T.C. EĞİTİM DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. EĞİTİM DAİRESİ BAŞKANLIĞI"

Transkript

1 T.C. ADALET BAKANLIĞI EĞİTİM DAİRESİ BAŞKANLIĞI YARGI MEVZUATI BÜLTENİ Bültenin Kapsadığı Tarihler 15 Mayıs 2012 Yayımlandığı Tarih 15 Mayıs 2012 Sayı İÇİNDEKİLER Adalet Bakanlığına Ait Atama Kararı (R.G. 02 Mayıs ) Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 02 Mayıs ) Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 02 Mayıs ) Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Büyük Ölçekli Bilgi İşlem Birimlerinde Sözleşmeli Bilişim Personeli İstihdamına İlişkin Esas ve Usuller Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 02 Mayıs ) Genel Sağlık Sigortası Geçiş Süresinin Tamamlanması ve Kurumların Sağlık Yardımlarının Sosyal Güvenlik Kurumuna Devir İşlemlerine İlişkin Tebliğ (R.G. 02 Mayıs ) Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tarife (R.G. 02 Mayıs ) Uyuşmazlık Mahkemesine Ait Kararlar (R.G. 02 Mayıs ) Bazı Anlaşmaların Yürürlüğe Girdiği Tarihlerin Tespit Edilmesi Hakkında 2012/3082 Sayılı Karar (R.G. 03 Mayıs ) İdari Bağlılığın Değiştirilmesi Hakkında 2012/291 Sayılı Karar (R.G. 03 Mayıs ) Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer Tehlikelere Dair Görev Yönetmeliği (R.G. 03 Mayıs ) Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Kapsamına Giren Kurum ve Kuruluşların Girdikleri Hizmet Kollarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 03 Mayıs ) Doğal Gaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik

2 (R.G. 03 Mayıs ) Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Kanunu Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 03 Mayıs ) Kültür Varlıklarının Koruma Yüksek Kurulunun 10/4/2012 Tarih ve 35 Sayılı İlke Kararı (R.G. 03 Mayıs ) Kültür Varlıklarının Koruma Yüksek Kurulunun 10/4/2012 Tarih ve 36 Sayılı İlke Kararı (R.G. 03 Mayıs ) Kültür Varlıklarının Koruma Yüksek Kurulunun 10/4/2012 Tarih ve 37 Sayılı İlke Kararı (R.G. 03 Mayıs ) İşkolu Tespit Kararı (No: 2012/21) (R.G. 03 Mayıs ) Bazı Yerleşim Birimlerinin Uygulama Alanı Olarak Tespiti, Bazı Yerleşim Alanlarında Dağıtılacak Toprak Normunun Belirlenmesi ve Bazı Yerleşim Birimlerinin Bakanlar Kurulu Kararları Kapsamından Çıkarılması Hakkında 2012/2976 Sayılı Karar (R.G. 04 Mayıs ) Türkiye Cumhuriyeti, Maliye Bakanlığı, Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı (MASAK) ile Amerika Birleşik Devletleri Finansal Suçlarla Mücadele Birimi (FinCEN) Arasında Karapara Aklama ve Terörün Finansmanı ile İlgili Bilgi Değişiminde İşbirliğine Dair Mutabakat Muhtırasının Yürürlüğe Konulması Hakkında 2012/3003 Sayılı Karar (R.G. 04 Mayıs ) 2011 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair 2012/3008 Sayılı Karar (R.G. 04 Mayıs ) Umuma Mahsus Pasaport Hamili Rusya Federasyonu Vatandaşlarının Türkiye ye Yapacakları Seyahatlerinde, 180 Gün İçinde Toplamda 90 Günü Aşmamak Kaydıyla 30 Gün Olan Vizesiz Kalış Sürelerinin, 31 Aralık 2012 Tarihine Kadar Tek Taraflı Olarak 60 Güne Çıkarılması Hakkında 2012/3077 Sayılı Karar (R.G. 04 Mayıs ) Bingöl İli, Merkez İlçesinde Yürütülen Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projeleri Kapsamında Yer Alan Bazı Taşınmazların Bingöl Belediyesi Tarafından Acele Kamulaştırılması Hakkında 2012/3078 Sayılı Karar (R.G. 04 Mayıs ) 2012 Yılında Sulama Birliklerince İşletilen Sulama Tesislerinde Uygulanacak Su Kullanım Hizmet Bedeli Tarifelerine İlişkin 2012/3080 Sayılı Karar (R.G. 04 Mayıs ) 2012 Yılı Yatırım Programında Yer Alan Ilısu Barajı ve HES (GAP) Projesi Kapsamında Yer Alan Bazı Taşınmazların Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Tarafından Acele Kamulaştırılması Hakkında 2012/3114 Sayılı Karar (R.G. 04 Mayıs ) Türk Gıda Kodeksi Hayvansal Gıdalarda Bulunabilecek Farmakolojik Aktif Maddelerin Sınıflandırılması ve Maksimum Kalıntı Limitleri Yönetmeliği (R.G. 04 Mayıs ) Türkiye Cumhuriyeti ile İspanya Krallığı Arasında Kültür Merkezleri

3 Kurulması ve Bu Merkezlerin Faaliyeti Hakkında 2012/2977 Sayılı Anlaşma (R.G. 05 Mayıs ) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Çin Halk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İkili Ticari ve Ekonomik İşbirliğinin Geliştirilmesi ve Derinleştirilmesine İlişkin Çerçeve Anlaşması (R.G. 05 Mayıs ) 2012/3073 Ulusal ve Resmi Bayramlar ile Mahalli Kurtuluş Günleri, Atatürk Günleri ve Tarihi Günlerde Yapılacak Tören ve Kutlamalar Yönetmeliği (R.G. 05 Mayıs ) İşkolu Tespit Kararı (No: 2012/22) (R.G. 05 Mayıs ) Kurumlar Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 6) (R.G. 05 Mayıs ) Fikir ve Sanat Eserlerinin Çoğaltılmasına Yarayan Teknik Cihazlar ile Boş Taşıyıcı Materyallerin İmalat veya İthalatında Yapılacak Kesinti Oranlarının Belirlenmesine İlişkin 2012/3021 Sayılı Karar (R.G. 06 Mayıs ) Bilecik-Bozüyük Lojistik Merkezinin Yapımı Amacıyla İhtiyaç Duyulan Taşınmaz ile Üzerindeki Muhdesatın Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü Tarafından Acele Kamulaştırılması Hakkında 2012/3023 Sayılı Karar (R.G. 06 Mayıs ) Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair 2012/3025 Sayılı Karar (R.G. 06 Mayıs ) Rize İli, Hemşin İlçesi, Ortaköy Mahallesinde Yürütülen Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesi Kapsamında Ekli Listede Ada ve Parsel Numaraları Belirtilen Taşınmazların Hemşin Belediyesi Tarafından Acele Kamulaştırılması Hakkında 2012/3094 Sayılı Karar (R.G. 06 Mayıs ) Ordu İçmesuyu Projesi (DOKAP) Kapsamında Bazı Taşınmazların Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Tarafından Acele Kamulaştırılması Hakkında 2012/3095 Sayılı Karar (R.G. 07 Mayıs ) Milas Projesi Kapsamındaki Derince Barajının Yapımı Amacıyla Bazı Taşınmazların Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Tarafından Acele Kamulaştırılması Hakkında 2012/3096 Sayılı Karar (R.G. 07 Mayıs ) 2012 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin 2012/3106 Sayılı Karar (R.G. 07 Mayıs ) Silvan ı. Merhale (GAP) Projesi Kapsamındaki Ambar Barajı nın Yapımı Amacıyla Ekli Haritada Gösterilen Taşınmazların Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü Tarafından Acele Kamulaştırılması Hakkında 2012/3135 Sayılı Karar (R.G. 07 Mayıs ) Bazı Mallarda Uygulanan Özel Tüketim Vergisi ile İlgili Ekli Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında 2012/3139 Sayılı Karar (R.G. 07 Mayıs ) Kamu Haznedarlığı Genel Tebliği (R.G. 07 Mayıs )

4 Nükleer Terörizmin Önlenmesine İlişkin Uluslararası Sözleşme Nin Bildirim ve Çekince ile Birlikte Onaylanması Hakkında 2012/3010 Sayılı Karar (R.G. 08 Mayıs ) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna Ait Atama Kararları (R.G. 08 Mayıs ) Anayasa Mahkemesi Raportör Yardımcısı Adaylarının Eğitimi Hakkında Yönetmelik (R.G. 08 Mayıs ) Danıştay Kıyafet Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 08 Mayıs ) Adalet Bakanlığından Çeşitli İlan (R.G. 08 Mayıs ) Kamu İktisadi Teşebbüsleri ve Bağlı Ortaklıklarının 2012 Yılına Ait Genel Yatırım ve Finansman Programında Değişiklik Yapılmasına İlişkin 2012/3022 Sayılı Karar (R.G. 09 Mayıs ) Kars İli, Merkez İlçesinde Bulunan Bazı Taşınmazların,Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ile Kars Belediyesinin İşbirliğinde Yürütülen Kentsel Dönüşüm Projesi Kapsamında Adı Geçen Belediye Tarafından Acele Kamulaştırılması Hakkında 2012/3024 Sayılı Karar (R.G. 09 Mayıs ) Gaziantep İli, Şehitkamil İlçesinde Bulunan Alanın İpekyolu II. Etap Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı İlan Edilmesi Hakkında 2012/3092 Sayılı Karar (R.G. 09 Mayıs ) Bitlis İli, Merkez İlçesi, Hüsrevpaşa Mahallesinde Bulunan Alanın Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı İlan Edilmesi Hakkında 2012/3093 Sayılı Karar (R.G. 09 Mayıs ) Adana İli, Yüreğir İlçesinde Yürütülen Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projeleri Kapsamında Bulunan Bazı Taşınmazların Yüreğir Belediyesi Tarafından Acele Kamulaştırılması Hakkında 2012/3097 Sayılı Karar (R.G. 09 Mayıs ) Yüksek Seçim Kurulunun 05/05/2012 Tarih ve 252 Sayılı Kararı (R.G. 09 Mayıs ) Adalet Bakanlığından Münhal Noterlikler İlan (R.G. 09 Mayıs ) Eşyanın Sınırlardaki Kontrollerinin Uyumlaştırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşmenin Uluslararası Karayolu Taşımacılığına İlişkin Sınır Geçiş İşlemlerinin Kolaylaştırılması Başlıklı 8 Numaralı Ekinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun (R.G. 10 Mayıs ) Bozulabilir Gıda Maddelerinin Uluslararası Taşımacılığı ve Bu Taşımacılık Faaliyetinde Kullanılacak Özel Ekipmana İlişkin Anlaşmaya Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun (R.G. 10 Mayıs ) Karayolu Trafiği Konvansiyonu ile Bu Konvansiyonu Tamamlayıcı Avrupa Anlaşmasına Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun (R.G. 10 Mayıs ) Bazı Kanunlar ile Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (R.G. 10 Mayıs )

5 - - - Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (R.G. 10 Mayıs ) Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Arasında Ortaklık Çerçeve 2012/3013 Sayılı Anlaşması (R.G. 10 Mayıs ) Bazı Yerlerde Arazi Toplulaştırması Yapılması Hakkında 2012/3098 Sayılı Karar (R.G. 10 Mayıs ) Bursa, Karacabey, Susurluk Ovaları Dereleriyle Yeşilırmak ve Kollarının Muhtelif Yerlerinin, Suların Taşmasıyla Su Altında Kalan veya Su Baskınlarına Uğrayabilecek Saha Olarak Tespiti ve İlanına Dair 4/10/1950 Tarihli ve 3/11945 Sayılı Kararnamenin Eki Listede Değişiklik Yapılmasına İlişkin 2012/3102 Sayılı Karar (R.G. 10 Mayıs ) Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı İstisna Sözleşmesi Yönetmeliği (R.G. 10 Mayıs ) Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünden İhalelere Katılmaktan Yasaklama Kararı (R.G. 11 Mayıs ) Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Yardım Kampanyası Takograf Cihazları Muayene ve Damgalama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 12 Mayıs ) Kızartmada Kullanılmakta Olan Katı ve Sıvı Yağlar İçin Özel Hijyen Kuralları Yönetmeliği (R.G. 12 Mayıs ) Gümrük Genel Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Yatırım Teşvik) (Seri No: 11) (R.G. 12 Mayıs ) Adalet Bakanlığından İhalelere Katılmaktan Yasaklama Karar (R.G. 12 Mayıs ) Karayolları Genel Müdürlüğünün Sorumluluğu Altında Bulunan Otoyollar ile Erişme Kontrolünün Uygulandığıkarayollarında Geçiş Ücretlerinin Belirlenmesi ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik (R.G. 14 Mayıs ) Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna Ait Atama Kararları (R.G. 15 Mayıs ) Özelleştirme Yüksek Kurulunun 11/05/2012 Tarih ve 2012/62 Sayılı Kararı (R.G. 15 Mayıs ) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı (Tourisme d'affaires.v Fransa Davası) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı (Silickiene v. Litvanya Davası) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı (Chambaz v. İsviçre Davası) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı (Societe Boygues Telekom v. Fransa davası)

6 ATAMA KARARI Adalet Bakanlığından: Karar Sayısı : 2012/253 1 Adalet Müfettişliğine, Çorum Hâkimi (41875) Adem ÇELİK in, Adalet Müfettişliğine, Yargıtay Tetkik Hâkimi (42536) İbrahim TAV ın, Adalet Müfettişliğine, Saruhanlı Cumhuriyet Savcısı (42942) Mustafa DAĞCI nın, Adalet Müfettişliğine, İstanbul Vergi Mahkemesi Üyesi (97735) Ercan AKPINAR ın, Adalet Müfettişliğine, Erzincan Cumhuriyet Savcısı (97906) Mustafa TOPALOĞLU nun, Adalet Müfettişliğine, Osmancık Cumhuriyet Savcısı (105115) Mehmet Akif BOSTANCI nın 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununun 5435 sayılı Kanun ve 650 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik 37 nci maddesi gereğince atanmaları uygun görülmüştür. 2 Bu Kararı Adalet Bakanı yürütür. 30/4/2012 Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Sadullah ERGİN Başbakan Adalet Bakanı [R.G. 02 Mayıs ] YÖNETMELİKLER Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: SİGORTA BİLGİ VE GÖZETİM MERKEZİ YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK MADDE 1 9/8/2008 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Yönetmeliğinin 8 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. (2) Merkez müdürünün sigortacılık veya işletme alanında en az yedi yıl ve bilgi teknolojileri alanında en az üç yıl deneyime sahip olması zorunludur. MADDE 2 Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 Bu Yönetmelik hükümlerini Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yürütür. Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete'nin Tarihi Sayısı 9/8/ Yönetmelikte Değişiklik Yapan Yönetmeliklerin Yayımlandığı Resmî Gazete'nin Tarihi Sayısı 119/6/ /12/

7 [R.G. 02 Mayıs ] Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: TRAFİK KAZALARI NEDENİYLE İLGİLİLERE SUNULAN SAĞLIK HİZMET BEDELLERİNİN TAHSİLİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK MADDE 1 27/8/2011 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin Ek 1 Hesaplama Yöntemi Başlıklı ekinin a-) Zorunlu Trafik Sigortası başlıklı kısmına aşağıdaki paragraf eklenmiştir. ab-) Zorunlu Trafik Sigortasına ilişkin olarak 2012 ve devam eden yıllar için hesaplama 2012 yılı bakımından; Zorunlu Trafik Sigortasında beher poliçe için yazılan primin %10 u Kuruma devredilir. Bu bend kapsamında Kanunun yürürlüğünden önceki dönem için şirketlerce Kuruma yapılacak aktarımlarda, ilgili sigorta branşında düzenlenen poliçelere ilişkin olarak yazılan aylık prim toplamının %2 si üzerinden Yönetmelik Eki Tablo 7 de yer alan geçmiş dönem oranı esas alınır. Söz konusu dağılımda ilgili mevzuat çerçevesinde yükümlülükleri Güvence Hesabınca üstlenilen sigorta şirketlerine isabet eden tutarlar Güvence Hesabı tarafından karşılanır. Bu bentteki esaslar, aksine bir değişiklik yapılana kadar, devam eden yıllar için de geçerlidir. MADDE 2 Bu Yönetmelik 1/1/2012 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 Bu Yönetmelik hükümlerini Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yürütür. Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete'nin Tarihi Sayısı 27/8/ Yönetmelikte Değişiklik Yapan Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete'nin Tarihi Sayısı 2/12/ [R.G. 02 Mayıs ] Maliye Bakanlığından: KAMU KURUM VE KURULUŞLARININ BÜYÜK ÖLÇEKLİ BİLGİ İŞLEM BİRİMLERİNDE SÖZLEŞMELİ BİLİŞİM PERSONELİ İSTİHDAMINA İLİŞKİN ESAS VE USULLER HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK MADDE 1 31/12/2008 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Büyük Ölçekli Bilgi İşlem Birimlerinde Sözleşmeli Bilişim Personeli İstihdamına İlişkin Esas ve Usuller Hakkında Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin birinci

8 fıkrasının (ç) bendindeki en az 5 yıllık ibaresi ücret tavanı iki katını geçemeyecekler için en az 3 yıllık, diğerleri için en az 5 yıllık şeklinde değiştirilmiş, aynı fıkranın (d) bendi ile aynı maddenin üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 2 Aynı Yönetmeliğin 8 inci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan yüzde yirmisi ibaresi yüzde yetmişi olarak, yüzde sekseninin ibaresi yüzde otuzunun olarak değiştirilmiştir. MADDE 3 Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 4 Bu Yönetmelik hükümlerini Maliye Bakanı yürütür. Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete'nin Tarihi Sayısı 31/12/ [R.G. 02 Mayıs ] TEBLİĞLER Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından: GENEL SAĞLIK SİGORTASI GEÇİŞ SÜRESİNİN TAMAMLANMASI VE KURUMLARIN SAĞLIK YARDIMLARININ SOSYAL GÜVENLİK KURUMUNA DEVİR İŞLEMLERİNE İLİŞKİN TEBLİĞ Amaç ve kapsam MADDE 1 (1) Bu Tebliğin amacı, 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 12 nci maddesinde öngörülen geçiş sürecinin 1/1/2012 tarihi itibariyle sona ermesi nedeniyle yeşil kart ve ilgili kurumlar kapsamında sağlık yardımları karşılananların sağlık yardımlarının 1/1/2012 tarihinden itibaren Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından devralınmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Dayanak MADDE 2 (1) Bu Tebliğ, 5510 sayılı Kanunun geçici 12 nci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır. Tanımlar MADDE 3 (1) Bu Tebliğin uygulamasında geçen; a) Kanun: 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununu, b) Kurum: Sosyal Güvenlik Kurumunu, c) Yönetmelik: 5/12/2011 tarihli ve 2011/2512 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla kabul edilen Genel Sağlık Sigortası Kapsamında Gelir Tespiti, Tescil ve İzleme Sürecine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliği, ifade eder. Sağlık hizmeti devralınanlar MADDE 4 (1) 1/1/2012 tarihi itibariyle; a) 18/6/1992 tarihli ve 3816 sayılı Ödeme Gücü Olmayan Vatandaşların Tedavi Giderlerinin Yeşil Kart Verilerek Devlet Tarafından Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında sağlık yardımı karşılananların, b) 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun gereğince aylık bağlanan ve 3816 sayılı Kanun kapsamında sağlık yardımı karşılananların,

9 c) 18/3/1924 tarihli ve 442 sayılı Köy Kanununun 74 üncü maddesine göre görevlendirilen geçici köy korucuları ile ek 16 ncı maddesine göre aylık bağlanan ve 3816 sayılı Kanun kapsamında sağlık yardımı karşılananların, ç) 18/3/1924 tarihli ve 442 sayılı Köy Kanununun 74 üncü maddesine göre geçici köy korucusu görevinden asgari on yıl üzerinden tazminat alarak ayrılanlar ile bunların bakmakla yükümlü oldukları kişilerin, d) Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde öğrenim gören öğrencilerin, e) Milli Eğitim Bakanlığınca parasız yatılı veya burslu olarak okutulan öğrencilerin, f) Yükseköğretim kurumlarında öğrenim gören T.C. vatandaşı yükseköğretim öğrencilerinin, g) Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hemşirelik Yüksekokulu öğrencilerinin, ğ) 18/2/1998 tarihli ve 4341 sayılı Muhtaç Erbaş ve Er Ailelerinin Ücretsiz Tedavisi Hakkında Kanun kapsamındaki hak sahiplerinin, h) 13/6/2001 tarihli ve 4678 sayılı Türk Silahlı Kuvvetlerinde İstihdam Edilecek Sözleşmeli Subay ve Astsubaylar Hakkında Kanunun 16 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen hak sahiplerinin, ı) 18/3/1986 tarihli ve 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanununun 10 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen hak sahiplerinin, i) 4/1/1961 tarihli ve 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun 60 ncı maddesinin üçüncü fıkrası ve aynı Kanunun 66 ncı maddesinin (e) bendi gereğince, askerlikten sağlık nedeniyle terhis edilen er ve erbaşlar ile yedek subayların, j) Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde polis meslek eğitim merkezlerinde (POMEM) okuyan öğrencilerin, k) 8/4/1929 tarihli ve 1416 sayılı Ecnebi Memlekete Gönderilecek Talebe Hakkında Kanuna göre Milli Eğitim Bakanlığınca yurtdışına öğrenim görmek üzere gönderilecek öğrencilerden, 1416 sayılı Kanun ve Buna Bağlı Yönetmelik Uyarınca Yurtdışında Lisans ve Lisansüstü Öğrenim Yapan Öğrencilere Yapılacak Ödemelere İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğin 8 inci maddesi kapsamındaki yurtiçinde yabancı dil öğrenimi gören öğrencilerin, daha önce ilgili kurumlar tarafından karşılanan sağlık yardımları Kanunun geçici 12 nci maddesi gereğince Kurumca devralınarak, haklarında Kanunun genel sağlık sigortasına ilişkin hükümleri uygulanır. Sağlık hizmeti devralınmayacaklar MADDE 5 (1) Kanunun geçici 20 nci maddesi gereği 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret odaları, sanayi odaları, borsalar veya bunların teşkil ettikleri birliklerin personeli için kurulmuş bulunan sandıkların iştirakçileri ile bu sandıklardan aylık veya gelir bağlanmış olanlar ve bunların hak sahiplerinin yararlandırıldığı sağlık hizmetleri, devir işlemlerinin gerçekleşeceği tarihe kadar, yararlandıkları sağlık hizmetleri ilgili bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret odaları, sanayi odaları, borsalar veya bunların teşkil ettikleri birlikler tarafından karşılanmaya devam edilir. (2) 1416 sayılı Ecnebi Memlekete Gönderilecek Talebe Hakkında Kanuna göre Milli Eğitim Bakanlığınca yurtdışına öğrenim görmek üzere gönderilen öğrencilerin, 24/4/2011 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanan 1416 sayılı Kanun ve Buna Bağlı Yönetmelik Uyarınca Yurtdışında Lisans ve Lisansüstü Öğrenim Yapan Öğrencilere Yapılacak Ödemelere İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğin 10 uncu maddesi kapsamındaki yurtdışındaki ve yurtiçindeki sağlık yardımları Milli Eğitim Bakanlığı tarafından karşılanmaya devam edilir. Kurumdan ve Kurum dışı sağlık hizmetlerinden faydalanma hakkı bulunanlar

10 MADDE 6 (1) Devir tarihinde bu Tebliğin 4 üncü maddesinde belirtilenler ile bu kişilerin bakmakla yükümlü olduğu kişilerin aynı zamanda bu Tebliğin 5 inci maddesinde belirtilen ve Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamında çalışan kişinin de bakmakla yükümlü olduğu kişisi olması halinde, sağlık hizmetlerinden tercih edecekleri statüye göre yararlandırılır. Devir alınan yeşil kartlıların genel sağlık sigortası tescil işlemleri MADDE 7 (1) Bu Tebliğin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilenlerin, 1/1/2012 tarihinden yeşil kart vizesinin son bulacağı tarihe kadar Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı olarak tescilleri yapılacak ve yeşil kart vize tarihleri sona erdiği tarihe kadar sağlık yardımlarından faydalandırılır. (2) Bu kişiler, yeşil kart vize tarihi sona erdiği tarihini takip eden gün itibariyle Kanunun 82 nci maddesine göre tespit edilen prime esas kazanç alt sınırının otuz günlük tutarı üzerinden primleri tahakkuk ettirilmek üzere Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi (60/g) kapsamında tescil edilir. (3) Bu kişilerden, gelir testi sonucuna göre aile içindeki gelirin kişi başına düşen aylık tutarı, asgari ücretin üçte birinden az olduğu tespit edilenler, Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (1) numaralı alt bendi (60/c-1) kapsamında, fazla olduğu tespit edilenler ise (60/g) alt bendi kapsamında tescil edilir. (4) Kanunun (60/g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı olarak tescil edilenlerin gelir testi sonucuna göre aile içindeki kişi başına düşen gelir miktarı sigorta primine esas kazanç alt sınırı altında kalan genel sağlık sigortalılarının, gelir testi sonuçlanıncaya kadar geçen sürelerde gelir testi sonucu ödemeleri gereken tutarların üzerinde yaptıkları ödemeler herhangi bir faiz uygulanmaksızın iade veya mahsup edilir. (5) Kanunun (60/c-1) ya da (60/g) bendine göre genel sağlık sigortalısı olarak tescil edilmemesi gerektiği halde sehven tescil edilen kişilerin tescillerinin iptal edilmesi ya da bu kişilerin tescil başlangıç tarihlerinde değişiklik olması halinde oluşan prim tahakkukları iptal edilir ya da değişiklik yapılır. (6) Kanunun (60/g) bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı olarak tescil edilen eşlerin, her ikisinin farklı tarihler itibariyle tercih talepleri olması halinde son tercih talepleri dikkate alınır. Devir alınan yeşil kartlılardan 2022 sayılı Kanuna göre aylık alanların genel sağlık sigortası tescil işlemleri MADDE 8 (1) Bu Tebliğin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) numaralı bendinde belirtilenler, 1/1/2012 tarihi itibariyle Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (3) numaralı alt bendi (60/c-3) kapsamında genel sağlık sigortalısı olarak tescil edilir. (2) Bu kişilerin 2022 sayılı Kanuna göre aylık alma haklarını kaybettikleri tarihten itibaren (60/c-3) bendi kapsamındaki genel sağlık sigortalılıkları sona erer. Devir alınan yeşil kartlılardan 442 sayılı Kanunun 74 üncü maddesine göre görevlendirilen geçici köy korucuları ile ek 16 ncı maddesine göre aylık bağlanan hak sahiplerinin genel sağlık sigortası tescil işlemleri MADDE 9 (1) Bu Tebliğin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilenler, 1/1/2012 tarihi itibariyle Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (9) numaralı alt bendi (60/c-9) kapsamında genel sağlık sigortalısı olarak tescil edilir. (2) Bu kişilerden, 74 üncü maddeye göre görevlendirilenler, görevlendirilmelerinin sona erdiği tarihten itibaren, ek 16 ncı maddesine göre aylık bağlananların ise aylık alma haklarını kaybettikleri tarihten itibaren bu fıkra kapsamındaki genel sağlık sigortalılıkları sona erer.

11 Devir alınan yeşil kartlılardan 442 sayılı Köy Kanununun 74 üncü maddesine göre geçici köy korucusu görevinden asgari on yıl üzerinden tazminat alarak ayrılanlar ile bunların bakmakla yükümlü oldukları kişilerin genel sağlık sigortası tescil işlemleri MADDE 10 (1) Bu Tebliğin 4 üncü maddesinin (ç) numaralı bendinde belirtilenler, 1/1/2012 tarihinden yeşil kart vizesinin son bulacağı tarihe kadar Kanunun (60/c-1) alt bendi kapsamında genel sağlık sigortalısı olarak tescilleri yapılır. (2) Bu kişilerden yeşil kart vize tarihleri sona erenler hakkında bu Tebliğin 7 nci maddesine göre işlem yapılır. Devir alınan diğer kişilerin genel sağlık sigortası tescil işlemleri MADDE 11 (1) Bu Tebliğin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d), (e), (f), (g), (h), (ı), (i), (j) ve (k) bentlerinde belirtilenlerden, 1/1/2012 tarihi itibariyle Kanuna göre bakmakla yükümlü olunan kişi kapsamında olanlar bakmakla yükümlü olunan kişi olarak, bakmakla yükümlü olunan kişi kapsamında olmayanlar ise gelir testi işlemleri sonuçlandırılıncaya kadar Kanunun 82 nci maddesine göre tespit edilen prime esas kazanç tutarının alt sınırının otuz günlük tutarı üzerinden primleri tahakkuk ettirilmek üzere 1/1/2012 tarihi itibariyle, Kanunun (60/g) bendi kapsamında tescil edilir. (2) Bunlardan Kanunun (60/g) bendi kapsamında tescil edilenler hakkında bu Tebliğin 7 nci maddesine göre işlem yapılır. Devir alınan yeşil kartlıların bakmakla yükümlü olduğu kişiler MADDE 12 (1) Bu Tebliğin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (ğ) bentlerinde belirtilenlerin, devir tarihinden önce yeşil kart verilerek sağlık yardımları karşılanan bakmakla yükümlü olduğu kişiler ile devir tarihinden sonra Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (10) numaralı bendine göre bakmakla yükümlü olunan kişi şartlarını taşıyan eş, çocukları ile ana ve babası, Kanunun (60/c-1) alt bendi kapsamında ayrı ayrı tescil edilecek ve tescil tarihinden itibaren sağlık hizmetlerinden yararlandırılır. (2) Bu kişilerden yeşil kart vize tarihleri sona erenler hakkında bu Tebliğin 7 nci maddesine göre işlem yapılır. Devir alınan yeşil kartlılardan 2022 sayılı Kanuna göre aylık alanların bakmakla yükümlü olduğu kişiler MADDE 13 (1) Bu Tebliğin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilenlerin, Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (10) numaralı bendine göre bakmakla yükümlü olunan kişi şartlarını taşıyan eş, çocukları ile ana ve babası, bunların bakmakla yükümlü olduğu kişisi olarak sağlık hizmetlerinden yararlandırılır. (2) 2022 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesinin üçüncü fıkrasında, aylık bağlanan 18 yaşından küçük özürlülerin yalnızca kendilerinin sağlık hizmetlerinden yararlanacağı hüküm altına alındığından bu kişilerin, ana ve babası, bakmakla yükümlü olunan kişi olarak sağlık hizmetlerinden yararlandırılmaz. (3) Kanunun (60/c-3) alt bendi kapsamında bulunanların, bu kapsamda genel sağlık sigortalılıklarının sona ermesi ve kendi çalışmaları nedeniyle gelir veya aylık bağlanması durum değişikliği olarak kabul edilir. Durum değişikliği olan kişilerin yeniden Kanunun 60 ıncı maddesinin diğer bentleri ya da fıkraları kapsamında sigortalı sayılması halinde ya da bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerin Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının 10 numaralı bendine göre bakmakla yükümlü olduğu kişi şartlarını yitirmesi halinde bu kişilerin genel sağlık sigortalılığı sona erer. (4) Bunların eşinin yabancı uyruklu olması halinde oturma izninin bulunması, yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında sigortalı sayılmaması, sigortalı ve isteğe bağlı sigortalı olmaması halinde, Kısa Vadeli Sigorta Kolları Uygulama Tebliğinin 23 üncü maddesinde belirtilen belgeleri ibraz etmesi şartıyla genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi olarak sağlık hizmetlerinden yararlandırılır.

12 Devir alınan yeşil kartlılardan 442 sayılı Kanunun 74 üncü maddesine göre görevlendirilen geçici köy korucuları ile ek 16 ncı maddesine göre aylık bağlanan hak sahiplerinin bakmakla yükümlü olduğu kişiler MADDE 14 (1) Bu Tebliğin başlıklı 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde belirtilenlerden, bakmakla yükümlü olunan kişi olarak sağlık yardımlarından faydalandırılan eş, çocukları ile ana ve babası, Kanunun geçici 12 nci maddesinin sekizinci fıkrası gereği 1/1/2012 tarihinde bakmakla yükümlü olunan kişi olarak sağlık hizmetlerinden yararlandırılanlar, durum değişikliği oluncaya kadar aynı şartlarla sağlık hizmetlerinden yararlandırılır. (2) Devir alınan 442 sayılı Kanuna tabi görevlendirilenler ile bu Kanuna göre aylık alanların bakmakla yükümlü olduğu kişilerin tespiti, bu Kanunun 74 üncü maddesinin dördüncü fıkrası gereği, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümlerine göre yapılacaktır. (3) Devir alınan 442 sayılı Kanuna tabi görevlendirilenlerin, 1/1/2012 tarihinden sonra ilk defa bakmakla yükümlü olunan kapsamına giren çocukları ise Kanunun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının 10 numaralı bendine göre bakmakla yükümlü olunan kişi şartlarını taşıması halinde bakmakla yükümlü olunan kişi konumuna girdiği tarih itibariyle sağlık hizmetlerinden yararlandırılır. (4) 1/1/2012 tarihinden sonra ilk defa geçici köy korucusu olarak görevlendirilenler ile ek 16 ncı maddesine göre aylık bağlananların bakmakla yükümlü olduğu kişilerin tespiti Kanun hükümlerine göre yapılır. (5) Kanunun (60/c-9) alt bendi kapsamındaki kişilerin bu kapsamdaki sigortalılıklarının sona ermesi, emekli olması veya kendi çalışmaları nedeniyle gelir veya aylık bağlanması halleri durum değişikliği olarak sayılacak ve bu kişiler son durumları dikkate alınarak sağlık hizmetlerinden yararlandırılır. (6) Bunların bakmakla yükümlü olduğu eşinin; boşanması, sigortalı veya isteğe bağlı sigortalı olması, erkek çocuğunun; sigortalı veya isteğe bağlı sigortalı olması, gelir ve/veya aylık alması, 2022 sayılı Kanuna göre aylık bağlanması, evlenmesi ya da 25 yaşını doldurması, kız çocuğunun; zorunlu sigortalı veya isteğe bağlı sigortalı olması, gelir ve/veya aylık alması ya da evlenmesi, malul çocuğunun; zorunlu sigortalı, isteğe bağlı sigortalı olması, gelir ve/veya aylık alması, evlenmesi ya da malullük durumunun ortadan kalkması, ana ve babasının zorunlu sigortalı, isteğe bağlı sigortalı olması, gelir ve/veya aylık alması, 2022 sayılı Kanuna göre aylık bağlanması, evli olmayan ana veya babanın evlenmesi halleri durum değişikliği olarak değerlendirilir. (7) 1/1/2012 tarihinden sonra durum değişikliği meydana gelen malul çocuklara ait sağlık hizmet sunucuları tarafından verilen malul olduğuna dair sağlık kurulu raporların, Kurum Sağlık Kurulunca değerlendirilmesi sonucu malul sayılanlar bakmakla yükümlü olunan kişi olarak sağlık hizmetlerinden yararlandırılır. (8) Bunların, eşinin yabancı uyruklu olması halinde oturma izninin bulunması, yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında sigortalı sayılmaması, sigortalı ve isteğe bağlı sigortalı olmaması halinde, 28/9/2008 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Kısa Vadeli Sigorta Kolları Uygulama Tebliğinin 23 üncü maddesinde belirtilen belgeleri ibraz etmesi şartıyla genel sağlık sigortalısının bakmakla yükümlü olduğu kişi olarak sağlık hizmetlerinden yararlandırılır. Devir alınan diğer kişilerin bakmakla yükümlü olduğu kişiler MADDE 15 (1) Bu Tebliğin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d), (e), (f), (g), (ğ), (ı), (i), (j) ve (k) bentlerinde belirtilenlerden, 1/1/2012 tarihi itibariyle Kanuna göre bakmakla yükümlü olunan kişi kapsamında olmayan ve bu tarih itibariyle Kanunun (60/g) bendi kapsamında tescil edilenlerin, Kanuna göre bakmakla yükümlü olduğu kişiler, sağlık yardımlarından bu tarihten itibaren sağlık hizmetlerinden yararlandırılır. Devir alınanlarla ilgili diğer hükümler

13 MADDE 16 (1) Kanunun 60 ıncı maddesi kapsamında genel sağlık sigortalısı olanlar ile bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerin, bu kapsamdaki genel sağlık sigortasından yararlanma hakkının sona erdiği tarihten sonra aynı Kanunun 60/g bendi kapsamında tescil edilmesi halinde, son bir yılda 30 gün prim ödeme gün sayısı aranmaksızın, genel sağlık sigortası sağlık hizmetlerinden yararlandırılır. (2) Devir tarihi olan 1/1/2012 tarihinden sonra, Kanunun 60/c-1 kapsamındakiler ile 60/c-3, 60/c-9 kapsamında bulunanlar ile bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilerin söz konusu kapsamdaki sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkının sona erdiği tarihten sonra, Kanunun 60/g bendi kapsamında veya 60 ıncı maddesinin diğer bentleri kapsamında genel sağlık sigortalısı olarak tescil edilmesi halinde, 30 gün prim ödeme gün sayısı aranmaksızın, genel sağlık sigortası hizmetlerinden yararlandırılır. Devir alınan genel sağlık sigortalıların prime esas kazancı MADDE 17 (1) Bu Tebliğin 7 nci maddesinin birinci, 8 inci maddesinin birinci, 9 uncu maddesinin birinci, 10 uncu maddesinin birinci ve 12 nci maddesinin birinci fıkralarında belirtilenlerin prime esas kazançları; Kanunun 82 nci maddesine göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz günlük tutarıdır. (2) Bu Tebliğin 7 nci maddesinin ikinci fıkrasında belirtilenlerin gelir testi işlemleri sonuçlandırılıncaya kadar Kanunun 82 nci maddesine göre tespit edilen prime esas kazanç tutarının alt sınırının otuz günlük tutarı üzerinden primleri tahakkuk ettirilir. (3) Yapılan gelir testi sonucuna göre aile içindeki gelirin kişi başına düşen aylık tutarı, asgari ücretin üçte birinden asgari ücrete kadar olduğu tespit edilen genel sağlık sigortalılarının prime esas kazançları, Kanunun 82 nci maddesine göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz günlük tutarının üçte biri, asgari ücretten asgari ücretin iki katına kadar olduğu tespit edilen genel sağlık sigortalılarının prime esas kazançları, Kanunun 82 nci maddesine göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz günlük tutarı, asgari ücretin iki katından fazla olduğu tespit edilen genel sağlık sigortalılarının prime esas kazançları Kanunun 82 nci maddesine göre belirlenen prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz günlük tutarının iki katıdır. Devir alınan genel sağlık sigortalıların prim oranı MADDE 18 (1) Yalnızca genel sağlık sigortasına tabi olanların prim oranı, prime esas kazançlarının % 12 sidir. Devir alınan genel sağlık sigortalıların prim ödeme yükümlüsü MADDE 19 (1) Bu Tebliğin 7 nci maddesinin birinci ve üçüncü, 8 inci maddesinin birinci, 9 uncu maddesinin birinci, 10 uncu maddesinin birinci ve 12 nci maddesinin birinci fıkralarında belirtilenlerin prim ödeme yükümlüsü Kanunun 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi gereğince primi yılı merkezî yönetim bütçesinden karşılanmak üzere ilgili kamu idareleridir. (2) Bu Tebliğin 7 nci maddesinin ikinci, üçüncü ve 11 inci maddesinin birinci fıkralarında belirtilen genel sağlık sigortalılarının prim ödeme yükümlüsü kendileridir. Devir alınan genel sağlık sigortalıların primlerinin ödenmesi MADDE 20 (1) Genel sağlık sigortası primlerinin ödenmesinde, Kanunun 88 inci maddesi ile 12/5/2010 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin ilgili hükümlerine göre işlem yapılır. (2) Bu Tebliğin, 19 uncu maddesinin ikinci fıkrasında belirtilenlerin genel sağlık sigortası primleri, kendileri tarafından Kuruma ödenir. (3) Bu Tebliğin, 17 nci ve 18 inci maddelerine göre her ay için tahakkuk ettirilen primler, bu Tebliğin 19 uncu maddesinde belirtilen prim ödeme yükümlüleri tarafından ilgili ayı takip eden ayın sonuna kadar ödenir. (4) Üçüncü fıkrada belirtilen ödeme süresinin son gününün resmi tatile rastlaması halinde prim tutarları, en geç son günü izleyen ilk iş günü içerisinde ödenir.

14 Süresinde ödenmeyen genel sağlık sigortası primleri MADDE 21 (1) Primler süresi içinde ve tam olarak ödenmezse, Kanunun 89 uncu maddesinin ikinci fıkrasına göre gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanarak tahsil edilir. Yürürlük MADDE 22 (1) Bu Tebliğ hükümleri, 1/1/2012 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 23 (1) Bu Tebliğ hükümlerini Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı yürütür. [R.G. 02 Mayıs ] Türkiye Barolar Birliği Başkanlığından: AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TARİFE MADDE 1 21/12/2011 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin ikinci kısmının ikinci bölümüne (13) numaralı bentten sonra gelmek üzere aşağıdaki bent eklenmiş, daha sonraki bentler buna göre teselsül ettirilmiştir. Disiplin Mahkemelerinde takip edilen davalar için, 700,00 TL MADDE 2 Bu Tarife yayımı tarihinde yürürlüğe girer. [R.G. 02 Mayıs ] UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ KARARLARI Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2011/66 KARAR NO : 2012/61 KARAR TR : (Hukuk Bölümü) ÖZET : 2247 sayılı Yasa nın 24. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN REDDİ gerektiği hk. KARAR Hüküm Uyuşmazlığının Giderilmesi İsteminde Bulunan : Aydın İl Özel İdaresi Vekili : Av. A. Ş. L. Karşı Taraf : 1- İdari Yargıda A. A. Vekili : Av. S. S. 2- Adli Yargıda Kalyoncuoğlu Turizm İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına H. K. Vekilleri : Av. E. Y. Av. A. Ç. Y. OLAY : Aydın İli, Didim İlçesi, Altınkum Plaj Sitesinde mülkiyeti Aydın İl Özel İdaresine ait olan, A. A. ya kiralanan, A Blok 9 numaralı dükkan ile, aynı yerde bulunan parsel üzerinde yine mülkiyeti Aydın İl Özel İdaresine ait olan, Kalyoncuoğlu Turizm İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına H. K. na kiralanan dükkanların, kira sözleşmeleri ve

15 şartnamelerinin yenilenmemesine, yeniden ihale ile kiraya verilmesine ilişkin Aydın İl Encümenince gün ve 104 sayılı karar alınmştır. I- Adnan Altınsulu vekili tarafından, Aydın İli, Didim İlçesi, Altınkum Plaj Sitesi, Yalı Caddesi üzerinde, mülkiyeti Aydın İl Özel İdaresine ait ve davacıya kiralanmış olan A Blok, 9 Numaralı dükkanın tarihi itibariyle boşaltılması, aksi takdirde Devlet İhale Kanununun 75. Maddesi gereğince işlem yapılacağına ilişkin gün ve 104 sayılı Aydın İl Encümeni kararının iptali istemiyle Aydın İl Özel İdaresine karşı günü idari yargı yerinde dava açılmıştır. AYDIN 1. İDARE MAHKEMESİ: gün ve E:2008/531, K:2009/554 sayı ile, Olayda, Aydın İli İl Encümeni kararının, davacının İl Özel İdare Müdürlüğünden kira sözleşmesiyle 1 (bir) yıl süre ile kiraladığı ve kira süresi 1 (bir) yıl süre ile uzatılarak faaliyette bulunduğu dükkanın kira süresinin uzatılmamasına, sözleşmenin yenilenmemesine, İl Özel İdaresi tarafından tahliye işlemlerinin başlatılmasına ve yeniden 2886 sayılı Yasa hükümleri uyarınca ihale edilerek kiraya verilmesine yönelik işlemin davanın konusunu oluşturduğu, uyuşmazlığın 6570 sayılı Kanun uyarınca mı yoksa 2886 sayılı Kanun uyarınca mı çözüleceği noktasından kaynaklandığı görülmüştür sayılı Kanunun özel şahıslara ait taşınmaz malların kiralanmasında uygulanacak kanun olduğu, anılan Kanun'un 14. maddesi ile de devlete ait taşınmaz malların 2490 sayılı Kanuna göre kiraya verilmesi halinde de bu Kanun'un uygulanacağının belirtildiği, ancak 2490 sayılı Kanun'un tarihinden itibaren 2886 sayılı Yasa ile yürürlükten kaldırılmış olması nedeniyle 2886 sayılı Yasa 6570 sayılı Kanun'un 11. maddesi 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu kapsamına giren yerler hakkında uygulanmayacaktır sayılı Yasa'nın ise, genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelerin, özel idare ve belediyelerin özel mülkiyetine tabi olan taşınmazların kiralanmasında uygulanacak kanun olup, anılan idarelerin özel mülkiyetine tabi taşınmazların kiralanması 2886 sayılı kanun kapsamına sokularak 6570 sayılı Kanun kapsamından çıkarılmıştır. Uyuşmazlıkların hallinde önceliğin özel kanun niteliğinde olan 2886 sayılı Kanun'un olması gerektiği, anılan Kanun'da da taşınmazların kiralanmasına ilişkin sözleşmelerin sona ermesi konusunda özel bir düzenleme getirildiği, bu özel düzenleme nedeniyledir ki, genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelerin, özel idare ve belediyelerin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazların kira sözleşmelerinin süre bitiminde aynı koşullarla bir yıl daha uzatılmış sayılacağına ilişkin 6570 sayılı Kanunun 11. maddesinin uygulanabilirliği ortadan kaldırılmıştır. Çünkü 2886 sayılı Yasada kiralamaya genel olarak süre sınırı koyulmuş ve bu noktada idareleri yükümlülük altında bırakmıştır. İlk yapılan ihale sonrasında kira süresinin uzatılmış olması bu kira sözleşmesinin 6570 sayılı Yasa'nın uygulanmasını gerektirmeyeceği gibi ortada ihale ile kiracı durumunu ortaya koyan bir sözleşmede kalması da mümkün bulunmamaktadır. Bu durumda, taraflar arasında ilk kira sözleşmesinde öngörülen kira süresinin sona ermesinden sonra 2886 sayılı Yasa'ya uygun olarak ve yeniden ihale yapılmak suretiyle yeni bir kira ilişkisi kurulmadığından ortada halihazırda ihale ile kiracı durumunda olduklarını gösteren bir sözleşme de bulunmadığından, davacının tahliyesinin 5302 sayılı Yasa'nın yaptığı atıf gereği 2886 sayılı yasa uyarınca gerçekleştirileceğinden, geçerliliğini yitirmiş fiili sözleşmenin sözde yenilenme süresi dolmadan artık kira süresinin uzatılmayacağının, sözleşmenin yenilenmeyeceğinin, tahliye işlemlerine başlanacağının ve taşınmazların 2886 sayılı Yasa hükümleri uyarınca ihale edilerek kiraya verileceğine ilişkin olarak alınan dava konusu Encümen kararında mevzuata aykırılık görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar vermiş, bu karar Danıştay 8. Dairesinin gün ve E:2009/4991, K:2009/6790 sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir. II- Kalyoncuoğlu Turizm İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına H. K. vekili tarafından, Aydın İli, Didim İlçesi, Altınkum Plaj Sitesi parsel üzerindeki mülkiyeti Aydın İl Özel

16 İdaresine ait ve davacıya kiralanmış olan dükkanın kira süresinin tarihi itibariyle boşaltılması, aksi takdirde Devlet İhale Kanununun 75. maddesi gereğince işlem yapılacağına ilişkin gün ve 104 sayılı Aydın İl Encümeni kararının kendilerine tebliğ edilmesiyle birlikte, taraflar arasındaki kira ilişkisinin tarihinde sona ermediği, kiracılık durumunun devam ettiği, davacı şirketin kiralanandan 2886 sayılı Yasa uyarınca tahliye edilmesinin mümkün olmadığı, kira sözleşmesinin bir yıl daha uzamış olduğunun tespiti ile taraflar arasında bu konuda oluşan muarazanın giderilmesi, dava sonuna kadar tahliyenin durdurulması konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemiyle günü Aydın İl Özel İdaresine karşı adli yargı yerinde dava açılmıştır. AYDIN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: gün ve E:2008/273, K:2009/227 sayı ile, Taraf dilekçeleri, delil listeleri, çekişme konusu kira sözleşmesi ve ekleri, İl Daimi Encümen kararı, Noterlik onaylı kira kontratı ve ekleri, İl Özel İdare yazısı, emsal kararlar, Mahkememizin 2008/221 Esas sayılı dava dosyası incelenip değerlendirilmiş, Mevzuat ve tarafların ilişkileri ile ilgili sözleşme, kayıt ve belgelerin niteliği ve geçerliliği hususunda bilirkişi incelemesi yapılıp günlü bilirkişi raporu alınmış, taraf iddia ve savunmaları kapsamında yanlar arasındaki ilişki ve çekişmenin hukuksal niteliği ve değerlendirilmesi ile yorumu hakimliğimizce yapılmıştır. Buna göre; mülkiyeti davalıya ait taşınmazın başlangıç tarihli ve aynı gün İl Daimi Encümen 443 sayılı kararına dayalı kira sözleşmesinin kapsamında Noterlik onayı ile yanlar arasında kira sözleşmesi düzenlendiği ve uygulana geldiği görülmektedir. Kira sözleşmesinin uzatılmasına rağmen, 2008 yılı içindeki İl Encümen kararı ile sürenin uzatılmayacağının bildirilmesi üzerine davacı tarafça sözleşmenin 6570 sayılı kanun hükümlerine göre son bulması gerektiğinden tek taraflı kararla son bulmanın mümkün olmadığı öne sürülmüş, davalı idare ise 2886 sayılı kanuna göre kiraya verildiğinden yeniden ihaleye çıkarılarak kiralanabileceğinden kira süresinin sona erdiği savunulmuş taraflar arasındaki çekişmenin giderilmesi istenmiştir. Yanlar arasındaki kiralama işlemi, başlangıçta 2886 sayılı kanun hükümlerine göre ihale sonucu yapılmış ise de sözleşme hükümlerinde olsun, İl Özel Kanunu'nda olsun kira süresinin bitiminde yeniden bir ihale sureti ile kiralamanın kararlaştırılmadığı, özel şartlar ve hükümler gereğince taşınmazın tahliyesi unsurlarının 6570 sayılı kanun hükümlerine dayanması gerektiği, davalı tarafın savunmasına konu tahliye nedenlerinin oluşmaması sonucu tahliye isteminin yerinde bulunmadığı, davacının kiracılığının sürmekte olduğu görüş ve sonucuna varılmakla davalı itiraz ve savunmaları somut olaya uygun görülmemiş, davacı iddiaları yerinde bulunmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davalı tarafça Aydın İdare Mahkemesi karar sureti ibraz edilip sonucu itibarıyla savunmalarına dayanak olarak uygulanması istenmiş ise de, yargılama aşamasında görev ve derdestlik itirazlarının reddedildiği de gözetildiğinde her iki davanın taraf ve aralarındaki ilişki aynı olsa bile iddia ve talep sonuçları birbirinden farklı bulunduğundan değerlendirmeler buna göre yapılmış, gerekçe oluşumunda göz önüne alınmıştır. Davanın kabulüne, taraflar arasındaki kira ilişkisinin tarihinde sona ermediğinin, davacının kiracılık sıfatının devam ettiğinin, davacının kiralanandan 2886 sayılı yasa hükümlerine göre tahliye edilmesinin mümkün olmadığının 6570 sayılı yasanın 11. maddesine göre tarihinde sona eren kira yılının sözleşmesinin bir yıl daha uzamış olduğunun tespiti ile taraflar arasındaki bu konuda oluşan muarazanın bu şekilde giderilmesine, ihtiyati tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına ( günlü ek karardaki) karar vermiş, bu karar Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin gün ve E:2010/2636, K:2010/9564 sayılı kararı ile onanmış, aynı Dairenin gün ve E:2010/12896, K:2010/16407 sayılı kararın düzeltilmesi isteğinin reddine ilişkin kararı ile kesinleşmiştir. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNDEN İSTEK: Aydın İl Özel İdaresi vekili, Aydın İli, Didim İlçesi, Altınkum Plaj Sitesi Yol caddesi üzerinde, mülkiyeti kendilerine ait ve A. A. ya kiralanmış olan A Blok 9 numaralı dükkanın, tarihi itibariyle boşaltılması, aksi

17 taktirde Devlet İhale Kanununun 75.maddesi gereğince işlem yapılacağına ilişkin gün ve 104 sayılı İl Encümen kararının iptali istemiyle idari yargı yerinde açılan davada, Aydın 1. İdare Mahkemesi nin gün ve E:2008/531, K:2009/554 sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiğini; yine aynı yerde kendi mülkiyetlerindeki parsel üzerinde bulunan ve Kalyoncuoğlu Turizm İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. adına H. K. na kiralanmış olan dükkanın, tarihi itibariyle boşaltılması aksi takdirde Devlet İhale Kanununun 75.maddesi gereğince işlem yapılacağına ilişkin gün ve 104 sayılı kararından dolayı adli yargı yerinde açılan muarazanın giderilmesine ilişkin davada Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesince gün ve E:2008/273, K:2009/227 sayı ile, davanın kabulüne karar verildiği nedeniyle, anılan taşınmazlara uygulanacak Yasa hükümlerinde çelişki doğduğu öne sürülerek, hüküm uyuşmazlığının 2247 sayılı Yasanın 24.maddesi uyarınca çözümlenmesi istemiyle Uyuşmazlık Mahkemesine başvuruda bulunmuştur. Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasanın 24. ve 16. maddelerine göre ilgili Başsavcıların yazılı düşünceleri istenilmiştir. DANIŞTAY BAŞSAVCISI; 1- Aydın İli, Didim İlçesi Altınkum, Plaj Sitesi Yalı Caddesi üzerinde bulunan ve mülkiyeti Aydın İl Özel İdaresine ait olan dükkanların kiracılarının durumlarının ayrı ayrı belirtilmesi ve kira sözleşmelerinin sürelerinin sona ereceği tarihlerin de belirtilmesi suretiyle, bu kişilerin kira sürelerinin uzatılmamasına, sözleşmelerinin yenilenmemesine ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümleri uyarınca ihale yapılarak, bu yerlerin yeniden kiraya verilmelerine ilişkin gün ve 104 sayılı Aydın İl Encümeni kararı tesis edilmiştir. Bu yerdeki parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan dükkan ve pansiyonun kiracısı olan Kalyoncuoğlu Turizm İnş. San. ve Tic. Ltd. Şirketine gün ve 104 sayılı Aydın İl Encümeni kararı eklenerek, taşınmazın boşaltılması, İl Özel İdaresine teslim edilmesi yolunda tebligatta bulunulması üzerine, Şirket, kira sözleşmesinden kaynaklanan muarazanın giderilmesi ve tahliyenin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemiyle Aydın İkinci Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmış ve mahkemenin gün ve E:2008/273, K:2009/237 sayılı kararı ile olayda 2886 sayılı Yasanın uygulanamayacağı, 6570 sayılı Yasanın 11'inci maddesine göre kira süresinin bir yıl daha uzamış olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; bu karar Yargıtay 13'üncü Hukuk Dairesinin gün ve E:2010/2636 K:2010/9564 sayılı kararı ile onanmış ve kararın düzeltilmesi istemi de reddedilerek kesinleşmiştir. 2- Öte yandan, Aydın İli, Didim İlçesi Altınkum, Plaj Sitesi Yalı Caddesi üzerinde bulunan ve mülkiyeti Aydın İl Özel İdaresine ait olan A Blok 9 numaralı dükkanın kiracısı olan A. A. tarafından gün ve 104 sayılı Aydın İl Encümeni kararının iptali istemiyle İdare Mahkemesinde açılan dava, 2886 sayılı Yasanın uygulanması suretiyle tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından bahisle Aydın Birinci İdare Mahkemesinin gün ve E:2008/531 K:2009/554 sayılı kararı ile reddedilmiş, bu karar Danıştay Sekizinci Dairesinin gün ve E:2009/4991 K:2009/6790 sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir. 3- Yukarıda anılan ve iki farklı kişi tarafından, farklı yargı yerlerinde açılan davaların tarafı olan Aydın İl Özel İdaresi kararlar arasında çelişki bulunduğunu ve hakkın yerine getirilmesinin olanaksız hale geldiğini belirterek hüküm uyuşmazlığının giderilmesi talebinde bulunmuştur. İdari ve adli yargı kararları arasında oluştuğu ileri sürülen hüküm uyuşmazlığının çözümü için; öncelikle hüküm uyuşmazlığının oluşup oluşmadığının belirlenmesi gerekmektedir sayılı Yasanın 24'üncü maddesine göre; hüküm uyuşmazlığının varlığı için, idari, adli veya askeri yargı mercilerinden en az ikisi tarafından görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan iki ayrı kararın bulunması ve bu kararlar arasında çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması koşulları aranmaktadır. Aydın İli, Didim İlçesi Altınkum, Plaj Sitesi Yalı Caddesi üzerinde bulunan ve mülkiyeti

18 Aydın İl Özel İdaresine ait olan dükkanların kiracılarının durumlarının ayrı ayrı belirtilmesi suretiyle kira sürelerinin uzatılmamasına, sözleşmelerinin yenilenmemesine ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümleri uyarınca ihale yapılarak, bu yerlerin yeniden kiraya verilmelerine ilişkin gün ve 104 sayılı Aydın İI Encümeni kararı, kararda adı geçen her bir kişi adına ayrı ayrı hukuki sonuçlar doğuran ayrı bir idari işlem niteliğindedir. Adına işlem tesis edilen kişiler ile işlemi tesis eden Aydın İl Özel İdaresi ayrı bir hukuki uyuşmazlığın tarafı durumundadır sayılı Yasanın 24'üncü maddesinde öngörülen taraflardan en az birinin aynı olması koşulunun da bu çerçevede değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, bölgedeki farklı işyerlerinin kiracısı olan Kalyoncuoğlu Turizm İnş. San. ve Tic. Ltd. Şirketi tarafından Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davada verilen kesinleşmiş karar ile A. A. tarafından İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davada verilen kesinleşmiş karar arasında hüküm uyuşmazlığı bulunduğundan ve bu çerçevede hakkın yerine getirilmesinin olanaksız olduğundan söz edilemez. Öte yandan, Kalyoncuoğlu Turizm İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. de gün ve 104 sayılı Aydın İI Encümeni kararının iptali istemiyle İdare Mahkemesinde dava açmış, Aydın Birinci İdare Mahkemesinin gün ve E:2008/659 K:2010/101 sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmiş, bu karar Danıştay'da temyiz edilmiş ve hüküm henüz kesinleşmemiştir. Bu davada İdare Mahkemesince verilen kararın kesinleşmesinden sonra, aynı şirket hakkında Asliye Hukuk Mahkemesince verilmiş ve kesinleşmiş karar bulunması koşuluyla, bu iki karar arasında hüküm uyuşmazlığı bulunduğu iddiasıyla yeniden istemde bulunulabileceği tabiidir. Açıklanan nedenlerle, hüküm uyuşmazlığının varlığı için 2247 sayılı Yasanın 24'üncü maddesinde öngörülen koşullar birlikte gerçekleşmediğinden başvurunun reddi gerektiği yolunda düşünce vermiştir. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; Aydın 1. İdare Mahkemesinin gün ve 2008/531 E., 2009/554 K. sayılı dava dosyasının incelenmesinde; Davacı A. A.'nun Aydın İli İl Encümeninin gün ve 606 sayılı kararı mülkiyeti İl Özel İdaresine ait olan Didim A Blok 9 nolu dükkanı 2286 sayılı Devlet İhale Kanunu kapsamında kiralamış, kira süresinin sonunda sözleşmeyi yenilemek istemeyen Aydın İli İl Encümeninin, gün ve 104 sayılı kararı ile kira süresinin yeniden uzatılmamasına ve işyerinin 2886 sayılı yasa uyarınca yeniden ihaleye çıkarılarak kiraya verilmesine karar verilmiştir. Davacı A. A. Aydın İli İl Encümeninin kira sözleşmesinin yenilenmemesine ilişkin bu işleminin iptali amacıyla Aydın 1. İdare Mahkemesinde dava açmış, açılan davanın sonucunda, Aydın 1. İdare Mahkemesi tarafından, tarihli 2008/531 E., 2009/554 K. sayılı kararı ile, taraflar arasında kira sözleşmesinin sona ermesi üzerine, idare tarafından sözleşmenin yenilenmemesini ve kira konusu dükkanın 2886 sayılı yasa hükümleri uyarınca yeniden ihale yoluyla kiralanmasına ilişkin işlemin hukuka uygun bulunması nedeniyle davanın reddine karar vermiş, bu karar Danıştay 8. Dairesinin gün ve 2009/4991 E., 2009/6790 K. sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir. Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin gün ve 2008/273 E., 2009/227 K. sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı Kalyoncuoğlu Turizm İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. Aydın İli İl Encümeninin gün ve 606 sayılı kararı mülkiyeti İl Özel İdaresine ait olan Didim İlçesi Altınkum Plaj sitesi Yalı caddesinde tapunun parseli üzerinde bulunan dükkan ve pansiyonu Devlet İhale Kanunu kapsamında kiralamış, kira süresinin sonunda sözleşmeyi yenilemek istemeyen Aydın İli İl Encümeninin, gün ve 104 sayılı kararı ile kira süresinin yeniden uzatılmamasına ve işyerinin 2886 sayılı yasa uyarınca yeniden ihaleye çıkarılarak kiraya verilmesine karar verilmiştir. Bu karar karşısında Kalyoncuoğlu şirketi veli tarafından Aydın '. Asliye Hukuk Mahkemesinde davalı Aydın İl Özel İdaresi aleyhine, taraflar arasında akdedilen kira sözleşmesinden kaynaklanan muarazanın giderilmesi ve kiralananın tahliyesinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebi ile açılan davanın yargılaması sonucunda, mahkeme tarafından, kiralananın tahliyesi hakkında 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları hakkında kanun hükümlerinin

19 uygulanması gerektiği, bu yasa gereği idarenin tahliye isteminin yerinde bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne ve davacı şirketin kiracılık sıfatının devam ettiğine, davacının 2886 sayılı yasa hükümlerine göre tahliyesinin mümkün olmadığına, kira sözleşmesinin 6570 sayılı yasa gereği bir yıl daha uzamış olduğunun tespitine, ihtiyati tedbir kararının devamına karar vermiş, bu karar Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin gün ve 2010/2636 E., 2010/9564 K. sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve işleyişi Hakkında Kanun'un 24. maddesinde(değişik birinci fıkra: /7 md.), "1 inci maddede gösterilen yargı mercilerinden en az ikisi tarafından, görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde hüküm uyuşmazlığının varlığı kabul edilir. Buna göre, hüküm uyuşmazlığının varlığı için: a) Uyuşmazlık yaratan hükümlerin, adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisi tarafından verilmesi, b) Konu, dava sebebi ve taraflardan en az birinin aynı olması, c) Her iki kararın da kesinleşmiş olması, d) Kararlarda davanın esasının hükme bağlanması, e)kararlar arasındaki çelişki nedeniyle hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması koşullarının birlikte gerçekleşmesi aranmaktadır. Hüküm uyuşmazlığı bulunduğu ileri sürülen adli ve idari yargı kararlarının incelenmesinden: ortada adli ve idari yargı yerlerince verilmiş ve kesinleşmiş kararlar bulunduğu; her iki kararda işin esasının hükme bağlandığı; taraflardan en az birinin (Aydın İl Özel idare Müdürlüğü yönünden) aynı olduğu anlaşılmaktadır. Konu ve dava sebebinin aynı olup olmadığına gelince: İdare Mahkemesinde ve asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davalar, Aydın İli İl Encümeninin önceki bir kararına dayanarak ve 2886 sayılı ihale yasası hükümlerini uygulayarak kiraya verdiği Didim ilçesinde bulunan taşınmazlar hakkında 2008 yılı için taşınmazları kiralayanlar bakımından kira sözleşmelerinin yenilenmeme ve 2886 sayılı yasa hükümleri uyarınca yeniden kiralama için ihale yapma iradesine yönelik 05/03/2008 gün ve 104 sayılı kararından kaynaklanmaktadır, davaların konu ve sebeplerinin de aynı olduğu anlaşılmaktadır. Olayda, davacıları farklı olan kimseler hakkında verilen kararlar arasındaki çelişki nedeniyle hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğine gelince: Uyuşmazlık Mahkemesinin günlü, 2007/62 E., 2009/179 K. sayılı kararında da vurguladığı gibi, 2247 sayılı Yasa'nın 24. maddesi ile, iki ayrı yargı merciinden verilen çelişik kararlar nedeniyle bir kimsenin hakkının yerine getirilmesinin olanaksız bulunması halinde Uyuşmazlık Mahkemesi'nce bu çelişkinin giderilmesi yoluyla, o kimse hakkında bir çözüme ulaşılması amaçlanmakta olup, bu suretle verilecek kararın uyuşmazlıkla ilgisi bulunmayan özel ve tüzel kişileri etkilememesi gerekmektedir. Diğer bir anlatımla "hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması" durumu; davacı yönünden sübjektif bir nitelik taşımakta ve yargı kararı ile kendisine tanınmış bir hakkın yerine getirilmemesi söz konusu iken davalı idare yönünden, ilamı yerine getirmekle yükümlü olması bakımından objektif bir nitelik taşımakta ve davacıya yargı kararı ile tanınmış olan bir hakkın idarece yerine getirilmesinin olanaksızlığını ifade etmektedir. Bilindiği üzere, mahkeme kararı, kural olarak, davanın taraflarını bağlar ve bunlar için kesin hüküm sonucunu doğurur. Ancak, verilen karar üçüncü kişileri bağlamaz. Hüküm uyuşmazlığına konu edilen davaların tarafları bakımından ilamların yerine getirilmesi bir hakkın uygulanmasının olanaksız hale getirmeyeceği açıktır. Açıklanan nedenlerle olayda, konu ve dava sebeplerinin aynı olması ve hakkın yerine

20 getirilmesinin olanaksız bulunması koşullarının da gerçekleşmemesi karşısında, 2247 sayılı Yasa'nın 24. maddesine uygun olmayan başvurunun reddi gerektiği yolunda düşünce vermiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü nün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Nurdane TOPUZ, Mehmet Ali DURAN, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU nun katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında; Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN ın 2247 sayılı Yasa da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA nın davada başvurunun reddi gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun un Mahkemenin görevi başlığını taşıyan 1. maddesinde, Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir denilmiş; 24. maddesinde(değişik birinci fıkra: 21/1/ /7 md.) ise, 1 nci maddede gösterilen yargı mercilerinden en az ikisi tarafından, görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde hüküm uyuşmazlığının varlığının kabul edileceği belirtilmiştir. Anılan hükme göre, hüküm uyuşmazlığının varlığı için: a) Uyuşmazlık yaratan hükümlerin, adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisi tarafından verilmesi, b) Konu, dava sebebi ve taraflardan en az birinin aynı olması, c) Her iki kararın da kesinleşmiş olması, d) Kararlarda davanın esasının hükme bağlanması, e) Kararlar arasındaki çelişki nedeniyle hakkın yerine getirilmesinin olanaksız bulunması koşullarının birlikte gerçekleşmesi aranmaktadır. Hüküm uyuşmazlığı bulunduğu ileri sürülen adli ve idari yargı kararlarının incelenmesinden: ortada adli ve idari yargı yerlerince verilmiş ve kesinleşmiş kararlar bulunduğu; kararlarda da işin esasının hükme bağlandığı; davaların taraflarından birinin (Aydın İl Özel İdaresi) aynı olduğu anlaşılmaktadır. Olayda, Aydın İli, Didim İlçesi, Altınkum Plaj Sitesi, Yol Caddesi üzerinde, mülkiyeti Aydın İl Özel İdaresine ait ve A. A. ya kiralanmış olan, A Blok, 9 numaralı dükkanın, tarihi itibariyle boşaltılması aksi takdirde Devlet İhale Kanununun 75.maddesi gereğince işlem yapılacağına ilişkin gün ve 104 sayılı İl Encümen kararının iptali istemiyle idari yargı yerinde açılan davada, Aydın 1. İdare Mahkemesi nin gün ve E:2008/531, K:2009/554 sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği; yine aynı yerde, idarenin mülkiyetlerindeki parsel üzerinde bulunan ve Kalyoncuoğlu Turizm İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti. adına H. K. na kiralanmış olan dükkanın, tarihi itibariyle boşaltılması, aksi takdirde Devlet İhale Kanununun 75. maddesi gereğince işlem yapılacağına ilişkin gün ve 104 sayılı kararından dolayı adli yargı yerinde açılan muarazanın giderilmesine ilişkin davada, Aydın 2. Asliye Hukuk Mahkemesince gün ve E:2008/273, K:2009/227 sayı ile, davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Buna göre, farklı dükkanların kiracıları olan A. A. ile Kalyoncuoğlu Turizm in dükkanları tahliye etmek istememelerinden dolayı, birbirlerinden bağımsız olarak ayrı iki yargı kolunda açtıkları davaların konularının aynı olmasından sözedilemeyeceği gibi, iki farklı davacı hakkında verilen iki farklı kararda çelişki bulunduğundan sözetmek de

21 olanaksızdır. Öte yandan idari yargı yerince davanın reddi yolunda verilen karar ile adli yargı yerince davanın kabulü yolunda verilen karar birbirlerinin uygulanmasına engel teşkil etmediğinden, olayda, başvuruda bulunan Aydın İl Özel İdaresi yönünden hakkın yerine getirilmesinin imkansızlığından da sözedilemez. Açıklanan nedenlerle 2247 sayılı Yasanın 24. maddesinde öngörülen konu ve dava sebebinin aynı olması ve hakkın yerine getirilmesinin imkansız bulunması koşullarını taşımayan başvurunun reddi gerekmektedir. SONUÇ : 2247 sayılı Yasa nın 24. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN REDDİNE, gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2011/190 KARAR NO : 2012/62 KARAR TR : (Hukuk Bölümü) ÖZET : Davacının gemisinin, bağlama kütüğünden terkin edilmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. KARAR Davacı : A. T. A. Vekili : Av. M. Ü. Davalı : 1- Adli Yargıda İstanbul Liman Başkanlığı (Bağlama Kütüğü Amiri) Vekili : Av. G. Y. 2- İdari Yargıda Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı OLAY : Davacının, İstanbul Liman Başkanlığı bağlama kütüğüne tarih ve no ve 3949 sırasına tescil ettirdiğini belirttiği sahibi bulunduğu TT-MAT isimli özel teknenin bağlama kütüğünden terkin edilmesi amacıyla yaptığı başvurunun 5897 sayılı Denizcilik Müsteşarlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve Bağlama Kütüğü Uygulama Yönetmeliği kapsamında incelendiği ve Bağlama Kütüğüne kayıtlı teknelerin terkin işleminin Yönetmeliğin 20.maddesindeki şartlardan birinin oluşması halinde yapılabileceği nedeniyle reddedilmesine ilişkin tarihli liman başkanlığı işleminin tesis edildiği, davacı vekilince bu işlemin iptali ile 491 sayılı Denizcilik Müsteşarlığının Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 12. maddesinin Anayasa'ya aykırılığı nedeniyle itiraz yoluna başvurularak Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmesi ve yürürlüğün durdurulması istemiyle adli yargı yerinde dava açılmıştır. İSTANBUL DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ: gün ve E:2010/402, K:2010/386 sayı ile, davacı vekili dava dilekçesinde, davacıya ait TT-Mat isimli teknenin İstanbul Liman Bağlama Kütüğünden terkin isteminde bulunduğu, ancak talebinin reddolunduğu, iş bu dava ile İstanbul Limanı Bağlama Kütüğünden terkin isteğinin reddine dair kararına dayanak olan 5897 sayılı Kanunun 1. maddesi hükmünün Denizcilik Müsteşarlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararnameye eklediği Ek 12. maddesinin Anayasa'ya aykırılığı nedeniyle itiraz yoluna başvurularak iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle birlikte Anayasa Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş ise de, davacının talebinin idari mahiyet arz ettiği, davacının asıl isteminin davalı idarenin vermiş olduğu kararın kaldırılması isteminden ibaret bulunduğu, bu istemin de idare mahkemesince karara bağlanması gerektiği ve dava idari mahiyet arz

