PERIODIC BILINGV AL UNIUNII DEMOCRATE TURCE DIN ROMÂNIA EDITAT CU SPRIJINUL CONSILIULUI MINORITÃÞILOR NAÞIONALE TRABZON

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "PERIODIC BILINGV AL UNIUNII DEMOCRATE TURCE DIN ROMÂNIA EDITAT CU SPRIJINUL CONSILIULUI MINORITÃÞILOR NAÞIONALE TRABZON"

Transkript

1 NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE ATATÜRK Anul IX, 2002 Nr. 6 (84) IUNIE / HAZİRAN VOCEA AUTENTICÃ ROMANYA TÜRK DEMOKRAT BİRLİĞİNİN YAYIN ORGANIDIR PERIODIC BILINGV AL UNIUNII DEMOCRATE TURCE DIN ROMÂNIA EDITAT CU SPRIJINUL CONSILIULUI MINORITÃÞILOR NAÞIONALE Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi nin 47 kuruluş yıldönümü şenlikleri, Mayıs 2002 tarihleri arasında kutlandı. Festivale, Bulgaristan dan Sozyn Teknik Üniversitesi, Romanya dan Bükreş Devlet Üniversitesi ve Köstence Ovidius Üniversitesi, Ukrayna dan Odessa Mechnikov Devlet Üniversitesi, Rusya dan Sochi Üniversitesi, Türkiye den Gaziantep ve tabii, Trabzon Karadeniz Teknik Üniversitesi katıldılar. Kutlamalar, KTÜ nün kurucusu M. Reşit Tarakçıoğlu mezarı başında anılması ile başlandı. Bayrak Töreni ve Çelenk Sunumunun ardından Atatürk Kültür Merkezi nde düzenlenen törene Trabzon Valisi Adil Yazar olmak üzere, Trabzon da bulunan kamu ve özel kesiminin üst düzey yöneticileri, öğrenciler ve öğretim üyeleri katıldı. Konuşmasında, Rektor, Prof. Dr.Türkay Tüdeş Birçok yeni proje hayata geçirdik. Tek amacımız KTÜ yü bir dünya üniversitesi, Trabzonu da bir üniversite kenti yapmak şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından, kutlama törenlerine katılan 5 ülkeden, 7 Üniversitelerin halk oyunları ekipleri, Ahmet Özel Bulvarında, Festival yürüyüşü gerçekleştirildi. Akşam ise pop müziği konseri verildi. Hafta boyunca kutlamalar nedeniyle çeşitli kültürel, folklör ve tiyatro gösterileri, sosyal ve spor faaliyetlerinin yanısıra, yarışmalar gerçekleştirildi. Ayrıca, tüm katılımcılara, özel bir Türk Gecesi hazırlandı. KTÜ ile Japonya Okayama Üniversitesi arasında işbirliği anlaşma imza töreni yapıldı. Anlaşmaya göre, öğrenci ve öğretim üyesi değişimi, ortak araştırma, kültürel ve bilimsel programlar, bilgi alışverişi, seminer ve akademik toplantılara katılma sağlanacaktır. KTÜ de, 30 ve 35 hizmet yılını dolduran akademik ve idari personele plaket takdim edildi. Ardından, eğitim-öğretim döneminde, Fen, Sosyal ve Sağlık Bilimleri Enstitülerinden, mezun olan doktora öğrencilerine törenle diplomaları verildi. VIII. Uluslararası Karadeniz Ülkeleri Üniversitelerarası Folklor Festivali nde, Romanya yı, Köstence Ovidius Üniversitesi Harisma erkek korosu temsil etti. Sayın Prof. Dr. İbram Nuredin, Romanya Demokrat Türk Birliğin başkanı ve aynı zamanda Köstence Ovidis Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi nin Dekanı sayın KTÜ Rektörü Prof.dr. Türkay Tüdeş ile bir konuşma yaptı, Üniversitemizi tanıttı. Harisma korosu gösterileri başarılı oldu ve tüm izleyecilerinin beğenisini topladı. Harisma erkek oda korosu klasik, halk ve evrensel müziği parçaları sundular ve çok başarılı oldular. Sunan dilleri romen ve ingilizce idi. Prof.dr. İbram Nuredin - RDTB Başkanı Cu prilejul sărbătoririi a 47 de ani de la înfiinţare, Universitatea Tehnică din Trabzon a găzduit la Trabzon al VIII-lea Festival de Folclor al Universităţilor din zona Mării Negre. La această acţiune au participat Universitatea din Sofia(Bulgaria), Universitatea Ovidius din Constanţa, Universitatea Bucureşti, Universitatea din Soci (Rusia), Universitatea din Odessa (Ucraina), precum şi Universitatea Tehnică din Trabzon şi Universitatea Göztepe, ambele din ţara gazdă. Festivalul a cuprins spectacole de dans modern, dansuri populare (Univ.Gaziantep) şi un concert pentru tineri studenţi susţinut de Departamentul de Muzică al Facultăţii Fatih. În cadrul reuniunii a fost comemorată personalitatea lui Mustafa Reşit Tarakçioglu, fondatorul universităţii din Trabzon. Ulterior la mormântul acestuia a avut loc o slujbă religioasă urmată de parada participanţilor. Festivitatea de deschidere a avut loc la Centrul Cultural Atatürk situat în Campusul Universităţii. Cuvântarea Rectorului Universităţii Prof. dr.türkay Tüdeş a făcut referire la istoricul Universităţii, la realizările prezentului şi la perspectivele dezvoltării acestui centru universitar. Seara a avut loc un concert de muzică pop al Universităţii Trabzon. Am remarcat totodată inaugurarea Departamentelor de informatică ale Facultăţii de Ştiinţe şi Literatură şi ale Facultăţii de Inginerie şi Arhitectură, dar şi inaugurarea sălii de conferinţe a Şcolii superioare de meserii. S-a semnat şi un acord de colaborare între Universitatea Tehnică din Trabzon şi o universitatea japoneză, reprezentată la festivitate prin persoana Prof. univ. dr. Chiba, prorector al Universităţii, acord ce cuprinde între altele, schimburi de studenţi, de cadre didactice, seminarii şi conferinţe ştiinţifice academice S-au oferit plachete, insigne şi diplome pentru cadre didactice şi personal tehnic şi auxiliar, care timp de 30 sau chiar 35 de ani au slujit idealurile Universităţii. Plachetele din argint şi insignele din aur s-au dăruit în cadrul unei festivităţi. Am participat, de asemenea, la o seară de muzică turcească şi la mai multe manifestări sportive pentru studenţi şi absolvenţi. Corul Harisma al Facultăţii de Teologie al Universităţii Ovidis şi cel al Universităţii Bucureşti au prezentat două spectacole în cadrul Centrului de Cultură Atatürk din Campus şi în sala de festivităţi în aer liber a Facultăţii de Litere Fatih. La Trabzon s-a mai vizitat muzeul Sfânta Sofia. La Istanbul s-a participat la liturghia de duminică de la biserica comunităţii române. De asemenea s-au vizitat 3 lăcaşe de cult ortodoxe (bizantine şi greceşti). Programul a mai cuprins o deplasare la Topkapý în bazarul acoperit, precum ţi meciuri de fotbal pe terenurile de sport din Campusul Universităţii. S-au mai vizitat şi alte obiective turistice din oraş. Am asistat la spectacole excepţionale, de mare succes, cu un public numeros. Repertoriul corului ecumenic bărbătesc Harisma a cuprins creaţii culte de inspiraţie sacră, melodii bizantine, colinde tradiţionale româneşt, prelucrări folclorice, lucrări din creaţia universală. Organizatorii ne-au invitat şi la ediţia următoare a manifestărilor organizate de Universitatea Tehnică din Trabzon. Prof. Dr. Nuredin IBRAM TRABZON Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan Trabzon, Doğu Karadeniz Bölgesi nin en önemli kültür, turizm ve ticaret merkezidir. Trabzon un bu özelliği tarih boyunca da devam etmiştir. Trabzon un tarihi M.Ö. 4 bin yıllarına kadar dayanmaktadır. Bölgede, tarih boyunca çeşitli kavimler hüküm sürmüş, bir çok devletler kurulmuş ve Trabzon bu devletlerin üzerinde bulunan Trabzon, ünlü gezgin Marco Polo dan, ünlü seyyahımız Evliya Çelebi ye kadar her dönemde bir çok seyyahın uğrak yeri olmuştur. Trabzon 1200 yıllarında Selçuklular tarafından bir çok kez kuşatılmış, ancak alınamamaıştır yılında Fatih sultan Mehmet tarafından fethedilerek Osmanlı topraklarına katılan Trabzon, önce sancak, daha sonra ise eyalet merkezi olmuştur. Ünlü Osmanlı Padişahlarından Yavuz Sultan Selim Trabzon da uzun süre valilik yapmış, oğlu Kanuni Sultan Süleyman da Trabzon da doğmuş ve büyümüştür. Trabzon yeşille-mavinin, doğayla-tarihinin, kültürle-insanın iç içe olduğu bir ildir. Bu ilde gerçekten görülmeye değer pek çok tarihi ve turistik yer vardır. Bu tarihi mekanların en önemlileri Atatürk Köşkü, Sümela Manastırı, Gülbahar Hatun Camii, Ayasofya Müzesi, Fatih Camii, Trabzon Surları, Akçaabat Evleri, Cephanelik, Sürmene Evleri, Ahi Evren Camii ve Trabzon Evleri dir. Turistik yerlerin önemlileri ise Uzungöl, Çamburnu, Meryemana Milli Parkı, Zigana Dağları, Boztepe, Haldizen Dağları, Hamsiköy ve Sultan Murat, Kadırga, Karadağ, Hıdırnebi, Haçka, Şolma, Erikbeli, Şekersu, Acısu, Sarıtaş, Üçpınar gibi yaylalardır. Trabzon un ekonomisi başlıca ticaret, tarım, balıkçılık ve el sanatlarına dayalıdır. Tarımda fındık, tütün, çay ve mısır önemli bir yer tutar. El sanatlarında bakırcılık ile altın ve gümüşten hasır bilezik örmesi önem taşır. Trabzon, kendine özgü kemençe veya davul-zurna eşliğinde oynanan kıvrak horonu yanında, bir çok ulusal ve uluslararası başarılar elde etmiş bordo-mavi renkli Trabzonspor futbol takımı ile de ünlüdür. KURULUŞ Karadeniz Teknik Üniversitesi, Trabzon Milletvekili Mustafa Reşit Tarakçıoğlu ve 28 arkadaşının verdiği teklifin TBMM de 20 Mayıs 1955 tarih ve 6594 Sayılı Kanunla kabul edilmesi ile kurulmuş olan ülkemizin en eski dördüncü üniversitedir. Üniversiteye 19 Eylül 1963 tarih ve 336 sayılı kanunla Rektörlük ve Fakülte kadroları verilerek kurulmuştur. Temel Bilimler, İnşaat-Mimarlık, Makina-Elektrik ve Orman Fakülteleri kurtulmuştur. Üniversitede eğitim-öğretime ise 2 Aralık 1963 tarihinde Esentepe Mahallesi ndeki Trabzon Atatürk İlköğretim Okulu nun İlkokul binasında başlanmıştır yılında, Üniversite bugünkü Merkez Kampüse taşınmıştır. 4 Ocak 1973 tarih ve 1659 Sayılı kanunla da Yer Bilimleri ve Tıp Fakültesi kadroları verilmiştir yılında, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu nun çıkarılmasından sonra Üniversite sürekli olarak büyümeye başlamış, yeni fakülte ve bölümler açılmıştır. Bugün KTÜ Ünye den Hopa ya kadar Karadeniz kıyısı boyunca 16 fakülte, 2 yüksekokul, 11 meslek yüksekokulu, 1425 akademik, 1634 idari personeli ve yaklaşık 32 bin öğrencisi ile ülkemizin en önemli ve büyük üniversitelerinden biridir. devamı 2 cı sayfada

2 - Iunie / Haziran 2002 pagina / sayfa (Extras din Adevărul, 5 iunie, 2002) Noul Cod al muncii reprezintă doar un set de principii generale, pentru aplicarea căruia va fi necesară adoptarea şi modificarea unui număr impresionant de legi, ordonanţe şi hotărâri de guvern. Singurul domeniu în care actualul Cod conţine reglementări precise deosebit de detaliate este cel al relaţiilor angajat angajator consfinţite de contractele individuale de muncă. Prezentăm astăzi câteva din cele mai importante schimbări pe care noul Cod le aduce în legislaţia muncii. NOI TIPURI DE CONTRACTE Pe lângă contractele de muncă pe durată nedeterminată se introduc şi alte tipuri de contracte, precum: Muncă pe durată determinată (maximum 18 luni). Muncă temporară. Acest contract poate fi încheiat între un salariat temporar şi un agent de muncă temporară (societate comercială autorizată de Ministerul Muncii) pentru executarea unor sarcini precise, denumite misiuni. Agentul de muncă face oficiul de mediere între salariat şi angajatorul propriu zis denumit utilizator al muncii prestate. Contractul nu poate depăşi 3 luni şi se referă în principal la activităţi cu caracter sezonier sau deosebit de specializate. Munca cu timp parţial. Un astfel de contract poate fi încheiat pe durată determinată sau nedeterminată pentru o fracţiune de normă de cel puţin 2 ore pe zi. Toate drepturile salariatului angajat prin acest contract se vor acorda proporţional cu timpul efectiv lucrat, cu excepţia duratei concediului de odihnă, care este cea prevăzută pentru normă întreagă (8 ore/zi). Cotizaţiile plătite asigurărilor sociale vor fi mai mici decât în cazul NOUTÃÞI ÎN CODUL MUNCII celorlalte contracte, proporţional cu timpul efectiv lucrat. Munca la domiciliu. Contractul de ucenicie. Este un contract de muncă prin care angajatorul se obligă ca, în afara plăţii salariului să asigure angajatului şi formarea profesională într-o anumită meserie. SALARIUL MINIM VARIABIL Noul Cod introduce ca obligaţie pentru angajator nu doar acordarea salariului minim pe economie stabilit prin hotărâre de guvern, ci acordarea salariului minim pe ramură negociat anual între reprezentanţii federaţiilor sindicale şi a asociaţiilor patronale. Precizăm că în prezent salariile minime pe ramură sunt mai mari decât salariul minim pe economie ( lei/lună) cu până la un milion de lei. TESTE LA ANGAJARE Pentru verificarea aptitudinilor salariatului, la încheierea contractului individual se poate stabili o perioadă de probă. În general aceasta este de 30 de zile, dar poate varia de la 3 luni pentru posturile de conducere, la 5 zile pentru muncitori necalificaţi. La unităţile bugetare, angajările se pot face numai prin concurs. Orice persoană va fi angajată numai în baza unui aviz medical. CONFIDENŢIALITATEA OBLIGATORIE În contractele individuale pot fi introduse de către angajator clauze de mobilitate, de neconcurenţă, exclusivitate şi de confidenţialitate, care, dacă nu sunt respectate, pot atrage obligarea părţii în culpă la plata de daune interese. Angajatorul are obligaţia să comunice periodic salariaţilor situaţia economică şi financiară a unităţii şi să înfiinţeze un registru general de evidenţă al salariaţilor RĂSPUNDEREA PENTRU GREVĂ NOMINALĂ Răspunderea pentru organizarea unei greve nu mai revine, ca până acum doar sindicatelor, ci fiecărui salariat care a participat efectiv la desfăşurarea ei. Greva spontană este interzisă în mod explicit. CONCEDIEREA Concedierea pentru săvârşirea unei abateri grave poate fi dispusă numai după îndeplinirea de către angajator a unei cercetări prealabile care va fi consemnată într-un proces verbal constatator. Angajatorul care a recurs la concedieri colective nu poate face noi angajări pe posturile lucrătorilor concediaţi pe o perioadă de 12 luni. În caz contrar, salariaţii care au fost concediaţi au dreptul de a fi reangajaţi pe aceleaşi posturi. Preavizele pentru concediere nu pot fi mai mici de 15 zile. NORME DE MUNCĂ PENTRU COPII Pentru prima oară, în legislaţia românească se stipulează că tinerii între 16 şi 18 ani pot fi angajaţi cu contracte individuale de muncă în cadrul cărora o normă întreagă va însemna 6 ore/zi. TRABZON - Karadeniz Teknik Üniversitesi 1 cı sayfadan devam B u g ü n, K T Ü, T r a b z o n d a n Gümüşhane ye, Ordu dan hopa ya kadar Karadeniz kıyısı boyunca 15 fakülte, 2 yüksekokul, 11 meslek yüksekokulu ve yaklaşık 35 bin öğrenci ile ülkemizin en önemli ve en büyük üniversitelerden biridir. Kısaca,üniversite şu fakülteleri içermektedir: Mühendislik- Mimarlık Fakültesi 2. Fen-Edebiyat Fakültesi 3. Orman Fakültesi 4. Fatih Eğitim Fakültesi 5. Tıp Fakültesi 6. Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi 7. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi 8. Giresun Eğitim Fakültesi 9. Rize İlahiyat Fakültesi 10. Ordu Ziraat Fakültesi 11. Rize Su Ürünleri Fakültesi 12. Gümüşhane Mühendislik Fakültesi 13. Rize Eğitim Fakültesi 14. Rize-Fen Edebiyat Fakültesi 15. Giresun Fen-Edebiyat Fakültesi. Karadeniz Teknik Üniversitesine ait iki yüksekokulları vardır: Trabzon Sağlık ve Giresun Sağlık Yüksekokulları. Meslek Yüksekokulları şöyle: 1. Trabzon Meslek Yüksekokulu 7. Giresun Meslek Yüksekokulu 2. Gümüşhane Meslek Yüksekokulu 8. Ordu MESLEK Yüksekolkulu 3. Hopa Meslek Yüksekokulu 9. Sağlık Hizmetleri MYO 4. Rize Meslek Yüksekokulu 10. Tirebolu MYO 5. Beşikdüzü Meslek Yüksekokulu 11. Maçka MYO. 6. Fındıklı Meslek Yüksekokulu Akademik Takvim den bahsedecek olursak, KTÜ de,eğitim-öğretim yılı, yarıyıl sonu sınavları hariç 14 er haftalık iki yarıyıldan oluşur. Birinci yarıyıla Güz Yarıyılı adı verilir ve Ekim-Şubat aylarını kapsar. İkinci yarıyıla Bahar Yarıyılı denilir ve Mart Haziran aylarını kapsar. Eğitim-Öğretim süresine gelince, Lisans eğitim-öğretimi sekiz yarıyıl (4 yıl), önlisans dört yarıyıl (2yıl) olup,derslere devam zorunluğu %70, uygulama ve laboratuvarlar devam zorunluğu ise %80 dir. Ayrıca 60 gün zorunlu staj vardır.bazı bölümlerde 1 yıl zorunlu İngilizce hazırlık sınıfı vardır.eğitim Fakültesinin bazı öğretmenlik bölümleri ise yarıyıldır (5 yıl). Not değerlendirmesi ise, birçok uluslararası üniversitede olduğu gibi bağlı olarak harfli sistemle yapılmaktadır. KTÜ nin birçok imkanları vardır:bilgi İşlem Merkezi, Kütüphane, Sağlık yardım imkanları, barınma yani öğrenci yurtları, beslenmek için kantinler, yardım ve ödüller (muhtaç öğrencilere) Etkinliklere gelince öğrencilerin birçok eğlence yada okul dışı faaliyetlere katılabilirler: Folklor / Müzik, Tiyatro/Sinema, Sportif etkinlikler v.s. DİN OLİMPİYATI (DİN DERSİ BİLGİ YARIŞMASI) R o m a n y a M i l l i E ğ i t i m B a k a n l ı ğ ı v e R o m a n y a M ü s l ü m a n l a r ı M ü f t ü l ü ğ ü n ü n g ö z e t i m v e d e n e t i m i n d e, y ı l ı n d a y a p ı l d ı ğ ı g i b i y ı l ı n d a d a D o b r u c a b ö l g e s i n d e k i ortaokulların 4-8 sınıflarında din dersi alan öğrenciler arasında 11 Mayıs 2002 tarihinde Mecidiye 5 numaralı okulda Bölgesel Din Dersi Bilgi Yarışması yapılmıştır. Öğrencilerin %63,9 u ellinin üzerinde puan almış ve başarılı olmuşlardır. Bu husus çok olumlu olarak karşılanmıştır. Yarışmanın koordinatörlüğünü Köstence Eğitim Müfettişliği ve Romanya Müslümanları Müftülüğü yapmış olup, T.C. Köstence Başkonsolosluğu Din Hizmetleri ataşesi Mustafa Çalışkan da yardımcı olmuştur. Yarışma sınavı yazılı olarak yapılmış ve sınav süresi üç saat olarak belirlenmiştir. Sınav komisyonunda görev alanlar sınav salonlarında gözetleyici olarak bulunmamışlardır. Sınav komisyonunca yapılan değerlendirme sonucunda, 6 öğrenci 1 lik, 5 öğrenci 2 lik, 5 öğrenci 3 cülük almış ve 19 öğrenci de mansiyona layık görülmüştür. Bu öğrencilerin ödülleri aynı gün yapılan merasimde para ödülü verilmiştir. Sınava katılan öğrencilerin tamamına para ödülü verilmiştir. Ayrıca, birinci, ikinci, üçüncü ve mansiyon alan öğrencilere saat, çanta, kalem, kitap gibi değişik hediyeler de verilmiştir. Bu yarışmada 1 olan 6 öğrenciye 700 er bin lei, 2 olan 5 öğrenciye 600 er bin lei, 3 olan 5 öğrenciye 500 bin lei ve mansiyona layık görülen 19 öğrenciye de 300 er bin lei olmak üzere ekte isimleri yazılı 35 öğrenciye toplam lei para ödülü verilmiştir. Sınava girip b a ş a r ı l ı v e y a başarısız olan 9 8 ö ğ r e n c i y e de 100 er bin lei olmak üzere toplam lei para ödülü verilmiştir.

