiler. Bir kitap var Kahramanlar adında bunu bir İngiliz kaleme almış. Carl Male adında. Onun bir cümlesi- Ben bu kitabı fakültenin birinci sınıfında okudum yılından beri aklımda: Milletler kahramanlarıyla yaşarlar. Kimdir kahramanlar? Savaş esnasındaki kahramanlarımız başkadır, barış devirlerindeki kahramanlarımızın özellikleri başkadır. Türkiye bir tehlikeyle karşı karşıya kaldıklarında bizim kahramanlarımız kanlarıyla canlarını elbetteki ortaya koyarlar.barış zamanlarında kahramanlarımız kimler olacaktır. Bizim barış zamanlarında da önemli kahramanlarımız olmuştur. Kahramanlar bizim kültür değerlerimize önem veren bizim kültür değerlerimizi zenginleştiren ilmimize, irfanımıza katkı sağlayan insanlar dı. Onlar savaşa iştirak etmeseler bile, bütün ömürleri boyunca bir tek kurşun atmasalar bile kültür dünyamıza hizmet etmeleri münasebetiyle bizim büyük kahramanlarımızdır.mesela Yunus Emre bizim çok büyük kahramanlarımızdan birisidir. Yunus Emre belki sapan taşı ile bile bir kuşa taş atmadı ama düşünceleriyle ve yaşayışıyla bizim kahramanlık dünyamızın önemli isimlerinden birisidir. Karacaoğlan aşk şiirleri yazan bir adam ama onu da büyük kahramanlarımızdan biri sayıyorum. Bizse kahramanları sadece savaş meydanında çarpışan cephelere koşan, bu topraklar için kanını ve canını veren kimse olarak düşünmemeliyiz. Barış zamanlarımızda da dinimize, dilimize ve kültür değerlerimize hizmet eden kahramanlık dünyamıza öncü isimleri arasındadır. Değerli Misafirler! Okumuş olduğum kitaplar arasında Fransız yazar Balzac ın millet tarifiyle ilgili şu cümlesi çok uzun yıllardan beri aklımdan hiç çıkmıyor: Millet edebiyatı olan bir topluluktur. Ben ilkokuldan beri millet ile ilgili çok panel dinledim çok kitap okudum ancak en güzeli ve aklımda kalanı Balzac ın bu sözüdür. Neden çünkü edebiyatın malzemesi dildir. Dil olmasa edebiyat olmaz edebiyat olmasa millet olmaz. Bizim Cumhuriyet devri ediplerimizden Necip Fazıl diyor ki: Eğer bir milletin edebiyatı yoksa o milletin hiçbir şeyi yok demektir. Ben Ankara da bir lisan toplantısına katılmıştım oraya bütün Türk dünyasının önemli isimlerinden Cengiz Aytmatov gelmişti. Eğer bu toplumda bu güne kadar Aytmatov u okumayan bir insan varsa iddia ediyorum ki onlar çok büyük bir kayıp içindedirler. Aytmatov u dikkatle okumak lazım ben sadece onu okumakla kalmayan onu dinleyen, çeşitli toplantılarına katılan birisi olarak huzurunuzda şunu söylüyorum. Bizde: Bana arkadaşını söyle sana nasıl bir millete sahip olduğunu söyleyeyim. sözünü Kırgızlar farklı ifade ediyorlar Aytmatov diyorki biz deriz ki : Bana edebiyatını söyle sana nasıl bir millete mensup olduğunu anlatayım. Milletler edebiyatlarıyla vardır milletler dilleriyle vardır. Bu bakımdan milletleri meydana getiren kültür değerlerinin birinci sırasında dil bulunuyor. Ben şimdi dört ayaklı bir masada söz söylüyorum bu masanın dört ayağı var bu masanın ayaklarından herhangi birini kestiğiniz zaman masa masa olmaktan çıkar bunu üzerinde bardak durmaz, bunun üzerine mikrofon koyamazsınız. Niye? Ayaklarından birisi yok da onun için. Milletleri meydana getiren kültür değerlerinin birinci sırasında dil bulunuyor sonra din geliyor sonra gelenek ve görenekler geliyor sonra güzel sanatlar geliyor sonra tarih şuuru geliyor bütün bu kültür değerleri kalabalıkları millet şuuru haline getiriyor. Sevgili Peygamberimize sormuşlar: Din nedir ya Resulallah? Din nasihattir cevabını vermiştir. Nasihati neyle yaparsınız? Dille yaparsınız. Dil olmadan İslam ın hükümlerini, güzelliklerini dinsizlere ifade edebilir misiniz? Bir takım el kol hareketleriyle mi anlatacaksınız? Zengin bir dile sahip olacaksınız Bu dille hem dini anlatacaksınız hem de memleketin meselelerini anlatacaksınız.. Bu bakımdan milletleri meydana getiren kültür değerlerinin birinci sırasında dil bulunuyor. Bunu Batı dünyası çok iyi biliyor yılındayız ama henüz bunu bilmiyoruz. Bana devlet üstün madalyası verdiler ve beni meclise davet ettiler. Orada da söyledim dilimiz geliştirmediğimiz sürece çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşamayız. Batı dünyası sekiz yıllık eğitimden geçirdiği bir öğrencinin ders kitaplarını kelimeyle yazıyor. Almanya, İngiltere, Fransa da sekiz yıllık eğitimden geçen çocuklar kelimeyle okuyorlar, yazıyorlar, düşünüyorlar. Japonya da bu sayı , İtalya da ise kelimeyle okuyup yazıyorlar. Türkiye de sekiz yıllık öğrenimden geçen siz öğrencilerimiz kelimeyle okuyup yazıyorsunuz. İşin daha vahim tarafı o 6000 kelimenin yüzde onuyla konuşuyorsunuz ve yazıyorsunuz. Gittim, geldim, baktım gibi ifadeler Türkçe değil bu sokak Türkçesi. En cahil insanlar bu cümleleri kullanıyor ama siz üniversiteden mezun ettiğimiz çocuklara Cumhuriyet Dönemi Edebiyatımızın önemli eserlerinin mesela Cemil MERİÇ i, Necip FAZIL ın, Yakup KADRİ nin bir kitabını uzattığınızda çocuklarımız bu kitabı anlayabiliyorlar mı? Cumhuriyet Dönemi Edebiyatımızın önemli eserlerini bırakın sekiz yıllık eğitimi lise öğrencilerimiz okuyorlarsa anlıyorlarsa o zaman Türkçeyi kavramışlardır ve anlamışlardır.neden okuyamıyorlar? Çünkü büyük bir dil felaketi içerisinde bulunuyorlar da ondan. Burada mühim bir soruyla karşı karşıya kalıyoruz acaba Türkiye de dilimize karşı bir tuzak mı var? Aziz Misafirlerimiz şimdi düşünün bizim ana dilimiz Türkçe değil mi? Biz evimizde yedi yıl Türkçe konuşuyoruz sonra ilköğretimde sekiz yıl Türkçe dersi veriyoruz. Sonra liselerde üç yıl okuyoruz ve toplam on sekiz yıl oluyor

13 On sekiz yıldan sonra üniversiteye başlayan öğrencilere Türkçe dersi veriyoruz. Bundan büyük felaket olmaz. Bu bizim üzerimize büyük bir atom bombasının isabet etmesidir. Bu öğrenciler üniversite sıralarına geldiklerinde hocalarının kitaplarını anlayabilmelidirler. Maalesef çocuklarımızda böyle bir kabiliyet yok yeni baştan Türkçe dersleri veriyoruz. Devletimiz Avrupa da, Japonya da olduğu gibi bizi çok zengin bir dil dünyasından geçirmelidir. İstanbul da sekiz üniversitenin yaptığı bir araştırmaya göre Üniversiteden mezun ettiğimiz öğrencilerimizin yüzde otuz sekizi ders kitabının dışında bir kitabın kapağını açmamışlar. Okumayan çocuklardan milletimize, devletimize bir fayda gelmez yılında fakültenin birinci sınıfında bir topluluk karşısında beş dakika irticalen konuşamıyordum. Nitekim bu sıkıntı bugün de var. Bir topluluk karşısında beş dakika konuşmak zorunda kalsam on defa şey diyordum. şey, ııı, yani, artı... gibi birtakım saçmalıklara sarılıyordum. Niye? Kelime dünyam yeterince zengin değildi. Geçenlerde İstanbul da bir arkadaşımın dükkanına gittim. Gözlükçülük yapıyor kendisi orta okulda benim sınıf arkadaşımdı. Oğluna beni anlatıyor: Biliyor musun? Yavuz bizim sınıfın en sessiz en sakin çocuğuydu, ağzı açılmazdı. dedi. Bir şey bilmiyordum ki konuşayım. Ortaokul üçüncü sınıfta bir gün bizim resim öğretmenimiz derste bize bir soru sordu: Bir Türk le bir Avrupalı arasında ne fark var? Bir arkadaşımız biz kahraman bir milletiz dedi. Bir arkadaşımızı biz vatanperver bir milletiz dedi ama hepsine otur otur hayır değil dedi. Öğretmen arkadaşları dinledikten sonra cebinden bir kalem çıkarttı. Çocuklar bunu bir demir parçası olarak düşününüz. Bir Türk ü ve bir Batılıyı karşınıza alırsınız ve bu demir parçasını onlara göstererek sorarsınız ve dersiniz ki bu demir yürür mü? Türk gülmeye başlar. Beni hafife alıyorsunuz galiba demir bir canlı değil dolayısıyla yürümez der. Ama Batılı der ki ben bu demirden otomobil yaparım ve bu demire biner otururum bu demiri sokaklarda yürütürüm der.aynı demir parçasını Türk e göstererek sorarsınız ve dersiniz ki bu demir uçar mı? Türk size sen herhalde ters tarafından kalktın benimle alay mı ediyorsun demirin uçtuğu nerede görülmüştür. Ama Batılı Ben bu demiri uçak yaparım ve yüzlerce yolcuyu taşırım der. Bir Türkle Batılı arasındaki fark şudur: Batılı aklını kullanır. Türk aklını kullanmaz. Türk aklını kullanmadığı için daima Batı nın gerisinde kalır. Ortaokulun son sınıfından Üniversiteye kadar bu soruyu düşündüm.neden biz aklımızı kullanamıyoruz? Kim mani oluyor buna? Bir gün Namık Kemal in bir yazısı içimdeki tüm karanlıkları aldı götürdü. Namık Kemal diyor ki: Bir insanın zekası bildiği kelime sayısıyla orantılıdır. İmparatorluğumuzun geri kalmasındaki sebep dilin geri kalmasıdır. Milletlerin kalkınması dillerinin zenginleşmesine bağlıdır. Ben bu yazıyı okuduğumda neden bir topluluk karşısında söz söyleme kabiliyetsizliğimi anladım. Size bir lira versem pazardan ne alabilirsiniz. İlk yıkamada rengi atacak bir çorap alabilirsiniz ama bin lira versem tüm ailenizin ihtiyaclarını alabilirsiniz. Diyelim ki anneniz çok iyi yemek yapıyor ama babanız sadece bir kilo pirinç alabilmiş ne yapabilir anneniz bu pirinçle? Bir pirinç pilavı yapar. Niye? Malzemesi yok kadının. Babanız bir kilo pirinç yerine kırk çeşit malzeme getirse anneniz o malzemeden size yüz kırk ayrı yemek pişirebilir.insan hafızasındaki kelime dünyası da aynen böyledir. Ne kadar kelime varsa hafızanızda o kadar hayatta başarılı olursunuz. Onun için batıdaki ilim insanları diyor ki: Her insan doğuşuyla birlikte dünyaya bir deha merkezi getirir.yani hepinizin beyninde bir deha merkezi var. Batılılar diyor ki devletin, annenin ve babanın vazifesi bu deha merkezini çalıştırmaktır. Bu deha merkezinin çalışması da okumaya bağlıdır. Anadolu da bizim kızlarımız babasının evinden kocasının evine bir tek kitapla giderler. Kuran-ı Kerim dir o. Şimdi durum biraz değişmiş olabilir. Onu da çok güzel bir mahfazanın içine alırlar ve onu da evin güzel bir köşesine asarlar. O orda emniyet genel müdürüdür o orda olduğu sürece eve hırsız girmez, o orda maliye bakanıdır maddi sıkıntıları çözer. O sağlık bakanıdır orda karı-koca ömürlerini sağlık içinde geçirirler. Çünkü orada Kuran-ı Kerim vardır yılında körfezde 7,8 şiddetinde bir deprem meydana geldi ve insanımızı kaybettik. Japonya da 7,8 şiddetinde deprem olduğunda 7-8 insan yaralanıyor. Marmara depreminde Adapazarı na gittim. Deprem mühendislerinin raporlarını okudum. Raporu okuduğumda her 25 yılda bir deprem oluyor. Bunun bir sebebi olduğunu düşündüm. Deprem elbette tabi Allah ın bir felaketi. Raporda alüvyonlu bir sahada şehirleşme kurulduğunu gördüm. Yine raporda: Siz ölülerinizi en sağlam yere,dağların eteklerine, defnetmişsiniz. Dirilerinizi ise en çürük yere defnetmişsiniz. diyordu. Cehaletimiz yüzünden bu insanları toprağa gömdük. Benim annem sonsuzluk namazı kılan bir insandı. Bizim alimlerimize göre vecd içinde gözyaşlarıyla kılınan namaz sonsuzluk namazıdır. Benim güzel annem namaza durduğunda onun o halini takip ederdim. Anamın Namazları adlı şiiri bunun üzerine yazdım. Anam namaza durur günde beş vakit Bir serinlik duyarız, duyduğu büyük huzurdan... Aydınlanır içimiz, odalarımız Yüzündeki ince, mübarek nurdan... Beyaz baş örtüsüyle savrulur gider sanki Yakalar büyük sırrı, her yeni ezan sesinde... Kehribar tesbihinde sabır boynunu büker Şükür, çicek açar seccadesinde... Üçleri, Yedileri, Kırkları mı düşünür? Bir gariplik çöker üzerine her akşam. Hem ağlar iplik iplik, sessiz sedasız Hem namaz kılar anam. Ne şikayet, ne kin, ne şüphe biraz Sessizliği, yüreğinin niyazındandır... Elinin bereketi, iffeti, merhameti... Kıldığı sonsuzluk namazındandır. Anamın duaları üzerimde olmasa Yıkılır sırtımı verdiğim duvar. Kopar, elime gelir tuttuğum dal Kapımı çalmaz bahar... Her sömestri tatilinde bir bavul dolusu kitapla gelirdim. Annem acıyan bir bakışla oğlum bu kadar kitaba vereceğin paraya leblebi üzüm alsan daha iyi olmaz mı? derdi. Çünkü annemin okuması yazması sıfır noktaydı. Keşke annem de okusaydı. Dilimizin problemleri üzerine kafa yorsaydı. Bu nedenle kadınlarımızı, kızlarımızı, erkeklerimizi okutmalıyız

