YUTULAN YABANCI CİSİMLERİN GAİTA İLE ÇIKARILMASINDA TEK DOZLUK SODYUM FOSFAT ENEMANIN ETKİNLİĞİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "YUTULAN YABANCI CİSİMLERİN GAİTA İLE ÇIKARILMASINDA TEK DOZLUK SODYUM FOSFAT ENEMANIN ETKİNLİĞİ"

Transkript

1 T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI DR. LÜTFİ KIRDAR EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİ 3. CERRAHİ KLİNİĞİ Klinik Şefi: Doç. Dr. Necmi KURT YUTULAN YABANCI CİSİMLERİN GAİTA İLE ÇIKARILMASINDA TEK DOZLUK SODYUM FOSFAT ENEMANIN ETKİNLİĞİ ( Uzmanlık Tezi ) Dr. Zeynep ÖZKAN İstanbul

2 İÇİNDEKİLER 1- Önsöz Genel Bilgiler... 6 Gastrointestinal Sistem Anatomisi Gastrointestinal Sistem Fizyolojisi Gastointestinal Sistemde Yabancı Cisimler İnsidans ve Demografi Fizyopatoloji Klinik Ayırıcı Tanı Hastaya Yaklaşım ve Cerrahi Dışı Tedavi Yöntemleri Cerrahi Sodyum Fosfat Enema 3- Amaçlar Materyal-Metod Bulgular Tartışma Sonuç Özet Kaynaklar

3 Asistanlığım sürecinde yetişmemde büyük emekleri olan, cerrahinin inceliklerinin yanısıra İyi hekim ve iyi insan olma sanatını da kendisinden öğrendiğim saygıdeğer hocam Doç. Dr. Necmi Kurt a; Birikimlerini benimle paylaşmada hiçbir zaman cimri davranmayan sayın başasistan ve uzmanlarım Doç. Dr. Mustafa Öncel e, Op. Dr. Hasan F. Küçük e, Op. Dr. Levent Kaptanoğlu na, Op. Dr. Mehmet Eser e, Op. Dr. Hüseyin Uzun a ve Op. Dr. A. Bülent Kargı ya; Bu çalışmanın ortaya çıkmasında bana yardımcı olan Doç. Dr. Mustafa Öncel e ve Op. Dr.Kürşad Öz e; Asistanlığım boyunca görmüş olduğum destekleri nedeniyle tüm ömrümce herbirini kalbimde taşıyacağım sevgili asistan arkadaşlarıma, servis ve ameliyathane hemşirelerimize ve hastane personeline; Hayatım boyunca benden maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen sevgili aileme teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim. 3

4 ÖNSÖZ Yabancı cisim yutulması dünyanın her yerinde yaygın olarak acil servise başvuru sebepleri arasındadır. Özellikle çocukların çevrelerini tanıma dönemi olan 4 ay - 4 yaş arasında daha yoğun olarak rastlanmaktadır. Yetişkinlerde ise genellikle mental ya da psikiyatrik bozukluklar varlığında görülür. Dünyanın çeşitli yerlerinde bazı özel yabancı cisim yutmaları yoğunluk kazanabilmektedir. Örneğin; balığın çok tüketildiği ülkelerde balık kılçığı yutulması ve bunun sebep olduğu problemler öne çıkmaktadır. Yabancı cisim yutmaları cisimlerin yapısı ve şekline ve cismin gastrointestinal sistemde lokalize olduğu yere göre farklı komplikasyonlara yol açabilirler. Komplikasyonlara bağlı operasyon gereksinimi ve ölümler azımsanamayacak sıklıktadır. Teknolojini gelişmesine paralel olarak bu cisimlerin tanı ve tedavisinde çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Tanıda ve takipte radyoopak cisimler için röntgen grafisi kullanılmaktadır, fakat x-ışınlarının masum olmadığı bugün herkes tarafından kabul edilen bir gerçektir. Tedavi de ise daha çok endoskopi, foley kateter tekniği gibi invaziv girişimler yaygın olarak uygulanmaktadır. Bu konuda radyoaktiviteye daha az maruziyete neden olan ve daha az noninvaziv yöntemlerin geliştirilmesi gerektirmektedir. Yabancı cisim yutmalarını insidans ve demografik özellikleri açısından ülkemizde yapılmış herhangi bir istatistiki çalışma olmamasına karşın acil polikliniğimize başvuran vakaların sayısı dikkati çekecek derecede fazladır. Bu sayının artmasında önemli bir neden de türban giyen kadınların türbanı tutturmak için kullandıkları toplu iğneleri istemeden yutmalarıdır. Sodyum fosfat enema kalın barsağın boşalmasını hızlandırmasının yanısıra, tüm gastrointestinal sistemin motilitesini arttırabilir. Sadece bir defa kullanılması bile bu etkisi ile, istemeden yutulan yabancı cisimlerin daha çabuk atılmasını sağlayabilir. Bu çalışmada prospektif randomize bir çalışma 4

5 ile yutulan yabancı cisimlerin tedavisinde yeni bir noninvaziv yaklaşım olarak sodyum fosfat enema ile hastaların takip sürelerinin kısaltılmasına etkisi araştırılmaktadır. 5

6 GENEL BİLGİLER GASTROİNTESTİNAL SİSTEMİN ANATOMİSİ Ağız Boşluğu Sindirim sisteminin birinci parçasını yapan ağız boşluğu önde dudaklar yan taraflarda yanaklar üste sert ve yumuşak damak altta dil ve diyafragma oris denilen kas ve zarlardan yapılmış yumuşak bir duvarla sınırlanan bir boşluktur. İçyüzünün her tarafı mukoza ile örtülmüştür. Arkada ağız boşluğu açıktır ve farinksin ağız parçası ile birleşir. Ağız boşluğu diş ve alveoler kavislerle ikiye ayrılır, kavislerin dışında kalan kısım vestibulum oris, içinde kalan ve büyük olan kısım cavum oris proprium adını alır. Ağız boşluğunun üst duvarı sert ve yumuşak damak olmak üzere iki kısımdan meydana gelir. Yumuşak damak sert damağın devamıdır, kas ve zardan yapılmış olup mukoza ile örtülüdür, ağız boşluğunu farinksten kısmen ayıran eksik bir perde şeklindedir. Dil Dil ağız boşluğunda bulunan çizgili kaslardan yapılmış ve serbest yüzleri mukoza ile örtülü organdır. Kasların çokluğu yapışma yerlerinin ve kas liflerinin yönlerinin çok çeşitli olması lifleri kasılması ve esnemesini kolaylaştıran yağ dokusunun bolluğu dilin çok çeşitli hareketler yapabilmesini sağlamaktadır. Ağız kapalı olduğunda dil bütün ağız boşluğunu doldurur. Tükrük Bezleri Ağız boşluğunda mukoza altında bulunan salgılarını bu boşluğa akıtan glandula labiales, buccales, linguales ve palatinae adı verilen bir çok küçük tükrük bezi mevcuttur. Ayrıca salgılarını ağız boşluğuna akıtan 3 çift büyük tükrük bezi vardır bunlar glandula parotis, glandula submandibularis, glandula sublingualistir.

7 Farinks Farinks sindirim sisteminin ikinci parçası olup ağız boşluğundan sonra gelir. Farinksin arka ve yan taraflarında kas ve zarlardan yapılmış kendi duvarları vardır. Farinks burun ve ağız boşlukları ve larinksin arkasında boyun vertebralarının önünde basis cranii den, 6. boyun vertebrası yüksekliğine ve krikoid kıkırdağın alt kenarına kadar uzanır. Uzunluğu mm kadardır. Aşağı doğru gittikçe daralan farinksin en dar yeri özofagus ile birleştiği kısımdır. Farinks üç kısma ayrılır. Burun boşluğu ile ilgili olan en üst kısım nasofarinks, ağız boşluğuna açılan ortadaki kısıma orofarinks, en altta bulunan ve larinkse açılan kısmına larengofarinks adları verilir. Farinks kasları çizgili kaslardır. Özofagus Sindirim kanalının farinksten sonra gelen kısmı olup farinksten gelen maddeleri mideye ileten bir yoldur. Krikoid kıkırdağın alt kenarı aynı zamanda 6. boyun omurgası seviyesinde başlar, 11. torakal vertebra yüksekliğinde mide ile birleşir. Uzunluğu cm kadardır. Diş kavislerinden mideye kadar olan mesafenin uzunluğu yaklaşık cm dir. Boş özofagusun genişliği 1-1,5 cm, dolu olduğunda 2,5-3 cm kadardır. Normal olarak üç yerde darlık gösterir ve buraları daha az genişletilebilir. Üst darlık özafagusun başlangıcında farinksin hemen altında bulunur burası özofagusun en dar yeridir ve buradan mm den büyük çapı olan aletler geçmez. İkinci darlık sol bronkusla özofagusun çaprazlaştığı yüksekliktedir. Üçüncü darlık kardiadan 3 cm kadar yukarıda yani özofagusun diafragmayı geçtiği yerdedir. Özofagusun en geniş kısmı 2. ve 3. darlıklar arasında kalan kısımdır. Özofagus diafragmanın arka kısmında omurganın ve hiatus aorticusun solunda bulunan ve hiatus oesophageus denilen delikten geçerek karın boşluğuna girer. Özofagusun abdominal kısmı 2-3 cm uzunluğundadır. Özofagus duvarları 4 tabakadan yapılmıştır: Tunica mukoza, tela submucoza, tunica muscularis ve adventisya. Kalın ve sağlam olan mukoza çok katlı yassı epitel hücrelerinden oluşan tabaka ile örtülüdür. Mukoza ve submukozada bulunan bezlerin müköz salgısı özofagusun iç yüzünü daimi olarak kaygan tutmaktadır. Özofagusun boyun 7

8 kısmında kas tabakaları çizgili kaslardan yapılmıştır. Göğüs parçasının yukarı kısmında araya düz kas lifleri karışır, aşağı kısmında ise yalnız düz kas lifleri bulunur. Özofagus duvarındaki iki kas tabakası arasında ve tela submukozada sinirler yerleşmiştir (1). Mide Mide sindirim sisteminin en geniş kısmı olup özofagus ile duedonum arasında bulunur. Mide şekil, büyüklük, durum ve komşuluk bakımından çok büyük değişiklikler gösteren bir organdır. Kardia denilen yukarıdaki delik, mideyi özofagus ile, pylor adı verilen aşağıdaki delik, duodenum ile birleştirir. Pylor yüksekliğinde midenin sirküler kas tabakası çok kalınlaşır ve musculus sphincter pylori adı verilen kası meydana getirir. Pylorun iç yüzünde aynı yükseklikte mukoza bir kabartı yapar. Musculus sphincter pylori ve bu mukoza kabartısı beraber valvula pylori adı verilen sağlam bir kapak meydana getirirler. Midenin sağında kardia ile pylor arasında uzanan ve kurvatura ventriküli minor adı verilen sağ kenar vardır midenin sol kenarı konveks olup uzunluğu ve doğrultusu midede bulunan maddenin miktarına, midenin genişleme derecesine ve gövdenin durumuna göre çok değişiktir. Boş mide bütün olarak sol hipokondrium ve epigastrium bölgelerinde ve pilor hariç orta çizginin solunda bulunur. Önden arkaya basık, dar ve düz bir boru şeklinde olup şekli bir barsak parçasını andırır. Fundus ventriculi denilen mide kısmında ise her zaman çok az hava bulunur. Midenin korpus kısmı küçük kurvaturdaki incicura angularise kadar uzanır. Midenin korpusu ve duodenum 1. parçası arasında kalan distal parçasına canalis pyloricus, daha geniş olan proksimal parçasına antrum pyloricum denir.yapısal olarak tunica serosa, muscularis ve mucosa olarak üç tabakadan yapılmıştır (2). İncebarsak Sindirim kanalının mideden sonra gelen ve kalın barsağa kadar uzanan kısmına incebarsak denir. Uzunluğu canlı insanda 4-5 m kadardır. Genişliği yukarı kısımlarda 4-5 cm, aşağı kısımlarında cm kadardır. Yukarıda valva pylori ile mideden, aşağıda valva ileocaecalis ile kalın barsaktan ayrılmıştır. Bu kapaklardan birincisi ince barsakta bulunan

