T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TAKSİM EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ KLİNİĞİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TAKSİM EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ KLİNİĞİ"

Transkript

1 T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TAKSİM EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ KLİNİĞİ DENEYSEL SPİNAL EPİDURAL FİBROZİS ÜZERİNE ICODEXTRİN İN ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI Uzmanlık Tezi Tez Danışmanı: Prof. Dr. Hidayet Akdemir Dr. Türker Karancı İSTANBUL 2009

2 TEŞEKKÜR Uzmanlık eğitimi aldığım süre içerisinde bilgi ve tecrübeleriyle değerli katkılarından dolayı hocalarım Prof. Dr. Hidayet Akdemir, Prof. Dr. Ahmet Çolak başta olmak üzere Op. Dr. Osman Akdemir, Yr. Doç. Dr. Alper Karaoğlan, Op. Dr. Aydın Canpolat, Op. Dr. Ayhan Sağmanlıgil, Op. Dr. Osman Soy, Op. Dr. Miktat Kaya, Op. Dr. Veysel Antar, Op. Dr. Bilal Kelten, Op. Dr. Hakan Erdoğan a, Nöroloji Kliniği şef yardımcıları Uz. Dr. Semra Bilge ve Uz. Dr. Fazilet Hız a, tezimin hazırlanmasındaki yardımlarından dolayı Yr.Doç. Dr. Ahmet Midi, Dr. Zeynep Mine Yalçınkaya Kara, Dr. İsmail Dağ, Fizyoterapist Nilüfer Çavdaroğlu, Uz. Hem. Cemile Savcı, Hayvan Laboratuvar Şefi Gürel Aksoy a, ihtisas eğitimim süresince bir çok güzel anıyı ve çalışmayı birlikte paylaştığım asistan arkadaşlarım Dr. Şahin Yüceli, Dr. Hüsnü Doğan Mengenli, Dr. Aytaç Akbaş, Dr. Ali Kaan Kılınç, Dr. Binali Özkuşçu, Dr. Deniz Çelik e, sorumlu hemşiremiz Aslı Bilir e, Levent semt polikliniği çalışanlarına, gösterdikleri dostluklarından dolayı tüm servis, poliklinik, ameliyathane, acil servis ve yoğun bakım hemşire, tıbbi sekreter ve personellerine, her zaman yanımda hissettiğim sevgili aileme, her konuda bana destek olan sevgili eşim Zeynep Karancı ya ve tüm engellemelerine rağmen biricik oğlum Kaan Karancı ya teşekkürlerimi sunarım. Dr. Türker KARANCI

3 İÇİNDEKİLER KISALTMALAR....1 I.GİRİŞ VE AMAÇ. 2 II.GENEL BİLGİLER...4 Bel ağrısı Lomber disk hernisi ve cerrahisi Lomber dar kanal ve cerrahisi Başarısız bel cerrahisi sendromu....9 Epidural fibrozis ve postoperatif ağrı arasındaki ilişki Epidural fibrozisi önleyici yöntemler...17 Icodextrin (% 4) solüsyonu III.MATERYAL VE METOD Cerrahi prosedür Biyokimyasal analiz Histopatolojik değerlendirme...23 İstatistiksel inceleme IV.BULGULAR V.TARTIŞMA VE SONUÇ...33 VI.ÖZET VII.KAYNAKLAR...41

4 KISALTMALAR ADCON-L ARİEL BBB BBCS BOS CMC ELISA HA HMW HA LDH LDK PEO PLL PSA rt-pa t-pa : Anti Adezyon Bariyer Jel : Adept Registry for Clinical Evaluation : Basso Beattie Bresnahan : Başarısız Bel Cerrahisi Sendromu : Beyin Omurilik Sıvısı : Carboxymetylcellulose : Enzyme Linked Immunosorbent Assay : Hyalüronik Asit : Yüksek Moleküler Ağırlıklı Hyalüronan : Lomber Disk Hernisi : Lomber Dar Kanal : Polyethylene Oxide : Posterior Longitudinal Ligament : Post Surgical Adhesion : Rekombinant Doku Plazminojen Aktivatörü : Tissue Plazminogen Activator

5 I.GİRİŞ VE AMAÇ Epidural fibrozis, spinal kord veya sinir liflerinin basısına neden olan hastalıkların tedavisi için yapılan laminektomi, hemilaminektomi ve diğer cerrahi teknikler sonrası gelişebilen inatçı bel ağrısının en önemli sebeplerinden biridir (43, 58, 98). Bel ağrısı, tüm dünya nüfusunun yaklaşık % 85 inin hayatlarında en az bir defa geçirdikleri semptomdur. Akut bel ağrısının % 80 i 6-8 hafta içinde kendiliğinden iyileşirken, % 20 sinde ise çeşitli tıbbi tedavilere gereksinim duyulmakta, hatta cerrahi tedavi gerektiren sorunlar ortaya çıkabilmektedir (17, 20, 74). Cerrahi girişim sonrasında bel ve bacak ağrısı gibi şikayetlerin devam etmesi veya artış göstermesi başarısız bel cerrahisi sendromu (BBCS) olarak tanımlanmaktadır. Bu sendromun nedenleri; yanlış teşhis, uygun olmayan cerrahi yaklaşım, yanlış seviye veya tarafın ameliyat edilmesi, nüks disk hernisi, lateral reses sendromu, spinal instabilite, epidural fibrozis veya sinir kökü yaralanması olarak bildirilmektedir (9, 27, 33, 46, 60, 73, 78). Spinal cerrahide çıkarılan kemik, epidural yağ ve ligaman gibi yapıların yerinde 1

6 gelişen fibrozis dokusunun, zamanla duramater ve çevre sinir dokulara yapışması ile basısı sonucu yeni klinik semptom ve bulgular ortaya çıkabilmektedir (58, 98). Biyolojik inert olan veya olmayan birçok materyal, bariyer oluşturarak spinal epidural fibroz doku oluşumunun engellenmesi için operasyon bölgesinde kullanılmıştır (16, 55, 56, 65, 93, 97,99). Bu amaçla hem klinik hem de deneysel çalışmalarda serbest yağ dokusu kullanıldığı bildirilmektedir (16, 52, 57, 62). Ancak zamanla hacimce küçülen yağ dokusunun,adeta bir serbest disk parçası gibi tekrar spinal sinirlerin basısına neden olduğu da bildirilmiştir (5). Literatürde spinal epidural fibrozisi engellemek için polilaktikasit membran, karboksimetilselüloz, silastik membran, fibrin glue, glukokortikoidler, metilmetakrilat, spongostan, ADCON-L, ürokinaz, sodyum hyaluronat gibi maddeler kullanılmıştır (3, 14, 35, 37, 53, 54, 59, 69, 77, 79, 84, 97, 100). Bir glukoz polimer solüsyonu olan % 4 lük Icodextrin solüsyonunun jinekolojik laparoskopi cerrahisinde yapışıklıkları azalttığı (39), aynı şekilde genel cerrahi laporoskopik ameliyatlarında da intra-abdominal yapışıklıkları önlediği bildirilmiştir (68). Bu deneysel çalışmadaki amacımız bir glukoz polimer solüsyonu olan % 4 lük Icodextrin in postoperatif spinal epidural fibrozisin engellenmesinde etkilerinin olup olmadığını araştırmaktır. 2

7 II. GENEL BİLGİLER Bel ağrısı Bel ağrısı, soğuk algınlığından sonra ikinci sıklıkta tıbbi yardım almayı gerektirecek düzeyde yaygın bir sağlık sorunudur. Tüm insanların yarıdan fazlası yaşamları boyunca en az bir defa bel ağrısı geçirmekte olup bu durum hastalık izinlerinin yaklaşık %15 ini oluşturmaktadır (25, 36, 72). Bel ağrısı yıllık görülme insidansı erişkin yaş grubunda % 2-5 iken yaşam boyu prevelansı ise %50 nin üzerindedir. Siyatalji ile birlikte olan bel ağrısının yaşam boyu prevelansı %5-10 arasındadır. Bel ağrısı prevelansı yaşla birlikte artmakta, 65 yaşından sonra azalmaktadır. Bel ağrısı olan olguların sadece %1-3 ü lomber disk herniasyonu (LDH) olup, %1 inde ise sinir kökü şikayetleri bulunur. Bel ağrısı 45 yaş altındaki yetişkin popülasyonda günlük aktiviteyi kısıtlayan en önemli nedendir (17, 85). Akut ataklarla alevlenen, kronik ve tekrarlayan nitelikte bir hastalık olarak kabul 3

8 edebileceğimiz bel ağrısı mesleki faktörler, fiziksel kapasitesini aşan ve tekrarlayan ağır kaldırmalar ile yakından ilişkilidir. Ayrıca obezite, sigara kullanımı, emosyonel stres ve depresyon da bel ağrısı riskini arttıran faktörlerdir (1,13, 96). Bel ağrısının %80-90 ı her hangi bir tedaviye ihtiyaç göstermeden 6-8 hafta içinde kendiliğinden iyileşmektedir. Ancak erken tedavi hem iyileşme süresini kısaltmakta, hem de akut bel ağrısının kronik bel ağrısına dönüşme potansiyelini azaltmaktadır. Akut bel ağrısı 6 haftadan kısa, subakut 6-12 hafta arası ve kronik bel ağrısı ise 12 haftadan uzun süren ağrılardır. Bel ağrısı genel olarak konservatif tedavi ile iyileşmekte olup, son araştırmalar % 1 olguya cerrahiye tedavi uygulandığını belirtmektedir (20). Bel ağrısının en sık nedenlerinden birisi mekanik olup, diğer nedenler ise metabolik, neoplastik, konjenital, dejeneratif, enfeksiyoz, musküloskeletal, viserojenik, vasküler, psikojenik ve başarısız bel cerrahisi sendromu (BBCS) olarak bildirilmektedir (88). Bel ağrısının eşlik ettiği; LDH, dar kanal, skolyoz, omurganın dejeneratif, konjenital, enfeksiyoz, neoplastik hastalıkları, omurga fraktürleri, gergin omurilik sendromu gibi omurgayı ilgilendiren bir çok hastalığın cerrahi tedavisinde dekompresif laminektomi veya hemilaminektomi teknikleri yaygın olarak uygulanmaktadır (6, 23, 29, 31, 87, 90,96). Dekompresif laminektomi ile posteriordan bası yapan elemanların alınmasıyla spinal kordun ve sinir liflerinin rahatlaması sağlanmaktadır. Böylece spinal kord ve dural tüpe bası yapan osteofitlerden, hipertrofik ligamentum flavumdan, laminadan, faset eklemleri basısı kaldırılılırken, vertebral kanalın genişlemesiyle de diskin anteriordan yaptığı bası da rahatlamaktdır (11, 22). 4

9 Lomber disk hernisi ve cerrahisi Lomber disk hernisi (LDH) bel ağrısının en sık nedenlerinden birisi olup, doğru tanı koyulup tedavi edilmezse önemli iş gücü kaybına neden olmaktadır. Hastalar travma sonrası yada ters bir hareketle aniden yada kendiliğinden yavaş yavaş ortaya çıkan bel ağrısından yakınırlar. Bunu uyuşukluk ve kuvvetsizlik izler. Anulus fibrozus yapısal olarak anteriorda posteriora göre daha kuvvetlidir. Nukleus pulpozus dejenererasyon sonrası anulus fibrozusun posterior lifleri arasından geçerek disk herniasyonuna neden olurken, spinal sinirlerini etkileyerek lumbaljiye, sinir kökünü komprese ederek siyataljiye neden olmaktadır. Nukleus pulpozus dokusunda sinir innervasyonu yoktur. Anulus fifrozus ise sinir innervasyonu açısından çok zengindir. Diskojenik ağrının kaynağı anüler dejenerasyondur. Nukleus pulpozus komşu posterior longitudinal ligament (PLL) ve faset eklemleri rekürren sinirler tarafından innerve edilirler. Bel ağrısının kaynağı bu yapılardır. Spinal dorsal kök ganglionuna ve radikse olan basılar radiküler ağrıya neden olur (84, 108). LDH tedavisinde konservatif tedavi süresi en az 6 hafta en fazla 6 ay olmalıdır. İlerleyici motor defisit, sfinkter bozukluğu mutlak cerrahi endikasyondur. Cevap alınamayan konservatif tedavi prensipleri, tekrarlayan siyatalji ve nörolojik defisitler rölatif cerrahi endikasyonlardır. Endikasyonun preoperatif çok iyi gözden geçirilmesi, hasta ve yapılan tüm değerlendirmelerin cerrahi karar verme aşamasında ayrı ayrı analiz edilmesi, cerrahi sonrası başarı oranını arttırmaktadır. Yanlış teşhis yada yanlış hasta seçimi cerrahi sonrası başarısızlığın en önemli nedenleri arasındadır (17). LDH de cerrahi tedavisindeki amaç, hastanın ağrısının geçirilmesi, nörolojik defisitin düzeltilmesi, ekonomik üretkenliğin devamı, hızla sosyal yaşama geri dönmesinin sağlanmasıdır (74). 5

