T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İKTİSAT ANABİLİM DALI İKTİSAT POLİTİKASI BİLİM DALI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İKTİSAT ANABİLİM DALI İKTİSAT POLİTİKASI BİLİM DALI"

Transkript

1 1 T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İKTİSAT ANABİLİM DALI İKTİSAT POLİTİKASI BİLİM DALI DÜNYA PETROL VE DOĞAL GAZ PİYASASINDA TÜRKİYE NİN ENERJİ KORİDORU OLMASININ İKTİSADİ ETKİLERİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Aslıhan BOYBAŞI Danışman Prof. Dr. Müslüme NARİN ANKARA

2 2

3 3 T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İKTİSAT ANABİLİM DALI İKTİSAT POLİTİKASI BİLİM DALI DÜNYA PETROL VE DOĞAL GAZ PİYASASINDA TÜRKİYE NİN ENERJİ KORİDORU OLMASININ İKTİSADİ ETKİLERİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Aslıhan BOYBAŞI Danışman Prof. Dr. Müslüme NARİN ANKARA

4 4

5 i ÖZET BOYBAŞI, Aslıhan. Dünya Petrol ve Doğal Gaz Piyasasında Türkiye nin Enerji Koridoru Olmasının İktisadi Etkileri, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, Tarihte büyük güçlerin yükselişlerine katkısı olan en önemli üretim girdisi enerjiye sahiplik, var olan kaynakları devlet veya şirketler eliyle yönetme, dünya siyasal ve ekonomik düzenini belirleyen ülkeler olma konumunu beraberinde getirmektedir. Enerjiye sahip olmanın yarattığı bu sonuç, devletlerin; dünyada sadece belli bölgelere dağılan, tüketimleri hala en yoğun olan petrol ve doğalgazı elde etmek ve bu kaynakları yönlendirmek için mücadele etmelerine sebep olmaktadır. Türkiye, gelişmekte olan ülke niteliğiyle enerji kaynaklarına yüksek oranda bağımlılığı bakımından dezavantajlı ülkeler konumundadır. Enerji tüketiminin en yoğun olduğu bölgeler ile enerji arz bölgeleri arasında sahip olduğu özel jeopolitik konumu sebebiyle bahsedilen olumsuz durumunu enerji boru hatlarıyla avantaja çevirebilecek olan Türkiye, güçlü dünya ülkeleri için enerji arz bölgelerinde yaşanan hareketlenmeler sebebiyle de önem arz etmektedir. Türkiye enerjide kendisine biçilen koridor olma rolüyle elde edeceği sosyo-ekonomik faydaları faaliyete geçirilen veya planlanan ham petrol ve doğalgaz boru hatlarıyla maksimize edebilecek avantaja sahiptir. Ham petrol ve doğalgaz boru hatlarının geçtiği veya geçeceği Türkiye nin hem kriz ülkesi olmaması düşüncesi hem de dünya genelinde sahip olunan imaja olumlu katkılar sunmasına ek olarak sağlayacağı kira gelirleri, yaratacağı istihdam ile şirketlerin desteklediği sosyal-ekonomik orijinli projelerle sürdürülebilir bir kalkınma sağlayacaktır. Türkiye nin enerji koridoru olmasıyla elde edilecek faydanın daha net bir hedefle daha da fazlası enerji terminali olduğu zaman elde edilebilecektir. Türkiye mevcut veya planlanan uluslararası projelerle elde edilen gelirle tüm ülkeye, hem sosyal dokuya hem de ekonomik yapıya olumlu katkılar sağlayabilecektir. Anahtar Kelimeler: 1. Enerji Koridoru 2. Enerji Arz Güvenliği 3. Petrol ve Doğal Gaz Boru Hattı Projeleri 4. Sosyo-Ekonomik Getiri 5. Enerji Terminali

6 ii ABSTRACT BOYBAŞI, Aslıhan. Economical Impacts of the Turkey s Energy Corridor in World Oil and Gas Sector, Master Thesis, Ankara, The most important input of big powerful countries is having energy. To manage those existing supplies as a country or as companies brings the worlds managerial and economical regulative role to such countries. The result of having the energy will cause a struggle between the countries to have and to conduct the most consumptive oil an natural gas. Turkey has a situation of disadvantaged country with its high dependence of energy. Turkey has an important place within the movements of energy supply regions. Turkey can change its disadvantage to an advantage with its geopolitical situation, between the most consumptive countries and the energy supply countries. Turkey has the maximizing advantage of being an energy corridor role involving the socio-economic benefit and the planned crude oil and natural gas pipeline projects. More than the benefit of being an energy corridor of Turkey will be gained after being an energy terminal. Turkey will provide positive contribution to the whole country and also to the social tissue and to the economical structure. Key Words: 1. Energy Corridor 2. Energy Supply Security 3. Oil and Gas Pipeline Projects 4. Socio-economical İnput 5. Energy Terminal

7 iii ÖNSÖZ Jeopolitik konumuyla önem arz eden, bölgesinde rol modelliği tartışılan Türkiye, dünya siyasi ve ekonomik haritasını belirleyecek öneme sahip olan enerji/petrol ve doğalgazda dışa bağımlılığına rağmen bu kaynakların tüketim pazarlarına taşınması/güvenliğinin önemi de düşünüldüğünde göz ardı edilemeyecek bir ülkedir. Petrol ve doğalgaz kaynaklarına sahiplik kadar bunların dağıtımı/arz güvenliğinin sağlanmasının da önemli olması nedeniyle mevcut projeler bağlamında Türkiye nin birçok alanda özellikle siyasi, ekonomik ve sosyoekonomik bakımdan ciddi kazanımlar elde etmesi durumu bu tezin esas çalışma alanını oluşturmaktadır. Enerji, ekonomik boyutunun üzerinde siyasal, toplumsal alanı da etkileyen önemdedir. Avrupa Birliği nin talebi ve tüketimi, Türkiye nin coğrafi konumu ve petrol ve doğalgaza bağımlılığı ile bu kaynakların arz bölgesinin zenginliği birlikte düşünüldüğünde etkinin büyüklüğü daha da iyi anlaşılabilecektir. Tez konusu olarak seçilen alanın henüz tartışılan bir zeminde oluşu, özellikle akademik alanda yayın azlığı ile konunun güncelliği ve proje kararlarında ülkelerin değişken kararlar alabilmeleri araştırma esnasında zorlanılan konuları oluşturmuştur. Araştırma esnasında ve tezin yazımı noktasında desteklerini esirgemeyen, sabırla yol gösteren tez danışman hocam Sayın Prof. Dr. Müslüme Narin e sonsuz şükranlarımı sunarım. Ayrıca her zaman yanımda olan ve varlıkları ile bana güç veren sevgili eşim Baki Boybaşı ve güzel çocuklarımız A.Kaan ile Reyhan a ve tabiî ki çalışma sürecimde çocukların yükünü kucaklayan canım annem ve canım babama sonsuz teşekkürler ediyorum.

8 iv İÇİNDEKİLER ÖZET... İ ABSTRACT... İİ ÖNSÖZ... İİİ İÇİNDEKİLER... İV SİMGELER VE KISALTAMALAR DİZİNİ... Vİİİ TABLOLAR DİZİNİ... İX ŞEKİLLER DİZİNİ... X GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM DÜNYA PETROL VE DOĞALGAZ SEKTÖRÜ 1.1. PETROL VE DOĞALGAZ SEKTÖRÜ Dünya Petrol Rezervleri Dünya Doğalgaz Rezervleri Dünya Petrol üretimi Dünya Doğalgaz Üretimi Dünya Petrol Tüketimi Dünya Doğalgaz Tüketimi PETROL VE DOĞALGAZ PİYASASININ DİĞER SEKTÖRLERLE ETKİLEŞİMİ DÜNYA PETROL VE DOĞALGAZ ORGANİZASYONLARI Petrol İhraç Eden Ülkeler Teşkilatı (OPEC) Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Uluslararası Petrol ve Doğalgaz Piyasası Çokuluslu Şirketleri İKİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE NİN PETROL VE DOĞALGAZ SEKTÖRÜ 2.1. TÜRKİYE NİN PETROL VE DOĞALGAZ TARİHÇESİ Cumhuriyet Öncesi Dönem... 34

9 v Cumhuriyet Dönemi TÜRKİYE DE ENERJİ KORİDORU SÜRECİNDE FAALİYET GÖSTEREN PETROL VE DOĞALGAZ ORGANİZASYONLARI TPAO ve Faaliyetleri BOTAŞ ve Faaliyetleri TÜRKİYE DE PETROL VE DOĞALGAZ PİYASASI Türkiye de Petrol ve Doğalgaz Arama Faaliyetleri Türkiye de Petrol ve Doğalgaz Rezervi Türkiye de Petrol ve Doğalgaz Üretimi Türkiye de Petrol Üretimi Türkiye de Doğalgaz Üretimi Türkiye de Petrol ve Doğalgaz Tüketimi Türkiye de Petrol Tüketimi Türkiye de Doğalgaz Tüketimi PETROL VE DOĞALGAZ İTHALATI ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ULUSLARARASI PETROL VE DOĞALGAZ DAĞITIM PROJELERİ 3.1. HAYATA GEÇİRİLEN PROJELER Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Projesi Irak-Türkiye (Kerkük-Ceyhan/Yumurtalık) Ham Petrol Boru Hattı Projesi Babü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı (Şahdeniz/Güney Kafkasya) Projesi GERÇEKLEŞTİRİLMESİ PLANLANAN PROJELER Türkiye-Yunanistan-İtalya Doğalgaz Boru Hattı Projesi Hazar Geçişli Türkmenistan-Türkiye-Avrupa Doğalgaz Boru Hattı Projesi Türkiye-Avusturya (Nabucco) DGBH Projesi Mısır-Türkiye Doğalgaz Boru Hattı Projesi Irak-Türkiye Doğalgaz Boru Hattı Projesi Trans-Adriyatik Doğalgaz Boru Hattı Projesi... 87

10 vi Samsun-Ceyhan By Pass Boru Hattı Projesi Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP) DÖRDÜNCÜ BÖLÜM ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİ VE ENERJİ KORİDORUNDA TÜRKİYE 4.1. ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİ VE ENERJİ KORİDORU BEŞİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE NİN ENERJİ KORİDORU KONUMUNUN SOSYO-EKONOMİK YANSIMALARI 5.1. GENEL GÜNEY KORİDORUNUN POTANSİYEL TEDARİKÇİ ÜLKELERE SAĞLAYACAĞI YARARLAR GÜNEY KORİDORUNUN KAYNAK ÜLKELERE SAĞLAYACAĞI YARARLAR GÜNEY KORİDORU AÇILDIĞINDA TÜRKİYE YE SAĞLAYACAĞI YARARLAR TÜRKİYE NİN GAZ TİCARET MERKEZİ OLMASI (HUB) HAZAR VE KAFKASYA BÖLGESİNDE TÜRKİYE VE EKONOMİK YANSIMALARI Azerbaycan Gürcistan Ermenistan TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ VE TÜRKİYE YE YANSIMALARI BTC PROJESİNİN TÜRKİYE İÇİN SOSYO EKONOMİK ÖNEMİ VE EKONOMİK GETİRİLERİ Türkiye Ekonomisine Doğrudan Etkileri Türkiye Ekonomisine Dolaylı Etkileri İstihdam Üzerine Etkileri Türkiye nin Enerji Arz Güvenliğine Etkileri Ceyhan Bölgesine Potansiyel Etkileri

11 vii Proje nin Güzergahın Geçtiği Yörelerdeki Halk İçin Önemi BTC Projesinin Sağlık Emniyet ve Çevre Açısından Önemi Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Çevresel vetoplumsal Yatırım Programları SONUÇ KAYNAKÇA

12 viii SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ } : Kısaltmalar Cetveli AB : Avrupa Birliği ABD : Amerika Birleşik Devletleri BDT : Ülkeleri Çalışma Grubu ( Rusya Kazakistan ) BKG : Bölgesel Kalkınma Girişimi BM : Birleşmiş Milletler BTC : Bakü Tiflis - Ceyhan BTE : Bakü Tiflis Erzurum BTU : Brent Petrol Fiyatı ÇYP : Çevresel Yatırım Projeleri DGBH : Irak Türkiye Projesi EGAS : Mısır Doğalgaz Şirketi EGL : İsviçre Doğalgaz Şirketi EIA : Enerji Enformasyon İdaresi GSYİH : Gayri Safi Yurtiçi Hasıla IEA : Uluslararası Enerji Ajansı INOGATE : Avrupa Birliği Komisyonu ITG : Türkiye Yunanistan Doğalgaz Boru Hattı ITGI : Türkiye Yunanistan İtalya Enterkonnektörü Hükümetler Antlaşması ( 2007 ) MOL : Macaristan Doğalgaz Şirketi MTA : Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü NATO : Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü NIGEC : İran Doğalgaz Şirketi OECD : Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü OMV : Avusturya Doğalgaz Şirketi OPEC : Petrol İhraç Eden Ülkeler Teşkilatı RWE : Almanya Doğalgaz Şirketi TPAO : Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı TUİK : Türkiye İstatistik Kurumu TÜPRAŞ : Türkiye Petrol Rafinerileri Anonim Şirketi TYP : Toplumsal Yatırım Projeleri WTI : Teksas Petrol Fiyatı

13 ix TABLOLAR DİZİNİ Tablo 1: Dünya Petrol Rezervi, Üretimi ve Tüketimi Tablo 2: Dünya Bölgesel Petrol Rezervleri Tablo 3: Dünya Çapında Örgütlü Birlik Bazında Petrol Rezervi Tablo 4: Dünya Doğalgaz Rezervi, Üretimi ve Tüketimi Tablo 5: Dünya Bölgesel Doğalgaz Rezervleri Tablo 6: Dünya Çapında Örgütlü Birlik Bazında Doğalgaz Rezervi Tablo 7: BOTAŞ ın Kronolojisi Tablo 8: Doğalgaz Rezerv Tablosu Tablo 9: Dünya Enerji Kaynakları Tablo 10: Türkiye de Petrol Tüketimi (Milyon Ton) Tablo 11: Türkiye nin Doğalgaz Tüketimi (Milyon Metreküp) Tablo 12: Birincil Enerji Üretim ve Tüketimi Milyon petrol (MTEP) Tablo 13: Türkiye Petrol ve Petrol Ürünleri İthalatı Tablo 14: Türkiye Doğalgaz İthalat Miktarları Tablo 15: Türkiye Doğalgaz İthal Kaynakları Tablo 16: Türkiye Petrol Eşdeğeri Rakamları (Milyon Ton) Tablo 17: Türkiye nin 10 Yıllık Enerji İthalat Rakamları Tablo 18: 2011 Yılı Genel Enerji Dengesi (Ton Eşdeğer Petrol) Tablo 19: BTC Sponsor Grup Üyeleri ve Payları Tablo 20: Yıllara Göre AB Ülkelerinin Enerji (İthalat) Bağımlılığı (%) Tablo 21: Bakü Tiflis Ceyhan Boru Hattı, Yılları Arası Hampetrol Taşıma Miktarları (Varil) Tablo 22: Bakü Tiflis Ceyhan Boru Hattı, Yıl Bazında Taşıma Geliri (Dolar)

14 x ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil 1: Dünya Petrol Rezervleri... 9 Şekil 2: 2011 Yılı Dünya Petrol Rezerv Ömrü...12 Şekil 3: Yıllar İtibariyle Dünya Petrol Üretimi Şekil 4: Yıllar ve Bölgeler İtibariyle Dünya Doğalgaz Üretimi Şekil 5: 2011 Yılı Dünya Doğalgaz Üretimi (İlk On Ülke) Şekil 6: Yıllar İtibariyle Dünya Petrol Tüketimi Şekil 7: 2011 Yılı Petrol Tüketimi (İlk on ülke) Şekil 8: 2011 Yılı Birincil Enerji Kaynakları ve Kullanım İlişkisi Şekil 9: Dönemi Brent ve WTI Petrol Fiyatları Şekil 10: Kısa Dönemli Doğalgaz Fiyat Projeksiyonu Şekil 11: Türkiye nin Ham Petrol ve Doğalgaz Boru Hatları Şekil 12: 2012 Yılı Türkiye Hampetrol Rezervleri Şekil 13: Yıllar İtibariyle Türkiye Ham Petrol Üretimi (Milyon Ton) Şekil 14: Yıllar İtibariyle Türkiye Doğalgaz Üretimi (milyon metreküp) Şekil 15: 2012 yılı Sektörel Doğalgaz Tüketimi Şekil 16: Türkiye İthalat Grafiği Şekil 17: Türkiye Birincil Enerji Kaynakları Arzının Kaynak Dağılımı Şekil 18: BTC Boru Hattı Güzergâhı Şekil 19: Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Şekil 20: Türkiye-Yunanistan-İtalya Doğalgaz Boru Hattı Haritası Şekil 21: Türkiye-Avusturya (Nabucco) DGBH Projesi Şekil 22: Güney Gaz Koridoru Boru hattı Projeleri Şekil 23: Uluslararası Doğalgaz Boru Hatları Haritası Şekil 24: Dünya Petrol Rezervleri Haritası... 95

15 1 GİRİŞ Günümüzde enerji kaynaklarının ekonomik ve sosyal kalkınmanın önemli bileşenlerinden biri olduğu, yaşam standartlarının yükseltilmesinde büyüme rakamlarına etkisi konusunda hayati bir rol oynadığı bilinmektedir. Sürdürülebilir kalkınma için enerji kaynaklarının sürekliliği bu yüzden hayati önemdedir. Enerji kaynaklarına ev sahipliği ya da bu kaynaklara ulaşabilmedeki kolaylık, ekonomik niteliği dışında siyasi, toplumsal, kültürel bir içeriğe de sahiptir. Bu önemle dünya devletleri arasında sürekli hale gelen enerji mücadelesi, günümüzde daha geniş imkânlar ve daha ciddi metotlarla sürmektedir. Dünya enerji ihtiyacının önemli bir bölümünü karşılamakta olan fosil yakıt rezervlerinin kullanım hızı sürekli artmaktadır. Buna karşılık fosil yakıt rezervlerinde paralel bir artış meydana gelmemektedir. Mevcut kullanım düzeylerinin sabit kalması durumunda bile petrol ve doğalgaz rezervlerinin uzun olmayan bir süre içerisinde tükeneceği yıllardır konu edilmektedir. Petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıt rezervlerinin sürekli artan tüketimine rağmen, kıt ve bunun yanında tükenmekte olan bir niteliğe haiz oluşu, bu kaynakların enerji tanımını aşan nitelikli bir değerde olduğu, uluslararası güçler/şirketlerin siyasi yapılarda/ekonomide oynadığı rol de düşünüldüğünde, arz bölgelerinde yaşanan siyasi/toplumsal olgulardan da anlaşılabilir. Enerjinin önemi, özellikle petrol için yaşanabilecek olayların ne boyuta gelebileceği ile petrolün hangi sonuçlara neden olabileceği, Winston Churchill in 1936 yılında İngiliz Avam Kamarası nda İngiltere nin menfaatlerini müzakere ederken sarf ettiği Bir damla petrol bir damla kandan daha kıymetlidir sözünden de anlaşılabilir. Zira böylece petrolün günümüze değin

16 2 yaşanan birçok savaşın ve uluslararası politikanın ardındaki önemli unsurlardan biri olduğu anlaşılabilir. Nitekim I. ve Il. Dünya Savaşı sırasındaki mücadelede kilit bölge olan Orta Doğu yu özel kılan, tarihsel jeopolitik değerinin yanı sıra modern dünyanın en değerli hammaddesini topraklarında barındırmasıdır. Daha da daraltılırsa modern endüstriyel dünyanın kalbi petrol ve doğalgaz arz bölgelerinde atmaktadır diyebiliriz. Petrol, Arap-İsrail Savaşı, İran-Irak Savaşı, Kafkasya da Azerbaycan- Ermenistan çatışması, Irak ın Kuveyt i işgali sonrasında yaşanan Körfez Savaşı ve son olarak da ABD nin Irak a girerek Saddam yönetimini devirmesine kadar uzanan bir dizi savaşın nedeni olmuştur. Petrol ve doğalgaz kaynaklarının yeryüzünde eşit olmayan şekilde dağılımı, belirli coğrafi bölgelerde daha fazla bulunması, bu kaynakların boru hatları ve diğer yöntemlerle enerji ihtiyacı duyan bölgelere taşınmasını zorunlu kılmaktadır. Ortadoğu ve Avrasya bölgelerindeki petrol ve doğalgazın taşındığı esas istikametlerden birisi Avrupa dır. Türkiye bu noktada üretim bölgeleri ile Avrupa nın ihtiyacı olan petrol ve doğalgazın edinilmesinin bağını kuran esas aktördür. Dünya genelinde enerjiye olan gereksinim giderek artmaktadır. Bu artışın başta petrol ve doğalgaz olmak üzere fosil yakıt esaslı olarak gerçekleşeceği beklenmektedir. Çin, Hindistan ve OECD ülkelerinin fosil yakıt esaslı enerji gereksiniminin sürekli artacağı yine değişik raporlarda belirtilmiştir. Avrupa Birliği ülkeleri, teknolojik sanayileşme, küreselleşme, teknolojinin gelişmesi vb sebeplerle enerjiye olan dışa bağımlılıklarını en aza indirebilmek ve kaynak çeşitliliğine gitmek amacıyla alternatif enerji yolları aramaktadır. Enerji talebindeki sürekli artışa rağmen, dünya enerji tüketiminde ağırlık oranına sahip tükenebilir enerji kaynaklarının kıtlığı,

17 3 devletleri/birlikleri önlem almaya, üretim merkezleri olan ülkelere ilginin artmasına neden olmaktadır. Bu kaynakların tükenebilir nitelikte oluşu bunların verimli kullanımını da beraberinde getirmiştir. Özellikle yakın zamanda yaşanan Ukrayna gazının Rusya tarafından kesintiye uğramasıyla sıkıntı yaşanması sebebiyle yapılan Enerji Planlarında enerji kıtlığına yönelik tasarruflar ve alınabilecek önlemler önemli yer tutmuştur. Bunun yanında orta ve uzun vadede enerjiye olan sürekli talebi karşılamak için de önemli yatırımlar gerektiği vurgulanmaktadır. Bu yatırımların önemli bir kısmının petrol ve doğalgaza yönlendirilmesi gerektiği enerji otoritelerince sürekli vurgulanmaktadır. Önümüzdeki dönemde öngörülen miktarda petrol ve doğal gaz talebini karşılamak, mevcut kaynakların kullanımının arttığı da dikkate alındığında ancak yeni arz kaynaklarının temini ile mümkün olacaktır. Enerji kaynaklarının Türkiye aracılığı ile özellikle Avrupa ya taşınması, Türkiye nin dünya enerji sisteminde önemli bir aktör olmasını sağlayacaktır. Bölgesinde, Avrupa kıtası bakımından önemli bir enerji pazarı ve transit ülke olan Türkiye nin daha aktif olduğu süreçte yeni kazanımlar elde etmesi kaçınılmazdır. Enerji kaynaklarının önemi ve bölgedeki enerji yatakları üzerindeki mücadeleyi analiz eden kapsamlı çalışmaların ve tartışmaların azlığı ve ülkemizin üzerinde bulunduğu jeopolitik konum bu tezin hazırlanmasında isteki davranılmasına neden olmuştur. Türkiye nin kalkınmasında enerji hattı projelerinin birçok faydası olacağı öngörülmektedir. Enerji hatlarından doğrudan sağlanacak gelirlerin yanı sıra, enerji sektöründe başka yatırımların da gerçekleşmesine yol

18 4 açacak olan bu projeler, ülke ekonomisine ve sosyal dokusuna önemli katkılar sağlayacaktır. Tezin birinci bölümünde, Dünya Petrol ve Doğalgaz sektörünün genel özellikleri ile petrol ve doğalgaz kaynakları, bu kaynakların üretimi ve tüketimi ele alınacaktır Bunun yanında petrol fiyatları ve ona etki eden faktörler ile uluslararası petrol sektörüne yön veren birlikler incelenecektir. İkinci bölümde Türkiye nin petrol ve doğalgaz sektöründe gösterdiği varlık,rezerv, üretim, tüketim miktarları ile ithalata ilişkin veriler ve Türkiye de bu sektörde faaliyet gösteren başlıca kuruluşlar hakkında bilgi verilmiştir. Üçüncü bölümde, mevcut petrol ve doğalgaz boru hatları ile Uluslararası petrol ve doğalgaz dağıtım projeleri hakkında detaylı bilgiler verilmiş, Dördüncü bölümde enerji arz güvenliğinin önemi, Türkiye nin Enerji Koridoru olması yönündeki planlamalara değinilmiş, Beşinci bölümde Türkiye nin enerji koridoru olmasının sosyo-ekonomik etkileri, mevcut BTC projesi kapsamında değerlendirilerek ekonomik ve sosyal etkiler detaylı biçimde aktarılmaya çalışılmıştır.

