2010 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM BÜTÇE KANUNU TASARISI ĠLE 2008 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM KESĠN HESAP KANUNU TASARISI PLAN VE BÜTÇE KOMĠSYONU GÖRÜġME TUTANAKLARI

Transkript

1 2010 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM BÜTÇE KANUNU TASARISI ĠLE 2008 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM KESĠN HESAP KANUNU TASARISI PLAN VE BÜTÇE KOMĠSYONU GÖRÜġME TUTANAKLARI BAġKAN: Mehmet Mustafa AÇIKALIN (Sivas) BAġKANVEKĠLĠ: Recai BERBER (Manisa) SÖZCÜ : Hasan Fehmi KĠNAY(Kütahya) KÂTĠP : Süreyya Sadi BĠLGĠÇ (Isparta) O ĠÇĠNDEKĠLER -ENERJĠ VE TABĠĠ KAYNAKLAR BAKANLIĞI -Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu - Ulusal Bor AraĢtırma Enstitüsü -Elektrik ĠĢleri Etüt Ġdaresi Genel Müdürlüğü - Türkiye Atom Enerjisi Kurumu -Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü -Petrol ĠĢleri Genel Müdürlüğü ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI -Devlet Su ĠĢleri Genel Müdürlüğü ( -Özel Çevre Koruma Kurumu BaĢkanlığı -Orman Genel Müdürlüğü -Devlet Meteoroloji ĠĢleri Genel Müdürlüğü ÜÇÜNCÜ OTURUM Açılma Saati: BAġKAN: Mehmet Mustafa AÇIKALIN (Sivas) BAġKAN VEKĠLĠ: Recai BERBER (Manisa) SÖZCÜ: Hasan Fehmi KĠNAY (Kütahya) KÂTĠP: Süreyya Sadi BĠLGĠÇ (Isparta) BAġKAN Plan ve Bütçe Komisyonunun değerli üyeleri, Değerli Çevre ve Orman Bakanımız, kamu kurum ve kuruluģlarımızın değerli bürokratları, basınımızın değerli temsilcileri, BaĢkanlık Divanı adına hepinizi saygıyla selamlıyorum. 13 üncü BirleĢimin Üçüncü Oturumunu açıyorum. Bugünkü gündemimizde bulunan Çevre ve Orman Bakanlığı, Devlet Su ĠĢleri Genel Müdürlüğü, Özel Çevre Koruma Kurumu BaĢkanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, Devlet Meteoroloji ĠĢleri Genel Müdürlüğü bütçe ve kesin hesaplarının görüģmelerine baģlıyoruz. Değerli arkadaģlar, konuģmasını yapmak üzere Çevre ve Orman Bakanımıza söz veriyorum.

2 Buyurun Sayın Bakanım. BAġKAN Biz teģekkür ederiz. Sayın Hamzaçebi, buyurun. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Trabzon)- Sayın BaĢkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri; Çevre ve Orman Bakanlığı öncesinde çevre ve orman konuları iki ayrı bakanlığın görev alanına giriyordu seçimlerinden sonra kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetleri döneminde bu iki konu, iki kavram Çevre ve Orman Bakanlığı çatısı altında toplandı. O zaman bunun gerekçesi Ģöyle açıklanmıģtı: Çevre ve orman konuları birbiriyle yakın iliģki içerisinde olan konulardır. Orman çevreyi, çevre ormanı etkiler. Ormancı bakıģ açısıyla bakan bir kiģi çevreyi koruma kaygısını güder. Çevreci bakıģ açısıyla bakan kiģi de ormanı koruma kaygısını güder. Dolayısıyla iki bakanlığın tek çatı altında birleģmesi, her iki konunun geliģmesi, her iki konuya daha çok önem verilmesi açısından gereklidir, daha iyi olur. Gerekçe buydu. Bir açıdan doğrudur. Ancak Sayın Bakanın gerek konuģmasında gerekse icraatlarında, ben bu iki konunun yeteri kadar önem kazandığı kanaatinde değilim. Sayın Bakan her iki konunun da bakanıdır, ayrıca Devlet Su ĠĢleri kendisine bağlıdır. Ancak çevreyi ve ormanı içselleģtiren, buna önem veren bir bakıģ açısını ben Sayın Bakanın bugünkü konuģmasından alabilmiģ değilim. Sayın Bakan daha çok bakanlık erkini istediği gibi kullanma yönünde bir bakanlık icraatı sergilemektedir. Yani ben eğer bakansam, önüme gelen konuları ben istediğim gibi çözerim anlayıģına sahip bir anlayıģı, bir yönetim tarzını sergilemektedir. Böyle bir yönetim tarzında doğal olarak çevre konularının, orman konularının öne çıkması, bunların korunması, geliģtirilmesi mümkün değildir. Çevre konusu dünyanın gündeminde, özellikle 80 li yıllardan bu yana önemli bir yer tutmaktadır. Türkiye nin gündeminde de 80 li yıllardan bu yana önem kazanmaya baģlamıģtır. Önce Çevre Genel Müdürlüğü kurulmuģtur, sonra Çevre MüsteĢarlığı kurulmuģtur, sonra Çevre Bakanlığı olmuģtur, sonra bugünkü Çevre ve Orman Bakanlığı olmuģtur. 