3 pagina / sayfa ADMITEREA 2002 la Colegiul de Institutori Kemal Atatürk din cadrul Universităţii Ovidius Constanţa. Colegiul funcţionează cu două specializări: 1. Specializarea Limba Turcă Limba Română 2. Specializarea Limba Turcă Limba Engleză din care: Numărul total de locuri aprobate de către MEC pe anul universitar este următoarea: - Subvenţionate (fără taxă): 20 - Cu taxă: 30 Specializarea Limba Turcă Limba Română - Subvenţionate: 10 Pentru toate specializările înscrierile se fac în perioada 9-15 iulie. Înscrierea candidaţilor se face la secretariatul Facultăţii de Litere şi Teologie, Campus, Aleea Campusului, Nr. 1, parter, sala 026, între orele , în zilele lucrătoare şi sâmbăta şi duminica. CALENDARUL PROBELOR DE CONCURS Nr. crt. PROBA DE CONCURS PONDEREA Data şi ora susţinerii probei 1. Proba de aptitudini (eliminatorie) admis/respins Eliminatorie 18 iulie 2002, ora Limba Turcă (examen scris) 60% 20 iulie 2002, ora Media mediilor în timpul liceului la disciplina Limba Română/Engleză (ultima pentru specializare Limba Turcă-Limba Engleză) 20% 4. Media de bacalaureat 20% Eventualele modificări privind calendarul desfăşurării probelor de concurs vor fi afişate începând cu data de 16 iulie De la aceeaşi dată candidaţii au obligaţia de a se informa zilnic, în ceea ce priveşte desfăşurarea admiterii prin anunţurile şi listele afişate la avizierele facultăţii şi a Colegiului. În eventualitatea organizării celei de-a doua sesiuni de admitere pentru ocuparea locurilor rămase vacante după prima sesiune, concursul de admitere se susţine în aceleaşi condiţii ca în prima sesiune. Înscrierile se fac în perioada 3-7 septembrie 2002 şi concursul de admitere începe pe data de 10 septembrie CONŢINUTUL PROBELOR Proba 1 de aptitudini la alegere între: - aptitudini muzicale, sportive - artistico-plastice - Cu taxă: 15 Specializarea Limba Turcă Limba Engleză - Subvenţionate: 10 - Cu taxă: 15 CUANTUMUL TAXELOR - De înscriere: lei - De înmatriculare: lei - De şcolarizare: 325 $ S.U.A./anual plătibil în 3 rate. Anumite categorii de candidaţi pot fi scutiţi numai de taxa de înscriere şi ei vor prezenta unul din următoarele acte: 1. certificatul de deces, în copie legalizată, pentru candidaţii orfani; 2. adeverinţa de la casa de copii pentru cei aflaţi în această situaţie; 3. certificatul medico-legal sau alt document doveditor pentru candidaţii care au fost răniţi în revoluţia din Decembrie 1989; 4. adeverinţa din care să rezulte că este angajat al universităţii; Iunie / Haziran adeverinţă din care să rezulte că unul dintre părinţi este angajat al universităţii; 6. adeverinţă din care să rezulte că unul dintre părinţi este cadru didactic (în activitate, pensionar sau decedat) în învăţământul de stat. Pentru învăţământul preuniversitar adeverinţa va fi vizată de Inspectoratul şcolar judeţean respectiv. Se acceptă scutirea de taxă de inscriere la concursul de admitere 2002 numai pentru o singură specializare (la secretariatul facultăţii sau colegiului universitar al acestei specializări se vor depune de candidat numai acte de înscriere în original, iar pe legitimaţia de concurs se va specifica scutit de taxa de înscriere. CONDIŢII DE ÎNSCRIERE LA CONCURS Se pot înscrie la concursul de admitere absolvenţii de liceu cu diplomă de Bacalaureat (sau echivalentă cu aceasta), cetăţeni ai României şi cetăţeni ai Republicii Moldova, cunoscători ai limbii turce. DATELE DE ÎNSCRIERE ªI DE DESFêURARE ALE CONCURSULUI TABEL NOMİNAL CU REZULTATELE OBTİNUTE LA OLİMPİADA DE RELİGİE İSLAMİC FAZA JUDETEANA PE DATE DE 11 MAİ 2002, LA ŞCOALA 5 MEDGİDİA ÖDÜL ALAN ÖĞRENCİLER Nr. Numele Prenumele ŞCOALA CLASA PUNCTAC PREMİU (Soyadı) (Adı) (Okulu) (Sınıfı) (Aldığı Not) (Derecesi) 1 AMET LEVENT LİC.-K.ATATÜRK IV 95 I 2 SULİMAN HULİA Şc.NR.1 MEDGİDİA V 100 I 3 CHERİM SİBEL CUMPANA VI 87 I 4 İAİA SELMA Şc.NR.33 -CTA VII 94 I 5 YENİAY SEVCAN LİC.-K.ATATÜRK VIII 100 I 6 ZULKEFİL SELCİUC Şc-1 MEDGİDİA VIII 100 I 7 SALI ILDIZ LİC.-K.ATATÜRK 1V 84.5 II 8 OSMAN FEZA Şc-1 MEDGİDİA V 95 II 9 ZULKEFİL İLMİ Şc-1 MEDGİDİA VI 82 II 10 ŞERİF ERDUN LİC.-K.ATATÜRK VII 89 II 11 İURUC FİLİS LİC.-K.ATATÜRK VIII 96 II 12 SEMİN GHİULSEN LİC.-K.ATATÜRK IV 82.5 III 13 NURMAMBET EMEL CUMPANA V 89 III 14 ABLAİ MURAT C.N.M. CTA. VI 79 III 15 MUJDABA SELGİAN Ş. NR.12-CTA. VII 89 III 16 BURACAİ TEKİN LİC.-K.ATATÜRK VIII 92.5 III 17 ZEYNALİ EDVİN VALU LUİ TRAİAN IV 80 MANSİYON 18 ENAN ELİDA VALU LUİ TRAİAN IV 76 MANSİYON 19 SEİDAMET AİSUN LİC- K. ATATÜRK IV 76 MANSİYON 20 MEMEDULA MELEK Şc.NR.40-CTA. IV 75.5 MANSİYON 21 AHMET YENİAY LİC- K. ATATÜRK V 87 MANSİYON 22 BAUBEC ENER Şc.NR.2 OVİDİU V 86 MANSİYON 23 KERİM AİNUR Şc-7 MEDGİDİA V 80 MANSİYON 24 SALİ ERGİVAN Şc-7 MEDGİDİA V 79 MANSİYON 25 NURLA ERGÜN LİC- K. ATATÜRK V 78 MANSİYON 26 ERMİS GÜNEYT Şc.NR.21 CTA. V 78 MANSİYON 27 SERPEDİN OZAN G.N.M. CTA. VI 75.5 MANSİYON 28 ABİBULA TANER COBADİN VII 87 MANSİYON 29 İBRAİM AİLİN Şc.1 CONSTANTA VII 84 MANSİYON 30 CURTMOLA İLCHE VALU LUİ TRAİAN VII 83 MANSİYON 31 AZİZ ERDİN Şc.NR.1 MEDGİDİA VII 82 MANSİYON 32 CARTALİ SERDAL Şc.NR.7 VII 79 MANSİYON 33 ZİADİN MERSİN LİC. K. ATATÜRK VIII 91 MANSİYON 34 GİVMALİ DALİDA LİC. K. ATATÜRK VIII 87 MANSİYON 35 YUSUF GİVAN LİC. K. ATATÜRK VIII 86 MANSİYON NOT: DİN OLİMPİYATI ROMANYA MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI VE ROMANYA MÜSÜLMANLARI MÜFTÜLÜĞÜNÜN GÖZETİM VE DENETİMİNDE YAPILMIŞTIR. SINAVA KATILAN ÖĞRENCİLERİN TAMAMINA PARA ÖDÜLÜ VERİLMİŞTİR. AYRICA, BİRİNCİ, İKİNCİ, ÜÇÜNCÜ VE MANSİYON ALAN ÖĞRENCİLERE DEĞİŞİK HEDİYELER DE VERİLMİŞTİR. SINAVA 133 ÖĞRENCİ KATILMIŞTIR. I. BUNLARDAN 49 ÖĞRENCİ YETMİŞİN ÜZERİNDE NOT ALMIŞ VE BAŞARILI OLMUŞTUR. II. III. 36 ÖĞRENCİ ARASI NOT ALMIŞ VE BAŞARILI OLMUŞTUR. 48 ÖĞRENCİ 50 NİN ALTINDA NOT ALMIŞ İSE DE MEVZUATA GÖRE BAŞARISIZ OLMUŞLARDIR. IV. 6 ÖĞRENCİ BİRİNCİ OLMUŞTUR. BİRİNCİ OLANLARIN HER BİRİNE LEİ ÖDÜL VERİLDİ. V. 5 ÖĞRENCİ İKİNCİ OLMUŞTUR. İKİNCİ OLANLARIN HER BİRİNE LEI ÖDÜL VERİLDİ. VI. VII. VIII. 5 ÖĞRENCİ ÜÇÜNÇÜ OLMUŞTÜUR. ÜÇÜNCÜ OLANLARIN HER BİRİNE LEİ ÖDÜL VERLİDİ. 19 ÖĞRENCİ MANSİYON ALMIŞTIR. MANSİYON ALANLARIN HER BİRİNE LEİ ÖDÜL VERİLDİ 98 ÖĞRENCİNİN HER BİRİNE DE LEİ ÖDÜL VERİLDİ. - desen şi caligrafie Proba 2 Limba Turcă-examen scris - Compunere legată de o anumită temă - Completaţi spaţiile libere din textul dat cu sufixele (derivative si flexionare) şi cuvintele adecvate - Alcătuiţi o propoziţie corectă alipindu-le sufixele şi timpurile la cuvintele date în paranteze. BIBLIOGRAFIA PENTRU TESTUL DE LIMBA LITERATURA TURCĂ Specializările: Limba şi literatura română - Limba şi literatura turcă Limba şi literatura engleză - Limba şi literatura turcă MANUALE OBLIGATORII 1. Türk Edebiyatı. Türk Dili, manual pentru clasa a VIII-a, Bucureţti, Ed. Didactică şi Pedagogică, 1999,2000. Autori: U. Ene Memedemin, B. Buliga Belghiuzar - numai sectiunea de gramatică. 2. Türk Dili ve Edebiyat Dersleri, manual pentru clasa a VI-a, Bucureşti, Ed. Didactică şi Pedagogică, Autori: Mustafa Ali Mehmet, Ali Cafer Ahmet-Naci (Textele: Kısmetimi Arıyorum Çalıkuşu, Gamsız ın Ölümü, Yağmur) ALTE CĂRŢI 3. Limba turcă fără profesor, A. Baubec, D. Baubec Geafer, Bucureşti, Ed. Scorpion Internaţional, 1995 integral. 4. Türk Dili Metinleri Antolojisi, A. Baubec, D. Baubec Geafer, Bucureşti, Ed. Didactică şi Pedagogică, 1993 doar textele în proză, fără cap. Yerli Edebiyat 5. Dicţionarele de limbă turcă ale aceloraşi autori, orice ediţie. Pentru informaţii suplimentare vezi REGULAMENT PROPRIU privind organizarea şi desfăşurarea concursului de admitere sesiunile iulie ţi septembrie 2002, precum şi la secretariatul Facultăţii şi al Colegiului (sala 220).

