Militan, devrimci bir gençlik hareketi için Örgütlenelim

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Militan, devrimci bir gençlik hareketi için Örgütlenelim"

Transkript

1 Aylık Siyasi Gençlik Dergisi * Sayı: 148 * Kasım 2009 *Fiyatı: 2 TL * ISSN: Militan, devrimci bir gençlik hareketi için Örgütlenelim YDG 4. Konferansı 5-6 Aralık ta İzmir de

2 8 Kasım Kadıköy Istanbul

3 YEN DEMOKRAT GENÇL K SUNU Ç D E K L E N R syan YÖK Protestolar Forum... 9 Göçmen Genç Ufuk Kolektifin Sesi Gençli e Notlar Merhabalar, Yo un ve verimli geçen bir 6 Kas m sürecinin ard ndan YDG nin en üst demokratik organ olan YDG Konferans n n dördüncüsünü örgütleme sürecindeyiz. Bulgaristan, Yunanistan, Almanya dan uluslararas kat l mlar n olaca konferans m z 5-6 Aral k tarihlerinde zmir de örgütleyece iz. Konferans m zda son y llarda geliflim gösteren ve gerek harç eylemlerinde gerekse de son 6 Kas m da ivme kazanan ö renci hareketinin durumu ve gelece i ile YDG olarak bu harekete sa l kl bir yön vererek devrimci gençlik hareketinin yükseltilmesi için militan bir mücadele hatt - na olan ihtiyac ele alaca z. Bu say m zda önceki senelerden farkl olarak geçmifl süreç ve önümüzdeki süreç de erlendirmelerini taslak olarak yay nlam yoruz. Bunun yerine konferans m zdaki tart flma konular na temel oluflturmas ve alanlarda daha derinlikli tart flmalar n gerçekleflmesine katk da bulunmak amac yla militanl k üzerine anlay fl m z konu alan çeflitli yaz lara yer veriyoruz. Konferans n gündemlerini derinlefltirmesi amac yla okurlar m z n yo un iste ini alan ve Kas m ay nda ölüm y ldönümünü and m z Komünist Önder Mehmet Demirda n devrimin atak, bilgili, fedakar kadrolar olal m bafll kl makalesine de yer veriyoruz. Bu say m zda ayr ca 6 Kas m eylemlerinin haber ve deneyimleri ile Avusturya da Bologna Süreci ne karfl yap lan üniversite iflgalleri üzerine iflgallere kat lan YDG lilerin yaz s n da yay nl yoruz. Taleplerimizin ve mücadelemizin ortakl enternasyonalist bilincimize katk sunmakta ve farkl ülkelerin gençlik hareketlerinden ö renmenin önemini artt rmaktad r. YDG Merkezi Kad n Komisyonu nun öncülü ünde birçok alan m zda örgütlenen toplant larla kurulan örgütlenmelerin ilk hedef olarak belirledi i 25 Kas m Kad na Yönelik fiiddete Karfl Uluslararas Eylem Günü nün baflar l flekilde örgütlenmesi YDG aç s ndan son y llarda ön plana ç kard genç kad n çal flmas n n geliflmesi aç s ndan önemli bir yerde durmaktad r. Sayfalar m zda kad n komisyonlar ndan arkadafllar m z n haz rlad klar yaz lara yer veriyoruz. Bu say m zda dergimizin sayfa say s n 64 ten 68 e ç - kart yoruz. Daha etkili, daha nitelikli ve daha görsel bir devrimci gençlik dergisi için daha kolektif, daha elefltirel, daha sorgulay c bir çal flmaya ihtiyac m z vard r. Okurlar m z n katk lar n daha da gelifltirerek sürdürmelerini bekliyoruz. Dergimiz yaln zca halk gençli ine dayanarak yay n çal flmalar n sürdürmekte ve okurlar ndan elde etti i gelirle ayakta kalmaktad r. Ancak ekonomik krizin de etkisiyle mali konuda ciddi sorunlar yaflamaktay z. fiartlar n zorlamas sebebiyle bu say m zda dergimizin ücretini 1.5 TL den 2 TL ye ç kartt k. Okurlar m z n anlay flla karfl layaca n ve dergimize daha fazla destek sunaca m za inan yoruz. Yeni say m zda buluflmak üzere tüm okurlar m za mücadelelerinde baflar lar diliyoruz. Birlik Küçük Burjuva Gerilla Haluk Zorusevmez Genç Kad n Komünist ustalardan ö renelim Bellek UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY LTD. fit Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A a Mah. mam Murat Sok. No: 8/1 Aksaray-Fatih/ STANBUL Tel: (0212) Faks: (0212) Sahibi ve Yaz iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL Bask : Yön Matbaac l k Davutpafla Cd. Güven San. Sit. B Blok, No: 366 Tel: (0212) umutyayimcilik@ttmail.com ISSN Yeni Demokrat Gençlik in adresleri: yenidemokratgenclik@hotmail.com yenidemokratgenclik@yahoogroups.com BÜROLAR Á Kartal: stasyon Cd. Dörtler Ap. No: 4/2 Kartal, Tel: (0216) Á Ankara: Sa l k 1 Sk. No: 17/19 S hh ye/çankaya Tel: (0312) Á zmir: 856 Sk, No: 48/203 Kemeralt Konak, Tel: (0232) Á Malatya: Dabakhane Mh. Turgut Temelli Cd. Bar fl flhan No: 3 Á Erzincan: Ordu Cd. Ordu flhan Kat: 3 Tel: (0 446) Á Bursa: Selçuk Hatun Mh. Ünlü Cd. Sönmez flsaray Kat 2 No: 185 Heykel, Tel: (0224) Á Mersin: Silifke Cd. Çavdaro lu flhan Kat: 3 No: 118 Á Avrupa Merkez Büro: Weseler Str Dusburg-Almanya Tel: BANKA HESAP NUMARALARI Selma fiahin Ziraat Bankas stanbul/aksaray fib. Euro Hesab : TL Hesab :

4 2 Yeni Demokrat Gençlik PERDE KALKIYOR! Bir 6 Kas m süreci daha öncekilere benzer tart flmalarla geride kald. Siyasal öznelerin dar tart flmalar na ra men geçti imiz y llara oranla niceliksel kat l m n artt bir protesto süreci yaflad k. mzas z pankart tart flmalar n ilkesel zemine oturtan siyasi örgütlenmelerin görece artt düflünülürse ilerici gençlik hareketlerinin durumu da daha iyi anlafl lacakt r. Uzun bir polemik konusu olmas dolay s yla yaz m zda de inip geçece imiz bu anlay fl n en genifl kitle kayg - s n n hiç de gerçek olmad n, örgütsüzlü ü ilkesel lefltiren anlay fllar n niyetlerinden ba ms z olarak tasfiyecili e hizmet etti ini belirterek geçelim. Konumuz eylem imzalar olmamas na ra men emekçi kitlelerin örgütlenmesinin önemi aç kt r. Bu nedenle biçimsiz, flekilsiz örgütçükler yerine flekilli, hedefi ve anlay fl belli örgütlenmelerin yayg nlaflt r lmas, özellikle de genifl y n örgütlenmelerinin say ca ve içerik aç s ndan zenginleflmesi gereklili i önümüzde duran baflat sorunlardan birisidir. lkeselli i imza tart flmalar na indirmek yerine örgütlenme gerekliliklerine çevirmek görece daha anlafl l r olacakt r. Okul polisi uygulamalar ndan katk ve ba fl paralar na dek uzanan bir yelpazede ö renci gençli in sorunlar çeflitlenmektedir. Bologna projesi kapsam nda kurulmas çal flmalar bafllayan denetim kurullar da bu sorunlara eklenen yeni bir bafll k oldu. Üniversitelerin yönetiminde ö rencileri ve ö retim üyelerini d flar da b rakan ve asker ve patronlar n dahil olaca bu mekanizman n en ufak bir meflrulu- u bulunmamaktad r. Biriken sorunlar, ö renci gençli in artan tepkisini de beraberinde getirmektedir. Tam da bu dönemde en genifl y n örgütlenmelerine çal flmalarda a rl k vermek, her sald r ya karfl örgütlü duruflu güçlendirerek cevap olmak acil bir ihtiyaçt r. Ö retmenden fazla polis atamas yapan devlet Sorunlar sadece lise ve üniversite ö renimi dönemiyle s n rl de ildir. lkö retim okullar nda zorunlu olarak okutulan ö renci and na karfl aç lan davan n Dan fltay taraf ndan reddedilmesi, de iflen konular n dahi hayli aksak yanlar bar nd rd n gözler önüne sermektedir. Öte yandan genelde halk gençli inin yaflad iflsizlik sorunu ve özelde üniversite mezunlar n n son dönemdeki durumu gelecek aç s ndan umut vermemektedir. Kas m ay nda atama bekleyen 327 bin ö retmen aday n n yaflad s k nt bu konuda dikkat çekicidir. 10 bin sözleflmeli ö retmenin kadrolu olarak atanmas n n d fl nda atama yapmayan MEB, tepkileri üzerine çekmektedir. Buna ra men ö retmen atamas ndan daha fazla polis atamas yap lacak olmas (16 bin) egemenlerin as l ihtiyac n n ne oldu unu göstermektedir. Sadece bu veriler dahi önümüzdeki dönemde ege-

5 Yeni Demokrat Gençlik 3 menlerin kolluk güçlerine daha fazla ihtiyaç duyaca n göstermektedir. Artan tepkilerin, gösteri ve eylemlerin yaratt tedirginlik anlafl l rd r. Atamalardan afl tart flmalar na, demokratik aç l m konusundan geneti i de ifltirilmifl organizmalara, YÖK denetleme kurullar ndan ard ard na yap lan zamlara kadar çok say da konu bu tepkinin nedenlerini oluflturmaktad r. Ulusal Hareketin, demokratik aç l m sürecinde att - ad mlar sonucunda ipin ellerinden kaçmaya bafllad - n hisseden egemenlerin h zl bir manevrayla gündemi slak imza tart flmalar na kayd rmalar, aç l m noktas nda olmasa dahi demokratiklik konusunda ne kadar samimi olundu unu göstermifltir. Belli ki egemenlerin elinin alt nda gündemi meflgul etmek amac yla benzeri onlarca konu bulunmaktad r. Egemenlerin gündemi belirleme konusundaki baflar lar bu olay nezdinde bir kez daha kan tlan rken, yap lan her manevran n eskiye oranla y pranma düzeyini artt rd aç kt r. Yani egemenler gündemi de ifltirebilirler ama teflhir olmaktan kurtulamazlar. Gazetelerin, televizyonlar n canh rafl bir biçimde slak imzaya odaklanmas, bu u urda bir albay n, birkaç askerin tutuklanmas ve darbe senaryolar nihai olarak halk ilgilendirmemektedir. Sa l m zla oynanmas na izin vermeyelim Halk n sa l yla oynayanlar, sömürenler, katledenler kendilerini mazlum göstererek hesap vermekten kurtulmay planl yorlarsa yan l yorlar. Keza H1N1 afl lar n n farkl versiyonlar yla uygulanmaya çal fl lmas, bu bir yana 29 Ekim nedeniyle tatil edilen okullar n ilaçlanaca n n söylenmesine ra men ilaçlanmamas, daha do rusu sadece özel okullar n ve zengin semtlerindeki okullar n ilaçlanmas (kaynak: Kanal D Haber) sa l k alan nda halk n can konusunda nas l i renç bir oyunun oynand n gözler önüne sermektedir. Sa l k konusundaki bir di er önemli geliflme de geneti i de ifltirilmifl organizmalar n denetim alt nda tutularak ülkeye girifllerinin serbestlefltirilmesi karar olmufltur. Geneti i de ifltirilmifl organizmalar n sa l a zarar bir yana ço u tar msal ürünün neden ihraç edildi i, Türkiye nin iklimsel koflullar n n m s r, patates, pamuk, pirinç, bu day, ayçiçe i, nohut, mercimek, elma, erik, domates, biber, marul gibi ihraç edilen ürünleri üretmeye müsait olup olmad tart fl lmal d r. Tar m n emperyalizmin istekleri do rultusunda tasfiye edildi i bu ülkede tar m ürünü ihracatç s durumuna düflülmesi bafll bafl - na bir sorunken son yasa nezdinde zaten uzun bir süredir GDO lar n ihraç edildi inin ortaya ç kmas nas l izah edilebilir. Tar m Bakan n n zaten ihraç ediyorduk, denetim alt na al yoruz demesinin anlafl l r bir yan var m d r? Tart flman n bir di er can al c noktas da GDO lu ürünleri inceleyecek laboratuar say s n n Türkiye de oldukça az olmas d r. Tam da GDO tart flmalar n n ortas nda 6 fleker fabrikas n n özellefltirilmesi için teklif al nmaya bafllanmas, bahsi geçen konularda egemenlerin ne kadar samimi oldu unu göstermektedir. 450 bin pancar üreticisini oldu u kadar hepimizi yak ndan ilgilendiren bu konuya sessiz kalmak mümkün de ildir. Yaflananlar, tüm manevralar na ra men egemenlerin daha fazla teflhir olmaya bafllad n göstermektedir. Evet, perde kalk yor ancak yükselen tepkinin sadece egemenlerin sözcülerine yönelmesi, gerçek bir kazan - m n elde edilmesine engel olacakt r. Bu nedenle artan tepkiyi örgütlü güce dönüfltürmek önemli bir görevdir.

6 4 Yeni Demokrat Gençlik Postalla geldi isyanla gidecek stanbul YÖK ün kuruluflunun 28. y l nda gençlik örgütleri ve Genç-Sen Beyaz t Meydan nda farkl eylemler yapt lar. Saat 12:30 da ise Devrimci Proleter Gençlik, DGH, D P, Ekim Gençli i ve YDGM nin örgütledi i, YDG nin de kat ld YÖK Karfl t Ö rencilerin eylemi bafllad. Sloganlarla Beyaz t Meydan ndan Ü Anakap önüne yürüyen kitle hem Türkçe hem de Kürtçe pankart açt lar. ki dilde de YÖK ü sloganlarla protesto ettiler. 500 ün üstünde ö rencinin kat ld eylemde Yöke rake zaningehe r zgar bike! (YÖK ü kald r e itimi özgürlefltir! ), C wan hezen parast na z man n! (Gençlik anadilin savunucusudur! ), Be z man jiyan nabe! (Dilsiz yaflam olmaz!), Eflit- paras z- bilimsel- anadilde e itim!, Soruflturmalar, cezalar, bask lar bizi y ld ramaz!, YÖK, polis, medya bu abluka da t lacak! sloganlar coflkuyla at l rken, bas n aç klamas hem Türkçe hem Kürtçe okundu. Eyleme liseli ö renciler de destek verdi. Bas n aç klamas n n ard ndan sloganlarla Eczac l k Fakültesine yüründü. Yürüyüfl esnas nda Kürdistan faflizme mezar olacak!, Biji b ratiya gelan!, Yaflas n halklar n kardeflli i! sloganlar at ld. Eylem halaylarla bir süre devam ettikten sonra bitti. Beyaz t Meydan nda yap lan bir di er eylem ise Genç- Sen in eylemiydi. Bar nam yoruz, ulaflam - yoruz, okuyam yoruz- YÖK e karfl yürüyoruz! pankart n n aç ld eyleme Tüm Ö renci Velileri Derne i- Giriflimi, Özgür E itim Platformu, TTB T p Ö rencileri Kolu ve Ekmek ve Özgürlük de destek verdi. YÖK postalla geldi, Genç- Sen le gidecek!, Birlik mücadele dayan flma ö renciye sendika!, Ferman devletin üniversiteler bizimdir!, sloganlar n n at ld eylem, yap lan bas n aç klamas n n ard ndan 7 Kas m da Ankara da yap lacak olan mitinge ça r yap larak bitirildi. Bir baflka eylem de Ö renci Kolektifleri, Ö renci Muhalefeti, EMEP ve TKP nin beraber örgütledi i eylemdi. Kitle s k s k AKP Defol Üniversiteler Bizimdir ve Ferman Tayyip in Üniversiteler Bizimdir sloganlar atarak rektör Söylet i istifaya ça rd. Eylem tiyatro gösterimiyle son buldu. stanbul YDG Artvin 6 Kas m günü saat da Artvin Çoruh Üniversitesi Rektörlü ü önünde YDG ve Artvin Gençlik Derne- i nin birlikte düzenledi i bir eylem ve bas n aç klamas gerçeklefltirildi. Halk için bilim, halk için e itim pankart arkas nda toplanan yaklafl k 50 kiflilik kitle rektörlü e do ru k sa bir yürüyüfl gerçeklefltirdi. Rek-

7 Yeni Demokrat Gençlik 5 törlük önünde okunan bas n aç klamas nda cuntan n kurdu u YÖK ün bir kara leke olarak varl n sürdürdü ü ancak YÖK e karfl devrimci gençli in mücadelesinin sona erdirilemedi i belirtildi. E itimdeki adaletsizlikler ve krizle birlikte e itim ve mesleki haklar m za dönük sald - r lar vurguland. Bas n aç klamas n n ard ndan oturma eylemi gerçeklefltirildi ve bu s rada k sa bir müzik dinletisi yap ld. Kitle okunan devrimci marfllara büyük coflkuyla kat l rken çevrede bulunanlar da alk fllarla efllik ettiler. Eylem çekilen halay n ard ndan sloganlarla son buldu. Artvin YDG Çanakkale YDG olarak 6 Kas m öncesinde izlenecek olan politikaya dair bir iç toplant ald k ve bu do rultuda 6 Kas m a 2 hafta kala yayg n flekilde YÖK ü teflhir eden YDG imzal bildiriler da tt k. 6 Kas m günü saat 12 de Fen Edebiyat Fakültesi önünde toplanan kitle rektörlü e kadar yürüyüfl yapt. Üniversite Ö rencileri pankart yla yürüyüfl yapan yaklafl k 150 kiflilik kitle sloganlarla YÖK ü protesto etti. Bas n aç klamas nda devrimci-demokrat ö rencilerin her daim YÖK e ve onun politikalar - na karfl duraca n bildiren kitle flehir merkezinde yap lacak olan bas n aç klamas na da ça r yapt. Ayn gün Halkbank önünde toplanan kitle Cumhuriyet Meydan na do ru yürüyüfle geçerek YÖK ü teflhir eden sloganlar att. YÖK postalla geldi isyanla gidecek pankart yla yürüyüfle geçen kitle Cumhuriyet Meydan nda bas n aç klamas gerçeklefltirdi. Eylemi örgütleyen kurumlar ise Ö renci Kolektifleri, YDG, SGD, DGH, Gençlik Muhalefeti ve TKP li ö renciler, destek veren kurumlar ise YDG-M ve Genç-Sen! Çanakkale YDG Dicle Üniversitesi 6 Kas m 1981 tarihinde 1980 Askeri Faflist Cuntas - n n politikalar ekseninde kurulan Yüksekö retim Kurulu (YÖK) her y l oldu u gibi bu y l da yap lan eylemlerle protesto edildi. 28 y ld r üniversiteler üzerinde uygulanan bask lar YÖK taraf ndan hayata geçirilmekte, ö rencilerin e itim hakk gasp edilmekte ve ö renciler tek tiplefltirilmek istenmektedir. E itimdeki tek tiplefltirmeye, e itimin paral laflt r lmas na, faflist bask lara, e itimin anti-bilimselli ine karfl mücadele yürüten ö rencilere soruflturmalar aç lmakta, gözalt lar yap lmakta ve zindanlar n yolu gösterilmektedir. Ancak tüm anti-demokratik uygulamalara ve bask lara karfl üniversitelerdeki muhalif ses susmamakta, susturulamamaktad r. Dicle Üniversitesi Ö renci Derne- i nin YÖK karfl t eylemi 5 Kas m günü gerçeklefltirildi. Fen-Edebiyat Fakültesi önünde toplanan yüzlerce ö renci yürüyüfle geçerek ve YÖK ü deflifre eden dövizler tafl yarak, sloganlarla birlikte T p Fakültesi önüne geldi. Burada gerçeklefltirilen bas n aç klamas nda YÖK ün oluflum koflullar anlat ld ve YÖK e karfl mücadeleye devam denildi. Her türlü bask ya karfl mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini ve mücadeleyi daha da büyüteceklerinin ifade edilmesinden sonra YÖK maketinin yak lmas yla aç klama sona erdirildi. Ard ndan tekrar Fen-Edebiyat Fakültesine do ru yürüyüfle geçildi. Burada da çekilen halaylar ve at lan sloganlarla eylem sona erdirildi. Eyleme E itim-sen de kat - larak destek verdi. 6 Kas m Cuma günü de KESK e ba l E itim-sen taraf ndan yine Fen-Edebiyat Fakültesi önünde YÖK ile ilgili bir bas n aç klamas gerçeklefltirildi. Bas n aç klamas n n ard ndan at lan YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleflecek vb sloganlarla birlikte eylem son buldu. Eyleme ö renciler de kat larak destek verdi. Amed YDG

8 6 zmir zmir de 6 Kas m süreci; zmir YÖK Karfl t Platform tart flmalar yla bafllad. E itim Sen in ça r s yla; esas n gençlik örgütlerinin oluflturdu u çeflitli DKÖ lerin, sendikalar n, kulüplerin de içinde bulundu u genifl bir birliktelik sa lamak amac yla platform toplant lar oldu. Politik zeminin tart fl ld toplant larda esas olarak sürecin AKP ve gericilik üzerinden mi, yoksa paral e itim ve geleceksizlefltirme sald r lar üzerinden mi örülece i tart flmalar damgas n vurdu. Bu konuyla ilgili al nan toplant larda Paral e itime, geleceksizlefltirmeye karfl eflit, paras z, bilimsel, anadilde e itim temel slogan üzerinde anlafl ld. AKP ve gericili in de alt bafll k olarak ifllenmesi kararlaflt r ld. Ancak bildirilerin de- erlendirildi i toplant da; Ö renci Kolektiflerinden arkadafllar önce bildirilerde AKP ve gericilik gündeminin yeterince ifllenmedi ini ve platformdan ayr lmay düflündüklerini söylediler, bildirilerin de ifltirilebilece i söylendi inde de ayr lma tav rlar nda srarc olduklar n söyleyerek; samimiyetten uzak bir tutumla platformdan ayr ld lar. Bu tavr n üzerine Gençlik Muhalefeti nden arkadafllar da ayr ld lar. Emek Gençli i nden arkadafllar da önce karars z kal p sonra da ayr ld lar. Birleflik, kitlesel bir 6 Kas m süreci örmek amac yla oluflturulmaya çal fl lan platform da lm fl oldu ve nihayetinde birlikte genifl bir 6 Kas m örülemedi. Platformun da lmas ndan sonra Genç-Sen, DGH ve sürece sonradan dâhil olan DÖB ile birlikte süreç yeniden örgütlendi. Sürecin daha bafl ndan beri birleflik bir 6 Kas m perspektifiyle hareket eden zmir YDG, geliflen tart flmalar n ard ndan Genç-Sen içerisinde bir faaliyet örmeyi daha uygun bulmufl ve çal flmalar n bu yönde örmüfltür. Ba ms z bir YDG faaliyeti örme konusunda çeflitli s k nt lar m z öne ç km fl olsa da 6 Kas m süreci esas anlamda olumlu geçmifltir. Her iki üniversitede de stantlarla, bildiri da t mlar yla çeflitli çal flmalar yap ld. YDG liler olarak bu çal flmalarda aktif bir biçimde yer almaya çal flt k ve özellikle Genç-Sen faaliyeti konusunda daha genifl bir perspektifimizin do mas n sa lad k. YDG çal flmas ve Genç-Sen çal flmas n n birlikte nas l ele al naca konusunda var olan sorunlar m z n giderilmesi aç s ndan bu sürecin tart flmalara neden olmas bizim için çal flmam z n önünü açacak ayr bir olumluluktur. Çal flmalar ile birlikte Ege ve Dokuz Eylül Üniversitelerinde iki ayr etkinlik ve merkezi bir yürüyüfl karar al nm fl, bu do rultuda etkinlikler düzenlenmifltir. Dokuz Eylül Üniversitesi nde de 4 Kas m günü bir etkinlik yap ld. Etkinli e havan n ya murlu olmas ndan kaynakl yeterince kat l m olmasa da coflkulu geçti. Etkinlikte; Yeni Kap Tiyatrosu, Sokak Sanatç lar ve Ay fl Tiyatro flçileri sahne ald. Dokuz Eylül de hafta boyu yap lan çal flmalarla Bornova daki eyleme kat l m sa land. Ege Üniversitesi nde ise 5 Kas m günü bir etkinlik düzenlendi ve 6 Kas m günü yürüyüfl yap ld. Ayn gün Bornova Metro dan Bornova Meydana DEÜ ö rencileriyle birlikte yürüyüfl yap ld. Eylemde Ekmek ve Özgürlük, Dev-lis ve Genç Umut da pankart açt. Eylem Bornova Meydan nda okunan bas n aç klamas yla sonland r ld. Yürüyüfl kitlesel ve coflkulu geçti ve yap lan bas n aç klamas n n ard ndan sonuçland r ld. TKP, Emek Gençli i, Ö renci Kolektifleri, Gençlik Muhalefeti ve E itim-sen 3 No lu fiube nin Basmane den AKP binas n n önüne yapt klar bir yürüyüfl ile birlikte zmir de iki 6 Kas m eylemi yap lm fl oldu. zmir YDG Ankara Yeni Demokrat Gençlik YÖK ün kuruluflunun 28. y l nda tüm Türkiye de oldu- u gibi Ankara da da gençlik sokaktayd. Güçlü, birleflik bir YÖK eylemi gerçeklefltirme konusunda geçen y ldan daha olumsuz bir tablo ortaya ç km fl olsa da YÖK e hay r! fliar bu y lda coflkulu bir flekilde hayk r ld. Yeni Demokrat Gençlik, Devrimci Proleter Gençlik, Ekim Gençli i, Özgür E itim Platformu, Sürekli Devrim Hareketi ve TÜM- GD olarak düzenledi imiz eylem 6 Kas m günü da Sakarya Caddesi nde toplan lmas yla bafllad. Ard ndan sloganlarla Yüksel Caddesi ne yürüyen kitle burada bir bas n aç klamas gerçeklefltirdi.

9 Yeni Demokrat Gençlik 7 Bas n aç klamas nda YÖK ün amac n n geçmiflten günümüze ifllevinin üniversitelerde özgürlük ad - na en ufak bir k r nt b rakmamak, bilimsel e itimi ortadan kald rarak robotlar yaratmak, sorgulamaktan, düflünmekten, konuflmaktan, örgütlenmekten çekinen bir gençlik kufla yetifltirmek oldu u belirtildi. YÖK ün son dönem e itimi ticarilefltirme yönlü att ad mlar vurguland. Ard ndan YÖK ü teflhir eden bir sinevizyon gösterimiz yap ld ve halaylar, sloganlarla eylem sonland r ld. Biz de YDG olarak Üniversitelerde E itimin Piyasalaflt r lmas na Geçit Yok! fliarl pankart m z açarak eyleme kat ld k. Diplomal iflsizli e, anadilde e itim talebimize iliflkin sloganlar att k. Gerçeklefltirilen eylem genel olarak olumlu olsa da kitleselli inin zay f oluflu ve genel olarak Ankara daki 6 Kas m süreci için yaklafl k 6-7 tane eylemin olmas büyük bir olumsuzluktu. 7 Kas m günü E itim- Sen ve Genç-Sen in ça r s yla bir araya gelen 25 kurumun örgütledi i miting Ankara da gerçeklefltirildi. Üniversiteler Bizimdir ve Eflit, Paras z, Bilimsel, Anadilde E itim stiyoruz fliar yla örgütlenen miting Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü önünden yürüyüfle geçilmesiyle bafllad. Kolej Meydan na gelen kitle burada mitinge devam etti. Genç-Sen in merkezi ele ald mitinge kat l m n n geçen seneye oranla daha kitlesel olmas, Genç-Sen in örgütsüz kitle için bir alternatif olabilece ini yeniden göstermesi aç s ndan önemliydi. Biz de YDG olarak üniversitelerde piyasalaflt rmaya geçit yok yaz l pankart m zla mitinge kat ld k. Alanda ise yo un dergi da t m gerçeklefltirdik. Yap lan konuflmalar n ard ndan müzik dinletisi ile eylem sonland - r ld. Ankara YDG Mersin Mersin Üniversitesi nde YÖK protestosu bu y l 5 Kas m da gerçekleflti. YÖK Karfl t Birlik imzal pankart arkas nda Mühendislik Fakültesi nden bafllayarak, yemekhanenin önünden Cumhuriyet alan na do ru bir yürüyüfl gerçeklefltirildi. YÖK karfl t sloganlar n at ld yürüyüflte Ceylan Önkol un hesab n n sorulaca na yönelik sloganlar da at ld. YÖK ün kurulufl amac ve uygulamalar n n yan s ra aç l m süreci ad alt nda gerçekleflen sald r lara da de inilen bas n metninin okunmas n n ard ndan eylem halaylarla sona erdi. Eyleme birçok devrimci, demokrat örgütlerin kat l m gerçekleflirken bizler de Genç-Sen dahilinde süreçteydik. 7 Kas m da Çarfl Merkez de gerçeklefltirilen, Liseli K v lc m, Liseli Genç Umut, Mersin LÖB, DEV-L S, YDG nin örgütledi i YÖK protestosu kapsam nda KESK binas önünden bafllayarak Tafl Bina önüne kadar gerçeklefltirilen yürüyüflte YÖK e ve liselerde uygulanan bask lara karfl sloganlar at ld. Güzergah üzerindeki dershanelerden ilgi toplayan eylem, YÖK ün uygulamalar n n liselerdeki bask lardan ba ms z olmad n vurgulayan bas n metninde bu sald r lara karfl ortak mücadele edilmesine de inildi. Eylem küçük bir müzik dinletisiyle sonland r ld. Mersin YDG Çukurova Üniversitesi 6 Kas m günü Kürtçe ve Türkçe Eflit, paras z, bilimsel, anadilde e itim pankart yla bir eylem gerçeklefltiren Çukurova Üniversitesi ö rencileri, Son Durak tan Amfi Kantini ne ve oradan da Yemekhane ye kadar yürüdü. Okunan bas n aç klamas nda YÖK ün ve akademik haklar m za yönelik sald r lar n yan s ra Kürt halk na ve devrimci demokratik harekete yönelik bask lar teflhir edildi ve mücadele ça r s yap ld. Çukurova Üniversitesi YDG Dersim 6 Kas m günü Dersim de YDG, DGH, SGD ve DSG taraf ndan örgütlenen eylemde Sanat Soka ndan Yer alt Çarfl s na kadar bir yürüyüfl gerçeklefltirildi. Okunan bas n aç klamas nda YÖK le birlikte artan sald r lara karfl bilimsel, demokratik, anadilde e itim mücadelesinin sürece i ve YÖK ün da t laca ifade edildi. Eylem sloganlarla sona erdi. Dersim YDG Antep Antep te 6 Kas m günü Genç-Sen taraf ndan bir yürüyüfl örgütlendi. Paras z ulafl m, paras z yurt, paras z e itim için YÖK e karfl yürüyoruz pankart n n aç ld eylem Yemekhanenin önünden bafllad ve üniversite kap s na kadar devam etti. Eyleme YDG ve SGD de destek verirken, eylem bas n aç klamas n n ard ndan sloganlarla sonland r ld. Antep YDG

10 8 412 M Z GER ST YORUZ! 9 Eylül Üniversitesi nin kampüslerinde ücretsiz servis yapan belediyenin 412 nolu otobüsünün kald r lmas üzerine DEÜ Genç-Sen olarak bir çal flma bafllatt k. Üniversitede ve kantinlerde yapt m z bildiri da t mlar nda ö renciler ile yapt m z sohbetlerde ücretsiz ulafl m hakk m z n gasp edildi ini, belediyenin yeni ç kartaca Kent Kart ile birlikte cebimizdeki paraya göz dikti ini, bu uygulamalara karfl mücadele etmemiz gerekti- ini anlatarak yapaca m z eyleme ça r da bulunduk. 21 Ekim günü zmir Büyükflehir Belediyesi önünde bas n aç klamas gerçeklefltirdik. Yap lan bas n aç klamas n n ard ndan 3 ö renci arkadafl m z CHP li Belediye Baflkan Aziz Kocao lu ile görüflmek üzere belediyeye girdi. Ancak özel kaleminin Kocao lu nun olmad n söylemesi üzerine belediye baflkan ile görüflme yap lamad. Özel Kalem Müdürü, ö rencilere yapt aç klamada ise di er bölgelerden gelen ö rencilerin otobüs ücretini ödedi ine de inilerek böylesi bir uygulama ile var olan eflitsizli in ortadan kald r ld söylendi. Sermaye bursumdan, ulafl m mdan, yeme- inden, cebimden elini çek! yaz l pankart n n aç ld eylemde ö renciler belediye önünde uzun süre Yeni Demokrat Gençlik oturma eylemi gerçeklefltirdi ve s k s k Eflit, paras z, bilimsel, anadilde e itim, Baflkan Aziz bakiyemiz yetersiz sloganlar n att. Paras z Ulafl m Hakt r Yine 412 gündemiyle ilgili bir di er eylem de T naztepe de yap ld. GENÇ-SEN, Gençlik Muhalefeti, Emek Gençli i, Ö renci Kolektifleri ve DGH n örgütleyici oldu u eyleme di er gençlik örgütleri de destek verdiler. 27 Ekim Sal günü saat de di er kampüslerdeki ö rencilerin de gelmesiyle birlikte T naztepe Serpen Cafe önünde toplanan kitle, Yerleflke otobüsünün güzergâh nda yürüyüfle geçti. Sloganlar n at ld eylem, yemekhane önünde bas n aç klamas n n okunmas yla bitirildi. Bas n aç klamas nda; belediyenin astronomik seçim harcamalar n n faturas n ö renciye kesmek istedi ine, sosyal belediyecilik iddias yla yola ç kan belediyenin krizi bahane ederek ö rencileri, emekçileri ma dur etti- ine, paras z e itim ve ulafl m n bir hak oldu una, ö renciler olarak bu hakka sahip ç k ld na vurgu yap ld. Eylem kitlesellik (yaklafl k olarak 200 kifli) ve benzeri yönlerden olumlu olmas yla birlikte baz olumsuzluklar da bünyesinde bar nd rmaktayd. Eylemin yemekhane önünde bitirilmesi ve yolun kapat lmamas ise eylemin eksikliklerini oluflturmaktayd. Dokuz Eylül Üniversitesi YDG Çanakkale de Genç-Sen paneli Çanakkale de 25 Ekim günü Genç-Sen taraf ndan bir panel gerçeklefltirildi. Panelist olarak E itim-sen den, Genç-Sen MYK dan ve ÇOMÜ ö rencilerinden iki temsilci konuflma gerçeklefltirdi. Panelin örgütlenme sürecinde oluflan s k nt lardan kaynakl kitlesel geçmeyen panelde; harç zamlar ndan bar nma sorununa, ulafl mdan e itim sorununa kadar birçok konu tart fl ld, çözümler arand. Geçmifl sürecin elefltirisi ve özelefltirisinin de yer ald panel serbest kürsüyle sona erdi. Çanakkale YDG

11 Yeni Demokrat Gençlik 9 Kuflat lm fll ktan kurtulmak için Bin bir türlü kuflat lm fll n alt nda insano lunu yapayaln z k ld lar. Ellerini, dillerini, bak fllar n kopar p ald lar. Ve ac bir sürgüne mahkum ettiler. Onu, kendinden uza- a sürdüler. flte Ankara YDG Kültür-Sanat Komisyonu tam da burada kurulma karar ald. nsan n insandan ve kendinden uzaklaflt yerden tutup çekmek için. lk toplant m zda kültür ve sanat n bizim için nerede durdu u üzerine konufltuk. Bu alan n kesinlikle bofl b rak lmamas gerekti ini, komisyonun çal flmalar yla söylemek istediklerimizi daha etkili bir flekilde söyleyebilece- imizi, çal flmalar n bize daha derin bir bak fl kazand raca n vurgulad k. Ard ndan kendi gerçekli imiz içinde neler yapabilece imizi konufltuk. Belirli aral klarla bülten MUNZUR Ç N MEfiALEL YÜRÜYÜfi Dersim de kendilerine Munzur Do a Aktivistleri ad n veren çevreciler, 21 Ekim Çarflamba günü saat 17:30 da, Yeralt Çarfl s üstünde toplanarak sloganlar eflli inde çarfl merkezinden Dersim halk n n kutsal mekanlar ndan olan Gola çetu ya meflaleli bir yürüyüfl gerçeklefltirdi. Yaklafl k olarak 2500 kiflinin kat ld yürüyüfl kolu Gola Çetu ya vard nda Munzur Do a Aktivistleri ad na bir aç klama yap ld. Aç klamada Munzur un bugün ve bundan sonra daha fazla sahiplenilmesi ve Dersim halk n n birlik olmas gerekti i vurguland. Aç klaman n ard ndan kat l mc lar son kez ibadetlerini gerçeklefltirip yanlar nda getirdikleri Niyaz lar n da- t p mumlar n yakt ktan sonra eylem sonland r ld. Dersim YDG ç karmaya karar verdik. kinci toplant m zda Ankara YDG Kad n Komisyonu nun haz rland ve bize de ça r yapt 25 Kas m Kad na Yönelik fiiddetle Uluslararas Mücadele Günü etkinli i için neler yapabilece imizi tart flt k. Bu ba lamda Kad n konulu bir foto raf çal flmas bafllatt k ve etkinli e dair sorumluluklar ald k. Toplant lar m z oldukça coflkulu geçti. Kararlar h zl ca ve uzlaflarak almam z ve önümüze somut hedefler koyup kararl bir flekilde gerçeklefltirmemiz komisyonun k sa zamanda oturup baflar l çal flmalar yapaca na dair umutlar m z güçlendiriyor. ANKARA YDG KÜLTÜR-SANAT KOM SYONU GENÇ-SEN ÇADIRKENT KURDU! Üniversitelerde kontenjanlar n artmas ile birlikte, ö rencilerin yaflad bar nma sorunu da artm fl durumda! Üniversite kontenjanlar artarken, devlet yurtlar n n kapasitesinde herhangi bir art fl olmad. Herkes devlet yurtlar na giremedi i gibi devlet yurtlar nda bar nan ö renciler için yurtlar büyük s k nt teflkil etmektedir. Bu durum Ege Üniversitesi nin devlet yurtlar nda da kendini en yo un flekilde göstermektedir. Kontenjan yetersizli inden dolay birçok ö renci bar nma ihtiyac n karfl layamam fl, yurtlara yerleflen ö renciler de bal k istifi gibi yurtlarda kalmak zorunda b rak lm flt r. Bu sorunlara dikkat çekmek ve bar nma sorununun çözülmesi için Ö renci Gençlik Sendikas (Genç- Sen) üyeleri Ege Üniversitesi Bornova Kredi Yurtlar Kurumu yurdu karfl s nda çad r kent kurdu. 8 gün boyunca çad rlarda kalan ö renciler kurduklar çad r kentte, standlar açarak bar nma sorunlar yla ilgili taleplerini içeren dilekçeler toplad lar, müzik, tiyatro, söylefli, film gösterimi gibi etkinlikler düzenlediler. 8. günün sonunda GENÇ-SEN hayk r bar nma hakt r, Ücretsiz, Nitelikli, Sa l kl bar nma istiyoruz, Savafla de il, e itime bütçe sloganlar eflli inde yürüyüfle geçen ö renciler bas n aç klamas n n ard ndan dilekçelerini Kredi Yurtlar Kurumu Müdürlü ü ne göndererek çad r kenti sonland rd lar. Ege Üniversitesi YDG

12 10 Yeni Demokrat Gençlik f rum 6 KASIM YÖK PROTESTOLARI; DAHA SIKI B R ÇALIfiMA Ülkemizde tafl d sembolik önem itibariyle ö renci gençlik hareketinin somut durumunu izah etmesi aç s ndan 6 Kas m YÖK protestolar önemli veriler sunmaktad r. YDG aç s ndan, eylem alanlar na yans - yan niceli in d fl nda esasta hangi talepler ve politik hatt n öne ç kt ve 6 Kas m çal flmalar n n ele al n fl flekli bu sürecin tamam boyunca öne ç kan kitle çal flmas ndaki performans daha önde gelmektedir. Yaln z genel anlamda YÖK e karfl sokaklara dökülen kitlenin durumu bahsi geçen çal flman n ölçümünde ve genel olarak ö renci hareketinin e ilimini belirlemede önemli bir etkendir. Genel olarak ö renci gençlik hareketinin yükseldi ine dair yap lan tespitler büyük oranda bu 6 Kas m sürecinde do rulanm flt r. Özellikle birçok taflra üniversitesinde birleflik ve etkili eylemler örgütlenmifl, genifl bir ö renci kitlesi etkinlefltirilebilinmifltir. Toplamda genifl bir kitlenin protestolara kat ld ülke genelinde özellikle büyük üniversiteler baflta olmak üzere parçal duruflun afl lamam fl olmas önemli ve büyük bir s k nt d r. Bu parçal tablo içerisinde Genç-Sen önemli ve birlefltirici bir araç olarak ortaya ç kman n ötesinde daha genifl bir kitleyi de harekete geçirmenin bir arac olmufltur. Genç-Sen ve Merkezi Ankara Eylemi Son 6 Kas m eylemlerinin de gösterdi i gibi Genç- Sen önemli bir bofllu u ö renci gençlik aç s ndan giderebilecek bir araçt r. Temel anlamda ö renci gençli in öz taleplerini yans tmakta ciddi s k nt lar olsa da do ru bir yönelimle bu aflamaya varmas mümkün olacakt r. Bu gerçekli in yan nda özellikle merkezi 7 Kas m mitingi birçok aç dan hem bizler hem de genel ö renci gençlik hareketi için ayr ve önemli bir yerde durmaktad r. Özellikle eylemin birçok özne taraf ndan örgütlenmifl olmas ve birleflik bir görüntünün sergilenmesi önemlidir. Ayr ca yine çeflitli DKÖ lerle birlikte örülmüfl olmas öne ç kan birçok eksikli e ra men önemli ve gelifltirilmesi gereken bir pratiktir. Tüm bunlar n yan nda esas önemli nokta ise ö renci hareketinin çeflitli bileflenlerinin ve çeflitli devrimci gençlik örgütlerinin birlikte kendi güçlerine dayanarak bir 6 Kas m mitingi düzenlemifl olmalar d r. Burada özellikle Genç-Sen in birlefltirici yönünün öne ç kt na vurguda bulunmak san r z abart olmayacakt r. Bu yönleriyle 7 Kas m eylemi önemli bir geliflimin göstergesidir. YDG ve 6 Kas m Süreci Özellikle politik anlamda net bir yaklafl ma hayat vermeye çal flt m z 6 Kas m süreci genel için olumlu bir prati e iflaret etmektedir. YDG gereksiz tart flmalarla süreci bo maktan özellikle kaç nm fl ve politik zeminde birleflik bir sürecin örülmesine azami gayret göstermifltir. Baz yerellerde bu pratik hat hayat bulmuflken genel için bunun iddia edilmesi mümkün de ildir. Di er yandan önemli oranda 6 Kas m sürecinde kitle faaliyeti yürütme konusundaki çeflitli eksikliklerimizin varl na iflaret etmek ve bu yönlü tart flma ve çal flmalara tekrar tekrar yo unlaflmak bir gerekliliktir. Özellikle sistemli bir çal flmam z n nispeten oturdu u alanlarda 6 Kas m süreci verimli ve etkili geçirilmifltir. Bu durum kurumsal örgütlenmelere duydu umuz ihtiyac n somut bir yans mas d r. Sonuç olarak bu 6 Kas m süreci daha genifl bir kitlenin paras z e itim talebi baflta olmak üzere birçok talep için bir araya geldi i ve ilerici ö renci hareketindeki k - p rdanman n yo unlaflt bir 6 Kas m süreci olmufltur. Ö renci gençli in bu noktadaki hareketinin geliflim yönü ileriye dönüktür. Ve bu tablo içerisinde özellikle Gençsen birlefltirici ve etkili bir araç olarak öne ç kmaktad r. Bu tablonun bir yan nda ise kitle çal flmas nda daha aktif fakat önemli oranda kurumsallaflma sorunu yaflayan YDG durmaktad r. Üniversitelerdeki faaliyetimiz önemli ve önemli oldu u kadar da dönemsel anlamda esas bir yerde durmaktad r. Fakat kurumsallaflmaya ve geliflmeye ihtiyac olan bir üniversite faaliyeti gerçekli imiz bulunmaktad r. Kitlelerin artan ilgisi ancak bu flekilde karfl lanacakt r.