14 Gurbet ÖNEMLİ BİR SORU(N) GENÇLİK Mİ? ÇOCUKLUK MU? Gaziantep Anadolu Lisesi gibi yetkinliği kanıtlanmış, bilimsel ve sosyal anlamda bir çok insanı yetiştirmiş bir okulun öğrencilerine sorulacak bir soru mudur? Emin değilim! Birleşmiş Milletler Çocuk hakları Sözleşmesi ne göre 18 yaşın altındaki herkes çocuktur. Tıbbi olarak yaklaştığımızda da aynı durum geçerlidir. Bunun yanı sıra erişkin yaştaki herkesin içindeki çocuğu katarsak; yasal olarak tanımlanmış çocuk kavramının çok üzerinde bir sayıya bir sayıda çocuğun bulunduğunu söyleyebiliriz. Genç kavramına bakıldığında ise çocukluk kadar kesin bir tanımı olmadığını görmekle birlikte, yaşları arasını, yani kabaca lise-üniversite eğitimi sürecindeki bireylerle karşılaşırız. Tabii burada da genç ruhlu yaşlıların da bu kategoriye sokulması gerektiğini vurgulamadan geçemeyeceğim. Gençlere (burada sözüm liseli gençlere) çocuk denmesi mi, yoksa genç denilerek çocuk gibi davranılmasını mı onları daha fazla kızdırmaktadır? Acaba birey olarak algılanmaları ve ona göre davranılması durumunda soru(n) çözülebilir mi? Ünlü İngiliz düşünür Bernard Shaw;* Yalnızca bir okul yetişkinlerin yaşadığı bir ev değildir, çocuğun gereksinimi: Yeteneklerine ve yetersizliklerine uygun yasalarla, haklarla görevlerle ve eğlencelerle küçük bir yurttaş gibi yaşayabilecekleri bir dünyadır, çocuklara gerekli olan demektedir. Daha önceki yıllarda 60 lı 70 li yılların Türkiye sinde sabah ilk derste öğrenciler tarafından sınıfa getirilen haberlerin sınıf içinde okunması ve öğretmenle birlikte yorumlanması söz konusuydu. Hatta farklı ve iyi haberi getiren öğrencinin ayrı bir prestiji olurdu. Sadece bu nedenle ülkenin gündemini takip eden bizler, sınıfta o haberi sahiplenerek, sanki ülkemizin sorunlarını çözüyor gibi hissediyorduk. Daha sonra bu davranışın sadece ülke sorunundan haberdar olmak değil, aynı zamanda birey olmanın sorumluluğunu da yerine getirdiğimiz anlamaya başladık. Gerçekten çocuk olduğumuz bir dönemde kişisel görüşlerimizin oluşması, bizleri birey olarak olgunlaştırıyor ve gerçekten gençliğe adım adım yaklaştığımızı hissediyor ve bu sorumluluk ile geleceği örmeye çalışıyorduk. 60 lı, 70 li yıllara kıyasla teknolojinin ilerlemesi ve iletişim araçlarına kolay ulaşım nedeniyle, her şeyden daha çok ve daha hızlı haberdar olabilen gençlerle daha fazla söz hakkının tanınmasının gençlere ve eğitim sistemine katkı sunabileceği açıktır. Son yıllarda Gaziantep Anadolu Lisesi nde yapılan aktiviteleri belki bu söz hakkına örnek olarak gösterebiliriz. Uluslar arası öğrenci değişim programı olan Comenius, spor karşılaşmaları, AİESEC programı çerçevesinde liseli öğrencilerin yabancı üniversite öğrencileri ile birlikte belli temaları olan video çekimi yapmaları, bunlardan bazılarıdır. Çocuk-gençlerin bu dönemde kendilerini var etmelerinin temel yolarlından bir tanesi de itiraz edebilmeleridir. Bu itirazın belli kurallar içerisinde olması önemle vurgulanmalıdır. Bu da öncelikle toplumun en küçük birimi olan aile içinde itiraz yolunun açılmasından ve bu yolun devamının da okullarda getirilmesinden dayanak alır. Her hangi bir konudaki itirazda birey; Ben de bir birey olarak varım ve görüşümde vardır demek istemektedir. İtirazların isyana dönüşmemesinin yolu, aile içindeki ve okuldaki tartışmalarda veya iletişimde gençlerin birey olarak algılanmasından geçmektedir. Gençlere düşen ise genel olarak biz büyüklerdeki daha bunlar çocuklar duygusuna rağmen sabırla, okuyarak, kibarca, sosyal iletişim kurarak, saygıyla, konuşarak, sevgiyle birbirlerine ve öğretmenlerine sarılarak birey duygusuyla kendilerini kanıtlayacak -ki GAL inde kendilerini kanıtlamaya gerek olmadığını düşünüyorum, zaten bu süreçte kendilerini kanıtladıklarını düşünüyorum- işlere imza atmalarıdır. Sadece gençlerin değil, tüm insanların içindeki çocuk duygusunun kaybolmaması dileğiyle Kemal BAKIR Gaziantep Anadolu Lisesi Okul Aile Birliği Başkanı SESSİZLİK Yine boğuluyorum mutsuzluk denizinde Hani tek damla kan sıçrar ya ellerine Öyle susuyorum, delilercesine Alaca bir seri kanlılık Bir katilden izler taşır yalnızlık Bıçağı son çekişin belki Boğulacağım tek yer karanlık Sesimin takati yok ki çıksın basamakları İmkanı yok ki vursun kendini dışarı Gurbet alır, götürür ellere Kalır arkanda memleketin Sevdiklerinle birlikte Belki arayıp soran olmaz Ama değer mi ki İnsanlara küsmeye Bir gün gelir, biter Memleket özlemi Dönersin geriye Gönlündekilerle birlikte Ama bakmışsın, kalmamış Yolunu gözleyenin, seni bekleyenin O zaman kalır elinde hasretin Bavulunla birlikte Zehra YILMAZ 9/M *: Remzi kitabevi, Bernard Shaw: Gülen Düşünceler/ Şakir Eczacıbaşı Sessizlik boğuyor şimdi Yüreğim çığlık çığlık Tutunduğum dalların her biri biçare, Hani tek damla kan sıçrar ya ellerine İşte öyle kanıyorum delilercesine Berivan ÖZTÜRK

