Tezin Enstitüye Verildiği Tarih : 27 Aralık 2004 Tezin Savunulduğu Tarih : 26 Ocak 2005

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Tezin Enstitüye Verildiği Tarih : 27 Aralık 2004 Tezin Savunulduğu Tarih : 26 Ocak 2005"

Transkript

1 ĠSTANBUL TEKNĠK ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ TÜRKĠYE ĠL VE COĞRAFĠ BÖLGE BAZINDA ĠNSANĠ GELĠġMĠġLĠK ARAġTIRMASI: YÜKSEK LĠSANS TEZĠ BarıĢ TURAN Tezin Enstitüye Verildiği Tarih : 27 Aralık 2004 Tezin Savunulduğu Tarih : 26 Ocak 2005 Tez DanıĢmanı : Diğer Jüri Üyeleri Doç.Dr. Raziye SELĠM Doç.Dr. Suat KÜÇÜKÇĠFÇĠ (Ġ.T.Ü) Yrd.Doç.Dr. Yusuf Ġlker TOPÇU (Ġ.T.Ü.) OCAK 2005 i

2 ÖNSÖZ Öncelikle, yılları arası Türkiye il ve coğrafi bölgelerinin insani gelişmişlik incelemeleri için hazırladığım bu yüksek lisans tezinin başından sonuna kadar desteğini esirgemeyen, tanıdığım ilk günden itibaren daima yanımda olan sevgili danışman hocam Doç. Dr. Raziye Selim e teşekkürlerimi bir borç bilirim. Ayrıca, İşletme Mühendisliği Sayısal Yöntemler Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi olarak çalıştığım süre boyunca sıcak bir aile ortamını aratmayan değerli anabilim hocalarım Ümit Şenesen, Burç Ülengin, Benan Zeki Orbay, Suat Küçükçifçi, Raziye Selim, Mehtap Hisarcıklılar, çalışma arkadaşım Cem Çakmaklı ve isimlerini bu satırlara sığdıramadığım tüm hocalarım ve çalışma arkadaşlarıma da bir kez daha teşekkürlerimi sunarım. Maalesef aynı koridorlarda çalışmayı devam ettiremesem de, başka bir işte hiçbir zaman bulabileceğime inanmadığım sevgi ve dayanışmayı, en azından normal yaşamda onlarla devam ettirebilirsem çok mutlu olacağım. Ocak 2005 Barış TURAN ii

3 ĠÇĠNDEKĠLER KISALTMALAR. v TABLO LĠSTESĠ vi ġekġl LĠSTESĠ x SEMBOL LĠSTESĠ... xiii ÖZET... xiv SUMMARY... xvi 1 GĠRĠġ Giriş ve Çalışmanın Amacı ARAġTIRMA KAPSAMI Genel Değerlendirme İnsani Gelişmişlik Endeksi Oluşturulmasında Kullanılan Değişkenler Demografik Göstergeler Eğitim Göstergeleri Sağlık Göstergeleri Kültür Göstergeleri İnşaat Göstergeleri Tarım Göstergeleri Mali Göstergeler Bankacılık Göstergeleri Diğer Göstergeler (Adalet-Enerji-Sanayi-Ulaştırma Göstergeleri) ARAġTIRMA TEKNĠĞĠ Temel Bileşenler Analizi Tekniği Bartlett Küresellik Testi Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) Örneklem Yeterlilik Testi SPSS Programı Temel Bileşenler Analizi Sonuçlarının Değerlendirilmesi Kümeleme Analizi Tekniği SPSS Programı Kümeleme Analizi Sonuçlarının Değerlendirilmesi YILLARI ARASI TÜRKĠYE ĠLLERĠNĠN SORGULAYICI VERĠ ÇÖZÜMLEMESĠ ĠLE ĠNCELENMESĠ ĠLLERĠN SOSYO-EKONOMĠK GELĠġMĠġLĠK SIRALAMASI İllerin İnsani Gelişmişlik Endeksi ve Sıralama Sonuçlarına İlişkin Genel Değerlendirme : iii

4 YILLARI SOSYO-EKONOMĠK GELĠġMĠġLĠK ENDEKSĠNE GÖRE ĠLLERĠN GRUPLANDIRILMASI Genel Değerlendirme Birinci Derece Gelişmiş İller Grubu İkinci Derece Gelişmiş İller Grubu Üçüncü Derece Gelişmiş İller Grubu Dördüncü Derece Gelişmiş İller Grubu Beşinci Derece Gelişmiş İller Grubu COĞRAFĠ BÖLGELERĠN SOSYO-EKONOMĠK GELĠġMĠġLĠK SIRALAMASI Coğrafi Bölgelerin İnsani Gelişmişlik Endeksi ve Sıralama Sonuçlarına İlişkin Genel Değerlendirme : Marmara Bölgesi Ege Bölgesi İç Anadolu Bölgesi Akdeniz Bölgesi Karadeniz Bölgesi Güneydoğu Anadolu Bölgesi Doğu Anadolu Bölgesi SONUÇLAR VE TARTIġMA KAYNAKLAR EKLER ÖZGEÇMĠġ iv

5 KISALTMALAR DAP DĠE DOKAP DPT HDI GAP GSMH GSYĠH JICA KMO KOBĠ KOSGEB KÖY KSS NASA OECD OSB SAS SPSS PQLI UNDP : Doğu Anadolu Projesi Ana Planı : Devlet İstatistik Enstitüsü : Doğu Karadeniz Bölgesel Gelişme Planı : Devlet Planlama Teşkilatı : İnsani Kalkınma Endeksi : Güneydoğu Anadolu Projesi : Gayri Safi Milli Hasıla : Gayri Safi Yurt İçi Hasıla : Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı : Kaiser-Meyer-Olkin Örneklem Yeterlilik Testi : Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler : Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı : Kalkınmada Öncelikli Yöre : Küçük Sanayi Sitesi : Amerikan Uzay Teşkilatı : Ekonomik Kalkınma ve Birleşme Teşkilatı : Organize Sanayi Bölgesi : İstatistiksel Analiz Sistemi : Sosyal Bilimler İçin İstatistiksel Paket Programı : Fiziksel Yaşam Kalitesi Endeksi : Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı v

6 TABLO LĠSTESĠ Tablo 2.1 Tablo 3.1 Tablo 3.2 Sayfa No Türkiye il ve bölge bazında insani gelişmişlik araştırmasında kullanılan sosyo-ekonomik değişkenler 16 Birinci temel bileşen varyans ve açıklama oranları ( ) Temel bileşenler ile değişkenler arası korelasyonlar ( ) Tablo 3.3 Temel bileşen yükleri ( ) Tablo 3.4 Agglomeration Schedule Tablo 5.1 Spearman sıra korelasyonu katsayıları ( ). 60 Tablo 5.2 Pearson korelasyon katsayıları ( ) 61 Tablo 5.3 Türkiye illeri insani gelişmişlik endeksi değerleri ( ) Tablo 5.4 Türkiye illeri insani gelişmişlik sıralaması ( ) Tablo 6.1 Tablo 7.1 Tablo 7.2 Tablo 7.3 Tablo 7.4 Tablo 7.5 Tablo 7.6 Tablo 7.7 Tablo 7.8 Tablo yılları insani gelişmişlik seviyelerine göre il grupları Türkiye coğrafi bölgeleri insani gelişmişlik endeksi değerleri ( ) Türkiye coğrafi bölgeleri insani gelişmişlik sıralaması ( ) Marmara bölgesi illeri insani gelişmişlik endeksleri ( ) Ege Bölgesi illeri insani gelişmişlik endeksleri ( ) İç Anadolu Bölgesi illeri sosyo-ekonomik gelişmişlik endeksleri ( ) Akdeniz Bölgesi illeri insani gelişmişlik endeksleri ( ) Karadeniz Bölgesi illeri insani gelişmişlik endeksleri ( ) Güneydoğu Anadolu Bölgesi illeri insani gelişmişlik endeksleri ( ) Doğu Anadolu Bölgesi illeri insani gelişmişlik endeksleri ( ) vi

7 Sayfa No Tablo A.1 Türkiye illeri sosyo-ekonomik değişkenler (1995) Tablo A.2 Türkiye illeri sosyo-ekonomik değişkenler (1996) Tablo A.3 Türkiye illeri sosyo-ekonomik değişkenler (1997) Tablo A.4 Türkiye illeri sosyo-ekonomik değişkenler (1998) Tablo A.5 Türkiye illeri sosyo-ekonomik değişkenler (1999) Tablo A.6 Türkiye illeri sosyo-ekonomik değişkenler (2000) Tablo A.7 Türkiye illeri sosyo-ekonomik değişkenler (2001) Tablo B.1 Coğrafi Bölgeler sosyo-ekonomik değişkenler (1995) 140 Tablo B.2 Coğrafi Bölgeler sosyo-ekonomik değişkenler (1996) 141 Tablo B.3 Coğrafi Bölgeler sosyo-ekonomik değişkenler (1997) 142 Tablo B.4 Coğrafi Bölgeler sosyo-ekonomik değişkenler (1998) 143 Tablo B.5 Coğrafi Bölgeler sosyo-ekonomik değişkenler (1999) 144 Tablo B.6 Coğrafi Bölgeler sosyo-ekonomik değişkenler (2000) 145 Tablo B.7 Coğrafi Bölgeler sosyo-ekonomik değişkenler (2001) 146 Tablo C.1 Tablo C.2 Tablo C.3 Tablo C.4 Tablo C.5 Tablo C.6 Tablo C.7 Tablo D.1 Türkiye illeri sosyo-ekonomik değişkenler için simgeli gösterim (1995) Türkiye illeri sosyo-ekonomik değişkenler için simgeli gösterim (1996) Türkiye illeri sosyo-ekonomik değişkenler için simgeli gösterim (1997) Türkiye illeri sosyo-ekonomik değişkenler için simgeli gösterim (1998) Türkiye illeri sosyo-ekonomik değişkenler için simgeli gösterim (1999) Türkiye illeri sosyo-ekonomik değişkenler için simgeli gösterim (2000) Türkiye illeri sosyo-ekonomik değişkenler için simgeli gösterim (2001) Doğuşta yaşam beklentisi beşli özetleri (yıl) ( ) Tablo D.2 İl nüfusları beşli özetleri ( ) Tablo D.3 Şehirleşme oranları beşli özetleri (%) ( ) Tablo D.4 Nüfus artış hızları beşli özetleri (Binde) ( ) 161 Tablo D.5 Tablo D.6 Nüfus yoğunlukları beşli özetleri (kişi/km2) ( ) Ortalama hanehalkı büyüklükleri beşli özetleri ( ) vii

8 Sayfa No Tablo D.7 Doğurganlık hızları beşli özetleri ( ) Tablo D.8 Bebek ölüm oranları beşli özetleri (Binde) ( ) 162 Tablo D.9 Okuryazar nüfus oranları beşli özetleri (%) ( ) Tablo D.10 Kadın nüfus okuryazar oranları beşli özetleri (%) ( ) Tablo D.11 Üniversite bitirenlerin okul bitirenlere oranı beşli özetleri (%) ( ) Tablo D.12 İlköğretim öğretmen başına düşen öğrenci sayıları beşli özetleri ( ) Tablo D.13 Ortaöğretim öğretmen başına düşen öğrenci sayıları beşli özetleri ( ) Tablo D.14 On bin kişiye düşen eczacı sayıları beşli özetleri ( ) Tablo D.15 On bin kişiye düşen hekim sayıları beşli özetleri ( ) Tablo D.16 On bin kişiye düşen dişçi sayıları beşli özetleri ( ) Tablo D.17 On bin kişiye düşen hemşire sayıları beşli özetleri ( ) Tablo D.18 On bin kişiye düşen hastane yatak sayıları beşli özetleri ( ) Tablo D.19 Kırsal kesim kişi başı tarımsal üretim değerleri beşli özetleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) 164 Tablo D.20 Kırsal kesim on bin kişiye düşen traktör adedi beşli özetleri ( ) Tablo D.21 On bin kişiye düşen tamamen ya da kısmen biten daire sayıları beşli özetleri ( ) Tablo D.22 Kişi başı tamamen ya da kısmen biten yapı değeri beşli özetleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) 165 Tablo D.23 Yüz bin kişiye düşen sinema sayıları beşli özetleri ( ) Tablo D.24 Yüz bin kişiye düşen satılan sinema biletleri beşli özetleri ( ) Tablo D.25 Yüz bin kişiye düşen tiyatro-opera-bale sayıları beşli özetleri ( ) Tablo D.26 Yüz bin kişiye düşen satılan tiyatro-opera-bale bilet sayıları beşli özetleri ( ) Tablo D.27 Cezaevine giren kişi sayıları beşli özetleri (Binde) ( ) Tablo D.28 Kişi başına düşen gsyih değerleri beşli özetleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) viii

9 Sayfa No Tablo D.29 Kişi başına düşen genel bütçe gelirleri beşli özetleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) Tablo D.30 Yüz bin kişiye düşen toplam banka şube sayıları beşli özetleri ( ) Tablo D.31 Kişi başına düşen toplam banka mevduat tutarları beşli özetleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) 167 Tablo D.32 Kişi başına düşen toplam banka kredi tutarları beşli özetleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) 167 Tablo D.33 Kırsal kesim kişi başına düşen tarım kredileri tutarları beşli özetleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) Tablo D.34 Kişi başına düşen teşvik belgeli yatırımlar beşli özetleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) Tablo D.35 Kişi başına düşen kamu yatırımları beşli özetleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) Tablo D.36 Kişi başına düşen belediye giderleri beşli özetleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) Tablo D.37 On bin kişiye düşen toplam motorlu taşıt sayıları beşli özetleri ( ) Tablo D.38 On bin kişiye düşen özel otomobil sayıları beşli özetleri ( ) Tablo D.39 Kişi başına düşen elektrik tüketim miktarları beşli özetleri (Kilowatt-saat) ( ) Tablo D.40 Kişi başına düşen imalat sanayi katma değer tutarları beşli özetleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) Tablo E.1 Sosyo-ekonomik değişkenler Bowley çarpıklık ölçüleri ( ) Tablo F.1 Temel Bileşen Varyans ve Açıklama Oranları (1995) 171 Tablo F.2 Temel Bileşen Varyans ve Açıklama Oranları (1996) 172 Tablo F.3 Temel Bileşen Varyans ve Açıklama Oranları (1997) 173 Tablo F.4 Temel Bileşen Varyans ve Açıklama Oranları (1998) 174 Tablo F.5 Temel Bileşen Varyans ve Açıklama Oranları (1999) 175 Tablo F.6 Temel Bileşen Varyans ve Açıklama Oranları (2000) 176 Tablo F.7 Temel Bileşen Varyans ve Açıklama Oranları (2001) 177 Tablo G.1 Tablo H.1 İnsani gelişmişlik endekslerine göre iller arasındaki yakınlık matrisi Kalkınmada Öncelikli Yöreler Kapsamındaki İller (2003). 180 ix

10 ġekġl LĠSTESĠ Sayfa No ġekil 4.1 Doğuşta yaşam beklentisi kutu gösterimleri (yıl) ( ). 33 ġekil 4.2 İl nüfusları kutu gösterimleri ( ) ġekil 4.3 Şehirleşme oranları kutu gösterimleri (%) ( ) ġekil 4.4 Nüfus artış hızları kutu gösterimleri (Binde) ( ) ġekil 4.5 Nüfus yoğunlukları kutu gösterimleri (kişi/km2) ( ).. 35 ġekil 4.6 Ortalama hanehalkı büyüklükleri kutu gösterimleri ( ) 36 ġekil 4.7 Doğurganlık hızları kutu gösterimleri ( ) ġekil 4.8 Bebek ölüm oranları kutu gösterimleri (Binde) ( ) ġekil 4.9 Okuryazar nüfus oranları kutu gösterimleri (%) ( ) ġekil 4.10 Kadın nüfus okuryazar oranları kutu gösterimleri (%) ( ) ġekil 4.11 Üniversite bitirenlerin okul bitirenlere oranı kutu gösterimleri (%) ( ) ġekil 4.12 İlköğretim öğretmen başına düşen öğrenci sayıları kutu gösterimleri ( ) ġekil 4.13 Ortaöğretim öğretmen başına düşen öğrenci sayıları kutu gösterimleri ( ) ġekil 4.14 On bin kişiye düşen eczacı sayıları kutu gösterimleri ( ) ġekil 4.15 On bin kişiye düşen hekim sayıları ( ) ġekil 4.16 On bin kişiye düşen dişçi sayıları kutu gösterimleri ( ) 42 ġekil 4.17 On bin kişiye düşen hemşire sayıları kutu gösterimleri ( ) ġekil 4.18 On bin kişiye düşen hastane yatak sayıları kutu gösterimleri ( ) ġekil 4.19 Kırsal kesim kişi başı tarımsal üretim değerleri kutu gösterimleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) ġekil 4.20 Kırsal kesim on bin kişiye düşen traktör adedi kutu gösterimleri ( ) x

11 Sayfa No ġekil 4.21 On bin kişiye düşen tamamen ya da kısmen biten daire sayıları kutu gösterimleri ( ) ġekil 4.22 Kişi başı tamamen ya da kısmen biten yapı değeri kutu gösterimleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.).. 46 ġekil 4.23 Yüz bin kişiye düşen sinema sayıları kutu gösterimleri ( ) ġekil 4.24 Yüz bin kişiye düşen satılan sinema biletleri kutu gösterimleri ( ) ġekil 4.25 Yüz bin kişiye düşen tiyatro-opera-bale sayıları kutu gösterimleri ( ) ġekil 4.26 Yüz bin kişiye düşen satılan tiyatro-opera-bale bilet sayıları kutu gösterimleri ( ) ġekil 4.27 Cezaevine giren kişi sayıları kutu gösterimleri (Binde) ( ) ġekil 4.28 Kişi başına düşen gayri safi yurt içi hasıla değerleri kutu gösterimleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) ġekil 4.29 Kişi başına düşen genel bütçe gelirleri kutu gösterimleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) ġekil 4.30 Yüz bin kişiye düşen toplam banka şube sayıları kutu gösterimleri ( ) ġekil 4.31 Kişi başına düşen toplam banka mevduat tutarları kutu gösterimleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) ġekil 4.32 Kişi başına düşen toplam banka kredi tutarları kutu gösterimleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) ġekil 4.33 Kırsal kesim kişi başına düşen tarım kredileri tutarları kutu gösterimleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) ġekil 4.34 Kişi başına düşen teşvik belgeli yatırımlar kutu gösterimleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) ġekil 4.35 Kişi başına düşen kamu yatırımları kutu gösterimleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) ġekil 4.36 Kişi başına düşen belediye giderleri kutu gösterimleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) ġekil 4.37 On bin kişiye düşen toplam motorlu taşıt sayıları kutu gösterimleri ( ) ġekil 4.38 On bin kişiye düşen özel otomobil sayıları kutu gösterimleri ( ) ġekil 4.39 Kişi başına düşen elektrik tüketim miktarları kutu gösterimleri (Kilowatt-saat) ( ) ġekil 4.40 Kişi başına düşen imalat sanayi katma değer tutarları kutu gösterimleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) ġekil yılları arası Türkiye illeri insani gelişmişlik sıralaması taban-tavan grafiği xi

12 Sayfa No ġekil 6.1 Kümeleme analizi Dendogram grafiği ġekil 6.2 ġekil yılları insani gelişmişlik seviyelerine göre il grupları dağılımı ve 2001 yılları Türkiye bölgeleri insani gelişmişlik endeksi değerleri xii

13 SEMBOL LĠSTESĠ D a : Alt Dördebölen DAr : Dördebölenler Aralığı D ü : Üst Dördebölen E a : Alt Eşik Değeri E ü : Üst Eşik Değeri Ortc : Ortanca 1, 2,..., p : Temel Bileşenler w ij : j. Değişkenin i. Temel Bileşen Üzerindeki Ağırlığı : Standartlaştırılmış Veri Matrisinin Kovaryans Matrisi i : i. Temel Bileşenin Özdeğeri (Varyansı) S j : j. Değişkenin Standart Sapması r : i. Temel Bileşen ile j. Değişken Arasındaki Korelasyon Katsayısı i, X j xiii

14 TÜRKĠYE ĠL VE COĞRAFĠ BÖLGE BAZINDA ĠNSANĠ GELĠġMĠġLĠK ARAġTIRMASI: ÖZET Ülke ekonomileri içinde farklı gelişmişlik düzeyinde yörelerin ortaya çıkmasının toplumu oluşturan fertler arasında istihdam imkanları, gelir ve refah dağılımı açısından çeşitli eşitsizlik ve dengesizliklere yol açıp, mekansal kutuplaşmaları doğurduğu bilinmekte olup, bölgesel ekonomik ve sosyal farklılıklar yıllardan beri ülkelerin yönetimini meşgul eden önemli problemlerden biri olarak süregelmektedir. Türkiye il ve coğrafi bölgeleri arasında, yılları bireylerin gelişmişlik düzeylerinin ortaya çıkarıldığı bu çalışmada, insani gelişmişlik endeksi elde edilebilmesine ve göstergelerin gelişmişliğe olan nispi katkılarının belirlenebilmesine imkan sağlayan Temel Bileşenler Analizi yöntemi uygulanmış olup, gelişmişliğin ekonomik boyutları yanında, sosyal ve kültürel yanlarını içeren çeşitli göstergelerden oluşan veri seti kullanılmıştır. Bu tür gelişmişlik endeksinin elde edilmesi ile il ve coğrafi bölgeler arasındaki farklılıklarının ortaya çıkarılması, yerleşim birimleri üzerinde zaman içinde uygulanan çeşitli politikaların sonuçlarının izlenmesi imkanını doğurmakla birlikte bu politikaların başarı derecelerini görmek ve günün koşullarına göre yeni politikalar uygulayabilme olanağını da yaramaktadır. Öte yandan zaman içinde insani gelişmişlik seviyelerine etki eden sosyo-ekonomik göstergelerin önem sıralarına göre derecelendirilmelerinin yapılması da gelecek dönemlerde hangi göstergeler üzerinde önemle durulacağı gibi konularda da bakış açısı kazandırmaktadır. Nitekim, on bin kişiye düşen eczacı sayısı, dişçi sayısı ile toplam özel otomobil sayıları göstergeleri zaman içindeki gelişmişlik endekslerini oluşturmada en etkili öğeler olarak ortaya çıkmaktadır. On bin kişiye düşen hekim ve toplam motorlu taşıt sayısı, yüz bin kişiye düşen banka şube sayısı, kişi başı yıl içinde biten yapı değeri, banka mevduatı tutarı ve gayri safi yurt içi hasıla değerleri ile okuryazar oranı, okuryazar kadın oranı ve üniversite bitirenlerin oranı göstergeleri de endeks üzerinde diğer etkili unsurlar olmaktadır. Ortalama hanehalkı büyüklüğü, doğurganlık hızı, bebek ölüm oranı, ilk ve ortaöğretim öğretmen başı öğrenci sayıları da endeks hesaplanmasında negatif etkileri ile öne çıkmakta, insani gelişme düzeyiyle ters orantılı bir ilişki içinde oldukları düşünülmektedir. Bu bağlamda, yılları için ülke gelişmişlik sıralamaları elde edilip zaman içindeki değişimleri saptandıktan sonra, birbirlerine yakın gelişmişlik seviyesine sahip illerin belirlenmesi ve bir bakıma ülke içinde homojen il gruplarının ortaya çıkarılması amacıyla Kümeleme Analizi uygulanmıştır. Buna göre, Marmara, Ege ve Akdeniz sahil şeridi üzerindeki yerleşim bölgeleri gelişmiş iller grubunu oluştururken, ülkenin batısından doğusuna gidildikçe gelişmişlik düzeyi nispi olarak azalmakta, Doğu ve Güneydoğu illerinin gelişmişlik seviyeleri en düşük iller grubunu meydana getirdiği öne çıkmaktadır. Bu şekilde oluşturulan kademeli il grupları, hükümetler tarafından ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınma amaçları xiv

15 doğrultusunda hangi kesimlerin kalkınmada öncelikli yöre (KÖY) kapsamına alınması gerektiği konusunda da fikir vermektedir. Sonuç olarak, zaman içerisinde bölgeler arası gelişmişlik farklılıklarının giderilmesi amacına yönelik bazı politikalar oluşturulup, birtakım araçlar kullanılsa da istenilen hedeflere ulaşılamamış olup, bölgelerarası dengesizliklerin minimize edilmesinin gerçekleştirilmesinde ülke kaynakları ile AB destekleri gibi dışsal araçlar önemli bir işlev görmekle birlikte geliştirilecek bölgesel gelişme politikalarına olan ihtiyaç ta devam etmektedir. xv

16 HUMAN DEVELOPMENT RESEARCH OF THE CITIES AND GEOGRAPHICAL REGIONS OF TURKEY: SUMMARY Knowing that appearing the different development leveled areas in the country s economies causes the inequalities and imbalances of the distribution of employment opportunities, income and life qualities between the individuals, regional economic and social differences have been one of the important problems taking up time of the governments. In this study human development levels between the provinces and geographical regions of Turkey are obtained for using the principal components analysis, that gives an opportunity for obtaining the human development indices and determining the relative contribution of the indicators to the development. Also, data sets are composed of various indicators that include social and cultural sides of the development besides economic dimensions. Revealing the differences between provinces and geographical regions with these development indices, enables observing the results of various politics that has applied on the settlement units and applying new politics according to the life conditions. At the same time, ranking the socio-economic indicators according to their importance on influencing human development levels during the time, enables selecting the indicators in the future periods which we should consider important. As a matter of fact, the indicators of pharmacists and dentists per ten thousand people and total personal automobiles are the most effective elements on constituting the development indices in time. Moreover, doctors and total vehicles per ten thousand people, branch banks per a hundred thousand people, finished buildings, bank accounts and gross domestic products per one person, the literacy rate of population, literacy rate of women and the rate of university graduates are the other effective elements of development indices. On the other hand, the indicators of the average number of households, fertility rate, infant mortality rate and the number of students per a teacher in primary and secondary schools have a negative effect on calculating the indices, and it is thought that they have a relation of an opposite proportion with human development levels. In this respect, after obtaining the positions and changes between 1995 and 2001, cluster analysis was used for determining the cities that have similar development levels, and bringing the homogeneous city groups of the country to light. While the settlement areas that are located near Marmara, Aegean and Mediterranean coasts form high developing city groups, development level is decreasing relatively from west to east of the country. Moreover, cities that are located in east and southeast form the least developed city groups. Thus, the groups of provinces that were classificated, give an idea about which regions are necessary to be taken to the list of priority of regions for development according to the economic, social and cultural development purposes by governments. xvi

17 As a result, despite constituting some politics and using some tools for the purpose of removing the differences of development between the regions in time, desiring goals couldn t have been reached. Finally, external tools like country resources and European community supports have an important function on minimizing the imbalances between the regions, and needs to the regional development politics that will be improved are going on. xvii

18 1 GĠRĠġ 1.1 GiriĢ ve ÇalıĢmanın Amacı Bölgesel ekonomik ve sosyal farklılıklar yıllardan beri ülkelerin yönetimini meģgul eden önemli problemlerden biri olarak süregelmiģtir (Gedik ve diğ., 2002). Bu noktada belirtilmesi gereken husus, yerleģim birimleri arasındaki insani geliģmiģlik farklılıklarının, sadece geri kalmıģ yöreler açısından değil, geliģmiģ bölgeler açısından da düzeltilmesi gereken bir sorun olduğudur. Bu geliģmiģlik farklılıklarından ortaya çıkan göçler ülke içinde yerleģme sorunlarına neden olmakta, yerleģme sorunları da zaman içinde iktisadi, siyasal ve toplumsal yapılara nüfuz etmektedir. Bunun sonucunda, göç alan yerleģim yerlerinde ortaya çıkan eğitimsağlık yetersizlikleri, konut ihtiyacı, su-enerji-altyapı vs. belediye hizmetlerinin yetersizliği, trafik, kalabalık, gürültü ve çevre kirliliği gibi sorunlar yatırım ihtiyacını arttırarak, kamu maliyesine ek bir yük getirmektedir. Ülkemizde de çeģitli yerleģim birimleri arasındaki geliģmiģlik farklılıkları, yüksek nüfus artıģ hızı, kırsal alanlarda arazi sıkıntısı, Ģehirlerin sosyo-ekonomik çekiciliği ve özellikle de yol yapım çalıģmaları ile 1950 lerden sonra kentlere göçler hızlanmıģtır (Kerimoğlu ve Dökmeci, 2000). Sonuç olarak yukarıda sayılan sorunlar baģ göstermiģtir. Yukarıdaki bilgiler ıģığında, yerleģim birimleri arasındaki geliģmiģlik farklılıklarını ortaya koyan kalkınma ölçümü alanı, ekonomideki en sıcak temalardan birini teģkil etmekte olup, bu ölçümlerden hareketle yaģam kalitesinin geliģtirilmesi gerekliliği 2. Dünya SavaĢı sonunda Avrupa nın bazı ülkelerinde ve Çin de Ģekillenen komünist ve sosyalist düģünceler sonucu 20. yüzyılın ilk yarısında belirginleģmiģtir (Matutinovic, 1998). Bu bağlamda, yüzyılı aģkın süredir istatistikler ve göstergeler toplulukları betimlemekte kullanılmaktadır (Boelhouwer, 2002) ler öncesinde, kiģi baģı gayri safi yurt içi hasıla (GSYĠH) ya da gayri safi milli hasıla (GSMH) değerleri geliģmiģliğin en temel göstergesi olarak kabul edilmekte, yaģam refahını ölçmede tek 1

19 baģına yeterli bir gösterge olarak değerlendirilmekte iken, birkaç on yıl öncesinde bu göstergelerin gelir dağılımını açıklamada yetersiz kaldığı, dolayısıyla insani kalkınmayı ortaya çıkarmada tam olarak yeterli olamadığı görülmüģtür (Cahill ve Sanchez, 2001). Bu duruma bağlı olarak, yaģamın gerçeği ve ekonomik teorinin bir parçası olan sürdürülebilir ekonomik kalkınma kavramı, son dünya savaģının bitiminde ortaya çıkmıģ, batıdaki ve Latin Amerika ile Güney Asya daki geliģmekte olan ekonomilerdeki tam istihdam ve sabit ekonomik büyümenin ilk on yılı sonunda, sosyal problemleri çözmede ekonomik büyümenin yeterliliği tartıģılmıģtır (Desai, 1991) li ve 60 lı yıllarda çok sayıda üçüncü dünya ülkesinin BirleĢmiĢ Milletler in büyüme hedeflerini yakalamasına karģın, kitlelerin yaģam seviyelerinin sabit kalması, kalkınmanın öne sürülen dar tanımıyla ilgili ters giden bir Ģeylerin varlığına iģaret etmiģ, böylelikle, ekonomistler ve politikacılar arasında, kiģi baģı gayri safi yurt içi ve milli hasıla değerlerinin geliģmiģliği ölçmedeki egemenlikleri bir bakıma tehlikeye girmiģtir (Mazumdar, 1999). Sonuç olarak, 1970 lerde kalkınma kavramının yeniden tanımlanması ihtiyacı belirmiģ, artan önem diğer sosyo-ekonomik değiģkenlere verilmeye baģlanmıģtır. Sosyal göstergelerin baģlangıcı, 1966 yılında Bauer ve birkaç meslektaģının Amerikan Uzay TeĢkilatı (NASA) tarafından uzay araģtırma programlarının sosyal etkilerini incelemek ile görevlendirilmesine dayandırılmaktadır (Horn, 1993). Bu durum diğer kuruluģları da benzer aktivitelere teģvik etmiģ, bunlardan en etkilisi olan ve 1970 yılında baģlayan OECD nin (Ekonomik Kalkınma ve BirleĢme TeĢkilatı) Sosyal Göstergeler ve YaĢam Kalitesi adı altında birçok ülke ve bölgeler üzerinde sosyal istatistikler ortaya koyan Sosyal Göstergeler Kalkınma Programı günümüze kadar süregelmiģtir (Boelhouwer, 2002). Öte yandan, sosyal göstergeler araģtırması alanında, ekonomik büyümenin tek baģına bir toplumun genel kalkınmasını ifade etmede yetersiz kaldığı, hayat kalitesinin çok boyutlu yüzünü tek baģına yansıtamadığı gerçeği çeģitli çalıģmalarla ortaya konmuģtur. Bunun sonucunda, ülkelerin büyük bölümünün ana hedeflerinin vatandaģlarının daha iyi yaģam standardına sahip olması bilgisi ıģığında, ekonomik büyümenin yaģam refah düzeylerini direkt temsil etmediği geniģ kabul görmüģtür (Mazumdar, 1998). GeliĢmeyi, insani, sosyal, kültürel, çevresel ve mekansal boyutlarıyla da tanımlama amacı taģıyan bu yeni yaklaģımlar, ekonomik büyüme kavramı yanında; yoksulluk, iģsizlik, gelir dağılımı ve bölgesel dengesizliklerin de 2

