T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EL SANATLARI EĞİTİMİ BÖLÜMÜ GELENEKSEL TÜRK EL SANATLARI EĞİTİMİ BİLİM DALI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EL SANATLARI EĞİTİMİ BÖLÜMÜ GELENEKSEL TÜRK EL SANATLARI EĞİTİMİ BİLİM DALI"
  • Ata Ece
  • 6 yıl önce
  • İzleme sayısı:

Transkript

1 T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EL SANATLARI EĞİTİMİ BÖLÜMÜ GELENEKSEL TÜRK EL SANATLARI EĞİTİMİ BİLİM DALI MUSTAFA DÜZGÜNMAN IN EBRU SANATINA VE EĞİTİMİNE KATKISI YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Hatice SARI Ankara

2 T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EL SANATLARI EĞİTİMİ BÖLÜMÜ GELENEKSEL TÜRK EL SANATLARI EĞİTİMİ BİLİM DALI MUSTAFA DÜZGÜNMAN IN EBRU SANATINA VE EĞİTİMİNE KATKISI YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Hatice SARI Danışman Yrd. Doç. Yılmaz ÖZCAN Ankara 2008

3 Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü ne, Hatice Sarı ya ait Mustafa Düzgünman ın Ebru sanatına ve Eğitimine Katkısı başlıklı tezi tarihinde, jürimiz tarafından Geleneksel Türk El Sanatları Eğitimi Bilim Dalında Yüksek Lisans Tezi olarak kabul edilmiştir Adı Soyadı İmza Üye (Tez Danışmanı): Yrd.Doç. Yılmaz Özcan Üye : Doç. Dr. Vildan Çetintaş Üye : Doç. Dr. Yücel Gelişli

4 I ÖNSÖZ Bu araştırma Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Geleneksel Türk El Sanatları Eğitimi Bilim Dalı, Yüksek lisans Tezi gereğince hazırlanmıştır. Araştırma konusu olarak Klasik Türk Ebru Sanatını doruk noktasına ulaştıran Mustafa Düzgünman ın ebru sanatına ve eğitimine katkıları ele alınmıştır. Ebru sanatçısı Mustafa Düzgünman bu sanatımızın yaşatılıp sevilmesinde, gelecek nesiller aktarılmasında büyük hizmetlerde bulunarak, tüm özverisi ile öğrenciler yetiştirmiştir. Bu durum Mustafa Düzgünman ın Klasik Türk Ebru Sanatındaki çalışmalarının araştırılması sonucunu doğurmuştur. Bu çalışmamızın ebru sanatı ve onu en üst noktaya ulaştıran Mustafa Düzgünman la ilgilenenlere doyurucu bilgiler vereceğini ümit ediyoruz. Çalışmalarımızın yönlendirilmesi konusunda değerli fikirleri ile bana yardımcı olan danışmanım Yrd. Doç. Yılmaz Özcan a, değerli hocam Vildan Çetintaş a, Mustafa Düzgünman ile ilgili görüş ve bilgilerinden yararlandığım başta oğlu A. Haydar Düzgünman, öğrencileri Alparslan Babaoğlu, Fuat Başar, Aydın Gülan, Serhan Aytan ve Sabri Mandıracı ya teşekkür ederim. Hatice SARI

5 II ÖZET MUSTAFA DÜZGÜNMAN IN EBRU SANATINA VE EĞİTİMİNE KATKISI Sarı, Hatice Yüksek Lisans, Geleneksel Türk El Sanatları Eğitimi Bilim Dalı Tez Danışmanı : Yrd. Doç. Yılmaz ÖZCAN Mayıs 2007 Bu araştırmada ebru sanatının en büyük ustalarından biri olan Mustafa Düzgünman ın ebru sanatına ve eğitimine yaptığı katkılar tespit edilmeye çalışılmıştır. Mustafa Düzgünman ın geleneksel Türk ebru sanatına ve eğitimine yaptığı katkıları saptayarak belgelemek araştırmanın amacını oluşturmaktadır. Araştırma monografik bir çalışma olup, betimleme yöntemi kullanılmıştır. Gerekli kaynak taraması yapılmış ve görüşme tekniği uygulanmıştır. Mustafa Düzgünman ın yetiştirmiş olduğu öğrencilerinden ulaşılabilenlere görüşme formundaki sorular yöneltilmiştir. Alınan cevaplar doğrultusunda sanatçının ebru sanatına dair eserleri incelenerek, bu sanata ve eğitimine yaptığı katkılar ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Araştırmanın çalışma evrenini Mustafa Düzgünman ın hayatı ve çalışmaları, örneklemini ise ürettiği çeşitli tarzlardaki eserleri oluşturmaktadır. Ebru sanatına gönül vermiş ve bu konuda olağanüstü çalışmalara imza atmış olan Mustafa Düzgünman 1920 yılında İstanbul da dünyaya gelmiştir yılından başlayıp ölümüne kadar süren 50 yıllık bir ebruculuk hayatı olmuştur.

6 III Ebru sanatı onunla bir dönüm noktası yaşamıştır. Çeşitli konularda yeniliğe açık olduğu halde ebru konusunda klasik anlayışa bağlı kalan ve bu konudaki modern uygulamalara iltifat etmeyen Düzgünman, hocası Necmettin Okyay dan devraldığı bu sanatı büyük gayretler sonucu zirveye taşımıştır. Ebru sanatının zamanımıza kadar hiç bozulmadan gelmesinde, bu sanatın yurdumuzda ve dünyada tanınmasında ve gelişmesinde büyük katkıları olmuştur. Ayrıca birbirinden değerli sanatçılar yetiştirerek bu sanatın unutulmasını önlemiş ve gelecek nesillere doğru bir şekilde aktarılmasını sağlamıştır. verilmiştir. Araştırma sonunda ortaya çıkan sorunlara dayalı olarak yapılan önerilere yer

7 IV ABSTRACT CONTRIBUTION OF MUSTAFA DUZGUNMAN TO THE EBRU ART AND ITS EDUCATION Sarı, Hatice Graduate, Education of Traditional Turkish Handicraft Discipline Thesis Advisor: Yrd. Doç. Yılmaz OZCAN May-2007 In this research contributions of Mustafa Duzgunman who is one of the biggest experts of ebru art, to the ebru art and its education was determined. Determining and documenting the contributions of Mustafa Duzgunman to the traditional Turkish Ebru ebru art and its education composes the aim of this research. Research is monographic and description method was used in it. Required source scanning has been done and interview technique has been used. Questions in an interview form have been asked to the students of Mustafa Duzgunman. In accordance with the answers, artist s performances about the art of ebru have been analyzed and his contributions to this art and its education has been tried to discovered. Research s working part is composed of Mustafa Duzgunman s life and his works and the sampling part is composed of his performances he produced in various styles.

8 V Mustafa Duzgunman who set his heart on ebru art and appended his signature on fantastic performances, come into the world in Istanbul in He has 50 year with ebru art starting from 1949 up to his death. The art of ebru lived its turning point with him. Although he is open to change in various subjects Duzgunman who stick to classical understanding about ebru and does not like modern applications, make this art which he took over from his teacher Necmettin Okyay, reach its peak levels with great efforts. He has great contributions to the ebru art that it existed up to this time without any deterioration, it is known in our country and in the world and he has contributions to the development of this art. Also he prevented this art from being forgotten and ensured it to be transferred to the future generations correctly by bringing up precious artists. At the end of the research, suggestions for the problems arise were placed.

9 VI İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ.I ÖZET..II ABSTRACT..IV İÇİNDEKİLER...VI FOTOĞRAFLAR LİSTESİ.....VIII TABLOLAR LİSTESİ..IX BÖLÜM I I. GİRİŞ Problem Araştırmanın Amacı Alt Problemler Araştırmanın Önemi Araştırmanın Sayıltıları Araştırmanın Sınırlılıkları Tanımlar.. 4 BÖLÜM II II. YÖNTEM Araştırmanın Modeli Evren ve Örneklem Verilerin Toplanması Verilerin Analizi...10 BÖLÜM III III. KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR EBRU SANATI İLE İLGİLİ BİLGİLER Ebrunun Tanımı Ebrunun Tarihi Gelişimi 13

10 VII Ebru Yapımında Kullanılan Malzemeler Ebrunun Yapılışı Ebru Çeşitleri Ebrunun Günümüzdeki Durumu...46 BÖLÜM IV IV. BULGULAR VE YORUMLAR EBRU SANATÇISI MUSTAFA DÜZGÜNMAN İLE İLGİLİ BİLGİLER Kaynaklardan Elde edilen Bilgiler Mustafa Düzgünman ın Özgeçmişi Mustafa Düzgünman ın Ebru Sanatı Hakkındaki Düşünceleri Mustafa Düzgünman ın Ebrularının Özellikleri Mustafa Düzgünman ın Ebruları Tablolar ve Değerlendirmeleri Mustafa Düzgünman ın Ebru Sanatına ve Eğitimine Yaptığı Katkılar Görüşmeler Sonucunda Elde Edilen Bilgiler Görüşme Yapılan Kişiler Görüşmelerden Elde Edilen Cevaplar Görüşmelerin Değerlendirilmesi BÖLÜM V V. SONUÇ VE ÖNERİLER Sonuçlar Öneriler KAYNAKÇA EKLER EK-1: Görüşme Soruları EK-2: Kaynak Kişi Künyeleri EK-3: Bilgi Formu 171

11 VIII FOTOĞRAFLAR LİSTESİ Sayfa Fotoğraf 1: Guy-ı Çevgan...15 Fotoğraf 2: Hadiat-üs Süeda..15 Fotoğraf 3: Maliki Deylemi Hattı..15 Fotoğraf 4: Mecmüat ül acaib 15 Fotoğraf 5: Ebru yapımında kullanılan malzemeler...21 Fotoğraf 6: Kitre.24 Fotoğraf 7: Sığır ödü..25 Fotoğraf 8: Ebru teknesi.26 Fotoğraf 9: Ebru fırçası..27 Fotoğraf 10: Taraklar...28 Fotoğraf 11: Biz takımı 29 Fotoğraf 12: Deteseng taşı...29 Fotoğraf 13: Ebru kurutma çıtası.30 Fotoğraf 14: Kürek...30 Fotoğraf 15: Boya kabı.31 Fotoğraf 16: Suda bekletilmiş kitre..34 Fotoğraf 17: Kitrenin süzülmesi...34 Fotoğraf 18: Kitrenin tekneye süzülmesi.34 Fotoğraf 19: Kitrenin üzerine gazete örtülmesi...34 Fotoğraf 20: Boyanın hazırlanması..34 Fotoğraf 21: Boyanın kontrolü.34 Fotoğraf 22: Boyanın atılması..35 Fotoğraf 23: Gelgit ebru yapımı...35 Fotoğraf 24: Şal ebru yapımı 35 Fotoğraf 25: Taraklı şal ebru yapımı 35 Fotoğraf 26: Taraklı gelgit ebru yapımı...35 Fotoğraf 27: Taraklı gelgit ebru...35 Fotoğraf 28: Kağıdın tekneye yatırılması 36 Fotoğraf 29: Kağıdın sıyrılması...36

12 IX Fotoğraf 30: Tekneden çıkan ebru...36 Fotoğraf 31: Ebrunun çıtaya serilmesi.36 Fotoğraf 32: Tekneye gazete örtülmesi 36 Fotoğraf 33: Gazetenin sıyrılarak artık boyaların alınması..36 Fotoğraf 34: Battal ebru...37 Fotoğraf 35: Somaki ebru.37 Fotoğraf 36: Neftli battal ebru..38 Fotoğraf 37: Serpmeli battal ebru 38 Fotoğraf 38: Gelgit ebru...38 Fotoğraf 39: Şal ebrusu 39 Fotoğraf 40: Taraklı ebru.39 Fotoğraf 41: Hatip ebru (Menekşe)..40 Fotoğraf 42: Hatip ebru (Yıldızlı) 40 Fotoğraf 43: Hatip ebru (Mütenevvia).40 Fotoğraf 44: Hatip ebru (Çarkıfelek)...40 Fotoğraf 45: Hatip ebru (Taraklı yürek)...40 Fotoğraf 46: Hatip ebru (Yürekli) 40 Fotoğraf 47: Çiçekli ebru.41 Fotoğraf 48: Koltuk ebrusu..42 Fotoğraf 49: Kumlu ebru..42 Fotoğraf 50: Kılçıklı ebru.43 Fotoğraf 51: Bülbül yuvası ebru...43 Fotoğraf 52: Hafif ebru 44 Fotoğraf 53: Katıa lı (Kalıplı) Yazılı ebru...44 Fotoğraf 54: Akkaseli ebru...45 Fotoğraf 55: Ebrulu minyatür...45 Fotoğraf 56: Hattat Fuat ebrusu...51 Fotoğraf 57: Çok renkli lale ebru.51 Fotoğraf 58: Hilye formlu ebru 51 Fotoğraf 59: Gelincik ebru...51 Fotoğraf 60: Gravürlü ebru..51 Fotoğraf 61: Resimli ebru 51

13 X Fotoğraf 62: Karakalem zeminli ebru..51 Fotoğraf 63: Mustafa Düzgünman...53 Fotoğraf 64: Mustafa Düzgünman atölyesinde çalışırken...55 Fotoğraf 65: Mustafa Düzgünman ın attar dükkanı.57 Fotoğraf 66: Mustafa Düzgünman Aziz Mahmud Hüdayi türbedarı iken...58 Fotoğraf 67: Mustafa Düzgünman ın kabri...63 Fotoğraf 68: Hatip ebru...70 Fotoğraf 69: Battal ebru...70 Fotoğraf 70: Battal ebru...73 Fotoğraf 71: Battal ebru...74 Fotoğraf 72: Battal ebru...75 Fotoğraf 73: Battal ebru...76 Fotoğraf 74: Battal ebru...77 Fotoğraf 75: Battal ebru...78 Fotoğraf 76: Battal ebru...79 Fotoğraf 77: Bülbül Yuvası ebru..80 Fotoğraf 78: Bülbül Yuvası ebru...81 Fotoğraf 79: Gelgit ebru...82 Fotoğraf 80: Gelgit ebru..83 Fotoğraf 81: Taraklı ebru.84 Fotoğraf 82: Taraklı ebru 85 Fotoğraf 83: Şal ebru...86 Fotoğraf 84: Taraklı şal ebru...87 Fotoğraf 85: Hatip ebru (Menekşe)...88 Fotoğraf 86: Hatip ebru (Menekşe)..89 Fotoğraf 87: Hatip ebru (Çarkıfelek)...90 Fotoğraf 88: Hatip ebru (Çarkıfelek)...91 Fotoğraf 89: Hatip ebru (Yürekli) 92 Fotoğraf 90: Hatip ebru (Yürekli) 93 Fotoğraf 91: Hatip ebru (Mütenevvia).94 Fotoğraf 92: Kumlu ebru...95 Fotoğraf 93: Akkaseli ebru..96

14 XI Fotoğraf 94: Koltuk ebru...97 Fotoğraf 95: Koltuk ebru..98 Fotoğraf 96: Koltuk ebru..99 Fotoğraf 97: Demet papatya, karanfil, lale.100 Fotoğraf 98: Papatya, lale, hatip kompozisyonu 101 Fotoğraf 99: Demet papatya ebru Fotoğraf 100: Demet papatya ebru Fotoğraf 101: Demet papatya, menekşe, lale, karanfil.104 Fotoğraf 102: Demet gül ebru..105 Fotoğraf 103: Demet gül ebru.106 Fotoğraf 104: Demet lale ebru.107 Fotoğraf 105: Demet lale ebru.108 Fotoğraf 106: Demet lale ebru.109 Fotoğraf 107: Sümbül ebru..110 Fotoğraf 108: Sümbül ebru Fotoğraf 109: Gelincik ebru 112 Fotoğraf 110: Gelincik ebru 113 Fotoğraf 111: Demet menekşe ebru.114 Fotoğraf 112: Demet karanfil ebru..115 Fotoğraf 113: Demet karanfil ebru..116 Fotoğraf 114: Demet karanfil ebru..117

15 XII Tablo 1: Tablo 2: Tablo 3: Tablo 4: Tablo 5: Tablo 6: Tablo 7: Tablo 8: TABLOLAR LİSTESİ Sayfa Geleneksel Türk ebrusunda kullanılan ana renkler.22 Geleneksel Türk ebrusunda kullanılan ara renkler..22 Teknik Döküm Tablosu.119 Teknik uygulama sayısı ve yüzdeleri 120 Renk Döküm Tablosu Renk uygulama sayısı ve yüzdeleri Malzeme Döküm Tablosu.126 Malzeme uygulama sayısı ve yüzdeleri 127

16 1 BÖLÜM I I. GİRİŞ Ebru, yoğunlaştırılmış su üzerine suda erimeyen boyaların fırça yardımı ile atılmasıyla meydana getirilen sanat türüdür. Bulut gibi görünümünden dolayı Farsça Ebri sözünden gelmektedir. Mermer damarları gibi renkli, dalgalı ve hareli şekilleri vardır. Zamanla Ebri kelimesi değişime uğrayarak Türkçe ye Ebru olarak yerleşmiştir (Göktaş, 1987, s.15). Ebru işi ile uğraşan sanatkara ebrucu denilmektedir. Ebru bir tür kağıt bezeme ve süsleme sanatıdır. Türk süsleme sanatları içinde önemli bir yeri vardır. Kültürümüzün güzellik ve estetik anlayışı ile gelişerek ölümsüzleşmiştir. Bu topraklarda 500 yıldır yapıldığı sanılan bu sanat kendine has özellikleri ile Türk Ebrusu denilerek diğerlerinden ayrılmaktadır. Ebru sanatçısı doğadaki bir takım güzellikleri, doğadaki görünümlerine mümkün olduğunca sadık kalarak ve içlerinden gelen bir renk coşkusu ile su üzerine işleyip oradan da kağıda aktarır. Kağıt süsleme sanatı ebruculuğun ne zaman başladığına ilişkin kesin bir belge yoktur. Eski kitapların ciltlerinde kapak ile kağıdı bağlayan yan kağıdı olarak, murakka içindeki yazıların kenarlarında ve pervazlarında ebru kağıtları bulunmuştur. Bu sanatının başlangıcına ilişkin en önemli çalışmayı Uğur Derman yapmıştır. Türk Sanatında Ebru adlı kitabında rastladığı ilk ebruların 1554 ve 1586 tarihli olduğunu yazmıştır. Ebru sanatının İpek yoluyla Buhara dan geldiği düşünülmektedir. Bu sanatla ilgili ilk kaynak 1608 tarihli Tertib-i Risale-i Ebru olup Uğur Derman tarafından yayınlanmıştır (Derman, 1977, s.7). Ebru sanatı başlangıçta hat, tezhip ve cilt sanatlarına hizmet eden bir yardımcı sanat olmasına karşın günümüzde tek başına bir sanat türü haline gelmiştir.

17 2 Ustaların büyük bir sabırla geliştirdikleri, çeşitli şekil ve denemelerle yaratıcılıklarını kullanarak günümüze getirmeyi başardıkları ebru sanatında geçmişten günümüze hizmet veren sanatçılar arasında Mustafa E. Düzgünman ın ayrı bir yeri vardır. 1.1 Problem Bu araştırmada klasik Türk ebru sanatına gönül vermiş ve bu konuda olağanüstü çalışmalara imza atmış olan, Mustafa Düzgünman ın ebru sanatına ve eğitimine ne gibi katkıları vardır? sorusuna cevap aranmıştır. 1.2 Araştırmanın Amacı Bu araştırmanın temel amacı Cumhuriyet döneminin en değerli ebru sanatçısı olan Mustafa Düzgünman ın klasik Türk ebru sanatına ve eğitimine katkılarını saptayarak belgelemek ve kaynak oluşturmaktır Alt Problemler Mustafa Düzgünman ın kişilik özellikleri nedir? Mustafa Düzgünman ın ebrularının özellikleri nelerdir? Mustafa Düzgünman ın ebru sanatı dair düşünceleri nelerdir? Mustafa Düzgünman ın ebru sanatındaki yeri ve önemi nedir? Mustafa Düzgünman hakkındaki genel düşünceler nelerdir?

18 3 1.3 Araştırmanın Önemi Mustafa Düzgünman ın klasik Türk ebrusunda önemli bir yeri vardır. Onun yaptığı çalışmalarla ebru sanatı teknik ve estetik olarak en üst noktaya ulaşmıştır. Yetiştirdiği öğrencileri ile bu sanatın doğru bir şekilde gelecek nesillere aktarılmasına hizmet etmiştir. Bu çalışma ebru sanatında çok sayıda eser vermiş ve öğrenci yetiştirmiş olan Mustafa Düzgünman ın bu sanata ve eğitimine katkılarını ortaya koyması bakımından önem taşımaktadır. 1.4 Araştırmanın Sayıltıları Araştırmada kullanılacak kaynaklar yeterlidir. Veri toplamak amacı ile geliştirilen ve uygulanan görüşme soruları konuyu açıklayıcı niteliktedir. Görüşme sorularının uygulandığı kişilerin doğru cevap verdikleri varsayılmıştır. Çalışma örneklemi olarak seçilecek eserler evreni temsil edecek özelliktedir. Ortaya konan sonuçların ve önerilerin Mustafa Düzgünman ın ebru sanatına ve eğitimine katkısının belirlenmesinde yardımcı olacağı varsayılmıştır. 1.5 Araştırmanın Sınırlılıkları Araştırma : Mustafa Düzgünman ın hayatı ve eserleri ile sınırlıdır. Mustafa Düzgünman ın sanatçı ve eğitimci yönü ile sınırlıdır.

19 4 Mustafa Düzgünman ın ulaşılabilen öğrencileri ve yakınları ile sınırlıdır. Mustafa Düzgünman ın ebru sanatına ve eğitimine katkıları ile sınırlıdır. Yerli kaynaklar ile sınırlıdır. 1.6 Tanımlar Akkase: Kelime Aks kökünden gelmektedir. Eskiden hat sanatı mahsullerinin meydana getirilmesinde kağıdın yazı yazılacak kısmının ayrı, etrafının da ayrı renge boyanmasına verilen isimdir (Göktaş, 1987, s.11). At kuyruğu kılı: Hatip, çiçek ve diğer ebruların şekillendirilmesinde kullanılan kıl cinsidir (Göktaş, 1987, s.11). Ayar: Ebru yapımına başlamadan önce kullanılacak olan boyaların kıvamına getirilmesidir (Göktaş, 1987, s.11). Battal ebru: Tekneye serpilen boyalara hiçbir müdahalede bulunulmadan elde edilen bir ebru türüdür (Göktaş, 1987, s.11). Battal adı verilen büyük boy kağıtlara yapıldığı için bu adı almıştır (Özen, 1985, s.6). Bozuk tekne: Tekne içinde bulunan kitrenin sulanarak bozulması sonunda ebrunun yapılamayacak hale gelmesidir (Göktaş,1987, s.12). Cüzi irade: Ebrucu tarafından boyaların usulüne göre hazırlanıp tekneye atılmasıdır (Göktaş, 1987, s.12).

20 5 Çaharkuşe (Cihar-guşe): Harap olmuş kitap kaplarının dört köşesine geçirilen meşin eklerdir (Özen, 1985, s.12). Çıkma ebru: İstenilen mükemmeliyette olmayan veya bazı tarafları bozuk olan ebrudur (Göktaş, 1987, s.13). Çifte aharlı ebru: Ebrulu kağıdın üzerine önce suda kaynatılan koyu muhallebi kıvamındaki şekersiz nişastanın ve kuruduktan sonra şapla sulandırılmış yumurta akının sürülmesi ile elde edilen ebrudur (Göktaş, 1987, s.14). Buna kısaltılarak Çiftali de denilmiştir (Özen, 1985, s.13). Ebre: Ebru kelimesinin Çağatayca dan geldiği söylenen asıl şekline verilen addır (Göktaş, 1987, s.14). Ebri: Ebru kelimesinin daha eski yazılış ve söyleniş şeklidir. Farsça ebri olarak nitelendirilen ebru kağıtları, daha sonra dildeki vokal değişmesi ile ebru haline gelmiştir (Göktaş, 1987, s.14). Ebru: Sulu bir karışım üzerine fırça yardımı ile atılan boyaların şekillenmesi ile meydana getirilen sanat türüdür (Göktaş, 1987, s.15). Ebrulu kağıt: Üzerine boya ile somakiye benzer damarlar yapılmış kağıda verilen ad. Eskiden bu kağıtlar kitap ve defterlere kap olarak geçirilmiştir. (Özen, 1985, s.18) Ebrucu: Ebru yapımını gerçekleştiren sanatkardır (Göktaş, 1987, s.16). Ebru tutmak: Ebrucular tarafından ebru yapmak manasında kullanılan bir tabirdir (Göktaş, 1987, s.20).

21 6 Fon ebrusu: Açık renklerle yapılır. Genellikle şal ve taraklı desenleri kullanılır. Özellikle yazıya fon teşkil etmesi bakımından hattatlar tarafından tercih edilir. Tekne temiz olduğu zaman yapılır (Göktaş, 1987, s.21). Hafif ebru olarak da bilinmektedir (Özen, 1985, s.22). Hatt-ı münkesir: Kırtıklanma. Boya ile kitrenin uygunsuzluğundan oluşan ve yapılan ebrunun tekne üzerinde bozulmasına ebrucular tarafından verilen addır (Göktaş, 1987, s.22). Haraza suyu: Ebru teknesine atılan boyaların yayılmasını sağlayan ve eskiden öd yerine kullanılan maddenin adıdır. Kesim hayvanlarının ödünde ve şirdenindeki taşların suyudur (Göktaş, 1987, s.22). İğne: Hava kabarcığını ortadan kaldırmak için kullanılan alettir. (Göktaş, 1987, s.22) İmam ebrusu: Necmettin ebrusu (Göktaş, 1987, s.22). Hattat ve ebrucu olan Necmeddin Okyay ın ilk defa yaptığı çiçekli ebrulara verilen addır. Çiçekli ebrulara bu adın verilmesi Necmeddin Okyay ın öğrencilerinden olan Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver tarafından teklif edilmiş ve kabul edilmiştir. Bunun yanı sıra Hacı Kamil Akdik de Necmeddin Efendi nin Üsküdar Yeni Camii imamı olması dolayısıyla bu tip ebrulara İmam Ebrusu adının verilmesini teklif etmişse de Necmeddin ebrusu tabiri benimsenmiştir. (Göktaş, 1987, s.26) Kalıntı: Teknede yapılan bir ebrunun kağıda alındıktan sonra boyalarının bir kısmının teknede kalmasıdır (Göktaş, 1987, s.22). Kaymak: Çalışma bittikten sonra teknenin üzerinin açık bırakılması sonucunda kitrenin koyulaşmasıdır (Göktaş, 1987, s.23).