13 Yeni Demokrat Gençlik 11 Özellikle muhalif ve devrimci ö rencilerin sesini bast rmak için üniversitelerde devletin de iflik yapt r mlar - na, politikalar na tan k olduk tarihte. Bunu 80 öncesinde de iflik metotlarla uygularken, 12 Eylül sonras Askeri Faflist Cunta n n ürünü olan YÖK ü ç kard lar karfl m za. Amaç asl nda belliydi; düflünmeden, sorgulamadan verilen bilgiyi do ru kabul eden koyun gibi bir ö renci profili yaratmak. Peki ya düflüneni ne yapacaklard? Kendisine gösterilen bilginin do rulu unu sorgulayan, dünyay anlayan ve sadece anlamakla kalmay p onun de ifltirilmesi gerekti ini düflünen ö rencileri ne bekliyordu? Cevap asl nda çok aç k; soruflturmalar, uzaklaflt rmalar Bu y l da Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsün de de iflen bir fley yoktu asl nda Her sene yaflanan sorunlar artarak devam ediyor. Ö renciler yine bitmek bilmeyen otobüs kuyruklar ndan, ulafl m n pahal l - ndan, kampüs içindeki ö renci evlerinin fahifl fiyatlar ndan, kantinlerin azl ndan vs. flikâyetçiler. Ö rencilere yönelik bask lar da ayn flekilde devam ediyor. Ama pardon ayn flekilde devam etmiyor. Yeni bir uygulama getirildi: Valili in karar ile daha önceleri kampüs içinde görmeye al flt m z jandarmalar yerini polise b rakt. Nitelik olarak de iflen bir fley yok tabii ki bu durumda. Kampüsümüzde yaflad m z sorunlar n çözümü için, bütün ö rencilerin yaflad e itimin ticarileflmesi vs. gibi sald r lara karfl muhalif ö renciler de çeflitli ajitasyonpropaganda araçlar yla faaliyetlerini yürütüyorlar. Ancak bu muhalif, devrimci ö rencilerin karfl s nda derinleflen krizin, ö renci gençli e yönelen sald r lar n artmas na paralel olarak çok daha azg nlaflm fl bir zihniyet var. Okullar n aç ld günden beri rektörlü ün emriyle ÖGB ler ö rencilere afifl ast rmamak, masa açt rmamak, bildiri ve broflür da tt rmamak için ellerinden geleni yap yorlar. flte yine ÖGB nin bu tarz sald r lar n n oldu u günlerden birinde, 26 Ekim de belki de kampüsümüzün yaflad en kötü günlerden birini yaflad k. Ö le saatlerinde TKP, Gençlik Muhalefeti ve Ö renci Kolektiflerinin ortak çal flmalar için açt klar masaya müdahale edildi ini duyduk. Hemen oraya do ru yöneldik. O gün S hhiye Kampüsündeki bütün ÖGB lerin Beytepe ye geldi ini BEYTEPE DE POL S STEM YORUZ! gördük. Bu da bize yönelen sald r n n bir plan dâhilinde oldu unu gösteriyordu. Haz rl k Binas n n önünde beklerken karfl m zda duran ÖGB y n n içinden üniformas z birinin oldu unu ve bizi kameraya çekti ini gördük. Bu kiflinin kim oldu unu sorduk ve kimli ini göstermesini istedik. Bu olanlar yetmezmifl gibi okula çevik kuvvet y ld ve kütüphaneye giren arkadafllar m z n çevresini sard lar. D flar da kalanlar olarak biz de sloganlar att k. Yaklafl k 200 kifli toplanm flt k, aram zda daha önce görmedi imiz çok say da ö renci vard. Polis d flar da kalanlara da müdahale etti, bizi çok yo un biber gaz yla da tmaya çal flt. Ancak biz her seferinde yeniden toplan p arkadafllar m z n b rak lmas n istedik. Sivil polislerin yo unlu u dikkat çekiciydi. Bir süre sonra kütüphane içindeki arkadafllar m z gözalt arac na bindirildi. Bizler de arkadafllar m z götürmemeleri için direnifle karar verdik. Arabalar Beytepe den ç karmama konusunda kararl yd k. Biz d flar da ne yapaca m z tart fl rken tam 69 arkadafl m z gözalt ndayd. Biz arabalar ç karmamak için direnifle geçince polis bir kez daha panzerlerle, biber gaz yla sald rd. Bizler barikatlar kurup, polise tafllarla karfl l k verdik. Ard ndan rektörlü e yürüyüfle geçtik. ki arkadafl m z rektörle görüflmeye gitti ve döndüklerinde stant aç lmas n n, bildiri da t lmas n n valilik taraf ndan yasakland n n söylendi- ini ö rendik. Bunun üzerine ertesi günü bir aç k toplant yap p ne yapabilece imizi konuflma karar ald k. Ertesi gün aç k toplant da uzun tart flmalar sonras nda rektörlü e yürüme karar ald k. Rektörlü e çok kitlesel bir yürüyüfl gerçeklefltirdik. Sloganlar m zla, ajitasyonlar çekerek, yaflanan olaylar teflhir ederek rektörlük önüne geldik. Burada ortak metnimiz okundu ve gözalt na al nana bir arkadafl yaflad klar n anlatt. Oturma eylemi yaparak eylemimizi bitirdik. Okuldan ç kt ktan sonra mahkemeye sevk edilen arkadafllar beklemeye gittik. Gözalt lar n tamam serbest b rak ld ve bizler onlar sloganlarla karfl lad k. Bir kez daha belirtelim ki devrimciler ve muhalif ö renciler bu bask lar karfl s nda y lmayacaklar. Çal flmalar na aral ks z devam edeceklerdir. Hacettepe Üniversitesi nden bir YDG li

14 12 Yeni Demokrat Gençlik MÜTEVELL HEYETLER (PATRON KULÜPLER ) Her ne kadar YÖK taraf ndan üniversitelerde tek adam yönetimine son verecek, farkl toplum kesimlerini üniversite yönetimine kat lmas n sa layacak bir giriflim olarak sunulmaya çal fl lsa da üniversitelerin kap lar n patronlara sonuna kadar açan YÖK, üniversitelerin gerçek sahiplerine kap lar kapam flt r. Tarihin her döneminde egemen s n flar e itimin kendi ç karlar na göre flekillenmesi için yo un bir mücadele yürütmüfllerdir. Son dönemde de gerek dünyada gerek ülkemizde e itimin egemen sistemin ç karlar na hizmet etmesi do rultusunda birçok yeni politika belirlenmektedir. Avrupa da 1999 y l nda bafllayan ülkemizin 2001 y l nda dâhil oldu u Bologna projesi bu politikalar dâhilinde geliflen yeniden yap land rma ad alt nda üniversitelerin piyasan n koflullar na göre flekillendirilmesini ve üniversite e itiminin tamamen piyasan n ihtiyaçlar na göre yap land r lmas n hedefleyen bir projedir. Bologna projesi ülkemizde YÖK eliyle yürütülmektedir. Ülkemizde bu proje kapsam nda e itim alan nda birçok sald r paketi haz rlanm fl ve sözleflmeli ö retmenlik, yetkin mühendislik, ücretli avukatl k gibi paketler uygulamaya konulmufltur. Son olarak bu sald r paketlerinden biri olan üniversitelerde mütevelli heyetleri di er ad yla dan flma kurullar uygulamas YÖK taraf ndan gündeme getirilmifltir. YÖK taraf ndan Üniversite Rektörlüklerine, Yüksek Teknoloji Enstitüsü Rektörlüklerine ve Vak f Meslek Yüksek Okulu Müdürlüklerine gönderilen tasla, kurumlar n inceleyip görüfl bildirmeleri istenmifltir. Dan flma kurullar üyeleri kimlerdir? Yüksek Ö retim Kurulu öncülü ünde üniversitelerin bulundu u her ilde kurulacak olan dan flma kurullar üyeleri: - O ildeki Sanayi ve Ticaret Odas Baflkanlar veya temsilcileri; - O ildeki TMMOB a ba l meslek odalar n n baflkanlar ; - O ilin Belediyesi veya Büyükflehir Belediyesi Baflkan veya temsilcisi; - Üniversite Mezunlar Derne i Baflkan - O ildeki Milli E itim Müdürü ve di er kamu kurulufllar içinden Valili in belirleyece i di er iki kurumun Müdürü; - O yüksek ö retimin bulundu u ildeki paydafl olan di- er sivil toplum örgütlerinden ikisinin baflkanlar (senatonun önerisi ile); - Rektör, Dekanlar, Meslek Yüksek Okullar Koordinatörü, o yüksekö retim kurumu içinde varsa TÜBA (Türkiye Bilimler Akademisi) üyesi olanlar, o üniversitede daha önce rektörlük yapm fl olanlar; - Rektör yard mc lar, Enstitü Müdürleri (gözlemci olarak). Rektörün baflkanl k etti i dan flma kurulu üyelerinin görev süreleri 3 y l olarak belirtilmifltir. Patronlar n, sermaye temsilcilerinin üniversiteler üze-

15 Yeni Demokrat Gençlik 13 rinde tamamen söz sahibi oldu u, ama bunun yan nda üniversitelerin as l bilefleni olan ö rencilere ve bilim emekçilerine en ufak bir söz hakk verilmedi i dan flma kurullar üniversitelerde bilimin yerine sermayenin ç karlar n gözetmektedir. Dan flma kurullar neye hizmet eder? Dan flma kurullar n n neye hizmet etti i YÖK ün ilgili taslakta belirtti i paydafllar n n ihtiyaçlar do rultusunda programlar n gelifltirilmesi amac yla ifadesiyle aflikârd r. Her ne kadar YÖK taraf ndan üniversitelerde tek adam yönetimine son verecek, farkl toplum kesimlerini üniversite yönetimine kat lmas n sa layacak bir giriflim olarak sunulmaya çal fl lsa da üniversitelerin kap lar n patronlara sonuna kadar açan YÖK, üniversitelerin gerçek sahiplerine kap lar kapam flt r. Bu durum YÖK ün farkl toplum kesimlerinden sadece sermaye sahiplerini (Sanayi ve Ticaret Odalar temsilcileri) anlad n göstermektedir. Sermayenin ihtiyaçlar na cevap olacak flekilde üniversite e itiminin düzenlenmesi, gelifltirilmesi kurul üyelerinin kimli inden anlafl lmaktad r. Dan flma kurullar yla yap lmak istenen nedir? Dan flma kurullar fikri Bologna projesinden ba ms z de ildir, onun ürünüdür. Bologna projesinin ana hedefi olan üniversitelerin sermaye piyasas n n koflullar na göre flekillendirilmesi kapsam ndad r. Üniversitelerin bir ticarethaneye dönüfltürülmesini için bir ad md r dan flma kurullar. YÖK ün dan flma kurullar yönetmelik tasla n n kapsam bölümünde belirtti i yüksekö retim kurumlar nda e itim programlar n n ilke, hedef ve ö renci kazan mlar n n de erlendirilmesi ve gerek ulusal gerek uluslararas akademik geliflmeler, gerek yüksekö retim paydafllar n n ihtiyaçlar do rultusunda programlar n gelifltirilmesi amac yla oluflturulan dan flma kurullar n n ibaresi ile ne yap lmak istendi i ortadad r. Yukar da yüksekö retim paydafllar n n kimler oldu unu belirtmifltik. Bu kurullarla yap lmak istenen paydafllar n yani patronlar n, sermaye temsilcilerinin ihtiyaçlar na hizmet edecek bir yüksekö retim alan yaratmakt r. Üniversiteler bilim üretmek yerine sermayenin ihtiyaçlar na göre ucuz iflgücü olacak emekçiler yetifltiren sömürü yuvalar haline getirilmeye çal fl lmaktad r. zmir den bir YDG li Genç-Sen den 7 Kas m Büyük Ö renci Mitingine Ça r Genç-Sen 28 Ekim günü Taksim de yapt bir eylemle 7 Kas m da Ankara da yap lacak Ö renci Mitingine ça r yapt. Çok say da ö renci Tünel Meydan ndan sloganlarla Tramvay Dura na yürüdü. Eylem s ras nda Hacettepe Üniversitesi nde ve pekçok üniversitede yaflanan bask c ve y ld rmaya yönelik olaylar k nand. Coflkuyla at lan YÖK Kalkacak, Polis Gidecek, Üniversiteler bizimle özgürleflecek!, Eflit, Paras z, Bilimsel, Anadilde E itim, Genç-Sen hayk r, e itim hakt r. sloganlar na kitle de alk fllar yla destek verdi. Eylem, tramvay dura nda yap lan bas n aç klamas yla sona erdi. stanbul YDG

16 14 Yeni Demokrat Gençlik Devlet patron, idareci tafleron, ö renci ise müflteri! Gelece imizi belirleyecek(!) olan s nava eflit flartlarda girmedi imiz apaç k ortadad r. Paras olan n özel okullarda, dershanelerde, özel derslerde e itim ald halde paras olmayan n da devlet okullar nda 40 kiflilik s n flarda k r k s ra ve kara tahtalarda e itim gördü ünü biliyoruz. Bütün bunlara ek olarak stanbul-bahçelievler de Yenibosna Lisesi nde yeni bir uygulamaya geçildi. Emekçi bir semt olan Yenibosna da okuyan ö rencilerin ço unun maddi durumu oldukça düflük. Buna bir çözüm bulan okulumuz maddi durumu kötü ö rencilerle maddi durumu onlardan biraz daha iyi olan ö rencileri ay rd - lar. Bu do rultuda ders notlar iyi olan ö rencileri 500 liraya kadar varan paralar karfl l nda özel s n flara ald - lar. Para veremeyen ö rencileri de notlar iyi olmas na ra men bu s n flara almad lar. Biraz bu özel s n flardan bahsedelim. S n flar özel okul s n f statüsünde, tek kiflilik s ralar n, projeksiyon makinesinin, özel panjur perdelerin, beyaz marker kalem tahtas n n bulundu u s n flard r. Bizim s n flar m z ise k r k s ralar n bulundu u, çok eski kara tahtalar n oldu- u, perdenin bile olmad s n flard r. E itimdeki adaletsizli in bilincindeydik ama ayn okulda s n f fark yaflanmas traji-komik ve rencide edici bir durum. Paras olmad için o lüks s n flarda olamayan ö rencilerde psikolojik olarak eziklik duygusunun geliflmesi hiç de flafl rt c bir durum de il. Lüks s n fta e itim gören arkadafllar m zla aram zdaki tek fark onlar n paras n n olmas. Biz s n flarda fl n tahtaya vurmas nedeniyle tahtay göremezken, belki de en yak n arkadafl m z n böyle bir sorunu yok. Biz sadece tahtay görebilmek için duvar kenar ndaki s ralar di er s - ralarla birlefltiriyoruz hatta camlara gazete yap flt r yoruz. Okul yönetimi de durumdan pek memnun de il. Devletin okullara bütçe ay rmamas ndan kaynakl okul yönetimi de bütçe aray fl na giriyor. Sisteme uygun, tamamen bireyci bir kafayla en az ndan paras olan iyi s - n fta okusun mant yla hareket eden idareciler bu durumdan kendilerinin de hoflnut olmad n belirtiyorlar. Devletin okullardaki elektrik, su, kömür d fl ndaki hiçbir fleye ödenek sa lamamas ndan dolay okul idaresi de zor durumda kalmaktad r. Hatta geçmifl dönemde dört ayl k ücretini alamayan temizlik iflçileri ve çal flanlar okul idaresinin üzerine yürümüfltü. Defalarca devletten ödenek isteyen idarenin talebi karfl lanmay nca, gözler ö rencinin cebine dikildi. Sistemin politikalar yla idareciler ö retmen olduklar n unutup tüccarlafl yorlar. Amaçlar bize bir kelime fazla ö retmek olmas laz mken bir kurufl daha fazla almak oluyor. Bu oyunda devlet büyük patronu, idareci ve ö retmenler tafleronlar ya da tüccarlar, biz de müflterileri oynuyoruz. Evet, sistemin yapmaya çal flt tam olarak bu. Baflar s z oldu u da söylenemez E itimin paras z olmad n bir kez daha görüyoruz. Paras z e itim naralar atan devlet, okullar kendi hallerine terk ediyor. dareciler, devletin karfl lamad okul giderlerini ö rencilerden karfl lamaya çal fl yorlar. Hiçbir yasall bulunmayan kay t paras ve katk paylar zorla ö rencilerden al nmaya çal fl l yor. Bu kimi zaman okula kay t etmem fleklinde, kimi zaman not istiyorsan veya devams zl k sorunun varsa katk pay n verirsen hallederiz fleklinde tehditle yap l yor. Bu s n f fark hayat n birçok alan nda yaflan yor. Örne in; emekçi bir semtte lüks bir site yap larak etraf onlarca metre duvarlarla örülüyor. Biz emekçilerden s n f olarak üstün olanlar her yerde kendilerini soyutluyorlar, baflka bir dünyada yafl yorlar. Avrupa Konutlar n n reklamlar nda da söyledi i gibi seçkin komflular n ar yorlar. Bütün bunlara karfl ö renciler tepki gösterdi i zaman okul idarecileri ve ö retmenleri taraf ndan bask görüyor. Kiflilerin bireysel tepkileri teker teker sindiriliyor. Devrimci bir kurumun faaliyetinin olmad bir okulda bu ifl çok daha kolaylafl yor. Ö renciler örgütlenmedi i, birleflmedi i zaman kolay lokmalar! flte tam da bu yüzden liselerde ö rencilerin örgütlenme hakk yoktur. Ancak ö renciler birleflti i zaman, örgütlendi i zaman bu sorunlar çözülebilir. Okullar onlar n de il bizimdir! Yenibosna dan bir Liseli YDG li

17 Yeni Demokrat Gençlik 15 SÖMÜRÜNÜN YEN ADI: YDG, LYS MERHABA ARKADAflLAR, Hepimizin bildi i gibi bu sene ÖSS sistemi de ifltirildi ve sistem tamam yla özel sektörün tekeli alt na girmeye do ru h zla ilerlemekte. Bu sene ÖSS ye girecekler belki bu de iflimin sadece onlar vurdu undan yak n yor olabilirler. Ama bu de- iflim sadece bu sene s nava girecek olanlar de il kendilerinden sonra s nava girecek arkadafllar m z n özellikle emekçi ve yoksul aile çocuklar n daha da zor duruma sokuyor. Okumam z n, sistemin deyimiyle adam olmam z n önüne set çekmeye devam ediyor, edecektir. Bugün ÖSS; LYS ve YGS olmak üzere ikiye ayr ld. Nisan ay nda girece imiz YGS (yüksek ö retime geçifl s nav ) LYS ye girebilmemiz için bir basamak olarak gösterilmektedir. Bu s nav n 3 çeflit baraj bulunmaktad r. 1.si aç k ö retim s nav na girebilmek için aflmam z gereken baraj, 2.si LYS ye girebilmek için aflmam z gerek baraj, 3.sü meslek lisesi mezunlar n n tercih yapabilmesi için aflmas gerek barajd r. LYS ye girmek isteyenler 2. baraj aflmak zorunda b rak l yor. LYS 5 aflamadan oluflan bir s nav olarak karfl m za ç k - yor. LYS1; matematik-geometri derslerinden olufluyor, LYS2; fizik-kimya-biyoloji derslerinden olufluyor, LYS3 Türkçe testlerinden olufluyor, LYS 4; co rafya-edebiyat-felsefe derslerinden olufluyor, LYS5 ise dil s nav ndan olufluyor. Bu s navda ortak alan kald r ld için ö rencinin tercih yelpazesi geniflledi i söylenirken göz ard edilen bir fley var. Bu s navlar n her birine girerken para yat r lmak zorundad r. ÖSS de bir kerede yat rd m z paray bu aflamalar n her birine girerken yat rmak zorunday z. Bugün ülkemizde diploma paras veremedi i için diplomas n alamayan ö renciler varken sistem bunca ö rencinin bu kadar s nava girerken her birine nas l para yetifltirece ini düflünmeyip, görmezden gelmifltir. Bizler bu paray nas l verece imizi sordu umuzda sistemin verece i cevap net ve aç kt r; o zaman s nava girme ya da bir aflamaya gir yeter. flte bu cevap sistemin niteli ini gözler önüne sermektedir. Sistem iflyerlerinde, tarlalarda ve daha birçok alanda iflçi-köylü ve tüm emekçilerimize yapt bask y bugün ÖSS üzerinden emekçi çocuklar na da yani bizlere de dolay s yla yine ailemize yapmaktad r. Bu yolla okumam z n önüne bir set çekmekte, adeta var olan ya ma sistemini daha da kastlaflt rmak için çaba harcamaktad r. flçinin evlad iflçi, köylünün evlad köylü olsun mant yla düzenlenen sinsi bir oyundur yeni s - nav sistemi! E er bu s nava para bulup da üniversiteyi kazanabildiysek halimiz daha yaman. Bugün üniversite har(a)çlar - na getirilen zamlar ve daha birçok zorluk göz önüne al n rsa sizler de halimizin daha kötü olaca n anlayacaks n zd r. Bizler YDG liler olarak bu oyunun fark nday z, bunu bir avantaj bilmeliyiz ve liselileri demokratik halk liseleri mücadelemiz do rultusunda YDG saflar nda örgütleyerek tüm halk gençli ine sistemi teflhir etmeliyiz. Erzincan Liseli YDG

18 16 Yeni Demokrat Gençlik GAZ BOMBALARI ÖLÜM SAÇMAYA DEVAM ED YOR! Abdullah Öcalan n Suriye den ç kmas n n y ldönümü olan 9 Ekim de birçok ilde protesto gösterileri yaflanm flt. Protesto gösterilerinde ezber oldu u üzere polisin eylemcilere gaz bombas, tazyikli su ve plastik mermilerle müdahalesi sonucunda eylemin bilançosu çok say da gözalt, 14 yaral ve 18 ayl k Mehmet Uytun un katli olmufltur. Türkiye de polisin gerçeklefltirilen hemen her eylemde kulland gaz bombalar, kullan lmaya baflland 2000 y l ndan itibaren birçok kiflinin hayat na mal olmufl, bomban n insan vücuduna isabet etmesi sonucunda kurflundan daha tehlikeli bir etkiye sahip oldu u ortaya ç km flt r. flte birkaç veri: - 19 Aral k 200 y l nda hapishanelere yönelik bafllat lan ve çok say da tutsa n yaflam n yitirmesine yol açan Hayata Dönüfl(!) operasyonunda, lker Babacan bafl na, Sultan Sar gö süne isabet eden gaz bombas sonucu; Nilüfer Alcan ise gaz bombas ndan zehirlenerek hayat n kaybetti da, yaflam n yitiren 14 HPG gerillas için yap lan anmaya polisin gaz bombas yla müdahalesi sonucu, Hüseyin Demir zehirlenerek hayat n kaybetti. - Yine 2006 da, 4 HPG gerillas n n cenazesinin Diyarbak r a gelmesinin ard ndan bafllayan serh ldanda kullan lan gaz bombalar sonucu Tar k Atakaya ve Mahsum M zrak hayat n kaybetti. - 1 May s 2007 de polisin sokakta att gaz bombas sonucu 75 yafl ndaki brahim Sevindik fenalaflarak hayat n kaybetti. - 4 Nisan 2009 da Amara daki protestolarda Mustafa Da, bafl na gaz bombas isabet etmesi sonucu hayat n kaybetti. - 6 Ekim 2009 da IMF protestolar s ras nda kullan - lan gaz bombalar sonucu, 55 yafl ndaki shak Kalvo kalp krizi geçirerek hayat n kaybetti. - Ve Mehmet Uytun. Annesinin kuca nda süt emmekte olan 18 ayl k Mehmet Uytun, Cizre deki 9 Ekim protestolar nda polisin rast gele att gaz bombas n n bafl na isabet etmesi sonucu yaflam n yitirdi. Valilik yaflananlar n ard ndan olay örtbas ederek, Mehmet Uytun un ölüm nedeninin eylemcilerin att tafllar nedeniyle kaynakland n söylerken baba Uytun: Ben ve annesi tan y z, gaz bombas n polisler ald götürdü. fiimdi de tafl att lar. demeye getiriyorlar. Bu uydurmad r. diyerek tepkisini dile getirmifltir. Diyarbak r Devlet Hastanesi nde verilen raporda ise Künt travmaya ba l beyin kanamas, sa tamponal bölgede çökme var. V fleklinde bir yara oluflmufl, metale ba l olabilir. denilmifltir. Mehmet Uytun un yaflam n yitirmesinin ard ndan haberi alan Cizre esnaf kepenk kapatarak yaflananlar protesto etmifl, Diyarbak r da her hafta oturma eylemi yapan kay p yak nlar, Mehmet Uytun için de bir oturma eylemi gerçeklefltirmifl, faillerin bulunmas ve hesap sorulmas n talep etmifllerdir. Mersin den bir YDG li Pülümür Y BO ya ödenek bulamayan devlet! Okullar n aç ld ve e itim sisteminin niteli inin tart fl ld bir dönemden geçmekteyiz. Kamu okullar n n her geçen gün niteliksizlefltirildi i, özel okul ve kolejlerin önlerinin aç ld, paras olan n okuma hakk oldu u, paras olmayan halk gençli inin ise okuyamaz hale geldi- i bir süreçteyiz. Bunun son örneklerinden biri de Dersim/Pülümür ilçesinde yer alan Pülümür Y BO ve ö rencilerinin durumudur. Pülümür Y BO daki ö renciler henüz e itim ve ö renimlerine bafllayamad lar. Bunun nedeni ise ne ö retmen eksikli i ne de gidecek herhangi bir okullar n n olmamas. Yaln zca devletin Pülümür Y BO ya yeterli ödene i ay rmamas ndan kaynaklan yor. Ders zillerinin çalmas ile okullar na gelen ö renciler tekrar köylerine dönmek zorunda kald lar. Devletin yetkili a zlar s kl kla flunu söylemektedirler: çocuklar gelece imizdir. Asl nda kula a hofl gelen bu kavramlar n ezilen halk gençli i söz konusu oldu u zaman görmezden ve duymazl ktan gelindi ini hepimiz çok iyi bilmekteyiz. Evet okullar aç ld ancak paras olana, bizim içinse hâlâ kapal. Ki Pülümür Y BO okulu ö rencileri alsa dahi askeri karakolla iç içe olmas ndan dolay ö rencilerin bildi imiz derslerinden baflka bir de askeri e itim mi alacaklar sorusu geliyor ak llar m za. Dersim den Liseli bir YDG li

19 Yeni Demokrat Gençlik 17 Göçmen Genç Sinemay ne zaman b rakacaks n z? Bu soru, yaflam n sinemaya adayan ve bu u urda mevcut sistem taraf ndan istenmeyen kifli ilan edilen Y lmaz Güney için cevaplanmas s k c bir soru olsa gerek. Çünkü onca tutsakl k, sürgünler ve daha nice bedeller ödeyerek yaratt devrimci sanat sevdas n n bilinçli bir görül(e)meyifli gizliydi sanki soruda Yaflam anlaml k lmak isteyen birey, toplumun hareket tarz n kavramak ve buradan kendi sorumlulu unu ç karmakla yükümlüdür. Böylesi bir yönelim, zaman içinde bulundu u toplumsal geliflmelerle birleflerek bireyin kendini yani kimli ini oluflturur. Günümüz dünyas nda, ezen ya da ezilen cephesinde yer alan tüm kimlikler, bu toplumsal koflullar n bireyde kendini nas l var etti i ile do rudan ilintilidir. Do aya bak p onlarca iliflkinin birbirleriyle olan ba n kavrayamayan bir düflünce, do ru toplumsal geliflmelerle e itilemedi inde pekâlâ bir imam kimli ine bürünebilmektedir. Ya da tersi... Yoksul bir iflçinin patrona duydu u kini, do ru/devrimci toplumsal geliflmelerle e itildi inde devrimci bir kimli e evrilebilmektedir. 60 ve 70 li y llar Türkiye aç s ndan s n f mücadelesinin yükselifle geçti i bir dönem oldu u bilinmektedir. Dünyada esen devrimci dalgan n da etkisiyle Türkiye devrimci hareketinin ciddi bir güç haline geldi i, 500 bin kiflinin kat ld 1 May s gibi etkili durufllar n yarat ld önemli bir dönemdir bu y llar. Gecekondulardan fabrikalara, üniversitelerden köylere her yanda kitlesel bir devrimci yo unlaflman n oldu u bu y llar, nas l bir yaflam? tart flmas yapanlara s n f bilincinin yüksek sesle hayk r larak devrimcilefltirildi i parlak bir dönemdir. Y lmaz Güney, bu dönemin sosyal yap s içerisinde s n f bilincini edinmifl ve savafl m n kültür sanat cephesinden vermeyi tercih eden bir kimlik olarak ç k yor karfl m za. çinde bulundu u toplumsal yap n n s k nt lar ve alternatifi olarak gördü ü s n f mücadelesini 50 li y llarda tan maya bafllayan Y lmaz Güney, sanata edebiyat alan ndan dahil olur. Lise y llar nda hikayeler yazmaya bafllayan Y lmaz Güney, yay nlanan üç bilinmeyenli eflitsizlik denklemi hikayesinde, komünizm propagandas yapt gerekçesiyle yarg lan r ve tutuklan r. Ölüm Beni Ça r yor, Salpa, San k, Hücrem ve Selimiye Mektuplar, O luma Hikayeler, Boynu Bükük Öldüler ve Soba, Pencere Cam ve ki Ekmek stiyoruz vd. kitaplar yazan Y lmaz Güney, ayn zamanda birçok ilerici film çekerek devrimci sanatç olman n sorumlulu unu baflar yla yerine getiren nadir sanatç lardand r. Onu bu denli önemli k lan, sanat n ezilenlerden yana bir silah olarak kullanmas n n yan s ra, bu konudaki srarl durufludur. Ne tutsakl k, ne sürgünler, ne de bask lar onu bu duruflundan vazgeçirebilmifl, aksine tüm s - k nt l süreçlerden yeniyi üreterek ç kabilmeyi baflarm flt r. S n rl olanaklara ra men, cezaevinde senaryolar, kitaplar yazm fl 12 Eylül faflizminin yaratt y k mlara ra men dik durabilmifl, sürgünde olmas na ra men ülkesinin toplumsal geliflmelerinden kopmam flt r. Ve bu denli dik durabilmesini sa layan s n f mücadelesine olan inanc ndan rahats z olanlar, ona hep ayn soruyu sordular. Ne zaman sinemay b rakacaks n z? Filmlerde anlatt m ac ve sömürüler bitti i zaman! *** AT K-YDG, 5 Aral k günü gerçekleflecek olan 19. YDG Gençlik Kültür Sanat Festivali ni ölümünün 25. y l vesilesiyle Y lmaz Güney e atfetmifltir. Festivalimiz, devam etmekte olan ac ve sömürüler in kayna n daha güçlü hayk rmak ve karfl bir durufl sergilemek amac yla tüm YDG lilerin srarl çabalar yla büyütülmesi gereken önemli bir mevzidir. Türkiye den YDG lilerin de festivalimize fliir, öykü, k sa film dallar nda kat larak katk sunmalar ortak de erler etraf nda birleflmenin de anlaml bir örne i olacakt r. AT K-YDG

20 18 Yeni Demokrat Gençlik Bologna Süreci ne karfl Avusturya ve Almanya da iflgaller Avusturya da Üniversite flgalleri! Ekimin ikinci haftas ö renciler, e itim sistemindeki özellefltirmelere ve üniversitelerin ticarethanelere dönüflmesine karfl Viyana Üniversitesi ni iflgal ettiler. Art k kapitalist e itim sistemi tamam ile tekellerin eliyle toplumun belirli bir üst elitine meta olarak sunulmaktad r. E itim sistemindeki eflitsizlikle birlikte art k zenginlerin istedi i gibi bir e itim ve di er ö rencilere ise çeflitli bask araçlar ile y pratma, sindirme politikalar uygulanmaktad r. flte tam da bu noktada sald r lar n ö renciler, iflçiler ve gençlik üzerinde daha da keskinleflti i bir süreçte, Avusturya ö renci hareketinde 68 kufla ndan sonra en etkili hareketlenme yaflanmaktad r. Bologna Süreci ne karfl mücadelenin ana gündemini oluflturan eylemlerde, üniversite ve di er okullarda harçlar n kald r lmas, e itim alanlar nda bütünlüklü demokrasinin sa lanmas, bireysel seçim ve ö renim hakk, sermayenin isteklerine göre de il bilime ve ö rencilerin bütününe göre belirleyici bir e itim, üniversiteye bafllama s navlar n n kald r lmas ve Bologna projesinin bitirilmesi gibi talepler oluflturmakta. Ö rencilerden gelen bir baflka aç klama ise; bu talepler istenilen düzeyde yerine getirilmedi i taktirde iflgal eyleminin devam edece i noktas nda oldu. Viyana üniversitesinde bafllat lan iflgal hareketi son bir hafta içerisinde, art k ileriye yönelik kendi perspektiflerini b rak rken ve iflgal kültürü ve amaçlar politik içerik kazanmaya bafllarken, özellikle baflta Avrupa s n f hareketlerinden gelen dayan flma aç klamalar ve yaz lar ile enternasyonal bir hava yakalamaya bafllam flt r. 500 kifli ile Viyana Üniversitesinde bafllat lan iflgal eylemi 2000 kifliye ulaflt. Ve bu sürecin pratik belirleyicili i ile Viyana da Sanat Akademisi ve Teknik Üniversite de iflgal edildi. Politik çal flman n ve planlaman n tamam ile var olmamas na ra men önemli pratiklerin ortaya ç kt bu süreçte, iflgal hareketi ve eylemlilikler bütün Avusturya ya yay ld. Bu sürecin devam nda tarihinde Graz Üniversitesi nin en büyük salonu 100 ün üzerinde bir ö renci kitlesi ile iflgal edildi ve devam nda 600 kifliyi geçkin bir iflgale dönüfltü. Viyana ve Graz ile sürdürülen direnifl tarihinde Linz Üniversitesi nin iflgali ile devam etmekte, yine buna paralel olarak Klagenfurt Üniversitesi nin baz e itim salonlar iflgal edildi. Baflta Avusturya YDG-ÜGK s olarak, somut geliflmeleri mevcut gücümüz dâhilinde de erlendirerek, yönelimler ve çal flma tarz belirledik. Viyana Merkez Üniversitesi ile bafllayan bu süreç, Viyana`da art k birçok çal flma grubu ile ço unluk demokrasisi ismini alan iflgal süreci buna ra men kendi içerisinde olumlu ve programatik bir yol alm fl durumda. Linz de de Viyana tecrübelerine dayanarak çal flma gruplar kuruldu. Viyana Merkez Üniversitesi nde YDG olarak belirledi imiz çal flma yöntemi ile baflta göçmenler çal flma grubu nun kurulmas nda yo un ve pratik bir rol oynad k. Yine devam nda iflgalin devrimci bir eyleme ve kültüre do ru dönüflmesi aç s ndan Marksist Perspektifler ad alt nda bir çal flma grubuna dahil olarak, çal flma grubunun faaliyetlerinin sürmesinde önemli pozisyonlar edindik. Viyana YDG Çal flma grubunun yo unlaflmaya çal flt bu süreçte gücümüz

21 Yeni Demokrat Gençlik 19 dahilinde hareketi ç k fl ndan daha ileri bir sürece evirilmesi için somut yönelimler belirledik tarihinde Aç k Toplant da yine AT GF`in düzenledi i iflçi sempozyumlar n n dayan flma ve destekleme aç klamalar n sunarak, sempozyumun davetlisi araflt rmac -yazar Volkan Yarafl r dostumuzu üniversiteye davet ederek, direnifli Türkiye boyutuyla da gündemlefltirmeye çal flt k. Volkan Yarafl r n yapt konuflmada motivasyon üst boyutta kendisini hissettirdi. YDG-ÜGK s ve YDG aktivistleri olarak, bu süreçten ciddi dersler ç kard m z belirtmeliyiz. Hem devrimci etkiler aç s ndan ve hem de özelde Avusturya YDG`sinin ileriye dönük çal flmalar aç s ndan bu sürecin önemli tecrübeleri ile çal flmalar m z sürdürece iz. Avusturya YDG -Ülke Gençlik Komitesi Duisburg-Essen Üniversiteleri flgal Edildi 10 Kas m günü ö le saatlerinde ani bir kararla geliflen iflgale yaklafl k 500 ö renci kat l m sa lad. Talepler; iyi flartlarda e itim, harçlar n kald r lmas, derslere kat l m n serbest olmas vb. olarak s ralanmakta. Ayr ca Avusturya ve Avrupa n n di er ülkelerinde geliflen ö renci hareketlili inin de alt çizildi ve Almanya da da bu tür eylemlerin önümüzdeki süreçte devam edece i belirtildi. Biz de YDG olarak bu iflgale kat ld k ve gece de tarihinde Linz Üniversitesi nin iflgali ile birlikte, göçmenler çal flma grubunu oluflturduk. Yine iflgalin kendi cephemizden koordinasyonunu sa lama aç s ndan devrimci-demokratik baz yap larla flgal Eylemi nisiyatifi oluflturduk. flgalden sonra yap lan ilk toplant da taleplerimize yönelik yapt m z sunum ciddi bir etki b rakt. Linz Üniversitesi nde somut hedefimiz ise iflgalin sürdü ü süre içerisinde Devrimci E itim ad nda bir çal flma grubu oluflturmak. Innsbruck ta ö rencilerin yürüyüfl ve devam nda iflgal eylemi için oluflturdu u platforma girerek, taleplerimizi, iflgal politikam z tart flt k. Ve somut olarak da eylemin koordinasyonunda bulunmaktay z. Innsbruck Üniversitesi de 31 Ekimg ünü iflgal edildi. Ancak bütün bu eylemler ve iflgalin bu derecede kendi içerisinde etkili bir organizeye dönüflmesinin en önemli nedenlerinden biri eylemin art k s n f eksenli enternasyonal bir dayan flmaya dönüflmesidir. iki arkadafl m z destek için iflgal yerinde gecelediler. Bologna sürecinin durdurulmas, e itimin metalaflt - r lmamas vb. istemlerle bafllat lan üniversite iflgali, 13 Kas m akflam saat da flgal Komitesi nin ald kararla, Duisburg flehir merkezine do ru bafllat lan korsan yürüyüfl ile birlikte son buldu. Fakat önümüzdeki süreçte benzer eylemlere devam edilecektir. Polisin durdurma istemlerine ra men kararl flekilde yürüyen ö renciler Duisburg Tren Gar na kadar yürüdüler. Biz de YDG olarak ilk günden beri destekledi imiz bu eylemlerin etkin olarak içerisindeydik. Duisburg YDG