20 geliģme tanımlarının içinde değerlendirilmesini öne çıkarmıģlardır (Dinçer ve diğ., 2003). Bu değerlendirmeler ıģığında geliģme olgusu, ülke genelinde toplumsal, siyasal, kültürel ve benzeri kurumlardaki yapısal değiģimleri kapsayan çok boyutlu bir öze sahip olup, ülkelerin bu alanlardaki ilerlemelerini kapsamakta ve bir bütün oluģturmaktadır. Nitekim, bu amaç için çeģitli geliģmiģlik ölçümleri ortaya atılmıģ olup, bunların en bilinen örnekleri, BirleĢmiĢ Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından oluģturulan Ġnsani Kalkınma Endeksi (HDI) ile Morris in Fiziksel YaĢam Kalitesi Endeksi (PQLI) olarak literatürde yer bulmaktadır. GeliĢmiĢlik ölçümlerini gerçekleģtirmede endeks yaratmanın temel faydaları ise, ilgili yörenin sosyal ve kültürel refah düzeyi ile bu alanlardaki olası geliģmelerin anlaģılır yüzünü resmetmek, uygun politika seçimlerine katkıda bulunmak olarak sıralanabilir. UNDP tarafından hazırlanan Ġnsani Kalkınma Endeksi önceleri, ülkelerin kalkınmalarını ortaya çıkarmada kullanılmıģ, sonradan ülkelerin bölgelerine uygulanarak bölgesel farklılıkları ortaya çıkartmada etkin rol oynamıģtır (Lai, 2003) yılından bu yana yıllık olarak UNDP tarafından hazırlanan Ġnsani Kalkınma Raporları nda, her bir ülkenin Ġnsani Kalkınma Endeksi ne göre sıralamaları yapılmakta, karģılaģtırmaları gerçekleģtirilmektedir (Lai, 2000). Ġnsani Kalkınma Endeksi yukarıdaki bilgiler ıģığında kiģi baģı gayri safi milli hasıla ve yurt içi hasıla gibi gelir tabanlı kalkınma ölçümlerine ilave olarak, insan yaģamlarının çeģitli boyutları üzerinde ekonomik çıktı ve büyümenin etkilerini yansıtmak amacıyla oluģturulmuģtur (Hicks, 1997). Son revize edilmiģ haliyle Ġnsani Kalkınma Endeksi, sağlık ve uzun ömürlülük endeksi, bilgi ve haberleģme endeksi ile yaģam standardı endeksi olmak üzere üç ayrı değerin basit aritmetik ortalamasını teģkil etmektedir. Sağlık ve uzun ömürlülük endeksi doğuģta yaģam beklentisi değiģkeni ile ifade edilirken, bilgi ve haberleģme endeksi okur-yazar oranı ile okullaģma oranı göstergeleriyle, yaģam standardı endeksi ise satın alma gücü paritesine göre kiģi baģı gayri safi yurt içi hasıla değerinin doğal logaritması ile belirtilmektedir. Bilgi ve haberleģme endeksini oluģturmada kullanılan değiģkenlerden okur-yazar oranı 2/3 ağırlıkla hesaplamalara dahil edilirken, okullaģma oranı ise 1/3 ağırlık payıyla ele alınmaktadır (Noorbakhsh, 1998a). Ek olarak, Ġnsani Kalkınma Endeksi 0 ile 1 arasında değerler alan bir sayı olup, yüksek değerler, göreli olarak daha iyi insani kalkınmayı ifade etmektedir (Neumayer, 3

21 2001). Ġnsani Kalkınma da, genel anlamıyla kiģi yaģam koģullarının iyileģtirilmesini, dolayısıyla daha uzun ömürlü, sağlıklı, dolu dolu bir yaģamı öngörmektedir (Ranis ve Stewart, 2000). Ġnsani Kalkınma Endeksi nin yanında, yaģam kalitesini ölçmede literatürde kendine yer bulan Morris in Fiziksel YaĢam Kalitesi Endeksi (PQLI) incelendiğinde, oluģturulması Ġnsani Kalkınma Endeksi ne çok benzer olup, insan yaģamını doğuģta yaģam beklentisi, yetiģkin okuma oranı ve bebek ölüm oranı olmak üzere üç ana göstergede incelediği göze çarpmaktadır (Mazumdar, 1999). Bu yöntemlerin, uygulamadaki basitliklerinin kendilerine kazandırmıģ olduğu pozitif puanın yanında, yaģam kalitesi ve geliģmiģliğin çoklu boyutunu yansıtmada ciddi zayıf yönlerinin bulunduğu gerçeği araģtırmacıların ısrarla eleģtirdiği konuların baģında gelmektedir. Son yıllarda geliģmiģliği ölçme alanında en revaçtaki yöntem olan Ġnsani Kalkınma Endeksi nin dünyanın bir bakıma çarpık resmini yansıttığı, kalkınmanın çevresel boyutlarını, özellikle de ülkelerin çevresel ve insani kalkınma boyutları üzerindeki performansları arasındaki bağlantılarını ihmal ettiği ileri sürülmektedir (Sagar ve Najam, 1998). Ek olarak, Ġnsani Kalkınma Endeksi ne getirilen en temel eleģtirilerin baģında, oluģturulmasında ele alınan göstergelerin basit aritmetik ortalamalarının kullanılıyor olmasıdır (Noorbakhsh, 1998b). Ġnsani Kalkınma Endeksi üzerine çalıģmalarda bulunan araģtırmacılardan Srinivasan (1994), Ġnsani Kalkınma Endeksi hakkında sert eleģtirilerde bulunarak, endeksi veri sınırlamasına bağlı olarak sınırlı bir amacı temsil eden kavramsal olarak zayıf, ampirik açıdan sağlıksız, zaman içinde karģılaģtırılabilme açısından ciddi problemler içeren bir metot olarak eleģtirirken, Mc Gillivray (1991) endeksin birbirleri ile bağımlı değiģkenleri içermede uygunsuzluğunu öne sürmüģ, teknik özelliklerini eleģtirmiģtir. Yine, Mc Gillivray (1991) ve Kelley (1991) e göre Ġnsani Kalkınma Endeksi ve gelire dayalı olarak yapılan sıralamalar arasında esas itibariyle farklılık bulunmadığı, dolayısıyla Ġnsani Kalkınma Endeksi ile verilmek istenen ek bilginin ihmal edilebilirliği vurgulanmıģtır. Öte yandan, Martin Ravallion (1997) makalesinde Ġnsani Kalkınma Endeksi değiģkenleri arasındaki iliģkilere dikkat çekmiģtir. Buna göre, kiģi baģı gayri safi yurt içi hasıla değerleri bakımından dünya ortalamasının altındaki ülkelerde, doğuģta yaģam beklentisinde meydana gelecek 1 senelik gerilemeye karģı endeks değerinin sabit tutulması amacı doğrultusunda kiģi baģı gayri safi yurt içi hasıla değerinde yapılacak artıģ oldukça düģük düzeylerdeyken, 4

22 zengin ülkelerde doğuģta yaģam beklentisindeki 1 senelik azalıģın endeks üzerindeki negatif yönlü etkisinin gayri safi yurt içi hasıla değerindeki yükselme ile telafisinin neredeyse imkansız olduğu öne sürülmüģtür. Bu bilgiler ıģığında, çeģitli araģtırmacılar zaman içindeki çalıģmalarında bu yöntemleri yeni değiģkenler eklemek suretiyle geliģmiģliği daha geniģ boyutuyla temsil edecek Ģekilde geniģletmiģlerdir. Buna rağmen, bu endeksler, ele alınan insan yaģamına ait göstergelerin kalkınmayı oluģturmada birbirlerine göre göreli önemlerini ortaya çıkaramamakta ve hangi göstergenin gelecek dönemlerdeki kalkınmada önemle vurgulanması gerektiği gibi konularda yine yetersiz kalmaktadırlar (Lee, 2003). Bu bağlamda, Türkiye ye bakıldığında ise, bölgesel eģitsizlikte ekonomik göstergelerin sosyo-demografik göstergelere göre daha önemli olduğu yönünde yıllardan beri süregelen genel bir eğilim mevcut olup, bu doğrultuda 1990 ların baģlarına kadar hükümetlerin kalkınma stratejilerinde, yatırım politikalarında ve harcamalarında diğer sosyo-demografik faktörlere nazaran, ekonomik faktörlere çok daha fazla önem verilmiģtir. (Gedik ve diğ, 2002) Bu durum bölgeler arası geliģmiģlik farklılıklarını daha da arttırmıģ olup, birçok toplumsal sorunu da beraberinde getirmiģtir. Nitekim, bu alanda yapılan çeģitli çalıģmalarda, bölgesel farklılıkları ortaya çıkarmada sosyal göstergelerin ekonomik değiģkenlere karģı göreli önemleri vurgulanmıģ, dikkatlerin bu alanda yoğunlaģması sağlanmıģtır. Bu araģtırmada, Türkiye il ve coğrafi bölgeleri arasında, bireylerin geliģmiģlik düzeylerinin ortaya çıkarılmasına çalıģılacaktır. Ġktisadi ve sosyal faktörlerin farklı yoğunluklarda dağılımı sonucu ülkemizin önde gelen sorunlarından birini teģkil eden yerleģim birimleri arasındaki geliģmiģlik farklılıklarının önemi dikkate alınarak, illerin ve bölgelerin performansları ve durumlarının belirlenmesi ve değerlendirilmesinde, sadece Gayri Safi Yurt Ġçi Hasıla (GSYĠH) ve Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) ile ölçülen gelir öğesi dikkate alınmayıp ekonomik ve sosyal alanlardan elde edilecek çeģitli göstergelerden oluģan veri seti kullanılacaktır. Böylelikle, geliģmiģliğin ekonomik boyutları yanında, sosyal ve kültürel yanlarını da öne çıkaran bu çalıģmada, il ve coğrafi bölgelerin yılları ülke geliģmiģlik sıralamalarındaki konumları ile zaman içindeki değiģimleri değerlendirilerek, bu değiģimlerin arkasında yatan nedenler üzerinde durulacaktır. Bu durum, hükümetlerin coğrafi bölge ve kesimler içinde dengeli bir geliģme sağlanması 5

23 hedefinin gerçekleģmesi doğrultusunda hangi yörelere hangi alanlarda yatırım yapmaları gerektiği konusunda da yardımcı olacaktır. Ġl ve coğrafi bölgelerin geliģmiģlik endekslerini ortaya çıkaracak olan bu çalıģmada, yukarıda bahsedilen, geliģmiģliği ölçen Ġnsani Kalkınma Endeksi ve benzeri diğer endeksleme yöntemleri, göstergeler açısından somut ve objektif bir ağırlıklandırma getirememesi, ağırlıklandırma üzerinde araģtırmacıya fazla inisiyatif tanıması gibi nedenlerden ötürü kullanılmayacaktır. Onun yerine, daha tutarlı sonuçlar verebilen, istatistiksel olarak da anlamlılık testleri uygulanabilen, birbirleriyle iliģkili değiģkenlerin bir arada kullanımına olanak tanıyan ve bu bağımlılık yapısını ortadan kaldırabilen, iller ve bölgeler açısından geliģmiģliği ortaya çıkaran insani geliģmiģlik endeksi elde edilebilmesine ve göstergelerin geliģmiģliğe olan nispi katkılarının belirlenebilmesine imkan sağlayan Temel BileĢenler Analizi yöntemi kullanılacaktır. Çok değiģkenli istatistiksel bir yöntem olan Temel BileĢenler Analizi aynı zamanda, çok boyutlu analizlerde popüler bir sıralama metodudur (Slottje ve diğ., 1991). Bu metot, çoklu istatistiksel metotlar içinde en etkili teknik olarak göze çarpmaktadır (Morrison, 1967). Temel BileĢenler Analizi yönteminde, değiģkenlere keyfi ağırlık verilmesinden kurtulunurken, çok sayıda değiģkenden, bu değiģkenlerin sahip oldukları bilginin büyük bir kısmını taģıyan daha az sayıda yeni değiģkenler elde edilmektedir. En önemli karakteristiklerinden biri gözlenen verilerin herhangi bir istatistiksel dağılımını (örneğin normal dağılım) gerektirmemesidir (Türker ve Türker, 1997). Temel bileģenler analizi metodunun bir diğer yararı da, ana bileģen değerlerinin 0-1 değer aralığında sınırlandırılmamalarıdır (Lai, 2003). Bu tür geliģmiģlik endeksinin elde edilmesi ile il ve coğrafi bölgeler arasındaki farklılıklarının ortaya çıkarılması, yerleģim birimleri üzerinde zaman içinde uygulanan çeģitli politikaların sonuçlarının izlenmesi imkanını doğurmakla beraber, bu politikaların baģarı derecelerini görmek ve günün koģullarına göre yeni politikalar uygulayabilme olanağını da yaratacaktır. Öte yandan zaman içinde insani geliģmiģlik seviyelerine etki eden sosyo-ekonomik göstergelerin önem sıralarına göre derecelendirilmelerinin yapılması da incelemelerin daha sağlıklı yapılabilmesini mümkün kılacaktır. Böylelikle, gelecek dönemlerde hangi göstergeler üzerinde önemle durulacağı gibi konularda da bakıģ açısı kazandıracaktır. Ülke ekonomileri içinde farklı geliģmiģlik düzeyinde yörelerin ortaya çıkmasının toplumu oluģturan fertler arasında istihdam imkanları, gelir ve refah dağılımı 6

24 açısından çeģitli eģitsizlik ve dengesizliklere yol açıp, mekansal kutuplaģmaları doğurduğu bilinmektedir. Bu bağlamda, il ve coğrafi bölgeler için yılları insani geliģmiģlik endeksi ve ülke geliģmiģlik sıralamaları elde edilip zamansal eğilimleri saptandıktan sonra, zaman içindeki geliģmiģlik seviyelerine göre birbirlerine yakın geliģmiģlik seviyesine sahip illerin belirlenmesi ve bir bakıma ülke içinde homojen il gruplarının ortaya çıkarılması amacıyla Kümeleme Analizi uygulanacaktır. Böylelikle, oluģturulacak her bir gruptaki iller birbirleriyle yakın seviyede insani refah düzeyini ifade eden endeks değerlerine sahip olurken, farklı gruplardaki iller ise, değiģik seviyelerdeki endeksler tarafından temsil edileceklerdir. Bu Ģekilde oluģturulacak kademeli il grupları, hükümetler tarafından ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınma amaçları doğrultusunda hangi kesimlerin kalkınmada öncelikli yöre (KÖY) kapsamına alınması gerektiği konusunda da fikir verecek olup, mevcut KÖY listelerinin geliģmiģlik sıralamalarıyla karģılaģtırmalarının yapılabilmesine olanak tanıyacaktır. Bu tarz sınıflama, nicel verilerle ilgili dağılımları ortaya çıkartmada bir bakıma önkoģul teģkil etmekte, benzerlik ve farklılıkları algılamada daha doğru sonuçlar sağlamaktadır (Indrayan ve diğ., 1999). Yukarıda açıklanan bilgiler ıģığında, çalıģmanın baģlıca amaçları 3 maddede özetlenebilir : Ekonomik, sosyal ve kültürel alanlardan seçilecek olan göstergelerin eģliğinde, Türkiye illerinin insani geliģmiģlik endeksi oluģturularak geliģmiģlik seviyelerinin ortaya çıkarılması ile bu doğrultuda sıralamalarının yapılarak 1995 yılından bu yana zaman içindeki değiģimlerinin izlenmesi, geliģmiģlik seviyesine etki eden faktörlerin incelenmesi, OluĢturulan yılları insani geliģmiģlik endeksleri baz alınarak illerin zaman içindeki benzerliklerinin incelenmesi, birbirlerine yakın geliģmiģlik seviyesine sahip illerin kümeleme analizi ile dereceli olarak gruplandırılması, Coğrafi bölgeler bazında sosyo-ekonomik insani geliģmiģlik seviyelerinin oluģturulması, bu doğrultuda sıralamalarının yapılarak 1995 ten bu yana zaman içindeki değiģimlerinin ortaya konmasıdır. 7

25 2 ARAġTIRMA KAPSAMI 2.1 Genel Değerlendirme YaĢam kalitesinin uygun ve mümkün kılınabilir çok sayıda niteliği temel alarak ölçülmesi gerekliliği genel kabul gören bir düģüncedir (Mazumdar, 1999). Bu düģünce ıģığında, bu çalıģmaya konu olan insani geliģmiģlik düzeylerini ölçmede ele alınacak göstergelerin belirli grupların aksine nüfusun tümüne uygulanabilir olmaları, yaģam koģullarının objektif karakteristiklerini yansıtmaları, refah düzeyi üzerindeki yönlerinin açıkça belirtilmesi ve birey düzeyinde ölçülmeleri gerekmektedir (Boelhouwer ve Stoop, 1999). Göstergelerin ayrıca, bilimsel olarak geçerli, anlaģılabilir, ölçülebilir, sık sık güncelleģtirmelerin yapılabilmesine elveriģli ve ölçülen değerlerdeki değiģimlere hassas olmaları beklenmektedir (Custance ve Hillier, 1998). Bu yüksek lisans tezinde incelenen ülkemiz il ve coğrafi bölgelerin insani geliģmiģlik seviyelerini ölçmede, el verdiğince çok değiģken seçilerek incelemenin çok boyutlu olarak yapılabilmesi hedef alınmıģtır. Bunun yanında, araģtırmada kullanılan temel bileģenler ve kümeleme analizi yöntemleri de birbirleriyle iliģkili değiģkenlerin kullanımına olanak tanıması yönünden bu durumu destekleyen unsur olmuģtur. AraĢtırmaya insani geliģmiģliği ölçmede kullanılacak yetmiģ kadar sosyo-ekonomik göstergenin ilgili yerlerden temin edilmesi ile baģlanmıģ, il ve bölge karģılaģtırmalarının bu çalıģmada yılları arasını, gelecek yıllarda ise gerek temin edilebilirliği, gerekse de güvenilirliği yönünden çalıģmanın devam ettirilebilmesine imkan tanıyacak kırk adet değiģken ile analizler gerçekleģtirilmiģtir yılı baģlangıç alınmak suretiyle analizlere bu yıl için mevcut yetmiģ altı ile ait veriler ile baģlanmıģ, ülke idari bölünüģünün değiģimi sonucu 1996 yılında Karabük, Kilis ve Yalova nın eklenmesiyle bu rakam 79 a, Osmaniye nin il olması ile 1997 de 80 e ve son olarak Düzce nin il olması ile 2000 yılında 81 e çıkmıģtır. KiĢi refah düzeylerini temsil etmede seçilen değiģkenlerin kapsamlı ve karģılaģtırılabilir olması temel gereklilik olarak karģımıza çıkmaktadır (Mazumdar, 8

26 2000). ÇalıĢmada bir diğer belirtilmesi gereken husus, il nüfuslarının etkisini ortadan kaldırmak ve karģılaģtırılmaların yapılabilmesine olanak tanımak amacıyla kullanılan değiģkenlerin kiģi baģına düģen değerler olarak ifade edilmesi, il ve bölge bazında insani refah düzeylerinin ortaya çıkarılmasıdır. Bunun yanında, yılları için analize dahil edilen değiģkenler içindeki tüm parasal büyüklükler gayri safi milli hasıla deflatörü ile 2001 yılı sabit fiyatlarına çevrilmiģ, böylelikle yıllar arası karģılaģtırmaların daha sağlıklı yapılabilmesi hedef alınmıģtır. ÇalıĢmanın bir diğer önemli yanı ele alınan yerleģim birimlerinin karģılaģtırılmalarında sadece ekonomik değiģkenlerin değil sosyal alanlardan da seçilen çeģitli göstergelerin de kullanılıyor olmasıdır. Sosyal göstergelerin güçlü yanlarından biri, çeģitli yaģam sahalarından ölçümler içermesi, sadece ekonomik değiģkenlerle ifade edilemeyen, toplumun önemli yönlerini yakalamasıdır. Objektiflik sosyal göstergelerin diğer güçlü yönlerinden biridir. Aynı zamanda, sosyal göstergeler kolayca tanımlanıp ölçülebilmekte, ülkeler, bölgeler, demografik sektörler arasında zaman içinde sosyal göstergelerin karģılaģtırmalarının yapılması teknik açıdan uygun olmaktadır. Objektiflik bu bağlamda çeģitli anlamlar içermektedir. Ġlk olarak, ölçülen özelliğin değeri hakkında genel kabul görüģü belirtir; örnek vermek gerekirse bebek ölüm oranı yüksekliği herkes tarafından kabul edildiği üzere kötü, okuryazarlık ise iyi bir özelliktir. Objektiflik ayrıca, incelenen karakteristiğin yüksek doğrulukta ve çok az ölçüm hatası ile ölçülebileceği anlamına da gelmektedir. Sosyal göstergelerin yukarıda bahsedilen avantajlarının yanında bazı durumlarda eksiklikleri de ortaya çıkabilmektedir. Yine örnek vermek gerekirse bebeklerin önemli bir kısmının hane içinde doğduğu bölgelerde bebek ölüm oranının ölçülmesi Ģüphesiz zordur ve elde edilen değerler elbette ki gerçeği tam olarak yansıtmayacaktır. Bunun yanında, doğum kayıtlarının elveriģsiz olduğu yörelerde doğuģta yaģam beklentisi gibi değerleri sağlıklı olarak temin etmek yine zor olacaktır. Bu gibi nedenlerle, her ne kadar sosyal göstergelerin objektif olduğu düģünülse de, bazen çeģitli ölçüm problemleriyle karģı karģıya kalınabilmektedir. Sonuç olarak, Türkiye il ve bölge bazında bireylerin insani geliģmiģlik seviyeleri, diğer bir deyiģle refah düzeylerini ortaya çıkarmak için yapılan bu araģtırmada, yıllarını temsil eden kırk adet sosyo-ekonomik değiģken seçilmiģ olup bu göstergeler nüfus, eğitim, sağlık, kültür, inģaat, tarım, mali, bankacılık, adalet, enerji, 9

27 ulaģtırma ve imalat sanayi istatistikleri olmak üzere 12 ana grupta toplanmaktadır. Seçilen sosyo-ekonomik değiģkenler, bölüm sonunda tablo halinde verilmektedir. 2.2 Ġnsani GeliĢmiĢlik Endeksi OluĢturulmasında Kullanılan DeğiĢkenler Demografik Göstergeler Bir toplumun demografik karakteristikleri, o toplumun sosyal konumlarını yansıtmada gerekli yapıtaģlarındandır (Drewnowski, 1972). AraĢtırmada ele alınan nüfus istatistiklerini temsil eden sekiz değiģkenden yedi tanesi 1990 ve 2000 yılı Genel Nüfus Sayımı sonuçları esas alınarak, ara yıllar bu değerlere bağlı kalınarak tahmin edilmek suretiyle hesaplanmıģ olup il bazında doğuģta yaģam beklentisi değiģkeni için UNDP nin (1997) Türkiye için hazırlamıģ olduğu Ġnsani Kalkınma Raporu nda belirtilen değerler, araģtırmada ele alınan tüm yıllar için sabit kabul edilmek suretiyle analize dahil edilmiģtir. DoğuĢta yaģam beklentisi, yeni doğan bebeğin tahmini beklenen yaģam süresini ifade etmekte olup, bu değiģken sağlık, beslenme ve gelir değiģkenleriyle doğrudan, iģ ve barınma durumu ile de dolaylı olarak bağlantılıdır (Mazumdar, 2000). Nüfus Ġstatistiklerinden toplam nüfus değiģkeni, genel nüfus sayımlarından ortaya çıkan toplam nüfusu, ġehirleģme oranı değiģkeni, il ve ilçe merkezleri nüfusunun toplam nüfusa oranını, Nüfus artıģ hızı değiģkeni, yıları arasındaki ortalama yıllık nüfus artıģını, Nüfus yoğunluğu değiģkeni, toplam nüfusun ilgili yerleģim biriminin sahip olduğu yüzölçümüne bölünerek elde edilen km 2 baģına düģen insan sayısını, Ortalama hanehalkı büyüklüğü değiģkeni, aralarında aile bağı bulunsun veya bulunmasın, aynı evde ya da evin bir bölümünde yaģayan, hanehalkı hizmet ve yönetimine katılan ortalama kiģi sayısını, Doğurganlık hızı değiģkeni, yılları arasındaki, Bir kadının doğurgan olduğu dönem boyunca (15-49 yaģları arasında) doğurabileceği çocuk sayısıdır. Bebek ölüm oranı değiģkeni ise, belli bir yıl içinde meydana gelen bir yaģından küçük bebek ölümlerinin o yıl içinde meydana gelen canlı doğumlara oranının ifadesidir. 10

28 YerleĢim birimlerinin sosyo-demografik geliģim düzeyini yansıtan bu değiģkenlerden doğurganlık hızı, ortalama hanehalkı büyüklüğü ve bebek ölüm oranının araģtırmada ortaya çıkarılmasına çalıģılacak insani geliģmiģlik endeksi ile ters yönlü iliģkili olmaları beklenmektedir. GeliĢmiĢ ve geliģmekte olan yerleģim birimlerinin kiģilere sağladıkları olanaklar dolayısıyla insanları kendisine çekmesi ile bu yerlerde nüfus, nüfus artıģ hızı ve nüfus yoğunluğu gibi göstergelerin yüksek olmaları beklenen bir netice olarak karģımıza çıkmaktadır Eğitim Göstergeleri YerleĢim birimlerinin geliģmesi insan kaynağının eğitim yolu ile değerlendirilmesi ile mümkündür. Planlı kalkınmada eğitim sistemi, yaratıcı ve milli bilinçle donanmıģ bireylerin yetiģtirilmesini vazgeçilmez bir unsur olarak görmektedir. Bu bilgilerden hareketle eğitim ve öğretimin kiģi ve toplum hayatı üzerindeki önemi vazgeçilmezdir. AraĢtırmada eğitim istatistiklerini temsil eden beģ adet değiģken kullanılmıģ olup bu değiģkenler: okuryazar oranı, okuryazar kadın sayısının toplam kadın sayısına oranı, üniversite bitirenlerin okul bitirenlere oranı, ilköğretim öğretmen baģı öğrenci değeri ile ortaöğretim öğretmen baģı öğrenci değerleridir. Bu değiģkenlerden okur yazar oranı, altı ve yukarı yaģtaki okur yazar kiģi sayısının bu nüfusa oranını, Okuryazar kadın sayısını temsil eden değiģken, altı ve yukarı yaģtaki okuryazar kadın sayısının altı ve yukarı yaģ toplam kadın nüfusuna oranını, Üniversite bitirenlerin okul bitirenlere oranı değiģkeni, üniversite mezunu kiģi sayısının en azından bir okul bitiren toplam nüfusa oranını, Ġlköğretim öğretmen baģı değeri, ilköğretim kurumlarının birinci kademesini oluģturan beģ yıl süreli öğretim kurumlarının genel adı olan ilkokullar ile üç yıllık ikinci kademesini kapsayan ortaokullardaki öğrenci sayısının öğretmen sayısına oranını, Ortaöğretim öğretmen baģı öğrenci değeri değiģkeni ise, ilköğretime dayalı en az üç yıllık öğrenim veren genel, mesleki ve teknik öğretim kurumlarının tümünü kapsayan ortaöğretimdeki öğrenci sayısının öğretmen sayısına oranını temsil etmektedir. Ġlköğretim ve ortaöğretim öğretmen baģı öğrenci değerlerini temsil eden göstergeler Devlet Ġstatistik Enstitüsü Milli Eğitim Bakanlığı Ġstatistikleri Birimi nden temin 11

29 edilmiģ olup, diğer göstergeler 1990 ve 2000 Genel Nüfus Sayımları ndan alınmıģ ve ara yıllar tahmin edilmek suretiyle analizlere dahil edilmiģtir Sağlık Göstergeleri Ġnsani kalkınmanın hayati bileģenlerinden biri sağlık servislerine eriģim ve bu servislerin kullanılabilirliğidir (Das, 1999). AraĢtırmada sağlık göstergelerini temsilen il ve bölge bazında ele alınan hekim, eczacı, diģçi, hemģire ve hastane yatak sayılarını ifade eden Sağlık Bakanlığı ndan temin edilen değiģkenler Devlet Ġstatistik Enstitüsü Sağlık Ġstatistikleri Birimi tarafından düzenlenmiģ olup, ilgili yıllara ait nüfus değerleri göz önüne alınarak on bin kiģiye düģen değerler hesaplanmıģtır. Sağlık göstergelerinden hastane yatak sayıları değiģkeni, il ve bölgelerdeki sağlık hizmetleri arzı ve bu hizmetlerden yararlanma durumunu belirtirken, diğer değiģkenler eğitimli ve nitelikli iģgücünün geliģmiģ ve geliģmekte olan yörelerdeki dağılımlarını göstermekte ve dolayısıyla insani refah düzeyini belirtmedeki önemleri bakımından ele alınmaktadır. Bunlara ilave olarak, hastane yatak sayısı değiģkeni sağlık servisi olanaklarını belirtirken, özellikle ilgili yerleģim birimindeki sağlık altyapı ve barınma olanakları düzeyini ifade etmede önemli bir rol teģkil etmektedir Kültür Göstergeleri Bireylerin kültür düzeyi ve yerleģim birimlerindeki ilgili kültürel faaliyetler sosyal geliģmiģliği yansıtmada Ģüphesiz etkili olmaktadır. Bu bakımdan il ve bölgelere kültürel istatistiklerin analize eklenmesi ve bu değiģkenlerin istenen geliģmiģlik endeksinin oluģturulmasındaki öneminin incelenmesi amacıyla il ve bölgelerde yüz bin kiģiye düģen sinema ve tiyatro-opera-bale sayıları ile, yine yüz bin kiģiye düģen satılan sinema ve tiyatro-opera-bale bileti sayılarını ifade eden değiģkenler, Devlet Ġstatistik Enstitüsü Kültür ve Spor Ġstatistikleri ġubesi nden temin edilip ilgili yıllara ait Ģehir ve bölge nüfuslarına oranlanarak analize dahil edilmiģtir ĠnĢaat Göstergeleri ĠnĢaat sektörü ekonominin önemli sektörlerinden birini oluģturmakta, insani refah düzeyi ile yakın iliģkili bulunan nüfus, nüfus artıģı, ĢehirleĢme gibi unsurlara paralel olarak ilerlemektedir. Sektör aynı zamanda elverdiği istihdam bakımından da ülkemizde önemli bir yer teģkil etmektedir. 12