9 maddelerin mideye, ikincisi kalın barsakta maddelerin ince barsağa geçmesine engel olur. İnce barsak üçe ayrılır: Duodenum, jejunum, ileum. Duodenum kısa olup karnın arka duvarına yapışmıştır ve az hareket eder. Uzunluğu cm, genişliği cm kadardır. Duodenumun dört bölümü vardır. İkinci parçasına koledok ve pankreas kanalı vasıtası ile safra ve pankreas salgıları boşalır. Duvarında Brünner bezleri ve diğer intestinal salgı bezleri ve Liberkühn bezleri vardır. Jejunum ile ileum arasında belli bir sınır yoktur. İnce barsağın duodenumdan sonra gelen kısmının 2/5 yukarı parçası jejunum, 3/5 aşağı parçası ileum olarak kabul edilmektedir. İnce barsağın geniş iç yüzeye sahip olması iç yüzünü örten mukozanın meydana getirdiği plikalar ve burada bulunan mm yüksekliğinde villi intestinales denilen milyonlarca küçük kabartılar aracılığı ile sağlanmıştır. Jejunum ileuma göre daha geniş ve duvarları daha kalındır. İç yüzeyde ise jejunum da plicae circularisler ileuma göre daha sık ve daha yüksek, villuslar kısa fakat daha kalındır. Duvar yapısı tunica mucosa, tunica submucosa, tunica muscularis, tunica serosa olarak dört tabakadan oluşur (3,4). Kalın barsak İleumdan sonra gelen ve anüse kadar uzanan sindirim kanalı bölümüdür. İleum ile caecum arasında valva ileocaecalis denilen bir kapak vardır. Kalın barsak karın boşluğunun yan, üst ve alt kısımlarında yer almıştır ve bu şekilde ortadada bulunan ince barsak kıvrımlarını içine alan bir çerçeve meydana getirir. Uzunluğu cm genişliği çeşitli parçalarında 3-8 cm kadardır. Dış yüzünde kalın barsağın uzunluğuna paralel 3 tane şerit vardır. Taenia coli adı verilen bu şeritler barsağın dıştaki longitudinal kas tabakasını yapan kas liflerinin bir araya toplanarak sıklaşmasından meydana gelmiştir. Bu nedenle barsak duvarının tenyalar arasında kalan kısmında çıkıntı ve kabartılar meydana gelmiştir. Bunlara haustra coli denir. Kalın barsak appendiks vermiformis, colon ascendens, colon transversum, colon descendens, colon sigmoideum ve rectum olmak üzere 6 kısma ayrılır. Kalın ve ince barsağın birleştiği yerde valva ileocaecalis denilen bir kapak vardır. Bu ince barsağın kısmen kalın barsağın içine sokulmasıyla meydana gelmiştir. Kalın barsağın valva ileocaecalisin altında 9

10 kalan parçasına caecum denir. Uzunluğu 6-7 cm genişliği 7-8 cm olup kalın barsağın en geniş kısmıdır. Tenialar çekumun araka yüzünün iç tarafında birleşirler. Appendiks vermiformis caecum dibinin tam ortasından çıkar ve aşağıya doğru uzanır. Appendiks vermiformis solucan şeklinde olup valva ileocaecalisin arkasında üç tenyanın birleştiği yerden çıkar. Uzunluğu yaklaşık 7-12 mm, genişliği 5-7 mm dir. Boşluğu kısmen veya tamamen kapalı olabilir. Colon ascendens ileumun caecumla birleştiği yerden başlar yukarıya ve arkaya doğru uzanarak karaciğerin altında sola döner ve fleksura coli dekstrayı meydana getirir. Uzunluğu cm dir. Colon transversum, fleksura coli dekstradan dalağa kadar uzanır ve burada aşağıya doğru bükülerek fleksura coli sinistra yı meydana getirir. Uzunluğu cm arasındadır. Çok kısa bir mezokolon ile duedonumun 2. parçasına ve pankreasa yapışmış olduğundan az hareket eder. Colon descendens, fleksura coli sinistradan fossa iliaca sinistraya kadar devam eder, burada colon sigmoideum ile devam eder. Uzunluğu cm dir, colon ascendensden daha dardır. Colon sigmoideum psoas kasının iç kenarından başlar ve 3. Sakral vertebra yüksekliğinde rektum ile uzanır. Colon sigmoideum un rektumla birleştiği yerde bir darlık vardır. Aşağı kısmında tenyalar incelmeye başlar, rektuma yakın kısımda ise yok olur. Yine duvarı 4 tabakadan meydana gelir. Mukozasında salgı bezleri bulunur. Rektum kalın barsağın en son parçasıdır. Yukarıda 3. Sakral vertebra hizasından başlayarak, aşağıda anus ile dışarıya açılır. Rektumun doğrultusu düz değildir. Önce os Sacrum ve os Coccygis in iç yüzünün konkavlığını takip ederek konveksliği arkaya bakan eğrilik yapar, centrum tendineum yüksekliğinde arkaya ve aşağıya doğru bükülerek konveksliği öne bakan ikinci bir eğrilik yapar. Rektumun pelvis içinde kalan kısmı yaklaşık cm dir. Anal parçası ise cm kadar olup, anus ile sonlanır. İç yüzünde plicae transversae recti denen plikalar bulunur. Ayrıca uzunluğuna paralel 8-10 mukoza plikası columna anales adını alır. Alt uçları birleşerek valva anales adını alır. Anusun kapanmasını üç kas sağlar: M. sphincter ani internus, M. sphincter ani eksternus ve M. levator ani. M. sphincter internus düz kas liflernin kalınlaşmasından meydana gelir ve otonom sinir sistemi

11 tarafından idare edilir. Eksternus kası ise çizgili kaslardan yapılmış olup isteğimize göre çalışır (1,5). GASTROİNTESTİNAL SİSTEMİN FİZYOLOJİSİ Ağız boşluğu ve dil Dil ağız içinde çiğneme, yutma, emme, konuşma ve tat alma işlemlerinde görev yapar. Çiğneme sırasında dil yemek parçalarını diş kavisleri arasına sokar. Dilin üst yüzünde bulunan papillalar dişler tarafından parçalanmış tükrükle ıslatılmış yemek parçalarının daha fazla ufalanmasını ve ezilmesini sağlar. Dil ezilmiş yemek parçalarını tükrükle karıştırarak kolay yutulabilecek lokmalar haline getirir. Yutma sırasında sert damağa dayanarak lokmalar üzerine yavaş yavaş önden arkaya doğru basınç yaparak lokmaların arkaya ve aşağıya farinkse kaymasını sağlar. Emme sırasında her tarafı kapalı olan ağız boşluğunda dil arkaya ve aşağıya doğru yaptığı hareketleri ile bir pompanın pistonu gibi iş görür. Konuşma sırasında çeşitli hareketleri ve şekil değiştirme sayesinde ağız boşluğunda çeşitli büyüklük ve şekilde boşluklar ve aralıklar meydana getirerek gırtlaktan çıkan sesin değiştirilmesi ve çeşitli harflerin telaffuzunda önemli rol oynar. Dil mukozasında çok sayıda sensitif sinirlerin uçları bulunduğundan, dil çok duyguludur ve ağız boşluğuna sokulan en ufak yabancı cismi derhal ayırt eder. Dilin ucu ağız boşluğunda bulunan dar köşelere ve ufacık çukurlara sokularak yemek kırıntılarını ve yabancı cisimleri uzaklaştırır böylece ağzı temizler. Ağıza salgısını boşaltan tükrük bezleri salgıları vasıtasıyla yutma sırasında lokmaların farinkse daha kolay kaymasını sağlar. Farinks ve yutma hareketleri: Yemek parçaları ağız boşluğunda hazırlandıktan sonra lokmalar dil sırtı ile damak arasına getirilir ve dilin yükselmesi ve damağa dayanması ile lokma arkaya doğru itilir. Bu sırada yumuşak damak kasları da yumuşak damağı kaldırarak farinksin arka duvarına yaklaştırır. Yumuşak damak ile birlikte farinksin arka ve yan tarafında kasların kasılması ile 11

12 oluşan kabartı nasofarinksi tamamen kapatır ve yemeklerin oraya geçmesine engel olur. Yemek yollarının bundan sonra izleyeceği yolda yemek ve solunum yolları çaprazlaşır. Bundan dolayı lokmaların larinkse geçmesini önleyici tedbirlerin alınması gerekmektedir. Bu da larinksin öne ve yukarıya doğru çekilerek larinks boşluğunun kapatılması ile olur. Larinksin bu hareketleri bağlı olduğu hyoid kemik aracılığı ile olur. Larinks yukarıya çekildiğinde dil kökünün altına gelmiş olur ve lokmaların geçtiği yoldan uzaklaşmış olur. Bu tertibat olmadan yalnız epiglotun larinksi kapatması yetmezdi (6). Özofagus ve mide Özofagus sadece, besinlerin bir noktadan ötekine ulaşmasını sağlayan basit bir geçit görevi yapar. Özofagususun alt ucunda mide ile birleştiği yerin 2-3 cm üstünde sirküler kaslar alt özofagus sfinkterini yapar. Burası normalde kasılı durumdadır, yutmanın peristaltik dalgası sfinkteri reseptif gevşeme denen mekanizma ile açarak besinin kolayca mideye geçişini sağlar. Esas görevi ise mide içeriğinin özofagusa geçişini engellemektir. Midenin fonksiyonları üç grupta toplanabilir: Gastrointestinal kanalın daha aşağı bölümlerine geçebilecek duruma gelinceye kadar çok miktarda besinin depo edilmesi, besinlerin kimus adı verilen yarı sıvı bir karışım oluncaya kadar mide salgısı ile karıştırılması ve ince barsakların sindirim ve emilim fonksiyonlarını uygun bir şekilde yürütebilmeleri için besinlerin mideden duedonuma yavaş boşalmasının sağlanması. Mide boşalması bir dereceye kadar midenin dolma derecesi ve gastrin hormonunun mide antrumunu uyarması ile kontrol edilir. Ayrıca buna enterogastrik ve hormonal feedback etkilerde etki eder. İnce ve kalın barsakların sindirim fizyolojisi Gastrointestinal kanalda iki temel hareket tipi görülür. Birincisi karıştırıcı hareketler olup bunlar barsak içeriğini sürekli karıştırır, diğeri ise ilerletici hareketlerdir ve sindirim ve absorbsiyon için uygun bir hızda besinlerin kanalda ilerlemesini sağlar. Peristaltizm düz kaslarda oluşan, herhangi bir noktada çeperin uyarılması ile ortaya çıkan hareketlerdir ve esas

13 uyaran gerilmedir. Diğer uyaranlar ise barsak yüzey epitelinin irritasyonu ve ekstrensek sinir sinyalleridir. Gastrointestinal kanalda peristaltik hareket anuse doğrudur. İnce barsakta hazım işinin çok önemleri safhaları gerçekleşir. Midede yeterince sindirilmemiş kana ve lenf sistemine geçebilecek duruma gelmemiş olan besin maddeleri burada daha basit parçalara ayrılarak eritilir ve barsak epitelini geçerek kana ve lenf sistemine geçebilecek hale gelir. Bu barsak duvarındaki bezlerin yanında pankreas enzimleri ve karaciğerin safra salgıları yardımı ile olur. Karaciğer ve pankreasın salgılarını akıtan kanalları, duedonuma açılır. Bunun yanında ince barsak rezorpsiyon işlemini yapar. Rezorpsiyon işlemini çabuk ve kolay yapabilmesi için ince barsağın geniş iç yüzeye sahip olması ve uzun olması gerekir. İç yüzeyinin genişliği plikalar ve villuslarla sağlanmıştır. İleocaecal valvin başlıca fonksiyonu fekal maddenin kolondan ileuma geçmesini önlemektir. Caecum dolduğu zaman kuvvetle kapanır, ileum çeperindeki kaslar birkaç santimetre boyunca kalınlaşıp ileocaecal sfinkteri oluşturmuşlardır ve bu hafif bir kasılma durumunda bulunarak ileum içeriğinin çekuma yavaş boşalmasını sağlar. Kalın barsakta da sindirim işlemi devam eder. Bir taraftan besin maddelerine karışmış olarak gelen ince barsak salgılarının etkisi buradada devam eder. Diğer taraftan kalın barsakta çok miktarda bulunan bakteriler de sindirim işine karışır. Bakteriler ince barsakta sindirilmemiş bitkisel hücrelerin sellüloz duvarlarını eriterek hazmını ve karbonhidratların daha basit terkiplere ayrılmasını sağlarlar. Ayrıca ince barsaktan gelen sulu maddelerin suyu burada absorbe edilir. Böylece vücudun su kaybetmesi önlenerek dışrıya atılması gereken maddelerin koyulaşması sağlanır (7). Defekasyon Refleks sonucu meydana gelen bir olay olmakla beraber bir dereceye kadar irademize bağlıdır. Rektumda 50 ml den fazla hava veya dışkı biriktiğinde pelvis tabanı kaslarında bulunan baro-reseptörler aracılığı ile artan rektum içi basıncı algılanır. Öncelikle kuvvetli peristaltik hareketler sonucunda kolonda toplanan maddeler kısa bir zamanda aşağıya 13

14 geçer ve rektumu doldurur. Rektumun genişlemesi ve duvarlarının gerilmesini defekasyon ihtiyacı hissedilir. Bunun sonucunda rektoanal inhibisyon refleksi doğar. Bu refleks internal sfinkterin gevşemesini sağlar ve anal kanal girişi gevşer aynı zamanda ise eksternal sfinkter arttığından distal anal kanal kapalı kalır. Huni şeklini alan anal kanalı içine hava ya da dışkı kayar. Dışkılama fonksiyonu kişi tarafından başlatılmazsa internal sfinkter yeniden kasılır ve anal kanala kaymış bulunan gaz veya dışkı rektuma geri döner. Bu işleme örnekleme işlemi denir. Sağlıklı kişilerde bu işlem saatte en çok 7 kez tekrarlanır. Rektum içi basınç arttığında internal sfinkter basıncı artar ve bir noktadan sonra eksternal sfinkter aktivitesi de azalacağından dışkılama kaçınılmaz olur. Rektumun ml gaz veya dışkı ile dolması kaçınılmaz dışkılama işlevinin sınırıdır. Geniş volümlü bir materyalin rektuma doldurulması volüm artışının bir sonucu olarak progresif uyum oluşmasını sağlar. Rektal duvarın gevşeme yeteneği, rektum içindeki basıncın azalmasına neden olur. Bu yanıtla, rektal basınç düşerek anal kanal basıncının altındaki değerlere iner. Rektal distansiyondan yaklaşık saniye sonra, basınçta hızla azalma tersine döner ve anal kanal tonusunda geçici bir azalma olur. Bu, infüzyon ile verilen bir materyalin neden sadece rektumda kalmadığını da açıklamaktadır, çünkü yapılan son çalışmalarda sigmoid kolona reflünün olduğunu ve içeriğin üçte birinin orada kaldığı görülmüştür. Boşalma olduğunda sigmoid kolon içeriği rektuma boşalır, bundan sonra da rektum içeriğinin boşaltılması gerçekleşir. Yani, enterik kontinansın sağlanmasında sigmoid kolonda aktif rol oynamaktadır. Tolere edilen rektal volümün %25 i oranında rektal içerik varlığında kişide algılama gerçekleşir. Sigmoid kolon ve proksimal kolon içerikleri yeterli düzeye ulaştıktan sonra rektuma doğru boşalma olmaktadır. Transvers kolon da bu sırada enterik içeriğin depolanmasında rol almaktadır. Barsak içeriğinin sigmoide yeterli düzeyde ulaşması kontraksiyonları tetikler. Enterik içerik boş halde bulunan rektuma gönderilir. Oturma pozisyonuda anorektal açı genişleyerek defakasyonun kolaylaşmasını sağlar (8,9,10).