92 de Rio da bir çevre zirvesi toplanmıģtır. Burada çok önemli kararlar alınmıģtır. Sürdürülebilir kalkınma dediğimiz kavram bu çevre konulu Rio Zirvesi nde tüm ülkelerin gündemine girmiģtir. Sürdürülebilir kalkınma, yani ekonomik ve sosyal kararlar alınırken çevrenin de dikkate alınması, bu kararların çevreye etkisinin de dikkate alınması suretiyle kalkınma sürecinin planlanması Rio Zirvesi nin tüm ülkelere verdiği bir ilke olmuģtur. Bu ilkenin de bizde olması gerekir. Bu ilke daha sonra, on yıl sonra 2002 yılında Güney Afrika nın Johannesburg kentinde toplanan bir zirvede değerlendirilmiģtir, on yıllık süreç değerlendirilmiģtir den bu yana da yine geçen bir süre vardır. Bu da yine uluslararası toplantılarda değerlendirilecektir. Örneğin, önümüzdeki ay 7-18 Aralıkta Kopenhag ta bir iklim zirvesi olacaktır. Sayın Bakanın konuģmasında buna yönelik bir açıklama alamadım. Belki söylediyseniz ben mi kaçırdım acaba. Bu kadar önemli bir konuda, muhtemelen Türkiye yi sizin Bakanlığınız, belki zatıaliniz temsil edecektir ama böyle bir ufuk açan, Türkiye nin çevre konusundaki hedefi Ģudur diyen bir yaklaģımı ben bugünkü konuģmanızdan alamadım Sayın Bakan. DSĠ size bağlıdır, suyu bilen kiģi olarak size bağlanmıģtır ancak DSĠ nin bugün

3 çeģitli faaliyetlerini bize burada yansıtmakla birlikte DSĠ nin daha çok bir enerji kuruluģu gözüyle sizin tarafınızdan değerlendirildiği izlenimini alıyorum ben. Enerji Bakanı DSĠ projeleriyle ilgili olarak değil tabii ama acaba bu HES lerle ilgili olarak çevreyle enerji kavramını, iki konuyu nasıl dengeleriz yaklaģımı içinde olurken, sizde DSĠ nin daha çok enerji gözüyle değerlendirildiğini görüyorum. Neden bu kadar karamsar bir tablo çizdim Sayın Bakanın hem konuģmasıyla hem icraatıyla ilgili olarak? Birincisi sunuģundan böyle bir izlenim aldım. Ġkincisi, Sayın Bakanın bazı icraatları beni bu değerlendirmeye yöneltti. Ben Sayın Bakanın bir icraatı nedeniyle 5 Haziran 2009 tarihinde Genel Kurulda bir konuģma yaptım, gündem dıģı bir konuģma yaptım. 5 Haziran, aynı zamanda Dünya Çevre Günü olarak kutlanmaktadır. Uzun yıllardan beri bütün ülkelerde Dünya Çevre Günü olarak kutlanmaktadır. O gün yaptım bu konuģmayı. Ġzninizle, o konuģmayı, size aynen okumak istiyorum. Bu konuģmama o gün Genel Kurulda Hükûmet adına hiç kimse cevap vermedi. Daha sonra takip etmeye çalıģtım: Sonraki günlerde de bir cevabın verildiği veya bunun üzerine bir konuģmanın yapıldığını hatırlayamıyorum. KonuĢmam aynen Ģöyle: Çevre ve Orman Bakanlığının ormanları koruma ve ülkenin orman varlığını artırma konularında görevli olması yanında, görevde olan Sayın Bakanların da bu konuda titizlendiğini biliyorduk. Ancak Ģimdiki Çevre ve Orman Bakanımız Sayın Veysel Eroğlu ile anlayıģın ters yüz edildiğini ifade etmek isterim. Ülkenin orman varlığını artırmak, ormanları korumak gibi kavramların, Çevre ve Orman Bakanlığının gündeminde ikinci plana düģtüğünü görüyoruz. Sayın Bakan döneminde, kanun tanımayan bir anlayıģla, özel ağaçlandırma alanları imara açılmıģtır. Hatırlanacağı üzere 3194 sayılı Ġmar Kanunu na 24/07/2008 tarihli ve 5793 sayılı Kanunla bir hüküm eklendi. Bu hükme göre Hazine nin özel mülkiyetinde veya Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve ağaçlandırılmak üzere izin verilen taģınmazlardan projesine uygun olarak ağaçlandırılanlar, imar planı kararıyla baģka amaca ayrılamaz. Ġmar Kanunu na eklenen bu hükmün amacı; ülkenin orman varlığının artırılması bağlamında özel ağaçlandırma alanlarının korunması, ağaçlandırma alanlarının imar planı değiģiklikleriyle yapılaģmaya açılarak tahrip edilmesini önlemektir. Esasen bu alanlarda ağaçlandırma yapacak kiģilerle Hazine arasında yapılan kiralama sözleģmesine göre Çevre ve Orman Bakanlığınca onaylanan projeye uygun olarak ağaçlandırma yapılmakta ve kiralama süresi ağacın ömrüne göre çok uzun yılları (100 yıl, belki 100 yıldan da fazla) kapsayabilmektedir. Çevre ve Orman Bakanlığı; 30/04/2009 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Ağaçlandırma Yönetmeliğinde DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile Ġmar Kanunu nda 2008 yılında yapılan değiģikliğe aykırı olarak özel ağaçlandırma alanlarında yapılaģmanın yolunu açmıģtır. Yönetmelik değiģikliğine göre, Özel ağaçlandırma sahalarının tamamı veya bir bölümü 6831 sayılı Kanunu n 17 nci Maddesinde sayılan tesislerin kurulması amacıyla kamu kurum ve kuruluģlarının talepleri halinde kamu kurum ve kuruluģlarına Orman Genel Müdürlüğünce tahsis edilebilir. Bu durumda özel ağaçlandırma sahibinin tüm giderleri ve zararları adına saha tahsisi yapılan kurum veya kuruluģ tarafından özel ağaçlandırma sahibine defaten ödenir.

