Cumhuriyet Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi Cilt:7 Sayı:1-2004
|
|
- Bercu Fraşerli
- 6 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 DENTİN HİPERSENSİTİVİTESİ VE LAZERLERİN ETKİSİ Dt. Ela Tules KADİROĞLU* Yrd. Doç. Dr. Ahmet DAĞ* ÖZET Dentin hipersensitivitesi yetişkin populasyonunda bir sorun olmaya devam etmektedir. Ağız ortamında minenin veya sementin kaybı sonucunda dentin ortaya çıkar. Dentinal tübülleri tıkamak için çeşitli ajanlar ve metodlar tavsiye edilmiştir. Bununla beraber, bu tedaviler hem etkisizdir hem de kısa sürelidir. Bu derlemenin amacı dentin hipersensitivitesinin tanımı, etiyolojisi, epidemiyolojisi ve tedavisi için kullanılan lazer uygulamalarını özetlemektir. Anahtar sözcükler:dentin hypersensitivitesi, lazerle tedavi SUMMARY Dentin hypersensitivity continues to be a problem in the adult population.it is caused by an exposure of dentine to the oral environment as a consequence of loss of enamel or cementum.various agents and methods have been recommended to occlude dentinal tubules.hovewer, most treatments are either ineffective or short-lived. The purpose of this paper is to summaries the definition, aetiology, epidemiology and the laser applications for the treatment of dentin hypersensitivity. Key words:dentine hypersensitivity, laser treatment Dentin hipersensitivitesinin tanımı ve epidemiyolojisi Dentin hipersensitivitesi, ekspoze olmuş dentinden kimyasal, termal, mekanik, osmotik veya buharlaştırıcı stimuluslara cevap olarak yükselen ve stimulus ortadan kaldırıldıktan sonra geçen, herhangi bir dental defekt veya patoloji ile açıklanamayan kısa süreli keskin bir ağrıdır. 1,2,3,4 Dentin hipersensitivitesi, dental pratikte genel olarak yaşanan bir sorundur. Bu durum, hastayı yemek yerken,içerken, dişini fırçalarken ve hatta bazen nefes alırken bile rahatsız edebilir. Araştırmacılar dentin hipersensivitesinin tedavisini kanıtlayan sayısız klinik çalışmalarla ilgilenmiştir.bu konu hakkındaki incelemeler dentin sensitivitesi teriminin daha uygun olduğunu söylemektedir.çünkü, hipersensitif dentinin normal dentin veya pulpanın cevabından herhangi bir şekilde farklı olduğunu gösteren delil mevcut değildir. Bununla beraber, bütün expose dentinin sensitif olmadığı da bilinmelidir. Sonuç olarak her iki terimin de uygun olduğu düşünülebilir. Yine de dentin hipersensitivitesi terimi yıllarca kullanılmıştır ve uluslararası olarak kabul edilmiştir. Hassasiyet giderici ajanlarla teröpatik müdahele,ağrıda sadece kısmi rahatlama sağlayabilir ve tekrarlaması mümkündür. Dentin hipersensitivitesi hakkında hala birçok bilinmeyen vardır ve hatta terminolojisi bile sorgulanabilir. 2 Dentin hipersensitivitesinin prevelansı yetişkin populasyonundan elde verilere göre %8-57 oranındadır. 2 Bu rakam bazı verilerde %13-74 olmaktadır. 4 Başka bir çalışmada her 7 yetişkinden birinde dentin hipersensitivitesi görüldüğü ileri sürülmüştür. 5,6 Prevalanstaki bu geniş varyasyon, diagnoz için kullanılan farklı metodlar, hasta anketleri gibi birçok faktörden kaynaklanmaktadır.gerçekten, hasta dikkatli bir şekilde muayene edildiği zaman prevelans % 15 civarında olmaktadır. Dentin hipersensitivitesi, kök yüzeyi ekspoze olan kronik periodontal hastalıklarda ortak bir bulgudur. Bu grup hastalarda prevalans % olarak rapor edilmiştir. Bu durum, periodontal hastalık yapan bakterilerin dentine penetrasyonunu gösteren farklı bir etyolojidir. 1,2,5 Genellikle dentin hipersensitivitesi insidansı bayanlarda erkeklerden biraz daha yüksektir. Bu da bayanların iyi oral hijyenin farkında olmalarına ve kapsamlı olarak sağlıklarına daha dikkat ettiklerini gösterebilir. 2,7 Hipersensitiviteden yakınma en çok yaşlarında görülür fakat 3. dekadın sonunda pik yapar. Intraoral dağılım olarak, dentin hipersensitivitesinin en çok daimi dişlerin bukkal kısmında yaygın olduğu rapor edilmiştir. 2 Kanin, birinci premolarlar, kesiciler, ikinci premolarlar ve molarlar sırasıyla etkilenen bölgelerdir. 2,3 *D.Ü. Diş Hekimliği Fakültesi, Periodontoloji A.D., Diyarbakır
2 Dentin hipersensitivitesinin dağılımı plak skorlarıyla negatif bir korelasyon göstermektedir. Kanin ve premolarlarda serviko-bukkal bölgelerin plak skorları diğer bölgelerden daha düşüktür. Klinik çalışmalar, sol bölgedeki dişlerde hassasiyetin sağ bölgedekilere oranla daha fazla olduğunu göstermiştir. Bunun nedeninin, sağ elini kullananların sol taraftaki bukkal yüzeyleri, sağ taraftaki bukkal yüzeylere göre daha etkili bir şekilde temizlemeleri olduğu bildirilmiştir. 3 Dentin hipersensitivitesinin etiyolojisi Dentin hipersensitivitesinin etiyolojisinde değişik faktörler rol almakla birlikte esas olarak dentinin ağız ortamına açılması gerekmektedir. Dentinin ağız ortamına açılması mine dokusunun kaybı veya kök yüzeyinin açığa çıkması ile oluşur. Minenin kaybı genellikle atrisyon, abrazyon, erozyon, travma ve çürük gibi nedenlerden kaynaklanırken kök yüzeyinin açığa çıkması diş eti çekilmesi, yanlış diş fırçalama, abrasiv diş macunları, periodontal hastalıklar ve okluzyon bozuklukları gibi nedenlerden oluşur. 2,5 Dentin dokusu açığa çıkmış olan bütün hastalarda hassasiyet oluşacağını düşünmek yanlıştır çünkü hassasiyette; açığa çıkmış dentin alanının yüzeyi, kalan dentin tabakasının kalınlığı, kök ve kuronal dentinin durumu, dentinden geçecek olan ajanın molekül büyüklüğü, periferde dentin oluşumu, pulpaya yakın yerlerde tamir dentinin varlığı önemli rol oynar. Dentin hipersensitivitesinde dentin kanallarının büyüklüğü ve açıklığı da önemlidir. 7 Hipersensitif dişlerde birim alandaki tubüllerin sayısı sensitif olmayan dişlere göre 8 kat fazla, tübüllerin çapı ise yaklaşık 2 kat daha geniştir. 8,9 Dentin hipersensitivitesinin mekanizması Son yıllarda dentin hassasiyetinin mekanizması yoğun ilgi konusu olmuştur.dentini çevreleyen mine ve sement dentinal sinirler için bir koruyucu tabakadır. Çeşitli sebeplerle (scaling, fraktür, restoratif prosedürler, caries) bu koruyucu tabakalar kalktığı zaman dentinal tübüller açılır ve sıklıkla dişte hipersensitivite oluşur. Termal, dokunma, osmotik, kimyasal, veya evaporasyon gibi fizik ve şimik birçok stimulus çıplak dentin üzerine uygulandığında ağrı oluşturur. Stimulusun periferal dentinden pulpa dentin sınırındaki duyusal reseptörlere nasıl iletildiği tartışmaktadır. Dentin dokusunun duyarlılığını açıklığa kavuşturmak için günümüzde üç hipotez destek bulmuştur: Dentin hassasiyetinin mekanizması hakkında çeşitli hipotezler ortaya atılmıştır. Bunlar; 1. Dentin innerve bir dokudur, duyarlılığı ihtiva ettiği sinir liflerine bağlıdır. 2. Dentin duyarlılığını, odontoblast uzantılarının naklettiği, stimulusun, bir snaps aracılığı ile pulpa sinirlerine ulaşmasını sağlar. 