3.1. Temel Enflasyon Görünümü Gıda, Enerji ve Alkol-Tütün Fiyatları Yurt İçi Üretici Fiyatları

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "3.1. Temel Enflasyon Görünümü 22 3.2. Gıda, Enerji ve Alkol-Tütün Fiyatları 26 3.3. Yurt İçi Üretici Fiyatları 28 3.4."

Transkript

1 1-III

2 İçindekiler 1. GENEL DEĞERLENDİRME Para Politikası Uygulamaları ve Finansal Koşullar 1.. Makroekonomik Gelişmeler ve Temel Varsayımlar 1.3. Enflasyon ve Para Politikası Görünümü Riskler ve Para Politikası 11. ULUSLARARASI EKONOMİK GELİŞMELER Küresel Büyüme 13.. Emtia Fiyatları ve Küresel Enflasyon 1.3. Finansal Koşullar, Risk Göstergeleri ve Sermaye Akımları 1.. Küresel Para Politikası Gelişmeleri ENFLASYON GELİŞMELERİ Temel Enflasyon Görünümü 3.. Gıda, Enerji ve Alkol-Tütün Fiyatları 3.3. Yurt İçi Üretici Fiyatları 3.. Beklentiler 3. ARZ ve TALEP GELİŞMELERİ 1.1. Arz Gelişmeleri 1.. Talep Gelişmeleri 3.3. Emek Piyasası 9. FİNANSAL PİYASALAR ve FİNANSAL ARACILIK 1.1. Finansal Piyasalar.. Kredi Hacmi ve Parasal Göstergeler 73. KAMU MALİYESİ Bütçe Gelişmeleri 79.. Kamu Borç Stokundaki Gelişmeler 7. ORTA VADELİ ÖNGÖRÜLER Mevcut Durum, Kısa Vadeli Görünüm ve Varsayımlar Orta Vadeli Görünüm 9 KUTULAR Kutu 3.1. Enflasyonu Açıklamada Kredilerin Bilgi Değeri 3 Kutu 3.. Türkiye de Tütün Ürünleri Piyasasında Firma Stratejisi, Tüketici Davranışı ve Vergilendirme 3 Kutu 3.3. Gıda Ürünlerinde İhracat-Enflasyon İlişkisi 37 Kutu.1. Anket Verilerinin Yakın Dönemli Milli Gelir Tahminlerinde Kullanımı Kutu.. Petrol Fiyatlarının İhracat Üzerindeki Etkisi 7 Kutu.1. Kamu Harcama Çarpanı

3 Genel Değerlendirme 1 yılının ikinci çeyreğinde küresel finans piyasalarındaki oynaklık devam etmiştir. Küresel para politikalarındaki farklılaşmanın sürmesi, Amerika Merkez Bankası (Fed) nın normalleşme sürecine dair belirsizlikler ve Euro Bölgesi nde Yunanistan ın borç krizine ilişkin gelişmeler süregelen oynaklıkta etkili olmuştur. Bu dönemde, özellikle gelişmiş ülkelerdeki uzun vadeli faizlerin oynaklığı oldukça yüksek seviyelere ulaşmıştır (Grafik 1.1). Gelişmekte olan ülke faizleri de bu gelişmeden etkilenmiştir. Bu çerçevede, gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımları zayıf seyretmiştir (Grafik 1.). Küresel iktisadi faaliyette 1 yılı boyunca gözlenen yavaşlama eğilimi, büyük ölçüde gelişmekte olan ülkeler kaynaklı olarak yılın ilk çeyreğinde de sürmüştür. Avrupa ekonomisinde toparlanma belirtileri gözlenmekle birlikte jeopolitik problemler Türkiye nin dış talebini sınırlamaya devam etmiştir. Küresel piyasalarda yaşanan oynaklığın etkileri Türkiye ekonomisinde de gözlenmiş ve iç belirsizlikler ile birlikte finansal göstergelerde dalgalanmalar yaşanmıştır. Gelişmiş ülkelerin uzun vadeli faizlerindeki oynaklıkların yükseldiği ve bunun gelişmekte olan ülkelerin faizlerindeki duyarlılığı artırdığı bu dönemde (TCMB) tarafından uygulanmakta olan faiz koridoru çerçevesi ve sıkı likidite politikası ekonominin küresel şoklara olan hassasiyetini azaltmada önemli rol oynamıştır. Ayrıca, TCMB tarafından döviz likiditesini, çekirdek yükümlülükleri ve uzun vadeli borçlanmayı destekleyici yönde atılan yapısal ve konjonktürel adımların ekonominin dayanıklılığını artırdığı değerlendirilmektedir. Grafik 1.1. ABD Faiz Oynaklığı Endeksi (MOVE Endeksi) (Baz Puan) Grafik 1.. Gelişmekte Olan Ülkelere Portföy Akımları ( Haftalık Hareketli Ortalama, Milyar ABD Doları) ve Döviz Kurları Oynaklık Endeksi (JPMVXYEM) (Yüzde) Hisse Senedi Fonları Borçlanma Senedi Fonları JPMVXYEM (sağ eksen) Kaynak: Bloomberg. Kaynak: EPFR, Bloomberg. 1 yılının ilk çeyreğinde iktisadi faaliyet tüketim harcamaları kaynaklı artış göstermiştir. Bu dönemde, mal ve hizmet ihracatı dönemlik bazda artarken ithalat gerilemiş, böylece net ihracat dönemlik büyümeye pozitif katkı yapmıştır. İkinci çeyreğe ilişkin göstergeler iktisadi faaliyetteki ılımlı artışın devam ettiğine işaret etmektedir. Küresel ekonomideki yavaşlama ve jeopolitik problemler sebebi ile dış talep zayıf seyrederken, iç talep büyümeye ılımlı düzeyde bir katkı yapmaktadır. Bu çerçevede, büyümenin önümüzdeki dönemde ılımlı ve kademeli bir seyir izleyeceği öngörülmektedir. 1 yılının ikinci çeyreğinde enflasyon gıda fiyatları kaynaklı düşüş kaydetmiş olsa da, bu dönemde Türk lirasında gözlenen değer kaybının çekirdek enflasyonda artışa yol açmasıyla enflasyon görünümünde henüz arzu edilen iyileşme gerçekleşmemiştir. Gıda fiyatlarında öngörülen kısmi iyileşme ve temkinli para Enflasyon Raporu 1-III 1

4 politikasının katkısı ile enflasyon görünümündeki bozulmanın sınırlı kalacağı ve enflasyonun orta vadede hedefe ulaşacağı değerlendirilmektedir Para Politikası Uygulamaları ve Finansal Koşullar TCMB, küresel piyasalardaki belirsizliklerin yanı sıra gıda ve enerji fiyatlarında yaşanan oynaklıkları dikkate alarak 1 yılı ikinci çeyreğinde temkinli para politikası duruşunu sürdürmüştür. Bu dönemde faiz oranlarında herhangi bir değişiklik yapılmazken, çekirdek enflasyon ve enflasyon bekleyişleri üzerinde oluşabilecek riskleri sınırlamak amacıyla sıkı likidite politikası uygulamasına devam edilmiştir. Son dönemde artış gösteren likidite ihtiyacının karşılanmasında marjinal fonlamanın ağırlığı artırılarak TCMB ortalama fonlama faizi yükseltilmiştir (Grafik 1.1.1). TCMB ortalama fonlama faizi Haziran ayı ortalarından itibaren yüzde, seviyelerinde seyretmektedir (Grafik 1.1.). BIST bankalararası gecelik faizi ise bir önceki Rapor döneminde olduğu gibi koridorun üst sınırına yakın gerçekleşmiştir. Grafik TCMB Fonlaması* ( Haftalık Hareketli Ortalama, Milyar TL) 7 Marjinal Fonlama Piyasa Yapıcılara Sağlanan Fonlama Haftalık Repo (Miktar İhalesiyle) Aylık Repo BIST ve BPP Ters Repo ile Çekilen Net APİ 7 Grafik TCMB Faizleri ve BIST Bankalararası Gecelik Repo Faizleri (Yüzde) Gecelik Borç Alma -Verme Faiz Koridoru Ortalama Fonlama Faizi ( Günlük HO) BIST Gecelik Repo Faizleri ( Günlük HO) 1 Hafta Vadeli Repo Faiz Oranı *Marjinal Fonlama, gecelik vadede faiz koridorunun üst bandından sağlanan fonlamadır. Kaynak: BIST, TCMB. Kaynak: BIST, TCMB. Bankacılık sisteminin Türk lirası likidite ihtiyacının karşılanmasında TCMB tarafından sağlanan fonların yanı sıra bankaların farklı piyasalardan sağladıkları kısa vadeli fonlar da önemli bir yer tutmaktadır. TCMB dışındaki piyasa oyuncularından sağlanan ve en fazla bir hafta vadeye sahip olan fonların başında swap piyasasından sağlanan fonlar gelirken; bunu BIST bünyesindeki Bankalararası Para Piyasasında TCMB haricindeki bankalar ve aracı kurumlar ile yapılan işlemler takip etmektedir (Grafik 1.1.3). TCMB fonlaması dışında söz konusu piyasalardaki işlem hacimleri ile bu piyasalarda geçerli olan faizler göz önünde bulundurularak hesaplanan piyasa ağırlıklı ortalama fonlama faizi, temel olarak TCMB nin faiz ve likidite politikaları tarafından belirlenen BIST gecelik repo faizini yakından takip etmektedir (Grafik 1.1.). TCMB ve TCMB dışı fonların toplam içindeki ağırlıklarına göre hesaplanan efektif fonlama faizinin ise Temmuz ayı itibarıyla yüzde 9,3 civarında olup; yüzde, civarında seyreden TCMB ortalama faizinden daha yüksek olduğu ve son dönemde TCMB ortalama fonlama faizindeki artışları yansıttığı görülmektedir. Enflasyon Raporu 1-III

5 ,, 1,, 3,,, 7,, 9, 1, Grafik TCMB Dışı Piyasa Fonlaması (1 Hafta Vadeye Kadar) ( Haftalık Hareketli Ortalama, Milyar TL) BIST Bankalar Arası (TCMB Hariç, Gecelik) BIST Repo/Ters Repo Swap (En fazla 1 Hafta Vadeli) Grafik Bankaların Para Piyasalarında Finansman Maliyetleri (Yüzde, Günlük Hareketli Ortalama) Gecelik Borç Alma -Verme Faiz Koridoru Ortalama Fonlama Faizi BIST Gecelik Repo Faizleri TCMB+Piyasa Ağırlıklı Ortalama Faiz (En Fazla Haftalık Vade) Piyasa Ağırlıklı Ortalama Faiz (En Fazla Haftalık Vade) Kaynak: BIST, TCMB. Kaynak: BIST, TCMB. Temkinli para politikası duruşuna bağlı olarak, getiri eğrisinin yataya yakın konumu korunmuştur. Bir önceki Rapor dönemine göre getiri eğrisinde önemli bir değişiklik gözlenmemekle birlikte, özellikle yıldan uzun vadeli piyasa faizlerinde sınırlı bir artış yaşanmıştır (Grafik 1.1.). Bu gelişme sonucu BIST bankalararası gecelik repo faizleri ile yıl vadeli faiz arasındaki fark bir miktar azalmıştır (Grafik 1.1.). TCMB, önümüzdeki dönemde de enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurların yakından izlenerek enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki temkinli duruşun sürdürüleceğini yinelemiştir. Grafik Mayıs Temmuz Arası Getiri Eğrisi (Yüzde) 1, 1, 9, 9,, 1 Mayıs- Temmuz Ortalama 1- Temmuz Ortalama 1, 1, 9, 9,, Grafik Piyasa Faizleri (Yüzde) Yıl - BİST Faiz Farkı BİST Bankalararası Gecelik Repo Faizleri ( Gün Ort.) Yıllık Piyasa Faizi Kaynak: Bloomberg. Vade (Yıl) Kaynak: TCMB, Bloomberg. Uygulanmakta olan geniş faiz koridoru ve sıkı likidite politikasının ekonominin küresel şoklara olan hassasiyetini azaltarak finansal istikrarı desteklediği ve fiyat istikrarı hedefinin sağlanması için gerekli ortamın oluşturulmasına katkı verdiği değerlendirilmektedir. Küresel kriz sonrası dönemde, gelişmiş ülkelerin uyguladıkları konvansiyonel olmayan politikalar ve küresel para politikalarına dair süregelen belirsizlikler bu ülkelerin uzun vadeli faizlerinde oynaklık artışlarına neden olmuştur. Gelişmekte olan ülke faizleri de küresel para politikası gelişmelerine aşırı duyarlı hale gelmiştir. Bu durumun yurt içine olan olumsuz etkilerini sınırlamak amacıyla TCMB geniş faiz koridoru ve aktif likidite politikasının bir arada kullanıldığı bir para politikası tasarlayarak uygulamaya koymuştur. TCMB nin uyguladığı geniş faiz Enflasyon Raporu 1-III 3

6 koridoru ve sıkı likidite politikası ekonomimizin küresel şoklara karşı dayanıklılığını artırmış ve temel hedef olan fiyat istikrarını sağlamada etkili bir politika çerçevesi olmuştur. Geniş faiz koridoru çerçevesi şoklar karşısında kısa vadeli faiz oranlarını geçici olarak uzun vadeli faiz oranlarının üzerine çıkarmaya ve getiri eğrisini yataya yakın veya ters eğimli hale getirmeye imkan vermektedir. Böylelikle yerli para cinsinden uzun vadeli faizler daha istikrarlı seyretmekte ve ekonominin küresel uzun vadeli faiz şoklarına olan hassasiyeti azalmaktadır. Ayrıca, getiri eğrisinin bu konumu enflasyona düşüş yönünde destek veren etkili bir politika duruşu oluşturmaktadır. Nitekim, özellikle 1 yılının başındaki güçlü parasal sıkılaştırma sonrasında küresel faizlerin yurt içi piyasalar üzerindeki etkisinin önemli ölçüde azaldığı ve çekirdek enflasyon göstergelerinde belirgin bir iyileşme yaşandığı gözlenmektedir (Grafik 1.1.7). Grafik ABD 1 Yıllık Faizi-GOÜ 1 Yıllık Faizleri Haftalık Puan Değişim Regresyonunun Katsayısı ( Günlük Kayan Pencere, Günlük HO) En Yüksek-En Düşük Katsayı Aralığı GOÜ Ortalaması Seçilmiş GOÜ Ort Türkiye *GOÜ Ortalaması ve En Yüksek-En Düşük Katsayı Aralığı hesaplanırken Brezilya, Şili, Macaristan, Polonya, Peru, G. Afrika, Meksika, Malezya, Kolombiya, Çin, Kore, Hindistan, İsrail, Romanya, Endonezya, Çek C., Tayland ve Filipinler kullanılmıştır. Seçilmiş GOÜ Ortalaması hesaplanırken ise Brezilya, G. Afrika, Hindistan ve Endonezya Kullanılmıştır. ** Katsayılar GOU1YıllıkFaizi = β +β1 * USD1YıllıkFaizi regresyonunun tahmin edilmesiyle elde edilmiştir. TCMB, faiz koridoru ve sıkı likidite politikasının yanı sıra küresel finansal oynaklık karşısında geliştirdiği politika araçlarını etkin bir şekilde kullanmaya devam etmektedir. Finansal sistemle ilgili olarak alınan bu önlemler, basiretli borçlanmayı teşvik ederek, iç ve dış belirsizlikler karşısında makrofinansal riskleri sınırlamak açısından önem taşımaktadır. 1 Ocak ayı itibarıyla yürürlüğe giren Türk Lirası zorunlu karşılıklara çekirdek yükümlülük oranlarına göre farklılaşan oranlarda faiz ödenmesi uygulaması kapsamında bankalara ödenen faiz oranlarında Mayıs 1 tesis döneminden başlanmak üzere baz puan artış yapılmıştır. Zorunlu karşılıklara ödenen kısmi faizin yükseltilmesi Rezerv Opsiyon Mekanizması (ROM) yoluyla tutulan rezervleri azaltmakta, böylece döviz satışı ile benzer etkiyi göstererek sistemin TCMB den fonlama ihtiyacını artırmaktadır. Ayrıca, Türk lirasının değer kaybettiği dönemlerde ROM çerçevesinde tutulan rezervlerin değerleme etkisiyle otomatik olarak azalması döviz likiditesini dengeleyici bir rol oynamaktadır. Bunun yanı sıra yabancı para zorunlu karşılık oranlarının çekirdek olmayan yükümlülüklerin vadesini uzatmaya yönelik artırılmasının son dönemde kredi/mevduat oranındaki artış eğiliminin yavaşlamasına katkı verdiği değerlendirilmektedir (Grafik 1.1.). Ayrıca yabancı para zorunlu karşılıkların uzun vadeli borçlanmayı teşvik edecek şekilde değiştirilmesinin ardından mevduat dışı kısa vadeli yabancı para yükümlülüklerin payında görülen gerileme yılın ikinci çeyreğinde daha da belirginleşmiştir (Grafik 1.1.9). Enflasyon Raporu 1-III

7 Grafik Kredi/Mevduat Oranı (Yüzde) Grafik Mevduat Dışı YP Yükümlülüklerinin Vade Dağılımı (Yüzde Pay) 13 Finansal İstikrar Raporu'nda Zorunlu Karşılık Tedbirlerinin Açıklanması 13 Finansal İstikrar Raporu'nda Zorunlu Karşılık Tedbirlerinin Açıklanması Yıla Kadar Yıldan Uzun Kaynak: TCMB. Kaynak: TCMB. TCMB, yılın ikinci çeyreğinde, döviz satım tutarlarının günlük olarak belirlendiği esnek döviz satım ihalelerine devam ederken, 13 Şubat ve 1 Mart 1 tarihlerinde yapılan Rezerv Opsiyon Katsayıları (ROK) değişiklikleriyle de, ROM döviz rezervlerinden çıkış sağlayarak piyasadaki döviz likiditesini desteklemiştir. Bunun yanı sıra, bankaların kendilerine tanınan borçlanma limitleri çerçevesinde TCMB den alabilecekleri döviz depolarının faiz oranlarında ilk çeyrekte yapılan ayarlamalara ilave değişiklikler yapılmıştır. Buna göre, 9 Ekim 1 öncesinde yüzde 1 olan bankaların bir hafta vadeli olarak TCMB den ABD doları ve euro borçlanma imkanı faizleri son düzenlemeler ile birlikte sırasıyla yüzde 3 ve yüzde 1, seviyelerine indirilmiştir. Bankalar şimdiye kadar bu imkana başvurmamış olsalar da, bir hafta vadeli döviz depo üst limiti ve faizlerinde yapılan ayarlamalar bankacılık sektörü için finansal piyasalarda güven artırıcı bir unsur olarak tampon vazifesi görmektedir. Döviz likiditesine ilişkin bir başka tedbir olarak Mayıs 1 tarihinden itibaren TCMB nezdinde ABD doları cinsinden tutulan zorunlu karşılıklara, rezerv opsiyonlarına ve serbest hesaplara faiz ödenmesi uygulamasına başlanmıştır. Uygulanacak faiz oranı değişen küresel ve yerel finansal piyasa koşulları çerçevesinde günlük olarak belirlenip duyurulmaya başlanmıştır. Ayrıca, son dönemde Euro Bölgesi nde gözlenen gelişmeler nedeniyle 1 Şubat 1 tarihinden itibaren bankalar ve finansman şirketlerinin TCMB nezdindeki euro cinsi döviz hesaplarından alınmaya başlanan yıllık binde oranındaki komisyon, 1 Temmuz 1 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde yıllık on binde e indirilmiş, 7 Temmuz itibari ile ise kaldırılmıştır. Sıkı para politikası duruşunun ve alınan makroihtiyati önlemlerin etkisiyle kredi büyüme hızları makul düzeylerde seyretmektedir. Finansal olmayan kesime kullandırılan (kur etkisinden arındırılmış) krediler yılın ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre ılımlı bir artış göstererek yüzde 1,1 oranında büyümüştür. Tüketici ve ticari kredi ayrımında bakıldığında, BDDK tarafından yürürlüğe konulan uygulamaların da katkısı ile ticari kredilerin tüketici kredilerine göre daha hızlı büyümeye devam ettiği görülmektedir. 1 yılı ikinci çeyreğinin sonunda tüketici kredileri yıllık büyüme oranı yüzde 1,1 e gerilerken, aynı oran kur etkisinden arındırılmış ticari krediler için yüzde 1, olarak gerçekleşmiştir. Benzer şekilde, kredilerin büyüme eğilimleri geçmiş yıllar ortalamaları ile karşılaştırıldığında ticari krediler ortalamaya yakın seyrederken tüketici kredilerinin ortalamanın oldukça altında bulunduğu gözlenmektedir (Grafik ve ). İktisadi faaliyetteki ılımlı seyir ve finansal koşullarda son Enflasyon Raporu 1-III

8 Yüzde Yüzde Oca Şub Mar Nis May Haz Tem Ağu Eyl Eki Kas Ara Oca Şub Mar Nis May Haz Tem Ağu Eyl Eki Kas Ara dönemde gözlenen sıkılaşma ile birlikte önümüzdeki dönemde kredi büyümesinin bir miktar yavaşlayabileceği değerlendirilmektedir. Grafik Tüketici Kredilerinin Yıllıklandırılmış Büyüme Hızlarının Geçmiş Yıllarla Karşılaştırılması (13 Haftalık Yıllıklandırılmış Hareketli Ortalama, Yüzde) Grafik Ticari Kredilerin Büyüme Hızlarının Geçmiş Yıllarla Karşılaştırılması (13 Haftalık Yıllıklandırılmış Hareketli Ortalama, Kur Etkisinden Arındırılmış, Yüzde) Ortalaması Ortalaması Kaynak: TCMB. Kaynak: TCMB. 1.. Makroekonomik Gelişmeler ve Temel Varsayımlar Enflasyon 1 yılının ikinci çeyreğinde yıllık tüketici enflasyonu ilk çeyrek sonuna kıyasla yaklaşık, puan azalarak yüzde 7, oranına gerilemiş ve Nisan Enflasyon Raporu öngörüsüne yakın gerçekleşmiştir (Grafik 1..1 ve 1..). Gıda enflasyonundaki düşüş enflasyondaki iyileşmenin ana belirleyicisi olurken çekirdek enflasyon büyük ölçüde döviz kuru etkileriyle yükselmiştir. Bu dönemde gıda fiyatlarındaki düzeltme ile birlikte bu grubun yıllık enflasyona olan katkısı yaklaşık,3 puana inmiştir. Buna karşılık Türk lirasında gözlenen değer kaybı enflasyondaki düşüşü sınırlayan bir gelişme olmuştur. Grafik Nisan 1 Tüketici Enflasyon Tahmini ve Gerçekleşmeler (Yüzde) Grafik 1... İşlenmemiş Gıda ve Tütün Dışı Enflasyon İçin Nisan 1 Tahminleri ve Gerçekleşmeler (Yüzde) Ocak 1 Tahminleri* Gerçekleşme Nisan 1 Tahminleri* Gerçekleşme * Enflasyonun tahmin aralığı içinde kalma olasılığı yüzde 7 tir. Kaynak: TÜİK, TCMB. Uygulanan temkinli para ve maliye politikaları ile alınan makroihtiyati önlemler enflasyonu, özellikle enerji ve gıda dışı (çekirdek) enflasyon göstergelerini, olumlu yönde etkilemektedir. Bununla birlikte, döviz kurlarında son dönemde gözlenen gelişmelerin gecikmeli yansımaları enflasyon görünümündeki iyileşmeyi geciktirmektedir. Nitekim çekirdek enflasyon göstergelerinin ana eğiliminde ikinci çeyrekte önceki döneme kıyasla belirgin bir bozulma gözlenmiştir (Grafik 1..3). Bu görünümde Enflasyon Raporu 1-III

9 döviz kuru kaynaklı maliyet baskılarının bir önceki döneme kıyasla güçlenmesi belirleyici olmuştur. Para politikasında sürdürülen temkinli duruş ve yurt içi talepteki ılımlı seyir ise maliyet baskılarının fiyatlara yansımasını sınırlamaya devam etmiştir. Grafik Temel Enflasyon Göstergeleri H ve I (Mevsimsellikten Arındırılmış, Yıllıklandırılmış Üç Aylık Ortalama Yüzde Değişim) Grafik 1... Gıda ve Gıda Dışı Fiyatlar (Yıllık Yüzde Değişim) 1 H I 1 1 Gıda ve Yemek Hizmetleri Gıda ve Yemek Hizmetleri Hariç TÜFE Kaynak: TÜİK, TCMB. Kaynak: TÜİK, TCMB. Nisan Enflasyon Raporu nda öngörüldüğü üzere yılın ikinci çeyreğinde hava koşullarının arzı destekleyici yönde olmasıyla birlikte gıda fiyatlarında belirgin bir düzeltme gözlenmiştir. Tüketim sepetinin yaklaşık yüzde ini oluşturan gıda grubunun yıllık enflasyonu Haziran ayı itibarıyla yüzde 9, e gerilemiş, benzer şekilde gıda ve yemek hizmetleri grubunun yıllık enflasyonu da kayda değer bir düşüş sergilemiştir. Bu dönemde gıda ve yemek hizmetleri hariç tüketici enflasyonu ise yukarıda değinilen maliyet baskılarıyla bir önceki döneme kıyasla 1 puan artarak yüzde, ye yükselmiştir (Grafik 1..). Özetle yılın ikinci çeyreğinde enflasyon gıda fiyatları kaynaklı düşüş kaydetmiş olsa da bu dönemde Türk lirasında gözlenen değer kaybının söz konusu düşüşü sınırlamasıyla enflasyon görünümünde henüz arzu edilen iyileşme gerçekleşmemiştir. Gıda fiyatlarında öngörülen kısmi iyileşme ve temkinli para politikasının katkısı ile enflasyon görünümündeki bozulmanın sınırlı kalacağı ve enflasyonun orta vadede hedefe ulaşacağı değerlendirilmektedir. Arz ve Talep 1 yılı ilk çeyreğine ilişkin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) verilerine göre iktisadi faaliyet Nisan Enflasyon Raporu nda ortaya konulan görünüme kıyasla daha güçlü bir seyir izlemiş ve milli gelir dönemlik bazda yüzde 1,3, yıllık bazda ise yüzde,3 oranında artmıştır (Grafik 1..). Milli gelir bileşenleri üretim yönünden incelendiğinde, ilk çeyrekte inşaat haricindeki tüm sektörlerin bir önceki çeyrek ortalamalarına kıyasla artış kaydettiği görülmektedir. Bu dönemde milli gelir büyümesinde tarım ve net vergi kalemleri öne çıkarken, sanayi ve hizmet kalemleri ılımlı artış eğilimini korumuştur (Grafik 1..). İlk çeyrek gelişmeleri mevsimsellikten arındırılmış verilerle harcama tarafından değerlendirildiğinde, nihai yurt içi talebin tüketim harcamaları kaynaklı artış gösterdiği görülmektedir. Yatırım harcamaları ise gerek kamu gerekse özel kesimde bir önceki çeyreğe göre daralmıştır. Mal ve hizmet ihracat ve ithalatı verilerine göre, ilk çeyrekte ihracat dönemlik bazda artarken ithalat gerilemiştir. Altın hariç dış ticaret verileri değerlendirildiğinde bu dönemde yurt içi talepteki artış eğilimi doğrultusunda ithalat miktar Enflasyon Raporu 1-III 7

10 Millions endeksinin istikrarlı şekilde arttığı, dış talepteki zayıf seyre paralel olarak ise ihracatın gerilediği gözlenmiştir. Grafik 1... GSYİH ve Nihai Yurt İçi Talep (Reel, Mevsimsellikten Arındırılmış, Milyar TL) Grafik 1... GSYİH Dönemlik Büyümesi ve Üretim Yönünden Katkılar (Yüzde Puan) 3 GSYİH Nihai Yurt İçi Talep 3 Net Vergi Tarım İnşaat Sanayi Hizmetler GSYİH Kaynak: TÜİK. Kaynak: TÜİK. 1 yılı ikinci çeyreğine ilişkin açıklanan veriler iktisadi faaliyetteki ılımlı artışın devam ettiğine işaret etmektedir. Sanayi üretimi Nisan-Mayıs döneminde bir önceki çeyreğe göre yüzde 1, oranında artış kaydetmiştir. Haziran ayına ilişkin göstergelerle birlikte değerlendirildiğinde sanayi üretiminin yılın ikinci çeyreğinde dönemlik bazda artış göstermesi beklenmektedir. İç talebe ilişkin satış, üretim ve ithalat göstergeleri nihai yurt içi talebin tüketim talebi kaynaklı artış eğilimine devam edeceğine işaret etmektedir. Yatırımlara ilişkin göstergeler ise zayıf görünümün ikinci çeyrekte de süreceği sinyalini vermektedir. Altın hariç ihracat miktar endeksinin, ilk çeyrekteki daralmanın ardından Nisan-Mayıs döneminde önceki çeyreğe göre düşük oranda artması, altın hariç ithalatın ise artış eğilimini sürdürmesi dış talebin büyümeye katkısının ikinci çeyrekte sınırlı kalabileceğine işaret etmektedir (Grafik 1..7). Önümüzdeki dönemde, iktisadi faaliyetteki toparlanmanın devam edeceği öngörülmekle birlikte, büyümeye dair riskler bulunmaktadır. Dış talebe ilişkin gerek jeopolitik gelişmeler gerekse Avrupa daki sorunlar kaynaklı aşağı yönlü riskler devam etmektedir. Ayrıca, yerel belirsizlikler ve güven endekslerindeki zayıf seyir ile küresel para politikaları kaynaklı finans piyasalarında gözlenen oynaklıklar özel kesim nihai talebinin büyümeye yaptığı katkıyı sınırlayabilecek risk unsurlarıdır. Aşağı yönlü riskleri canlı tutan bu faktörlere karşın, küresel kriz sonrası gözlenen güçlü istihdam performansı ile petrol fiyatlarındaki düşük seviyeler cari denge ve enflasyon görünümü üzerinde olumlu etki yaparak iç talep ve ekonomi politikaları açısından alan oluşturmaktadır. Ayrıca, tarım katma değerinde beklenen düzeltme üretim tarafından büyümeyi destekleyebilecek bir faktör olarak ortaya çıkmaktadır. Bütün bu değerlendirmeler çerçevesinde, 1 yılının ikinci yarısında ılımlı büyüme eğiliminin devam edeceği ve talep koşullarının enflasyona düşüş yönünde katkı vereceği öngörülmektedir. Dış ticaret hadlerindeki olumlu gelişmelerin ve tüketici kredilerindeki yavaşlamanın etkisiyle cari dengedeki iyileşme eğiliminin önümüzdeki dönem devam edeceği ancak dış talepteki zayıf seyrin bu iyileşmeyi bir miktar sınırlayabileceği tahmin edilmektedir (Grafik 1..). Enflasyon Raporu 1-III

11 Grafik Altın Hariç İhracat ve İthalat Miktar Endeksleri (Mevsimsellikten Arındırılmış, 11ç1=1) 13 1 İhracat İthalat 13 1 Grafik 1... Cari İşlemler Dengesi (CİD) (1-Aylık Birikimli, Milyar ABD Doları) 3 1 CİD CİD (altın hariç) CİD (enerji ve altın hariç) * *Nisan-Mayıs dönemini içermektedir. Kaynak: TÜİK, TCMB. Kaynak: TCMB. Petrol, İthalat ve Gıda Fiyatları Yılın ikinci çeyreğinde petrol fiyatları bir önceki Rapor da öngörülen patikanın sınırlı bir miktar üzerinde gerçekleşirken, ABD doları cinsinden ithalat fiyatları ise öngörülen patikanın altında kalmıştır (Grafik 1..9). Yıl bazında ise, ortalama petrol fiyatları varsayımı 1 yılı geneli için yüzde ye, 1 yılı için ise yüzde ya yakın bir oranda düşürülmüştür (Tablo 7.1.1). Bununla uyumlu olarak, ortalama ithalat fiyatlarının yıllık yüzde değişimine dair varsayımlarda 1 yılı için 1,7 puan, 1 yılı için ise 1, puan aşağı yönlü güncelleme yapılmıştır. Gıda fiyatı gelişmelerine bakıldığında işlenmemiş gıda fiyatlarının 1 yılının ikinci çeyreğinde belirgin bir düzeltme yaptığı ve gıda fiyatlarının enflasyona katkısında önemli bir gerileme yaşandığı gözlenmiştir. Söz konusu düzeltmenin devam edeceği ve yetkili kurumlar tarafından alınmakta olan önlemlerin etkilerinin ortaya çıkacağı öngörüleri ile 1 yıl sonu gıda enflasyonu varsayımı yüzde 9 dan yüzde e güncellenmiştir. Grafik Petrol ve İthalat Fiyat Varsayımlarındaki Güncellemeler Petrol Fiyatları (ABD Doları/Varil) İthalat Fiyatları (ABD Doları, 1=1) 1 Tem.1 Nis Tem.1 Nis Gerçekleşme Gerçekleşme 9 9 Kaynak: Bloomberg, TÜİK, TCMB. Taralı alanlar tahminleri göstermektedir. Maliye Politikası ve Vergi Ayarlamaları Orta vadeli tahminler üretilirken vergi ayarlamalarının ve yönetilen/yönlendirilen fiyatların enflasyon hedefini aşmayacağı ve otomatik fiyatlama mekanizmaları ile uyumlu olacağı bir görünüm Enflasyon Raporu 1-III 9

12 Yüzde esas alınmıştır. Maliye politikasının orta vadeli duruşu için 1-17 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program projeksiyonları temel alınmıştır. Bu çerçevede, dönem boyunca sıkı bir maliye politikası duruşu sergileneceği ve faiz dışı harcamaların milli gelire oranının kademeli olarak azalacağı varsayılmıştır Enflasyon ve Para Politikası Görünümü Orta vadeli tahminler oluşturulurken enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki temkinli duruşun sürdürüleceği bir çerçeve esas alınmıştır. Ayrıca, sıkı makro ihtiyati çerçevenin de katkısıyla yıllık kredi büyüme oranının makul seviyelerde seyretmeye devam edeceği değerlendirilmektedir. Bu çerçevede enflasyonun, yüzde 7 olasılıkla, 1 yılı sonunda yüzde, ile yüzde 7, aralığında (orta noktası yüzde,9), 1 yılı sonunda ise yüzde 3,7 ile yüzde 7,3 aralığında (orta noktası yüzde,) gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Enflasyonun orta vadede yüzde düzeyinde istikrar kazanacağı öngörülmektedir (Grafik 1.3.1). Grafik Enflasyon ve Çıktı Açığı Tahminleri Tahmin Aralığı* Belirsizlik Aralığı Yıl Sonu Enflasyon Hedefleri Çıktı Açığı Kontrol Ufku * Enflasyonun tahmin aralığı içinde kalma olasılığı yüzde 7 tir. 1 yılı ikinci çeyreğinde döviz kuru hareketlerinin çekirdek enflasyon eğilimindeki iyileşmeyi geciktirmesi yıl sonu enflasyon tahminini, puan yukarı yönlü etkilemiştir. Öte yandan, ithalat ve gıda fiyatları görünümünde bir önceki Rapor a kıyasla gözlenen iyileşme yıl sonu enflasyon tahminine sırasıyla,1 puan ve,3 puan aşağı yönlü etkide bulunmuştur. Sonuç olarak, yılın ikinci yarısında ithalat ve gıda fiyatlarındaki görünümün ikinci çeyrek çekirdek enflasyon gelişmelerinin olumsuz etkisini büyük ölçüde telafi edeceği tahmin edilmektedir. Bu çerçevede, Nisan Enflasyon Raporu nda yüzde, olarak verilen 1 yıl sonu enflasyon tahmini,1 puan yukarı yönlü güncellenmiştir. Nisan Enflasyon Raporu nda yüzde, olarak verilen 1 yıl sonu enflasyon tahmini ise değiştirilmemiştir. 1 yılı ortalama ithalat fiyatı varsayımındaki aşağı yönlü güncellemenin 1 yıl sonu enflasyonunu yaklaşık,1 puan aşağı çekeceği; ancak 1 yıl sonu enflasyon tahminindeki yükselişten dolayı bu etkinin telafi edileceği değerlendirilerek 1 yıl sonu enflasyon tahmini korunmuştur (Grafik 1.3.1). 1 yılının kalan döneminde de baz etkileri enflasyonun seyrinde belirleyici olacaktır. Enflasyonun Eylül ayına kadar düşüş eğiliminde olacağı; ancak baz etkileri kaynaklı olarak Eylül ayında 1 Enflasyon Raporu 1-III

13 bir miktar yükseldikten sonra dalgalı bir seyir izleyerek yıl sonunda yüzde,9 a ulaşacağı tahmin edilmektedir. 1.. Riskler ve Para Politikası Sıkı para politikası duruşunun ve alınan makro ihtiyati önlemlerin etkisiyle kredi büyüme hızları makul düzeylerde seyretmektedir. Ticari kredi büyümesi yakın dönemdeki güçlü seyrini devam ettirirken, tüketici kredisi büyüme hızında özellikle konut dışı kalemler kaynaklı bir yavaşlama gözlenmektedir. Bunların yanı sıra, kredi bileşiminde arzu edilen şekilde ticari kredileri tüketici kredilerine kıyasla daha yüksek bir hızda büyümektedir. Son dönemde finansal koşullarda yaşanan kısmi sıkılaşmanın da etkisiyle yılın ikinci yarısında toplam kredi büyümesinin bir miktar yavaşlayacağı tahmin edilmektedir. Kredilerdeki bu görünüm bir yandan orta vadeli enflasyon baskılarını sınırlarken diğer yandan cari dengedeki düzelmeyi desteklemektedir. Dış talep zayıf seyrini korurken iç talep büyümeye ılımlı düzeyde katkı vermektedir. Avrupa ekonomisinde gözlenen toparlanma dış talebi olumlu etkilese de, süregelen jeopolitik gelişmeler ve küresel ticaretteki yavaşlama ihracat büyümesini sınırlandırmaktadır. Öte yandan, petrol fiyatlarının düşük seviyesini koruması durumunda birikimli enerji ithalatı azalmaya devam edecektir. Sonuç olarak, dış ticaret hadlerindeki olumlu gelişmeler ve tüketici kredilerinin ılımlı seyri cari dengedeki iyileşmeyi desteklerken ihracatın göreli olarak zayıf görünümü bu iyileşmeyi sınırlamaktadır. İç talep ise temelde tüketim kaynaklı olarak ılımlı bir artış eğilimi sergilemektedir. Diğer taraftan, güven endekslerindeki zayıf seyir ile iç ve dış belirsizlikler özel kesim nihai talebinin büyümeye yaptığı katkıyı sınırlayabilecek risk unsurlarıdır. Bu bağlamda, iktisadi faaliyetteki toparlanmanın kademeli olacağı ve toplam talep koşullarının enflasyona düşüş yönünde katkı vermeye devam edeceği öngörülmektedir. Yılın ilk çeyreğinde oldukça olumsuz seyreden ve enflasyonun yüksek gerçekleşmesinde belirleyici olan işlenmemiş gıda grubu enflasyonu yakın dönemde önemli bir düzeltme yaparak enflasyonu olumlu etkilemiştir. Benzer şekilde son dönemde petrol fiyatlarında görülen gerileme enflasyonu düşürücü yönde katkı vermektedir. Öte yandan, döviz kuru hareketleri özellikle temel mal grubu üzerinde etkili olarak çekirdek enflasyon eğilimindeki iyileşmeyi geciktirmektedir. Bu çerçevede, küresel piyasalardaki belirsizlikler ile enerji ve gıda fiyatlarındaki oynaklıklar da dikkate alındığında, para politikasındaki temkinli yaklaşımın sürdürülmesi gerekmektedir. Gıda fiyatlarında öngörülen kısmi iyileşme ve temkinli para politikasının katkısı ile enflasyon görünümündeki bozulmanın sınırlı kalacağı ve enflasyonun orta vadede hedefe ulaşacağı değerlendirilmektedir. Önümüzdeki dönemde para politikası kararları enflasyon görünümündeki iyileşmenin hızına bağlı olacaktır. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlar yakından izlenecek ve enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki temkinli duruş sürdürülecektir. Küresel piyasalara dair riskler önemini korumaktadır. Küresel ekonomiye ilişkin azalan öngörülebilirlik ve gelişmiş ülkelerin para politikalarındaki farklılaşma ile birlikte artan belirsizlikler küresel piyasaların veri akışına duyarlılığının yüksek seviyelerde kalmasına neden olmaktadır. Bütün bu gelişmeler sonucunda, risk iştahı ve sermaye akımlarındaki oynaklık sürmektedir. TCMB, sermaye akımlarına yönelik dengeleyici konjonktürel politikaların yanı sıra finansal sistemin dayanıklılığını artırmaya yönelik yapısal tedbirlerin de önemli olduğuna dikkat çekmiştir. Bu doğrultuda, son dönemde Enflasyon Raporu 1-III 11

