ÜRİNER İNKONTİNANSLI KADINLARIN TEDAVİSİNDE TOLTERODİNE VE TROSPİUM CHLORİDE TEDAVİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI. (Uzmanlık Tezi) DR.

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ÜRİNER İNKONTİNANSLI KADINLARIN TEDAVİSİNDE TOLTERODİNE VE TROSPİUM CHLORİDE TEDAVİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI. (Uzmanlık Tezi) DR."

Transkript

1 T.C. Sağlık Bakanlığı Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği Klinik Şefi: Doç.Dr. M. Cem Turan ÜRİNER İNKONTİNANSLI KADINLARIN TEDAVİSİNDE TOLTERODİNE VE TROSPİUM CHLORİDE TEDAVİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI (Uzmanlık Tezi) DR. YASEMİN AFŞİN İSTANBUL

2 ÖNSÖZ Bilimseliğin yanısıra, iyi bir hekim olmanın, erdemli bir kişi olmakla mümkün olabileceğini beş yıllık uzmanlık eğitimim boyunca kendilerini tanıdıkça öğrendiğim, bilgi ve deneyimlerinden yararlandığım, meslek hayatım boyunca kendime daima örnek alacağım ve öğrencisi olmaktan gurur duyduğum değerli hocam 2. Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği Şefi Sayın Doç. Dr. M. Cem Turan a, Kendisini tanımaktan keyif aldığım, bilgi ve tecrübelerinden yararlandığım, ihtisas dönemimde yardımlarını esirgemeyen, bana her konuda yol gösteren ve destek olan şef yardımcımız Sayın Op. Dr. Birol Cengizoğlu na, Katkılarından dolayı 1.Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği Şefi Sayın Doç. Dr. Orhan Ünal a ve şef yardımcısı Sayın Op. Dr. Sadullah Bulut a, Kişiliği ve hayata karşı duruşu ile girdiği her mekanda farklı ve özel olduğunu hissettiren, tezimin her aşamasında yardımlarını esirgemeyen Sayın Op. Dr. Z. Meltem Pirimoğlu na, Eğitimimiz boyunca bizlere katkı sağlayan tüm uzmanlarımıza, Birlikte çalıştığım asistan arkadaşlarıma, sevgili Dr. Özcan Kara ve Ayşegül Özyapı ya, hemşirelere, kliniğin diğer tüm çalışanlarına, Bana emek veren aileme, özellikle her koşulda desteğini esirgemeyen ablam Filiz Yıldız Afşin e sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Dr. Yasemin AFŞİN 2

3 GİRİŞ VE AMAÇ Üriner inkontinans, sosyal ve hijyenik problemlere neden olan ve kişinin hayat kalitesini azaltan istem dışı idrar kaçırması olarak tanımlanır (1). Alt üriner sistem patolojilerinden kaynaklanan bu problem tüm toplumdaki kadınların %10-70 kadarını etkilemektedir (2). Bir çok büyük çalışma göstermiştir ki, özellikle aşırı aktif mesane semptomları yaşla birlikte artmaktadır (3,4). Üriner inkontinans bir tanı değil bir semptomdur. Sorunun sıklığı yaşla artmakla birlikte, yaşlanmanın normal bir parçası değildir ve önemsiz bir yakınma olarak da değerlendirilmemelidir (5). Üriner inkontinans etiyolojisinin ayırıcı tanısı geniştir. İnkontinans patofizyolojilerinin farklılığı nedeniyle tedavi etiyolojiye yönelik, en etkin ve en doğru biçimde olmalıdır. Günümüzde ilaç tedavisinden, davranış terapilerine ve gereğinde cerrahi müdahalelere kadar uzanan geniş tedavi seçenekleri vardır. Bu tedavi seçenekleri inkontinans patofizyolojisinin daha iyi anlaşılmasıyla önümüzdeki yıllarda daha uzun ömürlü ve daha başarılı olacak, altta yatan etyolojiyi düzeltecek tedavi seçenekleri gelişecektir (6,7). Sosyal yaşantıyı son derece olumsuz etkileyen üriner inkontinans hemen her zaman tedavi edilebilir ve çoğu kez basit, cerrahi olmayan yöntemler kullanılarak iyileştirilebilir. Tedavinin etkinliği, sonrasındaki değişikliklerin hayat kalitesi üzerinde olumlu etki oluşturup oluşturmadığı sorgulanarak anlaşılabilmektedir. Geçmiş yıllarda üriner inkontinans tedavisinde kullanılan antikolinerjik ajanların, yan etkileri nedeniyle kullanılabilirliklerinin ve tedaviye uzun süre devam edilebilirliğin düşük olduğu ve hastaların inkontinans şikayetlerinde düzelme olsa bile tedaviyi yarım 3

4 bıraktıkları görülmüştür (8-10). Günümüzde hastaların tolere edebileceği daha seçici antikolinerjik ajanlar geliştirilmiştir. Oxybutinin, tolterodine, trospium chloride, darifenacin, solifenacin ve propiverin bu ajanların arasında en çok çalışılanlardan bazılarıdır. Pekçok çalışma incelendiğinde ilaç etkinliklerinin plasebo karşılaştırmalı olarak verildiği, sadece birkaçının kendi içerisinde karşılaştırıldığı görülmektedir (11-13). Hayat kalitesi skorlama kriterleri de çoğunlukla plasebo karşılaştırma sonrası ortaya çıkan skorlamalardır. Karşılaştırmalı ilaç çalışmaları en fazla oxybutinin HCL ile tolterodine üzerinde yoğunlaşmıştır. Sonuçlarda her iki ilacın hayat kalitesi sorgulama skorlarında iyileştirme sağladığı gözlenmiş ve oxybutinin in yan etkilerinin fazlalığı vurgulanmıştır (14-17). Yeni nesil ilaçlar arasında tolterodine ve trospium chloride ile yapılan plasebo karşılaştırmalı çalışmalar pekçok yaş grubunda skorlamalarla gösterilmiştir(18-21). Kliniğimizdeki hastalarla yaptığımız bu çalışmada antikolinerjik ilaçlar grubundan tolterodine ve trospium chloride hayat kalitesi ve inkontinansı sorgulayan skorlamalara dayalı olarak, etkinlik ve kullanılabilirlik açısından birbirleriyle karşılaştırılmışlardır. Her iki ilacın 1) aşırı aktif (over aktif) mesane 2) miks tip (stres inkontinansa eşlik eden over aktif mesane) olgularının tedavisindeki etkinlikleri ve tolerabiliteleri; EQ-5D, EQ VAS hayat kalitesi sorgulama skoru ve aşırı aktif mesane değerlendirme formu skorlarındaki değişiklikler incelenerek değerlendirmeleri amaçlanmıştır. 4

5 GENEL BİLGİLER EPİDEMİYOLOJİ: Üriner inkontinansın prevelansı, araştırılan populasyonların yaş, cinsiyet, ırk farklılıklarına ve kullanılan tanı kriterlerine göre değişmektedir (6). Uluslararası Kontinans Derneği (ICS) ne göre prevalans: yaş arasında % 18 46, 65 yaş ve üzerinde % 14 49, premenapozal dönemde % 5,5-32, postmenapozal dönemde %10,5 59, bakımevlerinde % değerlerine ulaşmaktadır. Üriner inkontinans yakınmasında belirgin bildirim eksikliği gözönünde bulundurulursa tüm kadınlarda gerçeğe en yakın prevalansın (%30) dolaylarında olduğu bildirilmiştir. İnkontinans Tiplerinin Prevalansı Metaanaliz (22): SUİ (Stres Uriner İnkontinans); % 49, Uİ (Urge inkontinans) %22, Mİ ( Miks inkontinans) %29. Asya toplumunda: SUİ % 13, Uİ % 23, Mİ % 64. Amerikan toplumunda: SUİ % 41, Uİ % 12, Mİ % 45. Avrupa toplumunda net verilmemekle birlikte SUİ ve Mİ prevalansının Uİ dan daha sık olduğudur. İnkontinansın derecesi; kaçırma epizodlarının sıklığı ve her bir epizotda kaçan idrar miktarı olarak iki şekilde ölçülür. İnkontinans semptomlarının % 70 i 1 yıldan, % 25 i 4 yıldan fazla görülmektedir. İdrar sıklığı MESA (Medical, Epidemiologic and Social Aspects of Aging) nın (23) yaptığı çalışmada, idrar kaçırmadığını ifade eden kadınların 24 saatte; 1 3 defa % 5.5, 4 5 defa % 34.5, 6 8 defa % 47.3, 9 dan fazla % 12.3 idrara çıktıkları, gece idrara gitmeyenler % 37.2, gece bir kez idrara çıkanlar % Gece iki defadan fazla idrara çıkanlar % 24 istatistiksel olarak hesaplanmıştır. 5

6 İdrar kaçırdığını ifade eden kadınların; 24 saatte 9 dan fazla idrara çıkanlar %30.3 Gece ikiden fazla idrara çıkanlar % 41 olarak hesaplanmıştır. Pelvik organ sarkması olan kadınların; % 63 de SUİ gözlenmiştir (24). Predispozan faktörler arasında gebelik, multiparite, müdahaleli zor doğumlar, menopoz, obesite, histerektomi, kronik öksürüğe sebep olan akciğer hastalıkları yer almaktadır. ALT ÜRİNER SİSTEM VE PELVİK TABAN ANATOMİSİ MESANE Yapısal olarak basit görünen fakat karmaşık bir organdır. Görevi, idrarın ağrısızca ve kaçak olmadan depolanması, zamanı geldiğinde ağrısızca istemli ve tam olarak boşaltılmasını sağlamaktır. Bu işlevlerini tam yapabilmesi için normal bir anatomik yerleşim ve yapının yanında; normal bir nörofizyolojik yapıya da sahip olması gerekmektedir (25). Erişkin bir kadında mesane kapasitesi ml dir. Histolojik yapısı 3 tabakadan oluşur. Bunlar içten dışa doğru; 1- Tunika mukoza 2- Tunika muskularis 3- Tunika adventisya tabakalarıdır. Mesane morfolojik olarak gövde ve taban ( trigon ) olmak üzere iki kısımda incelenir (26). Gövde ve taban embriyolojik ve işlevsel farklılıklar gösterir. Mesane gövdesi: üreteral orifislerin üzerinde kalan kısmı kapsar. Mesane tabanı (trigon): üretrovezikal bileşke, derin detrusor ve anterior mesane duvarından oluşur. 6

7 Sınırları; ventralde simfizis pubis, dorsalde uterovesikal periton ve lateralde rektovesikal fasya dır (27). Mesanenin tabanı üst ön vaginal duvar ve serviks anteriorundaki bağ dokusu ile komşudur. coccygeus rektum pubokoksigeal kas üreter mesane levator ani kası rektovisseral kas retractor kas pubovisseral kas sfinkter kası derin transvers perineal kas pubik kemik ŞEKİL 1 : Mesanenin pelvik tabanla ilişkisi Mesaneyi oluşturan düz kas detrusor kası adını alır. Mesane düz kası dolum fazında idrarın istenilen hacimde ve düşük basınçta depolanmasında, kasılma ile de idrarın boşaltılmasında temel rol oynar. Dışta longitudinal, ortada sirküler, içte yine longitudinal dizilmiş 3 tabaka halindedir. Mesane gövde kısmındaki düz kas lifleri ince esnek yapıya sahiptir. Detrusor kasının düz kas hücreleri birbirleri ile kaynaşarak bir hücreden diğerine elektrik akımı için düşük dirençli yollar oluştururlar. Böylece aksiyon potansiyeli detrusor kası boyunca bir hücreden diğerine hızla yayılarak bir anda tüm mesanede hızla kasılmaya sebep olur. Mesane boynu 2-3cm uzunluğunda ve duvarı bol miktarda elastik doku ile örülmüş detrusor kasından oluşur. Trigonun üst iki köşesine üreter orifisleri açılır. Bu bölgedeki kas iç sfinkter (internal sfinkter) adını alır. 7

8 Miksiyon sırasında trigonun kasılması ile proksimal üretra ve mesane boynu açılıp huni şeklini alırken aynı zamanda üreter orifisleri aşağı doğru çekilerek intramural üretra boyu uzatılarak vezikoüreteral reflü engellenmektedir. Mesane ve mesane boynu desteği primer olarak anterior vagen duvarının pasif desteği ve levator ani nin aktif desteği ile sağlanır. İnternal sfinkterin normal tonusu mesane boynu ve arka üretrayı idrarsız tutar ve böylece intravesikal basınç kritik eşiğin üstüne çıkıncaya kadar mesanenin boşalmasını engeller (28,29). ÜRETRA Yaklaşık 4-5cm uzunluğunda 8-9mm çapında membranöz bir kanaldır. Dıştan içe proksimalde çok katlı değişken epitel, dış orifise yakın kısmında çok katlı yassı epitel ile döşelidir (30). Huısman 1983 de (31) üretranın artan istirahat basıncına katkıda bulunan proksimal ve distal olmak üzere iki submukozal vasküler pleksus tanımlamıştır. Üretra internal ve eksternal olarak 2 kısma ayrılır. Üretranın proksimalinde mesane düz kas liflerinin devamı olan lifler, orta kısmında çizgili kas lifleri yoğunlaşmaktadır. Mesane boynundaki detrusor, trigonal ve üretral düz kas lifleri internal üretral sfinkteri oluştururlar. İnternal üretral sfinkterin tonusunu ayarlayarak kontinansa katkı sağlayan yapılar; üretranın düz kas lifleri, submukozal venöz pleksusun vasküler konjesyonu, üretra duvarının elastikiyeti, sempatik sinir sisteminin α-adrenerjik reseptörlerinin aracılık ettiği üretral tonustur (32). 8