4 - Iunie / Haziran 2002 pagina / sayfa TÜRK MİTOLOJİSİ X. yüzyıldan sonra Altay dağları bölgelerinde, artık büyük Türk devletleri kurulmaz olmuştu. Ama bu bölgelerdeki halk, bir Türk olarak binlerce yıl yaşamış, gelişmiş ve nihayet, soylu Türkler batıya gittikten sonra da dağlar ve vadiler arasında kaybolup, kalmış kimseler idiler. Bu sebeple eski Türk mitolojisinin, en ilksel izlerini, Altay dağları bölgesinde bulmak mümkündür. Fakat zamanla, onlara da dışarıdan birçok tesirler gelmiş ve yeni, yeni efsaneler meydana çıkmıştı. Biz Altay dağlarındaki efsaneleri incelerken, bu tarihi gelişimi, hiçbir zaman gözden uzak tutmadık. Etnoğraflar, tarih ve tarih olaylarını bilmedikleri için, Altay dağlarındaki Türklerin efsanelerini sanki birden bire ortaya çıkmış gibi görürler. Bazıları da bunları, binlerce yıldan beri hiç değişmeden zamanımıza kadar gelmiş, eserler olarak kabul ederler. Biz ise, Altay dağlarındaki efsaneleri incelerken bütün çabamızı, eski Türklerden kalan motifler ile, bu bölgelere sonradan girmiş yabancı tesirleri, birbirinden ayırmağa verdik. 1. DÜNYAYI KAPLAYAN İLK OKYANUS Altay dağlarında söylenen yaratılış ve türeyiş destanları, değil yalnız Türklerin; bütün Orta Asya ile Sibirya nın bile, en gelişmiş ve üzerinde ilgi ile durulan mitoloji verileridir. En eski Türklerin ne düşündüklerini bilmiyoruz. Fakat sonradan, Orta Asya dan toplanan bütün yaratılış destanlarına göre, yeryüzü başlangıçta, büyük bir okyanus ile kaplı idi. Bir Altay efsanesi, bunun için şöyle diyordu: Yerin yer olduğunda, sular yeri sarardı, Bundan amaç, değişik coğrafiyalarda yaşayan Türk halklarının tarihi ve kültürel ortak miraslarının altını çizmek, bu çok geniş ortak benzerlik içerisinde genel olarak halk kültürü ürünlerine egemen olan ortak variyantların üzerinde durmaktır. Bunları belirtirken bir noktanın altını çizmekte yarar görüyorum, yaratılan ortak kültür, değişik coğrafiyalarda da olsa süreç içerisinde halk anlatışı biçiminde değişik varyantlar biçiminde görülebiliyor. Bu genel durumun dışında, türk kültür haritasına eğildiğimizde, karşımıza ortak unsurların zenginleştirdiği muazzam bir coğrafiyanın çıktığını görüyoruz. Bu coğrafiyada hem başka hakların kültürlerinin izlerini yakalarız, hem de bütünüyle Türk kültür karakterini taşıyan unsurlara tanık oluruz. Örneğin dünyanın bir sarı öküzün boynuzları üzerinde durduğu inancı, hemen bütünüyle Ortadoğu halklarının kültüründe vardır. Gagauzlar a göre yer; bir sarı öküzün boynuzları arasında taşınır. Yorgunluk neticesi, öküz dünyayı bir boynuzundan diğerine fırlattığı zaman yer sarsıntısı olur. Sırplar ve moğollar arasındaki Anadolu nun bazı yörelerinde de böyledir, yeryüzünde kocaman bir boğa dolaşır. Bunun neticesinde bazan zelzele olur. Bulgar inanışında da öküz ve boğanın yerini manda alır. Ayrıca Gagauz inancında yer yüzü denilen ve yeryüzündeki bataklıkları işaretleyen başka bir vurgu vardır. Bunu Kırgız Türkleri nde de görmek olasıdır. Dibi olmayan, derin bataklık mevkilere Gagauz folklorunda yer gözü denilmektedir. Hikaye ederler (Basarabya) ki koşulu dört atla birlikte iki kişi böyle bir dipsiz yerde kaybolmuştur. Toprak ilk defa sürülürken acıdan bağırmış, çizileri ise kanla dolmuş. O vakit Allah görünerek toprağa demiş ki, Hiç ağlama ve kan kusma! Çünkü insanları sen besleyeceksin, ama daha sonra hepsini yütacaksın! Bunun üzerine toprak teselli bularak artık ne ağlamış, ne de kan kusmuş.(1) Toprağın ağlamasına ilişkin, Türkiye de, örneğin Ankara nın Elmadağ ilçesinde anlatılan, ki bu başka yerlerde de anlatılır, soğanla ilgili efsane de aynı sonuca işaret etmektedir. Sürekli bir kenara itilen soğan, kendisinin bir işe yaramadığı kanısıyla ağlamağa başlamış. Allah, seni bundan böyle bütün yemeklerin baştacı yapacağım demiş.ayrıca insanların saçlarının yere düşürülmemesi konusunda gösterdikleri duyarlık da böyle geniş bir coğrafyada ortak paydaları işaretler. Kuşkusuz bu yalnız Türk coğrafyasında görülmez. örneğin güney Afrikalı Makololar da saçlarını ya yakarlar, ya da gizlice gömerler. Aynı usuller Tirolliler tarafından da uygulanır(2). Ayrıca, güneş battıktan sonra tırnak kesilmemesi, kesilen tırnakların da ya yakılıp ya da gömülmesi, bu geleneksel inancın halklar arasında değişik nüanslarla da olsa görülmesidir. (Not:Bu geleneksel Dobruca Türklerinde görülmektedir. Hala küçük bebeğin tırnakları kesilir ve babanın cebine koyulur. İnanca göre babasının cebi dolu, yengin olsun- G.A). Burada, Frazer ın boşa inanlarla ilgili yabanılın boş inanları yiyecek konusu çevresinde ALTAY YARATILIŞ DESTANLARI Ne gök, ne ay, ne güneş, ne de bir dünya vardı. Tanrı uçar dururdu, insan oğluysa tekti, O da uçar, uçardı, sanki Tanrıyla eşti. Uçar, hep uçarlardı, yer yoktu konmazlardı, Tanrı idiler çünkü, ondan yorulmazlardı. Yoktu Tanrının hiçbir, başında düşüncesi, İnsan oğlunun ise, durmadı hiç hilesi. Altay Türklerinin bu efsanede adı geçen Tanrıları Bay- Ülgen, yaratıcı bir Tanrı idi. Kendisi yerle gök arasında, yüce Tanrının bir elçisi olarak bulunuyordu. Bu sebeple dünyayı yaratmadan önce, Büyük Tanrının kutsal bir ilhamı, Bay-Ülgen in bütün varlığını sarmıştı. Çünkü o, dünyayı yaratmak için, Tanrı tarafından yeryüzüne gönderilmişti. Bu durumu, başka bir Altay yaratılış efsanesi, daha güzel anlatıyordu: Dünya bir deniz idi, ne gök vardı, ne bir yer, Uçsuz bucaksız, sonsuz, sular içreydi her yer. Tanrı Ülgen uçuyor, yoktu bir yer konacak, Uçuyor, arıyordu, bir katı yer, bir bucak. Kutsal bir ilham ile nasılsa gönlü doldu, Kayıptan gelen bir ses, ona bir çare buldu. Bu iki efsane, birbirlerini tamamlıyorlardı. Bu sırada dünya, büyük bir okyanusla kaplı idi. Öyle anlaşılıyor ki bu okyanusun üzeri de, ruhlar âlemi ile doluydu. Tıpkı tasavvuftaki Vücûd-u mutlak gibi. Altay efsanesindeki bu hali, bir Bektaşi Şairi şu nefesinde, ne kadar güzel anlatmıştır: Ârif sundu, aldı Cih nı biçti, Cebrail çok vakit deryada uçtu, Hak bir avuç toprak deryaya saçtı, Derya süzülüp de, yer olmadı mı? Bu Bektaşî nefeslerinin çoğu, konularını peygamberlerin tarihlerinden almışlardır. Bununla beraber, İsl miyetle uyuşmayan pekçok Bektaşi şiirlerine de, rastlamıyor değiliz. Tasavvuf edebiyatında Vahdet, bir okyanusa benzetilmişti. Seyyit Nesimi ise, bu vahdet okyanusuna, Mûhit adını veriyordu. Zaten muhit de tasavvuf da, okyanus anlamına geliyordu. Seyyit Nesimi ye göre önceleri bu okyanus çok durgun ve sakin idi. Fakat yaratılış, yani tecelli sırasında okyanus coşmuş, kendi deyimi ile, cûş ve hurûşa gelmişti. Varlık âleminin meydana gelişi de, yine bu coşkunluk ve dalgalanma sırasında oluyordu. Gagauzlar ve Türkiye Türkler arasında benzerlikler toplanmaktadır tezi, günlük hayatın özellikle ilkel/büyüsel döneminin gereksinmelerini karşılama anlamında üzerinde durulması gereken önemli bir noktadır. Frazer, bu vurguya devamla Yabanıl, sağlığa yararlı ve besleyici bir sürü hayvanı ve bitkiyi,sırf şu ya da bu nedenle, yiyen için tehlikeli ya da öldürücü olarak düşündüğü için yemekten sakınır. Bu türlü perhizin örnekleri burada verilemeyecek kadar çok sayıda ve herkesin bildiği şeylerdir. Fakat sıradan boş inana bağlı korkular yüzünden çeşitli yiyeceklerden yararlanması böyle yasaklanırsa, krallar ya da rahipler gibi kutsal ya da tabulu kimselere yüklenen bu türden yasaklamaların sayısını ve sıklığını siz düşünün(3). Anastas Manof un üzerinde durduğu tepegöz efsanesiyle, Dede Korkut hikayelerinde geçen tepegöz arasında ciddi bir akrabalık vardır. Zira değişik halklarda da görülen, örneğin Araplar da, Romenler de, Almanlar da, Fransızlar da, tepegöz tiplemesi, Gagauz ve Oğuz Türkleri nde bu başka milletlerde tepegözün yer olarak fiziki tarifi ya alında olduğu yolunndadır,ya da böyle bir tarif hiç yapılmamıştır. Oğuz efsanesinde kahraman bir mağrada koyunlar arasında saklanır, dev ise onu mağranın medhalinde bekler. Sırp ve eski Yunan masallarında olduğu gibi, Gagauz efsanesinde de insanlar medhale konulan kocaman bir taşın yardımı ile bir mağaraya kapanırlar. Devi köşleştirme usulu Oğuzlar, Gagauzlar, Yunanlılar ve Sırplar da aynıdır: Gözüne keskin bie silah sokmak vurulan hileye, yani sırta bir koyun postu geçirmek kurnazlığına gelince, bu Oğuzlar da ve gagauzlar da hep bir ve aynıdır. (4) Çok genel hatlarıyla vurguladığımız bu paralellikleri örneklendirmek kuşkusuz mümkün. Evlilik törenleri, ölüm törenleri, masallar, halk türküleri gibi halkbilimin hemen bütün alanlarında Gagauz Türkleri ile Türkiye Türkleri folklorları arasında ciddi bir paralellik yakalanır. Bir Fin aydının,halk şiiri için söylemiş olduğu şu sözleri, bütün bir halk kültürü ürünlerine genelleştirmek mümkün: Halk şiiri olmadan anavatan olmaz. Şiir, bir ulusun, içinde kendi yansımasını bulacağı kristalden başka bir şey değildir, o, halk ruhunun gerçekten özgün yanını ortaya çıkaran bir kaynaktır. (5) Gagauz Türkleri ile Türkiye Türkleri hatta bu vurgula-mayı bütün Türk dünyası için genelleştirmek de olası; halk kültürleri arasındaki paralellik, onların ulus olarak varolma gereksinimlerinin en büyük kaynayğnı oluşturmaktadır. Geniş bir alanda, halk kültürünün keşfi, yabancı bir yönetim altında geleneksel kültürlerini yaşatmak için ürgütü girişimler olarak, «ulusalcı» haraketler içinde yer alıyordu. Halk şarkıları gele-neksel ve ulusal kurumları olmayan dağınık halklar için dayanışma ruhunudiritmek amacıyla kullanabilirdi (6) diyen Peter Burke nin, yeni çağ ın Başında Avrupa Halk Kültürü nü değerlen-dirişinde altını çizdiği bu gerçek, Türk dünyası halklarının yaşamında, örgütlü bir ulusalcı mücadele hedeflenmese de, içiçe yaşadıkları başka uluslar arasında böyle bir kazanıma yol açmıştır. Böyle bir paralelliğin gerçekleri düşünülürken, bu kendiğinden gibi gözükse de duyarlığın büyük payının olduğu kanısındayım. Hazırlayan: A.G. Zaman geçer, zaman gelir, Eski yeni hepsi birdir. Kötü nedir, iyi nedir, Düşün- taşın,akıl erdir. Umudu ve kaygıyı kes, Dalga, dalga gibi geçer; Çağrı imiş, veya heves, Umursama, hepsi geçer! Çok şey geçer göz önünden, Kulağımız çok şey duyar, Hepsini anlar görünen, Önemsiyen, acep kim var? Dura-dur sen bir kenarda, Kendini bul, kendine gir, Çünkü boş patırdılarla Zaman geçer, zaman gelir. Aldan masın akıl, şuur, Mutluluğun maskesine; Maskeler değişe durur, Yarın bugünün tersine. Güvenme sakın zamana, Glossa & Mihai Eminescu Zaman oynak, geçicidir, Bu gerçeği kavrayana Eski yeni hepsi birdir. Sen kendini tiyatroda Bu dünyada olan biten, Aynı yasalara kuldur; Oldu olalı bu alem Hem neşeli hem mahzundur. Oyun birdir, maske ayrı, Türlü esgi, aynı nefes! Bu hallere alış gayrı, Umudu ve kaygıyı kes! Kes umudu, alçaklara Açık dururken her yol! Aptalı ders verir sana, Sen ister us kaynağı ol! Kaygıyı da at bir yana, Birbirini yer köpekler, Uyma onlara, aldanma, Dalga, dalga gibi geçer! Deniz kızı cilvesiyle Çok tuzak kurdurur hayat, Düşme sakın bile bile, Rol değiştirmektir maksat. Sen kendi yolundan şaşma, Her ne görsen, çıkarma ses, Ve hiç birine yaklaşma: Çağrı imiş veya heves! Sataşanlardan uzak dur, Küfretseler yanıt verme! Mademki huyları budur, Onlara sen yol gösterme! Desin alem her ne derse, Geçsin öne her derbeder, Ağlar veya gülerlerse, Umursama, hepsi geçer. Çağrı imiş veya heves! Dalga,dalga gibi geçer, Umudu ve kaygıyı kes. Düşün-taşın, akıl erdir: Kötü nedir, iyi nedir, Eski yeni hepsi birdir, Zaman geçer, zaman gelir. Seyircinin biri addet, Dört rol varsa bir oyunda, Aktör hep aynıdır, fark et, Sahneyi ciddiye alma, Usulcacık köşene gir, Seyret oyunu da anla: Kötü nedir, iyi nedir. Geleceği ve geçmişi Yaprağın iki yüzüdür, Görmesini bilen kişi, Sonda başlangıcı görür, Neler geçmiş, ne olacak, Aynı bugünkü şeylerdir Tümünün boşuna ancak, Düşün, taşın, akıl erdir.