3. Dentin duyarlılığı, hidrodinamik bir mekanizma ile mümkün olmaktadır. Bu hipotezleri inceyecek olursak, dentinin innerve bir doku olduğu tezi yeni ortaya konan ve üzerinde birçok itirazın toplandığı görüş olarak karşımıza çıkar. Gerçi müellifler kesin olmamakla birlikte dentinde sinir lifi varlığından bahsetmişlerdir. İkinci hipotez, yani odontoblastların ağrı iletimini pulpadaki sinir hücrelerine naklettiği görüşü, dentinin morfolojik görünümüne daha uygun gibidir. Odontoblastların mine dentin sınırında dallanmalar yapması mine dentin sınırındaki hipersensitibiliteyi izah eder gibi görünmektedir. Ayrıca odontoblastların embriyolojik kökeninin trigeminal kretlerden gelen elementlerden oluşmuş bir ektomezenkimde bulunması sinir lifi gibi çalışabileceğine işaret eder gibidir.ancak Brannstrom ve Astrom un beraberce yaptıkları bir araştırmadan öğrendiğimize göre, dentin tabakası tamamen kaldırılıp yerine kan ve nekrotik maddeler bırakılsa dentin bilakis hipersensitif olmaktadır.eğer odontoblast uzantısı iletimde görev görüyor olsaydı bu deneyden sonra dentin duyarlılığının yok olması gerekirdi. Ayrıca odontoblast uzantısı, potasyum klorür ve kininden etkilenmemekte, topikal lokal anestezik tatbiki ise iletimi durdurmamaktadır. Kolinesteraz aktivitesinin mevcudiyeti üzerinde de fikir birliğine varılamamıştır. Odontoblast hücrelerinin membran potansiyeli bir reseptör hücreye kıyasla defa daha düşüktür. Uyarının etkisi, dentin kanallarını dolduran sıvının hareketine sebep olmakta ve mekanoreseptör görevi gören pulpadaki sinir uçları stimulusu algılamaktadır. Üçüncü hipotez, Brannstrom ve Astrom un birlikte ortaya koydukları, stimulusun tübüllerdeki sıvının hidrodinamik hareketi ile pulpaya iletildiği görüşüdür. Dentinal sıvı dentinin toplam hacminin %22 sini kaplar. Bu sıvı pulpadaki damarlardan akan ultrainfiltrasyondur. Birçok açıdan kompozisyonu plazmaya benzer. Bu sıvı dentinal kanallar içinde odontoblastlar arasında akarak 59
3 minedeki küçük porlara doğru kaçar. En çok kabul gören bu teoriye göre dentin tübüllerindeki sıvı stimulusu pulpadaki sinirsel yapıya bu hidrodinamik sistem vasıtasıyla iletilmektedir. Isının dışında her stimulus bu sıvıyı dışa, ısı ise içe doğru hareket ettirmektedir. Şöyle ki hava püskürtmesi şeklindeki stimulan, dentinde evaporasyona sebep olmakta ve dentindeki sıvı kaybını telafi etmek için kapiller atriksiyon kuvvetleri mobilize olmakta ve tübüllerdeki sıvı dışarı doğru hareket etmektedir. Dentine kalsiyum klorür gibi dehidratasyon yapıcı solüsyon tatbikinde sıvının dışarı doğru hareketi ortaya koyulmuştur. Dışa doğru akımın maksimum hızı 2-4 mm/sn bulunmuştur. Dentin tübüllerindeki sıvı hareketi odontoblast tabakası altında yer alan duyusal reseptörler tarafından elektrik sinyallerine dönüştürülür. Araştırıcılar, tübüllerde akan sıvı oranı ile interdental sinirlerde uyarılan elektrik arasında pozitif yönde bir korelasyon olduğunu göstermişlerdir. Sıvının duyu reseptörlerinin hücre membranını geçerken ki hızlı hareketi hücre membranını bozmakta ve reseptörü aktive etmektedir. Bütün sinir hücreleri iyon geçişinde şarz olan membran kanallarına sahiptirler ve bu doğru akım eğer yeterince büyük olursa hücreyi stimüle ederek onun impulsları beyne göndermesine sebep olur. Bazı kanallar elektrik ile, bazıları kimyasallar ve bazıları mekanik baskı ile stimüle olurlar. Araştırmacılara göre A fibrilleri, C fibrillerinden daha çok expose dentin yüzeyine uygulanan sıcak, soğuk, hava akımı gibi stimülanlarla aktive olmaktadır. Bununla beraber, C fibrilleri, sıcak pulpa dentin sınırına yaralanma oluşturacak kadar uzun uygulandığında cevap verebilir.a fibrillerinin ise sadece tübüler içeriğin hızlı yer değiştirmesiyle aktive olduğu görülmektedir. 10,11 Ağrı oluşturan stimulus, dentin kanalları geniş olduğu zaman dentin yüzeyinden transfer olmaya daha hazırdır. Extrakte dişlerin scanning elektron mikroskopik incelenmesi, sensitif dişlerin tübüllerinin non sensitif dişlere göre 2 kat daha geniş olduğunu göstermiştir. Açık ve geniş tübüllerin varlığı dentinden sıvı permeabilitesini attırır ve stimulus trasferinin de artmasının ardından ağrı cevabı oluşur. Ek olarak diğer bir çalışma,hipersensitif smear tabakasının daha ince, yapısal olarak farklı ve muhtemelen non sensitif dentine göre az kalsifiye olduğunu göstermiştir. Bütün bu buluşlar hidrodinamik teori ile uyumlu gözükmektedir. Sıvı akışı tübül çapının 4. kuvveti ile orantılıdır. Tübül çapı 2 ye katlandığında akış oranı 16 kez artar. 12,13,14 Dentin hipersensitivitesinin tedavisinde lazerlerin rolü Dentin hipersensitivitesini azaltmak amacıyla dentinal tübüllerin ağzını kapatmak için çeşitli ajanlar ve metodlar tavsiye edilmektedir. Gümüş nitrat, çinko klorid, potasyum ferrosiyanit, formalin, kalsiyum hidroksit, florid bileşikleri (sodyum florid, kalay florid, stannus florid), stronsiyum tuzları, oksalat tuzları (potasyum oksalat, ferrik oksalat), kortikosteroidler ve iyonoforez hassasiyet giderici ajanlar olarak bilinir. 3,8 Dişte aşınma varsa restoratif resinler, dentin bonding ajanlar, hidroksietilmetakrilat içeren primerler tercih edilir. Bununla beraber bu tedavilerin çoğu ya etkisiz ya da kısa ömürlüdür. Son zamanlarda lazerler bu tedavilerin başarısını ve süresini arttırmak amacıyla geliştirilmeye başlanmıştır.düşük derecedeki lazerin pulpaya zarar vermeden dentin yüzeyinde erime yaparak dentinal tübülleri tıkadığı görülmektedir. Kırmızı lazerin 1960 yılında Maiman da gelişmesinden bu yana lazerin diş hekimliğinde kullanılması için çok sayıda değişik yazılar yayınlanmıştır. Lazer, farklı frekanslardaki ışıkları görünen, infrared ve ultraviyole bölgelerdeki kromatik radyasyona dönüştüren bir aygıttır ve bununla beraber bütün dalgalar yakın bir mesafede yoğunlaştığı zaman büyük oranda ısı ve gücü mobilize etme özelliği vardır.kırmızı lazerle başlangıç deneyimlerinden sonra klinisyenler diğer lazerleri kullanmaya başladılar. Bunlar, argon (Ar), karbondioksit (CO 2 ), neomidyum:yttriumaliminum-garnet (Nd:YAG) ve erbium (Er:YAG) lazerlerdir. Kombine tedavi tarzı, Nd:YAG lazer kök yüzeyinde florid cilasını dondurmada kullanılmıştır.bu invitro çalışma göstermiştir ki, lazerle tedavi edilen florid cilası elektrikli diş fırçasıyla uzaklaştırmaya direnç göstermekte ve tubullerin % 90 ı bloke durumdayken kontrol grubunda yani lazer tedavisi olmayan grupta floridin hemen hemen tamamının uzaklaştığı gösterilmiştir. Dentin hipersensitivitesinde kullanılan lazerler ikiye ayrılır; düşük çıkışlı güç; He-Ne (helium-neon) ve GaAlAs (gallium/aliminum/arsenide (diode)) lazerler, orta çıkışlı güç; Nd:YAG ve CO 2 lazer. 15 He-Ne lazer: Bu lazerin dentin hassasiyetinde kullanımı ilk kez 1985 yılında rapor edilmiştir. Tedavinin etkinlik oranı % 5.2 ile % 100 arasındadır. Mekanizma çoğunlukla bilinmemektedir. Fizyologlara göre ışınlama periferal A veya C fibrillerini etkilemediği fakat sağlıklı 60
