A.3. Töz Düalizmi. A.3.a. Etkileşimcilik. Londra ve NewYork, 1967, s İbid. s.341
|
|
- Basak Onarıcı
- 8 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 A.3. Töz Düalizmi Düalizmin temel tezinin zihin ve bedenin birbirinden bağımsız bir varlığa sahip olduğu yukarıda belirtilmişti. Bu bağımsız varoluşun doğası hakkında da farklı görüşler vardır. Zihin ve bedenin birbirinden bağımsız iki töz olarak varolduklarını savunan görüş töz düalizmi (substance dualism) olarak bilinir. Töz düalizminin en bilinen örneği Kartezyen Düalizm yani etkileşimciliktir. A.3.a. Etkileşimcilik Zihinsel olayların bedensel olaylara ve bedensel olayların da zihinsel olaylara sebep olabileceğine ilişkin tez etkileşimcilik (interactionism) olarak bilinir. 1 Zihinsel olanla fiziksel olan arasındaki bu etkileşim tek yönlü değil çift yönlüdür, ve bu çift yönlülük bazen psikofiziksel etkileşimcilik deyimiyle vurgulanır. Bu etkileşimin bilinen örnekleri sınırsızdır. Bununla birlikte, zihinsel olayların bedensel olayları etkilemesine örnek olarak şunlar verilebilir: Ağrılar irkilmelere, düşünceler yürek çarpıntısına veya bir insanın koşarak kaçmasına, duygular bir insanın ürpermesine sebep olabilir. Bedensel olayların zihinsel olayları etkilemesine de şu örnekler verilebilir: Acıyan bölgeye üflenmesi acının azalmasına, ışık parlamaları kalan-görüntülere (afterimage), müzik parçaları belirli duyguların ya da hatıraların canlanmasına, ve beynin elektriksel yoldan uyarılması kişide belirli düşüncelerin doğmasına sebep olabilir. 2 Etkileşimciliğin kurucusu Descartes dır. Dünyanın yalnızca iki tür töz içerdiğini savunan Descartes a göre bunlar, zihinsel tözler ve maddesel tözlerdir. Düşünebilen bir şey olmak, zihinsel tözün özünü oluşturur; mekanda yayılmış olmak ise maddesel tözün özüdür. Bu iki tözün bileşiminden oluşan insanda, bunlar birbirine o derece yakın ve sıkı bağlıdırlar ki, birine dair olaylar diğerine ait olayları etkileyebilir. Dolayısıyla insanda (ama yalnızca insanda) bu iki töz, karşılıklı etkileşen bileşenlerden mürekkep birlikli bir sistem oluştururlar. 1 Jerome A. Shaffer, Mind-Body Problem, Paul Edwards (ed.), Encyclopedia of Philosophy, 8 cilt, Londra ve NewYork, 1967, s İbid. s.341
2 1 Etkileşimcilik karşılıklı psikofiziksel nedensel bir ilişkiyi varsaydığı için, zincirler arası nedensel olduğu söylenir. Bu durum aşağıdaki şekilde sembolik olarak anlatılmıştır. Buradaki ok işaretleri iki olay arasındaki nedensel ilişkiyi temsil etmektedir; okun kendisinden çıktığı olay, sebep; ok ucunun yöneldiği olay ise sonuçtur. Şekil 7 A.3.b. Paralelizm Descartes ın zihinsel olan ile fiziksel olan arasına çektiği keskin sınır, giderilemez sorunlara yol açmıştır. Etkileşimcilik, en başta, bizi madde ve enerjinin korunumuna ilişkin fiziksel ilkeyi terk etmeye zorladığı için kabul edilemez bulunmuştur. Zira, fiziksel olaylar zihinsel olayları doğurduğunda enerji varken yok olacak, ve zihinsel olaylar fiziksel olayları doğurduğunda da enerji yoktan yaratılmış olacaktır. Bunun dışında, hiç benzeşmeyen ve birbirinden büsbütün farklı olan zihinsel olaylar ve fiziksel olaylar arasında, asla nedensel bir bağlantının bulunamayacağı savunulmuştur. Zira, iki şey arasında, ister etkileşim olsun, isterse başka türden bir ilişkinin gerçekleşebilmesi için, bunların birbirlerine az da olsa benzemeleri gerektiği, yani bazı ortak özellikler paylaşmaları gerektiği öne sürülmüştür. İşte, paralelizmi ortaya çıkaran itici etki, nedensel etkileşimin doğurduğu bu tür karışıklıklar ve zorlukları engellemek arzusu olmuştur. Birbirinden büsbütün farklı
3 2 olaylar nasıl olur da birbirini etkileyebilir? Düalistlere göre zihin ve fiziksel nesneler nitelik bakımından birbirlerinden o kadar farklıdırlar ki zihinsel olanın fiziksel bir doğaya sahip olması düşünülemez. Kimi düalistler, örneğin Malebranche, zihinsel olanla fiziksel olanın birbiri ile nedensel olarak etkileşemeyecekleri sonucuna buradan kalkarak varır. 3 Nedensel etkileşimin imkansız olduğunu düşünen paralelistler, her zihinsel olayın bir fiziksel olay ya da olaylar grubu ile yine bir karşılıklı ilişki içinde bulunduğunu savundular. Ama bu ilişki, onlara göre her iki olayın daima eşzamanlı olarak tezahür etmesinden ibarettir. Buna göre, zihin ve bedenin birbiri ile nedensel olarak etkileşmediğini, ama insandaki zihinsel olaylarla fiziksel olayların birbiri ile ilişkili olduklarını savunan görüş psikofiziksel paralelizm ya da yalnızca paralelizm olarak bilinir. Paralelizmin bir türü, zihinsel olayların zihinsel etkileri ve fiziksel olayların fiziksel etkileri olabileceğini kabul eder, ama zihinsel olayların fiziksel etkileri veya fiziksel olayların zihinsel etkileri olabileceğini reddeder. Bu tür paralelizmin zincirler içi nedensel olduğu söylenir. Bu durum şekilde sembolik olarak anlatılmıştır. Burada nedensel-ilişki-okları yalnızca zihinsel olaylar arasında ve yalnızca fiziksel olaylar arasında vardır; zihin bölgesi ile beden bölgesi arasındaki sınırı aşan bir nedensel-ilişkioku yoktur. Şekil 8 3 Stephen Priest, Theories of the Mind, Penguin Books, London, 1991, s.5
4 3 A.3.c. Önceden Kurulmuş Uyum Paralelizmin bir başka türü, Leibniz e ait olan görüştür. Leibniz e göre zihinler, maddesel dünya ile etkileşim içindeymiş gibi görünürler. Fakat bu, söylendiği gibi, yalnızca bir görünüşten ibarettir. Zihinler ve zihinsel olaylara ilişkin diziler ile maddesel olaylara ilişkin diziler birbirine paralel ilerler. Sizin raptiyenin üzerine oturmanız (bir fiziksel olay) sizdeki acı duygusundan (bir zihinsel olay) önce gelir. Hiç şüphesiz, birincinin ikinciyi doğurduğuna dair apaçık bir izlenime sahipsinizdir. Bununla beraber böyle bir izlenime kapılmış olmanız yanıltıcıdır. Aynı şekilde, ayağa fırlamaya karar verdiğinizde ve bunun peşinden ayağa fırladığınızda, sanki sizin kararınız fırlamanıza sebep olmuş gibi hissedersiniz, ama işin aslı böyle değildir. 4 Zihindeki olaylar ile maddesel dünyadaki olaylar, sistematik bir müştereklik içinde değişirler, ancak zihinsel ve maddesel olaylar arasında nedensel bağlantılar bulunmaz. Öyleyse, zihinsel olay dizileri ile maddesel olay dizileri arasındaki bu evrensel ve sistematik birliktelik nasıl açıklanacaktır? Leibniz in bu soruyu cevaplamak için geliştirdiği düşünce önceden kurulmuş uyum (pre-established harmony) olarak bilinir: Leibniz, zihin ve bedenin işlemlerini mükemmel işleyen iki saatle karşılaştırmayı teklif eder. Aralarında önceden kurulmuş bir uyum olacak şekilde Tanrı, hem zihindeki zihinsel olayların hem de bedendeki fiziksel olayların nedensel zincirini başlatmıştır. Söz konusu uyum zihinsel ve fiziksel olaylara bir düzen verdiği için, bu bizi iki farklı olay türü arasında nedensel bir ilişkinin bulunduğuna inanmaya itmektedir. 5 Bilindiği gibi Leibniz bütün varlıkların bir bireysel töz olduğunu kabul eder. Bununla birlikte bireysel tözün temel özelliği olan, bölünmez-parçalanmaz birlik, ona göre ancak ruhta ya da zihinde bulunabilir. Öyleyse bütün bireysel tözler zihinsel doğada olmalıdır. Leibniz böylece ulaştığı zihinsel-bireysel-töz kavramına monad adını verdi. Diğer taraftan tözler arası ilişki düşüncesi, ona göre, bölünemez-basit-töz kavramı ile çelişkilidir. Dolayısıyla monadlar arasında hiçbir doğrudan nedensel 4 John Heil, Philosophy of Mind, Routledge, NewYork, 1998, s.27 5 Stephen Priest, Theories of the Mind, Penguin Books, London, 1991, s.5