14 döviz likiditesini, çekirdek yükümlülükleri ve uzun vadeli borçlanmayı destekleyici yönde atılan adımların ekonominin dayanıklılığını artırdığı değerlendirilmiştir. Gerekli görülmesi halinde aynı doğrultuda ilave önlemler alınmaya devam edilebileceği belirtilmiştir. Küresel kriz sonrası dönemde, özellikle ABD para politikasının çıkış sürecinde gelişmekte olan ülkelerde uzun vadeli faizler küresel para politikalarına aşırı duyarlı hale gelmiştir. Bu süreçte TCMB nin uyguladığı geniş faiz koridoru ve sıkı likidite politikası ekonomimizin küresel şoklara karşı dayanıklılığını artırmıştır. Önümüzdeki dönemde, küresel para politikalarının normalleşmeye başlamasından sonra sözle yönlendirme politikaları sayesinde uzun vadeli faiz oranlarındaki oynaklık kalıcı olarak düşebilecektir. Bu baz senaryo altında ülkemizde de geniş bir faiz koridoruna olan ihtiyacın zaman içerisinde azalabileceği değerlendirilmektedir. Böyle bir durumda, TCMB faiz politikasının operasyonel çerçevesinin de kademeli olarak sadeleştirilmesi söz konusu olabilecektir. Maliye politikasına ve vergi düzenlemelerine ilişkin gelişmeler enflasyon görünümüne etkileri bakımından yakından takip edilmektedir. Para politikası duruşu oluşturulurken, mali disiplinin korunacağı ve yönetilen/yönlendirilen fiyatlarda öngörülmeyen bir artış gerçekleşmeyeceği varsayılmaktadır. Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecektir. Son yıllarda mali disiplinin sürdürülmesi Türkiye ekonomisinin olumsuz dış şoklara karşı duyarlılığını azaltan temel unsurlardan biri olmuştur. Küresel belirsizliklerin yüksek olduğu mevcut konjonktürde bu kazanımların korunarak daha da ileriye götürülmesi önem taşımaktadır. Mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak her türlü tedbir makroekonomik istikrarı destekleyecek ve uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde seyretmesini sağlayarak toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacaktır. 1 Enflasyon Raporu 1-III

15 . Uluslararası Ekonomik Gelişmeler 1 yılının ilk çeyreğinde küresel iktisadi faaliyet zayıf seyrini sürdürmüş ve yıl sonuna ilişkin küresel büyüme tahminleri bir önceki Enflasyon Raporu dönemine göre aşağı çekilmiştir. Anılan dönemde gelişmekte olan ülkelerde zayıf büyüme performansı devam ederken; gelişmiş ülkelerde ise iktisadi faaliyet görece olumlu seyrini devam ettirmiştir. Gelişmekte olan ülkeler grubunda süregelen zayıf büyüme performansında; Çin ekonomisindeki yavaşlama, emtia fiyatlarındaki zayıf seviyelerin sürmesi, dış finansman koşullarının sıkı seyrediyor olması ve jeopolitik faktörler belirleyici olmaya devam etmektedir. Gelişmiş ülkeler grubu büyüme performansındaki görece olumlu görünümde ise finansal koşullardaki gevşeklik, düşük petrol fiyatları ve iyileşen işgücü piyasası etkili olmuştur. Önümüzdeki döneme ilişkin küresel büyüme üzerindeki risklerin halen aşağı yönlü olduğu değerlendirilmektedir. Son dönemde finansal piyasalarda artan oynaklığın, gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülke büyüme performansları üzerindeki yakın dönemli önemli bir risk unsuru olabileceği değerlendirilmektedir. Küresel iktisadi faaliyette belirgin bir toparlanma gözlenmemiş olmasına bağlı olarak, yılın ikinci çeyreğinde, endüstriyel ve değerli metal fiyatları düşüş kaydetmiş; söz konusu düşüşte Çin ekonomisindeki yavaşlama belirleyici olmuştur. Anılan dönemde petrol fiyatları ise, toplam arzda azalma meydana geleceği beklentilerine paralel olarak, artmıştır. Benzer şekilde, iklim koşullarının etkisiyle, tarım fiyatları da yükselerek emtia genel endeksinde artışa yol açan alt kalemlerden biri olmuştur. Emtia genel endeksindeki artışa karşın, yılın ikinci çeyreğinde, gelişmiş ülkelerde enflasyon oranları belirgin bir değişim göstermezken; gelişmekte olan ekonomilerde genel olarak zayıf seyreden iç talebe bağlı olarak enflasyon oranlarındaki artış eğilimi durmuştur. Çıktı açığının, küresel ölçekte, enflasyon üzerinde yukarı yönlü bir baskı unsuru oluşturacak düzeylerde olmaması ile uyumlu olarak para politikası da yılın ikinci çeyreğinde gevşek seyretmeye devam etmiştir. Amerikan Merkez Bankası nın (Fed) faiz artırımına hangi tarihte başlayacağı ve ne hızla artıracağına ilişkin belirsizlik finansal piyasalardaki hareketlerin en temel belirleyicisi olmaya devam etmektedir. Bu bağlamda, Fed in politika faizlerini çok kısa vadede artırmayacağına dair açıklamaları geçtiğimiz çeyreğin başlarında risk iştahında olumlu bir seyre yol açarken; son dönemde Yunanistan ve dolayısıyla Euro Bölgesi ne ilişkin sorunlar kaynaklı olarak finansal piyasalarda oynaklık artışı ve risk iştahında bozulma yaşanmıştır. Yunanistan konusunda bir anlaşmaya varılması ise finans piyasalarında olumlu etki yapmıştır. Finansal piyasalardaki oynaklığın artışına paralel olarak gelişmekte olan ülke sermaye akımları da yılın ikinci çeyreğinde oynak seyretmiş; Haziran ayında ve Temmuz ayının ikinci yarısında hisse senedi piyasalarından büyük miktarlı çıkışlar gerçekleşmiştir. Yukarıdaki gelişmelere ek olarak gelişmekte olan ülkelerde iktisadi faaliyetin zayıf seyrinin devamı, gelişmekte olan ülkelere yönelen sermaye akımları üzerindeki başlıca aşağı yönlü risk olarak değerlendirilmektedir..1. Küresel Büyüme Küresel iktisadi faaliyette 1 yılı boyunca gözlenen yavaşlama eğilimi, büyük ölçüde gelişmekte olan ülkeler kaynaklı olarak bu yılın ilk çeyreğinde de devam etmiş ve küresel ekonominin büyüme hızı, bir önceki çeyreğin altında gerçekleşmiştir (Grafik.1.1). Bu dönemde Çin ekonomisinin büyüme hızında meydana gelen yavaşlama ile Rusya ve Brezilya ekonomilerinde yaşanan daralma, küresel büyüme hızını yavaşlatan en önemli faktörler olmuştur. Gelişmekte olan ülkeler tarafında, Doğu Avrupa ile Latin Amerika bölgelerinde büyüme hızının sıfıra yaklaştığı görülmektedir (Grafik.1.). Enflasyon Raporu 1-III 13

16 Gelişmiş ülkeler tarafında ise Japonya da süregelen resesyon, küresel büyüme hızını aşağıya çeken bir diğer faktör olmuştur. Buna karşın, Euro Bölgesi nde geçtiğimiz yıl görülen olumlu büyüme performansı, bu yılın ilk çeyreğinde de devam etmiştir. ABD'de ise GSYİH bir önceki çeyreğe göre, yıllıklandırılmış bazda, yüzde, oranında gerilemiştir. Söz konusu gerilemede, ABD dolarının değerlenmesine bağlı olarak olumsuz seyreden net ihracat performansı ve kötü hava koşulları etkili olmuştur. Ancak, bu gelişmeye rağmen, ABD ekonomisi yılın ilk çeyreğinde baz etkisi nedeniyle bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde,9 oranında büyümüş ve küresel büyüme hızını olumlu yönde etkilemiştir. Grafik.1.1. Küresel Büyüme Oranları* (Yıllık Yüzde Değişim) 9 Gelişmekte Olan Ülkeler (GOÜ) Gelişmiş Ülkeler Küresel GSYİH 9 Grafik.1.. Bölgelere Göre Gelişmekte Olan Ülkelerin Büyüme Oranları * (Yıllık Yüzde Değişim) 1 Latin Amerika Asya Doğu Avrupa *Küresel endeksler oluşturulurken ülkeler, GSYİH'larının toplam üretim içerisindeki paylarına göre ağırlıklandırılmıştır. Kaynak: Bloomberg, TCMB * Toplulaştırma yapılırken ülkelerin, bölgesel GSYİH içindeki payları kullanılmıştır. Kaynak: Bloomberg, TCMB. -9 Yılın ikinci çeyreğine ilişkin küresel PMI verileri, bir önceki çeyreğe göre daha olumsuz bir büyüme performansına işaret etmektedir (Grafik.1.3). Ancak bu dönemde, Euro Bölgesi imalat sanayi PMI endeksinin yükselmeye devam ettiği görülmektedir (Grafik.1.). Bu durum Euro Bölgesi'ndeki olumlu büyüme performansının devam ettiğine ve yılın ikinci çeyreğinde büyüme hızının ilk çeyrekteki değerinin üzerine çıkabileceğine işaret etmektedir. Bu çerçevede, Yunanistan'a dair yaşanan sürecin, Euro Bölgesi büyümesi üzerindeki olumsuz etkisinin sınırlı düzeyde kalacağı tahmin edilmektedir. ABD de ise imalat sanayi PMI verileri yılın ikinci çeyreğinde, ilk çeyreğe kıyasla belirgin bir şekilde olumsuz bir seyir izlemiştir (Grafik.1.). Sanayi üretiminin yıllık büyüme hızının, Nisan ve Mayıs aylarında yavaşlamış olması da PMI verisini destekler niteliktedir. Ancak bu gelişmelere rağmen, ilk çeyrekte yaşanan daralmanın neden olduğu baz etkisi nedeniyle, ABD ekonomisinin ikinci çeyrekte çeyreklik bazda, pozitif bir büyüme oranı yakalaması beklenmektedir. ABD işgücü piyasasındaki olumlu görünümün ikinci çeyrekte de devam etmiş olması ve işsizlik oranının Haziran ayı itibarıyla yüzde,3 seviyesine gerilemesi söz konusu beklentiyi desteklemektedir. Japonya ekonomisine ilişkin imalat sanayi PMI endeksindeki olumsuz seyrin yılın ikinci çeyreğinde de devam etmiş olması, yaşanan resesyonun anılan dönemde de devam etmiş olduğuna işaret eder niteliktedir (Grafik.1.). Gelişmekte olan ülkelere ilişkin imalat sanayi PMI endeksleri, Brezilya, Meksika ve Çin ekonomileri için çok daha belirgin olmak üzere, yılın ikinci çeyreğinde bir önceki çeyreğe kıyasla gerilemiştir. Buna ilaveten, öncü göstergeler, Rusya ve Brezilya ekonomilerinde yaşanan resesyonun, yılın ikinci çeyreğinde de sürdüğüne işaret etmektedir. Gerek PMI endekslerindeki bozulma, gerekse sanayi üretimi, dış ticaret hacmi ve sabit sermaye yatırımlarının yıllık büyüme hızlarındaki yavaşlama nedeniyle, Çin ekonomisinin ikinci çeyrekte de yavaşlamaya devam edeceği ve büyüme hızının ilk çeyrek 1 Enflasyon Raporu 1-III

17 değerinin altında gerçekleşebileceği tahmin edilmektedir. Özetle, gelişmekte olan ülkelerin iktisadi faaliyetlerinde görülen yavaşlamanın, yılın ikinci çeyreğinde de devam etmesi beklenmektedir. Grafik.1.3. Küresel PMI Endeksleri Hizmetler İmalat Sanayi Grafik.1.. İmalat Sanayi PMI Endeksleri Euro Bölgesi ABD Japonya Kaynak: Markit. Kaynak: Markit. Temmuz ayı Consensus Forecasts bültenlerine göre, 1 ve 1 yıl sonlarına ilişkin küresel büyüme tahminleri, bir önceki Enflasyon Raporu dönemine göre,1 puan aşağı yönlü güncellenmiştir (Tablo.1.1). Gelişmiş ülkeler grubunda, ABD ve İngiltere için büyüme tahminleri aşağı yönlü güncellenirken, Japonya ve Euro Bölgesi ne ilişkin büyüme tahminlerinde herhangi bir değişiklik olmamıştır. Gelişmekte olan ülkeler grubunda ise, gerek 1 gerekse 1 yıl sonu büyüme tahminlerinin, Asya Pasifik ve Latin Amerika bölgeleri için aşağı yönlü güncellendiği görülmektedir (Tablo.1.1). Sonuç olarak, Temmuz ayı Consensus Forecasts bültenleri, küresel ekonominin, önemli ölçüde gelişmekte olan ülkeler kaynaklı olarak yılın ikinci çeyreğinde de yavaşlamaya devam edeceği ve büyüme hızının ilk çeyrek değerinin altında kalacağı beklentisini destekler niteliktedir. Bu çerçevede, Temmuz ayı büyüme tahminleriyle güncellenen ihracat ağırlıklı küresel üretim endeksinin yıllık büyüme hızının Nisan Enflasyon Raporu döneminden belirgin olarak farklılaşmadığı görülmektedir (Grafik.1.). Bu nedenle, olumsuz seyreden küresel büyüme performansının Türkiye nin dış talebini önümüzdeki dönemde de baskılamaya devam edeceği öngörülmektedir. Tablo ve 1 Yıl Sonuna İlişkin Büyüme Tahminleri (Yıllık Ortalama Yüzde Değişim) Nisan Temmuz Dünya,7 3,, 3,1 Gelişmiş Ülkeler ABD,9,,, Euro Bölgesi 1, 1, 1, 1, Almanya 1,9, 1,9 1,9 Fransa 1,1 1, 1, 1, İtalya, 1,,7 1, İspanya,, 3,, Yunanistan,7, -, 1,3 Japonya 1, 1,7 1, 1,7 İngiltere,,,, Gelişmekte Olan Ülkeler Asya Pasifik*,1,1,9, Çin,9,,,7 Hindistan 7,7, 7,7, Latin Amerika,,1, 1, Brezilya -1,1 1, -1,, Doğu Avrupa -,, -,, Rusya -,, -3,**,** * Japonya hariç tahminleri göstermektedir. ** Haziran ayı Consensus Forecasts bülteninden alınan tahminleri göstermektedir. Kaynak: Consensus Forecasts. Enflasyon Raporu 1-III 1

18 Grafik.1.. İhracat Ağırlıklı Küresel Üretim Endeksi* (Yıllık Yüzde Değişim) Nisan ER Tahmini: 1,9 - Temmuz ER Tahmini:1, *Toplulaştırma yapılırken ülkeler, Türkiye'nin ihracatı içerisindeki payları ile ağırlıklandırılmıştır. Kaynak: Bloomberg, TCMB. -.. Emtia Fiyatları ve Küresel Enflasyon 1 yılının ikinci çeyreğinde emtia fiyatları genel endeksi bir önceki çeyrek sonuna göre yüzde 11,1 oranında artış göstermiştir. Bu dönemde yükselen petrol fiyatlarının etkisiyle enerji endeksi yüzde 1, oranında artmıştır. Özellikle Haziran ayı iklim koşullarının etkisiyle tarım endeksinde de yüzde 11,3 oranında bir artış gerçekleşmiştir. Endüstriyel ve değerli metal endekslerinin ise, genel olarak Çin ekonomisindeki yavaşlamadan kaynaklanmak üzere, anılan dönemde sırasıyla yüzde,9 ve 1, oranlarında düştüğü görülmektedir (Grafik..1). Grafik..1. S&P Goldman Sachs Emtia Fiyatları Endeksleri * Grafik... Ham Petrol (Brent) Fiyatları* (ABD Doları/Varil) 1 Genel Endüstriyel Metal Tarım Enerji Değerli Metal 1 1 Temmuz 1* Nisan ER Gerçekleşen *Ocak 1 ortalaması 1 olarak alınmıştır. Kaynak: Bloomberg. * 1- Temmuz tarihleri arasında vadeli sözleşmelerde oluşan fiyatların basit ortalamalarıdır. Kaynak: Bloomberg. Petrol fiyatları yılın ikinci çeyreğinde arz fazlasının düşeceği beklentilerine paralel olarak yükselmiştir. ABD ham petrol üretiminde yaşanan sınırlı oranda daralma ve stok miktarında peşpeşe gelen düşüşler söz konusu beklentileri güçlendirmiştir. Ne var ki, Haziran ayı OPEC toplantısında düşük fiyat politikasının devamına karar verilmesi ve beraberinde uzun aradan sonra ilk kez ABD aktif ham petrol sondaj makinesi sayısının artış göstermesi fiyatları tekrar düşüş eğilimine sokmuştur. Son olarak, İran ile nükleer müzakerelerde nihai bir anlaşmaya varılmış olması ve bunun sonucunda İran petrolünün güçlü bir biçimde uluslararası piyasalara taşınacağı beklentileri fiyatlar üzerindeki baskıyı 1 Enflasyon Raporu 1-III

19 kuvvetlendirmiştir. Bütün bu gelişmelerin sonucunda Nisan ayında ortalama ABD dolarından işlem gören Aralık 1 vadeli Brent tipi ham petrol kontratı Temmuz itibarıyla ortalama 9 ABD dolarından işlem görmüştür (Grafik..). Son dönem ekonomik gelişmeler, başta İran ile müzakereler ve ABD kaya petrolü sektörünün beklentileri aşan performansı olmak üzere, genel olarak arz fazlası görünümünün önümüzdeki dönemde devam edeceğine işaret etmektedir. Zayıf küresel talep görünümü ile birlikte düşünüldüğünde düşük ham petrol fiyatları üzerinde jeopolitik riskler dışında önemli bir yukarı yönlü risk faktörü olmadığı görülmektedir. 1 yılı ortalarından itibaren gözlenen enerji fiyatlarındaki düşüşün, gelişmiş ülkelerin enflasyonlarına büyük oranda yansımış olduğu görülmektedir. Geçtiğimiz Rapor döneminden bugüne bakıldığında, söz konusu ülkeler enflasyon görünümünde, çekirdek enflasyon oranında sınırlı bir düşüş haricinde, önemli bir değişim söz konusu değildir. Gelişmekte olan ülkeler grubu enflasyon rakamlarındaki artış eğilimi ise durmuştur (Grafik..3 ve Grafik..). Bununla birlikte Brezilya, Şili, Arjantin gibi bazı Latin Amerika ülkelerinde enflasyon artmaya devam ederken; Rusya da ise genel endeks görünümüyle uyumlu olarak enflasyonun düşme eğiliminde olduğu görülmektedir. Grafik..3. Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkeler Tüketici Fiyat Enflasyonu (Yıllık, Yüzde) Grafik... Gelişmiş ve Gelişmekte Olan Ülkeler Çekirdek Tüketici Fiyat Enflasyonu (Yıllık, Yüzde) GOÜ GÜ GOÜ GÜ Kaynak: Bloomberg, TCMB. Kaynak: Bloomberg, Datastream, TCMB. 1 yıl sonuna ilişkin enflasyon beklentileri geçtiğimiz Rapor dönemine göre gelişmiş ülkeler grubunda çoğunlukla sınırlı miktarda yukarı yönlü güncellenirken, İngiltere de ise bir miktar aşağı yönlü güncelleme yapılmıştır. Asya-Pasifik ülkeleri grubu 1 yılsonu enflasyon beklentilerinde ise bir değişim olmamıştır. Latin Amerika ülke grubunda Brezilya da belirgin oranda yukarı yönlü güncelleme yapılırken; Doğu Avrupa Bölgesi enflasyon oranı, çoğunlukla Rusya kaynaklı olarak, aşağı yönlü güncellenmiştir. 1 yılsonuna ilişkin küresel enflasyon tahmini ise, Euro Bölgesi ülkeleri kaynaklı olarak, sınırlı da olsa yukarı yönlü güncellenmiştir (Tablo..1). Petrol fiyatları ve Avrupa para politikası gelişmelerinin gelişmiş ülkeler grubu enflasyonu üzerindeki etkilerinin beklentilere büyük oranda yansımış olduğu görülmektedir. Bu bağlamda aşağı yönlü riskler önemli oranda azalmış olsa da Yunanistan a dair gelişmeler önemli bir aşağı yönlü risk kaynağı olarak enflasyon beklentilerini etkileme potansiyeline sahiptir. Çin ekonomisindeki yavaşlama Asya-Pasifik bölgesi enflasyonunda aşağı yönlü hareketin devam edebileceğini ima ederken, emtia ihracatçısı Latin Amerika ülkelerinde beklentilerin bozulmasına paralel olarak zayıflayan sermaye akımları nedeniyle değer kaybeden yerel para birimleri, söz konusu ülke grubu enflasyon oranlarını yukarı yönlü Enflasyon Raporu 1-III 17

20 etkilemektedir. ABD para politikasındaki normalleşme süreci de benzer bir dinamik ile Latin Amerika ve Doğu Avrupa ülkelerinde enflasyon üzerindeki yukarı yönlü riskleri arttırmaktadır. Tablo ve 1 Yıl Sonuna İlişkin Enflasyon Tahminleri (Yıllık Ortalama Yüzde Değişim) Nisan Temmuz Dünya, 3,, 3,1 Gelişmiş Ülkeler ABD,1,,, Euro Bölgesi,1 1,, 1,3 Almanya, 1,, 1, Fransa,1 1,1,3 1, İtalya,1,, 1,1 İspanya -, 1, -, 1,1 Yunanistan -1,3, -1,3,3 İngiltere, 1,, 1, Japonya,7 1,, 1,1 Gelişmekte Olan Ülkeler Asya Pasifik*,,,, Çin 1,, 1, 1,9 Hindistan,,,, Latin Amerika 1, 11,9 1, 1 Brezilya** 7,9,,, Doğu Avrupa,,,, * Japonya hariç tahminleri göstermektedir. ** Aralık/Aralık enflasyonu. Kaynak: Consensus Forecasts..3. Finansal Koşullar, Risk Göstergeleri ve Sermaye Akımları Küresel iktisadi faaliyette yavaşlamanın gözlendiği yılın ikinci çeyreğinde toparlanmaya ilişkin kaygıların da artmasına karşın, Fed in politika faiz artışının kademeli ve yavaş olacağına ilişkin sinyaller küresel risk iştahının olumlu seyretmesine yol açmıştır (Grafik.3.1). Söz konusu gelişmede Fed in, ilk faiz artırımına gerektiğinden fazla önem atfedilmemesi gerektiğine ve faiz artış sürecinin yavaş olmasının beklendiğine dair açıklaması etkili olmuştur (Grafik.3.). Öte yandan, son dönemde Yunanistan ve dolaylı olarak Euro Bölgesi ne ilişkin oluşan kaygıların risk iştahına belirgin bir etkisinin olmadığı gözlenmektedir. Grafik.3.1. Küresel Risk İştahı Endeksleri 1 EM-VXY GOÜ Oynaklık Endeksi VXY G7 Oynaklık Endeksi 1 Grafik.3.. FOMC Üyelerinin Politika Faiz Projeksiyonları (Medyan, Yüzde), 1 Mart 1 17 Haziran 1 19 Mart 1, , 3, 1 1 3, 3, 9 9,, 7 7, 1, 1,,, Uzun Vade, 1, 1,,, Kaynak: Bloomberg, JP Morgan. Kaynak: Fed. Gerek Fed in gerekse de diğer önde gelen gelişmiş ülke merkez bankalarının politika faiz oranlarının bir süre daha düşük seviyelerde kalması beklentisine karşın, küresel para politikalarının yavaş da olsa normalleşmeye başlayacağı algısıyla gelişmiş ülkelerde uzun vadeli getiriler artmaya başlamıştır (Grafik.3.3). Bununla birlikte son dönemde finansal piyasalarda gözlenen oynaklığın etkisiyle, gelişmiş 1 Enflasyon Raporu 1-III

21 ülke hisse senedi piyasaları dalgalı seyretmeye başlamış, gelişmekte olan ülke borsaları ise hızla değer kaybetmiştir. Buna paralel olarak gelişmekte olan ülkelerde risk primlerinde de artışlar gözlenmiştir (Grafik.1.1). Grafik Yıl Vadeli Tahvil Getirileri (Yüzde), Almanya 1 Yıllık Tahvil Getirisi ABD 1 Yıllık Tahvil Getirisi, Grafik.3.. Gelişmekte Olan Ülkeler Haftalık Fon Akımları (Milyar ABD Doları) 1 Hisse Senedi Fonları Borçlanma Senedi Fonları 1 3, 3,, 3, 3,, 1 1,, 1, 1,, 1, 1,, ,, -1-1 Kaynak: Bloomberg. Kaynak: EPFR. Finansal piyasalarda gözlenen oynaklığa bağlı olarak, yılın ikinci çeyreğinde gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımları da oldukça dalgalı seyretmiştir. Mayıs ayının ikinci yarısı ve Temmuz ayı başlarında hisse senedi piyasalarında gözlenen sermaye girişlerine karşın, Haziran ayında ve Temmuz ayının ikinci yarısında büyük ölçekli çıkışlar gerçekleşmiştir (Grafik.3.). ABD dolarında bir süredir gözlenen değerlenme eğiliminin sona erdiği bu dönemde özellikle Haziran ayından itibaren küresel risk iştahında meydana gelen dalgalanmaların ve gelişmekte olan ülkelerin riskliliğine yönelik oluşan hassasiyetin sermaye çıkışlarında etkili olduğu değerlendirilmektedir. Önümüzdeki dönem sermaye hareketleri açısından değerlendirildiğinde, Fed in, politika faizlerini beklenenden yavaş artırma beklentisi gelişmekte olan ülkelere sermaye akımlarını destekleyecek bir gelişme olarak ortaya çıksa da; Yunanistan a dair kaygılar ve gelişmekte olan ülkelerde zayıf büyüme görünümünün devam etmesi, söz konusu ülke grubuna yönelik sermaye akımları üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır... Küresel Para Politikası Gelişmeleri 1 yılının ikinci çeyreğinde, küresel para politikasının genel eğiliminde, ilk çeyreğe kıyasla önemli bir değişiklik olmamış ve gevşeme eğilimi devam etmiştir. Küresel büyümenin zayıf seyrinin devam etmesi ve küresel enflasyon üzerinde çıktı açığı kaynaklı bir baskının gözlenmiyor olması bu gelişmede etkili olmuştur. Gelişmiş ülkeler özelinde bakıldığında, 1 Nisan-Temmuz döneminde, Kore, Avustralya, Norveç ve Kanada merkez bankaları er baz puan; İsveç Merkez Bankası ise 1 baz puanlık faiz indirimi gerçekleştirmiştir (Grafik..1). Gelişmekte olan ülkelerde ise Rusya Merkez Bankası 1 yılının son çeyreğinde gerçekleştirdiği 7 baz puanlık artışı geri almaya devam etmiş, ilk çeyrekteki 3 baz puanlık indirimin ardından Nisan- Temmuz döneminde politika faizini baz puan daha aşağı çekmiştir. Ayrıca, 1 yılı Nisan-Temmuz döneminde Romanya Merkez Bankası ; Macaristan Merkez Bankası ve Tayland Merkez Bankası baz puanlık faiz indirimi yapmıştır. Çin ve Hindistan merkez bankaları da, büyüme performanslarındaki zayıf görünüm çerçevesinde politika faizlerini er baz puan indirmiştir. Anılan dönemde Brezilya ve Güney Afrika merkez bankaları ise tüm dünya merkez bankalarından ayrışarak politika faizlerini Enflasyon Raporu 1-III 19

22 İsrail İsveç Kore Avustralya Norveç Euro Bölgesi Çek Cum. Kanada Şili Brezilya Peru Tayland Polonya Kolombiya Endonezya Rusya Macaristan Türkiye Güney Afrika Romanya Meksika artırmıştır. Bu bağlamda, Brezilya Merkez Bankası şer baz puanlık iki faiz artışı yaparken; Güney Afrika Merkez Bankası ise baz puanlık artış gerçekleştirmiştir (Grafik..). Grafik..1. Gelişmiş Ülkelerin Politika Faiz Oranlarındaki Değişimler: Ocak 1 Temmuz 1*(Baz Puan) Tem'1 Haz'1 May'1 Nis'1 1 Ç Grafik... Gelişmekte Olan Ülkelerin Politika Faiz Oranlarındaki Değişimler: Ocak 1 - Temmuz 1*(Baz Puan) Tem'1 Haz'1 May'1 Nis'1 1 Ç * Temmuz 1 itibarıyla. Kaynak: Bloomberg, TCMB hesaplamaları. * Temmuz 1 itibarıyla. Kaynak: Bloomberg, TCMB hesaplamaları. Fed in faiz artırma sürecine ne zaman başlayacağı ve politika faizini ne hızla artıracağı hali hazırda finansal piyasaların yakından ilgilendiği en önemli soru olmaya devam etmektedir. Fed tarafından yapılan açıklamalarda, enerji fiyatları kaynaklı olarak enflasyon eğiliminde meydana gelen düşüşün geçici görüldüğü ve işgücü piyasasının toparlanmakta olduğu vurgulanmış; enflasyonun orta vadede yüzde lik hedefe doğru artacağının öngörüldüğü belirtilmiştir. Faiz artırımını gerekli kılan bu yorumlara karşın, özellikle sözle yönlendirme ifadelerinde, politika faizinin normal kabul edilen düzeylere çekilmesinde aceleci davranılmayacağı ve artış eğilimin daha yavaş olacağı vurgusu dikkat çekmiştir. Bu çerçevede, Kurul üyelerinin de özellikle 1 ve 17 yıl sonu politika faizi tahminlerini aşağı yönlü güncelledikleri görülmüştür (Grafik.3.). Orta vadede Fed in politika duruşu ile ilgili algılar, daha önce beklenilene kıyasla, gevşemiş olmasına karşın, 1 yıllık tahvil faizlerinin geçtiğimiz Enflasyon Raporu döneminden bugüne yükselme eğiliminde olduğu dikkat çekmiştir (Grafik.3.3). Aynı dönemde, Avrupa da da tahvil faizlerinde yükseliş gözlenmiştir. Enflasyon Raporu 1-III

23 3. Enflasyon Gelişmeleri 1 yılının ikinci çeyreğinde tüketici enflasyonu bir önceki çeyreğe kıyasla yaklaşık, puan azalarak yüzde 7, oranına gerilemiştir. Enflasyondaki bu düşüşte işlenmemiş gıda fiyatlarındaki düzeltme belirleyici olmuştur. Böylelikle gıda grubu fiyat artışlarının yıllık enflasyona olan katkısı yaklaşık,3 puana inmiştir. Diğer taraftan, Türk lirasında gözlenen değer kayıpları enflasyondaki düşüşü sınırlayan en önemli gelişme olmuştur. Yılın ilk dört ayında, geçmiş dönemde yaşanan döviz kuru artışlarının birikimli yansımalarının azalması ile gerileyen temel mal grubu yıllık enflasyonu, dönem içinde gözlenen değer kayıplarının etkisiyle Mayıs ve Haziran aylarında yükseliş kaydetmiştir. Bu dönemde döviz kuru etkilerine ek olarak petrol fiyatlarındaki toparlanma ile birlikte yurt içi enerji enflasyonu da yükselmiştir. Hizmet enflasyonu ise ikinci çeyrekte sınırlı bir yükseliş kaydetmiştir. Bu gelişmede enflasyon ve enflasyon beklentilerinin yüksek seyrinin yanısıra, işgücü maliyetlerindeki hızlı artış eğilimi etkili olmuştur. Ayrıca taze meyve-sebze dışı gıda fiyatlarındaki birikimli artışlar yemek hizmetleri kanalından hizmet enflasyonunu olumsuz etkilemeye devam etmiştir. Sonuç olarak, çekirdek enflasyon göstergelerinin ana eğilimi bir önceki çeyreğe kıyasla temelde döviz kuru etkileri kaynaklı yükselmiştir. 1 yılının ilk çeyreğinde endeks tarihinin en yüksek artışını kaydeden gıda fiyatlarında ikinci çeyrekte belirgin bir düzeltme gerçekleşmiş ve grup fiyatları bu dönemde endeks ortalamasının üzerinde bir oranda azalış kaydetmiştir. Bu azalışta işlenmemiş gıda grubunda, taze meyve-sebze fiyatlarında ürün arzındaki artışla birlikte gözlenen belirgin gerileme belirleyici olmuştur. İkinci çeyrekte gıda grubu dışında tüm gruplarda fiyat artışları tarihsel ortalamaların üzerinde gerçekleşmiştir (Grafik 3.1). Bir önceki çeyreğe kıyasla gıda grubunun yıllık enflasyona katkısı yaklaşık 1, puan gerilerken enerji, temel mal ve hizmet gruplarının katkıları sırasıyla,,,3 ve,1 puan yükselmiştir (Grafik 3.). Grafik 3.1. Gruplar İtibarıyla TÜFE (İkinci Çeyrek Yüzde Değişim) Ortalaması 1 1 Grafik 3.. Yıllık Tüketici Enflasyonuna Katkı (Yüzde Puan) Temel Mallar* Hizmetler Tütün ve Altın** Enerji Gıda Gıda Enerji Tütün ve Altın* Temel Hizmet Mallar** TÜFE *Temel Mallar: Gıda, enerji, alkollü içecekler ve tütün ile altın dışında kalan mallar. ** Tütün ve Altın: Alkollü içecekler ve tütün ürünleri ile altın. Kaynak: TÜİK, TCMB. - - I III I III I III I III I III I III I III I Özetle yılın ikinci üç aylık döneminde enflasyon gıda fiyatları kaynaklı düşüş kaydetmiş olsa da bu dönemde Türk lirasında gözlenen değer kaybının söz konusu düşüşü sınırlamasıyla enflasyon görünümünde henüz arzu edilen iyileşme gerçekleşmemiştir. ABD doları bazlı enerji dışı ithalat fiyatlarındaki ılımlı seyre karşın son dönemde yaşanan döviz kuru hareketleri çekirdek enflasyon eğilimindeki iyileşmeyi geciktirmiştir. Ancak döviz kuru gelişmelerinin enerji dışında kalan diğer gruplara Enflasyon Raporu 1-III 1

24 yansımasının toplam talep koşullarındaki ılımlı görünüm çerçevesinde tarihsel ortalamalara kıyasla daha sınırlı olduğu değerlendirilmektedir. Önümüzdeki dönemde de döviz kuru geçişkenliğinin enflasyon üzerindeki etkisinin sınırlı kalacağı tahmin edilmektedir. Bununla birlikte, küresel piyasalardaki belirsizlikler ile enerji ve gıda fiyatlarındaki oynaklıklar enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaktadır Temel Enflasyon Görünümü Temel mal grubu yıllık enflasyonu ikinci çeyrekte,3 puan artarak yüzde,97 oranına yükselmiştir (Tablo 3.1.1, Grafik 3.1.1). Bu gelişmede yıllık enflasyonu yaklaşık puanlık artışla yüzde e yükselen dayanıklı tüketim malları etkili olmuştur (Grafik 3.1.). Dayanıklı tüketim mallarında döviz kuru etkileriyle Nisan-Mayıs döneminde gözlenen nispeten yüksek aylık fiyat artışlarının ardından grup fiyatları Haziran ayında daha ılımlı bir görünüm sergilemiştir. Türk lirasının son dönemde euro karşısında da değer kaybetmesi, euronun daha etkili olduğu beyaz eşya ve otomobil fiyatlarını bu çeyrekte olumsuz yönde etkilemiştir. Genel olarak toplam talep koşullarındaki ılımlı seyrin, döviz kuru gelişmelerinin temel mal grubu enflasyonuna yansımasını sınırladığı gözlenmektedir. Alt gruplardan giyim grubunda yıllık enflasyon ikinci üç aylık dönemde dalgalı bir seyir izlese de bir önceki çeyrek sonuna kıyasla bir değişim göstermemiştir. Dayanıklı ve giyim dışı temel mallarda ise yıllık enflasyon kademeli yavaşlama eğilimini sürdürmüş, ancak Türk lirasındaki zayıflama grup enflasyonunda daha olumlu bir görünümü engellemiştir. Bu gelişmeler ışığında, temel mal grubunun tüketici enflasyonuna olan katkısı ikinci çeyrekte 1, puana yükselmiştir (Grafik 3.). Bu gelişmelere ilaveten, mobilya, ev tekstili ve giyim ürünlerinden alınan gümrük vergilerinde son dönemde yapılan artışların önümüzdeki dönemde temel mal fiyatları üzerinde yukarı yönlü bir risk unsuru oluşturduğu değerlendirilmektedir. Grafik Temel Mal ve Hizmet Grubu Fiyatları (Yıllık Yüzde Değişim) 1 Temel Mallar Hizmet Kaynak: TÜİK, TCMB. İkinci çeyrekte temel mal enflasyonunun ana eğiliminde büyük ölçüde döviz kuru kaynaklı belirgin bir bozulma gözlenmiştir (Grafik 3.1.3). Mevsimsellikten arındırılmış olarak fiyatlar Nisan ve Mayıs aylarında önemli bir artış sergilemiş, ancak Haziran ayında daha düşük oranlı bir fiyat artışı gerçekleşmiştir. Enflasyon Raporu 1-III

25 Grafik Temel Mal Fiyatları (Yıllık Yüzde Değişim) 1 Giyim ve Dayanıklı Dışı Temel Mallar Dayanıklı Mal (altın hariç) Giyim 1 Grafik Temel Mal Fiyatları (Mevsimsellikten Arındırılmış, Yıllıklandırılmış 3 Aylık Ortalama Yüzde Değişim) Kaynak: TÜİK, TCMB. Kaynak: TÜİK, TCMB. Tablo Mal ve Hizmet Grubu Fiyatları (Üç Aylık ve Yıllık Yüzde Değişim) 1 1 II III IV Yıllık I II TÜFE,,9 1,3,17 3,3 1, 1. Mallar, -,3 1,99 7,99 3,3 1,37 Enerji -1,1,11 -,7-1, 1,9 1, Gıda ve Alkolsüz İçecekler,1 1,,9 1,73, -3, İşlenmemiş Gıda -,1, 3,3 1, 1, -9,7 İşlenmiş Gıda,,,3 13,1,3 1, Temel Mallar,1 -,39,9,9-1,1, Giyim ve Ayakkabı,3-1, 1,3, -1,3,37 Dayanıklı Mallar (Altın Fiyatları Hariç) -,39 -, -,9,7 3,91 1,3 Mobilya, -1,11 1, 7,73 3, 1, Elektrikli ve Elektriksiz Aletler -,1,9 -,31 1,,,9 Otomobil -1, -,1-1,19 13,7,1 1, Diğer Dayanıklı Mallar,7, 1,7 7, 1,3 3,19 Giyim ve Dayanıklı Dışı Temel Mallar, 1, 1,3 9,7 1,7,1 Alkollü İç. Tütün Ür. ve Altın -,9,, 7,73,9,1. Hizmetler,1 3,,1,9,3, Kira 1,, 1,7 7,3 1,7 1,77 Lokanta ve Oteller,1 3,9, 13,9 3, 3,9 Ulaştırma,, -,3 7,7,1, Haberleşme,,,1,, -,11 Diğer Hizmetler*,,7,1,,9 3, * Kira, lokanta ve oteller, ulaştırma ile haberleşme hizmetleri dışında kalan hizmetler. Kaynak: TÜİK, TCMB. Hizmet grubunda yıllık enflasyon ikinci çeyrekte ilk çeyreğe kıyasla,3 puanlık artışla yüzde, e yükselmiştir (Grafik 3.1.1). Bu gelişmede fiyatları tarihsel ortalamaların belirgin olarak üzerinde artış gösteren lokanta-otel ile diğer hizmetler alt grupları belirleyici olmuştur (Grafik 3.1. ve Grafik 3.1.). Diğer taraftan, yıllık enflasyon bu dönemde ulaştırma ve haberleşme hizmetlerinde gerilerken kirada nispeten yatay seyretmiştir (Grafik 3.1.). Hizmet enflasyonundaki yükselişte öne çıkan lokanta-otel grubu fiyatları üzerinde gıda fiyatlarındaki birikimli artışların etkileri gözlenmeye devam etmiştir. Her ne kadar bu çeyrekte gıda fiyatlarında bir düzeltme gözlense de, hem düzeltmenin büyük ölçüde taze meyve ve sebze ile sınırlı kalması, hem de et fiyatlarında ek artışların gözlenmesiyle lokanta-otel grubunda fiyat artışları hız kesmemiştir. Bunun yanında, diğer hizmetler grubunda özellikle döviz kuru etkilerine bağlı olarak artan paket tur fiyatlarının seyri ön plana çıkmıştır. Bu gelişmelerle hizmet grubunun tüketici enflasyonuna olan katkısı, puana yükselmiştir. Enflasyon Raporu 1-III 3