10 Siyatalji tanımını ilk olarak 4.yüzyılda Hipokrat yapmış olmasına rağmen ilk LDH operasyonunu 1934 yılında Mixter ve Barr gerçekleştirmiştir yılında ise Yaşargil ve William s mikroskop kullanarak mikrodiskektomiyi kullanıma soklmuşlardır (105). Disk mesafesinin ortaya konması için standart hemiparsiyel laminatomi, total hemilaminektomi, medial fasetektomi, total fasetektomi, interlaminer fenestrasyon, intertransvers ve ekstraforaminal yaklaşım mesafenin ortaya konulmasında kullanabilecek tekniklerdir. Dünyada her yıl olguya lomber laminektomi yapıldığı bildirilmektedir (37, 96). Postoperatif ağrıda önemli oranda azalma gözlense de hastaların %40 ından fazlasında hareketlerdeki kısıtlamaların devam ettiği bildirilmiştir. Birkaç hafta ile birkaç ay arasında preoperatif ağrıya benzer veya aynı yerde aynı dağılımlı daha az yoğunlukta radiküler bir ağrı oluşabilir. Bu tip bir ağrı; rekürren disk herniasyonu, hasarlanmış kök, araknoidit, epidural fibrozis veya hastaların gerçekçi olmayan beklentilerine bağlı olabilir (37). Epidural fibrozis duramaterin dışında meydana gelen bir reaksiyondur. Diğer cerrahi pratiklerde olduğu gibi LDH operasyonu sonrası gelişen doğal bir süreçdir (37). Lomber dar kanal ve cerrahisi Nöral arkın çapının normalden küçük, yuvarlaktan çok triangüler şekil aldığı gelişimsel veya kazanılmış bir durumdur. Lomber dar kanal (LDK) olan hastalarda pedikül ve lamina kısa ve kalındır. Kanal anteroposterior çapı 12 mm den az, transvers interpedinküler mesafe 25 mm den küçük olabilir. Konjenital spinal anomaliler interpedinküler mesafede daralma oluştururken, akkiz lomber stenoz genelde spondilotik değişiklerden kaynaklanmakta ve orta sagittal spinal çapda azalmaya neden olmaktadır. 6

11 Konjenital LDK idiopatik veya akondroplaziye bağlı olabilir. Kazanılmış LDK ise dejeneratif, spondilolistetik, spondilotik, laminektomi sonrası, füzyon sonrası, posttravmatik veya metabolik nedenlere bağlı olabilir. Ensık rastlanan LDK kazanılmış durumlardır. Bunlardan en sık görüleni dejeneratif tip olup, 6 ve 7. dekatta belirgin hale gelir. Kadınlarda erkeklere göre biraz daha sık görülmektedir (30, 66, 101). LDK kliniğinde tipik semptomları; intermitten nörojenik kladikasyon, bel ve bacak ağrısıdır. Semptomların patofizyolojisi halen tartışmalıdır. İntermitten nörojenik kladikasyon etyopatogenezinde, egzersiz nedeniyle artan metabolik gereksinim ile birlikte sinir kökünün etrafını kuşatan yapıların basıncına bağlı olarak kanlanmanın bozulması sonucunda lumbosakral sinir köklerinin iskemisinden kaynaklandığı ileri sürülmektedir. LDK olgularının %18 inde nörolojik muayene normaldir (8). LDK ın geneleksel tedavisi geniş laminektomidir. Bu işlemde interspinoz ligament, spinöz proçes, bilateral lamina, ligamentum flavum gibi posterior spinal elemanların rezeksiyonunu içerir (17). Laminektomiye alternatif olarak çok seviyeli laminotomi de tercih edilmektedir. Aryanpur ve ark. (4), tedavi ettikleri lateral reses stenozu olan 32 hastada dekompressif laminotomi ve foraminotomi uygulamışlar, hastaların % 90 ında mükemmel sonuç aldıklarını bildirmişlerdir. Bu araştırmaya göre predominant olarak santral veya tam kanal darlığı olan hastalarda sınırlı bir dekompresyonun yeterli olmayacağı ve laminektomiye ihtiyaç duyulabileceği, ancak sadece lateral reses stenozu olan hastalarda lokal dekompresyonun yapılabileceği ileri sürülmektedir (4). 7

12 Başarısız bel cerrahisi sendromu Başarısız Bel Cerrahisi Sendromu (BBCS) ameliyat sonrası ve öncesinde cerrah tarafından öngörülen veya hasta tarafından beklenen iyi sonucun alınamadığı hastanın yakınmalarının kısmen veya tamamen devam ettiği klinik tablodur. BBCS cerrahi tedaviye rağmen bel ve bacak ağrısı semptomları devam eden çok çeşitli hasta grubunu kapsar. BBCS nun çok çeşitli nedenleri olmakla birlikte, en sık karşılaşılanları arasında yanlış tanı ve doğru endikasyonsuz ameliyat ilk sıralarda yer almaktadır (12). BBCS nun etyolojisini ortaya koymak çok önemlidir, çünkü tedavi bu sebebe göre yönlendirilecektir. Tedavi sonrası beklentiler daha önce yapılan cerrahinin sayısına, türüne, yapısal problemlere, hastanın psikolojik durumuna bağlıdır (61). BBCS nun görülme sıklığı konusunda kesin bir rakam verilebilmemekle birlikte, bu tür hastaların sayıları dünyada yapılan lomber spinal cerrahi girişim sayısına bağlı olarak hızla artmaktadır. Kronik inatçı bel ağrıları sıklıkla ağrı merkezlerince değerlendirilmekte ve bu merkezlerinde sayılarının giderek arttığı bilinmektedir. BBCS a İngilterede her yıl 2000 yeni vaka eklendiği bildirilmektedir (57). Bu hastalarda amaçlanması gereken yakınmalarının azaltılarak topluma yük olmaktan kurtarılması ve iş hayatına yeniden kazandırılmalarıdır. Bunun için psikiyatri ve ağrı rehabilitasyon merkezlerini içeren multidisipliner çalışmalara ihtiyaç vardır (35). BBCS nedenleri arasında; asıl nedenin gözden kaçması (yanlış mesafe, yetersiz cerrahi girişim v.b.), endikasyonsuz cerrahi girişim, cerrahi komplikasyonlar, psikososyal problemler gibi sebepler bilinmektedir. BBCS da tüm incelemelere rağmen spesifik bir sebep bulunamamaktadır. Ağrı iç organlardan, kan damarlarından, sinirlerden, spinal ve pelvik kemiklerden, kas ve eklemlerden kaynaklanabilir. Spinal kaslar, ligamentler, anulus fibrosusun tamamı nosiseptif sinir sonlanmaları taşırlar. Bu nedenle bu yapıların travmaya 8

13 maruz kalmalarında da bel bacak ağrısı ortaya çıkabilir. Lomber disk hernisi tipik ağrıya neden olur. Spinal instabilite, miyofasyal sendrom ağrıları ise atipiktir (90). Ağrının postoperatif ne zaman başladığı mutlaka bilinmelidir. Ağrısız dönemin süresi etyoloji hakkında bize bir takım bilgiler verebilir. Ağrısız dönem 1-6 ay arası ve semptomlar yavaş yavaş artıyor, belirginleşiyor ise epidural fibrozis akla gelmelidir (Tablo 1) (59). Tablo 1. Postoperatif dönemde ortaya çıkan ağrı ve nedenleri. Hiperakut (Saat-gün) Akut (Gün-hafta) Subakut (Hafta-ay) Kronik (Ay-yıl) -Yanlış endikasyon -Diskitis -Nüks disk hernisi -İnstabilite -Yanlış seviye -Epidural abse -Epidural fibrozis -Pseudofizyon disk hernisi -Yanlış taraf -Meningeal kist -Araknoidit -Psikososyal sorunlar -Yetersiz dekompresyon -Pseudomeningosel -Psikososyal sorunlar -Sekonder kazanç -Yanlış hasta ve yetersiz cerrahi girişim -BOS fistülü -Kök hasarı -Sekonder kazanç -Kök hasarı -Stenoz -Transizyonel sendrom -Enfeksiyon -Pseudofüzyon BBCS nun en sık nedeni yanlış tanıdır. Özellikle bazı yaşlı hastalarda spinal bölgeye odaklanıldığından pelvis, kalça, diz dejeneratif hastalıkları, kansere bağlı lumbosakral pleksus tutulumları ve intra-pelvik kanserler gözden kaçabilirler. Bu durumlar abdominal, pelvik Bilgisayarlı Tomografi (BT) ve Manyetik Rezonans (MR) incelemesi yararlıdır (77). Lateral reses stenozuna bağlı olarak oluşan sinir kompresyonu BBCS nun tedavi edilebilir en sık karşılaşılan nedenleri arasındadır. Lateral reseste darlık superior artiküler fasete, ligamentum flavum hipertrofisine bağlıdır. Spinal stenoz sadece lateral reseste olmayıp 9

14 spinal kanalda çepeçevre olabilir, intermitten nörojenik kladikasyon ve siyataljiye neden olabilir. Bu iki semptom özellikle yaşlılarda BBCS nun önemli şikayetleri arasındadır. Buna karşılık bir çok olguda spinal darlık olmasına rağmen herhangi bir şikayet yoktur. Spinal kanal darlığında cerrahiye alınan veya alınmayanlar arasında semptomların iyileşmesi veya şikayetlerinin geçmesinde bir fark olmadığını öne süren araştırmalar da vardır (69). BBCS nun ikinci önemli nedeni spinal instabilitedir. Günümüzde tanısı zor olmamakla birlikte son yıllarda gelişen spinal füzyon teknikleriyle tedavisi yüz güldürücüdür. Spinal spondilolistezis olgularında omurganın fleksiyon ve ekstansiyonda 5 mm den fazla hareketini ifade eder. Bu durumda BBCS nun nedenidir (61). Spinal instabilitenin diğer bir nedeni de spinal füzyon sonrasında gelişen transizyonel sendromdur. Yakın mesafedeki fiziksel stres füzyon yerinin altı veya üstünde darlık ve/ veya listezise neden olabilir (12). Diğer bir BBCS nun nedeni ise faset eklemi orijinlidir. Fasetler intervertebral diskin korunmasını sağlayan önemli bir taşıyıcı arka kolon elamanıdır. Faset eklem kapsülü segmental sinirlerin posterior ana dalın ön dalı tarafından innerve edilir. Kapsülün gerilmesi bu nedenle bel ve bacak ağrısını taklit edebilir. Faset kökenli ağrının teşhisinde fasete lokal anestetik enjeksiyonu yararlı olmaktadır (61). Cerrahinin yanlış veya yetersiz uygulanması, esas patolojinin düzeltilememesi, BBCS nun diğer nedenlerinden birisidir. Yanlış mesafe, yanlış taraf veya yetersiz cerrahi dekompresyonda bunlar arsında sayılabilir (19). BBCS nun nedenleri arasında lomber spinal cerrahinin komplikasyonları da sayılabilir. Traksiyon veya direkt travmaya bağlı kök lezyonu ameliyat sonrasında ağrı nedenidir. Ameliyat sonrasında gelişen epidural fibroz dokusu da buna katkıda bulunur. Keza araknoidit, mesafe enfeksiyonları da ameliyat sonrasında morbiditeye neden olurlar (12). 10

15 BBCS da sıklıkla göz ardı edilen başka bir sorun da hastanın psikososyal durumu ve sosyoekonomik faktörlerdir. Bazı çalışmalar BBCS lu hastaların yarısından fazlasında subklinik psikiyatrik problemlerin varlığından bahsetmektedirler. Bu nedenle cerrahi hata veya yetersizlik olmadan da ameliyat sonrasında hasta memnuniyetsizliğinin hastanın kişiliğine, sosyal statüsüne, psikiyatrik problemlerine bağlı olabileceği bildirilmektedir (56). Bu konunun anlaşılmasında hastanın hikayesinde; ilaç bağımlılığı, ek hastalıkları, ağrının türü, yayılımı, işi, ameliyat öncesi ve sonrası ağrı karakterinin karşılaştırılması gibi ip uçları tanı ve tedavinin yönlendirilmesi çok önemlidir (24, 68). BBCS nun tanısında detaylı bir nörolojik ve fizik muayene önemli bir yer tutar. Lomber MR, (kontrastlı, kontrastsız), Lomber Spinal BT (intratekal kontrast madde ile) tanıda yararlıdır. Spinal dinamik direkt grafilerden; ayakta fleksion, ekstansion ve normal görüntüler instabilite ve spondilolistezisi göstermesi için oldukça yardımcıdır. Elektromyografi, termografi vakaların özelliğine göre tanıda yardımcıdır (5, 8, 34,49). BBCS nun tedavisinde multidisipliner yaklaşım benimsenmelidir. Çeşitli yayınlarda BBCS da re-operasyonun başarısı % arasında değişmektedir. Yapılacak cerrahi girişim öncesinde öykü, nörolojik muayene, radyolojik ve diğer yardımcı tetkiklerin tamamı yapılmalı ve değerlendirme sonrasında karar verilmelidir. Patolojinin türü cerrahi girişimin türünüde belirleyecektir. Diskektomi nöroliz foramen veya spinal kanal genişletilmesi, anterior posterior füzyon teknikleri, faset denervasyonu, faset füzyonu gibi teknikler seçilebilir (91). Fizik tedavinin BBCS da önemli bir yeri olup cerrahi dışı nedenlerde önemli yararlar sağlayabilir. BBCS tedavisinde transkutanöz elektrik stimülasyonu, spinal kord stimülasyonu, epidural, periferik sinir stimülasyonu kullanılmış olup olgulara göre yarar sağlayabilen metodlardır. Bunların yanında BBCS tedavisinde; zayıflama, lumbosakral korse, 11