19 5 BİRİNCİ BÖLÜM DÜNYA PETROL VE DOĞALGAZ SEKTÖRÜ 1.1. PETROL VE DOĞALGAZ SEKTÖRÜ Dünya da meydana gelen nüfus artışı, sanayileşme, şehirleşme ile birlikte küreselleşme sonucu artan ticaret ve üretim olanaklarına bağlı olarak doğal kaynaklara ve enerjiye olan talep giderek artmaktadır. Birincil enerji kaynakları arasında ilk sırada olan fosil yakıtlardan petrol ve doğalgaz, günümüz dünya ekonomisinin ve siyasetinin vazgeçilmez stratejik hammaddeleridir. Bu iki kaynak, stratejik önemiyle dünyadaki gelişmeleri belirleyecek ve etkileyecek önemdedir (Narin, 2008: 50). Petrol 19. yüzyıldan sonra özellikle 20. yüzyılda sanayide, ulaşım sektöründe ve günlük hayatın birçok alanında kullanılmasıyla ekonomik değeri giderek yükselen bir kaynağa dönüşmüştür. Üretici ve tüketici ülkeler petrolün bu stratejik önemini kısa sürede kavramış ve dünyada ekonomik kalkınma petrole dayalı hale gelmiştir. Ülkelerin kalkınmasında vazgeçilmez girdiler olan ve ulusal ekonomiler ile dış politikalardaki gelişmeler açısından stratejik öneme sahip olan petrol ve doğalgazın uluslararası ticaretinde, el değiştirmeler çoğu kez kıtalararası ve deniz aşırı olarak gerçekleşmektedir. Bu da pazar ve taşımacılığı ekonomik anlamda çok önemli bir girdi olarak karşımıza çıkarmaktadır (İPETGAS, 2011). Doğalgazın diğer fosil yakıtlara göre daha temiz bir enerji türü olması ve aynı zamanda dünyanın artan nüfusuna ve ülkelerin refah seviyelerinin yükselmesine paralel olarak kullanımı artan bir değerdir. Doğalgaz, dünya enerji tüketiminde üçüncü sırada gelmektedir ve ülkeler enerji gereksinimleri içerisinde giderek doğalgaza daha da ağırlık vermektedirler. Petrol ve doğalgaz piyasası, diğer sektörlerden ayrılan, uluslararası ilişkileri

20 6 belirleyen/etkileyen öneminin yanı sıra kendine özgü bazı karakteristik özelliklere sahiptir (Ercan, 1996: 8): Petrol piyasasında özel arz-talep ilişkisinden dolayı petrol üretimi, fiyatların istenilen seviyede korunması amacıyla önceden programlanmaktadır. Çokuluslu petrol ve doğalgaz şirketleri sermaye koyuluşu ile ilgili politikalarını bağlı oldukları ülkelerin çıkarları doğrultusunda belirlemektedir. Birçok ülkede hâkim sektör olan petrol sektörü, o ülkedeki petrol dışı sektörlerin gelişimine de yön vermektedir. Petrol sektörüne endeksli doğalgaz sektörü ise petrole göre bir hayli yenidir. Doğalgaz piyasalarının önemli özelliklerinden biri de bu piyasalarda faaliyet gösteren kuruluşların doğal bir biçimde monopolcu pozisyonda olabilmeleridir. Buna müsaade eden faktör sözü geçen tekellerin doğalgazı üretildiği sahalardan yurtiçi veya yurtdışında gerekli olan noktaya kadar iletilebilirliliğidir (Gordon, Gunsch ve Pawluk, 2003: 484). Sosyo-ekonomik ve siyasi özellikleri sebebiyle değer ifade eden petrol ve doğalgaz, arzı elinde bulunduran ülkelere birçok avantajlar sağlamaktadır. Özellikle Avrupa, Çin ve Hindistan ın doğalgaza olan talebinin artması doğalgaz tedarikçisi ülkelerin bu piyasada güçlerini artırmıştır (IEA, 2011). Ham petrol fiyatları diğer sektörlerdeki fiyatlara göre çok daha inişli çıkışlı olmaktadır. Dünya petrol endüstrisinin gelişmeye başladığı 19. yüzyılın sonlarından itibaren bu iniş çıkışlar ilerleyen her on yılda giderek dış etkenlere daha duyarlı bir şekilde seyir izlemiştir. Doğalgaz fiyatları genelde petrol fiyatlarına bağlı bir biçimde hareket eder. Bu iki enerji kaynağının fiyatları arasında tam bir korelasyon olmasa da doğalgaz fiyatları petrol fiyatlarındaki trende bağlı olarak artıp azalmaktadır (BP, 2011). Araştırmalar

21 7 petrolün orta vadede en önemli enerji kaynağı olarak kalacağını, doğalgazın da kolay taşınması ve ona oranla daha temiz bir enerji kaynağı olması, kullanımının giderek yaygınlaşmasına sebep olacağını göstermektedir. Birim kitle başına düşen ısı enerjisi bakımından doğalgazın petrole yakın olması da onun piyasa değerini artırmaktadır. Dünya enerji kaynaklarının kullanımının geleceğe yönelik öngörüleri, petrol ve doğalgaz kaynaklarının tüketim hızının orta vadede hiç bir düşüş sergilemeden yaklaşık sene boyunca devam edeceği, hatta dünya petrol ve doğalgaz talebinin eskisinden daha yoğun bir şekilde artacağı değerlendirilmektedir (Öner ve Ahmedov, t.y: 118). Exxonmobil Raporu na göre dünya nüfusunun 2000 yılı temel alınırsa yıllık ortalama %0,9 artışla 2030 yılına kadar 8 milyar düzeyine ulaşacağı belirtilmektedir. Bu artışın %95 inin OECD dışı ülkelerin payına düşeceği, buna paralel olarak ise, dünya üzerinde GSYİH nın (piyasa fiyatları bazında) 2030 yılına kadar yılda ortalama %2,8 oranında artacağı öngörülmektedir. Küresel nüfus ve GSYİH artışı doğrultusunda enerji talebinin ortalama olarak yıllık %1,6 oranında yükselerek 2030 yılında günlük 325 milyon varil petrol eşdeğerine ulaşması beklenmektedir. Bu değer 2000 yılına oranla %60 fazladır. Rapora göre, enerji talebinin OECD dışı ülkelerde daha hızla artacağı ve bunun küresel enerji talebindeki yükselişin %80 ini oluşturacağı belirtilmiştir (exxonmobil, 2011). Son yıllarda petrol başta olmak üzere enerji kaynaklarının sağlanmasında net ihracatçı durumunda olan sanayileşmiş ülkelerde ve modern enerji hizmetlerinden faydalanmak isteyen gelişmekte olan ülkelerde enerji politikalarının oluşturulması ve enerji güvenliği öncelikli hale gelmiştir. Enerji alanında üretim ve tüketim konusu kadar önem arz etmektedir. Enerji konusunda söz sahibi olmak için günümüz koşullarında sadece enerjiye sahip olmak yeterli gelmemektedir. Üretilen enerjinin, üretim maliyetlerinin kabul edilebilir değerlere indirilmesi yönündeki çalışmalar kadar, enerjinin talep sahibi pazarlara güvenli, ekonomik olarak iletilmesi de büyük önem

22 8 taşımaktadır. Bir ülkenin enerji güvenliği o ülkenin ulusal güvenliği ve ekonomisi kadar önem taşımaktadır (Narin, 2008: 50). Türkiye, Avrupa ve Asya nın hem coğrafi, hem jeopolitik bakımdan önemli ülkesi konumunda olması itibariyle bu anlamda önem taşımaktadır. Bu önem öncelikle, petrol ve doğalgaz kaynaklarının AB ülkelerine ve diğer dünya ülkelerine taşınması ile ilgilidir. Konumu itibari stratejik niteliği olan Türkiye nin bölgesel enerji güvenliğindeki rolü ve potansiyeli önemsenmelidir. Dünya enerji arz merkezinin yaklaşık olarak %80 oranında enerji kaynakları açısından zengin olmayan Türkiye nin içinde yer aldığı coğrafyanın etrafında şekillendiği de dikkate alındığında Türkiye nin önemi daha da bir anlaşılabilir olur (Çolak ve İlbaş, t.y: 1). Dünya gündemini, bölgenin sahip olduğu petrol ve doğalgazı en çok kimin tüketeceği, fiyatların ne olacağı başka bir deyişle bu kaynakları kimin kontrol edeceği sorusu meşgul etmektedir. Bölge üyesi olmamakla birlikte küresel başoyuncular olma iddiasını sürdürmek isteyen ABD, AB, Çin ile bölgenin enerji kaynakları açısından zengin olan Rusya ve İran başta olmak üzere, Ortadoğu ile Hazar bölgesi ülkeleri arasında güç ve iktidar oyunu oynanmaktadır. Bu güç ve iktidar oyunu, ABD nin Afganistan ve Irak müdahalesi ile İran ın nükleer bir tehdit olduğu ve dünyadan tecrit edilmesi gerektiği yönündeki çabalarda açıkça görülmektedir (Çaha, 2007: 35) Dünya Petrol Rezervleri Günümüz petrol rezervlerinin mevcut durumunu gösterir aşağıdaki tablo incelendiğinde ham petrol rezervlerinin yaklaşık %95 inin 20 ülkede toplandığı görülür.

23 9 Şekil 1: Dünya Petrol Rezervleri Kaynak: Energy Bulletin, 2011: 52. Buna göre dünyanın en zengin petrol ve doğalgaz rezervleri Rusya, Orta Asya ve Ortadoğu ülkelerinde yer almaktadır. Tükenebilir kaynak petrol talebindeki sürekli artış, petrole sadece enerji olarak bakılmaması gerektiğini salıklar. Bu yargıyı, petrolün yeryüzüne eşit dağılmadığını gösteren yukarıdaki tablo da destekler. Dünyada gelişen siyasi-ekonomik olaylara baktığımızda, çoğunun yukarıdaki petrol rezervleri haritası etrafında şekillendiği görülür (Çaha, 2007: 71). ABD Enerji Bakanlığı na bağlı Enerji Enformasyon İdaresinin (EIA) ve İngiliz petrol şirketi BP nin verilerine göre, 2011 yılı sonu itibariyle dünyada kanıtlanmış petrol rezervleri 1 trilyon 333 milyar varil seviyesinde bulunmaktadır. Dünya petrol rezervinde 2009 yılında 700 milyar varillik bir artış yaşanmıştır. Ekonomik krizin etkisi ile düşen talep ve artan fiyat ortamında millileştirme rüzgârının da etkisi ile 2009 yılında dünya upstream sektörüne yapılan yatırım miktarı 2008 yılına oranla %20 düşmüştür (TPAO, 2010: 4)

24 10 Tablo 1: Dünya Petrol Rezervi, Üretimi ve Tüketimi Dünya Petrol rezervi (Bin Milyon Ton) 2012 Toplam (%) Rezerv Yıl Dünya Petrol Üretimi (Bin Milyon Ton) Dünya Petrol Tüketimi (Bin Milyon Ton) Venezuella 46,5 17, Suudi Arabistan 36,5 15,9 63 Petrol Üretimi Suudi Arabistan Toplam (%) Petrol Tüketimi Toplam (%) 13,3 Amerika 19,8 Kanada 28,0 10, Amerika 9,6 Çin 11,7 İran 21,6 9, İran 4,2 Rusya Fed. 3,6 Irak 20,2 9, Kanada 4,4 S. Arabistan 3,1 Kuveyt 14,0 6,1 88,7 Kuveyt 3,7 Brezilya 3,0 Birleşik Arap Emir. 36,5 5,9 63 Venezuela 3,4 Almanya 2,7 Rusya Fed. 11,9 5,2 22,4 Libya 6,3 2,9 86,9 Nijerya 5,0 2,2 42,1 Amerika 4,2 10,4 10,7 Kazakistan 3,9 1,8 47,4 Kaynak: BP, 2013 ten derlenmiştir. Petrol rezervlerine ülke bazında bakıldığında ise yaklaşık %18 lik dilim ile Venezüella nın ilk sırada yer aldığı, yaklaşık %16 ile S. Arabistan ın 2. sırada, Kanada nın ise yaklaşık %10 luk payla 3. sırada yer aldığı, %10 luk rezerv payının altında olan ülkeler sırasıyla İran (%9,4), Irak (%9,0), Kuveyt (%6,1), Birleşik Arap Emirlikleri (%5,9) ve Libya (%2.9) olarak yer almaktadır. Ancak ciddi rezerve sahip ülkelerin tamamının üretim konusunda o kadar da istekli olmadığı tablodan görülebilecektir. Örneğin dünya petrol rezervinde ilk sırada yer alan Venezüella dünya petrol üretiminde %3,4 lük pay ile 5. sırada yer almaktadır. En fazla üretimi %13,3 ile S. Arabistan ve %9.6 ile Amerika nın yaptığı görülmektedir. Üretim konusundaki tercihler daha ziyade dünya petrol fiyatlarının düşmesine neden olunmaması ile dünya petrol talebinin dengeli karşılanması amaçları arasında farklı denge politikaları izlendiği görülmektedir.

25 11 Dünya genelinde gelişmiş ülkelerin enerji talebindeki artışa paralel olarak petrol tüketiminde yaklaşık %20 lik payla ABD, %11,7 lik payla Çin in ikinci sırada yer aldığı, % bandında ise Rusya, S.Arabistan, Brezilya ve Almanya gibi ülkelerin yer aldığı görülmektedir. Bu bağlamda petrol rezervinin belli coğrafi alanlarda yoğunlaşması ve petrole talebi fazla olan ülkelerin genellikle petrole bağımlı ülkeler olduğu göz önüne alındığında ülkelerin petrole güvenli ulaşma yollarından biri de boru hatları olarak karşımıza çıkmaktadır. Dünya petrol rezervlerine genel olarak bakıldığında, Dünya petrol rezervinin yaklaşık yarısının (%48,4) Ortadoğu bölgesinde yer alan ülkelerde olduğu, Kuzey Amerika ile Güney ve Orta Amerika yı bir bütün olarak aldığımızda ise Dünya petrol rezervinin yaklaşık (%32,9) üçte birinin Amerika kıtasında bulunduğu, geriye kalan yaklaşık %20 lik petrol rezervinin ise Avrupa-Avrasya (%8,4) ile Afrika (%7,8) bölgelerinde yer aldığı görülmektedir. Tablo 2: Dünya Bölgesel Petrol Rezervleri Dünya Bölgesel Petrol Rezervleri (Bin Milyon Ton) 2012 Toplam (%) Rezerv Yıl Dünya Toplamı 235, ,9 Ortadoğu Toplamı 109,3 48,4 78,1 Güney ve Orta Amerika Toplamı 50,9 19, Kuzey Amerika Toplamı 33,8 13,2 38,7 Avrupa ve Avrasya Toplamı 19,0 8,4 22,4 Afrika Toplamı 17,3 7,8 37,7 Asya Pasifik Toplamı 41,3 2,5 14 Kaynak: BP, 2013 ten derlenmiştir.

26 yılı sonunda Dünya petrol rezerv miktarı ortalama 235,8 iken Ortadoğu ve Hazar bölgesinin sahip olduğu 109,3 lük bu rezerv miktarı süper güçlerin, devletlerin ve şirketlerin ilgisinin buraya yoğunlaşmasına sebep olmaktadır (TPAO, 2012: 6). Tablo 3: Dünya Çapında Örgütlü Birlik Bazında Petrol Rezervi Dünya Çapında Örgütlü Birlik Bazında Petrol Rezervi (Bin Milyon Ton) 2012 Toplam (%) Rezerv Yıl OECD Ülkeleri 36,0 14,3 52,9 OECD Olmayan Ülkeler 199,7 85,7 58,6 OPEC 169,9 72,6 88,5 OPEC Olmayan 48,8 19,8 25,8 Avrupa Birliği 0,9 0,4 12,1 Önceki Sovyetler Birliği 17,1 7,5 25,2 Kaynak: BP, 2013 ten derlenmiştir Şekil 2: 2011 Yılı Dünya Petrol Rezerv Ömrü Kaynak: TPAO Sektör Raporu, 2012 Bu istatistiklerden, önemli arz bölgelerinden olan Ortadoğu ile tüketimin tepe noktası bölgeler arasında önemli yer tutan Avrupa bölgesi

27 13 arasında koridor oluşturabilecek Türkiye nin jeopolitik önemiyle ön plana çıktığı anlaşılabilir. Petrol rezerv ömrü göz önüne alındığında ve özellikle bugün bölgede yaşanan siyasi-sosyal halk hareketlenmeleri de dikkate alındığında Türkiye dünya gündeminde daha fazla yer almaktadır Dünya Doğalgaz Rezervleri Tablo 4: Dünya Doğalgaz Rezervi, Üretimi ve Tüketimi Dünya Doğalgaz Rezervi (Trilyon Metreküp) 2012 Toplam (%) Rezerv Yıl Dünya Doğalgaz Üretimi (Trilyon Metreküp) Dünya Doğalgaz Tüketimi (Trilyon Metreküp) Rusya Federasyonu 32,9 17,6 55,6 Doğalgaz Üretimi Toplam (%) Doğalgaz Tüketimi Toplam (%) İran 33,6 18, Amerika 20,4 Amerika 21,9 Katar 25,1 13, Rusya Fed. 17,6 Rusya Fed. 12,5 Türkmenistan 17,5 9, Kanada 4,6 İran 4,7 Amerika 8,5 4,5 12,5 İran 4,8 Çin 4,3 Suudi Arabistan 8,2 4,4 80,1 S. Arabistan 3,0 S. Arabistan 1,9 Birleşik Arap Emir. 6,1 3, Katar 4,7 Japonya 3,5 Venezuella 5,6 3, Irak 3,6 1, Kaynak: BP, 2013 ten derlenmiştir. Ülke bazında bakıldığında ise, Rusya federasyonunun toplam rezervlerin %17,6 sına yakın bir rezerve sahiptir. Yine bölge bazında bakıldığında Rusya ile aynı bölgede yer alan %11,7 lik paya sahip olan 4. sırada yer alan Türkmenistan la birlikte düşünüldüğünde iki ülkenin dünya toplam doğalgaz rezervinin1/3 üne sahip olduğu söylenebilir. Ayrıca 2. sırada yer alan İran ın %18 ve 3. sırada yer alan Katar ın %13,4 lük bir paya sahip olduğu görülür. Diğer ülkelerin ise %3 4 bandında ABD, S.Arabistan, BAE gibi ülkelerin doğalgaz rezervine sahip olduğu görülmektedir. Dolayısıyla

28 14 Dünya rezervinin %61,1 i ilk 4 sırada yer alan Rusya, İran, Katar ve Türkmenistan da bulunması dikkat çekicidir. Doğalgaz üretiminde ve tüketiminde %20 lik payla ABD nin ilk sırada yer aldığı görülür. Bunu da ABD nin konvansiyonel olmayan doğalgaz üretimindeki artış ve dolayısıyla tüketime yansıması olarak görmek gerekmektedir. Bunun dışında üretimde Rusya(%17,6), Kanada(%4,6), İran(%4,8), Katar(%4,7) sırasıyla gelen ülkelerdir. Tüketimde ön sıradaki diğer ülkeler olarak ABD (%21,9), Rusya (%12,5), İran (%4,7) ve Çin (%4,3) yer almaktadır. Tüketimde ağırlıklı ülkelerin yine enerji talebi yüksek gelişmiş ülkeler olduğu dikkat çekmektedir. Tablo 5: Dünya Bölgesel Doğalgaz Rezervleri Dünya Bölgesel Doğalgaz Rezervleri (Trilyon Metreküp) 2012 Toplam (%) Rezerv Ömrü Dünya Toplamı 187, ,7 Ortadoğu Toplamı 80,5 43, Avrupa ve Avrasya Toplamı 58,4 31,2 56,4 Asya Pasifik Toplamı 15,5 8,2 31,5 Afrika Toplamı 14,5 7,7 67,1 Kuzey Amerika Toplamı 10,8 5,8 12,1 Güney ve Orta Amerika Toplamı 7,6 4,1 42,8 Kaynak: BP, 2013 ten derlenmiştir. Doğalgaz rezervlerinin dünya genelindeki dağılımına bakıldığında, toplam rezervin %80 ninin Ortadoğu bölgesi ülkelerinde, Geriye kalan yaklaşık %20 sinin ABD, geri kalanı da Afrika ve Asya Pasifik ülkeleri arasında dağılmış durumdadır.

29 15 Tablo 6:Dünya Çapında Örgütlü Birlik Bazında Doğalgaz Rezervi Dünya Çapında Örgütlü Birlik Bazında Doğalgaz Rezervi (Trilyon Metreküp) 2012 Toplam (%) Rezerv Yıl OECD Ülkeleri 18, ,4 OECD Olmayan Ülkeler 168, ,4 Avrupa Birliği 1,7 0,9 11,7 Önceki Sovyetler Birliği 54,5 29,1 71,0 Kaynak: BP 2013 ten derlenmiştir yılı doğal gaz piyasasına baktığımızda Dünya doğalgaz tüketimi % 2 artış göstermiştir. Düşük fiyatların güçlü büyümeye ittiği Kuzey Amerika haricinde tüketim büyümesi ortalamasının altında kalmıştır. Kuzey Amerika nın dışında tüketimdeki en büyük artış Rusya Federasyonu (% 12,5), (% 21,5), İran (% 4,7) ile Çin de (% 4,4), Suudi Arabistan da (% 1,9) ve Japonya (% 3,5) ile gözlenmiştir. Bu artışların zayıf ekonomisi, yüksek gaz fiyatları, ılık hava koşulları ve yenilenebilir enerji üretimi gibi sebeplerle gaz tüketimi azalan Avrupa tarafından dengelendiğini söylemek mümkündür. Düşen gaz fiyatlarına rağmen % 20,4 oranla ABD nin dünyadaki en büyük üretimi gerçekleştirdiği ve en büyük üretici olma konumunu koruduğu kaydedilmiştir. Gaz üretimi artışındaki genel düşüklüğü takiben 2011 de küresel doğalgaz ticaretinde % 4 gibi nispeten mütevazi bir artış gözlenmiştir. Sıvılaştırılmış doğalgaz LNG sevk yolları % 10,1 artmıştır. LNG ithalatçıları arasında en büyük büyüme Japonya ve Birleşik Krallık ta gözlenmiştir. LNG Küresel gaz ticaretinin % 32,3 ünü teşkil etmektedir. Boru hatları ile taşıma Almanya, Birleşik Krallık, ABD ve İtalya nın ithalatındaki azalma karşısında, Çin in (Türkmenistan dan), Ukrayna nın (Rusya dan) ve

30 16 Türkiye nin (Rusya ve İran dan) gerçekleştirdiği ithalat ile %1,3 oranda artış göstermiştir (BP, 2012: 6). Doğalgaz kaynakları, petrol kaynakları gibi yeryüzünde eşit oranda dağılmamıştır. Bu kaynağa sahip olmayan/veya tüketimine kıyasla düşük oranda sahip olan ülkeler bu kaynağın temini için çeşitli arayışlar içinde olmaktadırlar. Avrupa Birliği ülkeleri artan nüfusu, sanayileşmenin artışı ve benzeri sebepler ile bunların başında gelmektedir Dünya Petrol Üretimi Dünya ham petrol üretiminde önde gelen ülkelerin genel olarak petrol rezervleri zengin olanlar oldukları görülmektedir. Petrol üretim seviyesi, üretici ülkelerin ekonomik büyüklüğü, bu ülkelerin bahsi geçen kaynağın ihracatçısı olup olmaması, enerji arz güvenliği çerçevesinde anılması, jeopolitik konumu, üretici şirketlerin kazançlarını maksimize etme istekleri ile dünya petrol talebi gibi etkenlerce belirlenmektedir yılında 82,5 milyon v/g olan dünya petrol üretimi 2011 yılında 1,1 milyon v/g (%1,3) artarak 83,6 milyon v/g olarak gerçekleşmiştir. OPEC üretim, 1,08 milyon v/g (%3,1) artarken, OPEC üyesi olmayan ülkelerin üretim miktarında önemli bir değişiklik olmamıştır. Avrupa daki ekonomik krizin petrol talebinin düşük seyretmesine neden olması, Libya dan petrol teminindeki aksama ve Japonya depreminin oluşturduğu zarar nedeniyle 2011 yılında dünya petrol rafinaj miktarında önemli bir artış kaydedilememiş, ayrıca ürün miktarında dönemsel dalgalanmalar yaşanmıştır yılı için planlanan rafineri kapasite artışı 2012 ve 2013 yıllarına ertelenmiştir (TPAO, 2011: 12).

31 yılında dünya günlük rafinaj kapasitesi 2010 yılına oranla %1,5 artmış ve 93 milyon v/g olarak gerçekleşmiştir. Rafinaj kapasitesi en yüksek bölge olan Asya Pasifikte kapasite artışı sürmüş ve dünya rafinaj kapasitesinin %31,3 üne ulaşmıştır. Çin %5,2 artışla, Asya Pasifik bölgesinde rafinaj kapasitesini en fazla geliştiren ülke olmuştur (TPAO, 2011: 12) yılında 75,19 milyon varil olan rafinerilerde işlenen ham petrol miktarı %0,5 artmış ve 2011 yılında 75,56 milyon varil olarak gerçekleşmiştir (TPAO, 2011: 12). Şekil 3: Yıllar İtibariyle Dünya Petrol Üretimi Kaynak: TPAO, 2012 Yıllık petrol üretiminde ilk dört sırayı; Suudi Arabistan, Rusya, Kanada ve ABD oluşturmaktadır. Bu ülkeleri, İran, Çin, Meksika gibi ülkeler takip etmektedir.

32 Dünya Doğalgaz Üretimi Doğalgaz üretimi genellikle takip eden yıllarda artış göstermekle birlikte 2009 yılında ilk kez düşüş kaydedilmiştir. Rusya da (%12,1) ve Avrupa nın birçok ülkesinde yaşanan üretim düşüşü, ekonomik krizin ve küresel ısınmanın etkisi ile talebin düşmesi ve rekabetçi fiyatlara sahip olan LNG üretiminin artmasından kaynaklanmıştır. ABD, konvansiyonel olmayan gaz üretimde devam eden yükseliş ile son üç yıl boyunca dünyanın en yüksek üretim artış oranını gerçekleştirmiştir (TPAO, 2011: 9) yılında 61,7 yıl olan doğalgaz rezerv ömrü 2011 yılında %3,1 oranındaki rezerv artışının etkisiyle 63,6 yıla yükselmiştir yılında 3178,2 milyar metreküp, 2011 yılında 3276,2 milyar metreküpe ulaşmıştır. Doğalgaz üretimindeki bu artış büyük ölçüde ABD, Rusya ve Katar dan kaynaklanmıştır (TPAO Sektör Raporu, 2012: 18). Şekil 4: Yıllar ve Bölgeler İtibariyle Dünya Doğalgaz Üretimi Kaynak: TPAO, 2012 Asya Pasifik ve Orta Doğu da (özellikle İran, Katar, Hindistan ve Çin de) doğalgaz üretim artışı görülmüştür (TPAO Sektör Raporu, 2012: 19).

33 19 Şekil 5: 2011 Yılı Dünya Doğalgaz Üretimi (İlk On Ülke) Kaynak: TPAO, yılında 328 milyar metreküp olan dünya yeraltı doğalgaz depolama hacminin 2030 yılında 684 milyar metreküp olması beklenmektedir. Bu artışın %80 inden fazlasının Kuzey Amerika, Avrupa ve geçiş dönemindeki ülkelerce gerçekleştirileceği beklenmektedir. Doğalgaz piyasalarının liberalleşmesiyle birlikte kısa dönem doğalgaz ticaretinin ve buna bağlı olarak depolama talebinin artması da beklenmektedir (TPAO, 2010: 9-10) Dünya Petrol Tüketimi Dünya nüfusunun artışı ile ülkelerin gelişmesine bağlı olarak petrole olan talep de sürekli olarak artmaktadır. Petrol henüz ikamesi olmadığından birincil enerji tüketiminde ilk sıradaki yerini korumaktadır. Ülkelerin ekonomik güçlerini yansıtan özelliklerden biri de onların enerji tüketimi ile kişi başına düşen yıllık enerji tüketimi esas alınmaktadır. Ülkelerin kullandığı enerji kaynaklarının başında gelen petrol, dünyada giderek daha fazla tüketilmektedir.

34 20 Dünya petrol tüketiminde 1982 yılından itibaren en büyük düşüş oranı 2009 yılında kaydedilmiştir. Petrol tüketimi 2009 yılında 2008 yılına oranla %1,7 lik (1,2 milyon v/g) düşüş ile 84,1 milyon v/g olarak gerçekleşmiştir yılında ise 87,4 milyon v/g olan petrol tüketimi 2011 yılında 0,6 milyon v/g artmış ve 88 milyon v/g olarak gerçekleşmiştir. Küresel talep 2011 yılında 2010 yılına kıyasla Kuzey Amerika, Avrupa ve Afrika dışında kalan bölgelerde artmış, 2012 yılında Çin, Brezilya, Kore ve Kanada da güçlü bir talep artışı yaşanmış, kasırganın vurduğu ABD nin yanı sıra Suudi Arabistan da ise talep artışı azalmıştır İran-ABD arasındaki politik gerginliğin yanı sıra petrol ihtiyacının %20 sini İran dan karşılayan Avrupa Birliğinin petrol talebi 2012 yılı içinde OPEC in daha fazla petrol üretmesi ile karşılanmıştır. Orta vadede OECD petrol talep artışının sabit kalması, OECD dışı ülkelerin talep artışının ise artmaya devam etmesi beklenmektedir. Dünyanın en fazla petrol tüketen ülkesi sıralamasında en büyük ekonomi ABD, ilk sırada bulunmaktadır. ABD den sonra Rusya Federasyonu ve İran gelmektedir. Suudi Arabistan, günlük, dünyanın en fazla petrol ihracat eden ülkesi olurken, bunu, İran takip etmektedir (BP, 2012). Aşağıdaki ülkeler bazında petrol tüketimi tablosu incelendiğinde, bu alanda ABD ve Avrupa hâkimiyetinin kırıldığı, son yıllarda Çin in küresel aktörlerden biri hâline geldiği görülecektir (Çaha, 2007: 35).

35 21 Şekil 6: Yıllar İtibariyle Dünya Petrol Tüketimi Kaynak: TPAO, 2012 Uluslararası Enerji Ajansı tahminlerine göre ham petrol tüketim miktarında bir miktar artış öngörülmekte ve tüketimin 86,5 milyon v/g olarak gerçekleşmesi beklenmektedir (EIA, 2010). Dünya petrol tüketiminde beklenen artışın Uluslararası Para Fonu nun iyimser ekonomik beklentilerinden kaynaklandığı belirtilmektedir. Küresel ekonomi, gelişim sinyalleri vermekle birlikte, belirsizlikler nedeniyle, ham petrol talebinde kayda değer bir artış olmaması da beklenebilir denilmektedir. Orta vadede talep artışının en yoğun beklendiği bölgeler olarak Asya, Orta Doğu ve Latin Amerika vurgulanmaktadır yılı dünya ham petrol talep artışının %66 oranında Asya kaynaklı olacağı beklentisi bulunmaktadır (TPAO, 2010: 6).