30 ÇalıĢmada ele alınan inģaat istatistiklerini temsilen il ve bölge bazında on bin kiģiye düģen yapı kullanma izin belgelerine göre tamamen ya da kısmen biten daire sayısı ile kiģi baģı tamamen ya da kısmen biten yapı değeri değiģkenleri, Devlet Ġstatistik Enstitüsü ĠnĢaat Ġstatistikleri ġubesi nden alınan rakamların temsil edilen yılların nüfuslarına oranlanması sonucu elde edilmiģlerdir Tarım Göstergeleri ÇalıĢmada aynı zamanda, ulusal gelirimizin önemli bir bölümünü oluģturan tarım sektörünün yıllar itibariyle geliģiminin endeks üzerinde etkisi olacağı düģünüldüğünden il ve bölge bazında kırsal kesim kiģi baģı tarımsal üretim değerleri ile kırsal kesim on bin kiģiye düģen traktör sayısı değiģkenleri analize dahil edilmiģtir. Ġncelenen her iki değiģken de Devlet Ġstatistik Enstitüsü Tarım Ġstatistikleri ġubesi nden temin edilmiģtir. Tarım sektöründe çalıģan kesimin gelir düzeyi ve verimliliğini yansıtmak amacıyla, tarımsal üretim değerleri kırsal kesim için ilgili yılların kırsal nüfuslarına bölünmesi ile kiģi baģı değerler olarak analize eklenmiģtir. Yine aynı Ģekilde tarımsal geliģmeyi temsil etmede kırsal kesim kiģi baģı traktör sayısı değerleri ele alınmıģtır. Toplam istihdamın yarısından fazlasının tarım sektöründe bulunduğu da göz önüne alınırsa tarımsal geliģme göstergelerinin ele alınmasının gerekliliği vazgeçilmez olmaktadır Mali Göstergeler ÇalıĢmada beģ değiģken ile temsil edilen Mali Ġstatistikler tümü kiģi baģı olmak üzere gayri safi yurt içi hasıla (GSYĠH), genel bütçe gelirleri, kamu yatırım miktarları, teģvik belgeli yatırımlar ve belediye kesin hesap gider kalemlerinden oluģmakta, ekonomik geliģmiģliği ortaya çıkarmada çok önemli bir yer teģkil etmektedir. Üretilen mal ve hizmetlerin üretim değerlerinden bu üretimin elde edilmesinde kullanılan ara girdilerin ve diğer masrafların çıkarılması ile bulunan gayri safi yurt içi hasıla değerleri yerleģim birimlerinin geliģmiģlik düzeylerini gösteren en önemli göstergelerden birini teģkil etmektedir. GSYĠH aynı zamanda ekonomik büyümenin en temel ölçüsüdür (Mazumdar, 2000). Analizlerde kullanılan GSYĠH değiģkenleri Devlet Ġstatistik Enstitüsü Üretim Hesapları ġubesi nden elde edilmiģtir. Ġlgili yerleģim birimlerine yapılan yatırımları belirtmek amacıyla da kiģi baģı kamu yatırım miktarı, kiģi baģı teģvik belgeli yatırımlar ile kiģi baģı belediye giderleri 13

31 kullanılmakta olup, bu değiģkenlerin insani refah düzeylerini etkileyen unsurlar arasında bulundukları dikkate alınmıģtır. Bu değiģkenlerden teģvik belgeli yatırımlar, özel sektörün kalkınma faaliyetlerine katkısı ile yatırım potansiyelini temsil ederken, kamu yatımları kamu katkılarını ve potansiyelini ifade etmektedir. Mali göstergelerden belediye gideri değiģkeni, Devlet Ġstatistik Enstitüsü Maliye Ġstatistikleri ġubesi nden temin edilmiģ olup, kamu ve teģvik belgeli yatırımlar Devlet Planlama TeĢkilatı (DPT) kaynaklarından elde edilmiģtir. Son olarak kiģilerin gelir durumlarını yansıtmada etkili olduğu düģünülen genel bütçe gelirleri için yine DPT kaynaklarından yararlanılmıģtır Bankacılık Göstergeleri Mali Ġstatistikler grubu altına alabileceğimiz Bankacılık Ġstatistikleri gelir düzeyi ile sermaye birikimine bağlı olan kiģi baģı toplam banka mevduatı, yatırım potansiyeli ile yakın iliģkili toplam banka kredileri tutarı, yüz bin kiģiye düģen banka Ģube sayısı ve yukarıda da belirtildiği gibi toplam istihdamın yarısından fazlasını içine alan tarım sektörünün yatırım potansiyeli ile doğrudan iliģkili kırsal kesim kiģi baģı tarım kredileri miktarı olmak üzere dört değiģken ile temsil edilmekte, ekonomik geliģmiģlik düzeylerini göstermede önemli rol oynamaktadır. Bankacılık değiģkenleri yurt içinde bulunan tüm ticari bankalardan verileri toplayıp düzenleyen Bankalar Birliği nden temin edilmiģtir Diğer Göstergeler (Adalet-Enerji-Sanayi-UlaĢtırma Göstergeleri) Buraya kadar belirtilen değiģkenlerin dıģında, çalıģmada il ve bölge bazında insani refah düzeylerini etkilediği düģünülen suçun iģlendiği ile göre cezaevine girme oranı, kiģi baģı elektrik tüketim miktarı, kiģi baģı imalat sanayi katma değeri ile on bin kiģiye düģen toplam motorlu kara taģıtı ve özel otomobil sayılarını ifade eden değiģkenler ele alınmıģtır. Bu değiģkenlerden suçun iģlendiği ile göre cezaevine girme değerleri Devlet Ġstatistik Enstitüsü Adalet Ġstatistikleri Birimi nden, toplumların refah düzeylerinin yükseltilmesinde gerekli bir hizmet aracı olarak ekonomik ve sosyal kalkınmanın temel göstergelerinden biri olan elektrik tüketim miktarları Devlet Ġstatistik Enstitüsü Enerji Ġstatistikleri ġubesi nden temin edilmiģ olup, ilgili yıllara ait nüfuslara oranlanmasıyla analize dahil edilmiģtir. 14

32 Alınacak sosyo-ekonomik kararlarda gösterge olarak kullanılan imalat sanayi istatistikleri il ve bölgelerin geliģmiģliğini yansıtmada önemli bir role sahip olup, çalıģmada Devlet Ġstatistik Enstitüsü Sanayi Ġstatistikleri ġubesi nden temin edilen ve yıl nüfuslarına bölünerek il ve bölge bazında kiģi baģı değerleri bulunan imalat sanayi katma değeri, çıktı değerinden girdi değerinin çıkarılması ile elde edilmektedir. Son olarak, Devlet Ġstatistik Enstitüsü UlaĢtırma Ġstatistikleri ġubesi nden temin edilen toplam motorlu kara taģıtı ve özel otomobil değiģkenleri aynı Ģekilde ilgili yıllara ait nüfusların göz önünde bulundurulması ile il ve bölge bazında on bin kiģiye düģen değerler olarak elde edilmiģtir. Türkiye il ve bölge bazında insani geliģmiģlik araģtırmasında kullanılan sosyoekonomik değiģkenler, Tablo 2.1 de verilmektedir. 15

33 B i r i m A ç ı k l a m a Y a Ģ T ü m y ı l l a r i ç i n s a b i t a l ı n m a k t a d ı r N ü f u s K i Ģ i v e n ü f u s s a y ı m l a r ı n a g ö r e t a h m i n ġ e h i r l e Ģ m e O r a n ı O r a n ( Y ü z d e ) v e n ü f u s s a y ı m l a r ı n a g ö r e t a h m i n N ü f u s A r t ı Ģ H ı z ı O r a n ( B i n d e ) T ü m y ı l l a r i ç i n s a b i t a l ı n m a k t a d ı r N ü f u s Y o ğ u n l u ğ u K i Ģ i v e n ü f u s s a y ı m l a r ı n a g ö r e t a h m i n D o ğ u r g a n l ı k H ı z ı A d e t v e n ü f u s s a y ı m l a r ı n a g ö r e t a h m i n B e b e k Ö l ü m O r a n ı O r a n ( B i n d e ) v e n ü f u s s a y ı m l a r ı n a g ö r e t a h m i n O r a n ( Y ü z d e ) v e n ü f u s s a y ı m l a r ı n a g ö r e t a h m i n O k u r y a z a r K a d ı n S a y ı s ı n ı n T o p l a m K a d ı n S a y ı s ı n a O r a n ı O r a n ( Y ü z d e ) v e n ü f u s s a y ı m l a r ı n a g ö r e t a h m i n Ü n i v e r s i t e B i t i r e n l e r i n O k u l B i t i r e n l e r e O r a n ı O r a n ( Y ü z d e ) v e n ü f u s s a y ı m l a r ı n a g ö r e t a h m i n Ġ l k ö ğ r e t i m Ö ğ r e t m e n B a Ģ ı Ö ğ r e n c i D e ğ e r i A d e t O r t a ö ğ r e t i m Ö ğ r e t m e n B a Ģ ı Ö ğ r e n c i D e ğ e r i A d e t K i Ģ i K i Ģ i K i Ģ i K i Ģ i K i Ģ i A d e t Y ü z b i n k i Ģ i y e d ü Ģ e n S a t ı l a n S i n e m a B i l e t i S a y ı s ı A d e t Y ü z b i n k i Ģ i y e d ü Ģ e n T i y a t r o - O p e r a - B a l e S a y ı s ı A d e t Y ü z b i n k i Ģ i y e d ü Ģ e n S a t ı l a n T i y a t r o - O p e r a - B a l e B i l e t i S a y ı s ı A d e t Y ü z b i n k i Ģ i y e d ü Ģ e n ( Y a p ı K u l l a n m a Ġ z i n B e l g e l e r i n e G ö r e ) A ( Y a p ı K u l l a n m a Ġ z i n B e l g e l e r i n e G ö r e ) A M i l y o n T L. K ı r s a l k e s i m k i Ģ i b a Ģ ı T r a k t ö r S a y ı s ı A d e t K ı r s a l k e s i m o n b i n k i Ģ i y e d ü Ģ e n B i r i m A ç ı k l a m a M i l y o n T L. K i Ģ i b a Ģ ı G e n e l B ü t ç e G e l i r l e r i M i l y o n T L. K i Ģ i b a Ģ ı T e Ģ v i k B e l g e l i Y a t ı r ı m l a r M i l y o n T L. K i Ģ i b a Ģ ı K a m u Y a t ı r ı m M i k t a r ı M i l y o n T L. K i Ģ i b a Ģ ı B e l e d i y e K e s i n H e s a p G i d e r l e r i M i l y o n T L. K i Ģ i b a Ģ ı A d e t Y ü z b i n k i Ģ i y e d ü Ģ e n B a n k a M e v d u a t ı M i l y o n T L. K i Ģ i b a Ģ ı B a n k a T o p l a m K r e d i M i k t a r ı M i l y o n T L. K i Ģ i b a Ģ ı T a r ı m K r e d i l e r i M i k t a r ı M i l y o n T L. K ı r s a l k e s i m k i Ģ i b a Ģ ı M i l y o n T L. K i Ģ i b a Ģ ı K i l o w a t t - s a a t K i Ģ i b a Ģ ı A d e t A d e t K i Ģ i B i n k i Ģ i y e d ü Ģ e n Tablo 2.1 Türkiye il ve bölge bazında insani geliģmiģlik araģtırmasında kullanılan sosyo-ekonomik değiģkenler Nüfus Ġstatistikleri DoğuĢta YaĢam Beklentisi Ortalama Hanehalkı Büyüklüğü K işi/k m ve 2000 nüfus sayım larına göre tahm in Eğitim Ġstatistikleri Okuryazar Oranı Sağlık Ġstatistikleri Eczacı Sayısı Hekim Sayısı DiĢçi Sayısı HemĢire Sayısı Hastane Yatağı Sayısı K ültür Ġstatistikleri Sinema Sayısı On bin kişiye düşen On bin kişiye düşen On bin kişiye düşen On bin kişiye düşen On bin kişiye düşen ĠnĢaat Ġstatistikleri T am am en ya da K ısm en B iten D aire Sayisi T am am en ya da K ısm en B iten Y apı D eğeri det On bin kişiye düşen det K iģi baģı Tarım Ġstatistikleri Tarımsal Üretim Değerleri M ali Ġstatistikler Gayri Safi Yurt Ġçi Hasıla Bankacılık Ġstatistikleri Banka ġube Sayısı Ġm alat Sanayi Ġstatistikleri Ġm alat Sanayi K atm a D eğeri Enerji Ġstatistikleri Elektrik T üketim M iktarı UlaĢtırm a Ġstatistikleri T oplam M otorlu K ara T aģıtı Sayısı Özel Otomobil Sayısı Adalet Ġstatistikleri Suçun ĠĢlendiği Ġle Göre Cezaevine Giren K iģi Sayısı On bin kişiye düşen On bin kişiye düşen 16

34 3 ARAġTIRMA TEKNĠĞĠ 3.1 Temel BileĢenler Analizi Tekniği Çok değiģkenli istatistiksel analizlerde n tane bireye iliģkin p tane değiģken incelenmektedir. Bu değiģkenlerden bir çoğunun birbiriyle iliģkili ve p sayısının çok büyük olması analizlerde sorun yaratabilmektedir. DeğiĢkenlerin bazılarının birbirleri ile iliģkili olması değiģkenlerin bağımsızlığı kuralını zedeler. Ayrıca çok sayıda değiģkenle çalıģmak, iģlem yükünü arttıracağı ve elde edilecek sonuçların yorumunda bazı güçlüklere neden olacağı için arzulanan bir durum değildir. Bilgisayar olanaklarının çok geliģtiği günümüzde iģ hacmi bir sorun olarak görülmese de çok sayıda değiģkene iliģkin analiz sonuçlarının yorumlanması ve özetlenmesi gerçekten zor olabilmektedir (DĠE, 1997). Bu noktada temel bileģenler analizinin kullanılması gerekliliği ön plana çıkmaktadır. Temel BileĢenler Analizi birbirleriyle iliģkili değiģkenler setinin, her birine temel bileģen adı verilen birbirlerinden bağımsız daha az boyutlu değiģken setine indirgenmesini içeren matematiksel bir metottur (Johnson, 1998). Temel BileĢenler Analizi ilk olarak 1900 lerin ilk yıllarında Karl Pearson tarafından öne sürülmüģ, 1933 yılında Hotelling, 1964 yılında da Rao tarafından bir takım iyileģtirmelerle geliģtirilmiģtir (Timm, 2002). Temel BileĢenler Analizi çok değiģkenli veri setini yansıtmada en faydalı metottur. Bu metot baģlı baģına bir yöntem olması yanında, çoğunlukla veri analizlerinde ilk adım olarak önerilmekte, kümeleme, regresyon, diskriminant analizleri gibi baģka analizlere veri hazırlama iģlevini de gerçekleģtirmektedir (Johnson, 1998). SPSS (Sosyal Bilimler Ġçin Ġstatistiksel Paket Programı) ve SAS (Ġstatistiksel Analiz Sistemi) gibi istatistiksel paketlerin baģını çektiği bilgisayar programları Temel BileĢenler Analizi uygulamalarını gerçekleģtirmede büyük kolaylıklar sağlamaktadır (Sharma, 1996). Bu teknik, araģtırmacıların öncelikle veri seti hakkında temel bir bakıģ açısı kazanmalarını sağlamakta, değiģkenler arasındaki bağımlılık yapısının daha iyi anlaģılmasına ön ayak olmaktadır. 17

35 Bu bilgiler ıģığında Temel BileĢenler Analizi nin iki temel iģlevi, veri setinin boyutunun indirgenmesi ve birbirinden bağımsız, her birine temel bileģen adı verilen yeni anlamlı değiģkenler oluģturmaktır. Temel BileĢenler Analizi sonucu elde edilecek temel bileģenlerin özellikleri Ģöyle sıralanabilir : Birbirlerinden bağımsızdırlar. Birinci temel bileģen, diğer bileģenler içinde veri setinin sahip olduğu değiģkenliğin en önemli bölümünü açıklamaktadır. Birbirini izleyen her bir bileģen, açıklanmayan geri kalan değiģkenlikleri azalan oranda açıklamaktadır. Temel bileģenler cebirsel olarak p adet değiģkenin doğrusal bileģimleri iken; geometrik olarak bu doğrusal bileģimler, orijinal koordinat eksenlerini oluģturan X 1, X 2,..., X p değiģkenlerinin döndürülmesi ile elde edilmiģ yeni bir koordinat sistemini göstermektedir (Johnson ve Wichern, 2002). Temel BileĢenler Analizi yöntemini cebirsel olarak gösterildiğinde, p adet değiģkenin ele alındığı varsayılırsa, bu değiģkenlerin p tane doğrusal birleģimi, diğer bir deyiģle temel bileģeni aģağıdaki gibi olur : 1 = w 11 X 1 + w 12 X w 1p X p w = (w 1 11, w 12, w 13, w 1p ) 2 = w 21 X 1 + w 22 X w 2p X p.. p = wp 1 X 1 + wp 2 X wp p X p (1.1) Var ( i ) = Cov ( i, k ) = w w i i i = 1, 2,, p (1.2) w w i k i, k = 1, 2,, p (1.3) Burada X 1, X 2,..., X p ler standartlaģtırılmıģ veri matrisi p adet değiģkene ait satır vektörlerini, 1, 2,..., p ler temel bileģenleri, w ij ler ise j. değiģkenin i. temel bileģen üzerindeki ağırlıklarını yani her bir temel bileģenin hangi değiģkenle, hangi oranda iliģkilendirildiğini gösteren sabit sayıları, ise standartlaģtırılmıģ veri matrisinin 18

36 kovaryans matrisini temsil etmektedir. w ij değerleri, değiģkenlerin temel bileģenleri hangi ağırlıklarla tanımladıklarını göstermekte, temel bileģen yükleri olarak adlandırılmaktadır (Johnson ve Wichern, 2002). Temel bileģen yüklerinin tayin edilmesinde dikkat edilecek üç husus aģağıdadır: Birinci temel bileģen ( 1 ) veri setinin maksimum varyansına sahip olacak, ikinci temel bileģen ( 2 ) birinci temel bileģenin açıkladığı varyanstan geriye kalan toplam varyansa katkısı maksimum olacak Ģekilde seçilecek, 3., 4. ve diğer bileģenler bu Ģekilde saptanacaktır. w 2 i1 + w 2 i2 + + w 2 ip = 1 i = 1, 2,, p (1.4) koģulu yeni değiģkenlerin ölçeğini sabitlemek için kullanılmakta, böylelikle bu ağırlıkları herhangi bir sayı ile çarparak değiģtirmek yoluyla doğrusal birleģimlerin varyanslarının arttırılması ihtimalinin önüne geçilmektedir ( w.w i = 1). i w i1 w j1 + w i2 w j2 + + w ip w jp = 0 tüm i j (1.5) koģulu yeni eksenlerin birbirlerine ortagonalliğini belirtmektedir (Sharma, 1996). Sonuç olarak 1.temel bileģen, max Var ( 1 ) ve w.w 1 1 = 1 koģullarını gerçekleyen 1 = w 11 X 1 + w 12 X w 1p X p (1.6) doğrusal birleģimidir. 2.temel bileģen max Var ( 2 ) ve w.w 2 2 = 1 ve cov ( 1, 2 ) = 0 koģullarını sağlayan 2 = w 21 X 1 + w 22 X w 2p X p (1.7) doğrusal birleģimidir. i. temel bileģen max Var ( i ) ve w.w i i = 1 ve Cov ( i, k ) = 0 koģullarını sağlayan i = w i1 X 1 + w i2 X w ip X p i = 1, 2,, p (1.8) doğrusal birleģimidir. Temel BileĢen Yükleri yukarıdaki verilen bilgiler ıģığında söz konusu temel bileģene karģılık gelen öz değerlerin standartlaģtırılmıģ öz vektörleri olup, özdeğerler bu yeni 19

37 birbirinden bağımsız bileģenlerin varyanslarını ifade etmektedir. Veri matrisinin toplam değiģkenliği, temel bileģenlerin gösterdiği toplam değiģkenliğe eģit olduğundan i. temel bileģenin açıkladığı değiģkenlik oranı; i / p i = 1, 2,, p (1.9) olmaktadır. ÇalıĢmada daha önce açıklandığı gibi Türkiye il ve coğrafi bölgelerinin insani geliģmiģlik düzeylerini temsil eden kırk adet sosyo-ekonomik değiģken kullanılmakta, dolayısıyla ele alınan her bir yıl için oluģturulan veri matrisleri il sayısı*40 ile bölge sayısı*40 boyutunda olmaktadır. ÇalıĢmada incelenen değiģkenlerin farklı birimlerde olmaları dolayısıyla, ağırlıklandırılmalarında oluģabilecek yanlıģlıkları önlemek amacıyla standartlaģtırılmaları yoluna gidilmiģ, her bir değiģkene ait değerden o değiģkenin aritmetik ortalaması çıkarılıp standart sapmasına bölünmesi suretiyle, her bir değiģken değerleri ortalamaları 0, varyansları 1 olacak Ģekilde standart hale getirilmiģlerdir. Ek olarak, SPSS ile yapılan Temel BileĢenler Analizleri nde ortaya çıkan sonuçların istatistiksel olarak anlamlı olup olmadığının test edilmesi için her bir sene için Bartlett Küresellik ve Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) örneklem yeterlilik testleri uygulanmıģ ve beklentilerle örtüģtüğü anlaģılmıģtır Bartlett Küresellik Testi H 0 : Korelasyon matrisi birim matristir H 1 : Korelasyon matrisi birim matris değildir Bartlett Küresellik Testi, korelasyon matrisinin birim matris olup olmadığının test edilmesi için yapılmaktadır. Korelasyon matrisinin birim matris olduğu durumda değiģkenler arasında hiçbir iliģki var olmayacağından yöntemin uygulanması mümkün olmamaktadır. Nitekim, yılları için yapılan temel bileģenler analizinde her bir sene için korelasyon matrisinin determinantının ki-kare dönüģümüne dayanan Bartlett test istatistiği oldukça yüksek, H 0 hipotezinin anlamlılık düzeyi ise düģük çıkmıģtır. Dolayısıyla, korelasyon matrisinin birim matris olduğunu ifade eden sıfır hipotezi reddedilmiģtir. 20

38 3.1.2 Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) Örneklem Yeterlilik Testi KMO endeksi, değiģkenler arasındaki basit korelasyon katsayısı ile kısmi korelasyon katsayısını karģılaģtırmaya yarayan bir değerdir. i j K M O i j 2 ij 2 2 r a ij ij i j i j r (1.10) Burada, r ij ler i ve j değiģkenlerinin basit korelasyon katsayısı, a ij ler ise i ve j değiģkenlerinin diğer tüm değiģkenler aynı kalırken ortaya çıkan kısmi korelasyon katsayısıdır. Kısmi korelasyonlar basit korelasyonlardan küçükse, KMO endeksi 1 e yaklaģır. KMO değerlerinin sıfıra yakın olduğu durumlar ise, değiģken çiftleri arasındaki korelasyonların diğer değiģkenler tarafından açıklanamadığını ifade etmektedir. Diğer bir ifade ile, KMO değerinin sıfıra yaklaģması, değiģkenlere etki eden ortak bir faktörün bulunmadığını, dolayısı ile yöntemin uygulanmasının anlamlı olmadığını belirtmektedir. KMO endeksi değerleri Ģu Ģekilde sınıflandırılmaktadır: > 0,90 mükemmel, 0,80 ile 0,90 arası oldukça iyi, 0,70 ile 0,80 arası iyice, 0,60 ile 0,70 arası orta, 0,50 ile 0,60 arası kötü, < 0,50 kabul edilemez (Coğrafi Bölge Ayırımı-DIE) Uygulanan temel bileģenler analizlerinde yılları arası sırasıyla KMO endeksi değerleri 0,853, 0,833, 0,852, 0,824, 0,822, 0,838, 0,812 olarak bulunması değiģkenlere etki eden ortak bir faktörün bulunduğu sonucunu doğurmuģtur SPSS Programı Temel BileĢenler Analizi Sonuçlarının Değerlendirilmesi SPSS ile yapılan analizlerde ortaya çıkan çıktıların yorumlanmasına öncelikle Temel bileģen varyans ve açıklama oranları tablosundan baģlanırsa, bu tablonun, 21

39 oluģturulan her bir temel bileģenin toplam veri seti değiģkenliğini açıklama oranlarını gösterdiği öne çıkmaktadır (SPSS Inc., 1999). Bu tablolarda, özdeğeri 1 den büyük olan temel bileģenler verinin temel boyutlarını ortaya çıkarmak için yeterli olmaktadır. Buna karģılık, değeri 1 den küçük olan özdeğerlere karģılık gelen temel bileģenlerin verinin temel boyutlarını ortaya çıkarmada yeterli olamadıkları ve istatistiksel olarak önemsiz bilgi taģıdıklarından değerlendirme dıģı bırakıldıkları kabul görmektedir yılları arası ülkemiz illeri baz alınarak uygulanan temel bileģenler analizleri sonucu elde edilen temel bileģenlerin varyans ve veri setini açıklama oranları sırasıyla Ek 6 da verilmektedir. Tablolardan görüleceği gibi, elde edilen 40 temel bileģenden 1995 ve 2000 yıllarında 8, 2001 de 9 ve diğer yıllarda da sadece 7 tanesinin varyansı birden büyük çıkmaktadır. Bu bileģenler yıllara göre toplam değiģkenliğin yüzde lik kısmını açıklamaktadırlar. Diğer taraftan, toplam değiģkenliğin veya veri setinin sahip olduğu bilginin yaklaģık yarısına sahip tek bir bileģen bulunmuģtur. Elde edilen bileģenler arasında, birinci temel bileģen verideki toplam değiģkenliğin yüzde %40 ından fazlasını tek baģına açıklayabilmiģtir. Analizlerin 40 adet değiģken baz alınarak yapıldığı ve ekonomik boyutu temsil eden göstergeler yanında, bir takım sosyal göstergeler de içermesi dikkate alındığında her bir sene için insani geliģmiģlik endeksleri oluģturmada kullanılan birinci temel bileģenlerin veri seti değiģkenliğinin %40 ından fazlasını açıklayabilmesi, oldukça yüksek bir oran olarak söylenebilir yılları birinci temel bileģen varyans ve açıklama oranları aģağıda Tablo 3.1 de verilmektedir. Aslında SPSS programı, sonuçları burada gösterilen düzede vermemekle birlikte, her bir yıl için yapılan analizlerin karģılaģtırılabilme kolaylığı açısından sunum düzenleri değiģtirilmiģtir. Tablo 3.1 Birinci temel bileģen varyans ve açıklama oranları ( ) Varyans Açıklam a oranı Temel bileģenler ile değiģkenler arası korelasyonlar tablosu ise, temel bileģenler üzerinde her bir değiģkenin yüküne iģaret etmekte, bu yükler temel bileģenler ile değiģkenler arası korelasyonları ifade etmektedir. Negatif değerler, değiģkenler ile 22

40 temel bileģen değerleri arasında ters yönlü iliģkileri göstermektedir. Temel bileģenler ile değiģkenler arasındaki korelasyonların hesaplanma formülü aģağıdadır. r i, X j w ij i (1.11) S j Burada r i. temel bileģen ile j. değiģken arasındaki korelasyon katsayısını, w ij i. i, X j temel bileģen üzerinde j. değiģkenin ağırlığını, i i. temel bileģenin özdeğerini (varyansı) ve S j de j. değiģkenin standart sapmasını ifade etmektedir. (Sharma, 1996) EĢitlikten anlaģılacağı gibi, temel bileģen yükleri, değiģkenler ile temel bileģenler arasındaki korelasyon katsayıları ile orantılıdır. Her bir w ij, j inci değiģkenin i inci temel bileģenin oluģumundaki önemini gösterir. AĢağıda Tablo 3.2 de 2001 yılı değerlerinin büyüklüklerine göre sıralanarak ifade edilen, yılları Türkiye illeri baz alınarak bulunan temel bileģenler ile değiģkenler arasındaki korelasyonlar yıllara göre incelendiğinde, değiģkenlerin genel olarak %30 u ile temel bileģenler, bir bakıma oluģturulan insani geliģmiģlik endeksi arasındaki korelasyon katsayıları 0.8 den büyük çıkmaktadır. DeğiĢkenlerin yaklaģık %80 i de 0.5 ten büyük korelasyon katsayılarına sahiptir. Yüksek korelasyon katsayıları, birinci temel bileģenin insani geliģmiģliği temsil eden insani geliģmiģlik faktörü olarak kabul edilmesini destekleyen bir argüman olmuģtur. Tablodan görülebileceği gibi, on bin kiģiye düģen eczacı, diģçi ve özel otomobil göstergeleri temel bileģenler ile en iliģkili ölçütler olarak karģımıza çıkmakta olup incelenen yerleģim birimlerinde bir bakıma geliģmiģliğin en temel yansıtıcıları olmaktadırlar. Öte yandan, on bin kiģiye düģen hekim sayısı, toplam motorlu taģıt sayısı ve banka Ģube sayısı, kiģi baģı gayri safi yurt içi hasıla tutarı ve banka mevduatı tutarı, üniversiteye bitirenlerin oranı, okuryazar oranı ile okuryazar kadın sayısı oranı göstergeleri geliģmiģlik endeksi ile ele alınan zaman dilimindeki yüksek bağıntılarıyla dikkat çekmektedir. Durum böyleyken, doğurganlık hızı ve ortalama hanehalkı büyüklükleri de temel bileģenler ile ters yönlü yüksek iliģkili göstergeler olurken, bebek ölüm oranı, ilk ve ortaöğretimde öğretmen baģına düģen öğrenci sayıları da temel bileģenlerle negatif yönde iliģkili bulunmuģtur. Diğer bir deyiģle, bu göstergeler geliģmiģlik üzerinde ters yönlü bir etki yaratmaktadır. Nüfus artıģ hızı ile özellikle de illerin kiģi baģı kamu yatırımları tutarlarının ise yapılan analizlerdeki 23

41 0, , , , , , , E c z a c ı s a y ı s ı 0, , , , , , , D i s ç i s a y ı s ı 0, , , , , , , O k u r y a z a r k a d ı n o r a n ı 0, , , , , , , T o p l a m m o t o r l u t a Ģ ı t s a y ı s ı 0, , , , , , , O k u r y a z a r o r a n ı 0, , , , , , , H e k i m s a y ı s ı 0, , , , , , , B i t e n d a i r e s a y ı s ı 0, , , , , , , B i t e n y a p ı d e ğ e r i 0, , , , , , , G a y r i s a f i y u r t i ç i h a s ı l a 0, , , , , , , T o p l a m b a n k a Ģ u b e s a y ı s ı 0, , , , , , , B a n k a m e v d u a t ı t u t a r ı 0, , , , , , , B e l e d i y e g i d e r l e r i 0, , , , , , , H e m Ģ i r e s a y ı s ı 0, , , , , , , Ü n i v e r s i t e b i t i r e n l e r i n o r a n ı 0, , , , , , , S i n e m a b i l e t i s a y ı s ı 0, , , , , , , S i n e m a s a y ı s ı 0, , , , , , , D o ğ u Ģ t a y a Ģ a m b e k l e n t i s i 0, , , , , , , C e z a e v i n e g i r m e o r a n ı 0, , , , , , , H a s t a n e y a t a k s a y ı s ı 0, , , , , , , T i y a t r o - o p e r a - b a l e b i l e t i s a y ı s ı 0, , , , , , , E l e k t r i k t ü k e t i m m i k t a r ı 0, , , , , , , B a n k a k r e d i t u t a r ı 0, , , , , , , Ġ m a l a t s a n a y i k a t m a d e ğ e r i 0, , , , , , , K ı r s a l k e s i m t r a k t ö r s a y ı s ı 0, , , , , , , G e n e l b ü t ç e g e l i r l e r i 0, , , , , , , N ü f u s 0, , , , , , , ġ e h i r l e Ģ m e o r a n ı 0, , , , , , , N ü f u s y o ğ u n l u ğ u 0, , , , , , , K ı r s a l k e s i m t a r ı m s a l ü r e t i m 0, , , , , , , T i y a t r o - o p e r a - b a l e s a y ı s ı 0, , , , , , , T e Ģ v i k b e l g e l i y a t ı r ı m l a r 0, , , , , , , K ı r s a l k e s i m t a r ı m k r e d i l e r i 0, , , , , , , N ü f u s a r t ı Ģ h ı z ı 0, , , , , , , K a m u y a t ı r ı m l a r ı t u t a r ı 0, , , , , , , Ġ l k ö ğ r e t i m ö ğ r e n c i / ö ğ r e t m e n - 0, , , , , , , B e b e k ö l ü m o r a n ı - 0, , , , , , , O r t a ö ğ r e t i m ö ğ r e n c i / ö ğ r e t m e n - 0, , , , , , , D o ğ u r g a n l ı k h ı z ı - 0, , , , , , , O r t. h a n e h a l k ı b ü y ü k l ü ğ ü - 0, , , , , , , oluģturulan temel bileģenlerle iliģkili olmadıkları tespit edilmiģ, kırsal kesim kiģi baģı tarımsal üretim değeri ve özellikle de kırsal kesim kiģi baģı tarım kredileri tutarı göstergelerinin geliģmiģlik endeksi üzerinde zaman içinde giderek azalan zayıf bir etkiye sahip oldukları öne çıkmıģtır. Tablo 3.2 Temel bileģenler ile değiģkenler arası korelasyonlar ( ) Toplam özel oto sayısı Son olarak Temel BileĢen Yükleri tablosu her bir değiģkenin temel bileģenler üzerindeki ağırlıklarını vermekle kalmayıp, aynı zamanda bu ağırlıkların yönünü de belirtebilmektedir. Temel bileģen yükü negatif değer almıģ ise zıt yönde bir iliģki, pozitif değer almıģ ise aynı yönde bir iliģki mevcuttur. Söz konusu iliģki, kavramsal 24