16 erken dönemde yatak istirahati ve egzersiz uygun hastalara uygulanabilir (14, 28, 61, 102). BBCS nun nedenlerine bakıldığında en önemli etkenin yanlış endikasyon ardından da yetersiz cerrahi olduğu görülmektedir. Bu nedenle hastaların ameliyat öncesi dönemde iyi değerlendirilerek seçilmesi BBCS u görülme oranını önemli ölçüde azaltacaktır. Hastaların ameliyat öncesinde özellikle multidisipliner yaklaşımla ortopedi, fizik tedavi, psikiyatri açısından iyi değerlendirilmesinin yararlı olduğu bildirilmektedir (12, 61). BBCS lu bir olguyu cerrahi veya cerrahi dışı yöntemlerle kısır döngüyü kıracak doğru tanı konulabildiyse büyük oranda tedavi etmek mümkündür (78). Epidural fibrozis ve postoperatif ağrı arasındaki ilişki Postoperatif epidural fibrozis pek çok cerrahi girişimden sonra görülebilmektedir. Lomber disk hernisi cerrahisi sonrası önemli komplikasyonlardan biri epidural fibrozistir. Epidural fibrozisin çeşitli serilerde %20-47 arasında değişen oranlarda görüldüğü bildirilmiştir (13, 64). Klinik sonuçlarla postoperatif MR görüntüleme ile gösterilen epidural fibrozis ve postoperatif ağrı arasında önemli bir ilişki olduğunu göstermiştir. Hastalarda 6 ay içinde hareketle artan bir ağrı ve artan tekrarlıyan radiküler ağrı vardır (37). Epidural fibrozis sinir köklerine yapışıklıklar sonucu semptomlara neden olan normal postoperatif iyileşmenin doğal bir sonucudur. Epidural fibrozis oluşumuna dekompressif cerrahi sonrası sıklıkla rastlansa da, klinik tablo ancak hastaların %1-2 sinde oluşmaktadır (37, 38, 51, 83, 106). Epidural fibrozisin etyopatogenezinde; aşırı kanama, agresif kök ekartmanı, birleşik kök anomalisi, pamuk pedilerin fazla kullanılması, yabancı doku reaksiyonu peroperatif cerrahi nedenler olarak ileri sürülmüştür. Epidural bölgedeki yapışıklıklar kabaca iki nedenden dolayı oluşabilir; biri bölgenin cerrahisi esnasında fizyolojik yapıların alınması 12

17 sonucu, diğeri ise intervertebral diskin anulusunun yırtılması sonrası disk materyalinin epidural bölgeye sızması sonucudur. Fibroblastlar lomber spinöz proçes ve laminadan uzaklaştırılan kas dokusundan köken alırlar. Bu yoğun dokunun oluşumu spinöz proçes ve laminadaki arka kasların iyileşmesi için gereklidir. Spinal kanal cerrahi olarak açıldığında ve ligamentum flavum rezeke edildiğinde fibroblastlar epidural boşluğa dolarlar. Gelişen bu fibroz doku ve epidural bölgedeki yapışıklıklar spinal kemik elemanların üzerindeki kasların iyileşmesi için oluşan normal bir reaksiyondur (5, 37, 83, 89). Epidural fibrozis oluşumu paravertebral kasların derin yüzeyinde ve periostun fibroz tabakasında oluşan yoğun fibroz doku ile postoperatif epidural hematom sonucu oluşmaktadır. Bu nöral kanal içine uzanabilir ve dura mater ile sinir köküne yapışabilir. Sinir kökleri ve dorsal root ganglionu fibrozisin oluşturduğu mekanik deformasyona çok duyarlıdır. Gelişen epidural fibrozis, sinir kökü çekerek, gererek yada bası yaparak radiküler ağrıya neden olur. Erken postoperatif dönemde sorun yoktur. İleri dönemde ağrı şikayeti hatta duyusal, motor defisitler bile ortaya çıkabilir. Şikayetler 3-6 ay arasında başlar ve giderek artar (51, 79, 83, 89). Bu fizyolojik epidural fibroz dokusu, operasyondaki teknik hatalar, keloid reaksiyon ve hematomların fibroz reaksiyonu ile desteklenmiş ve bunun sonucu oluşan hipertrofik ve çevreleyici membran, Larocca ve Macnab (58) tarafından postlaminektomi membran olarak tanımlanmıştır. Bu membran spinal kanal içine erektör kasların ilerlemesi, intraspinal hematom ve epidural yağ dokusunun yıkımı sonucu meydana gelir ve lomber vertebra cerrahisi sonrası bazı hastaların prognozunu kötü etkileyen siyatik irritasyon ve lomber ağrının nedenlerinden biri olarak kabul edilmektedir (38, 75, 83). Nakano ve ark. (71), laminektominin kauda ekuinada vasküler permeabiliteyi, endotelial hücrelerde veziküler transportu artırdığı, kan-sinir bariyerinin bozulması anlamına 13

18 gelen sıkı bağlantılarda açılmaya neden olduğu, vasküler permeabilitedeki artışın epidural inflamasyona bağlı olabileceği ve permeabilitedeki artışın epidural adezyonu artırabileceğini öne sürmüşlerdir. Anulus fibrozisin etkilenmesinin skar dokusu oluşumunda önemli bir rol oynadığı öne sürülmüştür. Nachemson ve ark. (5), rüptüre olmuş intervertebral diskten protein kaçağının skar oluşumunda bir neden olabileceğini ileri sürmüşlerdir. Bazı araştırıcılar ise epidural mesafeye uygulanan cerrahi müdahalenin bölgeye gelen fibroblastların sebep olduğu kollojen depozitlerinin birikimiyle sonuçlanan inflamatuar reaksiyondan sorumlu olduğunu, oluşan fibroz dokunun hemoraji ve enfeksiyon gibi cerrahi komplikasyonlarında sonucu olabileceğini bildirmişlerdir (10). Benoist ve ark. (44), lomber disk hernisi nedeniyle opere edildikten sonra ağrıları geçmeyen tekrar opere edilen 38 olguya dayanarak yaptıkları çalışmada, ikinci operasyon sırasında hastaların tümünde belirgin epidural fibrozis dışında patolojik bir durumun olmadığını ve 3 olguda adhesive araknoidit saptandığını bildirmişlerdir. Fokal spinal araknoiditin etyolojisinin araştırıldığı bir çalışmada nükleus pulpozusun araknoidde ve epidural mesafede belirgin fibrozis yaptığını ve bununda epidural mesafeye sızan nükleus pulpozusun yarattığı inflamasyona bağlı olduğu bildirilmiştir. Araknoiditin ve nöral dejenerasyonun ağırlığının ve sürekliliğinin inflamasyonun şiddetinin yabancı cisimlerin varlığında arttığı öne sürülmüş ve kauda ekuinanın aksonal dejenerasyonunun skar dokusuna bakan dorsal yüzde oluşma olasılığının daha fazla olduğu belirtilmiştir. Bazı araştırmacılar epidural fibrozisin ve araknoiditin etyolojisinde operasyon bölgesinde kalan pamuk fibrillerin rol oynadığını bildirmişlerdir (40, 44, 48, 104 ). Epidural fibrozis dokusu cerrah için iatrojenik instabilite, dural yırtık ve sinir kök yaralanması gibi peroperatif komplikasyon risklerini artıran diseksiyon için daha fazla zaman gerektiren ve zorlaştıran bir durumdur (83). 14

19 Epidural fibrozis dokusu ile nüks disk hernisinin ayırımı önemlidir. Sadece fibrozis dokusu için yapılan re-operasyonların sonuçları yüz güldürücü değildir. Bu iki patolojinin teşhisinde kontrastlı BT ile tanı % arasında iken, MR daha duyarlı olup tanı değeri ise %100 civarındadır. Nüks disk hernisi avaskülerdir ve sadece çevresinde kontrast tutulumu varken, epidural fibrozis dokusunda homojen kontrast tutulumu olur (18). Lomber disk hernisi cerrahisi sonrası ağrıları geçmeyen hastalarda eğer tekrarlayan bir disk protrüzyonu veya tanımlanamayan bir kök sıkışması yok ise en önemli sebebin epidural fibrozis olabileceği ve sinir kökleri etrafındaki fibröz dokunun operasyondan sonraki bulguların sebebi olabileceği öne sürülmektedir (44, 47). Jönsson ve ark. (50), inatçı veya tekrarlayan bel ve bacak ağrısı olan ve daha önce opere edilmiş olan 93 olgunun tekrar re-opere ettiklerinde 19 unda disk herniasyonu, 19 unda lateral spinal stenoz, 20 sinde santral stenoz ve 35 inde ise periradiküler epidural fibrozis saptamışlardır. Epidural fibrozis nedeni ile opere edilen olgularda başarı oranı %30-37 arasında değişmekte olup, olguların % sinde ise kötüleşmeler rapor edilmiştir (21,82). North ve ark. (73), geçmeyen bel ağrısı olan ve re-opere edilen hastalardan cerrahi müdahale gerektiren epidural fibrozisi olmayan ve ağırlıklı olarak radiküler ağrısı olanlarda iyi sonuçlar elde edildiğini, epidural fibrozisin kötü prognostik bir faktör olduğunu ve bu hastaların ortalama 2 ila 4 cerrahi geçirdiklerini, bu operasyonlardaki başarı oranının da %34 olduğunu bildirmişlerdir. Fager ve ark. (32), çalışmalarında re-opere edilen olguların %1 inde düzelme olduğunu, %34 ünde değişiklik olmadığını ve %25 inin ise daha kötü olduğunu bulmuşlardır. Jönsson ve ark. (50), tekrarlayan disk hernisi ve lomber stenoz sebebiyle opere edilenlerin sonuçlarının iyi, sadece epidural fibrozis de sonuçların ise iyi olmadığını bildirmişlerdir. 15

20 Epidural fibrozisi önleyici yöntemler Epidural fibrozisin önlenmesinde; minimum cerrahi doku travma, geniş laminektomi ve fasetektomiden kaçınmalı, çok iyi hemostaz sağlanmalı, epidural yağ dokusu mümkün olduğunca korunmalı ve postoperatif dönemde germe egzersizleri gibi faktörler ileri sürülmektedir (95). Epidural fibrozisi azaltmak için cerrahi teknikler ve çeşitli tıbbı tedaviler literatürde tartışılmıştır. Daha küçük insizyonla minimal invaziv cerrahi ve kas diseksiyonu, cerrahi esnasında kısıtlı manipülasyonlar ve uygun hemostazın epidural fibrozis miktarını azalttığı belirtilmiştir. Eldivenlerdeki pudra ve pamuk liflerin epidural alanda daha fazla reaksiyon yaptığı gösterilmiştir. Bu nedenle yabancı materyal ve toksinlerin epidural bölgenin peroperatif serum fizyolojik irrigasyonuyla uzaklaştırılması fibrozis oluşumunu azaltmaktadır (37, 79, 83). Literatürde hemostatik ajanlar ve antiinflamatuar ilaçların kullanımı ile dokular ve dura arasına yerleştirilen mekanik bariyerler, sentetik ve biyolojik materyallerin kullanımı, epidural bölgenin CO2 lazerle diseksiyonu ve cerrahi tekniklerin değişimi ile epidural fibrozisin azalttığı belirtilmiştir. Denenen materyallerin bir kaçı; otojen yağ dokusu, gelfoam, silastik, Zenoderm, Dacron, Vicryl mesh, karboksimetilselülöz, polietilen oxide, Gore-tex membrane ve ADCON-L gibi maddeler ile sodyum hyaluronat, steroid ve antiinflamatuar tedavilerdir. Bunların kullanımı hayvan modellerinde başarılı bir şekilde gösterildiği halde klinik kullanımında yaygın konsensus yoktur (2,5, 15, 76, 89). Yağ dokusu lomber diskektomi sonrası epidural fibrozisin önlenmesi amacıyla kullanılmıştır. Yağ dokusu cerrahi insizyon bölgesinde subkutanöz olarak elde edilmiş ve duranın üzerine durayı kapatacak şekilde yerleştirilmiştir. Bu yağ dokusunun dural adezyonları azalttığı ancak epidural fibrozisi önleyici etkisi olmadığı ve hatta kauda equina sendromuna neden olduğu da belirtilmiştir (5, 37, 76). 16