5 4 etkileşim yoktur. Monadlar, Leibniz in terimini kullanırsak, penceresiz dirler 6 Bununla birlikte: Monadlar önceden-saptanmış uyumda birbirleri ile öyle bir yolda ilişkilidirler ki her biri tikel bir yolda bütün sonsuz dizgeyi yansıtır.... Leibniz e göre, etkileşimsiz monadların değişiklik ve değişmeleri arasındaki önceden-saptanmış bir uyum üzerine bu öğreti haksız bir kuram değildir. Hem anlaşılır hem de doğal olan biricik kuramdır ve giderek yüklemin kavramının öznenin kavramında kapsandığı gösterilerek apriori tanıtlanması bile olanaklıdır. Leibniz e göre, o zaman, Tanrı evrenin uyumunu şeylerin başlangıcında önceden-saptamıştır, ki ondan sonra Doğa fenomenlerinde her şey ruhların ve cisimlerin yasalarına göre kendi yolunda gider. 7 Önceden kurulmuş uyum düşüncesine uygun bir paralelizm, sembolik olarak, şekildeki gibi gösterilebilir. Bu şekilde iki uçlu oklar nedensel ilişkiyi değil, karşılıklı uyum ilişkisini göstermektedir. Şekil 9 6 Frederick Copleston, Felsefe Tarihi-Leibniz, çev. Aziz Yardımlı, İdea Yayınevi, İstanbul, 1996, s.49 7 İbid. s.50
6 5 A.3.d. Aranedencilik Zihin ve bedenin birbiri ile etkileşemeyecek kadar ayrı olmaları, ama diğer taraftan da, olağan deneyimin bize bu ikisinin sürekli etkileştiğini göstermesi karşısında, Kartezyenci konumlarını kaybetmek istemeyen kimi düşünürler bu sorunun çözümünü Tanrının müdahalesinde gördüler. 8 Bu düşünürler içinde önde gelenleri fransız Arnold Geulinex ve Nicolas de Malebranche dır. Aranedencilik (occasionalism) denilen bu görüşte, yaratıcı Tanrı, her şeyin gerçek sebebidir. Tanrı dışında, bize sebep gibi görünenler gerçek birer sebep olamazlar, bunlara vesile (araneden) demek gerekir. Bir anlamda, olayların ve nesnelerin birbirlerine kendi başlarına sebep olmalarının, Tanrının yaratıcı sıfatını zedeleyeceği varsayılmaktadır. Çünkü sebep, sonucu yaratan kaynak olarak değerlendirilmektedir. Tanrı bir şeyi yaratacağı zaman, başka bir şeyi bu yaratışına vesile yapar. Ben kolumu kaldırmak istediğimde, Tanrı benim isteğimi vesile kılar ve kolumu kaldırır, ya da bir nesne benim görüş alanım içine girdiğinde, bu olay, Tanrının benim zihnimde bir görsel izlenim yaratması için vesile olur. Zihinsel olaylar ve fiziksel olaylar birbirlerini asla etkileyemezler; zihinsel ya da fiziksel olsun bütün olaylar Tanrının nedensel etkinliğinin sonuçlarıdırlar. Leibnizci paralelizmde, birbirine paralel işleyen saatler arasındaki uyumun sebebi, saatlerin içsel işleyişi olarak kabul edilmişti. Aranedenciler bunu kabul etmezler; onlara göre, ne türden olursa olsun doğa olayları arasında gerçek bir nedensel bağlantı yoktur. Bir bilardo topunun bir diğerine çarparak onu hareket ettirmesi için bile Tanrının nedensel müdahalesi gerekir. Öyleyse, aranedenciliğin asıl itibarıyla, nedenselliğin doğasına dair bir görüş olduğunu söyleyebiliriz. 9 Zihinsel veya fiziksel olsun, nesneler ve olaylar arasında görülen ve nedensel olduğu iddia edilen ilişkiler, aslında nedensel değildirler. Bu ilişkiler, sebep yerine geçen belirli olayların sonuç yerine geçen başka olaylarla değişmez bir şekilde bağlı olmaları anlamında Tanrının bir alametidirler. Çünkü bir sebep tezahür ettiğinde, Tanrısal irade sonucun da tezahür etmesini ister, ya da buyurur. 8 Jerome A. Shaffer, Mind-Body Problem, Paul Edwards (ed.), Encyclopedia of Philosophy, 8 cilt, Londra ve NewYork, 1967, s Paul Noordhof, Occasionalism, Ted Honderich (ed.), The Oxford Companion to Philosophy, Oxford University Press, NewYork, 1995, s.632
7 6 Nedenselliğe ilişkin bu eleştirel yaklaşım felsefe tarihinde önemli bir yere sahiptir. Bu yaklaşım bilimin ileri sürdüğü nedensel doğa yaslarının asılsız olduğunu savunur. Çünkü nedensel doğa yasaları, Tanrının kesintisiz müdahalelerinin görüntüsünden başka bir şey değildir. Nedenselliğe ilişkin bu görüşün aslında yeni olmayıp İslam düşüncesinde Batıdakinden daha eski bir geçmişi olduğu, ve adetullah adıyla anıldığı bilinmektedir. Yani hiçbir şey bir başka şeye sebep olamaz, doğada gözlenen düzenli nedensel yasalar, her şeyin gerçek sebebi olan Tanrının belli bir adet üzere etkinlikte bulunmasının normal bir sonucudur. Hume un meşhur nedensellik eleştirisinin, aranedencilikten ilham aldığı şüphesizdir. Nedensellikle ilgili bu tartışmalar faillik, eylem, özgür irade gibi kavramların ele alındığı ve zihin felsefesinin bir alt dalı durumundaki eylem felsefesi ile sıkı ilişkilidir. Aranedenciliğin şekille sembolik ifadesi aşağıdaki gibidir. Buradaki zihinsel ve fiziksel olaylara yönelen bütün nedensel ilişki okları Tanrıdan çıkmaktadır. Şekil 10
8 7 A.3.e. Üst Üste Binme Kuramı İşlevsel bakış açısından bir kişi olmak için, bir dizi belirli psikolojik kapasiteye sahip olmak, gerekli ve yeterlidir. Söz konusu kapasiteleri belirlemek için, olağan bilincin sahip olduğu kişi kavramına müracaat edilir. Bu bağlamda, Locke un kişi tanımı işlevseldir: Kendi kendisine yönelebilen ve akıl sahibi, kendisini farklı zaman ve yerlerde düşünen kendisi olarak tasavvur edebilen, düşünen zeki varlık. İşlevsel yaklaşım için, işlevsel koşullar sağlandığı sürece, bedensiz bir ruh da kişi olabilir. Diğer taraftan beyni zedelenmiş bir insan, ilgili kapasiteleri sergileyemediği için, kişi sayılmayacaktır. 