42 0, , , , , , , T o p l a m ö z e l o t o s a y ı s ı 0, , , , , , , D i s ç i s a y ı s ı 0, , , , , , , O k u r y a z a r o r a n ı 0, , , , , , , O k u r y a z a r k a d ı n o r a n ı 0, , , , , , , T o p l a m m o t o r l u t a Ģ ı t s a y ı s ı 0, , , , , , , H e k i m s a y ı s ı 0, , , , , , , B i t e n d a i r e s a y ı s ı 0, , , , , , , B i t e n y a p ı d e ğ e r i 0, , , , , , , G a y r i s a f i y u r t i ç i h a s ı l a 0, , , , , , , T o p l a m b a n k a Ģ u b e s a y ı s ı 0, , , , , , , B a n k a m e v d u a t ı t u t a r ı 0, , , , , , , B e l e d i y e g i d e r l e r i 0, , , , , , , Ü n i v e r s i t e b i t i r e n l e r i n o r a n ı 0, , , , , , , H e m Ģ i r e s a y ı s ı 0, , , , , , , S i n e m a s a y ı s ı 0, , , , , , , S i n e m a b i l e t i s a y ı s ı 0, , , , , , , D o ğ u Ģ t a y a Ģ a m b e k l e n t i s i 0, , , , , , , C e z a e v i n e g i r m e o r a n ı 0, , , , , , , H a s t a n e y a t a k s a y ı s ı 0, , , , , , , T i y a t r o - o p e r a - b a l e b i l e t i s a y ı s ı 0, , , , , , , E l e k t r i k t ü k e t i m m i k t a r ı 0, , , , , , , B a n k a k r e d i t u t a r ı 0, , , , , , , Ġ m a l a t s a n a y i k a t m a d e ğ e r i 0, , , , , , , N ü f u s 0, , , , , , , K ı r s a l k e s i m t r a k t ö r s a y ı s ı 0, , , , , , , G e n e l b ü t ç e g e l i r l e r i 0, , , , , , , ġ e h i r l e Ģ m e o r a n ı 0, , , , , , , N ü f u s y o ğ u n l u ğ u 0, , , , , , , K ı r s a l k e s i m t a r ı m s a l ü r e t i m 0, , , , , , , T i y a t r o - o p e r a - b a l e s a y ı s ı 0, , , , , , , T e Ģ v i k b e l g e l i y a t ı r ı m l a r 0, , , , , , , K ı r s a l k e s i m t a r ı m k r e d i l e r i 0, , , , , , , N ü f u s a r t ı Ģ h ı z ı 0, , , , , , , K a m u y a t ı r ı m l a r ı t u t a r ı 0, , , , , , , Ġ l k ö ğ r e t i m ö ğ r e n c i / ö ğ r e t m e n - 0, , , , , , , B e b e k ö l ü m o r a n ı - 0, , , , , , , O r t a ö ğ r e t i m ö ğ r e n c i / ö ğ r e t m e n - 0, , , , , , , D o ğ u r g a n l ı k h ı z ı - 0, , , , , , , O r t. h a n e h a l k ı b ü y ü k l ü ğ ü - 0, , , , , , , olarak, temel bileģenlerin açıkladığı boyut ile değiģkenler arasındaki iliģkidir. Tablo 3.3 te verilen temel bileģen yükleri tablosu 2001 yılına göre birinci temel bileģen üzerindeki değiģken ağırlıklarının büyüklüğüne göre sıralanarak oluģturulmuģtur. Tablo 3.3 Temel bileģen yükleri ( ) Eczacı sayısı DeğiĢken ağırlıkları incelendiğinde bir önceki tablodan da yüksek korelasyonları görüldüğü üzere on bin kiģiye düģen eczacı sayısı, diģçi sayısı ile toplam özel otomobil sayıları göstergeleri zaman içindeki geliģmiģlik endekslerini oluģturmada en etkili öğeler olarak ortaya çıkmaktadır. On bin kiģiye düģen hekim ve toplam motorlu taģıt sayısı, kiģi baģı yıl içinde biten yapı değeri, banka mevduatı tutarı, 25

43 banka Ģube sayısı ve gayri safi yurt içi hasıla değerleri ile okuryazar oranı, okuryazar kadın oranı ve üniversite bitirenlerin oranı göstergeleri de endeks üzerinde diğer etkili unsurlar olmaktadır. Ortalama hanehalkı büyüklüğü, doğurganlık hızı, bebek ölüm oranı, ilk ve ortaöğretim öğretmen baģı öğrenci sayıları da endeks hesaplanmasında negatif etkileri ile öne çıkmakta, insani geliģme düzeyiyle ters orantılı bir iliģki içinde oldukları düģünülmektedir. Bu noktada nitelikli sağlık personeli sayısının beklendiği gibi geliģmiģliği göstermede en etkili öğe olduğu doğrulanmakta, nüfus artıģ hızı ile kiģi baģı kamu yatırımları tutarının endeks oluģturmada oldukça az etkilerinin bulunduğu anlaģılmaktadır. Sonuç olarak, her bir yıl için yapılan temel bileģen analizlerinde, veri setini yüksek açıklama oranı ile temsil eden ve incelenen değiģkenler ile yüksek korelasyon katsayıları oluģturan 1. temel bileģenin, bu çalıģmada ifade edilen insani refah düzeyine etki eden tüm sosyo-ekonomik değiģkenleri temsil ettiği anlaģılmıģ, yerleģim birimleri için genel insani geliģmiģlik faktörü olarak belirlenmiģtir. 3.2 Kümeleme Analizi Tekniği Kümeleme Analizi gözlemleri grup ya da kümelere ayırma iģlevini gerçekleyen bir tekniktir, Ģöyle ki: OluĢturulacak her bir grup ya da küme belirli karakteristikler bakımından homojen bir yapıya sahip olup, grup içindeki gözlemler birbirine benzer olacaktır. OluĢturulacak her bir grup aynı karakteristikler bakımından diğer gruplardan farklı bir yapıda olup, grup içindeki gözlemler diğer grupların gözlemlerinden farklı olacaktır. (Sharma, 1996) Yukarıdan anlaģıldığı gibi, Kümeleme Analizi nin öncelikli amacı, gözlemlerin sahip oldukları belirli özellikler bakımından gruplanmasıdır. Bu sınıflamanın baģarılı olması, aynı gruba dahil edilen gözlemlerin birbirlerine yakınlaģması ve farklı grupların birbirlerinden uzaklaģmaları sonucunu doğuracaktır (Hair ve diğ., 1995). 26

44 Kümeleme Analizi aģamalara ayrılırsa: Ġlk olarak benzer gözlemleri grup ya da kümelere ayıracak kümeleme tekniği seçimi yapılır. Bu kümeleme teknikleri hiyerarģik ve hiyerarģik olmayan teknikler olmak üzere iki gruba ayrılabilir. Seçilen teknik için kümeleme yöntemi belirlenir. OluĢturulacak küme sayısı karara bağlanır. HiyerarĢik kümeleme için kümeler arası benzerlik mesafelerini ölçme ve kümeleri oluģturmada uygulanan yöntemlerden en bilinenleri aģağıdadır: 1 Centroid yöntemi : Bu yöntemde iki küme arasındaki yakınlık ölçümü, küme içindeki gözlemlerin değiģkenler üzerindeki ortalama değerleri ile ifade edilmekte, her bir kümeleme aģamasında bu ortalama değerler güncellenmektedir. Nearest-neighbor ya da Single-linkage yöntemi : Bu yöntem aralarında en yakın uzaklık bulunan iki gözlemin birleģip ilk kümeyi oluģturması temeline dayanmaktadır. Bu birleģmeden sonra tekrar en yakın mesafe bulunarak tüm gözlemler tek bir küme içinde toplanana kadar kümeleme aģamalarına devam edilir. Ancak kimi zaman aynı küme içindeki gözlemler birbirlerinden oldukça farklı olabilmektedir. Farthest-neighbor ya da Complete-linkage yöntemi : Bu metot, Single linkage yöntemine benzemekle birlikte kümeleme kriteri maksimum uzaklık baz alınarak gerçekleģtirilmektedir. Average-linkage yöntemi : Bu yöntem de diğer Linkage yöntemlerine benzemekle birlikte kümeleme kriteri, küme içindeki tüm gözlemlerin diğer küme içindeki gözlemlere olan ortalama uzaklıkları temel alınarak oluģturulmaktadır. Ward yöntemi : Bu yöntem küme içindeki farklılıkları minimize etmede ve Linkage metotlardaki aynı küme içinde farklı gözlemlerin bir arada bulunması gibi problemlere izin vermemesi bakımından popülerdir (Hair ve diğ., 1995) 1 HiyerarĢik Kümeleme Analizi yöntemleri herhangi bir anlam kaybına yol açmamak nedeniyle Türkçe ye çevrilmemiģtir. 27

45 Burada belirtilmesi gereken husus hiyerarģik ve hiyerarģik olmayan kümeleme tekniklerinin birbirleriyle rekabet halinde olmalarının tersine, birbirlerini tamamlayıcı teknikler olarak ele alınmalarıdır. HiyerarĢik olmayan kümeleme algoritmaları, hiyerarģik metot sonuçlarından hareket ettiği zaman çok daha doğru sonuçlar verebilmektedir. HiyerarĢik Kümeleme Analizi nde gruplamalar, gözlemler çiftleri arasında, diğer bir deyiģle bu çalıģmada incelenen yerleģim birimleri çiftlerinin ele alınan değiģkenler bakımından benzerliklerine göre birbirlerine en yakın çiftlerin seçilip grup oluģturmalarıyla baģlar. Algoritma, tüm gözlemler tek bir grupta toplanana kadar birleģmelerle devam eder. Gözlemler arasındaki farklılıkların boyutunu ölçmek amacıyla genellikle öklit uzaklığı kullanılmaktadır. 2 Gözlemleri gruplara ayırmada kareli öklit uzaklığı kullanmak hesaplamaları kolaylaģtırmakta, özellikle de centroid ve Ward yöntemleri için tercih edilmektedir (Hair ve diğ.,1995). Bu yönteme hiyerarģik metot denmesinin nedeni ise, herhangi bir aģamadaki birleģmelerin son aģamaya kadar korunuyor olmasıdır. HiyerarĢik olmayan kümeleme analizi ise, veri setinde analizi yapan kiģi tarafından istenen küme sayısı kadar gözlemin seçilmesi ve her birinin küme kabul edilmesi ile baģlar. Sonrasında, en son elde edilecek küme merkezlerini tayin etmek için izlenecek iteratif proses ile devam edilir. Her bir aģamada gözlemler, en yakın merkez ölçüsüne göre oluģturulan kümelere dahil edilir ve yenilenen küme merkez noktaları tekrar hesaplanır. Bu proses, maksimum iterasyon rakamına eriģene kadar ya da oluģturulan kümelerin merkez noktalarında herhangi bir değiģiklik olmamasına devam eder ve analizin baģında istenen gruplar ve bu grupları oluģturan gözlemler tayin edilir. Kümeleme analizi de temel bileģenler analizinde olduğu gibi değiģik istatistiksel paket programları ile bilgisayar ortamında gerçekleģtirilebilir olup, en bilineni ve uygulamada kullanılanı Ģüphesiz bu çalıģmadaki analizlerde de yararlanılan SPSS paket programıdır. 2 Gözlem çiftleri arasındaki farklılıkları ortaya çıkartmak amacıyla kullanılan öklit uzaklığı, gözlemlerin sahip olduğu her bir değiģken değeri farklarının toplamını belirtirken, bu uzaklığın artması gözlemlerin birbirlerinden giderek farklılaģtığına iģaret etmektedir. Kareli öklit uzaklığı ise, değiģken farklarının karelerinin toplamını ifade etmektedir. 28

46 3.2.1 SPSS Programı Kümeleme Analizi Sonuçlarının Değerlendirilmesi SPSS programı çıktıları incelendiğinde ilk olarak simetrik yakınlık matrisi tablosu, yıllara göre insani geliģmiģlik seviyeleri baz alınarak hesaplanan kareli öklit uzaklıklarına göre yerleģim birimleri arasındaki farklılıkları vurgulamakta, illerin gruplamalarına yardımcı olmaktadır. ÇalıĢmada sözü edilen kareli öklit uzaklıkları, il çiftleri arasında her bir yıl için ortaya çıkan insani geliģmiģlik endeksleri farklarının karelerinin toplamını göstermektedir. Nitekim, Bölüm 6 da ele alınan kümeleme analizi ile gruplara ayrılan iller içinde aynı grupta bulunanlar arasındaki yakınlık matrisi katsayıları daha düģük çıkarken, farklı gruplara dahil olan iller arasındaki katsayıların yüksekliği dikkat çekmekte, katsayılar arttıkça farklılaģma artmaktadır. Ek 7 de verilen tablo katsayıları incelendiğinde, geliģmiģlik sıralamasının ilk 3 sırasını oluģturan Ankara, Ġstanbul ve Ġzmir ile diğer iller arasındaki değerlerin yüksekliği dikkat çekmektedir. Öte yandan, illerin sıralamaları farklılaģtıkça yakınlık matrisi katsayıları da büyümektedir. Agglomeration Schedule tablosu kümeleme analizinde hangi aģamada hangi illerin birleģip grup oluģturduğunu göstermekte, katsayılar sütunu ise iller arasında yukarıda ifade edilen öklit mesafelerini belirtmektedir. 3 Küçük katsayılar o aģamada birleģen yerleģim birimlerinin geliģmiģlikleri yönünden birbirlerine benzerliklerine iģaret etmekte, katsayıların büyümesi birbirinden giderek farklılaģan illerin bir araya gelip küme oluģturduğunu ifade etmektedir. Grup oluģumları sırasında, katsayılarda ortaya çıkan ani belirgin artıģlar birbirlerinden göreli olarak daha farklı illerin birleģmelerini belirtmekle beraber, bu aģamadan itibaren grup oluģumlarına devam edilmesi grup içi heterojenlikleri arttıracaktır. Bu durum, oluģturulacak küme sayısını karara bağlama bakımından da öngörüģ sunmaktadır. Tablo 3.4 teki katsayılar sütunundan görüldüğü gibi önceki aģamalarda, geliģmiģlik endeksleri benzerlikleri açısından birbirlerine en yakın gözlemler birleģip grup oluģturmakta, her yeni birleģmede katsayılar, dolayısıyla da farklılıklar artmaktadır. Özellikle de 70 ten sonraki adımlarda bir hayli farklı illerin birleģtiği ve küme içi homojenliğin giderek azaldığı gözükmektedir. Sonuç olarak tablo katsayıları, Bölüm 6 da kümeleme analizine göre illerin gruplara dağılımını gösteren dendogram grafiği ile birlikte değerlendirildiğinde 5 ayrı grup oluģturma fikri öne çıkmıģtır. 3 Kümeleme Analizi sonuçlarından Agglomeration Schedule tablosu herhangi bir anlam kaybına yol açmamak amacıyla Türkçe ye çevrilmemiģtir. 29

47 Tablo 3.4 Agglomeration Schedule Stage Clus ter Combined Stage Clus ter Firs t Appears Clus ter Clus ter Clus ter Clus ter Next 1 2 Coefficients 1 2 Stage E E E E E E E E E E

48 YILLARI ARASI TÜRKĠYE ĠLLERĠNĠN SORGULAYICI VERĠ ÇÖZÜMLEMESĠ ĠLE ĠNCELENMESĠ yılları arasında kırk adet değiģken baz alınarak incelenen ülkemiz illerine ait verilerin davranıģ biçimi ve yapısını gözler önüne sermek amacıyla sorgulayıcı veri çözümlemesine gidilerek, illerin her bir gösterge baz alınarak zaman içindeki dağılımları beģli özet gösterimleri ve kutu çizimleri ile ifade edilmiģtir. Ġllerin davranıģ biçimi ve yapısının ortaya çıkarılması, sonraki bölümlerde incelenecek il ve coğrafi bölge bazında insani geliģmiģlik sıralamaları ve kademeli il gruplarının yorumlanmasına da yardımcı olacaktır. Öncelikle, veri setindeki her bir değiģken için yıl bazında bulunan ortanca değer, minimum, maksimum değerler ile ilgili yıllara ait dağılımların dört eģit parçaya bölünmesi sonucu ilk %25 lik diliminin üst sınırındaki alt dördebölen ve dağılımların son %25 lik diliminin alt sınırındaki üst dördebölenler ile oluģturulan beģli özetler ortaya çıkarıldıktan sonra dördebölenler aralığı (DAr) hesaplanarak gözlemler arasında dıģadüģen olup olmadığı araģtırılmıģtır. Dördebölenler aralığının bir buçuk katı olarak ifade edilen bir Adım değeri alt dördebölenden (D a ) çıkarılarak, üst dördebölene (D ü ) eklenmiģ, böylelikle alt eģik (E a ) ile üst eģik (E ü ) değerleri bulunmuģtur. Bu eģik değerlerinin dıģında kalan gözlemler dıģadüģen olarak nitelenirken, eģiklerin birer Adım daha geniģletilmesi ile bulunan uzak eģikler dıģına düģen değerler de uzak dıģadüģen kabul edilmiģtir. ĠĢte bu Ģekilde illerin her bir değiģken için yılları arası durumlarını daha net görebilmek amacıyla, ortanca, dördebölen ve eģik değerlerine göre hangi aralığa düģtükleri belirlenerek kutu çizimleri oluģturulmuģtur. Ġllerin sahip oldukları göstergelerin hangi aralıklara düģtüklerinin belirlenmesi ve aģağıdaki gibi özel birer simge verilmesi ile oluģturulan simgeli çizelgelerle kutu çizimleri, verileri benzer biçimde ele almaktadır. Her ikisi de dördebölenlerle eģikleri kullanarak verilerdeki genel örüntüyü dıģa vurmakta, olağandıģı değerleri açığa çıkarmaktadır (ġenesen, 2004). Böylelikle bir bakıma birbirlerini tamamlayıcı bir özelliğe bürünmektedirler. 31

49 Ek 3 te verilen simgeli çizelgelerde illerin insani geliģmiģliğe etkiyen sosyoekonomik değiģken değerlerine göre her bir yıl için bulundukları konumu nitelendiren simgeler aģağıdadır: Uzak üst dıģadüģenler * Üst dıģa düģenler # Üst dördebölen (D ü ) ile üst eģik (E ü ) arasındakiler + Dördebölenler aralığı (DAr) içindekiler. Alt dördebölen (D a ) ile alt eģik (E a ) arasındakiler Alt dıģadüģenler = Uzak alt Dağılımların beģli özetleri ile kutu ve simgeli gösterimleri ortaya çıkarıldıktan sonra, biçim özellikleri ele alınmıģ, alt ve üst dördebölenlerinin ortancadan uzaklıklarının farkının dördebölenler aralığına bölünmesi ile bulunan Bowley çarpıklık ölçüsü değerleri hesaplanmıģtır. Hesaplanan Bowley çarpıklık ölçüleri Ek 5 te tablo halinde belirtilmiģtir. Ölçü biriminden bağımsız olan bu çarpıklık ölçüsü -1 ile +1 arasında değiģirken, eksi değer sola çarpıklığı, diğer bir deyiģle gözlem değerlerinin büyük değerler dolayında yoğunlaģıp küçük değerlere doğru gidildikçe daha büyük aralıklara rastlandığı dağılımları gösterirken, artı değer gözlem değerlerinin daha çok küçük değerlerde yoğunlaģıp büyük değerlere doğru gittikçe seyreldiği sağa çarpıklığı göstermekte, ölçü sıfıra ne denli yakınsa dağılım da o denli bakıģığa yakın olmaktadır. Böylelikle, ölçü -1 ya da +1 değerlerine doğru sıfırdan uzaklaģtıkça çarpıklığın büyüklüğü de artmaktadır (ġenesen, 1998). AĢağıda yılları için ele alınan insani geliģmiģlik göstergeleri dağılımları için kutu gösterimleri tek tek ifade edilmiģtir. BeĢli özet gösterimleri de Ek 4 te topluca gösterilmiģtir. 32

50 YSAMBEK5 YSAMBEK7 YSAMBEK9 YSAMBEK1 YSAMBEK6 YSAMBEK8 YSAMBEK0 ġekil 4.1 DoğuĢta yaģam beklentisi kutu gösterimleri (yıl) ( ) Kutu-nokta çizimi ve beģli özet gösterimi ġekil 4.1 ve Tablo D.1 de verilen, yılları arası il bazında sabit kabul edilen DoğuĢta YaĢam Beklentisi değiģkeni için hesaplanan Bowley çarpıklık ölçüsü değerlerine bakarak dağılımın bir miktar sola çarpık, yani gözlemlerin daha çok büyük değerler dolaylarında yoğunlaģtığı, küçük değerlere doğru gidildikçe daha büyük aralıklarla sıralandığı anlaģılmaktadır. Ek 3 te verilen simgeli gösterim tablosundan da görüldüğü üzere Antalya, Aydın, Balıkesir, Bilecik, Bolu, Bursa, Denizli, Gaziantep, Ġstanbul, Ġzmir, Kocaeli, Konya, Manisa, Muğla, Sakarya, Tekirdağ ve UĢak illeri yaģam beklentisinin fazlalaģtığı iller olarak ön plana çıkarken özellikle doğu illerine doğru gidildikçe beklenti azalmaktadır. Nitekim ġırnak ili yaģam beklentisi en düģük il olarak karģımıza çıkmaktadır. ġekil 4.2 ve Tablo D.2 de incelenen Nüfus değiģkeni 1990 ve 2000 yılı genel nüfus sayımlarından elde edilen değerler baz alınarak ara yılların tahmin edilmesi ile oluģturulmuģtur. Bu değiģkene bağlı olarak ta Bowley çarpıklık ölçüsü değerleri zaman içinde ten değerine yükselmekte, dolayısıyla çarpıklık sağa doğru artmaktadır. Aralık ve dördebölenler aralığının da giderek artması ile desteklenen bu durum üst değerlerde nüfus farklılaģmasının giderek belirginleģtiğini öne çıkarırken, son yıllarda artarak devam eden göçlerin bir etkisi de en küçük değerin zamanla azalmasıyla görülmektedir. Ele alınan zaman diliminde Bursa ve Konya illeri dıģadüģen olurken, Ġstanbul, Ankara ve Ġzmir illeri uzak dıģadüģen durumunda bulunup Tunceli ve Bayburt illeri en düģük nüfuslu Ģehirler olarak göze çarpmaktadır. 33

51 NUFUS5 NUFUS6 NUFUS7 NUFUS8 NUFUS9 NUFUS0 NUFUS1 ġekil 4.2 Ġl nüfusları kutu gösterimleri ( ) Ġl ve ilçe nüfuslarının toplam nüfusa oranını yüzde olarak ifade eden ĢehirleĢme oranı değiģkeninin zamansal değiģimi ġekil 4.3 ve Tablo D.3 ten incelendiğinde ortalama düzeyin giderek yükseldiği belirgin olarak görülürken, dağılım bakıģığa yakın bir görünüm çizmekte, Ankara, EskiĢehir, Gaziantep, Ġstanbul ve Ġzmir illeri üst dıģadüģen konumundayken, Bartın ve Ardahan illeri alt dıģadüģen olarak göze çarpmaktadır SEHRLES5 SEHRLES7 SEHRLES9 SEHRLES1 SEHRLES6 SEHRLES8 SEHRLES0 ġekil 4.3 ġehirleģme oranları kutu gösterimleri (%) ( ) AĢağıda ġekil 4.4 te kutu gösterimleri ve Tablo D.4 te de beģli özetleri verilen, yılları arası yıllık ortalama nüfus artıģını binde olarak ifade eden nüfus artıģ hızı değiģkeni il bazında sabit kabul edilmekte olup, bu durum kutu gösteriminden de 34

52 rahatlıkla görülebilmektedir. Bowley çarpıklık ölçüsüne göre bakıģığa yakın bir dağılım sergileyen illerden Ardahan ve Tunceli illeri göç nedeniyle giderek azalan nüfusları ile alt dıģadüģen olarak göze çarparken, Antalya, ġanlıurfa, Ġstanbul, Van ve Hakkari illeri yüksek nüfus artıģ hızları ile ön plana çıkmaktadır ARTSHIZ5 ARTSHIZ7 ARTSHIZ9 ARTSHIZ1 ARTSHIZ6 ARTSHIZ8 ARTSHIZ0 ġekil 4.4 Nüfus artıģ hızları kutu gösterimleri (Binde) ( ) YOGNLUK5 YOGNLUK7 YOGNLUK9 YOGNLUK1 YOGNLUK6 YOGNLUK8 YOGNLUK0 ġekil 4.5 Nüfus yoğunlukları kutu gösterimleri (kiģi/km 2 ) ( ) ġekil 4.5 ve Tablo D.5 ten görüldüğü üzere nüfus yoğunluğu değiģkeni zaman içinde gerek aralığın gerekse de ortalama düzeyin yükselmesi iller arasında giderek artan bir farklılaģmaya iģaret etmektedir. Dağılımın küçük değerlerde yoğunlaģtığı, buna karģılık büyük değerlere doğru gidildikçe aralarının seyreldiği Bowley çarpıklık ölçüsünün sağa bir hayli çarpık olduğu ile anlaģılmakta, Ġstanbul, Ġzmir ve Kocaeli 35

53 uzak üst dıģadüģen olurken, Bursa, Gaziantep, Hatay, Trabzon, Yalova ve Zonguldak üst dıģadüģen olarak öne çıkmaktadır. Ġstanbul sınırları içinde km 2 ye iki bine yakın insan düģerken, Tunceli de bu değerin kiģi ile sınırlanması Ģehirler arasındaki çarpıklığı bir kez daha gözler önüne sermektedir HANHALK5 HANHALK7 HANHALK9 HANHALK1 HANHALK6 HANHALK8 HANHALK0 ġekil 4.6 Ortalama hanehalkı büyüklükleri kutu gösterimleri ( ) ġekil 4.6 ve Tablo D.6 da zaman içindeki eğilimleri belirtilen ortalama hanehalkı büyüklüğü değiģkenine göre Hakkari, MuĢ ve ġırnak illeri 1995 yılından bu yana üst dıģadüģen konumundayken, Bitlis ve Mardin illeri 2000 ve 2001, Ağrı da 2001 yılında üst dıģadüģen durumuna geçmiģtir. Ortalama düzey zaman içinde azalırken bakıģığa yakın bir dağılım gözlemlenmektedir. Öte yandan, Aydın, Balıkesir, Burdur, Çanakkale, Ġzmir ve Muğla illeri ülke ortalamasının oldukça altında yer alan Ģehirler arasında bulunmaktadır DOGRGAN5 DOGRGAN7 DOGRGAN9 DOGRGAN1 DOGRGAN6 DOGRGAN8 DOGRGAN0 ġekil 4.7 Doğurganlık hızları kutu gösterimleri ( ) Yukarıda ġekil 4.7 ve Tablo D.7 de incelenen doğurganlık hızı bakımından ülkemiz illeri arasında 1995 yılında bir hayli fazla olan sağa çarpıklık, zaman içinde giderek 36

54 azalarak bakıģık bir görünüm kazanmaktadır. Bununla beraber dördebölenler aralığı da bir miktar küçülmüģ, gözlem değerleri birbirlerine az da olsa yaklaģmıģtır. Hakkari ve ġırnak illeri 1995 ten bu yana, Van 2000 ve 2001 yılları içinde uzak üst dıģadüģen olurken, Ağrı, Batman, Bitlis, Mardin, Siirt, Diyarbakır ve ġanlıurfa illeri de üst değerlerde yoğunlaģmıģlardır. Diğer yandan, Edirne, Çanakkale, Kırklareli, EskiĢehir ve Ġzmir illeri düģük doğurganlık oranları ile alt sıraları oluģturmaktadır OLUMBEB5 OLUMBEB7 OLUMBEB9 OLUMBEB1 OLUMBEB6 OLUMBEB8 OLUMBEB0 ġekil 4.8 Bebek ölüm oranları kutu gösterimleri (Binde) ( ) ġekil 4.8 ve Tablo D.8 de bindelik değerler olarak dağılımları incelenen bebek ölüm oranlarında il bazında 1995 ten bu yana belirgin bir düģüģ gerek ortalama düzey de gerekse de dördebölenler aralığı, en büyük ve en küçük değer olmak üzere ülke genelinde mevcuttur. Bu durum iller arası bebek ölüm oranları farklılıklarının zaman içinde azaldığına iģaret etmekte olup, Bowley çarpıklık ölçüsü değerlerinden de dağılımın sağa çarpıklık derecesinin giderek azalarak bakıģık bir görünüme yaklaģtığı anlaģılmaktadır ten günümüze Erzurum, 98 den bu yana Ardahan ve 2000 yılından itibaren de Kars üst dıģadüģen konumunda olup, Ardahan 2001 yılında uzak üst dıģadüģen olarak dikkat çekmiģtir. Diğer yandan Antalya, GümüĢhane, Isparta, Rize ve Trabzon illeri bebek ölüm oranının oldukça düģük olduğu iller arasındadır. ġekil 4.9 ve Tablo D.9 da incelenen il bazında okuryazar oranı kutu ve beģli özet gösterimleri ele alındığında, bu oranın zaman içinde giderek yükseldiği öne çıkmaktadır. Aralığın azalması da illerin giderek birbirlerine yaklaģması ile dıģadüģenlerin diğer iller tarafından yakalanmakta olduklarına iģaret ederken, en küçük değerin bu zaman sarfında oldukça büyümesi sevindirici bir geliģme olarak ortaya çıkmaktadır. Dağılımın biçimsel özelliği ele alındığında ise 1995 ten süregelen az miktar sola çarpıklık dikkat çekmektedir. Ağrı, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Hakkari, Mardin, MuĢ, Siirt, ġanlıurfa, ġırnak ve Van illeri yıllardır alt 37

55 dıģadüģen konumunda bulunurken, bu illerden ġırnak 1995 ten beri yüksek artıģ hızı ile diğer illerle arasındaki farkı kapatmaya çalıģmıģ, Bingöl ise yine gösterdiği olumlu artıģ ile 2000 yılından itibaren dıģadüģen aralığından çıkmıģtır OKURYAZ5 OKURYAZ7 OKURYAZ9 OKURYAZ1 OKURYAZ6 OKURYAZ8 OKURYAZ0 ġekil 4.9 Okuryazar nüfus oranları kutu gösterimleri (%) ( ) KOKUYAZ5 KOKUYAZ7 KOKUYAZ9 KOKUYAZ1 KOKUYAZ6 KOKUYAZ8 KOKUYAZ0 ġekil 4.10 Kadın nüfus okuryazar oranları kutu gösterimleri (%) ( ) ġekil 4.10 ve Tablo D.10 da belirtilen okuryazar kadın oranını yüzde olarak ifade eden değiģkenin zaman içindeki dağılımı incelendiğinde aynen bir önceki okuryazar oranı dağılımına paralel olarak ülke genelinde belirgin bir artıģ göze çarpmakta, yine az miktar sola çarpıklık burada da görülmektedir. Ortalama düzey zaman içinde yükselirken dördebölenler aralığı daralarak iller daha dar bir aralıkta yoğunlaģmakta olup, en büyük ve özellikle en küçük değerdeki artıģ olumlu bir geliģme olarak teģkil etmektedir. Ġl genelinde dıģadüģenler araģtırıldığında, okuryazar oranına göre alt dıģadüģen konumunda bulunan iller burada da alt dıģadüģen konumunda olduğu görülmektedir. 38