4 sinirde tek bir transkutanöz ışınlamayı takiben %33 yükselen sinir aksiyon potansiyelini etkiler. Işınlamadan 8 ay sonra sinir aksiyon potansiyeli miktarındaki artış ile uzun süreli etki olduğu bulunmuştur. 6 mw luk He-Ne ışını morfolojik olarak mine ve dentin yüzeyini etkilemez fakat lazer enerjisinin küçük bir parçası mine dentini geçerek pulpaya ulaşır. Düşük enerjili lazerle deri yanığı veya hücrelerin tahribatı söz konusu değildir. 15 GaAlAs lazer: Dentin hassasiyetinde bu lazerin üç dalga boyu kullanılmıştır.(780,830 ve 900 nm ) 780 nm dalga boyu dentin hipersensitivitesinin tedavisinde ilk kez 1985 yılında Matsumoto tarafından kullanılmıştır. Enerji gücü 30 mw, ışınlama süresi dk, tedavi etkinliği %85-%100 arasındadır. 830 nm dalga boyu Matsumoto tarafından ilk kez 1990 yılında kullanılmıştır. Yapılan çalışmalarda enerji gücü mw arasında, ışınlama süresi dk, tedavi etkinliği %30-%100 arasında, 900 nm dalga boyunda tedavi etkinliği %73.3 -%100 arasında bulunmuştur. Bu tip düşük enerjili lazerlerin baskılanmış sinir iletimi ile ilişkili olarak analjezik bir etkiye aracılık ettiği gösterilmiştir. 830 nm lazerin kullanımında bu etki C-lifleri afferentlerinin depolarizasyonun blokajı ile sağlanmaktadır.904 nm de kedi dili üzerinde analjezik etkisi vardır ancak mekanizması belirsizdir. GaAlAs lazerin maksimum gücü 60 mw mine veya dentin yüzeyini morfolojik olarak etkilememekte fakat 830 nm dalga boyunda az bir kısmının mine veya dentini geçerek pulpaya ulaştığı kaydedilmiştir. 15,16,17 Nd:YAG lazer: İlk olarak Matsumoto ve arkadaşları tarafından 1985 de kullanılmıştır. Enerji gücü 0.3 ile 10 W arasında değişmekte fakat 1 ile 2 w daha yaygın kullanılmıştır. Işınlama metodu lazerin gücüne göre değişir. Tedavi etkinliği % 5.2 ile 100 arasındadır. Nd:YAG lazer ışınlaması kullanılacağı zaman absorbsiyonu arttırıcı siyah mürekkebin kullanılması tavsiye edilir, böylece dentine yayılıp pulpaya etkisi önlenmiş olsun. Nd:YAG lazerin dentin hipersensitivitesindeki etkisinin tıkanmayı indüklediği veya dentinal tübülleri daraltarak aynı zamanda direkt sinir analjezisi sağladığı düşünülmektedir. Lazerin sodyum pompası mekanizmasına karıştığı, hücre membran permeabilitesini değiştirdiği ve/veya duyu aksonları sonlanmalarını geçici olarak değiştirdiği öne sürülmektedir.yarı iletken lazerle ışınlama çok yavaş ileten C-fibril afferentlerinin depolarizasyonu yoluyla baskılayıcı etkiye sahiptir. Aynı zamanda hızlı ileten Aβ fibrillerinin de Nd:yag lazerle baskılandığı rapor edilmiştir. Nd:YAG lazerle 30 mj/atım ve 10 pps ışınlama ile dentinal tübüleri kapama derinliği 4 µm olarak bulunmuştur fakat bu durum ışınlama parametrelerine bağlıdır. Yapılan bir çalışmada Nd:YAG lazerin hava stimulasyonunda %58, mekanik stimulasyonda ise %61 oranında dentin hassasiyetini azalttığı tespit edilmiştir. Diğer bir çalışmada pulpa hasarı olmadan 3 aylık bir değerlendirmede bu oranlar sırasıyla %65 ile %72 bulunmuştur. 6,15,18,19,20,21,22 CO 2 lazer : Bu lazerin dentin hassasiyetinde kullanıldığı ilk kez 1996 yılında rapor edilmiştir.enerji gücü olarak 0.5 ve 1 W ve süreklidalga boyu kullanılmıştır. Işınlama süresi arasındadır ve 5-10 kez tekrarlanmıştır.tedavi etkinliği %59.8 ile 100 arasında değişmektedir. CO 2 lazerin dentin hipersensitivitesindeki etkisi dentinal tübülleri daraltması veya tıkaması yoluyladır. CO 2 lazerin sinir analjezisi yaptığı rapor edilmemiştir. Bu lazer aynı zamanda dentinal kuruluğa neden olarak hipersensitivitede geçici bir rahatlama sağlar. CO 2 ile elde edilen kapanma derinliği 2-8 µm ölçülmüştür. 15,23,24 Er:YAG lazer: Nd:YAG ve CO 2 lazerin termal yan etkilerinden dolayı dişhekimliğinde kullanımı sınırlı kalırken, Er:YAG lazerin dalga boyunun su tarafından yüksek absorbsiyonu ve termomekanik emme mekanizması nedeniyle tıbbi ve dental uygulamalarda daha etkili olmuştur 3,25. Su absorbsiyonu CO 2 lazerden 15 kez daha fazla ve Nd: YAG lazerden ise kez daha büyüktür. Er:YAG lazerle dentinal sıvının superfisial tabakalarındaki buharlaşma ile sıvı hareketlerinde azalma yapması umulmaktadır. Er:YAG lazerle tedaviden önce dişler fırçalanır ve diş ipiyle temizlenir. Enerji seviyesi 80 mj/atım ve tekrarlama oranı 3 Hz su irrigasyonu ile üreticinin tavsiyesi doğrultusunda uygulanır. Yapılan bir çalışmada kullanılan bu değerler sert dokuların aşınma eşiğinden daha düşüktür. Yayınlanan son bir çalışmada Er:YAG lazerin kök kanal duvarlarından smear tabakasının kaldırılmasında en etkili alet olduğu belirtilmiştir. Böylece insolubl tuzların expose tübüllerde birikimi dentinal tubuller için bir obturatör olduğu ileri sürülebilir. Buna ilaveten bakterilerin dentin hassasiyetinde önemli bir rol oynadığı görülmektedir. Sinir liflerinin ağrı eşiği enflamasyon mediatörlerinin varlığında azalmaktadır. Er:YAG lazerin yüksek bakterisidal potansiyeli olduğu önceki çalışmalarda 61
5 gösterilmiştir. Er:YAG lazerle ön tedavi resin adesiv penetrasyonu için daha iyi olabilir. 25 Excimer lazer : Yapılan bir çalışmada 0.7 akıcılıkta ve 1 j/cm 2 kullanılan 308-nm excimer lazerin dentin yüzeyini değiştirdiği ve açık dentinal tübülleri kapadığı görülmüştür. Bu tür dentin yüzeyi modifikasyonu gelecekte bir tedavi yöntemi olarak kabul edilebilir çünkü dentini eritme ve yeniden katılaştırma suretiyle dentin tübüllerini tıkama şekli kalıcı ve kısa ömürlü değildir. Ayrıca bu lazer kısa aralıklarla uygulandığı zaman ısı birikimi oluşmaz ve dokular etrafındaki termal hasardan korunabilir. 26 Lazer tedavisinin floridlerle kombinasyonu: GaAlAs lazerin (830 nm dalga boyunda) flor ile kombine kullanımındaki tedavi etkinliği tek başına lazerin kullanılmasından %20 daha fazla olduğu rapor edilmiştir. Bir invitro çalışmada çoğu dentinal tübül ağzının topikal sodyum uygulamasından sonra Nd:YAG lazerle ışınlanması ile tıkandığı görülmüştür. 