Binbir Çevre Masalları

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Binbir Çevre Masalları"

Transkript

1 İzmir Eko-Okulları Binbir Çevre Masalları Daha Temiz, Yeşil ve Mavi bir Dünya için

2 1. ÖZEL TAKEV İ.Ö.O. 2. ÖZEL GELİŞİM İ.Ö.O. 3. FOÇA REHA NECLA MİDİLLİ İ.Ö.O. 4. ÖZEL İZMİR SEV İ.Ö.O. 5. ÖZEL TEVFİK FİKRET İ.Ö.O. 6. İYTEV ÖZEL YÜCEL TONGUÇ İ.Ö.O. 7. URLA P.M.C. DEMİR GÜREŞ İ.Ö.O. 8. BAYRAKLI 50.YIL İ.Ö.O. 9. ÖZEL GÜZELBAHÇE PİRİ REİS İ.Ö.O. 10. A.H.A. BİLİM İ.Ö.O. 11. ÖZEL EKİN İ.Ö.O 12. ÖZEL EFES İ.Ö.O. 13. ALİAĞA GAZİ İ.Ö.O. 14. ALİAĞA PETKİM İ.Ö.O. 15. ÖZEL İZMİR ATA İ.Ö.O. 16. BUCA SÜLEYMAN BİLGEN İ.Ö.O. 17. DEÜ ÖZEL 75.YIL İ.Ö.O. 18. ÖZEL KARŞIYAKA PİRİ REİS İ.Ö.O. 19. ÖZEL IŞIKKENT İ.Ö.O. 20. TED ÖZEL ALİAĞA İ.Ö.O.

3 SUMRU NUR ELDEN ÇĠÇEK ĠN DĠLEĞĠ ÖZEL TAKEV Ġ.Ö.O. Bir varmıģ bir yokmuģ çok uzak bir ülkede Çiçek adlı bir çocuk yaģarmıģ. Çok güzel ve tatlıymıģ. Kendisi gibi ülkesi de çok güzelmiģ ama gittikçe eski yeģilliğini kaybediyormuģ. Çiçek buna çok üzülüyormuģ. Bir gün okulda, öğretmenleri Nehir Ormanı na gidip çöpleri toplayacaklarını söylemiģ. Çiçek buna çok sevinmiģ. O akģam Çiçek i bir türlü uyku tutmamıģ. Heyecanla ertesi gün olacakları düģünürken uykuya dalmıģ. Uykusunda tek baģına Nehir Ormanı na gittiğini ve oradaki ağaçlarla konuģtuğunu görmüģ. Nehir Orman ındaki tüm ağaçlar ve hayvanlar Çiçek in anlayacağı Ģekilde konuģuyorlarmıģ. Ormanda yaģayanların hepsi etrafını sarmıģlar ve tek tek dertlerini anlatmıģlar. Hepsinin asıl dileği tüm insanların ve diğer canlıların yaģam alanı olan doğaya duyarlı olunmasıymıģ. Öğretmenleri ormana giderken bir duyuru yapmıģ: Çocuklar sizlere üç tane poģet vereceğim ve yarıģma yapacağım. En çok çöp toplayan kazanır. Sonra da o arkadaģınızın bir dileğini gerçekleģtireceğiz demiģ. Uzun ve yorucu bir çöp toplama yarıģında Çiçek birinci olmuģ. Çiçek tam üç torbayı birden doldurmuģ. Herkes Çiçek i alkıģlamıģ. Öğretmen Çiçek e sormuģ: Evet, Çiçek çiğim biliyorsun yarıģmada birinci olanın bir isteğini gerçekleģtiriyoruz. Senin ne isteğin var? Çiçek bütün rüyasını ayrıntılarıyla anlatmıģ. Herkes onu dikkatlice dinlemiģ. En sonunda Çiçek arkadaģlarından çevre kirliliği için hep beraber bir Ģeyler yapmalarını, doğaya karģı duyarsız kalmamalarını istemiģ. Uzun konuģmalardan sonra hep beraber neler yapabileceklerini planlamıģlar. Bir kısım çocuklar internet grubu olmuģlar ve ulaģabildikleri tüm diğer çocukları mail yoluyla kampanyaya davet etmiģler. Bununla da kalmayıp kampanyaları için bir internet sitesi oluģturmuģ ve her gün kampanyaları ile ilgili yeni bilgileri bu siteden duyurmuģlar. BaĢka bir grup ise kampanya afiģi hazırlamıģlar ve bütün okullara posta yoluyla göndermiģler. Onların gönderdikleri bu afiģleri diğer çocuklar sevinç ve heyecanla okullarına asmıģlar. Son grup ise kafa kafaya verip kampanyayla ilgili bir basın bülteni hazırlamıģ, öğretmenlerinin rehberliğinde basına göndermiģler. Bütün bu çabalar kısa zamanda etkisini göstermiģ, ülke çapında bütün çocuklar kampanyanın bir parçası olmuģlar. Çok geçmeden her yer tekrar eski güzelliğine kavuģmuģ. O gece Çiçek uykusunda yine yaģlı çınar ağacını ve ormandaki hayvanları görmüģ. YaĢlı çınar ağacı: TeĢekkür ederiz kızım Sen ve arkadaģların bize ve doğaya büyük bir iyilikte bulundunuz. Bundan sonra sizler sayesinde dünya daha güzel olacak DemiĢ. Çiçek sabah uyandığında çok mutluymuģ. Hemen hazırlanarak okuluna koģmuģ. O ve arkadaģları o günden sonra etraflarında olan bitene hiçbir zaman duyarsız kalmamıģlar

4 HASAN KARA ĠLE TANIġMA NUR BAġAK ÖZER (5-A) ÖZEL GELĠġĠM Ġ.Ö.O. Okulumuza birkaç denetim görevlisi geldi. Kim olduklarını açıklamadılar. Sözde okul çevresini denetleyeceklermiģ. Aslında okulumuzun bahçesi bir özel okula yakıģır bir biçimde düzenlidir; fakat bazı öğrenciler pet ĢiĢelerini yere atacak kadar tutumsuzdurlar. Bu yüzden bende çöpleri çöp kutusuna atarak bütün aralarımı harcarım. Söz gelimi, görevliler denetim iģlemlerini yaparken Aslı onların TEMA çalıģanları olduğunu duymuģ ve ayağa kaldırmıģtı. Birden görevlilerden biri elindeki plastik bardağı geliģi güzel bir Ģekilde yere atmıģtı. Sinirlendim ama nazik bir tavırla adama yaklaģıp: -Pardon beyefendi ama okulu denetleyeceğiniz yerde okulu kirletiyorsunuz, diyerek yerden çöpü kaldırdım. Adam istifini bozmadan, gülümseyerek teģekkür etti ve arkadaģlarına bir Ģeyler fısıldayarak okuldan ayrıldı. Adamın bu rahat tavırlarına sinirlenip sınıfa gittim. Yıllar sonra TEMA Vakfı na üye oldum. Tema çalıģanlarından Hasan Kara yı görünce aklıma bu anılar geldi. Birde ona danıģtım. On yıl önceki içten gülümsemesi yüzüne geri dönmüģtü. Meğer o adam Hasan Kara ymıģ. O çöpü bizi test etmek için atmıģ. Kendimden emin bir Ģekilde ofisinden ayrıldım. Sonunda bir sırrı açığa kavuģturmuģ oldum.

5 ORMANIN SAKĠNLERĠ KARDELEN ULUSOY (8-A) FOÇA REHA NECLA MĠDĠLLĠ Ġ.Ö.O. Günlerden cumartesiydi. Önceki gün Ali ve ailesi babaannesinin yazlığına gitmiģlerdi. Yazlık çok güzeldi. Ormana yakın bir yerde, yeģilliklerin içinde, kuģlar ve sincaplarla iç içe sakin bir tepenin tam ortasında yer alıyordu.ali sabah erkenden kalkmayı ve çevreyi tanımak için yazlığın çevresinde gezinmeyi düģünüyordu. Kalktığında saatin geç olduğunu gördü ve pencereden dıģarı baktı. Ortalık hala karanlıktı. GüneĢe baktığında onun kocaman siyah bir bulutun altında kaldığını gördü. Etraf olması gerekenden daha kalabalıktı ve çevrede bir koģuģturmaca hâkimdi. Ġnsanlardan çok, Ģok olmuģ, aceleyle kaçıģan hayvanlar görülüyordu.ali merakla dıģarı baktı. O koca dumanın ormandan geldiğini gördü, tabii alevleri ve itfaiye ekiplerini de. Yapabileceği bir Ģeyin olmaması onu çok üzdü. Birkaç saat sonra yangın ekipler tarafından söndürüldü ama ormanda çok büyük kayıpların yaģandığı konuģuluyordu. Yangından sonraki haftalarda orman çevresindeki tüm evlerde bazı gariplikler yaģandı. Bu evlerin içinde Ali nin babaannesinin yazlığı da vardı. Her Ģey birden ters gitmeye baģlamıģtı. KuĢlar artık mutlulukla ötmüyor, aksine insanları rahatsız ediyorlardı. Kedi ve köpekler insanlarla oyun oynamıyor onlara saldırıyorlardı. Bazı hayvanlar insanların yemeklerini ve eģyalarını çalıyorlardı. Bu durum kasaba sakinlerini rahatsız etmeye baģlamıģtı. Neler olduğunu merak ediyorlardı. Ali bir gün belki bir Ģeyler yapabileceğini düģündü ve aceleyle ormana doğru yol aldı.ormana girerken az kalsın bir kuģa çarpıyordu. KuĢ Ali ye baktı ve birden konuģmaya baģladı. Sen nereye gittiğini sanıyorsun? KuĢun kızgın olduğu belliydi. Ben orman sakinleriyle konuģmaya geldim. Beni onlara götürür müsün? KuĢ biraz kızgın, biraz da istemeyerek Pekâlâ! dedi ve beraber ormanın derinliklerine ilerlediler.ormanın tam ortasına geldiklerinde kuģ Ģarkı söyler gibi bir ses çıkardı. Birkaç dakika içinde tüm orman sakinleri oradaydı. Ali yi gördüklerinde hepsi ayrı ağızdan konuģmaya baģladılar. Hepsi önyargılı, hepsi kızgındı. Ali ise ĢaĢırmıĢ, tüm bu kargaģanın sebebini anlamamıģtı. BaykuĢ seslendi: Senin ne iģin var burada? Sizinle konuģmak için geldim. Tilki: Biz canilerle konuģmayız. Herkes ona katıldı ve yine bir gürültü baģladı. Aslan gür sesiyle diğerlerini bastırdı. Bırakın da konuģsun! Evet, insanoğlu, anlat bakalım. Ali duraksadı ve söze baģladı: Ben neden bize böyle davrandığınızı öğrenmek istiyorum. Hayvanlar gülmeye baģladılar. Aslan söze giriģti. ġu anda içinde bulunduğun orman yüzyıllar boyu bize ve atalarımıza yuva oldu. Bizleri olanaklarıyla besledi, büyüttü. Biz kendi ormanımızda sizi de ağırlamaktan hiç çekinmezdik. Siz geldiğiniz zaman kuģlar size Ģarkı bile söylerdi. Ama siz ne yaptınız? Bizim evimizi atıklarınızla kirlettiniz. Bu atıklardan cam ve metal olanlar güneģle ısınarak yangın çıkmasına sebep oldu. Canımızı zor kurtardık, çoğumuz bu kadar Ģanslı olmuyor. Biz sizi ağırladık, siz bizim evimizi harabeye çevirdiniz. ġimdi söyle bana siz insanlara neden iyi davranalım. Ali söyleyecek bir Ģey bulamadı. Onlara sadece bir Ģeyler yapmaya çalıģacağını söyleyebildi ve eve doğru yol aldı. Olanları ailesine ve çevredeki tüm evlere duyurdu. Saldırıların nedenini öğrenen insanlar harekete geçtiler. Ormanın yanan bölgesinde bir temizleme ve ağaçlandırma çalıģması düzenlendi. Çevre tüm çöplerden arındırıldı ve insanlar bir daha çöp atmayacaklarına söz verdiler.hayvanlar mutlu oldular fakat son bir Ģartları vardı: Ġnsanlar sadece burada değil, her yerde çevre kurallarına uyacaklardı.tüm bunlar kabul edildikten sonra küs olmak için hiçbir neden kalmamıģtı. Ġnsanlarla hayvanlar yine dost oldular ve Ali ye çok teģekkür ettiler. Ali de tatilden dönerken arkasında mutlu bir kalabalığı bırakmıģ oldu.