22 etmekle davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir. Davacı bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır. İSTANBUL 10. İDARE MAHKEMESİ: gün ve E:2011/254 sayı ile, tarih ve 491 sayılı Denizcilik Müsteşarlığının Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin "Bağlama Kütüğü" Başlıklı Ek 12. Maddesinin 8. fıkrasında, Bağlama kütüğünün tutulması, liman başkanlıklarının ve belediyelerin yetki ve sorumlulukları, kayıt, terkin, ruhsatname düzenlenmesi, idari para cezası verilmesi ve mali hükümler ile bu maddenin uygulanmasına dair diğer hususlara ilişkin usul ve esasların, mali konularda Maliye Bakanlığının uygun görüşünü almak kaydıyla Denizcilik Müsteşarlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği, 14/09/2009 tarih ve sayılı Resmi Gazete' de yayımlanan Bağlama Kütüğü Uygulama Yönetmeliği'nin "itirazlar" başlıklı 24. maddesinde ise, (1) Başkanlıklarca, bağlama kütüğü kapsamında yapılan iş ve işlemlere karşı ilgilisi veya bu iş ve işlemden hakları etkilenecek olanlar, işlemin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içinde işlemi gerçekleştiren başkanlığa itiraz edebilir. Başkanlık, itirazı onbeş gün içinde inceler ve sonuçlandırır. (2) İtiraz kabul veya gerekçe gösterilmek suretiyle ret edilebilir. İtirazın kabul edildiği durumda, yapılan işlem itirazın mahiyetine göre değiştirilir ve keyfiyet diğer ilgililere tebliğ edilir. İtirazın reddedildiği durumda, İtiraz sahibinin genel hükümlere göre dava açma hakkı saklıdır kurallarına yer verildiği, 14/02/2011 tarih ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Türk Ticaret Kanunu'nun tanımlar başlıklı 931 maddesinin 1. fıkrasında ise, Tahsis edildiği amaç, suda hareket etmesini gerektiren, yüzme özelliği bulunan ve pek küçük olmayan her aracın, kendiliğinden hareket etmesi imkanı bulunmasa da, bu Kanun bakımından gemi sayılacağı, aynı Yasa'nın "Sicil Müdürlükleri ve Bölgeleri" başlıklı 954. maddesinde ise, Türk gemileri için, Denizcilik Müsteşarlığının uygun göreceği yerlerde gemi sicili tutulacağı, (2) Gemi sicilleri, liman başkanlığı nezdinde çalışan sicil müdürlükleri tarafından, o yerde deniz ticareti işlerine bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesinin, bulunmadığı takdirde asliye ticaret mahkemesinin, o da yoksa ticaret davalarına bakmakla görevli asliye hukuk mahkemesinin gözetimi altında tutulacağı, bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok mahkeme varsa, gemi sicilinin tutulmasını gözetecek mahkemeyi Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirleneceği, (3) Türk Medeni Kanununun 1007 nci maddesinin gemi sicilleri hakkında da geçerli olacağı, Mülga 6762 nolu Ticaret Kanununa dayanılarak çıkarılan 04/ tarih ve 9526 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve halen yürürlükte bulunan Gemi Sicili Nizamnamesi'nin 1. maddesinde, Türk Ticaret Kanununun 839 ncu maddesine müsteniden Trabzon, Samsun, Zonguldak, İstanbul, Bandırma, Çanakkale, İzmir, Antalya, Mersin ve İskenderun limanlarında birer gemi sicil dairesi tesis olunduğu, 8. maddesinde, Gemi sicili, sicil memurluğunun bulunduğu yerde ticaret davalarına bakan asliye hukuk mahkemesinin nezaretine tabi olduğu, bu yerde asliye hukuk mahkemesinin ticaret davalarına bakan birden çok dairesi bulunduğu takdirde Adliye Vekaletinin gemi sicilini bunlardan birine bağlayacağı, asliye hukuk mahkemesinin, nezaret vazifesini, sicil memurluğunca ittihaz olunan karar ve yapılan muamelelere karşı vuku bulacak şikayet ve itirazları tetkik ederek karara bağlamak suretiyle ifa edeceği; 9. maddesinde ise, liman reisinin sicil dairesinin amiri olup sicil işlerinin mevzuat hükümlerine uygun olarak yapılmasını temin ile mükellef olduğu; sicil memurunun tereddüt eylediği hususlarda kendisinden mütalaa isteyebileceği gibi liman reisinin de lüzum gördükçe işlerin kanun ve bu nizamname hükümlerine uygun şekilde görülebilmesini teminen talimat verebileceği, şu kadar ki, sicil işlerine mütaallik her türlü kararların memur tarafından verileceği gibi her nevi muamelelerin de memur tarafından yapılacağı, bütün bu karar ve muamelelere karşı itiraz merciinin de sicil dairesinin bağlı bulunduğu asliye hukuk mahkemesi olduğu, yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden, uyuşmazlığa konu teknenin Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca niteliği itibariyle gemi

23 sayılması gerektiği, gemi siciiinden dolayısıyla da bağlama kütüğünden doğan uyuşmazlıkların da bu sicillerin olayımızda ise bağlama kütüğünün bulunduğu yerdeki yetkili Asliye Hukuk Mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli kılınan mahkemelerde görüleceği kurallarının yer aldığı, bu durumda, gemi sicillerine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davaların görüm ve çözümünün adli yargının görev alanına girdiği ve bağlama kütüğünden kaynaklanan uyuşmazlıkların ise bu kapsamda değerlendirilerek çözümlenmesi gerektiği, bu konuda idare mahkemelerinin görevli olduğu yolunda açık bir Kanun hükmü de mevcut olmadığından, adli yargı yerinde çözümlenmesi gereken uyuşmazlığa ilişkin davanın, idari yargı yerinde görülüp çözümlenmesine hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle, Mahkemelerinin görevsizliğine, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyiş Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü nün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU nun katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında: l-ilk İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, Denizcilik İhtisas Mahkemesinin dosyası da temin edilmek suretiyle 2247 sayılı Yasa nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, İstanbul Liman Başkanlığı bağlama kütüğüne tarih ve no ve 3949 sırasına tescil ettirdiğini belirttiği sahibi bulunduğu, TT-MAT isimli özel teknenin bağlama kütüğünden terkin edilmesi amacıyla yaptığı başvurunun reddine ilişkin tarihli liman başkanlığı işleminin iptali ile 491 sayılı Denizcilik Müsteşarlığının Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 12. maddesinin Anayasa'ya aykırılığı nedeniyle itiraz yoluna başvurularak Anayasa Mahkemesi'ne gönderilmesi ve yürürlüğün durdurulması istemiyle açılmıştır. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun Dördüncü Kitabında, Deniz Ticareti Başlıklı Birinci Kısmında, Umumi Hükümlere yer verilmiş, 816.maddesinde, tahsis edildiği gayeye uygun olarak kullanılması, denizde hareket etmesi imkanına bağlı bulunan ve pek küçük olmayan her türlü teknenin gemi sayılacağı; Üçüncü Kısımda Gemi Sicili Başlıklı 839.maddesinde, Türk gemileri için hükümetin münasip göreceği yerlerde gemi sicilleri tutulacağı; gemi sicillerinin, liman reisliği nezdinde çalışan sicil memurları tarafından o yer asliye hukuk mahkemesinin nezareti altında tutulacağı; 26.maddenin 2.fıkrası hükmünün bu hususta da tatbik olunacağı; Medeni Kanunun 917.maddesinin gemi sicilleri hakkında da cari olduğu; 843. maddesinde, geminin ancak malikin veya maliklerinden birinin talebi üzerine gemi siciline tescil olunacağı; 845.maddesinde ise geminin tescili talebiyle birlikte Bağlama Limanının da aralarında bulunduğu hususların bildirileceği belirtilmiştir gün ve (mükerrer) sayılı Resmi Gazetede yayımlanan tarih ve 655 sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesiyle yürürlükten kaldırılan ancak,

24 işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan 491 sayılı Denizcilik Müsteşarlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin, Bağlama Kütüğü Başlıklı Ek 12.maddesinde, bağlama kütüğünün tutulması, liman başkanlarının ve belediyelerin yetki ve sorumlulukları, kayıt, terkin, ruhsatname düzenlemesi, idari para cezası verilmesi ve mali hükümler ile bu maddenin uygulanmasına dair diğer hususlara ilişkin usul ve esasların mali konularda Maliye Bakanlığının uygun görüşünü almak kaydıyla Denizcilik Müsteşarlığınca çıkarılacak yönetmelikte belirleneceği hüküm altına alınmıştır. 491 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye dayanılarak hazırlanan gün ve sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Bağlama Kütüğü Uygulama Yönetmeliğinin 4/a maddesinde, Bağlama Kütüğünün, Gemi, Deniz ve İç Su Aracının kaydedildiği, ana ve yardımcı kütüklerden oluşan elektronik kayıt sistemini ve Bağlama Kütüğü dosyasını ifade ettiği; 7. maddesinde Bağlama Kütüğünün tutulmasından liman başkanının yetkili ve sorumlu olduğu; liman başkanlığının yetki alanına girmeyen iç sularda yetki ve sorumluluğun ilgili Belediye Başkanına ait olduğu; Terkin Başlıklı 20.maddesinde, (1) Bağlama kütüğüne kayıtlı gemi, deniz ve iç su araçlarının bağlama kaydı; a) Kurtarılamayacak şekilde batması, b) Tamirinin mümkün veya ekonomik olmaması, c) Yurt dışına satılmış olması, ç) (Değişik:RG-24/4/201o-27561) Ticari olarak işletilen; 1) Gemi ve deniz araçlarının Türk Uluslararası Gemi Siciline kaydedilmesi, 2) Gemilerin tadilat sonucu tonilatosunun 18 groston ve üzerine çıkması, d) Başka bir bağlama kütüğüne nakledilmek istenilmesi, e) (Ek:RG-24/4/201o-27561) Özel kullanıma mahsus 18 groston üzerindeki gemilerin ticari kullanım amacıyla cins değişikliği, halinde malikinin talebi ile terkin edilir. (2) Yabancılar adına kayıtlı gemi, deniz ve iç su araçları, birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde belirtilen şartlar nedeniyle veya isteğe bağlı olarak terkin edilebilir. (3) Terkin; a) Ticari olarak işletilenlerde malik veya malikin onayı ile işleticinin talebi, b) Özel kullanıma mahsus olanlar veya yabancı uyruklular için malik veya vekilleri yahut kanuni temsilcilerinin talebi ile elektronik ortamda yapılır. (4) Terkin talebi birinci fıkrada belirtilen terkin sebeplerinin oluştuğu tarihten itibaren bir ay içinde yapılır. (5) Talebi alan başkanlık, terkin şartlarının oluşup oluşmadığını inceler. Talep uygun görülmez ise reddedilir. Terkin edilen gemi, deniz ve iç su aracı malikine terkin belgesi verilir. (6) Bağlama kütüğünden terkin edilen gemi, deniz ve iç su aracının bağlama kaydına ne sebepten terkin olduğu yazılarak, ''terkin edilmiştir" kaydı düşülür ve kayıt kapatılır. Terkin edilmiş kayıtlar elektronik sistemden silinmez ve bağlama kaydının aynı sıra sayısıyla muhafaza edilir. (7) Terkin için ibraz edilmesi gereken belgeler ile terkin belgesinin formunu ve terkin sonucunda kayıtların elektronik sistemde muhafazası için usul ve esasları İdare belirler. denilmiş, itirazlar Başlıklı 24. maddesinde, (1) Başkanlıklarca, bağlama kütüğü kapsamında yapılan iş ve işlemlere karşı ilgilisi veya bu iş ve işlemden hakları etkilenecek olanlar, işlemin öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içinde işlemi gerçekleştiren başkanlığa itiraz edebilir. Başkanlık, itirazı onbeş gün içinde inceler ve sonuçlandırır. (2) İtiraz kabul veya gerekçe gösterilmek suretiyle ret edilebilir. İtirazın kabul edildiği durumda, yapılan işlem itirazın mahiyetine göre değiştirilir ve keyfiyet diğer ilgililere tebliğ

25 edilir. İtirazın reddedildiği durumda, itiraz sahibinin genel hükümlere göre dava açma hakkı saklıdır. maddesine yer verilmiştir. Dosyanın incelenmesinden, davacının TT-MAT isimli teknesini İstanbul Limanı Bağlama Kütüğüne tarihinde numara ve 3949 sırasına kaydettirdiği ve ruhsatnamesinin düzenlendiği, tarihinde kayıttan terkinini istediği, isteğinin 5897 sayılı Denizcilik Müsteşarlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve Bağlama Kütüğü Uygulama Yönetmeliği kapsamında incelendiği ve Bağlama kütüğüne kayıtlı teknelerin terkin işleminin Yönetmeliğin 20.maddesindeki şartlardan birinin oluşması halinde yapılabileceği yolundaki Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü İstanbul Liman Başkanlığının gün ve 5850 sayılı işlemin iptali istemiyle iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, davacıya ait botun Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca gemi sayıldığı, gemi siciline kayıt yapılma zorunluluğu olduğu gibi, maliklerin ticaret veya özel kullanıma mahsus gemilerini bağlama kütüğüne kayıt yaptırma zorunluluğunun da bulunduğu, aynı Kanunun 845.maddesinde gemi sicilinin muhtevasında Bağlama Limanının da gösterilmesi gerektiğinin belirtildiği, dolayısıyla bağlama kütüklerinin gemi sicilinin içeriğinde yer alan bir sicil sistemi olduğu sonucunun doğduğu açıktır. Bu durumda, bağlama kütüğünün tutulduğu liman başkanlıkları veya belediye başkanlıklarınca, bağlama kütüğü kapsamında yapılan iş ve işlemlere karşı ilgililerince itirazda bulunulabileceği, itirazın reddedildiği durumlarda, itiraz sahibinin genel hükümlere göre dava açma hakkının saklı olduğu yolundaki yönetmelik hükmü gözetildiğinde, Türk Ticaret Kanunu ve Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca uyuşmazlığın adli yargı yerinin görevine girdiği sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle İstanbul 10. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İstanbul 10. İdare Mahkemesi nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi nin gün ve E:2010/402, K:2010/386 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2011/238 KARAR NO : 2012/63 KARAR TR : (Hukuk Bölümü) ÖZET : Davacılara ait taşınmazların imar planında çocuk bahçesi alanında ve yeşil alanda kalmasından dolayı uğranılan zararın tazmini istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. KARAR Davacılar : U. B., M. G., M. G., İ. B. Vekilleri : Av. H. K., Av. H. G. Davalı : Bağcılar Belediye Başkanlığı Vekili : Av. Ş. A. O L A Y: Davacılar vekili, Müvekkillerinin hissedarı oldukları İstanbul ili, Bağcılar İlçesi, Fevzi Çakmak Mahallesi 1033 ada, 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazların 1/1000 ölçekli uygulama imar planında park alanı olarak ayrıldığını, 1987 yılından bu yana çok uzun süredir park alanı olarak düzenleme yapılmadığını ve kamulaştırılmadığını, taşınmazda inşaat yapma

26 olanağı bulunmadığından kamulaştırmasız el atma şartlarının oluştuğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay Beşinci Hukuk Dairesi kararlarında, taşınmaza fiilen el atılmasa da imar planı gereğinin uzun yıllar yerine getirilmemesi halinde kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiğinin kabul edildiğini öne sürerek kamulaştırmasız el atma nedeniyle, metrekare ve değer yönünden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; dava tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte şimdilik ,00 TL nin davalı Belediyeden tahsiline, bedeli ödenen kısımların davalı lehine tapudan terkinine karar verilmesi istemiyle, tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır. Davalı vekilince, süresinde verilen ilk itiraz dilekçesinde, müvekkili idarenin idari niteliği ve varsa eylemlerinin de idari eylem niteliği taşıdığı ileri sürülerek görev itirazında bulunulmuştur. BAKIRKÖY 3.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: gün ve E:2011/160 sayı ile, davalı vekilinin yargı yolu itirazının, dava konusunun gerek Kamulaştırma Kanunu gerekse İmar Kanunu uyarınca adli yargının görevi kapsamında kalması nedeniyle reddine karar vermiştir. Davalı Belediye Başkanlığı vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığı'na gönderilmiştir. DANIŞTAY BAŞSAVCISI; Uygulama ve Öğreti'de, kamu idarelerinin, kamu hizmetinin yürütümü sırasında, kamu gücü kullanarak tek yanlı irade açıklamalarıyla yapmış oldukları işlemlerin, "idari işlem"; herhangi bir işlem ya da karara dayanmaksızın gerçekleştirdikleri maddi faaliyetleriyle, görevleriyle ilgili hareketsizliklerinin de, "idari eylem" olarak tanımlandığı; bu tanıma göre; idarelerin 3194 sayılı İmar Kanununun 8'inci maddesi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları ile bu planlara dayanılarak tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat gibi bireysel işlemlerin, "idari işlem"; bu imar planı uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları, bunun için gerekli zamanda gerçekleştirmemeleri; yani, bu konudaki hareketsizliklerinin de, idari eylem niteliği taşıdığı; her ne kadar, uyuşmazlık konusu parsellerin tasdik tarihli 1/1000 ölçekli revizyon imar planlarında "ağaçlandırılacak alan", tasdik tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "yeşil alan", onay tarihli 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ise çocuk bahçesi alanı olarak ayrılmış olması nedeniyle ve imar uygulama işlemi ile çocuk bahçesinden yer tahsis edilmiş bulunduğu iddiasıyla söz konusu taşınmazların bedellerinin tazminat olarak ödenmesi istemiyle açılan davada, davanın hukuksal dayanağı olarak, kamulaştırmasız el atma gösterilmiş ve dava dilekçesine eklenen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında da, imar planında ilköğretim tesisi alanına ayrılan taşınmaz yönünden kamulaştırmasız el atma olgusunun varlığı kabul edilmiş; yine, davacı tarafından dosyaya sunulan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında, 3194 sayılı Kanun'un 18'inci maddesine göre yapılan uygulamada davacıya tahsis edilen imar parselinin, imar planında lise alanı olarak ayrılması halinde kamulaştırmasız el atma koşullarının gerçekleştiği yönündeki mahkeme direnme kararı yerinde bulunmuş ise de; davacıların mülkiyet hakkına getirilen kısıtlama, yukarıda açıklandığı üzere, genel ve düzenleyici işlem olan imar planlarında ilgili taşınmazların sırasıyla ağaçlandırılacak alan, yeşil alan ve çocuk bahçesi alanı olarak gösterilmesinden, bu planlarda öngörülen kamulaştırma programlarının zamanında yapılmamasından ve imar uygulaması işleminden kaynaklandığında ihtilaf bulunmadığından; bu kısıtlama ve hareketsizlikten doğan zararın da idari işlem ve eylemden kaynaklandığının kabulünün gerektiği; bu bakımdan; davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinde yer alan yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları," hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesinin gerektiği; açıklanan nedenle, 2247 sayılı Yasa'nın

27 10'uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; Davacıların, İstanbul ili, Bağcılar ilçesi, Fevzi Çakmak Mahallesi 1033 ada 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazlarının 1/1000 ölçekli uygulama imar planında park alanı olarak ayrılması sonucu mülkiyet hakkını kullanamadığı, kamulaştırma yapılmadan beklenmesine rağmen imar plan değişikliği sonucu mülkiyet hakkı kullanımının engellenmesi sonucu hukuken kamulaştırmasız el atma koşullarının gerçekleşmesi nedeniyle tazminat talep ettiği davada; davalı idare tarafından görev itirazında bulunulması üzerine olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığının anlaşıldığı; Anayasa'nın 125/son madde ve fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğunun kurala bağlandığı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesi gereğince idari eylem ve işlemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılan tam yargı davalarının idari dava i arasında sayıldığı; dava konusu uyuşmazlıkta, idarenin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında bir işleminin bulunmaması karşısında, davanın anılan Kanun'un 14. maddesinde işaret edilen bedel artırma davası niteliğinde olduğunun kabulüne olanak bulunmadığı; uyuşmazlık konusu işlemin, 15/09/208 onay tarihli 1/1000 ölçekli imar planında çocuk parkı alanı olarak bırakıldığı, dava tarihine kadar herhangi bir kamulaştırma işlemi ya da fiilen el atmanın bulunmadığı, davaya konu idari eylemin, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun arazi ve arsa düzenlenmesine ilişkin 18. maddesinin uygulamasından kaynaklanmakta olduğu, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı Kanun'un 2/1-b maddesinde yer alan idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haktan doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesinin gerektiği; bu nedenle, Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasa'nın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/179 esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesinin gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü nün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU nun katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında: l-ilk İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idarenin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı'nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA nın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, Davacıların, İstanbul ili, Bağcılar İlçesi, Fevzi Çakmak Mahallesi 1033 ada, 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazlarına, imar planında park alanı olarak ayrılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığından bahisle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; dava

28 tarihinden itibaren işleyecek kanuni faizi ile birlikte şimdilik ,00 TL nin davalı idareden tahsili istemiyle açılmıştır sayılı İmar Kanunu nun Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması başlıklı 8. maddesinde; Planların hazırlanmasında ve yürürlüğe konulmasında aşağıda belirtilen esaslara uyulur. a) Bölge planları; sosyo - ekonomik gelişme eğilimlerini, yerleşmelerin gelişme potansiyelini, sektörel hedefleri, faaliyetlerin ve alt yapıların dağılımını belirlemek üzere hazırlanacak bölge planlarını, gerekli gördüğü hallerde Devlet Planlama Teşkilatı yapar veya yaptırır. b) İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik dördüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar. Belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerde yapılacak planlar valilik veya ilgilisince yapılır veya yaptırılır. Valilikçe uygun görüldüğü takdirde onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik üçüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Onay tarihinden itibaren valilikçe tespit edilen ilan yerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. İtirazlar valiliğe yapılır, valilik itirazları ve planları onbeş gün içerisinde inceleyerek kesin karara bağlar. Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir. Kesinleşen imar planlarının bir kopyası, Bakanlığa gönderilir. İmar planları alenidir. Bu aleniyeti sağlamak ilgili idarelerin görevidir. Belediye Başkanlığı ve mülki amirlikler, imar planının tamamını veya bir kısmını kopyalar veya kitapçıklar haline getirip çoğaltarak tespit edilecek ücret karşılığında isteyenlere verir. c) (Ek: 3/7/ /25 md.) Tarım arazileri, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda belirtilen izinler alınmadan tarımsal amaç dışında kullanılmak üzere plânlanamaz. hükmüne yer verilmiştir. Dava dosyasında bulunan Bağcılar Belediye Başkanlığı, Plan ve Proje Müdürlüğünün gün ve 2715 sayılı yazısının incelenmesinden; davaya konu edilen İstanbul ili, Bağcılar İlçesi, Fevzi Çakmak Mahallesi 1033 ada, 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazların, onay tarihli 1/1000 ölçekli Revizyon İmar Planında ağaçlandırılacak yeşil alan fonksiyonunu sürdürdüğü, bu plana istinaden yapılan onay tarihli 1/1000 ölçekli Revizyon İmar Planında söz konusu parsellerin yeşil alanda kaldığı, mer i plan olan onay tarihli 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planında ve bu plana istinaden hazırlanan onay tarihli 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında yeşil alanda kaldığı ifade edilmiş; aynı Müdürlüğün gün ve 1908 sayılı yazısında söz konusu parsellerin imar planında çocuk bahçesi alanında kaldığı anlaşılmıştır. Olayda, imar planının uygulaması sonucu, uyuşmazlığa konu parsellerin imar planında park alanında kaldığı, uzun süredir park alanı olarak düzenleme yapılmadığı, kamulaştırılmadığı, taşınmazda inşaat yapma olanağı bulunmadığı; kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmazın bedelinin ödenilmesi gerektiğinin iddia edildiği; davanın konusunun, davalı idarece 3194 sayılı Kanunu uyarınca kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan imar planlarında yeşil alan olarak yer alan davacılara ait taşınmazın bedelinin tazminine ilişkin bulunduğu anlaşılmış olup, belirtilen duruma göre, imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı İdari

29 Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenle, Danıştay Başsavcısı nın başvurusunun kabulü ile Bağcılar Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının, Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalı vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesi nin gün ve E:2011/160 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2011/243 KARAR NO : 2012/64 KARAR TR : (Hukuk Bölümü) ÖZET : 2981/3290 sayılı Kanun gereğince tesis edilen idari nitelikteki uygulama işlemlerinden doğan zararın tazmini istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. KARAR Davacı : O. A. Vekili : Av. D. D. Davalı : Bağcılar Belediye Başkanlığı Vekili : Av. Ş. A. O L A Y: Davacı vekili; müvekkilinin, İstanbul ili, Bağcılar ilçesi, 12 pafta, 880 parsel sayılı 6620 m2 miktarlı taşınmazda 124/6620 oranında hissedar bulunmakta iken, taşınmazın davalı idarece 2981 ve 3290 sayılı kanunlar çerçevesinde 18. madde uyarınca imar uygulamasına tabi tutulduğunu, müvekkiline İstanbul ili, Bağcılar ilçesi, 1677 ada, 9 parsel sayılı 230 m2 miktarlı taşınmazdan 46 m2 hisse verildiğini; müvekkiline düzenleme ortaklık payı düşüldükten sonra verilmesi gereken hisseden daha az miktar hisse verilmiş olduğunu; bu şekilde, düzenleme ortaklık payının mahsubu ile verilmesi gereken paydan daha az pay verilmesi ve kesilen bu pay yönünden kamulaştırma işlemleri yapılmamış olması nedeni ile, kamulaştırmasız el atma koşullarının oluştuğunu iddia ederek, sonuç itibariyle; kamulaştırmasız el atılmasından dolayı fazlaya ait talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.00,00 YTL nin davalı idareden yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesi istemiyle, tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır. Davalı Belediye vekilince, birinci savunma dilekçesinde, davacı hakkında tesis edilen idari işlemle ilgili olarak açılan davaya bakma görevinin idare mahkemelerine ait olduğu öne sürülerek görev itirazında bulunulmuştur. Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesi: gün ve E:2009/83, K:2009/329 sayı ile, Davacı vekili her ne kadar müvekkilinin hissedar olduğu dava konusu İstanbul ili, Bağcılar ilçesi, 12 Pafta, 880 Parsel sayılı taşınmazın davalı idarece İmar Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca imar uygulamasına tabi tutulduğunu ve kendilerine 46 m2 hisse verildiğini, müvekkiline ortaklık payının mahsubu ile verilmesi gereken paydan daha az pay verilmesi ve herhangi bir kamulaştırma işlemi yapılmaması nedeniyle kamulaştırmasız el atma koşullarının oluştuğundan bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydıyla ,00 TL tazminatın davalıdan yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş ise de, davacının talebinin imar uygulamasında yasaya aykırı idari işleme dayalı olması, talebin mahkemelerinin görevine giren imar uygulaması sırasında bedele dönüştürülen payın

30 arttırılmasına ilişkin bulunmaması, tamamen idari yargının görevine giren tam yargı davası niteliğinde bulunduğunun anlaşılması karşısında yargı yolu bakımından mahkemelerinin görevsizliğine karar vermiş; davacı vekilinin temyiz etmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesi: gün ve E: 2010/9188, K:2010/16674 sayı ile, dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu edilen kadastral 12 pafta, 880 parsel sayılı taşınmazın, Bağcılar Belediye Başkanlığı tarafından 1992 yılında imar uygulamasına tabi tutularak, davacıya ait 124 m2'lik hissesine karşılık 1667 ada 9 parsel sayılı taşınmazdan 46 m 2'lik hisse verildiği, düzenleme ortaklık payı karşılığının fazla alındığının anlaşıldığı; bu durumda, davacının imar uygulaması sırasında yok edilen 34,6 metrekarelik hissesi ile ilgili talebinin, kamulaştırmasız el atma sonucu meydana getirilen zararın tazmini olarak nitelendirilip, gün ve 17/15 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, davaya bakmanın adli yargının görevi dahilinde olduğu gözetilerek, işin esasına girilip talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken; yasal olmayan gerekçelerle davanın görev yönünden reddine karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir. BAKIRKÖY 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: gün ve E:2010/565 sayı ile, görev hususunda yerel mahkemelerin direnme hakkı bulunmadığından, usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin gün ve sayılı bozma ilamına uyulmasına karar vermiştir. Davalı vekilince, süresinde verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir. DANIŞTAY BAŞSAVCISI; olayda, davacıya ait taşınmaza imar uygulaması nedeniyle el atılmış olmasından dolayı bir bedel ödenip ödenmeyeceğine ve sonuçta bir idari işlem olan imar uygulamasından doğan zararın tazminine ilişkin bulunan davanın, kamu mevzuatı hükümleri çerçevesinde ve kamu gücü kullanılarak tesis edilen idari işlem ve eylemden kaynaklanan bir uyuşmazlığı konu edilmiş olduğundan; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinde yer alan, "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesinin gerektiği; bu bakımdan, imar uygulaması sonucunda uğranıldığı öne sürülen zararın tazminine ilişkin bulunan dava konusu uyuşmazlığın, imar mevzuatı hükümleri çerçevesinde idari yargı yerinde çözümlenmesinin görev ayrımına ilişkin kurallara uygun bulunduğu gerekçesiyle; 2247 sayılı yasanın 10' uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa nın 13. maddesine göre, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısından yazılı düşüncesi istenilmiştir. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; davanın konusunun, imar mevzuatı hükümleri gereğince yapılan imar planları çerçevesinde, davacının hisseder olduğu taşınmazdaki hissesi karşılığında düzenleme ortaklık payı olarak verilen 46 m2 lik hisse miktarının az olduğu ve aradaki farkın davalı tarafından tazmin edilmesine ilişkin bulunduğu; dava konusu düzenleme ortaklık payı verilmesine ilişkin işlemin dayanağını oluşturan 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesi 1 fıkrasında "İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır." hükmü ile tesis edilen işlemin kamulaştırmasız el atma temelinde ele alınamayacağının anlaşıldığı; Anayasa'nın 125/son madde ve fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü

31 bulunduğunun kurala bağlandığı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesi gereğince idari eylem ve işlemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılan tam yargı davalarının idari dava i arasında sayıldığı; dava konusu uyuşmazlıkta, idarenin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında bir işleminin bulunmaması karşısında, davanın anılan Kanun'un 14. maddesinde işaret edilen bedel artırma davası niteliğinde olduğunun kabulüne olanak bulunmadığı gerekçesiyle; Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasa'nın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/565 esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü nün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU nun katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında: l-ilk İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, Davalı vekilince anılan Yasa nın 10. maddesinde öngörülen yönteme uygun şekilde görev itirazında bulunulduğu ve Mahkemece, Yargıtay bozma kararına uyulmasına karar verilmesi üzerine 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine, Danıştay Başsavcılığı tarafından olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmakta olup, esasın incelenmesine oy birliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA nın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, davacının maliki ve hissedarı olduğu taşınmazdaki hisse miktarının, düzenleme ortaklık payının mahsubu nedeniyle düşürüldüğü, kamulaştırmasız el atma koşullarının oluştuğu iddiasıyla; fazlaya ait talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.00,00TL nin davalı idareden yasal faizi ile birlikte tahsili istemiyle açılmıştır sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun, imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ve inşa halindeki bütün yapılar hakkında uygulanacak işlemleri düzenlemek ve bu işlemlere dair müracaat, tespit, değerlendirme, uygulama ve duyuru esaslarını ve ilgili diğer hususları belirlemek amacını taşımakta olup, valilik veya belediyelerce yetki ve sorumluluk alanlarında ıslah imar düzenlemeleri yapılmak suretiyle, yeniden gecekondu yapılmasının önlenmesi için temin edilecek arsaların ve muhafazası mümkün görülen gecekonduların Yasada öngörülen usul ve esaslara göre hak sahipliği belirlenen kişilere verilmesine olanak sağlamıştır. Bu doğrultuda yapılan ıslah imar planlaması çerçevesinde, Yasada öngörülen usul ve koşullara uygunluğu saptananlara hak sahipliği ölçütüne dayalı olarak idarece arsa veya hisse tahsis edilmekte ve tapu verilmektedir. Ayrıca, 2981 sayılı Yasanın 3290 sayılı Yasa ile değişik 10. maddesinin (c) bendinde, İmar mevzuatına aykırı bina yapılmış, hisseli arsa ve araziler veya özel parselasyona dayalı arazilerde, imar adası veya parseli olabilecek büyüklükteki alanlarda, binalı veya binasız arsa ve arazileri birbirleriyle, yol fazlalarıyla veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerle birleştirmeye bunları yeniden ada ve parsellere ayırmaya, yapılara yeniden doğan imar ada veya parseli içinde kalanları yapı sahiplerine, yapı olmayanları diğer hisse sahiplerine müstakil veya hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre vermeye, bunlar adına tescil ettirmeye ve tescil işlemi dışında kalanların hisselerini 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa göre tespit edilecek bedeli peşin ödenmek veya parsel sahipleri aleyhine kanuni ipotek tesis

32 edilerek, tapu sicilinden terkin ettirmeye belediye veya valilikler resen yetkilidir.. hükmü yer almıştır. Dosyada bulunan Bağcılar Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü nün gün ve 2971 sayılı yazısında; İstanbul ili, Bağcılar ilçesi, Fatih Mahallesi eski 12 pafta 880 sayılı kadastral parseli de kapsayan alanda Bakırköy Belediyesince 2981/3290 sayılı yasaya göre ifraz yapılmış ve Tapu Sicil Müdürlüğü'nce de tescil edilmiş olduğu; tescil edilen ifraz işleminden sonra söz konusu yerde ilgililerin itirazı üzerine Bakırköy Belediyesince tarih ve 5974 sayılı Encümen Kararı ile düzeltme işlemi yapıldığı, bu düzeltme işleminde davacıya 230 m2 miktarındaki 158 ada 9 parselden 46/230 hisse tescil edilmiş, verilemeyen yer için TL tutarında bedel takdir edilmiş olduğu; davacının, ifrazlı tapusunu almak için tarih ve 1576 sayılı dilekçe ile belediyeye müracaat ettiği, davacıya eksik verilen yer için takdir edilen bedelin ödenmesi hususunda tarih ve 1576 sayılı ödeme yazısının elden imza karşılığı verildiği; tarihli banka hesap ekstresine göre davacının bu bedeli tarihinde aldığı ifade edilmiştir. Olayda uyuşmazlığın, davacının 124 m² hisseli taşınmazının bulunduğu kadastral parselde 2981 ve 3290 sayılı yasalara göre yapılan imar uygulaması sonucu, davacı adına bir başka parselde tescil edilen 46 m² hisseli taşınmaza ilişkin olarak takdir edilen miktarın düşüklüğünden kaynaklandığı; bunun ise kamu gücüne dayalı, resen ve tek yanlı olarak tesis edilen bir idari işlem niteliğini taşıdığı kuşkusuzdur. Her ne kadar, davacı vekili tarafından kamulaştırmasız el atma nedeniyle taşınmaz bedelinin ödenmesi istemiyle dava açılmış ise de; olayda, davalı idarenin kanuna aykırı olarak ferdin taşınmazını elinden alması ya da kanunla getirilen sınırlamalar dışında malikin tasarrufunu engellemesi söz konusu olmadığına göre, kamulaştırmasız el atmanın varlığından söz edilemeyeceği gibi, ortada bedel artırımı, mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiilden doğan zararların tazmini kapsamında bir dava da bulunmamaktadır sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu nun 2/1-b maddesinde, "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" idari dava i arasında sayılmıştır. Bu durumda, 2981 sayılı Kanun gereğince tesis edilen idari nitelikteki uygulama işlemlerinden doğduğu anlaşılan uyuşmazlığın görüm ve çözümünde idari yargı görevli bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı nın başvurusunun kabulü ile Bağcılar Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının, Bakırköy 3.Asliye Hukuk Mahkemesi nce (Yargıtay bozma kararına uyulması suretiyle) reddine ilişkin kararının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcılığınca yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile, davalı vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesi nin gün ve E:2010/565 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2011/265 KARAR NO : 2012/65 KARAR TR : (Hukuk Bölümü) ÖZET : 2872 sayılı Kanun un 20/j maddesine aykırılık nedeniyle Cumhuriyet Savcısı tarafından verilen idari yaptırım kararının kaldırılması istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. KARAR

33 Davacı : Roza Endüstri Ürünleri Kozmetik Bilg. San. Tic. Ltd. Şti. Vekilleri : Av. A. Ç., Av. E. K., Av. S. Ç. Davalı : Ankara Valiliği İl Çevre ve Orman Müdürlüğü OLAY : Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara Kabahatler Bürosu nun tarihli, Kabahat Defteri No:2011/1834, Karar Numarası: 2011/1713 sayılı İdari Yaptırım Kararı ile, atık malzemelerin boş araziye terk edilmesi nedeniyle 2872 Çevre Kanununa aykırı kabahatin işlendiği; işlenen kabahat eylemi nedeni ile işlem yapılıp soruşturma sonucunda tespit tutanağı düzenlenerek suç duyurusunda bulunulduğu belirtilerek, eylemin 2872 sayılı Kanun un 20/j maddesine temas ettiği, 5252 sayılı TCK nın yürürlüğüne ilişkin Kanun un 7.maddesi, VUK nun 298.maddesindeki yeniden değerlendirme oranında artırım ile hesaplanan, ,00TL idari para cezasının ödenmesi hususu davacı Şirkete tebliğ edilmiştir. Davacı vekili, söz konusu idari para cezasının kaldırılması istemiyle adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur. ANKARA 7. SULH CEZA MAHKEMESİ: gün ve Değ. İş No: 2011/426 sayı ile, muteriz Roza Endüstri Ltd. Şti. vekili marifetiyle muhatap Ankara Valiliği İl Çevre ve Orman Müdürlüğü aleyhine 05/05/2011 tarihinde ikame etmiş olduğu dava ile, davalı kurum tarafından yapılan denetim sonucu Ankara. C. Başsavcılığınca hakkında verilen idari para cezasının usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle kaldırılması talebinde bulunduğu; muteriz itiraz dilekçesi içeriğinde, Ankara C. Başsavcılığı tarafından 2872 Sayılı Yasanın 20/g ve j Maddesi gereğince hakkında verilen idari para cezasının usul ve yasaya aykırı olduğunu zira söz konusu atıldığı iddia olunan atıkların taraflarından gerçekleştirilmediği belirtilerek talepte bulunulduğunun anlaşıldığı; itiraz dilekçesi üzerine söz konusu idari yaptırım kararına ilişkin dosyanın C. Savcılığından dosyalarına gönderildiği, yapılan incelemede muteriz kurum tarafından 2872 Sayılı Yasanın 20. Maddesinin g ve j bentlerine aykırılıktan dolayı idari para cezası verildiği görülmekle aynı Yasanın 25/2. maddesi gereği itiraza bakmaya İdare Mahkemesi nin yetkili olduğunun anlaşıldığı(uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2133 Esas, 144 Karar, 02110/2006 tarih/ Esas 2007/79, 2007/95 Karar tarihli örnek kararlar), 5326 Sayılı Yasanın 23. maddesi de nazara alınmak suretiyle dilekçenin görev yönünden reddine karar verildiği gerekçesiyle; itiraza bakmakla İdare Mahkemesi görevli olduğundan dilekçenin görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir. Davacı vekili bu kez, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı nın 2011/1834 Kabahat numaralı dosyasında yapılan inceleme sonucu 2011/1713 sayılı Karar ile müvekkili şirket aleyhine tesis edilen haksız ve hukuka aykırı işlemin iptali ile ,00 TL tutarındaki İdari Para Cezasının terkinine karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır. ANKARA 13.İDARE MAHKEMESİ: gün ve E: 2011/1649 sayı ile, 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 12.maddesinin 1. fıkrasında; "Bu Kanun hükümlerine uyulup uyulmadığını denetleme yetkisi Bakanlığa aittir. Gerektiğinde bu yetki, Bakanlıkça; il özel idarelerine, çevre denetim birimlerini kuran belediye başkanlıklarına, Denizcilik Müsteşarlığına, Sahil Güvenlik Komutanlığına, tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre belirlenen denetleme görevlilerine devredilir. Denetimler, Bakanlığın belirlediği denetim usül ve esasları çerçevesinde yapılır."hükmüne, 24.maddesinde; "Bu Kanunda öngörülen idari yaptırım kararlarını verme yetkisi Bakanlığa aittir. Bu yetki, 12 nci maddenin birinci fıkrası uyarınca denetim yetkisinin devredildiği kurum ve merciler tarafından da kullanılır. Bu Kanunda öngörülen idari yaptırım kararları Bakanlık merkez teşkilatında genel müdürler, taşra teşkilatında il çevre ve orman müdürlerince verilir."hükmüne, 25.maddesinin 2.fıkrasında; İdari yaptırım kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde idare mahkemesinde dava açılabilir."hükmüne yer verilmiş olduğu; 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun "Cumhuriyet Savcısının Karar Verme Yetkisi"

34 başlıklı 23.maddesinde; "(1) Cumhuriyet savcısı, kanunda açıkça hüküm bulunan hallerde bir kabahat dolayısıyla idari yaptırım kararı vermeye yetkilidir.(2) Bir suç dolayısıyla başlatılan soruşturma kapsamında bir kabahatin işlendiğini öğrenmesi halinde Cumhuriyet savcısı durumu ilgili kamu kurum ve kuruluşuna bildirebileceği gibi, kendisi de idari yaptırım kararı verebilir.(3) Soruşturma konusu fiilin kabahat oluşturduğunun anlaşılması halinde Cumhuriyet savcısı bu nedenle idari yaptırım kararı verir. Ancak, bunun için ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından idari yaptırım kararı verilmemiş olması gerekir."hükmü, "Başvuru Yolu" başlıklı 27.maddesinin 1.fıkrasında; "İdari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir."hükmüne yer verildiği; adli yargının bir kolu olan Cumhuriyet savcılarının idari para cezası verme yetkisini 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'ndan aldığı, bu kanun uyarınca verilen idari para cezalarına karşı sulh ceza mahkemesine dava açılmasının öngörüldüğü, uygulamada cumhuriyet savcıları tarafından tesis edilen işlemlerin adli yargıdaki mahkemelerce denetlendiği, uygun bulunmayan işlemlerin yine bu merciler tarafından iptal edilmekte olduğu, adli yargının bir kolu olan cumhuriyet savcılarınca verilen kararların idari yargı mercilerince incelenmesinin mümkün bulunmadığı, sadece adli yargı makamlarınca, bir başka ifadeyle adli yargı adalet komisyonu tarafından verilen idari nitelikli kararların özel kanunlarda aksi bir hüküm olmaması halinde idari yargı mercilerince incelenebileceği; bu durumda, her ne kadar idari yaptırım kararının çevre Kanunu uyarınca tesis edildiği belirtilmiş ise de, idari yaptırım kararı verme yetkisini Kabahatler Kanunu'ndan alan Cumhuriyet savcısı tarafından verilen idari yaptırım kararının iptali isteminin sulh ceza mahkemesi tarafından değerlendirilmesi gerektiği, çevre Kanunu'nun yukarıda yer verilen maddesi uyarınca işlem tesis edip edemeyeceği hususunun da anılan mahkemece ayrıca incelenmesi gerektiği açık olduğundan, uyuşmazlıkta mahkemelerinin görevli bulunmadığı gerekçesiyle; adli yargının görev alanına giren davada Mahkemelerinin görevli olmadığına, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi ne gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda uyuşmazlık mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü nün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU nun katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında: l-ilk İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre: Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu nun günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ceza uyuşmazlıkları ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının hukuk uyuşmazlığı sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ceza davası olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği... açıkça belirtilmiştir.

35 Bu durum gözetildiğinde, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur. İdare mahkemesince, 2247 sayılı Yasa nın 19. maddesinde öngörülen durumun aksine, adli yargı kararının kesinleşme durumu açıklığa kavuşturulmadan ve önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası temin edilmeden Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulduğu görülmekte ise de; Başkanlık yazısıyla, adli yargı kararının kesinleşme durumunu gösteren onaylı bir örneğinin Mahkemesinden istenildiği ve sonuçta usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA nın, davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, 2872 sayılı Kanun un 20/j maddesine aykırılık nedeniyle Cumhuriyet Savcısı tarafından verilen idari yaptırım kararının kaldırılması istemiyle açılmıştır sayılı Çevre Kanunu nun İdari nitelikteki cezalar başlıklı 20.maddesinde, (Değişik: 26/4/ /14 md.) İdarî nitelikteki cezalar şunlardır: ( ) j) Kanunda ve yönetmelikte öngörülen yasaklara veya standartlara aykırı olarak veya önlemleri almadan atıkları toprağa verenlere Türk Lirası idarî para cezası verilir. ( ) Bu maddenin uygulamasında Türk Ceza Kanunu ile diğer kanunların, fiilin suç oluşturması haline ilişkin hükümleri saklıdır. ; aynı Kanun un, İdarî yaptırımların uygulanması, tahsil usûlü ve itiraz başlıklı 25. maddesinde, Değişik: 26/4/ /17 md.) Bu Kanunda öngörülen idarî yaptırımların uygulanmasını gerektiren fiillerle ilgili olarak yetkili denetleme elemanlarınca bir tutanak tanzim edilir. Bu tutanak denetleme elemanlarının bağlı bulunduğu ve idarî yaptırım kararını vermeye yetkili mercie intikal ettirilir. Bu merci, tutanağı değerlendirerek gerekli idarî yaptırım kararını verir. İdarî yaptırım kararı, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre idarî yaptırım kararını veren merci tarafından ilgiliye tebliğ edilir. İdarî yaptırım kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde idare mahkemesinde dava açılabilir. Dava açmış olmak idarece verilen cezanın tahsilini durdurmaz. İdarî para cezalarının tahsil usûlü hakkında 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri uygulanır. Ceza vermeye yetkili kurum ve merciler tarafından tahsil edilen idarî para cezaları, Maliye Bakanlığından izin alınarak Bakanlıkça bastırılan ve dağıtılan makbuz karşılığında tahsil edilir. Bu Kanuna göre verilecek idarî para cezalarında ihlalin tespiti ve cezanın kesilmesi usûlleri ile ceza uygulamasında kullanılacak makbuzların şekli, dağıtımı ve kontrolüne ilişkin usûl ve esaslar Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenir. hükümlerine yer verilmiştir. Uyuşmazlık Mahkemesince, 2872 sayılı Yasa nın 20. maddesine göre verilen idari para cezasına karşı yapılan itirazın görüm ve çözümünde; 5326 sayılı Kabahatler Kanunu nun 3. maddesi ve 2872 sayılı Yasa da bu cezalara karşı idare mahkemesinde dava açılabileceğinin belirtilmesi karşısında, idari yargı yerinin görevli olduğu kabul edilmektedir. Ancak bakılan davada, idari yaptırım kararının Cumhuriyet Savcısı tarafından verildiği dikkate alındığında yeniden değerlendirme yapılması gerekmektedir.

36 gün ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun un Hafif hapis ve hafif para cezalarının idari para cezasına dönüştürülmesi başlığını taşıyan 7. maddesinde(değişik: /3 md.), (1) Kanunlarda, "hafif hapis" veya "hafif para" cezası olarak öngörülen yaptırımlar, idari para cezasına dönüştürülmüştür. İdari para cezasının hesaplanmasında 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 52 nci maddesi hükümleri uygulanır. İlgili kanunda "hafif hapis" cezasının üst sınırının belirtilmediği hallerde, idari para cezasının hesaplanmasında esas alınacak gün sayısının üst sınırı, yediyüzotuzdur. (2) Kanunlarda, "hafif hapis cezası" ile "hafif para cezası"nın seçimlik olarak veya birlikte öngörüldüğü hallerde, idari para cezası yaptırımının belirlenmesinde "hafif hapis cezası" esas alınır. (3) Kanunlarda, sadece "hafif para cezası"nın öngörüldüğü ve cezanın alt veya üst sınırının belirtilmediği hallerde, idari para cezası, yüzyirmimilyon Türk Lirasından az, onsekizmilyar Türk Lirasından fazla olamaz. (4) Bu madde hükmüne göre idari para cezasına karar vermeye Cumhuriyet savcısı yetkilidir hükmüne yer verilmiştir. Olayda, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Ankara Kabahatler Bürosu nun tarihli, Kabahat Defteri No:2011/1834, Karar Numarası: 2011/1713 sayılı İdari Yaptırım Kararı ile, atık malzemelerin boş araziye terk edilmesi nedeniyle 2872 Çevre Kanununa aykırı kabahatin işlendiği; işlenen kabahat eylemi nedeni ile işlem yapılıp soruşturma sonucunda tespit tutanağı düzenlenerek suç duyurusunda bulunulduğu belirtilerek, eylemin 2872 sayılı Kanun un 20/j maddesine temas ettiği, 5252 sayılı TCK nın yürürlüğüne ilişkin Kanun un 7.maddesi, VUK nun 298.maddesindeki yeniden değerlendirme oranında artırım ile hesaplanan, ,00TL idari para cezasının ödenmesi hususunun davacı Şirkete tebliğ edildiği anlaşılmıştır tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu nun 3. maddesini değiştiren günlü, 5560 sayılı Yasa nın 31. maddesinde " (1) Bu Kanunun; a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında, uygulanır." denilmiştir tarihinde yürürlüğe giren bu düzenlemeye göre, Kabahatler Kanunu nun; idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır. Ancak, 5326 sayılı Kanun un "Cumhuriyet Savcısının Karar Verme Yetkisi" başlıklı 23. maddesinde, "(1) Cumhuriyet savcısı, kanunda açıkça hüküm bulunan hallerde bir kabahat dolayısıyla idari yaptırım kararı vermeye yetkilidir. (2) Bir suç dolayısıyla başlatılan soruşturma kapsamında bir kabahatin işlendiğini öğrenmesi halinde Cumhuriyet savcısı durumu ilgili kamu kurum ve kuruluşuna bildirebileceği gibi, kendisi de idari yaptırım kararı verebilir. (3) Soruşturma konusu fiilin kabahat oluşturduğunun anlaşılması halinde Cumhuriyet savcısı bu nedenle idari yaptırım kararı verir. Ancak, bunun için ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından idari yaptırım kararı verilmemiş olması gerekir.", "Başvuru Yolu" başlıklı 27. maddesinde (1) İdarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idarî yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idarî yaptırım kararı kesinleşir. / (2) Mücbir sebebin varlığı dolayısıyla bu sürenin geçirilmiş olması halinde bu sebebin ortadan kalktığı tarihten itibaren en geç yedi gün içinde karara karşı başvuruda bulunulabilir. Bu başvuru, kararın

37 kesinleşmesini engellemez; ancak, mahkeme yerine getirmeyi durdurabilir. / (3) Başvuru, bizzat kanunî temsilci veya avukat tarafından sulh ceza mahkemesine verilecek bir dilekçe ile yapılır. Başvuru dilekçesi, iki nüsha olarak verilir. / (4) Başvuru dilekçesinde, idarî yaptırım kararına ilişkin bilgiler, bu karara karşı ileri sürülen deliller açık bir şekilde gösterilir. Dilekçede ayrıca, başvurunun süresinde yapılmasını engelleyen mücbir sebep dayanaklarıyla gösterilir. / (5) (Değişik: 6/12/ /34 md.) İdarî yaptırım kararının mahkeme tarafından verilmesi halinde, bu karara karşı ancak itiraz yoluna gidilebilir. / (6) (Ek: 6/12/ /34 md.) Soruşturma konusu fiilin suç değil de kabahat oluşturduğu gerekçesiyle idarî yaptırım kararı verilmesi halinde; kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz edildiği takdirde, idarî yaptırım kararına karşı başvuru da bu itiraz merciinde incelenir. / (7) (Ek: 6/12/ /34 md.) Kovuşturma konusu fiilin suç değil de kabahat oluşturduğu gerekçesiyle idarî yaptırım kararı verilmesi halinde; fiilin suç oluşturmaması nedeniyle verilen beraat kararına karşı kanun yoluna gidildiği takdirde, idarî yaptırım kararına karşı itiraz da bu kanun yolu merciinde incelenir. / (8) (Ek: 6/12/ /34 md.) İdarî yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idarî yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idarî yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddiaları bu işlemin iptali talebiyle birlikte idarî yargı merciinde görülür. denilmiştir. Kabahatler Kanununun 23. ve 27.maddeleri birlikte irdelendiğinde; belli şartlar altında Cumhuriyet Savcıları'na da idari yaptırım kararı verebilme yetkisinin tanındığı, özellikle soruşturma konusu fiilin kabahat oluşturduğunun anlaşılması halinde Cumhuriyet savcısının ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından idari yaptırım kararı verilmemiş olması koşuluyla idari yaptırım kararı verebileceği, bu karara karşı kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabileceği, Cumhuriyet Savcısının soruşturma konusu fiilin suç değil de kabahat oluşturduğu gerekçesiyle idarî yaptırım kararı vermesi halinde kovuşturmaya yer olmadığı kararına itiraz edildiği takdirde idarî yaptırım kararına karşı başvurunun da bu itiraz merciinde inceleneceği anlaşılmaktadır. İncelenen uyuşmazlıkta, 2872 sayılı Kanun un 20/j maddesinin ihlal edildiği nedeniyle suç duyurusunda bulunulduğundan bahisle 5252 sayılı Kanun un 7. maddesi de dikkate alınarak davacı şirkete Cumhuriyet Savcısı tarafından ,00TL idari para cezası verilmiştir. Buna göre, dava konusu olayda; idari yaptırım kararının idari makam ve mercilerce değil de soruşturma konusu fiilin suç olmayıp kabahat olarak değerlendirilmesi sonucu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca verildiği dikkate alındığında, kararın idari işlemden çok, yargısal nitelikte bir yetkinin kullanılması sonucu verilen ceza niteliğini taşıdığı açık olduğundan, davanın çözümünün, Kabahatler Kanununu hükümleri uyarınca adli yargı yerine ait olduğu sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesince yapılan başvurunun kabulü ile Sulh Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 13.İdare Mahkemesi nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 7. Sulh Ceza Mahkemesi nce verilen gün ve Değ. İş No: 2011/426 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2012/6 KARAR NO : 2012/66 KARAR TR : (Hukuk Bölümü)

38 ÖZET : 2547 sayılı Yasanın 35. maddesi uyarınca başka bir üniversitede görevlendirilen davacının taahhüt ve kefalet senedinin iptali istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. KARAR Davacı : D. K. Davalı : Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörlüğü Vekili : Av. M. F. P. O L A Y: Abant İzzet Baysal Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalında araştırma görevlisi olarak görev yapmakta olan davacı, tarihi itibariyle lisansüstü eğitim yapmak üzere 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 35.maddesi uyarınca kadrosu Ortadoğu Teknik Üniversitesi ne tahsisi yapılarak atanmış, taahhüt ve kefalet senedini imzalamıştır. Davacı, günlü dilekçesi ile davalı idareye başvurarak, yüksek lisans ve doktorayı müteakip mecburi hizmet içeren, aksi halde tazminat borcu yükleyen kefalet senedinin tarafında iadesini talep ederek, herhangi bir mecburi hizmet yükümlülüğü bulunmadığının bildirilmesini talep etmiştir. Davalı idare, gün ve 7688 sayılı işlemle, 2547 sayılı Yasanın 35.ve Bir Üniversite Adına Bir Diğer Üniversitede Lisansüstü Eğitim Gören Araştırma Görevlileri Hakkındaki Yönetmeliğin 4.maddesinden sözederek, belirtilen kurallar kapsamında davacının başvuru dilekçesine yapılacak herhangi bir işlem bulunmadığını belirtilmiştir. Davacı, gerek 2547 sayılı Yasanın 35. ve gerekse 657 sayılı Yasanın Ek 35. Maddelerinden sözederek, davalı Üniversite tarafından kendisine mecburi hizmet ve tazminat yükümlülüğü getiren noter onaylı taahhüt ve kefalet senedinin geçerli olmadığını ileri sürerek, davalı idarece mecburi hizmet ve tazminat borcunun kaldırılmasına yönelik başvurusunun karşılanamayacağı yönünde tesis edilen gün ve 7688 sayılı işlemin iptali ve mecburi hizmet yükümlülüğü ile tazminat borcunun kaldırılması istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır. Davalı idare vekili birinci savunma dilekçesinde, uyuşmazlık konusunun adli yargının görev alanına girdiğini ileri sürerek, görev itirazında bulunmuştur. SAKARYA 2. İDARE MAHKEMESİ: gün ve E: 2010/1283 sayı ile; 2577 sayılı Yasanın 2. maddesinde; İdari dava inin, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı açılan iptal davaları; idari işlem ve eylemlerden dolayı kişisel haklan doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları; kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı açılan davalar olarak sayıldığı; idari yargının idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimini yapmakla görevli olduğunun kurala bağlandığı; idarenin, idare hukuku alanında kamu gücüne dayalı olarak re-sen ve tek yanlı irade açıklaması sonucu tesis etmiş olduğu işlemlere, hukuk alanında yeni durumlar oluşturmasıyla idari işlem kimliği kazandırmakta ve kural olarak bu işlemlerin özel yasal düzenlemeler dışında, idari yargı denetimine tabi bulunduğu; dosyanın incelenmesinden, Abant İzzet Baysal Üniversitesinde araştırma görevlisi olarak görev yapmakta iken, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca davalı idare adına Ortadoğu Teknik Üniversitesi nde lisansüstü eğitim (doktora) yapmak üzere görevlendirilen davacının doktora eğitimi için Ortadoğu Teknik Üniversitesi nde görevlendirilmeden önce davacıya imzalatılan taahhütname ve yüklenme senedinin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı; uyuşmazlıkta davacının verdiği taahhütname ve kefalet senedinin 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca başka bir üniversitede lisansüstü eğitim yapmak üzere görevlendirilmesindeki önemli etkisi dikkate alındığında, davacının söz konusu taahhütname ve kefalet senedini davalı idare ile eşit düzeyde olarak, isteği ve özgür iradesi ile imzaladığının kabulü mümkün olmadığından, bu taahhütname ve yüklenme senedinden doğan uyuşmazlığın özel hukuk

39 alanını ilgilendirmediği, görüm ve çözümünün idari yargı yerlerinin görev alanında kaldığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle; davalı idarenin görev itirazının reddine ve Mahkemelerinin görevliliğine karar vermiştir. Davalı idare vekilinin olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yolundaki dilekçesi üzerine, dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı na gönderilmiştir. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; Konunun çözümü için uyuşmazlığın temelini oluşturan işlemin incelenmesinin gerektiği; uyuşmazlığın, taraflar arasındaki sözleşmeden diğer bir ifadeyle yüklenme ve kefalet senedinde yer alan borçtan kaynaklandığı; 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun öğretim elemanı yetiştirmeye ilişkin 35. maddesinden bahisle; dava dosyasının incelenmesinden; iptali istenilen taahhüt ve yüklenme senediyle araştırma görevlisi olan davacı ile Üniversite arasında bir sözleşme ilişkisi kurulduğunun anlaşıldığı; dolayısıyla, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşmeden diğer bir ifadeyle taahhüt senedinde yer alan borçtan kaynaklandığı, sözleşmede yer alan borçtan kaynaklanan uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli bulunduğu gerekçesiyle, 2247 sayılı Kanun un 10 ve 13. maddeleri gereğince olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığı na gönderilmesine karar vermiştir. Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa nın 13. maddesine göre Danıştay Başsavcısı nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir. DANIŞTAY BAŞSAVCISI; Dosyanın incelenmesinden; Sakarya İkinci İdare Mahkemesinde açılan davanın konusunu, taahhüt ve yüklenme senedinin iptali isteğinin oluşturduğunun anlaşıldığı; İdari Yargı Düzeninin, hukuk devletlerinde, hukuka bağlı olması gereken kamu idaresinin işlem ve eylemlerinin hukuka uygunluğunun yargısal yöntemlerle denetlenmesinin sağlanması amacıyla var olan yargı düzeni olduğu, bu yargı düzenine mensup mahkemelerde açılacak iptal davalarının konusunun ise, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (a) bendinde, idari işlemler olarak gösterilmiş bulunduğu; gerek uygulama, gerekse öğreti'de, idari işlemin tanımının, idarenin kamu hizmetinin yürütümü amacıyla ve tek yanlı irade açıklamasıyla tesis etmiş olduğu kesin ve yürütülmesi gerekli işlemler olarak yapıldığı, bu tanıma göre, idari yargı yerlerinde iptal davasına konu edilecek hukuksal işlemlerin; öncelikle, kamu idaresinin işlemi olması, kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla tesis edilmiş bulunması, kamu idaresinin tek yanlı irade açıklamasının ürünü olması ve nihayet kesin ve icrai (yürütülmesinin gerekli) olmasının zorunlu bulunduğu; oysa; olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılan davada iptal istemine konu edilen taahhüt ve yüklenme senedinin, kamu idaresinin irade açıklamasıyla hukuk düzeninde varlık kazanan bir işlem olmadığı, söz konusu senedin, İdare Hukukundaki adıyla "idare edilen" statüsünde bulunan özel hukuk gerçek kişisinin, irade açıklamasıyla, kendisini yükümlülük altına sokan bir özel hukuk işlemi olduğu; Özel Hukuk (Borçlar Hukuku) kurallarına göre; bu işleme varlık kazandıran kişi iradesindeki sakatlıklar (iradeyi ifsat eden haller) sebebiyle işlemin iptaline ya da hükümsüzlüğüne karar verme görev ve yetkisinin, bu Hukuktan kaynaklanan uyuşmazlıkları çözmekle görevli Adli Yargı Düzenine mensup mahkemelere ait bulunduğu gerekçesiyle; 2247 sayılı Kanunun 13' üncü maddesi uyarınca yapılan başvurunun kabulünün uygun olacağı yolunda yazılı düşünce vermiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü nün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU nun katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında: l-ilk İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idare vekilinin anılan Yasanın 10/2. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının

40 reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, Abant İzzet Baysal Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi nde araştırma görevlisi olarak görev yapmakta iken, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 35.maddesi kapsamında davalı idare adına Ortadoğu Teknik Üniversitesi nde lisansüstü eğitim (doktora) yapmak üzere görevlendirilen davacının, kendisine imza ettirilen taahhütname ve yüklenme senedinin iptali istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin gün ve 7688 sayılı Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörlüğü işleminin iptali ve mecburi hizmet yükümlülüğü ile tazminat borcunun kaldırılması istemiyle açmıştır sayılı Yükseköğretim Kanunu nun, Öğretim elemanı yetiştirme başlıklı 35. maddesinde Yükseköğretim kurumları; kendilerinin ve yeni kurulmuş ve kurulacak diğer yükseköğretim kurumlarının ihtiyacı için yurt içinde ve dışında, kalkınma planı ilke ve hedeflerine ve Yükseköğretim Kurulunun belirteceği ihtiyaca ve esaslara göre öğretim elemanı yetiştirirler. (Ek fıkralar: 17/8/ /18 md.) Öğretim elemanı yetiştirilmesi amacıyla üniversitelerin araştırma görevlisi kadroları, araştırma veya doktora çalışmaları yaptırmak üzere başka bir üniversiteye, Yükseköğretim Kurulunca geçici olarak tahsis edilebilir. Bu şekilde doktora veya tıpta uzmanlık veya sanatta yeterlik payesi alanlar, bu eğitimin sonunda kadrolarıyla birlikte kendi üniversitelerine dönerler. Yurt içi veya yurt dışında yetiştirilen öğretim elemanları, genel hükümlere göre bağlı oldukları yükseköğretim kurumlarında mecburi hizmetlerini yerine getirmek zorundadırlar. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyenlere, yükseköğretim kurumlarında görev verilmez. Özel kanunlarla getirilen mecburi hizmet çalışmaları bu hüküm dışındadır. hükmüne yer verilmiştir. Dosyanın incelenmesinden, Abant İzzet Baysal Üniversitesi İktisadi Bilimler Fakültesi'nde araştırma görevlisi olarak görev yapmakta iken, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca davalı idare adına Ortadoğu Teknik Üniversitesi nde lisansüstü eğitim (doktora) yapmak üzere görevlendirilen davacının, doktora öğrencisi olarak Ortadoğu Teknik Üniversitesi'ne gönderilmesinden önce davacı ile müşterek borçlu ve müteselsil kefilleri tarafından düzenlenen yevmiye taahhütname ve yüklenme senedinin iptali istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlem ile mecburi hizmet yükümlülüğü ile tazminat borcunun kaldırılması istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Bu duruma göre, taahhüt ve kefalet senedinin davacı ve kefilleri tarafından tek taraflı olarak imzalanarak idareye karşı taahhütte bulunulması karşısında, davacı tarafından senedin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı nın başvurusunun kabulü ile, davalı Rektörlük vekilinin görev itirazının reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalı Rektörlük vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Sakarya 2. İdare Mahkemesi nin gün ve

41 E:2010/1283 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, gününde Üyelerden Sıddık YILDIZ ın KARŞIOYU ve OYÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi. KARŞI OY YAZISI Dava, Davalı Üniversitede araştırma görevlisi olarak çalışmakta iken, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 35.maddesi kapsamında davalı idare adına başka bir üniversitede lisansüstü eğitim yapmak üzere görevlendirilen davacının, görevlendirme işleminden önce imzaladığı taahhüt ve kefalet senedinin iptali istemiyle açılmıştır 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-a maddesinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları idari dava i arasında sayılmıştır sayılı Yasa uyarınca başka bir üniversitede öğretim üyesi yetiştirme programı kapsamında eğitim yapmak üzere görevlendirilmesindeki amaç göz önünde bulundurulduğunda, davacının bu taahhüt ve kefalet senedini idare ile eşit düzeyde olarak, isteği ve özgür iradesi ile imzaladığından söz etmeye olanak bulunmadığından, ortada özel hukuk alanını ilgilendiren bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. İdarece kamu gücüne dayanılarak ve tek taraflı irade ile kurulan taahhüt ve kefalet senedine ilişkin uyuşmazlığın 2577 sayılı Yasanın 2/1-a maddesinde sayılan iptal davaları kapsamında görüm ve çözümünde idari yargı görevli bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı nca yapılan başvurunun reddi gerektiği görüşüyle, aksi yöndeki karara karşıyım. Üye Sıddık YILDIZ Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2012/8 KARAR NO : 2012/67 KARAR TR : (Hukuk Bölümü) ÖZET : Maaş Nakil Belgesinin düzeltilmesi istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. KARAR Davacı: M. G. Davalı: Türk Telekomünikasyon A.Ş. Vekili: Av. A. K. OLAY : Türk Telekomünikasyon A.Ş. Ankara İl Telekom Müdürlüğü Savunma Müdürlüğünde Koruma ve Güvenlik Memuru olarak görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre diğer kamu kurum ve kuruluşlarına naklinin yapılması için adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen davacı, tarihinde Şap Enstitüsü Müdürlüğü emrine atanmıştır. Davacı, 5473 sayılı Kanun ile getirilen parasal hakların maaş nakil ilmühaberine yansıtılmaması nedeniyle eksik ödemelerin tazmini talebiyle yaptığı tarihli başvurusunun reddine ilişkin gün ve 2683 sayılı işlemin iptaline, ek ödemelerden doğan parasal haklarının, yasal faizleriyle birlikte tarafına ödenmesine karar verilmesi istemiyle tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır. Davalı vekilince birinci savunma dilekçesinde, davanın adli yargının görev alanına girdiği öne sürülerek görev itirazında bulunulmuştur. ANKARA 14. İDARE MAHKEMESİ: gün ve E:2010/738 sayı ile, davacının yönetim hukuku alanında idarelerin tek yanlı işlemleri ile yine statü hukuku kapsamında kamu görevlisi olarak bir başka kuruma naklen atanması sırasında düzenlenen ve davacının

42 hukukunu etkilediği açık olan maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ve ek ödemelerden doğan parasal hakların yasal faiziyle tazmini istemi ile açılan davanın görülmesi ve çözümlenmesinde idari yargı yerlerinin görevli bulunduğu gerekçesiyle, davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş. vekilinin görev itirazının reddine uyuşmazlığın görülmesi ve çözümlenmesinde idari yargı yerlerinin görevliliğine karar vermiştir. Davalı vekilince süresi içinde verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dilekçe, dava dosyası ile birlikte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmiştir. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; Davalı Türk Telekom hisselerinin devrinin fiilen gerçekleştiği tarihten sonra davacı ile davalı şirket arasındaki uyuşmazlık, bir özel hukuk ilişkisi niteliğini taşıdığından; atanması sonrasında, 5473 sayılı Kanun ile getirilen parasal haklarının maaş nakil ilmühaberine yansıtılmaması nedeniyle eksik ödemelerin tazmini talebiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin işlemin, davalı şirketin yetkili organı tarafından tesis edilmiş bir özel hukuk işlemi olduğunun açık olduğu; öte yandan, 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde: "a) (Değişik: /5md) idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) (Değişik: /6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar"ın idari dava i olarak sayıldığı; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabileceği; dolayısıyla, işlemin tesis edildiği tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin davalı olması karşısında, ortada idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmenin olanaksız olduğu; belirtilen tüm bu hususlara göre, daha önce davalı şirkette görev yapmış olan davacının isteminin; özelleştirilen kuruluş tarafından reddedilmesi üzerine açılan davanın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli bulunduğu; bu nedenlerle, 2247 sayılı Kanun'un 10. ve 13. maddeleri gereğince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığı'na gönderilmesine karar vermiştir. Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa'nın 13. maddesine göre Danıştay Başsavcısı'ndan yazılı düşüncesi istenilmiştir. DANIŞTAY BAŞSAVCISI; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin 1/a fıkrasında, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davalarının, idari dava i arasında sayıldığı; 406 sayılı Yasa'nın günlü, 5398 sayılı Yasa ile değişik Ek-29. maddesinde; "Türk Telekom hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; Türk Telekom'da Ek-22. maddenin (a) bendinin bu Kanun'la yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile günlü, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır. Bu personel belirtilen süre içinde Türk Telekom'da çalışmaya devam eder ve hisse devir tarihinden nakil için Devlet Personel Başkanlığı'na bildirildikleri tarihe kadarki aylık ücret, harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı ile diğer mali ve özlük hakları Türk Telekom tarafından karşılanır. Bu fıkrada belirtilen süre içinde nakle tabi personelden Türk Telekom tarafından hizmetine ihtiyaç duyulmayanlar tespit edildikleri tarihten, kendi isteği ile nakil talep edenler