4 Yönetmelik değiģikliği kanun tanımayan, Parlamento nun iradesini yok sayan, ormanları korumak, ülkenin orman varlığını artırmak gibi bir kaygısı olmayan anlayıģın ürünüdür. Çevre ve Orman Bakanlığı yönetmelik ile Kanunu uygulamadan kaldırmıģtır. Bu tavır Hazine ile kiģi arasındaki sözleģmeyi bir yönetmelik ile ortadan kaldırmaya cesaret edebilen, hukuk tanımayan bir anlayıģın ifadesidir. ġimdi Sayın Bakan cevap olarak Orman Kanunu nun 17 nci maddesini okuyup, bu maddede yer alan sağlık, eğitim ve spor tesislerinin kurulabilmesi için bu izni vereceklerini söyleyecektir. Yani eleģtirilere kamu hizmetini öne çıkarmak suretiyle cevap vermeye çalıģacaktır. Biraz önce ifade etmiģtim. Tekrar söyleyeyim: Ġmar Kanunu nun ilgili maddesi Hazine arazisi üzerinde yapılan özel ağaçlandırmaların hangi amaçla olursa olsun imara açılmasını yasaklamaktadır. Kanunun getirdiği bir yasağı kamu hizmetini kalkan yaparak yönetmelikle ortadan kaldırmanız mümkün değildir. Ayrıca sözünü ettiğim özel ağaçlandırmaların önemli bir bölümü belediye sınırları içerisinde imar planlarında ağaçlandırma alanı olarak ayrılmıģ yerlerde yapılmıģ olan ağaçlandırmalardır. Buralarda imar planı değiģikliğine yol açacak düzenlemeler orman, yeģil kaygısı olmayan bir anlayıģı gösterir. Sayın Bakan hukuka aykırı bu yönetmelik değiģikliğinden vazgeçmelidir. Bunda ısrar etmek Çevre ve Orman Bakanlığı görevini liyakatle yapmadığını kabul ve itiraf etmektir. ġimdi konuģmam bu. Bu konuģmama bugüne kadar bir cevap alamadım. Ben, Hazine arazisi üzerinde özel ağaçlandırma yapacak bütün vatandaģlara temkinli olmalarını tavsiye ediyorum. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAġKAN Buyurun. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) - Sayın Bakan, bu alanları etrafındaki yapılaģmıģ alanların o arsalarda yarattığı rantı, değeri dikkate alarak elinizden alabilir. Herkes temkinli olsun. Orman Bakanı Sayın Veysel Eroğlu bunları o kiģilerin ellerinden her an alabilecek durumdadır. Bu yönetmelik değiģikliğine karģı hayatımda ilk kez DanıĢtayda dava açtım. Milletvekili olarak yönetmelik değiģikliğinizin iptali için DanıĢtaya dava açtım. Bu konuyu Genel Kurula getirmeden Sayın Bakana telefonla bildirdim, ilgili bürokratlara bildirdim ancak geçiģtiren cevaplar aldım. Ġkna edici bir Ģekilde Sayın Bakan bana telefonda bunu savunamadı bile, savunamadınız. Baktım ki beni sadece oyalıyorsunuz, tek çözüm yeri olan yargıya gittim. Yargı tabii ki hangi kararı verse hepimiz bunu kabul edeceğiz. Ancak sizin ormanları koruma konusunda samimi bir bakan olduğunuza inanmıyorum Sayın Bakanım. ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Tabii, sizin görüģünüz. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Tabii ki benim görüģüm, ben görüģümü ifade ediyorum. Siz, katılımcı anlayıģtan söz ediyorsunuz konuģmanızda. Size soruyorum: Bu yönetmelik değiģikliğini yaparken ilgili sivil toplum örgütleriyle, örneğin TEMA yla oturdunuz, görüģtünüz mü? GörüĢmediniz. Kafa sallamayın, arkada bir bürokrat kafa

5 sallıyor. TEMA yla görüģtüm ben. Sizden önceki Bakanınız, bunları en azından görüģüyordu, müzakere ediyordu, mutabakat sağlayarak bu yönetmelikleri yayınlıyordu. Siz ama tabii ki bakanlık erkini kullanıyorsunuz. Ben Bakanım. Ne? Yönetmelikle çözebilir miyiz? Tabii ki, derhâl getirin, derhâl Ben Bakansam, bu orman alanı, isterse özel Ģahsın diktiği ağaç olsun ben burayı imara açarım diyorsunuz. Açamazsınız Sayın Bakan. ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Ġmara açmıyoruz. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Efendim, açıyorsunuz, imara açıyorsunuz. Burada okul, hastane, vesaire gibi (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAġKAN Sayın Hamzaçebi, lütfen toparlayın efendim. Buyurun. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) yapıların yapılmasına izin verecek yönetmelik değiģikliği yapıyorsunuz. Ġmar Kanunu nun ilgili maddesi bu Komisyonda o kanuna eklendi Sayın Bakan. Eklendi, özel kanundur. O özel kanundur, siz oturup Orman Kanunu nu özel kanunun önüne koyamazsınız. Bu iģlemi yapan bürokratlar da sorumlu olmadıklarını düģünmesinler, yani Sayın Bakanın imzası var, sorumlu Sayın Bakandır. diye düģünmesinler. Burada açıkça hukuka aykırı bir iģlem vardır, kanunsuz emir verdir. Bu yönetmelik, kanunsuz emri düzenlemektedir. Anayasa ya aykırıdır, Anayasa ya aykırı iģlem yapan bürokratlar da yarın öbür gün sorumludur, ben eski bir bürokrat olarak bürokrasideki arkadaģlarıma bu konuda endiģemi de ifade ediyorum. Son olarak bir iki Ģey söyleyip konuģmamı bitireceğim. Akbük turizm merkezinde olağanüstü ciddi bir yapılaģma var. Buna iliģkin bir soruyu Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinde sordum. Akbük ün karģı kıyılarında devasa bloklar yükselmeye baģladı birden. Konut üstelik, bunların turizm merkezinde yapılması ayrı bir tartıģma konusu. Bu kadar büyük yoğunluk oraya nasıl verildi diye ben merak ettim sordum çünkü Akbük te, Didim de en fazla iki kattır, üç kattır, yoğunluk böyledir; orada belki yedi sekiz kat var. Kültür ve Turizm Bakanımız bana bütçede Ģu cevabı verdi: Bayındırlık ve Ġskân Bakanlığının 1989 yılında onayladığı çevre düzeni planında 0,90 emsal verilmiģ buraya, biz bunu çok fazla bulduk 0,45 e indirdik. O 0,45 lik yapılaģma. 89 tarihli çevre düzeni planı ġimdi, çevre düzeni planının yapılmasından Çevre ve Orman Bakanlığı sorumlu. Bu plan bana göre derhâl gözden geçirilmek zorundadır. (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Aksi takdirde, o Akbük ün ormanları, o koyları yok olup gidecek. O yapıların yapıldığı yer ormandır, arkası ormandır. Bu ormanları tehdit eden bir yapılaģma var, o yapılaģmanın dayanağının da bu çevre düzeni planındaki yoğunluk olduğu anlaģılıyor. Bunu Sayın Bakanın dikkatine sunuyorum. Ayrıca, HES lerle ilgili olarak bir kontrol yönetmeliği çıkardınız. Tabii ki bu santrallerin nasıl yapıldığı önemli. Sanıyorum bu yönetmelik yürürlüğe girene kadar bu alan denetimsizdi, ancak bu denetimde ilgili sivil toplum örgütleri de olmalı diye düģünüyorum, örneğin Elektrik Mühendisleri Odasından orada bir görevlendirme yapılabilir. Bu iģin bir yönü, ancak diğer yönü bu yatırımlara giren yatırımcılar, baģlayan yatırımcılar bu yatırımlara baģladığı tarihte böyle bir yükümlülükle karģı karģıya değildiler,

6 acaba sektörle görüģülerek mi bu düzenleme yapılmıģtır? Yani, bir anda onların karģılarına, yatırımcıların karģılarına böyle ciddi bir maliyeti koyarsanız bu yatırım sürecini olumsuz da etkileyebilir, yani bunun sektörle konuģulması, tartıģılması gerektiği kanaatindeyim. Aksi takdirde, bir yandan yatırım ortamını iyileģtiren çalıģmalar yapılırken öte taraftan yatırımcının önüne sürekli engeller çıkaran bir anlayıģ söz konusu olur, bu tabii ki müstakbel yatırımcıları olumsuz etkileyen bir sonuç yaratır. Bunu da Sayın Bakanın dikkatine sunuyorum. Ayrıca bu HES lerle ilgili olarak Enerji Bakanlığının konusu mu, DSĠ nin konusu mu bilemeyeceğim ama DSĠ nin konusu olarak değerlendiriyorum. Yani, örneğin Trabzon un Araklı ilçesinde 3 tane HES kurulacak, her bir HES ayrı bir enerji nakil hattı mı çekecektir, bunlar nasıl entegre olacaktır sisteme? Her HES ayrı ayrı hat çekerse onun çevreye vereceği zarar, artı kaynak açısından ülkenin kaynak israfına neden olacak bir sonuç yaratacaktır, bunlar acaba nasıl değerlendirilmektedir? (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAġKAN Sayın Hamzaçebi, toparlayın. Buyurun. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Bir dakika içinde bitiriyorum Sayın BaĢkanım. Yine, geçen yıl bütçelerinde sorduğum bir konu var: Bu HES lerin çevreye vereceği etkiler tartılmıģ mıdır? ġimdi, evet, ölçümler yapıldı denilecektir vesaire, bu can suyu nasıl tespit edilmiģtir? Uluslararası ölçüsü nedir o derenin? Örneğin Trabzon un Araklı ilçesindeki Karadere de can suyu miktarı nedir? 3 tane HES kuruluyor orada, bu 3 HES in o dereye ve dolayısıyla çevreye, köylere vereceği bir zarar yok mudur? Enerji üretimine acaba çevreyi feda mı ediyoruz? Bu konuda Sayın Bakandan bilgi bekliyorum. TeĢekkür ediyorum. BAġKAN TeĢekkür ederim Sayın Hamzaçebi. SORULAR VE CEVAPLAR BAġKAN TeĢekkür ederim Sayın Angı. Sayın Hamzaçebi, buyurun. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Trabzon) TeĢekkür ederim Sayın BaĢkan. Sayın Bakana iki sorum var. Birincisi, konuģmanızda GAP, DAP ve KOP Projelerine iliģkin bilgiler verdiniz. Yani Güneydoğu Anadolu Projesi, Doğu Anadolu Projesi ve Konya Ovası Projesi. Tabii ki bu projeler ülkemizin ulusal projeleridir, bunlara her türlü kaynağın verilmesinde ülke açısından son derece büyük yararlar vardır. Ancak Türkiye de bir de yıllar önce yapılmıģ DOKAP Projesi vardır Sayın Bakan. Acaba DOKAP, Doğu Karadeniz Projesi sizin ve Hükûmetiniz tarafından ilgiye layık bir proje değil midir? Neden sizin veya Hükûmetimizin hiçbir bakanının konuģmasında bu projeyle ilgili Hükûmetin herhangi bir eylem planını göremeyiz? Yani küçük de olsa bazı adımlar atmak mümkün değil midir bu proje bağlamında. Yoksa Hükûmetiniz nasıl olsa Doğu Karadeniz den çok iyi oy alıyoruz, oralara herhangi bir yatırım yapmaya gerek yok zaten oylar bize geliyor yaklaģımında mı acaba? Bu bağlamda Ģunu da sormak istiyorum: Trabzon a içme suyu verecek olan

7 Galyan Atasu Barajı Projesi vardır. DSĠ nin rakamlarına göre bitmesi için 500 milyon TL civarında bir rakam gerekiyor ancak sadece içme suyu bölümü için rakam çok daha küçük. YaklaĢık milyon TL civarında bir ödenekle Trabzon Ġçme Suyu Projesi sonlandırılabilecek durumdaydı. Acaba ne durumdadır? Projeniz nedir? Ne kadarlık bir süre içerisinde bu projenin bitirilmesi hedeflenmektedir? Trabzon Ġçme Suyu Projesi ni Trabzonlular bekliyor, yakinen de takip ediyorlar. Bunu öğrenmek istiyorum. Ġkinci sorum da Bakanlığınızın orman yangınlarını önlemek amacıyla yapmıģ olduğu bir uçak kiralama ihalesi oldu. Bu ihalede ihale yöntemi nedir? Hangi yol izlenmiģtir? Kaç firma teklif vermiģtir? Ġhalenin ilan tarihiyle ihale tarihi arasındaki süre nedir? Hangi gazetelerde ilan yapılmıģtır? Bedel nedir? Ġhalenin süresi nedir? Ve Sayın Sali nin söylediği gibi gerçekten orman yangınını önleme amacıyla bu kiralama yapılmıģ ise muhtemelen yılın belirli aylarında bu araçlar, uçaklar boģ kalmaktadır. Kamunun baģka hizmet duyduğu alanlar için bu süre içerisinde bu uçakları kullanmak mümkün değil midir? TeĢekkür ederim. BAġKAN - TeĢekkür ederim. BAġKAN TeĢekkür ederim. Değerli arkadaģlar, müzakere ve sual bölümü böylece sona ermiģtir. Sayın Bakan değerlendirmelerde bulunmak ve sözlü cevap vermediğiniz suallere yazılı cevap verme hakkınızı da hatırlatarak size söz veriyorum on beģ dakika. Buyurun. ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) TeĢekkür ederim. ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Sayın Hamzaçebi ye epeyce, bir yarım saat cevap vermem gerekir izin verirseniz. BAġKAN Ona yazılı cevap verin Sayın Bakanım. ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) ġimdi, efendim, Ģöyle ifade edeyim BAġKAN Yazılı cevap verin yarım saat sürecekse Sayın Bakanım. ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) O zaman Ģöyle ifade edeyim MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Trabzon) Bir bölümü yazılı olabilir de Ģu yönetmelikle ilgili kısma cevap verin. ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) ġimdi, efendim, yönetmelikle ilgili Ģunu ifade edeyim sadece: Yönetmelikle alakalı, evet, kendisi Mecliste sözlü bir konuģmayla bu yönetmelik hakkında bilgi istemiģ. Biz bilgileri toplu olarak, beģon tanesi birikince mutlaka gidiyoruz, Mecliste cevap veriyoruz. Yani her soruya anında cevap verilmiyor. Benim de sıram gelince biliyorsunuz buna cevap vereceğim. HazırlamıĢtım, siz telefon etmiģtiniz, Sayın Milletvekilim, bunu inceleyeyim, size bilgi vereyim ama Ģundan emin olun dedim -aynen söylediğim Ģu- bizim bu alanları imara açmak gibi bir ne niyetimiz ne yönetmelikte böyle bir husus yok Sadece Ģöyle bir durum var: Efendim, Ģimdi, bu alanlar geniģ alanlar. Diyelim ki 5, 6, 10 hektar, 20 hektarlık bir alandan bir enerji nakil hattı, bir su isale veyahut da belediyenin talep etmek