36 22 Şekil 7: 2011 Yılı Petrol Tüketimi (İlk on ülke) Kaynak: TPAO Sektör Raporu, 2012: Dünya Doğalgaz Tüketimi Dünya enerji tüketiminde doğalgaz, III. sırada yer almaktadır ve ülkeler enerji gereksinimleri içerisinde giderek doğalgaza daha da ağırlık vermektedirler. Doğalgaz, dünyada kullanımı giderek artan bir enerji kaynağıdır. Bunun esas sebeplerinden birisi doğalgazın diğer fosil yakıtlara göre daha temiz enerji türü olmasıdır. Aynı zamanda dünyanın artan nüfusuna ve ülkelerin refah seviyelerini yükseltmesine paralel olarak konutlarda doğalgaz tüketimi artmaktadır yılında Orta Doğu ve Asya Pasifik ülkeleri dışında Dünya doğalgaz tüketiminde %2,1 lik bir düşüş yaşanmıştır. Orta Doğu ve Asya- Pasifik te (özellikle Çin de) ise önemli miktarda tüketim artışı gerçekleşmiştir (TPAO, 2010: 7).

37 yılında milyar metreküp olan doğalgaz talebi 2011 yılında %2,2 lik bir atış ile milyar metreküp olarak gerçekleşmiştir yılında küresel kriz nedeniyle düşen doğalgaz tüketimi nedeniyle 2010 yılında %7,5 artan doğalgaz tüketimine karşılık, 2011 yılı benzeri bir artış oranını yakalayamamıştır. Petrol ve doğalgaz üretimi ve tüketiminde gözlemlenen devamlı artış eğilimi dünyanın ekonomik büyümesi için temel göstergelerdendir. Doğalgaz üretim ve tüketimindeki artış eğiliminin petrol üretim ve tüketiminden daha hızlı olması özellikle vurgulanması gereken bir değerdir (TPAO Sektör Raporu, 2012: 8) PETROL VE DOĞALGAZ PİYASASININ DİĞER SEKTÖRLERLE ETKİLEŞİMİ Birincil yakıtlarla bunların kullanımı arasındaki ilişkiye ait tablo incelendiğinde; petrol ve doğalgaz ağırlıklı olmak üzere fosil yakıtların nakliye, endüstri, konut ve ticaret ile elektrikte kullanım oranlarının yüksek olduğu, dolayısıyla petrol ve doğalgazın diğer sektörleri etkileme gücünün fazlalılığı dikkat çekmektedir. Birincil enerji kaynakları arasında stratejik konuma sahip olan ham petrol 2012 yılı başı itibarıyla dünya enerji talebinin %33,1 ini doğal gaz ise %23,7 sini karşılamıştır. 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren özellikle hızlı sanayileşme ile artan çevre kirliliği, nispeten temiz bir yakıt olan doğal gaz talebinin artmasına neden olmuştur. Uluslararası enerji ajansının 2030 yılı birincil enerji projeksiyonuna göre kömür ve doğal gaz talebinde önemli artışlar beklenmektedir. Dünya enerji talebinde son 10 yılda yaşanan ortalama %2,5 lik yıllık artışın 2030 yılına kadar yıllık %1,6 ya düşmesi, en hızlı artış oranının %7,6 yla yenilebilir enerjide olması beklenmektedir. Fosil yakıtlardan doğal

38 24 gazda %2 ile en yüksek artış beklenmekte olup, bunu kömür (%1,2) ve ham petrol (%0,8) takip etmektedir (TPAO, 2012). Petrol ve doğalgaz arzı ile bunların tüm sektörlerde tüketiminin dünya ekonomisi üzerinde belirleyici rolünün kaçınılmaz olduğu yorumu kolaylıkla yapılabilir. Bugün dünyada en çok müzakere edilen emtia olan petrolün fiyatı birtakım faktörlerden etkilenmektedir. Bunun yanı sıra petrol, birçok emtianın da fiyatını etkilemekte ve dünyada başka gelişmelere de sebep olmaktadır. Petrol fiyatlarının yükselmesiyle dünya gıda fiyatlarında da artış olmaktadır. Hububat fiyatlarının 2008 yılının ilk çeyreğinden bu yana yükselmesi petrol fiyatlarının artışından kaynaklanmaktadır. Petrol fiyatlarının yükselmesi üretim maliyetlerini artırdığı gibi üretimde verimliliği de düşürmektedir. Nihai ürünün elde edilmesinde esas girdiler olan enerji ve hammadde fiyatlarının yükselmesi doğal olarak o ürünün maliyetini artırmaktadır. Ayrıca, araştırmalar petrol fiyatı ve petrol krizlerinin reel piyasaları ciddi bir biçimde etkilediğini kanıtlamıştır (Lardic ve Mignon, 2008: 847). Şekil 8: 2011 Yılı Birincil Enerji Kaynakları ve Kullanım İlişkisi Kaynak: EIA, 2011

39 25 Petrol piyasalarında özellikle 2009 yılında son derece dalgalı bir fiyat seyri gözlenmiştir yılı ilk üç ayında küresel ekonomik krizin etkisiyle $/V bandında seyreden petrol fiyatları Ağustos -Eylül döneminde $/V bandında hareket ederek Aralık ayı sonunda 78,25 $/V ye kadar yükselmiştir. Petrol fiyatlarındaki bu dalgalanış, otomatik olarak diğer tüm sektörleri etkilemektedir (Park ve Rattı, 2008: 2587). Amerikan dolarının değer kaybetmesi, ABD-İran-İsrail gerginliği, Rusya-Avrupa petrol boru hatlarına ilişkin jeopolitik gerginlikler, Çin in büyümeye devam etmesi, emtia piyasalarındaki spekülatif hareketler ve stokların azalması halinde petrol fiyatlarının hala yükselmesi beklenmektedir (TPAO, 2010: 6) yılında küresel ekonomideki toparlanma beklentisine rağmen Yunanistan daki ekonomik krizin diğer ülkelere yayılması korkusu ile düşen petrol fiyatları, Uluslararası Para Fonu ve AB nin Yunanistan a yardım kararının ardından Mayıs başında 75 $/V ye yükselmiştir (TPAO, 2010: 6). (ABD doları/v) Şekil 9: Dönemi Brent ve WTI Petrol Fiyatları Kaynak: TPAO, 2012

40 26 Bunlara karşın küresel kriz, Amerikan dolarının değerinin yükselmesi, Irak petrol üretim miktarının artması ile OPEC ülkelerinin kotalara uymamasıyla petrol fiyatlarında düşme söz konusu olmaktadır yılı içerisinde yaşanan Japonya Depremi ve Libya da yaşanan sorunlar nedeniyle artan petrol fiyatlarında Uluslararası Enerji Ajansı stratejik petrol rezervlerini piyasaya sürme kararı almış ve Yunanistan başta olmak üzere Avrupa nın birçok bölgesinde ekonomik sıkıntılar yaşanmış olmakla birlikte 2010 yılında ortalama 79,48 $/v olan Brent petrol fiyatı 2011 yılında yaklaşık %40 oranında artmış ve yıl ortalaması 111,26 $/v olarak gerçekleşmiştir. Petrolün sınırlı bir coğrafyada takas edilmesi nedeniyle politik gelişmelerden Brent Petrolü kadar etkilenmeyen WTI petrol fiyatı 2011 yılında 94,88 $/v olarak gerçekleşmiştir yılında, OPEC Petrol arzının yüksek seyretmesi, Çin ve Hindistan da petrol talep büyüme beklentisinin yavaşlamasıyla birlikte Brent Petrol fiyatı Haziran ayında ortalama 95,16 $/v olarak gerçekleşmiştir (TPAO, 2010: 2). Nisan 2013 itibariyle de Brent petrolün 102 Dolar seviyesinde olduğu görülmektedir yılında Amerika da konvansiyonel olmayan metotlar ile üretilen gaz ve gaz piyasasını serbest piyasa mekanizması çerçevesinde hareket etmesi nedeniyle Henry Hub doğalgaz fiyatları düşüş trendi izlemiştir. Yıl başında 161,71 $/bin metreküp olan doğal gaz fiyatı yıl sonunda 113,86 $/bin metreküp olarak gerçekleşmiştir. Henry Hub doğal gaz fiyatlarındaki düşüş trendi 2012 yılında da devam etmektedir. Temmuz 2012 de ise Henry Hub doğal gaz fiyatı 106,74 $/bin metreküp olarak gerçekleşmiştir (TPAO, 2012: 20).

41 27 Şekil 10: Kısa Dönemli Doğalgaz Fiyat Projeksiyonu Kaynak: TPAO, DÜNYA PETROL VE DOĞALGAZ ORGANİZASYONLARI Petrol İhraç Eden Ülkeler Teşkilatı (OPEC) Enerji sektörünün en önemli iştirakçilerinden olan Petrol İhraç Eden Ülkeler Teşkilatı (OPEC), 1960 yılı Eylül ayında Bağdat Konferansı nda kurulmuş hükümetler arası daimi bir örgüttür. Teşkilatın kurucu üyeleri İran, Irak, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Venezüella dır. Beş kurucu üyesi bulunan bu örgüte sonradan Katar (1961), Endonezya (1962), Libya (1962), Birleşik Arap Emirlikleri (1967), Cezayir (1967), Nijerya (1971), Ekvator (1973), Angola (2007) ve Gabon ( ) katılmıştır (OPEC, 2011). OPEC faaliyet amacı, petrol üreticileri için fiyatların adil ve istikrarlı biçimde korunmasını, tüketici ülkeler için ise etkin, ekonomik ve düzenli petrol arzını temin etmek ve bu sanayideki yatırımların sermaye geri dönüşümünü sağlamak amacıyla üye ülkeler arasında petrol politikalarını koordine etmek ve ortak hale getirmek olarak belirlenmiştir (OPEC, 2011).

42 lı yıllar OPEC için gelişim yılları olmuştur. Teşkilat, Seven Sisters olarak bilinen çokuluslu şirketlerin egemen olduğu uluslararası petrol piyasasında, ona üye olan ülkelerin meşru haklarını savunmak için bir araya gelmiştir li yıllarda OPEC in uluslararası önemi artmıştır. Nitekim üye ülkeler, yerel petrol üretiminde kontrolü ellerine almış, dünya piyasasında ham petrol fiyatlarının belirlenmesinde esas söz hakkı elde etmişlerdir. Bu dönemde petrol şokları olarak nitelendirilen 1973 Arap Petrol Ambargosu ile 1975 İran İslam Devrimi nin tetiklediği iki büyük petrol fiyatlandırması krizi baş göstermiştir. Bahsi geçen petrol krizlerini besleyen esas faktörlerden birisi de piyasadaki dengesizlikler olmuştur ki, her iki şokta da fiyatlarda keskin yükseliş gözlemlenmiştir (OPEC, 2011) lerin başında fiyatlar pik noktasına ulaşmış ve sonrasında dramatik düşüşe geçmiştir. Bu düşüş 1986 yılında tam bir çöküş yaşatarak üçüncü petrol kriziyle (ters yönde) sonuçlanmıştır. Fiyatlar 1980 lerin sonuna doğru toparlanmıştır. Dördüncü fiyat şoku, 1990 lardan önce, Ortadoğu da savaşın patlak vermesiyle baş göstermiştir. Paniğe kapılmış piyasalarda keskin ve hızlı yükselişe geçen petrol fiyatlarının artışı OPEC üyesi ülkelerin petrol arzını artırmasıyla hafifletilmiştir. Fiyatlar 1998 yılındaki Güneydoğu Asya Ekonomik Krizine kadar göreli olarak sabit kalmıştır. OPEC in ve bazı OPEC dışı ülkelerin birlikte hareketi, toparlanmayı temin etmiştir. Bu on yılın sonundan itibaren başlıca uluslararası şirketler arasında birleşmeler yaşanmıştır lardaki uluslararası iklim değişikliği görüşmelerinde, OPEC uzmanlarının görüşüne göre, gelecekteki petrol talebinde hızlı düşüşler yaşanması tehlikesi ortaya çıkmıştır. Petrolü ikame edebilecek kaynağın mevcut olmayışı, yenilenebilir enerji kaynaklarının üretim hacminin son yıllarda giderek artması, toplam tüketilen enerji kaynakları içerisinde bu kaynakların oransal olarak düşük kalması ve orta vadede de kalacağı göz önüne alındığında petrol talebinde hızlı düşüşlerin yaşanacağına yönelik kaygıların şimdilik çok da esaslı gözükmediği vurgulanmıştır (OPEC, 2011).

43 29 Petrol şirketleri, uluslararası iktisadi ilişkileri biçimlendirmede rol oynayacak olan OPEC in doğuşuyla, tek yanlı fiyat indiriminin bir hata olduğunu da anlayarak, karar almada tekel konumunu yitirmişlerdir (Yergin ve Daniel, 1995: 603). OPEC Petrol ülkeleri tarafından petrolün uluslararası ekonomi-politik sistemdeki rolünü kendi hanelerine bir artı olarak yazma, bir baskı unsuru oluşturma ve/veya kendilerini koruma amaçlarından doğmuştur. Ayrıca Arap ülkeleri, sahip oldukları bu enstrümanı İsrail ve tarafındaki ülkelere karşı bir baskı unsuru olarak kullanmak da istemişlerdir (Zorgbibe, 1992: 45). OPEC in siyasi ve ekonomik bir baskı aracı haline gelmesi, petrole bağımlı ülkeler için ek bir uluslararası risk oluşturmuştur. Petrol üreticisi ülkeler arasındaki anlaşmazlıklar aralarındaki ilişkileri tehdit ederken, petrol tüketicisi ülkeler ortak bir stratejiyle gelişmelere karşılık vermeye çalışmışlardır. Bu bağlamda her iki yapılanmanın da bu büyük petrol denkleminde uluslararası sistem açısından politik ve hukuki bileşenlerden ziyade, ekonomi endeksli devlet stratejilerinden meydana geldiği söylenebilir. (Sabuncu, 1998: 7) Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) IEA 1974 yılında 27 üye ülkenin oluşturduğu bir enerji forumudur. Bu birlik 1973 Petrol Krizi nin sonucu olarak enerji fiyatlarının yükselmesinden dolayı sıkıntı yaşayan ve petrol tüketimini esas itibariyle dışarıdan karşılayan sanayileşmiş ülkeler tarafından kurulmuştur. Ajansın amacı (IEA, 2011); Üye devletlerin petrol arzında güvenliklerinin sağlamak,

44 30 Bahsi geçen ülkelerin ortak amaçlar için birlikte hareket ederek sorunlar yaşandığı takdirde veya sorun yaşanmaması için tedbirler almak, Kuruluş, üye ülkelerin enerji bilgilerinin paylaşımını, enerji politikalarının koordinasyonu ve enerji güvenliğini sağlayan rasyonel enerji politikalarının geliştirilmesinde işbirliğini sağlamak Hedefleri arasında, Üye ülkelerin petrole olan bağımlılıklarını azaltmak, Uluslararası petrol borsaları konusunda iletimde bulunmak, Petrol piyasalarında istikrar sağlamak, Petrol şokunun etkilerine karşı üye ülkeleri korumak için faaliyetlerde bulunmak, Yukarıdaki hedeflere ulaşmak için üye ülkeler belirli miktarlarda petrol stoku bulundurmayı kararlaştırmışlardır (IEA, 2011). Enerji alanındaki kapsamlı işbirliği programını yürütmek için bir program yapılmış olup bu programı yürütmek için yürütülecek faaliyetler aşağıdaki gibidir (IEA, 2011). Acil rezerv ve talep kısıtlaması yükümlülüklerini getiren kriz dönemi dağıtım planı Uluslararası petrol piyasasında yaygın haberleşme sistemi, Petrol şirketleri ile görüş alışverişi, Enerji tasarrufu ve alternatif kaynaklarının geliştirilmesi programlarını içeren uzun dönemli enerji işbirliği, Üretici ve Tüketici ülkelerle ekonomik ve siyasi ilişkiler (IEA, 2011). IEA, ABD, Almanya, İtalya, Japonya, Birleşik Krallık, Avustralya, Avusturya, Belçika, Kanada, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Finlandiya,

45 31 Fransa, Yunanistan, Hollanda, İrlanda, Güney Kore, Lüksemburg, Macaristan, Yeni Zelanda, Norveç, Polonya, Portekiz, Slovakya, İspanya, İsveç, İsviçre ve Türkiye olmak üzere toplam 28 üyeden oluşmaktadır (IEA, 2011) Uluslararası Petrol ve Doğalgaz Piyasası Çokuluslu Şirketleri Petrolün önemini anlayan ve bu alanda faaliyete geçenler, imparatorlar kadar güçlü, bunların kurdukları şirketler ise devletler kadar zengin hale gelmişlerdir (Emeklier ve Ergül, 2010: 54). Çokuluslu petrol şirketleri, halen dünyanın sayılı sermaye devleri olarak petrol piyasasını ellerinde bulundurmaktadırlar. Petrol şirketlerinin kurulmasının iki önemli hedefi vardır: İhtiyacı karşılayacak petrol kaynaklarını bulmak ve geliştirmek ve piyasayı garanti altına almak ve haddinden fazla fiyat rekabetinin önüne geçmek için var olan ve potansiyel arzı kontrol etmek. Bunlar bugün için petrolün ekonomik getirileriyle birlikte etkin bir politik hareket serbestîsi de elde ederek uluslararası konjonktürde politik ve ekonomik birer aktör haline gelmişlerdir (Penrose, 1983: 14). Örneğin ABD, Standard Oil in bir ülkedeki çıkarlarının tehdit altında olması durumunda o ülkeye nota verilmesi gibi politik/diplomatik reaksiyonlar gösterebilmektedir (Emeklier ve Ergül, 2010: 54). Bu yüzden çokuluslu petrol şirketlerinin salt ekonomik birliktelikler olarak düşünülmemesi gerekmektedir. Modern dünyanın hammadde kaynağı olan petrol ve doğalgaz gerek ticari ve ekonomik boyutuyla gerekse de uluslararası konjonktürdeki politik ve stratejik yeri itibariyle yenidünya düzeninin sistemik bir unsuru olarak görülebilmektedir (Emeklier ve Ergül, 2010: 54).

46 32 Petrol ve doğalgaz sembolik olarak bir enerji kaynağı olsalar da aslında sanayi çağında ekonomik, askeri ve politik güçlerin kaynağı ve yaşanılan uluslararası sorunların bazen gizli, bazen de aleni nedenlerinden önemlisi olagelmiştir (Kobrin, 1985: 17). Genelde enerjinin özelde petrol ve doğalgazın yerel ve uluslararası boyutları olduğunu, devletleri, örgütleri, şirketleri, toplumları sürekli etkileyen bir olgu olduğu göz önünde bulundurulmalıdır (Nye, 1982: 217). Petrol ve doğalgaz piyasasında bilinen çokuluslu şirketlerin yanı sıra ulusal petrol şirketlerinin de önemi artmaktadır. Bu önemin büyüklüğü, sahip olunan doğal kaynaklar üzerinde ülkenin ulusal şirketlerinin etkilerini daha da güçlendirmelerine bağlıdır. Büyük petrol ve doğalgaz kaynaklarına sahip ulusal şirketler, fiyatların yükselmesi ve kendi ülkeleri dışındaki ülkelerde arama ve üretim yatırımlarına girmeleriyle, konumlarını git gide güçlendirmektedirler. Örneğin Rusya nın Gazprom ve Brezilya nın Petrobras şirketleri böyledir. Japonya, tükettiği petrolün %99,6 sını, doğalgazın ise %96,3 ünü ithal eden bir ülke olarak, İmpex ve İtochu adlı uluslararası şirketler ile Jogmec adlı ulusal şirketin uluslararası alanda yürüttüğü faaliyetlerle enerji kaynaklarına olan ihtiyacını karşılamaktadır (Jogmec, t.y: 3). Platts, finansal olarak (ciro, kar ve sermaye yatırımının geri dönüşümüne göre sıralamasında) dünyada en etkili olan, enerji alanında faaliyet yürüten 10 petrol ve gaz şirketi olarak aşağıdaki şirketleri raporlamıştır (platts, 2011): 1. Exxon Mobile Corporation 2. BP 3. Gazprom Oao 4. Petrobras Brasileiro 5. Total SA 6. E. On AG

47 33 7. Petrochino Co. 8. China Petroleum 9. Chevron Corparation 10. Royal Dutch Shell Bu şirketlerin sermaye büyüklüklerinin, birçok ülkenin gayrisafi milli hâsılasından fazla olduğu göz önüne alındığında, enerjinin özellikle petrol ve doğalgazın günümüz önemi daha net anlaşılabilecektir.

48 34 İKİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE NİN PETROL VE DOĞALGAZ SEKTÖRÜ 2.1. TÜRKİYE NİN PETROL VE DOĞALGAZ TARİHÇESİ Cumhuriyet Öncesi Dönem 19. yüzyılın sonlarında ilk kez İskenderun Trakya ve Musul, Erzurum ve Van bölgelerinde başlanılmış olan petrol aramaları, Osmanlı hükümetinin 1914 yılında kurulan Turkish Petroleum Company adlı yabancı sermayeli bir şirkete Musul da yürütülecek faaliyetlere ilişkin imtiyaz verme düşüncesi, I. Dünya Savaşı sebebiyle fiiliyata dahi geçememiştir. Bu dönemde doğalgaz aramalarına ilişkin herhangi bir veri yoktur Cumhuriyet Dönemi Cumhuriyet dönemiyle birlikte, sınırlar içindeki petrol olanaklarını araştırmanın devlet eliyle yürütüleceğine ilişkin bir prensip ilke kabul edilmiştir. Bu ilke gereğince tarihinde çıkarılan 792 sayılı Petrol Yasası bütün petrol ve petrol bileşiklerinin tabi olduğu madenlerin aranması ve işletilmesi hakkını, maden yasası hükümlerine uyulması şartıyla, Hükümete vermiştir. 20/05/1933 tarih ve 2189 sayılı kanun ile kurulan Petrol Arama ve İşletme İdaresi nin faaliyetleriyle tarihinde açılan Türkiye nin ilk petrol arama kuyusunun (Basbirin-1) sondajı tarihinde 1351 inci metrede bitirilmiştir (PİGM, 2011). 20 Haziran 1935 tarihinde çıkarılan 2804 sayılı yasa ile Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü (MTA) kurulmuştur. Petrol Arama ve İşletme İdaresi de

49 35 Petrol Grubu Direktörlüğü adı altında bu enstitüye bağlanmış ve petrol aramalarına yurt düzeyinde ara verilmeden devam edilmiştir (PİGM, 2011). Petrol ihtiyacının artması ve arama faaliyetlerinin daha etkin sürdürülebilmesi amacıyla tarihinde 6326 sayılı Petrol Kanunu ile birlikte 6327 sayılı Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Kuruluş Kanunu kabul edilmiştir. Böylece, daha önce devlet adına MTA tarafından gerçekleştirilen petrol faaliyetleri, TPAO ya devredilmiş, bunun yanında yerli ve yabancı özel sektöre de açılmıştır. Zaman içinde 6326 sayılı Petrol Kanunu nda günün ekonomik ve siyasal anlayışına (liberal ya da devletçi) paralel değişiklikler yapılarak günümüze kadar gelinmiştir Kanunda, Türkiye deki petrol kaynaklarının devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu, petrol kaynaklarının milli menfaatlere uygun olarak hızla, sürekli ve etkili bir şekilde aranması, geliştirilmesi ve değerlendirilmesi (Madde 2) amaçlanmıştır. Yine kanunla aramaların yerli ve yabancı özel girişim eliyle yapılması öngörülmüştür. Bu yasada yabancı sermayenin özendirilmesi amacıyla sonradan değişiklikler yapılmış, bu da petrol kanununu zayıf duruma düşürdüğü eleştirilerine sebebiyet vermiştir. Petrol kanununun uygulanmasının denetimi 6326 sayılı Petrol Yasası ile kurulan Petrol Dairesi Reisliğine verilmiş olup, daha sonra bu idare çıkarılan Petrol Reform Yasası ile Petrol İşleri Genel Müdürlüğü ne dönüştürülmüştür. Bu dönem, yabancı petrol şirketlerinin Türkiye ye gelmeye başladığı ve faaliyetlerin yoğun olarak sürdürüldüğü bir dönemdir. TPAO, Shell ve Mobil şirketlerinin arama, üretim faaliyetleri sonucu toplam üretim hızla artmıştır (TPAO, 2011).

50 36 Aşağıda ayrıntılarıyla verilecek olan Türkiye deki petrol ve doğalgaz rezervleri ile petrol ve doğalgaz üretimine ilişkin veriler de bu yargıyı desteklemektedir TÜRKİYE DE ENERJİ KORİDORU SÜRECİNDE FAALİYET GÖSTEREN PETROL VE DOĞALGAZ ORGANİZASYONLARI TPAO ve Faaliyetleri Türkiye nin petrol ve doğal gaz ihtiyacını karşılamak, petrol ve doğalgaz potansiyelimizin tespiti ve milli ekonomiye kazandırılması için yurtiçi ve yurtdışında faaliyet gösteren TPAO, gelir kaynakları temin ederek enerji sektöründe etkin rol oynayarak enerji koridoru olmasında aktif görev almaktadır. TPAO (Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı), 1990 lı yılların başından itibaren yurtdışındaki faaliyetleriyle özellikle bölgenin önemli oyuncularından biri haline gelmiştir. TPAO; Türkiye nin arz güvenliğinin temini için yurtdışında, özellikle Hazar Bölgesi (Azerbaycan, Kazakistan), Kuzey Afrika (Libya) ve Irak da aktif faaliyet ve yatırımlarını sürdürmenin yanısıra, zengin hidrokarbon rezervlerine sahip, Güney Amerika, Rusya ve Ortadoğu da yoğun iş geliştirme faaliyetlerinde bulunmaktadır. TPAO Hazar Bölgesi nde, ortak bulunduğu konsorsiyumlar vasıtasıyla Azerbaycan da; Azeri-Çıralı-Güneşli (ACG) ve Şah Deniz olmak üzere 2 büyük önemli projedeki petrol üretim ve geliştirme çalışmaları sürdürülmekte, ayrıca Kazakistan daki sahalardan petrol üretim faaliyetlerine devam etmektedir (TPAO, 2011). TPAO, yurtdışı faaliyetleri kapsamında uluslararası petrol şirketleri ile oluşturulan konsorsiyumlara iştirak etmek suretiyle Azerbaycan ve

51 37 Kazakistan da sürdürdüğü üretim faaliyetlerinin yanında Irak ta, birinde operatör olmak üzere dört sahada servis hizmetine yönelik çalışmalarını sürdürmektedir, iş geliştirme kapsamındaki çalışmalar ise ülkeler ve/veya şirketler arası ilişkiler çerçevesinde sürdürmektedir. TPAO %9 hisse sahibi olduğu Şah Deniz Projesi ile yurtdışındaki ilk doğal gaz üretimini gerçekleştirmiş olup, bu üretimle birlikte ülkemiz doğal gaz ihtiyacının bir kısmını da yurtdışından karşılamaktadır. Güney Kafkasya Doğal Gaz Boru Hattı (SOP) Projesi ise Şah Deniz Projesindeki üretim faaliyetlerine bağlı olarak sürekli gaz sevkini sürdürmektedir. Projenin ana hedefi, ikinci aşamada bölge doğal gazının Türkiye üzerinden Avrupa ya iletilmesidir. Bu kapsamda Trans Anadolu Doğal Gaz Boru hattı nın uzatılması Avrupa ya gaz sevkinde önemli adım olarak karşımıza çıkmaktadır. Libya da ilk petrol keşfini 2009 yılında gerçekleştiren TPAO tarafından açılan 11 adet arama kuyusunun 7 si petrol keşfi ile sonuçlanmıştır. Libya da siyasi istikrarın sağlanmasının ardından TPAO Libya ofisi Kasım 2011 itibariyle çalışmalarına tamamen başlamış olup, 2012 yılında operasyonel faaliyetlere başlanmıştır. TPAO 2009 yılında Irak Missan ve Badra petrol sahalarının, geliştirilmesi için işletme hakkının yanı sıra, 2010 yılında da Siba ve Mansuriya Gaz Sahalarının 20 yıllık işletme hakkını da konsorsiyum ortaklığıyla birlikte kazanmış olup, faaliyetlerini sürdürülmektedir. Bahsi geçen sahalara ek olarak 2012 yılında Blok-9 da ihale kazanılmış ve yatırım sürecine geçilmiştir. Ayrıca TPAO bağlı kuruluşu TPIC vasıtasıyla Rumalia Sahasında Irak Milli Petrol Şirketi (SOC) ne ait 45 kuyuluk ihale imzalanmış olup, sondaj faaliyetleri sürdürülmektedir. Yine TPIC tarafından Kolombiya da Gonzalezve Maria Conchita bloklarında faaliyetlere devam edilmektedir (TPAO, 2012).