5 pagina / sayfa Şu anda denizin kenarında mavinin sonsuzluğunu seyretmekteyim. Babam, hayatımın zor bir anda, bana şöyle bir nasihat vermişti: Gününü, dakikanı, yaşa, kızım. Geçmişini tekrar ve tekrar gündeme getirirsen, yada geleceğini düşünerek yaşıyorsan, bu günün zevkini bu günün sana hediye ettiklerini alamayacaksın.ve sakın unutma! Her geceden sonra, güneş doğacaktır bu yüzden, mutlaka o güneşin ışığını gülümseciklerle karşılamanı isterim. Babamın bana verdiği tavsiyelerden bu bir tanesi sayılır fakat, nedense geçmişimizdeki çocukluk hatıraları kesinlikle bir kenara atıp, onları kolay, kolay, unutamazsın ve işte babamın bahsettiği böyle zor anlarda, dikenleri atlatmak için en kolay yolunu bulmuş gibiyim: Çocukluğumu yaşatmak. Bilmem kaç kişi Keşke bir daha çocuk olsaydım dememiştir. Çocukluk özlemi elbette her insanda vardır. Her insan bu dönemi güzel fevkalade nadir bulunan bir miras gibi, kalbinde saklamıştır. Ara sıra hayatın zorluklarına karşı belki bu dönemim hatırlarıyla üstesinden gelebiliyoruz. En azından ben öyle yapıyorum. Çocukluk, en saf, en güzel dönemim olup, benliğimi orada buluyorum. Kendimi belki unutmamak için, tekrar oraya dönüyorum. Küçüklükte yaptığım gibi, masanın altında saklanıp, orada bütün gözlerden uzak, rahat bir nefes alıyorum... Ve neden olmasın, bu günün şartları insanın duygularını, insanın kimliğini, varlığını tüketip duruyor... Asıl konumuz olan oyunlar, bunlara gelince, elbette bir sürü oyunlarımız var idi. Fakat ben sizinle benim keşfettiğim bir oyunu anlatmak istiyorum: Bütün apartman çocuklarını toplayıp, resim sergisi düzenlemek istedim. Bundan daha kolayı ne vardı? Herkes birer resim çizecekti ve ilk üç resimler ödüllendirilecekti. Daha sonra, bir arkadaşımız başka bir fikirle geldi. Sergi yanında, bir konser verelim. En güzel sesler toplanıp, hangi şarkıları söyleyeceklerini GÜZEL ANA DILIMIZ YAZ TATİL ÖDEVLERİ Bilmeceler (Cevapları yaziniz ve okullar başlayınca öğretmenize iletiniz) Abdest alır namaz kılmaz, cenazeden geri kalmaz. Altından arabası, gümüşten darabası, bunu bilmeyen eşek arabası. Attım atana, değdi kotana, düzde çaylara, derede balığa. Benim bir bağım var, senede gelir otuz salkım üzümü, ağını yersen haramdır, karasını yersen helaldir. Benim bir gelinim var gelenin gidenin elini öper. Bilmece bildirmece el üstünde kaydırmaca. Bir sahan şeker dünyaya eker. Biz biz idik, otuz iki kız idik, ezildik büzüldük, bir duvara dizildik. Ca în fiecare lună, Biroul executiv al UDTR-ului a ţinut şedinţa de lucru care a avut ca ordine de zi: analiza activităţii lunii mai, propuneri de activitate pentru luna în curs şi diverse. Au fost apreciate activităţile desfăşurate de filialele Cobadin, Medgidia, Techirghiol şi Valul lui traian care au desfăşurat acţiuni sportive ce au atras un număr mare de participanţi. S-au apreciat pozitiv şi laudativ participarea la festivalurile de la Trabzon a domnului preşedinte care a însoţit delegaţia Universităţii Ovidius din Constanţa şi cea de la Calikli - Macedonia unde aşa cum am spus şi în numărul trecut doamna Abdula Gulten a prezentat un material documentar privind tradiţia de primăvară în sânul ramurilor turcice din România. Domnul Şaban Bairam, Preşedintele Executiv al UDTR a subliniat ideea de a achiziţiona în continuare sedii pentru filialele UDTR, idee impusă de guvernul României. De asemenea s-a hotărât participarea la Festivalul folcloric de la Kırcali/Bulgaria în limita posibilităţilor financiare. Çarşıdan aldım bir tane eve geldim bin tane. Çarşıdan alınmaz, mendile sarılmaz, elde tutulmaz, tadına doyum olmaz. Çil tavuk çilleme tavuk başını kestim kanı yok. Dağdan gelir dağ gibi, kolları budak gibi, eğilir su içmeye, bağırır oğlak gibi. Dağdan gelir sekerek, kara üzüm dökerek. Ezan okur namaz kılmaz, avrat alır nikah kıymaz. Golot kaşık duvara yapışık. Hacılar hacca gider, bilmemem nece gider, bir yumurtanın içinde, yüz bin iki cüce gider. Hak Teala hoş yaratmış beş yemiş, beşi dahi birbirini görmemiş, ikisine gün tokunur yaz ve kış, üçü daha güneş yüzü görmemiş. Iunie / Haziran ÇOCUKLUĞUN NAR TANELERİ S-a cerut ca filialele să aibă mai multă iniţiativă în realizarea unor acţiuni de calitate şi să fie mai active. Copiii şi poeţii În data de 1 iunie 2002 Palatul Copiilor din Constanţa a fost gazda unei ample manifestări culturale care a constat într-un recital de versuri din literatura turcă susţinut de elevii celor două comunităţi turcă şi tătară. La finalul manifestării de suflet şi cultură,elevii au primit daruri şi au fost felicitaţi cu prilejul Zilei Internaţionale a Copilului. De asemenea 100 de copii de la Şcolile Nr. 2, 11 şi 27 din Constanţa şi de la Şcoala Nr.1 din Medgidia au fost răsplătiţi pentru rezultatele bune obţinute la cursurile de limba turcă prin premii substanţiale oferite de U.D.T.R. A apărut cel de al 15 număr al revistei de cultură Tuna Mektupları editată de U.D.T.R. -Galaţi, revistă care capătă din ce în mai multă credibilitate, interes şi cerere. Adet dönemi, her yaş grubuna fiziksel ve duygusal bir rahatsızlık dönemine dönüşebilir. Karın ağrıları, baş ve bel ağrıları, memelerde şişkinlik ve keyifsizlik bu dönemin neredeyse değişmez unsurlarıdır. Bu dönemde günlük yaşamı etkileyen adet sancıları, rahim kasılmasına bağlıdır. Rahimdeki ya da diğer organlardaki iltihap ve hastalıklar, hormonal dengesizlikler, stres, korku ve üzüntüler adet sancılarının ortaya çıkmasına ya da şiddetlenmesine neden olabilir. Adet sancıları ve adet döneminin diğer şikayetlerinin tedavisinde etkili olabilecek birçok yöntem vardır. Bu yöntemlerini uygulayarak, bu zor dönemi daha sağılıklı ve mutlu geçirebilirsiniz. Egsersiz 1: Yere oturun ve ayak tabanlarınızı birbirine dayanın. Ellerinizle ayaklarınızı tutarak, dizlerinizi yukarı-aşağı hareket ettirin. Bu egsersiziyaparken dik oturmaya ve düzenli nefes almaya dikkat edin. Egsersiz 2: Dizlerinizin üzerine çömelin ve öne doğru eğilerek alnınızı yere koyun. Burnunuzdan derin nefes alıp verin. Bu egsersiz bel kemiğinizi rahatlatarak, barsakların hareketlerini uyarır. Adet dönemizin ilk ve son günlerini aşağıdaki takvim üzerinde işaretleyebilirsiniz. Önceki dönemin son gününden, bir sonraki adet döneminin ilk gününe kadar ki dönem 28 gün ise, ilk ve son günler alt alta, gelecektir. Adetin 28 günden 4 gün kısa ya da uzun olması normaldir. Ancak gün işaretleri yukarıdan aşağıya doğru düzensiz bir çizgi oluşturabilir. Bu durum herhangi bir hastalığın varlığını göstermese de, doktorunuza danışmanız öneririz. Din activitãþile lunii iunie tartışmalardan sonra, hem fikir olmuşlar.birkaç saat sonra, jüri üyelerini, yan blok tan seçtik fakat düşünmediğimiz bir sorun karşımıza çıkıverdi. Peki bütün bunlar hangi saatlerde yapılacaktı? Öğlen saatlerde, kesinlikle olamazdı.bebekleri olan komşularımız öğlen vaktinde onları, yani bebeklerini, uyutuyorlardı. Ah, bu arada yaz tatilinde olduğumuzu sizlere söylemeye unuttum. Akşam saat 18 de başlayıp, saat 20 de bitmesini kararlaştık. Hazırlıklar için bir hafta süremiz vardı. Resmin konusu serbest idi.böylece herkes istediğini çizebilirdi. O haftamız çok yoğun geçmişti. Para toplandı.herkes bu zamanın 50 bin lei koyup, ödüller alındı: Birinci ye çıkan, büyük bir yağlı boya seti, ikinci ye, içinde bütün renkler bulunan kalem seti ve üçüncü ye yine kalem seti fakat biraz daha küçük. Elbette, herkez yağlı boya seti almak için savaşıyordu. O zamanlar pahalı idi. Aslında, şimdi de çok pahalıdırlar. Bunların yanında, pastalar, meyve sular, alındı. Yaklaşık 10 kişi yarışmaya katılıyordu. Beklediğimiz gün geldi ve sahneyi apartmanin arka tarafında yerleştirdik.sahneyi bir telin üzerinde bir battaniye serip, böylece kurduk. Davetliler çimenin üzerinde sıralar halinde oturdular. Birbirimizin resimleri o ana kadar saklamıştık. Meraklı, meraklı, resimlerimizi sahnenin arka tarafında başka bir tele astık. Beni ve herkezi aslında çok etkileyen bir resim vardı.onun yanında, benimki çok geride kalmıştı. Daha çok küçükken annesi ölen Cristina nın resimi, annesini bir koltukta canlandırıyordu. Uzun saçlarıyla, masmavi gözleriyle, Cristina nın gelecekteki yüzünü görmüş olduk, ansızın. Elbette, benimki ikinciliği kazandı. Ben, bir manzara seçmiştim.mavi denizin ortasında, bir sandalın içinde bir insan.güneşin batışını izleyen yanlızığı kendine kardeş bulan bir adam. Üçüncü ise, Romanya nın haritasını büyük çiçek bükesi haline benzetmişti. Bu bizi çok neşelendirdi ve tüm kararlar onun üzerinde durdu... Bundan sonra, şarkılar akıverdi.herkes çok eğlendi. Büyükler, komşularımızdan bu güzel eğlencemize alkışlar ile katıldılar. Bazıları ise, gülümsemekle yetinip, yollarına devam ettiler. Bu çocukluğumdaki komşularla anılarımdan bir tanesi. Daha sonra, oradan taşındık. Fakat onlar kalbimde yaşıyacaktır. Çoğu şu anda üniversitelerini bitirip çalışıyorlar. Ev sahibi, çocuk sahibi, olmuşlar. Fakat sokakta buluştuğumuzda, şu anki zorluklardan başka bişey konuşmuyoruz... Bu herkezi etkiledi. Hasta bir sosyal yapımız var. Geçmişteki o güzel nesilin, tesiri hiç kalmamış gibi... Hey gidi çocukluk... İLMİA SÜLEYMAN Ne bucurăm să avem cât mai multe asemenea reviste care să îmbogăţească patrimoniul valoric şi cultural al comunităţii noastre. Ele pot fi de reviste de ştiinţă, pentru copii etc. Seminar la Sigişoara În perioada 1 iunie-4 iunie, la Sighişoara s-a ţinut seminarul pregătitor pentru marele festival Pro-Etnica În cadrul acestui seminar s-a analizat situaţia de pînă în prezent şi s-au prezentat de către directorii secţiunilor festivalului programul de desfăşurare a fiecărei secţiuni. Doamna Abdula Gulten, invitată pentru a doua oară să fie directorul secţiunii spiritual religioase, ceea ce este o mîndrie pentru noi, acest lucru înseamnând pentru U.D.T.R., credibilitate, seriozitate şi pregătire în acest domeniu. Deci comisia spiritual religioasă va cuprinde trei subsecţiuni; Hay yurtlar yurtlar yurtlar, Yusuf umu yiyen kurtlar, tırnağından su içer, tepesinden yumurtlar. Kara kız kapıları gezer. Kat kat döşek, bunu bilmeyen eşek. Kat kat ekmek katı sofraya gelir yenmez. Keçi tırnağı, yıkar ocağı. Küçük mezar dünyayı gezer. Minare dibi kâre, bin bir çiçek, bir lale. O yanı mermer, oyanı mermer, içinde bir gelin gezer. Taşa vurdun kırılmaz, suya vurdum kırıldı. Yapan satar, satan kullanmaz, kullanan da görmez. Yazın kurur kışın erir. Yer altında yağlı kayış. Yol üstünde bağlı sandık. Yol üstünde yarım çörek. Cevaplar HAKSES yayın kurumuna göderilecekter. Doğru cevap verilenlere ödül verilecektir. Hazırlayan Gülten Abdula 1) expoziţie cu prezentări de carte, 2) referate şi dezbateri, 3) concert de imnuri religioase susţinut de toate confesiunile religioase fie direct fie înregistrare pe casetă video. Cultura liant între popoare În această lună în ţara noastră a sosit o delegaţie parlamentară a Comisiei de cultură şi artă din cadrul Marii Adunări Naţionale din Turcia (similar cu Parlamentul României) După întrevederile avute cu Domnul Ministru al Culturii şi Cultelor din România precum şi cu domnul Valer Dorneanu, delegaţia s-a deplasat în zona Dobrogei unde a vizitat edificiile de cult musulman precum şi cele istorice şi culturale rămase fie în patrimoniul comunitar fie în patrimoniul valoric al muzeelor din zonă. La Constanţa, membrii delegaţiei s-au întîlnit cu prefectul judeţului. Întâlnirea a fost scurtă şi de curtoazie. Geamiile din Constanţa, Babadag, Tulcea, Isaccea continuare în pag. 8 ADET SANCILARINA TESLİM OLMAYIN TAKVİM Adet Dönemlerinizin Daha Sağılıklı ve Daha Mutlu Geçmesi İçin 1. Kasılmaların azaltılması için; sıcak su torbası, sıcak havlu ile kramplarınolduğu bölgelere kompres, masaj ve banyo yapma gibi yöntemleri uygulayabilirsiniz. 2. Beslenmenizde yeşil yapraklı sebzeler, tahıllar (cereale), meyveler, gibi posalı yiyeceklere yer verebilir; kafein, tuz ve alkol tüketiminden kaçınabilirsiniz. 3. Gün içerisinde küçük ama sık öğünler alarak, üç satten fazla aç kalmamaya gayret edebilirsiniz. 4. Stres ve üzüntüden uzak durmaya çalışabilir, ruhsaldurumunuzu formda tutabilir, adet döneminizde özel egzersizler uygulayabilirsiniz. Ağır geçen adet dönemlerinde, sancıyı ve nedenini ortadan kaldıracak bir tedaviye gereksinim duyulabilir. Bu durumda, aşırı ağırıyı dindirip, fazla kanamayı düzenleyebilen, etkili bir ağrı kesici için doktorunuza başvurabilirsiniz. Eğer aşağıdaki yazdığımız şikayetleriniz varsa, bunu işaretleyerek, lütfen doktorunuza danışınız. Adet döneminizde; Aşağıda belirtilen rahatsızlıkların hangilerini yaşıyorsunuz? a. Kramp f. Baş dönmesi b. Bel ağrısı g. Bulantı c. Baş ağrısı h. Yüzde kızarıklık d. İshal i. Halsizlik, yorgunluk e. Kusma j. Sinirlik hali. Hazırlayan: İLMİA SÜLEYMAN