22 20 Yeni Demokrat Gençlik UFUK ALEV AÇILIMI, EGEMENLER N, ALEV HALKINI S STEME YEDEKLEME ÇALIfiMASIDIR! Son dönemde ülkemiz egemenlerinin sözcüsü AKP taraf ndan demokratiklik ad alt nda aç l mlar art arda gündemlefltirilmifltir. Kürt aç l m ad alt nda Kürt Ulusal Hareketini tasfiyeye zorlayarak kendi k rm z s n rlar içinde çözmeye çal flan egemenler bir benzerini Alevi aç l m ad alt nda Alevilere dayatmaktad r. Tarihten günümüze ülkemizdeki sistemin kendi d - fl ndaki mezhepleri-halklar yok sayma, inkâr ve imha etme, asimilasyon politikalar sürmüfl/sürmektedir. Son dönemde ülkemiz egemenlerinin sözcüsü AKP taraf ndan demokratiklik ad alt nda aç l mlar art arda gündemlefltirilmifltir. Kürt aç l m ad alt nda Kürt Ulusal Hareketini tasfiyeye zorlayarak kendi k rm z s - n rlar içinde çözmeye çal flan egemenler bir benzerini Alevi aç l m ad alt nda Alevilere dayatmaktad r. Büyüyen ve geliflen Alevi hareketini kendi s n rlar içinde tutmak isteyen egemenler çeflitli söylemlerle Alevi aç l m bafll nda Alevileri istedikleri gibi asimile etmeye, sisteme yedeklemeye çal flmaktad r. Birlik beraberlik mesajlar, Alevi Çal fltaylar, kardefllik vurgusu gibi söylemler egemenler taraf ndan sürekli söylenmeye, gündeme getirilmeye, tart fl lmaya bafllanm flt r. Bu tart flmalar n yafland dönemlerde Alevi kitlelerinde meydana gelen hareketlenmeler alanlara ç k lmalarla somutlanm flt r. Geçen y l 9 Kas m da Ankara da yap lan merkezi kitlesel mitingle bafllayan ve bu y l 8 Kas m da on binlerce Alevi nin kat ld Kad köy mitingi ile devam eden eylemlerde Aleviler haklar n aramak için olanlar doldurmufllard r. Aleviler eflit yurttafll k, zorunlu din derslerinin kald r lmas, inanç özgürlü ü gibi taleplerini dile getirmifllerdir. Artan hareketlilik ve son yap lan mitingin kitlesel ve canl geçmesi, t pk Kürt aç l m nda, gerillalar n karfl lanmas nda yaflanan coflku ve kitlesellikten rahats zlanan egemenler taraf ndan ayn hoflnutsuzlukla karfl lanm flt r. Kad köy mitinginin hemen ard ndan gerçekleflen Alevi Çal fltay n n aç l fl konuflmas nda Bakan Faruk Çelik hoflnutsuzlu unu dile getirmifltir. Kendi s n rlar d fl na ç kan Alevileri duyarl davranmamakla suçlayan egemenlerin sorunun çözümünü hangi eksende gördükleri aç kt r. Devletin asimilasyon, inkar ve imha politikalar na karfl on binlerce Alevinin kat ld Kad köy mitinginde Alevi kitlelerinin devrimcilere olan yo un ilgisi gözden kaç r lmamal d r. Özellikle devrimci önderlerin ve komünist önder brahim Kaypakkaya n n Alevi kitleleri taraf ndan sahiplenilmesi, onlara duyduklar sayg n n ve sevginin gösterilmesi basit bir olgu olarak alg lanma-

23 Yeni Demokrat Gençlik 21 Egemenlerin aç l m larla Alevi mücadelesini kendi istedi i s n rlar içinde tutmaya çal flmas na karfl mücadele etmeli, sistemin Alevi hareketi içerisindeki yandafllar na karfl uyan k olmal y z. Bunun yan nda Alevi kitlelerinin demokratik taleplerini savunmak, maruz kald klar bask, d fllanma, imha ve inkar politikalar na ve sistemin her türlü sald r lar na karfl aktif mücadele etmemiz gerekmektedir. mal d r. Ezilen mezhep olarak Alevilerin ezilenlerin kurtuluflu için mücadele eden devrimcilere e ilimli olmamalar tesadüf de ildir. Alevi kitlelerinin içinde bar nd rd devrimci potansiyel biz devrimciler için önemli bir yerde durmaktad r. Bunun için Alevilerin örgütlendi i her alanda bizim de olmamam z gerekmektedir. Alevilerin örgütlendi i Alevi dernekleri belli bafll zaaflar içinde tafl maktad r. Alevi derneklerinin özellikle yönetim kademesinde Kemalizm in etkisi vard r. Alevi taban n n istemlerini, amaçlar n farkl yönlere çeken dernekler sistemle bir uzlaflma içerisine girmeye yatk nd r. Bunlar sorunun s n fsal ve toplumsal özelli inden ba ms z salt Alevi-Sünni ikilemi içinde göstermeye çal flmaktad rlar. Alevilerin hak arama mücadelesini salt Alevi kimli inin savunucusu haline s k flt r lmas Alevilerin ileri yanlar n geriletmektedir. Alevilerin örgütlülükleri olan birçok dernek Alevilerin mücadelesini s n rlamakta, Alevi halk n sisteme yedeklemeye çal flmaktad r. Bu durum devletin uygulad asimilasyon politikalar ndan daha tehlikelidir. Bu nedenle bizim Alevi hareketinin örgütlendi i demokratik örgütlerde aktif olarak yer almam z önemlidir. Bu örgütlenmelerdeki görevimiz sistemin Aleviler içindeki uzant lar n teflhir etmek, onlar n amaçlar n ortaya koymak, rollerini aç a ç karmakt r. Alevilerin demokratik alandaki örgütlülüklerini uysal halinden ç kart p daha mücadeleci hale büründürmek, sadece Alevi kimli inin savunmas hatt nda kalmas na izin vermeyip, Alevilerin ileri politik yanlar n gelifltirmemiz gerekmektedir. Egemenlerin önlerine getirdi i bugünkü gibi aç l mlarla Alevi mücadelesini kendi istedi i s n rlar içinde tutmaya çal flmas na karfl mücadele etmeli, sistemin Alevi hareketi içerisindeki yandafllar na karfl uyan k olmal y z. Bunun yan nda Alevi kitlelerinin demokratik taleplerini savunmak, maruz kald klar bask, d fllanma, imha ve inkar politikalar na ve sistemin her türlü sald - r lar na karfl aktif mücadele etmemiz gerekmektedir. Alevi kitlelerinin yo un flekilde yaflad semtlerde kitle çal flmalar nda Alevilerin yaflad klar sorunlar gündeme getirmeli, mahalle toplant lar seminerler, ajitasyon/propaganda ve mücadeleyi örgütleme çal flmalar yap lmal d r. Zorunlu din dersleri, zorla cami, imam dayatmalar na karfl mücadelelerinde yanlar nda olunmal flehirlerdeki cemevi talepleri sahiplenmelidir. Bunlar n bizim aç m zdan önemi Lenin in yapt belirlemede aç kt r. nerede görülürse görülsün, hangi s n f yada katman hedef al rsa als n, keyfili in ve bask n n bütün belirtilerine karfl tepki göstermeyi; bütün bu belirtileri, polis zorbal ve kapitalist sömürünün genel tablosunda birlefltirmeyi ( ) sosyalist inançlar m z bir an bile gizlemeksizin, tüm halk n önünde genel demokratik görevleri anlatmak ve vurgulamakla yükümlü oldu umuzu pratikte unutan biri sosyal-demokrat de ildir. Her türlü genel demokratik sorunlar n gündeme getirilmesinde, öne ç kar lmas nda ve çözülmesinde herkesten önde olma yükümlülü ünü pratikte unutan biri sosyal-demokrat de ildir. (Partizan dergisi sy:66 sf:103 al nt ) Lenin in yapt bu tespitten hareketle biz devrimciler Alevilerin demokratik taleplerini savunmal, bask -fliddet görmelerine karfl mücadele etmeli, tüm imha, inkâr ve asimilasyon politikalar na karfl mücadele örgütlemeliyiz. Bunlar devrimci olmam z n getirdi i görevlerimizdir. Ezilen bir kitlenin var oldu u bir alanda bizim örgütlenmememiz aç klanamaz bir durumdur.

24 22 Yeni Demokrat Gençlik 1921 belgesi çözüm için referans m? Uzun süredir uygulanan tek tarafl ateflkes; tüm platformlarda ifade edilen adil ve onurlu bir bar fl talebi, gerilla gruplar n n da dan inip Türkiye ye girifl yapmas ve bunlarla birlikte 1921 Anayasas n n referans olarak gösterilmesi ve benzer nitelikteki bir belgenin çözüm için ifllevsel oldu unun ifade edilmesi bahsetti imiz ad mlar olarak özetlenebilir. Kürt Aç l m olarak ifade edilip hemen ard ndan Demokratik Aç l m, bir ad m ilerisinde ise Milli Birlik Projesi ismini alan süreçte devletin yaklafl m aç kça ortadad r. Baflta söyleyece ini sonda söylemeyi ye leyen devletin Kürt ulusal sorununa yaklafl m ve iflletti i süreç, Kürt Ulusal Hareketi nin tasfiyesinden baflka bir anlam tafl mamaktad r. Ulusal Hareket in ise att taktiksel ad mlar ve bunun yan nda bar fl noktas ndaki srar bizim aç m zdan incelenmeye de- erdir! Uzun süredir uygulanan tek tarafl ateflkes; tüm platformlarda ifade edilen adil ve onurlu bir bar fl talebi, gerilla gruplar n n da dan inip Türkiye ye girifl yapmas ve bunlarla birlikte 1921 Anayasas n n referans olarak gösterilmesi ve benzer nitelikteki bir belgenin çözüm için ifllevsel oldu unun ifade edilmesi bahsetti imiz ad mlar olarak özetlenebilir. Öncelikle flunu belirtmek gerekir ki Kürt Ulusal Hareketi nin bu yönelimi sonucunda gün geçtikçe taleplerinde bir darlaflma oldu u ortad r. Örne in gerilla gruplar n n getirdi i mektupta Kürt Ulusu nun ayr bir ulus oldu u gerçekli i yerine bu ulusun Türkiye Demokratik Ulusunun bir parças oldu u ifade edilmifltir. Ancak ayn gerilla gruplar teslim olmaya gelmediklerini, etkin piflmanl ktan yararlanmayacaklar n ifade ederek büyütülen savafl n hakl l n ve meflrulu unu yeniden ortaya koymufllard r. Bu gelifllerdeki bire di er olgu da Kürt Halk n n gerillay karfl lama esnas nda gösterdi i fark ndal kt r. Halk gerillay kucaklaman n yan s ra kitlesel ve coflkulu durufluyla ve gücümüz gerillad r sloganlar yla asl nda bize göre çözümü en aç k flekilde ifade etmifltir. Aç l m yalan yla tasfiye derdine düflmüfl olan TC nin yüzüne tokat gibi çarpan bu durufl bir ulusun hakl ve meflru mücadelesinin gücünü dosta düflmana göstermekle kalmam fl savafl büyütme kararl l n n Kürt ulusunda mevcut oldu unu da aç ktan ilan etmifltir. Bunu belirttikten sonra baflta ifade etti imiz çözüm önerilerinden 1921 Anayasas emsali bir belgenin ne anlama geldi ini sorgulamakta yarar görüyoruz. Anayasa bir devletin temel organlar n, bu organlar n kendi aralar ndaki ve birbirleriyle olan iliflkilerini, temel hak ve özgürlükleri düzenleyen ideolojik manifestodur. deolojik manifesto olma niteli ini ise egemen s n f n di er s n flar üzerindeki tahakkümünü teyit etmesinden al r. Belgeyi haz rlayan ttihatç klik ise bir bütün olarak toprak a as - tüccar komprador burjuva niteli e sahiptir Anayasas TC nin ilk anayasas olarak kabul

25 Yeni Demokrat Gençlik 23 ketin emperyalistlerce iflgal edildi i hat rlat ld. Ard ndan düzenlenen Sivas ve Erzurum Kongreleriyle stanbul Hükümeti ne Meclisi derhal toplamas ça r s yap ld. stanbul hükümeti bu ça r ya cevap vermiflken bu kez de stanbul iflgal edildi. Toplanan meclis da t ld. Bunun üzerine M. Kemal meclisin Ankara da toplanmas ça r s n yapt. Ancak bu meclisin kurucu bir meclis olmad, aksine ola anüstü yetkilere sahip bir meclis oldu u alt çizilerek belirtildi. Bu flu anlama geliyordu; stanbul Hükümeti nin iradesi kaybolmufltu. Bunun yerine toplanacak bir meclis ise ikame bir iradeyi yani yeni bir devlet otoritesini ifade edecekti. Ancak meclis bu s - fatla ve bu flekilde toplanmad. Bu sebeple 1920 de toplanan Büyük Millet Meclisi ni ortada devlet nam na hiç bir fley kalmam flken yap lan bir toplant olarak de erlendirmek isabetli olacakt r. Buradan do ru bu meclisin haz rlad 1921 Anayasas da ister istemez ayn çerçevede ele al nmal d r belgesini bir anayasa, 1920 meclisini kurucu bir meclis olarak ifade edenler bile dolayl da olsa bu gerçekli i kabul etmektedirler. Be sebeple bu belge, geçifl dönemi belgesi olarak nitelendirilmektedir. Bunlar ifade etmemizin sebebi 1921 belgesindeki samimiyeti sorgulama iste imizden kaynaklanmaktad r. Belirtilmesi gereken ilk nokta M. Kemal ve kli inin memleket emperyalistlerce iflgal edildi ç rtkanl yla stanbul Hükümeti ni meclisi toplamaya ça r fllar ndaki samimiyetsizliktir. Ayn ekip anti-emperyalist bir nitelikte bafllayan kurtulufl savafl n n önderli ini ele geçirip emperyalizmle uzlaflarak kendi faflist devletlerini kurmufltur. Yapt klar ç rtkanl n nedeni de tam olarak kendi kliklerinin egemen hale gelmesi iste idir Faflist devletin her yan k rm z çizgilerle doludur. Bu k rm z çizgiler yapt katliamlarda, imha, inkar cenderesinde ak tt kanlardan al r k rm z rengini. Hal böyleyken devletin aç l m ndan medet ummak taraf m zca nafile bir çaba olarak de erlendirilmektedir. edilir. Bununla beraber bu belgenin geçifl dönemi anayasas oldu u ve ola anüstü flartlarda oluflturuldu u da kabul edilir. Bu belgenin bu sebeple kazuistik anayasa olmad ifade edilir. Yani baflta ifade etti imiz anayasa tan m na uygun de ildir. Yaln zca temel birkaç de- inmenin bulundu u bu belge de ifltirilemez maddeleri içinde bar nd rmad gibi oldukça k sad r. Yaln zca 3 y l yürürlükte kalabilen bu belge TC nin en k sa ömürlü anayasas d r. Anayasa olarak kabul edilen bu metin, esas nda M. Kemal in meclise de iflik zamanlarda sundu u önergelerden oluflmufltur. Belgenin haz rlan fl süreci yani önergelerin toplan p tek bir metin halini almas süreci bize belgenin niteli ini göstermek aç s ndan önemlidir. 30 Ekim 1918 de imzalanan Mondros Anlaflmas ndan sonra emperyalist devletlerce Osmanl Devleti iflgal edilmiflti. ttihatç klik ve bu kli in bir parças olan M. Kemal taraf ndan tam da bu süreçte Amasya Genelgesi ilan edildi. Genelgede Osmanl Padiflah na memle- Belgesi de iktidarlar n kurma çabas nda att klar taktiksel ad mlardan biridir sonras nda Ermeni Soyk r m n uygulayan kadro ve anlay fllar n böyle bir belge haz rlarkenki ikiyüzlülükleri ortadad r. TBMM nin aç l fl nda Kürt Ulusu nun Türk Ulusu yla birlikte Kurucu Ulus olarak ifade edilmesi; 1921 belgesinde Kürt vilayetlerine özerklik tan nmas Kürtlerle bir ittifak aray fl içinde olundu unun göstergesidir. Bu ittifak aray fl ise Musul Vilayeti nin durumunun mu lakl üzerinden geliflmifltir. ngiliz iflgali alt nda olan Musul un yeni kurulacak devlete ba lanmas iste i ngilizlere karfl Kürtler arac l yla savaflmak sonucunu do urmufltur. 6. Kolordu komutan ttihatç Ali hsan Pafla n n izledi i yol tam da bu anlay fltan ileri ge-

26 24 Yeni Demokrat Gençlik lir. Pafla, Musul için Kürdistan halk n ngilizlere karfl savaflt rm flt r. Ayn alg n n bir devam olarak da siyasi arenada bu amac destekleyen ad mlar at lm flt r de ifade edilen Kürt Ulusu ve 1921 belgesiyle tan nan özerklik bu ad mlara örnek olarak say labilir y l nda iktidarlaflman n tamamlanmas, cumhuriyetin ilan edilmesi ve faflist TC devletinin kurulmas ile yaflananlar ortadaki tutars zl gün yüzüne ç karm flt r. Cumhuriyetin ilan yla yeni devletin floven niteli i gözler önüne serilmifltir. Yeni kurulan devletin ideolojik manifestosu olan 1924 Anayasas J. J. Rousseau nun genel irade tezine göre düzenlenmifltir. Genel irade Rousseau ya göre ço unlu un iradesidir. Bu irade asla yan lmaz ve ço unluk taraf ndan oluflturulan bu irade her zaman için az nl n da haklar n korur. Bu fikrin 1924 Anayasas na yans - mas milli irade fleklinde ortaya ç km flt r. Milli iradeden kastedilen Türk Milleti nin iradesidir. Türk milleti tan m rkç bir temel üzerinden flekillenir ve yüce, flaflmaz, yan lmaz olarak ifade edilir. Türkiye co rafyas nda yaflayan farkl ulus, milliyet ve mezhepler toptan Türk milleti olarak ifade edilmifltir. Bu anlay fl 1920 de ifade edilen Kürt Ulusu gerçekli inden vazgeçildi ini gösterir. Ayr ca bu anlay fl do rultusunda ortaya at lan Günefl Dil Teorisi ile, kurulan Türk Tarih Kurumu ile devletin floven, faflist niteli i perçinlenmifl art k farkl ulus ya da milliyetten olman n ifade edilmesi bile yasaklanm fl, insanlar n kendi dillerini konuflmalar engellenmifl, kültürler yok say l p yok edilmeye çal fl lm flt r. Bu alg n n en aç k ifadesi yeni devletin ilk Adalet Bakan Mahmut Esat Bozkurt taraf ndan ifade edilen Türk milleti üstün rkt r. Di er tüm milletlerin görevi Türk Milleti ne hizmet etmektir sözlerinde kendisini göstermektedir belgesi ile ifade edilen özerkli in ise esamesi bile okunmamaktad r. Hal böyle olunca Kürt Ulusal Hareketi nin 1921 belgesini çözüm için referans göstermesi ne anlama gelmektedir? Kuruldu u günden bu yana faflist niteli ini muhafaza eden TC böyle bir belgeyi kabul edebilir mi? 1921 Belgesinin kabul edilmesi s ras nda ortada bir iktidarlaflma süreci oldu undan bahsettik. ktidarlaflman n tamamlanmas ndan sonra 1923 Cumhuriyetin ilan ve 1924 Anayasas devlet otoritesinin sa land n n ve iktidarlaflman n tamamland n n en aç k ifadesidir. O zamandan bugüne ise devletin faflist niteli inde hiç bir de iflim olmam flt r. Bu sebeple bu ülkede seçim baraj hala %10 dur; anadilde e itim talebinin karfl s na Yaflayan Diller Enstitüsü gibi bir safsatayla ç k lmaktad r; Kürtler kart kurt seslerinden gelmektedir aymazl inatla sürdürülmektedir; Kürt çocuklar katledilmeye devam edilmektedir. (bkz: en son Ceylan Önkol) Onlarca Kürt çocu u a rlaflt r lm fl müebbet hapis istemiyle yarg - lanmaktad r; yüzlerce DTP li tutuklanmaktad r; devlet kad n-çocuk demeden sald rgan tutumunu sürdürmektedir, insanlar Kürtçe konufltuklar için linç edilmektedir. Bir yandan aç l m ad alt nda iyi fleylerin olaca müjdelenirken bir yandan da operasyonlar sürdürülmektedir. Aç l m tart flmalar na bile tahammülü olamayan devlet devletin ve milletin bölünmez bütünlü ü, milli güvenlik gibi kayg lar n n arkas na s nmay tercih etmekte; asl nda henüz bir arpa boyu yol bile gidilememiflken k rm z çizgilerine dayan ld n ifade etmektedir. Faflist devletin her yan k rm z çizgilerle doludur. Bu k rm z çizgiler yapt katliamlarda, imha, inkar cenderesinde ak tt kanlardan al r k rm z rengini. Hal böyleyken devletin aç l m ndan medet ummak taraf m zca nafile bir çaba olarak de erlendirilmektedir. Yap lacak fley apaç k ortadad r. Ortada bir ulusun kendi kaderini tayin hakk n eline alma sorunu vard r. Bunun yan nda demokratik muhtevaya sahip talepler ifade edilmektedir. Bu talepleri elde etmenin yolu da halk n gerillaya hayk rd yöntemle olacakt r. Savafl büyütmeye flimdi daha fazla ihtiyaç vard r. Kürt halk gerillaya sahip ç k p, savaflta srar kararl n gösterirse iflte o zaman devlet de bu gücün karfl s nda el pençe divan durmak zorunda kalacakt r. Ankara Üniversitesi YDG

27 Yeni Demokrat Gençlik 25 M L TANLAfiMA ÜZER NE Militanl k, en genel bilinen flekliyle radikal tutum tak nma ile bir alg lanmaktad r. Kolluk karfl s ndaki çat flma iste i, en önde olma anlay fl, bar flç l eylemler yerine çat flmal ve zorlay c eylemler örgütlemeyi tercih etme militanl k olarak tan mlanmakta ve tersi her türlü davran fl, bu tan m n d fl nda b rak lmaktad r. Genelde anlafl lan militanl k tan m n s n fsal öfke olarak adland rmak bu nedenle do ru olacakt r. Ancak militanl k, s n fsal öfkeden daha genifl bir anlam tafl maktad r. Karfl t yani ezen s n flara karfl duyulan öfke, esasta militanl n bir parças d r. Sömüren, katleden ezenlere karfl bu durumun fark nda olarak gösterilen tepkinin boyutu, militanl l n hiç de küçümsenmemesi gereken bir yan n oluflturmaktad r. Ancak salt bu öfkenin kelimenin tam anlam yla militanl kla efl tutulmas do ru de ildir. Ezenlere karfl duyulan öfke, yukar da da de indi imiz gibi bir fark ndal kla ilgilidir. Kendisini ezen, sömüren ve kendisiyle ayn saflarda yer alan ezilenleri katledenlere karfl, bu gerçekli i görerek öfkelenen herkes, bu konunun kapsam dahilindedir. Henüz Marksizm in oluflmad dönemlerde iflçilerin, iflsiz kalmalar n n nedeni olarak gördükleri makineleri k rma eylemleri bu konuya örnek olarak verilebilir. Luddistler olarak an lan bu grubun, yakalan nca ölüm cezas na çarpt r lacaklar gerçe i dahi bir dönem boyunca makinelerin k r lmas - na engel olamam fl ve kötü çal flma koflullar n n yan s - ra iflsizlik nedeniyle zaten ölümle karfl karfl ya olan iflçiler makinelere duyduklar öfkeyle sabotajlara giriflmifllerdir. Ezilenlerin öfkesine bir di er örnek de feodalizmin y k lmas döneminde genifl halk kitlelerinin burjuvazi taraf ndan kullan lmas d r. Açl k, sefalet ve ölümlerle bo- uflan halk n örne in Fransa da yönetime karfl aya a kalkmas, ancak bu devrimin burjuvazi taraf ndan kullan lmas ve burjuvazinin bu sayede egemen s n f olmas, ezilenlerin öfkesine bir di er örnek olarak verilebilir. Tarihe bir göz att m zda ezilenlerin her hak talebinin arkas nda asl nda belli bir seviyeye gelmifl s n fsal öfkenin oldu unu görmemiz mümkündür. Kölelerin Spartaküs öncülü ünde aya a kalkmas nda da, köylülerin Bedreddin in gösterdi i yolda hakça bir düzen kurmas nda da, iflçilerin yaflanabilir bir ücret talep ederek yapt klar grevlerde de bu öfkenin varl yads namaz bir biçimde karfl m za ç kmaktad r. O halde militan tutumun mayas nda kendisini ezenlere karfl duyulan öfke bulunmaktad r diyebiliriz. Ancak militanl n tam anlam, s n fsal öfke de il, s n fsal durufltur. Belli bir biçime kavuflmam fl öfkenin, eksik bir militan tutumla eflde er olaca aç kt r. S n fsal öfke, tek bafl na kald müddetçe s n fsal net durufltan da giderek yoksunlaflacakt r. Luddistlerin eyleminde bir öfke vard r ancak koflullar nedeniyle durumun kavran lamamas, k sa denilebilecek bir zaman sonra Luddist hareketin tamamen bitmesine neden olmufltur. Yine Fransa da halk n ayaklanmas n n burjuvazi taraf ndan ele geçirilmesinde, Spartaküs ün köle ordusunun nihai olarak yenilmesinde, Bedreddin ve Ortaklar n hareketinin bast r lmas nda, Paris Komününün kurulduktan 71 gün sonra ac mas zca bo ulmas nda iflte bu eksi i görmek mümkündür. S n fsal net durufl Militanl k ezen s n flara karfl s n fsal net durufl ise tam anlam yla militanl k, bu konuda bir kavray fla sahip olmakla mümkündür. Bu nedenle militanl k, görünenden ziyade özle ilgilidir. Görünen ile özün aras ndaki ba, genellikle eflgüdümlü olsa da yukar daki örneklerden belki de en aç olan Paris Komününde görülece i üzere görünen bazen de özden farkl l k içerir. Parisli emekçilerin yaflad klar zulüm, açl k ve sefalete karfl ayaklanarak kendi düzenlerini kurmalar ndan sonra s n f karfl tlar n tam olarak analiz edememeleri, Paris Komününün ac mas zca bast r lmas na neden olmufltur. Görünen ile öze iliflkin tersten bir örnek de 1. Emperyalist Paylafl m Savafl n n ortas nda Bolfleviklerin öncülü ünde gerçekleflen devrimin sonuçlar na iliflkindir. Devrim sonras nda Alman emperyalizminin Sovyet topraklar na göz dikerek dayatt Brest Anlaflmas n n Lenin taraf ndan kabul edilmesinde de görünen ile öz aras ndaki farkl l görebiliriz. Durumdan, koflullardan ba ms z olarak bak ld nda Sovyetlere çok ciddi yapt r mlar da-

28 26 Yeni Demokrat Gençlik yatan Brest Anlaflmas n n imzalanmas n ihanet olarak bile yorumlamak mümkünken gerçekte imzalanmas n n hakl l o durum ve koflullar n kavranmas nda gizlidir. Bu iki ters örne e ra men görünen ile öz genellikle eflgüdüm içindedir. Yani s n fsal öfke ile militan durufl, genelde daha radikal duruflla örtüflür. Anlatmak istedi imiz, bilimsel bak fl aç s yla karfl t s n flar aras ndaki mücadelede proletaryan n ç kar n her yerde, her koflulda savunabilmektir. Bu bazen en genifl kitleyle bar flç l bir eylemde omuz omuza slogan atmakla bazen de barikatlar zorlamakla mümkündür. Her bar flç l eylem uzlaflmac eylem olmad gibi her seferinde barikatlar n zorlanmas da militanl k de ildir. Militan eylem barikatlar zorlamak m d r? Devrimci literatürde ise barikatlar zorlayan eylemlerin militan eylem olarak adland r ld n söylememize gerek bile yoktur san r z. Eylem militan olacak, militan bir eylem örgütlenecek denildi i anda barikatlar n zorlanaca hemen anlafl lmaktad r. Oysaki bu belirleme do ru de ildir. Devrimci bir hareketin her eylemi militan olmak zorundad r. S n fsal net durufltan yoksun bir eylem örgütlemek, devrimci s fat yla ba daflmayaca na göre örgütledi imiz her eylemin militan oldu unu söylememiz gerekmektedir. Burada bahsi geçen yan lsama, kolluk güçlerini zorlaman n tek bafl na s n fsal net durufl olarak alg - lanmas d r. Gerçekten de kolluk güçleri, egemen s n flar n zor güçlerinden birisi olarak karfl t s n fta yer al rlar ancak egemen s n flar kolluk güçlerinin oluflturdu- unu düflünmek çarp k bir anlay flt r. Egemen s n flar n ç kard bir yasaya karfl olmak da, buna karfl örgütlenmek de, harekete geçmek de s - n fsal net duruflun parçalar olarak görülmelidir. O halde militanl, ezen s n flar n her icraat na karfl hatta ezen s n flar n varl na karfl net duruflta aramak gerekmektedir. Konumuz olmamas na ra men tekrar belirtmek gerekir ki tek bafl na ezen s n flar n örgütlü kolluk güçlerine veya onlar n siyasal sözcülerine karfl olmak, sadece bu karfl tl k üzerinden siyaset yürütmek militanl kla ilgili de ildir. Bilakis salt kolluk güçlerine veya yaln zca egemenlerin siyasal temsilcileri olan hükümet partilerine karfl siyaset yürütmek, gerçe in özünü karartma ihtimalinden kaynakl ciddi bir yanl fla düflmek demektir. Unutmamak gerekir ki egemen s n flar y pranan siyasal partilere karfl n yenilerini h zla örgütleyebilmektedirler. Militanlaflmay bu kapsamda belirli çerçevelerde de- erlendirebiliriz. Militanlaflma aç s ndan birincisi s n fsal öfke, ikincisi bilimsel de erlendirme, üçüncüsü örgütlü olma konular birlikte ele al nmal d r. Ancak bu sayede tam anlam yla bir militanlaflmadan söz edilebilir. Bu belirlemede dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta da örgütlü olma vurgusudur. Örgütsüz bir militanl n eksikli i yads namayacak kadar aç kt r. Örgüt, kapsam dahilinde ya da çevresinde örgütledi i militanlarla militanlafl r. Her birey için de kolektif yap ya sahip örgütün varl, militanlaflman n önemli bir anahtar olacakt r. S n fsal kinini salt belli etmenin ötesinde bir kayg s olan herkesin örgütlenmekten baflka yo- Örgüt, kapsam dahilinde ya da çevresinde örgütledi i militanlarla militanlafl r. Her birey için de kolektif yap ya sahip örgütün varl, militanlaflman n önemli bir anahtar olacakt r.

29 Yeni Demokrat Gençlik 27 lu yoktur. Gerçekten de s n f karfl tlar n tespit eden, s n f karfl tlar na karfl bilimsel bir mücadele hatt çizen örgüt, s n fsal öfkenin biçimlendi i arena olacakt r. Elbette ki burada anlatmaya çal flt m z, örgütün sadece militanlaflma için bir araç oldu u de ildir. Örgüt, kapsaml ve daha kompleks hedefleri olan bir araçt r. Onun s n f mücadelesi içerisindeki varl, kendisini do- uran zorunluluklarla ba dafl r ve bu yolda kat l mc lar yla beraber çelikleflir. Tüm örgüt ilkelerinin iflte bu çaba içerisinde tarihsel deneyimlerden ve militanlaflma öyküsünden süzülerek olufltu unu söyleyebiliriz. Proletaryan n büyük ö retmenlerinin yapt bir di- er vurgu da eyleme iliflkindir. Eylemin militanl k konusuyla iliflkisi do rudand r. Bilimsel tespitler, güncel belirlemeler, nesnel de erlendirmeler militan bir eylem hatt olmaks z n anlams zlaflmaya mahkumdur. O halde militanlaflmada do rudan vurgu yap lmas gereken bir di er konu da pratiktir. Yaz içerisinde bahsi geçen konular n pratikle ne denli iç içe oldu u ortadad r. Stalin Kadrolar Üzerine adl broflüründe Baz lar, zaferin kendi kendine, yani diyelim ki kendili inden gelmesi için do ru bir parti çizgisi haz rlay p gelifltirmek, bunu yüksek sesle ilan etmek, onu tezler biçiminde, genel kararlar biçiminde sergilemek ve onu oybirli iyle benimsemek yeter diye düflünüyorlar. Besbelli ki bu yanl flt r. Yaln z iflah olmaz bürokratlar ve k rtasiyeciler böyle düflünebilirler. Gerçekte bu baflar lar ve zaferler, kendiliklerinden kazan lmam fllard r, parti çizgisinin uygulanmas u runa yürütülen amans z bir mücadele içinde kazan lm fllard r. Zafer hiçbir zaman kendi kendine gelmez; her zaman sökülüp al n r. yi kararlar, partinin genel çizgisinden yana bildiriler, ancak bir bafllang çt r; ancak yenme iste ini anlat rlar, ama yenginin kendisini de il. Do ru bir çizgi, sorunun do ru bir çözümü verildikten sonra, baflar, örgüt çal flmas na, parti çizgisinin pratik uygulamas için mücadelenin örgütlenmesine ba l d r demektedir. Keza militan, etkin faaliyetçi demek oldu- una göre militanlaflma da faaliyetin etkinleflmesi anlam na gelmektedir. Etkinleflmenin direkt olarak prati e yap lan bir vurgu oldu unu söyleyebiliriz. Gerçekli i bilimsel flekilde tespit ettikten sonra ona uygun bir mücadele hatt çizmek ve bu mücadeleyi yürütmek, militanl n özlü tarifidir. Ülke gerçekli i içerisinde bu tan m n tam karfl l, halk savafl stratejisine göre mücadele yürütmektir. Burjuva-feodal egemen s n flara karfl kurtulufl yolunu çizen bu strateji, yaz boyunca bahsi geçen tüm konularda her yönüyle bir de iniyi içinde bar nd rmaktad r. Militanl baz reformist örgütlerin anlad gibi ne salt hükümet partisine karfl muhalefet, ne salt kolluk güçlerine direnmek olarak görmemek ve egemen s n flara karfl her yönüyle bir mücadele örgütlemek için halk savafl yürütmek kaç n lmazd r. flçi s n f n, emekçi köylüleri ve egemenlere karfl öfkeyle dolu tüm kesimleri s n f bilinçli bir mücadeleye sevk etmek, militanlaflman n can damar d r. Sonuç olarak s n fsal öfke gibi duygusal bir ö eden yola ç karak, s n fsal net durufl, örgütlü olma gereklili i, aktif prati e girme ve bilimsel yol fleklinde 5 bafll k alt nda anlatmaya çal flt m z militanl k, isyan bayraklar yerine matem bayraklar n n fazlalaflt bu dönemde oldukça önemli bir konudur. Eflit, adil bir gelece in ancak o u urda mücadele ederek yarat labilece i aç kt r. Tam da bu yüzden militanlaflmak, militan bir eylem hatt oluflturmak, dahil oldu umuz her birimi, her kolektifi bu hat do rultusunda biçimlendirmek önemli bir görev olarak karfl m zda durmaktad r. Bu yüzden pratikten sak nmamal, sürekli olarak s n f n ç karlar n gözetmeli, daha fazla okumal ve profesyonelleflmeliyiz.