8 istediği bir yol Yani bu kanunda, Orman Kanunu nun 17 nci maddesi mucibince vermemiz gereken birtakım izinler var. Bu izinleri vermediğimiz zaman nitekim bazı yerlerde enerji nakil hatlarının geçmesi mümkün dahi olmuyor veya su isale hattı. Dolayısıyla bizim burada kastettiğimiz budur. Asla imar Biz müsaade ederseniz -çok geniģ- burada tartıģmaya girersek bu konuda Sayın HASAN ANGI (Konya) Sayın Bakanım, samimiyetinizden en ufak bir tereddüdümüz yok, size inanıyoruz, yorulmayın. ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Yani, müsaade ederseniz bu konuda size çok detaylı bilgi vereceğim. Yalnız ben Ģunu kabul edemiyorum: Yani ben yıllardır çevre profesörlüğü yaptım, 350 taneden fazla yayınım var. Müsaade ederseniz, çevrenin nasıl korunması konusunda bana yaptığınız bu ithamları kabul edemem. Doğru değil. Bakın, Ģunu ifade edeyim: Biz çevreye en büyük önemi Ģu anda veriyoruz. GeçmiĢte Çevre Bakanlığında, ben biliyorum, o mesleğin erbabı olmayan, alakası olmayan meslek sahibi genel müdür olmuģ, müsteģar yardımcısı, müsteģar olmuģ. ġimdi, bakın, benim MüsteĢarım çevre profesörü, dünyada tanınmıģ bir kiģi. Misal olarak, arkamda Çevre Yönetimi Genel Müdürümüz yüzlerce yayını olan bir profesör, bu iģi bilen insanlar. Nereden nereye geldik. Ambalaj atıkları sıfırdı, bütün denizlerde ölçümler hemen hemen yoktu, bütün limanlarda katı atıkları alıyoruz, kontrol ediyoruz. Hava kirlenmesini kontrol ediyoruz. Nereden nereye geldik hava kirlenmesinde. Katı atıkla ilgili Ģu anda bütün her tarafa katı atık bertarafı tesisi yapılması için, hatta birlik kurarlarsa, sizin Trabzon la Rize için yaptığımız gibi, maddi destek dahi veriyoruz, planlanmasında yardımcı oluyoruz, kontrol edilmesine yardımcı oluyoruz. Nereden nereye? Lütfen, grafiklere bir bakarsanız, arada bir, iki kat değil, on bir katlı bir fark olduğunu görüyoruz. Eğer Plan Bütçe Komisyonumuz bu çevre konusunda, ağaçlandırma, ormanların korunması, millî parklar konusunda endiģesi varsa ben Ģöyle bir talepte bulunuyorum: Lütfen bu yoğun dönemden sonra, bütçe döneminden sonra ocak ayında bize bir gün tahsis edin, biz en detaylı Ģekilde sizlere bilgi sunalım. Yani, neticede ben çevreciyim, ben ormancıyım, ormanları korumak benim vazifemdir, bu konuda hassasiyetle davranıyorum. Ama kanundan gelen bazı hususlar var. Diyelim ki Maden Kanunu ndan gelen. Geliyor, neticede Maden Kanunu nda talep olduğu zaman, izin vermediğimiz zaman, gidiyor, mahkeme kararıyla, idare mahkemesi kararıyla yürütmeyi durdurma kararı alıyor. Bakın, Antalya da bir yere ben taģ ve kum ocağı için vermedim. Yeri biliyorum, Boğaçayı nda. Ama anında gitti, kararı aldı, getirdi, hatta tazminat talebinde dahi bulunabilir. ġimdi, biz bu konuda Maden Kanunu nda bir değiģiklik yapılmasını talep ediyoruz. Yani aldığı madenin kıymetiyle üstteki oranın kıymetini müsaade ederseniz mukayese edelim. Bunu dahi teklif ediyoruz. Bu konuda çalıģmalar yapılıyor. Son olarak size Ģunu da söyleyeyim: Bakın, Trabzon la ilgili biz büyük çalıģmalar yapıyoruz. Atasu Barajı yla ilgili -ben gittim, yerinde bizzat gördüm- önümüzdeki haziran ayında barajı tamamlayalım, su tutalım diye karar aldık, bu bir. Ġkincisi: Bakın, Trabzon da bütün dereleri ıslah ediyoruz. Üçüncüsü: Orada deniz deģarj hatları, pompa istasyonları tamamen harap olmuģ. Onların yeniden ihyası için belediyemizle ortak proje yaptık Ģu anda, Trabzon

9 Belediyemizle, biz oraya da Orman Bakanlığından büyük bir maddi destek veriyoruz, onu da hayata geçireceğiz. Onu özellikle belirtmek istiyorum. Baraj 50 milyon TL ile bitebilecektir. Onun da parasını ayırdık. EndiĢe etmeyin, o barajı bitireceğiz. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Trabzon) Diğer sorularım yazılı olabilir Sayın Bakan. ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Devamla) Bunun dıģında bir de uçak ve helikopterle ilgili olarak efendim, o tamamen Ġhale Yönetmeliği ne göre yapıldı. Ġhale herkese açık, yeterlilik alan herkese açık. Helikopter ücreti için dolar saat ücreti olarak gerçekleģiyor. Üç firma katıldı, amfibik uçak kiralamasına Türk Hava Kurumu girdi ve onlar aldı ihaleyi. Uçaklar, helikopterler sadece yangın söndürme sezonunda kiralanmakta, diğer zamanlarda herhangi bir ödeme yapılmıyor. Kısaca bunu belirteyim. Diğer hususları müsaade ederseniz yazılı olarak Akbük teki bu hususu bizzat ben de inceleyeceğim, arkadaģlarımız da dikkate alacak, onu belirteyim. BAġKAN TeĢekkür ederim Sayın Bakan. Evet, değerli üyeler MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Trabzon) Sayın BaĢkan, kısa bir söz istiyorum, bir söz alabilir miyim? BAġKAN Buyurun. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Trabzon) TeĢekkür ederim Sayın BaĢkan. Sorularımın bir bölümüne Sayın Bakan burada cevap verdi. Birisi DOKAP Projesi yle ilgiliydi. Sayın Bakanın konuģma metninin 60 ıncı sayfasında GAP, KOP ve DAP Projeleriyle ilgili bilgiler veriliyor, ancak Sayın Bakana ben Neden DOKAP burada yok? Hükümetinizin gündeminde DOKAP Projesi yok mudur? diye sorduğumda o projenin adının GAP, KOP, DAP ve diğer projeler olduğunu, yani bölgesel projelerden DOKAP ın bu diğer projeler baģlığı düģünülmesi gerektiğini söyledi. Evet, Sayın Bakanın konuģmasının 60 ıncı sayfasında bölüm baģlığı olarak Bölgesel Projeler (GAP-KOP-DAP ve Diğer Projeler) yer alıyor, ancak aģağıya baktığımda sadece GAP, DAP ve KOP Projelerine iliģkin ödenekler söyleniyor. Örneğin, bir milletvekilimiz KOP Projesi ni sordu, siz hemen Otuz tane proje var KOP kapsamında. dediniz. ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Bölgesel. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Ben size soruyorum Sayın Bakan. ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Trabzon için vereyim. Trabzon, Giresun için vereyim isterseniz. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Hayır, hayır DOKAP Projesi kapsamında sizin Bakanlığınızın görev alanında kaç proje vardır? ġimdi, böyle herkese Ģu kadar lira ödenek ayırıyorum, Ģu adet proje var deyip DOKAP ı böyle yuvarlak cümleyle geçiģtirmeniz doğru değil. Arzu ederseniz yazılı da olabilir bu tabii ki. ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Listesini vereyim, yazılı vereyim efendim. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Tabii, siz öyle bir cevap verdiğiniz için onu cevap vermiģ kabul edersiniz, cevap vermezsiniz diye bunu hatırlattım. ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Tamam,

10 Trabzon için, Giresun için vereyim. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Ġkinci konu Ģu yönetmelik konusu. ġimdi, Sayın Bakan, yuvarlak cevap veriyorsunuz. ġimdi, bu olmaz. Sizin açıklamalarınızın ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Cevap vermedim, Ona yazılı cevap vereceğim. dedim. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Hayır, cevap vermiģ telakki ettiniz kendinizi. ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Hayır efendim, yazılı cevap vereceğim. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) O zaman, izninizle bitireyim. ġimdi, sizin cevaplarınızın temel yaklaģımı Ģu: ArkadaĢlar, ben iyi düģünüyorum, benim iyi niyetime inanın. ġimdi, bu olmaz Sayın Bakanım. Âyînesi iģtir kiģinin lafa bakılmaz. diye güzel bir cümlemiz vardır bir Ģairimizin söylediği. ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Ama, müsaade edin Bunu kabul edemem, kusura bakmayın. Bakın, istiyorsanız, BaĢkanımız müsaitse saatlerce BAġKAN - Hayır, yazılı verin. ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Bütün bilgiler vardır, kafamda vardır, bilgisayarda vardır. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Efendim, bakın, siz kendiniz söylediniz. Ben bu tip ciddi bir ithamı yöneltirken ilgili arkadaģlarla, bakanlarla mutlaka görüģürüm. Sizi aradım, siz bana aylar oldu dönmediniz. Bürokratınızla görüģtüm, Genel Müdürünüzle, o dedi ki: Biz yaparız, siz isterseniz yargıya gidersiniz. gibi bir Ģey söyledi. Yani Bizi meģgul etmeyin ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Öyle demez efendim, katiyen öyle demez, yani mümkün değil. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Ben Böyle söyledi. diyorum. ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Hayır, siz belki öyle algılamıģsınızdır. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Sayın Bakanım, nezaketen bürokratınızı koruma durumundasınız tabii ama cümle böyleydi: Biz bunu yaparız, siz yargıya gidersiniz, isterseniz iptal davası açarsınız. Cümle aynen bu, ilgili Genel Müdürünüzün ifadesi. Yani Biz bunu yapacağız, uğraģmayın. havası aldım ben, Bizimle zaman kaybetmeyin. havasını aldım. ġimdi diyorsunuz ki: Efendim, yol geçecek, enerji hattı geçecek, bunun gibi Ģeyler için Efendim, Orman Kanunu nun 17 nci maddesindeki tesislerin hepsi için siz bunu yapabileceksiniz ama kanun hükmü açık, Ġmar Kanunu na madde eklendi. Burada siz hiçbir Ģekilde o kanunu değiģtirmeden bir düzenleme yapamazsınız. ġimdi, sizin niyetinizin Ģu olduğunu anlıyorum: Daha evvel almıģ olduğum bir bilgiye dayanarak söylüyorum, Pendik Kurnaköy de özel bir parseli hedefliyorsunuz burada. ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Yok efendim.