10 Descartes, kişinin bir beden ve bir ruhtan oluştuğunu savunuyordu. P.F. Strawson a göre ise, kişi kavramı zihinsel özellikler ile özdeş değildir, ya da zihinselliğin bir türevi değildir. Kişi kavramı temel bir mantıksal düzeye ait olması anlamında, zihinsel özelliklere göre daha ilkel bir kavramdır. Çünkü biz, zihinsel halleri başkalarına isnat edebilmemiz koşuluyla, aynı özellikleri kendimize de isnat edebiliriz. Bu da, kişi kavramının zihinsel özelliklerden türetilemeyeceğini ve daha ilkel bir kavram olduğunu gösterir. Dünya bir kısmı saf maddesel olan, bir kısmı da kişiler olan iki tür töz içerir. Kişiler hem zihinsel hem de fiziksel özniteliklere sahip olan tözlerdir. Yani, kişilerin doğasına ilişkin bir özellik düalizmi söz konusudur. Zihinsel olan ile fiziksel olan arasındaki ayırım, niteliksel bir ayırımdır, ama aynı töz her iki niteliğe de sahip olabilir. Böyle tözlere kişi denmektedir. 11 Zihinsel ve fiziksel nitelikler, bir anlamda, kişi denen tözde üst üste binmişlerdir (overlapping). Strawson, maddesel cisimlere ve kişilere birer töz olarak eşit derecede ağırlık tanımaktadır. Kişileri maddesel cisimlerin bir türevi olarak görmez. Ona göre kişiler, hem fiziksel hem de psikolojik karakteristiğe sahip olma ayrıcalığını gösteren, varlığın temel ve indirgenemez bir kategorisini oluştururlar. Kişi, basitçe fiziksel bir şey değildir, ya da bir fiziksel bedenle bir zihnin bir araya gelmesiyle oluşmuş da değildir. 10 Quassim Cassam, Persons, Ted Honderich (ed.), The Oxford Companion to Philosophy, Oxford University Press, NewYork, 1995, s Jerome A. Shaffer, Philosophy of Mind, The New Encyclopedia Britannica Macropedia, cilt 12, Encyclopedia Britannica Inc., USA, 1974, s.231
9 8 Psikofiziksel bir varlık olarak kişi kavramı, beden ve zihin kavramlarına göre kavramsal bir önceliğe sahiptir. 12 A.4. Epifenomenalizm Zihinsel ve fiziksel olaylar arasında bir nedensel ilişkinin bulunduğunu reddetmenin mümkün olmadığını kabul edenler, bu nedensel ilişkinin nasıl bir ilişki olduğunu açıklamak durumunda kaldılar. Geliştirilen çözüm epifenomenalizm olarak bilinir. 13 Bu görüş zihinsel olayların fiziksel sebepleri bulunduğunu kabul ederken fiziksel olayların zihinsel sebepleri olabileceğini reddeder. Yani zihinsel olan fiziksel olana nedensel olarak bağımlıdır. Huxley'in ünlü örneğinde olduğu gibi, nasıl fabrikanın üzerindeki duman fabrikadaki çalışan makinelere nedensel olarak bağımlı ise aynı şekilde zihinsel olan da fiziksel olanın bir "epifenomeni" ya da yan ürünü konumundadır. 14 Epifenomenalistlere göre, sözgelimi ağrının yüz ifadesini değiştiriyormuş gibi görünmesine rağmen, aslında belirli bir beyin hali hem ağrıyı hem de yüz ifadesindeki değişikliği doğurmaktadır. 15 Epifenomenalizm kimi zaman yanlışlıkla materyalizm olarak değerlendirilir. Karaciğerin safra salgıladığı gibi beynin de düşünce salgıladığı söylendiğinde, ya da zihin bir buharlı makinenin dumanı ile, perdede oynayan filmle, veya gölge oyunundaki gölgelerle kıyaslandığında, doğal olarak zihnin yarı-maddesel olduğunu düşünmeye yöneliriz. Oysa epifenomenalizm düalist bir kuramdır: Sıklıkla düşülen bir yanlışlık da epifenomenalizmin bir çeşit materyalizm olarak takdim edilmesidir. Nitekim bazılarına düalizmin doğru bir görüş olup 12 E.J.Lowe, Peter F. Strawson, Ted Honderich (ed.), The Oxford Companion to Philosophy, Oxford University Press, NewYork, 1995, s Jerome A. Shaffer, Mind-Body Problem, Paul Edwards (ed.), Encyclopedia of Philosophy, 8 cilt, Londra ve NewYork, 1967, s Stephen Priest, Theories of the Mind, Penguin Books, London, 1991, s Jerome A. Shaffer, Philosophy of Mind, The New Encyclopedia Britannica Macropedia, cilt 12, Encyclopedia Britannica Inc., USA, 1974, s. 230
10 9 olmadığı sorulduğunda, bu görüşün elbette doğru olmadığını çünkü zihinsel hallerin beyin hallerinin nedensel bir sonucundan ibaret olduğunu veya buna benzer bir şeyler söylerler. Akıllarda yaygın olarak yeretmiş bir karışıklığın burada sözünü etmeğe değer. Diyelim ki zihinsel haller gerçekten de beynin fiziksel hallerinin birer nedensel sonucudurlar. Bu olgu, eğer gerçek bir olgu ise, düalizm rafa kaldırmayı gerektirmez. Çünkü maddesel olmayan bir zihin, beynin sebep olduğu kabul edilen zihin hallerinden önce de sonra da varolabilir. Bundan başka, eğer A ve B birbiriyle nedensel bir ilişki içinde ise buradan A ve B'nin birbirinden sayısal olarak farklı oldukları mantıksal sonucu çıkar: Yani A, B değildir ve B de A değildir. Sözü edilen olgu gerçek ise, yani eğer gerçekten zihinsel olaylar fiziksel olayların nedensel sonuçları iseler, bu durumda düalizmin yanlışlanması bir yana tam tersine onaylanması söz konusudur. Çünkü nedensel bağlantılar sadece birbirinden bağımsız varlıklar arasında mümkündür, ve epifenomenalizmin iddia ettiği gibi eğer zihinsel olanla fiziksel olan birbirine nedensel biçimde bağlı iseler o halde zihinsel olanla fiziksel olan birbirinden bağımsız ayrı varlıklardır. Kısacası böyle bir durumda zihinsel olaylar fiziksel olaylarla özdeş değildir ya da zihinsel olaylar fiziksel karakterde değildirler ama fiziksel olayların zihinsel sonuçları ya da etkileridirler. 16 Dünyanın nedensel olarak kapalı olduğunu savunan bilimsel tezlerle ters düşmemek için zihinsel olanın fiziksel olana müdahalesini reddeden epifenomenalistler, yine de zihinsel nedensellik sorunundan yakalarını kurtarmış sayılamazlar. Zira, fiziksel olanın zihinsel olana müdahalesinin nasıl gerçekleştiğini anlamak, bir öncekinden daha kolay değildir. A.5. Özellik Düalizmi Descartes in düalizmi, hem tözler düalizmini hem de özellikler düalizmini (property dualism) içeriyordu. Kartezyen düalizmi, sadece tözlere dair ikiciliğini 16 Stephen Priest, Theories of the Mind, Penguin Books, London, 1991, s.4
11 10 reddederek benimsersek, özellik düalizmine ulaşırız, bir başka deyimle zihinsel ve fiziksel özellikler düalizmine. 17 Diğer bir görüş ise, zihinsel olayları fiziksel olayların veya fiziksel nesnelerin özellikleri olarak görür. Böyle bir durumda bile bir türler düalizmi ile karşı karşıyayızdır: fiziksel nesneler ve onların zihinsel özellikleri düalizmi. 18 Özellik düalizmi, pek çok ontolojik fizikselcinin (dünyanın yalnızca fiziksel nesneler içerdiğini savunanlar) kabul ettiği bir yaklaşımdır. 19 Onlara göre, karmaşık fiziksel yapılar, şuur ve yönelimsellik gibi indirgenemez ve fiziksel-olmayan özelliklere sahip olabilir. Özellik düalizmi, beden ve zihinden bahsetmek yerine, birbirine indirgenemez farklı türdeki özelliklere (zihinsel ve fiziksel gibi) sahip kişi lerden bahsetmeyi yeğler. 