26 Hizmet Kira Lokanta Otel Ulaştırma Haberleşme Diğer Hizmetler* Grafik Alt Gruplar İtibarıyla Hizmet Fiyatları (İkinci Çeyrek Yüzde Değişim) Grafik Alt Gruplar İtibarıyla Hizmet Fiyatları (Yıllık Yüzde Değişim), 3, 3,,, 1, 1,,, -, 7-1 Ortalama 1, 3, 3,,, 1, 1,,, -, 1 1 Diğer Hizmetler* Ulaştırma Lokanta ve Otel Haberleşme Kira *Diğer hizmetler kira, lokanta ve oteller, ulaştırma ile haberleşme hizmetleri dışında kalan hizmetlerdir. Kaynak: TÜİK, TCMB. Mevsimsellikten arındırılmış verilere göre hizmet enflasyonu ana eğilimi ikinci çeyrekte yatay seyrederek son dönemdeki yüksek seviyesini korumuştur (Grafik 3.1.). Bu dönemde hizmet fiyatları yayılım endeksi ise yukarı yönlü bir hareket göstererek ikinci çeyrek itibarıyla tarihsel yüksek seviyelerine yakın bir düzeye yükselmiştir (Grafik 3.1.7). Grafik Hizmet Fiyatları (Mevsimsellikten Arındırılmış, Yıllıklandırılmış Üç Aylık Ortalama Yüzde Değişim) Grafik Hizmet Fiyatları Yayılım Endeksi* (Mevsimsellikten Arındırılmış Üç Aylık Ortalama) 1 1,7, ,, 1 1,,,,,3,3 - -,, Kaynak: TÜİK, TCMB. * Yayılım Endeksi: Ay içinde fiyatı artan maddelerin sayısı ile fiyatı azalan maddelerin sayısı arasındaki farkın toplam madde sayısına oranı olarak hesaplanmaktadır. Kaynak: TÜİK, TCMB. Talep koşullarındaki ılımlı seyre karşın maliyet yönlü baskılar hizmet fiyatları üzerinde belirleyici olmaya devam etmektedir. Taze meyve-sebze dışı gıda grubunda yıllık enflasyonun yüksek seviyesini korumasıyla yemek hizmetleri grubunda yıllık enflasyon ikinci çeyrekte de yükselmiştir (Grafik 3.1.). Bunun yanında, Türk lirasındaki birikimli değer kayıplarının etkisi döviz kuru duyarlılığı yüksek olan diğer hizmetler alt grubunda hissedilmeye devam etmiştir. Ayrıca, hizmet sektöründeki saatlik işgücü maliyetlerinin yıllık artış eğiliminin son yıllarda yüzde 1 un üzerinde seyretmesi işgücü maliyetleri ile doğrudan ilişkili olan bu grupta enflasyonun yüksek seyrine katkı yapan bir diğer unsur olmuştur (Grafik 3.1.9). Böylelikle, endeksleme davranışının belirgin olduğu hizmet grubunda enflasyon katılığı sürmüştür. Enflasyon Raporu 1-III

27 Grafik Yemek Hizmetleri ve Gıda Fiyatları* (Yıllık Yüzde Değişim) Taze Meyve-Sebze Dışı Gıda Yemek Hizmetleri (sağ eksen) Grafik Haberleşme Hariç Hizmet Fiyatları ve Hizmet Sektöründe Saatlik İşgücü Maliyet Endeksi (Yıllık Yüzde Değişim, 3 Aylık Ortalama) Haberleşme Hariç Hizmet Saatlik İşgücü Maliyeti Endeksi (3 çeyreklik hareketli ortalama) * Taze meyve-sebze dışı gıda. Kaynak: TÜİK, TCMB. Kaynak: TÜİK, TCMB. Para politikasında sürdürülen temkinli duruş ve yurt içi talepteki ılımlı seyir hizmet enflasyonunda öngörülen kademeli iyileşmeyi destekleyen unsurlar olarak değerlendirilmekle birlikte, yukarıda sayılan maliyet yönlü etkiler daha baskın gelmektedir. Sonuç olarak, gıda fiyatları, döviz kurları ve ücretlerden kaynaklanan birikimli maliyet artışları enflasyon beklentilerini de olumsuz etkilemekte ve enflasyonun arzu edilen seviyelere düşme sürecini geciktirmektedir. Temel mal ve hizmet gruplarındaki görünüm paralelinde temel enflasyon göstergelerinden H ve I nın yıllık enflasyonları, H de daha sınırlı olmak üzere, ikinci çeyrekte yükselerek sırasıyla yüzde 7, ve 7,1 olmuştur (Grafik 3.1.1). Bunun yanında, temel enflasyon göstergelerinin ana eğilimlerinde önceki çeyrek sonuna kıyasla belirgin bir bozulma gözlenmiştir (Grafik ). Yılın ilk çeyreğinin tersine, bu dönemde temel mal eğilimindeki yukarı yönlü hareket enflasyonun ana eğilimini olumsuz etkilemiştir. Grafik Temel Enflasyon Göstergeleri H ve I (Yıllık Yüzde Değişim) 1 H I 1 Grafik Temel Enflasyon Göstergeleri H ve I (Mevsimsellikten Arındırılmış, Yıllıklandırılmış Üç Aylık Ortalama Yüzde Değişim) H I Kaynak: TÜİK. Kaynak: TÜİK, TCMB. Öte yandan, dönem sonları itibarıyla yayılım endekslerine göre fiyat artırma eğilimi bir önceki çeyreğe kıyasla belirgin bir değişim göstermemiştir. Ancak, yayılım endeksleri Nisan-Mayıs döneminde yükselirken Haziran ayında aynı ölçüde gerilemiştir (Grafik 3.1.1). TCMB bünyesinde takip edilen alternatif çekirdek enflasyon göstergeleri de dönem içinde benzer hareketler sergilemiştir (Grafik ). Özetle, yılın ilk çeyreğinde döviz kuru ve petrol fiyatlarındaki gelişmelere paralel olarak fiyatlama davranışında gözlenen bozulma, ikinci çeyreğin ilk iki ayında da sürse de, Haziran ayı itibarıyla bir miktar Enflasyon Raporu 1-III

28 tersine dönmüştür. Para politikasında sürdürülen temkinli duruşa bağlı olarak yurt içi talep koşullarındaki ılımlı seyir ile enerji dışı ithalat fiyatlarındaki olumlu görünüm maliyet baskılarının tüketici fiyatlarına yansımasını kısmen sınırlamaya devam etmiştir. Özellikle gıda fiyatlarındaki düzeltme sonucunda manşet enflasyonda kaydedilen aşağı yönlü hareketlerin sürmesi halinde, önümüzdeki dönemde fiyatlama davranışlarındaki normalleşmenin hızlanacağı öngörülmektedir. Grafik TÜFE ve H Yayılım Endeksleri (Mevsimsellikten Arındırılmış Üç Aylık Ortalama), TÜFE H, Grafik Temel Enflasyon Göstergeleri SATRIM ve FCORE* (Yıllıklandırılmış Üç Aylık Ortalama) 1 FCORE SATRIM 1,,,3,3 1 1,,,1,1,, Kaynak: TÜİK, TCMB. *SATRIM: Mevsimsellikten arındırılmış veriler ile hesaplanan budanmış ortalama enflasyon. FCORE: Faktör modele dayalı gösterge. (Bakınız Enflasyon Raporu 11-I, Kutu 3.). Kaynak: TCMB. 3.. Gıda, Enerji ve Alkol-Tütün Fiyatları Tarım katma değeri 1 yılındaki daralmanın ardından 1 yılı ilk çeyreğinde artış kaydetmiştir. Bitkisel üretim tahminleri de 1 yılı için meyve, sebze ve tahıl ürünleri üretiminde bir önceki yıla kıyasla artış öngörmektedir. Bu çerçevede, gıda fiyatları taze meyve ve sebze fiyatları ürün arzındaki artışla birlikte ikinci çeyrekte önemli bir düzeltme eğilimi sergilemiştir. Mart ayında yüzde 1 ün üzerinde olan gıda yıllık enflasyonu ikinci çeyrek sonu itibarıyla yüzde 9, e gerileyerek Nisan Enflasyon Raporu varsayımının ima ettiği düzeyin bir miktar altında gerçekleşmiştir (Grafik 3..1). Gıda yıllık enflasyonunda ikinci çeyrekte gözlenen gerilemede temelde işlenmemiş gıda fiyatlarındaki görünüm etkili olmuştur (Grafik 3..). Mevsimsellikten arındırılmış verilerle yılın ilk dört ayında işlenmemiş gıda ürünleri fiyatlarında kayda değer artışlar izlenmiş, bu dönemde aşırı yağış, sel ve don olayları özellikle sera ve açıkta yetişen bazı sebze ürünlerinin arzını olumsuz yönde etkilemişti. Mayıs ve Haziran ayları ile birlikte işlenmemiş gıda fiyatlarında artan meyve ve sebze ürün arzına bağlı olarak bir düzeltme eğilimi gözlenmiştir. Böylelikle işlenmemiş gıda yıllık enflasyonu bir önceki çeyreğe kıyasla,7 puan azalarak yüzde 9,3 ya gerilemiştir. Diğer taraftan, taze meyve ve sebze fiyatlarındaki düşüşlere karşılık, kırmızı et fiyatlarındaki yüksek artış eğilimi canlı hayvan varlığındaki arz sıkıntısına bağlı olarak devam etmiş, kırmızı ette son bir yıllık dönemdeki fiyat artışı yüzde 3 lere ulaşmıştır. Kırmızı et fiyatlarında süregelen bu olumsuz görünüm gerek gıda gerekse yemek hizmetleri enflasyonundaki iyileşmeyi sınırlayabilecek önemli bir risk unsuru olarak belirmektedir. Bu gelişmelere ek olarak, fındık, yer fıstığı, badem içi gibi kuru meyvelerdeki yüksek oranlı fiyat artışları bu çeyrekte de hız kesmeden sürmüştür (Grafik 3..3). İşlenmiş gıda yıllık enflasyonunda ilk çeyrekte gözlenen yavaşlama eğilimi ikinci üç aylık dönemde de devam etmiştir (Grafik 3..). Bu gelişmede, buğday fiyatlarında son aylardaki ılımlı seyre Enflasyon Raporu 1-III

29 bağlı olarak aylık fiyat artışları yavaşlayan ekmek ve tahıl ürünleri grubu temel belirleyici olmuştur. Ekmek ve tahıl dışı işlenmiş gıda grubu genelinde ise işlenmiş kırmızı et ve sıvı yağ kalemleri dışında fiyatlar nispeten ılımlı bir seyir kaydetmiştir. Alt kalemlerden zeytinyağı fiyatlarında 1 yılı ile birlikte keskin bir artış eğilimi gözlenmiştir (Grafik 3..3). İşlenmiş gıda fiyatlarının önümüzdeki dönemdeki görünümü açısından buğday fiyatlarının seyri büyük önem arz etmektedir. 1 yılı ilk tahminlerine göre buğday üretiminin geçen yıla göre yüzde 1, artışla, milyon ton ile kayda değer bir yükseliş göstereceği tahmin edilmektedir. Ekmek-tahıl grubu fiyat artışlarını sınırlayacak bu gelişmeye karşılık, 1 dönemi için açıklanan buğday müdahale alım ve satım fiyatları, yurt içi buğday fiyatları kanalıyla ekmek ve tahıl grubu enflasyonundaki düşüşü sınırlayabilecektir. Grafik Gıda ve Enerji Fiyatları (Yıllık Yüzde Değişim) Gıda Enerji Grafik 3... Gıda Fiyatları (Yıllık Yüzde Değişim) İşlenmiş Gıda İşlenmemiş Gıda Kaynak: TÜİK, TCMB. Kaynak: TÜİK, TCMB. İkinci üç aylık dönemde gıda enflasyonu yavaşlarken, gıda ve yemek hizmetleri hariç tüketici enflasyonu Nisan-Mayıs aylarındaki gelişmelerle yükselmiştir (Grafik 3..). Mevcut durumda, gıda ve yemek hizmetleri grubunun yıllık enflasyonu yüzde 1,3, gıda ve yemek hizmetleri hariç tüketici enflasyonu ise yüzde, seviyesindedir. Gıda fiyatlarında yılın ikinci çeyreğinde kaydedilen düzeltmenin tarımsal üretimdeki olumlu görünüm paralelinde önümüzdeki dönemde de süreceği öngörülmektedir. Kısa vadede gözlenen olumlu resme ek olarak, yetkili kurumlar tarafından alınmakta olan önlemlerin orta vadede gıda enflasyonunun tüketici enflasyon hedefi ile uyumlu seviyelere gerilemesine katkı sağlayacağı değerlendirilmektedir. Grafik Seçilmiş Gıda Fiyatları (Fiyat Endeksi, =1) Grafik 3... Gıda ve Gıda Dışı Fiyatlar (Yıllık Yüzde Değişim) 3 TÜFE (Mev. Arındırılmış) Taze Meyve ve Sebze (Mev. Arındırılmış) Kırmızı Et Zeytinyağı Kuru Meyve ve Sert Kabuklu Yemişler Gıda ve Yemek Hizmetleri Gıda ve Yemek Hizmetleri Hariç TÜFE Kaynak: TÜİK, TCMB. Kaynak: TÜİK, TCMB. Enflasyon Raporu 1-III 7

30 Enerji fiyatları ikinci çeyrekte yüzde 1, oranında artmıştır. Uluslararası petrol fiyatlarında ikinci çeyreğin ortalarında gözlenen güçlü artış eğilimi dönem sonuna doğru yavaşlamış ve Brent tipi ham petrolün varil fiyatı 1 ABD doları civarında çeyreği tamamlamıştır. Bunun yanında, Türk lirasındaki değer kaybının da etkisiyle, akaryakıt fiyatları anılan dönemde yüzde 3,13 oranında artmıştır. Tüpgaz fiyatları ise bu dönemde yüzde 1, oranında gerilemiştir (Grafik 3..). Fiyatı belediyelerce belirlenen şebeke suyu fiyatları ilk çeyrekteki yüksek artışın ardından bu dönemde de yüzde, oranında artarak yukarı yönlü eğilimini korumuştur. Sonuç olarak, enerji grubu yıllık fiyat artış oranı bir önceki çeyrek sonuna kıyasla, puan artışla yüzde,7 olmuş, grup fiyatlarının tüketici enflasyonunu sınırlayıcı etkisi azalarak da olsa sürmüştür (Grafik 3..1). Grafik 3... Petrol ve Seçilmiş Yurt İçi Enerji Fiyatları* (Endeks, Aralık 1=1) Petrol Fiyatı (Brent varil fiyatı, TL) Akaryakıt Likit Hidrokarbonlar (Tüpgaz) 1 1 Grafik 3... Yurt İçi Enerji Fiyatları (Yıllık Yüzde Değişim) 3 Akaryakıt Likit Hidrokarbonlar (Tüpgaz) Doğalgaz Elektrik *Petrol fiyatları TL cinsinden hesaplanmıştır. Kaynak: TÜİK, TCMB, Bloomberg. Kaynak: TÜİK. Alkollü içecekler ve tütün ürünleri fiyatları ilk çeyrekte ÖTV artışına bağlı belirgin bir yükseliş sergiledikten sonra ikinci çeyrekte kayda değer bir değişim göstermemiştir Yurt İçi Üretici Fiyatları Yurt içi üretici fiyatları (Yİ-ÜFE) yılın ikinci çeyreğinde imalat sanayi fiyatlarındaki gelişmelerin etkisiyle yüzde,1 oranında artarken yıllık enflasyon yüzde,73 e yükselmiştir (Tablo 3.3.1, Grafik 3.3.1). Tablo Yİ-ÜFE ve Alt Kalemler (Üç Aylık ve Yıllık Yüzde Değişim) 1 1 II III IV Yıllık I II Yİ-ÜFE -,3, -,,3,,1 Madencilik -1,77,9 -, 1,,33 3,9 İmalat,11,1-1,1 7,3, 3, Petrol Ürünleri Hariç İmalat,,3 -,,9, 3,1 Petrol ve Ana Metal Ürünleri Hariç İmalat,7,37,1 9,,7 3, Elektrik, Gaz Üretimi ve Dağıtımı -, 1,1 1,3-3, 1, -3,33 Su Temini,9,9, 11,9 13,7,1 Ana Sanayi Gruplarına göre Yİ-ÜFE Ara Malı -,7 1, -,3,3 1,97,9 Dayanıklı Tüketim Malları -1,1 -,, 7,,1 3, Dayanıklı Tüketim Malları (Altın Hariç) 1, -,39 1,9 7,3,91,9 Dayanıksız Tüketim Malları,1,79,9 13, 3, 3,31 Sermaye Malı -3,7 -,7 -, -7,,9 1,33 Enerji -1, 1,1 -,,97,3,7 Kaynak: TÜİK, TCMB. Enflasyon Raporu 1-III

31 Bu dönemde imalat sanayi fiyatları yüzde 3, oranında artmış, grup yıllık enflasyonu ise yüzde 7,39 a yükselmiştir (Tablo 3.3.1, Grafik 3.3.). Grup fiyatlarındaki bu yükselişte, gıda imalatı ve uluslararası petrol fiyatlarındaki artışın yanı sıra, Türk lirasındaki değer kaybının etkisi ile genele yayılan artışlar etkili olmuştur. Nitekim yılın ikinci çeyreğinde ithalat fiyatları ABD doları bazında yatay seyrederken Türk lirası bazında belirgin bir yükseliş kaydetmiştir (Grafik 3.3.3). Grafik Yurt İçi Üretici ve Tüketici Fiyatları (Yıllık Yüzde Değişim) Grafik İmalat Fiyatları (Yıllık Yüzde Değişim) 1 Yİ-ÜFE TÜFE 1 1 Petrol ve Ana Metal Hariç İmalat İmalat Kaynak: TÜİK. Kaynak: TÜİK, TCMB. Bu dönemde ana sanayi gruplarında genele yayılan fiyat artışları gözlenmiştir (Tablo 3.3.1). Dayanıklı tüketim mallarında fiyatlar altın ve mobilya kalemlerinin etkisi ile yüzde 3, oranında yükselmiştir. Dayanıksız tüketim malları fiyatlarında yüzde 3,31 oranında gerçekleşen çeyreklik artışın temel belirleyicisi bir önceki çeyreğe benzer şekilde gıda imalatı sektörü olmuştur. Başta kırmızı et, işlenmiş meyve ve sebzeler, katı ve sıvı yağlar olmak üzere gıda imalatı fiyatları yükselişini hız kesmeden sürdürmüştür. Nitekim kırmızı et ve sıvı yağ üretici fiyatlarındaki gelişmelerin yansımaları bu dönemde tüketici fiyatları üzerinde belirgin olarak hissedilmiştir. Üretici fiyatlarının ana eğilimi hakkında bilgi içeren petrol ve ana metal hariç imalat sanayisinde çeyreklik fiyat artışları bir önceki döneme kıyasla hızlanmıştır (Grafik 3.3.). Sonuç olarak, Türk lirasındaki değer kaybı ve gıda imalatı kaynaklı yukarı yönlü etkiler doğrultusunda tüketici fiyatları üzerinde üretici fiyatları kaynaklı maliyet yönlü baskılar bir önceki çeyreğe kıyasla güçlenmiştir. Grafik ABD Doları ve Türk Lirası Cinsinden İthalat Fiyatları* (Endeks, 1=1) 17 İthalat Fiyatları (ABD Doları) İthalat Fiyatları (TL) 17 Grafik Ana Metal ve Petrol Hariç İmalat Sanayi Fiyatları (Mevsimsellikten Arındırılmış, Çeyreklik Yüzde Değişim) I II III IV I II III IV I II III IV I II III IV I II III IV I II *Haziran ayı verisi tahmindir. Kaynak: TÜİK, TCMB. Kaynak: TÜİK, TCMB. Enflasyon Raporu 1-III 9

32 Beklentiler Türk lirasında 1 yılının ilk çeyreğinde gözlenen hızlı değer kaybı eğiliminin ikinci çeyrekte yavaşlayarak da olsa devam etmesiyle birlikte enflasyon beklentilerindeki bozulma bu dönemde de sürmüştür. Temmuz ayında ise, orta vadeli beklentilerde önemli bir değişiklik gözlenmemiştir (Grafik 3..1). Enflasyon beklentileri vadeler bazında incelendiğinde, Ağustos ayı sonuna kadar olan beklentiler bir önceki çeyreğe kıyasla aşağı yönlü güncellenirken takip eden bir yıllık döneme ilişkin beklentiler bir miktar yükselmiştir. Bir yılın üzerindeki daha uzun vadeli beklentilerde ise aradaki farkın azaldığı gözlenmiştir (Grafik 3..). Bununla birlikte enflasyon beklentileri halen 1 ve 1 yılsonları için yüzde olarak belirlenen hedefin üzerinde seyretmektedir. Grafik ve Ay Sonrasındaki TÜFE Beklentileri* (Yıllık Yüzde Değişim) Ay 1 Ay Grafik 3... Enflasyon Beklentileri Eğrisi* (Yıllık Yüzde Değişim) Nisan 1 Enflasyon Hedefi Belirsizlik Aralığı Temmuz *TCMB Beklenti Anketi verileri olup, 13 yılı öncesi için ikinci anket dönemi beklentileridir. Kaynak: TCMB. *TCMB Beklenti Anketi nde çeşitli vadelerde oluşan enflasyon beklentileri kullanılarak doğrusal interpolasyon yöntemiyle oluşturulmuştur. 13 yılı öncesi için ikinci anket dönemi beklentileridir. Kaynak: TCMB. Orta vadeli enflasyon beklentilerinin olasılık dağılımları incelendiğinde, Temmuz ayı itibarıyla enflasyon beklentilerinde Nisan ayına kıyasla bir bozulma görülmektedir (Grafik 3..3 ve Grafik 3..). Özellikle ay sonrası için enflasyonu yüzde, ve üzerinde bekleyenlerin oranında artış gözlenmiştir. Grafik Gelecek 1 Aylık Enflasyon Beklentilerinin Olasılık Dağılımı* (Yüzde) Grafik 3... Gelecek Aylık Enflasyon Beklentilerinin Olasılık Dağılımı* (Yüzde) Nisan 1 Temmuz < 3, 3,-,9,-,9,-,9,-7,9 7, Nisan 1 1 Temmuz < 3, 3,-,9,-,9,-,9,-7,9 7, 3 1 * Yatay eksen enflasyon beklenti aralıklarını, dikey eksen ise belirtilen aralığa karşılık gelen olasılık dağılımı tahminini ifade etmektedir. TCMB Beklenti Anketi verileri olup, 13 yılı öncesi için ikinci anket dönemi beklentileridir. Detaylı bilgi için Bkz.: TCMB Genel Ağ sayfasından "Veriler/Anketler/Beklenti Anketi/Yöntemsel Açıklama. Kaynak: TCMB. 3 Enflasyon Raporu 1-III

33 Kutu 3.1 Enflasyonu Açıklamada Kredilerin Bilgi Değeri 1 Son yıllarda kredilerin bir finansman aracı olarak ekonomideki ağırlığı giderek artarken para politikası uygulamasındaki rolü de gerek yurt içinde gerekse küresel ölçekte önemli değişimlere uğramıştır. Birçok ülkede küresel krizi takip eden dönemde finansal istikrarın korunmasına yönelik makro ihtiyati tedbirler ekonomi politikalarının merkezine oturmuş; Türkiye de de 1 yılının sonlarından itibaren para politikası çerçevesinde kredilerin önemi artmıştır. Geleneksel enflasyon hedeflemesine makro ihtiyati uygulamaların da eklenmesiyle birlikte para politikasının enflasyon kontrolünde etki alanının ne olduğu sorusundan hareketle bu kutuda, kredilerin enflasyona dair bilgi içeriği ele alınmaktadır. Parasal koşulların yanında kredilerin de iş çevriminin önemli bir belirleyicisi olduğu düşüncesiyle, enflasyonu açıklamadaki anlamlılığı sınanmak üzere Phillips eğrisi tahminlerinde çeşitli kredi değişkenlerine yer verilmiştir. Bu değişkenler tahminlerde çıktı açığı yerine ve çıktı açığı ile birlikte olmak üzere iki farklı şekilde kullanılmıştır. Kredileri içerir Phillips eğrisi denkleminin genel yapısı şu şekildedir: π t = c + απ t 1 + βπ m 1 t + i= γ i e t i + j= δ j kr t j + φ aötv t + ε t, j =, J m Burada π tüketici enflasyon oranını; π t ABD doları cinsinden ithalat fiyat enflasyonunu; e t $/TL döviz kurunu; kr kredileri; aötv t akaryakıt ürünleri üzerindeki maktu ÖTV tutarını (TL/litre); ε t ise hata terimini göstermektedir. Baz modelde kr yerine çıktı açığı değişkeni kullanılmıştır. δ katsayısı istatistiksel olarak anlamlı ve pozitif tahmin edilen değişkenler enflasyona dair bilgi içeriği var şeklinde değerlendirilmiştir. Kullanılan kredi verileri bankacılık sektörünün finansal olmayan kesime kullandırdığı nominal kredi hacmini ifade etmektedir. Krediler için veri dönüştürme yöntemi itibarıyla üç farklı tanım yapılmıştır: (i) Net kredi kullanımı ( D t /Y t ): Kredi stokundaki (D t ) çeyreklik farkın mevsimsellikten arındırılmış ilgili çeyrek nominal GSYİH ye oranı, (ii) Kredi çevrimi: Kredi stokunun HP(1) ile hesaplanmış trendinden arındırılmış çevrim bileşeni, (iii) Kredi stokunun çeyreklik değişimi. Bu üç tanım, bireysel kredi kartları, konut, taşıt, ihtiyaç, toplam tüketici, konut hariç toplam tüketici kredisi ile ticari ve toplam kredi olmak üzere farklı kredi türü için hesaplanmıştır. Bu çerçevede tahmin edilen Phillips eğrilerine dair özet bulgular Tablo 1 de sunulmaktadır. Öne çıkan temel noktalar işe şu şekilde özetlenebilir: Finansal koşulların bir göstergesi olan kredi değişkenleri enflasyonu açıklamada ek bir katkı sağlamaktadır. İş çevrimine dair herhangi bir değişken içermeyen (1) numaralı denklemin açıklayıcı gücü yüzde 9 iken, finansal faktörlerin etkisini görmeye yönelik olarak eklenen farklı kredi tanımlarının içerildiği denklemlerin (3)- (1) açıklayıcı gücü yüzde 73 ila 7 arasında değişmektedir. Bu durum kredilerin enflasyonu açıklamada bilgi değeri olduğuna, kredilerde artış (düşüş) olduğunda enflasyonun yükselme (yavaşlama) eğilimi gösterdiğine işaret etmektedir. Krediler enflasyonu açıklamada çıktı açığı yerine kullanıldığında denklemlerin açıklama gücünde bir kayıp olmamaktadır. İş çevrimi değişkeni olarak çıktı açığının kullanıldığı () numaralı Phillips eğrisinin açıklama gücü ile kredilerin kullanıldığı denklemlerinki birbirine yakın tahmin edilmiştir. 1 Kutudaki değerlendirmeler Öğünç ve Sarıkaya (1) çalışmasına dayanmaktadır. Analizle ilgili detaylar için bu çalışmaya bakılabilir. Enflasyon Raporu 1-III 31

34 Kredi tanımları arasında takip edilmek üzere net kredi kullanımı tanımı daha işlevsel bir gösterge olarak öne çıkmaktadır. Net kredi kullanımı, denklemlerdeki açıklama gücünün yüksekliği bakımından kredi çevrimi ve çeyreklik değişim tanımlarına kıyasla biraz daha üstün görünmektedir. Bu tanımın ayrıca geriye dönük olarak pek fazla güncelleme göstermemesi (gerçek zamanlılık özelliği) de önemli bir avantaj olarak belirmektedir. Tablo 1. Phillips Eğrisi Tahminleri: Çıktı Açığı Yerine Krediler (a)(b)(c) (Bağımlı Değişken: İşlenmemiş Gıda ve Alkol-Tütün Dışı TÜFE Çeyreklik Enflasyonu) Örneklem: Ç1-1Ç1 Veri Dönüşümü: Kredi Türü: (1) () (3) () () () (7) () (9) (1) Çevrim Değişkeni İçermeyen Model Baz Model Net Kredi Kullanımı Konut Hariç Tüketici Net Kredi Kullanımı Ticari (KEA) Net Kredi Kullanımı Toplam (KEA) HP HP HP Konut Hariç Tüketici Çeyreklik Değişim Ticari Toplam Ticari Sabit Terim t,1***,9***,1 -, -,17,1***,***,***,1,11 Çeyreklik Değişim Enflasyon t-1,9***,3***,***,***,***,3***,3***,37***,7***,3*** İthalat Fiyatları t,1***,13***,1***,1***,1***,1***,1***,1***,1***,1*** ABD Doları t,***,***,***,7***,***,7***,7***,7***,7***,7*** t-1,3***,***,3***,***,***,3***,1,**,3***,*** Akaryakıt Vergi t,***,***,***,7***,7***,***,***,***,***,*** Çıktı açığı t,*** Tüketici Kredisi t-,*** t-1,*** t-,39*** Ticari Kredi t-1,***,***,***,***,***,*** Ticari (KEA) t-,***,***,*** t-,*** R,73,79,79,,79,7,7,7,7,7 R,9,7,7,7,7,7,7,7,73,73 (Uyarlanmış) Notlar: (a) Enflasyon tanımı olarak, mevsimsel etkilerden arındırılmış çeyreklik işlenmemiş gıda ve alkol-tütün dışı tüketici enflasyonu kullanılmıştır. (b) *** yüzde, ** yüzde 1, * yüzde 1 düzeyinde anlamlılıkları ifade etmektedir. (c) HAC standart hata ve kovaryanslar kullanılmıştır. KEA ifadesi ilgili kredilerin kur etkisinden arındırılmış olduğunu göstermektedir. Tabloda, veri dönüşümü bazında, istatistiksel ve iktisadi olarak anlamlı bulunan kredi türlerine ait denklem tahminleri arasından açıklayıcı gücü en yüksek olanlara yer verilmiştir. Enflasyonu açıklama gücü bakımından tüketici kredisi tanımları arasında konut hariç tüketici kredisi, ticari kredilerde ise kur etkisinden arındırılmış ticari krediler öne çıkmıştır. Ayrıca, konut kredilerinin tüketici enflasyonuna dair bilgi içeriği görece zayıf bulunmuştur. Tüketici ve ticari krediler ayrımında ise bilgi içeriği olarak belirgin bir ayrışma gözlenmemiştir. (3) ve () numaralı denklemler için birbirine yakın R değerleri tahmin edilmiştir. Bu paralelde toplam krediler () de ana bileşenleriyle benzer bilgi içeriğine sahiptir. Eşit tutarda bir kredi artışı için tüketici kredilerinin ticari kredilere kıyasla daha yüksek bir enflasyonist etkisi olmaktadır. Ancak, örneklemdeki ortalama paylar esas alındığında, sonuçlar iki kredi türünden birinin daha enflasyonist olduğu yönünde güçlü bir bulgu ortaya koymamaktadır. (3) ve () numaralı denklemlerde tüketici kredisi için tahmin edilen katsayı toplamı ticari krediler için tahmin edilenin 3 katıdır. Buna göre, milli gelir içindeki pay itibarıyla 1 puanlık artışın tüketici kredilerinde daha yüksek bir enflasyonist etkisi olmaktadır. Diğer taraftan, milli gelir içindeki pay itibarıyla ticari kredilerin tüketici (konut hariç) kredilerine kıyasla ortalamada kat daha büyük olduğu izlenmektedir. Dolayısıyla, katsayı büyüklüklerindeki bu farklılaşma ölçek etkisini de yansıtmaktadır. Ölçek etkisinin ortadan kalktığı kredi çevrimi tanımı için ise tahmin edilen ticari ve tüketici kredisi katsayılarının birbirine yakın olduğu izlenmektedir (bkz. () ve (7)). Ancak yukarıda da değinildiği gibi, eğer iki kredi türü için eşit tutarda (örneğin 1 er TL) bir artışın etkisi değerlendirilecek olursa, tüketici kredilerinin ticari kredilere kıyasla daha yüksek bir enflasyonist etkisi olmaktadır. 3 Enflasyon Raporu 1-III

35 Buraya kadar özetlenen sonuçlar kredilerin enflasyonu açıklamada çıktı açığına alternatif bir gösterge olabileceğine işaret etmektedir. Krediler ile çıktı açığı arasında yakın bir ilişki olduğu gibi, ekonomiye gelen şokların türüne göre bu ilişki zayıflayabilecek ve iş çevrimini temsil etmede tek bir gösterge yeterli olmayabilecektir. Bu noktada krediler enflasyonu açıklamada çıktı açığına ek bilgi sağlar mı? sorusu gündeme gelmektedir. Bu soruya cevap bulmak amacıyla çıktı açığı ve kredilerin açıklayıcı değişken olarak bir arada kullanıldığı Phillips eğrisi tahminleri Tablo de sunulmaktadır. Krediler enflasyonu açıklamada çıktı açığına ek bilgi sağlamaktadır. Çıktı açığı ve krediler için pozitif katsayı sınırlaması getirilen (11) de her iki değişken için iktisadi ve istatistiksel olarak anlamlı katsayılar tahmin edilmiştir. Aralarındaki güçlü ilişkiye rağmen çıktı açığı katsayılarında baz modele kıyasla belirgin bir değişim olmadan krediler için tahmin edilen katsayıların anlamlı bulunması ve baz modele kıyasla denklemin açıklayıcı gücünün artması, kredilerin ek bilgi değeri olduğunu göstermektedir. Bu sonuç, enflasyonu açıklarken çıktı açığı ve kredilerin birbirini tamamlayıcı şekilde değerlendirilebileceğine işaret etmektedir. Bulgular kredi büyümesinin yanı sıra kredi ivmesi, aynı şekilde çıktı açığının yanında çıktı açığındaki değişimin de enflasyon üzerinde etkili olabileceğine işaret etmektedir. Enflasyonu açıklama gücü bakımından en iyi denklem olan (1) de çıktı açığı ve kredilerin ikinci gecikmeli değerleri için negatif katsayılar elde edilmiştir. Ters işaretli ardışık gecikmeler, mutlak değerce eşit katsayı kısıtı altında iktisadi açıdan yorumlanabilir, anlamlı bir hale getirildikleri (13) te çıktı açığındaki değişim ve kredi ivmesi şeklinde ifade edilmiştir. Bu yolla (13) ün enflasyonu açıklama gücünde (11) e kıyasla belirgin bir değişiklik olmamıştır. Bununla birlikte ivme göstergelerinin anlamlı bulunmasında, göstergelerde keskin hareketlere sebep olan küresel kriz ve toparlanma süreçlerinin etkili olmuş olabileceği düşünülmektedir. Özetle, enflasyon kontrolünde araç seçimi ve mevcut para politikasının etki alanı konularında faydalı olabileceği düşünülen sonuçlar şöyle sıralanabilir: (i) Kredi göstergeleri enflasyonu açıklamada herhangi bir bilgi kaybı olmaksızın çıktı açığına alternatif olabileceği gibi ek bilgi de sağlayabilmektedir. (ii) Gecikme yapısı itibarıyla kredi gelişmelerinin enflasyona aktarımı bir buçuk yıla kadar ulaşabilmektedir. (iii) Kredi tanımları arasında net kredi kullanımı göstergesi öne çıkmaktadır. (iv) Kredilerin düzeyinin yanında ivmesi de enflasyonu etkileyebilmektedir. (v) Eşit tutarda bir kredi artışı için tüketici kredilerinin ticari kredilere kıyasla daha yüksek bir enflasyonist etkisi olmaktadır. (vi) Çıktı açığı tahmin edilirken kredi gelişmelerinin de dikkate alınması iş çevriminin daha iyi resmedilmesini sağlayabilecektir. Kaynakça Öğünç, F. ve Sarıkaya, Ç. (1). Enflasyonu Açıklamada Kredilerin Bilgi Değeri, TCMB Ekonomi Notu, No: 1/1. Tablo. Phillips Eğrisi Tahminleri: Çıktı Açığı ile Birlikte Krediler (a)(b)(c) (Bağımlı Değişken: İşlenmemiş Gıda ve Alkol-Tütün Dışı TÜFE Çeyreklik Enflasyonu) Örneklem: Ç1-1Ç1 (1) () (11) (1) (13) Net Net Net Çevrim Veri Dönüşümü: Kredi Kredi Kredi Değişkeni Baz Kullanımı Kullanımı Kullanımı İçermeyen Model Toplam Toplam Toplam Kredi Türü: Model (KEA) (KEA) (KEA) Sabit Terim t,1***,9***,,3,7 Enflasyon t-1,9***,3***,3***,1***,*** İthalat Fiyatları t,1***,13***,1***,13***,1*** ABD Doları t,***,***,***,7***,7*** t-1,3***,***,***,***,7*** Akaryakıt Vergi t,***,***,***,***,*** Çıktı Açığı t,***,** t-1,1*** t- -,7*** t-,***,***,3,** Δ(Çıktı Açığı) t-1,9*** Toplam Kredi t-1,**,*** t- -,9*** t-,***,***,*** Kredi İvmesi t-1,*** R,73,79,3,,3 R (Uyarlanmış),9,7,77,1,7 Notlar: (a) (b) (c) açıklamaları için bakınız Tablo 1 notlar bölümü. Enflasyon Raporu 1-III 33

36 Kutu 3. Türkiye de Tütün Ürünleri Piyasasında Firma Stratejisi, Tüketici Davranışı ve Vergilendirme Tütün ürünlerinin vergilendirilmesinde, mali otoritelerden sağlık otoritelerine, firmalardan ekonomik politika yapıcılara kadar taraf olan pek çok kurum bulunduğundan öngörülebilir ve sürdürülebilir bir vergi geliri sağlayan bir yapının temini büyük önem kazanmaktadır. Bu sebeple yukarıda belirtilen özelliklere uygun bir vergi şemasının belirlenmesinde mali konuların yanında firmaların fiyatlama stratejileri, tüketici davranışı, sağlık ve sektöre ilişkin konular da dikkate alınabilecektir. Bu notta vergi sisteminin tüketici davranışları ve firma stratejileri üzerindeki etkileri tartışılmakta ve bu çerçevede uygun bir vergi şemasına ilişkin çıkarımlar paylaşılmaktadır. Türkiye de Mevcut Tütün Ürünleri Vergilendirmesi Türkiye deki vergilendirme sisteminde tütün ürünleri özel bir yer tutmaktadır. Tütün ürünlerinin farkı, Özel Tüketim Vergisi nin (ÖTV) üretici fiyatı üzerinden değil, doğrudan nihai satış fiyatı üzerinden hesaplanıyor olmasıdır. Katma Değer Vergisi (KDV) de hem üretici fiyatı hem de hesaplanan ÖTV miktarı üzerinden alınmaktadır. Ayrıca, ÖTV hem nispi hem de maktu olarak alınmaktadır. Tablo.1: Tütün Ürünlerinde Nihai Tüketici Fiyatının Bileşenleri Nihai Satış Fiyatı (NSF): Üretici Fiyatı: Dağıtım/bayii payı: Nispi ÖTV miktarı: Maktu ÖTV miktarı: Toplam ÖTV miktarı: KDV miktarı: Mevcut durumda nihai tüketici fiyatı oluşumunu Tablo 1 den takip etmek mümkündür 3 : Y X Y p Y ötv M Y ötv + M (X + Y p + M + Y ötv) kdv NSF = Üretici fiyatı + Dağıtım ve bayii payı + ÖTV miktarı + KDV miktarı Y = X + Y p + (Y ötv + M) + (X + Y p + M + Y ötv) kdv NSF = Y = (1 + kdv) (X + M) 1 (1 + kdv) ötv (1 + kdv) p Notlar: Burada, ötv nispi ÖTV oranını, kdv KDV oranını, p dağıtıcı ve bayii payının oranını göstermektedir. Tablo 1 deki çıkarımdan görüldüğü üzere, diğer unsurlar sabitken, nihai satış fiyatı ile üretici fiyatı ve maktu ÖTV arasında doğrusal bir ilişki varken nihai satış fiyatı ile ÖTV, KDV ve dağıtıcı payı oranları arasında doğrusal olmayan bir ilişki vardır. Son 1 yıllık dönemde ÖTV oranlarındaki gelişmeler Grafik 1 de sunulmaktadır. Grafik 1: Tütün Ürünlerinde ÖTV Gelişmeleri (TL, Yüzde),, 7 3, 3,,, 3 1, 1,, 1 Maktunun (nispi minimum miktar) bağlayıcı olduğu dönem Nispinin bağlayıcı olduğu dönem Maktu ve Nispinin bağlayıcı olduğu dönem Nispi (minimum miktar, TL) Maktu (TL) Görüldüğü üzere hem maktu hem de, Nispi (Yüzde, sağ eksen) nispi ÖTV de zaman içinde belirgin artışlar kaydedilmiştir. ÖTV nin uygulanış biçimi göz önünde bulundurulduğunda, belirli dönemlerde tüm ürünler için geçerli olan sabit bir maktu miktar, bazı dönemlerde ise nihai satış fiyatı üzerinden hesaplanan nispi tutar bağlayıcı olmaktadır. Bu farklı durumlar firmalar için farklı fiyatlama davranışları ima edebilmektedir. Renkli bölgeler farklı ÖTV şemalarının belirleyici olduğu üç ayrı dönemi göstermektedir. İlk dönemde, nispi oran çok düşük olduğundan ürünler, satış fiyatı üzerinden hesaplanan nispi miktar yerine, belirlenmiş olan minimum nispi tutara tabidir. Dolayısıyla tüm ürüner aynı tutara tabi olduğundan, bu dönem maktu bir mikarın bağlayıcı olduğu bir dönem olarak değerlendirlmektedir. Kutudaki değerlendirmeler Atuk ve Özmen (1) çalışmasına dayanmaktadır. Analizle ilgili detaylar için bu çalışmaya bakılabilir. 3 Bu konu ile ilgili detaylı analizler Atuk, Çebi ve Özmen (11) ile 13-I Enflasyon Raporu Kutu 3.1 de sunulmaktadır. 3 Enflasyon Raporu 1-III