52 38 TPAO, Türkiye nin mevcut petrol potansiyelinin tespiti, üretilmesi ve ekonomiye kazandırılması için kara alanlarının yanı sıra, son yıllarda denizlerdeki arama faaliyetlerine de ağırlık vermiştir BOTAŞ ve Faaliyetleri 15 Ağustos 1974 tarihinde Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) tarafından kurulan BOTAŞ ın (Boru Hatları ile Petrol Taşıma A.Ş), kurulma amacı 27 Ağustos 1973 tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti ile Irak Cumhuriyeti Hükümetleri arasında imzalanan Ham Petrol Boru Hattı Anlaşması ile Irak ham petrolünün, Ceyhan Terminaline taşınmasını gerçekleştirmek amaçlanmıştır. Türkiye nin enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi göz önüne alınarak başlangıçta, boru hatları ile petrol taşımacılığı yapan BOTAŞ ın faaliyetleri, 1987 yılından itibaren boru hatları ile doğal gaz taşımacılığı ve doğal gaz ticareti ile ticari bir hüviyet kazanmıştır. 9 Şubat 1990 tarihli ve 397 sayılı Doğal Gazın Kullanımı Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile BOTAŞ a verilen doğal gazın ithali, dağıtımı (şehir dağıtımı hariç), satışı ve fiyatlandırması konularındaki tekel konumu, 2 Mayıs 2001 tarihinde Resmi Gazete de yayımlanan 4646 Sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu ile sona ermiştir. Söz konusu Kanun, doğal gazın ithali, iletimi, dağıtımı, depolanması, pazarlanması, ticareti ve ihracatı ile bu faaliyetlere ilişkin tüm gerçek ve tüzel kişilerin hak ve yükümlülüklerini düzenlemektedir (BOTAŞ, 2011). BOTAŞ ın ana statüsü, Türkiye içinde ve dışında her türlü petrol, petrol ürünleri ve doğalgaz boru hatları inşa etmek, ettirmek ve inşa edilmiş boru hatlarını devralmak, satın almak veya kiralamak. Boru hatları ile petrol, petrol ürünleri ve doğalgaz taşımak, anılan boru hatlarında nakledilecek ham petrol

53 39 ve doğalgazı satın almak ve satmak. Yurt dışında petrol ve doğalgazın temini için arama, sondaj, üretim, taşıma, depolama ve rafinaj gibi tüm petrol ameliyelerini yapmak şeklinde belirlenmiştir (BOTAŞ, 2011). Şekil 11: Türkiye nin Ham Petrol ve Doğalgaz Boru Hatları Kaynak: BOTAŞ, 2012 BOTAŞ, kurulduğu 1974 yılından itibaren muhtelif ham petrol boru hattı inşaatları ve bu hatların işletme faaliyetlerini gerçekleştirmektedir. Bu bağlamda BOTAŞ ın planlanan ve gerçekleşen hampetrol ve doğalgaz boru hatları projelerini gösterir harita yukarıda Şekil 12 de yer almaktadır. BOTAŞ, Türkiye nin artan enerji talebi ve enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi yönündeki çalışmalar sonucunda hem petrol faaliyetlerine ilaveten 1987 yılından itibaren doğalgaz taşımacılığı ve ticareti faaliyetlerini de yürütmektedir. BOTAŞ ın kuruluşundan bu yana gösterdiği faaliyetleri Tablo 7 de görülmektedir. BOTAŞ ın dahil olduğu petrol ve doğalgaz boru hattı projelerine tezimizin devam eden sürecinde değinilecek olup, enerji koridoru olmasındaki önemi vurgulanacaktır.

54 40 Tablo 7: BOTAŞ ın Kronolojisi Ağustos 1973 Ocak 1985 Eylül 1986 Haziran 1987 Temmuz 1996 Ekim 1997 Eylül 2002 Mart 2004 Mart 2007 Aralık 2008 Aralık 2011 Aralık 2012 Türkiye Cumhuriyeti ile Irak Cumhuriyeti Hükümetleri arasında Ham Petrol Boru Hattı Anlaşması imzalandı. 233 Sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında KHK nın yürürlüğe girmesi üzerine BOTAŞ ın ana sözleşmesi bu kararname hükümlerine uygun olarak yeniden tanzim edildi ve tarih ve 1178 sayılı Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlandı. Ceyhan-Kırıkkale HPBH işletmeye açıldı. Türkiye ye ilk gaz ithali gerçekleştirildi. BOTAS International Limited (BIL) şirketi uluslararası projelerde görevlendirilmek üzere kuruldu. BOTAŞ, Rus şirketi Gazporom un da ortak olduğu Turusgaz şirketine %35 hisse ile ortak oldu. BTC Hattı nın Türkiye kısmının inşa edilmesi işi BOTAŞ a verildi ve bu işi yapmak üzere BOTAŞ a bağlı BTC Proje Direktörlüğü kuruldu. BOTAŞ a bağlı bir şehir dağıtım şirketi olan Eskişehir Gaz Dağıtım Şirketi (ESGAZ) Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca özelleştirildi. BOTAŞ, Nabucco Projesini gerçekleştirmek üzere kurulan Nabucco Study Company Pipeline GmbH Şirketi ne %20 hisse ile ortak oldu. Bakû-Tiflis-Erzurum (Şahdeniz) Doğal Gaz Boru Hattı tamamlandı. Alman RWE firması 5 Şubat 2008 de 6. Ortak olarak Nabucco projesine katılmıştır. Yıl sonu itibarıyla, doğal gaz arzı sağlanan il sayımız 71 e ulaşmıştır. Yıl sonu itibarıyla, doğal gaz boru hatlarının uzunluğu km ye ulaşmıştır TÜRKİYEDE PETROL VE DOĞALGAZ PİYASASI Türkiye de, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB) tarafından yapılan projeksiyonlara göre 2020 yılı için petrol talebinin, 2000 yılındaki kullanıma göre iki kat artmasına karşın toplam enerji tüketimi içindeki payının

55 41 %40,6 dan %21,6 ya düşmesi, doğal gazın payının ise %16 dan %25,2 ye yükselmesi beklenmektedir (Dünya Enerji Konseyi, 2011: 56). Ülkemizde, 2010 yılında, birincil enerji tüketiminde petrolün payı %26,7, doğal gazın payı ise %31 olmuştur. İhtiyaç duyulan petrolün %90,8 i, doğal gazın ise %98,2 si ithal edilmiştir (Dünya Enerji Konseyi, 2011: 56) Türkiye de Petrol ve Doğalgaz Arama Faaliyetleri 2011 yılında toplam 2,4 milyon ton petrol ve 793 milyon metreküp doğal gaz üretilmiş olup, günümüze kadar toplam 137,9 milyon ton petrol ve 12,8 milyar metreküp doğal gaz üretimi gerçekleştirilmiştir (TPAO, 2012: 26). Türkiye de yeni petrol sahalarının keşfedilmesi ve ikincil üretim yöntemlerinin geliştirilmesi ile üretim düşüşü engellenebilmiş, ancak 2010 yılında yükselen üretim 2011 yılında %5,1 düşmüştür (TPAO, 2012: 26). Ayrıca, 2002 yılından itibaren TPAO tarafından kurulan ortaklıklarla Trakya da gerçekleştirilen yeni doğal gaz keşifleri ve eski sahalarda açılan yeni üretim kuyularının devreye girmesi ile 2001 yılında düşen doğal gaz üretimi tekrar yükselişe geçmiş ve 2008 yılında milyon metreküp üretim ile tarihin en yüksek seviyesine ulaşmıştır yılı üretimi ise 793 milyon metreküp olarak gerçekleşmiştir (TPAO, 2012: 19) Türkiye de Petrol ve Doğalgaz Rezervi 2011 yılı yurtiçi üretilebilir petrol rezervi 310,4 milyon varil (45,43 milyon ton) olup, yeni keşifler yapılmadığı takdirde, bugünkü üretim seviyesi

56 42 ile yurtiçi toplam hampetrol rezervinin 19,2 yıllık bir ömrü bulunmaktadır (TPAO, 2012: 26) yılı yurtiçi üretilebilir doğal gaz rezervi 7,17 milyar metreküp tür. Yeni keşifler yapılmadığı takdirde, bugünkü üretim seviyesi ile yurtiçi doğal gaz rezervinin 9 yıllık bir ömrü bulunmaktadır (TPAO, 2012: 26). Diğer taraftan, üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye de, deniz arama alanlarından Karadeniz ve Akdeniz de 1990 lı yıllarda yapılan sismik çalışmalarla karasuları ve açık denizlerin potansiyeli incelenmiştir. Son yıllarda deniz sondaj teknolojisindeki gelişmelerin, su derinliklerinin fazla ( m) olduğu alanlarda arama ve üretim imkanlarını ortaya çıkarması ile denizlerimizde hidrokarbon aramacılığının yapısı hızla oluşturulmuştur. Ayrıca 2 ve 3 boyutlu sismik aramalarda bulunabilen Barbaros Hayrettin Paşa Gemisi satın alınarak 23 Şubat 2013 tarihinde çalışmalarına başlamış olup petrol ve doğal gaz aramalarında sondaj öncesi veri toplama hizmet vermek amacıyla TPAO bünyesine katılmıştır. TPAO nun Karadeniz, Akdeniz ve Ege de arama faaliyetleri 2004 yılından itibaren devam etmektedir. 23 Kasım 2011 tarihinde TPAO ile Shell arasında Akdeniz Bölgesi Antalya deniz alanlarındaki 3 ruhsat alanını kapsayan bir ortak işletme anlaşması imzalanmıştır. Son 10 yılda özellikle Kuzey Amerika da geliştirilen teknoloji ile geleneksel olmayan yöntemle gaz üretiminde yaşanan gelişmelere paralel olarak ülkemizde de TPAO-Transa Atlantic TEMİ ile imzalanan ve 2011 sonuna kadar geçerli olan mutabakat zaptının yanısıra, 23 Kasım 2011 tarihinde Shell ile Ortak işletme Anlaşması imzalanmıştır. Anlaşma kapsamında geleneksel olmayan yöntemlerle gaz üretimi gerçekleştirilmesi planlanmaktadır. Ülkemizde bir ilk olacak söz konusu gaz üretiminin ülkemiz

57 43 hidrokarbon ihtiyacının karşılanmasına katkı sağlaması beklenmektedir. (TPAO, 2012: 26). Türkiye de petrol ve doğalgaz alanında faaliyet gösteren şirketler ve üretime katkılarını içeren Şekil 13 de yer almaktadır. Şekil 12: 2012 Yılı Türkiye Hampetrol Rezervleri Yine Tablo-8 de de görüldüğü üzere son on yılda Türkiye hampetrol arzı %15 oranında düşerken, doğal gaz arzı %121 oranında artmıştır yılında hampetrol talebinin %9,5 i yerli üretimle karşılanmış, doğal gazda ise bu oran %2 olarak gerçekleşmiştir.

58 44 Tablo 8: Doğalgaz Rezerv Tablosu Şirket Rezervuardaki Gaz (m 5 )* Üretilebilir Gaz (m J ) Kalan Üretilebilir Gaz (m 5 ) TPAO N.V.Turkse Perenco AmityOil Int. ve TPAO Thrace Basin ve Pinnacle Turkey Corp. Tivvay, TPAO, Foinavon ve Petrol Ofisi AŞ. TransAtlantic, Petrako ve Valeura Energy Arar Tivvay Petrogas Amity Oil Int Maya, Çalık Enerji ve Petrogas Toplam İspatlanmış, muhtemel ve mümkün rezervler toplamıdır. Kaynak: TPAO, Türkiye de Petrol ve Doğalgaz Üretimi Fosil enerji kaynakları açısından zengin olmayan ülkemizin petrol ve doğalgaz ihtiyacının dışarıdan karşılanmasına karşılık yeni petrol ve doğalgaz sahalarının keşfedilmesi ve ikincil üretim yöntemlerinin geliştirilmesi ile üretim faaliyetleri süregelmektedir. Dışa bağımlılığın azaltılması için yerli kaynak kullanımının artırılması, yeni kaynakların arama ve üretim faaliyetlerinin geliştirilmesi, yenilenebilir

59 45 enerji kaynaklarıyla üretimin teşvik edilmesi ve enerji kesiminde yeni teknolojilerin uygulanması gerekmektedir. Enerji kesiminde ithal kaynak kullanımının azaltılarak yerli kaynak kullanımının artırılması, enerji arz güvenliğini sağlayacaktır. Bu nedenle bilinen birincil enerji rezervlerinin etkin ve verimli bir biçimde üretimine geçilmesi gerekmektedir. Türkiye de başlatılan yerli kömür, hidrolik, petrol ve doğalgaz arama ve üretim faaliyetleri hızlandırılmakta ve bu alanlarda yatırım ortamının iyileştirilmesine ilişkin düzenlemeler yapılmaktadır (Narin, 2008: 60). Tablo 9: Dünya Enerji Kaynakları Petrole Eşdeğer Ton (1.000) Taşkömür Linyit Odun Petrol Doğalgaz Hidro Jeo termal Bio Rüzgar Elektrik Jeo Isı ve Diğer Isı Güneş Toplam Üretim İthalat Oran (%) 34,40 26,64 32,24 3,93 0,52 0,02 0,35 0,07 1,28 0,55 100,00 Kaynak: ETKB, Türkiye deki petrol sahalarının % 7 si milyon varil rezerve sahip olup, kalan % 93 ünün rezervi 25 milyon varilden azdır. Başka bir deyişle, Türkiye de keşfedilmiş petrol sahalarının % 93 ü küçük saha % 7 si ise orta saha sınıfındadır (TPAO, 2012: 26).

60 Türkiye de Petrol Üretimi 2000 li yılların başından günümüze değin petrol üretiminde çarpıcı değişiklikler olmamasına karşın doğalgaz üretiminde artış yönünde ciddi değişiklikler gözlenmektedir yılında 2,4 milyon ton olan ham petrol üretimi 2007 yılında 2,1 milyon tona düşerken 2010 yılında 2,5 milyon ton a yükselerek son 10 yıl için tavan yapmış 2011 yılında bu oran 2,4 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Şekil 13: Yıllar İtibariyle Türkiye Ham Petrol Üretimi (Milyon Ton) Kaynak: TPAO, 2011 Hampetrol üretiminin bölgelere göre dağılımı incelendiğinde %68 inin Batman ilimizde, %31 inin Adıyaman ilimizde gerçekleştiğini görmekteyiz. %1 oranında ise Trakya bölgemizde petrol üretim faaliyeti gerçekleşmektedir. Türkiye de 2010 yılında 128 petrol sahasından ton ham petrol üretimi yapılmıştır (Dünya Enerji Konseyi, 2011: 60).

61 Türkiye de Doğalgaz Üretimi Türkiye doğalgaz üreticisi bir ülke olmadığından, gereksinim duyduğu doğal gazı ithal etmektedir. Ekonomik büyüme ile orantılı olarak bu ihtiyacın giderek artması beklenmektedir. Artan ihtiyacın mümkün olduğu ölçüde karşılanması için ülkemizde doğalgaz üretimi yapılmaktadır. Ülkemizde doğalgaz üretimi hususunda 2000 li yılların başından beri önemli aşamalar kaydedilmiştir yılında 378 milyon metreküp olan doğalgaz üretimi 2008 yılında milyon metreküp tavan üretim miktarı olarak gerçekleşirken, 2011 yılı sonunda 793 milyon metreküp olarak gerçekleşmektedir yılında 65 doğalgaz sahasından ,564 milyon metreküp doğalgaz üretimi yapılmıştır (Dünya Enerji Konseyi, 2011: 60). Şekil 14: Yıllar İtibariyle Türkiye Doğalgaz Üretimi (milyon metreküp) Kaynak: TPAO, 2011 Türkiye doğalgaz üretiminin bölgelere göre dağılımı incelendiğinde %95 inin Trakya bölgesinde, %4 ünün Batman ilimizde ve %1 inin de Adıyaman ilimizde üretildiği gözlemlenebilecektir (TPAO, 2012: 29).

62 Türkiye de Petrol ve Doğalgaz Tüketimi Ülkemizin enerji kaynakları dağılımında fakir bir ülke oluşu sebebiyle ürettiğinden kat ve fazla tüketen bir ülkedir. Küreselleşen dünyaya uyum süreci, teknolojik gelişmelere entegre olma ve artan nüfus arıtışı da eklendiğinde enerji tüketiminin yüksek oranlarda olması kaçınılmazdır. Türkiye Enerji Sektörünü değerlendirilirken üç ana noktaya basılmıştır. Petrol ve doğalgaz tüketimimiz de değerlendirilirken bu üç nokta apaçık görülecektir. Artan enerji tüketimi İthal enerjiye bağımlılık Sanayi ve endüstriyel tüketimde enerji yoğunluğu Türkiye de Petrol Tüketimi Türkiye nin petrol tüketiminde yılları arasında çok büyük değişiklikler olmamıştır. Ancak, 2009 yılında yaşanan kriz nedeniyle petrol tüketiminde yaklaşık %30 civarında azalma olmuştur yılında toplam enerji tüketimi içinde petrolün payı %40,6 civarında iken 2010 yılında bu oran %29 lara düşmüştür (Dünya Enerji Konseyi, 2011: 64) yılında gerçekleşen petrol tüketimi 29,70 iken geçen on yıl içerisinde, 2011 yılında 32 milyon metreküp olarak gerçekleşmiştir. Petrol tüketiminde çarpıcı değişiklikler olmamasına karşın doğalgaz tüketim miktarlarında belirgin artış yaşanmıştır.

63 49 Tablo 10: Türkiye de Petrol Tüketimi (Milyon Ton) ,70 30,50 30,50 30,80 30,90 32,70 33,50 31,90 31,60 30,20 32,00 Kaynak: BP, Daha önce işlendiği üzere son yıllarda Türkiye de gerçekleşen ham petrol üretim miktarı ortalama 2,4 milyon ton iken, gerçekleşen tüketim miktarı yaklaşık 22,5 milyon ton dur. Üretim-Tüketim miktarları arasındaki bu büyük fark ithal ederek karşılanmaktadır. Bu da dışa bağımlılığımızın apaçık göstergesidir. Dışa bağımlılığın en aza indirilmesi ülkelerin ekonomik gelişmişliği hakkında bilgi vermektedir. Ülkelerin ekonomik ve enerji politikaları içerisinde kaynak çeşitlendirmesi, yeni alanlar geliştirilmesi gibi hedefler yer almaktadır Türkiye de Doğalgaz Tüketimi Türkiye doğalgaz tüketimi alanında üretimi ile kıyaslanamayacak kadar fark yaşayan bir ülkedir yılında ortalama 750 milyon metreküp doğalgaz üretimi yapılmasına karşın yine aynı yıl tüketilen ortalama doğalgaz miktarı ortalama 37 milyar metreküptür. Türkiye de doğal gaz tüketimi 1987 yılından bu yana sürekli artan bir eğilim içindedir. Doğal gaz tüketimi 2010 yılı sonunda 39,0 milyar metreküp e ulaşmıştır. Doğalgazın elektrik ve ısınma alanında kullanıldığını ve 2011 kış şartlarının da çok çetin geçtiği göz önünde bulundurulursa, 2011 yılında doğalgaz tüketim miktarının milyon metreküp olarak gerçekleşmesi çok da yadsınamaz bir sonuçtur. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yapılan projeksiyona göre, doğal gaz tüketimi 2015 yılında 51,4 milyar metreküp e, 2020 yılında 59,3 milyar m e çıkacağı tahmin edilmektedir (Dünya Enerji Konseyi, 2011: 64).

64 50 Tablo 11: Türkiye nin Doğalgaz Tüketimi (Milyon Metreküp) ,00 17,40 20,90 22,10 26,90 30,50 36,10 37,50 35,70 39,00 45,70 Kaynak: BP Statistical Review, Türkiye de doğalgaz tüketiminin sektörlere göre dağılımı incelendiğinden % 56 lık oran ile elektrik en başta gelmektedir. Bunu % 20 ile sanayii ve % 18 ile konutlarda kullanım teşkil etmektedir (Dünya Enerji Konseyi, 2011: 65). Şekil 15: 2012 yılı Sektörel Doğalgaz Tüketimi Kaynak: Dünya Enerji Konseyi, Enerji Raporu, Hem petrol hem de doğalgaz için üretim ve tüketim miktarları arasında uçurum bulunması her iki kaynak için de ithalatı zorunlu kılmaktadır. Bu sebeple ithalat rakam ve miktarlarının da incelenmesinde fayda bulunmaktadır.

65 PETROL VE DOĞALGAZ İTHALATI Ülkemizin enerji konusunda birçok problemi olmasına rağmen, öne çıkan en önemli sorun dışa bağımlılıktır. Giderek artan birincil enerji ihtiyaçları karşısında yerli enerji kaynaklarının hizmete alınamayışı enerji arzında dışa bağımlılık ve bunun doğurduğu ekonomik ve siyasi olumsuzlukları getirmektedir. Türkiye nin genel enerji talebi, Özellikle 1990 lı yıllardan itibaren ekonomik büyüme ve nüfus artışına bağlı olarak hızla yükselmiştir. ETKB ce yapılan öngörüye göre birincil enerji talebi 2020 yılına kadar artarak 222,4 milyon petrol eşdeğerine (MTEP) ulaşacaktır. Ancak birincil enerji üretiminin, 1970 li yıllardan itibaren artan talebini karşılamadığı, önümüzdeki yıllarda da enerji açığının hızla artarak 2020 yılında 156,3 milyon (MTEP) e ulaşacağı beklenmektedir (Narin, 2008: 50). Tablo 12: Birincil Enerji Üretim ve Tüketimi Milyon petrol (MTEP) Yıllar Üretimi Tüketimi Enerji Açığı Talebin Yerli Üretimle Karşılanma Oranı % ,5 18,9-4,4 78, ,4 32,0-14,6 54, ,5 53,0-27,5 48, ,0 80,5-54,5 32, ,8 99,8-73,0 26, ,5 126,3-88,8 30, ,5 170,2-115,7 30, ,1-222,4-156,3 30,0 Kaynak: ETKB, 2012.

66 52 Enerji talebinin yerli üretimle karşılanma oranı 1970 li yıllardan itibaren giderek düşmüş ve 2006 yılında %26,9 düzeyinde gerçekleşmiştir. Öngörülere göre 2020 yılında bu oranın %30 civarında olması beklenmektedir. Bu verilerden anlaşılmaktadır ki Türkiye enerji gereksiniminin büyük bölümünü ithal etmekte, diğer bir deyişle ülkenin dışa bağımlılığı giderek artmaktadır. Yine TPAO nun 2012 yılı raporunda belirtildiği üzere Türkiye de üretilen ham petrol ile tüketilen ve ithal edilen hampetrol arasında oldukça fark vardır yılından 2011 yılına kadar petrol üretiminde farklılık görünmez iken ithalat rakamları ekonomik gelişme, nüfus artışı, sanayileşme vb. nedenler ile artış ve azalışlar sergilemiştir. Şekil 16: Türkiye İthalat Grafiği Kaynak: TPAO, İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası tarafından hazırlanan Türkiye Enerji İstatistikleri ve Vizyon raporuna göre Türkiye resmi verilere göre yılda yaklaşık 18 milyon ton petrol, 8 milyon ton civarında

67 53 da motorin ithal etmektedir. Motorin ithalatıyla birlikte Türkiye nin toplam petrol tüketimi yıllık 30 milyon ton civarında gerçekleşmiştir. Tablo 13: Türkiye Petrol ve Petrol Ürünleri İthalatı Yıllar Milyon Ton Milyar Dolar , , , , , , , , , Kaynak: TUİK, İthal edilen petrol rafinerilerde mazot, benzin, fuel oil gibi ürünlere dönüşmektedir. Petrol ithalatı doğalgaz nedeniyle görece gerilese de, faturayı kabartan akaryakıtta uygulanan fiyat politikaları, Benzine göre mazotun ucuz tutulması, mazota olan talebi giderek artmaktadır. Benzinin sekiz katına ulaşan mazot talebi nedeniyle ithal edilen petrolden mazotla birlikte üretilen benzinin önemli bir bölümü atıl kalmakta iç piyasada 4.60 TL ye satılan benzin, yurt dışına 1.80 TL den ihraç edilmekte, benzer biçimde fuel oil fazlası da yine düşük fiyatlarla ihraç edilmektedir. İlgili çalışmada Türkiye nin enerji kaynaklarındaki durum sektörel olarak da masaya yatırılmış. Doğalgazda ithalat ağırlıklı bir yapının ortaya

68 54 çıktığı değerlendirilirken 2011 yılında 43,8 milyar metreküp doğalgaz ithal edildiği, 2012 de bu rakamın 48 milyar metreküpün üzerinde olacağı tahmin edilmektedir. Bu da yaklaşık 19,4 milyar dolarlık bir fatura anlamına gelmektedir. Tablo 14: Türkiye Doğalgaz İthalat Miktarları 2012 YILI DOĞALGAZ AYLIK İTHALAT MİKTARLARI (9155 Kcal/m 3 üst ısıl değere baz, milyon m 3 ) Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık 4.763, , , , , , , , , , , , YILI DOĞALGAZ AYLIK İTHALAT MİKTARLARI (9155 Kcal/m 3 üst ısıl değere baz, milyon m 3 ) Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık 4.379, , , , , , , , , , , , YILI DOĞALGAZ AYLIK İTHALAT MİKTARLARI (9155 Kcal/m 3 üst ısıl değere baz, milyon m 3 ) Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık 3.640, , , , , , , , , , , ,00 Kaynak: ETKB, 2013 Yapılan çalışmada faturanın bu denli büyük olmasının nedenlerinden birinin Rusya ve İran ile yapılan al ya da öde anlaşmaları olduğu, BOTAŞ ın bu şart yüzünden kullanmadığı doğalgazın da bedelini ödemek zorunda kaldığı ifade ediliyor. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu nun (EPDK) verilerine göre Türkiye halen ağırlıklı olarak 5 ülkeden doğalgaz ithal ediyor ve kalan açığı spot piyasalardan karşılıyor. Bu verilerin ışığında Türkiye nin 2010 yılı toplam ithalatı milyar metreküp iken bu rakam 2011 yılında milyar metreküpe, 2012 yılında da milyar metreküpe çıktığı görülmektedir.

69 55 Toplam ithalat rakamlarının değerlendirilmesi akabinde Türkiye nin doğalgaz ithal ettiği ülkelere ise Tablo-15 de yer verilmiştir. Ülkemiz yıllık toplamda milyar metreküp doğalgaz ithal ederken bunun yarısından fazlası olan milyar metreküpünü Rusya dan ithal etmekte, daha sonra İran ve Azerbaycan gelmektedir. Azerbaycan ile imzalanan doğalgaz boru hattı projelerinin tamamlanması ve işletmeye geçmesi ile bu dengelerde büyük değişiklikler beklenmektedir. Türkiye Boru hattı güzergahında geçiş ülkesi olurken Türkiye ye hem taşıma geliri hem de daha uygun fiyatlı doğalgaz ithalatı gerçekleştirecektir. Tablo 15: Türkiye Doğalgaz İthal Kaynakları ÜLKE (Milyar Metreküp) Yıllık Anlaşma Rusya İran Azerbaycan Cezayir Nijerya Spot Piyasa TOPLAM Kaynak: TUİK,2012. Türkiye 2012 yılında doğalgaz için 23 milyar dolar ödemiştir. Bu ortalama, bin metreküp başına 513 dolar gibi bir fiyattır. Üstelik son iki yılda Türkiye ye satılan gazın fiyatı %36 oranında artmış yılında bin metreküpe 513 dolar ödeyen Türkiye, 2011 de 462, 2010 da ise 378 dolar ödemiştir. Doğalgaz tüketim verilerine bakıldığında ise 2010 da 37,4 milyar metreküp olan tüketim 2011 de 43,6 ya, 2012 de de 45,1 milyara çıkmıştır.