15 Defekasyonu durdurmak istenirse istemli olarak çalışan M. sphincter ani eksternus, M.levator ani ve hatta gluteal kaslarda harekete geçirilir ve anüsü sıkıca kapatılarak defakasyon durduralabilir. Defekasyona engel olmak istenmezse hem refleks hem kortikal sinirler işbirliği yaparlar. İnen kolonun peristaltik hareketleri artar rektum genişler, M.sphincter ani internus gevşer. M. sphincter ani eksternus, M.levator ani gevşer ve karın kaslarıda kasılarak karın içi basınç arttırılarak defakasyon gerçekleşir (11). GASTROİNTESTİNAL SİSTEMDE YABANCI CİSİMLER Yetişkinler sıklıkla yiyecek maddesi gibi radyolüsent cisimler yutarken, çocuklar genellikle bozuk para, iğne, düğme, ya da oyuncak parçaları gibi radyoopak cisimler yutmaktadır (12). Yutulan çoğu yabancı cisim ise vücuda hiçbir zarar vermeden gastrointestinal sistem boyunca ilerleyerek pasaj ile atılırlar (13,14,15). Yutulan yabancı cisim için izlenecek yöntemde yabancı cismin tipi, gastrointastinal sistemdeki yeri, hastanın semptomatik olup olmaması önemlidir. Ağız yoluyla alınan yabancı cisimler sindirim yolunun ve solunum yolunun yakın ilişkisine bağlı olarak bazen solunum yoluna aspire edilebilirler (16). Yabancı cismin gastrointestinal traktta hasarlanmayla ya da toksisiteyle ilişkisi varsa bu durum saptanmalı ve cisim çıkarılmalıdır (17). Gastrointestinal sistem de trakeoözafagial fistül, stenotik lezyonlar gibi anomalileri olan hastalarda artmış komplikasyon riski vardır (18). Sıklıkla yutulan yabancı cisimler Tablo-1 de ve Şekil 1 de görülmektedir (19). Tablo 1: Yutulma Sonrasında Gastrointestinal Sistemde Sıkça Bulunan Yabancı Cisimler Cam parçaları Bozuk paralar Deniz kabukları Disk batarya Tavuk kemikleri Şişe kapakları Anahtarlar Düz iğne 15

16 Bilyeler Diş çubukları Vidalar Çengelli iğne Silgiler Et ve kemik parçaları Kalem başları Küçük oyuncaklar Tırnaklar Yüzük ve takılar Şekil 1: Sık yutulan yabancı cisimler türban iğnesi (beyaz ok) ve dikiş makinesi iğnesi (siyah ok) görülüyor

17 Yapı ve Şekil Özelliklerine Göre Yabancı Cisimler Bozuk Paralar: Bozuk paralar çocuklar tarafından çokça yutulan ve özofagusta en fazla saptanan yabancı cisimlerdir. Hodge ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada bozuk para yutan 80 çocuğun çekilen radyografisinde cismin %31 i özofagusta görülmüştür (20). Bunlardan % 44 ü asemptomatiktir. Eğer bozuk para özofagusta ise paranın düz yüzeyi göğüs anteroposterior ve lateral grafisinde görülür. Özofagusta takılan cisim göğüs ağrısı ve artmış salivasyona neden olarak semptomatik olabilir. Semptom varlığında mümkün olduğunca erken sürede bozuk para çıkarılmalıdır. Asemptomatik hastalar da çok acele etmeye gerek yoktur. 24 saat içinde bu paraların çoğu spontan olarak ya da sıvı alımı ile mideye geçer. Chaikhouni ve arkadaşları 88 hastalık bir çalışmada 24 saatten fazla özofagusta kalan paranın mukozal erozyon ve perforasyon yaparak komplike olma riski olduğunu bulmuşlardır (17). Bu nedenle, 24 saat beklemeye rağmen para mideye geçmiyorsa çıkarmak gerektiği Schunk ve arkadaşları tarafından da kabul edilmiştir (18). Çapı 20 mm den küçük paralar gastrointestinal trakt boyunca spontan ilerler. Gastrik çıkışta kusma, kramp tarzı abdominal ağrı gibi obstrüksiyon bulguları yapan cisimler de çıkarılmalıdır. Aileler ya da hastalar paranın gayta ile çıkıp çıkmadığını kontrol etmelidir. Eğer para dışkıda görülmezse abdominal grafi yutma olayından 17

18 bir hafta sonra tekrarlanmalıdır. Takip eden dönemde 7-10 günde bir abdominal grafi çektirilir, 4 hafta sonra hala mide de cisim görülürse yada semptomatik hale gelirse endoskopik olarak çıkarılmalıdır (21-23). Bozuk para yutan 7 yaşında erkek hastanın ilk geliş ve bir gün sonraki kontrol grafisi Şekil 2-3 de görülüyor. Şekil 2: Bozuk para yutan 7 yaşında erkek hastada yabancı cisim Treitz altında ok ile işaretli olarak görülüyor.

19 Şekil 3: Şekil 2 de görülen hastanın 1 gün sonraki filmde cisim ok ile işareli olarak izleniyor. 19

20 Disk (Düğme) Bataryalar: Disk şeklinde bataryalar kol saatlerinde, hesap makinalarında, kameralarda ve oyuncaklarda bulunmaktadır. İnfant ve çocuklarda kostik özofajial yaralanma yapan önemli nedenlerdendir. (24-28). Amerika Birleşik Devletlerinde yılda 51 ile 850 arasında disk batarya yutulması ile karşılaşılmakta ve ciddi morbitite bazen de mortalite ile sonuçlanmaktadır (29). Bu bataryaların 4 tipi vardır: Merkürik oksit, gümüş oksit, manganez oksit, lityum. Bunların hepsi %20-45 oranında potasyum ya da sodyum hidroksit içerir. Alkalin solüsyonun sızmasına bağlı olarak koroziv yaralanma, düşük voltaj yanıkları ve bası nekrozları ile hasarlanma olmaktadır (30,31). Elemental merküri midenin asit ortamında merküri oksitin indirgenmesiyle açığa çıkar ve merkürü zehirlenmesine yol açabilir (25). Yutulan disk bataryalarının yönetimi bulunduğu lokalizasyona bağlıdır. Eğer radyografik olarak özofagusta görülüyorsa acil olarak çıkarılmalıdır (19).Yapılan çalışmalar temastan sonra 1 saat içinde mukozal hasarlanma meydana geldiğini, 4 saatte ise tam kat olarak yaralanma ortaya çıktığını göstermiştir(19). Disk bataryaların bozuk paralardan ayırt edilmesi önemlidir. Anteroposterior radyografide disk bataryaları çift dansiteli gölgeli olarak görülür çünkü bataryanın bilaminer yapısı vardır. Lateral filmde yuvarlak köşeleri ve anot-katot birleşim yerleri farkedilebilir. Batarya midede ise konservatif yaklaşılabilir. Ortalama 72 saatte %90 spontan olarak gastrointestinal traktı geçerek atılır(25). Antiasitler teorik olarak merküri zehirlenmesini önleyebilir. Hasta ya da aileler bataryanın gayta ile çıkışını araştırmalıdır. 48 saat sonra batarya çıkmazsa abdominal radyografi tekrarlanır, batarya kalmaya devam ediyorsa en

21 güvenilir yöntem cerrahi olarak çıkarmaktır. Pasajla ileum, çekum, kolonu genellikle zarar vermeden geçerler. Literatürde yalnızca bir vakanın ince barsaklarda komplikasyon yaptığı rapor edilmiştir. Eğer bataryanın kolonda 5 günden fazla sebat ettiği grafilerle belirlenirse ve gayta incelemesi ile çıkışı görülmezse kolonoskopik olarak çıkarılma endikasyonu vardır. İncebarsakta da 5 günden fazla izlenmesi cerrahi çıkarım gerektirir, çünkü 5 günü aşan durumlarda genellikle peritonit ve peritoneal irrritasyon bulgular gelişir (32,33). Keskin ya da Sivri Uçlu Cisimler: Keskin ya da sivri uçlu, aynı zamanda uzun yabancı cisimler yutulduğunda takip ve tedavinin nasıl olacağı konusunda problemlerle karşılaşılır. Bu tür cisimlerin yutulması perforasyonla ilişkili yabancı cisim yutmalarının 1/3 ünden fazlasını oluşturur (33-37). Tavuk kemiği ya da balık kılçığı, uzun düz iğne ve diş çubuklarının genellikle yüksek risk oluşturduğu düşünülebilir (38). Özofagus, duedonumun C lupu, Treitz ligamanı, terminal ileum, ileoçekal valv ve sigmoid kolonda perforasyona neden olabilirler. Genel olarak adölesan ve çocukta uzunluğu 5 cm den genişliği 2 cm den küçük olan cisimler spontan olarak gastrointestinal sistemi terk eder. İnfant ve çocuklarda bu uzunluk 3 cm olmalıdır (19). Öncelikle cismin yeri, boyutu ve oryantasyonu radyografilerle saptanmalıdır. Eğer radyolüsent ise az bir miktar baryum ile çekilen grafi yardımcı olabilir. Şaşırtıcı olarak bazı tırnak, vida, iğne, raptiye gibi cisimler sivri olmalarına karşın spontan olarak atılırlar. Hayvan çalışmaları keskin cismin mukozaya temasının barsakta dilatasyona neden olduğunu göstermiştir. Bu rahatlama keskin cismin çevresinde aksiyel akımla birlikte lümen içinde dönmesine neden olur ve perforasyon riski azalır.(39) Bundan dolayı konservatif yaklaşım tercih edilir. Bu hastalarda liften zengin diyet başlanmalıdır ve aileler gaytayı taramalıdır. 5 gün sonra obje bulunamazsa abdominal film tekralanmalıdır ve takip süresince grafiler her 5 günde bir tekrarlanmalıdır. Keskin bir cisim aynı yerde 5 günden fazla kalırsa barsak duvarında ya da takıldığı Meckel divertiküli ve appendikste penetrasyona sebep olabilir, bu nedenle operasyon gerekebilir (40). Toplu iğne yutan 39 yaşında kadın hastanın ilk 21

22 gelişteki ertesi gün takibinde ve 3 gün sonra yapılan takipte çekilen grafilerinde cismin lokalizasyonu Şekil 4,5,6 da görülüyor. Şekil 4: Toplu iğne yutan 39 yaşında bayan hastada cisim Treitz üstünde lokalize olarak izleniyor (ok ile işaretli).

23 Şekil 5: Şekil 4 te görülen hastanın ertesi gün filmde yine Treitz üstünde olduğu görülüyor(ok ile işaretli). 23

24 Şekil 6: Şekil 4 te takip edilen hastanın 2 gün sonra çekilen filmde cisim Treitz altına ilerlemiş olarak görülüyor.