30 28 Yeni Demokrat Gençlik KOLEKT F N SES DEVR M N ATAK, B LG L VE FEDAKÂR KADROLARI OLALIM! Her an, her fley devrim ve Parti için S n f mücadelesine kat lm fl her genç komünist, bu mücadelenin gerektirdi i temel özelliklere sahip olmak zorundad r. E er bu özellikler tafl nmazsa, yap lan iflin ad ne olursa olsun; kendisi devrimcilik, komünistlik olmaz ya da ciddi eksiklikler tafl yan, devrimi gerçeklefltirmeye yetmeyen bir devrimcilik, komünistlik olur. Kimse Komünist Partisi nin ve onun önderli indeki yan örgütlerinin d fl nda kalarak s n f mücadelesinin gerektirdi- i temel özelliklere sahip olamaz. Ayn flekilde bu örgütlerin ne kadar içindeyse, yani örgütlü yaflam ne kadar içsellefltirebilmiflse buna denk düflen bir biçimde bu özelliklere sahip olma flans n yakalayabilir. Bunlardan hareket ile fluraya var r z: S n f mücadelesinde yetkinleflmenin, geliflmenin birinci ve üzerinden atlan lamaz koflulu Proletarya Partisi ile bütünleflmek, Proletarya Partisi ile özdeflleflmektir. Parti ile bütünleflmek, özdeflleflmek demek Proletarya Partisi nin her sorunun kendi sorunumuz, her faaliyetini kendi faaliyetimiz, her de erini kendi de erimiz bilmek, yaflam m z Parti ile örgütlü yaflam ile birlefltirmektir. Bununla ayn anlama gelecek flekilde kendimizin her olana n, zaman n, bilgisini partiye adamakt r. K sacas Parti yle yaflam d fl nda soluk almamak ve her al nan solu u Parti için harcamakt r. Yaflam n n bir bölümünde devrimcilik, komünistlik yapmak, geri kalan nda düzenin koflullad n ortamlarda devrimci, komünist olmay bir yana b rakarak yaflamak, sade yaflamak, böylesi bir tav r yosun solucan harc d r diyor Ahmed Arif. Yaflam n bir k sm n yosun, solucan olarak yaflay p geri kalan nda devrimcilik, komünistlik yap lamaz. Yap lmaya çal fl l rsa olmaz m? Abdestsiz namaz ben k ld m oldu demifl Bektafli. Ama abdestiz namaz ile sevap, tüm yaflama damgas n vurmayan devrimcilik ile komünistlik ile devrim kazan lamaz. S n f mücadelesinin gerektirdi i temel özelliklere sahip olunamaz. Bu nedenler ile eksikliklerimizi, zaaflar m z aflmak istiyorsak önce devrime ve Parti ye sar lmam z gerekir. Hem bunu yapmayay m hem de her fleyim dört dörtlük olsun

31 Yeni Demokrat Gençlik 29 düflüncesi ahmakça bir küçük burjuva m zm zlanmas d r. S n f mücadelesinin gerektirdi i özellikler koflullara paralel olarak sürekli de iflirler. Ama yine de her devrimcide, komünistte her zaman olmas gereken temel baz özellikler vard r. Bunlar devrimcili in, komünistli in olmazsa olmazlar d r: Atak olmak, bilgili olmak ve fedakâr olmak. Bu yaz da esasta kendi özgülümüzden hareket ile bu özellikleri açmaya bunlara ulaflmak için yapmam z gerekenleri ortaya koymaya çal flaca z. Ama flunu da en baflta an msatarak: Sorunlar ancak onlar çözmek isteyenler gerçekten çözmek isteyenler- çözebilir. Bunun ölçütü de gösterilen çaban n boyutudur. kendi niteli in uygun ifllevleri yerine getirip getirmedi ine, yaflamdaki etkilerine bak larak anlafl l r. E er bir devrimcinin, komünistin bulundu u ortamda onun yaratt, belirledi i, dönüfltürdü ü ve yönlendirdi i eylemler, kurumlar, kitleler, politikalar yoksa varl yoklu u çok fark etmiyorsa orada devrimcilik, komünistlik de yoktur. Müdahalenin boyutu devrimcili in, komünistli in boyutunun flaflmaz göstergesidir. Müdahale etmek, yani yaratmak, belirlemek, dönüfltürmek ve yönlendirmek iradi çaba gerektirir. radi çaba harcamak; hareket etmek, emek harcamak, kafa yormak demektir. Etkin özne olmak, k sacas atak olmak Atak olmak: Yarat n, belirleyin, dönüfltürün, yönlendirin! Devrim uygun nesnel koflullara müdahaleyle gerçekleflir. Ve nesnel koflullar ne kadar uygun olursa olsun gerekli müdahaleyi gerçeklefltirmek oldukça zorlu bir çabay gerektirir. KP nin ve devrimin di er ayg tlar n n inflas, yetkinlefltirilmesi, kitlelerin bilinçlendirilmesi ve örgütlenmesi, düflman zorunun alt edilmesi, tüm kurumlar n y k larak yerlerine yeni kurumlar n geçirilmesi. Bunlar kendi kendilerine olmazlar, kolayca da olmazlar. Devrim bir müdahale olay d r en baflta. Bu müdahale y kmak ya da kurmak amaçl olabilir. Ama devrimin her ad m mutlaka müdahaleyi gerektirir. Bu müdahaleyi yapacak olansa KP dir, onun bireyleridir, bizleriz. Devrim için gerekli tüm müdahaleler belirli bir programa, çal flma tarz na ve eylem çizgisine uygun olarak gerçeklefltirilir. Yani devrimin gerektirdi i müdahaleler gelifligüzel, birbirinden kopuk, hedefsiz vb. olamazlar. Örgütlü ve planl müdahaleler gerekir. Müdahale etmek; yaratmak, belirlemek, dönüfltürmek ve yönlendirmektir. Bunlar n hepsi etkin olmay, atak olmay gerektirir. Duran, uyurgezer ya da uyur koflar olan, akl bafl nda olmayan, akl iflinde olmayan, emek harcamayan, ter dökmeyen bunlar baflaramaz. Devrim nas l müdahaleye ba l ysa devrimci olmamak da müdahaleci olup olmamaya ba l d r. Devrimcili in birinci temel bileflimi müdahaleciliktir; yarat c l k, belirleyicilik, dönüfltürücülük ve yönlendiriciliktir. Bir nesnenin canl olup olmad, yaflamsal ifllevlerinin var olup olmad, sürüp sürmedi i ile anlafl l r. Devrimcinin, komünistin varl da buna benzer bir flekilde, demektir. Yaflama karfl, düzene karfl, sürekli atak halinde olmayan, ona sald rmaya, sald rmak için donanmayan ona müdahale edemez. Atak olmak en öz ifadesiyle enginleri fethetme ruhuna sahip olmakt r. Etkin özne olmay, yani atak olmay gerçekte birbirinden kopart lamazsa da, daha kolay inceleyebilmek için iki bölüme ay r p inceleyebiliriz: Zihinsel atakl k ve bedensel atakl k. Zihinsel atakl k: Düflünün! Zihinsel atakl k, en k sa ve yal n tan m yla kafay kullanmakt r, düflünmektir. Yorumlar, ç karsamalar, yarg - lamalar, planlar yapmakt r. Her ne kadar insan n en temel özelli i düflünmektir, insan düflünen hayvand r denilmekte ve böylelikle de düflünmenin kolay, herkes

32 30 Yeni Demokrat Gençlik Sürekli unutuyorsak, kar flt r yorsak, planlar m z yaflama uymuyorsa ya da daha kötüsü plan yapm yorsak, karar al rken üzerinde çok düflünmüyorsak, hep ayn hatalar yap yorsak, ya hep ya hiç, ya da öyle de böyle de fark etmez diye düflünüyorsak bir taflla iki kufl vurmak bir yana, onlarca tafl at p sonunda da kendimizi vuruyorsak güne haydi Kerim Allah kerim diye bafll yorsak, akflama kadar somut sonuç almadan dolafl yorsak, ifllerimizi yumurta kap ya gelince yalap flalap yap yorsak... de olan s radan bir özellik oldu u vurgulanmaya çal fl lmaktaysa da, ç karlar n y nlar n düflünmemesine dayand ranlar n egemen oldu u ve bu egemenliklerini binlerce y ld r sürdürdükleri dünyam zda ezilen y nlar n gerçekte düflünmesinin önünün al nmas için egemen az nl kça bin bir yol, yöntem kullan lmaktad r ve böylelikle de egemenlerin istedi i do rultuda düflünmeleri ya da en az ndan onlara karfl ç kacak bir düflünsel düzeye ulaflamamalar amaçl bu çabalar büyük baflar lar sa lam flt r. Bu gerçeklik ezilenlerin bilinçli kesimleri olmam za ra men büyük oranda bizim için de geçerlidir. Bir olguyu ele al p her yönü ile incelemek, bir süreci tüm bileflenleri ile de erlendirmek, bir eylemi her olas l hesaba katarak planlamak, bunlar bir yana b rakal m herhangi bir konuda düflüncelerimizi derli toplu ifade edebilmek, egemenlerin kurduklar düzenin üzerimizdeki sonucu olarak hiç de kolay de ildir. Her yoldafl salt kendini gözden geçirirse dahi bu gerçe i görebilir. Oysa bizim devrim yapmak için yaflama müdahalede bulunmam z gerekmektedir. Bu müdahaleyi en do ru, en verimli ve en etkili bir flekilde yapmam z n yolu ise iradi çabam z n hedeflerini, yöntemleri, biçimlerini belirlememizden geçmektedir. Peki, bu belirlemeleri nas l yapaca z? Düflünerek, yorumlar, ç karsamalar, yarg lamalar, planlar yaparak. Demek ki, müdahalenin ilk ad - m düflünmektir, zihinsel olarak atak olmakt r. Gerçekli imizi ele al rsak bize damgas n vuran n zihinsel atakl k de il, zihinsel temellik oldu unu görürüz. Biz unuturuz, kar flt r r z, planlamay z, iki ifli bir arada düflünemeyiz, olgulara çok yönlü yaklaflamay z, süreçleri tüm bileflenleri ile ele almay z, ya her fleyi aklar z ya her fleyi karalar z ya da net ayr fl mlar yapmadan hem ak hem kara deriz Böyle olmam z bir yönü ile do ald r. Çünkü belli bir toplumun ürünleriyiz. Böyle olmam z bir yönü ile de ak l almazd r, çünkü biz devrimciyiz, komünistiz. Bu do all k ile ak l almazl n birlikteli i, bizim çeliflkimizdir. E er çeliflkinin do urdu u hareket ileriye do ru ise, zihinsel tembellik geriliyor, zihinsel atakl k ilerliyor ise durum iyidir. Ama durumumuz esasta böyle de il. Birço u zihinsel tembelli inin, uyurgezerli inin, uyur koflarl n n, düflünme, planlama özürlü oldu unun henüz fark nda de il. Böyle olunca sorunun çözülmesi de mümkün olmaz, olmuyor. Sürekli unutuyorsak, kar flt r yorsak, planlar m z yaflama uymuyorsa ya da daha kötüsü plan yapm yorsak, karar al rken üzerinde çok düflünmüyorsak, hep ayn hatalar yap yorsak, ya hep ya hiç, ya da öyle de böyle de fark etmez diye düflünüyorsak bir taflla iki kufl vurmak bir yana, onlarca tafl at p sonunda da kendimizi vuruyorsak güne haydi Kerim Allah kerim diye bafll yorsak, akflama kadar somut sonuç almadan dolafl yorsak, ifllerimizi yumurta kap ya gelince yalap flalap yap yorsak, kiflilere göre de erlendirmelerde bulunuyorsak, acaba, neden, niçin, nas l, ne zaman, plan, sorgulama, denetim sözcüklerini yolda görsek tan mayacak haldeysek, elimize kalem alm yorsak, ald m zda da tekerlemeler yaz yorsak Bunlar n gerisinde yatan bir neden var. Bunlar sürekli yaflay p, bunlar yaflad - m z da hemen unutarak bu sorunlar çözemeyiz, çözemiyoruz da. Her yaflad m z sorgulamal ve nedenlerini bulmal y z. Belirtiler bunlar ise hastal n ad zihinsel tembelliktir. Yaflananlar bunlar ise önce düflünmedi imizi, uyurgezer ya da uyur koflar oldu umuzu kabul etmeliyiz ki çözümün yar s n gerçeklefltirmifl olal m. Düflünmeden, uyurgezer ya da uyur koflar devrimcilik, komünistlik olmayaca n kavramal y z ki, sorunun çözüm yoluna girebilelim. Düflünmeyi nas l ö renece iz ve bu yetene imizi nas l gelifltirece iz? Evet, soru budur. Çünkü düflünmek, bizim anlad m z anlamda elefltirel, sorgulay c, planlay - c, eyleme yönelik düflünmek, bir dünya görüflünü, MLM nin bak fl aç s yla, yöntemiyle düflünmektir. Bu tür bir düflünme ö renilecek, sürekli ö renilecek ve gelifltirilecek bir düflünme biçimidir. Bu konuda; Birinci olarak, yönelece imiz kaynak ustalard r,

33 Yeni Demokrat Gençlik 31 MLM yi dogma de il eylem k lavuzu olarak ele al p onlar n yazd klar n, düflünme yöntemlerini kavramaya çal flarak incelemektir. Lenin devleti, emperyalizmi, partiyi nas l ele ald? Hangi yöntem ile düflündü, sonuçlara nas l vard? flte ustalar bu gözle okumal y z. Görece iz ki, onlar bir olguyu her yönü ile koflullar içinde, iç ve d fl iliflkileri ile, çeliflkileri ile, geliflim süreci ile birlikte ele alarak ve hep devrim cephesinden yaklafl p ne yapmal? sorusuna yan t bulma çabas ile düflündüler. flte biz de böyle düflünmeliyiz. Bu yöntemi ö renmek için salt ustalar ile de yetinmemeli, çok zengin tarihsel ve günsel kaynaklardan yararlanmay da bilmeliyiz. Önce olgular incelemek, sonra politikay belirlemek yöntemini içsellefltirmeliyiz. kinci olarak, her konuda mutlaka plan yaparak, plan yaparken her ayr nt y, olas l hesaba katmay, planlar m z uygularken de yarat c ve esnek olmay, birlefltirmeyi sa layarak düflünme yetene imizi gelifltirebiliriz. Üçüncü olarak, hatalar m z n, eksikliklerimizin, pratiklerimizdeki aksamalar m z n, yanl fl politikalar m z n üzerinden atlamayarak, bunlar yok saymayarak, tesadüflere, anl k, tekil kaza lara ba lamayarak tüm ç plakl ile masaya yat r p sorgularsak niye böyle oldu diye, kendimizi aklama mant ile de il, do rular bulmak anlay fl ile sorunlara yaklafl rsak çok de erli dersler elde edebiliriz ve düflünme yetene imizi gelifltirebiliriz. Dördüncü olarak, kendimize yönelik elefltirilere, kulaklar m z t kamay p, kimden gelirse gelsin kendimizi denetleyip, do ru elefltirilerden, bu en de erli yard mlardan yararlanarak eksikliklerimizi görebilir ve nerelerde yan ld m z, bunlar n nedenlerini görerek düflünme yetene imizi gelifltirebiliriz. Beflinci olarak, her sorunda mümkün oldu unca çok yoldafl n görüfllerini alarak, tart flarak, kendi eksikliklerimizi görüp böylelikle de daha genifl bak fl aç lar kazanarak düflünme yetene imizi gelifltirebiliriz. Burada sayd klar m z uygularsak ve bunlar yeni yöntemler ile zenginlefltirirsek düflünmeyi ö renmek ve bu yetene imizi gelifltirmek yolunda ilerlemeler sa lar z. Düzenin bize afl lad zihinsel tembelli i alt edip atakl a geçebiliriz, böylece de devrimin gereksinim duydu u müdahalelerin zorunlu ilk aflamas n baflarabiliriz. Bedensel atakl k: Tuttu unuzu kopar n, olmayan yarat n! Bedensel atakl k; coflkulu, planl ve verimli bir flekilde pratik görevlerimizi tam anlam ile yerine getirmektir. Tuttu unu koparmak, olmayan yaratmak, planlananlar tamamen ve hatta aflarak yaflama geçirmektir. Devrimin gerektirdi i müdahaleler, maddi yaflama etki eden geliflimler pratik çabalar ile mümkün olabilir. Bunun yolu da bedensel atakl ktan geçmektedir. Hiçbir devrimci, komünist devrim için yapaca bir görevi koflullar varken yapmazl k edemez. Bu kendimize biçti imiz s fatlat ile çeliflir. Bunlar n etiketler, hem de sahte etiketler oldu unu gösterir. Devrim için harcanacak bir dakikay devrim için harcamamak, o dakikay karfl devrim için harcamakt r. Devrimin gerektirdi i bir ifli yapmamak karfl -devrime hizmettir. Bu nedenler ile devrimin gerektirdi i bedensel atakl ktan yan çizenler karfl -devrime kan tafl maktad rlar. Devrim için çal flmayan karfl -devrim için çal fl yordur. Bu gerçek apaç kt r. Bizde birçok yoldafl n canla baflla, gece gündüz kofluflturdu u bir gerçektir. Bu inkâr edilemez bir olumluluktur. Bu çabalar n sonuç al c olmas, hatta daha az çaba ile daha çok sonuç alman n yolunu açmak ise, esasta, yukar da de indi imiz zihinsel atakl k sorunu ile ilgi-

34 32 Yeni Demokrat Gençlik Her zaman söyleriz, dünyay de ifltirmek için yola ç kt k. Bu sözü düflünelim: Dünyay de ifltirmek; milyarlarca insan, binlerce y ll k karfl devrimci düflünceler, düzenin bin bir zor ayg t Dünyay de ifltirmenin bitmez tükenmez bir enerji, bofla harcanmayan bir tek an ve oturmaks z n bir koflturmayla (ama bilinçli bir koflturmayla) yaln zca ve ancak bunlar ile mümkün olabilece i aç kt r. lidir. Yine Komsomol da görevlerini yerine getirmek için çaba harcamayan, emek vermeyen, ter dökmeyen, her ifli k y s ndan, köflesinden tutmaya çal flan, görüflmelerine sürekli geciken yoldafllar da vard r. Koflullar uygun oldu u halde bir ifle dahi girmeyen, sabah ezan n duymadan uyumayan, güzellik uykusunu almadan uyanmayan, gazete, dergi almak için yola gitmeye üflenip okumayan yoldafllar da vard r. Böyle yoldafllar, tembel, asalak bir yaflam sürdürmektedirler. Ve bu özelliklerini aflamay p sürdürürler ise de il Komsomol da bar nmalar, kiflisel yaflamlar n dahi kendi ayaklar üzerinde sürdürmeleri mümkün olamaz. Her zaman söyleriz, dünyay de ifltirmek için yola ç kt k. Bu sözü düflünelim: Dünyay de ifltirmek; milyarlarca insan, binlerce y ll k karfl devrimci düflünceler, düzenin bin bir zor ayg t Dünyay de ifltirmenin bitmez tükenmez bir enerji, bofla harcanmayan bir tek an ve oturmaks z n bir koflturmayla (ama bilinçli bir koflturmayla) yaln zca ve ancak bunlar ile mümkün olabilece i aç kt r. Yan gelip yatarak, kaplumba a h z ile çal - flarak, a ustos böce i gibi c r c r öterek devrim olmaz, böyle çal flmak ile devrimci, komünist olunmaz. Bu tür yaflayanlar ancak ve ancak devrime, Parti ye ayak ba olur. Bu nedenler ile bedensel atakl ktan yoksun yoldafllar kendilerini mutlaka düzeltmek zorundad rlar. Bu düzeltmenin yolunun en esasl aç l fl, bu tür yoldafllara karfl liberal tutumlar almaktan vazgeçerek hatalar n n üzerine tereddütsüz bir flekilde gitmektir. Hiçbir hataya göz yummamak, her hatay elefltirmek, sorgulamak her yoldafl n temel görevlerinden biridir. Bunun aksi davran fllar ilk olarak Parti ye, ikinci olarak da hata yapan yoldafllara zarar vermektir. Hata yapan yoldafllar elefltirirken hatalar n tüm ç plakl ile göstererek kavratmaya çal flmal y z. Yoldafllara hatalar n gösterirken her zaman onlar kazanmak, ilerletmek amac yla hareket etmeliyiz, yöntemimizi buna uygun belirlemeliyiz. Ayn zamanda hatal yoldafllar elefltirmeyi salt birkaç yoldafla b rakmamal, uygun yer ve zamanlarda hepimiz böyle yoldafllar elefltirmeliyiz ki yoldafllar gerçekliklerini daha iyi kavrayabilsinler. Hatalar nda srar eden, tekrarlayan yoldafllara karfl örgütsel tedbirler almak da bir yöntemdir ve gerekti- inde tereddütsüzce bu yönteme baflvurulmal d r. Bilgili olmak: Cahil komünistlik olmaz! Bir öndeki bölümde de anm flt k bu sözü: Dünyay de ifltirece iz. De ifltirmek ilk olarak de ifltirilecek olan n tan nmas yla, sonras nda onun nas l de ifltirilece inin ve yerine neyin konulaca n n bilinmesiyle mümkündür. Bunlar n tümünü bilmeliyiz ki, de iflimi, devrimi gerçeklefltirebilelim. Ve bu bilgiler ne denli genifl, derin ve yayg n ise de iflim, devrim de o denli yak nlafl r, kolaylafl r. Bilmeden devrim yap lmaz, yap lanlar devrime hizmet etmez. Devrim için gereken bilgileri yaln zca belirli kiflilerin, komitelerin bilmesi de olmaz. Çünkü ne tüm bilgileri belirli kiflilerin, komitelerin bilmesi mümkündür, ne de salt üstlerden gelecek bilgiler ile yönlendirmeler ile yetinerek do ru bir faaliyet yürütmek. En küçük biriminde dahi yaflam çok sengindir, çok yönlüdür ve sürekli de iflmektedir. Bu nedenle bilmek gereklili i bitmez. Ve herkesin mümkün oldu unca çok bilgiye sahip olmas gerekir. Bizde bilmek gerekti i tekerlemesini hemen herkes söylüyor. Özellikle bir hata, bir aksakl k oldu unda topu hemen bilgisizli imize at yoruz. Bilmiyorduk ki, ö retilmemiflti ki. Ama s ra bilmek için çaba harcamaya gelince gerekeni yapm yoruz. stiyoruz ki hem her fleyi bilelim hem de hiç çaba harcamayal m, bilgileri birileri kafam za yerlefltirsin. Ama bu imkâns zd r. Emek olmadan yemek olmaz, çaba harcanmadan bilgili olunmaz.

35 Yeni Demokrat Gençlik 33 Bilgili olmay engelleyen bir di er neden de çok fley bilindi i hatta her fleyin bilindi i düflüncesidir. Bunu belki kimse ifade etmiyor ama yaflananlar bilinçalt nda bu tür düflünceleri olan yoldafllar n hiç de az olmad n gösteriyor. Baz yoldafllara ne zaman flu yaz y, kitab okudun mu? diye sorsak yan tlar her zaman bilinen fleyler, ayn fleyler oluyor. Bu da bir tekerlemedir. Bin bir tonu olan yeflil, ancak bu tonlar bilmeyenler için hep ayn yeflildir. D flar dan, yüzeysel bakan biri için milyarlarca Çinli hep birbirine benzer. E er bilgimiz salt devrim iyidir, hofltur, çal flal m, edelim le s - n rl ysa ve bu bize yetiyorsa elbette her yaz, kitap bize ayn gelir. Çünkü tüm yaz larda, kitaplarda bunlar vard r, ama bunlarla ilgili say s z sorun ve ayr nt da vard r. Ve bilgi bu ayr nt larda gizlidir. Herkes okyanustan kovas kadar su al r. Kovas n büyütmeyenin ald su hep ayn d r. Ona göre okyanus da o kadard r. Ve hiç de iflmez. Elbette hep ayn fleylerin oldu u, tekerlemeler ile dolu yaz - lar da vard r. Ama gerçekten böyle olup olmad n anlamak öyle kolay de ildir. çinde iki sözcükte bir yeni, de iflik sözcükleri geçen yaz da tekerleme olabilir, çok bilinen bir konuya de inen bir yaz da ise yepyeni yönler, bilgiler olabilir. Özellikle genç komünistlerin, ö renecek çok fleyi olanlar n hiçbir bilgiyi ellerinin tersi ile itmeye haklar yoktur, hemen her fley onlar için yenidir. Bilgili olmam z için ilk olarak neleri bilmemiz gerekti ini ve bunlar n öncelik-sonral k s ralar n do ru bir flekilde kavramal y z. Her fleyi birden ö renmeye çal flmak ya da kendi somutumuzda daha öncelik tafl - yanlar belirlememek bilgili olma çabam z sakatlayacak giriflimlerdir. Öncelikli bilmemiz gerekenler yaflad - m z, de ifltirece imiz toplumun, çal flt m z alan n yap - s, özellikleridir. MLM nin üç temel bileflenini (ekonomi-politik, felsefe ve bilimsel sosyalizm) asgari olarak kavramak, bunu sürekli ilerletmek de ayn flekilde zorunludur. Örgütün yap s, iflleyifli ve tarihi de mutlaka bilinmelidir. Bunlar n içersinde s n f mücadelesinde kendini en acil olarak dayatan öne al narak üzerinde yo unlafl lmal d r. Ama salt bunlar bilmek de yetmez. S n f mücadelesinin gerektirdi i daha birçok özelli e sahip olmam z da gerekmektedir. Askeri bilgiler, floförlük, elektronik, ilk yard m, daktilo, bilgisayar, bas m teknikleri, kimlik yap m vb. bilgilerinden mümkün oldu unca her yoldafl yeteneklerini de zorlayarak ö renmeye çal flmal d r. Bilgili olmak için ikinci ad m, nas l ö renilece i sorusunu do ru flekilde çözmektir. Elbette ki, örgütlü bir bireyin bilgilere kavuflmas na örgüt yön veriri ve denetler. Ö renme olanaklar n esasta örgüt yarat r. Ama örgüt soyut, d fl m zdaki bir olgu da de ildir. Komsomol hepimizin toplam d r. Komsomol flunu yaps n, bunu yaps n demek hepimiz yapaca z demektir. Elbette ki herkes yetene ine, konumuna göre yapacakt r. Ama herkes üzerine düfleni, yapabilece ini mutlaka ama mutlaka yapacakt r ki hedefleri gerçeklefltirebilelim. Bu nedenle örgütümüzün bütünü, tüm komitelerimiz, hücrelerimiz yoldafllar n bilgili hale getirilmesi için çaba harcamal d r. Bugüne de in bu yönde baz ad mlar at ld, ama yeterli de il. Kendili indencilik, kadro azl, olanaks zl klar, Parti nin ve faaliyetin ihtiyaçlar n n yetersizli inin bafll ca nedenleridir. Ki bunlar n bir bölümü nesneldir. Ancak yukar da de indi imiz bilgilerin edinilmesi için gerek genel, gerekse de tek tek parçalarda daha planl çabalar harcamam z gerekmektedir. Her komite, hücre üstün yönlendirmesi ve denetimi içinde düzenli e itim çal flmalar yürütmektedir. Bilgi, inceleme-araflt rma yap larak kazan l r. nceleme-araflt rma ise okuyarak, pratikleri de erlendirerek, tart flarak, gözlemler, deneyler yaparak, kitlelere baflvurarak yap l r. Bu nedenle e itim çal flmalar ile okuma

36 34 Yeni Demokrat Gençlik grubu çal flmalar eflitlenmemelidir. En büyük ö retmenler faaliyetler ve kitlelerdir. E itim çal flmalar nda bunlardan ö renmeyi esas almal y z, kitaplardaki bilgileri buralardan elde etti imiz bilgiler ile bütünlefltirmeliyiz. Teknik bilgilerin ö retilmesi için de daha planl bir çal flman n içinde olmam z gerekmektedir. Bu tür bilgilere sahip olan yoldafllar belirlenmeli, bunlar arac l yla bu tür bilgiler yayg nlaflt r lmal d r. Bu sayd klar m z n yan s ra her yoldafl n bilgi edinme yönünde kiflisel olarak da yo un bir çaban n içinde olmas gerekmektedir. Örgütün sundu u bilgileri ö renmek, alabilece inin en ço unu almak mutlak bir zorunlulukken, bireysel çabalar n harcanmas da zorunluluktur. Düzenli gazete, dergi takip etmek, dünyan n, Türkiye nin, yaflad m z, faaliyet yürüttü ümüz alanlar n gündeminden haberdar olmak ve bunlar üzerinde kafa yormak, çeflitli konularda kitaplar okumak, yoldafllarla tart flmak, çeflitli teknik bilgileri örgüt d fl olanaklardan ö renmeye ve bular örgüt içinde yayg nlaflt rmaya çal flmak, bu olanaklar n bulunmas nda yarat c ve srarl olmak Tüm bunlar her yoldafl n görevleri aras ndad r. Bilgili olman n bir yönü de sanatsal bilgilere sahip olmakt r. Sanat ufkumuzu geniflletir, bizi besler, duygular m z, düflüncelerimizi yetkinlefltirir, belirginlefltirir. Sanata ilgisiz, duyars z devrimcilik, komünistlik olmaz, çünkü devrimci, komünist en yo un, en derin duygular, düflünceleri yaflayan kiflidir. Sanat da bu duygular n, düflüncelerin en güzel ifadeleridir. Naz m Hikmet i okumadan Türkiye de devrimcilik yapmaya çal flmak eksikliktir. Ahmed Arif, Aziz Nesin, Yaflar Kemal bilinmeden de. Brecht i okumadan diyalekti i tam kavrayamay z. Dünyay, Türkiye yi, devrimleri anlatan romanlar okumadan Devrimcilik, komünistlik devrimden baflka kiflisel hiçbir hesab, beklentisi olmamakt r. Gere inde devrim için her fleyden vazgeçebilmek demektir. Gerekti inde devrim için vazgeçemeyece imiz her fley zaaf m zd r, bizi karfl -devrime ba layan ba lard r. bunlar tam anlatamay z. Müzik, sinema, tiyatro Bunlar için de ayn do rular geçerlidir. Bu nedenle tüm yoldafllar sanat ile ilgilenmelidir. Zaman yok, para yok denebilir. Do rudur da. Ama edebiyatla ilgilenmek, okumak çok para istemez. Kitaplara birçok yoldan ulafl labilir, bu bile bize birçok fley katacakt r. Fedakâr olmak: Karfl -devrimi devrime feda edin! Devrimcili e, komünistli e soyunmak say s z zorlu- a, ac ya gö üs germeyi, birçok rahatl, kolayl terk etmeyi gerektirir. Dünyadaki tüm zulmü, zorluklar, ac lar ortadan kald rman n yolu onlar alt etmekten geçiyor. Onlar alt etmenin yolu ise onlar yaflamaktan Turgut Uyar n ifadesi ile ne kadar ac geçmifl ise dünyadan, ne kadar hüzün geçmiflse, hepsini yaflayaca z bir bir dünyada. Ancak böylesi bir yaflam bizi özgürlükler dünyas na götürebilir, ancak tüm zorluklar alt ederek zafere ulaflabiliriz. Zorluklardan kaç - larak devrim yap lmaz. Devrim canla, kanla, terle olur. Uluslar aras Komünist Hareket in, Proletarya Partisi nin, Türkiye Devrimci Hareketi nin tarihi bize bu konuda ilham verecek örnekler ile doludur. Ve bugün sahip oldu umuz maddi, manevi tüm de erler yoldafllar n, devrimcilerin s n rs z, hesaps z fedakârl klar n sonucudur. Devrimcilik, komünistlik devrimden baflka kiflisel hiçbir hesab, beklentisi olmamakt r. Gere inde devrim için her fleyden vazgeçebilmek demektir. Gerekti inde devrim için vazgeçemeyece imiz her fley zaaf m zd r, bizi karfl -devrime ba layan ba lard r. Hiçbir fley devrimci mücadelenin bize verdi i özgürleflmeyi, insanlafl-

37 Yeni Demokrat Gençlik 35 may bize sa layamaz. Onunla çeliflen her fley bizi kölelefltirir, insan d fl laflt r r. Bu anlamda devrim için yap - lan fedakârl klar bir lütuf de ildir, karfl - devrimin devrime feda edilmesidir, özgürleflmenin, insanlaflman n ad mlar d r. Bir devrimcinin, komünistin kendisine örnek alaca kifliler Ahmet, Mehmet, Ayfle, Fatma de ildir. O yapm yor ben de yapmam diyemeyiz. S n f mücadelesine herkes birey olarak kat l r ve hedeflerimize uygun olarak flekillenmeyi önüne hedef olarak koyar, koymal d r. E er illa birilerini ölçüt alacaksak olumlu y nla örnek var, kendimize bunlar örnek almal y z. Devrimin kolay olmad n, devrimcili in bedellerinin oldu unu herkes biliyor. Ülkemizde, dünyada yaflananlar bunu bize tekrar tekrar gösteriyor. Devrim kendisinin önünde engel olan ne varsa onu kesip atmam z ister. S n f mücadelesinde durmaks z n emek harcamak, tehlikelere at lmak, aileyi, sevgiliyi bir kenara koymak, iflkencelere, y llarca zindanlara dayanmak ve can n vermek kaç n lmazd r, zorunludur. Bir devrimci, komünist kendini bunlara göre haz rlamal, flekillendirmeli ve yetkinlefltirmelidir. Devrimin, Parti nin ihtiyaçlar n n yerine getirilmesine engel olan ne varsa tereddütsüzce afl lmal d r. Devrimciler de devrime engel olurlarsa devrim hayal olur. Komsomol un flu anki prati inin çok üst düzeyde fedakârl klar birçok yoldafltan bekledi ini söyleyemeyiz. Yani flu anda çok fedakârl k yap yoruz düflüncesi koca bir yan lsamad r. Buna ra men yine de gerekli fedakârl klar dahi yeterince gösterilmemektedir. Devrim mücadelesi soyut bir kavram de ildir, tüm görevlerimizin toplam d r. Tek bir görevi dahi yapmamak, aksatmak, geciktirmek devrime zarard r. Aile, okul, sevgili, rahat yaflam, yan gelip yatmak, gevezelik bir görevi yapmaya tercih ediliyorsa devrimcilikten söz etmek bir kand rmacad r. Partimizin yaflad olumsuzluklar baz yoldafllarca fedakârl k göstermemelerinin gerekçesi olarak gösterilmektedir. E er devrimciysek, komünistsek asl zor günlerde daha çok fedakârl k göstermeliyiz. Dost-düflman zor günde belli olur der halk m z. E er Parti nin, devrimin gerçek dostlar, neferleriysek zor günlerde görevlere daha s k sar lmal, daha fedakâr olmal y z. E er bunu yapm yorsak, bunu aç k yüreklilik ile kabul etmeli ve aflmaya çal flmal y z. Kimse kusursuz, hatas z olamaz. S n f mücadelesinde tökezlemek, düflmek do ald r. Do- al olmayan gerçek nedenlere gözlerimizi kapatmak, mazeretler aramakt r. Böylesi tav rlar toparlanmay, tekrar aya a do rulmay da imkâns zlaflt r r. Oysa gerçekli imiz apaç k ortaya koyarsak daha güçlü bir flekilde s n f mücadelesinin önünü açm fl oluruz. Yoldafllar; Önümüzde birçok görev var. Ama hepsini yerine getirebiliriz. Israrl, kararl ve yarat c bir çal flma ile birbirimize s ms k kenetlenerek ve hatalar m z n üzerine amans zca giderek bunu aflabiliriz. Bunlar yaparken akl m zdan ç karmamam z gereken hedefimiz devrimin y lmaz kadrolar olmakt r. Devrimin kadrosu olmak s n f mücadelesinin hangi alan nda, Proletarya Partisi nin hangi komitesinde olursak olal m, devrime yapabilece imiz katk lar tüm benli imizle sunmak ve bunlar sürekli gelifltirmektir. Bunlar gerçeklefltiren, örgütün en alt biriminde de olsa devrimin kadrosudur, bunlar gerçeklefltirmeyen örgütün tepesinde de olsa devrimin kadrosu de ildir. Bu yaz da devrimin kadrosu olabilmek için temel özellikleri oraya koymaya çal flt k. Tüm faaliyetimizde bu temel özellikleri edinmek, gelifltirmek ve yayg nlaflt rmak için canla baflla çal flmal y z. Kendimize biçti imiz, hedefledi imiz s fatlara lay k olmam z n yolu buradan geçmektedir. Devrimin kadrolar olmak için; atak

38 36 g e n ç l i e n o t l a r Sene ÇKP yönetimi Guomindang ile ittifak n sürdürebilmek için, Guomindang n talebi olan çok fazla ileri giden Köylü Birliklerinin dizginlenmesi için çabalamaktad r. K sa zaman zarf nda Köylü Birlikleri kay tl üye say s n 1 milyon aileden 2 milyon aileye yükseltmeyi baflarm fl, büyük bir h zla toprak a alar n n topraklar na el koymaya bafllam flt. O dönem zarf nda, Çin Devrimi nin do as n anlayamayan Cen Du-siu sekreterli indeki ÇKP yönetimi, ortaya ç kan zulüm den rahats zd r. Mao, o dönem ÇKP yönetimine Hunan daki köylü hareketine iliflkin bir araflt rma üzerine rapor bafll kl raporunu sunar. O raporun bir yerinde Mao Devrim yapmak, ziyafet vermeye, yaz yazmaya, resim yapmaya ya da nak fl ifllemeye benzemez; o kadar zarif, o kadar sakin ve yumuflak, o kadar l ml, uysal, kibar, ölçülü ve alicenap olamaz. Devrim, bir ayaklanmad r, bir s n f n baflka bir s n f devirdi i bir fliddet hareketidir 1 der. Günümüzde tasfiyecilik sald r lar n n en yo unlaflt alanlardan bir tanesi, belki de en önemlisi olan devrimin bir s n f n ötekisini fliddet yoluyla devirdi i tan mlamas d r. fiiddetsiz devrimlerin gündeme gelmesi, dahas devrimsiz devrimlerin savunulmas (Chavez vb) rastlant de ildir. Devrim bir fliddet hareketidir ve do all - nda militan karakterlidir. Bu tespit önemlidir ancak fliddetin içeri inin de doldurulmas gerekir. Burada kast etti imiz devrimin kitlesel bir fliddet oldu u ve militanl n n da kitlesel karakterli oldu udur. Militanl k tart flmalar reformizmle aram zdaki farklar daha anlafl l r hale getirmesi aç s ndan önemlidir. Devrimci saflardaki militanl k tart flmalar genelde bireysel militanl k temelinde ya Yeni Demokrat Gençlik Halk kitleleri özü itibar yla militand r da örgütsel militanl k üzerinde tart fl ld için konuya eksik bir yaklafl m sunmaktad r. Yanl fl anlafl lmayal m. Bir devrimcinin militanl - n reddetmiyoruz ya da yanl fl bulmuyoruz. Aksine her devrimcinin militanl k anlam nda yeterli hale gelmesini savunuyoruz. Militan olmayan n devrimcili inde ciddi eksiklikler hem de öze yönelik eksiklikler bar nd rd n da vurguluyoruz. Ancak kitlelerden kopuk bir militanl k ya da militanl n sadece bireysel temelde ele al nmas ama kitlenin militanl ya da militanlaflt r lmas tart flmalar n n pek yap lmamas n do ru bulmuyoruz. Yürütülen tart flmalar n genelinde bu konuda flöyle bir ayr m yap lmaktad r. Militan olan kitle ve militan olmayan kitle. Aç kças bu ayr m kitlede militan bir yaklafl m n gerçekleflip gerçekleflmemesi üzerinden yap lmal d r. Çünkü halk kitlelerinde militanl n nesnel zemininin bulundu unu vurguluyoruz. Yani militan olmayan kitle aç s ndan da bunun nesnel zemini vard r. Nedir bu nesnel zemin? Kapitalist-emperyalist sistem taraf ndan sömürülmüfllü ü, bask alt na al nm fll d r. Örne in, bütün gün çal fl p evine yeterli yiyecek alamayan emekçilerde, üretti i ürünü satt nda maliyetini dahi karfl lamakta zorlanan köylülü ü, ulusal haklar için mücadele eden Kürt ulusunu, e itim haklar için mücadele eden ö renci gençli i inceledi imizde sisteme olan öfkelerini çok net görebiliriz. Bunun için kitlenin devrimci, demokrat dahi olmas gerekli de ildir. Bu, halk kitlesinin militanlaflmas n n ya da özünde bulunan öfkesinin aç a ç kmas n n nesnel zeminidir. Belki de bu noktada militan n tan m n n yap lmas

39 Yeni Demokrat Gençlik 37 yerinde olacakt r. Militan, güncel Türkçe sözlükte flöyle tan mlanmaktad r. 1) bir düflüncenin, bir görüflün baflar kazanmas için savaflan, mücadele eden kimse. 3) Mücadelesini zor kullanarak ve yasad fl yollarla yapan taraftar. Elbette ki tan m sözlükten ald m zdan kaynakl belirli eksiklikler ya da çarp tmaya müsait noktalar vard r. Militan mücadelenin yasad fl yollardan yap lmas, yasalar n meflrulu unun olmamas ndan kaynakl d r. En basitinden devrim yapmak, halk n bir hakk d r ancak burjuvazinin egemenli indeki en demokratik devlette bile bu hakk tan maz. Genellikle halk kitleleri de mücadele içerisine çekildiklerinde yasalar aflan bir eylemlilik hatt izlerler. E itim emekçilerinin sendikal mücadelesinde ve iflçilerin grev hakk n n kazan lmas nda bunun say s z örne i görülür. Ancak mevcut durumda halk kitlelerinin hepsinin militanl n aç a ç kard n söyleyemeyiz. Bu gerçeklik ve ayr m hangi kitlenin daha ileri bir noktada durdu- unun vurgulamas aç s ndan önemlidir. Bu, yaln zca çal flmalar n yo unlaflt r laca alanlar ve kitleler aç - s ndan önemlidir. Bu noktada dikkat etmemiz gereken önemli bir nokta da, yukar dakinden farkl bir ayr m yapt m zda, kendimizi sadece belirli bir kesime, yaln zca ileri olarak adland rd m z kitleye yo unlaflt rm fl olmak tehlikesiyle karfl karfl ya kal r z. Kald ki ileri kitlenin tespitindeki tek kriter de militanl k de ildir. Devrimci çal flmalar m zda esas tali ayr m yapmal y z. Ancak bundan çal flmalar m z tek bir noktada yo unlaflt rmam z gerekti i ç kmaz. Aksine Lenin yoldafl n da belirledi i gibi nüfusun tüm kesimine gitmek temel fliar m zd r. Kitlenin ezilmiflli i militanl n nesnel zeminidir dedik. Ancak bu, her daim ezilen kitlelerin militan bir durufl sergileyecekleri anlam na gelmez. Dünyan n bütün halklar sefil bir yaflam içerisine sürüklenmekte ve içlerinde biriktirdikleri bütün öfkelerine ra men militan bir durufl sergilenmeyebilir. Bunda kitlenin militanl n göstermesinde nesnel zemin tek bafl na yeterli de ildir. Öznel nedenler de önemlidir. Kitle, militanl n ancak örgütlendi inde gösterebilir. Kitle örgütsüz ise anl k patlamalar d fl nda, sistemli bir flekilde militanl n gösteremez. Bunun için temel flart kitlenin örgütlenmesidir. Ülkemiz özgülünde kitlelerin kitle örgütlerinde örgütlenmesi ve devrimci savafl yürüten güçlü bir partinin varl kitlenin militanl n göstermesinin öznel flartlar d r. Bu anlam yla halk kitlelerinin davran fl nda belirli bir rasyonelli in bulundu unu ifade edebiliriz. Ayn flekilde farkl bir aç dan yaklafl rsak; bunun en büyük kan t fark bir mecrada da olsa Kürt ulusunun sergiledi i pratiktir. Güçlü bir örgüt ve kitlelerin örgütlenmesi Elbette kitlenin rasyonel davran fl belirli bir toplam n sonucudur. Yoksa kitle içerisinde bu rasyonelli e uymayan kifli ya da gruplar n bulunmayaca anlam na gelmiyor. Devrimci dönemlerde, kitle hareketleri yükselmiflken, kendi kabu unda sessizce yaflayanlar olaca gibi hareketlili in çok olmad dönemlerde öne ç kanlar da bulunacakt r. Kitlenin militanl, kitleyi oluflturan bireylerin militanl - n n toplam ndan çok öte bir fleydir. Kitlenin militanl n n daha yo un ve daha fliddetli sonuçlar vard r. Bu anlam yla daha y k c d r. Bunun için de odak noktam z tek tek bireylerden ziyade kitlenin kendisi olmak zorundad r. Militanl k kitleye d flar dan dayat lan bir fley de ildir. Yani salt militan ç k fllarla kitlenin militanlaflaca n düflünmek do ru de ildir. Elbette militan ç k fllar, kitleye öncülük etme anlam nda önemlidir, gereklidir. Ancak kitleleri bir araya getirmeyen bir devrimci ya da devrimci örgüt, sadece militanl yla kitleyi harekete geçirmeyi baflaramaz. Bu anlam yla öncü savafl anlay - fl n n farkl uygulama alan nda gerçeklefltirilmesi istenilen sonucu vermeyecektir. Bir yandan militan ç k fllar öte yandan kitlelerin sürekli örgütlenmesi ve kitlelerle birlikte sürekli kararlar n al nmas daha sa l kl sonuçlar verecektir. Do- all nda kitle inisiyatifinin gelifltirilmesine katk sunmal y z, onlar n kararlara kat lmas n n önünü açma çabas içerisinde olmal y z. O zaman militan durufl çok daha önemli olacakt r. Kitle örgütlerinde çal flmalara bu anlam yla da yo unlaflmal y z. Ancak en temel nokta, dar olsun bizden olsun anlay fl yla kitlelere ve kitle örgütlerine militanl n dayat lmamas d r. Bunlar savunmal y z ancak kitlelerden kopmamaya da özen göstermeliyiz. 1 Mao Seçme Yaz lar Cilt 1, Kaynak Yay nlar, sf 60).