6 DOĞA HEP AYNI DEĞĠLDĠ E.DURU KOÇAK (3-B) ÖZEL ĠZMĠR SEV Ġ.Ö.O. AyĢe bir veterinerdi, doğada gezmeyi çok severdi. Ormanda bitki dikerdi. Bir gün ne görsün, bastonlu yaģlı bir kaplumbağa ona doğru geliyordu. Ne yapıyorsunuz? diye sordu. AyĢe cevap verdi Bitki dikiyorum.. Kaplumbağa torbaya baktı ve bir tohum aldı gitti. Birkaç saat sonra AyĢe yürümeye baģladı. Kaplumbağayı bir anda yanında buldu... Kaplumbağa bu sefer ondan bir koca paket tohum alıp kaçtı. AyĢe onu kovalamaya baģladı. Kaplumbağayı tam yakalıyordu ki, kaplumbağa dereye atladı. AyĢe de peģi sıra geldiğinden duramadı ve dereye düģtü. AyĢe çok ıslanmıģtı. Kendini kıyıya çekti ancak ondan önce karaya çıkan kaplumbağa kabuğuna girmiģti. Bu seferde AyĢe ona takıldı ve düģtü. AyĢe çok üģümüģtü ve hava git gide soğuyordu. Evi çok uzakta idi. Evine giderken hem düģünüyor hem de üģüyordu. Evine ulaģtığında hemen yattı. Çocuğu ona sıcak çikolata yapmıģtı. Çocuğuna sarıldı ve teģekkür etti. Ve plan yapmaya baģladı. Bir tuzak kurup kaplumbağayı yakalayacaktı. Herkes uyuyunca AyĢe evinden ağ alıp ormana döndü. Ağı yerleģtirdi ve içine tohum koydu. Evine geri döndü. Gecenin bir yarısı kaplumbağa ağı kesip, tohumu aldı. Sabah olunca AyĢe ağın kesilmiģ olduğunu gördü ve çok kızdı. Yerde bulduğu tohum izlerini takip etmeğe baģladı. Yürüdü, yürüdü, yürüdü... En sonunda bir mağaraya ulaģtı. Ġçeri girdiğinde ayağı bir Ģeye takıldı. Ama düģmedi. Bir de baktı ki koltuğun üstüne çıkmıģ. IĢıklar açıldı ve bütün hayvanların masada oturduğunu gördü. Birden tavģan AyĢe nin üstüne atlayıp Tohum verir misin? diye sordu. AyĢe cebinden çıkarıp verdi. TavĢan tohumları herkese dağıtmaya baģladı. Kaplumbağa geldi ve AyĢe den onu yorduğu ve ıslattığı için özür diledi. AyĢe ona neden tohumlarını aldığını sordu. Hayvanlar AyĢe yi götürüp tohumları diktikleri yeri gösterdiler. AyĢe ye anlatmaya baģladılar... Ormanlarımız tükeniyor. Eğer el birliği ile yani imeceyle, yok edilenlerin yerine yenilerini koyabilirsek belki bu ve diğer ormanları kurtarabiliriz. Burada bizim özel bir formülümüz var. Senden aldığımız tohumları çok kısa sürede ağaç haline getirebiliyoruz. Senin doğa sevgin ve bizim iģbirliğimizle ormanları yeniden yeģillendireceğiz. AyĢe buna inanamadı. Oradan ayrıldığında kafası karıģmıģtı. Bir hayal gördüğünü düģündü. Ertesi gün ormana gittiğinde ne görsün; HER TARAF YEMYEġĠLDĠ. AyĢe hemen Çevre Bakanlığı na gidip, onlardan o bölgeyi korumaya almalarını istedi ve bakanlığa yarın ormanlar için yeni bir Ģeyler denemelerini söyledi. Hemen ormana geri dönüp, formülü aldı ve Bakanlığa formülü verdi. Artık doğa daha yeģil kalacaktı. Elbirliği ile her Ģeyin üstesinden gelinebileceğini anladı.

7 ELFĠUS GELĠNCE ĠLAYDA AK ( 8-B) ÖZEL ĠZMĠR TEVFĠK FĠKRET Ġ.Ö.O Of! Cidden Ģimdi sıkıntıdan patlayacağım. Anlamıyorum bu çevreyi koruma hakkındaki eğitici seminerleri. Evet, çocuklar neler öğrendik. Ne? Soru mu? Alper! dedi. Kaçacak yer yoktu ve artık söze baģlamam gerekiyordu. Çöpleri yerlere değil, çöp kutularına atmalıyız. Yoksa çevremiz kirlenebilir. Kadın o kadar çok Ģey anlattı, ben de söylediklerinin içinden herkesin bildiği bir Ģey söyledim. Çok üzgünüm ama oturup da çevre sorunlarıyla hiç ilgilenemeyeceğim. Zaten ödevler, sınavlar ve SBS var! Hem çevreye çöp atsak ne olacak ki? Sonuçta temizliyor birileri. Tam çıkarken; Hey sen! dedi birisi. Etrafıma bakındım. Huu! Allah Allah kim ki bu? Seslenip duruyor. Sen kimsin ve neredesin? Yere bak. Aman Allah! Bu ne böyle? Sssen nesin? Ben bir elfim. Elf! Elf de neydi? On beģ santimetre filandı herhalde. Ona ĢaĢkın ĢaĢkın, ağzı bir karıģ açık bir biçimde bakıyordum. Beni eline alırsan daha rahat iletiģim kurabiliriz. Peki. dedim. Ondan bana bir zarar geleceğini düģünmüyordum çünkü. KonuĢmaya baģladı: Öncelikle adım Elfius. Buraya seni uyarmak için geldim. Bak, bizim gezegenimizin adı Elfiga. Dünya dan uzak bir galakside Gezegenimiz git gide çölleģiyor ve biz de bunu önlemek için elimizden geleni yapıyoruz ama sırf bizim bencilliğimiz yüzünden gezegenimiz mahvoldu. Eskiden gezegenimiz çok güzeldi. Gerçekten teknolojide bayağı bir ilerdeydik ama sonra gerilemeye baģladık. Gitgide her Ģey yok oluyor. Buraya sana gezegeninizin 2100 yılındaki halini yani dünyanın geleceğini gösterebilmek için geldim. Zaman makinesiyle yola çıktık. Aman Allah! diye çığlığı koyuverdim. Gördüğüm manzara karģısında Ģoke olmuģtum. Cidden toprak diye bir Ģey kalmamıģtı. Hava çok sıcaktı. En aģağı altmıģ dereceydi. Etrafımdaki insanlara baktım. Resmen kurumuģlardı. Ağaç yoktu. Daha doğrusu iki üç tane filan vardı ama onlara da ağaç denebilirse. Bu insanlar nasıl nefes alabiliyorlardı? Bir de bir yazı takıldı gözüme. MuhteĢem indirim! Su 500 TL! Cidden ne biçim bir manzaraydı bu? Ne yapmıģtık biz? Elfius bana baktı ve : Durum bu! Artık 2010 yılına dönebiliriz sanırım. Sesim çok zor çıktı ġimdi ne olacak? diye sordum. Olacak Ģey Ģu: Dünyanızı kurtaracak aleti sana vereceğim ve onu olgunlaģmıģ bir selvi ağacının en tepesine koyacaksın. Selvi ağacı mı? Bak zamanı durdurabilen bir alet var. Onunla zamanı durduracağız ve sen de yanımda getirdiğim merdivenle ağaca tırmanacaksın. Merak etme merdiven büyüyebiliyor. Bizim okulun yakınlarında bir olgun bir selvi ağacı var. Elfius güldü ve cebinden bir merdiven çıkardı. Ardından merdivenin yanındaki birkaç tuģa basıp merdiveni selvi ağacına göre ayarladı. Ağacın tepesine çıktım ve elimdeki küreye benzer aleti küreye yerleģtirdim. Etrafıma baktım. Anında etrafa ıģık saçtı. Umutla gülümsedim. Artık çevreyi temiz tutacaktım, tutmayanları da uyaracaktım. AĢağı indiğimde Elfius yoktu. Onun yerine bir not vardı. Alper, dünyayı sen kurtardın. Kendinle gurur duy. Artık ben de akıllanmıģtım. Kim bilir, belki çevrekolik olur çıkardım ha? Ne dersiniz?

8 DALGALI DENĠZ ÖYKÜ ÇEVĠK (8-A) ĠYTEV ÖZEL YÜCEL TONGUÇ Ġ.Ö.O. Ben içinde birçok canlıyı bulunduran bir denizim. Bazen sakinim, bazen kızgın. ġu sıralar çok sık kızıyorum. Dalgalı oluyorum birdenbire. Yosunlar birikiyor içimde dalgalanınca, kumlarım havalanıyor. Maviden yeģilimtırak bir renge dönüģüyorum. Ben de hiç sevmiyorum bu halimi; ama içimden öyle geliyor bazen. Çünkü kötü bir anım var benim. Bundan birkaç yıl önce bana balık tutmaya gelmeye baģladı insanlar. Her gün bir çok insan bana gelip balık tutuyorlardı. Çok mutlu oldum; çünkü çok yalnızdım. Evet içimde yaģayan canlılar, yaģam kaynağım; ama baģka insanların da benden faydalanabileceği durumu mükemmeldi. Her gün farklı bir heyecan, farklı bir tat alıyordum insanlardan. Onlar çok ilginç yaratıklardı. Eğlenceli ve zekiydiler. Balıkları kandırıyorlardı hemen. Hayat artık daha keyifliydi benim için. Günler geçti. Balıkçılar hala geliyorlardı kocaman tekneleriyle; fakat biraz dikkatli olmalıydılar. Teknelerinde yaģadıkları ufak problemler nedeniyle, ne olduğunu bilmediğim tuhaf, siyah ve yağlı bir madde akıtıyorlardı. Bundan hoģlanmadım. O siyah madde benim masmavi rengimi bozuyordu. Ġçimdeki canlılar için korkuyordum ben. Dilim olsaydı da uyarabilseydim insanları. Sonra aklıma geldi, onlar akıllı varlıklardı, bir önlem alırlardı. Her geçen gün bu yağlı siyah sıvı daha da artıyordu. Balıklarım ölüyor, istiridyelerim açılmamak üzere kapanıyordu, kumlarımın rengi koyulaģıyordu. Ġnsanları çok sevmiģtim ama onları hiç böyle tanımamıģtım. Onlarla hayatımın daha iyi olacağını düģünmüģtüm. YanılmıĢım. Kendi geçimlerini sağlamak için beni kirletmezlerdi. Ġçimde bir umut vardı. Yıllar geçti. Artık içimde hayat kalmamıģtı. Canlılarım ölmüģ, tükenmiģtim. Nasıl yaģayabilirdim artık. Rengim bozulmuģtu. Hiç ümidimi kesmediğim bu insanlar hakkında çok yanılmıģtım. Bu kadar duyarsız olduklarını düģünememiģtim. Nerden bilebilirdim ki böyle olacağını? Hatalarını anlamaları gerekiyordu; ama her Ģey için çok geçti artık. Ben asla eskisi gibi olamazdım. O, genç, mavi, capcanlı halime geri dönebilmem için bu siyah yağlı maddeden kurtulmam gerekiyordu. Zordu biraz bu ihtimal. Artık her gün dalgalıyım. Benim ve doğanın bir dengesi var. Ġnsanlar bu zinciri dağıttılar, bozdular. Geri dönülmesi hiç kolay olmayan hatalar yaptılar. Ümit ediyorum ki insanlar bana, doğaya verdikleri zararın boyutunu anlarlar ve bunu düzeltmek için çaba harcarlar. Ancak eski halime dönebildiğim zaman onları affedeceğim.

9 ORMANLAR YOK OLMASIN Çağla Deniz ODABAġ (4-A) URLA P.M.C. DEMĠR GÜREġ Ġ.Ö.O. Gözüne giren gün ıģığıyla uyandı. Bütün gün çok yorulmuģ ve eve geldiğinde yatağını zor bulmuģtu. Her Ģey daha da kötüleģiyor, karnını doyurmak gittikçe zorlaģıyordu. Eskiden diye düģündü kendi kendine. Dozerler ormana girmeden önce her Ģey daha güzeldi. Kalktı. Kafasını yuvasından çıkardı. Etrafa bakındı. Fındık tek baģına yaģayan bir sincaptı. Neyse ki hala evi olan bir sincaptı. Diğer arkadaģları çok uzun zaman önce ormanı terk etmiģlerdi. Ağaç kalmadı ki Kestiler hepsini. Fındık ınki ile beraber üç dört tane ağaç kalmıģtı. Kesik ağaçlardan geriye kurumaya yüz tutmuģ kütükler kalmıģtı. Sessiz,ıssız ve tatsız olmuģtu her yer. - Her Ģeye rağmen yaģıyorum, hayatıma devam etmeliyim,dedi ve yuvasından çıktı Fındık.Kesilen kütükler arasında dolaģırken bir ses duydu. Biri ağlıyordu. O tarafa doğru yöneldi. Bir kütüğe yaslanmıģ ağlayan beyaz tavģanı gördü. Usulca yaklaģarak beyaz tavģana niçin ağladığını sordu. Beyaz tavģan devrilen bir ağacın altında kalarak hayatını kaybeden ailesini anlattı Fındık a. Kendini yalnız ve çaresiz hissediyordu. Fındık ona : - Gel beraber yaģayalım bundan sonra. Birbirimize can yoldaģı oluruz, dedi. Beyaz tavģan bu teklifi sevinerek kabul etti. Günler gittikçe daha da güzelleģiyordu. Oynuyorlar, zıplıyorlar, kendilerine yiyecek toplayıp uzun uzun konuģuyorlardı. Bir sabah çok Ģiddetli bir gürültü ile uyandılar. Dozerler tekrar gelmiģlerdi. Topraktan öyle bir ses çıkıyor ve sarsılıyordu ki, zavallı beyaz tavģancık korkudan tir tir titriyordu. Korkma dedi Fındık.Yuvadan çıkıp ağaç dalı boyunca yürüdüler. Dozerler çok net görülebiliyordu. Ġki taneydiler. Canavarlara benziyorlardı, kocaman diģleri olan canavarlara Bir Ģey yapmalıyız dedi Fındık. Kargalar dedi Beyaz. Kargalardan yardım isteyelim. KoĢarak gitti Fındık, kara kargaya derdini anlattı. Orman hepimizin,beraber çalıģırsak kalan ağaçları kurtarabiliriz. Kara kargauçarak arkadaģlarının yanına gitti.bir süre sonrayüzlerce arkadaģı ile birlikte gagalarında taģlarla dozerlere doğru uçmaya baģladılar. Uçtular, uçtular. ġimdi dedi kara karga. Dozerlerin üzerine taģları yağdırmaya baģladı kargalar. TaĢların bazıları dozerlerin bacalarına giriyordu. Dozerler garip sesler çıkarmaya baģlayıncaya kadar sürdü bu taģlı saldırı. Önce hırlamaya baģladı dozerler, sonra da homurdanmaya ve tökezlemeye. Evet, baģarmıģlardı, durdurmuģlardı her Ģeyi yiyip yutan bu korkunç yıkımı. Fındık ile Beyaz ın yanlarına geldiklerinde sevinçliydiler. Yuvalarını, ağaçlarını kurtarmıģlardı. Sessizce beklemeye baģladılar. Bir süre sonra iki kocaman kamyon göründü. Bozulan dozerleri sırtlarına alıp geldikleri gibi gittiler. O ana kadar nefeslerini tutmuģ bekleyen kahramanlar hep bir ağızdan çığlıklar atıp, zaferlerini bütün ormana, hayvanlara, gökyüzüne, bütün doğaya haykırdılar.