25 Bezoarlar: Bezoar eksojen olarak fazla miktarda sindirilemeyen materyalin alınarak mide ya da barsaklarda bulunması olarak tanımlanır. Bezoarlar 3 tip olarak tanımlanır: Fitobezoar, trikobezoar, laktobezoar. Fitobezoarlar bitki ya da meyve kaynaklıdırlar. Aşırı miktarlarda, lahana, buğday, mısır, üzüm kabuğu, patetes, meyve çekirdekleri, incir ve yeşil yapraklı bitkiler alımı söz konusudur. İyi çiğnenmemesi, hipoklorhidri, zayıflamış gastrik antral motilite de bunu hazırlayıcı sebep olabilir. Fitobezoarlarda Histamin 2 reseptör blokörü kullanımı, diabetik gastroparezi, musküler distrofi eşlik edebilir (41-43). Trikobezoarlar genellikle hastanın kendi saçlarından oluşur. Diğer kaynaklar ise battaniye, koyun tüyü, hayvan kılları ve halı tüyleridir. Trikobezoarlar yıllar içinde yavaş olarak büyüyebilir, en sonunda hastanın midesinin şeklini alır. İncebarsağa kadar uzanırsa obstrüktif sarılık ve pankreatit ile sonuçlanabilir (44). Laktobezoarlar infantlarda görülür sebebi prematüre formulalarındaki yüksek kazein içeriğidir (45,46). Bezoar tanısı koymak için öncelikle şüphelenmek gerekir. Trikobezoarlar genellikle abdominal ağrı, distansiyon, kusma, iştahsızlık ve kilo kaybı gibi gastrik çıkış obstrüksiyonu bulguları verirler. Trikobezoarlar genellikle cerrahi olarak çıkarılır(47). Fitobezoarlar fiziksel olarak çözülebilir. Laktobezoarlar ise 48 saat oral yoldan beslenmeyi kesip intravenöz sıvı ve hidrasyonla tedavi edilebilir (19). Lokalizasyonlarına Göre Yabancı Cisimler Özofagusta bulunan yabancı cisimler: Özofagusta saptanan yabancı cisimler genellikle torasik girişte impakte olurlar. Klavikulalar arası göğüs radyografisi ile saptanabilen bu cisimlerle özofagusun çizgili kasından düz kasına değişimin olduğu kısımda karşılaşılır. Servikal 6. vertebra düzeyinde krikofaringeus kası seviyesinde bu yabancı cisimlerin yaklaşık % 70 i görülür, diğer %15 i ise orta özofagusta aortik ark ve karinanın kesiştiği yerde 25

26 saptanır. Kalan % 15 lik kısım ise gastroözofagial bileşkede alt özofagus sfinkterinde lokalize olur. Sivri uçlu cisimler, çubuk gibi özofagusun herhangi bir yerinde gözlenebilir(48). Midede bulunan yabancı cisimler: Mideye ulaşan bir yabancı cisimin herhangi bir komplikasyona yol açması beklenmez. Yabancı cisim seyrek olarak pylora takılır. Sivri uçlu yada toksik cisimler ya da çok uzun (>6 cm) ya da çok geniş (>2 cm ) haricindeki cisimler pylorik sfinkteri rahatlıkla geçerler (49). Barsaklardaki yabancı cisimler: Bunlar duedonumun C lupu, Treitz ligamanı, terminal ileum, ileoçekal valv ve sigmoid kolonda takılarak perforasyona neden olabilirler. Genel olarak adölesan ve yetişkinde uzunluğu 5 cm den genişliği 2 cm den küçük olan cisimler spontan olarak gastrointestinal sistemi terk eder. İnfant ve çocuklarda bu uzunluk 3 cm olmalıdır(19). Keskin yada sivri uçlu cisimler barsakta genişlemeye yol açarak rahatlıkla ilerlemelerinin bilinmesinden dolayı bu hastalara konservatif yaklaşım tercih edilir. Liften zengin diyet başlanarak pasajın kolaylaştırılması sağlanmaya çalışılır ve gaytada cismin çıkıp çıkmadığı takip edilir. Bu arada en az 5 gün ara ile abdominal grafi takibine alınan hastada cismin aynı yerde kaldığı izlenirse operasyon gerekebilir (40). İNSİDANS ve DEMOGRAFİ 1996 yılında 67 ABD zehir kontrol merkezinden 19 ve 19 yaş altı grupta yaklaşık olarak yabancı cisim yutma vakası bildirilmiştir. Yabancı cisim yutulması ve aspirasyonu yoğun olarak gözlenen ve özellikle pediatrik yaş grubunda acil cerrahi birime başvuru nedenleri içerisinde sıklıkla rastlanılanlarından birisidir (29). Bu soruna bağlı olarak yurdumuzda yapılmış epidemiyolojik bir çalışma olmasa da Amerika Birleşik Devletlerinde her yıl yaklaşık 1500 kişi yabancı cisim yutmalarına ikincil problemler sonucu ölmektedir

27 (49). Elimizde kesin bilgiler elde olmamasına rağmen yabancı cisim yutmaları çocuklar arasında belirgin olarak çok sıktır çocuk arasında yapılan bir ankette bu vakaların %4 ü bozuk para yutmuş olduğu tesbit edilmiştir. Bu en sık görülen yabancı cisim yutmasıdır (50). Uluslararası veriler son derece azdır. Fakat, özellikle pediatrik yabancı cisim yutmalarının dünya çapında bir sorun olduğu ortadır. Balığın günlük diyetlerde sık olduğu ülkelerde ise balık kılçığı takılmaları sıklıkla görülür (51). Cinsiyet: Küçük çocuklarda kadın-erkek oranı 1:1 olmasına karşılık daha büyük çocuklar ve adölösanlar da erkekler daha sık etkilenir (48,52,53). Yaş ve etyoloji: Bütün yaş grubundaki çocuklar yabancı cisim yutar, fakat 6 ay 6 yaş arası en yüksek insidansa sahiptir (48). Bu küçük çocukların dünyayı tanımak için ağızlarını kullanmalarının bir göstergesidir. İleri yaşlarda ise, psikiyatrik sorunlar, geri zekalılık ve asi davranışlarla yabancı cisim yutması ilintilidir (57). Özellikle daha öncesinde trakeoözofagial fistül, stenoz gibi gastrointestinal sistem anomalisi olan çocuklar komplikasyonlar açısından risk altındadır (54-57). Çocuklar dünyayı keşfederken yabancı cisimleri ağızlarına alırlar ve bunların bazılarını yutarlar. Acil servise başvuran yetişkinler daha ziyade yiyecek gibi radyolusent yabancı cisimler yutmuşlardır. Çocuklar ise bozuk para, toplu iğne, çengelli iğne, piller, oyuncak parçaları gibi daha çok radyoopak cisimler yutarlar. Çocuklar sıklıkla yiyecekleri aspire etmelerine rağmen yiyeceklere bağlı yabancı cisim komplikasyonları küçük çocuklarda ender görülür (58). Tekrar eden vakalara sebep olan durumlarda kaotik ev ortamı ve ilgisizlik sebep olarak karşımıza çıkar. Gastrointestinal sistem anomalisi olan ve daha önce yabancı cisim yutmaya bağlı komplikasyon gelişmiş hastalarda komplikasyon olasılığı daha yüksektir (48). Büyük çocuklar ve yetişkinler psikolojik anormallik açısından değerlendirilmelidir. Bu kişiler dikkat çekmek amacında olabilirler. Erken çocukluk çağlarında küçük cisimlerin veya oyuncakların yutulması ve aspirasyonu sıklıkla gözlenirken, yetişkinlerde problem 27

28 genellikle çiğnenmemiş gıdaların veya ufak kemik parçalarının özafagusa takılması ile veya bolus tarzında gıda alınmasına ikincil olarak görülür. Yabancı cisim aspirasyon ve yutmaları genel olarak çocuklarda görülse de tutuklu ya da mental problemi olan erişkinlerde de bu probleme daha sık rastlanılır. Yabancı cisim yutmaları başka bir takım rahatsızlıklara işaret edebilir, örneğin sunulan bir yayında diş fırçası yutan kızlarla bulumia arasında bağlantı bulunmuştur (59-61). Mortalite ve morbidite: Yabancı cisimlerin büyük çoğunluğu gastrointestinal sistem boyunca zararsızca geçerek gaita ile atılır. Nikel alerjisi gibi sistemik reaksiyonlar oldukça enderdir, fakat bu tip vakalar bildirilmiştir. Gastrointestinal sistemde uzun süre kalan yabancı cisimler mukozal erozyona, abrazyona veya perforasyona sebep olabilirler. Bu cisimlerin göçü peritonit, mediastinit, pnömotoraks, pnömomediastinum, pnömoni ve benzer respiratuar hastalıklara sebep olabilir(36). Aortaya invazyonu aortaenterik fistüllere sebep olabilir ve yüksek mortalite oranlarına sahip korkunç komplikasyonlara neden olabilir (35). Bu cisimlerin çıkarılma işlemleri de uygulanan prosedüre ya da anesteziden kaynaklanan iatrojenik nedenlere bağlı olarak morbidite ve mortaliteye yol açabilir (48). FİZYOPATOLOJİ Pediyatrik yabancı cisim yutmalarındaki komplikasyonların çoğu özofagusta ki 3 tipik yerden birinde takılmasıyla meydana gelir. En sık görülen takılma yeri ise torasik giriştir. Özofagustaki cisim burada takılıp kalmışsa mukozal erozyon ve abrazyon yapabilir, hasarlanma devam ederse perforasyon gelişebilir. Bu da mediastinit, pnomotoraks, pnömomediastinum gibi problemlere yol açar (48). Özellikle yutulan disk bataryalar burada kimyasal olarak çözülme meydana gelmesiyle koroziv yanıklara sebep olur. Alt gastrointestinal traktta yabancı cisim genellikle probleme yol açmaz, fakat keskin ya da sivri uçlu cisimler mukozal hasarlanma, serbest perforasyon ya da komşu

29 organlara penetrasyon ve invazyona neden olabilir. Bu da gerek yabancı cisim reaksiyonu ile gerekse barsaklardan lüminal içerik ve bakteri kolonizasyonu yolu ile peritonit, sepsis ya da solid organlarda abse ile sonuçlanabilir. Büyük cisimler ise ileoçekal valv, sigmoid kolon gibi bazı yerlerde obstrüksiyona yol açarak ileusa neden olabilir (57,62). YABANCI CİSİM YUTMASI İLE BAŞVURAN HASTANIN KLİNİĞİ Anamnez Acil polikliniğe başvuran hastalar çocuk ise çoğu kez aile ya da bakıcılarının yabancı cisim yutmalarına şahit olmaları ya da çocukların bakıcılarına bunu söylemeleri ile getirilirler. Yetişkinler ise durumu kendileri ifade eder. Bazı hastalar ise komplikasyonların bulgu ve semptomları ile gelir. Bazı durumlarda ise bakıcılar dışkıda yabancı cismi farkederek çocuğu hastaneye getirir. Yabancı cisim başlangıçta asemptomatik kalabilir. Bazı hastalarda yutmasına bağlı komplikasyonlar ise yabancı cisim yutmaya yorulamayacak değişik semptomlar olabilir. Bu yüzden hasta bir çocukta yabancı cisim yutma olasılığını akılda tutmak gerekir. Semptomlar Gastrointestinal sistemde bulunan yabancı cisimler yutulan materyalin şekil ve yapı özelliklerine, bulunduğu lokalizasyona ve hastanın yaş, cinsiyet, eşlik eden diğer hastalık ve malformasyonları ve yabancı cismin yol açtığı olası komplikasyonlar gibi faktörlere bağlı olarak çok değişik semptomlarla ortaya çıkabilirler (63-66). Yabancı cisim yutması anamneziyle başvuran bir hastada aşağıdaki semptom ve bulgular beklenilebilir: Disfaji, tükrüğünü yutamama, yemek yemeyi reddetme, kilo kaybı, geğirme, bulantı, kusma, yabancı cisim hissi, göğüs ağrısı, boğaz ağrısı, stridor, öksürük, açıklanamayan ateş, değişken mental durum, abdominal distansiyon, ağrı, kusma, hematokezya, açıklanamayan ateş (19,52). 29

30 Fizik muayene bulguları Yutulan yabancı cisimlerin yol açtığı spesifik muayene bulgusu yoktur, daha ziyade yabancı cismin göç etmesine bağlı olarak çeşitli muayene bulguları verebilir. Söz gelimi perforasyona veya ileusa yol açan bir cisim peritoneal irritasyon bulguları oluşturabilir (48). Yine lokalizasyonlarına ve neden oldukları problemlere ikincil olarak akciğerde ral, hipofarenkste ödem, abrasyon ve kanama gözlenebilir. Orofarinksin inspeksiyonu bazen özofagusu takılmış cisimleri gösterebilir (58).

31 Tetkikler Laboratuar çalışmaları: Bu hastalarda tanı amaçlı herhangi bir laboratuar testine gerek olmamasına karşın potansiyel komplikasyonların takip ve teşhisi için bazı testler gerekebilir. Potansiyel bazı spesifik komplikasyonlar için laboratuar testleri gerekebilir.(48) Görüntüleme yöntemleri: Göğüs ve abdomen radyografileri çocuklarda yutulan cisimlerin çoğunluğu radyoopak olduğu için oldukça yol göstericidir. Bu durumda boyun, göğüs, abdomeni içeren basit frontal radyografiler objenin yerini saptamada genellikle yeterli olur (67). Cisim özofagusta ise frontal ve lateral göğüs radyografisi objeninin yerini lokalize etmek için gereklidir. Gastrointestinal sistemde bilinen anomalisi olan çocukların bir çocuk uzmanı ile mümkünse görüşülmesi gerekir. Eğer yabancı cisim radyolüsent ise cismin yeri hava baskısı gibi bazı etkilerden etkilenebilir, bu durum düz grafide görülür (48). Özofagustaki radyolüsen objeler bir miktar dilüe kontrast madde içirilmesiyle daha iyi görüntülenebilir. Özofagusun tıkanma ya da perfore olma ihtimali varsa bu tetkik özel dikkat gerektirir (68,69). Bilgisayarlı tomografi yada manyetik rezonans görüntüleme seyrek olarak endike olur, fakat yabancı cismi tesbit etmek için ya da komplikasyon gibi özel durumlarda Metal detektörler: Yutulmuş olan bozuk para gibi metalik objelerin lokalizasyonunu kullanılabilir(48). belirlemek için metal detektörlerin kullanımı oldukça spesifik ve sensitifdir. Özellikle soda şişesi kapağının yapısında bulunan alüminyumun yerini belirlemede daha duyarlıdır, çünkü alüminyum radyolüsent olduğu için direkt grafilerde görülmez (70-72). Endoskopi: Uygun hastalarda endoskopik girişim hem tanı koydurucu hem de tedavi edici olabilir (73,74,75). AYIRICI TANI Ayırıcı tanıda düşünülmesi gereken diğer problemler Tablo 2 de yer almaktadır. 31

32 Tablo 2: Yutulan ve Gastrointestinal Sistemde Bulunan Yabancı Cisimler İçin Ayırıcı Tanı Akut apandisit Kalın barsak obstrükisyonu İncebarsak obstrüksiyonu Gastrointestinal kanama Gastoenterit Gastrit ve peptik ülser hastalığı Farenjit Aspirasyon pnömonisi Özofajit Spontan pnömotoraks Yutma güçlüğü Reaktif hava yolu hastalığı Farenjit Munchausen send. İntussepsiyon Özofagial striktür HASTAYA YAKLAŞIM VE CERRAHİ DIŞI TEDAVİ YÖNTEMLERİ Acil Poliklinikte Yaklaşım Acile başvurmuş olan yabancı cisim anamnezi olan hastaya yaklaşımda esas faktör cismin lokalizasyonudur. Hastada belirgin bulantı ya da aşırı uyarılma gibi değişken mental durum havayolunu korumak için destekleyici önlemler gerektirebilir (48). Teorik olarak yabancı cismin kusma sırasında aspire edilebilme riski olsa da bu durum nadirdir. Bu nedenle hastalar rutin olarak havayollarını korumak için entübe edilmez. Benzer olarak hastanın ipeka şurup ile ya da başka yollarla kusturulmaması spontan solunumu olan hastada uygulanmamalıdır. Hastaların çoğunluğu radyografik görüntüleme ile tanımlanmalıdır(67).yabancı cisim yutmuş olan bir hastada cismin takılmasına bağlı hiçbir semptom olmayabileceği ve yabancı cisim hissi ve ağrı yapmayabileceği hatırlanmalıdır (76). Bozuk para yuttuğu belirtilen çocukların %15 inde bozuk para radyografik olarak gösterilemez (48). Abdomende bozuk para lokalize edilmiş hastalar güvenle gözlenebilirler, buna rağmen bozuk para özofagusta tesbit edildiyse lokalizasyonun tam olarak yeri radyografi ile doğrulanması gerekir (77).