20 Töz düalizmi, bedensiz varoluş, yani ölümden sonra hayat ihtimaline kapı açtığı halde, özellik düalizmi böyle bir ihtimale izin vermez. Bu görüş zihinsel nedensellik sorunundan da etkilenmez. Çünkü bir eylemin sebebi bir bakış açısından beyindeki bir fiziksel olay şeklinde betimlenebileceği gibi, bir başka bakış açısından da bir düşünce, bir heyecan ya da bir arzu şeklinde betimlenebilir. Özellik düalizminin çift yüz kuramına oldukça yaklaştığını belirtmek gerekir. A.6. Öznesizlik Öznesizlik görüşüne (no-ownership view) göre, deneyimler ve zihinsel hallerin ait oldukları bir öznenin bulunması zorunlu değildir. Zihinsel hallerin kendi başlarına öznesiz bir biçimde varolduklarını savunmak çelişkili değildir. Konuşma dilinde öznelere işaret eden şahıs zamirleri (ben, sen, o gibi) birinci-şahıs söz konusu olduğunda hiçbir şeye işaret etmezler; üçüncü-şahıs söz konusu olduğunda sadece fiziksel bedenlere işaret ederler. Moritz Schlick ve bir dönem Wittgenstein ın böyle bir 17 Jaegwon Kim, The Min-Body Problem, Ted Honderich (ed.), The Oxford Companion to Philosophy, Oxford University Press, NewYork, 1995, s Stephen Priest, Theories of the Mind, Penguin Books, London, 1991, s.4 19 Jaegwon Kim, Physicalism in the Philosophy of Mind, Ted Honderich (ed.), The Oxford Companion to Philosophy, Oxford University Press, NewYork, 1995, s Thomas Nagel, Dualism, Ted Honderich (ed.), The Oxford Companion to Philosophy, Oxford University Press, NewYork, 1995, s.207
12 11 görüşü savundukları ileri sürülmüştür. 21 Bu görüşü savunanların birinci amacı, fizikselolmayan benliklerin varlığına ilişkin iddiaları engellemekti. Bununla birlikte, sezgiye ters düşen bu aykırı görüş taraftar bulamamıştır. A.7. Yasalı ilişkisellik Yasalı ilişkisellik (nomic correlation) dediğimiz kavram, iki şey arasında karşılıklı bir ilişki varsa bunların belli bir ölçüte uygun olarak birebir karşılık getirilebileceğini söyler. Mesela, eğer iki şey yalnız ve yalnız aynı anda varoluyorlarsa bunlar karşılıklı ilişkilidirler. Ted Honderich in savunduğu yasalı ilişkisellik ise, karşılıklı ilişkinin bilimsel bir yasa olduğu iddiasıdır. 22 Söz konusu yasalı ilişkisellik zihinsel olaylar ile fiziksel olaylar arasındadır. Bu şu anlama gelmektedir: ne zaman bir zihinsel olay tezahür etse, bununla eşzamanlı olarak bir de sinirsel olay tezahür eder; ya da bunun tam tersi, ne zaman bir sinirsel olay tezahür etse, bununla eşzamanlı olarak bir de zihinsel olay tezahür eder. Zihinsel ve sinirsel olaylar yalnız ve yalnız aynı anda varolurlar, dolayısıyla yukarıda anlatılan biçimde karşılıklı ilişkilidirler. Honderich her sinirsel olayın bir zihinsel olayı gerektirdiğini söyler. Bir sinirsel olay gerçekleştiğinde bununla eşzamanlı bir zihinsel olayın gerçekleşmemesi düşünülemez. Bir sinirsel olayın tezahürü bir zihinsel olayın tezahürü için yeterli sebeptir. S bir sinirsel olay, Z de zihinsel bir olay ise Eğer S ise o halde Z dir önermesi doğrudur. Bu, bir tür belirlenimciliktir (determinism). Belirlenimciliğe göre, sebepler ilgili sonuçları zorunlu kılarlar. Dolayısıyla yasalı ilişkisellik, sinirsel olanın zihinsel olanı belirlediğini dile getirir. Pek çok determinizm türünde, sebep zaman olarak sonuçtan önce gelmektedir, ancak bu tür determinizmde bir zamansal öncelik söz konusu değildir. 21 Paul Snowdon, No-Ownership Theory, Ted Honderich (ed.), The Oxford Companion to Philosophy, Oxford University Press, NewYork, 1995, s Stephen Priest, Theories of the Mind, Penguin Books, London, 1991, s. 124,125
Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi)
Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi) Şimdi bu beş mantıksal operatörün nasıl yorumlanması gerektiğine (semantiğine) ilişkin kesin ve net kuralları belirleyeceğiz. Bir deyimin semantiği (anlambilimi),
DetaylıWeb adresi. Psikolojiye Giriş. Bu Senin Beynin! Ders 2. Değerlendirme. Diğer şeyler. Bağlantıya geçme. Nasıl iyi yapılır. Arasınav (%30) Final (%35)
Psikolojiye Giriş Web adresi Bu Senin Beynin! Ders 2 2 Değerlendirme Arasınav (%30) Diğer şeyler Bağlantıya geçme Final (%35) Haftalık okuma raporları (%15) Nasıl iyi yapılır Kitap inceleme (%20) Deneye
DetaylıRussell ın Belirli Betimlemeler Kuramı
Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı Russell ın dil felsefesi Frege nin anlam kuramına eleştirileri ile başlamaktadır. Frege nin kuramında bilindiği üzere adların hem göndergelerinden hem de duyumlarından
DetaylıDescartes. Dünyanın yalnızca iki tür töz içerdiğini savunan Descartes a göre bunlar, zihinsel tözler ve maddesel tözlerdir.
Dünyanın yalnızca iki tür töz içerdiğini savunan Descartes a göre bunlar, zihinsel tözler ve maddesel tözlerdir. Düşünebilen bir şey olmak, zihinsel tözün özünü oluşturur; mekanda yayılmış olmak ise maddesel
DetaylıSANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni
SANAT FELSEFESİ Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni Estetik güzel üzerine düşünme, onun ne olduğunu araştırma sanatıdır. A.G. Baumgarten SANATA FELSEFE İLE BAKMAK ESTETİK Estetik; güzelin ne olduğunu sorgulayan
Detaylı7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ
7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ Estetik ve Sanat Felsefesi Estetiğin Temel Soruları Felsefe Açısından Sanat Sanat Eseri Estetiğin Temel Kavramları Estetiğin Temel Sorunlarına Yaklaşımlar Ortak Estetik
DetaylıFELSEFE BÖLÜMÜ SOFİSTLER DERSİ DERS NOTLARI (3)
DOĞRULUK / GERÇEKLİK FARKI Gerçeklik: En genel anlamı içinde, dış dünyada nesnel bir varoluşa sahip olan varlık, varolanların tümü, varolan şeylerin bütünü; bilinçten, bilen insan zihninden bağımsız olarak
DetaylıNesnellik. İdelerin Öznelliği
3 Nesnellik İdelerin Öznelliği Nesnellik kavramını açıklığa kavuşturmak ve bir duyumun neden nesnel bir doğada olduğunu açıkça görmek için, Frege basmakalıp/tipik bir biçimde öznel olan şeylerin yani,
DetaylıESTETİK (SANAT FELSEFESİ)
ESTETİK (SANAT FELSEFESİ) Estetik sözcüğü yunanca aisthesis kelimesinden gelir ve duyum, duyularla algılanabilen, duyu bilimi gibi anlamlar içerir. Duyguya indirgenebilen bağımsız bilgi dalına estetik
Detaylı10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK)
10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK) Estetik, "güzel in ne olduğunu soran, sorguluyan felsefe dalıdır. Sanatta ve doğa varolan tüm güzellikleri konu edinir. Hem doğa hem de sanatta. Sanat, sanatçının
Detaylı21.10.2009. KIŞILIK KURAMLARı. Kişilik Nedir? Kime göre?... GİRİŞ Doç. Dr. Halil EKŞİ
KIŞILIK KURAMLARı GİRİŞ Doç. Dr. Halil EKŞİ Kişilik Nedir? Psikolojide kişilik, kapsamı en geniş kavramlardan biridir. Kişilik kelimesinin bütün teorisyenlerin üzerinde anlaştığı bir tanımlaması yoktur.