70 56 Tüketimin üç yılda 20,5 arttığı, 2012 deki ithalatta 23 milyar metreküp ile Rusya nın ilk sırada yer aldığı, 23 milyar dolarlık doğalgaz ithalatında Rusya ya ödenen para yaklaşık 11 milyar dolar düzeyinde gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Tablo 16: Türkiye Petrol Eşdeğeri Rakamları (Milyon Ton) Enerji Talebi 83,8 119,4 Yerli Üretim 23,8 33,2 İthalat 65,2 94,8 İhracat 4,0 6,7 Kaynak: TUİK, Türkiye de son 10 yılda enerji talebi giderek artan bir trend gösterirken, talebin %80 i ithalatla karşılandığı, enerjide yerli üretimin artışı ise on yılda %40 a ulaşmadığı, enerji talebi 10 yıl önce yaklaşık 84 milyon ton petrole eşdeğerken, 2012 yılı sonu itibariyle ihtiyaç 119 milyon ton petrol eşdeğerine ulaştığı, on yıllık süre içinde ithalat rakamı da 65 milyon ton petrol eşdeğerinden, 95 milyon seviyelerine geldiği, Türkiye de yerli enerji üretiminin toplam enerji talebindeki payının azaldığı gözlemlenmektedir. Bu oran 2003 yılında yüzde 28 iken, 2012 yılında yüzde 27 ye gerilediği, 2011 yılında ağırlıkla petrol ve doğal gaz olmak üzere - enerji ithalatına 54,4 milyar dolar ödeyen Türkiye nin, 2012 sonu itibariyle 62 milyar dolara yaklaşan enerji faturasıyla karşı karşıya kalmaktadır. Bu rakam dış ticaret açığının üçte birinden daha fazlasına tekabül etmektedir. Türkiye nin enerji faturasını kabartan en önemli kalemlerin artan motorin ve doğal gaz tüketimi olduğu bilinmektedir. Türkiye yüksek motorin talebini karşılamak için daha fazla ham petrol ve doğrudan motorin ithal ederken, ihtiyaç fazlası olarak üretmek zorunda kaldığı benzin ve fueloili ise minimal kârlarla yurt dışına satmak zorunda kalmaktadır. Türkiye nin enerji tüketimi yılda ortalama yüzde 3.8

71 57 oranında artmaktadır. Buna karşın Türkiye, 2011 yılında 114 milyon ton petrole eşdeğer enerji arzı gerçekleştirmiştir. Bu enerjinin %93 ü petrol, doğal gaz ve kömürden sağlanmıştır. Yine bu enerjinin %78 i ithalatla gerçekleştirilmiş, enerjinin 86,9 milyon ton petrol eşdeğeri nihai olarak tüketilmiştir. TÜİK tarafından açıklanan 2012 Yılı Raporuna göre enerji ithalatının 9 milyar 292 milyon dolara ulaşmış, dış ticaret açığının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12,6 azalışla 12 milyar 950 milyon dolar düzeyinde gerçekleşmiştir yılı Ocak-Şubat döneminde, Türkiye nin enerji ithalatı yüzde 23,8 artışla 9 milyar 292 milyon dolara ulamış, bu dönemde Türkiye nin enerji ithalatı faturasının, dış ticaret açığının %72 sini oluşturduğu gözlemlenmiştir (TÜİK, 2012). Tablo 17: Türkiye nin 10 Yıllık Enerji İthalat Rakamları Yıllar Enerji İthalatı (Milyon Dolar) Toplam İthalat Enerji Payı (Milyon Dolar) (%) Dış Ticaret Açığı (Dolar) Enerji Payı(%) , , , , , , , , , , , , , , , , , , , ,39 Kaynak: TUİK, 2012.

72 58 TÜİK verilerinden anlaşıldığı üzere, ihracatın %12,9 artışla 22 milyar 137 milyon dolara ulaştığı, ithalatın ise %1,9 artarak 35 milyar 86,4 milyon dolara yükseldiği görülmüştür yılının ilk iki ayında, Türkiye 12 milyar 950 milyon dolar düzeyinde dış ticaret açığı verirken dış ticaret açığının en büyük kalemlerini enerji ithalatının oluşturduğu belirtilmiştir. BOTAŞ ın talebi üzerine 2011 yılında gizli veri adı altında toplanan Türkiye nin petrol, doğalgaz ve taşkömürü ithalatı yılın ilk iki ayında %24 artarak 6 milyar 474,4 milyon dolara ulaşmıştır. Genel verilerden hareketle Türkiye nin petrol ve doğal gaz açısından bağımlılığı Türkiye ve aynı konumda olan ülkeleri farklı arayışlara itmektedir. Türkiye nin petrol ve doğal gaz görünümüne özelde baktığımızda Tablo-17 daha anlaşılır hale gelecektir. Tablo 18: 2011 Yılı Genel Enerji Dengesi (Ton Eşdeğer Petrol) 2011 Yılı Petrol Doğalgaz Yurtiçi Üretim 2.555,1 652,4 İthalat , ,2 İhracat 5.298, ,5 Kaynak: TÜİK,2012. Türkiye nin son zamanlarda mevcut petrol rezervlerinin tespiti ve ekonomik yollarla çıkarılabilmesi amacıyla yapılan çalışmalara hız verilmiş olsa da yukarıdaki tablodan da görüleceği üzere yerli petrol üretiminin mevcut petrol ithalatının yaklaşık 14 te 1 i seviyesinde olduğu, yine mevcut petrol ithalatının petrol ihracatının yaklaşık 7 kat fazlasına denk geldiği görülmektedir. Bu tablo Türkiye nin gerek yerli üretim gerekse petrol ihracatının ülke genelinde ihtiyaç duyulan petrol talebini karşılamaktan uzak olduğunu göstermektedir. Doğalgazla ilgili durumun ise petrol arz ve talebine kıyasla çok daha olumsuz veriler taşıdığı görülebilir nitekim doğalgaz ithalat rakamlarının yerli

73 59 doğalgaz üretim miktarının 55 katı olduğu, yine doğalgaz ithalatının doğalgaz ihracatının 60 katı yüksek seviyede olduğu görülmektedir. Petrol ve doğalgaz anlamında dışa bağımlı her ülke gibi Türkiye de petrol ve doğalgaz talebini karşılamak amacıyla ithal edilen ürünler için çok ciddi meblağlar ödemektedir. Petrol ithalat rakamları yanında ülkemizde petrole uygulanan ciddi vergiler nedeniyle maliyet fiyatlarını arttırdığı rekabet gücünü azaltıcı etkisi olacağı rahatlıkla söylenebilmektedir. Dolayısıyla Türkiye nin yüksek oranlı petrol ithalatı yanında son 12 yıl içinde dünya petrol fiyatlarında meydana gelen ciddi artış, cari acık rakamlarını da ciddi oranda yükseltmiştir. Nitekim bir varil petrolün fiyatı 2001 yılı Kasım ayında 18 dolar iken, Irak işgali sonrası 25 dolara, 2005 yılı sonlarında 70 dolar olan petrolün varil fiyatı günümüzde 100 doların üzerine çıkmıştır. Bu boyutta meydana gelen artışlar , , yıllarında yaşanan artışları ve akabinde meydana gelen ekonomik durgunluk dönemini akla getirmektedir. Dünya petrol fiyatlarının artış nedenlerine baktığımızda ise dünyanın en zengin petrol sahalarına sahip Ortadoğu da yaşanan karmaşa ortamı istenen düzeyde petrol üretilememesine neden olduğu ve dolayısıyla enerji arz güvenliğinin sağlanamamasının fiyat artışlarını tetiklediği görülecektir. Tabii ki fiyat artışlarına neden olan tek unsur arz güvenliği değil, bunun yanında OPEC ülkelerinin fiyat düşüşlerini engellemeye yönelik kota indirimine gitmeleri yönündeki politikaları, Kafkasya, Hazar, Orta Asya, ve Batı Afrika gibi petrol bölgelerinden dünya piyasalarına beklenen kaynakların çeşitli nedenlerle üretime dahil edilememesi, dünya petrol ihtiyacının özellikle son yıllarda ciddi bir ekonomik büyüme içindeki başta Çin olmak üzere Asya ülkelerinde artmış olması petrol fiyatlarını arttıran diğer nedenler olarak karşımızda durmaktadır.

74 60 Son dönemde İran ve ABD arasında ya da İran- İsrail arasında hızla artan gerginliğinde hiç şüphesiz petrol fiyatlarını arttırdığı bir gerçektir yılı ilk aylarında bu gerilim sonucunda ABD ham petrolün varili 101 doları, Brent ham petrolün fiyatı 110 dolar seviyesine yükseldiğini unutmamak gerekir. Societe Generale nin hazırladığı bir raporda AB nin petrol ihracatı ambargosunu uygulamaya koyması halinde petrol fiyatlarının dolar aralığında olabileceği, İran ın Hürmüz Boğaz ını kapatma yönündeki tehdidini uygulamaya koyması halinde petrol fiyatlarının dolar seviyesine fırlayabileceği analiz raporlarına girmiştir. Dünyanın petrol ihracatının %30 unun geçtiği Hürmüz Boğazı, petrol üretimi konusunda da sayılı üretim merkezlerinden biri olduğu düşünüldüğünde ciddi analizler yapıldığı sonucuna varılabilecektir. Bu kapsamda Türkiye ye baktığımızda; enerji konusunda tamamen dışa bağımlı Türkiye nin ithal ettiği ham petrolün yaklaşık %30 unu İrandan satın aldığı, Türkiye nin ham petrol faturasının 2009 yılında 6.4 milyar dolar, 2010 yılında ise 9.7 milyar dolar seviyesine yükseldiği göz önüne alındığında Dünya konjonktürünün de ciddi anlamda ülkemizi etkilediği görülebilecektir (Societa Generale, 2012). Nitekim Maliye Bakanı Mehmet Şimşek in petrol fiyatlarında her 10 dolarlık artışın Türkiyenin cari açığını 4 milyar dolar arttırdığına ilişkin açıklamaları durumun ciddiyeti konusunda fikir vermektedir. Ayrıca Türkiye nin ham petrol ithal ettiği ilk üç ülkenin İran, Irak ve Rusya olduğu, Dünya konjonktüründeki farklılıklar sonucunda her üç ülkeye yönelik ekonomik ve siyasi tehdit algısının artması ülkemiz açısından satın alınan petrolün fiyatını ve alım şartlarını değiştirdiği için ekonomik açıdan ithalat rakamlarını arttırmasıyla cari dönem dengesinin bozulmasına neden olmaktadır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında ülkelerin talep ettiği petrolün teminine yönelik maliyet unsurlarının yanında Dünya ekonomik ve siyasi krizlerinin petrol ve doğalgaz fiyatlarını arttırdığı düşünüldüğünde bu ürünlere yönelik

75 61 arz güvenliğinin üretim bedeli ve taşıma giderlerinden çok daha önem arz ettiği görülmektedir. Petrol ve doğalgaz ihraç eden bazı ülkelerin (Rusya gibi) diğer ülkelere yaptığı sevkiyatı farklı siyasi nedenlerle kısması, kesmesi (Ukrayna-Rusya 2006 olayı) petrol ve doğalgaz ithal eden ülkeleri güvenli ve sürekli arz kanallarına yöneltmektedir. Bu yöneliş maliyet unsurları nedeniyle uzun süreli projeler olarak ülke gündemlerinde yer almaya başlamıştır. Hatta ülkelerin enerji arz güvenliğini tehdit eden unsurlar ülkeler açısından kendi varlıklarını ekonomik ve siyasi geleceklerini tehdit eden unsurlar olarak görülmeye başlanmıştır. Nitekim Mavi Marmara Baskını sonrası Türkiye-İsrail arasında kopma noktasına gelen ikili ilişkiler sonucu İsrail in Türkiye den özür dilemesiyle normalleşme sürecine girmesi beklenen ikili ilişkilerde bazı analistlerin İsrailin, kendi topraklarında doğalgaz rezervlerini Türkiye kanalıyla dünya pazarlarına açma düşüncesiyle özür dilediğine yönelik değerlendirmeleri ve ülkelerin siyasi yaklaşımlarının enerji arz güvenliğine yönelik tehditler sonucunda yeniden şekillendiğini göstermesi açısından ilgi çekicidir. Şekil 17: Türkiye Birincil Enerji Kaynakları Arzının Kaynak Dağılımı Kaynak: Türkiye Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi, Türkiye birincil enerji kaynakları arzının kaynak dağılımı tablosunda yenilenebilir enerji kaynaklarının oranının düşüklüğü, buna karşın petrol ve doğalgazın ağırlıklı oranını koruması/koruyacağı öngörüsü, bu kaynakların

76 62 değerini artırıcı önemdedir (Türkiye Enerji konseyi Türk Milli Komitesi, 2011: 29). Türkiye de petrol ve doğalgazın sektörel ağırlıkları ve özellikle günlük yaşamın temel enerjisi sayılan elektrik üretiminde ağırlıklı yapıya sahip oluşları önemini daha iyi anlamamıza sebep olabilecektir. TÜİK, Türkiye nin petrol faturasının 2011 yılı ocak ayında geçen yılın aynı ayına göre %28,8 artışla 1 milyar 830,5 milyon dolara ulaştığını, doğalgaz faturasının ise yine ocak ayında geçen yılın aynı dönemine göre %33,5 artışla 1 milyar 664, 8 milyon dolara yükseldiğini raporlamıştır (TÜİK, 2011). Bu rakamlar, bütçede petrol ve doğalgaz ithalatı rakamlarının önemsenmesi gereken bir yer tuttuğunu göstermektedir. Türkiye 2010 yılında petrol ithalatına bir önceki yıla göre %38,6 artışla 21 milyar dolar, doğalgaz ve mamul gaz ithalatına %22 artışla 14 milyar 158, 6 milyon dolar düzeyinde ödeme yapmıştır. Ulusal gelirin %6,6 sına denk gelen petrol ve doğalgaz ithali rakamları, petrol ve doğalgazın diğer tüm sektörleri etkiyen önemi sebebiyle, özellikle de elektrik üretimindeki doğalgaz ağırlığı düşünüldüğünde, direkt olarak tüketici ve üreticiye ait rakamlar, ekonomiye ait enflasyon, dış ticaret açığı gibi verilerin etkilenmesine yol açmaktadır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ın tarihinde Anadolu Ajansı na yaptığı; Türkiye nin ham petrolün %93 ünü, doğalgazın ise %97 sini ithal ettiği beyanı, bu kaynaklarda dışa bağımlılığın Türkiye için birçok alanda risk oluşturacağı gerçeğini tüm açıklığı ile göstermektedir. Ekonomik ve siyasi/sosyal değeri ile birlikte uluslararası ilişkilerdeki belirleyicilik rolü büyük olan bu kaynaklar için politika üretmek, daha çok uzun vadede planlamalar yapmak elzem olmuştur.

77 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ULUSLARARASI PETROL VE DOĞALGAZ DAĞITIMI PROJELERİ Dünya petrol rezervlerinin %65 i ve doğalgaz rezervlerinin %71 i Türkiye yi çevreleyen Hazar Havzası ve Ortadoğu ile Rusya Federasyonu nda bulunmaktadır. Gelecek 20 yıl içerisinde yaklaşık %40 oranında artması beklenen dünya enerji tüketiminin büyük bir bölümünün içinde bulunduğumuz bölgeden karşılanması öngörülmektedir. Orta Asya daki rezervler dünya enerji talebini karşılamada önemli bir alternatif kaynak olarak ortaya çıkmaktadır. Türkiye, gerek coğrafi, gerekse jeopolitik konumu ile Orta Doğu ve Orta Asya nın üretiminin dünya pazarlarına ulaşmasında hem köprü, hem de terminal olma özelliği taşımaktadır. Hazar havzası ve civarındaki Türk cumhuriyetlerinin sahip olduğu enerji kaynaklarının dış dünyaya ulaştırılabilmesi maksadıyla, boru hatlarının bir kısmının inşaatına başlanmış olup, bir kısmı ise halen proje aşamasındadır. Hazar havzası ve Basra Körfezi merkezli faal ya da projelendirilen boru hatlarının bazıları şöyledir: 1) Bakü-Tiflis-Ceyhan Projesi, 2) Azerbaycan-Türkiye (Şahdeniz) Projesi, 3) Türkmenistan-Türkiye-Avrupa (Hazar Geçişli) Doğalgaz Projesi- Nabucco 4) Mavi Akım Projesi, 5) Aktau (Kazakistan petrollerinin Bakü-Ceyhan a aktarılması) Projesi, 6) Orta Asya Doğalgaz Boru Hattı (Centgaz) Projesi (Türkmenistan-Afganistan-Pakistan), 7) Türkmenistan-İran- Türkiye Doğalgaz Boru Hattı, 8) Türkmenistan-Çin Doğalgaz Boru Hattı Projesi, 9) Kazakistan-Çin arasında, Atasu-Sincan Petrol Boru Hattı,

78 64 10) İran-Pakistan Doğalgaz Boru Hattı Projesi, 11) Rusya-Almanya Kuzey Akım Doğalgaz Projesi, 12) Rusya-Bulgaristan-Yunanistan-Sırbistan-Macaristan Güney Akım Doğalgaz Projesi, 13) Mısır-Ürdün-Suriye üzerinden Türkiye ye Arap Gaz Boru Hattı, 14) Mavi Akım 2 Doğalgaz Projesi (Akdeniz sahillerine ve İsrail e) Yukarıdaki boru hatlarına ilaveten daha küçük ve etkisi itibariyle önemi az başka boru hatları da mevcuttur. Bunlardan biri Ermenistan a Rusya dan, Gürcistan üzerinden uzanan doğalgaz hattıdır. Bu arada ayrıca halen faal ya da faaliyeti askıya alınmış veya proje halinde bekleyen stratejik önemi nispeten az başka boru hatları da vardır. Bunlar; Ünye-Sivas-Ceyhan Petrol Boru Hattı, Rumeyla-Hayfa Petrol Boru Hattı, Kerkük-Banias Petrol Boru Hattı, Aşkelon-Hayfa Petrol Boru Hattı, Trans Arabian Petrol Boru Hattıdır. Günümüzde böylesine stratejik değer taşıyan enerji kaynakları Türkiye nin kuzeyi, doğusu ve güneyinde yoğunlaşmıştır. Sadece Ortadoğu daki petrol rezervlerinin 100 milyar tona yaklaşması, konu hakkında bir bilgi vermeye yeterlidir. Rusya, Kafkasya, Orta Asya ve Ortadoğu da yoğunlaşan petrol ve doğalgaz rezervleri, Türkiye nin bu enerji hammaddelerinin terminal pazarı olmasını dikte etmektedir (Ogan, 2009).

79 HAYATA GEÇİRİLEN PROJELER Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Projesi Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Ham Petrol Boru Hattı (HPBH) Projesi gerek inşaat safhasında gerekse işletmede, ileri teknoloji, proje ve mühendislik becerisi ve uluslararası standartlar kullanılarak hayata geçmiş bir projedir. Şekil 18: BTC Boru Hattı Güzergâhı Kaynak: BTC HPBH Proje Direktörlüğü. Temel mühendislik çalışmaları Kasım 2000 de başlatılan boru hattının döşenmesi Temmuz 2005 de tamamlanmıştır. Boru hattının kapasitesi yılda 50 milyon ton olup günlük 1 milyon varildir km uzunluğundaki boru hattı güzergahı Azerbaycan da Sangaçal dan başlamakta, Gürcistan üzerinden Posof da Türkiye sınırına girmekte ve buradan Ceyhan daki Haydar Aliyev Deniz Terminali ne ulaşmaktadır. Genellikle 42 inç çapında olan boru hattının Türkiye sınırı içindeki uzunluğu 1076 km.dir. Sistemde bulunan 8 pompa istasyonundan 4 pompa istasyonu Türkiye kesiminde yer almaktadır. Ayrıca iki ara pig istasyonu da bulunmaktadır. 7 milyon varil depolama kapasitesi olan Ceyhan Deniz Terminalinde 2,6 km uzunluğundaki

80 66 iskelede DWT a kadar iki tankerin aynı anda yanaşıp yükleme yapabileceği 4 yükleme kolu vardır. 750 nin üstünde nehir ve akarsu ile 1000 in üstünde karayolundan geçmekte olan BTC hattı inşaat çalışmaları sırasında bir çok yerde yüksek sıra dağları aşmış olup bu kapsamda 2800 m yüksekliğe kadar çıkılmıştır. Ağır kış koşullarında, engebeli arazide ve dik yamaçlarda yapılan bu çalışmalarda kazasız olarak 60,6 milyon adam saat çalışılmış ve 138,4 milyon km yol kat edilmiştir (BTC, 2013). Projenin Türkiye kesiminin yapımı ana müteahhit BOTAS ve onun alt müteahhitleri tarafından üstlenilmiştir. BTC projesindeki hukuki çatı üç ülke arasında imzalanan Hükümetlerarası Anlaşma, ev sahibi ülkeler ile imzalanan ev sahibi ülke anlaşmaları ve BOTAS ve ana ihraç boru hattı katılımcıları arasında imzalanan Anahtar Teslim Müteahhitlik Anlaşması olmuştur. Projenin toplam maliyeti 4,0 milyar dolar olup Türkiye kesimi için bu maliyet 1,4milyar dolar civarında gerçekleşmiştir. Tablo 19: BTC Sponsor Grup Üyeleri ve Payları BTC Sponsor Grup Pay SOCAR % 45 BP % 25,72 Unocal % 7,74 Statoil % 6,35 TPAO % 5,08 ENI % 5 Itochu % 2,96 Delta-Hess % 2,05 Kaynak: Petrogaz Dergisi, 2012: 37.

81 67 3 Ekim 2000 tarihinde Azerbaycan, BTC Projesi ni desteklemek üzere bir Sponsor Grup meydana getirmiştir. 17 Ekim 2000 de AIOC üyesi 8 şirketten (SOCAR, BP, Unocal, Statoil, TPAO, Itochu, Ramco, Delta-Hess) oluşan bu yeni grubun üyeleri, bir Sponsor Grup Finansman ve İşbirliği Anlaşması imzalamışlardır. Bu üyeler Sponsor Grup Üyeleri Ana İhraç Boru Hattı (MEP) Katılımcıları olarak da anılmaktadırlar. Boru hattının ilk etapta hesaplanan maliyeti 2,4 milyar Dolar olsa da, bu rakam daha sonra arazi yapısındaki zorluklar nedeniyle 4 milyar Doları bulmuştur. Kurulan sponsor grup içerisindeki şirketler ve payları zaman içerisinde değişmiş olup, son olarak pay dağılımı Tablo-18 de yer almaktadır (Pala, 2001:39). Tablo-18 den de anlaşılacağı üzere BTC ye yeni katılan şirketlerle beraber, BTC nin sadece Azerbaycan petrolünü taşımayacağı, bölgede bir diğer ana üretici olan Kazakistan petrolünü de taşıyacağı anlaşılmaktadır. Ayrıca BTC ye paralel olarak uzanacak ve Türkmen doğal gazını taşıyacak hattın ilk imzalarının da, BTC yle beraber atılmış olması, bu projenin sadece bir ham petrol boru hattı projesi değil, büyük bir enerji projesi olduğunun da kanıtıdır. İşletme hazırlık çalışmaları inşaatın son yıllarında başlatılmış ve 40 yıllık (10+10 yıl uzatma opsiyonu) işletme süresini içeren İşletme Anlaşması 2002 yılında BIL ve BTC Co. arasında imzalanmıştır. Bakanlar Kurulu Kararı ile kurulan ve %100 hissesi BOTAŞ a ait olan BOTAŞ International Limited (BIL) 29 Temmuz 2006 günü hattın geçici kabulü ile birlikte Türkiye kesimindeki işletmecilik sorumluluğunu üstlenmiştir. Boru Hattı nın yakın geçmişinde en önemli kilometre taşı hiç şüphesiz ilk petrolün Türkiye ye ulaşmasıdır. Sangaçaldaki pompa istasyonundan gönderilen ilk petrol 18 Kasım 2005 tarihinde Posof daki 1 No lu petrol istasyonuna gelmiştir. Önemli gelişmelerden bir diğeri de ilk tanker dir. BTC nin ilk petrol tankeri olarak kayıtlara geçecek olan BP nin British Hawthorn tankeri, 4

82 68 Haziran 2006 tarihinde 592 bin varil petrol yükü ile Sicilyadaki bir rafineri ye yükünü sevk etmek üzerek terminalden ayrılmıştır (BTC, 2013). 15 Mart 2007 tarihinde yani işletmenin başlamasından 8 ay sonra Knock Sheen adlı 100. tanker 1 milyon varil petrol yükü ile yola çıkmıştır. Bu önemli başarı dolayısıyla kutlamasının yapıldığı gün 103. tanker ile 73 milyon varil petrol dünya pazarlarına çıkarılmıştır. İskeleye yanaşan her tankerde aynı özen, dikkat ve heyecan gösterilmekte ve başarılı bir işletme ile tanker sayısı her geçen gün artmaktadır (BTC, 2013). XXI. yüzyılın İpek Yolu olarak sunulan Doğu-Batı Enerji Koridoru nun en önemli bileşenlerinden birini oluşturan dünyanın en uzun boru hatlarından biridir. BTC HPBH, Bakü den başlayıp Ceyhan da son bulan, başta Azerbaycan petrolü olmak üzere bölgede üretilecek petrollerin Ceyhan a taşınması ve buradan da tankerlerle dünya pazarlarına ulaştırılması amacıyla gerçekleştirilen bir projedir. (Öner ve Ahmedov, t.y: 125). Türkiye kesiminin tüm finansmanı, Türkiye tarafından değil bizzat projeye iştirak eden şirketlerce karşılanmaktadır. Bu şirketler, 1 Ağustos 2002 de, inşaat ve işletme faaliyetlerini yürütmek amacıyla BTC Company ve finansman işlerinden sorumlu olmak üzere ise BTC İnvest şirketlerini kurmuşlardır. Kırk yıllık bir işletme dönemi olan projeye çeşitli ülkelerden devlet ve özel şirketlerin katılımı söz konusudur, bunlardan en büyük paya sahip olan BP dir. BTC Company deki TPAO hisse oranı %6,75 tür (Kıvılcım, t.y: 96). Bu proje o dönemde Türkiye ile Rusya arasındaki temel rekabet alanlarından da birisini oluşturmuştur. Zira Ceyhan dan ilk yüklemenin yapılması ile enerji piyasalarında Azeri Petrolünün fiyatı artış göstermiştir (Roberts, 2013: 81).