40 38 Yeni Demokrat Gençlik Birlik Birlik HALK SAVAfiI Kapsaml bir sosyal kurtulufl stratejisi olarak Halk Savafl, militanl k konusuyla çok yönlü bir ba lant içerisindedir. Bu ba lant n n en güçlü yan n, do al olarak s n fsall kta aramak gerekmektedir. VE M L TANLAfiMA Kapsaml bir sosyal kurtulufl stratejisi olarak Halk Savafl, militanl k konusuyla çok yönlü bir ba lant içerisindedir. Bu ba lant n n en güçlü yan n, do al olarak s n fsall kta aramak gerekmektedir. Halk Savafl, ad nda geçen savafl vurgusuna ra men salt askeri de il, bilakis esasta siyasal bir stratejidir. Baflkan Mao nun da belirtti i gibi Bizim devrimci savafl m z, do ru bir Marksist askeri çizgiyi gereksindi imiz kadar, do ru bir Marksist politik çizgiyi de gereksindi imizi ortaya koymaktad r. (Mao Zedung, Askeri Yaz lar) Bu stratejinin mayas n, proletaryan n evrensel ideolojisi Marksizm- Leninizm-Maoizm oluflturur. O halde Halk Savafl n n ay rt edici yan onun taktiklerinden birisi olan gerilla savafl de il, MLM ideolojidir diyebiliriz. Strateji, belirli bir dönem süresince temel unsurlarda de ifliklik olmad sürece uygulanacak yol oldu- una göre onu kapsaml bir bak fl aç s yla ele almak gerekir. Yar -feodal, yar -sömürge ülke gerçekli inde Halk Savafl, proletaryan n ve onun ard nda saf tutan s n flar n tek kurtulufl yoludur. Yani strateji, ülke ve o ülke gerçekli i içerisinde anlam kazanan, co rafya ve zaman özgülünde de iflikli e u rayan bir konudur. Somut koflullar n somut tahlili ilkesi uygulanmaks z n bu konuda do ru bir bak fl aç s na sahip olmak mümkün de ildir. Halk Savafl n n s n fsal yönü, onun ezen s n flara karfl ülke özgülünde en net karfl durufl olmas yla ilgilidir. Bu yolu seçmeksizin verilecek tüm mücadeleler, temel anlamda eksiklik tafl maya mahkum olacakt r. yi bir askeri gücün, taktiksel baflar lar n ve niceliksel geliflmiflli in do ru strateji olmad müddetçe anlams zlaflmas, s n fsal ve do al olarak ideolojik bir konudur. Bu kapsamda konunun merkezine koymam z gereken Halk Savafl, ideoloji, proletarya, kitleler ve savafl konular ndaki sentezin bir sonucudur. Halk Savafl, MLM ideoloji ve proletaryan n öncülü ü olmaks z n verilemez. Yani Halk Savafl n n öncülleri ideoloji ve s n ft r. Sonuçlar ise kitleler ve savaflla ilgilidir. Yani Halk Savafl, öncülleriyle oluflur, kitleler ve savafl n niteli iyle sonuca ulafl r. Militanl k, s n fsal olarak net durufl anlam na gelmektedir. S n fsal net durufl, esasta her alanda proletaryan n ç karlar noktas nda net bir tutum almak anlam na gelmektedir. Burjuvazi ve tüm gericili in, çeflitli biçimlerde proletaryaya karfl girifltikleri nihai savafl n k zg n arenas nda e ilip bükülmeksizin proletaryadan yana net tav r alabilmek militanl n en temel unsurudur.

41 Yeni Demokrat Gençlik 39 Proleter Tutum ve Militanl k Temelde proletaryadan tav r almak, iki karfl t s n f aras nda proleter tav r sergilemek anlam na gelmektedir. Yani militanl k, nihai olarak s n fsal bir olgudur. Onun bu s n fsal özünü bozan fley, ideolojik savrulma olacakt r. deolojik olarak proletarya yerine burjuvaküçük burjuva s n flardan yana tav r almak, bu savrulman n daha net bir ifadesidir. Halk Savafl n n ideolojik yan ile militanl n ideolojik yan tam anlam yla örtüflmektedir. Proleter ideoloji olmaks z n Halk Savafl verilemez, ancak onun karikatürize edilmifl biçimleri verilebilir. Proleter ideoloji olmaks z n da tam anlam yla bir militanlaflmadan söz etmek abes olacakt r. Kitlelerin hangi ideoloji do rultusunda seferber edildi i, egemen s n flara karfl hangi s n - f n savunuculu unun yap ld, militanlaflma konusunda önemli bir baflvuru kayna d r. Esasta proletaryaya hizmet etmeyen her davran fl, nihai olarak onun karfl t s n flara hizmet etti ine göre kitleleri proleter olmayan bir ideolojiyle harekete geçiren her anlay fl do- all nda nihai olarak onun karfl t s n flara hizmet edecektir. Görünürde egemen s - n flara karfl olan hareketlerde dahi bu böyledir. flte tam da bu nedenle tam anlam yla militanlaflma ve militan durufl, ideolojiyle ve do al olarak o ideoloji do rultusunda flekillendirilmifl stratejiyle ilgilidir. Yaz n n giriflinde de belirtti imiz gibi Halk Savafl, bir strateji olarak kapsaml bir kurtulufl yolu haritas d r. Tam bir militanlaflma için Halk Savafl n n neresinde konumlan ld da önemli bir meseledir. flçilerin grevlerinde, köylülerin mücadeleye sevk edilmesinde, kitlelerin örgütlenmesinde bu strateji Proleter ideoloji savunulmaks z n kitlelerin proleter devrim için örgütlenmesi ve o muazzam yarat c l n oluflmas beklenemez. Bununsa mevcut gerçeklikteki yolu, Halk Savafl n n verilmesiyle alakal d r. do rultusunda hareket edilmiyorsa sonucun pek de parlak olmayaca aç kt r. Halk Savafl, ülke gerçekli i içinde esas ve talinin belirlenmesinde, flehirlerin ve k rlar n önemi, savafl n aflamalar ve taktiklerin biçimleri konusunda kapsaml bir yol çizerken, bunun prati e yans mas da stratejinin baflar s aç s ndan önemli bir yer tutacakt r. Tüm bunlar n gerçekleflebilmesi için do ru bir siyasete sahip olmak olmazsa olmazd r. Keza ancak bu sayededir ki egemen s n flar n ezilenlere karfl gerçeklefltirdikleri sald r lar püskürtülebilir. Her eylemde, her pratikte, her örgütlenme sürecinde egemen s n flara karfl net durmak, s n f n ç karlar n tavizsiz savunmak, do ru bir politik hatt n kesintisiz uygulanabilmesine ba l d r. Macerac l a ya da uzlaflmac l a karfl militan tutumun teminat iflte bu siyasetle yak ndan ilgilidir. Yaflam n her alan nda proleter ideoloji ekseninde tav r almak isteyen birisinin Halk Savafl na karfl tutumu bu nedenle önemlidir. Halk Savafl na ilgisiz kalmak demek, daha bafltan bilimsel bak fl aç s ndan yoksun kalmak demektir. Gerçekli i bütünlüklü alg layamayan yani subjektif olan anda ezilenlerin yarar na onlarca prati e imza atabilir, bu u urda bedeller ödeyebilir ama onun esasta proletaryaya hizmet etti i yine de söylenemez. Proleter ideolojinin an ve yer kapsam nda onlarca farkl biçimi yoktur ve olamaz. Bu halde salt bir yolun proleter ideolojinin ekseninde olmas kaç n lmazd r. Her bireyin ve halk kitlelerinin militan eylemlili inde iflte bu ideoloji bulunmaktad r. Proleter ideoloji savunulmaks z n kitlelerin proleter devrim için örgütlenmesi ve o muazzam yarat c l n oluflmas beklenemez. Bununsa mevcut gerçeklikteki yolu, Halk Savafl n n verilmesiyle alakal d r.

42 40 Yeni Demokrat Gençlik SEN H Ç KÜÇÜK BURJUVA GÖRDÜN MÜ? Mülk sahibi olmas itibar yla kapitaliste, kendi iflgücüyle yafl yor olmas itibar yla iflçiye benzer. Sanayi toplumunda küçük burjuvazi yap sal özellikleri, yaflam tarz ve standartlar yla son derece karmafl k bir s n f t r. Öncel s n fl toplumlar n k r ve kent mülklülerinin bir k s m unsurlar n devralm fl ve yenilerini eklemifltir. Küçük dükkan ve atölye sahibi esnaf ve zanaatkarlar geleneksel k.burjuvaziyi olufltururken, bunlar n önemli k sm mülksüzleflerek iflçi s n f na kat lan yönde ilerleyen kapitalizm, kentlerde yo unlaflan yeni kat l mlarla, okumufl meslek sahiplerinin kat l m yla beslendi. Bunlara e itimli ifl gücü diyebilece imiz doktor, ö retmen, mühendis, avukat vs say labilir. Bafllang çtaki ba ms z serbest meslek sahibi çal flanlar olarak yan lsanan bu kesimin önemli bir k sm gelinen aflamada ücretli iflgücü statüsündedirler. Ve bu nedenle iflçi s n f na ba lanm flt rlar. Ancak iliflkileri ve dünya görüflleri bak m ndan burjuva sisteminden kolayl kla kopamamaktad rlar. Bilinçsiz iflçilerin de burjuva düzenin etkisi alt nda s n f atlama, zenginleflme hayalleriyle yaflamalar na karfl n: onlardan farkl olarak okumufl kifliler nesnel olarak iflçileflseler dahi, genelde kendilerini iflçi s n f n n bir parças olarak görmemeye fazlas yla direnmektedirler. Kendilerini iflçilere oranla üstün konumda düflünmeleri, onlar n burjuvaziyle olan derin ba lar n n, burjuvalaflm fl hayallerinin göstergesidir. Toplumsal yaflam kavray fl tarz olarak k. burjuval k, kapitalizm öncesinden bugüne uzanan ve toplumun dokular na sinmifl ve etkinli i itibar yla burjuvas ndan-iflçisine kadar genifllemifl bir zihniyettir. O nedenle bu kavram, k. burjuvaya mensup olanlardan daha genifl ölçekli gerçe i ifadelendiriyor. K. burjuvazinin kapitalist geliflim karfl s nda sahip oldu u ara ve s k flm fl toplumsal statüsünün siyasal mücadele alan nda da yo un sorun yaratt n biliyoruz. Çünkü onun s n f karakteri, yaflam n n çeflitli alanlar nda sergiledi i ikircikli ve çeliflkili tutumlar n yarat yor. Ara s n f durumu hemen her konuda ona özgün bir orta yol yakalama ç rp n fl na sürüklemektedir. Bu onlar yaflamda hayalperest ve kuruntucu kimli e itelese de huyundan vazgeçmesi güç görünüyor. Sonuç olarak ara s - n f karakteri, sistemin katlan lmaz k ld sosyal sorunlar karfl s nda mücadeleci tutum almad için giderek ezilen, bunalan ve sonuçta hastalanan ortalama insana iflaret ediyor. Bu s n f karakterinden türeyen, ancak öznel tuttu u yer, nesnel varl n n boyutlar n hayli aflan toplumsal hastal klar son derece çeflitlilik ve yayg nl k oluflturuyor. Hatta kiflisel hastal k veya psikolojik sorunlar olarak d - fla vuran tak nt lar, sistem içinde yerini bulamayan veya bulundu u yeri hazmedemeyen ortalama insan n k. burjuva zihniyle do rudan orant l oldu unu düflünüyorum. Maksim Gorki y llar önce bu konuyu analiz etmiflti. Kitab nda paranoya ve flizofreni gibi kiflilik bozukluklar n n kapitalizm taraf ndan üretilen toplumsal sorunlar oldu u sonucuna var r. Ve bu yaklafl m devrimci mücadelede karfl lafl lan y nla soruna fl k tutar. Öte yandan kapitalizm t pk do as gibi insan ruhunun hastal klar n da metalaflt r yor ve tüccarlaflm fl uzmanlar na havale ediyor. Bu uzmanlara göre, s n f atlamak için tüm insani de erlerini yitiren biri gayet ak ll bi-

43 Yeni Demokrat Gençlik 41 çimde davranmaktad r. Oysa toplumun insan içine hapsetmeye çal flt s n rlara isyan edenler ise neredeyse z r deli kabul edilmektedir. Küçük burjuva zihniyetle sakatlanm fl, okumufl bir anne baba, devrimci mücadeleye kat lan o ullar n hasta kabul edip psikologa sürüklerler. Psikolog onu dinler ve teflhisi koyar: sen toplumun s n flara bölünmüfl oldu u yolunda bir tak nt saplant - gelifltirmiflsin. Bu tak nt - dan kurtulmad kça iyileflmen mümkün de il Özgürlük... Maddi üretim araçlar n elinde bulunduranlar, entelektüel alandaki araçlara da hükmediyor. Ve sadece ve sadece egemen güçlere karfl yürütülen örgütlü ve devrimci mücadele bu alana sald rarak özgürlük ve ba ms zl k alan açabilir. Okumufl kesimlerin beyinlerini terbiyelemek için piyasaya sunulan özgürlük anlay fl buna harika bir örnektir. Önce bireyselleflme, özgürlük düfllerinin kap - lar n açan sihirli anahtar gibi sunulur. Ve bu düfllerin renginde egemenli in can yakan gerçekleri saklan r. Proleter ideoloji ise, insan unsuruna fazlaca de er vermeyen, geliflme u runa bireyin özgürlü ünü feda eden bir ideoloji olarak gösterilir Genifl kitlelerin özgürlü ü sadece kitlelerin kolektif mücadelesiyle de il de: böyle bir mücadele olmadan da bireyin özgürleflebilece i düflüncesiyle kitleler ikna edilir. Medyan n en çok da genç kuflaklara empoze etmeye çal flt yaflam tarz nda insan iliflkilerinden cinsel yaflama dek çarp t lm fl bir özgürlük anlay fl ç kar ortaya. Geleneksel küçük burjuva nas l yok olmakta olan küçük mülkiyetin peflinden sürüklenip gidiyorsa, yarat lan yan lsamalar n esiri olan bireyimiz onu bencillefltiren özgürlük peflinde ara sokaklarda kaybolmaktad r. Oysa yan lsaman n aksine ona özel yaflam alan bile b rak lm yor. fl saatlerinden arta kalan süre esaret dalgas eflli inde tüketim al flkanl yla çar-çur ediliyor. Ve belki budur k. burjuvazinin bir türlü kurtulmay baflaramad ezeli ve ebedi sorunu: Çarp t lm fl özgürlük... Dolay s yla onun kolektif içinde bireyin manevi varl n n üretilmesi meselesini özgürlü ün yitirilmesi olarak görmesi do al de il midir? Oysa devrimcileflmifl biri; fakir, eylem ve gönül birli- i temelinde infla edilen kolektif yap ya hizmetten k vanç duyar. Severek ifl yapmak, hakl ve do ru bir amaca sahip olmak, bu amaç için zahmet ve fedakârl kta bulunmak asl nda insan ar nd rarak insanlaflt r r. Beynini kötü kurtlardan temizleyip, yüre ini enginlefltirir. Ve bu özgürlü ün kaybedilmesi de il, batakl ktan kurtulmak, özgürlü e yelken açmak için bir flanst r. Nesnel ortam ve koflullar insan ve bilincini biçimlerken, biçimlenmifl insan ortam ve koflullar de iflikli e u rat r Kapitalist toplumda k. burjuvan n yaflam n üretti i koflullar, bir yandan burjuvazinin öte yandan iflçilerin etkisiyle flekillenen ve arada s k flt r lan bir durumu yans - t r. Bu nesnellik, öznellik olarak karfl l n bulmak durumundad r ve bulmaktad r. Demek ki yaflama k. burjuvaca bakanlar n ikircik içinde var olufllar n n temeli burada-

44 42 Yeni Demokrat Gençlik d r. Bu var oluflu neredeyse sonsuz biçimde gözleyebiliriz. O nedenle sadece baz lar n konu alal m burada, kalan k sm kafa yoran herkesçe üretim içinde y nla gözlenecektir. Müzmin muhalif olarak adland rabilece imiz tipoloji... Enine boyuna düflünmeksizin veya gereken zahmete katlanmaks z n hemen her fleye muhalefetle kendine özgürlük alan açmaya çal flan kiflilikler yaflant m zda s kça rastlad klar m zdan olsa gerek. Hatta bu k. burjuva kimlik gündelik yaflamla s n rl kalmay p düflünce alemine de s çram flt r. Marx n ele ald Proudhon gibi Çünkü onlar n düflünce yap s kapitalizmi aflmak yerine kapitalizm öncesine dönüfl sevdas içerir. Ya da ani bir s çramayla s n fs zl a varma ad na küçük burjuva kimli i koruyarak geriye dönüflümlerin esin kaynaklar olurlar. Sosyalist hareket var olal onlar hiç eksik olmad. Sola dikkatli bir bak flla mirasç lar n n varl n rahatl kla seçebiliriz. Sab rs zl k, dükkanc l k, reklamc l k gibi e ilimleri bünyemize tafl yan bu tiplerden ve içlerindeki sivrilmifl kifliliklerden baflkas de ildir. Yine gözden kaç r lmamal ki, çeflitli örneklerde k. burjuvan n abart l adanm fll k imaj, ard ndaki bireycili i gizleyebilmektedir. Bu ihtiras mutlaka maddi ayr cal klarla tatmin edilmeyebilir. Üstelik devrimci mücadele söz konusu oldu unda daha çok kolektifin varl n göz ard edercesine kendini öne ç karma iste inde, kariyerizmde somutlamaktad r. Mesela -ben burada olmazsam faaliyet çöker- gibi ifadelerle karfl laflm fls n zd r. Kolektif baflar dan yeterince haz almay p, var oluflunu kendi baflar tutkusuna endekslemek, bireyci ihtiras de il de nedir? Bireycilik eninde sonunda di erlerinin geliflimini engelleyen ve kolektifin baflar düzeyini geriye çeken faktördür burada. Bireyci ihtiras insan sistem içi kavray fltaki baflar tutkusuna sürükler ve devrimci mücadelenin kolektif duygu ve adanm fll yla çeliflir. Kifli bu çeliflkiyi bireyci yönü ezip çözümlemedikçe, nihayetinde devrimci yönün çözülece ini herkes görebilir. Bu zihniyet devrimci olmaya karar verdi inde kesinlikle bunun s n rlar vard r. O ancak ifline uygun oranda devrimci olabilir. S n rlar na dokunulmad oranda, kimseyi be enmeyebilir ve gerekti inde keskin nutuklar atabilir, ama örgütlü sürecin kendisini s kt zaman da mutlaka örgütteki yanl fl yönleri keflfeder. Bir yan devrime akarken, öte yan bireyselli e, muhalifli e çekifltirir ve neticede örgütlü mücadeleye kendini sunmada sürekli bir mesafeyi arada tutar. Bu kaç fl e ilimi kendini bütün zamanlarda korur. Egemenlik mekanizmalar n n bozucu ve parçalay c etkilerine kolektif bilinçle karfl koymayanlar n, insan insana düflüren rekabet, k skançl k, bireycilik girdab na sürüklenece i aç kt r. O nedenle devrimci yaflamlara flöyle bir bulafl p kaçan k. brjuvalara, ruhuna kötü duygular sarm fl münferitler olarak bakamayaca anlafl lmal d r. Bu zihniyetten kendini kurtaramam fl ayd n lar da görmekteyiz sahnede. S fatlar n n hakk n veremeyen bu kiflilikler hangi siyasal harekete dahil olursa olsun, onun s n f tavr n sergileyen terslik ve sakatl klar vard r. Sanki beyinlerinin alg merkezinde yap sal bir bozukluk var gibi düflündürürler. Asl nda bunun da maddi temeli vard r. ki temel s n f n aksi yönlü çekifltirmesi adeta kiflilik par- Çeflitli örneklerde k. burjuvan n abart l adanm fll k imaj, ard ndaki bireycili i gizleyebilmektedir. Bu ihtiras mutlaka maddi ayr cal klarla tatmin edilmeyebilir. Üstelik devrimci mücadele söz konusu oldu unda daha çok kolektifin varl n göz ard edercesine kendini öne ç karma iste inde, kariyerizmde somutlamaktad r

45 Yeni Demokrat Gençlik çalanmas yarat r, bir bak ma beyni hasar görür. Devrimcileflme iste ine karfl n di er yan beynine yerleflmifl virüs gibi iyi yan didikler. Yukar t rmanma ve burjuvalaflma hayali depreflti inde ise yaflam n gerçeklerine çarpmaktan kurtulamaz. Bu iki bas nç aras nda s k flma organizman n hastalanarak, alg bozuklu una u ramamas bilime ayk r olurdu. K. burjuva, devrimci düflünce ve siyaset alan na girdi- i oranda çeflitli sorunlar yarat yor. Ve karfl m za çeflitli durum ve düzeylerde ç kt n bilmekteyiz. Bafll ca ortak özellikleri zora gelememek, elefltiriye tahammülsüzlük, disiplinden kaç fl, kolay baflar lar peflinde koflmak, pohpohlanma iste i, hep önde görünme arzusu vb. Bunlar n devrimci örgütlenmeyi afl nd ran legalist e ilimleri, her dönem komünistlerin gündeminde yer alm flt r. Boyun e me ve teslimiyete kadar uzanan kavray fl, k. burjuvan n düzenle uzlaflan karakterini ihtiva eder. Kendisiyle fazla meflgul olma, olgular ya da kiflileri ya abartma ya da dibe bat rma e ilimleri onlar ele veren bafll ca özellikleri aras ndad r.o nedenle hangi gruptan olsa da ba l oldu u örgütsel yap karfl s nda kolayl kla kara sevdadan kara sövgüye geçebilir. Planl, kararl, sab rl, azimli ve uzun soluklu çal flma al flkanl na ayk r d r. Acelecilik, savrukluk belirgin özelliklerindendir. Bu durum sadece devrim süreci için de il devrim sonras nda da KP lerin bafl na nice dertler aç fl yla bilinir. Sosyalizmden geri dönüfllerde ki rolü nas l hafifsenebilir? Baflar karfl s nda sarhofl olma ya da tersi durumda motivasyonunu yitirme onlara özgü etkinliklerden say labilir. Tembellik, atalet, var olan düzey ya da statükoyla yetinme vb... rekabet ve çekiflme güdüsünün bu s n fa özgü biçimi de örgütsel yaflam n içten çökertilmesinin arac gibidir. Panzehir ise bilinç, disiplin, ortak mücadele azmi ve elefltiridir. Oysa bu mant n genel kabul gördü ü ülkeler bu aç dan flansl say lamaz. Mesela Türkiye de insanlar elefltiriyi sevmez, genellikle yersiz suçlamalar olarak de er görür. Elefltiriden kaçarken, nabza göre verilen flerbetin tad na da bay l nd n da söylemekte yarar var. Onlar için güzel ve can s k c görevler vard r. Küçük ve büyük ifller oldu u gibi... O zor görünen görevlerden kaçmak için mutlaka mant kl nedenler bulabilir. Ama unutulmamal ki bu mant kl nedenleri mant kl bulanlar da k. burjuva s n fa do ru h zla koflmakta olanlard r. Oysa devrimci mücadeleler zaman ve her yerde güçlükleri, burjuva al flkanl klar, gelenekleri ve rutini aflarak geliflecektir. Bütün devrimler, eski yap ve iflleyiflle bu iliflkilere son verecek yeni bir yap ya varma iste i aras ndaki çeliflkilerden do uyorsa e er ve devrim ne denli h zl geliflirse bu çeliflmeler o denli uzun sürece yay lacaksa; bu sadece üretim araçlar ve üretim iliflkileri ba lam nda de il, daha genifl ölçekte iç devrimlerin gerçekleflmesiyle olacakt r. Devrimci insan hayat ve kendini dönüfltürmede diyalektik devinim yasalar n gönüllü olarak benimsemifl insand r. Küçük burjuval k bir suçlama m d r? 43 Devrimciler aç s ndan bir durum tespiti olan bu analizin kimilerince suçlama olarak görünmesi ola and r. Tespit edilenleri kabul edip düzeltmeye çabalamayan kifli, eninde sonunda elefltiri sahibini haks z bulur. Böylece devrimci yaflamdan bir ad m daha uzaklaflm fl olaca n görmemek mümkün müdür? Ama kimsenin de böyle hastal klara karfl do ufltan ba fl kl m z n olmad n ekleyelim. Öyleyse bu ba- fl kl k ancak ve ancak kazan labilir. Ama nas l? flçilerin pek ço unun nesnel olarak olmasa da öznel olarak k. burjuva oldu unu anlam fl bulunuyoruz. flçi olmayanlar için var n siz düflünün. Ama bu sorun iflçilerden daha fazla, kendini iflçi olarak benimseyemeyen ve yo- unlu u okumufllar olan bir kesiti ilgilendiriyor ve zihniyet olarak etkinli ini neredeyse bütün topluma yayabiliyor, devrimci yaflamlara tafl yor. Ve bu hastal klara karfl ba fl kl k kesinlikle bilinçli ve örgütlü mücadelede kal nd ölçüde baflar labilir. Devrimci mücadeleye at lan ya da at lmak isteyen herkes, iç zay fl klar n yenilgiye u ratacak ve kendini de iflime u ratacak koflullar yaratmak zorundad r. Bu koflullar sadece örgütlü yaflam ve eylem zemininde mevcuttur. Avrupa dan bir YDG okuru

46 44 Yeni Demokrat Gençlik BU ÇEL K ALDI I SUYU UNUTMAYACAK! Siyasi hat çizilince kadrolar tayin edici bir amirdir. Onun içindir ki planl bir flekilde, büyük say da yeni kadrolar yetifltirmek savafl görevimizdir (Mao) Devrimci de erlerin ve ilkelerin bulan klaflt -, sistemin güçlü ideolojik sald r lar n n etki buldu u bu dönemde, yaflan lan her türlü s k nt n n üzerinden gelmekte tarihimiz ve tarihsel gerçeklik içerisinde infla etti imiz de erler bizler için paha biçilemez bir mirast r. D fl m zdaki her fleyden ve herkesten de b kmadan usanmadan ö renmek, ö renirken do ruyu ve yanl fl birbirinden ay rmak ve kavrad - m z her do ruyu sürekli prati imize uygulamak temel yönelimimiz olmal d r. Do ruyu en iyi sentezleyece imiz alan ise flüphesiz tarih bilincidir. Dolay s yla her fleyden önce bu yönelime hayat verebilmenin en iyi yolu her fleyden daha çok tarihimizden ö renmektir. Kitle hareketlerinin yükseldi i, halk gençli inin ileri kesimlerinin örgütlenme beklentilerinin artt ve bunun yan nda egemenlerin her türden sald r lar n artt rd bir dönemden geçmekteyiz. Buna ek olarak devrimci hiçbir hareketin kitleler nezdinde somut bir umut olmad n da bu gerçekli in yan na eklersek herhalde yan lm fl say lmay z. Kitle ba lar zay flam fl, devrimci iddia ve cüretten uzaklaflm fl birçok devrimci örgüt ve birey ise bu süreci katmerlefltirmektedir. Bir yandan artan yoksulluk, açl k, sefalet, geleceksizlik, bask ve zulüm, bir yandan artan tepki ve örgütlenme bilinci S n f mücadelesi her geçen gün derinleflmekteyken, egemen s n flar bu gerçe in fark nda olarak ideolojik tasfiye sald r lar n politik, ekonomik, kültürel ve fiili sald r larla birlefltirerek derinlefltirmektedir. Dolay s yla içinden geçti imiz süreç esas anlamda bu yanlar yla özgün bir süreçtir. Özgünlü ün bir yan devrimci hareket içerisinde var olan puslu hava iken di er ya-

47 Yeni Demokrat Gençlik 45 S n f mücadelesi geliflecek, yükselecek ve kitlelerin muazzam y k c ve yarat c gücüne tan kl k edecektir ülkemizde de tarih. Ve s n f mücadelesinin geliflimini bu yönde h zland rmak sorumlulu umuz, daha a r görevlerle karfl m zda durmaktad r. deolojimizden, politikalar m zdan, do ru bir pratik yönelimden alaca m z güçle bu gerçe i yerine getirmek her birimizin önünde durmaktad r. n ise geliflen kitle hareketlerinin do uraca sorumluluktur. Yüzünü devrime dönmüfl bizler aç s ndan bu sorumlulu u duyumsamak daha büyük görevleri yüklenmek ve daha ileri bir bilinci kuflanmak zorunluluktur. Tüm bunlar n fark nda olarak yüzünü kitlelere dönme çabas, kendini yar nki flanl mücadelelere haz rlama çabas ve militan bir politik-pratik gençlik hareketi yaratma çabas bizler aç s ndan, sürecin baflka bir yönüdür. Bu gerçekler fl nda nesnel ve öznel yanlar yla sürecin özgünlüklerini do ru kavrad m z oranda misyonumuzu yerine getirebiliriz. Süreç bizlerden egemenlerin ideolojik tasfiye sald - r lar n bofla ç kartmay, kitlelerle güçlü ba lar kurmay ve bunu her alanda sa layacak, bu süreci y rtacak devrimci kadro, militan ve savaflç yetifltirmeyi beklemektedir. Sürecin her devrimciye yükledi i bu temel sorumluluk elbette en ileri olandan en canl ve ilk olarak cevap bulacakt r. Ba r ndan nice devrimci önder ve militan yetifltirmifl bir hareketin parçalar olarak tarihimizden ald m z güçle bu sorumlulu u yerine getirme iddia ve cüretini tafl mam z tüm di er ideolojik ve politik nedenlerimizin yan nda somut bir gerçekliktir. flte ö renmeye en çok ihtiyaç duydu umuz böylesi bir dönemde tarihimiz bizler için muazzam bir laboratuard r. Zorlu süreçlerin yol göstericisi, inanc n ve kararl l - n simgesi, tasfiyecili e ve örgüt y k c l na karfl ideolojik bir z rh ören komünist önder Mehmet Demirda, faflizmin tecrit sald r lar karfl s nda bedenini ölüme yat ran Muharrem Horoz, alçakgönüllü ün simgesi Ahmet fiahin, ser verip s r vermeyen Naki Göksu bu tarihsel laboratuar n sadece birkaç örne idir. Devrimci kad n kimli inde mücadele azmi ve fedakârl k örne i Süheyla Da deviren i, örgüte güvenin ve bilimsel örgüt anlay fl na ve komünist ilkelere ba l l n simgesi Murat Deniz i, savaflta srar n çiçe i Münire Sa d ç, militanl n simgesi Özgür Kemal Karabulut u, k sa hayata s d r labilecek büyük bir dünyan n örne i Aflk n Günel i iflaret etmektedir bu tarihsel laboratuar. Militan önderlik, kararl l k ve davaya adanm fll k bilincinin, yani M. Ali Çak ro ulu nun, Tuncay Çar kç o lu nun, smail Oral n miras üzerinden flekillenmifl bir tarihtir bu tarih. Ve daha saymad m z, sayamad m z nicelerinin. Yar na yaklafl m m zdaki temel sorumluluk tarihimizden ö rendi imiz bu temel derslerden ç kmaktad r. S - n f mücadelesi geliflecek, yükselecek ve kitlelerin muazzam y k c ve yarat c gücüne tan kl k edecektir ülkemizde de tarih. Ve s n f mücadelesinin geliflimini bu yönde h zland rmak sorumlulu umuz, daha a r görevlerle karfl m zda durmaktad r. deolojimizden, politikalar - m zdan, do ru bir pratik yönelimden alaca m z güçle bu gerçe i yerine getirmek her birimizin önünde durmaktad r. Ve bizler flunu biliyoruz: biz geçmiflte bunu yapt k. Ve yeniden yapmak için her zamankinden daha çok gerekçemiz var. Çünkü bu çelik ald suyu unutmayacak

48 46 Yeni Demokrat Gençlik M L TAN MIYIZ? Her faaliyet bizlere göstermifltir ki, demokratik kitle örgütleri, politikalar n hayata geçirmede kararl ve srarl davrand ölçüde baflar kazan r ya da nesnel gerçeklikle uyum sa lamad için hayat hakk bulmaz. Ama her koflulda bir politikan n, eylemin baflar ya ulaflmas, ona sahip olanlar taraf ndan kararl ve inatç bir flekilde prati e geçirilmeleriyle mümkündür. Bu ayn zamanda militanlaflmay getirir. E er teori ile pratik aras nda kendili indencilik, kopukluk ve uçurum varsa ve bu genel bir çizgi olarak hüküm sürüyorsa, o zafer yüzü görmeyecektir. Bu ise reformizmi, tasfiyecili i getirecektir. Günümüzde tasfiyeci hastal klardan YDG örgütlülü- ü olarak pay m za düfleni almaktay z. Ve bu hastal klar faaliyetimizin her alan nda, bireylerde yaflam bulabilmektedir. Militan bir durufl özelden genele, genelden özele bu hastal klara darbe vurmam z beraberinde getirecektir. Militan, bir düflüncenin, bir görüflün baflar kazanmas için savaflan, savafl m veren kifli olarak aç klanmaktad r. Burjuva medyan n militan kelimesini kullan rken korkutucu, kaba vb. nitelemelerle farkl anlam yüklemeye çal flmas ise sistemin (örgüt, örgütlenme, mücadele vb kelimelerde oldu u gibi) kelimenin halk nezdinde bir bütün olumsuzluk yaratmas hedeflenmektedir. Sistemin kendine yönelen her türden harekete karfl yürüttü ü ideolojik sald r kendi cephesinden anlafl l rd r. Militan kelimesinin kifliye göre tan m böyle olurken, bir olguya eklemlendi inde (eylem, faaliyet vb) o olgunun kararl ve srarl bir biçimde uygulanm fl hali diyebiliriz. Yani bir eylemi de erlendirirken eylemin militanl k k stas ; sertli i veya fliddet bar nd rmas ndan vb ziyade eylemin politik hedefleri ve eylem öncesi al nan kararlar n kararl ve inatç bir flekilde uygulanm fl olmas ya da olmamas d r. Yine bir faaliyetin militan olan bireylerde aranmas gereken k stas ise yürütülen faaliyetteki kararl l k ve srard r. Peki, bizler kendimizi YDG nin militan olarak görüyor muyuz? Bu soruya en gerçekçi cevab faaliyetçiler yaz m zda düflündürdüklerimizle beraber ele alarak kendileri verecektir. Bir YDG militan olarak biz, yürüyüfl, eylem vb faaliyetlerde salt YDG nin söylemlerini hayk rmakla yetiniyorsak, örgütümüzün görüfllerini yeterince bilmiyorsak ve bunlar ö renmek için çaba sarf etmiyorsak, bulundu umuz alanlarda özel yaflant m za dikkat etmiyorsak, tembel yönlerimizle sürekli bar fl k yafl yorsak, gözlemledi imiz eksiklikleri sadece elefltiriyorsak, örgütümüzün politikalar n kitlelere tafl m yorsak, kendimizi gelifltirmiyorsak, yay nlar n ç kmas için herhangi bir kayg gütmüyorsak militanl m zdan söz etmemiz mümkün olamaz. Her faaliyetçinin kendi militanl n sorgulad ölçüde örgütlülü ün militanl n gelifltirebiliriz. Aksi durumda çok flatafatl fleyler söyleyen ama söylemlerini pratik faaliyetle birlefltirmeyen reformistler ve tasfiyeciler ile aram zdaki çizgi silikleflecektir. Oysaki militanl k; Sürekli olarak kendi eksikliklerini gidermek, ö reni-

49 Yeni Demokrat Gençlik 47 len bilgileri örgütlülü ün bilgisi haline getirmek, mütevaz olmakt r, Örgütlülü ün politikalar n sorgulay c bir flekilde ele almak, gelifltirmek ve uygulamakt r. Program ve görüfllerini her alanda savunmakt r, Örgütlülü ün maddi ve manevi de erlerini korumak ve sürekli ço altmakt r, Faaliyetçilerin eksikliklerini yap c bir flekilde elefltirmek, kendisine yöneltilen elefltirileri ise önemsemektir, Çevresinde gördü ü eksiklikleri sadece elefltiren de- il, ayn zamanda kendi görevi haline getirmektir, Yay n organ nda ç kan yaz lar elefltirel bir gözle okumak, yay n organ na yaz yazmay kendine bir görev olarak görmek, ald derginin paras n vermek, dergiyi en genifl çevreye ulaflt rmakt r, Merkezi olarak ele al nan kampanyalar dikkate almak, kendi alan n n özgül koflullar na yarat c bir flekilde uygulamakt r. Bizler militanl yukar da de indiklerimizin yan s ra politik geliflmeler sonucunda ortaya ç kanlara dair de gelifltirmek durumunday z. Binlerce iflçi iflsiz kal yorken, ö rencilerin harçlar na yönelik yüksek zamlar yap l yorken, bölgede havan mermileri ile genç bedenler param parça oluyorken, gerillalar karfl lamalarda bunu tahammül edemeyen devlet gözalt na ald bir kifliyi 15 dk içerisinde katlediyorken, iflyerlerinde çal flan iflçiler güvenlikleri olmad için yaflam n yitiriyorken, sel sonucu binlerce insan ma dur oluyorken, gecekondu sahiplerinin evleri bafllar na y k lmaya çal fl l yorken, bunlar dile getiren ezilenlerin sesi olan devrimci, demokrat, yurtsever yay nlar kapat l p, muhalifler hapishanelere at l yorken, hapishanede devrimci tutsaklara iflkenceler yap l yorken, hasta tutsaklar n tedavileri engelleniyorken ve bütün bu geliflmeler yaflan rken bizler sessiz kal yorsak söylemde ifade ettiklerimizi prati e yans tmam fl oldu umuz ortaya ç kacakt r. Bu da kabul edilmemelidir. Böylesi bir pratik hatt yaratmak için uzun uzun hesaplar yapmaya, sonuçlar n de erlendirmeye gerek yoktur, harekete geçmek yeterli olacakt r. Ve halk gençli i söyledikleri ile prati i aras nda uyum olan çal flmalara flüphesiz omuz verecektir. Öyleyse zaman eksikliklerimizi pratikte düzeltme, mütevaz ve militan bir faaliyetçi olma zaman d r. Bu ayn zaman da tarihimizin bizlere yükledi i bir görevdir. zmir YDG Sa l kta dönüflüm artan sömürüyle devam ediyor! Hak gasplar na karfl susman n yap lacak en büyük yanl fl oldu u aflikâr! Sorunlar m z n tümünün çözümü yine kendi elimizde daha do rusu örgütlü duruflumuzdad r. En meflru haklar m z temelinde sendikalarda örgütlenmeli ve güç birli i oluflturmal y z. Bütün dünyada oldu u gibi ülkemizde de üniversite mezunu olup mesleki e itimini (e itimin içeri i, yeterli- i ve ne kadar bilimsel oldu u aflikâr) tamamlamak, ifl bulmak için yeterli olmamakta. fl bulabildi i için flansl atfedilen kesimin ne kadar flansl oldu u da ortada! Her y l ülkemizde, ço unlu u sa l k yüksek okulu olmak üzere binerce ö renci sa l k personeli olarak mezun oluyor. Bunlardan çok az bir k sm KPSS dayatmas ile günbegün ticarethaneye dönüfltürülmeye çal fl lan üniversite hastanelerini (araflt rma hastaneleri) ve devlet hastanelerine kadrosuz ve birçok hakk gasp edilmifl sözleflmeli personel olarak atanmaktad r. Böylece halk aras nda yayg n olan mant kla devlet dairesine kapak atmakla yerini sa lamlaflt rma devri de çoktan kapanm fl oldu! Zira sözleflmeli olarak atanan sa l k personeli hastane müdürünün çal flmas n be enmemesi, ona ihtiyaç duymamas halinde, kriz sebep gösterilerek veya kimi kendince komik disiplin kurallar bahane edilerek rahatl kla iflten ç kart labiliyor. Yine ucuz iflgücünün büyük bir k sm n oluflturan (vekil) hemflirelik ve sa l k memurlu u b rak n ifl güvencesini çal flt birçok yerde di er sa l k personeli arkadafl yla ayn ifli yapmas na ra men döner sermayeden