56 ġekil 4.11 ve Tablo D.11 de verilen dönemi üniversite bitirenlerin okul bitirenlere oranı dağılımlarının il bazında zaman içindeki eğilimleri incelendiğinde Ek 5 teki Bowley çarpıklık ölçüsü tablosundan dağılımın sağa çarpık olduğu, yani üst değerlere gidildikçe gözlem değerleri arasının seyreldiği göze çarparken, 1995 ten 2001 e bu çarpıklığın derecesinin azaldığı görülmektedir. Öte yandan, diğer eğitim değiģkenlerinde olduğu gibi bu alanda da zaman içinde ortalama düzeyde bir artıģ söz konusu olmaktadır. Antalya, Ġstanbul, Muğla ve Ġzmir illeri üst dıģadüģen konumundayken, Ankara ili ele alınan zaman diliminde uzak üst dıģadüģen olarak göze çarpmakta, Ardahan, MuĢ, Ağrı ve Yozgat illeri alt sıralarda yer almaktadır UNIVERS5 UNIVERS7 UNIVERS9 UNIVERS1 UNIVERS6 UNIVERS8 UNIVERS0 ġekil 4.11 Üniversite bitirenlerin okul bitirenlere oranı kutu gösterimleri (%) ( ) ILKOGRT5 ILKOGRT7 ILKOGRT9 ILKOGRT1 ILKOGRT6 ILKOGRT8 ILKOGRT0 ġekil 4.12 Ġlköğretim öğretmen baģına düģen öğrenci sayıları kutu gösterimleri ( ) ġekil 4.12 ve Tablo D.12 de incelenen ilköğretim öğretmen baģı öğrenci sayısı bakımından Türkiye geneli ele alındığında dağılımın genelde sağa çarpık olduğu dikkat çekmektedir. Ortalama düzey yönünden de zaman dilimi içinde bir düģüģ belirginleģirken, iller arasındaki farklılık zaman içinde azalmaktadır. Ağrı, Batman, 39

57 Diyarbakır, Gaziantep, Hakkari, Ġstanbul, Mardin, ġanlıurfa, ġırnak ve Van illeri zaman içinde üst dıģadüģen olurken, ġırnak ili oldukça yüksek öğrenci-öğretmen oranı ile uzak üst dıģadüģen olarak farklılaģmakta, buna karģılık Burdur ili ilköğretim öğretmen baģına düģen yaklaģık 16 öğrenci ile bu sayının en düģük olduğu il olarak öne çıkmıģtır ORTOGRT5 ORTOGRT7 ORTOGRT9 ORTOGRT1 ORTOGRT6 ORTOGRT8 ORTOGRT0 ġekil 4.13 Ortaöğretim öğretmen baģına düģen öğrenci sayıları kutu gösterimleri( ) ġekil 4.13 ve Tablo D.13 te belirtilen ortaöğretim öğretmen baģı öğrenci sayısı bakımından ülke illeri, ele alınan zaman periyodunda sağa çarpık bir dağılım sergilemekte, bu çarpıklığın derecesi yıllara göre farklılık göstermektedir. BeĢli özet gösterimleri karģılaģtırıldığında, ortalama düzey yönünden yılları arasında bir düģüģ olmasına karģın, bu değerin 2000 ve 2001 yıllarında belirgin olarak arttığı görülmektedir. Dağılım dıģadüģenler yönünden incelendiğinde ise, yılları arası herhangi bir dıģadüģen bulunmadığı, 1998 yılından itibaren ise Batman, Hakkari, Mardin, ve ġırnak illerinin diğer illere nazaran yüksek değerler içererek üst dıģadüģen durumuna düģtüğü göze çarpmaktadır. Dağılımın bir baģka ilgi çeken yönü en büyük ve en küçük değerlerin zaman içinde 1995 teki değerlerinden %100 civarlarında artıģ göstermeleri olmuģtur. ġekil 4.14 ve Tablo D.14 te gösterilen il bazında on bin kiģiye düģen eczacı sayıları ele alındığında ortalama düzeyin zaman içinde yükselen bir eğilimde olduğu görülmektedir. Öte yandan, 1995 yılındaki az miktar sola çarpıklık derecesi giderek etkisini yitirerek 1998 yılında hemen hemen bakıģık bir dağılıma yol açmasına karģın, özellikle 2001 senesinde belirgin olarak tekrar hissedilmiģ, bir bakıma ortanca altı illerin on bin kiģiye düģen eczacı rakamları farklılıkları, ortanca üstü illere göre daha fazla büyümüģtür. DıĢadüĢenler incelendiğinde ise Ankara ve Ġzmir illeri

58 yılından bu yana üst dıģadüģen olmakla birlikte 1995, 2000 ve 2001 yıllarında Ġstanbul ve yine 2001 senesinde EskiĢehir illerinin üst dıģadüģen aralığında bulunduğu görülmektedir. Öte yandan, Hakkari ve MuĢ un baģını çektiği diğer illerde on bin kiģiye düģen eczacı sayısının oldukça düģük olması, iller arası çarpıklığı bir kez daha gözler önüne sermektedir ECZACI5 ECZACI6 ECZACI7 ECZACI8 ECZACI9 ECZACI0 ECZACI1 ġekil 4.14 On bin kiģiye düģen eczacı sayıları kutu gösterimleri ( ) HEKIM5 HEKIM6 HEKIM7 HEKIM8 HEKIM9 HEKIM0 HEKIM1 ġekil 4.15 On bin kiģiye düģen hekim sayıları ( ) On bin kiģiye düģen eczacı sayılarında olduğu gibi on bin kiģiye düģen hekim sayıları baz alındığında da yaklaģık üç yüz elli kiģiye bir hekim düģen Ankara ve Ġzmir illeri uzak üst dıģadüģen olarak göze çarpmakta, Edirne ve Ġstanbul illeri de üst dıģadüģen olmakta iken Ġstanbul 2001 yılında dıģadüģen aralığından çıkmaktadır. EskiĢehir, bu illerin hemen ardında sıralanırken, Ağrı, MuĢ, Hakkari ve ġırnak gibi alt sıralardaki illerde ise yıllar boyu yaklaģık üç bin beģ yüz kiģiye bir hekim düģmüģtür. Dağılım dördebölenler çarpıklık ölçüsüne göre incelendiğinde ise 1995 ve 2000 senelerinde sola çarpık iken, diğer yıllarda sağa çarpık duruma geçmekte, özellikle 1996 ve 2001 senelerinde bakıģıklığa çok yaklaģmaktadır. Ancak ġekil 4.15 ve Tablo D.15 te 41

59 görüldüğü gibi ortalama düzey, aralık, dördebölenler aralığı ile dağılımın standart sapması zaman içinde artmıģ, on bin kiģiye düģen hekim rakamları açısından iller arasındaki farklılaģma çoğalmıģtır DISCI5 DISCI6 DISCI7 DISCI8 DISCI9 DISCI0 DISCI1 ġekil 4.16 On bin kiģiye düģen diģçi sayıları kutu gösterimleri ( ) Diğer sağlık değiģkenleriyle aynı paralelde olan on bin kiģiye düģen diģçi sayısı değiģkeni baz alındığında da ġekil 4.16 ve Tablo D.16 dan ortalama düzey, aralık ve dördebölenler aralığının zaman içinde arttığı dikkat çekmekte, dağılım döneminde sağa çarpık bir görünüm sergilemesine karģın, 2001 senesinde ise bakıģıklığa yaklaģarak sola çarpık duruma geçmektedir. Ġller, kiģi baģına diģçi sayılarına göre zaman içinde birbirlerinden uzaklaģırken, Ankara, Ġstanbul ve Ġzmir illeri üst dıģadüģen olmuģ ve 2001 senesinde Denizli de dıģadüģen aralığına girmiģtir HEMSIRE5 HEMSIRE7 HEMSIRE9 HEMSIRE1 HEMSIRE6 HEMSIRE8 HEMSIRE0 ġekil 4.17 On bin kiģiye düģen hemģire sayıları kutu gösterimleri ( ) ġekil 4.17 ve Tablo D.17 de incelenen on bin kiģiye düģen hemģire sayılarına göre illerin dağılımı ortaya konulduğunda ortalama düzeyin zaman içinde yükselmesine karģın dördebölenler aralığı 1995 yılından 2001 e zaman içinde büyümüģtür. Öte 42

60 yandan, 2001 senesine kadar simetriğe yakın bir dağılım, 2001 de ise dördebölenler içi üst değerlere gidildikçe gözlemler arasındaki farklılıkların alt değerler ile karģılaģtırıldığında daha fazla artması sonucu sağa çarpık bir dağılım gözlemlenmiģtir. Ġl bazında on bin kiģiye düģen hemģire sayıları incelendiğinde ise Ankara, Artvin, EskiĢehir, Muğla ve Tunceli zaman içinde üst dıģadüģen durumuna düģmekte olup, ġırnak, Ağrı ve ġanlıurfa illeri ise hemģire baģına düģen yaklaģık üç bin kiģi sayısı ile ülkemizdeki sağlık yetersizliklerinin bir bakıma yansıması olmaktadır HASYTAK5 HASYTAK7 HASYTAK9 HASYTAK1 HASYTAK6 HASYTAK8 HASYTAK0 ġekil 4.18 On bin kiģiye düģen hastane yatak sayıları kutu gösterimleri ( ) On bin kiģiye düģen hastane yatak sayısı verilerine göre ġekil 4.18 ve Tablo 4.18 den kutu ve beģli özet gösterimleri incelendiğinde zaman içinde ortalama düzey ile en küçük ve en büyük gözlem değerlerinde az da olsa bir artma söz konusu olmakla beraber aralık hemen hemen sabit kalmaktadır. Ankara, Bolu, Elazığ, EskiĢehir, Kastamonu, Isparta illeri zaman içinde üst dıģadüģen konumunda iken bu illerden Isparta, diğerlerine göre belirgin olarak daha yüksek değerlere sahip olup 1995, 1996, 1998 ve 2001 senelerinde ise uzak üst dıģadüģen olarak öne çıkmaktadır. Hastane yatak sayısı değiģkeni dördebölenler çarpıklığı yönünden incelendiğinde ise, zaman içinde bakıģık bir dağılıma yakın olup, 2000 ve 2001 yıllarında sağa çarpıklığın bir hayli arttığı görülürken, bu durum ortanca üstünde yer alan iller arası farklılıkların alttakilere oranla daha fazla arttığına iģaret etmektedir. Ek 1 den görüleceği üzere Ağrı ve Batman ın baģını çektiği birçok ilde bin kiģiye düģen hastane yatak sayısı 1 in altında kalmıģtır. ġekil 4.19 ve Tablo D.19 da verilen kırsal kesim kiģi baģı tarımsal üretim değerleri incelendiğinde dönemi içinde fazla bir değiģim çizmeyen ortalama 43

61 düzeyin 2001 yılındaki düģüģü göze çarpmaktadır. Bunun yanında en küçük değer zaman içinde azalan bir grafik sergilerken, en büyük değer ise 2001 yılı dıģında artan bir çizgide durmakta, böylelikle en küçük ile en büyük değerler arası farklılık artmaktadır. Yine 2001 senesinde dördebölenler aralığı içinde dağılım oldukça sağa çarpık bir görünüm sergilerken, ortanca üstü illerin tarımsal üretim farklılıkları ortanca altı illere nazaran daha fazla değiģim göstermesi ile dağılım alt değerlerde yoğunlaģmaktadır. Özellikle 2001 yılında gözlemlerin birbirlerine yaklaģması öne çıkan bir diğer sonuçtur. Üst değerlere bakıldığında, Karaman ve 2000 yılında Düzce nin ayrılıp il olmasıyla Bolu illerinin dıģadüģen aralığına düģtüğü göze çarpmaktadır. Öte yandan, Zonguldak ve Bartın illerinin kırsal kesim kiģi baģı tarımsal üretim değerlerinin aģağılarda kalmasının yanında özellikle son senelerde Ġstanbul ve Kocaeli nin en düģük değerler olarak sıralanması dikkat çekmektedir TARURTM5 TARURTM7 TARURTM9 TARURTM1 TARURTM6 TARURTM8 TARURTM0 ġekil 4.19 Kırsal kesim kiģi baģı tarımsal üretim değerleri kutu gösterimleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) ġekil 4.20 ve Tablo D.20 den, kırsal kesim kiģi baģı traktör yönünden illerin artan geniģ bir aralıkta dağıldığı ve zamansal periyotta ortalama düzeyin yükselen eğilimde olduğu öne çıkmaktadır. Biçim özellikleri yönünden dağılım incelendiğinde, 1999 senesinde yukarıda ifade edilen tarımsal üretim değiģkeni ile bakıģık dağılıma çok yakın bir görünüm sergilese de diğer yıllarda az da olsa sağa çarpıklık mevcut olup 2001 yılında bu çarpıklığın derecesi artmıģtır. 1996, 1997 ve 2001 yıllarında Edirne dıģadüģen durumundayken diğer yıllarda herhangi bir dıģadüģene rastlanmamakta olup, Edirne yi EskiĢehir takip etmekte, buna karģılık Rize ve Trabzon da on bin kiģiye düģen traktör sayısı yok denecek kadar az olarak dikkat çekmektedir. Bu illerin yanı sıra Artvin, Ordu ve Bingöl illeri de en alt sıraları mesken tutmuģtur. 44

62 TRAKTÖR5 TRAKTÖR7 TRAKTÖR9 TRAKTÖR1 TRAKTÖR6 TRAKTÖR8 TRAKTÖR0 ġekil 4.20 Kırsal kesim on bin kiģiye düģen traktör adedi kutu gösterimleri ( ) DAIRESY5 DAIRESY7 DAIRESY9 DAIRESY1 DAIRESY6 DAIRESY8 DAIRESY0 ġekil 4.21 On bin kiģiye düģen tamamen ya da kısmen biten daire sayıları kutu gösterimleri ( ) ġekil 4.21 ve Tablo D.21 de ifade edilen on bin kiģiye düģen kısmen ya da tamamen biten daire sayıları dağılımları incelendiğinde zaman içinde belirli bir trende girmeyip değiģen bir dağılım sergiledikleri öne çıkmaktadır. Nitekim, 1999 yılına kadar dördebölenler aralığı sola çarpık bir dağılım sergilerken, bu yıldan itibaren çarpıklığın yönünün sağa kaydığı göze çarpmaktadır. Yine 1999 senesinden itibaren dıģadüģen sayısında meydana gelen azalma, üst değerlerdeki Ģehirlerin alttakiler tarafından yakalanmakta olduklarına iģaret etmektedir. Buna ilaveten, 1999 yılında gerek ortalama düzey gerekse de en büyük değer olarak keskin bir düģüģ dikkat çekmektedir. Yıl içinde gerçekleģen kiģi baģı kısmen ya da tamamen biten daire sayısı bakımından Muğla nın birçok yazlık alanı da içermesinin de etkisiyle yıllardır üst dıģadüģen olmasının yanında, ele alınan zaman diliminde zaman zaman Aydın, Balıkesir, Çanakkale, Ġzmir, Kayseri, Kocaeli, Tekirdağ ve özellikle il olduktan sonraki ilk 3 sene içinde Yalova nın üst dıģadüģen konumunda bulunduğu dikkat 45

63 çekmektedir. Öte yandan, Ardahan ve ġırnak illeri yıllardır on bin kiģiye düģen biten daire sayılarına göre son sıralarda yer almıģlardır YAPIDEG5 YAPIDEG7 YAPIDEG9 YAPIDEG1 YAPIDEG6 YAPIDEG8 YAPIDEG0 ġekil 4.22 KiĢi baģı tamamen ya da kısmen biten yapı değeri kutu gösterimleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) ġekil 4.22 ve Tablo D.22 den görüleceği üzere kiģi baģı kısmen ya da tamamen biten yapı değeri ortalama düzeyi, aralık ve dördebölenler aralığı 1995 ten 2001 e artarken, bir önceki daire sayısı dağılımında olduğu gibi 1997 senesinde tepe noktasına ulaģmakta ve 1999 yılında da belirgin oranda düģüģ göze çarpmaktadır. Dördebölenler çarpıklığını ifade eden Bowley çarpıklık ölçüsüne göre bakıģığa yakın bir dağılım sergileyen gözlemler arasında Ankara, Kocaeli, Tekirdağ ve Yalova illeri zaman içinde üst dıģadüģen konumuna düģerken, Ardahan ve ġırnak kiģi baģı kısmen ya da tamamen biten yapı değerlerine göre sıralandığında son iki sırayı paylaģmaktadır. 3,3 3,0 2,8 2,5 2,3 2,0 1,8 1,5 1,3 1,0,8,5,3 0,0 -,3 SINSAYI5 SINSAYI7 SINSAYI9 SINSAYI1 SINSAYI6 SINSAYI8 SINSAYI0 ġekil 4.23 Yüz bin kiģiye düģen sinema sayıları kutu gösterimleri ( ) ġekil 4.23 ve Tablo D.23 te incelenen yüz bin kiģiye düģen sinema sayısı değerlerine göre zaman içinde ortalama düzey, aralık ve dördebölenler aralığı ile dağılımın 46

64 standart sapması artarak, iller arası kiģi baģına sinema sayıları giderek farklılaģmakta olup, bu durum Bowley çarpıklık ölçüsüne bakıldığında özellikle de 2000 ve 2001 senelerinde sağa çarpıklık derecesinin giderek artmasıyla da bir kez daha doğrulanmaktadır. Gerek sinema sayısı değiģkeni gerekse de diğer tüm değiģkenlere göre illerin kutu gösterimlerinde hangi aralıkta bulunduğu Ek 3 te verilen simgeli gösterim tablolarından açıkça görülebilmektedir SINSYRC5 SINSYRC7 SINSYRC9 SINSYRC1 SINSYRC6 SINSYRC8 SINSYRC0 ġekil 4.24 Yüz bin kiģiye düģen satılan sinema biletleri kutu gösterimleri ( ) ġekil 4.24 ve Tablo 4.24 te incelenen, il bazında kültür faaliyetlerine katılımın bir göstergesi olarak analize dahil edilip sinema izlenim oranlarını belirten yüz bin kiģiye düģen satılan sinema biletleri dağılımlarından görüldüğü üzere ele alınan zaman diliminde ortalama düzey, aralık ve dördebölenler aralığı artan bir eğilim gösterirken, sağa çarpıklığın derecesi de 2001 de bir miktar azalmasına karģın bir hayli fazla olarak ortaya çıkmakta, gözlemlerin alt değerlerde yoğunlaģması ile karģılaģılmaktadır. DıĢadüĢen aralığındaki iller incelendiğinde ise, Ankara, EskiĢehir ve Ġstanbul un yıllardır dıģadüģen konumunda bulunduğu görülmektedir. Buna karģılık içinde bulunulan 21. yüzyılda bile hala 20 ye yakın ilde sinema salonu bulunmaması geliģmiģlik yönünden ülke illeri arasındaki çarpıklığı bir kez daha öne çıkarmaktadır. ġekil 4.25 ve Tablo D.25 te kutu ve beģli özet gösterimleri verilen il bazında yüz bin kiģiye düģen tiyatro, bale ve opera salonları toplamına göre Türkiye genelinde illerin büyük kısmının tiyatro, opera ve bale salonları içermemesi nedeniyle dağılımın tamamıyla alt değerde yoğunlaģıp, üst değerlere gidildikçe farklılaģmaların arttığı dikkat çekmektedir. Öte yandan, sinema salonları sayılarının bile oldukça az olduğu ülke illerinin yaklaģık ¾ ünün sınırları içinde herhangi bir tiyatro, bale, ya da opera 47

65 salonu bulunmamaktadır. Ek 1 de verilen il bazında yüz bin kiģiye düģen tiyatro, opera ve bale salonları sayıları incelendiğinde, Ankara, Ġstanbul ve Ġzmir illerinin diğer illere nazaran dağılımın üstlerinde yer almasının yanında, 2000 ve 2001 yıllarında Bartın ın uzak üst dıģadüģen konumuna geçmesi dikkat çekmektedir. 1,8 1,5 1,3 1,0,8,5,3 0,0 -,3 TIYSAYI5 TIYSAYI7 TIYSAYI9 TIYSAYI1 TIYSAYI6 TIYSAYI8 TIYSAYI0 ġekil 4.25 Yüz bin kiģiye düģen tiyatro-opera-bale sayıları kutu gösterimleri ( ) TIYSYRC5 TIYSYRC7 TIYSYRC9 TIYSYRC1 TIYSYRC6 TIYSYRC8 TIYSYRC0 ġekil 4.26 Yüz bin kiģiye düģen satılan tiyatro-opera-bale bilet sayıları kutu gösterimleri ( ) ġekil 4.26 ve Tablo D.26 da incelenen il bazında yüz bin kiģiye düģen tiyatro, opera, bale etkinlikleri izlenme oranını ifade eden satılan bilet sayıları dağılımlarının giderek sağa çarpıklaģtığı ve çarpıklığın derecesinin hayli yüksek olduğu Bowley çarpıklık tablosu katsayılarından görülebilmektedir. Öte yandan, ortalama düzey, 48

66 aralık ve dördebölenler aralığının yılları arasında bir hayli düģmesi ile iller arasındaki farklılıkların oldukça azalmasına karģın, yılları arasında aralıkların ve ortalama düzeyin artması sonucu illerin sahip olduğu değerler birbirlerinden uzaklaģmıģlardır senesinde ise değerlerde tekrar bir düģüģ yaģanmıģtır. Bunun yanında gözlemler ele alınan zaman diliminde ortanca altı değerlerde oldukça yoğunlaģmıģ, bu nedenle dıģadüģen sayısı bir hayli fazla olmuģtur. Bu noktada, Adana, Ankara, Antalya, Ġzmir, Ġstanbul ve Trabzon illeri diliminde içerdikleri yüksek değerler bakımından öne çıkmakta, Bartın sınırlarındaki yüz bin kiģiye düģen tiyatro, opera ve bale toplam sayılarının 2000 ve 2001 yıllarındaki belirgin artıģı burada da kendini göstermektedir CEZAEVI5 CEZAEVI7 CEZAEVI9 CEZAEVI1 CEZAEVI6 CEZAEVI8 CEZAEVI0 ġekil 4.27 Cezaevine giren kiģi sayıları kutu gösterimleri (Binde) ( ) Yukarıda ġekil 4.27 ve Tablo D.27 de bindelik değer olarak ifade edilen suçun iģlendiği ile göre cezaevine girme oranlarının giderek artmakta olması üzücü bir durum teģkil etmektedir. Özellikle de 1998 yılından itibaren ortalama düzey, aralık ve dördebölenler aralığındaki artıģ iller arasındaki giderek artan farklılıklara dikkat çekerken, bu durum derecesi giderek artan dördebölenler içi sağa çarpıklık ile de örtüģmektedir. Böylelikle ortanca üstü iller arasındaki cezaevine girme oranı farklılıkları ortanca altı illere nazaran giderek artmaktadır. DıĢadüĢenler bakımından dağılım incelendiğinde ise, Edirne ve Çanakkale illeri, yılları arasında dıģadüģen konumunda bulunup diğer yıllarda da cezaevine girme oranlarının üst seviyelerde yer almaktadır. ġekil 4.28 ve Tablo D.28 de kutu ve beģli özet gösterimleri gösterilen il bazında kiģi baģı gayri safi yurt içi hasıla dağılımına göz atıldığında, 1995 yılından 1998 yılına kadar ortalama düzeyin artıģ eğiliminde olmasına karģın, 1998 den itibaren azalan bir 49

67 trende sahip olduğu öne çıkmaktadır. Sağa çarpıklığın da derecesi az da olsa 1995 ten 2001 e düģüģ göstermiģ, iller arası kiģi baģı gayri safi yurt içi hasıla farkları bir miktar azalmıģtır. Tek tek il bazında ele alınan zaman dilimi içindeki değerler incelendiğinde Kocaeli nin yıllardır dıģadüģen aralığında bulunup diğer illerden oldukça farklılaģtığı, 2000 yılında Düzce nin ayrılıp il olmasıyla da Bolu nun 2000 ve 2001 yıllarında dıģadüģen konumuna geçtiği görülmektedir. Öte yandan, Ağrı, Bitlis, MuĢ ve ġırnak illeri ise ülke ortalamasının oldukça altında yer almaktadır GSYIH5 GSYIH6 GSYIH7 GSYIH8 GSYIH9 GSYIH0 GSYIH1 ġekil 4.28 KiĢi baģına düģen gayri safi yurt içi hasıla değerleri kutu gösterimleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) BUTGELR5 BUTGELR7 BUTGELR9 BUTGELR1 BUTGELR6 BUTGELR8 BUTGELR0 ġekil 4.29 KiĢi baģına düģen genel bütçe gelirleri kutu gösterimleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) Bireylerin gelir durumlarını yansıttığı düģünülen mali göstergeler içindeki genel bütçe gelirleri dağılımları ġekil 4.29 ve Tablo D.29 da görülürken, hem ortalama 50

68 düzey hem de en büyük değer ile en küçük değer arasındaki farkın zaman içinde fazlalaģtığı öne çıkmaktadır yılları dağılımları biçim özellikleri açısından incelendiğinde ise 2001 e kadar bir hayli fazla olan dördebölenler içi sağa çarpıklığının 2001 yılı içinde düģüģ gösterdiği ve dağılımın bakıģıklığa yaklaģtığı göze çarpmaktadır. Ġl bazında dağılım incelendiğinde, yıllardır en büyük değere sahip olup uzak üst dıģadüģen konumunda bulunan Kocaeli nin zaman içinde artan bir eğilim göstererek diğer Ģehirlerle arasının gittikçe açılması öne çıkarken, Ġstanbul, Ġzmir ve Ankara illerinin de yıllardır uzak üst dıģadüģen olmakta, Bursa ve özellikle de 1998 yılından itibaren Tekirdağ üst dıģadüģen durumuna geçmektedir. Öte yandan, MuĢ ve Bitlis illerinin yılları arası kiģi baģı genel bütçe gelirlerine bakıldığında son iki sıradan kurtulamadığı görülmektedir. ġekil 4.30 ve Tablo D.30 da dağılımları incelenen il bazında on bin kiģiye düģen banka Ģube sayıları ele alındığında zaman içinde çok belirgin bir değiģme olmamasına ve 2000 yılına kadar az da olsa bir yükseliģ trendi görülmesine karģın, özellikle 2001 senesinde ortalama düzey, en küçük, en büyük değer ve aralığın belirgin oranda azaldığı göze çarpmaktadır. Nitekim Bowley çarpıklık değerleri karģılaģtırıldığında 2001 senesine kadar süregelen az miktar çarpıklığın bu sene içinde neredeyse kaybolduğu ve illerin bakıģık dağılıma oldukça yaklaģtıkları öne çıkmaktadır. Bu durum özellikle 1996 yılından itibaren diğer illerle arasındaki farkı artarak devam ettiren üst dıģadüģen Ġstanbul u da etkilemiģ, alttan gelen iller ile arasındaki fark 2001 yılında oldukça kapanmıģtır. On bin kiģiye düģen banka Ģube sayılarına göre Ġstanbul un ardından Ankara, Ġzmir, Muğla ve Tunceli illeri sıralanmıģ, Batman, MuĢ, Van, ġanlıurfa, Ağrı ve Hakkari illeri de son sıralarda yer almıģtır SUBEBNK5 SUBEBNK7 SUBEBNK9 SUBEBNK1 SUBEBNK6 SUBEBNK8 SUBEBNK0 ġekil 4.30 Yüz bin kiģiye düģen toplam banka Ģube sayıları kutu gösterimleri ( ) 51

69 MEVDBNK5 MEVDBNK7 MEVDBNK9 MEVDBNK1 MEVDBNK6 MEVDBNK8 MEVDBNK0 ġekil 4.31 KiĢi baģına düģen toplam banka mevduat tutarları kutu gösterimleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) Yukarıda ġekil 4.31 de kutu gösterimleri verilen milyon TL. bazında kiģi baģı banka mevduat tutarları karģılaģtırıldığında, 2000 yılındaki az miktar düģüģün yanında zaman içinde ortalama düzeyin yükseldiği, bunun yanında iller arasında kiģi baģı banka mevduatları farklılıklarının giderek arttığı dikkat çekmiģtir. Bowley çarpıklık ölçüsüne göre dördebölenler içi dağılım zaman içinde bakıģıklığa yakın bir görünüm çizse de 2000 yılından itibaren sağa çarpıklığın artmaya baģladığı öne çıkan bir diğer husus olmuģtur. Ankara ve Ġstanbul illeri yıllardır uzak üst dıģadüģen olarak diğer illerden oldukça farklılaģmalarının yanında, Ġzmir 1995 ten 2001 e, Kocaeli de 1999 ve 2000 senelerinde üst dıģadüģen olarak göze çarpmıģlar, Ağrı, Bitlis, Hakkari, Mardin, MuĢ, Siirt ve ġırnak illeri de alt sıraları oluģturmuģlardır. ġekil 4.32 de verilen il bazında kiģi baģı banka kredileri tutarları dağılımları incelendiğinde yüksek miktarlara doğru gidildikçe iller arası farklılaģmanın arttığı kutu gösteriminden anlaģılmaktadır. Dağılımın ortalama düzeyi yılları arası yükselmesine karģın, 1999 yılında bir miktar düģüģün ardından 2000 yılında en üst seviyesine ulaģmakta, buna karģılık 2001 senesinde minimum seviyesine gerilemektedir. Aynı Ģekilde en büyük ve en küçük gözlem değerleri, aralık, dördebölenler aralığı ve dağılımın standart sapması da 2001 yılı içinde önemli derecede düģüģ göstermiģ, böylelikle Ģehirler arasındaki farklılıklar da bu yıl içinde 52

70 azalmıģtır. Ġl bazında dıģadüģenlere bakıldığında ise, Giresun, Ankara ve Ġstanbul un baģını çektiği gruba zaman içinde Adana, Bursa, Denizli, Ġzmir, Kocaeli, Antalya, Edirne ve 2001 yılında da Kayseri nin eklendiği görülmektedir. Öte yandan, ġırnak, Hakkari, Batman, Ağrı ve Siirt illeri de kiģi baģı banka kredileri açısından son beģ il içinde yer almıģlardır KREDBNK5 KREDBNK7 KREDBNK9 KREDBNK1 KREDBNK6 KREDBNK8 KREDBNK0 ġekil 4.32 KiĢi baģına düģen toplam banka kredi tutarları kutu gösterimleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) TARKRDI5 TARKRDI7 TARKRDI9 TARKRDI1 TARKRDI6 TARKRDI8 TARKRDI0 ġekil 4.33 Kırsal kesim kiģi baģına düģen tarım kredileri tutarları kutu gösterimleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) 53

71 ġekil 4.33 te ifade edilen kırsal kesim kiģi baģı tarım kredileri dağılımları incelendiğinde, zaman içinde 2001 yılına kadar artan ortalama düzey göze çarpmaktadır. Nitekim 2001 senesinde kiģi baģı banka kredileri tutarları dağılımında olduğu gibi ortalama düzey ve dördebölenler aralığı önemli ölçüde azalarak, iller daha dar bir aralıkta sıralanmaktadır. Ek 5 te verilen Bowley çarpıklık ölçüsü değerlerinden de dördebölenler içindeki dağılımın zaman içinde az da olsa sağa çarpıklık gösterdiği, 2001 senesinde ise bu çarpıklığın büyüklüğünün önemli ölçüde arttığı ve alt değerlerde yoğunlaģmaların fazlalaģtığı görülmektedir. Öte yandan, Ģekilden görüldüğü üzere 1996 ve 1997 senelerinde Ankara ili kırsal kesim kiģi baģı tarım kredileri tutarları 10 milyar TL. üstünde gerçekleģmiģ, bu durum Ankara yı diğer illerden oldukça uzak bir konuma getirmiģtir. Ankara, Edirne ve Giresun illeri incelenen zaman dilimi içerisinde her zaman üst sıralarda yer alarak uzak üst dıģadüģen olmasının yanında, Ġzmir, Bursa ve Adana illeri de diğer illere nazaran daha yüksek değerlere sahip olmakta zaman zaman üst ve uzak üst dıģadüģen olarak konumlanmaktadırlar. Ġlave olarak, Kars ve Rize illeri de 2001 senesinde üst dıģadüģen olmuģlar, Batman, Hakkari, ġırnak ve Zonguldak illeri de incelenen zaman periyodunda kiģi baģı tarım kredilerinin en az verildiği iller arasında yer almıģlardır TESVKYT5 TESVKYT7 TESVKYT9 TESVKYT1 TESVKYT6 TESVKYT8 TESVKYT0 ġekil 4.34 KiĢi baģına düģen teģvik belgeli yatırımlar kutu gösterimleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) 54