83 69 Doğalgaz fiyatlarının belirlenmesinde petrol fiyatlarının öneminin yanı sıra jeopolitik ve politik gelişmeler de çok önemlidir. Ceyhan a gönderilen ilk Azeri petrolünün önemi bu açıdan da göz önüne alınmalıdır (Rzayeva, 2013: 58). Faaliyete geçmesine kadar birçok aşamadan geçen BTC Boru Hattı, fikir olarak 1989 yılında doğmuş, 1998 yılında Bakü-Ceyhan Boru Hattı adıyla ABD, Azerbaycan, Türkiye, Gürcistan, Kazakistan ve Özbekistan ın imzaladıkları Ankara Deklarasyonu ile şekle bürünmüştür. Bakü-Ceyhan ile ilgili en önemli gelişmelerden biri 1999 yılında İstanbul da yapılan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü Konferansı nda yaşanmıştır. Türkmenistan, Azerbaycan, Gürcistan, Kazakistan ve Türkiye devletlerinin liderleri, ABD Başkanı Clinton ın da hazır bulunduğu imza töreniyle bu hattın arkasında durduklarını açıklamışlar ve hattın isminin Bakü- Tiflis-Ceyhan olarak değiştirilmesine karar vermişlerdir. Yine aynı konferansta, Bakü den Erzurum a uzanacak olan bir doğalgaz hattı konusunda da anlaşmaya varılmıştır. Bu hatla Azerbaycan a ait Şahdeniz bölgesinden doğalgaz taşınması da planlanmıştır (Rzayeva, 2013: 59) yılı Temmuz ayında hizmete giren BTC, Türkiye nin 10 ilinden (Ardahan, Kars, Erzurum, Erzincan, Gümüşhane, Sivas, Kayseri, Kahramanmaraş, Osmaniye ve Adana) geçmektedir. Tüm dünyada ucuz ve istikrarlı enerji kaynaklarına sahip olabilmek için yoğun bir mücadelenin yaşandığı ve Sovyetler Birliği nin 1991 yılının sonunda resmen dağılmasının ardından, Kafkaslar ve Hazar Denizi çevresinin bu mücadelenin en çok hissedildiği bölge olduğu da düşüldüğünde, BTC Boru Hattı nın stratejik bir öneme sahip olduğu söylenebilir. BTC ekonomik avantaj yaratması yanında uluslararası standardın talep ettiği arz güvenliği ilkesini sağlamakta, diğer yandan ise daha önce gerçekleştirilmesi imkânsız sanılan bir projenin hayata geçirilmesinin yeni

84 70 bölgesel projeler için önayak olması açısından ayrıca değer taşımaktadır. (Öner ve Ahmedov, t.y. 125). Şekil 19: Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı Kaynak: BOTAŞ, Bu kritik proje, petrolün uluslararası piyasaya ihracı için kullanılacak emniyetli bir taşıma sisteminin tesis edilmesini sağlamıştır. Proje ile hem ekonomik açıdan uygun hem de çevresel açıdan sürdürülebilir bir taşıma sistemi kurulmuştur. Çeşitli ulusal ve uluslararası platformlarda pek çok defa vurgulandığı üzere, hattın geçeceği güzergâh Doğu ile Batı arasında bir enerji köprüsü oluşturacak ve her şeyden önemlisi bu proje bölge ülkelerinden dünya pazarlarına ham petrol ve doğalgaz nakledecek diğer boru hattı projelerine de öncülük etmektedir. BTC Projesi dünyanın en büyük boru hattı projelerinden biri olup başarı ile işletimini sürdürmektedir. Bu projenin inşaat yapım maliyeti yaklaşık 3,9 milyar dolar olup, günlük taşıma kapasitesi varildir. Kabaca söylemek gerekirse toplam petrolün 1/8 i BTC ile taşınmaktadır (Roberts, 2013: 78). Doğu-Batı Enerji Koridoru nun en kritik ayağını oluşturan BTC ile hem Türkiye nin jeopolitik önemi artacak hem de Azerbaycan ve Gürcistan ın siyasi ve iktisadi istikrarına katkı sağlayacaktır. Proje ile Azerbaycan dünya genelinde sayılı üreticiler arasına girecek, Gürcistan da en önemli geçiş ülkesi olarak ön plana çıkacaktır. (BTC, 2011). Azerbaycan ın devlet petrol şirketi (SOCAR), 6 aylık süre içerisinde 1 Şubat 2011 itibariyle 1 milyon 496 bin 713 ton Türkmen petrolünün BTC

85 71 üzerinden Ceyhan limanına ulaştığını açıklamıştır (Enerjiport, 2011). Ekim 2012 tarihinde söz konusu hat üzerinden yapılan petrolün ithalatı 1,5 milyon varili aşmıştır (MFA, 2013). Mart, 2013 itibarı ile Ceyhan limanına ulaşan varil miktarı milyon varildir (Botasint, 2013). BTC açık denizlere erişimi de kolaylaştırmıştır. Orta Asya nın petrol üreten ülkeleri için bu hat Rusya toprağından geçmekle Karadeniz e çıkan petrol boru hatlarına alternatif bir güzergâh yaratmıştır. BTC nin önemi, hem bölgenin petrol üreticisi devletleri, hem de Avrupa nın petrol tüketicisi ülkeleri için her geçen yıl artmaktadır. Şu an Kazakistan petrolünün bir kısmının bu boru hattı vasıtasıyla nakli için Azerbaycan ve Kazakistan hükümetleri anlaşmaya varmıştır. Petrol üretiminin 3 4 yıl içerisinde en az üç katına kadar çıkarmayı planlayan Kazakistan, bu petrolün ihracatını gerçekleştirmek için mevcut CPC (Hazar Boru Hattı Konsorsiyumu) hattının yetersiz kalacağından petrolün önemli kısmını BTC hattıyla ihraç etmeyi planlamaktadır (Öner ve Ahmedov, t.y. 126). Yapılan planlamalar doğrultusunda 16 Haziran 2006 tarihinde, Kazakistan BTC Boru Hattı projesine resmi olarak katılmıştır. Bu amaçla, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev arasında anılan tarihte, Almati de anlaşma imzalanmıştır. Kazak hampetrolü, Hazar Denizi nden tankerlerle Bakü ye getirilerek, BTC boru hattıyla Ceyhan a 2008 Kasım dan itibaren pompalanmaya başlanılmıştır. BTC boru hattının açılmasına kadar, Batı nın ithal ettiği enerjinin büyük bölümü Rusya nın tekelinde nakledilmekteydi. Türkiye bununla bu monopolu kırmıştır. BTC Boru Hattı ekonomik, sosyal ve stratejik açıdan Türkiye ye son derece önemli katkılar sağlamaktadır. Bu proje ile Akdeniz deki Ceyhan Limanı na ulaşan Azerbaycan petrolü, Türkiye nin arz güvenliğine olduğu kadar, uluslararası piyasalara da kaynak çeşitliliği yönünde katkı sağlayacaktır (Türkiyenin Enerji Stratejisi, 2009: 2).

86 72 Irak petrolünün de tam kapasite ile Kerkük-Yumurtalık Boru Hattı ndan Ceyhan a ulaşması durumunda, Bakü-Tiflis-Ceyhan ile birlikte Ceyhan da uluslararası piyasalara arz olunacak petrol miktarı yaklaşık 130 milyon ton/yıl (2,1 milyon varil/gün) olacaktır. Bu miktar dünya tüketimi içinde önemli bir oran teşkil etmektedir (Karaca, 2007: 30). Asrın projesi olarak adlandırılan BTC Petrol Boru Hattı Projesi nin en önemli özelliği, Türkiye yi doğu-batı enerji koridoruna dönüştürecek en önemli projelerden biri olmasıdır Irak-Türkiye (Kerkük-Ceyhan/Yumurtalık) Ham Petrol Boru Hattı Projesi Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı, 27 Ağustos 1973 tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti ve Irak Cumhuriyeti Hükümetleri arasında imzalanan Ham Petrol Boru Hattı Anlaşması çerçevesinde Irak ın Kerkük ve diğer üretim sahalarında üretilen ham petrolün Ceyhan (Yumurtalık) Deniz Terminaline ulaştırılması amacıyla inşa edilmiştir. 40 inç çapında, 986 km uzunluğundaki ilk hat 1976 ytiında İşletmeye alınmış ve İlk tanker yüklemesi 25 Mayıs 1977 tarihinde gerçekleştirilmiştir (BOTAŞ, 2010: 20). Boru hattının kapasitesinin artırılması amacıyla geliştirilen projeler; Birinci Tevsii Projesi: 1983 yılında başlayan inşaat çalışmaları, 1984 yılında tamamlanmıştır. Boru hattının başlangıç kapasitesi 35 milyon ton dan 46.5 milyon ton a yükselmiştir. İkinci Tevsii Projesi: Birinci boru hattına paralel olan ve inşaat çalışmaları 1985 yılında başlayan ikinci boru hattı 1987 yılında tamamlanmıştır. 46 inçlik bu boru hattı ile yıllık taşıma kapasitesi 70,9 milyon tona yükseltilmiştir.

87 73 Birleşmiş Milletlerin Irak a uyguladığı ambargo ile Ağustos 1990 da işletmeye kapatılan Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı, Birleşmiş Milletlerin tarih ve 986 sayılı karar ile sınırlı petrol sevkiyatı için tarihinde tekrar işletmeye alınmıştır. Petrol sevkiyatı ABD-Irak savaşı sırasında Irak ın petrolünü pazarlayamaması ve Ceyhan Terminalinin stok sahasında maksimum stok seviyesine ulaşılması nedeniyle 9 Nisan 2003 tarihinde durdurulmuştur. 22 Şubat 2004 de yeniden işletmeye açılan hatta sevkiyat düşük kapasitede sürmektedir. 2 hat şeklinde uzanan Irak-Türkiye hattının 1. hattı 986 km., 2. hattı 890 km olmak üzere toplam 1876 km uzunluğa sahiptir. 1. hattın kapasitesi 46,5 milyon ton/yıl, 2. hattın yıllık taşıma kapasitesi ise 70,9 milyon tondur. B tarafından Irak a verilen izinler doğrultusunda 2012 yılında Irak-Türkiye ham petrol boru hattı ile taşınan ham petrol miktarı bin varildir yılında Irak-Türkiye Ham Petrol Boru Hattı ile 19,7 milyon ton (144, 5 milyon varil) ham petrol taşınmıştır (BOTAŞ, 2010: 20). Iraktaki son gelişmeler ışığında güvenlik kaygılarıyla 2011 ve 2012 döneminde kapatıldığı veya saldırılar nedeniyle onarımla geçen belli süreler nedeniyle son veriler hattın gerçek kapasitesinden uzak rakamlardır. BOTAŞ, hattın Türkiye sınırları içinde kalan kısmının mülkiyetine sahiptir. Ayrıca bu kısmın işletilmesi, kontrolü, bakım ve onarımı da yine BOTAŞ a aittir. Boru hattının işletimi, etkin bir telekomünikasyon sistemi ile sağlanmaktadır. Bu sistem sayesinde boru hattı işletmesi, Irak ve Türkiye deki ana kontrol merkezlerinden otomatik olarak sağlanmaktadır. Hattın Türkiye kısmında 6 adet pompa istasyonu (Silopi, İdil, Midyat,

88 74 Viranşehir, Araban ve Pazarcık) bulunmaktadır. ve 1 adet pig istasyonu (Pazarcık) Anılan hattan petrol taşımacılığına yönelik süresi 2010 yılında son bulan anlaşmanın süresinin 15 yıl daha uzatılmasına ilişkin anlaşma, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner Yıldız ile Irak Petrol Bakanı Şehristani tarafından 19 Eylül 2010 günü Bağdat ta imzalanmıştır (MFA, 2011) Bakü-Tiflis-Erzurum Doğalgaz Boru Hattı (Şahdeniz) Projesi Avrasya bölgesinin hidrokarbon kaynaklarının dünya piyasasına çıkarılmasında Azerbaycan ve Türkiye işbirliğinin bir başka önemli örneği de Bakü- Tiflis-Erzurum (BTE) Uluslararası Doğal Gaz Boru Hattı dır. Doğu-Batı Enerji Koridorunun ikinci aktif bileşeni olarak da adlandırılmaktadır. Doğu-Batı ekseninde ülkemiz üzerinden geçmesi ve Hazar havzasının yanı sıra Ortadoğu doğal gaz kaynaklarım Avrupa ya sevk etmesi öngörülen boru hatları, Güney Avrupa Doğal Gaz Ringi, kısa adıyla Güney Gaz Koridoru kapsamında değerlendirilmektedir. Avrupa nın enerji çeşitliliği çabalarının temelinde bu çerçevede ön plana çıkan projeler ile Türkiye, Yunanistan ve İtalya nın Güney Gaz Koridoru kapsamında şebekelerinin birbirlerine bağlanması da yatmaktadır. Türkiye üzerinden geçecek tüm Güney Gaz Koridoru projeleri Türkiye tarafından desteklenmektedir tarihinde Azerbaycan (SOCAR) ve Türkiye (BOTAŞ) arasında Şahdeniz sahasından 15 yıl süre ile yıllık 6,6 milyar m3 e kadar, doğalgaz alım-satım; Türkiye-Gürcistan ve Türkiye-Azerbaycan arasında da hükümetler arası antlaşmalar imzalanmıştır. Projede ayrıca; Azerbaycan a, Gürcistan a ve yakıt gazı olarak da BTC Projesine gaz satılması planlanmaktadır (BOTAŞ, 2011).

89 75 Bu boru hattının başlıca amacı Şahdeniz sahasında üretilen doğalgazın Türkiye ve dünya piyasasına çıkarılmasıdır. Şahdeniz deki Azerbaycan Petrolünün ve Doğalgazının ihtiyaç sahibi ülkelere taşınması fikri 1990 lardan beri tartışıla gelmiştir. Amaç, dünya petrol ve doğalgazının fiyatının düşürülmesidir (Roberts, 2013: 78). Uzunluğu toplam 970 km olan bu boru hattı BTC hattına paralel olarak yapılmıştır. Yıllık kapasitesi 30 milyar metreküp olan bu hattın inşasına 2004 yılında başlanmış, 2006 yılının sonunda yapımı tamamlanmıştır. İlk Şahdeniz gazı 13 Mart 2007 tarihinde bu hatta verilmiştir (BOTAŞ, 2010; 30). Erzurum a ulaşan gaz, Türkiye nin dâhili boru hattı ağlarıyla ülkenin batısına, oradan da Orta ve Güney Avrupa ülkelerine taşınacaktır. Gelecekte Kazakistan ve Türkmenistan da BTE projesine katılarak kendi doğalgazlarını bu hat vasıtasıyla Avrupa pazarlarına ulaştıracaktır (SOCAR, 2011). Sürekli ticari üretime tarihinde geçilmiş olup, halen 4 kuyu ile üretim sürmektedir. Projeden 2009 yılında 6,3 milyar metreküp doğal gaz (TPAO payı 474 milyon metreküp) ile 13 milyon varil (TPAO payı 998 bin varil) üretilmiş olup, 2009 yılı sonu itibariyle kümülatif olarak 16,8 milyar metreküp doğal gaz üretimine ulaşılmıştır (BOTAŞ, 2011). Aşama 2 için ise; 2012 yılında inşaat kararının alınması ve 2016 yılında ilk gaz tesliminin gerçekleştirilmesi öngörülmektedir (TPAO, 2011). TPAO nun Şah Deniz gazını Gürcistan-Türkiye sınırına taşıyan bu projede %9 hissesi bulunmaktadır. BTE boru hattı projesini önemli kılan hem Rusya dan bağımsız proje olması, hem de diğer doğalgaz boru hattı projelerine önayak olmasıdır.

90 GERÇEKLEŞTİRİLMESİ PLANLANAN PROJELER Avrupa nın doğalgaz arz açığının bir bölümünün Türkiye nin doğusundaki kaynaklardan karşılanması amacıyla ülkeler ve uluslararası enerji şirketleri tarafından işbirliği içerisinde çeşitli projeler geliştirilmektedir. Şirketimiz de Avrupa gaz arz açığını karşılayacak projelere destek vermekte ve bazılarının içerisinde de yer almaktadır Türkiye-Yunanistan-İtalya Doğalgaz Boru Hattı Projesi Ülkemiz ile AB enerji şebekelerinin bağlantısı Türkiye-Yunanistan- İtalya Eneterkonektörü (ITGI) Hükümetler Arası Anlaşması 2003 Şubat ayında ve BOTAŞ ile DEPA arasında aynı yılın Aralık ayında imzalanan Alış ve Satış Anlaşmasının sonuçlandırılmasıyla gerçekleştirilmiştir. Güney Gaz Koridorunun hayata geçirilen ilk parçası olan ITGI, aynı zamanda Azeri gazının Güneydoğu Avrupa ya ulaştırılması açısından da büyük önem taşımaktadır. Türkiye-Yunanistan-İtalya Doğal Gaz Ulaştırma Koridorunun Geliştirilmesine İlişkin Hükümetlerarası Anlaşma ise 26 Temmuz 2007 tarihinde Roma da imzalanmıştır. Türkiye-Yunanistan Doğal Gaz Boru Hattı, 18 Kasım 2007 tarihînde İpsala da iki ülke Başbakanlarının katılımıyla düzenlenen açılış töreniyle hizmete girmiştir. Bunun yanısıra, BOTAŞ (Türkiye), DEPA (Yunanistan) ve Edison (İtalya) arasında 17 Haziran 2010 tarihinde İstanbul da bir Mutabakat Zaptı imzalanarak, sözkonusu şirketler arasındaki işbirliği alanları genişletilmiştir. Türkiye ve Yunanistan doğalgaz şebekelerinin Enterkonneksiyonu ve AB Komisyonu INOGATE (Interstate Oil and Gas Transport to Europe) Programı çerçevesinde, Hazar Havzası, Rusya, Orta Doğu, Güney Akdeniz ülkeleri ve diğer uluslararası kaynaklardan sağlanacak doğalgazın Türkiye ve Yunanistan üzerinden, Avrupa pazarlarına nakli için Güney Avrupa Gaz Ringi Projesi geliştirilmiştir (BOTAŞ, 2011).

91 yılı Kasım ayında işletmeye alınan Türkiye-Yunanistan Doğalgaz Boru Hattı ile Güney Avrupa Gaz Ringi Projesi nin ilk ayağı tamamlanmış, ülkemiz doğalgaz iletim şebekesinin komşu ülkelerin altyapısıyla enterkonneksiyonu gerçekleştirilmiş ve ülkemiz doğalgazda köprü tedarikçi konumuna gelmiştir. Güney Avrupa Gaz Ringi Projesi nin bir sonraki aşamasını ise Türkiye-Yunanistan Doğalgaz Boru Hattı nın, Adriyatik Denizi nden geçecek bir hat ile İtalya ya uzatılması oluşturmaktadır. İtalya bağlantısı ile söz konusu hat üzerinden taşınacak toplam doğalgaz miktarının aşamalar halinde yaklaşık 12 milyar metreküp/yıl seviyesine çıkarılması planlanmaktadır. Bu miktarın 3,6 milyar metreküp ü Yunanistan a, 8 milyar metreküp ü ise İtalya ya taşınacaktır (BOTAŞ, 2010: 49). Yunanistan-İtalya Bağlantısını sağlayacak olan Adriyatik Denizi geçişi, Azerbaycan Şah Deniz Faz II Aşamasının Devreye alınması ile birlikte ITGI Projesinin ( Şah Deniz Faz II üretimine bağlı olarak) 2016 veya 2017 yılında devreye alınması beklenmektedir (Türkiye Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi, 2011: 71). Şekil 20: Türkiye-Yunanistan-İtalya Doğalgaz Boru Hattı Haritası Kaynak: BOTAŞ, Son yıllarda ITGI üzerinde yapılan çalışmalar arasında Yunanistan dan sonra Bulgaristan ın da boru hattı güzergâhına eklenmesidir. Böylece Balkanlarda meydana gelebilecek bir eksiklik de bu yol ile giderilebilecektir (Roberts, 2013: 78).

92 Hazar Geçişli Türkmenistan-Türkiye-Avrupa Doğalgaz Boru Hattı Projesi Güney Gaz Koridoru projeleri, Azerbaycan ile Türkmenistan dan gelecek doğal gazın sevkiyatı konusunda büyük öneme haizdir. Türkmenistan-Türkiye-Avrupa Doğal Gaz Boru Hattı Projesi ile Türkmenistan ın güneyindeki sahalarda üretilen doğalgazın Hazar geçişli bir boru hattı ile Türkiye ye ve Türkiye üzerinden Avrupa ya taşınması amaçlanmaktadır. Bu paralelde 29 Ekim 1998 tarihinde, Türkiye ve Türkmenistan Devlet Başkanları tarafından Hazar Geçişli Türkmenistan- Türkiye-Avrupa Doğal Gaz Boru Hattı Projesinin gerçekleştirilmesine yönelik bir Çerçeve Anlaşması imzalanmıştır (BOTAŞ, 2011). Anlaşmaya göre; 30 milyar metreküp Türkmen gazının 16 milyar metreküp ü Türkiye ye, 14 milyar metreküpünün Avrupa ya taşınması planlanmaktadır. 21 Mayıs tarihinde, BOTAŞ ve Türkmenistan hidrokarbon kaynaklarının kullanımı için 16 milyar metreküp doğalgaz alımı için 30 yıl süreli Doğal Gaz Alım-Satım Antlaşması imzalanmıştır. Teslimatın 2005 yılı için planlaştırılmasına rağmen bu konuda şimdiye dek herhangi bir sonuca ulaşılmamıştır (BOTAŞ, 2010: 56). Bu hususta, bir yandan Rusya nın Orta Asya hidrokarbon kaynaklarının uluslararası piyasaya yalnızca Rusya kontrolünde çıkmasını sağlama girişimleri ve İran ın bu istikamette kendi çıkarları açısından Rusya ya destek sağlaması, diğer yandan ise projenin pahalıya mal olacağıyla ilgili propagandaların yapılması etkili olmuştur. Bir yandan doğalgaz ithal eden Türkiye ve Avrupa Birliği gibi ülkelerin bu kaynağa olan gereksiniminin giderek artması ve Rusya ya olan bağımlılıklarını azaltmak istemeleri ile petrol fiyatlarında artış meydana gelmiştir. Petrol fiyatlarının artışına bağlı olarak da doğalgaz fiyatları artış

93 79 göstermektedir. Bu sebeple bu projenin hayata geçirilmesi hem doğalgaz sağlayan ülke hem de talep eden ülkeler açısından hayati önem arz etmektedir. Hazar geçişli doğalgaz boru hattı projesinin gerçekleştirilmesine şu an için engel teşkil eden sebeplerden biri de Hazar ın hukuki statüsünün belirlenmemiş olması ve çözülmesi gereken bazı siyasi sorunlar bulunmasıdır. Fakat son zamanlarda Türkmenistan ve Azerbaycan arasında Hazar ın enerji kaynaklarının, özellikle Kepez yatağının ortaklaşa kullanılmasını mümkün kılabilecek sinyallerin verilmesi bu projenin gerçeklik payını artırmıştır Türkiye-Avusturya (Nabucco) DGBH Projesi Nabucco projesi başta Azerbaycan ın Şahdeniz doğalgazı ve Türkmen doğalgazı olmakla, Hazar ve Ortadoğu doğalgaz kaynaklarının Türkiye üzerinden Avrupa ya taşınmasını amaçlayan doğalgaz boru hattı projesidir. Türkiye tarafından ilk kez 2002 yılında dillendirilen Hazar Geçişli Doğalgaz boru hattı projesi, daha sonra Nabucco adıyla duyuldu. Projenin amacı özellikle Türkmenistan doğalgazını Hazar Denizi üzerinden veya İran üzerinden geçirerek Türkiye yi doğudan batıya kat eden bir hatla Avrupa ya ulaştırmaktır. Böylece hem Hazar havzasındaki ülkelerin doğalgazı dünya piyasalarına daha az değer kaybıyla ulaşacak, hem de bir ölçüde Rusya nın doğalgaz tekelciliğinin önüne geçmiş olunacaktır (Turksam, 2011). Nabucco boru hattı, Türkiye den AB ülkelerine doğalgaz taşımak amacıyla yapılması düşünülen uzun geçişli bir boru hattı taşımacılığı projesidir. Avrupa nın en büyük doğalgaz tedarikçisi konumundaki Rusya dan yapılan sevkiyata alternatif olması nedeniyle daha çok ABD ve AB tarafından desteklenmektedir (eurodialogue, 2011).

94 80 Talebin olduğu herhangi bir pazarı beslemek için yapılacak doğal gaz boru hatları projeleri konusunda projenin yapılabilirliğini ortaya çıkaran en önemli faktör, gazın kaynağı; yani gaz sağlayıcının belirlenmesi ve sağlayıcı ile tüketici arasında gerekli siyasi ve ticari bağlantının kurulmasıdır. İkinci önemli faktör ise, tüketim merkezlerine gazın ulaştırılması/iletilmesi için gerekli teknik, mali inceleme ve çözüm üretilmesidir. Şekil 21: Türkiye-Avusturya (Nabucco) DGBH Projesi Kaynak: Uzunluğu 3300 km olarak düşünülen, Türkiye den başlayıp sırasıyla, Bulgaristan, Romanya ve Macaristan dan geçerek Avusturya ya kadar uzanacak olan bu projenin hayata geçirilmesi için 2004 yılında Avusturya nın başkenti Viyana da Nabucco Gas Pipeline International GmbH şirketi kurulmuştur. Şirkette eşit olarak 6 ülkenin şirketleri pay sahibidir. Bunlar, Avusturya nın OMV, Macaristan ın MOL, Romanya nın Transgaz, Bulgaristan ın Bulgargaz, Türkiye nin BOTAŞ ve Almanya nın RWE şirketleridir (nabucco-pipeline, 2011). Ortadoğu ve Hazar Bölgesi doğalgaz rezervlerini Avrupa pazarlarına bağlamayı öngören Türkiye-Bulgaristan-Romanya-Macaristan-Avusturya Doğal Gaz Boru Hattı (Nabucco) ile ilk etapta güzergâh üzerindeki ülkelerin

95 81 gaz ihtiyacının karşılanması, hedeflenmiştir. Takip eden yıllarda ise Avusturya nın Avrupa da önemli bir doğalgaz dağıtım noktası olma özelliğinden de faydalanılarak diğer ülkelerin gaz taleplerindeki gelişmelere göre Batı Avrupa ya ulaşılması amaçlanmıştır. Bu güzergâhta planlanmış/projelendirilmiş uluslararası basın ve yayın organlarında yer alan başlıca projeler Nabucco, Güney Akım ve TANAP tır. Bunların yanında AGRI-Azerbaijan/ Georgia/Romania Interconnector- (Azerbaycan/Gürcistan/Romanya Bağlantı Hattı), White Stream (Beyaz Akım) ve ITE-Iran/Turkey/Europe Pipeline- (İran/Türkiye/ Avrupa Boru Hattı) sayılabilir. Projeleri tamamlanmış ve/veya üzerinde çalışmaların devam ettiği Güney Gaz Koridoru ndaki tüm projeler aynı harita üzerine yerleştirildiğinde Avrupa pazarında Hazar Havzası, İran ve Irak kaynaklarına erişim için seçilen iki ana rotanın Türkiye Anadolu toprakları ve Karadeniz olduğu görülmektedir (euractiv, 2011). Şekil 22: Güney Gaz Koridoru Boru hattı Projeleri Kaynak: AB nin Hazar havzası ve Orta Doğu gaz kaynaklarını AB ye taşıyacak ilk boru hattı projesi olan NABUCCO görüşmeleri Şubat 2002 tarihinde başlamış ve Ekim 2002 de OMV- Avusturya, BOTAŞ-Türkiye, MOL- Macaristan, TRANSGAZ-Romanya-BULGARGAZ- Bulgaristan arasında

96 82 imzalanan eşit paylı ortaklık anlaşmasıyla çalışmalar başlatılmıştır. Gelişmeler kronolojik olarak şöyle devam etmiştir (nabucco-pipeline, 2011). 2004; Nabucco Gas Pipeline International GmbH şirket kurulumu 2008/Şubat; RWE nin altıncı ortak olarak katılımı 2009/Temmuz-Ankara; Hükümetler Arası Anlaşma-IGA imzalanması 2010; Ulusal Nabucco Şirketlerinin kuruluşu 2010; İran gazının projeden çıkarılıp Irak gazının ilave edilmesi Düşük maliyetli gaz ithalatı, BOTAŞ ın Türkiye nin enerji güvenliği için hazırladığı öncelik listesinde üst sıralarda yer almaktadır. Türkiye nin coğrafi konumunu dikkate alan BOTAŞ, Hazar ve Körfez bölgesi ile Orta Doğu da üretilen gaz için Orta Avrupalılarla aynı fiyatı ödemeye karşı çıkmaktadır. Türk yetkililer, doğu sınırlarındaki gazı daha düşük bir fiyata satın almak için ısrar etmektedir. Diğer yandan Azerbaycan, kendi doğal gazını en yüksek fiyata satmak arzusundadır. Azerbaycan ın gaz üretimi büyük olasılıkla 2015 yılında 30 milyar metreküp ve 2025 yılında 50 milyar metreküpe ulaşacaktır. Azerbaycan gazının, yüksek değerdeki Avrupa pazarlarına transit koşulları netlik kazanmak zorundadır. Türkiye nin resmi bir gaz transit rejimi oluşturması zaruri olmuştur. Uzun vadede, Türkiye nin, sadece fiziki açıdan enerji ticaret merkezi olma hedefi, beraberinde gaz satma hakkının saklı tutulmasını gerektirmektedir (Göknel, 2012: 21). Bu projeye katılan ülkelerin doğalgaz tedarikinde büyük ölçüde Rusya ya bağımlı oldukları görülmektedir. Nabucco projesi 2002 yılında ortaya atıldığından bu yana, boru hattının Türkiye/Anadolu topraklarından geçmesi, öncelikle kardeş ülke Azerbaycan kaynaklarını uluslararası pazarlara eriştirmesi ve Türkiye nin de