37 Tütün Ürünleri Segmentleri Tütün ürünleri farklı tüketici gruplarına yönelik fiyat segmentlerine göre kategorize edilebilmektedir. Genel olarak fiyat segmentleri üç aşamalı olarak sınıflandırılmaktadır (alt, orta, üst). Dönem boyunca ilgili segmentlerdeki ürünlerinin satış paylarına ilişkin seyir Grafik de sunulmaktadır. Son 1 yıllık dönemlerde üst segment ürünlerin paylarında belirgin bir değişiklik olmazken tüketim tercihlerinde orta segment ürünlerden alt segment ürünlere doğru kayış olduğu görülmektedir. Bu hareket büyük oranda ürün fiyatlarındaki artış eğiliminin bir sonucudur. Dolayısıyla, tüketicilerin fiyat Grafik : Segmentlere Göre Satış Payları (Yüzde) Orta Alt Üst Kaynak: TAPDK. hareketlerine duyarlı oldukları ve gerektiğinde fiyat değişimlerine segmentler arası geçişle karşılık verdikleri değerlendirilmektedir. Firma Stratejileri ÖTV tutarı nihai satış fiyatına göre belirlendiğinden ve nihai satış fiyatının firmalar tarafından belirlenmesinden dolayı, firma stratejileri fiyatlar ve vergi gelirleri üzerinde doğrudan belirleyici olmaktadır. Bu vergi sistemi duruma göre firmalara hem fiyat artırma hem de fiyat düşürme yönünde teşvikler sunabilmektedir. Firmaların Fiyat Artırma Tercihleri İlk olarak alt ve üst segment arasındaki fiyat farkının az olduğu bir durumu ele alalım. Bu durum, maktu ÖTV nin baskın olduğu bir vergi şemasında mümkündür. Bütün ürünlerden aynı miktarda ÖTV alındığı böyle bir ortam, firmalara orta ve üst segmenteki ürünlerin fiyatlarını artırma yönünde bir teşvik sunmaktadır. Çünkü böyle bir durumda nihai ürün fiyatındaki artışlar ek bir vergi geliri ortaya koymadan firmaların karlılığını artıracaktır. Nitekim, böyle bir eğilimin bir örneği Ocak-Temmuz döneminde gözlenmiştir. Tüm ürünlerin maktu bir miktara tabi olduğu bu dönemde orta ve üst segment ürünlerin fiyatları yükselmiştir. Maliyet değişimleri dışında, firmaların fiyat artırma tercihlerinin maktu ve nispi ÖTV oranlarına göre nasıl değiştiğini takip etmek mümkündür. Grafik 3.a da aynı vergi gelirini sağlayan maktu ve nispi ÖTV kombinasyonları ile her bir kombinasyonda ortaya çıkan alt ve üst segment fiyat farkı gösterilmektedir. Söz konusu fiyat farkı nispi ÖTV arttıkça artmakta, maktu ÖTV arttıkça azalmaktadır. Dolayısıyla mevcut vergi sisteminde, firmaların fiyat artıma güdüsünün nispi ÖTV ile ters, maktu ÖTV ile doğru orantılı olduğu görülmektedir. Firmaların Fiyat Düşürme Tercihleri İkinci olarak da nihai satış fiyatlarının üretici fiyatlarına olan duyarlılığının çok yüksek olduğu bir durumu ele alalım. Böyle bir durum ise nispi ÖTV nin baskın olduğu bir vergi şemasında mümkündür. Böyle bir durumda, üretici fiyatlarındaki küçük bir indirim nihai satış fiyatlarında çok daha büyük bir düşüşe yol açarak firmaya satış payını yükseltme imkanı sağlayabilmektedir. Bu durum diğer taraftan aynı zamanda vergi gelirlerinde de yüksek oranda bir düşüşe sebep olabilmektedir. Detaylar için bknz. Atuk ve Özmen (1). Bu dönemde geçerli olan maktu miktar, nispi ÖTV nin minimum tutarıdır. Enflasyon Raporu 1-III 3

38 Maktu (paket başına, TL) Nispi (satış fiyatına oran, yüzde) Maktu (paket başına, TL) Nispi (satış fiyatına oran, yüzde) Nitekim, böyle bir eğilimin bir örneği Ocak-Aralık 13 döneminde gözlenmiştir. Tüm ürünlerin fiyatlarının belirlenmesinde nispi vergi seviyesinin belirleyici olduğu bu dönemde alt ve orta segmentte belirgin olmak üzere tüm segmentlerde fiyat düşüşleri olmuştur. Fiyat azaltma güdüsünün maktu ve nispi ÖTV oranlarının seyrine göre nasıl değiştiğini takip etmek mümkündür. Grafik 3.b de aynı vergi gelirini sağlayan maktu ve nispi ÖTV kombinasyonları ile her bir kombinasyonda ortaya çıkan üretici fiyatı ve vergi geliri esnekliği gösterilmektedir. Üretici fiyatındaki bir birimlik düşüşün nihai fiyatlar ve vergi geliri üzerindeki etkisi nispi ÖTV arttıkça artmakta, maktu ÖTV arttıkça azalmaktadır. Dolayısıyla, fiyat düşürme güdüsü nispi ÖTV ile doğru, maktu ÖTV ile ters orantılıdır. Grafik 3.a: Firmaların Fiyat Artırma Tercihi* TL Paket Başına Ortalama Vergi Geliri Sağlayan Nispi ve Maktu ÖTV Kombinasyonları Grafik 3.b: Firmaların Fiyat Düşürme Tercihi* TL Paket Başına Ortalama Vergi Geliri Sağlayan Nispi ve Maktu ÖTV Kombinasyonları,,,,,, 1, 1, 1, 3 1, 3,,,,, 1, 1 3, 3, 3, 3,,, 1, 1,,, Üst ve Alt Segment Arasındaki Fiyat Farkı (her bir kombinasyon için) Üretici Fiyatındaki Yüzde1 luk Düşüşün Vergi Gelirlerine Etkisi (her bir kombinasyon için) *Hesaplamalar için detaylı bilgi için blnz. Atuk ve Özmen (1). Üst paneldeki her bir nokta maktu ve nispi vergi kombinasyonlarını göstermektedir. Alt panel ise her bir kombinasyondaki fiyat farkını göstermektedir. * Hesaplamalar için detaylı bilgi için blnz. Atuk ve Özmen (1). Üst paneldeki her bir nokta maktu ve nispi vergi kombinasyonlarını göstermektedir. Alt panel ise her bir kombinasyondaki üretici fiyat düşüşünün vergi gelirlerine etkisini göstermektedir. Firma stratejilerinin analizinin ortaya koyduğu en temel çıkarım, uç örneklerdeki vergi şemalarının (çok yüksek maktu, çok düşük nispi ya da çok yüksek nispi, çok düşük maktu) her iki fiyat değiştirme güdüsünden birini tetikleyebileceği ve bu durumların hem fiyatlarda hem de vergi gelirlerinde bir oynaklığa yol açabileceği yönündedir. Mevcut durumda vergi şeması içerisinde nispi vergi payının azaltılmasının firmaların fiyat düşürme tercihlerini sınırlayarak önümüzdeki dönemde vergi geliri hedefinden feragat etmeden fiyatlar üzerindeki artış baskısını da dengeleyebileceği düşünülmektedir. Sonuç olarak daha öngörülebilir ve sürdürülebilir bir fiyat yapısı ve vergi geliri sağlayan vergi şemasının uç değerlerden uzak daha dengeli bir nispi ve maktu ÖTV oranları ile sağlanabileceği değerlendirlmektedir. Kaynakça Atuk, O. ve Özmen, M. U. (1). Türkiye de Tütün Ürünleri Piyasasında Firma Stratejisi, Tüketici Davranışı ve Vergilendirme, TCMB Çalışma Tebliği No:1/1. Atuk, O., Çebi, C. ve Özmen, M. U. (11). Tütün Ürünlerinde Özel Tüketim Vergisi Uygulaması, TCMB Ekonomi Notları, No:11/1. Detaylar için bknz. Atuk ve Özmen (1). 3 Enflasyon Raporu 1-III

39 Kutu 3.3 Gıda Ürünlerinde İhracat-Enflasyon İlişkisi Tüketici Fiyat Endeksi nin (TÜFE) yaklaşık yüzde ünü teşkil eden gıda fiyat endeksinin 9 sonrası TÜFE ye göre daha hızlı yükseldiği ve daha oynak bir hareket sergilediği dikkat çekmektedir (Grafik 1). Gıda fiyat endeksi 1 yılları arasında yaklaşık yüzde oranında artarken, aynı dönemde TÜFE deki artış yüzde 1 ile sınırlı kalmıştır. Özellikle 9 sonrası gıda fiyat endeksi ve TÜFE arasındaki makasın daha da açıldığı göze çarpmaktadır. Grafik 1.TÜFE ve Gıda Fiyat Endeksi Grafik. Meyve-Sebze Üretim ve İhracatı (Bin Ton) 3 3 TÜFE Gıda Üretim İhracat (sağ eksen),,, 1 1 3, 3, 3 3, Kaynak: TÜİK. Kaynak: TÜİK ve yazarların hesaplamaları. Genel olarak ele alındığında meyve ve sebzede 3 1 yılları arasında toplam üretim miktarı yüzde 17 artarken, meyve ve sebze ihracatı toplamda yüzde 1 oranında artış göstermiştir (Grafik ). Bir başka deyişle, yurt içinde üretilen meyve ve sebze giderek artan bir oranda yurt dışında alıcı bulmuştur. Bunun neticesinde, meyvesebze ihracatının toplam meyve-sebze üretimi içindeki payı yüzde seviyesinden yüzde 11 seviyesine yükselmiştir (Grafik 3). Veri ufkunda yer alan 11 yılda meyve-sebze üretimi yılda ortalama yüzde 1, gibi düşük bir oranda artarken, ortalama yıllık ihracat artışı yüzde, olarak gerçekleşmiştir. Grafik 3. Meyve-Sebze İhracatının Toplam Üretim İçindeki Payı (Yüzde) 11,% 1,% 1,% 9,% 9,%,%,% Kaynak: TÜİK. Meyve-sebze ürünlerinin dışındaki gıda ürünlerini de kapsayacak daha geniş bir yelpazede ürün bazında üretim-ihracat gelişmeleri incelendiğinde ise özellikle peynir, tavuk eti, yumurta, ceviz, mandalina ve şeftali gibi ürünlerde üretimin ve ihracatın li yılların başından itibaren oransal olarak yüzde ila yüzde aralığında arttığı dikkat çekmektedir (Grafik ). Diğer yandan, aynı dönem için ürün bazında ihracatın üretim içindeki payı ve fiyatlar birlikte incelediğinde ceviz, domates, kayısı, tavuk eti, peynir ve yumurta gibi fiyatların yaklaşık kat arttığı ürünlerde ihracatın üretim içindeki payının da hemen hemen benzer oranlarda arttığı görülmektedir (Grafik ). Yukarıda özetlenen veriler gıda ürünleri üretiminde yıllık artış oranlarının göreli olarak düşük kaldığı (yani arzın kısıtlı oranda arttığı) bir ortamda yaşanan güçlü ihracat artışlarının gıda fiyatları üzerinde artış yönünde baskı yapabileceğine işaret etmektedir. Ayrıca, özellikle 9 yılı sonrasında TÜFE ye göre belirgin olarak daha hızlı Enflasyon Raporu 1-III 37

40 artan gıda fiyatları endeksindeki harekete gıda ihracatındaki artışın da katkı vermiş olabileceği akla yatkın gelmektedir. Ancak bu argümanın gıda fiyatlarına etki eden diğer faktörler de hesaba katılarak sayısallaştırılabilmesi için uygun bir veri setinin ekonometrik bir model çerçevesinde incelenmesi gerekmektedir. Bu tür bir analiz Türkiye de gıda fiyatı dinamiklerinin daha iyi anlaşılabilmesi açısından önem arz etmektedir. Grafik. Seçilmiş Ürünler için Üretim ve İhracat Miktar (Bin Ton) Kaynak: FAO, TÜİK. Grafik. Seçilmiş Ürünler için Fiyat (TL) ve İhracatın Üretim İçindeki Payı (Yüzde) Kaynak: FAO, TÜİK. 3 Enflasyon Raporu 1-III

41 Gıda fiyatlarını arz ve talep yönlü faktörler etkilemektedir. Üretim miktarı, üretim maliyetleri ve akar yakıt fiyatları en önemli arz yönlü faktörler olarak sıralanabilir. Talep yönlü faktörler arasında da iç talep göstergesi olarak milli gelir; çevrimsel faktörleri kontrol eden gösterge olarak çıktı açığı; dış talep göstergesi olarak ise yukarıda da detaylı olarak anlatıldığı üzere fiyatlara etkisi ürün bazında giderek daha belirgin hale gelen ihracat sayılabilir. Ayrıca döviz kurunun fiyatlara geçişkenliğini de dikkate almak gerekmektedir. Bu çerçevede, TÜİK tarafından fiyatı derlenen meyve, sebze, bakliyat, tahıl, et, süt ve süt ürünlerini içeren 3 gıda maddesinin fiyat davranışları yukarıda belirtilen arz-talep bileşenleri kontrol edilerek ve uygun ekonometrik yöntemler kullanılarak analiz edilmiştir. Sabit ürün etkilerini kontrol edebilmek amacıyla panel veri yöntemlerinin kullanıldığı çalışmada gıda fiyatları aşağıdaki denklem çerçevesinde modellenmiştir: lnfiyat i,t = α + α 1 lnfiyat i,t 1 + α lnmaliyet i,t + α 3 lnüretim i,t + α lnihracat i,t + α ÇıktıAçığı t + α lnkur t + α 7 lnakaryakıt + ε i,t. Fiyat ve Akaryakıt (Motorin) verileri TÜİK ten alınırken, üretim maliyetini gösteren Maliyet, üretim miktarını gösteren Üretim ve ihracat miktarını gösteren İhracat değişkenlerine ilişkin veriler Dünya Tarım ve Gıda Örgütü (FOA) internet sitesinden alınmıştır. Tüm veriler yıllık frekanstadır. ÇıktıAçığı değişkeni HP filtresi kullanılarak hesaplanmış, TL/ABD doları kur verisi ise TCMB internet sitesinden alınmıştır. ÇıktıAçığı hariç tüm değişkenlerin doğal logaritması denklemde kullanılmıştır. Yukarıda belirtilen modelde fiyat, üretim miktarı ve net dış ticaret değişkenleri arasındaki ilişkinin tek yönlü olmadığı (endojen) varsayımı ile Arellano ve Bond (1991) iki basamaklı dinamik panel, fark genel momentler modeli (Difference GMM Estimator) kullanılarak tahmin edilmiştir. Tablo 1 de gösterilen tahmin sonuçlarına göre, üretim miktarı ile fiyatlar arasında beklendiği gibi istatistiksel olarak güçlü negatif bir ilişki vardır. Buna göre, üretim miktarındaki yüzde 1 lik bir artış fiyatlarda yüzde,9 lık bir düşüşe sebep olmaktadır. Üretim maliyetleri ve fiyatlar arasında ise yine istatistiksel olarak güçlü pozitif bir ilişki vardır. Üretim maliyetlerindeki her 1 liralık artış fiyatlara,1 kuruş olarak yansımaktadır. İhracat, çıktı açığı, kur ve akaryakıt fiyatları arasındaki ilişki de istatistiksel olarak anlamlı ve pozitiftir; ihracat miktarındaki yüzde 1 lik artış fiyatları yüzde, oranında artırmaktadır. Çıktı açığındaki 1 liralık artış fiyatları yüzde,3 artırmaktadır. Gıda fiyatlarındaki kur geçişkenliği ise TL/ABD doları değişkeni ile ölçülmüştür. Buna göre, döviz kurundaki yüzde 1 lik artış fiyatlarda yüzde,13 lük bir artışa sebep olmaktadır. Akaryakıt fiyatlarındaki yüzde 1 lik artış ise fiyatlara yüzde,17 lik artış olarak yansımaktadır. Model fiyatlardaki değişimin yüzde 7,91 ini açıklamaktadır ve istatistiksel olarak anlamlıdır. Tablo1. Tahmin Sonuçları Değişken Katsayı Std. Hata T-İstatistik P>t Fiyat ( t-1),93,317 1,9, Üretim Miktarı -,91,1 -,, Maliyet,13,917,1, İhracat,97,13 3,,1 Çıktı Açığı 3,e- 1, e-,,3 Tl/ABD Doları,13,9 1,9,3 Akaryakıt,19,3 3,9, R,791 F(,3), Enflasyon Raporu 1-III 39

42 Sonuç olarak, bu araştırmada Türkiye deki gıda fiyatlarının üretim miktarı ve üretim maliyetleri gibi arz yönlü faktörlerin yanı sıra, net dış ticaret ve çıktı açığı gibi talep yönlü faktörler ile döviz kuruna da bağlı olduğu ortaya koyulmaktadır. Gıda fiyatlarına en büyük ve anlamlı etkinin sırasıyla maliyetler ve üretim miktarından geldiği, ayrıca son yıllarda artan ihracatın hissedilir ölçüde fiyatlar üzerinde yukarı yönlü baskıya sebep olduğu gösterilmektedir. Kaynakça Arellano, M. ve S. Bond (1991): Some Tests of Specification for Panel Data: Monte Carlo Evidence and an Application to Employment Equations, Review of Economic Studies,, Balkan, B., S.H. Kal ve S. Tümen, 1, Türkiye de Gıda Enflasyonu Bileşenleri, devam eden çalışma. Enflasyon Raporu 1-III

43 . Arz ve Talep Gelişmeleri 1 yılı ilk çeyreğine ilişkin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) verilerine göre iktisadi faaliyet Nisan Enflasyon Raporu nda ortaya konulan görünüme kıyasla daha güçlü bir seyir izlemiş ve milli gelir dönemlik bazda yüzde 1,3, yıllık bazda ise yüzde,3 oranında artmıştır. Milli gelirdeki dönemlik artışta tarım ve net vergi kalemleri öne çıkarken, sanayi, inşaat ve hizmet kalemleri toplamı ılımlı artış eğilimini korumuştur. İlk çeyrek gelişmeleri mevsimsellikten arındırılmış verilerle harcama tarafından değerlendirildiğinde, nihai yurt içi talebin tüketim harcamaları kaynaklı artış gösterdiği görülmektedir. Yatırım harcamaları ise gerek kamu gerekse özel kesimde bir önceki çeyreğe göre daralmıştır. Mal ve hizmet ihracatı dönemlik bazda artarken ithalat gerilemiş, böylece net ihracat dönemlik büyümeye pozitif katkı yapmıştır. 1 yılı ikinci çeyreğine ilişkin açıklanan veriler iktisadi faaliyetteki ılımlı artışın devam ettiğine işaret etmektedir. Sanayi üretimi Nisan-Mayıs döneminde bir önceki çeyreğe göre yüzde 1, oranında artış kaydetmiştir. İç talebe ilişkin satış, üretim ve ithalat göstergelerine göre nihai yurt içi talep dönemlik bazda artmaya devam etmektedir. Altın hariç ihracat miktar endeksinin, ilk çeyrekteki sert daralmanın ardından Nisan-Mayıs döneminde önceki çeyreğe göre düşük oranda artması, dış talebin büyümeye katkısının ikinci çeyrekte sınırlı kalabileceğine işaret etmektedir. Önümüzdeki dönemde, iktisadi faaliyetteki toparlanmanın devam edeceği öngörülmekle birlikte, büyümenin gücüne dair aşağı yönlü risklerin geçerliliğini koruduğu düşünülmektedir. Güven endekslerindeki zayıf seyir sonucunda yılın ikinci yarısına ilişkin belirsizlikler çerçevesinde güven kanalının desteği bir süre daha zayıf kalabilecektir. Yakın dönemde finansal koşullarda da bir miktar sıkılaşma yaşanmıştır. Dış talebe ilişkin gerek jeopolitik gelişmeler gerekse küresel para politikasındaki belirsizlikler ve Avrupa daki sorunlar kaynaklı aşağı yönlü riskler devam etmektedir. Aşağı yönlü riskleri canlı tutan bu faktörlere karşın, küresel kriz sonrası gözlenen güçlü istihdam performansı ile cari açık ve enflasyonda öngörülen düşüşlerin ekonomi politikaları açısından alan oluşturmasının yanı sıra tarım katma değerinde beklenen düzeltme büyümeyi destekleyebilecek faktörler olarak değerlendirilmektedir. Çıktı açığına ilişkin göstergeler 1 yılı ikinci çeyreğinde talep koşullarının enflasyona düşüş yönünde verdiği desteğin sürdüğüne işaret etmektedir. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı ikinci çeyrekte sınırlı bir toparlanma gösterirken, halen düşük düzeylerde seyretmeye devam etmektedir. İşsizlik oranı yakın dönemde düşme eğiliminde olsa da bir yıl öncesine göre daha yüksek seviyelerde seyretmektedir. Sonuç olarak, 1 yılında toplam talep koşullarının enflasyondaki düşüş sürecini desteklemeye devam edeceği öngörülmektedir. Dış ticaret hadlerindeki iyileşmenin ve mevcut makroihtiyati çerçevenin de cari işlemler dengesindeki iyileşmeyi destekleyeceği tahmin edilmektedir..1. Arz Gelişmeleri TÜİK tarafından açıklanan verilere göre, GSYİH 1 yılının ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde,3 oranında artmıştır (Grafik.1.1). Üretim yönünden incelendiğinde, yıllık bazda ilk çeyrekte inşaat haricindeki sektörlerin katma değeri artarken, inşaat katma değeri yüzde 3, oranında gerilemiştir. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilere göre ise GSYİH bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 1,3 oranında artış kaydetmiştir. Bu dönemde, tarım katma değeri geçtiğimiz yılın Enflasyon Raporu 1-III 1

44 son çeyreğine göre yüzde,3 artarak çeyreklik büyümeye en yüksek katkı yapan sektör olmuştur (Grafik.1.). Net vergi ise çeyreklik bazda yüzde 3,9 artarak tarımdan sonra büyümeye en yüksek katkı yapan kalem olmuştur. Diğer taraftan, sanayi ve hizmet katma değerleri bir önceki çeyreğe göre sırasıyla yüzde, ve yüzde, oranlarında artmıştır. İnşaat katma değeri ise yüzde, oranında gerilemiştir. Grafik.1.1. GSYİH Yıllık Büyümesi ve Üretim Yönünden Katkılar (Yüzde Puan) Kaynak: TÜİK. Net Vergi Tarım İnşaat Sanayi Hizmetler GSYİH Grafik.1.. GSYİH Çeyreklik Büyümesi ve Üretim Yönünden Katkılar (Mevsimsellikten Arındırılmış, Yüzde Puan) Net Vergi Tarım İnşaat Kaynak: TÜİK. Sanayi üretimi yıllık artış hızındaki 1 yılı dördüncü çeyreğinde gözlenen yavaşlama 1 yılının ilk çeyreğinde de devam etmiştir. Nisan ve Mayıs ayı verileri ortalaması ise bir önceki yılın aynı döneminin yüzde, oranında üzerinde kalmış; böylece sanayi üretiminin yıllık artış hızında iki çeyrektir süregelen yavaşlama bu dönemde yerini artışa bırakmıştır (Grafik.1.3). Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilere göre Nisan-Mayıs döneminde sanayi üretimi, Mayıs ayında otomotiv sektöründe gerçekleşen grevlere rağmen ilk çeyreğe kıyasla artış kaydetmiştir (Grafik.1.). Mayıs ayındaki grevlerin otomotiv sektörü üzerinden yıllık sanayi üretimi büyümesine yaklaşık 1,7 puan, aylık sanayi üretimi büyümesine ise yaklaşık 1, puan düşürücü etkisi olduğu tahmin edilmektedir Sanayi Hizmetler GSYİH Grafik.1.3. Sanayi Üretim Endeksi (Yıllık Yüzde Değişim) Grafik.1.. Sanayi Üretim Endeksi (Mevsimsellikten Arındırılmış, Çeyreklik Yüzde Değişim) , * * *Nisan-Mayıs dönemini kapsamaktadır. Kaynak: TÜİK. Kaynak: TÜİK. Haziran ayında, taşıt sektöründe Mayıs ayındaki üretim düşüşünün önemli oranda geri alınabileceği böylece üretimde ölçülü bir toparlanma gözlenebileceği düşünülmektedir. Nitekim Otomotiv Sanayicileri Derneği (OSD) tarafından açıklanan verilere göre, Haziran ayında taşıt üretimi mevsimsellikten arındırılmış olarak Nisan ayı seviyesine yaklaşmıştır. Öte yandan, anket göstergelerinde belirgin bir iyileşme göze çarpmamaktadır. PMI ve PMI üretim endeksi göstergeleri seviyesinin belirgin olarak altında kalmıştır. İYA son üç ay üretim hacmi ve gelecek üç ay üretim beklentisi soruları ise bir Enflasyon Raporu 1-III

45 miktar iyileşme gösterse de düşük seviyelerdeki seyrini sürdürmektedir (Grafik.1. ve.1.). Dolayısıyla önümüzdeki dönemde sanayi üretimindeki gidişatın ılımlı olması beklenmektedir. Ayrıca, küresel para politikalarına yönelik belirsizlik ile birlikte özellikle döviz kurunda gözlenen oynaklığın yurt içi talep üzerindeki olumsuz etkilerinin yanı sıra, parite etkisi ve yurt dışı talepte bir canlanma olmaması sonucunda zayıf seyreden ihracat yılın geri kalanında sanayi üretimindeki artışların ılımlı seviyelerde seyretmesi beklentisini desteklemektedir. Grafik.1.. PMI ve PMI Üretim (Mevsimsellikten Arındırılmış) PMI PMI Üretim Grafik.1.. İYA Son Üç Ay Üretim ve Gelecek Üç Ay Üretim Beklentisi (Mevsimsellikten Arındırılmış, Artacak-Azalacak) Son Üç Ay Üretim Gelecek Üç Ay Üretim (sağ eksen) Kaynak: Markit. Kaynak: TCMB... Talep Gelişmeleri 1 yılı birinci çeyreğine ilişkin GSYİH verileri harcama yönünden değerlendirildiğinde, net ihracatın yıllık büyümeye yaptığı negatif katkının bir önceki çeyreğe göre yükseldiği, nihai yurt içi talebin katkısının ise özellikle özel tüketim kaynaklı olarak önceki iki çeyreğe kıyasla artış kaydettiği görülmektedir (Grafik..1). Bu dönemde özellikle taşıt olmak üzere dayanıklı mallara yapılan harcamalar özel tüketimi artıran başlıca kalem olmuştur. Mevsimsellikten arındırılmış verilere göre ise hem net ihracat hem de nihai yurt içi talep dönemlik büyümeye pozitif katkı yapmıştır. Grafik..1. Talep Yönünden Yıllık Büyümeye Katkılar (Yüzde Puan) Kaynak: TÜİK. Net İhracat Nihai Yurt İçi Talep Stok Değişimi GSYİH Grafik... Yurt İçi Özel Tüketim ve Alt Kalemleri (Mevsimsellikten Arındırılmış, 11Ç1=1) Özel Tüketim Diğer Tüketim* Dayanıklı Tüketim* *TÜİK, yurt içi tüketimi on alt kalemde yayımlamaktadır. Ağırlıklı olarak, otomobil, mobilya ve televizyon gibi dayanıklı malları içeren, mobilya-ev aletleri, ulaştırma-haberleşme ve eğlence-kültür (TV satışlarını içeren) kalemleri dayanıklı tüketim olarak isimlendirilmiştir. Diğer tüketim, dayanıklı tüketim hariç yurt içi tüketim olarak hesaplanmıştır. Kaynak: TÜİK Enflasyon Raporu 1-III 3

46 Özel tüketim, 1 yılının ikinci yarısında belirsizliklerin azalması ve finansal koşullardaki gevşeme sonucunda başladığı ılımlı artış eğilimini ilk çeyrekte ivmesi sınırlı oranda azalsa da korumuştur. Bu artışta, önceki iki çeyrekteki yüksek oranlı artışlara rağmen dayanıklı mallara yapılan harcamaların yukarı yönlü seyrini sürdürmesi önemli bir rol oynamıştır (Grafik..). Dayanıklı mal haricinde kalan tüketim mallarındaki çeyreklik artış oranı ise daha düşük seviyede gerçekleşmiştir. 1 yılı ikinci yarısında toparlanmaya başlayan özel makine-teçhizat yatırımlarının yılın ilk çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre düşüş kaydettiği görülmektedir. Diğer taraftan, özel inşaat yatırımlarında ilk çeyrekte artış gerçekleşse de bu artış oranı önceki çeyrekte hava koşullarının da olumsuz etkisiyle gerçekleşen düşüşü telafi edecek düzeyde değildir (Grafik..3). Böylelikle toplamda özel yatırımlar yılın ilk çeyreğinde gerileme kaydetmiştir. Kamu kesimi tarafında, tüketim harcamalarında mal ve hizmet alımları kaynaklı çeyreklik bazda belirgin bir artış yaşanırken; yatırım harcamaları büyük oranda makine-teçhizat yatırımlarındaki düşüşe bağlı olarak 1 yılı son çeyreğine göre gerilemiştir. Toplamda ise mevsimsellikten arındırılmış kamu harcamaları yüzde,1 oranında artarak dönemlik büyümeye katkı sağlamıştır (Grafik..). Grafik..3. Özel Yatırımlar ve GSYİH (Mevsimsellikten Arındırılmış, 11Ç1=1) Grafik... Özel ve Kamu Kesimi Talebi (Mevsimsellikten Arındırılmış, 11Ç1=1) 1 11 GSYİH Özel Makine Teçhizat Özel İnşaat Özel Kesim Talebi Kamu Kesimi Talebi Kaynak: TÜİK Kaynak: TÜİK. 1 yılı ikinci çeyreğine ilişkin veriler yurt içi talepte geçen yılın ikinci yarısında başlayan toparlanma eğiliminin ikinci çeyrekte daha çok tüketim kaynaklı olarak devam edebileceğine işaret etmektedir. Nisan-Mayıs döneminde tüketim mallarının gerek üretimi gerekse de ithalatı artmaktadır. Yılın ilk çeyreğinde özel tüketim büyümesini destekleyen otomobil satışlarının ikinci çeyrekte de güçlü seyrettiği görülmektedir (Grafik..). Bu dönemde tüketici güvenindeki zayıf seyir tüketim talebi üzerinde önemli bir risk unsuru olarak belirmektedir. Diğer taraftan, yatırımlara ilişkin göstergeler tüketim kadar olumlu değildir. Hafif ticari araç satışlarındaki hızlı artış eğiliminin bu dönemde durakladığı görülmektedir (Grafik..). Makine-teçhizat üretimi ve ithalatında da bu dönemde düşüş gözlenmektedir (Grafik..7). İnşaata ilişkin göstergelerden mineral maddeler üretim ve ithalatı ise inşaat yatırımlarında kuvvetli bir artışa işaret etmemektedir (Grafik..). Enflasyon Raporu 1-III

47 Grafik... Tüketim Malları Üretim ve İthalat Miktar Endeksleri (Mevsimsellikten Arındırılmış, 1=1) Üretim * Nisan-Mayıs dönemini kapsamaktadır. Kaynak: TÜİK, TCMB. İthalat (sağ eksen) * Grafik... İç Piyasa Araç Satışları (Mevsimsellikten Arındırılmış, Bin Adet) Otomobil Satışları Hafif Ticari Araç Satışları (sağ eksen) Kaynak: ODD, TCMB Grafik..7. Makine-Teçhizat Üretim ve İthalat Miktar Endeksleri (Mevsimsellikten Arındırılmış, 1=1) Üretim * Nisan-Mayıs dönemini kapsamaktadır. Kaynak: TÜİK, TCMB. İthalat * Grafik... Mineral Maddeler Üretim ve İthalat Miktar Endeksleri (Mevsimsellikten Arındırılmış, 1=1) Kaynak: TÜİK,TCMB. Üretim İthalat (sağ eksen) * yılı ikinci yarısında küresel ekonomideki yavaşlama ve jeopolitik gelişmeler kaynaklı olarak başlayan zayıflamanın dış talep üzerindeki etkileri 1 yılı ilk çeyreği itibarıyla sürmüştür. Bu dönemde her ne kadar mal ve hizmet ihracatında üç çeyrek aranın ardından artış gözlense de, bu artışın yoğun bir şekilde gerçekleşen altın ihracatından kaynaklandığı görülmektedir. Mal ve hizmet ithalatında ise düşüş gözlenirken, bu düşüşte de altın ithalatının bir önceki döneme kıyasla belirgin oranda azalması etkilidir (Grafik..9). Küresel ekonomideki gelişmelerin ihracat üzerindeki etkisini daha net gözlemleyebilmek için mal bazında altın hariç dış ticaret miktar endeksleri incelendiğinde, ilk çeyrekte ihracatın gerilediği, ithalatın ise arttığı görülmektedir (Grafik..1). Böylelikle, 1 yılı ikinci yarısından itibaren gözlenen altın hariç mal bazında dengelenme sürecindeki bozulma ilk çeyrekte devam etmiştir. Bu bozulmanın Mayıs ayı itibarıyla 1 yılı ikinci çeyreğinde bir miktar sınırlandığı görülse de, ihracatın bu dönemde düşük oranda artması dış talebin büyümeye katkısının sınırlı kaldığına işaret etmektedir. Enflasyon Raporu 1-III

48 Grafik..9. Mal ve Hizmet İhracat ve İthalatı ile GSYİH (Mevsimsellikten Arındırılmış, 11Ç1=1) GSYİH İhracat 13 İthalat (sağ eksen) Kaynak: TÜİK Grafik..1. İhracat ve İthalat Miktar Endeksleri (Altın Hariç, Mevsimsellikten Arındırılmış, 11Ç1=1) *Nisan-Mayıs dönemini içermektedir. Kaynak: TÜİK, TCMB. İhracat İthalat * Özetle, 1 yılı ilk çeyreğinde iktisadi faaliyet tüketimdeki olumlu seyir ile birlikte öngörülenden daha güçlü bir büyüme sergilemiştir. Finansal koşullardaki sıkılaşma ile belirsizlik algısında son dönemde bir azalma olmaması büyümeyi hem tüketim hem de yatırımlar yoluyla sınırlamaktadır. Diğer taraftan, euro/abd doları paritesindeki gelişmeler, önemli dış ticaret ortaklarımızda yavaşlayan büyüme ve jeopolitik gelişmeler bu dönemde büyümeyi sınırlayan dış talep kaynaklı diğer unsurlar olarak ön plana çıkmaktadır. 1 görünümü 1 yılında büyümenin iç talep kaynaklı olacağına dair Nisan Enflasyon Raporu nda çizilen görünüm korunmaktadır. İhracatın, dış ticaret ortaklarında yavaşlayan büyümeye, parite kaynaklı artan maliyete ve jeopolitik risklere bağlı olarak zayıf seyredeceği düşünülmektedir. Bununla birlikte, büyüme üzerindeki risklerin bir önceki döneme kıyasla daha dengeli olduğu düşünülmektedir. Otomobil, beyaz eşya ve konut satışlarındaki olumlu görünümle uyumlu olarak ikinci çeyrekte TÜİK-TCMB güven endeksi göstergelerinden dayanıklı tüketim mallarına yönelik harcama yapma beklentisi artmıştır (Grafik..11). Bununla birlikte, hanehalkı enflasyon beklentisi azalmıştır. Bu dönemde finansal koşullarda bir miktar sıkılaşma gözlenmiştir. Nitekim, yılın ikinci çeyreğinde tüketici kredisi faiz oranı artışını sürdürmüştür (Grafik..1). Buna ek olarak, firmaların istihdam beklentilerinde zayıflama gözlenmektedir. Bu çerçevede, yılın ikinci çeyreğinde özel tüketim harcamalarının artacağı ancak söz konusu artışı finansal koşulların ve tüketici güveninin sınırlayabileceği düşünülmektedir. Dolayısıyla, ikinci çeyrekte özel tüketim harcamalarındaki artışın bir miktar yavaşlayacağı, yılın ikinci yarısında ise söz konusu sınırlayıcı faktörlerdeki seyre bağlı olarak ılımlı seyredeceği tahmin edilmektedir. Enflasyon Raporu 1-III

49 Millions Grafik..11. Tüketici Güven Endeksi Kaynak: TÜİK, TCMB. Dayanıklı Tüketim Mallarına Yönelik Harcama Yapma Düşüncesi Enflasyon Beklentisi Tüketici Güven Endeksi (sağ eksen) Grafik..1. Kredi Kartı Harcamaları ve Tüketici Kredisi Faiz Oranı Kredi Kartı (Milyar TL) Tüketici Kredisi Faizi (sağ eksen, yüzde)* *Konut, taşıt ve ihtiyaç kredisi faizi ortalamasıdır. Kaynak: BDDK, TCMB Yılın ikinci çeyreğinde Türk lirasında gözlenen değer kaybı sürmüştür. Böylelikle, Türk lirasındaki seyir hem bilanço hem de yatırım malları fiyatları kanallarından yatırım talebini sınırlamaya devam etmiştir. Bu dönemde kur oynaklığında gözlenen artış da, kapasite kullanımındaki düşük seviye göz önüne alındığında, özel yatırımları olumsuz yönde etkilemeyi sürdürmüştür. Kurun seviyesi ve oynaklığındaki seyrin de etkisiyle yatırım eğilimi yılın ikinci çeyreğinde gerilemiştir (..13). Buna ek olarak, euro/dolar paritesindeki azalış eğilimi ihracat yapan firmalarda karlılığı azaltması sebebiyle yatırımları sınırlayabilmektedir. Özel yatırımların ikinci çeyrekte zayıflayacağı düşünülmekte, yılın ikinci yarısında ise finansal koşullarda ek bir sıkılaşma olmaması durumunda ılımlı seyredebileceği tahmin edilmektedir. Grafik..13. Yatırım ve İstihdam Eğilimi 3 İstihdam Eğilimi Yatırım Eğilimi 3 Grafik..1. Küresel PMI Küresel Euro Bölgesi Kaynak: TÜİK, TCMB. Kaynak: MARKIT. Avrupa ekonomisinde 1 yılı son çeyreği ve 1 yılı ilk çeyreğinde gözlenen toparlanma eğilimi yılın ikinci çeyreğinde bir miktar güç kaybetmiştir (Grafik..1). Euro Bölgesi dışındaki önemli dış ticaret ortaklarımızın 1 yılı büyüme hızlarına ilişkin beklentileri, jeopolitik gelişmelerin de etkisiyle aşağı yönlü revize edilmektedir (Grafik..1). Buna ek olarak, euro/abd doları paritesindeki aşağı yönlü eğilim bazı sektörlerde rekabet gücünü olumsuz yönde etkileyerek ihracatı sınırlayabilmektedir. Bütün bu gelişmeler çerçevesinde, kısa vadede ihracatın büyümeye katkısının sınırlı kalmaya devam edeceği tahmin edilmektedir. Enflasyon Raporu 1-III 7

50 Grafik Yılı Büyüme Tahminleri* (Yıllık Yüzde Değişim) Grafik..1. Çıktı Açığı (Yüzde) ABD İngiltere Rusya 1, 1, ,,,, , -1, -, -1, , -1, , , *Yatay eksen tahminin yapıldığı dönemi, dikey eksen ise 1 yılı büyüme tahminini göstermektedir. Kaynak: Consensus Forecasts. Kaynak: TCMB. Küresel ekonomiye ilişkin azalan öngörülebilirlik ve gelişmiş ülkelerin para politikalarındaki farklılaşma ile artan belirsizlikler sonucunda risk iştahı ve sermaye akımlarındaki oynaklık sürmektedir. Söz konusu durum, 1 yılı büyümesi üzerinde aşağı yönlü bir risk unsuru olarak önemini korumaktadır. Buna ek olarak, yurt içi belirsizliklerin sürmesi de firmaların yatırım ve istihdam kararları ile tüketici güvenini olumsuz yönde etkileyerek büyüme üzerinde aşağı yönlü risk oluşturmaktadır. Öte yandan, küresel kriz sonrası gözlenen güçlü istihdam performansı ile cari açık ve enflasyonda öngörülen düşüşlerin ekonomi politikaları açısından alan oluşturmasının yanı sıra tarım katma değerinde beklenen düzeltme büyümeyi destekleyebilecek faktörler olarak değerlendirilmektedir. Sonuç olarak, 1 yılında talep koşullarının enflasyona düşüş yönünde katkı vereceği öngörülmektedir (Grafik..1). Dış ticaret hadlerindeki olumlu gelişmelerin ve tüketici kredilerindeki ılımlı seyrin etkisiyle cari dengenin önümüzdeki dönemde iyileşme eğilimi sergileyeceği ancak ihracattaki görece görünümün bu iyileşmeyi sınırlayabileceği tahmin edilmektedir (Grafik..17). Grafik..17. Cari İşlemler Dengesi (CİD) (1 Aylık Birikimli, Milyar ABD Doları) CİD CİD (altın hariç) CİD (enerji ve altın hariç) Kaynak: TÜİK, TCMB. Enflasyon Raporu 1-III

