DUYURU. Türker Alkan. Söyleþi. yapýldý.

Transkript

1 Açýlýþa, Hacýbektaþ'tan vatandaþlarýn yanýnda çevre il ve ilçelerden gelen partililer katýldýlar. Açýlýþta DSP Ýlçe baþkaný Ahmet Muhtar Ceyhan bir konuþma yaparak partisinin ilkeleri ve seçim stratejisi ile ilgili bigi verdi. DSP Ýlçe baþkanýnýn yapmýþ olduðu konuþmayý aynen yayýmlýyoruz. Sayýn Hacýbektaþlý hemþerilerim, sayýn Ýl Baþkaným, Gülþehir, Derinkuyu, Avanos, Kozaklý ve Kozaklý Kanlýcadan gelen Demokratik Sol Partili Belediye Baþkan adylarý, DSP ilçe Baþkanlarý 29 Mart'ta yapýlacak Mahalli idareler genel seçimleri nedeniyle ilçemiz Hacýbektaþ'ta Demokratik Sol Partinin seçim bürosunun açlýþýna hepiniz hoþ geldiniz. Bu seçimlerde partimiz ilçede Belediye Meclis üyeliði ve Ýl Genel Meclisi üyeliði seçimlerine iddialý bir þekilde hazýrlanmaktadýr. Devamý>> 3 DE DUYURU Çok deðerli Sulucakaracahöyük okurlarý. Ülkemizin içinde bulunduðu ekonomik kriz gazetemizi de olumsuz yönde etkilemiþtir. Bu durum gazete yönetici ve çalýþanlarý olarak bizleri,gazetemizin haftalýk yayýn süresinde deðiþiklik yapmak zorunda býrakmýþtýr. Daha önce haftanýn beþ günü yayýmlanan gazetemiz bundan böyle Pazartesi, Çarþamba ve Cuma günleri olmak üzere haftanýn üç günü yayýmlanacaktýr. Yapmýþ olduðumuz bu zorunlu deðiþiklikten dolayý siz deðerli okurlarýmýzýn bizleri anlayýþla karþýlayacaðýnýz umuduyla saygýlarýmýzý sunarýz. Söyleþi 4 DE Köþe yazýsý 2 DE Türker Alkan Köþe yazýsý 7 DE Sulucakarahöyük/ HACIBEKTAÞ 27 Þubat 2009 Cuma günü saat:10.00 da Hacýbektaþ Kaymakamý Mustafa ELDÝVAN'IN çaðýrýsý ile Hacýbektaþ' ta seçime katýlacak siyasi parti temsilcileri ve adaylar ile toplantý yapýldý. Toplantýda, Hacýbektaþ Kaymakamý Mustafa ELDÝVAN tarafýndan, seçime katýlacak olan parti temsilcilerinden ve adaylardan seçim propagandasý süresince demokratik geleneklere uygun, centilmenlik anlayýþý içerisinde, Hacýbektaþ'a yakýþýr bir seçim çalýþmasý yapýlmasý konusunda istekte bulunuldu. Toplantýya katýlan parti temsilcileri ve adaylar bu önerileri yerinde bularak önerilere uyacaklarýný dile getirerek baþarý dilekleri ile toplantýdan ayrýldýlar. Köþe yazýsý 6 DA Hacýbektaþ Belediyesinin yol çalýþmalarý ile ilgili vatandaþlarýmýzýn dileklerini kamuoyu ile paylaþýyoruz. Belediyemize ait ekipler beþ yýldýr doldurulmayan yol çukurlarýný büyük bir gayretle mýcýr ile dolduruyor. 6 DA Etkinliðe Ankara dan Dünya Alevi Bektaþi Ehlibeyt Federasyonu Haydar SALMAN, Ankara Gazi Üniversitesinden Prof. Ýbrahim ASLANOÐLU, Ankara Can Dostlar Cem Evi Kültür Merkezi, Yeni Mahalle Cem Evi Derneði, Ankara Mamak Cem Evi Derneði, Elvankent Cem Evi Derneði, Yakup Abdal Cem Evi Derneði ve Tuzlu Çayýr Cem Evi Derneði yönetici ve üyeleri davetli olarak geldiler. Devamý>> 3 DE Köþe yazýsý 3 DE Köþe yazýsý 8 DE

2 2 Adaletsiz Adalet Bakaný Yerel seçimler yaklaþtýkça hükümet cephesinin, eþitlik ilkesiyle, demokrasiyle ve etikle baðdaþmayan tavýr ve sözleri büyük endiþe yaratýyor. Yüksek Seçim Kurulu kararýna raðmen, Tunceli de beyaz eþya daðýtýmýnýn sürdürülmesi ve Baþbakan ýn açýlýþlar bahanesiyle, kamu araçlarýný ve olanaklarýný kullanarak çeþitli illerde miting düzenlemesi tartýþmalarý sürerken, þimdi de Adalet Bakaný Þahin in, adalet ve eþitlik ilkesiyle hiçbir þekilde baðdaþtýrýlmasý olanaklý olmayan sözleri büyük tepkilere neden oldu. Adalet Bakaný, seçim bölgesi olan Antalya da seçim bürosu açýlýþýnda yaptýðý bir konuþmada; Hükümetle kavga eden, zýtlaþan yerel yönetimler projelerini Ankara dan geçiremiyor diyor ve ilave ediyor; O nedenle halkýyla barýþýk, hükümetiyle barýþýk, devletiyle barýþýk yerel yöneticiler iþbaþýnda olursa bizim sorunlarýmýz daha çabuk çözülür. Gerçekten inanýlýr gibi deðil. Çünkü sözler gayet açýk. Bu, seçmene karþý yapýlan bir þantaj. Adalet Bakaný açýkça, Biz AKP olarak iktidardayýz, bizim adaylarýmýzý seçmezseniz, hizmet alamazsýnýz diyor, diyebiliyor. Muhalefet partilerinden ve sivil toplumdan gelen tepkiler üzerine, önce onu demek istemedim, sonra ise söylediklerimle maksadýmý aþmýþ olabilirim þeklinde açýklamalar yapan Bakan ýn istifasýnýn istenmesi yerindedir. Ancak, býrakalým istifa etmesini (bu iþ siyasi kültür meselesidir) hiç deðilse seçmenlerden ve halktan açýk ve net olarak özür dilemesi ve sözlerini geri almasý gerekmez mi? Ýþleyen demokrasilerde elbette böyle olmaktadýr. Bakan Þahin, seçmene yaptýðý bu þantajý; Maalesef, bu, Türkiye nin gerçeði ifadesiyle gerekçelendirmiþ. AKP nin ileri sürdüðü gibi Türkiye de demokrasi yerleþik hale getirildiyse, Türkiye nin gerçeði olamaz, olmamalýdýr. Evet, benzer sözleri 1989 yerel seçimleri sürecinde o zaman baþbakan olan rahmetli Özal dan da duymuþtuk. Özal da seçmenlere; Yerel yönetimlerin hükümetle uyum içinde olmalarý sizlere daha iyi hizmete vesile olacaktýr þeklinde seslenerek ve her yeri eli kolu baðlý belediye baþkaný ister misiniz? yazýlý posterlerle donatarak seçmeni tehdit etmiþti. Bunun dýþýnda son yirmi yýlda baþka bir siyasi parti liderinin benzer sözlerine tanýk olunmadý. Yani, Adalet Bakaný nýn söylediði gibi her parti, her parti lideri bunu yapýyor deðil. Ýyi ki de yapmýyorlar! O nedenle, Adalet Bakaný Türkiye gerçeði bahanesine sýðýnacak yerde, kendi demokrasi, eþitlik ve adalet anlayýþýný gözden geçirse daha doðru olur. Artýk Türkiye siyasetinde þantaja, tehdide, korkutmaya ve ayrýmcýlýða son verilmelidir. Adalet bakanlarýnýn bir görevi de bunlarý önlemektir. Unutulmasýn, Adalet eþit özgürlüktür. Türk-Ýþ in açlýk ve yoksulluk sýnýrý araþtýrmasýnýn þubat ayý sonuçlarý açýklandý. Buna göre dört kiþilik bir ailenin sadece saðlýklý beslenebilmesi için yapmasý gereken asgari gýda harcamasý tutarý olan açlýk sýnýrý Þubat ayýnda da artýþýný sürdürerek 740,04 TL ye çýktý. Gýdanýn yaný sýra yapýlmasý zorunlu konut, ulaþým, giyim, eðitim, haberleþme ve benzeri harcamalarla birlikte toplam tutar olan yoksulluk sýnýrý da 2 bin 410,57 TL ye ulaþtý. Ýþsizlik kaygýlandýrýyor Türk-Ýþ açýklamasýnda, yaþanan ekonomik krizle birlikte yaygýnlaþan iþsizlik ve gelecekle ilgili belirsizliðin, baþta çalýþanlar olmak üzere dar ve sabit gelirli kesimleri endiþelendirmeye devam ettiði ifade edildi. Bu kesimin iþlerine ve satýn alma güçlerinin korunmasýna yönelik artan Sevgim Denizaltý KTÜ Rektörü Ýbrahim Özen, 8 Mart Dünya Kadýnlar Günü etkinliklerine izin vermedi. Kadýn öðrenciler, oturma eylemi yapýyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Öðrenci Kolektifi Kadýn Atölyesi, 8 Mart Dünya Emekçi Kadýnlar Günü nedeniyle içinde konser, panel ve tiyatro gösterilerinin de olduðu bir etkinlik programý hazýrladý. Öðrencilerden alýnan bilgiye göre, Rektör Özen den bir ay önce konuyla ilgili randevu talebinde bulunan kadýn öðrenciler, bu taleplerine hiçbir karþýlýk alamadý. 24 Þubat ta rektörle tekrar görüþmek isteyen öðrenciler, genel sekreterden rektörün kendileriyle görüþmek istemediði ve etkinlik için kaygýlarýn tüketim harcamalarýný da olumsuz etkilediði belirtilen açýklamada, bu durumun zorunlu giderler arasýnda yer alan gýda harcamalarýnda bile kendini gösterdiðine iþaret edildi. Açýklamada, þöyle denildi: TÜÝK tarafýndan bu ay açýklanan istihdam ve iþsizlik verileri bu alandaki tehlikeli týrmanýþý ortaya koydu. Ýþsizlik oranýnýn hesaplanmasýndaki yetersizlik ve yöntem tercihine raðmen üç milyona ulaþan iþsizlerin yüzde 17,5 ini (yaklaþýk 524 bin kiþi) bu dönemde iþten ayrýlanlar oluþturdu. Ýþsiz kalanlarýn sayýsý giderek artarken, iþsizlik ödeneðine hak eden kiþi sayýsý ise sýnýrlý sayýda (iþsiz kalanlarýn yaklaþýk yüzde 10 u) kaldý. Yaygýnlaþan iþsizlik, ücret gelirlerindeki gerileme, gelir yetersizliði/yokluðu, dar ve sabit gelirli kesimlerin yaþama koþullarýný kesinlikle yer verilmeyeceði yanýtýný aldý. Öðrenciler, kendilerine gerekçe olarak Kulübünüz yok. Atatürk Kültür Merkezi (AKM) de dolu denildiðini anlattý. Bu gerekçeleri kabul etmeyen öðrenciler, 25 Þubat ta yerleþke içinde oturma eylemi baþlattý. Öðrenciler 4 gündür soðuk hava ve yaðmura karþýn eylemlerini sürdürüyor. AKM yi kullanmamýz için kulüp olmamýz gerekmiyor diyen öðrenciler, Baþta Ýbrahim Özen olmak üzere erkek egemen KTÜ yönetimi, yapacaðýmýz etkinliðe yer vermeyerek kadýn sorununu iþleyen bir etkinliðin önüne set çekiyor dedi. 