22 7 Kapak: Ebru yapımı bittikten sonra teknenin içine bir şey düşmesini önlemek ve kitrenin bozulmaması için üzerine kapatılan kağıttır. Bu kapak genellikle son yapılan ebrunun tekne üzerinde bırakılması ile olur. Kapak, diğer bir çalışmaya kadar teknenin üzerinde kalır. Bundan dolayı kapaklara Kapak Ebrusu adı verilir (Göktaş, 1987, s.22). Koltuk: Murakkaların ilk satırını teşkil eden sülüs yazıdan sonra, nesih yazı ile o satırdan kısa olarak yazılan satırların iki tarafında kalan boş kısımlar hakkında kullanılan bir terimdir (Özen, 1985, s.39). Külli irade: Ebrunun, maddi ve manevi olarak iki unsurun birleşmesinden meydana geldiğine inanılmaktadır. Boyaların usulüne göre hazırlanıp tekneye atılması insanın cüzi iradesidir. Onların imtizacı Tanrı ya bağlı bir şeydir. Bu da külli iradedir (Göktaş, 1987, s.25). Mühre: Kuruyan ebruları üzerinde kalan kitre vasıtası ile parlatmaya yarayan alettir. Mührelenen ebruların üzerindeki boyalarda bu suretle çıkmaz. (Göktaş, 1987, s.25) Mil: Teknenin önünde bulunan pirinçten yapılmış serçe parmağı kalınlığındaki çubuktur. Tekneden çıkarılan ebruların üzerindeki kitre bu mile sıyrılarak dışarıya çıkarılır (Göktaş, 1987, s.25). Nakş Ber-ab: Ebru teknesinde hasıl olan, kalıcı olmayan desenlerdir (Göktaş, 1987, s.26). Neft: Terebentin adı verilen bir cins yağ ile ebru üzerinde benek şeklinde boşluklar açmaya yarayan maddedir (Göktaş, 1987, s.26). Taban: Çiçekli veya hatip ebrularının üzerinde bulunduğu tek renkten meydana gelen zemine verilen ad (Göktaş, 1987, s.27).

23 8 Tarz-ı Kadim: Battal ebru. (Göktaş, 1987, s.29). Tarz-ı Cedid: Klasik stilde olmayıp yeni modellerin ebruya uygulanması ile elde edilen ebrulara verilen ad (Göktaş, 1987, s.29). Tav: Kağıdı tekneye yatırdıktan sonra boyaların tam olarak kağıda geçmesi durumudur (Göktaş, 1987, s.29). Tütün yaprağı suyu: Eskiden öd yerine kullanılan maddedir. (Göktaş, 1987, s.30) Zemin: Hatip ve çiçekli ebruların altında bulunan açık renk fondur. (Göktaş, 1987, s.31) Zerefşanlı ebru: Ebrunun üzerine ezilmiş varak altın serperek yapılmış şekline verilen addır (Göktaş, 1987, s.31). Tahrirli ebru: Hatip ebrularının kenarına altınla kontür çekilmesiyle oluşturulan ebru türüdür (Göktaş, 1987, s.28).

24 9 BÖLÜM II II. YÖNTEM 2.1 Araştırmanın Modeli Bu araştırma monografik bir çalışma olup, tarama modelinde betimsel bir araştırmadır. Ebru sanatı ve Mustafa Düzgünman ile ilgili tüm kaynaklar tespit edilerek, taranmış; bulunan kaynaklardan bilgiler elde edilmiş, hayatı ve eserleri ile ilgili açıklamalar yapılmıştır. Mustafa Düzgünman ın oğlu A. Haydar Düzgünman ve yetiştirmiş olduğu öğrencilerine hazırlanan görüşme formlarındaki sorular yöneltilmiştir. Alınan cevaplar doğrultusunda sanatçının ebru sanatına dair eserleri incelenerek, bu sanata ve eğitimine getirdiği yenilikler ve yaptığı katkılar ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. 2.2 Evren ve Örneklem Bu araştırmanın çalışma evrenini Mustafa Düzgünman ın hayatı ve çalışmaları, örneklemini ise araştırmaya alınan sanatçıya ait 45 adet ebru örneği oluşturmaktadır. 2.3 Verilerin Toplanması Araştırmada Bilkent Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu Kütüphaneleri ve Milli Kütüphane ye gidilerek literatür taraması yapılmış, konu ile ilgili kitap, dergi, makale, ansiklopedi ve elektronik posta kaynakları taranmıştır. YÖK te bulunan ebru sanatı ile ilgili tezler incelenmiştir.

25 10 Ayrıca Mustafa Düzgünman hakkında bilgi edinmek için oğlu A. Haydar Düzgünman ve kendisinden ebru eğitimi almış olan öğrencileri ile görüşülmüştür. Kimi zaman soru-cevap, kimi zaman sohbet niteliğinde olan görüşmelerde onların Mustafa Düzgünman hakkındaki görüş ve düşünceleri tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra ebru sanatına getirdiği yenilikler eserlerini incelemekle mümkün olacağından, sanatçının ulaşılabilen eserlerine araştırmada yer verilmiştir. Galata Mevlevihanesi nde Düzgünman Odası nda bulunan ebruları ve ebru yapımında kullandığı malzemeleri izin alınarak görülmüştür. Geleneksel usullerle ebru yapan bir atölyeye gidilerek ebru yapımında kullanılan malzemelerin hazırlanışı ve ebrunun yapım aşamaları izlenerek bilgi alınmış ve fotoğraflandırılmıştır. TRT 2 için çekilen ve Mustafa Düzgünman ı konu alan Sanatımızdan Portreler adlı belgesel filmden yararlanılmıştır. Mustafa Düzgünman ın sunulan eserleri, görüşmeler ve diğer kaynaklardan ortaya çıkan sonuçlar değerlendirilerek genel bir yargıya varılmış ve Klasik Türk ebru sanatına ve eğitimine yaptığı katkıları ortaya çıkarılmıştır. 2.4 Verilerin Analizi Sanatçıya ait ebruların renk, teknik ve malzeme döküm tabloları hazırlanarak sayısal değerleri belirlenmiştir. Bu sayısal değerlerin bilgisayar ortamında SPSS programı kullanılarak yüzdeleri hesaplanmıştır. Böylece kullanılan teknik, renk ve malzemelerin oranları belirlenmeye çalışılmıştır. Bu oranlar sonuç kısmında belirtilmiştir. Sanatçının oğlu ve öğrencileri ile yapılan görüşmelerden elde edilen veriler çözümlenerek yorumlanmıştır.

26 11 Kaynaklardan elde edilen veriler çözümlenerek yorumlanmıştır. Görüşmelerden elde edilen veriler ile kaynaklardan elde edilen veriler karşılaştırılarak yorumlanmıştır.

27 12 BÖLÜM III III. KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR 3.1 EBRU SANATI İLE İLGİLİ BİLGİLER Ebrunun Tanımı Kağıt süsleme sanatlarımızın en değerlilerinden biri olan ebru, kitre veya benzeri maddelerle yoğunluğu arttırılan su üzerine serpilen boyaların şekillenmesi ile oluşturulan desenlerin kağıda alınması ile oluşturulan bir sanattır. (Arıtan, 2002, s.328) Günümüzün değerli ebru sanatçılarından biri olan Timuçin Tanarslan ise ebrunun tanımını şöyle yapmıştır: Görmek isteyen bir gözle bakıldığında insana gökyüzünde ahenkli bir bulut kümesi, bir mermer kesitindeki hareli billurlar veya bir damar, bazen suya susamış toprağın yüzündeki çatlaklar manzumesi, bazen bir avuç kumda oluşuvermiş ahenkli bir desen, bazen rengarenk bir çiçek bahçesi etkilerini aktarabilen ve sanatkara sonsuz anlatım imkanları sağlayan, her devre uyan bir sanattır (Tanarslan, 1988, s.13). Ebru, doğadaki güzellikleri asıllarına sadık kalarak ve gönülden gelen bir renk coşkusu ile su üzerine işleyip oradan kağıda aktarma sanatıdır. (Tanarslan, 1988, s.13) Ebru sözcüğünün aslı Farsça dan gelmektedir. Renklerin kağıt üzerinde bulut kümeleri halindeki görünümünden dolayı Farsça bulut bulutumsu anlamındaki ebr adını almıştır. Bu sözcük zamanla değişikliğe uğrayarak ebri daha sonra ebru halini almıştır (Sungur, 1994, s.54).

28 13 Şemseddin Sami Bey Kamus-ı Türki adlı büyük lügatinde kaş manasına gelen ebru için ayrı bir madde açtıktan sonra Ebru: Aslı: Farsça Ebri=bulut renginde ve daha doğrusu, Çağatayca Ebre yani Roba(elbise) yüzü, kürk kabı). Hare gibi dalgalı ve damarlı( kumaş, kağıt v.s.), cüz ve defter kabı yapmak için kullanılan renkli kağıt olarak izah etmiştir (Derman, 1977, s.8). Şemsettin Sami Bey bu düşüncesi ile ebru kelimesinin geçen yüzyıl sonlarında ebre yi unutturacak derecede dilimize yerleştiğine ve kelimenin, aslında ebre olarak Çağatayca dan geldiğine işaret ederek bu sanatın Türkistan da Çağatay Devri ne (15.yy.) ait olduğu hususunu akıllara getirmiştir (Derman, 1977, s.8). Ebru kelimesinin asıl olarak Ab-ru dan geldiğini, bunun Farsça da isim tamlaması karşılığının yüz suyu, sıfat tamlaması karşılığının su yüzü demek olduğunu, çünkü bu sanatın su yüzünde icra edildiğini savunanlar da vardır. (Arıtan, 2002, s.329) Eski ebru risalesi olan Tertib-i Risale-i Ebri den de anlaşılacağı üzere ebrunun ab-ru dan değil ebri den geldiği görülmektedir. Necmettin Okyay ın da bu kelimeyi ebri şeklinde kullandığı söylenmiştir (Derman, 1977, s.8). Kağıt üzerinde mermerdekine benzer damarlar görüldüğü için, Avrupalılar ebru kağıdına mermer kağıdı papier marbre, marmor papier, marbled paper demişlerdir. Araplar ise varakü l-mücezza damarlı kağıt adını vermişlerdir. (Ersoy, 1989, s.25) Ebrunun Tarihi Gelişimi Kağıt süsleme sanatlarımızın en önemlilerinden biri olan ebrunun ilk kez ne zaman yapıldığına dair kesin bir bilgi yoktur. Şemseddin Sami Kamus-ı Türki adlı eserinde ebrunun kaynağını XV.yy Türkistan da Çağatay devri olarak göstermiştir. (Ersoy, 1989, s.25).

29 14 Türkistan da doğduğu belirtilen ebru, burada fazla bir gelişme göstermeden İpek yolu ile Anadolu ya ebri ismini alarak geçmiş ve burada en güzel örnekleri verilmiştir. Yazı, Kıt a, levha, minyatür kenarlarında ve ciltlerin ön ve arka kapak içlerinde çok kullanılmıştır (Ersoy, 1989, s.25). Türk ebrusunun tarihi gelişimi göz önüne alındığında 8. ve 9.yy. dan başlayarak yapıldığı da tahmin edilmektedir (Çoktan, 1992, s.6). Her ne kadar çok eski tarihli kitapların cilt kapaklarının içlerinde yan kağıdı olarak ebru kullanılmışsa da bunlar cildin, kitabın yazım tarihinden daha sonraki bir tarihte onarılması sırasında yapıştırılmış olabileceğinden, o kitapta kullanılan ebrunun yapım tarihi konusunda bir fikir veremez. Bir ebrunun yapım tarihinin kesin olarak söylenebilmesi için ancak ebru üzerine tarih atılarak yazı yazılmış olması delil olarak kabul edilmektedir (Elhan, 1998, s.1). Tarihlenebilen en eski ebrular, Topkapı Sarayı nda bulunan Arifi nin 1539 tarihli Guy-ı Çevgan adlı eserindeki ebrular, Heratlı Mir Ali nin İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi nde bulunan 1539 tarihli iki kıtasının bulunduğu ebrular, Uğur Derman koleksiyonunda bulunan Maliki Deylemi ye ait bir kıt anın yazıldığı 1554 tarihli ebrulardır (Arıtan, 2002, s.330). Fuzuli nin Hadikat-üs Süeda (Mutluluklar Bahçesi) adlı eserinin bir kopyasında kullanılmış olan ebrular da bunlardan biridir. İlk üç ebrunun yapanı bilinmemesine karşılık Hadikat-üs Süeda nın baş sayfasında Hadikat-üs Süeda yazıldıktan sonra kırmızı mürekkeple Ma Şebek Mehmet Ebrisi ibaresi eklenmiştir. Kitabın sayfaları arasında üç adet hafif ebru kullanılmış ve son sayfası da katib-ül harf Ahmet bin Hasan yeniçeri-i korucuyan-ı dergah-ı ali fi beldet (ül) Trablus Şam fi zeman defterdar Mehmet Efendi. Sene 1004 ibaresi bulunmaktadır. Baş sayfadaki Şebek Mehmet Ebrusu ile anlamındaki bu ibareden kitapta kullanılan ebruların, Tertib-i Risale-i Ebri de kendisinden Şebek diye bahsedilen ebrucu tarafından yapıldığı ve bu ebrucunun adının Mehmet Efendi

30 15 olduğu, son sayfasındaki ibareden de kitabın (1595) yılında yazıldığı anlaşılmaktadır (Yazan, 1986, s.42). Fotoğraf 1: Guy-ı çevgan Fotoğraf 2: Hadikat-üs süeda Fotoğraf 3: Maliki Deylemi Hattı Fotoğraf 4: Mecmüat ül acaib Kağıtçılık üzerine geniş bilgisi olan Mehmet Ali Kağıtçı nın İsviçre de çıkan Palette dergisine yazdığı makalede 1447 tarihli yazı bulunan ebrulu bir kağıdı Topkapı Sarayı nda gördüğünü bildirmiştir. Fakat numarası verilmediği için tespit edilememiştir (Barutçugil, 1999, s.24). Albut Haemmark, 1977 yılında yayınladığı Buntpapier adlı eserinde, ebrunun güzel bir Türk sanatı olduğunu, kağıda mermer gibi bir görünüm verdiği için mermer kağıdı (papier marble, marbled paper) olarak isimlendirdiklerini ve bu sanatı Batılıların bilmediğini yazmıştır (Ersoy, 1989, s.25) de Londra da F.R. Martin tarafından Türk-İran-Hint Minyatürü ve Panterler hakkında yazılan kitabın, 2. cildinde, 231 numaralı resim, ince taraklı ebru üzerine yapılmış at, inek gibi hayvan şekilleri görülmüştür. Açıklamasında ise: (Ebru

31 16 üzerindeki hayvan motifleri. Sene Türk ekolü.) ibaresi görülmüştür. Bu vesika ebrunun yaklaşık 4,5 yüzyıllık bir geçmişi olduğunu göstermektedir. (Birol, 1969, s.3) İranlılar, ebrunun kendilerinin eseri olduğunu iddia etmektedirler. XVI.yy. ın sonunda vefat eden Kadı Mir Ahmed Münşi-i Kumi, yazdığı Gülistan-ı Hüner adlı eserinde ebrunun, Şah Tasmasb ( ) devrinde Hint te yaşayan İranlı sanatkarlardan biri olan Mir Mehmet Tahir adında biri tarafından icat edildiğini ve sonra ebrunun tüccarlar tarafından İran a getirildiğini ve İran dan bu sanatı Mevlana Yahya Kazvini adlı birinin geliştirdiğini yazarsa da Türk araştırmacıların ortaya koydukları delillerden anlaşıldığına göre, ebrunun tarihi Gülistan-ı Hüner in verdiği tarihten daha gerilere gitmektedir (Göktaş, 1984, s.5). Ebru, yılları arasında en parlak dönemini yaşamıştır. Bunda en büyük etkenlerden biri, ebruyu Türkler aracılığı ile tanıyan ve ona Türk kağıdı, Türk mermer kağıdı adlarını veren Avrupalıların istekleri olmuştur. O dönemde Batı ya pek çok ebru örneği ve birçok krala da hatıra defteri gönderilmiştir. O yıllarda, ciltçiliğin ve süslemenin de rağbet görmesi ebrunun da gelişmesine destek olmuştur (Sungur, 1994, s.55). Bu dönemde Avrupalı ebru ile teorik ve uygulamalı olarak uğraşmaya başlamıştır. Ebru yapımı hakkında Avrupa da yayımlanan ve günümüze ulaşabilen yazılar, Doğu dan taşınan o zamanın ebru uygulamalarını bizlere aktardıkları için değerli olmuştur. George Sandys ve Sir Thomas Herbert gibi gezginler notlarında çok kısa olarak ebruya da yer vermişlerdir (Sönmez, 1988, s.28). Avrupa ya ebrulu kağıt Doğu dan intikal etmiştir. XV.yy.da İtalya ya giden Türk mücellitleri, kendi tarz cilt sanatlarını yaymışlardır. Bu arada kağıt ebrulamasını da öğreterek, ebruculuğu Avrupa da moda haline getirmişlerdir. (Binark, 1975, s.53)

32 17 Bu tarihlerden sonra matbaanın icadı, baskı kitapların ortaya çıkması, bu sanatların azalmasına neden olmuştur (Sungur, 1994, s.55). Cumhuriyet döneminde Sanayi-i Nefise Mektebi nde ders olarak okutulmaya başlanması, ebru sanatına tekrar önem kazandırmıştır (Sungur, 1994, s.55). Ebru, İslam sanatları arasında önemli bir yer tutmuştur. 16. ve 17.yy. arasında birçok tekkeler usta-çırak yöntemi ile öğrenci yetiştiren sanat atölyeleri haline gelmiştir (Barutçugil, 1999, s.27). Mükemmellik derecesindeki birçok eserin altında, derviş terbiyesinin verdiği alçak gönüllülükle imza bile atılmamıştır. Bu yüzden birçok sanat eserinin kime ait olduğu bilinmemektedir (Yazan, 1986, s.41). Günümüze kadar gelebilen Osmanlı tekkelerinden Özbekler Tekkesi ebru sanatı ve bu sanatın günümüze kadar ulaşması açısından önemlidir. Kurtuluş Savaşı sırasında Kuvay-i Milliye vazifesi gören tekke, içinde birçok sanatın ve zanaatın öğretildiği, uygulandığı bir okul görevi görmüştür. Bu dönemde tekke önemli bir ebru okulu haline gelmiş ve Necmettin Okyay, Sami Efendi ve Abdülkadir Efendi gibi büyük ustalar yetiştirmiştir (Barutçugil, 1999, s.28). Ebru sanatı öğretmekle, okumakla, yazmakla anlatılmayan, en önemlisi bizzat deneyime ve pratiğe dayalı olan, tüm klasik Osmanlı sanatlarında olduğu gibi ustaçırak yöntemi ile öğrenci yetiştiren bir sanat dalı olduğundan, gerçek değerde ebru yapabilmek, uzun yıllarını hatta ömrünü bu sanata adamış olan sanatkarlara nasip olmuştur (Yazan, 1986, s.42). İsimleri belirlenebilen başlıca ebru sanatçılarımızı göre şöyle sıralayabiliriz: Şebek Mehmet Efendi: Hakkında fazla bir bilgi bulunmamaktadır. Tertib-i Risale-i Ebri de kendisinden rahimehullah (Allah ona rahmet etsin) diye bahsedilmektedir. Buna

33 18 göre ölümünün bu risalenin yazım tarihi olan 1608 tarihinden önce olduğu, yine aynı risalede geçen Nüsha-i Şebek sözünden de ebru hakkında bilmediğimiz bir risale sahibi olduğu düşünülmektedir (Elhan, 1998, s.15). Hatip Mehmet Efendi: İstanbullu'dur. Ayasofya Camii hatibi olması nedeniyle hatip diye anılan Mehmet Efendi'nin doğum tarihi bilinmemektedir. Tuhfe-i Hattatin de kendisinden pir-i mübarek diye bahsedilmektedir. Nisan 1773 de vefat ettiğinde yaşının bir hayli ilerde olduğu düşünülmektedir. Eski Zühdi diye de bilinen Zühdi İsmail Ağa'dan sülüs-nesih yazılarını öğrenmiştir. Hatip ebrusunu ilk o yaptığı için onun adı ile anılmaktadır. O zamana kadar kitrenin kıvamından dolayı soluk olan ebruların renklerini kitresinin kıvamını artırarak canlılaştırmış olması sebebiyle ebruculuk tarihimiz açısından önemli bir şahsiyettir. Ebruları zamanında yapılan işlerde daima kullanılmış olup renklerinden ve üslubundan hemen tanınmaktadır. Hocapaşa'daki evinde çıkan yangında eserlerini kurtarmak isterken kendisi de ebrularıyla birlikte yanarak vefat etmiştir (Derman, 1977, s.31). Şeyh Sadık Efendi: Buhara'nın Vabakne şehrinde doğmuştur. Üsküdar Sultantepesi'ndeki Özbekler Dergahı şeyhliğinde bulunan Sadık Efendi'nin hayatı hakkında fazla bilgi bulunmamaktadır. Ebruculuğu Buhara'da iken öğrenmiş ve iki oğlu Edhem ve Salih Efendiler'e öğretmiştir. 11 Temmuz 1846 tarihinde vefat etmiştir (Çoktan, 1992, s.8). Hezarfen Ethem Efendi: Geçen asrın ebrucularından en çok bilineni Üsküdar Özbekler Dergahı Şeyhi İbrahim Ethem Efendi'dir. Türkiye'nin eski Washington Büyükelçisi merhum Münir Ertegün'ün ( ) de dedesi olan Ethem Efendi'nin fen ve sanat tarihimizde müstesna bir yeri vardır yılında Özbekler Tekkesi'nde doğmuştur. İlk tahsilini Hacce Hesna Hatun Mahalle Mektebi'nde bitirdikten sonra Dergah'ta babasından, amcasından ve Dergah'a gelen Buharalı alimlerden ders alarak yetişmiştir. Türk, Arap, Fars ve Çağatay dillerine şiir yazacak derecede iyi bilen Ethem Efendi, ileri yaşına rağmen Çarşambalı Arif Bey'den Ta'lik hattını öğrenerek icazet

34 19 almıştır. Doğramacılık, marangozluk, oymacılık, hakkaklık, mühürcülük, dökmecilik, tornacılık, demircilik, tesviyecilik, makinecilik, matbaacılık, dokumacılık ve mimarlık gibi fen ve sanatlarda kabiliyet ve özel çalışmaları sonucu ihtisas sahibi olmuştur da Mithat Paşa tarafından kurulan Sultanahmet Sanat Enstitüsü Müdürlüğü'ne getirilmiş ve memleketimizde kurşun boruyu ilk defa burada döktürmüştür. Ebruculuk, onun pek çok meziyetinden bir tanesidir. Bu yüzden Hezarfen (bin sanat sahibi) lakabıyla anılmaktadır. Eserlerinde imza olarak Kami mahlasını kullanmıştır. Bilhassa Hac zamanı gelen Özbek misafirlerle artan ziyaretçi sayısından dolayı tekkenin artan giderlerini karşılayabilmek için yaptığı sanat eserleri Bayezid'deki Kağıtçılar Çarşısı'nda pek beğenilerek aranır ve satın alınırmış. 8 Ocak 1904 tarihinde vefat etmiştir (Derman, 1977, s.32). Onun dönemi ebrunun hemen hemen yeniden başlaması anlamına gelmektedir. Özellikle yapılış usulünü ortaya çıkardığı ve sonradan bu sanatı ihya edecek olan, Necmeddin Okyay ve Abdülkadir Efendi gibi talebeler yetiştirdiği için, Ethem Efendi nin bu alandaki hizmeti sonsuzdur (Birol, 1969, s.4). Necmettin Okyay: 29 Ocak 1885 de İstanbul Üsküdar'da doğmuştur. Mürekkepçilik, aharcılık, okçuluk, gülcülük, eski tarz mücellitlik, hattatlık gibi pek çok hünerinin yanı sıra ebruculuğu da meslek edinen Hafız Necmeddin Okyay da, üstadı Ethem Efendi gibi Hezarfen lakabıyla anılmıştır. Ebruyu Ethem Efendi'den öğrenmiştir. Medresetü'l Hattati'nde ve Güzel Sanatlar Akademisi'nde tarz-ı kadim cilt ve ebru hocalığı yapmıştır. Ravza-i Terakki Rüşdiyesi'ndeki hüsn-i hat hocası Hasan Tal'at Bey'den Rik'a, divani ve celi divani icazetleri almıştır. Hacı Arif Efendi'den, sülüs-nesih yazıyı, Sami Efendi'den ta'lik ve celi ta'lik yazıyı öğrenmiştir. Ebruyu oğulları Sami ve Sacid Okyay ile yeğeni Mustafa Düzgünman'a öğretmiştir. (Derman, 1977, s.40) Kendisinden önce çok ilkel biçimde yapılan ve bugün tüm dünya ebrucularının gıpta ile seyrettikleri çiçekli ebruları icat ederek ebruculuk tarihimizde yeni bir tarz başlatmıştır. Kalıbını kesip Arap zamkı ile yapıştırmak ve ebruladıktan

35 20 sonra kalıbı sökmek suretiyle yaptığı yazılı ebrular ise ebruculuk tarihi açısından bir ilktir. Kalıptan taşan zamkın bulunduğu yerlerin de boya almadığını görerek mürekkep yerine doğrudan zamk kullanarak yazmak suretiyle yaptığı ebrular arasında Lafza-i Celal en meşhurudur. 5 Ocak 1976'da vefat etmiştir. (Derman, 1977, s.40) Necmettin Efendi nin ebrularının boyaları çıkmamıştır. Bunun sebebi ebru yapımında Ali Kurna denilen iyi cins kağıt kullanması ve ebru kuruduktan sonra üzerini iyice mührelemesidir (Birol, 1969, s.4). Bekir Efendi: Hayatı hakkında fazla bir bilgi bulunmamaktadır. Bayezid'de Kağıtçılar Çarşısı'nda yapıp sattığı battal ebrularıyla tanınan Bekir Efendi, aynı zamanda eski tarz is mürekkebi imalcilerindendir. Devrinde resmi dairelerde kullanılan defterlerin üzerine geçirilen ve ali kurna tabir edilen sağlam Avrupa kağıdı ile yapılmış olan ebrular Bekir Efendi tarafından yapılmıştır (Derman, 1977, s.48). Zamanla siyah cilt bezi kullanılması ile alikurnadan vazgeçilmiştir. (Cansever, 1996, s.56) Sami Okyay: Necmeddin Okyay'ın ortanca oğludur yılında Üsküdar'da doğmuştur. Ebruculuğu babasından öğrenmiş ve kısacık ömründe çığır açacak eserler vermiştir. Aynı zamanda ince bir tezhip, hak (oyma), lake ve şemse tarzı cilt sanatçısı idi. Şark tezyini sanatları okulunda hocalık yapmıştır (Elhan, 1998, s.17). Sacid Okyay: Necmeddin Okyay'ın küçük oğludur de Üsküdar'da doğmuştur yılından emekliye ayrıldığı 1973 yılına kadar Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde eski tarz cilt ve ebru hocalığı yapmıştır. 19 Nisan 1999'da vefat etmiştir. (Çoktan, 1992, s.9)