51 Emek Piyasası 1 yılında artış kaydeden toplam ve tarım dışı işsizlik oranları 1 yılının ilk çeyreğinde, işgücü arzına ilişkin görünümün değişmesinin etkisiyle gerilemiştir (Grafik.3.1). 1 yılının Kasım dönemine kadar hızlı bir şekilde artan tarım dışı işgücü, bu dönemden sonra yatay bir seyir izlemiştir (Grafik.3.). Bu durum, istihdam artışlarında 1 yılı son çeyreğine kıyasla bir ivmelenme olmamasına rağmen işsizlik oranlarının gerilemesine neden olmuştur. Mart-Nisan döneminde ise tarım dışı istihdam artışı güçlü olmamasına karşın işgücü arzındaki zayıf görünümün devam etmesinin etkisiyle işsizlik oranları azalmaya devam etmiştir. Grafik.3.1. İşsizlik Oranları (Mevsimsellikten Arındırılmış, Yüzde) * * Nisan dönemi. Kaynak: TÜİK. İşgücüne Katılım Oranı (sağ eksen) İşsizlik Oranı Tarım Dışı İşsizlik Oranı Grafik.3.. Tarım Dışı İstihdam ve İşgücünün Çalışabilir Yaştaki Nüfusa Oranı (Mevsimsellikten Arındırılmış, Yüzde) Kaynak: TÜİK. Tarım Dışı İstihdam/ 1+ Nüfus Tarım Dışı İşgücü / 1+ Nüfus (sağ eksen) Tarım dışı istihdam gelişmeleri incelendiğinde, hizmetler sektörünün tarım dışı istihdamdaki artışı sürüklemeye devam ettiği görülmektedir (Grafik.3.3). Ancak, hizmet sektörü altında istihdam artışı tüm sektörlere yayılmamaktadır. Nisan dönemi itibarıyla 1 yılında ticaret, lokanta-otel, idari hizmetler ve kamu yönetiminin de yer aldığı toplum hizmetleri sektörleri hizmet istihdamındaki artışa katkı yapmaktadır. Diğer taraftan teknik hizmetler, bilgi-iletişim, gayrimenkul ve finansal faaliyetler sektörlerinde istihdam kayıpları yaşanmaktadır. Jeopolitik gelişmelere bağlı olarak turizm sektöründe son dönemde gözlenen durağanlık, lokanta-oteller sektörü başta olmak üzere, ticaret ve ulaştırma sektörlerindeki istihdam açısından risk unsuru olarak değerlendirilmektedir. Sanayi sektörü istihdamı, üretim artışındaki ivme kaybına paralel olarak, 1 yılının ikinci yarısından itibaren yatay bir seviye etrafında dalgalanmaktadır (Grafik.3.). Yaklaşık son bir yıllık dönemde sanayi istihdamında birikimli olarak bir artış yaşanmamıştır. Öncü göstergeler sanayi istihdamındaki görünümün yılın ikinci çeyreğinde iyileşeceği yönünde belirgin bir sinyal üretmemektedir. Her ne kadar sanayi üretimi artmaya devam etse de anket göstergeleri istihdam artışı yönünde beklentiyi sınırlandırmaktadır. Sanayi üretimi, Mayıs ayında otomotiv sektöründeki grevlerin de etkisiyle gerilemekle birlikte, Nisan-Mayıs dönemi ortalaması itibarıyla, ilk çeyrek ortalamasının üzerindedir. Bununla birlikte, PMI istihdam değeri, Haziran ayı itibarıyla son üç aydır, istihdam artışı ve azalışına giden firmaların oranlarının aynı olduğunu ifade eden nötr değerine yakın bir seviyede bulunmakta ve istihdamda yatay bir görünüme işaret etmektedir. Enflasyon Raporu 1-III 9

52 Grafik.3.3. Tarım Dışı İstihdamdaki Üç Aylık Yüzde Değişime Katkılar (Mevsimsellikten Arındırılmış, Puan) Sanayi Hizmetler İnşaat Tarım Dışı İstihdam Grafik.3.. Sanayi Üretimi, İstihdamı (1=1) ve PMI İstihdam Değeri* (Mevsimsellikten Arındırılmış) Sanayi Üretimi Sanayi istihdamı PMI İstihdam Değeri (sağ eksen) Kaynak: TÜİK. *İstihdam verisi Nisan, üretim verisi Mayıs ayı itibarıyladır. Sanayi üretimi üç aylık ortalama olarak hesaplanmıştır. Kaynak: TÜİK, Markit. İnşaat istihdamı 1 yılının ilk çeyreğindeki gerilemeden sonra Mart-Nisan döneminde sınırlı bir oranda toparlanmıştır (Grafik.3.). İnşaat istihdamıyla yakından ilişkili olan metalik olmayan mineral maddeler üretimi incelendiğinde, Mayıs ayı itibarıyla, yukarı yönlü bir eğilim gözlenmektedir. Üretimdeki bu görünüm, çok güçlü olmasa da inşaat istihdamındaki artışı destekler niteliktedir. Bir diğer öncü gösterge olarak izlenen Kariyer.net firmasından sağlanan toplam iş ilanı sayısı Haziran ayında bir miktar artış göstermiştir. Bu veri ılımlı istihdam artışı yönünde sinyal vermeye devam etmektedir (Grafik.3.). Öte yandan, başvuru sayısında Haziran ayında gözlenen hızlı artış neticesinde tarım dışı işsizlik oranı ile yakından ilişkisi bulunan ilan başına başvuru sayısında yükseliş gözlenmektedir. Grafik.3.. İnşaat Sektörü İstihdamı ve Metalik Olmayan Mineral Madde Üretimi* (Mevsimsellikten Arındırılmış, 1=1) İnşaat İstihdamı Diğer Metalik Olmayan Mineral Ürünlerin İmalatı (3 aylık ortalama) Grafik.3.. Kariyer.net Toplam İlan (1=1), Başvuru (1=1) ve İlan Başına Başvuru (Mevsimsellikten Arındırılmış) Toplam İş İlanı Toplam İş Başvurusu Toplam İlan Başına Başvuru (sağ eksen) 1 1 *İstihdam verisi Nisan, üretim verisi Mayıs ayı itibarıyladır. Üretim verisi üç aylık ortalama olarak hesaplanmıştır. Kaynak: TÜİK. Kaynak: TCMB, Kariyer.net, TCMB. 1 yılı ilk çeyreğinde gözlenen zayıf istihdam görünümüne karşın saatlik ücretler artış eğilimini korumuştur. 1 yılından sonra 1 yılının ilk çeyreğinde de ücret artışları firma maliyetlerini yukarı çeken bir unsur olmaya devam etmektedir. 1 yılında yıllık TÜFE enflasyonunun üzerinde, yüzde 11, oranında artış gösteren saatlik ücretler 1 yılı ilk çeyreğinde de reel olarak artmaya devam etmiştir (Grafik.3.7). Saatlik ücretlerdeki bu artış asgari ücret artışıyla uyumlu hareket etmiştir. 1 yılı için Enflasyon Raporu 1-III

53 geçerli olacak asgari ücret tutarları, öngörülen enflasyon esas alındığında, yıl genelinde de ücretlerde reel artışa işaret etmektedir. 1 yılında verimlilik artışı yaşanmamış, saatlik ücretlerdeki artış doğrudan birim ücretlere yansımıştı. 1 yılının ilk çeyreğinde sanayi sektöründe bir miktar verimlilik artışı gözlenirken, iktisadi faaliyetteki yavaşlamaya paralel olarak, ticaret-hizmet sektöründe 1 yılı ikinci çeyreğinden itibaren süregelen verimlilik kayıpları devam etmiştir. Verimlilik gelişmeleri sanayi sektöründe birim işgücü maliyetindeki artışı az da olsa sınırlarken, ticaret-hizmet sektöründe birim işgücü maliyetindeki artışa ivme kazandıran bir faktör olmuştur (Grafik.3.). Ücret artışlarının asgari ücret artışına paralel hareket ettiği ve mevcut verimlilik eğiliminin korunduğu varsayımı altında birim işgücü maliyetindeki yıllık artışın yüzde 1 un altına gerilemesi beklenmemektedir. Bu görünüm işgücü maliyetinin özellikle emek yoğun hizmet sektöründe enflasyon katılığını artıran bir unsur olabileceğine işaret etmektedir. Grafik.3.7. Tarım Dışı Sektörlerde Saatlik İşgücü Maliyeti (Mevsimsellikten Arındırılmış, 1=1) * Reelleştirilirken TÜFE kullanılmıştır. Kaynak: TÜİK, ÇSGB, TCMB. Kazanç Endeksi (Yıllık Yüzde Artış, sağ eksen) Reel Kazanç Endeksi* Reel Asgari Ücret* Grafik.3.. Birim İşgücü Maliyeti* (Yıllık Yüzde Değişim) Sanayi Hizmetler * Hizmetler sektöründe birim ücret, toplam ücret ödemelerinin hizmet fiyatlarıyla reelleştirilmiş ciroya bölünmesi ile hesaplanmıştır. Sanayi sektörlerinde ise toplam ücret ödemeleri üretime bölünmüştür. Kaynak: TÜİK, TCMB Özetle, 1 yılının ilk çeyreğinde, işsizlik oranı, tarım dışı istihdam artışında bir hızlanma olmamasına karşın, işgücü arzındaki yavaşlamanın katkısıyla gerilemiştir. Hizmetler sektörü tarım dışı istihdam artışının belirleyicisi olmuş, sanayi sektöründen de sınırlı bir katkı gelmiştir. Mart-Nisan döneminde hizmet sektörü tarım dışı istihdam artışını sürüklemeye devam etmektedir. Bu dönemde işsizlik oranları hem tarım dışı istihdam artışı hem de işgücü arzının zayıf olmasının etkisiyle gerilemeye devam etmiştir. Önümüzdeki dönemde, ekonomik aktivitede ılımlı toparlanma varsayımı altında, sanayi ve inşaat sektörleri istihdamında da sınırlı miktarda artışlar olabilecektir. Buna karşın, hizmetler istihdamının artışında, jeopolitik gelişmelere tepki veren turizm sektörünün de etkisiyle, bir miktar yavaşlama olabileceği düşünülmektedir. Diğer taraftan yatırım eğilimindeki zayıflık istihdam üzerinde aşağı yönlü risk oluşturmaktadır. Bu doğrultuda, işsizlik oranlarında yılın geri kalanında ciddi bir gerileme beklenmemektedir. Enflasyon Raporu 1-III 1

54 Kutu.1 Anket Verilerinin Yakın Dönemli Milli Gelir Tahminlerinde Kullanımı Milli gelir verileri iktisadi faaliyetin seyrine ilişkin görünümü en kapsamlı sunan göstergelerdendir. Bununla birlikte, bir çeyreğe ilişkin milli gelir verilerinin yayımlanması çeyrek bittikten 7/9 gün sonra gerçekleşmektedir. Bu durum, yakın döneme ilişkin büyüme tahminlerinin önemini artırmaktadır. Milli gelir verileriyle yakından ilişkili olan ve aylık bazda yayımlanan sanayi üretim endeksi ve dış ticaret verileri kısa dönemli tahminlerde önemli rol oynamaktadır. Ancak, bu verilerin de ilgili ay bittikten yaklaşık gün sonra açıklanması nedeniyle sadece bu göstergelerin tahmin üretmede kullanılması halinde tahmin hataları ancak çeyrek bittikten sonra belirgin düşüşler kaydedebilmektedir. Milli gelir ve üretim/ticaret verilerinin aksine anket verileri oldukça zamanlı bilgi vermektedir. Örneğin, bir aya ilişkin İYA verileri o ay bitmeden önce, PMI verileri ise o ay bittikten sonraki iş günü yayımlanmaktadır. Bu bağlamda, daha zamanlı olan ve sadece geçmişe dair değil geleceğe yönelik de sinyaller içeren anket verilerinin tahmin oluşturma sürecine entegre edilmesi önem arz etmektedir. PMI ve İYA göstergeleri ile milli gelir dönemlik değişimi arasında pozitif bir korelasyon olması, bu anketlerin tahmin sürecinde kullanılabileceklerine işaret etmektedir (Tablo 1). Tablo 1. Milli Gelir Çeyreklik Yüzde Değişimi ile Korelasyonlar PMI Yeni Siparişler (Seviye) İYA-Kayıtlı Siparişlerin Normale Göre Seviyesi (Dönemlik Fark) Sanayi Üretim Endeksi (Dönemlik Yüzde Değişim) Altın Hariç İthalat Miktar Endeksi (Dönemlik Yüzde Değişim) Ç1-9Ç,93,9,9,9 1Ç1-1Ç,7,7,, 13Ç1-1Ç1,3,3,, 1 yılı ilk çeyreğinde milli gelir verileri anket verilerinin ima ettiğinin ötesinde bir artış sergilemiştir. Önceki dönemlerdeki hareketler değerlendirildiğinde, bazı çeyreklerde büyüme ve anket verilerinin farklı sinyaller verse de takip eden dönemlerde bu serilerin uyumlu hareket ettikleri görülmektedir (Grafik 1 ve Grafik ). Özellikle, ekonomide sert ve yüksek oranlı dalgalanma dönemlerinde anketlerin bilgi potansiyeli artabilmektedir. Diğer yandan, milli gelir büyümesi ile anket verilerinin korelasyonu son dönemde zayıflarken, benzer bir durumun sanayi üretimi ve altın hariç ithalat miktar endeksi için de geçerli olduğu not edilmelidir. Bu gelişmede, tarım katma değerinin milli gelir büyümesinde meydana getirdiği dalgalanma da rol oynamaktadır. Özetle, sadece anket göstergelerini kullanarak yapılan tahminler yanıltıcı olabilecektir. Ancak, anket göstergeleri güncel bilgiler içerebileceğinden üretim/ticaret verilerinin yanında, anketlerin de tahmin sürecine dahil edilmesi faydalı olabilecektir. Bu kutuda, anketlerin zamanlılık avantajını etkin şekilde tahminlerde kullanımına imkan veren bir yöntemin sonuçları incelenmektedir. Enflasyon Raporu 1-III

55 Grafik 1. Milli Gelir Dönemlik Büyümesi ve PMI Yeni Siparişler (Mevsimsellikten Arındırılmış) Kaynak: TÜİK, MARKIT. GSYİH PMI Yeni Siparişler (sağ eksen) Grafik. Milli Gelir Dönemlik Büyümesi ve İYA-Kayıtlı Siparişlerin Normale Göre Seviyesi (Mevsimsellikten Arındırılmış, Dönemlik Fark) Kaynak: TÜİK, TMCB. GSYİH İYA-Kayıtlı Siparişlerin Normale Göre Seviyesi Dönemlik Farkı (sağ eksen) Anket verilerinin milli gelir tahmin sürecinde sanayi üretimi ve dış ticaret verileriyle birlikte kullanılmasında çeşitli sorunlar ortaya çıkmaktadır. İlk olarak, milli gelir verileri çeyreklik olarak yayımlanırken, üretim, dış ticaret ve anket verileri aylık olarak yayımlanmaktadır. İkinci olarak, bir tarihte elde bulunan veriler farklı aylara ait olacaktır. Örneğin, bir aya ilişkin sanayi üretimi verisi genel olarak, bu ayı takip eden ikinci ayın inde, PMI verisi ise bir sonraki ayın ilk iş günü açıklanmaktadır. Bu durumda, 1 Ocak ta Aralık ayı PMI verileri, Ocak ta ise Kasım ayı sanayi üretimi verileri açıklanmaktadır. Milli gelir verileri çeyreklik olarak yayınlandığı için aylık verileri de çeyreklik ortalama olarak kullanma yoluna gidilse bile, Ocak ayındaki bilgi setinde sanayi üretimi için Aralık ayı verisi eksik olacaktır. Son olarak, milli gelir ve sanayi üretimi verileri çok eski dönemlere kadar yayımlanıyorken, PMI verileri Mayıs ten, yeni İYA verileri ise Ocak 7 den bu yana yayımlanmaktadır. Bu durumda, hali hazırda yayımlanmakta olan 199 bazlı milli gelir verileri tahmininde sanayi üretimi verileri 199 den itibaren kullanılabilecekken PMI verilerinin de yer aldığı bir En Küçük Kareler modeli ancak yılından başlayacaktır. Bu durum, PMI kullanıldığında, öncesi bazı bilgilerin ( öncesi GSYİH-SÜE ilişkisi gibi) tahmin sürecine dahil edilmemesi anlamına gelebilecektir. Özetle, anket verileri zamanlı bilgi sunma potansiyeline sahip olsa da milli gelir ile farklı frekansta açıklanması (mixed frequency), sanayi üretimi gibi verilere göre daha geç yayımlanmaya başladığı için örneklemin başında eksik veri bulunması (missing data) ve anket verileri zamanlı açıklandığı için üretim ve dış ticaret verilerinde örneklem sonunda eksik veri bulunması (ragged ends), tahmin sürecinde bilginin etkin kullanılması için çözülmesi gereken konular olarak öne çıkmaktadır. Akkoyun ve Günay (13) farklı frekansta yayımlanan, farklı başlangıç ve farklı bitiş tarihlerine sahip verileri işleyebilen bir dinamik faktör modeli kullanarak yakın dönemli milli gelir tahmininde PMI ve İYA göstergelerinin bilgi değerini incelemişlerdir. Yazarların kullandığı faktör modeli yönteminde, seriler ortak bir bileşen (common factor) kaynaklı hareket ile seriye özgü hareketler (idiosyncratic) olarak ikiye ayrılmaktadır. Kalman filtresi yardımıyla faktör elde edilmekte ve bu faktör tahminlerde kullanılmaktadır. Yöntemin daha detaylı hali Akkoyun ve Günay (1) çalışmasında bulunmaktadır. Bu kutuda, mevsimsellikten arındırılmış verilerle, milli gelir verileri çeyreklik değişim olarak, sanayi üretimi ve altın hariç ithalat miktar endeksi verileri aylık değişim olarak 199 den itibaren, PMI verileri ise Mayıs ten itibaren aylık seviye olarak kullanılarak dinamik faktör modeli ile örneklem dışı tahminler incelenmiştir (pseudo-out of sample forecasting). Bu uygulamada, bir tarihte veri yayımlanma takvimi dikkate alınarak Enflasyon Raporu 1-III 3

56 tahminler oluşturulmakta, daha sonra örneklem genişletilerek yeni tahminler elde edilmektedir. Örneğin, Grafik 3 te sunulan tahminlerde, ilk olarak Mayıs itibarıyla elde olan verilerle faktör elde edilerek yılı ilk çeyreğine ilişkin tahminler oluşturulmuş, daha sonra Ağustos e kadar olan verilerle yeniden faktör elde edilmiş ve yılı ikinci çeyreği tahmin edilmiştir. Anket verilerinin tahmin sürecine etkisini görmek için ilk olarak tahmin edilmek istenilen çeyreğin bitiminden iki ay sonra yapılan tahminler değerlendirilmektedir (Grafik 3). Grafikten de görüleceği üzere milli gelir dönemlik büyümesi, sanayi üretimi ve altın hariç ithalat miktar endeksi verilerinden oluşan baz modele anket verisinin dahil edilmesi tahminleri sınırlı şekilde etkilemektedir. Bu beklenen bir durumdur, zira sanayi üretimi ve dış ticaret verileri milli gelir büyümesinin hesaplanmasında doğrudan kullanılmaktadır. Tahmin edilmek istenilen çeyrek için bu değişkenlerin tüm aylara ilişkin verileri açıklandığında, anket göstergelerinin ek bilgi değeri sınırlı olmaktadır. Yukarıda da vurgulandığı üzere anket göstergelerinin tahmin sürcine asıl katkısı zamanlılık avantajlarından gelmektedir. Grafik te gösterilen ve tahmin edilmek istenilen çeyreğin ortasındaki verilerle üretilen tahminlerde anket göstergesi kullanılmadığı durumdaki baz modelde tahmin performansı, özellikle kriz döneminde, oldukça zayıftır. Baz modele, PMI verisinin eklenmesi ile tahmin hataları azalmaktadır. Grafik teki tahminlerin oluşturulmasında çeyreğin ortasındaki aydaki bilgilerin kullanılması, o çeyreğin ilk ayına ilişkin PMI verisinin bilgi setinde yer alırken o çeyreğe ilişkin sanayi üretimi ve ithalat miktar endekslerine ait verilerin yer almadığı bir durumu ortaya çıkarmaktadır. Özellikle -9 küresel kriz döneminde anket verilerinin kullanılmasının iktisadi faaliyetin seyri konusunda oldukça zamanlı bilgi verdiği görülmektedir. Nitekim, gerek yılı son çeyreği ve 9 yılı ilk çeyreğindeki sert daralmalar, gerekse 9 yılı ikinci çeyreğindeki güçlü toparlanma daha o çeyreklerin ortasında anket verileri kullanılarak tahmin edilebilmektedir. Grafik 3. Çeyrek Bittikten İki Ay Sonra Mevcut Olan Bilgilerle Tahminler ve Milli Gelir Büyüme Gerçekleşmesi Gerçekleşme SÜE ve İth Mikt. SÜE, İth. Mikt. ve PMI-YS Grafik. Çeyreğin İkinci Ayı İtibarıyla Mevcut Olan Bilgilerle Tahminler ve Milli Gelir Büyüme Gerçekleşmesi Gerçekleşme SÜE ve İth Mikt. SÜE, İth. Mikt. ve PMI-YS Akkoyun ve Günay (1) çalışmasında detayları anlatılan yöntemin bir avantajı da tahminlerin veriler açıklandıkça güncellenebilmesidir. Bu durumun yakın dönemli büyüme tahmini üretme sürecinde nasıl kullanılabileceği aşağıdaki örneklerle gösterilmektedir. İlk olarak kriz dönemindeki bir çeyrek incelenmiş, daha sonra yakın döneme ilişkin bir örnek sunulmuştur. Grafik te yılı son çeyreği için 3 Eylül itibarıyla (çeyrek başlamadan önceki gün) elde bulunan verilerle oluşturulan tahminden, o çeyreğe ilişkin üç ayın da Enflasyon Raporu 1-III

57 sanayi üretimi ve ithalat miktar verilerinin yayımlandığı 1 Şubat tarihine kadar olan zaman diliminde veri açıklanmaları sonrası tahminlerin nasıl değiştiği gösterilmektedir. Buna göre, küresel ekonomik krizin etkisiyle dönemlik bazda yüzde,9 daralan milli gelire ilişkin çeyrek başlamadan yapılan tahminler pozitif büyümeye işaret etmektedir. 1 Ekim de Eylül ayına ilişkin PMI verileri sonrası modelin yeniden çalıştırılmasıyla tahminler yüzde civarında dönemlik daralmaya işaret etmektedir. Bu noktada, 1 Ekim itibarıyla tahmin etmeye çalıştığımız son çeyreğe ilişkin elimizde veri bulunmadığı, sanayi üretimi ve ithalat miktarına dair en son Temmuz ayı verilerinin olduğu not edilmelidir. Ancak, PMI Yeni Siparişler endeksinin Eylül ayında çok sert şekilde düşmesi model tarafından son çeyrek tahminlerine de yansıtılmaktadır. Ekim ve 1 Ekim de üçüncü çeyreğe ilişkin bir veri olan Ağustos ayı üretim ve ithalat miktar verisi sonrası tahminler önemli oranda güncellenmemiştir. Ancak, 1 Kasım da son çeyreğe ilişkin ilk veri olan Ekim ayı PMI Yeni Siparişler verisi bilgi setine dahil olduğunda model iktisadi faaliyetteki daralmanın Ekim ayında elde bulunan verilerle yapılan tahmine göre çok daha sert olacağına işaret etmektedir. Takip eden veri akışı ile birlikte tahminlerde bir miktar güncelleme olmuştur. Tahminleri gösterilen yılı dördüncü çeyrek verilerinin 31 Mart 9 tarihinde açıklanacağı dikkate alındığında, daha çeyreğin içinde ve üretim ile dış ticaret verilerini görmeden önce iktisadi faaliyetteki daralmaya ilişkin net sinyaller alındığı vurgulanmalıdır. İkinci örnek ise daha yakın dönemden alınmıştır (Grafik ). Yukarıda da vurgulandığı üzere bazı dönemlerde anket göstergeleri ile milli gelir arasındaki ilişki zayıflamaktadır. Bu da tahminlerin performansını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Nitekim, 1 yılı ilk çeyreğine ilişkin veriler açıklandıkça modelin verdiği tahminler incelendiğinde, 1 Şubat ta Ocak Ayı PMI verileri sonrası dönemlik büyüme tahmininin negatife güncellendiği görülmektedir. Bu durum, Ocak ayında PMI Yeni Siparişler göstergesinin seviyesinin altına düşmesinin bir yansımasıdır. Takip eden dönemde, Aralık ayı sanayi üretimi ve ithalat miktar endeksi verileri sonrası büyüme tahmini bir miktar yukarı güncellenmiştir. Ancak, 1 Nisan da Mart ayı PMI verileri açıklandıktan sonra modelin büyüme tahmininin tekrar dönemlik bazda daralma olarak güncellendiği görülmektedir. Bununla birlikte, takip eden dönemde açıklanan güçlü sanayi üretimi verilerinin bilgi setine dahil olması ile birlikte büyüme tahmini tekrar 1 Haziran da açıklanan rakama yaklaşmıştır. Grafik. Ç e İlişkin Tahminlerin Veri Açıklanma Sonrası Değişimi Grafik. 1Ç1 e İlişkin Tahminlerin Veri Açıklanma Sonrası Değişimi Tahmin Gerçekleşme , 1, 1,,,,,, -, -, Tahmin Gerçekleşme 1, 1, 1,,,,,, -, -, Enflasyon Raporu 1-III

58 Sonuç olarak, anket verileri sanayi üretimi ve dış ticaret verilerine göre daha erken açıklanmakta, ayrıca geleceğe dair de sinyaller içermektedir. Buna karşın, anket verilerinin daha kısa bir örneklem için bulunması bir kısıt oluştururken, anket verilerinin erken açıklanma avantajını tahmin sürecine dahil etmek çözülmesi gereken bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Farklı frekanslı, farklı başlangıç ve farklı bitiş tarihine sahip verilerden oluşan bir sistemi modellemeye imkan veren dinamik faktör modeli yaklaşımı kullanılarak her bir veri açıklandıktan sonra bu verilerin tahminlerle ilgili ima ettiği görünüm değerlendirilebilmektedir. Bu sistem otomatik olduğu için tahmin üretme sürecinde yargısallık azalmakta, verilerin tahmin performansına etkisi objektif bir şekilde değerlendirilebilmektedir. Bazı dönemlerde anketler ile milli gelir verileri arasındaki uyumun azalması, tahmin performansını olumsuz etkileyebilmektedir. Ancak, anketler sanayi üretimi ve dış ticaret verileri ile birlikte değerlendirildiğinde tahmin hatası gecikmeli de olsa azalmaktadır. Bu kutudaki örnekleri basit tutabilmek adına anket verisi olarak yalnızca PMI Yeni Siparişler verileri kullanılarak oluşturulan bir modelden tahminler elde edilmiştir. Grafik de sunulduğu üzere İktisadi Yönelim Anketi verileri de uygun dönüşüm ile birlikte milli gelir büyümesi tahmininde kullanılabilmektedir. Bu çerçevede, farklı anketlerin ve ihracat ile istihdam gibi göstergelerin tahmin sürecine katkısının incelenmesi ve zaman içindeki performansın dinamik şekilde değerlendirilmesi yakın dönemli tahminlerdeki hatanın azalmasına katkı yapacaktır. Kaynakça Akkoyun, H.Ç. ve Günay, M. (1), Nowcasting Turkish GDP Growth, TCMB Çalışma Tebliği, Akkoyun, H.Ç. ve Günay, M. (13) Milli Gelir Büyümesi Tahmini: PMI ve İYA Göstergelerinin Rolü, TCMB Ekonomi Notu, No: Enflasyon Raporu 1-III

59 Kutu. Petrol Fiyatlarının İhracat Üzerindeki Etkisi Petrol fiyatlarının 1 yılının ikinci yarısından itibaren hızla düşmesi, dış denge üzerindeki etkilerine ilişkin tartışmaları da gündeme getirmiştir. Bu konuda daha çok dış ticaret kanalı ile oluşacak etkiler üzerinde durulmakta, Türkiye nin ithalat faturasının yaklaşık ortalama yüzde - ini enerji kalemlerinin oluşturduğu dikkate alınarak, cari işlemler dengesi üzerindeki olumlu etkilere vurgu yapılmaktadır. 1 Ancak, petrol fiyatlarındaki düşüş bir gelir etkisi yaratarak Türkiye nin ihracatı üzerinde iki yönlü bir etkide de bulunabilecektir. Bir yandan, petrol fiyatlarının düşmesi ile reel gelirleri azalan petrol ihraç eden ülkelere yapılan ihracat azalabilecekken diğer yandan göreli alım gücü artan petrol ithal eden ülkelerin talep artışı bu olumsuz etkileri bir ölçüde telafi edilebilecektir. Bu noktadan hareketle, bu kutuda, dünya petrol fiyatlarındaki değişimin gelir etkisi kanalıyla Türkiye nin ihracatı üzerine doğrudan etkisi incelenmektedir. Bu amaçla, ilk aşamada petrol fiyatlarının Türkiye nin ihracat yaptığı petrol ihraç/ithal eden ülkelerin büyümelerine etkisi analiz edilmiş; ikinci aşamada ise bu ülke grupları için büyümenin ihracatı nasıl etkilediği ihracat talep fonksiyonu aracılığıyla tahmin edilmiştir. Son aşamada tahmin edilen petrol fiyatı-büyüme ve büyüme-ihracat esneklikleri kullanılarak petrol fiyatlarının ihracat üzerine etkisi hesaplanmıştır. Türkiye nin ihracatının yaklaşık üçte biri petrol ihraç eden ülkelere yapılmaktadır (Grafik 1). Ayrıca, petrol fiyatlarının daha çok talep kaynaklı olarak yükseldiği li yıllarda, petrol ihraç eden ülkelere yapılan ihracatın toplam ihracattaki payının zaman içinde arttığı gözlenmektedir. Böylece petrol gelirlerine duyarlı bu ülkeler, diğer ülkelerden, örneğin petrol ithalatçısı AB ülkelerinden, ayrışmaktadır (Grafik ). Dolayısıyla, petrol fiyatlarındaki değişimlerin Türkiye nin ihracatını hangi yönde etkileyeceği araştırılırken petrol fiyatlarındaki hareketlerin petrol ihraç ve ithal eden ülkelerin büyümeleri üzerindeki farklılaşan etkilerinin de dikkate alınması gerektiği düşünülmektedir. Grafik 1. Türkiye nin İhracatı İçindeki Paylar (13 Yılı, Yüzde) Grafik. Türkiye nin İhracatı İçindeki Paylar (Son 1 Yıl, Yüzde) Petrol İthal Eden Gelişmekte Olan Ülkeler: 13% Petrol İhraç Eden Ülkeler: 3% 9 7 Petrol İhraç eden Ülkeler Petrol İthal eden Gelişmş Ülkeler Petrol İthal eden Gelişmekte olan Ülkeler 3 Petrol İthal Eden Gelişmiş Ülkeler: % Kaynak: TÜİK, Yazarların hesaplamaları. Veriler, Türkiye nin ihracat pazarının yaklaşık yüzde 9 ını oluşturan 7 ülkeye yapılan toplam ihracat içindeki payları göstermektedir Bakınız Dünya Bankası (1), Baffes ve diğ. (1). İhracat talep modellerinde bölgesel farklılıkları için bakınız Çulha ve Kalafatcılar (1) ve Bozok ve diğ. (1). Enflasyon Raporu 1-III 7

60 Analiz 3-13 dönemini kapsayan yıllık veriler kullanılarak yapılmıştır. İnceleme dönemi boyunca Türkiye nin ihracatının yaklaşık yüzde 9 ını oluşturan 7 ülke analize dahil edilmiştir. Bunlar arasından 7 ülke petrol ihraç eden ülke olarak sınıflandırılmıştır. 3 Geriye kalan petrol ithal eden ülkelerden i petrol ithal eden gelişmiş ülke, 1 si ise petrol ithal eden gelişmekte olan ülke olarak sınıflandırılmıştır. Ülkelerin büyüme oranlarının petrol fiyat esnekliğinin ölçüldüğü ilk aşamada Rasmussen ve Roitman (11) çalışmasından yola çıkarak aşağıdaki denklem dinamik panel yöntemleri ile tahmin edilmiştir. g_gsyih i,t = c + α g_gsyih i,t 1 + β 1 g_petrol t + β g_petrol t 1 + γ g_dünya t + ε i,t burada, g_gsyih i,t, i ülkesinin t yılındaki büyüme oranını; g_petrol t, t yılında ortalama petrol fiyatının t-1 yılı ortalamasına kıyasla yüzde değişimini; g_dünya t ise t yılında küresel büyüme oranını göstermektedir. Bu denklemde analiz açısından önemli olan katsayılar büyümenin petrol fiyat esnekliğini gösteren β 1 ve β katsayılarıdır. İkinci aşamada Türkiye için dış talep ve göreli fiyatları içeren standart bir ihracat talep fonksiyonu sabit etkiler panel yöntemi ile tahmin edilmiştir: g_ihracat i,t = c + α g_gsyih i,t + β g_reelkur i,t + ε i,t burada, g_ihracat i,t, Türkiye nin i ülkesine yaptığı (altın hariç) reel ihracatın yıllık büyüme oranını; g_gsyih i,t, i ülkesinin t yılındaki büyüme oranını; g_reelkur i,t ise i ülkesi ile Türkiye arasındaki ikili reel kurdaki yıllık değişimi göstermektedir. Denklemin katsayıları ülkelere yapılan ihracat miktarına göre ağırlıklandırılmıştır. İlk aşamadan elde edilen sonuçlar, petrol fiyatlarının gecikmeli değerlerinin büyüme üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olduğunu göstermektedir (Tablo 1). Beklendiği gibi, petrol fiyatlarındaki artış petrol ihracatçısı ülkelerin büyüme oranını artırırken petrol ithalatçısı gelişmiş ülkelerin büyüme oranının azaltmaktadır. Ancak, mutlak değer olarak petrol ihracatçısı ülkelerin büyüme oranı petrol fiyatlarına çok daha fazla duyarlıdır. Diğer taraftan, petrol fiyat değişimlerinin, petrol ithalatçısı gelişmekte olan ülkelerin büyüme oranları üzerindeki etkisi istatistiksel olarak anlamlı değildir. Tablo1. Petrol Fiyatı Büyüme İlişkisi (Dinamik Panel Tahmin Sonuçları) Bağımlı Değişken: Yıllık Büyüme Oranı (Yüzde) Ülke Grupları Petrol İhracatçısı Ülkeler Petrol İthalatçısı Gelişmiş Ülkeler Petrol İthalatçısı Gelişmekte Olan Ülkeler (a) (b) (a) (b) (a) (b) g_gsyih i,t 1,99 -,1,3***,***,***,79*** (,1) (,1) (,91) (,11) (,13) (,17) g_petrol t -,13 -,,1,9 -, -, (,37) (,1) (,9) (,7) (,1) (,177) g_petrol t 1,**,73** -,1** -,*** -,11 -,17 (,) (,9) (,) (,7) (,1) (,17) g_dünya t 1,37*** 1,*** 1,91*** 1,1***,91***,93*** (,1) (,) (,3) (,3) (,) (,) Sabit,19 3,** -1,*** -1,97***,31 -,7 (1,) (1,) (,31) (,9) (,) (,99) Gözlem sayısı Ülke sayısı Notlar: Dinamik panel tahminlerinde örneklem boyutu için düzeltilmiş standart hatalar parantez içinde gösterilmiştir. ***; **; * sırasıyla %1; % ve %1 düzeyinde istatistiksel anlamlılığı ifade etmektedir. (a) kolonlarındaki sonuçlar tüm olası gecikme değerlerinin enstrüman olarak kullanılması ile elde edilmiş tahminleri göstermektedir. (b) kolonları ise sınırlandırılmış sayıda gecikme değerinin enstrüman olarak kullanılması ile elde edilmiş tahminleri göstermektedir. Dolayısıyla, tahmin edilen katsayının (a) ve (b) kolonlarındaki aralıkta olduğu değerlendirilmektedir. 3 IMF-World Economic Outlook sınıflaması dikkate alınmıştır. Her grupta yer alan ülkeleirn listesi için bknz. Çulha, Özmen ve Yılmaz (1). Ülkeler ve dünya geneli için gelir/talep değişkeni olarak UNCTAD tarafından yılı fiyat ve kurları kullanılarak hesaplanan ABD doları cinsinden GSYİH verileri kullanılmıştır. Petrol fiyatı olarak ABD tüketici fiyatı endeksine göre reelleştirilmiş ABD doları cinsinden Brent petrol fiyatı kullanılmıştır. Bu konuda kavramsal bir arka plan için bakınız Goldstein ve Khan (19). Her ülkeye yapılan reel ihracat verisi, ABD doları cinsinden (bir basamaklı düzeyde) sektörel ihracatın her bir sektöre ilişkin birim değer endeksine bölünmesi ile elde edilmiş ve bazlı olarak hazırlanmıştır. İhracat verisi TÜİK veri tabanından alınmıştır. Fiyat göstergesi olarak Türkiye nin her bir ülke ile karşılıklı tüketici fiyatları bazlı hesaplanmış reel kur serisi kullanılmıştır. Hesaplamada kullanılan fiyat endeksleri UNCTAD dan alınmıştır. Reel kur endeksindeki artışlar Türk Lirasının değerlendiği anlamına gelmektedir. Enflasyon Raporu 1-III

61 İkinci aşamadan elde edilen sonuçlar, beklendiği şekilde, ülkelerin büyüme oranları ile Türkiye nin ihracatı arasında eş anlı ve pozitif bir ilişkiyi göstermektedir (Tablo ). İhracatın büyüme esnekliği ülke gruplarına göre farklılaşmaktadır. Petrol ithalatçısı gelişmiş ülkelerin gelir esnekliği, petrol ihracatçısı ülkelere kıyasla çok daha yüksektir. Petrol fiyatının Türkiye nin ihracatı (reel ihracatpetrol fiyatı esnekliği) üzerindeki etkisi iki farklı esnekliğin (petrol fiyatlarının büyümeye etkisi ve büyümenin ihracat üzerine etkisi) çarpımı ile elde edilebilir: Petrol ihracatçısı ülkeler için bu esneklik, (,*1,1) ile,11 (,7*1,1) aralığındadır. Petrol ithalatçısı gelişmiş ülkeler içinse bu esneklik -, (-,1*3,) ile -,1 (-,*3,) aralığındadır. Örneğin, tahminlere göre, petrol fiyatlarının yüzde 1 arttığı bir durumda, Türkiye nin petrol ihracatçısı ülkelere yaptığı reel ihracat yüzde,-yüzde 1,1 oranında artarken petrol ithalatçısı gelişmiş ülkelere yaptığı reel ihracat yüzde,- yüzde 1, oranında azalacaktır. Söz konusu esnekliklerde bir asimetri olmadığı varsayımıyla, petrol fiyatlarındaki yüzde 1 luk bir düşüş de benzer oranlarda fakat ters yönde bir etki yapacaktır. Söz konusu iki etkinin Türkiye nin ihracatına nihai etkisinin ne olacağı ise iki ülke grubunun toplam ihracat içindeki göreli payına bağlı olacaktır. Grafik 1 de görüldüğü üzere, 13 yılında, örneklemde bulunan 7 ülkeye yapılan toplam ihracatın yüzde 3 si petrol ihraç eden ülkelere, yüzde i ise petrol ithal eden gelişmiş ülkelere yapılmıştır. Bu paylar dikkate alındığında, petrol fiyatlarının reel ihracat üzerinde gelir kanalı yoluyla belirgin bir etkisinin olmadığı sonucuna varılmaktadır. Çalışmanın sonuçlarından petrol fiyatlarının hızlı düştüğü dönemlere ilişkin çıkarım yaparken göz önünde bulundurulması gereken bazı noktalar bulunmaktadır. İlk olarak, genelde petrol fiyatlarının arttığı bir dönemden tahmin edilen katsayılar düşüş dönemlerinde farklılık gösterebilecektir. İkincisi, çalışmada raporlanan katsayılar petrol fiyatlarının ihracat üzerinde yalnızca gelir kanalıyla gözlenen doğrudan etkilerini ölçmektedir. Dolayısıyla bu ölçüm diğer makroekonomik değişkenler veya özellikle petrol ihracatçısı ülkelerin finansal istikrarına yönelik kaygılar sebebiyle ortaya çıkabilecek dolaylı etkileri kapsamamaktadır. Kaynakça Baffes, J., Kose, M. A., Ohnsorge, F. ve Stocker, M. (1). The great plunge in oil prices: Causes, consequences, and policy responses. World Bank Policy Research Note, 1(1). Bozok, İ., Şen Doğan, B. ve Yüncüler, Ç. (1). Estimating Income and Price Elasticity of Turkish Exports with Heterogeneous Panel Time-Series Methods. TCMB Çalışma Tebliği, yayın aşamasında. Çulha, O. Y., ve Kalafatçılar, M. K. (1). Türkiye de İhracatın Gelir ve Fiyat Esnekliklerine Bir Bakış: Bölgesel Farklılıkların Önemi, TCMB Ekonomi Notları, 1-. Çulha, Özmen ve Yılmaz (1), Petrol Fiyatlarının İhracat Üzerindeki Etkisi, TCMB Ekonomi Notları, 1-1. Dünya Bankası (1), Focus Note, Aralık. Goldstein, M., ve Khan, M. S. (19). Income and price effects in foreign trade. Handbook of international economics,, Rasmussen, T. ve Roitman, A. (11). Oil shocks in a global perspective: Are they really that bad?. IMF Working Papers, 11/19. Tablo. Büyüme İhracat İlişkisi (Sabit Etkiler Panel Tahmin Sonuçları) Bağımlı Değişken: Yıllık Reel İhracat Büyüme Oranı (Yüzde) Petrol İhracatçısı Ülkeler Ülke Grupları Petrol İthalatçısı Gelişmiş Ülkeler Petrol İthalatçısı Gelişmekte Olan Ülkeler g_gsyih i,t 1,1*** 3,*** 1,3 (,1) (,37) (1,3) g_reelkur i,t, -,17 -,19 (,3) (,17) (,39) Sabit 7,** 1,97*** 1,* (3,3) (,) (7,) Gözlem sayısı Ülke Sayısı 7 1 Notlar: Düzeltilmiş standart hatalar parantez içinde gösterilmiştir. ***; **; * sırasıyla %1; % ve %1 düzeyinde istatistiksel anlamlılığı ifade etmektedir. Denklemlerde kontrol değişkeni olarak petrol fiyatlarındaki değişim de yer almaktadır. Tahminler, dönem boyunca ülkelere yapılan ortalama ihracat büyüklüğüyle ağırlıklandırılmıştır. Enflasyon Raporu 1-III 9