9 ŞEKİL 2 : Üretra histolojik yapısı Düz kas lifleri üretranın hareketli olan proksimal kısmında, çizgili üretral sfinkter olarak adlandırılan çizgili kas lifleri ise üretranın orta kısmında yoğunlaşmaktadır. Üretranın orta kısmını kompresör üretra kası ve üretrovaginal sfinkter çevreler. Üretral sfinkterin çizgili kas lifleri ve üretrovaginal sfinkter birlikte eksternal üretral sfinkteri oluştururlar. Üretrovaginal sfinkter levator ani kasları, endopelvik fasya ve onların pelvis yan duvarlarına ve üretraya bağlantılarını içerir. Bu yapılar, karın içi 9

10 basınçlara karşı gerili kalarak üretranın kapanmasına katkı sağlayarak kontinans mekanizmasını desteklerler. Üretra innervasyonu, innervasyonunu alt üriner sistemin sağlayan sempatik Symphysis pubica Trigon vagina ve parasempatik lifler tarafından sağlanır. Üretral çizgili sfinkter, ürogenital sfinkter ve levator ani kası çoğunluğu ise sakral spinal segmentlerden pudental sinir yoluyla Periüretral kas gelen Üretrovaginal sfinkter Kompresör üretra kası somatik motor sinirleriyle innerve edilir (33). Eksternal üretral sfinkter ŞEKİL 3: Sfinkteri destekleyen kaslar PELVİK DESTEK YAPILARI Pelvik organlar pelvik tabandaki kas aktivitesi ve ligamentlerin yardımıyla desteklenir. Pelvik taban kasları değişen şartlara cevap olarak gerginliklerini sürekli ayarlayarak kendi kendini düzenleyen dinamik bir yapıya sahiptirler (34,35). LEVATOR ANİ KASI Pelvik taban desteğin sağlanmasında aktif olarak rol alan en önemli kas grubudur. Geniş ve ince bir kas olup pelvis tabanını hamak gibi sarar. Levator ani kası morfolojik olarak pubovisseral (pubococcygeus) ve diyafragmatik (iliococcygeus) olmak üzere iki kısımdan oluşmuştur. Muskulus pubococcygeus, pubis in arka yüzü ile arcus tendineus un ön yarısından başlar. Kas lifleri hemen hemen horizontal planda ve canalis analis in her iki yanında 10

11 arkaya doğru uzanırlar (36,37). İki tarafın kas lifleri anüs ile os coccygeus arasında birleşerek kalın bir fibromusküler tabakayı oluştururlar. Her iki tarafın kas lifleri arasında kalan aralıktan (hiatus ürogenitalis) üretra, rektum ve kadınlarda vagina geçer. Pubovisseral kasın medial lifleri vaginal duvarı çevreleyerek endopelvik fasyaya katılırlar. Levator kas grubu ile ilişkili fasya pelvik tabana destek sağlanmasında önemli role sahiptir. Pubovisseral kasın lifleri hızlı kasılan lifler olma özelliklerinden dolayı karın içi basıncındaki ani değişikliklere (öksürme, hapşırma) çabuk cevap vererek üretranın kapalılığını sağlayarak normal kontinans mekanizması nı korurlar (38,39). symphysis Dorsalde m. pubococcygeus 11

12 ŞEKİL 4: Levatör Ani kası 12

13 ENDOPELVİK FASYA Endopelvik fasya değişken oranda fibroblastlar, kollojen, elastin, fibrovasküler ve nörovasküler elemanlar, düz kas hücreleri içeren adventisyel tabakaları tarif etmek için kullanılan bir terimdir. Mesane, üretra ve vagen desteği bu fasya tarafından sağlanmaktadır. Pelvisin her iki tarafında endopelvik fasya serviks ve vaginayı pelvik duvara bağlar. Bu fasya uterin arterin sefalik kenarından başlayarak vaginanın aşağıdaki levator ani kası ile birleştiği noktaya kadar sürekli ŞEKİL 5: Endopelvik fasya bir kılıf gibi devam eder. Uterusa bağlı olduğu kısma parametrium, vaginaya bağlı olduğu kısma paracolpium denir. Destek doku kaybı genital sistemin pelvise bağlantılı olduğu alanlarla ilşkilidir (şek.5). Bağ dokusundaki hasarın yeri kadında anterior, posterior, apikal prolapsusun ortaya çıkmasını sağlar (40,41). PELVİK LİGAMENTLER Kendileri ağırlık taşıyan yapılar olmaktan ziyade kas aktivitesince desteklenen yapıları yerlerinde tutmaya yararlar. Pelvik ligamentler ve endopelvik fasya uterus, mesane, üretra ve vageni pelvik yan duvara bağlarlar (41). 13

14 Puboüretral Ligament Levator fasyasının yoğunlaşmasıyle oluşur. İnferior pubisin iç yüzünü üretranın orta bölümüne bağlar. Üretra ve vagenin ön duvarını stabilize ederek destekler. Ayrıca levator fasyası üretra lateralini destekleyerek ikisi birlikte mid-üretral kompleks olarak adlandırılırlar (29). Puboservikal Ligament Mesane tabanında ön vaginal duvarın derin kısmında uzanır. Mesane duvarı ve vagina ön duvarı fasyalarının birleşmesinden oluşur. Distale doğru periüretral fasya olarak devam eder. Proksimalde serviks ve kardinal ligament kompleksi ile birleşir. Lateralde mesanenin abdominal yüzünü örten endopelvik fasya ile birleşir. Bu yan bağlantılar üreteropelvik bağlar ile benzerdir ve genellikle vesikopelvik ligament olarak bilinirler. Mesane tabanı ve vagina ön duvarını desteklerler. Orta hatta oluşabilecek bir defekt sonrası santral sistosel e neden olur (27). Üretropelvik Ligament Mesane boynu ve proksimal üretranın en önemli destek yapısıdır. Endopelvik fasyanın iki tabaka halinde yoğunlaşmasından oluşur. Vagen ön duvarı mukozası altında yer alan bölümüne periüretral fasya denir, ikinci tabakayı ise üretrayı abdominal kısımda saran levator fasyası oluşturur. Her iki tabaka yanlarda birleşir ve arcus tendinosusa yapışır. Bu yapılar intraabdominal basınç artışında kontinans mekanizmasının korunmasında önemlidirler (27). 14

15 ALT ÜRİNER SİSTEMİN NÖROFİZYOLOJİSİ Alt üriner sistem fonksiyonları ile ilgili koordinasyon beyin, omurilik ve periferik ganglionlardan oluşan kompleks nöral kontrol sistemleri aracılığıyla gerçekleşmektedir. Duysal İnnervasyon: Mesanenin tüm innervasyonunun yaklaşık %10 nunu kapsar. Gerilim ve inflamasyon gibi uyaranları taşır. Afferent sempatik (hypogastrik T10-L2) duysal sinirlerden oluşur. Mesane duvarında hızlı-orta iletiler A- delta lifleriyle, yavaş ve küçük iletiler C- lifleriyle taşınır. C-lifler, mesane duvarındaki mekanik reseptörler aracılığıyla, sıkışma hissini, ağrı hissini ve yabancı cisimle karşılaştığında da yanma hissini alırlar. Sakral spinal kord, dorsal gri madde internöronları aracılığıyla orta beyin periaquaduktal gri maddeye ulaşır. MESANE Sıkışma hissi Ağrı hissi Mekanoreseptörler Sakral Spinal Kord İnflamasyon İritasyon Dorsal gri madde internöronları Midbrain periaquaduktal gri madde Normal mesane dolumu sırasında A-delta lifler aktif, C-lifler suskun olurlar. Kimyasal veya cerrahi olarak duysal sinir liflerinin hasarında işeme kabiliyeti kaybolur. 15

16 Preganglionik parasempatik sinirler pelvik siniri içinde S2-4 le taşınırlar. Pelvik pleksus içinde kolinerjik ganglionlarda sinaps yaparlar ve kolinerjik reseptörler aracılığıyla detrusor kaslarını inhibe ederler. Pregangliyonik sempatik sinirler de T12-L1 arasında efferent sinir lifleri verirler. Bunlar hypogastrik sinirler içinde taşınarak pelvik pleksusa gidip adrenerjik ganglia içinde sinaps yaparlar. Üretral düz kasını eksite, mesane detrusor kasını inhibe ederek kontinans mekanizması nda rol alırlar. EFFERENTLER AFFERENTLER Orta beyin M merkezi L bölgesi L merkezi Pudental sinir Mesanenin afferentleri Β2 adrenoreseptör aracılı detrusor uyarılması Muskarinik kolinoreseptör aracılı detrusor inhibisyonu Dış uretral sfinkter ŞEKİL 6 : Mesane innervasyonu 16 α1 adrenoreseptör ile uretral düz kas uyarılması

17 Pudental sinir (S2-S4) efferent lifleri taşır. Çizgili eksternal üretral sfinkter kaslarını eksite eder ve perineal deriden afferent sinir lifleri alır. Sempatik Üreter Mesane Pudental sinir Visseral afferent yolak Trigon Mesane boynu Parasempatik Eksternal sfinkter Spinal kord ŞEKİL 7: Mesane innervasyonu Santral Yolaklar: Normal idrar depolama ve işemede rol alan nöral uzantılar pontin retiküler formasyondan gelir. Bu retiküler formasyonun orta (medial) bölgesi Pontin işeme merkezi dir. Merkeze uyarı geldiğinde Sakral inhibitor internöron aktivasyonu Eksternal üretral sfinkterik inhibisyon gerçekleşir Sakral parasempatik aktivasyon İntravesikal basınç artışı oluşur 17 Pelvik taban kaslarında relaksasyon oluşur

18 Pontin işeme merkezinin lateral bölgesi de Pontin kontinans merkezi olup üretral sfinkterin tonik eksitasyonunu sağlar (42-44). Mesane Dolumu ve İdrar Depolama: Mesanedeki A-delta afferent lifleri mesane doluluğunu hissederek spinal kordun dorsal boynuzuna uyarı gönderirler. Spinal kordun internöronlarının aktivasyonu ile somatik pudental efferentlerde ve sempatik hypogastrik efferentlerde aktivasyon sağlanır. Böylece üretral düz kaslarında kasılma, mesane detrusor kasında inhibisyon olur. Mesanedeki gerilim reseptörleri mesane doluluğu ile ilgili bilgileri pontin kontinans merkezi ne gönderir. Bu esnada sempatik efferent aktivitesi artar, bu da mesanenin gerilimi tolere edebilme yeteneğini arttırır. DOLUM DOLUM DEPOLAMA Thalamus M bölgesi L bölgesi Orta beyin M bölgesi L bölgesi Onuf çekirdeği Pelvik pleksusun sempatik siniri Mesane afferent nöronu Detrusor gevşemesi (Β2 reseptörler) Uretral düz kas kasılması (α1 adrenoreseptörler)ı Dış üretral sfinkter 18

19 ŞEKİL 8: Kontinans Nörofizyolojisi Mesanede idrar yokken basınç 0 (sıfır) civarındadır ml idrar depolanmaya başlandığında basınç 5-10cm H2O ya yükselir ml lik idrar çok az basınç değişikliği yaratır. Basıncın sabit kalışının sebebi mesane duvarının içsel gerilimidir. 300ml ve üzerindeki idrar birikiminde, mesane içinde hızlı basınç artışı oluşur (28,44). Kontinans Mekanizması Kontinans, istemli olarak işemenin gerçekleştirildiği dönemler arasında idrarı mesanede tutabilme yeteneğidir. Kontinans döneminde intravesikal basıncın düşük, intraüretral basıncın yüksek olması gerekir. Dolum fazında normal mesane hacminde büyük artış olmasına rağmen, intravesikal basınçta çok az bir artış olmaktadır. Bunu sağlayan faktörler: Mesane duvarının yüksek viskoelastik özelliği, Detrusor aktivitesini inhibe eden inhibitör nöronal mekanizmaların aktive olması, Pontin kontinans merkezinin aktive olmasıdır. Bu nöronal mekanizmalar arasında, mesanedeki β reseptörlerini aktive eden ve parasempatik motor aktivitesini inhibe eden sempatik spinal refleks önemli rol alır. Bu refleks yolaklar pelvik sinir ve pudental sinir afferentleri ile başlatılır. İstirahat halinde üretra içi basıncın yüskek kalmasında rol oynayan faktörler; Üretra duvarının düz kası, üretra duvarının çizgili kası, submukozal vasküler konjesyon, üretral duvardaki epitelyal katlantılar ve sempatik sinir sisteminin α adrenerjik reseptörlerinin aracılık ettiği üretra tonusudur (29). 19

20 Somatik pudental sinir aktivasyonu ile pelvik diyafram ve çizgili kas yapılı ürogenital sfinkter istemli ve refleks uyarı ile kasılırlar. İntraabdominal basınç artışında eksternal üretral sfinkterin aktif kasılmasının yanında levator kaslarının kasılması da intraüretral basıncın yüksek kalmasında katkı sağlar ve kontinans korunmuş olur (45). İşeme (Voiding ) Refleksinin Düzenlenmesi: İşeme refleksi tamamen otonomik medulla spinalis refleksidir. Mesane dolmaya başladığında ve intravesikal basınç eşik değeri intraüretral basıncı geçmeye başladığında arka üretradaki reseptörler gerim refleksini başlatırlar. Gerim reseptörlerinden kalkan duysal lifler pelvik sinirlerle medulla spinalisin sakral bölgesine afferent uyarıyı taşırlar Bu aktivite periaquaduktal grimaddeye, oradan da pontin işeme merkezine iletilir. Böylece detrusorlara giden parasempatik pelvik efferentler aktive, sempatik efferentler inhibe edilir. Ayrıca eksternal üretral sfinktere giden pudental somatik efferentleri inhibe ederek voiding koordine edilir. İşeme refleksi gerçekleşince inferior frontal gyrusun inhibitör etkisi ortadan kalkar. Pontin işeme merkezi aktive edilirken, spinal kord inhibitör internöronlar aracılığıyla pontin kontinans merkezi inhibe edilir. İşeme refleksi başladıktan sonra kendi kendini uyarıcı özelliğe sahiptir. İlk mesane kasılması gerim reseptörlerini uyararak, mesane ve arka üretradaki duysal uyaranların daha fazla artmasına ve mesanenin daha fazla refleks kasılmasına yol açar. Böylece mesanede güçlü kasılmalar ortaya çıkıncaya kadar bu döngü devam eder. Bu güçlü kasılmalar birkaç saniye ile bir dakika arasındaki bir süreçte son bulur. İşeme refleksinin yenileme döngüsü durur ve mesanenin gevşemesine olanak tanır. 20