33 Hastanın Transferi Çoğu hastada bir çıkarma yöntemi gerekli değildir. Hastanın transferi gerekiyorsa deneyimli personelle çalışılmalıdır. Bu aşamada hava yolunun devamlılığının sağlanması esastır. Hastanede Yatan Hastanın Takibi Endoskopik yabancı cisim çıkarımı gereken hastalar genellikle direkt olarak operasyon odasına alınırlar ya da preoperatif hazırlık için hastaneye yatırılırlar. Bu hastalara ağızdan hiçbir şey verilmemeli ve operasyona kadar glukoz içeren mayiler parenteral olarak verilmelidir. Prosedürü uygulamadan önce yabancı cismin yerinin radyografi ile doğrulanması önerilir. Endoskopik yabancı cisim çıkarılması genel anestezi altında da uygulanabilir.ancak genellikle deneyimli personel varlığında, sadece sedasyon başarılı olur (48). Ayaktan Hasta Takibi: Özafageal yabancı cisim çıkarıldıktan sonra komplikasyon gelişip gelişmediğini belirlemek için hasta tekrar değerlendirilir. Tekrarlayan yabancı cisim takılmaları olan bir çocukta özofagial bir patoloji araştırılmalıdır. Mide ve alt gastrointestinal sistemde yabancı cisim olanların çoğunda bir komplikasyon görülmez. Hastanın önceden bilinen gastrointestinal sistem patolojisi olduğu durumlarda patolojiye yönelik özel değerlendirme yapılır. Hasta çocuk ise çocuğun bakıcısı, yetişkinse kendisi gelişebilecek komplikasyonların abdominal ağrı, distansiyon, hemotokezya, açıklanamayan ateş, kabızlık, kusma gibi semptom ve bulgularına karşı uyarılmalıdır. Yabancı Cismin Lokalizasyonuna Göre Hastaya Yaklaşım Özofagustaki yabancı cisimlere yaklaşım: Özofagusta bulunan yabancı cisimler genellikle takılmışlardır ve müdahale gerektirir. Çünkü belirgin morbiditeye yol açarlar. Özofagial yabancı cisimlerde açıklanması gereken önemli bir hususda bunların iyi tolere edildiği ve 24 saatten daha kısa sürede yer değiştirdiğidir. Endoskopi (özofagoskopi) çok sık kullanılan ve genellikle tercih edilen bir çıkarma yöntemidir (73). Özofageal yabancı cismi 33

34 olan hastaların çoğu stabildir. Buna rağmen ucu sivri objeler daha hızlı bir şekilde çıkarılmalıdır ve özofagial mukozanın hasarlanmasından kaçınılmalıdır. Takılmış olan bataryalar hızlı lokal nekroza yol açtığından hiç beklemeden çıkarılmalıdır (32,33). Endoskopi diğer iki yönteme (foley kateter ve buji yöntemi) göre daha az invaziv olmasından dolayı özofagustaki yabancı cisimleri çıkarılmasında tercih edilen bir uygulamadır. Künt yabancı cisimler foley kateter kullanılarak çıkarılabilir (78,79). Hasta başaşağı pozisyonda fluroskopi altında yatırılır ve hava verilmemiş foley kateter objenin distaline geçirilir. Kateterin balonu şişirilerek kateter geri çekilirken yabancı cisimde beraberinde gelir. Cismin ilerlemesi floroskopi ile monitorize edilir.bu yöntem radyografik monitorizasyon olmayan merkezlerde fazla deneyimi olan kişilerce yapılmalıdır. Bu yöntem kişisel deneyim gerektirir ve sağlıklı hastalar seçilmelidir. Ayrıca yutma anından sonra 24 saatten az süre geçmiş olmalıdır. Künt özofagial yabancı cisimleri buji ile mideye ilerletilir. Bu yöntemde çocuk yukarı doğru otururken kayganlaştırılan alet özofagustan aşağıya ilerletilir, obje yer değiştirir. Daha sonra obje gastrointestinal trakt boyunca ilerler, bundan dolayı bu yöntemde hastanın gastrointestinal anomalilerinin bilinmesi gerekir. Kısa bir gözlem periyodundan sonra radyografi tekrarlanmalıdır. Bu tüm yöntemlerden sonra uygulanır yabancı cismin tam olarak çıkarılıp çıkarılmadığı veya pnömomediastinum gibi başka komplikasyonlar oluşup oluşmadığına bakılır. Çıkarma işleminden hemen önce bir göğüs filmi çekmek gerekir, çünkü yabancı cisim spontan olarak özofagustan aşağı geçmiş olabilir. Bu yöntemde deneyim gerektirir ve sağlıklı çocukta ve cisim yutulduktan sonraki 24 saatten kısa süre de uygulanır (48,). Özofagusta bulunan ve bir komplikasyona yol açmamış yabancı cisimlerde medikal tedavi denenebilir. Özofageal yabancı cisim yutmuş ve alt özofagial sfinkterde cisimin takılı kaldığı yetişkinlerde bazı glukagon, benzodiazepin, nifedipin, glukagon gibi ilaçlar başarılı bir şekilde kullanılmasına rağmen çocuklarda bu yöntem genellikle başarısızdır (80). Özofagusta takılıp kalan et parçası gibi durumlarda et yumuşatıcılar (papain gibi) önerilmez

35 (19), kullanımı özofagusta ağır hasar sebep olabilir. Bir çalışmada da kırmızı et, balık kılçığı, tavuk eti, patates, ekmek, kraker gibi bolus tarzında alınmış gıda maddelerinin neden olduğu özofagus obstrüksiyonunda glukagon intravenöz olarak verilmiş, buna ek olarak efervesan bir ajan ve su oral olarak verilerek endoskopi ya da başka invaziv bir işleme gerek kalmadan vakalar başarılı bir şekilde tedavi edilmiştir (81,82). İlk başvuru esnasında özafagusta saptanan yabancı cisimler spontan olarak ilerleyip, atılabilirler. Yutulduktan birkaç saat sonra alt özofagial sfinktere takılmış künt yabancı cisim genellikle spontan olarak aşağıya inebilir. Bu durum özellikle bozuk para yutmalarında iyi bir şekilde çalışılmıştır (83). Sağlıklı çocuklara yiyecek ve içecek verilebilir ve film 24 saat sonra tekrarlanır. Bu yöntemle bozuk para gibi metal yabancı cisimler alt özofageal sfinkteri geçebilir. Özofagusun üst darlıklarına takılmış olan olan künt yabancı cisimlerin spontan pasajla atılabilme olasılığı daha azdır. Bu yöntem ancak normal özofagus anatomisi olan ve yabancı cismin torasik giriş ya da orta özofagusta bulunduğu çocuklarda uygulanabilir (48). Bu tedaviler sırasında peritonit ya da hematemez görülebilir. Mide ve alt gastrointestinal sistemdeki cisimlere yaklaşım: Mideye ulaşan yabancı cisimlerin büyük çoğunluğu gastrointestinal sisteme zarar vermeden vücudu terkeder. İğne gibi çok keskin ya da sivri uçlu yabancı cisimler ise perforasyona neden olabileceğinden daha midedeyken endoskopik olarak çıkarılması düşünülebilir. Objenin uzunluğu 6 cm den büyük, genişliği 2 cm den fazla ise pylorik sfinkteri geçemeyebilir bu nedenle mideden endoskopik olarak çıkarılmalıdır (49,82). Hastada varolan gastrointestinal sistem anomalisi durumu daha komplike hale getirebilir. Mide ve barsaklardaki düğme bataryaların alt gastrointestinal sistemi zorluk çıkarmadan geçtiği için endoskopik girişimin öncelikli olarak uygulanmasına gerek yoktur. Bataryalar midede ya da barsakların bir noktasında fikse olarak kalırsa endoskopik olarak çıkarma veya cerrahi denenebilir (19). Eğer spontan atılma bekleniyorsa, bu süreçte aileler dışkıda bataryayı gözlemeli ve hasta 2-3 gün içinde tekrarlayan radyografilerle takip 35

Özofagus Mide Histolojisi

Özofagus Mide Histolojisi Özofagus Mide Histolojisi Sindirim kanalını oluşturan yapılar Gastroıntestınal kanal özafagustan başlayıp anüse değin devam eden değişik çaptaki bir borudur.. Ağız, Farinks (yutak), özafagus(yemek borusu),

Detaylı

Yutulan Yabancı Cisimler YUTULAN YABANCI CİSİMLER. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Dr. Taylan KILIÇ AÜTF Acil Tıp AD 23.02.

Yutulan Yabancı Cisimler YUTULAN YABANCI CİSİMLER. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Dr. Taylan KILIÇ AÜTF Acil Tıp AD 23.02. Yutulan Yabancı Cisimler YUTULAN YABANCI CİSİMLER Dr. Taylan KILIÇ AÜTF Acil Tıp AD 23.02.2010 Zararsız olabileceği gibi hayati tehdit de edebilir ABD de yıllık 1500 ölüm Sıklıkla sadece pediatrik popülasyonu

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI

11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI 11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI Canlılar hayatsal faaliyetlerini gerçekleştirebilmek için ATP ye ihtiyaç duyarlar. ATP yi ise besinlerden sağlarlar. Bu nedenle

Detaylı

GIS Perforasyonları. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012

GIS Perforasyonları. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012 GIS Perforasyonları Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012 Sunum Planı Özefagus perforasyonu Ülser perforasyonları Tanım Epidemiyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Özefagus Perforasyonu

Detaylı

SİNDİRİM SİSTEMİ (Gastrointestinal Sistem - GİS) HASTALIĞI OLAN BİREY ve HEMŞİRELİK BAKIMI

SİNDİRİM SİSTEMİ (Gastrointestinal Sistem - GİS) HASTALIĞI OLAN BİREY ve HEMŞİRELİK BAKIMI SİNDİRİM SİSTEMİ (Gastrointestinal Sistem - GİS) HASTALIĞI OLAN BİREY ve HEMŞİRELİK BAKIMI Sindirim sistemi; İnsan, yaşam için gerekli enerjiyi ancak besinlerdeki kimyasal maddelerden alabilir. Sindirim

Detaylı

SİNDİRİM SİSTEMİ 8. HAFTA. Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN

SİNDİRİM SİSTEMİ 8. HAFTA. Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN SİNDİRİM SİSTEMİ 8. HAFTA Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN SİNDİRİM SİSTEMİNİN İŞLEYİŞİ Canlı organizmaların hayatlarını devam ettirebilmeleri için enerji almaları gerekmektedir.

Detaylı

17.02.2015 NAZOGASTRİK (TÜP) SONDA UYGULAMASI. Nazogastrik Sonda Uygulaması. 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği. Nazogastrik Sonda Uygulaması

17.02.2015 NAZOGASTRİK (TÜP) SONDA UYGULAMASI. Nazogastrik Sonda Uygulaması. 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği. Nazogastrik Sonda Uygulaması 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği 32.Hafta ( 04 08 / 05 / 2015 ) NAZOGASTRİK SONDA UYGULAMASI Slayt No : 44 Nazogastrik Tüp Uygulama Amaçları Zehirlenmelerde zararlı ve toksik maddeleri boşaltmak, Mide

Detaylı

Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı

Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı 1 Ameliyat Yapılmadan İlgilendiği Konular: Sıvı ve Elektrolit tedavisi Şok Yanık tedavisi 2 Travma Hastaları Kesici karın travmaları: Karın bölgesini içine alan kurşunlanma,

Detaylı

SİNDİRİM SİSTEMİ. Prof. Dr. Taner Dağcı

SİNDİRİM SİSTEMİ. Prof. Dr. Taner Dağcı SİNDİRİM SİSTEMİ Prof. Dr. Taner Dağcı Sindirim Sistemi Organları GASTROİNTESTİNAL KANALIN YAPISI GASTROİNTESTİNAL KANALIN YAPISI Sindirim Sisteminin Görevleri Sindirim sistemi, alınan besin maddelerini

Detaylı

Burun, anatomik olarak, yüz üzerinde alınla üst dudak arasında bulunan, dışa çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı. Koku alma organıdır.