97 83 maddi manevi kazançları olacağı için destek verilmiştir. Ancak projenin başarıya ulaşması için, eksik ve aksayan taraflarını da devamlı her platformda dile getirilmiştir Projenin ortaya atıldığı tarihten bu yana geçirdiği evrelere bakıldığında, Nabucco projesinin başarısızlığının iki ana nedeni şunlardır; Doğal gaz kaynaklarının belirsizliği: Sadece yapımcı ve işletmeci bir şirket olarak ortaya çıkılmış, üçüncü şahısların gaz alım/satış anlaşmaları yaparak boru hattını doldurmaları planlanmıştır. Ancak, Nabucco projesi mal sahibi olarak ortak ülkelerin bilhassa koordinatör ülke Avusturya ve yetkili kuruluş OMV nin gaz ticareti yapacak üçüncü şahıslara yardımcı olma amacına dönük bu boru hattına kaynak sağlamada gerekli çalışmaları yaptığı ve kaynak sahibi ülkeler nezdinde yeterli lobi faaliyetlerini yürüttükleri söylenemez. Öte yandan, aşağıda detaylı olarak anlatıldığı gibi, gazın kaynak ülkelerden pazara taşıma maliyeti tam belirlenemediği için üçüncü şahıs firmalar gerekli gaz alım ve satış anlaşmaları yapamamış ve Nabucco Şirketi ne taşıma sözleşmesi yapmak için müracaat olmamıştır. Projenin eksikliği: Projenin göz ardı edilen en önemli eksikliği de boru hatlarının kaynak ülkelere olan bağlantısının gerek projede gerekse yapım maliyeti içinde öngörülmemiş olmasıdır. İlk projede boru hattı Azerbaycan, Türkmenistan ve İran gazını sevk etmek üzere planlanmıştır. Türkiye nin doğu sınırında Gürcistan ve İran dan başlayıp Horasan-Erzurum da birleşen ve tek hat 56 inç olarak Bulgaristan, Romanya, Macaristan geçişiyle Avusturya ya uzanan 3300 km uzunluğundaki boru hattıdır. İran a uygulanan ABD ambargosu nedeniyle bu kaynaktan vazgeçilince, rota Irak a dönmüş ve yapılan proje tadilatı sonucunda Gürcistan sınırından gelen hat ile Irak tan gelen hattın Sivas ta birleşmesi öngörülmüştür. Her iki durumda da kaynaklara ulaşımı için aşağıda detayları verilen

98 84 bağlantılara, boru hattı yapımına ihtiyaç vardır (nabucco-pipeline, 2011) Azerbaycan bağlantısı: Mevcut 42 inç 780 km BTE (Bakü-Tiflis- Erzurum) hattı kapasitesi yapılacak ilave kompresörler ve loop (paralel hatlar)ile azami 20,0 bcm olmaktadır. Türkiye ile sözleşmeye bağlanmış 6,7 bcm, Yunanistan ve İtalya ya ITGI hattı ile beslenecek 11,8 bcm gaz bağlantısı bu hattın kapasitesini doldurmaktadır (Göknel, 2012: 22). 1. Türkmenistan bağlantısı: Türkmenistan dan başlayacak Trans- Hazar Boru Hattı sistemi için 280 km, Hazar Denizi geçişi olmak üzere toplam 1200 km boru hattına ihtiyaç vardır. Azerbaycan gazı ile müşterek sevk durumunda 300 km boru hattına gerek olmaktadır. Hazar geçişinin mümkün olamayacağı durumda, Trans- İran hattının uzunluğu 2000 km dir (Göknel, 2012: 23). 2. İran bağlantısı: İran gazını Güney Pars sahalarından Türkiye sınırına taşıyacak boru hattı uzunluğu 1800 km dir (Göknel, 2012: 27). 3. Irak bağlantısı: Al-Mansuriyah, Kahaskem-Al Ahmar, Akkas, Siba sahalarını Türkiye sınırına bağlayacak boru hatları 400,0-800,0 km arasında değişmekte, Türkiye sınırlarında Ankara-Ahiboz da veya Sivas ta ana hatta bağlanacak bir hattın uzunluğu ise km olmakta ve toplam km boru hattına ihtiyaç olmaktadır. İran gazı için sınırda Horasan-Erzurum a kadar Türkiye de yapılması gerekli boru hattı yaklaşık 190 km iken rotanın Irak gazına dönmesiyle Irak sınırından Sivas a kadar ilave yapılması gereken yaklaşık 700 km, mali hesaplara dahi ilave edilmeden proje değişikliği yayımlanmıştır (Göknel, 2012: 28).

99 85 Azerbaycan, Türkmenistan ve Irak kaynaklarına ulaşım hatlarının projede olmaması, finansmanının nasıl ve kimin tarafından karşılanacağı, boru hatlarını kimin yapacağı konularındaki belirsizlikler, projenin en önemli teknik ve mali öngörü eksiklikleridir. Sadece Azerbaycan ve Türkmenistan gazı ile boru hattını beslemek öngörüldüğü halde dahi, Türkmenistan kaynaklarına en kısa rota olan Trans-Hazar ile ulaşılması durumunda projenin toplam uzunluğu yaklaşık 4500 km olmakta ve yaklaşık 11,0-12,0 milyar Euro yatırıma ihtiyaç olmaktadır. Tasarısı ve kaynaklara ulaşımı eksik bir projeye nereden ve nasıl finansman sağlanacağı doğalgaz kaynak sorununun yanında bu projenin en önemli konusu olarak gündemde kalmıştır (Göknel, 2012: 21). Sorunun çözümünde koordinatör ve ortak ülke OMV-Avusturya nın yetersizliği yanında, AB Enerji Komisyonu da AB Enerji Politikaları çerçevesinde yeterli girişimlerde bulunmamıştır Mısır-Türkiye Doğalgaz Boru Hattı Projesi Doğal gaz arz kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve doğal gaz arz açığının bir kısmının da Mısır dan sağlanacak gaz ile karşılanması amacıyla Mısır- Türkiye Doğal Gaz Boru Hattı Projesi geliştirilmiştir. Proje kapsamında 17 Mart 2004 tarihinde Kahire de Türkiye ile Mısır Petrol Bakanı arasında gaz ihracatına ilişkin 16 Şubat 2006 tarihinde Çerçeve Anlaşması imzalanmıştır. Ancak, daha sonraki gelişmeler paralelinde Mısır gazının Arap Doğal Gaz Boru Hattı ile Türkiye ye sevkiyatı gündeme alınmıştır. Söz konusu Arap Doğal Gaz Boru Hattı inşaatı üç fazda sürdürülmüştür. Hattın Suriye ortalarına kadar olan kısmı tamamlanmış olup, hâlihazırda Arap Doğal Gaz Boru Hattı üzerinden Ürdün, Suriye ve Lübnan Mısır gazını almaktadır. Bu itibarla, Mısır gazının ülkemize getirilmesi için Mısır İle Türkiye arasında Hükümetler arası Anlaşma imzalanması için Mısır tarafına resmi kanallardan

100 86 bir taslak anlaşma gönderildiği ancak bugüne kadar bir ilerleme kaydedilememiştir (BOTAŞ, 2010: 24). Diğer taraftan, son dönemde Suriye artan doğal gaz ihtiyacını karşılamak amacıyla Türkiye ye komşu ülkelerden doğal gaz alımı yapmak üzere çalışmalara başlamıştır. Türkiye teknik olarak Suriye ye doğal gaz verme konusunda bir sıkıntı yaşamayacağını ancak bunun gerçekleştirilebilmesi için daha önce gündemde olan ancak Mısır gazının Türkiye ye geliş tarihinin belirsiz olması sebebiyle iptal edilen Türkoğlu-Kilis hattının yapılması gerektiğini belirtmiştir. Türkiye ve Suriye nin doğal gaz boru hattı sistemlerinin birleştirilmesi, transit gaz taşımacılığı ve Suriye ye gaz satışı hususlarında iki ülkenin ilgili Bakanlıkları arasında 20 Ağustos 2009 ve 23 Aralık 2009 tarihlerinde olmak üzere iki anlaşma imzalanmıştır. Doğal Gaz Boru Hattı nın yapım ihalesine 29 Aralık 2010 tarihinde çıkılmış olup; 15 Mart 2011 tarihinde müteahhit şirket ile sözleşme imzalanmıştır (BOTAŞ, 2010: 27). İmzalanan Mutabakat Zaptı çerçevesinde Suriye nin de katılımıyla Çalışma Grupları oluşturularak, projenin yapılabilirliğinin ve gerekliliklerinin tespitine yönelik çalışmalar başlatılmıştır. Ancak son dönemde Suriye deki iç karışıklığın ciddi boyutlara ulaşmasıyla bu konuda belirsizlik ortaya çıkmıştır (BOTAŞ, 2011) Irak-Türkiye Doğalgaz Boru Hattı Projesi Irak-Türkiye DGBH Projesi, Irak ta bulunan doğalgaz sahalarının geliştirilerek, üretilecek olan gazın bir boru hattı ile Türkiye ye getirilmesi amacı ile geliştirilmiştir. Irak ın kuzey doğusunda yer alan doğal gaz sahalarını kapsayan Proje, saha geliştirme, üretim, gaz işleme ve boru hattı yapımı işlemlerinden oluşan entegre bir projedir. Bu proje ile Irak ın beş

101 87 sahasında üretilecek yıllık 10 milyar metreküp gazın bir boru hattıyla Türkiye ye taşınması amaçlanmaktadır. Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımları nedeniyle Proje nin gerçekleşmesine yönelik hedeflerde birtakım gecikmeler meydana gelmiştir (BOTAŞ, 2011) yılında Irak ta meydana gelen yeni siyasi gelişmeler neticesinde BOTAŞ, TPAO ve SHELL ile birlikte görüşmelere başlanmıştır. Söz konusu üç şirket arasında 20 Kasım 2008 tarihinde Irak tan Türkiye ye Doğalgaz İhracatı hususunda bir mutabakat zaptı imzalanmıştır Söz konusu zaptın ilgili taraflar için potansiyel doğalgaz arama ve üretim fırsatları ile komşu ülkelerle olası bağlantıları da içerecek şekilde Türkiye deki doğalgaz altyapısının değerlendirilmesi bakımından bir çerçeve oluşturacağı ve anlaşmanın Irak gibi ülkelerin kendi iç talepleri karşılandıktan sonra artan doğalgazı Türkiye ye ve Avrupa ya ihraç etmelerine imkan tanıyacağı belirtilmiştir (BOTAŞ, 2010: 53) tarihinde Türkiye ile Irak arasında bir doğalgaz koridoru geliştirilmesine dair mutabakat zaptı imzalanmıştır. Söz konusu zapt, doğalgaz alanında, özellikle de Irak doğalgazının Türkiye ye, yanı sıra Türkiye üzerinden Avrupa ya transit taşınması amacıyla iki ülke arasında bir doğalgaz koridoru geliştirilmesinin hızlandırılmasını amaçlamaktadır (BOTAŞ, 2010: 53) yılından bu yana BOTAŞ-TPAO-Shell arasında söz konusu projeler kapsamında çalışmalar sürdürmüşlerdir. Ancak henüz faaliyete geçmiş bir proje değildir Trans Adriyatik Doğalgaz Boru Hattı Projesi (TAP) Avrupa ya gaz iletimi kapsamında İsviçre nin EGL Şirketi tarafından geliştirilen proje, Yunanistan ın Selanik şehrinden başlamakta ve bu noktaya

102 88 kadar Türkiye ve Yunanistan ın mevcut altyapısının kullanılmasını öngörmekte, Arnavutluk ve Adriyatik Denizini geçerek İtalya ya ulaşmaktadır. Bu proje, Azeri gazı başta olmak üzere bölgede üretilen gazın uluslararası pazarlara nakledilmesine yönelik olup, Yunanistan dan sonra İtalya bağlantısını Arnavutluk üzerinden gerçekleştirmeyi hedeflemektedir (Deloitte, 2012: 62). EGL şirketi 2007 yılı Nisan ayında İran ın NIGEC şirketi ile 5,5 milyar metreküp/yıl hacminde Gaz Alım Anlaşması imzalamıştır. Projenin Temel Mühendislik çalışması Mart 2007 de tamamlanmış olup, halen detay mühendislik ve izinlere yönelik çalışmalar sürmektedir. 13 Şubat 2008 tarihinde yapılan resmi duyuru ile Norveç in Statoil Hydro Şirketi %50 ortaklık ile TAP Projesine katılmıştır (Deloitte, 2012: 63). EGL şirketi TAP ın yanında IAP (Ionian- Adriatic Pipeline) ile Batı Balkan Koridoruna açılımı da önermekte, TAP Projesinin Türkiye - Yunanistan - İtalya Doğal Gaz Boru Hattı Projesi ile rekabet eden değil birbirini tamamlayan özellikte olduğunu vurgulamaktadır. Özellikle TAP/IAP Projelerini, Batı Balkan/Adriyatik ülkelerine ve özellikle Arnavutluk, Kosova, Makedonya ve Bosna-Hersek Cumhuriyetlerine de gaz temini için değerlendirmektedir. 5 Kasım 2009 tarihinde TAP kapsamında Türk ve İsviçre Enerji Bakanlıkları arasında gaz transitinin de dahil olduğu geniş tabanlı bir Enerji İşbirliği Mutabakat Zaptı imzalanmış olup, Şirketler arası Mutabakat Zaptı ile ilgili görüşmelere 2010 yılı içinde de devam edilmiştir (Narin, 2012: 8). TAP ın gerçekleştirilmesi, Türkiye Doğalgaz Boru Hattı şebekesinin genişlemesine bağlıdır.

103 Samsun-Ceyhan By Pass Boru Hattı Projesi BTC projesinin hayata geçirilmesinin ardından Türkiye, çeşitli by-pass boru hattı projeleri arasında Samsun-Ceyhan by-pass boru hattı projesini destekleme kararı almıştır. Söz konusu projenin diğer projelere göre avantajları aşağıda sıralanmıştır. Samsun un Doğu Karadeniz deki terminallere yakınlığı Karadeniz deki petrol taşımacılığım en aza indirecek olup, Ceyhan ın hâlihazırdaki altyapısı yeni ve yüksek maliyetli yatırımların yapılmasına gerek duyulmamasını sağlayacaktır. Bunun yanı sıra, söz konusu proje çevresel açıdan en uygun proje olarak öne çıkmaktadır. Projenin temel atma töreni 24 Nisan 2007 tarihinde Ceyhan da gerçekleştirilmiştir. Dönemin Rusya Federasyonu Başbakanı Putin in 2009 Ağustos ayında ülkemize gerçekleştirdiği ziyaret sırasında ülkemiz ile Rusya Federasyonu arasında petrol alanında imzalanan protokol sözkonusu projenin gerçekleştirilmesine ivme kazandırmıştır. Bunu takiben, Türkiye, Rusya Federasyonu ile İtalya 2009 Ekim ayında Milano da projeye yönelik desteklerini yinelemişlerdir. Yukarıda kayıtlı ve planlanmakta olan diğer projelerin tamamlanmasıyla, küresel petrol sevkiyatının yaklaşık %6-7 sinin Türkiye üzerinden geçeceği ve Ceyhan ın önemli bir enerji merkezi olacağı ve Doğu Akdeniz de en büyük petrol terminaline dönüşeceği öngörülmektedir. Ceyhan Terminali halihazırda farklı ülkelerden gelecek ham petrole uygun olarak faaliyet göstermek üzere tasarlanmıştır (Dünya Enerji Konseyi, 2011: 30). Halihazırda yıllık yaklaşık 150 milyon ton tehlikeli yük boğazlarımızdan geçmektedir. Türk Boğazları Karadeniz e ileride inecek petrolü emniyetli olarak daha fazla taşıyamayacak durumdadır. Boğazlardaki tehlikeli yük trafiğini azaltmayı hedefleyen Samsun-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı,

104 90 Kuzey-Güney Enerji Koridorunun da ana öğesi olmak üzere tasarlanmıştır yılı Mart ayında Rusya ile gerçekleştirilen Karma Ekonomik Komisyonu toplantılarında söz konusu proje ile ilgili müzakerelere devam edilmiştir. Projenin hayata geçirilmesi için Teknik heyetlerin çalışmaları sürmektedir. (Dünya Enerji Konseyi, 2011: 33). Yine, 6 Ağustos 2009 tarihindeki Türkiye ve Rusya protokollerinden doğalgaz protokolü ile 14 Şubat 1986 tarihli Alım ve Satım Anlaşmasının, anlaşmanın süresinin taraflar arasında uzatılması, Rus doğalgazının Türkiye ye ve Türkiye üzerinden diğer hedeflere ulaştırılabilmesi amacıyla var olan boru hatlarının genişletilmesine ve yeni boru hatlarının inşa edilmesine yönelik fizibilite çalışmalarının yapılması hedeflenmektedir. Ayrıca Türkiye, Güney Akım Doğalgaz Boru Hattının inşasına yönelik Karadeniz deki ekonomik bölgesinde keşif ve çevresel araştırmaların yapılmasına izin vermiştir (Dünya Enerji Konseyi, 2011: 34) Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP) Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP), Nabucco sonrası hayata geçirilmesi planlanan boru hattı projesidir. Türkiye ile işbirliğinde Azerbaycan girişimiyle gerçekleştirilen uluslararası bir gaz ihraç projesi olarak, bir oyun değiştirici konumuna sahiptir. SOCAR ın (Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi) en stratejik yatırımları arasında yer alan bu proje, Türkiye nin dünya coğrafyasındaki gelecek konumuna avantaj sağlayarak, Hazar gazının Avrupa ya taşınmasında temel bir değişiklik yaratacaktır. TANAP projesine Azerbaycan, gaz temin edeceğini ve mali kaynak aktaracağını belirtmiştir. TANAP ın maliyeti 7 Milyar ABD Doları olarak tahmin edilmektedir. Proje ortakları, kendi mülkiyet paylarıyla orantılı olarak boru hattının inşaatını finanse edecektir. (SOCAR: %80, BOTAŞ: %5, TPAO: %15). Üçüncü taraf olarak gaz üreten şirketlerinin yani Şah Deniz

105 91 Konsorsiyum ortaklarının, azınlık hissedarları olarak, daha sonra konsorsiyuma katılmalarına izin verilebilir (Punsman, 2012: 53). Transit hattı kapasitesi, ilk aşamada yılda 16 milyar metreküp (bcm) olarak tasarlanmış, ikinci aşamada ise 23 milyar metreküpe artırılması öngörülmüştür. Bu miktarlar kapsamında Türkiye, Azerbaycan ile arasındaki uzun vadeli anlaşma uyarınca, ikinci aşama üretimi döneminde (2017 itibarıyla) Şah Deniz den yılda 6 milyar metreküp satın alma hakkına sahip olacaktır (Punsman, 2012: 54). Projenin kronolojik gelişmesi şöyledir (Göknel, 2012: 61): 17 Kasım 2011, 3. Karadeniz Ekonomi ve Enerji Forumu-İstanbul; SOCAR Başkanı Rovnag Abdullayev TANAP - Trans-Anatolian Pipeline (Trans Anadolu Boru Hattı) adını verdiği yeni bir boru hattının yapımına karar verildiğini açıklamıştır. 26 Aralık 2011, Ankara; Türkiye ve Azerbaycan arasında boru hattının yapımı ve işletmesi için bir şirket kurulması amacıyla MOU-Mutabakat Zaptı imzalanmasıyla Trans-Anadolu Boru Hattı (TANAP) resmiyet kazanmıştır. Nisan 2012; teknik ve ekonomik fizibilite çalışmaları başlatılmıştır. 26 Haziran 2012; Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev ve Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından boru hattının yapımıyla ilgili IGA-Hükümetler Arası Anlaşma imzalanmıştır. Yeni imzalanan mutabakat zaptı kapsamında, Azerbaycan ve Türkiye, 2012 başlarında Trans Anadolu Boru Hattı için fizibilite çalışması sonrası yıllarında inşaat çalışmalarını başlatacak ve 2018 yılında hattı tamamlayacaktır tarihi, yıllık 16 metreküp olacak Şah Deniz üretiminin başlayacağı yıla tekabül etmektedir.

106 92 Şekil 23: Uluslararası Doğalgaz Boru Hatları Haritası Kaynak: BOTAŞ, 2012

Azerbaycan Enerji Görünümü GÖRÜNÜMÜ. Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi. www.hazar.org

Azerbaycan Enerji Görünümü GÖRÜNÜMÜ. Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi. www.hazar.org Azerbaycan Enerji GÖRÜNÜMÜ Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi EKİM 214 www.hazar.org 1 HASEN Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi, Geniş Hazar Bölgesi ne yönelik enerji,

Detaylı

2008 Yılı. Petrol ve Doğalgaz. Sektör Raporu

2008 Yılı. Petrol ve Doğalgaz. Sektör Raporu Türkiye Petrolleri A.O. Genel Müdürlüğü 2008 Yılı Petrol ve Doğalgaz Sektör Raporu Mart 2008 İÇİNDEKİLER DÜNYADA PETROL ve DOĞALGAZ SEKTÖRÜNÜN GÖRÜNÜMÜ... 3 Petrol Sektörü... 3 Petrol Tüketimi... 3 Petrol

Detaylı

TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU

TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU Zinnur YILMAZ* *Cumhuriyet Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, SİVAS E-mail: zinnuryilmaz@cumhuriyet.edu.tr, Tel: 0346 219 1010/2476 Özet Yüzyıllardan

Detaylı

(*Birincil Enerji: Herhangi bir dönüşümden geçmemiş enerji kaynağı) Şekil 1 Dünya Ekonomisi ve Birincil Enerji Tüketimi Arasındaki İlişki

(*Birincil Enerji: Herhangi bir dönüşümden geçmemiş enerji kaynağı) Şekil 1 Dünya Ekonomisi ve Birincil Enerji Tüketimi Arasındaki İlişki Nüfus artışı, kentsel gelişim ve sanayileşme ile birlikte dünyada enerji tüketimi gün geçtikçe artmaktadır. Dünya nüfusunun 2040 yılına geldiğimizde 1,6 milyarlık bir artış ile 9 milyar seviyesine ulaşması

Detaylı

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik

Detaylı

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU 1. Dünya Seramik Sektörü 1.1 Seramik Kaplama Malzemeleri SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU 2007 yılında 8,2 milyar m 2 olan dünya seramik kaplama malzemeleri üretimi, 2008 yılında bir önceki yıla oranla %3,5 artarak

Detaylı

Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye

Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye Günümüzde çok amaçlı bir kullanım alanına sahip olan Mısır, Amerika Kıtası keşfedilene kadar dünya tarafından bilinmemekteydi. Amerika Kıtasının 15. yüzyıl sonlarında keşfedilmesiyle

Detaylı

plastik sanayi PLASTİK SEKTÖR TÜRKİYE DEĞERLENDİRMESİ VE 2014 BEKLENTİLERİ 6 AYLIK Barbaros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

plastik sanayi PLASTİK SEKTÖR TÜRKİYE DEĞERLENDİRMESİ VE 2014 BEKLENTİLERİ 6 AYLIK Barbaros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri plastik sanayi 2014 TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖR DEĞERLENDİRMESİ VE 2014 BEKLENTİLERİ 6 AYLIK Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri Barbaros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri Türkiye

Detaylı

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ Hazırlayan ve Derleyen: Zehra N.ÖZBİLGİN Ar-Ge Şube Müdürlüğü Kasım 2012 DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİNDE ÜRETİM VE TÜKETİM yılında 9.546 milyon

Detaylı

Dış Ticaret Verileri Bülteni

Dış Ticaret Verileri Bülteni (Milyar $) 216 Haziran - 216 TÜİK dış ticaret verilerine göre ihracat 216 yılı Haziran ayında, 215 yılının aynı ayına göre %8,1 artarak 12 milyar 916 milyon dolar, ithalat %7 artarak 19 milyar 475 milyon

Detaylı

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter 2013 yılı, dünya ekonomisi için finansal krizin etkilerinin para politikaları açısından

Detaylı

Enerji Ülkeleri.Rusya En Zengin..! 26 Ocak 2015

Enerji Ülkeleri.Rusya En Zengin..! 26 Ocak 2015 Enerji Ülkeleri.Rusya En Zengin..! 26 Ocak 2015 Dünyanın Enerji Kaynakları Konusunda En Zengin Ülkeleri A1 Capital Yorumu Coğrafya ve tarih kitaplarında ülkemiz için jeopolitik öneme sahip kilit ve kritik

Detaylı

Enerji ve İklim Haritası

Enerji ve İklim Haritası 2013/2 ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Enerji ve Çevre Yönetimi Dairesi Başkanlığı Enerji ve İklim Haritası Uzm. Yrd. Çağrı SAĞLAM 22.07.2013 Redrawing The Energy Climate Map isimli kitabın çeviri özetidir.