6 - Iunie / Haziran 2002 pagina / sayfa Bisericile ºi valorile euro-atlantice Bucureºti- 3 iunie 2002 Printre manifestările care susţin intrarea României în structurile euro-atlantice se numără şi întâlnirea capelanilor militari din cadrul NATO, întâlnire care a avut loc la Bucureşti şi a fost găyduită de Patriarhia Română. Acţiunea se înscrie într-un cadru amplu de manifestări care vizează stabilitatea prin cooperare şi dialog între toate formaţiunile civile,militare, politice şi religioase. Din rândul capelanilor musulmani a paricipat un tânăr musulman reprezentant în armata NATO. Vom reveni asupra acestuia într-un număr viitor. Acum vom da doar discursul pe care l-a ţinut premierul României la deschiderea lucrărilor conferinţei Bisericile şi valorile euro-atlantice din Bucureşti. Domnule Preşedinte, Prea Fericite Părinte Patriarh, Înalt prea sfinţite arhiepiscop şi mitropolit, Stimaţi reprezentaţi ai cultelor, Domnule director Kennedy, Domnilor miniştri, Onorată asistenţă, Vă rog să-mi îngăduiţi ca, în numele Guvernului României, să exprim aprecieri pentru iniţiativa organizării, sub auspiciile Asociaţiei George C. Marshall şi a Patriarhiei Române, a conferinţei internaţionale Bisericile şi valorile euro-atlantice. În procesul de aderare a ţării noastre la structurile euro-atlantice, întreaga societate românească parcurge un proces de reforme pentru mai buna racordare a sistemului politic, juridic, administrativ la valorile euro-atlantice. Alături de aceste domenii, şi împreună cu ele, considerăm că, în acest proces, un rol important revine dimensiunilor culturale şi spiritual-religioase. Baba şefkati Kış günü, hava soğuk ve rüzgârlı. Yağmur bardaktan boşanırcasına yağıyor. Bir iş için Altındağ semtine gidiyorum. Yolun karşı tarafında, sırılsıklam kenarda bekleyen bir insan dikkatimi çekiyor. Gelip geçen taksilere, minibüslere el kaldırıyor, kimse aldırmıyor. Hareketlerinden alkollü olduğu anlaşılıyor. Altındağ da işimi bitirip döndüm. Baktım bu zavallı insan soğukta hâlâ bekliyor, üstü başı ıslak. Arabamla önünde durdum; Kardeşim, buyur seni evine götüreyim, dedim. Şöyle camdan yüzüme baktı, biraz mahçup bir hâlde; Ağabey, senin arabana binmeyeyim, alkollüyüm dedi. Hayır bineceksin, bilerek durdum buyur dedim. Arabana istifra ederim, kirletirim, binmeyeyim dedi. Soğukta öleceksin dedim ve zorla arabama bindirdim. Yağmurda sırılsıklam ıslanmış ve tir tir titriyordu. Bir marketin önünden geçiyorken, Küçük çocukların var mı? dedim. Var dedi. Arabadan inerek çocuklara çikolata, bisküvi alarak; Eve varınca çocuklara ikram edersin. Benim hediyem olsun dedim. Ağabey, küçük çocuklarım var ama, ben eve varınca hiç yanıma gelmezler, kaçarlar dedi. Niçin kaçarlar? dedim. Çünkü her gün böyle içip eve sarhoş giderim, bağırır, çağırır, döverim. Onun için benim eve geldiğimi görünce hepsi odalarına çekilir, yataklarına saklanır, korkudan yanıma yaklaşmazlar. Bunları duyunca çok üzüldüm ve kendisine şöyle dedim: Bak evlâdım herkes yanlış yapabilir, hata yapabilir. Önemli olan yanlışta ısrar etmemektir. O yavrucaklar Allah ın sana bir emaneti. Sen onların babasısın, nasıl öyle davranabilirsin? Onların, senin şefkat ve merhametine, havadan ve sudan çok ihtiyacı var. Sevgi, şefkat ve merhamet onları besleyen ve büyüten en büyük gıdalarıdır. Bana söz vereceksin. Bu gün evine varınca yavrularını kucağına alacak onları sevip okşayacak, bu çikolataları kendi ellerinle yedireceksin. Tamam mı, söz mü? dedim. Tamam söz veriyorum, dediklerini yapacağım. dedi. Nihayet onun tarifiyle mahallelerden, sokaklardan geçerek kenar semtteki evine geldik. Hanımı çıkıp karşıladı, böyle bir davranış karşısında duygulandı, teşekkür etti, ısrarla eve girip çay içmemi istedi. Benim işim olduğu için kartımı bırakıp müsaade istedim ve ayrıldım.... Zavallı adamcağız evine varıyor, yavrucaklar korkudan kaçacak delik arıyorlar. Baba üstünü başını değiştirip, odaya geçip oturuyor. Küçük kızcağızı kapıdan çıkarken ona Este cunoscut faptul că în ţara noastră, în pofida celor 50 de ani de comunism ateu, credinţa religioasă este foarte răspândită, aproape 99% din populaţie aparţinând unei confesiuni religioase. Totodată, în ţara noastră se regăseşte întregul spectru religios european. Alături de Biserica Ortodoxă, de care aparţine marea majoritate a populaţiei, fiind prezente şi cele două mari religii creştine: catolicismul şi protestantismul. În plus, este prezentă şi o mică, dar activă comunitate mozaică, precum şi o comunitate musulmană. Cultele din ţara noastră au legături originare şi indestructibile cu Europa, întrucât propovăduiesc valorile europene monoteiste, în special valorile spirituale creştine. De altfel, majoritatea acestora fac parte, de peste 40 de ani, din organizaţii religioase internaţionale, cum ar fi Consiliul Mondial al Bisericilor şi Conferinţa Bisericilor Europene. De aceea, reprezentanţii cultelor din România, în numele Bisericilor pe care le reprezintă, şi-au exprimat, în mai multe rânduri, propriul punct de vedere cu privire la un proces care se va resimţi în toate sectoarele vieţii noastre sociale. Un moment important l-a constituit, de altfel, semnarea Declaraţiei Cultelor Religioase pentru integrarea României în Uniunea Europeană, la 16 mai 2000, BABALAR GÜNÜ KUTLU OLSUN! Gerçeğini bir an bile unutmayarak, Anneler ve Babalar Günü nde; onlara olan sevgi ve saygımızı perçinleştirmek için gönüllerini alalım. Güzel bir çift söz, bir demet çiçekle... Yeter ki hatırlayalım. Onları kaybettikten sonra, gölgeleri bile yeterdi, demeyip; hayattayken değerlerini bilelim. Özel günler de sevgimizi yansıtmak, pekiştirmek için bir vesile olsun. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de her yıl haziran ayının üçüncü pazarı, Babalar Günü olarak kutlanır... Her baba çocuğunun iyi yetişmesi, güzel bir eğitim alarak, ailesine iyi bir evlat; topluma ve ülkesine yararlı fert olması için hiç bir fedakarlıktan kaçınmaz. Baba olmanın mutluluğunu, güzelliğini yaşamak kadar, çocuklarının büyüyüp bir gün Babalar Günü nü hatırlaması bile her babaya ayrı bir keyif verir. Ana da baba da başta taç imişler, Her derde deva imişler, Her çocuk hangi mertebede olurlarsa olsun; ANA, BABA ya muhtaç imiş prin care reprezentanţii spirituali ai celor 22 milioane de credincioşi s-au angajat să sprijine programul de aderare a României. Prin aceasta, cultele religioase au confirmat voinţa credincioşilor lor de a fi alături de popoarele civilizate ale Europei de mâine, dar ca purtători ai propriei lor identităţi culturale şi religioase. Iată de ce Statul, în relaţia sa cu Bisericile, respectă libertatea şi autonomia cultelor religioase şi se străduieşte să asigure egalitatea acestora în faţa legii, să prevină încălcarea sau restrângerea drepturilor sau libertăţilor religioase. De asemenea, respectând libertatea şi autonomia cultelor, statul acordă un consistent sprijin material acestora prin alocarea de fonduri pentru salarizarea personalului de cult, pentru construirea şi repararea lăcaşurilor de cult, precum şi pentru activitatea social-caritabilă a Bisericii. În acelaşi timp, Statul încurajează cooperarea între comunităţile religioase în spiritul toleranţei şi al respectului reciproc, cu scopul de a contribui, în calitatea lor de parteneri privilegiaţi ai autorităţilor de stat, la studierea, discutarea şi rezolvarea marilor probleme cu care se confruntă societatea în lumea de azi. Stimaţi participanţi, Poporul român dispune de o puternică zestre spirituală care poate da Europei un suflu nou, proaspăt şi puternic, de adevărată spiritualitate creştină. Căci, dacă aşa cum spunea Constantin Noica, Europa s-a născut la primul Sinod Ecumenic de la Niceea din anul 325, atunci Europa trebuie să-şi prezerve rădăcinile sale spirituale. Or, România poate să-şi asume acest rol şi anume, ca învăţând de la alte ţări europene mai dezvoltate mecanismele moderne ale economiei de piaţă, să ofere, la rândul ei, un exemplu de trăinicie a unei identităţi spirituale de înaltă trăire sufletească. Prin specificitatea sa de popor latin de confesiune majoritar ortodoxă el este deschis spre dialog cu alte popoare creştine din spaţiul euro-atlantic, România înscriindu-se astfel în cursul actual de dialog interconfesional, în spiritul noilor relaţii stabilite între statele de pe continentul nostru. U r e z d e p l i n s u c c e s l u c r ă r i l o r C o n f e r i n ţ e i Dumneavoastră! sesleniyor: Kızım! Gel yavrum, otur yanıma. Kızcağız şaşırıp kalıyor, bu güne kadar hiç duymadığı ton ve sıcaklıkta babasının sesi. Kapıda durup kalıyor ürkek bir tavırla. Gitse mi, gitmese mi? Acaba yine bağırıp döver mi? Yatağına kaçsa mı? Derken baba tekrar yumuşak bir sesle: Haydi yavrum gelsene, bak sana neler getirdim. Al bunları. diyerek çikolataları gösteriyor. Çocuk yavaş yavaş, korkarak babasına yaklaşıyor. Baba, yavrusunu dizine oturtuyor ve saçlarını öperek, okşamaya başlıyor. Kızcağızın ruh dünyası allak bullak oluyor. Baba sevgisi, babanın okşaması ne güzel bir şeymiş. Babanın yavrusunu öpmesi, onu yavrum diye sevmesi ne tatlı, ne sıcak şeymiş, bu şaşkınlığı yaşıyor. Kim bilir ne zamandan beri böyle sıcak bir sevgiyi tatmamıştı. Hep onun hasretiyle yanıp kavrulmuştu. Bak şimdi babası ona yavrum diyordu, saçlarını okşuyordu, bağrına basıyordu. Ne tatlı ne sıcak bir yermiş baba kucağı. Bu yakınlık ve sevgiden cesaret alan kızcağız, ayağa kalkıyor, kollarını makas gibi açarak, bütün hasret ve heyecanıyla babasının boynuna sarılıyor. Bulduğumu kaybeder miyim endişesiyle Babammm... babam... babacığımmmm... diyerek hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlıyor. O çikolatayı çoktan unutmuş, her şeyden daha tatlı babasını bulmuş, gözyaşları içerisinde ona sarılıyor, yılların açlığını gidermeye çalışıyordu. Zavallı adam, hüngür hüngür ağlıyor, baba kız gözyaşı seline boğuluyorlar. Bir tarafta da hıçkırıklara boğulan anne gözlerine inanamıyordu. Allah ım sana şükürler olsun diyordu. Sonra baba ayağa kalkıyor, evdeki tüm içki şişelerini bir daha içmeme azim ve kararlılığıyla, kırıyor.... Bir gün mağazamda otururken, tezgahtar: Efendim ziyaretçileriniz var, dedi. Gelsinler dedim. Baktım o aile birlikte gelmişler. Kadıncağızın iki gözü iki çeşme. Ağabey! Sen melek misin, Hızır mısın, nesin? O gün seni Allah gönderdi. Nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. O yağmurlu günde sen beyimi sarhoş haliyle yoldan alıp eve getirdin. O günden sonra dünyamız değişti. Kocam içkiyi bıraktı, Allah a yöneldi, yavrularım baba sevgisine kavuştu, evimiz bir cennet köşesine döndü, korkularımız bitti. Buna vesile olduğunuz için Allah sizden razı olsun diyor, gözyaşlarına boğuluyordu.... Bir güzel davranış, bir yudum şefkat ve merhamet, samimiyetle uzanan bir el, samimi bir yardım, bazen en sihirli kilitleri açıyor, sihirli bir anahtar oluyor, bir insanın hidayetine, bir dünyanın değişmesine vesile olabiliyor. Kalbler Allah ın elinde. Keşke her zaman çevremizdeki insanlara birer şefkat meleği gibi davranabilsek, rahmet yüklü bulutlar gibi olabilsek. Kim bilir aynı vaziyette uzanacak bir eli, bir yudum samimiyet ve sıcaklığı bekleyen, soğukta titreyen nice gönüller vardır. Ey Rahmeti Sonsuz Rabbim! ahmetinle bizleri kuşat ve bizleri yalnız bırakma... *) Bu hâdise, insana hizmeti ve hoşgörüyü hayatının gâyesi yapan bir insanın başından geçmiştir Sayfayı Hazırlayan: Gülten Abdulla

7 pagina / sayfa ÖNEMLI GEOMETRIK KAVRAMLAR NOTIUNI ELEMENTARE DE GEOMETRIE ÖZEL DÖRTGENLER PATRULATERE PARTİCULARE Dörtgenler açı ve kenar özelliklerine göre: Patrulaterele in functie de unghiuri si laturi pot fi: 1. Paralelkenar (paralelogram) 2. Dikdörtgen (dreptunghi) 3. Kare (patrat) 4. Eºkenardörtgen (romb) 5. Yamuk (trapez) PARALELKENAR TANIM: Karşılıklı kenarları paralel olan dörtgene paralelkenar denir. A AÇI KENAR ILIŞKILERI (RELATİİ İNTRE UNGHİURİ Sİ LATURİ) 1. Karşılıklı kenarları paraleldir. [AB] // [CD] ve [BC] // [AD] 2. Karşılıklı kenarlarının uzunlukları esittir. AB = CD ve BC = AD 3. Karşılıklı açıların ölçüleri eştir. ma = mc, mb = md 4. Ardışık iki açının ölçüleri toplamı 180º dir. ma + mb = 180º, mc + md = 180º mb + mc = 180º, md + ma = 180º dir. 5. Köºegenler birbirini ortalar. mh = 90º dir. B ÇEVRE ve ALAN (PERIMETRU SI SUPRAFATA) 1. Paralelkenarın alanı bir kenarı ile bu kenara ait yüksekliğin çarpımına eşittir. A (ABCD) = a ha = b hb ve A (ABCD)=a b Sin α 2. Paralel kenarın çevresi = 2 (a+b) dir. 3. E, [DC] üzerınde herhangi bir nokta ise, A (ABCD) Taralı alan = 2 dir. 4. E ve F kenarların orta noktaları ve A (ABCD) = S ise taralı alan; S = Taralı alan + S/4 + S/4 + S/8 dir. Taralı Alan = S - (S/4 + S/4 + S/8) Taralı Alan =S - (5 S/8) T A = 3 S/8 bulunur. Örnek 1: Bir ABCD paralelkenarında, mb sı, ma sının 4 katından 20º eksiktir. Buna göre, mc =? A) 20º B) 40º C) 50º D) 60º Çozüm: Ardışık iki açının ölçüleri toplamı 180º olduğundan: x + 4x - 20º =180º 5x = 200º x = 40º Paralel kenarda karsıkıllı açılar eşit olduğundan; ma = mc = 40º dir. Iunie / Haziran CEVAP: B Örnek 2: Bir ABCD paralel kenarında ma nın mb na oranı 2/7 ise md =? A) 40º B) 80º C) 120º D) 140º Çozum : ma=2 birim ise mb=7 birimdir. ma + mb = 180º 2br + 7br =180º 9br = 180º =>1br = 20º dir. ma = 2br = 2 20º = 40º mb = 7br = 7 20º = 140º ve mb = md = 140º dir. F CEVAP: D Örnek 3: ªekildeki ABCD paralelkenarında, m (ACB) = 30º, m (AOD) = 70º ise m (ADB) =? A) 60º B) 70º C) 80º D) 85º Çozum: Şekilde [DC] // [AB] olduğundan, m (ACB) = m (DAC) = 30º (içters) ve m (ADB) = 80º bulunur. Örnek 4: Şekildeki ABCD paralel kenarında, A (ABCD) = 96 cm² ise taralı alan kaç cm² dir? A) 12 B) 18 C) 24 D) 36 Çozum: (Özelik 4 a) göre; A (AEF) = 3/8 A (ABCD) A (AKF) = A (AEF) / 2 dir. A (EF)=3/8 96 = 36 cm² ise A (AKF) = 36 / 2 = 18 cm² dir. CEVAP: B CÜMLENİN YARDIMCI ÖĞELERİ (PĂRŢILE SECUNDARE ALE PROPOZIŢIEI) 1. NESNE: Öznenin yaptığı işten doğrudan etkilenen öğedir. Örnek: Ali, nihayet iº bulmuºtu. Bu cümlede iº kelimesi nesnedir. Yükleme ne sorusu sorularak bulunur. Örnek: Yorganı kafasına büsbütün çekti. Bu cümlede yorganı kelimesi nesnedir. neyi sorusu sorularak bulunur. Örnek: Öğretmenlerimizi bina yapan insanlara benzetirim Bu cumlede öğretmenlerimizi kelimesi nesnedir. kimi sorusuyla bulunur. - O halde, cümlede öznenin eyleminden etkilenen bir nesne bulunuyorsa, yükleme yönelteceğimiz ne, kim, neyi, kimi soruları ile seçilirler. Ne ve kim soruları ile bulunan nesnelere belirsiz nesne diyoruz. Neyi ve kimi soruları ile bulunan nesnelere belirli nesne diyoruz. Ali, nihayet iº bulmuºtu cümlesinde iº kelimesi bir belirsiz nesnedir. Öğretmenlerimizi, bina yapan insanlara benzetirim cümlesindeki öğretmenlerimizi kelimesi bir belirli nesnedir. neyi sorusuyla bulunmuºtur. 2. DOLAYLI TÜMLEÇ Cümlede özne tarafından yapılan işin, oluşun veya hareketin nerede yapıldığı, nereye yöneldiği ya da nereden geldiği gibi durumları karşılayan tümleçe dolaylı tumleç denir. Dolaylı tümleç, e-de-den isim hallerinden birini almasıyla tanınır. Cümlede dolaylı tümleçi bulmak için yükleme, özne ile birlikte nereye, neye, kime, nerede, kimde, nereden, kimden sorularını sorarız. Aşağıdaki örnekleri inceleyelim: - Bir haftadır fabrikaya gidiyordu. Her sabah yaptığı gibi, yorganı kafasına büsbütün çekti. Ailemize, çevremizdeki insanlara ve yurdumuza faydalı olmak istiyorsak çalışmalıyız. Okul içinde ve dışında yapılan eğitim ve öğretim ömür boyu sürer. Yukarıdakı cümlelerde dolaylı tümleç örnekleri verilmiştir. Bu örneklerin her biri, belirttiğimiz sorulardan birine cevap vermektedir. Birinci cümlenin dolaylı tümleci fabrikaya kelimesidir; nereye sorusu ile bulunmaktadır. Ikinci cümledeki tümleç kafasına kelimesi olup neye sorusunun cevabıdır. Üçüncü cümledeki Ailemize, çevremizdeki insanlara ve yurdumuza kelimeleri kime sorusuna cevap veren dolaylı tümleçtir. Örneklerdeki son cümlede ise, dolaylı tümleç olan okul içinde ve dışında kelimeleri, nerede sorusuyla bulunmuºtur. 3. ZARF TÜMLECİ Cümlede yüklemi zaman, yer, durum, yön, nitelik, azınlık-çokluk yönünden tamamlayan kelime ve kelime gruplarına zarf tümleci denir. Zarf tumleçlerini, cümlede ne zaman, ne zamandan beri, nasıl, ne kadar gibi soruları yükleme sorarak buluruz. Aşağıdaki örnekleri inceleyelim: - Ali, nihayet iº bulmuºtu. Bir haftadır fabrikaya gidiyordu. - Yemek odasına kol kola girdiler. - Ali birkaç fesleğen yaprağına dokunup, avuçlarını koklaya koklaya uzaklaştı. Bu örneklerde belirtilen nihayet, bir haftadır, kol kola, koklaya koklaya kelimeleri yüklemde gösterilen eylemi çeşitli yönlerden tamamlamaktadır. Bu kelimeler, durum, zaman, azlık-çokluk, nitelik gibi özellikler anlatmaktadırlar. Cümlede zarf tümleci olmuşlardır. 4.- EDAT TÜMLECİ: Cümlede ne için, ne ile, ne gibi sorulara cevap veren ve edatlı tamlamalardan oluşan kelime yada kelime grubudur. Aşağıdaki örnekleri inceleyelim: - Bu süre içinde, öğretmenlerimizin ellerinde bir bina gibi yükseliriz. - Biz, milli mücadelemizi gencimiz,yaºlımızla kazandık. Birinci örnekteki gibi edatına bağlı olan bir bina gibi kelimeleri edat tümleçidir. Yine aynı ºekilde, ikinci örnekteki ile edatına bağlı olan gencimiz, yaşlımız kelimeleri edat tümleçidir.