10 DENĠZE ÖZLEM NAZLICAN YÜKSEL BAYRAKLI 50.YIL Ġ.Ö.O. Osman Dede, çocukluğunu ve gençliğini Ġzmir de geçirmiģ,kimsesi olmadığından, askerlik yapmak için gittiği Yozgat ta evlenmiģ ve bu yaģına kadar da orada yaģamıģtı. Can, Osman Dede nin biricik torunuydu.bu sene okula baģlamıģtı.can ın en sevdiği Ģey,dedesinin anılarını dinlemekti.ama Osman Dede de ne güzel anlatırdı Osman Dede Can a anılarını anlattıkça Ġzmir i daha çok özlüyor, özledikçe denizin kokusunu burnunda hissediyordu. Yine Can ın okuldan gelip dedesiyle vakit geçirdiği bir gün dedesi Can a anlatmaya baģladı. Kapat gözlerini Can! ġimdi hayal etmeye baģla.güneģ in vücudunu yaktığını hisset.denizin güzel kokusunu duyuyor musun? Can hemen atıldı. Denizin ne olduğunu biliyorum dede.bizim derenin kocamanı değil mi? Evet der gibi baģını salladı Osman Dede. Sakın açma gözlerini.bak denize bakınca bile serinliyor insan.hele bir de denize girince BaĢka bir Ģey düģünemez insan Sadece denizin mavisi değil, sanki denizle kardeģ olan yemyeģil doğasıyla Ġzmir i anlattı torununa Osman Dede kendinden geçmiģti. Haydi yemek hazır! sesi onu Ġzmir den Yozgat a geri getirdi. Osman Dede nin Ġzmir özlemi artık rüyalarında bile onu rahat bırakmaz olmuģtu.bir sabah Ġzmir e gitmesi gerektiğine karar verdi.evet evet Ģimdi kendi gider,bir dahaki sefere torunu Can ı da götürürdü.aslında Can dan birkaç günlüğüne de olsa ayrı kalması zor olacaktı ya Her Ģey hazırdı.osman Dede o gün Ġzmir e hareket edecekti.giderken, Can a Ġzmir in denizinden bir ĢiĢeye koyup getireceğine söz verdi.otobüse bindi, ama uyuyamadı Osman Dede Ġzmir e gidince neler yapacağını düģünmeye baģladı. Yolculuk çok uzun geldi Osman Dedeye Ġzmir e iner inmez KarĢıyaka ya, çocukluğunun geçtiği sahile koģtu. ġehir geliģmiģti geliģmesine de,insanlar bu güzelliklere böyle mi sahip çıkmıģlardı? Ġnsanlar sonrayı düģünmeden bugün için yaģayıp bencilce davranmıģ, Ģehir kalabalıklaģmıģ, binalar çoğalmıģ da denizin kenarları çöp yığını olmuģ Sahilde çekirdek yiyip çöpünü etrafa atanlar, içtiği suyun pet ĢiĢesini olduğu yere bırakan gençler.ġçinin acıdığını hisseti Osman Dede Gözleri daldı gitti uzaklara Denizin kahverengisine daha fazla bakamadı. Ġnsanların bu kadar duyarsız olmasına sebep bulamadı Ve ilk defa torununa verdiği sözü tutamadı.

11 KAHRAMAN CENGĠZ VE AĠLESĠ Onur ÇUKUR (5-A) ÖZEL GÜZELBAHÇE PĠRĠ REĠS Ġ.Ö.O. Cengiz sekiz yaģında Ģeker bir çocuktu. Kıpkırmızı yanakları bir elmaya benziyordu. Annesinin adı Meryem, babasının adı Ozan, teyzesinin adı Ġnci, anneannesinin adı Ġlknur, dedesinin adı Selami, halasının adı ise Dilek ti. Bu mutlu kocaman aile, kocaman bir evde oturuyorlardı. Bir hafta sonu artık gelenek haline gelen pikniklerine gideceklerdi. Ailede iģ bölümü yapıldı. Annesi ile teyzesi evde olmayan malzemeler için markete gittiler. Anneannesi ile halası da evde olan yiyecekler ile bir sepet hazırladılar. Sepetin içinde altı tane muz, altı tane elma, altı tane çikolata ve üç paket bisküvi vardı. Sepet çok güzel görünüyordu. Bu arada babası, dedesi ve Cengiz büyük bir araba kiralamaya gitmiģlerdi; çünkü kendi arabaları sadece dört kiģilikti. Bir saat sonra baba, dede ve Cengiz arabayı bulmuģlar; annesi ve teyzesi gerekenleri almıģlar; halası ve anneannesi de sepeti hazırlamıģlardı. Her Ģey tamamdı; ancak bir sorun vardı. Mangallarını komģuları Adnan Bey e verdiklerini anımsadılar. Babası, hemen yan komģuları olan Adnan Bey den mangalı istedi. ġimdi her Ģey tamamlanmıģtı. Pikniğe gitmeye hazırdılar. Herkes arabaya bindi. Babası da eģyaları bagaja koydu ve piknik yapacakları yerin yolunu tuttular. Piknik alanına geldiklerinde yüzlerinde gülümseme, içlerinde bir heyecan vardı; çünkü piknik yapmak onlar için bir tutkuydu. Bayanlar piknik örtüsünü serip yiyecekleri koyarken, erkekler de mangalı yaktılar. Bir köģede etler piģerken, diğer köģede yemekler hazırlandı. Bütün her Ģey bittiğinde, piknik masasının üstü padiģah sofrasına benziyordu. Ne ararsan vardı. Yemeğe baģladılar. Cengiz, hemen halasının yaptığı böreklere saldırdı. Etrafa saçarak yiyordu. Kurt gibi acıktım. dedi. Annesi onu uyardı. Böyle yememesi gerektiğini, çok kötü göründüğünü söyledi. Afiyetle yenen yemeğin ardından sıra, eğlenmeye gelmiģti. Yanlarında getirdikleri upuzun iple, bütün aile sırayla ip atladılar. Yorulduklarını fark edince, erkekler tavla oynamaya baģladı. Cengiz ve halası yorulmamıģlardı. Voleybol oynamaya karar verdiler. Çok eğleniyorlardı. Günün sonunda herkese bir yorgunluk çökmüģtü; ama bir o kadar da, bu keyifli pikniğin verdiği mutlulukla neģeleri daha da artmıģtı. Bu aile piknikleri Cengiz için vazgeçilmezdi. AkĢam oldu. Toparlanma vakti gelmiģti. Babası mangalın kömürlerini söndüğünü zannederek çimlere döktü. Ancak, köz halindeki kömürlerin kuru otları tutuģturacağını akıl edememiģti. Her Ģeyi topladılar. EĢyalar, arabaya yerleģtirildi. Herkes arabaya bindi ve eve döndüler. AkĢam, bütün aile haberleri seyrediyordu. Haberlerde son durum haberleri alt yazı geçiyordu. Bir haber ilgilerini çekti. Habere göre, bir piknik alanında yangın çıkmıģ ve bu yangın, söndürülmemiģ mangal küllerinden meydana gelmiģti. Piknik alanının kendi piknik yaptıkları yer olduğunu fark eden baba, beyninden vurulmuģa döndü. Köz halindeki kömürlerin üzerine su dökmediğin hatırladı. Çok üzüldü. Eyvah! AteĢi tamamen söndürmedim. dedi. Babasının bu telaģlı halini gören Cengiz, Ben söndürdüm baba! dedi. Sonra ekledi: Okulda, piknik yaparken dikkat etmemiz gerekenlerle ilgili bir konu iģlemiģtik. Senin, ateģi söndürmediğini görünce, sınıfta konuģtuklarımız aklıma geldi. AteĢin üzerine su döktüm. dedi. Tüm aile derin bir oh! çekti. Ne yazık ki, yaktıkları mangal ateģini söndürmeyen daha birçok sorumsuz ya da bilinçsiz insan vardı ve onlardan biri yüzünden, güzelim piknik alanı yanmıģtı. Bu olay, tüm aileye ders oldu. Ailesine güzel bir ders veren Cengiz, bu kocaman ve mutlu ailenin kahramanı olmuģtu.

12 POSEIDON UN MĠRASI Damla Çilen LEVENT (6-A) A.H.A. BĠLĠM Ġ.Ö.O. Bir varmıģ, bir yokmuģ. Akdeniz in mavi,ılık ve tertemiz sularında çeģit çeģit balıklar, kabuklular, kafadan bacaklılar, memeliler, süngerler, mercanlar hep birlikte yaģarmıģ. Sadece hayvanlar değilmiģ burada yaģayan. Bu güzel sularda bir de deniz çayırları yaģarmıģ. Denizin dibinde çayır olur mu demeyin sakın. Oluyor iģte. Aslında deniz çayırlarını kendilerine sadece çayır denmesinden hoģlanmazmıģ onların çok havalı bir isimleri daha varmıģ posidonia oceanica. Posidonia ismi belki biraz düģününce tanıdık gelebilir. Deniz tanrısı Poseidon dan alıyorlarmıģ isimlerini. ĠĢte bu yüzden çok gurur duyarlarmıģ isimleriyle. Bizim posidoniaların eģi benzeri yok dünyada. Hem denizde yaģıyorlar, çiçek açıyorlar, küçük meyve yapıyorlar,üstelik fotosentez de yapıyorlar. Tabii bu yüzden de ıģığa ihtiyaçları var, karanlık soğuk sular bizim posidonialara göre değil. Ürettikleri oksijen denizde yayan tüm canlılar için çok önemli, hele bir de düģmanlarından korunmak isteyen, yumurtlamak isteyen balıklar için eģsiz bir yuva. Hani karada ağaçlar erozyonu önlüyor ya, iģte denizdeki erozyonu önlemekte bizim posidoniaların iģi. Öyle bir kökleri, öyle bir kökleri var ki, çayır demek gerçekten de pek uygun değil. Denizlerin ağaçları onlar. Yazdan yaza serinlemek için denize giren nazik insanlar, müģterileri korkar diye düģünen otel sahipleri, ağlarıyla deniz dibini süpüren balıkçılar, ya da sadece bilgisiz insanlar aaa, yosun bunlar!! demiģler bir gün. Ne de olsa suda olan, yeģil olan, bitkiye benzeyen Ģey ne olur olsa olsa yosun olur sanan bir sürü insan yaģıyor dünyada. BaĢlamıĢlar bizim posidoniaları köklemeye. Plaj açmak için köklemiģler, dip ağlarıyla koparmıģlar, denizi doldurmak için üstlerini molozlarla kapamıģlar. ĠĢte böyle pek çok yerden, pek çok Ģekilde saldırmıģlar posidonialara. Önce balıklar gitmiģ evsiz kalınca. Ne yapsınlar korunacakları, yumurta bırakacakları yuvaları olmayınca. Sonra plajlar balçık olmuģ, deniz dibini saran kökleri olmayınca posidoniaların. Oksijeni azalmıģ suyun. Kirlenmeye baģlamıģ gün geçtikçe. Bilim adamları açıklamıģ bir gün deniz çayırlarının nesli tükeniyor. Ġki çocuk ellerinde broģürler, ağızlarında pek çok söz ile posidoniaların önemini halka, öğrenciye, öğretmene, yönetene, balıkçıya anlatmıģlar. AnlamıĢ insanoğlu hatasını ama biraz geç olmuģ. Yosun deyip önemsemeden yok ettikleri canlıların, denizin yaģam kaynağı olduğu anlamıģlar sonunda. Deniz tanrısının isminin verilmesi boģuna değil bu canlıya. Denizin bereketi onda, Akdeniz in geleceği onda.

13 FLAMĠNGOLARI KURTARAN ÇOCUK VE FLAMĠNGOSU ÖZEL EKĠN Ġ.Ö.O. Ilık bir ilkbahar günüydü.her Ģey normal görünüyordu.fakat o gün gerçekten farklı bir gün olacaktı on üç yaģındaki Tayfur için.yeryüzünde Ģu ana kadar görülmemiģ ve sonsuza kadar da görülmeyecek Ģeyler ĠĢte bu Ģeyler Tayfur un hayatını sonsuza kadar değiģtirecekti. Tayfur olabildiğince normal, derslerinde baģarılı,hayatı okul ve ev arasındaki monotonlukta geçen;fakat kalbinin derinliklerinde her zaman heyecan,dünyada iz bırakma isteği olan bir çocuktu.evinde babaannesiyle birlikte kalıyor,anne ve babasını yılda en fazla iki ya da üç kez görebiliyordu.çünkü annesi ve babası yurtdıģında flamingoların var olmasından bu yana geçirdikleri evrim süreçlerini araģtıran bir toplulukta çalıģıyorlardı.tayfur onları her gördüğünde onu da yanlarına almalarını çalıģtıkları yerleri göstermelerini istiyordu;ama babası her defasında bir dahakine diyerek geçiģtiriyordu. Gelelim her Ģeyin gerçekleģtiği o güne Tayfur sıkıcı bir günden sonra okuldan dönüyordu arkadaģlarıyla birlikte.yolda sıkıntıyla etrafına bakarken yolun aģağısından geçen ailesinin arabasını gördü.anne ve babasının yüzü gülüyordu.annesi koģarak Tayfur u kucakladı ve yanağında birkaç kez öptükten sonra: Babanla benim sana güzel haberlerimiz var. dedi.babası araya girdi ve konuģmaya baģladı: Flamingolar üzerindeki çalıģmalarımız neredeyse bitti.flamingoların tüm evrim süreçlerini bulduk.geliģtirdiğimiz bir makineyle bir flamingoyu,dünya üzerindeki en eski flamingo türüne çevirebiliyoruz.bu ilk flamingolar Ģu andakilerden çok daha doğurgan ve akıllı.bu hayvanları flamingoların soyunun tükenmemesi için kullanabiliriz.ve bu deney burada,ġzmir deki kuģ cennetinde olacak.eğer istersen sen de bizimle gelebilirsin. Tayfur bu olaya çok sevinmiģti.hem anne ve babasını görmüģ hem de flamingoları kurtarmak için bir fırsat elde etmiģti.yarın ilk iģleri makineyi kullanarak süper zekalı bir flamingo yaratacaklardı.yatarken flamingoyla konuģabildiğini hayal etmiģti.kim bilir belki gerçek olurdu. Ertesi sabah erkenden kalkıp kuģ cennetine doğru yola çıktılar.yolda büyük bir kalabalık vardı.belli ki herkes bu anı bekliyordu.kuģ cennetine ulaģtılar ve makineleri ayarladılar. Flamingoyu aldılar ve makineye yerleģtirdiler.tayfur çok heyecanlıydı.üstelik makineyi çalıģtırma görevi de ona verilmiģti.çok Ģanslı olduğunu hissetmiģti o anda.düğmeye bastı ve her Ģey çok çabuk gerçekleģti.saniyeler içinde makineden devasa ve pembe bir flamingo çıktı.çıktığı anda Tayfur onun bir Ģeyler söylediğini anladı sevinçten havalara çıktığını gördü;ama diğer insanlar bunu fark etmedi.belki de söylediklerini anlayamıyorlardı.ama o anlamıģtı.nasıl olabilirdi bu?o anda çok korkmuģtu fakat korkusunu yenmeliydi.flamingoya yaklaģtı ve merhaba dedi.flamingo karģılık verdi ve laf lafı açtı.birden yapması gereken Ģeyi hatırladı ve flamingoya türdeģlerinin soyunun tükenmemesi için yardım edip edemeyeceğini sordu.flamingo hiç itiraz etmedi ve iģe koyuldu. O günün sonunda Tayfur tüm dünyada kahraman gibi karģılandı ve bilimde yeni bir çağ baģladı.süper flamingo Ġzmir deki tüm flamingolarla çiftleģmiģ yaklaģık yüz bin tane yavru meydana getirmiģti.böylece flamingolar soyunun tükenmesini engellemiģ oldu. Tayfur artık bir kahramandı.kim bilir belki birkaç yıl sonra anne ve babası gibi bir flamingo araģtırmacısı olurdu.