21 Dolayısıyla, işeme refleksi 1) basıncın çabuk ve devamlı arttığı evre, 2) basıncın yüksek tutulduğu evre, 3) basıncın tekrar mesane başlangıç basıncına döndüğü evreyi kapsar (28). ALT ÜRİNER SİSTEMİN PATOFİZYOLOJİSİ TAŞMA Çıkım obstrüksiyonu STRES Pelvik duvar gevşemesi Artmış karın içi basınç SIKIŞMA Enfeksiyon ve nörolojik kaynaklı aşırı duyarlılık ŞEKİL 9 : İnkontinans tipleri Detrusor Aşırı Aktivitesinin Patofizyolojisi Semptomları: Sıkışma ( sık ve karşı konulmaz işeme isteği ) Üriner inkontinans ( istem dışı idrar kaçırma) Sık idrara çıkma ( günde 7 den fazla idrara çıkma ) Gece idrara çıkma ( gece 1 den fazla idrara kalkma ) Ürodinamik belirteçler, azalmış sistometrik kapasite (işemede geciktirilemeyen idrar volümü) ve istemli olarak durdurulamayan detrusor kasılmasıdır. 21

22 Aşırı aktif detrusor, istemsiz detrusor kasılmalarının dolum fazında spontan veya provake görülmesiyle karakterizedir. Bu durumda idrar kaçağı, üretral destek veya kapanma yetmezliğinden değil, detrusor kasının baskılanamayan kasılmaları nedeniyle oluşur (3). Aşırı aktif mesane yi oluşturan sebepler: NÖROJENİK NON-NÖROJENİK İDİYOPATİK (detrusor (detrusor instabilitesi) hiperrefleksisi) Yaşlanma ÇOĞUNLUĞU Parkinson Mesane çıkım tıkanıklıkları Multiple skleroz İnme Neoplazi Ürolitiasis Spinal yaralanmalar İnterstisyel sistit 22

23 Nörojenik Sebeplerin Etki Mekanizması Beyin sapının üst kısmını etkileyen hastalıklar, parasempatik yolakların normal tonik inhibisyonunu etkileyerek detrusorun aşırı aktivitesine neden olabilirler. Suprapontin alanlar genelde pontin işeme merkezini inhibe ederler. Bu nedenle serebral enfarktlar başlatıcı ve inhibitör mekanizmalar arasındaki dengeyi bozarak eksitatuar yolakların upregülasyonunun artışına, tonik inhibitör yolakların downregülasyonuna yol açarak aşırı aktif detrusora sebep olurlar. Beyin sapının altında hasar yapan hastalıklarda (pons la lumbosakral arası); detrusor uyumsuz çalışır ve detrusor sfinkter dissinerjisi (DSD) gözlenir. Spinal kord yaralanmaları ve multiple sklerozis en sık sebeptir. Mesanenin normal dolumu esnasında sessiz olan C lifler inin aktifleşmesi ile oluştuğu düşünülmektedir (46-48). Non nörojenik Sebeplerin Etki Mekanizması Non-nörolojik sebepler, ürodinamik olarak, yaşlı kadınların %61 inde gösterilmiştir. Yaş ilerledikçe beraberinde nörolojik rahatsızlıklar da artar. Ek olarak yaşla birlikte detrusor kasında yapısal değişiklikler oluşur. Kadınlarda ileri prolapsus veya inkontinans ameliyatlarını takiben oluşan akım direncindeki artış mekanik etkiler oluşturarak mesane çıkışında tıkanıklığa yol açarlar. Bu da detrusor kasların asetilkoline ileri derecede duyarlılığıyla sonuçlanan nöropatolojik aktivite ile karakterizedir. Bu durum detrusoru aşırı uyarılmış tutar ve aşırı aktif detrusor semptomlarının açığa çıkmasına neden olur (49,50). 23

24 Pelvik taban ve üretranın afferent aktivitesi normal mesane dolumu sırasında detrusor inhibisyonuna katkıda bulunurlar. Pelvik taban hasarında afferent aktivite azaldığında detrusor kası istemsiz kasılır,bu durum detrusor instabilitesi (Dİ) olarak tanımlanır. Bu grup hastalarda detrusor instabilitesi ne stres üriner inkontinans da (SUİ) eşlik edebilir. Bu nedenle SUİ operasyonlarından sonra hastaların 2/3 de Dİ semptomlarında iyileşme görülür. Ayrıca bu grup hastalar da pudental sinirin elektriksel stimulasyonu da Dİ tedavisinde kullanılabilir (50,51). STRES ÜRİNER İNKONTİNANSIN (SUİ) PATOFİZYOLOJİSİ Stres üriner inkontinans artmış intraabdominal basınç periyodları sırasında (öksürme, hapşırma, egzersiz v.s) mesane içi basıncın üretra kapanma mekanizmalarını sağlayan basınçtan daha yüksek olduğunda idrar kaçırma ile sonuçlanmasıdır (52). Etyolojisinde obstetrik ve non-obstetrik faktörler düşünülebilir ancak mekanizması tam anlaşılmış değildir. Vaginal doğum sırasında pudental sinirin hasarlanması, mekanik travmalar sonrasında vaginanın intrapelvik bağlantılarının zedelenmesi, kardinal veya uterosakral ligamentlerin gerilmesi, levator kaslarının yırtılması, liflerinin kopması sonucunda pelvik destek azalır. Bütün bu hasarlar proksimal üretranın retropubik pozisyondan aşağı rotasyonuna sebep olur. En büyük hasar ilk doğum sırasında görülür. 24

25 Non obstetrik faktörlerden obesite, artmış yaş, menopoz, azalmış östrojen düzeyleri üretra mukozasında hasara, kollajen miktarında azalmaya, üretra elastikiyetinin kaybına neden olmaktadır. Üretral hipermobilite ve yapısal destek kaybı sonucu artan intra abdominal basınç mesane ve üretraya eşit aktarılamaz. Basınç daha çok mesaneye, daha az üretraya aktarılır. Mesane basıncı üretra basıncını geçtiğinde idrar kaçışı gözlenir. Ayrıca üretra anterior vaginal duvara yaslanamadığından SUİ a katkı sağlar. Eksternal üretral sfinkterin tonusunu sağlayan pudental sinirin hasarı da üretral dirençte azalmaya ve SUİ a sebep olur (53,54). SUİ yakınması olan hastalarda tanı birtakım objektif bulgularla doğrulanmalıdır, sadece semptomlara bakılarak cerrahi uygulanmamalıdır. Gerçek stres üriner inkontinans, inkontinansın ürodinamik olarak tanısı konulduğunda kullanılan terminolojidir. Detrusor kontraksiyonu yokluğunda mesane içi basıncın maksimum kapanma üretral basıncını geçtiği anda idrar kaçışı varsa gerçek stres üriner inkontinanstan sözedilir (1).. MİKS TİPTE İNKONTİNANS Hastalarda hem stres üriner inkontinans hem de aşırı aktif detrusore bağlı sıkışma inkontinansının birlikte görülmesidir. Tanının ürodinamik desteklenmesi gerekmektedir. Miks inkontinanslı hastalar karmaşık tedavi problemleri oluştururlar. Her iki tip üriner inkontinansın varlığı belirlendiğinde hangi semptomun hasta için daha can sıkıcı olduğu sorgulanmalıdır. İlk olarak sıkışma inkontinansın tedavi edilmesi, stres inkontinans devam ederse cerrahi uygulama önerilir. Bununla birlikte stres inkontinans cerrahisi sonrası bazı hastaların yeni başlayan detrusor aşırı aktivitesi yaşadıkları ya da stres 25

26 inkontinans cerrahisi sonrası miks inkontinanslı bazı hastalarda detrusor instabilitesinin geçtiği akılda tutulmalıdır. İnkontinans sebebi olarak sadece detrusor instabilitesi olan hastalarda mesane boynu askıya alma cerrahisi kontrendikedir. Miks inkontinanslı, küçük fonksiyonel kapasiteli mesane ve dolum sistometrisinde yüksek basınçlı detrusor kontraksiyonları olan hastalarda bireysel şartları göz önüne alınmalı ve detaylı klinik ürodinamik değerlendirme sonrası cerrahi karar verilmelidir (55). HASTA DEĞERLENDİRİLMESİ Ürojinekolojik hasta değerlendirmesinde sırasıyla hasta öyküsü, hasta muayenesi, klinik ürojinekolojik ve laboratuvar ürodinamik testlerden ve bazı görüntüleme (MRI ve USG) yöntemlerinden yararlanılır. Yeterli bir ürojinekolojik değerlendirme ile hastalarda doğru tanıya ulaşılıp, başarılı tedaviler yapılabilir. Ürojinekolojik testler poliklinik şartlarda kolayca yapılabilir. Ürodinamik testler ise, santral venöz basınç manometrisi (CVP) ve Foley idrar kateteri ile kolayca yapılabilen basit su seviyesi sistometrisinden, komplike multikanallı mikroçip transdüserli video-sistometriye kadar bir dizi laboratuvar testleri içermektedir. Hasta Öyküsü : Üriner disfonksiyonun başlangıcı, şiddeti ve disfonksiyonun başlamasına ve artmasına neden olan etkenler araştırılır. Üriner disfonksiyonun patofizyolojisinde rol oynayabilecek genitoüriner faktörler araştırılırken detaylı obstetrik, jinekolojik ve ürolojik öykü, genitoüriner sistem dışı etkenlere yönelik 26

27 medikal, nörolojik hastalıklar, cerrahi tedaviler ve ilaç kullanımı ile ilgili özgeçmiş değerlendirilir. Obstetrik öyküde; fazla vaginal doğum sayısı, uzamış doğum eylemi, iri bebek doğumu ve operatif doğum öyküsü araştırılır. Jinekolojik öyküde; mesane kapasitesini azaltan ve mesane içi basınç artışına sebep olan pelvik kitle, pelvik enfeksiyon özellikle abdominal operasyonlar ya da vaginal jinekolojik operasyonlar araştırılmalıdır. Vaginal cerrahi girişimler sonrasında üretral sfinkter denervasyonu, periüretral fibrozis sonucu internal üretral yetmezlik ya da üretral strüktür taşma inkontinansına neden olabilmektedir. Geriye dönük bazı hastalıklar; örneğin, aşırı diüreze neden olan diabet, kalp ve renal yetmezlik indirekt üriner inkontinansa sebep olmaktadır. Ayrıca disk hernisi, serebrovasküler hastalık, parkinson, multiple skleroz ve diabetes mellitus gibi santral veya periferik sinir sistemi fonksiyonunu bozan hastalıklar, alt üriner sistem innervasyonunu etkileyerek, inkontinansa neden olabilmektedir. Yaşlı hastaların ilaç öyküsünde; alt üriner sistemin nöromodülasyonunu bozan bazı ilaçlar, direkt ya da indirekt etki ile, inkontinans gelişiminde rol oynamaktadırlar (29). Hasta öyküsü değerlendirmelerinde hasta soru formları ve idrar günlüğü (idrar takip formu) sorgulanmalıdır. MEKANİZMA Mesanenin tam boşalamaması Detrusor aşırı kasılması 27 DİÜRE İdrar üretiminin artması TİKLE Mesane içi basıncın artması NÖROL EPTİKL Prazosin Terazosin Alfa- metil dopa Rezerpin Klorpromazin Haloperidol Tioridazin Furosemid Hidroklorotiazid Alkol ANTİKOLİNERJİKLER ANTİPARKİNSON İLAÇLAR BETA BLOKÖRLER KALSİYUM KANAL BLOKÖRLERİ Bethanekol ANTİHİPER TANSİFLER Üretral basıncın düşmesi İLAÇLAR

28 Hasta Muayenesi : Hastaların muayene bulguları üriner inkontinans tipinin belirlenmesi için tanısal değildir. Bu yüzden inkontinansa neden olan patofizyolojiyi belirlemede özel ürojinekolojik ve ürodinamik laboratuvar testlerine ya da görüntüleme yöntemlerine gereksinim vardır. Hasta muayenesinde, Genel sistemik fizik muayene Nörolojik tarama muayenesi Lokal genitoüriner sistem muayenesi sırasıyla takip edilir. Sistemik fizik muayenede hastalar alt üriner disfonksiyonuna neden olabilecek nörolojik, endokrin, metabolik ve psikolojik problemler yönünden araştırılmalıdır. 28