15 SİS Sabah, karanlık ve soğuk örtüsünü henüz üzerinden atan şehri kalın, koyu gri bir sis tabakası sarıp sarmaladı. Sis tıpkı gerilim filmlerinin alacakaranlık sahnelerindeki gibi uzaktan gelip şehrin üstüne çöktü. Uğuldayan, dondurucu esintiyle bir incelip bir kalınlaşan ürkütücü griliğin arasından binaların alt katındaki ışıklı pencereler hayalet gibi görünüp kayboluyordu. Caddeden ara sıra geçen arabaların ne olduğu ancak motor sesinden tahmin ediliyordu. Görüş mesafesindeki ağaçların savrulan karla sıvanmış gövdeleri, beyaz dev kulelere benziyordu. Yuvasından çıkmaya cesaret eden 3-5 alakarga, uçmasa donup havada kalacakmış gibi sağa sola kanat çırpıyordu. Sislerin arasından çıkagelen birkaç insan saniyeler sonra başka bir sis tabakasının içinde yitip gidiyordu. Önce sesler duyuldu griliğin derinliğinden. Kimi dipsiz kuyudan gelir gibi boğuk, iniltili Kimi falezlere çarpan dalgalarınkine benzer sert ve acımasız N olur Yardım Kurtarın, Dur diyorum sana! Allah ın belası, elimden kurtulamazsın; kurtulamazsın! Rüzgârın uğultusunda bu seslere yalnızca çöp bidonunun yanında karları eşeleyen çirkin sokak kedisi miyavlayarak tepki gösterdi ilkin. Öyle değildi de belki açlıktan ya da soğuktan miyavladı çirkin kedi, çatırdayan buz sesleriyle karışık derin ama kesik kesik solumaları ruhsuz, kindar haykırışlar kovaladı. Ve kalın sis duvarının ardından başörtüsü, kırmızı kabanının üzerine kaymış, ekose eteği kardan bacaklarına yapışmış kırk yaşlarında bir kadın sürünürcesine çıktı. Tam o sırada kadının saçlarına bir el uzanıp onu geriye çekti. Zaten korku ve yorgunluktan bitmiş olan kadının vücudu direnmedi. Buzla kaplı zemine sırt üstü serilen kadının sesi bile çıkmadı. Zincirinden boşanan kızgın bir boğa gibi böğüren adam, kadının göğsüne oturup, koca elleriyle onun kulaklarını ve saçını kavradı. Kadının kafasını kaldırıma vurmaya başladı Kahpee! Beni terk etmişmiş, Kahpee, Kahpee! Ben demedim mi sana aklını başına topla. Dizini kır, evinde otur; ahlaksızlık yapma diye! Adam bütün bunları haykırırken bir eliyle kadının kansızlıktan kireç kadar beyazlaşmış boğazını sıkıp diğer eliyle de onun yüzünü yumrukluyordu. Ağzı, burnu kan revan içinde kalan kadından artık ses çıkmıyordu. Bu arada caddeden geçenler birer ikişer, sislerin arasından çıkarak hızlı adımlarla olay yerine yetiştiler. Başına doladığı kaşkoldan yalnızca gözleri görünen biri: Dur, dur! Öldüreceksin kadını, bırak! diyerek onlara doğru atıldı. Sadist saldırgan montunun cebinden parlak büyük bir bıçak çıkararak kadının boğazına dayadı ve: Yaklaşırsanız acımam keserim gırtlağını,anam avradım olsun keserim lan!geri bas,geri! kaşkollu adam ister istemez geri çekildi.gözü dönmüş adam buzların üzerinde kıvranan kadına Bak ulan,beni aleme rezil ettin,iki paralık ettin!niye,niye..? Aç mı bıraktım, açıkta mı bıraktım? Dövüyormuşum, sövüyormuşum..! Döverimde söverimde hakkım!kadın dediğin bunun için evini,kocasını bırakıp da kaçar mı?bu kaçıncı ulan,kaçıncı..? Bunları söylerken bir yandan da elindeki bıçakla kadının kollarına, bacaklarına sertçe dürtüyordu. Hırsını yenemeyen adam ayağa fırlayıp yerde yatan kadının göğsünü, karnını tekmelemeye başladı. İnsanın içini ürperten soğukta caddede toplanan kalabalık olanları dehşet ve çaresizlik içinde izliyordu. Karşı konulmaz merakla olay yerine gelenler önce aynı şaşkınlığı ve korkuyu yaşıyor,sonrada bir yere yetişme telaşı olanlar dönüp dönüp ardına bakarak uzaklaşıyordu.kalabalığın arttığını gören adam çabuk ve sinirli bir hareketle bıçağı sol eline alıp belinden yedi altmış beşlik tabancasını çıkararak kalabalığa doğrulttu Ne bakıyorsunuz lan,ne konuşuyorsunuz ha?cehennem olun gidin buradan;karışmayın, yoksa yakarım,yakarım,yakarım..! diye haykırıp havaya bir el ateş etti.silah gürültüyle patlayınca kalabalık korkudan çil yavrusu gibi sağa sola dağıldı. Soğuktan donmak üzere olan talihsiz kadın patlayan silah sesiyle irkildi. Kaşından sızan kanla boyanmış göz kapaklarını araladı, etraftakilere tehditler ve küfürler savuran kocasının nemrudi yüzünü görünce ılık gözyaşları, kana bulanmış yanaklarında oluklar açarak sessizce süzülüp kırmızı damlalar halinde yere döküldü. Zavallı kadın yüzüne yayılan acı ve çaresizlikle gözlerini kapadı. 21 yıl önce genç güzel bir kız ait olduğu kültürün gereğini yerine getirip siz bilirsiniz. diyerek binlerce hemcinsi gibi, deyim yerindeyse, kendini felaketin kucağına atıvermişti. Daha evliliğinin ilk haftasında hayallerini süsleyen mutluluk tablosu tuzla buz olmuş, yediği tokatla Şems in Kimya sı, Yunus un Sitare si olmadığını asla da olamayacağını anlamıştı. Sudan sebeplerle atılan her tokatla, savrulan her küfürle biraz daha küçülen, silikleşen kadın; sınırlarını kocasının belirlediği cehennemde Rum ateşi gibi yanıyordu. Uygulanan her türlü acımasız şiddeti yazgısı zanneden, kısıldığı kapanda Arap Cahiliyesinden fırlayan kocasının yaptıklarına: kader deme saflığını gösteren Asiye: dayanamıyorum kurtarın beni! leri üç yıl sonra söyleyebildi. Huzur için sığındığı ilk liman annesi oldu. Ne var ki annesi, bir kadının kadına daha da önemlisi bir annenin kızına yapabileceği en büyük kötülüğü yaptı: Kocandır, döver de, sever de. Utanmıyor musun evdekileri dışarıya anlatmaya? Sakın babana duyurma, duyarsa... Asiye nin çığlığı kendi içinde boğulup kaybolmuştu. Şiddetin gölgesi üzerinden hiç eksik olmayan kadın ne zaman yardım dilendiyse Aile, çoluk çocuk, el alem ne der, dayan, sen akıllı olsan... denilerek kader ine hapsediliyordu. Asiye moraran gözünü, kırılan kolunu, sıkılan boğazını yirmi yıl çekti Yazgı! diyerek. Ruhunun ve bedeninin esaretini ölümün özgürlüğüyle de olsa kırmayı yirmi yıl sonra düşünebildi. Ve bir sabah evdekiler uyanmadan kapıyı çekip çıktı sokağa. Gazetelerin üçüncü sayfa haberlerine, televizyonların ana haber bültenlerine malzeme olan koca dehşetini zihninde sürükleyerek Bu haberler ne kadar korkuttuysa da onu, gördüğü şiddet de o kadar cesaretlendirdi. İstanbul daki teyze kızında, Giresun daki ortanca ablada, Malatya daki büyük dayıda sığıntı gibi hissedilerek geçen günler, aylar... Ne oldu da nasıl oldu da Asiye, korkusunu fırlatıp attı yüreğinden? Kendisi de bilmiyordu. Bildiği tek şey vardı: Bu cehennemden ne pahasına olursa olsun kaçması gerektiğiydi. Kocasının bir iki saldırı girişiminden sonra polise gidip koruma talep etmiş ayrıca büyük eniştesinin yardımıyla açtığı boşanma davası devam ederken kocasının Asiye ye yüz metreden daha fazla yaklaşmasını yasaklayan mahkeme kararı çıkmıştı. Bu kararla rahatlayan kadın her şeyden habersiz iş aramaya başladı, buldu da Bir temizlik şirketinde asgari ücretle işe başladı. Fakat pusuda demlenen tehlikenin farkında değildi. İşe başladıktan sonra kiraladığı tek odalı evde kendine yeni bir yaşam kurmuştu. Yapayalnızdı ama hiç bu kadar huzurlu olmamıştı. Etrafındaki pek çok insan ona evini ailesini terketmiş kadın muamelesi yapsa da mutluydu. Ailem diyeceği kimi vardı ki? Dayakçı koca mı, körü körüne cehalete inanan anne baba mı, hiç olmayan çocukları mı? Evet, Asiye nin hiç çocuğu olmamıştı. Bu, ona göre Allah ın bir lütfuydu. İşte her şey yoluna girmişti. Uzun zamandır kocası onu rahatsız etmiyordu. O sabah da iç huzuruyla uyandı uykudan. Güzel bir kahvaltı yapıp giyindi. Yeni aldığı kırmızı kabanı, ekose eteği ve mor çiçekli başörtüsünü kendine çok yakıştırdı. Yıllardır aynadaki Asiye ye böylesine parlayan gözlerle bakmamıştı. Evden çıktı, soğuktan içi titredi. Buzlu zeminde dikkatle yürüyordu. Bu nasıl sis böyle? İki adım ötesi zor görünüyor. diye düşündü. Caddeye inmek için ara sokağa yöneldi. İnceden inceye savrulan kar yeni elbiselerini beyaza boyuyordu. Sokağın caddeyle kesiştiği noktaya geldiğinde kanını donduran o sesi duydu: Asiyee, Asiyeee! sislerin ardından yardan yuvarlanan koca bir kaya gibi üzerine gelen adamı görünce kanının damarlarından çekildiğini hissetti. İliklerine kadar işleyen korkuyla sokaktan çıkıp caddeye koştu. Ölümün pençesi, arkasından yetişip saçlarını kavradığında artık çok geçti. Yavaş yavaş dağılan sisle birlikte aydınlanmaya başlayan tenha sokaklarda yankılanan silah sesi sivil ekip otosunda devriye görevi yapan polislerin kulağına kadar geldi. Ekip komiseri: İlk aradan sağa gir Ali, ses benzin istasyonu tarafından geldi. Her yer buz dikkatli ol dedi. Ekip otosunu kullanan Ali benzinliğin yanından caddeye girince yavaşladı: Komiserim olay var! diyerek eliyle oyuncakçı dükkânının önündeki kaldırımı gösterdi. Yerde bir kadın yatıyordu ve başında da bir adam dikiliyordu.ekip otosunun sirenini açan polis memuru Ali aracı sağa çekip durdurdu. Arkasına dönerek: Adam silahlı komiserim. dedi. Komiser Yusuf: Herkes aşağı dikkatli olun. Ali sen minibüste kal merkezi ara ambulans göndersinler. diyerek araçtan indi polislere durmaları gereken yerleri gösterdi. Ekip otosundan inen sivil polisleri umursamazlıkla izleyen sadist koca yerde yatan Asiye ye: Koruma meleklerin geldi işte, korusunlar da seni görelim. Kalkıp baksana, hadi kalksana lan! diyerek Asiye nin soğuktan morarmış kolunu tekmeledi. Komiser Yusuf biraz yaklaşarak: Dur yapma! Silahını yavaşça yere bırakıp ellerini başının üstüne koy ve yere yat. Adam, sesin geldiği yere bile bakmadan: Seni yaşatmam! Komiser Yusuf: Tekrar ediyorum silahını at, ellerini başının üstüne koy. Adam, Komiser Yusuf un hırçın sesi karşısında kükrercesine: Kafamı kızdırırsanız acımam basarım tetiğe, geri çekilin lan! diyerek silahı Asiye nin başına doğrulttu. Komiser adamın bu hareketi karşısında: Tamam, sakin ol, sakın bir delilik yapma! Konuşarak halledebiliriz sorunları. Polisin bu sözlerine: Halledecek bir şey yok. Namusumu iki paralık eden bu kadına hak ettiği cezayı verdim. şeklinde karşılık verdi. Biraz yumuşayan ortamdan faydalanan polis hem adamı kadının yanından uzaklaştırmaya hem de küçük hareketlerle adama yaklaşmaya çalışıyordu. Bir taraftan da yerdeki kadının kımıldayışlarını göz ucuyla izliyordu. Ekipteki diğer polislerden bazıları çevre güvenliğini sağlarken biri de her ihtimale karşı tabancasını zanlıya doğrultmuş, gözünü kırpmadan bekliyordu. Komiserle adam arasında birkaç metre kalmıştı. Kadının başından ayrılmaya ikna olmamıştı ama komiserin çabalarıyla biraz yumuşamıştı. Tam bu sırada resmi bir polis aracı hızla gelip olay yerinde durdu. Silahlarını çekmiş 6-7 üniformalı polis fırlarcasına arabadan indi. Bu görüntü karşısında paniğe kapılan adam silahını fırlatarak çabuk bir hareketle geriye dönüp kaçmak istedi. Ne varki kaygan, buzlu zeminde dengesini sağlayamayarak yüz üstü yere kapaklandı. Düşüş çok sert olmuştu, adam hiç kımıldamıyordu. Polisler koşarak adamın yanına geldiğinde boğuk boğuk hırlamalar duydu. Polislerden biri hemen adamı sırtüstü çevirdi. Manzara çok ürkütücüydü. Adamın sol elindeki bıçak düşerken karnına denk delmiş ve karın boşluğundan göğüsüne doğru saplanmıştı. Bıçağın etrafından sızan kan, karlı zeminde kızıllıklar oluşturuyordu. Ambulans olay yerine geldiğinde polisler olay yerini güvenlik şeridiyle çevirmişti. Sağlık ekibi her iki yaralıya da hemen müdahale etti. Adamın nabzı, göz bebekleri kontrol edildi. Yaşam belirtisi yoktu. Doktor, bıçağın kalbe kadar ilerlediğini bu nedenle kalp masajı ve suni solunum yapılamayacağını söyledi. Cesedin üstü gazetelerle örtüldü. Kadın hala yaşıyordu. Vücudunun birçok yerinde darp izi ve küçük kesikler vardı. Donmak üzere olan kadın soğuktan morarmıştı. Sedyeye alınan kadın meraklı ve üzgün bakışlar arasında ambulansa taşındı. Asiye nin gördüğü şiddetin fiziksel izleri birkaç haftada iyileşti. Ne yazık ki onun ruhunda ve yüreğinde açılan yaraların izlerini silmek o kadar da kolay değildi. Asiye yemiyor, içmiyor, uyumuyordu.doktorla ve ziyaretçilerle tek kelime bile konuşmuyor,hep sessizce ağlıyordu. Günlerce devam etti kadının bu hali. Bir süre sonra ağır depresyon tanısıyla hastanenin psikiyatri kliniğine yatırıldı. Psikiyatristin yoğun çabaları sonucunda az da olsa kendine gelen Asiye hayata tutunmaya başladı. İlaç tedavisinin yanında haftada iki kez hastane psikoloğuyla görüşüyordu. Başlangıçta psikoloğun sorularına ya kayıtsız kalıyor ya da geçiştiren cevaplar veriyordu. Zamanla kendini toplayan Asiye bu görüşmeleri benimsedi ve tedaviye cevap vermeye başladı. Asiye bu görüşmelerde düşünmeye bile korktuğu şeyleri anlatır hale gelmişti. Çocukluğunu, ailesini, evliliğini, yediği ilk tokadı ve yıllar süren şiddeti Dahası kocasının ölümünün nasıl bir iç huzuru getirdiğini ve hafiflediğini yüzünde beliren rahatlamayla anlatabiliyordu. Asiye kapıyı tıklatarak psikoloğun odasına girdi. Günaydın Asiye Hanım dedi psikolok Tamer Bey. O da gülümseyerek ve başını sallayarak karşılık verdi. Tamer Bey : Sizi gülümserken görmek çok güzel Asiye Hanım. diyerek söze başladı: 6 ayı aşkın süredir sizinle görüşüyoruz. Servisimize geldiğinizde ağır depresyon altında günlük ihtiyaçlarınızı bile karşılamayı reddediyordunuz. Biliyorum yaşadıklarınızın izlerini silmek elbette kolay değildi.doğrusu ilk günlerde umutsuzluğa kapılmadım desem yalan olur ama siz inanılmazı başardınız. Beklemediğimiz bir anda tedaviye cevap verdiniz. Artık bizlerin desteği olmadan yaşamınızı devam ettirebileceğinize inanıyorum.yani sizi taburcu ediyoruz Asiye hanım. Asiye bunu çoktandır bekliyormuş gibi başını salladı. Tamer Bey: Asiye Hanım ne acıdır ki şiddet mağduru kadınlar içinde siz şanslılar arasındasınız. Birçok kadın yıllar süren şiddetin ardından acımasızca katlediliyor.bu cehalet ve vahşet her toplumda ve toplumun bütün tabakalarında görülebiliyor. Zengin, fakir;okumuş,cahil fark etmiyor. Umarım şiddet mağduru son insan siz olursunuz. Asiye: Ben dedi. Ben çok korkuyorum. Gerçekten Sokağa çıkmaktan, evime dönmekten ; en çok da insanların yüzüne bakmaktan Sanki herkes bana bakıyor: İşte o kadın diyor.bütün bunlardan kurtulabilir miyim, gerçekten şanslı mıyım, her şeyi unutup yeni bir yaşama adım atabilir miyim bilmiyorum. İnşallah sizin dediğiniz gibi güçlüyümdür. Tek başıma mücadele etme zamanı geldiğine göre Teşekkür ederim, her şey için Psikolog Tamer Bey: İşte randevu kağıdınız. Bir ay sonra görüşmek dileğiyle Asiye: Hoşça kalın! diyerek çıktı odadan. Sisli ve karlı bir kış günü ölümün kıyısında girdiği hastaneden sıcak ve aydınlık bir yaz günü ürkek adımlarla ayrıldı. Erim Kocamanbaş Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