72 ġekil 4.34 ve Tablo D.34 te incelenen özel sektörün kalkınma faaliyetlerine katkısını ve potansiyelini temsil eden kiģi baģı teģvik belgeli yatırımlarının kutu ve beģli özet gösterimlerinde ele alınan zaman periyodunda sürekli bir düģüģ göze çarpmaktadır. Bu periyotta ortalama düzey yüzde seksen dört dolaylarında azalırken, en büyük değer, aralık ve dördebölenler aralığı yüzde doksandan fazla düģüģ göstermiģ, böylelikle iller birbirlerine daha çok yaklaģıp dar bir aralıkta sıralanmıģlardır. ġekil 4.35 ve Tablo D.35 den görüldüğü gibi kiģi baģı kamu yatırımları tutarı dağılımının, ülke genelinde özel sektör yatırımlarının tersine zaman içinde belirli bir eğilim yakalayamamasına karģın, 1995 ten 2001 e ortalama düzeyinin yükselmesiyle birlikte iller daha geniģ bir aralıkta dağılmıģ, özellikle üst değerlerle aralarındaki farklılıklar açılmıģtır. Bowley çarpıklık ölçüleri incelendiğinde de dördebölenler içi dağılımının 2000 ve özellikle de 2001 yıllarında bakıģık bir görünüm çizdiği söylenebilir. Tunceli, Bingöl, 1997 den itibaren Muğla, 1998 den itibaren Artvin, 2000 ve 2001 yıllarında da KahramanmaraĢ illerine yapılan kiģi baģı kamu yatırımları önde gelirken, yılları toplam kamu yatırım tutarları dikkate alındığında, Çankırı, Mardin ve Siirt illeri en az yatırım olan yerleģim yerleri olmuģtur KAMUYTR5 KAMUYTR7 KAMUYTR9 KAMUYTR1 KAMUYTR6 KAMUYTR8 KAMUYTR0 ġekil 4.35 KiĢi baģına düģen kamu yatırımları kutu gösterimleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) 55

73 BLDYGID5 BLDYGID7 BLDYGID9 BLDYGID1 BLDYGID6 BLDYGID8 BLDYGID0 ġekil 4.36 KiĢi baģına düģen belediye giderleri kutu gösterimleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) ġekil 4.36 ve Tablo D.36 da incelenen kiģi baģı belediye giderleri dağılımının ortalama düzeyi zaman içinde artarken, en küçük ve en büyük değer ile dördebölenler aralığı iniģli çıkıģlı bir grafik çizse de, 2001 de 1995 yılına göre daha yüksek tutarlar içermektedir yılında bir miktar sola çarpık olan dağılım, 1997 de bakıģığa yakın bir görünüm çizmiģ, buna karģılık 1998 yılında çarpıklığın yönü sağa dönmüģ ve iller düģük değerlerde yoğunlaģırken ortanca üstü iller arası farklılıklar çoğalmıģtır ve 2000 yıllarında büyüklüğü azalıp tekrar bakıģık bir görünüm çizen çarpıklığın yönü 2001 yılı içinde tekrar sola dönmüģ, dördebölenler içindeki gözlemler ortanca üstünde birbirlerine yakınlaģmıģlardır. Öte yandan, Ankara, Kocaeli ve Ġstanbul kiģi baģına düģen belediye giderleri yönünden incelenen yıllarda sürekli üst sıralarda yer alarak uzak üst dıģadüģen olmuģ, özellikle 1998 den itibaren Adana, Sakarya ve Yalova, 2000 den itibaren Bursa, 2001 yılında da Aydın önemli ölçüde artarak dıģadüģen olmuģlardır. Öne çıkan bir diğer husus ta, döneminde dıģadüģen aralığındaki Ġzmir in 2000 ve 2001 yıllarında düģüģ göstermesi olurken, Ağrı genel olarak ortalama kiģi baģı 15 milyon TL. lik belediye harcamasıyla sıralamanın sonundan kurtulamamıģtır. ġekil 4.37 ile Tablo D.37 incelenen il bazında on bin kiģiye düģen toplam motorlu taģıt dağılımlarından ortalama düzey, dördebölenler aralığı, en büyük ve en küçük değer ile aralarındaki farkın zaman içinde yükseldiği dikkat çekerken, herhangi bir dıģadüģene rastlanmamaktadır. Bowley ölçülerine göre de dördebölenler içi dağılımın az miktar sağa çarpık olsa da genel olarak bakıģık bir görünüm çizdiği söylenebilmektedir. Ankara, Antalya, Muğla, Burdur, Ġzmir ve Balıkesir illeri on bin kiģiye düģen motorlu taģıt sayıları yönünden ön sıralarda gelirken, Bolu nun 56

74 Düzce nin ayrılıp il olmasıyla 2000 ve 2001 yıllarında Ankara nın ardından ikinci durumda gelmesi dikkat çekmekte, Hakkari, MuĢ, Ağrı, Bitlis ve Ardahan illeri ise sıralamanın sonlarında yer almaktadır TOPMOTO5 TOPMOTO7 TOPMOTO9 TOPMOTO1 TOPMOTO6 TOPMOTO8 TOPMOTO0 ġekil 4.37 On bin kiģiye düģen toplam motorlu taģıt sayıları kutu gösterimleri ( ) OZELOTO5 OZELOTO7 OZELOTO9 OZELOTO1 OZELOTO6 OZELOTO8 OZELOTO0 ġekil 4.38 On bin kiģiye düģen özel otomobil sayıları kutu gösterimleri ( ) On bin kiģiye düģen özel otomobil dağılımları kutu ve beģli özet gösterimleri ġekil 4.38 ile Tablo D.38 den incelendiğinde, genel hatlarıyla motorlu taģıt dağılımına benzer olduğu, yine zaman içinde yükseliģ trendi göstererek bir miktar sağa çarpıklık içerdiği ve illerin zaman içinde artan bir aralıkta dağıldığı söylenebilir. Ülke geneli araģtırıldığında da Ankara, Ġstanbul, Ġzmir, EskiĢehir, Muğla ve Antalya illerinin üst sıralarda geldiği, 2000 ve 2001 yıllarında da Bolu nun Ankara nın ardından ikinci sıraya yerleģtiği dikkat çekerken. ġırnak, Hakkari, MuĢ, Ağrı, Bingöl ve Ardahan illeri de alt sıralarda yer almaktadır. DıĢadüĢen aralığında ise dönemlerinde Ankara yer almıģ, Ġstanbul ili de 1996 senesinde dıģadüģen olarak öne çıkmıģtır. 57

75 ELEKTRK5 ELEKTRK7 ELEKTRK9 ELEKTRK1 ELEKTRK6 ELEKTRK8 ELEKTRK0 ġekil 4.39 KiĢi baģına düģen elektrik tüketim miktarları kutu gösterimleri (Kilowatt-saat) ( ) ġekil 4.39 ve Tablo D.39 da ifade edilen kiģi baģı elektrik tüketim dağılımlarının beklendiği gibi zaman içinde artan bir eğilim izlediği, sağa çarpıklığın devam ederek ortanca üstü iller arası farklılıkların alttakilere göre arttığı ilk izlenimler olmaktadır. Dağılım il bazında incelediğinde, Bilecik kiģi baģı elektrik tüketim miktarı açısından diğer illerden çok yukarıda olup, bu ilin yanında Kocaeli, Kırklareli, Tekirdağ, Yalova, Zonguldak ve Ġzmir kutu çiziminde dıģadüģenler olarak öne çıkmakta, Ardahan, Bingöl, Bitlis, MuĢ ve GümüĢhane illeri de kiģi baģı elektrik üretiminin en düģük olduğu iller arasında bulunmaktadır IMALAT5 IMALAT6 IMALAT7 IMALAT8 IMALAT9 IMALAT0 IMALAT1 ġekil 4.40 KiĢi baģına düģen imalat sanayi katma değer tutarları kutu gösterimleri ( ) (2001 yılı fiyatlarıyla milyon TL.) 58

76 Son olarak ġekil 4.40 ve Teblo 4.40 ta ele alınan kiģi baģı imalat sanayi katma değerleri incelendiğinde, zaman içinde ortalama düzeyin dalgalı bir görünüm çizip yılları arası yüksek değerler içermesine karģın, 2001 de 1995 yılı seviyesinde bulunduğu dikkat çekmektedir. Bununla beraber bu zaman periyodunda illerin daha çok alt değerlerde yoğunlaģıp üst değerlerde aralarındaki farklılıkların çoğaldığı, diğer bir deyiģle sağa çarpıklığın belirgin bir Ģekilde etkili olduğu görülmekte, yüksek değerlerdeki farklılıklar dıģadüģenlerde daha net kendini göstermektedir. Ġllerin sahip oldukları katma değerler karģılaģtırıldığında ise, Kocaeli nin sahip olduğu imalat sanayi potansiyeli ile uzak ara birinci olmasının yanında Bilecik, Bursa, Kırıkkale, Kırklareli, Ġzmir, Tekirdağ ve Yalova illerinin dıģadüģen aralığında bulundukları öne çıkmaktadır yılına kadar dıģadüģen konumundaki Zonguldak ile Karabük illerinin bu tarihten itibaren düģüģ göstermesi de yine dikkat çekici bir husus olmuģtur. 59

77 5 ĠLLERĠN SOSYO-EKONOMĠK GELĠġMĠġLĠK SIRALAMASI 5.1 Ġllerin Ġnsani GeliĢmiĢlik Endeksi ve Sıralama Sonuçlarına ĠliĢkin Genel Değerlendirme : Bu bölümde temel bileģenler analizi yöntemi ile bulunan temel bileģen değerleri baz alınarak insani geliģmiģlik endeksleri ortaya çıkarılmıģ olup, ülkemiz illerinin yıllarını kapsayan geliģmiģlik sıralamaları oluģturularak değerlendirmeleri yapılmıģtır. Ġlk olarak, endeks değerleri baz alınarak yılları illerin sıralamaları arasındaki iliģkileri ortaya çıkartmak amacıyla Spearman sıra korelasyonu katsayıları SPSS programı ile hesaplanmıģ, insani geliģmiģlik sıralamalarında yıllara bağlı olarak ufak tefek farklılıklar olsa da yıllar arasındaki sıra korelasyonlarının oldukça yüksek olduğu anlaģılmıģtır yılları insani geliģmiģlik endekslerine göre hesaplanan Spearman sıra korelasyonları Tablo 5.1 de verilmekte olup, katsayıların tümünün anlamlı çıkıp, 1 e çok yakın olduğu dikkat çekmektedir. Bununla birlikte, Tablo 5.2 de gösterilen zaman içindeki geliģmiģlik endeksleri arasındaki basit korelasyon katsayıları da hemen hemen sıra korelasyonlarına eģit çıkmaktadır. Tablo 5.1 Spearman sıra korelasyonu katsayıları ( ) Spearman ENDEKS95 ENDEKS96 ENDEKS97 ENDEKS98 ENDEKS99 ENDEKS00 ENDEKS01 Korelasyon Katsayisi N Korelasyon Katsayisi N Korelasyon Katsayisi N Korelasyon Katsayisi N Korelasyon Katsayisi N Korelasyon Katsayisi N Korelasyon Katsayisi N ENDEKS 95 ENDEKS 96 ENDEKS 97 ENDEKS 98 ENDEKS 99 ENDEKS 00 ENDEKS

78 Tablo 5.2 Pearson korelasyon katsayıları ( ) ENDEKS95 ENDEKS96 ENDEKS97 ENDEKS98 ENDEKS99 ENDEKS00 ENDEKS01 Pearson Korelas yon N Pearson Korelas yon N Pearson Korelas yon N Pearson Korelas yon N Pearson Korelas yon N Pearson Korelas yon N Pearson Korelas yon N ENDEKS 95 ENDEKS 96 ENDEKS 97 ENDEKS 98 ENDEKS 99 ENDEKS 00 ENDEKS Belirtilmesi gereken önemli bir husus ta, araģtırmadaki ekonomik ve sosyal göstergelerin fert baģına değerler olarak ifade edilmesi ve bu durumun illerin sıralamadaki yerlerini belirlemekte en temel etken olmasıdır. Sonuç olarak, bireylerin bir bakıma iktisadi yaģama katılımı ön plana çıkarılmıģtır. Öte yandan, oluģturulan insani geliģmiģlik sıralaması ve bu sıralamayı oluģturan endeks değerlerinin bölüm sonunda Tablo 5.3 ve 5.4 te gösterilmesinin yanında ele alınan zaman diliminde illerin hangi sıralamalar arasında bulunduğu diğer bir deyiģle alt ve üst sıralama değerleri ġekil 5.1 deki grafikte belirtilmiģtir. Öncelikle ġekil 5.1 de verilen il bazında sıralamaların hangi basamaklar arasında değiģtiği incelendiğinde, Bolu ilinin zaman diliminde temel bileģenler analizi yöntemi uygulanarak hesaplanan endeks değerlerine göre oluģturulan sıralamalar içinde bulunduğu en üst ve en alt basamaklar arasındaki farkın 19 gibi büyük boyutta olması sonucu bu ilin zaman içindeki insani geliģmiģlik seviyesinin oldukça geniģ bir aralıkta değiģtiği söylenebilir. KarĢılaĢtırmaların daha adil olması amacıyla, 1995 yılından sonra il yapılan Karabük, Kilis, Yalova, Osmaniye ve Düzce illerinin sıralamalardan çıkarılıp 1995 yılı mevcut illeriyle sıralamalar yenilendiğinde Bolu ili taban-tavan sıralamaları farkı bir azalarak 18 olmakta ve yine zaman içinde geliģmiģlik sıralamaları en geniģ aralıkta değiģen il olarak öne çıkmaktadır. Bartın ili en üst ve en alt sıralamaları arasındaki farkın 17 olması da bu ilin geliģmiģlik seviyesinin zaman içinde önemli değiģiklikler gösterdiği sonucunu doğurmaktadır. Gerek Bolu, gerekse de Bartın ın geliģmiģlik sıralamaları incelendiğinde, meydana çıkan değiģimlerin özellikle 2000 ve 2001 senelerinde bu illerin geliģmiģlik endekslerinin artması sonucu belirgin ölçüde basamak atlamasından kaynaklandığı anlaģılmaktadır. 61

79 Ankara Istanbul Izmir Eskisehir Kocaeli Mugla Antalya Bursa Bolu Edirne Tekirdag Yalova Aydin Balikesir Canakkale Denizli Kirklareli Bilecik Adan a Burdur Isparta Manisa Us ak Zonguldak Mersin Sakarya Kayseri Nevsehir Samsun Kony a Artvin Karabuk Karaman Trabzon Kastamonu Elazig Kutahya Amasya Bartin Giresun Hatay Rize Corum Gaziantep Kirikkale Kirs ehir Afyon Nigde Sinop Sivas Malatya Cankiri Erzincan Tunceli Duzce Tokat Ordu Aks aray K.Maras Kilis Erzu rum Os maniye Yozgat Diyarbakir Gumus hane Bayburt Adiyaman Kars Igdir Sanliurfa Ardahan Siirt Mardin Bingol Batman Bitlis Van Agri Mus Hakkari Sirnak ġekil yılları arası Türkiye illeri insani geliģmiģlik sıralaması taban-tavan grafiği 62

80 Zaman içinde insani geliģmiģlik sıralamaları önemli ölçüde değiģiklik gösteren diğer iller arasında ise, Gaziantep, Çorum, Giresun, Hatay, Yalova, Artvin, Elazığ, Rize, Sinop, Edirne, Tekirdağ, Kastamonu ve Trabzon illeri sayılabilir. Bunların dıģında, Tokat ili taban-tavan sıralamaları farkı ġekil 5.1 den 10 olarak gözükse de, bu fark sonradan il yapılan yerleģim birimlerinin sıralamalara dahil edilmeleriyle meydana gelmektedir. Öte yandan, ilk ve son sıradaki yerleri zaman içinde değiģmeyen Ankara ve ġırnak illerinin yanı sıra, Ġstanbul, Ġzmir, Adıyaman, Ağrı, Amasya, Ardahan, Batman, Bayburt, Bitlis, Diyarbakır, GümüĢhane, Hakkari, Iğdır, Isparta, KahramanmaraĢ, Kars, Kilis, Kocaeli, MuĢ, ġanlıurfa ve Yozgat illerinin oluģturulan geliģmiģlik sıralamalarında önemli bir değiģim göstermediği grafiklerden çıkan bir diğer sonuçtur yılından 2001 e gelindiğinde illerin bu zaman dilimi içerisindeki insani geliģmiģlik sıralamalarına bakıldığında yeni illerin de sıralamaya dahil edilmesi sonucu toplam 58 il sıralamada geriye giderken, 19 il yükselmiģ, 4 ilin ise sıralamaları sabit kalmıģtır yılından sonra il yapılan Karabük, Kilis, Yalova, Osmaniye ve Düzce Ģehirleri sıralamadan çıkartıldığında ise 30 ilin sıralamalarda üst basamaklara tırmanırken, 38 ilin geriye gittiği ve 8 ilin ise sıralamalarının değiģmediği gözlemlenmiģtir ten 2001 e geliģmiģlik sıralamaları en çok yükselen illeri incelendiğinde Bolu ve Bartın illerinin ön plana çıktığı görülmektedir yılında 25. sırada bulunan Bolu, özellikle de Düzce nin 2000 yılında il olmasıyla birlikte 7. sıraya kadar yükselmiģtir. Bu durum Düzce nin ayrılması sonucu Bolu ili nüfusunun yaklaģık yarıya düģerek fert baģı değerler olarak analize katılan değiģkenlerin artması ile açıklanabilir. Nitekim 2000 senesinde Bolu gayri safi yurt içi hasıla değeri ile on bin kiģiye düģen özel otomobil ve toplam motorlu taģıt sayıları hemen hemen iki katına çıkarken, sağlık ve tarım göstergelerinin de epeyce artması bu beklentiyi doğrulamaktadır. Aynı Ģekilde 1995 yılında 49. sırada yer alan Bartın ili de on bin kiģiye düģen hekim ve hemģire sayıları baģta olmak üzere diğer sağlık göstergeleri, kültür etkinliklerine katılım ile özel otomobil ve motorlu taģıt sayılarının Türkiye ortalamasının üzerinde artması sonucu 2000 yılından itibaren yükseliģe geçmiģ 2001 de 35. sırada yer almıģtır. 63

81 Sıralamada yükselen bir diğer il olan Karabük 1996 da 36. sırada yer almaktayken, 2001 de imalat sanayi katma değerinin kiģi baģı on milyon gibi rakamlara inmesine karģın, sağlık göstergelerinin baģta olmak üzere diğer değiģkenlerinin de yükselmesi ile geliģmiģlik seviyesinin bir hayli artması sonucu 29. sıraya yükselmiģ olup, Artvin, Zonguldak, Çanakkale, Kastamonu, Osmaniye, Sinop, Düzce, Edirne, Muğla ve Yalova illeri sıralamada en çok yükselen diğer iller olarak öne çıkmaktadır. Bu illere göz attığımızda çoğunun Karadeniz Bölgesi içinde yer alması, bölge illerinin son yıllardaki insani geliģiminin bir bakıma yansıması olmaktadır. Bu illerden Artvin 1995 yılında 37. sırada yer alıp, 2000 yılında 29. sıraya kadar yükselmesine karģın 2001 de 2 basamak gerileyerek 31. sırada bulunmuģtur. Benzer Ģekilde Kastamonu da 2000 de 1995 yılına göre 7 sıra yükselerek 31. sıraya yerleģmiģ ve 2001 de 2 basamak gerilemiģtir. Her iki ilin geliģmiģlik seviyelerinin 2000 yılı içinde bir önceki yıla göre bir hayli yükselmesi Tablo 5.4 den görülmekte olup, zaman içinde azalan bir nüfusa sahip oldukları dikkat çekmektedir. Artvin ilinin 2000 ve 2001 yıllarında ülke içinde en yüksek teģvik ve kamu yatırımlarına maruz kalması ile kültür faaliyetlerinin bu dönemde belirginleģmesi, yükseliģin altında yatan sebeplerdir yılında 1995 e göre 6 Ģar basamak ilerleyerek 45. sırada yer alan Sinop ile 8. sırada bulunan Edirne illeri de 2001 de gerilemelerine karģın en çok yükselen iller arasında yer almıģlardır. Zonguldak ili ise Bolu ya benzer Ģekilde Karabük ün il olup ayrılması sonucu 1996 yılında 6 basamak yükselerek 21. sıraya çıkmıģ ve 2001 de bu sıralamasını korumasını bilmiģtir. Nitekim bu ayrılma sonucu Zonguldak ili nüfusu azalırken, kiģi baģı teģvik belgeli ve kamu yatırımları iki katına çıkmıģ, kiģi baģı gayri safi yurt içi hasıla, genel bütçe gelirleri ile imalat sanayi katma değerleri de yaklaģık %50 oranında artmıģtır. Buna karģılık, kırsal kesim kiģi baģı tarımsal üretim ve tarım kredileri tutarları ile on bin kiģiye düģen traktör sayılarında da düģüģ gözlemlenmiģtir. Böylelikle gerek Karabük gerekse de Zonguldak, ayrılmalarından sonra geliģmiģlik seviyelerinin zaman içinde yükselmesi sonucu sıralamada üst basamaklara çıkmıģlardır. Öte yandan 2000 ve 2001 yılı geliģmiģlik endeksleri, inģaat, kültür göstergeleri ile kiģi baģı teģvik belgeli ve kamu yatırımlarının önemli ölçüde artması sonucu belirgin olarak artan Çanakkale de yılları arası 5 basamak yükselerek 10. sırada yer almıģ olup 1999 senesinde 4. sıraya kadar yükselen Muğla 2001 yılında 1995 e 64

82 göre 3 basamak artarak 6. geliģmiģlik sıralamasında yer almıģtır. Muğla ili sağlık göstergeleri, teģvik belgeli ve kamu yatırımları ile belediye giderleri 1999 yılına kadar artma eğilimi göstermiģ, 2000 ve 2001 de bu artıģın hızı azalmıģtır. Sonradan il olan Düzce, Osmaniye ve Yalova ya baktığımızda, 1996 yılında 17. sırada bulunmasına karģın özellikle sağlık personeli ve inģaat göstergelerinde iyileģme ile 1997 de 9. sıraya kadar yükselen Yalova 1999 da bu göstergeler ile kültür değiģkenlerinde azalma etkisiyle geliģmiģlik endeksinin 1.22 den 0.66 seviyelerine inmesi sonucu 19. sıraya gerilemiģ ve 2001 senesinde 14. sırada yer almıģtır yılındaki bu düģüģün en büyük nedeni Ģüphesiz 17 Ağustos 1998 tarihinde meydana gelen depremin bıraktığı izler olmuģtur. Osmaniye ise zaman içinde geliģmiģlik seviyesinin yükselmesi sonucu 1997 den 2001 e 4 sıra atlamıģ ve 57. sıraya yerleģmiģ olup, Düzce ise 2000 den 2001 e teģvik ve kamu yatırımları düģmesine karģın, sağlık göstergelerinden özellikle on bin kiģiye düģen hekim sayısı ile inģaat göstergelerinin 2 katına çıkması ve yine on bin kiģiye düģen motorlu taģıt ve özel otomobil sayılarının ülke ortalama artıģının hayli üstünde artmasının da etkisiyle 55. likten 52. liğe yükselmiģtir yılından itibaren 5 yeni ilin sıralamalara dahil olmasına rağmen sıralamalarını 2 basamak arttıran illerden KırĢehir 40., Tunceli 53. sıraya çıkmıģ olup, yeni illeri sıralamadan çıkarttığımızda Tunceli nin 5, KırĢehir in ise 4 basamak birden yükselmesinin en çok yükselen yerleģim birimleri arasında yer almaları sonucunu doğurmasına rağmen, özellikle Tunceli nin geliģmiģlik seviyesi artıģının giderek azalan nüfusunun fert baģı değerleri arttırması sonucu meydana geldiği anlaģılmaktadır. Tunceli ili hemen hemen tüm değiģkenlerde ülke ortalamasının altında seyrederken, kamu yatırımları bu ilde ülke ortalamasının üstünde bulunmaktadır. Öte yandan yılları arasında 3 basamak düģerek 75. sıraya gerileyen Van da, 2001 de 1995 yılı illerini baz alarak sıralama yapıldığında 2 basamak yükselmektedir. EskiĢehir, Ġstanbul, Kırıkkale ve Samsun illeri ise zaman içinde pek bir değiģim göstermemiģ, 1995 e göre 1 basamak ilerlemiģler ve 2001 senesinde Ġstanbul 2., EskiĢehir 4., Samsun 27. ve Kırıkkale de 43. olarak sıralanmıģlardır. Ġstanbul ili nüfusunun giderek yükselmesi nüfus yoğunluğunu beraberinde arttırırken, ĢehirleĢme oranı azalan bir trend göstermiģtir. Bunların yanı sıra, on bin kiģiye düģen özel otomobil ve motorlu taģıt sayıları ile kiģi baģı imalat sanayi katma değeri ve elektrik 65

83 tüketim miktarı 2000 ve 2001 senelerinde azalırken, on bin kiģiye düģen sağlık personeli, hastane yatak sayısı ile inģaat göstergelerinin de 2001 yılı içinde azalması, Ġstanbul ili geliģmiģlik endeksinin 2000 den itibaren gerilemesi sonucunu doğurmuģtur. Yeni illerin kendilerinden üst sıralara yerleģmesi sonucu 1995 e göre 4 basamak gerilemiģ gibi görünen Ardahan (70.), Bayburt (65.), Erzurum (61.), Hakkari (79.) ve MuĢ (78.) Ģehirlerinin bu yeni illerin sıralamada ihmal edilmesi ile 1 basamak yükseldikleri ön plana çıkmaktadır. Öte yandan Ankara, Rize, Sakarya ve Aksaray illeri zaman içinde sıralamadaki yerlerini korumuģ, herhangi bir değiģim göstermemiģtir. Bu illerden baģkent Ankara zaman içinde bireylere sağladığı yüksek yaģam koģulları ile insani geliģmiģlik sıralamasının en tepesinde bulunmuģ, hemen hemen tüm değiģkenler yönünden üst basamaklarda yer almıģtır. Her ne kadar Ġstanbul un en geliģmiģ il olduğu konusunda genel bir kanı mevcut olsa da, bu çalıģmada öne çıkan husus, geliģmiģliğin fert baģı olarak ele alındığında Ankara ilinin gerek Ġstanbul gerekse de diğer illere nazaran önemli ölçüde önde geldiğidir. Ankara dıģında zaman içinde sıralamaları değiģmeyen Sakarya 2001 de 24. sırada bulunurken, Aksaray 54., 1998 yılında 38. sıraya kadar yükselen Rize de 45. sırada yer almıģtır. Zaman içinde 1995 yılı içindeki 76 il içinde sıralamaları değiģmemesine karģın üst sıralara yeni illerin girmesi ile 5 basamak gerilemiģ gibi görünen Kars 68., Iğdır 69., Mardin 73. ve de ġırnak son sırada mesken tutmuģ, bu illere benzer görünüm çizen Malatya ili 1995 yılına göre 2 basamak gerileyerek 2001 de 48., Isparta ise 1 basamak gerileyerek 20. olarak sıralanmıģtır. Bu illerden ġırnak ve Mardin geliģmiģlik endekslerinin 1995 ten 2001 e uzanan dönem içinde, özellikle de 2000 ve 2001 senelerinde geriye gittiği görülmüģ, Kars, Iğdır ve Isparta endeks değerleri çok az alçalırken, Malatya nın az miktar arttığı öne çıkmıģtır döneminde sıralamaları fazla bir değiģiklik göstermeyip 1 basamak gerileyen Amasya (34.), Antalya, Balıkesir, Giresun ve Isparta (20.) illeri ile artan nüfusu ve yaģam koģulları ile her zaman bireylerin ilgisini çekmeyi baģaran bir kent görünümünde olmasına karģın geliģmiģlik endeksi 1995 ten 2001 e azalan bir eğilim gösteren Ġzmir (3.), Karaman (32.), Kırklareli (13.), Kilis (59.), Kocaeli (5.) ve Sivas illeri incelendiğinde, bu illerden Antalya 2000 yılı içinde 11. sıraya kadar gerilemesine karģın 2001 de 3 basamak yükselerek 8. sırada bulunmuģ, yine 2000 de 14. sıraya düģen Balıkesir 1 sene sonra 12. sırada yer almıģ, 1996 da 10 basamak 66

84 birden düģerek 46. sıraya gerileyen Giresun ili de 5 sene sonra 37. sıraya çıkmıģtır. Giresun ili sağlık göstergeleri yılları arası sabit kalırken 1998 den itibaren yükselmeye baģlamıģ, aynı sene sinema seyirci sayısında yüksek artıģ, kiģi baģı gayri safi yurt içi hasıla değerinde yaklaģık iki katına yükselme ile kredi ve kırsal kesim tarımsal kredi ve teģvik, kamu yatırımlarında artma eğilimi ile karģılaģılması, ilin yükseliģine etki eden unsurlar olmuģlardır. Son olarak 1995 senesinde 50. sırada bulunup 1998 de 45. sıraya kadar yükselen Sivas 2001 de 51. sırada yer almıģtır yılına göre 6 basamak gerileyen Batman (76.), Bitlis (77.), KahramanmaraĢ (62.), Yozgat (64.) ve 5 basamak düģen Ordu (58.) illerinin bu tarihten sonra il olan yerleģim birimlerinin sıralamalardan çıkarılması ile aslında 1 basamak gerilediği göze çarpmaktadır. Bitlis, Yozgat ve özellikle de Batman ili geliģmiģlik endeksleri zaman içinde alçalırken, Ordu ve KahramanmaraĢ illeri endeksleri hemen hemen sabit kalmıģtır. Aynı Ģekilde 1995 illeri içindeki sıralamaları 1 basamak azalan Adana (22.), Aydın (15.), Bilecik (18.) ve Burdur (19.) illeri de Yalova nın üstlerinde yer alması ile 2 sıra gerilemiģlerdir. Bu illerden Adana ili geliģmiģlik endeksi 1997 senesinde Osmaniye nin il olmasıyla azalan nüfusunun fert baģı değerler üzerindeki etkisiyle önemli ölçüde artmasına karģın, 2001 de hemen hemen aynı oranda azalmıģtır senesinde sağlık göstergelerinde özellikle on bin kiģiye düģen eczane ve hekim sayılarını belirten değiģkenler, inģaat göstergeleri ve mali göstergelerin çoğu da düģüģ göstermiģtir. Bilecik ili geliģmiģlik seviyesi de 1999 senesine kadar az miktar geliģse de 2000 yılı içinde önemli ölçüde gerilemiģtir. Ortaöğretim öğretmen baģına düģen öğrenci sayısı artıģı, on bin kiģiye düģen hekim ve hemģire sayıları azalıģı ile kültürel, imalat sanayi ve teģvik yatırımları göstergelerinin düģmesi Bilecik ili açısından 2000 yılındaki gerilemenin hazırlayıcısı olmuģlardır. Öte yandan alt sıralarda bulunan Ağrı (80.), Diyarbakır (66.), Siirt (74.) ve ġanlıurfa (72.) illeri de 1995 yılı illeri baz alındığında zaman içinde 2 basamak gerilemiģler, bu illerin de sıralamaya dahil edilmesiyle 5 sıra daha düģerek, toplamda 7 sıra inmiģlerdir. Bu dört ilin de geliģmiģlik endekslerinin zaman içinde belirgin oranda azalması gerilemenin bir diğer göstergesi olarak karģımıza çıkmaktadır. Zaman içinde sıralamaları azalan diğer illerden oldukça iniģli çıkıģlı bir grafik çizen Çorum 1995 yılında 40. sırada bulunup 1999 da 50. sıraya kadar gerilemesine rağmen 2000 de sağlık personeli, inģaat ve kültürel göstergelerdeki olumlu 67