36 Ebru Yapımında Kullanılan Malzemeler Ebruda sanatçının esas kullandığı malzemeler, kitreli su ve çeşitli boyalardır. Ressamın tual üzerinde yaptığını ebru sanatçısı su yüzünde yapmak zorundadır. Ebru yapmak isteyen, eskiden olduğu gibi bugünde teknesini, boyasını ve diğer malzemelerini baştan sona kendisi hazırlamalıdır (Altun, 1981, s.27). Fotoğraf 5: Ebru Yapımında Kullanılan Malzemeler Boyalar: Geleneksel Türk ebrusunda yalnızca suda erimeyen, asit ve kazein içermeyen ve ışıktan etkilenmeyen doğal boyalar kullanılmaktadır. Boyalar yaklaşık 50x50 cm boyutlarında düz bir mermer üzerinde, destiseng (el taşı) ile ezilmek suretiyle hazırlanır. Destiseng, üzerinde boya ezilen mermerle aynı cins mermerden olup, aşağı yukarı 15cm. uzunluğunda, boyayı ezen yüzü 6-7cm. çapında bir yarım daire ve üstünde de kullananın tutması için tutamak bulunan bir taştır. Yaklaşık bir avuç dolusu boya, mermerin ortasına yerleştirilir ve onun da ortası çukurlaştırılarak buraya su konur ve karıştırmak suretiyle boya çamur hale getirilir. Destiseng, çamur haldeki boyanın üzerinde 8 çizer gibi dolaştırılarak boya ezilir. Dağılan boyalar bir spatula yardımıyla tekrar ortaya toplanır. Boyanın ezilip ezilmediği ancak teknede anlaşılır. Bir müddet tecrübeden sonra ebrucu, hangi boyayı ne kadar ezeceğini öğrenir. Yeteri

37 22 kadar sulandırıldığında ve doğru öd ayarı yapıldığında kumlanmadan açılan ve kağıda akmadan tespit olabilen boya yeterince ezilmiş demektir ( Geleneksel Türk ebrusunda kullanılan ana renkler şunlardır: Tablo 1 :Geleneksel Türk ebrusunda kullanılan ana renkler Çamlıca toprağı Beyaz Siyah Sarı Aşı Boyası Kahverengi Kırmızı Lahor Çividi Çamaşır Çividi Çamlıca toprağı, Lahor Çividi ve Çamaşır Çividi dışında sözü edilen boyalar nalburlardan, Lahor Çividi ve Çamaşır Çividi ise aktarlardan temin edilmektedir. Bu renkler kullanılarak elde edilen ara renkler ise şunlardır: Tablo 2:Geleneksel Türk ebrusunda kullanılan ara renkler Aşı Boyası Lahor Çividi Koyu Kahverengi Sarı Lahor Çividi Yeşil Çamaşır Çividi + Kırmızı = Mor Beyaz Siyah Gri Beyaz Lahor Çividi Açık Mavi Yukarıda sıralanan renkler, istenilen oranda birbirleriyle karıştırılarak her tür renk elde edilebilir. Çamlıca Toprağı: İstanbul'un Çamlıca Tepesi'nde bulunan kırmızı renkli topraktır. Bir elek ile taşlarından ayıklanarak toplanır. Ezildiğinde tütün rengine yakın bir renk verir. İsten elde edilen ve bundan dolayı çok hafif olan siyah boyaya

38 23 katılır. Islah etmek üzere akan boyalara ilave edildiği gibi serpmeli ebruların serpme boyası olarak ya da yalnız başına kullanılır. ( Beyaz: Üstübeç. Yağsız olanı beyaz boya yapmak için, yağlı olanı (litopon üstübeci) ise neftli boya hazırlamada kullanılır ( Siyah: İsten yapılır. Çok hafif olduğu için tek başına kullanılmaz. Çamlıca toprağı ile karıştırılır ( Sarı: Oksit sarı ( Aşı boyası: Oksit kırmızı. İnorganik bir pigmenttir. ( Kahverengi: Oksit kahverengi. Çeşitli tonları vardır. İnorganik bir pigmenttir. Kırmızı: Suyla karışabilen pigment kırmızı. Organik bir pigmenttir. İnorganik olanı içerdiği kadmiyumdan ötürü son derece zehirlidir. ( Lahor Çividi: Bebeklerin ağzında oluşan aft hastalığının tedavisi için kullanılan ilacın hammaddesidir. Gevrek, taş gibidir. Bitkisel ve çok güçlü bir boyadır. Dövülerek toz haline getirilir ( Çamaşır Çividi: Beyaz çamaşırlar için ağartıcı olarak kullanılan mavi bir tozdur ( Boyalara eklenecek su ve ödün ayarı da şu şekilde yapılır: Kitrenin kıvamının ayarı kontrol edilir. Boya ayarına ödü en az boyanın ayarıyla başlanır. Süt kıvamında sulandırılan boyanın içerisine, fırça kavanozun kenarına sıyrılıp tekneye serpildiğinde ebrucunun ustasından gördüğü miktar ölçüsünde açılana kadar öd ilave

39 24 edilir. Ödü fazla olan boyaların ayarları da ödü az olan boyaların üzerine serpmek suretiyle yapılır. Çiçek ve hatip ebrusu yapımında kullanılacak olan boyaların ayarları ise zemin ebrusunun üzerine damlatmak suretiyle yapılır. ( Toprak boyaların Türk ebrusuna verdiği en önemli özellik havdır. Avrupa ebruları kimyasal boyalar nedeni ile ofset özelliği gösterirken, Türk ebruları toprak boya nedeni ile hav özelliği taşır (Tanarslan, 1994, s.58). Kitre Fotoğraf 6: Kitre Ebru sanatının en önemli maddelerinden biridir. Boya serpilecek suya kıvam ve yapışkanlık vermek için kullanılır. Boyaların su üstünde kalmasını sağlayan bitkisel bir malzemedir. Beyaz, taze ve topraksız(fiyor) olanı tercih edilir. Kitre Anadolu da yetişen geven türü dikenli bitkilerin havayla temas ettiğinde kemikleşen salgısıdır. Her bölgenin kitresi suya farklı bir kıvam verdiği için ne kadar suya ne kadar kitre konulacağı hakkında kesin rakamlar verilemez. Her ebrucu sonbaharda ebru yapmaya başlayacağı zaman bir sene yetecek kadar kitre alır ve birkaç tekne açtıktan sonra teknesinin alacağı su miktarına ne kadar kitre koyacağının ölçüsünü bulur. Bu ölçü, içinde kurşunkalem kalınlığında bir çubuk yürütülerek kitre üzerinde bıraktığı izle bulunur. Doğru ayarda, kitre içinde çekilen çubuk dışarı alınınca kitre üzerinde bıraktığı iz olduğu yerde kalmalı, ne çekiş istikametinde ileri ne de lastik gibi geri gitmemelidir. İlk denemede ortalama 7 litre suya gr. kitre konularak birkaç gece şişmesi beklenir. Zaman zaman karıştırılarak kitrenin erimesi hızlandırılır. 3-4 gün sonra sık dokulu bir torbadan geçirilerek içindeki erimemiş kitre parçacıkları, çöp ve diğer yabancı maddelerden arındırılır ve tekneye boşaltılır.

40 25 Kıvamı kontrol edilir ve doğru kıvama gelene kadar su bardağı ile su ilave edilip iyice karıştırılır. İlave edilen su miktarı ölçüsünce bir sonraki tekne için ıslatılan kitre miktarı azaltılır ya da su miktarı artırılır ( Kitre yerine hilbe (boy tohumu), sahlep, ayva çekirdeği, deniz kadayıfı ve keten tohumu da kullanılabilir (Çoktan, 1992, s.16). Kitrenin diğer bir adı da kesiradır. Plaka ve şeritler halinde bulunur. Ebru yapımında plaka kitreler daha iyi sonuç vermektedir (Göktaş,1987, s.23). Kitre kuru havadan olumsuz etkilendiği için suyu uçarak katılaşır. Bu nedenle ortamın nemli olması gerekir (Tanarslan, 1994, s.58). Sığır Ödü Fotoğraf 7: Sığır Ödü Kitre üzerine serpilen boyaların batmadan yüzebilmeleri için boyalara bir damlalık yardımıyla safra asitleri içeren sığır ödü katılır. Bozulmasını önlemek için öd suyu önceden kaynatılarak saklanmalıdır. Sığır ödü yerine aynı amaçla koyun ödü, kalkan balığı ödü, pitrik asit ve tütün yaprağı suyu ya da haraza suyu da kullanılmaktadır. Öd suyundaki safra asitleri zamanla boyayı parçalamaya devam ederek kağıt üzerinde tamamen pürüzsüz, kadife yumuşaklığı görünümü sağlar. Yağ kullanılması ebruyu bozar; öd yerine sentetik olarak hazırlanan karışımlar aynı güzelliği vermemektedir (Ay, 1994, s.57)..

41 26 Kalkan balığı ödü kumlu ebru yapımında daha iyi sonuç vermiştir. (Derman, 1977, s.11) Kağıt Boyayı iyi emen, dayanıklı, aharsız ham kağıtlara yapılan ebrular daha güzeldir. Eskiden alikurna denilen kağıt tercih edilmiştir (Yazır, 1982, s.162). Türk ebruculuk geleneğinde kağıt terbiye edilmez ve tekneden sıyrılarak çıkarılır (Cansever, 1996, s.164). Kağıtlar mat olmalıdır. Parlak kağıtlar emme özelliği az olduğu için tercih edilmemektedir. Kağıtlar daha önceden tekne boyutunda hazırlanmalıdır. (Göktaş, 1987, s.22) Boyanın kağıda daha iyi tutunmasını sağlamak için kağıt önceden %10 luk dialüminyum trisülfat çözeltisi ile ıslatılmalıdır (Ay, 1994, s.57). Tekne Fotoğraf 8: Ebru Teknesi Tekne, içinde ebru yapılan kaptır. Çam, çinko ya da galvanizden olmalıdır. Ahşap kullanılırsa su kaçırmaması için ziftle yapıştırılmalıdır. Dikdörtgen teknenin derinliği 6cm. boyu ise kullanılacak kağıdın tabaka boyuna göre saptanmalıdır (Cansever, 1996, s.150).

42 27 Teknede ideal ölçü 35 x 50cm. dir. Tekne kağıt suya yatırıldığı zaman genişleyeceği için kağıt boyutundan bir miktar daha büyük olmalıdır. (Çoktan, 1992, s.13) Uzun kenarlarından ebrucuya yakın olanına, ebruyu tekneden sıyırırken kağıdı çizmemesi için 2-3mm kalınlığında bir mil kaynattırılmalıdır. Çinko ve galvaniz dışında diğer malzemelerden yapılan teknelerin bir kısmı boyaların yayılmasını engellemektedir (Tanarslan, 1988, s.13). Mustafa Düzgünman'ın ebru yapımında kullandığı malzemeleri ve bazı ebruları Galata Mevlevihanesi'ndeki DÜZGÜNMAN odasında sergilenmektedir. Fırça Fotoğraf 9: Ebru Fırçası Boyaları tekneye serpmeye yarayan alettir. Türk ebrucusu fırçasını kendi sarar. Ebru fırçası atın kuyruk kıllarının bir dala sarılması ile yapılır. Kılların bağlanmasında oltaya iğne bağlarken kullanılan düğümsüz bağlama kullanılır. Fırça kavanozda dura dura kıvrılır ve bu kıvrık şekil, fırçanın sarım şeklinden dolayı ortasında oluşan boşlukla beraber Türk Battal deseninin ortaya çıkmasına sebep olur. Bu nedenle yağlıboya ya da suluboya fırçaları Türk ebrusunda kullanılmaz. Fırça sararken kılların daha iyi tespit olması için herhangi bir yapıştırıcı kullanılmaz, çünkü fırça kavanozda boyayla birlikte bırakılır. Eğer tutkal kullanılırsa içindeki kimyasallar boyaya karışır (

43 28 Ebru fırçası 25-30cm. uzunluğunda ve serçe parmak kalınlığında olmalıdır (Kuşoğlu, 1994, s.120). Küflenmeye dayanıklı olması ve esnekliğinden dolayı gül dalı; daha kalın telli olduğu için yaşlı at kuyruğu kılı alınıp naylon veya misina ile sarılan fırçalar daha uygundur (Ay, 1994, s.57). Neft Terebentin adı verilen bir cins yağ vasıtası ile ebru üzerinde benek şeklinde boşluklar açmaya yarayan maddedir (Göktaş,1987, s.27). Eskiden Eğriboz adasından gelen çam nefti kullanılmasına rağmen artık bulunmamaktadır. Neftli ebru yapımında ancak tabii olanı kullanılır. Neft, ayrı bir kaba ayrılan boyaya damla damla istenen sonuç alınıncaya kadar denenerek ilave edilir. Neftli boyaya batırılan fırça iyice temizlenmeden normal boya kavanozuna sokulmamalıdır ( Taraklar Fotoğraf 10: Taraklar Ebru yapımında boyalara desen vermek için tarak şeklinde bir alettir. Çeşitli boy ve şekillerde olup ebrucu tarafından da yapılabilir. İnce uzun çıta üzerine eşit aralıklarla paslanmaz çelik tellerin tarak dişleri gibi dizilmesi ile elde edilir. Tellerin inceliği de isteğe bağlıdır (Elhan, 1998, s.5).

44 29 Bizler Fotoğraf 11: Biz Takımı Tekneye boya damlatmak, yüzeyindeki boyaya şekil vermek ya da kitreyi karıştırmak için muhtelif kalınlıklarda olan aletlere biz denilir. Bunların arasında, aynı cins telden tanesinin bir araya sarılmasıyla oluşturulan tel ise sümbül yapımında kullanılır. Bizler, farklı kalınlıklarda tellerden ya da çivilerden imal edilirler ve mutlaka paslanmaz malzemeden yapılmalıdırlar. ( Su Ebru yapımında kullanılan suyun özel içme suyu olması, kireç derecesi düşük ve bekletilip süzülmüş olması gerekmektedir. Kaynatılmış ve bekletilmiş su da kullanılabilir. Eskiden yağmur suyu kullanılmıştır. Suya, kireç düşüren calgon katılmak sureti ile elde edilen kireci düşük su da kullanılabilir. (Barutçugil, 1999, s.39) Desteseng Taşı Fotoğraf 12: Desteseng Taşı

45 30 Ebruda kullanılacak olan boyaları ezmeye yarayan taştır. Bu taş genellikle mermerden yapılır. Bunu yanında çakmaktaşından veya camdan da yapılabilir. Destizenk ve el taşı olarak da bilinir (Elhan, 1997, s.48). Çıta Fotoğraf 13: Ebru Kurutma Çıtası Ebru teknesinden ıslak olarak çıkan ebruların kuruması için bırakıldıkları tahta pervazlara verilen addır. Bu çıtalar üç, üç buçuk cm eninde iki metre boyundadır. Beş çıta, aralarında beşer cm boşluklarla yan yana konulur. Ebrular bunların üzerine serilir. Birinci sıra dolduğunda, ikisi kenarlara, biri ortaya üç takoz aralığı sağlamak için yerleştirildikten sonra yine üst üste dizilmeye devam edilir (Göktaş, 1987, s.13). Kürek Fotoğraf 14: Kürek Mermer üzerinde ezilen boyaları toplayıp ana kaplara koymaya yarayan alettir (Elhan, 1998, s.5).

46 31 Kap Fotoğraf 15: Boya Kabı Ebru yapımında boyaları koymaya mahsus muhafazalara verilen addır. Boya kabının cam olması önemlidir. Metal ve plastik kaplar ödün ve boyanın çözündürme ihtimaline karşın, boyayı ve ebruyu bozmaması için kullanılmaz. (Göktaş, 1987, s.22) Ebrunun Yapılışı Ebru yapmak, fizik ve kimya bilimi yöntemleriyle açıklanabilen bir işlemdir ve fiziksel bir takım parametrelerin etkisindedir. Bunların en önemlileri havanın sıcaklığı ve nemidir. Teknik olarak her ne kadar her mevsimde ebru yapılabilse de gerçek anlamda kaliteli ve ebrucuyu tatmin edecek ebrular ancak derece sıcaklık ve % 60 bağıl nemin altında yapılabilir (Arıtan, 2002, s.331). Uygun ortam sağlandıktan sonra ebru yapımına geçilir. Daha önce hazırlanmış olan kitre yavaşça tekneye boşaltılır. Kitrenin koyuluğu sahlep kıvamına gelinceye kadar su ilave edilerek istenilen kıvama getirilir. Kitre boşaltılırken veya su ilavesi yapılırken köpükler ve hava kabarcıkları oluşabilir. Bu durumda tekne boyutunda kesilen kağıtlar 5-10 kez kitre üzerine bırakılır ve alınır. Kenarda toplanan köpük ve hava kabarcıkları elle köşeye sıkıştırılıp dışarı alınır. Kitrenin elektriklenmesini önlemek için kağıt kitre üzerine atılır ve alınır. Tekne içine boşaltılan kitrenin kaymak tutmaması için üzeri bir kağıtla kapatılır ve bir iki gün dinlenmeye bırakılır. Böylece kitre oda sıcaklığına uyum sağlar (Elhan, 1998, s.6).

47 32 Kitre dinlendikten sonra tekne etrafında boyaların öd ayarı yapılmalıdır. Önceden ezilmiş boyalardan az miktarda, fincan gibi küçük kaplara alınıp, su yüzünde fazla yayılması isteniyorsa fazla öd, istenmiyorsa az öd ilave edilir. Daha sonra bu boyaların kitre üzerinde ayarı yapılır. Kullanılacak renk sıralamasına göre en alttaki rengin ödü en az olmalı ve üzerine atılacak her renge biraz daha öd ilave edilmelidir (Arıtan, 2002, s.332). Kullanılacak boya atılmadan önce her defasında içindeki fırça ile iyice karıştırılır ve fırçadaki boyanın fazlasını iki parmakla hafifçe sıkarak veya fırçayı kavanozun kenarına sıyırarak alınır. Fırçayı diğer elin işaret parmağının iç kısmına vurarak boya kitreli suya serpilir. Serpme işi 15-20cm. mesafeden ve tekneye hemen hemen paralel soldan başlayarak sağa doğru yapılır (Arıtan, 2002, s.332). Serpme esnasında el hareketinin ritmik olmasına ve boyanın su yüzünde homojen olarak dağılmasına dikkat edilmelidir. Klasik ebruda renk versiyonu, genellikle koyu renkten açığa doğru sıralanmaktadır (Arıtan, 2002, s.332). Suya serpilen boyalar, içindeki ödün derecesine göre kitreli suyun üstünde yayılmaya başlar ve renkler birbirinin arasına girer. Ödün bir vazifesi de, boyaların birbirine karışmadan, ayrı ayrı renklerini koruyabilmelerini sağlamaktır. Ebru yapan kişi, teknede oluşan şekillere bir noktadan sonra uymak zorundadır. Bunda kitreli suyun yoğunluğu, kirlilik derecesi, boyaların öd ile karışma derecesi, havanın sıcaklığı ve nemi önemli rol oynamaktadır (Derman, 1994, s.56). Bütün ebru çeşitleri aynı teknede yapılır. Çiçekli ebru dışındaki ebruların kitrenin kıvamına bağımlılığı fazla olmamasına rağmen çiçekli ebru yapabilmek için kitrenin kıvamının buna göre ve kitrenin kıvam ayarı bahsinde açıklandığı gibi yapılması doğrudur. Çiçekli ebru yapılan teknede hafif ebru dahil bütün ebru çeşitleri yapılabilir. Kumlu ebru dışında bütün ebrulara, boyalar tekneye bir fırça yardımıyla serpilerek başlanır (

48 33 Ebru yapımında önce battal denilen ebru çeşidi ile başlanır. Çünkü battal ebru, ebru sanatının temel formudur. Battal ebruya hakimiyet geliştikçe diğer usullere geçmek mümkündür. Ebrunun koyu ya da açık renk olması kitrenin kıvamına bağlıdır. Koyu renk ebru isteniyorsa koyu kitre, açık renk ebru isteniyorsa sulu kitre tercih edilir. (Derman, 1977, s.12). Ebrunun tamamlandığı an, kağıt teknenin sağ veya sol yanından itibaren son derece dikkatli bir şekilde tekneye yatırılır. Eğer hava kabarcığı kalmışsa bunlar iğne ucu ile delinerek giderilir. Kağıt hafifçe sıvazlanır ve ebrucu teknenin geniş kenarının kendine bakan tarafından sağ ve sol uçlarından tutarak tekne kenarından itibaren kağıdı sıyırarak kaldırır ve kağıda yapışan fazla kitreyi akıtır. Ebru rafa serilerek kurumaya bırakılır. İyice kuruduktan sonra mührelenir (Elhan, 1998, S.7). Desenlerin kağıda geçmesi 10-15sn. yeterlidir (Cansever, 1996, S.56). Kurutma işlemi uzun çıtalar üzerinde ve gölge bir yerde yapılmalıdır (Ersoy, 1989, S.26). Ebru alındıktan sonra yeni bir çalışmanın yapılması için önceki ebrudan kitre yüzeyinde ve tekne kenarında kalan artık boyaların temizlenmelidir. Bu nedenle tekneye yatırılan bir kağıt ebru alır gibi kaldırılır. Ebrunun yapılmadığı veya küçük boşluklarda kitreli suyun yüzeyi bir kağıtla örtülmelidir.

49 34 Ebrunun yapım aşamalarının resimlerle gösterilmesi: Şekil 16: Fotoğraf 16: Suda bekletilmiş kitre Fotoğraf 17: Kitrenin süzülmesi Fotğraf 18: Kitrenin tekneye süzülmesi Fotoğraf 19: Kitrenin kaymak tutmaması ve kirlenmemesi için üzerine gazete örtülmesi Fotoğraf 20: Boyanın hazırlanması Fotoğraf 21: Boyanın su üzerindeki açılımının kontrol edilmesi

50 35 Fotoğraf 22: Boyanın atılması Fotoğraf 23: Gelgit ebru yapımı Fotoğraf 24: Şal ebru yapımı Fotoğraf 25: Taraklı şal ebru yapımı Fotoğraf 26: Taraklı gelgit ebru yapımı Fotoğraf 27: Taraklı gelgit ebru

51 36 Fotoğraf 28: Kağıdın tekneye yatırılması Fotoğraf 29: Kağıdın sıyrılması Fotoğraf 30: Tekneden çıkan ebru Fotoğraf 31: Ebrunun çıtaya serilmesi Fotoğraf 32: Tekneye gazete örtülmesi Fotoğraf 33: Gazetenin sıyrılarak artık boyaların alınması

52 Ebru Çeşitleri Battal Ebru Fotoğraf 34: Battal Ebru (A.Babaoğlu) Boyaların sadece fırça yardımıyla kitre üzerine serpilmesiyle oluşturulan ve iğne ya da tarak gibi herhangi bir şeyle müdahale edilmeden yapılan mermer desenli ebru çeşididir. Yapılan işlem bakımından en basit ebru olmasına rağmen sonuç itibarıyla yapımı en zor ebrudur. Kumlu ebru dışında bütün ebruların yapımında ilk işlem battal ebrudur. Ebrucunun bütün ustalığı yaptığı battal ebrulardan belli olur, çünkü ard arda atılan boyaların öd ayarları doğru yapılmazsa ya kitre yüzeyinde boyalar arasında kalan renksiz damarlar mermer damarından daha büyük olur ki buna ebrucu dilinde falso denir ya da boyalar sıyrılırken akar ve birbirine karışır. Batılı ebrucular, boyaların böyle akmasından kurtulmak ve işi kolaylaştırmak için kağıdı ebrulamadan önce şapla terbiye ederek boyaların akmasını engellemeye çalışırlar ( Somaki Ebru Fotoğraf 35: Somaki Ebru (A.Babaoğlu) Battal ebrunun en son atılan rengi fırça kavanozun içine sıkıldıktan sonra serpilerek yapılır. Sık damarlı Somaki mermerine benzeyen bir ebrudur. (Göktaş, 1987, S.27)

53 38 Neftli Battal Ebru Fotoğraf 36: Neftli Battal Ebru (A.Babaoğlu) Battal ebrunun en son atılan rengi neftli bir boyadan seçilerek yapılır. (Derman, 1994, S.56) Serpmeli Battal Ebru Fotoğraf 37: Serpmeli Battal Ebru (A. Babaoğlu) Battal ebru yapıldıktan sonra Çamlıca toprağı veya benzer bir açık renkli boyanın, fırça kavanoza iyice sıkıldıktan sonra serpilmesiyle yapılır. Bu boyaların ödü az olduğu için ebru üzerinde nokta nokta kalırlar (Derman, 1994, S.56). Gel Git Ebru Fotoğraf 38: Gel Git Ebru (A.Babaoğlu) Battal ebru yapıldıktan sonra kalınca bir bizle teknenin önce bir kenarına sonra diğer kenarına paralel bir ileri bir geri karıştırılarak yapılır. (Kuşoğlu, 1985, S.11).

54 39 Üzerine battalda olduğu gibi serpme de yapılabilir. Taramalı ebru olarak da bilinir (Göktaş, 1987, S.20). Şal Ebrusu Fotoğraf 39: Şal Ebrusu (S.Özçimi) Anadolu da kullanılan bele bağlanan şal desenlerini andırdığı için bu adı aldığı söylenmektedir. Gelgit ebrusu yapıldıktan sonra kalın bir biz kullanılarak sağdan sola açılmak suretiyle yapılır (Göktaş, 1987, S.27). Üzerine serpme de yapılabilir. Taraklı Ebru Fotoğraf 40: Taraklı Ebru (A.Babaoğlu) Gelgit ebrusu yapıldıktan sonra taraklardan birisinin son yapılan gelgitin yönüne dik yönde teknenin bir kenarından tarağın dişleri kitreye temas edecek kadar sokulup diğer kenarına doğru çekilmesiyle yapılır. İstenirse ince bir bizle taraktan sonra şal ebrusunda yapıldığı gibi boya serbest olarak da karıştırılabilir. (Çoktan, 1992, S.329). Bu tarz, daha çok Avrupa da benimsenmiştir. Burada çok ince tarakla yapılmış ebrulara rastlanmaktadır (Göktaş, 1987, S.28).