16 Çanakkale Ruhu Okulumuzdaydı TÜYAP Kitap Fuarına Çıkarma Yaptık Mart Çanakkale Zaferi ni Kutlama Ve Şehitleri Anma günü münasebetiyle okulumuzun konferans salonunda Yayın Ve iletişim Kulübü Rehber öğretmenleri Şule ÇETİNKAYA ve Ahmet GÖKÇE nin yönetiminde bir tören hazırlandı. Tören İstiklal Marşı ve saygı duruşu ile başladı. Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı Okulumuz Tarih Öğretmeni Hicran DEMİREL yaptı. Okulumuz Edebiyat Öğretmeni Hilmi Akan FIRAT ın hazırladığı oratoryo ile renklenen tören mini Çanakkale konseriyle sona erdi. Bu yıl yedincisi düzenlenen Çukurova Kitap Fuarı na tarihinde okulumuz iki otobüsle katıldı. Okul Müdürü Saadet SAYIN, Kütüphanecilik Kulübü Öğretmenleri Gülşen KERVACIOĞLU, Ahmet GÖKÇE, Halil BOZKURT ve diğer branşlardan bazı öğretmenlerin hazır bulunduğu gezi; hem okulumuz kütüphanesine yeni çıkan yayınlar kazandırılması hem de öğrencilere kitap sevgisinin kazandırılması bakımından faydalı bir çalışma oldu. Bugün Hoşgörü Günü, Bugün Mevlana Günü 2-9 Aralık Mevlana Haftası kutlama programı tarihinde müdür yardımcımız Mustafa YILDIRIM VE Yayın İletişim Kulübü nün işbirliğiyle yapıldı. Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı okulumuz Edebiyat Öğretmeni Ahmet GÖKÇE yaptı. Programda ney dinletisi ve semazen gösterisi büyük ilgi topladı. Özellikle küçük semazen öğrenciler tarafından beğeniyle izlendi. Tören sonunda Okul Müdürü Saadet SAYIN katkılarından dolayı semazen ekibine teşekkür ederek plaket verdi.

17 Çanakkale GAZİANTEP TEN Ruhu Okulumuzdaydı AVRUPA YA DOSTLUK KÖPRÜSÜ Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Avrupa da yer alan ülkelerin öğrencileri ile yaptığı dostluk projelerinin meyvelerini almaya başladı. Daha önce birçok Avrupa ülkesi ile kardeş şehir ve işbirliği projelerine imza atan Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, son olarak Hollanda ve Ukrayna ile dostluk projeleri çerçevesinde bu ülkelerin öğrencilerini ağırladı. İki ülkeden gelen genç öğrenciler ile Gaziantepli öğrenciler arasında tesis edilen ilişkiler kapsamında öğrenci değişim programları, sosyal ve kültürel etkinlikler gerçekleştiriliyor. Bu kapsamda öğrenciler arasında hem kaynaşma hem de kültürel ilişkileri geliştiriyor. Aynı zamanda Gaziantep ile kardeş şehir olan Hollanda nın Nijmegen ve Ukrayna nın Kharkiv şehirlerinden gelen 45 kişilik öğrenci grupları ile bir Gençlik Kampı gerçekleştirildi. Gaziantep in merkez Anadolu Lisesi öğrencilerinin de katılımı ile gerçekleşen kamp, üç ülke ve şehir arasındaki ilişkilerin daha da gelişmesine büyük katkı sağladı. Gaziantep Anadolu Lisesi Müdiresi Saadet Sayın da projeye destek vererek projenin devamlılık arz etmesi için çalışacaklarını belirtti. Proje çerçevesinde; İngilizce dil eğitimi, futbol, masa tenisi, badminton, basketbol gibi spor aktiviteleri, el becerilerinin geliştirilmesi, sanatsal tiyatro çalışmaları, yöresel kültürlerin tanıtılması ve benzeri birçok alanda öğrencilere uzman hocalar tarafından çeşitli eğitimler verildi. Gaziantep in tarihi ve kültürel mekanlarının gezilmesi, Gaziantep e ait geleneksel yemek tatları ve oyunlarının da tanıtıldığı gençlik kampından öğrenciler memnun ayrıldı. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Gizem Doğan Yaşayarak Öğrenme Merkezi nde kamp yaparak doğa ile iç içe yaşamayı öğrenen öğrenciler, bazen izci kampı oluştururken bazen de doğada tek başına yardıma muhtaç bir arkadaşına nasıl yardım edebileceğini öğrendi. Bu sırada Gaziantep i de yakından tanıma fırsatı bulan öğrenciler, hem arkadaşlık bağı oluşturdular hem de ikili ilişkilerini geliştirdiler. GAL GAZİKENT İMKB ORTAOKULU KARDEŞLİĞİ Gaziantep Anadolu Lisesi Müdürü Saadet SAYIN, Müdür Yardımcıları Hamit AKTAŞ, Mehmet ATLI öğretmenler ve öğrenciler bir yardımlaşma ve dayanışma örneği daha yaşattı. Gaziantep Anadolu Lisesi nin kardeş okulu olan Gazikent İMKB Ortaokulunda Okul Müdürü Ekrem KİRİK ve müdür yardımcıları öncülüğünde ihtiyaç sahibi öğrenci ve semt sakinleri,ç,n bir yardımlaşma mağazası açıldı tarihinde Şehitkamil İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet YAĞCI, şube müdürleri ve birçok okul müdürünün katıldığı mağazanın açılış töreninde Gaziantep Anadolu Lisesi öğrencileri de destek oldu. Başlattıkları kampanya ile gıdadan giyime, kırtasiyeden temizlik maddelerine birçok konuda yardımda bulunuldu. Gaziantep Anadolu Lisesi öğrencileri ile bir süre sohset eden Şehitkamil İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet YAĞCI bu tür örnek davranışların toplumsal dayanışma ve yardımlaşmayı artırdığını, milli birlik ve beraberliği güçlendirdiğini söyledi. Katılım ve desteklerinden dolayı herkese teşekkür etti. ÖĞRENCİLERİMİZ PALEONTOLOJİ SERGİSİNDE BULUŞTU 13 Kasım 2013 Çarşamba günü okulumuz tarafından düzenlenen paleontolji sergisi öğrencilerimiz tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı. Öğrencilerimiz sergilenen eserler hakkında birçok bilgi edinmekle birlikte,bu eserleri yakından inceleme fırsatı buldu. Sergilenen eserler arasında en çok ilgi gören ise tarih öncesine dayanan yengeç kalıntısıydı. BİZİM DE BİR DİKİLİ AĞACIMIZ OLDU Mart Dünya Ormancılık Günü ve Nevruz Bayramı münasebetiyle tugayda yapılan ağaç dikim faaliyetine Müdür Yardımcımız Hamit AKTAŞ, Coğrafya öğretmenimiz Gülşen KERVANCIOĞLU ve öğrencilerimiz katıldı.