21 Icodextrin (% 4) solüsyonu Icodextrin buğday nişastasının hidrolizi ve zar seperasyon tekniği ile parçalara ayrılmasıyla oluşan bir alfa 1-4 işaretli glukoz polimeridir. Flotasyonla doku yüzeylerini birbirinden ayrı tutarak ameliyat alanında ve alan dışında yapışıklık gelişimine bariyer rolü ile engel olmaktadır. İnvitro çalışmalarda; insan peritoneal mezotelyal hücreleri hiperozmolar periton diyaliz solüsyonu ile doku plazminojen aktivatör (t-pa) sentezini uyararak profibrinolitik stimülasyona uğradığı gösterilmiştir. % 4 lük icodextrin in hem invivo hem de invitro çalışmalarda PSA (post surgical adhesion) u istatistiksel olarak önlediği bildirilmiştir (86). Şekil 1:Icodextrin in kimyasal yapısı 1980'li yıllarda glukoz polimerlerinin periton diyalizinde ozmotik ajan olarak kullanımına başlanmıştır. Bu solüsyonlar serumla izo-ozmotik olup (282 mosm/kg) kolloid ozmoz yoluyla ultrafıltrasyon sağlamaktadır. İlk kez 1994'te % 7.5'luk ticari olarak üretilen icodextrin solüsyonunun içeriği; ph'sı 5.3, Na: 133 mmol/1, Cl: 97mmol/, Ca: 1.75 mmol/1, Mg: 0.25 mmol/1 ve 12.5 mmol/litredir. 17

22 Peritoneal membrandan absorbe olduktan sonra, amilaz aracılığıyla 1-4 bağları hidrolize olur ve dextrin; maltoz, izomaltoz, maltotrioz ve maltotetroz gibi oligosakkaritlere dönüşmektedir. Icodextrin veya metabolitleri organlarda depolanmayıp böylece toksik etki oluşturmamaktadır (76, 89). Glukoz polimerleri, değişik zincir uzunluklarındaki bağlı glukoz artıkları içeren yüksek molekül ağırlıklı polisakkaritlerdir. Kimyasal bağları glukoz moleküllerinin farklı karakteristiklerini belirler. Hidrolize olmuş nişastanın parçalanması ile elde edilen ve D molekül ağırlığında bir glukoz polimeri olan icodextrin, ağırlıklı olarak 1-4 glukozidik bağlar içerir (15). Icodextrin glukoz içeren solüsyonlara oranla fagositik fonksiyonları daha az inhibe ederek, glukoz bazlı solüsyonlarla karşılaştırıldığında periton proteinlerini düşük oranda glikoziller neticesinde peritoneal fıbrozis gelişimini azaltmaktadır (38). Laparoskopik jinekolojik cerrahi işlemlerde icodextrinin % 4 lük solüsyon lavajıyla fibrozis oranının azaldığı gösterilmiştir (39). İntra-abdominal yapışıklıklar major abdominal cerrahi sonrası çoğu olguda görülmekte olup, bu durum hastaya ve sağlık çalışanlarına ciddi yük getirmektedir. Icodextrin % 4 lük solüsyonunun çok merkezli ARİEL (Adept Registry for Clinical Evaluation) klinik çalışmalarında rutin genel cerrahi ameliyatların da yapışıklık azaltıcı ajan olarak etkili olduğu gösterilmiştir (68). 18

23 3. MATERYAL METOD Bu deneysel çalışma, İstanbul Üniversitesi hayvan deneyleri yerel etik kurulu onamı alındıktan sonra, Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi Deney Hayvanları Laboratuvarında yapıldı. Çalışmada 28 adet erkek Wistar albino rat kullanıldı. Ratların ağırlıkları gr. arasında değişmekteydi. Deneklerin ortalama ağırlıkları 265 gramdı. Çalışmanın Biyokimyasal analizi hastanemiz Biyokimya labaratuvarında, histopatolojik incelemeleri ise Maltepe Üniversitesi Patoloji Departmanında yapıldı. 19

24 Cerrahi prosedür Deneklere enfeksiyon profilaksisi için cerrahiden 30 dakika önce tek doz 50 mg/kg ceftriakson (Rocephine, Roche, Türkiye) intraperitoneal (i.p) olarak yapıldı. Cerrahi işlem sedasyonu; önce Ketamine hydrochloride (Ketalar, Pfizer, İstanbul) 60 mg/kg, i.p. uygulandıktan sonra, Xylazine hydrochloride (Rompun) 10 mg/kg i.p. ilave doz uygulanarak sağlandı. Denekler operasyon masasına tesbitlendikten sonra cerrahi alan dezenfeksiyonu; povidone iodine scrub (MEDİCA brush, %4 chlorhexidine soap, MEDİCA BV, Hollanda) ile 10 dakika temizlenditen sonra, povidone iodine solüsyonu (POVİOD; %10 polivinilpirrolidon-iyod kompleksi, Saba, Türkiye) ile sağlandı.. Operasyon sahası steril örtüler ile kapatılarak, L1- L2 vertebra üzeri orta hattan spinöz prosesler üzerinden yaklaşık 3 cm lik cilt insizyonu sonrası paraspinöz adaleler künt diseksiyon ile sıyrıldı. Cerrahi mikroskop (Mentor II, Japonya) yardımıyla L-1 vertebrasına total laminektomi yapılarak duramater ortaya konuldu. Kontrol grubu deneklere, 2ml % 0,9 serum fizyolojik (salin), deney grubundakilere ise 2ml % 4 lük icodextrin solüsyonu (Eczacıbaşı/Baxter) topikal olarak uygulandıktan sonra hemostazı takiben tabakalar usulüne uygun olacak şekilde tabaka tabaka kapatıldı. Hem kontrol hemde deney grubu denekleri kendi kafeslerine alınarak bakımları yapıldı. Denekler 4 hafta yaşatıldıktan sonra intraperitoneal yüksek doz ( mg/kg) Tiopental Sodium (Pentothal Sodium, Abbott, İtalya) verilerek sakrifiye edildi. İlgili vertebral kolonlar blok olarak çıkarıldı. Operasyon esnasında durasında yırtık veya sinir kökünde yaralanma olan ve dekapitasyon sırasında enfeksiyon tesbit edilen hayvanlar çalışma dışı bırakıldı. Tüm deneklerin, laminektomi sonrası davranış testleri ve fonksiyon kayıplarının değerlendirilmesi için Basso Beattie Bresnahan (BBB) davranış değerlendirme skalası kullanıldı ( 7,8). 20

25 DENEKLERİN GRUPLARI : 28 denek rastgele iki gruba ayrıldı; Grup1 (n=14) Kontrol grubu; Grup 1a: 8 denek biyokimyasal analiz Grup 1b: 6 denek histopatolojik analiz Grup2 (n=14) Tedavi grubu; Grup 2 a: 8 denek biyokimyasal analiz Grup 2 b: 6 denek histopatolojik analiz Biyokimyasal analiz Biyokimyasal analizde Edwards ve ark. (32) tanımladıkları metod kullanıldı. Her bir deneğin L1 omurga seviyesinin dorsal duramater 0.2x0.2x0.5 cm ebatlarında olacak şekilde çıkartılarak, % 0,9 serum fizyolojik solüsyonu ile yıkanarak, filtre kağıt ile kurutuldu. Her bir doku örnekleri ayrı ayrı Eppendorf tüplerinin içine konarak -80 C de derin dondurucuda saklandı. Biyokimyasal analiz öncesi bir gün önce doku örnekleri, ısıya dayanıklı cam tüplere konularak 1 ml 6 M HCl solüsyonu içerisinde hidroliz olması için etüvde (37 C) 24 saat kadar bekletildikten sonra nötralizasyon için cam tüplere 1 ml buffer solüsyonu (buffer solüsyonu Edwards ve ark. (32) tanımına göre hazırlandı) ilave edildi. Bu doku takribi 10 mg olacak şekilde tartılarak +4 C de 3500 devir 10 dakika santrifüj edilerek süpernatantlar elde edildi. Bu süpernatantların ölçümü Uscn Life Science Inc. Wuhan marka, E0621Ra (antikor kaplı 96-well plate Rat hydroxyproline) ELISA kiti ile Enzyme-linked immunosorbent assay (ELISA) (15.6 ng/ml ila 1000 ng/ml arasında) metodu ile absorbans değerleri için 450 nm de (Biomedical Tecnologies Inc. USA) ELx800 (Bio-Tek Instruments, INC.) microplate okuma cihazı ile hesaplandı. 21

26 Histopatolojik değerlendirme Makroskopik incelemede Tablo 2 de görüldüğü gibi Rydell kriterleri kullanıldı (81). Evre 0 Evre 1 Evre 2 Evre 3 Tablo 2: Rydell kriterlerine göre makroskopik değerlendirme Durada skar dokusu yok Durada skar dokusu var fakat kolay diseke ediliyor Durada skar dokusu var, dura bozulması ile birlikte zor diseksiyon Durada skar dokusu yapışmış diseke edilemiyor Tüm histopatolojik incelemeler deney protokolünden bağımsız bir histopatalog tarafından yapıldı. Laminektomi alanındaki epidural fibrozis miktarı ve duramater ile ilişkisi histopatolojik sınıflandırmalara göre karşılaştırılıp sonuçların istatistiksel analizi yapıldı. Histopatolojik inceleme için blok olarak çıkartılan vertebral kolon %10'luk tamponlu formaldehitte 4 gün fikse edildikten sonra 5 gün süre ile (Shanden TBD-2) dekalsifiye edildi. Laminektomi bölgesinden (orta, proksimal ve distal taraftan olmak üzere) spinal korda transvers üç adet 2 mm kalınlıkta örnek alındı ve kasetlendi. Bu örnekler asitten arındırılmak üzere akarsuda 3 saat yıkandı. Daha sonra otomatik doku takip cihazında (Shanden exelsior ES) 13 saat süre ile takip işlemi yapıldı. Bu işlemde dokulara sırasıyla 2 kez 30'ar dakika formaldehit, 6 kez 60'ar dakika alkol, 3 kez 60 dakika xylen, bir kez 60 dakika ve iki kez 80 dakika parafin uygulandı. Takip işlemi bittikten sonra dokular parafine tesbitlendikten sonra parafin bloklardan 3 mikronluk kalınlıkta mikrotom ile (Shanden Fine SSE 325 marka) kesitler alındı. Rutin histopatolojik incelemeler için hematoksilen ve eozin boyası, ayrıca epidural fibrozisi değerlendirmek için trikrom boyası da yapıldı. Laminektomi alanındaki epidural fibrozis, fibroblast yoğunluğu, granulasyon dokusu, ışık mikroskobunda (OLYMPUS CX31; 1 hpf= mm 2) değerlendirildi. Histopatolojik epidural fibrozis sınıflamasında Tablo 3 görüldüğü gibi He ve ark.(42) 22

27 tanımlamalarına göre yapıldı. Evre 0 Evre 1 Evre 2 Evre 3 Tablo 3: He kriterlerine göre histopatolojik epidural fibrozis sınıflaması Dura materi etkileyen fibrozis yok Fibröz doku ile dura mater arasında ince fibröz bantlar var Laminektomi defektinin 2/3 ünden az alanda devamlı adezyon var Laminektomi defektinin 2/3 ünden daha geniş alanda fibröz dokunun adezyonu var ve/veya fibröz doku sinir köklerine ulaşıyor Fibroblastların hücre yoğunluğuna göre histopatolojik epidural fibrozis evrelemesinde Hinton ve ark. (42), tanımladıkları sınıflandırma kullanıldı. Bu sınıflamaya göre evre 1 (100 fibroblastdan az), evre 2 ( fibroblast), evre 3 (150 fibroblastdan fazla) olarak derecelendirilmektedir (Tablo 4). Fibroblastlar x40 büyütmede ve 3 alanda sayılarak ortalama fibroblast sayımı yapıldı. Tablo 4. Hinton kriterlerine göre fibroblast sınıflaması Evre fibroblastdan az Evre 2 Evre fibroblast 150 fibroblastdan fazla İstatistiksel inceleme Veriler SPSS 11.0 bilgisayar paket programında değerlendirilip, gruplar arası istatistiksel karşılaştırmada hidroksiprolin seviyeleri için two-tailed Wilcoxon Mann-Whitney U testi kullanıldı. Diğer gruplar arası karşılaştırmalar ise T- Testi ve Kolmogorov and Smirnov metodu kullanılarak yapıldı. P< 0.05 olan değerler istatistiksel anlamlı olarak kabul edildi. 23

28 4.BULGULAR Makroskopik gözlem Tüm deneklerin BBB davranış değerlendirmelerinde postoperatif nörolojik defisit gözlenmedi. Makroskopik değerlendirmede Rydell kriterleri kullanılarak kontrol ve tedavi grupları karşılaştırıldı. Tedavi ve kontrol grubu deneklerin hiçbirinde anestezi ve cerrahi işleme ait mortalite ve morbidite gözlenmedi. Ayrıca Tedavi grubu deneklerin hiçbirinde kullanılan Icodextrin %4 solusyonuna ait komplikasyon gözlenmedi. Tüm deneklerde makroskopik olarak değişik derecelerde epidural fibrozis oluştuğu gözlendi. Epidural fibrozis kontrol grubunda yoğun olarak gözlenirken, tedavi grubundakilerde ise daha az olduğu gözlendi (Resim1). Epidural fibrozis kontrol grubundakilerin; 4 ünde evre 2, birinde evre 1 ve birinde evre 3 gözlenirken, tedavi 24