6,15 KAYNAKLAR 1-Rees JS, Addy M.:A cross-sectional study of dentin hypersensitivity. J Clin Periodontol.,29: , Dababneh RH, Khouri AT,Addy M.: Dentine hypersensitivityan enigma?a review of terminology, mechanisms, aetiology and management. Br Dent J.,187:11, Ölmez A, Erdemli E.: Dentin hassasiyeti ve tedavi yöntemleri. GÜ Dişhek. Fak.Derg.,.20(1):65-71,December Rees JS.: The prevalance of dentine hypersensitivity in general dental practice in the UK. J Clin Periodontol.,27: , Pamir T, Önal B.: Dentin duyarlılığı.dişhekimliğinde Klinik Derg., 16:22-25,Ocak Wan-Hong L, Hsin-Cheng L, Chun-Pin L.: The combined occluding effect of sodium fluoride varnish and Nd:YAG laser irridation on human dentinal tubules. J Endodon., 25(6): , Tezel A, Orbak R, Çanakçı V : Periodontal tedaviler sonucunda oluşan dentin hassasiyetinin tedavisi. Atatürk Üniv. Dişhek Fak Derg., 11(3):40-44, Absi EG,Addy M, Adams D.: Dentine hypersensitivity. J Clin Periodontol, 14: , West,N.X.,Hughes,J.A.& Addy,A.:Dentin hypersensitivity:the effect of toohtpaste on etched and unetched dentine in vitro. Journal of Oral Reh.,29: , CohenS, Burns CR : Pathways Of The Pulp. Seventh Edition, United States of.america, Mosby, P: , 407, 543, 545, Cengiz T.: Endodonti.4.baskı, Ankara, Şafak matbaası, P:76-80, Rimondini L, Baroni C, Carrassi A.: Ultrastructure of hypersensitive and non sensitive dentine. J Clin Periodontol, 22: , Absi E, Addy M, Adams D.: Dentin hypersensitivity-the effect of toothbrushing and dietary compounds on dentine in vitro:a SEM study. J Oral Reh. 19: , Holland GR, Narhi MN, Addy M, Gangrosa L, Orchardson R : Guidelines for the design and conduct of clinical trials on dentin hypersensitivity. J Clin Periodontol. 24: , Kimura,Y., Wilder-Smith, P., Yonaga, K., Matsumoto, K.: Treatment of dentine hypersensitivity by lasers: a review. J Clin Periodontol, 27: , Gerschman JA, Ruben J, Gebart-Eaglemant J.:Low laser threapy for dentinal tooth hypersensitivity.aust Dent J. 39(6): , Yamaguchi M, Ito M, Miwata T, Horiba N, Matsumoto T, Nakamura H, Fukaya M.:Clinical study on the treatment of hypersensitive dentin by GaAlAs laser diyote using the double blind test. Aichi Gakuin Daigaku Shigakkai Shi.28(2): , Hsin-Cheng L, Chun-Pin L, Wan-Hong L.:Sealing depth of Nd:YAG laser on human dentinal tubules. J Endodon. 23(11): , Lier BB, Rösing CK, Aass AM, Gjermo P.:Treatment of dentin hypersensitivity by Nd:YAG laser.j Clin Periodontol. 29: , Orchardson R, Whitters CJ.:Effect of HeNe and pulsed Nd:YAG laser irridation on intradental nevre responses to mechanical stimulation of dentine. Lasers Surg Med.26(3): , Gutknecht N, Maritz A, Dercks HW, Lampert F.:Treatment of hypersensitive teeth using neomidyum:yttrium-aliminumgarnet lasers:a comparison or the use of various settings in an in vivo study. J Clin Laser Med Surg. 15(4): , Lan WH, Liu HC.:Treatment of dentin hypersensitivity by Nd:YAG laser.j Clin Laser Med Surg.14(2):89-92, Moritz A, Schoop U, Gohorkhay K, Aoid M, Reichenbach P, Lothaller MA, Wernisch J, Sperr W.:Long-term effects of CO 2 laser irridiation on treatment of hypersensitive dental necks.j Clin Laser Med Surg.16(4): ,
6 24-Fayad IM, Carter M, Liebow C.:Transient effects of lowenergy CO 2 laser irridation on dentinal impedance.implications for treatment of hypersensitive teeth.j Endodon.22(10): , Schwarz F, Aweiler N, Reich E.:Desentizing effects of an Er:YAG laser on hypersensitive dentine.j Clin Periodontol.29: ,2002. Yazışma adresi: Yrd.Doç.Dr.Ahmet DAĞ D.Ü.Dişhekimliği Fakültesi Periodontoloji Anabilim Dalı Diyarbakır 26-Stabholz A, Neev J, Liaw LL, Stabholz A, Khayat A, Torabinejad M.:Sealing of human dentinal tubules by XeCl 308- nm excimer laser.j Endodon.19(6): ,
VivaSens. Hassasiyet giderici lak. Aşırı duyarlı dişler için çok yönlü koruma
Hassasiyet giderici lak Aşırı duyarlı dişler için çok yönlü koruma Hassas bir konu Yetişkinlerin yaklaşık % 25 i hayatlarının bir döneminde hassas diş sıkıntısı çekmektedir. Birçok insan doğal dişlerini
DetaylıPeriodontoloji nedir?
Periodontoloji 1 2 Periodontoloji Periodontoloji nedir? Periodontoloji, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir dişhekimliği
DetaylıBAŞKENT ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PERİODONTOLOJİ ANABİLİM DALI
BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ PERİODONTOLOJİ ANABİLİM DALI AMORF KALSİYUM FOSFAT İÇERİKLİ VERNİĞİN DENTİN HASSASİYETİ ÜZERİNE ETKİNLİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ DOKTORA TEZİ Dt. Yasin Bozok
DetaylıHÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren
HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI Dr. Vedat Evren Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Vücut sıvıları değişik kompartmanlarda dağılmış Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Bu kompartmanlarda iyonlar ve diğer çözünmüş
DetaylıDentin Hassassiyeti Tedavisinde Lazerlerin Etkinliği
DERLEME / REVIEW Van Tıp Derg 25(1): 82-88, 2018 DOI: 10.5505/vtd.2018.82612 Dentin Hassassiyeti Tedavisinde Lazerlerin Etkinliği Effectiveness of Lasers in Dentin Hypersensitivity Treatment Mehmet Uğur
DetaylıRESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ
RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ Ders Koordinatörü: Prof. Dr. Nuran Ulusoy, nulusoy@neu.edu.tr Ders Sorumluları: Prof. Dr. Nuran Ulusoy, nulusoy@neu.edu.tr Prof. Dr. Hikmet Solak, hsolak@neu.edu.tr Prof. Dr. Arzu
DetaylıProf Dr Banu Önal Ege Üniversitesi Diş Hek. Fakültesi Restoratif Diş Tedavisi AD İzmir Turkey PROF. DR. BANU ÖNAL
Prof Dr Banu Önal Ege Üniversitesi Diş Hek. Fakültesi Restoratif Diş Tedavisi AD İzmir Turkey Servikal bölgelerde abrazyon, atrisyon, erozyon, kronik travma, abfraksiyon, anormal diş pozisyonları, periodontal
DetaylıDersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K DPE 603 Fiziksel, psikolojik, sosyal gelişim ve davranış
PEDODONTİ Ders Koordinatörü: Prof. Dr. Serap Çetiner, scetiner@neu.edu.tr DersSorumluları: Prof. Dr. Serap Çetiner, scetiner@neu.edu.tr Prof.Dr. Şaziye Aras, saziye_aras@yahoo.com Prof.Dr. Leyla Durutürk,
DetaylıAYNI YÖREDE BULUNAN 242 BİREYİN PROTETİK MUAYENE BULGULARININ DEĞERLENDİRİLMESİ
G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt III, Sayı 1, Sayfa 121-125, 1986 AYNI YÖREDE BULUNAN 242 BİREYİN PROTETİK MUAYENE BULGULARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Hüsnü YAVUZYILMAZ* Celil DİNÇER** M. Emin TOPÇU*** Koruyucu
DetaylıGİRNE ÜNİVERSİTESİ, DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DÖNEM II ( )- I. DERS KURULLARI HAFTALIK DERS PROGRAMI
GİRNE ÜNİVERSİTESİ, DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ DÖNEM II (2018-2019)- I. DERS KURULLARI HAFTALIK DERS PROGRAMI TEMEL TIP BİLİMLERİ I. KURULU- YAŞAMIN TEMELİ (24/ Eylül 2018-30/ KASIM 2018-10 HAFTA, BLOK SONU
DetaylıDENTİN HASSASİYETİNİN TEDAVİSİNDE ERBİYUM, KROM:
K.K.T.C. YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DENTİN HASSASİYETİNİN TEDAVİSİNDE ERBİYUM, KROM: itriyum-skandiyum-galyum-garnet LAZERİN, SUBABLATİF DOZLARDA UYGULANMASININ İMMEDİAT ETKİSİNİN
DetaylıFizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı.