18 LEHİSTAN (POLONYA) SEFERİMİZ eski bir madendi.yerin 200 metre altında,kilometrelerce uzunlukta bir yer.sıcaklık 18 derece,genelde soğuk ve loş bir atmosfer var.içeride maden işçilerinin yaşadığı zorluklar ve tehlikeler bir takım görsellerle ve efektlerle canlandırılmış.bunlar öyle başarılı ki adeta o dönemi yaşatıyorlar.tuz madenlerinin şifa kaynağı olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış.bu sebeple içerde yataklı odalar var.gelenler bir geceyi madende geçiriyor. Geceyi madende geçirdik. Açıkçası biraz ürkütücüydü ve soğuk bir geceydi ; ama sıradışı bir yaşantı olması ve dostça paylaşımlarımız adına çok değerliydi.tabi ki en güzeli de ertesi gün güneşi görmekti... Projenin en güzel bölümüyse farklı ülkelerden bir çok insanın kaynaşmalarıydı.bu barışın,hoşgörünün, dostluğun göstergesiydi. Gerçekten de hem öğrencilerimiz hem biz öğretmenler grupta farklı bir yerdeydik. Ev sahibi olan Polonya bunu hissettiriyordu.bunun sebebi hem asil duruşumuzdan hem de geldiklerinde gördükleri ev sahipliğinden olmalıydı.her nedenden olursa olsun fark yaratmak onur vericiydi. Şule Çetinkaya British Council tarafından düzenlenen Comenius The Future in Our hands adlı projenin son toplantısı Polonya/Polkowice de gerçekleştirildi. Projenin amacı farklı ülkelerden gelen öğrencileri bir araya getirerek ülkelerin tanınmasını sağlamaktı. Okul Müdürümüz Saadet SAYIN, proje hazırlayıcımız Şengül KESEN TOSLAK, Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Şule ÇETİNKAYA, Ahmet GÖKÇE, Matematik Öğretmeni Erdal BORAN ve Biyoloji Öğretmenimiz Gamze Sema ERCAN okulumuzu temsilen toplantıya katıldılar. İşte öğretmenlerimizin projeyle ilgili görüşleri: Polonya projesine katılmam benim için çok müthiş bir deneyimdi. Gitmeden önce bir gezi gibi düşünmüştüm.hani yurt dışına çıkar, tura katılırsın tarihi yerleri,müzeleri,gözde alanları gezer, alışveriş eder,dönersin gibi.fakat oraya vardığınızda Türkiye yi temsil ettiğinizi hemen anlamanızı sağlıyorlar.ayrıca oraya gezmek için değil çalışmak,anlamak,öğrenmek için geldiğinizi anlıyorsunuz.farklı dil,farklı din,farklı kültürler olsada anlaşmanın yolunu bulmak zorunda olduğuzu anlıyorsunuz.diğer ülkelerdeki öğretmenlerin nasıl çalıştıklarını,okullarını,ortamlarını görmenizi sağlıyor.öğrencilerle olmak ayrı güzel onların mutluluğunu görmek ayrı güzel.diğer ülke öğretmenleriyle bir araya gelip sohbet etmek ayrı güzel.boş zaman bulmak mümkün değil zamanınmı var Polka dansı öğren mesela.gün içinde bu şekilde çalışırken arada Polonya nın farklı alanlarını değer verdikleri yerlere götürülüyorsunuz. Beğendiğinizi,sorun olup olmadığını anlamak için o kadar çaba gösteriliyorki.polonya ya has uzun ve geleneksel akşam yemekleri (mezelerle başlayıp tatlıyla,kahveyle biten ve yeniden çorbayla tekrar başlayan ikici kez aynı sıra ama farklı yemeklerde devam eden ) ise çok hoş mekanlarda gerçekleşirken branş öğretmenlerininde sohbet etmesine olanak sağlıyor. Gamze Sema Ercan *Son Irmak Kuruduğunda,* *Son Ağaç Kesildiğinde,* *Son Balık Tutulduğunda,* *İnsanoğlu Paranın Yenmeyecek Bir Şey Olduğunu Anlayacaktır...!* diyerek yola çıktık beş ülkeden.portekiz le başladı serüvenimiz. Fransa,Yunanistan dan sonra biz misafir ettik çevre dostlarımızı ve en son durak koordinatör ülkemiz Polonya oldu.24 kişilik hareketliliğimizi Saadet Sayın Hanım ın engin tecrübesi ile 43 kişiye çıkarttık. Dostluklarımız pekişti. Ezberlerimiz bozuldu. The future in our hands projemizin son durağıydı Polonya.Tuz madenlerini gezdik.artık kullanılmayan madenlerin nasıl turistik amaçla akın akın gelen insanlara ev sahipliği ettiğini gördük. Madencilik en büyük iş alanları olduğu için kurtarma ekiplerinin de çok ileri düzeyde olduğunu gördük hatta Gölcük depreminde Türkiye ye yardıma gelen ekiple tanıştık. Duygulu anlar yaşadık. En güzeli de bütün bu ülke ziyaretlerinden sonra kendi ülkemize gelmenin mutluluğunu ve gururunu yaşadık.yapacak çok şey var ve güzel ülkemiz herşeyin en iyisine layık. Şengül Kesen Toslak Polonya,hem öğrencilerimiz hem de bizim için yolculuktan itibaren dopdoluydu. Dostluk,eğlence,heyecan,serüven Bütün güzel paylaşımlar vardı. Serüven adına beni en çok etkileyenlerden ilki Krakow şehriydi.krakow tarihi dokunun bozulmadığı bir şehir.sarayları,katedralleri muhteşemdi.aklında kalan ikinci şey ise :Tuz madenleriydi.polonya bakır ve tuz madenleri bakımından oldukça zengin bir ülke. Gezi planında olan tuz madeni,eskiden tuz çıkarılmış,bugün turizm amaçlı kullanılan

19 TEMİZ OKUL TEMİZ ÇEVRE 03/11/2013 tarihinde değerler eğitimi projesi uygulanan okulumuzda çevre bilincini aşılamak amacıyla okul çevre temizliği yapıldı. Etkinliğe öğrencilerimiz yoğun bir ilgi gösterdi. Çevre temizliği etkinliğine okul müdürümüz Saadet SAYIN, Müdür Yardımcımız Mustafa YILDIRIM ve öğretmenlerimiz de iştirak ettiler. TEMİZLİK VE HİJYEN KONFERANSI 05/12/2013 tarihinde İl Sağlık Müdürlüğü Şube Müdiresi Cahide Elif ORHAN tarafından değerler eğitimi çerçevesinde konferans verildi. Okulumuzun konferans salonunda temizli ve hijyen konularında sunumunu yapan ORHAN faydalı geçen etkinliğin sonunda öğrencilerden gelen soruları cevapladı. GAL-MED COŞKUSU Her yıl Gaziantep Anadolu Lisesi mezunları tarafından organize edilen GAL-MED Şenliği 29 Eylül 2013 tarihinde okulumuz bahçesinde çeşitli etkinliklerle düzenlendi. Yuvarlama günü adı altında gerçekleştirilen şenlik okulumuz mezunlarıyla öğrencilerimizi bir araya getirdi. Şişme oyun parkuru, çocuk eğlenceleri ve Ebru boyama gibi çeşitli etkinliklerle katılanlara renkli, eğlenceli anlar yaşatan şenlik aynı zamanda güzel bir kaynaşma ortamı da kurdu. Altıncısı düzenlenen geleneksel GAL-MED şenliği katılımcıların yüzlerinden okunan mutluluk ve memnuniyetle son buldu İLERİ MATEMATİK KURSU Öğrencilerimize matematiği sevdirmek, matematiğe karşı bir farkındalık oluşturmak amacıyla Okulumuz matematik öğretmenleri Hasan GÜNEŞ ve Erdal Boran tarafından 30 Eylül 2014 tarihinde ileri matematik seçme sınavı yapıldı. Sınav sonucunda yirmi öğrenci bu eğitimi almaya hak kazandı. Onar kişilik iki sınıf halinde devam eden ileri matematik eğitiminde öğrencilere sayılar teorisi, Geometri, Analiz ve Sayma Teknikleri dersleri veriliyor. ÖĞRENCİLERİMİZ OKULUMUZU CUMHURİYET BAYRAMINDA BAŞARIYLA TEMSİL ETTİ Bu yıl ilde düzenlenen Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına Beden Eğitimi Öğretmeni Zuhal ERSÖZ nezaretinde okulumuzdan 9/E ve 9/H sınıfları katıldı. Kutlamalarda okulumuz öğrencileri sergiledikleri halk oyunu gösterisiyle okulumuzu ilde başarıyla temsil ettiler. SON SINIF ÖĞRENCİLERİMİZE SINAV KAYGISI KONFERANSI Meslek tanıtma kulübü ve rehberlik servisi nin ortak çalışmasıyla 14 Kasım 2013, Perşembe günü Psikolog Özer Erdem Yetkin 12. Sınıf öğrencilerimize sınav kaygısı ve motivasyonu konusunda konuşma yaptı.12. sınıf öğrencilerimiz sınav kaygısı baş etme ve sınava hazırlanma konusunda yararlı bilgiler edindiler. Nilüfer ANLAR ve Veli TOY un bir arada gerçekleştirdikleri programda Sayın yetkin, sınav kaygısının getirdiği gerginlikten kurtulmaya yarayan vücut egzersizleri yaptırdı, öğrencilere bu egzersizleri sınav dönemi boyunca rutin olarak yapmalarını tavsiye etti. Okul velilerinin de katıldığı sunum karşılıklı sohbet şeklinde gerçekleşti, hem eğlenceli hem yararlı bir program oldu.