DetaylıTemel Kavramlar Bilgi :
Temel Kavramlar Bilim, bilgi, bilmek, öğrenmek sadece insana özgü kavramlardır. Bilgi : 1- Bilgi, bilim sürecinin sonunda elde edilen bir üründür. Kişilerin öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile çaba
DetaylıFELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ
FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ FELSEFENİN BÖLÜMLERİ A-BİLGİ FELSEFESİ (EPİSTEMOLOJİ ) İnsan bilgisinin yapısını ve geçerliğini ele alır. Bilgi felsefesi; bilginin imkanı, doğruluğu, kaynağı, sınırları
DetaylıSözlüklerde zihin kelimesinden türemiş kelimeler olarak şunlar verilmiş:
A. GÜNLÜK DİLDE ZİHİN KAVRAMI Günümüzde zihin felsefesi üzerine çalışanların zihin kavramına dair üzerinde ortaklaşa hemfikir oldukları bir tanım yoktur. Zira bu kavramın tanımlanması ve açıklanması girişimi
DetaylıBilişsel Gelişim. Psikolojiye Giriş. Okuma raporu #1. Ders asistanım kim? (düzeltilmiş) Bebek Olmak Nasıl Bir Şey? Düşüncenin Gelişimi Ders 5
Psikolojiye Giriş Bilişsel Gelişim Bebek Olmak Nasıl Bir Şey? Düşüncenin Gelişimi Ders 5 2 Okuma raporu #1 Alkolizm için Freudyen bir açıklama getirin. Daha sonra da davranışçı bir açıklama getirin. Son
DetaylıKURAMSALLAŞMANIN YÖNÜ İNCELEME DÜZEYİ
KURAMIN FARKLI YÖNLERİ i) Kuramsallaşmanın yönü; tümdengelimci ya da tümevarımcı ii) İnceleme düzeyi; mikro, makro ya da mezo iii) Tözel ya da formel bir kuram olarak odağı iv) Açıklamanın biçimi; yapısal
DetaylıBİZ, MELEKLER - DRUNVALO
BİZ, MELEKLER - DRUNVALO http://www.kosulsuz-sevgi.com/ruhu-yukselten-yazilar/biz-melekler-drunvalo-2/ Drunvalo Melchizedek En azından, Sümer de 6000 yıl önce uygarlık başladığından beri, melekler insan
DetaylıDİNİ GELİŞİM. Bilişsel Yaklaşım Çerçevesinde Tanrı Tasavvuru ve Dinî Yargı Gelişimi
DİNİ GELİŞİM Bilişsel Yaklaşım Çerçevesinde Tanrı Tasavvuru ve Dinî Yargı Gelişimi Bilişsel Yaklaşımda Tanrı Tasavvuru 1. Küçük çocuklar Tanrı yı bir ruh olarak düşünürler, gerçek vücudu ve insani duyguları
Detaylıphilia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi
FELSEFE NEDİR? philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi Felsefe değil, felsefe yapmak öğrenilir KANT Felsefe, insanın kendisi, yaşamı, içinde
DetaylıKANT FELSEFESİNDE PRATİK AKLIN ÖZGÜRLÜK POSTULATI
KANT FELSEFESİNDE PRATİK AKLIN ÖZGÜRLÜK POSTULATI Yakup ÖZKAN Giriş Kant (1724-1804) 1, felsefi dizgesinde akıl eleştirisini kuramsal (teorik/nazari/kurgusal) akılla sınırlamaz. Akıl eleştirisini daha
DetaylıÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı. ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri. ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri
ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri ÜNİTE:4 Bilişsel Psikoloji 1 ÜNİTE:5 Çocuklukta Sosyal Gelişim ÜNİTE:6 Sosyal
DetaylıGilbert Ryle, Zihin Kavramı, çev. Sara Çelik, İstanbul: Doruk Yayınları, 2011, 510 s.
/ Iğdır University / Journal of Social Sciences Sayı / No. 7, Nisan / April 2015: 207-212 KİTABİYAT / BOOK REVIEW Gilbert Ryle, Zihin Kavramı, çev. Sara Çelik, İstanbul: Doruk Yayınları, 2011, 510 s. Hazırlayan
DetaylıAsal sayılar. II denklem. I denklem
Asal sayılar I denklem II denklem 5 ( n+1 ) + n 5.1+0 = 5 5.2+1 = 11 5.3+2 = 17 5.4+3 = 23 5.5+4 = 29 *5.6+5 =35= 5.7 5.7+6 = 41 5.8+7 =47 5.9+8 =53 5.10+9 =59 * 5.11+10 =65=5.13 5.12+11 =71 * 5.13+12
DetaylıI. BİR FELSEFE DALI OLARAK ZİHİN FELSEFESİ
I. BİR FELSEFE DALI OLARAK ZİHİN FELSEFESİ A. YENİ BİR DİSİPLİN Zihin felsefesi için, felsefenin günümüzde en hızlı gelişen ve büyüyen dallarının başında geldiği söylenebilir. Felsefeye dair kaleme alınan
DetaylıBölüm 1: Felsefeyle Tanışma
İÇİNDEKİLER Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma 1. FELSEFE NEDİR?... 2 a. Felsefeyi Tanımlamanın Zorluğu... 3 i. Farklı Çağ ve Kültürlerde Felsefe... 3 ii. Farklı Filozofların Farklı Felsefe Tanımları... 5 b.
DetaylıV. Descartes ve Kartezyen Felsefe
V. Descartes ve Kartezyen Felsefe Rönesans tan sonra düşüncedeki salınım birliğe kapalılığa doğru bir yol aldı. Descartes la birlikte bilgi felsefesi ön plana çıktı ve kapalı bir sistem meydana geldi.
DetaylıFARABİ DE BEŞ TÜMEL. Doktora Öğrencisi, Sakarya İlahiyat Fakültesi, İslam Felsefesi Bilim Dalı,
FARABİ DE BEŞ TÜMEL Yakup ÖZKAN Giriş Farabi (ö. 950) ortaçağın en önemli felsefecilerinden biridir. Eserlerinin arasında Mantık Bilimi ile ilgili olanları daha fazladır. Farabi, mantıkçı olarak İslam
DetaylıF AKIM DEVRELER A. DEVRE ELEMANLARI VE TEMEL DEVRELER
ALTERNATİF AKIM DEVRELERİ A. DEVRE ELEMANLARI VE TEMEL DEVRELER Alternatif akım devrelerinde akımın geçişine karşı üç çeşit direnç (zorluk) gösterilir. Devre elamanları dediğimiz bu dirençler: () R omik
DetaylıGILBERT RYLE IN DÜALİZM ELEŞTİRİSİ VE KATEGORİ HATASI SAPTAMASI. Yrd. Doç.Dr. Vedat ÇELEBİ
GILBERT RYLE IN DÜALİZM ELEŞTİRİSİ VE KATEGORİ HATASI SAPTAMASI Yrd. Doç.Dr. Vedat ÇELEBİ Özet: Düalizm, kendi içinde bir takım farklılıklar içerse de en temelde ruh ve bedeni birbirine indirgenemeyen
DetaylıVARLIKBİLİMSEL KANIT ÜZERİNE KANT IN DÜŞÜNCESİ
VARLIKBİLİMSEL KANIT ÜZERİNE KANT IN DÜŞÜNCESİ Yakup ÖZKAN Giriş Varlıkbilimsel akıl yürütme felsefe tarihinde Tanrı nın varlığı üzerine geliştirilmiş en ünlü kanıtlardan biridir. Bu kanıt, en eksiksiz
DetaylıBILGI FELSEFESI. Bilginin Doğruluk Ölçütleri
BILGI FELSEFESI Bilginin Doğruluk Ölçütleri Bilimsel bilgi Olgusal evreni, toplum ve insanı araştırma konusu yapar. Bilimler; Formel bilimler Doğa bilimleri Sosyal bilimler olmak üzere üç grupta incelenir.
DetaylıB.1.c.3. Hempel. Bu temel görüşleri paylaşan Hempel, psikolojinin fiziğe indirgenmesi ile sonuçlanacak bir çeviri projesi geliştirir.
1 B.1.c.3. Hempel Hempel in hedefi psikolojinin fiziğe indirgenmesidir. Bu hedefin esin kaynağını Viyana Çevresi düşünürlerinin bilimlerin birliğine dair görüşleri ile Doğrulama İlkesi oluşturmaktadır.