'Etkinlik parasý alýnýyor' KTÜ de 4 yýldýr tüm öðrencilerden zorunlu olarak etkinlik parasý toplandýðýna dikkat çeken kadýn öðrenciler, buna karþýn boþ salonlarýn kendilerine dolu gösterildiðini savundu. Yaðmur altýnda oturma eylemlerini kararlýlýkla sürdürdüklerini belirten kadýn öðrenciler, Rektör Özen in yanlarýna gelerek Üþüteceksiniz, gelin içeride bekleyin dediðini aktardý. Özen bizi anlamamakta ýsrar ediyor diye konuþan öðrenciler, þöyle devam etti: Bizim beklentimiz þefkat deðil, üniversite salonlarýný üniversitelilere býrakmasýdýr. Öðrencilerin iddialarýný sorduðumuz Rektör Prof. Dr. Ýbrahim Özen, konuyla ilgili görüþ bildirmek istemediðini ifade etti. gün geçtikçe daha da bozmaktadýr. Türk-Ýþ in 21 yýldan bu yana düzenli olarak her ay yaptýðý açlýk ve yoksulluk sýnýrý çalýþmasýnýn sonuçlarý bu olumsuzluðu ortaya koydu. Þubat 2009 döneminde dört kiþilik bir ailenin sadece saðlýklý beslenebilmesi için yapmasý gereken gýda harcamasý tutarý 740,04 TL olarak hesaplandý. Gýdanýn yaný sýra yapýlmasý zorunlu konut (kira, yakacak, elektrik, su vb.), ulaþým, giyim, eðitim, haberleþme ve benzeri harcamalar da dikkate alýndýðýnda, bir anlamda insan onuruna yakýþýr bir yaþam düzeyi için gerekli tutarýn 2 bin 410,57 TL olduðu belirlendi. Diðer bir ifadeyle, dört kiþilik bir aile günlük geliri 25 TL nin altýndaysa aç, 80 TL nin altýndaysa yoksul sýnýfýna giriyor. Yerel seçimle hýz kazandý Türk-Ýþ açýklamasýnda, iþçi, kamu emekçisi, emekli, esnaf, köylü ve tüm dar ve sabit gelirli büyük bir kesimin gelirinin insan onuruna yakýþýr bir geçim düzeyi saðlamaktan uzak olduðu gibi kriz nedeniyle giderek kötüleþtiði de vurgulandý. Açýklamada þöyle denildi: Uygulanmasý gereken ekonomik ve sosyal politikalar, herkesin çalýþarak elde edeceði gelirle kendisinin ve ailesinin geçimini saðlamasý temelinde olmasý gerekmektedir. Yoksulluðu önleyecek yaklaþýmlar yerine yardým temelinde yaygýnlaþan uygulamalar, özellikle yerel seçimle birlikte hýz kazanmýþtýr. Bir bakýma yoksulluk ticareti diye nitelendirilebilecek yaklaþýmlar sergilenmeye baþlanmýþ, sosyal devlet uygulamalarý yerini sadaka devlet e býrakmýþtýr. SÝVAS ta Madýmak Oteli nin 2 Temmuz 1993 te yakýlmasý ve 37 kiþinin ölümüyle sonuçlanan olaylara iliþkin ana davadan dosyalarý ayrýlan firari 7 sanýðýn yargýlanmasýna devam edildi. Ankara 11. Aðýr Ceza Mahkemesi nde görülen davanýn dünkü duruþmasýna, sanýk Ýhsan Çakmak ýn avukatý Gökhan Öztürk ile müdahil avukatlarý Fevzi Gümüþ, Þenal Sarýhan, Mehdi Bektaþ, Kazým Genç, Süleyman Ateþ, Üzüm Ateþ ve Ankara Barosu adýna avukat Onur Tatar katýldý. Mahkeme Baþkaný Hasan Þatýr, hakkýnda yakalama emri bulunan Cafer Erçakmak ýn yakalanamadýðýný bildirdi. Bazý müdahil avukatlarý söz alarak, katýlma talebinde bulundu ve soruþturmanýn geniþletilmesini istedi. Savcý Mustafa Bilgili, maðdur ve müþteki vekillerinin, davaya müdahil olma talebinin kabulüne karar verilmesini talep etti. Savcý Bilgili, sanýk Cafer Erçakmak hakkýndaki yakalama emrinin devamýna karar verilmesini ve Yargýtayda bulunan "Sivas Davasý" ana dosyasýnýn beklenilmesini istedi. Mahkeme Heyeti, ara kararýnda, katýlma isteminde bulunan vekillerin dilekçelerinde adlarý geçen kiþilerin, suçtan zarar görme ihtimallerine karþý Fevzi Gümüþ, Þenal Sarýhan, Mehdi Bektaþ, Kazým Genç, Süleyman Ateþ, Üzüm Ateþ ve Onur Tatar ýn müdahil vekili olarak kabullerine oy birliði ile karar verdi. 'Görüntüler incelensin' Avukat Þenal Sarýhan, "Sivas olaylarý sýrasýnda çekilen video kaydý ve emniyetçe çekilen fotoðraflar ile müdahiller tarafýndan sunulan fotoðraflarýn ana dava dosyasýnda yer aldýðýný belirterek, Yargýtaydaki ana dava dosyasý içindeki söz konusu fotoðraf ve görüntülerin mahkemeye getirilmesini, sanýklarýn buralarda yer alýp almadýðýnýn bilirkiþi heyetince tespit edilmesini" istedi. Görgüye dayalý bilgileri olan maðdurlar ile olayýn tanýðý polis görevlilerinin hazýr edilerek, sanýklar ile ilgili teþhis iþlemi yaptýrýlmasýný, olaylara katýldýðý tespit edildiði halde bugüne kadar yargý önüne çýkarýlamamýþ ve haklarýnda iddianame düzenlenmemiþ kiþilerle ilgili hazýrlýk soruþturmasý yapýlýp yapýlmadýðýnýn, Sivas ve Ankara Emniyet müdürlüklerinden sorulmasýný talep etti.

3 Merhaba benim saygýdeðer halkým, uzun bir süredir sizlerden ayrý kaldým. Bu süre içinde gözlemlediðim ve takip ettiðim geliþmeleri olumlu ve de olumsuz yanlarýný kendi duygu ve düþüncelerimle sizlere yansýtmak istedim. Yerel seçimlere az bir zaman kala sizlerinde bildiði gibi ülkemiz genelinde ve özellikle Alevi toplumunun yoðun olduðu bölgelerde Sosyal Devlet adý altýnda yapýlan yardýmlarla çok büyük baskýlar oluþturulduðu ve oy avcýlýðýna gidildiðinin çok iyi farkýnda olmamýza raðmen ve bizleri parçalayýp bölmeye çalýþan A.K.P nin oyunlarýna gelmemek Aydýn ve çaðdaþ toplumu yozlaþtýrmalarýna, laik Türkiye Cumhuriyeti'nin yerine þeriat düzeni getirme çabasýnda olanlara bu yerel seçimlerde sandýk baþýna gidilerek vereceðimiz oylarýmýzla yeter dur demenin zamanýnýn geldiðini en önemli fýrsatýn o gün sandýklarda olduðunu göstermenin tam zamanýdýr. A.K.P Genel Baþkaný Sayýn R.T.Erdoðan ýn çok basit gördüðü ve küçümseyerek söylediði sözlerden birkaç tanesini tekrar hafýzalarýmýzda olduðunu unutmadýðýmýzý ve unutmayacaðýmýzý bilmeleri için tekrar yazýyorum: 1- Bu Vataný ve Bizleri Korumak Ýçin canýyla ve bedel ödeyenlere saygý ile anýlmasý gereken þehitlerimize kelle diyebilen, 2- Kendi çocuklarý yetim hakký yiyerek deniz feneri adý altýnda toplanan paralarla þirketler ve gelir sahibi olmalarý saltanatý sürdürürlerken asker olup nizamiye kapýsýndan içeri girmeyenlere es geçilerek fakir fukaranýn çocuklarý yaz kýþ demeden kurþun aðzýnda ölüm ile burun buruna iken bu Mehmetçiklere askerlik yan gelip yatma yeri deðildir diyebilen, 3-Köylümün çiftçimin üretimini kota koyarak açýz diye þikâyetini dile getirmeye çalýþan vatandaþýma ananý da al git diyen, 4- Þu son bir yýl içerisinde krizinde etkisiyle iþini kaybeden iþçilere, aç gezen memuruma, daðýttýðý kömürlerin ve yardým paketlerinin zararýný kapatmasý açýsýndan emeklilerin maaþýndan kesinti yapýlmasýna, fabrikalarýn kapatýlmasý, iþverenlerin iflasý, evlilikte boþanmalara ve de intihar etme olaylarýnýn artmasý ve bütün bunlara raðmen, kriz bizi teðet geçti diyebilen, 5- Önce toplumu fakirleþtirip sonrada insanlarý dilenci konumuna sokarak sadaka vermek bizim kültürümüzde var diyebilen ve ayrýca sayýn adalet bakanýmýzýn Ak Partili Belediye baþkanlarýnýn iþlerinin Ankara dan çok rahat bir þekilde geçebileceði diðer belediye baþkanlarýnýn Ankara ya iþlerinin düþmesi durumunda zorlanacaklarýný dile getirmesi ve Bu A.K.P Hükümetinin zihniyeti ve düþüncesi apaçýk beyanen ortadadýr. 6- Deðerli Hacýbektaþlýlar A.K.P Hükümetinin zihniyeti benimseyip onlarýn davetlerine katýlabilen, davet edipte kutsal Hacýbektaþ Topraklarýna getirebilenler ayakta kalabilmek için onlara yandaþlýk yaparak boy gösteren halkýna net ve açýk görüþlerini beyan etmeyip gizli kapaklý iþ çevirenler, büyük küçük her türlü birim ve kuruluþlara rüþvet teklif edenler, saltanatý ele geçirene kadar masumiyet oynayýp ele geçirdikten sonra padiþahlýk yönetimini getirmek isteyenlere karþý bu toplumun gerekli cevabý nasýl vereceðini çok iyi biliyoruz. Bizim ülkemize ve de Hacýbektaþ ýmýza yakýþan gelenek ve göreneklerini, birlik ve beraberliðini bilgisi ve kültürü ile iç içe yaþamak istememizdir. Bizler ne Rüþvet ne de sadaka, ne yardým istemiyoruz. Bizlerin tek isteði bu zorba hükümetin ve baþýmýzdaki yöneticilerin otoritesi altýnda yaþamayý kabul edemeyiz. Özgürce düþüncelerimizi ifade edebilmemiz, düþüncelerimizi rahatça konuþabilmemiz, beklediðimiz hizmetleri insan ayrýmý yapýlmaksýzýn görebileceðimiz Hacýbektaþ ýn tüm sorunlarýný tartýþýp konuþabileceðimiz, bir Hacýbektaþ Yönetimi istiyoruz. Mustafa Kemal in devrim ve ilkeleri ile kurmuþ olduðu Cumhuriyet Halk Partisini benimseyip savunmak Hacýbektaþ ta ön plana çýkartýp ve ön saflarda yerini alarak beklentilerimizin bu parti ile gerçekleþeceðini bilmeliyiz ve bilmelisiniz. Bizler ne zorunlu din dersi ne de Türbanlý Üniversite ne de kara çarþaflý T.B.M.M. istiyoruz. Bizler sadece ulu önder Mustafa Kemal in bizlere mirasý olan laik Türkiye Cumhuriyetinde yaþamak istiyoruz. Bu yaþam þeklini de sadece ve sadece Cumhuriyet Halk Partisinden Geçtiðini Bilmeliyiz. Bu ülkenin çýkarlarýný savunan bu ülkeyi yýllarca ayakta tutan ve ülkenin tek güçlü kalesi olan Cumhuriyet Halk Partisi olmuþtur ve de olmaya devam edecektir. Üzerimizde oynanan oyunlarý görmeliyiz. Cumhuriyet Halk Partimize, Hacýbektaþ ýmýza ve Halk olarak birbirimize sahip çýkalým çaðrýsýnda bulunuyorum. 29 Martta görüþmek üzere hepinize saygý ve selamlarýmý sunarým. 