85 geliģmeler ile geliģmiģlik seviyesinin bir hayli artması sonucu 11 basamak yükselerek 39. sırada yer almıģ, buna karģılık 2001 yılı içinde yeniden gerileyerek 44. olarak sıralanmıģ olup, Ordu, Tokat ve Trabzon ile birlikte Karadeniz Bölgesi nin zaman içinde gerileyen illeri olarak dikkat çekmiģtir. Çorum un yanı sıra 2001 yılı içinde 26. sırada yer alan Kayseri, 9. sıradaki Bursa, 30. NevĢehir, 25. UĢak, 46. Afyon, 23. Manisa, 16. Denizli, 28. Mersin ve 49. Niğde illeri de zaman içinde insani geliģmiģlik sıralamalarında 3 ile 6 sıra arasında gerilemiģlerdir. Son olarak, yılları arası geliģmiģlik sıralamaları en çok azalan iller arasında 7 Ģer sıra gerileme ile Elazığ, Hatay, Konya, Kütahya, 8 er sıra gerileme ile Çankırı, Erzincan ve Trabzon, 9 sıra düģüģ ile Tekirdağ ve 11 sıra düģüģ ile Gaziantep yer almaktadır. Yeni illerin çıkartılıp 1995 yılı mevcut illerine göre sıralamalar yeniden incelendiğinde Çankırı, Elazığ, Erzincan, Hatay, Konya, Kütahya ve Mersin illeri 5 basamak gerilemiģ, Trabzon 6 sıra, Tekirdağ 8 sıra ve Gaziantep 9 sıra düģmüģlerdir. Bu illerden 2000 senesine kadar ilk on geliģmiģ il arasında yer alan Tekirdağ bu tarihte 8 basamak gerileyerek 17. sıraya düģmüģ, 2001 de de bu sıralamasını muhafaza etmiģtir. Bu gerilemenin altında yatan nedenler arasında, Tekirdağ ili ortaöğretim öğretmen baģına düģen öğrenci sayılarının 2000 senesinde bir hayli artması, on bin kiģiye düģen sağlık personeli sayısı, gayri safi yurt içi hasıla değeri ile teģvik yatırımlarının gerilemesi sayılabilir yılında 30. sırada yer alıp 1999 da bir önceki yıla göre 5 basamak yükselen Trabzon da gerek tarımsal üretimin düģüģü gerekse de kültürel göstergeler ile kiģi baģı gayri safi yurt içi hasılanın gerilemesi sonucu Tekirdağ ile benzer Ģekilde 2000 de 8 basamak gerilemiģ ve 2001 senesinde 38. sırada bulunmuģtur yılı içinde sıralamaları bir hayli gerileyen illerden Elazığ bu tarihte 1999 a göre 5 sıra alçalmıģ ve 2001 de sıralaması değiģmeyerek 41. sırada yer almıģtır de 4 sıra düģen Konya 2001 de 2 basamak daha gerileyip 36., Kütahya 39., yine 2000 yılında 6 basamak gerileyen Hatay 2001 de 42., Çankırı 55., Erzincan 56. durumda sıralanmıģtır yılına göre sıralamadaki yeri en çok düģen il konumundaki Gaziantep ise 1995 senesinde 39., 1998 de de 40. sırada bulunurken, 1999 yılı içinde 47., 2000 de de 51. sıraya kadar inmiģ ve 2001 de 1 basamak yükselerek insani geliģmiģlik düzeyi yönünden 50. durumda sıralanmıģtır. Bu süre zarfında, Gaziantep 68

86 B O L U B U R D U R I S P A R T A S A M S U N M E R S Ġ N K A R A B Ü K ili doğurganlık hızı Türkiye genelinin aksine artarken, ilk ve ortaöğretim öğretmen baģına düģen öğrenci sayılarının bir hayli yüksek olduğu dikkat çekmektedir. OluĢturulan yılları Türkiye illeri insani geliģmiģlik endeksi değerleri ve geliģmiģlik sıralamaları Tablo 5.3 ve 5.4 te verilmektedir. Tablo 5.3 Türkiye illeri insani geliģmiģlik endeksi değerleri ( ) A N K A R A ĠST A N B U L ĠZM ĠR E SK ĠġE H ĠR K O C A E L Ġ M U Ğ L A A N T A L Y A B U R SA Ç A N A K K A L E E D ĠR N E B A L IK E SĠR K IR K L A R E L Ġ Y A L O V A A Y D IN D E N ĠZL Ġ T E K IR D A Ğ B ĠL E C ĠK Z O N G U L D A K A D A N A M A N ĠSA SA K A R Y A U ŞA K K A Y SE R Ġ N E V ŞE H IR A R T V ĠN K A R A M A N K A ST A M O N U A M A SY A B A R T IN K O N Y A G ĠR E SU N T R A B Z O N K Ü T A H Y A K IR ġe H ĠR E L A ZIĞ 69

87 A F Y O N S Ġ N O P D Ü Z C E T U N C E L Ġ O R D U K Ġ L Ġ S T O K A T S Ġ Ġ R T V A N M U ġ ġ I R N A K Tablo 5.3 Türkiye illeri insani geliģmiģlik endeksi değerleri ( ) (Devamı) H A T A Y K IR IK K A L E Ç O R U M R ĠZE M A L A T Y A N ĠĞ D E G A Z ĠA N T E P SĠV A S A K SA R A Y Ç A N K IR I E R Z ĠN C A N O SM A N ĠY E E R Z U R U M K.M A R A Ş G Ü M Ü ŞH A N E Y O Z G A T B A Y B U R T D ĠY A R B A K IR A D IY A M A N K A R S IĞ D IR A R D A H A N B ĠN G Ö L ŞA N L IU R F A M A R D ĠN B A T M A N B ĠT L ĠS H A K K A R Ġ A Ğ R I 70

88 B O L U B U R D U R I S P A R T A S A M S U N M E R S Ġ N K A R A B Ü K Tablo 5.4 Türkiye illeri insani geliģmiģlik sıralaması ( ) A N K A R A ĠST A N B U L ĠZM ĠR E SK ĠġE H ĠR K O C A E L Ġ M U Ğ L A A N T A L Y A B U R SA Ç A N A K K A L E E D ĠR N E B A L IK E SĠR K IR K L A R E L Ġ Y A L O V A A Y D IN D E N ĠZL Ġ T E K IR D A Ğ B ĠL E C ĠK ZO N G U L D A K A D A N A M A N ĠSA SA K A R Y A U ŞA K K A Y SE R Ġ N E V ŞE H IR A R T V ĠN K A R A M A N K A ST A M O N U A M A SY A B A R T IN K O N Y A G ĠR E SU N T R A B ZO N K Ü T A H Y A K IR ġe H ĠR E L A ZIĞ 71

89 A F Y O N S Ġ N O P D Ü Z C E T U N C E L Ġ O R D U K Ġ L Ġ S T O K A T S Ġ Ġ R T V A N M U ġ ġ I R N A K Tablo 5.4 Türkiye illeri insani geliģmiģlik sıralaması ( ) (Devamı) H A T A Y K IR IK K A L E Ç O R U M R ĠZE M A L A T Y A N ĠĞ D E G A ZĠA N T E P SĠV A S A K SA R A Y Ç A N K IR I E R ZĠN C A N O SM A N ĠY E E R ZU R U M K.M A R A Ş G Ü M Ü ŞH A N E Y O ZG A T B A Y B U R T D ĠY A R B A K IR A D IY A M A N K A R S IĞ D IR A R D A H A N B ĠN G Ö L ŞA N L IU R F A M A R D ĠN B A T M A N B ĠT L ĠS H A K K A R Ġ A Ğ R I 72

90 YILLARI SOSYO-EKONOMĠK GELĠġMĠġLĠK ENDEKSĠNE GÖRE ĠLLERĠN GRUPLANDIRILMASI 6.1 Genel Değerlendirme Bu yüksek lisans tezine konu olan yılları arası insani geliģmiģlik endeksi araģtırmasının ana hedeflerinden bir tanesi de ele alınan zaman içinde birbirlerine yakın geliģmiģlik seviyesine sahip illerin belirlenmesi ve bir bakıma ülke içinde homojen yerleģim birimlerinin ortaya çıkarılması olmaktadır. Dolayısıyla, bu bölümde, zaman içindeki geliģmiģlik seviyeleri bakımından homojen il gruplarının belirlenmesi amacıyla yapılan kümeleme analizi ve sonuçlarının değerlendirilmesi yer almaktadır. Kümeleme analizi sonucuna göre yapılan değerlendirmeler ıģığında ülke illeri, yılları arası insani geliģmiģlik eğilimlerine göre 5 ayrı gruba ayrılmıģ olup, 1. grupta 3, 2. grupta 23, 3. grupta 25, 4. grupta 15, 5. grupta ise 15 il yer almıģtır. 1. grup geliģmiģlik seviyeleri en yüksek illeri temsil ederken, 5. grup en düģük geliģmiģlik seviyelerine sahip illeri temsil etmektedir. Ġncelenen zaman içinde sonradan il olan Karabük, Kilis, Yalova, Osmaniye ve Düzce nin il olmadan önceki göstergelerine ulaģılamadığından kümeleme analizine dahil edilmemiģ olup, bu yerleģim birimlerinin sosyo-ekonomik göstergeleri ve geliģmiģlik endekslerinin, kümeleme analizi sonucunda belirlenen 5 ayrı grup içindeki illerin gösterge ve geliģmiģlik endeksleriyle karģılaģtırılmaları sonucu ilgili gruplara tayinleri yapılmıģtır. Buna göre, Yalova 2. grup, Karabük 3. grup, Düzce, Kilis ve Osmaniye illeri de 4. grup içinde değerlendirilmiģtir. AĢağıda ġekil 6.1 de sunulan illerin kümeleme analizi sonucu birleģmesi ile grup oluģumlarını gösteren Dendogram grafiği incelendiğinde illerin öncelikle 5 ana grupta toplandığının açıkça görülmesi, Tablo 3.4 te verilen ve kümeleme analizi sonucu illerin hangi aģamada birleģip grup oluģturduğu ile bu grup oluģturan birimler arasındaki benzerlik katsayılarını gösteren Agglomeration Schedule tablosu sonuçları ile pekiģmektedir. Nitekim SPSS programı yardımıyla, geliģmiģlik 73

91 seviyelerine göre ikili il grupları arasındaki benzerlikleri ortaya çıkarmak amacıyla kareli öklit uzaklıkları hesaplanarak oluģturulan ve Ek 7 de ifade edilen Türkiye illeri yakınlık matrisi katsayılarına göre, aynı grup içindeki yerleģim birimleri benzer görünüm sergilerken, ayrı gruplardaki iller oldukça farklılaģmaktadır. GÜMÜSHANE 35 YOZGAT 80 BAYBURT 15 ERZURUM 31 KAHRAMANMARAS 42 DIYARBAKIR 26 ORDU 63 TOKAT 74 ÇANKIRI 23 ERZINCAN 30 AKSARAY 5 TUNCELI 76 AFYON 3 GAZIANTEP 33 KIRIKKALE 48 KIRSEHIR 50 ÇORUM 24 RIZE 65 MALATYA 55 NIGDE 62 SINOP 69 SIVAS 70 BARTIN 13 NEVSEHIR 61 SAMSUN 67 KAYSERI 47 KONYA TRABZON 75 AMASYA 6 KARAMAN 44 HATAY 37 KÜTAHYA 54 ELAZIG 29 ARTVIN 10 KASTAMONU 46 GIRESUN 34 HAKKARI 36 MUS 60 AGRI 4 SIRNAK 72 IGDIR 38 KARS 45 ADIYAMAN 2 ARDAHAN 9 BATMAN 14 VAN 78 BITLIS 18 MARDIN 57 SIIRT 68 BINGOL 17 SANLIURFA 71 ISTANBUL 40 IZMIR 41 ANKARA 7 MANISA 56 USAK 77 MERSIN 58 SAKARYA 66 ZONGULDAK 81 BURDUR 20 ISPARTA 39 ADANA 1 BILECIK 16 BOLU 19 EDIRNE 28 KIRKLARELI 49 ÇANAKKALE 22 AYDIN 11 DENIZLI 25 BALIKESIR 12 TEKIRDAG 73 ESKISEHIR 32 KOCAELI 52 ANTALYA 8 BURSA 21 MUGLA 59 ġekil 6.1 Kümeleme Analizi Dendogram Grafiği 74

92 B U R D U R K A Y S E R Ġ H A T A Y D Ü Z C E A D I Y A M A N Ġ S T A N B U L K O C A E L Ġ I S P A R T A S A M S U N K I R I K K A L E T U N C E L Ġ K A R S Ġ Z M Ġ R M U Ğ L A Z O N G U L D A K K A R A B Ü K Ç O R U M A K S A R A Y I Ğ D I R B O L U A D A N A N E V ġ E H Ġ R R Ġ Z E Ç A N K I R I A R D A H A N A N T A L Y A M A N Ġ S A A R T V Ġ N A F Y O N E R Z Ġ N C A N B Ġ N G Ö L B U R S A S A K A R Y A K A R A M A N S Ġ N O P O S M A N Ġ Y E ġ A N L I U R F A Ç A N A K K A L E U ġ A K K A S T A M O N U M A L A T Y A O R D U M A R D Ġ N E D Ġ R N E M E R S Ġ N A M A S Y A N Ġ Ğ D E K Ġ L Ġ S S Ġ Ġ R T B A L I K E S Ġ R B A R T I N G A Z Ġ A N T E P T O K A T V A N K I R K L A R E L Ġ K O N Y A S Ġ V A S E R Z U R U M B A T M A N Y A L O V A G Ġ R E S U N K. M A R A ġ B Ġ T L Ġ S A Y D I N T R A B Z O N G Ü M Ü ġ H A N E M U ġ D E N Ġ Z L Ġ K Ü T A H Y A Y O Z G A T H A K K A R Ġ T E K I R D A Ğ K I R ġ E H Ġ R B A Y B U R T A Ğ R I B Ġ L E C Ġ K E L A Z I Ğ D Ġ Y A R B A K I R ġ I R N A K Bölge illeri bazında gruplar incelendiğinde, 1. grupta yer alan Ġstanbul un dıģında tüm Marmara Bölgesi illerinin 2. grupta sıralanması bölgenin geliģmiģliğinin bir kez daha gözler önüne sermektedir. Ege Bölgesi ele alındığında ise, Ankara ve Ġstanbul ile birlikte 3 büyük il kabul edilen Ġzmir 1 grupta yer alırken, Afyon ve Kütahya 3.grupta, diğer bölge illeri de 2. grupta sıralanmaktadır. Ġç Anadolu Bölgesi illerinden, geliģmiģlik sıralamasında 1. durumdaki Ankara beklendiği gibi 1. grupta yer alırken, EskiĢehir 2. grupta, diğer bölge illeri ise 3 ile 4. grupta sıralanmakta, 3. grupta yer alan Hatay ile, 4. grupta bulunan KahramanmaraĢ ve Osmaniye dıģındaki Akdeniz Bölgesi illeri 2. grupta yer almaktadır. Karadeniz Bölgesi illerinin geliģmiģlik gruplarına dağılımı incelendiğinde Bolu ve Zonguldak illerinin 2. derecede geliģmiģlik grubunda yer aldığı öne çıkarken, diğer bölge illerinin 3 ve 4. derece geliģmiģlik gruplarında bulunduğu göze çarpmaktadır. Öte yandan, ülke geliģmiģlik sıralamalarında son sıralarda yer alan Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri illeri büyük çoğunlukla düģük geliģmiģlik seviyeli gruplar olarak ta nitelendirilebilecek 4. ve 5. geliģmiģlik gruplarında sıralanırken, Doğu Anadolu Bölgesi nde Elazığ ve Malatya ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi nde Gaziantep diğer bölge illerinden farklılaģarak 3. grupta yer almıģlardır. Ġnsani geliģmiģlik seviyelerine göre illerin bağlı olduğu gruplar aģağıda Tablo 6.1 ve ġekil 6.2 den görülebilir. Tablo yılları insani geliģmiģlik seviyelerine göre il grupları 1.GRUP 2.GRUP 3.GRUP 4.GRUP 5.GRUP ANKARA ESKĠġEHĠR 75

93 ġekil yılları insani geliģmiģlik seviyelerine göre il grupları dağılımı 76

2. METODOLOJĠ 1 METODOLOJĠ. Programlar ile Ġstatistiksel Veri Analizi-2 (Prof.Dr. Kazım ÖZDAMAR,2002) çalıģmalarından yararlanılmıģtır.

2. METODOLOJĠ 1 METODOLOJĠ. Programlar ile Ġstatistiksel Veri Analizi-2 (Prof.Dr. Kazım ÖZDAMAR,2002) çalıģmalarından yararlanılmıģtır. GĠRĠġ 1 GĠRĠġ 2 GĠRĠġ 3 İÇİNDEKİLER 1. GĠRĠġ... 4 2. METODOLOJĠ... 5 3. TEMEL BĠLEġENLER ANALĠZĠ TEKNĠĞĠNĠN UYGULANMASI... 8 4. TR52 DÜZEY 2 BÖLGESĠ ĠLÇELERĠ SOSYAL GELĠġMĠġLĠK ENDEKSĠ...10 5. SONUÇ...27

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Tahsin KARABULUT

Yrd. Doç. Dr. Tahsin KARABULUT Yrd. Doç. Dr. Tahsin KARABULUT -İllerin Sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeylerinin belirlenmesi amacıyla yapılan bu çalışmada niceliksel bir büyüme anlayışından ziyade, niteliksel bir Sosyo-ekonomik gelişme

Detaylı

C.C.Aktan (Ed.), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

C.C.Aktan (Ed.), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. C.C.Aktan (Ed.), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. DPT TARAFINDAN YAPILAN İN SOSYO-EKONOMİK LİK SIRALAMASI ARAŞTIRMASININ SONUÇLARI Devlet Planlama Teşkilatı,

Detaylı

İlçe Sayısı

İlçe Sayısı Sayfa1/7 İDARİ İlçe Sayısı 19 --- --- --- --- --- --- 19 19 19 19 19 19 20 20 20 2015 970 20 5 Yüzölçüm (km 2 ) (göl dahil) --- --- 14 473 --- --- --- --- --- --- --- --- --- 14 272 14 272 14 583 14 583

Detaylı

DOĞU VE GÜNEYDOĞU EKONOMİ VE KALKINMA ZİRVESİ, CİZRE BULUŞMASI ÇÖZÜM SÜRECİNİN EKONOMİK ETKİLERİ SENARYOLARI

DOĞU VE GÜNEYDOĞU EKONOMİ VE KALKINMA ZİRVESİ, CİZRE BULUŞMASI ÇÖZÜM SÜRECİNİN EKONOMİK ETKİLERİ SENARYOLARI DOĞU VE GÜNEYDOĞU EKONOMİ VE KALKINMA ZİRVESİ, CİZRE BULUŞMASI ÇÖZÜM SÜRECİNİN EKONOMİK ETKİLERİ SENARYOLARI 25 Haziran 2013 Baz Senaryo Çalışması için İncelenen İller Çözüm sürecinin ekonomik etkileri

Detaylı

TRC2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM SUNUMU. Hamit BİRTANE Uzman

TRC2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM SUNUMU. Hamit BİRTANE Uzman TRC2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM SUNUMU Hamit BİRTANE Uzman İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması Düzey 2: 26 Bölge TRC2 (ŞANLIURFA-DİYARBAKIR) BÖLGESİ TRC2 Bölgesi İdari Yapı Şanlıurfa Diyarbakır İlçe

Detaylı

Önsöz... iii İçindekiler v Tablolar Listesi vii Şekiller Listesi... ix Grafikler Listesi. ix

Önsöz... iii İçindekiler v Tablolar Listesi vii Şekiller Listesi... ix Grafikler Listesi. ix İÇİNDEKİLER Önsöz... iii İçindekiler v Tablolar Listesi vii Şekiller Listesi... ix Grafikler Listesi. ix I.GİRİŞ 1 II. SORUN.7 III. NİÇİN KENT ENSTİTÜLERİ PROJESİ.. 10 IV. TÜRKİYE NİN EĞİTİM HARİTASI.12

Detaylı

Durmuş Ali ŞAHİN TÜİK Adana Bölge Müdürü 14/06/2017

Durmuş Ali ŞAHİN TÜİK Adana Bölge Müdürü 14/06/2017 Durmuş Ali ŞAHİN TÜİK Adana Bölge Müdürü 14/06/2017 Nüfus ve Göç Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Sanayi Milli Gelir Dış Ticaret Yapı

Detaylı

GENEL SOSYOEKONOMİK GÖRÜNÜM

GENEL SOSYOEKONOMİK GÖRÜNÜM GENEL SOSYOEKONOMİK GÖRÜNÜM 2014 yılı Adrese Dayalı Nüfus Sayımı na göre Afyonkarahisar ın nüfusu 706.371 dir ve ülke genelinde 31. sıradadır. Bu nüfusun 402.241 i il ve ilçe merkezlerinde, 304.130 u ise

Detaylı

Milli Gelir. Nüfus. Dış Ticaret. Eğitim. Yapı İzin. Sağlık. Doğum. Konut Satış. Ulaştırma. Ölüm. Enerji. Evlenme ve Boşanma. Çevre. İşgücü.

Milli Gelir. Nüfus. Dış Ticaret. Eğitim. Yapı İzin. Sağlık. Doğum. Konut Satış. Ulaştırma. Ölüm. Enerji. Evlenme ve Boşanma. Çevre. İşgücü. Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Sanayi Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış Ulaştırma Enerji Çevre Tarım Hayvancılık

Detaylı

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 06/11/2018

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 06/11/2018 TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 06/11/2018 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış Ulaştırma

Detaylı

1. SOSYAL SERMAYE 1. (1) (2) 2. (3). (4) 3. (5) (6) 4.

1. SOSYAL SERMAYE 1. (1) (2) 2. (3). (4) 3. (5) (6) 4. 1. SOSYAL SERMAYE 1. Sosyal sermaye OECD tarafından grup içerisinde ya da gruplar arasında işbirliğini kolaylaştıran anlayışlar, paylaşılan değerler, normlarla birlikte ağlar olarak tanımlanmaktadır (1).

Detaylı

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. DEVLET PLANLAMA TEŞKİLATI NIN GELİR DAĞILIMINDA ADALETSİZLİK VE YOKSULLUK SORUNUNA YAKLAŞIMI (SEKİZİNCİ

Detaylı

ULUSAL ÖLÇEKTE GELIŞME STRATEJISINDE TRC 2 BÖLGESI NASIL TANIMLANIYOR?

ULUSAL ÖLÇEKTE GELIŞME STRATEJISINDE TRC 2 BÖLGESI NASIL TANIMLANIYOR? YEREL KALKINMA POLİTİKALARINDA FARKLI PERSPEKTİFLER TRC2 BÖLGESİ ULUSAL ÖLÇEKTE GELIŞME STRATEJISINDE TRC 2 BÖLGESI NASIL TANIMLANIYOR? BÖLGESEL GELIŞME ULUSAL STRATEJISI BGUS Mekansal Gelişme Haritası

Detaylı

Türkiye Nüfusunun Yapısal Özellikleri Nüfus; 1- Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Genç (Çocuk) Nüfus ( 0-14 yaş )

Türkiye Nüfusunun Yapısal Özellikleri Nüfus; 1- Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı Genç (Çocuk) Nüfus ( 0-14 yaş ) Türkiye Nüfusunun Yapısal Özellikleri Nüfus; ülkelerin kalkınmasında, ülkenin dünyadaki etki alanını genişletmesinde potansiyel bir güç olarak önemli bir faktördür. Nüfusun potansiyel gücü, nüfus miktarı

Detaylı

Durmuş Ali ŞAHİN TÜİK Adana Bölge Müdürü 15/05/2017

Durmuş Ali ŞAHİN TÜİK Adana Bölge Müdürü 15/05/2017 Durmuş Ali ŞAHİN TÜİK Adana Bölge Müdürü 15/05/2017 Nüfus ve Göç Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Sanayi Milli Gelir Dış Ticaret Yapı

Detaylı

Doğu ATEŞ ADRESE DAYALI NÜFUS KAYIT SİSTEMİ 2007 NÜFUS SAYIMI SONUÇLARI HAKKINDA İLK YORUMLAR

Doğu ATEŞ ADRESE DAYALI NÜFUS KAYIT SİSTEMİ 2007 NÜFUS SAYIMI SONUÇLARI HAKKINDA İLK YORUMLAR ADRESE DAYALI NÜFUS KAYIT SİSTEMİ 2007 NÜFUS SAYIMI SONUÇLARI HAKKINDA İLK YORUMLAR 2007 yılında çalışmaları sürdürülmekte olan nüfus sayımının ilk sonuçları açıklanmış bulunmaktadır. Bu sonuçlara göre

Detaylı

TÜRKİYE HANGİ SIRADA? İNSANİ GELİŞME ENDEKSİ NE GÖRE. Dr. Ayşe Betül YAPA. 68 Aralık 2013. Giriş

TÜRKİYE HANGİ SIRADA? İNSANİ GELİŞME ENDEKSİ NE GÖRE. Dr. Ayşe Betül YAPA. 68 Aralık 2013. Giriş 68 Aralık 2013 TÜRKİYE İNSANİ GELİŞME ENDEKSİ NE GÖRE HANGİ SIRADA? Dr. Ayşe Betül YAPA Giriş Bir ülkede milli gelir artışının yüksek oluşu o ülkenin gelişmiş bir ülke olarak adlandırılabilmesi için yeterli

Detaylı

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 04/10/2018

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 04/10/2018 TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 04/10/2018 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış Ulaştırma

Detaylı

Erzurum Bölge Müdürlüğü. Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası. Sayılarla Erzurum

Erzurum Bölge Müdürlüğü. Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası. Sayılarla Erzurum Erzurum Bölge Müdürlüğü Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası 2 20 01 17 7 Sayılarla Erzurum Ali ASLAN Erzurum Bölge Müdürü 4 Eylül 2018 Nüfus ve Göç Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim

Detaylı

SOSYO-EKONOMIK GELIŞME GÖSTERGESI KRITERI OLARAK İNSANI KALKINMA ENDEKSI (MUĞLA ÖRNEĞI)

SOSYO-EKONOMIK GELIŞME GÖSTERGESI KRITERI OLARAK İNSANI KALKINMA ENDEKSI (MUĞLA ÖRNEĞI) İş,Güç Endüstri İlişkileri ve İnsan Kaynakları Dergisi Cilt:7 Sayı:1, Ocak 2005, ISSN: 1303-2860 SOSYO-EKONOMIK GELIŞME GÖSTERGESI KRITERI OLARAK İNSANI KALKINMA ENDEKSI (MUĞLA ÖRNEĞI) MUHAMMED KARATAŞ

Detaylı

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Ahmet ÖZKAN tarafından hazırlanan Ġlkokul ve Ortaokul Yöneticilerinin

Detaylı

GİRİŞ BİRİNCİ BÖLÜM KAVRAMSAL VE KURAMSAL ÇERÇEVE: İŞLETME KULUÇKASI KAVRAMI 1.1. İŞLETME KULUÇKALARININ TANIMI... 24

GİRİŞ BİRİNCİ BÖLÜM KAVRAMSAL VE KURAMSAL ÇERÇEVE: İŞLETME KULUÇKASI KAVRAMI 1.1. İŞLETME KULUÇKALARININ TANIMI... 24 iv İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ VE TEŞEKKÜR... İ ÖZET... İİ ABSTRACT... İİİ İÇİNDEKİLER... İV KISALTMALAR DİZİNİ... X ŞEKİLLER DİZİNİ... Xİ ÇİZELGELER DİZİNİ... Xİİİ GİRİŞ GİRİŞ... 1 ÇALIŞMANIN AMACI... 12 ÇALIŞMANIN

Detaylı

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESĠ NDEN VERĠLEN GÖÇÜN AKIM YÖNÜ

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESĠ NDEN VERĠLEN GÖÇÜN AKIM YÖNÜ The Journal of Academic Social Science Studies International Journal of Social Science Volume 5 Issue 5, p. 105-127, October 2012 GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESĠ NDEN VERĠLEN GÖÇÜN AKIM YÖNÜ THE DIRECTION OF

Detaylı

22. BANKACILIK İSTATİSTİKLERİ

22. BANKACILIK İSTATİSTİKLERİ Kalkınma Göstergeleriyle TR41 Bursa Eskişehir Bilecik Bölgesi Bankacılık İstatistikleri 22. BANKACILIK İSTATİSTİKLERİ 22.1. Banka Şube Sayısı 2007-2011 Türkiye TR41 Bursa Eskişehir Bilecik 2007 7 906 365

Detaylı

1.1. Sosyal Yapı Nüfus. Harita 1: İBBS Düzey 2 Bölgeleri. Harita 2: TRB1 Bölgesi Ġlçeleri

1.1. Sosyal Yapı Nüfus. Harita 1: İBBS Düzey 2 Bölgeleri. Harita 2: TRB1 Bölgesi Ġlçeleri 1.1. Sosyal Yapı 1.1.1. Nüfus Harita 1: İBBS Düzey 2 Bölgeleri Harita 2: Bölgesi Ġlçeleri Tablo 1: Bölge Ġlçelerinin Sosyo-Ekonomik GeliĢmiĢlik Sıraları, 2003 36. ELAZIĞ Merkez 71 Ağın 233 Keban 323 Kovancılar

Detaylı

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir. ÖZET Üniversite Öğrencilerinin Yabancı Dil Seviyelerinin ve Yabancı Dil Eğitim Programına Karşı Tutumlarının İncelenmesi (Aksaray Üniversitesi Örneği) Çağan YILDIRAN Niğde Üniversitesi, Sosyal Bilimler

Detaylı

İÇİNDEKİLER. BÖLÜM 1 Değişkenler ve Grafikler 1. BÖLÜM 2 Frekans Dağılımları 37

İÇİNDEKİLER. BÖLÜM 1 Değişkenler ve Grafikler 1. BÖLÜM 2 Frekans Dağılımları 37 İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 Değişkenler ve Grafikler 1 İstatistik 1 Yığın ve Örnek; Tümevarımcı ve Betimleyici İstatistik 1 Değişkenler: Kesikli ve Sürekli 1 Verilerin Yuvarlanması Bilimsel Gösterim Anlamlı Rakamlar

Detaylı

Nüfus ve Kalkınma İlişkisi: Türkiye (TÜİK'in Yeni Nüfus Projeksiyonları Işığında)

Nüfus ve Kalkınma İlişkisi: Türkiye (TÜİK'in Yeni Nüfus Projeksiyonları Işığında) (TÜİK'in Yeni Nüfus Projeksiyonları Işığında) ESAGEV - Ekonomik ve Sosyal Düşünce Araştırma Geliştirme Vakfı www.esagev.org iletisim@esagev.org +90 (312) 750 00 00 Oğuzlar Mh. 1397. Sokak No: 11/1 Balgat,

Detaylı

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi Bilim Dalı öğrencisi Feyzi ÖZMEN tarafından hazırlanan Aday Öğretmenlerin Öz Yeterlilikleri

Detaylı

Aksaray Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü

Aksaray Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü Aksaray Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü TÜRKİYE DE YENİ İLLERİN KENTSEL GELİŞİM SÜRECİNİN COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ İLE BELİRLENMESİ: AKSARAYÖRNEĞİ H.M.Yılmaz, S.Reis,M.Atasoy el

Detaylı

İnsani Gelişme Endeksinin Türkiye Açısından İncelenmesi

İnsani Gelişme Endeksinin Türkiye Açısından İncelenmesi ISSN: 2146-8168 Sayı: 3, Yıl: 2013, Sayfa: 47-58 http://bilader.gop.edu.tr Dergiye Geliş Tarihi: 17.01.2013 Yayına Kabul Tarihi: 11.02.2013 Baş Editör: Naim Cağman Alan Editörü: Halil Kızılaslan İnsani

Detaylı

2014 yılı performansı

2014 yılı performansı ette tüketim endeksi 2014 yılı performansı Sayı:48 : 9 Ercan Türkan ercanturkan@ette.gen.tr 4 2015 www.ette.gen.tr kalite kontrol amaçlı ette performansının ölçülmesi... ette nin hane halkı tüketim harcama

Detaylı

Kaynak: KGM, Tesisler ve Bakım Dairesi, 2023 Yılı Bölünmüş Yol Hedefi. Harita 16 - Türkiye 2023 Yılı Bölünmüş Yol Hedefi

Kaynak: KGM, Tesisler ve Bakım Dairesi, 2023 Yılı Bölünmüş Yol Hedefi. Harita 16 - Türkiye 2023 Yılı Bölünmüş Yol Hedefi ULAŞIM Kara taşımacılığı 2023 hedeflerinde büyük merkezler otoyollarla bağlanırken, nüfusu nispeten küçük merkezlerin bu otoyollara bölünmüş yollarla entegre edilmesi hedeflenmektedir. Harita 16 ve Harita

Detaylı

İçindekiler vii Yazarların Ön Sözü xiii Çevirenin Ön Sözü xiv Teşekkürler xvi Semboller Listesi xvii. Ölçme, İstatistik ve Araştırma...