8 Drapelul României este un tricolor albastru, galben, roşu, având culorile dispuse în benzi verticale, de dimensiuni egale. Ca simbol vexilologic românesc, tricolorul albastru, galben, roşu este de dată relativ recentă, el apărând în prima jumătate a secolului al XIX-lea. Despre istoria mai îndepărtată a steagului la strămoşii noştri, informaţiile sunt puţine şi lacunare. Cu certitudine, geto-dacii (ramura nordică a marelui neam tracic) au avut ca simbol draco : un cap de lup cu botul deschis, continuat cu un corp de şarpe, realizat din metal (bronz) şi care se termina cu o serie de fâşii din pânză. Acest draco era înfipt în vârful unei hampe; purtat în galopul calului în timpul luptelor, draco scotea un şuierat datorită aerului care intra prin gura deschisă a animalului şi ieşea printr-un fluier din lemn prins la coadă. Draco nu a fost o invenţie geto-dacică, el fiind preluat de la popoarele de călăreţi de origine iraniană cunoscute sub numele generic de sciţi. Oricum, prima atestare a utilizării unui draco de către geto-daci datează din sec.iv a.ch., o schiţare a unui astfel de steag fiind scrijelată în pasta crudă a unui vas local, lucrat cu mâna, descoperită în aşezarea getică de la Budureasa, jud.prahova. În scenele sculptate ale Columnei lui Traian, războinicii daci apar purtând deseori astfel de simboluri, ele regăsindu-se redate şi pe monumente funerare ale unor ostaşi romani de origine dacică staţionaţi în Britania. Singurul exemplar păstrat - numai partea metalică - a fost descoperit în Germania, fără să se poată spune dacă piesa respectivă reprezintă un trofeu câştigat de o unitate militară romană în timpul luptelor purtate în Dacia şi dislocată apoi pe limes-ul de pe Rin, o piesă capturată de la alte neamuri scitice, care o aveau ca simbol sau un steag al unei unităţi militare auxiliare romane recrutată dintre geto-daci şi care, conform practicii curente romane, îşi păstrau armamentul specific. Roma, ca stat, nu a avut un steag anume. Fiecare legiune romană îşi avea steagul specific, sigmum, care era o reprezentare plastică turnată în bronz (acvilă, leu ş.a.m.d.), înfiptă în vârful unei hampe, pe aceasta din urmă fiind fixate şi diversele decoraţii (phalerae) pe care respectiva legiune le căpătase. După formarea poporului român, în secolele IX-X, odată cu constituirea celor dintâi formaţiuni de tip statal atât la sud, cât şi la nord de Dunăre, apar şi primele însemne heraldice româneşti şi, odată cu acestea, lacunare şi disparate informaţii privind steagul cel mare care, în limbajul vremii, desemna simbolul vexilologic al statului. În afara steagului cel mare existau şi diferite steaguri ale cetelor boiereşti, fiecare în culori şi cu reprezentări heraldice specifice iar, mai târziu, existau diferite drapele şi stindarde ale unităţilor militare. Uneori, domnitorii îşi aveau propriul lor steag care îmbina elemente ale stemei personale cu stema ţării. Steagurile cele mari au reprezentate pe pânză elemente heraldice ale stemei, brodate sau pictate. Culoarea de bază a steagului Moldovei este, în general, roşu, iar cea a Ţării Româneşti alb sau o culoare deschisă (alb-gălbui), dar există şi excepţii. O astfel de excepţie o reprezintă chiar prima ştire scrisă, în care este descris un astfel de steag de pe vremea domnitorului Vlad Vintilă de la Slatina ( ) în care ni se spune că pânza era din mătase roşie pe care era brodată reprezentarea heraldică a stemei: pasăre (cioară?) cu capul conturnat, având o cruce în cioc şi stând pe un pisc de munte. Şi steagul Moldovei, în perioada domniei lui Ştefan cel Mare, era tot roşu, având capul de bour cu stea între coarne şi flancat de soare şi lună. Din aceeaşi perioadă avem şi imaginea steagului domnesc al lui Ştefan în gravura redând bătălia de la Baia din 1467: flamură lungă şi îngustă, având redate benzi verticale paralele cu hampa (fasciile stemei de familie) şi capul de bour pe restul jumătăţii pânzei. După o relatare contemporană, delegaţia marilor boieri şi Măcin, mausoleele şi mormintele sfinte ale lui Sari Saltuk Dede şi Isak Baba au emoţionat pe cei din delegaţie. Emoţionantă a fost şi întâlnirea cu locuitorii de oricine turcă de la Isaccea, care cu mic cu mare au ieşit în întâmpinarea oaspeţilor. La Galaţi, oaspeţii au fost întâmpinaţi la Muzeul de istorie de preşedinta filialei UDTR Galaţi, directorul onorific al Centrului de cercetare, dezvoltare,educaţie şi cultură turcă Gulten Abdula, Directorul Inspectoratului de Cultură Galaţi Nanu Basarab, istoricul şi cercetătorul principal al Muzeului de Istorie Galati Dan Râpă Buicliu şi Directorul Bibliotecii judeţene Galaţi Iordache Ştefan. S-au vizitat muzeele, biblioteca şi Poarta Turcească. Primirea caldă şi dialogul purtat au demonstrat că mai sunt multe lucruri de făcut în comun că nu trebuie să ne cramponăm - Iunie / Haziran 2002 pagina / sayfa 28 iunie, o zi în care cinstim tricolorul ţării noastre, simbolulul unităţii poporului român de pretutindeni. urmare din pag. 5 moldoveni prezenţi la încoronarea lui Henric de Valois ca rege al Poloniei (1574) avea un steag de culoare albastră pe care era redat bourul cu stea între coarne. În jur de 1600, steagul Ţării Româneşti sub domnia lui Mihai Viteazul era alb având pictat un corb ce ţine în cioc o cruce dublă, stând deasupra unei ramuri de ienupăr verde, în timp ce steagul Moldovei sub Ieremia Movilă era roşu, cu bourul având stea între coarne şi flancat de două semilune, pictate galben; marginea steagului era bordisită cu galben şi avea înscris numele şi titulatura voievodului şi data când a fost făcut. Din steagurile datate în secolul al XVII-lea nu s-a mai păstrat nici unul al ţării. În schimb, există un interesant steag domnesc din vremea lui Mihnea al III-lea ( ): pe fondul roşu închis, pictat cu aur, vulturul bicefal bizantin purtând coroană princiară, având ca suporţi doi lei rampanţi, totul încoronat cu o coroană arhiducală susţinută de doi îngeri; la partea superioară a pânzei era scris numele şi titulatura. IO MIHAIL RADU CU MILA LUI DUMNEZEU DOMN AL UNGROVLAHIEI ŞI AL PĂRŢILOR MEGIEŞITE ARHIDUCE Un alt steag domnesc este cel al lui Constantin Brâncoveanu, care este posibil să fi slujit şi ca steag al ţării. Pe o faţă a pânzei era brodată stema Ţării Româneşti flancată de sfinţii împăraţi Constantin şi Elena cu inscripţia: KONSTANTINUS BRANCOVAN, VALACHIAE TRANSALPINAE PRINCEPS, ANNO DOMINI 1698 iar pe cealaltă faţă era scena Botezului Domnului. În perioada domniilor fanariote apar, pentru prima dată, îmbinate pe un steag şi simbolurile heraldice ale celor două principate româneşti; aşa cum este cazul cu steagul din vremea lui Constantin Ipsilanti care, pentru scrută vreme (decembrie 1806-august 1807), a domnit în ambele ţări; mătasea steagului era de culoare albă. Şi steagul folosit de Tudor Vladimirescu în timpul mişcării revoluţionare din 1821 a fost făcut pe modelul steagurilor ostăşeşti ale evului mediu. Pânza, din mătase albă, avea pictată, central, Sfânta Treime, flancată de doi sfinţi militari (Sf.Mucenic Gheorghe şi Sf.Theodor Tiron). Sub Sf.Treime, într-o cunună ovală din frunze de laur, era acvila cruciată a Ţării Româneşti şi, la stânga şi la dreapta stemei, erau scrise, cu litere chirilice versurile: Tot norodul românesc Pe tine te proslăvesc Troiţă de o fiinţă Trimite-mi ajutorinţă. Cu puterea ta cea mare Şi în braţul tău cel tare Nădejde de dreptate Acum să am şi eu parte. Sub stemă era înscrisă data când a fost citită Proclamaţia de la Islaz, socotită ca moment oficial al declanşării mişcării iniţiate de slujerul Tudor Vladimirescu. Pe lângă flamura propriu-zisă sunt de amintiţi şi ciucurii care erau atârnaţi de hampă, sub ogivă; erau trei grupe de ciucuri, fiecare din acestea formate din fire împletite mai lungi, acoperite până la jumătate de fire mai scurte. Fiecare din aceşti ciucuri erau coloraţi bicolor: roşu/albastru, galben/albastru şi galben/roşu, ansamblul lor creând impresia tricolorului. Prima reunire a celor trei culori, ca benzi separate de culoare, ca simbol vexilologic nu al principatului Ţării Româneşti, ci al unităţilor miliţiei pământene şi al navelor comerciale, datează din 1834, pe timpul domniei lui Al.D.Ghica. Benzile erau dispuse pe orizontală, cu fâşia roşie la partea superioară şi cea albastră la partea inferioară. Pe galben, era pictată acvila cruciată, încoronată, ţinând în ghiare un buzdugan şi o spadă, înconjurată de o cunună ovală din frunze de stejar şi laur; în colţuri, erau pictate acvile. Pornindu-se de la Hatişeriful din 1834, prin care sultanul aproba cele trei culori ca simbol vexilologic, adepţii Partidei Naţionale vor vedea în acest tricolor simbolul naţional al tuturor românilor. Fără îndoială că această opţiune a fost puternic influenţată de mişcarea Din activitãþile lunii iunie de trecut ci să vedem în perspectivă, Galaţiul constituind punctul forte în acest domeniu. La Brăila s-a vizitat cimitirul musulman din oraş care este în acelaşi timp cimitirul eroilor turci căzuţi în Primul Război Mondial. S-a păstrat un moment de reculegere şi s-a depus o coroană de flori după care s-a citit un El Fatifa. A urmat vizitarea fostei moschei din centru oraşului Brăila, acum transformată în biserică. Despre istoricul acestui lăcaş de cult se poate lesne citi în prezentarea din interiorul bisericii. Delegatia şi-a propus să revină pentru o perioadă mai lungă. De asemenea au fost încântaţi de ospitalitatea românilor care este la fel cu cea a turcilor. Au fost emoţionaţi de căldura sufletească a acestui popor şi de felul cum conlucrăm în ciuda DRAPELUL ROMÂNIEI Cinstire ei şi tuturor celor care s-au jertfit pentru apărarea fiinţei naţionale greutăţilor care mai există fie din motive economice sau din necunoaştere. Au fost impresionaţi şi au subliniat în repetate rânduri seriozitatea. Poliţiei române care au însoţit permanent delegaţia, predând-o la hotar de judeţ următorului eşalon. Securitatea în România este de înaltă ţinută a ţinut să precizeze preşedintele delegaţiei. Festivalul Oraşelor Înfrăţite În perioada iunie, la sugestia primăriei şi a Consiliului Local Constanţa s-a desfăşurat pe litoralul românesc, Mamaia, I Festival al oraşelor înfrăţite. Au participat delegaţi din cadrul primăriilor din oraşele înfrăţite, agenţi economici din oraşele respective însoţiţi de ansambluri artistice. În cadrul festivalului reprezentanţi aparţinând comunităţilor etnice din Constanţa au prezentat la naţională pe care noile forţe politce ale burgheziei o promovau în întreaga Europă, modelul vexilologic fiind cel francez: albastru, alb, roşu. După acest model, Belgia adoptă, la proclamarea independenţei sale, steagul negru, galben, roşu; revoluţionarii italieni - şi apoi statul italian - verde, alb, roşu etc. În aceeaşi perioadă, a domniilor Regulamentare, în Moldova, domnitorul Mihail Sturdza împarte şi el drapele şi stindarde noilor unităţi ale miliţiei pământene. Culorile unităţilor militare moldovene sunt bicolore: pe pânza albastră sunt plasate la colţuri pătrate roşii. Pe aversul pânzei, în centru, era bourul moldovenesc cu stea între coarne şi coroana princiară, în timp ce pe revers era pictat Sf.Gheorghe călare, ucigând balaurul; pe pătratele roşii era monograma domnitorului, M. De notat că nici în această perioadă nu s-a ajuns încă la instituirea unui steag al statului, principalul steag al ţării fiind cel al domnitorului. Steagul domnesc al lui Gheorghe Bibescu ( ) era confecţionat din mătase roşie având marginile brodate cu flori de aur; central, un scut, timbrat cu coroana princiară, în care este acvila cruciată, scutul fiind susţinut de doi lei rampanţi; în spatele scutului sunt încrucişate o spadă şi un buzdugan, iar totul este plasat deasupra unei panoplii formate din steaguri, arme, ţevi de tun, tobe şi ghiulele. Pe reversul steagului este pictat Sf.Gheorghe călare, omorând balaurul. În contextul revoluţionar al anului 1848, cu arborarea noilor drapele tricolore ca simboluri a unor state naţionale, şi revoluţionarii români, aflaţi la Paris la izbucnirea revoluţiei, vor arbora drapelul albastru, galben, roşu, cu albastru la hampă. Aşa va fi şi consfinţit, ca drapel naţional, prin Decretul nr.252 al guvernului provizoriu de la Bucureşti, deşi, iniţial, apăruseră drapele tricolore cu benzile dispuse pe orizontală, aşa cum fuseseră ele arborate de revoluţionarii români din Ardeal la Adunarea Naţională de la Blaj din 26 aprilie. Nu ştim motivul pentru care ardelenii au ales dispunerea culorilor pe orizontală; este posibil să fi fost un mimetism după tricolorul verde, alb, roşu al revoluţionarilor maghiari. Ar mai fi de notat că, iniţial, tricolorul românilor ardeleni a fost albastru, alb, roşu, cu benzile pe orizontală, pe alb fiind scris cu auriu VIRTUS ROMANA REDIVIVA (Virtutea romană reînviată). În decursul revoluţiei însă, treptat, toate drapelele românilor vor înlocui albul cu galben. Ca drapel naţional, tricolorul se impune în 1859, odată cu dubla alegere a lui Alexandru Ioan Cuza, dar în varianta dispunerii orizontale a benzilor de culoare. Primul steag din 1859, aflat în uz până în 1862, a avut fâşia albastră plasată sus, apoi, în a doua perioadă a domniei lui Cuza, fâşia roşie a fost dispusă la partea superioară. Odată cu venirea domnitorului Carol I, din 1867, atât steagul ţării cât şi drapelele şi stindardele unităţilor militare vor avea benzile dispuse pe verticală, cu albastru lângă hampă. România se alinia astfel regulilor vexilologice europene pentru steaguri tricolore care au, toate, banda de culoarea cea mai închisă, culoarea rece, lângă hampă. Trebuie făcută precizarea că între steagul naţional şi drapelele unităţilor militare au existat întotdeauna şi peste tot în lume diferenţe. La noi, drapelele militare au avut redată stema ţării pe centru şi în colţuri sigla suveranului, pe când steagurile naţionale, începând din 1872 când aceste aspecte sunt legiferate, nu. În 1948, regimul comunist, pentru a încerca să îndepărteze cât mai mult din tot ce a însemnat tradiţia naţională, a înlocuit nu numai stema ţării, rezultată din îmbinarea elementelor heraldice tradiţionale, cu una nouă, de sorginte sovietică, dar a şi plantat această nouă stemă pe tricolorul naţional. În decembrie 1989, oamenii au rupt simbolul comunismului de pe steag şi s-a revenit la ceea ce fusese steagul României din 1872 până în rîndul lor cîte un scurt program artistic. Din păcate Istanbulul nu a putut veni, dar formaţiile din cadrul Uniunii noastre au suplinit foarte bine acest lucru. U.D.T.R. a prezentat un colaj de versuri, cântec şi dans, un dar oferit celor două oraşe înfrăţite. Corul de doamne Mehtap şi grupul de copii Fidanlar au încântat auditoriul prin unitatea programului, mesajul oferit şi ţinută artistică. Piesele prezentate, poeziile Köstence şi Canım Istanbul, prezenţa în decor a lui Mustafa Kemal Atatürk şi Nicolae Titulesu, cele două hărţi îmbrăcate în steagurile ţărilor respective îngemănate în marea horă a oamenilor, totul a fost un mesaj de pace şi frăţietate. Pentru întreg programul prezentat s-au primit aplauze, felicitări de mulţumire. Nu vom uita niciodată pe tinerii azeri aflaţi la studii în România care, în ciuda orei înaintate au fost alături de noi în fiecare seară susţinându-ne şi bucurându-se cu noi. DIRECTOR NUREDIN IBRAM Redactor coordonator Abdula Gülten Colectiv redacþional : Murat Asan - secretar de redacþie Iomer Subihan Ervin Ibraim Ilmia Suliman Adresele de corespondenþã: Constanþa, B-dul Tomis nr. 99, bl. S0 ap. 3 Tel./Fax Galaþi, Micro 20, str. Oþelarilor, bl. K ap. 134 Tel hakses@1a.ro Tehnoredactare computerizatã în sediul U.D.T.R. Tehnoredactor: Fârtat Cicero Tiparul executat de : s.c. Adco Star s.r.l. Constanþa I.S.S.N

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

YARATILIŞ MİTLERİ DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

YARATILIŞ MİTLERİ DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 YARATILIŞ MİTLERİ DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Yaratılış Mitleri Orta Asya ve Sibirya da yaşayan Türk toplulukları arasında yaygın olarak anlatılan efsaneler yaratılış mitlerini oluşturmaktadır. Daha çok Altay

Detaylı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?

Detaylı

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Hayatımızın en değerli varlığıdır anneler. O halde onlara verdiğimiz hediyelerinde manevi bir değeri olmalıdır. Anneler için hediyenin maddi değeri değil

Detaylı

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR 3. B A S I M Çocuklarla İlgili Her Türlü Faaliyette, Çocuğun Temel Yararı, Önceliklidir! 2 Süleyman Bulut Anne Ben Yapabilirim 4 Süleyman

Detaylı

PİNOKYO EĞİTİM KURUMLARI MART AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI 1. HAFTA

PİNOKYO EĞİTİM KURUMLARI MART AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI 1. HAFTA 1. HAFTA TARİH : 01 MART 2016 04 MART 2016 KONU : YEŞİLAY 1- Yeşilay nedir? Ne işe yara? Faaliyetleri nelerdir? Nefes akciğer yapalım. Vücudumuzu 2- Sigara ve alkolün zararlarını hep birlikte öğrenelim

Detaylı

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları RAPUNZEL Bir zamanlar bir kadınla kocasının çocukları yokmuş ve çocuk sahibi olmayı çok istiyorlarmış. Gel zaman git zaman kadın sonunda bir bebek beklediğini fark etmiş. Bir gün pncereden komşu evin bahçesindeki

Detaylı

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΕΘΝΙΚΗΣ ΠΑΙ ΕΙΑΣ ΚΑΙ ΘΡΗΣΚΕΥΜΑΤΩΝ ΚΡΑΤΙΚΟ ΠΙΣΤΟΠΟΙΗΤΙΚΟ ΓΛΩΣΣΟΜΑΘΕΙΑΣ Milli Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı Devlet Dil Sertifikası DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM

Detaylı

01-05 MAYIS OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALAR OKULA GETİRECEKLERİMİZ. PAZARTESİ Emek ve Dayanışma Günü dolayısı ile okulumuz 1 gün tatil edilmiştir.