14 DOĞA DĠRENĠġĠ Mine ÇAPKĠS (6-A) ÖZEL EFES Ġ.Ö.O. Ġstanbul da yaģayan bir zengin vardı. Adı Batı ydı. YaĢama doğaya o kadar yabancıydı ki... Ġstanbul daki o güzel köģkünü bile sevmezdi. O muhteģem köģkü lüks bir apartman dairesine değiģecek kadar sefildi. Bahçesini sevmezdi evinin. Orasının koca bir ot yığını olduğunu düģünürdü hep. Orda oturmayı sevmezdi. Aslında yaģamda tek sevdiği Ģeyde kendisi ve paraydı. Bu yüzden o bahçeyi halka açık bir park yapmıģtı. Oraya gelen herkesi de iģsiz olarak nitelendirirdi. O kadar zamanda buraya gelip oturmaktan etrafa bakınmaktan insanlar ne kıvanç duyabilirlerdi ki ona göre. Zengin ailesini çok uzun zaman önce kaybetmiģti. Bir erkek kardeģi vardı. O da onu uzun zaman önce terk etmiģti. Zengin aslında ailesi varken çok iyi ve normal bir insandı fakat sanki yaģamı ailesine bağlı gibiydi ve ailesini kaybettiğinde her Ģey değiģmiģti. Ailesi aynı zamanda çocuğun yaģama inancını ve duygularını da götürmüģlerdi sanki. Artık duygusuz bir adam olmuģtu o sevecen çocuk. Erkek kardeģi ise yaģamına devam etmiģti. Hep abisini korumuģ ona sahip çıkmıģtı. Dağılmamaları için her Ģeyi yapmıģtı. Fakat zengin olan abisi onu hep terslemiģ hep ondan uzak durmuģtu. En sonunda zengin ayrı bir eve taģınmıģtı. Tabi bu aralarda zengin çalıģıyordu da. Çok iyi bir iģi vardı. Bu kadar kötü huyun yanında çok çalıģkan olmasıyla da ünlüydü. Haliyle iyi para kazanıyordu. Bu yüzden kardeģine hiç ihtiyacı yoktu. KardeĢini bir iģe yaramayan gereksiz bir varlık olarak görüyordu. KardeĢi ince ruhlu bir sanatkârdı çünkü... Bu iki kardeģ birbirlerinden o kadar farklıydılar ki. Bu yüzden kardeģi onu terk etmiģti. Artık o yalnız bir adamdı ve bundan gayet mutlu olduğunu düģünüyordu. Fakat yeni taģındığı yer ona çok dar gelmiģti bu yüzden geniģ bir apartman dairesine taģınmaya karar vermiģti. Ama hiç istediği bir yer bulamadı. Bu yüzden köģke taģınmak zorunda kalmıģtı ve her köģkün büyük bir bahçesi vardı. Bu köģkü de diğerlerine göre bahçesi daha dar bir alanda diye almıģtı. ġimdi o bahçe bile çok rahatsız edici geliyordu bu zengine. Kalabalığı seviyordu. Tabiat huzur ise ona çağ dıģı gibi geliyordu. Bu yüzden bahçesini parka çevirmiģti. Kalabalığı görebilmek için... Kendini kalabalıkta saklanıyormuģ gibi hissediyordu bu yüzden seviyordu kalabalığı. Sessizlik ve doğa ise onu gerçeklerle, hatalarıyla, zayıflığıyla yüzleģtiriyordu. Birazda bu yüzden sevmiyordu doğayı.

15 Bir gün alıģveriģ merkezine doğru yürüyordu. Bu günlerde hep bulanık görüyordu fakat doktora gidecek zaman bulamıyordu. AlıĢveriĢ merkezinde kahve satan yere oturdu. Oradan bir tane kahve aldı. Elindeki gazeteyi okumaya çalıģıyordu fakat hiçbir Ģey anlayamıyordu. Gazeteyi yerine koydu morali bozuk olarak evine geldi. BaĢı ne zamandır ağrıyordu. Ama o hiç umursamıyordu kaç aydır. Neyse diye düģündü. Nasıl olsa kitap okumaktan hoģlanmazdı. ĠĢi içinde bir imza atması gerekliydi o iģi de çalıģanları halledebilirdi. Bu yüzden çok umursamadı. Ta ki bir ay sonraya kadar. Artık hiç göremediğini fark etmiģti. Hemen yardımcılarının yardımıyla arabaya bindirildi ve Ģoföre hemen hastane gidilmesi emredildi. Oradaki en iyi göz doktoruna gidildi. Doktor bazı tetkikler yaptı ve meraklı bir Ģekilde hayret içinde zengine baktı. Doktor Üveit hastalığınız olduğundan haberiniz var mıydı? dedi ĢaĢkınlıkla. Zengin Evet galiba bir aralar bana bu hastalıktan bahsetmiģlerdi. dedi umursamaz bir Ģekilde. Doktor O zaman niye hiçbir doktor kontrolüne gitmediniz? dedi ve devam etti ġimdi bunu ödeyeceksiniz bayım. Hiçbir kontrole ve hiçbir tedaviye gelmemiģsiniz doktorun çok önceden verdiği ilaçları bile hiç kullanmamıģsınız ve Ģimdi körsünüz efendim. Eğer isterseniz tedavilere baģlayabiliriz fakat iyileģmeniz için az bir ihtimal bulunuyor. Bunu da bilesiniz! dedi. Adam Ģok olmuģtu. Nasıl kör olabilirdi. Doktor devam etti Niye tedavilere gelmediğinizi anlamak istiyorum bayım. Maddi sorunlarınız mı vardı? dedi o giyimli kuģamlı adama hiç sanmıyorum dercesine bakarak. Zengin Halimden anladığınız gibi pek bir maddi sıkıntı çekmiyorum. dedi küstahça. Doktor, adama biraz bu hastalık hakkında bilgi verdi. Yapması ve yapmaması gerekenleri söyledi. Tedavi için randevu verdi. Daha sonra zengin adam odadan ayrıldı. Evde oturmaktan sıkılmıģtı. Artık ne iģ yapabiliyordu ne de baģka bir Ģey. Kendini o kadar zavallı hissediyordu ki ilk defa. Daha önce insanlar tarafından kral sayılırken Ģimdi kendini ezilmiģ yaģamak için birine muhtaç böcek gibi hissediyordu. Yanında illaki hasta bakıcısı vardı. Hasta bakıcısı olmadan bir yere gidemezdi. Bu onun için köle gibi bir yaģamdı. Hasta bakıcısı kuzeni Su idi. Kuzenini hiç aramamıģtı anne ve babası vefat ettikten sonra. Fakat kuzeni yine o iyi kalbine kanarak gelip yardım ediyordu bu adama, bu zavallı zengin kuzenine. Ama Su ya kardeģi gibi davranıyordu. Asla ona hizmetçi muamelesi yapmıyordu. Bir gün Su kuzenine bahçeye çıkmayı önerdi. Kuzeni ise Su bir daha bana böyle bir teklif yapma. Temiz hava neyime lazım? Doktor dedi diye dıģarı çıkacak halim yok. KarıĢma! dedi. Su kırılmıģtı KarıĢmalıyım! Senin iyileģmeni istiyorum. Bu yüzden aģağı inmeliyiz Batı. dedi hafif bir hiddetle. Batı itiraz etti Sen de o doğa hastalarından mısın? Her gün beni zorlayacak mısın bahçeye inelim diye. Eğer öyleyse üzgünüm Su ama bu evde daha fazla durma! dedi sinirle. Su Peki Batı. Dediğin gibi olsun. Hiç ısrar etmem bir dahaki sefere. dedi ağlamaklı bir sesle. Kuzenini yatağına götürdü ve odasına çıktı. AkĢama doğru uyandı Batı. Uyku tutmamıģtı bir türlü... Kendinde bir eksiklik hissediyordu. Sanki bütün yaģamı boyunca yaptığı ama Ģimdi duyumsadığı bir eksiklikti sanki. Su ile tartıģtığından beri böyle hissediyordu. Görememek çok kötü bir Ģeydi. Penceresinden son bir kez bakmak için nelerini vermezdi. Bir zamanlar küçümsediği insanları aslında sevdiğini ve onlara özendiğini hatırladı. Ne kadar mutluydular... Bitkileri hatırladı. Güzel limon ağacı ne kadar saf duruyordu onların arasında. Arkadaki kırlara benzeyen bahçesini hatırladı. Papatyalar nasıl Ģefkatle gülümsüyorlardı ona. O ise sanki tabiat ona kötü bir Ģey yapmıģ gibi yaģamı boyunca çiçekleri ağaçları sevmiyordu. Bunun kendini nasıl alçalttığını bir düģündü. Ġçinde doğa sevgisi olmayan bir insan nasıl insandan sayılabilirdi? ġimdi bunun için gözlerinden yaģlar süzülüp duruyordu. O kadar zaman taģ gibi yaģamıģtı, bir heykel gibi. Ailesini kaybettikten sonra yaģama küsmüģtü kendini kurtarmak için hiçbir Ģey yapmamıģtı. Oysa doğayla bütün olup yenebilirdi tüm zorlukları. Tabiatın açtığı kucağa gidebilir böylece ince ruhlu biri olurdu Ģimdiki gibi duygusuz değil. Ġç geçirdi. Eğer bir insan gül bahçesindeki güllerin sıra sıra renklerine göre uyumla yerleģmesini görmediyse bir Ģeyin güzel olup olmadığını kıyaslayamazdı ki! Bunları düģünerek yatağına döndü. Artık bir doğaseverdi.