50 48 Yeni Demokrat Gençlik yararlanamamakta ve çok komik rakamlara çal flmaya mahkûm edilmektedir. Sürekli iflten ç kar lma tehdidi alt nda fazla çal flt r lmakta, mesleki görevlerinin d fl nda birçok ifle koflturulmaktad r. Gelinen son noktada daha fazlas ise Aile Hekimli i, Sa l kta Dönüflüm Program, SSGSS yasalar ile hem halk n sa l hiçe say lmakta ve sermaye patronlar n n insaf na terk edilmekte hem de sa l k personelinin geriye kalan haklar da budanmaktad r. flte tam da bu aflamada sa l k emekçilerinin haklar n savunan bir sendikaya ihtiyaç duyulmaktad r. Fakat yo un olarak her yönden gelen sald r larla sa l k emekçileri sendikas zlaflt r lmaya çal fl lmakta, yasal haklar manipüle edilmektedir. Sermaye ve devletle iflbirli i içinde olan birçok sendika devreye sokularak emekçilerin bilinci buland r lmakta, ortak güçleri pasifize edilmekte, reformist-teslimiyetçi çizgiye kayd r lmaktad r. Özel hastanelerin durumu ise ne yaz k ki- içler ac - s d r. Zira KPSS ile atanamayan sa l k personeli özel hastanelere peflkefl çekilmektedir. Uzun vardiyal, gecegündüz mesaili çal flma sistemiyle günde en az 12 saat çal flmakta, baz hastanelerde günde 24 saat ile tam gün nöbet tutulmaktad r. Yine haftada 48 saati aflabilen çal flma program yla kiflinin bütün enerjisi al nmaktad r. Eksik olan eleman ihtiyac hiçbir zaman giderilmemekte, 2-3 kiflinin yapaca ifl, tek kifliye yüklenmektedir. Ayr ca hastane içerisinde gerekli görüldü ünde farkl bölümlerde çal flmaya zorlanan sa l k personelinin ortama ve ifle olan adaptasyonu da zorlanmaktad r. Böylece yetersiz olan eleman n iki kat enerji sarfiyat yla ifller yetifltirilmeye çal fl lmakta, sermaye patronlar n n insan eme ini hiçe sayan bu tutumuyla kasalar n, ay sonunu getiremeyen birçok insan n al nteriyle sulanmakta ve daha çok dolmaktad r. Bu yorucu günün sonras nda ise ancak saat sekizden sonra evine giden kifli, geriye kalan zaman n da dinlenmekle geçirmekte, sosyal yaflamdan izole edilmektedir. Evden ifle, iflten eve hapsolmaktad r. Böylece birçok insan n kendisine ve çevresindekilere zaman ay ramayacak psikolojik bir çöküflün içine girmesi kaç n lmaz olabilmekte, sistemin yaratt yaln zlaflt - r lm fl tek tip insan güruhuna bir yenisi daha eklenebilmektedir. Tüm bu y k mlar n karfl l nda hak edilen eme in karfl l hiçbir zaman verilmez. Yetersiz olan maafllar, düzensizdir, zaman n da yat r lmaz. Yine sigortalar, brüt ücret üzerinden de il de asgari ücret üzerinden ödenir ve o da düzensizdir. Bunlara ra men özel hastanelerin örgütlenme ve sendikalaflma karfl s ndaki korkusu öylesine büyüktür ki, bunun önüne sürekli engeller koyar ve yasaklar getirir. Filizlenmeye bafllayan sendikalaflmay da y lan n bafl n küçükken ezmeli mant ile da t r ve o kiflilerin ifllerine son verir. flten ç kard birçok personelin tazminat n ödememek için de bin dereden su getirir. Tüm bu hak gasplar na karfl susman n yap lacak en büyük yanl fl oldu u aflikâr! Sorunlar m z n tümünün çözümü yine kendi elimizde daha do rusu örgütlü duruflumuzdad r. En meflru haklar m z temelinde sendikalarda örgütlenmeli ve güç birli i oluflturmal y z. Eme imize sahi ç kmaya ve hakk m z olan alma noktas nda sendikalarda örgütlenmeye bugün her zamankinden daha çok ihtiyac m z var. ( stanbul dan bir YDG okuru)

51 Yeni Demokrat Gençlik 49 Gerilla alan nda kitle faaliyetimiz Kitle faaliyetimiz aç s ndan politikam z n somutlaflmas, prati imizin büyütülmesi sorunlar n tart flt m z yerde önce bilgilenmemizin yetersizli ine bakaca z. Bu gerçekli i kabul etmemize karfl n bilgisizli imizi bilgiye, hâkimiyetsizli imizi hâkimiyete çevirecek olan inceleme ve araflt rma çal flmalar n ele al fl m zda bir yüzeysellik, yöntemsizlik, kendili indencilik vard r. 8. Konferans m z sonras alandaki tart flmalar ve e itimler üzerinden yürütülen 2008 dönemindeki kitle faaliyetimizin de erlendirilmesiyle somutlaflt rmaya çal flt - m z politikalar m z elbette ki belli yetersizlikleri ba r nda tafl ma potansiyeline sahiptir. Kuflkusuz ki ad mlar - m z büyüdükçe, h zland kça daha somut politikalar belirleyecek, daha somut politikalar belirledikçe ad mlar m - z büyütece iz. Kitlelerden kitlelere fliar tam da bu noktada yaflam bulacakt r. Önümüzdeki dönem kitle faaliyetimizde bir genifllemeyi hedeflemekle beraber var olan yerlerde yo unlaflmay temel alaca z. Yo unlaflmadan geniflleyen bir kitle faaliyeti hâkimiyetsizli i getirece i gibi örgütleme konusundaki ad mlar m z zay flatacakt r. Yo unlaflmadan anlamam z gereken ne olmal d r, geniflletti imiz alanlarda öncelikle neler yapaca z? Bunlara verece imiz yan tlar önümüzdeki dönem kitle faaliyetimizin politik-örgütsel çerçevesini çizecektir. A/P faaliyetimizin ele al n fl ve örgütlenmesi A-P (ajitasyon-propaganda) faaliyeti kitlelerin duygu ve düflünce dünyalar na etki etmede yani bilinç tafl mada öncelikli arac m zd r. Politik seviyemizle do ru orant l olarak geliflecek olan a-p çal flmalar m z kitlelerin içine girdikçe, onlar tan d kça daha da somutlaflacakt r. Kitlelerin örgütlenmesini hedefleyen bu çal flma kesinlikle kendi içinde örgütlenmeyi gerektirmektedir. Savafl m z n politik niteli ini, her bir yoldafl n sadece savaflç de il politik birer savaflç oldu u gerçekli ini unutmamas yla gelifltirece iz. Yani her yoldafl iyi birer ajitatörpropagandac olmay önüne görev olarak koyacakt r. Yoldafllara düflen görev bu iken örgütümüz bununla yetinmeyip bu konuda daha k sa zamanda yetkinleflecek yoldafllar öne ç kartacak ve e itecektir. A-P nin yaln zca siyasi komiser yoldafllar üzerinden yürütülmesi örgüt olma, kolektif çal flma ruhuna ayk r d r. Siyasi komiserlerimiz tamamlayan, toparlayan olaca gibi elbette baz gündemlerde öne ç kacakt r. Bu durumlarda yoldafllar - m z tamamlay c rolünü oynayacakt r. Köylerde yapaca m z A-P, bir haz rl, bir iç örgütlemeyi gerektirmektedir. Bu konuda düflülecek bir kendili indencilik kaç n lmaz olarak A-P mizin niteli ini düflürecek amac n siliklefltirecektir. A-P gündemleri faaliyet öncesi genel bileflen içinde mutlaka tart fl lacak ve görevlendirme yap lacakt r. Genel geçer söylemlerin etkisinin hele ki Dersim kitlesi üzerindeki etkisizli i düflünüldü ünde, daha somut canl bir A-P kendini dayatmaktad r. Bu da gündeminin iyi takip edilmesi, köylülerin çeliflkilerinin çözümlenmesi ve sorunlar na hakimiyetle olacak bir fleydir. Kalabal a yap lan A-P nin etkisi kitlede daha güçlü olacakken, A-P yapan yoldafl n hitabetine de güç katacakt r. Yani A-P çal flmalar m zda toplant lar esas olacakt r. Bu konuda bafllarda yaflanacak tutukluk bizleri korkutmamal d r, çünkü bu geçici bir durumdur. Yapt m z her A-P bir öncekinden daha nitelikli olacakt r. Tabii bu da kendili inden de il, her faaliyet sonras A-P çal flmam z art lar eksileriyle de erlendirilip sonuçlar ç kar ld - nda olacakt r.

52 50 A-P çal flmalar m z kitlelerin örgütlenmesi için ideolojimizin, politikam z n dile gelme eylemi olarak alg lanmas gerekirken bu çal flmalar m zda bildiri, broflür ve yay nlar m z n etkisi de tart fl lmazd r. Bu anlay flla bu iki araç kesinlikle karfl karfl ya getirilmemelidir ve ikisi de birbirini destekleyecek biçimde kullan lacakt r. Bu konuda ek olarak belirtmek gerekir ki gerek kitlede gerekse örgütümüzde pratik tutumla devam etmeyen-ettirilmeyen A-P çal flmas kesinlikle arac n amaçlaflmas na hizmet edecektir. Bir A-P nin örgütlenmeye hizmet etmesi de tam da burada anlam bulacakt r. A-P si yap lan her konuya iliflkin pratik bir tutum belirlemeli, köylülerin tutum almas n sa lamal y z. Köylülerden gelen sorunlara müdahale anlay fl m z, çözme yöntemlerimiz ve onlar örgütlemede vazgeçilmez ad mlar m z Öncelikle flunu bilince ç karmal y z ki kitlelerin hiçbir sorunu yoktur ki sistemden ba ms z olsun. Bu bilinçle onlardan örgütümüze tafl nan her sorun do ru ele al nd nda onlar n örgütlenmesine, savafla kat lmas na hizmet edecektir. Bunun için önce sorunlar n s n fsaltoplumsal analizini do ru yapmak gerekmektedir. Sorunlar tek tek bireylerin sorunu olarak görmek uzlaflabilen çeliflkileri uzlaflmaz hale getirmeyi yani çözememeyi getirecektir. Çözülemeyen, do ru bir yaklafl m sergilenemeyen her sorun örgütümüze karfl güvensizlikleri do uracak, nihayetinde onlar örgütleyemeyiflin nedenleri olacakt r. Kitlelerin ekonomik sorunlar n çözmeye kalkmak devrim mücadelesini anlams zlaflt rmak olacakt r. Örne- in üretememe, ürettiklerinin karfl l n alamama sorunlar sömürü düzeninin varl yla ilgilidir ve devrimle çözülecek sorunlard r. Ancak bu kesinlikle sorunlar n çözümünün devrime havale edilmesi anlam na gelmemelidir. Bu noktada onlar n ekonomik sorunlar n n çözümü için demokratik örgütlenme araçlar n zorlamak, yönlendirmek, onlar devrim mücadelesine kanalize etmenin ön kofluludur. Keza ekonomik-demokratik örgütlenmeler kitlede hak alma bilincini gelifltirece i gibi k s tl da olsa belli haklar n al nmas n getirecektir. Burada unutulmamas gereken ekonomik-demokratik örgütlenmelerin amaç de il devrim mücadelesinde araç oldu udur. Mevcut tabloda bu bilincin ülkede köylü kitlesinde daha zay f oldu u gerçe i onlar n ekonomik demokratik Yeni Demokrat Gençlik öz örgütlülükleri olan kooperatiflerde, köylü sendikalar nda örgütlenmeleri için uzun ve özverili bir çal flmay gerektirmektedir. Bugünden yar na kurulamayacak olan bu örgütlülükler bir haz rl k sürecini gerektirmektedir. Bu haz rl küçük sorunlar üzerinden birlik olmalar n sa lama, dayan flma duygular n güçlendirme perspektifi ile ilkel örgütlenmeleri ad m ad m büyüterek yapaca z. Köylülerin kendi aralar ndaki sosyal sorunlar yine bu temeldeki çal flmalar n zeminini güçlendirmeye hizmet edecektir. K sa vadenin gündemi olan bu meseleyi daha da somutlaflt racak olursak; Efller, komflular aras kavgalar, arazi, su vb. üzerinden gelen sorunlara müdahale ederken kesinlikle bir ayr flmaya gidece iz. Bunu yapmad - m z oranda dört bir yana yumruk sallama prati ine düflebilece imiz unutulmamal d r. Keza amac m z küçük ad mlarla bir kültür yaratmak, bir örgütlenme yaratmak ve bu gibi sorunlar kendilerinin çözmesini sa lamakt r. Yine vurgu yapal m, elbette bu tarz sorunlar çözme kayg s tafl r z ancak bu amac - m z de il onlar örgütlemede amac m zd r. Gelen sorunlara dair bir ayr flt rmaya girerken önceli imiz karfl l kl iki kifliyi, iki aileyi de il tüm köyü ilgilendiren sorunlar olmal d r. Örne in bir su sorunu, yol sorunu gibi. Di er sorunlarda yani iki kifli, iki aile aras ndaki sorunlar ve çözümü tüm köylüye mal etme anlay fl ile hareket edece iz. Gelen her soruna dair hiçbir yorum yapmadan önce genifl bir bilgilenmeye gitmek zorunludur. Bunu yeterince yapmad m zda ne türlü yan lg lar yaflad m z ve çözümü sürece yayd m z pratikte yak c örnekleriyle karfl m zda durmaktad r. Genifl bilgi toplamal ve bir ay klama yapmal y z. En k sa zamanda en genifl bilgilenmeye ulaflt ktan sonra mutlaka bir toplant, toplant da birer temsilci örgütleyece iz. Toplant larda bizlerden çok köylülerin konuflturulmas n hedefleyece- iz. Bu, onlar daha yak ndan tan mam za olanak sunacak, daha ileri olanlar tespit etmemizi sa layacakt r. Köylülerin üretim faaliyetlerindeki hastal k-yafll l k durumundan do an sorunlar, bar nma, yoksulluk gibi sorunlar için dayan flma birlikleri örgütlemeliyiz. Kitle, aralar ndaki birçok çeliflkiye ra men, hastal k, ölüm, dü ün vb. konularda bir araya gelmektedir. Bu bir araya gelifller tekil duyarl l ktan grup duyarl l na dönüfltürülmelidir. Demokratik devrimin kitleler içinde maddi bir karfl - l a dönmesi ad m ad m böyle örülecektir.

53 Yeni Demokrat Gençlik 51 nceleme-araflt rmada hedef ve yöntemler nceleme ve araflt rma konular m z kendi içinde bir s n fland rmay gerektirmektedir. Düflman n, kitlenin, arazinin durumu kendi içinde inceleme ve araflt rmay gerektirmektedir. Konumuz gere i kitlelere dönük bir çal flman n esaslar n ortaya koymaya çal flaca z ancak genel mant m z kesinlikle farkl laflmamal d r. Do ru politika, do ru pratik, do ru karar do ru bilgilerin içinden ç kar. Kitle faaliyetimiz aç - s ndan politikam z n somutlaflmas, prati imizin büyütülmesi sorunlar n tart flt m z yerde önce bilgilenmemizin yetersizli ine bakaca- z. Bu gerçekli i kabul etmemize karfl n bilgisizli imizi bilgiye, hâkimiyetsizli imizi hâkimiyete çevirecek olan inceleme ve araflt rma çal flmalar - n ele al fl m zda bir yüzeysellik, yöntemsizlik, kendili indencilik vard r. Önce bunun baflta belirtti imiz üzere bir ihtiyaç oldu unu bilince ç karmam z gerekmektedir. Yöntemleri bunun üzerinden gelifltirece iz. Ayr ca 8. konferans m z n kararlar hat rlanacak olursa her faaliyet alan n n önüne de bu yönlü çal flmalar görev olarak konulmufltu. Bu görevin yerine getirilifl süreci bile bahsetti imiz bilincin geliflmesine hizmet edece i gibi bu çal flman n amaçlar na ad m ad m ulaflmam z sa layacakt r. Peki, nas l ele alaca z bu çal flmay? Öncelikle k sa zamanda kapsaml sonuçlar, sosyoekonomik yap tahlillerine girmek hedeflenmemeli. Bu kesinlikle gerekli olup bu çal flmalar n niceli i-niteli iyle daha do u yap labilecek bir çal flmad r. Ki parti olarak böyle bir çal flma zaten hedeflenmektedir. Bizim yapaca m z hem bu çal flmay parçalardan beslemek hem de kitle faaliyetimizin çeliflkilerini çözümlemek, parçadaki politikalar n somutlaflt rmakt r. Bu y l inceleme ve araflt rma çal flmalar ndaki ad m m z analiz yapma olarak tan mlanabilir. Sentez çal flmalar n n olmazsa olmaz ön koflulu olan analiz Mevcut bilgilerimizde ciddi bir yüzeyselli in, tek yanl l n oldu u ve bu bilgilerin kesinlikle bir ay klanmaya ihtiyac oldu u unutulmamal d r. S f r bilgiye sahipmiflçesine hareket ederek her ayr nt y önemseyece iz. Tek tek evlere, tek tek köylere dair bilgilere ulaflmay, parçadan bütüne do ru bilgilenmeyi esas alaca z. Tüm köyleri birden incelemeye kalkmak henüz bir tarz yakalamad m z için zor olacakt r. Her alan n önüne bir ya da iki köyün inceleme-araflt rmas görev olarak koyulacakt r. Önümüzdeki dönem bu çal flma daha ciddi ele al nmal, özellikle ekonomik yaflam koflullar daha bir dikkatle incelenmeli, sosyal sorunlar bir kenara itilmemelidir. Bilgilerimizin esas kayna kitleler olmal d r. Tek tek bireylerden al nacak bilgilerle s n rlanmak ciddi bir yan lg olacakt r. Yapaca m z toplant - larda köylüleri konuflmaya teflvik etmek onlar n inisiyatifini aç a ç karaca gibi bilgilerinin bize ak fl gücünü art racakt r. Burada köylülerden gelen bilgilerin de alg sal bilgiler olaca- n, birbirleriyle ilgili bilgilerin onlar n geri duygu ve düflüncelerinden beslenebilece ini hesaba kat lmal y z. Her faaliyet sonras yap lacak faaliyet de erlendirmelerinde bilgiler toparlanmal ve Siyasi Komiser yoldafllar taraf ndan uygun flekilde not edilmelidir. Yan s ra çeflitli devlet kurumlar n n istatiki bilgilerine yine kitle iliflkilerimiz üzerinden ulaflabiliriz. Muhtarl k, belediye, kaymakaml k vb. kurumlar n yay nlar, belgeleri gibi Emperyalistlerin ve uflaklar n n azg nca süren bask ve sömürüleri karfl s nda mücadelesini yaln zca kendi varl k-yokluk derekesine indirenler devrimin geçek sahibi olamazlar. Ülkemiz co rafyas n n demokratik halk devrimi, partimiz önderli inde geliflip güçlenecek halk ordusunun namlular yla kurulacakt r. flte bu hedef bu günden ataca m z ad mlar n h z yla, niteli iyle yak nlaflacakt r. Öyle ise vaktimiz yok! Dünden daha çok, dünden daha h zl, dünden daha nitelikli çal flmalarla yüzümüzü kitlelere, namlumuzu düflmana çevirece iz! Dersim den bir Partizan

54 52 Yeni Demokrat Gençlik M ZAH HALUK ZORUSEVMEZ YORUMLUYOR Merhaba sevgili gençler, H1N1 virüsü nedeniyle zor günler geçirdi imiz bu dönemde sizlere tedirgin bir merhaba diyorum. Bu ay adeta bir enk rmen gibi bafll k atarak yaz m yazaca- m. Geçti imiz ay n en önemli gündemlerini sizlere farkl ve objektif bir bak fl aç s yla yorumlayaca m. lk olarak Çin de üniversite ö rencileri aras nda yap lan bir araflt rman n sonuçlar ndan bahsetmek istiyorum. Araflt rmada ö rencilerin bir grubuna banknot sayd r lm fl, di er gruba ise ka t parçalar sonra da her iki gruba da ellerini 50 derece s cakl ktaki suya sokmalar istenmifl, sonuç olarak da para sayan ö rencilerin daha az ac çekti i belirlenmifl. flte paran n gücü diyorum baflka da bir fley demiyorum. Ka t parças ile k yasland nda paran n ad dahi insanlar mutlu etmeye yetiyor iflte gençler. Bak n z bunun bir di- er kan t da Say n Genelkurmay Baflkan m z n ka t parças olarak nitelendirdi i slak imzal belge meselesidir. Adeta Çinli üniversite ö rencileri gibi bizler de toplumcak bir ka t parças nedeniyle üzülmüyor muyuz? Bu uzmanlara flafl rmamak elde de il hakikaten. Ben hâlâ ka t parças ad verilen belge yüzünden neden üzüldü ümüzü anlam fl de ilim. Daha bunu anlamadan bir de slak imza meselesi eklendi konuya. Yahu hiç slak imza olur mu? Siz gençlerin gitmeyi sevdi i festfutçularda slak hamburger gibi bir fley duymufltum ama itiraf edeyim slak imzay ömrümde daha ilk kez duydum. Bir de bu slak imza meselesi yeni bir mesele. Biliyorsunuz belge yeni ortaya ç kmad. Yani bu belge ilk ortaya ç kt ndan bu yana aylar geçti lakin bunun yeni versiyonu direkt slak imzal olarak karfl m za ç kt. Aradan bu kadar zaman geçtikten sonra imza nas l hâlâ slak kal yor, onu da geçtim slanm fl olan o imza nas l olup da ka d n üstünde da lm yor ve bir albay n cezaevine gitmesine neden oluyor anlam fl de ilim. Aman efendim, güzel kafam bu meselelerle daha fazla yormaya hiç niyetim yok. Bildi im tek fley paraya nazaran ka t parças n n Çinli ö rencileri oldu u kadar bizi de pek mutlu etmedi i. Gerisini uzmanlarla savc lara b rak yorum. Maazallah bir de dava hakk nda gizlilik ve konuflmama karar falan ç kar, tutar durduk

55 Yeni Demokrat Gençlik 53 yere ceza al r m diyerek bu konuyu kapatmak istiyorum. Bildi iniz üzere 2009 senesi önemli baz tarihsel günlerin y ldönümü olma özelli ini tafl yor. Bunlardan birisi de Berlin Duvar n n y k l fl. Say n Sarkozy, duvar n y k l fl nda orada oldu unu söyleyince bas n n alay konusu olmufl. Haberlerde bas n n Sarkozy Kennedy nin de suikast nda bulunmufltur, Çin deki o ünlü meydanda tanklara karfl da durmufltur fleklinde dalga geçmesini yad rgamad m diyemem. Bir de anlad m kadar yla öyle resimler haz rlay p yay nlam fllar gazetelerde. Ne var efendim adam bulunmufl olamaz m? Hem ayr ca ben flahidim efendim, her ne kadar o gün Almanya ya gidememifl olsam da televizyonda izlemifltim, arkalarda toy bir delikanl kameralara el sall - yor, dil falan ç kar yordu. flte o muzip genç bizim Sarkozy di. Y llar sonra ünlü bir devlet adam olunca aray p kendisine de söylemifltim. Ben onu bunu bilmem, bu bas n n eline düflece ine git y lan deli ine düfl daha iyi. Ayn bas n Türkiye de de Baflbakan n domuz gribi afl s olmamas n günlerdir manflet yapm yor mu? Biliyorum flimdi ben de manfletlerde günlerce tart fl laca m ama domuz gribi afl s olmamaya karar verdim. Risk grubunda olup olmad m bilmiyorum ama kendimi risk grubunda hissetti im söylenemez. Zaten birincisi grup, ikincisi risk kelimelerini hiç sevmem. kisi bir araya gelince yasad fl örgüt gibi alg lan yor. O nedenle benim hem gruplarla hem de riskle iflim olmaz demek istiyorum. Ancak öyle küçük çocuklar gibi bana ne ya ben afl olmam, olmam iflte fleklinde afl dan korkan bir insan profili de çizmek istemiyorum. Benimkisi korkakl k de il delikanl l k efendim. Buradan H1N1 virüsüne hodri meydan diyorum. Aynen Say n Baflbakan m gibi virüsün gelece i varsa görece i de var diyorum. Akl ma gelmiflken son yapt n z e itim çal flmas nda dikkatimi çeken bir arkadafl n za buradan teflekkür etmek istiyorum. Çin devrim tarihi konusunun anlat - m esnas nda Mao nun muhalefetteyken izledi i takti i Ben onu bunu bilmem, bu bas n n eline düflece ine git y - lan deli ine düfl daha iyi. Ayn bas n Türkiye de de Baflbakan n domuz gribi afl s olmamas - n günlerdir manflet yapm yor mu? Biliyorum flimdi ben de manfletlerde günlerce tart fl laca m ama domuz gribi afl s olmamaya karar verdim. hallederiz fleklinde özetleyen arkadafl n za neden güldü ünüzü anlam fl de ilim. Her ne kadar ayn arkadafl n tart flmalar esnas nda insan vücudundan falan dem vurmas yla Mao, Çin devrimi konular n ba daflt ramam fl olsam da kendisinin engin bilgisine sayg duydu umu belirtmek istiyorum. Ben arkadafl m z n derinli inden etkilendim. E er kendisi bana mail arac l yla ulafl rsa memnun olurum. Ben o gençte fl k gördüm efendim, her konuda diyecek bir fleyi var vallahi. Evet, sevgili gençler, bu ay da sizinle olan birlikteli imizin sonuna geldik. Son olarak 10 Kas m da demokratik aç l m tart flmalar esnas nda mecliste pankart aç lmas n n ard ndan Say n Baflbakan n Meclis Baflkan n azarlamas konusuna de inmek istiyorum. E er ki enk rmen olacaksak böylesi konulara de inmemiz gerekiyor de il mi? Ben genel yorumlar n aksine Baflbakan n Meclis Baflkan n azarlayabilece ini düflünüyorum. Anlayamad m, bu konunun neden Meclis Baflkan ba ms z olur gibi aç lardan tart fl ld. Birincisi Meclis Baflkan neden ba ms z olsun ki? O da AKP çat s alt nda seçime girmedi mi? Yoksa ben mi yanl fl biliyorum? kincisi Baflbakan son 6 y lda önüne gelen herkesi azarlayabilece ini göstermedi mi? Yani hiçbirisi hükümet istifa etsin sonucuna götürmedi de Meclis Baflkan n n azarlanmas m istifaya götürecek? Mersinli çiftçi, üniversite ö rencileri, koskoca srail devleti, bas n mensuplar ve daha akl - ma gelmeyen bi0r sürü örnekte oldukça genifl bir kesim Baflbakan n hakl sinirinin muhatab oldu bu süreçte. Yeri gelmiflken bir de aradan Meclis Baflkan ç km fl oldu böylece. Hem bence önce elefltirenler kendisine baks n efendim. Öyle mecliste pankart açmak da ne ola ki? Yaln z o günkü tart flmalar okuyunca flafl rmad m da diyemem. Bir vekil di erine seni dj yapar m demifl. Ne demek istedi ini anlayan birisi varsa ne olur beni de bilgilendirsin. Yaln z bilgilendirme telefon arac l yla olmazsa sevinirim. Malum yarg ç ve savc - lar dahi dinleniyor bu ülkede. Sa l cakla kal n

56 54 Yeni Demokrat Gençlik GENÇ KADIN Kelebeklerin ömrü az olsa da bir evrimleflmeyi anlat r. T pk Mirabel kardefller gibi. Onlar ailelerinin çiftli inde zenginlik içinde yaflamay reddederek ülkenin sorunlar için baflkald ran birer kelebek oldular. Neden örgütlenmeliyiz? Tarihin nesneleri olmay tamamen durduramasak bile, tarihin özneleri olmam z gerek. (Freire) Kelebeklerin ömrü az olsa da bir evrimleflmeyi anlat r. T pk Mirabel kardefller gibi. Onlar ailelerinin çiftli inde zenginlik içinde yaflamay reddederek ülkenin sorunlar için baflkald ran birer kelebek oldular. Mirabel kardefller, siyasal özgürlük için kararl l kla mücadele ederek Latin Amerika daki diktatör Rafael Leonidas Turijillo ya meydan okudular. Bu yüzden diktatörlük taraf ndan zulme u rayarak pek çok kez hapsedildiler ve en son olarak da 1960 y l nda arabalar ndan zorla indirilerek tecavüz ve iflkenceyle katledildiler. Sonras nda bu katliam kay tlara araba kazas olarak geçti y l nda Kolombiya da toplanan Latin Amerika Kad n Kurultay nda ülkelerindeki siyasal özgürlük için kararl l kla mücadele eden bu cesur kad nlar an s na 25 Kas m Kad na Yönelik fiiddete Karfl Uluslararas Mücadele Günü ilan edildi. Mirabel Kardefllerin katledilmesinin üzerinden 49 y l geçti. Bugün hâlâ kad nlar öldürülüyor. Hayat n her alan nda kad na yönelik fliddet devam ediyor. Biz kad nlar devlet fliddetine, aile içi fliddete, namus ad alt nda ifllenen cinayetlere, eme imizin sömürülmesine k sacas kad na yönelik fiziksel, cinsel, s n fsal, ulusal fliddete karfl ancak kad n dayan flmas n yükselterek, mücadele ederek yani örgütlenerek karfl durabilece imizi biliyoruz. *** Örgütlenmeliyiz çünkü ucuz iflgücü olarak çal flt r l - yor, her türlü afla lanmaya ve hakarete maruz kalarak sosyal güvencesiz ve düflük ücretlerle çal flt r l yoruz. Bursa da yanarak, Ceylanp nar da bo ularak can veriyoruz. Sadece birkaç küçük istatistik bile, dünyada ve ülkemizde iflçi ve emekçi kad nlar n karfl karfl ya oldu u tahakküm ve iki kat sömürü nün boyutlar üzerine bize fikir vermeye yetiyor. Kad nlar dünyada toplam çal flma saatlerinin üçte ikisini karfl lad klar halde dünya gelirinden sadece yüzde 10 pay al yorlar. Dünyada okuma yazma bilmeyenlerin yaklafl k üçte ikisi kad n. Türkiye de k rsal kesimde kad nlar, ücretsiz aile iflçisi olarak iflgücüne kat l yorlar. Kentte kad n n iflgücüne kat l m oran yüzde 14 iken k rsal kesimde bu oran, yüzde 48. Türkiye de sendikal kad n iflçilerin sendikal iflçiler aras ndaki oran yüzde 13. Emekçi kad nlar, ucuz iflgücü olma nitelikleri ve yeniden üretim alan olarak aile içinde üstlendikleri ifllev gere i sistemin vazgeçemeyece i bir dinami i temsil ediyor. Ayn nedenlerle, emekçi kad n kesimlerinin bir araya gelerek toplumsal bir muhalefet merkezi olarak örgütlenmesi, sistemin kendi toplumsal istikrar n sa lamada karfl karfl ya kalabilece i en önemli tehlikelerden biridir. Bu nedenle de bir dizi önlemle yaflamdan soyutlan r, politikaya yabanc laflt - r lmak isteniriz. Bilinçlenmemizin ve örgütlenmemizin önüne set çekilmek istenir. Buna sessiz kalmam z mümkün de il, çünkü biz kad nlar demokrasi mücadelesinin olmazsa olmaz bileflenlerinden biriyiz. *** Örgütlenmeliyiz çünkü belki flu anda dünya genelinde binlerce kad n efllerinden, babalar ndan dayak yiyor, afla - lan yor, kad n olman n bedelini ödüyor. Ya da flu anda bir kad n sokakta, okulda, iflyerinde, evde tacize u ruyor. Töre ad verilen cinayetlere kurban ediliyor. fiiddetin her

57 Yeni Demokrat Gençlik 55 türlüsünü, sömürünün katmerlisini yafl yor. *** Örgütlenmeliyiz, çünkü bugün hâlâ emperyalist savafllar sürüyor. Savafl n y k c sonuçlar ndan do rudan etkileniyoruz, bedenlerimiz savafl ganimeti gibi görülüyor. Savafl n sessiz suç orta, kurban, gönülsüz kahraman, ganimeti, esiri oluyoruz. Kad n n yüzü, savafl n dilsiz tan kl d r bir bak ma. Ac n n, kayg n n, çaresizli in iflaretleri okunabilsin diye kimileyin kirli bir kartpostal gibi elden ele gezdirilir. Kuca ndaki çocu u hayatta tutmak için oradan, cehennemin d flar bir ses s zd rmayan ba r ndan dünyaya bakan o yüz Dilsiz b rak l r z. Savafl, önce sözümüzü gasp eder. Seferberli in ilk kural kad n n dilini ba lamakt r. Daha sevdi- ini, çocu unu elinden almadan sözü dolafl mdan kald r l r. Dolay s yla savafl ilân edilmesiyle birlikte ilk tutsak al nan kad nd r. Hayat n her alan ndan sertçe sürgün ediliriz. Dünya silahlan rken biz silahs zland r l r z. Bize en ufak bir söz ve iktidar alan b rak lmaz. Bundan sonra çocu umuza sar l p titreyerek bir bafl m za hayat n yan nda durmaya çal fl r z. Kad nlar Madalyas z savafl gazileri. Ebedi rehineler. Dünya, her nefessiz kald nda onlar tafl yamaz oluyor sanki. Uygarl k maskeli efendiler, kad nlar rahatl kla rzlar na geçenin, eline teslim edebiliyor. *** Örgütlenmeliyiz çünkü popüler kültürün bir an durmaks z n kaynayan kazan nda kad na biçilen imge sürekli bir de iflim gösteriyor fakat kad n bedeni her daim meta olarak kullan l yor. Kad n bedeni üzerinden reytingler yap l yor. Geleneksel kad n rolünü (kocas n n sözünden ç kmayan, onun daya na erkektir döver de diyebilen, yuva yapan difli kufl, mutfa n kimseye kapt rmayan vs. gibi) pekifltirmek de medyan n önemli görevlerindendir. Bu rolün d fl na ç km fl olan kad nlar n bafl na gelenleri ise meflrulaflt ran bir anlay fl vard r. yi kad n-iyi anne, geleneksel ve feodal kal plar n içinde kalmaya özen gösteren kad nd r. Kad n ise toplumsal rolü ve kimli ine yabanc laflmakta; kendi bedeni ve kimli i erkek egemen sömürü düzeninin bir parças haline gelmektedir. Emekçi kad nlar n sorunlar na ise yer verilmez. Onlar en fazla kad n afla laman n dolgu malzemesidir, mizansenidir. *** Örgütlenmeliyiz çünkü biz kad nlar onun bunun anas, kar s, bac s, mal de iliz. Kendi hayat m zla ilgili kararlar sadece biz verebiliriz. Birilerinin bizim yerimize söz söyleme hakk yoktur. Kad n n gelece i hakk nda ahkâm kesenler konuflurken, yeflil alanlar n korunmas gibi konularda söz al rm fl tavr yla konufluyor. Söz konusu olan yaln zca temsil meselesi de il. Söz almak için elini kald ran kim olursa olsun tavr nda toplumsal varoluflu a r tehdit alt ndaki bir türün korunmas na yönelik stratejik önerilerini s - ralama hali var. Biz korunmaya muhtaç varl klar m y z? *** Örgütlenmeliyiz çünkü rkç söylemlerini dahi bizim üzerimizden dolafl ma sokuyorlar. Türk kad n tamlamas, hiç sorgulanmadan hayat m z n orta yerinde durmadan kullan l yor. Türk erke i diye bir gerçeklik olmad ndan de il. Sorunsallaflt r lmas gereken bir durum yok resmin bu yakas nda. Erkek, nas lsa her halükârda özne. Oysa Türk kad n her fleyden önce Türklük imgesi meselesinin anahtar. Cumhuriyet in güvencesi tablosunda ayd nl k gülüflleriyle mazbut ve gururlu poz vermeye zorlanan flehirli elit Türk kad n Eflinin gölgesinde uslu uslu dinlenmesi gereken. Kad n en ufak bir mahcubiyetin gölgesinde dinlenmeden bir aksesuar olarak, erke in yan nda duruflu ve fedakârl n n s n r yla tartan bu dil hayat m z n üstüne çökmüfl tespih flaklat yor. *** Üstünde mutluluk ve uygarl k pozlar vererek yaflad - m z dünyan n her yerinde kad nlar sömürülmeye devam ediliyor. Biz kad nlar n örgütlenmek için çok sebebi var. Egemenler de bunu bildikleri ve kad n n örgütlü gücünden korktuklar için sürekli gözalt koflullar alt nda yaflat l yoruz. Geliflmeden, uygarlaflmadan anlad m z da bu koflullar n görece hafifletildi i, kad nlara uygulanan a r uyum program n n baflar yla sonuçland r ld bir dünya hayalidir. Yani, Art k b raksak da bir yerlere gidemezler, hallerinden memnun görünüyorlar durumu. Ama bu sadece bir hayaldir! Tarih bizler için yaln z fliddete tan kl k etmedi, tarihimiz ayn zamanda mücadelenin ve baflkald r n n da tarihidir. U rad klar fliddet sonucu yaflamlar ellerinden al nan, hapsedilen, cezaland r lan kad nlar n yan nda, yüzlerce y ld r tüm bu bask ve sindirmeye direnerek tek kurtuluflun örgütlü mücadeleden geçti ini bilen, kad n dayan flmas n büyüten kad nlar n tarihidir. Marmara Üniversitesi nden bir YDG li

58 56 Yeni Demokrat Gençlik Merhaba sevgili kad n arkadafl m, Kabul etmeni, boyun e meni istediler çünkü Yaflad klar na ve bu yaflad klar n n nedeni olan kör olas düzene en ufak bir karfl ç k - fl na bile tahammülleri yok. Yani korkuyorlar senden, hem de çok korkuyorlar. Senin gücünü -sen bilmesen de- sana ezilmekten baflka bir fleyi reva görmeyenler biliyorlar. Sen de gücünü görmelisin, bunlar hak etmedi ini, daya n, sefaletin, tecavüzün- tacizin, ucuz ifl gücü olman n senin kaderin olmad n bilmelisin. Hani mektuplara bafllarken hal- hat r sorulur ya ben sana sormayaca m. Çünkü nas l oldu unu biliyorum. Senin yaflad klar n ben de yafl yorum. Biliyorum Daha do arken erkek de ilsin diye üzüldü ailen Utand senden Ve bu yüzden de ilk utanmay, yani ay p kavram n ö rettiler sana da. Daha çocuk yaflta- çocuklu unu yaflamad n- erkeklerin nefsi 9 kat daha güçlü diye kendini sak nman tembihlediler. Etraf ndaki erkekler de seni sadece bir kad n olarak görmeyi çoktan ö renmifllerdi bu kör olas düzenden. Tabi ki seni gözü gibi sak nan ailen okula gitmeyi de çok gördü sana. Sonra evlendirildin, belki de tan mad n bir yabanc yla Baban n ya da abinin kölesiyken, o yabanc n n kölesi oldun. Önce baba oca n n tutsa yd n, sonra kocan n, çocu unun yani kendi yuvan n tutsa oldun. Biliyorum Eve hapsedildin O hapsedildi in yuva da ev iflleri, çocuk bak m, yemek hep senin yükün. Evi çekip çevirme mücadelesi verirken kriz en çok senin olarak görülen tencereleri vuruyor. Ev iflleri o kadar senin s rt nda ki; boflanmak istesen kocana, yapaca- n hizmetten yoksun kalaca için tazminat ödemek zorunda b rak l yorsun. Eve sen çal fl p para getirsen bile evdeki iflleri kimin yapaca, çocu a kimin bakaca de iflmiyor. Biliyorum Dedim ya bazen çal flt n diye; ifl yerinde de patronunun kölesi oldun. fl yerinde de ezilen sensin. En az erkekler kadar ürettin, zor ifller yapt n ama az ücreti sen al yorsun. flten biri mi at lacak ilk sen ç kart l - yorsun. fl yerinde hakarete, emek fliddetine, hatta bazen tacize sen maruz kal yorsun. Biliyorum Her yerde sen de mal olarak görülüyorsun. Sat l yorsun çocuk yafl na bak lmadan Tecavüze, tacize u ruyorsun, ama tecavüzcün de il sen suçlan yorsun. Cinsel taciz korkusu yüzünden sokaklarda tek bafl na yürümeye korkuyorsun, otobüslerde tedirginsin. Biliyorum fiiddetin her türlüsüne maruz kald n. Küçükken dizini dövmek istemeyen babandan dayak yedin. Belki bir erke e bakt n, edepsizlik ettin ya da karfl ç kt n diye gözünün yafl na bakmad abin. Koca evinde de karn ndan s pa, s rt ndan sopa eksik edilmedi tabii ki. Hakaret, küfür sana reva görüldü. Hatta bazen o kadar büyük hata lar yapt n ki- mesela sevdi ine kaçt n- ölümü hak ettin sen. Biliyorum Tüm bunlar yaparken her fleyi ola an gösterdiler sana Kabul etmeni, boyun e meni istediler çünkü Yaflad klar na ve bu yaflad klar n n nedeni olan kör olas düzene en ufak bir karfl ç k fl na bile tahammülleri yok. Yani korkuyorlar senden, hem de çok korkuyorlar. Senin gücünü -sen bilmesen de- sana ezilmekten baflka bir fleyi reva görmeyenler biliyorlar. Sen de gücünü görmelisin, bunlar hak etmedi ini, daya n, sefaletin, tecavüzün- tacizin, ucuz ifl gücü olman n senin kaderin olmad n bilmelisin. Bizler yani seni senin kadar iyi bilenler, yani kad nlar; 25 Kas m Kad na Yönelik fiiddete Karfl Uluslararas Mücadele Günü etkinlikleri kapsam nda seni de sözünü/sözümüzü söylemeye ça r yoruz. Yaflad klar ndan, bu yaflad klar n n sorumlusu olan köhne düzenden hesap sorman n zaman geldi. Unutma yaflanacak güzel günler bizi bekliyor!!! Umutla, dirençle Ankara dan bir YDG okuru