Fizyoloji Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri Dr. Deniz Balcı deniz.balci@neu.edu.tr Ders İçeriği 1 Vücut Sıvı Bölmeleri ve Hacimleri 2 Vücut Sıvı Bileşenleri 3 Sıvıların Bölmeler Arasındaki HarekeF Okuma
DetaylıTARİHÇE BÖLÜMLER. Fakültemiz Klinik Bilimler Bölümü altında hizmet veren sekiz Anabilim Dalı bulunmaktadır.
TARİHÇE Adıyaman Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, 15/04/2011 tarihli ve 27906 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 04/04/2011 tarihli ve 2011/1595 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile kurulmuştur. Yükseköğretim
DetaylıYrd. Doç. Dr. Sibel Koçak
Yrd. Doç. Dr. Sibel Koçak Pulpanın Embriyolojisi Embriyolojik hayatın 12-13. haftalarında çan organının iç bölümünü dolduran bağ dokusuna dental papilla denir. Pulpa dental papilanın ektomezenşimal hücrelerinden
Detaylı2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 2. SINIF RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ TEORİK DERS PROGRAMI
2. SINIF RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ TEORİK DERS PROGRAMI 1. hafta Konservatif Diş Tedavisine giriş, Diş yüzeyi terminolojisi 2. hafta Kavite sınıflandırması ve kavite terminolojisi (Sınıf I ve II kaviteler)
DetaylıENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ
Prof. Dr. Feridun ŞAKLAR ENDODONTİK TEDAVİDE BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN DEĞERLENDİRİLMESİ BAŞARI ORANLARI Kök kanal tedavisindeki başarı oranlarının belirlenmesi için bu güne kadar çok sayıda çalışma yapılmıştır.
DetaylıDentin Aşırı Hassasiyeti. Dentine Hypersensitivity
DERLEME (Review) Hacettepe Dişhekimliği Fakültesi Dergisi Cilt: 30, Sayı: 4, Sayfa: 83-91, 2006 Dentin Aşırı Hassasiyeti Dentine Hypersensitivity *Doç.Dr. Nuray ATTAR, **Dr. Yonca KORKMAZ *Hacettepe Üniversitesi,
DetaylıPeriodontoloji nedir?
Periodontoloji Periodontoloji nedir? Periodontoloji, dişleri ve implantları çevreleyen yumuşak ve sert dokuların iltihabi hastalıkları ve bunların tedavisi ile ilgilenen bir dişhekimliği dalıdır. Periodontoloji,
DetaylıDUYUSAL ve MOTOR MEKANİZMALAR
DUYUSAL ve MOTOR MEKANİZMALAR Duyu Algılama, Tepki Verme ve Beyin Algılama beyinsel analiz tepki Sıcaklık, ışık, ses, koku duyu reseptörleri: elektriksel uyarılara dönüşür Uyarı beyin korteksindeki talamus
DetaylıDENTİN DUYARLILIĞI TEDAVİSİNDE DEĞİŞİK MATERYALLERİN ETKİNLİĞİNİN KLİNİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ
DENTİN DUYARLILIĞI TEDAVİSİNDE DEĞİŞİK MATERYALLERİN ETKİNLİĞİNİN KLİNİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ THE CLINICAL EVALUATION OF DIFFERENT MATERIALS USED IN TREATMENT OF DENTIN HYPERSENSITIVITY İlknur ÜNLÜ
DetaylıDENTİN HASSASİYETİNİ GİDERMEK AMACIYLA KULLANILAN DİŞ MACUNLARI VE ETKİ MEKANİZMALARI
T.C. Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Restoratif Diş Tedavisi Anabilim Dalı DENTİN HASSASİYETİNİ GİDERMEK AMACIYLA KULLANILAN DİŞ MACUNLARI VE ETKİ MEKANİZMALARI BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Sevi
DetaylıGÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU)
Op.Dr. Tuncer GÜNEY Göz Hastalıkları Uzmanı GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) HASTALIĞINI BİLİYOR MUSUNUZ? Glokom=Göz Tansiyonu Hastalığı : Yüksek göz içi basıncı ile giden,görme hücrelerinin ölümüne
DetaylıAğrı. Ağrı hissinin oluşması Ağrı hissinin iletilmesi Ağrı hissinin yorumlanması
Ağrı Ağrı hissinin oluşması Ağrı hissinin iletilmesi Ağrı hissinin yorumlanması Periferik Sinirde İletim Nöron yapısı Sinir lifi tipleri Sinir membranı nın yapısı Sinirde elektriksel iletim Saltatorik
DetaylıÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ
ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı: Fikret YILMAZ Doğum Tarihi: 31 Mart 1968 Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Diş Hekimliği Ankara Üniversitesi 1991 Y. Lisans Diş
DetaylıSerbest radikallerin etkileri ve oluşum mekanizmaları
Serbest radikallerin etkileri ve oluşum mekanizmaları Serbest radikallerin yapısında, çoğunlukla oksijen yer almaktadır. (reaktif oksijen türleri=ros) ROS oksijen içeren, küçük ve oldukça reaktif moleküllerdir.
DetaylıDoku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ
Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem Prof.Dr.Mitat KOZ Mikrodolaşım? Besin maddelerinin dokulara taşınması ve hücresel atıkların uzaklaştırılması. Küçük arteriyoller her bir doku
DetaylıKanser Hastalarında Dental Yaklaşım. Dr.Kıvanç Bektaş-Kayhan İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş, Çene Cerrahisi Anabilim Dalı
Kanser Hastalarında Dental Yaklaşım Dr.Kıvanç Bektaş-Kayhan İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş, Çene Cerrahisi Anabilim Dalı İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi- İstanbul
DetaylıFORAMEN APİKALE'NİN DİŞ KÖKLERİNİN ANATOMİK APEKSLERİYLE İLİŞKİSİ. Tayfun ALAÇAM*
G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt IV, Sayı 1, Sayfa 67-74, 1987 FORAMEN APİKALE'NİN DİŞ KÖKLERİNİN ANATOMİK APEKSLERİYLE İLİŞKİSİ Tayfun ALAÇAM* Foramen apikale bütün olgularda kök apeksinin merkezinde yer almamaktadır.
DetaylıDENTİN HASSASİYET GİDERİCİ AJANLARIN TAM SERAMİKLERİN DENTİNE BAĞLANMA DİRENCİNE OLAN ETKİLERİNİN İNCELENMESİ
T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DENTİN HASSASİYET GİDERİCİ AJANLARIN TAM SERAMİKLERİN DENTİNE BAĞLANMA DİRENCİNE OLAN ETKİLERİNİN İNCELENMESİ FATİH ŞENTUT PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ
DetaylıFİBER OPTİK ÜTÜLEME DIODE LAZER!
ÜTÜLEME DIODE LAZERDE EN SON TEKNOLOJİ FCD FİBER OPTİK ÜTÜLEME DIODE LAZER! HAFİF EN BAŞLIĞI (300 gr) DÜNYANIN 60.000.000 ATIŞ ÖMRÜ 20.000.000 Garanti 2 YIL GARANTİ BUZ BAŞLIK K142186/878.4810 17.04.2015
DetaylıBurun yıkama ve sağlığı
Burun yıkama ve sağlığı Yayınlanmış bir çok klinik çalışmada günlük yapılan nazal yıkmanın burnumuzla ilgili yaşam kalitesini arttırdığı ve sinüslerimizden kaynaklanan semptomları azalttığı gösterilmiştir.
DetaylıÖğr. Gör. Dr. Dt. Samet TOSUN * Yrd. Doç. Dr. A. Semih ÖZSEVİK **
Derleme/Review DENTİN HASSASİYETİNİN TANISI, ETYOLOJİSİ VE GÜNCEL TEDAVİ YAKLAŞIMLARI: DERLEME DIAGNOSIS, ETIOLOGY AND CURRENT MANAGEMENT OF DENTIN HYPERSENSITIVITY: A LITERATURE REVIEW Makale Kodu/Article
DetaylıDENT N HASSAS YET GÖRÜLME SIKLI I VE OLASI ET YOLOJ K ETKENLER N KL N K OLARAK DE ERLEND R LMES
DENT N HASSAS YET GÖRÜLME SIKLI I VE OLASI ET YOLOJ K ETKENLER N KL N K OLARAK DE ERLEND R LMES CLINICAL EVALUATION OF PREVALENCE AND ETIOLOGICAL FACTORS OF DENTIN HYPERSENSITIVITY Meryem TORAMAN ALKURT
DetaylıDİNLENİM MEMBRAN POTANSİYELİ. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D.