16 Sabah erkenden uyandı. Ne kadar enerjik gözüküyordu ve ne garipti ki yüzü gülüyordu. Kahvaltısını bahçede yapmak istediğini söyleyip sofrayı bahçeye kurdurtmuģtu. Su da erkenden uyanmıģtı. Kuzenini ĢaĢkınlıkla izliyordu. Sanki biri Batı yla kiģilik değiģtirmiģti. Hani o temiz havadan nefret eden kuzeni nerdeydi? Aslında bu onun için daha iyiydi. Çünkü Su da doğayı çok seviyordu. Kuzeni sayesinde onunda içine bir enerji dolmuģtu sanki. KoĢarak kahvaltıya geldi mutlulukla sandalyesine oturdu. Kuzeni ona gülümsedi. Batı Çok gürültücüsün. Bu yüzden nerde olduğunu anlıyorum dedi sırıtarak. Kuzeninin gülmesini özlemiģti çocukken ne kadar çok gülerdi ama Ģimdi yeni yeni baģlamıģtı gülmeye. Ama boģ bakıyordu artık. Tedavilere gidiyordu ama doktor açık açık Kurtulması imkânsız gibi bir Ģey. Ama yinede getirin siz. ġu günlerde tedaviye cevap veriyor gibi ama iyileģmesi için çok uzun zaman beklememiz gerekebilir demiģti. Batı nın gözleri açılsın ne çok isterdim diye iç geçirdi. Sonra ise kahvaltısına baģladı. KuĢ cıvıltıları onu rahatlatmıģtı. Bahçede oturup keyif yaptıktan sonra Batı Hadi benle beraber yürü Su dedi. Su ĢaĢkınlıkla bu teklifi kabul etti. Bahçede yürürlerken Su dayanamadı Batı neden böylesin? Eskiden temiz havayı hiç sevmezdin. ġimdi sevmenden mutluyum yanlıģ anlama ama... Ne oldu yani? Ne değiģti? diye sordu. Batı Haklısın eskiden doğayı sevmezdim ta ki beni bu karanlıktan çıkaracağını fark edene kadar. Anlamıyor musun ne demek istediğimi? KuĢlar kulaklarım, güneģ gözlerim, bitkiler ellerim gibi. Sanki hepsi bir olmuģlarda bana kucak açmıģlar gibi. Sanki onlardan nefret etmemin cezasını beni çok severek vicdan azabı çektirerek ödetiyorlar gibi! Onlara hep bağlıymıģım da bu güzel bağı yeni anlamıģım gibi. Ailemi kaybettikten sonra her Ģeyden vazgeçmiģtim. Hiçbir kurtuluģ yolu aramadım. Hayatımın çoğunu acınası bir Ģekilde geçirdim. Adeta ressamın elinden çıkmıģ hüzünlü bir tablo gibiydim. Ne yaparsan yap yinede gülemez eğlenemezdim. Bunu yaģam biçimi haline getirmiģ gibiydim. O zamanlar yaģamımdan hiç memnun değildim. Ailemi kaybettiğimde daha küçüktüm bunu sende biliyorsun. Bu büyük travma sonrası artık yaģamamın hiçbir anlamı kalmamıģtı. Belki insanlar bana acır veya bana yardım ederlerdi. Olmadı... Fakat bir Ģey öğrendim. Kendine değer vermeyen insana baģkası hiç değer vermez. ĠĢte ben bu değeri doğada buldum. Bana ailemden sonra ciddi olarak değer veren ve beni evlatlık edinen doğaydı sanki! Diye bitirdi konuģmasını. DuygulanmıĢtı. Su da öyle... Su Hadi eve gidelim diyerek kuzenine yardım ederek eve geldiler. Orada çalıģan sevimli bir bayan Bir Ģirketin müdürü sizinle konuģmak istiyormuģ Batı Bey dedi. Batı Su dan numarayı çevirmesini istedi. Bir erkek sesi telefona cevap verdi. Ses Kimle görüģüyorum? Batı bey olabilir mi? Buyurun efendim nasıl yardımcı olabilirim? dedi makineli tüfek gibi. Batı tane tane Evet Batı Bey le görüģüyorsunuz. Demin beni aramıģsınız. Asıl ben size nasıl yardımcı olabilirim? dedi. Ses Daha önce bize baģvurmuģsunuz efendim. Burada yazan bilgilere göre yaklaģık 5 ay önce evinizin bahçesini yıktırmak istiyormuģsunuz. Aslında size daha önce haber verecektik ama bazı karıģıklıklardan dolayı bu biraz geç oldu. Ġsterseniz hemen oraya yıkım araçlarımızı gönderebilirim. Bildiğiniz gibi bunun parasını çok önceden ödemiģtiniz. Hemen gönderiyorum yıkım aracını Ģu an müsaitseniz. dedi. Batı öyle kalakalmıģtı. Evet, her Ģeyi hatırlıyordu. Belki iptal edebilirdi. Paranın onlarda kalması hiçte önemli değildi. Batı ġu an müsaidim de ben o iģi iptal ettirmek istiyorum. Param sizde kalabilir o problem değil. Ama ben bahçemi yıktırmaktan vazgeçtim. dedi. Ses Üzgününüm öyle bir Ģansınız yok. Biz o kadar müģteriyi sizin için bekletmedik. Biz her müģteriye bir ay veririz. Bir ay boyunca o müģteri ile uğraģırız. Zaten Ģu an Türkiye nin en ünlü kuruluģlarındanız fark ettiyseniz. Sizi bu kadar bekletmemizin nedeni bu! Bizden kaç sene sonraya randevu alan var biliyor musunuz? Paranız bizde kalamaz bu yasalarımıza aykırı. Ama para iadesi yapamam o da yasak. O kadar iģlem yapıldı ve Ģuan müsait olduğunuz için arabaları gönderiyorum. Eğer isterseniz size bir hafta verebilirim. Yıktıracak baģka bir yer bulursunuz! dedi kızgınımsı alaycımsı bir ses tonuyla. Batı ĢaĢırmıĢtı. Belki baģka bir yol bulurum diye düģünerek bu iģi bir hafta sonraya erteledi ve odasına kapandı. DüĢünmeye baģlamıģtı. Belki bir arsa alabilirdi sonra oraya ev inģa ederdi ama bu çok uzun bir iģti. Villa satın aldığında ise o kadar bahçe falan yine harap olacaktı. Belki bu köģkün bahçesi sağlam kalacaktı ama o güzel villa ise dazlak bir alana dönüģecekti. Bu da olmazdı. Belki bir apartman satın alabilirdi ama bu günlerde öyle bir yer bulmak imkânsızdı. Çok endiģelenmiģti ve Su yu yanına

17 çağırıp konuyu ona anlattı. Su ise kırgın bir sesle Burayı ne zaman aramıģtın. Yeni değil mi? Bana oyun oynamıyorsundur inģallah! dedi kızgınlıkla. Batı Hayır gerçekten. Sana asla böyle bir Ģey yapmadım yapmayacağım! Eğer öyle olsaydı senden yardım ister miydim? Saçmalama lütfen ve bana yardımcı ol. Göremesem de her defasında onların eksikliklerine dayanamam. Güllerin gel ortamıza otur diyen yaprakları, papatyaların o kendine has değiģik kokularını duymadan dıģarı çıkmak ne iģime yarayacak? Lütfen yardımcı ol bana! diye inledi. Su Bak bir fikrim var. Eğer biz bu çevrecilerin grevlerine ve protestolarına katılırsak, sen onlara maddi destekte bulunursan böylece mahkemeye bütün çevreciler olarak dilekçe yazarsak belki orayı kapattırabiliriz! Zaman kazanmak içinde bir aylığına yurt dıģına falan çıkacağını söyleriz bizim sıramıza baģka birine vermelerinin gelecek aya ertelemelerini isteyelim. Böylece zaman kazanırız. Bu eylemlere destek veririz. Ben bir aralar bu eylemlere katılırdım. Ben bir doğaseverdim ama galiba senin yanına geldiğim ilk aylar bu özelliğimi kaybettim. dedi sitemle. Batı TeĢekkür ederim Su. Gerçekten çok yardımcı oldun. Bunun sayesinde bu bahçeyi kurtaracağız! dedi. Su kuzenini yatağa yatırdıktan sonra saatine baktı. Daha erkendi saat. Tam o sırada telefon çaldı. Batı nın göz doktoru arıyordu. Su merakla telefonu açtı. Herhalde Batı nın gözleri tedaviye hiç tepki vermemiģ olduğundan dolayı bir daha tedaviye gelmelerine gerek olmadığından bahsetmek için aramıģtı. Telefonu gönülsüzce açtı. Su Buyurun ne istemiģtiniz? diye sordu. Göz doktorunun sesi inanılmaz berrak ve heyecanlıydı. Doktor Batı Bey in gözleri mucize Ģeklinde tedaviye yanıt veriyor. Çok kısa bir sürede iyileģebileceğe benziyor! dedi sevinçle. Su büyük bir sevinçle kuzenine haber vermeye gidecekti ama sonra vazgeçti. Ya iyileģmezse... o zaman bu çok büyük bir umutsuzluk ve hayal kırıklığı olurdu. Göz doktoruna teģekkür ettikten sonra telefonu kapatıp odasına çıktı. Odasında internetten yapılacak doğa ve çevremizi koruma eylemleriyle ilgili bilgi topladı. Ġki gün sonra yapılacak bir eyleme katılabilirlerdi. Sonra TEMA Vakfının sitesine girdi ve araģtırmalarını oradan sürdürdü. Bir sürü bilgisi vardı artık bu konuda. BiyoçeĢitlilik, toprak kirliliği, dünyamızın durumu, çölleģme ile mücadele vs. daha önce hiç böyle bir araģtırma yapmamıģtı. Sanki dünyanın gizlenen gerçekleriydi bunlar! Akan Ģelalenin gürleyiģi, çöllerin sessiz hırıltısı... ġu an hangi siyasal hangi ekonomik durum bu tehlikenin önüne geçebilirdi? YaĢayamadığımız bir dünyada paranın olması kime ne fayda! Buna rağmen yine herkes parayı mı düģünüyor yoksa! Eğer dünyamız bu duruma geldiyse, eğer ekonomi, dünyamızın yaģam alanımızın yok olmasından daha önemliyse biz çevre çevre diye boģuna uğraģmıģ olmaz mıyız? Ama yine de bu saçmalıklara inat vazgeçmeyecekti. Vazgeçmemeliyim çünkü ben bir doğaseverim ve bu dünya yok olmadığı sürece dünyadan daha önemli hiçbir Ģey olmadığına inanacağım! diye bir çığlık kopardı içinden. Yarın kuzeniyle konuģmak için can atıyordu. Hemen yatağına girip Acaba bu dünyanın sonu ne olacak diye ciddi ciddi düģünmeye baģladı. Bu düģünce onu yormuģtu ve derin uykulara dalmıģtı. Sabah kalktığında gayet enerjikti. Hemen kuzeninin yanına gitti. Su Biliyor musun birkaç tane yürüyüģ buldum bile doğa için. Eğer istersen katılabiliriz. BağıĢ yaparsan seni gazetelere çıkarırlar belki. Böylece adını duyurur, hem de çok iyi bir çevreci olursun. Ayrıca o yıkım yeri midir, fabrika mıdır her neyse iģte oradan da kurtuluruz! Eğer bahçen küçük olsa belki o kadar umursamazsın ama yıktırmak istediğin alan küçük bir koruya benziyor. O kadar yere sen kıysan ben kıyamazdım zaten! dedi hiddetle. Batı Evet haklısın. Ben o yürüyüģlere katılmayı çok isterim. Destek vermek istediğim bir konuda sesimi duyurmak için böyle bir davranıģta bulunmak çok güzel ve etkileyici. Dikkate alınmaması imkânsız! Daha önce bir taģ gibi yaģadığımı bu olayda kanıtlıyor. Gazete okumayı severdim ama kötü olan ise ne okuduğumu bilmezdim! dedi. Su gülümsedi kuzeninin bu acınası durumuna. Sonra doğayı seyre daldı. O uğur böceği nasıl da güzel uçuyordu. Sanki konduğu her çiçeğe uğur, Ģans, mutluluk ve renk getiriyordu! Gül bahçesine döndü. O rengârenk güllerin birbirlerine ne kadar imrenerek baktıklarını gördü. Oysa hepsi birbirinden güzeldi! O kenardaki iri ve güzel papatyalara baktı. Diğer tarafta ise daha küçük boylu papatyalar vardı. Aslında o küçük boylu papatyalar daha çok ilgisini çekti. Küçükken hangi çocuk kırlara gittiğinde bir demet papatya toplamak için uğraģıp annesine hediye etmek için

18 çabalamaz ve hangi çocuk ilk gördükleri, ilk olarak tanıdıkları, o beyaz yapraklı çiçeği unutabilir? Hangi çocuğun hayali değildir yolda durup papatyaların arasında sonsuz mutluluğa uzanmak? diye aklından geçirdi. Sonra rengârenk menekģelere baktı. O kadar göz alıcıydılar ki! Renkleri insanı cezbediyordu ama sanki bu güzellik gözleri yoruyordu. Yinede o rengârenk bahçede çok etkileyici duruyordu. O mor sümbüller ise tek kelimeyle müthiģtiler. O güzel bahçenin aksesuarı takısı gibiydiler. Güzel, etkileyici ve önemli! DüĢünceleri arasında kaybolmuģ, usulca göz kapakları kapanmıģtı ve uykunun derinliklerine dalmıģtı. Uyandığında karģısında Batı vardı. Batı Bu günde bir eylem bir yürüyüģ varmıģ. Bazı arkadaģlara sordurup soruģturttum. Hadi ben hazırım bugün ki yürütüģe gidiyoruz dedi. Su ĢaĢkınlıkla evet, diyebildi ancak. Hemen hazırlandı yürüyüģe gitmek üzere. ġoförleri onları yürüyüģün olduğu yere bıraktı. Batı gözlerinde bir problem yokmuģçasına rahat ilerliyordu. Elbet Su yun da yardımıyla. Sonra Su hazırladığı pankartlardan birini kendi taģıyordu, diğerini kuzeni taģıyordu. Sonra grupça söylenen sloganlara katıldılar. Öyle kendilerinden geçmiģlerdi ki ellerinde pankartları coģkuyla sallayarak, sloganları tüm güçleriyle söyleyerek, ayaklarına inen kara sulara aldırmadan yürüyorlardı. Bunda duydukları ise mutluluktu. Mutluluk o kadar ağır basıyordu ki yaģanılan o boğaz ağrısını, ayaklarınızın kopmuģ hissini, ellerinizin tutulmasını hiç hissettirmiyordu sanki. Doğa için verilen bu mücadele bütün doğayı kurtaracak gibi düģünüyorlardı. Ne kadar haklı bir düģünce. ġunu yapsak ne olur, yapmasak ne olur düģüncesi kadar yanlıģ bir düģünce olduğunu sanmıyorum. Eğer o küçük Ģeyler birikmese büyük Ģeyler nasıl olur? Kısaca damlaya damlaya göl olur hesabı. Zaten bu inançlı Türk insanları sayesinde kurtarırız ülkemizi. Bu doğaya tutkuyla bağlanmıģ, doğanın dünyamızın önemini anlamıģ, küresel ısınmanın ciddi olarak boyutunu öğrenmiģ, iyi insanlar sayesinde... Eve geldiklerinde periģandılar ama olmasını istedikleri bir konuya destek vermiģlerdi ve bu onları çok sevindiriyordu. Su Batı yarında bu eylemin daha resmi ve toplantıya benzeri var. ArkadaĢım bize iki bilet buldu. Ġstersen gidebiliriz. Çok yorulmam dersen. Zaten oturma yerleri var. Söz alıp o fikir hakkında o düģündüklerini söyleyebiliyorsun. Dedim ya daha çok toplantı gibi. Basında gelecekmiģ büyük ihtimalle. Gidelim mi ne dersin? dedi. Batı Elbette gidelim. Bu müthiģ bir fikir. Hem basında oradaysa fikrimizi çok iyi anlatabiliriz! dedi büyük bir heyecanla. O güzel korunun yıkılmamasını o kadar çok istiyordu ki... O zamanlar yaģamın güzelliklerinden anlamadığı için böyle bir Ģeye karar vermiģti. Ama Ģu an bu kararından çok piģmandı karar değiģtirmiģti. Zaten parayı da geri istemiyordu ama iptal edemeyiz diyorlardı. Sonra uyumaya gitti. Yarını düģünüyordu. Yarın gelmiģti. Üstüne Ģık bir takım elbise giydi çünkü bu çok büyük bir direniģ olacaktı ve Ģık olmak zorunda hissediyordu kendini. Su da çok Ģık giyinmiģti. Beyaz bir etek ve ceket giymiģti. Siyah bir gömlek vardı. Çok uyumlu olmuģlardı. Hemen o toplantının olduğu yere geldiler. Büyük ve ferah bir salondu. Ayrıca tıklım tıklım doluydu. Hemen önlerdeki ayırtılmıģ yerlerine oturdular. Batı merakla Herhalde buraya yer bulmak için bayağı uğraģtın veya biri yerini iptal etti. ArkadaĢın bu bileti sana ne zaman buldu? Bu kadar kısa sürede böyle güzel bir yer bulmak ilginç dedi. Su utangaç bir gülümsemeyle Aslında ben bu biletleri 2 ay öncesinden aldırtmıģtım arkadaģıma. BaĢka biriyle gidecektim. O kiģinin iģi çıkınca boģta bir biletim vardı böyle bir olay olunca da senle gitmeye karar verdim. dedi. Batı Bana niye yalan söylediğini çözemesem de önemli değil. Sonuçta buradayız ve bir amaç uğrunda ciddi bir uğraģ vereceğiz. Bu bizim için çok önemli. Hadi diyeceklerimizi bir kafamızda toplayalım dedi. Ġkisi de susmuģ düģünüyorlardı. Sonra bir sunucu geldi sahneye. Bir sürü bilgi verdikten sonra baģka konuģmacılarda bu konuda bilinçlenmemiz hakkında konuģtular. Sonra sıra soru sormaya geldi. Bir sürü sorular, sorular, sorular... Sıra konuģma yapıp Ģikâyetleri dinlemeye gelmiģti. Batı söz aldı Ben size biraz uzun bir olayı anlatmak istiyorum. Ben ailemi küçük yaģta kaybettim. Bunun acısıyla kaç senedir yaģıyorum put gibi. Acıyı hissetmiyor, yaģam belirtisi göstermiyor gibiydim. Ayrıca bir göz hastalığım vardı. Uzun bir süre sonra gerekli doktor kontrolüne gitmediğim için kör kaldım.