28 Þubat 2008 Cumartesi Günü DSP seçim bürosu açýldý Sulucakarahöyük/ HACIBAKTAÞ Dürüstlüðün simgesi olan partimiz ve adaylarý ilçe yönetimine talibiz. Bir dahaki seçimlerde Belediye Baþkaný DSP den seçilecektir. Bunu þimdiden söylüyorum. Geçmiþte partimiz ilçemizde Meclis üyeliði kazanmýþ bir partidir. O dönemi hatýrlayanlar bilir nasýl bir meclis üyeliði yaptýðýmýzý. Biz Demokratik Solcularýn bulunduðu yerde yolsuzluk, hýrsýzlýk ve usulsüzlük asla olmaz. Partimizde Belediyeyi zarara uðratan Ya da uðratacak adaya yer verilmez. Kendi çýkarýný parti çýkarýndan önde tutan, kendi çýkarýný ilçe ve ülke çýkarýndan önde tutan kiþilere partimizde asla yer yoktur. Doðrultu tutarlýðý olmayan kiþilerle asla baðdaþamayýz. Buna parti tüzüðümüz de Müsaade etmez. Ýlkelerimizden asla taviz vermeyiz. Döneklerle, fýrýldaklarla iþimiz olmaz. Bu günlerde hepiniz duyuyorsunuz Baþkan adaylarýnýn etrafýndakiler için (A) kiþisinin adamý (B) kiþinin adamý diye konuþuyorlar. Arkadaþlar bizler için ise DPS'liler deniliyor bu bizim için övünülecek bir durum. Neden derseniz A Ya da B kiþinin adamý denilen partiler hala kurumsal kimliðine kavuþamadýðýný gösterir. Partimizin temeli öyle saðlam atýlmýþ ki, proðram öyle güzel yazýlmýþ ki, onun için ben deðil biz Ya da DSP liler denilmektedir. Onun içindir ki DSP yeniden umut olmaya baþlamýþtýr.son Hacýbektaþ Kaymakamlýðý ve Hacý Bektaþ Veli Kültür Mertkezi Müdürlüðü tarafýndan Cumartesi günü saat 12:00 de Aþure etkinliði düzenlendi. Sulucakarahöyük/ HACIBEKTAÞ Etkinliðe ayrýca Ýl vali yardýmcýsý Ruhi PEKEL Hacýbektaþ Kaymakamý Mustafa ELDÝVAN Derinkuyu Kaymakamý Fatih DÜLGEROÐLU ile Nevþehir ve Hacýbektaþ tan daire müdürleri katýldýlar.hacýbektaþ halkýndan katýlýmlarla birlikte salonda yaklaþýk olarak üç yüz kiþilik bir katýlým vardý. Etkinlik öncesi aþure daðýtýmý yapýldý. Etkinliðin sunumu ünlü halk ozaný ÝRFANÝ tarafýndan yapýldý. Ozan ÝRFANÝ nin yaný sýra ozanlardan; Ozan SÝNEMÝ, Savat Mahallesi Erzurum Þenkayalýlar Köyünden Ali YÖNTER Hakka Yürümüþtür Yakýnlarýna ve sevenlerine baþsaðlýðý dileriz. Ozan Ahmet GÖKÇE, Ozan ÝRFANÝ, Ozan ESNAFÝ ve Hacýbektaþlý Ozan ZEBUNÝ etkinliðe katký sundular. Etkinlik Ozanlardan þiir ve deyiþler, Hacýbektaþ Semah ekibinin semah gösterisi,cem töreni ve lokma daðýtýmý ile sona erdi. Tören sonunda Hacýbektaþ Kaymakamý Mustafa ELDÝVAN ve Kültür Merkezi Müdürü Hülya AKSOY birer teþekkür konuþmasý yaparak mkatýlýmcýlara günün anýsýna plaketler verdiler. günlerde patimize gösterilen ilgi bunun bir göstergesidir. Sizler bizlere destek verenler DSP nin adaylarýný diðer adaylarý iyi tanýmalarýný araþtýrmalarýný söyleyin. Verilen tek bir oy beþ yýl demektir. Ýlçemizin ve ülkemizin zaman kaybýna tahammülü yoktur. Bizler demokratik laik sosyal hukuk devletinden sonra Atatürk çüler kýlýk kýyafet yasalarý varken, güzel çevremiz varken ne kara çarþafa nede her mahallede açýlacak kuran kurslarýna oy uyðruna umut olarak sarýlmýyoruz. Bizler yolu Hacýbektaþ Velilerin Pir Sultanlarýn ve Atatürk' ün yoludur. ''kara çarþaf yakýþýr mý insana uyanda bak bizim hallara sarý saçlým mavi gözlüm nerdesin nerde...'' diyen büyük halk ozaný Mahzuni Þerif bu günleri önceden görmüþ olmalý ki bu dizeleri söylemiþ. Bizler DSP liler Gerilen deðil,geliþen Hacýbektaþ diyoruz. Hepinize saygýlar sunuyoruz. GEREKLÝ TELEFONLAR Kaymakam Kaymakamlýk Yazý Ýþ Sos. Yar. ve Day Özel Ýdare Nüfus Belediye Baþkanlýðý Milli Eðitim Müd Halk Eðitim Müd Askerlik Þubesi Kapalý Spor Salonu Devlet Hastanesi Ýlçe Saðlýk Grup Bþk Tapu Sicil C.Savcýlýðý Adliye Adliye Kütüphane H.B.V Kültür Merkezi Müze Turizm Danýþma Emniyet Amirliði Karakol Amirliði Jandarma Ýlçe Tarým Lise Kýz Meslek Lisesi Mal Müdürlüðü Kadastro Karaburna Belediye Kýzýlaðýl Belediye PTT T.M.O Türkiye Ýþ Bankasý Ziraat Bankasý Þoförler Cemiyeti Esnaf Odasý Tarým Kredi Koop TEDAÞ Çiftci M.K.Baþkanlýðý Rýfat Kartal Huzurevi Sulucakarahöyük Gzts Taþýyýcýlar koop Nevþehir Seyahat Þanal Seyahat Mermerler Seyehat Dergah Taksi Duraðý Terminal Taksi Huzurevi

4 ARAÞTIRMA Belediyeler kadýnlarýn ihtiyaçlarý, beklentileri doðrultusunda hizmet vermeli, kadýnlarý bu süreçlere katmalarý gerekir Biz feminist hareketin siyasal bir özne olduðunu ve bunun ortaya konmasý gerektiðini düþünüyoruz... Ýþçilerden, Kürtlerden, eþcinsellerden, emekçilerden, etnik/dinsel kimliði yüzünden dýþlananlardan, sakatlardan yana bir yerel siyasetin, ancak feminist bir yerel siyasetle birlikte yürütülebileceðine inanan Feminist Kolektif, Türkiye de ilk kez seçimlere katýlýyor. Bu hafta feministlerin Beyoðlu Belediye Baþkaný adayý gazeteci, yazar ve araþtýrmacý Ülfet Taylý ile adaylýk serüveni, amaçlarýný ve beklentilerini konuþtuk.»türkiye ilk feminist belediye adayý olarak kendinizi tanýmlar mýsýnýz? 2007 de Ýstanbul da yaþayan, sistem karþýtý bazý feminist kadýnlar olarak birtakým kampanyalar yaptýk. Dayaða Karþý Kadýn Dayanýþmasý Kampanyasý nýn 20. yýlýný birlikte kutladýk, Mor Ýðne Kampanyasý ný sosyal güvenlik yasasý ve Novamed le ilgili kampanyalarý yaptýk. Bu kampanyalarda çeþitli deneyler edindik, biriktirdik. Daha sonra yerel seçimler gündeme geldiðinde, aday çýkarmayý tartýþtýk. Çünkü feminist hareketin siyasal bir özne olduðunu ve bunun ortaya konmasý gerektiðini düþünüyoruz. Feministlerin kendi sözlerini söyleyebilmeleri önemli. Kuþkusuz siyasi partiler içerisinde de feminist kadýnlar var. Onlar da feminist mücadele veriyor, kadýnlarýn sözünü söylüyorlar. Bu seçimlerde biz Seçim Ýçin Feminist Kolektif olarak yerel politikalara iliþkin sözümüzü doðrudan söylüyoruz.»bu kolektifin içinde farklý feminist çevreler de var mý? Bu kolektifin içinde kadýnlar birey olarak yer alýyor. Ama ayný zamanda ait olduklarý baþka kadýn örgütleri, karma örgütler de var. Örneðin ben Mor Çatý gönüllüsüyüm ama birey olarak Feminist Kolektif te de yer alýyorum.»yerel seçim çalýþmanýzda, kadýn hareketinin baþka özneleriyle buluþmak için neler yaptýnýz? Fikrimizi kadýn hareketinin bütün bileþenlerine açtýk, konuþtuk. Bu herkesi heyecanlandýran bir fikirdi; destek gördük. Bildiðiniz gibi bir metin oluþturarak imzaya açtýk. Bu metne Ýzmir den, Ankara dan, Diyarbakýr dan, Van dan Türkiye nin deðiþik yerlerinden birçok kadýn bireysel imza attý. Yine birçok kadýn örgütü kurumsal olarak imzaladý. Oldukça geniþ bir kadýn kitlesinin desteðiyle adaylýðým netleþti.»konuþmalarýnýzda kadýn aday, feminist aday ayrýmý yapýyorsunuz, neden? Türkiye de kadýnlar gerek parlamentoda gerekse yerel yönetimlerde asla yeterince temsil edilmiyor. Yerel yönetimlerde temsil oraný çok daha düþük. Parlamentoda yüzde 10 gibi, ama yerel yönetimlerde özellikle de belediye baþkanlýðýnda bu oran binde 56 gibi bir rakama düþüyor. Binde 56 nýn büyük bir kýsmýný DTP li kadýn belediye baþkanlarý oluþturuyor. Çünkü DTP kadýnlara kota uyguluyor. DTP dýþarda tutulduðunda bu oran çok daha düþük. Rahatlýkla þunu söyleyebiliriz yerel seçimler, yerel iktidar odaklarýnýn, erkeklerin kendi aralarýndaki çekiþmelerinin bir aracý durumunda. Bu siyaset tarzý kadýnlarý dýþarýda býrakýyor. Kadýn hareketi uzun süredir kadýnlarýn yerel politikalarda temsilini artýrmak için mücadele veriyor. Bunun önemli bir ihtiyaç olduðu ortada. Ancak deneyimlerimiz bunun yeterli olmadýðýný da ortaya koyuyor.»nasýl? Kadýn olmak yeterli deðil. Çünkü cinsler arasý eþitsizliði, kadýnlarý ezen mekanizmalarý sorgulamamýþsanýz buna karþý nasýl politika üretebilirsiniz ki? Yerel yönetimlerde birçok cinsiyetçi uygulama var. Bunlarý deðiþtirmek gerekir. Üstelik bunu partideki, yönetim organlarýndaki erkeklere raðmen yapmak gerekir. Karþýlaþacaðýnýz ciddi bir direnç olacaktýr. Buna karþý da kadýn dayanýþmasý oluþturabilmeniz gerekir. Baþka feminist kadýnlarla birlikte politika yapýyor olmanýz gerekir. Kadýn adaylarla seçime girmenin ötesinde, feminist hareketinin siyasal özne olarak seçimlere dahil olmasý önemli. Feminist aday tanýmlamasý bununla ilgili.»seçim çalýþmanýzda sözünüzü hangi sloganla, taleple görünür kýlmaya çalýþacaksýnýz? Asýl olarak yerel yönetimlerdeki cinsiyetçi uygulamalardan yola çýkacaðýz. Cinsiyetçi mekanizmalarý açýða çýkaracaðýz ve bu yapýyý tümden deðiþtirmek gerektiði üzerinde duracaðýz. Belediyeler kadýnlarý hizmet alan olarak bile görmüyor. Kaldý ki faaliyetlerini kadýnlarýn ihtiyaçlarý, beklentileri doðrultusunda sürdürmeleri gerekir, kadýnlarý bu süreçlere katmalarý gerekir. Býrakýn kadýnlarýn katýlýmýný saðlamayý kadýn örgütlerini bile katýlým süreçlerinin dýþýnda tutmaya çalýþýyor belediyeler. Özellikle feminist kadýn örgütleri söz konusu olduðunda. Kadýnlar belediyelerin aileye yardým mantýðýyla göz önüne almak zorunda kaldýklarý nesneler. Sýðýnaðýn adýndan bile uzak durulmaya çalýþýlýyor, açýlan kurslara bakýyorsunuz, kadýnlarý eve daha da baðlamaya dönük, en iyi ihtimalle onlarýn ev eksenli çalýþmalarýný saðlayacak beceri kurslarý. Þiddete karþý mücadele edilmiyor, bu bir hastalýkmýþçasýna psikolojik danýþmanlýk çözüm gibi gösterilmeye çalýþýlýyor.»seçim kampanyalarý genellikle bir