55 40 Zemin Ebrusu Aynı boyadan az ödlü, çok ödlü ve neftli olarak üç kavanoz boya hazırlanır. Bunlar kullanılarak battal ebru yapılır. Neftli boya yerine Çamlıca toprağı gibi açık renkli bir başka boya da serpilebilir ( Hatip ve çiçekli ebruların altındaki açık renk fondur (Göktaş, 1987, s.31). Hatip Ebrusu Fotoğraf 41: H.Menekşe (M.Düzgünman) Fotoğraf 42: H.Yıldızlı (S. Mandıracı) Fotoğraf 43: H.Mütenevvia (M.Düzgünman) Fotoğraf 44: H.Çarkıfelek (M.Düzgünman) Fotoğraf 45: H.Taraklı Yürek (M.Düzgünman) Fotoğraf 46: H.Yürekli (M. Düzgünman) XVIII. yy.da Ayasofya Camii Hatibi Mehmet Efendi tarafından ilk kez yapıldığı için onun adı ile anılmaktadır (Kuşoğlu, 1985, s.10).

56 41 Yapımı: Önce hafif bir renkle zemin ebrusu yapılır. Zemin ebrusunun üzerine, 35x50 cm boyutlarında bir tekne için teknenin uzun kenarı boyunca beş, kısa kenarı boyunca da dört sıra olacak şekilde eşit aralıklarla öd ayarı hatip ebrusuna göre yapılmış bir renk damlatılır. Kitrenin üzerinde dört sıra halinde ve her sırada beş olmak üzere hazırlanan renklerin ortalarına ikinci ve daha sonra üçüncü ve istenirse daha fazla sayıda renk damlatılarak iç içe halkalar elde edilir. Bu halkalara bir iğne yardımıyla şekil verilerek yürek, taraklı yürek, çark-ı felek, yıldız, mütenevvia ve menekşe gibi hatip desenleri yapılmaktadır. Hatip ebruları, levha kenarlarında her bir sırası yazının bir kenarına gelecek şekilde dış pervaz, koltuklu levhalarda koltuk boşluklarında koltuk ebrusu ve yan kağıdı olarak kullanılır. ( Hatib-i mütenevviada kağıt üzerinde bütün ebru çeşitleri bulunur. Diğer hatip ebrularında olduğu gibi bazen düzgün aralıklarla, bazen de kağıdın yanlamasına olarak gelişi güzel yerleştirilmesi ile yapılır. Mustafa Düzgünman ın yaptığı bazı mütenevvia çeşitlerinin aralarında çiçekler de bulunur (Göktaş, 1987, s.21). Çiçekli Ebru (Necmettin Ebrusu) Fotoğraf 47: Çiçekli Ebru (A.Babaoğlu) Zemin ebrusu yapıldıktan sonra önce hazırlanan yeşil boyadan damlatılarak oluşturulan yuvarlaklara, uygun kalınlıkta bir biz kullanılarak sap şekli verilir. Daha sonra sapların uçlarına yapılacak çiçeğe uygun renk damlatılarak yine uygun kalınlıkta iğne ve bizlerle bunlara çiçek şekli verilir. Yan kağıdı olarak kullanılacak çiçekli ebrulara, cilt kapağı kaldırıldığında birisi kapak üzerinde birisi de karşısında kullanılmak üzere birbirinin aynısı iki çiçek yapılır. Sümbül çiçeğini yapmak için biraz değişik metot uygulanır. Sümbül çiçeği için özel hazırlanmış, birçok uçları olan bir tel kullanılır. Bu tel istenilen renge batırılarak tekneye

57 42 yaklaştırılır. Boyalar, misket büyüklüğünde taneler halinde genişler. Daha sonra bu taneler tel veya atkuyruğu kılı vasıtası ile sümbül çiçeğinin kıvrımları haline getirilir. Necmettin Okyay tarafından 1918 yılından itibaren esaslı olarak yapılmaya başlanmıştır. Lale, karanfil, menekşe, kasımpatı, papatya, sümbül, gül ve gelincik çiçekli ebru çeşitleridir. Papatya hariç hepsi Necmettin Okyay tarafından bulunmuştur. Onun yeğeni olan Mustafa Düzgünman, bu çiçeklere papatyayı ilave etmiş ve diğer çiçek türlerini de ıslah ederek daha tabii bir hüviyet kazandırmıştır (Göktaş, 1987, s.13). Koltuk Ebrusu Fotoğraf 48: Koltuk Ebrusu (A.Babaoğlu) Hüsn-ü hat levhaların koltuk tabir edilen boşluklarında kullanılmak üzere küçük çiçekli ebrulardan yapılır (Arıtan, 2002, s.336). Kağıt üzerinde aynı tür ve renkten çiçek olabileceği gibi farklı renk ve türden de olabilir (Göktaş, 1987, s.24). Kumlu Ebru Şekil 27: Kumlu Ebr Fotoğraf 49: Kumlu Ebru (A.Babaoğlu) Ebru teknesinin sonuna doğru, suyu ve ödü az olan Lahor çividinin (başka boyalar da kullanılabilir), bir damlalık yardımıyla teknenin ortasına ya da bir kenarından ama hep aynı noktaya ya da noktalara damlatılması suretiyle teknenin

58 43 yüzeyi doldurularak yapılır. Boya çatlar ve kumlu bir hal alır. Kumlu ebru tekneden alınırken çok dikkat edilir çünkü çatlamalar elde edebilmek için fazla boya damlatıldığından ve boyanın ödü zaten az olduğundan boya akabilir. (Barutçugil, 1999, s.70) Kağıt tekneye sürtünmeden alınır (Çoktan, 1992, s.33). Kumlu ebru yapımında Sacid Okyay ın buluşu ile sığır ödü yerine kalkanbalığı ödü kullanmak daha iyi sonuç vermiştir (Derman, 1977, s.15). Kılçıklı Ebru Fotoğraf 50: Kılçıklı Ebru (T. Taslacıoğlu) Kumlu ebrunun yapımı esnasında meydana gelen noktaların irileşerek V harfini adlandırır şekiller almasıyla oluşur (Cansever, 1996, s.152). Bülbül Yuvası Ebru Fotoğraf 51: Bülbül Yuvası Ebru (S.Özçimi) Küçük taneli battal ebru üzerine, bir iğne yardımıyla dıştan içe doğru spiraller yapılır. Bu spiraller içten dışa doğru da olabilir. Taraklı ve gelgit desenlerinin üzerine de bülbül yuvası yapılabilir. Bülbül yuvası bir biz yardımı ile tek tek ya da geniş aralıklı kalın uçlu bir tarak ile hatta tüm tekneyi kaplayarak, özel bir taraf yardımı ile bir seferde de yapılabilir. Bu tarakların diş aralıkları yapılmak istenen bülbül yuvası

59 44 deseni ve en az yarıçapı kadar tekne boyundan küçük olmalıdır ki spiral hareketi rahatlıkla yapılsın (Barutçugil, 1999, s.69).. Hafif Ebru ( Fon Ebrusu) Fotoğraf 52: Hafif Ebru (M.Düzgünman) Bu ebru genellikle hattatlar tarafından üzerine yazı yazmak amacı ile kullanılır. Genellikle şal ve taraklı desenleri kullanılarak açık renklerle yapılır. Hafif ebru tekne temiz olduğu zaman yapılır; çünkü hattatlar bu ebrulu kağıdı yazıya fon olarak kullanırlar (Elhan, 1998, s.8). Hafif ebrulu kağıtlar, yaklaşık 12x21 cm. büyüklüğünde kesilip aharlanarak Ta lik hattı ile kıtalar ve meşkler yazılmasında çok kullanılmıştır. (Derman, 1977, s.15) Yazılı Ebru Fotoğraf 53: Katıa lı (Kalıplı) Yazılı Ebru (A.Babaoğlu) Yazılı ebrunun mucidi Necmeddin Okyay'dır. Onun ta'lik Lafza-i Celal'i, Türk ebru tarihindeki en ünlü yazılı ebrudur (Derman, 1977, s.21). Yazılı ebru iki şekilde yapılır: İlkinde yazı bir kağıda yazılıp kenarlarından kesilerek ebrulanacak kağıdın üzerine yapıştırılır. Kağıt ebrulandıktan sonra yapıştırılan kağıt çıkarılır ve bu suretle kapatılan kısım ebrulanmamış olur. Böylece

60 45 yazı görünür. İkincisinde ise yazı arap zamkı ile yazılır ve kuruduktan sonra tekneye batırılır. Böylece arap zamklı olan kısımlar ebrulanmaz ve yazı görünür. (Yazır, 1982, s.162) Bugün yazılı ebru türünde Necmeddin Okyay ın izinden giden en önemli sanatçılardan biri Feridun Özgören dir (Schıck, 1988, s.21). Akkaseli Ebru Fotoğraf 54: Akkaseli Ebru (S.Özçimi) Kelime Aks kökünden gelmektedir (Göktaş, 1987, s.11). Eskiden hat sanatı mahsullerinin meydana getirilmesinde kağıdın yazı yazılacak kısmının ayrı, etrafının da ayrı renge boyanmasına verilen addır. Bir kağıdın yazı yazılacak kısmının kendi rengi ile kalması istenildiğinde o bölüme arap zamkı sürülür, bu kağıt ebru teknesine batırılınca zamklanan kısım ebruyu almaz. Dolayısı ile kağıdın dış kısmı ebrulanmış olur (Çoktan, 1992, s.35). Ebrulu Minyatür Fotoğraf 55: Ebrulu Minyatür (A.Babaoğlu)

61 46 Dünya ebru tarihinde örnekleri görülen ebrulu minyatürler de yazılı ebrular gibi kalıp kullanılarak yapılır. Farklı renkte ebrulanacak her bölge için ayrı bir kalıp hazırlanır. Yanda görülen minyatür, aynı kağıdı dokuz kere ebrulamak suretiyle yapılmış, eller, yüz ve tahrirler minyatür sanatçısı Sn. Şehnaz Özcan tarafından boyanmıştır ( Ebrunun Günümüzdeki Durumu Türk süsleme sanatları içinde özel bir yere sahip olan ebru günümüzde uygulandığı yer, kullanım alanları ve uygulanan teknikler açısından geçmişe göre farklılıklar göstermektedir. Geleneksel Türk ebru sanatı başlangıçta hat ve cilt sanatlarının yardımcı bir kolu olarak karşımıza çıkmaktadır. Hafif renklerle yapılan ebru üzerine yazı yazılmıştır. En çok kullanıldığı alan ise ciltçiliktir (Mandıracı, 1994, s.296). Ebru kıt a, levha ve murakkaların dış pervazlarında, yazı koltuklarında, yazılarda fon olarak, çarküşe ciltlerinde, ebrulu şemse ciltlerde, ciltlerde yan kağıdı olarak, mahfazalarda ve ferman kabı olarak kullanılmıştır (Derman, 1977, s.54). Günümüzde de kağıt ebrunun ana malzeme olarak kullanılmaktadır. Kullanım alanları da geçmişle hemen hemen aynı olup, yeni uygulama alanları da doğmuştur. Günümüzde kağıt dışında çeşitli kumaş ve perde üzerine, deri üzerine, cam üzerine, keçe üzerine, eşarp ve fular, kravat üzerine, çini ve seramik üzerine, kitap ve defter kabı olarak, ahşap üzerine ve duvar kağıdı olarak da kullanılmaktadır. Mustafa Düzgünman ebrunun kağıt dışında başka objeler üzerine uygulanmasına karşı çıkarak Her şeyden önce, ebru bir kağıt bezeme sanatıdır. Soyut resim elde etmek uğruna ebru sanatımızı katletmenin bir anlamı yoktur. Hele hele fayansa, tahtaya, cama ebru yapmakla bu sanat ileriye götürülmüş olmaz demiştir (

62 47 Fuat Başar ise bu konudaki düşüncelerini şöyle dile getirmiştir: Hattatlar, ciltçiler ve kompozisyon olarak duvarlarda kullanım alanları arttı. Son zamanlarda perdelerde de denediler. Bütün bunlar piyasaları canlandırıyor tabi ama bütün bunlar ebru sanatçısını ihya etmez. Günümüzde değişik sahalarda kullanılmaya çalışılıyor. Mesela: Ahşap, seramik, fayans ve ipek üzerine çalışma yapılıyor. Ebrunun üzerine alındığı zemin değişince kullanılan boyaların da mahiyetinin değişmesi icap ediyor. Bu da ebrunun özelliğini bozuyor. ( Ebrunun her devre uyan modern bir görünüşü vardır. Kullanım alanlarını genişletilmesi ebrunun yeniden popüler olmasını sağlamıştır. Ayrıca ebru ile ilgili bir ticari piyasanın da oluştuğu gözlenmektedir. Günümüzde perde, cam, kravat, tabak, fayans kaplamalar yapıldığı gibi, çeşitli çiçek desenleri içeren ve insanda üç boyutlu intiba veren soyut resim denemelerine de rastlanmaktadır. ( Çağımızda ebru yardımcı sanat olmaktan çıkmış ve tek başına resim sanatı gibi değerlendirilmeye başlanmıştır. Sayıları az da olsa bu sanatı icra eden genç sanatçıların ebruları artık resim gibi duvarlara asılmaktadır. Necmettin Okyay, Mustafa Düzgünman ve Niyazi Sayın gibi eski ustalar ebruyu tek başına çerçevelenir hale getirmişlerdir. Genç nesle bu yolu açmışlardır. ( Genç kuşak sanatçılarımızdan Taşkın Savaş ebruyu cilt kapaklarının içinden günümüz odalarının duvarlarına taşımıştır. Özenle hazırlanmış paspartuların içinde ebrunun her türü, geleneksel sanatın günümüz mekanındaki süsleyici işlevine açık bir örnek olmuştur. Kitap kapağında ve hat kenarında yaşatamadığımız bu sanatın, duvarlarımızda soyut panolar olarak yaşatabileceğimize de iyi bir örnek vermiştir (Altun, 1981, s.27).

63 48 Taşkın Savaş bu konudaki düşüncelerini şöyle belirtmiştir: Geçmişte Türk el sanatlarının en başta geleni olan hat sanatının yardımcı unsuru olarak kullanılagelmiş olan ebruya, günümüzün sanat anlayışına -özellikle soyut resim geleneğine- uygun bir biçimde yeni uygulama sahaları ve böylelikle asırlık bir sanata çağımızda yaşam ve gelecek nesillere intikal imkanı sağlamak başlıca arzumuzdur diyerek belirtmiştir (Altun, 1981, s.28). Eski sanatlardan günümüze en çok uyanı ebru sanatıdır. Soyut resim anlayışına çok yaklaştığı için ebru bir tablo gibi çerçevelenerek duvarlara asılmaktadır (Uzel, 1988, s.5). Bir ara ilgisizlikten unutulmaya yüz tutan ebru, bugünlerde özellikle hanımların ilgi gösterdiği bir sanat haline gelmiştir. Kullanım alanı genişletilmiş ve tek başına bir sanat olarak kabul görmeye başlamıştır. Artık ebrulu camlar, kravatlar, perdeler, kumaşlar yapıldığı gibi çeşitli çiçek desenleri, üç boyutlu intiba veren tablolar ve soyut resimlerle daha ileri denemeler yapanların sayısı hızla artmıştır (Uyar, 1992, s.18). Süheyl Ünver e göre Türk tezhiplerini ve ebrularını yalnızca sevmek kafi değildir. Onlardan evlerimizde karşımızda bulunduralım. Bunları hangi misafirleriniz görse beğenir ve Türkün ince sanat zevkleriyle onlarında gözleri gıdalanır. Türk tezhibini ve ebrusunu sevmek kendimizi sevmek demektir. (Ünver, 1944, s.6). Ebru her şeyden önce bir kağıt sanatıdır. Öncelikli kullanım alanları da kağıtla yapılan ebrulardır. Ama, değişen şartlarla birlikte bugün, ebru artık kağıt dışı alanlarda ve malzemelerde de uygulanmaktadır. Burada ebrucuya düşen görev, klasik ebrunun özelliklerini bozmadan ve yozlaştırmadan yeni malzemelere uygulamaktır. Bunu yaparken de, yaptığı işin ebru olduğunu hiç unutmamalı ve ortaya çıkaracağı şeyin, teknedeki boyayı değil orada yaptığı ebruyu malzemesi üzerine almaya dikkat etmeli, en önemlisi de bu malzemeler güzel bir ebru yapamayan insanların kaçtığı ve sığındığı bir liman olmamalıdır (

64 49 Günümüzdeki ebru uygulamaları klasik uygulamalar, neoklasik uygulamalar, modern ve Batı etkisindeki uygulamalar ve köksüz, kötü uygulamalar olarak sınıflandırılmaktadır (Arıtan, 2002, s.337). Klasik uygulamalar Günümüz ebru ustalarından Alparslan Babaoğlu, Fuat Başar, Sabri Mandıracı, Sadrettin Özçimi ve bu ekolden gelen genç ebrucular malzeme ve teknik olarak klasik olan yoldan ayrılmadan geleneğe bağlı olarak ebru yapmakta ve bu ekolü geliştirmeye çalışmaktadırlar (Arıtan, 2002, s.337). Neoklasik uygulamalar Bu alanda ebru yapan sanatçılar Niyazi Sayın, Timuçin Tanarslan, Feridun Özgören ve Salih Elhan dır. Bu sanatçılar teknik olarak klasik ebruya bağlı olmakla birlikte malzeme ve form olarak yenilikçi kabul edilen ebrular yapmaktadırlar (Arıtan, 2002, s.337). Modern ve Batı etkisindeki uygulamalar 1980 den itibaren gelişen bir ekoldür. Teknik, malzeme ve form olarak hiçbir şekilde geleneğe bağlı olmayan ve birçoğu Batı etkisindeki uygulamalardır. Bu tarz çalışan ebrucuların çoğunun Amerikalı ebrucu Christopher Weimann dan etkilendikleri anlaşılmaktadır. Bu ebrucular Nedim Sönmez, Peyami Gürel, Ahmet Çoktan, Hikmet Barutçugil ve Ahmet Saral dır (Arıtan, 2002, s.337). Nedim Sönmez geleneğe bağlı kalmadan ebruda resim geleneğini ilk uygulayan Türk sanatçısıdır. Klasik ebru da yapmasına karşın ebru tekniği ile yaptığı tablolarla dikkat çekmektedir (Arıtan, 2002, s.338). Modern ebruculardan biri olan Ahmet Saral da ebru üzerinde hayvan figürleri yapmaktadır (Arıtan, 2002, s.338).

65 50 Bu alanın önemli ustalarından biri olan Hikmet Barutçugil de kendi adını verdiği Barut Ebrusu, Çift Ebru, ebru üzerine hat ve ebru üzerine minyatür tarzında çalışmalar yapmaktadır (Arıtan, 2002, s.337). Mavi kütlelerin ressamı ve heykeltıraşı olarak tanınan Ali İsmail Türemen ebrunun raslantısallığını resmin düzeni ile buluşturan, teknenin oluşturduğu desenlerin çizgilerine kendi sanat yaklaşımını ekleyen bu alanın önemli sanatçılarından biridir. Ebruda gravür de yapmıştır (Cansever, 1996, s.168). Modern ve Batı etkisindeki ebru çeşitleri ise şunlardır: Figürlü ebrular: İnsan ve hayvan figürleri taşıyan ebrulardır. (Arıtan, 2002, s.336) İspanyol ebrusu: Ülkemizde yaygın olmayan ondüle görünümlü ebrulardır. Akordeon ve dalgalı (Arıtan, 2002, s.336). Tavusi ebru (Fantezi taraklı ebru): Taraklı ebruların ikinci bir tarak yardımı ile taranması sonucu ortaya çıkar (Arıtan, 2002, s.336). Buket ebrusu: Tavusi ebru üzerine, özel tarağı ve tarağın bir kenarında boşluk bırakılarak yapılır (Arıtan, 2002, s.336). Çift ebru: Önceden herhangi bir tarzda ebrulanmış bir kağıt üzerine, ikinci defa ebru yapılması ile elde edilir (Arıtan, 2002, s.336). Kaplan gözü ebru (Güneş ebru): Yanlışlıkla Kedi Gözü denilir. Zemin atıldıktan sonra, içine özel bir kimyevi terkip konulan boyaların fırça ile atılması şeklinde yapılır (Arıtan, 2002, s.336).

66 51 Yahudi ebrusu: Matbaada basılan veya yarı mekanik makinelerle seri ve standart olarak yapılan ebrulardır (Arıtan, 2002, s.336). Fotoğraf 56: Hattat Fuat Ebrusu (F. Başar) Fotoğraf 57: Çok Renkli Lale (A. Babaoğlu) Fotoğraf 58: Hilye Formlu Ebru (F. Başar) Fotoğraf 59: Gelincik Ebru (F. Başar) Fotoğraf 60: Gravürlü Ebru (A. Çoktan) Fotoğraf 61: Resimli Ebru (P. Gürel) Fotoğraf 62:Karakalem Zeminli Ebru (F. Özgören)

67 52 Köksüz ve yozlaşmış uygulamalar Yukarıda sayılan, belli bir emek mahsulü olan, sanat değeri taşıyan, modern ebru veya çağdaş ebru diye nitelendireceğimiz ebrular yanında bir de, hangi ekole bağlı olduğu belli olmayan, malzemesi ve deseni ile hiçbir değer taşımayan çok kötü uygulamalara da sıkça rastlanılmaktadır. Bu, daha çok ebruya merak sarıp, kırtasiyecilerden hazır boyalar alıp, hiçbir ebru ustası ile münasebeti olmadan kendiliğinden ortaya çıkan ebrucuların yaptığı ebrulardır (Arıtan, 2002, s.338).

68 53 BÖLÜM IV IV. BULGULAR VE YORUMLAR 4.1 EBRU SANATÇISI MUSTAFA DÜZGÜNMAN İLE İLGİLİ BİLGİLER Kaynaklardan Elde edilen Bilgiler Mustafa Düzgünman ın Özgeçmişi Şekil 63: E. Mustafa Düzgünman Klasik Türk ebru sanatının günümüze ulaşmasında büyük emeği geçen Mustafa Düzgünman 9 Şubat 1920'de Üsküdar Sultantepe'de doğmuştur. Babası, aynı semtteki Abdülbaki Efendi ve Aziz Mahmud Hüdayi Camilerinin imamlığını yapan Saim Efendi'dir. Annesi ise Necmeddin Okyay ın yeğeni Şükriye Düzgünman dır. İlk tahsilini tamamladıktan sonra babasının Üsküdar çarşısındaki aktar dükkanında çalışmaya başlamıştır. Bu arada evde kendi kendine cilt yapmaya başlayan Düzgünman ı 1938 yılında, annesinin dayısı Hattat Necmeddin Okyay hocalık yaptığı Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nin Türk Tezyini Sanatları

69 54 Bölümü'ne kaydettirmiştir. Burada Necmeddin Okyay'dan eski tarz cilt ve ebru öğrenerek kısa zamanda kabiliyetiyle dikkati çekmiş, diğer kıymetli hocalardan da faydalanmıştır. Ancak hayat şartları sebebiyle bir müddet sonra okuldan ayrılarak tekrar baba mesleği olan aktarlığa dönmüştür. Vefatına kadar titizlikle sürdürdüğü bu meslekte işinin ehli güvenilir bir esnaf olarak tanınmıştır (Derman, 1994, s.62). Akademi'deki talebeliği yıllarında şemse denilen klasik cildin güzel örneklerini imal eden Düzgünman, bir müddet sonra o sırada taliplisi çok az bulunan bu sanatı da terk etmek zorunda kalmıştır. Özellikle 1957'den itibaren daha fazla zaman ayırdığı ebruculukla meşguliyetini ise ölümüne kadar sürdürmüştür (Derman, 1994, s.62) yılında Güzel Sanatlar Akademisi nde açılmış olan yılsonu sergisinde Mustafa Düzgünman ın ebruları ve tarz-ı kadim tarzı ciltleri görenleri çok etkilemiş ve büyük takdir toplamıştır. Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü hayranlığını ve takdirlerini belirtmişlerdir (Özemre, 1996, s.30). Çeşitli konularda yeniliğe açık olduğu halde ebru sanatında klasik anlayışa sımsıkı bağlı kalan ve bu hususta modern uygulamalara iltifat etmeyen Düzgünman, ebruculukta kendisini geçtiğini söyleyen hocası Necmeddin Okyay'ın bu sanata kazandırdığı çiçekli ebru çeşitlerine papatyayı eklemiş, ayrıca diğer çiçek şekillerini de ıslah etmiştir. 1940'ta başlayıp ölümüne kadar elli yıl süren ebruculuğu sırasında, 1967'den itibaren çeşitli sergiler açan ve bazı sergilere katılan Düzgünman, hem eserleriyle hem de yetiştirdiği öğrencileriyle bu sanatın tanınmasına ve yayılmasına hizmet ederek son otuzbeş yılın ebruculuğuna adeta damgasını vurmuş bir sanatkardır (Derman, 1994, s.63). Mustafa Düzgünman 1952 yılında Süheyla Hanım ile evlenmiş, 1953 yılında Ali Haydar, 1962 yılında ise Yasemin adlı evlatları dünyaya gelmiştir. (Özemre, 1996, s.97)

70 55 Türkiye de ebruya olan ilginin artması ve Mustafa Düzgünman ın sanatkar olarak şöhret olması, Yapı ve Kredi Bankası nın Müşaviri Nedim Tör ün 1967 de bankanın Galatasaray daki Genel Müdürlük binasında Mustafa Düzgünman ebrularının sergilendiği büyük bir sergi açması sonucu olmuştur. V. Nedim Tör ebruyu nonfigüratif resmin öncüsü olarak kabul etmekte idi. Bu sergide Mustafa Düzgünman ın ağabeyi Ahmet Düzgünman ile Niyazi Sayın ın yaptıkları tespihler de sergilenmiş ve sergi bir ay boyunca İstanbul halkının yoğun ilgisini görmüştür. Bu sergi Düzgünman ın hayatında bir dönüm noktası olmuştur (Özemre, 1996, s.110). Bu sergiden sonra yerli basında pek çok yazı ve mülakat yayınlanmıştır. Ayrıca Batı da da Aramco World Magazin in 24. cildi 1973 yılı Mayıs-Haziran 3. sayısında Robert Arndt Ebru, the Cloud Art başlığı altında 21 fotoğraf içeren bir makale yayınlanmıştır (Eriş, 2007, s.55). Fotoğraf 64: Mustafa Düzgünman atölyesinde çalışırken Mustafa Düzgünman ebruyu tanıtmak için Yapı ve Kredi bankası için 1970 yılında 5 dakikalık bir film hazırlamıştır. Yeni doğan kızlara Ebru isminin konması o tarihten sonra ortaya çıkmıştır (Özemre,1996, s.110).