01-05 MAYIS OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALAR OKULA GETİRECEKLERİMİZ. PAZARTESİ Emek ve Dayanışma Günü dolayısı ile okulumuz 1 gün tatil edilmiştir. MAYIS 2017 BÜLTENİ 01-05 MAYIS OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALAR OKULA GETİRECEKLERİMİZ PAZARTESİ Emek ve Dayanışma Günü dolayısı ile okulumuz 1 gün tatil edilmiştir. SALI Çiftçi çukurda oyunu oynuyoruz. Çamurlara

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ : 2014 2015 Μάθημα : Τουρκικά Επίπεδο : Ε1 Διάρκεια : 2 ώρες

Detaylı

YAPACAĞIMIZ SANAT ETKİNLİKLERİ

YAPACAĞIMIZ SANAT ETKİNLİKLERİ KONULAR VE FAALİYETLER ATATÜRK VE ATATÜRKÇÜLÜK Bu ünitede ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ün hangi şehirde doğduğunu, evini, annesinin ve babasının adlarını, soyadının neden olmadığını, ilk adının Mustafa

Detaylı

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş? ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok Benim adım Deniz. 7 yaşındayım. Bu hafta sonu annem ve babamla birlikte kampa gittik. Kampa

Detaylı

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktin soğuk geciktim kış geciktiniz kış mevsiminde uç, sınır, son, limit bulunuyor/bulunur

Detaylı

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin Bir bahar günü. Doğa en canlı renklerine büründü bürünecek. Coşku görülmeye değer. Baharda okul bahçesi daha bir görülmeye değer. Kıpır kıpır hareketlilik sanki çocukların ruhundan dağılıyor çevreye. Biz

Detaylı

HAYAT BİLGİSİ HAFTA SONU ÖDEVİ ADI SOYADI:

HAYAT BİLGİSİ HAFTA SONU ÖDEVİ ADI SOYADI: HAYAT BİLGİSİ HAFTA SONU ÖDEVİ ADI SOYADI: 09.04.2010 1. Vücudumuzdaki şeker oranını aşağıdaki organlarımızdan hangisi ayarlar? A) Kalp B) Böbrek C) Karaciğer 2. Sağlıklı bir yaşam için en önemli seçenek

Detaylı

2. ROBOT YARIŞMASI VE ÖDÜL TÖRENİ YOĞUN KATILIMLA BESYO SPOR SALONUNDA YAPILDI

2. ROBOT YARIŞMASI VE ÖDÜL TÖRENİ YOĞUN KATILIMLA BESYO SPOR SALONUNDA YAPILDI 2. ROBOT YARIŞMASI VE ÖDÜL TÖRENİ YOĞUN KATILIMLA BESYO SPOR SALONUNDA YAPILDI Ordu Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulunun organize ettiği, bu yıl Çizgi İzleyen Robot ve Sumo Robot olmak üzere

Detaylı

Ö. Ç. BİLFEN ANAOKULU 6 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI

Ö. Ç. BİLFEN ANAOKULU 6 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI 03.11.2014 PAZARTESİ Ö. Ç. BİLFEN ANAOKULU 6 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI SERBEST ZAMAN ETKİNLİĞİ: Çocuklarla selamlaşıldı. Müzik eşliğinde öğretmenin yönergelerine uygun ısınma hareketleri yapıldı.

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

Einstufungstest / Seviye tespit sınavı

Einstufungstest / Seviye tespit sınavı Einstufungstest / Seviye tespit sınavı Dil: Türkçe Seviye: A1/A2 1. Günaydın, benim adım Lavin, soyadım Çeşme. (a) Günaydın ben adım Lavin, soyadım Çeşme. Günaydın benim ad Lavin, soyad Çeşme. 2. Ben doktorum,

Detaylı

A2 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: PASAPORT NO:

A2 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: PASAPORT NO: A2 DÜZEYİ ADI SOYADI: PASAPORT NO: NOT OKUMA 1 KARADENİZ TURU Metin Bey: Merhaba! Görevli: Merhaba efendim, buyurun! Nasıl yardımcı.(1)? Metin Bey: Ben bu yaz ailem ile bir tura çıkmak istiyorum. Bana

Detaylı

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU MENEKŞELER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU MENEKŞELER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU MENEKŞELER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR İnsan Hakları ve Demokrasi Haftası (10 Aralık ) Yerli Malı Haftası (12-19 Aralık) Yeni Yıl (31 Aralık-1 Ocak)

Detaylı

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ 5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ HAZIRLIK SINIFI EKİM AYI ŞARKILARIMIZ OKULUMA BAŞLADIM BİR DÜNYA BIRAKIN SONBAHARIN SESLERİ SEVİMLİDİR HAYVANLAR HOŞ GELİŞLER OLA Her gün erken kalkarım Önce yüzümü

Detaylı

5. SINIF TÜRKÇE NOKTALAMA İŞARETLERİ TESTİ

5. SINIF TÜRKÇE NOKTALAMA İŞARETLERİ TESTİ 1- Bir gün Nasreddin Hoca şehre gelip bir arkadaşıyla birlikte handa kalmış ( ) Gece yarısı arkadaşı sormuş ( ) ( ) Hocam ( ) uyudunuz mu ( ) ( ) Buyurun bir şey mi var ( ) ( ) Biraz borç para isteyecektim

Detaylı

&[1Ô A w - ' ",,,, . CiN. ALl'NIN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Rasim KAYGUSUZ

&[1Ô A w - ' ,,,, . CiN. ALl'NIN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Rasim KAYGUSUZ .... CiN. ALl'NIN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI 1 - Cin Ali'nin Atı 2 - Cin Ali'nin Topu 3 - Cin Ali'nin Topacı 4 - Cin Ali'nin Karagözlü Kuzusu 5 - Cin Ali'nin Oyuncakları 6 - Cin Ali Okula Başlıyor

Detaylı

PROTOCOLUL ŞEDINŢEI COMISIEI MIXTE MOLDO-TURCE PRIVIND TRANSPORTUL AUTO INTERNAŢIONAL

PROTOCOLUL ŞEDINŢEI COMISIEI MIXTE MOLDO-TURCE PRIVIND TRANSPORTUL AUTO INTERNAŢIONAL I ; PROTOCOLUL ŞEDINŢEI COMISIEI MIXTE MOLDO-TURCE PRIVIND TRANSPORTUL AUTO INTERNAŢIONAL In conformitate cu Articolul 7 al Acordului cu privire la transportul auto internaţional între Guvernul Republicii

Detaylı

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular hazır olun düşüyoruz diyor. Düşüyoruz ama ben dâhil

Detaylı

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. TATÍLDE Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. Ízin zamanı yaklaşırken içimizi bir sevinç kaplar.íşte bu yıl da hazırlıklarımızı tamamladık. Valizlerimizi

Detaylı

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir. Hiçbir müzisyen, bülbülün ötüşünden daha güzel bir şarkı söyleyemez. Bütün bu güzel şeyleri Allah yapar ve yaratır. Allah ın güzel isimlerinden biri de HAMÎD dir. HAMÎD, övülmeye, hamd edilmeye, şükür

Detaylı

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI Hafta Sonu Ev Çalışması YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI Zaman adlı ölümsüz bir dev vardı. Bir gün Zaman, Yıl Dede'yi dört kızıyla birlikte yeryüzüne indirdi. Kızlar, yeryüzünü çok sevdiler. Hepsi bir yana dağılıp

Detaylı

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe

BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe BARIŞ BIÇAKÇI 1966 da Adana da doğdu. Hüseyin Kıyar ve Yavuz Sarıalioğlu ile birlikte Ocak 1994 ve Ekim 1997 de iki şiir kitabı yayımladı. İletişim Yayınları nca

Detaylı

Ö.Ç BİLFEN OKULLARI GÜNLÜK EĞİTİM PROĞRAMI 6YAŞ 20.EKİM.PAZARTESİ-25.EKİM.CUMA

Ö.Ç BİLFEN OKULLARI GÜNLÜK EĞİTİM PROĞRAMI 6YAŞ 20.EKİM.PAZARTESİ-25.EKİM.CUMA 20.10.2014 PAZARTESİ Ö.Ç BİLFEN OKULLARI GÜNLÜK EĞİTİM PROĞRAMI 6YAŞ 20.EKİM.PAZARTESİ-25.EKİM.CUMA Türkçe Dil Etkinliği: Sağlıklı olmak için neler yapıyoruz? Nasıl sağlıklı olabiliriz? Soruları sorularak

Detaylı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF.DR. MUSTAFA KİBAR DAN ÖNEMLİ BİR PROJE DAHA

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF.DR. MUSTAFA KİBAR DAN ÖNEMLİ BİR PROJE DAHA ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF.DR. MUSTAFA KİBAR DAN ÖNEMLİ BİR PROJE DAHA Merhaba. Bugünkü yazımda Adana Çukurova Üniversitesinden bahsedeceğim. Belki de; başlığı okuyanlar, Adana daki projeden bize

Detaylı

KARAR Tıp Fakültesi Dekanlığı nın tarih ve 1112 sayılı yazısı görüşüldü.

KARAR Tıp Fakültesi Dekanlığı nın tarih ve 1112 sayılı yazısı görüşüldü. T.C. GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ SENATO KARARLARI KARAR TARİHİ OTURUM NO KARAR SAYISI Üniversitemiz Senatosu Rektör Prof. Dr. Mustafa ŞAHİN başkanlığında toplandı. KARAR 05.01- Koyulhisar Kaymakamlığı nın

Detaylı

LanguageCert AÜ TÖMER A2 TürkYet (Konuşma) Örnek Sınav 1

LanguageCert AÜ TÖMER A2 TürkYet (Konuşma) Örnek Sınav 1 LanguageCert AÜ TÖMER A2 TürkYet (Konuşma) Örnek Sınav 1 Gözetmen için açıklamalar Sınav Süresi : 9 dakika A = Aday G = Gözetmen Birinci Bölüm Süre: 2 dakika KAYIT CİHAZINIZI KONTROL EDİNİZ. G A G A :LanguageCert

Detaylı

BAHARA MERHABA. H. İlker DURU NİSAN 2017 İLKOKUL BÜLTENİ

BAHARA MERHABA. H. İlker DURU NİSAN 2017 İLKOKUL BÜLTENİ BAHARA MERHABA Toprağın ve suyun güneşle buluştuğu, doğanın canlandığı, aydınlık ve sıcak günlere kavuştuğumuz güzel bahar aylarına merhaba dedik. Baharın verdiği canlılık ve heyecanla eğitim- öğretim

Detaylı

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL TOPLANTI DÜZENLEMEVE DESTEKLEME İLKELERİ YÖNERGESİ

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL TOPLANTI DÜZENLEMEVE DESTEKLEME İLKELERİ YÖNERGESİ BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL TOPLANTI DÜZENLEMEVE DESTEKLEME İLKELERİ YÖNERGESİ Amaç Madde 1- Başkent Üniversitesinin Fakülte, Meslek Yüksekokulu, Konservatuvar, Enstitü ve Merkezler gibi akademik birimleri

Detaylı

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Üstüne, günlerin yorgunluðu çökmüþtü. Bunu ancak oyunla atabilirdi. Caný oyundan

Detaylı

ÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ

ÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ ÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ -Okul nedir? Okulumuzu tanıyoruz.okulumuzun bölümlerini tanıyoruz. -Okulda kimler çalışır ve ne iş yaparlar öğreniyoruz.

Detaylı

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ 6 (ΕΞΙ) ΣΕΛΙΔΕΣ

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ 6 (ΕΞΙ) ΣΕΛΙΔΕΣ ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΜΑΘΗΜΑ: ΤΟΥΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: A ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ:

Detaylı

Îţi dorim mult succes!

Îţi dorim mult succes! Raionul MINISTERUL EDUCŢIEI L REPUBLICII MOLDOV GENŢI NŢIONLĂ PENTRU CURRICULUM ŞI EVLURE Localitatea Instituţia de învăţămînt Numele, prenumele elevului TESTUL Nr. LIMB TURCĂ TEST PENTRU EXERSRE CICLUL

Detaylı

2. Sınıf Cümle Oluşturma Cümle Bilgisi

2. Sınıf Cümle Oluşturma Cümle Bilgisi Penguenler Güney Kutup Bölgesi'nde yaşayan penguenler çok soğuk ve dondurucu olan kutuplarda rahatlıkla yaşayabilirler. Bunu sağlayan, penguenlerin derisinin altında bulunan kalın yağ tabakasıdır. Bu tabaka,

Detaylı

Îţi dorim mult succes!

Îţi dorim mult succes! MINISTERUL EDUCŢIEI L REPUBLICII MOLDOV Numele: Prenumele: Patronimicul: Instituţia de învăţămînt: Localitatea: genţia de sigurare a Calităţii Raionul / Municipiul: LIMB TURCĂ PRETESTRE EXMENUL DE BSOLVIRE

Detaylı

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127 KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127 Düzenleyen Administrator Salý, 15 Haziran 2010 Mersin Gazetesi KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127 YAZIK Abidin GÜNEYLÝ-Mersin Küfürün adýný günah koymuþlar Etsem bana yazýk etmesem

Detaylı

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi. Marifetli Çocuk Üç kadın ellerinde sepetleriyle pazardan dönüyorlardı. Dinlenmek için yolun kenarındaki kanepeye oturdular. Çocukları hakkında sohbet etmeye başladılar. Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli

Detaylı

T.C. EBELİK, LİSANS PROGRAMI, (ÖRGÜN ÖĞRETİM) EBELİK, LİSANS PROGRAMI, (ÖRGÜN ÖĞRETİM)

T.C. EBELİK, LİSANS PROGRAMI, (ÖRGÜN ÖĞRETİM) EBELİK, LİSANS PROGRAMI, (ÖRGÜN ÖĞRETİM) T.C. Sıra No Aday No Kimlik No Ad Soyad Lisans Lisans Puanı Mülakat Puanı Nihai Ortalama BHP EBELİK, TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI, (İKİNCİ (* Bu programda mülakat sınavını kazanan öğrenci sayısı 7'nin

Detaylı

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim Sohbetler *Tatilde neler yaptık? *Hava nedir? Hangi duyu organımızla hissederiz? *Tatildeyken hava nasıl değişimler oldu? *Müzik dendiğinde

Detaylı

KARAR Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı nın tarih ve sayılı yazısı görüşüldü.

KARAR Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı nın tarih ve sayılı yazısı görüşüldü. T.C. GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ SENATO KARARLARI KARAR TARİHİ OTURUM NO KARAR SAYISI 11.03.2016 03 01-33 Üniversitemiz Senatosu Rektör Prof. Dr. Mustafa ŞAHİN başkanlığında toplandı. KARAR 03.01-Strateji

Detaylı

HİZMETİÇİ EĞİTİM KOORDİNATÖRLÜĞÜ

HİZMETİÇİ EĞİTİM KOORDİNATÖRLÜĞÜ 1 Rektör kim tarafından atanır? a) Cumhurbaşkanı. b) Yükseköğretim Kurulu c) Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı d) Mütevelli Heyet 2 Rektörün görev süresi kaç yıldır? 3 Rektör adaylarını kim önerir? a)

Detaylı

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR İnsan Hakları ve Demokrasi Haftası Yerli Malı Haftası Yeni yıl (31 Aralık-1 Ocak) GÜNE BAŞLAMA ETKİNLİKLERİ Oyun

Detaylı

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1

2. Sınıf Kazanım Değerlendirme Testi -1 by Mehmet- omeruslu06 1 3. Bayrağımızdaki hangi renk daha fazladır? 1. Sınıfımızdaki arkadaşlarımızın her siyah A. B. kırmızı birinin farklı güçlü yanları var. Mesela, Elif. Çizdiği resimleri Ahmet beyaz

Detaylı

T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SENATO KARARLARI

T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SENATO KARARLARI T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SENATO KARARLARI Tarih : 20 Eylül 2016 Toplantı Sayısı : 11 Karar:1 Üniversitemiz ile Adana Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüleri Makine Mühendisliği Anabilim

Detaylı

KARAR Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı nın tarih ve 938 sayılı yazısı görüşüldü.

KARAR Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı nın tarih ve 938 sayılı yazısı görüşüldü. T.C. GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ SENATO KARARLARI KARAR TARİHİ OTURUM NO KARAR SAYISI Üniversitemiz Senatosu Rektör Prof. Dr. Mustafa ŞAHİN başkanlığında toplandı. KARAR 05.01- Sağlık Kültür ve Spor Daire

Detaylı

EKİM AYINDA NELER ÖĞRENECEĞİZ?

EKİM AYINDA NELER ÖĞRENECEĞİZ? 2017-2018 EKİM AYI 5-6 YAŞ PLANI EKİM AYINDA NELER ÖĞRENECEĞİZ?.HAFTA: EVİMİZ VE AİLEMİZ Evi izi Evi izi eşyaları ı ta ıyalı. Ailemizde kimler var. Çekirdek aile ve ge iş aileyi ta ıyalı. ölü leri i ta

Detaylı

GÜL-AY Basın-Meslek İlkelerine Uyar. Yazı ve ilanlar imza sahiplerine aittir. Köşe yazılarına ücret ödenmez. Makalelerinden kendileri sorumludur.