43 ise talep tarihinden itibaren en geç doksan (yüzseksen günlük aylıksız izin süresi aşılmamak kaydıyla ve 15 Ocak 2006 tarihindeki üçüncü fıkraya göre hesaplanan ücretleriyle) gün içinde Türk Telekom tarafından Devlet Personel Başkanlığı'na bildirilir ve bunların aylıksız izinleri bu tarih itibariyle sona erer. Hizmetine ihtiyaç duyulmayan personelin tespiti ve kendi isteği ile nakil talebinde bulunma süresi, hisse devir tarihinden itibaren yüzelli günü aşamaz." hükmünün yer aldığı, aynı maddenin üçüncü fıkrasında, birinci fıkra kapsamına giren personelden, sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel statüsünde çalışanlar hakkında, 4046 sayılı Kanun'un 22. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkrası hükümlerinin uygulanmasında, Devlet Personel Başkanlığı'na bildirildikleri tarihteki unvanlar esas alınarak Yönetim Kurulu'nca tarihi itibariyle bu unvana göre belirlenmiş olan ücret ve diğer mali haklarına, bu tarihten Devlet Personel Başkanlığı'na bildirildikleri tarihteki kadro ve pozisyonlarına ilişkin olarak bildirim tarihine kadar geçen süre içinde kamu görevlilerine yapılacak artış, oran ve/veya miktarları uygulanmak suretiyle bulunacak tutarın dikkate alınacağının belirtilmiş bulunduğu; özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'deki tamamı hazineye ait bulunan hisselerden %55'inin Bakanlar Kurulu'nun günlü, 2005/9146 sayılı kararı uyarınca tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Ojer Telekomünikasyon A.Ş.'ye satıldığı, Türk Telekom A.Ş.'nin bu tarih itibariyle kamu kuruluşu niteliğinin sona erdiğinin açık olduğu; ancak kanun koyucunun, 5398 sayılı Yasa ile 406 sayılı Yasa'da değişiklik yaparak yukarıda getirdiği düzenlemelerle Türk Telekom A.Ş.'nin özelleştirilmesi sonucunda, nakle tabi personele ilişkin uygulamaların 4046 sayılı Kanun'un 22. maddesi ile uyumlu olması amacıyla ve iletişim alanında ulusal ve uluslararası düzeyde oluşabilecek telafisi imkansız aksaklıkların önlenmesi için, işlevsel görevlerde bulunan ve ikamesi Kısa sürede imkansız personelin isteklerine bağlı olarak makul bir süre kamu görevlerinden aylıksız izinli sayılarak çalışmalarına olanak sağladığı, kanun koyucunun amacı göz önünde bulundurulduğunda, Ek 29 uncu maddede öngörülen süre içinde yürütülen görevin bir kamu görevi olduğu ve söz konusu ödemelerin davacının Telekomda kamu görevini yürüttüğü döneme ilişkin olduğunun kabulünün gerektiği; somut uyuşmazlıkta davacının bulunduğu statü ve yaptığı görev itibariyle kamu görevi yürüttüğü göz önünde bulundurulduğunda 406 sayılı Yasa'nın 5398 sayılı Yasa ile değişik Ek-29'uncu maddesi uygulamasından doğan bu uyuşmazlığın idari yargıda çözümlenmesinin gerektiği; nitekim, Danıştay Beşinci Dairesinin gün ve E:2007/5701, K:2009/7577 sayılı kararında da benzer nitelikteki uyuşmazlığın idari yargıda çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle, davayı görev yönünden reddeden mahkeme kararının bozulmuş bulunduğu; bu nedenlerle, 2247 sayılı Kanun'un 13 üncü maddesi uyarınca yapılan başvurunun kabulüne hukuki olanak bulunmadığı yolunda yazılı düşünce vermiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü nün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU nun katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında: l-ilk İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; davalı vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN adli

44 yargı, Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA nın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, davalı şirkette görev yapmakta iken 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen, başka kurumun emrine atanan davacı tarafından; 5473 sayılı Kanun ile getirilen parasal hakların maaş nakil ilmühaberine yansıtılmaması nedeniyle eksik ödemelerin tazmini istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali, ek ödemelerden doğan parasal haklarının, işleyecek yasal faizleriyle birlikte tarafına ödenmesi istemiyle açılmıştır tarih ve 6145 sayılı Yasa ile, Türkiye Cumhuriyeti Posta, Telgraf ve Telefon İşletmesi kurulmuş; 1924 tarih ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun tarih ve 4000 sayılı Yasa'yla değiştirilen 1. maddesi ile, posta ve telgraf tesis ve işletmesine ilişkin hizmetler, Posta İşletmesi Genel Müdürlüğü'nce (P.İ), telekomünikasyon hizmetleri ise, "Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi (Şirket)" tarafından yürütülecek şekilde yeniden yapılandırılmıştır tarih ve 4502 sayılı Yasa'nın 1. maddesi ile, 406 sayılı Yasa'nın 1. maddesine eklenen dokuzuncu fıkrada, "Türk Telekom, bu Kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Kamu İktisadi Teşebbüslerinin kuruluş, teşkilat ve faaliyetleri ile ilgili mevzuat Türk Telekom'a uygulanmaz. Sadece, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine ilişkin tarihli ve 3346 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanır" denilmiş; anılan fıkra hükmü, tarih ve 4673 sayılı Yasa'nın 1. maddesi ile değiştirilmiş ve "Türk Telekom, bu Kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Bu Kanun hükümleri saklı kalmak üzere, kamu iktisadi teşebbüsleri de dahil, sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan kamu kurum, kuruluş ve ortaklıklarına uygulanan mevzuat Türk Telekom'a uygulanmaz. Sermayesinin yarısından fazlası kamuda kaldığı sürece, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine ilişkin tarihli ve 3346 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanır tarihli ve 697 sayılı Kanun ile milli güvenlik ve kamu düzeniyle sıkıyönetim ve seferberlik hallerinde telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin özel kanunların hükümleri saklıdır"; Ek 29. maddesinin gün ve 5398 sayılı Kanun'un 14. maddesi ile değişik birinci fıkrasında, "Türk Telekom hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; Türk Telekomda ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asıl ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır..." denilmiştir. Öte yandan; 406 sayılı Yasa'nın 4502 sayılı Yasa ile değişik 2. maddesinin (c) bendinin birinci alt bendinin birinci cümlesinde, "Türk Telekom; telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini, tarihine kadar bu Kanun ve görev sözleşmesi çerçevesinde tekel olarak yürütür" denildikten sonra, anılan (c) bendinin birinci alt bendine tarih ve 4673 sayılı Yasa ile eklenen üçüncü cümlede, "Ancak, Türk Telekom'daki kamu payı %50'nin altına düştüğünde, Türk Telekom'un tüm tekel hakları tarihinden önce de olsa ortadan kalkmış olur" denilmiş; 4502 sayılı Yasa'nın Geçici 3. maddesi ile de Türk Telekomünikasyon A.Ş., 233 sayılı KHK'nin ekindeki "B-Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK)" bölümünde yer alan kuruluşlar listesinden çıkarılmıştır. Bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini tarihine kadar "tekel" olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekom'un, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, ancak kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50'nin altına

45 düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır. Özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55'i, Bakanlar Kurulu'nun tarih ve 2005/9146 sayılı "Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi (Türk Telekom)'nin % 55 Oranındaki Hissesinin Blok Olarak Satışına ilişkin Nihai Devir İşlemlerine Dair Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar"ı uyarınca, tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile ( USD. bedelle) Ojer Telekomünikasyon A.Ş.'ne satılmıştır. Bu sürece paralel olarak Türk Telekom personelinin durumu incelendiğinde: Türk Telekom A.Ş., 4502 sayılı Yasa'nın tarih ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alındığında, tarihi itibariyle 233 sayılı KHK kapsamı dışında kalmış ve anılan KHK eki cetvellerden çıkarılmış olması nedeniyle, Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu'nun gün ve E: 1995/1, K: 1996/1 sayılı ve özelleştirme kapsamında bulunan kamu iktisadi teşebbüslerinde sözleşmeli veya kapsam dışı statüde çalışan personelin kurumları ile olan ilişkilerinden doğan anlaşmazlıkların çözüm yerinin idari yargı olduğu yolundaki İlke Kararı kapsamı dışında değerlendirilmesi gerekmektedir. Anılan 4502 sayılı Yasa'nın 13. maddesi ile 406 sayılı Yasa'ya eklenen Ek 22. maddenin (a) bendinde, "a) Personelin statüsü: Telekomünikasyon hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler telekomünikasyon alanında sekiz yıl tecrübeye sahip ve en az dört yıllık yüksek öğrenim görmüş bir genel müdür ile kadro, unvan, derece ve sayıları Yönetim Kurulunun önerisi ve Bakanlığın teklifi üzerine bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yüzseksen gün içerisinde Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen kadrolarda istihdam edilen personel eliyle yürütülür. Bu personel hakkında bu Kanunda öngörülen hükümler saklı kalmak üzere 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uygulanır. Bunların dışında kalan personel iş mevzuatı uyarınca istihdam edilir. İş mevzuatına göre istihdam edilenlere ilişkin kayıt ve şartlar Yönetim Kurulu tarafından tayin olunur" hükmüne yer verilmiş; bu bent hükmü, 4673 ve 5189 sayılı Yasalarla yapılan değişiklikler sonucunda; "a) Personelin statüsü: (Ek ibare: /6. md.) Türk Telekomdaki kamu payı %50'nin altına düşünceye kadar, Türk Telekom Yönetim Kurulu üyeliklerine atanacaklarda Devlet memurluğuna atanabilme genel şartlarına sahip olma ve en az dört yıllık yüksek öğrenim görme şartları aranır.(mülga ikinci ve üçüncü cümle: /12 md.) Bunların dışında kalan personel iş mevzuatı uyarınca istihdam edilir. İş mevzuatına göre istihdam edilenlere ilişkin kayıt ve şartlar Yönetim Kurulu tarafından tayin olunur" hükmünü almış; aynı maddenin (b) bendinin ikinci paragrafında da iş mevzuatına tabi olan Türk Telekom çalışanlarının aylık ücretlerinin kendilerini atamaya yetkili olan Yönetim Kurulu tarafından tespit olunacağı kurala bağlanmıştır. 406 sayılı Yasa'nın anılan Ek 22. maddesi uyarınca, Türk Telekom A.Ş. Genel Müdürlüğü'ne ait asli ve sürekli kadrolar belirlenerek tarih ve (Mükerrer) sayılı R.G. de yayımlanan tarih ve 2000/331 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ekinde yer alan listede: merkez teşkilatı için 100 ve taşra teşkilatı için 100 (6 Bölge Müdürü, 12 Bölge Müdür Yardımcısı ve 82 İl Telekom Müdürü) kadro ihdas edilmiş; öte yandan, aynı Yasa maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hazırlanan ''Türk Telekomünikasyon A.Ş. Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği" adı altındaki düzenleme, Yönetim Kurulunun tarih ve 407 sayılı kararıyla kabul edilmek suretiyle yürürlüğe konulmuştur. Kanunla, Kurumda görev yapan personelden asli ve sürekli görev yapacak olanları kadro unvanı itibariyle belirlemek konusunda Bakanlar Kurulu'na yetki verildiği açıktır. Bu yetki 4502 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihi ile 5189 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihleri arasında geçerli olmuştur. Anayasa'nın 128. maddesinde, "Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin

46 gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür" denilmiştir. 406 sayılı Yasa'nın Ek 29. maddesinin tarih ve 5398 sayılı Kanun'la değişik birinci fıkrasında, "Türk Telekom hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; Türk Telekomda ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır. Bu personel belirtilen süre içinde Türk Telekomda çalışmaya devam eder ve hisse devir tarihinden nakli için Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihe kadarki aylık ücret, harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı ile diğer mali ve özlük hakları Türk Telekom tarafından karşılanır..." denilerek, yasakoyucu tarafından Türk Telekom'da tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ile kapsam dışı personel, kamu personeli sayılmıştır. Olayda, davalının hisse devir ( ) tarihinde görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre diğer kamu kurum ve kuruluşlarına naklinin yapılması için adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve başka bir kurumun emrine atanan davacı tarafından, 5473 sayılı Kanun ile getirilen parasal hakların maaş nakil ilmühaberine yansıtılmaması nedeniyle eksik ödemelerin tazmini istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali, ek ödemelerden doğan parasal haklarının, işleyecek yasal faizleriyle birlikte tarafına ödenmesi istemiyle dava açılmıştır sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde: "a) (Değişik: /5 md.) idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) (Değişik: /6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar" idari dava i olarak sayılmış olup; kuralolarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir. Buna göre, iptali istenilen işlemin tesis edildiği tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz edilemeyeceğinden; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır. Belirtilen nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın başvurusunun kabulü ile idare mahkemesinin görevlilik kararının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Ankara 14. İdare Mahkemesi nin gün ve E:2010/738 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2012/16 KARAR NO : 2012/69 KARAR TR :

47 (Hukuk Bölümü) ÖZET : 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 51. maddesi uyarınca verilen idari para cezasına karşı açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. KARAR Davacı : Z. B. A. Vekili : Av. R. E. G. Davalı : Torbalı İlçe Trafik Denetleme Büro Amirliği O L A Y: Davacıya ait 35 DR 194 plakalı aracı kullanan Z.K. isimli kişi adına, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu nun 51. maddesinin ikinci fıkrasına aykırılık(hız sınırını ihlal) nedeniyle, tarih, DS sayılı Trafik Ceza Tutanağı ile para cezası kesilmiştir. Davacı vekili, söz konusu para cezasının iptali istemiyle tarihinde adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur. TORBALI SULH CEZA MAHKEMESİ: gün ve D.İş No: 2011/17 sayı ile, itiraz eden vekilinin, müvekkili hakkında idarece düzenlenen idari yaptırım kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği; idari yaptırım kararına ilişkin evrakın celp edildiği, itiraz nedenlerinin incelendiği, düzenlenen tutanağın düzenleniş şekline ilişkin olduğu ve bunun bir idari işlem olduğu, bu idari işlem ile birlikte idari para cezasının iptalinin istenmesi halinde Kabahatler Kanunu'nun 27/8. maddesi gereğince idari yargı merciinin görevinde olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, bu karar kesinleşmiştir. Davacı vekili bu kez, aynı istekle tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır. İZMİR 3. İDARE MAHKEMESİ: gün ve E:2011/2247 sayı ile, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun "hız sınırlarına uyma" başlıklı 51.maddesinde, "Sürücüler, aksine bir karar alınıp işaretlenmemişse yönetmelikte belirtilen hız sınırlarını aşmamak zorundadırlar. / Hız ölçen teknik cihaz veya çeşitli teknik usullerle yapılan tespit sonucu hız sınırlarını yüzde ondan yüzde otuza (otuz dahil) kadar aşan sürücülere lira, yüzde otuzdan fazla aşan sürücülere lira para cezası uygulanır..." hükmüne yer verilmiş, aynı Yasanın 114. maddesinde, bu Kanunda yazılı trafik suçlarını işleyenler hakkında yetki sınırları içinde Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı personeli ile Ulaştırma Bakanlığının ve Karayolları Genel Müdürlüğünün ilgili birimlerinin il ve ilçe kuruluşlarında görevli ve yetkili kılınmış personelince tutanak düzenleneceği, birkaç trafik suçunun bir arada işlenmesi halinde her suç için ayrı ceza uygulanacağı, yargı yetkisine giren suçlarla ilgili tutanağın bir suretinin ilgili mahkemeye 7 iş günü içinde gönderileceği düzenlenmiş, Yasanın 112. maddesinin 1. fıkrasında ise;" Sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması hariç olmak üzere bu Kanundaki; hafif para cezasını veya bununla birlikte hafif hapis cezasını, belgelerin geri alınması ve iptali veya işyerlerinin kapatılması cezasını gerektiren suçlarla ilgili davalara trafik mahkemelerinde, bunların bulunmadığı yerlerde yetki verilen sulh ceza mahkemelerinde bakılır." hükmüne yer verilmiş olduğu; günlü, Mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 2. maddesinde, kabahat deyiminden; kanunun, karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlığın anlaşılacağı belirtilmiş, Yasanın günlü, 5560 sayılı Kanun'un 31. maddesi ile değişik 3. maddesinin 1. fıkrasının a bendinde, bu Kanunun; idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı düzenlenmiş, 16. maddesinde, Kabahatler karşılığında uygulanacak olan idari yaptırımların, idari para cezası ve idari tedbirlerden ibaret olduğu, idari tedbirlerin, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirler olduğu kuralına yer verilmiş, aynı Yasanın 27.maddesinin 1. fıkrasında, "idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine

48 başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir." hükmüne yer verilmiş, maddeye günlü, 5560 sayılı Kanun'un 34. maddesi ile eklenen 8. fıkrada ise: İdari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddiaları bu işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görülür." kuralına yer verilmiş bulunduğu; dosyanın incelenmesinden, davacıya ait 35 DR 194 plakalı aracı Z.K. isimli kişi kullanmakta iken tarihinde yapılan denetim sonucu anılan kişinin hız sınırını ihlal ettiğinden bahisle Z.K adına 564,00TL tutarında trafik para cezası kesildiği, daha sonra davacı tarafından bu cezanın ödenmesi üzerine ilk defa tarihinde Kuşadası 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nin D. İş No:2010/605 esasında dava açıldığı, Kuşadası Sulh Ceza Mahkemesi tarafından tarihinde verilen yetkisizlik kararı üzerine dosanın Torbalı Sulh Ceza Mahkemesine gönderildiği, Torbalı Sulh Ceza Mahkemesi'nin D. İş No:2010/605 esasında yapılan yargılama sonucu Mahkemelerinin görevsizliğine ve dava dosyasının re sen mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesi üzerine bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı; 5326 sayılı Yasanın 27. maddesinin 1. fıkrasında yaptırım kararının ön görüldüğü kanunda hüküm bulunmayan hallerde idari para cezalarına karşı 15 gün içinde sulh ceza mahkemelerine dava açılmasına olanak tanındığı, anılan maddenin 8. fıkrasında ise yaptırım kararının verildiği kanununda hüküm bulunmasının yanında görev konusunda ikinci bir istisna getirilmek suretiyle idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının bu işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görüleceğinin düzenlendiği, başka bir anlatımla, idari para cezalarının idari yargı yerleri tarafından çözümlenebilmesine Kabahatler Kanunu'nun 3 ve 27/8. maddeleri uyarınca ancak yaptırımın öngörüldüğü kanunda idari yargının açıkça görevli olarak öngörülmesi veya aynı kişi hakkında aynı kabahat nedeniyle idari yargı yerleri tarafından bakılması gereken başka bir işlemin de tesis edilmesi gerektiğinin anlaşıldığı; bu durumda, uyuşmazlığın 2918 sayılı Yasanın 51. maddesi hükmü uyarınca hız sınırının aşılması nedeniyle idari para cezasından doğduğu açık olduğundan, idari para cezası ile birlikte idari yaptırım kararının bulunmaması nedeniyle davanın görüm ve çözümünün sulh ceza mahkemesinin görevine girdiği sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle; açıklanan nedenlerle, davanın görev yönünden reddi ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine, bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi'nce bir karar verilinceye kadar yargılamanın ertelenmesine karar vermiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü nün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU nun katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında: l-ilk İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ceza uyuşmazlıkları ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının hukuk uyuşmazlığı sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında

49 yapılan itirazlar ya da açılan davalar ceza davası olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği. açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur. İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA nın, davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, 2918 sayılı Yasa nın 51. maddesinin ikinci fıkrasına aykırılık nedeniyle trafik zabıtasınca düzenlenen para cezasına ilişkin ceza tutanağının iptali istemiyle açılmıştır tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu nun Amaç başlıklı 1. maddesinde, Bu kanunun amacı, karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlamak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemektir denilmiş; 51. maddesinin ikinci fıkrasında, hız ölçen teknik cihaz veya çeşitli teknik usullerle yapılan tespit sonucu hız sınırlarını aşan sürücülere para cezası uygulanacağı kurala bağlanmıştır. Uyuşmazlık Mahkemesi, 2918 sayılı Yasa nın 116. maddesi kapsamında araç tescil plakasına göre düzenlenenler dışında trafik zabıtasınca uygulanan idari para cezalarına karşı açılan davaları; bu uygulamanın idari ceza kapsamında bulunması; Yasada idari cezalarla ilgili davalarda görevli yargı yerini açıkça belli eden bir hükme yer verilmemesi; bu Yasada gösterilen adli cezalara hükmetmekle görevli mahkemeye işaret eden 112. maddeye de herhangi bir atıfta bulunulmamış olması karşısında ve göreve ilişkin genel ilkelere göre idari yargının görev alanında görmüştür tarihinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu nun yürürlüğe girmesi üzerine Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü nce, sözü edilen Kanun un diğer kanunlarda düzenlenen idari yaptırımlar ile bunlara karşı yapılacak itirazlara ilişkin görev hükümleri üzerindeki etkisinin incelenmesi sonucunda: diğer kanunlarda düzenlenen idari yaptırımın, dayanağı olan yasanın amacı dikkate alınarak; Kabahatler Kanunu nun 1., 2., 16. ve 19. maddelerinde belirtilen koşulları taşıması, 27. maddenin (1) numaralı bendinde belirtilen idari yaptırımlardan olması halinde, idari para cezaları ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin olanlarına karşı tarihinden sonra yapılacak itirazlarda sulh ceza mahkemelerinin genel görevli kılındığına ve bu nedenle doğan görev uyuşmazlıklarında adli yargı yerinin görevli bulunduğuna karar verilmiştir. Daha sonra, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu nun Genel kanun niteliği başlıklı 3. maddesi, Anayasa Mahkemesi nin gün ve E:2005/108, K:2006/35 sayılı kararıyla iptal edilmiş ve gerekçeli kararı gün ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanmış ve iptal hükmünün, kararın Resmi Gazetede yayımlanmasından başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiş; yasama organı tarafından iptal hükmü doğrultusunda yasal düzenleme yapılmaması sürecinde, anılan madde hükmünün yürürlükte bulunduğu düşüncesiyle, aynı doğrultuda karar verilmeye devam edilmiş; yasama organı tarafından, Anayasa Mahkemesi nce verilen altı aylık süre içinde iptal hükmü doğrultusunda yasal düzenleme yapılması halinde ise, işaret edilen yargı yerinin yeni düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren görevli olacağı belirtilmiştir.

50 Son olarak, tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 3 üncü maddesini değiştiren günlü, 5560 sayılı Yasa nın 31. maddesinde " (1) Bu Kanunun; a) İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, b) Diğer genel hükümleri, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında, uygulanır." denilmiştir tarihinde yürürlüğe giren bu düzenlemeye göre, Kabahatler Kanunu nun; İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterildiği durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir. Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır. Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir. İncelenen uyuşmazlıkta, öngörülen trafik para cezasının 5326 sayılı Kanun un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım inden biri olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu nda da bu para cezasına itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, Kabahatler Kanunu nun 5560 sayılı Kanun la değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınacağından, idari para cezasına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesince yapılan başvurunun kabulü ile Sulh Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İzmir 3.İdare Mahkemesi nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Torbalı Sulh Ceza Mahkemesi nin gün ve D.İş No: 2011/17 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2012/17 KARAR NO : 2012/70 KARAR TR : (Hukuk Bölümü) ÖZET : 4857 sayılı İş Kanunu uyarınca verilen idari para cezasına karşı açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. KARAR Davacı : N. A.

51 Vekili : Av. U. Ç. Davalı : Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (Aydın Bölge Müdürlüğü) Vekili : Haz. Av. S. K. A. O L A Y: Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Aydın Bölge Müdürlüğü nün tarih ve /6097 sayılı işlemi ile, istenilen kayıt ve belgelerin Bakanlık iş müfettişine ibraz edilmeyerek denetimin engellendiği belirtilerek; 4857 sayılı İş Kanunu nun 92. maddesine muhalefet edildiğinden bahisle 108. maddesine dayanılarak 107. maddesine göre idari para cezası verilmiştir. Davacı vekili, para cezasına karşı adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur. DENİZLİ 2. SULH CEZA MAHKEMESİ: gün ve D. İş No: 2006/583 sayı ile; her ne kadar muteriz vekili 7.844,00 YTL idari para cezasına itiraz etmiş ise de, Danıştay 10. Dairesinin tarih ve 2006/2091 Esas, 6741 Karar sayılı kararı ile 506 Sayılı Yasanın 140. maddesi gereğince verilen idari para cezalarına ilişkin uyuşmazlıkların görüş ve çözümü görevinin İdari Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; yapılan itiraz Denizli 4. Asliye Ceza Mahkemesi nin gün ve Değ.İş.No: 2011/137 sayılı kararıyla kesin olmak üzere reddedilmiştir. Bu kez Davacı, söz konusu idari para cezasının iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır. AYDIN 1. İDARE MAHKEMESİ: gün ve E: 2011/1877 sayı ile; 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 2. maddesinde; kabahat deyiminden, kanunun karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlığın anlaşılacağının belirtildiği, tarih ve 5560 Sayılı Kanunun 31. maddesi ile değişik 3. maddesinde: "Bu Kanunun; a) İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, b) Diğer genel hükümleri, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün filler hakkında, uygulanacağının öngörüldüğü, 4. maddesinde; hangi fiillerin kabahat oluşturduğunun kanunda açıkça tanımlanabileceği gibi; kanunun kapsam ve koşulları bakımından belirlediği çerçeve hükmün içeriğinin, idarenin genel ve düzenleyici işlemleriyle de doldurulabileceği, kabahat karşılığı olan yaptırımların türü, süresi ve miktarının ancak kanunla belirlenebileceği, 16. maddesinde; kabahatler karşılığında uygulanacak olan yaptırımların, idari para cezası ve idari tedbirlerden ibaret olduğu, idari tedbirlerin, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirler olduğu, 17. maddesinde; idari para cezasının maktu veya nispi olabileceği, 27. maddesinde; idari yaptırım kararı ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç 15 (onbeş) gün içinde Sulh Ceza Mahkemesine başvurulabileceği, bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararının kesinleşeceği, idari yaptırım kararının mahkeme tarafından verilmesi halinde bu madde hükmünün uygulanmayacağı, 29. maddesinde; mahkemenin verdiği son karara karşı, kararın tebliği tarihinden en geç yedi gün içinde yargı çevresinde yer aldığı ağır ceza mahkemesine itiraz edilebileceği kuralına yer verilmiş olduğu; 4857 sayılı İş Kanunu'nda, bu kanun hükümleri uyarınca verilecek idari para cezalarına ilişkin yargı yolunu gösteren hüküm bulunmadığı; 2247 Sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesinin 1. fıkrasında "Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler." 2. fıkrasında "(Değişik fıkra: 21/01/ /6 md.:değişik fıkra: S.K./9.mad) Yargı merciince, önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek, gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyaları Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir. hükmünün yer aldığı; Dava dilekçesi ve

52 eklerinin incelenmesinden, Denizli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin tarih, D.İş: 2006/583 sayılı görevsizlik kararına yapılan itirazın Denizli 4. Asliye Ceza Mahkemesi'nin tarih ve D.İş: 2011/137 sayılı kararı ile reddedilmesi üzerine mahkemelerinde açılan davada, davacı şirkete, istenilen kayıt ve belgelerin Bakanlık iş müfettişine ibraz edilmeyerek denetimin engellendiği gerekçesiyle 4857 sayılı İş Kanunu nun 107 ve 108. maddeleri uyarınca 7.844,00 TL para cezası uygulandığı, anılan Kanunda bu kanun uyarınca verilen para cezalarına karşı açılan davaların hangi mahkemede çözümleneceğine ilişkin hüküm bulunmaması karşısında yukarıda anılan Kabahatler Kanunu'nun 3. ve 27. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargı yerinin görev alanı içerisinde olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle; 2247 sayılı Kanun'un 19.maddesi uyarınca, dava dosyasının Denizli 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin D.İş: 2006/583 sayılı dava dosyası temin edildikten sonra görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü nün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU nun katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında: l-ilk İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ceza uyuşmazlıkları ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının hukuk uyuşmazlığı sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ceza davası olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur. İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının onaylı örneğinin Mahkemece, ekinde adli yargı dosyasının onaylı örneği ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, 4857 sayılı Kanun un 92, 107 ve 108. maddelerine göre verilen idari para cezasının kaldırılması istemiyle açılmıştır sayılı İş Kanunu nun 92. maddesinde, yetkili makam ve memurlara ilişkin düzenlemeye yer verilmiş; İş hayatının denetim ve teftişi ile ilgili hükümlere aykırılık başlığını taşıyan 107 maddesinde, Kanunun; 92 nci maddesinin ikinci fıkrasındaki yükümlülüklerini yerine getirmeyen, 96 ncı maddesindeki yasaklara uymayan, işveren veya işveren vekiline sekizbin Türk Lirası idarî para cezası verileceği, iş müfettişlerinin bu

53 Kanundan veya diğer kanunlardan doğan her çeşit teftiş, denetleme yetki ve görevleri gereğince görevlerinin yerine getirilmesi sırasında, görevlerini yapma ve sonuçlandırmaya engel olan kimselere, fiil suç oluşturmadığı takdirde, sekizbin Türk Lirası idarî para cezası verileceği hükmü yer almış; 108. maddesinin 2. fıkrasında, bu cezalara karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebileceği öngörülmüşken, gün ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanan gün ve 5728 sayılı Kanun un 578. maddesinin öö bendi ile, tarihli ve 4857 sayılı Kanun un 108 inci maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmış; anılan madde tarihli 5763 sayılı Kanun un 10. maddesiyle, Bu Kanunda öngörülen idari para cezaları, 101 ve 106 ncı maddelerdeki idari para cezaları hariç, gerekçesi belirtilmek suretiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürünce verilir. 101 ve 106 ncı maddeler kapsamındaki idari para cezaları ise doğrudan Türkiye İş Kurumu İl Müdürü tarafından verilir ve genel esaslara göre tahsil edilir. 106 ncı maddeye göre verilecek idari para cezası için, 4904 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin (h) bendindeki tutar esas alınır şeklinde değiştirilmiş; madde hükmü tarihinde yürürlüğe girmiş; son olarak maddenin ikinci cümlesi, tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Kanun un 79.maddesiyle 101 inci ve 106 ncı maddeler kapsamındaki idari para cezaları ise doğrudan Türkiye İş Kurumu il müdürü tarafından; birden fazla ilde işyerleri bulunan işverenlere uygulanacak idari para cezası ise işyerlerinin merkezinin bulunduğu yerdeki Türkiye İş Kurumu il müdürünce verilir ve genel esaslara göre tahsil edilir. şeklinde değiştirilmiştir sayılı İş Kanunu nda idari para cezasına karşı kanun yoluna ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır. Öte yandan; gün ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu nun gün ve 5560 sayılı Yasa nın 31. maddesiyle değiştirilen 3. maddesinde, (1) Bu Kanunun; a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında, uygulanır ; Kanunun Başvuru yolu başlıklı 27. maddesinin 1. fıkrasında ise, İdari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir düzenlemeleri yer almıştır. Bu düzenlemelere göre; Kabahatler Kanunu nun, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir. Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır. Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir.

54 İncelenen uyuşmazlıkta, öngörülen idari para cezasının, 5326 sayılı Kanun un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım inden biri olduğu, 4857 sayılı İş Kanunu nda da idari para cezasına itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, Kabahatler Kanunu nun 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacak olması nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Yasa hükümleri dikkate alınacağından, idari para cezasına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Sulh Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Aydın 1.İdare Mahkemesi nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Denizli 2. Sulh Ceza Mahkemesi nin gün ve D. İş No: 2006/583 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2012/21 KARAR NO : 2012/71 KARAR TR : (Hukuk Bölümü) ÖZET : Türk Telekomünikasyon A.Ş. de çalışırken 4046 sayılı Yasa nın 22. maddesi uyarınca başka kuruma nakledilen davacının, özelleştirme tarihinden sonra tesis edilen işlemin iptali istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. KARAR Davacı : B. Z. Vekili : Av. O. N. Y. Davalı : Türk Telekomünikasyon A.Ş. Vekili : Av. S. O. Ö. O L A Y: Türk Telekomünikasyon A.Ş. İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü, İkitelli Türk Telekom Müdürlüğü'nde sözleşmeli personel statüsünde memur olarak görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre diğer kamu kurum ve kuruluşlarına naklinin yapılması için adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen davacı, tarihinde Maliye Bakanlığı İstanbul Halkalı Gümrük Saymanlık Müdürlüğü emrine atanmıştır. Davacı, tarihli dilekçesi ile, 5473 sayılı kanun ile öngörülen seyyanen zamların ödenmesi istemiyle başvurmuş; ancak bu isteği, Türk Telekom A.Ş. İstanbul Yakası İl Telekom Müdürlüğünün tarih ve sayılı işlemiyle reddedilmiştir. Davacı vekili, tarih ve sayılı maaş nakil ilmühaberinin iptali ile, eksik hesaplanan tutarın maaş nakil ilmühaberine konulmak suretiyle nakil maaşın yeniden hesaplanarak müvekkilinin kurumuna bildirilmesi; tarihinden itibaren yeni nakil belgesi düzenleninceye kadar geçen süre içerisinde tahakkuk eden zam ve tazminatların, maaş nakil ilmühaberinin düzenlendiği tarihinden itibaren ödenmesi gerekirken davalı kurumun yaptığı eksik bildirim nedeniyle ödenmeyen 9.247,60 TL ek ücretin davalı idareden tazmini; hükmedilecek tazminat miktarına işlem tarihi olan tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi istemiyle tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır. Davalı vekilince birinci savunma dilekçesinde, davanın adli yargının görev alanına girdiği öne sürülerek görev itirazında bulunulmuştur. İSTANBUL 9. İDARE MAHKEMESİ: gün ve E: 2010/718 sayı ile, 2577

55 sayılı Yasanın 2. maddesinden bahisle, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davalarının idari dava inden biri olduğu; idari işlemlerin özel yasal düzenlemeler dışında, idari yargı denetimine tabi bulunduğu; uyuşmazlık konusu olayda, 406 sayılı Yasanın Ek.29. maddesi uyarınca kamu kurumuna nakil hakkı bulunan personelden hizmet sözleşmesi feshedilenlerin 4046 sayılı yasanın 22. maddesi uyarınca yeniden kamu personeli statüsüne girdiğinde kendilerine ödenecek ücretin hesaplanması görevinin idari nitelik taşıdığı, bu hesaplama konusunda Türk Telekom A.Ş.'nin görevli kılındığı, anılan şirketin belirlediği atamaya esas ücrete göre personele atandığı kurumda ödenecek maaşın tespit edilecek olması dolayısıyla Türk Telekomünikasyon A.Ş. tarafından düzenlenen maaş nakil ilmühaberinin kamu görevlisi olan kişinin hukukunu etkilemesi, öte yandan davacının kamu kurumuna atanmasıyla kamu personeli statüsüne girmesi karşısında, kamu görevlisinin maaşına yansıtılmadığı iddiasına dayandırılan ve bu nedenle söz konusu ek ödemelerin tarafına ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin bir idari uyuşmazlık oluşturduğu kuşkusuz olup bu nedenle bu işlemin iptali ile parasal hak kayıplarının tazmini istemiyle açılan davanın görülmesi ve çözümlenmesi görevinin idari yargıya ait bulunduğu, anılan yasa doğrultusunda kamu gücü kullanılarak tesis edilen dava konusu işlemin idari işlem kimliği taşıdığı bu işlemle ilgili uyuşmazlığın görüm ve çözümünün idari yargının görev alanına girdiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle; davalı idarenin görev itirazının reddine, Mahkemelerinin görevliliğine karar vermiştir. Davalı vekilince süresi içinde verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dilekçe, dava dosyası ile birlikte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı na gönderilmiştir. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; Telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini tarihine kadar "tekel" olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekom'un, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, ancak kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50' nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu; özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55'i, Bakanlar Kurulu'nun tarih ve 2005/9146 sayılı "Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketinin" % 55 oranındaki Hissesinin Blok Olarak Satışına İlişkin Nihai Devir İşlemlerine Dair Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar"ı uyarınca, tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Ojer Telekomünikasyon A.Ş.'ne satıldığı; Anayasa'nın 128. maddesinde, "Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür" hükmünün yer aldığı; 406 sayılı Yasa'nın Ek 29. maddesinin tarih ve 5398 sayılı Kanunla değişik birinci fıkrasında, "Türk Telekom hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; Türk Telekom da ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüz seksen gün aylıksız izinli sayılır. Bu personel belirtilen süre içinde Türk Telekom da çalışmaya devam eder ve hisse devir tarihinden nakli için Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihe kadarki aylık ücret, harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı ile diğer mali ve özlük haklan Türk Telekom tarafından karşılanır... " hükmünün yer aldığı; bu duruma göre, davalı Türk Telekom hisselerinin devrinin fiilen gerçekleştiği tarihten sonra davacı ile davalı şirket arasındaki uyuşmazlık, tarihinden itibaren yeni nakil belgesi düzenleninceye kadar geçen süre içinde tahakkuk eden

56 zam ve tazminatlar ile maaş nakil ilmühaberinin düzenlendiği tarihinden itibaren ödenmesi gerektiği halde ödenmeyen eksik ücretlerinin yasal faizi ile ödenmesi ve davalının redde ilişkin işleminin iptali talebinden kaynaklandığı; öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde: "a) (Değişik: /5md) idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) (Değişik: /6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar"ın idari dava i olarak sayıldığı; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabileceği; dolayısıyla, işlemin tesis edildiği tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin davalı olması karşısında, ortada idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmenin olanaksız olduğu; belirtilen tüm bu hususlara göre, daha önce davalı şirkette görev yapmış olan davacı ile özelleştirilen kuruluş arasındaki uyuşmazlık konusu davanın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli bulunduğu gerekçesiyle; 2247 sayılı Kanun'un 10. ve 13. maddeleri gereğince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığı na gönderilmesine karar vermiştir. Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa nın 13. maddesine göre Danıştay Başsavcısı ndan yazılı düşüncesi istenilmiştir. DANIŞTAY BAŞSAVCISI; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin 1/a fıkrasında, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davalarının, idari dava i arasında sayıldığı; 406 sayılı Yasa'nın tarih ve 5398 sayılı Yasa ile değişik Ek-29'uncu maddesinde, "Türk Telekom hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; Türk Telekom'da Ek-22'nci maddenin (a) bendinin bu Kanun'la yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile günlü, 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır. Bu personel belirtilen süre içinde Türk Telekom'da çalışmaya devam eder ve hisse devir tarihinden nakil için Devlet Personel Başkanlığı'na bildirildikleri tarihe kadarki aylık ücret, harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı ile diğer mali ve özlük hakları Türk Telekom tarafından karşılanır. Bu fıkrada belirtilen süre içinde nakle tabi personelden Türk Telekom tarafından hizmetine ihtiyaç duyulmayanlar tespit edildikleri tarihten, kendi isteği ile nakil talep edenler ise talep tarihinden itibaren en geç doksan (yüzseksen günlük aylıksız izin süresi aşılmamak kaydıyla ve 15 Ocak 2006 tarihindeki üçüncü fıkraya göre hesaplanan ücretleriyle) gün içinde Türk Telekom tarafından Devlet Personel Başkanlığına bildirilir ve bunların aylıksız izinleri bu tarih itibariyle sona erer. Hizmetine ihtiyaç duyulmayan personelin tespiti ve kendi isteği ile nakil talebinde bulunma süresi, hisse devir tarihinden itibaren yüzelli günü aşamaz." hükmü yer almakta; aynı maddenin üçüncü fıkrasında, birinci fıkra kapsamına giren personelden, sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel statüsünde çalışanlar hakkında, 4046 sayılı Kanun'un 22'nci maddesinin dördüncü ve beşinci fıkrası hükümlerinin uygulanmasında, Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki unvanlar esas alınarak Yönetim Kurulunca tarihi itibariyle bu unvana göre belirlenmiş olan ücret ve diğer mali haklarına, bu tarihten Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihteki kadro ve

57 pozisyonlarına ilişkin olarak bildirim tarihine kadar geçen süre içinde kamu görevlilerine yapılacak artış, oran ve/veya miktarları uygulanmak suretiyle bulunacak tutarın dikkate alınacağının belirtilmiş bulunduğu; özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'deki tamamı hazineye ait bulunan hisselerden %55'inin Bakanlar Kurulu'nun günlü, 2005/9146 sayılı kararı uyarınca tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Ojer Telekomünikasyon A.Ş.'ye satıldığı, Türk Telekom A.Ş.'nin bu tarih itibariyle kamu kuruluşu niteliğinin sona erdiğinin açık olduğu; ancak Kanun koyucunun, 5398 sayılı Yasa ile 406 sayılı Yasa'da değişiklik yaparak yukarıda getirdiği düzenlemelerle Türk Telekom A.Ş.'nin özelleştirilmesi sonucunda, nakle tabi personele ilişkin uygulamaların 4046 sayılı Kanun'un 22'nci maddesi ile uyumlu olması amacıyla ve iletişim alanında ulusal ve uluslararası düzeyde oluşabilecek telafisi imkansız aksaklıkların önlenmesi için, işlevsel görevlerde bulunan ve ikamesi kısa sürede imkansız personelin isteklerine bağlı olarak makul bir süre kamu görevlerinden aylıksız izinli sayılarak çalışmalarına olanak sağlamış olduğu; 406 sayılı Yasa'nın Ek-29'uncu maddesinde yer alan düzenleme ile Türk Telekomünikasyon A.Ş. hisselerinin devri tarihinden itibaren kamu görevinden 180 gün süreyle aylıksız izinli sayılan personelden iznin bitiminden sonra Türk Telekom'da özel hukuk hükümleri uyarınca akdedilen sözleşmeye göre çalışmaya devam edenlerden hisse devir tarihinden itibaren en geç beş yıl içinde sözleşmesi feshedilenlerin, 4046 sayılı Yasa'nın 22'nci maddesi uyarınca atanmalarının sağlanması için Devlet Personel Başkanlığı'na bildirilmesi ve bu bildirim yapılırken personelin atamaya esas ücretlerinin yasada belirtilen şekliyle hesaplanması ve bu hesaplamaya göre maaş nakil ilmuhaberi düzenlenmesi görevinin, Türk Telekomünikasyon A.Ş.'ne verildiği, söz konusu görevin kanunla anılan kuruma verilen ve ifası sırasında kamu gücüne has yetkilerin kullanılmasını da içeren bir kamu hizmeti oluşturduğu, bu yetkileri kullanarak tek yanlı irade açıklamasıyla davacının maaş nakil ilmuhaberini düzenleyen anılan kuruluşun, gününden itibaren kamu kuruluşu niteliğini kaybederek Özel Hukuk hükümlerine tabi hale gelmiş olmasının da, anılan görevin kamu hizmeti niteliğini değiştirmediği; dolayısıyla; kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade beyanıyla tesis edilen ve kamu hizmetinin yürütülmesine ilişkin olan maaş nakil ilmuhaberinin hukuka uygunluğunun denetimi bakımından, adı geçen kuruluşun organik anlamda değil, fakat, maddi ve fonksiyonel anlamda kamu idaresi olduğunun kabulünün zorunlu bulunduğu; öte yandan; tarihinden enflasyon oranında yapılan artıştan sonra, enflasyonun beklenenden yüksek çıkması nedeniyle 2006 yılının ilk altı ayına ilişkin olarak kamu personeline enflasyon oranında yapılan artış ile gerçekleşen enflasyon oranı arasındaki %2,32'lik farkın, esasen, tarihinden itibaren yapılan maaş artışı sırasında ödenmesi gereken bir ödeme olması karşısında; Ocak ayında yapılması gereken söz konusu artışların, enflasyonun başlangıçta yanlış hesaplanması ve idareden kaynaklı gecikme nedeniyle davacının Devlet Personel Başkanlığına bildirilmesinden sonra ödenmesinin, maaş nakil ilmuhaberinin düzeltilmesi talebi tarihi itibariyle davacının kamu görevi yürüten kişi olma statüsünü etkilemesinin söz konusu olmadığı, ayrıca YTL denge tazminatının da tarihi itibariyle ödenmesinin öngörülmüş olması karşısında, söz konusu ödemeler ile aynı nitelikteki sonraki ödemelerin davacının Telekomda kamu görevini yürüttüğü döneme ilişkin olduğunun kabulünün gerektiği; somut uyuşmazlıkta davacının 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye tabi olarak İstanbul-Beyoğlu Telekom Müdürlüğü emrinde sözleşmeli statüde çalışmakta iken yukarıda belirtilen Ek-29'uncu maddenin birinci fıkrası uyarınca Türk Telekomünikasyon A.Ş. tarafından Devlet Personel Başkanlığı'na bildirildiği ve tarihinde ilişiğini keserek Maliye Bakanlığı İstanbul Halkalı Gümrük Saymanlık Müdürlüğü emrinde göreve başladığı; bu süre içinde bulunduğu statü ve yaptığı görev itibariyle kamu görevi yürüttüğü göz önünde bulundurulduğunda, 406 sayılı Yasa'nın 5398 sayılı Yasa ile değişik Ek-29'uncu maddesi uygulamasından doğan bu uyuşmazlığın İdari Yargıda çözümlenmesinin gerektiği; nitekim, Danıştay Beşinci Dairesinin gün ve

58 E:2009/3113, K:2009/4607 sayılı kararında da benzer nitelikteki uyuşmazlığın idari yargıda çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle, davayı görev yönünden reddeden mahkeme kararının bozulmuş bulunduğu; bu nedenlerle, 2247 sayılı Kanun un 13 üncü maddesi uyarınca yapılan başvurunun kabulüne hukuki olanak bulunmadığı yolunda yazılı düşünce vermiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü nün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU nun katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında: l-ilk İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; davalı vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ın davada adli yargının, Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA nın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, davalı şirkette sözleşmeli personel statüsünde memur olarak görev yapmakta iken 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen, tarihinde Maliye Bakanlığı İstanbul Halkalı Gümrük Saymanlık Müdürlüğü emrine atanan davacı tarafından; 5473 sayılı Kanun ile öngörülen seyyanen zamların ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun Türk Telekom A.Ş. İstanbul Yakası İl Telekom Müdürlüğünün tarih ve sayılı işlemiyle reddedilmesi üzerine, tarih ve sayılı maaş nakil ilmühaberinin iptali ile, eksik hesaplanan tutarın maaş nakil ilmühaberine konulmak suretiyle nakil maaşın yeniden hesaplanarak kurumuna bildirilmesi; tarihinden itibaren yeni nakil belgesi düzenleninceye kadar geçen süre içerisinde tahakkuk eden zam ve tazminatların, maaş nakil ilmühaberinin düzenlendiği tarihinden itibaren ödenmesi gerekirken davalı kurumun yaptığı eksik bildirim nedeniyle ödenmeyen 9.247,60 TL ek ücretin davalı idareden tazmini; hükmedilecek tazminat miktarına işlem tarihi olan tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi istemiyle açılmıştır tarih ve 6145 sayılı Yasa ile, Türkiye Cumhuriyeti Posta, Telgraf ve Telefon İşletmesi kurulmuş; 1924 tarih ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu nun tarih ve 4000 sayılı Yasa yla değiştirilen 1. maddesi ile, posta ve telgraf tesis ve işletmesine ilişkin hizmetler, Posta İşletmesi Genel Müdürlüğü nce (P.İ), telekomünikasyon hizmetleri ise, Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi (Şirket) tarafından yürütülecek şekilde yeniden yapılandırılmıştır tarih ve 4502 sayılı Yasa nın 1. maddesi ile, 406 sayılı Yasa nın 1. maddesine eklenen dokuzuncu fıkrada, Türk Telekom, bu Kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Kamu İktisadi Teşebbüslerinin kuruluş, teşkilât ve faaliyetleri ile ilgili mevzuat Türk Telekom a uygulanmaz. Sadece, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine ilişkin tarihli ve 3346 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanır denilmiş; anılan fıkra hükmü, tarih ve 4673 sayılı Yasa nın 1. maddesi ile değiştirilmiş ve Türk Telekom, bu Kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Bu Kanun hükümleri saklı kalmak üzere, kamu iktisadi teşebbüsleri de dahil, sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan kamu kurum, kuruluş ve ortaklıklarına

59 uygulanan mevzuat Türk Telekom a uygulanmaz. Sermayesinin yarısından fazlası kamuda kaldığı sürece, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine ilişkin tarihli ve 3346 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanır tarihli ve 697 sayılı Kanun ile milli güvenlik ve kamu düzeniyle sıkıyönetim ve seferberlik hallerinde telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin özel kanunların hükümleri saklıdır ; Ek 29. maddesinin gün ve 5398 sayılı Kanun un 14. maddesi ile değişik birinci fıkrasında, Türk Telekom hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; Türk Telekomda ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen aslî ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tâbi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır denilmiştir. Öte yandan; 406 sayılı Yasa nın 4502 sayılı Yasa ile değişik 2. maddesinin (c) bendinin birinci alt bendinin birinci cümlesinde, Türk Telekom; telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini, tarihine kadar bu Kanun ve görev sözleşmesi çerçevesinde tekel olarak yürütür denildikten sonra, anılan (c) bendinin birinci alt bendine tarih ve 4673 sayılı Yasa ile eklenen üçüncü cümlede, Ancak, Türk Telekom daki kamu payı %50 nin altına düştüğünde, Türk Telekom un tüm tekel hakları tarihinden önce de olsa ortadan kalkmış olur denilmiş; 4502 sayılı Yasa nın Geçici 3. maddesi ile de Türk Telekomünikasyon A.Ş., 233 sayılı KHK nin ekindeki B-Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK) bölümünde yer alan kuruluşlar listesinden çıkarılmıştır. Bu düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini tarihine kadar tekel olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekom un, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, ancak kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50 nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır. Özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş. deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55 i, Bakanlar Kurulu nun tarih ve 2005/9146 sayılı Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi (Türk Telekom) nin % 55 Oranındaki Hissesinin Blok Olarak Satışına İlişkin Nihai Devir İşlemlerine Dair Kararın Yürürlüğe Konulması Hakkında Karar ı uyarınca, tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile ( USD. bedelle) Ojer Telekomünikasyon A.Ş. ne satılmıştır. Bu sürece paralel olarak Türk Telekom personelinin durumu incelendiğinde: Türk Telekom A.Ş., 4502 sayılı Yasa nın tarih ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alındığında, tarihi itibariyle 233 sayılı KHK kapsamı dışında kalmış ve anılan KHK eki cetvellerden çıkarılmış olması nedeniyle, Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu nun gün ve E:1995/1, K:1996/1 sayılı ve özelleştirme kapsamında bulunan kamu iktisadi teşebbüslerinde sözleşmeli veya kapsam dışı statüde çalışan personelin kurumları ile olan ilişkilerinden doğan anlaşmazlıkların çözüm yerinin idari yargı olduğu yolundaki İlke Kararı kapsamı dışında değerlendirilmesi gerekmektedir. Anılan 4502 sayılı Yasa nın 13. maddesi ile 406 sayılı Yasa ya eklenen Ek 22. maddenin (a) bendinde, a) Personelin statüsü: Telekomünikasyon hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler telekomünikasyon alanında sekiz yıl tecrübeye sahip ve en az dört yıllık yüksek öğrenim görmüş bir genel müdür ile kadro, unvan, derece ve sayıları Yönetim Kurulunun önerisi ve Bakanlığın teklifi üzerine bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yüzseksen gün içerisinde Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen kadrolarda istihdam edilen personel eliyle yürütülür. Bu personel hakkında bu Kanunda öngörülen hükümler saklı

60 kalmak üzere 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uygulanır. Bunların dışında kalan personel iş mevzuatı uyarınca istihdam edilir. İş mevzuatına göre istihdam edilenlere ilişkin kayıt ve şartlar Yönetim Kurulu tarafından tayin olunur hükmüne yer verilmiş; bu bent hükmü, 4673 ve 5189 sayılı Yasalarla yapılan değişiklikler sonucunda; a) Personelin statüsü:(ek ibare: /6. md.) Türk Telekomdaki kamu payı %50 nin altına düşünceye kadar, Türk Telekom Yönetim Kurulu üyeliklerine atanacaklarda Devlet memurluğuna atanabilme genel şartlarına sahip olma ve en az dört yıllık yüksek öğrenim görme şartları aranır.(mülga ikinci ve üçüncü cümle: /12 md.) Bunların dışında kalan personel iş mevzuatı uyarınca istihdam edilir. İş mevzuatına göre istihdam edilenlere ilişkin kayıt ve şartlar Yönetim Kurulu tarafından tayin olunur hükmünü almış; aynı maddenin (b) bendinin ikinci paragrafında da iş mevzuatına tabi olan Türk Telekom çalışanlarının aylık ücretlerinin kendilerini atamaya yetkili olan Yönetim Kurulu tarafından tespit olunacağı kurala bağlanmıştır. 406 sayılı Yasa nın anılan Ek 22. maddesi uyarınca, Türk Telekom A.Ş. Genel Müdürlüğü ne ait asli ve sürekli kadrolar belirlenerek tarih ve (Mükerrer) sayılı R.G. de yayımlanan tarih ve 2000/331 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ekinde yer alan listede: merkez teşkilatı için 100 ve taşra teşkilatı için 100 (6 Bölge Müdürü, 12 Bölge Müdür Yardımcısı ve 82 İl Telekom Müdürü) kadro ihdas edilmiş; öte yandan, aynı Yasa maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hazırlanan Türk Telekomünikasyon A.Ş. Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği adı altındaki düzenleme, Yönetim Kurulunun tarih ve 407 sayılı kararıyla kabul edilmek suretiyle yürürlüğe konulmuştur. Kanunla, Kurumda görev yapan personelden asli ve sürekli görev yapacak olanları kadro unvanı itibariyle belirlemek konusunda Bakanlar Kurulu'na yetki verildiği açıktır. Bu yetki 4502 sayılı Kanun un yürürlüğe girdiği tarihi ile 5189 sayılı Kanun un yürürlüğe girdiği tarihleri arasında geçerli olmuştur. Anayasa nın 128. maddesinde, Devletin, kamu iktisadî teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği aslî ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür denilmiştir. 406 sayılı Yasa nın Ek 29. maddesinin tarih ve 5398 sayılı Kanun la değişik birinci fıkrasında, Türk Telekom hisselerinin devri sonucu kamu payının yüzde ellinin altına düşmesi durumunda; Türk Telekomda ek 22 nci maddenin (a) bendinin bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri uyarınca belirlenen asli ve sürekli görevlerde çalışmakta olanlar ile tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak kadrolu veya sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ve kapsam dışı personel, kamu görevlerinden yüzseksen gün aylıksız izinli sayılır. Bu personel belirtilen süre içinde Türk Telekomda çalışmaya devam eder ve hisse devir tarihinden nakli için Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihe kadarki aylık ücret, harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı ile diğer mali ve özlük hakları Türk Telekom tarafından karşılanır denilerek, yasakoyucu tarafından Türk Telekom da tarihli ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak sözleşmeli personel statüsünde çalışanlar ile kapsam dışı personel, kamu personeli sayılmıştır. Olayda, davalının hisse devir ( ) tarihinde sözleşmeli personel statüsünde memur olarak görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre diğer kamu kurum ve kuruluşlarına naklinin yapılması için adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve tarihinde Maliye Bakanlığı İstanbul Halkalı Gümrük Saymanlık Müdürlüğü emrine atanan davacı tarafından, davalının düzenlediği maaş nakil bildiriminin yeniden düzenlenmesi istemiyle yaptığı başvurunun Türk Telekom A.Ş. İstanbul Yakası İl Telekom Müdürlüğünün tarih ve sayılı işlemiyle reddedilmesi üzerine, tarih ve sayılı maaş nakil ilmühaberinin

61 iptali ile, eksik hesaplanan tutarın maaş nakil ilmühaberine konulmak suretiyle nakil maaşın yeniden hesaplanarak kurumuna bildirilmesi; tarihinden itibaren yeni nakil belgesi düzenleninceye kadar geçen süre içerisinde tahakkuk eden zam ve tazminatların, maaş nakil ilmühaberinin düzenlendiği tarihinden itibaren ödenmesi gerekirken davalı kurumun yaptığı eksik bildirim nedeniyle ödenmeyen 9.247,60 TL ek ücretin davalı idareden tazmini; hükmedilecek tazminat miktarına işlem tarihi olan tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi istemiyle tarihinde dava açılmıştır sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu nun İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde: a) (Değişik : /5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) (Değişik: /6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar idari dava i olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir. Buna göre, iptali istenilen işlemin tesis edildiği tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz edilemeyeceğinden; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır. Belirtilen nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı nın başvurusunun kabulü ile İdare Mahkemesinin Görevlilik Kararının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile İstanbul 9. İdare Mahkemesi nin gün ve E: 2010/718 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2012/24 KARAR NO : 2012/74 KARAR TR : (Hukuk Bölümü) ÖZET : 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ndan kaynaklanan prim ve işsizlik sigortası prim borçlarına ilişkin ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davanın, aynı Yasa nın 88. maddesi uyarınca ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. KARAR Davacı : H. K. Vekili : Av. S. A. Davalı : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı( Mersin İl Müdürlüğü) Vekili : Av. H. P. OLAY : Davacı vekili, müvekkilinin ortağı olduğu Dermos Kozmetik Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi adına, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, Mersin Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen ancak müvekkiline tebliğ edilen prim borcuna ilişkin tarih, 2010/10363 ve işsizlik sigortası prim borcuna ilişkin aynı tarih,

62 2010/10364 takip no.lu ödeme emirlerinin iptali istemiyle tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır. Davalı İdare vekili, uyuşmazlığın çözüm yerinin iş mahkemesi olduğunu öne sürerek görev itirazında bulunmuştur. MERSİN 1. İDARE MAHKEMESİ: gün ve E: 2011/38 sayı ile, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun 5.maddesinin (a) bendinde vergi mahkemelerinin görevine giren davalarla ilk derecede Danıştay'da çözümlenecek olanlar dışındaki iptal davaları ile tam yargı davalarını çözümlemenin İdare Mahkemelerinin görevleri arasında sayıldığı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2 nci maddesinin 4001 sayılı Kanunla değişik (1) numaralı bendinde; idari dava i, a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayıldığı, aynı maddenin (2) numaralı bendinde ise; idari yargının idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimini yapmakla görevli olduğunun hüküm altına alındığı; dosyanın incelenmesinden; davacının ortağı olduğu Dermos Kozmetik Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi adına düzenlenen dava konusu günlü, ve sayılı ödeme emirlerinin nedeninin, adı geçen şirketin davalı kuruma olan sigorta primi borçları olduğu ve bu borcun dayanağının ise 5510 sayılı Yasa olduğu anlaşılmakla birlikte, iş bu davanın konusunun, söz konusu sigorta prim borçlarının tahakkukuna ilişkin işlemler değil, tahsiline ilişkin işlemler olduğu, diğer bir ifadeyle, uyuşmazlığa konu ödeme emirlerinin, tahakkuk eden kamu alacağının tahsiline ilişkin işlemler niteliğinde bulunduğu ve 6183 sayılı Yasanın ilgili maddeleri uyarınca düzenlendiği dikkate alındığında, görülmekte olan bu davanın görüm ve çözümünün idari yargının görev alanına girdiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle; davalı idarenin görev itirazının reddi ile bakılan davada Mahkemelerinin görevli olduğuna karar vermiştir. Davalı vekilince süresi içinde verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dilekçe, dava dosyasının onaylı örneği ile birlikte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; konuya ilişkin hukuki mevzuat incelendiğinde; 5510 sayılı Kanun'un 86. maddesinin yedinci fıkrasında ( Değişik yedinci fıkra: 17/4/ /50 md.), "Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca, fiilen yapılan denetimler sonucunda veya işyeri kayıtlarından yapılan tespitlerden ya da kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde veya kamu kurum ve kuruluşları ile bankalar tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı anlaşılan sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler Kurumca re'sen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edilir. İşveren, bu maddeye göre tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde, ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir. İtiraz, takibi durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz. Mahkemenin Kurum lehine karar vermesi halinde, 88 inci ve 89 uncu maddelerin prim borcuna ilişkin hükümleri uygulanır" ve 101. maddesinde, "Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür" hükmünün yer aldığı, 5510 sayılı Kanun'un sözü

63 edilen maddelerinin tarihinde yürürlüğe girdiği; 4447 sayılı yasanın 49. maddesinin 5 ve 6. fıkralarında ise; "İşsizlik sigortası primleri ile ilgili olarak; 5510 sayılı Kanunun 80, 82, 86, 88, 89, 90, 91, 93 ve 100 üncü madde hükümleri uygulanır. /İşsizlik sigortası primlerinin toplanmasından, sigortalı ve işyeri bazında kayıtların tutulmasından, toplanan primler ile uygulanacak gecikme cezası ile gecikme zammının Fona aktarılmasından, teminat ve hak edişlerin prim borcuna karşılık tutulmasından, yersiz olarak alınan primlerin iadesinden Sosyal Güvenlik Kurumu görevli, yetkili ve sorumludur." hükümlerine yer verildiği; SGK Mersin İl Müdürlüğü tarafından takibi yapılan sigorta ve işsizlik sigortası prim borçlarının takip ve tahsili için düzenlenen ödeme emrine karşı dava açıldığının anlaşıldığı, bu durumda, sigorta primlerinden ve gecikme zamlarından doğan Kurum alacağının tahsili için düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davanın görümü ve çözümünde 5510 sayılı 88. maddesinde yer alan özel hüküm gereği yetkili kılınan İş Mahkemesi görevli bulunduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle; 2247 sayılı Kanunun 10 ve 13. maddeleri gereğince olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmesine karar vermiştir. Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa nın 13. maddesine göre Danıştay Başsavcısı ndan yazılı düşüncesi istenilmiştir. DANIŞTAY BAŞSAVCISI; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun "Primlerin ödenmesi" başlıklı 88'inci maddesinin 19'uncu fıkrasında, "Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde, Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir. Yetkili iş mahkemesine başvurulması alacakların takip ve tahsilini durdurmaz." hükmüne yer verildiği; Anayasa'nın 2'nci maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti olduğu belirtilmek suretiyle, devletin bütün kamusal faaliyetinin ve bağlamda idarenin işlem ve eylemlerinin hukuksal denetiminin amaçlandığı, zira idarenin yargısal denetimi kavramı, hukuk devleti kavramının bir devamı olup, hukuk devletinin olmazsa olmaz koşulu olduğu; Anayasanın 125'inci maddesinin birinci fıkrasında, "idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır", 140'ıncı maddesinin birinci fıkrasındaki "Hakimler ve savcılar adli ve idari yargı hakim ve savcıları olarak görev yaparlar" 142'nci maddesindeki "mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir" ve 155'inci maddesinin birinci fıkrasındaki "Danıştay, idari mahkemelerince verilen ve kanunun başka bir idari yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar" biçimindeki düzenlemelerin, hukuk devleti olmanın gereği olan idarenin yargısal denetiminin ve idari-adli yargı düzeni ayrılığının anayasal düzeydeki normlarına ilişkin bulunduğu; bu bağlamda Anayasanın 125'inci maddesinin birinci fıkrasından sonra yer alan düzenlemelerin, idari yargı alanında geçerli olan ilkeleri belirlediği, bunların, idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin yazılı bildirim tarihinden itibaren başlaması, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verme yasağı, yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için gerekli olan koşullar, yürütmenin durdurulması kararına getirilebilecek sınırlamalar ve idarenin verdiği zararı ödeme yükümlülüğüne ilişkin olduğu, ağırlıklı olarak adli yargı düzeni için değil, idari yargı düzeni için geçerli olan temel ilkeler olduğu; bu itibarla, idarenin yargısal denetiminin anlamlı ve etkin bir şekilde gerçekleşebilmesinin, söz konusu hukuksal denetimin, idari yargı alanında görevli mahkemelerce yapılmasına bağlı bulunduğu, idari ve adli yargı ayrımının bulunduğu yargı düzeninde, haklı bir neden bulunmadıkça İdari Yargı'nın görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünün adli yargı yerine bırakılmasının olanaklı olmadığı; dava konusu ödeme emirlerinin dayanağı olan 6183 sayılı Kanunun, usul hukukunun bir dalı olan cebri icra hukuku, dolayısıyla kamu hukuku alanında kalan ve kamu idaresine kendi alacaklarını kamu gücü kullanarak bizzat takip ve tahsil yetkisi veren bir idari

64 usul kanunu olduğu, alacaklı kamu idaresinin bu yetkileri kullanarak almış olduğu kararlar ile yapmış olduğu işlemlerin de, bütün unsurları ile idare hukukunda tanımı yapılan birer idari işlemden başka bir şey olmadığı, bu nedenle; 6183 sayılı Kanun hükümlerine dayanılarak düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözüm yerinin, idari yargı yeri olmasının gerektiği; buna göre, kamu alacağının takip ve tahsili gibi, özellikle kamu hukuka alanına ilişkin bulunan bir faaliyet kapsamında tesis olunan ve kamu alacağının, kamu gücü kullanarak cebren tahsili amacıyla düzenlemiş olan ve bu haliyle birer idari işlem olan ödeme emirlerine karşı açılacak davaların görüm ve çözüm yerinin, adli yargı yeri olarak belirlenmiş olmasında, Yasa Koyucu'nun bir takdir yetkisinin bulunmadığı; dolayısıyla, 5510 sayılı Kanunun 88'inci maddesinin ondokuzuncu fıkrasında yer alan göreve ilişkin kuralın, Anayasa'nın 2'nci,125'inci ve 155'inci maddelerine aykırılık oluşturduğu sonucuna ulaşılmış ise de; Başsavcılıklarının, konuyu itiraz yolu ile Anayasa Mahkemesine götürme olanağı bulunmadığından, dosya ile ilgili olarak bu yola gidilemediği gerekçesiyle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 2247 sayılı Yasanın 10'uncu maddesi uyarınca yapılan başvurunun kabulü gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü nün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU nun katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında: l-ilk İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; davalı vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ndan kaynaklanan prim ve işsizlik sigortası prim borçlarına ilişkin ödeme emirlerinin iptali isteminden kaynaklanmıştır sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu nun Primlere İlişkin Hükümler Dördüncü Kısımda yer almış; 79 ila 85. maddeleri kapsayan Birinci Bölümde, Prim Alınması, Prime Esas Kazanç, Prim Oranları ve Asgarî İşçilik ; 86 ila 91.maddeleri kapsayan İkinci Bölümde Prim Belgeleri ve Primlerin Ödenmesi hususlarına yer verilmiştir. Bu Kanun un 86. maddesinin yedinci fıkrasında (Değişik yedinci fıkra: 17/4/ /50 md.), Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca, fiilen yapılan denetimler sonucunda veya işyeri kayıtlarından yapılan tespitlerden ya da kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde veya kamu kurum ve kuruluşları ile bankalar tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı anlaşılan sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler Kurumca re'sen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edilir. İşveren, bu maddeye göre tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde, ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir. İtiraz, takibi durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren

65 bir ay içerisinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz. Mahkemenin Kurum lehine karar vermesi halinde, 88 inci ve 89 uncu maddelerin prim borcuna ilişkin hükümleri uygulanır ; Primlerin Ödenmesi başlığını taşıyan 88. maddesinin ondokuzuncu fıkrasında, Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir. Yetkili iş mahkemesine başvurulması alacakların takip ve tahsilini durdurmaz. ve 101. maddesinde, Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür hükümleri yer almıştır. Öte yandan, 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu nun 37. maddesinin üçüncü fıkrasında, Süresi içinde ödenmeyen sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası primleri, işsizlik sigortası primleri, idarî para cezaları, gecikme zamları, katılım payları Kurum alacağına dönüşür ve bu alacakların tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır denilmiştir. Olayda, davacının ortağı olduğu Dermos Kozmetik Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi nin Kuruma olan prim ve işsizlik sigortası prim borcunun tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açılmıştır. Bu durumda, söz konusu ödeme emirlerine karşı açılan davada, 5510 sayılı Yasa nın 88. maddesi gözetildiğinde İş Mahkemesinin görevli olduğu kuşkusuzdur. Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı nın başvurusunun kabulü ile İdare Mahkemesinin görevlilik kararının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı nın BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Mersin 1. İdare Mahkemesi nin gün ve E:2011/38 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2012/25 KARAR NO : 2012/75 KARAR TR : (Hukuk Bölümü) ÖZET : 2247 sayılı Yasa nın 10. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİ gerektiği hk. KARAR Davacı : H. K. Vekilleri : Av. M. G., Av. M. K. Davalılar : 1- Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü 2- Maliye Hazinesi 3- A. S. O L A Y: Davacı vekili, müvekkilinin Gebze, Muallim Köyü, 49 pafta 1411 parsel sayılı taşınmazda 362 m²lik kısmın maliki olduğunu, bu yeri tarihinde davalı A. S. dan satın aldığını, davalı Hazine vekilliği tarafından açılan davada, Gebze 3.Asliye Hukuk Mahkemesi nin E:2005/22, K:2005/367 sayılı kararı ile yerin 280,00 m 2lik kısmının orman alanı içinde kalması nedeniyle müvekkili adına kayıtlı tapunun iptali ile davalı Maliye Hazinesi adına tesciline karar verildiğini, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, müvekkilinin taşınmazı tapu kaydına güvenerek satın aldığını, satın aldığı tarihten bu güne kadar da tüm vergilerini ve resmi borçlarını ödediğini, taşınmazı satın aldığında tapu kaydında herhangi bir şerhin olmadığını, müvekkilinin taşınmazı satın

66 almasından sonra 20 yıla yakın süre geçtikten sonra dava açıldığını, tescilde yerin orman tahdidinde kaldığına ilişkin bir şerhin verilmemesi nedeniyle sicile güven ilkesi uyarınca satın alınması nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını, uğranılan zararın hazine tarafından karşılanması gerektiğini, bu nedenlerle fazlaya dair dava ve talep hakları saklı kalmak üzere tapuya güvenerek satın aldığı taşınmazın 280 m²lik kısmının tapusunun iptali sebebi ile uğradığı maddi zararlara karşılık toplam ,00TL maddi tazminatın iptal kararının kesinleştiği günden bu yana kanuni gecikme bedeli ile birlikte, müvekkilinin uğradığı manevi zarara karşılık olmak üzere 8.000,00TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren hesap edilecek kanuni gecikme bedeli ile birlikte davalıdan tahsili istemiyle tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır. GEBZE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: gün ve E:2007/277, K:2010/18 sayı ile; davaya konu tazminat isteğinin orman kadastrosu esas alınmadan yapılan aynı yerdeki mükerrer arazi kadastrosundan kaynaklandığı, bu sırada hazinenin askıya çıkan tutanaklara o bölgenin orman kadastro sınırları içerisinde olduğu yolunda itiraz etmesi gerektiği halde itirazını yapmadığı, böylece dosyanın davacısına varan oluşan silsilede asıl kadastro sırasında yapması gereken görevini yapmayarak ihmali bir eylem ile idari işlem tesis edip tam yargı davası ile bu kusuru sonucu davacının zararına neden olacak şekilde ihmali hareket ile idari işlem yapmış olduğu anlaşılıp; Yargıtay 4 Hukuk Dairesi nin 2007/7140 Esas 2008/2642 karar sayılı tarihli kararında belirtildiği gibi; hatalı tescil oluşmasına ve böylece sicile güvenerek taşınmaz üzerinde hak sahibi olan davacının yanılmasına neden olunduğundan hazinenin yasalar uyarınca kendisine verilen bu görevleri yapmaması sonucu doğan zararın, ihmali nitelikteki idari eylemden doğmuş olduğu, bu tür idari eylemlerden kaynaklanan tazminat davalarının görüleceği yerin idari yargı yerleri olduğu, Mahkemece yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın esastan red edilmiş olmasının bozmayı gerektirdiği yolundaki bozma esas alınarak Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesi nce 2008/228 esas 602 karar sayılı kararın görevsizlik nedeni ile dilekçenin reddine karar verilip Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2009/10088 esas karar sayılı günlü ilamı ile onanmasına karar verilmiş olduğu görüldüğünden, bu davanın da idari yargıda görülmesinin gerekeceği belirtilerek; davanın idari yargıda görülmesi gerekeceğinden davacının dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. Davacı vekili bu kez, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ve Maliye Hazinesi ni davalı göstererek, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmış; İdare Mahkemesi, Maliye Hazinesi nin hasım mevkiinden çıkarılmasına, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü nün gerçek hasım olarak tespit edilmesine karar vermiştir. Davalı olarak belirlenen Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü nce, birinci savunma dilekçesinde, davada adli yargının görevli olduğu ileri sürülerek görev itirazında bulunulmuştur. KOCAELİ 2. İDARE MAHKEMESİ: gün ve E:2010/623 sayı ile, 2709 sayılı TC. Anayasası nın 125. maddesinde; idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlü olduğu hükmünün yer aldığı, 2576 sayılı Kanun un İdare Mahkemesi'nin Görevleri başlıklı 5. maddesinin (b) bendinde, tam yargı davalarının idare mahkemesinin görevleri arasında sayıldığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanun un 2/1 -b maddesinde de, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davalarının idari dava i kapsamında olduğunun belirtildiği; bakılan davada, davacı vekili tarafından, tapu sicillerini düzenli tutmakla yükümlü olan idarenin bu görevini gereği gibi yerine getirmemesi ve müvekkilinin taşınmazı satın aldığı tarihte taşınmazın üzerinde 2-B arazisi sınırları içerisinde kaldığına ilişkin şerh bulunmaması ve taşınmazın Hazine adına tescilli olduğuna ilişkin bir veri olmaması karşısında tapuya güven ilkesi sebebiyle uğradığı zararların tazminine karar verilmesinin istenildiğinin