59 Yeni Demokrat Gençlik 57 Ankara YDG Kad n Komisyonu Kuruldu Bir süredir kad n sorunu konusundaki politika üretememe, ilgisizlik vb. sorunlar aflma yönlü önümüze koydu umuz hedeflerden birisi de yerellerde kad n komisyonlar kurmak, bu komisyonlar arac l ile kitle faaliyeti yürütmek, kad n sorunu konusunda derinleflmenin ve politika üretmenin yerel ayaklar n örebilmekti. Ankara YDG olarak bu konuda mesafe kat etmekte uzun bir süre birçok alan m zda oldu u gibi zorland k. Baflta kad n sorununa gereken önemi vermedeki yetersizli imiz olmak üzere birçok eksi in sonucu olarak kad n komisyonumuzu kuramad k. Ancak bu eksikliklerimizi giderdi imiz oranda, kad n sorununa do al olarak kad nlar n çok ilgili oldu unu, kad n sorununa iliflkin çal flma yapman n bir ihtiyaç olarak kendisini gösterdi ini tespit ettik. Öncelikle aram zda çal flan, ev emekçisi, liseli, üniversiteli kad nlar n da oldu u genifl bir bileflen olarak topland k. Bu toplant da kad n sorununun hayat - m z n neresinde oldu u, bizim için önemi, kad n sorununun kökeni vs. üzerine genel tart flmalar yürüttük. 15 günde bir toplanma, güncel geliflmelere dair anda tepki gösterme vs. kararlar ald k. Ard ndan da üniversiteli kad nlar olarak bir toplant daha al p YDG kad n komisyonunu oluflturduk. 6 Kas m a dair neler yapabilece imizi tart flt k. Üniversiteli kad nlar olarak sözümüzü söylememizin önemli oldu u noktas nda karara vard k. Bu karar do rultusunda oluflturdu umuz somut pratiklerin hepsini gerçeklefltiremesek de YDG kad n komisyonu olarak da 6 Kas m çal flmas yapt k. Bu çal flmalar YDG li olan olmayan tüm arkadafllar n coflkulu bir flekilde sahiplenerek ortaya koymalar çok olumluydu. 25 Kas m a dair de flimdiden coflkulu bir flekilde çal flmalara bafllad k. Devrimci kad nlar olarak 25 Kas m da da tüm yoldafllar m zla birlikte alanlarda olmaya, var olan sömürü sisteminin ürünlerinden birisi olan baflta kad na yönelik fliddet olmak üzere; s n fsal, cinsel ulusal sömürüye, bask ya güçlü bir flekilde hay r demeye kararl y z. Ankara YDG Kad n Komisyonu ERKEK EGEMEN ANLAYIfiININ KALEMfiORLARINDAN M ZAH NC LER Erkek egemen sistemin, kad n n toplumsal konumu üzerinde yükselen bask s ve sömürüsü birçok yaz m zda belirtti imiz gibi yüzy llar bulan bir sürece yay lmaktad r. Bu sömürü birçok toplumsal süreçte öz itibar yla ayn kalsa da biçim olarak de ifliklikler göstermifltir ancak yine de o vahfli yönünü gizlememifl, gizlemeye ihtiyaç hissetmemifltir. Bu zihniyet, sömürüsünü ve zorbal n birçok araç kullanarak gerçeklefltirmektedir. Gerek e itim, sa l k alan ndaki uygulamalar; gerekse kitlelerin bilinçlerini buland rmada büyük önem arz eden medya, bu araçlar n bafll calar d r. Konumuz gere i daha çok üzerinde duraca m z konu bu araçlardan biri olan medya. Her gün görsel ve iflitsel medya alanlar nda, kad nlar n konu oldu u onlarca haber ç kmaktad r. Bu haberlerde tacize maruz kalan, dayak yiyen kad nlar n oldu u kadar magazin olarak adland r lan k s mlarda ise kad n bedeninin teflhir malzemesi olarak kullan ld yaz, resim vb. yer almaktad r. Bir yandan, bir gerçeklik olarak kad - na yönelik fliddet haber niteli inde verilirken ayn zamanda haberin biçimine ba l olarak fliddet yeni bir fliddete

60 58 Yeni Demokrat Gençlik dönüflüyor, ayn kad nlar tekrardan vuruyor. Di er yandan ise habere konu olana da okuyana da kad n n bir obje, bir meta oldu unu dayatma misyonu tafl yan magazinsel yaz lar yay nlan yor. Ayr ca televizyonlarda ve gazetelerde pek bilgili ve entelektüel kalemflorlar ve ayd nlar bu nadide görevi yerine getirmek için can at yor, bütün mizah(!) yeteneklerini sonuna kadar kullan yorlar. Bu konuya en son örnek geçti imiz ay sonuna do ru yafland. Akflam Gazetesi yazar Serdar Turgut un, gazetenin geçti imiz ayda ç kan say lar ndan birinde yay nlanan yaz s nda Ulusal Hareket ten tutal m da Maoistlere, yaz - m z n as l konusunu oluflturacak olan Rojin flahs nda tüm kad nlara, özelde Kürt kad nlar na yönelik çeflitli sald r larda bulunmufltu. Taciz içerikli, afla lay c ve yok say c kirli sözcüklerini büyük bir pervas zl kla dört bir yana savurmakla kalmay p, daha sonras nda gelen tepkilere cevaben özrü kabahatinden büyük aç klamalarda bulunarak yine ayn pervas zl göstermekten geri durmad. Serdar Turgut, PKK teröristi olmad ma piflman m bafll kl yaz s nda Sonra da da Öcalan n aç klamalar yla anlad m kadar yla arada bir toplu seks partileri de oluyor. Bunlara da mutlaka militan bir aktiflikle kat l rd m. Bugüne kadar hoflland m bir PKK l bir kad n henüz görmedim ama olsun. Da da bulamazsam da bir hücre oluflturup, flehri bas p Rojin i da a kald r verirdim olur biterdi. fleklindeki, insana pes dedirten pervas zl n doruklar nda dolaflan sözleri çeflitli tart flmalara konu oldu. Sarf edilen sözler bir yana yaln zca kendisi gibi midesi genifl bir camian n alg layabilece i yüksek düzeyde mizah yazar ndan bir kara mizah örne i oluflturmaktad r. Beklemedi i fliddette bir tepkiyle karfl lafl nca da özür dilemek zorunda kalan Turgut, kabahatinden beter bir özür dileyerek: Gülüp geçecek yerde o ma dur olmay tercih etti. sözleriyle as l kabahatin Rojin de oldu unu ve afla lanmay kendisinin tercih etti ini söyledi. Zaten bu denli yüksek mizahtan anlayamayan kara cahil halk m za davul zurna biçimindeki Rojin e seslenerek yazd güya özür yaz s, barda tafl rm fl olacak ki yine o camiadan olan midesi genifl Ertu rul Özkök ve H ncal Uluç flahsiyetlerinin Serdar Turgut a sahip ç k p, Rojin e tavsiyelerde bulunarak, olay n özünü çarp tmak için bir hayli u rafl içine girdiler, yazar n yüksek mizah anlay fl n övdüler. Öyle ya olay n bu kadar büyümemesi gerekirken mizahtan anlamayan bizler bofl yere k namaktay z Turgut u; zira bu durum haks zl k olmal yazar m za. Olay bu süreç içinde, yine pek dürüst medyam z; manfletlerine öyle bir üslupla tafl d ki olay n ba r nda tafl - d fliddet ve taciz, neredeyse daha masum kal yordu bahsini etti imiz yaz lardan. Serdar Turgut un seks kölesi Rojin, Serdar Turgut Rojin i Da a Kald r r m Dedi, vb. bafll klar görünce anlad k ki bu mizah türünden sadece kendileri d fl nda kalan ötekiler bihaber. Evet, bir de olay taciz olarak alg layanlar n zekâs ndan da flüphe ediyor bilirkiflimiz. Bu durumda Rojin in sordu u soru geliyor akl m za: Da a kald rmak, seks kölesi yapmak gibi a z salyal erkek edebiyat n n en ucube cümlelerini fütursuzca kullanmaya cesaret etmesinin nedeni benim Kürt olmam m hele de kad n olmam m d r?. Kesinlikle evet, Bay Turgut, bütün cesaretini, s rt n dayad emperyalist sistemden, asimilasyondan ve kad na yönelik fliddet politikalar ndan almaktad r. Devlet, statüko ve onun birtak m kraldan çok kralc kadrosu, halk n gözünde pek demokrat kesilen sözde ayd nlar söz konusu kad nlar n yaflad sorunlar oldu unda üç maymunu oynuyor, bilseler bile bilmezlikten geliyorlar. Oysa daha çok yeni, bir Emekçi Kad nlar Derne i üyesinin polis taraf ndan cinsel tacize u rad haberi. Öyle ya, bu örnek ma dur kiflinin ünlü bir kad n olmas ndan dolay bu kadar gündeme gelmifl, tart flma yaratm flt r. Ancak bizim pek bilgili ayd nlar m z bunlar duymuyor/duyam yor. Zira mizahtan bile anlamayan bizler yani ötekiler seslerimizi yeterince duyam yoruz. Onlar n ifli de çok duyabilmekle alakadar olmay nca bizlere daha çok ifl düflüyor. Devletin, Kürt ulusuna yönelik yürüttü ü imha, inkar ve tasfiye politikalar ayyuka ç km flken, sözde demokratikleflme sürecinde ifline gelmedi i anda körükledi i flovenist histerinin bir parças olarak görülmesi gereken bu durumdur. Burjuvazinin pek bir demokrasi havarisi gibi flifline flifline nutuklar çekti i bu süreçte dahi asl nda sald r lar n hiç geri çekmedi ini Ceylanlarda gördük biz. Biz cinsel fliddetle beraber s n fsal bask n n en büyük örneklerinden birini 25 Kas m 1960 da üç k z kardefl Patria, Minerva ve Maria n n Trujillo diktatörlü ü taraf ndan tecavüz edilerek katledilmesinde gördük. Çünkü bu kad nlar diktatörlü e karfl mücadele yürütüyorlard. Burjuvazi cesaretini sermayeden al yor olabilir ancak bu zulüm, bask, zorbal k devam ettikçe bizler de mücadelemizi ve direniflimizi meflrulu umuza yasl yoruz. Biliyoruz ki egemenler ve onlar n zihniyetini benimseyenler; iktidar ellerinde tuttukça hangi demokratik süreçten geçerse geçsin, sald r lar na ve sömürülerine son h z devam edeceklerdir. Ancak ezilen halklar n ve bilhassa kad nlar n mücadelesi de sürecek, her yeni solu umuzla güçlenecektir. Mersin YDG

61 Yeni Demokrat Gençlik 59 Komünist ustalardan ö renelim! MARKS ZM-LEN N ZM-MAO ZM N TAR H 20 Marksizm-Leninizm in Yeni Bir Aflamas Olarak Maoizm Marksizm in teori ve prati inde büyük bir s çramaya denk düflen Kültür Devrimi, dünyan n bütün devrimcileri için bir esin kayna olmufltu. Büyük Polemik zaman nda devrimci güçlerin bir ço u, Mao önderli indeki ÇKP nin devrimci çizgisi etraf nda kenetlenmifllerdi. Ancak dünya çap ndaki bu güçlerin, Maoizm i, Dünya Sosyalist Devriminin sorunlar na çözüm olabilecek nitelikte kabul etmeleri, esasen Kültür Devrimi yle beraber söz konusu olmufltur. Bu durum, 1969 da ÇKP IX. Kongre sinde Mao Düflüncesi, emperyalizmin toptan çöküfle do ru yol ald, sosyalizmin dünya genelinde zafere ilerledi- i ça n Marksizm-Leninizm idir. tespitinde cisimleflmifl bulunuyordu. flte bu dönemde, neredeyse dünyan n bütün ülkelerinde Marksizm-Leninizm-Maoizm temelli devrimci partiler kurulmaktayd. Mao nun uluslararas duruma iliflkin analizi, pratikte s nanarak kendisini kan tlamaya bafllam flt. Bir tarafta, Sovyetler Birli i, kapitalizmin restorasyonu sonras, dünyan n birçok yerinde sömürücü ve bask c emperyalist iliflkiler gelifltirerek dünya hegemonyas için ABD ile yar flan bir süper güç haline gelmiflti. Ayn s ralarda, emperyalizm 1973 le beraber fliddetli genel kriz sürecine girifl yapm fl bulunmaktayd. Di er tarafta ise, flüphesiz Mao nun da önceden belirtti i gibi, Asya, Afrika ve Güney Amerika ülkeleri gitgide dünya devriminin f rt na merkezleri haline geliyordu. Bu ülkelerdeki ulusal kurtulufl hareketlerinin pek ço u Maoizm in etkisiyle silahl mücadele yolunu tutmufllard. Komünist devrimciler de - ki, bir hayli zamand r uluslararas komünist hareket, içindeki revizyonist ak mlardan dolay felce u ram flt - uzun süreli halk savafl na giriflmekteydi. Bu durum, Mao nun ifadesiyle ahenk içindedir: Ülkeler ba ms zl k, uluslar özgürlük, halklar devrim istiyor. Marksizm-Leninizm in ulaflt bu yeni düzey -Maoizm- dünya tarihi aç s ndan muazzam bir önem arz etmektedir. Maoizm, uluslararas komünist hareketi, burjuvazinin en ciddi, en tehlikeli imha sald r lar ndan birinden, modern revizyonizmden korumufltu; dünya proletaryas ve ezilen halklara kurtulufl yolunu göstermiflti. Maoizm, ayr ca enternasyonal proletaryay kapitalizmin restorasyonuna karfl savaflmak için teorik ve pratik silahlarla donatmakla kalmam fl, proletaryan n dünya ge-

62 60 Yeni Demokrat Gençlik nelinde sahip oldu u sosyalist üslerden tamamen mahrum kalmas na da mani olmufltu. Devrimci Hareketlerin Uyan fl 60 lar n sonlar nda -yani, BPKD ve Maoizm in Marksizm-Leninizm in yeni bir aflamas olarak ortaya ç kt dönem- dünyan n birçok bölgesinde devrimci mayalanma süreci söz konusudur. Çin-Hindi ndeki devrimci savafl, ola anüstü askeri gücüne ra men ABD yi püskürtmeyi baflarm flt. flte bu süreçte, Üçüncü Dünya n n birçok bölgesinden devrimciler, modern revizyonizmden iliflkilerini keserek Maoizm rehberli inde silahl mücadele yolunu tutmaya bafllam flt -halen sürmekte olan Filipinler ve Hindistan daki silahl mücadeleler, iflte o sürecin birer ürünüdürler. Gerilla savafl yürütülen ulusal kurtulufl savafllar n n coflkusuna Latin Amerika n n baz bölgelerinde Guevarist ideolojiyle yola ç k lan silahl mücadelelerin coflkusu da dahil olmufltu. 60 sonlar nda, Çin-Hindi ndeki savafl ve özellikle de BPKD nin yaratt muazzam etkiye ba l olarak kapitalist dünyan n dört bir yan, kitlesel ö renci ve savafl karfl t eylemlere sahne olmaktayd. Bu eylemselli in bafl nda gelen May s 1968 Paris ö renci ayaklanmas tek bafl - na kalm yor, ö rencilerin isyan dalgas ABD ve Meksika dan talya ya, hatta Polonya, Çekoslovakya ve Yugoslavya ya dalga dalga yay l yordu. Ayr ca Üçüncü Dünya n n birçok yerindeki ö renci hareketlerini de etkiliyordu. Öte yandan ABD de Vietnam savafl na karfl protesto gösterileri, Avrupa n n büyük kentlerinde de nükleer silahlanma yar fl na ve savafla karfl bar fl hareketleri geliflmeye bafllam flt. ABD emperyalistleri, müttefiklerinin Vietnam a askeri birlik göndermemeleri tavr karfl s nda iyice yaln zlaflm flt. Bu hareketlerin etki gücü o kadar büyüktür ki, *1973 Yom Kippur Savafl nda srail e savafl uçaklar ve cephane gönderen ABD nin yan nda Portekiz ki, savafl öncesi faflist Salazar dönemi hakimdir - haricinde, Amerikal lara sahalar n açacak, yak t ikmal olana tan yacak baflkaca bir Bat Avrupal emperyalist yer almam flt r. Ö renci hareketlerini, Baflta talya ve Fransa olmak üzere Bat Avrupa ülkelerindeki sanayi iflçilerinin, ekonomik talepler temelinde de olsa gelifltirdikleri büyük mücadeleler izlemiflti. Uzun süreli ekonomik genifllemeyle birlikte emek verimlili ine ba l olarak üretimde art fl yaflanmas na ra men, toplam gelir içerisinde iflçi s - n f na düflen payda küçülme gerçekleflmiflti. Ücretlerin yükseltilmesi talepli gerçeklefltirilen devasa grev dalgas bütün emperyalist ülke ekonomilerini felce u ratm flt. 70 ortalar, yürütülen uzun süreli gerilla savafllar sonunda, uzun süredir ayakta kalabilmifl sömürge rejimlerinin sonuna tan kl k etmiflti. Böylece, tarih 1975 i gösterdi inde, ABD ve kuklalar, Vietnam, Kamboçya ve Laos tan defedilmiflti. Bilhassa 1974 Nisan nda gerçeklefltirilen darbeyle Portekiz sömürge imparatorlu unun çöküflünden sonra Afrika da Mozambik, Angola, Etiyopya, Kongo ve Benin de cumhuriyetler kuruldu. Ancak, bu devletlerin birço u yeni emperyalizmin-rus sosyal emperyalizminin kukla ve uflaklar olmakta gecikmeyecekti. Yaln z, göze çarpan bir istisna vard r: Gerçek komünist devrimciler K z Kmerler**- öncülü ündeki Kamboçya Ne var ki, Kamboçya da, Sovyet emperyalistlerinin buyru uyla hareket eden Vietnam taraf ndan istilaya u rayarak 1978 de ba ms zl n yitirdi. Dönemin Baz Sol Ak mlar 1956 SBKP XX. Kongresi nde Stalin e karfl, Kruflçev eliyle gerçeklefltirilen sald r lardan sonraki süreçte, Bat - n n birtak m komünist partilerinde ç kan kar fl kl k Marksizm i yeniden yorumlama denemelerine yol açm flt. New Left-Yeni Sol olarak an lan gruplar ilkin Fransa da 50 li y llar n sonlar nda, sonra Britanya da ve di er ülkelerde ortaya ç kt lar. Britanya da esas olarak New Review, University ve Left Review gibi dergilerde ortaya ç - kan bu gruplar daha sonra New Left Review de birlefltiler. Belirgin ve ortak bir uyumdan yoksun olan bu Yeni Sol ak m n bafll ca özelli i, Stalin i, Sovyetler ve Çin in Büyük Polemik teki pozisyonlar n berrak bir de erlendirmeye tabi tutmadan elefltiri yapmalar yd. Gel gelelim, bu genifl kategoride de erlendirilebilecek fikirler, Küba Modeli nin izleyicisi olan Latin Amerika hareketlerinin geliflmesi ve ayr ca altm fl sonlar ndaki dünyay sarsan ö renci ayaklanmalar ndan sonra halk aras nda oldukça ra bet görüyordu. Küba Devriminin al fl lmad k özelli i, onu Latin Amerika koflullar na uygun bir örnek olarak ele alan teorilerin ortaya ç kmas na neden olmufltu. Hatta öyle ki, Küba deneyiminden yola ç k larak baz temel Marksist-Leninist formülasyonlar n revize edilmesi giriflimi söz konusu olmufltu. Bu giriflimlerin bafl nda, devrimin liderleri

63 Yeni Demokrat Gençlik Fidel Castro ve Che Guevara ile birlikte ziyadesiyle bu çaban n içinde olan, Latin Amerika için devrim teorisi oluflturmaya çal flan, bir Frans z, Régis Debray bulunmaktayd. Marksizm e ayk r olan en temel husus, devrimin baflar yla tamamlanabilmesi için proletaryan n öncü bir partiye ihtiyaç duymas meselesi üzerineydi. Söz konusu Küba Devriminin liderleri Küba Komünist Partisi üyesi de illerdi. ktidar al nd ktan sadece iki buçuk y l sonra, Castro, eski Komünist Parti yi de içine alan Partido de la Revolucion Socialista (PRS) Sosyalist Devrim Partisi ni kurmufltu. Debray n dediklerine bak l rsa, Castro flu görüflü savunmaktayd : Öncüsüz bir devrim yoktur; bu öncü Marksist-Leninist bir parti olmak zorunda de ildir ve devrim yapmak isteyenler, bu partilerden ba ms z bir flekilde kendilerini öncü olarak kabul ettirmek hak ve ödeviyle karfl ya karfl yad r. 45 Bu anlay fl daha sonra, Debray taraf ndan halk ordusu ve parti meseleleriyle iliflkilendirilerek teorize edildi. O, silah n siyasete tabi olmas n n, Rusya ve Çin deki gibi komünist hareketlerin kök salamad ve ayn çizgide geliflim gösteremedi i Latin Amerika aç s ndan uygulanamaz oldu u kan s ndayd. Debray, Küba Devriminde gerilla gücünü partinin embriyon hali olarak nitelendirdi i teorisi için sars c yenilik ifadesini kullan yordu. O, halk ordusunun partinin nüvesi/çekirde i oldu una inan yordu. Önce ordu sonra parti... Gerilla kuvveti siyasi öncünün ilk biçimidir ve onun içinden gerçek bir parti do acakt r. Gerilla örgütlenmesini bütün örgütlenmelerin 61 merkezine ve üstüne koyan bu gerilla merkezcili i (foco)-(fokoculuk, ç.n.) anlay fl sürecin ana karakterini oluflturmaktad r. Debray, kurtulufl güçleri askeri piramidinin afla dan yukar ya do ru flekillendirildi i Vietnam koflullar n n Latin Amerika ya benzemedi ini, Latin Amerika da kurtulufl sürecinin bunun tam tersi olarak, yukar dan afla ya do ru örülece ini söylüyordu. Guevara taraf ndan propaganda edilip, Debray taraf ndan teorize edilen bu düflüncelerin pek ço u Marksist devrim düflüncesine ayk r l k teflkil ediyordu. Bu fikirler, tarihi, iyi organize olmufl askeri kahramanlara mal ediyor, kitlelerin devrimdeki rolünü küçümsüyordu. Debray, Mao nun tam tersine; gerillan n halkla iliflkisini, bal n suyla iliflkisi derekesinde ele al - yor, üç alt n kural formüle ediyordu: daimi uyan kl k, daimi güvensizlik, daimi yer de ifltirme. Dahas, ne Küba, ne de Latin Amerika aç s ndan s n f güçlerinin politik durumunu tespit etmeye çal flan bu analizler yaln zca askeri yöne yo unlaflm flt. Dolay s yla da, devrimin dostlar ve düflmanlar, birleflik cephe sorunu ve devrimin önderli i gibi temel meselelere iliflkin olarak do ru tespitlere ulaflmak mümkün olmamaktayd. Küba Devrimini örnek alarak Guevarist hatta yol almaya çal flan Latin Amerika daki gerilla hareketlerinin birço u baflar s z oldu. (Guevara, bir baflka gerilla savafl nda, Bolivya da yaflam n yitirdi.) Bu hareketlerden en çok bilineni olan Armed Forces of the Colombian Revolution (FARC)-(Kolombiya Devrimi Silahl Kuvvetleri, ç.n.) mücadelesi bugün bile sürmektedir. Üstelik Guevara ve Debray n iflçi s n f n n öncü rolünü ihmal eden teorileri, s n f d fl kategorilerin, gençli in ve ö renci gençli in devrimci potansiyelinin, iflçi s n f ve köylülü e k yasen üstünlü ünü ispatlad görüntüsünü veren altm fl sonlar ndaki ö renci ayaklanmalar ndan sonra daha faz- 60 sonlar nda, Çin-Hindi ndeki savafl ve özellikle de BPKD nin yaratt muazzam etkiye ba l olarak kapitalist dünyan n dört bir yan, kitlesel ö renci ve savafl karfl t eylemlere sahne olmaktayd. Bu eylemselli- in bafl nda gelen May s 1968 Paris ö renci ayaklanmas tek bafl na kalm yor, ö rencilerin isyan dalgas ABD ve Meksika dan talya ya, hatta Polonya, Çekoslovakya ve Yugoslavya ya dalga dalga yay l yordu.

64 62 Yeni Demokrat Gençlik la tutulmufltu. Ekonomi-politik sahan n ba ml teorisyenleri de Marksist teoriyi temelden revize etmeye kalk flan dönemin baflkaca bir teoriysen grubu olarak öne ç km fllard r. Bunlar aras ndan en çok bilinenleri André Gunder Frank, Emmanuel Aligerhi ve Samir Amin dir. Onlar sömürünün kayna n üretimde de il da t mda görüyorlard ve bunun nedeni, onlar n tan m yla eflitsiz mübadele idi. Emperyalizm, sömürge ve yar -sömürge gibi tan mlar da terk ederek dünya kapitalizminde merkez ve çevre tan mlar ndan bahsetmekteydiler. Onlar, emperyalizmin, sömürge ülkelerde kapitalizm öncesi iliflkileri muhafaza etti ini kabul etmiyor bunun yerine çevrenin ba ml kapitalizmlerinde kapitalist iliflkilerin geliflti i tespitinde bulunuyorlard. Deng Revizyonizmi ve Bütün Sosyalist Üslerin Kayb 1976 da Mao nun ölümünden sonra, parti içinde kalan kapitalist yolcular kurnaz reviyonist Deng Tsiao-ping liderli inde bir darbe düzenleyerek, güya merkezi temsil eden Hua Kuo-feng in sembolik önderli inde partinin kontrolünü ele geçirdiler.* Mao nun da s kl kla dile getirdi i gibi siyasal kontrolün revizyonistlerin eline geçmesi proletaryan n sosyalist üslerini yitirmesi anlam na gelecekti. Ayn s ralarda Arnavutluk Emek Partisi önderli i de oportünist çizgiye kaym fl ve Mao yu küçük burjuva devrimcisi olarak yans tmaya bafllayarak Maoizm e karfl sald r ya geçmiflti. K z l Kmerler, Kamboçya da iktidar ellerinde tutmalar na ra men, devrimin iç ve d fl düflmanlar na karfl sürekli bir mücadele içerisinde oldular, savafl n tahrip etti i ekonominin can al c sorunlar - n n henüz gün yüzüne ç kt bir süreçte kendi düzenlerini sa lamlaflt rmaya çal fl rken, Sovyetlerin arka ç kt Vietnam Ordusu na yenik düfltüler. Böylece, dünyan n hiçbir yerinde proletaryan n dayanaca ve enternasyonal proletarya için sosyalist üs rolünü üstlenebilecek bir devlet iktidar kalmam flt. Çin de Kültür Devriminin kazand büyük zaferlere ra men daha fazla sürdürülmeye ihtiyaç vard. Asl nda revizyonistlerin zaferi bir bak ma, Mao nun 1967 A ustos unda söyledi i sözleri do rular nitelikteydi: Bu Büyük Proleter Kültür devrimi sadece bir bafllang çt r; gelecekte bunu say s z defa gerçeklefltirmek kaç n lmazd r. Devrim içinde çözmemiz gereken sorunlar uzunca bir tarihsel süreci gerektirecektir. E er bir fleyleri tamamen çözemezsek, ileride bir baflka zaman kapitalist restorasyonun vuku bulmas mümkün olacakt r. 46 flte bu beflinci dönem ( ) Dünya Sosyalist Devrimi öznelerinin emsalsiz kay plarla karfl laflt bir dönem oldu. Döneme çok güçlü bir sosyalist devlet kurmakla giren enternasyonal proletarya, dönem sonuna geldi inde sosyalizmin son kalesini -Çin i- yitirmiflti. Emperyalist sistem 1974 itibariyle yeni ve son derece fliddetli krizlerle bo uflmas na ra men, enternasyonal proletaryan n sübjektif güçleri az msanmayacak derecede zay flam fl ve dolay s yla emperyalist krizin yaratt avantajlardan kâfi derecede yararlanamam flt. Yine de, bu dönem büyük bir ideolojik zafere tan kl k etmiflti. Tarihinin en tehlikeli sald r s -modern revizyonizm ve kapitalist restorasyon sald r s - karfl s nda Marksizm bizzat mücadele prati i içerisinde kendini ileriye tafl yarak dinamizmini kan tlam flt. Marksizm, ideolojik olarak kendisini yok etmeye yönelen sald r lar n etkin bir flekilde üstesinden gelmesine ra men, sosyalist üsler yitirilmifltir. Vaziyet umutsuzmufl gibi görünebilir ama Marksizm ideolojik çözüm sa lama yetisini kan tlam flt. Büyük Polemik te, BPKD de çözüm üreten Marksizm ilerleyerek yeni bir aflamaya girmiflti: Marksizm-Leninizm-Maoizm. O, art k MLM olarak enternasyonal proletarya rehberlik eden bilim ve ideolojiydi. *** * flaretli cümle içinde geçen merkez mefhumu, orijinal metinde centrist olarak geçmektedir. Bu kavram n kullan lma amac, partideki iki ana çizgiye de ayn mesafede olma durumunu ifade etmektir. ç.n. Notlar 45. Régis Debray, Devrim çinde Devrim mi?, ng. bask, sy 96, 46. Mao, Seçme Eserler Cilt IX, ng. bask, sy *1973 Yom Kippur Savafl : Savafl n ad n ald Yom Kippur, Musevilik te Musevi Takvimi nin ilk ay olan Tiflri ay n n 10. gününde yaklafl k 26 saat boyunca tutulan büyük oruç. Ekim ay na denk gelir. -ç.n. **Khmer Rouge: K z l Kmerler, 1975 te gerilla savafl yla iktidar ele geçiren, Kamboçya Komünist Partisi nin silahl kolu olarak kabul edilir. -ç.n. Devam edecek Bu yaz dizisi Hindistan da bas lan Marksizm-Leninizm-Maoizm in Tarihi adl kitaptan çevrilmektedir.

65 Yeni Demokrat Gençlik 63 B E L L E K Taraf net bir sanatç : Enver Gökçe yana olmas, yani k sacas toplumsall düflüncesidir. Gerek dünyada gerekse de ülkemizde tam da sanat n toplumsall düflüncesinden yola ç karak tarafl bir üretim içerisine giren ve üretti ini ezilen s n f n hizmetine sunan birçok sanatç bulunmaktad r. Kimisinin ömrü hapishanelerde, kimisininki sürgünlerde geçmifltir, ancak onlar eme in sanat n icra etmekten, mücadele alanlar nda oldu u kadar sanat alan nda da militan ç k fllar yapmaktan geri durmam fllard r. Toplumsal kurtulufl mücadelesinden ayr düflmeyen birçok yazar, müzisyen, sinema sanatç s, flair yetiflmifltir yaflad m z topraklarda. Ve tüm bunlar içersinde içinden geçti imiz günler aç s ndan biraz daha özel olan bir tanesi var. O üretmifl, fliirlerinde yaflama dair her fleyi ifllemifl, daha da ötesi yaflam, ayn zamanda yaflam n fliirlefltirmifltir. Hayat tüm yönleriyle seveceksiniz. yilik kötülükleriyle, pisli iyle, fakat seveceksiniz. Suyunu, da- n, topra n, çevreyi de, hayat n kendisi kadar her fleyini seveceksiniz. Bunu sevdi iniz sürede, bunlar yap tlar n za geçirebildi iniz ölçüde büyük ve yol gösterici olacaks n z. Sanat, özgür bir gelecek mücadelesi yolunda, eflit bir insanl a ulaflma, yeni bir kültür ve insan yaratma u rafl içersinde büyük öneme sahip olan üstün bir araçt r. Mao Yoldafl n da belirtti i gibi, s n f düflmanlar n yenmek için sadece silahl bir orduya sahip olmak yetmemekte, saflar birlefltirebilmek için mutlaka bir kültür ordusuna da sahip olmak gerekmektedir. Kültürü flekillendirme yolunda en etkili silahlardan bir tanesi de hiç kuflkusuz kapsad tüm dallar yla birlikte sanatt r. Ancak sanat, s n fl toplumlarda hangi s n f n ellerinde vücut buldu una göre de de erlendirilmek zorundad r. Çünkü sanat n hangi mücadele içerisinde üstün bir araç olabilece i buradan ileri gelir. Sanat s n fl toplumlarda k saca çift cephelidir denilebilir. Böylesi durumlarda s n flar aç s ndan sanat n bir yönü, sanat n sanat yapma ad na gerçekleflece i düflüncesiyken di er ve esas olan yönü ise ezilen s n ftan nsan nas l yaflarsa öyle düflünür. Yani düflüncesini onun sosyal hayat ve sosyal prati i belirler... Bu sözleriyle düflüncesini ve düflüncesinden do ru hayat bulan eylemlerini somutlaflt rm flt r Enver Gökçe. O nun eylem ve düflünce bütünlü ünü somutlayan esas fley ise elbette ki hayat olmufltur. Enver Gökçe yaflam boyunca kalemini, düflünü kurdu u yar nlar için bir silah olarak kullanm flt r ve onun m sralar na emekçi halk m z n öfkesi, özlemleri ve atefli düflmüfltür. Ve Gökçe bir s n f n, ezilen s n f n sanatç s olma tavr n her daim korumufltur. Enver Gökçe aç s ndan bir sanat eseri meydana getirebilmek için öncelikli olarak o esere giydirilecek bir k - l f olmak zorundad r ve bu k l f elbette ki toplumsal bir k l ft r. Ortaya ç kart lacak eser bir s n f n yaflam mücadelesinde flekillenmeli, o s n f n hamuru ile yo rulmal d r ki gene o s n f n mücadele azmini ve kudretini ortaya koyabilsin, Gökçe alt na imza att bütün eserlerinde bu perspektif ile hareket etmifltir y l nda do an Enver Gökçe kendi anlat mlar nda da geçti i üzere ya murlu bir günde köyünden ayr l-

66 64 Yeni Demokrat Gençlik m fl, birçok il gezdikten sonra Ankara ya gelmifltir. Yine kendi anlat m yla ilkokul s ralar ndan üniversite s ralar - na okuma ve yazmaya ilgisi hep vard r ve edebiyata lise y llar nda merak salm flt r. Üniversite y llar nda geçimini sa lamak üzere çal flt bir dergi ile birlikte çevresi genifllemifl ve ayn dönemde fliir yazmaya da bafllam flt r. Ben flairim, halklar n emrinde, kolunda, saf nda. Sat rlar m vard r kahraman, sat rlar m vard r c l z, cesur ve s tmal O gün iki fley vard ortada benim için. Bir yanda GAR P hasta sanat anlay fl ; di er yanda dinamik halk edebiyat n n yüzü. Bunlar karfl karfl ya getirilince ben elbette ki kendi s n f mdan gelme halk ozanlar ndan taraft m. Böyle diyordu Enver Gökçe l y llarda, yaz m - z n giriflinde de bahsetti imiz sanata bak fl aç lar ndaki de iflikliklerin biraz daha net ortaya ç k fl yla birlikte geliflen durumu, O gün iki fley vard ortada benim için. Bir yanda GAR P hasta sanat anlay fl ; di er yanda dinamik halk edebiyat n n yüzü. Bunlar karfl karfl ya getirilince ben elbette ki kendi s n f mdan gelme halk ozanlar ndan taraft m sözleri ile aç klam flt r daha sonralar ve sanat anlay fl n n toplumdan soyutlanmaya bafllad bu dönemde s n fsal bir tav r alm flt r. Yaflam n n ilerleyen y llar nda, geçmiflte tohumlar n att devrimci kiflili i ise daha da güçlenmifltir. Hayat n n her döneminde edebiyat ile ilgilenen Gökçe nin toplumsal mücadeleye katk lar sadece edebiyat alan nda da olmam flt r. Pratik anlamda da anti-faflist ve anti-emperyalist mücadelenin içersinde bulunmufltur. Enver Gökçe toplumsal mücadelenin yükseldi i y llarda özgürlü ü ilk k s tlananlar aras nda da yer alm flt r y l nda ülke genelinde TKP lilere yap lan tutuklamalarda tutuklanm fl, uzun süren iflkenceli hapislik y llar yaflam flt r. Hapsedilmesinin nedeni ise komünizm propagandas yapmakt r. Uzun y llar hapis yatan Gökçe nin fliirleri içerideyken daha kendine has bir özelli e sahip hale gelmifltir. Bu y llarda yazd fliirler hapisli in getirilerinden olsa gerek kendini okuyana daha bir hissettirir olmufltur ki kendi fliirlerinde de vurgulad gibi onu flair eden bu y llard r. çerideyken yazd birçok fliire bugün ne yaz k ki ulafl lamamaktad r ancak O, ç kt - günden sonra da üretimine devam etmifltir. Yazmak istediklerine bugün ulaflamamam z n nedeni ise 19 Kas m 1981 y l nda yaflama büyük bir tebessüm ile veda etmesidir. Kardeflçe bir hayat için yola düflen ve bu yol u runa mücadeleye oldu u kadar kalemine de sar lan, sanat na, halk n n yaflad ac lardan, sevinçlerden, öfkelerden yola ç karak yaflam vermeye çal flan ve bu u rafl içerisinde az msanmayacak bir baflar ya sahip olan bir flairdir Enver Gökçe. Yaflam boyunca yaflad n yazan ve yazd - gibi yaflayan, yaflad iyi kötü her fleyi severek yaflayan, buradan do ru yol göstermeye çal flan bir sanatç, kendi deyimiyle s n f edebiyat yapan bir de erdir. Enver Gökçe bir sanatç n n gerçek sorumlulu u olan halk hissetmeyi ve onunla birlikte savaflmay hiç akl ndan ç - kartmam flt r. Hisleri ve savafl da oldu u gibi dizelerine yans m flt r Gel günlerim gel de dol. Gel Ayd nl m, zmirlim, Gel aslan m Mamak tan Erzincan dan Kemah tan. Düflmanlar selam ister, gözden, gezden, arpac ktan

67 Yeni Demokrat Gençlik GELECEĞİ AYDINLATANLARA Ey karanlığı aydınlatanlar ey amansızlığa yürüyenler ölümü sevda bilip ölüme gidenler başınız dik yüreğiniz inançla dolu. Sizleri yaşatmak Domuz gribinde sağlık çığırtkanlığı yapıp GDO ürünlerine sessiz kalmak... mücadelenizi yükseltmek için bizler de ölümü sevda bilip gelenlerdeniz. Kimimiz işçi, kimimiz köylü, bil cümle emekçileriz yürüyoruz düşenlerimizin aydınlığında. Düşenlerimizin aydınlığı sönmeyecek devrimci direniş sönmedikçe DERSİM DEN BİR YDG Lİ

68 25 Kasım Mücadele Günü nde alanlara... Uluslararası Kadına Yönelik Şiddete Karşı

Militan, devrimci bir gençlik hareketi için Örgütlenelim

Militan, devrimci bir gençlik hareketi için Örgütlenelim Aylık Siyasi Gençlik Dergisi * Sayı: 148 * Kasım 2009 *Fiyatı: 2 TL * ISSN: 1302-7506 Militan, devrimci bir gençlik hareketi için Örgütlenelim YDG 4. Konferansı 5-6 Aralık ta İzmir de 8 Kasım Kadıköy Istanbul

Detaylı

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM ÜN TE V SOSYAL TUR ZM Bu ünitede turizmin çeflitlerinden biri olan sosyal turizmi daha ayr nt l bir flekilde ö renip, ülkemizdeki sosyal turizmin geliflimi hakk nda bilgiler edinece iz. Ç NDEK LER A. S

Detaylı

Türk Üniversite Mezunlar Birli i, Makedonya

Türk Üniversite Mezunlar Birli i, Makedonya 287 MAKEDONYA E T M S STEM NDE TÜRKLER N KADRO SORUNU VE GET R LEN ÖNER LER Bayramali LUfi Türk Üniversite Mezunlar Birli i, Makedonya Genel olarak Makedonya ve Nüfus Da l m Güneybat Avrupa da Balkan yar

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Kuruluş : 27 Ekim 1989 Adres : Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Kampüsü Dikimevi - Ankara Tel : 363 03 26-363 03 27 ANKARA ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar Hmfl. Sevgili GÜREL Emekli, Ac badem Sa l k Grubu Ac badem Hastanesi, Merkezi Sterilizasyon Ünitesi, STANBUL e-posta: sgurkan@asg.com.tr H

Detaylı

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi Otomasyon Sistemleri E itiminde Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi Murat Ayaz Kocaeli Üniversitesi Teknik E itim Fakültesi, Elektrik E itimi Koray Erhan Kocaeli Üniversitesi, Teknoloji Fakültesi,

Detaylı

GAZİANTEP İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARLARI PROJE YÜRÜTÜCÜLERİ TOPLANTISI

GAZİANTEP İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARLARI PROJE YÜRÜTÜCÜLERİ TOPLANTISI GAZİANTEP İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARLARI PROJE YÜRÜTÜCÜLERİ TOPLANTISI TÜBİTAK 4006 BİLİM FUARI NEDİR? Yarışma ortamı olmadığı için öğrencilerimizin üzerindeki baskı kaldırılarak

Detaylı

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR 3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR 423 424 3. Salon Paralel Oturum XII - Sorular ve Cevaplar OTURUM BAfiKANI (Ali Metin POLAT) OTURUM BAfiKANI - Gördü ünüz gibi son derece demokratik bir yönetim

Detaylı

NTERNET ÇA I D NAM KLER

NTERNET ÇA I D NAM KLER Mustafa Emre C VELEK NTERNET ÇA I D NAM KLER www.internetdinamikleri.com STANBUL-2009 Yay n No : 2148 letiflim Dizisi : 55 1. Bas m - stanbul - Haziran 2009 ISBN 978-605 - 377-066 - 4 Copyright Bu kitab

Detaylı

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar,

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar, Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar, Orman ve Su İşleri Bakanımız Sn. Veysel Eroğlu nun katılımları ile gerçekleştiriyor olacağımız toplantımıza katılımlarınız için teşekkür ediyor,

Detaylı

14- TMMOB/ODALARI, SENDİKALAR VE DİĞER DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİYLE İLİŞKİLER, EYLEM VE ETKİNLİKLER

14- TMMOB/ODALARI, SENDİKALAR VE DİĞER DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİYLE İLİŞKİLER, EYLEM VE ETKİNLİKLER 14- TMMOB/ODALARI, SENDİKALAR VE DİĞER DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİYLE İLİŞKİLER, EYLEM VE ETKİNLİKLER 23 dönem Çalışma Programında; Oda etkinliklerinin TMMOB örgütlülüğü ile ilişkilendirilerek ortak alanlar

Detaylı

HAM PUAN: Üniversite Sınavlarına giren adayların sadece netler üzerinden hesaplanan puanlarına hem puan denir.