19 O an yaģamdan kopmuģtum. Beni yaģama bağlayan tek Ģeyin, aldığım her nefesin, hissettiğim her Ģeyin, o bana inanılmaz zevk veren tek Ģeyin doğa olduğunu, her Ģeyin tabiat için olduğunu öğrendim. Belki görmedim! Ama yine de daha iyi tanıdım tabiatı. Daha fazla hissettim. O sıcak havada kelebeklerin göklerde süzülüģlerini hayal ettikçe içim ısındı, o menekģelerin ılık meltemde nasıl dans ettiklerini düģündükçe yüzümü daima bir gülümseme alıyordu, o ağaçların hıģırtısı benim için hiçbir Ģeye değiģilmez bir ezgiydi! Ne yazık ki bundan yaklaģık bir 6 ay önce o bahçemden nefret ederdim. O yüzden bir yıkım Ģirketini aramıģtım ve onlardan randevu istemiģtim ve 5 ay sonraya randevu vermiģlerdi bana. Fakat zaman geçtikçe doğanın değerini anladım ve bu fikrimden vazgeçtim. Önceden parasını ödemiģtim. Ama önemli değildi para onlarda kalabilirdi. Fakat onlar böyle bir Ģansı olmadığını söylemiģlerdi. Onları ancak bu kadar bekletebildik. En azından biz vazgeçtik ve böyle olsun istemiyoruz ama bizi zorluyorlar. Ne yapabileceğimizi söyleyip bize yardımcı olun lütfen! dedi. Görevliler ellerinden geleni yapacaklarını söylediler. Sonra Su konuģmak istediğini söyledi. Su Evet, ayrıca diğer konuģmacılarında söylediği gibi dünyamız bir uçuruma sürükleniyor. Hiç durmadan çöl olmaya bir adım daha yaklaģıyor. Bir damla su, birazcık yağmur, daha az deodorant kullanımı bile ne kadar önemli küresel ısınma için! Bu kadar önemli bir konu yine de hala en gözde konu değil. Hala dünyamızda birinci konu olarak tartıģılmıyor. Siyasi veya ekonomik haberler medyayı daha çok meģgul etmekteler. Eğer bu medya dünyanın yok olmasını umursamıyorsa... Neyi tartıģıyoruz? dedi. Kuvvetli bir alkıģ koptu. Sonunda toplantı sona erdi ve evlerine gittiler. Hala oyalayıp ertelemeye çalıģıyorlardı yıkım iģini ve haber bekliyorlardı. BĠR YIL SONRA... Evlerinin bahçeleri sapasağlamdı. Firmayla ilgili yasal iģlem baģlatılacağı söylenmiģti. Firma hemen fikir değiģtirmiģti ve Ģu an bahçeleri sağlamdı. Yaptıkları bağıģlar sonrası medyada daha fazla bu konuyla ilgili haber yapılmaya baģlanmıģtı. Artık onlar çok iyi bir doğaseverdi ve en önemlisi... Batı gözlerine kavuģmuģtu! Artık görüyordu! YaĢamı güzellikleri. Çok büyük bir arazi almıģtı ve orayı park yapmıģtı. Her Ģey güzeldi, herkes mutluydu. Su ise kuzeniyle beraber yaģamaya devam etti. Aslında bu mutlu hikayenin dönüģ noktası ise yine doğaydı! -SON-

20 ÇEVRE TĠMLERĠ BUSE OZEL (4-A) ALĠAĞA GAZĠ Ġ.Ö.O. Evvel zaman iken, deve tellal iken, saksağan berber iken Ben anamın beģiğini tıngır mıngır sallar iken. Ġp koptu, beģik devrildi. Anam kaptı maģayı, babam kaptı meģeyi, döndürdüler dört köģeyi. Dar attım kendimi dıģarı Kaç kaçmaz mısın Vardım bir pazara. Bir at aldım dorudur diye. Bineyim dedim, at bir tekme salladı bana geri dur diye PadiĢahın topları ateģe baģladı. Topladım gülleleri cebime koydum darıdır diye. Tozu dumana kattım, Edirne ye yettim. Selimiye minarelerini belime soktum borudur diye. Yakaladılar beni tımarhaneye attılar delidir diye. Babamdan haber geldi, onun eski huyudur diye. Bereket inandılar, tutup beni saldılar. Neyse uzatmayalım, masala baģlayalım Eski zamanlarda yaģayan Azra adında on yaģında, sarı saçlı, uzun boylu bir kız varmıģ... Okula gidermiģ Azra, dördüncü sınıfa gidiyormuģ ve derslerinde çok baģarılı imiģ. Azra' nın bu durumundan ailesi çok hoģnutmuģ Azra ve ailesi Ġstanbul denilen olağanüstü güzellikte bir Ģehirde yaģarmıģ... Azra, çevreye karģı bilinçli biriymiģ. En ufak bir çöp görsün çok sinirlenir ve hemen çöpü çöp kutusuna atarmıģ. Yere çöp atan birini gördüğünde de sinirlenir ve çöpü yerden alarak çöpe atar ve çöpü yere atan kiģiyi uyarırmıģ Bu davranıģı, ailesini ve öğretmenlerini memnun edermiģ... Azra' nın çevreye karģı olan bu duyarlılığı herkesi mutlu edermiģ... Onun en büyük destekçisi dedesi imiģ Dedesinin evi küçük bir yerleģim yeri olan ġirince deymiģ. Azra, oraya gittiğinde ferahlar ve oradaki insanların kendi yaģadığı yer olan Ġstanbul da ki insanlardan daha bilinçli olduğunu düģünürmüģ. Azra, zamanının çoğunu diğer çocuklar gibi oyun oynayarak değil de gözlemler yaparak geçirirmiģ. Fen ve teknolojiye de meraklı olan Azra, gözlemler yaparmıģ Azra, aynı zamanda çok kitap okur ve çevre kitapları okumayı daha çok severmiģ... Azra'nın annesi Aysun Hanım mimar, babası Emrah Bey ise beyin cerrahıymıģ. Ġkisinin de iģleri çok yoğunmuģ.. Azra' lara ara sıra dedesi gelir ve onlarla kalırmıģ. Dedesiyle kaldığı zaman, zamanın nasıl geçtiğini anlamazmıģ Azra. Beraber gezerlermiģ. Dede torun çok iyi anlaģırlarmıģ. Günlerden bir gün Azra, dedesi ve ailesi piknik yapmaya gitmiģler ve çok eğlenmiģlerdir. Piknikten dönerken yolda insanların ateģi söndürmeden gittiğini fark etmiģler ve hemen onları uyarmıģlardır - Beyfendi, bu ateģi söndürmemiģsiniz; fakat bu ateģ tutuģarak bu ormanı bile yakabilir demiģ Azra.. - Bundan sana ne! Ġstediğimi yaparım. Sana mı soracağım? diye cevap vermiģ.. - Peki herkesin böyle yaptığını düģünün. Bütün ormanlarımız böylece yok olabilir diyerek kızmıģ Azra. - Bana ne ne olursa olsun! demiģ adam.. Azra ve ailesi piknikten dönerken bir duman fark etmiģler ve itfaiye arabası ormana doğru gidiyormuģ. Ertesi gün haberi almıģlar. Orman yanmıģ. Sırf O adam yüzünden Azra ve dedesi bunu duyar duymaz karakola gitmiģler ve adam ile önceki gün yaģadıklarını anlatmıģlar. Adam bulunmuģ ve cezasını çekmiģ. Bir gün apartmanın yöneticisi evin önündeki ağacı kesip oraya bir kulübe yapacak imiģ. Bunu öğrenen Azra ve dedesi hemen yöneticiyle konuģmuģlar ve kulübeyi baģka bir yere yapabileceklerini ama buraya yaparlarsa ağaca yazık olacağını ve kesmemeleri gerektiğini anlatmıģlar. Böylece kulübe baģka bir yere yapılmıģ ve güzelim ağaçcık kesilmekten kurtulmuģ.

Binbir Çevre Masalları

Binbir Çevre Masalları İzmir Eko-Okulları Binbir Çevre Masalları Daha Temiz, Yeşil ve Mavi bir Dünya için 1. ÖZEL TAKEV İ.Ö.O. 2. ÖZEL IŞIKKENT İ.Ö.O. 3. ÖZEL GELİŞİM İ.Ö.O. 4. ÖZEL İZMİR SEV İ.Ö.O. 5. ÖZEL TEVFİK FİKRET İ.Ö.O.

Detaylı

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır.

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır. Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır. / /20 YAZI ARKASINDA SİZİN FOTOĞRAFINIZ KULLANILMAKTADIR En Kıymetlim, Sonsuz AĢkım Gözlerinde sevdayı bulduğum, ellerinde

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz. Bozuk Paralar KISA FİLM Yaşar AKSU İLETİŞİM: (+90) 0533 499 0480 (+90) 0536 359 0793 (+90) 0212 244 3423 SAHNE 1. OKUL GENEL DIŞ/GÜN Okulun genel görüntüsünü görürüz. Belki dışarı çıkan birkaç öğrenci

Detaylı

27 ŞUBAT 03 MART OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALAR

27 ŞUBAT 03 MART OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALAR MART 2017 BÜLTENĠ 27 ŞUBAT 03 MART OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALAR OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIġMALAR OKULA GETĠRECEKLERĠMĠZ PAZARTESĠ Sabah sporumuzu yapalım. Hikaye zamanı Puzzle tamamlıyoruz. Afiyet olsun

Detaylı

OYUNCAK AYI. Aysel çok mutluydu. Çünkü bugün doğum. Annesi Elvan a oyuncak bir ayı aldı. Elvan. günüydü. Babası Aysel e hediye aldı.

OYUNCAK AYI. Aysel çok mutluydu. Çünkü bugün doğum. Annesi Elvan a oyuncak bir ayı aldı. Elvan. günüydü. Babası Aysel e hediye aldı. OKUMA ANLAMA ÇALIŞMASI 1 OYUNCAK AYI Annesi Elvan a oyuncak bir ayı aldı. Elvan ayının adını Yumoş koydu. Halasına oturmaya giderken Yumoş uda götürdü. Halasının kızı Songül ile birlikte oynadılar. Sorular:

Detaylı

OYUNCAK AYI. ayının adını Yumoş koydu. Halasına oturmaya. giderken Yumoş uda götürdü. Halasının kızı. Sorular: 1- Annesi Elvan a hangi hediyeyi aldı?

OYUNCAK AYI. ayının adını Yumoş koydu. Halasına oturmaya. giderken Yumoş uda götürdü. Halasının kızı. Sorular: 1- Annesi Elvan a hangi hediyeyi aldı? OKUMA ANLAMA ÇALIŞMASI 1 OYUNCAK AYI Annesi Elvan a oyuncak bir ayı aldı. Elvan ayının adını Yumoş koydu. Halasına oturmaya giderken Yumoş uda götürdü. Halasının kızı Songül ile birlikte oynadılar. Sorular:

Detaylı

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Üstüne, günlerin yorgunluðu çökmüþtü. Bunu ancak oyunla atabilirdi. Caný oyundan

Detaylı

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire annesi öldüğü zaman çok üzüldü. Simbegwire ın babası, kızıyla ilgilenmek için elinden gelenin en iyisini yaptı.

Detaylı

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.

Detaylı

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK Babasının işi nedeniyle çocuğun orta öğretimi kesintilere uğramıştı. Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve ne yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını

Detaylı

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR 3. B A S I M Çocuklarla İlgili Her Türlü Faaliyette, Çocuğun Temel Yararı, Önceliklidir! 2 Süleyman Bulut Anne Ben Yapabilirim 4 Süleyman

Detaylı

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ www.armtr.org Yazan: Billur Demiroğulları Çizen: Yasemin Erdem Kontrol: Özlem Küçükfırat Bilgi (Çocuk Gelişim Uzmanı) Bu hikaye kitabının her türlü yayın hakkı Anorektal

Detaylı

Bir gün insan virgülü kaybetti. O zaman zor cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı. Cümleleri basitleşince düşünceleri de basitleşti. Bir başka gün ise ünlem işaretini kaybetti. Alçak

Detaylı

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.

Detaylı

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa

Detaylı

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή: ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΓΙΔΤΘΤΝΗ ΜΔΗ ΔΚΠΑΙΓΔΤΗ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ ΜΑΘΗΜΑ: ΣΟΤΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: Γ ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011

Detaylı

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu İgi ve ben Benim adım Flo ve benim küçük bir kız kardeşim var. Küçük kız kardeşim daha da küçükken ismini değiştirdi. Bir sabah kalktı ve artık kendi ismini kullanmıyordu. Bu çok kafa karıştırıcıydı. Yatağımda

Detaylı

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi BÝRÝNCÝ BÖLÜM 1 Dünya döndü Son ders zili çalýnca tüm öðrenciler sevinç çýðlýklarý atarak okulu terk etti. Ýkili öðretim yapýlýyordu. Sabahçýlar okulu boþaltýrken, öðleci grup okula girmeye hazýrlanýrdý.