71 56 Uğur Derman ın 50 yıllık hizmetinden dolayı Türk ebruculuğunu dirilten adam dediği Mustafa Düzgünman ın ebrularına turistlerde ilgi göstermiştir. Artık turistlerde ebru tiryakisi ve attar dükkanının müdavimi olmuşlardır. Bir kısmı Düzgünman ı evde, ebru teknesinin başında görmek üzere geliyor, bilgi alıyor ve resim çekiyorlardı. Mustafa Düzgünman ın ebruya hakimiyeti yalnız Türkiye de değil, bu konuda bütün dünya yayınlarına girmiştir. Ebru hakkında Amerika da yayınlanan battal boyda bir kitapta Düzgünman ve eserlerine birkaç sayfa ayrılmıştır. Dış ülkelerden birçok teklif almıştır. Zamanla Kültür Bakanlığı ve ona bağlı kuruluşlar da devamlı müşterisi olmuştur. Mustafa Düzgünman bu ata yadigarı sanat tanınsın diye ebrularını çok ucuza satmıştır (Eriş, 2007, s.55) Aralık 1987 tarihleri arasında Yıldız Sarayı Silahhane de açılan Günümüz Türk Ebru Sanatçıları sergisi sırasında ebruya katkılarından dolayı Düzgünman a Türk Kültürü ne Hizmet Vakfı tarafından 1987 yılında bir plaket verilmiştir (Derman, 1988, s.6). Mustafa Düzgünman ın manevi hayatı üzerinde Aziz Mahmut Hüdayi ( ) türbesinin türbedarı Hafız Eşref Ede Efendi nin ( ) etkisi büyük olmuştur. Prof. Dr. Ahmet yüksel Özemre Üsküdar ın Üç Sırlısı adlı kitabında Hangi tarikata mensup olduğu ve seyr-ü sülukunu kimin yanında tamamladığı bilinmeyen, Hamzavi-Melami meşrepli, belki üveysi Ehl-i Beyt-i Resulullah aşığı, son derece sırlı, az konuşan ama beyanı inci gibi hikmet dolu bir zat idi diye anlatmıştır (Eriş, 2007, s.56). Mustafa Düzgünman gençliğinde ciğerlerinden büyük bir rahatsızlık geçirmiştir. Uzun süre sanatoryumda yatmıştır. Bu dönem, onun hayatında koyu sofuluktan uzaklaşıp tasavvufa yönelişinin başlangıcı olmuştur. Aziz Mahmud Hüdayi Hazretlerinin divanını incelemiştir. Bu durum onun hayata bakışını ve değer yargılarını olumlu yönde etkilemiştir (Özemre, 1996, s.53). Eşref Ede nin vefatından sonra Düzgünman karşılaştığı kimselerde daima onun vasıflarını aramıştır. Dinde, siyasette, sanatta ve cemiyette çok idealist ve

72 57 tavizsiz bir hüviyet kazanmıştır. Ebru sanatında klasik üsluptan en küçük sapmaya dahi tahammülü olmamıştır (Özemre, 1996, s.102). Düzgünmanların attar dükkanı, irfan meclisi halinde olmuştur. Ahmet Yüksel Özemre Üsküdar daki bu attar dükkanı; nice sohbetlerin, nice dostlukların nice himmetlerin, nice hayırların, nice füyüzatın, nice manevi tohumların ve irşadların sebebi ve mihveri olmuştu diye anlatmaktadır (Eriş, 2007, s.56). Atar dükkanı dönemin ünlü sanatkarlarının, ariflerinin ve sırlı sofilerinin sohbet ve muhabbet etmek üzere uğradıkları bir yer olmuştur. Rufai Şeyhi Sarı Hüsnü Efendi, Eşref Ede Efendi, Özbekler Tekkesi nin son şeyhi Necmeddin Efendi, Celveti-Bektaşi Şeyhi Yusuf Fahir Ataer, Sanat Tarihçisi Uğur Derman, Neyzen Niyazi Sayın, Prof. Dr. Güngör Şatıroğlu, Prof. Dr. Ali Alpaslan, Nezih Uzel, Necmeddin Okyay, Sacid Okyay ve Abdülbaki Gölpınarlı bunlar arasında idi (Özemre, 1996, s.23). Fotoğraf 65: Mustafa Düzgünman ın attar dükkanı Mustafa Düzgünman, ebru sanatı dışında dini musikiyle de meşgul olmuş ve tasavvuf zevkini, Hafız Eşref Ede'den almıştır. Muzıka-i Hümayun'da yetiştiği için Mızıkalı lakabıyla anılan Hafız Muhittin Tanık, Üsküdar'daki Çarşamba Rifai Dergahı şeyhi Hayrullah Tacettin Yalım ve Üsküdar Rifai Asitanesi şeyhi Hüsnü Sarıer gibi kıymetli hocalardan istifade etmiştir (Özemre, 1996, s.31).

73 58 Sağlam bir klasik musıki ve makam bilgisi vardı. Nota bilmez, fakat bestelerini düm tek usulü ile icra etmiştir (Eriş, 2007, s.49). Aziz Mahmud Hüdayi Camii'nde uzun yıllar cuma günleri iç ezan ve teravih namazı aralarında ilahi okuyuşuyla iyi bir icracı olarak da tanınan Düzgünman'ın, bir kısmının güftesi de kendisine ait olmak üzere değişik makamlarda bestelediği yirmi kadar ilahisi vardır. Onun bestekarlık tarafını gösteren ve son yılların dini musiki repertuvarı açısından ayrı bir önem taşıyan bu ilahiler, vefatından önce yakın arkadaşı neyzen Niyazi Sayın tarafından notaya alınarak tespit edilmiştir. Ayrıca vaktiyle meşk ettiği dini eserleri son zamanlarında banda okuyarak tespit edilmelerini sağlamıştır (Özemre, 1996, s.32). Mustafa Düzgünman Hafız Eşref Ede nin ölümünden sonra 1953'ten 1979'a kadar yirmialtı yıl Aziz Mahmud Hüdayi Dergahı'nın türbedarlığını yapmıştır. Fotoğraf 66: Mustafa Düzgünman Aziz Mahmud Hüdayi türbedarı iken Kendisi neden türbedar olmak istediğini şöyle anlatmıştır: O muhitte yetiştim o mübarek zata zaten zahiren muhabbetim vardı. Ben de genç yaşlardan itibaren tasavvuf merakı ve zevki başladığı zaman Mahmut Hüdayi nin divanında söylediği sözler beni etkilemiştir. Ancak anlamaya başladığımda hazretin

74 59 bir derya olduğunu ve söylediklerinde Kur an ın özü olduğunu idrak ettim, aşık oldum ve bu da beni onun hizmetkarı yaptı. Bunu bir maddi karşılık için yapmadım. Türbedar aylıkları 1953 te 40 lira idi. Fazla değerli bir para değildi. Hatta ben aldığım maaşın üstüne koyarak türbenin ihtiyaçlarına sarf ederdim. Oranın tezyinatı oldukça iyidir, bir müzeci gözü ile hizmet ettim çilemi doldurdum. (TRT 2 için çekilen Sanatımızdan Portreler isimli belgesel film) Mustafa Düzgünman bir şairdir. Halk ağzıyla koşma tarzında çeşitli konularda ve çeşitli kişiler için yazdığı şiirleri bulunmaktadır. Bunlar arasında, ebrunun tarihçesi, özellikleri ve mahiyetini anlattığı yirmi kıtalık Ebruname en tanınmışıdır. Ebrudaki görünen şu nukuşata iyi bak, Şuunat-ı ilahidir sıfatından ayan Hak Nakş-ı sun'un pertevinden Hubb-u Rahman aşikar, Ruyetullah sırrıdır bu müsemmadır her varak. Zan etme ki bu eşkalin halikıyız senle ben, Gafil olup şirke dalma bir faildir iş gören, Fırça, çanak, boya, tekne vasıtadır bilmiş ol, Hep suver-i ilmiyyedir mezahirde görünen. Türlü türlü şekillerle arz-ı didar eyleyen, Kitab, levha, sair eşya zeyn-i envar eyleyen, Şuh ve cazip hatlarıyla kalb-i insan zevkiyab, Saltanat-ı ebrudur bu aşk-ı izhar eyleyen. Onaltıncı yüzyılında Turan ebru mebdei, Orda zahir olmuş amma burda bulmuş neş'eyi, Yüce Türkler ülkesinde kemal bulmuş bu hüner, Rabbim daim hıfz eylesin ebru yapan zümreyi.

75 60 Ebru demek ebir demek yani gökteki bulut, Ab-ı ru da tutar mana su yüzüdür et şuhut, Bir kelam-ı farisidir ebru insan kaşları, Her tevcihe sezadır kim manası da pek velut. Kadim ecdat yadigarı müzeyyen bir san'attır, Tabiatten mülhem olan bu nakışlar mir'attir, Sani-i Hak sun'undan hep kendi kendin seyreder Nakış nakkaş şey-i vahit bir vahdeti hikmettir. Bu meslekte çok ustalar emek verip yetişmiş, Biz yetiştik zevaline hepsi Hakka göç etmiş, Büyük üstat Özbek Şeyhi Ethem Kami Efendi, Hezar-fen, pür marifet bu san'atta pir imiş. Son zamanlar şems-i ebru gurub etmiş nagihan, San'atkarı kalmamış hiç, ne de işten anlayan, Bir er çıkmış Üsküdar'dan ihya etmiş bu zevki, İsmi hattat Necmeddin'dir tek üstatdır bu zaman. Üstadımız Necmi Molla çığır açmış bu işte, Azimkardır, muktedirdir anlayışta sezişte, Lale sünbül karanfille bezendirmiş ebruyu, Talim etmiş taliplere zeval yok bu gidişte. Destizenkte ezilir hep renkli cism-i boyalar, Sarı zırnık inatçıdır ebrucuyu oyalar, Zırnık, lahur, gül bahar, al ebruda hep esastır, Bu dört renkle çok renk olur bu cümbüşte neler var. Bu çeşitli boyaların cilvegahı teknedir, Rahm-i mader gibi sanki reng-i vusla teşnedir,

76 61 Tekne içre kitre mahlul bekler sırr-ı fıtratı, Bazen tutar bazen tutmaz bir acayip nesnedir. Ayrı ayrı çanaklarda boyaların kıvamı, Su, öd ile ayarlanır başlar işin devamı, Kitreli su üzerine fırçalarla boyalar, Serpilerek nakşedilir kağıda çıkar tamamı. Tarif gerçi kolay amma tatbikatta güçlük var, Tecrübesiz yapılırsa insan olur bi karar, Görünüşe aldanıp da çok kolaymış deme sen, Bir ihtisas işidir bu aşık olan er yapar. Mütenevvi şekillidir ebruların sureti, Battal, hatip, taramayla gör asar-ı kudreti, Karanfille lale sünbül papatyayla menekşe, Taraklı da tezyin eder bu elvan-ı kesreti. Ebru yapan seyredende gam kasavet bulunmaz, Gönülleri tenşit eder zevkle doyum olunmaz, Yapan hayran, bakan hayran, alan, satan hep ayran, Bu ebrudan zevk almayan ebrucuya yar olmaz. Nazar kıldık kainata baktım mutlak ebruya, Vech-i yari ayan gördüm salat ettim bu Ru'ya, Kenz-i mahfi tezahürü aşk-ı Hüda nümayan Ebru görüp Allah dedim irdim kalbi duyguya. Bi hududu zevk-i elvan ebruculuk san'ati, Erbabının nazarında çoktur onun kıymeti, Her varakta sırr-ı cemal aşikardır zahida, Bu ebrular, bu safalar hepsi aşkın hikmeti.

77 62 Ben ebruya aşık oldum düştüm onun peşine, Leyla gibi nazlar etti yaramadı işime, Bir aralık isyan ettim görmedim hiç iltifat, İnsaf edip yüzün güldü işler açtı başıma. Besmeleyle tezgah açıp ebru yapan kişiyiz, Fırça ile su üstünde hüner satan kişiyiz, Üstadımız Özbek Şeyhi hem Necmeddin hocadır, Büyüklere boyun kesip Hakka tapan kişiyiz. Ey Mustafa nakş-ı sevda sana neler öğretti, Derununda duran nakkaş Eynema yı öğretti, Bab-ı ebru rehnümadır vech- baki fehmine, Arif olan bu ezharı bir noktadan seyretti. (Düzgünman, 1969:2) Mustafa Düzgünman tespihten, tespihçilikten çok iyi anlardı. Bir tespihin hangi ağaçtan ya da madenden yapılmış olduğunu ilk görüşte söyleyebilirdi. Tespih ipinin bükülüşünden, balmumlanışından, imamenin altındaki ve üstündeki düğümlerin atılışında taklit edilemeyecek yeteneğe sahipti. Bu merakını Neyzen Niyazi Sayın a da aşılamıştır. Bir müddet sonra Niyazi Sayın Türkiye nin en usta tespih yapımcısı olmuştur (Özemre, 1996, s.35). Gençliğinden itibaren biriktirdiği çoğu nadide örneklerden oluşan güzel bir tespih koleksiyonuna sahipti. Dönemin ünlü tespih ustaları olan Horoz Hasan Usta, Tophaneli İsmet Usta, Halil Usta ve Galip Ustaların tespihleri koleksiyonunda yer almıştır. Öd ağacı, üveydari, Antep zeytini, köknar, abanoz ağacı gibi ağaçlardan ve sedef, fildişi boynuzu, akik ve yeşim gibi taşlardan yapılmış tespih numuneleri bulunmakta idi (Yardım, 1985, s.13). Mustafa Düzgünman ın diğer bir ilgi alanı ise fotoğrafçılıktır. Eski tarz körüklü fotoğraf makinasıyla 1000'e yakın hat örneğini emüsyonlu cama tespit etmiş, bazıları Kalem Güzeli (Ankara,1981) ve İslam Mirasında Hat Sanatı ( İstanbul,

78 ) adlı eserlerde yer alan bu fotoğraf camlarının asılları, daha sonra kendisi tarafından Türk Petrol Vakfı'na hediye edilmiştir (http//: Kıymetli tespihler, yazı levhaları, kendi ebruları, şemse tarzında yaptığı kitap kapları, kutu ve çerçevelerden oluşan koleksiyonu halen ailesinde bulunmaktadır. Mustafa Düzgünman gençlik yıllarında ciğerlerinden ciddi rahatsızlık geçirmiş ve uzun süre sanatoryumda yatmıştır li yıllardan itibaren sağlığında bozulmalar başlamış, bağırsaklarındaki gaz birikimi ıstırap verir hale gelmiştir. Kızkardeşinin vefatı da sağlığını olumsuz etkilemiştir yılında sürekli tedavi görür hale gelmiştir. Çekilen röntgenler sonucunda bağırsaklarında bilye büyüklüğünde tümörler tespit edilmiştir. Alman Hastanesi nde ameliyata alınmıştır. Ameliyatın başarılı olmasına rağmen tümörlerin kötü huylu çıkması ve vücudunun her yerini sarması sonucu 12 Eylül 1990 Çarşamba günü vefat etmiştir. Kabri, Karacaahmet Mezarlığı'ndadır (Eriş, 2007, s.56). Fotoğraf 67: Mustafa Düzgünman ın Kabri Daha sonra öğrencileri mezar taşını, bir ebruyu resmeden seramik bir pano olarak düzenlemiştir (Özemre, 1996, s.119).

79 64 Vefatından sonra teknesi, fırçaları, diğer ebru malzemeleri ve ebruları Galata Mevlevihanesinde bulunan Divan Edebiyatı Müzesi nde Düzgünman Odası nda sergilenmektedir. Mustafa Düzgünman sadece ebruculuğu ile değil kişiliği ile de çevresi üzerinde etkili olmuş ve takdir toplamıştır. Sanatçı tasavvufi bir terbiyesi olduğu için son derece tahammüllü ve dervişane bir karaktere sahipti. Sakin ve sabırlı fakat bir nokta aşılırsa tepkisini de veren bir yapısı vardı. Ailesine ve etrafına karşı çok demokrat, hiç baskı yapmadan sadece fikir söyler ve önerirdi. Ayrıca çok soğukkanlıydı. Bu özelliği kaderci yapısından kaynaklanmıştır. Tüm ailesi ile arkadaşlık yapan bir insandı. Çocukları çok seven ve çocukla çocuk olan bir babaydı. Eşine karşı hep çok saygılı olmuştur. Kendisi çok demokrat bir insan olan Düzgünman çocuklarının da ebruyu öğrenmesi için üzerlerinde baskı kurmamış seçimi onlara bırakmıştır. Dürüst ve adaletli, nezaket sahibi bir insandı (Ali H. Düzgünman ile yüzyüze görüşme, Aralık 2007). Mustafa Düzgünman gerek kişiliği ve gerekse sanatı ile otantik Türk sanat bilgi ve zevkine en yakın kişidir (Uzel, 1985, s.38) Mustafa Düzgünman ın Ebru Sanatı Hakkındaki Düşünceleri Klasik Türk ebru sanatının günümüze ulaşmasında büyük emeği ve gayreti olan, bu konuda çok titiz davranan Mustafa Düzgünman aktarlık yaparak geçimini sürdürürken annesinin dayısı Necmeddin Okyay dan ebru ve cilt sanatını öğrenmiştir. Güzel Sanatlar Akademisi ne misafir öğrenci olarak devam eden sanatçı, ebru ve cilt atölyelerinde üstün başarı göstererek bu akademiden tarz-ı kadim cilt ve ebru sanatkarı olarak sanat hayatına katılmıştır. Düzgünman a göre ebru tabiattan alınmış fakat diğer Türk sanatları gibi tabiatın üsluplaştırılması ile oluşan bir sanattır. Ebru sanatının adını teknenin içine düşen boyaların yuvarlak yuvarlak bulutlar gibi açılmasından dolayı aldığını

80 65 söylemiştir. Önce ebri denilen, sonra da ebru ismini alan bu sanat kitaplarda, murakkalarda, kıymetli yazıların etrafında ve levhalarda kullanılmıştır. (TRT 2 için çekilen Sanatımızdan Portreler isimli belgesel film) Düzgünman ebruyu başka bir yerde Ebru kitreli su üzerinde renkli boyalarla yapılan nakışlardır. Bir nevi işlemedir. Dest-i senk adı verilen el taşı ile ezilen boyalar su ve ödle karıştırılır. Ebrucu kendi zevkine bu boyalarla işleme yapar. şeklinde tanımlamıştır (Bozgeyik, 1978, s.12). Sanatçı ebrunun yapımını ise şu şekilde tarif etmiştir: Malzeme olarak 35-50cm. ebatında 5cm. derinliğinde çinkodan yapılmış bir tekne, mermerden yapılmış dest-i senk, at kuyruğundan özel olarak yapılan fırçalar, üç adet çeşitli kalınlıkta ve 10cm. uzunluğunda sapa geçirilmiş teller, çeşitli büyüklükte boya kapları, kitre, sığır ödü, ebru yapımına uygun toprak boyalar, birinci kalite beyaz kağıt ve 25-40cm. ebatında selaşbur torba kullanılmalıdır. Kitre saf su içinde hazırlandıktan sonra sıvı hale getirilip tekneye dökülür. Ezilen boyalar gerekli oranda su ve öd ile karıştırılarak, fırçalarla teknede bulunan kitreli su üzerine atılır ve tel millerle şekil verilir. Kağıt yavaşça oynatmadan yatırılır ve biraz toplandıktan sonra çekip çıkarılır. Ebru çıtadan ızgaralara serilir ve kurutulmaz. (Düzgünman, 1985, s.23) Ebru çeşitlerini serpme battal, neftli battal, tarzı kadim battal, hatip ebru, gelgit, şal, bülbül yuvası, kumlu ebru, fon ebrusu ve çiçekli ebrular şeklinde sınıflandırmıştır. Ayrıca çiçekli ebrulara Necmeddin Hoca nın icadı olduğu için Necmeddin ebrusu denildiğini de belirtmiştir (Düzgünman, 1985, s.23). Yaşadığı dönemde klasik Türk ebrusunun en iyi şekilde yapılmasına büyük özen göstermiş, yenilik kabul edilen denemeleri hoş karşılamamıştır. Mustafa Düzgünman ebru geleneğinin nasıl yaşatılacağı konusundaki düşüncelerini şöyle açıklamıştır: Biz üstadımız Necmeddin Hoca dan gördüğümüz terbiye iktizası, ebruya başlamadan evvel ebru üstatlarına Fatiha okuruz. Ebru tükenmeyen bir hazinedir. Bu

81 66 kendi kendine, kendi içinde karakterini bozmadan zaten tekamül ediyor. Bunun haricinde modernizasyon diye zaten bir şey olamaz; çünkü ecdad yadigarını tarihi, orjinalliği ve tabiliği ile yaşatmak zorundayız. Niye modernizasyon olsun? Bu nihayeti olmayan bir renk cümbüşü, güzelliği tükenmiyor ki yeniden bir şey icat edilsin. Zamanımızda resme benzeyen bir ebru şekli sunuluyormuş. Bakıldığı zaman bir yağlı boya tablosu görülüyor. Bu ebrunun dışına çıkıyor. Aslında onlarda ebru yapıyorlar gibi ama, bakıldığı zaman manzara yağlı boya görüntüsü veriyor. Biz buna pek Türk ebrusu diyemeyiz. Bu da bir sanattır ama Türk ebrusu denilemez. Çağdaş ebru denilebilir. Yoksa sanatı takdir ederim. Bizim ebrumuz karakterini hiç bozmamalıdır (TRT 2 için çekilen Sanatımızdan Portreler isimli belgesel film). A.Yüksel Özemre ye göre Mustafa Düzgünman ın sanatta taviz vermeyen, son derece katı kuralları olan ve özellikle ebrunun kendisine kadar gelmiş safhasından başka bir safhaya geçmeyen, bu safhalar dışında hiçbir şeye müsaade etmeyen bir sanat anlayışı vardı. Onun yolunu bugün takip eden ve her biri bu alanda üstat olan öğrencileri de aynı tutum içindedir (Eriş, 2007, s.146). Sanatçı ebrunun yapısının bozulmadan uygulanması ve geliştirilmesinden yana olmuştur (Turan, 1991, s.48). Modern resimle ebru sanatı arasındaki münasebete karşı çıkarak ebrunun başlı başına bir ekol olduğunu savunmuştur (Bozgeyik, 1978, s.13). Düzgünman a göre Allah insanları ve bazı mahlukları nasıl ki birbirinden farklı yaratmışsa ebruda da şekillerin tekrarı yoktur. Birbirlerinin aynı gibi görünse de dikkatli bakıldığı zaman farklılıklar görülecektir. Ebrunun şekil bakımından sonu yoktur. İstenildiği kadar farklı şekiller elde edilebilir (Bozgeyik, 1978, s.13). Ebru konusunda çok titiz ve hassas olan Düzgünman, ebru öğrenmek isteyenleri kolay kolay yanına sokmaz, buna sebep olarak da sabır ve meşakkat isteyen bu sanatı öğrenmek istedikleri halde kısa zamanda tamamen öğrenmeden yarım bırakanları göstermiştir. Ebrunun görüldüğü kadar kolay olmadığını ve epey bir zaman emek istediğini şu sözleri ile ifade etmiştir:

82 67 Ebru yapma görüldüğü kadar kolay bir şey değildir. Evvela Şöyle bir tarif edilirse Kitre alınacak. Taze ve beyaz kitre makbuldür. Sonra boya cesimli boyalardan içinde yağ maddesi, kimyevi madde olmayan toprak boyalardan yapılır. Boyalar ezildikten sonra bir miktar su ile biraz da sığır ödü; kıvamları ayarları nispetinde karıştırılıp o kitreli mahlül üzerine fırçalarla atılır. Şimdi o fırçalarında bir özelliği vardır. Her fırçadan ebru olmaz. Ebrucu fırçasını kendisi yapacaktır. Bir ağaç dalıyla, at kuyruğundan yapılır. Ortası boş kalır. Biz bu tekneye tam hakim değiliz, biz boyaları elimizle atıyoruz. Bu bir irade-i cüziye, fakat tekne irade-i külliye gibidir. Biz küçük bir tebliği ile ona boyayı sallıyoruz ama tebliğde ne olacağına tesirimiz yok Ebruculuğun yeis verecek ters şeyleri de vardır. Boya parçalanır, tutmaz akar, sıyırırken sıyrılır. Bunların kitre ile boya ayarı kıvamı çok mühimdir. Bu iş yapımcıyı çok yorar. Onun için ebrudan kolay talebe yetişmiyor. Görünüş bu sanatın yegane talihsizliği. Bakıldığı zaman a çok kolaymış deniyor. Halbuki işin içine girince zor olduğu anlaşılıyor. Bir çok kimselere ben bunu gösterdim. Öğretmek istedim. Fakat bırakıyorlar. Çünkü çok egzersiz yapmak lazım. Yani çıraklık devri, çok uzun sürer. Bundan yılmayarak, neden bozuluyor demeden; yani usta çırak gibi çalışmak lazım ki, orada muvaffak olunsun. Güzel ebrular çıkmaya başladığında insan hayatının en mesut dakikalarını yaşıyor. (Horhor broşür/gazete, 1992, s.1) Mustafa Düzgünman ın bugün yetiştirdiği talebelerinden icazetli olan sadece Alparslan Babaoğlu ve Fuat Başer dir. A. Sabri Mandıracı yı hafidim diyerek şereflendirmiştir. Timuçin Tanarslan ın bir ebrusunu beğendiği için de onun bir ebrusunun köşesini katlayarak arkasına Timuçin Tanarslan kardeşimiz artık ebrucu sayılır diye yazmıştır (Ali H. Düzgünman ile yüzyüze görüşme, Aralık 2007). Mustafa Düzgünman bu sanatta kolay talebe yetişmemesinin bir sebebini de aşağıdaki sözleri ile açıklamıştır: Geçim yolu değildir bu; yan zevk işidir. İmkanı varsa bununla uğraşılır. Hayat meşgalesi başı dertte olan bununla uğraşamaz. Bu istikbal olamaz. Onun için talebe yetişmez. Ama biz birçok kimselere merak edenlere gösterdik. Eh nasıl yapıldığı biliniyor deyip sonra çok basit olarak yapmışlardır. Ama ebru, öyle bir, üç, beş karıştırma ile iki yana git gel yapmakla olmaz. Ebruculuk yapılmış sayılmaz. Her

83 68 şubesini iyi yapmak lazım. Hatibini geliştirmek lazım. Taraklısı, hele battallar arızasız yapılmış olması Bunun için de uğraşmak lazım. Herkes uğraşmıyor. Bilen çok, yapan az (Horhor broşür/gazete, 1992, s.1). Düzgünman bütün Türk süsleme sanatlarında olduğu gibi ebru sanatında da usta çırak ilişkisine önem vermiştir. Bu sanatın geleceğine ilişkin umudunu ise şöyle ifade etmiştir: Ebru sanatını teslim ettiğimiz güçlü eller, artık bu sanatı ileriye nakledebilecek bilgi ve beceriye sahiptir (Özsayıner, 1994, s.110). Yaşamı boyunca hiç yitirmediği çelebiliği ve alçakgönüllüğü ile, talebesi Alparslan Babaoğlu için bu çocuk beni geçecek derken, ebru sanatını gelecek kuşaklara iç huzuru ile emanet edebilmenin gururu ve mutluluğunu yaşamıştır (Özsayıner, 1994, s.111). Bu sanatın en iyi şekilde nasıl yapılacağını, püf noktalarını öğrenmenin yolunun yavaş yavaş deneme yanılma yoluyla olacağını açıklamıştır. Akademide ebru yapmaya başladıktan sonra artık öğrendiğini düşünerek evde de tekne kurup yapmaya başlamıştır. Fakat sonuç akademide yaptıkları gibi olmamıştır. Ebru çıkıyor ama renkler kayboluyor ve bir ahenksizlik vardır. Hocayı çağırmıştır. Hoca kusurlarını gördükten sonra su ve öd ayarını yapmış ve Düzgünman a da öğretmiştir. İkinci teknede de olumsuz sonuçlar alan Düzgünman hocasını tekrar çağırmıştır. Bu kez onun dediğinin aksine suyu az ödü az çamur gibi olmuştur. Buradan şu sonucu çıkarmıştır: Akademide çalıştığı dönemlerde tekneye hocanın eli değmekte idi. Hoca işin püf noktasını biliyordu ama bunu anlatamazdı. Düzgünman a göre insan iyice kendisi yapmaya başladığı zaman bu işin püf noktasını yavaş yavaş bilecek ve bulacaktır. Yoksa hocanın eli değdikçe bu işin püf noktası anlaşılamayacaktır. (TRT 2 için çekilen Sanatımızdan Portreler isimli belgesel film) Mustafa Düzgünman bu sanatın geleceği hakkındaki düşüncelerini Elimiz ayağımız tuttukça bu sanat için elimizden geleni yaparız. Ama daha ileriyi düşünerek takviye ve teşvik gereklidir. Mümkün mertebe öğrenmek isteyenlere teknemizi açık tutmaya çalışıyoruz sözleri ile belirtmiştir (Göktaş, 1986:29).