DİNLENİM MEMBRAN POTANSİYELİ Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D. Hücre içi kompartıman ve hücre dışı kompartımanın büyük bölümü elektriksel açıdan nötrdür. Hücre içinde
DetaylıÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl
ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı: GÖKÇE AYKOL ŞAHİN Unvanı: Yrd. Doç. Dr. Öğrenim Durumu Derece Alan Üniversite Yıl Yüksek Lisans Diş Hekimliği İstanbul Üniversitesi 2003 Doktora Periodontoloji Anabilim Dalı İstanbul
DetaylıDentin Hassasiyeti Tanı ve Tedavi Planlaması
Derleme EÜ Dişhek Fak Derg 2011; 32: 9-22 Derleme EÜ Dişhek Fak Derg 2005; 26: 1-5 Dentin Hassasiyeti Tanı ve Tedavi Planlaması Diagnosis and Treatment Planning of Dentinal Hypersensitivity Uğur ERDEMİR
DetaylıSAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ JOURNAL OF HEALTH SCIENCES Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yayın Organıdır
SAĞLIK BİLİMLERİ DERGİSİ JOURNAL OF HEALTH SCIENCES Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Yayın Organıdır Topçuoğlu H.S, Kesim B ENDODONTİDE LAZERİN UYGULAMA ALANLARI THE APPLICATION AREAS OF
DetaylıBMM307-H02. Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK
BMM307-H02 Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK ziynetpamuk@gmail.com 1 BİYOELEKTRİK NEDİR? Biyoelektrik, canlıların üretmiş olduğu elektriktir. Ancak bu derste anlatılacak olan insan vücudundan elektrotlar vasıtasıyla
DetaylıKalp Fonksiyonları KALP FİZYOLOJİSİ. Kalp Fonksiyonları. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Dolaşım Sistemleri
KALP FİZYOLOJİSİ Yrd.Doç.Dr. Seçgin SÖYÜNCÜ Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD 2009 Kalp Fonksiyonları Kan damarları yoluyla oksijeni ve barsaklarda emilen besin maddelerini dokulara iletir
DetaylıİLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL
İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL Vücudun İlaçlara Etkisi (Farmakokinetik Etkiler) Farmakokinetik vücudun ilaca ne yaptığını inceler. İlaçlar etkilerini lokal veya sistematik
DetaylıDuyu Fizyolojisi ve Deri Duyuları
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Duyu Fizyolojisi ve Deri Duyuları Doç. Dr. Sinan Canan sinancanan@gmail.com Somatik Duyular Mekanik değişim ile uyarılan Dokunma Dokunma
DetaylıÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Pedodonti Anabilim Dalı
ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı: MÜGE TOKUÇ İletişim Bilgileri: Adres: İstanbul Okan Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi 34959 Akfırat- Tuzla / İSTANBUL Telefon: 0 (216) 6771630-3856 Mail: muge.tokuc@okan.edu.tr
DetaylıGÜNEŞİN ELEKTROMANYETİK SPEKTRUMU
GÜNEŞİN ELEKTROMANYETİK SPEKTRUMU Güneş ışınımı değişik dalga boylarında yayılır. Yayılan bu dalga boylarının sıralı görünümü de güneş spektrumu olarak isimlendirilir. Tam olarak ifade edilecek olursa;
DetaylıLokal Anestetikler ve Lokal Anestezi
Plan Lokal Anestetikler ve Lokal Anestezi Dr. Cenker EKEN AÜTF Acil Tıp Anabilim Dalı Farmakoloji ve patofizyoloji Endikasyonlar Lokal anestezik ajanlar Lokal anestezi Giriş Halstead WS: Practical comments
DetaylıSİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI
SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI Diş Eti Hastalıkları Dişeti hastalıkları (Periodontal hastalıklar) dişeti ve dişleri destekleyen diğer dokuları etkileyen hastalıklardır. Erişkinlerde diş kayıplarının %70
DetaylıHisar Intercontinental Hospital
Varisler BR.HLİ.92 Venöz Hastalıklar (Toplardamarlar) Varis Hastalığı: Bacaklarımızda kirli kanı yukarı taşımak üzere görev alan iki ana ven sistemi bulunur. Yüzeyel ve derin ven sistemi olarak adlandırılan
DetaylıSTERİLİZASYON DERSİ 4. HAFTA DERS NOTLARI YRD. DOÇ. DR. KADRİ KULUALP
STERİLİZASYON DERSİ 4. HAFTA DERS NOTLARI YRD. DOÇ. DR. KADRİ KULUALP STERİLİZASYON YÖNTEMLERİ SÜZME YÖNTEMİ FİLTRASYON İLE STERİLİZASYON Süzme mekanizmalarına göre; a) Absorbsiyonla mikroorganizmaları
DetaylıKİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK
KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK 1 2 Lokomotor sistemi oluşturan yapılar içinde en fazla stres altında kalan kıkırdaktır. Eklem kıkırdağı; 1) Kan damarlarından, 2) Lenf kanallarından, 3) Sinirlerden yoksundur.
DetaylıBİR OLGU NEDENİYLE CLEIDOCRANIAL DYSOSTOSIS
G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt II, Sayı 1, Sayfa 205-211, 1985 BİR OLGU NEDENİYLE CLEIDOCRANIAL DYSOSTOSIS Yıldız BATIRBAYGİL* Alparslan GÖKALP** Cleidocranial Dysostosis veya «Marie and Sainton» Sendromu
DetaylıKAS FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN
KAS FİZYOLOJİSİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Uyarılabilen dokular herhangi bir uyarıya karşı hücre zarlarının elektriksel özelliğini değiştirerek aksiyon potansiyeli oluşturup, iletebilme özelliği göstermektedir.
DetaylıIsı transferi (taşınımı)
Isı transferi (taşınımı) Isı: Sıcaklık farkı nedeniyle bir maddeden diğerine transfer olan bir enerji formudur. Isı transferi, sıcaklık farkı nedeniyle maddeler arasında meydana gelen enerji taşınımını
DetaylıDentin hassasiyetinin etiyolojisi ve risk faktörleri
DERLEME Dentin hassasiyetinin etiyolojisi ve risk faktörleri Fatma Sağ Güngör α, Said Karabekiroğlu α Selcuk Dent J, 2017; 4: 28-35 ÖZ Dentin hassasiyetinin etiyolojisi ve risk faktörleri Dentin hassasiyeti
DetaylıHÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı
Hücrenin fiziksel yapısı HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücreyi oluşturan yapılar Hücre membranı yapısı ve özellikleri Hücre içi ve dışı bileşenler Hücre membranından madde iletimi Vücut sıvılar Ozmoz-ozmmotik basınç
DetaylıDİŞ HEKİMLİĞİNDE İLERİ TEKNOLOJİ İLE MİNİMAL İNVAZİV OPERATİF TEKNİKLER Prof. Dr. Nuran Ulusoy
DİŞ HEKİMLİĞİNDE İLERİ TEKNOLOJİ İLE MİNİMAL İNVAZİV OPERATİF TEKNİKLER Prof. Dr. Nuran Ulusoy Buonocore tarafından 1950 ve 60 lı yıllarda öne sürülen asit-etch tekniği restoratif diş hekimliğinde önemli
DetaylıSİNİR HÜCRELERİ. taşınması çevresel sinir sistemi tarafından meydana getirilen sinir hücreleri tarafından gerçekleştirilir.