62 Enflasyon Raporu 1-III

63 . Finansal Piyasalar ve Finansal Aracılık Küresel finans piyasalarında süregelen belirsizlik ve dalgalanmalar 1 yılı ikinci çeyreğinde de devam etmiştir. Fed in faiz artırımının zamanlamasına dair belirsizliklerin yanı sıra olası bir faiz artırımının küresel ekonomi üzerindeki etkileri konusunda farklı değerlendirmelerin yer alması piyasalardaki oynaklığı artıran bir unsur olmuştur. Euro Bölgesi nde ise Yunanistan daki borç krizine ilişkin gelişmeler küresel piyasalarda risk algısını bozan bir diğer unsur olmuştur. Öte yandan, gelişmekte olan ülkelerde son dönemde Çin hisse senedi piyasalarında yaşanan yüksek oranlı düşüş küresel risk iştahını olumsuz etkilemiştir. Tüm bu gelişmeler sonucunda gelişmekte olan ülkelere yönelik fon akımları yılın ikinci çeyreğinde de zayıf kalmıştır. Bu gelişmeler çerçevesinde Türkiye piyasaları da dalgalı bir seyir izlerken çeyrekler itibarıyla bakıldığında ikinci çeyrekte uzun vadeli piyasa faizlerinde bir önceki çeyreğe göre belirgin bir değişim gözlenmemiştir. Kısa vadeli piyasa faizlerinde ise çeyreklik olarak sınırlı bir düşüş gerçekleşmiştir. İkinci çeyreğin başlarında seçim belirsizliğinin de etkisiyle değer kaybeden Türk lirası Haziran ortalarından itibaren diğer gelişmekte olan para birimlerinden olumlu yönde ayrışmış, Temmuz ayı sonlarına doğru ise iç gelişmeler nedeniyle tekrar değer kaybetme eğiliminde olmuştur. Türkiye için hesaplanan Finansal Koşullar Endeksi (FKE) ikinci çeyrekte, 1 Nisan Enflasyon Raporu nda tahmin edildiği üzere, nötr düzeyin biraz altında ılımlı bir sıkılaşma göstermiştir. Tarihsel ortalamasının biraz üzerinde gerçekleşen kredi standartları haricinde, endekste yer alan tüm finansal değişkenler ikinci çeyrekte sınırlı da olsa finansal koşullara sıkılaştırıcı yönde katkı vermiştir. TCMB nin küresel piyasalardaki oynaklığın yurt içi piyasalar üzerindeki etkisini sınırlamak amacıyla geliştirdiği politika araçlarının ikinci çeyrekte etkin olarak kullanılmasının yurt içi piyasalardaki dalgalanmaları hafifleterek makro-finansal istikrara katkı sağladığı düşünülmektedir. TCMB nin uyguladığı temkinli para politikası ve makroihtiyati politikalar neticesinde yavaşlayan kredilerin yıllık büyüme oranı yılın ikinci çeyreğinde bir önceki döneme göre ılımlı bir artış göstermiştir. Son dönemde finansal koşullarda gözlenen sınırlı sıkılaşma, kredilerin yıllık büyüme oranının yılın son çeyreğinde aşağı yönlü bir seyir izleyebileceğine işaret etmektedir. Bu çerçevede, önümüzdeki dönemde kredilerin enflasyon ve cari dengedeki iyileşmeye katkıda bulunacağı tahmin edilmektedir. Grafik.1. Finansal Koşullar ve Kredi Büyümesi* sıkılaştırıcı destekleyici 3,,, 1, 1,,, -, -1, -1, -, -, -3, FKE (standardize) Net Kredi Kullanımı/GSYİH (yıllık, yüzde, sağ eksen) Grafik.. Finansal Koşullar Endeksine Katkılar* * FKE ye ilişkin detaylar için bakınız: TCMB Çalışma Tebliği:1/13. *Getiri eğrisinin eğimini temsilen 1- yıl vadeli faiz farkı alınmıştır EMBI Getiri Eğrisinin Eğimi Gösterge Faiz Sermaye Akımları Kredi Faizi Reel Efektif Döviz Kuru Kredi Standartları Borsa Getirisi Enflasyon Raporu 1-III 1

64 Finansal Piyasalar Küresel Risk Algılamaları 1 yılı ikinci çeyreği küresel para politikalarındaki belirsizliklerin devam ettiği bir dönem olmuştur. Bu dönemde özellikle Fed in faiz artırımının ne zaman başlayacağı küresel piyasaları etkileyen en önemli unsur olurken, ABD ekonomisine dair açıklanan verilerin seyri küresel piyasalarda dönem dönem dalgalanmalara yol açmıştır. ABD ekonomisine dair veriler içinde bulunduğumuz Enflasyon Raporu döneminde karışık sinyaller vermiş ancak FOMC üyelerinin Haziran ayında açıklanan politika faizi tahminleri Fed in faiz artışına bu yıl başlayacağı şeklinde yorumlanmıştır. ABD para politikasında artan belirsizlik faiz oynaklığının artmasına sebep olmuş, faiz artışı beklentileriyle beraber ise ABD 1 yıllık tahvillerinin faizi artış kaydetmiştir (Grafik.1.1). Öte yandan gerek üyelerin 1 ve 17 için politika faizi tahminlerini düşürmeleri gerekse Fed Başkanı Yellen ın ilk faiz artışının zamanlamasından ziyade faiz artırımı sürecinin patikasına ve hızına odaklanılması gerektiğini belirtmesi faiz artırımının yavaş ve tedrici bir şekilde yapılacağı beklentilerini güçlendirmiş ve bu da faiz oynaklığında düşüş yönünde etki yapmıştır. Euro Bölgesi nde ise ECB nin uygulamakta olduğu genişlemeci politikaların da etkisiyle iktisadi faaliyetin ve yüzde lik hedefin oldukça altında seyreden Euro Bölgesi enflasyonunun sınırlı miktarda iyileştiği gözlenmektedir. Ancak Haziran ayının ikinci yarısından itibaren Yunanistan ın borçlarının yeniden yapılandırılmasına dair süreç Euro Bölgesi ndeki toparlanma beklentilerini sınırlamış ve küresel piyasalarda risk algısını bozan bir diğer belirsizlik unsuru olmuştur. Bu dönemde Çin de iktisadi faaliyet zayıf bir görünüm arz ederken, yakın zamanda hisse senedi piyasalarındaki panik ve yüksek oranlı düşüş de küresel risk iştahının düşmesine sebep olmuştur. Bu çerçevede, gelişmekte olan ülkeler döviz kuru oynaklığı geçtiğimiz Enflasyon Raporu dönemine göre bir miktar düşük gerçekleşmekle birlikte, 1 yılı geneline göre yüksek seyretmeye devam etmektedir (Grafik.1.). Grafik Yıl Vadeli ABD Hazine Tahvil Faizleri (Yüzde)ve Faiz Oynaklığı Endeksi (MOVE Endeksi)(Baz Puan) ABD 1 Yıllık Faizleri 3, 3,,, 1, 1, MOVE Endeksi (sağ eksen) Grafik.1.. Gelişmekte Olan Ülkeler Döviz Kurları Oynaklık Endeksi (JPMVXYEM) (Yüzde) Kaynak: Bloomberg. Kaynak: Bloomberg, Yukarıda bahsedilen Fed faiz artırımı ve Yunanistan a dair belirsizliklerin yanı sıra, gelişmekte olan ülke büyüme oranlarının beklentilerin altında kalması ve jeopolitik gelişmelerden dolayı küresel risk iştahı düşük düzeylerde kalmış, ABD de açıklanan verilerin karışık sinyaller vermesinin de etkisiyle Gelişmekte Olan Ülkeler Euro-Tahvil Endeksleri (EMBI) dalgalı bir seyir izlemiştir (Grafik.1.3). Diğer taraftan, gelişmekte olan ülkelerin Kredi Temerrüt Takası (CDS) primlerinde EMBI ye göre daha belirgin artışlar Enflasyon Raporu 1-III

65 Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık görülmüştür (Grafik.1.). Türkiye nin risk primi göstergeleri ise Haziran ayında seçim belirsizliği dolayısıyla; son dönemde ise artan jeopolitik riskler sebebiyle artış kaydetmiştir. Grafik.1.3. Bölgesel EMBI Endeksleri (Baz Puan) EMBI Avrupa EMBI Asya EMBI Türkiye EMBI Latin Amerika Grafik.1.. Kümülatif Kredi Temerrüt Takası (CDS) Değişimleri ( Temmuz 1 ten İtibaren, Baz Puan) 1 - Türkiye Gelişmekte Olan Ülkeler* Seçilmiş Ülkeler Ortalaması** 1 - Kaynak: Bloomberg. *GOÜ içerisinde Brezilya, Şili, Kolombiya, Macaristan, Endonezya, Meksika, Polonya, Romanya ve Güney Afrika bulunmaktadır. **Seçilmiş GOÜ arasında ise Brezilya, Endonezya ve G. Afrika yer almaktadır. Kaynak: Bloomberg. Portföy Hareketleri Yukarıda özetlenen küresel gelişmeler çerçevesinde 1 yılı ikinci çeyreğinde gelişmekte olan ülkelerde portföy akımları zayıf ve dalgalı bir seyir izlemiştir. Mayıs ayının ilk yarısında olumlu seyreden küresel risk iştahıyla beraber gözlenen fon girişleri, Mayıs ayının ikinci yarısından itibaren ABD ekonomisine ilişkin olumlu veriler ve Yunanistan a dair endişeler sebebiyle gelişmekte olan ülke varlıklarına olan talebin düşmesiyle tersine dönmüştür (Grafik.1.). Haziran ayı ortalarından itibaren ise gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımlarında bir miktar toparlanma gözlense de bu toparlanmanın kalıcı olmadığı görülmektedir.. Bu dönemde Türkiye ye gelen portföy akımları da benzer bir hareket izlemiş ve geçmiş yıllar ortalamasının belirgin ölçüde altında kalmıştır (Grafik.1.). Türkiye deki portföy akımlarında da Haziran ortalarından itibaren sınırlı bir düzelme görülmektedir. Grafik.1.. Gelişmekte Olan Ülkelerde Portföy Hareketleri* (Milyar ABD Doları) -1 Ortalaması Grafik.1.. Türkiye deki Portföy Hareketleri* (Milyar ABD Doları) ortalaması *Hisse senedi ve borçlanma senetlerine yapılan portföy hareketlerini kapsamaktadır. Kaynak: EPFR. *Hisse senedi ve DİBS portföy hareketlerini kapsamaktadır. DİBS verisinden Repo ya girişler çıkarılmıştır. Kaynak: TCMB. Döviz Kurları 1 yılı birinci çeyreğinde piyasalarda Fed in para politikasında normalleşmeyi beklenenden daha erken başlatabileceğine dair algı oluşurken, FOMC üyelerinin Haziran ayında yayımlanan ABD Enflasyon Raporu 1-III 3

66 ekonomisine dönük tahminlerini takiben Fed in destekleyici politika duruşunu bir süre daha devam ettireceği yönündeki beklentiler artmıştır. Bu bağlamda dolar endeksinde 1 yılının birinci çeyreğinde devam etmekte olan yukarı yönlü eğilim Mart ayının ikinci haftasından itibaren kesintiye uğramış ve dolar endeksi 1 yılının ikinci çeyreğinde oynaklığını sürdürmekle birlikte daha düşük seviyelerde gerçekleşmiştir. Gelişmekte olan para birimleri de dolar endeksi ile büyük ölçüde uyumlu bir şekilde hareket etmiştir. Dolar endeksindeki gerileme sonucu, gelişmekte olan para birimlerindeki önceki değer kayıpları bir miktar telafi edilmiştir (Grafik.1.7). Grafik.1.7. TL ve Gelişmekte Olan Ülke Para Birimlerinin ABD Doları Karşısında Değeri* ( 1.1.1=1) Grafik.1.. Kur Sepeti ve Ülke Risk Primi 1, 1, Türkiye GOÜ Ortalama* Seçilmiş GOÜ Ortalaması** DXY Dolar Endeksi (sağ eksen) ,,9 Kur Sepeti EMBI+ Türkiye (sağ eksen) 1,1 1,1 1, ,,7, 1,,,9, 1 *Gelişmekte olan ülkeler arasında Brezilya, Şili, Kolombiya, Çek C., Macaristan, Meksika, Polonya, Romanya, G.Afrika, Hindistan, Endonezya ve Türkiye yer almaktadır. Kaynak: Bloomberg. Son veri: Temmuz 1 Kaynak: Bloomberg. Türk lirası, 1 yılının ikinci çeyreği başında kurlar ve risk primi arasındaki ilişkinin güçlenmesi ve iç belirsizliklerin de etkisiyle dolar endeksindeki düşüşten diğer gelişmekte olan ülkelere göre gecikmeli etkilenmiş, yataya yakın ve dalgalı bir seyir izlemiştir. Haziran ayının ortalarından Temmuz ayı ortasına kadar olan dönemde seçimin sonuçlanmış olması ve olumlu gelen bazı verilerin etkisiyle Türk lirası ABD dolarına karşı diğer gelişmekte olan ülkelerden olumlu ayrışmıştır. Temmuz ayının ikinci yarısında ise, jeopolitik risklerdeki artış nedeniyle Türk lirası ABD dolarına karşı diğer gelişmekte olan ülkelerden daha hızlı değer kaybetmiştir (Grafik.1.7). Bu nedenle Türk lirası, geçtiğimiz Enflasyon Raporu nun yayımlandığı tarihten bu güne oynak bir seyir izlemiş ve kur sepeti, Temmuz 1 tarihi itibarıyla,91 değerini alarak Nisan ayı sonundaki, değerine göre yüzde, düzeyinde artış göstermiştir. Ülke risk primini ölçen EMBI+ endeksi de yine dalgalı bir seyir izlemekle birlikte birinci çeyrekteki düzeyinin baz puan üzerinde gerçekleşmiştir (Grafik.1.). Kur sepetinin birinci çeyreğin aksine bu çeyrekte EMBI+ endeksini oldukça yakından takip ettiği görülmektedir. Yukarıda belirtilen gelişmeler çerçevesinde 1 yılı ikinci çeyreğinde, gelişmekte olan ülke para birimlerinin ima edilen kur oynaklık düzeyi ve ülkeler arası oynaklık farklılaşmasında göreli azalışlar gözlenmiştir. Türk lirasının ima edilen oynaklığı ise Mayıs ayı ortalarından itibaren artarak, genel seçimlerin yapıldığı Haziran ayı başlarında 1 Ocak ayından bu yana gözlenen en yüksek seviyeye ulaşmıştır (Grafik.1.9). Haziran ayının izleyen haftalarında ise petrol fiyatlarındaki düşüşün de etkisiyle Türk lirasının ima edilen oynaklığı diğer cari açık veren ülkelerin azalan kur oynaklığı patikasıyla paralellik ederken, son dönemdeki gelişmeler sonucu tekrar yükselmiştir. Enflasyon Raporu 1-III

67 Risk primleri ve ima edilen oynaklıkların izlediği bu seyir doğrultusunda, satın alma (call) ve satma (put) opsiyonlarının ima ettiği oynaklıklar arasındaki farkı ifade eden risk reversal pozisyonlarının da, geçen Enflasyon Raporu nu izleyen dönemde dalgalı bir seyir izlediği gözlenmektedir. Temmuz ortasına kadar Türk lirasındaki olumlu gelişmelerle tutarlı olarak risk reversal pozisyonlarında düşüşler gözlenmiştir. Ancak, Temmuz ayının son döneminde Türk lirasında gözlenen değer kayıplarının etkisiyle değer kaybı yönündeki beklentilerin değer kazancı yönündeki beklentilere göre arttığı görülmektedir (Grafik.1.1). Grafik.1.9. Opsiyonların İma Ettiği Kur Oynaklığı* (1 Ay Vadeli) Cari Açık Veren Gelişmekte Olan Ülkeler Türkiye Grafik.1.1. Çeşitli Vadelerde Delta Risk Reversal Pozisyonu* ( Günlük HO, Yüzde) 1 Ay 3 Ay 1 Ay ABD Doları/TL Kuru (sağ eksen) 7 3 1,,7,,,,3,,1 1,9 1, 1,7 *Cari açık veren gelişmekte olan ülkeler arasında Brezilya, Şili, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Meksika, Polonya, G. Afrika, Hindistan Endonezya, Romanya ve Kolombiya yer almaktadır. Kaynak: Bloomberg. *Risk reversal pozisyonu, aynı deltaya sahip satın alma (call) ve satma (put) opsiyonlarının ima ettiği oynaklıklar arasındaki farkı göstermektedir. Bu farkın yüksek olması, Türk lirasında değer kaybı yönündeki beklentilerin değer kazanma yönündeki beklentilere göre daha fazla olduğu anlamına gelmektedir. Kaynak: Bloomberg, TCMB. Para Politikası Uygulamaları 1 yılı başında TCMB, çekirdek enflasyon eğilimlerinin olumlu seyri, gerileyen petrol fiyatları ve bekleyişlerde görülen iyileşmeye bağlı olarak politika faizlerinde ölçülü indirimlere giderken, likidite politikasını sıkı tutmak suretiyle temkinli bir para politikası duruşu sergilemiştir. Yılın ikinci çeyreğinde, küresel piyasalardaki oynaklıkların yanı sıra yurt içi kaynaklı belirsizlikler sonucu finansal piyasalar dalgalı bir seyir izlemiştir. Gıda ve enerji fiyatlarında yaşanan oynaklıklar ve döviz kuru hareketleri sonucunda çekirdek enflasyon eğilimindeki iyileşmenin gecikmesi ile piyasalarda devam eden belirsizliklere bağlı olarak TCMB bu dönemde temkinli para politikası duruşunu sürdürmüş; Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarında politika faiz oranlarında herhangi bir değişikliğe gitmeyerek bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 7,, gecelik borç verme faizini yüzde 1,7, piyasa yapıcısı bankalara repo işlemleri yoluyla tanınan borçlanma imkanı faizini yüzde 1, ve gecelik borç alma faizini yüzde 7, oranında sabit tutmuştur. Bu dönemde, çekirdek enflasyon ve enflasyon bekleyişleri üzerinde oluşabilecek risklere karşı temkinli para politikası sıkı likidite politikasıyla desteklenmiştir. TCMB fonlaması ağırlıklı olarak bir hafta vadeli repo ihaleleriyle yapılmaya devam ederken, marjinal fonlamanın payı giderek artırılmıştır (Grafik.1.11). Buna bağlı olarak, ortalama fonlama faizinin önceki Rapor dönemine göre daha yüksek seviyelerde oluşması sağlanmıştır. 1 yılı ilk çeyrek ortalaması yüzde 7,9 olan ortalama fonlama faizi, 1 yılı ikinci çeyreğinde ortalama yüzde, olarak gerçekleşmiştir. Bunun yanı sıra, geçen çeyrekte olduğu gibi bu çeyrekte de bankalararası gecelik repo faizlerinin faiz koridorunun üst bandında oluşması sağlanmıştır (Grafik.1.1). Enflasyon Raporu 1-III

68 Grafik TCMB Fonlaması* (1 Günlük Hareketli Ortalama, Milyar TL) 7 Marjinal Fonlama Piyasa Yapıcılara Sağlanan Fonlama Haftalık Repo (Miktar İhalesiyle) Aylık Repo BIST ve BPP Ters Repo ile Çekilen Net APİ 7 Grafik.1.1. TCMB Faizleri ve BIST Bankalararası Gecelik Repo Faizleri (Yüzde) 1 1 Gecelik Borç Alma -Verme Faiz Koridoru Ortalama Fonlama Faizi ( Günlük HO) BIST Gecelik Repo Faizleri ( Günlük HO) 1 Hafta Vadeli Repo Faiz Oranı *Marjinal Fonlama, gecelik vadede faiz koridorunun üst bandından sağlanan fonlamadır. Kaynak: BIST, TCMB. Kaynak: BIST, TCMB. Bankacılık sisteminin Türk lirası likidite ihtiyacının karşılamasında TCMB tarafından sağlanan fonların yanı sıra bankaların farklı piyasalardan sağladıkları kısa vadeli fonlar da önemli bir yer tutmaktadır. TCMB dışındaki piyasa oyuncularından sağlanan ve en fazla bir hafta vadeye sahip olan fonların başında swap piyasasından sağlanan fonlar gelirken; bunu BIST bünyesindeki Bankalararası Repo/Ters Repo Pazarında TCMB haricindeki bankalar ile ve BIST bünyesindeki Repo/Ters Repo Pazarında aracı kurumlar ile yapılan işlemler takip etmektedir (Grafik.1.13). Söz konusu piyasalardaki işlem hacimleri ile bu piyasalarda geçerli olan faizler göz önünde bulundurularak ve TCMB fonlaması dışarıda tutularak hesaplanan piyasa ağırlıklı ortalama fonlama faizi, temel olarak TCMB nin faiz ve likidite politikaları tarafından belirlenen BIST gecelik repo faizini yakından takip etmektedir (Grafik.1.1). Gerek TCMB gerekse TCMB dışı fonların toplam içindeki ağırlıklarına göre hesaplanan efektif fonlama faizinin ise Temmuz ayı itibarıyla yüzde 9,3 civarında olup; yüzde, civarında seyreden TCMB ortalama faizinden daha yüksek olduğu ve son dönemde TCMB ortalama fonlama faizindeki artışları yansıttığı görülmektedir. Grafik TCMB Dışı Piyasa Fonlaması (1 Hafta Vadeye Kadar) (1 Günlük Hareketli Ortalama, Milyar TL) 7 BIST Bankalar Arası (TCMB Hariç, Gecelik) BIST Repo/Ters Repo Swap (En fazla 1 Hafta Vadeli) 7 Grafik.1.1. Bankaların Para Piyasalarında Finansman Maliyetleri ( Günlük Hareketli Ortalama, Yüzde) Gecelik Borç Alma -Verme Faiz Koridoru Ortalama Fonlama Faizi BIST Gecelik Repo Faizleri TCMB+Piyasa Ağırlıklı Ortalama Faiz (En Fazla Haftalık Vade) Piyasa Ağırlıklı Ortalama Faiz (En Fazla Haftalık Vade) Kaynak: BIST, TCMB. Kaynak: BIST, TCMB. Enflasyon Raporu 1-III

69 ,, 1,, 3,,, 7,, 9, 1, TCMB, bu dönemde de getiri eğrisinin yataya yakın konumunu korumak suretiyle para politikasındaki temkinli duruşunu sürdürmüştür. 1 yılının son çeyreğinden bu yana yıllık piyasa faizleriyle BIST Bankalararası Gecelik Repo Faizleri arasındaki fark negatif değerlerde seyretmektedir (Grafik.1.1). Bu dönemde sıkı likidite politikasının da etkisiyle piyasa faizlerinde sınırlı bir artış yaşanmış ve getiri eğrisi yataya yakın konumunu korumuştur (Grafik.1.1). TCMB, önümüzdeki dönemde de enflasyon beklentilerini, fiyatlama davranışlarını ve enflasyonu etkileyen diğer unsurları yakından izleyecek ve enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar getiri eğrisini yataya yakın tutmak suretiyle para politikasındaki temkinli duruşunu sürdürecektir. Grafik.1.1. Piyasa Faizleri (Yüzde) Yıl - BİST Faiz Farkı BİST Bankalararası Gecelik Repo Faizleri ( Gün Ort.) Yıllık Piyasa Faizi Grafik Mayıs Temmuz Arası Getiri Eğrisi (Yüzde) 1, 1, 9, 9,, 1 Mayıs- Temmuz Ortalama 1- Temmuz Ortalama 1, 1, 9, 9,, Kaynak: Bloomberg, TCMB. Kaynak: Bloomberg. Vade (Yıl) TCMB, faiz ve likidite politikasının yanı sıra küresel piyasalardaki oynaklık karşısında geliştirilen politika araçlarını da etkin bir şekilde kullanmaya devam etmektedir. Alınan bu tedbirlerle makro finansal risklerin sınırlanarak fiyat istikrarı hedefinin sağlanması için gerekli ortamın sağlanması amaçlanmaktadır. TCMB yakın dönemde, finansal istikrarın temeli olan basiretli borçlanmanın teşvik edilmesi açısından bankaların çekirdek dışı fonlama kaynaklarının kontrol altında tutulması ve uzun vadeye yayılmasını amaçlayan bazı yapısal tedbirler almıştır. Kasım 1 Finansal İstikrar Raporu nda duyurulan bu tedbirler, yabancı para zorunlu karşılık oranlarının çekirdek dışı yükümlülüklerin vadesini uzatıcı şekilde düzenlemesi ve Türk lirası zorunlu karşılıklara çekirdek yükümlülük oranlarına göre değişen oranlarda faiz ödenmesi uygulamalarını içermektedir. Yabancı para zorunlu karşılık oranlarında yapılan düzenleme kapsamında, 3 Ocak 1 ve 1 Mart 1 tarihlerindeki duyurularda bankaların ve finansman şirketlerinin yabancı para cinsinden çekirdek dışı kısa vadeli yükümlülükleri için uygulanan zorunlu karşılık oranları vade uzatımını teşvik edici yönde artırılmıştır. Nitekim, 1 Kasım dan bu yana mevduat dışı yabancı para yükümlülüklerin vadesinde önemli bir uzama eğilimi gözlenmektedir (Grafik.1.17). Türk lirası zorunlu karşılıklara faiz ödenmesi kapsamında ise, çekirdek yükümlülük oranı (mevduat ve öz kaynağın kredilere oranı) sektörün üzerinde olan bankalara uygulama başında TCMB ortalama fonlama maliyetinin baz puan eksiği oranında diğer bankalara da 7 baz puan eksiği oranında faiz ödenmeye başlanmış; Mayıs 1 tesis döneminden itibaren ise Türk lirası cinsinden tesis edilen zorunlu karşılıklara ödenen faiz oranlarında baz puan artırıma gidilmiştir. Bu düzenlemelerin etkisiyle, Kasım 1 ten itibaren Kredi/Mevduat oranının daha istikrarlı bir seyir izlediği gözlenmektedir (Grafik.1.1). Enflasyon Raporu 1-III 7

70 Grafik Mevduat Dışı YP Yükümlülüklerinin Vade Dağılımı (Yüzde) Grafik.1.1. Kredi/Mevduat Oranı (Yüzde) Finansal İstikrar Raporu'nda Zorunlu Karşılık Tedbirlerinin Açıklanması 13 Finansal İstikrar Raporu'nda Zorunlu Karşılık Tedbirlerinin Açıklanması 13 1 Yıla Kadar Yıldan Uzun Kaynak: TCMB. Kaynak: TCMB.. Bunların yanı sıra, yakın dönemde döviz likiditesini düzenlemeye ve finansal sistemde güveni artırmaya yönelik bir dizi tedbir alınmıştır. TCMB, 7 Şubat 1 tarihinden itibaren piyasadaki oynaklıklara karşı daha esnek bir döviz likidite politikası uygulamak adına TCMB döviz satım ihalesi tutarını döviz piyasasındaki koşullara göre günlük olarak belirlemeye başlamıştır. Esnek döviz satım ihaleleri yoluyla sene başından bu yana Temmuz 1 itibarıyla yaklaşık, milyar ABD doları satım gerçekleştirilmiştir. Piyasaya doğrudan döviz satımının yanında Rezerv Opsiyonu Mekanizması (ROM) oynaklıkları azaltıcı yönde kullanılmıştır. 13 Şubat 1 tarihinden itibaren geçerli olan Rezerv Opsiyonu Katsayıları (ROK) düzenlemeleriyle, yukarıda bahsedilen yabancı para zorunlu karşılık oranlarındaki uyarlamalar sonucunda ihtiyaç duyulan döviz likiditesini karşılamak amacıyla ilk yüzde 3 luk dilimdeki döviz ROK, puan düşürülmüştür. Bu değişiklik ile TCMB nin ROM döviz rezervlerinden piyasaya yaklaşık 1, milyar ABD doları likidite verilmiştir. Benzer bir şekilde 1 Mart 1 tarihinde yapılan duyuruda ise aynı oran, puan daha düşürülmüş ve 1,3 milyar ABD doları daha piyasaya çıkmıştır. Böylelikle, sene başından itibaren TCMB, ROM döviz rezervlerinden yaklaşık, milyar ABD doları çıkış sağlayarak piyasadaki döviz likiditesini desteklemiştir (Grafik.1.19). Yapılan bu değişiklikler piyasaya döviz likiditesi sağlamak dışında bankaların aracılık maliyetlerini azaltmak suretiyle finansal sistemi destekleyici bir şekilde de çalışmaktadır. Grafik ROM Döviz Rezervi (Milyar ABD Doları) 13 Şubat ve 7 Şubat ROK Düzenlemeleri Grafik.1.. TCMB Döviz Rezervleri (1 Temmuz 1 İtibarıyla, Milyar ABD Doları) 1 1 YP ZK İçin Döviz TCMB Diğer Döviz Rez Kaynak: TCMB. Kaynak: TCMB.. Enflasyon Raporu 1-III

71 TCMB, küresel para politikalarının normalleşme sürecine girmesi beklentileriyle Türkiye de dengeli büyümenin ve sermaye akımlarının sürekliliğini desteklemek amacıyla, bankaların Döviz Depo Piyasası nda kendilerine tanınan borçlanma limitleri çerçevesinde TCMB den alabilecekleri döviz depolarının faiz oranlarını 9 Ekim 1 tarihinden itibaren kademeli olarak aşağıya çekmiştir. 9 Ekim 1 öncesinde yüzde 1 olan bankaların bir hafta vadeli olarak TCMB den ABD doları ve euro borçlanma imkanı faizleri birinci çeyrekte yapılan düzenlemelerin ardından 9 Haziran, Temmuz ve 7 Temmuz tarihlerinde açıklanan kararlar sonucunda sırasıyla yüzde 3, ve yüzde 1, seviyelerine düşürülmüştür. TCMB, Temmuz da yaptığı duyuruda, gerekli görülmesi halinde ABD doları ve euro için söz konusu oranların ayrı bir basın duyurusuna gerek kalmaksızın iş günlerinde sabah saat 9:3 da her iki yönde değiştirilebileceği ve ilan edildiği gün için geçerli olacağını açıklamıştır. Bankalar şimdiye kadar bu imkana başvurmamış olsalar da, bir hafta vadeli döviz depo üst limiti ve faizlerinde yapılan ayarlamalar bankacılık sektörü için finansal piyasalarda güven artırıcı bir unsur olarak tampon vazifesi görmektedir. Bunlara ek olarak, Mayıs 1 tarihinden itibaren TCMB nezdinde ABD doları cinsinden tutulan zorunlu karşılıklara, rezerv opsiyonlarına ve serbest hesaplara faiz ödenmesi uygulamasına başlanmıştır. Uygulanacak faiz oranının değişen küresel ve yerel finansal piyasa koşulları çerçevesinde günlük olarak belirlenmesi kararlaştırılmış, belirlenen faiz oranının her gün saat 9.3 da ilan edileceği belirtilmiştir. Bu çerçevede, 13 Temmuz 1 tarihine kadar 1 baz puan, bu tarihten 7 Temmuz 1 tarihine kadar 1 baz puan, 7 Temmuz dan sonra ise 1 baz puan faiz ödenmeye başlanmıştır. Ayrıca, son dönemde Euro Bölgesi nde gözlenen gelişmeler nedeniyle 1 Şubat 1 tarihinden itibaren bankalar ve finansman şirketlerinin TCMB nezdindeki euro cinsi döviz hesaplarından alınmaya başlanan yıllık binde oranındaki komisyon, 1 Temmuz 1 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde yıllık on binde e, 7 Temmuz itibarıyla ise sıfıra indirilmiştir. TCMB rezervlerinde bir önceki Enflasyon Raporu dönemine göre önemli bir değişiklik yaşanmamıştır (Grafik.1.). Bu dönemde, yukarıda bahsedilen döviz likiditesini destekleyici döviz satım ihaleleri ile TCMB nin diğer döviz rezervi ve finansal kuruluşların döviz rezerv opsiyonu kapsamında tesis ettikleri tutar azalmış, bu düşüş bankaların yabancı para zorunlu karşılık yükümlülükleri kapsamında tutulan rezervlerdeki artışla telafi edilmiştir. Finansal kuruluşların Rezerv Opsiyonu Mekanizmasını (ROM) kullanma oranları ikinci çeyrekte yüksek seviyesini sürdürmüş ve 1 Temmuz 1 tesis dönemi itibarıyla bu oran döviz için yüzde 93, (,/) ve altın için yüzde 9, (7,1/3) olarak gerçekleşmiştir. Piyasa Faizleri 1 yılının ikinci çeyreğinde, gelişmekte olan ülke uzun vadeli piyasa faizleri dalgalı bir seyir izlemiştir. Türkiye özelinde ise ikinci çeyrek başında geçtiğimiz Enflasyon Raporu dönemine göre yukarı yönlü olan eğilimin; baz etkisi, beklenenden olumlu gelen bazı veriler ve iç belirsizlik algısının azalması gibi nedenlerle çeyrek sonuna doğru yataya döndüğü görülmektedir. Bu dönemde yıllık piyasa faizleri Hindistan da Şubat ayından beri gözlenen yatay eğilimi korurken Brezilya da yatay ve dalgalı bir seyir izlemiş, Güney Afrika ve Endonezya da ise artış göstermiştir (Grafik.1.1 ve Grafik.1.3). Türkiye de ise Şubat ayından itibaren gözlenen yıl vadeli faizlerdeki yukarı yönlü eğilim Haziran ayı başlarında da sürerken, izleyen dönemdeki olumlu gelişmelerin etkisiyle bir süre yatay seyretmiştir (Grafik.1.1). Ancak yakın dönemde iç belirsizliklerdeki artışlara bağlı olarak Enflasyon Raporu 1-III 9

72 Peru Endonezya Kolombiya Romanya Türkiye Güney Afrika Brezilya Çek Cum. Polonya Meksika Hindistan Tayland Çin Malezya Macaristan Şili Güney Kore Brezilya Güney Afrika Peru Endonezya Meksika Türkiye Polonya Çek Cum. Malezya Kolombiya Romanya Tayland Şili Güney Kore Hindistan Çin Macaristan geçtiğimiz Enflasyon Raporu nun yayımlandığı tarihe göre Türkiye nin yıllık faizlerinde 3 baz puanlık artış olmuştur (Grafik.1.3). Grafik.1.1. Beş Yıl Vadeli Piyasa Faizleri* ( Temmuz 1 İtibarıyla, Yüzde) Brezilya Hindistan 1 Türkiye Güney Afrika Endonezya Grafik.1.. Altı Ay Vadeli Piyasa Faizleri ( Temmuz 1 İtibarıyla, Yüzde) Brezilya Hindistan Türkiye Güney Afrika Endonezya * Brezilya için yıllık piyasa faizi verisi kullanılmıştır. Kaynak: Bloomberg Kısa vadeli piyasa faizlerinde Güney Afrika ve Hindistan durağan bir seyir izlerken Brezilya ve Endonezya faizleri yukarı yönlü ayrışmıştır. Türkiye de ise faiz eğilimdeki değişim ay vadeli faizlerde daha belirgin görünmektedir (Grafik.1.). Bu durum ülkeler arası karşılaştırmalara da yansımış ve Türkiye (1 baz puan ile) ay vadeli faizleri sınırlı miktarda artan gelişmekte olan ülkeler arasında yer almıştır (Grafik.1.). 1 yılının ikinci çeyreğindeki piyasa faizi gelişmeleri Türkiye nin Euro Bölgesi ne dönük aşağı yönlü risklerden olumsuz etkilenmediğini gösterirken kısa vadeli piyasa faizlerindeki ölçülü artışın çoğunlukla yakın dönemdeki iç gelişmelerden kaynaklandığı görülmektedir. Grafik.1.3. Geçtiğimiz Rapor Dönemine göre Beş Yıl Vadeli Piyasa Faizlerindeki Değişim (1 Mayıs Temmuz 1 Arası Değişim, Yüzde),7,,,,3,,1, -,1,7,,,,3,,1, -,1 Grafik.1.. Geçtiğimiz Rapor Dönemine göre Altı Ay Vadeli Piyasa Faizlerindeki Değişim (1 Mayıs Temmuz 1 Arası Değişim, Yüzde),,,,, -, -, -, -,,,,,, -, -, -, -, -1, * Brezilya için yıllık piyasa faizi verisi kullanılmıştır. Kaynak: Bloomberg. Kaynak: Bloomberg. 1 yılı boyunca süregelen TCMB nin temkinli para politikasını sıkı likidite politikası ile desteklemesi sonucu BIST gecelik repo faizleri yılın ikinci çeyreğinde de faiz koridorunun üst bandına yakın bir seyir izlemeye devam etmiştir (Grafik.1.1). Bu çerçevede, Temmuz ayında iç belirsizlikler ve enflasyon gelişmeleri nedeniyle temkinli para politikası duruşuna dönük öngörülerin katkısıyla BIST Repo- Ters Repo pazarı gecelik faiz beklentisi dağılımının orta noktası bir önceki Enflasyon Raporu dönemindeki 7 Enflasyon Raporu 1-III

73 Brezilya Türkiye Endonezya Hindistan Kolombiya Güney Afrika Peru Meksika Çin Romanya Şili Malezya Polonya Güney Kore Filipinler Tayland Macaristan İsrail Çek Cum değerin sağında, yaklaşık baz puan üzerinde gerçekleşmiştir (Grafik.1.). Uzun vadeli piyasa faizleri üzerinde etkili olan enflasyon beklentilerinde ise Nisan ayına kıyasla cari yıl sonuna dönük beklentilerde belirgin (yaklaşık baz puan) artış olmuştur (Grafik.1.). Ancak bu kısa dönemli beklenti uyarlamasının 1 ve ay sonrasına dair beklentilere sınırlı ölçüde yansıdığı görülmektedir. Grafik.1.. BIST Repo-Ters Repo Pazarı Gecelik Faiz Beklentisi*,,7,,,,3,,1 Nisan 1 Temmuz ,,7,,,,3,,1 Grafik.1.. Enflasyon Beklenti Eğrisi *, 7, 7, 7, 7, 7,,,, 7,9 7,71,91 Nisan 1 Temmuz 1, 7,,,9 7, 7, 7, 7, 7,,,, *Beklenti Anketi nden alınmıştır. Kaynak: TCMB. *Beklenti Anketi nden alınmıştır. Değerler sırasıyla, cari yıl sonu, 1 ay sonrası ve ay sonrasına dair beklentileri göstermektedir. Kaynak: TCMB. 1 yılı ikinci çeyreğinde dalgalı bir seyir izleyen Türkiye gösterge faizi Haziran ayının ilk haftasını izleyen dönemde aşağı yönlü bir eğilim gösterirken, 1 - Temmuz döneminde baz puanlık artış kaydederek geçtiğimiz Enflasyon Raporu nun yayımlandığı tarihteki düzeyine yaklaşmıştır. Aynı dönemde aylık ortalama enflasyon beklentilerindeki sınırlı artışın nominal yıllık devlet faizlerindeki artışın altında kalması nedeniyle yıllık reel faizlerde baz puan civarında yükseliş gerçekleşmiştir (Grafik.1.7). Gelişmekte olan ülkeler arası yıllık reel faiz karşılaştırması yapıldığında Türkiye de reel faizlerin (yüzde 9 civarındaki faizlerle yukarı yönlü ayrışan Brezilya nın ardından) yüzde -3 aralığında reel faiz gösteren Endonezya, Hindistan ve Kolombiya ekonomilerine yakınsadığı görülmektedir (Grafik.1.). Grafik.1.7. Türkiye nin İki Yıllık Reel Faizi* ve Gösterge Faiz (Yüzde, Temmuz 1 itibarıyla) 3 1 Reel Faiz Gösterge Faiz (sağ eksen) Grafik.1.. İki Yıllık Reel Faizler** ( Temmuz 1 Tarihi İtibarıyla) * yıllık devlet tahvili getirilerinden TCMB Beklenti Anketi nden alınan önümüzdeki yıla ait TÜFE enflasyon beklentisinin çıkarılmasıyla hesaplanmıştır. Kaynak: Bloomberg, TCMB. **Ülkelerin yıllık devlet tahvili getirilerinden Consensus Forecasts tahminlerinden elde edilen gelecek yıla ait enflasyon beklentisinin çıkarılmasıyla hesaplanmıştır. Kaynak: Bloomberg, Consensus Forecasts, TCMB. Enflasyon Raporu 1-III 71