67 anlaşıldığı; bu bağlamda, tazminat isteminin davalı idarenin kanunlarla kendisine verilen görevini gereği gibi yerine getirmemesinden, başka bir deyişle hizmetin kusurlu işletilmesinden kaynaklandığı ileri sürülen bir zararın tazminine ilişkin olduğundan, davanın görümü ve çözümünün idari yargı yerine dolayısıyla mahkemelerine ait olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle; davalı idarenin görev itirazının reddine ve Mahkemelerinin görevliliğine karar vermiştir. Davalı İdarenin olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yönündeki dilekçesi üzerine, dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı na gönderilmiştir. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; Davacının tapu siciline güvenerek satın aldığı taşınmazın 2-B kapsamında orman sınırları içinde bulunması nedeniyle tapunun bir kısmının iptaline karar verilmesi ve temyiz incelemesi sonucunda anılan kararın kesinleşmesi üzerine uğradığı zararın tapu iptal kararının kesinleşme tarihinden itibaren faiziyle birlikte tazmin edilmesi talebiyle davalı idare aleyhine idari yargı yerinde açtığı iptal davasında, davalı idarenin görev itirazında bulunduğunun görüldüğü; dava konusu olayda, davacı tarafından tapuda adına kayıtlı taşınmazın "2- B kapsamında orman sınırları içinde bulunması" nedeniyle tapunun iptaline karar verilmesi sonucu mülkiyetinden çıkmasında sorumluluğun devlete ait olduğu belirtilerek, uğranılan zararın devletçe karşılanması gerektiğinin ileri sürüldüğü; Mevzuatımızda bazı durumlarda yargısal işlemlere yardımcı kimi idari faaliyetlerden dolayı Devletin sorumluluğunu öngören istisnai düzenlemelerin bulunduğu; yargılama sürecine katkıda bulunan işlemler nedeniyle Devletin sorumluluğunun kabul edildiği durumlarda, bu sorumluluğun denetiminin de aynı yargı düzeni içinde yapılmasının gözetildiği; nitekim, Medeni Kanun'un maddesinde "Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder. Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür." hükmünün yer aldığı; dava konusu olayda, davacı tarafından taşınmazın kesinleşmiş orman sınırları içinde bulunması nedeniyle tapunun kısmen iptaline karar verilmesi ve mülkiyetinden çıkmasının sorumluluğunun devlete ait olduğu, bu nedenle uğranılan zararın devletçe karşılanması gerektiği ileri sürülmüş ise de, taşınmazın mahkeme kararı üzerine tescilinin iptal edildiği, bu kararın ise yargısal bir nitelik taşıdığı için idari bir işlem veya eylem olarak kabul edilemeyeceği, öte yandan davalı idarenin taşınmazın tescilinin iptaline ilişkin herhangi bir işleminin de bulunmadığının görüldüğü; belirtilen duruma göre, Asliye Hukuk Mahkemesi nin ilamı sonucu olarak tapu kaydının iptal edilmesi dolayısıyla uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini istemiyle açılan davada; tapu sicilinin tutulmasından doğan zarar nedeniyle devletin özel hukuk ilkeleri gereğince sorumluluğunu düzenleyen Türk Medeni Kanunu'nun maddesinde yer alan düzenleme uyarınca davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli bulunduğu gerekçesiyle; 2247 sayılı Kanun'un 10. ve 13. maddeleri gereğince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmesine karar verilmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü nün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU nun katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında: Raportör-Hakim Taşkın Çelik in 2247 sayılı Yasa da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA nın başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ : 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun un 10. maddesinin birinci fıkrasında, Görev uyuşmazlığı çıkarma; adli, idari ve askeri bir yargı merciinde açılmış olan davada ileri sürülen görev itirazının reddi üzerine ilgili Başsavcı tarafından görev konusunun incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesinden istenmesidir

68 hükmüne yer verilmiştir. Anılan Yasa hükmü ile, belirtilen yargı mercilerinden birinde açılmış olan bir davanın görülmesi sırasında yapılan görev itirazının reddi üzerine, ilgili Başsavcı tarafından, görevli bulunduğu kendi yargı düzeninin görev alanına vaki müdahalenin önlenebilmesini sağlamak için konunun Uyuşmazlık Mahkemesi ne götürülmesi suretiyle davanın henüz başlangıç safhasında iken görev sorununun çözüme kavuşturulması amaçlanmıştır. Nitekim, 2247 sayılı Yasa nın 10. madde gerekçesinde, Uyuşmazlık çıkarma, yürürlükte bulunan kanunun getirdiği bir yeniliktir. Görülmekte olan bir davanın görev uyuşmazlığını, bu safhada halletmek imkânını verir. Bu madde ile uyuşmazlık çıkarma adli, idari ve askeri yargıya teşmil edilmiştir. Bu yetki, yargı merciince görev itirazının reddi üzerine, kanun yararına olarak, uyuşmazlığın konusuna göre ilgili Başsavcı veya Başkanunsözcüsü tarafından kullanılacaktır. Bu suretle Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının kabul ettiği adli, idari ve askeri yargı mercilerinin ayrılığı prensibinin ihlâli ve ayrı tanzimlere tabi tutulan adli, idari ve askeri yargı mercilerinin yekdiğerinin görev hudutlarına tecavüzleri önlenmiş olacaktır denilmiştir. Buna göre, ortada henüz açılmış bir dava ve bu davada bir yargı merciince verilmiş görevlilik kararı bulunması; diğer bir ifadeyle, yararına görev itirazında bulunulan yargı merciince aynı davada görevsizlik kararı verilmemiş olması gerekeceği açıktır. Olayda, uyuşmazlığa konu edilen Kocaeli 2. İdare Mahkemesinin görevlilik kararından önce, Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesi nce tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada verilmiş ve kesinleşmiş bir görevsizlik kararının bulunması karşısında, idari yargı yerince adli yargının görev alanına müdahalede bulunulduğundan söz etmek olanaksızdır. Öte yandan, 2247 sayılı Yasa nın 14. maddesinde öngörülen olumsuz görev uyuşmazlığının oluşabilmesi için tarafları, sebebi ve konusu aynı olan davada en az iki yargı merciince kendilerini görevsiz görerek verilmiş ve kesinleşmiş görevsizlik kararlarının bulunması; 17. maddesinde öngörülen olumlu görev uyuşmazlığının doğabilmesi için ise, yine tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada en az iki yargı merciince kendilerini görevli sayan kararlar verilmesi; 19. maddeye göre yargı mercilerince Uyuşmazlık Mahkemesi ne başvurulabilmesi için de, daha önce diğer yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine aynı davada kendisinin de görevsiz bulunduğu ve görevsizlik kararı veren yargı merciinin görevli olduğu kanısına varılması; 20. madde uyarınca görev uyuşmazlığı çıkarılmasında, temyiz incelemesi yapan yüksek mahkeme tarafından Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulması gerekmekte olup, incelemeye konu olan adli yargı yerinin görevsizlik kararı üzerine idari yargı yerince aynı davada verilen görevlilik kararı nedeniyle, anılan maddelerde düzenlenen görev uyuşmazlığı inden biri de oluşmamıştır. Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa nın 10. maddesinde öngörülen yönteme uygun bulunmayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesinde yer alan Uyuşmazlık Mahkemesi, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceler; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddeder kuralı uyarınca reddi gerekmiştir. SONUÇ : 2247 sayılı Yasa nın 10. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2012/38 KARAR NO : 2012/76 KARAR TR : (Hukuk Bölümü)

69 ÖZET :Yaşlılık aylığı alan davacının, bu aylığının kesilmesine ve daha önce ödenen aylıkların geri istenilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. KARAR Davacı : H. T. Vekili : Av. E. K. Davalı : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Vekili : Av. M. A. OLAY : Davacı, 2022 sayılı 65 yaşını Doldurmuş Muhtaç Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun Uyarınca Y sicil no ile tarihinden itibaren maluliyet (yaşlılık) aylığı almaktaykan, davacının Sosyal Sigortalar Kurumuna kaydının olduğunun anlaşıldığından bahisle Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Primsiz Ödemeler Genel Müdürlüğü Emekli Sandığı Yaşlılık Sosyal Güvenlik Dairesi Başkanlığı (Devredilen) nın gün ve sayı ile Sarıoğlan Kaymakamlığına gönderdiği yersiz ödeme konulu yazıda, 2022 sayılı Kanun uyarınca tarihinden itibaren aylık bağlanan H. T. in bu defa tarihinden sicil numarası ile SSK ya tabi çalışmaya başladığı tespit edildiğinden Genel Müdürlüğümüzün gün ve sayılı işlemleri ile yaşlılık aylığı tarihinden itibaren kesilmiştir SON tarihleri arasında aylığı hak kazanmadığı halde yersiz ödenen 7.015,83 YTL nin yönetmeliğin 23.maddesi gereğince ilgili tarafından ikametgahına en yakın Maliye Teşkilatına yatırılması suretiyle tahsilinin sağlanması için gereğini arz ve rica ederiz denilmiştir. Davacı vekili, davalı kurumun günü yersiz ödeme konulu yaşlılık aylığının kesilmesine ilişkin tesis etmiş olduğu işlemin ve aynı zamanda, daha sonra davalı kurumca tarihinde başvurularının reddedildiğine ilişkin tesis edilen işlemin iptal edilerek, müvekkiline yaşlılık aylığı bağlanması yönünde karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır. Davalı idare vekili savunmasında, davaya bakma görevinin idari mahkemelerinin görevi dahilinde olduğu, 2022 sayılı Kanunun 1.maddesi ile, ayın Kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmeliğin 19/ç maddesi ve 22.maddesi hükümleri gereği Sosyal Sigorta Kurumuna tabi olduğunun dolayısıyla davacı hakkında yapılan aylık kesme ve yersiz ödenen aylıkların tahsili cihetine gidilmesi yönünde tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğunu belirtmiştir. Kayseri 1. İş Mahkemesi: gün ve E:2007/717, K:2008/1186 sayı ile, taraf vekili beyanları, tanık beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya münderecatının birlikte değerlendirilmesiyle dosya kapsamında davacıya tarihi itibariyle 2022 sayılı Yasa gereği aylık bağlandığı, davacının SSK kaydının olduğunun anlaşılması üzerine aylığın başlangıç tarihi itibariyle kesildiği ve ödenen aylık tutarı olan 7.015,83 YTL nin davacıdan iadesinin istendiği, davacının 1981 yılından 270 gün SSK lı çalışması olduğu anlaşılmış olup 2022 sayılı Yasadan çalışmaya başlanması halinde aylığın kesileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamakta olup, kaldı ki davacının çalışması 1981 yılındaki 270 gün ile sınırlı olduğundan ve 2022 sayılı Yasa gereği bağlanan aylıklar prim esasına dayanmamakta olup yardım esaslı olup ve davacının muhtaçlık durumunun devam ettiği anlaşıldığından, bu nedenlere istinaden davacıya 2022 sayılı Yasa gereği bağlanan aylığının kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiş ve bu kararı temyizen inceleyen Yargıtay 21. Hukuk Dairesi gün ve E:2009/5964, K:2010/4051 sayı ile, davanın Yasal dayanağının 2022 sayılı Yasa'nın Ek1/1-a maddesi olup anılan madde de başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek şekilde özürlü olduklarını tam teşekküllü hastanelerden alacakları sağlık kurulu raporu ile kanıtlayan 18 yaşını dolduran ve kanunen bakmakla mükellef kimsesi bulunmayan özürlülerden her ne ad

70 altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamının aylık ortalamasına göre bu Kanunun 1. maddesinde belirtilen gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutardan dahi az geliri olanlara, bu Kanunun 1. maddesine göre belirlenecek aylık tutarının %300'ü tutarında aylık bağlanacağının, 2. maddesinde bu aylıklar ve kanunda yazılı diğer ödemeler için her yıl Devlet Bütçesine gerekli ve yeterli ödenek koyulacağı ve aylıkların hak sahiplerine Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı (TC Emekli Sandığı) aracılığıyla bağlanıp ödeneceğinin 1. maddesinin de muhtaçlığın İl veya İlçe İdare Heyetlerinden alınacak belge ile kanıtlanacağının, 8. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının (TC Emekli Sandığı) İl veya İlçe İdare heyetlerinin soruşturma ve kararları dışında gerektiğinde ilgililerin gelir ve kazanç ve malları hakkında çeşitli soruşturma yaptırmaya, resmi ve özel idare müessese ve ortaklarından ve şahıslarından bilgi istemeye yetkili olduğunun, bu Kanun uyarınca tam teşekküllü hastanelerinden alınan sağlık kurulu raporlarının merkezde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Başkanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı (TC Emekli Sandığı) tarafından görevlendirilecek üç uzman hekimden oluşan bir sağlık kurulunca karara bağlanacağının bildirildiği, 5434 sayılı TC Emekli Sandığı Kanununun 8/son maddesinde tahakkuk ve ödeme işlemleri ve bunlara ilişkin düzeltme, kaldırma, iptal ve ret işlemleri ile yönetmeliklerde belirtilen sair işlerin Genel Müdürlükçe yürütüleceğinin ilgililer hakkında alınmış kararlar ile Genel Müdürlükçe yapılan tahsis işlemlerine ait bildirimlerin ilgililerin adreslerine taahhütlü olarak gönderileceğinin, bunlara karşı ilgililerin idari dava açabileceklerinin 5502 sayılı 15/b maddesinde ise TC Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü tarafından yapılması gereken tazminat ve yardım işlerinin Primsiz Ödemeler Genel Müdürlüğüne yapılacağını bildirildiği, görüldüğü gibi davacı ile SGK Başkanlığı (TC Emekli Sandığı) arasında sosyal güvenlik kurumu-sigortalı ilişkisi bulunmamakta olup SGK Başkanlığı (TC Emekli Sandığı) Devletin 2022 sayılı Yasa gereğince muhtaç durumda bulunan özürlülere yaptığı parasal yardım işinde bu yasanın kendisine açıkça verdiği görev nedeniyle aracılık yapmakta olup SGK Başkanlığının da 2022 sayılı Yasa gereğince yaptığı işlemler teşkilat yasası olan 5502 sayılı Yasa'ya dayandığından SGK Başkanlığının davacının 2022 sayılı Yasa gereğince aldığı yardımı kesmesine ilişkin işlemi idari bir tasarrufa müncer olup, idari işlemlerden doğan ihtilafların çözüm yerinin ise idari yargı olduğu, davaya bakmaya adli yargı yeri görevli olmayıp idari yargı yeri görevli olduğundan dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi gerekirken mahkemece işin esasına girilerek karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. KAYSERİ 1. İŞ MAHKEMESİ: gün ve E:2010/382, K:2010/446 sayı ile, Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda mahkemelerin görevsizliğine, görevli ve yetkili mahkemenin Kayseri Nöbetçi İdare Mahkemesi olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesiyle, Mahkemelerinin görevsizliğine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir. Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır. Kayseri 2. İdare Mahkemesi: gün ve E:2010/578, K:2010/916 sayı ile, davacının ( ) tarihleri arasında hak etmediği halde yaşlılık aylığı aldığı gerekçesiyle ödenen aylıkların iadesi istemini içeren tarih ve bila sayılı işlemin ve bu işleme yapılan itirazın reddi işleminin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmakta ise de; genel yetkiye ilişkin 2577 sayılı Yasanın 32/1.maddesi hükmü uyarınca dava konusu uyuşmazlığın çözümünün işlemleri tesis eden Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Primsiz Ödemeler Genel Müdürlüğü nün bulunduğu yerdeki Ankara İdare Mahkemelerinin yetkisine girdiği gerekçesiyle 2577 sayılı Kanunun 15.maddesinin 1/a bendi uyarınca davanın yetki yönünden reddine karar vermiştir. ANKARA 1. İDARE MAHKEMESİ: gün ve E:2011/30, K:2011/1319 sayı ile, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 96. maddesinde yersiz ödemelerin geri alınmasına ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiş olup, tarihinde

71 yürürlüğe giren ve "Uyuşmazlıkların Çözüm Yeri" başlığını taşıyan 101. maddesinde; bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği; 106. maddesinin 8. fıkrasında; tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununun konuyla ilgili 121 ve Ek 57 nci maddelerinin yürürlükten kaldırıldığı, 104. maddesinin 1. fıkrasında ise; tarihli ve 5434 sayılı Kanuna yapılan atıflar ile ilgili mevzuatında emeklilik, malullük, vazife malullüğü ve sosyal sigorta haklarına, yardımlarına ve yükümlülüklerine, iştirakçiliğine ve sigortalılığına, dul, yetim ve hak sahipliği şartlarına, emekli ikramiyesine, ek ödemelere, sağlık hizmetleri veya tedavi bedellerinin ödenmesine ilişkin yapılan atıfların bu Kanunun ilgili maddelerine yapılmış sayılacağının kurala bağlandığı, dolayısıyla fazla ve yersiz olarak ödemeyle ilgili borç çıkarılmaya ilişkin olan uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargının görev alanına girdiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir. Davacı vekilinin olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle Ankara 1. İdare Mahkemesi Başkanlığına yaptığı başvuru üzerine dava dosyaları Mahkememize gönderilmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü nün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU nun katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında: l-ilk İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasanın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Mahkemece adli yargı dosyası ile birlikte Mahkememize gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA nın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, yaşlılık aylığı alan davacının bu aylığının kesilmesine ve daha önce ödenen yaşlılık aylıklarının geri istenilmesine ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Primsiz Ödemeler Genel Müdürlüğünün günlü işlemi ile bu işleme karşı yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali isteminden kaynaklanmıştır sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 1. maddesinde, 65 yaşını doldurmuş, kendisine kanunen bakmakla mükellef kimsesi bulunmayan, sosyal güvenlik kuruluşlarının herhangi birisinden her ne nam altında olursa olsun bir gelir veya aylık hakkından yararlanmayan, nafaka bağlanmamış veya bağlanması mümkün olmayan, mahkeme kararıyla veya doğrudan doğruya kanunla bağlanmış herhangi bir devamlı gelire sahip bulunmayan ve muhtaçlığını İl veya İlçe Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarından alacakları belgelerle kanıtlayan Türk Vatandaşlarına hayatta bulundukları sürece, 300 gösterge rakamının her yıl bütçe kanunu ile tespit edilecek katsayı ile çarpımından bulunacak tutarda aylık bağlanır. Herhangi bir şekilde bu maddede yazılı miktardan fazla devamlı gelir sağlayan veya sağlaması mümkün olan kimselerin geçim kaynağı var sayılır ve kendilerine aylık bağlanmaz.

72 65 yaşın bitiminin tespitinde, ilgililerin, bu kanun yayımlandığı tarihte, nüfus kütük kayıtlarındaki doğum tarihleri esas alınır. Doğum tarihlerinde yapılacak düzeltmeler ile bu kanunun yayımlandığı tarihten geriye doğru bir yıl içinde yapılmış düzeltmeler nazara alınmaz. 2. maddesinde, Bu aylıklar ve kanunda yazılı diğer ödemeler için her yıl Devlet bütçesine gerekli ve yeterli ödenek konur ve aylıklar haksahiplerine Emekli Sandığı aracılığı ile bağlanır ve ödenir. 3. maddesinde, Bu aylıkların başlangıç tarihi, ilgililerin Emekli Sandığına yapacakları yazılı müracaatlarını takip eden aybaşıdır. Bu aylıklar, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından belirlenecek ödeme gün ve dönemlerinde peşin olarak ödenir. Aylığa hak kazanma başlangıç tarihi ile ilk aylık ödemesinin yapıldığı ödeme döneminin ilişkin olduğu aya kadar olan haklar için ise defaten ödeme yapılır. Peşin verilen gelir ve aylıklar durum değişikliği veya ölüm halinde geri alınmaz. Ancak, aylık bağlama ile ilgili geçim şartının kalkması halinde, aylıklar bu şartın kalktığı tarihi takibeden dönem başından itibaren kesilir. 8. maddesinde, Sosyal Güvenlik Kurumu, İl veya İlçe Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının alacakları muhtaçlık kararlarını esas alarak aylık bağlar. Kurum gerektiğinde, aylık almaya başvuranların gelir, yaşam düzeyi ve varlıkları hakkında, belirleyeceği yöntemlerle inceleme yapmaya ve yaptırmaya, resmi ve özel idare müessese ve ortaklarından ve şahıslardan bilgi ve belge istemeye yetkilidir. Aylık bağlanmasında İl veya İlçe Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının alacakları muhtaçlık kararlarıyla birlikte bu Kanunun gerektirdiği hallerde yetkili hastanelerden alınan sağlık kurulu raporları esas alınır. Aylık bağlanmasına esas belgelerin eksik olmaması halinde aylık bağlama işlemi yapılır. Birinci ve ikinci fıkralar çerçevesinde aylık bağlama işleminden sonra yapılacak incelemeler sonucunda, aylık bağlama kararını etkileyecek durumların tespit edilmesi halinde, tespit edilen eksikliklerin giderilmesi için durum aylık bağlanana iadeli taahhütlü, ilgili idareye de adi posta ile bildirilir. Eksikliklerin giderilmemesi halinde tebligat tarihinden itibaren üç aylık sürenin sona erdiği tarihin içinde bulunduğu ödeme döneminin sonunda aylık kesme veya düzeltme işlemi yapılır ve fazla ödenen tutarlar geri alınır. Gerçeğe aykırı sağlık kurulu raporu düzenlediği veya bu nitelikteki raporlara dayanarak aylık aldığı tespit edilenler hakkında Türk Ceza Kanununun ilgili hükümlerine göre işlem yapılır. Bu madde kapsamında aylık bağlamaya esas sağlık kurulu raporlarını düzenlemeye yetkili sağlık kuruluşlarının belirlenmesi ile bu raporların alınmasına ilişkin diğer usul ve esaslar Sağlık Bakanlığı ile Kurum tarafından birlikte hazırlanacak yönetmelikle belirlenir. Ek 1. maddede, 65 yaşını doldurmamış olmakla birlikte; a) Başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek şekilde özürlü olduklarını tam teşekküllü hastanelerden alacakları sağlık kurulu raporu ile kanıtlayan, 18 yaşını dolduran ve kanunen bakmakla mükellef kimsesi bulunmayan özürlülerden; her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamının aylık ortalamasına göre bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutardan daha az geliri olanlara, bu Kanunun 1 inci maddesine göre belirlenecek aylık tutarının % 300'ü tutarında, b) 18 yaşını dolduran, kanunen bakmakla mükellef kimsesi olmayan ve herhangi bir işe yerleştirilememiş olan özürlülerden; her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri

73 toplamının aylık ortalamasına göre bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutardan daha az geliri olanlara, bu Kanunun 1 inci maddesine göre belirlenecek aylık tutarının % 200'ü tutarında, c) Her ne ad altında olursa olsun her türlü gelirleri toplamının aylık ortalamasına göre bu Kanunun 1 inci maddesinde belirtilen gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutardan daha az geliri olduğu halde, kanunen bakmakla yükümlü olduğu 18 yaşını tamamlamamış özürlü yakını bulunanlara, bakım ilişkisi fiilen gerçekleşmek kaydıyla bu Kanunun 1 inci maddesine göre belirlenecek aylık tutarının % 200'ü tutarında, Aylık bağlanır. 65 yaşın doldurulmasından önce bu madde hükümlerine göre bağlanmış olan aylıkların aynı şekilde ödenmesine devam olunur. Bu Kanunun 1 inci maddesine göre aylık bağlananlardan başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyecek kadar özürlü olduklarını tam teşekküllü hastaneden alacakları sağlık kurulu raporu ile kanıtlayanlara da birinci fıkranın (a) bendine göre aylık bağlanır. Aylık bağlanmasına esas özürlülük oranı değişenlerin aylıkları durumlarına göre yeniden tespit olunur. Özürlülük oranı, bu Kanuna göre aylık bağlanması gereken oranın altına düşenler ile birinci fıkrada belirtilen aylık ortama gelir tutarından fazla gelir elde etmeye başlayanların aylıkları kesilir. Aylık hakkından yararlanan 18 yaşından küçük özürlülerin yalnızca kendileri bu Kanunun 7 nci maddesinde belirtilen tedavi hakkından yararlanır. Ancak, bu madde hükümlerine göre aylık alanlardan herhangi bir sosyal güvenlik kurumunun tedavi yardımı kapsamında bulunanlara tedavi yardımı yapılmaz. Bu Kanunun 2, 3, 4, 5, 6, 7 ve 8 inci maddeleri birinci fıkra hükümlerine göre aylık ödenecekler hakkında da uygulanır. (Değişik son fıkra: 17/4/ /92 md.) Bu maddenin birinci fıkrası hükümlerine göre aylık almaya hak kazanacak şekilde özürlü olduğunu belgeleyen ve herhangi bir sosyal güvenlik kurumundan yetim olarak aylık veya gelir almakta olan çocuklardan bu kurumlardan aldıkları aylık veya gelir toplamı tutarları bu madde gereğince durumlarına göre ödenebilecek tutardan daha az olanlara; aradaki fark ilgili sosyal güvenlik kurumu tarafından (birden fazla sosyal güvenlik kurumundan aylık veya gelir alanlar için yalnızca tercih edecekleri bir sosyal güvenlik kurumu tarafından) ödenir ve bu şekilde ödenen tutarlar Hazineden tahsil edilir. hükümlerine yer verilmiştir sayılı Yasanın 4. maddesine dayanılarak hazırlanan 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmeliğin işlem tarihinde yürürlükte olan 23/4.maddesinde, aylık bağlama işleminden sonra yapılacak incelemeler sonucunda, aylık bağlama kararını etkileyecek durumların tespit edilmesi halinde, tespit edilen eksikliklerin giderilmesi için durum aylık bağlanacak ve ilgili idareye tebliğ edilir. Eksikliklerin giderilmemesi halinde tebligat tarihinden itibaren üç aylık sürenin sona erdiği tarihin içinde bulunduğu ödeme döneminin sonunda aylık kesme veya düzeltme işlemi yapılır ve fazla ödenen tutarlar geri alınır denilmiştir tarih ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı Kanunlar kapsamındaki hizmet akdine göre ücretle çalışanlar (Sosyal Sigortalılar), kendi hesabına çalışanlar (Bağ-Kur lular), tarımda kendi adına ve hesabına çalışanlar (Tarım Bağ-Kur luları), tarım işlerinde ücretle çalışanlar, (Tarım sigortalıları), devlet memurları ve diğer kamu görevlilerini (Emekli Sandığı iştirakçileri), geçici maddelerle korunan haklar dışında, sosyal güvenlik ve sağlık hizmetleri yönünden yeni bir sisteme tabi tutmuş, beş farklı emeklilik rejimini aktüeryal olarak hak ve hükümlülükler yönünden tek bir sosyal güvenlik sistemi altında toplamıştır sayılı Kanunun iptali amacıyla açılan davada Anayasa Mahkemesi, tarih ve E: 2006/111, K: 2006/112 sayılı kararıyla, anılan Kanunun birçok maddesi ile birlikte, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine tabi olarak görev yapmakta olan

74 memurlar ve diğer kamu görevlilerini diğer sigortalılarla aynı sisteme tabi kılan (başta 4/c maddesi) hükümlerin iptaline karar vermiş; bu karardan sonra kabul edilen tarih ve 5754 sayılı Kanunla 5510 sayılı Kanunda düzenlemeler yapılmış ve anılan Kanuna eklenen Geçici 1 nci ve Geçici 4 ncü maddelerle, 5754 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2008 tarihinden önce 5510 sayılı Kanunun 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olanlar (memurlar ile diğer kamu görevlileri) ile bunların dul ve yetimleri hakkında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılacağı hüküm altına alınmıştır sayılı Kanunun kimi hükümlerinin iptali istemiyle açılan dava Anayasa Mahkemesi nin tarih ve E: 2008/56, K:2011/58 sayılı kararı ile reddedilmiştir sayılı Kanunun 101 nci maddesinde yer alan bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür. bölümünün iptali istemiyle yapılan itiraz başvurusunda Anayasa Mahkemesi, tarih ve E: 2010/65, K: 2011/169 sayılı kararıyla (RG , Sayı: 28184) davayı redle sonuçlandırmakla birlikte; söz konusu kararın Mahkememiz önündeki uyuşmazlığa ışık tutacak şekilde şu gerekçeye dayandırmıştır: 5754 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanlar, evvelce olduğu gibi 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olacaklar ve bunların emeklileri bakımından da aynı Kanun hükümleri uygulanmaya devam edecek; ancak 5754 sayılı Kanun un yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlileri olarak çalışmaya başlayanlar ise 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacak ve haklarında 5434 sayılı Kanun değil, 5510 sayılı Kanun un öngördüğü kural ve esaslar uygulanacak; ihtilaf halinde de adli yargı görevli bulunacaktır sayılı Kanunun yürürlüğüyle birlikte, artık Sosyal Sigortacılık esasına göre faaliyet gösteren ve yaptığı, tesis ettiği işlem ve muameleler idari işlem sayılamayacak bir sosyal güvenlik kurumunun varlığından söz etmek gerekli bulunmaktadır sayılı Kanun un yürürlüğe girmesinden önce iştirakçisi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanun a göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden ise Sosyal Güvenlik Kurumu nun tesis edeceği işlem ve yapacağı muameleler idari işlem niteliğini korumaya devam edecek, bunlara ilişkin ihtilaflarda da evvelce olduğu gibi idari yargı görevli olmaya devam edecektir Bu bakımdan 5510 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra, prim esasına dayalı yani sistemin içeriği ve Kanun kapsamındaki iş ve işlemlerin niteliği göz önünde bulundurulduğunda, itiraz konusu kuralla, yargılamanın bütünlüğü ve uzman mahkeme olması nedeniyle Kanun hükümlerinin uygulanması ile ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümünde iş mahkemelerinin görevlendirilmesinde Anayasa ya aykırılık görülmemiştir. Ancak, yukarıda açıklandığı üzere 5754 sayılı Kanun un yürürlüğe girmesinden önce statüde bulanan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile ilgili sosyal güvenlik mevzuatının uygulanmasından doğan idari işlem ve idari eylem niteliğindeki uyuşmazlıklarda idari yargının görevinin devam edeceği açıktır Dosyanın incelenmesinden, rahatsızlığından dolayı çalışamayacak durumda olması nedeniyle tarihinden itibaren maluliyet(yaşlılık) aylığı alan davacının, Sosyal Sigortalar Kurumuna kaydının olduğunun anlaşılması üzerine, yaşlılık aylığına hak kazanmadığı halde ( ) tarihleri arasında ödenen yaşlılık aylıklarının geri ödenmesinin istenilmesine ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'nın gün ve sayılı işlemi ile bu işleme yapılan itirazın reddine ilişkin işlem ile fazla ve yersiz olarak ödemeyle ilgili borç çıkartılmaya ilişkin işlemin iptali istemiyle davanın açıldığı anlaşılmıştır sayılı Yasanın Diğer Kanunlardaki Atıflar başlıklı 104.maddesinde, 5434 sayılı Kanuna yapılan atıfların bu Kanunun ilgili maddelerine yapılmış sayılacağı belirtilmiş ise de,

75 olayda uyuşmazlığın, davacının 2022 sayılı Yasa uyarınca bağlanmış olan aylığının 2022 sayılı Yasaya dayanılarak hazırlanan Yönetmeliğin 23. maddesi uyarınca kesilmesinden kaynaklandığı ve 5754 sayılı Yasanın yürürlük tarihinden önce ( ), davacının 5434 sayılı Yasa uyarınca aylık almaya hak kazandığı açıktır. Yukarıda sözü edilen mevzuat hükümlerinin ve Anayasa Mahkemesi kararının birlikte değerlendirilmesinden, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanlar, daha önce olduğu üzere 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olacakları gibi bunların emeklilikleri bakımından da aynı Kanun hükümlerinin uygulanmaya devam edileceği; ancak, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmaya başlayanların ise 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacağı ve haklarında 5434 sayılı Kanunun değil 5510 sayılı Kanunun öngördüğü kural ve esasların uygulanacağı dolayısıyla ihtilafların da adli yargı yerinde çözümleneceği açıktır. Adli ve idari yargı organlarının görevsizlik kararlarına konu ihtilafın muhatabının memur ya da kamu görevlisi olmadığı, 65 yaşını doldurmuş muhtaç, güçsüz ve kimsesiz Türk Vatandaşlarına bağlanan aylık imkanından istifade eden bir kişi statüsünde bulunduğu anlaşılmaktaysa da; tarih ve 2022 sayılı Kanunun 2 nci maddesi uyarınca bu aylıkların T.C. Emekli Sandığınca bağlanacağı gerçeği karşısında, Emekli Sandığı emeklisi statüsünde değerlendirilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Bu nedenle, 5754 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihinden önce sandık emeklisi statüsünde bulunan ilgili hakkında ihtilafın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği açıktır. Kaldı ki; T.C. Anayasası nın 158.maddesindeki diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında Anayasa Mahkemesi nin kararı esas alınır hükmü uyarınca Anayasa Mahkemesi kararının bu uyuşmazlığın çözümünde esas alınacağı tartışmasızdır. Bu durumda, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce iştirakçi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanuna göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliye hak kazanacaklar yönünden Sosyal Güvenlik Kurumunca tesis edilen işlem ve yapacağı muamelelerin idari işlem ve idari eylem niteliğini korumaya devam edeceği, dolayısıyla, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-a maddesinde belirtilen idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları kapsamında bulunan 2022 sayılı Kanun uyarınca, maluliyet aylığı alan kamu personeli olan davacı tarafından açılan davanın, görüm ve çözümünün idari yargı yerinde görüleceği sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesi nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ: Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 1. İdare Mahkemesi nin gün ve E:2011/30, K:2011/1319 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2012/41 KARAR NO : 2012/77 KARAR TR : (Hukuk Bölümü)

76 ÖZET : İmar uygulaması sonucu oluştuğu önesürülen maddi zararın tazmini istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. KARAR Davacı : İ. T. Vekili : Av. M. E. A. Davalı : Milli Eğitim Bakanlığı Vekili : Av. M. A. OLAY : Davacı vekili tarafından, Ankara İli, Çankaya İlçesi, Kırkkonaklar Mahallesi Ada, 1 parsel sayılı taşınmazın yapılan imar planında lise alanı olarak ayrıldığı, taşınmazın imarlı alan olduğu, uzun yıllar programa alınmayan imar planının fiilen hayata geçirilmesi nedeniyle kamulaştırma cihetine gitmeyen davalı idarelerce pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği, bu haliyle davalı idarelerin eyleminin mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip bulunan kamulaştırmasız el atma olgusunun varlığı için yeterli bulunduğu, dolayısıyla davalı idarelerin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi müvekkilinin dava yolu ile kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesi yani davalı idarelerce değer karşılığının verilmesi gerektiği öne sürülerek, fazlaya ilişkin tüm yasal talebi dava ve ıslah hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik dava konusu taşınmazın toplam bedelinden 2.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsili ile tapu kaydının davalı idareye tescil ettirilmesine karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açılmıştır. Davalı vekilince, Bakanlık tarafından Kamulaştırma Kanununun 7. maddesine istinaden konulmuş bir şerhin mevcut olmadığı, böyle bir şerh olsa bile süresi geçtikten sonra davacı tarafından kaldırılmasının mümkün olduğu, davalı idarece yapılan hiçbir hukuksal işlem olmadığı, idarelerin aleyhine dava açılmasının hukuka aykırı olduğu gibi, taşınmazın imar planında sağlık alanı olarak ayrılması ve tapu kaydına şerh konulması işlemiyle ilgili olarak idari yargı yerinde dava açılması gerektiği öne sürülerek, görev itirazında bulunmuştur. ANKARA 19. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: gün ve E:2011/431 sayı ile, davalı Hazine vekilinin yargı yolu itirazı ile talebinin reddine karar vermiştir. Davalı Milli Eğitim Bakanlığı vekilinin idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçesi üzerine dava dosyası Danıştay Başsavcısına gönderilmiştir. DANIŞTAY BAŞSAVCISI; 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18'inci maddesi uyarınca arazi ve arsa düzenlemesi kapsamında yapılan imar uygulamalarına ilişkin işlemlerin, kamu gücüne dayalı olarak tek yanlı ve re'sen tesis edilen idari işlemler niteliğinde olduğu, dosyanın incelenmesinden; imar uygulaması sonucu alınan kamu ortaklığı paylarından oluşturulan Ankara İli, Çankaya İlçesi, Kırkkonaklar Mahallesi, ada, 1 sayılı parselin, imar planında "lise alanı" olarak belirlendiği, davacının, söz konusu taşınmazına davalı idarece kamulaştırmasız el atıldığından bahisle, alacağın şimdilik TL'lik kısmının yasal faiziyle birlikte tahsiline hükmedilmesi ve tapu kaydının davalı idareye tescil ettirilmesine karar verilmesi istemiyle dava açtığının anlaşıldığı, parselin imar planında "lise alanı" olarak ayrılmış olması nedeniyle, bu parselin bedelinin ödenmesi gerektiği iddiasıyla açılan dava, kamulaştırmasız el atma hukuki temeline oturtulmak istenmiş ise de; davanın konusu, imar planında "lise alanı" olarak ayrılmış bulunan ve davalı idarece 3194 sayılı Kanunun 18'inci maddesi uyarınca kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade ile yapılan uygulama işlemleri sonucunda davacıya ait taşınmaz bedelinin tazminine ilişkin bulunduğundan, uyuşmazlığın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinde yer alan "idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamına girdiğinden kuşku bulunmadığı, bu bakımdan, imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine ilişkin bulunan davanın, imar mevzuatı

77 hükümleri çerçevesinde idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği nedenleriyle 2247 sayılı Yasanın 10. maddesi uyarınca davanın taşınmazın bedelinin tahsiline hükmedilmesine ilişkin kısmı yönünden olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasanın 13. maddesi uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının da yazılı düşüncesi istenilmiştir. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; Çankaya Belediyesinin 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesi uyarınca arazi ve imar uygulamalarına ilişkin işlemler kapsamında, davacının da taşınmazının bulunduğu yerin imar planında okul tesisi alanı olarak ayrılmış bulunması karşısında, bu parseldeki bedelin ödenmesine ilişkin davanın; dava konusu uyuşmazlıkta, idarenin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında bir işleminin bulunmaması karşısında, davanın anılan Kanun'un 14. maddesinde işaret edilen bedel artırma davası niteliğinde olduğunun kabulüne olanak bulunmadığı, Anayasa'nın 125/son madde ve fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesi gereğince idari eylem ve işlemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılan tam yargı davalarının idari dava i arasında sayıldığı, uyuşmazlık konusu işlemin imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda; uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı Kanun'un 2/1-b maddesinde yer alan idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği, bu nedenle, Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasa'nın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Asliye Hukuk Mahkemesinin görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği, yolunda yazılı düşünce vermiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü nün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU nun katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında: l-ilk İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idare vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı nca, 10. maddede öngörülen biçimde davanın taşınmazın bedelinin tahsiline hükmedilmesi istemine ilişkin kısmı hakkında olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA nın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, davacının, Ankara İli, Çankaya İlçesi, Kırkkonaklar Mahallesi, ada, 1 sayılı parseldeki hissesine kamulaştırmasız el atıldığından bahisle 2.000,00-TL nin yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsili ile tapu kaydının idareye tescil ettirilmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır sayılı İmar Kanunu nun 18. maddesinde, İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil

78 işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır. Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez. (Değişik üçüncü fıkra: 3/12/ /1 md.) Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tâbi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumî hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz. Düzenleme ortaklık paylarının toplamı, yukarıdaki fıkrada sözü geçen umumi hizmetler için, yeniden ayrılması gereken yerlerin alanları toplamından az olduğu takdirde, eksik kalan miktar belediye veya valilikçe kamulaştırma yolu ile tamamlanır. Herhangi bir parselden bir miktar sahanın kamulaştırılmasının gerekmesi halinde düzenleme ortaklık payı, kamulaştırmadan arta kalan saha üzerinden ayrılır. Bu fıkra hükümlerine göre, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmaz. Ancak, bu hüküm o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına mani teşkil etmez hükmü yer almıştır. Anılan madde uyarınca, yapılan imar düzenlemesi sonucunda...resen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir... denildiğine göre, idarenin resen tescil işlemlerini yaptırmak şeklindeki bu yetkilerini idari nitelik taşıyan uygulama işlemlerinin doğrudan sonucu olarak kullandığı; bir başka ifadeyle, tapuya yapılan tescilin idari işlemlerin icrası niteliğinde olduğu açıktır. Olayda, davacı vekili tarafından Kırkkonaklar Mahallesi, ada, 1 sayılı parselde bulunan taşınmazdaki hissesine kamulaştırmasız elatıldığından bahisle taşınmazın bedelinin şimdilik 2.000,00 TL lik kısmının yasal faiziyle birlikte tahsilinin talep edildiği, imar uygulaması sonucu sözkonusu parselin imar planında okul alanına ayrılmış olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu uyuşmazlıkta, idarenin 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında bir işleminin bulunmaması karşısında, davanın anılan Kanun'un 14. maddesinde işaret edilen bedel artırma davası niteliğinde olduğunun kabulüne olanak bulunmadığı; davacının davayı idarenin uygulamasından doğan zararlarının giderilmesi istemiyle açtığı görülmektedir. Bu durumda, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun arazi ve arsa düzenlenmesine ilişkin 18. maddesinin uygulamasından kaynaklanan ve imar planı ile buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan uyuşmazlığın, 2577 sayılı Kanun'un 2/1-b maddesinde yer alan idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenle, Danıştay Başsavcısı nın, taşınmazın bedelinin tahsiline hükmedilmesi istemine ilişkin başvurusunun kabulü ile, davalı vekilinin görev itirazının, Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ: Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısının BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalı vekilinin görev itirazının Ankara 19. Asliye Hukuk Mahkemesi nce REDDİNE İLİŞKİN KARARININ KALDIRILMASINA, gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2012/48

79 KARAR NO : 2012/78 KARAR TR : (Hukuk Bölümü) ÖZET : 2247 sayılı Yasa da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasa nın 27. maddesi uyarınca REDDİ gerektiği hk. KARAR Davacılar : Ş. Ş., L. Ş. Vekili : Av. G. A. Davalılar : (İdari Yargıda) Manisa Valiliği Tarım İl Müdürlüğü (Adli Yargıda) 1-Hazineye izafeten Salihli Mal Müdürlüğü 2-Pazarköy Tüzel Kişiliğine izafeten Köy Muhtarlığı O L A Y: 1-Davacılar vekili, müvekkillerinin maliki olduğu Manisa ili, Salihli ilçesi, Pazar Köyünde bulunan 1618 parsel sayılı taşınmaz lehine mera vasıflı 1617 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Manisa Mera Komisyonunun gün ve 458 sayılı kararının iptali istemiyle, Manisa Valiliği Tarım İl Müdürlüğü ne karşı idari yargı yerinde dava açmıştır. MANİSA İDARE MAHKEMESİ: gün ve E: 2008/1440, K:2008/1638 sayı ile, 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesinin 2-d bendinde, dilekçelerin idari davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı yönüyle inceleneceği belirtilmiş; 15/1-b maddesinde de, 14/2-d maddesine aykırılığın tespiti halinde davanın reddedileceği kuralına yer verilmiş olduğu; öte yandan; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 747. maddesinde, genel yola çıkmak için yeterli geçidi bulunmayan taşınmaz malikinin karşılığını tam ödemek kaydıyla komşularının kendisine uygun bir yeri yol olarak bırakmalarını mahkemeden talep edebileceği; mahkeme bu talep doğrultusunda karar verirse yolun yerinin haritaya bağlanacağı ve kararın kesinleşmesinden sonra tapu sicilinin irtifak hakları sütununda gerekli tescilin yapılacağının belirtilmiş bulunduğu; dosyanın incelenmesinden, davacıların tarihli dilekçeyle taşınmaz lehine geçit hakkı tesisi için idareye başvurdukları; tarihli, 458 sayılı mera komisyonu kararıyla meralarda geçit hakkı verilmesi konusunda 4342 sayılı Mera Kanunu'nda hüküm bulunmadığından istemin reddedildiğinin anlaşıldığı; yukarıda alıntısı yapılan madde hükmüne göre, geçit hakkı niteliğindeki irtifak hakkı talebi reddedilen davacıların, bundan sonra izleyecekleri yol adli yargı yerinde inşai sonuç doğuracak tescil davası olup, istemi reddeden mera komisyonu kararı bu kapsamda idari davaya konu edilebilecek kesin ve yürütülmesi gerekli bir işlem sayılamayacağından, uyuşmazlığın esasını incelenme olanağının bulunmadığı gerekçesiyle; davanın 2577 sayılı Kanun'un 15/1-b maddesi uyarınca reddine karar vermiş; kararın temyizen incelenerek bozulması istemiyle davacılar vekilinin yaptığı başvuru, Danıştay 8. Dairesi nin gün ve E: 2008/9417, K:2010/3957 sayılı kararıyla reddedilerek karar onanmış, karar düzeltme istemi de aynı Daire nin gün ve E:2010/7928, K:2010/6469 sayılı kararıyla reddedilmiş ve Mahkeme kararı kesinleşmiştir. 2-Davacılar vekili bu defa, 1618 parselin etrafında, 464 ve 1617 parsellerin bulunduğunu, her iki parselin de mera vasfıyla kayıtlı olduğunu, ancak 1618 parselin genel yol ile bağlantısının bu meralardan açılacak geçit ile sağlanabileceğini, alternatifli iki adet 1618 parseli ana yola bağlı kılacak geçidi gösteren pafta/proje örneğinin de hazırlandığını ifade ederek, sonuç itibariyle; Salihli İlçesi Pazarköy 1618 parsele, 464 veya 1617 parselden geçit hakkı verilmesine karar verilmesi istemiyle 1-Hazineye izafeten Salihli Mal Müdürlüğü, 2-Pazarköy Tüzel Kişiliğine izafeten, Pazarköy Köy Muhtarlığı na karşı adli yargı yerinde dava açmıştır. SALİHLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: gün ve E:2011/34, K:2011/316 sayı ile, davanın, geçit hakkı davası olduğunu, Mahkemelerinde yapılan yargılama neticesinde; Davacıların kendilerine ait olan Salihli ilçesi Pazarköy köyü 1618

80 parsel sayılı taşınmazlarına geçmek için yol hakkı verilmesini talep ettikleri, davaya konu 1618 parselin etrafının 1617 parsel sayılı mera vasfıyla kayıtlı taşınmaz bulunduğu, davacının Manisa İdare Mahkemesi'nin 2008/1440 Esas ve 1638 Karar sayılı ilamına konu açmış olduğu geçit hakkı tesisine ilişkin davada, irtifa tesisi niteliğindeki davanın adli mercide görüleceği, bu anlamda davacının tarihli dilekçe ile, il Mera Komisyonu'na başvurusunun ve bu başvurusunun ret kararının kesin ve yürütülmesi gerekli bir idari işlem olmadığı ve uyuşmazlığın esasını çözmeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, Danıştay 8. Daire Başkanlığı'nın tarih ve 2010/6469 karar sayılı ilamı ile, İlk Derece Mahkemesi kararının onaylandığı, bu cihetle mahkemelerine açılan geçit hakkı davasında, davacı talebi, dosya arasına alınan kayıt ve belgeler ile birlikte değerlendirildiğinde, davacıya ait taşınmazın bir bütün halinde etrafının 1617 parsel sayılı mera vasıflı taşınmaz ile çevrili olup, kuzeybatı kısmının zeminde yol olarak görülen ancak fiilen kullanılmayan alana tekabül ettiği, meraların mülkiyetinin kamuya ait olup, intifa hakkının bir ya da birden çok köyün ortak yararına tahsis edildiği, tapuya tescilinin mümkün olmayıp, özel siciline yazıldığı, meraların kullanımının 4342 Sayılı Yasada açıkça belirtildiği, bu kapsamda meraların kısmen bu vasfı değiştirilerek yol olarak tapuya tescilinin mümkün bulunmadığı, nitekim Yargıtay 14. Hukuk Dairesi Başkanlığı'nın tarih ve 2010/652 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere mera vasıflı taşınmazlar üzerine geçit hakkının kurulamayacağının belirlendiği dikkate alınarak, mer'a vasfıyla kayıtlı taşınmazların vasıflarının değiştirilemeyeceği ve ayrıca ormanlar ve bunun gibi kamu malları ile devletin hüküm ve tasarrufundaki yerlerin özel mülkiyete konu teşkil edilemeyeceği, buna göre dava konusu taşınmaza komşu mer'a vasfındaki taşınmazlardan geçit hakkı tanınamayacağının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş; davacılar vekilinin temyiz istemi Yargıtay 14.Hukuk Dairesi nin gün ve E:2011/8752, K:2011/12045 sayılı kararıyla reddedilerek karar onanmış, karar düzeltme yoluna gidilmemiş ve Mahkeme kararı kesinleşmiştir. 3-Davacılar vekili, tarihli dilekçe ile; Manisa İdare Mahkemesi ile Salihli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki olumsuz uyuşmazlığın giderilmesi istemiyle Uyuşmazlık Mahkemesi ne başvurmuştur. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü nün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Nurdane TOPUZ, Mehmet Ali DURAN, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU nun katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında; Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK in 2247 sayılı Yasa da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, anılan Yasa nın 27. maddesi uyarınca reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA nın başvurunun reddi gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Uyuşmazlık Mahkemesi nin görev ve yetkileri, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası nın 158. maddesi ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun un 1. maddesinde açıkça gösterilmiş ve adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili kılınmıştır sayılı Kanun un 14. maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararın kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Aynı Yasa nın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesi nin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

81 Olayda; idari yargı yerinde, davacıların malik oldukları taşınmaz lehine mera vasıflı taşınmazdan geçit hakkı verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin Manisa Mera Komisyonunun kararının iptali istemiyle, Manisa Valiliği Tarım İl Müdürlüğü ne karşı açılan davada, Mahkeme ce geçit hakkı niteliğindeki irtifak hakkı talebi reddedilen davacıların, bundan sonra izleyecekleri yol adli yargı yerinde inşai sonuç doğuracak tescil davası olup, istemi reddeden mera komisyonu kararı bu kapsamda idari davaya konu edilebilecek kesin ve yürütülmesi gerekli bir işlem sayılamayacağından, uyuşmazlığın esası incelenme olanağının bulunmadığı gerekçesiyle; davanın 2577 sayılı Kanun'un 15/1-b maddesi uyarınca reddine karar verildiği, bu kararda davacıların izleyecekleri yönteme işaret edilmekle birlikte, anılan kararın görevsizlik kararı olmadığı; bu karar üzerine davacılar vekili tarafından adli yargı yerinde, söz konusu parsele, mera niteliğindeki parsellerden geçit hakkı verilmesine karar verilmesi istemiyle 1-Hazineye izafeten Salihli Mal Müdürlüğü, 2-Pazarköy Tüzel Kişiliğine izafeten, Pazarköy Köy Muhtarlığı na karşı açılan davada ise Mahkeme ce, işin esası incelenerek, dava konusu taşınmaza komşu mer'a vasfındaki taşınmazlardan geçit hakkı tanınamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşıldığından, ortada 2247 sayılı Yasa nın 14. maddesinde öngörülen biçimde, tarafları, sebebi ve konusu aynı olan davada en az iki yargı merciince kendilerini görevsiz görerek verilmiş ve kesinleşmiş görevsizlik kararları bulunmamaktadır. Öte yandan, 2247 sayılı Yasa nın 10. maddesinde yer alan olumlu görev uyuşmazlığı çıkarma için adli, idari ve askeri yargı mercilerinden birinde açılmış olan bir davanın görülmesi sırasında yapılan görev itirazının reddi üzerine, ilgili Başsavcı tarafından, görevli bulunduğu kendi yargı düzeninin görev alanına vaki müdahalenin önlenebilmesini sağlamak için konunun Uyuşmazlık Mahkemesi ne götürülmesi suretiyle davanın henüz başlangıç safhasında iken görev sorununun çözüme kavuşturulmasına ilişkin bir durum bulunmadığı gibi; 17. maddesinde öngörülen olumlu görev uyuşmazlığının doğabilmesi için, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada en az iki yargı merciince kendilerini görevli sayan kararlar verilmesi; 19. maddeye göre yargı mercilerince Uyuşmazlık Mahkemesi ne başvurulabilmesi için de, daha önce diğer yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine aynı davada kendisinin de görevsiz bulunduğu ve görevsizlik kararı veren yargı merciinin görevli olduğu kanısına varılması; 20. madde uyarınca görev uyuşmazlığı çıkarılmasında, temyiz incelemesi yapan yüksek mahkeme tarafından Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulması gerekmekte olup, dosya kapsamında anılan maddelerde düzenlenen görev uyuşmazlığı inden biri de oluşmamıştır. Ayrıca, Yasa nın 24.maddesinde, 1. maddede gösterilen yargı mercilerinden en az ikisi tarafından, görevle ilgili olmaksızın kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, aynı konuya ve sebebe ilişkin, taraflarından en az biri aynı olan ve kararlar arasındaki çelişki yüzünden hakkın yerine getirilmesi olanaksız bulunan hallerde varlığı kabul edilen hüküm uyuşmazlığının gerçekleştiğinden söz etmek de mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle, Davacılar vekilinin 2247 sayılı Yasa da öngörülen koşulları taşımayan Manisa İdare Mahkemesi ile Salihli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki olumsuz uyuşmazlığın giderilmesi istemiyle yaptığı başvurunun, anılan Yasa nın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir. SONUÇ: 2247 sayılı Yasa nın 27. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN REDDİNE, gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2012/52 KARAR NO : 2012/79 KARAR TR :

82 (Hukuk Bölümü) ÖZET : 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu uyarınca verilen idari para cezasına karşı açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. KARAR Davacı : H. A. Vekili : Av. M. K. Davalı : Olur Kaymakamlığı (Tarım İlçe Müdürlüğü) OLAY : Olur Kaymakamlığı Tarım İlçe Müdürlüğü nün gün ve 647 sayılı Para Cezası Kararı ile, yurtiçi veteriner sağlık raporsuz hayvan sevki nedeniyle, 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu nun 47.maddesinin b bendi uyarınca Davacıya YTL idari para cezası verilmiştir. Davacı, para cezasının kaldırılması istemiyle adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur. OLUR SULH CEZA MAHKEMESİ: gün ve D. İş No: 2007/3, K:2007/3 sayı ile Davanın, 3285 Sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu nun 47 maddesinin b fıkrası gereğince idari makam tarafından verilen idari para cezasının iptaline ilişkin olduğu; tarihinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun yürürlüğe girmesi karşısında, bu Kanunun diğer kanunlarda düzenlenen idari yaptırımlar ile bunlara karşı yapılacak itirazlara ilişkin görev hükümleri üzerindeki etkisinin incelenmesinin gerektiği, Kabahatler Kanunu Tasarısı Gerekçesinde özetle, bu düzenleme ile, özellikle ekonomik hayata ilişkin düzenlemelerde kazuistik olarak idari ceza yaptırımı öngören ve bir sistemden yoksun olan hükümlerin önüne geçebilmek ve ayrıca hukuk uygulamasında birliği ve hukuk güvenliğini temin etmek amacıyla, belirlenen genel ilkelerin, özel kanunlarda tanımlanan kabahatler hakkında da uygulanmasının sağlanacağının belirtildiği, Kabahatler Kanunu'nun birinci maddesinde "Bu Kanunda; toplum düzenini, genel ahlakı, genel sağlığı, çevreyi ve ekonomik düzeni korumak amacıyla; a) Kabahatlere ilişkin genel ilkeler, b) Kabahatler karşılığında uygulanabilecek olan ilişkin kararlara karşı kanun yolu, e) İdari yaptırım kararlarının yerine getirilmesine ilişkin esaslar, belirlenmiş ve çeşitli kabahatler tanımlanmıştır." denilerek Kanunun amaç ve kapsamının belirlendiği; ikinci kısmında yer alan 32 ila 43. maddelerinde, Türk Ceza Kanunu kapsamı dışında kalan çeşitli kabahatler sayılarak, bu eylemlere yaptırımlar öngörüldüğü; anılan Kanun'un 2. maddesinde, "kabahat" deyiminden, kanunun karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlığın anlaşılacağı; 16. maddesinde, kabahatler karşılığında uygulanacak olan idari yaptırımların "idari para cezası" ve "idari tedbirler" den ibaret bulunduğu; "idari tedbirler"in de mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirler olduğunun belirtildiği; Kabahatler Kanunu'nun "Genel kanun niteliği" Başlıklı İlk halinde 3. maddesinde, "Bu Kanunun genel hükümleri diğer kanunlardaki kabahatler hakkında da uygulanır." denildiği; bu Kanun'un genel hükümleri arasında yer alan 27. maddesinin (1) numaralı bendinde, idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren engeç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabileceğinin öngörüldüğü, buna göre, Kabahatler Kanunu'nun belirlediği ilke ve esaslara uyan diğer kanunlardaki idari para cezaları ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırımlara karşı yapılacak itirazlarda sulh ceza mahkemesinin genel görevli kılındığı; ilk dereceli Sulh Ceza Mahkemelerinin Kabahatler Kanunun ilgili hükümlerini itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine götürmeleri üzerine Anayasa Mahkemesinin 2005/108 E, 2006/35 K sayılı, tarihli Kararıyla Kabahatler Kanunun 3.maddesinin iptal edildiği; Anayasa Mahkemesinin kararı R.G tarihinde yayımlanmış ve iptal kararının resmi gazetede yayımından itibaren 6 ay sonra yürürlüğe girmesinin öngörülmüş olduğu; Anayasa Mahkemesinin iptal kararının tarihinde yürürlüğe girmesi beklenirken daha yürürlüğe girmeden bu sefer kanun koyucunun 5560 sayılı kanunun 31. maddesi ile 5326 sayılı Kabahatler Kanunun 3.maddesini yeniden düzenlediği; Madde 3.-

83 (Değişik: / m.31)(1) Bu Kanunun; a) İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, b) Diğer genel hükümleri, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında, uygulanır, şeklinde düzenleme yapıldığı, düzenlemenin Anayasa Mahkemesinin Kararına uygun olduğu; bu haliyle idari yaptırım kararlarına karşı Sulh Ceza Mahkemesinin görevlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacak hale geldiği; 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu nun özel düzenleme içeren kanun olduğu; bu kanunun madde 56 - Bu Kanunda yazılı yasak fiiller hakkında yetkili memurlar tarafından tanzim olunacak zabıt varakaları aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir. (Ek fıkra: / m.5) Bu Kanunda yazılı olan idari para cezaları o yerin en büyük mülki amiri tarafından verilir. Verilen idari para cezalarına dair kararlar ilgililere tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir. Bu cezalara karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz, idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz. İtiraz üzerine verilen karar kesindir. İtiraz, zaruret görülmeyen hallerde evrak üzerinde inceleme yapılarak en kısa sürede sonuçlandırılır. Bu Kanuna verilen idari para cezaları tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarını Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunur. hükmünün bulunduğu;bu hükmün açıkça yürürlükten kaldırılmadığı, tarihinden 5560 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 19/12/2006 tarihine kadar geçen zaman zarfında özel yasalarda idari yargı görevli olsa bile kabahatler kanunu gereğince idari yaptırım kararlarında sulh ceza mahkemesinin görevli kılındığı, fakat Kabahatler Kanunun 5560 sayılı yasayla değişik 3.maddesi gereğince, özel yasada düzenleme var ise Sulh Ceza Mahkemelerinin idari yaptırım kararına bakmakla görevli bulunmadığı; bu nedenle davacıya kesilen idari para cezasında 3285 sayılı Kanunun 56.maddesine 4854 sayılı yasayla eklenen düzenleme ve 5560 sayılı yasayla değişik Kabahatler Kanunun 3. maddesi yürürlüğe giremeyen Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gözetildiğinde mahkemelerinin görevli olmadığı, görev kamu düzenine ilişkin olduğundan görevsizlik kararı verildiği; Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün sayı ve Uyuşmazlık Mahkemesi'nin E:1999/136 ve K:1999/33 sayılı ve Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun gün ve E:1994/3576 K:1995/693 sayılı ilamı nazara alınarak 2577 sayılı Yasanın 9. md uyarınca idari yargı yerinin görevine girdiği halde Adli, Askeri, yargı yerlerine açılıp görev yönünden reddedilen davalarda, anılan kararın kesinleşmesini izleyen günden itibaren 30 gün içinde görevli mahkemeye dava açabileceklerinden, itiraz edene 4709 sayılı yasayla değişik Anayasa'nın 40/2 md gereği görevli mahkemenin Erzurum İdare Mahkemesi olduğu ve dava açma süresinin kararın kesinleşmesinden itibaren 30 gün olduğunun bildirilmesine karar verilmiş olduğu, T.C Yargıtay 2.Ceza Dairesi nin E:2001/12396, K: 2001/ T: tarihli ilamı nazara alınarak adli yargı yeri dışında bir merciin görevli olduğuna ilişkin olarak 1412 sayılı yasanın 263.maddesi uyarınca verilen görevsizlik kararlarının temyiz kabiliyeti bulunduğu gerekçesiyle; 3285 sayılı Yasanın 47 ve 56. maddeleri gereği idari para cezasına itirazın denetimi idari yargı yerine ait olduğundan mahkemelerinin 5271 sayılı Yasanın 223.maddesi gereğince görevsizliğine, görevli mahkemenin Erzurum İdare Mahkemesi olduğuna karar vermiş; davacı vekilinin itirazı Olur Asliye Ceza Mahkemesi nin bila tarih, Değ. İş. No:2011/13 sayılı kararıyla kesin olarak reddedilmiştir. Bu kez davacı vekili, söz konusu para cezasının iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır. ERZURUM 2. İDARE MAHKEMESİ: gün ve E: 2011/1876 sayı ile, dosyanın incelenmesinden; davacı vekili tarafından, müvekkili hakkında 3285 Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu hükmüne aykırı fiili nedeniyle tesis edilen gün ve 647 sayılı idari para cezası işleminin iptali istemiyle Olur Sulh Ceza Mahkemesi'nde tarihinde dava açıldığı, adı geçen Mahkemece tarih ve D.iş No:2007/03 sayılı kararla, uyuşmazlıkta

84 idari yargının görevli olduğu kanaatine varılarak davanın görev yönünden reddedildiği, bu karara karşı davacı vekili tarafından Yargıtay nezdinde temyiz başvurusu yapıldığı, Yargıtay aşamasında gün ve 2007/40786 sayılı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tebliğnamesinde; "hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 456. maddesiyle değişik 56. maddesinde idari cezaya itiraz halinde idari mahkemenin görevli olduğuna dair hüküm kaldırılmış olduğundan, Sulh Ceza Mahkemesi nin yeniden görevli olduğu anlaşılmakla, Yasaya aykırı bulunduğundan hükmün CMUK'un 321. maddesi uyarınca bozulması" gerektiğinin belirtildiği, ancak gün ve E: 2008/13374, K:2011/16295 sayılı Yargıtay 7. Ceza Dairesi kararı ile Olur Sulh Ceza Mahkemesi kararının temyizinin mümkün olmadığı, 5271 sayılı CMK'nın 268. maddesi uyarınca karara itiraz edilebileceğinin ve bu kapsamda temyiz dilekçesi itiraz mahiyetinde kabul edilerek mahallinde değerlendirilmek üzere dosyanın incelenmeksizin iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na tevdiine hükmedildiği, anılan karar sonrasında Olur Sulh Ceza Mahkemesi'nin tarihli kararı ile dosyanın itiraz incelemesi için Olur Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderildiği, Olur Asliye Ceza Mahkemesi'nin D. İş. No:2011/13 sayılı kararı ile de görevsizlik kararına yapılan itirazın kesin olmak üzere reddedildiği ve bu karar üzerine de havale tarihli dilekçe ile idari para cezasının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığının anlaşıldığı; işlem tarihinde yürürlükte bulunan 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu'nun 56. maddesinin 2. fıkrasında; "Bu Kanunda yazılı olan idari para cezaları o yerin en büyük mü/ki amiri tarafından verilir. Verilen idari para cezalarına dair kararlar ilgililere 11/02/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edilir. Bu cezalara karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz, idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz. İtiraz üzerine verilen karar kesindir." kuralı bulunmaktayken; anılan hükmün tarihli ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun'un 456. maddesiyle; "Bu Kanunda yazılı olan idari yaptırımlara mahalli mülki amir tarafından karar verilir." şeklinde değiştirildiği, ayrıca 3285 sayılı Kanun uyarınca uygulanan idari para cezasına karşı idare mahkemelerinde dava açılacağı yönünde herhangi bir kural konulmadığı; diğer taraftan; 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 3. maddesinde "Bu Kanunun; a) İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, b) Diğer genel hükümleri, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün filler hakkında uygulanır'; 27/1 maddesinde ise "İdari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir" düzenlemelerinin yer aldığı; aktarılan hükümlere göre, idari para cezalarına karşı yapılacak itirazlarda idare mahkeme/erinin görevli olduğu yönünde özel bir görev kuralının bulunmaması halinde görevli mahkemenin sulh ceza mahkemeleri olacağı; bu durumda; 3285 sayılı Kanun'un 47. maddesine istinaden verilen idari para cezasına ilişkin işleme karşı yapılacak itiraza bakmakla görevli olan idare mahkemelerinin, var olan görev kuralının 5728 sayılı Kanun'un 456. maddesiyle kaldırılmış olması ve anılan Kanunda, görev konusundaki düzenlemenin değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair bir hüküm bulunmaması, öte yandan, yürürlükteki mevzuatta da idare mahkemelerinin görevli olduğuna yönelik başkaca özel bir düzenlemenin yer almaması karşısında, uyuşmazlığın çözümünde, 5326 sayılı Kanun'un 3. ve 27/1 maddeleri gereği sulh ceza mahkemelerinin görevli bulunduğu; ayrıca, işlem tarihinde yürürlükte bulunan 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanun u, gün ve sayılı Resmi Gazetede yayımlanan gün ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu'nun 47. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğu, 5996 sayılı Kanun'da da idari para cezalarına itiraz konusunda İdare Mahkemeleri nin görevli olduğuna dair özel bir hüküm

85 bulunmadığı gerekçesiyle; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve işleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi gereğince, Olur Sulh Ceza Mahkemesi'nin tarih ve D.iş No:2007/03 sayılı kararı ile görev yönünden reddedilen ve Mahkemelerinde açılmış bulunan işbu davanın çözümünün, adli yargının görev alanına girdiği kanaatine varılmış olduğundan, dava dosyası ve ekleri ile Olur Sulh Ceza Mahkemesi'nin D. İş. No:2007/03 sayılı dosyalarının görevli merciin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine, davanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi'nce görevli merciin belirlenmesine ilişkin karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü nün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU nun katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında: l-ilk İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu nun günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ceza uyuşmazlıkları ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının hukuk uyuşmazlığı sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ceza davası olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği... açıkça belirtilmiştir. Bu durum gözetildiğinde, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur. İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu nun 47.maddesinin b bendine göre verilen para cezasının kaldırılması istemiyle açılmıştır sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu nun 47.maddesinin (b) bendinde, (Bu Kanunun 22 nci maddesinin birinci fıkrası ile 24 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükümleri saklı kalmak şartıyla;) 22 nci maddenin dördüncü fıkrasında belirtilen menşe şahadetnamesiz ve veteriner sağlık raporsuz olup menşei ile menşeinde salgın hastalık olmadığı tespit edilen hayvanları naklederken veya naklettirirken 23 üncü maddede belirtilen görevliler tarafından yakalanan veya ele geçirilen hayvan sahiplerine yediyüzelli Türk Lirası, idarî para cezası verileceği düzenlenmiş; 56. maddesinin 4854 sayılı Kanun un 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasında, bu Kanunda yazılı olan idari para cezalarının o yerin en büyük mülki amiri tarafından verileceği, verilen idarî para cezalarına dair kararların ilgililere tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebliğ edileceği, bu cezalara karşı tebliğ tarihinden itibaren en geç yedi gün içinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebileceği,

86 itirazın, idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmayacağı, itiraz üzerine verilen kararın kesin olduğu, itirazın, zaruret görülmeyen hâllerde evrak üzerinde inceleme yapılarak en kısa sürede sonuçlandırılacağı, bu Kanuna göre verilen idarî para cezalarının tarihli ve 6183 sayılı Âmme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil olunacağı öngörülmüşken; 56. madde, gün ve 5728 sayılı Kanun un 456. maddesiyle, Bu Kanunda yazılı olan idarî yaptırımlara mahallî mülkî amir tarafından karar verilir şeklinde değiştirilmiştir sayılı Kanun hükümleri tarihinde yürürlüğe girmiştir sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu nda yapılan değişiklikle idari para cezasına karşı kanun yoluna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir gün ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanan tarihli ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu nun 47. maddesinde, (3) 8/5/1986 tarihli ve 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu yürürlükten kaldırılmıştır. ; 48. maddesinde, (3) Mevzuatta bu Kanun ile yürürlükten kaldırılan kanunlara yapılan atıflar bu Kanunun ilgili hükümlerine yapılmış sayılır. ; ve 49. maddesinde, (1) Bu Kanunun; a) 46 ncı maddesinin birinci fıkrası, 1/4/2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde, b) 31 inci maddesinin birinci fıkrası, 33 üncü maddesi, 46 ncı maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları ile geçici 1 inci maddesinin dördüncü fıkrası yayımı tarihinde, c) Diğer hükümleri yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra, yürürlüğe girer denilmiştir. Diğer taraftan anılan Kanun un Cezaların Uygulanması, Tahsili ve İtirazlar başlıklı 42.maddesinde, (1) Bakanlık tarafından istenen resmî evrakta tahrifat veya sahtecilik yaparak Bakanlığı yanılttığı tespit edilenlerin işlemleri durdurulur ve savcılığa suç duyurusunda bulunulur. (2) Bu Kanunda belirtilen idarî yaptırımları uygulamaya, il tarım müdürü yetkilidir. İl tarım müdürü bu yetkisini ilçe tarım müdürlerine yazılı olarak devredebilir. Ancak, resmî kontroller sırasında, insan sağlığı, gıda ve yem güvenilirliği, bitki ve hayvan sağlığı açısından tehlike oluşturması ve acil tedbirleri gerektirmesi durumunda, idarî para cezaları hariç olmak üzere diğer idarî yaptırımları uygulamaya kontrol görevlisi de yetkilidir. Verilen idarî para cezaları otuz gün içinde ödenir. (3) İtlaf ve imha işlemleri, tüm masrafları sahibi tarafından karşılanmak üzere Bakanlık gözetiminde gerçekleştirilir. Malların sahipsiz yakalanması durumunda masraflar Bakanlık bütçesinden karşılanır. (4) Sahipleri tarafından piyasadan toplatılması gereken canlı hayvan ve ürünlerin sahibi veya sorumlusu tarafından toplatılmaması durumunda Bakanlık tarafından toplatılır, toplatma masrafının iki katı tutarın sorumlular tarafından ödenmesi için bir aylık ödeme süresi verilir. (5) Bu Kanunda verilen süreler içinde ödenmeyen tutarlar ile belirlenen idari para cezaları, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre takip ve tahsil edilir. hükmüne yer verilmiştir. Olayda, para cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmış olup, 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu nda da idari para cezası verilecek hususlar düzenlenmiş; ancak, idari para cezasına karşı kanun yoluna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Öte yandan; tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu nun günlü, 5560 sayılı Yasa nın 31. maddesiyle değiştirilen 3. maddesinde, " (1) Bu Kanunun; a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,

87 b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında, uygulanır"; Kanunun Başvuru yolu başlıklı 27. maddesinin 1. fıkrasında ise, "İdari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir" düzenlemeleri yer almıştır. Bu düzenlemeye göre; Kabahatler Kanunu nun, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir. Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır. Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir. İncelenen uyuşmazlıkta, öngörülen idari para cezasının 5326 sayılı Kanun un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım inden biri olduğu, 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanununu yürürlükten kaldıran 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu nda da idari para cezasına itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, Kabahatler Kanunu nun 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacak olması nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Yasa hükümleri dikkate alınacağından, idari para cezasına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesi nin başvurusunun kabulü ile Sulh Ceza Mahkemesi nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Erzurum 2.İdare Mahkemesi nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Olur Sulh Ceza Mahkemesi nce verilen gün ve D. İş No: 2007/3, K:2007/3 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2012/53 KARAR NO : 2012/80 KARAR TR : (Hukuk Bölümü) ÖZET : T.S.K da uzman çavuş olarak görev yaparken 45 yaşa girmesi nedeniyle sözleşmesi feshedilen ve akabinde T.S.K. kadrolarına istihdam edilmek üzere Askerlik Şubesine sivil memur olarak atanan davacı tarafından sivil memurluğa 3. derecenin 2.