20 AIESEC Gaziantep-Meet My Friend projesi kapsamında En Yaratıcı Kısa Film ödülüne layık görüldük,epeyce gururlandık! YAŞLILARIMIZA MORAL ZİYARETİ AIESEC yani Uluslararası Ticari Bilimler Ekonomi Öğrenci Birliği, II. Dünya Savaşı ndan sonra öğrencilerin belli konularda potansiyellerini göstererek dünya barışına katkıda bulunmayı amaçladığı ve 1948 yılından bu yana birçok projeye imza atmış olan bir kuruluştur.ayrıca AIESEC,üyelerine hem gelişim hem de yurtdışında staj imkanı sağlıyor. Türkiye de AIESEC, 1956 dan beri 11 farklı şehirde, her sene farklı bir sosyal sorumluluk projesiyle başarısını sürdürüyor. Gaziantep de bu özel 11 şehirden biri ve Gaziantep Anadolu Lisesi de bu şehirdeki seçilmiş 5 lise arasında. Bizler de son 3 yıldır en başarılı AIESEC ödüllerini de kazandık. Bu seneki projede bizlerden istenense Bilim,Sağlık,Teknoloji,Spor ve Medya alanlarından birini baz alan 2 dakikalık bir kısa film çekimiydi. Proje için AIESEC Gaziantep, GAL a Fas,Tayvan ve Endonezya dan olmak üzere 3 AIESECer gönderdi ve onlarla birlikte 10ar kişilik 3 grup oluşturduk. Koca bir 1 ayın sonunda,3 farklı kısa filmle 14 Mart 2014 te Şahinbey Kültür Merkezi nde yapılan Gala Gecesi ne diğer 4 okul ve filmleriyle katıldık. Son derece güzel geçen gecenin sonunda okulumuz adına AIESEC Gaziantep-Meet My Friend projesi kapsamında En Yaratıcı Kısa Film ödülüne layık görüldük,epeyce gururlandık! :) Bu güzel gecenin ardından bize kalan şey elbette sadece ödül değildi. Onun yanında çok güzel insanlarla çok güzel anıları yaşamamızı sağladı,belki gitmeyi aklımızın ucundan bile geçirmediğimiz bir ülkeye sadece sıcak bir dost, davet ettiği için yeni hayallere yelken açmamızı,ileriki planlarımızı ona göre şekillendirmemizi sağladı ve tabii ki bunların yanında olaylara çok farklı bir perspektifle bakmamamızı sağladı. Bu deneyimi yaşamamıza izin verdiği için öncelikle okul müdiremiz Saadet SAYIN a,hiçbir konuda desteklerini bizlerden esirgemeyen canımız ingilizce öğretmenlerimiz Zuhal KIZIKLI,Oğuz ÖZMEN ve Esma YILDIRIM a,son olarak da AIESEC Gaziantep OC ve OCPlerine sonsuz teşekkürler! Başak Sarıgül 11G/ Tarihinde Yaşlılar Haftası münasebetiyle öğretmen, öğrencilerimizle okul Müdürümüz Saadet SAYIN ile birlikte Gaziantep Huzurevi ni ziyaret ettik. Yaşlılarımızla güzel anlar geçirdik ve onlara çeşitli hediyeler sunduk. Programın sonunda yaşlılarımızın yaşadığı mutluluk gözlerinden okunuyordu. Bilgisayar Olimpiyat Çalışmaları E-BİKO Yarışması Bilgisayar olimpiyatlarına katılacak olan 10/N sınıfından Kasım ERDİL ve 10/C sınıfından Şule Gül UÇAR isimli öğrenciler Funda CANÇELİK danışmanlığında çalışmalar yaptılar. Çalışmalarda matematik ve C++ derslerine laboratuvarda yoğunluk verilmiştir. Olimpiyat 17 Mayıs ta yapılacak olup katılacak olan arkadaşlarımıza başarılar dileriz. 10. Uluslararası bilişim olimpiyatına 10/N sınıfından Denizcan ILGIN isimli öğrencimiz; Bilişim öğretmeni Funda CANÇELİK danışmanlığında çalışmalar yaptılar. Yarışma kategorisi web tasarımıdır, Dreamweaver, Adobe Photoshop CS 5.1 ve Notepad++ programlarıyla proje tasarlanmıştır. Bilgisayar laboratuvarında yapılan çalışmalarda İşimiz Bilişim isimli projeyle uluslar arası E-BİKO yarışmasına katılarak okulumuzu temsil etmektedirler. Bu yarışmada arkadaşımıza başarılar dileriz.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. (23.06.2004) M. Mehtap Türk

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. (23.06.2004) M. Mehtap Türk - Günaydın Günü parlatan gözler. Havayı yumuşatan nefes. Yüzlere gülücük dağıtan dudaklar. Konuşmadan anlatan kaşlar. Bana şiir yazdırtan o parmaklar. (23.06.2004) M. Mehtap Türk - Günaydın Günaydın...

Detaylı

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU Nereden geliyor bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme isteğim? Kim verdi düşünce deryalarında özgürce dolaşmamı sağlayacak özgüven küreklerimi? Bazen,

Detaylı

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf ilk yar'larımızın sevgili dostları, ilkyar desteklerinizle giderek büyüyen bir aile olarak varlığını sürdürüyor. Yeni yeni ilk yar'larımızla tanışırken bir taraftan fedakar gönüllülerimizi, ve bir zamanlar

Detaylı

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş? ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok Benim adım Deniz. 7 yaşındayım. Bu hafta sonu annem ve babamla birlikte kampa gittik. Kampa

Detaylı

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ Kendinizden biraz bahseder misiniz? -1969 yılında Elazığ'da dünyaya geldim. İlk orta ve liseyi orada okudum. Daha sonra üniversiteyi Van 100.yıl Üniversitesi'nde okudum. Liseyi

Detaylı

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali Aşağıda verilen isimleri örnekteki gibi tamamlayınız. Örnek: Ayakkabı--------uç : Ayakkabının ucu İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali Kalem sap Çanta renk Araba boya Masa kenar Deniz mavi Rüzgar şiddet

Detaylı

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz ve Özellikle Canım Annem 1 Üniversite tercihlerini yaptığımız zaman,

Detaylı

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: 2013-2014 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: Ε3 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar. Edatlar (ilgeçler) Tek başına bir anlam taşımayan, ancak kendinden önceki sözcükle birlikte kullanıldığında belirli bir anlamı olan sözcüklerdir.edatlar çekim eki alırsa adlaşırlar. En çok kullanılan edatlar

Detaylı

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? İşitme Engelliler Milli Hentbol Takımının en genç oyuncusu Mustafa SEMİZ : Planlı çalışarak, disiplinli çalışarak zamanını ve gününü ayarlayarak nerede ve ne zaman is yapacağıma ayarlarım ondan sonra Her

Detaylı

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΕΘΝΙΚΗΣ ΠΑΙ ΕΙΑΣ ΚΑΙ ΘΡΗΣΚΕΥΜΑΤΩΝ ΚΡΑΤΙΚΟ ΠΙΣΤΟΠΟΙΗΤΙΚΟ ΓΛΩΣΣΟΜΑΘΕΙΑΣ Milli Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı Devlet Dil Sertifikası DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM

Detaylı

Özel gereksinimli çocuklar

Özel gereksinimli çocuklar Özel gereksinimli çocuklar Spor becerileri yolu ile toplumsal yaşama uyum ve katılımlarını sağlamak Mutlu ve üretken bireyler olmalarına yardımcı olmak. Programımıza yaklaşık 70 sporcu devam etmektedir.

Detaylı

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz.

Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim Velimizi Sen Bilmezsin Biz Bağış Alamıyoruz Cümlelerini kurarken bir daha düşüneceksiniz. Aşağıda Emek vererek Yazmış olduğumuz yazı ve bilgileri 5 dakika ayırıp okur inceler ve bizden ücretsiz bir örnek kayıt dosyası talep ederseniz. Biz Fakir Okuluz Bizim Velimiz Bize Destek Olmuyor Bizim

Detaylı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?

Detaylı

BAHARA MERHABA. H. İlker DURU NİSAN 2017 İLKOKUL BÜLTENİ

BAHARA MERHABA. H. İlker DURU NİSAN 2017 İLKOKUL BÜLTENİ BAHARA MERHABA Toprağın ve suyun güneşle buluştuğu, doğanın canlandığı, aydınlık ve sıcak günlere kavuştuğumuz güzel bahar aylarına merhaba dedik. Baharın verdiği canlılık ve heyecanla eğitim- öğretim

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim,

Detaylı

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.

Detaylı

Onceki izlenimdeki sevgi titresimleri sevgili Ugurcan'in izleniminde devam ediyor...

Onceki izlenimdeki sevgi titresimleri sevgili Ugurcan'in izleniminde devam ediyor... 23 Nisan gecti hala kendimizi toparlayamadik; bir sure daha ruyalarimizi susleyecekler... Ama her zaman onlarin en guzel basarilarla buraya gelmelerini heyecanla bekleyecegiz... Onceki izlenimdeki sevgi

Detaylı

Haftalı NİSAN Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız Kutlu Olsun!

Haftalı NİSAN Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız Kutlu Olsun! K A Y I O K U L L A R I Haftalı 17-21 NİSAN 2017 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız Kutlu Olsun! 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı coşkuyla kutladık. Yarının aydınlık geleceği olan

Detaylı

Jamie Foxx J

Jamie Foxx J Jamie Foxx J - - - - - - - - - - - - - 62 Corinne Foxx 63 Biz müzik ve sinemayı bir araya getiren bir aileyiz. Babam hem eğitimli bir müzisyen hem de bir oyuncu. Gerçekten çok şanslıyım! Corinne Foxx Jamie

Detaylı

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan 2010 16:15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: 4075. 1 / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden,

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan 2010 16:15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: 4075. 1 / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden, Çemberlitaş taki dedesinin konağında büyüyen şair, Amerikan ve Fransız kolejlerinde başladığı ilk ve lise öğrenimini Deniz Lisesi nde tamamladı. İ. Ü. Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü nü 1924 te bitirince

Detaylı

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin Bir bahar günü. Doğa en canlı renklerine büründü bürünecek. Coşku görülmeye değer. Baharda okul bahçesi daha bir görülmeye değer. Kıpır kıpır hareketlilik sanki çocukların ruhundan dağılıyor çevreye. Biz

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor. OKUMA - ANLAMA: ÖĞRENCİLER HER GÜN NELER YAPIYORLAR? 1 Türkçe dersleri başladı. Öğrenciler her gün okula gidiyorlar, yeni şeyler öğreniyorlar. Öğretmenleri, Nazlı Hanım, her Salı ve her Cuma günü sınav

Detaylı

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR Site İsmi : Zaman 53 Tarih: 10.05.2012 Site Adresi : www.zaman53.com Haber Linki : http://www.zaman53.com/haber/14544/camilerin-ayaga-kalkmasi-lazim.html ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Detaylı

Beykoz Yerel Basını: Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ - Özgün Haber

Beykoz Yerel Basını: Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ - Özgün Haber Beykoz Yerel Basını: "Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ" Tüm Ülkede kutlanan Öğretmenler Günü Beykoz'da da coşkuyla kutlanırken, bu özel günde öğretmenlerimiz için çeşitli etkinlikler ve ziyaretler

Detaylı

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Güzel Bir Bahar ve İstanbul Güzel Bir Bahar ve İstanbul Bundan iki yıl önce 2013 Mayıs ayında yolculuğum böyle başladı. Dostlarım, sınıf arkadaşlarım ve birkaç öğretmenim ile bildiğimiz İstanbul, bizim İstanbul a doğru yol aldık.