29 grubundakilerde ise 2 sinde evre 0, birinde evre 2, ve üçünde ise evre 1 olduğu tespit edildi (Tablo 5). Tablo 5: Makroskopik epidural fibrozis Evre Kontrol grubu (n=6) Tedavi grubu (n=6) Evre Evre Evre Evre Histopatolojik değerlendirme Evre 3 epidural fibrozis kontrol grubu deneklerin çoğunda hem hemotoksilen eozin boyasında (Resim 2) hemde masson trikrom boyasında (Resim 3) saptandı. Bu epidural fibrozis dokusunun paraspinal adalelerin altından duraya doğru uzanım gösterdiği ve yapışık olduğu bulundu. Tedavi grubundaki deneklerin ise medulla spinalis çevresindeki duramater ile çevre adale tabakası ve sinir kökleri arasında boşluklar tesbit edildi. Bu boşluklarda yer yer duramater ve çevre dokuya uzanan az miktarda fibroblast proliferasyonu ile oluşan demetler gözlendi (Resim 4). Epidural fibrozisin kontrol ve tedavi gruplarının histopatolojik sonuçları istatistiksel olarak karşılaştırıldığında, tedavi grubundakilerin belirgin olarak daha az ve anlamlı olduğu bulundu (p<0.05). Epidural fibrozis kontrol grubundakilerin; 5 inde evre 2, birinde evre 3 (Resim 5) tesbit edilirken, tedavi grubundakilerin ise 4 ünde evre 1 (Resim 6), 2 sinde evre 0 düzeyinde olduğu bulundu (Tablo 6 ). Tablo 6 : Mikroskopik epidural fibrozis Evre Kontrol grubu (n=6) Tedavi grubu (n=6) Evre Evre Evre Evre

30 Mikroskopik fibroblast sayısı grublarda ortalama fibroblast sayısına göre belirlendi (Tablo 7). Fibroblast hücre sayımı, kontrol grubundakilerin; 2 sinde evre 3 (Resim 7), 3 ünde evre 2, ve birinde ise evre 1 olarak tesbit edildi. Buna karşın tedavi grubundakilerde evre 3 hiç görülmezken, 2 sinde evre 1,dördünde evre 2 düzeyine uyan fibroblast hücreleri sayıldı.buna göre fibroblast yoğunluğu açısından tedavi grubundaki deneklerin kontrol grubuna göre daha az yoğunlukta olması istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p<0.005). Tablo 7 : Mikroskopik Fibroblast sayısı Evre Kontrol grubu (n=6) Tedavi grubu (n=6) Evre Evre Evre Biyokimyasal analiz Hidroksiprolin ortalama değeri, kontrol grubunda ± 8.4 (ng/ml) iken, tedavi grubunda ise ± 9 (ng/ml) olarak bulundu (Tablo 8). Hidroksiprolin ortalama değerlerinin iki grubun karşılaştırılmasında, tedavi grubunda daha düşük olduğu istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p<0.001) (Grafik 1). Tablo 8. Hidroksiprolin düzeyleri (ng/ml) Denek (n) Kontrol grubu (n=8) Tedavi grubu (n=8)

31 Grafik 1: Hidroksiprolin ortalama değerleri Resim 1: Tedavi grubunda çok az makroskopik epidural fibrozis. 27

32 Resim 2: Kontrol grubunda evre 3 mikroskopik epidural fibrozis (H E x 40). Resim 3: Kontrol grubunda evre 3 mikroskopik epidural fibrozis (Trikrom x 100). 28

33 Resim 4: Tedavi grubunda evre 1 mikroskopik epidural fibrozis (H E x 40). Resim 5:Kontrol grubunda evre 3 epidural fibrozis, ok işareti ile fibrozis dokusunun pedikülün altına uzandığı görülmektedir (H E x 100). 29

34 Resim 6: Tedavi grubunda evre 1 mikroskopik epidural fibrozis (Trikrom x 100). Resim 7: Kontrol grubunda evre 3 fibroblast (H E x 400). 30

35 V.TARTIŞMA VE SONUÇ Omurganın dejeneratif, enflamatuar, enfeksiyöz, metabolik, neoplastik, travmatik, konjenital, muskuloskeletal, viserojenik, vasküler ve daha birçok hastalığı nedeniyle opere edilerek laminektomi uygulanan hastalarda, geçmeyen veya tekrarlayan ağrıların nedenleri üzerinde halen tartışmalar devam etmektedir. Operasyon sonrası gelişen epidural fibrozis dokusunun, geçmeyen bel ve bacak ağrılarının oluşumuna sebep olabildiği ve bu dokunun re-operasyonu güçleştirerek cerrahi esnasında önemli komplikasyonlara yol açabildiği bildirilmektedir (6, 17, 23, 29, 31, 38, 87, 89, 90, 96). Epidural kanama sonrası eritrositler ve trombositlerin parçalanması ile ortaya çıkan kemotaktik faktörler ve paraspinal kaslardan kaynaklanan fibroblastik hücre göçü, laminektomi sonrası oluşan epidural fibrozisin kaynağıdır. Fibroz konnektif doku hiperplazisi sebebi ile de yapışıklıklar oluşmaktadır. Fibroz konnektif doku laminektomi sonrası vertebral lamina defektini onarabilmektedir. 31

36 En önemli tamir hücrelerinden biri olan fibroblast, inflamatuar sitokinler ve growth faktör (transforming growth factor β ve basic fibroblast growth factor) tarafından aktive edilen vertebral laminanın lokal defektini onarmaya çalışır. Kollajen fibril üretimi ile fibroblastlar fibrositlere dönüşür. Aynı zamanda fibröz konnektif doku skar dokusuna dönüşür. Epidural fibrozis dokusu vertebral kanaldaki dura veya sinir köklerine yapışabilir, uzun dönemde laminektomi membranına dönüşebilir. Sekonder oluşan bu membranın spinal stenoza, dural kompresyona ve sinir kökü mobilitesinde kısıtlılığa yol açtığı bildirilmektedir (31, 37, 45, 49, 51, 64). Epidural fibrozisin oluşturduğu sekonder basıyı kaldırmak amacıyla yapılacak tekrarlayan operasyonlar da fibrozisin artışına neden olabileceğinden, ilk operasyonda bunu engellemeye çalışmak daha doğru bir yaklaşımdır (47, 63, 74). Omurga cerrahisi sonrası oluşan epidural fibrozis dokusunu önlemek amacıyla günümüze kadar birçok çalışmada değişik maddeler ve ilaçlar kullanılmıştır. Bu amaçla solid bariyer olarak otojen yağ dokusu, polivinil alkol, hidrojel membran, polytetrafluoroethylene membran, polilaktik asid membran, vicryl mesh, visköz solüsyon olarak sodyum hyaluronat, ADCON-L, fibrinolitik ajan olarak jel rekombinant doku plazminojen aktivatörü, ürokinaz, hemostatik ajan olarak gelatin sponge, mikrofibriler kollojen, antiinflamatuar ajan olarak methylprednisolon, triamcinolone, prednisolone, ketaprofenin, deksametazon pek çok çalışmalarda kullanılmıştır. Bir diğer deneysel çalışmada düşük doz radyoterapi ve CO2 laser uygulamasının epidural fibrozisi azaltılabileceği bildirilmiştir (24). Bu araştırmaların çoğunda başarılı sonuçlar alınmasına karşın, insanlarda klinik düzelme ile uyumlu yeterli etkinlik sağlanamadığından rutin klinik uygulamalara geçilmemiştir (5, 37, 79, 83). Bu deneysel çalışma da postoperatif spinal epidural fibrozisin önlenmesinde, % 4 lük Icodextrin solüsyonunun faydalı etkilerinin olup olmadığı araştırıldı. 32

37 Literatürde şimdiye kadar bu solüsyonun kullanıldığı deneysel çalışma yapılmamıştır. Bu çalışmamız alanındaki ilk deneysel araştırmadır. Günümüze kadar epidural fibrozisin önlenmesi amacıyla kullanılan maddeler içerisinde en yaygın olanın otojen yağ dokusu olduğu düşünülmekle birlikte bu yağ dokusunun dural yapışıklıkları azalttığı, ancak epidural fibrozisi önleyici etkisi olmadığı ve hatta kauda equina sendromuna neden olabildiği bilinmektedir. Bryant ve ark. (15), otojen serbest yağ greftlerini kullandıkları 44 hastanın kısa ve uzun süreli takiplerinde bu dokunun iyi tolere edildiğini, ayrıca revaskülarize olmasıyla epidural fibrozis dokusunun spinal kanala ilerlemesini engellediği sonucuna varmışlardır. Prusick ve ark. (76), serbest otojen yağ dokusu kullandıkları iki olguda bu dokunun spinal kanala göç etmesiyle kauda equina sendromu geliştiğini bildirmişlerdir. Ayrıca bir diğer çalışmada, LDH nedeniyle opere edilen 99 hastada epidural fibrozisi önlemek için kullanılan serbest yağ dokusunun klinik olarak etkisiz olduğu gösterilmiştir (5, 37, 83). Bir diğer çalışmada ise epidural fibrozisi önlemek için deneysel laminektomi sonrası kullanılan maddenin etkinliği; makroskopik değerlendirme, histopatolojik fibrozis sınıflaması, fibroblast sayısı ve biyokimyasal olarak hidroksiprolin seviyeleri gibi parametreler kullanılarak araştırılmıştır (107). Biz de çalışmamızda epidural fibrozisin önlenmesinde %4 lük Icodextrin solüsyonunun etkinliğinin araştırılması için yukarıdaki benzer parametreleri kullandık. Kuivila ve ark.(55), epidural fibrozisin önlenmesi için deneysel laminektomi modelinde yağ greftlerinin ve heparinize materyalin etkilerini araştırarak yağ dokusunun heparinize materyale nazaran daha etkin olduğunu bildirmişlerdir. Literatürde laminektomi sahasına yerleştirilen yağ dokusunun epidural fibrozisi önlediğini bildiren çalışmalarla birlikte cerrahi alandaki hematomun fibrozis oluşumunda önemli bir predispozan risk faktörü olduğu da bildirilmiştir (58). 33

38 Epidural fibrozisin önlenmesinde en önemli koruyucu faktör, operasyon sahasındaki lokal hematomun önlenmesi için iyi hemostaz yapılmasıdır. Çalışmamızda da operasyon alanında hematomun önlenmesi için cerrahi alanda kanama kontrolü özenle yapılmıştır. Bir diğer çalışmasda epidural fibrozisi önlemek amacıyla; otojen yağ dokusu, seluloz mesh, Gelfoam ve Triamsinolon un etkileri incelenmiş olup yağ dokusunun seluloz mesh e nazaran daha etkili olduğu gösterilmiştir (57). Bir diğer çalışmada ise serbest yağ greftlerinin epidural fibrozis dokusunu ve laminektomi membranını önleyici etkisi yanında, kullanımının kolay olduğu ve diğer materyallere göre daha kolay temin edildiği bildirilmiştir (75). Gelfoam ve otojen yağ greftlerinin epidural fibrozis oluşumunu engellemedeki etkinliğini karşılaştırmak amacıyla yapılan bir deneysel çalışmada, Gelfoam ın fibrozisi engellemediği, yağ dokusunun ise yapışıklığın spinal kanala ilerlemesini engellediği bildirilmiştir (52). Akdemir ve ark.(2), vicryl mesh ve serbest yağ dokusu kullandıkları çalışmada, epidural fibrozisin serbest yağ dokusu grubunda vicryl mesh grubuna göre daha az görüldüğünü bildirerek epidural fibrozisi önlemek amacıyla alternatif olarak kullanılabileceğini önermektedirler (2). Gerzsten ve ark. (38), deneysel laminektomi çalışmasında peroperatif düşük doz eksternal radyasyonun (700 cgy) epidural fibrozis oluşumunu azaltığını göstermişlerdir. Çolak ve ark. (24), ise deneklere laminektomi sonrası CO2 lazer irradyasyonu uygulayarak fibrozisin azaltılmasında histopatolojik ve biyokimyasal olarak etkin olduğunu ortaya koymuşlardır. Akeson ve ark. (103), epidural fibrozis oluşumunu önlemek amacıyla yaptıkları deneysel çalışmada antifibrinolitik etkiye sahip absorbe edilen örtücü plaklar ile topikal HMW HA kullanmışlar. HMW HA kullanılan gruptaki sonuçlar birbirine yakın bulunarak, kontrol grubuna göre oldukça anlamlı bulunmuş, oluşan epidural fibröz dokusunun epidural 34