SİNİR HÜCRELERİ Sinir hücreleri nöron adını alır.hayvanlarda değişik görevler üstlenen nöronlar örneğin deniz anemonunda bir sinirsel ağ oluşturmuştur.tentaküllerin hareketi bu sinir ağı tarafından kontrol
DetaylıBölüm 1 Maddenin Yapısı ve Radyasyon. Prof. Dr. Bahadır BOYACIOĞLU
Bölüm 1 Maddenin Yapısı ve Radyasyon Prof. Dr. Bahadır BOYACIOĞLU İÇİNDEKİLER X-ışınlarının elde edilmesi X-ışınlarının Soğrulma Mekanizması X-ışınlarının özellikleri X-ışını cihazlarının parametreleri
DetaylıCERRAHİ SONRASI YUMUŞAK DAMAK DEFEKTLERİNİN PROTETİK REHABİLİTASYONU. Yavuz ASLAN* Mehmet AVCI** ÖZET
G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt VII. Sayı 1, Sayfa 147-152, 1990 CERRAHİ SONRASI YUMUŞAK DAMAK DEFEKTLERİNİN PROTETİK REHABİLİTASYONU Yavuz ASLAN* Mehmet AVCI** ÖZET Bu makalede, cerrahi rezeksiyon sonucunda
DetaylıFİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU
FİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU Fizyolojiye Giriş Temel Kavramlar Fizyolojiye Giriş Canlıda meydana gelen fiziksel ve kimyasal değişikliklerin tümüne birden yaşam denir. İşte canlı organizmadaki
DetaylıKasetin arka yüzeyi filmin yerleştirildiği kapaktır. Bu kapakların farklı farklı kapanma mekanizmaları vardır. Bu taraf ön yüzeyin tersine atom
KASET Röntgen filmi kasetleri; radyografi işlemi sırasında filmin ışık almasını önleyen ve ranforsatör-film temasını sağlayan metal kutulardır. Özel kilitli kapakları vardır. Kasetin röntgen tüpüne bakan
DetaylıKMB405 Kimya Mühendisliği Laboratuvarı I IŞINIMLA ISI İLETİMİ. Bursa Teknik Üniversitesi DBMMF Kimya Mühendisliği Bölümü 1
IŞINIMLA ISI İLETİMİ Bursa Teknik Üniversitesi DBMMF Kimya Mühendisliği Bölümü 1 1. Amaç Isıl ışınımla gerçekleşen ısı transferinin gözlenmesi, ters kare ve Stefan- Boltzmann kanunlarının ispatlanması.
DetaylıSuyun Fizikokimyasal Özellikleri
Suyun Fizikokimyasal Özellikleri Su bitkinin yaşamında yaşamsal bir rol oynar. Bitki tarafından yapılan her gram başına organik madde için kökler tarafından 500 gr su alınır. Bu su, bitkinin bir ucundan
DetaylıProf. Dr. Bilge Hakan Şen. E.Ü. Dişhekimliği Fakültesi, Endodonti Bilim Dalı
E.Ü. Dişhekimliği Fakültesi, Endodonti Bilim Dalı FENOL VE ALDEHİTLER Bu sunumun amacı, fenol veya aldehit içeren maddelerin kullanımı sonucu ortaya çıkabilecek komplikasyonlar ve yan etkiler konusunda
DetaylıX-Wave. Akustik Dalga Terapisi
X-Wave Akustik Dalga Terapisi sales@btlnet.com www.btlnet.com All rights reserved. Although every care has been taken to provide accurate and up-to-date information, no responsibility can be accepted for
DetaylıDiş fırçalamada ilk amacın kozmetik olduğu kabul edilmektedir. Ön dişlerin arka dişlerden daha dikkatli fırçalanması, bu dişlerin kolay
Diş Macunları Diş fırçalamada ilk amacın kozmetik olduğu kabul edilmektedir. Ön dişlerin arka dişlerden daha dikkatli fırçalanması, bu dişlerin kolay fırçalanmasından değil, ayrıca görünen dişler olmasındandır.
DetaylıDuysal Sistemlerin Genel Özellikleri, Duysal Reseptörler. Dr. Ersin O. Koylu E. Ü. Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı
Duysal Sistemlerin Genel Özellikleri, Duysal Reseptörler Dr. Ersin O. Koylu E. Ü. Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Bir Hint Hikayesi: Altı Kör Adam ve Fil DUYSAL UYARAN DUYSAL UYARANIN SİNİR SİNYALLERİNE
DetaylıGÖRSEL OLMAYAN DUYU SİSTEMLERİ
GÖRSEL OLMAYAN DUYU SİSTEMLERİ MEKANİK DUYULAR İnsanlarda dokunma, basınç, sıcaklık ve ağrı gibi bir çok duyu bulunmaktadır. Bu duyulara mekanik duyular denir. Mekanik duyuların alınmasını sağlayan farklı
DetaylıKAS SİNİR KAVŞAĞI. Oğuz Gözen
KAS SİNİR KAVŞAĞI Oğuz Gözen Kas sinir kavşağı İskelet kası hücresinde aksiyon potansiyeli oluşumunun fizyolojik tek mekanizması, kası innerve eden sinir hücresinde aksiyon potansiyeli oluşmasıdır. İskelet
DetaylıMEMBRAN POTANSİYELLERİ HÜCRELERİN ELEKTRİKSEL AKTİVİTESİ
MEMBRAN POTANSİYELLERİ HÜCRELERİN ELEKTRİKSEL AKTİVİTESİ MEMBRAN POTANSİYELİ Vücuttaki tüm hücrelerin membranları, üzerlerinde elektrik yükü depolayacak özelliktedir Hücrelerin normal işlevlerini yerine
DetaylıGünümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada yaygın ve önemli bir sorundur. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir.
Ağız ve Diş Sağlığı Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada yaygın ve önemli bir sorundur. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir. Ağız sağlığı: Dişler ve onları
DetaylıLokal anestetik preparatları
Lokal anestetikler Prof. Dr. Öner Süzer Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı www.onersuzer.com Son güncelleme: 21.10.2010 Lokal anestetik preparatları 2 2/30 1 3 3/30
Detaylı11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI
11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI Canlılar hayatsal faaliyetlerini gerçekleştirebilmek için ATP ye ihtiyaç duyarlar. ATP yi ise besinlerden sağlarlar. Bu nedenle
DetaylıGÜNEŞİMİZ. Ankara Üniversitesi Kreiken Rasathanesi
GÜNEŞİMİZ Ankara Üniversitesi Kreiken Rasathanesi Genel Özellikleri Çapı ~ 700000 km Yer in çapının 109 katı Kütlesi: 1.99x10 33 gram Yer in kütlesinin 333000 katı Gaz yapılıdır (Ort. yoğunluk = 1.4 g/cm
DetaylıCANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER
CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER Canlıların yapısında bulunan moleküller yapısına göre 2 ye ayrılır: I. İnorganik Bileşikler: Bir canlı vücudunda sentezlenemeyen, dışardan hazır olarak aldığı
DetaylıDişhekimliği Uygulamalarında Başarıyı Etkileyen Yeni Yaklaşımlar
Dişhekimliği Uygulamalarında Başarıyı Etkileyen Yeni Yaklaşımlar Prof. Dr. Đnci Oktay Meslek Deneyimi? Bilimsel Araştırma? Uzman Görüşü? Meslek pratiğinde başarılı olmak, tüm dişhekimlerinin ortak amacıdır.
Detaylı2 tip düz kas vardır: 1. Viseral düz kaslar. (mide, barsak, üreter, damarlar) 2. Çok üniteli düz kaslar (iris kasları, piloerektör kaslar)
Düz kaslar 2 tip düz kas vardır: 1. Viseral düz kaslar. (mide, barsak, üreter, damarlar) 2. Çok üniteli düz kaslar (iris kasları, piloerektör kaslar) UYARILMALARI: Düz kaslar tiplerine göre farklı uyarılır
Detaylı1. Farmakokinetik faz: İlaç alındığı andan sonra vücudun ilaç üzerinde oluşturduğu etkileri inceler.