74 Kredi Faizleri ve Bankacılık Sektörünün Fon Maliyetleri Sene başında yatay bir görünüm sergileyen finansal olmayan kesime açılan kredi faiz oranları, ikinci çeyrekte yurt içi finansman koşullarının sıkılaşmasıyla birlikte artış göstermiştir. Tüketici kredileri incelendiğinde, konut kredisi faiz oranları bir önceki çeyreğe göre yaklaşık 1 baz puan artış gösterirken taşıt kredileri faiz oranları daha sınırlı artarak baz puan yükselmiştir. Tüketici kredileri faiz oranlarında en yüksek artış 1 baz puan ile ihtiyaç kredilerinde gerçekleşmiştir (Grafik.1.9). Bu dönemde ticari kredi faiz oranları tüketici kredileri faiz oranlarına göre daha az artış göstermiştir. Ticari kredi faizleri ikinci çeyrekte, bir önceki çeyreğe göre 7 baz puan artarken, KMH hariç ticari kredi faiz oranlarındaki artış 1 baz puan olmuştur (Grafik.1.3). Kredi Eğilim Anketi ne göre bankalar yılın üçüncü çeyreğinde hem yurt içi hem de yurt dışı finansman koşullarında sıkılaşma beklemektedir. Bu beklenti, kredi faiz oranlarında görülen artışın devam edebileceğini ima etmektedir. Grafik.1.9. Tüketici Kredileri Faizlerindeki Gelişmeler (Akım Veriler, Yıllık Faizler, Yüzde) 1 Taşıt Konut İhtiyaç 1 Grafik.1.3. TL Ticari Kredi Faizindeki Gelişmeler (Akım Veriler, Yıllık Faizler, Haftalık Hareketli Ortalama, Yüzde) Ticari Kredi Faiz Oranı Ticari Kredi Faiz Oranı (KMH Hariç) Kaynak: TCMB. Kaynak: TCMB. Bankacılık sektörünün en önemli finansman kaynağı olan ve ağırlıklı olarak üç aydan daha kısa vadeye sahip mevduatlara ödenen faiz oranı, TCMB tarafından sürdürülen temkinli para politikası duruşunun ve dönem içinde artış gösteren ağırlıklı fonlama maliyetinin etkisiyle bir önceki çeyreğe göre baz puan artmıştır. Ticari kredi faiz oranlarının yılın ilk çeyreğinde mevduat faiz oranlarına kıyasla daha fazla yükselmesi sonucunda ticari kredi faizi ile mevduat faizi arasındaki fark artarak yüzde 3,79 düzeyinde gerçekleşmiştir (Grafik.1.31). Gelişmekte olan ülkelere yönelik fon akımlarının zayıf ve dalgalı olması bankalarca ihraç edilen tahvil ve bono faizlerini de etkilemiştir. Çeyreğin başındaki zayıf seyir nedeniyle yaklaşık 1 baz puan artan bono ve tahvil faizleri, Haziran ayında sınırlı düşüş göstererek çeyrek sonunda yüzde 1,3 oranında gerçekleşmiştir (Grafik.1.3). 7 Enflasyon Raporu 1-III

75 Grafik TL Ticari Kredi ve TL Mevduat Faizi (Akım Veriler, Yıllık Faizler, Haftalık Hareketli Ortalama, Yüzde) TL Mevduat Faiz Oranı TL Ticari Kredi Faiz Oranı Ticari Mevduat Farkı (sağ eksen) 17, ,,,,, 3, 3,,, Grafik.1.3. Bankaların Fonlama Maliyetine Dair Göstergeler Bankalarca İhraç Edilen Tahvil/Bono Faizi Mevduat Faizi TCMB Ortalama Fonlama Faizi Kaynak: TCMB. Kaynak: TCMB... Kredi Hacmi ve Parasal Göstergeler Finansal istikrar açısından önem arz eden ve kredi büyümesinin iktisadi faaliyet ve toplam taleple ilişkisini özetleyen bir gösterge olan net kredi kullanımının GSYİH ye oranı 1 yılı ikinci çeyreğinde bir önceki döneme göre ılımlı bir şekilde artarak yüzde 1, seviyesinde gerçekleşmiştir (Grafik..1). Önümüzdeki dönemde, TCMB nin temkinli politika duruşunun ve alınan makroihtiyati tedbirlerin etkisiyle net kredi kullanımının GSYİH ye oranının ılımlı bir seyir izlemeye devam edeceği tahmin edilmektedir. Firmaların yurt dışından sağladığı kredilerin 1 yılı ikinci çeyreğinde tarihsel ortalamalara yakın seyretmesi yurt dışı borçlanmasında zorluk yaşanmadığını göstermektedir (Grafik..). Bununla birlikte, firmaların yurt dışından kredi kullanımının geçen yılın aynı dönemine göre sınırlı olarak arttığı gözlenmektedir. Grafik..1. Yurt İçi Kredi Stoku (1) ve Net Kredi Kullanımı () (GSYİH'ye Oran, Yüzde, Yıllık) Kredi / GSYİH Net Kredi Kullanımı / GSYİH (sağ eksen) (1) Yurt içi krediler, katılım bankaları dahil toplam bankacılık sektörü kredileri olup, yurt dışı şubeler ve kredi kartları dahildir. () Net Kredi Kullanımı nominal kredi stokunun yıllık değişimi olarak hesaplanmaktadır. * Tahmin. Kaynak: TCMB Grafik... Firmaların Yurt Dışından Sağladığı Kredi Stoku (1) ve Yıllık Net Kredi Kullanımı (Milyar ABD Doları) (1) Nisan ayı verisini içermektedir. * Tahmin. Kaynak: TCMB Yurt Dışından Kredi / GSYİH Yurt Dışından Net Kredi Kullanımı / GSYİH (sağ eksen), * ,, 1,, -1, -, TCMB nin uyguladığı temkinli para politikası ve BDDK nın konut hariç bireysel kredilere yönelik yürürlüğe koyduğu makroihtiyati uygulamalar neticesinde yavaşlayan finansal olmayan kesime kullandırılan kredilerin yıllık büyüme oranı yılın ikinci çeyreğinde bir önceki döneme göre ılımlı bir artış göstermiştir. Ancak, yılın ikinci çeyreğinin son döneminde, kredilerin yıllık büyüme oranı aşağı yönlü hareket etmiştir. Toplam kredilerin ayrımlarına bakıldığında, BDDK tarafından yürürlüğe konulan Enflasyon Raporu 1-III 73

76 uygulamalar ve tüketici güveninin zayıf seyri neticesinde ticari kredilerin tüketici kredilerine göre daha hızlı büyümeye devam ettiği görülmektedir. Bu gelişmeler ışığında, finansal olmayan kesime açılan krediler kur etkisinden arındırılmış olarak 1 yılı ikinci çeyreği sonunda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1,1 oranında artmıştır (Grafik..3). Yılın ikinci çeyreğindeki gelişmeleri yansıtan 13 haftalık hareketli ortalamalara göre, söz konusu krediler yıllıklandırılmış olarak yüzde 1, oranında büyüme kaydetmiştir (Grafik..). Ancak hem tüketici hem de ticari kredi faiz oranlarında görülen artış, yavaşlayan iktisadi faaliyet ve bankaların yurt içi ve yurt dışı fonlama koşullarında sıkılaşma beklentisinin bahsedilen aşağı yönlü hareketi destekleyebileceği değerlendirilmektedir. Grafik..3. Kredilerin Yıllık Büyüme Hızları (Kur Etkisinden Arındırılmış, Yıllık, Yüzde Değişim) Ticari Toplam Tüketici Grafik... Kredilerin Yıllıklandırılmış Büyüme Hızları (Kur Etkisinden Arındırılmış, 13 Haftalık Hareketli Ortalama, Yıllıklandırılmış, Yüzde) Ticari Toplam Tüketici Kaynak: TCMB. Kaynak: TCMB. 1 yılının ilk çeyreğinde geçmiş yıllar ortalamasının bir miktar altında seyreden tüketici kredileri yıllıklandırılmış büyüme oranı, yılın ikinci çeyreğinde düşüş göstermiştir. Mevsimsel etkilere rağmen düşen tüketici kredileri büyüme oranı çeyreğin sonunda yüzde 1,3 değerini almıştır (Grafik..). Bir önceki çeyreğe göre görülen bu düşüş, çeyrek sonunda yıllıklandırılmış olarak yüzde,3 büyüyen ihtiyaç kredilerinden kaynaklanmıştır. Kredi Eğilim Anketi nde bankaların ihtiyaç kredilerinin standart ve talebinde yılın ikinci çeyreğinde değişim olmadığını belirtmelerine rağmen görülen bu düşüşte zayıf seyreden iktisadi görünümün ile tüketici güven endekslerindeki gelişmelerin etkili olduğu değerlendirilmektedir. Düşük seyreden büyüme oranları ihtiyaç kredilerindeki tahsili gecikmiş alacaklar (TGA) oranının yükselmesine neden olmuş ve bu durum, bireysel krediler TGA oranlarını da arttırmıştır. Ortalama vadesi yıl olan ve faiz duyarlılığı daha yüksek konut kredilerinin yıllıklandırılmış büyüme oranının diğer alt kalemlere göre daha yüksek olduğu görülmektedir. Geçmiş yıllar ortalamasına yakın seyreden konut kredilerinin büyüme oranı çeyrek sonunda yüzde 3,1 değerini almıştır. Kredi Eğilim Anketi ne göre bankalar bir sonraki çeyrekte konut kredileri talebinde sınırlı bir azalma öngörürken, standartlarda gevşeme olmasını beklemediklerini belirtmişlerdir. BDDK tarafından yürürlüğe konan makroihtiyati uygulamalar neticesinde negatif seviyelerde seyreden taşıt kredileri büyümesi, mevsimsel etkilerle beraber toparlanmaya başlamıştır. Yılın üçüncü çeyreğinde, taşıt sektöründe yaşanan canlılık eşliğinde bu toparlanmanın devam edebileceği değerlendirilmektedir (Grafik..). 7 Enflasyon Raporu 1-III

77 Oca Şub Mar Nis May Haz Tem Ağu Eyl Eki Kas Ara Oca Şub Mar Nis May Haz Tem Ağu Eyl Eki Kas Ara Grafik... Tüketici Kredilerinin Yıllıklandırılmış Büyüme Hızlarının Geçmiş Yıllarla Karşılaştırılması (13 Haftalık Yıllıklandırılmış Hareketli Ortalama, Yüzde) Ortalaması Grafik... Tüketici Kredileri Yıllıklandırılmış Büyüme Hızları (13 Haftalık Yıllıklandırılmış, Hareketli Ortalama, Yüzde) Konut İhtiyaç Taşıt Kaynak: TCMB. Kaynak: TCMB. Yılın ikinci çeyreğinde, ticari kredilerin yıllıklandırılmış büyüme hızı geçmiş yıllar ortalamasının bir miktar altında kalmış ve çeyrek sonunda yüzde,7 değerini almıştır (Grafik..7). Ticari kredilerin alt kalemlerine bakıldığında, tüketici kredilerine göre daha güçlü olan seyrin TL cinsinden kullandırılan ticari krediler kaynaklı olduğu görülmektedir. Yabancı para cinsinden kullandırılan ticari krediler ise 1 yılı başından itibaren düşüş eğilimdedir (Grafik..). Bu durum, firmaların ticari kredi kullanmalarında yatırım saikinin azaldığı ve işletme sermayesi finansmanı ile mevcut borçları çevirme ihtiyacının belirginleştiği şeklinde değerlendirilmektedir. Yılın ikinci çeyreğini kapsayan Kredi Eğilim Anketi sonuçlarına göre bu dönemde bankaların işletmelere kullandırdığı kredilerin standartlarında önemli bir değişim gerçekleşmemiştir. Ayrıca; bankaların verdikleri yanıtlar, ilk çeyrekte işletmelere kullandırılan kredilere ilişkin standartlarda vadeye ve para cinsine göre bir farklılaşma olmadığını göstermektedir. Ölçek ayrımına bakıldığında, KOBİ lere kullandırılan kredilere ilişkin standartlarda bir miktar sıkılaşma olduğu görülmektedir. İkinci çeyrekte ticari kredi standartlarını etkileyen en önemli faktör olarak genel ekonomik faaliyetlere ilişkin beklentiler öne çıkmaktadır. Talep tarafına bakıldığında ise, yatırım talebinin azaldığı ve borcun yeniden yapılandırma saikinin arttığı görülmektedir. Yılın üçüncü çeyreğinde bankalar TL cinsi ticari kredi talebinin artacağını ancak YP cinsi kredi talebinin düşeceğini beklemektedir. Toplam ticari kredi talebinde sınırlı bir artış öngörülmektedir. Aynı dönemde, bankalar ticari kredi standartlarında önemli bir değişim beklememektedir. Grafik..7. Ticari Kredilerin Yıllıklandırılmış Büyüme Hızlarının Geçmiş Yıllarla Karşılaştırılması (13 Haftalık Yıllıklandırılmış Hareketli Ortalama, Kur Etkisinden Arındırılmış, Yüzde) Ortalaması Grafik... TL ve YP Ticari Kredilerin Yıllıklandırılmış Büyüme Hızları (13 Haftalık Yıllıklandırılmış, Hareketli Ortalama, Kur Etkisinden Arındırılmış, Yüzde) TL Ticari Krediler YP Ticari Krediler (yurt dışı şubeler dahil) Kaynak: TCMB. Kaynak: TCMB. Enflasyon Raporu 1-III 7

78 Kredi büyümesine tüketici kredileri ve ticari krediler ayrımında bakıldığında, tüketici kredileri yıllık büyüme oranı 1 yılı ikinci çeyreğinde bir önceki döneme göre azalırken, ticari kredilerin yıllık büyüme oranının bu dönemde yatay bir seyir izlediği görülmektedir. Bu çerçevede, 1 yılı ikinci çeyreğinde de ticari krediler tüketici kredilerine kıyasla daha hızlı artmaya devam etmiştir. Son yıllarda uygulamaya konulan makroihtiyati politikalar kredi genişleme hızının sürdürülebilir düzeylere çekilmesinin yanı sıra kredi kompozisyonunun tüketimden ziyade üretimi teşvik edici bir şekle dönüşmesinde önemli rol oynamıştır. Bu bağlamda, ticari kredilerin tüketici kredilerine göre daha hızlı büyümesi hem dengelenme sürecine hem de finansal istikrara katkı sağlamaktadır. Ek olarak, Temmuz ayı başında yürürlüğe giren 37 sayılı Kanun da yapılan değişikliğin reel sektör firmalarının finansman yapısına olumlu katkı yapması beklenmektedir. TCMB ve BDDK tarafından uygulanan politikalar neticesinde kredi büyümesi daha makul düzeylerde seyrederken, mevduat büyümesi hızının kredi büyümesi hızını yakaladığı görülmektedir (Grafik..9). Bu gelişmede TCMB nin çekirdek yükümlülükleri teşvik eden zorunlu karşılık ve zorunlu karşılıklara faiz ödenmesi politikalarının etkili olduğu değerlendirilmektedir. M tanımlı para arzı ve krediler arasındaki ilişkiye bakıldığında kredilerin ve para arzının büyüme hızlarının birlikte hareket ettiği ve makul düzeylerde seyrettiği gözlenmektedir (Grafik..1). Kredi ve mevduat büyümelerinin birbirine yakın oranlarda gerçekleşmesinin bankacılık sektörünün dış finansman ihtiyacını azaltarak önümüzdeki dönemde olası finansal dalgalanmalara karşı sektörün dayanıklılığını artıran bir faktör olabileceği değerlendirilmektedir. Bu çerçevede, bankacılık sektöründe finansmanın daha büyük oranda mevduat gibi çekirdek kalemlerden sağlanıyor olması sistemin sağlamlığını artıracaktır. Grafik..9 Kredi ve Mevduat Büyümesi * (Yıllık Değişimlerin GSYİH ye Oranı) 1 Mevduat Kredi 1 Grafik..1. M Para Arzı ve Krediler* (Yıllık Yüzde Değişim, Kur Etkisinden Arındırılmış) 3 M Krediler * Katılım bankaları dahil, bankalararası mevduat hariç, kur etkisinden arındırılmamış. Kaynak: TÜİK, TCMB. * Toplam bankacılık sektörü (katılım bankaları dahil). Kredi kartları dahil. TGA hariç. Kaynak: TCMB. Parasal Göstergeler 1 yılının ikinci çeyreğinde de özel sektöre açılan krediler M3 tanımlı geniş para arzının yıllık büyümesinde belirleyici olmaya devam etmiştir. M3 para arzındaki ivmelenme temelde bankalar tarafından finans dışı özel kişi ve kuruluşlara açılan kredileri içeren Özel Sektörden Alacaklar kalemindeki artıştan kaynaklanmıştır. Banka kârlılıklarına paralel olarak seyreden ve göreli olarak durağan bir seyir izleyen Diğer kalemi, bankacılık sektörü için mevduat dışı fon kaynağı olma özelliğini korumakla birlikte, bu kalemin para arzı üzerindeki negatif katkısı bir önceki çeyreğe göre azalmıştır. Diğer taraftan, 7 Enflasyon Raporu 1-III

79 Kamudan Alacaklar kaleminin M3 büyümesine 1 yılı ikinci çeyreğinden itibaren vermeye başladığı pozitif yöndeki katkısı yılın ikinci çeyreğinde negatif bölgeye geçerek para arzını azaltıcı yönde katkı yapmaya başlamıştır (Grafik..11). Net dış varlıklar kalemi de yıl başından itibaren M3 büyümesini aşağı çeken unsurlardan biri olmuştur. Grafik..11. M3 Para Arzının Bilanço Karşılıklarının Seyri (M3 ün Yıllık Büyümesine Katkıları) Diğer 3. Özel Sektörden Alacaklar. Kamudan Alacaklar 1. Net Dış Varlıklar 1++3-= M3 (Yıllık Yüzde Büyüme) Grafik..1. Emisyon ve Cari Tüketim Harcamaları* (Mevsimsellikten Arındırılmış) Cari Tüketim Harcamaları (yıllık yüzde değişim) Emisyon Hacmi (yıllık yüzde değişim) Emisyon Hacmi (sağ eksen) Yüzde Milyar TL Kaynak: TCMB. *Tüketim harcamaları cari fiyatlarla mobilya, ev aletleri ve ulaştırma haberleşme hariç özel tüketim ve kamu tüketimini içermektedir. Kaynak: TÜİK,TCMB. Mevsimsellikten arındırılmış emisyon hacmi yıllık büyüme hızı 1 yılının son çeyreğinden itibaren artmaktadır (Grafik..1). Bununla birlikte cari tüketim harcamaları yıllık büyüme oranında önemli bir artış görülmemektedir. Temkinli para politikası duruşuyla birlikte alınan makroihtiyati önlemlerin ve zayıf seyreden sermaye akımlarının etkisiyle emisyon hacmindeki hızlanmanın özel kesim yurt içi talebi üzerindeki etkisinin ılımlı olması beklenmektedir. Enflasyon Raporu 1-III 77

80 7 Enflasyon Raporu 1-III

81 . Kamu Maliyesi 1 yılının ilk yarısında merkezi yönetim bütçe performansı, özellikle vergi gelirlerinde kaydedilen yüksek artışın etkisiyle önceki yılın aynı dönemine göre iyileşmiştir. Vergi gelirlerindeki yüksek artışa tüketime dayalı olan dolaylı vergilerin öncülük ettiği görülmektedir. Vergi gelirlerindeki hedefin üzerindeki performansa karşın faiz dışı harcamalardaki yüksek artış eğiliminin sürdüğü ve 1 yılı hedefinin üzerinde seyredilmekte olduğu dikkat çekmektedir dönemini kapsayan Orta Vadeli Program da (OVP) faiz dışı harcamalardaki artış hızını kontrol altına almak yoluyla mali konsolidasyon sağlanacağı ve süreklilik arz etmeyen gelirler kullanılarak orta ve uzun vadede harcama seviyesinin kalıcı olarak yükselmesine sebep olacak politikalar uygulanmayacağı belirtilmektedir. OVP dönemi boyunca öngörülen, faiz dışı harcamaları yavaşlatarak mali uyum sağlama çabasının, TCMB nin öncelikli hedefleri olan fiyat istikrarını sağlama ve makroekonomik istikrara destek verme yolunda yardımcı olacağı düşünülmektedir..1. Bütçe Gelişmeleri Merkezi yönetim bütçe dengesi 1 yılının ilk yarısında, milyar Türk lirası, faiz dışı bütçe dengesi ise 3, milyar Türk lirası fazla vermiştir (Tablo.1.1). 1 yılının ilk altı ayında önceki yılın aynı dönemine kıyasla merkezi yönetim bütçe dengelerinde kayda değer bir iyileşme gözlenmektedir. Faiz hariç bütçe giderleri artış hızında 1 yılı için hedeflenen yavaşlamadan yılın ilk yarısı itibarıyla uzak kalınmasına rağmen, vergi gelirleri performansının hedefin üzerinde yüksek bir patikada seyretmekte olması, merkezi yönetim bütçe dengesinin fazla vermesinde belirleyici olmuştur. Tablo.1.1. Merkezi Yönetim Bütçe Büyüklükleri (Milyar TL) 1 Ocak-Haziran 1 Ocak-Haziran Artış Oranı (Yüzde) Gerçekleşme/ Bütçe Hedefi (Yüzde) Hedeflenen Yıllık Değişim Oranı (Yüzde) Merkezi Yönetim Bütçe Giderleri 13,9 3,7 1,7,, Faiz Giderleri, 9,7 1,3,, Faiz Hariç Bütçe Giderleri 17,,9 1, 9,,1 Merkezi Yönetim Bütçe Gelirleri 1, 37, 1,,, I. Vergi Gelirleri 1,1 19,7 1,, 1, II. Vergi Dışı Gelirler 3,1 33, -1,7,1-9,3 Bütçe Dengesi -3,, Faiz Dışı Denge 3,1 3, 3, 9, 1,3 Kaynak: Maliye Bakanlığı. 1 yılında bir miktar yükselerek yüzde 1,3 e çıkan merkezi yönetim bütçe açığının GSYİH ye oranının, 1 yılının ilk yarısı itibarıyla yüzde 1 seviyesine gerileyeceği tahmin edilmektedir (Grafik.1.1). Faiz dışı bütçe fazlasının GSYİH ye oranı ise, 1 yılının üçüncü çeyreğinde gördüğü yüzde 1,1 oranındaki düşük seviyeden sonra artmaya başlamış ve 13 yılını yüzde seviyesinde kapatmıştır. 1 yılında yüzde 1, seviyesine gerilemiş bulunan söz konusu oranın 1 yılı ikinci çeyreği itibarıyla yüzde 1,9 seviyesine yükselmesi beklenmektedir. Enflasyon Raporu 1-III 79

82 Grafik.1.1. Merkezi Yönetim Bütçe Dengeleri (Yıllıklandırılmış, GSYİH ye Oran Olarak, Yüzde) Grafik.1.. Merkezi Yönetim Bütçe Gelirleri ve Faiz Dışı Harcamalar (Yıllıklandırılmış, GSYİH ye Oran Olarak, Yüzde) 3 Bütçe Dengesi Faiz Dışı Bütçe Dengesi 3 Bütçe Gelirleri Faiz Dışı Harcamalar * * * 1 yılının ikinci çeyreğine ilişkin veriler tahmindir. Kaynak: Maliye Bakanlığı. 1 yılından itibaren belirgin bir artış eğilimine giren ve 13 yılı sonunda yüzde, olarak gerçekleşen merkezi yönetim faiz dışı harcamalarının GSYİH ye oranı, 1 yılının üçüncü çeyreği itibarıyla yılından bu yana en yüksek seviyesi olan yüzde 3,1 oranına ulaşmıştır. 1 yılının son çeyreğinde bir miktar düşerek yüzde, oranına gerileyen söz konusu oranın 1 yılı ikinci çeyreği itibarıyla küçük bir miktar artarak yüzde,9 seviyesinde gerçekleşmesi beklenmektedir (Grafik.1.). Diğer yandan, merkezi yönetim bütçe gelirlerinin GSYİH ye oranı, 1 yılı Eylül ayında ve 13 yılı Ocak ayında gerçekleştirilen vergi düzenlemelerinin ve iktisadi faaliyetteki göreli hızlanmanın etkisiyle, 13 yıl sonu itibarıyla yüzde, oranına çıkmıştır. 1 yılında, özellikle iç talebe dayalı vergi gelirlerindeki yavaşlamanın etkisiyle yüzde,3 seviyesine gerileyen söz konusu oranın, 1 yılı ikinci çeyreğinde artarak yüzde, seviyesine çıkacağı tahmin edilmektedir. Merkezi yönetim faiz hariç bütçe giderlerinin 1 yılının ikinci yarısından itibaren içine girdiği yüksek artış eğiliminin 1 yılının ilk yarısı itibarıyla bir miktar hız kesmiş olduğu gözlenmektedir. Buna rağmen, faiz hariç bütçe giderlerinde 1 yılının ilk yarısındaki artış oranı 1 yılı için hedeflenen artış oranının halen çok üzerindedir. Bu çerçevede, merkezi yönetim faiz hariç bütçe giderleri 1 yılının ilk yarısında önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1, oranında artmıştır (Tablo.1.). Tablo.1.. Merkezi Yönetim Faiz Dışı Harcamaları (Milyar TL) 1 Ocak-Haziran 1 Ocak-Haziran Artış Oranı (Yüzde) Gerçekleşme/ Bütçe Hedefi (Yüzde) Faiz Hariç Bütçe Giderleri 17,,9 1, 9, 1. Personel Giderleri 7, 3, 1,,. SGK Devlet Primi Giderleri 9, 1,3 7,9,9 3. Mal ve Hizmet Alım Giderleri 1, 1,3,,. Cari Transferler 3, 7,7, 9,7 a) Görev Zararları 1, 1, 7, 3, b) Sağlık, Emeklilik ve Sosyal Y.G. 39,9 3, -,, c) Tarımsal Destekleme Ödemeleri, 7,,1 7,3 d) Gelirden Ayrılan Paylar, 7, 19,9,3. Sermaye Giderleri 13,9 17,1, 1,7. Sermaye Transferleri,7 3,7 3,, 7. Borç Verme,,9 1,, Kaynak: Maliye Bakanlığı. 1 yılının ilk yarısında faiz hariç bütçe giderleri içindeki ana kalemlerden mal ve hizmet alım giderleri ile personel giderleri sırasıyla yüzde ve yüzde 1, oranında artarken, cari transferlerdeki artış Enflasyon Raporu 1-III

83 oranı yüzde, düzeyinde kalmıştır. Cari transferlerdeki artışın göreli olarak sınırlı kalmasında sağlık, emeklilik ve sosyal yardım giderlerindeki düşüş belirleyici olmuştur. Merkezi yönetim gelirlerinden diğer kamu kurum ve kuruluşlarına ayrılan paylarda ise yüzde 19,9 seviyesinde yüksek oranlı artış kaydedilmiştir. Söz konusu artışta 1 yılının ilk yarısındaki yüksek merkezi yönetim vergi geliri performansı kadar, yerel idarelerin borçlarına mahsup edilmek üzere kesinti yapılması uygulamasının ay süreyle ertelenmesi de etkili olmuştur. Diğer yandan, kamu yatırım giderleri olarak nitelenebilecek olan sermaye giderleri ve sermaye transferlerindeki yüksek oranlı artışlar dikkat çekmektedir. Sermaye giderlerindeki artışta yol yapım giderlerindeki yükseliş belirleyici iken, sermaye transferlerindeki artışta il özel idarelerine yapılan sermaye transferi önemli rol oynamıştır. Borç verme kalemindeki yüzde 1, oranındaki artışın gerisinde ise KİT lere verilen borçlardaki yükseliş yatmaktadır. 1 yılının ilk yarısında merkezi yönetim genel bütçe gelirleri bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1, oranında yükselmiştir (Tablo.1.3). Söz konusu dönemde vergi gelirleri yüksek bir performans göstererek yüzde 1,3 oranında artmış iken, vergi dışı gelirler bir önceki yıl seviyesi civarında gerçekleşmiştir. Tablo.1.3. Merkezi Yönetim Genel Bütçe Gelirleri (Milyar TL) 1 Ocak-Haziran 1 Ocak-Haziran Artış Oranı (Yüzde) Gerçekleşme/ Bütçe Hedefi (Yüzde) Genel Bütçe Gelirleri,, 1, 1,7 I-Vergi Gelirleri 1,1 19,7 1,, Gelir Vergisi 3,9, 1,3, Kurumlar Vergisi 1, 1,9 9,, Dahilde Alınan Katma Değer Vergisi 19,7,3 1,7, Özel Tüketim Vergisi,7, 19, 1, İthalde Alınan Katma Değer Vergisi 31, 3,1 1,9,1 II-Vergi Dışı Gelirler 3,1 33, -1,,1 Teşebbüs ve Mülkiyet Gelirleri, 11, 7, 11, Faizler, Paylar ve Cezalar 17, 13,7-19, 7, Sermaye Gelirleri,,9,,3 Kaynak: Maliye Bakanlığı. Vergi gelirleri incelendiğinde, 1 yılının ilk yarısında önceki yılın aynı dönemine göre özel tüketim vergisi, gelir vergisi ve ithalde alınan KDV tahsilatında yüksek oranlı artışlar olduğu gözlenmektedir. Asgari ücret artışlarının 1 yılında yüksek tutulması, gelir vergisi büyük ölçüde maaş ve ücretler üzerinden kesilen stopajlardan sağlandığından tahsilatı olumlu yönde etkilemiştir. Tüketime dayalı olan vergi türlerinden ÖTV ve dahilde alınan KDV sırasıyla yüzde 19, ve yüzde 1,7 oranında artmıştır. ÖTV tahsilatının ayrıntıları incelendiğinde ise, motorlu taşıtlar üzerinden yapılan tahsilatın yüzde,3 gibi çok yüksek bir oranda arttığı göze çarpmaktadır. ÖTV tahsilatı içinde yüksek paya sahip olan, petrol ve doğalgaz ürünleri üzerinden yapılan tahsilattaki artışın ise göreli olarak düşük kalarak yüzde 1, oranında gerçekleştiği görülmektedir. Vergi dışı gelirlerin performansının bir önceki yıl seviyesinde kalmasında, 3 sayılı Kanun ile feshedilen il özel idarelerinden 1 yılı Mart ayında bütçeye intikal eden ve süreklilik arz etmeyen 3 milyar TL tutarındaki tahsilatın yarattığı baz etkisi önemli rol oynamıştır. Diğer yandan, 1 yılı Ocak- Haziran döneminde özelleştirme geliri olarak bütçeye aktarılan tutar,3 milyar Türk lirası iken, 1 yılının aynı döneminde özelleştirme tahsilatı,1 milyar Türk lirası olmuştur. Enflasyon Raporu 1-III 1

84 9, 3, 3, 9, 7,9 33, 3, 33,9 1 yılının Eylül ayında bazı vergi oranlarında gerçekleştirilen artışlar ve baz etkisiyle birlikte pozitif değerler almaya başlayan reel vergi gelirlerindeki yıllık değişim oranı, 13 yılının üçüncü çeyreğinden itibaren yavaşlamaya başlamış ve 1 yılının son çeyreği itibarıyla vergi gelirleri reel olarak bir önceki yıl seviyesinde gerçekleşmiştir. 1 yılının ikinci çeyreğinde ise reel vergi gelirlerinde önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1 oranında bir artış gerçekleşmiştir (Grafik.1.3). Söz konusu artışın alt kalemleri incelendiğinde, tüketime dayalı vergilerden ithalde alınan KDV, ÖTV ve dahilde alınan KDV tahsilatlarının reel olarak sırasıyla yüzde, yüzde 1,1 ve yüzde 9,3 oranında yükseldiği görülmektedir (Grafik.1.). Grafik.1.3. Reel Vergi Gelirleri (Yıllık Yüzde Değişim) Grafik.1.. Reel KDV ve ÖTV Gelirleri (Yıllık Yüzde Değişim) Reel Dahilde Alınan KDV Gelirleri Reel ÖTV Gelirleri Reel İthalde Alınan KDV Gelirleri 1 1 1, Kaynak: Maliye Bakanlığı... Kamu Borç Stokundaki Gelişmeler Kamu borç stoku göstergelerinin 1 yılının ilk yarısında olumlu bir görünüm sergilediği söylenebilir. Toplam kamu net borç stokunun GSYİH ye oranı azalmaya devam etmiş, borç stokunun ortalama vadesi uzamış ve borçlanmanın reel maliyeti son aylarda göreli olarak düşük seviyelerde gerçekleşmiştir. Grafik..1. Kamu Borç Stoku Göstergeleri 7 Top. Kamu Net Borç Stoku (GSYİH'nin Yüzdesi Olarak) AB Tanımlı Genel Yönetim Nominal Borç Stoku (GSYİH'nin Yüzdesi Olarak) Merkezi Yönetim Toplam Borç Stoku (Milyar TL, sağ eksen),9 7 Grafik... Merkezi Yönetim Borç Stokunun Kompozisyonu (Yüzde) 1 Sabit Getirili Değişken Faizli YP Cinsi/YP Endeksli * /3 * YP Cinsi/YP endeksli borç stoku, dış borç stokunu kapsamaktadır. Kaynak: Hazine Müsteşarlığı / Merkezi yönetim borç stoku, 1 yılı Haziran ayı itibarıyla,9 milyar Türk lirası seviyesindedir (Grafik..1). Toplam kamu net borç stokunun GSYİH ye oranı 1 yıl sonuna göre 1, puan azalırken, Enflasyon Raporu 1-III

85 / / AB tanımlı genel yönetim nominal borç stokunun GSYİH ye oranı yaklaşık olarak aynı düzeydedir (Grafik..1). Sabit getirili borç senetlerinin toplam borç stoku içindeki payı, 1 yılı ile aynı seviyededir (Grafik..). İç borçlanmanın döviz ve faiz yapısını incelediğimizde, 1 yılının ilk beş ayında yapılan sabit faizli borçlanmanın payının bir önceki yıla göre arttığı görülmektedir. Kamu mevduatının aylık ortalama borç servisini karşılama oranı yüzde 9, düzeyindedir. İç borç stokunun vadeye kalan ortalama süresi artarak 7,9 ay olmuştur (Grafik..3). Tahvil ihracı yoluyla gerçekleştirilen dış borçlanmanın tutarı ise 3 milyar ABD doları olup, söz konusu borçlanmanın ortalama vadesi 19,7 yıl olmuştur (Grafik..). Grafik..3. Nakit İç Borçlanmanın Ortalama Vadesi ve İç Borç Stokunun Vadeye Kalan Ortalama Süresi (Ay) İç Borç Stokunun Ortalama Vadesi Nakit İç Borçlanmanın Ortalama Vadesi 7,9 7, Grafik... Tahvil İhracı Yoluyla Borçlanma Dış Borçlanma (sağ eksen, milyar ABD doları)* Dış Borçlanmanın Ortalama Vadesi (yıl) Dış Borçlanmanın Azami Vadesi (yıl) * İlgili yılda yapılan toplam dış borçlanma miktarını göstermektedir. Kaynak: Hazine Müsteşarlığı. İç borç çevirme oranı, 1 yılı Mayıs ayı sonunda yüzde, düzeyindedir (Grafik..). 9 yılının başından 11 yılının başına kadar hızlı bir düşüş eğilimi kaydettikten sonra, küresel finansal dalgalanmalar ve temkinli para politikası duruşu nedeniyle 13 yılı ikinci yarısında artmaya başlayan ortalama reel faiz oranı 1 ise, son aylarda daha düşük seviyelerde seyretmektedir (Grafik..). Grafik... Toplam İç Borç Çevirme Oranı (Yüzde) 11 Grafik... İskontolu İhalelerde Gerçekleşen Ortalama Borçlanma Vadesi ve Faiz Oranı 7 Vade (gün) Ort. Bileşik Faiz (sağ eksen) Reel Faiz (sağ eksen) 3 1 9, , Kaynak: Hazine Müsteşarlığı, TCMB. 1 Reel faizler, nominal faiz oranlarının (Hazine nin yaptığı TL cinsi kuponsuz senet ihalesinde kabul edilen ortalama yıllık bileşik faiz oranı) gelecek on iki aylık TÜFE beklentisinden (TCMB Beklenti Anketi) arındırılması suretiyle hesaplanmıştır. Enflasyon Raporu 1-III 3

86 Kutu.1 Kamu Harcama Çarpanı Kamu harcama çarpanı, kamu harcamalarında meydana gelen bir birimlik dışsal değişimin milli gelir üzerinde meydana getirdiği etki olarak tanımlanmaktadır. Kamu harcama çarpanının işareti ve aldığı değer maliye politikası uygulamalarının ekonomik aktivite üzerinde meydana getirdiği etkinin belirlenmesi açısından önem arz etmektedir. Türkiye de 1 yılı başında meydana gelen finansal kriz sonrasında faiz ödemelerinin GSYİH içindeki payı belirgin bir şekilde azalırken faiz dışı harcamaların GSYİH içindeki payının ise artma egilimi içinde olduğu gözlenmektedir. Ayrıca, bu dönemde artan faiz dışı bütçe harcamalarına bütçe gelirlerindeki artışların eşlik ettiği, bütçenin faiz dışı fazla verdiği, bütçe açıkları ve borç stokunun GSYİH içindeki paylarının ise belirgin bir şekilde azaldığı gözlenmektedir (Tablo 1). Faiz dışı kamu harcamalarının GSYİH içindeki payının artış eğilimi içinde olması beraberinde cevaplanması gereken bazı soruları da gündeme getirmektedir: Kamu harcama artışlarının büyümeye katkısı nedir? Kamu harcama çarpanının işareti pozitif midir? Maliye politikası etkin bir araç mıdır? Artan kamu harcamalarının özel sektör davranışları üzerinde dışlama (crowding-out) etkisi var mı? Kamu tüketim ve kamu yatırım harcaması ayrımında incelendiğinde kamu harcama çarpanının boyutunda bir farklılaşma var mı? Tablo 1. Genel Devlet Bütçesi (GSYİH ya oran olarak, yüzde) Vergiler 19, 1,7 1, 1, 1,,1 1, Toplam Gelir 3,9 31, 3,9 33, 3, 3,, Cari Harcamalar 13,1 13, 13, 1, 17,7 1, 1, Yatırım Harcamaları 3,,9,9 3, 3,3 3,3, Faiz ödemeleri 17, 13,3 7,,9,7 3, 3,3 Faiz Dışı Harcamalar,1,,, 3, 33, 37, Toplam Harcama,7 39, 33, 33,,1 3,,7 Bütçe Dengesi -11, -7,9 -,1 -, -, -, -,7 Faiz Dışı Bütçe Dengesi,, 7,1,7,3 3,, AB Tanımlı Borç Stoku 77,9 7,7,7 39,9, 39,1 3, Kaynak: Kalkınma Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı Akademik yazında yer alan çalışmalar maliye politikasının etkinliğini belirleyen pek çok faktör olduğunu, hem teorik düzlemde hem de amprik olarak mali çarpanın boyutu konusunda bir görüş birliği olmadığını vurgulamaktadır. Mali çarpanın hesaplanmasına dair yapılan amprik çalışmalar mali çarpanın ülkeden ülkeye ve aynı ülke içinde de zamandan zamana farklı değerler alabildiğini göstermektedir. Bu nedenle, maliye politikası araçları kullanılırken bu uygulamaların ekonomik aktivite üzerindeki etkisinin belirlenmesi konusunda ekonominin içinde bulunduğu durumun doğru bir şekilde değerlendirilmesi önem arz etmektedir. Enflasyon Raporu 1-III