Detaylı

ÖDEV- 6. AĢağıdaki Cümlelerde boģ bırakılan yerlere uygun sözcükler yazınız. 1. Reçel, bal vücuda veren besinlerdendir.

ÖDEV- 6. AĢağıdaki Cümlelerde boģ bırakılan yerlere uygun sözcükler yazınız. 1. Reçel, bal vücuda veren besinlerdendir. ÖDEV- 6 ADI SOYADI:.. HAYAT BĠLGĠSĠ Niçin Dengeli ve Düzenli Beslenmeliyiz? Besinler, büyüme ve güçlenmeyi sağlar, vücuda enerji verir. Yediğimiz yiyeceklerin vücudumuz için farklı önemi ve yararı vardır.

Detaylı

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı. ÇAYLAK Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı. Alt katta genel tıbbi muayene ve müdahaleleri yapılıyordu. Bekleme salonu ve küçük bir de laboratuar vardı. Orta katta diş kliniği ve ikinci bir muayene

Detaylı

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI Hafta Sonu Ev Çalışması YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI Zaman adlı ölümsüz bir dev vardı. Bir gün Zaman, Yıl Dede'yi dört kızıyla birlikte yeryüzüne indirdi. Kızlar, yeryüzünü çok sevdiler. Hepsi bir yana dağılıp

Detaylı

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým. Kaybolan Çocuk Çocuklar için öyküler yazmak istiyordum. Yazmayý çok çok sevdiðim için sevinçle oturdum masanýn baþýna. Yazdým, yazdým... Sonra da okudum yazdýklarýmý. Bana göre güzel öykülerdi doðrusu.

Detaylı

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer,

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer, Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer, DEŞŞET ORMANI, YARATIKKÖY Anneciğim ve Babacığım, Mektubunuzda sevgili bebeğinizin nasıl olduğunu sormuşsunuz, hımm? Ben gayet iyiyim, sormadığınız için

Detaylı

YAŞAM ÖYKÜSÜ. Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı:

YAŞAM ÖYKÜSÜ. Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı: YAŞAM ÖYKÜSÜ ADI: TARĠH: Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı: Mesleği: Sağlığı: Eğer vefat etmiģse ölüm yaģı: O zaman siz kaç yaģındaydınız: Ölüm Nedeni: Anne: Adı: YaĢı: Mesleği:

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: 2013-2014 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: Ε3 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU Nereden geliyor bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme isteğim? Kim verdi düşünce deryalarında özgürce dolaşmamı sağlayacak özgüven küreklerimi? Bazen,

Detaylı

Herkes Birisi Herhangi Biri Hiç Kimse

Herkes Birisi Herhangi Biri Hiç Kimse Gösterdim Gördü anlamına gelmez Söyledim Duydu anlamına gelmez Duydu Doğru anladı anlamına gelmez Anladı Hak verdi anlamına gelmez Hak verdi İnandı anlamına gelmez İnandı Uyguladı anlamına gelmez Uyguladı

Detaylı

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK Geçen gün amcam bize koca bir kutu çikolata getirmişti. Kutudaki çikolataların her biri, değişik renklerde parlak çikolata kâğıtlarına sarılıydı. Mmmh, sarı kâğıtlılar muzluydu,

Detaylı

Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ ŞEKERLİK EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ

Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ ŞEKERLİK EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ ŞEKERLİK EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ GÜNLER EYLÜL-2017 EKİM-2017 KASIM-2017 ARALIK-2017 Pazartesi 4 11 18 25 2 9 16 23 30 6 13 20 27 4 11 18 25 Salı

Detaylı

Kulenizin en üstüne koşup atlar mısınız? Tabii ki, hayır. Düşmanınıza güvenip onun söylediklerini yapmak akılsızca olur.

Kulenizin en üstüne koşup atlar mısınız? Tabii ki, hayır. Düşmanınıza güvenip onun söylediklerini yapmak akılsızca olur. 33 Ders 4 Günah Bir dostunuzun size, içi güzel şeylerle dolu ve bütün bu güzelliklerin tadını çıkarmanız için bir saray verdiğini düşünelim. Buradaki her şey sizindir. Dostunuzun sizden istediği tek şey,

Detaylı

Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen

Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen NOGAY Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen NOGAY Çok çok eski zamanlarda, var varken, yok yokken ahmak bir kurt, kapana yakalanmış. Kapana yakalanan

Detaylı

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI. Nİsan AYI BÜLTENİ. Sevgİ Kİlİmlerİmİz

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI. Nİsan AYI BÜLTENİ. Sevgİ Kİlİmlerİmİz ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI Nİsan AYI BÜLTENİ Sevgİ Kİlİmlerİmİz BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR Dünya Kitap Günü (23 Nisan gününü içine alan hafta) Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı (23 Nisan)

Detaylı

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir? ALTIN BALIK Bir zamanlar iki balıkçı varmış. Biri yaşlı, diğeriyse gençmiş. İki balıkçı avladıkları balıkları satarak geçinirlermiş. Bir gün yine denize açılmışlar. Ağı denize atıp beklemeye başlamışlar.

Detaylı

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMİ BİR DERS Genç adam evlendiğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

&[1Ô A w - ' ",,,, . CiN. ALl'NIN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Rasim KAYGUSUZ

&[1Ô A w - ' ,,,, . CiN. ALl'NIN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Rasim KAYGUSUZ .... CiN. ALl'NIN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI 1 - Cin Ali'nin Atı 2 - Cin Ali'nin Topu 3 - Cin Ali'nin Topacı 4 - Cin Ali'nin Karagözlü Kuzusu 5 - Cin Ali'nin Oyuncakları 6 - Cin Ali Okula Başlıyor

Detaylı

20 Mart Vızıltı. Mercanlar Sınıfından Merhaba;

20 Mart Vızıltı. Mercanlar Sınıfından Merhaba; Mercanlar Sınıfından Merhaba; 20 Mart Vızıltı Bu hafta konumuz ormanlar idi. Orman nedir? Ormanların önemi ve faydaları nelerdir? Ormanları koruma konusunda üzerimize düşen görevler nelerdir? gibi sorular

Detaylı

Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1.

Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1. 1. Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1. Sence, farklı insanların, farklı tanımlar yapmasına

Detaylı

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz ÜNİTE 4 Şimdiki Zamanın Rivayeti Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz Siz gid-iyor-muş-sunuz

Detaylı

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin kökünden kahverengi, pırıl pırıl bir şerit uzanıyordu.

Detaylı

YALNIZ BİR İNSAN. Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem

YALNIZ BİR İNSAN. Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem YALNIZ BİR İNSAN Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem öyle sonunda hep iyilerin kazandığı, kötülerin cezalandırıldığı veya bir suçluyu bulmak için

Detaylı

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan 1. Sahne (Koruluk. Uzaktan kuş cıvıltıları duyulmaktadır. Sahnenin solunda birbirine yakın iki ağaç. Ortadaki ağacın hemen yanında, önü sahneye dönük, uzun ayaklık üzerinde bir dürbün. Dürbünün arkasında

Detaylı

PENGUEN GRUBU MART AYI BÜLTENİ SİNCAPLAR TEMASI DÜNYA SU GÜNÜ ORMAN HAFTASI YAŞLILAR HAFTASI DÜNYA TİYATROLAR GÜNÜ

PENGUEN GRUBU MART AYI BÜLTENİ SİNCAPLAR TEMASI DÜNYA SU GÜNÜ ORMAN HAFTASI YAŞLILAR HAFTASI DÜNYA TİYATROLAR GÜNÜ PENGUEN GRUBU MART AYI BÜLTENİ SİNCAPLAR TEMASI DÜNYA SU GÜNÜ ORMAN HAFTASI YAŞLILAR HAFTASI DÜNYA TİYATROLAR GÜNÜ Sincapları tanıdık. Sincapları gözlemledik. Hayvan türlerini isimlendirdik. Hayvanların

Detaylı

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN!

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN! MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN! Sağlıklı ve faydalı olan ne varsa yaparım. Zararlı olan her şeyle savaşırım. Kötülerin düşmanı, iyilerin dostuyum. Zor durumda kaldığınızda İmdaat! diye beni çağırabilirsiniz.

Detaylı

DENEYLERLE BÜYÜYORUZ

DENEYLERLE BÜYÜYORUZ BU AY HANGİ KAVRAMLARI ÖĞRENECEĞİZ? Hızlı-Yavaş Ön-Arka Sağ- Sol BEYİN FIRTINASI YAPALIM Büyüdüğünde hangi mesleği seçeceksin ve nasıl bir yerde yaşayacaksın? Bir gemi olsaydın nerelere giderdin? Neler

Detaylı

Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir.

Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir. Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir. Gemiyle bir yolculuğa çıkmaya hazır mısın? O zaman geminin üzerindeki çiçeklerden 2 tanesini yeşile, bir tanesini pembe renge boyamalısın. Geminin pencereleri açık mavi

Detaylı

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ VAKFI ADIGÜZEL ANAOKULU GÖKYÜZÜ SINIFI KASIM AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ VAKFI ADIGÜZEL ANAOKULU GÖKYÜZÜ SINIFI KASIM AYI KAVRAM VE ŞARKILAR RENKLER Ben bir küçük ressamım Pembe sarı boyarım Yeşil yeşil ormanlar Mavi mavi denizler Turuncudur portakal Gökte sarı güneş var Fırça kalem ve kağıt Olmazsa resim olmaz Reklerle oynamaktan Hiç bir çocuk

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ : 2014 2015 Μάθημα : Τουρκικά Επίπεδο : Ε1 Διάρκεια : 2 ώρες

Detaylı

YARATICI OKUMA DOSYASI. En sevdiğiniz tatil kitabını anlatan bir resim çiziniz.

YARATICI OKUMA DOSYASI. En sevdiğiniz tatil kitabını anlatan bir resim çiziniz. YARATICI OKUMA DOSYASI En sevdiğiniz tatil kitabını anlatan bir resim çiziniz. MAVİŞ Mavişe göre Dünya nın ¾ nün suyla kaplı olmasının nedeni nedir?...... Maviş in gözünün maviden başka renk görmemesinin

Detaylı

Kızım, evde köpek. bu köpeği eve? dedi. annesi. Zaten hep beni suçlarsın! dedi Cimcime. Mıyk! diye sızlandı köpek. Hemen gidecek bu köpek!

Kızım, evde köpek. bu köpeği eve? dedi. annesi. Zaten hep beni suçlarsın! dedi Cimcime. Mıyk! diye sızlandı köpek. Hemen gidecek bu köpek! Kızlar, ben geldim, dedi Gönül Hanım. Hav! Cimcime! Bu köpek nereden geldi? Sen zaten hiç köpek sevmiyorsun! dedi Cimcime. Evde köpeğin ne işi var? Miyav! Miyav! Miyav! diye ağladı kedi Köfte dığı odadan.

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

ilkokul1.com YAPANIN YANINA KALMAZ Padişah, sarayının bahçesindeki ağacı çok seviyordu. Bahçıvana; Bu gül ağacına iyi bak! emrini verdi. Günün birinde bir bülbül bu ağaca musallat olup, gülleri yerlere

Detaylı

PENGUEN GRUBU MART AYI BÜLTENİ

PENGUEN GRUBU MART AYI BÜLTENİ PENGUEN GRUBU MART AYI BÜLTENİ HAYVANLAR TEMASI BALIK DÜNYA SU GÜNÜ ORMAN HAFTASI YAŞLILAR HAFTASI DÜNYA TİYATROLAR GÜNÜ Balıkları tanıdık. Balıkları gözlemledik. Balık türlerini isimlendirdik. Balıkların

Detaylı

İnsan Okur. Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR

İnsan Okur. Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR İnsan Okur Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR 2 Süleyman Bulut İnsan Okur 4 Süleyman Bulut İnsan Okur Süleyman Bulut Ben küçükken, büyükler hep aynı soruyu sorardı: Büyüyünce ne olmak istiyorsun?

Detaylı

UĞUR BÖCEKLERI SINIFI MART AYI AYLIK BÜLTENİ

UĞUR BÖCEKLERI SINIFI MART AYI AYLIK BÜLTENİ UĞUR BÖCEKLERI SINIFI MART AYI AYLIK BÜLTENİ TARİHLER 06-10 MART 13-17 MART 20-24MART 27-31 MART KONULAR İlkbahar Eski İstanbul- Değerler eğitimi Dürüstlük Bitkiler- Orman Haftası TiyatroGünü- Kütüphane

Detaylı

KUPA TEKNĠK BĠLĠMLER MESLEK YÜKSEKOKULUNUN

KUPA TEKNĠK BĠLĠMLER MESLEK YÜKSEKOKULUNUN KUPA TEKNĠK BĠLĠMLER MESLEK YÜKSEKOKULUNUN 6.Spor ġenlikleri kapsamında gerçekleģtirilen Futbol Turnuvası Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulunun zaferi ile sona erdi. Yapılan maçlar sonucunda Ünye ĠĠBF

Detaylı

6. Sınıf sıfatlar testi testi 1

6. Sınıf sıfatlar testi testi 1 6. Sınıf sıfatlar testi testi 1 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamını sağlayan kelime sıfat değildir? A) Kaç liralık fatura kesilecek? B) Oraya gidip de ne iş yapacaksın? C) Ne kadar güzel konuşuyor

Detaylı

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) İmtiyaz Sahibi Adına Ramazan BALCI Okul Müdürü Fatma BAŞA ( Özel Eğitim Öğretmeni ) Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI ( Görsel Sanatlar Öğretmeni

Detaylı

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. TATÍLDE Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. Ízin zamanı yaklaşırken içimizi bir sevinç kaplar.íşte bu yıl da hazırlıklarımızı tamamladık. Valizlerimizi

Detaylı

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap Şizofreninin nasıl bir hastalık olduğu ve şizofrenlerin günlük hayatlarında neler yaşadığıyla ilgili bilmediğimiz birçok şey var.