88 kademesinden atamasının yapılması gerekirken, 6. derecenin 3. kademesinden göreve başlatılmasına ilişkin işlemin iptali istemi ile açılan davanın GENEL İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. KARAR Davacı : M. B. Vekili : Av. T. Ç. Davalı : Milli Savunma Bakanlığı OLAY : Davacı vekili dilekçesinde, Terhisli P. Uzm. Çvş. olan müvekkilinin 45 yaşına girmesi nedeniyle sözleşmesinin feshedildiğini ve 6000 Sayılı Yasa ile 3269 sayılı Yasa'nın 5. maddesine eklenen cümle gereğince, TSK.leri kadrolarında istihdam edilmek üzere, Söğüt Askerlik Şubesi emrine sivil memur olarak atamasının yapıldığını ancak uzman erbaş olarak görev yaptığı sırada 3. derecenin 2.kademesinden terhis edilen müvekkilinin, sivil memur olarak 6.derecenin 3.kademesinden atama işlemine tabi tutulduğunu ileri sürerek; müvekkilinin, 20 Ocak 2011 tarihinden itibaren 3. derecenin 2. kademesinden göreve başlatılması gerekirken, 6. derecenin 3. kademesinden göreve başlatılması işleminin iptali ile tarihinden itibaren 3. derecenin 2. kademesinden ödenmesi gereken maaş ve tüm özlük haklarının, tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde dava açmıştır. ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRESİ: gün ve E:2011/705, K:2011/650 sayı ile, Anayasanın 157., 1602 sayılı Yasanın 20. ve 21. maddeleri hükümleri karşısında bir davaya Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde bakılabilmesi için; idari işlemin bir asker kişi göz önünde tutularak tesis edilmesi veya idari eylemin bir asker kişiye yönelmiş olması yahut uyuşmazlığın askerlik yükümlülüğünden doğmuş olması, dava konusu idari işlem ve eylemin askeri hizmete ilişkin bulunması şartlarının birlikte gerçekleşmiş olmasının gerektiği, Söğüt Askerlik Şubesi Başkanlığı'nda sivil memur olarak görev yapan davacının asker kişi olduğu hususunda herhangi bir tereddüt bulunmadığı, burada dava konusu işlemin askeri hizmete ilişkin olup olmadığının açıklığa kavuşturulmasının gerektiği; öğretide ve Uyuşmazlık Mahkemesi ile AYİM içtihatlarında genel kabul gören görüşe göre; idari işlemin görevli yargı yerinin tespiti yönünden askeri hizmete ilişkin olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılması gerektiği, eğer idari işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise, bu işlemin askeri hizmete ilişkin bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği, daha açık bir ifadeyle, askeri hizmete ilişkin idari işlemlerin idarece bir asker kişinin askeri yeterlik ve yetenekleri, tutum ve davranışları, askeri geçmişi, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevleri, askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural gerek ve gelenekler göz önünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda tesis edilen işlemler olduğu; bu kapsamda bir işlem Askeri makamlarca asker şahıslar hakkında tesis edilmiş olsa bile, bu işlemin Askeri makamlar dışındaki bir başka kamu kurum ya da kuruluşunca kendi personeli hakkında tesis edilmiş olan işlemden nitelik yönünden herhangi bir farkı bulunmuyorsa bu işlem Askeri hizmete ilişkin bir işlem olmayıp, bu işleme ilişkin davaların görüm ve çözüm yerinin de AYİM değil, genel idari yargı yeri olması gerektiği, başka bir anlatımla; bir idari işlemin askeri hizmete ilişkin olabilmesi ve yargısal denetiminin AYİM de yapılabilmesi için, işlemin yargısal denetiminde askerlik mesleğinin gereklerini yakından bilmenin önem taşıması gerektiği, açılan iptal davasında, asker kişi hakkında tesis edilen işlemden doğan dava ve onun çözümüyle varılacak sonuç ile aynı durumdaki sivil kişi hakkında aynı işlemden doğan dava ve onun çözümüyle varılacak sonucun farklı olmaması halinde, davanın çözüm yerinin AYİM değil Genel İdari Yargı olduğu; davaya konu temel uyuşmazlığın, davacının Uzman Erbaş statüsünde TSK'da geçirmiş olduğu sürenin memuriyet hizmet süresi ile birleştirilmemesi işlemi olduğu; bu yönüyle sorunun sadece TSK da görevli ve durumları davacı gibi olan personelle sınırlı olmayıp, Kamuda 657 sayılı Kanun kapsamında görev yapan ve davacıyla

89 aynı durumda olan personelin tamamını ilgilendirmekte olduğu; davanın çözümünde ne davacının 1602 sayılı Kanunun 20 nci maddesi uyarınca asker kişi sayılmasının ne de görev ve hizmet yerinin TSK kadrolarında yer almasının en ufak bir etki ve öneminin bulunmadığı, Kamu'da 657 sayılı Kanun kapsamında görev yapan ve davacıyla aynı durumda olan personelin hizmet birleştirmesi hangi esas usul ve mülahazalara göre takdir ve tespit edilmiş ise, davacı ve davaya konu ettiği uyuşmazlığın da aynı esas usul ve mülahazalara göre takdir ve tespit edileceği, bir diğer deyişle uyuşmazlıkla ilgili uygulanacak kuralın öngörülmesinde, askeri hizmetin gerekliliklerinin hiç mi hiç gözetilmemiş olduğu; tüm bu sebeplerle davacının 1602 sayılı Kanunun 20 nci maddesi kapsamında asker kişi olduğu ancak dava konusu uzman erbaşlıkta geçen hizmet süreleri nedeniyle Derece/Kademe ve özlük hakları intibakının yapılmaması işleminin askeri hizmete ilişkin olmadığı, dolayısıyla davanın görev ve çözüm yerinin AYİM değil Genel İdari Yargı Yeri olduğu gerekçesiyle, davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir. Davacı vekili aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır. ESKİŞEHİR 2. İDARE MAHKEMESİ: gün ve E:2011/1168, K: 2011/1076 sayı ile, 1602 sayılı Askeri Yüksek idare Mahkemesi Kanunu'nun "Askeri Yüksek idare Mahkemesi nin Görevleri" başlıklı 20. maddesinde; "Askeri Yüksek idare Mahkemesi Türk Milleti adına; askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen görevleri yapar. Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda; ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz. / Bu Kanunun uygulanmasında asker kişiden maksat; Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman jandarma, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve er, erbaş ve erler ile sivil memurlardır." hükmüne yer verilmiş olduğu; dosyanın incelenmesinden, davacının Söğüt Askerlik Şubesi Başkanlığı emrinde sivil memur olarak görev yaptığı, dava konusu uyuşmazlığın 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunundan kaynaklandığı gibi davacının da 1602 sayılı Kanunun 20. maddesinde tanımlanan asker kişilerden olduğundan, davacının maaş ve özlük haklarına ilişkin istemini içeren işbu davanın görüm ve çözümünde Askeri Yüksek idare Mahkemesinin görevli olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle; davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü nün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU nun katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında: I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; genel ve askeri idari yargı yerleri arasında anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, İdari Yargı dosyasının davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Mahkemece askeri idari yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK in, davanın çözümünde genel idari yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA ile A.Y.İ.M Savcısı Müjdat TUNA nın davada genel idari yargı yerinin görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) uzman çavuş olarak görev yaparken 45 yaşına girmesi nedeniyle sözleşmesi feshedilen ve akabinde TSK kadrolarında istihdam edilmek

90 üzere Söğüt Askerlik Şubesi Başkanlığı'na sivil memur olarak atanan davacı tarafından; sivil memurluğa 3. derecenin 2. kademesinden atamasının yapılması gerekirken, 6. derecenin 3. kademesinden göreve başlatılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır. Anayasa nın 157. maddesinde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi nin, askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu; ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartının aranmayacağı belirtilmiş; 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu nun tarih ve 2568 sayılı Yasa ile değişik 20. maddesinin birinci fıkrasında, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Türk Milleti adına; askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen, görevleri yapar. Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda; ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz denilmiştir. Buna göre, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi nin bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlem veya eylemin asker kişiyi ilgilendirmesi ve askeri hizmete ilişkin bulunması koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir sayılı Yasa nın değişik 20. maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlar asker kişi sayılmaktadır. Davacının 1602 sayılı Yasa nın 20. maddesinde sayılan asker kişilerden olduğu ve bu nedenle dava konusu işlemin asker kişiyi ilgilendirdiği tartışmasızdır. Dava konusu işlemin askeri hizmete ilişkin olup olmadığına gelince: İdari işlemin, görevli yargı yerinin tespiti yönünden askeri hizmete ilişkin olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılması gerekmektedir. Eğer idari işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise, bu işlemin askeri hizmete ilişkin olduğu kabul edilmelidir. Daha açık bir ifadeyle, askeri hizmete ilişkin idari işlemler; idarenin bir asker kişinin askeri yeterlik ve yeteneklerinin, tutum ve davranışlarının, askeri geçmişinin, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevlerinin; askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural ve gerekler göz önünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda tesis edilen işlemlerdir. İşlem, askeri olmayan bir makam tarafından tesis edilmiş olsa bile durum değişmemekte menfaati ihlal edilen asker kişinin açtığı davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesi nde görülmesi gerekmektedir sayılı Uzman Erbaş Kanununun 5.maddesinde uzman erbaşların sözleşme yaparak göreve başlayacağı ve Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı ile ilgilendirilecekleri, sözleşmelerinin kırkbeş yaşına girdikleri yıla kadar uzatılabileceği, yaş sınırı nedeniyle silahlı kuvvetlerden ayrılacak olanlardan isteklilerin Milli Savunma Bakanlığı kadrosunda emekli aylığıyla hak kazandıkları tarihe kadar devlet memuru olarak istihdam edileceği; 16.maddesinde ise uzman çavuşların 10 uncu derecenin birinci kademesinden mesleğe giriş yapacakları hükme bağlanmıştır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun Ortak Hükümler başlıklı 36/A maddesinde, mezuniyet durumlarına göre memurluğa giriş dereceleri belirlenmiş, Devlet Memurluğunda İlerleme ve Yükselmeler 2. Bölümünde, Yer Değiştirmeler de 3. Bölümünde düzenlenmiştir. Dosyanın incelenmesinden, davacının Uzm. Çvş olarak görev yaparken, 45 yaşına girmesi nedeniyle sözleşmesinin feshedildiği ve 6000 sayılı Yasa ile 3269 sayılı Yasa'nın 5'inci Maddesine eklenen cümle gereğince, TSK kadrolarında istihdam edilmek üzere Söğüt Askerlik Şubesi Başkanlığı emrine atandığı, Uzm.Çvş. görevinden 3. derecenin 2. kademesinden terhis edilmesine rağmen sivil memurluğa 6. derecenin 3. kademesinden atandığı, bu işlemin düzeltilmesi için davalı idareye başvurduğu, MSB lığı Bursa Askeralma Bölge Başkanlığı'nın 07 Nisan 2011 tarih ve ASAL: /ASAL Blg. Per. İşl. Ks.

91 sayılı yazısı ile atama işleminin yerinde olduğu bildirilerek istemin reddedilmesi üzerine; bu işlemin iptali ile tarihinden itibaren 3. derecenin 2. kademesinden ödenmesi gereken maaş ve tüm özlük haklarının, tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber ödenmesine karar verilmesi istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır. Olayda, davanın konusunu davacının intibakının yapılıp yapılmayacağı hususunun oluşturduğu ve bu işlemin askeri hizmete ilişkin bir yanının bulunmadığı kuşkusuzdur. Belirtilen duruma göre ve olayda Anayasa nın 157. ve 1602 sayılı Yasa nın 20. maddelerinde öngörülen asker kişiyi ilgilendirme ve askeri hizmete ilişkin bulunma koşulları birlikte gerçekleşmediğinden, davanın görüm ve çözümünde genel idari yargı yeri görevli bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle, Eskişehir 2. İdare Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ : Davanın çözümünde GENEL İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Eskişehir 2. İdare Mahkemesi nin gün ve E:2011/1168, K: 2011/1076 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, gününde Üyelerden Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU nun KARŞIOYLARI ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi. AZLlK OYU Dava, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) uzman çavuş olarak görev yapmakta iken 45 yaşına girmesi nedeniyle sözleşmesinin feshedilmesini müteakip TSK kadrolarında istihdam edilmek üzere Söğüt Askerlik Şube Başkanlığı'na sivil memur olarak atanan davacı tarafından; sivil memurluğa 3. derecenin 2. kademesinden başlatılması gerekirken, 6. derecenin 3. kademesinden başlatılmasına ilişkin işlemin iptaline ve aylık ve özlük hakkı farklarının tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır. Bilindiği üzere Uzman Erbaşların statüye giriş ve çıkışları ile tüm özlük hakları ve yükümlülükleri 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanunu ile düzenlenmiştir. Anılan Kanunun 5. maddesinde askerlik hizmetinin özelliği nazara alınarak uzman erbaşların azami 45 yaşına girdikleri yıla kadar görev yapabilecekleri öngörülmüş, bilahare 5. maddede 6000 sayılı Kanunun 26. maddesiyle yapılan düzenlemeyle, yaş sınırı nedeniyle Silahlı Kuvvetlerden ayrılacak olanlardan isteklilerin, Milli Savunma Bakanlığı, MSB ANT Başkanlığı ve Türk Silahlı Kuvvetleri (Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı dahil) kadrolarında emekli aylığına hak kazandıkları tarihe kadar Devlet memuru olarak istihdam edilecekleri; atama işlemlerinin yaş sınırının dolmasından önce tamamlanacağı ve atanılan görevin aylık ve diğer mali haklarına göreve başlanılan tarihten itibaren hak kazanılacağı; bunların uzman erbaşlıkta geçen hizmet sürelerinin 2/2/2005 tarihli ve 5289 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınmak suretiyle, öğrenim durumlarına göre yükselebilecekleri tavanı aşmamak kaydıyla kazanılmış hak aylık derece ve kademelerinin tespitinde değerlendirilecekleri hükümleri getirilmiştir. Görüldüğü üzere kanun koyucu, askerlik hizmetinin gereklerini nazara alarak uzman erbaşlar için ayrı bir statü kanun yapmıştır. Keza somut uyuşmazlığın çözümünde uygulanacak hükümler de yine bu kanunda yer almaktadır. Diğer taraftan, uzman erbaşların atamalarının yaş sınırı dolmadan (henüz görevlerine devam ederken) tamamlanacağı ve sivil memur statülerinin emekli aylığına hak kazandıkları tarihte son bulacağı nazara alındığında davacı ve onun konumundaki personelin atamalarının askerlik hizmetinin gerekleri nazara alınarak yapılan atamalar olduğu, dolayısıyla uyuşmazlığın çözümünde bu hususun ve davacının önceki statüsünün de nazara alınması gerektiği kabul edilmek gerekir sayılı Kanunun uygulanması bakımından davacının asker kişi olduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Bir davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde görülebilmesinin ikinci koşulu ise uyuşmazlığın askeri hizmeti ilgilendirmesi, çözümünün askeri hizmetin

92 gerekleri gözetilerek yapılmasıdır. Yukarıda ifade edildiği üzere dava konusu uyuşmazlık bu haliyle salt bir devlet memurunun intibakı ile ilgili bir uyuşmazlık değildir. Bunun ötesinde, bir müddet uzman erbaş olarak istihdam edilen kişinin uzman erbaşlık statüsünün belli bir süre için adeta Devlet memurluğuna dönüşmesi söz konusudur. Dolayısıyla yeni statüsü ile ilgili saptamaların kişinin uzman erbaşlık statüsü ve bu statüdeki kazanımları dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. Tüm bu nedenlerle uyuşmazlık, kuşkusuz, askeri hizmet gerekleri gözetilerek çözüleceğinden davaya bakma görevinin askeri idari yargıya ait olduğu kabul edilmek gerekir. Yukarıda açıklanan nedenlerle uyuşmazlığın çözümünde genel idari yargıyı görevli kabul eden sayın çoğunluğun görüşüne katılmadık. Üye Üye Sedat ÇELENLİOĞLU Ayhan AKARSU Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2012/55 KARAR NO : 2012/81 KARAR TR : (Hukuk Bölümü) ÖZET : İdari para cezasından kaynaklanan ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davanın, 5510 sayılı Yasa nın 88. maddesi gözetildiğinde ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. KARAR Davacı : Z. K. Vekili : Av. M. K. Davalı : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Vekili : Av. N. Ö. G. OLAY : Davacı vekili, müvekkili hakkında Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, Kahramanmaraş Sigorta İl Müdürlüğü nce tesis edilen, düzenleme tarihli ve 2003/1011, 2007/012138, 2004/492, 2004/010881, 2003/1010, 2007/012137, 2000/1730, 2001/1123, 2003/1007, 2003/1009, 2003/1006, 2007/012139, 2003/1008, 2004/010882, 2004/493 ve 2007/ takip no.lu ödeme emirlerinde belirtilen asıl alacak ve gecikme zamlarının; zaman aşımına uğramış olması sebebiyle iptaline, bu mümkün görülmediği takdirde ise müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitine ve ödeme emirlerinin bu yönden iptaline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır. Kahramanmaraş İş Mahkemesi: gün ve E: 2008/89, K: 2009/1038 sayı ile, Davacı vekilinin Mahkemelerine verdiği dava dilekçesini ıslah ettiği ıslah dilekçesinin özetine yer verdikten sonra; Davacının açmış olduğu davada, davaya konu etmiş olduğu 2003/ , 2004/ , 2004/493 sayılı dosyalar yönüyle davanın tefrik edilerek Mahkemelerinin 2009/1005 esasına kaydedildiğini; Davacının, SSK tarafından kendisine ödeme emirleri gönderildiğini; ancak davaya konu borç nedeniyle daha önce yeniden yapılandırma talep ettiğini, bu talebinin kabul edilmediğini, bu nedenle mümkünse öncelikle muarazanın giderilmesini, değilse borçlar zamanaşımına uğradığından iptalini talep ettiğini; söz konusu dosyaların incelenmesinden; 2003/ , 2004/ sayılı dosyalardaki borcun kaynağının idari para cezası olduğunun anlaşılmasıyla, bu dosyalar yönünden tefrik kararı verildiği, kalan dosyaların incelenmesine geçildiğinde; borç zamanaşımına uğradığından ve süresinde dava açıldığından, açılan davanın tefrik edilenler dışında 2007/ , 2003/ , 2001/1123, 2000/17030, 2004/492 sayılı dosyalar yönüyle zaman aşımı nedeniyle kabulüne karar verilmesinin gerektiğini belirterek sonuç itibariyle; Davacının davasının Kabulü ile, SGK tarafından

93 ayrılan icra dosyaları dışındaki (2007/ , 2003/ , 2001/1123, 2000/17030, 2004/492 sayılı dosyalar) yapılan takiplerin iptaline ve davacının borçlu olmadığının tespitine karar vermiş; temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi: gün ve E:2010/2683, K: 2011/3479 sayı ile, davalı Kurumun temyiz dilekçesinin süre aşımı yönünden reddine karar vermiştir. Tefrik edilen dosyalara ilişkin olarak: KAHRAMANMARAŞ İŞ MAHKEMESİ: gün ve E:2009/1005, K:2009/1042 sayı ile, Davacı vekilinin Mahkemelerine vermiş olduğu dava dilekçesini ıslah ettiği ıslah dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhinde düzenlenen ödeme emirlerinin, müvekkili ile alakası olmayan bir şahsın Kuruma olan borçları nedeniyle düzenlendiğini, 1999 yılından beri özel okul isleten A. Ş.'in Kuruma birtakım borçlarının biriktiğini, davalı kurumun ise söz konusu özel okulun aslında müvekkili tarafından isletildiğini, A. Ş.'in paravan olarak kullanıldığını, Kurumun zarara uğratıldığını ileri sürerek müvekkili aleyhine dava konusu ödeme emirlerini düzenlediğini, müvekkilinin kızını A. Ş. tarafından açılan özel okula kaydettirdiğini, bu nedenle A. Ş. ile tanıştıklarını, bu sahsın bir kısım hukuki işlerini takip ettiğini, gerek kızının bu okulda okuması gerekse vekilliği nedeniyle okula gidip geldiğini, bu nedenle söz konusu borçlardan sorumlu tutulmasının kabul edilemeyeceğini, ödeme emirlerinin Şubat 2008 ayında tebliğ edildiğini, ödeme emirlerine konu borçların ait olduğu yıllar dikkate alındığında 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, ayrıca ödeme emirlerinin içeriğine de itiraz ettiklerini ileri sürerek öncelikle dava konusu ödeme emirlerinin zamanaşımına uğramış olması nedeniyle iptaline, bu mümkün görülmediği takdirde ise müvekkilinin dava konusu ödeme emirlerinden dolayı sorumlu tutulamayacağından dolayı müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitine ve ödeme emirlerinin bu yönden iptaline, masraflar ve vekalet ücreti ile yasal tazminatların davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiş olduğu; davacının açmış olduğu davada davaya konu etmiş olduğu 2003/ , 20041/ , 2004/493 sayılı dosyalar yönüyle davanın tefrik edilerek Mahkemelerinin 2009/1005 esasına kaydedildiği; Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin özetle; Müvekkili kurumca yürütülen takip işlemlerinde herhangi bir uygunsuzluk bulunmadığını, yasa ve mevzuata uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiş bulunduğu; Davacının, SSK tarafından kendisine ödeme emirleri gönderildiğini, ancak davaya konu borç nedeniyle daha önce yeniden yapılandırma talep ettiğini, bu talebinin kabul edilmediğini, bu nedenle mümkünse öncelikle muarazanın giderilmesini, değilse borçlar zamanaşımına uğradığından iptalini talep etmiş bulunduğu; söz konusu icra dosyalarının SSK'dan getirtilip incelenmesinden; 2003/ , 2004/ / sayılı dosyalardaki borcun kaynağının idari para cezası olduğu anlaşıldığından, bu dosyalar yönünden tefrik kararı verildiği, idari para cezalarında görevin idari yargıda olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle Davacının dava dilekçesinin görev yönünden reddine, görevli yargı yerinin idari yargı olduğunun tespitine karar vermiş, bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Davacı vekili bu kez, düzenleme tarihli ve 2007/012139, 2003/1006, 2003/1007, 2003/1008, 2003/1009 sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır. Gaziantep 1. İdare Mahkemesi: gün ve E: 2010/180, K: 2010/372 sayı ile, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 4001 Sayılı Kanunla değişik 5.maddesinin 1.fıkrasında, her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı ancak aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karsı da bir dilekçe ile dava açılabileceğinin hükme bağlandığı; dava dosyasının incelenmesinden, farklı dönemlere ait idari para cezalarına ilişkin olarak ödeme emirleri düzenlendiği, dava konusu edilen ödeme emirleri arasında maddi veya hukuki bağlılık ya da sebep sonuç ilişkisi

94 bulunmadığının anlaşıldığı; bu durumda davacının her ödeme emri için ayrı ayrı dava açması gerektiği sonucuna varıldığından dava dilekçesinin usule uygun görülmediği gerekçesiyle, dava dilekçesinin, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15.maddesinin 1. fıkrası (d) bendi gereğince bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 30 gün içinde 5.maddeye uygun şekilde düzenlenerek yeniden dava açılmak üzere reddine karar vermiştir. Davacı vekili dilekçesini yenileyerek; 2002/5 dönemine ait 444,00 TL idari para cezasının zamanında ödemediği gerekçesiyle SSK Kahramanmaraş İl Müdürlüğünce müvekkili adına düzenlenen, (gecikme zammı dahil) 1.750,00 TL meblağlı, tarih ve 2003/1006 sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle tekrar idari yargı yerinde dava açmıştır. GAZİANTEP 1. İDARE MAHKEMESİ: gün ve E: 2010/623, K: 2011/938 sayı ile, 5510 sayılı Yasanın 88. maddesinin 16. ve devamı fıkralarında; "Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır. / Kurum, 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen alacakları hariç olmak üzere her türlü alacağın teminatını teşkil etmek üzere Yeni Türk Lirası ve/veya yabancı para birimi üzerinden ticari işletme, taşınır ve/veya taşınmaz rehni dahil olmak üzere her türlü teminat almaya yetkilidir. / Kurumun 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen prim ve diğer alacakları amme alacağı niteliğinde olup, imtiyazlı alacaktır. Kurumun taraf olduğu her türlü dava ve icra takiplerinin kısmen veya tamamen aleyhe neticelenmesi halinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda yazılı tazminat ve cezalar Kurum hakkında uygulanmaz. / Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir. Yetkili iş mahkemesine başvurulması alacakların takip ve tahsilini durdurmaz." hükümlerine yer verilmiş olduğu; dava konusu ödeme emrinin, davacının kuruma olan borçlarının tahsili amacıyla düzenlendiğinin görüldüğü, yukarıda yer verilen Yasanın amir hükmü doğrultusunda işbu davanın görüm ve çözümü görevinin adli yargı mahkemelerine ait bulunduğu gerekçesiyle; davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü nün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU nun katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında: I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa nın 14. maddesinde öngörülen biçimde SSK Kahramanmaraş İl Müdürlüğünce davacı adına düzenlenen, tarih ve 2003/1006 sayılı ödeme emrinin iptali istemi yönünden olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

95 Dava, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu uyarınca verilen idari para cezasından kaynaklanan düzenleme tarihli ve 2003/1006 takip no.lu ödeme emrinin iptali isteminden ibarettir. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu nun 140. maddesinin gün ve 5655 sayılı Kanun un 2. maddesi ile değişik 4. fıkrasında, İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ edilmekle tahakkuk eder ve tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödenir veya aynı süre içinde Kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idarî para cezası kesinleşir. Mahkemeye başvurulması cezanın takip ve tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödenmeyen idarî para cezaları, bu Kanunun 80 inci maddesi hükmü gereğince hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir. İdarî para cezalarının, Kuruma itiraz ve yargı yoluna başvurulmaksızın tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme, idarî para cezalarına karşı Kuruma itiraz etme veya yargı yoluna başvurma hakkını etkilemez. Ancak, Kurumca itirazın reddedilmesi veya mahkemece Kurum lehine karar verilmesi halinde, daha önce tahsil edilmemiş olan dörtte birlik ceza tutarı, 80 inci madde hükmü de dikkate alınarak tahsil edilir denilmiş; 80. maddesinin yedinci fıkrasında ise, "Kurum alacaklarının tahsilinde tarih ve 6183 sayılı Kanunun uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde, alacaklı Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesi yetkilidir" hükmüne yer verilmiştir. Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü, bu düzenlemelere göre, idarî para cezalarının ilgiliye tebliğ edilmekle tahakkuk edeceği ve tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödeneceği veya aynı süre içinde Kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebileceği, itirazın takibi durduracağı, Kurumca itirazı reddedilenlerin, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilecekleri nedeniyle tahakkuk aşamasında idare mahkemelerinin görevli oldukları, kurum alacaklarının tahsilinde ise, 6183 sayılı Yasa hükümleri uygulanmak suretiyle düzenlenecek ödeme emrine karşı açılacak davalara bakma görevinin, 80. maddenin yedinci fıkrasında açıkça belirtildiği gibi Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer iş mahkemesine ait olduğu sonucuna varmıştır. Ancak, 506 sayılı Kanun un yukarıda sözü edilen maddeleri gün ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu nun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır sayılı Kanun un 102. maddesinde, İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşir. İdarî para cezalarının, Kuruma itiraz edilmeden veya yargı yoluna başvurulmadan önce tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde peşin ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme idari para cezasına karşı yargı yoluna başvurma hakkını etkilemez. Ancak Kurumca veya mahkemece Kurum lehine karar verilmesi halinde, daha önce tahsil edilmemiş olan dörttebirlik ceza tutarı, 89 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü de dikkate alınarak tahsil edilir. Mahkemeye başvurulması idari para cezasının takip ve tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde ödenmeyen idari para cezaları, 89 uncu madde hükmü gereğince hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir denilmiş; 88. maddesinde ise, Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51

96 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır. Kurum, 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen alacakları hariç olmak üzere her türlü alacağın teminatını teşkil etmek üzere Yeni Türk Lirası ve/veya yabancı para birimi üzerinden ticari işletme, taşınır ve/veya taşınmaz rehni dahil olmak üzere her türlü teminat almaya yetkilidir. Kurumun 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen prim ve diğer alacakları amme alacağı niteliğinde olup, imtiyazlı alacaktır. Kurumun taraf olduğu her türlü dava ve icra takiplerinin kısmen veya tamamen aleyhe neticelenmesi halinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda yazılı tazminat ve cezalar Kurum hakkında uygulanmaz. Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir. Yetkili iş mahkemesine başvurulması alacakların takip ve tahsilini durdurmaz hükmü yer almıştır. Öte yandan, 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu nun 37. maddesinin üçüncü fıkrasında, Süresi içinde ödenmeyen sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası primleri, işsizlik sigortası primleri, idarî para cezaları, gecikme zamları, katılım payları Kurum alacağına dönüşür ve bu alacakların tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır denilmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir. Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır. Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir. Olayda, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, SSK Kahramanmaraş İl Müdürlüğü tarafından verilen idari para cezasından kaynaklanan düzenleme tarihli ve 2003/1006 takip no.lu ödeme emrinin iptali istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda, söz konusu ödeme emrine karşı açılan davada, 5510 sayılı Yasa nın 88. maddesi gözetildiğinde İş Mahkemesinin görevli olduğu kuşkusuzdur. Açıklanan nedenlerle, Kahramanmaraş İş Mahkemesi nin gün ve E:2009/1005, K:2009/1042 sayılı görevsizlik kararının, tarih ve 2003/1006 sayılı ödeme emrine ilişkin kısmının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Kahramanmaraş İş Mahkemesi nin gün ve E:2009/1005, K:2009/1042 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ, tarih ve 2003/1006 sayılı ödeme emrine ilişkin KISMININ KALDIRILMASINA, gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2012/64 KARAR NO : 2012/83 KARAR TR :

97 (Hukuk Bölümü) ÖZET : Davacının rahatsızlığında kullanılan stentin bedelinin tarafına ödenmemesi üzerine açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. KARAR Davacı : R. G. Davalı : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Vekili : Av. B. K. O L A Y: Emekli kamu personeli olan davacı, tarihinde kalp rahatsızlığının tedavisinde kullanılan stentlerin bedelinin tarafına ödenmesi istemiyle yaptığı günlü başvurusunun reddine ilişkin gün ve sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı İzmir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Alsancak Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi işleminin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır. ANKARA 10. İDARE MAHKEMESİ: gün ve E:2009/379,K:2009/459 sayı ile, emekli kamu personeli olan davacının, kroner arter rahatsızlığı nedeniyle kendisine ilaçlı stent uygulaması yapıldığı, anılan stent bedellerinin kendisi tarafından karşılandığı ve bedellerin tarafına ödenmesi istemiyle yaptığı başvurusunun dava konusu işlemle reddi üzerine bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı, bu durumda; 5434 sayılı Kanun kapsamındaki tedavi giderlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargı yerlerinde görülüp çözümlenmekte iken 5510 sayılı Kanun ile, 5434 sayılı Kanunun tedavi giderlerine ilişkin hükümlerinin yürürlükten kaldırıldığı, aynı Kanun'da finansmanı sağlanacak ve sağlanmayacak sağlık giderlerinin düzenlendiği, davacının, stent bedellerinin ödenmesi isteminde bulunduğu tarihte 5434 sayılı Kanun'un ilgili hükümlerinin yürürlükten kaldırılması, söz konusu stent bedelinin ödenip ödenmeyeceği hususu bu Kanun hükümleri uyarınca değerlendirileceğinden, stent bedelinin ödenmesi isteminden kaynaklanan bu uyuşmazlığın, 5510 sayılı Yasa hükümleri uyarınca adli yargı yerince (İş Mahkemelerinde) görülüp çözümlenmesi gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Davacı bu kez, davalı kurum tarafından haksız ve mesnetsiz olarak ödenmediği ileri sürülen kroner arter hastalığının tedavisinde kullanılan ilaçlı stent bedeli olan 3.100,00 TL fatura tutarının, hesaplanacak yasal faizinin ödenmesine hükmedilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır. İzmir 2. İş Mahkemesi: gün ve E:2009/316, K:2010/86 sayı ile, Toplanan delil durumuna; göre, İkiçeşmelik Sağlık Ocağı tarafından sevki yapılan ve resmi prosedüre uygun biçimde İzmir Şifa Hastanesi Kardiyoloji Polikliniğine müracaat eden davacıya, operasyonun planlanmayıp kroner anjiyoplasti ile bölgede mevcut % 90 darlığa neden lezyonun balonla dilate edildiği ve uzun segment lezyonuna 3,0x23 mm stent imlpante edildiği (DES-Paclitaxel) ve Emekli Sandığı mensubu ve kronik hastalıkları bulunan davacıya yapılan balon dilatsyonundan verim alınamaması, önerilen CABG'nin de uygulanmasının, gerek obezite ve gerekse DCA distaldeki diffüz hastalık CX distal lezyonu nedenleriyle mümkün olmaması nedenleriyle, ilaçlı stent takılmasından başka bir seçenek kalmamış ve iş bu uygulama sonrasında da davacı sağlığına kavuşmuş olduğundan tedavinin tamamen tıbbi bir uygulama olduğu, davacı her ne kadar ödediği farkı istemeyeceğine dair taahhütname imzalamış ise de, yaşam hakkının kısıtlanması biçimindeki bir hastalık anındaki bu uygulamanın hayatın olağan akışına ters düşeceği ve bu nedenle de geçerli belge niteliğinde olmayacağı anlaşılmakla, davacının 3.100,00 TL. tedavi harcama beledinin davalıdan tahsiline karar vermek gerektiği gerekçesiyle 3.100,00 TL. tedavi harcama bedelinin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar vermiş, davalı idarenin temyizen incelenerek bozulması istemi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesi gün ve E:2010/5463, K:2011/13338 sayı ile, 5510 sayılı Kanunun geçici 4. maddesi; Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, arttırılması, kesilmesi, yeniden bağlanması,

98 toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate alınır hükmünü içermekte olup, bedellerinin tahsili talep edilen davaya konu tıbbi malzemelerin tarihli fatura ile temin edilip kullanılmış olması karşısında, uyuşmazlığın, idari yargının görev alanına girdiği gözetilip, yargı yolu yanlışlığı nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esasına girilip hüküm tesis edilmiş olmasının, usul ve yasaya aykırı görüldüğü gerekçesiyle bozulmasına karar vermiştir. İZMİR 2. İŞ MAHKEMESİ: gün ve E:2011/832, K:2011/731 sayı ile, Usul ve Yasaya uygun olan Yargıtay bozma ilamına uyularak, 5510 SK 'nun geçici 4. maddesi "bu madde kapsamına giren aylıkların bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu kanunda yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayıl Kanun hükümlerine göre işlem yapılır ve bu maddenin uygulanmasında, mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate alınır" hükmünü içermekte olup, bedellerinin tahsili talep edilen davaya konu tıbbi malzemelerin tarihli fatura ile temin edilip kullanılmış olması karşısında uyuşmazlığın idari yargının görev alanına girdiğinden, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü nün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU nun katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında: l-ilk İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasanın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli yargı dosyasının davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Mahkemece idari yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Mahkememize gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA nın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, davacının, kalp rahatsızlığının tedavisinde kullanılan 3.100,00 TL ilaçlı stentlerin bedelinin faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle tarihinde yaptığı başvurunun reddine ilişkin gün ve sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı işleminin iptali ile ödenen bedelin faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır. Dosyanın incelenmesinden 5754 sayılı Kanun un yürürlüğe girdiği tarihten önce, emekli kamu personeli olan davacının, kalp rahatsızlığının tedavisinde kullanılan ilaçlı stentlerin bedelinin tarafına ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin gün ve sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı İzmir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Alsancak Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi işleminin iptali ile ödenen bedelin faiziyle birlikte tazmini istemiyle açtığı anlaşılmıştır tarih ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 506, 1479, 2925, 2926 ve 5434 sayılı Kanunlar kapsamındaki hizmet akdine göre ücretle çalışanlar

99 (Sosyal Sigortalılar), kendi hesabına çalışanlar (Bağ-Kur lular), tarımda kendi adına ve hesabına çalışanlar (Tarım Bağ-Kur luları), tarım işlerinde ücretle çalışanlar, (Tarım sigortalıları), devlet memurları ve diğer kamu görevlilerini (Emekli Sandığı İştirakçileri), geçici maddelerle korunan haklar dışında, sosyal güvenlik ve sağlık hizmetleri yönünden yeni bir sisteme tabi tutmuş, beş farklı emeklilik rejimini aktüeryal olarak hak ve hükümlülükler yönünden tek bir sosyal güvenlik sistemi altında toplamıştır sayılı Kanunun iptali amacıyla açılan davada Anayasa Mahkemesi, tarih ve E: 2006/111, K: 2006/112 sayılı kararıyla, anılan Kanunun birçok maddesi ile birlikte, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine tabi olarak görev yapmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlilerini diğer sigortalılarla aynı sisteme tabi kılan (başta 4/c maddesi) hükümlerin iptaline karar vermiş; bu karardan sonra kabul edilen tarih ve 5754 sayılı Kanunla 5510 sayılı Kanunda düzenlemeler yapılmış ve anılan Kanuna eklenen Geçici 1 nci ve Geçici 4 ncü maddelerle, 5754 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 1 Ekim 2008 tarihinden önce 5510 sayılı Kanunun 4 ncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olanlar (memurlar ile diğer kamu görevlileri) ile bunların dul ve yetimleri hakkında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılacağı hüküm altına alınmıştır sayılı Kanunun kimi hükümlerinin iptali istemiyle açılan dava Anayasa Mahkemesi nin tarih ve E: 2008/56, K:2011/58 sayılı kararı ile reddedilmiştir sayılı Kanunun 101 nci maddesinde yer alan bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür. bölümünün iptali istemiyle yapılan itiraz başvurusunda Anayasa Mahkemesi, tarih ve E: 2010/65, K: 2011/169 sayılı kararıyla (RG , Sayı: 28184) davayı redle sonuçlandırmakla birlikte; söz konusu kararın Mahkememiz önündeki uyuşmazlığa ışık tutacak şekilde şu gerekçeye dayandırmıştır: 5754 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanlar, evvelce olduğu gibi 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olacaklar ve bunların emeklileri bakımından da aynı Kanun hükümleri uygulanmaya devam edecek; ancak 5754 sayılı Kanun un yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlileri olarak çalışmaya başlayanlar ise 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacak ve haklarında 5434 sayılı Kanun değil, 5510 sayılı Kanun un öngördüğü kural ve esaslar uygulanacak; ihtilaf halinde de adli yargı görevli bulunacaktır sayılı Kanunun yürürlüğüyle birlikte, artık Sosyal Sigortacılık esasına göre faaliyet gösteren ve yaptığı, tesis ettiği işlem ve muameleler idari işlem sayılamayacak bir sosyal güvenlik kurumunun varlığından söz etmek gerekli bulunmaktadır sayılı Kanun un yürürlüğe girmesinden önce iştirakçisi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanun a göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden ise Sosyal Güvenlik Kurumu nun tesis edeceği işlem ve yapacağı muameleler idari işlem niteliğini korumaya devam edecek, bunlara ilişkin ihtilaflarda da evvelce olduğu gibi idari yargı görevli olmaya devam edecektir Bu bakımdan 5510 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra, prim esasına dayalı yani sistemin içeriği ve Kanun kapsamındaki iş ve işlemlerin niteliği göz önünde bulundurulduğunda, itiraz konusu kuralla, yargılamanın bütünlüğü ve uzman mahkeme olması nedeniyle Kanun hükümlerinin uygulanması ile ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümünde iş mahkemelerinin görevlendirilmesinde Anayasa ya aykırılık görülmemiştir. Ancak, yukarıda açıklandığı üzere 5754 sayılı Kanun un yürürlüğe girmesinden önce statüde bulanan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile ilgili sosyal güvenlik mevzuatının uygulanmasından doğan idari işlem ve idari eylem niteliğindeki uyuşmazlıklarda idari yargının görevinin devam edeceği açıktır

100 Yukarıda sözü edilen mevzuat hükümlerinin ve Anayasa Mahkemesi kararının birlikte değerlendirilmesinden, 5510 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanlar, daha önce olduğu üzere 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olacakları gibi bunların emeklilikleri bakımından da aynı Kanun hükümlerinin uygulanmaya devam edileceği; ancak, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmaya başlayanların ise 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacağı ve haklarında 5434 sayılı Kanunun değil 5510 sayılı Kanunun öngördüğü kural ve esasların uygulanacağı dolayısıyla ihtilafların da adli yargı yerinde çözümleneceği açıktır. Kaldı ki; T.C. Anayasası nın 158.maddesindeki diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında Anayasa Mahkemesi nin kararı esas alınır hükmü uyarınca Anayasa Mahkemesi kararının bu uyuşmazlığın çözümünde esas alınacağı tartışmasızdır. Bu durumda, 5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce iştirakçi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanuna göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden Sosyal Güvenlik Kurumunca tesis edilen işlem ve yapacağı muamelelerin idari işlem ve idari eylem niteliğini korumaya devam edeceği, dolayısıyla, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-a maddesinde belirtilen idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları kapsamında bulunan, emekli kamu personeli olan davacı tarafından açılan davanın, görüm ve çözümünün idari yargı yerinde görüleceği sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, Ankara 10. İdare Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ: Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 10. İdare Mahkemesi nin gün ve E:2009/379, K:20009/459 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, gününde OYBİRLİĞİYLE İLE KESİN OLARAK karar verildi. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2012/66 KARAR NO : 2012/84 KARAR TR : (Hukuk Bölümü) ÖZET : 506 sayılı Kanun uyarınca verilen idari para cezasından kaynaklanan ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. KARAR Davacı : Z. K. Vekili : Av. M. K. Davalı : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Vekili : Av. N. Ö. G. OLAY : Davacı vekili, müvekkili hakkında Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, Kahramanmaraş Sigorta İl Müdürlüğünce tesis edilen, düzenleme tarihli ve 2003/1011, 2007/012138, 2004/492, 2004/010881, 2003/1010, 2007/012137, 2000/1730, 2001/1123, 2003/1007, 2003/1009, 2003/1006, 2007/012139, 2003/1008, 2004/010882, 2004/493 ve 2007/ takip nolu ödeme emirlerinde belirtilen asıl alacak ve gecikme zamlarının; zaman aşımına uğramış olması sebebiyle iptaline, bu mümkün görülmediği takdirde ise müvekkilinin borçlu bulunmadığı tespitine ve ödeme emirlerinin bu yönden iptaline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

101 Kahramanmaraş İş Mahkemesi: gün ve E:2008/89, K:2009/1038 sayı ile, Davacı vekilinin Mahkemelerine verdiği dava dilekçesini ıslah ettiği ıslah dilekçesinin özetine yer verdikten sonra; davacının açmış olduğu davada, davaya konu etmiş olduğu 2003/ , 2004/ , 2004/493 sayılı dosyalar yönüyle davanın tefrik edilerek Mahkemelerinin 2009/1005 esasına kaydedildiğini; Davacının, SSK tarafından kendisine ödeme emirleri gönderildiğini; ancak davaya konu borç nedeniyle daha önce yeniden yapılandırma talep ettiğini, bu talebinin kabul edilmediğini, bu nedenle mümkünse öncelikle muarazanın giderilmesini, değilse borçlar zamanaşımına uğradığından iptalini talep ettiği; söz konusu dosyaların incelenmesinden; 2003/ , 2004/ sayılı dosyalardaki borcun kaynağının idari para cezası olduğunun anlaşılmasıyla, bu dosyalar yönünden tefrik kararı verildiği, kalan dosyaların incelenmesine geçildiğinde; borç zamanaşımına uğradığından ve süresinde dava açıldığından, açılan davanın tefrik edilenler dışında 2007/ , 2003/ , 2001/1123, 2000/17030, 2004/492 sayılı dosyalar yönüyle zaman aşımı nedeniyle kabulüne karar verilmesinin gerektiğini belirterek sonuç itibariyle; Davacının davasının Kabulü ile, SGK tarafından ayrılan icra dosyaları dışındaki (2007/ , 2003/ , 2001/1123, 2000/17030, 2004/492 sayılı dosyalar) yapılan takiplerin iptaline ve davacının borçlu olmadığının tespitine karar vermiş; temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi: gün ve E:2010/2683, K:2011/3479 sayı ile, davalı Kurumun temyiz dilekçesinin süre aşımı yönünden reddine karar vermiştir. Tefrik edilen dosyalara ilişkin olarak: KAHRAMANMARAŞ İŞ MAHKEMESİ: gün ve E:2009/1005, K:2009/1042 sayı ile, davacı vekilinin Mahkemelerine vermiş olduğu dava dilekçesini ıslah ettiği ıslah dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhinde düzenlenen ödeme emirlerinin, müvekkili ile alakası olmayan bir şahsın Kuruma olan borçları nedeniyle düzenlendiğini, 1999 yılından beri özel okul isleten A. Ş.'in Kuruma birtakım borçlarının biriktiğini, davalı kurumun ise söz konusu özel okulun aslında müvekkili tarafından isletildiğini, A. Ş.'in paravan olarak kullanıldığını, Kurumun zarara uğratıldığını ileri sürerek müvekkili aleyhine dava konusu ödeme emirlerini düzenlediğini, müvekkilinin kızını A. Ş. tarafından açılan özel okula kaydettirdiğini, bu nedenle A. Ş. ile tanıştıklarını, bu sahsın bir kısım hukuki işlerini takip ettiğini, gerek kızının bu okulda okuması gerekse vekilliği nedeniyle okula gidip geldiğini, bu nedenle söz konusu borçlardan sorumlu tutulmasının kabul edilemeyeceğini, ödeme emirlerinin Şubat 2008 ayında tebliğ edildiğini, ödeme emirlerine konu borçların ait olduğu yıllar dikkate alındığında 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, ayrıca ödeme emirlerinin içeriğine de itiraz ettiklerini ileri sürerek öncelikle dava konusu ödeme emirlerinin zamanaşımına uğramış olması nedeniyle iptaline, bu mümkün görülmediği takdirde ise müvekkilinin dava konusu ödeme emirlerinden dolayı sorumlu tutulamayacağından dolayı müvekkilinin borçlu bulunmadığının tespitine ve ödeme emirlerinin bu yönden iptaline, masraflar ve vekalet ücreti ile yasal tazminatların davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiş olduğu; davacının açmış olduğu davada davaya konu etmiş olduğu 2003/ , 20041/ , 2004/493 sayılı dosyalar yönüyle davanın tefrik edilerek Mahkemelerinin 2009/1005 esasına kaydedildiği; davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin özetle; müvekkili kurumca yürütülen takip işlemlerinde herhangi bir uygunsuzluk bulunmadığını, yasa ve mevzuata uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiş bulunduğu; davacının, SSK tarafından kendisine ödeme emirleri gönderildiğini, ancak davaya konu borç nedeniyle daha önce yeniden yapılandırma talep ettiğini, bu talebinin kabul edilmediğini, bu nedenle mümkünse öncelikle muarazanın giderilmesini, değilse borçlar zamanaşımına uğradığından iptalini talep etmiş bulunduğu; söz konusu icra dosyalarının SSK'dan getirtilip incelenmesinden; 2003/ , 2004/ / sayılı

102 dosyalardaki borcun kaynağının idari para cezası olduğu anlaşıldığından, bu dosyalar yönünden tefrik kararı verildiği, idari para cezalarında görevin idari yargıda olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle Davacının dava dilekçesinin görev yönünden reddine, görevli yargı yerinin idari yargı olduğunun tespitine karar vermiş, bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Davacı vekili bu kez, düzenleme tarihli ve 2007/012139, 2003/1006, 2003/1007, 2003/1008, 2003/1009 sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır. Gaziantep 1. İdare Mahkemesi: gün ve E:2010/180, K:2010/372 sayı ile, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 4001 Sayılı Kanunla değişik 5.maddesinin 1.fıkrasında, her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılacağı ancak aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karsı da bir dilekçe ile dava açılabileceğinin hükme bağlandığı; dava dosyasının incelenmesinden, farklı dönemlere ait idari para cezalarına ilişkin olarak ödeme emirleri düzenlendiği, dava konusu edilen ödeme emirleri arasında maddi veya hukuki bağlılık ya da sebep sonuç ilişkisi bulunmadığının anlaşıldığı; bu durumda davacının her ödeme emri için ayrı ayrı dava açması gerektiği sonucuna varıldığından dava dilekçesinin usule uygun görülmediği gerekçesiyle, dava dilekçesinin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15. maddesinin 1. fıkrası (d) bendi gereğince bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 30 gün içinde 5.maddeye uygun şekilde düzenlenerek yeniden dava açılmak üzere reddine karar vermiştir. Davacı vekili dilekçesini yenileyerek; 2002/4 dönemine ait 444,00 TL idari para cezasının zamanında ödemediği gerekçesiyle SSK Kahramanmaraş İl Müdürlüğünce müvekkili adına düzenlenen, (gecikme zammı dahil) 1.750,00 TL meblağlı, tarih ve 2003/1007 sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle tekrar idari yargı yerinde dava açmıştır. GAZİANTEP 1. İDARE MAHKEMESİ: gün ve E:2010/625, K:2011/939 sayı ile, 5510 sayılı Yasanın 88. maddesinin 16. ve devamı fıkralarında; "Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır. / Kurum, 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen alacakları hariç olmak üzere her türlü alacağın teminatını teşkil etmek üzere Yeni Türk Lirası ve/veya yabancı para birimi üzerinden ticari işletme, taşınır ve/veya taşınmaz rehni dahil olmak üzere her türlü teminat almaya yetkilidir. / Kurumun 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen prim ve diğer alacakları amme alacağı niteliğinde olup, imtiyazlı alacaktır. Kurumun taraf olduğu her türlü dava ve icra takiplerinin kısmen veya tamamen aleyhe neticelenmesi halinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda yazılı tazminat ve cezalar Kurum hakkında uygulanmaz. / Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir. Yetkili iş mahkemesine başvurulması alacakların takip ve tahsilini durdurmaz." hükümlerine yer verilmiş olduğu; dava konusu ödeme emrinin, davacının kuruma olan borçlarının tahsili amacıyla düzenlendiğinin görüldüğü, yukarıda yer verilen Yasanın amir hükmü doğrultusunda işbu davanın görüm ve çözümü görevinin adli yargı mahkemelerine ait bulunduğu gerekçesiyle; davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü nün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat

103 ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU nun katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında: l-ilk İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa nın 14. maddesinde öngörülen biçimde SSK Kahramanmaraş İl Müdürlüğünce davacı adına düzenlenen, tarih ve 2003/1007 sayılı ödeme emrinin iptali istemi yönünden olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu uyarınca verilen idari para cezasından kaynaklanan düzenleme tarihli ve 2003/1007 takip no.lu ödeme emrinin iptali isteminden ibarettir. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu nun 140. maddesinin gün ve 5655 sayılı Kanun un 2. maddesi ile değişik 4. fıkrasında, idari para cezaları ilgiliye tebliğ edilmekle tahakkuk eder ve tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödenir veya aynı süre içinde Kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari para cezası kesinleşir. Mahkemeye başvurulması cezanın takip ve tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödenmeyen idarî para cezaları, bu Kanunun 80 inci maddesi hükmü gereğince hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir. İdarî para cezalarının, Kuruma itiraz ve yargı yoluna başvurulmaksızın tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme, idarî para cezalarına karşı Kuruma itiraz etme veya yargı yoluna başvurma hakkını etkilemez. Ancak, Kurumca itirazın reddedilmesi veya mahkemece Kurum lehine karar verilmesi halinde, daha önce tahsil edilmemiş olan dörtte birlik ceza tutarı, 80 inci madde hükmü de dikkate alınarak tahsil edilir denilmiş; 80. maddesinin yedinci fıkrasında ise, "Kurum alacaklarının tahsilinde tarih ve 6183 sayılı Kanunun uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde, alacaklı Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer İş Mahkemesi yetkilidir" hükmüne yer verilmiştir. Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü, bu düzenlemelere göre, idarî para cezalarının ilgiliye tebliğ edilmekle tahakkuk edeceği ve tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ödeneceği veya aynı süre içinde Kurumun ilgili ünitesine itiraz edilebileceği, itirazın takibi durduracağı, Kurumca itirazı reddedilenlerin, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilecekleri nedeniyle tahakkuk aşamasında idare mahkemelerinin görevli oldukları, kurum alacaklarının tahsilinde ise, 6183 sayılı Yasa hükümleri uygulanmak suretiyle düzenlenecek ödeme emrine karşı açılacak davalara bakma görevinin, 80. maddenin yedinci fıkrasında açıkça belirtildiği gibi Sigorta Müdürlüğünün bulunduğu yer iş mahkemesine ait olduğu sonucuna varmıştır. Ancak, 506 sayılı Kanun un yukarıda sözü edilen maddeleri gün ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu nun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.

104 5510 sayılı Kanun un 102. maddesinde, idari para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşir. İdari para cezalarının, Kuruma itiraz edilmeden veya yargı yoluna başvurulmadan önce tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde peşin ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme idari para cezasına karşı yargı yoluna başvurma hakkını etkilemez. Ancak Kurumca veya mahkemece Kurum lehine karar verilmesi halinde, daha önce tahsil edilmemiş olan dörttebirlik ceza tutarı, 89 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü de dikkate alınarak tahsil edilir. Mahkemeye başvurulması idari para cezasının takip ve tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde ödenmeyen idari para cezaları, 89 uncu madde hükmü gereğince hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir denilmiş; 88. maddesinde ise, Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır. Kurum, 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen alacakları hariç olmak üzere her türlü alacağın teminatını teşkil etmek üzere Yeni Türk Lirası ve/veya yabancı para birimi üzerinden ticari işletme, taşınır ve/veya taşınmaz rehni dahil olmak üzere her türlü teminat almaya yetkilidir. Kurumun 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen prim ve diğer alacakları amme alacağı niteliğinde olup, imtiyazlı alacaktır. Kurumun taraf olduğu her türlü dava ve icra takiplerinin kısmen veya tamamen aleyhe neticelenmesi halinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda yazılı tazminat ve cezalar Kurum hakkında uygulanmaz. Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir. Yetkili iş mahkemesine başvurulması alacakların takip ve tahsilini durdurmaz hükmü yer almıştır. Öte yandan, 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu nun 37. maddesinin üçüncü fıkrasında, süresi içinde ödenmeyen sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası primleri, işsizlik sigortası primleri, idarî para cezaları, gecikme zamları, katılım payları Kurum alacağına dönüşür ve bu alacakların tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç diğer maddeleri uygulanır denilmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir. Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır. Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir. Olayda, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, SSK Kahramanmaraş İl Müdürlüğü

105 tarafından verilen idari para cezasından kaynaklanan düzenleme tarihli ve 2003/1007 takip nolu ödeme emrinin iptali istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda, söz konusu ödeme emrine karşı açılan davada, 5510 sayılı Yasa nın 88. maddesi gözetildiğinde İş Mahkemesinin görevli olduğu kuşkusuzdur. Açıklanan nedenlerle, Kahramanmaraş İş Mahkemesi nin gün ve E:2009/1005, K:2009/1042 sayılı görevsizlik kararının, tarih ve 2003/1007 sayılı ödeme emrine ilişkin kısmının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Kahramanmaraş İş Mahkemesi nin gün ve E:2009/1005, K:2009/1042 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ, tarih ve 2003/1007 sayılı ÖDEME EMRİNE İLİŞKİN KISMININ KALDIRILMASINA, gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2012/72 KARAR NO : 2012/87 KARAR TR : (Hukuk Bölümü) ÖZET : 3213 sayılı Maden Kanunu uyarınca verilen idari para cezasının kaldırılması istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. KARAR Davacı : Estaş Kum Tic. Mad. Nak. San. A.Ş. Vekili : Av. B. T. Davalı : Antalya İl Özel İdaresi Vekili : Av. D. Ç. O L A Y: Antalya İl Özel İdaresi nin gün ve 503 sayılı işlemi ile, 3213 sayılı Maden Kanunu nun 12. maddesi uyarınca davacı adına idari para cezası verilmiştir. Davacı vekili, para cezasına karşı adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur. ANTALYA 1. SULH CEZA MAHKEMESİ: gün ve D.İş:2006/278, D.İş.K:2006/278 sayı ile, başvuran hakkında, Antalya Valiliği İl Özel İdaresi tarafından dosya kapsamındaki idari para cezasının düzenlendiği, bu düzenleme üzerine başvuran tarafından idari para cezasına karşı, cezanın iptali için Mahkemelerine bir dilekçe ile başvurularak, haklarındaki idari para cezasının iptalinin istendiği, Anayasa Mahkemesi nin 2005/108 Esas, 2006/35 Karar sayılı, tarihli kararı ile Kabahatler Kanunu nun 3. maddesinin iptal edildiği, bu iptal kararı ile idari para cezalarına karşı başvuru yolu konusunda 1 Haziran 2005 tarihi öncesindeki uygulamaya büyük oranda geri dönüldüğü, buna göre, idari para cezasının kaynağı olan yasada, kişiler hakkında idare tarafından verilen idari para cezalarına karşı itiraz yolu açık biçimde sulh ceza mahkemeleri olarak belirlenmemiş ise, idarenin her türlü eylem ve işlemlerinin hukuksal denetimini yapmakla görevli mahkemelerin (Anayasamızın ilgili hükümleri ve idare mahkemelerinin kuruluşu hakkındaki kanun hükümlerinden yola çıkılarak) idare mahkemeleri olduğu hukuksal sonucuna ulaşılabileceği, itiraz edenin hakkında düzenlenen idari para cezasının dayanağı olan 3213 sayılı Maden Kanunu hükümlerine göre idare tarafından verilen idari para cezalarına karşı itiraz yolunun özel olarak açık biçimde sulh ceza mahkemeleri olarak gösterilmediğinin anlaşıldığı, Kabahatler Kanunu nun 3. maddesinin Anayasa Mahkemesi nin yukarıda anılan kararı ile iptal edilmesi de dikkate alınarak ve Mahkemelerin görevi kamu düzeni ile ilgili olduğundan ve yargılamanın her aşamasında verilebileceğinden resen görev yönü ile itiraz dosyasının ele alınıp incelendiği, yapılan inceleme sonucunda itiraz eden hakkında uygulanan idari para cezasının dayanağı olan özel yasada Mahkemeleri özel olarak görevlendirilmediğinden, yapılan itirazı değerlendirme ve

106 sonuçlandırma görevinin idare mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, karara yapılan itirazın reddi suretiyle kesinleşmiştir. Davacı, bu kez, söz konusu idari para cezasının kaldırılması istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır. ANTALYA 1. İDARE MAHKEMESİ: gün ve E:2006/1694, K:2006/794 sayı ile, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesinin gerektiği, Kabahatler Kanunu nun muhtelif maddelerinden söz ederek, Kabahatler Kanunu nun yürürlüğe girdiği tarihinden itibaren idari para cezalarına karşı açılan davaların, Kabahatler Kanunu kapsamında olduğu ve idari yaptırım olarak para cezası öngören kanunlarda itiraz yeri olarak idare mahkemeleri gösterilmiş olsa dahi görüm ve çözümünün adli yargı yerlerinin görev alanına girdiği sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, DANIŞTAY SEKİZİNCİ DAİRESİNİN gün ve E:2006/4820, K:2009/5009 sayılı kararıyla onanmak ve kararın düzeltilmesi istemi de aynı Dairenin gün ve E:2010/1740, K:2010/5826 sayılı kararı ile reddedilmek suretiyle kesinleşmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü nün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Nurdane TOPUZ, Mehmet Ali DURAN, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU nun katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında: l-ilk İNCELEME: Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu nun günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ceza uyuşmazlıkları ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının hukuk uyuşmazlığı sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ceza davası olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği... açıkça belirtilmiştir. Bu durum gözetildiğinde, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur. Adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasanın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davalı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, 3213 sayılı Kanun un 12. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca verilen idari para cezasının kaldırılması istemiyle açılmıştır. 4/6/1985 gün ve 3213 sayılı Maden Kanunu nun Amaç başlığını taşıyan 1. maddesinde, Bu Kanun madenlerin aranması, işletilmesi, üzerinde hak sahibi olunması ve terk edilmesi ile ilgili esas ve usulleri düzenler denilmiş; 12. maddesinin, işlemin tesis edildiği anda yürürlükte bulunan beşinci fıkrasında; ruhsat veya işletme izni olmadan üretim

107 faaliyetinde bulunulduğunun tespiti halinde, üretilen madene mülkî idare amirliklerince el konulacağı, bu kişilere, bu fıkra kapsamında üretilmiş olup el konulan ve el konulma imkânı ortadan kalkmış olan tüm madenin, ocak başı satış bedelinin beş katı tutarında idarî para cezası uygulanacağı, bu şekilde maden çıkartılması ve/veya sevk edilmesinin Devlet malına karşı işlenmiş fiil sayılacağı, bu fiili işleyenlerin adlî takibat yapılmak üzere ilgili makamlara bildirileceği, el konulan madenlerin, mülkî idare amirliklerince satılarak bedelinin özel idareye aktarılacağı belirtilmiştir sayılı Maden Kanunu nun 2, 3, 7, 9, 10, 12, 13, 14, 16, 17, 27, 29, 30, 31, 32, 47; ek 7, 8; geçici 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19. maddelerinde gün ve 5995 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmış ise de; Maden Kanunu nda, idari para cezasına karşı kanun yoluna ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Öte yandan; gün ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu nun gün ve 5560 sayılı Yasa nın 31. maddesiyle değiştirilen 3. maddesinde, " (1) Bu Kanunun; a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında, uygulanır"; Kanunun Başvuru yolu başlıklı 27. maddesinin 1. fıkrasında ise "idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir" düzenlemeleri yer almıştır. Bu düzenlemelere göre; Kabahatler Kanunu nun, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir. Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır. Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir. İncelenen uyuşmazlıkta, öngörülen idari para cezasının 5326 sayılı Kanun un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım inden biri olduğu, 3213 sayılı Maden Kanunu nda idari para cezasına itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, Kabahatler Kanunu nun 5560 sayılı Kanun la değişik 3. maddesinde belirtildiği üzere, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Yasa hükümleri dikkate alınacağından, idari para cezasına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, Sulh Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

108 SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Antalya 1. Sulh Ceza Mahkemesi nin gün ve D.İş:2006/278, D.İş K:2006/278 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2012/98 KARAR NO : 2012/89 KARAR TR : (Hukuk Bölümü) ÖZET : 506 sayılı Yasanın 79. maddesi uyarınca düzenlenen prim borcu ve gecikme zammının iptali istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği KARAR Davacı : Yıldız Madencilik San. ve Tic. Ltd. Şti. Vekili : Av. B. Y. Davalı : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Vekilleri: Av. M. B. Av. P. C. G. OLAY : Davacı Yıldız İnş. Mad. San. Tic Ltd. Şti' nin işvereni bulunduğu Sofça Köyü- Kütahya adresinde kurulu Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nün İR 4719 işletme ruhsatlı bor tuzu sahası içinde yer alan manyezit lokal alanında rödevans karşılığı manyezit üretimi işi ile iştigal etmekteyken, işyeri tarihi itibariyle mülga 506 sayılı Yasa kapsamına alınarak sicil numarası ile tescili yapılmıştır. İşveren manyezit üretimi işini bitirdiğine dair dilekçe verdikten sonra teminat iadesine esas işlemlere geçilmiş, ihale makamı olan Eti Maden işletmeleri Genel Müdürlüğü ile yazışma yapılmış, yapılan iş rödevans sözleşmesine dayanması nedeniyle istihkak söz konusu olmadığından teminat iadesi işlemlerine esas olmak üzere kayıtların tetkiki için Kurum Rehberlik ve Teftiş Ankara Grup Başkanlığı Müfettişliğine yazılmıştır. Kurum Rehberlik ve Teftiş Ankara Grup Başkanlığı Müfettişliğince düzenlenen tarih, 20096/AIR/02 sayılı rapor ve ekleri; ihale makamı Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünün 20/1/2010 tarihli 1663 sayılı yazısı ekleri davacı işverenin 3213 sayılı Maden Kanunu gereğince Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü'ne verdiği bilanço ve işletme faaliyet bilgi formlarına göre 2003 yılında eksik bildirildiği belirlenen 867,25 TL prime esas kazanç için Aralık/2003 ayına, 2004 yılında eksik bildirildiği belirlenen ,30 TL prime esas kazanç için Aralık/2004 ayına, 2005 yılında eksik bildirildiği belirlenen ,61 TL prime esas kazanç için Aralık/2005 ayına, tarihine kadar eksik bildirildiği belirlenen 5.982,60 TL prime esas kazanç için Mart/2008 ayına ek tahakkuk yapılması gerektiği tespit edilmiştir. İşverenin söz konusu işe ilişkin 2003/12, 2004/12, 2005/12, 2008/3. dönemlerde eksik işçilik bildiriminde bulunması nedeniyle yukarıda belirtilen dönemlere ilişkin 23/11/ sayılı yazıyla tahakkuk ettirilen fark prim borcu işverene gönderilmiş ve tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı işveren tarafından tarihli itiraz dilekçesinde; yapılan işin Maden Yasasına göre rödevans karşılığı maden işletme işi olduğu ve ihaleli iş kapsamına alınmaması gerektiği, yapılan incelemenin yetersiz olduğu, işin niteliği, kullanılan teknoloji, emsal işyerine uygulanan asgari işçilik prim matrahlarının ne kadar olduğu ve nasıl uygulandığı, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarının görüşü ve benzeri kıstasların hiçbirinin uygulanmadığı, ilgili dönemlerde maden üretimi sağlamak için faturalı hafriyat, iş makinesi çalıştırma gibi işçilikli işlerin yaptırıldığı halde bunların hiçbirinin dikkate alınmadığı, dolayısıyla asgari işçilik değerlendirmesine yönelik yapılan incelemenin yasal dayanaktan yoksun olduğu ileri sürülmüştür. İşveren itirazı öncelikle usul yönünden inceleyerek süresi içinde olduğu anlaşılmakla

109 itirazın esas yönünden incelenmesine geçilmiştir. İşlemin Kurum Rehberlik ve Teftiş Ankara Grup Başkanlığı Müfettişliğince düzenlenen tarih, 20096/AIR/02 sayılı rapor gereği, 2003/12, 2004/12, 2005/12 ve 2008/3. aylara ilişkin eksik işçilikten dolayı ek tahakkuk maddesinin uygulanmasına ilişkin olarak işlem Kurum Müfettişliğince Mülga 506 sayılı Yasanın 79. maddesi ile 5510 sayılı yasanın 85. maddesine istinaden yürütülmüş olduğu, Kurum müfettişliğince yasa muvacehesinde tespit yapıldığı, saptamaların ise kayıtların tetkiki neticesinde tarihinde düzenlenen kayıt inceleme tutanaklarına göre yapılmış olup, tutanak ise tanzim olunduktan sonra okunmuş ve doğruluğunun kabulü ile işverenle birlikte müştereken imza altına alınmış iken işverenin tamamen yasaya istinaden tahakkuk ettirilen prim tutarına (Fark işçilik) itirazının yasal olduğu kaldı ki tutanağın Kurum Müfettişi ve işveren şirketin yetkilisiyle birlikte tanzim edilmiş, okunduktan sonra doğruluğu anlaşılarak birlikte imza altına alınmış bir belge olduğu, işverenin kendi beyan ve ibraz ettiği kayıtlardan saptanan bir konu neticesinde tahakkuk ettirilen tutara yapmış olduğu itirazı gerçeği yansıtmadığı, yasal dayanaktan da yoksun bulunduğu, Keza işverenin itirazı mesnetsiz ve yasal dayanaktan yoksun bulunmakla birlikte Mülga 506 sayılı Yasanın 30. maddesinde aynen "Bu maddenin uygulanmasında teftiş, kontrol ve denetim yetkisine sahip olanlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar muteberdir." denildiği, ayrıca yine 5510 sayılı Kanunun 59. maddesinde aynen "Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir." denildiğinden ve Kurum Müfettişince tespit olunmakla sabit olunmuş bir konu hakkında işverence de aksi ispatlanamadığından Kurumca yapılacak bir işlem bulunmadığından itirazın reddine karar verilmiştir. Davacı, Mülga 506 sayılı Yasanın 79. maddesi ile 5510 sayılı Yasanın 85. maddesine istinaden yürütüldüğü iddia olunan kurum müfettişlerince yapılan saptamalar ve tespitler sonucunda tutanaklarına göre 2003/12, 2004/12, 2005/12, 2008/3 aylarına ilişkin eksik işçilikten dolayı salınan toplam ,77 TL ek tahakkukların iptali istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır. Davalı idare savunmasında, 5510 sayılı Yasa uyarınca verilen idari para cezalarına karşı açılacak davalarda görevli mahkemenin idare mahkemesi olduğunu önesürmüştür. KÜTAHYA İŞ MAHKEMESİ: gün ve E:2011/93, K:2011/720 sayı ile, 5510 sayılı Yasanın 102.maddesi uyarınca verilen idari para cezalarına karşı açılacak davalara bakma görev yetkisinin idari yargı alanına girmesi nedeniyle mahkemelerinin görevsiz olduğu anlaşılmakla 5510 sayılı Yasanın 102.maddesi uyarınca iş bu davaya bakma görev ve yetkisinin idari yargı alanına girdiği ve bu haliyle mahkemelerinin görevsiz olduğu anlaşıldığı gerekçesiyle, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir. Davacı, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır. ESKİŞEHİR 1. İDARE MAHKEMESİ: gün ve E:2012/107 sayı ile, dava konusu uyuşmazlığın 2003/12, 2004/12, 2005/12, 2008/3 dönemlerine ilişkin fark prim borcu ve gecikme zammından kaynaklandığı şüphesiz olup, idari para cezasından kaynaklanmayan bu uyuşmazlığın çözümünde, 5510 sayılı Kanunu'nun 101. maddesine göre, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği hükmüne göre genel görevli mahkeme olan iş mahkemesinin görevli olduğu sonucuna varıldığından, uyuşmazlığın konuyla ilgili ilk davanın açıldığı görevsizlik kararı veren Kütahya İş Mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği kanısıyla 2247 sayılı yasanın 19. maddesine istinaden görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurularak, bu mahkemenin kararına kadar dava dosyasının bekletilmesine, karar vermiştir. İNCELEME VE GEREKÇE :