slogan etrafýnda yürütülür, sizin sloganýz nedir? Biz tek bir slogan bulup baþkalarýndan kendimizi ayýrmaya çalýþmayacaðýz. Kendimizi göstermelik sloganlarla fark ettirmeye çalýþalým gibi bir derdimiz yok. Sloganlarýmýz zaten belli. Yaþadýðýmýz mekâný, kenti kadýnlardan yana deðiþtirmek istiyoruz, Geceleri, sokaklarý, meydanlarý istiyoruz Kendi tarzýmýza uygun kampanya sürdürmeyi düþünüyoruz. Projeyle deðil, fikirlerimizle, politikalarýmýzla seçim çalýþmasý yapacaðýz. Bildik ve geleneksel tarzda bir çalýþma olmayacak bu. Mesela bir tek ben sözcü olmayacaðým. Politikalarýmýzý kolektif ürettiðimiz gibi kolektif de sunacaðýz.»beyoðlu nu seçmenizin özel bir amacý var mý, ya da neden Beyoðlu? Beyoðlu ndan aday olmam bir tesadüf deðil. Biz Beyoðlu nu iyi biliyoruz. Burada gecesi ve gündüzüyle bir kadýn yaþamý var. Kadýnlarýn yaþam içindeki her türden sorunlarýnýn toplandýðý bir yerel birim Beyoðlu. Biz kadýnlar için, kendimiz için siyaset yapýyoruz. Kadýnlarýn yaþamýný deðiþtirmek için siyaset yapýyoruz. Aday olmasaydým da bunun için çalýþýrdým, yine bu kampanyayý destekliyor olurdum. Dolayýsýyla kendim için bir þey yapýyor olurdum. Burada kaynaklarýn kadýnlarýn lehine nasýl kullanýlmadýðýný her gün gözlerimizle görüyoruz. Feminist politikalarýn ne derece acil olarak yaþam bulmasý gerektiðini gördüðümüz bir yer Beyoðlu. Yerel politikalarý oluþtururken bütün bunlarý bilmek çok önemli. Bu yüzden Beyoðlu nu tercih ettik. Beyoðlu ayný zamanda çokkültürlü bir yer. Kürtlerin de, eþcinsellerin de, azýnlýklarýn da yaþadýklarý yer. Yani sadece kadýnlar lehine politikalarý deðil, ayný zamanda diðer farklýlarý da gözeten politikalarý hayata geçireceðimiz bir yer Beyoðlu.»Yerel seçim Türkiye de yerel sorunlar üzerinden sürmüyor. Kendinizi nasýl var edeceksiniz? Siyasete bakýþýmýzdaki farklýlýk burada da kendini gösteriyor. Feministler özel olanýn politik olduðunu söyler ve özel alanýn siyasetini çok önemser. Yerel yönetimler kadýnlarýn özel alan dediðimiz mekânda yaþadýklarýyla çok iliþkili bir yerde duruyor. Bu politikalar gündelik yaþamýmýza çok fazla deðiyor. Su, doðalgaz, elektrik, ulaþým... Bunlarý nasýl kullandýðýmýz, eriþilir olup olmadýklarý, tamamen politik. Sokakta tacize uðramamýz da yine politik. Sokaklarýn, meydanlarýn kadýnlara yabancýlaþtýrýlmak istenmesiyle ilgili. Þimdiye kadar yerel sorunlar ve politikalar hep merkezi olanýn gölgesinde kaldý. Biz bunu deðiþtirmek istiyoruz.»beyoðlu nun hangi sorunlarýný feminist hareketin talepleriyle birleþtireceksiniz? Beyoðlu nda Türkiye nin diðer yerlerinde olduðu gibi erkek þiddeti var, taciz var. Mor Ýðne Kampanyasý ný tacize karþý yaptýk. Sýðýnaklarýn açýlmasý için mücadele veriyoruz, Beyoðlu nda belediyenin tek bir sýðýnaðý bile yok. Oysa her 50 bin kiþilik nüfusa karþýlýk 1 sýðýnak olmalý. Kreþler yok, bakýmevleri yok. Kadýnlara ne istedikleri sorulduðunda önemli bir kýsmý ücretli bir iþte çalýþmak istediklerini söylüyor. Ama çalýþamýyorlar. Niçin? Büyük bir bölümü eðitim hakkýndan yoksun býrakýlmýþ, çocuklara, yaþlýlara, hastalara bakýyor. Bakým iþinin tümüyle toplumsallaþmasý mümkün deðil, erkeklerin de bunu üstlenmeleri gerekir. Kadýnlar ancak o zaman kendi baðýmsýzlýklarýný kazanabilir. Yerel yönetimler bakým iþlerinin toplumsal hale gelmesinde, tacizin, þiddetin ortadan kalkmasýnda önemli bir rol oynayabilir.»kampanyanýzýn çaðýrýcý, taþýyýcý sloganý veya temel talebi nedir? Bey-Oðlu na feminist sözümüz var! Kampanyamýzýn ilk sloganý. Ama söz söylemekle kalmayacaðýz. Uygulamalarý deðiþtirebilecek gücümüz, politikalarýmýz da var.»kadýnlarý siyasete çekmeyi nasýl bir yöntemle baþarmayý planlýyorsunuz? Beyoðlu birbirinden farklý kesimlerin yaþadýðý bir ilçe. Ýstiklal Caddesi çevresinde gece hayatý canlý ve geliþkin. Bunun getirdiði çok farklý sorunla karþý karþýya kadýnlar. Ama ilçenin her yerinde akþam belirli bir saatten sonra kadýnlarýn eve dönüþü ciddi bir sorun. Biz, ilçenin farklý yerlerinde yaþayan kadýnlarýn sorunlarýný yerel siyasetin gündemine taþýmak istiyoruz. Kadýnlar bütün bunlarýn politik gündemle yakýndan iliþkili olduðunu, olmasý gerektiðini görecektir. Beyoðlu Belediyesi, Akýllý Belediyecilik ten bahsediyor. Kaç kadýn internet kullanabiliyor? Mahallelerde kadýnlarýn katýlýmýný saðlamak için ne yapmýþ? Semt konaklarý inþa etmek, gösteriþli binalar yapmak kadýnlarýn katýlýmý saðlamak anlamýna gelmiyor. Buralarda belirli zamanlarda yapýlan seminerler kadýnlarýn haklarýný fark etmeleri, bunlarýn hayata geçebilmesi için mücadele etmelerine yetmiyor. Bu mesajlarýmýzý kadýnlara ulaþtýrabilmek için mahalle toplantýlarý organize ediyoruz.»kampanyanýn bütçesini nasýl oluþturuyorsunuz? Tamamen kadýn dayanýþmasýna dayalý yapýlýyor herþey. Cinsiyetçi olmayan erkeklerden de mali destek alýyoruz. Ama herhangi bir fonun desteðiyle herhangi bir projeye dayalý olarak yürütmüyoruz kampanyamýzý. Kurumsal sponsorumuz yok. Katkýlar bireysel olabiliyor. Bazý kadýn arkadaþlarýmýz bu konuda profesyonel emeklerini de ortaya koyuyor.»beyoðlu Belediyesi baþkaný olduðunuzda ilk yapacaklarýnýz neler olacak? Ýlk olarak coþkulu bir kadýn meclisi oluþtururuz herhalde. Böylesine bir baþarýyý birlikte kutlamak ve heyecanýmýzý paylaþmak için. Sonra da bir sonraki meclis toplantýsýnýn tarihini belirleriz. Hemen bir kadýn sýðýnaðýný devreye sokarýz. Bu Beyoðlu için çok önemli ve yaþamsal.»seçmenizin, Büyükþehirde ne yapacaðýz sorusuna yanýtýnýz ne olacak? Büyükþehirde de öncelikle kadýn adaylarýn desteklenmesini isteriz. Ama böyle bir kadýn aday yok bildiðim kadarýyla... Bu durumda cinsiyetçiliði sorgulayan, programýnda cinsiyet eþitsizliklerini gidermeye yer veren adaylarýn desteklenmesi gerektiðini söyleriz. *** Bütün feministlerin adayýyým»kadýn sorununa duyarlý yerel seçim platformlarý ve partilerle nasýl iliþki kuracaksýnýz? Platformumuzda ayný zamanda karma örgütlerde de yer alan feminist kadýnlar var. Bu anlamda birlikteyiz. Bizim ortak sözümüzü diðer platformlarda da dile getirilecek bir iliþkiye ve geçiþgenliðe sahibiz. Bu bakýmýnda kadýn sorununa duyarlý yerel seçim platformlarý, partilerle iliþkimizde bir kopukluk yok. Feminist Kolektif in ortak ürettiði söz birçok platforma da taþýnýyor zaten.»bu platformlarla görüþtünüz mü? Bu platformlar kurulurken bizimle görüþülmedi. Ancak yerel düzeyde yani Beyoðlu düzeyinde 2 arkadaþýmýz platformla görüþtü. Zaten temsili bir iliþkiden yana deðiliz. Yani aday ben olduðum için bütün iþler benim üzerimden gitmiyor, böyle yapmamaya özen gösteriyoruz. Mümkün mertebe, çalýþmayý kolektif yürütmeye çalýþýyoruz. Görüþmede Türkiye de ilk kez feministler siyasal özne olarak seçimlere katýlýyor dedik ve cinsiyetçiliðe karþý duyarlýlýðý olan karma örgütlerin de desteðini istedik.»beyoðlu nda biz varýz platformunun da adayý var? Evet, platformun da adayý var. Ama ayný zamanda bazý partilerin Feminist Kolektif in adayýný desteklemek gibi bir eðilimleri olduðunu da biliyoruz. Bunu bir olumluluk olarak görüyoruz. Biz de Varýz platformu ile iliþkimizi rekabet üzerinden kurmuyoruz. *** Bire bir iliþkiyi önemsiyoruz»kampanyanýn örgütlenmesini nasýl yapýyorsunuz? Feminist Kolektif uzun süredir sokaklarda kampanyalar yapýyor, buralarda biriktirdiðimiz deneyimlerimizle kampanyamýzý örgütlüyoruz. Daha çok yüz yüze görüþme ve toplantýlarla çalýþýyoruz. Kadýnlarla bire bir iletiþim kurup neler yaþadýklarýný anlamak önemlidir. Biz genel olarak kadýnlarýn yaþadýklarý sorunlarý biliyoruz. Ama Beyoðlu geniþ bir alan. Her mahallenin kendine özgü sorunlarý da var. Örneðin Tarlabaþý nda uygulamaya konan projeyle o bölgede yaþayan Kürtler, Romanlar yerlerinden, yurtlarýndan ediliyor. Kentsel Dönüþüm Projesi kadýnlar açýsýndan en acil konu. Bütün bunlarý semt toplantýlarýnda konuþabilmek istiyoruz. Ayrýca medyayý da kullanmak istiyoruz bu kampanya sürecinde.»medya seçim döneminde genel olarak ana aktörlere yer veriyor, bunu nasýl aþmayý düþünüyorsunuz? Evet, ama biz zaten farklý bir siyaset tarzý öneriyoruz ve bunu ilk kez yapýyoruz feminist hareket olarak. Bunun bir çekiciliði olacaktýr. Ayrýca feminist kolektif içinde gazeteci arkadaþlarýmýz da var. Onlarýn da katkýsýyla yürüyor kampanya. Mesajlarýmýzýn medya aracýlýðýyla olabildiði kadar doðrudan yansýmasý için çalýþýyoruz.»nedir temel ilkeniz ya da kuralýnýz? Feministlerin kendi çalýþma tarzlarý var. Bu kampanyada daha öncekiler gibi bunu hâkim kýlacaðýz. Örneðin kolektif çalýþma ve üretim bizde esas. Sözümüzü nasýl oluþturduðumuz, kamuoyuna nasýl yansýttýðýmýz, bu süreci nasýl örgütlediðimiz bizim için çok önemli. Kampanyada asýl kazanýmýmýz bu olacak. Seçimi kazanýrsak bambaþka bir Beyoðlu na da hazýr olun.