29 Hastaların tedaviye uyumu gözönünde bulundurularak belirlenecek genel fizik ve mental sağlık durumları tedavi seçiminde yardımcı olacaktır. Örneğin mobilitesi kısıtlı, genel sağlık durumu bozulmuş ya da mental yetersizliği olan hastada ambulatuvar ürodinamik monitörizasyona ya da mesane eğitimi tedavisine uyum beklenmemelidir. Aktivitesi ve mobilitesi kısıtlı hastalarda tuvalete erişimin kolaylaştırılması, inkontinans sorununu çözebilir. Nörolojik tarama muayenesinde alt üriner sistem fonksiyonunu bozan nörolojik sorunun belirlenmesi amaçtır. Bu nedenle üriner sistemle aynı spinal segmentlerden innerve olan alt ekstremitelerin kas kuvveti ve derin tendon refleksi incelenmelidir. Bu amaçla: Bulbokavernöz refleks; labium minusa veya klitorise dokunarak bulbokavernöz kasların kasılması ile gözlenir, Anal refleks; prineal cilt stimülasyonu ile sağlanır, Öksürük refleksi; perineal kas kontraksiyonlarının araştırılması ile gözlenir. Nörolojik tarama sonucu olumsuz bulguların saptanması inkontinansın temelinde nörolojik bir sorun olduğunu düşündürür. Bu olgular elektromyografi (EMG ) ve daha ileri nörofizyolojik çalışmalarla araştırılmalıdır (56). Lokal genitoüriner sistem muayenesinde; vulvanın inspeksiyonu ile başlanmalıdır. Vulvar deride ödem, eritem, ekskorasyon üriner inkontinansın bir bulgusu olarak düşünülmelidir. Vagende atrofi, ödem, akıntı, önceden geçirilmiş travma ya da operasyon skarı araştırılmalıdır. Özellikle histerektomi öyküsü olanlarda fistüllerin en sık görüldüğü yer olan vagen kafı iyi gözlenmeli, ıkınma sırasında bu bölgede idrar kaçağı aranmalıdır. Ayrıca üriner inkontinans gelişimine katkısı olan ve tedavi yöntemini etkileyecek pelvik relaksasyon gibi patolojiler de iyi değerlendirilmelidir. Valsalva manevrasıyla uterin ya da vagen kubbe desensusu, rektosel, sistosel, üretrosel, 29

30 mesane boynu mobilitesi, üriner divertikül ve fistül araştırılır. Valsalva manevrası sırasında pelvik relaksasyonun derecesi, rektal tuşe ile de anal sfinkterin tonusu incelenir. Özellikle anterior sistosel de (üretrosel) denilen mesane boynu ve proksimal üretranın aşırı mobilizasyonu ile gerçek (posterior) sistosel olarak bilinen mesane tabanının vagene herniasyonunun birbirinden ayrılması önemlidir. Anterior sistoselde inkontinans gelişirken, posterior sistoselin inkontinans gelişimiyle direkt ilişkili olmadığı bilinmektedir. Pelvik relaksasyonun derecesi ve mesane boynu ve proksimal üretranın mobilitesinin şiddeti arttıkça üretral sfinkterik yetmezlik şiddetinin de artacağı düşünülür. Fakat ileri derecede sistosel ya da uterin prolapsusu olanların yarısından fazlasında inkontinans şikayetinin olmadığı, aksine bu olgularda obstrüktif yakınma bulgularının varlığı görülmüştür. Üriner inkontinans yakınması olmayan ve ön tamir operasyonu geçiren hastaların yaklaşık yarısında postoperatif üriner inkontinans yakınması gelişmektedir. Bu olgularda mevcut sistoselin üretral oklüzyon yaparak üretral sfinkterik yetmezliği maskelediği gösterilmiştir. Bu nedenle şiddetli pelvik relaksasyonu olan olgularda üretral sfinkterik sorunun belirlenmesi, prolabe organlar pesser ya da spançlarla redükte edilerek tespiti sağlanmalıdır. Bu yöntemle inkontinansın gerçek şiddeti ve tipinin belirlenmesi sonucu, en uygun cerrahi yöntem seçilebilecektir (37,56). Tanıya Yardımcı Özel Ürojinokolojik Testler İdrar tetkiki ve idrar kültürü Stres testi Q tip testi Ped testi Boney Marchetti testi (günümüzde tanısal değeri yok) 30

31 Pesser testi İdrar tetkiki ve idrar kültürü : Sistit ve üretrit enfeksiyonlarıyla oluşan mukozal inflamasyonun yarattığı duysal uyarı artışı ile istemsiz detrusor kontraksiyonları oluşur. Bakteriyel endotoksinlerin antiadrenerjik etkisi üretral sfinkterik yetmezliğe neden olur. Üriner enfeksiyonu olan hastalara invaziv tanı yöntemi olan ürodinamik testler yapılamaz. Bu nedenle ileri ürodinamik testlerden önce üriner enfeksiyon varlığı tespit edilip tedavi edilmelidir. Bunun yanında basit idrar tetkiki ile üriner inkontinansa neden olabilen ya da katkısı olan üriner taş (hematüri), diabetes mellitus (glikozüri), böbrek fonksiyon bozukluğu (proteinüri) ön bulguları da elde edilebilir (29). Stres Testi : Üriner inkontinans varlığını ve subjektif olarak şiddetini gösterir. Ancak tek başına herhangi bir inkontinans tipi için tanısal değildir. Sadece hekimi yönlendirir ve tanıyı desteklemeye yarar. Hastanın mesanesi dolu iken litotomi pozisyonunda ve ayakta yapılır. Hastanın karın içi basıncını arttırıcı hareketler yapması istenir (öksürme, ıkınma vs.) ve eş zamanlı olarak eksternal üretral meatustan idrar kaçağı araştırılır. Üretral sfinkterik yetmezliği olan hastalarda eş zamanlı ve kısa süreli idrar kaçışı olur. Ancak detrusor aşırı aktivitesi olan hastalarda ya hiç kaçak gözlenmez ya da bir süre sonra, karın içi basıncını arttıran hareketlerin uyardığı, detrusor kasılmaları ile uzun süren idrar kaçışı gözlenir. Bazı hastalarda da detrusor kasılmalarının kontrol edilememesi sonucu tüm idrarın boşaldığı görülür (29,56). Q Tip Testi : Paraüretral dokuların anatomik desteğinin etkinliğini, mesane boynu ve proksimal üretranın mobilitesinin derecesini objektif olarak değerlendirilmesini gösterir. Test sırasında pamuk uçlu bir çubuk üretradan mesaneye itilir. Mesane dolu iken istirahat ve ıkınma sırasında çubuğun dışarıdaki ucu ile horizontal düzlem arasındaki açı ölçülür. Q tip çubuğun dışardaki ucunda oluşan açı farkının mesane boynu ve proksimal üretranın mobilitesinin indirekt göstergesi olduğu düşünülür. Açı farkı 31

32 350 den fazla ise mesane boynunun anatomik desteğinin azaldığı ve mobilitesinin arttığı kabul edilir. Ancak üretral sfinkterik yetmezliği olan her hastada Q-tip testi pozitif olmadığı gibi, Q-tip testi pozitif olan her hastada da üriner inkontinans olmayabilir. Buna karşın üretral sfinkterik yetmezlikle birlikte inkontinansı olan hastalarda, inkontinans tipinin belirlenmesinde ve operasyon sonrasında hasta takibinde başarısız cerrahi girişimlerin belirlenmesinde yardımcı olur. Bunun yanında Q-tip testi operasyon sırasında mesane boynunun yeterli elevasyonunu belirlemek için de kullanılır. Mesane boynunun operasyonda, mesane boynu açısına işaret eden, çubuğun dışardaki horizontal düzlemle ±5 lik açı olacak şekilde eleve edilmesi önerilir. Böylece intraoperatif yetersiz ya da aşırı elevasyon önlenebilmektedir (29,37). Pesser Testi : Şiddetli pelvik relaksasyonu olan ancak inkontinans şikayeti olmayan hastaların relaksasyon onarım operasyonu öncesinde bu testin yapılması önerilmektedir. Amaç operasyon öncesi maskelenen üretral sfinkterik yetmezliği tespit etmek ve uygun anti inkontinans operasyonunu belirlemektir. Aksi taktirde bu tip relaksasyon operasyonları sonrasında hastada inkontinans semptomları oluşabilir (37). Ped Testi : Üriner inkontinansın varlığını ve derecesini gösteren en objektif testlerden biridir. Üriner inkontinansın tanısında ve tedavi sonrası değerlendirmelerde kullanılır. Bu amaçla Uluslararası Kontinans Derneği nin (ICS) 1983 de (57) standardize ettiği 1 saatlik ped testi en sık kullanılan testtir. Hastalardan 500 cc oral sıvı alımından sonra 1 saatlik test süresince ağırlığı önceden belirlenmiş ped kullanmaları istenir. Bu süre içinde hastalardan fizik aktiviteler (merdiven çıkmak, hızlı yürümek vs.), öksürme, ıkınma, oturup-kalkma gibi karın içi basıncını arttırcı veya detrusor kasılmalarını uyarıcı hareketler istenir. Süre bitiminde ped ağırlığı 2gr dan az ise olgular normal, 32

33 2-10gr arasında ise hafif, 10-50gr arası ise orta, 50gr dan fazla ise şidettli inkontinans olarak değerlendirilir. Ürodinamik Laboratuvar Testleri Dolum Fazı Disfonksiyonunu Araştıran Testler Sistometri ICS ye göre detrusor instabilitesi mesanenin dolum fazında hastanın işemeyi inhibe etmeye çalışmasına rağmen spontan veya uyarı ile mesanenin kontrakte olduğunun objektif olarak gösterilmesinin halidir. Ancak bu durumun klinik tanısı güvenilir değildir. Çünkü başka hastalıkların semptom ve bulguları rahatlıkla karışabilir. AAM nin tanısında sistometri altın standarttır. İstemsiz gelişen detrusor kontraksiyonunu belirlemek için üriner inkontinansı olan her hastada mutlaka yapılması gereken testtir. Mesane içi hacmi ile basıncın ilişkisini gösterir. Bu yöntemle detrusor kasının aktivitesi, mesanenin duysal fonksiyonu, kapasitesi ve kompliyansı araştırılır. Sitometri testi ile üriner inkontinans tipi belirlenebilir ve tedavisinin hangi yolla yapılacağı konusunda yarar sağlar. Ancak dolum materyalinin cinsi, ısısı, dolum yolu, dolum hızı, hastanın pozisyonu, kullanılan transdüser tipi ve ölçülen basınç sayısı gibi, sistometriyi etkileyen, faktörler gözönünde bulundurulmalıdır (58-61). Basit Tek Kanallı Su Seviyesi Sistometrisi Oda ısısındaki izotonik sodyum klorür solüsyonu mesane içine 30cc/dk hızla doldurulur, her cc sıvı sonrası mesane içi basınç (MİB ) CVP manometrisi ile ölçülür. Basınç ölçümleri öncesinde hastadan öksürme, ıkınma, el yıkama ve su sesi dinleme gibi, detrusor kasılmasını, uyarıcı aktivitelerde bulunması istenir. Bu aktiviteler 33

34 sırasında karın içi basınç (KİB ) ile orantılı olarak artan MİB ın aktiviteler tamamlandıktan sonra önceki bazal seviyesine inmesi beklenir. Test süresince hastanın idrar yapma hissi ve şiddetindeki değişiklikler takip edilir. Tüm basınç ölçümleri hastanın karın kasları gevşek iken yapılmalıdır. Bu esnada ölçülen MİB uyarıcı aktiviteler sonrası eski seviyesine inmiyor ya da indikten sonra tekrar yükseliyorsa bu değişikliklerin detrusor kasılmasından kaynaklandığı düşünülür. Ancak bu testte yalancı pozitifliklerinin yanısıra düşük basınç artımı ile giden istemsiz detrusor kontraksiyonlarının hepsi belirlenmeyebilir ve yalancı negatiflikle sonuçlanabilir. Basit sistometrinin detrusor kontraksiyonu için sensitivitesi % , spesifitesi %78-93 arası değişmektedir (60-63). İki Kanallı Sistometri İnternal mikroçip veya eksternal transdüserlerin biri ile MİB ın, vagen posterior forniksine ya da rektuma yerleştirilen diğeri ile KİB ın eş zamanlı ölçülmesine dayanan testtir. MİB dan KİB ın çıkarılması ile gerçek detrusor basıncı (DB) elde edilir. İki kanallı sistometrinin istemsiz detrusor kontraksiyonu için tanısal etkinliğinin %100 olduğu söylense de, Dİ (detrusor instabilitesi) yakınması olan hastaların yaklaşık yarısında ilk sistometrinin normal olduğu tespit edilmesine karşın, ikinci kez yapılan sistometrilerinde anormal bulgular elde edilebilmetedir. Dolayısiyle hatalı negatif sonuçlar vermesi nedeniyle bu yöntemin %100 tanısal değerinin olmadığı görüşü savunulmaktadır. Sistometri sırasında mesaneye verilen sıvı hacmine bağlı olarak mesanenin duysal fonksiyonları tanımlanabilir. Hastanın şiddetli, artık daha fazla sıvıyı tolere edemediği volüm ( cc) maksimum mesane kapasitesi olarak tanımlanır. DB ında spontan ya da uyarıcı etkenler sırasında üriner yakınma olmadan 15cm H 2O dan fazla basınç 34

35 artışının belirlenmesi ve şiddetli sıkışma hissi (urgency) ile birlikte herhangi bir basınç artışının gözlenmesi istemsiz detrusor kasılmalarının tanısını koydurur (61). Multikanallı Sistoüretrometri Mesane ve üretra içi basınç volüm ilişkilerini araştırarak dolum fazında detrusor ve üretral sfinkterik yapı fonksiyonlarının birlikte değerlendirildiği, eş zamanlı olarak iki kanallı sistometri ve üretrometrinin uygulandığı bir testtir. Mesaneye sıvı vermek için konulan kateterle MİB, bu transdüserin 6cm distaline yerleştirilmiş ikinci bir kateterle üretra içi basınç (ÜİB), vagen posterior ya da rektuma yerleştirilmiş üçüncü kateterle KİB ölçülür. MİB dan KİB ın çıkartılması ile DB ı, ÜİB dan MİB ının çıkartılması ile üretral kapanma basıncı (ÜKB) ölçülür. Sistoüretrometri sırasında mesane içine kadar itilen üretral transdüser 0,5mm/sn hızla çekilirken internal meatustan eksternal üretral meatusa kadar olan basınç profili ölçülür. Üretral basınç profilometrisi (ÜPP) olarak adlandırılan bu test hem istirahat halinde (pasif) hemde karın içi basıncın arttığı (aktif) sırada yapılabilir. İstirahat sırasında belirlenen pasif üretral basınç profilinden fonksiyonel üretral uzunluk, total üretral uzunluk, maksimum ÜİB ve maksimum ÜKB hesaplanabilir. İstirahat sırasında maksimum ÜKB ının pozitif değerde olması kontinansın değerlendirilmesi için yeterlidir. İstirahat esnasında ölçülen maksimum ÜİB da internal üretral sfinkterik yapıların fonksiyonunu değerlendirmede doğrudan ilişkilidir. Dinamik ÜPP sırasında üretral transdüser internal meatustan eksternal meatusa kadar sabit hızda çekilirken hastadan öksürmesi istenir. Her öksürme sırasında artan KİB ının MİB na ve ÜİB na yansıyan miktarı ve ÜKB na olan etkisi ölçülür. ÜİB ve MİB nın birbirlerine oranı pasif basınç yansıma oranını( PBYO) verir. PBYO = Dinamik-ÜİB / Dinamik-MİB X