84 69 Düzgünman a göre baskı kağıtların ortaya çıkması ile ebru eski önemini yitirmiştir. Renkli ofset sanayinin ilerlemesi ile ebruculuk gerilemiştir. Eskiden devairi resmiye mücellitler, hattatlar hepsi ebru kullanıyormuş ve Beyazıt ta ebrucular varmış. Avrupa baskı kağıtlarının Türkiye ye girmesi ile ebrucular yavaş yavaş dükkanlarını kapatmışlardır. Günümüzde artık eskisi gibi ne kitapta ne de yazı da kullanılmaktadır. Daha çok duvarlarda tablo olarak asılmaktadır. (Horhor broşür/gazete, 1992, s.4) Ebrunun insan üzerindeki tesirini Şüphesiz bütün güzel sanatlarda olduğu gibi insan ruhuna tesiri oluyor. İnsana sükunet veriyor. Huzur veriyor. Dünya meşgaleleri ile yorulan insan zihni dinleniyor. sözleri ile belirtmiştir. (Bozgeyik, 1978, s.14) Düzgünman hat, ebru, minyatür ve tezhip gibi geleneksel sanatlarımızın yeni nesillere tanıtılması için devlet kurumlarının ve basının üzerine düşen görevi yeterince yerine getirmediğini belirtmiştir (Yardım, 1985, s.13). Mustafa Düzgünman ebruculuk hayatı boyunca gerek televizyonda yayınlanan mülakatlarında, gerekse sohbetleri sırasında bizim bir ebru geleneğimizin olduğunu ve bunun korunması gerektiğini söylemiştir Mustafa Düzgünman ın Ebrularının Özellikleri Mustafa Düzgünman yılda iki kez sonbahar ve ilkbaharda olmak üzere ebru yapmak için tekne kurmuş, yaklaşık altı bin ile sekiz bin arasında ebru yapmıştır. Ebrunun bütün çeşitlerinde çok kıymetli eserler vermiştir. Dostu Ahmet Yüksel Özemre ye göre kendisi 1966 senesine kadar ustası Necmeddin Okyay dan öğrendiği sanatı daha da geliştirmiş ve ustasını da geçmiştir. Kendine has ebrular geliştirmiştir. Üsküdar ın ebru sanatındaki nirengi noktalarından biri olmuştur (Eriş, 2007, s.144).

85 70 Diğer bir dostu Niyazi Sayın a göre ise ebru ne demek bilen bir insandı, onun gibi boyada hakimiyet kuran insan pek gösterilemezdi (Eriş, 2007, s.151). Mustafa Düzgünman ebru yapımında klasik üsluba hep bağlı kalmış, ebruyu modernleştirme adına yapılan dejenerasyonlara karşı çıkmıştır (Turan, 1991, s.47). Yaşadığı dönemde klasik ebrunun en güzel örneklerini vermiştir. Sanatçı, ebru sanatını öğrendiği biçimde bırakmamış, bu sanatın yapısını bozmadan, ebruda varolan gelişmeye açık özelliğinden yararlanarak geliştirmiştir. Necmeddin Okyay ın bulduğu çiçekli ebrulara papatyayı eklemiştir. Onun ebruları sanatın doruk noktası olmuştur (Turan, 1991, s.47). Geçmişte hat ve cilt sanatlarına yardımcı bir sanat iken Düzgünman sayesinde ebru tek başına bir sanat haline gelmiştir (Yardım, 1985, s.12). Ebruya kompozisyon tarzını getirmiştir (Yardım, 1985, s.13). Düzgünman ın yılları arasında yaptığı ebrularla son dönemlerinde yaptıkları arasında büyük farklılıklar olduğu gözlenmiştir. Özellikle karanfil, sümbül, lale gibi çiçekler daha natüralist üslupta yapılmıştır. Çiçekli ebrularına bakıldığında, yaprak ve çiçeklerin en küçük ayrıntılarına kadar titizlilikle işlendiği görülmüştür. Bu durum onun tabiatı ne kadar iyi gözlemlediğini ortaya koymaktadır. (Özsayıner, 1994, s.111) Fotoğraf 68: Hatip ebru Fotoğraf 69: Battal ebru

86 71 Yukarıdaki ebrular Mustafa Düzgünman ın ilk dönem ebru örneklerindendir (Özsayıner, 1994, s.111). Mustafa Düzgünman ın öğrencisi Aydın Gülan a göre Hoca nın ebru hayatında birkaç dönem olmuştur. Özellikle imza döneminden önce, bir ebrunun Hoca nın eseri olup olmadığını renklerden, motiflerden tespit etmek mümkündür. Dönemleri ayıran çeşitli özellikleri vardır. Necmettin Okyay dan hemen sonraki dönemde, onda özellikle Hezarfen Ethem Efendi de görülen zemin döşerken aynı rengin birbirine yakın farklı tonları ile zemin döşemesi, bu döşeme sureti ile de ebrunun böyle bir ayrıntısına bakıldığında keyfine varılabilecek bir geri çekilme dönemi vardır. Daha ziyade ebrunun yan kağıdı olarak ciharguşe ciltlerdeki cildin üzerinde veya hat yazılarının etrafında pervaz olarak kullanılması, adeta yardımcı bir sanat misyonunu ifa etmesinin de etkisi ile diğer sanatlara baskın çıkmama özelliği taşımasından dolayı, derinden incelendiğinde görülebilecek renk ve döşeme anlayışı vardır (Eriş, 2007, s.200). Sonraki dönemde biraz daha bağımsız bir sanat dalı özelliği ile renklerde canlılık ve renklerin birbiri ile uyumu aranmıştır. Hareketli renkler tercih edilmiş, zemin döşemesinde anlayış değişikliği gibi unsurlar görülmüştür. Çiçeklilerde Düzgünman ın geliştirdiği bir ebru tarzı vardır. Daha önceleri denemeler olmakla birlikte (Sacid Okyay vs.) sanatçının gelişimini tespit etmek mümkündür. İlk başlayan çiçekli ebrularda hatip ebruda olduğu gibi, ufak döşenmiş, ufak çiçekler veya büyük ebrunun tamamına hakim çiçekler vardır. Genel olarak ufak, kimi zaman çiçeğe kök yapma gibi arayışlar, sanatçının ilk dönem çiçekli ebru arayışlarında ortaya çıkmaktadır. Daha sonraki dönemlerde ise artık durmuş, oturmuş hattan ve ciltten bağımsızlaşmış müstakil bir ebru sanatı anlayışı vardır. Tek başına, kapsayan ve diğer sanat dalları ile çevrilen yeni bir ebru anlayışı burada olgunlaşmış olarak görülmektedir. Bu durum renklere de yansımıştır. Renk zevkinde de zamanla değişim olduğunu eserlerinde görmek mümkündür (Eriş, 2007, s.200). Son dönemlerde ebrularına başkalarının sahip çıkarak kendileri yapmış gibi göstermeleri, hatta sergilemeleri karşısında, eserlerine imza atmaya başlamıştır. Daha

87 72 önceleri imza atmamıştır. İmzası, onun estetik boyutunu yansıtan bir imza değildir. Düzgünman ın imzasız, ancak onun olduğunu adeta bağıran ebruları vardır. Hoca istismara karşı imza tedbirini düşünmüştür. Ailesindeki ebrular yavaş yavaş ortaya çıktığı zaman, dönemleri biraz daha netleşecektir. Hoca bazen çok güzel ebrularını da nitelikli görmediği için çoğu zaman ortaya çıkarmamış, yok etmiştir. Bu anlayış değişikliği yüzünden Hoca nın son önem ebruları büyük sanat eseri olmakla birlikte, sanki biraz daha moderndir (Eriş, 2007, s.200).

88 Mustafa Düzgünman ın Ebruları Bilgi Formu Örnek No : 1 Fotoğraf No : 70 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Battal ebru tekniği Kullanılan Renkler : Açık mor, turkuaz mavisi, açık gri, lahor çividi Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Koyu renk zemin üzerine mor, turkuaz mavisi ve açık gri kullanılarak yapılan battal ebru. Kaynak Kişi : Alparslan Babaoğlu

89 74 Bilgi Formu Örnek No : 2 Fotoğraf No : 71 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Battal ebru tekniği. Kullanılan Renkler : Siyah, Ç. Toprağı, açık toprak yeşili, açık eflatun, mor Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Koyu renk zemin üzerine toprak yeşili, çamlıca toprağı, eflatun ve mor renkleri kullanılarak yapılan battal ebru. Kaynak Kişi : Alparslan Babaoğlu

90 75 Bilgi Formu Örnek No : 3 Fotoğraf No : 72 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Battal ebru tekniği Kullanılan Renkler : Lahor çividi, açık gri, açık mavi Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Koyu renk zemin üzerine gri ve açık mavi renkleri atılarak yapılan battal ebru. Kaynak Kişi : Alparslan Babaoğlu

91 76 Bilgi Formu Örnek No : 4 Fotoğraf No : 73 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Battal ebru tekniği Kullanılan Renkler : Siyah, açık gri, kobalt mavisi, turkuaz mavisi Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Siyah zemin üzerine kobalt mavisi, turkuaz mavisi atılarak yapılan battal ebru. Üzerine gri ve siyah renklerle serpme yapılmıştır. Kaynak Kişi : Fuat Başar

92 77 Bilgi Formu Örnek No : 5 Fotoğraf No : 74 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Battal ebru tekniği Kullanılan Renkler : Kırmızı, yeşil, çamaşır çividi, hardal sarısı, açık gri Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Çamaşır çividi ile yapılan zemin üzerine hardal sarısı, kırmızı, açık gri ve yeşil renkleri atılarak yapılan battal ebru. Kaynak Kişi : Alparslan Babaoğlu

93 78 Bilgi Formu Örnek No : 6 Fotoğraf No : 75 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Battal ebru tekniği Kullanılan Renkler : Çamlıca toprağı, çamaşır çividi, aşı boyası, açık gri Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça, Kompozisyon : Çamlıca toprağı ile yapılan zemin üzerine çamaşır çividi ve aşı boyası atılarak yapılan battal ebru. Açık gri boya ile serpme yapılmıştır. Kaynak Kişi : Fuat Başar

94 79 Bilgi Formu Örnek No : 7 Fotoğraf No : 76 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Battal ebru tekniği Kullanılan Renkler : Aşı boyası, toprak yeşili, açık gri, siyah, beyaz, Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Siyah, beyaz ve aşı boyası ile yapılan gelgit zemin üzerine toprak yeşili ile battal ebru. Üzerine açık gri renk boya ile serpme yapılmıştır. Kaynak Kişi : Fuat Başar

95 80 Bilgi Formu Örnek No : 8 Fotoğraf No : 77 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Bülbül Yuvası ebru tekniği Kullanılan Renkler : Siyah, mavi,,açık kırmızı, sarı Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Siyah ile yapılan battal zemin üzerine kısa kenarda dört sıra, uzun kenarda altı sıra yapılan bülbül yuvası ebru. Kaynak Kişi : Yılmaz Eneş

96 81 Bilgi Formu Örnek No : 9 Fotoğraf No : 78 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Bülbül Yuvası ebru tekniği Kullanılan Renkler : Kırmızı, beyaz, sarı, turkuaz yeşili Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, saf su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine kısa kenarda dört sıra, uzun kenarda altı sıra yapılan bülbül yuvası ebru. Kaynak Kişi : Yılmaz Eneş

97 82 Bilgi Formu Örnek No : 10 Fotoğraf No : 79 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Gelgit ebru tekniği. Kullanılan Renkler : Beyaz, kırmızı, sarı, turkuaz yeşili, açık kahverengi, siyah. Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça. Kompozisyon : Battal ebru üzerine yapılan gelgit ebru. Beyaz ile serpme yapılmıştır. Kaynak Kişi : Yılmaz Eneş

98 83 Bilgi Formu Örnek No : 11 Fotoğraf No : 80 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Gelgit ebru tekniği Kullanılan Renkler : Hardal sarısı, lahor çividi, kırmızı, gök mavisi, açık kırmızı Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça. Kompozisyon : Battal ebru üzerine yapılan gelgit ebru. Kaynak Kişi : Yılmaz Eneş

99 84 Bilgi Formu Örnek No : 12 Fotoğraf No : 81 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Taraklı ebru tekniği Kullanılan Renkler : Kırmızı, siyah, gri,, açık gri, gök mavisi Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça, tarak Kompozisyon : Battal ebru üzerine yapılan taraklı gelgit ebru. Kaynak Kişi : Yılmaz Eneş

100 85 Bilgi Formu Örnek No : 13 Fotoğraf No : 82 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Taraklı ebru tekniği Kullanılan Renkler : Cadmium kırmızısı, hardal sarısı, açık mavi, siyah, beyaz, kahverengi, mor Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça, tarak Kompozisyon : Battal ebru üzerine yapılan taraklı ebru. Kaynak Kişi : Yılmaz Eneş

101 86 Bilgi Formu Örnek No : 14 Fotoğraf No : 83 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Serpmeli şal ebru tekniği Kullanılan Renkler : Hardal sarısı, aşı boyası, açık mavi, siyah, beyaz, açık kahverengi Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine yapılan şal ebru. Açık mavi boya ile serpme yapılmıştır. Kaynak Kişi : Sabri Mandıracı

102 87 Bilgi Formu Örnek No : 15 Fotoğraf No : 84 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Taraklı şal ebru tekniği Kullanılan Renkler : Siyah, açık mavi, beyaz, gri, sarı Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça, tarak Kompozisyon : Battal ebru üzerine yapılan taraklı şal ebru. Kaynak Kişi : Alparslan Babaoğlu

103 88 Bilgi Formu Örnek No : 16 Fotoğraf No : 85 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Hatip ebru tekniği (Menekşe) Kullanılan Renkler : Aşı boyası, siyah, sarı, kırmızı, açık mavi, turkuaz mavisi Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine yapılan hatip menekşe ebrular. Kaynak Kişi : Yılmaz Eneş

104 89 Bilgi Formu Örnek No : 17 Fotoğraf No : 86 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Hatip ebru tekniği (Menekşe) Kullanılan Renkler : Koyu gri, gri, siyah, gök mavisi, turkuaz mavisi, beyaz Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine yapılan hatip menekşe ebrular. Kaynak Kişi : Yılmaz Eneş

105 90 Bilgi Formu Örnek No : 18 Fotoğraf No : 87 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Hatip ebru tekniği (Çarkıfelek) Kullanılan Renkler : Aşı boyası, hardal sarısı, siyah, çamaşır çividi, açık gök mavisi, açık toprak yeşili Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine yapılan hatip çarkıfelek ebru. Kaynak Kişi : Yılmaz Eneş

106 91 Bilgi Formu Örnek No : 19 Fotoğraf No : 88 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Hatip ebru tekniği (Çarkıfelek) Kullanılan Renkler : Çamaşır çividi, sarı, kırmızı, siyah, turkuaz mavisi, kahverengi, açık kahverengi Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine yapılan hatip çarkıfelek ebru. Kaynak Kişi : Yılmaz Eneş

107 92 Bilgi Formu Örnek No : 20 Fotoğraf No : 89 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Hatip ebru tekniği (Yürekli) Kullanılan Renkler : Koyu gri, gri, beyaz, turkuaz mavisi Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine yapılan hatip yürekli ebrular Kaynak Kişi : Yılmaz Eneş

108 93 Bilgi Formu Örnek No : 21 Fotoğraf No : 90 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Eserde biraz yıpranma vardır. Kullanılan Teknikler : Hatip ebru tekniği (Yürekli) Kullanılan Renkler : Aşı boyası, çamaşır çividi, yeşil, sarı, açık aşı boyası Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine yapılan taraklı hatip yürekli ebrular Kaynak Kişi : Sabri Mandıracı

109 94 Bilgi Formu Örnek No : 22 Fotoğraf No : 91 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Hatip ebru tekniği (Mütenevvia) Kullanılan Renkler : Koyu gri, gri, kırmızı, açık mavi, siyah, sarı Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine yapılan hatip mütenevvia ebru. Kaynak Kişi : Yılmaz Eneş

110 95 Bilgi Formu Örnek No : 23 Fotoğraf No : 92 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Kumlu ebru tekniği Kullanılan Renkler : Lahor çividi Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Kirlenmiş kitreli su üzerine Lahor çividinin damlatılması ile oluşan kumlu ebru. Kaynak Kişi : Yılmaz Eneş

111 96 Bilgi Formu Örnek No : 24 Fotoğraf No : 93 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Akkase ebru tekniği Kullanılan Renkler : Lahor çividi, gri, çamlıca toprağı Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine yazı yazılacak kısma arap zamkı sürülerek yapılan akkaseli ebru Kaynak Kişi : Yılmaz Eneş

112 97 Bilgi Formu Örnek No : 25 Fotoğraf No : 94 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Koltuk ebru tekniği Kullanılan Renkler : Turuncu, kırmızı, gri, açık gri, mor, sarı, koyu yeşil Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine yapılan küçük karanfil ebrular. Kaynak Kişi : Yılmaz Eneş

113 98 Bilgi Formu Örnek No : 26 Fotoğraf No : 95 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Koltuk ebru tekniği Kullanılan Renkler : Siyah, gri, koyu gri, kırmızı, permanent yeşili Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine yapılan küçük tekli ve demet lale ebrular. Kaynak Kişi : Yılmaz Eneş

114 99 Bilgi Formu Örnek No : 27 Fotoğraf No : 96 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Koltuk ebru tekniği Kullanılan Renkler : Siyah, koyu gri, gri, koyu yeşil, kırmızı, Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine yapılan küçük lale ebrular. Kaynak Kişi : Yılmaz Eneş

115 100 Bilgi Formu Örnek No : 28 Fotoğraf No : 97 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Çiçekli ebru tekniği (Demet papatya, karanfil, lale) Kullanılan Renkler : Lahor çividi, beyaz, kırmızı, permanent yeşili, saman rengi, gri Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine iki adet demet karanfil, papatya, lale. Kaynak Kişi : Yılmaz Eneş

116 101 Bilgi Formu Örnek No : 29 Fotoğraf No : 98 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Çiçekli ebru tekniği (Papatya, lale, hatip) Kullanılan Renkler : Beyaz, kırmızı, koyu yeşil, çamlıca toprağı, kahverengi, siyah, gök mavisi, gri, sarı Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine lale, papatya, hatip kompozisyonu. Kaynak Kişi : Yılmaz Eneş

117 102 Bilgi Formu Örnek No : 30 Fotoğraf No : 99 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Çiçekli ebru tekniği (Demet papatya) Kullanılan Renkler : Kırmızı, sarı, beyaz, koyu yeşil, çamlıca toprağı, gri Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine yapılan demet papatya ebru. Kaynak Kişi : Yılmaz Eneş

118 103 Bilgi Formu Örnek No : 31 Fotoğraf No : 100 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Çiçekli ebru tekniği (Demet papatya) Kullanılan Renkler : Koyu yeşil, kahverengi, açık kahverengi, beyaz, çamlıca toprağı, sarıya çalan kahverengi Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine yapılan demet papatya ebru. Kaynak Kişi : Yılmaz Eneş

119 104 Bilgi Formu Örnek No : 32 Fotoğraf No : 101 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Çiçekli ebru tekniği (Demet papatya, lale, menekşe, karanfil) Kullanılan Renkler : Beyaz, permanent yeşili, sarı, çamaşır çividi, kahverengi, açık kahverengi, ultramarine mavi, açık mor Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine demet papatya, lale, karanfil, menekşe. Kaynak Kişi : Alparslan Babaoğlu

120 105 Bilgi Formu Örnek No : 33 Fotoğraf No : 102 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Çiçekli ebru tekniği (Demet gül) Kullanılan Renkler : Kırmızı, sarı, koyu yeşil, beyaz, açık lahor çividi, açık gri Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine iki adet demet gül ebru. Kaynak Kişi : Yılmaz Eneş

121 106 Bilgi Formu Örnek No : 34 Fotoğraf No : 103 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Çiçekli ebru tekniği (Demet gül) Kullanılan Renkler : Kırmızı, sarı, yeşil, koyu yeşil, açık yeşil Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine iki adet demet gül ebru. Kaynak Kişi : Alparslan Babaoğlu

122 107 Bilgi Formu Örnek No : 35 Fotoğraf No : 104 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Çiçekli ebru tekniği (Demet lale) Kullanılan Renkler : Permanent yeşili, saman rengi, kırmızı, ultramarine mavi, kahverengi, açık kahverengi Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine iki adet demet lale ebru. Kaynak Kişi : Alparslan Babaoğlu

123 108 Bilgi Formu Örnek No : 36 Fotoğraf No : 105 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Çiçekli ebru tekniği (Demet lale) Kullanılan Renkler : Koyu permanent yeşili, sarı, beyaz, siyah, permanent mor, gri Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine iki adet lale ebru. Kaynak Kişi : Alparslan Babaoğlu

124 109 Bilgi Formu Örnek No : 37 Fotoğraf No : 106 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Çiçekli ebru tekniği (Demet lale) Kullanılan Renkler : Koyu kahverengi, açık kahverengi, açık kırmızı, açık gri, koyu permanent yeşili, sarı Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine demet lale ebru Kaynak Kişi : Sabri Mandıracı

125 110 Bilgi Formu Örnek No : 38 Fotoğraf No : 107 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Çiçekli ebru tekniği (Sümbül) Kullanılan Renkler : Ultramarine yeşili, koyu kahverengi, açık kahverengi, açık eflatun Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine sümbül ebru. Kaynak Kişi : Alparslan Babaoğlu

126 111 Bilgi Formu Örnek No : 39 Fotoğraf No : 108 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Çiçekli ebru tekniği (Sümbül) Kullanılan Renkler : Çamaşır çividi, ultramarine yeşili, permanent mor, açık permanent mor Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine iki adet demet sümbül ebru Kaynak Kişi : Alparslan Babaoğlu

127 112 Bilgi Formu Örnek No : 40 Fotoğraf No : 109 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Çiçekli ebru tekniği (Gelincik) Kullanılan Renkler : Kırmızı, siyah, koyu yeşil, yeşil, açık gri Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine iki adet demet gelincik ebru. Kaynak Kişi : Fuat Başar

128 113 Bilgi Formu Örnek No : 41 Fotoğraf No : 110 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Çiçekli ebru tekniği (Gelincik) Kullanılan Renkler : Açık yeşil, kırmızı,siyah, gri, açık gri, haki yeşil Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine iki adet demet gelincik ebru. Kaynak Kişi : Fuat Başar

129 114 Bilgi Formu Örnek No : 42 Fotoğraf No : 111 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Çiçekli ebru tekniği (Menekşe) Kullanılan Renkler : Sarı, çamaşır çividi, haki yeşil, mor, gri, koyu yeşil Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, saf su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine iki adet demet menekşe ebru. Kaynak Kişi : Yılmaz Eneş

130 115 Bilgi Formu Örnek No : 43 Fotoğraf No : 112 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Çiçekli ebru tekniği (demet karanfil) Kullanılan Renkler : Koyu yeşil, çamaşır çividi, kırmızı, beyaz, açık gri, pembe Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü,su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine demet karanfil ebru Kaynak Kişi : Alparslan Babaoğlu

131 116 Bilgi Formu Örnek No : 44 Fotoğraf No : 113 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Çiçekli ebru tekniği (demet karanfil) Kullanılan Renkler : Açık lahor çividi, beyaz, kırmızı, koyu yeşil Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine iki adet demet karanfil ebru. Kaynak Kişi : Alparslan Babaoğlu

132 117 Bilgi Formu Örnek No : 45 Fotoğraf No : 114 Örnek Türü : Ebrulu kağıt İnceleme Tarihi : Eserin Tarihi : Yok Eserin Boyutları : En: 35cm. Boy: 50cm. Bugünkü Durumu : Yıpranmamış ve onarım görmemiştir. Kullanılan Teknikler : Çiçekli ebru tekniği (demet karanfil) Kullanılan Renkler : Kırmızı, sarı, eflatun, çamaşır çividi, koyu yeşil, gök mavisi Kullanılan Malzemeler : Tekne, kitre, sığır ödü, su, toprak boya, kağıt, biz, fırça Kompozisyon : Battal ebru üzerine iki adet demet karanfil ebru Kaynak Kişi : Alparslan Babaoğlu

EBRU YAPIMINDA KULLANILAN MALZEMELER VE EBRU TEKNİKLERİ Asiye Yaman

EBRU YAPIMINDA KULLANILAN MALZEMELER VE EBRU TEKNİKLERİ Asiye Yaman EBRU YAPIMINDA KULLANILAN MALZEMELER VE EBRU TEKNİKLERİ Asiye Yaman Tekne Su yüzeyinde yapılan bir sanat olan ebrûda kullanılan malzemelerden ilki içine kıvam arttırıcılı suyu koyacağımız ebru teknesidir.