5 Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransýz Dili ve Edebiyatý bölümünde uzun yýllar sürdürdüðü öðretim görevliliðinin yaný sýra, 1933 doðumlu Tahsin Yücel edebiyatýn çok çeþitli alanlarýnda ürünler vermiþ bir yazar. Yücel in eserleri denemeden, eleþtiriye, romana kadar edebi sahada oldukça geniþ bir yer iþgal ediyor. Yücel in yapýtlarý arasýnda Anadolu Masallarý (1957) baþlýklý bir masal kitabý, Anlatý Yerlemleri (1979), Dil Devrimi ve Sonuçlarý (1982), Yazýn ve Yaþam (1976), Yazýnýn Sýnýrlarý (1982), Eleþtirinin Abecesi (1991), Tartýþmalar (1993), Yazýn, Gene Yazýn (1995), Alýntýlar (1997), Söylemlerin Ýçinden (1998), Salaklýk üstüne deneme (2000), Yüz ve Söz (2003) gibi eserler bulunmakta. Ayrýca ilk romaný olan Mutfak Çýkmazý ný 1960 da yayýnlayan Yücel, ardýndan 1975 de Vatandaþ, 1992 de Peygamberin Son Beþ Günü, 1995 te Býyýk Söylencesi, 2002 de Yalan, 2005 de Kumru ile Kumru, 2006 da Gökdelen adlý romanlarýný yayýnladý. Örneðine pek sýkça rastlanmayacak bir biçimde hem üretken hem de çok yönlü olabilmeyi baþaran Yücel, bilgiyi departmanlara bölmeyen bir yazar. Yücel in departmanlarý modüler deðil, birbirine geçiþken. Kalýn çizgilerle birbirinden ayrýlmamýþ. Bütün bunlarýn yanýnda Yücel aralarýnda Sedat Simavi Edebiyat Ödülü, Orhan Kemal Roman Ödülü, Dünya Kitap Yýlýn Kitap Ödülü gibi çok sayýda edebiyat ödülüne de layýk görülmüþ bir yazar. Bizde aþaðýda yine 2003 Ömer Asým Aksoy Roman Ödülü, 2003 Yunus Nadi Roman Ödülü ile taltif edilen Yalan adlý romaný inceleyeceðiz. Ýç içe geçmiþ yalanlar Tahsin Yücel in Yalan romaný, yoðun bir mizah duygusu eþliðinde yalanýn toplum ve birey hayatýndaki etkisini anlatan çok katmanlý bir roman. Romanýn temel meselesi tüm hayatý yalan üzerine kurulu olan bir kiþinin, Yusuf Aksu nun macerasý üzerinden yalan kavramýný ve toplumla iliþkisini tartýþmaktýr. Çeþitli okumalar yapýldýðýnda romanýn çok deðiþik boyutlarla ele alýnabileceði, farklý göndermeleri olduðu dikkat çeker. Toplumsal ve siyasi olaylara, medyaya, aydýnlara, sosyeteye yönelik eleþtirileri satýr aralarýndan okumak mümkündür. Tahsin Yücel, romanýn esas kahramaný Yusuf Aksu üzerinden bir bireyin kendini gerçekleþtirmesini ve toplumun bunun üzerindeki rolünü anlatýyor. Yusuf Aksu nun karakterine bakýldýðýnda her þeyi kabullenen, hiçbir þeye karþý koymayan, beceriksiz, çocuktan farký olmayan, yalnýz bir adam olduðu görülür. Çocukluk döneminde dahi hiçbir þeye baþ kaldýrmamýþ, hep öngörüldüðü þekilde yaþamýþtýr. Koþmaz, terlemez, sýký giyinir ve sokaða çýkmaz. Annesinin ev içi yaþama ve ansiklopedilere ittiði Yusuf Aksu, yaþlandýðýnda da ayný þekilde yaþamaya devam eder. Bu yönüyle, Biraz Albert Camus nün Yabancý sýný andýran bir yapýsý vardýr. Yusuf Aksu sokaðý insanlarý tanýmaz, gazete okumaz, müzik dinlemez; ilgilendiði tek bir konu vardýr: dilbilim. Bir çocukluk hayali olarak baþlayan dil kuramý gerçekmiþ gibi kabul edilir ve kuþlarýn oðlu Yunus un kuramý Yusuf Aksu ya atfedilir. Yusuf Aksu da, daha sonra ona yapacaklarý gibi, kuramýn doðruluðunu düþünmeden, Yunus un fikirlerini sorgulamadan, hayatý gibi, bu yalaný da sürdürür. Tahsin Yücel, bir söyleþisinde çocukluðunun dilini, kendisi için en güzel olan dili aradýðýný söylemiþtir. Bu da Yunus un kuramýnýn temelini, yitik dili arama eðilimini açýklar niteliktedir. Tahsin Yücel, Yunus- Yusuf Aksu nun kuramý üzerinden insanlar arasýndaki iletiþimsizliðe de bir gönderme yapýyor. Kitapta bir baþkasýnýn yerine geçmek, bir baþkasý olmak konularý önemli bir yer tutuyor. Zaten Yalan ýn esas kiþisi Yusuf Aksu da Yunus Aksu nun yerine geçiyor, onun hayatýný yaþýyor, onun kuramýyla ün kazanýyor. Romanda hayatýn bir süreklilik içinde olduðu görüþü kendini hissettirir. Yunus Aksu nun çömezi Yusuf Aksu, Yusuf Aksu nun çömezi Bayram Beyaz, Bayram Beyaz ýn çömezi Bayram Sarý. Bu hep böyle devam eden bir kýsýr döngü gibi kendini hissettirir. Sanki sürekli olarak herkes birine benzeme, birinin hayatýný yaþama çabasý içerisindedir. Yusuf Aksu yu ansiklopedilerin arasýndan çýkarýp toplumun içine sokan, ona sosyal bir varlýk olduðunu hatýrlatan ilk kiþi Yunus Aksu dur. Ýkinci kez ansiklopedilere gömüldüðünde ise Bayram Beyaz aracýlýðýyla hayata açýlýr. Yunus un, Yusuf Aksu nun olmak istediði kiþi, öteki ben olduðu görülür. Romanda bir þekilde bu benlikten uzaklaþtýðýnda ona hayatýnýn bir sürgün, bir yalan olduðunu hatýrlatan iç ses V. Murat ortaya çýkýyor. Yusuf Aksu nun hayatý hep Yunus un hayatýný taklitle geçer. Yunus tan özentiyle sevdiði kadýna, Cazibe Çelebi ye dair edindiklerini biriktirir. Yunus un hayatýnýn, hareketlerinin gerçekliðine, içtenliðine karþýn Yusuf unki hep bir taklitten ibarettir. Hiçbir zaman kendi hayatýný yaþamamýþtýr. Yunus sevgisini anlayacak düzeyin çok altýnda bir genç kýza doðru atýlýrken, her yaptýðý, her söylediði güzel ve içtendi, her þeyden önce de doðaldý, kafada, yürekte, bedende, tüm varlýðýnda bir karþýlýðý vardý; bu nedenle, tüm acýlýðýna ve tüm haksýzlýðýna karþýn, kendini öldürmesi bile yaþamýna bir yücelik katýyor, yaþamýný da, ölümünü de doðruluyordu. 1 Hâlbuki kendisi onun yapmaya gönül indirgemediðini yapýyor, yani, kendini öldürmek varken, yaþamayý sürdürüyordu. 2 V. Murat sayesinde kendi gerçekliðinin, daha doðrusu yalanýnýn farkýna varan Yusuf Aksu, hayatýnda ilk kez kendine ait bir kiþilik özelliði gösteriyor ve kimliðini sorgulamaya baþlýyor. Yusuf Aksu nun, Yunus un odasýna giriþi bu baðlamda kendi benliðini, geçmiþini ve kiþiliðini arayýþý olarak düþünülebilir. Romanda, hiç hak etmeyen insanlarýn bir anda gündeme damga vuran insanlar hâline gelmelerine ve toplumun da bunu desteklemesine, yani haksýz þöhrete karþý yoðun bir eleþtiri vardýr. Bunu yaparken Tahsin Yücel, toplum olarak bir yalaný yaþamaya ne kadar meyilli olduðumuzu hissettirerek alttan alta Türk toplumunu eleþtiriyor. Gazetecilerin, siyasetçilerin, üniversitedekilerin, bilim adamlarýnýn vs. davranýþlarý, nitelemeleri bunu destekler. Yusuf Aksu nun bilmiyorum cevabý bile onun yüceltilmesini gerektiren bir ifade olarak kabul edilir. Romanda siyasi göndermeler, toplumsal eleþtiriler de yoðunluktadýr. Ezen-ezilen, zengin-fakir, üreten-üretmeyen karþýtlýklarý da dikkatli bir okurun gözünden kaçmayacaktýr. Bu karþýtlýklar en açýk þekilde Bayram Beyaz ýn avukat Zeynel le konuþmalarýnda kendini gösterir. Kitapta, Yusuf Aksu dýþýndaki karakterler de oldukça ilgi çekicidir. Ýþin ironik yaný hiçbir zaman yalan söylemeden yalan bir hayatý yaþayan Yusuf Aksu nun en çok güvendiði kiþinin hiç çekinmeden yalan söyleyen, düzenbaz Tokatlý Müslüm olmasýdýr. Tokatlý Müslüm kiþilik özellikleriyle ve konuþmalarýyla oldukça güzel çizilmiþ karakterdir. Kitapta üzerinde durulmasý gereken kiþilerden biri de hiç þüphesiz Erkek Cemile dir. Konuþmasýyla, davranýþlarýyla, düþünceleriyle tam olarak halktan biridir. Biraz dikkatle bakýldýðýnda ise farklý bir yapýsý olduðu da gözden kaçmaz. Yusuf Aksu nun silik karakterinin aksine Erkek Cemile baskýn bir karakterdir. Hatta kendisinden yaþça büyük olmasýna raðmen Yusuf Aksu ya korumacý bir içgüdüyle, annelik duygusuyla yaklaþýr. Yusuf Aksu Cemile Haným sayesinde sýradan insanlarla özdeþlik kurmaya baþlar. Onun verdiði kasetleri dinlerken baþka insanlarýn da acý çekebileceklerin bilincine varýr. Topluma, sosyal hayata ve tüm insanlýðý ilgilendiren bir kavrama dair görüþler içeren Yalan, birçok metne de göndermesi olan çok katmanlý bir romandýr. Karakterleri ve olay örgüsüyle çok sürükleyici bir roman kurmuþ olan Tahsin Yücel, okurlarýný dil, edebiyat, hayat ve felsefe gibi konular üzerinde kafa yormaya, kavramlarla boðuþmaya sürükler. * akgun.ertugrul@gmail.com ** Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Yeni Türk Edebiyatý Yüksek Lisans 1 Tahsin Yücel, Yalan, Can yayýnlarý, Ýstanbul, 2007, s a.g.e., s. 469