Burun, anatomik olarak, yüz üzerinde alınla üst dudak arasında bulunan, dışa çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı. Koku alma organıdır. Burun, anatomik olarak, yüz üzerinde alınla üst dudak arasında bulunan, dışa çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı. Koku alma organıdır. Burun boşluğu iki delikle dışarı açılır. Diğer taraftan

Detaylı

Pankreas Kisti Ameliyatı Bilgilendirilmiş Onam Formu

Pankreas Kisti Ameliyatı Bilgilendirilmiş Onam Formu Tarih :././20 Hastanın adı ve soyadı: Protokol numarası: Pankreas Kisti Ameliyatı Bilgilendirilmiş Onam Formu Bana yapılan muayene ve tetkikler sonucunda doktorlarım tarafından, pankreasımda iltihabi kist

Detaylı

SİNDİRİM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ III. Doç.Dr. Senem Güner

SİNDİRİM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ III. Doç.Dr. Senem Güner SİNDİRİM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ III Doç.Dr. Senem Güner MİDE Mide gıdaların depolandıgı, karıstırıldıgı ve sindirildigi organdır. Özefagustan gelen gıdalar midye altözefageal giristen girerler ve pilor pompası

Detaylı

Hiatal Herniler Tanım Hiatal herni, diyafragmanın özefageal hiatusunda herhangi bir organın anormal protrüzyonu olarak tanımlanmaktadır.

Hiatal Herniler Tanım Hiatal herni, diyafragmanın özefageal hiatusunda herhangi bir organın anormal protrüzyonu olarak tanımlanmaktadır. Hiatal Herniler Tanım Hiatal herni, diyafragmanın özefageal hiatusunda herhangi bir organın anormal protrüzyonu olarak tanımlanmaktadır. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Ersin

Detaylı

Crohn Hastalığı. İnflamatuar Barsak Hastalıkları. Patofizyoloji. Klinik. Dr. Erkan GÖKSU Acil Tıp A.D.

Crohn Hastalığı. İnflamatuar Barsak Hastalıkları. Patofizyoloji. Klinik. Dr. Erkan GÖKSU Acil Tıp A.D. Crohn Hastalığı İnflamatuar Barsak Hastalıkları Dr. Erkan GÖKSU Acil Tıp A.D. Kronik granülamatöz inflamatuar hastalık Etyoloji net değil Gastrointestinal Sistemde heryeri tutabilir 15-22 birinci zirve

Detaylı

Yabancı Cisim Yutulması

Yabancı Cisim Yutulması Murat Kuru, Tamer ltınok Resim 1. Özofagus 1.darlıkta para (,) Giriş Özofagusa kaçan yabancı cisimler ülkemizde ve dünyada ciddi morbidite ve mortaliteye yol açmaktadır. Gastrointestinal yabancı cisimlerin

Detaylı

SİNDİRİM SİSTEMİ ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ. Doç.Dr.Mitat KOZ

SİNDİRİM SİSTEMİ ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ. Doç.Dr.Mitat KOZ SİNDİRİM SİSTEMİ ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ Doç.Dr.Mitat KOZ Çiğneme-yutma, Sindirim,Emilim,Boşaltım Çiğneme Yutma Yiyeceklerin daha küçük parçalara ayrılması, nemlendirilmesi ve ağızdan yemek borusuna gönderilmesi

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 43 SİNDİRİM SİSTEMİ 2 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI

11. SINIF KONU ANLATIMI 43 SİNDİRİM SİSTEMİ 2 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI 11. SINIF KONU ANLATIMI 43 SİNDİRİM SİSTEMİ 2 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI 4) Mide Tek gözlü torba şeklinde olan, kaburgaların ve diyaframın altında karın boşluğunun sol üst bölgesinde, yemek borusu ve ince

Detaylı

Abdominal Aort Anevrizması. Dr.Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK

Abdominal Aort Anevrizması. Dr.Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK Abdominal Aort Anevrizması Dr.Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Giriş ve tanım Epidemiyoloji Etyoloji Patofizyoloji Klinik Tanı, ayırıcı tanı Tedavi Giriş ve Tanım Anevrizma,

Detaylı

Tıkanma Sarılığı. Yrd. Doç. Dr. Zülfü Arıkanoğlu

Tıkanma Sarılığı. Yrd. Doç. Dr. Zülfü Arıkanoğlu Tıkanma Sarılığı Yrd. Doç. Dr. Zülfü Arıkanoğlu Normal serum bilirubin düzeyi 0.5-1.3 mg/dl olup, 2.5 mg/dl'yi geçerse bilirubinin dokuları boyamasıyla klinik olarak sarılık ortaya çıkar. Sarılığa yol

Detaylı

KÜNT ve DELİCİ/KESİCİ KARIN TRAVMALARI

KÜNT ve DELİCİ/KESİCİ KARIN TRAVMALARI KÜNT ve DELİCİ/KESİCİ KARIN TRAVMALARI Dr. Ömer USLUKAYA DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ ANABİLİM DALI Karın travması Karın travmaları, baş, boyun ve toraks travmalarından sonra üçüncü en

Detaylı

LENFATİK VE İMMÜN SİSTEM HANGİ ORGANLARDAN OLUŞUR?

LENFATİK VE İMMÜN SİSTEM HANGİ ORGANLARDAN OLUŞUR? LENFOMA NEDİR? Lenfoma, diğer grup onkolojik hastalıklar içinde yaşamın uzatılması ve daha kaliteli yaşam sağlanması ve hastaların kurtarılmaları açısından daha fazla başarı elde edilmiş bir hastalıktır.

Detaylı

Adalet Elçin Yıldız, Sinan Genç, Berna Uçan, Suat Fitoz. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Ankara

Adalet Elçin Yıldız, Sinan Genç, Berna Uçan, Suat Fitoz. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Ankara Adalet Elçin Yıldız, Sinan Genç, Berna Uçan, Suat Fitoz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Ankara Klinik Öykü: 4.5 yaşında erkek çocuk, kusma ve karın ağrısı atakları ile

Detaylı

PEDİATRİK ABDOMİNAL ACİLLERDE RADYOLOJİ. Doç.Dr. Gökhan ARSLAN Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı

PEDİATRİK ABDOMİNAL ACİLLERDE RADYOLOJİ. Doç.Dr. Gökhan ARSLAN Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı PEDİATRİK ABDOMİNAL ACİLLERDE RADYOLOJİ Doç.Dr. Gökhan ARSLAN Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı İçerik Abdominal acillerde istenebilecek radyolojik tetkikler nelerdir? Radyolojik

Detaylı

YRD. DOÇ. DR. Kadri KULUALP HASTALIKLAR BİLGİSİ

YRD. DOÇ. DR. Kadri KULUALP HASTALIKLAR BİLGİSİ YRD. DOÇ. DR. Kadri İnsan Vücudunun Genel Yapısı Çeşitli kimyasal ve fiziksel olaylarla canlılığını sürdüren sistemler ve bu sistemleri meydana getiren organ ve dokulardan oluşan canlı organizmaya İNSAN

Detaylı

Pankreas Tümörü Ameliyatı Bilgilendirilmiş Onam Formu

Pankreas Tümörü Ameliyatı Bilgilendirilmiş Onam Formu Tarih :././20 Hastanın adı ve soyadı: Protokol numarası: Pankreas Tümörü Ameliyatı Bilgilendirilmiş Onam Formu Bana yapılan muayene ve tetkikler sonucunda doktorlarım tarafından, pankreasımda tümör olduğu

Detaylı

SİNDİRİM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

SİNDİRİM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN SİNDİRİM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Sindirim Sistemi (Gastrointestinal Sistem) Sindirim sisteminin fonksiyonu, vücuda alınan besin maddelerini mekanik ve kimyasal olarak parçalamak ve

Detaylı

BEL AĞRISI. Dahili Servisler

BEL AĞRISI. Dahili Servisler BEL AĞRISI Dahili Servisler İnsan omurgası vücut ağırlığını taşımak, hareketine izin vermek ve spinal kolonu korumak için dizayn edilmiştir. Omurga kolonu, birbiri üzerine dizilmiş olan 24 ayrı omur adı

Detaylı

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Omurga-Omurilik Cerrahisi Omurga-Omurilik Cerrahisi BR.HLİ.017 Omurga cerrahisi, omurilik ve sinir kökleri ile bu hassas sinir dokusunu saran/koruyan omurga üzerinde yapılan ameliyatları ve çeşitli girişimleri içerir. Omurga ve

Detaylı

SİNDİRİM SİSTEMİNİN GELİŞİMİ. Prof.Dr. Murat AKKUŞ

SİNDİRİM SİSTEMİNİN GELİŞİMİ. Prof.Dr. Murat AKKUŞ SİNDİRİM SİSTEMİNİN GELİŞİMİ Prof.Dr. Murat AKKUŞ 4.haftadan itibaren kıvrılmaya başlayan embriyonun, bu kıvrılmasının sonuçlarından birisi de primitif barsak oluluşumudur. Primitif barsak kraniyalde orofaringeal

Detaylı

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV Sunu planı NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON DOÇ. DR. HAKAN TOPAÇOĞLU İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Neden Endikasyonlar Kontrendikasyonlar Hasta seçilmesi Komplikasyonlar Solunum yetmezliği IMV

Detaylı

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri Kansızlık (anemi) kandaki hemoglobin miktarının yaş ve cinsiyete göre kabul edilen değerlerin altında olmasıdır. Bu değerler erişkin erkeklerde 13.5 g/dl, kadınlarda 12 g/dl nin altı kabul edilir. Kansızlığın

Detaylı

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri Doç. Dr. Onur POLAT Toraks Travmalarında Temel kuralın tanı ve tedavinin aynı anda başlaması olduğu gerçeği hiçbir zaman unutulmamalıdır. Havayolu erken entübasyon ile sağlanmalı, eğer entübasyonda zorluk

Detaylı

ÇOCUKLARDA YABANCI CİSİM ASPİRASYONLARI. Dr Fazilet Karakoç Marmara Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları

ÇOCUKLARDA YABANCI CİSİM ASPİRASYONLARI. Dr Fazilet Karakoç Marmara Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları ÇOCUKLARDA YABANCI CİSİM ASPİRASYONLARI Dr Fazilet Karakoç Marmara Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Yabancı cisim aspirasyonu (YCA) Epidemiyoloji YCA çocukluk yaş grubunun önemli morbidite ve mortalite

Detaylı

Öksürük. Pınar Çelik

Öksürük. Pınar Çelik Öksürük Pınar Çelik Öksürük Öksürük, akciğerleri aspirasyondan koruyan, sekresyonların atılmasını sağlayan, istemli veya istemsiz refleks yolla oluşan, ani patlayıcı ekspirasyon manevrasıdır. Öksürük refleksinin

Detaylı

Safra Yolu Tümörü Ameliyatı Bilgilendirilmiş Onam Formu

Safra Yolu Tümörü Ameliyatı Bilgilendirilmiş Onam Formu Tarih :././20 Hastanın adı ve soyadı: Protokol numarası: Safra Yolu Tümörü Ameliyatı Bilgilendirilmiş Onam Formu Bana yapılan muayene ve tetkikler sonucunda doktorlarım tarafından safra yollarımda tümör

Detaylı

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Ani ölümün önemli bir nedenidir Sıklığı yaşla birlikte artar 50 yaş altında nadir rastlanır E>K Aile

Detaylı

Karın yaralanmaları ister penetran ister künt mekanizmaya bağlı olsun ciddi morbidite ve mortalite ile seyrederler.

Karın yaralanmaları ister penetran ister künt mekanizmaya bağlı olsun ciddi morbidite ve mortalite ile seyrederler. KARIN TRAVMALARI Karın yaralanmaları ister penetran ister künt mekanizmaya bağlı olsun ciddi morbidite ve mortalite ile seyrederler. Amaçlar Karnın anatomik sınırlarını, Penetran ve künt travmalar arasındaki

Detaylı

Hisar Intercontinental Hospital

Hisar Intercontinental Hospital Varisler BR.HLİ.92 Venöz Hastalıklar (Toplardamarlar) Varis Hastalığı: Bacaklarımızda kirli kanı yukarı taşımak üzere görev alan iki ana ven sistemi bulunur. Yüzeyel ve derin ven sistemi olarak adlandırılan

Detaylı

Akut Karın Ağrısı. Emin Ünüvar. İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. eminu@istanbul.edu.tr

Akut Karın Ağrısı. Emin Ünüvar. İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. eminu@istanbul.edu.tr Akut Karın Ağrısı Emin Ünüvar İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı eminu@istanbul.edu.tr 28.07. Acil ve Yoğun Bakım Kongresi 1 AKUT Karın ağrısı Çocuklarda karın ağrısı

Detaylı

Boğulma. Vücut dokularına yeterli oksijen gitmemesi sonucu dokularda bozulma meydana gelmesine boğulma denir. Nedenleri: Dilin geriye kaçması,

Boğulma. Vücut dokularına yeterli oksijen gitmemesi sonucu dokularda bozulma meydana gelmesine boğulma denir. Nedenleri: Dilin geriye kaçması, Boğulma Vücut dokularına yeterli oksijen gitmemesi sonucu dokularda bozulma meydana gelmesine boğulma denir. Nedenleri: Dilin geriye kaçması, Nefes borusuna sıvı dolması, Boğaz sıkılması, Boğulma Akciğerlerin

Detaylı

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı.