HAM PUAN: Üniversite Sınavlarına giren adayların sadece netler üzerinden hesaplanan puanlarına hem puan denir. YGS / LYS SÖZLÜĞÜ OBP (ORTA ÖĞRETİM BAŞARI PUANI): Öğrencinin diploma notunun diğer öğrencilerin diploma notlarına oranıdır. En az 100 en çok 500 puan arasında değişen bu değer, öğrencinin başarısı okulun

Detaylı

ÇINAR KOLEJ Ö RENC LER Ç N RENKL B R DÜNYA

ÇINAR KOLEJ Ö RENC LER Ç N RENKL B R DÜNYA ÇINAR KOLEJ Ö RENC LER Ç N RENKL B R DÜNYA B üyükçekmece deki yeni kampüsünü e itim ve ö retime açan, anas n f, ilkö retim, anadolu ve fen liselerini içeren Ç nar Koleji 32 bin metrekarelik alana kurulu

Detaylı

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Müsteşarlığı. Sayı : B.O8.0.MÜB.O.37.02.00/ 1174 11/06/2007

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Müsteşarlığı. Sayı : B.O8.0.MÜB.O.37.02.00/ 1174 11/06/2007 1 GENELGE 2007 / 54 İlgi : a) Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı İlköğretim ve Orta Öğretim Kurumlarında Burs, Parasız Yatılılık ve Sosyal Yardımlar Yönetmeliği, b) Millî Eğitim Bakanlığına Bağlı Okul Pansiyonları

Detaylı

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI PERSONEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NE

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI PERSONEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NE Sayı :2010/800/ 25.11.2010 Konu : Yönetici ve Öğretmenlerin Ders ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Kararla ilgili görüşlerimiz hk. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI PERSONEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NE İlgi: 9.11.2010 gün ve

Detaylı

dan flman teslim ald evraklar inceledikten sonra nsan Kaynaklar Müdürlü ü/birimine gönderir.

dan flman teslim ald evraklar inceledikten sonra nsan Kaynaklar Müdürlü ü/birimine gönderir. TÜB TAK BAfiKANLIK, MERKEZ VE ENST TÜLERDE ÇALIfiIRKEN YÜKSEK L SANS VE DOKTORA Ö REN M YAPANLARA UYGULANACAK ESASLAR (*) Amaç ve Kapsam Madde 1- Bu Esaslar n amac ; Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araflt

Detaylı

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz? CO RAFYA GRAF KLER ÖRNEK 1 : Afla daki grafikte, y llara göre, Türkiye'nin yafl üzerindeki toplam nufusu ile bu nüfus içindeki okuryazar kad n ve erkek say lar gösterilmifltir. Bin kifli 5. 5.. 35. 3.

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları I Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları II Yay n No : 2056 Hukuk Dizisi : 289 1. Bas Kas m 2008 - STANBUL ISBN 978-975 - 295-953 - 8

Detaylı

TMMOB EH R PLANCILARI ODASI TRABZON UBES III. DÖNEM (2014-2016) ÇALI MA PROGRAMI

TMMOB EH R PLANCILARI ODASI TRABZON UBES III. DÖNEM (2014-2016) ÇALI MA PROGRAMI TMMOB EH R PLANCILARI ODASI TRABZON UBES III. DÖNEM (2014-2016) ÇALI MA PROGRAMI I. KURUMSALLA MA VE ÖRGÜTLENMEN N GEL LMES Trabzon ubesi nin kurumsal ve örgütlenme yap güçlendirerek daha etkin ve verimli

Detaylı

BİTLİS EREN ÜNİVERSİTESİ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ ÖZEL YETENEK SINAVI YÖNERGESİ

BİTLİS EREN ÜNİVERSİTESİ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ ÖZEL YETENEK SINAVI YÖNERGESİ BİTLİS EREN ÜNİVERSİTESİ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ ÖZEL YETENEK SINAVI YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 - (1) Bu

Detaylı

Fevzi Pafla Cad. Dr. Bar fl Ayd n. Virgül (,) 2. Baz k saltmalar n sonuna konur.

Fevzi Pafla Cad. Dr. Bar fl Ayd n. Virgül (,) 2. Baz k saltmalar n sonuna konur. 2. Baz k saltmalar n sonuna konur. Dr. Bar fl Ayd n Fevzi Pafla Cad. 3. Say lardan sonra s ra bildirmek için konur. Sonucu ilân ediyorum: 1. Ali, 2. Kemal, 3. Can oldu. Hepsini tebrik ederim. Virgül (,)

Detaylı

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir. ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir. ARISTO 88 ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE 1. KONU 213 say l Vergi Usul Kanunu nun (VUK) 142, 143,

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar ATILIM ÜNİVERSİTESİ KALİTE GÜVENCESİ YÖNERGESİ Amaç BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Madde 1 Bu Yönergenin amacı Atılım Üniversitesinin eğitim-öğretim ve araştırma faaliyetleri ile idarî

Detaylı

MESLEK ÖRGÜTLÜLÜ ÜMÜZDE 20 YILI GER DE BIRAKIRKEN

MESLEK ÖRGÜTLÜLÜ ÜMÜZDE 20 YILI GER DE BIRAKIRKEN MESLEK ÖRGÜTLÜLÜ ÜMÜZDE 20 YILI GER DE BIRAKIRKEN Yahya ARIKAN* Meslek yasam z n 20. y l n geride b rak rken,yeniliklerle dolu bir süreci yaflamaktay z. Toplumsal yaflamda ve meslek yaflam m zda sosyal

Detaylı

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi : 2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ Anayasa nın 49. Maddesi : A. Çalışma Hakkı ve Ödevi Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek,

Detaylı

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac Ders 3: SORUN ANAL Z Sorun analizi nedir? Sorun analizi, toplumda varolan bir sorunu temel sorun olarak ele al r ve bu sorun çevresinde yer alan tüm olumsuzluklar ortaya ç karmaya çal fl r. Temel sorunun

Detaylı

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Genel Esaslar Amaç Madde 1- (1)Bu

Detaylı

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü 07.03.2012 06:18

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü 07.03.2012 06:18 http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/03/201203... 1 of 5 6 Mart 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28225 Atatürk Üniversitesinden: YÖNETMELİK ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ ASTROFİZİK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Detaylı

ç kar lmas için çal flt klar n ifade eden Türk, Her geliflinizde Baflkent OSB nin sürekli de iflti ini göreceksiniz dedi.

ç kar lmas için çal flt klar n ifade eden Türk, Her geliflinizde Baflkent OSB nin sürekli de iflti ini göreceksiniz dedi. 4 Ankara- Baflkent OSB, bir ilk i daha gerçeklefltirdi. Kooperatif olarak örgütlenip, daha sonra organize sanayi bölgesine dönüflen OSB ler aras nda genel kurulunu yapan ilk kurulufl oldu. Sanayi ve Ticaret

Detaylı

Planetaryum: üç boyutlu bir dünya

Planetaryum: üç boyutlu bir dünya Planetaryum: üç boyutlu bir dünya Türkçe de Gezegenevi ya da Uzay Tiyatrosu fleklinde adland r lan Planetaryum, özel bir projektör arac l yla gökyüzü simulasyonlar n n bir kubbeye yans t ld üç boyutlu

Detaylı

TMMOB NfiAAT MÜHEND SLER ODASI ANKARA fiubes. KURULTAY SEKRETERYAS N N AÇ L fl KONUflMAS LKER GÜNDEZ

TMMOB NfiAAT MÜHEND SLER ODASI ANKARA fiubes. KURULTAY SEKRETERYAS N N AÇ L fl KONUflMAS LKER GÜNDEZ TMMOB NfiAAT MÜHEND SLER ODASI ANKARA fiubes KURULTAY SEKRETERYAS N N AÇ L fl KONUflMAS LKER GÜNDEZ MO Ö renci Üye Kurultay 2004 12 E itimde Eflitsizlik ve Yabanc laflma lker GÜNDEZ Kurultay Sekreteryas

Detaylı

e-bülten STANBUL B LG ÜN VERS TES LET fi M FAKÜLTES REKLAMCILIK BÖLÜMÜ ADWORKERS YEN AJANS VE MÜfiTER LER YLE DD ALI!

e-bülten STANBUL B LG ÜN VERS TES LET fi M FAKÜLTES REKLAMCILIK BÖLÜMÜ ADWORKERS YEN AJANS VE MÜfiTER LER YLE DD ALI! 2007 3 ADWORKERS YEN AJANS VE MÜfiTER LER YLE DD ALI! stanbul Bilgi Üniversitesi Reklamc l k Bölümü 4. s n f ö rencilerinden oluflan AdWorkers reklam ajans, Türkiye nin önde gelen reklam ajanslar yla birlikte

Detaylı

30 > 35. nsan Kaynaklar. > nsan Kaynaklar Yönetimi > Personel E itimleri > Personel Otomasyonu

30 > 35. nsan Kaynaklar. > nsan Kaynaklar Yönetimi > Personel E itimleri > Personel Otomasyonu 30 > 35 nsan Kaynaklar > nsan Kaynaklar Yönetimi > Personel E itimleri > Personel Otomasyonu > nsan Kaynaklar Personele Göre fl De il, fle Göre Personel. stanbul Büyükflehir Belediyesi, Personele Göre

Detaylı

BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ PEDAGOJİK FORMASYON EĞİTİMİ SERTİFİKA PROGRAMINA İLİŞKİN YÖNERGE. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ PEDAGOJİK FORMASYON EĞİTİMİ SERTİFİKA PROGRAMINA İLİŞKİN YÖNERGE. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ PEDAGOJİK FORMASYON EĞİTİMİ SERTİFİKA PROGRAMINA İLİŞKİN YÖNERGE BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1- (1) Bu Yönergenin amacı; Talim ve Terbiye Kurulu'nun

Detaylı

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ Önlisans ve Lisans Düzeyinde Yurtdışından Öğrenci Başvuru ve Kayıt Kabul Yönergesi

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ Önlisans ve Lisans Düzeyinde Yurtdışından Öğrenci Başvuru ve Kayıt Kabul Yönergesi HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ Önlisans ve Lisans Düzeyinde Yurtdışından Öğrenci Başvuru ve Kayıt Kabul Yönergesi Dayanak Madde 1- Bu yönerge, Hacettepe Üniversitesi ne yurt dışından öğrenci kabulü kriterlerini

Detaylı

LE LG L YÖNETMEL KLER N DE ERLEND R LMES TOPLANTISI YAPILDI

LE LG L YÖNETMEL KLER N DE ERLEND R LMES TOPLANTISI YAPILDI Haberler 4857 SAYILI fi KANUNU LE LG L YÖNETMEL KLER N DE ERLEND R LMES TOPLANTISI YAPILDI 14 May s 2004 tarihinde Sendikam z Binas Mesut Erez Konferans Salonunda 4857 Say l fl Kanunu le lgili Yönetmeliklerin

Detaylı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,

Detaylı

Amacımız Fark Yaratacak Makine Mühendisleri Yetiştirmek - OAIB Moment Expo

Amacımız Fark Yaratacak Makine Mühendisleri Yetiştirmek - OAIB Moment Expo Sayfa 1 / 6 OCAK 2016 SAYI: 92 Gelişen teknolojiye ayak uydurabilen, teknik bilgi ve becerilere sahip fark yaratacak lider makine mühendisleri yetiştirmek üzere yola çıktıklarını belirten MEF Üniversitesi

Detaylı

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER I MURAT YÜKSEL FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER III DR. MURAT YÜKSEL Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ö retim Görevlisi FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER IV Yay

Detaylı

T.C ATAŞEHİR ADIGÜZEL MESLEK YÜKSEKOKULU

T.C ATAŞEHİR ADIGÜZEL MESLEK YÜKSEKOKULU T.C ATAŞEHİR ADIGÜZEL MESLEK YÜKSEKOKULU 2015-2016 EĞİTİM ve ÖĞRETİM YILI MERKEZİ YERLEŞTİRME PUANIYLA YATAY GEÇİŞ İŞLEMLERİ (EK MADDE-1 E GÖRE) ve BAŞVURULARI Yükseköğretim Kurumlarında Ön lisans ve Lisans

Detaylı

25 Nisan 2016 (Saat 17:00 a kadar) Pazartesi de, postaya veya kargoya o gün verilmiş olan ya da online yapılan başvurular kabul edilecektir.

25 Nisan 2016 (Saat 17:00 a kadar) Pazartesi de, postaya veya kargoya o gün verilmiş olan ya da online yapılan başvurular kabul edilecektir. Sıkça Sorulan Sorular Başvuru Başvuru ne zaman bitiyor? 25 Nisan 2016 (Saat 17:00 a kadar) Pazartesi de, postaya veya kargoya o gün verilmiş olan ya da online yapılan başvurular kabul edilecektir. Bursluluğun

Detaylı

G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl

G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl 220 ÇEfi TL ADLARLA ÖDENEN C RO PR MLER N N VERG SEL BOYUTLARI Fatih GÜNDÜZ* I-G R fi G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl Primi,Has lat Primi, Y l Sonu skontosu)

Detaylı

Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif

Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif Dr. Yeflim Toduk Akifl Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif flirket birleflmeleri ve sat nalmalar, türkiye deki küçük iflletmelerden, dev flirketlere kadar her birinin gündeminde olmaya devam

Detaylı

www.besiktas.com.tr Günlük Kent Gazetesi 4/c'yi de kaldır!.. cümlelerine yer verildi. Basın açıklamasında özetle; Kamuda çalıştırlan

www.besiktas.com.tr Günlük Kent Gazetesi 4/c'yi de kaldır!.. cümlelerine yer verildi. Basın açıklamasında özetle; Kamuda çalıştırlan 11 NİSAN 2013 0 212 260 23 60-0 212 260 52 29 %50 ye varan indirimler 4/C'lilerin eylemi TÜRK Büro-Sen öncülüğünde, 4/C'lilerin haklarının iadesi amacıyla ülke çapında eylemler düzenlenmeye başlatıldı.

Detaylı

4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari

4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari 4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari Mustafa CER T* I. G R fi Bu yaz da 1479 say l yasaya göre yafll l l k, malullük ve ölüm

Detaylı

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ 12 NİSAN 2013-KKTC DR. VAHDETTIN ERTAŞ SERMAYE PIYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ Sayın

Detaylı

2. Projelerle bütçe formatlar n bütünlefltirme

2. Projelerle bütçe formatlar n bütünlefltirme 2. Projelerle bütçe formatlar n bütünlefltirme Proje bütçesi haz rlarken dikkat edilmesi gereken üç aflama vard r. Bu aflamalar flunlard r: Kaynak belirleme ve bütçe tasla n n haz rlanmas Piyasa araflt

Detaylı

MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ GEÇİN DEN ÖZEL AÇIKLAMALAR

MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ GEÇİN DEN ÖZEL AÇIKLAMALAR MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRÜ GEÇİN DEN ÖZEL AÇIKLAMALAR YAZ KURSLARI BAŞLIYOR Bodrum İlçe Milli Eğitim Müdürü Emin Geçin, basın mensuplarına yeni eğitim ve öğretim çalışmaları konusunda açıklamalarda bulundu. Toplantıya,

Detaylı

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R?

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R? HAKEMS Z YAZILAR MAL PART T ME ÇALIfiMALARDA DENEME SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R? I. Girifl: Erol GÜNER * Sürekli bir ifl sözleflmesi ile ifle giren iflçi, ifli, iflvereni ve iflyerindeki iflçileri tan

Detaylı

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman Ö RETMEN ÖZ DE ERLEND RME FORMU K fi L K ÖZELL KLER flimi seviyorum. Sab rl y m. Uyumluyum. fl birli ine aç m. Güler yüzlüyüm. yi bir gözlemciyim. yi bir planlamac y m. Çocuklara, ailelere, meslektafllar

Detaylı

BOLVADİN AYFER-CEYLAN EMET FEN LİSESİ 2014-2015 ÖĞRETİM YILI BRİFİNG DOSYASI

BOLVADİN AYFER-CEYLAN EMET FEN LİSESİ 2014-2015 ÖĞRETİM YILI BRİFİNG DOSYASI BOLVADİN AYFER-CEYLAN EMET FEN LİSESİ 2014-2015 ÖĞRETİM YILI BRİFİNG DOSYASI 1 BOLVADİN AYFER-CEYLAN EMET FEN LİSESİ 2014-2015 ÖĞRETİM YILI BRİFİNG DOSYASI GENEL BİLGİLER Okul Kodu : 974794 Okul Adı :

Detaylı

29 Ocak 2015 Senato Sayı : 123 YÖNERGE

29 Ocak 2015 Senato Sayı : 123 YÖNERGE 29 Ocak 2015 Senato Sayı : 123 YÖNERGE GÜMÜġHANE ÜNĠVERSĠTESĠ EĞĠTĠM KOMĠSYONU YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak Amaç MADDE 1- (1) Bu yönergenin amacı, Eğitim Komisyonu nun yetki ve sorumluluklarına

Detaylı

Yeni Sınav Sistemi (TEOGES) Hakkında Bilgilendirme

Yeni Sınav Sistemi (TEOGES) Hakkında Bilgilendirme Yeni Sınav Sistemi (TEOGES) Hakkında Bilgilendirme 8. SINIF Sevgili Ö renciler, SBS nin kald r lmas ile bunun yerine yaz l s navlar n merkezî bir uygulamayla yap lmas n esas alan bir sistem getirilmifltir.

Detaylı

DENKLİK İŞLEMLERİ. A-Meslekî ve Teknik Eğitim Yönetmeliğine Göre; Meslekî ve Teknik Eğitimde Belge, Sertifika ve Diplomaların Denkliği

DENKLİK İŞLEMLERİ. A-Meslekî ve Teknik Eğitim Yönetmeliğine Göre; Meslekî ve Teknik Eğitimde Belge, Sertifika ve Diplomaların Denkliği DENKLİK İŞLEMLERİ 3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanunun 35.maddesi ile verilen denklik yetkisi çerçevesinde; A-Meslekî ve Teknik Eğitim Yönetmeliğine Göre; Meslekî ve Teknik Eğitimde Belge, Sertifika ve Diplomaların

Detaylı

AKSARAY ÜNİVERSİTESİ. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

AKSARAY ÜNİVERSİTESİ. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar AKSARAY ÜNİVERSİTESİ ÖNLİSANS VE LİSANS DÜZEYİNDEKİ PROGRAMLAR ARASINDA YATAY GEÇİŞ ESASLARINA İLİŞKİN YÖNERGE Amaç ve Kapsam MADDE 1 BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Bu Yönergenin amacı,

Detaylı

Türk İşaret Dili sistemi oluşturuluyor

Türk İşaret Dili sistemi oluşturuluyor Türk İşaret Dili sistemi oluşturuluyor Ekim 14, 2011-2:43:35 Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, ''Bedensel, işitme ve görme özürlüler kendi içinde sınava tabi tutulacak. 2012 yılının ilk çeyreğinde

Detaylı

YENİLENEBİLİR ENERJİDE EĞİTİM

YENİLENEBİLİR ENERJİDE EĞİTİM YENİLENEBİLİR ENERJİDE EĞİTİM Enerjinin Önemi Enerji, Dünyamızın en önemli ihtiyaçlarından biridir. Türkiye nin son otuz yılda enerji talebi yıllık ortalama %8 artış göstermiştir.ülkemiz elektrik enerjisinin

Detaylı

YEDİNCİ KISIM Kurullar, Komisyonlar ve Ekipler

YEDİNCİ KISIM Kurullar, Komisyonlar ve Ekipler YEDİNCİ KISIM Kurullar, Komisyonlar ve Ekipler Kurul, komisyon ve ekiplerin oluşturulması MADDE 107- (1) Okullarda, eğitim, öğretim ve yönetim etkinliklerinin verimliliğinin sağlanması, okul ve çevre işbirliğinin

Detaylı

SOSYAL GÜVENL K REHBER. SSK BAfiKANLI I

SOSYAL GÜVENL K REHBER. SSK BAfiKANLI I SOSYAL GÜVENL K REHBER Resul KURT SSK BAfiKANLI I Sigorta Müfettifli Hüseyin FIRAT SMMM SMMMO Baflkan Yard mc s MAYIS 2005 1 Yönetim Merkezi ve Yaz flma Adresi: SMMMO Kurtulufl Caddesi No: 152 Kurtulufl

Detaylı

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1. GİRİŞ Odamızca, 2009 yılında 63 fuara katılan 435 üyemize 423 bin TL yurtiçi fuar teşviki ödenmiştir. Ödenen teşvik rakamı, 2008 yılına

Detaylı

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar 24 Mart 2016 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 29663 YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin

Detaylı

Mehmet TOMBAKO LU* * Hacettepe Üniversitesi, Nükleer Enerji Mühendisli i Bölümü

Mehmet TOMBAKO LU* * Hacettepe Üniversitesi, Nükleer Enerji Mühendisli i Bölümü Nükleer Santrallerde Enerji Üretimi ve Personel E itimi Mehmet TOMBAKO LU* Girifl Sürdürülebilir kalk nman n temel bileflenlerinden en önemlisinin enerji oldu unu söylemek abart l olmaz kan s nday m. Küreselleflen

Detaylı

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı. Filistin ile yatıp, Gazze ile kalkıyoruz.

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı. Filistin ile yatıp, Gazze ile kalkıyoruz. - Günlük siyaset acının üstünü nasıl örter? - Gazze yi ve Filistin i içselleştirmek yerine farz olarak görenlerin destansı trajik hali - BM Genel Sekreteri, AKP Kadın Kolları ve Hrant Dink Ortak paydası

Detaylı

MESLEK MENSUBU KURUMLAfiMA PROJES YOL HAR TASI

MESLEK MENSUBU KURUMLAfiMA PROJES YOL HAR TASI MESLEK MENSUBU KURUMLAfiMA PROJES YOL HAR TASI 33 34 1 Projenin Tan t m ve Proje Kat l mc Baflvurusu SMMMO Yönetim Kurulu nca onaylanan SMMMO Meslek Mensubu Kurumsallaflma Projesi Fizibilitesi Ve Yol Haritas

Detaylı

I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler

I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler I. EIPA Lüksemburg ile İşbirliği Kapsamında 2010 Yılında Gerçekleştirilen Faaliyetler 1. AB Hukuku ve Tercüman ve Çevirmenler için Metotlar Eğitimi (Ankara, 8-9 Haziran 2010) EIPA tarafından çeşitli kamu

Detaylı

Genel Yay n S ra No: 178 2010/20. Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen / Av. Coflkun Ongun

Genel Yay n S ra No: 178 2010/20. Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen / Av. Coflkun Ongun Genel Yay n S ra No: 178 2010/20 ISBN No: 978-605-5614-56-0 Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen / Av. Coflkun Ongun Tasar m / Uygulama Referans Medya ve Reklam Hiz. Ltd. Tel: +90.212 347 32 47 e-mail: info@referansajans.com

Detaylı

PROMOSYON VE EfiANT YON ÜRÜNLER N GEL R VE KURUMLAR VERG S LE KATMA DE ER VERG S KANUNLARI KARfiISINDAK DURUMU

PROMOSYON VE EfiANT YON ÜRÜNLER N GEL R VE KURUMLAR VERG S LE KATMA DE ER VERG S KANUNLARI KARfiISINDAK DURUMU PROMOSYON VE EfiANT YON ÜRÜNLER N GEL R VE KURUMLAR VERG S LE KATMA DE ER VERG S KANUNLARI KARfiISINDAK DURUMU Aytaç ACARDA * I G R fi flletmeler belli dönemlerde sat fllar n artt rmak ve iflletmelerini

Detaylı

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının bağlantıları kontrol edilir. Güz ve Bahar dönemindeki

Detaylı

YÖNTEM 1.1. ÖRNEKLEM. 1.1.1. Örneklem plan. 1.1.2. l seçim ölçütleri

YÖNTEM 1.1. ÖRNEKLEM. 1.1.1. Örneklem plan. 1.1.2. l seçim ölçütleri BÖLÜM 1 YÖNTEM Bu çal flma 11, 13 ve 15 yafllar ndaki gençlerin sa l k durumlar ve sa l k davran fllar n saptamay hedefleyen, kesitsel tan mlay c ve çok uluslu Health Behavior in School Aged Children,

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SENATO KARAR ÖRNEĞİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SENATO KARAR ÖRNEĞİ Karar Tarihi : 07/07/2014 Toplantı Sayısı : 392 Karar Sayısı : 3304 ANKARA ÜNİVERSİTESİ SENATO KARAR ÖRNEĞİ 3304- Yönetmelik Komisyonu tarafından incelenen, Ankara Üniversitesi Burs Yönergesi taslağının

Detaylı

T ürk Gelir Vergisi Sisteminde, menkul sermaye iratlar n n ve özellikle de

T ürk Gelir Vergisi Sisteminde, menkul sermaye iratlar n n ve özellikle de KURUMLARDAN ELDE ED LEN KAR PAYLARININ VERG LEND R LMES VE BEYANI Necati PERÇ N Gelirler Baflkontrolörü I.- G R fi T ürk Gelir Vergisi Sisteminde, menkul sermaye iratlar n n ve özellikle de flirketlerce

Detaylı

Mesle imizin ve hukuk devletinin teminat olan genç avukatlara arma and r. stanbul Barosu SEM Yürütme Kurulu

Mesle imizin ve hukuk devletinin teminat olan genç avukatlara arma and r. stanbul Barosu SEM Yürütme Kurulu Mesle imizin ve hukuk devletinin teminat olan genç avukatlara arma and r. stanbul Barosu SEM Yürütme Kurulu Cumhuriyeti ve onun gereklerini yüksek sesle anlat n z. Bunu yüreklere yerlefltirmek için elveriflli

Detaylı

MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES

MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES Ahmet AKIN / TÜRMOB Yönetim Kurulu Üyesi 387 388 Genel Oturum III - Meslek Mensuplar Aç s ndan Türkiye Denetim Standartlar n

Detaylı

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç: Madde 1. (1) Bu yönergenin amacı, İstanbul Kemerburgaz Üniversitesinin önlisans, lisans ve lisansüstü

Detaylı

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Siirt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama

Detaylı

Genel Yay n S ra No:148 2009/14 Cep Kitapl : XLV. Yay na Haz rlayan Av. Celal Ülgen - Av. Coflkun Ongun. Kapak Can Eren

Genel Yay n S ra No:148 2009/14 Cep Kitapl : XLV. Yay na Haz rlayan Av. Celal Ülgen - Av. Coflkun Ongun. Kapak Can Eren Genel Yay n S ra No:148 2009/14 Cep Kitapl : XLV ISBN No: 978-99-44-234-22-1 Yay na Haz rlayan Av. Celal Ülgen - Av. Coflkun Ongun Kapak Can Eren Tasar m / Uygulama Referans Ajans Tel: +90.212 347 32 47

Detaylı

SİİRT ÜNİVERSİTESİ 2015 MALĠ YILI. Döner Sermaye ĠĢletme Müdürlüğü FAALĠYET RAPORU

SİİRT ÜNİVERSİTESİ 2015 MALĠ YILI. Döner Sermaye ĠĢletme Müdürlüğü FAALĠYET RAPORU SİİRT ÜNİVERSİTESİ 2015 MALĠ YILI Döner Sermaye ĠĢletme Müdürlüğü FAALĠYET RAPORU Ocak 2016 1 SUNUġ Siirt Üniversitesi Döner Sermaye İşletmesi Yönetmeliği 14.10.2008 tarih ve 27024 sayılı Resmî Gazetede

Detaylı

Ö renim Protokolü

Ö renim Protokolü 21 3.3. Ö renim Protokolü ve Kay t Süreci 3.3.1. Ö renim Protokolü Ö renim Protokolü bölüm baflkan veya onun görevlendirdi i bölüm koordinatörü dan flmanl nda ö renci taraf ndan haz rlanan ve de iflimi

Detaylı

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi K lavuz Notlar Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi 1.0 Girifl 1.1 Bir de erlemenin gözden geçirilmesi, tarafs z bir hüküm ile bir De erleme Uzman n n çal flmas n

Detaylı

a) Birim sorumluları: Merkez çalışmalarının programlanmasından ve uygulanmasından sorumlu öğretim elemanlarını,

a) Birim sorumluları: Merkez çalışmalarının programlanmasından ve uygulanmasından sorumlu öğretim elemanlarını, NİĞDE ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu yönetmeliğin amacı, Niğde Üniversitesine bağlı olarak kurulan

Detaylı

MOTORLU TAfiIT SÜRÜCÜLER KURSLARINDA KATMA DE ER VERG S N DO URAN OLAY

MOTORLU TAfiIT SÜRÜCÜLER KURSLARINDA KATMA DE ER VERG S N DO URAN OLAY MOTORLU TAfiIT SÜRÜCÜLER KURSLARINDA KATMA DE ER VERG S N DO URAN OLAY brahim ERCAN * 1- GENEL B LG : Motorlu tafl t sürücüleri kurslar, 5580 say l Özel Ö retim Kurumlar Kanunu kapsam nda motorlu tafl

Detaylı

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ PEDAGOJİK FORMASYON EĞİTİMİ SERTİFİKA PROGRAMINA İLİŞKİN USUL VE ESASLAR

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ PEDAGOJİK FORMASYON EĞİTİMİ SERTİFİKA PROGRAMINA İLİŞKİN USUL VE ESASLAR T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ PEDAGOJİK FORMASYON EĞİTİMİ SERTİFİKA PROGRAMINA İLİŞKİN USUL VE ESASLAR Amaç BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar MADDE 1: (1) Bu Usul ve Esasların amacı; Dokuz

Detaylı

TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE

TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE Prof. Haberal dan Yeni Bir Uluslararas At l m: TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE Dünyan n dört bir yan ndan yüzlerce biliminsan Prof. Dr. Mehmet Haberal taraf ndan kurulan Türk Dünyas Transplantasyon

Detaylı

Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL

Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL D ü n y a Ü n i v e r s i t e l e r S e r v i s i Lima Bildirgesi AKADEM K ÖZGÜRLÜK VE YÜKSEK Ö RET M KURUMLARININ ÖZERKL BAfiLANGIÇ nsan Haklar Evrensel Beyannamesinin 40. y ldönümünde 6-10 Eylül tarihleri

Detaylı

BAŞÇİFTLİK İLÇE MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ KAMU HİZMETLERİ STANDARDI

BAŞÇİFTLİK İLÇE MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ KAMU HİZMETLERİ STANDARDI BAŞÇİFTLİK İLÇE MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ KAMU HİZMETLERİ STANDARDI Sıra No HİZMETİN ADI İSTENEN BELGELER HİZMETİN TAMAMLANMA SÜRESİ 1 Hizmet Cetveli Dilekçe 1 İŞ GÜNÜ 2 Diploma Kaydının Çıkarılması Dilekçe,

Detaylı

.. 95. Çeviren: Dr. Almagül sina

.. 95. Çeviren: Dr. Almagül sina .. 95 Türkiye ile Kazakistan: Karfl l kl Kazan mlara Dayal Bir flbirli i Bektas Mukhamejanov * Çeviren: Dr. Almagül sina Kazakistan ba ms zl n kazand ndan itibaren, d fl politika stratejisinde çok yönlü

Detaylı

SUR RAPORU 2 ARALIK 2017

SUR RAPORU 2 ARALIK 2017 SUR RAPORU SUR Ç 1939 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU SUR Ç 1952 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU SUR Ç 2006 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU SUR Ç 2009 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU SUR Ç 2012 HAVA FOTO RAFI SUR RAPORU KORUMA

Detaylı

256 = 2 8 = = = 2. Bu kez de iflik bir yan t bulduk. Bir yerde bir yanl fl yapt k, ama nerde? kinci hesab m z yanl fl.

256 = 2 8 = = = 2. Bu kez de iflik bir yan t bulduk. Bir yerde bir yanl fl yapt k, ama nerde? kinci hesab m z yanl fl. Bölünebilme B ir tamsay n n üçe ya da dokuza tam olarak bölünüp bölünmedi ini anlamak için çok bilinen bir yöntem vard r: Say - y oluflturan rakamlar toplan r. E er bu toplam üçe (dokuza) bölünüyorsa,

Detaylı

Bu doğrultuda ve 2104 sayılı Tebliğler dergisine göre Türkçe dersinde şu işlemlerin yapılması öğretmenden beklenir.

Bu doğrultuda ve 2104 sayılı Tebliğler dergisine göre Türkçe dersinde şu işlemlerin yapılması öğretmenden beklenir. Kök Kavramı Örneklerle Konu Anlatımı 1 TÜRKÇE DERSİNDE ATATÜRKÇÜLÜK 2104 sayılı Tebliğler dergisinde yayımlanan Temel Eğitim ve Orta Öğretim Kurumlarında Atatürk İlke ve İnkılaplarının Öğretim Esasları

Detaylı

YÖNET M KURULU RAPORU

YÖNET M KURULU RAPORU YÖNET M KURULU RAPORU De erli Ortaklar m z, fiirketimizin 37. Ortaklar Genel Kurulu na hofl geldiniz. Hepinizi sayg ve sevgi ile selaml yorum. Yaflad m z geliflmeler ile, ülkemiz 2004 y l nda s k s k dünyan

Detaylı

Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz.

Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz. Olas l k Hesaplar (I) Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz. Örne in tavla ya da kâ t oyunlar oynarken. ki kap ya üstüste birkaç kez gele atmayan tavlac görmedim hiç. fianss zl

Detaylı

EK 2 ORTA DOĞU TEKNĐK ÜNĐVERSĐTESĐ SENATOSU 2011 YILI ÖSYS KONTENJANLARI DEĞERLENDĐRME RAPORU

EK 2 ORTA DOĞU TEKNĐK ÜNĐVERSĐTESĐ SENATOSU 2011 YILI ÖSYS KONTENJANLARI DEĞERLENDĐRME RAPORU EK 2 ORTA DOĞU TEKNĐK ÜNĐVERSĐTESĐ SENATOSU 2011 YILI ÖSYS KONTENJANLARI DEĞERLENDĐRME RAPORU Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 1995 yılından bu yana, hazırladığı ve titizlikle uygulamaya çalıştığı Stratejik

Detaylı

Farkl alanlarda çal flmalar n sürdüren firmam z n bafll ca faaliyet alanlar ;

Farkl alanlarda çal flmalar n sürdüren firmam z n bafll ca faaliyet alanlar ; FARK n zolsun Bir DPAK Prestij Torbalar DPAK File Torbalar DPAK Bantl Torbalar Etiketler Etiketli Çuvallar Rulo Etiketler Üzüm Torbalar Sebze Torbalar Koliler Tüp File ve Extrude File çeflitleri Hakk m

Detaylı

MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ELEMANLARININ YURTİÇİ VE YURTDIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ

MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ELEMANLARININ YURTİÇİ VE YURTDIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ELEMANLARININ YURTİÇİ VE YURTDIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ MART 2016 MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ELEMANLARININ YURTİÇİ VE YURTDIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ BİRİNCİ

Detaylı

T.C. a) Ortaö retim Kurumlar Sorumluluk S navlar Öncesi Ö retmenler Kurulu Toplant ve 03 Eylül 2012 Pazartesi

T.C. a) Ortaö retim Kurumlar Sorumluluk S navlar Öncesi Ö retmenler Kurulu Toplant ve 03 Eylül 2012 Pazartesi a) Ortaö retim Kurumlar Sorumluluk S navlar Öncesi Ö retmenler Kurulu ve Zümre Ba kanlar n 03 Eylül 2012 Pazartesi 1 b) Orta Ö retim Kurumlar Zümre Toplant lar ve Y ll k Planlar n Haz rlanmas 04-07 Eylül

Detaylı

BELGES Z MAL BULUNDURULMASI VEYA H ZMET SATIN ALINMASI NEDEN YLE KDV SORUMLULU U

BELGES Z MAL BULUNDURULMASI VEYA H ZMET SATIN ALINMASI NEDEN YLE KDV SORUMLULU U BELGES Z MAL BULUNDURULMASI VEYA H ZMET SATIN ALINMASI NEDEN YLE KDV SORUMLULU U Cengiz SAZAK* 1.G R fi Bilindi i üzere Katma De er Vergisi harcamalar üzerinden al n r ve nihai yüklenicisi, (di er bir

Detaylı

T.C. ÜNĠVERSĠTESĠ EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ DEKANLIĞI.. BÖLÜM BAġKANLIĞINA. Üniversitesi,.. Fakültesi, Anabilim Dalı. numaralı

T.C. ÜNĠVERSĠTESĠ EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ DEKANLIĞI.. BÖLÜM BAġKANLIĞINA. Üniversitesi,.. Fakültesi, Anabilim Dalı. numaralı T.C. UŞAK UġAK ÜNİVERSİTESİ ÜNĠVERSĠTESĠ EĞİTİM FAKÜLTESİ EĞĠTĠM FAKÜLTESĠ DEKANLIĞI. BÖLÜM BAġKANLIĞINA Üniversitesi,.. Fakültesi, Anabilim Dalı. numaralı sınıf (normal/ikinci öğretim) öğrencisiyim. 201-201

Detaylı

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ Savaş AYBERK, Bilge ALYÜZ*, Şenay ÇETİN Kocaeli Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü, Kocaeli *İletişim kurulacak yazar bilge.alyuz@kou.edu.tr, Tel: 262

Detaylı

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i I DR. NA L YILMAZ HEMfiEHR K ML Kastamonulular Örne i II Yay n No : 2039 Sosyoloji : 1 1. Bas - Ekim 2008 - STANBUL ISBN 978-975 - 295-936 - 1 Copyright Bu kitab n Türkiye deki yay n haklar BETA Bas m

Detaylı

2008 1. Çeyrek Finansal Sonuçlar. Konsolide Olmayan Veriler

2008 1. Çeyrek Finansal Sonuçlar. Konsolide Olmayan Veriler 2008 1. Çeyrek Finansal Sonuçlar Konsolide Olmayan Veriler Rakamlarla Halkbank 70 y l Kooperatif ve KOB kredilerinde 70 y ll k tecrübe ve genifl müflteri taban Halkbank n rekabette kuvvetli yönleridir.

Detaylı