Detaylı

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EL SANATLARI EĞİTİMİ BÖLÜMÜ GELENEKSEL TÜRK EL SANATLARI EĞİTİMİ BİLİM DALI

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EL SANATLARI EĞİTİMİ BÖLÜMÜ GELENEKSEL TÜRK EL SANATLARI EĞİTİMİ BİLİM DALI T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EL SANATLARI EĞİTİMİ BÖLÜMÜ GELENEKSEL TÜRK EL SANATLARI EĞİTİMİ BİLİM DALI BAHTİYAR HIRA NIN EBRU SANATINA VE EĞİTİMİNE KATKISI YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan

Detaylı

NWSA-Fine Arts Received: January 2013 NWSA ID: D0140 Accepted: October 2013 E-Journal of New World Sciences Academy

NWSA-Fine Arts Received: January 2013 NWSA ID: D0140 Accepted: October 2013 E-Journal of New World Sciences Academy ISSN: 1306-3111/1308-7290 Status : Original Study NWSA-Fine Arts Received: January 2013 NWSA ID: 2013.8.4.D0140 Accepted: October 2013 E-Journal of New World Sciences Academy Ebru Alparslan Dumlupinar

Detaylı

SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL SSSjournal (ISSN: )

SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL SSSjournal (ISSN: ) SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL SSSjournal (ISSN:2587-1587) Economics and Administration, Tourism and Tourism Management, History, Culture, Religion, Psychology, Sociology, Fine Arts, Engineering, Architecture,

Detaylı

MÜREKKEP İs Mürekkebi

MÜREKKEP İs Mürekkebi MÜREKKEP İs Mürekkebi Beziryağı, balmumu, gazyağı gibi maddelerden elde edilirdi. İçeriğinde is, zamk, ve su bulunan bu mürekkep, kolayca silinebilir, kazınabilir olması ve erken solmaması nedeniyle uzun

Detaylı

Mustafa Düzgünman hocanın yetiştirdiği öğrencilerle günümüzde ebru tanınan ve sevilen bir sanat haline gelmiştir.

Mustafa Düzgünman hocanın yetiştirdiği öğrencilerle günümüzde ebru tanınan ve sevilen bir sanat haline gelmiştir. There are no translations available. TARİHİ / ÇEŞİTLERİ/ MALZEMELER/ YAPIMI/ PÜF NOKTALARI Ebru kelimesi Farsçadır, kaş, bulut anlamlarına gelmektedir. Ortaya çıkan şekillerin buluta benzemesi nedeniyle

Detaylı

Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s

Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s Nursel KARACA 1 EBRU: SUYA AKSEDEN DÜŞLER Özet Ebru Sanatı, Türk Sanat Tarihi nde kendine özel bir yer edinmiştir. Türk kültürünün güzellik ve estetik anlayışı ile gelişerek ölümsüzleşmiş olan Ebru Sanatı

Detaylı

SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL SSSjournal (ISSN: )

SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL SSSjournal (ISSN: ) SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL SSSjournal (ISSN:2587-1587) Economics and Administration, Tourism and Tourism Management, History, Culture, Religion, Psychology, Sociology, Fine Arts, Engineering, Architecture,

Detaylı

GÖRSEL SANATLAR. Mehmet KURTBOĞAN

GÖRSEL SANATLAR. Mehmet KURTBOĞAN GÖRSEL SANATLAR Mehmet KURTBOĞAN TÜRK SÜSLEME SANATLARI??? NELERDİR? Türk süsleme sanatları a) Tezhip b) Hat c) Ebru ç) Çini d) Minyatür e) Cam bezeme (Vitray) f) Bakırcılık g) Cilt sanatı h)halı sanatı

Detaylı

GELENEKSEL TÜRK EBRU SANATINDA KRONOLOJİK GELİŞİM SÜRECİ İLE İLGİLİ BİR DEĞERLENDİRME

GELENEKSEL TÜRK EBRU SANATINDA KRONOLOJİK GELİŞİM SÜRECİ İLE İLGİLİ BİR DEĞERLENDİRME Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi Sayı 26, Sayfa 97-105, 2008 GELENEKSEL TÜRK EBRU SANATINDA KRONOLOJİK GELİŞİM SÜRECİ İLE İLGİLİ BİR DEĞERLENDİRME A. Yaşar Serin Sivas Cumhuriyet

Detaylı

EBRU SANATÇILARINDAN HĠKMET BARUTÇUGĠL ĠN EBRU SANATINA VE SANAT EĞĠTĠMĠNE KATKISI

EBRU SANATÇILARINDAN HĠKMET BARUTÇUGĠL ĠN EBRU SANATINA VE SANAT EĞĠTĠMĠNE KATKISI T.C. PAMUKKALE ÜNĠVERSĠTESĠ EĞĠTĠM BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ GÜZEL SANATLAR EĞĠTĠMĠ ANABĠLĠM DALI RESĠM - Ġġ EĞĠTĠMĠ BĠLĠM DALI YÜKSEK LĠSANS TEZĠ EBRU SANATÇILARINDAN HĠKMET BARUTÇUGĠL ĠN EBRU SANATINA VE SANAT

Detaylı

EBRU SANATININ ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ROLÜ VE DÜZCE İSTİKLAL ANAOKUL ÖRNEĞİ 1 Sedat KAYA*

EBRU SANATININ ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ROLÜ VE DÜZCE İSTİKLAL ANAOKUL ÖRNEĞİ 1 Sedat KAYA* AKDENİZ SANAT DERGİSİ, 2012, Cilt 5, Sayı 10 EBRU SANATININ ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ROLÜ VE DÜZCE İSTİKLAL ANAOKUL ÖRNEĞİ 1 Sedat KAYA* Özet Geleneksel Türk El Sanatlarından Ebru, ilk kez bazı kaynaklara göre

Detaylı

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI

JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI JÜRİ ÜYELERİNİN İMZA SAYFASI Bahar OK un Hikmet Barutçugil in Ebru Sanatındaki Yeri ve Barut ebrusu başlıklı tezi 25 /01 / 2013 tarihinde jürimiz tarafından, Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı, Resim-

Detaylı

T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EL SANATLARI ANA BİLİM DALI GELENEKSEL TÜRK EL SANATLARI EĞİTİMİ BİLİM DALI

T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EL SANATLARI ANA BİLİM DALI GELENEKSEL TÜRK EL SANATLARI EĞİTİMİ BİLİM DALI T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EL SANATLARI ANA BİLİM DALI GELENEKSEL TÜRK EL SANATLARI EĞİTİMİ BİLİM DALI EBRU SANATININ TEKSTİLDE KULLANIMI YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Gözde UZUNCA

Detaylı

İSMEK İN USTALARI VEFATININ 110. YILINDA HEZÂRFEN EDHEM EFENDİ ANISINA RAHMET DAMLALARI EBRU SERGİSİ

İSMEK İN USTALARI VEFATININ 110. YILINDA HEZÂRFEN EDHEM EFENDİ ANISINA RAHMET DAMLALARI EBRU SERGİSİ İSMEK İN USTALARI VEFATININ 110. YILINDA HEZÂRFEN EDHEM EFENDİ ANISINA EBRU SERGİSİ İ S M E K E B R Û U S T A Ö Ğ R E T İ C İ L E R İ VEFATININ 110. YILINDA HEZÂRFEN EDHEM EFENDİ ANISINA EBRU SERGİSİ İSMEK

Detaylı

CAM SÜSLEME DERSİ. Soğuk cam boyama tekniği uygulamak Kompresörle boya uygulamaları yapmak. Soğuk Cam Boyama. Kompresörle Boyama

CAM SÜSLEME DERSİ. Soğuk cam boyama tekniği uygulamak Kompresörle boya uygulamaları yapmak. Soğuk Cam Boyama. Kompresörle Boyama CAM SÜSLEME DERSİ Dersin Modülleri Cam üzerine Ebru Ultraviole Yapıştırma Soğuk Cam Boyama Kompresörle Boyama Kazandırılan Yeterlikler Cam üzerine ebru yapmak Ultraviole yapıştırma yapmak Soğuk cam boyama

Detaylı

GELENEKSEL TÜRK SÜSLEME SANATLARI AÇISINDAN BEDRİ NOYAN DEDE BABA. Lâlifer Balibeyoğlu. Bilim Tarihçisi

GELENEKSEL TÜRK SÜSLEME SANATLARI AÇISINDAN BEDRİ NOYAN DEDE BABA. Lâlifer Balibeyoğlu. Bilim Tarihçisi GELENEKSEL TÜRK SÜSLEME SANATLARI AÇISINDAN BEDRİ NOYAN DEDE BABA Lâlifer Balibeyoğlu Bilim Tarihçisi Türk Sanat tarihinde süsleme sanatları arasında özel bir yere sahip bulunan ebru sanatı ve hat sanatı,

Detaylı

EL SANATLARI TEKNOLOJİSİ

EL SANATLARI TEKNOLOJİSİ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI EL SANATLARI TEKNOLOJİSİ EBRU BOYAMAYA HAZIRLIK Ankara, 2012 Bu modül, mesleki ve teknik eğitim okul/kurumlarında uygulanan Çerçeve Öğretim Programlarında yer alan yeterlikleri

Detaylı

İLLÜSTRASYON KİTAP KAPAĞI RESİMLEME. Orta düzey

İLLÜSTRASYON KİTAP KAPAĞI RESİMLEME. Orta düzey GRAFİK VE FOTOĞRAF BÖLÜMÜ DERS PLANI DERS İLLÜSTRASYON SINIF 11 - D ÜNİTE KİTAP KAPAĞI RESİMLEME KONU KİTAP KAPAĞI İLLÜSTRASYONU RENKLENDİRME ÖĞRENCİ TANIMLAMASI 16-17 yaş ortalamasında öğrenciler Genel

Detaylı

İÇİNDEKİLER 1.BÖLÜM: TASARIM ELEMANLARI

İÇİNDEKİLER 1.BÖLÜM: TASARIM ELEMANLARI İÇİNDEKİLER 1.BÖLÜM: TASARIM ELEMANLARI 1. ÇİZGİ ve NOKTA... 3 a-çizgilerle Yapılan Tasarım Çalışmaları... 3 b- Nokta ile Yapılan Tasarım Çalışmaları... 5 c-çizgi ve Noktalarla Oluşturulan Özgün Tasarımlar...

Detaylı

BURSA'DA DÜNDEN BUGÜNE TASAVVUF KÜLTÜRÜ. Vakfı. İslAm Ara~tırrnalan Merkezi KiHüphanesi. 81)_5J;f. Dem. No: Tas. No: ' ' "-==~~="" -~~..,_.

BURSA'DA DÜNDEN BUGÜNE TASAVVUF KÜLTÜRÜ. Vakfı. İslAm Ara~tırrnalan Merkezi KiHüphanesi. 81)_5J;f. Dem. No: Tas. No: ' ' -==~~= -~~..,_. BURSA'DA DÜNDEN BUGÜNE TASAVVUF KÜLTÜRÜ Vakfı İslAm Ara~tırrnalan Merkezi KiHüphanesi Dem. No: Tas. No: 81)_5J;f ' ' "-==~~="" -~~..,_.J 3 BURSA KÜLTÜR SANAT VE TURİZM V AKFI YA YINLARI BURSA KİTAPLIGI:

Detaylı

SÜHEYL ÜNVER ARAŞTIRMA MERKEZİ RESSAM HOCA ALİ RIZA BEY KOLEKSİYONU KONSERVASYONU

SÜHEYL ÜNVER ARAŞTIRMA MERKEZİ RESSAM HOCA ALİ RIZA BEY KOLEKSİYONU KONSERVASYONU SÜLEYMANİYE YAZMA ESER KÜTÜPHANESİ KONSERVASYON VE ARAŞTIRMA MERKEZİ SÜHEYL ÜNVER ARAŞTIRMA MERKEZİ RESSAM HOCA ALİ RIZA BEY KOLEKSİYONU KONSERVASYONU HOCA ALİ RIZA BEY KİMDİR? Üsküdarlı Hoca Ali Rıza

Detaylı

Fırça Ucu Şekilleri. KEDİ DİLİ Yuvarlak fırça ucu yapraklar ve çiçekler gibi yuvarlak hatlı çizimlerde kullanılır.

Fırça Ucu Şekilleri. KEDİ DİLİ Yuvarlak fırça ucu yapraklar ve çiçekler gibi yuvarlak hatlı çizimlerde kullanılır. Fırça Ucu Şekilleri YUVARLAK UÇLU Yuvarlak uçlu fırçalar detay çalışmaları için kullanılır. Fırça ucuna baskı uygulayarak kalın çizgiler elde edebilirsiniz. DÜZ KESİK Geniş yüzeylerin boyamasında kullanabileceğiniz

Detaylı

İSMEK İN USTALARI DURUŞ İSMEK USTA ÖĞRETİCİLERİ EBRU, MİNYATÜR VE TEZHİP SERGİSİ

İSMEK İN USTALARI DURUŞ İSMEK USTA ÖĞRETİCİLERİ EBRU, MİNYATÜR VE TEZHİP SERGİSİ İSMEK İN USTALARI İSMEK USTA ÖĞRETİCİLERİ EBRU, MİNYATÜR VE TEZHİP SERGİSİ İSMEK USTA ÖĞRETİCİLERİ EBRU, MİNYATÜR VE TEZHİP SERGİSİ 3-10 Haziran 2014 / CRR Konser Salonu Fuayesi Başkan dan ni tarihe yazdırmış

Detaylı

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ TEZHİP I. SINIF GÜZ DÖNEMİ 12 Ekim 2015 Açılış Toplantısı ve Tezhip Sanatı Hakkında Bilgi; (motifler, hatailer, yapraklar) 19 Ekim 2015 Hatai çizimleri, kurşun kalem çalışması 26 Ekim 2015 Yaprak çizimleri,

Detaylı

Fırça Ucu Şekilleri. KEDİ DİLİ Yuvarlak fırça ucu yapraklar ve çiçekler gibi yuvarlak hatlı çizimlerde kullanılır.

Fırça Ucu Şekilleri. KEDİ DİLİ Yuvarlak fırça ucu yapraklar ve çiçekler gibi yuvarlak hatlı çizimlerde kullanılır. Fırça Ucu Şekilleri YUVARLAK UÇLU Yuvarlak uçlu fırçalar detay çalışmaları için kullanılır. Fırça ucuna baskı uygulayarak kalın çizgiler elde edebilirsiniz. DÜZ KESİK Geniş yüzeylerin boyamasında kullanabileceğiniz

Detaylı

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ TEZHİP I. SINIF (A) GÜZ DÖNEMİ 13 Ekim 2014 9.30-12.30 13.30-16.00 Açılış Toplantısı ve Tezhip Sanatı Hakkında Bilgi; (motifler, hatailer, yapraklar) 20 Ekim 2014 9.30-12.30 13.30-16.00 Hatai çizimleri,

Detaylı

Galata Mevlevihanesi Mevlana Rumi Mevlevi Musiki ve Sema Topluluğu Eğitim Kültür ve Yardımlaşma

Galata Mevlevihanesi Mevlana Rumi Mevlevi Musiki ve Sema Topluluğu Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Galata Mevlevihanesi Mevlana Rumi Mevlevi Musiki ve Sema Topluluğu Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Bu sayfanın amacı Türk Ebru Tarihi ya da Türk Ebrusu'nun teknik açıdan tarihî gelişimi konusunda akademik

Detaylı

ġevkġ EFENDĠ ve HASAN RIZA EFENDĠ SÜLÜS-NESĠH MURAKKAʻLARININ MUKAYESESĠ

ġevkġ EFENDĠ ve HASAN RIZA EFENDĠ SÜLÜS-NESĠH MURAKKAʻLARININ MUKAYESESĠ T.C. FATĠH SULTAN MEHMET VAKIF ÜNĠVERSĠTESĠ GÜZEL SANATLAR ENSTĠTÜSÜ GELENEKSEL TÜRK SANATLARI ANASANAT DALI YÜKSEK LĠSANS TEZĠ ġevkġ EFENDĠ ve HASAN RIZA EFENDĠ SÜLÜS-NESĠH MURAKKAʻLARININ MUKAYESESĠ

Detaylı

TEZHİP I. SINIF GÜZ DÖNEMİ 09.10.2017 Açılış Toplantısı ve Tezhip Sanatı Hakkında Bilgi; (motifler, hatailer, yapraklar) 16.10.2017 Hatai çizimleri, kurşun kalem çalışması 23.10.2017 Yaprak çizimleri,

Detaylı

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ TEZHİP I. SINIF GÜZ DÖNEMİ 10.10.2016 Açılış Toplantısı ve Tezhip Sanatı Hakkında Bilgi; (motifler, hatailer, yapraklar) 17.10.2016 Hatai çizimleri, kurşun kalem çalışması 24.10.2016 Yaprak çizimleri,

Detaylı

OKULDA KİMYA KAĞIT. Kağıdın ana maddesi doğal bir polimer olan selülozdur.

OKULDA KİMYA KAĞIT. Kağıdın ana maddesi doğal bir polimer olan selülozdur. OKULDA KİMYA KAĞIT Kağıdın ana maddesi doğal bir polimer olan selülozdur. Selüloz bitkilerin gövde ve yapraklarında bol bulunur, bu nedenle kağıt çoğunlukla ağaç gövdelerinden üretilir. Kağıt üretimi:

Detaylı

T.C. AMASYA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLER ENSTİTÜSÜ BİLİM DALI XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXX

T.C. AMASYA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLER ENSTİTÜSÜ BİLİM DALI XXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXXX XXXXXX EK [1] Dış Kapak Örneği Arial, 14 punto,ortalı,tek satır aralığı, büyük harf, bold. T.C. AMASYA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ANA BİLİM DALI BİLİM DALI 1,5 satır aralıklı 7 boşluk Tez Başlığı, ortalı,

Detaylı

Şule DURAK-Proje Koordinatörü 05057423146

Şule DURAK-Proje Koordinatörü 05057423146 DOĞRUDAN TEMİN İLANI SEVGİ EĞİTİM VE HOŞGÖRÜ GÖNÜLLERİ DERNEĞİ Elazığ ili SODES Güçlü Toplum Güçlü Kadın Projesi kapsamında Eğitim malzemesi, Tüketim-ofis malzemeleri, Hediye/Ödüllendirme Satın Almaya

Detaylı

TEZHİP I. SINIF GÜZ DÖNEMİ 15.10.2018 Açılış Toplantısı ve Tezhip Sanatı Hakkında Bilgi; (motifler, hatailer, yapraklar) 22.10.2018 Hatai çizimleri, kurşun kalem çalışması 05.11.2018 Yaprak çizimleri,

Detaylı

FIRÇADAKİ ÇİÇEKLER İSMEK TEZHİP ÖĞRETMENLERİ KARMA SERGİSİ

FIRÇADAKİ ÇİÇEKLER İSMEK TEZHİP ÖĞRETMENLERİ KARMA SERGİSİ FIRÇADAKİ ÇİÇEKLER İSMEK TEZHİP ÖĞRETMENLERİ KARMA SERGİSİ FIRÇADAKİ ÇİÇEKLER İSMEK TEZHİP ÖĞRETMENLERİ KARMA SERGİSİ 5-11 HAZİRAN 2013 / İSTANBUL TİCARET ODASI YENİ CAMİİ HÜNKÂR KASRI SERGİ SALONU Başkan

Detaylı

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin / 50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin / seckinmimarlik@ttmail.com Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin / seckinmimarlik@ttmail.com MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ

Detaylı

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ) MATBAA EBRU

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ) MATBAA EBRU T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ) MATBAA EBRU ANKARA 2008 Milli Eğitim Bakanlığı tarafından geliştirilen modüller; Talim ve Terbiye Kurulu

Detaylı

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır. Edebiyatı Sanatçıları Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. ı vardır. MEVLANA: XIII.yüzyılda yaşamıştır. Birkaç

Detaylı

Lisansüstü Eğitim Öğretim ve Araştırma Enstitüsü. Türkçe Programlar için Tez Yazım Kılavuzu

Lisansüstü Eğitim Öğretim ve Araştırma Enstitüsü. Türkçe Programlar için Tez Yazım Kılavuzu Lisansüstü Eğitim Öğretim ve Araştırma Enstitüsü Türkçe Programlar için Tez Yazım Kılavuzu Tez Yazım Kılavuzuna, grad.emu.edu.tr/akademik/tezler adresinden ulaşabilirsiniz. Giriş Teziniz, bölüm, kütüphane,

Detaylı

Hüsn-i Hat yazı çeşitleri - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi

Hüsn-i Hat yazı çeşitleri - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi Hüsn-i Hat yazı çeşitleri başlıca altı kısımda toplanmış olup, buna Aklâm-ı sitte (altı kalem) denir. Aklam-ı sitte peyderpey icat olunarak, Bağdat da Yakut-ı Musta sami tarafından kesin şekli verilen

Detaylı

KAYSERİ VE YÖRESİ TARİH ARAŞTIRMALARI MERKEZİ NDE BULUNAN EBRÛ KAPLI DEFTERLER * ÖZET

KAYSERİ VE YÖRESİ TARİH ARAŞTIRMALARI MERKEZİ NDE BULUNAN EBRÛ KAPLI DEFTERLER * ÖZET - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, p. 537-550, ANKARA-TURKEY KAYSERİ VE YÖRESİ TARİH ARAŞTIRMALARI MERKEZİ NDE BULUNAN EBRÛ KAPLI DEFTERLER * Neval

Detaylı

-- \ SEMPOZYUMU BiLDİRİLERi ULUSLARARASI AHMET YESEVİ'DEN GÜNÜMÜZE İNSANLIGA YÖN VEREN TÜRK BÜYÜKLEIÜ ROMANYA-KÖSTENCE 03-07 EYLÜL 2008.

-- \ SEMPOZYUMU BiLDİRİLERi ULUSLARARASI AHMET YESEVİ'DEN GÜNÜMÜZE İNSANLIGA YÖN VEREN TÜRK BÜYÜKLEIÜ ROMANYA-KÖSTENCE 03-07 EYLÜL 2008. -- \ ULUSLARARASI AHMET YESEVİ'DEN GÜNÜMÜZE İNSANLIGA YÖN VEREN TÜRK BÜYÜKLEIÜ SEMPOZYUMU BiLDİRİLERi ROMANYA-KÖSTENCE 03-07 EYLÜL 2008 HAZlRLAYAN İRFAN ÜNVER NASRATTINOGLU ANKARA. 2009 TÜRK CİLT SANATININ

Detaylı

Ülkeye özgü el sanatları teknikleri ve malzemeleri vaka çalışmaları

Ülkeye özgü el sanatları teknikleri ve malzemeleri vaka çalışmaları Ülkeye özgü el sanatları teknikleri ve malzemeleri vaka çalışmaları ARCHE - Mesleki Eğitimde Yapısal Kültürel Değerler Project No. LLP-LdV-TOI-2010-DE-147 327 Bu çalışma sadece yazarın görüşlerini yansıtır

Detaylı

30/12/15 SERİGRAFİ BASKI TEKNİĞİ

30/12/15 SERİGRAFİ BASKI TEKNİĞİ SERİGRAFİ BASKI TEKNİĞİ İpek Baskı - Şablon Baskı - Elek Baskı diye de anılan serigrafi, teks?l sanayinde, grafik sanatlarda ve baskı resim çalışmalarında yaygın olarak kullanılan bir baskı tekniğidir.

Detaylı

SERİGRAFİ BASKI TEK RENKLİ SERİGRAFİ BASKI TEKNİĞİNİ

SERİGRAFİ BASKI TEK RENKLİ SERİGRAFİ BASKI TEKNİĞİNİ SERİGRAFİ BASKI TEK RENKLİ SERİGRAFİ BASKI TEKNİĞİNİ SERİGRAFİ BASKI TEKNİĞİ Serigrafi genel olarak boya ve sırların çeşitli işlemlerden sonra çok ince metal, özel dokulu naylon veya ipek elek bezi üzerinde

Detaylı

İş Sağlığı ve Güvenliği Müdürlüğü 5S Standartları talimatlarının hazırlanmasından, tüm üniteler talimatın uygulamasından sorumludur.