36 Mesane tabanı anatomik desteğinin yeterli olduğu ve mesane boynu ile proksimal üretra mobilitesinin olmadığı durumlarda PBYO nın en az 1 olması (%100) beklenir. Mobilite olduğu zaman üretra içine yansıyan basınç azalacağı için PBYO düşmektedir. MİB ile ÜİB arasındaki fark istirahat anındaki maksimum ÜİB nı geçerse (MİBÜİB>max.istirahat-ÜİB), ÜKB ı sıfır ya da negatif değerlere indiğinden istemsiz idrar kaçağı gözlenir. Buna negatif stres profili denir. Negatif stres profilinin üretral sfinkterik yetmezlik için sensivitesi %90, spesifitesi %40 civarındadır (64-66). AŞIRI AKTİF MESANEDE TEDAVİ SEÇENEKLERİ Bu hastalığın anlaşılabilmesi için bugüne kadar yapılan araştırmalara rağmen detrusor instabilitesinin temel sebebi net değildir. Öne sürülen sebepler arasında; post-junktional nöronal iletide aşırı duyarlılık, bozulmuş adrenoreseptör duyarlılığı, afferent sinir disfonksiyonu ve primer ya da sekonder myojenik hasara bağlı nörotransmitterler arasındaki dengesizliktir. AAM nin patofizyolojisi tam anlaşılamadığından tedavi ampirik yapılmaktadır. Non-farmakolojik tedaviler (davranış tedavileri, elektriksel stimülasyon, fenol enjeksiyonu vs.) denenmiş olsa da başarı sınırlı kalmıştır (66). Davranış Modifikasyonu ( Mesane Eğitimi ) Detrusor instabiliteli hastalarda (nöropatolojik bulgu olmayan) başarı sağlanabilir. Mesanenin yeniden eğitiminin amacı, mesane fonksiyonu üzerindeki serebral korteks otoritesini sağlayabilmektir. Zamanlanmış işeme rejimi; acil idrar yapma hissi, pollaküri ve saf urge inkontinans bitene kadar işemeler zaman aralığının kademeli olarak arttırılmasıyla gerçekleşir. Detrusor hiperrefleksisi (nöropatolojik bulgusu) olan hastalarda mesane eğitimine cevap vermezler, çünkü mesanedeki bozukluk nöral yoldaki harabiyetten kaynaklanmaktadır. 36

37 Davranış tedavisinin uygulama yönteminde; Hastalardan bir zaman programı içinde, uyanık oldukları sürece nispeten sık olarak saat başı aralıklarla işemeleri istenir. Sabah uyandıklarında hasta işeme gereksinimi hissetmiyorsa, bunu ne olursa olsun yapmalıdır. Bunun yanında saat başı tuvalete gitme programına da uyum gösterilmelidir. Hatta petine bir miktar idrar kaçırsa da hasta tuvalete gitmesi gerektiği saate kadar beklemelidir. Gece hasta uykudan işeme hissi ile uyanırsa buna izin vermelidir. Hasta, bu programı 1 hafta sürdürebilirse, işeme zaman aralığı 15 dakika arttırılır. 2,5 3 saatlik normal işeme zaman aralığı yerleşene kadar, her hafta kademeli olarak 15 dakika arttırılır. Pelvik Taban Kasları Rehabilitasyonları Çeşitli randomize çalışmalar, pelvik taban kası egzersizlerinin hem stres inkontinans hemde miks (Sİ+Üİ) inkontinans tedavilerinde etkili olduğunu gösteren kuvvetli kanıtlar ortaya çıkarmıştır (67). Periüretral levator ani kasları tip-i (yavaş-kasılan) ve tip-ii (hızlı-kasılan) lifleri içerirler. Bu lifler uzun süreli kas tonusunu sağlarlar. Ayrıca öksürme, ıkınma ile oluşan ani karın içi basınç artışında eksternal üretral sfinkterik tonusu aniden yükseltirler (68,69). Kegel (70) pelvik taban kas kuvvetini araştıran ilk kişi olmuştur. Kegel egzersizleri denilen bu egzersizlerin, üretral kapanmayı sağladığı ve pelvik desteği arttırdığı düşünülmektedir. Egzersizler, üretrayı pubise doğru sıkıştırarak, karın içi basınç artışında üretranın aşağıya yer değişimini engelleyerek, idrar kaçağını önler. Bu süreç içerisinde gelişen kas hipertrofisi üretral basıncı arttırır ve pelvik organların yapısal desteği sağlanır (71) 37

38 Egzersizin arttırılması her hastanın performasına ve gücünü kaybetme derecesine bağlı olarak ayarlanmalıdır. Benvenuti ve arkadaşları (51) tarafından yapılan çalışmalarda hastalara 3ay boyunca yoğun fizik tedavi programları uygulanmış, pubococcygeus kasının hem tonik hem fazik kasılması gelişmiştir. Sonuçta hastaların çoğunda belirgin düzelme olduğu görülmüştür. Davranış modifikasyonu, pelvik taban egzersizi, farmakoterapi birlikteliğiyle yapılan, tek başına yapılan tedavilerden daha iyi sonuçlar alındığına dair çalışmalar vardır. Ancak yapılan çalışmalarda hastaların egzersiz programlarına uyumları konusunda, çeşitli günlük aktivitelerden dolayı, yetersiz oldukları sonucu çıkartılmıştır (51). Farmakoterapi Bu tip tedavilerde kullanılan ajana göre potansiyel hedef noktalar: Direkt santral sinir sistemi Periferal sinir sistemi Düz kas reseptörleri İntrasellüler mekanizmalardır. Kullanılan ajanların çoğu reseptör düzeyinde inhibisyon yapmaya yöneliktir. Düz kas hücreleri detrusor kasının büyük bir kısmını oluşturur ve parasempatik sinir aracılı kasılmalardan sorumludur. Mukozadaki diğer hücre tipi ise mesanenin otonom pacemaker aktivitesinden sorumludur. Bu iki hücre tipinin fonksiyon farklarını anlamak, ilaç geliştirmede önemlidir. Detrusor da düz kas demetleri tüm yönlere dağılan düzensiz yerleşimi ile karakterizedir. Birkaç milimetre çapına ulaşan bu ana demetler daha küçük demetçiklerden oluşurlar. Düz kas hücrelerinin düzeni ve aralarındaki işlev ilişkisi, mesanenin kompliyansında 38

39 büyük önem taşır. Detrusor hızlı-fazik kasılabilen ve myozin izoformlarından oluşan bir düz kastır.detrusorun hücre iskeleti ve kontraktil sistemi değişik patofizyolojik koşullara uyum sağlayacak potansiyele sahiptir. Hücre içi kalsiyum un artması ile oluşan aksiyon potansiyeli gap junction" bağlantılarıyla hücreler arasında birbirine aktarılır ve böylece detrusorun tek bir ünite halinde senkronize kasılımı sağlanır. Son yıllarda mesane mukozası ile ilgili yapılan çalışmalarda, mukozanın detrusor kasının tonusunu etkileyen birçok maddeyi sentezlediği gösterilmiştir. Ancak mukozanın detrusor kasılma kontrolündeki rolü halen açıklanmayı beklemektedir (72,73). MUSKARİNİK RESEPTÖR FİZYOLOJİSİ İnsan mesane düz kasında tüm muskarinik reseptör alt tiplerinin varlığı gösterilmiştir. Muskarinik reseptörlerin 5 değişik alt tipi tariflenmiştir. Muskarinik reseptörlerin insan vucudunda dağılımı şöyledir: M1: Santral Sinir sistemi, salgı bezleri, sempatik ganglionlar M2: Detrusor, kalp, sindirim sistemi, bronşlar, arka beyin M3: Detrusor, sindirim sistem, bronşlar, salgı bezleri M4: Santral Sinir Sistemi M5 : Substansia Nigra M2 ve M3 reseptörleri fonksiyonel açıdan insan mesane kontraksiyonunda rol oynayan temel alt tiplerdir Detrusor kasında M2/M3 dağılımı 4/1 olmasına rağmen, detrusor kasılması temel olarak M3 reseptörleri üzerinden gerçekleşir. M2 reseptörlerinin mesane dolumu sırasında kas tonusunun ayarlanmasında, M3 reseptörlernin ise boşaltım sırasında detrusor kasılmasında rol aldıkları öne sürülmüştür. M2 reseptörlerinin beta adrenerjik 39

ALT ÜRİNER SİSTEM VE PELVİK TABAN FONKSİYONEL ANATOMİSİ

ALT ÜRİNER SİSTEM VE PELVİK TABAN FONKSİYONEL ANATOMİSİ ALT ÜRİNER SİSTEM VE PELVİK TABAN FONKSİYONEL ANATOMİSİ Prof.Dr.Niyazi Aşkar Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Ürojinekoloji Ünitesi Kontinansın devamlılığının sağlanması

Detaylı

İDRAR KAÇIRMA Dr. Bülent Çetinel. idrar kaçırma(üriner inkontinans) idrar tutamama hali

İDRAR KAÇIRMA Dr. Bülent Çetinel. idrar kaçırma(üriner inkontinans) idrar tutamama hali İDRAR KAÇIRMA Dr. Bülent Çetinel idrar kaçırma(üriner inkontinans) idrar tutamama hali Görülme Sıklığı kadında % 4.5-53 erkekde %1.6-24 Üroloji ve Jinekoloji Polikliniklerine İdrar Kaçırma Yakınması Dışında

Detaylı

İŞEME FİZYOLOJİSİ. Doç.Dr. Ömer Bayrak Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı

İŞEME FİZYOLOJİSİ. Doç.Dr. Ömer Bayrak Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı İŞEME FİZYOLOJİSİ Doç.Dr. Ömer Bayrak Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Türk Üroloji Yeterlilik Kurulu, Sertifikasyon Sınavlarına Hazırlık Kursu 15-17 Kasım 2016, Kızılcahamam

Detaylı

DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR?

DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR? DİSFONKSİYONEL İŞEME (İŞEME FONKSİYON BOZUKLUĞU) NEDİR? Tuvalet eğitimi döneminde, nörolojik olarak normal bazı çocuklarda yanlış edinilmiş işeme alışkanlıkları neticesinde ortaya çıkan işeme fazındaki

Detaylı

PELVİK RELAKSASYON VE İNKONTİNANS DA HASTA DEĞERLENDİRMESİ. Prof. Dr. Haldun Güner

PELVİK RELAKSASYON VE İNKONTİNANS DA HASTA DEĞERLENDİRMESİ. Prof. Dr. Haldun Güner PELVİK RELAKSASYON VE İNKONTİNANS DA HASTA DEĞERLENDİRMESİ Prof. Dr. Haldun Güner Üriner inkontinans, birçok nedenle ortaya çıkabilen, kompleks-multifaktöriyel ve hijyenik ya da sosyal bir sorun haline

Detaylı

Prof. Dr. M. İhsan Karaman. Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Üroloji Kliniği

Prof. Dr. M. İhsan Karaman. Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Üroloji Kliniği Prof. Dr. M. İhsan Karaman Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Üroloji Kliniği İşeme Bozukluğu-Tanım Sağlıklı çocuklarda yanlış tuvalet eğitimi yada psikolojik yada ailesel nedenlerle gelişen

Detaylı

Alt Üriner Sistem Anatomi ve Fizyolojisi SİNHARİB ÇİTGEZ

Alt Üriner Sistem Anatomi ve Fizyolojisi SİNHARİB ÇİTGEZ Alt Üriner Sistem Anatomi ve Fizyolojisi SİNHARİB ÇİTGEZ Alt üriner sistem anatomisi Mesane Mesane boynu Üretra Eksternal üretral sfinkter Pelvik taban kasları ve destek dokuları 22.06.16 İÜ Cerrahpaşa

Detaylı

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 9 a

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 9 a Fizyoloji PSİ 123 Hafta 9 Serebrum Bazal Çekirdekler Orta Beyin (Mezensefalon) Beyin sapının üzerinde, beyincik ve ara beyin arasında kalan bölüm Farklı duyu bilgilerini alarak bütünleştirir ve kortekse

Detaylı

ÜRODĠNAMĠK DEĞERLENDĠRME

ÜRODĠNAMĠK DEĞERLENDĠRME ÜRODĠNAMĠK DEĞERLENDĠRME Prof. Dr. Niyazi Aşkar EÜTF Kadın Hast. ve Doğum Anabilim Dalı Ürodinamik inceleme Amaç: Alt üriner sistem dolum ve boşaltım fonksiyon bozukluklarını saptamaktır Ürodinamik tetkiklerin

Detaylı

Kadın İdrar İnkontinansı. Dr. M.NURİ BODAKÇİ

Kadın İdrar İnkontinansı. Dr. M.NURİ BODAKÇİ Kadın İdrar İnkontinansı Dr. M.NURİ BODAKÇİ Genel populasyonun çoğunda özellikle kadınlarda ve yaşlılarda mesane disfonksiyonu vardır. ICS üriner inkontinansı; objektif olarak gösterilebilen ve sosyal

Detaylı

OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi)

OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi) OTONOM SİNİR SİSTEMİ (Fonksiyonel Anatomi) Otonom sinir sitemi iki alt kısma ayrılır: 1. Sempatik sinir sistemi 2. Parasempatik sinir sistemi Sempatik ve parasempatik sistemin terminal nöronları gangliyonlarda

Detaylı

KADINLARDA İDRAR KAÇIRMA NEDİR VE NASIL TEDAVİ EDİLİR? İdrar kaçırma nedir- nasıl tanımlanır? Bu bir hastalık mıdır?