110 Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü nün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU nun katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında: l-ilk İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, idari yargı dosyası ile birlikte adli yargı dosyası da gönderilmek suretiyle 2247 sayılı Yasa nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA nın davada adli yargının sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, davacı şirketin 2003/12, 2004/12, 2005görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten /12, 2008/3 aylarına ilişkin eksik işçilikten (fark prim borcu) dolayı salınan toplam ,77 TL ek tahakkukların iptali istemiyle açılmıştır. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu nun Prim belgeleri ve ölçümleme başlıklı 79. maddesinin ikinci fıkrasında; EK: Fıkra; 08/09/ /11 md.) Ay içinde bazı işgünlerinde çalıştırılmadığı ve ücret ödenmediği beyan edilen sigortalıların otuz günden az çalıştıklarını açıklayan bilgi ve belgelerin işverence prim bildirgelerine eklenmesi şarttır. ; üçüncü fıkrasında, (EK: Fıkra; 08/09/ /11 md.) Sigortalıların otuz günden az çalıştığını gösteren bilgi ve belgelerin Kuruma verilmemesi veya verilen bilgi ve belgelerin Kurumca geçerli sayılmaması halinde, otuz günden az bildirilen sürelere ait primler Kurumca re'sen tahakkuk ettirilerek 80 inci madde hükümlerine göre tahsil olunur. Uygulamanın usul ve esasları altı ay içinde yürürlüğe konulacak yönetmelikle belirlenir. ; yedinci fıkrasında (Değişik yedinci fıkra: 29/7/ /37 md.), Fiilen veya iş yeri kayıtlarından tespit edilecek her türlü bilgiden ya da kamu kuruluşları tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı tespit edilen sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler Kurumca re'sen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edilir, sekizinci fıkrasında ise, İşveren, tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir. İtiraz tahsilatı, durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili mahkemeye başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması prim borcunun tahsil ve takibini durdurmaz ve aynı Kanunun 134. maddesinde, Bu kanunun uygulanmasından doğan uzlaşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür hükmü yer almıştır. Ancak, 506 sayılı Kanun un yukarıda sözü edilen maddeleri gün ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu nun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır sayılı Yasanın 85. maddesinin bir, iki, üçüncü fıkralarında, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca, fiilen yapılan denetimler sonucunda veya işyeri kayıtlarından yapılan tespitlerden ya da kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde veya kamu kurum ve kuruluşları ile bankalar tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı anlaşılan sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler Kurumca re'sen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene

111 tebliğ edilir. İşveren, bu maddeye göre tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde, ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir. İtiraz, takibi durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz. Mahkemenin Kurum lehine karar vermesi halinde, 88 inci ve 89 uncu maddelerin prim borcuna ilişkin hükümleri uygulanır ve 101. maddesinde, Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür hükmü yer almıştır sayılı Kanun un sözü edilen maddeleri tarihinde yürürlüğe girmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir. Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır. Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir. Olayda, 506 sayılı Yasa nın 79. maddesi uyarınca resen tahakkuk ettirilen prim borcundan doğan uyuşmazlıklara bakmakla, daha önce 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu nda işaret edildiği gibi, 5510 sayılı Yasa nın 85 ve 101. maddeleri uyarınca iş mahkemesi görevli bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle Eskişehir İdare Mahkemesinin Başvurusunun kabulü ile, İş Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Eskişehir 1. İdare Mahkemesi nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Kütahya İş Mahkemesi nin gün ve E:2011/93, K:2011/720 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, gününde OYBİRLİĞİYLE İLE KESİN OLARAK karar verildi. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2012/99 KARAR NO : 2012/90 KARAR TR : (Hukuk Bölümü) ÖZET : Sivil memur olan davacının, ek özel hizmet tazminatı verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın, GENEL İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. KARAR Davacı : İ. Ö. Vekili : Av. T. Ö. Davalı : Milli Savunma Bakanlığı OLAY : Davacı vekili dilekçesinde, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kara Harp Okulu Atış ve Tatbikat Bölge Birlik Komutanlığı Bakım Onarım Takım Komutanlığında elektrik teknisyeni olarak görev yaptığını, mesaisinin hemen hemen tamamını dışarıda-arazide (açık alanda) gerçekleştirdiğini, ek özel hizmet tazminatının hangi durumlarda ve hangi niteliği haiz personelin alacağını düzenleyen 17 Nisan 2006 tarihli ve 2006/10344 sayılı

112 Bakanlar Kurulu Kararının (II) sayılı cetvelinin özel hizmet tazminatı E bölümünün 6 ncı maddesinde geçen "hizmet binaları dışında olmak" şartını ve "açık çalışma mahallerinde fiilen çalışma" şartını taşıdığı gerekçesiyle ek özel hizmet tazminatının ödenmesine ilişkin müracaatının reddedilmesine ilişkin işleminin iptali ile ödenmeyen açık alanda çalışma ek özel hizmet tazminatının tazminata müstahak olunduğu tarihten itibaren ödeme tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesini talep ederek Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde dava açmıştır. Davalı idare savunmasında özetle; davacıya çalışma mahallerinde fiilen çalışanlara ödenen ek özel hizmet tazminatının ödenmesinin mümkün olmaması sebebiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE BAŞKANLIĞI: gün ve Gensek N:2010/329, E:2010/169, K:2010/1022 sayılı kararı ile, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kara Harp Okulu Atış ve Tatbikat Bölge Birlik Komutanlığı Bakım Onarım Takım Komutanlığında elektrik teknisyeni olarak görev yapan davacının, mesaisinin hemen hemen tamamını dışarıda-arazide (açık alanda) gerçekleştirdiğini, ek özel hizmet tazminatının hangi durumlarda ve hangi niteliği haiz personelin alacağını düzenleyen 17 Nisan 2006 tarihli ve 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının (II) sayılı cetvelinin özel hizmet tazminatı E bölümünün 6 ncı maddesinde geçen "hizmet binaları dışında olmak" şartını ve "açık çalışma mahallerinde fiilen çalışma" şartını taşıdığı gerekçesiyle ek özel hizmet tazminatının ödenmesine ilişkin müracaatının reddedilmesi işleminin iptali ile ödenmeyen açık alanda çalışma ek özel hizmet tazminatının tazminata müstahak olunduğu tarihten itibaren ödeme tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesini talep ve dava ettiğini Anayasanın, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevleri, üyelerinin seçimi ve özlük hakları, kuruluşu, işleyişi ile yargılama usullerine ilişkin 157'nci maddesinde "Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimi yapan ilk ve son derece mahkemesidir. Ancak askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz" hükmünün bulunduğu; Askeri Yüksek İdare Mahkemesi nin görevlerini belirleyen, 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanun unun 2568 ve 6191 sayılı Kanunlarla değişik 20'nci maddesinde, "Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Türk Milleti adına; askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen, görevleri yapar. / Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda; ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz. Bu Kanunun uygulanmasında asker kişiden maksat; Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman jandarma, uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve er, çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlardır." hükmü, aynı kanunun idari davalar ve yargı yetkisinin sınırı başlığı taşıyan 21'inci maddesinde de, 20'nci madde de belirtilen kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemden dolayı açılacak iptal ve tam yargı davalarının doğrudan doğruya ve kesin olarak Askeri Yüksek idare Mahkemesinde çözümlenip karar bağlanacağı hükmünün yer almakta olduğu; Anayasanın ve 1602 sayılı Kanunun bu hükümleri karşısında bir davaya Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde bakılabilmesi için; 1. İdari işlemin bir asker kişi göz önünde tutularak tesis edilmesi veya idari eylemin bir asker kişiye yönelmiş olması, yahut uyuşmazlığın askerlik yükümlülüğünden doğmuş olması, 2. Dava konusu idari işlem ve eylemin askeri hizmete ilişkin bulunması şartlarının birlikte gerçekleşmiş olmasının gerektiği; Türk Silahlı Kuvvetlerinde görev yapmakta olan davacının asker şahıs olduğu hususunda herhangi bir tereddüt bulunmadığı, burada açıklığa kavuşturulması gerekenin, dava konusu işlemin askeri hizmete ilişkin olup olmadığı hususu olduğu; Kuruluş Kanunu gerekçesinde de belirtildiği üzere, asker kişinin

113 statü bakımından farklı konumu, askeri hizmetin kendine özgü kurallarla yürütülmesi ve bu nedenle asker kişiyi ilgilendiren, askeri hizmete ilişkin idari işlemlerin hukuka uygunluk denetiminin, söz konusu statü farklılığını ve askerlik mesleğinin değişik yapı ve koşullarını bilen, bu koşulların içinde yaşayan uzman bir kuruluş tarafından yapılmasının amaçlandığı, Anayasada ve Mahkemenin kuruluş kanununda asker kişileri ilgilendiren ve askeri makamlarca tesis işlemler değil de yalnızca askeri hizmete ilişkin olanlardan söz edilmesinin anlamlı olduğu; öğretide ve Uyuşmazlık Mahkemesi ile AYİM içtihatlarında genel kabul gören görüşe göre; idari işlemin görevli yargı yerinin tespiti yönünden "askeri hizmete ilişkin" olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılmasının gerektiği, eğer idari işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise, bu işlemin askeri hizmete ilişkin bulunduğunun kabul edileceği, daha açık bir ifadeyle, askeri hizmete ilişkin idari işlemlerin; idarece bir asker kişinin askeri yeterlik ve yetenekleri, tutum ve davranışları, askeri geçmişi, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevleri, askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural gerek ve gelenekler göz önünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda tesis edilen işlemler olduğu; davaya konu uyuşmazlığın, davacının kadro görevi itibarıyla fiilen yapmış olduğu işin, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 152 nci maddesine göre Devlet memurlarına ödenecek Zam ve Tazminatlara ilişkin Bakanlar Kurulunun tarihli 2006/10344 sayılı kararıyla, kararlaştırılıp gün ve sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu kararına Ekli II sayılı cetvelin 6 ncı maddesi kapsamında olup olmadığı hususunu oluşturduğu, bu yönüyle sorunun sadece TSK. da görevli ve durumları davacı gibi olan personelle sınırlı olmayıp Kanunda 657 sayılı Kanun kapsamında görev yapan ve davacıyla aynı durumda olan teknik personelin tamamını ilgilendirdiği, davanın çözümünde ne davacının 1602 sayılı Kanunun 20 nci maddesi uyarınca asker kişi sayılmasının, ne de görev ve hizmet yerinin TSK kadrolarında yer almasının en ufak bir etki ve öneminin bulunmadığı, Kamu'da 657 sayılı Kanun kapsamında görev yapan ve davacıyla aynı konumda olan teknik personelin ek özel hizmet tazminatı hangi esas usul ve mülahazalara göre takdir ve tespit edilmiş ise, davacı ve davaya konu ettiği uyuşmazlığın da aynı esas usul ve mülahazalara göre takdir ve tespit edileceği, bir diğer deyişle uyuşmazlıkla ilgili uygulanacak kuralın öngörülmesinde, askeri hizmetin gereklilikleri hiç mi hiç gözetilmeyeceği, tüm bu sebeplerle davacının 1602 sayılı Kanunun 20 nci maddesi kapsamında asker kişi olduğu, ancak dava konusu ek özel hizmet tazminatı ödenmemesi işleminin askeri hizmete ilişkin olmadığı, dolayısıyla davanın görev ve çözüm yönünden AYİM'de değil Genel idari Yargı Yeri'nde görülmesinin uygun olduğu, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, bu karar kesinleşmiştir. Davacı aynı istemle bu kez genel idari yargı yerinde dava açmıştır. Ankara 8. İdare Mahkemesi: gün ve E:2010/2731, K:2011/1336 sayı ile, İzmir de Kara Harp Okulu Komutanlığı Atış ve Tatbikat Bölüğü Birlik Bakım ve Onarım Takımı Elektrik Onarım ve İşletim Ekipmanı Kısmında Elektrik Teknisyeni olarak görev yapmakta olan davacının, ek özel hizmet tazminatı ödenmesine yönelik talebinin reddine ilişkin işlemden doğan uyuşmazlığın görüm ve çözümünün 2577 sayılı Kanunun 33.maddesinin 3.fıkrası hükmü uyarınca, davacının görev yaptığı yer olan İzmir İdare Mahkemesi nin yetkisine girdiği gerekçesiyle davanın yetki yönünden reddine, dosyanın davayı çözmeye yetkili İzmir İdare Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. İZMİR 1. İDARE MAHKEMESİ: gün ve E:2011/2027 sayı ile, davanın davacının ek özel hizmet tazminatı ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ve ödenmeyen ek özel hizmet tazminatının hak ediş tarihi itibariyle yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açıldığı, 1602 sayılı Askeri Yükse idare Mahkemesi Kanununun 20. maddesinde Askeri Yüksek idare Mahkemesinin, Türk Milleti adına, askeri

114 olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimi ve diğer kanunlarda gösterilen görevleri yapacağı, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurların asker kişi sayılacağı, anılan Kanun'un 22. maddesinde de atama, yer değiştirme, nesip, sicil, kademe ilerlemesi, terfi, emeklilik, maluliyet, aylık ve yolluklara iptal davalarının, aynı idari işlem ve eylemlerin haklarının ihlal etmesi halinde açılacak tam yargı davalarının birinci dairece çözümleneceği ve karara bağlanacağının hükme bağlandığı; bu itibarla, 1602 sayılı Askeri Yüksek idare Mahkemesi Kanununun 20. maddesine göre; asker kişiyi ilgilendiren ve askeri hizmete müteallik konularda açtıkları davaların Askeri Yüksek idare Mahkemesinin görev alanında olması nedeniyle bu davanın görüm ve çözümü görevinin yukarıda anılan yasa hükümleri uyarınca Askeri Yüksek İdare Mahkemesine ait olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle; Mahkemelerinin bu davaya bakmakla görevli olmadığına, 2247 sayılı Yasanın 19.maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü nün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU nun katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında: l-ilk İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, idari yargı dosyası ile birlikte Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin dosyası da gönderilmek suretiyle 2247 sayılı Yasa nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN ın, davanın çözümünde genel idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Savcısı Müjdat TUNA nın davada genel idari yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, İzmir İli, Kara Harp Okulu Atış ve Tatbikat Birlik Komutanlığı Bakım ve Onarım Takım Komutanlığında 657 sayılı Yasaya tabi sivil memur olarak Elektrik Teknisyeni unvanıyla görev yapan davacının, ek özel hizmet tazminatı ödenmesi yolundaki başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali ile ödenmeyen ek özel hizmet tazminatının hak ediş tarihi itibariyle yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır. Anayasa nın 157. maddesinde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi nin, askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu; ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartının aranmayacağı belirtilmiş; 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu nun tarih ve 2568 sayılı Yasa ile değişik 20. maddesinin birinci fıkrasında, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Türk Milleti adına; askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen, görevleri yapar. Ancak, askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda; ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz denilmiştir.

115 Buna göre, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi nin bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlem veya eylemin asker kişiyi ilgilendirmesi ve askeri hizmete ilişkin bulunması koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir sayılı Yasa nın değişik 20. maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlar asker kişi sayılmaktadır. Davacının 1602 sayılı Yasa nın 20. maddesinde sayılan asker kişilerden olduğu ve bu nedenle dava konusu işlemin asker kişiyi ilgilendirdiği tartışmasızdır. Dava konusu işlemin askeri hizmete ilişkin olup olmadığına gelince: İdari işlemin, görevli yargı yerinin tespiti yönünden askeri hizmete ilişkin olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılması gerekmektedir. Eğer idari işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise, bu işlemin askeri hizmete ilişkin olduğu kabul edilmelidir. Daha açık bir ifadeyle, askeri hizmete ilişkin idari işlemler; idarenin bir asker kişinin askeri yeterlik ve yeteneklerinin, tutum ve davranışlarının, askeri geçmişinin, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevlerinin; askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural ve gerekler göz önünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda tesis edilen işlemlerdir. İşlem, askeri olmayan bir makam tarafından tesis edilmiş olsa bile durum değişmemekte menfaati ihlal edilen asker kişinin açtığı davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesi nde görülmesi gerekmektedir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 152 nci maddesi; II. Tazminatlar: A - ÖZEL HİZMET TAZMİNATI: c) Teknik Hizmetler sınıfına dahil kadrolarda görev yapanlardan Teknik Hizmetler Sınıfına dahil kadrolarda bulunan personelden açık çalışma mahallerinde fiilen çalışanlara, bulundukları kadrolar esas alınmak suretiyle, çalı için belirlenecek oranlarda ve üçer aylık dönemler itibariyle toplam 60 puanı aşmayacak şekilde, dönem sonlarında ödenmek üzere ek özel hizmet tazminatı verilebilir. III -Ortak Hükümler: Bu zam ve tazminatların hangi işi yapanlara ve hangi görevlerde bulunanlara ödeneceği, miktarları, ödeme usul ve esasları ilgili kurumların yazılı isteği ve Devlet Personel Başkanlığının görüşü üzerine Maliye Bakanlığınca bütün kurumları kapsayacak şekilde ve 154 'üncü madde uyarınca katsayının Bakanlar Kurulunca değiştirilmesi durumu hariç yılda bir defa olmak üzere hazırlanır ve Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulur..." hükmüne amirdir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 152 nci maddesine göre "Devlet Memurlarına Ödenecek Zam ve Tazminatlara ilişkin Karar"ın Bakanlar Kurulu'nca tarihinde 2006/10344 sayılı kararla kararlaştırılarak gün ve sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği ve bahse konu Bakanlar Kurulu Kararına ekli II sayılı cetvelin E(Teknik Hizmetler) bölümünün 6 ncı maddesinin:" Teknik Hizmetler Sınıfına ait kadrolarda bulunan personelden; büro, atölye, ısı santralı, laboratuar, tesis (sosyal tesisler dahil), işletme, fabrika ve hizmet binaları dışında olmak şartıyla arazi, şantiye, inşaat, baraj, park, bahçe, maden, açık alanlarda kurulu tarım ve hayvancılık uygulama birimleri ve yol gibi açık çalışma mahallerinde fiilen çalışanlara (belirtilen mahallerde yapılan kontrollük hizmetleri dahil), çalışılan her gün için aşağıda gösterilen oranlarda ayrıca özel hizmet tazminatı ödenir. Faal durumdaki hizmet binalarının tadilat, bakım ve onarımı işleri açık çalışma mahalli kapsamında değerlendirilmez. a) 1/a, b ve c sıralarında sayılanlara... 3,0

116 b) 1/d sırası ile 2 nci sırada sayılanlara... 2,0 c) 3 ve 4 üncü sıralarda sayılanlara... 1,2 Bu ek özel hizmet tazminatının ödenmesinde ilgililerin kadroları esas alınır. Tazminatın kimlere ödeneceği; iş programları ve çalışma mahallerinin özellikleri dikkate alınarak, üçer aylık dönemler itibarıyla ilgili birim amirlerince belirlenir. Ödemeler görevin filen yerine getirilmesinden sonra üçer aylık dönem sonlarında yapılır. Ancak, bu şekilde ödenecek ek özel hizmet tazminat toplamı üçer aylık dönemler itibarıyla, a) 1/a, b ve c sıralarında sayılanlara b) 1/d sırası ile 2 nci sırada sayılanlara c) 3 ve 4 üncü sıralarda sayılanlara oranlarını aşamaz." şeklinde düzenlenmiş olduğu anlaşılmıştır. Devlet Memurları Kanunu Genel Tebliği (Seri No: 160)'nın C-II Sayılı Cetvele İlişkin Açıklamalar Başlıklı 6 ncı maddesinde; "II sayılı Cetvelin (E) Teknik Hizmetler Bölümünün 6 ncı sırasında, Teknik Hizmetler Sınıfına ait kadrolarda bulunan personelden; büro, atölye, ısı santralı, laboratuar, tesis (sosyal tesisler dahil), işletme, fabrika ve hizmet binaları dışında olmak şartıyla arazi, şantiye, inşaat, baraj, park, bahçe, maden, açık alanlarda kurulu tarım ve hayvancılık uygulama birimleri ve yol gibi açık çalışma mahallerinde fiilen çalışanlara (belirtilen mahallerde yapılan kontrollük hizmetleri dahil), çalışılan her gün için %3, %2 ve %1,2 oranlarında ek özel hizmet tazminatı ödeneceği; bu şekilde ödenecek ek özel hizmet tazminatı toplamının üçer aylık dönemler itibarıyla %60, %40 ve %24 oranlarını aşamayacağı, bu ilave tazminatın kimlere ödeneceğinin ise iş programları ve çalışma mahallerinin özellikleri dikkate alınarak, üçer aylık dönemler halinde, ilgili birim amirlerince belirleneceği ve ödemelerin görevin fiilen yerine getirilmesinden sonra üçer aylık dönem sonlarında yapılacağı hükme bağlanmıştır. Uyuşmazlığa ilişkin mevzuat hükümleri ile somut olay ile birlikte irdelendiğinde, dava konusu olayda, davacının Kara Harp Okulu Atış ve Tatbikat Birlik Komutanlığı Bakım Onarım Takım Komutanlığında 657 sayılı Yasa'ya tabi sivil memur olarak elektrik teknisyeni unvanı ile görev yaptığı, tarihli dilekçe ile arazide (açık alanda) çalışması nedeniyle 657 sayılı Yasa'nın 152 nci maddesine göre Devlet memurlarına ödenecek zam ve tazminatları belirleyen 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı sayılı cetvelinin E (Teknik Hizmetler) bölümünün 6 ncı maddesine kendisine ek özel hizmet tazminatı ödenmesi istemiyle yaptığı başvuru üzerine davalı idarece işlem tesis edilirken ve devamında açılan davanın yargısal denetimi sırasında askeri kural ve gerekler yönünden bir değerlendirme yapılması gerekmeyeceği gözetildiğinde dava konusu işlemin askeri hizmete ilişkin bulunduğundan sözetmek olanaksızdır. Belirtilen duruma göre ve olayda Anayasa nın 157. ve 1602 sayılı Yasanın 20. maddelerinde öngörülen asker kişiyi ilgilendirme ve askeri hizmete ilişkin bulunma koşulları birlikte gerçekleşmediğinden, davanın görüm ve çözümünde genel idari yargı yeri görevli bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesinin başvurusunun reddi gerekmiştir. SONUÇ: Davanın çözümünde GENEL İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İzmir 1. İdare Mahkemesi nin BAŞVURUSUNUN REDDİNE, gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2012/100 KARAR NO : 2012/91 KARAR TR : (Hukuk Bölümü)

117 ÖZET : Hemşire olan davacının, intibakının geri alınmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın, GENEL İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. KARAR Davacı : R. Y. Davalı : İçişleri Bakanlığı O L A Y: Davacı, tarihinde İzmir Nöbetçi İdare Mahkemesi Başkanlığı'nda, tarihinde AYİM'de kayda geçen dava dilekçesinde özetle; 1996 yılında Karaman Ermenek Sağlık Meslek lisesi Hemşirelik bölümünü bitirdiğini; Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi, Sağlık Kurumları İşletmeciliği, Ön Lisans Bölümünü tarihinde bitirerek diplomasının bir suretini kurumuna dilekçe ile teslim ettiğini; YÖK Başkanlığı'nın tarihli toplantısından sonra bitirdiği bölümün sağlık ve teknik hizmetler sınıfında yer alan personel için bir üst öğrenim sayılması kararı verilmesi üzerine bu tarihten itibaren ön lisans düzeyinde maaş, zam ve tazminat almaya başladığını; 2011 yılının Mart ayı itibariyle bitirmiş olduğu ön lisans bölümünün üst öğrenim sayılmaması sebebiyle özlük haklarının kesilmeye başladığını; bunun üzerine dilekçe ile idareye başvurduğunu; J. Genel K.lığının tarihli yazısı ile YÖK Başkanlığının olumsuz cevabı nedeniyle bitirdiği bölümün üst öğrenim sayılmayacağının bildirildiğini; geçmişte almış olduğu maaş, zam ve tazminat farklarının geriye dönük olarak yasal faiziyle birlikte tahsili için işlem başlatıldığını; mağdur durumda olduğunu; yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu belirtmek suretiyle dava konusu mezun olduğu ön lisans bölümünün üst öğrenim olarak kabul edilmeme işleminin, özlük haklarının, görmüş olduğu 'üst öğrenim' uyarınca belirlenmesine son verilmesi işleminin ve Mart 2011 ayına, kadar 'üst öğrenim' e göre belirlenip tahakkuk ettirilen özlük haklarının yasal faiziyle birlikte geri alınması işleminin iptalini talep ederek, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi nde dava açmıştır. Davalı idare savunmasında özetle; yapılan işlemin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 36'ncı maddesinin 12/d bendine uygun olduğunu; 160 seri numaralı Devlet Memurları Genel Tebliğinin Ortak Açıklamalar Bölümünün 3'üncü maddesi uyarınca sağlık ve teknik hizmetler sınıfında yer alan personelin bitirdiği üst öğrenimin mesleki bir üst öğrenim olup olmadığının 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 43'üncü maddesinin B bendi uyarınca YÖK kararlarına istinaden tespit edileceğinin öngörüldüğünü; bu kapsamda, J. Gn. K. lığının tarihli yazısı ile görüş sorulması üzerine YÖK Başkanlığının tarihli cevabi yazısıyla tarihli YÖK toplantısında, 'Açık öğretim fakültesi sağlık kurumları işletmeciliği' ön lisans programının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 36'ncı maddesinde tanımlanan Sağlık Hizmetleri ve Yardımcı Sağlık Hizmetleri sınıfı için bir üst öğrenim olarak sayılmasına, ancak bir meslek olarak Hemşireliğin (günümüzde dört yıllık lisans eğitimi olarak verildiği) bir üst öğrenimi olarak sayılmayacağına karar verildiğinin bildirildiğini; bu karara istinaden tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğunu belirtmek suretiyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRESİ: gün ve Gensek No:2011/1855, E:2011/811, K:2011/1247 sayı ile, Anayasanın, Askeri Yüksek idare Mahkemesinin görevleri, üyelerinin seçimi ve özlük hakları, kuruluşu, işleyişi ile yargılama usullerine ilişkin 157 nci maddesinde "Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimi yapan ilk ve son derece mahkemesidir. Ancak askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz" hükmü bulunduğu; Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevlerini belirleyen 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanununun 2508 sayılı Kanunla değişik 20 nci maddesinde, "Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Türk Milleti Adına askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesi olarak

118 yargı denetimini ve diğer kanunlarda gösterilen görevleri yapar. Ancak askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda, ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz. Bu kanunun uygulanmasında asker kişiden maksat, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlardır" hükmü, aynı kanunun idari davalar ve yargı yetkisinin sınırı başlığı taşıyan 21 nci maddesinde de, 20 nci madde de belirtilen kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemden dolayı açılacak iptal ve tam yargı davalarının doğrudan doğruya ve kesin olarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde çözümlenip karar bağlanacağı hükmü yer aldığı; Anayasanın ve 1602 sayılı Kanunun bu hükümleri karşısında bir davaya Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde bakılabilmesi için; 1. İdari işlemin bir asker kişi göz önünde tutularak tesis edilmesi veya idari eylemin bir asker kişiye yönelmiş olması, yahut uyuşmazlığın askerlik yükümlülüğünden doğmuş olması, 2. Dava konusu idari işlem ve eylemin askeri hizmete ilişkin bulunması şartlarının birlikte gerçekleşmiş olması gerektiği, 7 nci Jandarma Er Eğitim Alay K.lığı Revir Baştabipliği emrinde Sivil Memur olarak görev yapan davacının asker kişi olduğu hususunda herhangi bir tereddüt olmadığı, burada açıklığa kavuşturulması gereken hususun dava konusu işlemin Askeri hizmete ilişkin olup olmadığının olduğu; öğretide ve Uyuşmazlık Mahkemesi ile AYİM içtihatlarında genel kabul gören görüşe göre; idari işlemin görevli yargı yerinin tespiti yönünden "askeri hizmete ilişkin" olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılmasının gerektiği, eğer idari işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise, bu işlemin askeri hizmete ilişkin bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği daha açık bir ifadeyle, askeri hizmete ilişkin idari işlemlerin; idarece bir asker kişinin askeri yeterlik ve yetenekleri, tutum ve davranışları, askeri geçmişi, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevleri, askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural gerek ve gelenekler göz önünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda tesis edilen işlem olduğu, bu kapsamda bir işlem Askeri makamlarca asker şahıslar hakkında tesis edilmiş olsa bile, bu işlemin Askeri makamlar dışındaki bir başka kamu kurum yada kuruluşunca kendi personeli hakkında tesis edilmiş olan işlemden nitelik yönünden herhangi bir farkı bulunmuyorsa bu işlem Askeri hizmete ilişkin bir işlem olmayıp, bu işleme ilişkin davaların görüm ve çözüm yerinin de AYİM değil, genel idari yargı yeri olması gerektiği, başka bir anlatımla; bir idari işlemin askeri hizmete ilişkin olabilmesi ve yargısal denetiminin AYİM'de yapılabilmesi için, işlemin yargısal denetiminde askerlik mesleğinin gereklerini yakından bilmenin önem taşıması gerektiği, açılan iptal davasında, asker kişi hakkında tesis edilen işlemden doğan dava ve onun çözümüyle varılacak sonuç ile, aynı durumdaki sivil kişi hakkında aynı işlemden doğan dava ve onun çözümüyle varılacak sonucun farklı olmaması halinde, davanın çözüm yeri AYİM değil Genel İdari Yargı olacağı, bu açıklamalara göre dava konusu işlem incelendiğinde; davacının 7 nci Jandarma Er Eğitim Alay K.lığı Revir Baştabipliği emrinde Sivil Memur olması dolayısıyla asker kişi olduğu, ancak davacının mezun olduğu önlisans programının YÖK kararına istinaden üst öğrenim olarak kabul edilmeme ve buna bağlı olarak özlük haklarının, görmüş olduğu 'üst öğrenim' uyarınca belirlenmesine son verilmesi işleminin başka bir Bakanlıkta görevli askeri şahıs olmayan bir memur hakkında tesis edilen, yargısal denetimi genel idari yargı organlarına ait işlemden herhangi bir farkı bulunmadığı, işlemin yargısal denetimde askerlik mesleğinin gereklerini yakından bilmenin önem taşımadığı, davacı hakkında tesis edilen işlem ve onun çözümünde varılacak sonuç ile, aynı durumdaki sivil kişi hakkında aynı işlemden doğan dava ve onun çözümünde varılacak sonucun farklı olmadığı, dolayısıyla tesis edilen işlemin askeri hizmete ilişkin olmadığı, bu nedenle davanın görüm ve çözüm yerinin AYİM değil Genel idari Yargı yeri olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine, karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

119 Davacı, bu kez aynı istemle, idari yargı yerinde dava açmıştır. İZMİR 1. İDARE MAHKEMESİ: gün ve E:2011/2374 sayı ile, 1602 sayılı Yasa'ya göre "asker kişi" sayılan sivil memur olarak görev yapan davacıya, bitirdiği önlisans programının üst öğrenim olarak kabul edilmemesi üzerine maaş, zam ve tazminatların eksik ödenmesi işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın, asker kişinin parasal hakları (aylık) kapsamında kaldığı ve bu durumun açıkça 1602 sayılı Yasa'nın 22nci maddesinde Birinci Dairece çözümlenecek işler arasında sayıldığı dikkate alındığında, asker kişinin parasal haklarından doğan davada "askeri hizmete ilişkin bulunma" koşulunun da gerçekleşmiş olması karşısında, davanın görüm ve çözümünde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin görevli bulunduğu, açıklanan nedenlerle, mahkemelerinin bu davaya bakmakla görevli olmadığına, 2247 sayılı Yasa'nın 19 ncu maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü nün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU nun katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında: l-ilk İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, idari yargı dosyası ile birlikte Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin dosyası da gönderilmek suretiyle 2247 sayılı Yasa nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN ın, davanın çözümünde genel idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Savcısı Müjdat TUNA nın davada genel idari yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, İzmir İli, Yenifoça 7 nci Jandarma Er Eğitim Alay Komutanlığa Revir Baştabipliği emrinde sivil memur (hemşire) olarak görev yapan davacının, 2006 yılında bitirdiği Anadolu Üniversitesi Sağlık Kurumları İşletmeciliği Önlisans programının Mart 2011 tarihinden itibaren üst öğrenim olarak kabul edilmeyerek, önlisans seviyesinde maaş ve tazminat ödenmesine son verilmesine ilişkin işlem ile Mart 2011 tarihine kadar ödenen maaş ve tazminat farklarının geri alınmasına ilişkin işlemin iptali ile bu tarihten itibaren ödenmeyen maaş ve tazminat farklarının ödenmesi istemiyle açılmıştır. Anayasa nın 157. maddesinde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin askeri olmayan makamlarca kurulmuş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin yönetsel işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu, ancak askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması koşulunun aranmayacağı belirtilmiş; tarih ve 1602 sayılı Yasanın tarih ve 2568 sayılı Yasa ile değişik 20. maddesinde de aynı hüküm yer almıştır. Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin bir davaya bakabilmesi için dava konusu yönetsel işlemin asker kişiyi ilgilendirmesi ve askeri hizmete ilişkin bulunması koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir sayılı Yasanın değişik 20. maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan ya da hizmetten ayrılmış olan, subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlar asker kişi sayılmaktadır. Anılan Yasa nın değişik 21. maddesinin birinci fıkrasında 20 nci maddede belirtilen kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden dolayı; yetki, sebep,

120 şekil, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından bahisle menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılacak iptal davaları, aynı idari işlem ve eylemlerin haklarını ihlal etmesi halinde açılacak tam yargı davaları, doğrudan doğruya ve kesin olarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde çözümlenir ve karara bağlanır. denilmiş; aynı Yasa nın Birinci Dairenin görevleri başlıklı değişik 22. maddesinde, atanma, yer değiştirme, nasıp, sicil, kademe ilerletilmesi, terfi, emeklilik, maluliyet, aylık ve yolluklara ilişkin iptal ve tam yargı davalarının Birinci Dairece çözümleneceğine işaret edilmiştir. Yönetsel işlemin, görevli yargı yerinin belirlenmesi yönünden askeri hizmete ilişkin olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılması gerekmektedir. Eğer yönetsel işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre kurulmuş ise, bu işlemin askeri hizmete ilişkin olduğu kabul edilmelidir. Daha açık bir anlatımla, askeri hizmete ilişkin yönetsel işlemler: yönetimin bir asker kişinin askeri yeterlik ve yeteneklerinin, tutum ve davranışlarının, askeri geçmişinin, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevlerinin; askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural ve gerekler gözönünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda kurulan işlemlerdir. İşlem, askeri olmayan bir makam tarafından kurulmuş olsa bile durum değişmemekte, menfaati ihlal edilen asker kişinin açtığı davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Davacının 1602 sayılı Yasanın 20. maddesinde sayılan asker kişilerden olduğu ve bu nedenle dava konusu işlemin asker kişiyi ilgilendirdiği tartışmasızdır. Dava konusu işlemin askeri hizmete ilişkin olup olmadığına gelince: 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesinin "Ortak Hükümler" bölümünün (A) fıkrasının 12 numaralı bendinin (d) alt bendi: "(İptal: Anayasa Mahkemesinin tarih ve E.: 2003/22, K.: 2003/34 sayılı kararı ile.; Yeniden düzenleme: /1 md.) Memuriyette iken veya memuriyetten ayrılarak (87 nci maddeye tabi kurumlarda çalışanlar dahil) üst öğrenimi bitirenler, aynı üst öğrenimi tahsile ara vermeden başlayan ve normal süresi içinde bitirdikten sonra memuriyete giren emsallerinin ulaştıkları derece ve kademeyi aşmamak kaydıyla, bitirdikleri üst öğrenimin giriş derece ve kademesine memuriyette geçirdikleri başarılı hizmet sürelerinin tamamı her yıl bir kademe, her üç yıl bir derece hesabıyla ilave edilmek suretiyle bulunacak derece ve kademeye yükseltilirler." hükmünü içermektedir. Dosyanın incelenmesinden; 1996 yılında Karaman Meslek Lisesi hemşirelik bölümünü bitirdikten sonra 2001 yılından itibaren TSK'da hemşire unvanıyla sağlık hizmetleri sınıfında istihdam edilmeye başladığı anlaşılan davacının, Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Sağlık Kurumları İşletmeciliği Ön Lisans Bölümünden tarihinde mezun olduğu; YÖK Başkanlığı'nın tarihli toplantısında, bitirdiği ön lisans programının, sağlık ve teknik hizmetler sınıfında yer alan personel için bir üst öğrenim sayılması kararı verilmesi üzerine bu tarihten itibaren ön lisans düzeyinde maaş, zam ve tazminat almaya başladığı; Mart 2011 itibariyle bitirmiş olduğu ön lisans bölümünün üst öğrenim sayılmaması sebebiyle özlük haklarının kesilmeye başladığı ve idareye başvurduğu; J. Genel K.lığının tarihli yazısı ile YÖK Başkanlığının olumsuz cevabı nedeniyle bitirdiği bölümün üst öğrenim sayılmayacağının kendisine bildirildiği; özlük haklarının belirtilen öğrenim durumuna göre belirlendiği ve Mart 2011 e kadar ön lisans mezunu olduğu kabulüne göre belirlenen özlük haklarının iadesi işleminin başlatıldığı; bunun üzerine davacı tarafından mezun olduğu ön lisans programının üst öğrenim olarak kabul edilmeme işleminin, özlük haklarının, görmüş olduğu 'üst öğrenim' uyarınca belirlenmesine son verilmesi işleminin ve Mart 2011 ayına kadar 'üst öğrenim' e göre belirlenip tahakkuk ettirilen özlük haklarının yasal faiziyle birlikte geri alınması işlemin iptali istemiyle AYİM'de süresinde iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık konusu olayda görevde iken üst öğrenim programından mezun olan memurların, öğrenimine hiç ara vermeden devam edip göreve başlayan farazi emsallerinin

121 ulaştıkları derece ve kademeyi aşmamak kaydıyla, bitirdikleri üst öğrenimin giriş derece ve kademesine hizmet yılları itibariyle alacakları derece ve kademelerin eklenmesi suretiyle intibaklarının yapılacağı açıktır. Belirtilen duruma göre ve olayda Anayasa nın 157. ve 1602 sayılı Yasanın 20. maddelerinde öngörülen asker kişiyi ilgilendirme ve askeri hizmete ilişkin bulunma koşulları birlikte gerçekleşmediğinden, davanın görüm ve çözümünde genel idari yargı yeri görevli bulunmaktadır. Açıklanan nedenlerle, İzmir 1. İdare Mahkemesinin başvurusunun reddi gerekmiştir. SONUÇ: Davanın çözümünde GENEL İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İzmir 1. İdare Mahkemesi nin BAŞVURUSUNUN REDDİNE, gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2012/102 KARAR NO : 2012/92 KARAR TR : (Hukuk Bölümü) ÖZET : Maddi hasarlı trafik kazası sonucu düzenlenen trafik kazası tespit tutanağının iptali istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. KARAR Davacı : H. K. Davalı : 1- Adli Yargıda Hasımsız 2- İdari Yargıda Bursa Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü OLAY : Bursa Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü nce günlü maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağı düzenlenmiştir. Davacı vekili, tutanakta belirtilenin aksine kazaya karışan diğer aracın sürücüsünün alkollü olduğunu ve geçiş üstünlüğünün bulunmadığını ileri sürerek, trafik kaza tespit tutanağına karşı adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur BURSA 1. SULH CEZA MAHKEMESİ: gün ve D.İş:2012/41 sayı ile, başvuruya konu talebin sulh ceza mahkemelerinde incelenebilecek bir talep olmadığı anlaşıldığından, 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 28/1-b maddesi uyarınca başvurunun görev yönünden reddine karar vermiş; bu karar kesinleşmiştir. Davacı vekili, bu kez, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır. ORDU İDARE MAHKEMESİ: gün ve E:2012/78 sayı ile, maddi hasarlı trafik kazası sonrası düzenlenen trafik kazası tespit tutanağının iptali istemiyle dava açıldığı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası nın Bu suçlarla ilgili davalara bakacak mahkemeler ve yetkileri başlıklı 112. maddesinde, Sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması hariç olmak üzere bu Kanundaki hafif para cezasını veya bununla birlikte hafif hapis cezasını, belgelerin geri alınması ve iptali veya işyerlerinin kapatılması cezasını gerektiren suçlarla ilgili davalara trafik mahkemelerinde, bunların bulunmadığı yerlerde yetki verilen Sulh Ceza Mahkemelerinde bakılır hükmünün yer aldığı, Karayolları Trafik Yönetmeliği nin Trafik Kazalarına El Konulması başlıklı 154. maddesinde, Trafik kazalarına el konulmasında aşağıda gösterilen esas ve usuller uygulanır. a) Trafik kazalarına; 1) Adli yönden gereği yapılmak üzere mahalli genel zabıtaca, 2) Kaza nedenlerini, iz ve delillerini belirleyecek Kaza Tespit Tutanağı düzenlemek üzere de trafik zabıtasınca (polis veya jandarma), el konulur, aynı Yönetmeliğin Trafik Kazalarına İlişkin İşlemler başlıklı 156. maddesinde de, Trafik Kazaları ile ilgili olarak yapılacak işlemlerde aşağıdaki esas ve usuller uygulanır. a) Kaza tespit tutanağının düzenlenmesi; 1) Örneğine uygun olarak; kaza yerinin durumu, iz ve

122 deliller, kazaya karışan sürücüler, varsa ölü veya yaralılar hasar veya zarar, gün ve saat ile gerekli görülen diğer hususlar belirtilmek üzere düzenlenir ve olay yerinin durumu bir krokide gösterilir. Tutanaklar; soruşturma evrakına eklenmek, dosyasında saklamak ve sayısına göre taraflara verilmek üzere yeter sayıda düzenlenir kurallarına yer verildiği, dosyanın incelenmesinden, davacının aracıyla karıştığı trafik kazası sonrasında Bursa Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü görevlileri tarafından düzenlenen maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmakta ise de; yukarıda anılan yasal düzenlemeler uyarınca, kaza tespit tutanağının kazaya karışan taraflar arasında çıkabilecek hukuki uyuşmazlıkların çözümüne yardımcı olmak üzere trafik zabıtasınca düzenlenen tespit niteliğinde bir belge olduğu ve idari işlem niteliği bulunmadığı, bu bakımdan adli yargı yerlerinde çözümlenecek uyuşmazlıkların görümü sırasında mahkemelerce değerlendirilecek nitelikte bir belge olduğu anlaşıldığından, kaza tespit tutanağına karşı açılan davanın görüm ve çözümünün Mahkemelerine değil, görevsizlik kararı veren Bursa 1. Sulh Ceza Mahkemesi'ne ait olduğu sonucuna ulaşıldığı, bu nedenlerle; 2247 sayılı Yasa nın 19. maddesi hükmü uyarınca Bursa 1. Sulh Ceza Mahkemesi nce verilen görevsizlik kararı üzerine Mahkemelerinde açılan davada, görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi ne başvurulmasına, Uyuşmazlık Mahkemesi nce bu konuda karar verilinceye kadar davanın incelenmesinin ertelenmesine ve bu kararla birlikte dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi ne gönderilmesine karar vermiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü nün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU nun katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında: l-ilk İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu nun günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ceza uyuşmazlıkları ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının hukuk uyuşmazlığı sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ceza davası olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur. İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olup,idari yargı dosyası ile birlikte adli yargı dosyası da gönderilmek suretiyle 2247 sayılı Yasa nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

123 Dava, maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağının iptali istemiyle açılmıştır sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun Trafik kazalarına el koyma ve bilirkişilik başlığını taşıyan 83. maddesinde, Trafik kazalarına; a) Adli yönden gereği yapılmak üzere mahalli genel zabıtaca, b) Kazanın oluş nedenlerini, iz ve delillerini belirleyerek trafik kaza tespit tutanağı düzenlemek üzere de trafik zabıtasınca el konulur. Trafik zabıtasının görevli olmadığı veya bulunmadığı karayollarında meydana gelen kazalarda trafik kaza tespit tutanağı mahalli genel zabıtaca düzenlenir ve bir örneği o yerin trafik zabıtasına gönderilir. Karayollarında meydana gelen ve yalnız maddi hasarla sonuçlanan trafik kazalarında tarafların anlaşması halinde ve fiil başka bir suç oluşturmuyorsa adli kovuşturma yapılmaz ve Türk Ceza Kanununun 565 inci maddesi hükmü uygulanmaz. Trafik kazalarında yolun trafiğe kapandığı hallerde; trafik zabıtası veya genel zabıta; iz ve delilleri kaybolmayacak şekilde işaretledikten ve gerekli işlemleri yaptıktan sonra, karayolunu trafiğe açmaya yetkilidir. Karayolunun trafiğe kapanmasına ölümlü ve hayati tehlike yaratan yaralanmalı kazalar neden olmuş ve bu kaza can, mal ve trafik güvenliğini etkiliyor ve başka bir yoldan geçiş verilemiyorsa Cumhuriyet savcısının gecikeceğinin anlaşılması halinde, gerekli işaretlemeler yapılıp araç ve ölüler kenara alınarak durum bir tutanakla tespit edildikten sonra yol trafiğe açılır. Trafik zabıtası, usul kanunlarına göre görevlendirilirse, trafik kazalarında bilirkişilik yapar. Trafik kazaları, kaza tahkik memurluğu, bilirkişilik ve bunlarda aranacak şartlar ile diğer esaslar yönetmelikte gösterilir ve Bu Kanundaki suçlarla ilgili davalara bakacak mahkemeler ve yetkileri başlıklı 112. maddesinin birinci fıkrasında, Sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması hariç olmak üzere bu Yasadaki; hafif para cezasını veya bununla birlikte hafif hapis cezasını, belgelerin geri alınması ve iptali cezasını veya işyerlerinin kapatılması cezasını gerektiren suçlarla ilgili davalara trafik mahkemelerinde, bunların bulunmadığı yerlerde yetki verilen sulh ceza mahkemelerinde bakılır hükmü yer almıştır sayılı Karayolları Trafik Kanunu na dayanılarak çıkarılmış bulunan Karayolları Trafik Yönetmeliği nin, Trafik Kazalarına EI Konulması başlıklı 154. maddesinde, Trafik kazalarına el konulmasında aşağıda gösterilen esas ve usuller uygulanır. a) Trafik kazalarına; 1) Adli yönden gereği yapılmak üzere mahalli genel zabıtaca, 2) Kaza nedenlerini, iz ve delillerini belirleyecek Kaza Tespit Tutanağı düzenlemek üzere de trafik zabıtasınca (polis veya jandarma), el konulur. Trafik zabıtasının görev alanı dışında kalan yerler ile el koyamadığı durumlarda, trafik kaza tespit tutanağı, örneğine uygun olarak mahalli zabıta tarafından düzenlenir ve bir örneği o yerin trafik zabıtasına gönderilir.( ) denilmiş; aynı Yönetmeliğin, Trafik Kazalarına ilişkin işlemler başlıklı 156. maddesinde de, Trafik Kazaları ile ilgili olarak yapılacak işlemlerde aşağıdaki esas ve usuller uygulanır. a) Kaza tespit tutanağının düzenlenmesi; 1) Örneğine uygun olarak; kaza yerinin durumu, iz ve deliller, kazaya karışan sürücüler, varsa ölü veya yaralılar, hasar veya zarar, gün ve saat ile gerekli görülen diğer hususlar belirtilmek üzere düzenlenir ve olay yerinin durumu bir krokide gösterilir. Tutanaklar; soruşturma evrakına eklenmek, dosyasında saklamak ve sayısına göre taraflara verilmek üzere yeter sayıda düzenlenir. 2) Trafik kazası tespit tutanağı düzenlemeye bu Yönetmeliğin 154 üncü maddesinin (a) bendi gereğince trafik zabıtası ve genel zabıtanın görevli personeli yetkilidir.

124 Tutanaklar en az iki görevli tarafından düzenlenir. Hafif yaralanmalı veya hasarlı kazalarda tek görevli tarafından rapor şeklinde de düzenlenebilir. Ancak Türk Silahlı Kuvvetlerine ait araçların karıştığı trafik kazalarında bir askeri temsilcinin bulundurulması mecburidir. 3) Tutanak düzenleyenler, taraflar için kusur oranı belirtirler( ) denilmiştir. Diğer taraftan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları idari dava i arasında sayılmıştır. Bu düzenlemelere göre, maddi hasarlı kaza tespit tutanağı, kazaya karışan taraflar arasında çıkabilecek hukuki uyuşmazlıkların çözümüne esas olacak ve trafik zabıtasınca düzenlenecek bir belge olup, idari işlem niteliği de bulunmayan bu belgenin, adli yargı yerlerinde çözümlenecek uyuşmazlıkların görümü sırasında o mahkemelerce değerlendirilecek olduğundan, maddi hasarlı kaza tespit tutanağına yönelik davanın idari yargı yerinde görülmesi olanağı bulunmamaktadır. Bu durumda, davacı vekili tarafından; maddi hasarlı trafik kaza tespit tutanağına itirazen açılan ve idari yargı yerinde görülmesi olanağı bulunmayan davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesince yapılan başvurunun kabulü ile Sulh Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ordu İdare Mahkemesi nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Bursa 1. Sulh Ceza Mahkemesi nin gün ve D.İş:2012/41 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2012/9 KARAR NO : 2012/9 KARAR TR : (Ceza Bölümü) ÖZET : Asker kişi sanık hakkında Türk Ceza Kanunu nda düzenlenen suçlar kapsamında kalan eylemleri nedeniyle açılan kamu davasının, suçun askeri suç olmaması, askeri suça bağlı bulunmaması ve askeri mahkemede yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmiş olması nedeniyle ADLİ YARGI yerinde görülmesinin gerektiği hk. KARAR Davacı : K.H. Sanık : H. F. D. OLAY : Aydın Askerlik Şube Başkanlığı emrinde tarihinden itibaren iaşe bedeli ve er sevkleri için ihtiyaç olacak avansları çekmek üzere mutemet olarak görevlendirilen sanık sivil memur H. F. D. ın, tarihli bir sayfadan ibaret Sevk Erleri Taşıma Ücreti ve Yiyecek Bedeli Dağıtım Bordroları incelendiğinde, Dağıtım Bordrosunda 15 yükümlünün yer aldığı ancak aynı gün harcanan paranın daha fazla olduğunun tespit edilmesi üzerine, Askeralma Bölge Başkanlığı ve Defterdarlık nüshaları temin edilerek karşılaştırıldığında, bu birimlerde aynı güne ait dört sayfalık bordro olduğu, iki, üç ve dördüncü sayfalarda toplam 42 yükümlünün yer aldığının görüldüğü, ve bu sayfalardaki yükümlülerin işlemlerinin önceki tarihlerde yapıldığı ve imzalarının da farklı olduğu, kimilerinin iki kez yazıldığı, sanığın iki, üç ve dördüncü sayfaları tanzim ederek 42 yükümlüye para ödemiş gibi göstererek ihtiyacı olan TL civarında parayı avanstan çektiği, birinci sayfada yazılı bilgilerin doğru olduğu bu yükümlülere gerçekten paranın ödendiğini bununda soruşturma sırasında anlaşıldığı üzere, sanığın tarihinde bu

125 görevden alındığı ve yerine günü sivil memur Y. T. nın görevlendirildiği ancak devir-teslim işlemi yapılmadığından sanığın olay tarihinde mutemet olarak görevine devam ettiği, alınan bilirkişi raporunda, bordroda iki, üç ve dördüncü sayfada yer alan 42 yükümlüye ait ödemelerin gerçek olmadığı, bunların daha önceden işlem yaptıran yükümlülerden ve aynı işlemlerinden oluştuğu, ödendiği gösterilerek oluşan hazine zararının 567 TL olduğunun belirlendiği, bunun üzerine sanığın mutemet olarak görev yaptığı dönemin 2009 yılına ait tüm bordroları incelendiğinde, 190 yükümlüye daha değişik tarihlerde üçyüz altı defa bordroya dahil ederek hayali sevk yaptığı, toplamda 3650,30 TL. hazine zararına sebebiyet verdiği, böylece 2009 yılı içersinde yüz doksan yükümlüyü üç yüz altı kez ve tarihinde kırk iki yükümlüyü bordroya dahil edip sevk edilmedikleri halde sevk edilmiş gibi göstererek karşılığında TL. avansı mal edinmek suretiyle zincirleme zimmet suçunu işlediği ileri sürülerek eylemine uyan 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu nun 131/1. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle Hava Eğitim Komutanlığı Askeri Savcılığı nın gün ve E:2010/93, K:2010/107 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır. HAVA EĞİTİM KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: gün ve E: 2010/323, K:2010/513 sayıyla, yüklenen eylemin resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu ve sanık hakkında MSB Yüksek Disiplin Kurulunca Devlet Memurluğundan Çıkarma kararı verildiği anlaşıldığından, askeri yargı yerinde yargılanmasını gerektiren ilginin kesildiği, bu nedenle sanığı yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Aydın 2. Asliye Ceza Mahkemesi ne gönderilmiştir. Aydın 2. Asliye Ceza Mahkemesi, yüklenen eylemin zimmet suçunu oluşturduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, dava dosyası, Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmiştir. AYDIN 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ: gün ve E:2011/144, K:2011/131 sayıyla, suç tarihinde asker kişi olan sanığı askeri suç olan zimmet suçu nedeniyle yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle itiraz yolu açık olmak üzere görevsizlik kararı vermiş, dava dosyası, aynı Mahkemece, Mahkememize gönderilmiştir. Mahkememize gönderilen dava dosyasında, Uyuşmazlık Mahkemesi nce gün ve E:2011/25, K:2011/24 sayılı karar ile adli yargı yerince verilen görevsizlik kararı kesinleşmeden dava dosyası Mahkememize gönderildiğinden, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun un 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilip dosyanın Mahkemesine gönderilmesinden sonra, dosyadaki eksiklik giderilip, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararı kesinleştirilerek dava dosyası, aynı Mahkemece, Mahkememize gönderilmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler; Ahmet DURU, Ahmet KARADAVUT, Dilaver KAHVECİ, Y. Sezai KARAA, Turgut SÖNMEZ, Haluk ZEYBEL in katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında; I-İLK İNCELEME: Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN nın adli yargı, Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Ercan ÇOBAN ın davanın

126 çözümünün askeri yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ Askeri Ceza Kanunu nun Askeri şahıslar başlığı altında düzenlenen 3. maddesinde; Askeri şahıslar; Mareşalden asteğmene kadar subaylar, astsubaylar, Milli Savunma Bakanlığı ile Türk Silahlı Kuvvetleri kadro ve kuruluşunda çalışan sivil personel, uzman jandarma ve uzman erbaş, sözleşmeli erbaş ve er, erbaş ve erler ile askeri öğrencilerdir denilmektedir. Bu durumda, olay tarihinde sanığın asker kişi statüsünde bulunduğu açıktır. Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu nun Sayman ve mutemetlerin devir süresi başlığı altında düzenlenen 122. maddesinde, Bulunduğu görevden başka bir göreve atanan subay ve astsubaylardan; sayman, mutemet veya mal sorumlusu görevlerini ifa edenlere, bu görevlerine ait hesaplarını ve mallarını devir ve teslim için kendilerine bir aya kadar süre verilir hükmü yer almaktadır. Dosya içinde mevcut Yazılı Bilgi Tutanağı nın incelenmesinden de, bilgisine başvurulan Y. T. nın günü halen görev devir- teslim işlemi yapılmadığından ve avanslar sanık üzerine çekildiğinden, görevlendirme de onaydan dönmediği için bordroların imza bölümünü imzalamadığını belirttiği anlaşılmıştır. 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir. "Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada; a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar, b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir. Aynı Yasa nın gün ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 4191 sayılı Yasa yla değişik 17. maddesinde; askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer denilmekte iken, maddenin "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması..." tümcesi Anayasa Mahkemesi'nin gün ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı kararı ile iptal edilmiştir. Buna göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. İptal kararı nedeniyle, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır. Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararında, yüklenen eylemin zimmet suçunu oluşturması ve bu suçun da askeri suç olması nedeniyle sanığı yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesine yer verilmiş ise de, iddianamede anlatılan ve görevsizlik kararı veren yargı yerlerince de kabul edildiği üzere, sanığın suç tarihlerinde sahte evrak tanzim ederek mutemet olarak görevlendirilmesinden yararlanarak para çektiğinin ileri sürüldüğü gözetildiğinde yüklenen eylemin zimmet suçu kapsamında değerlendirilemeyeceği sonucuna varılmıştır. Bu

127 durumda eylemin Askeri Ceza Kanunu nun 131. maddesinde düzenlenen askeri suç kapsamında olmadığı kuşkusuzdur. Bu durumda, sanığa yüklenen eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu nda düzenlenen suçlar kapsamında kaldığı, Askeri Ceza Kanunu nda bu eyleme ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı, bu nedenle askeri suç olmadığı açıktır. Öte yandan, sanığın yargılama aşamasında devlet memurluğundan çıkarılmasına karar verildiği, böylece Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiğinin kesildiği dosya içinde bulunan bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. 353 sayılı Yasa'nın 17. maddesinde, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevinin değişmeyeceği, ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması durumunda, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği düzenlenmiş bulunduğundan ve somut olayda sanığa yüklenen eylemin askeri suç olmadığı anlaşıldığından, 353 sayılı Yasa nın 17. maddesi uyarınca davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesi nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesi nin gün ve E:2011/144, K:2011/131 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2012/10 KARAR NO : 2012/10 KARAR TR : (Ceza Bölümü) ÖZET : Asker kişi sanık hakkında kasten yaralama suçuna uygun eyleminden dolayı açılan kamu davasının, suçun askeri suç olmaması, askeri suça bağlı bulunmaması ve askeri mahkemede yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmiş olması nedeniyle ADLİ YARGI yerinde görülmesinin gerektiği hk. KARAR Davacı : K.H. Yakınan : Y. A. Sanık : E. F. K. OLAY : Gaziantep 5. Zh. Tug. Loj. Ds. Shh. Bl. Komutanlığı emrinde görevli sanık Shh. Er E. F. K. in, günü saatleri arasında tutması gereken nöbetini yakınan Shh. Er Y. A. a tutturmak amacıyla yatağından zorla kaldırdığı, yakınanın nöbeti tutmak istememesi üzerine karnına yumruk ile vurduğu, böylece sanığın hakaret ve kasten yaralama suçlarını işlediği ancak tarihinde terhis olduğundan askeri mahkemede yargılanmayı gerektiren ilginin kesildiği açıklanarak görevsizlik kararı verilmesi üzerine, olay tarihinde sanığın Shh. Onbaşı olarak görev yaptığı ve Shh. Er olarak görevli yakınan Y. un kendisinin tutması gereken nöbetini tutmasını istediği, yakınanın kabul etmemesi üzerine astı olan yakınanın karnına yumruk ile vurduğu ileri sürülerek, sanığın eylemine uyan Askeri Ceza Kanunu nun 117/1-2. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı nın gün ve E:2010/11294, K:2010/5066 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır. GAZİANTEP 6. SULH CEZA MAHKEMESİ: gün ve E:2010/90, K:2011/284 sayıyla, 353 sayılı Yasa nın 9. maddesi uyarınca yargılamanın askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı Askeri Mahkemesi ne gönderilmiştir.

128 5. ZIRHLI TUGAY KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: gün ve E:2011/1032, K:2011/276 sayıyla, sanığın iddianameye konu edildiğinin aksine onbaşı rütbesinde olmayıp er rütbesinde olduğu, terhis edildiğinde de bu rütbede bulunduğu, bu haliyle eylemin kasten yaralama suçunu oluşturduğu ve askeri mahkemede yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle yargılamanın adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı Askeri Savcılığı nca, Mahkememize gönderilmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler; Ahmet DURU, Ahmet KARADAVUT, Dilaver KAHVECİ, Y. Sezai KARAA, Turgut SÖNMEZ, Haluk ZEYBEL in katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında; I-İLK İNCELEME: Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, adli ve askeri yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN nın adli yargı, Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Ercan ÇOBAN ın davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir. "Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada; a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar, b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir. Aynı Yasa nın gün ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 4191 sayılı Yasa yla değişik 17. maddesinde; askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer denilmekte iken, maddenin "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması..." tümcesi Anayasa Mahkemesi'nin gün ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı kararı ile iptal edilmiştir. Buna göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. İptal kararı nedeniyle, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır. Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararında, sanığın olay günü Shh. Onbaşı olduğu ve yüklenen eylemin de asta

129 müessir fiil suçunu oluşturduğu gerekçesine yer verilmiş ise de, dosyanın incelenmesinde, dosya içinde bulunan bilgi ve belgelerden sanığın er rütbesinde olduğu ve terhis belgesinden de er olarak terhis edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda sanığa yüklenen eylemin ve hakkında açılan davanın kasten yaralama suçunun konusunu oluşturduğu, bu suçun da Türk Ceza Kanunu nda düzenlendiği, Askeri Ceza Kanunu nda bu suça ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı, bu nedenle yüklenen eylemin askeri suç olmadığı açıktır. Sanığın yargılama aşamasında terhis edildiği de dosyada bulunan bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. 353 sayılı Yasa'nın 17. maddesinde, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevinin değişmeyeceği, ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması durumunda, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği düzenlenmiş bulunduğundan ve somut olayda sanığa yüklenen eylemin askeri suç olmadığı anlaşıldığından, 353 sayılı Yasa nın 17. maddesi uyarınca davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Gaziantep 6. Sulh Ceza Mahkemesi nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Gaziantep 6. Sulh Ceza Mahkemesi nin gün ve E:2010/90, K:2011/284 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2012/11 KARAR NO : 2012/11 KARAR TR : (Ceza Bölümü) ÖZET : Asker kişi sanık hakkında, askeri suç olmayan, asker kişiye karşı veya askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işlendiği de ileri sürülmeyen hakaret, sövme, tehdit, yaralamaya teşebbüs" suçları nedeniyle açılan kamu davasının, ADLİ YARGI yerinde görülmesinin gerektiği hk. KARAR Davacı : K.H. Sanık : A. U. OLAY : Hatay/Altınözü Kıyıgören P. Hd. Karakol Komutanlığı emrinde görevli sanık P.Uzm. Çvş. A. U. ın, aynı Komutanlık emrinde görevli sanıklar P. Er C. A. ve A. K. ile birlikte, günü, kullandığı traktörde kaçak mazot olduğundan bahisle M. U. isimli kişiyi karakola götürdükleri sırada, nizamiyeye gelen sivil kişi sanık H. E. ın, size gününüzü göstereceğim diyerek tehditte bulunduğu, çevrede bulunan taşlardan birini atmak suretiyle A. U. ı yaraladığı, eline geçirdiği hortumla A.K. a vurduğu ve ana avrat küfür ettiği, sanık A. U. ın da..tir git buradan diyerek H. E. a hakaret ettiği ve diğer sanıklarla birlikte basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde H. i yaraladığı, böylece müşteki sanıkların hakaret, tehdit ve yaralama suçlarını işledikleri ileri sürülerek, eylemlerine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu nun 86/2,106/1-2. cümle, 125/1. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle Altınözü Cumhuriyet Başsavcılığı nın gün ve E:2009/37, K:2009/12 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır. ALTINÖZÜ SULH CEZA MAHKEMESİ: gün ve E: 2009/92, K:2009/83 sayı ile, sanıklardan A. U. ın suç tarihinde ve halen asker kişi olduğu, olayın askeri mahalde gerçekleştiği, bu nedenle bu sanığı yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle sanık A. U. hakkında açılan kamu davasının tefriki ile itirazı kabil olmak üzere

130 görevsizlik kararı vermiş, dava dosyası, 6. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi ne gönderilmiştir. 6. KOLORDU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: gün ve E:2010/1324, K:2010/1399 sayı ile, Anayasa nın 145. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle askeri suç olmayan askeri bir suça bağlı bulunmayan suçlar nedeniyle sanığı yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, 6. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı nca, Mahkememize gönderilmiştir. Mahkememize gönderilen dava dosyasında, Uyuşmazlık Mahkemesi nce gün ve E:2011/10, K:2011/10 sayılı karar ile adli yargı yerince verilen görevsizlik kararı kesinleşmeden dava dosyası Mahkememize gönderildiğinden, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun un 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilip dosyanın Mahkemesine gönderilmesinden sonra, dosyadaki eksiklik giderilip, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararı kesinleştirilerek dava dosyası, aynı Mahkemece, Mahkememize gönderilmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler; Ahmet DURU, Ahmet KARADAVUT, Dilaver KAHVECİ, Y. Sezai KARAA, Turgut SÖNMEZ, Haluk ZEYBEL in katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında; I-İLK İNCELEME: Yapılan incelemede, olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle daha önce Mahkememize gönderilen dava dosyasının adli yargı yerince verilen görevsizlik kararının kesinleşmemiş olması nedeniyle usul yönünden incelenerek gereği için Mahkemesine gönderilmesi üzerine, adli yargı yerince dosyanın esasa kaydedildiği ve ikinci kez görevsizlik kararı verildiği anlaşılmış ise de, adli yargı yerince görevsizlik kararı verilip dosyadan el çekildikten sonra bu karar kaldırılmadan dosyanın tekrar ele alınarak esasa kaydedilip yargılama yapılması usule aykırı ve verilen kararda hukuki değerden yoksun olduğundan 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, adli ve askeri yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN nın adli yargı, Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Ercan ÇOBAN ın davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir. "Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada; a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar, b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.

131 Öte yandan, tarihinde yapılan halkoylaması sonucu kabul edilip, buna ilişkin Yüksek Seçim Kurulu Kararı nın gün ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren 5982 sayılı Yasa nın 15. maddesi ile değişik T.C. Anayasa sının 145. maddesinin birinci fıkrasında, Askeri yargı, askerî mahkemeler ve disiplin mahkemeleri tarafından yürütülür. Bu mahkemeler; asker kişiler tarafından işlenen askerî suçlar ile bunların asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidir. Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlara ait davalar her halde adliye mahkemelerinde görülür denilmiştir. Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararında, asker kişi sanığı askeri mahalde işlediği ileri sürülen suç nedeniyle yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesine yer verilmiş ise de, özel kanun niteliğindeki Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu nun 9. maddesinde yer alan askeri mahal kavramının Anayasa da yapılan yeni düzenleme ile kaldırıldığı, Anayasa Mahkemesi nde iptale konu olduğu, Mahkemece gün ve E:2011/30, K:2012/36 sayılı karar ile..askeri mahallerde.. ibaresinin Anayasa ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği gözetildiğinde asker kişilerin askeri mahalde işledikleri suçlara ait davaların askeri yargı yerinde görülemeyeceği kuşkusuzdur. Sanığa yüklenen hakaret, kasten yaralama ve tehdit suçlarının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu nda düzenlenen suçlar kapsamında kaldığı, Askeri Ceza Kanunu nda bu suçlara ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı, bu nedenle eylemin askeri suç kapsamında olmadığı, asker kişiye karşı ya da askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işlenmediği de açıktır. Açıklanan nedenlerle, askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olmayan, asker kişiye karşı işlenmediği de saptanan ve askeri bir suça da bağlı bulunmayan hakaret, kasten yaralama ve tehdit suçları nedeniyle açılan kamu davasının adli yargı yerinde görülmesi ve Altınözü Sulh Ceza Mahkemesi nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Altınözü Sulh Ceza Mahkemesi nin gün ve E:2009/92, K:2009/83 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2012/12 KARAR NO : 2012/12 KARAR TR : (Ceza Bölümü) ÖZET : 2247 sayılı Yasa nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE karar verilmesinin gerektiği hk. KARAR Davacı : K.H. Yakınan : M. Ç. Sanık : E. A. O L A Y : Mersin/Mut İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde görevli sanık Uzm. J. Çvş. E. A. ın, Yakıntı köyü- Karaman- Mut D-715 Devlet Karayolunda yol emniyet ve kontrol devriyesi olarak görevlendirildiği günü saat 03:00 sıralarında devriye komutanı olan yakınan Uzm. J. Vl Kad. Çvş. M. Ç. ün kontrol noktasına gelen bir aracın bagajını kontrol etmesi yönünde emir vermesi üzerine sen niye bakmıyorsun, senin görevin değil mi, sen bana emir veremezsin dediği, yakınanın orada bulunan J. Bçvş. S. D. a yaptığı terbiyesizliği gördün mü demesi üzerine sanığın sen paşa mısın, ben kırk yaşında adamım,

132 beni çocuk gibi çağırıyorsun dediğinde yakınanın sen sarhoşsun, alkollüsün şeklindeki cevabı üzerine sanığın sen bana sarhoş diyemezsin, ben alkol kullanmıyorum dediği, yakınanın bana elinle kolunla konuşma, düzgün konuş demesi üzerine sanığın yakınanı yakasından tutarak geriye ittiği, böylece sanığın emre itaatsizlikte ısrar, üste fiilen taarruz suçlarını işlediği ileri sürülerek eylemine uyan 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu nun 87/1 ve 91/1. maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle 6. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı nın gün ve E:2009/1261, K:2009/1051 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır. 6. KOLORDU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: gün ve E:2011/337, K:2011/137 sayıyla, yüklenen üste fiilen taarruz suçundan sanığın cezalandırılmasına, emre itaatsizlikte ısrar suçu nedeniyle açılan kamu davasında ise, Jandarma olarak görevli sanığı jandarmanın idari görevleri sırasında işlediği ileri sürülen bu suç nedeniyle yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, sadece Mahkumiyet hükmünün sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine görevsizlik kararı kesinleşerek, dava dosyası, Mut Sulh Ceza Mahkemesi ne gönderilmiştir. (Mahkumiyet hükmü, son duruşmaya ait tutanakların üye hakim tarafından imzalanmamış olması nedeniyle usul yönünden bozulmuştur.) MUT SULH CEZA MAHKEMESİ: gün ve E:2011/787, K:2011/952 sayıyla, sanığa yüklenen eylemlerin bir bütün olarak değerlendirilerek askeri suç kapsamında kaldığının kabulü gerektiği, birine askeri suç derken diğeri hakkında görevsizlik kararı verilemeyeceği, yargılamanın birlikte yapılmasının doğru olduğu, eylemin askeri suç olan üste fiilen taarruz suçu ile bağlantılı olduğu, bu nedenle yargılamanın askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle Mut Asliye Ceza Mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere görevsizlik kararı vermiş, dava dosyası, Mut Cumhuriyet Başsavcılığı nca Mahkememize gönderilmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler; Ahmet DURU, Ahmet KARADAVUT, Dilaver KAHVECİ, Y. Sezai KARAA, Turgut SÖNMEZ, Haluk ZEYBEL in, katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında, Raportör-Hâkim G. Fatma BÜYÜKEREN in, başvurunun reddi yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Ercan ÇOBAN ın, başvurunun reddine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dosyanın incelenmesinde, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararının itiraz yolu açık olmak üzere verildiği anlaşılmıştır sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu nun 34. maddesi 2. fıkrasında, Kararlarda, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve şekilleri belirtilir denilmiş, 223. maddesinin 10. fıkrasında, Adli yargı dışındaki bir yargı merciine yönelik görevsizlik kararı kanun yolu bakımından hüküm sayılır düzenlemesi yer almıştır sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun un Olumsuz görev uyuşmazlığı başlığı altında düzenlenen 14. maddesinde, Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir denilmektedir. Uyuşmazlığın incelenebilmesi için, 2247 sayılı Yasa nın 1 ve 14. maddeleri uyarınca, yargı yerlerince verilen kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri dışında ayrıca, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun gün ve E:1931/12, K:1931/48 sayılı kararında da belirtildiği gibi yargı yolunu değiştirmeye yönelik görevsizlik kararlarının temyize tabi oldukları kuşkusuzdur.