87 Bu kutuda, Türkiye de kamu harcamalarına gelen şokların GSYİH üzerindeki dinamik etkileri.i-1.iv dönemi itibarıyla çeyreklik verilerle yapısal VAR yöntemi kullanılarak incelenmiştir. Modelde yer alan değişkenleri kamu harcamaları, GSYİH, vergi gelirleri ve reel faiz oranları olarak sıralamak mümkündür. Veriler modelde reel, logaritmik ve birinci farkları alınmak suretiyle kullanılmıştır. Kamu harcamaları kapsam olarak reel GSYİH nın bileşenleri olan kamu tüketimi ve kamu yatırımlarının toplamından oluşmaktadır. Analizde ayrıca kamu harcamalarının alt kalemleri olan kamu tüketimi ve kamu yatırımlarının GSYİH üzerindeki etkileri ayrı ayrı incelenmiştir. Grafik 1. Yapısal VAR Modelinde Kamu Harcaması Şokuna Etki-Tepki Fonksiyonları Kaynak: Çebi (1). Grafikte G, kamu harcamaları, T vergi gelirleri, Y GSYİH ve R reel faiz oranlarını göstermektedir. Yapısal VAR yöntemi kullanılarak türetilen etki-tepki fonksiyonları çerçevesinde kamu harcamalarına gelen pozitif şoku takiben reel GSYİH, reel vergi gelirleri ve reel faiz oranları artmaktadır (Grafik 1). Etki-tepki fonksiyonları kullanılarak türetilen kamu harcama çarpanının aldığı değerler Tablo de sunulmaktadır. Tablo de üç farklı mali çarpan tanımına yer verilmiştir. Bunları etki çarpanı (impact multiplier), maksimum çarpan (peak multiplier) ve birikimli çarpan (cumulative multiplier) olarak sıralamak mümkündür. Etki çarpanı kamu harcamalarında meydana gelen bir birimlik artışın (pozitif harcama şoku) GSYİH üzerindeki ilk etkisini belirlerken, maksimum çarpan zaman içerisinde mali çarpanın aldığı maksimum değeri temsil etmektedir. Birikimli (kümülatif) çarpan ise incelenen dönem itibarıyla kamu harcama şokuna GSYİH nın verdiği birikimli tepkinin kamu harcamalarının verdiği birikimli tepkiye bölünmesi yoluyla elde edilmektedir. Tablo. Kamu Harcama Çarpanı Değişken Etki Maksimum Bir Yıllık Birikimli Kamu Harcaması 1, 1,,9 Kamu Tüketimi 1, 1,9 1,7 Kamu Yatırımı,1 3, 1,7 Kutuya ilişkin kapsamlı bilgi ve teknik detaylar Çebi (1) çalışmasında bulunabilir. Enflasyon Raporu 1-III

2016 Ocak Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı. Erdem BAŞÇI Başkan. 26 Ocak 2016 Ankara

2016 Ocak Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı. Erdem BAŞÇI Başkan. 26 Ocak 2016 Ankara 21 Ocak Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı Erdem BAŞÇI Başkan 2 Ocak 21 Ankara 21 Ocak Enflasyon Raporu: Ana Bölümler Genel Değerlendirme Uluslararası Ekonomik Gelişmeler Enflasyon Gelişmeleri Arz

Detaylı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI 24 Şubat 2016 Ankara Özet: Makroekonomik Görünüm ve Para Politikası Dış ticaret hadlerindeki olumlu gelişmeler ve tüketici kredilerinin ılımlı seyri cari dengedeki iyileşmeyi

Detaylı

2. Uluslararası Ekonomik Gelişmeler

2. Uluslararası Ekonomik Gelişmeler . Uluslararası Ekonomik Gelişmeler 1 yılının ilk çeyreğinde küresel iktisadi faaliyet zayıf seyrini sürdürmüş ve yıl sonuna ilişkin küresel büyüme tahminleri bir önceki Enflasyon Raporu dönemine göre aşağı

Detaylı

2015 Nisan Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı. Erdem BAŞÇI Başkan. 30 Nisan 2015 İstanbul

2015 Nisan Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı. Erdem BAŞÇI Başkan. 30 Nisan 2015 İstanbul 21 Nisan Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı Erdem BAŞÇI Başkan Nisan 21 İstanbul 21 Nisan Enflasyon Raporu: Ana Bölümler Genel Değerlendirme Uluslararası Ekonomik Gelişmeler Enflasyon Gelişmeleri

Detaylı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Aralık 2015 Ankara

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Aralık 2015 Ankara İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI 23 Aralık 2015 Ankara Özet: Makroekonomik Görünüm ve Para Politikası Sıkı para politikası duruşunun ve alınan makroihtiyati önlemlerin etkisiyle yıllık kredi büyüme

Detaylı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 25 Mayıs 2016 Ankara

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 25 Mayıs 2016 Ankara İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI 25 Mayıs 2016 Ankara Özet: Makroekonomik Görünüm ve Para Politikası Dış ticaret hadlerindeki olumlu gelişmeler ve tüketici kredilerinin ılımlı seyri cari dengedeki iyileşmeyi

Detaylı

1. Genel Değerlendirme

1. Genel Değerlendirme 1 1 113 13 13 13 11 1 1 1 11 1 1 1 1 113 13 13 13 11 1 1 1 11 1 1 1. Genel Değerlendirme 1 yılının ikinci çeyreğinde küresel finans piyasalarındaki oynaklık devam etmiştir. Küresel para politikalarındaki

Detaylı

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2015-71. 1 Aralık 2015. Toplantı Tarihi: 24 Kasım 2015

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2015-71. 1 Aralık 2015. Toplantı Tarihi: 24 Kasım 2015 Sayı: 2015-71 BASIN DUYURUSU 1 Aralık 2015 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 24 Kasım 2015 Enflasyon Gelişmeleri 1. Ekim ayında tüketici fiyatları yüzde 1,55 oranında yükselmiş ve

Detaylı

BASIN DUYURUSU 30 Nisan 2015

BASIN DUYURUSU 30 Nisan 2015 Sayı: 2015-34 BASIN DUYURUSU 30 Nisan 2015 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 22 Nisan 2015 Enflasyon Gelişmeleri 1. Mart ayında tüketici fiyatları yüzde 1,19 oranında artmış ve yıllık

Detaylı

BAKANLAR KURULU SUNUMU

BAKANLAR KURULU SUNUMU BAKANLAR KURULU SUNUMU Murat Çetinkaya Başkan 12 Aralık 2016 Ankara Sunum Planı Küresel Gelişmeler İktisadi Faaliyet Dış Denge Parasal ve Finansal Koşullar Enflasyon 2 Genel Değerlendirme Yılın üçüncü

Detaylı

7. Orta Vadeli Öngörüler

7. Orta Vadeli Öngörüler 7. Orta Vadeli Öngörüler Bu bölümde tahminlere temel oluşturan varsayımlar özetlenmekte, bu çerçevede üretilen orta vadeli enflasyon ve çıktı açığı tahminleri ile para politikası görünümü önümüzdeki üç

Detaylı

2016 Temmuz Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı. Murat ÇETİNKAYA Başkan. 26 Temmuz 2016 Ankara

2016 Temmuz Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı. Murat ÇETİNKAYA Başkan. 26 Temmuz 2016 Ankara 21 Temmuz Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı Murat ÇETİNKAYA Başkan 2 Temmuz 21 Ankara 21 Temmuz Enflasyon Raporu: Ana Bölümler Genel Değerlendirme Uluslararası Ekonomik Gelişmeler Enflasyon Gelişmeleri

Detaylı

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2016-25. 31 Mayıs 2016. Toplantı Tarihi: 24 Mayıs 2016

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2016-25. 31 Mayıs 2016. Toplantı Tarihi: 24 Mayıs 2016 Sayı: 2016-25 BASIN DUYURUSU 31 Mayıs 2016 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 24 Mayıs 2016 Enflasyon Gelişmeleri 1. Nisan ayında tüketici fiyatları yüzde 0,78 oranında artmış ve yıllık

Detaylı

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2015-16. 3 Mart 2015. Toplantı Tarihi: 24 Şubat 2015

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2015-16. 3 Mart 2015. Toplantı Tarihi: 24 Şubat 2015 Sayı: 2015-16 BASIN DUYURUSU 3 Mart 2015 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 24 Şubat 2015 Enflasyon Gelişmeleri 1. Ocak ayında tüketici fiyatları yüzde 1,10 oranında artmış ve yıllık

Detaylı

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2015-76. 29 Aralık 2015. Toplantı Tarihi: 22 Aralık 2015

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2015-76. 29 Aralık 2015. Toplantı Tarihi: 22 Aralık 2015 Sayı: 2015-76 BASIN DUYURUSU 29 Aralık 2015 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 22 Aralık 2015 Enflasyon Gelişmeleri 1. Kasım ayında tüketici fiyatları yüzde 0,67 oranında artmış ve

Detaylı

7. Orta Vadeli Öngörüler

7. Orta Vadeli Öngörüler 7. Orta Vadeli Öngörüler Bu bölümde tahminlere temel oluşturan varsayımlar özetlenmekte, bu çerçevede üretilen orta vadeli enflasyon ve çıktı açığı tahminleri ile para politikası görünümü önümüzdeki üç

Detaylı

PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Toplantı Tarihi: 17 Temmuz 2014

PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Toplantı Tarihi: 17 Temmuz 2014 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Enflasyon Gelişmeleri Toplantı Tarihi: 17 Temmuz 2014 1. Haziran ayında tüketici fiyatları yüzde 0,31 oranında artmış ve yıllık enflasyon yüzde 9,16 ya gerilemiştir.

Detaylı

7. Orta Vadeli Öngörüler

7. Orta Vadeli Öngörüler 7. Orta Vadeli Öngörüler Bu bölümde tahminlere temel oluşturan varsayımlar özetlenmekte, bu çerçevede üretilen orta vadeli enflasyon ve çıktı açığı tahminleri ile para politikası görünümü önümüzdeki üç

Detaylı

2. Uluslararası Ekonomik Gelişmeler

2. Uluslararası Ekonomik Gelişmeler . Uluslararası Ekonomik Gelişmeler 1 yılının ikinci çeyreğinde küresel iktisadi faaliyet zayıf seyrini devam ettirmiş; söz konusu zayıf seyirde gelişmekte olan ülkelerin olumsuz büyüme performansı belirleyici

Detaylı

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2015-65. 28 Ekim 2015. Toplantı Tarihi: 21 Ekim 2015

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: 2015-65. 28 Ekim 2015. Toplantı Tarihi: 21 Ekim 2015 Sayı: 2015-65 BASIN DUYURUSU 28 Ekim 2015 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 21 Ekim 2015 Enflasyon Gelişmeleri 1. Eylül ayında tüketici fiyatları yüzde 0,89 oranında artmış ve yıllık

Detaylı

7. Orta Vadeli Öngörüler

7. Orta Vadeli Öngörüler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 7. Orta Vadeli Öngörüler Bu bölümde tahminlere temel oluşturan varsayımlar özetlenmekte, bu çerçevede üretilen orta vadeli enflasyon ve çıktı açığı tahminleri ile para

Detaylı

İDARE MERKEZİ ANKARA, 27 Ocak 2015

İDARE MERKEZİ ANKARA, 27 Ocak 2015 İDARE MERKEZİ ANKARA, 27 Ocak 2015 Cevaplarda şu işaretlerin tekrarını dileriz: B.02.2.TCM.0.00.00.00- Sayın Ali BABACAN BAŞBAKAN YARDIMCISI ANKARA Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (Merkez Bankası) Kanunu

Detaylı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Eylül 2015 Ankara

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Eylül 2015 Ankara İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI 23 Eylül 2015 Ankara Özet: Makroekonomik Görünüm ve Para Politikası Yılın ilk yarısında iç talep büyümeye ılımlı katkı verirken dış talep zayıf seyretmiştir. Yılın ikinci

Detaylı

II. Ulusal Ekonomik Görünüm 2

II. Ulusal Ekonomik Görünüm 2 II. Ulusal Ekonomik Görünüm 2 3 yılının ikinci çeyreğinde iktisadi faaliyet yılın ilk çeyreğine kıyasla daha olumlu bir görünüm sergilemiştir. İç tüketimdeki canlanma ve altın ticaretindeki baz etkisi

Detaylı

BASIN DUYURUSU 31 Aralık 2014

BASIN DUYURUSU 31 Aralık 2014 Sayı: 2014-78 BASIN DUYURUSU 31 Aralık 2014 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 24 Aralık 2014 Enflasyon Gelişmeleri 1. Kasım ayında tüketici fiyatları yüzde 0,18 oranında artmış, yıllık

Detaylı

TÜRKİYE BANKALAR BİRLİĞİ SUNUMU

TÜRKİYE BANKALAR BİRLİĞİ SUNUMU TÜRKİYE BANKALAR BİRLİĞİ SUNUMU Murat Çetinkaya Başkan 17 Temmuz 2017 Ankara Sunum Planı Küresel Koşullar İktisadi Faaliyet Dış Denge Enflasyon Para Politikası ve Finansal Koşullar 2 Küresel Koşullar 3

Detaylı

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

AB Krizi ve TCMB Para Politikası AB Krizi ve TCMB Para Politikası Erdem Başçı Başkan 28 Haziran 2012 Stratejik Düşünce Enstitüsü, Ankara Sunum Planı I. Küresel Ekonomik Gelişmeler II. Yeni Politika Çerçevesi III. Dengelenme IV. Büyüme

Detaylı

2015 Yılında Para ve Kur Politikası. Erdem BAŞÇI Başkan. 10 Aralık 2014 Ankara

2015 Yılında Para ve Kur Politikası. Erdem BAŞÇI Başkan. 10 Aralık 2014 Ankara 2015 Yılında Para ve Kur Politikası Erdem BAŞÇI Başkan 10 Aralık 2014 Ankara Temel Amaç: Fiyat İstikrarı 2017 yılı enflasyon hedefi Hükümet ile varılan mutabakatla uyumlu olarak yüzde 5 seviyesinde belirlenmiştir.

Detaylı

1. Genel Değerlendirme

1. Genel Değerlendirme 113 413 713 13 114 414 714 14 11 41 71 1 11 41 71 1 11 31 1 71 91 111 11 31 1 71 91 1. Genel Değerlendirme 1 yılının üçüncü çeyreğinde, gelişmiş ülkelerin para politikalarına dair gelişmeler küresel piyasalarda

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİ NDE GÜNCEL EĞİLİMLER VE GENEL GÖRÜNÜM

TÜRKİYE EKONOMİSİ NDE GÜNCEL EĞİLİMLER VE GENEL GÖRÜNÜM TÜRKİYE EKONOMİSİ NDE GÜNCEL EĞİLİMLER VE GENEL GÖRÜNÜM 8 Eylül 216 Sunum Akışı I. İktisadi Faaliyet II. Dış Denge III. Enflasyon IV. Parasal ve Finansal Koşullar V. Genel Görünüm 2 İKTİSADİ FAALİYET 3

Detaylı

Sayı: 2014 5 28 Ocak 2014 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Toplantı Tarihi: 21 Ocak 2014

Sayı: 2014 5 28 Ocak 2014 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Toplantı Tarihi: 21 Ocak 2014 Sayı: 2014 5 28 Ocak 2014 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 21 Ocak 2014 Enflasyon Gelişmeleri 1. Aralık ayında tüketici fiyatları yüzde 0,46 oranında artmış ve yıllık enflasyon yüzde

Detaylı

BASIN DUYURUSU 1 Ekim 2015

BASIN DUYURUSU 1 Ekim 2015 Sayı: 2015-61 BASIN DUYURUSU 1 Ekim 2015 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 22 Eylül 2015 Enflasyon Gelişmeleri 1. Ağustos ayında tüketici fiyatları yüzde 0,40 oranında artmış ve yıllık

Detaylı

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SUNUMU

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SUNUMU PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU SUNUMU Murat Çetinkaya Başkan 10 Nisan 2018 Ankara Sunum Planı Makroekonomik Görünüm ve Para Politikası Fiyat İstikrarı Stratejisi Genel Değerlendirme 2 I. Makroekonomik Görünüm

Detaylı

İDARE MERKEZİ ANKARA, 28 Ocak 2014

İDARE MERKEZİ ANKARA, 28 Ocak 2014 İDARE MERKEZİ ANKARA, 28 Ocak 2014 Cevaplarda şu işaretlerin tekrarını dileriz: B.02.2.TCM.0.00.00.00- Sayın Ali BABACAN BAŞBAKAN YARDIMCISI ANKARA Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (Merkez Bankası) Kanunu

Detaylı

7. Orta Vadeli Öngörüler

7. Orta Vadeli Öngörüler 7. Orta Vadeli Öngörüler Bu bölümde tahminlere temel oluşturan varsayımlar özetlenmekte, bu çerçevede üretilen orta vadeli enflasyon ve çıktı açığı tahminleri ile para politikası görünümü önümüzdeki üç

Detaylı

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Eylül Toplantı Tarihi: 14 Eylül 2017

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Eylül Toplantı Tarihi: 14 Eylül 2017 Sayı: 2017-38 BASIN DUYURUSU 21 Eylül 2017 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 14 Eylül 2017 Enflasyon Gelişmeleri 1. Ağustos ayında tüketici fiyatları yüzde 0,52 oranında artmış ve

Detaylı

BASIN DUYURUSU 2 Ekim 2014

BASIN DUYURUSU 2 Ekim 2014 Sayı: 2014-68 BASIN DUYURUSU 2 Ekim 2014 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 25 Eylül 2014 Enflasyon Gelişmeleri 1. Ağustos ayında tüketici fiyatları yüzde 0,09 oranında artmış ve yıllık

Detaylı

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Ocak Toplantı Tarihi: 24 Ocak 2017

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Ocak Toplantı Tarihi: 24 Ocak 2017 Sayı: 2017-07 BASIN DUYURUSU 31 Ocak 2017 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 24 Ocak 2017 Enflasyon Gelişmeleri 1. Aralık ayında tüketici fiyatları yüzde 1,64 oranında artmış ve yıllık

Detaylı

7. Orta Vadeli Öngörüler

7. Orta Vadeli Öngörüler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 7. Orta Vadeli Öngörüler Bu bölümde tahminlere temel oluşturan varsayımlar özetlenmekte, bu çerçevede üretilen orta vadeli enflasyon ve çıktı açığı tahminleri ile para

Detaylı

7. Orta Vadeli Öngörüler

7. Orta Vadeli Öngörüler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 7. Orta Vadeli Öngörüler Bu bölümde tahminlere temel oluşturan varsayımlar özetlenmekte, bu çerçevede üretilen orta vadeli enflasyon ve çıktı açığı tahminleri ile para

Detaylı

İDARE MERKEZİ ANKARA, 26 Ocak Sayın Mehmet ŞİMŞEK BAŞBAKAN YARDIMCISI ANKARA

İDARE MERKEZİ ANKARA, 26 Ocak Sayın Mehmet ŞİMŞEK BAŞBAKAN YARDIMCISI ANKARA İDARE MERKEZİ ANKARA, 26 Ocak 2016 Cevaplarda şu işaretlerin tekrarını dileriz: B.02.2.TCM.0.00.00.00- Sayın Mehmet ŞİMŞEK BAŞBAKAN YARDIMCISI ANKARA Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (Merkez Bankası)

Detaylı

Enflasyon Gelişmeleri ve Para Politikası

Enflasyon Gelişmeleri ve Para Politikası 2007-I 2008-I Enflasyon Gelişmeleri ve Para Politikası Gülbin Şahinbeyoğlu Şubat 2008 Sunuş Planı 2007 Yılının Değerlendirmesi Para Politikası Tepkisi ve Sonuçları Enflasyon ve Para Politikasının Görünümü

Detaylı

2. Uluslararası Ekonomik Gelişmeler

2. Uluslararası Ekonomik Gelişmeler . Uluslararası Ekonomik Gelişmeler 1 yılının ilk çeyreğinden itibaren yavaşlama eğilimine giren küresel iktisadi faaliyet, yılın geri kalanında da bu eğilimini devam ettirmiştir. Yılın geneline hakim olan

Detaylı

Temel Ekonomik Gelişmeler

Temel Ekonomik Gelişmeler Temel Ekonomik Gelişmeler 6 Temmuz 21 Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü Günlük veriler her Perşembe günü (resmi tatil olması durumunda bir önceki iş günü); diğer veriler ise verinin açıklandığı

Detaylı

3.1. Temel Enflasyon Görünümü 22 3.2. Gıda, Enerji ve Alkol-Tütün Fiyatları 26 3.3. Yurt İçi Üretici Fiyatları 28 3.4.

3.1. Temel Enflasyon Görünümü 22 3.2. Gıda, Enerji ve Alkol-Tütün Fiyatları 26 3.3. Yurt İçi Üretici Fiyatları 28 3.4. 1-IV İçindekiler 1. GENEL DEĞERLENDİRME 1 1.1. Para Politikası Uygulamaları ve Finansal Koşullar 1.. Makroekonomik Gelişmeler ve Temel Varsayımlar 1.. Enflasyon ve Para Politikası Görünümü 1.. Riskler

Detaylı

1. Genel Değerlendirme

1. Genel Değerlendirme 7 113 13 713 13 11 1 71 1 113 13 313 13 13 13 713 13 913 13 1113 11 1 31 1 1 1 71 1 91 1 1. Genel Değerlendirme 1 yılının üçüncü çeyreğinde, gelişmiş ülkelerin para politikalarına dair belirsizliklerin

Detaylı

FİYAT İSTİKRARI VE GIDA GÜVENLİĞİ

FİYAT İSTİKRARI VE GIDA GÜVENLİĞİ FİYAT İSTİKRARI VE GIDA GÜVENLİĞİ T.C. Ekonomi Bakanlığı Ayın Konuğu Erdem Başçı Başkan 01 Eylül 2014 Ankara Sunum Planı İktisadi Faaliyet Dış Denge Enflasyon ve Gıda Güvenliği Parasal ve Finansal Koşullar

Detaylı

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Ekim Toplantı Tarihi: 20 Ekim 2016

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Ekim Toplantı Tarihi: 20 Ekim 2016 Sayı: 2016-52 BASIN DUYURUSU 27 Ekim 2016 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 20 Ekim 2016 Enflasyon Gelişmeleri 1. Eylül ayında tüketici fiyatları yüzde 0,18 oranında artmış; yıllık

Detaylı

Temel Ekonomik Gelişmeler

Temel Ekonomik Gelişmeler Temel Ekonomik Gelişmeler 18 Aralık 21 Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü Günlük veriler her Perşembe günü (resmi tatil olması durumunda bir önceki iş günü); diğer veriler ise verinin açıklandığı

Detaylı

EKONOMİK GÖRÜNÜM Bursa Ticaret ve Sanayi Odası

EKONOMİK GÖRÜNÜM Bursa Ticaret ve Sanayi Odası EKONOMİK GÖRÜNÜM Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Erdem Başçı Başkan 6 Ocak 212 Bursa Sunum Planı I. Küresel Gelişmeler II. Para Politikası III. Türkiye Ekonomisinde Son Gelişmeler 2 Sunum Planı I. Küresel

Detaylı

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU 01.01.2015 30.06.2015 DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU 01.01.2015 30.06.2015 DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU 01.01.2015 30.06.2015 DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU Bu rapor Cigna Finans Emeklilik ve Hayat A.Ş. Para Piyasası Likit Kamu

Detaylı

Temel Ekonomik Gelişmeler

Temel Ekonomik Gelişmeler Temel Ekonomik Gelişmeler 29 Eylül 217 Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü Günlük veriler her Perşembe günü (resmi tatil olması durumunda bir önceki iş günü); diğer veriler ise verinin açıklandığı

Detaylı

Temel Ekonomik Gelişmeler

Temel Ekonomik Gelişmeler Temel Ekonomik Gelişmeler 3 Ocak 217 Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü Günlük veriler her Perşembe günü (resmi tatil olması durumunda bir önceki iş günü); diğer veriler ise verinin açıklandığı

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 5 Aralık 2016, Sayı: 47. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 5 Aralık 2016, Sayı: 47. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 47 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank

Detaylı

PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 22 Ekim 2008

PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 22 Ekim 2008 Sayı: 2008-55 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 22 Ekim 2008 31 Ekim 2008 Enflasyon Gelişmeleri 1. Eylül ayında tüketici fiyat endeksi yüzde 0,45 oranında artmış ve yıllık enflasyon

Detaylı

24 Haziran 2016 Ankara

24 Haziran 2016 Ankara 24 Haziran 216 Ankara Sunum Planı I. İktisadi Görünüm II. Yapısal Konular III. Genel Değerlendirme 2 İKTİSADİ GÖRÜNÜM 3 3.15 6.15 9.15 12.15 3.16 İktisadi Faaliyet Büyümeye Katkılar (Harcama Yönünden,

Detaylı

PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ

PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Sayı: 2014-75 BASIN DUYURUSU 31Ekim 2014 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 23 Ekim 2014 Enflasyon Gelişmeleri 1. Eylül ayında tüketici fiyatları yüzde 0,14 oranında artmış ve yıllık

Detaylı

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( ) ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME (2014-2016) I- Dünya Ekonomisine İlişkin Öngörüler Orta Vadeli Program ın (OVP) global makroekonomik çerçevesi oluşturulurken, 2014-2016 döneminde; küresel büyümenin

Detaylı

Türkiye Bankalar Birliği Sunumu

Türkiye Bankalar Birliği Sunumu Türkiye Bankalar Birliği Sunumu Erdem Başçı Başkan 06 Nisan 2015 Ankara Özet: Makroekonomik Görünüm ve Para Politikası Uygulanan temkinli para ve maliye politikaları ile alınan makroihtiyati önlemler enflasyonu,

Detaylı

Bakanlar Kurulu Sunumu

Bakanlar Kurulu Sunumu Bakanlar Kurulu Sunumu Erdem Başçı Başkan 24 Kasım 2014 Genel Değerlendirme Küresel talep zayıflarken iç talep büyümeye daha fazla katkı vermeye başlamıştır. Tüketici kredilerinin ılımlı seyri ve dış ticaret

Detaylı

3.1. Temel Enflasyon Görünümü 22 3.2. Gıda, Enerji ve Alkol-Tütün Fiyatları 26 3.3. Yurt İçi Üretici Fiyatları 28 3.4.

3.1. Temel Enflasyon Görünümü 22 3.2. Gıda, Enerji ve Alkol-Tütün Fiyatları 26 3.3. Yurt İçi Üretici Fiyatları 28 3.4. 1-I İçindekiler 1. GENEL DEĞERLENDİRME 1 1.1. Para Politikası Uygulamaları ve Finansal Koşullar 1.. Makroekonomik Gelişmeler ve Temel Varsayımlar 1.3. Enflasyon ve Para Politikası Görünümü 7 1.. Riskler

Detaylı

Merkez in 2016 Para ve Kur Politikası..! Kararlı para politikası duruşu enflasyonu düşürmekte temel belirleyici olmuştur..!

Merkez in 2016 Para ve Kur Politikası..! Kararlı para politikası duruşu enflasyonu düşürmekte temel belirleyici olmuştur..! TCMB Mevcut Duruşu: Enflasyon görünümüne karşı sıkı Döviz likiditesinde dengeleyici Finansal istikrarı destekleyici niteliğini korumaktadır. Kararlı para politikası duruşu enflasyonu düşürmekte temel belirleyici

Detaylı

7. Orta Vadeli Öngörüler

7. Orta Vadeli Öngörüler 7. Orta Vadeli Öngörüler Bu bölümde tahminlere temel oluşturan varsayımlar özetlenmekte, bu çerçevede üretilen orta vadeli enflasyon ve çıktı açığı tahminleri ile para politikası görünümü önümüzdeki üç

Detaylı

5. Finansal Piyasalar ve Finansal Aracılık

5. Finansal Piyasalar ve Finansal Aracılık . Finansal Piyasalar ve Finansal Aracılık yılının ilk çeyreğinde, küresel ekonomideki toparlanma sürecinin yavaş olacağı beklentisinin ağırlık kazanması ile gelişmiş ülkelerde faiz oranlarının uzunca bir

Detaylı

PARA POLİTİKALARI. Erdem Başçı Başkan. 24 Eylül 2013 Denizli Sanayi Odası ve Denizli Ticaret Odası

PARA POLİTİKALARI. Erdem Başçı Başkan. 24 Eylül 2013 Denizli Sanayi Odası ve Denizli Ticaret Odası PARA POLİTİKALARI Erdem Başçı Başkan 24 Eylül 213 Denizli Sanayi Odası ve Denizli Ticaret Odası Genel Değerlendirme Enflasyonun önümüzdeki dönemde düşmeye devam etmesi beklenmektedir. Yurt içi nihai talep

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 21 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank

Detaylı

Ekonomik Gelişmeler Erdem Başçı Başkan 11 Mart 2015 Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı, Ankara

Ekonomik Gelişmeler Erdem Başçı Başkan 11 Mart 2015 Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı, Ankara Ekonomik Gelişmeler Erdem Başçı Başkan 11 Mart 215 Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı, Ankara Sunum Planı 1) Kur Gelişmeleri 2) Dış Ticaret Gelişmeleri 3) Enflasyon ve Faiz 4) Yatırımın Belirleyicileri

Detaylı

Sayı: Haziran PARA POLĐTĐKASI KURULU TOPLANTI ÖZETĐ Toplantı Tarihi: 17 Haziran 2010

Sayı: Haziran PARA POLĐTĐKASI KURULU TOPLANTI ÖZETĐ Toplantı Tarihi: 17 Haziran 2010 Sayı: 2010-33 29 Haziran 2010 PARA POLĐTĐKASI KURULU TOPLANTI ÖZETĐ Toplantı Tarihi: 17 Haziran 2010 Enflasyon Gelişmeleri 1. Mayıs ayında fiyatlar yüzde 0,36 oranında gerilemiş ve yıllık enflasyon 1,09

Detaylı

PARA POLİTİKASI ve ENFLASYON GÖRÜNÜMÜ. Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü

PARA POLİTİKASI ve ENFLASYON GÖRÜNÜMÜ. Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü PARA POLİTİKASI ve ENFLASYON GÖRÜNÜMÜ Araştırma ve Para Politikası Genel Müdürlüğü Türkiye Bankalar Birliği 18 Kasım 211 Politika Bileşimi TCMB Faiz Oranları (Yüzde) TL Zorunlu Karşılık Oranları (Yüzde)

Detaylı

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18 ÖZET GÖSTERGELER Piyasalar USD/TRY 6.56 Altın (USD) 1,202 Ağustos 18 EUR/TRY 7.65 Petrol (Brent) 77.4 BİST - 100 92,723 Gösterge Faiz 24.5 Büyüme Sanayi Üretimi Enflasyon İşsizlik 7.36% 2.9% 17.9% 9.7%

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 03 Ağustos 2015, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 03 Ağustos 2015, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 21 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya İnci Şengül 1 DenizBank

Detaylı

HAFTALIK RAPOR 17 Eylül 2018

HAFTALIK RAPOR 17 Eylül 2018 29Q4 21Q1 21Q2 21Q3 21Q4 211Q1 211Q2 211Q3 211Q4 212Q1 212Q2 212Q3 212Q4 213Q1 213Q2 213Q3 213Q4 214Q1 214Q2 214Q3 214Q4 21Q1 21Q2 21Q3 21Q4 216Q1 216Q2 216Q3 216Q4 217Q1 217Q2 217Q3 217Q4 218Q1 218Q2

Detaylı

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18 ÖZET GÖSTERGELER Piyasalar USD/TRY 4,56 Altın (USD) 1.250 Haziran 18 EUR/TRY 5,31 Petrol (Brent) 79,4 BİST - 100 96.520 Gösterge Faiz 19,2 Büyüme Sanayi Üretimi Enflasyon İşsizlik 7,36% 5,1% 15,4% 10,1%

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 24 Ağustos 2015, Sayı: 24. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 24 Ağustos 2015, Sayı: 24. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 24 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya İnci Şengül 1 DenizBank

Detaylı

Sayı: 2010 27 31 Mayıs 2010. PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 18 Mayıs 2010

Sayı: 2010 27 31 Mayıs 2010. PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 18 Mayıs 2010 Sayı: 2010 27 31 Mayıs 2010 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 18 Mayıs 2010 Enflasyon Gelişmeleri 1. Nisan ayında tüketici fiyat endeksi yüzde 0,60 oranında yükselmiş ve yıllık enflasyon

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 5 Haziran 2017, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 5 Haziran 2017, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 23 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 28 Aralık 2015, Sayı: 41. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 28 Aralık 2015, Sayı: 41. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 41 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya İnci Şengül 1 DenizBank

Detaylı

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar ÖZET GÖSTERGELER Piyasalar USD/TRY 5.50 Altın (USD) 1,225 Ekim 18 EUR/TRY 6.24 Petrol (Brent) 76.2 BİST - 100 90,201 Gösterge Faiz 24.4 Büyüme Sanayi Üretimi Enflasyon İşsizlik 5.21% -11.0% 25.2% 10.8%

Detaylı

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ OCAK 2018

MAKROEKONOMİ BÜLTENİ OCAK 2018 Busiad Hazırlayan:Doç.Dr.Metin 05.02.2018 1 ENFLASYON Aralık 2017 itibariyle tüketici fiyatlarının, %0,69 olarak gerçekleştiği ve %12,98 olan yıllık enflasyonun %11,92 düzeyine düştüğü görülmüş-tü. Ocak

Detaylı

%7.26 Aralık

%7.26 Aralık ÖZET GÖSTERGELER Piyasalar (Mart 2018) USD/TRY 3.95 Altın (USD) 1,324 EUR/TRY 4.87 Petrol (Brent) 69.0 BİST - 100 114,930 Gösterge Faiz 14.07 Büyüme %7.26 Aralık 2017 Sanayi Üretimi Enflasyon İşsizlik

Detaylı

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. STANDART EMEKLİLİK YATIRIM FONU 01.01.2015 30.06.2015 DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. STANDART EMEKLİLİK YATIRIM FONU 01.01.2015 30.06.2015 DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. STANDART EMEKLİLİK YATIRIM FONU 01.01.2015 30.06.2015 DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU Bu rapor Cigna Finans Emeklilik ve Hayat A.Ş. Standart Emeklilik Yatırım Fonu nun 01.01.2015-30.06.2015

Detaylı

-2.98% -10.0% 19.7% 13.5% % Ocak 19 Ocak 19 Şubat 19 Şubat 19 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER.

-2.98% -10.0% 19.7% 13.5% % Ocak 19 Ocak 19 Şubat 19 Şubat 19 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. ÖZET GÖSTERGELER Piyasalar USD/TRY 5,32 Altın (USD) 1.319 Şubat 19 EUR/TRY 6,06 Petrol (Brent) 66,0 BİST - 100 104.530 Gösterge Faiz 18,8 Büyüme Sanayi Üretimi Enflasyon İşsizlik -2.98% -10.0% 19.7% 13.5%

Detaylı

3.1. Temel Enflasyon Görünümü 22 3.2. Gıda, Enerji ve Alkol-Tütün Fiyatları 27 3.3. Yurt İçi Üretici Fiyatları 29 3.4.

3.1. Temel Enflasyon Görünümü 22 3.2. Gıda, Enerji ve Alkol-Tütün Fiyatları 27 3.3. Yurt İçi Üretici Fiyatları 29 3.4. İçindekiler 1. GENEL DEĞERLENDİRME 1 1.1. Para Politikası Uygulamaları ve Finansal Koşullar 1.. Makroekonomik Gelişmeler ve Temel Varsayımlar 1.3. Enflasyon ve Para Politikası Görünümü 1.. Riskler ve Para

Detaylı

3.1. Temel Enflasyon Görünümü Gıda, Enerji ve Alkol-Tütün Fiyatları Yurt İçi Üretici Fiyatları

3.1. Temel Enflasyon Görünümü Gıda, Enerji ve Alkol-Tütün Fiyatları Yurt İçi Üretici Fiyatları 1-III İçindekiler 1. GENEL DEĞERLENDİRME 1 1.1. Para Politikası Uygulamaları ve Finansal Koşullar 1.. Makroekonomik Gelişmeler ve Temel Varsayımlar 1.3. Enflasyon ve Para Politikası Görünümü 1.. Riskler

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 34 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya 1 DenizBank Ekonomi Bülteni

Detaylı

Sayı: 2008 14 31 Mart 2008. PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 19 Mart 2008

Sayı: 2008 14 31 Mart 2008. PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 19 Mart 2008 Sayı: 2008 14 31 Mart 2008 PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ Toplantı Tarihi: 19 Mart 2008 Enflasyon Gelişmeleri 1. Şubat ayında tüketici fiyatları yüzde 1,29 oranında artmış ve yıllık enflasyon yüzde

Detaylı

7.26% 9.9% 10.8% 10.8% % Mart 18 Şubat 18 Mart 18 Nisan 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

7.26% 9.9% 10.8% 10.8% % Mart 18 Şubat 18 Mart 18 Nisan 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar ÖZET GÖSTERGELER Piyasalar USD/TRY 4.04 Altın (USD) 1,313 Nisan 18 EUR/TRY 4.90 Petrol (Brent) 75.9 BİST - 100 104,283 Gösterge Faiz 14.4 Büyüme Sanayi Üretimi Enflasyon İşsizlik 7.26% 9.9% 10.8% 10.8%

Detaylı

7.36% 7.0% 15.8% 9.6% % Haziran 18 Mayıs 18 Haziran 18 Temmuz 18

7.36% 7.0% 15.8% 9.6% % Haziran 18 Mayıs 18 Haziran 18 Temmuz 18 ÖZET GÖSTERGELER Piyasalar USD/TRY 4.90 Altın (USD) 1,221 Temmuz 18 EUR/TRY 5.75 Petrol (Brent) 74.3 BİST - 100 96,952 Gösterge Faiz 20.6 Büyüme Sanayi Üretimi Enflasyon İşsizlik 7.36% 7.0% 15.8% 9.6%

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 16 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya İnci Şengül 1 DenizBank

Detaylı

Sayı: 2011 42 28 Temmuz 2011. PARA POLĐTĐKASI KURULU TOPLANTI ÖZETĐ Toplantı Tarihi: 21 Temmuz 2011

Sayı: 2011 42 28 Temmuz 2011. PARA POLĐTĐKASI KURULU TOPLANTI ÖZETĐ Toplantı Tarihi: 21 Temmuz 2011 Sayı: 2011 42 28 Temmuz 2011 PARA POLĐTĐKASI KURULU TOPLANTI ÖZETĐ Toplantı Tarihi: 21 Temmuz 2011 Enflasyon Gelişmeleri 1. Haziran ayında tüketici fiyatları yüzde 1,43 oranında azalmış ve yıllık enflasyon

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 17 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya İnci Şengül 1 DenizBank

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 25 Nisan 2016, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 25 Nisan 2016, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 17 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya İnci Şengül 1 DenizBank

Detaylı

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19 ÖZET GÖSTERGELER Piyasalar USD/TRY 5.63 Altın (USD) 1,295 Mart 19 EUR/TRY 6.32 Petrol (Brent) 68.4 BİST - 100 93,784 Gösterge Faiz 22.8 Büyüme Sanayi Üretimi Enflasyon İşsizlik -2.98% -7.3% 19.7% 13.5%

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 8 Mayıs 2017, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 8 Mayıs 2017, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 19 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 27 Temmuz 2015, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 27 Temmuz 2015, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 20 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya İnci Şengül 1 DenizBank

Detaylı

Plan ve Bütçe Komisyonu Sunumu

Plan ve Bütçe Komisyonu Sunumu Plan ve Bütçe Komisyonu Sunumu Erdem Başçı Başkan 17 Aralık 2014 Genel Değerlendirme İhracatın büyümeye katkısı devam etmektedir. Dış ticaret hadlerindeki olumlu gelişmeler ve tüketici kredilerinin ılımlı

Detaylı

3.1. Enflasyon 21 3.2. Beklentiler 28. 4.1. Gayri Safi Yurt İçi Hasıla Gelişmeleri ve İç Talep 33 4.2. Dış Talep 36 4.3.

3.1. Enflasyon 21 3.2. Beklentiler 28. 4.1. Gayri Safi Yurt İçi Hasıla Gelişmeleri ve İç Talep 33 4.2. Dış Talep 36 4.3. 1-I İçindekiler 1. GENEL DEĞERLENDİRME 1 1.1. Para Politikası Uygulamaları ve Finansal Koşullar 1 1.. Makroekonomik Gelişmeler ve Temel Varsayımlar 1.3. Enflasyon ve Para Politikası Görünümü 7 1.. Riskler

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni 14 Aralık 2015, Sayı: 39 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya İnci Şengül

Detaylı

2015 NİSAN ENFLASYON RAPORU BİLGİLENDİRME TOPLANTISI

2015 NİSAN ENFLASYON RAPORU BİLGİLENDİRME TOPLANTISI 1 NİSAN ENFLASYON RAPORU BİLGİLENDİRME TOPLANTISI Erdem BAŞÇI Nisan 1, İstanbul Değerli Konuklar, 1 Nisan Enflasyon Raporu nun ana mesajlarını sizlerle paylaşacağımız bilgilendirme toplantısına hoş geldiniz.

Detaylı

2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi 2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisadi ve Mali Analiz Yüksek Lisansı Bütçe Uygulamaları ve Mali Mevzuat Dersi Kıvanç

Detaylı