LOMBER SPİNAL STENOZ TEDAVİSİNDE MİKRO-HEMİLAMİNEKTOMİ veya LAMİNEKTOMİ SEÇENEKLERİ

LOMBER SPİNAL STENOZ TEDAVİSİNDE MİKRO-HEMİLAMİNEKTOMİ veya LAMİNEKTOMİ SEÇENEKLERİ LOMBER SPİNAL STENOZ TEDAVİSİNDE MİKRO-HEMİLAMİNEKTOMİ veya LAMİNEKTOMİ SEÇENEKLERİ Dr.Hakan BOZKUŞ VKV Amerikan Hastanesi, Nöroşirurji Bölümü İTÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü KONJENİTAL İdiopatik Akandroplastik

Detaylı

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Omurga-Omurilik Cerrahisi Omurga-Omurilik Cerrahisi BR.HLİ.017 Omurga cerrahisi, omurilik ve sinir kökleri ile bu hassas sinir dokusunu saran/koruyan omurga üzerinde yapılan ameliyatları ve çeşitli girişimleri içerir. Omurga ve

Detaylı

SERVİKAL DİSK HERNİSİ

SERVİKAL DİSK HERNİSİ TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ SERVİKAL DİSK HERNİSİ (Boyun Fıtığı) HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ SERVİKAL MYELOPATİLİ HASTALARIN YAKINMALARI Omurga, omur denilen

Detaylı

TORAKOLOMBER VERTEBRA KIRIKLARI. Prof.Dr.Nafiz BİLSEL VERTEBRA KIRIKLARI 1

TORAKOLOMBER VERTEBRA KIRIKLARI. Prof.Dr.Nafiz BİLSEL VERTEBRA KIRIKLARI 1 TORAKOLOMBER VERTEBRA KIRIKLARI Prof.Dr.Nafiz BİLSEL VERTEBRA KIRIKLARI 1 Vertebral Kolon 33 omur 23 intervertebral disk 31 çift periferik sinir VERTEBRA KIRIKLARI 3 OMURGANIN EĞRİLİKLERİ Servikal bölgede

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Hakan Şimşek. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Hakan Şimşek. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Yetişkinde Gergin Omurilik Sendromu ve Eşlik Eden Toraks Deformitesi Gergin omurilik, klinik bir durumdur ve zemininde sebep olarak omuriliğin gerilmesi sonucu

Detaylı

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ. ERİŞKİN İSTMİK SPONDİLOLİSTEZİS (Bel Kayması) HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ. ERİŞKİN İSTMİK SPONDİLOLİSTEZİS (Bel Kayması) HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ERİŞKİN İSTMİK SPONDİLOLİSTEZİS (Bel Kayması) HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ ERİŞKİN İSTMİK SPONDİLOLİSTEZİS NEDİR? Omurga, omur adı

Detaylı

Dünya Sağlık Örgütü tarafından tanımlanan HASTALIK MODELİ

Dünya Sağlık Örgütü tarafından tanımlanan HASTALIK MODELİ Dünya Sağlık Örgütü tarafından tanımlanan HASTALIK MODELİ 1. Semptom ve Bulguların toplanması, 2. Olası Tanının belirlenmesi, 3. Yardımcı tanı yöntemleri ile tanının doğrulanması, 4. Bilimsel olarak ispatlanmış

Detaylı

Spondilolistezis. Prof. Dr. Önder Aydıngöz

Spondilolistezis. Prof. Dr. Önder Aydıngöz Spondilolistezis Prof. Dr. Önder Aydıngöz Spondilolistezis Bir vertebra cisminin alttaki üzerinde öne doğru yer değiştirmesidir. Spondilolizis Pars interartikülaristeki lizise verilen isimdir. Spondilolistezis

Detaylı

Kronik bel ve bacak ağrısı. Etiyoloji. Epiduroskopi. İnvazif işlemler EPİDUROSKOPİK LİZİS VE DEKOMPRESYON. Kronik bel ve bacak ağrısının tedavisi

Kronik bel ve bacak ağrısı. Etiyoloji. Epiduroskopi. İnvazif işlemler EPİDUROSKOPİK LİZİS VE DEKOMPRESYON. Kronik bel ve bacak ağrısının tedavisi EPİDUROSKOPİK LİZİS VE DEKOMPRESYON Kronik bel ve bacak ağrısı Prof. Dr. Altan Şahin, FIPP Hacettepe Üniversitesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon A.D. Algoloji B.D. asahin@hacettepe.edu.tr www.draltansahin.org

Detaylı

Bel Ağrıları. Uzm. Fzt. Kağan YÜCEL - Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv.

Bel Ağrıları. Uzm. Fzt. Kağan YÜCEL - Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv. Bel Ağrıları Uzm. Fzt. Kağan YÜCEL - Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv. BEL AĞRISI 19-45 yaşları arasında günlük yaşam faaliyetlerini sınırlayan en önemli sebeplerden biridir. İş gücü kaybı açısından üst solunum

Detaylı

BBCS da Tedavi Seçenekleri. Cerrahi yöntemler. Dr. Cumhur KILINÇER. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı

BBCS da Tedavi Seçenekleri. Cerrahi yöntemler. Dr. Cumhur KILINÇER. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı BBCS da Tedavi Seçenekleri Cerrahi yöntemler Dr. Cumhur KILINÇER Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı BBCS da Tedavi Seçenekleri Öğrenim Hedefleri Cerrahi yöntemler BBCS de cerrahinin

Detaylı

Omurga Girişimleri. Nöroradyolojide Yeni Bir Ufuk. Dr. Osman KIZILKILIÇ İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyoloji AD-Nöroradyoloji BD

Omurga Girişimleri. Nöroradyolojide Yeni Bir Ufuk. Dr. Osman KIZILKILIÇ İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyoloji AD-Nöroradyoloji BD Omurga Girişimleri Nöroradyolojide Yeni Bir Ufuk Dr. Osman KIZILKILIÇ İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyoloji AD-Nöroradyoloji BD ENDİKASYONLAR VERTEBRA DİSKOPATİ DEJENERATİF VERTEBROPLASTİ

Detaylı

Sakrum Kırıkları ve Biyomekaniği

Sakrum Kırıkları ve Biyomekaniği Sakrum Kırıkları ve Biyomekaniği Dr.Hakan BOZKUŞ VKV Amerikan Hastanesi, Nöroşirurji Bölümü İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü AMERİKAN HASTANESİ Embriyoloji Tüm vertebral kolon 44 mesodermal somatomerden oluşur

Detaylı

Ali Haydar Baykan 1, Hakan Sezgin Sayıner 2. Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Ana Bilim Dalı, Adıyaman

Ali Haydar Baykan 1, Hakan Sezgin Sayıner 2. Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Ana Bilim Dalı, Adıyaman Ali Haydar Baykan 1, Hakan Sezgin Sayıner 2 1 Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Radyoloji Ana Bilim Dalı, Adıyaman 2 Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma

Detaylı

Skolyoz. Prof. Dr. Önder Aydıngöz

Skolyoz. Prof. Dr. Önder Aydıngöz Skolyoz Prof. Dr. Önder Aydıngöz Skolyoz Tanım Omurganın lateral eğriliğine skolyoz adı verilir. Ayakta çekilen grafilerde bu eğriliğin 10 o nin üzerinde olması skolyoz olarak kabul edilir. Bu derecenin

Detaylı

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük

Detaylı

Mide Tümörleri Sempozyumu

Mide Tümörleri Sempozyumu Mide Tümörleri Sempozyumu Lokal İleri Hastalıkta Neoadjuvan Radyoterapi ve İORT Prof. Dr. Ahmet KİZİR İ.Ü. Onkoloji Enstitüsü 17 Aralık 2004 İstanbul Neoadjuvan Radyoterapi Amaç : Lokal ileri hastalıkla

Detaylı

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ. SERVİKAL DAR KANAL ve MYELOPATİ HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ. SERVİKAL DAR KANAL ve MYELOPATİ HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ SERVİKAL DAR KANAL ve MYELOPATİ HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ SERVİKAL MYELOPATİLİ HASTALARIN YAKINMALARI Servikal kanal darlığı, genellikle

Detaylı

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları Nozokomiyal SSSİ En ciddi nozokomiyal enfeksiyonlardan biri Morbidite ve mortalite yüksektir. Nozokomiyal SSSİ Tüm HE %0.4 ünden sorumlu. En sık görülen formları: Bakteriyel

Detaylı

Artroskopi, ortopedik cerrahların eklem içini görerek tanı koydukları ve gerektiğinde

Artroskopi, ortopedik cerrahların eklem içini görerek tanı koydukları ve gerektiğinde Artroskopi nedir? Artroskopi, ortopedik cerrahların eklem içini görerek tanı koydukları ve gerektiğinde çeşitli tedavileri uyguladıkları bir cerrahi prosedürdür. Artroskopi sözcüğü latince arthro (eklem)

Detaylı

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU TÜRKİYE YÜKSEK İHTİSAS HASTANESİ GASTROENTEROLOJİ CERRAHİSİ KLİNİĞİ DR.TAHSİN DALGIÇ GİRİŞ Laparoskopik kolorektal cerrahi son

Detaylı

30.10.2013 BOYUN AĞRILARI

30.10.2013 BOYUN AĞRILARI BOYUN AĞRILARI BOYUN ANOTOMISI 7 vertebra, 5 intervertebral disk, 12 luschka eklemi, 14 faset eklem, Çok sayıda kas ve tendondan oluşur. BOYNUN FONKSIYONU Başı desteklemek Başın tüm hareket

Detaylı

Gelişen en Olguda Mentamove ile Tedavi

Gelişen en Olguda Mentamove ile Tedavi Spontan Foot Drop (Düşük k Ayak) Gelişen en Olguda Mentamove ile Tedavi Dr. Mustafa Akgün, Dr. Zehra Akgün, Dr. Christoph Garner Mentamove Merkezi Bursa Türkiye Keywords: Lumbar Disc Disease, Foot Drop,

Detaylı

BEL AĞRISI. Dahili Servisler

BEL AĞRISI. Dahili Servisler BEL AĞRISI Dahili Servisler İnsan omurgası vücut ağırlığını taşımak, hareketine izin vermek ve spinal kolonu korumak için dizayn edilmiştir. Omurga kolonu, birbiri üzerine dizilmiş olan 24 ayrı omur adı

Detaylı

hasta EĞİTİMİ Bel fıtığını anlamak ve Anüler Kapama için Barricaid Protezi

hasta EĞİTİMİ Bel fıtığını anlamak ve Anüler Kapama için Barricaid Protezi hasta EĞİTİMİ Bel fıtığını anlamak ve Anüler Kapama için Barricaid Protezi İçindekiler Bel fıtığı nedir? 4 Bel fıtığı teşhisi nasıl yapılır? 6 Bel fıtığı tedavisi nasıl yapılır? 7 Barricaid için bir aday

Detaylı

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK 1 COLUMNA VERTEBRALİS 2 COLUMNA VERTEBRALİS 1) Columna vertebralis pelvis üzerine merkezi olarak oturmuş bir sütuna benzer ve destek vazifesi görerek vücudun dik durmasını

Detaylı

SPONDİLODİSKİTLER. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR

SPONDİLODİSKİTLER. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR SPONDİLODİSKİTLER Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR Vertebra Bir dizi omurdan oluşur Vücudun eksenini oluşturur Spinal kordu korur Kaslar, bağlar ve iç organların yapışacağı sabit bir yapı sağlar. SPONDİLODİSKİT

Detaylı

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ

ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ Prof. Dr. Feridun ŞAKLAR ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ BAŞARI ORANLARI Kök kanal tedavisindeki başarı oranlarının belirlenmesi için bu güne kadar çok sayıda çalışma yapılmıştır.

Detaylı

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER Varlık Erol, Cengiz Aydın, Levent Uğurlu, Emre Turgut, Hülya Yalçın*, Fatma Demet İnce* T.C.S.B. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi,

Detaylı

Osteoartrit. Uzm. Fzt. Kağan Yücel Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv.

Osteoartrit. Uzm. Fzt. Kağan Yücel Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv. Osteoartrit Uzm. Fzt. Kağan Yücel Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv. OSTEOARTRİT Primer nonenflamatuar artiküler kartilajın bozulması ve reaktif yeni kemik oluşumu ile karakterize,eklem ağrısı,hareket kısıtlılığı

Detaylı

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi Kahramanmaraş 1. Biyokimya Günleri Bildiri Konusu: Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi Mehmet Aydın DAĞDEVİREN GİRİŞ Fetuin-A, esas olarak karaciğerde

Detaylı

NEDENLERİ. Endometrial polipler ile sigara kullanımı, doğum kontrol hapı kullanımı ve yapılan doğum sayısı arasında bir ilişki yoktur.