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı. GİRİŞ Süt rengi Şilus un peritoneal kaviyete ekstravazasyonudur. Oldukça nadir görülen bir durumdur. Asit sıvısındaki trigliserid seviyesi 110 mg/dl nin üzerindedir. Lenfatik sistemin devamlılığında sorun

Detaylı

17.02.2015. ENTERAL BESLENME (Gavaj) 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği ENTERAL BESLENME ( GAVAJ ) Enteral Beslenme. 36.Hafta ( 01 05 / 06 / 2015 )

17.02.2015. ENTERAL BESLENME (Gavaj) 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği ENTERAL BESLENME ( GAVAJ ) Enteral Beslenme. 36.Hafta ( 01 05 / 06 / 2015 ) 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği 36.Hafta ( 01 05 / 06 / 2015 ) ENTERAL BESLENME ( GAVAJ ) Slayt No : 48 4 ENTERAL BESLENME (Gavaj) Besin ve sıvıları ağız yoluyla yeterli alamayan veya hiç alamayan

Detaylı

SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI

SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI Diş Eti Hastalıkları Dişeti hastalıkları (Periodontal hastalıklar) dişeti ve dişleri destekleyen diğer dokuları etkileyen hastalıklardır. Erişkinlerde diş kayıplarının %70

Detaylı

4. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI

4. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI 4. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI (Grup 1) Amaç: Cerrahinin genel prensipleri ile ilgili temel bilgilerin verilmesi ve çeşitli cerrahi hastalıkların özeliklerinin, uygulamalı olarak cerrahi hastaya

Detaylı

Öğrenim Hedefleri. Önceden Gözden Geçirilmesi Gereken Dersler. Ders İçeriği KULAK BURUN BOĞAZ YABANCI CİSİMLERİ

Öğrenim Hedefleri. Önceden Gözden Geçirilmesi Gereken Dersler. Ders İçeriği KULAK BURUN BOĞAZ YABANCI CİSİMLERİ Prof. Dr. Onur Çelik Sayfa 1 Öğrenim Hedefleri Kulak yabancı cisimlerinin kliniğini anlatabilmelidir ve bu durumda hastaya nasıl yaklaşılabileceğini anlatabilmeli ve hasta üzerinde uygun bir olgu ise yabancı

Detaylı

Prof. Dr. Cihat GÜZEL. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Prof. Dr. Cihat GÜZEL. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cihat GÜZEL Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Gastrointestinal Fizyoloji İnsan yaşamı için gerekli enerjiyi, ancak besinlerdeki kimyasal maddelerden alabilir.

Detaylı

Asendan AORT ANEVRİZMASI

Asendan AORT ANEVRİZMASI Asendan AORT ANEVRİZMASI Aort anevrizması, aortanın normal çapından geniş bir çapa ulaşarak genişlemesidir. Aorta nın bütün bölümlerinde anevrizma gelişebilir. Genişlemiş olan bölümün patlayarak hayatı

Detaylı

CAVITAS ABDOMINALIS (KARIN BOŞLUĞU) Karın boşluğunda yer alan organların görüntülenmesi Karın boşluğunda yer alan önemli organlar

CAVITAS ABDOMINALIS (KARIN BOŞLUĞU) Karın boşluğunda yer alan organların görüntülenmesi Karın boşluğunda yer alan önemli organlar sindirim sistemi 1 CAVITAS ABDOMINALIS (KARIN BOŞLUĞU) Karın boşluğunda yer alan organların görüntülenmesi Karın boşluğunda yer alan önemli organlar 2 CAVITAS ORIS (AĞIZ BOŞLUĞU) Vestibulum oris Labia

Detaylı

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM Gastrointestinal Sistem Hastalıkları Dr. Nazan ÇALBAYRAM ÇÖLYAK HASTALIĞI Çölyak hastalığı bir malabsorbsiyon sendromudur. Hastalık; gluten içeren unlu gıdalara karşı genetik bazda immünojik bir intolerans

Detaylı

DÖNEM IV 3. GRUP DERS PROGRAMI

DÖNEM IV 3. GRUP DERS PROGRAMI T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ A.D. BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ KLİNİĞİ 2013-2014 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI DÖNEM IV 3. GRUP DERS PROGRAMI

Detaylı

ÇOCUKLARDA GİS KANAMALARINA YAKLAŞIM 5. Sınıf

ÇOCUKLARDA GİS KANAMALARINA YAKLAŞIM 5. Sınıf ÇOCUKLARDA GİS KANAMALARINA YAKLAŞIM 5. Sınıf HEMATEMEZ Kanlı kusma Treitz ligamanının proksimalinden MELENA Siyah, pis kokulu, cıvık dışkılama Özofagus, mide, proksimal ince bağırsaktan HEMATOKEZYA Kanlı

Detaylı

Orta Kulak İltihabı (Otitis Media)

Orta Kulak İltihabı (Otitis Media) Orta Kulak İltihabı (Otitis Media) Orta Kulak Neresidir : Kulak; Dış, Orta ve İç kulak olmak üzere 3 kısma ayrılarak incelenir.dış kulak yolunun sonunda kulak zarı bulunur. Kulak zarı dış ve orta kulağı

Detaylı

KOLOREKTAL POLİPLER. Prof. Dr. Mustafa Taşkın

KOLOREKTAL POLİPLER. Prof. Dr. Mustafa Taşkın KOLOREKTAL POLİPLER Prof. Dr. Mustafa Taşkın -Polip,mukozal örtülerden lümene doğru gelişen oluşumlara verilen genel isimdir. -Makroskopik ve radyolojik görünümü tanımlar. -Sindirim sisteminde en çok kolonda

Detaylı

Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada yaygın ve önemli bir sorundur. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir.

Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada yaygın ve önemli bir sorundur. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir. Ağız ve Diş Sağlığı Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada yaygın ve önemli bir sorundur. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir. Ağız sağlığı: Dişler ve onları

Detaylı

DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR?

DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR? DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR? Tuvalet eğitimi döneminde, nörolojik olarak normal bazı çocuklarda yanlış edinilmiş işeme alışkanlıkları neticesinde ortaya çıkan işeme fazındaki

Detaylı

Spondilolistezis. Prof. Dr. Önder Aydıngöz

Spondilolistezis. Prof. Dr. Önder Aydıngöz Spondilolistezis Prof. Dr. Önder Aydıngöz Spondilolistezis Bir vertebra cisminin alttaki üzerinde öne doğru yer değiştirmesidir. Spondilolizis Pars interartikülaristeki lizise verilen isimdir. Spondilolistezis

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

Kalın bağırsağın mukoza adı verilen iç yüzeyinin zayıf noktalardan dışarı doğru kese şeklinde fıtıklaşmasına veya cepleşmesine, bağırsak divertikülü

Kalın bağırsağın mukoza adı verilen iç yüzeyinin zayıf noktalardan dışarı doğru kese şeklinde fıtıklaşmasına veya cepleşmesine, bağırsak divertikülü Kalın bağırsağın mukoza adı verilen iç yüzeyinin zayıf noktalardan dışarı doğru kese şeklinde fıtıklaşmasına veya cepleşmesine, bağırsak divertikülü adı verilir. Birden çok divertikülün yer aldığı durumlara

Detaylı

SOLUNUM YOLU TIKANIKLIĞI VE BOĞULMALARDA İLK YARDIM

SOLUNUM YOLU TIKANIKLIĞI VE BOĞULMALARDA İLK YARDIM SOLUNUM YOLU TIKANIKLIĞI VE BOĞULMALARDA İLK YARDIM AMAÇ Solunum yolu tıkanması ve boğulmada ilk yardım konularında bilgi, tutum ve beceri kazandırmak. HEDEFLER-1 Solunum yolu tıkanıklığının tanımını söyleyebilme,

Detaylı

AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ

AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ SUNU PLANI Açık ve kapalı cerrahide hemşirelik bakım amacı Açık ve kapalı cerrahide hemşirelik

Detaylı

Kırık, Çıkık ve Burkulmalar

Kırık, Çıkık ve Burkulmalar Kemik bütünlüğünün bozulmasına kırık denir. Kırıklar darbe sonucu veya kendiliğinden oluşur. Kapalı ve açık kırık çeşitleri vardır. Kapalı Kırık: Kemik bütünlüğü bozuktur, ancak deri sağlamdır. Açık Kırık:

Detaylı

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA AKUT KARIN DOÇ. DR. GONCA TEKANT CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK CERRAHİSİ ANABİLİMDALI

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA AKUT KARIN DOÇ. DR. GONCA TEKANT CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK CERRAHİSİ ANABİLİMDALI ÇOCUKLUK ÇAĞINDA AKUT KARIN DOÇ. DR. GONCA TEKANT CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK CERRAHİSİ ANABİLİMDALI PATOLOJİ: Submukozal lenfoid dokunun proliferasyonu nedeniyle intraluminal obstrüksiyon gelişir ve

Detaylı

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak İNME Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND ye aittir. Kaynak

Detaylı

TÜRK KOLON ve REKTUM CERRAHİ DERNEĞİ

TÜRK KOLON ve REKTUM CERRAHİ DERNEĞİ TÜRK KOLON ve REKTUM CERRAHİ Sİ DERNEĞİ KALI NBARS AĞI NDİ VERTİ KÜLER HAS T ALI ĞI TÜRK KOLON ve REKTUM CERRAHİSİ DERNEĞİ KALIN BARSAĞIN DİVERTİKÜLER HASTALIĞI (DİVERTİKÜLOSİS KOLİ ve DİVERTİKÜLİT) DİVERTİKÜL

Detaylı

Kan Kanserleri (Lösemiler)

Kan Kanserleri (Lösemiler) Lösemi Nedir? Lösemi bir kanser türüdür. Kanser, sayısı 100'den fazla olan bir hastalık grubunun ortak adıdır. Kanserde iki önemli özellik bulunur. İlk önce bedendeki bazı hücreler anormalleşir. İkinci

Detaylı

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KRONİK KARIN AĞRISI

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KRONİK KARIN AĞRISI ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KRONİK KARIN AĞRISI Prof. Dr. Aydan Kansu Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Bilim Dalı 7 y, ~ 1 yıldır karın ağrısı Göbek çevresinde Haftada

Detaylı

GOÜ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II IV. KURUL 2009 2010

GOÜ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II IV. KURUL 2009 2010 IV. Kurul Gastrointestinal Sistem ve Metabolizma IV. Kurul Süresi: 5 hafta IV. Kurul Başlangıç Tarihi: 17 Şubat 2010 IV. Kurul Bitiş ve Sınav Tarihi: 22 23 Mart 2010 Ders Kurulu Sorumlusu: Yrd. Doç. Dr.

Detaylı

Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan

Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan Kalp Kapağı Hastalıkları Nelerdir? Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan Bozok Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD. Giriş

Detaylı

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi Uzm. Dr. Sinem AKKAYA IŞIK Sultan Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi AIDS CMV; nadir ölümcül İlk vaka 1983 Etkili ART sıklık azalmakta, tedavi şansı

Detaylı

Büyük moleküllü besin maddelerinin, sindirim sistemi organlarında parçalanarak, kana geçebilecek hale gelmesine sindirim denir.

Büyük moleküllü besin maddelerinin, sindirim sistemi organlarında parçalanarak, kana geçebilecek hale gelmesine sindirim denir. Sindirim sistemi Büyük moleküllü besin maddelerinin, sindirim sistemi organlarında parçalanarak, kana geçebilecek hale gelmesine sindirim denir. Sindirim sisteminin ana organları ve yan organları bulunmaktadır.