DetaylıProf. Dr. Ertuğrul Rufayi TURAN FEL 402 Çağdaş Felsefe II Ders Notları
III. DERS Dünya-içinde-olmak, fiziksel zihinsel ayrımından önce gelir. Bu ayrım düşünseldir. Ponty ye göre, beden olarak insanın benliği, görüngübilimsel-ontolojik kendi-için-şey dir. Sartre da kendi-için-şey,
DetaylıTÜRKÇE BİÇİM KISA ÖZET. www.kolayaof.com
DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. TÜRKÇE BİÇİM BİLGİSİ KISA ÖZET www.kolayaof.com
DetaylıHegel, Tüze Felsefesi, 1821 HAK KAVRAMI Giriş
1www.ideayayınevi.com HAK KAVRAMI Giriş 1 Felsefi Tüze Bilimi Hak İdeasını, eş deyişle Hak Kavramını ve bunun Edimselleşmesini konu alır. Felsefe İdealar ile ilgilenir ve buna göre genellikle salt kavramlar
DetaylıDr. Halise Kader ZENGİN
Bilişsel ve duygusal zekanın farklı işlevlerinin olduğu ve birbirlerinden ayrı çalışmadıkları son yıllarda yapılan psiko-fizyoloji ve beyin MR çalışmalarıyla açıklık kazandı. Bilişsel ve duygusal zekası
DetaylıDESCARTES IN CEVHER VE RUH ANLAYIŞINA LEIBNIZ İN ELEŞTİRİSİ
İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ 15:2 (2010), SS.215-225 DESCARTES IN CEVHER VE RUH ANLAYIŞINA LEIBNIZ İN ELEŞTİRİSİ Leibniz s Criticism to Descartes s Understanding of Substance and Soul Fırat Üniversitesi
DetaylıSosyoloji. Konular ve Sorunlar
Sosyoloji Konular ve Sorunlar Ontoloji (Varlık) Felsefe Aksiyoloji (Değer) Epistemoloji (Bilgi) 2 Felsefe Aksiyoloji (Değer) Etik Estetik Hukuk Felsefesi 3 Bilim (Olgular) Deney Gözlem Felsefe Düşünme
DetaylıÜstün Zeka Kuramları. Renzuli-Gardner-Tannenbaum
Üstün Zeka Kuramları Renzuli-Gardner-Tannenbaum Üstün Zekayı Açıklayan Kuramlar Üstün zeka konusundaki kuramların temel çıkış kaynaklarını toplumsal değerler, bireysel yaşantılar, inanışlar ve bilimsel
DetaylıÖĞRENME KURAMLARI. Davranışçı Kuram Bilişsel Kuram Duyuşsal Kuram
ÖĞRENME KURAMLARI Davranışçı Kuram Bilişsel Kuram Duyuşsal Kuram DAVRANIġÇI KURAMLAR Davranışçı kuramlar, öğrenmenin uyarıcı ile davranış arasında bir bağ kurularak geliştiğini ve pekiştirme yoluyla davranış
Detaylı6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler
İçindekiler xiii Önsöz ı BİRİNCİ KISIM Sofistler 3 1 Giriş 6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler 17 K a y n a k la r 17 Sofistlerin G enel Ö zellikleri
DetaylıLion Leo İletişiminde Yetişkin Boyutu
Lion Leo İletişiminde Yetişkin Boyutu Cahit Kişioğlu, İzmir 9 Eylül Lions Kulübü ÖZET: Lion ve Leo iletişiminde kullanılan eleştirel veya koruyucu yetişkin tarzını yetişkin boyutuna taşıyarak, Lion - Leo
DetaylıODTÜ G.V. ÖZEL LĠSESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ZÜMRESĠ
ODTÜ G.V. ÖZEL LĠSESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ZÜMRESĠ 2011-2012 Eğitim-Öğretim Yılı Ders Adı :Varlığın ne olduğu problemi ÇalıĢma Yaprağı 16 Adı Soyadı : No: Sınıf: 11/ VARLIĞIN NE OLDUĞU PROBLEMĠ a) VARLIK OLUġTUR
DetaylıBİLGİ KURAMINA GİRİŞ
bilimname II, 2003/2, 3-12 BİLGİ KURAMINA GİRİŞ Prof. Dr., Uludağ Ü. Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi kadir@uludag.edu.tr Epistemoloji, felsefenin en temel alanlarından birisidir. Bu çalışmada epistemolojinin
DetaylıBilgisayar II, 2013-2014 Bahar, Kültür Üniversitesi, İstanbul, 08-15 Nisan
FİLOZOF BEYİN Yücel KILIÇ İstanbul Kültür Üniversitesi, Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Programı Bilgisayar II: «Konular ve Sunumlar» İstanbul, 08-15 Nisan
DetaylıVenn Diyagramları Kategorik önermelerle ilgili işlemlerde kümeler arası ilişkileri göz önüne almak bu konuda bize yardımcı olur. Bir kategorik önerme, kesişen iki daire ile temsil edilir ve buradaki daireler
DetaylıORTAÇAĞ FELSEFESİ MS
ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS.476-1453 Ortaçağ Batı Roma İmp. nun yıkılışı ile İstanbul un fethi ve Rönesans çağının başlangıcı arasındaki dönemi, Ortaçağ felsefesi ilkçağ felsefesinin bitiminden modern düşüncenin
DetaylıNazım Gökel. Kilis 7 Aralık Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümü, (Dahili: 1410)
Nazım Gökel Kilis 7 Aralık Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümü, 113. 0090-348- 8222350 (Dahili: 1410) ngokel@aol.com EĞİTİM Boğaziçi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü (Doktora) Sistematik
DetaylıDOÇ. DR. DOĞAN GÖÇMEN DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ
DOÇ. DR. DOĞAN GÖÇMEN DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ Felsefe neyi öğretir? Düşünme söz konusu olduğunda felsefe ne düşünmemiz gerektiğini değil, nasıl düşünmemiz gerektiğini öğretir. Mutluluk
DetaylıSPİNOZA VE LEİBNİZ METAFİZİKLERİNDE TÖZ KAVRAMI
DOI: 10.7816/ulakbilge-05-11-12 ulakbilge, 2017, Cilt 5, Sayı 11, Volume 5, Issue 11 SPİNOZA VE LEİBNİZ METAFİZİKLERİNDE TÖZ KAVRAMI Ufuk Özen BAYKENT 1 ÖZ Töz, felsefe tarihinde Antikçağ dan bu yana sorgulanan
DetaylıİÇİNDEKİLER BÖLÜM - I
İÇİNDEKİLER BÖLÜM - I Eleştirel Düşünme Nedir?... 1 Bazı Eleştirel Düşünme Tanımları... 1 Eleştirel Düşünmenin Bazı Göze Çarpan Özellikleri... 3 Eleştirel Düşünme Yansıtıcıdır... 3 Eleştirel Düşünme Standartları
DetaylıLEİBNİZ FELSEFESİNDE YALIN TÖZLER KAVRAMI
LEİBNİZ FELSEFESİNDE YALIN TÖZLER KAVRAMI Yakup ÖZKAN Giriş Leibniz (1646-1716) felsefe tarihinin önemli düşünürlerinden biridir. Rasyonel yöntemi esas alan Leibniz çok geniş bir alanda düşünce üretmiştir.