KADINLARDA İDRAR KAÇIRMA NEDİR VE NASIL TEDAVİ EDİLİR? İdrar kaçırma nedir- nasıl tanımlanır? Bu bir hastalık mıdır? KADINLARDA İDRAR KAÇIRMA NEDİR VE NASIL TEDAVİ EDİLİR? İdrar kaçırma nedir- nasıl tanımlanır? Bu bir hastalık mıdır? İdrar kaçırma her türlü istem dışı idrarın tutulamaması yani kaçırma halidir. Bu durum,

Detaylı

ÇOCUKLARDA MESANE BARSAK DİSFONKSİYONU ÇOCUK ÜROLOJİSİ BAKIŞI. Dr. Selami Sözübir Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İstanbul

ÇOCUKLARDA MESANE BARSAK DİSFONKSİYONU ÇOCUK ÜROLOJİSİ BAKIŞI. Dr. Selami Sözübir Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İstanbul ÇOCUKLARDA MESANE BARSAK DİSFONKSİYONU ÇOCUK ÜROLOJİSİ BAKIŞI Dr. Selami Sözübir Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İstanbul MBD Herhangi bir alt üriner sistem semptomu ile birlikte barsak ile ilgili

Detaylı

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü Prof.Dr.Mitat KOZ DOLAŞIMIN SİNİRSEL KONTROLÜ Doku kan akımının her dokuda ayrı ayrı ayarlanmasında lokal doku kan akımı kontrol mekanizmaları

Detaylı

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder. Çeşitli duyu organlarından milyonlarca

Detaylı

Alt Üriner Sistem Anatomi ve Fizyolojisi SİNHARİB ÇİTGEZ

Alt Üriner Sistem Anatomi ve Fizyolojisi SİNHARİB ÇİTGEZ Alt Üriner Sistem Anatomi ve Fizyolojisi SİNHARİB ÇİTGEZ Alt üriner sistem anatomisi Mesane Mesane boynu Üretra Eksternal üretral sfinkter Pelvik taban kasları ve destek dokuları 9.12.15 İÜ Cerrahpaşa

Detaylı

ÜRİNER İNKONTİNANS. Doç Dr Haluk EMİR. Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı

ÜRİNER İNKONTİNANS. Doç Dr Haluk EMİR. Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı ÜRİNER İNKONTİNANS Doç Dr Haluk EMİR Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı Alt Üriner Sistem Mesane ve mesane boynu (İnternal sfinkter) Üretra Peri üretral çizgile adele (Eksternal sfinkter)

Detaylı

ÇOCUK NEFROLOJİ BİLİM DALI

ÇOCUK NEFROLOJİ BİLİM DALI ÇOCUK NEFROLOJİ BİLİM DALI ÇOCUKLARDA MESANE DİSFONKSİYONUNA TANISAL YAKLAŞIM-TEDAVİ KURSU 22.12.2017 OLGU SUNUMU OLGU 16yaşında, kız Fasiyal dismorfizm Mandibular prognatizm OLGU Tekrarlayan idrar yolu

Detaylı

STRES ÜRİNER İNKONTİNANS HASTALARINDA TRANSOBTURATOR TAPE (TOT) OPERASYONU BAŞARISININ KİNG s SAĞLIK ANKETİ VE PERİNEAL ULTRASONOGRAFİ İLE

STRES ÜRİNER İNKONTİNANS HASTALARINDA TRANSOBTURATOR TAPE (TOT) OPERASYONU BAŞARISININ KİNG s SAĞLIK ANKETİ VE PERİNEAL ULTRASONOGRAFİ İLE T.C. Sağlık Bakanlığı Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği Şef: Doç. Dr. Orhan ÜNAL Tez Danışmanı: Dr. Bülent KARS STRES ÜRİNER İNKONTİNANS HASTALARINDA

Detaylı

ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA

ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA Çevresel Sinir Sistemi (ÇSS), Merkezi Sinir Sistemine (MSS) bilgi ileten ve bilgi alan sinir sistemi bölümüdür. Merkezi Sinir Sistemi nden çıkarak tüm vücuda dağılan sinirleri

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 25 İNSAN FİZYOLOJİSİ SİNİR SİSTEMİ-9 ÇEVRESEL (PERİFERİK) SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ HASTALIKLARI

11. SINIF KONU ANLATIMI 25 İNSAN FİZYOLOJİSİ SİNİR SİSTEMİ-9 ÇEVRESEL (PERİFERİK) SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ HASTALIKLARI 11. SINIF KONU ANLATIMI 25 İNSAN FİZYOLOJİSİ SİNİR SİSTEMİ-9 ÇEVRESEL (PERİFERİK) SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ HASTALIKLARI B) ÇEVRESEL (PERİFERAL) SİNİR SİSTEMİ Çevresel Sinir Sistemi (ÇSS), Merkezi Sinir

Detaylı

Video-ürodinamik çalışmalar

Video-ürodinamik çalışmalar Video-ürodinamik çalışmalar Dr. Tufan Tarcan Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Tanım Ürodinamik parametreler ile alt üriner sistemin eşzamanlı görüntülenmesidir Alt üriner sistem

Detaylı

İŞEME DİSFONKSİYONUNUN PATOFİZYOLOJİSİ

İŞEME DİSFONKSİYONUNUN PATOFİZYOLOJİSİ 4. İşlevsel Üroloji ve Kadın Ürolojisi Kongresi Ürodinami Kursu İŞEME DİSFONKSİYONUNUN PATOFİZYOLOJİSİ Doç. Dr. Ali Ersin Zümrütbaş Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi, Üroloji Anabilim Dalı 23.10.2015

Detaylı

Aşırı aktif mesanede tedavi. Dr. Hakan Vuruşkan Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı

Aşırı aktif mesanede tedavi. Dr. Hakan Vuruşkan Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Aşırı aktif mesanede tedavi Dr. Hakan Vuruşkan Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı AŞIRI AKTİF MESANEDE TEDAVİ AAM Stres İnk. Miks Urge İnk. Ani sıkışma Sık idrar yapma Noktüri Tedavi

Detaylı

VEZİKOÜRETERAL REFLÜ KİME ÜRODİNAMİ YAPIYORUM? Dr.A.Rüknettin ASLAN Haydarpaşa Numune EAH 1.Üroloji Kliniği

VEZİKOÜRETERAL REFLÜ KİME ÜRODİNAMİ YAPIYORUM? Dr.A.Rüknettin ASLAN Haydarpaşa Numune EAH 1.Üroloji Kliniği VEZİKOÜRETERAL REFLÜ KİME ÜRODİNAMİ YAPIYORUM? Dr.A.Rüknettin ASLAN Haydarpaşa Numune EAH 1.Üroloji Kliniği Nereden geliyoruz? Biz kimiz? Nereye gidiyoruz? Reflü kronolojisi Üreterovezikal bileşke/tünel

Detaylı

DİRENÇLİ AAM TEDAVİSİNDE BOTULİNUM TOKSİNİ. Dr. Abdullah Demirtaş Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Kayseri

DİRENÇLİ AAM TEDAVİSİNDE BOTULİNUM TOKSİNİ. Dr. Abdullah Demirtaş Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Kayseri DİRENÇLİ AAM TEDAVİSİNDE BOTULİNUM TOKSİNİ Dr. Abdullah Demirtaş Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Kayseri Aşırı Aktif Mesane Tanım: idrar yolu enfeksiyonu veya başka herhangi bir

Detaylı

DR. NUMAN BAYDİLLİ. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı

DR. NUMAN BAYDİLLİ. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı DR. NUMAN BAYDİLLİ Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı 1 Aşırı aktif mesane (AAM) Altta yatan bir enfeksiyon veya patoloji olmaksızın Sık idrara çıkma (frequency) Ani sıkışma hissi

Detaylı

ÜRİNER İNKONTİNANS TEDAVİSİNDE PELVİK TABAN EGZERSİZLERİ NÖROMODÜLASYON-BİOFEEDBACK İÇİN EVDE EGZERSİZ EĞİTİM UYGULAMASI KISA DÖNEM SONUÇLARI

ÜRİNER İNKONTİNANS TEDAVİSİNDE PELVİK TABAN EGZERSİZLERİ NÖROMODÜLASYON-BİOFEEDBACK İÇİN EVDE EGZERSİZ EĞİTİM UYGULAMASI KISA DÖNEM SONUÇLARI T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İSTANBUL EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ I. KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM KLİNİĞİ Klinik Şefi Doç.Dr. AHMET BİRTAN BORAN ÜRİNER İNKONTİNANS TEDAVİSİNDE PELVİK TABAN EGZERSİZLERİ NÖROMODÜLASYON-BİOFEEDBACK

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

İŞEME DİSFONKSİYONUNUN PATOFİZYOLOJİSİ

İŞEME DİSFONKSİYONUNUN PATOFİZYOLOJİSİ 4. İşlevsel Üroloji ve Kadın Ürolojisi Kongresi Ürodinami Kursu İŞEME DİSFONKSİYONUNUN PATOFİZYOLOJİSİ Doç. Dr. Ali Ersin Zümrütbaş Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi, Üroloji Anabilim Dalı 23.10.2015

Detaylı

DOĞURGAN ÇAĞDA KADINLARDA GÖRÜLEN ÜRİNER İNKONTİNANSIN SAĞLIK, SOSYAL, SEKSÜEL VE YAŞAM KALİTESİ ÜZERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ

DOĞURGAN ÇAĞDA KADINLARDA GÖRÜLEN ÜRİNER İNKONTİNANSIN SAĞLIK, SOSYAL, SEKSÜEL VE YAŞAM KALİTESİ ÜZERİNE ETKİSİNİN İNCELENMESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON ANABİLİMDALI DOĞURGAN ÇAĞDA KADINLARDA GÖRÜLEN ÜRİNER İNKONTİNANSIN SAĞLIK, SOSYAL, SEKSÜEL VE YAŞAM KALİTESİ ÜZERİNE

Detaylı

Pelvik taban kaslarının 4 önemli görevi vardır:

Pelvik taban kaslarının 4 önemli görevi vardır: PELVİK TABAN REHABİLİTASYONU İnsan vücudunun gövde kısmı ; Göğüs (Toraks),Karın (Abdomen) ve Leğen (Pelvis) olmak üzere 3ana bölümden oluşur.karnın alt kısmında kasıklar olarak da bilinen pelvis; leğen

Detaylı

İyi Ürodinami Pratiği

İyi Ürodinami Pratiği İyi Ürodinami Pratiği Prof. Dr. Tufan Tarcan Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Misafir Öğretim Üyesi İstanbul Alt üriner sistem Mesane Üretral sfinkterler

Detaylı

Ambulatuar Ürodinami. Dr. İlker Şen

Ambulatuar Ürodinami. Dr. İlker Şen Ambulatuar Ürodinami Dr. İlker Şen Ürodinamik Çalışmalar Konvansiyonel ürodinamik çalışmalar - Suni dolum Ambulatuar ürodinamik çalışmalar - Doğal dolum - Günlük aktiviteler sırasında alt üriner sistemin

Detaylı

(Uzmanlık Tezi) Dr. Mevlüt Akın Azman

(Uzmanlık Tezi) Dr. Mevlüt Akın Azman T.C. Sağlık Bakanlığı Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği Klinik Şefi Op. Dr. Gültekin Köse TENSION FREE VAGİNAL TAPE(TVT) OPERASYONUNUN UYGULANMASI ve KISA

Detaylı

TENSİON-FREE VAGİNAL TAPE OPERASYONUNUN POSTMİKSİONEL REZİDÜEL İDRAR VOLUMU ÜZERİNE ETKİSİ

TENSİON-FREE VAGİNAL TAPE OPERASYONUNUN POSTMİKSİONEL REZİDÜEL İDRAR VOLUMU ÜZERİNE ETKİSİ T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI BAKIRKÖY DOĞUMEVİ KADIN VE ÇOCUK HASTALIKLARI EĞİTİM HASTANESİ TEZ DANIŞMANI Klinik şefi Op. Dr. Hasan Cemal Ark TENSİON-FREE VAGİNAL TAPE OPERASYONUNUN POSTMİKSİONEL REZİDÜEL İDRAR

Detaylı

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ İdrar oluşturmak... Üriner sistemin ana görevi vücutta oluşan metabolik artıkları idrar yoluyla vücuttan uzaklaştırmak ve sıvı elektrolit dengesini korumaktır. Üriner

Detaylı

KASLAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER. Kasların regenerasyon yeteneği yok denecek kadar azdır. Hasar gören kas dokusunun yerini bağ dokusu doldurur.

KASLAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER. Kasların regenerasyon yeteneği yok denecek kadar azdır. Hasar gören kas dokusunun yerini bağ dokusu doldurur. KASLAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER Canlılığın belirtisi olarak kabul edilen hareket canlıların sabit yer veya cisimlere göre yer ve durumunu değiştirmesidir. İnsanlarda hareket bir sistemin işlevidir. Bu işlevi

Detaylı

BİRİNCİ BASAMAKTA ÜRİNER İNKONTİNANSA YAKLAŞIM

BİRİNCİ BASAMAKTA ÜRİNER İNKONTİNANSA YAKLAŞIM BİRİNCİ BASAMAKTA ÜRİNER İNKONTİNANSA YAKLAŞIM Dr. Didem Adahan Sunay Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Aile Hekimliği Koordinatörlüğü Kontinans idrarı tutabilme, sosyal olarak uygun zamanda, uygun

Detaylı

Amerika Birleşik Devletleri nde her yıl yaklaşık yeni spinal kord yaralanması (SKY) meydana gelmektedir.

Amerika Birleşik Devletleri nde her yıl yaklaşık yeni spinal kord yaralanması (SKY) meydana gelmektedir. DR. MEHTAP DURAK ARKA PLAN Amerika Birleşik Devletleri nde her yıl yaklaşık 12.500 yeni spinal kord yaralanması (SKY) meydana gelmektedir. Yaralanma nedenleri arasında motorlu taşıt kazaları ilk sırayı

Detaylı

Santral (merkezi) sinir sistemi

Santral (merkezi) sinir sistemi Santral (merkezi) sinir sistemi 1 2 Beyin birçok dokunun kontrollerini üstlenmiştir. Çalışması hakkında hala yeterli veri edinemediğimiz beyin, hafıza ve karar verme organı olarak kabul edilir. Sadece

Detaylı

İnmede Tedavisi BR.HLİ.102

İnmede Tedavisi BR.HLİ.102 BR.HLİ.102 Serebral Felç (İnme) ve Spastisitede Botoks Spastisite Nedir? Spastisite belirli kasların aşırı aktif hale gelerek, adale katılığına, sertliğine ya da spazmlarına neden olmasıyla ortaya çıkan

Detaylı

ÇOCUKLUK ÇAĞI İŞEME BOZUKLUKLARI. Prof. Dr. Şaban SARIKAYA

ÇOCUKLUK ÇAĞI İŞEME BOZUKLUKLARI. Prof. Dr. Şaban SARIKAYA ÇOCUKLUK ÇAĞI İŞEME BOZUKLUKLARI Prof. Dr. Şaban SARIKAYA Sunum planı: İdrar kontrolünün gelişimi Çocuklarda işeme bozukluğu tanımı Terminoloji ve standardizasyon çalışmaları Tanı ve tedavi algoritmaları

Detaylı

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı REFLEKSLER. Dr. Sinan CANAN

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı REFLEKSLER. Dr. Sinan CANAN Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı REFLEKSLER Dr. Sinan CANAN scanan@baskent.edu.tr Bu Bölümde: Sinirsel refleksler: Tipleri ve yolları Otonom refleks yolları ve işlevleri İskelet

Detaylı

Cerrahi ne zaman gerekli. Mini-slingler Periuretral enjeksiyonlar. Mini-slingler. Mid-slingler. MiniArc MUS yerleştirme. MiniArc MUS yerleştirme

Cerrahi ne zaman gerekli. Mini-slingler Periuretral enjeksiyonlar. Mini-slingler. Mid-slingler. MiniArc MUS yerleştirme. MiniArc MUS yerleştirme Cerrahi ne zaman gerekli Mini-slingler Periuretral enjeksiyonlar Dr Tevfik Yoldemir Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A.D. Konservatif veya medikal tedavi faydalı olmazsa Urodinamik

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

NÖROJEN MESANE (alt üriner sistemin nörojenik disfonksiyonu)

NÖROJEN MESANE (alt üriner sistemin nörojenik disfonksiyonu) NÖROJEN MESANE (alt üriner sistemin nörojenik disfonksiyonu) tanımı, etiyolojisi, epidemiyoloji, sınıflama Dr. Tarık Yonguç İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tanım: İşemeyi kontrol eden, santral

Detaylı

KAS FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

KAS FİZYOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN KAS FİZYOLOJİSİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Uyarılabilen dokular herhangi bir uyarıya karşı hücre zarlarının elektriksel özelliğini değiştirerek aksiyon potansiyeli oluşturup, iletebilme özelliği göstermektedir.

Detaylı

Çocuklarda Mesane Disfonksiyonunda Tanısal Yaklaşım ve Tedavi

Çocuklarda Mesane Disfonksiyonunda Tanısal Yaklaşım ve Tedavi Çocuklarda Mesane Disfonksiyonunda Tanısal Yaklaşım ve Tedavi Dr. NURDAN YILDIZ Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi T.N.A-12 y kız hasta Doğum tarihi: 03.01.2006 Başvuru tarihi: Haziran

Detaylı

ÇOCUKLUK ÇAĞI İŞEME BOZUKLUĞU: BULGULAR VE TEDAVİ ALGORİTMASI

ÇOCUKLUK ÇAĞI İŞEME BOZUKLUĞU: BULGULAR VE TEDAVİ ALGORİTMASI ÇOCUKLUK ÇAĞI İŞEME BOZUKLUĞU: BULGULAR VE TEDAVİ ALGORİTMASI Doç. Dr. Selçuk Yücel Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı, Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı Antalya referanslar The standartization

Detaylı

ROBOT YARDIMI İLE PROSTAT KANSERİ AMELİYATINDA HASTA EĞİTİMİ

ROBOT YARDIMI İLE PROSTAT KANSERİ AMELİYATINDA HASTA EĞİTİMİ ROBOT YARDIMI İLE PROSTAT KANSERİ AMELİYATINDA HASTA EĞİTİMİ Prostat kanserinin tedavisinde sık olarak uygulanan robotik radikal prostatektomi ameliyatında, cerrah tarafından yönetilen bir robot aracılığıyla

Detaylı

Selçuk Yüksel. Pamukkale Üniversitesi Çocuk Nefroloji Bilim Dalı

Selçuk Yüksel. Pamukkale Üniversitesi Çocuk Nefroloji Bilim Dalı Selçuk Yüksel Pamukkale Üniversitesi Çocuk Nefroloji Bilim Dalı Olgu Sunumu Ad Soyad/Yaşı/Cinsiyeti : GD / 14 yaş / İlk başvuru tarihi : 18/05/2012 Başvuru yakınmaları Bedensel gelişme geriliği Çocuk endokrin

Detaylı

İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas

İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas Kas Fizyolojisi İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas Vücudun yaklaşık,%40 ı çizgili kas, %10 u düz kas kastan oluşmaktadır. Kas hücreleri kasılma (kontraksiyon) yeteneğine

Detaylı

NONİNVAZİV ÜRODİNAMİK DEĞERLENDİRME Üroflovmetri, rezidiv idrar, işeme günlüğü

NONİNVAZİV ÜRODİNAMİK DEĞERLENDİRME Üroflovmetri, rezidiv idrar, işeme günlüğü NONİNVAZİV ÜRODİNAMİK DEĞERLENDİRME Üroflovmetri, rezidiv idrar, işeme günlüğü Dr.Gökhan TEMELTAŞ Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji AD IV. ULUSAL İŞLEVSEL ÜROLOJİ ve KADIN ÜROLOJİSİ KONGRESİ

Detaylı

BPH OLGU SUNUMLARI. Dr. Ferruh Zorlu

BPH OLGU SUNUMLARI. Dr. Ferruh Zorlu BPH OLGU SUNUMLARI Dr. Ferruh Zorlu Olgu -1 Olgu -1 H.A., 50 Y İdrara sık çıkma ve idrar kalma hissi ( Bir yıldır) IPSS : 29 Depolama : 12, Boşaltım : 17 QoL : 5 FM: Glob yok PRM: Prostat gr 1 Benin, sfinkter

Detaylı

İdrar kaçırma hastalığına boyun eğmeyin.

İdrar kaçırma hastalığına boyun eğmeyin. İdrar kaçırma hastalığına boyun eğmeyin. Hayatınızı kısıtlamayın! Bazı hastalıklar var ki günlük yaşantımızı büyük oranda etkileyip yaşam kalitemizi düşürüyor. Bu hastalıkların başında da enkotinans ya

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 10 Ağustos 2018 Cuma

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 10 Ağustos 2018 Cuma Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Polikliniği Olgu Sunumu 10 Ağustos 2018 Cuma İnt. Dr. Muhammed Türk Olgu 4 yaş, 10 aylık kız hasta Yaklaşık bir yıldır

Detaylı

ANATOMİ ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI İLE

ANATOMİ ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI İLE ANATOMİ ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI İLE İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ VE FIRAT ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ANATOMİ ANABİLİM DALI ORTAK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI Program Yürütücüsü : Prof. Dr. Davut

Detaylı

İçindekiler. X. İdrar transport, depoloma ve boşaltma

İçindekiler. X. İdrar transport, depoloma ve boşaltma İçindekiler X. İdrar transport, depoloma ve boşaltma 10.1 Alt üriner sistem disfonksiyonunun sınıflandırılması 10.1.1 Patofizyoloji //Fuat Demirel, Erdem Öztürk 10.1.2 Sınıflama sistemleri 10.1.3 Alt üriner

Detaylı

OLGU SUNUMU. Doç.Dr. Egemen Eroğlu Çocuk Cerrahisi ABD

OLGU SUNUMU. Doç.Dr. Egemen Eroğlu Çocuk Cerrahisi ABD OLGU SUNUMU Doç.Dr. Egemen Eroğlu Çocuk Cerrahisi ABD 2017 F. K., 8y 11a, kız Başvuru Şikayeti İdrar yolu enfeksiyonu İdrar kaçırma Hikayesi Beş yaşından beri; Sık İYE idrar kaçırma Sık idrara çıkma (+)

Detaylı

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı KAS FİZYOLOJİSİ. Düz Kas. Dr. Sinan CANAN sinancanan@gmail.com www.sinancanan.

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı KAS FİZYOLOJİSİ. Düz Kas. Dr. Sinan CANAN sinancanan@gmail.com www.sinancanan. Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı KAS FİZYOLOJİSİ İ İ İ Düz Kas Dr. Sinan CANAN sinancanan@gmail.com www.sinancanan.net net Düz Kas Kalp kası İskelet kl kası Düz kas Düz Kas Düz

Detaylı

PROF. DR. FULYA DÖKMECİ

PROF. DR. FULYA DÖKMECİ PROF. DR. FULYA DÖKMECİ Doğum eylemi ve doğumdan bahsedilirken üç kritik öğeden bahsedilir: YOL: kemik ve yumuşak doku GÜÇ: uterin kontraksiyon kuvveti YOLCU: fetus YOL KEMİK PELVİS Vajinal doğumun gerçekleşmesi

Detaylı

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4

Detaylı

STRES ÜRİNER İNKONTİNAS TEDAVİSİNDE TRASOBTURATOR TAPE (TOT) OPERASYONUNUN ETKİNLİĞİNİN ÜRODİNAMİ VE ANKET FORMLARIYLA DEĞERLENDİRİLMESİ

STRES ÜRİNER İNKONTİNAS TEDAVİSİNDE TRASOBTURATOR TAPE (TOT) OPERASYONUNUN ETKİNLİĞİNİN ÜRODİNAMİ VE ANKET FORMLARIYLA DEĞERLENDİRİLMESİ T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İSTANBUL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ I.KADIN DOĞUM KLİNİĞİ KLİNİK ŞEFİ: Doç. Dr. A. Birtan BORAN STRES ÜRİNER İNKONTİNAS TEDAVİSİNDE TRASOBTURATOR TAPE (TOT) OPERASYONUNUN ETKİNLİĞİNİN

Detaylı

Üriner İnkontinansın Kadın Cinselliği Üzerine Olan Etkisi. Prof Dr Ercan Aygen Erciyes Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Üriner İnkontinansın Kadın Cinselliği Üzerine Olan Etkisi. Prof Dr Ercan Aygen Erciyes Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Üriner İnkontinansın Kadın Cinselliği Üzerine Olan Etkisi Prof Dr Ercan Aygen Erciyes Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Dünya Sağlık Örgütü, cinsel sağlığı insanların cinsellikle ilişkili olarak

Detaylı

SAKRAL NÖROMODÜLASYON

SAKRAL NÖROMODÜLASYON SAKRAL NÖROMODÜLASYON Dr. Ali Ergen Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Refrakter Aşırı Aktif Mesane Alternatif tedavilerin uygun zamanda kullanılması için RAAM nin daha spesifik

Detaylı

30.12.2014. Kadın Hastalıklarında Uygulanan Muayene Metotları. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı. 16.Hafta ( 29.12-02.

30.12.2014. Kadın Hastalıklarında Uygulanan Muayene Metotları. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı. 16.Hafta ( 29.12-02. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı 16.Hafta ( 29.12-02.01 / 01 / 2015) KADIN HASTALIKLARINDA UYGULANAN MUAYENE METOTLARI Slayt No: 25 JİNEKOLOJİK MUAYENE 1.) Anamnez 2.) Genel Fizik Muayene

Detaylı

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Otonom Sinir Sistemi. emin ulaş erdem

FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi. Otonom Sinir Sistemi. emin ulaş erdem FTR 231 Fonksiyonel Nöroanatomi Otonom Sinir Sistemi emin ulaş erdem Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi -Beyin -Omurilik Periferik Sinir Sistemi Somatik somatik duyu, özel duyular iskelet kaslarının istemli

Detaylı

Aşırı Aktif Mesane (AAM) semptomları hakkında temel bilgiler

Aşırı Aktif Mesane (AAM) semptomları hakkında temel bilgiler Hasta Bilgilendirme Formu Türkçe Aşırı Aktif Mesane (AAM) semptomları hakkında temel bilgiler Altı çizili terimler sözlükte listelenmiştir. Mesane nedir? pubik kemik mesane seminal veziküller prostat rektum

Detaylı

STRES ÜRİNER İNKONTİNANS TEDAVİSİNDE TENSİON FREE VAGİNAL TAPE AMELİYATININ KISA DÖNEM SONUÇLARININ BURCH AMELİYATI SONUÇLARIYLA KARŞILAŞTIRILMASI

STRES ÜRİNER İNKONTİNANS TEDAVİSİNDE TENSİON FREE VAGİNAL TAPE AMELİYATININ KISA DÖNEM SONUÇLARININ BURCH AMELİYATI SONUÇLARIYLA KARŞILAŞTIRILMASI T. C. HASEKİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği Klinik Şefi Op. Dr. Ahmet ÇETİN STRES ÜRİNER İNKONTİNANS TEDAVİSİNDE TENSİON FREE VAGİNAL TAPE AMELİYATININ KISA DÖNEM SONUÇLARININ

Detaylı

Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir.

Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir. REKTOVAGİNAL FİSTÜL Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir. KLİNİK-TANI: Vagenden gaz ve gaita gelmesi en

Detaylı

BİRİNCİ BASAMAKTA ÜRİNER İNKONTİNANSA YAKLAŞIM

BİRİNCİ BASAMAKTA ÜRİNER İNKONTİNANSA YAKLAŞIM BİRİNCİ BASAMAKTA ÜRİNER İNKONTİNANSA YAKLAŞIM Dr. Didem Adahan Sunay Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Aile Hekimliği Koordinatörlüğü Kontinans idrarı tutabilme, sosyal olarak uygun zamanda, uygun

Detaylı

Nida Temizkan Dinçel SUAM İzmir DrBehçet Uz EAH

Nida Temizkan Dinçel SUAM İzmir DrBehçet Uz EAH Nida Temizkan Dinçel SUAM İzmir DrBehçet Uz EAH OLGU 7 yaş kız hasta YAKINMA Ateş İdrar yaparken yanma Kusma HİKAYE 5 y. itibaren ateşli tekrarlayan İYE 6 y. ileri tetkik DMSA: sol multipl kortikal skar

Detaylı

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük

Detaylı

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden

Detaylı

NONİNVAZİV ÜRODİNAMİK DEĞERLENDİRME Üroflovmetri, rezidiv idrar, işeme günlüğü

NONİNVAZİV ÜRODİNAMİK DEĞERLENDİRME Üroflovmetri, rezidiv idrar, işeme günlüğü NONİNVAZİV ÜRODİNAMİK DEĞERLENDİRME Üroflovmetri, rezidiv idrar, işeme günlüğü Dr.Gökhan TEMELTAŞ Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji AD IV. ULUSAL İŞLEVSEL ÜROLOJİ ve KADIN ÜROLOJİSİ KONGRESİ

Detaylı

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Dönem T+U Saat Kredi AKTS. Sinir Sistemi TIP 204 2 103+40 9 10. Kurul Dersleri Teorik Pratik Toplam

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Dönem T+U Saat Kredi AKTS. Sinir Sistemi TIP 204 2 103+40 9 10. Kurul Dersleri Teorik Pratik Toplam DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Dönem T+U Saat Kredi AKTS Sinir Sistemi TIP 204 2 103+40 9 10 Kurul Dersleri Teorik Pratik Toplam Anatomi 42 16 58 Fizyoloji 39 18 57 Histoloji ve Embriyoloji 12 4 16 Biyofizik

Detaylı

KAS Klinik Önem. Doç.Dr.Vatan KAVAK

KAS Klinik Önem. Doç.Dr.Vatan KAVAK KAS Klinik Önem Doç.Dr.Vatan KAVAK Hareket sisteminin temelini kaslar oluşturur. İnsan vücudunda 650 civarında kas bulunur. Kasların toplam ağırlığı bireyden bireye değişmekle birlikte, tüm vücut ağırlığının

Detaylı

Derin İnfiltratif Endometriozis. Prof.Dr.Ahmet Göçmen Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Derin İnfiltratif Endometriozis. Prof.Dr.Ahmet Göçmen Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Derin İnfiltratif Endometriozis Prof.Dr.Ahmet Göçmen Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endometriozis Peritoneal Ovarian Derin infiltratif Anterior Mesane Posterior P1-Uterosakral ligament P2-Vajinal

Detaylı

İnvaziv Mesane Kanserinde Radikal Sistektomi + Lenfadenektomi, Neoadjuvan ve Adjuvan Kemoterapi. Dr. Öztuğ Adsan

İnvaziv Mesane Kanserinde Radikal Sistektomi + Lenfadenektomi, Neoadjuvan ve Adjuvan Kemoterapi. Dr. Öztuğ Adsan İnvaziv Mesane Kanserinde Radikal Sistektomi + Lenfadenektomi, Neoadjuvan ve Adjuvan Kemoterapi Dr. Öztuğ Adsan Radikal Sistektomi Radikal sistektomi pelvik lenfadenektomi ile birlikte kasa invaze ve

Detaylı

GEBELİKTE SIK GÖRÜLEN RAHATSIZLIKLAR VE ALINACAK ÖNLEMLER

GEBELİKTE SIK GÖRÜLEN RAHATSIZLIKLAR VE ALINACAK ÖNLEMLER GEBELİKTE SIK GÖRÜLEN RAHATSIZLIKLAR VE ALINACAK ÖNLEMLER Bulantı-Kusma Gebe kadınların 1/2 sinde bulantı, 1/3 ünde kusma genelde ilk üç ay içinde görülür. Gebeliğin sonuna doğru, bebeğin mideyi yukarı

Detaylı

Üriner inkontinans terimleri sözlüğü

Üriner inkontinans terimleri sözlüğü Hasta Bilgilendirme Formu Türkçe Üriner inkontinans terimleri sözlüğü Açık cerrahi Organlara doğrudan ulaşabilmek için cerrahın cildi ve dokuları kestiği bir cerrahi işlemdir. Anestezi (genel, spinal veya

Detaylı

KAS VE HAREKET FİZYOLOJİSİ

KAS VE HAREKET FİZYOLOJİSİ KAS VE HAREKET FİZYOLOJİSİ KAS DOKUSU TİPLERİ İSKELET KASI İskelet Kasının Yapısı Kas Proteinleri Kas Kontraksiyonu KASILMA TİPLERİ KASIN ENERJİ METABOLİZMASI İskelet Kası Çizgili kastır. İstemli çalışır.

Detaylı

ERKEK AÜSS OLGU SUNUMLARI DR.CÜNEYD ÖZKÜRKCÜGİL DR.EMRE AKKUŞ DR.ABDULLAH GEDİK DR.FATİH TARHAN

ERKEK AÜSS OLGU SUNUMLARI DR.CÜNEYD ÖZKÜRKCÜGİL DR.EMRE AKKUŞ DR.ABDULLAH GEDİK DR.FATİH TARHAN ERKEK AÜSS OLGU SUNUMLARI DR.CÜNEYD ÖZKÜRKCÜGİL DR.EMRE AKKUŞ DR.ABDULLAH GEDİK DR.FATİH TARHAN ANTALYA, EKİM 2015 GEÇMİŞTEN BUGÜNE AÜSS TE KONUŞULANLAR BPH ETYOPATOGENEZ: hormonal faktörler, büyüme faktörleri/

Detaylı

7. Yarıyıl Farmasötik Kimya Prof. Dr. İlkay YILDIZ

7. Yarıyıl Farmasötik Kimya Prof. Dr. İlkay YILDIZ 7. Yarıyıl Farmasötik Kimya Prof. Dr. İlkay YILDIZ 2017-2018 Güz Dönemi PERİFER SİNİR SİSTEMİNE ETKİLİ İLAÇLAR Periferdeki organlara yönelik sinirsel iletişimin sağlandığı sisteme, PERİFERİK SİNİR SİSTEMİ,

Detaylı

OBSTRÜKTİF ÜROPATİ. Prof. Dr. Selçuk Yücel. Üroloji ve Çocuk Ürolojisi Uzmanı

OBSTRÜKTİF ÜROPATİ. Prof. Dr. Selçuk Yücel. Üroloji ve Çocuk Ürolojisi Uzmanı OBSTRÜKTİF ÜROPATİ Prof. Dr. Selçuk Yücel Üroloji ve Çocuk Ürolojisi Uzmanı AMAÇLAR Tanım Fizyoloji Patofizyoloji Nedenler Renal Kolik Tanı ve Tedavi Tanım Obstrüktif Üropati Üriner sistemde idrar akımının

Detaylı

Vajinal Gençleştirne Vajinal Daraltma Stres Üriner İnkontinans Tedavisi İdrar Kaçırma Tedavisi Vajinal Kuruluk Menopoz Sonrası Rehabilitasyon Tekrarlayan Enfeksiyonlar Doğum Sonrası Rehabilitasyonu Labia

Detaylı

Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle

Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle Doç. Dr. Onur POLAT Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle gelişirken, spor yaralanmalarında hem dış

Detaylı

Üriner kontinans değerlendirme formu

Üriner kontinans değerlendirme formu Üriner kontinans değerlendirme formu Ad-Soyad: Doğum Tarihi: Adres: Ev telefonu: İş/Hobiler: Sevk: Problem: Devam süresi: Yaş: İş telefonu: G.P.: Başlangıç Boşaltım Başlangıç Boşaltım Semptomlar Şiddet

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

Kabızlık (Konstipasyon) Prof.Dr.Ömer ŞENTÜRK

Kabızlık (Konstipasyon) Prof.Dr.Ömer ŞENTÜRK Kabızlık (Konstipasyon) Prof.Dr.Ömer ŞENTÜRK Tanım: Rome-II Tanı Kriterleri Son 6 ay içerisinde en az 3 ay (aralıklı veya sürekli) aşağıdaki semptomlardan 2 veya daha fazlasının olmasıdır. **Haftada 2

Detaylı

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 8 a

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 8 a Fizyoloji PSİ 123 Hafta 8 Sinir Sisteminin Organizasyonu Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi Beyin Omurilik Periferik Sinir Sistemi Merkezi Sinir Sistemi (MSS) Oluşturan Hücreler Ara nöronlar ve motor

Detaylı

ÜRİNER SİSTEMİ. Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN

ÜRİNER SİSTEMİ. Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN ÜRİNER SİSTEMİ Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN ÜRİNER SİSTEM Vücutta, hücresel düzeyde gerçekleşen kimyasal olaylar sonucunda ortaya çıkan başta üre olmak üzere diğer atık maddeler

Detaylı

DR. AYŞEGÜL KORUR UZMANLIK TEZİ

DR. AYŞEGÜL KORUR UZMANLIK TEZİ T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI GÖZTEPE EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ AİLE HEKİMLİĞİ Aile Hekimliği Koordinatörü: Prof. Dr. Aytekin Oğuz KADINLARDA İDRAR KAÇIRMA ŞİKAYETİNİN GENEL SAĞLIK, PSİKOSOSYAL VE SEKSÜEL

Detaylı

Çocuklarda kontinans cerrahisi. Dr.Orhan Ziylan İTF Üroloji Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı

Çocuklarda kontinans cerrahisi. Dr.Orhan Ziylan İTF Üroloji Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı Çocuklarda kontinans cerrahisi Dr.Orhan Ziylan İTF Üroloji Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı Çocuklarda inkontinans Mesane ve üreter Üretra Travma İatrojenik Nörojenik Ekstrofi vezikaepispadias

Detaylı

2 tip düz kas vardır: 1. Viseral düz kaslar. (mide, barsak, üreter, damarlar) 2. Çok üniteli düz kaslar (iris kasları, piloerektör kaslar)

2 tip düz kas vardır: 1. Viseral düz kaslar. (mide, barsak, üreter, damarlar) 2. Çok üniteli düz kaslar (iris kasları, piloerektör kaslar) Düz kaslar 2 tip düz kas vardır: 1. Viseral düz kaslar. (mide, barsak, üreter, damarlar) 2. Çok üniteli düz kaslar (iris kasları, piloerektör kaslar) UYARILMALARI: Düz kaslar tiplerine göre farklı uyarılır

Detaylı

MENİSKÜS ZEDELENMELERİ

MENİSKÜS ZEDELENMELERİ MENİSKÜS ZEDELENMELERİ Diz eklemi uyluk (femur) ve kaval (tibia) kemikleri arasında kusursuz bir uyum içinde çalışır. Bu uyumun sağlanmasında, diz içerisinde yer alan menisküs denilen yarım ay şeklindeki

Detaylı

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur.

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur. NÖR 23 NÖROLOJİ Dr. Ali Kemal ERDEMOĞLU /1 Dr. Ersel DAĞ /2 Dr. Yakup TÜRKEL /3 KOD DERS ADI ÖÜ T P KREDİ AKTS NOR 7001 MAKALE SAATİ Nöroloji alanında yabancı dergilerde güncel gelişmelere yönelik yayınlanan

Detaylı

OLGU TARTIŞMALARI. Moderatör: Dr. Asıf Yıldırım. Panelistler: Dr. Hakan Koyuncu, Dr. Cenk Gürbüz, Dr. Bilal Eryıldırım, Dr.

OLGU TARTIŞMALARI. Moderatör: Dr. Asıf Yıldırım. Panelistler: Dr. Hakan Koyuncu, Dr. Cenk Gürbüz, Dr. Bilal Eryıldırım, Dr. OLGU TARTIŞMALARI Moderatör: Dr. Asıf Yıldırım Panelistler: Dr. Hakan Koyuncu, Dr. Cenk Gürbüz, Dr. Bilal Eryıldırım, Dr. Gökhan Atış Olgu - 1 76 yaş, Erkek KAH (+), by-pass (+), Coraspin 100 mg alıyor,

Detaylı

Dirençli Aşırı Aktif Mesane

Dirençli Aşırı Aktif Mesane Dirençli Aşırı Aktif Mesane Nöromodülasyon Dr. Şahin KABAY Dumlupınar Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji A.D. Perkutanöz Posterior Tibial Sinir Sitümülasyonu- PTNS (Urgent PC) Sacral Nöromodülasyon (S3)-

Detaylı