6 Yýllar önce milletvekilliði sýralamasýnda yer alabilmek için çantayla para teslim edenler, yurt dýþýndan aðaç, çiçek ithal edip memlekette aðaç yokmuþçasýna onlarý belediyeye satanlar, onlarla ortaklýk yapan eski sosyal demokratlar. Kirlendi hava sadece yakýlan kömürle deðil böylesine her þeyin üstünde bir deðer olan adýna PARA denilen kaðýt parçasýyla. Bu anýmsamalar beni biraz eskiye taþýdý. Malum 20 yýl önce Ankara daki Büyükþehir belediyesi dahil bütün belediyeleri almýþ olduðumuz o zamanki siyasi partimin o yýllarýnda yaþadýðým bir anýyý sizlerle paylaþmaya taþýdý bu yazý beni. 80 sonrasýnýn yalnýzlýðýný üstümüzden silkelemeye çalýþýrken, yönetimden ve siyasetten uzaklaþtýrýlmýþ bizler öylesine bir heyecan ve samimiyetle sarýlmýþtýk ki o göreve gece gündüz demeden tüm yaþamdý üstlenilen bu görev. Baþarýlý olmalýydýk o yýllarda kanýtlamalýydýk topluma kendimizi. Sadece dünyayý deðiþtirme talebimizin kendimiz için olmadýðýný güzel olan, iyi olan her þeyi paylaþmak üzere yola çýktýðýmýzý. Ben o süreçte bedeli olan hiçbir göreve talip olmadým, ne yönetim kurulu üyeliði nede belediyede de bir göreve talip olmadým ama arkadaþlarým, desteklediðim, baþarýlý olmasý için katký koyduðum dostlarým en önemlisi kanýtlamak zorunda olduðum inancým için bu yolda vardým.belediyelerde bürokratlarýna bu heyecan ve duygularla teslim edilmiþ olmasý gerekir diye düþündüm. Büyük bir bölümü de böyle baþlamýþtý ancak kirli dediðim para ve kariyer çok kýsa süre sonra ömrümüzü tükettiðimiz tüm ideallerimizin yok edildiðini yavaþ yavaþ gözler önüne sergilemeye baþladý. Elbette ideallerini o ilk yýllarda koruyanlarda vardý bu aný sadece ideal deðil ayni zamanda espriyi taþýyan bir aný onun için sizlerle paylaþýyorum; Ýlçe Belediyelerinin birinde Zabýta Müdürü olarak atanan bir arkadaþýmýz uzun yýllardýr hasret olduðu yöneticilik görevine kavuþmanýn heyecaný ile gece gündüz makamý terk etmiyor, masasýnýn baþýnda telefon sesi dinleyip çaðrýya kulak veriyordu. Gecenin bir saatinde telefon çalar ve bizzat bu müdür telefona yanýt verirdi. Ankara nýn mutena semtlerinden biri olan Cinnah Caddesinden bir þikayet vardýr. Bölgenin hassasiyeti ve o bölgede oturanlarýn konumlarý nedeniyle bizzat olay yerine giden müdür þikayeti yapanýn kapýsýný çalar, kapý açýlýr þikayet üst katta oturanlarýn köpeðinin sürekli havlamasýdýr. Þikayeti öðrenen müdür oradan ayrýlarak þikayet edilen kata yönelir ve kapýyý tam çalacak iken kapýnýn üzerine gözü iliþir. Kapýda Prof.,Prof. Ýsimleri yazýlýdýr. Kapýyý çalmadan müdür aþaðýdaki þikayetçi olan dairenin kapýsýný tekrar çalar ve kapý açýlýr. Kapýyý açan hiçbir þey söylemeden Zabýta müdüründen yanýt gelir; Profesörün köpeði havlamayacakta kimin köpeði havlayacak der zabýta müdürü ve açýlan kapýnýn önünde duran þikayetçinin þaþkýnlýðý içinde gecenin karanlýðýndan süzülür gider. Bu bir kýssa hissesi herkese göre deðiþir. Bir ilk yýllarýnda insanlarýn görevlerine olan baðlýlýklarý ikincisi ise köpek havlamasýnýn dahi sýnýfsal bir farklýlýk içinde algýlanmasýdýr. Sizler kim bilir kaç çeþit yorum getireceksiniz ve bu kýssadan kim bilir hangi hisse kapacaksýnýz. Bunlar yaþanýrken Irkçýlýk ve Radikal Ýslam toplumun damarlarýndan þýrýngalandý kirli para ve makam heyecaný yavaþ yavaþ yaþamýmýza egemen olmaya baþlamýþtý ki yerli yerine kalýcý olmak üzere yerleþtirilen taþlarýn farkýna dahi varamadýk, sardý bütün vücudu en ince noktalarýna kadar sardý sarmaladý. Beraber yürüyen iktidar partililer biraz daha birlikte yürüyecek gibi görünüyor. Ya muhalefet partisi yýllardýr kulaklarýný týkamýþ bir takým yöneticiler, gözleri görmeyen bazý üyeler farkýndalar mýydý acaba tüm bunlar geliþirken körler ve saðýrlar bir aradayken baþarýlý olmak mümkünümüydü. Dar ideolojiler, yeniliklere kapalý olan siyasi partiler belki siyasi yetmez içinde olabilirler bu onlarý ilerletemez ama ya akçeli iþler. Böylesine yüksek sesle çalkalanan sorunlar yumaðýnda yapýlacak þey arkasýna 6 oklu bayraðý alýp titreyen sesle parti yönetiminden istifa etmekle baðýþlanamaz. Yargýnýn önü açýlmalýdýr, milletvekilliði son bulmalýdýr ancak sesi titreyerek istifa eden milletvekili biraz Türkiye yi düþünüyorsa. Vazgeçtim biraz partisini düþünüyorsa. Vazgeçtim biraz beraber yürüdüðü parti yöneticilerinden bir kýsmýný düþünüyorsa bunlarý yapmak zorundadýr. Eðer bu zata karþý bir haksýzlýk söz konusu ise bütün bu sürecin sonunda birlere özür dilemek düþerse onu yapmakta bizim görevimiz olmalýdýr diye düþünüyorum. Hem o yolu yýpratanlar, hem yolda yürürken bunlarýn tamamen dýþýnda olup hiç haberi olmayanlar kolay kolay deðiþmeyecektir görmeme ve duymama hastalýklarý devam edecek kendi taleplerinin gerçekleþeceði günün özlemiyle ömür tüketeceklerdir..artýk ülkede ideoloji yok oldu, tüm deðerleri yok etmek istediler en sonunda yok edilen bu deðerlerin dýþýnda yetim hakkýna el uzatmak, kul hakký yememek geleneði, kültürü ve inancý vardý ne yazýk ki buda bitti. Yazýmý bir Pir Sultan Abdal deyiþi ve dünün sadece parti yönetiminden istifa edeninin sözleriyle bitiriyorum. Pirim Pir Sultan ýn Pir Sultaným zatlarýmýz, gerçektir þöhretlerimiz, haram yemez itlerimiz, bu sözümde yalan var mý dediðini biliyorum ama kalkýp görse þimdiki yaratýlan özel mülkiyet duygusunun insanlarý ne þekle soktuðunu görse Pir in ne söyleyeceðini hissetmeye çalýþýyorum. Ve bir diðer veciz söz sayýn çok Sevigen den her kuþun eti yenmez. ( Saðlýk sorunum nedeniyle biraz geciken bir yazý) ( Bitti) Sulucakarahöyük/ HACIBEKTAÞ Hacýbektaþ Belediyesinin yol çalýþmalarý ile ilgili vatandaþlarýmýzýn dileklerini kamuoyu ile paylaþýyoruz. Belediyemize ait ekipler beþ yýldýr doldurulmayan yol Sulucakarahöyük/ NEVÞEHÝR Nevþehir'de Milli Eðitim Bakanlýðý'nýn ve valiliðin yönetici atamalarýndaki uygulamalarýndan rahatsýzlýk duyan eðitim çalýþanlarý, basýn açýklamasý yaparak tepkilerini gösterdi. Nevþehir Türk Telekom Müdürlüðü binasý önünde toplanan yaklaþýk 50 kiþilik Türk Eðitim-Sen üyesi, ellerinde bulunan dövizlerle Milli Eðitim Bakanlýðý ve Nevþehir Valiliði ile Milli Eðitim Müdürlüðü yöneticilerine tepki gösterdi. Burada bir açýklama yapan Türk Eðitim- Sen Nevþehir Þube Baþkaný Mustafa Uður, ülkenin geleceðini inþa eden eðitimciler olarak huzurlu olmadýklarýný, yaþanan zorluklarýn ve sorumluluk makamýnda oturanlarýn duyarsýzlýðýnýn eðitim çalýþanlarýný ümitsizliðe sevk ettiðini söyledi. Türkiye nin Milli Eðitim Bakanlýðý'na baðlý okul ve kurumlarýn idaresi açýsýndan bir vekalet cennetine dönüþtüðünü belirten Þube Baþkaný Uður, "Bakanlýðýn çýkardýðý yönetmelik ve yayýnladýðý genelgeye raðmen, her il valiliði yöneticisi atamalarýnda keyfine göre davranmaktadýr. Milli Eðitim Bakanlýðý ise bu keyfiliðe ses çýkartmamaktadýr. Yapýlan keyfiliklerin neticesinde ise eðitim çalýþanlarýnýn bakanlýða ve politize olmuþ birçok il valisi ile Milli Eðitim Müdürü'ne güveni kalmamýþtýr. Bu sorumsuz uygulamalarýn sonucunda, hukuk devleti ilkesi bizzat bu kuralý hayata geçirmesi gerekenlerce ayaklar altýna alýnmýþtýr. Bu dönemde ilkesizlik ve kuralsýzlýk bataðýna saptanýlmýþ, 'yandaþlarýmý koruyacaðým' diye on binlerce eðitim çalýþanlarýnýn haklý tepkisine kulak týkanmýþtýr. Adaletten her geçen gün daha da uzaklaþmýþ, eðitim çalýþanlarýna mahkeme kapýlarý adres olarak gösterilmiþtir. Binlerce eðitim çalýþaný, haklarýný korumakla görevli Milli Eðitim Bakanlýðý ile davalýk hale getirilmiþtir. Bakanlýða devredilen okullarda görev yapan yönetici ve diðer çalýþanlar her yönden bir çok maðduriyet yaþamýþtýr. Öðretmenlerin ek derslerinin hesaplanma yöntemi, Maliye Bakanlýðý tarafýndan deðiþtirilerek öðretmenin çukurlarýný büyük bir gayretle mýcýr ile dolduruyor. Ýnsanýn her üç ayda bir seçim olsa diyesi geliyor. Gibi ifadelerle çalýþmalar hakkýnda ki düþüncelerini belirttiler. neredeyse ek ders almamasý esasý getirilmiþtir" dedi. Atama ve görevlendirmelerde yerleþen 'Benim Adamým' anlayýþýndan, sendikalara ve dolayýsýyla eðitim çalýþanlarýna kulaklarýn týkanarak 'Ben bilirim, ben yaparým, siz uyarsýnýz' þeklindeki çaðdýþý yönetim anlayýþýndan rahatsýz olduklarýný belirten Türk Eðitim-Sen Nevþehir Þube Baþkaný Mustafa Uður, bu konudaki rahatsýzlýklarýný daha önce defalarca dile getirdiklerini kaydetti. Uður sözlerini þöyle sürdürdü: "Eðitim çalýþanlarý olarak, çok þey istemiyoruz. Türkiye'nin aydýnlýk yarýnlarýna saðlýklý bir þekilde katkýda bulunabilmek için, insan hakký ihlallerinin yaþanmadýðý, demokrasinin solunduðu ve hakça paylaþýmýn gerçekleþtirildiði bir Türkiye için, hukukun egemen olduðu, kural ve kanunlarýn istisnasýz uygulandýðý bir ülkede yaþamak için, çocuklarýmýza karþý ebeveyn olarak görevlerimizi hakkýyla yapabilmek için, çaðýn standartlarýnda modern bir eðitime öðretime kavuþabilmek için, siyasi yandaþ olmaya zorlanmamak, onurumuzla görevimizi yapabilmek ve insanca yaþayabilmek için biraz huzur istiyoruz." Uður'un basýn açýklamasýnýn ardýndan eyleme katýlan Türk Eðitim-Sen üyesi eðitim çalýþanlarý, önce Ankara'ya el sallayarak Milli Eðitim Bakaný Hüseyin Çelik'i sonrada Nevþehir Valiliði yönüne dönüp el sallayarak Nevþehir Valisi'ne ve Milli Eðitim Müdürü'ne tepkilerini gösterdi. Kent Haber