133 Böylece, başvuracağı kanun yolu, süresi, mercii yasaya uygun olarak gösterilmeyen kararın kesinleşmesinden söz edilmesine olanak yoktur. Bu nedenle, sanığa yukarıda açıklanan haklarını belirtir nitelikte tebligat yapılarak temyiz süresinin beklenmesi, görevsizlik kararı kesinleştikten sonra dosyanın Mahkememize gönderilmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, Mut Sulh Ceza Mahkemesi'nce verilen görevsizlik kararının kesinleşmemiş olması nedeniyle, 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilmiştir. SONUÇ : 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE, günü OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2012/13 KARAR NO : 2012/13 KARAR TR : (Ceza Bölümü) ÖZET : Asker kişi sanıklar hakkında Türk Ceza Kanunu nda düzenlenen suçlar kapsamında kalan eylemleri nedeniyle açılan kamu davasının, suçun askeri suç olmaması, askeri suça bağlı bulunmaması ve askeri mahkemede yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmiş olması nedeniyle ADLİ YARGI yerinde görül-mesinin gerektiği hk. KARAR Davacı : K.H. Sanıklar : 1- B. E. 2- Y. K. OLAY : Gaziantep/Islahiye 172. Zh. Tug. K. Yrd.lığı Maliye Bütçe Şube Müdürlüğünde görevli sanık Mly. Kd. Çvş. B. E. nun 2007 yılı başına kadar birlikte şube müdürü olmaması nedeniyle hem bu görevi üstlendiği, hem de gerçekleştirme Astsb. olarak, aynı Komutanlıkta görevli sanık İs. Uzm. Çvş. Y. K. ün de maaş mutemedi olarak görevlendirildikleri Mart 2006-Ekim 2007 tarihleri arasında, rütbeli personelin maaşlarını tanzim etme, defterdarlığa gönderme, bankaya yatırılan paraların personelin maaş hesaplarına aktarılması görevlerinin bulunduğu sırada, personel maaş bordrolarında oynama yaparak, bekar olan, eşi çalışan ya da çocuğu bulunmayan personele haksız yere aile yardımı ve çocuk yardımı verildiği, yükseltilmiş rütbelere göre yan ödeme, tabur ve bölük komutanı olmayanlara tabur ve bölük komutanlığı tazminatı, paraşütçü olmayan personele paraşüt tazimatı olmak üzere, bazı aylarda ise maaş bordro bilgileri ödeme emrine aktarılırken olması gerekenden daha fazla yazılarak, YTL. tutarında para fazladan tahakkuk ettirilerek devletin gelirinden azalmaya sebep olunduğu, bu miktardan vergi kesintileri eklenip/düşüldüğünde toplam olarak YTL. tutarındaki paranın sanıkların hesaplarına eşit olarak aktarıldığının belirlendiği, böylece, sanıkların nitelikli dolandırıcılık suçunu işledikleri ileri sürülerek eylemlerine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu nun 158/1-e maddesi uyarınca cezalandırılmaları, aynı Kanun un 53. maddesi uyarınca belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmaları, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu nun 30/B maddesi uyarınca Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarılmaları, el konulan eşyaları ve arabalarının müsaderesi, YTL. tutarındaki hazine zararının müştereken ve müteselsilen tahsili istemiyle 5. Zırhlı Tugay Komutanlığı Askeri Savcılığı nın gün ve E:2008/439, K:2008/531 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır. 5. ZIRHLI TUGAY KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: gün ve E:2010/241, K:2010/152 sayıyla, sanıklardan B. E. nun tarihinde disiplinsizlik sebebiyle resen Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılmasına karar verildiği, sanık Y. K. ün yine

134 disiplinsizlik nedeniyle tarihinde sözleşmesinin fesh edilerek terhis edilmesine karar verildiği anlaşıldığından, sanıklara yüklenen suçun askeri suç olmaması, askeri suça bağlı bulunmaması ve yargılama aşamasında Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişiklerinin kesilmiş olması nedeniyle yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, Kilis Ağır Ceza Mahkemesi ne gönderilmiştir. KİLİS AĞIR CEZA MAHKEMESİ: gün ve E:2011/88, K:2011/130 sayıyla, sanıkların görevleriyle ilgili olarak maaş bordrolarında oynamalar yaparak, verilmemesi gereken kalemler ilave edilerek bordroları tanzim ettikleri, maaş hesaplarına fazladan yatırılan paraları aynı bankada bulunan kendilerine ait hesaplara aktardıkları ve kullandıkları anlaşıldığından, görev alanları ile ilgili olarak bordrolarda sahtecilik yaptıkları nedeniyle eylemin resmi belgede sahtecilik suçu ile birlikte zimmet suçunu da oluşturacağı, bu suçun da Askeri Ceza Kanunu nun 131. maddesinde düzenlendiği bu nedenle askeri suç olduğu açıklanarak olay tarihinde asker kişi olan sanıkları işledikleri ileri sürülen askeri suç nedeniyle yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, kendisine gelmekle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı nca, Mahkememize gönderilmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler; Ahmet DURU, Ahmet KARADAVUT, Dilaver KAHVECİ, Y. Sezai KARAA, Turgut SÖNMEZ, Haluk ZEYBEL in katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında; I-İLK İNCELEME: Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun'da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, askeri ve adli yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN in, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN nın adli yargı, Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Ercan ÇOBAN ın davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir. "Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada; a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar, b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir. Aynı Yasa nın gün ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 4191 sayılı Yasa yla değişik 17. maddesinde; askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer

135 denilmekte iken, maddenin "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması..." tümcesi Anayasa Mahkemesi'nin gün ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı kararı ile iptal edilmiştir. Buna göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. İptal kararı nedeniyle, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır. Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararında, yüklenen eylemin ayrıca zimmet suçunu da oluşturacağı ve bu suçun da askeri suç olması nedeniyle sanıkları yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesine yer verilmiş ise de, iddianamede anlatıldığı ve görevsizlik kararı veren yargı yerlerince de kabul edildiği üzere, sanıkların mal edindikleri paraları düzenledikleri sahte evraklara dayanarak hesaplarına aktardıkları ileri sürüldüğüne göre yüklenen eylemin zimmet suçu kapsamında değerlendirilemeyeceği sonucuna varılmıştır. Bu nedenle eylemin Askeri Ceza Kanunu nun 131. maddesinde düzenlenen askeri suç kapsamında olmadığı kuşkusuzdur. Bu durumda, sanıklara yüklenen eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu nda düzenlenen suçlar kapsamında kaldığı, Askeri Ceza Kanunu nda bu eyleme ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı, bu nedenle askeri suç olmadığı açıktır. Öte yandan, sanıkların yargılama aşamasında disiplinsizlik nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılmalarına karar verildiği dosya içinde bulunan bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. 353 sayılı Yasa'nın 17. maddesinde, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevinin değişmeyeceği, ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması durumunda, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği düzenlenmiş bulunduğundan ve somut olayda sanıklara yüklenen eylemin askeri suç olmadığı anlaşıldığından, 353 sayılı Yasa nın 17. maddesi uyarınca davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Kilis Ağır Ceza Mahkemesi nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ: Davanın çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Kilis Ağır Ceza Mahkemesi nin gün ve E:2011/88, K:2011/130 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığından: ESAS NO : 2012/14 KARAR NO : 2012/14 KARAR TR : (Ceza Bölümü) ÖZET : 2247 sayılı Yasa nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE karar verilmesinin gerektiği hk. KARAR Davacı : K.H. Sanıklar : 1- Ö. A. 2- O. A. 3- M. G.

136 OLAY : Edremit İs. Eğt. A. İs. Er Eğt. Tb. 2. İs. Er Eğt. Bl. Komutanlığı emrinde görevli sanıklar İs. Er Ö. A., İs. Er O. A. ve İs. Er M.G. in, günü yapılan aramada üzerlerinde uyuşturucu özelliklere sahip esrar maddesi bulunduğu, uyuşturucu maddelerinin miktarının az olması nedeniyle sanıkların bu maddeleri kullanmak üzere üzerlerinde bulundurduklarının anlaşıldığı, böylece, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçunu işledikleri ileri sürülerek, eylemlerine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu nun 191/1. maddesi uyarınca cezalandırılmaları istemiyle Ege Ordusu Komutanlığı Askeri Savcılığı nın gün ve E:2009/1056, K:2009/801 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır. EGE ORDUSU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: gün ve E:2010/594, K:2010/919 sayıyla, sanıklara yüklenen suçun askeri suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması ve yargılama aşamasında terhis edilmiş olmaları nedeniyle 353 sayılı Yasa nın 9 ve 17. maddeleri uyarınca sanıkları yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, İzmir 9. Asliye Ceza Mahkemesi ne gönderilmiştir. İZMİR 9. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: gün ve E:2011/623, K:2011/588 sayıyla, görevli mahkemenin sulh ceza mahkemesi olması nedeniyle, görevsizlik kararının sulh ceza mahkemesine yönelik olarak verilmesi gerektiği açıklanarak askeri mahkeme ile adli yargı mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı çıktığı gerekçesiyle itiraz yolu açık olmak üzere görevsizlik kararı vermiş, itiraz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, kendisine gelmekle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı nca, Mahkememize gönderilmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Serdar ÖZGÜLDÜR ün Başkanlığında, Üyeler; Ahmet DURU, Ahmet KARADAVUT, Dilaver KAHVECİ, Y. Sezai KARAA, Turgut SÖNMEZ, Haluk ZEYBEL in, katılımlarıyla yapılan günlü toplantısında, Raportör-Hâkim G. Fatma BÜYÜKEREN in, başvurunun reddi yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Ercan ÇOBAN ın, başvurunun reddine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Anayasa nın 158. maddesinde, Uyuşmazlık Mahkemesi nin adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkili olduğu belirtilmiş; 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun un 1. maddesinde, Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir, 14. maddesinde, Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari ve askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir. Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir denilmiştir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu nun Görevsizlik kararı verilmesi gereken hal ve Sonucu başlığı altında düzenlenen 5. maddesinde, (1) İddianamenin kabulünden sonra; işin, davayı gören mahkemenin görevini aştığı veya dışında kaldığı anlaşılırsa, mahkeme bir kararla işi görevli mahkemeye gönderir.

137 (2) Adli yargı içersindeki mahkemeler bakımından verilen görevsizlik kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebilir denilmektedir. Somut olayda, askeri yargı yerince, yargılamanın adli yargı yerine ait olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş, buna karşın adli yargı yerince, görevin sulh ceza mahkemesine ait olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, askeri ve adli yargı yerleri arasında görev uyuşmazlığı oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından, aynı Yasa nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan başvurunun reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ : 2247 sayılı Yasa'nın 1 ve 14. maddesinde belirtilen koşullar oluşmadığından aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN REDDİNE, günü OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi. [R.G. 02 Mayıs ] BAKANLAR KURULU KARARI Karar Sayısı : 2012/3082 Ekli listede imza yeri ve tarihleri ile adları yazılı anlaşmaların yürürlüğe girdiği tarihlerin aynı listede belirtildiği şekilde tespit edilmesi; Dışişleri Bakanlığının anılan listede tarih ve sayıları belirtilen yazıları üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu nca 16/4/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN F. ÇELİK N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği Bakanı V.Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU C. YILMAZ Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Ekonomi Bakanı V. T. YILDIZ E. BAYRAKTAR R. AKDAĞ H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor Bakanı V. Gıda, Tarım Hayvancılık Bakanı V.Gümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN C. YILMAZ F. ŞAHİN M. ŞİMŞEK Bakanı ve

138 İçişleri Bakanı Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V. Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma Bakanı Orman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı

139

140 [R.G. 03 Mayıs ] İçişleri Bakanlığından: Karar Sayısı : 2012/291 1 Diyarbakır İli Çınar İlçesi Ovabağ Bucağı Buyuransu Köyünün, aynı ilin Bağlar İlçesi Merkez Bucağına bağlanması, 5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 2 nci maddesinin (B) ve (D) bentlerine göre uygun görülmüştür. 2 Bu Kararı İçişleri Bakanı yürütür. 2/5/2012 Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN İdris Naim ŞAHİN Başbakan İçişleri Bakanı [R.G. 03 Mayıs ] YÖNETMELİKLER Başbakanlık (Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) tan: KİMYASAL, BİYOLOJİK, RADYOLOJİK VE NÜKLEER TEHLİKELERE DAİR GÖREV YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Kısaltmalar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; yurt içinde veya dışında meydana gelip ülkemizi etkileyebilecek olan kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer tehdit ve tehlikelere karşı halkın sağlığının ve çevrenin korunması, can ve mal kaybının en aza indirilmesi için gerekli tedbirlerin aldırılması amacıyla ilgili bakanlık, kamu ve özel sektör kurum ve kuruluşları, valilikler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve gönüllüler ile sivil asker işbirliği çerçevesinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin tehlike öncesi, tehlike sırası ve sonrasına ilişkin görev ve sorumluluklarını belirlemektir. Kapsam MADDE 2 (1) Bu Yönetmelik; kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer tehdit ve tehlikelere karşı alınacak önlemler ve yapılacak hizmetleri yürütmekle görevli bakanlık, kamu ve özel sektör kurum ve kuruluşları, valilikler, üniversiteler ve askeri birlikler ile sivil toplum kuruluşları ve gönüllülerin tehlike öncesinde yapılması gereken planlama ve hazırlık çalışmaları, tehlike sırasında ve tehlike sonrasında acil müdahale ve iyileştirme faaliyetlerine ilişkin işbirliği, koordinasyon ve karşılıklı yardımlaşma esaslarını kapsar. Dayanak MADDE 3 (1) Bu Yönetmelik, 29/5/2009 tarihli ve 5902 sayılı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 11, 17 ve 18 inci maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır. Tanımlar ve kısaltmalar

141 MADDE 4 (1) Bu Yönetmelikte geçen; a) Başkanlık: Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığını, b) Ilık bölge: Risk başlangıcının tespit edildiği sıcak bölge sınırından itibaren, rüzgar üstündeki arındırma faaliyetlerinin yürütüldüğü ve bu faaliyetler nedeniyle kirlenme riski bulunan sıcak ve soğuk bölge arasındaki çalışma alanını, c) İlk müdahale ekipleri: Olay bölgesinde tespit, bomba imha, kurtarma, arındırma, itfaiye, acil tıbbi müdahale, ilk yardım ve ambulans gibi acil müdahale hizmetlerini yürüten ekipleri, ç) KBRN: Kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleeri, d) KBRN riski: Kitle imha silahları, KBRN harp maddeleri ve tehlikeli endüstriyel maddeler ile bu nitelikteki tehlikeli atıkların kasten veya hataen çevre ve insan sağlığına zarar verme olasılığını ve zararın ciddiyet derecesini, e) KBRN risk analizi: Kitle imha silahları, KBRN harp maddeleri ve tehlikeli endüstriyel maddeler ile bu nitelikteki zararlı atıkların, ülkenin bir bölümü veya bütünü üzerinde, kasten veya hataen kullanılma veya yayılma olasılığının değerlendirilmesi faaliyetlerini, f) KBRN tehdit ve tehlikeleri: Petrol kirlenmeleri ve salgın hastalıklar hariç olmak üzere; kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer maddeler, KBRN harp maddeleri ve tehlikeli endüstriyel maddeler ile bu nitelikteki tehlikeli atıkların araştırılması, üretimi, işlenmesi, depolanması, nakledilmesi, kullanılması ve atık olarak işlem görmesi sırasında gerekli önlemler alınmadığında, çevre ve insan sağlığını tehdit eden tehlike durumlarını, kitle imha silahlarının etkileri ile bu silah ve maddelerle yapılan kaçakçılık, terör ve sabotaj eylemlerini, g) Kimyasal tehlike eşik değeri: Ortamda tespit edilen kimyasalın özelliğine göre çevrenin veya yaşamın olumsuz olarak etkilenmeye başladığı minimum değeri, ğ) KİS: Kitle imha silahlarını, h) Korunma düzeyi: Tehdidin türüne ve yoğunluğuna göre ekip personelinin kullanacağı A, B, C düzeyi koruyucu giysi ve donanımın seviyesini, ı) Radyolojik ve nükleer tehlike eşik değeri: Sıcak bölge sınırının belirleneceği, kabul edilmiş en küçük doz sınırını, i) Sıcak bölge: Risk başlangıcının tespit edildiği eşik değerden itibaren, rüzgar altında kalan, çevreyi ve yaşamı tehdit eden tehlikeli bölgeyi, j) Soğuk bölge: Ilık bölge sınırından itibaren, rüzgâr üstünde, ilk müdahale ekiplerinin konuşlandığı, acil tıbbi müdahale ve ambulans hizmetlerinin verildiği bölgeyi, k) Tehlikeli madde: 26/12/2008 tarihli ve (mükerrer) sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Tehlikeli Maddelerin ve Müstahzarların Sınıflandırılması, Ambalajlanması ve Etiketlenmesi Hakkında Yönetmelikte belirtilen tehlikeli maddeleri, ifade eder. İKİNCİ BÖLÜM Görev ve Sorumluluklar Görev ve sorumluluklar MADDE 5 (1) Bakanlıklar, kamu ve özel kurum ve kuruluşları, valilikler, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları ve gönüllüler bu Yönetmelikle kendilerine verilen görevleri yerine getirmekten ayrı ayrı sorumludur. Genelkurmay Başkanlığı ve askeri birlikler, sivil asker işbirliği çerçevesinde asli görevlerini aksatmayacak şekilde kendilerinden talep edilen her türlü desteği yerine getirirler. (2) Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görev ve sorumlulukları: a) KBRN tehlikelerine karşı alınacak önlemler ve yapılacak çalışmaları ilgili kurum ve kuruluşlarla koordineli olarak belirler. b) Tehdit veya tehlikenin ülke genelini veya birden fazla ilin bulunduğu bölgeyi etkilemesi durumunda, ilgili afet ve acil durum yönetimi merkezleri ile Genelkurmay

142 Başkanlığı, bakanlıklar, kamu ve özel kurum ve kuruluşlar, valilikler, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları arasındaki koordinasyonu sağlar, gerekli hallerde bölgeye ilgili kurumlardan veya Başkanlıktan bölge koordinatörü görevlendirir. c) Genelkurmay Başkanlığı, Bilim Sanayi ve Teknoloji, Çevre ve Şehircilik, Dışişleri, Gıda, Tarım ve Hayvancılık, Gümrük ve Ticaret, İçişleri, Orman ve Su İşleri, Sağlık bakanlıkları, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkanlığı ve valilikler ile koordineli olarak, Ulusal KBRN Risk Analizi nin yapılmasını takip ve koordine eder. ç) KBRN ekipman ve diğer malzemelerinin teknik özelliklerini, ilgili kuruluşların görüşleri doğrultusunda belirler; teknolojik gelişmeleri takip eder ve talepte bulunan kurumlara bilgi desteği sağlar. d) Tehlike haberlerinin ilgili valiliklere ve halka duyurulması için gerekli olan Haber Alma ve Yayma, İkaz ve Alarm Sistemi ile KBRN İkaz ve Rapor Verme sistemlerini kurar ve faal halde bulundurur. e) Sanayi ve nüfusun yoğun olduğu yerler ile stratejik önemi bulunan bölge ve şehirlerde, belirlenecek alanlarda radyasyon doz ve şiddetini ölçen, kimyasal kirlenmeyi tespit eden sensor, erken uyarı ve alarm sistem veya cihazlarının kurulması ve bu cihazlardan alınacak tehlike haberlerinin afet ve acil durum merkezlerine iletilmesi hususunda ilgili bakanlıklar, kamu ve özel kurum ve kuruluşlar ile valilikler arasında koordinasyonu sağlar. f) KBRN tehdit ve tehlikelerine yönelik Başkanlığa doğrudan yapılabilecek ihbar ve bildirimlerin değerlendirilmesi ve müdahalede bulunması için ilgili valiliklere direktif verir. g) Rüzgâr altında tehlike sınırları içinde kalabilecek bölgelerin gerektiğinde boşaltılması veya tahliye edilmesi iş ve işlemlerini koordine eder. ğ) KBRN konularıyla ilgili genel ve özel kurslar düzenler, sertifikalı eğitici eğitimleri verilmesini sağlar. h) KBRN teçhizat ve donanımın yerli imkânlarla üretilmesi amacıyla, ihtiyaç sahibi kurumlar ile araştırma, geliştirme ve üretim yapan kurum ve kuruluşlar arasında gerekli işbirliği ve koordinasyonu sağlar. (3) Genelkurmay Başkanlığının görev ve sorumlulukları: a) KBRN maddelerinin tespiti, kurtarma, numune alma ve arındırma faaliyetlerinin yürütülmesiyle ilgili olarak, askeri makamlardan yardım talebinde bulunulması durumunda, askeri KBRN ekiplerinin olay yeri koordinatörünün belirleyeceği bölgede görevlendirilmesini sağlar. b) KBRN risk analizlerinin çıkarılması hususunda askeri makamlardan talep edilen bilgilerin verilmesini sağlar. c) KBRN silah ve maddeleri veya bu nitelikteki tehlikeli atıklarla yapılabilecek kaçakçılık, terör ve sabotaj eylemlerine ilişkin duyum, ihbar ve istihbari bilgilerin Başkanlığa ve ilgili valiliğe bildirilmesini sağlar. ç) Türk Silahlı Kuvvetleri KBRN Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı ile Başkanlık arasında KBRN konuları ile ilgili eğitici personelin yetiştirilmesi ve bilgi değişimi hususlarında, karşılıklı yardım ve işbirliğinin geliştirilmesini sağlar. (4) Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının görev ve sorumlulukları: a) İllerin risk analizlerinin çıkarılması için valilikçe yapılacak bilgi ve belge taleplerinin karşılanmasını sağlar. b) Riskli bölgelerdeki kritik öneme haiz sanayi tesisleri ile herhangi bir KBRN tehdidinde tehlike oluşturabilecek diğer sanayi tesislerinin tespit edilmesini ve en kısa zamanda valiliklerin uyarılmasını sağlar. c) KBRN olaylarından hasar gören kamu ve özel sanayi tesislerinin yeniden çalışır hale getirilmesi ve kirliliğe neden olan atıkların bertarafı amacıyla kredi desteklemesi çalışmalarını yürütür.

143 ç) Talep edilmesi halinde tehlikeli endüstriyel kimyasallar ve atıklar konusunda ilgili kurum ve kuruluşlara uzman desteği sağlar. (5) Çalışma ve Sosyal Güvelik Bakanlığı; kimyasal, biyolojik ve radyolojik maddeleri üreten veya bu maddelerle üretim yapan, bunları bulunduran, depolayan işyerlerinde, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu ve iş güvenliği ile ilgili diğer mevzuat hükümleri çerçevesinde alınan önlemleri denetler, tespit edilen eksik ve aksaklıkların giderilmesini sağlar. (6) Çevre ve Şehircilik Bakanlığının görev ve sorumlulukları: a) Valiliklerce hazırlanacak il risk analizlerine temel teşkil etmesi amacıyla; il sınırları dahilinde veya komşu il sınırları dahilinde olup il içinde tedbir gerektiren kimyasal veya biyolojik içerikli tehdit veya tehlike yaratabilecek üretim, depolama, araştırma ve atık tesisi ve işletmeleri ile laboratuar ve benzerlerine yönelik risk değerlendirmelerinin il çevre ve şehircilik müdürlükleri tarafından hazırlanmasını sağlar. b) Kimyasal ve biyolojik tehdit ve tehlike durumlarında, il çevre ve şehircilik müdürlükleri bünyesinde eğitimli ve donanımlı personelden oluşmuş numune alma ekiplerinin kurulmasını sağlar. c) Kirlenmeye neden olan kaynakların, atıkların ve işlevi biten numunelerin kontrolü ve imhası ile iyileştirme ve kalıcı etkilerin araştırılması ve yaşamın normale dönmesi çalışmalarında ilgili kurum ve kuruluşlar ile valiliklere destek sağlar. ç) Çevredeki kalıcı etkileri araştırarak kurumsal mevzuatı çerçevesinde gerekli çalışmaları yapar. d) 18/8/2010 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Büyük Endüstriyel Kazaların Kontrolü Hakkında Yönetmelik gereği, tehlikeli madde risklerine karşı ilgili kurumlar tarafından Acil Durum Planları nın hazırlanmasını sağlar. (7) Dışişleri Bakanlığının görev ve sorumlulukları: a) Ülkemizce yapılan uluslararası yardım taleplerinin NATO, Avrupa Birliği ülkeleri, uluslararası kuruluşlar veya ikili ilişkiler kapsamında doğrudan diğer ülkelere duyurulması hususunda Başkanlığa destek sağlar. b) Başkanlıkça, insani yardım kapsamında yurtdışına gönderilecek malzeme, personel, araç ve ekipmanın ilgili ülkelere sevk edilmesi ve irtibat noktalarının belirlenmesi konularında gerekli desteği sağlar. (8) Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının görev ve sorumlulukları: a) Tehlike bölgesindeki tarım alanları ve meralarda, su ürünleri istihsal sahalarında, gıda, tohum, gübre ve yem stoklarının bulunduğu yer ve bölgelerde etkilenen ve zarar gören yerler ile bu yörelerdeki güvenli bölgelerin tespit edilmesini, kirliliğin yayılmasının önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını sağlar. b) Kirlilikten etkilenen insan ve hayvanlardan, kirlenen tarım arazileri ve meralardan, su ürünleri istihsal sahalarından, çiftlik ve köylerden, canlı ve cansız üretim araçları ve tesislerinden kurtarılabilecek olanların arındırılmasını, hasar durum tespitinin yapılmasını, numune alınıp analizlerin yapılmasını ilgili kurum, kuruluş ve valiliklerle koordineli olarak sağlar. c) Tehlikeden etkilenmesi muhtemel bölgelerdeki insan ve hayvanların, gıda, tohum, gübre ve yem stoklarının, canlı ve cansız üretim ve tarım araçları ile tesislerinin korunması, insan ve hayvan sağlığı için her türlü hijyen şartlarının sağlanması, salgın ve paraziter hayvan hastalıklarına karşı gerekli tedbirlerin alınması konularında eğitim verilmesini sağlar. ç) Yetki alanına giren konularda, riskli ürün ve çift kullanımlı malzemelerin takibini yapar, hazırlanan izleme programlarının gerçekleştirilmesini sağlar. d) Görev alanına giren konularda, KBRN tehdit ve tehlikelerine karşı aşı üretim merkezlerinin kurulması ve geliştirilmesini sağlar. (9) Gümrük ve Ticaret Bakanlığının görev ve sorumlulukları:

144 a) Yurt dışından bağış ve yardım amaçlı gönderilen KBRN malzemeleri ile kurtarma ve iyileştirmede ihtiyaç duyulacak diğer malzemelerin yurt içine girişiyle ilgili işlemlerin bekletilmeden yapılmasını sağlar. b) Son kullanıcı olarak ithal edilen, KBRN araç gereç ve malzemelerinin yurt içine girişiyle ilgili işlemlerin bekletilmeden yapılmasını sağlar. c) KBRN silah ve maddeleri ile bu nitelikteki tehlikeli maddelerle yapılabilecek kaçakçılık faaliyetlerinin önlenmesi ve takibi ile sınır giriş ve çıkışlarının kontrolü hususlarında gümrüklerde gerekli tedbirlerin alınmasını sağlar, diğer kolluk kuvvetleriyle işbirliği yapar. ç) Gümrüklerde görev yapan personelin KBRN eğitimi almalarını sağlar. d) İthalatta yasal yetki alanına giren konularda, riskli ürün, riskli ülke ve benzerleri için, KBRN tehdit ve tehlikeleri bazında izleme programları düzenler, çift kullanımlı malzemelerin takibini yapar, ilgili kurum, kuruluş ve bu kurumlara ait laboratuarlarla, birlikte hazırlanan izleme programlarının gerçekleştirilmesini sağlar. (10) İçişleri Bakanlığının görev ve sorumlulukları: a) KBRN tehdit ve tehlikelerine yönelik bilgi toplama ve istihbarat faaliyetlerinin, önleyici ve caydırıcı tedbirlerin, şüpheliler ile kaçakçılığın men ve takibi faaliyetlerinin ilgili kolluk kuvvetlerince yürütülmesini, operasyonel faaliyetlerde veya riskli görülen durumlarda ilk müdahale ekiplerine ve ilgili makamlara bilgi verilmesini sağlar. b) Kimyasal, biyolojik ve radyolojik maddelerin bulundurulduğu, kullanıldığı veya nakledildiği yerler ile ulusal ve uluslararası karayolu ağlarının bulunduğu bölgelerde KBRN konularında eğitimli ve donanımlı personelden trafik, güvenlik kontrol ve çevre emniyet ekiplerinin kurulmasını sağlar ve gerekli hallerde bu ekipleri göreve sevk eder. c) Tahliye veya boşaltma kararı alınan bölgelerde, belediye ve güvenlik kuvvetleri imkânlarıyla halka gerekli duyuru ve yönlendirme işlemlerinin yapılmasını, panik ve kargaşanın önlenmesini, halkın güvenli ve emin bölgelere taşınmasını sağlar. ç) KBRN tehdit ve tehlikesi nedeniyle, diğer ülkelerden yurdumuza yönelik muhtemel nüfus hareketlerine karşı gerekli tedbirleri alır. d) İlgili kurumlarla işbirliği içinde KBRN silah ve maddeleriyle bu nitelikteki tehlikeli atıkların ve çift kullanımlı malzemelerin yurda kaçak giriş ve çıkışlarının engellenmesini, bu tür faaliyette bulunan şahıs veya grupların izlenmesini ve önleyici tedbirlerin alınmasını sağlar. e) Stratejik açıdan önemli ve nüfusun yoğun olduğu şehirler ile tehlikeli endüstriyel maddeleri üreten sanayi tesislerinin yoğun olarak bulunduğu bölgelerde, valiliklerin talebi doğrultusunda, itfaiye birimleri bünyesinde tespit, kurtarma ve arındırma faaliyetlerini yürütmek üzere KBRN Timlerinin kurulmasını sağlar. f) KBRN olayları nedeniyle meydana gelen ölüm ve kayıplarla ilgili nüfus hareketlerini takip eder. (11) Maliye Bakanlığının görev ve sorumlulukları: a) KBRN tehdit ve tehlikelerine karşı bu Yönetmelik gereği kurulacak ekipler, alınacak önlemler ve yapılacak diğer faaliyetler için kamu kurum ve kuruluşlarınca ihtiyaç duyulacak ödeneğin tahsisine yönelik gerekli tedbirleri alır. b) Valiliklerin talebi üzerine uzun süreli boşaltma veya tahliye durumlarında, hazineye ait arsa, arazi ve gayrimenkullerin geçici veya daimi olarak tahsisini sağlar. (12) Milli Eğitim Bakanlığının görev ve sorumlulukları: a) Eğitim müfredatlarında KBRN tehdit ve tehlikelerine ve korunma konularına yer verilmesini sağlar. b) Tahliye nedeniyle ihtiyaç duyulacak hallerde eğitim öğretim dönemi dışında, okul ve yurtların geçici barınma için tahsisini sağlar. (13) Orman ve Su İşleri Bakanlığının görev ve sorumlulukları:

145 a) Riskli bölgelerdeki kirlenme ihtimali bulunan kıta içi yüzeysel ve yer altı su kaynaklarının kullanılmaması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile koordineli olarak gerekli tedbirlerin alınmasını sağlar. b) Açık su kaynaklarının kirlenme nedeniyle kullanılmaması durumunda, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile koordineli olarak yöredeki yeraltı su kaynaklarının tespit edilmesini ve gerektiğinde kullanıma arz edilmesini sağlar. c) KBRN etkisi ile kirlenen su havzalarının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile koordineli olarak temizlenmesi ve arındırılması işlemlerinin yürütülmesini sağlar. ç) Yöreye ilişkin rüzgâr hızı, yönü, yağış miktarı, atmosferin kararlılık durumu ve karışım yüksekliği hakkındaki bilgilerin periyodik aralıklarla ve talep edilmesi halinde Afet ve Acil Durum Yönetimi Merkezine, il afet ve acil durum yönetim merkezlerine ve sahadaki olay yeri koordinatörüne verilmesini sağlar. d) Hava koşulları nedeniyle KBRN tehlikesinden etkilenen veya etkilenmesi muhtemel bölgelere ait risk dağılım haritalarının, Afet ve Acil Durum Yönetimi Merkezine, il afet ve acil durum yönetim merkezine ve sahadaki olay yeri koordinatörüne belirli aralıklarla veya gerektikçe verilmesini sağlar. (14) Sağlık Bakanlığının görev ve sorumlulukları: a) KBRN tehdit ve tehlikelerine karşı ilk yardım ve ambulans servislerinin, acil tıbbi müdahale ekiplerinin, seyyar hastanelerin kurulmasını sağlar. b) KBRN tehlikelerinden etkilenenler için illerde belirleyeceği hastanelerde müdahale kliniklerinin ve arındırma ünitelerinin kurulmasını sağlar. c) Başkanlık ve valiliklerle koordineli olarak, görevli personelin KBRN tehdit ve tehlikelerine karşı eğitilmesini sağlar. ç) Biyolojik tehdit ve tehlike durumunda sıcak, ılık ve soğuk bölge sınırlarının belirlenmesinde ekiplere bilgi desteği sağlar. d) Valiliklerce gönderilen kimyasal ve biyolojik numunelerin analizlerinin yapılmasını sağlar. e) Olay bölgesinden kontrolsüz olarak hastanelere gelebilecek kişilerin arındırılması için il bazında belirlenecek hastanelerde gerekli düzenlemelerin yapılmasını sağlar. f) KBRN tehlikelerinden etkilenen hasta ve yaralıların tedavi edilmelerini sağlar. g) Kara, deniz ve hava hudut kapıları ile karasularımızda bulaşıcı ve salgın hastalık riski taşıyan şüpheli kişi ve maddelerle ilgili gerekli tedbirlerin alınmasını sağlar. ğ) KBRN tehdit ve tehlikelerine karşı halkın hijyen ve arındırma kurallarına uyması, gıda maddelerinin saklanması ve korunması hususunda bilgilendirme faaliyetlerinin yürütülmesini sağlar. h) KBRN tehdit ve tehlikelerine karşı bağışıklık sisteminin geliştirilmesi amacıyla aşı üretir, önleyici ve tedavi edici ürün veya ilaçları önceden temin eder, stoklar ve ihtiyaç bölgelerine sevk edilmesini sağlar. (15) Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının görev ve sorumlulukları: a) Olaylardan etkilenen haberleşme sistemlerinin en kısa zamanda hizmete sokulmasını sağlar. b) Tehlike bölgesi ile yapılan haberleşmeye öncelik tanınmasını sağlar. c) Tehlike bölgesine sevk edilen ekip ve malzemelerin süratle bölgeye ulaştırılması için ihtiyaç duyulan araçların temin edilmesini sağlar. ç) Ulaşıma kapalı olan veya hasar gören yol ve güzergâhların ulaşıma açılmasını sağlar. d) Tehlike bölgesi ile yurt içi ve yurt dışı ulaşım merkezleri arasındaki en yakın ulaşım hatlarını belirler. Yurt dışından hava yoluyla gelecek yardımların hangi hava alanlarına, hangi tip uçaklarla, hangi şartlarda inmesi gerektiğini Başkanlığa ve Dışişleri Bakanlığına bildirir. e) Tehlike bölgesinden tahliye edilenlerin güvenli bölgelere naklini sağlar.

146 f) Uluslararası yolcu ve yük taşımacılığı yapılan hava ve deniz limanlarında, KBRN tehdit ve tehlikelerine karşı hazırlıklı bulunmak için il afet ve acil durum müdürlükleri ile koordineli olarak ilk müdahaleyi sağlamak amacıyla liman güvenlik, itfaiye ve diğer teknik personelinden oluşan ilk müdahale ekiplerinin kurulmasını sağlar. (16) Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkanlığının görev ve sorumlulukları: a) Nükleer ve radyolojik tehdit ve tehlike durumunda alınacak tedbirleri, radyolojik açıdan kirlenmiş gıda ve diğer ürünlerin tüketimi ve dağıtımıyla ilgili sınırlandırmayı gerektirecek radyoaktif kirlilik limitlerini ve müdahale seviyelerini belirler, ilk müdahale ekiplerine bilgi desteği sağlar. b) Nükleer ve radyolojik tehdit veya tehlike durumuyla ilgili ihbar ve bildirimleri değerlendirir, tehlike durumunda Başkanlığa, ilgili bakanlık ve kuruluşlara bilgi verir. c) Nükleer ve radyolojik risk analizleri için talep edilen bilgi, belge ve verilerin valiliklere verilmesini sağlar. ç) Kamu kurum ve kuruluşlarına ait radyasyon ölçüm cihazlarının kalibrasyon işlemlerini ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde ücretsiz yapar. d) Tehdit veya tehlike durumunda, ölçüm ekip ve cihazlarını bölgeye sevk eder. e) İlgili kurum ve kuruluşlarla koordineli olarak, tehlike bölgesindeki nükleer ve radyolojik madde ve kaynaklardan ve kolluk kuvvetlerince delil olarak nitelendirilen radyoaktif maddelerden numune alınmasını, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkanlığı laboratuarlarında analiz edilmesini ve olay bölgesindeki sahipsiz kaynakların müdahale ekipleri tarafından kontrol altına alınmasını sağlar. f) Ulusal seviyede nükleer ve radyolojik tehdit ve tehlike durumuyla ilgili erken uyarı sistemleri kurar, radyolojik izlemeleri yapar ve verileri değerlendirir. g) Nükleer ve radyolojik tehdit ve tehlike durumuyla ilgili bilgi ve eğitim talebinde bulunan bakanlık, kurum ve kuruluşlara mevzuat hükümleri çerçevesinde ücretsiz destek sağlar. ğ) Nükleer güç santrallerinde meydana gelebilecek tehlikelere karşı ulusal ve uluslararası hükümlere göre gerekli önlemlerin alınmasını, olası bir tehlike durumunda ilgili kurum ve kuruluşların ivedilikle uyarılmasını sağlar. h) Nükleer güç santrallerindeki radyoaktif ve zararlı kimyasal atıkların ulusal ve uluslararası mevzuata uygun olarak, bir atık yönetimi programı kapsamında kontrol altına alınmasını ve bertaraf edilmesi işlemlerinin yürütülmesini koordine eder. (17) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Başkanlığının görev ve sorumlulukları: a) İhtiyaç duyulan KBRN araç, gereç ve malzemelerinin ülke içinde üretilebilmesi için araştırma ve geliştirme faaliyetlerini yürütür. b) KBRN ile ilgili konularda Başkanlığa ve ilgili kurumlara bilimsel destek sağlar. (18) Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının görev ve sorumlulukları: a) KBRN tehdit ve tehlikelerine karşı eğitim, araştırma, geliştirme ve analiz çalışmalarıyla ilgili olarak üniversitelerin veya üniversite hastanelerinin bilimsel ve akademik destek sağlaması hususunda gerekli düzenlemeleri yapar. b) Sağlık Bakanlığı ile koordineli olarak bünyelerinde seyyar ve sabit laboratuarı bulunan üniversite ve üniversite hastanelerinin imkânlarından yararlanılması ile ilgili gerekli düzenlemeleri yapar. c) Sağlık Bakanlığı ile koordineli olarak, olaylardan etkilenen veya yaralanan şahısların üniversite hastanelerinde bakım ve tedavileri için gerekli düzenlemeleri yapar. (19) Valiliklerin görev ve sorumlulukları: a) KBRN tehdit ve tehlikelerine karşı tespit, teşhis ve arındırma hizmetlerini, il afet ve acil durum müdürlüğü koordinatörlüğünde il bünyesindeki kamu ve özel kurum ve kuruluşlarla yürütür.

147 b) Afet ve Acil Durum Planında KBRN tehdit ve tehlikelerine karşı yürütülecek görevlere yer verilmesini sağlar. c) İl bazında, KBRN tehdit ve tehlikeleriyle ilgili olarak; 1) KİS e yönelik risk analizinin çıkarılması için garnizon komutanlıkları, il emniyet müdürlükleri, il jandarma komutanlıkları, sahil güvenlik bölge komutanlıkları ve gümrük muhafaza başmüdürlüklerinden, 2) İl sınırları içinde veya komşu il sınırları içinde olup, tedbir gerektiren kimyasal veya biyolojik içerikli tehdit veya tehlike yaratabilecek üretim, depolama, laboratuar ve atık tesisi ve benzeri işletmelere yönelik risk analizlerinin çıkarılması için garnizon komutanlıkları ile ilgili kamu ve özel kurum ve kuruluşlarından, 3) Nükleer ve radyolojik tehdit veya tehlike yaratabilecek madde, kaynak, tesis ve laboratuarlara yönelik risk analizlerinin çıkarılması için Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkanlığından, alınacak bilgi ve verilerin, il afet ve acil durum müdürlüklerince toplanarak ilin risk analizinin çıkarılmasını sağlar. ç) İl sınırları içinde KBRN tehlikesinin halka duyurulmasını ve gerekli önlemlerin aldırılmasını sağlar. d) KBRN tehdit ve tehlikelerini değerlendirerek, ilk müdahale ekiplerinin göreve sevk edilmesini sağlar. e) Olay bölgesindeki müdahale faaliyetlerinin yönlendirilmesi için bir olay yeri koordinatörü görevlendirir. f) Görevliler dışındaki korunmasız kişilerin tehlikeye maruz kalmaması için genel kolluk kuvvetleri tarafından olay bölgesinde güvenlik çemberi oluşturulmasını sağlar. g) Tehdidin büyüklüğüne risk durumuna göre Başkanlıktan ve diğer illerden yardım talep eder. ğ) Adli tahkikat gerektiren olaylarda Cumhuriyet Savcısına bilgi verilmesini sağlar. h) Tehlikenin kaynağını oluşturan maddelerin tespit ve teşhisi için; kimyasal tehdit ve tehlike durumunda il çevre ve şehircilik müdürlüğü ekiplerince, biyolojik tehlike durumunda il sağlık müdürlüğü ekiplerince, nükleer ve radyolojik tehlike durumunda TAEK Başkanlığı ekiplerince numuneler alınarak bu ekiplerce yeterli korunma önlemleri ve uygun taşıma koşulları altında laboratuarlara sevk edilmesini sağlar. ı) Kimyasal ve biyolojik numune analizlerinin il halk sağlığı, kamu ve özel kurum ve kuruluş, üniversite laboratuarları veya Sağlık Bakanlığınca belirlenen laboratuarlarda yaptırılmasını sağlar. i) Nükleer ve radyolojik numune analizlerinin Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkanlığı araştırma ve inceleme laboratuarlarında yaptırılmasını sağlar. j) Kirli bölgeden kurtarılan kişiler ile araç gereç ve malzemelerin il afet ve acil durum müdürlüğü ve itfaiye KBRN ekipleri tarafından arındırılmasını sağlar. k) İlgili makamların, medyanın ve halkın olay hakkında bilgilendirilmesini sağlar. l) Olaylardan etkilenen hasta ve yaralıların il sağlık müdürlüğünce belirlenen hastane veya sağlık merkezlerinde tedavi ve bakımlarının yapılmasını sağlar. m) Tehlikenin meydana gelmesine neden olan kimyasal ve biyolojik madde ve kaynaklar ile atık ve işlevi biten numunelerin, il çevre ve şehircilik müdürlüğü ekiplerince imha edilmesi veya ettirilmesini sağlar. n) Tehlikenin meydana gelmesine neden olan nükleer ve radyolojik madde ve kaynaklar ile sahipsiz atıkların, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Başkanlığı ekipleri tarafından kontrol altına alınmasını sağlar. o) Tehlike durumunun kontrol altına alınmasını müteakip sıcak bölgedeki; 1) Yerleşim bölgelerindeki bina ve alanların itfaiye teşkilleri tarafından arındırılmasını,

148 2) Tarım alanları ve su havzalarının arındırılma çalışmalarının il gıda, tarım ve hayvancılık müdürlükleri ile orman ve su işleri bölge müdürlükleri tarafından yapılmasını, sağlar. ö) Tehdit veya tehlikenin türüne göre, il sağlık müdürlüklerinin koordinatörlüğünde il afet ve acil durum müdürlükleri ile işbirliği içinde, yöre halkı için gerekli olabilecek önleyici ve tedavi edici aşı ve ilaçların temini ve dağıtımını sağlar. p) Tehlikeli bölgelerdeki halkın, yöreyi emniyetli bir şekilde boşaltması veya tahliyesi için gerekli tedbirlerin alınmasını sağlar. r) Kirlenme ihtimali bulunan açık su kaynaklarının, meraların ve tarım arazilerinin kullanılmaması için orman ve su işleri bölge müdürlüğü, il çevre ve şehircilik müdürlüğü, il gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüğü tarafından gerekli tedbirlerin alınmasını sağlar. s) İyileştirme ve kalıcı etkilerin araştırılması ve normal yaşama dönülmesi için il afet ve acil durum müdürlüğü koordinesinde ilgili kurum ve kuruluşlarla çalışmaların başlatılmasını sağlar. (20) Kızılay Genel Başkanlığının görev ve sorumlulukları: a) İhtiyaç halinde Sağlık Bakanlığı ile koordineli olarak, yöreye kan ve kan ürünleri ile tıbbi malzeme gönderilmesini sağlar. b) İlgili kuruluşlarla işbirliği içinde, tahliye veya boşaltma nedeniyle ortaya çıkacak geçici barınma, yeme ve içme ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlar. c) Uluslararası acil yardım ihtiyaçlarının organizasyonu konusunda, Başkanlık ve Dışişleri Bakanlığı ile koordineli olarak Uluslararası Kızılay-Kızılhaç Dernekleri Federasyonu ile Uluslararası Kızılay-Kızılhaç Komitesiyle temasa geçer ve gerekli işbirliğini sağlar. (21) Basın ve yayın kuruluşlarının görev ve sorumlulukları: a) KBRN tehdit ve tehlikelerine karşı, Başkanlık ve valiliklerce belirlenecek konularda yayınlar yaparak halkın bilgilendirilmesini sağlar. b) Bir KBRN tehlikesi durumunda, radyo ve televizyon kurum ve kuruluşları o andaki yayınlarını keserek, Başkanlık, valilik veya ilgili makamlarca verilecek tehlike haberlerinin yayınlanmasını sağlar. (22) Sivil toplum kuruluşlarının görev ve sorumlulukları: a) Düzenlenecek protokol çerçevesinde il afet ve acil durum müdürlüklerinin gözetim ve denetiminde çalışmalara katılırlar. b) Sivil toplum kuruluşlarına sıcak ve ılık bölgelerde görev verilemez. Ancak, özel uzmanlık alanlarına giren konularda, il afet ve acil durum müdürlüğünün görüşü ve olay yeri koordinatörünün izni ile şahsi koruyucu donanımı sağlanarak sıcak ve ılık bölgelerde görev verilebilir. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Malzeme ve Mali Hükümler Araç ve malzeme MADDE 6 (1) KBRN hizmetlerinde kullanılacak araç, gereç ve malzeme listesi ilgili kurumların görüşü alınarak Başkanlıkça belirlenir ve yayınlanır. (2) İlgili kurumlarca ihtiyaç duyulan özel görev ekipman ve malzemeleri kurumlarınca belirlenir. (3) Bu Yönetmelikle belirlenen görevlerin yerine getirilmesinde ihtiyaç duyulan araç, gereç ve malzemeler, ihtiyaç sahibi kurumlarca temin edilir. Bütçe MADDE 7 (1) Kurum ve kuruluşlar ile üniversiteler, bu Yönetmelikte kendilerine verilen görevlerle ilgili ihtiyaç duyacakları harcamalar için bütçelerine gerekli ödeneği koymaktan sorumludur.

149 (2) KBRN tehlikesi içeren acil durumlarda, ihtiyaç duyulacak malzemelerin alımı ve yapılacak harcamalar 6/3/2011 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Afet ve Acil Durum Harcamaları Yönetmeliğinde belirtilen usul ve esaslara göre yapılır. Hibe ve yardımlar MADDE 8 (1) KBRN tehdit ve tehlikeleri kapsamında bu Yönetmelikte belirtilen görevleri yürütecek olan kurum ve kuruluşlara hibe edilen veya gönderilen her türlü malzeme ve teknik ekipmanın geçici veya kati ithali 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanununun 128 ila 131 inci ve 167 nci maddelerinde belirtilen usul ve esaslara göre yapılır. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Çeşitli ve Son Hükümler Eğitim ve tatbikatlar MADDE 9 (1) KBRN tehdit ve tehlikelerine karşı görev alacak ekip ve personelin eğitici eğitimleri Afet ve Acil Durum Eğitim Merkezi Müdürlüğü ile sivil savunma arama ve kurtarma birlik müdürlüklerinde yaptırılır. Diğer personelin eğitimi ise kurumların eğitici personeli tarafından yapılır. (2) Bakanlıklar, ilgili kurum ve kuruluşlar ile valilikler ekiplerin ve personelin eğitimi için KBRN tatbikatları düzenler, bu alanda düzenlenen tatbikatlara katılım sağlar. Bilgi ve belgeler MADDE 10 (1) Bu Yönetmelik kapsamında gerçekleştirilen ve gerçekleştirilecek tüm çalışmalarda; Genelkurmay Başkanlığı, ilgili bakanlık, kurum ve kuruluşlar ve valilikler ile sivil toplum kuruluşları ve gönüllüler Başbakanlık adına talep edilecek her türlü bilgi, belge ve dokümanı Başkanlığa vermek zorundadır. Denetim MADDE 11 (1) Bu Yönetmelik gereğince ilgili bakanlık, kurum ve kuruluşlarca yürütülmesi öngörülen görevler; kurumların kendi denetim birimlerince, illerde ise vali veya görevlendireceği personel tarafından denetlenir. Görevli askeri birliklerin denetimi askeri denetim sistemine göre yapılır. Yönerge hazırlanması MADDE 12 (1) Bu Yönetmelikte ve kurumların kendi özel mevzuatında belirtilen KBRN görevlerinin yerine getirilmesi için ilgili bakanlık, kurum ve kuruluşlarca, bu Yönetmeliğin yayımını müteakip bir yıl içinde Kimyasal Biyolojik Radyolojik ve Nükleer Tehlikelere İlişkin Görev Yönergesi hazırlanır. Yönerge, merkezde kurumların en üst amirlerince, illerde ise valilerce onaylanarak yürürlüğe konulur. Değişen şartlara göre güncelliği sağlanır. Yürürlük MADDE 13 (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 14 (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının bağlı olduğu Bakan yürütür. [R.G. 03 Mayıs ] Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: KAMU GÖREVLİLERİ SENDİKALARI KANUNU KAPSAMINA GİREN KURUM VE KURULUŞLARIN GİRDİKLERİ HİZMET KOLLARININ BELİRLENMESİNE İLİŞKİN YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

150 MADDE 1 7/9/2001 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu Kapsamına Giren Kurum ve Kuruluşların Girdikleri Hizmet Kollarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmeliğin adı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu Kapsamına Giren Kurum ve Kuruluşların Girdikleri Hizmet Kollarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik olarak değiştirilmiştir. MADDE 2 Aynı Yönetmeliğin 1 inci maddesi 25/6/2001 tarihli ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun 5 inci maddesinde sayılan hizmet kollarına giren kamu kurum ve kuruluşlarının belirlenmesi ile ilgili hususlar bu Yönetmelikte düzenlenmiştir. şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 3 Aynı Yönetmeliğin 2 nci maddesi Bu Yönetmelik 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun 5, 41 ve geçici 5 inci maddelerine göre hazırlanmıştır. şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 4 Aynı Yönetmeliğin 7 nci maddesi Bu Yönetmelik Maliye Bakanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ile Devlet Personel Başkanlığının bağlı bulunduğu Bakan tarafından müştereken yürütülür. şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 5 Aynı Yönetmeliğin ekinde yer alan listenin; 01 sıra no lu Büro, Bankacılık ve Sigortacılık Hizmetleri hizmet kolunun: 33 kurum kodundaki Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu Başkanlığı, 35 kurum kodundaki Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı, 42 kurum kodundaki T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü, 43 kurum kodundaki Türkiye Halk Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü, 52 kurum kodundaki İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi, 03 sıra no lu Sağlık ve Sosyal Hizmetler hizmet kolunun: 03 kurum kodundaki Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı, 06 kurum kodundaki Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü, 07 kurum kodundaki Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü, 08 kurum kodundaki Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, 09 kurum kodundaki Özürlüler İdaresi Başkanlığı, 11 kurum kodundaki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü, 08 sıra no lu Ulaştırma Hizmetleri hizmet kolunun: 04 kurum kodundaki Denizcilik Müsteşarlığı, 09 sıra no lu Tarım ve Ormancılık Hizmetleri hizmet kolunun: 02 kurum kodundaki Tarım Reformu Genel Müdürlüğü, 10 sıra no lu Enerji, Sanayi ve Madencilik Hizmetleri hizmet kolunun: 05 kurum kodundaki Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü, 08 kurum kodundaki Petrol İşleri Genel Müdürlüğü, ibareleri yönetmelik eki listeden çıkarılmıştır. MADDE 6 Aynı Yönetmeliğin ekinde yer alan listenin; 01 sıra no lu Büro, Bankacılık ve Sigortacılık Hizmetleri hizmet kolunun: 03 kurum kodundaki Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı ibaresi Kalkınma Bakanlığı olarak, 05 kurum kodundaki Dış Ticaret Müsteşarlığı ibaresi Ekonomi Bakanlığı olarak, 10 kurum kodundaki Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü ibaresi Meteoroloji Genel Müdürlüğü olarak, 14 kurum kodundaki Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı ibaresi Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı olarak, 18 kurum kodundaki Gümrük Müsteşarlığı ibaresi Gümrük ve Ticaret Bakanlığı olarak, 19 kurum kodundaki Avrupa Birliği Genel Sekreterliği ibaresi Avrupa Birliği Bakanlığı olarak, 36 kurum kodundaki Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ibaresi Spor Genel Müdürlüğü olarak, 02 sıra no lu Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri hizmet kolunun: 02 kurum kodundaki Türkiye Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü Genel Müdürlüğü ibaresi Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü Genel Müdürlüğü olarak, 06 kurum

151 kodundaki Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı ibaresi Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı olarak, 03 sıra no lu Sağlık ve Sosyal Hizmetler hizmet kolunun: 02 kurum kodundaki Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü ibaresi Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü olarak, 10 kurum kodundaki Üniversite hastaneleri ibaresi Üniversite hastaneleri (Tıp ve diş hekimliği fakülteleri ile bunlara bağlı sağlık uygulama ve araştırma merkezleri) olarak, 07 sıra no lu Bayındırlık, İnşaat ve Köy Hizmetleri hizmet kolunun: 01 kurum kodundaki Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ibaresi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak, 04 kurum kodundaki Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ibaresi Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü olarak, 08 sıra no lu Ulaştırma Hizmetleri hizmet kolunun: 01 kurum kodundaki Ulaştırma Bakanlığı ibaresi Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı olarak, 09 sıra no lu Tarım ve Ormancılık Hizmetleri hizmet kolunun: 01 kurum kodundaki Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ibaresi Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olarak, 08 kurum kodundaki Çevre ve Orman Bakanlığı ibaresi Orman ve Su İşleri Bakanlığı olarak, 10 sıra no lu Enerji, Sanayi ve Madencilik Hizmetleri hizmet kolunun: 01 kurum kodundaki Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ibaresi Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak, 19 kurum kodundaki TTA-Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürlüğü ibaresi Gayrimenkul A.Ş. Genel Müdürlüğü olarak değiştirilmiştir. MADDE 7 Aynı Yönetmeliğin ekinde yer alan listenin; 01 sıra no lu Büro, Bankacılık ve Sigortacılık Hizmetleri hizmet koluna: 54 kurum kodu ile Gençlik ve Spor Bakanlığı, 55 kurum kodu ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, 56 kurum kodu ile Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, 57 kurum kodu ile Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu ibareleri, 03 sıra no lu Sağlık ve Sosyal Hizmetler hizmet koluna: 12 kurum kodu ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, 13 kurum kodu ile Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, 14 kurum kodu ile Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, 15 kurum kodu ile Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu ibareleri, 06 sıra no lu Kültür ve Sanat Hizmetleri hizmet koluna: 09 kurum koduyla Türkiye Yazma Eserler Başkanlığı ibaresi, 07 sıra no lu Bayındırlık, İnşaat ve Köy Hizmetleri hizmet koluna: 12 kurum kodu ile Doğu Anadolu Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, 13 kurum kodu ile Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, 14 kurum kodu ile Konya Ovası Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı ibareleri, 09 sıra no lu Tarım ve Ormancılık Hizmetleri hizmet koluna: 10 kurum kodu ile Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu, 11 kurum kodu ile Türkiye Su Enstitüsü ibareleri eklenmiştir. MADDE 8 Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 9 Bu Yönetmelik Maliye Bakanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ile Devlet Personel Başkanlığının bağlı bulunduğu Bakan tarafından müştereken yürütülür. [R.G. 03 Mayıs ]

152 Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan: DOĞAL GAZ PİYASASI DAĞITIM VE MÜŞTERİ HİZMETLERİ YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK MADDE 1 3/11/2002 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Doğal Gaz Piyasası Dağıtım ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir. 44) Dağıtım bölgesi; Dağıtım şirketinin dağıtım faaliyetini gerçekleştirebilmek için yetkili kılındığı bölgeyi, MADDE 2 Aynı Yönetmeliğin 70 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. MADDE 70 Dağıtım şirketlerinin lisanslarında belirtilen şehirlerde belediye ve mücavir alan sınırlarını kapsayan dağıtım bölgesi, teknik ve ekonomik gerekler dikkate alınarak, il sınırlarını aşmayacak şekilde; a) Dağıtım bölgesinin genişletilebilmesi için ilgili dağıtım lisansı sahibi şirketin yazılı talebinin olması, b) Dağıtım lisansı sahibi şirketin mevcut dağıtım bölgesinde uygulanan/uygulanacak tarife yöntemlerinin aynen geçerli olması, c) Genişlemeye konu bölgede belediyelerin olması halinde belediye meclis karar/kararlarının olumlu olması, kaydıyla Dağıtım Bölgesi Kurul tarafından uygun bulunması halinde genişletilir ve bu genişlemeye ilişkin lisans tadil işlemleri yapılır. Dağıtım şirketlerinin lisanslarında tanımlanan dağıtım bölgelerinin sınırlarının, diğer mevzuattan kaynaklanan nedenlerle genişlemesi durumunda, Kurul Kararına ve lisans tadiline gerek kalmaksızın, dağıtım bölgesi kapsamı doğrudan genişlemiş sayılır. Dağıtım bölgesi kapsamına ilâve edilen bölgelerin yatırımlarının gerçekleştirme süreleri dağıtım şirketinin ayrıca bir talebi olmaması durumunda, genişleme tarihinden itibaren 5 yıldır. Dağıtım şirketinin genişlemeyi müteakip iki ay içinde yapacağı başvuru üzerine dağıtım şirketinin yatırım bütçesi ve mevcut tarifesi de dikkate alınarak yatırım süreleri Kurum tarafından ayrıca belirlenebilir. Bir lisanslı dağıtım şirketinin dağıtım bölgesinin, doğal gaz piyasası haricindeki mevzuattan kaynaklanan nedenlerle, başka bir lisanslı dağıtım şirketinin dağıtım bölgesinin içinde kalması durumunda, söz konusu diğer mevzuatlardan kaynaklanan değişikliğe dair ilk yapılan düzenlemede belirlenen sınırlar esas alınır. Dağıtım bölgelerinin yukarıda sayılan nedenlerden herhangi biriyle genişlemesi durumunda, Kurul, genişlemeye konu bölge için öngörülen şebeke yatırım tutarı ve genişlemeye konu bölgede yapılacak yatırımları da dikkate alarak tarifeleri yeniden belirleyebilir. Genişletilecek dağıtım bölgesinde yer alan dağıtım ve/veya bağlantı hatları, yatırımının tüketiciler tarafından karşılanan kısmı bilâbedel, lisans sahipleri tarafından karşılanan kısmı ise bedeli mukabili dağıtım şirketine devredilir. Genişlemelere ilişkin teminat mektubu alınmaz. Bu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen genişlemeler hariç olmak üzere, aynı il sınırı içerisinde farklı dağıtım şirketlerinin dağıtım faaliyeti yapması durumunda genişlemeye ilişkin değerlendirme; aynı il sınırları içerisindeki diğer dağıtım şirketlerinin de genişlemeye ilişkin taleplerinin olup olmadığı sorularak, en çok abone sayısına sahip olan dağıtım şirketi önceliğine göre yapılır. MADDE 3 Aynı Yönetmeliğe aşağıdaki Geçici 9 uncu madde eklenmiştir.

153 GEÇİCİ MADDE 9 Dağıtım bölgelerinin genişlemesi kapsamında dağıtım şirketlerinden alınan teminat mektupları, ilgili dağıtım şirketlerinin Kuruma başvurması üzerine iade edilir. MADDE 4 Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 5 Bu Yönetmelik hükümlerini Başkan yürütür. [R.G. 03 Mayıs ] Türkiye Barolar Birliği Başkanlığından: TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ AVUKATLIK KANUNU YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK MADDE 1 19/6/2002 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Avukatlık Kanunu Yönetmeliğinin 18 inci maddesinin üçüncü fıkrasına aşağıdaki cümle eklenmiştir. Vekalet pulunun elektronik ortamda tedavülü ile elektronik ortamda vekaletname sunulan mercilerin vekaletname pulu bedelinin ödendiğini elektronik ortamda teyit etmelerini sağlayacak usul ve esaslar Adalet Bakanlığı ve Türkiye Barolar Birliği tarafından müştereken belirlenir. MADDE 2 Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 Bu Yönetmelik hükümlerini Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu yürütür. [R.G. 03 Mayıs ] İLKE KARARLARI Kültür ve Turizm Bakanlığından: Toplantı No. ve Tarihi : 3 10/4/2012 Toplantı Yeri Karar No. ve Tarihi : 35 10/4/2012 ANKARA DEPREMDE HASAR GÖREN TESCİLLİ TAŞINMAZ KÜLTÜR VARLIKLARI İLE SİT ALANLARI VE ETKİLEŞİM-GEÇİŞ SAHALARINDAKİ YAPILARDA YAPILACAK UYGULAMALARA İLİŞKİN KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA YÜKSEK KURULU İLKE KARARI Ülkemizin önemli bir kesiminin deprem bölgesinde yer alması nedeniyle, sit alanlarındaki yapılar ile sit alanları dışındaki tescilli taşınmaz kültür varlıklarının depremlerde hasar gördüğü, yıkılarak can ve mal kaybına sebebiyet verdiği belirlenmiştir. Bu nedenle; Deprem sonucu hafif hasar gören, tescilli taşınmaz kültür varlığı yapılar ile sit alanında veya etkileşim-geçiş sahasında yer alan yapıların tadilat ve tamirat başvurularına ilişkin konuların ilgili Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü veya KUDEB tarafından öncelikle incelenerek gerekli işlemlerin yapılmasına, Esaslı onarıma ihtiyaç duyulan tescilli taşınmaz kültür varlıkları için hazırlanacak rölöve, restitüsyon, restorasyon projeleri ve diğer belgelerin Koruma Bölge Kuruluna

154 sunulmasına, Koruma Bölge Kurulunun onayladığı proje ve koşullarda uygulamanın gerçekleştirilmesine, Deprem nedeniyle ağır hasarlı olduğu ve yıkılma tehlikesi arz ettiği (mail-i inhidam) ilgili idareler tarafından belirlenen yukarıda bahsi geçen yapıların belediye veya valilik tarafından boşaltılmasına, Gerekli fiziki ve güvenlik önlemlerinin ilgili valilik ve belediyesince alınmasından sonra, yapıya ilişkin elde edilebilecek belgelerle birlikte (statik rapor, fotoğraflar vs.) konunun Koruma Bölge Kuruluna iletilmesine ve kurulca öncelikle (gerekirse ek gündem oluşturulmak suretiyle) değerlendirilmesine, Yapının mevcut fiziksel durumuna bağlı olarak yapıya uygulanacak müdahalenin biçimi ve niteliğinin Koruma Bölge Kurulunca belirlenmesine, Kurulumuzca alınan 7/2/2012 tarih ve 24 sayılı İlke Kararının iptal edilmesine, karar verildi. [R.G. 03 Mayıs ] Kültür ve Turizm Bakanlığından: Toplantı No. ve Tarihi : 3 10/4/2012 Toplantı Yeri Karar No. ve Tarihi : 36 10/4/2012 ANKARA BARAJ ALANLARINDAN ETKİLENEN TAŞINMAZ KÜLTÜR VARLIKLARININ KORUNMASINA İLİŞKİN KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA YÜKSEK KURULU İLKE KARARI Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulunun Baraj alanlarına ilişkin 20/3/2009 tarih ve 749 sayılı İlke Kararının Danıştay 6. Dairesinin 26/10/2009 tarih ve E: 2009/7251 sayılı, 9/11/2009 tarih ve E: 2009/7215 sayılı ve 7/12/2009 tarih ve E: 2009/7466 sayılı kararları ile iptal edilmesi nedeniyle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 28 inci maddesi uyarınca konunun değerlendirilmesi sonucu oluşturulan 22/4/2010 tarih ve 765 sayılı İlke Kararının uygulamadaki yetersizliği nedeniyle; Ülkemizdeki su kaynaklarının doğru ve yerinde kullanılması için yapımı zorunlu görülen baraj alanları içinde kalan taşınmaz kültür varlıklarının ve arkeolojik sit alanlarının koruma ve kullanma koşulları ile ilgili yeni bir ilke kararına ihtiyaç duyulmuştur. 1- Baraj yapılması planlanan alanlarda, Bakanlık uzmanlarından ve Bakanlıkça gerekli görülmesi halinde üniversitelerden oluşacak bir heyet tarafından mevcut ve olası taşınmaz kültür varlıklarının çağdaş ve güncel bilimsel yöntemler aracılığıyla envanter ve belgeleme çalışmalarının yapılmasına, söz konusu alanda taşınmaz kültür varlıklarının ve arkeolojik sit alanlarının bulunması halinde ilgili kuruluşlar tarafından planlanan alanın dışında baraj alanı olarak başka yerlerin planlamasının yapılmasına, 2- Barajın başka yerde yapımının zorunlu nedenlerle mümkün olmaması ve bu durumun ilgili idarece belgelere dayalı olarak Bakanlığımıza iletilmesi halinde; barajdan etkilenecek veya baraj suları altında kalacak korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına yönelik uygulamayı belirlemek üzere, alanın özelliği de dikkate alınarak, uzmanlar, üniversite öğretim üyeleri (arkeolog, sanat tarihçi, şehir plancısı, mimar, restorasyon uzmanı, konservasyon uzmanı, inşaat mühendisi, harita mühendisi, jeoloji mühendisi, hidrolog, vb.) ile Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün kültür ve tabiat varlıklarının korunması

155 konusunda uzman temsilcisinin katıldığı bir Bilim Komisyonunun Kültür ve Turizm Bakanlığınca oluşturulmasına, Söz konusu Bilim Komisyonu tarafından; baraj yapılması kararlaştırılan alana ilişkin nitelikli bilimsel raporunun, uygulamaya yönelik nihai kararı vermek üzere ilgili koruma bölge kurulunda değerlendirilerek, bu alanda barajın yapımının koruma bölge kurulunca da uygun bulunması durumunda; İlgili idarece; a) Söz konusu Bilim Komisyonunun baraj inşaatı sona erene kadar çalışmalarını sürdürmesinin sağlanmasına, b) Baraj alanında tespit edilen taşınmaz kültür varlıklarının niteliği ve yoğunluğu ile barajla ilgili diğer hususlar göz önüne alınarak Bilim Komisyonunca Acil Eylem Planının hazırlanmasına, c) Acil Eylem Planının uygulanması ile ilgili hususların Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ilgili kuruluşlar arasında yapılacak bir protokol ile belirlenmesine, baraj alanlarında sürdürülecek belgeleme ve korumaya yönelik yapılacak her türlü harcamanın ve tüm idari işlemlerin ilgili kuruluşlar tarafından yapılmasına, d) Acil Eylem Planı kapsamında Bilim Komisyonu kararları doğrultusunda alandaki taşınmaz kültür varlıklarının tespit edilmesi amacıyla, öncelikli olarak çağdaş ve güncel bilimsel yöntemler aracılığıyla belgeleme ve kazı çalışmalarının yapılmasına, korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının bulunduğu alanların jeolojik etütlerinin yapılmasına, e) Bilim Komisyonunca yapılan çalışmaların değerlendirilmesi sonucunda; elde edilen bilgi ve belgelere dayalı olarak alandaki korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının yerinde korunmasına, başka bir yere taşınmasına veya belgelenerek su altında bırakılmasına ilişkin önerilerin koruma bölge kuruluna sunulmasına, f) Bilim Komisyonunun sunduğu öneriler hakkında ilgili koruma bölge kurulunca karar alınmasına, g) Korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına ilişkin projeler kapsamında yapılacak uygulamaların baraj inşaatına paralel olarak eş zamanlı yürütülmesine, bu projelerin uygulanması tamamlanana kadar barajların faaliyete geçmemesine, h) Su altında kalacak korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının, baraj faaliyete geçtikten sonra belirli sürelerle su altı arkeologları tarafından incelenerek durumlarının tespit edilmesine, 3- Yapımına başlanmış veya yapımı tamamlanmış ancak faaliyete geçmemiş, inşaata başlandığı aşamada alanında korunması gerekli taşınmaz kültür varlıkları ile arkeolojik sit alanları bulunan baraj inşaatlarında, korunması gerekli taşınmaz kültür varlıklarının ve arkeolojik sit alanlarının korunmasına ilişkin konuların ilgili koruma bölge kurulunca değerlendirilmesine, Koruma bölge kurulunun bilim komisyonu oluşturulmasına karar vermesi halinde kurulacak olan bilim komisyonunun bu ilke kararının 2 nci maddesinde değinilen usul ve esaslar çerçevesinde işlem tesis etmesine, 22/4/2010 tarih ve 765 sayılı İlke Kararının iptal edilmesine, karar verildi. [R.G. 03 Mayıs ] Kültür ve Turizm Bakanlığından: Toplantı No. ve Tarihi :3 10/4/2012 Toplantı Yeri

156 Karar No. ve Tarihi ANKARA :37 10/4/2012 YERLEŞİM ALANLARINDA; DAHA ÖNCEDEN VARLIĞI BİLİNMEYEN ANCAK YENİ YAPILANMA, ALT YAPI ÇALIŞMALARI YA DA DOĞAL AFETLER SONUCU ORTAYA ÇIKAN-ÇIKARILAN KÜLTÜR VARLIKLARININ KORUNMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİNE İLİŞKİN KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA YÜKSEK KURULU İLKE KARARI Ülkemizde kentleşme hızının giderek ivme kazanmasının; insan ihtiyaçlarına uygun fiziki mekanların çeşitlenerek artmasına ve yeni alt yapı çalışmalarına yol açtığı, başta büyük kentlerimiz olmak üzere tüm eski kentlerin çekirdek yapılarının bozulup dönüşmekte olduğu, bu kentlerde mevcut alt yapının yetersiz kaldığı ve yeni ihtiyaçların bunlara eklenmesiyle (fiber optik kablo kanalları, doğalgaz iletim hatları, elektrik, su, telefon hatları, metro tünelleri vb.) modern yerleşmelerde, kent içinde sürekli altyapı için hafriyatlar yapıldığı hususları tespit edilmiştir. Bu nedenle, sit alanı ilan edilerek kontrollü yeni yapılanmaya açılan ve müzesi denetiminde temel hafriyatları ve sondajları yapılan alanlarda sıkça kültür varlıklarına rastlandığı, doğal afetler sonucu da (tektonik hareketler, seller, toprak kaymaları vb.) yeraltında bulunan kültür varlıklarının açığa çıkabildiği Bakanlığımıza iletilen yazılı ve sözlü başvurulardan anlaşılmaktadır. Bu kapsamda; Her ne şekilde olursa olsun sit alanı olarak ilan edilen ya da henüz ilan edilmemiş yerlerde Bakanlıkça yaptırılan uzun süreli bilimsel arkeolojik kazılar dışında, açığa çıkançıkarılan taşınmaz kültür varlıklarının bilimsel yöntemlerle araştırılması, kazılarının yapılması, temizlenmesi ve uygun koruma yöntemleriyle yerinde teşhir edilerek kent arkeolojisine kazandırılmasının uygun olduğuna, Bu kültür varlıklarından, plan vermeyen, küçük boyutta olan ve yerinde korunmasına olanak bulunmayanların ilgili koruma bölge kurulunun kararıyla Bakanlığın uygun göreceği yere uzmanları denetiminde kaldırılabileceğine, Ortaya çıkan-çıkarılan kültür varlıkları; plan veren ya da tanımlanabilen bir mimariye sahipse, ait olduğu dönemin özgünlüğünü yansıtıyorsa, antik kent dokusuna aitse veya kazılar sürdürüldükçe bitişik ve komşu parsellerde de yayılma gösterir nitelikteyse (istidadında ise), boyutlarına bakılmaksızın, uygun koruma yöntemleriyle yerinde teşhir edilmesine, Bu kültür varlıkları özel mülkiyette ise kamu mülkiyetine geçirilmesinin sağlanmasına, kamu mülkiyetine geçirilemiyorsa tüm giderleri mülk sahibince karşılanmak üzere öncelikle bilimsel kazısı, korunması (projelendirme ve uygulama) ve yerinde teşhirinin sağlanmasına, mülk sahibinin bu alanda yapmak istediği uygulamalara Bakanlığın izni ve koruma bölge kurulunun uygun göreceği projeler kapsamında kültür varlıklarına zarar vermemek ve koruma kuramına aykırı olmamak koşuluyla izin verilebileceğine, izin kapsamında projeler üretilmeden önce, ilgili parsellerin proje alanı kapsamında plan tadilatının yaptırılmasının istenmesine, karar verildi. [R.G. 03 Mayıs ] Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından:

157 İŞKOLU TESPİT KARARI : 2012/21 : Duman Kardeşler Tem. İl. Yem. İnş. Tur. Nak. Pet. Oto. Giy. İl. Gıda Hay. Mad. Eğ. Sağ. Şans Oyunları Paz. Tic. ve San. Ltd. Şti. Gök-Tuğ Güv. Tem. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığı Rahmi Günay Cad Sivas Numune Hastanesi SİVAS Tespiti İsteyen : T. Sağlık-İş Sendikası İnceleme : Duman Kardeşler Tem. İl. Yem. İnş. Tur. Nak. Pet. Oto. Giy. İl. Gıda Hay. Mad. Eğ. Sağ. Şans Oyunları Paz. Tic. ve San. Ltd. Şti. - Gök-Tuğ Temizlik Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığı işyerinde Bakanlığımızca yapılan incelemede; söz konusu ortaklığın Sivas Numune Hastanesinde hizmet alım sözleşmesi ile hasta karşılama, hasta kayıt kabul, hasta yönlendirme, sekreterlik, polikliniklerde sekreterlik, doktor tarafından yazılan reçete, tahlil v.b. iş ve işlemlerin otomasyona giriş işlerini yürüttüğü ve hastanenin bilgisayar yazılım, donanım ve network işlerini yaptığı, bu nedenle yapılan işlerin İşkolları Tüzüğü nün 24 sıra numaralı Sağlık işkolunda yer aldığı tespit edilmiştir. Karar: Duman Kardeşler Tem. İl. Yem. İnş. Tur. Nak. Pet. Oto. Giy. İl. Gıda Hay. Mad. Eğ. Sağ. Şans Oyunları Paz. Tic. ve San. Ltd. Şti. - Gök-Tuğ Temizlik Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. İş Ortaklığı işyerinde yapılan işlerin niteliği itibariyle İşkolları Tüzüğü nün 24 sıra numaralı Sağlık işkoluna girdiğine ve yapılan bu tespitin Resmî Gazete de yayımlanmasına 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 4 üncü maddesi gereğince karar verilmiştir. Karar No İşyeri [R.G. 03 Mayıs ] BAKANLAR KURULU KARARLARI Karar Sayısı : 2012/ Ekli (I) sayılı listede belirtilen yerleşim birimlerinin Uygulama Alanı olarak tespiti, 2- Ekli (II) sayılı listede yer alan yerleşim alanlarında dağıtılacak toprak normunun aynı listede gösterildiği şekilde belirlenmesi, 3- Ekli (III) sayılı listede yer alan yerleşim birimlerinin aynı listede gösterilen Bakanlar Kurulu kararları kapsamından çıkarılması; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının 28/2/2012 tarihli ve 3820 sayılı yazısı üzerine, 22/11/1984 tarihli ve 3083 sayılı Kanunun 3 üncü ve 8 inci maddelerine göre, Bakanlar Kurulu nca 16/3/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ A. BABACAN Ö. DİNÇER B. BOZDAĞ Başbakan Yardımcısı Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı V.Başbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN E. BAĞIŞ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi Teknoloji Bakanı F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN ve

158 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ekonomi Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor Bakanı Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı H. YAZICI Gıda, Tarım C. YILMAZ F. ŞAHİN M. ŞİMŞEK Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V. Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Bakanı ve

159

160

161

162

163

164 [R.G. 04 Mayıs ] Karar Sayısı : 2012/3003 Ekli Türkiye Cumhuriyeti, Maliye Bakanlığı, Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı (MASAK) ile Amerika Birleşik Devletleri Finansal Suçlarla Mücadele Birimi (FinCEN) Arasında Karapara Aklama ve Terörün Finansmanı ile İlgili Bilgi Değişiminde İşbirliğine Dair Mutabakat Muhtırası nın yürürlüğe konulması; Maliye Bakanlığının 12/3/2012 tarihli ve 5479 sayılı yazısı üzerine, 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanunun 12 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu nca 2/4/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ M. ŞİMŞEK B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı V.Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN E. BAĞIŞ N. ERGÜN Adalet Bakanı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar BakanıGençlik ve Spor Bakanı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Gümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı C. YILMAZ E. GÜNAY M. ŞİMŞEK Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı

165

166

167

168 [R.G. 04 Mayıs ] Karar Sayısı : 2012/3008 Ekli 2011 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar ın yürürlüğe konulması; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının 27/3/2012 tarihli ve 5371 sayılı yazısı üzerine, 5488 sayılı Tarım Kanununun 19 uncu maddesine göre, Bakanlar Kurulu nca 2/4/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ M. ŞİMŞEK B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı V.Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN E. BAĞIŞ N. ERGÜN Adalet Bakanı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar BakanıGençlik ve Spor Bakanı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Gümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı C. YILMAZ E. GÜNAY M. ŞİMŞEK Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim BakanıMilli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı 2011 YILINDA YAPILACAK TARIMSAL DESTEKLEMELERE İLİŞKİN KARARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KARAR MADDE 1 14/2/2011 tarihli ve 2011/1430 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan 2011 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Kararın 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. (3) Damızlık koyun-keçi yetiştiriciliği yapan, damızlık koyun-keçi yetiştiricileri birliklerine üye ve hayvanları Koyun-Keçi Kayıt Sistemine (KKKS) kayıtlı yetiştiricilere damızlık anaç hayvan başına aşağıda belirtilen miktarda ödeme yapılır.