1. Farmakokinetik faz: İlaç alındığı andan sonra vücudun ilaç üzerinde oluşturduğu etkileri inceler. Bunlar; absorbsiyon, dağılım; metabolizma (biotransformasyon) ve eliminasyondur. 2. Farmakodinamik faz:
Detaylıİyonize Radyasyonun Hücresel Düzeydeki Etkileri ve Moleküler Yaklaşımlar
İyonize Radyasyonun Hücresel Düzeydeki Etkileri ve Moleküler Yaklaşımlar Aysun Manisalıgil, Ayşegül Yurt Dokuz Eylül Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Medikal Fizik Anabilim Dalı Hücre ve Moleküller
DetaylıBİLEŞİKLER VE FORMÜLLERİ
BİLEŞİKLER VE FORMÜLLERİ Bileşikler : Günümüzde bilinen 117 element olmasına rağmen (92 tanesi doğada bulunur). Bu elementler farklı sayıda ve şekilde birleşerek ve etkileşerek farklı kimyasal özelliklere
DetaylıÖrnek : 3- Bileşiklerin Özellikleri :
Bileşikler : Günümüzde bilinen 117 element olmasına rağmen (92 tanesi doğada bulunur) bu elementler farklı sayıda ve şekilde birleşerek ve etkileşerek farklı kimyasal özelliklere sahip milyonlarca yani
DetaylıMine dokusunun yapısı, organik ve inorganik yapı bileşenleri
2.Sınıf Ders Notu (Prof.Dr.Engin Ersöz) Sert Doku Histolojisi Mine Mine dokusunun sertliği, rengi, kalınlığı Mine kalınlıg ı ayrıca dis sınıfları arasında da farklılık gösterir; kesici dis lerin insizal
DetaylıTHERMAL SPRAY KAPLAMA
THERMAL SPRAY KAPLAMA ANTİ KOROZYON UYGULAMALARI Tel malzemenin ısıtılıp, eriyik veya yarı eriyik halde, itici gaz aracılığı ile iş parçasına püskürtülmesi ile yapılan kaplamalardır. Thermal Spray sistemleri,
Detaylı12. SINIF KONU ANLATIMI 24 STOMA VE TERLEME (TRANSPİRASYON)
12. SINIF KONU ANLATIMI 24 STOMA VE TERLEME (TRANSPİRASYON) STOMA Genellikle yaprakta bulunan bitkide gaz alışverişini sağlayan küçük gözeneklerdir. Bitkinin yaşadığı iklim koşuluna bağlı olarak konumu
DetaylıÜÇ FARKLI HASSASĐYET GĐDERĐCĐ AJANIN DENTĐN MĐKROSKOBU ĐLE ĐNCELENMESĐ
ÜÇ FARKLI HASSASĐYET GĐDERĐCĐ AJANIN DENTĐN TÜBÜLLERĐ ÜZERĐNE ETKĐSĐNĐN N TARAMALI ELEKTRON MĐKROSKOBU ĐLE ĐNCELENMESĐ EVALUATION OF THE EFFECT OF THREE DIFFERENT DESENSITIZERS ON THE DENTIN TUBULES USING
DetaylıBAŞKENT ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAK - 402 MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ LABORATUVARI DENEY 4
BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAK - 0 MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ LABORATUVARI DENEY İÇİNDE SABİT SICAKLIKTA SİLİNDİRİK ISITICI BULUNAN DİKDÖRTGEN PRİZMATİK SAC KUTU YÜZEYLERİNDEN ZORLANMIŞ TAŞINIM
DetaylıBugün farklı özellikte birçok diş macununa rastlamak mümkündür. Bir diş macununda kullanılan hammaddeler ve bunların etkilerini inceleyecek olursak;
AĞIZ BAKIM ÜRÜNLERİ Diş macunu,ağız çalkalama suyu,diş ipi,diş pastaları vb. ürünler,sağlıklı ve beyaz görünen dişlere,ferah nefese,sağlıklı diş etlerine sahip olmak için kullandığımız ağız bakım ürünlerindendir.
DetaylıDeri, vücudun sa lam ve koruyucu dı örtüsüdür. Salgı bezleri, tırnaklar,tüyler ile deri bir organ ve sistemdir. En geni organdır (Yakla ık 1.
Deri, vücudun sa lam ve koruyucu dı örtüsüdür. Salgı bezleri, tırnaklar,tüyler ile deri bir organ ve sistemdir. En geni organdır (Yakla ık 1.5-2 m 2 ) Deri esas olarak iki tabakadan olu ur Üst deri (Epidermis)
DetaylıBugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi
Hipertansiyon Tedavisi: Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi Hipertansiyon Sıklık Yolaçtığı sorunlar Nedenler Kan basıncı hedefleri Tedavi Dünyada Mortalite
DetaylıT.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ FAKÜLTE YÖNETİM KURULU TOPLANTI TUTANAĞI
TARİH: 26.10.2016 T.C. RECEP TAYYİP ERDOĞAN ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ FAKÜLTE YÖNETİM KURULU TOPLANTI TUTANAĞI NO:82 Fakülte Yönetim Kurulumuz Dekan (V.) Prof.Dr. Zeynep YEŞİL DUYMUŞ başkanlığında
DetaylıEtkin Madde Klorheksidin glukonat (%1)tır. Yardımcı madde olarak; Kuş üzümü aroması, Kiraz aroması ve Nane esansı içerir.
KULLANIM KILAVUZU KLORHEX ORAL JEL Birim Formülü Etkin Madde Klorheksidin glukonat (%1)tır. Yardımcı madde olarak; Kuş üzümü aroması, Kiraz aroması ve Nane esansı içerir. Tıbbi Özellikleri Klorheksidin
DetaylıNötronlar kinetik enerjilerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırılırlar
Nötronlar kinetik enerjilerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırılırlar Termal nötronlar (0.025 ev) Orta enerjili nötronlar (0.5-10 kev) Hızlı nötronlar (10 kev-10 MeV) Çok hızlı nötronlar (10 MeV in üzerinde)
Detaylı2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi
2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi GİRİŞ Tabiatta suyun hidrolojik çevriminin önemli bir unsurunu teşkil eden buharlaşma, yeryüzünde sıvı ve katı halde değişik şekil ve şartlarda bulunan suyun meteorolojik
DetaylıTranspirasyonun fiziksel yönü evaporasyona benzer ve aşağıdaki şekilde gerçekleşmektedir:
Transpirasyon Transpirasyon Bitkilerin çeşitli dokularından atmosfere buhar halinde su verilmesi olayına transpirasyon denmektedir. Hava, nemli ve kurak oluşuna göre değişen belli bir su buharı emme gücüne
Detaylı1.2)) İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ
10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği 9.Hafta ( 10-14 / 11 / 2014 ) 1.)İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ 2.) İLAÇLARIN VERİLİŞ YOLLARI VE ETKİSİNİ DEĞİŞTİREN FAKTÖRLER Slayt No : 13 1.2)) İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ
DetaylıUykudan önce ASLA!!!
Uykudan önce ASLA!!! ŞEKER TÜKETİMİ-5 BAŞARAMAZSAN!!! Şekeri tükettikten hemen sonraki ALIŞKANLIĞI OTURTMAYA ÇALIŞ ; Macunlu ya da macunsuz fırçalasın, Ağzını suyla çalkalasın, Peynir-yoğurt yesin ya da
DetaylıFARKLI TOPLUMLARDA YAPILAN SEALANT UYGULAMA SONUÇLARININ KARŞILAŞTIRILMASI
G.Ü. Dişhek. Fak. Der. Cilt IV, Sayı 2, Sayfa 71-78, 1987. FARKLI TOPLUMLARDA YAPILAN SEALANT UYGULAMA SONUÇLARININ KARŞILAŞTIRILMASI Behiye ERDOĞAN* GİRİŞ Diş çürükleri ve periodontal hastalıklar günümüzde
DetaylıFarmasötik Toksikoloji
Farmasötik Toksikoloji 2014 2015 2.Not Doç.Dr. Gül ÖZHAN Absorbsiyon Kan hücreleri Dağılım Dokularda depolanma Eliminasyon Kimyasal Serum proteinleri Kan veya plazma Etki bölgesi Metabolizma Eliminasyon
DetaylıYrd. Doç. Dr. H. Hasan YOLCU. hasanyolcu.wordpress.com
Yrd. Doç. Dr. H. Hasan YOLCU hasanyolcu.wordpress.com En az iki atomun belli bir düzenlemeyle kimyasal bağ oluşturmak suretiyle bir araya gelmesidir. Aynı atomda olabilir farklı atomlarda olabilir. H 2,
DetaylıDentin Hiper sensitivité si
Oıulokuz Mayis Uııiv Dis Hekim Fak Derg 2005; 6(1): 43-48 DERLEME Dentin Hiper sensitivité si Dentine Hypersensitivity Kemal ÜSTÜN*, Nilgün Özlem ALPTEKİN* ÖZET Dentin hipersensitivitesi açıktaki denlin
DetaylıEGE ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI GÜZ YARIYILI ARA SINAV TAKVİMİ
00102 ATATÜRK İLKELERİ VE İNKİLAP TARİHİ- I (TÜM SINIF) Dönemlik 172 12.11.2018 PAZARTESİ 12.15-13.15 1-2 00113 DAVRANIŞ BİLİMLERİ Dönemlik 171 14.11.2018 ÇARŞAMBA 12.15.-13.15 1-2 00111 DİŞ HEKİMLİĞİ
DetaylıA.Ü. GAMA MYO. Elektrik ve Enerji Bölümü GÜNEŞ ENERJİSİ İLE ELEKTRİK ÜRETİMİ 3. HAFTA
A.Ü. GAMA MYO. Elektrik ve Enerji Bölümü GÜNEŞ ENERJİSİ İLE ELEKTRİK ÜRETİMİ 3. HAFTA İçindekiler 1.Nesil Güneş Pilleri Tek Kristalli Güneş Pilleri Çok Kristalli Güneş Pilleri 1. Tek Kristal Silisyum Güneş
Detaylı