NEDENLERİ. Endometrial polipler ile sigara kullanımı, doğum kontrol hapı kullanımı ve yapılan doğum sayısı arasında bir ilişki yoktur. Polipler küçük ve çoğu zaman iyi huylu küçük tümoral oluşumlardır. Vücutta rahim ağzı, rahimin içi (endometrium), ses telleri ve barsaklar gibi pekçok değişik bölgede görülebilir. Endometrial polip rahimin

Detaylı

Beyin ve Sinir Cerrahisi. (Nöroşirürji)

Beyin ve Sinir Cerrahisi. (Nöroşirürji) Beyin ve Sinir Cerrahisi (Nöroşirürji) BR.HLİ.016 Beyin, omurilik ve sinir hastalıklarının cerrahi tedavisi ile ilgilenen Beyin ve Sinir Cerrahisi bölümümüz, tecrübeli ve konusunda yetkin hekim kadrosu

Detaylı

Diastomatomiyeli Ameliyatı Sonrası Mentamove İle Tedavi

Diastomatomiyeli Ameliyatı Sonrası Mentamove İle Tedavi Diastomatomiyeli Ameliyatı Sonrası Mentamove İle Tedavi Dr. Mustafa Akgün, Dr. Zehra Akgün, Dr. Christoph Garner Mentamove Eğitim Merkezi Bursa Turkiye Keyword: mentamove, diastomatomiyeli, postoperative

Detaylı

Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle

Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle Doç. Dr. Onur POLAT Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle gelişirken, spor yaralanmalarında hem dış

Detaylı

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI D.P.Ü. KÜTAHYA EVLİYA ÇELEBİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR PROF. DR. AHMET HAKAN VURAL OP. DR. GÜLEN SEZER ALPTEKİN ERKUL OP. DR. SİNAN ERKUL

Detaylı

Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler

Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler Femoral Komplikasyonlar External kanama ve hematom (%2-15) Psödoanevrizma (%1-5) Retroperitoneal hematom (

Detaylı

KAFA TRAVMALI HASTALARDA GÖRÜNTÜLEMENİN TANI, TEDAVİ VE PROGNOZA KATKISI. Dr. Fatma Özlen İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi AD

KAFA TRAVMALI HASTALARDA GÖRÜNTÜLEMENİN TANI, TEDAVİ VE PROGNOZA KATKISI. Dr. Fatma Özlen İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi AD KAFA TRAVMALI HASTALARDA GÖRÜNTÜLEMENİN TANI, TEDAVİ VE PROGNOZA KATKISI Dr. Fatma Özlen İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi AD KAFA TRAVMASI VE RADYOLOJİ Hangi hastalara görüntüleme

Detaylı

SIÇANLARDA OLUŞTURULAN LAMİNEKTOMİ MODELİNDE EPİDURAL FİBROZİSİN ÖNLENMESİ: İNSAN AMNİON SIVISI VE AMNİOTİK MEMBRANIN ETKİNLİĞİ

SIÇANLARDA OLUŞTURULAN LAMİNEKTOMİ MODELİNDE EPİDURAL FİBROZİSİN ÖNLENMESİ: İNSAN AMNİON SIVISI VE AMNİOTİK MEMBRANIN ETKİNLİĞİ T.C Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalı SIÇANLARDA OLUŞTURULAN LAMİNEKTOMİ MODELİNDE EPİDURAL FİBROZİSİN ÖNLENMESİ: İNSAN AMNİON SIVISI VE AMNİOTİK MEMBRANIN ETKİNLİĞİ

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

Rejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak

Rejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak Rejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak Zeliha Korkmaz Dişli 1, Necla Tokgöz 2, Fatma Ceyda Akın Öçalan 3, Mehmet Fa>h Korkmaz 4, Ramazan Bıyıklıoğlu 2 1 Anesteziyoloji Bölümü, Malatya Devlet Hastanesi 2

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

SPİNAL TRAVMA. Dr. Cem Çallı. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı, Nöroradyoloji Bilim Dalı

SPİNAL TRAVMA. Dr. Cem Çallı. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı, Nöroradyoloji Bilim Dalı SPİNAL TRAVMA Dr. Cem Çallı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı, Nöroradyoloji Bilim Dalı SPİNAL TRAVMA Yılda 5 / 100.000 Genç erkeklerde sık (16-25 yaş) Etiyoloji: 1-Trafik kazaları

Detaylı

FUNGall akademi. Klinik deneyim DR. ESİN ÇEVİK ŞİŞLİ FLORENCE NIGHTINGALE HASTANESI

FUNGall akademi. Klinik deneyim DR. ESİN ÇEVİK ŞİŞLİ FLORENCE NIGHTINGALE HASTANESI FUNGall akademi Klinik deneyim DR. ESİN ÇEVİK ŞİŞLİ FLORENCE NIGHTINGALE HASTANESI 72 yaşında kadın hasta İleri lomber spinal stenoz Ortopedi tarafından T10-S2 arası posterior enstrümantasyon L2-S1 arası

Detaylı

Foot Drop Gelişen Olguda EMG Tetiklemeli Elektrostimulasyon (Mentamove Metodu) ile Fonksiyonel İyileşme

Foot Drop Gelişen Olguda EMG Tetiklemeli Elektrostimulasyon (Mentamove Metodu) ile Fonksiyonel İyileşme Foot Drop Gelişen Olguda EMG Tetiklemeli Elektrostimulasyon (Mentamove Metodu) ile Fonksiyonel İyileşme Olgu Sunumu Dr. Mustafa Akgün*, Dr. Zehra Akgün**, Dr. Christoph Garner**** Bursa Devlet Hastanesi,

Detaylı

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur.

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur. NÖR 23 NÖROLOJİ Dr. Ali Kemal ERDEMOĞLU /1 Dr. Ersel DAĞ /2 Dr. Yakup TÜRKEL /3 KOD DERS ADI ÖÜ T P KREDİ AKTS NOR 7001 MAKALE SAATİ Nöroloji alanında yabancı dergilerde güncel gelişmelere yönelik yayınlanan

Detaylı

Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız

Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız Dr.Levent Alpay Süreyyapaşa Egitim vearaştırma Hastanesi Mart

Detaylı

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! Lenfödem, lenf sıvısının dolaşımındaki yetersizlik yüzünden dokular arasında proteinden zengin sıvı birikimine bağlı olarak şişlik ve ilerleyen

Detaylı

Bel Ağrıları. Yaklaşım ve Tedavi Yöntemleri. Prof. Dr. Reyhan Çeliker

Bel Ağrıları. Yaklaşım ve Tedavi Yöntemleri. Prof. Dr. Reyhan Çeliker Bel Ağrıları Yaklaşım ve Tedavi Yöntemleri Prof. Dr. Reyhan Çeliker Genel Bilgiler n Toplumun %80 i yaşamları boyunca en az bir kez bel ağrısından yakınırlar. n 20-50 yaş grubunda en pahalı sağlık sorunudur.

Detaylı

Vestibüler Sistem ve Vertigo Prof. Dr. Onur Çelik

Vestibüler Sistem ve Vertigo Prof. Dr. Onur Çelik Vestibüler Sistem ve Vertigo Prof. Dr. Onur Çelik www.onurcelik.com Vestibuler sistem Periferik Otolitik yapılar Utrikulus Sakkulus Semisirküler kanallar Vestibüler ganglion Vestibüler sinir Vestibuler

Detaylı

GELİŞİMSEL KALÇA DİSPLAZİSİ PROGNOZU VE GÖRÜNTÜLEME. Dr. Öznur Leman Boyunağa Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Radyoloji Bilim Dalı

GELİŞİMSEL KALÇA DİSPLAZİSİ PROGNOZU VE GÖRÜNTÜLEME. Dr. Öznur Leman Boyunağa Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Radyoloji Bilim Dalı GELİŞİMSEL KALÇA DİSPLAZİSİ PROGNOZU VE GÖRÜNTÜLEME Dr. Öznur Leman Boyunağa Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Radyoloji Bilim Dalı Doğal seyir & Prognoz Tedavi edilmezse uzun dönemde ekstremite

Detaylı

Bel ağrısı tüm dünyada yaygın olarak gözlenen bir şikayettir. Sanayileşmiş ülkelerde sıklığı giderek artış göstermektedir

Bel ağrısı tüm dünyada yaygın olarak gözlenen bir şikayettir. Sanayileşmiş ülkelerde sıklığı giderek artış göstermektedir Bel Boyun Fıtıkları Dr. Hülya Pekar Sağlık ve Güzellik Kliniği Lazer Epilasyon botox, yüz gençleştirm Bel ağrısı tüm dünyada yaygın olarak gözlenen bir şikayettir. Sanayileşmiş ülkelerde sıklığı giderek

Detaylı

Tedavi. Tedavi hedefleri;

Tedavi. Tedavi hedefleri; Doç. Dr. Onur POLAT Tedavi DVT tanısı konduktan sonra doğal gidişine bırakılırsa, ölümcül komplikasyonu olan PE ve uzun dönemde sakatlık oranı son derece yüksek olan posttromboflebitik sendrom ve Pulmoner

Detaylı

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık PELVİS KIRIKLARI Prof. Dr. Mehmet Aşık PELVİS KIRIKLARI Pelvis, lokomotor sistemin en fazla yük taşıyan bölümüdür. İçindeki majör damar, sinir ve organ yapıları nedeniyle pelvis travmaları kalıcı sakatlık

Detaylı

Beyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi. (Nöro-Onkolojik Cerrahi)

Beyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi. (Nöro-Onkolojik Cerrahi) Beyin Omurilik ve Sinir Tümörlerinin Cerrahisi (Nöro-Onkolojik Cerrahi) BR.HLİ.018 Sinir sisteminin (Beyin, omurilik ve sinirlerin) tümörleri, sinir dokusunda bulunan çeşitli hücrelerden kaynaklanan ya

Detaylı

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU)

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) Op.Dr. Tuncer GÜNEY Göz Hastalıkları Uzmanı GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) HASTALIĞINI BİLİYOR MUSUNUZ? Glokom=Göz Tansiyonu Hastalığı : Yüksek göz içi basıncı ile giden,görme hücrelerinin ölümüne

Detaylı

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ Prostat her erkekte doğumdan itibaren bulunan, idrar torbasının hemen altında yer alan bir organdır. Yaklaşık 20 gr ağırlığındadır ve idrar torbasındaki idrarı

Detaylı

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE):

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE): Pulmoner Emboli Profilaksisi Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD m Pulmoneremboli(PE): Bir pulmonerartere kan pıhtısının yerleşmesi Distaldeki akciğer parankimine kan sağlanaması Giriş Tipik

Detaylı

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Doç. Dr. Onur POLAT Hasar Kontrol Cerrahisi 1992 yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Hasar Kontrol Cerrahisi İlk aşama; Kanama ve kirlenmenin

Detaylı

T. C. MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2013 2014 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM III HAREKET SİSTEMİ, NÖROPSİKİYATRİ DERS KURULU

T. C. MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2013 2014 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM III HAREKET SİSTEMİ, NÖROPSİKİYATRİ DERS KURULU T. C. MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2013 2014 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM III HAREKET SİSTEMİ, NÖROPSİKİYATRİ DERS KURULU ( 5. ) DERS KURULU DERS PROGRAMI T. C. MUĞLA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Detaylı

BEL VE BOYUN FITIKLARI

BEL VE BOYUN FITIKLARI BEL VE BOYUN FITIKLARI Genel Bilgilendirme Boynumuzda 7 adet belimizde ise 5 adet omurga kemiği vardır. Bu kemikler arasında da disk adı verilen kıkırdak yapılarbulunmaktadır. Diskler omurganın hareketliliğine

Detaylı

GONARTROZ UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ

GONARTROZ UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ GONARTROZ UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ Gonartroz, diz ekleminde progresif olarak ortaya çıkan kıkırdak yıkımı, osteofit oluşumu ve subkondral skleroz ile karakterize noninflamatuvar, kronik, dejeneretif bir hastalıktır.

Detaylı

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı.