Detaylı225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar
225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar Bilgi Nedir? Bilme edimi, bilinen şey, bilme edimi sonunda ulaşılan şey (Akarsu, 1988). Yeterince doğrulanmış olgusal bir önermenin dile getirdiği
DetaylıT.C. Artvin Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Programlar ve Kanser Şube Müdürlüğü Ruh Sağlığı Birimi OTİZM
T.C. Artvin Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Programlar ve Kanser Şube Müdürlüğü Ruh Sağlığı Birimi OTİZM BENİ KOŞULSUZ SEVİN! OTİZM NEDİR? O Bireyin sosyal iletişimini, dil
DetaylıETKILI BIR FEN ÖĞRETMENI
FEN BİLİMLERİ ÖĞRETMENLERİNİN YETİŞTİRİLMESİNDE DEĞİŞİM VE GEREKÇELER Öğrencinin performansını yükseltmek istiyorsanız kaliteli öğretmen yetiştirmek zorundasınız Alan bilgisi Genel eğitim ve kültür dersleri
DetaylıDAVRANIŞ BİLİMLERİ DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN İNCELENDİĞİ SİSTEMLER
DAVRANIŞ BİLİMLERİ DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN İNCELENDİĞİ SİSTEMLER Doç. Dr. Mahmut AKBOLAT Davranış Bilimleri I. Fizyobiyolojik Sistem A Biyolojik Yaklaşım II. Psikolojik Sistem B. Davranışçı Yaklaşım C. Gestalt
DetaylıBen Neyim? Şahabettin Yalçın * What am I? B E Y T U L H I K M E A n I n t e r n a t i o n a l J o u r n a l o f P h i l o s o p h y
Ben Neyim? Şahabettin Yalçın * Özet: Bu makalede benlik/kendilik kavramı, modern felsefenin en önemli filozofları referans alınarak irdelenmeye çalışılmaktadır. Benlik kavramı modern felsefede esas itibariyle
DetaylıA. MONİZM. B.1. Materyalizm
A. MONİZM B.1. Materyalizm Materyalizmin (maddecilik) günümüz zihin felsefesinde baskın görüş haline gelişi son zamanlara has olsa da, materyalizmin felsefe tarihindeki kökleri eskilere dayanır. Bu görüş
DetaylıDil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri
Dil Gelişimi Yaş gruplarına göre g temel dil gelişimi imi bilgileri Çocuklarda Dil ve İletişim im Doğumdan umdan itibaren çocukların çevresiyle iletişim im kurma çabaları hem sözel s hem de sözel olmayan
DetaylıJORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN
JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI Hazırlayan: Rabia ARIKAN JORGE LUIS BORGES (1899-1986) ARJANTİNLİ ŞAİR, DENEME VE KISA ÖYKÜ YAZARIDIR. 20. YÜZYILIN EN ETKİLİ
DetaylıVeritabanı Tasarımı. Veritabanı Hareketleri
Veritabanı Tasarımı Veritabanı Hareketleri Konular Veri hareketleri ile ilgili olarak COMMIT, ROLLBACK ve SAVEPOINT terimlerini tanımlamak COMMIT, ROLLBACK ve SAVEPOINT ifadelerinin üç avantajını listelemek
DetaylıBİLGİ EDİNME İHTİYACI İnsan; öğrenme içgüdüsünü gidermek, yaşamını sürdürebilmek, sayısız ihtiyaçlarını karşılayabilmek ve geleceğini güvence altına a
BİLİMSEL YÖNTEM Prof. Dr. Şahin Gülaboğlu Mühendislik Fakültesi -------------------------------------------------------------------- BİLİM, ETİK ve EĞİTİM DERSİ KONUŞMASI 19 Ekim 2007, Cuma, Saat-15.00
DetaylıTragedyacılara ve diğer taklitçi şairlere anlatmayacağını bildiğim için bunu sana anlatabilirim. Bence bu tür şiirlerin hepsi, dinleyenlerin akıl
Platon'un Devleti-2 Platon, adil devlet düzenine ve politikaya dair görüşlerine Devlet adlı eserinde yer vermiştir 01.08.2016 / 15:01 Devlet te yer alan tartışmalar sürerken, Sokrates varoluştan varolmayışa
DetaylıDeğerler. www.danisnavaro.com 13 Ekim 2015. Page 2
DEĞERLER Değerler 1. değerler var olan şeylerdir, var olan imkanlardır (potansiyeldir) 2. değerler, eserlerle veya kişilerin yaptıklarıyla, yaşamlarıyla gerçekleştiren insan fenomenleridir; 3. değerler,
DetaylıVEKTÖR UZAYLARI 1.GİRİŞ
1.GİRİŞ Bu bölüm lineer cebirin temelindeki cebirsel yapıya, sonlu boyutlu vektör uzayına giriş yapmaktadır. Bir vektör uzayının tanımı, elemanları skalar olarak adlandırılan herhangi bir cisim içerir.
DetaylıREHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ
REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ Psikolojik Danışma ve Rehberlik RPD 201 Not I Uz. Gizem ÖNERİ UZUN Çağdaş Eğitim *Toplumların ihtiyaç ve beklentileri durmadan değişmiş, eğitim de değişen bu
DetaylıÖğrenme, Örgütsel Öğrenme
Öğrenme, Örgütsel Öğrenme Öğrenme: Kişide istediği sonuca ulaşmak amacıyla hareket etmesini engelleyecek çeşitli eksiklikleri tamamlamasını sağlayacak bir süreç Hayatın her sürecinde öğrenme İşyerinde
Detaylı4.HAFTA/KONU: IMMANUEL KANT IN ETİK GÖRÜŞÜ: İNSANIN DEĞERİ. Temel Kavramlar: Ahlak yasası, isteme, ödev, pratik akıl, maksim.
4.HAFTA/KONU: IMMANUEL KANT IN ETİK GÖRÜŞÜ: İNSANIN DEĞERİ Temel Kavramlar: Ahlak yasası, isteme, ödev, pratik akıl, maksim. Kazanımlar: 1- Immanuel Kant ın etik görüşünü diğer etik görüşlerden ayıran
DetaylıA Tüm S ler P dir. Tümel olumlu. E Hiçbir S, P değildir. Tümel olumsuz. I Bazı S ler P dir. Tikel olumlu. O Bazı S ler P değildir.
Yargı cümlelerinde sınıf terimler birbirlerine tüm ve bazı gibi deyimlerle bağlanırlar. Bunlara niceleyiciler denir. Niceleyiciler de aynen doğruluk fonksiyonu operatörleri (önerme eklemleri) gibi mantıksal
DetaylıOKUL ÖNCESİNDE OYUN VE HAREKET ETKİNLİĞİ
OKUL ÖNCESİNDE OYUN VE HAREKET ETKİNLİĞİ Oyun bir çocuğun en önemli işidir. Çocuklar oyun ortamında kendilerini serbestçe ifade edip, yaşantılarını yansıtırlar ve dış dünyaya farketmeden hazırlık yaparlar.
DetaylıKİMLİK, İDEOLOJİ VE ETİK Sevcan Yılmaz
KİMLİK, İDEOLOJİ VE ETİK Sevcan Yılmaz Adem in elması nasıl boğazında kaldı? Adem: Tanrım, kime görünelim kime görünmeyelim? Tanrı: Bana görünmeyin de kime görünürseniz görünün. Kovuldunuz. Havva: Ama
DetaylıEvrenin yaratılışına, Big Bang teorisine, Risale-i Nur nasıl bir açıklık getirmiştir?
Sorularlarisale.com Evrenin yaratılışına, Big Bang teorisine, Risale-i Nur nasıl bir açıklık getirmiştir? Konuyu Risale-i Nur eserleriyle de harmanlayıp size takdim etmeye çalışalım: İçinde bulunduğumuz
DetaylıMedeniyet Okulları REHBERLİK SERVİSİ SUNAR..