Detaylı

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi BÝRÝNCÝ BÖLÜM 1 Dünya döndü Son ders zili çalýnca tüm öðrenciler sevinç çýðlýklarý atarak okulu terk etti. Ýkili öðretim yapýlýyordu. Sabahçýlar okulu boþaltýrken, öðleci grup okula girmeye hazýrlanýrdý.

Detaylı

Sayın Okul Müdürüm, Saygıdeğer Basın Mensupları, Değerli Misafirler, Sevgili Öğrenciler,

Sayın Okul Müdürüm, Saygıdeğer Basın Mensupları, Değerli Misafirler, Sevgili Öğrenciler, Sayın Okul Müdürüm, Saygıdeğer Basın Mensupları, Değerli Misafirler, Sevgili Öğrenciler, Azıcık duyarlılık, birazcık özveri! düşüncesiyle 10-16 Mayıs Engelliler Haftasında; farklılıklarımızı değil bizi

Detaylı

Sevda Üzerine Mektup

Sevda Üzerine Mektup 1 Ferda Çetin 21401765 Sevda Üzerine Mektup Sevgilim, Sana mektup yazmamı istiyorsun. Yazayım, tamam, ama hayal kırıklığına uğramazsın umarım. Ben senin gibi değilim. Şiirler yazamam, süslü sözler bilmem.

Detaylı

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül 2009 17:55

Ramazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül 2009 17:55 Ramazan Manileri // Ahmet ağa uyursun uyursun Uykularda ne bulursun Kalk al abdest, kıl namaz Sabahleyin cenneti bulursun Akşamdan pilavı pişirdim Gene karnımı şişirdim Çok mani diyecektim ama Defteri

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama

Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama rağmen sık sık geç kalırım... okul BIZIM (Meşelik) yol.. BIZIM ev Üç Kuruş Sokağı Kale Yolu Dükkan iki dak Meşelik ika Percy Sokağı Okula iki dakika

Detaylı

zaferin ve başarının getirdiği güzel bir tebessüm dışında, takdir belgesini kaçırmış olmanın verdiği üzüntü. Yanımda disiplinli bir öğretmen olarak bilinen ama aslında melek olan Evin Hocam gözüküyor,

Detaylı

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti Nisan 20, 2017-11:17:00 Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde, 26 ülkeden, "39. TRT Uluslararası 23 Nisan

Detaylı

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir? ALTIN BALIK Bir zamanlar iki balıkçı varmış. Biri yaşlı, diğeriyse gençmiş. İki balıkçı avladıkları balıkları satarak geçinirlermiş. Bir gün yine denize açılmışlar. Ağı denize atıp beklemeye başlamışlar.

Detaylı

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın? 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ismin yerini tutan bir sözcük kullanılmıştır? A) Onu bir yerde görmüş gibiyim. B) Bahçede, arkadaşımla birlikte oyun oynadık. C) Güneş gören bitkiler, çabuk büyüyor.

Detaylı

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir.

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir. SIFATLAR 1.NİTELEME SIFATLARI 2.BELİRTME SIFATLARI a)işaret Sıfatları b)sayı Sıfatları * Asıl Sayı Sıfatları *Sıra Sayı Sıfatları *Üleştirme Sayı Sıfatları *Kesir Sayı Sıfatları c)belgisizsıfatlar d)soru

Detaylı

EMİN GEÇİN PROJELERİ ANLATTI

EMİN GEÇİN PROJELERİ ANLATTI EMİN GEÇİN PROJELERİ ANLATTI Bodrum daki yerel ve ulusal basın kuruluşlarının temsilcileri ile bir araya gelen İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Emin Geçin müdürlüğün projeleri hakkında bilgiler verdi. İlçe

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar MARIA MONTESSORI Hayatın en önemli dönemi üniversite çalışmaları değil, doğumdan altı yaşa kadar olan süredir. Çünkü bu, bir çocuğun gelecekte olacağı yetişkini inşa ettiği

Detaylı

HAYAT BİLGİSİ HAFTA SONU ÖDEVİ ADI SOYADI:

HAYAT BİLGİSİ HAFTA SONU ÖDEVİ ADI SOYADI: HAYAT BİLGİSİ HAFTA SONU ÖDEVİ ADI SOYADI: 09.04.2010 1. Vücudumuzdaki şeker oranını aşağıdaki organlarımızdan hangisi ayarlar? A) Kalp B) Böbrek C) Karaciğer 2. Sağlıklı bir yaşam için en önemli seçenek

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ : 2014 2015 Μάθημα : Τουρκικά Επίπεδο : Ε1 Διάρκεια : 2 ώρες

Detaylı

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή: ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΓΙΔΤΘΤΝΗ ΜΔΗ ΔΚΠΑΙΓΔΤΗ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ ΜΑΘΗΜΑ: ΣΟΤΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: Γ ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011

Detaylı

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK Ceylan Işık, Hacettepe Türkçe Öğretmenliği Biliyor musunuz, ben bir çocuğun kalbine dokundum? Hatta bir değil birçok çocuğun kalbine dokundum. Onların sadece ellerine, yüzlerine

Detaylı

(22 Aralık 2012, Cumartesi) GRUP A. 2012-2013 Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı

(22 Aralık 2012, Cumartesi) GRUP A. 2012-2013 Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı 2012-2013 Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı AÇIKLAMALAR 1. Soruların cevaplarını kitapçıkla birlikte verilecek optik forma işaretleyiniz. 2. Cevaplarınızı koyu siyah ve yumuşak bir kurşun kalemle

Detaylı

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa

Detaylı

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş ın Elbistan İlçesi nde siyaseti sadece insan için yaptıklarını, iktidara gelmeleri halinde terörü sonlandırıp ülkeye huzuru getireceklerini

Detaylı

Buse Akbulut. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Buse Akbulut. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 10.11.2010 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Hayatımızın en değerli varlığıdır anneler. O halde onlara verdiğimiz hediyelerinde manevi bir değeri olmalıdır. Anneler için hediyenin maddi değeri değil

Detaylı

Nükhet YILMAZ HAYAT BİLGİSİ Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası nı kutladık. Halk ekmek fabrikası gezisine katıldık. TÜRKÇE * Dilbilgisi:

Nükhet YILMAZ HAYAT BİLGİSİ Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası nı kutladık. Halk ekmek fabrikası gezisine katıldık. TÜRKÇE * Dilbilgisi: Değerli Velilerimiz, 2017 yılının son ayında, güneşin hafifçe ısıttığı günlerdeyiz. Havalar hala, öğrencilerimizin bahçede neşeyle oynamalarına müsait. Palto giyme koşuluyla teneffüslerde temiz havada

Detaylı

66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi. 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi

66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi. 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi 66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi 2019 yılında kendimize daha fazla zaman ayırmak istiyoruz. Fotoğrafla olan iletişimimizi artırmak istiyoruz. Fotoğrafın bir sanat

Detaylı

ÇİÇEK GRUBU HAZİRAN AYI BÜLTENİ

ÇİÇEK GRUBU HAZİRAN AYI BÜLTENİ ÇİÇEK GRUBU HAZİRAN AYI BÜLTENİ 2014 2015 YAZ MEVSİMİ BABALAR GÜNÜ DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ TATİL Yaz mevsiminde havada meydana gelen değişiklikler neler? Yaz mevsiminde hayvanlarda ne gibi değişiklikler olur?

Detaylı

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. TATÍLDE Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. Ízin zamanı yaklaşırken içimizi bir sevinç kaplar.íşte bu yıl da hazırlıklarımızı tamamladık. Valizlerimizi

Detaylı

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim Sohbetler *Tatilde neler yaptık? *Hava nedir? Hangi duyu organımızla hissederiz? *Tatildeyken hava nasıl değişimler oldu? *Müzik dendiğinde

Detaylı

23 Yılllık Yazılım Sektöründen Yat Kaptanlığına

23 Yılllık Yazılım Sektöründen Yat Kaptanlığına 23 Yılllık Yazılım Sektöründen Yat Kaptanlığına Bodrum da 3 yıl önce kaptanlığa başlayan Gül Yavuz, 23 yıl yazılım sektöründe çalıştıktan sonra nasıl yat kaptanı olduğunu ve denizlerde kadın kaptan olmanın

Detaylı

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir?

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir? 1. SINIF OKULA YARDIMCI VE SINAVLARA HAZIRLIK A TEMASI: OKUL HEYECANIM TEST-1 1. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir? A) Okula gitmemiz

Detaylı

Akın Uyar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Akın Uyar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 28.11.2018 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) İmtiyaz Sahibi Adına Ramazan BALCI Okul Müdürü Fatma BAŞA ( Özel Eğitim Öğretmeni ) Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI ( Görsel Sanatlar Öğretmeni

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI T105004 ADI SOYADI NOSU UYRUĞU SINAV TARİHİ ÖĞRENCİNİN BÖLÜM Okuma Dinleme Yazma Karşılıklı Konuşma Sözlü Anlatım TOPLAM

Detaylı

Boylesine bir emek hic bir maddi karsilikla elde edilemez... ILKYAR gonulluleri boylesine essiz birliktelikler yasiyorlar ilkyar lari ile...

Boylesine bir emek hic bir maddi karsilikla elde edilemez... ILKYAR gonulluleri boylesine essiz birliktelikler yasiyorlar ilkyar lari ile... Ilkyar da yar kim, ilk'i kim gonul kim, gonullu kim ayirt etmek cok zor birbirinin icine gecmis sevgi yumaklari; ama su var ki, bu sevgi ilmeklerini kiymetli kilan emek... Boylesine bir emek hic bir maddi

Detaylı

KUPA TEKNĠK BĠLĠMLER MESLEK YÜKSEKOKULUNUN

KUPA TEKNĠK BĠLĠMLER MESLEK YÜKSEKOKULUNUN KUPA TEKNĠK BĠLĠMLER MESLEK YÜKSEKOKULUNUN 6.Spor ġenlikleri kapsamında gerçekleģtirilen Futbol Turnuvası Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulunun zaferi ile sona erdi. Yapılan maçlar sonucunda Ünye ĠĠBF

Detaylı

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ K.R. RAVINDRAN U.R. Başkanı 2015 16 Canan ERSÖZ U.R. 2430. Bölge Guvernörü 2015 16 Firuz Harbiyeli 3. Grup Guvernör Yardımcısı Hüseyin MURSAL (Başkan) Süleyman ÇOLAKOĞLU (Asbaşkan) Okşan HALEFOĞLU (Kulüp

Detaylı

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz. Bozuk Paralar KISA FİLM Yaşar AKSU İLETİŞİM: (+90) 0533 499 0480 (+90) 0536 359 0793 (+90) 0212 244 3423 SAHNE 1. OKUL GENEL DIŞ/GÜN Okulun genel görüntüsünü görürüz. Belki dışarı çıkan birkaç öğrenci

Detaylı

FATİH MH. KORDONBOYU CD. NO:7 BÜYÜKÇEKMECE / İSTANBUL. Telefon: 0 (212) Faks: 0 (212) E-posta:

FATİH MH. KORDONBOYU CD. NO:7 BÜYÜKÇEKMECE / İSTANBUL. Telefon: 0 (212) Faks: 0 (212) E-posta: FATİH MH. KORDONBOYU CD. NO:7 BÜYÜKÇEKMECE / İSTANBUL Telefon: 0 (212) 883 10 62 Faks: 0 (212)883 10 62 E-posta: 750885@meb.k12.tr 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Anma Programı 21 Mart Nevruz Kutlamaları

Detaylı

İNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU

İNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU 25 Ders 3 İnsan Bir gün ağaçtan küçük bir çocuk oyan, ünlü bir ağaç oymacısı hakkında ünlü bir öykü vardır. Çok güzel olmuştu ve adam onun adını Pinokyo koydu. Eserinden büyük gurur duyuyordu ama oyma

Detaylı

Diyanet'in yaz Kur'an kursları bugün başladı

Diyanet'in yaz Kur'an kursları bugün başladı On5yirmi5.com Diyanet'in yaz Kur'an kursları bugün başladı Türkiye ve İstanbul çapında verilecek olan Yaz Kur an Kursu eğitimlerini İstanbul Müftü Yardımcısı Mehmet Yaman ile konuştuk Yayın Tarihi : 15

Detaylı

Maksut Genç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Maksut Genç. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 13.5.2006 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Göl, gökyüzü ve deniz... Eşsiz bir huzur içindesiniz...