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı. GİRİŞ Süt rengi Şilus un peritoneal kaviyete ekstravazasyonudur. Oldukça nadir görülen bir durumdur. Asit sıvısındaki trigliserid seviyesi 110 mg/dl nin üzerindedir. Lenfatik sistemin devamlılığında sorun

Detaylı

Kalp ve Damar Cerrahisi. Anabilim Dalı

Kalp ve Damar Cerrahisi. Anabilim Dalı Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KALP VE DAMAR CERRAHİSİ ANABİLİM DALI MEZUNİYET SONRASI UZMANLIK EĞİTİM (İHTİSAS) DERSLERİ KALP VE DAMAR CERRAHİSİ ANABİLİM

Detaylı

Endometriozis. (Çikolata kisti)

Endometriozis. (Çikolata kisti) Endometriozis (Çikolata kisti) Bugün Neler Konuşacağız? Endometriozis Nedir? Belirtileri Nelerdir? Ne Sıklıkta Görülür? Hangi Sorunlara Neden Olur? Nasıl Tanı Konur? Nasıl Tedavi Edilir? Endometriozis

Detaylı

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ Prof.Dr.Ayşe Kılıç draysekilic@gmeil.com AMAÇ Lokomotor sistemin temel yapılarını ve çocuklarda görülen yakınmalarını, öykü, fizik muayene ve basit tanı yöntemlerini öğrenmek

Detaylı

ADEZİV KAPSÜLİT FZT NAZMİ ŞEKERCİ

ADEZİV KAPSÜLİT FZT NAZMİ ŞEKERCİ ADEZİV KAPSÜLİT FZT NAZMİ ŞEKERCİ DONUK OMUZ - FROZEN SHOULDERADEZİV KAPSÜLİT Adeziv kapsulit omuz ekleminde, eklem kapsülünün kronik iltihabi bir durumu olup eklem kapsülünde kalınlaşma, sertleşme ve

Detaylı

Bel Omurgası Ölçümler Sagital Boyutlar LOMBER SPİNAL KANAL DARLIĞI - TANIMI 01.03.2015 DEJENERATİF SPİNAL STENOZ VE İNSTABİLİTE ARNOLDİ TANIMI

Bel Omurgası Ölçümler Sagital Boyutlar LOMBER SPİNAL KANAL DARLIĞI - TANIMI 01.03.2015 DEJENERATİF SPİNAL STENOZ VE İNSTABİLİTE ARNOLDİ TANIMI L1 19.5 mm DEJENERATİF SPİNAL STENOZ VE İNSTABİLİTE L2 15.5 mm L3 13 mm L4 12.5 mm L5 14.5 mm LOMBER SPİNAL KANAL DARLIĞI - TANIMI C.C. Arnoldi ve arkadaşlarının meşhur lomber spinal stenoz tanımı: Spinal

Detaylı

Konjenital Skolyozda Kırmızı Bayraklar

Konjenital Skolyozda Kırmızı Bayraklar 23.Ulusal Türk Ortopedi ve Travmatoloji Kongresi NECDET ALTUN Konjenital skolyoz / Pandora nın Kutusu Embriyojenik hata Omurgada Vertebralar İntraspinal Toraksta Diğer organ ve sistemlerde Tanı Süreç

Detaylı

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı Dönem 5. Beyin ve Sinir Cerrahisi STAJ TANITIM REHBERİ

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı Dönem 5. Beyin ve Sinir Cerrahisi STAJ TANITIM REHBERİ İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi 2018-2019 Eğitim Öğretim Yılı Dönem 5 Beyin ve Sinir Cerrahisi STAJ TANITIM REHBERİ Hazırlayan Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı 1 BEYİN VE SİNİR CERRAHİSİ

Detaylı

OMURGA TRAVMALI OLGULARA DAYALI BİYOMEKANİK İNCELEME

OMURGA TRAVMALI OLGULARA DAYALI BİYOMEKANİK İNCELEME OMURGA TRAVMALI OLGULARA DAYALI BİYOMEKANİK İNCELEME Dr.Hakan BOZKUŞ VKV Amerikan Hastanesi, Nöroşirurji Bölümü İTÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü Mekanik Bilgi Birim şekil değiştirme (strain,ε) Geometride oluşan

Detaylı

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ OMURİLİK YARALANMALARI HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ OMURİLİK YARALANMALARI HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ OMURİLİK YARALANMALARI HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ Omurilik yaralanmaları, omurganın içinde bulunan sinir dokusunun, travma ya da

Detaylı

SAĞ VE SOL KOLON YERLEŞİMLİ TÜMÖRLER: AYNI ORGANDA FARKLI PATOLOJİK BULGULAR VE MİKROSATELLİT İNSTABİLİTE DURUMU

SAĞ VE SOL KOLON YERLEŞİMLİ TÜMÖRLER: AYNI ORGANDA FARKLI PATOLOJİK BULGULAR VE MİKROSATELLİT İNSTABİLİTE DURUMU SAĞ VE SOL KOLON YERLEŞİMLİ TÜMÖRLER: AYNI ORGANDA FARKLI PATOLOJİK BULGULAR VE MİKROSATELLİT İNSTABİLİTE DURUMU Ezgi Işıl Turhan 1, Nesrin Uğraş 1, Ömer Yerci 1, Seçil Ak 2, Berrin Tunca 2, Ersin Öztürk

Detaylı

SPONDİLOLİSTEZİS VE CERRAHİ TEDAVİSİ

SPONDİLOLİSTEZİS VE CERRAHİ TEDAVİSİ SPONDİLOLİSTEZİS VE CERRAHİ TEDAVİSİ Dr.Hakan BOZKUŞ VKV Amerikan Hastanesi, Nöroşirurji Bölümü İTÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü Spondilolistezis İlk defa 1772 yılında Herbiniaux un yaptığı zor doğum ile tanımlanıyor

Detaylı

BEL FITIĞI CERRAHİSİNDE AÇIK DİSKEKTOMİ VE MİKRODİSKEKTOMİ

BEL FITIĞI CERRAHİSİNDE AÇIK DİSKEKTOMİ VE MİKRODİSKEKTOMİ TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ BEL FITIĞI CERRAHİSİNDE AÇIK DİSKEKTOMİ VE MİKRODİSKEKTOMİ HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ AÇIK DİSKEKTOMİ VE MİKRODİSKEKTOMİ NEDİR?

Detaylı

Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir.

Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir. REKTOVAGİNAL FİSTÜL Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir. KLİNİK-TANI: Vagenden gaz ve gaita gelmesi en

Detaylı

BİRİNCİL KEMİK KANSERİ

BİRİNCİL KEMİK KANSERİ BİRİNCİL KEMİK KANSERİ KONDROSARKOM (KS) PROF. DR. LEVENT ERALP Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı İÇİNDEKİLER Kondrosarkom Nedir? KS dan kimler etkilenir? Bulgular nelerdir? KS tipleri nelerdir? Risk faktörleri

Detaylı

Türk Pediatrik Hematoloji Derneği (TPHD) Hemofilide Cerrahi Çalıştayı Uzlaşı Raporu

Türk Pediatrik Hematoloji Derneği (TPHD) Hemofilide Cerrahi Çalıştayı Uzlaşı Raporu Türk Pediatrik Hematoloji Derneği (TPHD) Hemofilide Cerrahi Çalıştayı Uzlaşı Raporu Türk Pediatrik Hematoloji Derneği Hemofili/Hemostaz/Tromboz Alt Çalışma grubu tarafından 25 Eylül 2010 tarihinde düzenlenen

Detaylı

Torakolomber Bileşke Patlama Kırıkları

Torakolomber Bileşke Patlama Kırıkları Torakolomber Bileşke Patlama Kırıkları (posterior yaklaşım) Dr.Hakan BOZKUŞ Konuşma Konusu Torakolomber Bileşke T11-L1 Kostavertebral ligaman İnterkostal adale İntertransvers adale Kuadratus lumborum Anterior

Detaylı

ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ

ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ Dr. Şua Sümer Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Enf. Hast. ve Klin. Mikr. AD 17 Mayıs 2016 Prostetik eklem ameliyatları yaşlı popülasyonun artışına

Detaylı

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Bronşektazi Giriş Subsegmental solunum yollarının anormal ve kalıcı dilatasyonu şeklinde tanımlanır Hastalık olmaktan çok çeşitli patolojik süreçlerin

Detaylı

Total Kalça Protezi. Prof. Dr. Önder Yazıcıoğlu İstanbul Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı

Total Kalça Protezi. Prof. Dr. Önder Yazıcıoğlu İstanbul Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Total Kalça Protezi Prof. Dr. Önder Yazıcıoğlu İstanbul Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Koksartroz Primer Önceden geçirildiği bilinen bir hastalık yok Genelde yaşlanmaya bağlı Eklemde

Detaylı

Cerrahi ne zaman gerekli. Mini-slingler Periuretral enjeksiyonlar. Mini-slingler. Mid-slingler. MiniArc MUS yerleştirme. MiniArc MUS yerleştirme

Cerrahi ne zaman gerekli. Mini-slingler Periuretral enjeksiyonlar. Mini-slingler. Mid-slingler. MiniArc MUS yerleştirme. MiniArc MUS yerleştirme Cerrahi ne zaman gerekli Mini-slingler Periuretral enjeksiyonlar Dr Tevfik Yoldemir Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A.D. Konservatif veya medikal tedavi faydalı olmazsa Urodinamik

Detaylı

Perkütan Lazer Disk Sistemi

Perkütan Lazer Disk Sistemi Perkütan Lazer Disk Sistemi Atatürk Üniversitesi Ata Teknokent Binası B Blok No: 74 / 12 Turkey / ERZURUM Tel: +90 442 234 20 50 Fax:+90 234 40 10 Perkütan Lazer Disk Dekompresyonu Perkütan Lazer Disk

Detaylı

FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON YÜKSEK LİSANS PROGRAMI FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON YÜKSEK LİSANS PROGRAMI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI NA GİRİŞ KOŞULLARI : Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokullarının veya Yüksekokul ve Fakültelerin Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon

Detaylı

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi Mesut YILDIZ, Sait ALİM, Sedat BATMAZ, Selim DEMİR, Emrah SONGUR Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı

Detaylı

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri Doç. Dr. Onur POLAT Toraks Travmalarında Temel kuralın tanı ve tedavinin aynı anda başlaması olduğu gerçeği hiçbir zaman unutulmamalıdır. Havayolu erken entübasyon ile sağlanmalı, eğer entübasyonda zorluk

Detaylı

Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2

Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2 Naciye Sinem Gezer 1, Atalay Ekin 2 1 Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi, Radyoloji Ana Bilim Dalı, İzmir 2 Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği, İzmir

Detaylı

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ. LOMBER DİSK HENRİSİ (Bel Fıtığı) HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ

TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ. LOMBER DİSK HENRİSİ (Bel Fıtığı) HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ LOMBER DİSK HENRİSİ (Bel Fıtığı) HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ BEL FITIĞI NEDİR? Omurga, omur adı verilen birbirine bağlı bir dizi

Detaylı

TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma

TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma Oral İmplantolojide Temel Kavramlar, Teşhis ve Tedavi Planlaması 13.30-15.00 Dental implantların kısa tarihçesi

Detaylı

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak İNME Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND ye aittir. Kaynak

Detaylı

Şaşılık cerrahisi onam formu

Şaşılık cerrahisi onam formu Göz kaymasının düzeltilmesi hasta açısından isteğe bağlı yapılan bir cerrahi o lup zorunlu değildir. Şaşı doğan bebeklerde en iyi düzeltme zamanı 6 ay ile 18 ay arasındadır. Erken yapılan cerrahi iki gözün

Detaylı

Hisar Intercontinental Hospital

Hisar Intercontinental Hospital Varisler BR.HLİ.92 Venöz Hastalıklar (Toplardamarlar) Varis Hastalığı: Bacaklarımızda kirli kanı yukarı taşımak üzere görev alan iki ana ven sistemi bulunur. Yüzeyel ve derin ven sistemi olarak adlandırılan

Detaylı

Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir SİSTEMATİK DEĞERLENDİRME Yorumlama dıştan içe veya içten dışa doğru yapılmalı TORAKS DUVARI Kostalar Sternum Klavikula Torasik vertebralar

Detaylı

Osteoporoz Rehabilitasyonu

Osteoporoz Rehabilitasyonu Osteoporoz Rehabilitasyonu OSTEOPOROZ Kemik kitlesinde azalma, kemik mikroyapısında bozulma sonucu kemik kırılganlığının artması olarak tanımlanır. Kemik yaşayan, dengeli bir şekilde oluşan yıkım ve yapım

Detaylı

Karın yaralanmaları ister penetran ister künt mekanizmaya bağlı olsun ciddi morbidite ve mortalite ile seyrederler.

Karın yaralanmaları ister penetran ister künt mekanizmaya bağlı olsun ciddi morbidite ve mortalite ile seyrederler. KARIN TRAVMALARI Karın yaralanmaları ister penetran ister künt mekanizmaya bağlı olsun ciddi morbidite ve mortalite ile seyrederler. Amaçlar Karnın anatomik sınırlarını, Penetran ve künt travmalar arasındaki

Detaylı

PERİTON DİYALİZİNDE ENFEKSİYÖZ KOMPLİKASYONLAR

PERİTON DİYALİZİNDE ENFEKSİYÖZ KOMPLİKASYONLAR PERİTON DİYALİZİNDE ENFEKSİYÖZ KOMPLİKASYONLAR Peritonit (en sık) PD-ilişkili enfeksiyonlar Çıkış yeri enfeksiyonu Tünel enfeksiyonu PERİTONİT TANISI Diyalizat sıvısında hücre sayısı > 100/mm³ ( > %50

Detaylı

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr. Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi Dr. Aslı KANTAR GİRİŞ GENEL BİLGİLER Akut böbrek hasarı (ABH) yenidoğan yoğun bakım

Detaylı

hs-troponin T ve hs-troponin I Değerlerinin Farklı egfr Düzeylerinde Karşılaştırılması

hs-troponin T ve hs-troponin I Değerlerinin Farklı egfr Düzeylerinde Karşılaştırılması hs-troponin T ve hs-troponin I Değerlerinin Farklı egfr Düzeylerinde Karşılaştırılması Tuncay Güçlü S.B. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Biyokimya Bölümü 16-18 Ekim 2014, Malatya GİRİŞ Kronik

Detaylı

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ Erhan Çalışıcı, Birgül Varan, Mahmut Gökdemir, Nimet Cındık, Özge Orbay Başkent Üniversitesi Çocuk Sağ.Has.ABD Göğüs ağrısı, çocukluk ve adölesan

Detaylı