İçindekiler vii Yazarların Ön Sözü xiii Çevirenin Ön Sözü xiv Teşekkürler xvi Semboller Listesi xvii. Ölçme, İstatistik ve Araştırma... İçindekiler İçindekiler vii Yazarların Ön Sözü xiii Çevirenin Ön Sözü xiv Teşekkürler xvi Semboller Listesi xvii BÖLÜM 1 Ölçme, İstatistik ve Araştırma...1 Ölçme Nedir?... 3 Ölçme Süreci... 3 Değişkenler

Detaylı

Temel Sosyo-Ekonomik Göstergeler

Temel Sosyo-Ekonomik Göstergeler STRATEJİ GELİŞTİRME BAŞKANLIĞI Temel Sosyo-Ekonomik Göstergeler Güncelleme: Ocak 2013, ANKARA I. Sosyo Demografik Göstergeler 1.1. Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı 1.2. Nüfusun Cinsiyete Göre Dağılımı

Detaylı

Eylül 2013 B.H. AB VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

Eylül 2013 B.H. AB VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ KIBRIS RUM KESİMİ ÜLKE RAPORU Eylül 2013 B.H. AB VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ I.GENEL BİLGİLER Resmi Adı : Kıbrıs Cumhuriyeti Yönetim Şekli : Cumhuriyet Coğrafi Konumu : Akdeniz deki beş büyük adadan

Detaylı

ENER TARTIŞMAYA AÇIYOR OLTU VE HINIS İL OLMALI MI?

ENER TARTIŞMAYA AÇIYOR OLTU VE HINIS İL OLMALI MI? ENER TARTIŞMAYA AÇIYOR OLTU VE HINIS İL OLMALI MI? Erzurum, COĞRAFİ VE İDARİ KÜÇÜLMEYİ EKONOMİK BÜYÜMEYE dönüştürebilir mi? TARTIŞMA ÖNERİSİNİN GEREKÇESİ Kamu hizmetlerinin ülke seviyesinde daha verimli

Detaylı

KENT BİLGİ SİSTEMİNİN BİR ALT SİSTEMİ OLARAK İSTATİSTİKSEL BİLGİ SİSTEMİ VE TÜRKİYE İÇİN 2008 YILINDA İSTATİSTİKSEL BİLGİ SİSTEMİ KULLANIM DURUMU *

KENT BİLGİ SİSTEMİNİN BİR ALT SİSTEMİ OLARAK İSTATİSTİKSEL BİLGİ SİSTEMİ VE TÜRKİYE İÇİN 2008 YILINDA İSTATİSTİKSEL BİLGİ SİSTEMİ KULLANIM DURUMU * KENT BİLGİ SİSTEMİNİN BİR ALT SİSTEMİ OLARAK İSTATİSTİKSEL BİLGİ SİSTEMİ VE TÜRKİYE İÇİN 2008 YILINDA İSTATİSTİKSEL BİLGİ SİSTEMİ KULLANIM DURUMU * Statistical Information System as a subsystem of Urban

Detaylı

HAVZA PROJELERĠNDE SOSYO-EKONOMĠK GĠRDĠLERĠN BELĠRLENMESĠ. Prof.Dr.Özden GÖRÜCÜ KahramanmaraĢ Sütçü Ġmam Üniversitesi Orman Fakültesi

HAVZA PROJELERĠNDE SOSYO-EKONOMĠK GĠRDĠLERĠN BELĠRLENMESĠ. Prof.Dr.Özden GÖRÜCÜ KahramanmaraĢ Sütçü Ġmam Üniversitesi Orman Fakültesi HAVZA PROJELERĠNDE SOSYO-EKONOMĠK GĠRDĠLERĠN BELĠRLENMESĠ Prof.Dr.Özden GÖRÜCÜ KahramanmaraĢ Sütçü Ġmam Üniversitesi Orman Fakültesi Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı ÇölleĢme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğü

Detaylı

NEVŞEHİR İLİ SOSYO EKONOMİK YAPI

NEVŞEHİR İLİ SOSYO EKONOMİK YAPI GENEL DURUM NEVŞEHİR İLİ SOSYO EKONOMİK YAPI Ġlimize ait sosyo-ekonomik göstergeleri incelediğimizde nüfus ve coğrafya olarak küçük ölçekte bir Ģehir olduğu görülür. Yüzölçümü büyüklüğüne göre 63. nüfus

Detaylı

Tablo 26. Kullanılabilir Gelire göre Sıralı %20 lik Grupların Toplam Tüketim Harcamasından Aldığı Pay

Tablo 26. Kullanılabilir Gelire göre Sıralı %20 lik Grupların Toplam Tüketim Harcamasından Aldığı Pay Tablo 26. Kullanılabilir Gelire göre Sıralı %20 lik Grupların Toplam Tüketim Harcamasından Aldığı Pay %20 lik Gelir Grupları 2009 2010 Değişim Oranı 2009 2010 En düşük %20 9,1 9,1 0,9-0,4 2. %20 13,4 14,0-2,9

Detaylı

T.C. Kalkınma Bakanlığı Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürlüğü. İzleme, Değerlendirme ve Analiz Dairesi AĞRI İL RAPORU

T.C. Kalkınma Bakanlığı Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürlüğü. İzleme, Değerlendirme ve Analiz Dairesi AĞRI İL RAPORU T.C. Kalkınma Bakanlığı Bölgesel Gelişme ve Yapısal Uyum Genel Müdürlüğü İzleme, Değerlendirme ve Analiz Dairesi AĞRI İL RAPORU KALKINMA AJANSLARI Kalkinma Bakanligi - IDAD 1 / 14 A. BEŞERİ VE SOSYAL GÖSTERGELER

Detaylı

İçindekiler. Şekiller Listesi

İçindekiler. Şekiller Listesi İçindekiler İçindekiler... 1 Şekiller Listesi... 1 A. MEVCUT DURUM ANALİZİ... 2 1 GİRİŞ... 2 2 SOSYO EKONOMİK GELİŞMİŞLİK... 2 2.1 Devlet Planlama Teşkilatı nın İllerin ve Bölgelerin Sosyo Ekonomik Gelişmişlik

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ İMAR ÖZELLİKLERİNİN TAŞINMAZ DEĞERLERİNE ETKİLERİ. Yeliz GÜNAYDIN

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ İMAR ÖZELLİKLERİNİN TAŞINMAZ DEĞERLERİNE ETKİLERİ. Yeliz GÜNAYDIN ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ İMAR ÖZELLİKLERİNİN TAŞINMAZ DEĞERLERİNE ETKİLERİ Yeliz GÜNAYDIN TAŞINMAZ GELİŞTİRME ANABİLİM DALI ANKARA 2012 Her hakkı saklıdır ÖZET Dönem Projesi

Detaylı

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 04/01/2018

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 04/01/2018 TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 04/01/2018 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış Ulaştırma

Detaylı

Uluslararası Öğrencilerin Ülke ve Üniversite Seçimlerini Etkileyen Faktörler

Uluslararası Öğrencilerin Ülke ve Üniversite Seçimlerini Etkileyen Faktörler Uluslararası Öğrencilerin Ülke ve Üniversite Seçimlerini Etkileyen Faktörler İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ Yüksek Öğretim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Eğitim Fakültesi 2 Giriş Dünyadaki hızlı

Detaylı

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler AB inin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Sayfa No Nüfus (Bin Kişi) 1 Nüfus Artış Hızı (%) 2 Cari Fiyatlarla GSYİH (Milyar $) 3 Kişi Başına GSYİH ($) 4 Satınalma Gücü Paritesine Göre Kişi Başına GSYİH

Detaylı

RIO+20 ışığında KOBİ ler için yenilikçi alternatifler. Tolga YAKAR UNDP Turkey

RIO+20 ışığında KOBİ ler için yenilikçi alternatifler. Tolga YAKAR UNDP Turkey RIO+20 ışığında KOBİ ler için yenilikçi alternatifler Tolga YAKAR UNDP Turkey Billion people 10 World 8 6 4 2 Africa Asia Europe Latin America and Caribbean Northern America 2050 yılında dünya nüfusunun

Detaylı

2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ. Bilecik Sosyal Yapı Özel İhtisas Komisyonu Çalışmaları 09.05.2013 Bilecik İl Genel Meclis Toplantı Salonu

2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ. Bilecik Sosyal Yapı Özel İhtisas Komisyonu Çalışmaları 09.05.2013 Bilecik İl Genel Meclis Toplantı Salonu 2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ Bilecik Sosyal Yapı Özel İhtisas Komisyonu Çalışmaları 09.05.2013 Bilecik İl Genel Meclis Toplantı Salonu Küreselleşme Küresel ekonominin bütünleşmesi Eşitsiz büyüme Ekonomik

Detaylı

Ġnternet ve Harekât AraĢtırması Uygulamaları

Ġnternet ve Harekât AraĢtırması Uygulamaları Ġnternet ve Harekât AraĢtırması Uygulamaları Cihan Ercan Mustafa Kemal Topcu 1 GĠRĠġ Band İçerik e- Konu\ Mobil Uydu Ağ Genişliği\ e- e- VoIP IpV6 Dağıtma Altyapı QoS ticaret\ Prensip Haberleşme Haberleşme

Detaylı

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ 13 1.1.Türkiye Ekonomisine Tarihsel Bakış Açısı ve Nedenleri 14 1.2.Tarım Devriminden Sanayi Devrimine

Detaylı

İSTATİSTİKLERLE AYDIN-DENİZLİ-MUĞLA

İSTATİSTİKLERLE AYDIN-DENİZLİ-MUĞLA İSTATİSTİKLERLE AYDINDENİZLİMUĞLA SUNUŞ Küreselleşme ile ortaya çıkan yeni yönetim modelleri ile birlikte de de bu alanda bir değişim yaşanmaya başlamıştır Bu kapsamda; yerel kaynakların yerinde ve etkin

Detaylı

DOĞAL GAZ SEKTÖRÜNDE PERSONEL BELGELENDĠRMESĠ

DOĞAL GAZ SEKTÖRÜNDE PERSONEL BELGELENDĠRMESĠ Türk Akreditasyon Kurumu Personel Akreditasyon Başkanlığı Akreditasyon Uzmanı 1 Ülkemizde ve dünyada tüm bireylerin iģgücüne katılması ve iģgücü piyasalarında istihdam edilebilmeleri için; bilgiye dayalı

Detaylı

Osman BİNİCİ Balıkesir Bölge Müdürü 10/05/2017

Osman BİNİCİ Balıkesir Bölge Müdürü 10/05/2017 Osman BİNİCİ Balıkesir Bölge Müdürü 10/05/2017 1 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış

Detaylı

NEDEN KADIN SAĞLIĞI ve SORUNLARI?? KADIN SAĞLIĞI VE SORUNLARI: TÜRKĠYE DE KADINLARIN DURUMUNA GENEL BAKIġ. Tıp Bilimi;

NEDEN KADIN SAĞLIĞI ve SORUNLARI?? KADIN SAĞLIĞI VE SORUNLARI: TÜRKĠYE DE KADINLARIN DURUMUNA GENEL BAKIġ. Tıp Bilimi; KADIN SAĞLIĞI VE SORUNLARI: TÜRKĠYE DE KADINLARIN DURUMUNA GENEL BAKIġ Tıp Bilimi; Hastalığın ortadan kaldırılması Hastaların tedavi edilmesi Doç.Dr.Züleyha ALPER Aile Hekimliği ABD Hastalığa yüklenen

Detaylı

Dr. Mehmet AKYOL Manisa Bölge Müdürü 11 Ekim 2017

Dr. Mehmet AKYOL Manisa Bölge Müdürü 11 Ekim 2017 Dr. Mehmet AKYOL Manisa Bölge Müdürü 11 Ekim 217 Nüfus ve Göç Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Sanayi Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin

Detaylı

DÜNYA DA VE TÜRKİYE DE EKONOMİK BÜYÜMENİN SİGORTACILIK SEKTÖRÜNE ETKİSİ

DÜNYA DA VE TÜRKİYE DE EKONOMİK BÜYÜMENİN SİGORTACILIK SEKTÖRÜNE ETKİSİ T.C. Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Anabilim Dalı DÜNYA DA VE TÜRKİYE DE EKONOMİK BÜYÜMENİN SİGORTACILIK SEKTÖRÜNE ETKİSİ Elif ERDOĞAN Yüksek Lisans Tezi Çorum 2013 DÜNYA DA VE TÜRKİYE

Detaylı

ULAŞIM. MANİSA www.zafer.org.tr

ULAŞIM. MANİSA www.zafer.org.tr ULAŞIM Kara taşımacılığı 2023 hedeflerinde büyük merkezler otoyollarla bağlanırken, nüfusu nispeten küçük merkezlerin bu otoyollara bölünmüş yollarla entegre edilmesi hedeflenmektedir. Harita 15 ve Harita

Detaylı

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 12/12/2017

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 12/12/2017 TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 12/12/2017 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış Ulaştırma

Detaylı

TÜRKİYE DE COĞRAFİ BÖLGELERE GÖRE İLLERİN SOSYOEKONOMİK GELİŞMİŞLİK DÜZEYLERİNİN TEMEL BİLEŞENLER ANALİZİYLE İNCELENMESİ

TÜRKİYE DE COĞRAFİ BÖLGELERE GÖRE İLLERİN SOSYOEKONOMİK GELİŞMİŞLİK DÜZEYLERİNİN TEMEL BİLEŞENLER ANALİZİYLE İNCELENMESİ Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Y.2004, C.9, S.2, s.101-130. TÜRKİYE DE COĞRAFİ BÖLGELERE GÖRE İLLERİN SOSYOEKONOMİK GELİŞMİŞLİK DÜZEYLERİNİN TEMEL BİLEŞENLER ANALİZİYLE

Detaylı

ADNAN BEDLEK TÜİK KARS BÖLGE MÜDÜRÜ 13/07/2016

ADNAN BEDLEK TÜİK KARS BÖLGE MÜDÜRÜ 13/07/2016 ADNAN BEDLEK TÜİK KARS BÖLGE MÜDÜRÜ 13/07/2016 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış

Detaylı

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler AB inin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Sayfa No Nüfus (Bin Kişi) 1 Nüfus Artış Hızı (%) 2 Cari Fiyatlarla GSYİH (Milyar $) 3 Kişi Başına GSYİH ($) 4 Satınalma Gücü Paritesine Göre Kişi Başına GSYİH

Detaylı

RAKAMLARLA KARAMAN'IN TÜRKĠYE'DEKĠ YERĠ

RAKAMLARLA KARAMAN'IN TÜRKĠYE'DEKĠ YERĠ RAKAMLARLA KARAMAN'IN TÜRKĠYE'DEKĠ YERĠ KARAMAN BaĢlık Değer Sıra Türkiye'de 1. Sıradaki Ġl Değer TÜRKĠYE COĞRAFĠ YAPI Alan Büyüklüğü (göl dahil - km²) 9.427,43 34. Konya 40.813,52 783.562,38 %1,20 2011

Detaylı

2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ. Bursa Sosyal Yapı Özel İhtisas Komisyonu Çalışmaları 28.05.2013 Merinos Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi

2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ. Bursa Sosyal Yapı Özel İhtisas Komisyonu Çalışmaları 28.05.2013 Merinos Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi 2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ Bursa Sosyal Yapı Özel İhtisas Komisyonu Çalışmaları 28.05.2013 Merinos Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi Küreselleşme Küresel ekonominin bütünleşmesi Eşitsiz büyüme Ekonomik

Detaylı

Üniversiteyi Kazanan Öğrencilerin Temel Bilgi Teknolojilerini Kullanabilme Düzeylerinin Bölgesel Analizi

Üniversiteyi Kazanan Öğrencilerin Temel Bilgi Teknolojilerini Kullanabilme Düzeylerinin Bölgesel Analizi Akademik Bilişim 2008 Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Çanakkale, Ocak - 01 Şubat 2008 Üniversiteyi Kazanan Öğrencilerin Temel Bilgi Ali Haydar DOĞU Karadeniz Teknik Üniversitesi, Enformatik Bölümü,

Detaylı

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU

T.C. ORTA KARADENİZ KALKINMA AJANSI GENEL SEKRETERLİĞİ. YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU YURT ĠÇĠ VE DIġI EĞĠTĠM VE TOPLANTI KATILIMLARI ĠÇĠN GÖREV DÖNÜġ RAPORU Adı Soyadı : Doç. Dr. Mustafa GÜLER, Dilem KOÇAK DURAK, Fatih ÇATAL, Zeynep GÜRLER YILDIZLI, Özgür Özden YALÇIN ÇalıĢtığı Birim :

Detaylı

Temel Ekonomik Göstergeler. İzmir

Temel Ekonomik Göstergeler. İzmir Temel Ekonomik Göstergeler İzmir 2015 İzmir... İzmir çok yönlü üretim olanakları, zengin doğal kaynakları ve nitelikli yaşam kalitesini bir arada sunabilmesiyle hem Türkiye hem de dünya ölçeğinde öne çıkan

Detaylı

NDEK LER I. Finansal stikrarın Makroekonomik Unsurları II. Bankacılık Sektörü ve Di er Finansal Kurulu lar

NDEK LER I. Finansal stikrarın Makroekonomik Unsurları II. Bankacılık Sektörü ve Di er Finansal Kurulu lar İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... i İÇİNDEKİLER... iii TABLO LİSTESİ... v GRAFİK LİSTESİ... vii KUTU LİSTESİ... xiv KISALTMA LİSTESİ.... xvi GENEL DEĞERLENDİRME... xvii I. Finansal İstikrarın Makroekonomik Unsurları...

Detaylı

TRB2 BÖLGESİ'NDE BULUNAN İLÇELERİN SOSYO-EKONOMİK GELİŞMİŞLİK SIRALAMASI

TRB2 BÖLGESİ'NDE BULUNAN İLÇELERİN SOSYO-EKONOMİK GELİŞMİŞLİK SIRALAMASI 2013 TRB2 BÖLGESİ'NDE BULUNAN İLÇELERİN SOSYO-EKONOMİK GELİŞMİŞLİK SIRALAMASI TEMEL BİLEŞENLER ANALİZİ Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı 31.10.2013 Bu çalışmada TRB2 Bölgesi'nde bulunan 29 ilçe arasındaki ekonomik

Detaylı

KENTLI, YOĞUN, HIZLA YAŞLANAN BIR NÜFUS

KENTLI, YOĞUN, HIZLA YAŞLANAN BIR NÜFUS YEREL-BÖLGESEL POLITIKALARIN PLANLANMASINDA SÖZ HAKKIMIZ KANAL İSTANBUL PROJESI KENTLI, YOĞUN, HIZLA YAŞLANAN BIR NÜFUS Türkiye nüfusunun yaklaşık beşte biri, yani 14 milyon 160 bin 467 kişi, İstanbul

Detaylı

2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ. Eskişehir Sosyal Yapı Özel İhtisas Komisyonu Çalışmaları 14.05.2013 Anadolu Üniversitesi

2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ. Eskişehir Sosyal Yapı Özel İhtisas Komisyonu Çalışmaları 14.05.2013 Anadolu Üniversitesi 2014-2023 BÖLGE PLANI SÜRECİ Eskişehir Sosyal Yapı Özel İhtisas Komisyonu Çalışmaları 14.05.2013 Anadolu Üniversitesi Küreselleşme Küresel ekonominin bütünleşmesi Eşitsiz büyüme Ekonomik krizler Kaynak

Detaylı

İNSANİ GELİŞMEYİ SÜRDÜRMEK:! EĞİTİM VE İŞGÜCÜ PİYASASI GÖSTERGELERİ İTİBARİYLE TÜRKİYE NİN PERFORMANSININ DEĞERLENDİRİLMESİ!

İNSANİ GELİŞMEYİ SÜRDÜRMEK:! EĞİTİM VE İŞGÜCÜ PİYASASI GÖSTERGELERİ İTİBARİYLE TÜRKİYE NİN PERFORMANSININ DEĞERLENDİRİLMESİ! İNSANİ GELİŞMEYİ SÜRDÜRMEK:! EĞİTİM VE İŞGÜCÜ PİYASASI GÖSTERGELERİ İTİBARİYLE TÜRKİYE NİN PERFORMANSININ DEĞERLENDİRİLMESİ!! IŞIL KURNAZ" GAZİ ÜNİVERSİTESİ UNDP 2014 İNSANİ GELİŞME RAPORU# TÜRKİYE TANITIM

Detaylı

Eylül 2013 B.H. AB VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ

Eylül 2013 B.H. AB VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ KUZEY KORE ÜLKE RAPORU Eylül 2013 B.H. AB VE ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ ŞUBESİ 2 I.GENEL BİLGİLER Resmi Adı Yönetim Şekli Coğrafi Konumu : Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti : Sosyalist Cumhuriyet : Kuzey Kore,

Detaylı

1. GENEL EKONOMİK GÖSTERGELER

1. GENEL EKONOMİK GÖSTERGELER 1. GENEL EKONOMİK GÖSTERGELER 1.1. GSYİH (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla) 1. Ekonomik kalkınmanın önemli göstergelerinden biri olan kişi başına düşen GSYİH, TÜİK tarafından en son 2001 yılında hesaplanmıştır.

Detaylı

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 11/10/2017

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 11/10/2017 TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 11/10/2017 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış Ulaştırma

Detaylı

Arif ŞAHİN Balıkesir Bölge Müdürü 09/11/2017

Arif ŞAHİN Balıkesir Bölge Müdürü 09/11/2017 Arif ŞAHİN Balıkesir Bölge Müdürü 09/11/2017 1 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış

Detaylı

TÜĠK -- Tüketici Güven Endeksi TASARRUFA BAKIŞ -0.2-0.4-0.6-0.8-1 -1.2-1.4. Ortalama. Egilim 1 Egilim 2. Yıl.Ay

TÜĠK -- Tüketici Güven Endeksi TASARRUFA BAKIŞ -0.2-0.4-0.6-0.8-1 -1.2-1.4. Ortalama. Egilim 1 Egilim 2. Yıl.Ay Ortalama TÜĠK -- Tüketici Güven Endeksi Kişinin, Genel Ekonomik Durum Göz Önünde Bulundurulduğunda, İçinde Bulunulan Dönemin, Tasarruf Etmek İçin Uygunluğuna İlişkin Düşüncesi (Türk Lirası, Döviz, Altın,

Detaylı

TÜRKİYE DE SOSYAL PLANLAMA; SORUNLAR ÇÖZÜM ÖNERİLERİ: GİRİŞ VE EĞİTİM

TÜRKİYE DE SOSYAL PLANLAMA; SORUNLAR ÇÖZÜM ÖNERİLERİ: GİRİŞ VE EĞİTİM TÜRKİYE DE SOSYAL PLANLAMA; SORUNLAR ÇÖZÜM ÖNERİLERİ: GİRİŞ VE EĞİTİM Prof.Dr. Esin Ergin 21. Yüzyıl için Planlama Kurultayı Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi 5.Aralık.2012 İÇERİK PLANLAMA

Detaylı

2001 ve 2008 Yılında Oluşan Krizlerin Faktör Analizi ile Açıklanması

2001 ve 2008 Yılında Oluşan Krizlerin Faktör Analizi ile Açıklanması 2001 ve 2008 Yılında Oluşan Krizlerin Faktör Analizi ile Açıklanması Mahmut YARDIMCIOĞLU Özet Genel anlamda krizler ekonominin olağan bir parçası haline gelmiştir. Sıklıkla görülen bu krizlerin istatistiksel

Detaylı

TR62 ADANA-MERSİN BÖLGESİ TEMEL SOSYAL VE EKONOMİK GÖSTERGELER BÜLTENİ-2

TR62 ADANA-MERSİN BÖLGESİ TEMEL SOSYAL VE EKONOMİK GÖSTERGELER BÜLTENİ-2 TR62 ADANA-MERSİN Sİ TEMEL SOSYAL VE EKONOMİK GÖSTERGELER BÜLTENİ-2 BÜLTEN NO 2 TR62 ADANA-MERSİN Sİ TEMEL SOSYAL VE EKONOMİK GÖSTERGELER Çukurova Kalkınma Ajansı sorumluluk alanı olan TR62 Düzey 2 Bölgesi

Detaylı

M. SALİH URAS TÜİK DİYARBAKIR BÖLGE MÜDÜRÜ 10/08/2015

M. SALİH URAS TÜİK DİYARBAKIR BÖLGE MÜDÜRÜ 10/08/2015 M. SALİH URAS TÜİK DİYARBAKIR BÖLGE MÜDÜRÜ 10/08/2015 Diyarbakır Bölge Müdürlüğü 1 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Sanayi Milli

Detaylı

TÜİK BURSA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 10/03/2016

TÜİK BURSA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 10/03/2016 TÜİK BURSA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 10/03/2016 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış Ulaştırma

Detaylı

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/10/2015

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/10/2015 TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/10/2015 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış Ulaştırma

Detaylı

11. -9, KENTLEŞME HIZLANIRKEN EĞITIMLI, GENÇ NÜFUS GÖÇ EDIYOR ORTA KARADENIZ DE KIRSAL KALKINMANIN ROLÜ VE TARIM TOPRAKLARININ KORUNMASI

11. -9, KENTLEŞME HIZLANIRKEN EĞITIMLI, GENÇ NÜFUS GÖÇ EDIYOR ORTA KARADENIZ DE KIRSAL KALKINMANIN ROLÜ VE TARIM TOPRAKLARININ KORUNMASI ORTA KARADENIZ DE KIRSAL KALKINMANIN ROLÜ VE TARIM TOPRAKLARININ KORUNMASI TR83 BÖLGESİ Samsun un da içinde yer aldığı TR83 bölgesi, toplam yüzölçümü 37.523 kilometrekare ile Türkiye nin yaklaşık yüzde

Detaylı

Şehir nüfusunun toplam nüfus içindeki oranı (%) 2011 Sıra. Toplam yaş bağımlılık oranı (%) 2011 Sıra. yoğunluğu 2011 Sıra. Köy sayısı 2011 Sıra

Şehir nüfusunun toplam nüfus içindeki oranı (%) 2011 Sıra. Toplam yaş bağımlılık oranı (%) 2011 Sıra. yoğunluğu 2011 Sıra. Köy sayısı 2011 Sıra Genel Bilgiler Nüfus Şehir nüfusunun toplam nüfus içindeki oranı (%) Sıra Nüfus yoğunluğu Sıra Toplam yaş bağımlılık oranı (%) Sıra Yıllık nüfus artış hızı ( ) Sıra Cinsiyet oranı (%) erkek/kadın Sıra

Detaylı

Konut Sektörüne BakıĢ

Konut Sektörüne BakıĢ Konut Sektörüne BakıĢ Nurel KILIÇ Konut sektörü, inģaat sektörünün %60 ını oluģturmakta ve 250 den fazla yan sektörü ile istihdam yapısını ciddi bir Ģekilde etkilemektedir. 1999 yılında yaģanan büyük deprem

Detaylı

Türkiye. 2014 İnsani Gelişme Raporu ndaki İnsani Gelişme Endeksi (İGE) Değerleri ve Sıralamadaki Değişiklikler

Türkiye. 2014 İnsani Gelişme Raporu ndaki İnsani Gelişme Endeksi (İGE) Değerleri ve Sıralamadaki Değişiklikler 1 2014 İnsani Gelişme Raporu İnsani İlerlemeyi Sürdürmek: Kırılganlıkları Azaltmak ve Dayanıklılık Oluşturmak 2014 İnsani Gelişme Raporu ndaki Kompozit Endekslerle İlgili Açıklama Notu Türkiye 2014 İnsani

Detaylı

ULAŞIM. AFYONKARAHİSAR 2015 www.zafer.org.tr

ULAŞIM. AFYONKARAHİSAR 2015 www.zafer.org.tr ULAŞIM 2023 kara taşımacılığı hedeflerinde, büyük merkezlerin otoyollarla bağlanırken, nüfusu nispeten küçük merkezlerin bu otoyollara bölünmüş yollarla entegre edilmesi hedeflenmektedir ve Afyonkarahisar

Detaylı

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/02/2015

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/02/2015 TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/02/2015 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış Ulaştırma

Detaylı

TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ. NÜFUS ve KENTLEŞME

TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ. NÜFUS ve KENTLEŞME TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ NÜFUS ve KENTLEŞME 211 İÇİNDEKİLER 1.NÜFUS... 1 1.1. Nüfus Büyüklüğü, Nüfus Yoğunluğu ve Nüfus Artış Hızı... 3 1.2. Yaş ve Cinsiyet Dağılım Özellikleri... 8 1.2.1. Nüfusun

Detaylı

Temel Ekonomik Göstergeler. İzmir

Temel Ekonomik Göstergeler. İzmir Temel Ekonomik Göstergeler İzmir 2016 İzmir... İzmir çok yönlü üretim olanakları, zengin doğal kaynakları ve nitelikli yaşam kalitesini bir arada sunabilmesiyle hem Türkiye hem de dünya ölçeğinde öne çıkan

Detaylı

MANĠSA NIN REKABETÇĠLĠK DÜZEYĠ ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME. Öğr. Gör. Ġbrahim Taha DURSUN Sakarya Üniversitesi, Geyve Meslek Yüksekokulu

MANĠSA NIN REKABETÇĠLĠK DÜZEYĠ ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME. Öğr. Gör. Ġbrahim Taha DURSUN Sakarya Üniversitesi, Geyve Meslek Yüksekokulu CBÜ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ Yıl : 2013 Cilt :11 Sayı :3 MANĠSA NIN REKABETÇĠLĠK DÜZEYĠ ÜZERĠNE BĠR DEĞERLENDĠRME Öğr. Gör. Ġbrahim Taha DURSUN Sakarya Üniversitesi, Geyve Meslek Yüksekokulu ÖZ Günümüz

Detaylı

KENAN ÇELEBİ TÜİK EDİRNE BÖLGE MÜDÜRÜ 07/11/2014

KENAN ÇELEBİ TÜİK EDİRNE BÖLGE MÜDÜRÜ 07/11/2014 KENAN ÇELEBİ TÜİK EDİRNE BÖLGE MÜDÜRÜ 07/11/2014 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı Ruhsatı Konut Satış

Detaylı

Dr. Mehmet AKYOL Manisa Bölge Müdürü 6 Şubat 2018

Dr. Mehmet AKYOL Manisa Bölge Müdürü 6 Şubat 2018 Dr. Mehmet AKYOL Manisa Bölge Müdürü 6 Şubat 218 Nüfus ve Göç Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Sanayi Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin

Detaylı

TÜRKĠYE DE BEġERĠ SERMAYENĠN GELĠġĠMĠNDE HÜKÜMETLERĠN. ROLÜ: 1990 VE SONRASI ĠÇĠN BĠR DEĞERLENDĠRME Doç.Dr.Selahattin BEKMEZ Derya GÜNAL

TÜRKĠYE DE BEġERĠ SERMAYENĠN GELĠġĠMĠNDE HÜKÜMETLERĠN. ROLÜ: 1990 VE SONRASI ĠÇĠN BĠR DEĞERLENDĠRME Doç.Dr.Selahattin BEKMEZ Derya GÜNAL TÜRKĠYE DE BEġERĠ SERMAYENĠN GELĠġĠMĠNDE HÜKÜMETLERĠN ÖZET ROLÜ: 1990 VE SONRASI ĠÇĠN BĠR DEĞERLENDĠRME Doç.Dr.Selahattin BEKMEZ Derya GÜNAL Modern iktisat teorilerinin gündeme gelmesiyle birlikte beģeri

Detaylı

amasya çorum samsun tokat TEMEL GÖSTERGELERLE TR83 BÖLGESİ

amasya çorum samsun tokat TEMEL GÖSTERGELERLE TR83 BÖLGESİ amasya çorum samsun tokat TEMEL GÖSTERGELERLE TR83 BÖLGESİ sunuş Türkiye de kurulan 26 kalkınma ajansı, bölgesel gelişme dinamiklerini bütün aktörlerin katılımını sağlayan bir anlayışla harekete geçirmek

Detaylı

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 10/05/2017

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 10/05/2017 TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 10/05/2017 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış Ulaştırma

Detaylı

DR. MEHMET AKYOL TÜİK MANİSA BÖLGE MÜDÜRÜ 07/11/2014

DR. MEHMET AKYOL TÜİK MANİSA BÖLGE MÜDÜRÜ 07/11/2014 DR. MEHMET AKYOL TÜİK MANİSA BÖLGE MÜDÜRÜ 07/11/2014 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut

Detaylı

TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ

TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ DEĞİŞKENLER AÇISINDAN İNCELENMESİ T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ VERİ ANALİZİ, İZLEME VE DEĞERLENDİRME DAİRE BAŞKANLIĞI TEMEL EĞİTİMDEN ORTAÖĞRETİME GEÇİŞ ORTAK SINAV BAŞARISININ ÇEŞİTLİ

Detaylı