Detaylı

DEĞERLER EĞİTİMİ SINIF İÇİ ETKİNLİK PLANI MAYIS-HAZİRAN AYI İŞLENEN DEĞER: AİLEMİZİ ARKADAŞLARIMIZI VE HAYVANLARI SEVMEK ARKADAŞ SEVGİSİ DOSTLUK

DEĞERLER EĞİTİMİ SINIF İÇİ ETKİNLİK PLANI MAYIS-HAZİRAN AYI İŞLENEN DEĞER: AİLEMİZİ ARKADAŞLARIMIZI VE HAYVANLARI SEVMEK ARKADAŞ SEVGİSİ DOSTLUK DEĞERLER EĞİTİMİ SINIF İÇİ ETKİNLİK PLANI MAYIS-HAZİRAN AYI İŞLENEN DEĞER: AİLEMİZİ ARKADAŞLARIMIZI VE HAYVANLARI SEVMEK ARKADAŞ SEVGİSİ DOSTLUK ETKİNLİK SÜRESİ: 30 DK. ETKİNLİK ZAMANI: TÜRKÇE DİL ETKİNLİĞİ

Detaylı

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin Bir bahar günü. Doğa en canlı renklerine büründü bürünecek. Coşku görülmeye değer. Baharda okul bahçesi daha bir görülmeye değer. Kıpır kıpır hareketlilik sanki çocukların ruhundan dağılıyor çevreye. Biz

Detaylı

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi daha çok sevdiğimiz bir dağ köyünde doğup büyüdüm. Uzak

Detaylı

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. SOKAK - DIŞ - GÜN ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. Batu 20'li yaşlarında genç biridir. Boynunda asılı bir fotoğraf makinesi vardır. Uzun lensli profesyonel görünşlü bir digital makinedir. İlginç

Detaylı

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler. ENGİN VE İKİZLER ALIŞ VERİŞTE Hastane... Dr. Gamze Hanım'ın odası, biraz önce bir ameliyattan çıkmıştır. Elini lavaboda yıkayarak koltuğuna oturur... bu arada telefon çalar... Gamze Hanım telefon açar.

Detaylı

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim Sohbetler *Tatilde neler yaptık? *Hava nedir? Hangi duyu organımızla hissederiz? *Tatildeyken hava nasıl değişimler oldu? *Müzik dendiğinde

Detaylı

Umutla, harabelerde günlük turuna çıkmış olan bekçi Hilmi Efendi yi aramaya koyuldu. Turist kalabalığı Efes sokaklarına çoktan akmaya başlamıştı.

Umutla, harabelerde günlük turuna çıkmış olan bekçi Hilmi Efendi yi aramaya koyuldu. Turist kalabalığı Efes sokaklarına çoktan akmaya başlamıştı. Düş Kırıklığı Karnı iyice acıkmıştı. Harabeler içinde bulunan bekçi kulübesinin ardındaki, begonvil, yasemin ve incir ağaçlarıyla çevrili alana doğru koştu. Leziz yemeğinin tadını uzaktan bile duyumsuyordu.

Detaylı

C A NAVA R I N Ç AGR ISI

C A NAVA R I N Ç AGR ISI C A NAVA R I N Ç AGR ISI Canavar, canavarların hep yaptığı gibi, gece yarısından hemen sonra çıktı ortaya. Geldiğinde Conor uyanıktı. Kısa süre önce bir kâbus görmüştü. Herhangi bir kâbus değil- di bu;

Detaylı

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN MUTLU HAFTALAR Emrah&Elvan PEKŞEN ilkok BÜYÜK HARFLERIN KULLANIMI Emir Defne Özel isimlerin ilk harfleri büyük yazılır. Cesur Yumak Nevşehir Japon Azerbaycan Ağrı Dağı Anıtkabir Cümleler her zaman büyük

Detaylı

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN MUTLU HAFTALAR Emrah&Elvan PEKŞEN ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok BÜYÜK HARFLERIN KULLANIMI Emir Defne Özel isimlerin ilk harfleri

Detaylı

PİNOKYO EĞİTİM KURUMLARI MART AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI 1. HAFTA

PİNOKYO EĞİTİM KURUMLARI MART AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI 1. HAFTA 1. HAFTA TARİH : 01 MART 2016 04 MART 2016 KONU : YEŞİLAY 1- Yeşilay nedir? Ne işe yara? Faaliyetleri nelerdir? Nefes akciğer yapalım. Vücudumuzu 2- Sigara ve alkolün zararlarını hep birlikte öğrenelim

Detaylı

İNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU

İNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU 25 Ders 3 İnsan Bir gün ağaçtan küçük bir çocuk oyan, ünlü bir ağaç oymacısı hakkında ünlü bir öykü vardır. Çok güzel olmuştu ve adam onun adını Pinokyo koydu. Eserinden büyük gurur duyuyordu ama oyma

Detaylı

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge 2-6 Yaş Kreş ve Gündüz Bakımevi

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge 2-6 Yaş Kreş ve Gündüz Bakımevi Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge 2-6 Yaş Kreş ve Gündüz Bakımevi PAPATYALAR EKĠM 2016 EĞİTİM BÜLTEN KIRMIZI BALIK Kırmızı Balık Gölde Kıvrıla Kıvrıla Yüzüyor Balıkçı Hasan Geliyor Oltasını Atıyor Kırmızı

Detaylı

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var)

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var) Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var) Yazan: Yücel Feyzioğlu Resimleyen: Mert Tugen Ne varmış, ne çokmuş, gece karanlık, güneş yokmuş. Her kasabada kabadayı insanlar varmış.

Detaylı

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

15 günlük kısa dönem Avrupa gönüllü hizmeti projemi bitirdikten sonra Türkiye ye döndüm ve sizinle oradaki anılarımı bir raporda paylaşmak istedim.

15 günlük kısa dönem Avrupa gönüllü hizmeti projemi bitirdikten sonra Türkiye ye döndüm ve sizinle oradaki anılarımı bir raporda paylaşmak istedim. Yazan: Ümmü Nur Günlü Ülke: SIRBİSTAN Kuruluş: Bird Protection Study Society Başlama Tarihi: 01.07.2018 Bitiş Tarihi: 15.07.2018 E-posta: mmnrgnl@yandex.com Herkese selamlar, 15 günlük kısa dönem Avrupa

Detaylı

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu! Kaybolmasınlar Diye Mesleğini sorduklarında ne diyeceğini bilemezdi, gülümserdi mahçup; utanırdı ben şairim, yazarım, demeye. Bir şeyler mırıldanırdı, yalan söylememeye çalışarak, bu kez de yüzü kızarırdı,

Detaylı

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge 2-6 Yaş Kreş ve Gündüz Bakımevi

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge 2-6 Yaş Kreş ve Gündüz Bakımevi Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge 2-6 Yaş Kreş ve Gündüz Bakımevi GÜLEN YÜZLER EKĠM 2016 EĞİTİM BÜLTENİ ATATÜRK ÖLMEDI Atatürk ölmedi yüreğimde yaģıyor. Uygarlık savaģında bayrağı o taģıyor. Her gücü o

Detaylı

MERAKLI KİTAPLAR. Alfabe

MERAKLI KİTAPLAR. Alfabe MERAKLI KİTAPLAR Alfabe Bu kitabın sahibi:... Dinle bir tanem, şimdi sana, bir çocuğun öyküsünü anlatmak istiyorum... Uzun çoooooooook uzun adı olan bir çocuğun öyküsü bu! Aslında her şey onun dünyaya

Detaylı

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları RAPUNZEL Bir zamanlar bir kadınla kocasının çocukları yokmuş ve çocuk sahibi olmayı çok istiyorlarmış. Gel zaman git zaman kadın sonunda bir bebek beklediğini fark etmiş. Bir gün pncereden komşu evin bahçesindeki

Detaylı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen Yayın no: 168 SAYGI VE HÜRMET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 18 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu

Detaylı

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Kreş ve Gündüz Bakımevi KASIM EĞİTİM BÜLTENİ

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Kreş ve Gündüz Bakımevi KASIM EĞİTİM BÜLTENİ Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Kreş ve Gündüz Bakımevi KASIM 2016 EĞİTİM BÜLTENİ ELMA KURDU Ben bir elma kurduyum Kıvrıla kıvrıla gezerim Nerde bir elma görsem Dayanamaz süzerim Dalda duran elmayım

Detaylı

Otistik Çocuklar. Berkay AKYÜREK 7-B 2464

Otistik Çocuklar. Berkay AKYÜREK 7-B 2464 Otistik Çocuklar Otistik olmak normal insan olmaktan çok farklı değildir aslında, sadece günlük ihtiyaçlarını karşılayamıyorlar. Yani bizim kendi başımıza yapabildiğimiz (yemek yeme, kıyafet giyme, oyun

Detaylı

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin. Bu kitapçığı, büyük olasılıkla kısa bir süre önce sevdiklerinizden biri size cinsel kimliği ile biyolojik/bedensel cinsiyetinin örtüşmediğini, uyuşmadığını açıkladığı için okumaktasınız. Bu kitapçığı edindiğiniz

Detaylı

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN 12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-İROL AŞARAN : Efendim : İyiyim sağol sen nasılsın : Çalışıyorum işte yaramaz birşey yok : Kim yazmış bunu : Kim yazmış bunu Milliyet te : Yani sen sen birşey yollamış mıydın

Detaylı

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK Ceylan Işık, Hacettepe Türkçe Öğretmenliği Biliyor musunuz, ben bir çocuğun kalbine dokundum? Hatta bir değil birçok çocuğun kalbine dokundum. Onların sadece ellerine, yüzlerine

Detaylı

yemyeşil bir parkın içinden geçerek siteye giriyorsunuz. Yolunuzun üstünde mutlaka birkaç sincaba rastlıyorsunuz. Ağaçlara tırmanan, dallardan

yemyeşil bir parkın içinden geçerek siteye giriyorsunuz. Yolunuzun üstünde mutlaka birkaç sincaba rastlıyorsunuz. Ağaçlara tırmanan, dallardan Karganın Rengi Siyah! Siyah mı? Evet Emre, siyah. Kara değil mi? Ha kara, ha siyah Cenk, bence kara ile siyah arasında fark var. Arkadaşım Cenk le hâlâ aynı şeyi, kargaların rengini tartışıyoruz. Galiba

Detaylı

1. SINIF TÜRKÇE. Copyright 2015. YAZAR Ahmet KÜÇÜKAYDIN Hacer KÜÇÜKAYDIN. KAPAK TASARIMI Resul KÖSE. DİZGİ - SAYFA TASARIMI Resul KÖSE

1. SINIF TÜRKÇE. Copyright 2015. YAZAR Ahmet KÜÇÜKAYDIN Hacer KÜÇÜKAYDIN. KAPAK TASARIMI Resul KÖSE. DİZGİ - SAYFA TASARIMI Resul KÖSE 1. SINIF TÜRKÇE Bu kitabın bütün hakları Hacer KÜÇÜKAYDIN a aittir. Yazarın yazılı izni olmaksızın kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz ve çoğaltılamaz. Copyright 2015 YAZAR Ahmet KÜÇÜKAYDIN Hacer KÜÇÜKAYDIN

Detaylı

TEST. 7. Dişer ne zaman fırçalanmalıdır? A. Yemeklerden sonra B. Okuldan gelince C. Evden çıkmadan önce

TEST. 7. Dişer ne zaman fırçalanmalıdır? A. Yemeklerden sonra B. Okuldan gelince C. Evden çıkmadan önce ÖDEV- 3 ADI SOYADI:.. HAYAT BİLGİSİ Tırnaklar, el ve ayak parmaklarının ucunda bulunur. Tırnaklar sürekli uzar. Uzayan tırnakların arasına kir ve mikroplar girer. Bu yüzden belli aralıklarla tırnaklar

Detaylı

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN .com Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok Adı-Soyadı:... Önce kelimeleri tek

Detaylı

AĢağıdaki sözcüklerle tümceler kurunuz! 6

AĢağıdaki sözcüklerle tümceler kurunuz! 6 AĢağıdaki sözcüklerle tümceler kurunuz! 6 geldi bayramım Benim geldi Bütün çocukların bayramı Bu gün, Günü`dür Dünya Çocuklar Atatürk etti bize armağan Bu günü, Bayramı geldi Ulusal Egemenlik ve Çocuk

Detaylı

Hazırlayan: Tuğba Can Resimleyen: Pınar Büyükgüral Grafik Tasarım: Ayşegül Doğan Bircan

Hazırlayan: Tuğba Can Resimleyen: Pınar Büyükgüral Grafik Tasarım: Ayşegül Doğan Bircan Hazırlayan: Tuğba Can Resimleyen: Pınar Büyükgüral Grafik Tasarım: Ayşegül Doğan Bircan Mart 2009 Kendi Yaşam Öykünüzü Yazın Diyelim ki edebiyatla uğraşmak, yazı yazmak, bir yazar olmak istiyorsunuz. Bu

Detaylı

EĞİTİM VE ÖĞRETİM DÖNEMİ DENİZYILDIZI GRUBU MART AYI BÜLTENİ

EĞİTİM VE ÖĞRETİM DÖNEMİ DENİZYILDIZI GRUBU MART AYI BÜLTENİ 2012 2013 EĞİTİM VE ÖĞRETİM DÖNEMİ DENİZYILDIZI GRUBU MART AYI BÜLTENİ MART AYINDA NELER ÖĞRENDİK? Bitkileri tanıdık. Bitkileri gözlemledik. Bitki türlerini isimlendirdik. Bitkilerin birer canlı olduğunu

Detaylı

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN .com Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN n ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1 n Problem Avcıları Biz problem avcılarıyız. Benim

Detaylı

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΠΡΟΦΟΡΙΚΟ ΛΟΓΟ (70005Γ) DİNLEME İSTEKLER (9) Metinleri dinleyelim

Detaylı

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN Biraz düşünelim... Alışverişe gittiniz; her zaman akıllı ve anlayışlı olan oğlunuz istediği oyuncağı alamayacağınızı söylediğinizde

Detaylı

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Hayatımızın en değerli varlığıdır anneler. O halde onlara verdiğimiz hediyelerinde manevi bir değeri olmalıdır. Anneler için hediyenin maddi değeri değil

Detaylı