Detaylı

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri Sektör Raporu 2010

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri Sektör Raporu 2010 Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri Sektör Raporu 2010 Avrupa kıtasından Amerika kıtasına, Orta Doğu Ülkelerinden Afrika ülkelerine kadar geniş yelpazeyi kapsayan 200 ülkeye ihracat gerçekleştiren

Detaylı

SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ VE SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ SEKTÖRÜNDE DÜNYA İTHALAT RAKAMLARI ÇERÇEVESİNDE HEDEF PAZAR ÇALIŞMASI

SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ VE SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ SEKTÖRÜNDE DÜNYA İTHALAT RAKAMLARI ÇERÇEVESİNDE HEDEF PAZAR ÇALIŞMASI SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ VE SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ SEKTÖRÜNDE DÜNYA İTHALAT RAKAMLARI ÇERÇEVESİNDE HEDEF PAZAR ÇALIŞMASI ORTA ANADOLU İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ Seramik sektörünün en

Detaylı

Türkiye nin Enerji Politikalarına ve Planlamasına Genel Bakış

Türkiye nin Enerji Politikalarına ve Planlamasına Genel Bakış Türkiye nin Enerji Politikalarına ve Planlamasına Genel Bakış Yrd. Doç. Dr. Vedat GÜN Enerji Piyasası İzleme ve Arz Güvenliği Daire Başkanı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 28-29-30 Haziran 2007, EMO-İÇEF,

Detaylı

Dünyada Enerji Görünümü

Dünyada Enerji Görünümü 09 Nisan 2014 Çarşamba Dünyada Enerji Görünümü Dünyada, artan gelir ve nüfus artışına paralel olarak birincil enerji talebindeki yükseliş hız kazanmaktadır. Nüfus artışının özellikle OECD Dışı ülkelerden

Detaylı

ŞUBAT 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

ŞUBAT 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU ŞUBAT 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU İhracat taşımalarımızın %55 i (~685.000) Ortadoğu ve Körfez Ülkelerine, %30 u (~380.000) Avrupa Ülkelerine, %15 i ise (~185.000) BDT ve Orta Asya

Detaylı

2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ Ülkemiz halı ihracatı 2009 yılını % 7,2 oranında düşüşle kapanmış ve 1 milyar 86 milyon dolar olarak kaydedilmiştir. 2010 yılının ilk ayında ise halı

Detaylı

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri plastik sanayi 2014 Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri Barbaros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri Türk ekonomisi 2014 yılının başında hızlı artırılan faiz oranlarıyla

Detaylı

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi HALI SEKTÖRÜ 2014 EYLÜL AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU İİTKİİB GENEL SEKRETERLİİĞİİ AR & GE VE MEVZUAT ŞUBESİİ EKİİM 2014 1 2014 YILI EYLÜL AYINDA HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ Ülkemizin halı ihracatı

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi. HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Ağustos 2017 1 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2017 TEMMUZ İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME Yılın İlk 7 Ayında

Detaylı

OCAK-EYLÜL 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRMESİ

OCAK-EYLÜL 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRMESİ 12.10.2017 OCAK-EYLÜL 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRMESİ Türk İhracat Taşımalarında Yoğunluk Haritası İHRACAT TAŞIMALARI Geçen yıl Ocak-Eylül toplamına bakıldığında 2016 yılında 849.247

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Ocak Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Ocak Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2018 HALI SEKTÖRÜ Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2018 OCAK AYI İHRACAT PERFORMANSI 2017 yılında Türkiye nin toplam ihracatı 2016 yılına kıyasla

Detaylı

İÇİNDEKİLER SUNUŞ... XIII 1. GENEL ENERJİ...1

İÇİNDEKİLER SUNUŞ... XIII 1. GENEL ENERJİ...1 İÇİNDEKİLER SUNUŞ... XIII 1. GENEL ENERJİ...1 1.1. Dünya da Enerji...1 1.1.1. Dünya Birincil Enerji Arzındaki Gelişmeler ve Senaryolar...1 1.2. Türkiye de Enerji...4 1.2.1. Türkiye Toplam Birincil Enerji

Detaylı

DÜNYA PLASTİK SEKTÖR RAPORU PAGEV

DÜNYA PLASTİK SEKTÖR RAPORU PAGEV DÜNYA PLASTİK SEKTÖR RAPORU 2016 PAGEV 1. DÜNYA PLASTİK MAMUL SEKTÖRÜNDE GELİŞMELER 1.1. DÜNYA PLASTİK MAMUL ÜRETİMİ Yüksek kaynak verimi, düşük üretim ve geri kazanım maliyeti ve tasarım ve uygulama zenginliği

Detaylı

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ Eylül - 2018 Hazırlayan: Aslı VAZ İçindekiler 1. TÜRKİYE'YE VE DÖRT İLİMİZE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA VE AYLARA GÖRE DAĞILIMI... 1 1.1. TÜRKİYE YE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA

Detaylı

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2010 yılına iyi başlayan ülkemiz halı ihracatı, yılın ilk dört ayının sonunda bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla % 23,1 oranında artarak

Detaylı

Dünya Enerji Görünümü 2012. Dr. Fatih BİROL Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Ankara, 25 Aralık 2012

Dünya Enerji Görünümü 2012. Dr. Fatih BİROL Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Ankara, 25 Aralık 2012 Dünya Enerji Görünümü 2012 Dr. Fatih BİROL Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Ankara, 25 Aralık 2012 Genel Durum Küresel enerji sisteminin temelleri değişiyor Bazı ülkelerde petrol ve doğalgaz üretimi

Detaylı

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ 2015. Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ 2015. Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ 2015 Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU Temmuz ayı içerisinde Dünya Bankası Türkiye

Detaylı

Dünyada Enerji Görünümü

Dünyada Enerji Görünümü 22 Ocak 2015 Dünyada Enerji Görünümü Gelir ve nüfus artışına paralel olarak dünyada birincil enerji talebi hız kazanmaktadır. Özellikle OECD dışı ülkelerdeki artan nüfusun yanı sıra, bu ülkelerde kentleşme

Detaylı

PAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı

PAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı 1 DÜNYA ve TÜRKİYE POLİPROPİLEN ( PP ) DIŞ TİCARET ANALİZİ Barbaros Demirci ( Genel Müdür ) Neslihan Ergün ( Teknik Uzman Kimya Müh. ) PAGEV - PAGDER DÜNYA TOPLAM PP İTHALATI : Dünya toplam PP ithalatı

Detaylı

Şubat 2013, Sayı: 7 Intrade, Fatih Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü Aylık Dış Ticaret Bülteni 1 $24 $22 $20 $18 $16 $14 $12 $10 $8 $6 $4 $2 $0

Şubat 2013, Sayı: 7 Intrade, Fatih Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü Aylık Dış Ticaret Bülteni 1 $24 $22 $20 $18 $16 $14 $12 $10 $8 $6 $4 $2 $0 Şubat 2013, Sayı: 7 Intrade, Fatih Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü Aylık Dış Ticaret Bülteni 1 Tablo-1 Yıllık ve Kümülatif Dış Ticaret Rakamları Yıllık Aylık - Ocak Başlıklar 2005 2006 2007 2008

Detaylı

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ 2010 YILI DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ 2010 yılı Ocak-Mart döneminde, Türkiye deri ve deri ürünleri ihracatı % 13,7 artışla 247,8 milyon dolara yükselmiştir. Aynı dönemde

Detaylı

OCAK-AĞUSTOS 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ

OCAK-AĞUSTOS 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ 14.09.2017 OCAK-AĞUSTOS 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ Türk Karayolu Taşımacılarının Gittiği Ülkelerin Tümü Türk İhracat Taşımalarında Yoğunluk Haritası İHRACAT TAŞIMALARI Geçen yıl Ocak-Ağustos

Detaylı

Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA. Yenilenebilir Enerji Kaynakları

Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA 2018 Yenilenebilir Enerji Kaynakları SUNU İÇERİĞİ 1-DÜNYADA ENERJİ KAYNAK KULLANIMI 2-TÜRKİYEDE ENERJİ KAYNAK

Detaylı

Dünya Enerji Görünümü Dr. Fatih Birol Baş Ekonomist, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) İstanbul, 20 Aralık 2013

Dünya Enerji Görünümü Dr. Fatih Birol Baş Ekonomist, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) İstanbul, 20 Aralık 2013 Dünya Enerji Görünümü 2013 Dr. Fatih Birol Baş Ekonomist, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) İstanbul, 20 Aralık 2013 Günümüzde dünyanın enerji görünümü Enerji sektöründeki bazı ezberler bozuluyor. Ülkelerin

Detaylı

Dünya buğday üretimi ve başlıca üretici ülkeler

Dünya buğday üretimi ve başlıca üretici ülkeler DÜNYA TAHIL PAZARI Dünyanın her yerinde bulunan ve yaygın olarak tüketilen tahıllar, ekmek ve un gibi insan beslenmesinde son derece önemli temel gıda maddelerinin yapımında kullanılmaktadır. Genel olarak

Detaylı

ENERJİ KAYNAKLARI ve TÜRKİYE DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI

ENERJİ KAYNAKLARI ve TÜRKİYE DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI ENERJİ KAYNAKLARI ve TÜRKİYE DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI ENERJİ KAYNAKLARI ve TÜRKİYE Türkiye önümüzdeki yıllarda artan oranda enerji ihtiyacı daha da hissedecektir. Çünkü,ekonomik kriz dönemleri

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2017 HALI SEKTÖRÜ Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYI İHRACAT PERFORMANSI 2017 yılı Ocak-Mayıs döneminde Türkiye nin toplam

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2017 HALI SEKTÖRÜ Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYI İHRACAT PERFORMANSI 2017 yılı Ocak-Nisan döneminde Türkiye nin toplam

Detaylı

1. Uluslararası Gelişmeler. 1.1 Küresel Büyüme

1. Uluslararası Gelişmeler. 1.1 Küresel Büyüme 1. Uluslararası Gelişmeler 1.1 Küresel Büyüme 9 ekonomik kriz sonrası, ekonomik büyümede görülen yavaşlama 1 yılında da devam etmiştir (Grafik-1.1) 1. Gelişmiş ülkelerin ortalama ekonomik büyümesi 1 yılı

Detaylı

Dünya Seramik Sektörü Dış Ticareti a) Seramik Kaplama Malzemeleri

Dünya Seramik Sektörü Dış Ticareti a) Seramik Kaplama Malzemeleri Dünya Seramik Sektörü Dış Ticareti a) Seramik Kaplama Malzemeleri ÜLKE Dünya Seramik Kaplama Malzemeleri Üretiminde İlk 1 Ülke 29 21 211 212 212 Dünya /212 Üretiminden Aldığı Pay Değişim (%) (%) 1 ÇİN

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2018 HALI SEKTÖRÜ Mart Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2018 MART AYI İHRACAT PERFORMANSI 2018 yılı Ocak-Mart döneminde Türkiye nin toplam ihracatı

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2012 NİSAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2012 NİSAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ NİSAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU İİTKİİB GENEL SEKRETERLİİĞİİ AR & GE VE MEVZUAT ŞUBESİİ Mayııs HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN NİSAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2012 TEMMUZ İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2012 TEMMUZ İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2012 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU İİTKİİB GENEL SEKRETERLİİĞİİ AR & GE VE MEVZUAT ŞUBESİİ Ağusttos 2012 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2012 TEMMUZ İHRACAT PERFORMANSI

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 MART İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 MART İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2014 MART AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU İİTKİİB GENEL SEKRETERLİİĞİİ AR & GE VE MEVZUAT ŞUBESİİ Niisan 2014 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 MART İHRACAT PERFORMANSI

Detaylı

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK Dünya Ekonomisine Küresel Bakış International Monetary Fund (IMF) tarafından Ekim 013 te açıklanan Dünya Ekonomik Görünüm raporuna göre, büyüme rakamları aşağı yönlü revize edilmiştir. 01 yılında dünya

Detaylı

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2009 yılında ülkemiz halı ihracatı % 7,2 oranında düşüşle 1 milyar 86 milyon dolar olarak kaydedilmiştir. 2010 yılının ilk çeyreğinin sonunda

Detaylı

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ Mayıs - 2018 Hazırlayan: Aslı VAZ İÇİNDEKİLER 1. TÜRKİYE'YE VE DÖRT İLİMİZE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA VE AYLARA GÖRE DAĞILIMI... 1 1.1. TÜRKİYE YE GELEN YABANCI ZİYARETÇİLERİN

Detaylı

2011 YILI OCAK- MART DÖNEMİNDE HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

2011 YILI OCAK- MART DÖNEMİNDE HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2011 YILI OCAK- MART DÖNEMİNDE HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ Ülkemiz halı ihracatı yılını % 18,4 oranında artışla kapanmış ve 1 milyar 286 milyon dolar olarak kaydedilmiştir. 2011 yılına da

Detaylı

Aylık Dış Ticaret Analizi

Aylık Dış Ticaret Analizi EKİM YÖNETİCİ ÖZETİ Bu çalışmada, Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından her ayın ilk günü açıklanan ihracat rakamları temel alınarak Türkiye nin aylık dış ticaret analizi yapılmaktadır. Aşağıdaki analiz,

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2016 HALI SEKTÖRÜ Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2016 KASIM AYI İHRACAT PERFORMANSI 2016 yılı Ocak-Kasım döneminde Türkiye nin toplam

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2011 OCAK - ARALIK İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2011 OCAK - ARALIK İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2011 ARALIK AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU İİTKİİB GENEL SEKRETERLİİĞİİ AR & GE VE MEVZUAT ŞUBESİİ Ocak 2012 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2011 OCAK - ARALIK İHRACAT

Detaylı

Aylık Dış Ticaret Analizi

Aylık Dış Ticaret Analizi YÖNETİCİ ÖZETİ Bu çalışmada, Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından her ayın ilk günü açıklanan ihracat rakamları temel alınarak Türkiye nin aylık dış ticaret analizi yapılmaktadır. Aşağıdaki analiz,

Detaylı

İHRACATTA VE İTHALATTA TL KULLANIMI

İHRACATTA VE İTHALATTA TL KULLANIMI İHRACATTA VE İTHALATTA TL KULLANIMI Gizem ERİM Araştırma Raporu Ekonomik Araştırmalar ve Proje Müdürlüğü KONYA Ekonomik Araştırmalar ve Proje Müdürlüğü Ağustos, 2017 1 İÇİNDEKİLER 1. GİRİŞ... 3 2. DIŞ

Detaylı

Yakın n Gelecekte Enerji

Yakın n Gelecekte Enerji Yakın n Gelecekte Enerji Doç.Dr.Mustafa TIRIS Enerji Enstitüsü Müdürü Akademik Forum 15 Ocak 2005 Kalyon Otel, İstanbul 1 Doç.Dr.Mustafa TIRIS 1965 Yılı nda İzmir de doğdu. 1987 Yılı nda İTÜ den Petrol

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi Haziran 2017 2 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2017 MAYIS İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

Detaylı

Berkalp Kaya KASIM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Berkalp Kaya KASIM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU KASIM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU 15,5 Milyar Dolar İle Tüm Zamanların En Yüksek Kasım Ayı İhracatı Kasım ayı ihracat verilerine göre kasımda ihracat geçen yılın aynı dönemine

Detaylı

TR 71 BÖLGESİ 2013 YILI İHRACAT RAPORU AHİLER KALKINMA AJANSI

TR 71 BÖLGESİ 2013 YILI İHRACAT RAPORU AHİLER KALKINMA AJANSI TR 71 BÖLGESİ 2013 YILI İHRACAT RAPORU AHİLER KALKINMA AJANSI NİSAN 2014 İçindekiler 2013 YILI İHRACAT RAKAMLARI HAKKINDA GENEL DEĞERLENDİRME... 3 2013 YILI TR 71 BÖLGESİ İHRACAT PERFORMANSI... 4 AKSARAY...

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2017 HALI SEKTÖRÜ Mart Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2017 MART AYI İHRACAT PERFORMANSI 2017 yılı Ocak-Mart döneminde Türkiye nin toplam ihracatı

Detaylı

Dış Ticaret Verileri Bülteni

Dış Ticaret Verileri Bülteni (Milyar $) 216 NİSAN - 216 TÜİK dış ticaret verilerine göre ihracat 216 yılı Nisan ayında, 215 yılının aynı ayına göre %1,2 azalarak 11 milyar 983 milyon dolar, ithalat %11,9 azalarak 16 milyar 19 milyon

Detaylı

2016 YILI İPLİK İHRACAT İTHALAT RAPORU

2016 YILI İPLİK İHRACAT İTHALAT RAPORU 2016 YILI İPLİK İHRACAT İTHALAT RAPORU Haziran 2017 İçindekiler Yönetici Özeti... 2 1. Dünya İplik İhracatı... 3 2. Türkiye nin İplik İhracatı... 5 Yıllar İtibariyle İhracat ve Pay... 5 Başlıca Ülkeler

Detaylı

2010 ŞUBAT AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

2010 ŞUBAT AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2010 ŞUBAT AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ Ülkemiz halı ihracatı 2009 yılını % 7,2 oranında düşüşle kapanmış ve 1 milyar 86 milyon dolar olarak kaydedilmiştir. 2010 yılının ilk iki ayının

Detaylı

FAO SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ FİYAT VE TİCARET GÜNCELLEME: KASIM 2014

FAO SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ FİYAT VE TİCARET GÜNCELLEME: KASIM 2014 FAO SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ FİYAT VE TİCARET GÜNCELLEME: KASIM 2014 FAO süt fiyat endeksi 184,3 ile Ekim ayında bir önceki aya göre %1,9 geriledi. Böylece geçen yıl aynı dönemin % 26,6 gerisinde kaldı. Tereyağı,

Detaylı

OCAK-KASIM 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRMESİ

OCAK-KASIM 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRMESİ 20.12.2017 OCAK-KASIM 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRMESİ Türk İhracat Taşımalarında Yoğunluk Haritası İHRACAT TAŞIMALARI Geçen yıl Ocak-Kasım toplamına bakıldığında 2016 yılında 1.085.426

Detaylı

ULUSLARARASI ENERJİ AJANSI NIN 2012 DÜNYA ENERJİ GÖRÜNÜMÜ RAPORU

ULUSLARARASI ENERJİ AJANSI NIN 2012 DÜNYA ENERJİ GÖRÜNÜMÜ RAPORU ULUSLARARASI ENERJİ AJANSI NIN 2012 DÜNYA ENERJİ GÖRÜNÜMÜ RAPORU Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) bünyesinde faaliyet gösteren ve merkezi Paris te bulunan Uluslararası Enerji Ajansı (UEA) nın

Detaylı

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL UNCTAD Dünya Yatırım Raporu Türkiye Lansmanı Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü nün (UNCTAD) Uluslararası Doğrudan Yatırımlar

Detaylı

ABD Net petrol ihracatçısı olduktan sonra petrol fiyatlarındaki artış tesadüf mü?

ABD Net petrol ihracatçısı olduktan sonra petrol fiyatlarındaki artış tesadüf mü? ABD Net petrol ihracatçısı olduktan sonra petrol fiyatlarındaki artış tesadüf mü? Dursun Yıldız Hidropolitik Akademi Başkanı dursunyildiz001@gmail.com 18 Ekim 2018 1.Giriş ABD kaya gazı ve petrolü ile

Detaylı

Yenilenebilir olmayan enerji kaynakları (Birincil yahut Fosil) :

Yenilenebilir olmayan enerji kaynakları (Birincil yahut Fosil) : Günümüzde küresel olarak tüm ülkelerin ihtiyaç duyduğu enerji, tam anlamıyla geçerlilik kazanmış bir ölçüt olmamakla beraber, ülkelerin gelişmişlik düzeylerini gösteren önemli bir kriterdir. İktisadi olarak

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi. HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 KASIM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi Aralık 2017 Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi 1 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2017

Detaylı

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%) 2016/17 Global İhracat-Büyüme Tahminleri Kaynak : EDC Export Credit Agency - ÜLKE ANALİZLERİ BÜYÜME ORANLARI ÜLKELERİN YILI BÜYÜME ORANLARI (%) Avrupa Bölgesi; 1,5 % Japonya; 0,50 % Kanada ; 1,30 % Amerika;

Detaylı

OCAK-EKİM 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRMESİ

OCAK-EKİM 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRMESİ 17.11.2017 OCAK-EKİM 2017 DÖNEMİ TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRMESİ Türk İhracat Taşımalarında Yoğunluk Haritası İHRACAT TAŞIMALARI Geçen yıl Ocak-Ekim toplamına bakıldığında 2016 yılında 971.086

Detaylı

DIŞ TİCARET ENSTİTÜSÜ WORKİNG PAPER SERİES. Tartışma Metinleri WPS NO/ 185 / DÜNYADA ve TÜRKİYE DE MOBİLYA SEKTÖRÜNÜN ULUSLARARASI TİCARETİNİN

DIŞ TİCARET ENSTİTÜSÜ WORKİNG PAPER SERİES. Tartışma Metinleri WPS NO/ 185 / DÜNYADA ve TÜRKİYE DE MOBİLYA SEKTÖRÜNÜN ULUSLARARASI TİCARETİNİN DIŞ TİCARET ENSTİTÜSÜ WORKİNG PAPER SERİES Tartışma Metinleri WPS NO/ 185 /2018-05 DÜNYADA ve TÜRKİYE DE MOBİLYA SEKTÖRÜNÜN ULUSLARARASI TİCARETİNİN İNCELENMESİ ve DEĞERLENDİRİLMESİ Fatih ÇALIŞKAN 1 1

Detaylı

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER 21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER KÜRESEL EKONOMİYİ ROTASINDAN ÇIKARABİLECEK 10 BÜYÜK TEHLİKE DÜNYA EKONOMİSİ VE ABD EKONOMİSİNDE OLASI MAKRO DENGESİZLİKLER (BÜTÇE VE CARİ İ LEMLER AÇIĞI) (TWIN TOWERS) İSTİKRARSIZ

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ 2015 YILI İHRACATI

HALI SEKTÖRÜ 2015 YILI İHRACATI HALI SEKTÖRÜ 2015 YILI İHRACATI Ülkemizin halı ihracatı 2014 yılında % 7,3 oranında bir artışla kapanmış ve 2,4 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. 2015 yılında ise halı ihracatımız bir önceki yıla kıyasla

Detaylı

TEKSTİL SEKTÖRÜNÜN 2014 YILI EKİM AYI İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

TEKSTİL SEKTÖRÜNÜN 2014 YILI EKİM AYI İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME TEKSTİL VE HAMMADDELERİ SEKTÖRÜ 2014 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU İTKİB GENEL SEKRETERLİĞİ TEKSTİL, DERİ VE HALI ŞUBESİ KASIM 2014 TEKSTİL SEKTÖRÜNÜN 2014 YILI EKİM AYI İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA

Detaylı

2010 OCAK HAZİRAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

2010 OCAK HAZİRAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2010 OCAK HAZİRAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2010 yılına iyi başlayan ülkemiz halı ihracatı, yılın ilk yarısının sonunda bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla % 19,7 oranında artarak

Detaylı

TEMMUZ 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

TEMMUZ 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU TEMMUZ 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU 2018 yılı içerisinde Türk araçlarının karayolu ile taşımacılık yaptığı ülkelerin harita üzerinde gösterimi OCAK-HAZİRAN 2018 İHRACAT VERİLERİ

Detaylı

2015 de enerji tüketimi yavaşladı, dünya daha düşük karbonlu yakıtlara yöneldi

2015 de enerji tüketimi yavaşladı, dünya daha düşük karbonlu yakıtlara yöneldi Basın Bülteni 13 Haziran 2016 2016 BP Dünya Enerji İstatistikleri Raporu yayınlandı 2015 de enerji tüketimi yavaşladı, dünya daha düşük karbonlu yakıtlara yöneldi 2015 yılının enerji verilerini ortaya

Detaylı

ABD Tarım Bakanlığının 08/03/2018 Tarihli Ürün Raporları

ABD Tarım Bakanlığının 08/03/2018 Tarihli Ürün Raporları 12/03/2018 ABD Tarım Bakanlığının 08/03/2018 Tarihli Ürün Raporları ABD Tarım Bakanlığınca 8 Mart 2018 tarihinde yayımlanmış tahıl ve yağlı tohumlar raporlarında, ABD nin yanı sıra dünya üretimi ve ticaretine

Detaylı

İTKİB Tekstil, Deri ve Halı Şubesi

İTKİB Tekstil, Deri ve Halı Şubesi HALI SEKTÖRÜ 2014 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU İİTKİİB GENEL SEKRETERLİİĞİİ TEKSTİİL,, DERİİ VE HALII ŞUBESİİ KASIIM 2014 1 2014 YILI EKİM AYINDA HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ Ülkemizin halı

Detaylı

DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI. Genel Değerlendirme

DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI. Genel Değerlendirme DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI Genel Değerlendirme Haziran 2014 2012 yılı dünya seramik sağlık gereçleri ihracat rakamlarına bakıldığında, 2011 yılı rakamlarına nazaran daha az dalgalanma gösterdiği

Detaylı

2011 YILI DEMİR-ÇELİK SEKTÖRÜNÜN DURUMU

2011 YILI DEMİR-ÇELİK SEKTÖRÜNÜN DURUMU 2011 YILI DEMİR-ÇELİK SEKTÖRÜNÜN DURUMU Dünya Üretimi Dünya ham çelik üretimi 2011 yılında 1,5 milyar ton olarak gerçekleşmiş ve bir önceki yıla göre %6,2 oranında artış kaydetmiştir. Küresel kriz ile

Detaylı

ÇELİK BORU SEKTÖR RAPORU (2017) ÇELİK BORU İMALATÇILARI DERNEĞİ

ÇELİK BORU SEKTÖR RAPORU (2017) ÇELİK BORU İMALATÇILARI DERNEĞİ ÇELİK BORU SEKTÖR RAPORU (217) ÇELİK BORU İMALATÇILARI DERNEĞİ Türkiye Çelik Boru Üretimi Türkiye çelik boru üretimi, 2 li yılların başında sektöre yapılan yatırımlarla önemli bir ivme kazanmıştır. 2-27

Detaylı

ELEKTRİKLİ ARAÇLARIN VE YAKIT ETKİNLİK POLİTİKALARININ PETROL FİYATLARINA ETKİSİ

ELEKTRİKLİ ARAÇLARIN VE YAKIT ETKİNLİK POLİTİKALARININ PETROL FİYATLARINA ETKİSİ ELEKTRİKLİ ARAÇLARIN VE YAKIT ETKİNLİK POLİTİKALARININ PETROL FİYATLARINA ETKİSİ Ersin ÖKTEM 1 Yrd.Doç.Dr. İzzettin TEMİZ 2 1 Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı TPAO, eoktem@tpao.gov.tr 2 Gazi Üniversitesi

Detaylı

AĞUSTOS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

AĞUSTOS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU AĞUSTOS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU 2018 yılı içerisinde Türk araçlarının karayolu ile taşımacılık yaptığı ülkelerin harita üzerinde gösterimi İHRACAT TAŞIMALARI UND nin derlediği

Detaylı

İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN DIŞ PİYASALARDAKİ DURUMU

İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN DIŞ PİYASALARDAKİ DURUMU İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN DIŞ PİYASALARDAKİ DURUMU Nurel KILIÇ Yurtdışı müteahhitlik hizmetleri, doğrudan hizmet ihracatını gerçekleştirmenin yanısıra, mal ve servis ihraç eden birçok sektörün yeni pazarlar bulmasına

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi Mayıs 2017 2 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2017 NİSAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

Detaylı

KONYA DIŞ TİCARET BÜLTENİ

KONYA DIŞ TİCARET BÜLTENİ HABER BÜLTENİ 04.08.2015 Sayı 41 Konya Ticaret Odası (KTO) tarafından Türkiye İstatistik Kurumu ndan ve Türkiye İhracatçılar Meclisi nden alınan verilere dayalı olarak Konya nın dış ticaretinin durumu

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 EYLÜL İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 EYLÜL İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2014 EYLÜL AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU İİTKİİB GENEL SEKRETERLİİĞİİ AR & GE VE MEVZUAT ŞUBESİİ Ekiim 2014 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 EYLÜL İHRACAT PERFORMANSI

Detaylı

NİSAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

NİSAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU NİSAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU İhracat taşımalarımızın %55 i (~685.000) Ortadoğu ve Körfez Ülkelerine, %30 u (~380.000) Avrupa Ülkelerine, %15 i ise (~185.000) BDT ve Orta Asya

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi Mart 2017 2 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2017 ŞUBAT İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

Detaylı

ÇELİK BORU SEKTÖR RAPORU (2017)

ÇELİK BORU SEKTÖR RAPORU (2017) ÇELİK BORU SEKTÖR RAPORU (2017) ÇELİK BORU İMALATÇILARI DERNEĞİ Sayfa 0 Çelik Boru Sanayi 1. Giriş 1.1. Sektörün Tanımı Çelikten mamul borular; kullanım alanlarına, boyutlarına ve üretim yöntemlerine göre

Detaylı

MAYIS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

MAYIS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU MAYIS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU İhracat taşımalarımızın %55 i (~685.000) Ortadoğu ve Körfez Ülkelerine, %30 u (~380.000) Avrupa Ülkelerine, %15 i ise (~185.000) BDT ve Orta Asya

Detaylı

Dış Ticaret Verileri Bülteni

Dış Ticaret Verileri Bülteni (Milyar $) 3 216 Ağustos - 216 TÜİK dış ticaret verilerine göre ihracat 216 yılı Ağustos ayında, 215 yılının aynı ayına göre %7,7 artarak 11 milyar 867 milyon dolar, ithalat %3,7 artarak 16 milyar 554

Detaylı

TORBALI TİCARET ODASI MOBİLYA SEKTÖR ANALİZİ

TORBALI TİCARET ODASI MOBİLYA SEKTÖR ANALİZİ TORBALI TİCARET ODASI MOBİLYA SEKTÖR ANALİZİ a. Sektörün Dünya Ekonomisi ve AB Ülkelerindeki Durumu Dünya mobilya üretimi 2010 yılında yaklaşık 376 milyar dolar olurken, 200 milyar dolar olan bölümü üretim

Detaylı

Dünya Bakliyat Pazarı ve Son Gelişmeler

Dünya Bakliyat Pazarı ve Son Gelişmeler Dünya Bakliyat Pazarı ve Son Gelişmeler Bakliyat üretiminde artış trendi sonraki yıllarda da devam etmiş, 2013 yılında 77,2 milyon tona, 2014 yılında da 77,6 milyon tona çıkmıştır. Bu artışta hem ekim

Detaylı

KÜRESEL OTOMOTİV OEM BOYALARI PAZARI. Bosad Genel Sekreterliği

KÜRESEL OTOMOTİV OEM BOYALARI PAZARI. Bosad Genel Sekreterliği KÜRESEL OTOMOTİV OEM BOYALARI PAZARI Bosad Genel Sekreterliği SEKTÖR ANALİZİ Otomotiv OEM boyaları dünyanın en büyük boya segmentlerinden biridir. Otomotiv OEM boyaları, 2011 yılında toplam küresel boya

Detaylı

World Energy Outlook Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011

World Energy Outlook Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011 World Energy Outlook 2011 Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011 Bağlam: halihazırda yeterince kaygı verici olan eğilimlere yeni zorluklar ekleniyor Ekonomik kaygılar dikkatleri enerji

Detaylı