7 7 Bazý þeylerden ne kadar çok söz ederseniz, o kadar eksikliði var demektir. Demokrasi, özgürlük, insan haklarý, ahlak.. diye gece gündüz çýrpýnýp durursanýz bilin ki bunlarýn hepsinde ciddi sorunlar vardýr. Etik gibi örneðin. Son zamanlarda bir etik furyasýdýr gidiyor. Þu etik, bu etik deðil, az etik, çok etik... Önce bu sözcüðü ( organize gibi) yanlýþ kullandýðýmýzý söylemeliyim. Etik, ahlak demektir. Bu eylem etiktir demenin fazla bir anlamý yok. Doðrusu Bu eylem etiðe uygundur olmalý. Fakat yanlýþ kullaným o kadar yaygýnlaþtý ki, sonunda galatý meþhur olacak korkarým. Þimdi iktidarda olanlar Refah Partisi nden gelme. Hani ünlü manevi kalkýnma projesiyle toplumun ahlaki kalkýnmasýný saðlayacaklardý. Koalisyon ortaðý olarak iktidara geldiler, þimdi de eski RP nin önde gelenleri ezici bir çoðunlukla iktidarda. Heyecanla ve umutla bekliyorum, ülkede ahlâki kalkýnma seferberliðini ne zaman baþlatacaklar diye. Çýt yok! Üstelik imam-hatip mezunu bir Baþbakanýmýz da var! TRT gece gündüz din ve ahlak dersleri veriyor. Cuma namazýnda ve ramazanda oruç vaktinde daireler boþalýyor. Mescitler ve Kuran kurslarý dolup taþýyor. Pek çok yerde içki yasaklandý. Ama etik açýdan daha ileri bir düzeye ulaþtýðýmýz söylenemez. Bize örnek bir etiksel davranýþ olarak Hz. Ömer i gösteriyorlar. Ömer, devletin iþini yaparken devletin mumunu, özel iþini yaparken de kendi mumunu yakarmýþ. O zaman AKP nin seçim gezilerinde devletin uçaklarýný, araçlarýný kullanmasýna ne diyeceðiz? Bazý Varlýklarýn Ekonomiye Kazandýrýlmasý Hakkýnda Kanun un iþlerlik süresi iki gün sonra bitiyormuþ. Bu süre içinde parasýný getirenler hakkýnda hiçbir iþlem yapýlmayacak, vergi alýnmayacak. Gelir Ýdaresi Baþkaný dün açýklama yaptý: Bu fýrsat bir daha ele geçmez diyoruz. Piyasada veya kamuoyunda bazý tereddütler var. Baþvurular için inceleme yapýlacak, gibisinden. Amiyane bir tabir ama vallahi billahi incelemeyeceðiz. Bizim öyle bir derdimiz yok. Hatta bankalardan isim bile almýyoruz... Bilmediðimiz bir þeyi nasýl inceleriz? Avrupa daki bir bankada vatandaþlarýmýzýn 60 milyar dolarý varmýþ! Bu paralar etiðe uygun biçimde kazanýlmýþ olsa gizli kapaklý yerlerde saklanmazdý herhalde. Dolandýrýcýlýktan mý elde edildi, uyuþturucu ticaretinden mi, hileli iflastan mý, kim bilir, nerden. Ve bir taraftan gece gündüz etik manzumeleri dinlerken, diðer taraftan etiðe aykýrý yollardan edinilmiþ paralarý temizlemek için neler yapýlýyor, vallahi billahi. Bu paralarý ekonomiye kazandýrmanýn ekonomik mantýðý vardýr kuþkusuz. Ama etik açýsýndan ayný þeyi söyleyemeyiz. Manevi kalkýnmanýn son aþamasý bu olmalý! Radikal Arsa yolsuzluklarý, imar yolsuzluklarý, belediyede ihale kayýrmacýlýklarý AKP iktidarýyla ayyuka çýktý. Ýstanbul da geçen ay 400 jandarmanýn bastýðý, Akfýrat Belediye Baþkaný Hilmi Yýldýz ile birlikte 25 kiþinin tutuklandýðý yolsuzluk ve çete soruþturmasýnda ilginç bir geliþme yaþandý. Belde nin tutuklu Belediye Baþkaný na Adalet Bakaný Mehmet Ali Þahin in önceki yýllarda kendisine arsa almasý için vekaletname verdiðinin belirlenmesinin ardýndan Cumhurbaþkaný Gül ün eþi Hayrünnisa Gül ün de beldede arazi sahibi olduðu ortaya çýktý. Jandarma operasyonu sýrasýnda gözaltýna alýnan ve daha sonra tutuklanan Akfýrat Belediye Baþkaný Hilmi Yýldýz ýn odasýnda Adalet Bakaný Mehmet Ali Þahin in vekaletnamesinin yaný sýra, Cumhurbaþkaný Abdullah Gül ün eþi Hayrünnisa Gül e ait arsanýn ödenmiþ vergi makbuzlarý da bulundu. Soruþturmayý yürüten jandarma Yýldýz a makbuzlarý sordu. Yýldýz, vergilerin zamanýnda ödendiðini, bu ödemeleri daha sonra Bayan Gül ün kendisine gönderdiðini ve olasý vergi geciklemelerinin bu þekilde önlendiðini söyledi. Yapýlan sorgu ve inceleme üzerine Gül ün cumhurbaþkaný seçilmesinden sonra vergileri gözaltýna alýnan belediye baþkanýnýn takip ettiði anlaþýldý. Cezaya düþmemesi için yapýlan vergi ödemeleri bedellerini Bayan Gül ün daha sonra gönderdiði belirlendi. Ancak bu sorgulama ve belgeler zabýtlara geçmedi. Hayrünnisa Gül Doðruladý Bu arada, Cumhurbaþkaný Abdullah Gül ün eþi Hayrünnisa Gül, konuya iliþkin ANKA Ajansý'nýn sorularýný baþýn danýþmaný aracýlýðýyla yanýtladý. Basýn danýþmanýn verdiði yanýtta, Evet o belediye sýnýrlarý içinde bir arsa alýndý. Ancak bu yýl kadar önce alýnmýþ bir arsa. O dönem yaptýðý birikimlerden alýnmýþ ve belediyeden de tamamen ayrý olarak özel bir firmadan alýnmýþ bir arsa denildi. Hilmi Yýldýz ismini de ilk defa duyduðunu ve kendisini tanýmadýðýný söylediðini aktaran basýn danýþmaný, Hayrünisa Gül, tapu belgelerinin kendisinde olduðunu ve tüm vergi ödemelerini kendisinin yaptýðýný söylediðini aktardý. Bu arada, arsanýn tam yeri ve kaç dönümlük bir arazý olduðu konusunda bilgi verilmedi. ANKA *** Çalýk ýn adamýna 250 trilyonluk iþ Saadet Partisi (SP) Ýstanbul Büyükþehir Belediye (ÝBB) Baþkan adayý Mehmet Bekaroðlu, ÝBB'deki ihale yolsuzluðunu belge ve görüntüleriyle birlikte önceki gün açýkladý. Gizli kamera kayýtlarýndaki bir ayrýntý ile ÝBB ile Çalýk Holding arasýndaki iliþki de ortaya çýkmýþ oldu. Bekaroðlu nun gazetecilere izlettiði kamera görüntülerindeki kiþi, Ben koskoca GAP Ýnþaat ýn adamýyým. ÝBB ye yýllýk cirom 250 trilyon. Benim þuan da 8 devam eden projem var diyor. Saadet Partili Mehmet Bekaroðlu, perþembe günü Ýstanbul Fatih teki Berr Otel'de bir basýn toplantýsý düzenledi. Bekaroðlu nun amacý ÝBB tarafýndan açýlan ihalelerde yapýlan yolsuzluklarý görüntü ve belgelerle ortaya koymaktý. Toplantýda bir konuþma yapan Bekaroðlu, gazetecilere bazý kamera kayýtlarýný izletti. Gap Ýnþaat'ýn Adamýyým ÝBB nin Muammer Aksoy Caddesi Gümrük Yolu-Halkalý Caddesi 2 nci Kýsým Yol Ýnþaatý iþinin verildiðini bir özel þirket yetkilisi kameradaki kayýtlara göre anlatýyor. Þirket yetkilisi kendisini Çalýk Holding bünyesinde yer alan GAP Ýnþaat A.Þ nin adamý olarak tanýtýyor da Çalýk Grubu inþaat sektöründeki faaliyetlerini canlandýrma kararý aldýðý için GAP Ýnþaat isimli bir þirket kurarak bu sektörde faaliyet göstermeye baþlar. Ýþte Bekaroðlu nun basýn toplantýsýnda ortaya koyduðu kamera kayýtlarýyla da belirlenen ÝBB deki yolsuzluk iliþkilerine dair ifadeler Çalýk Grubu na baðlý GAP Ýnþaat ýn adamýyým diyen þirket yetkilisinin ÝBB Fen Ýþleri Daire Baþkaný Abdurrahman Ocak ile daha önce yaptýðý görüþmenin bir anlatýmýný içeriyor. 3 Trilyon Avanta Ödedim 27 Ocak 2008 de görüntüde konuþan yetkili, Halkalý daki yol çalýþmasý iþine yaklaþýk 1 yýl önce baþladýðýný ancak ödemelerinin bir türlü kendisine yapýlmadýðýný açýklýyor. Konuþan kiþi ayrýca, 12 aylýk sürede çeþitli yerlere avanta para ödediðini, inþaat iþini ihalesiz yaptýklarýný itiraf ediyor. Saadet Partili Mehmet Bekaroðlu nun gazetecilere de daðýttýðý gizli kamera kayýtlarýnda, kendisini idare merkezi Ýstanbul da bulunan GAP Ýnþaat ýn adamý olarak tanýtan kiþi þöyle anlatýyor: Bu iþ 7 trilyon, 3 trilyon da avantadan para ödemiþim. Biz hepimiz ayný taraftayýz. Þimdi siz piyasa araþtýrmasý yapýyoruz diyorsunuz. Neyin araþtýrmasýný yapýyorsunuz. Sen bunu 50 milyon a 100 milyon a mal ettiðin zaman birileri sana aferin mi diyecek? Diyecekse o birilerini söyle ben onlara gideyim, sana yine aferin desinler. Belediyeye Yýllýk Ciþrom 250 Trilyon Ben daha önce Abdurrahman Bey e (ÝBB Fen Ýþleri Daire Baþkaný Abdurrahman Ocak) çýktým. Kendisi bana dedi ki Ya boþver. Ben seni tanýyorum. Biz yýllardýr birlikte çalýþýyoruz. Burasý siyasi bir yer her türlü hizmeti size veriyorum. Siz beni iþin içine sokmuþsunuz, çalýþtýrmýþsýnýz, bu kadar iþ yapýlmýþ, bu noktaya gelmiþiz bu noktadan sonra ben aman aman sözleþmemi yapayým da 9 ay sonra paramý alýyým diyorum. Ýþi yaparken bana kim yap dediyse, benim muhatabým ol olsun. Biz bir hizmet yaptýk derdimiz ana paramýzý kurtarmak. Ben koskoca GAP Ýnþaat ýn adamýyým. Ýdare bana yap dedi, ben de yaptým. Benim ÝBB ye yýllýk cirom 250 trilyon. Benim þuan da 8 devam eden projem var. Eksik kalan yolunuzu ben bitirdim. Ýhalesiz bitirdim. Ben 1994 de Saðlýk Bakanlýðý na da söz üzerine iþ yaptým. Ýþ bitti. Ondan sonra ihale yapýldý. Ama kriz nedeniyle devlette yapýlan tüm iþler durdu. 5 yýl sonra paramý aldým. Baþbakan'ýn Damadý Çalýk'ýn yanýnda Sermayesi 76 milyon 500 bin YTL olan GAP Ýnþaat ýn sermayesinin 75 milyon 689 bin 100 TL si Çalýk Holding e ait. GAP Ýnþaat ýn yönetim kurulu baþkaný olan Ahmet Çalýk'ýn þirkette 765 bin TL hissesi var. Geri kalan az miktardaki hisseler de diðer aile üyelerine ait. Baþbakan'ýn damadý Berat Albayrak'ýn, GAP Ýnþaat Yatýrým ve Dýþ Ticaret Anonim Þirketi'nin 3 Mart 2008'deki Yönetim Kurulu toplantýsýnda alýnan karar doðrultusunda 1. derece imza yetkisine sahip genel müdür vekil olarak görev yürüttüðü biliniyor. Çayan Ethem *** GAP rakamlarýnda hýzlý yükseliþ Baþbakan Tayyip Erdoðan ýn damadý Berat Albayrak, Çalýk Holding e CEO Vekili olduktan sonra, grubun inþaat iþlerinde patlama olduðu, Çalýk Holding bünyesinde bulunan GAP Ýnþaat ýn, 2007 yýlýnýn ihale bedeli ise dudak uçuklatan rakamlara ulaþtýðý belirtiliyor. GAP Ýnþaat'ýn geçen yýlýn ilk 7 ayýnda toplam 1 milyar TL ye yakýn ihale aldýðý ve bu ihalelerin çoðunluðunun da belediyelerden olduðu söyleniyor. Son olarak, Ýstanbul Büyükþehir Belediye Meclisi'nin, Albayrak ýn genel müdür vekili olduðu GAP Ýnþaat Yatýrým ve Dýþ Ticaret AÞ nin, Boðaziçi Köprüsü yakýnýndaki 95 dönümlük araziye 120 villa yapmasýna izin verdiði ortaya çýkmýþtý ve kamuoyunda çokça tartýþýlmýþtý. Görüntüler ortada! Saadet Partisi'nin (SP) Ýstanbul Büyükþehir Belediye (ÝBB) Baþkan Adayý Mehmet Bekaroðlu, ÝBB nin bazý ihalelerde usulsüzlük yaptýðýný iddia ederek, Ýstanbul Sultanahmet'teki Ýstanbul Cumhuriyet Baþsavcýlýðý'na belediye hakkýnda suç duyurusunda bulundu. Savcýlýk çýkýþýnda açýklama yapan Bekaroðlu, "Cumhuriyet Savcýlýðý'na ihbar ettik. Savcý gerekeni yapacaktýr. Perþembe Baþkan Topbaþ, yaptýðým bu açýklamadan sonra bunlarýn tamamýnýn iftira olduðunu söyledi. Böyle saçmalýk olur mu? Ýptal edilen bir ihaleyi nasýl yapýyor bir insan? Bunlar çok kesin dosyalar. Bize gelip, inceleyip, anlamlý bulduðumuz baþka dosyalar da var, firmalar da var. Biz belediyenin devleti ne kadar zarara uðrattýðýný gösteren bir cetvel yayýnladýk. Bu olayda da kesinlikle iþ önce verilmiþ, daha sonra ihale edilmiþtir. Zaten CD kaydýnda da müteahhit bunu açýkça söylüyor" dedi.