Göl, gökyüzü ve deniz... Eşsiz bir huzur içindesiniz... www.oncuteras.com Göl, gökyüzü ve deniz... Eşsiz bir huzur içindesiniz... İstanbul un güzellikleri sarmış dört bir yanınızı Bir yanınızda sakinliğiyle içinize huzur veren Küçük Çekmece Gölü, diğer yanınızda

Detaylı

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire annesi öldüğü zaman çok üzüldü. Simbegwire ın babası, kızıyla ilgilenmek için elinden gelenin en iyisini yaptı.

Detaylı

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır?

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır? 1. (1) Şair yeni bir şiir kitabı yayınladı.(2) Kitap, şairin geleneksel şiir kalıplarını kullanarak yazdığı şiirlerden oluşuyor.(3) Bu şiirlerde kimi zaman, şairin insanı çok derinden etkileyen sesini

Detaylı

Değerli Velilerimiz, İlkokul Eğitim Koordinatörü

Değerli Velilerimiz, İlkokul Eğitim Koordinatörü Değerli Velilerimiz, Güzel dilekler ve hayallerle girilen yeni yılın ilk haftasında derslerin yanı sıra etkinlikler, sınavlar ve uygulamalarımız vardı. Yetenekler Sahnede performans gösterisi için hazırlıklar

Detaylı

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. ANKET SONUÇLARI Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. Bu anket, çoğunluğu Ankara Kemal Yurtbilir İşitme Engelliler Meslek Lisesi öğrencisi olmak üzere toplam 130 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya

Detaylı

ÇİÇEK GRUBU HAZİRAN AYI BÜLTENİ

ÇİÇEK GRUBU HAZİRAN AYI BÜLTENİ ÇİÇEK GRUBU HAZİRAN AYI BÜLTENİ 2015 2016 YAZ MEVSİMİ BABALAR GÜNÜ DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ TATİL Yaz mevsiminde havada meydana gelen değişiklikler neler? Yaz mevsiminde hayvanlarda ne gibi değişiklikler olur?

Detaylı

PİNOKYO EĞİTİM KURUMLARI MART AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI 1. HAFTA

PİNOKYO EĞİTİM KURUMLARI MART AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI 1. HAFTA 1. HAFTA TARİH : 01 MART 2016 04 MART 2016 KONU : YEŞİLAY 1- Yeşilay nedir? Ne işe yara? Faaliyetleri nelerdir? Nefes akciğer yapalım. Vücudumuzu 2- Sigara ve alkolün zararlarını hep birlikte öğrenelim

Detaylı

Page 1 of 6. Öncelikle, Edirne de yaşanan sel felaketi için çok üzgünüz. Tüm Edirne halkına, şahsım ve üniversitem adına geçmiş olsun demek istiyorum.

Page 1 of 6. Öncelikle, Edirne de yaşanan sel felaketi için çok üzgünüz. Tüm Edirne halkına, şahsım ve üniversitem adına geçmiş olsun demek istiyorum. Page 1 of 6 Edirne Valisi Sayın Dursun Ali Şahin, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sayın Recep Zıpkınkurt, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası nın değerli üyeleri ve temsilcileri, Bilgi birikimi ve üslubunu,

Detaylı

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1 by Mehmet- omeruslu06 1 3. Bayrağımızdaki hangi renk daha fazladır? 1. Sınıfımızdaki arkadaşlarımızın her siyah A. B. kırmızı birinin farklı güçlü yanları var. Mesela, Elif. Çizdiği resimleri Ahmet beyaz

Detaylı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen Yayın no: 168 SAYGI VE HÜRMET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 18 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu

Detaylı

AYVALI ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ EĞTİM ÖĞRETİM YILI FAALİYET RAPORU

AYVALI ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ EĞTİM ÖĞRETİM YILI FAALİYET RAPORU AYVALI ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ 2015-2016 EĞTİM ÖĞRETİM YILI FAALİYET RAPORU ANKARA 20 EĞİTİM ÖĞRETİM KADROMUZ EĞİTİM ÖĞRETİM KADROMUZLA KAHVALTIMIZ 1- TÜBİTAK 4006 2. BİLİM ŞENLİĞİ YAPILDI Okulumuzda

Detaylı

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN .com Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN n ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1 n Problem Avcıları Biz problem avcılarıyız. Benim

Detaylı

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR 3. B A S I M Çocuklarla İlgili Her Türlü Faaliyette, Çocuğun Temel Yararı, Önceliklidir! 2 Süleyman Bulut Anne Ben Yapabilirim 4 Süleyman

Detaylı

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): da: - Yavrum ne oldu niye acele acele camiye koşuyorsun? der. Bu soruya karşılık çocuk - Efendim,

Detaylı

2015-2016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3. SINIFLAR VELİ BİLGİLENDİRME MEKTUBU 2

2015-2016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3. SINIFLAR VELİ BİLGİLENDİRME MEKTUBU 2 2015-2016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 3. SINIFLAR VELİ BİLGİLENDİRME MEKTUBU 2 Sayın Veli, Bu mektubumuzda, 2015-2016 Eğitim - Öğretim yılı MEV Koleji Özel Güzelbahçe İlkokulu,3. Sınıflar sınıf öğretmenleri zümresi

Detaylı

ÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ

ÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ ÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ -Okul nedir? Okulumuzu tanıyoruz.okulumuzun bölümlerini tanıyoruz. -Okulda kimler çalışır ve ne iş yaparlar öğreniyoruz.

Detaylı

HÜRRİYET İLKOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI

HÜRRİYET İLKOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI HÜRRİYET İLKOKULU 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI 1 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLAMA PROGRAMI Sayın Müdürüm, Saygı Değer Öğretmenlerim,Kıymetli

Detaylı

Selman DEVECİOĞLU. Gönül Gözü

Selman DEVECİOĞLU. Gönül Gözü Selman DEVECİOĞLU Gönül Gözü SİVAS CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ ENGELLİLER BİRİMİ YAYINLARI Yayın No: 4 Editör Prof. Dr. Recep Toparlı Baskı Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Matbaası Kapak ve İç Düzen Sivas Cumhuriyet

Detaylı

Bir gün insan virgülü kaybetti. O zaman zor cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı. Cümleleri basitleşince düşünceleri de basitleşti. Bir başka gün ise ünlem işaretini kaybetti. Alçak

Detaylı

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR ANNEM ANNEM Annem annem canım annem, Gönlüm senle kalbim senle Canım annem gülüm annem Dünyam sensin benim bir tanem.. Biliyorum elbet bir gün gelecek Bir başka bebekte bana annem diyecek Bende hep iyi

Detaylı

ÖZEL OKAN İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

ÖZEL OKAN İLKOKULU EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÖZEL OKAN İLKOKULU 2016 2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI. Sayın Velilerimiz merhabalar, Okan Koleji İlkokulu olarak; bu yılı oldukça yoğun geçirdik. Sanat, spor, sosyal etkinlik ve akademik, açıdan birbirini izleyen

Detaylı

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI DEĞERLER EĞİTİMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Bir milletin ve topluluğun oluşumunda maddi

Detaylı

Sevgili dostum, Can dostum,

Sevgili dostum, Can dostum, Sevgili dostum, Her insanı hayatta tek ve yegâne yapan bir öz benliği, insanın kendine has bir kişiliği vardır. Buna edebiyatımızda, günlük yaşantımızda ve dini inançlarımızda çeşitli adlar vermişlerdir.

Detaylı

Gezimiz, meslekler ve bölümler ile ilgili olarak birçok

Gezimiz, meslekler ve bölümler ile ilgili olarak birçok Ankara Üniversite Oryantasyon Gezisi Mesleki rehberlik çalışmaları çerçevesinde 9. sınıf öğrencilerimize Ankara gezisi düzenlendi. Öğrencilerimizin, birçok üniversite ve bölüm hakkında bilgi sahibi olmalarını

Detaylı

21 yıllık tecrübesiyle SiNCAN da

21 yıllık tecrübesiyle SiNCAN da 21 yıllık tecrübesiyle SiNCAN da geleceğin mimarı nesiller artık bizim ellerimizde, güvenle... Keşke Hep Çocuk Kalsak! Büyüyünce ne olacaksın diye sorarlar. Oysa çocuk kalmak en güzel şey değil midir?

Detaylı

Müslim Uyğun. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Müslim Uyğun. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 28.7.2009 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Bir sözcüğün zihinde uyandırdığı ilk anlama gerçek anlam denir. Kelimelerin sözlükteki ilk anlamıdır. Bu yüzden sözlük anlamı da denir.

Bir sözcüğün zihinde uyandırdığı ilk anlama gerçek anlam denir. Kelimelerin sözlükteki ilk anlamıdır. Bu yüzden sözlük anlamı da denir. A.SÖZCÜKTE ANLAM GERÇEK (TEMEL) ANLAM Bir sözcüğün zihinde uyandırdığı ilk anlama gerçek anlam denir. Kelimelerin sözlükteki ilk anlamıdır. Bu yüzden sözlük anlamı da denir.

Detaylı

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127 KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127 Düzenleyen Administrator Salý, 15 Haziran 2010 Mersin Gazetesi KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127 YAZIK Abidin GÜNEYLÝ-Mersin Küfürün adýný günah koymuþlar Etsem bana yazýk etmesem

Detaylı

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ VAKFI ADIGÜZEL ANAOKULU GÖKYÜZÜ SINIFI KASIM AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ VAKFI ADIGÜZEL ANAOKULU GÖKYÜZÜ SINIFI KASIM AYI KAVRAM VE ŞARKILAR RENKLER Ben bir küçük ressamım Pembe sarı boyarım Yeşil yeşil ormanlar Mavi mavi denizler Turuncudur portakal Gökte sarı güneş var Fırça kalem ve kağıt Olmazsa resim olmaz Reklerle oynamaktan Hiç bir çocuk

Detaylı