Detaylı

Saat 25 Eylül 2017 Pazartesi 26 Eylül 2017 Salı 27 Eylül 2017 Çarşamba 28 Eylül 2017 Perşembe 29 Eylül 2017 Cuma. Seminer

Saat 25 Eylül 2017 Pazartesi 26 Eylül 2017 Salı 27 Eylül 2017 Çarşamba 28 Eylül 2017 Perşembe 29 Eylül 2017 Cuma. Seminer 4. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI Öğretim Üyeleri: Prof. Dr. Göktürk MARALCAN, Yrd. Doç. Dr. Hasan BAKIR, Yrd. Doç. Dr. Erdal UYSAL, Yrd. Doç. Dr. Başar AKSOY GRUP 2 Stajyer Öğrenciler için Haftalık

Detaylı

Çift stomalı, İntestinal Atrezili Olguda Hemşirelik Bakımı

Çift stomalı, İntestinal Atrezili Olguda Hemşirelik Bakımı İntestinal Atrezi Çift stomalı, İntestinal Atrezili Olguda Hemşirelik Bakımı Barsağın bir segmentinin tamamen yokluğu veya barsak lümeninin tamamen tıkanması anlamına gelen intestinal atrezi, yenidoğan

Detaylı

Kronik Pankreatit. Prof. Dr.Ömer ŞENTÜRK KOÜ Gastroenteroloji, KOCAELİ

Kronik Pankreatit. Prof. Dr.Ömer ŞENTÜRK KOÜ Gastroenteroloji, KOCAELİ Kronik Pankreatit Prof. Dr.Ömer ŞENTÜRK KOÜ Gastroenteroloji, KOCAELİ Tanım Pankreasın endokrin ve ekzokrin yapılarının hasarı, fibröz doku gelişimi ile karakterize inflamatuvar bir olay Olay histolojik

Detaylı

GASTROİNTESTİNAL SİSTEM CERRAHİ ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr.Fatih Taşkesen Dicle Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı

GASTROİNTESTİNAL SİSTEM CERRAHİ ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr.Fatih Taşkesen Dicle Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı GASTROİNTESTİNAL SİSTEM CERRAHİ ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ Yrd.Doç.Dr.Fatih Taşkesen Dicle Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Gastrointestinal sistem olarak bilinen sindirim sistemi; Çiğneme Yutma;

Detaylı

Göğüs Hastalıkları. Bronkoskopi

Göğüs Hastalıkları. Bronkoskopi Göğüs Hastalıkları Bronkoskopi Bronkoskopi nedir? Hava yollarını incelemeyi sağlayan işlemin adıdır. Ucunda kamera olan ince tüp şeklindeki aletle uygulanır. Bronkoskop doktorunuzun akciğerlerinizin içindeki

Detaylı

GİS KANAMALARI. Prof.Dr.Tayfun KARAHASANOĞLU

GİS KANAMALARI. Prof.Dr.Tayfun KARAHASANOĞLU GİS KANAMALARI Prof.Dr.Tayfun KARAHASANOĞLU Ekim 2006 ÜST GİS KANAMASI GİS kanamalarının % 80 i Treitz ligamanının proksimali ETYOLOJİ Peptik ülser hastalığı Varisler Mallory-Weiss Eroziv gastrit Tümörler

Detaylı

HASTANESİ KARDİYOLOJİ KLİNİĞİ GEÇİCİ KALP PİLİ TAKILMASI İÇİN HASTANIN BİLGİLENDİRİLMİŞ ONAM (RIZA) BELGESİ

HASTANESİ KARDİYOLOJİ KLİNİĞİ GEÇİCİ KALP PİLİ TAKILMASI İÇİN HASTANIN BİLGİLENDİRİLMİŞ ONAM (RIZA) BELGESİ HASTANESİ KARDİYOLOJİ KLİNİĞİ GEÇİCİ KALP PİLİ TAKILMASI İÇİN HASTANIN BİLGİLENDİRİLMİŞ ONAM (RIZA) BELGESİ HASTANIN Adı Soyadı:..... Protokol Numarası:..... Doğum Tarihi:..... Telefon Numarası:.... Adresi:.....

Detaylı

Gastrointestinal Sistem Kanamaları. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012

Gastrointestinal Sistem Kanamaları. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Gastrointestinal Sistem Kanamaları Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Tanım Epidemiyoloji Etyoloji Klinik Üst GIS kanamaları Alt GIS kanamaları Tanı Tedavi Tanım Treitz

Detaylı

Çocuk Cerrahisi ve Çocuk Ürolojisi

Çocuk Cerrahisi ve Çocuk Ürolojisi Çocuk Cerrahisi ve Çocuk Ürolojisi BR.HLİ.019 Yeni doğan döneminden erişkinliğe kadar olan çocukluk çağına ait (0 17 yaş), doğumsal ve daha sonra oluşan solunum, sindirim ve boşaltım sistemlerini ilgilendiren

Detaylı

TROMBOSİTOPENİ KONTROLÜ

TROMBOSİTOPENİ KONTROLÜ TROMBOSİTOPENİ KONTROLÜ GÜLDER GÜMÜŞKAYA HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ ONKOLOJİ HASTANESİ TROMBOSİT NEDİR? 1 Kemik iliğinde yapılan kan hücrelerinden biridir. Pıhtılaşma hücreleri olarak bilinir. 1mm 3 kanda

Detaylı

Özofagus tümörleri M. BELVİRANLI intern semineri Ş. TEKİN intern semineri

Özofagus tümörleri M. BELVİRANLI intern semineri Ş. TEKİN intern semineri GENEL CERRAHİ 1. GÜN 08.00-10.00 Pratik Uygulama Anamnez Alma 10.00-10.45 Cerrahiye giriş Y. TATKAN Cerrahi anamnez ve terminoloji Ş. TAVLI Özofagus tümörleri M. BELVİRANLI Özofagus tümörleri M. BELVİRANLI

Detaylı

GÖRSEL OLMAYAN DUYU SİSTEMLERİ

GÖRSEL OLMAYAN DUYU SİSTEMLERİ GÖRSEL OLMAYAN DUYU SİSTEMLERİ MEKANİK DUYULAR İnsanlarda dokunma, basınç, sıcaklık ve ağrı gibi bir çok duyu bulunmaktadır. Bu duyulara mekanik duyular denir. Mekanik duyuların alınmasını sağlayan farklı

Detaylı

Sindirim Sistemi Fizyolojisi

Sindirim Sistemi Fizyolojisi Sindirim Sistemi Fizyolojisi 1 Sindirim: Sindirim sisteminin fonksiyonu, vücuda alınan besin maddelerini mekanik ve kimyasal olarak parçalamak ve gerekli olanlarını kan dolaşımına absorbe etmektir (emilim).

Detaylı

Zehirlenmelerde İlkyardım. Zehirlenmeler. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın Acil Tıp AD

Zehirlenmelerde İlkyardım. Zehirlenmeler. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın Acil Tıp AD Zehirlenmelerde İlkyardım Zehirlenmeler Doç. Dr. Şule Akköse Aydın Acil Tıp AD Zehirlenmeler Zehirlenmeler 1 Zehirlenme nedir? Zehirlenme hangi yollarla meydana gelir? Vücuda zehirli (toksik) bir maddenin

Detaylı

YGS ANAHTAR SORULAR #4

YGS ANAHTAR SORULAR #4 YGS ANAHTAR SORULAR #4 1) Düz ve çizgili kasları ayırt etmek için, I. Kasılıp gevşeme hızı II. Oksijensiz solunum yapma III. Çekirdeğin sayısı ve konumu IV. İstemli çalışma verilen özelliklerden hangileri

Detaylı

SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI

SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI Yardım edin sinüslerim beni öldürüyor! Bunu daha önce hiç söylediniz mi?. Eğer cevabınız hayır ise siz çok şanslısınız demektir. Çünkü her yıl milyonlarca lira sinüs problemleri

Detaylı

Eser Elementler ve Vitaminler

Eser Elementler ve Vitaminler Doç. Dr. Onur POLAT Eser Elementler ve Vitaminler Esansiyel eser elementin temel özellikleri diyetten kesilmesi veya yetersiz alımıyla yapısal ve biyokimyasal değişikliklerin olması ve bu değişikliklerin

Detaylı

GENEL CERRAHİ MORTALİTE-MORBİDİTE Ş. ÖZER (MODERATÖR) Şok A. TEKİN Şok A. TEKİN

GENEL CERRAHİ MORTALİTE-MORBİDİTE Ş. ÖZER (MODERATÖR) Şok A. TEKİN Şok A. TEKİN GENEL CERRAHİ 1. GÜN 08.00-10.00 Pratik Uygulama Anamnez Alma 10.00-10.45 Cerrahi Anamnez Y. TATKAN 10.55-11.40 Karın travmaları Ş. ÖZER Karın travmaları Ş. ÖZER ileus Ş. TEKİN intern semineri intern semineri

Detaylı

Kalp Fonksiyonları KALP FİZYOLOJİSİ. Kalp Fonksiyonları. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Dolaşım Sistemleri

Kalp Fonksiyonları KALP FİZYOLOJİSİ. Kalp Fonksiyonları. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Kalbin Lokalizasyonu ve Ölçüleri. Dolaşım Sistemleri KALP FİZYOLOJİSİ Yrd.Doç.Dr. Seçgin SÖYÜNCÜ Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD 2009 Kalp Fonksiyonları Kan damarları yoluyla oksijeni ve barsaklarda emilen besin maddelerini dokulara iletir

Detaylı

ÜRÜN BİLGİSİ. ETACİD, erişkinler, 12 yaş ve üzerindeki adolesanlarda mevsimsel alerjik rinitin profilaksisinde endikedir.

ÜRÜN BİLGİSİ. ETACİD, erişkinler, 12 yaş ve üzerindeki adolesanlarda mevsimsel alerjik rinitin profilaksisinde endikedir. ÜRÜN BİLGİSİ 1. ÜRÜN ADI ETACİD % 0,05 Nazal Sprey 2. BİLEŞİM Etkin madde: Mometazon furoat 50 mikrogram/püskürtme 3. TERAPÖTİK ENDİKASYONLAR ETACİD erişkinler, adolesanlar ve 6-11 yaş arasındaki çocuklarda

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 10 Ağustos 2018 Cuma

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 10 Ağustos 2018 Cuma Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 10 Ağustos 2018 Cuma İnt. Dr. Muhammed Türk Olgu 4 yaş, 10 aylık kız hasta Yaklaşık bir yıldır

Detaylı

SAFRA KESESİ HASTALIKLARI

SAFRA KESESİ HASTALIKLARI SAFRA KESESİ HASTALIKLARI Oktay Eray EPİDEMİYOLOJİ Sıklıkla safra kesesi ve kanalındaki tıkanıklıklara bağlıdır. Safra kesesi taşları oldukça yaygın ve çoğu semptomsuzdur. Yılda %2 si, 10 yılda %15 i semptomatik

Detaylı

Kalın Barsak Mukoza. Villi yoktur Kıvrımlar yoktur. Distal bölümde (Rectal) vardır DR. OKTAY ARDA

Kalın Barsak Mukoza. Villi yoktur Kıvrımlar yoktur. Distal bölümde (Rectal) vardır DR. OKTAY ARDA Dr. Oktay Arda 2 Kalın Barsak Mukoza Villi yoktur Kıvrımlar yoktur Distal bölümde (Rectal) vardır 3 Kalın BarsakGuddelri Uzundur Çok sayıda: Goblet Hücresi Absorbsiyon Hücresi Silindirik Kısa, düzensiz

Detaylı

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU)

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) Op.Dr. Tuncer GÜNEY Göz Hastalıkları Uzmanı GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) HASTALIĞINI BİLİYOR MUSUNUZ? Glokom=Göz Tansiyonu Hastalığı : Yüksek göz içi basıncı ile giden,görme hücrelerinin ölümüne

Detaylı

Kaç çeşit yara vardır? Kesik Yaralar Ezikli Yaralar Delici Yaralar Parçalı Yaralar Enfekte Yaralar

Kaç çeşit yara vardır? Kesik Yaralar Ezikli Yaralar Delici Yaralar Parçalı Yaralar Enfekte Yaralar YARALANMALAR YARA NEDİR? Bir travma sonucu deri yada mukozanın bütünlüğünün bozulmasıdır. Aynı zamanda kan damarları, adale ve sinir gibi yapılar etkilenebilir. Derinin koruma özelliği bozulacağından enfeksiyon

Detaylı

Hava Yolu ve Solunum Sistemi İnvaziv Girişimler. Doç Dr Evvah Karakılıç MD, PhD Ankara Numune E&A Hastanesi Acil Tıp Kliniği

Hava Yolu ve Solunum Sistemi İnvaziv Girişimler. Doç Dr Evvah Karakılıç MD, PhD Ankara Numune E&A Hastanesi Acil Tıp Kliniği Hava Yolu ve Solunum Sistemi İnvaziv Girişimler Doç Dr Evvah Karakılıç MD, PhD Ankara Numune E&A Hastanesi Acil Tıp Kliniği Zor entübasyon Birçok başarısız entübasyon denemesi olarak tanımlanabilir. (ASA)

Detaylı

1.2)) İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ

1.2)) İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği 9.Hafta ( 10-14 / 11 / 2014 ) 1.)İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ 2.) İLAÇLARIN VERİLİŞ YOLLARI VE ETKİSİNİ DEĞİŞTİREN FAKTÖRLER Slayt No : 13 1.2)) İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ

Detaylı

II.Hayvansal Dokular. b.bez Epiteli 1.Tek hücreli bez- Goblet hücresi 2.Çok hücreli kanallı bez 3.Çok hücreli kanalsız bez

II.Hayvansal Dokular. b.bez Epiteli 1.Tek hücreli bez- Goblet hücresi 2.Çok hücreli kanallı bez 3.Çok hücreli kanalsız bez II.Hayvansal Dokular Hayvanların embriyonik gelişimi sırasında Ektoderm, Mezoderm ve Endoderm denilen 3 farklı gelişme tabakası (=germ tabakası) bulunur. Bütün hayvansal dokular bu yapılardan ve bu yapıların

Detaylı

DEMİR İÇEREN İLAÇLARLA ZEHİRLENME UZM.DR. SEVGİ YUMRUTEPE MALATYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 22.O4.2018

DEMİR İÇEREN İLAÇLARLA ZEHİRLENME UZM.DR. SEVGİ YUMRUTEPE MALATYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 22.O4.2018 DEMİR İÇEREN İLAÇLARLA ZEHİRLENME UZM.DR. SEVGİ YUMRUTEPE MALATYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 22.O4.2018 GİRİŞ Demir ilaçları anemi tedavisinde (özellikle gebelerde ve çocuklarda) En sık 6 yaş altı çocuklarda

Detaylı

TİROİD (GUATR) CERRAHİSİ HAKKINDA SIK SORULAN SORULAR FR-HYE-04-301-08

TİROİD (GUATR) CERRAHİSİ HAKKINDA SIK SORULAN SORULAR FR-HYE-04-301-08 TİROİD (GUATR) CERRAHİSİ HAKKINDA SIK SORULAN SORULAR FR-HYE-04-301-08 Tiroid bezi boyun ön tarafında yerleşmiş olup, nefes, yemek borusu ve ana damarlarla yakın komşuluk gösterir. Kelebek şeklinde olup

Detaylı