11 MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Evet, ilgili birimlerinizden bilgiyi aldım. ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Hayır, öyle bir Ģey yok. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Ġlgili, özel bir parseli ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Hayır, kati surette öyle bir Ģey yok, haberim de yok. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Müsaade edin, ben bitireyim. ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Hedeflediğimi nereden biliyorsunuz böyle bir Ģeyi? MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Efendim, ben öyle anladım. ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Zihnimi mi ölçüyorsunuz? MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Ġzninizle ben ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Öyle bir Ģey varsa söyleyin. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Ben iģte sizin Bakanlığınızdan aldığım bilgiyi aktarıyorum. ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Hayır, öyle bir Ģey yok katiyen. Kim söylediyse buyursun açıklasın. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Bakın orada projeye ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Benim katiyen böyle bir projeden hiç haberim de yok, katiyen bir ilgim de yok. BAġKAN Sayın Hamzaçebi MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) uygun olarak yapılan bir ağaçlandırma var, onun yanında Ģahsın kendi parseli (Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı) BAġKAN Sayın Hamzaçebi, lütfen toparlayalım. Müzakerelerimiz sona erdi. Buyurun ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Kimse açıkça söylesin. HALĠL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Belge varsa cumhuriyet savcılığı orada. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Değerli arkadaģlar, Sayın Bakan cevap verebilir. HALĠL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Tabii ki verebilir. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Tabii ki Tabii ki ArkadaĢlar, hepiniz Bakana teker teker teģekkür ettiniz, müsaade edin de bir eleģtiri yapabileyim yani. HALĠL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Bakın, üslup olarak eleģtirilerinizi belli amaca yönelik olarak önceden belirlenmiģ Ģekilde kasıtlı olarak yapıyorsunuz. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Bakın, en yumuģak üslupla konuģuyorum. HALĠL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Hayır, kasıtlı olarak yapıyorsunuz üstat. Yani, önceden bir olayınız oluyor, sonradan da bunun hıncını almak için MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Benim olayım değil. Ben ağaçlandırılan

12 alanları koruma endiģesindeyim, korumak istiyorum. ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Pendik Kurnaköy le ilgili bana, yemin ediyorum, hiçbir Ģey gelmedi, hiç haberim de yok. Ġspat et! BAġKAN Müsaade ederseniz, Sayın Hamzaçebi ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Böyle bir Ģey yok. HALĠL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Böyle bir Ģeyle suçlayamazsınız. Yani, somut bir Ģey, elinizde bir belge olmadan nasıl suçlayabiliyorsunuz üstat ya? MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Efendim, ben sizin ilgili biriminizden aldığım bilgiyi söylüyorum Sayın Bakanım, sizin biriminizden aldığım bilgiyi söylüyorum. ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Bilgiyi verin efendim, benim bilmediğim bilgi. HALĠL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Böyle bir bilgi olabilir mi? MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Yani, değerli arkadaģlar, bir saniye Ben aldığım bilgiyi söylüyorum arkadaģlar. HALĠL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Hayır, suçluyorsunuz üstat! Bilgiyi filan söylemiyorsunuz üstat! MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Sayın Aydoğan HALĠL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Pendik i iģaret ediyorsunuz. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Sayın Aydoğan ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Hiç haberim yok. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Pendik teki parseli sizin bürokratlarınız biliyor, bana söylediler. ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Ver bana tahkik edeyim. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Bana söyledi o arkadaģlarınız, orada kiģinin ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Bakın, TeftiĢ Kurulu BaĢkanı burada, hemen teftiģ talimatını vereceğim. BAġKAN Müsaade ederseniz, tartıģmayı burada sona erdiriyorum. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Yönetmeliğiniz hukuka aykırı, kanuna aykırı, kanunu çiğniyorsunuz, bürokratlarınız da bundan dolayı sorumlu olacaktır. Ben hatırlatıyorum. BAġKAN Peki, teģekkür ediyorum. Evet, değerli arkadaģlar, kurum bütçeleriyle ilgili görüģmelerimiz tamamlanmıģtır. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) ArkadaĢlar, lütfen En yumuģak üslupla konuģuyorum. Siz kraldan çok kralcı kesiliyorsunuz. Ayıp! Çok ayıp! BAġKAN Müdahale etmeyelim HALĠL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) Asıl sizin yaptığınız ayıp! Ġtham ediyorsunuz. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Bakan kendisini savunur orada, size kalmadı! ÇEVRE VE ORMAN BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) Ama itham

13 ediyorsunuz! MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Ġtham ediyoruz tabii ki Sayın Bakan. BAġKAN Sayın Bakanımıza ve katkıda bulunan değerli üyelerimize teģekkür ediyorum. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Meclis Genel Kurulunda yaptığım konuģma bana göre yenilir yutulur konuģma değil ama bugüne kadar cevap vermediniz. BAġKAN - Kurum bütçelerinin oylamasına geçiyoruz. (Çevre ve Orman Bakanlığı, Devlet Su ĠĢleri Genel Müdürlüğü, Özel Çevre Koruma Kurumu BaĢkanlığı, Orman Genel Müdürlüğü, Devlet Meteoroloji ĠĢleri Genel Müdürlüğü 2010 yılı bütçeleri ile 2008 yılı kesin hesapları okundu, oylandı, kabul edildi.) BAġKAN Değerli arkadaģlar, böylece gündemimizde bulunan bütçe ve kesin hesaplar kabul edilmiģtir, hayırlı olsun. Yarın saat da toplanmak üzere birleģimi kapatıyorum. Kapanma Saati: 23.00