İş Sağlığı ve Güvenliği Müdürlüğü 5S Standartları talimatlarının hazırlanmasından, tüm üniteler talimatın uygulamasından sorumludur. Sayfa No 1/6 1.0 Amaç Bu talimat ile İş güvenliği, çevre, verimlilik, makine performansı ile çalışanların katılım ve motivasyonunu artırarak düzen ve disiplini sağlamak amacıyla kurulan 5S sistematiğinde;

Detaylı

EBRÛ SANATINDA NECMEDDİN OKYAY IN MEHMET HATİP EFENDİ DEN ÖYKÜNME İZLERİ

EBRÛ SANATINDA NECMEDDİN OKYAY IN MEHMET HATİP EFENDİ DEN ÖYKÜNME İZLERİ EBRÛ SANATINDA NECMEDDİN OKYAY IN MEHMET HATİP EFENDİ DEN ÖYKÜNME İZLERİ ÖZET Öğr. Gör. Ünal ERDİNÇ Süleyman Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü, ISPARTA Tel

Detaylı

Sanatsal Okul Etkinlikleri 12. Bülten

Sanatsal Okul Etkinlikleri 12. Bülten Sanatsal Okul Etkinlikleri 12. Bülten Pierre Aguste Renoir Piere Aguste Renoir, 25 Şubat 1841 de esnaf bir ailenin çocuğu olarak Fransa nın Limoges şehrinde dünyaya geldi. Üç yıl sonra tüm ailesiyle birlikte

Detaylı

SARAY-I HÜMAYUN NAKKAŞHANESİ

SARAY-I HÜMAYUN NAKKAŞHANESİ SARAY-I HÜMAYUN NAKKAŞHANESİ İSMEK TÜRK İSLAM SANATLARI (Temel) KURS MERKEZİ HOCALARI VE KURSİYERLERİ GELENEKSEL EL SANATLARI SERGİSİ 28 Mayıs 4 Haziran 2013 / İstanbul Ticaret Odası Yeni Camii Hünkâr

Detaylı

YEM NUMUNESİ ALMA YÖNETMELİĞİ

YEM NUMUNESİ ALMA YÖNETMELİĞİ Yetki Kanunu 1734 Olur Tarihi 14.02.1975 Olur No 24 YEM NUMUNESİ ALMA YÖNETMELİĞİ Kanuni Dayanak : MADDE 1 - Bu Yönetmelik; 1734 sayılı Yem Kanununun 20 nci maddesi uyarınca hazırlanan ye Bakanlar Kurulu

Detaylı

SDÜ ART-E Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Dergisi Mayıs/Haziran 16 Cilt:9 Sayı:17 ISSN

SDÜ ART-E Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Dergisi Mayıs/Haziran 16 Cilt:9 Sayı:17 ISSN EBRU SANATINDA AKKASE TEKNİĞİ 1 THE AKKASE TECHNIQUE IN THE ART OF MARBLING Osman Caner Kolçir 2 Sema Etikan 3 ÖZ Süsleme sanatlarından ebru, geçmişi yüzyıllara dayanan, uzun süren bir emek sonucu ortaya

Detaylı

EL YAZMASI ESER CİLTLERİNDE BULUNAN EBRU ÖRNEKLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA (KÜTAHYA-TAVŞANLI ZEYTİNOĞLU İLÇE HALK KÜTÜPHANESİ ÖRNEĞİ)

EL YAZMASI ESER CİLTLERİNDE BULUNAN EBRU ÖRNEKLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA (KÜTAHYA-TAVŞANLI ZEYTİNOĞLU İLÇE HALK KÜTÜPHANESİ ÖRNEĞİ) DOI: 10.7816/ulakbilge-03-06-05 ulakbilge, 2015, Cilt 3, Sayı 6, Volume 3, Issue 6 EL YAZMASI ESER CİLTLERİNDE BULUNAN EBRU ÖRNEKLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA (KÜTAHYA-TAVŞANLI ZEYTİNOĞLU İLÇE HALK KÜTÜPHANESİ

Detaylı

Tez ve Eser Projesi Hazırlama Esaslarında kullanılan kısaltmalar aşağıdaki anlamları ifade eder:

Tez ve Eser Projesi Hazırlama Esaslarında kullanılan kısaltmalar aşağıdaki anlamları ifade eder: 1. AMAÇ VE KAPSAM T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEZ VE ESER PROJESİ HAZIRLAMA ESASLARI Bu Tez ve Eser Projesi Hazırlama Esasları nın amacı, Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü

Detaylı

DALGALANDIM DA DURULDUM. ÖMER FARUK DERE, YASEMİN ACAR KARA ve KURSİYERLERİ EBRU SERGİSİ

DALGALANDIM DA DURULDUM. ÖMER FARUK DERE, YASEMİN ACAR KARA ve KURSİYERLERİ EBRU SERGİSİ DALGALANDIM DA DURULDUM ÖMER FARUK DERE, YASEMİN ACAR KARA ve KURSİYERLERİ EBRU SERGİSİ DALGALANDIM DA DURULDUM ÖMER FARUK DERE, YASEMİN ACAR KARA VE KURSİYERLERİ EBRU SERGİSİ 1-7 ŞUBAT 2013 / CEMAL REŞİT

Detaylı

Ahlat Arkeoloji Kazı. Çini Örnekleri ve EL SANATLARI KATALOĞU

Ahlat Arkeoloji Kazı. Çini Örnekleri ve EL SANATLARI KATALOĞU Ahlat Arkeoloji Kazı Çini Örnekleri ve EL SANATLARI KATALOĞU Ahlat Arkeoloji Kazı Çini Örnekleri AHLAT ARKEOLOJİ KAZI ÇİNİ ÖRNEKLERİ AHLAT ARKEOLOJİ KAZI ÇİNİ ÖRNEKLERİ AHLAT ARKEOLOJİ KAZI ÇİNİ ÖRNEKLERİ

Detaylı

40. HOCA A Lİ RIZA İmzalı, karakalem kayalar, ağaç, deniz ve yelkenli konulu peyzaj x 9 cm.

40. HOCA A Lİ RIZA İmzalı, karakalem kayalar, ağaç, deniz ve yelkenli konulu peyzaj x 9 cm. 40. HOCA A Lİ RIZA İmzalı, karakalem kayalar, ağaç, deniz ve yelkenli konulu peyzaj. 16.5 x 9 cm. 1.500.000 TL / u i 41. HOCA A Lİ RIZA İmzalı, kırmızı pastel deniz kenarında figürlü ev ve yelkenli konulu

Detaylı

T.C. GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ YAZIM KILAVUZU. Sayfa No

T.C. GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ YAZIM KILAVUZU. Sayfa No T.C. GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ YAZIM KILAVUZU 1. GİRİŞ Galatasaray Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü nde dönem projeleri, bu kılavuzda belirtilen biçimsel özellikler

Detaylı

T.C. ATILIM ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEZ ÖNERİSİ HAZIRLAMA ESASLARI

T.C. ATILIM ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEZ ÖNERİSİ HAZIRLAMA ESASLARI T.C. ATILIM ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEZ ÖNERİSİ HAZIRLAMA ESASLARI 1. AMAÇ VE KAPSAM Bu Tez Önerisi Hazırlama Esasları nın amacı, Atılım Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Lisansüstü

Detaylı

Bilgi için: Tel: 0 22 58 30 0 Faks: 0 22 58 30 4 5 7 8 9 0 3 4 Boyacı Grubu Macun Ispatulası Ahşap Saplı Profesyonel Ispatula Plastik Saplı Proaktif Ispatula Plastik Saplı Sahra Ispatulası Ahşap Saplı

Detaylı

BİYOLOJİ DERSİNDEN 5. BÖLGESEL YARIŞMA (cevap) 7.sınıf

BİYOLOJİ DERSİNDEN 5. BÖLGESEL YARIŞMA (cevap) 7.sınıf 15.04.2018 BİYOLOJİ DERSİNDEN 5. BÖLGESEL YARIŞMA (cevap) 7.sınıf 1. Verilen hastalıklardan hangilerine virüsler neden olur? а) menenjit b) AİDS c) influensa ç) difteri d) frengi e) su çiçeği (3 p.) 2.

Detaylı

KONSERVASYON UYGULAMALARI

KONSERVASYON UYGULAMALARI KONSERVASYON UYGULAMALARI Kitap Şifahanesi ve Arşiv Dairesi Başkanlığı Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi -Yazma Bağışlar 720/4 EKİM 2013 OCAK 2014 Uygulama: Birgül EFE KOLEKSİYON HAKKINDA Yazma Bağışlar

Detaylı

DOĞRUDAN TEMİN İLANI BALAKGAZİ ORTA VE YÜKSEK EĞİTİM VAKFI

DOĞRUDAN TEMİN İLANI BALAKGAZİ ORTA VE YÜKSEK EĞİTİM VAKFI DOĞRUDAN TEMİN İLANI BALAKGAZİ ORTA VE YÜKSEK EĞİTİM VAKFI Elazığ ili SODES Benim Yıldızım Olur musun? Projesi kapsamında Eğitim malzemesi, Tüketim-ofis malzemeleri Satın Almaya İlişkin SODES 2011 Uygulama

Detaylı

EL SANATLARI TEKNOLOJĠSĠ

EL SANATLARI TEKNOLOJĠSĠ T.C. MĠLLÎ EĞĠTĠM BAKANLIĞI EL SANATLARI TEKNOLOJĠSĠ EBRU BOYAMA ANKARA, 2012 Bu modül, mesleki ve teknik eğitim okul/kurumlarında uygulanan Çerçeve Öğretim Programlarında yer alan yeterlikleri kazandırmaya

Detaylı

EBRUDAN YEŞERENLER SERGİ KATALOĞU

EBRUDAN YEŞERENLER SERGİ KATALOĞU Hikmet Barutçugil Hikmet Barutçugil EBRUDAN YEŞERENLER SERGİ KATALOĞU ISBN: 978-605-83558-9-7 Sergi Kataloğu - 8 Genel Koordinatör Hikmet YILDIRIM Yayına Hazırlayanlar Servet GÜNGÖR Abdullah ÖZKAN Tasarım

Detaylı

Araç ve Gereç: Çamur, önlük, plastik eldiven, merdane, 1cm kalınlığında çıta, kaput bezi, plastik çatal, bıçak.

Araç ve Gereç: Çamur, önlük, plastik eldiven, merdane, 1cm kalınlığında çıta, kaput bezi, plastik çatal, bıçak. Ders Planı Ders : Görsel Sanatlar Sınıf : 10 Süre : 40+40Dk Konu : Seramik Serbest Şekillendirme (Pano Şekillendirme) Amaç ve gerekçe : Bu ünitede verilecek bilgiler doğrultusunda uygun ortam sağlandığında

Detaylı

ZEMİN MEKANİĞİ DENEYLERİ

ZEMİN MEKANİĞİ DENEYLERİ ZEMİN MEKANİĞİ DENEYLERİ Konsolidasyon Su muhtevası Dane dağılımı Üç eksenli kesme Deneyler Özgül ağırlık Serbest basınç Kıvam limitleri (likit limit) Geçirgenlik Proktor ZEMİNLERDE LİKİT LİMİT DENEYİ

Detaylı

Olasılık Föyü KAZANIMLAR

Olasılık Föyü KAZANIMLAR Olasılık Föyü KAZANIMLAR Bir olaya ait olası durumları belirler. Daha fazla, eşit, daha az olasılıklı olayları ayırt eder, örnek verir. Eşit şansa sahip olan olaylarda her bir çıktının olasılık değerinin

Detaylı

DERS PLANI. : Öğrencinin renkli resim tekniklerini ayırt edebilmesi, kullanılan

DERS PLANI. : Öğrencinin renkli resim tekniklerini ayırt edebilmesi, kullanılan DERS PLANI Ders Sınıf Ders Süresi Konu Öğrenci Tanımı Amaçlar malzemeleri tanıması. : Görsel Sanatlar Dersi : 9.sınıf : 40+40 dakika : Renkli Resim Çalışmaları : 5 kız- 8 erkek öğrenci / Gelir Durumları

Detaylı

tarih ve 06 sayılı Akademik Kurul tutanağının I nolu ekidir. İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEZ YAZIM KILAVUZU

tarih ve 06 sayılı Akademik Kurul tutanağının I nolu ekidir. İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEZ YAZIM KILAVUZU İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEZ YAZIM KILAVUZU İSTANBUL 2017 1 GİRİŞ İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ne teslim edilecek Yüksek Lisans ve Doktora tezleri

Detaylı

Çin'den Osmanlıya Kaat'ı Sanatı...

Çin'den Osmanlıya Kaat'ı Sanatı... On5yirmi5.com Çin'den Osmanlıya Kaat'ı Sanatı... Geçmişten bugüne unutulmaya yüz tutan birçok el sanatımız var. Bunlardan biri de Kaat'ı. Peki Kaat'ı hakkında ne biliyorsunuz? Yayın Tarihi : 26 Ekim 2009

Detaylı

İSMEK İN USTALARI SANATA ADANMIŞ BİR ÖMÜR ETEM ÇALIŞKAN ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ

İSMEK İN USTALARI SANATA ADANMIŞ BİR ÖMÜR ETEM ÇALIŞKAN ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ İSMEK İN USTALARI ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ SANATA ADANMIŞ BİR ÖMÜR ETEM ÇALIŞKAN ETEM ÇALIŞKAN KALİGRAFİ SERGİSİ 10-17 MART 2014 / Dolmabahçe Sanat Galerisi Başkan dan eserlerin hiçbiri zahmetsiz,

Detaylı

Medresetü l Hattâtîn Yüz Yaşında M.Uğur Derman, İstanbul, Kubbealtı Neşriyat, Mayıs 2015, 224 sayfa, ISBN: 978-605-4750-15-3.

Medresetü l Hattâtîn Yüz Yaşında M.Uğur Derman, İstanbul, Kubbealtı Neşriyat, Mayıs 2015, 224 sayfa, ISBN: 978-605-4750-15-3. M.Uğur Derman, İstanbul, Kubbealtı Neşriyat, Mayıs 2015, 224 sayfa, ISBN: 978-605-4750-15-3. Fatih ERBAŞ Kitabın yazarı M.Uğur Derman (5 Şubat 1935 Bandırma), hattat Necmeddin Okyay a (1883-1976) 1955

Detaylı

Tekstil Liflerinin Sınıflandırılması

Tekstil Liflerinin Sınıflandırılması Tekstil Liflerinin Sınıflandırılması Dersimizin Amacı: Tekstil liflerinin tanımının ve sınıflandırmasının öğrenilmesi. Lif özelliklerinin öğrenilmesi Yakma testi sonucunda lifleri tanıyabilme Tekstil Liflerinin

Detaylı

ÖĞRETİM PLANI AKADEMİK YILI 2011-2012 1.YARIYIL DERSİN KODU ADI

ÖĞRETİM PLANI AKADEMİK YILI 2011-2012 1.YARIYIL DERSİN KODU ADI ÖĞRETİM PLANI AKADEMİK YILI 2011-2012 1.YARIYIL TUR 181 Türk Dili I 2 0 2 2 Dilin ve kültürün ne olduğu, dil-kültür ilişkisi, dilin sosyal bir kurum olarak millet hayatındaki yeri ve önemi, Türk dilinin

Detaylı

Tatilde Sanatla Uğraşalım

Tatilde Sanatla Uğraşalım Tatilde Sanatla Uğraşalım Bu kitapçığın sahibi 2 Yaz tatili sanat etkinlikleri yapmak için çok uygun bir zaman. Biz de bu yaz tatilinde yararlanmanız için bir sanat etkinlikleri kitapçığı hazırladık. Kitapçığın

Detaylı

Koleksiyon Adı: Bağdatlı Vehbi Efendi. Koleksiyon Numarası: 858. Uygulamayı Yapan: Y. Eşiyok

Koleksiyon Adı: Bağdatlı Vehbi Efendi. Koleksiyon Numarası: 858. Uygulamayı Yapan: Y. Eşiyok SÜLEYMANİYE YAZMA ESER KÜTÜPHANESİ KONSERVASYON VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Koleksiyon Adı: Bağdatlı Vehbi Efendi Koleksiyon Numarası: 858 Uygulamayı Yapan: Y. Eşiyok BAĞDATLI VEHBİ EFENDİ 858 Eserin Tanımı Süleymaniye

Detaylı

BEK 274 Arşiv Malzeme Bilgisi ve Bozulmaları

BEK 274 Arşiv Malzeme Bilgisi ve Bozulmaları BEK 274 Arşiv Malzeme Bilgisi ve Bozulmaları Arşiv Malzemeleri Tür ve Tanımları Yazı Malzemeleri -Kil tabletler, Papirüs, Seramikler, Taş parçaları, Parşömen, Kağıt, Deri, Mürekkep Malzemelerin çeşitleri,

Detaylı

TARİHİN IŞIĞINDA SANATSAL BİR DOKUNUŞ

TARİHİN IŞIĞINDA SANATSAL BİR DOKUNUŞ TARİHİN IŞIĞINDA SANATSAL BİR DOKUNUŞ Klasik Türk süsleme sanatçısı Gülşah İkbal Özkeskin Cesur un, Bodrum Kalesi nde 13 üncü kişisel sergisini açtı. Sergi açılışında sanatçının 9 yaşındaki kızı Neslişah

Detaylı

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ TEZHİP I. SINIF (A) GÜZ DÖNEMİ 07 Ekim 2013 Açılış Toplantısı ve Tezhip Sanatı Hakkında Bilgi; (motifler, hatailer, yapraklar) 14 Ekim 2013 Hatai çizimleri, kurşun kalem çalışması 21 Ekim 2013 Yaprak çizimleri,

Detaylı

(Dış Kapak Örneği) T.C. ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ ve EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ TEZ ADI BİTİRME TEZİ

(Dış Kapak Örneği) T.C. ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ ve EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ TEZ ADI BİTİRME TEZİ (Dış Kapak Örneği) T.C. ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ ve EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ TEZ ADI BİTİRME TEZİ Hazırlayan Adı Soyadı Danışman Unvan Adı Soyadı Niğde Ay, Yıl

Detaylı

3- ÇİMNETONUN KIVAMI VE PRİZ SÜRESİ (TS EN 196-3)

3- ÇİMNETONUN KIVAMI VE PRİZ SÜRESİ (TS EN 196-3) 3- ÇİMNETONUN KIVAMI VE PRİZ SÜRESİ (TS EN 196-3) Deneyin amacı: Deneyde amaç çimento kıvamını sağlayan su miktarını saptamaktır. Çimentonun kıvamı, vikat (vicat) aletinin sondasının serbest bırakıldığı

Detaylı

ÜLKER (OKÇUOĞLU) MUNCUK MÜZESİNDE BULUNAN HAVLULARDAN ÖRNEKLER

ÜLKER (OKÇUOĞLU) MUNCUK MÜZESİNDE BULUNAN HAVLULARDAN ÖRNEKLER G.Ü. SANAT VE TASARIM FAKÜLTESİ ÜLKER (OKÇUOĞLU) MUNCUK MÜZESİNDE BULUNAN HAVLULARDAN ÖRNEKLER 1 Yrd.Doç.Nursel BAYKASOĞLU **Yrd.Doç.Dr. Tomris YALÇINKAYA Türk kültüründe temizliğe verilen önem, temizlik

Detaylı

IX. ULUSLARARASI TÜRK SANATI, TARİHİ ve FOLKLORU KONGRESİ/SANAT ETKİNLİKLERİ EGE ÜNİVERSİTESİ İZMİR DEMOKRASİ ÜNİVERSİTESİ. Mimarlık Fakültesi

IX. ULUSLARARASI TÜRK SANATI, TARİHİ ve FOLKLORU KONGRESİ/SANAT ETKİNLİKLERİ EGE ÜNİVERSİTESİ İZMİR DEMOKRASİ ÜNİVERSİTESİ. Mimarlık Fakültesi EGE ÜNİVERSİTESİ Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi İZMİR DEMOKRASİ ÜNİVERSİTESİ Mimarlık Fakültesi Ege ART SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Türk

Detaylı

KONSERVASYON UYGULAMALARI

KONSERVASYON UYGULAMALARI KONSERVASYON UYGULAMALARI Kitap Şifahanesi ve Arşiv Dairesi Başkanlığı Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi -Yazma Bağışlar 720/1 EKİM 2013 OCAK 2014 Uygulama: Aysun CUMA KOLEKSİYON HAKKINDA Yazma Bağışlar

Detaylı

Kağıdın geri dönüşümü sayesinde ağaç kesimi azalacak ve ormanların yok olması engellenmiş olacaktır. Bunun sonucunda doğal kaynaklarımız korunmuş

Kağıdın geri dönüşümü sayesinde ağaç kesimi azalacak ve ormanların yok olması engellenmiş olacaktır. Bunun sonucunda doğal kaynaklarımız korunmuş Kağıdın geri dönüşümü sayesinde ağaç kesimi azalacak ve ormanların yok olması engellenmiş olacaktır. Bunun sonucunda doğal kaynaklarımız korunmuş olacak ve küresel ısınmanın etkilerini azaltma yönünde

Detaylı

T.C. UFUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DOKTORA VE YÜKSEK LİSANS TEZ ÖNERİSİ HAZIRLAMA KLAVUZU VE TEZ ÖNERİ FORMU ANKARA

T.C. UFUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DOKTORA VE YÜKSEK LİSANS TEZ ÖNERİSİ HAZIRLAMA KLAVUZU VE TEZ ÖNERİ FORMU ANKARA T.C. UFUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DOKTORA VE YÜKSEK LİSANS TEZ ÖNERİSİ HAZIRLAMA KLAVUZU VE TEZ ÖNERİ FORMU ANKARA Ocak-2018 1 1. AMAÇ VE KAPSAM Bu Tez Önerisi Hazırlama kılavuzunun amacı,

Detaylı

09:30-12:00 1. AŞAMA (SANAT TASARIM GRUBU) ORTAK DESEN SINAVI 2 Saat 30 dakika 13:30-16:00* 2 Saat 30 dakika 2.AŞAMA (SANAT GRUBU - RESİM BÖLÜMÜ)

09:30-12:00 1. AŞAMA (SANAT TASARIM GRUBU) ORTAK DESEN SINAVI 2 Saat 30 dakika 13:30-16:00* 2 Saat 30 dakika 2.AŞAMA (SANAT GRUBU - RESİM BÖLÜMÜ) 1. GRUP Sanat Grubu : Resim Bölümü - Heykel Bölümü Tasarım Grubu : Grafik Bölümü : Grafik Tasarım ASD., Grafik Resimleme ve Baskı ASD. - Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü : Aksesuar Tasarım ASD., Moda Giyim

Detaylı

BĠLECĠK ġeyh EDEBALĠ ÜNĠVERSĠTESĠ FEN EDEBĠYAT FAKÜLTESĠ COĞRAFYA BÖLÜMÜ BĠTĠRME ÖDEVĠ YAZIM KILAVUZU

BĠLECĠK ġeyh EDEBALĠ ÜNĠVERSĠTESĠ FEN EDEBĠYAT FAKÜLTESĠ COĞRAFYA BÖLÜMÜ BĠTĠRME ÖDEVĠ YAZIM KILAVUZU BĠLECĠK ġeyh EDEBALĠ ÜNĠVERSĠTESĠ FEN EDEBĠYAT FAKÜLTESĠ COĞRAFYA BÖLÜMÜ BĠTĠRME ÖDEVĠ YAZIM KILAVUZU 1. AMAÇ VE KAPSAM Bitirme ödevinin amacı öğrencilerin derslerde öğrendikleri teori ve uygulama konuları,

Detaylı

: Öğrenci renk skalası ile renkleri ve tonları öğrenir, bu şekilde hatasız boyama ve çizme bilgisini edinir.

: Öğrenci renk skalası ile renkleri ve tonları öğrenir, bu şekilde hatasız boyama ve çizme bilgisini edinir. DERS PLANI Ders Sınıf Ders Süresi Konu Öğrenci Tanımı : Görsel Sanatlar Dersi : 9.sınıflar : 40 + 40 + 40dk (3 ders saati) : Renk Bilgisi : 20 kız- 16 erkek öğrenci / Gelir Durumları Orta Amaçlar : Öğrenci

Detaylı

T.C. İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI İnsan Kaynakları ve Eğitim Daire Başkanlığı Eğitim Müdürlüğü

T.C. İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI İnsan Kaynakları ve Eğitim Daire Başkanlığı Eğitim Müdürlüğü T.C. İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI İnsan Kaynakları ve Eğitim Daire Başkanlığı Eğitim Müdürlüğü İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SANAT VE MESLEK EĞİTİMİ KURSLARI (İSMEK) "BRANŞ YARIŞMALARI" ORGANİZASYONU

Detaylı

Tezde yer alacak bölümlerin sunuş sırası aşağıdaki düzende olmalıdır;

Tezde yer alacak bölümlerin sunuş sırası aşağıdaki düzende olmalıdır; TEZ BÖLÜMLERİNİN SUNUŞ SIRASI Tezde yer alacak bölümlerin sunuş sırası aşağıdaki düzende olmalıdır; 1. Dış kapak 2. İçindekiler 3. Kısaltmalar 4. Çizelge listesi 5. Şekil listesi 6. Özet 7. Giriş 8. Diğer

Detaylı

ŞEYH SAFVET İN TASAVVUF DERGİSİ NDEKİ YAZILARINDA TASAVVUFÎ KAVRAMLARA BAKIŞI

ŞEYH SAFVET İN TASAVVUF DERGİSİ NDEKİ YAZILARINDA TASAVVUFÎ KAVRAMLARA BAKIŞI T.C. Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı ŞEYH SAFVET İN TASAVVUF DERGİSİ NDEKİ YAZILARINDA TASAVVUFÎ KAVRAMLARA BAKIŞI Zekiye Berrin HACIİSMAİLOĞLU Yüksek Lisans

Detaylı

KALIP (ŞABLON) BASKI TEKNİĞİ

KALIP (ŞABLON) BASKI TEKNİĞİ KALIP (ŞABLON) BASKI TEKNİĞİ Yüksek Baskı Teknikleri Tanımlar Yüksek baskı Kalıbın tümsekte olan yüzeyinden baskı yüzeyine aktarıldığı baskı sistemidir. Baskıda boyanın değmemesi gereken kısımlar, kalıpta

Detaylı

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır Tevafuk birbirine denk gelmek, birbiriyle uygun vaziyet almak demektir. Tevafuklu Kur anda tam 2806 Allah lafzı pek az müstesnalar

Detaylı

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik OSMANLI YAPILARINDA İZNİK ÇİNİLERİ Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik Çinileri, KültK ltür r Bakanlığı Osmanlı Eserleri, Ankara 1999 Adana Ramazanoğlu Camii Caminin kitabelerinden yapımına 16. yy da Ramazanoğlu

Detaylı

KONYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ II. ULUSLARARASI İSLÂM SANATLARI YARIŞMASI

KONYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ II. ULUSLARARASI İSLÂM SANATLARI YARIŞMASI KONYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ II. ULUSLARARASI İSLÂM SANATLARI YARIŞMASI Yarışmanın Amacı Kadim bir medeniyet beşiği olan Konya nın 2016 İslâm Dünyası Turizm Başkenti olması sebebiyle başta kültür ve turizm

Detaylı

2011 2012 Eğitim Öğretim Yılı Ders Programı

2011 2012 Eğitim Öğretim Yılı Ders Programı 2011 2012 Eğitim Öğretim Yılı Ders Programı Dersin Adı: Türkçe Dil Bilgisi Yaş Grubu: 1-3 yaş Ögretmen: İmge Şahin Email: sahin_imge@hotmail.com Değerli Veliler, Bu yıl okul öncesi (1-3 yaş) sınıfını beraber

Detaylı

T.C. BATMAN ÜNİVERSİTESİ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU SPOR YÖNETİCİLİĞİ BÖLÜMÜ

T.C. BATMAN ÜNİVERSİTESİ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU SPOR YÖNETİCİLİĞİ BÖLÜMÜ T.C. BATMAN ÜNİVERSİTESİ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU SPOR YÖNETİCİLİĞİ BÖLÜMÜ ARAŞTIRMA PROJESİ I-II DERSİ HAZIRLAMA KILAVUZU EYLÜL-2017 1-GENEL BİLGİ BATMAN BU KILAVUZUN HER HAKKI SAKLIDIR Araştırma

Detaylı