GÜL-AY Basın-Meslek İlkelerine Uyar. Yazı ve ilanlar imza sahiplerine aittir. Köşe yazılarına ücret ödenmez. Makalelerinden kendileri sorumludur. 06 EKİM 2014 REKLAM HABERLER Gül-Ay - Sayfa 3 06 EKİM 2014 Gül-Ay - Sayfa 5 HABERLER Erdemli de üzüm festivali yapıldı Erdemli'ye bağlı Üzümlü köyünde Üzüm festivali yapıldı. Erdemli Belediyesi tarafından

Detaylı

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK Ceylan Işık, Hacettepe Türkçe Öğretmenliği Biliyor musunuz, ben bir çocuğun kalbine dokundum? Hatta bir değil birçok çocuğun kalbine dokundum. Onların sadece ellerine, yüzlerine

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI T105004 ADI SOYADI NOSU UYRUĞU SINAV TARİHİ ÖĞRENCİNİN BÖLÜM Okuma Dinleme Yazma Karşılıklı Konuşma Sözlü Anlatım TOPLAM

Detaylı

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI. Nİsan AYI BÜLTENİ. Sevgİ Kİlİmlerİmİz

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI. Nİsan AYI BÜLTENİ. Sevgİ Kİlİmlerİmİz ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI Nİsan AYI BÜLTENİ Sevgİ Kİlİmlerİmİz BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR Dünya Kitap Günü (23 Nisan gününü içine alan hafta) Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı (23 Nisan)

Detaylı

Doğum Yeri 2,2 4,4 2,2 4,4 4,4 2,2 2,2 2,2 28,8 2,2 6,6 17,7 4,4 4,4 2,2

Doğum Yeri 2,2 4,4 2,2 4,4 4,4 2,2 2,2 2,2 28,8 2,2 6,6 17,7 4,4 4,4 2,2 Doğum Yeri Katılımcıların doğum yerlerine bakıldığında üçte birine yakınının (%28,8) İzmir doğumlu olduğu görülmüştür. İzmirlileri, Kars doğumlular (%17,7) ve Kütahya doğumlular (6,6) izlerken diğer katılımcıların

Detaylı

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΠΡΟΦΟΡΙΚΟ ΛΟΓΟ (70005Γ) DİNLEME İSTEKLER (9) Metinleri dinleyelim

Detaylı

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN!

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN! MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN! Sağlıklı olan ne varsa yaparım. Zararlı olan her şeyle savaşırım. Kötülerin düşmanı, iyilerin dostuyum. Zor durumda kaldığınızda İmdaat! diye beni çağırabilirsiniz. Sesinizi

Detaylı

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ VAKFI ADIGÜZEL ANAOKULU GÖKYÜZÜ SINIFI KASIM AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ VAKFI ADIGÜZEL ANAOKULU GÖKYÜZÜ SINIFI KASIM AYI KAVRAM VE ŞARKILAR RENKLER Ben bir küçük ressamım Pembe sarı boyarım Yeşil yeşil ormanlar Mavi mavi denizler Turuncudur portakal Gökte sarı güneş var Fırça kalem ve kağıt Olmazsa resim olmaz Reklerle oynamaktan Hiç bir çocuk

Detaylı

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi ARILAR GRUBU KASIM 2018 EĞİTİM BÜLTENİ 10 KASIM 10 kasım 10 kasım 10 kasım benim en büyük yasım Sen yüreğimde sen damarımda Sonsuzluğa akan kansın Yurdumu

Detaylı

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir?

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir? 3 YAŞ AYIN TEMASI Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar? İskelet sistemi nedir? Ne işe yarar? Aile ve aileyi

Detaylı

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΕΛΙΚΕ ΕΝΙΑΙΕ ΓΡΑΠΣΕ ΕΞΕΣΑΕΙ ΥΟΛΙΚΗ ΥΡΟΝΙΑ: 2012-2013 Μάθημα: Σοσρκικά

Detaylı

AFYONKARAHİSAR REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜ

AFYONKARAHİSAR REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜ SINAVA 5 KALA ADAYLARA ÖNERİLER SINAVA HAZIRLIK STRATEJİLERİ SEMİNERLERİ GEREĞİ HAZIRLANMIŞTIR Gideceği limanı bilmeyene hiçbir rüzgârdan hayır gelmez. BİR BALIKÇI OLSAYSINIZ İNANIN O PAZAR SİZİN İÇİN

Detaylı

KÜÇÜKÇEKMECE BELEDİYESİ OKULLAR ARASI ÖDÜLLÜ YARIŞMALAR

KÜÇÜKÇEKMECE BELEDİYESİ OKULLAR ARASI ÖDÜLLÜ YARIŞMALAR KÜÇÜKÇEKMECE BELEDİYESİ 2016-2017 OKULLAR ARASI ÖDÜLLÜ YARIŞMALAR YARIŞMALARIMIZ Güzel Şiir Okuma Yarışması Şehitler Ölmez Konulu Resim Yarışması Kainatın Efendisi Peygamber Efendimiz (SAS) Konulu Kompozisyon

Detaylı

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR ANNEM ANNEM Annem annem canım annem, Gönlüm senle kalbim senle Canım annem gülüm annem Dünyam sensin benim bir tanem.. Biliyorum elbet bir gün gelecek Bir başka bebekte bana annem diyecek Bende hep iyi

Detaylı

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN!

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN! MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN! Sağlıklı ve faydalı olan ne varsa yaparım. Zararlı olan her şeyle savaşırım. Kötülerin düşmanı, iyilerin dostuyum. Zor durumda kaldığınızda İmdaat! diye beni çağırabilirsiniz.

Detaylı

3 YAŞ EKİM AYI TEMASI

3 YAŞ EKİM AYI TEMASI 3 YAŞ EKİM AYI TEMASI Mevsimlerden sonbaharı öğreniyoruz. Çiftlikte yaşayan hayvanları öğreniyoruz. Sebze ve meyvelerin bize faydalarını öğreniyoruz. Cumhuriyet nedir? Öğreniyoruz. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı

Detaylı

ÖZEL KOCAELİ MARMARA ANAOKULU İLKOKULU AKADEMİK TAKVİM KOCAELİ PRIVATE MARMARA KINDERGARTEN PRIMARY SCHOOL ACADEMIC CALENDAR

ÖZEL KOCAELİ MARMARA ANAOKULU İLKOKULU AKADEMİK TAKVİM KOCAELİ PRIVATE MARMARA KINDERGARTEN PRIMARY SCHOOL ACADEMIC CALENDAR ÖZEL KOCAELİ MARMARA ANAOKULU İLKOKULU 2018 2019 AKADEMİK TAKVİM KOCAELİ PRIVATE MARMARA KINDERGARTEN PRIMARY SCHOOL 2018 2019 ACADEMIC CALENDAR AĞUSTOS 2018 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 * MEK

Detaylı

O KOLTUĞA GALİP HOCA YAKIŞIR!

O KOLTUĞA GALİP HOCA YAKIŞIR! 11.11.2014 Salı İzmir Basın Gündemi O KOLTUĞA GALİP HOCA YAKIŞIR! Kazım Erkmen Daha dün gibi hatırlıyorum, İzmirlilerin Yeşilyurt Devlet Hastanesi diye bildikleri o Hatay daki hastanenin Başhekimliği ne

Detaylı

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.

Detaylı

ÖZEL EFDAL GÖZTEPE ANAOKULU DENİZYILDIZI GRUBU MAYIS AYI BÜLTENİ

ÖZEL EFDAL GÖZTEPE ANAOKULU DENİZYILDIZI GRUBU MAYIS AYI BÜLTENİ ÖZEL EFDAL GÖZTEPE ANAOKULU DENİZYILDIZI GRUBU MAYIS AYI BÜLTENİ 2015 MAYIS AYINDA NELER ÖĞRENDİK? Taşıtlar konusunda neler bildiğimizi akıl haritasında resimledik. Trafik kurallarını ve işaretlerini öğrendik.

Detaylı

Türkiye nin köklü şirketlerinden PET HOLDİNG 40 yaşında

Türkiye nin köklü şirketlerinden PET HOLDİNG 40 yaşında Türkiye nin köklü şirketlerinden PET HOLDİNG 40 yaşında 23 Nisan 2014 Çarşamba 17:23 Devremülk Turizm inden Sağlık Turizm ine, madencilik ve mermerden gayrimenkule kadar farklı alanlarda faaliyet gösteren

Detaylı

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. ANKET SONUÇLARI Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. Bu anket, çoğunluğu Ankara Kemal Yurtbilir İşitme Engelliler Meslek Lisesi öğrencisi olmak üzere toplam 130 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya

Detaylı

Defne Öztürk: Atatürk ün herkes mutlu ve özgür olsun diye hediye ettiği bayramdır.

Defne Öztürk: Atatürk ün herkes mutlu ve özgür olsun diye hediye ettiği bayramdır. 30.10.2015 DENİZATI ndan Herkese Merhaba! Haftanın ilk günü sohbet saatimizde herkes hafta sonu neler yaptığını anlattı. Duvarda asılı olan Atatürk resimlerine dikkat çeken öğretmenimiz onu neden asmış

Detaylı

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ Kendinizden biraz bahseder misiniz? -1969 yılında Elazığ'da dünyaya geldim. İlk orta ve liseyi orada okudum. Daha sonra üniversiteyi Van 100.yıl Üniversitesi'nde okudum. Liseyi

Detaylı

Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ DÜŞÜNEN ÇOCUKLAR EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ

Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ DÜŞÜNEN ÇOCUKLAR EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ DÜŞÜNEN ÇOCUKLAR EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ GÜNLER EYLÜL-2017 EKİM-2017 KASIM-2017 ARALIK-2017 Pazartesi 4 11 18 25 2 9 16 23 30 6 13 20 27 4 11 18

Detaylı

Hırkatepe Köyü-Beypazarı (30 Kasım 2008) Yazan ve fotoğraflayan: Hüseyin Sarı

Hırkatepe Köyü-Beypazarı (30 Kasım 2008) Yazan ve fotoğraflayan: Hüseyin Sarı Hırkatepe Köyü-Beypazarı (30 Kasım 2008) Yazan ve fotoğraflayan: Hüseyin Sarı 30 Kasım 2008 Pazar günü, Ahmet Bozkurt un öncülüğünde Fotoğraf Sanatı Kurumu nun organize ettiği Beypazarı Köyleri fotoğraf

Detaylı

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU, İLKOKULU VE ORTAOKULU 2012-2013 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 35.VELİ BÜLTENİ

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU, İLKOKULU VE ORTAOKULU 2012-2013 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 35.VELİ BÜLTENİ İTÜ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU, İLKOKULU VE ORTAOKULU 2012-2013 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 35.VELİ BÜLTENİ 1 Değerli Velimiz, Geçtiğimiz hafta sonunda 2-6.sınıflardaki öğrencilerimizin

Detaylı

5 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar?

5 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar? 5 YAŞ AYIN TEMASI Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar? İskelet sistemi nedir? Ne işe yarar? Aile nedir? Aileyi oluşturan bireylerin

Detaylı

YÜKSEL ÖZDEMİR. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.10.2007. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

YÜKSEL ÖZDEMİR. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.10.2007. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 11.10.2007 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

2.8 milyon TL harcanarak 8 ayda tamamlanan Alucra Turan Bulutçu Meslek Yüksek Okulu (MYO) binasının açılışı Kültür Bakanı Ertuğrul GÜNAY yaptı.

2.8 milyon TL harcanarak 8 ayda tamamlanan Alucra Turan Bulutçu Meslek Yüksek Okulu (MYO) binasının açılışı Kültür Bakanı Ertuğrul GÜNAY yaptı. 2.8 milyon TL harcanarak 8 ayda tamamlanan Alucra Turan Bulutçu Meslek Yüksek Okulu (MYO) binasının açılışı Kültür Bakanı Ertuğrul GÜNAY yaptı. Binanın açılış törenine Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul

Detaylı

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU Nereden geliyor bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme isteğim? Kim verdi düşünce deryalarında özgürce dolaşmamı sağlayacak özgüven küreklerimi? Bazen,

Detaylı

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

Bir başka ifadeyle sadece Allah ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!.. BABAN GELİRSE ÇAĞIR BENİ OĞUL.. Çanakkale destanının 99. yıl dönümünü yaşadığımız günlere saatler kala yine bir Çanakkale k ahramanının hikayesiyle karşınızdayım.. Değerli okuyucular; Hak için, Hakikat

Detaylı

PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ

PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ PROF. DR. YUSUF VARDAR -MÖTBE- KÜLTÜR MERKEZİ 03 Aralık, Pazartesi, 13:30 TÖREN Minik Sporcular Projesi Ödül Töreni ve Dünya Engelliler Günü Atatürk Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu 06 Aralık, Perşembe,

Detaylı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen Yayın no: 168 SAYGI VE HÜRMET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 18 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu

Detaylı

EYLÜL 2014/2015 ANASINIFI BÜLTENİ. Eylül 2014 Bülten

EYLÜL 2014/2015 ANASINIFI BÜLTENİ. Eylül 2014 Bülten EYLÜL 2014/2015 ANASINIFI BÜLTENİ AYIN TEMASI: OKULUM BEN KİMİM? *Kendi isimlerimizi söyleyerek, arkadaşlarımızla tanışma. *Sınıfımızı ve öğretmenimizi öğrenme. *Arkadaşlarımızın isimlerini öğrenme. *Okula

Detaylı

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir? ALTIN BALIK Bir zamanlar iki balıkçı varmış. Biri yaşlı, diğeriyse gençmiş. İki balıkçı avladıkları balıkları satarak geçinirlermiş. Bir gün yine denize açılmışlar. Ağı denize atıp beklemeye başlamışlar.

Detaylı

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΠΡΟΦΟΡΙΚΟ ΛΟΓΟ (70005Γ) ÖZEL GÜNLER Aşağıdaki önemli günlerden

Detaylı

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

Pazartesi İzmir Basın Gündemi 12.12.2016 Pazartesi İzmir Basın Gündemi İKÇÜ'DEN Teröre Lanet! Hafta sonunda İstanbul'da gerçekleştirilen hain terör saldırısında hayatını kaybedenlerin anısına, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi çalışanları

Detaylı

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi UĞUR BÖCEKLERİ ARALIK YENİ YIL Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl Bizlere kutlu olsun Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl Sizlere kutlu olsun Eski yıl sona erdi Bu

Detaylı

ÖZEL ÜSKÜDAR SEV İLKÖĞRETİM OKULU ANASINIFLARI AYLIK BÜLTEN KASIM DA NELER YAPTIK?

ÖZEL ÜSKÜDAR SEV İLKÖĞRETİM OKULU ANASINIFLARI AYLIK BÜLTEN KASIM DA NELER YAPTIK? ÖZEL ÜSKÜDAR SEV İLKÖĞRETİM OKULU ANASINIFLARI AYLIK BÜLTEN KASIM DA NELER YAPTIK? TÜRKÇE DİL ETKİNLİĞİ Atatürk, Sonbahar, Dünya Çocuk Kitapları Haftası ve Sağlıklı Beslenme konularıyla ilgili sohbet ettik.

Detaylı

EK-2: İnşaat Mühendisliği Öğrenci Anketi

EK-2: İnşaat Mühendisliği Öğrenci Anketi 80 EK-2: İnşaat Mühendisliği Öğrenci Anketi Sayın İnşaat Mühendisi Adayı, İnşaat Mühendisliği Eğitimi Kurulu, İMO 40. Dönem Çalışma Programı çerçevesinde İMO Yönetim Kurulu nca İnşaat Mühendisliği Eğitimi

Detaylı

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Güzel Bir Bahar ve İstanbul Güzel Bir Bahar ve İstanbul Bundan iki yıl önce 2013 Mayıs ayında yolculuğum böyle başladı. Dostlarım, sınıf arkadaşlarım ve birkaç öğretmenim ile bildiğimiz İstanbul, bizim İstanbul a doğru yol aldık.

Detaylı

KÜLTÜREL YAPILANMA GRUBUNUN (KYG) DEĞERLENDİRME ANKETİ

KÜLTÜREL YAPILANMA GRUBUNUN (KYG) DEĞERLENDİRME ANKETİ KÜLTÜREL YAPILANMA GRUBUNUN (KYG) DEĞERLENDİRME ANKETİ Kasım, 2006 Değerli Arkadaşlar, Bildiğiniz gibi 7 Temmuz, 2006 da başlayan ve 27 Ağustos 2006 da tamamlanan Kültürel Yapılanma Grubumuzu ve Etkinliklerini

Detaylı

GAZİANTEP KOLEJ VAKFI ÖZEL OKULLARI

GAZİANTEP KOLEJ VAKFI ÖZEL OKULLARI GAZİANTEP KOLEJ VAKFI ÖZEL OKULLARI EYLÜL / 2014 ÖĞRENCİNİN Adı : Soyadı : Sınıfı : 1 EYLÜL / 2014 Pazartesi Salı Çarşamba Perşembe 1 EYLÜL 2014-2015 Eğitim Öğretim yılı Öğretmen Seminerlerinin Başlaması

Detaylı

GENEL BİLGİLER AİLEMLE İYİLİK PEŞİNDEYİM YARIŞMA YÖNERGESİ

GENEL BİLGİLER AİLEMLE İYİLİK PEŞİNDEYİM YARIŞMA YÖNERGESİ YARIŞMA YÖNERGESİ GENEL BİLGİLER Konu Beklenen Sonuç Amaç Kapsam İçerik Hedef Kitle Son Başvuru zamanı Yarışma Yerleri İyilik Öğrencilerin iyilik hakkındaki bilgileri ve farkındalık düzeyleri artmış olacaktır.

Detaylı

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa

Detaylı

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ ÜNİVERSİTE SENATOSU TOPLANTI TUTANAĞI

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ ÜNİVERSİTE SENATOSU TOPLANTI TUTANAĞI TOPLANTI NO : 380 TOPLANTI TARİHİ : SAKARYA ÜNİVERSİTESİ ÜNİVERSİTE SENATOSU TOPLANTI TUTANAĞI Üniversitemiz Senatosu Rektör Prof. Dr. Muzaffer ELMAS Başkanlığında toplanmış ve aşağıdaki kararları almıştır.

Detaylı