8 Bartýn, denizden 12 kilometre içeride kurulmuþ bir kent... Denizden bu kadar uzak olmasýna raðmen, Kocaçay ve Kocanaz çaylarý kenti üç yönden kuþatarak sular kentine dönüþtürüyor. Kent, Küre Daðlarý, Milli Parký ve yaylalarýyla görülmeye deðer... Bu hafta Karadeniz in þirin kenti Bartýn a gidiyoruz. Bartýn; ünü mitolojiye kadar uzanan ýrmaðý, dünyanýn gözbebeði olarak görülen Amasra sý, dünyanýn en önemli 100 doða alanýndan biri kabul edilen Küre Daðlarý, Milli Parký, yaylalarý ve plajlarýyla keþfedilmeyi bekliyor. Kentin adýnýn sular ilahý anlamýna gelen Parthenios dan kaynaklandýðý, bu adýn da zamanla Bartýn a dönüþtüðü kabul ediliyor. Mitolojide Okenaus un çocuklarýndan biri ve Sular Tanrýsý olan Parthenios adý sular ilahesi ya da muhteþem akan su anlamýna da geliyordu. Bartýn Irmaðý na da verilen bu adýn diðer anlamý da genç bakire ya da genç kýzlar için koro türküleriydi. Genç Bakire ise tanrýça Athena nýn bir sýfatýydý ve Athena nýn bu ýrmakta yýkandýðýna inanýlýyordu. Homeros, Ýlyada Destaný nda Troya yý savunmak için Anadolu nun çeþitli yörelerinden gelen savaþçýlar arasýnda Parthenios Irmaðý nýn suladýðý ülkeden yiðitlerin de bulunduðunu anlatýr. Antik dönemde Parthenios olarak adlandýrýlan Bartýn Irmaðý, Bitinya ve Paflagonya arasýndaki sýnýrý da oluþturuyordu. Bartýn ýn tarihini Amasra yla birlikte ele almak gerekiyor. Çünkü Amasra, Roma ve Bizans döneminde bölgenin en önemli yerleþimi ve Paflagonya eyaletinin baþkentiydi. Bizans ýn son yýllarýnda Amasra Ceneviz kolonisi olurken, Bartýn ve çevresi de Türk topraklarýna katýlmýþtý. Fatih Sultan Mehmet 1460 ta Bartýn a gelip Orduyeri olarak bilinen mevkide ordugâhýný kurmuþ. Daha sonra Amasra üzerine yürüyen Fatih, kan dökülmeden Amasra yý teslim alýnca yöre bütünüyle Osmanlý topraklarýna katýlmýþtý. Osmanlý döneminde bölgenin pazar yeri olan ve On iki Divan adýný alan Bartýn, 1867 de ilçe yapýlmýþ, 1876 da da belediye örgütü kurulmuþ. 19. yüzyýlýn sonunda Bartýn merkezinde Türk ve 373 Rum olmak üzere kiþi yaþýyormuþ. Cumhuriyet döneminde Zonguldak a baðlanan Bartýn 1991 de il yapýldý. Bartýn, denizden 12 kilometre içeride kurulmuþ; Kocaçay ve Kocanaz çaylarý kenti üç yönden kuþatýyor, Gazhane burnunda birleþen iki çay Bartýn Irmaðý ný oluþturuyor, 15 kilometre boyunca akarak Boðaz mevkiinden Karadeniz e dökülüyor. Bartýn Irmaðý nýn en önemli özelliði ise üzerinde 500 tonluk gemilerin bile iþleyebilmesi. Hatta yýl öncesine kadar Bartýn ýn içindeki tersanelerde büyük tonajlý gemiler üretilir ve buradan suya indirilirmiþ. Þimdi kent merkezinde gemi yapýlan tersane kalmamýþ ama Tersane Caddesi adý kalmýþ yadigâr. Tekne yapýmý ise Kurucaþile nin Tekkeönü ve Kapýsuyu köylerinde sürdürülen bir gelenek. Bartýn ýn kalbi þimdi bir bölümü trafiðe kapatýlan Cumhuriyet Caddesi. Caddenin tam ortasýnda Arif Kaptan Þadýrvaný var. Kent merkezinde yýllýk geçmiþe sahip birkaç cami de var. Hacý Mehmet Cami, Ýbrahim Paþa Camisi ve Halil Bey Camisi bunlardan bazýlarý. Yine bu çevrede Taþhan gibi tarihi hanlar da bulunuyor. Bartýn da (çoðu ýrmak kenarýndaki mahallelerde) 258 tane tescilli ahþap ev de var. Dört tiyatro topluluðu var Mübadeleye kadar Bartýn da Rumlar da yaþýyormuþ. Bartýn Rumlarý daha çok Asma mahallesinde oturuyormuþ, zaman zaman Bartýn a gelip evlerini ziyaret ediyorlarmýþ. Bartýn daki Hagios Nikolaos Kilisesi mübadeleden sonra elektrik santralý olarak kullanýlmýþ, 1995 te onarýlan kilise kültürevi olarak hizmet vermeye baþlamýþ. Öyle bir onarýlmýþ ki içinde kilise olduðunu anýmsatan hiçbir þey kalmamýþ(!) Þimdi bu eski kilise çok amaçlý salon olarak kullanýyor, iþin güzel tarafý bu küçük kentte tam dört tiyatro topluluðu bulunuyor, büyük kentlerde bile görülmeyen bu bolluk doðrusu insaný þaþýrtýyor. Kültürevinin tam karþýsýndaki ilköðretim okulu da eski Rum okuluymuþ. Bartýn ýn en önemli renklerinden biri de Garýla (Kadýnlar) Pazarý. Ýki yüz yýllýk geçmiþi olduðu söylenen pazar yaz-kýþ demeden salý ve cuma günleri kuruluyor; kadýnlar kendi bahçelerinde yetiþtirdiði sebze ve meyveden ormanlardan topladýðý mantarlara, elleriyle yaptýðý peynirlerden manda yoðurduna kadar binbir çeþit ürünü bu pazarda satýyor. Bir baþka deyiþle organik ürünlerin satýldýðý bir yer burasý, hem de büyük kentlerdeki gibi çakma deðil, yüzde yüzü kadýnlarýmýzýn ürettiði ürünlerin satýldýðý gerçek bir organik pazar. Bartýn da bir sanat: Tel kýrma Tel kýrma; Bartýn la özdeþleþmiþ bir el sanatý. Bartýn iþi olarak bilinen tel kýrma tekniðiyle desenler gümüþ pýrýltýlý ýþýklarla kumaþlarýn üstüne iþleniyor. Kullanýlan desenler Sarhoþ Sokaðý, Kaymak Tabaðý ve Küs Eltiler gibi ilginç adlar taþýyor. Tel kýrma özellikle oda, yemek ve yatak takýmlarýyla, giysilerde de kullanýlýyor ve yurtdýþýnda bile alýcý buluyor. Bartýn zengin bir mutfak kültürüne de sahip. Bartýn a özgü yemekler arasýnda Pumpum Çorbasý, Yumurtalý Isbut (bir ot çeþidi), Kabak Burmasý, Pirinçli Mantý, Halýþka ve Ýncir Dondurmasý baþta geliyor. Bartýn ýn 59 kilometrelik sahil þeridinde birçok bakir koy bulunuyor. Bartýnlýlar yakýnlýðý nedeniyle daha çok Ýnkumu, Güzelcehisar, Mugada ve Kýzýlkum plajlarýný tercih ediyor. Güzelcehisar dan Mugada ya kadar kýyý boyunca uzanan lav sütunlarý ise 80 milyon yýlda oluþtuðu bilinen eþi bulunmaz bir doða harikasý. En romantik yol Bartýn a bir sonbahar günü Safranbolu üzerinden gitmiþtim, yol boyu ormanlar arasýndan giderken Ovacuma ya gelmeden bir vadiye girdim. Ovacuma dan Bartýn yakýnlarýna kadar güz sarýsýna bürünmüþ ormanlar, vadiler, yaylalar, yolu sarmýþ aðaçlardan düþen yapraklar arasýndan ilerledim. Ýtiraf etmeyelim ki bu rota benim Türkiye de gördüðüm belki de en romantik yoldu. Sonra birden rüyadan uyandým, karþýma iþ makinalarý çýktý, vadinin en dar yeri týraþlanmýþ, doðanýn içine edilmiþti. Acaba maden mi arýyorlar diye düþünürken biraz ilerideki bir tabeladan bu çalýþmalarýn Kirazlýköprü HES inþaatý için yapýldýðý anladým. Tamam enerjiye ihtiyacýmýz var anladýk ama böylesine doða parçalarýný yok ederek mi elde edeceðiz bunu? Bunu ciddi þekilde sorgulamanýn zamaný geldi de geçiyor bile. Bartýn ýn dört bir tarafý yeþilin her tonunun hâskim olduðu bir coðrafyaya sahip. Özellikle Küre Daðlarý Milli Parký nýn da bulunduðu Ulus ilçesi ormanlarý ve yaylalarýyla ciddi bir turizm potansiyeli oluþturuyor. Buradaki Zoni, Uluyayla, Ardýç ve Gezen yaylalarýnda onlarca yürüyüþ parkuru bulunuyor. Küre daðlarý milli parký Bartýn ve Kastamonu arasýnda geniþ bir alaný kapsayan Küre Daðlarý Milli Parký kanyonlarý, þelaleleri, düdenleri, ormanlarý ve maðaralarýyla çok önemli bir doða alaný. Ayný zamanda Dünyadaki 100, Türkiye deki 9 sýcak noktadan biri olarak kabul ediliyor. 129 kuþ ve 40 memeli türüne ev sahipliði yapan milli parkýn sýnýrlarý içinde biri dünya çapýnda endemik olmak üzere (akyýldýz) 27 endemik bitki de varlýðýný sürdürüyor. Hem doðal güzelliði, hem de geleneksel yaþamýn sürdüðü köyleriyle dikkat çeken milli parkýn arazisinin üçte birini el deðmemiþ bakir alanlar oluþturuyor. Ulukaya Þelalesi ve kanyonu baþta olmak üzere yörede görülmeye deðer birçok doða harikasý da var. Nasýl Gidilir? Bartýn; Ýstanbul a 420 km, Ankara ya 283 km ve Ýzmir e 720 km uzaklýkta. Bartýn a Türkiye nin her yerinden otobüslerle ulaþýlabiliyor.