Medeniyet Okulları REHBERLİK SERVİSİ SUNAR.. ÖĞRENCİLERDE PERFORMANS, MOTİVASYON VE BAŞARI GELİŞTİRME TEKNİKLERİ Skeçler, Testler, Video çekimleri Başarıya Ulaşmak İçin HEDEF BELİRLEMEK PLAN OLUŞTURMAK
Detaylıa) Doğru Bilginin Kaynağı Problemi
a) Doğru Bilginin Kaynağı Problemi Bilginin kaynağı deney(im)dir. (Empirizm) Bilginin kaynağı akıldır. (Rasyonalizm) Bilginin kaynağı hem akıl hem deney(im)dir. Bilginin Kaynağı sezgidir. b1) Bilginin
DetaylıSPİNOZA FELSEFESİNDE ZORUNLULUK KAVRAMININ TANRI VE ÖZGÜRLÜK KAVRAMLARI İLE İLİŞKİSİ
SPİNOZA FELSEFESİNDE ZORUNLULUK KAVRAMININ TANRI VE ÖZGÜRLÜK KAVRAMLARI İLE İLİŞKİSİ Naciye ATIŞ ÖZET Spinoza, zorunluluk kavramını varlık kavramını açıklamak için kullanır. Bunun nedeni zorunluluğun varlığın
DetaylıAŞKIN BULMACA BAROK KENT
AŞKIN BULMACA 18.yy'da Aydınlanma filozoflarıyla tariflenen modernlik, nesnel bilimi, evrensel ahlak ve yasayı, oluşturduğu strüktür çerçevesinde geliştirme sürecinden oluşur. Bu adım aynı zamanda, tüm
DetaylıSüreklilik Göstergesi. Kavram Haritaları. Etkileşim Göstergesi. Problem/Çözüm Göstergesi Karşılaştırma Matrisi. (Anlam Çözümleme Tablosu)
Kavram Haritaları Hiyerarşik KH Hiyerarşik Olmayan KH ( Ağ, Örümcek Harita) Zincir KH Sınıflandırma Haritası Vee Diyagramları Neden-Sonuç Diyagramları Balık Kılçığı Döngü Göstergesi Olay Zinciri Dizileri
DetaylıFELSEFİ ÇÖZÜMLEMELERDE YÖNTEM John HOSPERS, (Çev. Şahin Filiz; Mehmet Harmancı)
Kitap, Sempozyum Değerlendirmeleri 257 göre, bilim sosyolojisi klasik sosyologların bilgi konusundaki görüşleri bilinmeden anlaşılamaz. Yazar bu bölümde pozitivist bakış açısının öngördüğü, bilimin evrensel
DetaylıDERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Siyasal Düşünceler Tarihi PSIR 201 3 3 + 0 3 5
DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS Siyasal Düşünceler Tarihi PSIR 201 3 3 + 0 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü İngilizce Lisans Zorunlu Dersin Koordinatörü
Detaylı12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)
12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017) ÜNİTE: 2-KLASİK MANTIK Kıyas Çeşitleri ÜNİTE:3-MANTIK VE DİL A.MANTIK VE DİL Dilin Farklı Görevleri
DetaylıMODERN MANTIK ARASINAVI (SOSYOLOJİ) ÇÖZÜMLERİ B GRUBU
MODERN MANTIK ARASINAVI (SOSYOLOJİ) ÇÖZÜMLERİ B GRUBU 1. Aşağıdaki kanıtlamaların çıkarım belirticilerini, öncül ve sonuç önermelerini, tümdengelimli mi (geçersiz, geçerli veya sağlam), tümevarımlı mı
DetaylıTürkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de
Detaylı18.Yüzyıl İngiliz Empirist Filozoflarında Dil ve Anlam Sorunları. Bilgi Anlayışları Üzerinden Bir Okuma
1 18.Yüzyıl İngiliz Empirist Filozoflarında Dil ve Anlam Sorunları Bilgi Anlayışları Üzerinden Bir Okuma M i n e K A Y A K E H A 2 1 8. Y ü z y ı l v n g i l i z E m p i r i s t F i l o z o f l a r ı n
Detaylısayıların kümesi N 1 = { 2i-1: i N } ve tüm çift doğal sayıların kümesi N 2 = { 2i: i N } şeklinde gösterilebilecektir. Hiç elemanı olmayan kümeye
KÜME AİLELERİ GİRİŞ Bu bölümde, bir çoğu daha önceden bilinen incelememiz için gerekli olan bilgileri vereceğiz. İlerde konular işlenirken karşımıza çıkacak kavram ve bilgileri bize yetecek kadarı ile
DetaylıAHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Ahlak ve Etik Ahlak bir toplumda kendisine uyulmaya zorlayan kurallar bütünü Etik var olan bu kuralları sorgulama, ahlak üzerine felsefi düşünme etkinliği. AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI İYİ: Ahlakça
DetaylıAşık olduğumuz kişiyi neden unutamayız?
sağlık (/saglik) Aşık olduğumuz kişiyi neden unutamayız? 04.10.2016 Salı 13:11 3 0 Uzman Psikolog Özge Genlik aşık olduğumuz kişiyi neden unutamadığımızı anlattı Aşık olduğumuz kişiyi unutmak yerine anlamlandırmamız
DetaylıSosyal Algı. Atıflar
Sosyal Algı ve Atıflar Sosyal Algı Toplumun da etkisiyle kişiler yada nesneler hakkında oluşturduğumuz tutumlar sosyal algıya karşılık gelir. Başkaları hakkında veya başka nesneler hakkında kararlar verirken
DetaylıSosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi. Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş
Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş Canlılar hayatta kalmak için güdülenmişlerdir İnsan hayatta kalabilmek
DetaylıJOHN ROGER SEARLE DE BİLİNÇ VE YÖNELİMSELLİK
JOHN ROGER SEARLE DE BİLİNÇ VE YÖNELİMSELLİK Vedat ÇELEBİ ÖZET Searle e göre, bilinç, fiziksel dünyada yer alan gerçek doğal bir görüngüdür. Ancak Searle e göre, bilinci diğer biyolojik görüngülerden,
DetaylıAYRIK YAPILAR ARŞ. GÖR. SONGÜL KARAKUŞ- FIRAT ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ FAKÜLTESİ YAZILIM MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ, ELAZIĞ
AYRIK YAPILAR P r o f. D r. Ö m e r A k ı n v e Y r d. D o ç. D r. M u r a t Ö z b a y o ğ l u n u n Ç e v i r i E d i t ö r l ü ğ ü n ü ü s t l e n d i ğ i «A y r ı k M a t e m a t i k v e U y g u l a
Detaylıİnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler
İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler Hani, Rabbin meleklere, Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti. Onlar, Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamd
DetaylıGiresun Eğitimde İyi Örnekler Çalıştayı 2015
Giresun Eğitimde İyi Örnekler Çalıştayı Çağrı Mektubu Eğitim, dış dünyadan aldığı dönütler doğrultusunda kendisini değiştirerek yenileyen açık bir sistemdir. Günümüz eğitiminin vizyonu, kabul görmüş düşünceleri
DetaylıZEKA ATÖLYESİ AKIL OYUNLAR
ZEKA ATÖLYESİ AKIL OYUNLAR Akıl Oyunları çocukların ve yetişkinlerin strateji geliştirme, planlama, mantık yürütmemantıksal bütünleme, görsel-uzamsal düşünme, yaratıcılık, dikkat - konsantrasyon, hafıza
DetaylıESTETİK; Estetiğin konusu olarak güzel;
TASARIM ve ESTETİK ESTETİK; Estetiğin konusu olarak güzel; Plato( İ.Ö. 427-347) her alanda kusursuzu arayan düşünce biçimi içersinde nesnel olan mutlak güzeli aramıştır. Buna karşın, Aristoteles in (İ.Ö.
DetaylıÜNİTE:1. Sosyal Psikoloji Nedir? ÜNİTE:2. Sosyal Algı: İzlenim Oluşturma ÜNİTE:3. Sosyal Biliş ÜNİTE:4. Sosyal Etki ve Sosyal Güç ÜNİTE:5
ÜNİTE:1 Sosyal Psikoloji Nedir? ÜNİTE:2 Sosyal Algı: İzlenim Oluşturma ÜNİTE:3 Sosyal Biliş ÜNİTE:4 Sosyal Etki ve Sosyal Güç ÜNİTE:5 1 Tutum ve Tutum Değişimi ÜNİTE:6 Kişilerarası Çekicilik ve Yakın İlişkiler
DetaylıZİHİN FELSEFESİ (RUH-BEDEN PROBLEMİ) Zihnin nasıl işlediği hakkında hiçbir bilgi yoktur. Zihnin. güçtür onun nasıl olduğunu bilmediğimiz için.
ZİHİN FELSEFESİ (RUH-BEDEN PROBLEMİ) Zihnin nasıl işlediği hakkında hiçbir bilgi yoktur. Zihnin nasıl işlediği konusunda bir açıklama yapmak oldukça güçtür onun nasıl olduğunu bilmediğimiz için. Kurallar
DetaylıBAĞLAÇ. Eş görevli sözcük ve sözcük gruplarını, anlamca ilgili cümleleri birbirine bağlayan sözcüklere "bağlaç" denir.
BAĞLAÇ Eş görevli sözcük ve sözcük gruplarını, anlamca ilgili cümleleri birbirine bağlayan sözcüklere "bağlaç" denir. Bağlaçlar da edatlar gibi tek başlarına anlamı olmayan sözcüklerdir. Bağlaçlar her
DetaylıB. ÇOK DEĞERLİ MANTIK
B. ÇOK DEĞERLİ MANTIK İki değerli mantıkta önermeler, doğru ve yanlış olmak üzere iki değer alabilir. Çünkü özdeşlik, çelişmezlik ve üçüncü hâlin olanaksızlığı ilkelerine göre, önermeler başka bir değer
DetaylıA: Algılama gücü ve mantık yürütme kabiliyeti yüksek kişiliği temsil eder.
Karşınızdaki kişinin ismine bakarak onun hakkında fikir sahibi olabilirsiniz. Bunun için söz konusu isimdeki fiziksel, zihinsel, duygusal, ruhsal enerji sembollerinin açıklamalarına bakmak gerek. İsimdeki
Detaylı