169 1 Koyun-keçi 15 TL/baş MADDE 2 Bu Karar, 1/1/2011 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 Bu Karar hükümlerini Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı yürütür. Bakanlar Kurulu Kararının Yayımlandığı Resmî Gazetenin Tarihi Sayısı 24/2/ Bakanlar Kurulu Kararında Değişiklik Yapan Düzenlemelerin Yayımlandığı Resmî Gazetenin Tarihi Sayısı 14/4/ [R.G. 04 Mayıs ] Karar Sayısı : 2012/3077 Umuma mahsus pasaport hamili Rusya Federasyonu vatandaşlarının Türkiye ye yapacakları seyahatlerinde, 180 gün içinde toplamda 90 günü aşmamak kaydıyla 30 gün olan vizesiz kalış sürelerinin, 31 Aralık 2012 tarihine kadar tek taraflı olarak 60 güne çıkarılması; Dışişleri Bakanlığının 5/4/2012 tarihli ve KOG/ sayılı yazısı üzerine, 5682 sayılı Pasaport Kanununun 10 uncu maddesine göre, Bakanlar Kurulu nca 16/4/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ Başbakan Yardımcısı A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan YardımcısıBaşbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN F. ÇELİK N. ERGÜN Adalet Bakanı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği Bakanı V.Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU C. YILMAZ Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Ekonomi Bakanı V. T. YILDIZ E. BAYRAKTAR R. AKDAĞ Enerji ve Tabii Kaynaklar BakanıGençlik ve Spor Bakanı V. Bakanı V. Gümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı Bakanı H. YAZICI Gıda, Tarım ve Hayvancılık C. YILMAZ F. ŞAHİN M. ŞİMŞEK Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V.Maliye Bakanı

170 Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim BakanıMilli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı [R.G. 04 Mayıs ] Karar Sayısı : 2012/3078 Bingöl İli, Merkez İlçesinde yürütülen kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri kapsamında ekli listede mahalle adları ile pafta, ada ve parsel numaraları belirtilen taşınmazların Bingöl Belediyesi tarafından acele kamulaştırılması; İçişleri Bakanlığının 27/3/2012 tarihli ve 8436 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu nca 16/4/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ Başbakan Yardımcısı A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan YardımcısıBaşbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN F. ÇELİK N. ERGÜN Adalet Bakanı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği Bakanı V.Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU C. YILMAZ Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Ekonomi Bakanı V. T. YILDIZ E. BAYRAKTAR R. AKDAĞ Enerji ve Tabii Kaynaklar BakanıGençlik ve Spor Bakanı V. Bakanı V. Gümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı Bakanı H. YAZICI Gıda, Tarım ve Hayvancılık C. YILMAZ F. ŞAHİN M. ŞİMŞEK Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V.Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim BakanıMilli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı

171

172

173

174

175

176

177

178

179

180

181 [R.G. 04 Mayıs ] Karar Sayısı : 2012/3080 Ekli 2012 Yılında Sulama Birliklerince İşletilen Sulama Tesislerinde Uygulanacak Su Kullanım Hizmet Bedeli Tarifelerine İlişkin Karar ın yürürlüğe konulması; Orman ve Su İşleri Bakanlığının 3/4/2012 tarihli ve 197 sayılı yazısı üzerine, 6172 sayılı Sulama Birlikleri Kanununun 6 ncı maddesine göre, Bakanlar Kurulu nca 16/4/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ Başbakan Yardımcısı A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan YardımcısıBaşbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN F. ÇELİK N. ERGÜN Adalet Bakanı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği Bakanı V.Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU C. YILMAZ Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Ekonomi Bakanı V. T. YILDIZ E. BAYRAKTAR R. AKDAĞ Enerji ve Tabii Kaynaklar BakanıGençlik ve Spor Bakanı V. Bakanı V. Gümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı Bakanı H. YAZICI Gıda, Tarım ve Hayvancılık C. YILMAZ F. ŞAHİN M. ŞİMŞEK Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V.Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı

182

183

184

185

186

187

188

189 [R.G. 04 Mayıs ] Karar Sayısı : 2012/ Yılı Yatırım Programında 1996D proje numarası ile yer alan Ilısu Barajı ve HES (GAP) Projesi kapsamında ekli haritada gösterilen taşınmazların Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaştırılması; Orman ve Su İşleri Bakanlığının 18/4/2012 tarihli ve 1091 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu nca 19/4/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ E. GÜNAY B. YILDIRIM E. BAĞIŞ Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı V.Başbakan Yardımcısı V.Başbakan Yardımcısı V. Ö. DİNÇER F. ŞAHİN E. BAĞIŞ N. ERGÜN Adalet Bakanı V.Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELİK E. BAYRAKTAR V. EROĞLU F. ŞAHİN Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik BakanıDışişleri Bakanı Ekonomi Bakanı V. V. T. YILDIZ S. KILIÇ R. AKDAĞ N. ERGÜN Enerji ve Tabii Kaynaklar BakanıGençlik ve Spor Bakanı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı V.Gümrük ve Ticaret Bakanı V. İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı E. BAYRAKTAR E. GÜNAY S. KILIÇ Kalkınma Bakanı V.Kültür ve Turizm BakanıMaliye Bakanı V. Ö. DİNÇER İ. N. ŞAHİN V. EROĞLU Milli Eğitim BakanıMilli Savunma Bakanı V.Orman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı

190

191 [R.G. 04 Mayıs ] YÖNETMELİK Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından: TÜRK GIDA KODEKSİ HAYVANSAL GIDALARDA BULUNABİLECEK FARMAKOLOJİK AKTİF MADDELERİN SINIFLANDIRILMASI VE MAKSİMUM KALINTI LİMİTLERİ YÖNETMELİĞİ Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; gıda güvenilirliğinin sağlanması amacıyla hayvansal gıdalarda bulunabilecek veteriner ilaçlarına ait bilimsel ve teknik olarak tespit edilmesi mümkün olan farmakolojik aktif maddelerin sınıflandırılması ve maksimum kalıntı limitlerini belirlemektir. Kapsam MADDE 2 (1) Bu Yönetmelik, hayvansal gıdalarda bulunabilecek veteriner ilaçlarına ait farmakolojik aktif maddelerin sınıflandırılması ve maksimum kalıntı limitlerini kapsar. (2) Bu Yönetmelik; a) Aktif veya pasif bağışıklığı oluşturmak veya bağışıklık durumunun tespiti için immunolojik veteriner tıbbi ürünlerde kullanılan biyolojik kökenli aktif maddeler ile teşhis kitlerini, b) 29/12/2011 tarihli ve (3 üncü mükerrer) sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Bulaşanlar Yönetmeliği kapsamında bulunan maddeleri, kapsamaz. (3) Bu Yönetmelik; gıda değeri olan hayvanlara uygulanması yasaklanan ve belli şartlara bağlanan hormon ve benzeri maddelere ilişkin mevzuat hükümleri saklı kalacak şekilde uygulanır. Dayanak MADDE 3 (1) Bu Yönetmelik, a) 11/6/2010 tarihli ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun 23 üncü maddesine dayanılarak, b) 470/2009/EC sayılı Avrupa Birliği Parlamentosu ve Konsey Tüzüğünün ilgili hükümleri ile 37/2010/EEC sayılı Komisyon Tüzüğüne paralel olarak hazırlanmıştır. Tanımlar MADDE 4 (1) Bu Yönetmelikte geçen; a) Belirleyici kalıntı: Bu Yönetmelik kapsamına giren ürünlerdeki veteriner ilaç kalıntısı hakkında bilgi veren ve organizmada farmakodinamiği bilinen, toplam kalıntıya paralel olarak azalan farmakolojik aktif madde ve/veya bu maddelerin metabolitlerini, b) Farmakolojik aktif madde: Hazır bir ilaç preparatında bulunan ve organizmada farmakolojik etki oluşturabilecek maddeyi, c) Farmakolojik aktif madde kalıntısı: Hayvansal gıdalarda bulunan aktif madde, yardımcı madde veya bozulma ürünleri ile bunların metabolitlerinin canlı ağırlık bazında mg/kg veya µg/kg olarak ifade farmakolojik aktif maddeleri, ç) edilen hayvan: Gıda üretimi amacıyla yetiştirilen, tutulan, kesilen veya avlanan hayvanları,

192 d) Hedef doku: Söz konusu farmakolojik aktif maddenin veya belirleyici kalıntının aranacağı doku veya organı, e) Kas: Doğal oranda bağ doku, tendon, sinir, lenf yumrusu, kemik, intersitisyal veya intramuskular yağ ihtiva eden karkasın iskelet dokusu veya doku parçalarını, f) Maksimum kalıntı limiti: Hayvansal gıdalarda bulunmasına izin verilen farmakolojik aktif madde kalıntısının maksimum konsantrasyonunu, g) Veteriner ilaçları: Hayvanları tedavi, koruma ve teşhis amacıyla veya hayvanın davranış ya da fizyolojik fonksiyonlarını değiştirmek amacıyla uygulanan farmakolojik maddeleri, ğ) Yağ: Karkasın intersitisyal ve intramuskular yağını ve süt yağını ihtiva etmeyen, hayvan karkasında bulunan veya karkastan kesilerek elde edilen lipit bazlı dokuyu, ifade eder. (2) 5996 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde yer alan tanımlar bu Yönetmeliğin uygulamasında da geçerlidir. Farmakolojik aktif maddeler MADDE 5 (1) Hayvansal gıdalarda bulunabilecek veteriner ilaçlarına ait farmakolojik aktif maddelerin sınıflandırılması ve maksimum kalıntı limitleri ek-1 de yer almaktadır. (2) Ek-1 de yer alan; a) Bölüm 1 de gıda elde edilen hayvanlarda kullanımına izin verilen farmakolojik aktif maddeler ve bu maddelerin maksimum kalıntı limitleri, b) Bölüm 2 de hangi seviyede olursa olsun insan sağlığı açısından tehlikeli olması nedeniyle gıda elde edilen hayvanlarda kullanımı yasaklanan ve gıdalarda hiçbir seviyede bulunmaması gereken farmakolojik aktif maddeler, gösterilmiştir. Atıflar MADDE 6 (1) Mevzuatta, bu Yönetmeliğin yayımından önce yürürlükte olan hayvansal gıdalarda bulunabilecek veteriner ilaçlarına ait farmakolojik aktif maddelerin sınıflandırılması ve maksimum kalıntı limitlerine ilişkin gıda kodeksine yapılan atıflar bu Yönetmeliğin ilgili hükümlerine yapılmış sayılır. İdari yaptırımlar MADDE 7 (1) Bu Yönetmeliğe aykırı davrananlar hakkında 5996 sayılı Kanunun ilgili maddelerine göre yaptırımlar uygulanır. Uyum zorunluluğu GEÇİCİ MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden önce faaliyet gösteren gıda işletmecileri, bu Yönetmelikte geçen; altrenogest, monepantel, derquantel, oktenidin dihidroklorür, metilprednizolon ve Pegile sığır granülosit koloni uyarıcı faktör adlı farmakolojik aktif maddelere ait maksimum kalıntı limitlerine, fenometilpenisilin adlı farmakolojik aktif maddenin yumurta için verilen maksimum kalıntı limitine, lasalosid adlı farmakolojik aktif maddenin sığır için verilen maksimum kalıntı limitlerine ve nitroksinil, klosantel ve triklabendazol adlı farmakolojik aktif maddelerin süt için verilen maksimum kalıntı limitlerine 30/6/2012 tarihine kadar uyum sağlamak zorundadırlar. Geçiş hükümleri GEÇİCİ MADDE 2 (1) Geçici 1 inci maddede belirtilen tarihe kadar, hayvansal gıdalarda bulunabilecek farmakolojik aktif maddelerin sınıflandırılması ve maksimum kalıntı limitlerine ilişkin olarak, bu Yönetmeliğin yayımından önce yürürlükte olan gıda kodeksi hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Yürürlük MADDE 8 (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme

193 MADDE 9 (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı yürütür. Ek-1 HAYVANSAL GIDALARDA BULUNABİLECEK FARMAKOLOJİK AKTİF MADDELERİN SINIFLANDIRILMASI VE MAKSİMUM KALINTI LİMİTLERİ BÖLÜM 1 İZİNLİ MADDELER jik Aktif de Belirleyici Kalıntı Avermektin B1a Sığır Koyun ekstraktı 5 -mono, alis Maksimum Kalıntı Limiti 10 µg/kg 20 µg/kg 20 µg/kg 50 µg/kg 25 µg/kg 20 µg/kg gerekmemektedir. Hedef Doku Yağ Karaciğer Kas Yağ Karaciğer Böbrek Diğer Koşullar Sütü insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Terapötik Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler Sadece üründeki konsantrasyonu yüzde biri geçmeyen, homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir. Sadece üründeki konsantrasyonu onda biri geçmeyen, homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir. Sadece ana tentür ve bunun um s Hayvan Türü

194 tissima oksid seyreltmelerine karşılık gelen konsantrasyonlardaki homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir. Sadece ana tentür ve bunun seyreltmelerine karşılık gelen konsantrasyonlardaki homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir Tüm geviş getiren hayvanlar 100 µg/kg 100 µg/kg 1000 µg/kg 500 µg/kg 100 µg/kg Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler Sığır, koyun 100 µg/kg 100 µg/kg 1000 µg/kg 500 µg/kg 100 µg/kg Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler Sığır Sığır, domuz, tavşan, tek tırnaklı hayvanlar Sığır, koyun Sadece doğum sürecinde olan ineklerde kullanım içindir. Süt için ayrıca 29/12/2011 tarihli ve 28157(3 üncü mükerrer) sayılı Türk Gıda Kodeksi Pestisitlerin Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler Albendazol olarak ifade edilen albendazolsülfoksid, albendazol sülfon ve albendazol 2- amino sülfon toplamı Albendazol olarak ifade edilen albendazol oksid, albendazol sülfon ve albendazol 2- amino sülfon toplamı trin Sipermetrin izomerleri toplamı 20 µg/kg 200 µg/kg 20 µg/kg 20 µg/kg 20 µg/kg Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt

195 l ve Aloe n tüm ekstraktı ados ve nin, dize kuru ları ve n ları Maksimum Kalıntı Limitleri Sadece topikal kullanım içindir. Sadece ana tentür ve bunun seyreltmelerine karşılık gelen konsantrasyonlardaki homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir. Sadece topikal kullanım içindir. 4 µg/kg Gıda değeri olan hayvanlara uygulanması yasaklanan ve belli şartlara bağlanan hormon ve benzeri maddelere ilişkin mevzuat hükümleri ile uyumlu olarak ve sadece zootekni amaçlı kullanım içindir. Üreme sistemine maddeler Domuz 2 µg/kg 4 µg/kg 4 µg/kg Altrenogest Tek tırnaklı hayvanlar distearat fosfat hidroksit Deri ve Yağ Karaciğer Yağ Karaciğer

196 hidroksit earat salisilat, tristearat nol nol nat enfosfat lorür Amitraz olarak ifade edilen; amitraz ve 2,4-dimetilanilin grubu içeren tüm metabolitlerin toplamı Sığır Balık hariç, gıda elde Sığır Sadece ağız yoluyla kullanım içindir. Sütü insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Sadece topikal kullanım içindir gerekmemektedir µg/kg 200 µg/kg 200 µg/kg 10 µg/kg 400 µg/kg 100 µg/kg 200 µg/kg 10 µg/kg 200 µg/kg 100 µg/kg 200 µg/kg 10 µg/kg 400 µg/kg Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler Koyun Keçi Domuz Arı 200 µg/kg 200 µg/kg 200 µg/kg gerekmemektedir. Yağ Karaciğer Böbrek Süt Yağ Karaciğer Böbrek Süt Yağ Karaciğer Böbrek Süt Deri ve Yağ Karaciğer Böbrek Bal

197 auril ülfat 50 µg/kg 50 µg/kg 50 µg/kg 50 µg/kg 4 µg/kg Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Ampisilin 50 µg/kg 50 µg/kg 50 µg/kg 50 µg/kg 4 µg/kg Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Kanatlı hayvanlar Kas için verilen, balıklarda kas ve derinin doğal oranları içindir. Yağ, karaciğer ve böbrek için verilen balıkta uygulanmaz. Yağ için verilen, kanatlı hayvan ve domuzlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Yumurtası insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Kas için verilen, balıklarda kas ve derinin doğal oranları içindir. Yağ, karaciğer ve böbrek için verilen balıkta uygulanmaz. Yağ için verilen, kanatlı hayvan ve domuzlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Yumurtası insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Sadece ağız yoluyla kullanım içindir Amoksisilin adix oleum Antienfeksiyöz m Antibiyotikler

198 fructus ze edilmiş ve paratları Apramisin Sığır Domuz, tavşan, koyun, tavuk 1000 µg/kg 1000 µg/kg µg/kg µg/kg gerekmemektedir. Sadece üründeki konsantrasyonu yüzde biri geçmeyen, homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir. Sadece ağız yoluyla kullanım içindir. Sütü insan Antienfeksiyöz m tüketimine sunulan Antibiyotikler hayvanlarda kullanılmaz. ana s ve nta tota) x brotanum Kas Yağ Karaciğer Böbrek Sadece ağız yoluyla kullanım içindir. Sütü veya yumurtası insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Sadece homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir Sadece topikal kullanım içindir. Sadece üründeki konsantrasyonu onda biri geçmeyen, homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir. Sadece ana tentür ve bunun seyreltmelerine

199 n onin k asit k asit donna Dikloroisoeverninik asit Balık hariç, gıda elde Balık hariç, gıda elde Domuz, tavşan, kanatlı hayvanlar karşılık gelen konsantrasyonlardaki homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir Sütü veya yumurtası insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Sütü veya yumurtası insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Sadece üründeki konsantrasyonu yüzde biri geçmeyen, homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir µg/kg 100 µg/kg 300 µg/kg 200 µg/kg Kas Yağ Karaciğer Böbrek Yağ için verilen, domuz ve kanatlı hayvanlarda deri ve yağın doğal oranları içindir. Yumurtası insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler

200 elin Salmonida e Salmonida e Domuz Kas 100 µg/kg Deri ve 100 µg/kg Yağ Karaciğer 100 µg/kg Böbrek 100 µg/kg Azaperon ve azaperol toplamı nat noat nat t nat Basitrasin A, Basitrasin B ve Basitrasin C nin toplamı Sığır, koyun Sığır Tavşan Sığır Baquiloprim Sığır Yumurtası insan tüketimine sunulan balıklarda kullanılmaz. Sinir sistemine e maddeler/ Merke sistemine etkili m Sadece topikal kullanım içindir. gerekmemektedir. 100 µg/kg 150 µg/kg 150 µg/kg 150 µg/kg 150 µg/kg Süt dışındaki hedef dokularda gerekmemektedir. 10 µg/kg 300 µg/kg Süt Kas Yağ Karaciğer Böbrek Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Yağ Karaciğer Sadece laktasyondaki ineklerde meme içi kullanım içindir. Antienfeksiyöz m Kemoterapötikle

201 Domuz 150 µg/kg 30 µg/kg 40 µg/kg Böbrek Süt Deri ve Yağ Karaciğer Böbrek 50 µg/kg 50 µg/kg Tek tırnaklı hayvanlar gerekmemektedir gerekmemektedir. on t nis um klorür oat zoat lin Benzilpenisilin Sadece solunum yolu ile kullanım içindir. Sadece ana tentür ve bunun seyreltmelerine karşılık gelen konsantrasyonlardaki homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir. Sadece % 0,05 e kadar olan konsantrasyonlarda, yardımcı madde olarak kullanım içindir. Yardımcı madde olarak kullanım içindir. 50 µg/kg 50 µg/kg 50 µg/kg 50 µg/kg 4 µg/kg Kas için verilen, balıklarda kas ve derinin doğal oranları içindir. Yağ, karaciğer ve böbrek için verilen balıkta uygulanmaz. Yağ için verilen, kanatlı hayvan ve domuzlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Yumurtası insan tüketimine sunulan Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt

202 uronat n Betametazon fonatlar, e sodyum allat arbonat itrat alisilat m e boratlar Salmonida e Sığır, domuz Sığır memeli hayvan i Sığır Sığır, domuz, kanatlı hayvanlar hayvanlarda Sadece lokal anestezik olarak kullanım içindir. 0,75 µg/kg 2 µg/kg 0,75 µg/kg 0,3 µg/kg gerekmemektedir. Kortikoidler/ Glukokortikoidle Sadece topikal kullanım içindir. Sadece ağız yoluyla kullanım içindir. Sadece ağız yoluyla kullanım içindir. Sadece ağız yoluyla kullanım içindir. Sadece meme içi kullanım içindir. Sadece ağız yoluyla kullanım içindir. Sütü veya yumurtası insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Kas Karaciğer Böbrek Süt

203 yum tuzu um tuzu artarat memeli hayvan i Balık Sığır Sığır --- zoat aminyum fficinalis flos Tek tırnaklı hayvanlar Sadece topikal kullanım içindir. Sadece tedavi amaçlı kullanım içindir. Sadece damar içi uygulama içindir. Yardımcı madde olarak kullanım içindir. Sadece damar içi uygulama içindir. Sadece üründeki konsantrasyonu onda biri geçmeyen, homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir. Sadece topikal kullanım içindir Sadece üründeki konsantrasyonu yüzde biri geçmeyen, homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan

204 tus acer Carazolol Sığır Domuz 5 µg/kg 5 µg/kg 15 µg/kg 15 µg/kg 1 µg/kg 5 µg/kg 5 µg/kg 25 µg/kg 25 µg/kg gerekmemektedir. Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Kas Deri ve Yağ Karaciğer Böbrek mum m dix oleum iaticae mi i flos --- hizoma ortex in edilmiş ve homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir Sinir sistemine e maddeler/ Otono sistemine etkili m Sadece ana tentür ve bunun seyreltmelerine karşılık gelen konsantrasyonlardaki homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir. Sadece topikal kullanım içindir. Sadece topikal kullanım içindir. Sadece topikal kullanım içindir. Sütü insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz.

205 paratları cassiae Sadece üründeki konsantrasyonu binde biri geçmeyen, homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir cassiae andardize raktları ve paratları ceylanici ceylanici andardize raktları ve paratları oleum cortex ze edilmiş ve paratları majalis heroleum Sadece ana tentür ve bunun seyreltmelerine karşılık gelen konsantrasyonlardaki homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir. Sadece topikal kullanım içindir.

206 at nat r t in on ---Danofloksasin Sığır, koyun, keçi ve kanatlı hayvanlar Diğer gıda elde edilen tüm Sığır, koyun, keçi 200 µg/kg 100 µg/kg 400 µg/kg 400 µg/kg 100 µg/kg 50 µg/kg 200 µg/kg 200 µg/kg 30 µg/kg Kas için verilen, balıklarda kas ve derinin doğal oranları içindir. Yağ, karaciğer ve böbrek için verilen balıkta uygulanmaz. Yağ için verilen kanatlı hayvan ve domuzlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Yumurtası insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Sadece ağız yoluyla kullanım içindir. Sütü insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Kas Yağ Karaciğer Böbrek Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Sığır, koyun Deksametazon Sığır, keçi, domuz, tek 0,75 µg/kg 2 µg/kg Kas Karaciğer Kortikoidler/ Glukokortikoidle

207 ol Deltametrin Balık yum ran rür rat heptonat idroklorür setat tırnaklı Sığır, keçi Tüm geviş getirenler Derquantel -----Diazinon Tek tırnaklı hayvanlar Sığır 0,75 µg/kg Böbrek Süt 0,3 µg/kg 10 µg/kg 50 µg/kg 10 µg/kg 10 µg/kg 20 µg/kg 10 µg/kg Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Kas ve derinin doğal oranlarında gerekmemektedir. Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler Kas Yağ Karaciğer Böbrek Sütü insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler Sadece tedavi amaçlı kullanım içindir. Kas Yağ Yağ için verilen, domuzlarda Antiparaziterler/ parazitlere karşı gerekmemektedir. Koyun 2 µg/kg 40 µg/kg 20 µg/kg 5 µg/kg Tek tırnaklı hayvanlar gerekmemektedir. Sığır, tek tırnaklı gerekmemektedir. hayvanlar Sığır, 20 µg/kg koyun, 700 µg/kg

208 ol r at n (6) ci hormon rmon Difloksasin keçi, domuz Sığır, koyun, keçi Tüm geviş getirenler ve domuz Sığır, koyun, keçi Domuz Kanatlı hayvanlar Diğer gıda elde edilen tüm Diflubenzuron Salmonida e tomisin Dihidrostreptomisin Tüm geviş getiren hayvanlar, domuz, tavşan Tüm geviş getiren hayvanlar Karaciğer Böbrek Süt yağ ve derinin doğal oranları içindir. maddeler 400 µg/kg 100 µg/kg 1400 µg/kg 800 µg/kg 400 µg/kg Kas için verilen, balıklarda kas ve derinin doğal oranları içindir. Yağ, karaciğer ve böbrek için verilen balıkta uygulanmaz. Sütü veya yumurtası insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler Yağ için verilen, domuzlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler 500 µg/kg 500 µg/kg 500 µg/kg Kas Yağ Karaciğer Böbrek Kas Deri ve Yağ Karaciğer Böbrek Kas Deri ve Yağ Karaciğer Böbrek Kas Yağ Karaciğer Böbrek Kas ve derinin doğal oranlarında Kas Yağ Karaciğer 1000 µg/kg Böbrek 200 µg/kg Süt 100 µg/kg on -L-tirosin 20 µg/kg 20 µg/kg 20 µg/kg 800 µg/kg 800 µg/kg 300 µg/kg 400 µg/kg 1900 µg/kg 600 µg/kg 300 µg/kg 100 µg/kg 800 µg/kg 600 µg/kg 1000 µg/kg

209 Diklofenak memeli hayvan i Tüm geviş getiren hayvanlar, domuz Sığır Domuz n trioksit Dikloksasilin amid t oksid Sadece ağız yoluyla kullanım içindir. 5 µg/kg 1 µg/kg 5 µg/kg 10 µg/kg 0,1 µg/kg 5 µg/kg 1 µg/kg Yağ için verilen, domuzlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Antienflamatuva olmayan antienfl Kas için verilen, balıklarda kas ve derinin doğal oranları içindir. Yağ, karaciğer ve böbrek için verilen balıkta uygulanmaz. Yağ için verilen, domuz ve kanatlı hayvanlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Yumurtası insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Sadece ağız yoluyla kullanım içindir. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler 5 µg/kg 10 µg/kg 300 µg/kg 300 µg/kg 300 µg/kg 300 µg/kg 30 µg/kg Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Kas Deri ve Yağ Karaciğer Böbrek Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt

210 ometamin Disiklanil ve 2,4,6triamino-pirimidin-5karbonitril toplamı Doksisiklin memeli hayvan i memeli hayvan i memeli hayvan i Koyun memeli hayvan i Sığır Domuz, kanatlı hayvanlar Doramektin memeli hayvan i 200 µg/kg 150 µg/kg 400 µg/kg 400 µg/kg gerekmemektedir. Kas Yağ Karaciğer Böbrek Sütü insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler 100 µg/kg 300 µg/kg 600 µg/kg Kas Karaciğer Böbrek Antienfeksiyöz m Antibiyotikler 100 µg/kg 300 µg/kg Kas Deri ve Yağ Karaciğer Böbrek Kas Yağ Karaciğer Böbrek Sütü insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Yumurtası insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Yağ için verilen, domuzlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Sütü insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Sadece ana tentür ve bunun seyreltmelerine karşılık gelen konsantrasyonlardaki Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler 300 µg/kg 600 µg/kg 40 µg/kg 150 µg/kg 100 µg/kg 60 µg/kg

211 urpurea n Emamektin B1a Enrofloksasin ve siprofloksasin toplamı Balık 100 µg/kg Kas ve derinin doğal oranlarında Sadece topikal gerekmemektedir. kullanım içindir. Sığır, tek tırnaklı hayvanlar Sığır, 100 µg/kg koyun, keçi 100 µg/kg 300 µg/kg 200 µg/kg 100 µg/kg Domuz, 100 µg/kg tavşan 100 µg/kg 200 µg/kg 300 µg/kg Kanatlı 100 µg/kg hayvanlar 100 µg/kg Diğer gıda elde edilen tüm homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir. Sadece topikal kullanım içindir. Sadece üründeki konsantrasyonu onda biri geçmeyen, homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir. Sadece topikal kullanım içindir. 200 µg/kg 300 µg/kg 100 µg/kg 100 µg/kg 200 µg/kg 200 µg/kg gerekmemektedir. Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Kas Yağ Karaciğer Böbrek Kas Deri ve Yağ Karaciğer Böbrek Kas Yağ Karaciğer Böbrek Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler Kas için verilen, balıklarda kas ve derinin doğal oranları içindir. Yağ, karaciğer ve böbrek için verilen balıkta uygulanmaz. Yağ için verilen, domuzlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Yumurtası insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler

212 n Eprinomektin B1 a Sığır maleat memeli hayvan i amsilat n tetra EDTA) ve Eritromisin A -- ometamin globulus Sığır, domuz 50 µg/kg 250 µg/kg 1500 µg/kg 300 µg/kg 20 µg/kg gerekmemektedir. Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler Sadece doğum sürecinde olan hayvanlarda kullanım içindir. 200 µg/kg 200 µg/kg 200 µg/kg 200 µg/kg 150 µg/kg 40 µg/kg Kas Yağ Karaciğer Böbrek Yumurta Süt Kas için verilen, balıklarda kas ve derinin doğal oranları içindir. Yağ, karaciğer ve böbrek için verilen balıkta uygulanmaz. Yağ için verilen domuz ve kanatlı hayvanlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Yardımcı madde olarak kullanım içindir. Sadece ana tentür ve bunun seyreltmelerine

213 fficinalis l d lpenisilin Oksfendazol sülfon a okside olabilen, ekstrakte edilebilen kalıntılar toplamı Tüm geviş getiren hayvanlar, domuz, tek tırnaklı hayvanlar Tüm geviş getiren hayvanlar Oksfendazol sülfon a Tüm geviş okside olabilen, getiren ekstrakte edilebilen hayvanlar, kalıntılar toplamı domuz, tek tırnaklı hayvanlar Tüm geviş getiren hayvanlar Tek tırnaklı hayvanlar Fenoksimetilpenisilin Domuz Kanatlı 50 µg/kg 50 µg/kg 500 µg/kg 50 µg/kg Kas Yağ Karaciğer Böbrek 10 µg/kg Süt 50 µg/kg 50 µg/kg 500 µg/kg 50 µg/kg Kas Yağ Karaciğer Böbrek 10 µg/kg Süt karşılık gelen konsantrasyonlardaki homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir. Sadece ana tentür ve bunun seyreltmelerine karşılık gelen konsantrasyonlardaki homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir. Yağ için verilen, domuzlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler Yağ için verilen, domuzlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler Sadece damar içi uygulama içindir. 25 µg/kg 25 µg/kg 25 µg/kg 25 µg/kg Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Kas Karaciğer Böbrek Kas

214 etat n ol 25 µg/kg 25 µg/kg 25 µg/kg 25 µg/kg Sığır 25 µg/kg 250 µg/kg 25 µg/kg 25 µg/kg 40 µg/kg Sığır gerekmemektedir. Tek tırnaklı 10 µg/kg hayvanlar 15 µg/kg 60 µg/kg 10 µg/kg gerekmemektedir. Sığır, 200 µg/kg koyun, keçi 3000 µg/kg 300 µg/kg Domuz 300 µg/kg 500 µg/kg hayvanlar Fenvalerat (RR, SS, RS ve SR izomerleri) Firokoksib Florfenikol ve florfenikol amin olarak ölçülen metabolitleri toplamı Kanatlı hayvanlar 2000 µg/kg 500 µg/kg 100 µg/kg 200 µg/kg Balık 2500 µg/kg 750 µg/kg 1000 µg/kg Diğer gıda elde edilen tüm Fluazuron Sığır 100 µg/kg 200 µg/kg 2000 µg/kg 300 µg/kg gerekmemektedir. 200 µg/kg 7000 µg/kg 500 µg/kg 500 µg/kg Deri ve Yağ Karaciğer Böbrek Yumurta Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler Kas Yağ Karaciğer Böbrek Antienflamatuva Steroid olmayan antienflamatuvar Kas Karaciğer Böbrek Kas Deri ve Yağ Karaciğer Böbrek Kas Deri ve Yağ Karaciğer Böbrek Kas ve derinin doğal oranlarında Kas Yağ Karaciğer Böbrek Sütü veya yumurtası insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Kas Yağ Karaciğer Böbrek Sütü insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler

215 etat Flubendazol ve (2amino-1Hbenzimidazol-5-yl) (4-florfenil) metanon toplamı Kanatlı hayvanlar, domuz Flubendazol Kanatlı hayvanlar Koyun, keçi Flugeston asetat Flumekuin Sığır, koyun, keçi, domuz 50 µg/kg 50 µg/kg Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler 400 µg/kg 300 µg/kg 400 µg/kg Kas Deri ve Yağ Karaciğer Böbrek Yumurta 0,5 µg/kg 0,5 µg/kg 0,5 µg/kg 0,5 µg/kg 1 µg/kg 200 µg/kg 300 µg/kg 500 µg/kg 1500 µg/kg Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Kas Yağ Karaciğer Böbrek Sadece zootekni amaçlı intravajinal kullanım içindir. Üreme sistemine maddeler Yağ için verilen, domuzlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Yumurtası insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler Sığır, 50 µg/kg koyun, keçi Kanatlı 400 µg/kg hayvanlar 250 µg/kg Balık Diğer gıda elde edilen tüm Flumetrin (trans-zizomerleri toplamı) Sığır Koyun Arı Fluniksin Sığır 800 µg/kg 1000 µg/kg 600 µg/kg 200 µg/kg 250 µg/kg 500 µg/kg 1000 µg/kg 10 µg/kg 150 µg/kg 20 µg/kg 10 µg/kg 30 µg/kg 10 µg/kg 150 µg/kg 20 µg/kg 10 µg/kg gerekmemektedir. 20 µg/kg 30 µg/kg 300 µg/kg 100 µg/kg Süt Kas Deri ve Yağ Karaciğer Böbrek Kas ve derinin doğal oranlarında Kas Yağ Karaciğer Böbrek Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Kas Yağ Karaciğer Böbrek Kas Yağ Karaciğer Böbrek Sütü insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz Antienflamatuva Steroid olmayan antienflamatuvar

216 Domuz 5- Hidroksifluniksin Foksim rıcı m e edilen e tetik d ortex in edilmiş ve paratları 200 µg/kg 30 µg/kg Tek tırnaklı 10 µg/kg hayvanlar 20 µg/kg 100 µg/kg 200 µg/kg Sığır 40 µg/kg gerekmemektedir. Koyun 50 µg/kg 400 µg/kg 50 µg/kg Domuz 20 µg/kg 700 µg/kg Kas Deri ve Yağ Karaciğer Böbrek Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Sütü insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler Sığır, tek tırnaklı Sadece damar içi uygulama içindir. Tavuk 50 µg/kg 10 µg/kg 20 µg/kg 20 µg/kg 25 µg/kg 550 µg/kg 50 µg/kg 30 µg/kg 60 µg/kg gerekmemektedir. Kas Yağ Böbrek Kas Deri ve Yağ Karaciğer Böbrek Kas Deri ve Yağ Karaciğer Böbrek Yumurta

217 n Gamitromisin serum ni dix in edilmiş ve paratları maddeleri atkı rak E an ba Gentamisin C1, Gentamisin C1a, Gentamisin C2 ve Gentamisin C2a toplamı hayvanlar Sığır Sığır, domuz Sığır 20 µg/kg 200 µg/kg 100 µg/kg Yağ Karaciğer Böbrek 50 µg/kg 50 µg/kg 200 µg/kg 750 µg/kg 100 µg/kg gerekmemektedir. Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Sütü insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Yağ için verilen, domuzlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler 29/12/2011 tarihli ve 28157(3 üncü mükerrer) sayılı Türk Gıda Kodeksi Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği nin Ek-12, Bölüm C sinde listelenen koruyucular hariç olmak üzere, gıdalarda katkı maddesi olarak kullanımına izin verilen maddeler. Sadece üründeki konsantrasyonu binde biri geçmeyen, homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir. Sadece ana tentür ve bunun seyreltmelerine karşılık gelen konsantrasyonlardaki homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan

218 edilmiş ve paratları mal Sığır 10 µg/kg 25 µg/kg 30 µg/kg 30 µg/kg gerekmemektedir. Sütü insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Antiparaziterler/ Protozoonlara ka maddeler it t n rmon mono, tum homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir Halofuginon Kas Yağ Karaciğer Böbrek Sadece üründeki konsantrasyonu onda biri geçmeyen, homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir. Sadece topikal kullanım içindir. Sadece ana tentür ve bunun

219 Tek tırnaklı hayvanlar Tek tırnaklı hayvanlar Tek tırnaklı hayvanlar Sığır iensis uzları metil ni semen oksit asit azid on salisilat nolin Balık hariç, gıda elde seyreltmelerine karşılık gelen konsantrasyonlardaki homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir. Sadece üründeki konsantrasyonu binde biri geçmeyen, homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir. Sadece topikal kullanım içindir Sadece topikal kullanım içindir. Yardımcı madde olarak kullanım içindir. Sadece topikal kullanım içindir. Sadece topikal kullanım içindir. Sadece yeni doğan hayvanlarda topikal

220 asit veteriner de addeler ve sodyum um -mono, ifosfatları Imidokarb memeli hayvan i Üründeki konsantrasyonu on binde biri geçmeyecek şekilde homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanılan tüm maddeler Sadece ağız yoluyla kullanım içindir. Sadece topikal kullanım içindir. Sadece ana tentür ve bunun seyreltmelerine karşılık gelen konsantrasyonlardaki homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir. Sığır 300 µg/kg 50 µg/kg 2000 µg/kg 1500 µg/kg 50 µg/kg 300 µg/kg 50 µg/kg 2000 µg/kg 1500 µg/kg gerekmemektedir. Koyun kullanım içindir. Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Kas Yağ Karaciğer Böbrek Antiparaziterler/ Protozoonlara ka maddeler Sütü insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz

221 n ni nik n (doğal tetik pozal otropin Sığır İsoeugenol Balık 6000 µg/kg Sinir sistemine e maddeler/ Merke sistemine etkili m 22, 23Dihidroavermektin B1a memeli hayvan i 100 µg/kg 100 µg/kg 30 µg/kg Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler ganik iyot e odit e odat rrolidon odoforlar k Yağ için verilen, domuzlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Sütü insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Tek tırnaklı hayvanlar Sığır, tek tırnaklı hayvanlar Sadece anestezik olarak kullanım içindir. Gıda değeri olan hayvanlara uygulanması yasaklanan ve belli şartlara bağlanan hormon ve benzeri maddelere ilişkin mevzuat hükümleri ile uyumlu olarak sadece tedavi amaçlı Kas ve derinin doğal oranlarında Yağ Karaciğer Böbrek

222 m ctus ru) damon) etat partat nzoat t sfat at ukonat ukono at at utamat kullanım içindir. Sadece topikal kullanım içindir. Sadece haricen kullanım içindir.

223 droksit pofosfit rbonat orür alat ksit ntotenat olifosfatlar opiyonat ikat rat earat lfat Kanamisin A Balık hariç, gıda elde gerekmemektedir. 100 µg/kg 100 µg/kg 600 µg/kg 2500 µg/kg 150 µg/kg Yağ için verilen, domuz ve kanatlı hayvanlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Yumurtası insan Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt

224 alsiyum artarat asit Karprofen ve karprofen glukronid konjugat toplamı Balık hariç, gıda elde memeli hayvan i Sığır, tek tırnaklı hayvanlar Sığır Kaumafos Arı Tek tırnaklı hayvanlar Sığır, domuz, tek tırnaklı hayvanlar Sığır, domuz Klavulanik asit Klenbuterol Kloksasilin Sığır Güvercin Sığır, tek tırnaklı hayvanlar Sığır tüketimine sunulan hayvanlarda Sütü veya yumurtası insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. 500 µg/kg 1000 µg/kg 1000 µg/kg 1000 µg/kg Süt için gerekmemektedir. 100 µg/kg Kas Yağ Karaciğer Böbrek Antienflamatuva olmayan antienfl Bal Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler 100 µg/kg 100 µg/kg 200 µg/kg 400 µg/kg 200 µg/kg gerekmemektedir. 0,1 µg/kg 0,5 µg/kg 0,5 µg/kg 0,05 µg/kg 300 µg/kg Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Yağ için verilen, domuzlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Kas Karaciğer Böbrek Süt Kas Sinir sistemine e maddeler/ Otono sistemine etkili m Kas için verilen Antienfeksiyöz m

225 l nol n n Klormadinon in 300 µg/kg 300 µg/kg 300 µg/kg 30 µg/kg Sığır, domuz, keçi, tek tırnaklı hayvanlar Sığır, domuz, keçi, tek tırnaklı hayvanlar memeli hayvan i Sığır Klorsulon Sığır Ana madde ve 4epimerlerinin toplamı Yağ Karaciğer Böbrek Süt, balıklarda kas ve derinin doğal oranları içindir. Yağ, karaciğer ve böbrek için verilen balıkta uygulanmaz. Yağ için verilen, kanatlı hayvan ve domuzlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Yumurtası insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Antibiyotikler Sadece topikal kullanım içindir. 4 µg/kg 2 µg/kg 2,5 µg/kg gerekmemektedir. Yağ Karaciğer Süt Sadece zootekni amaçlı kullanım içindir. Üreme sistemine maddeler 35 µg/kg 100 µg/kg 200 µg/kg Kas Karaciğer Böbrek Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler 100 µg/kg 300 µg/kg 600 µg/kg 100 µg/kg Kas Karaciğer Böbrek Süt Sütü insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Kas için verilen, balıklarda kas ve derinin doğal oranları içindir. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler

226 200 µg/kg Klosantel Sığır Koyun 1000 µg/kg 3000 µg/kg 1000 µg/kg 3000 µg/kg 1500 µg/kg 2000 µg/kg 1500 µg/kg 5000 µg/kg 45 µg/kg Yumurta Kas Yağ Karaciğer Böbrek Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt onat onat t sit imetil -----Kolistin Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler Geçici olarak belirlenen değeri 1 Ocak 2014 tarihine kadar geçerlidir. Yardımcı madde olarak kullanım içindir. Kas için verilen, balıklarda kas ve derinin doğal oranları içindir. Yağ, karaciğer ve böbrek için verilen balıkta uygulanmaz. Yağ için verilen Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Sığır, koyun rür Karaciğer ve böbrek için verilen Sütü insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. 150 µg/kg 150 µg/kg 150 µg/kg 200 µg/kg 50 µg/kg 300 µg/kg Yağ Kas Karaciğer Böbrek Süt Yumurta

227 n roklorür s tinctoria s, kanatlı hayvan ve domuzlarda yağ ve Sadece koruyucu madde olarak en fazla % 0,5 konsantrasyonda Sadece üründeki konsantrasyonu binde biri geçmeyen, homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir Sığır, tek tırnaklı hayvanlar Kanatlı hayvanlar 20 µg/kg Lasalosid A Sığır edilen edilen edilen 100 µg/kg 100 µg/kg 50 µg/kg 150 µg/kg 10 µg/kg 20 µg/kg 100 µg/kg 20 µg/kg gerekmemektedir. Kas Deri ve Yağ Karaciğer Böbrek Yumurta Kas Yağ Karaciğer Böbrek Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Sütü insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Sadece topikal kullanım içindir.

228 ızı Domuz Sadece ağız yoluyla kullanım içindir. Sığır, tek tırnaklı hayvanlar, tavşan edilen Sığır, koyun, domuz, kanatlı hayvanlar 10 µg/kg 10 µg/kg 100 µg/kg 10 µg/kg Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler Tek tırnaklı hayvanlar memeli hayvan tür. Tek tırnaklı hayvanlar Yağ için verilen, kanatlı hayvan ve domuzlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Sütü veya yumurtası insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Sadece damar içi uygulama içindir. Sığır, koyun Sadece lokalbölgesel anaestezik olarak kullanım içindir. Sadece topikal kullanım içindir. 50 µg/kg 100 µg/kg 500 µg/kg 1500 µg/kg 150 µg/kg 50 µg/kg Kas için verilen, balıklarda kas ve derinin doğal oranları içindir. Yağ, karaciğer ve böbrek için verilen balıkta Antienfeksiyöz m Antibiyotikler n vulgaris) lmiş apitata n n benzen ler, alkali ukları C9inde olan, zunluğu dan fazla Levamizol Linkomisin Kas Yağ Karaciğer Böbrek Yağ Kas Karaciğer Böbrek Süt Yumurta

229 monaria ci hormon en elde LH ve tetik silikat asetat aspartat fosfat memeli hayvan tür. uygulanmaz. Yağ için verilen, kanatlı hayvan ve Sadece ana tentür ve bunun seyreltmelerine karşılık gelen konsantrasyonlardaki homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir

230 ------glukonat glutamat hidroksit karbonat klorür oksit orotat sitrat stearat sülfat trisilikat herba lukonat ---- Sadece yardımcı madde olarak kullanım içindir. Sadece ağız yoluyla kullanım içindir. Sadece ağız yoluyla

231 arbonat lorür ksit idolat bonükleat ülfat asin Marbofloksasin flos ecutita ve paratları ativa Mebendazol eşdeğeri olarak ifade edilen; mebendazol metil 5(1-hidroksi, 1-fenil) metil-1hbenzimidazol-2-yl) karbamat ve (2amino-1Hbenzimidazol-5-yl) ve fenilmetanon un toplamı ogesteron Sığır, domuz Sığır Koyun, keçi, tek tırnaklı hayvanlar Koyun gerekmemektedir. kullanım içindir. Sadece ağız yoluyla kullanım içindir. Sadece ağız yoluyla kullanım içindir. Sadece ağız yoluyla kullanım içindir. Sadece ağız yoluyla kullanım içindir. Sadece ağız yoluyla kullanım içindir. Sadece ağız yoluyla kullanım içindir. 150 µg/kg 50 µg/kg 150 µg/kg 150 µg/kg 75 µg/kg gerekmemektedir. Yağ için verilen, domuzlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler 60 µg/kg 60 µg/kg 400 µg/kg 60 µg/kg Sütü insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler Sadece topikal kullanım içindir. Sadece zootekni Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Kas Yağ Karaciğer Böbrek

232 gerekmemektedir. heroleum ium Meloksikam ensis eritae n Metilaminoantipirin amaçlı vajina içi kullanım içindir. 20 µg/kg 65 µg/kg Kas Karaciğer Antienflamatuva olmayan antienfl 65 µg/kg Böbrek Lokal anestezik olarak sadece eklem içi ve epidural uygulama içindir. Sadece uterus içi kullanım içindir. Yağ için verilen, domuzlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Koyun, keçi Sığır, keçi, domuz, tavşan, tek tırnaklı hayvanlar Sığır, keçi Sığır, koyun, keçi, domuz, tek tırnaklı hayvanlar Tek tırnaklı hayvanlar memeli hayvan i Sığır Sığır, domuz, tek tırnaklı hayvanlar Süt 15 µg/kg gerekmemektedir. 100 µg/kg 100 µg/kg 100 µg/kg 100 µg/kg Kas Yağ Karaciğer Böbrek Antienflamatuva olmayan antienfl

233 nat at t Sığır Sığır, tek tırnaklı hayvanlar Balık hariç, gıda elde zolon Metilprednizolon Sığır rolidon rba Süt 50 µg/kg Sadece topikal kullanım içindir. Sadece topikal kullanım içindir. 10 µg/kg 10 µg/kg 10 µg/kg 10 µg/kg 2 µg/kg 2 µg/kg Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Süt Kortikoidler/ Glukokortikoidle Aromatik ve doymamış bileşikler hariç Moksidektin Sığır, koyun, tek tırnaklı hayvanlar 50 µg/kg 500 µg/kg 100 µg/kg 50 µg/kg Kas Yağ Karaciğer Böbrek Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler 40 µg/kg Süt Monensin A Sığır, koyun Sığır Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Koyun, Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Kas Monepantel-sülfon 2 µg/kg 10 µg/kg 30 µg/kg 2 µg/kg 2 µg/kg 700 µg/kg Sütü insan Antiparaziterler/ lar, ize l kseğe itede, C60, anmış isiklik

234 serol keçi -----Morantel eşdeğeri olarak ifade edilen, N-metil-1,3 propandiamin e hidrolize olabilen kalıntılar toplamı -----Nafsillin Framisetin Neomisin B Albendazol olarak ifade edilen; albendazol oksid, Tüm geviş getiren hayvanlar Tüm geviş getiren hayvanlar Sığır, tek tırnaklı hayvanlar Sığır, koyun 7000 µg/kg 5000 µg/kg 2000 µg/kg gerekmemektedir. tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. parazitlere karşı maddeler 100 µg/kg 100 µg/kg 800 µg/kg 200 µg/kg 50 µg/kg Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler Sadece yeni doğan hayvanlarda kullanım içindir. Sadece meme içi kullanım içindir. Sadece topikal kullanım içindir. Kas için verilen, balıklarda kas ve derinin doğal oranları içindir. Yağ, karaciğer ve böbrek için verilen balıkta uygulanmaz. Yağ için verilen, kanatlı hayvan ve domuzlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Sadece ağız yoluyla kullanım içindir. Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler Yağ Karaciğer Böbrek Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt 300 µg/kg 300 µg/kg 300 µg/kg 300 µg/kg 30 µg/kg gerekmemektedir. Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt 500 µg/kg 500 µg/kg 500 µg/kg 5000 µg/kg 1500 µg/kg 500 µg/kg Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Yumurta 100 µg/kg 100 µg/kg 1000 µg/kg Kas Yağ Karaciğer Antienfeksiyöz m Antibiyotikler

235 nat albendazolsülfon ve albendazol µg/kg 100 µg/kg Tek tırnaklı hayvanlar Sadece topikal kullanım içindir. Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler Sadece topikal kullanım içindir. Sadece tedavi ve zootekni amaçlı kullanım içindir. Sadece meme içi kullanım içindir. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler t Norgestomet n Novobiyosin 400 µg/kg 200 µg/kg 20 µg/kg 400 µg/kg 20 µg/kg Tek tırnaklı hayvanlar gerekmemektedir. Sığır 0,2 µg/kg 0,2 µg/kg 0,2 µg/kg 0,2 µg/kg 0,12 µg/kg Sığır 50 µg/kg Sığır ubrevillei Nitroksinil Oksasilin Sığır, koyun Böbrek Süt Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Süt Süt dışındaki hedef dokularda gerekmemektedir. 300 µg/kg 300 µg/kg 300 µg/kg 300 µg/kg Kas Yağ Karaciğer Böbrek Üreme sistemine maddeler Sadece ana tentür ve bunun seyreltmelerine karşılık gelen konsantrasyonlardaki homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir. Kas için verilen Antienfeksiyöz m, balıklarda kas Antibiyotikler ve derinin doğal oranları içindir.

236 ol 30 µg/kg Arı Oksfendazol sülfona okside olabilen, eksrakte edilebilen kalıntıların toplamı Tüm geviş getiren hayvanlar, domuz, tek tırnaklı hayvanlar Tüm geviş getiren hayvanlar Domuz Oksibendazol d Oksiklozanid Tüm geviş getiren hayvanlar lin Ana madde ve 4epimerleri toplamı memeli hayvan i it Oksolinik asit Süt gerekmemektedir. 50 µg/kg 50 µg/kg 500 µg/kg 50 µg/kg Yağ, karaciğer ve böbrek için verilen balıkta uygulanmaz. Yağ için verilen, kanatlı hayvan ve Kas Yağ Karaciğer Böbrek Yağ için verilen, domuzlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler 10 µg/kg Süt 100 µg/kg 500 µg/kg Kas Deri ve Yağ Karaciğer Böbrek Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Kas Karaciğer Böbrek Süt Yumurta Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler Kas için verilen, balıklarda kas ve derinin doğal oranları içindir. Karaciğer ve böbrek için verilen balıkta uygulanmaz. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Kas için verilen, balıklarda kas Antienfeksiyöz m Antibiyotikler 200 µg/kg 100 µg/kg 20 µg/kg 20 µg/kg 500 µg/kg 100 µg/kg 10 µg/kg 100 µg/kg 300 µg/kg 600 µg/kg 100 µg/kg 200 µg/kg 100 µg/kg 50 µg/kg Kas Yağ Antienfeksiyöz m

237 r ol 150 µg/kg 150 µg/kg Karaciğer Böbrek ve derinin doğal oranları içindir. Yağ, karaciğer ve böbrek için verilen balıkta uygulanmaz. Yağ için verilen, kanatlı memeli hayvan i Tek tırnaklı hayvanlar memeli hayvan i memeli hayvan tür. Sığır Domuz - gerekmemektedir Sadece kutanöz kullanım içindir. Sadece topikal kullanım içindir. Sadece ağız yoluyla kullanım içindir. Sadece tedavi ve zootekni amaçlı kullanım içindir. Sadece topikal kullanım içindir. Sadece yeni doğan buzağılar içindir. Sadece ağız yoluyla Antienfeksiyöz m Antiseptikler

238 Beç tavuğu n Paromomisin granülosit cı faktör Sığır Domuz Benzilpenisilin memeli hayvan i Sığır t nes Permetrin (İzomerleri toplamı) gerekmemektedir. gerekmemektedir. 500 µg/kg 1500 µg/kg 1500 µg/kg kullanım içindir. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Kas için verilen, balıklarda kas ve derinin doğal oranları içindir. Karaciğer ve böbrek için verilen balıkta uygulanmaz. Sütü veya yumurtası insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Yağ için verilen, domuzlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler 50 µg/kg 500 µg/kg 50 µg/kg 50 µg/kg 50 µg/kg Süt için ayrıca 29/12/2011 tarihli ve 28157(3 üncü mükerrer) sayılı Türk Gıda Kodeksi Pestisitlerin Maksimum Kalıntı Limitleri Yönetmeliğine uygun olmalıdır. Sadece üründeki konsantrasyonu binde biri geçmeyen, homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir. Sadece ağız yoluyla Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler gerekmemektedir. gerekmemektedir. 50 µg/kg 50 µg/kg 50 µg/kg 50 µg/kg 4 µg/kg gerekmemektedir. Kas Karaciğer Böbrek Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Biyolojik/İmmün

239 ractum Piperazin Domuz Tavuk Tavuk r toksit onat Pirlimisin n kol-15rat kol -7at lar, 8-40 rimli koller rlığı n sorbitan e trioleat rojene gerekmemektedir. 400 µg/kg 800 µg/kg kullanım içindir. Kas Deri ve Yağ Karaciğer Böbrek Yumurta Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler Sadece topikal kullanım içindir. Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Parenteral uygulamalarda en fazla 40 mg/kg canlı ağırlık dozunda Sadece yardımcı madde olarak kullanım içindir. Sadece topikal kullanım içindir µg/kg 1000 µg/kg 2000 µg/kg Yumurta dışındaki hedef dokularda gerekmemektedir. Sığır, koyun, keçi, tek tırnaklı hayvanlar Tek tırnaklı hayvanlar gerekmemektedir. Sığır 100 µg/kg 100 µg/kg 1000 µg/kg 400 µg/kg 100 µg/kg gerekmemektedir. Sadece yardımcı madde olarak kullanım içindir. Sadece topikal kullanım içindir. Sadece yardımcı madde olarak

240 rimli stor yağı, ilen glikan L-aspartat ---- ukuronat trat lenat -----Prednizolon krotetamid mid) Tek tırnaklı hayvanlar Koyun, tek tırnaklı hayvanlar Sığır memeli hayvan i Sığır, koyun, keçi, tek tırnaklı hayvanlar kullanım içindir. Sadece yardımcı madde olarak kullanım içindir µg/kg 4 µg/kg 10 µg/kg 10 µg/kg 6 µg/kg gerekmemektedir. Kortikoidler/ Glukokortikoidle Gıda değeri olan hayvanlara uygulanması yasaklanan ve belli şartlara bağlanan Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt

241 (dişi) kol ocerasus kstraktı tex oninler edilmiş ve Rafoksanid Sadece üründeki konsantrasyonu binde biri geçmeyen, homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir. Sadece topikal kullanım içindir. Sığır Koyun hormon ve benzeri maddelere ilişkin mevzuat hükümleri ile uyumlu olarak sadece tedavi veya zootekni amaçlı olarak vajina içi kullanım içindir. 30 µg/kg 30 µg/kg 10 µg/kg 40 µg/kg 100 µg/kg 250 µg/kg 150 µg/kg 150 µg/kg gerekmemektedir. Sütü insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler Kas Yağ Karaciğer Böbrek Kas Yağ Karaciğer Böbrek

242 paratları Rifaksimin olium eatus lens m s Sığır Sığır Sadece yardımcı madde olarak kullanım içindir Sadece meme içi ve uterus içi kullanım içindir. Meme içi uygulamada meme dokusu gıda maddesi olarak kullanılamaz. Sadece topikal kullanım içindir. memeli hayvan i Tek tırnaklı hayvanlar Sadece tedavi amaçlı kullanım içindir. Sadece topikal kullanım içindir. Sadece üründeki konsantrasyonu binde biri geçmeyen, homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir. Sütü insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Sadece topikal kullanım içindir. Balık hariç, gıda elde Süt 60 µg/kg Süt dışındaki hedef dokularda gerekmemektedir. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler

243 n Sarafloksasin Tavuk Salmonida e 10 µg/kg 100 µg/kg 30 µg/kg 200 µg/kg 200 µg/kg 200 µg/kg 1000 µg/kg 100 µg/kg 20 µg/kg Süt dışındaki hedef dokular için gerekmemektedir. 50 µg/kg 50 µg/kg 100 µg/kg 60 µg/kg 125 µg/kg Süt dışındaki hedef dokular için gerekmemektedir. Deri ve Yağ Karaciğer Kas ve derinin doğal oranlarında Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Süt Yumurtası insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Sadece göz tedavisi ve meme içi kullanım içindir. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Kas Yağ Böbrek Süt Süt Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Sadece meme içi kullanım içindir. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Sefaleksin Sığır Sefalonium Sığır Sığır Sefapirin ve desasetilsefapirin toplamı Sığır Sefasetril Sığır Sığır Sefazolin Sığır, Süt 50 µg/kg koyun, keçi Sığır, Süt dışındaki koyun, keçi hedef dokular için gerekmemektedir. Sefkuinom Sığır, domuz, tek tırnaklı hayvanlar Sefoperazon Sığır Sığır Sığır Desfuroilseftiofur olarak ifade edilen 50 µg/kg 50 µg/kg 100 µg/kg 200 µg/kg 20µg/kg 50 µg/kg Süt dışındaki hedef dokular için gerekmemektedir. Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Süt 1000 µg/kg 2000 µg/kg Kas Yağ Meme dokusu gıda olarak insan tüketiminde kullanılmıyorsa, meme içi kullanım içindir. Yağ için verilen, domuzlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Sadece laktasyondaki ineklerde meme içi kullanım içindir. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Yağ için verilen, domuzlarda Antienfeksiyöz m Antibiyotikler

244 ens lkol ianum 2000 µg/kg 6000 µg/kg 100 µg/kg gerekmemektedir. Karaciğer Böbrek Süt betalaktam yapısındaki memeli hayvan Sığır, keçi ----Siflutrin izomerleri toplamı yağ ve derinin doğal oranları içindir. Sadece üründeki konsantrasyonu yüzde biri geçmeyen, homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir. Sadece ana tentür ve bunun seyreltmelerine karşılık gelen konsantrasyonlardaki homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir µg/kg 50 µg/kg 10 µg/kg 10 µg/kg 20 µg/kg Süt için ayrıca 29/12/2011 tarihli ve 28157(3 üncü mükerrer) sayılı Türk Gıda Kodeksi Pestisitlerin Maksimum Kalıntı Limitleri Yönetmeliğine uygun olmalıdır. Sadece ana tentür ve bunun seyreltmelerine karşılık gelen Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt

245 ae semen -mono, ifosfatları metil-2panoat Sipermetrin izomerleri toplamı Tüm geviş getiren hayvanlar Salmonida e Siromazin Koyun Sığır Sihalotrin izomerleri toplamı 20 µg/kg 200 µg/kg 20 µg/kg 20 µg/kg 20 µg/kg 50 µg/kg Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Kas ve derinin doğal oranlarında 300 µg/kg 300 µg/kg 300 µg/kg 300 µg/kg gerekmemektedir. Kas Yağ Karaciğer Böbrek konsantrasyonlardaki homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir Süt için ayrıca 29/12/2011 tarihli ve 28157(3 üncü mükerrer) sayılı Türk Gıda Kodeksi Pestisitlerin Maksimum Kalıntı Limitleri Yönetmeliğine uygun olmalıdır. Sütü insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler 0,1 mg/kg canlı ağırlık dozunda, sadece ağız yoluyla kullanım içindir. Süt için ayrıca 29/12/2011 tarihli ve 28157(3 üncü mükerrer) sayılı Türk Gıda Kodeksi Pestisitlerin Maksimum Kalıntı Limitleri Yönetmeliğine uygun olmalıdır. Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler Sığır Sığır, domuz, 500 µg/kg 50 µg/kg 50 µg/kg Yağ Böbrek Süt Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler

246 tilsalisilat zil-4zoat oformiat il-4zoat ostearil yanurat üksinat sülfoksila erofosfat ofosfit rür rit moglikat ril sülfat it osülfit pionat keçi, tek tırnaklı hayvanlar Balık hariç, gıda elde Sığır, koyun, keçi Sığır Sığır Sütü veya yumurtası insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Sadece topikal kullanım içindir. Sadece topikal kullanım içindir. Sadece topikal kullanım içindir. Sadece topikal kullanım içindir.

247 silat Salisilik asit enat enit arat osülfat gaurea kuioleate Sığır, domuz gerekmemektedir. Sadece ağız yoluyla kullanım içindir. Sütü insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Sadece topikal kullanım içindir. Yumurtası insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Geçici olarak belirlenen değerleri 1 Ocak 2015 tarihine kadar geçerlidir. Antienflamatuva olmayan antienfl Sadece ana tentür ve bunun seyreltmelerine karşılık gelen konsantrasyonlardaki homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir Balık hariç, gıda elde gerekmemektedir. Hindi Kas 400 µg/kg Deri ve 2500 µg/kg Yağ Karaciğer 200 µg/kg Böbrek 150 µg/kg Somon balığı (Salmon)

248 leat in Spektinomisin Koyun edilen diğer Spiramisin ve Neospiramisin toplamı Sığır Tavuk 300 µg/kg 500 µg/kg 2000 µg/kg 5000 µg/kg 200 µg/kg 300 µg/kg 500 µg/kg 1000 µg/kg 5000 µg/kg 200 µg/kg Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Antienfeksiyöz m Antibiyotikler 200 µg/kg 300 µg/kg 300 µg/kg 300 µg/kg 200 µg/kg 200 µg/kg Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Kas Deri ve Yağ Karaciğer Kas Karaciğer Böbrek Kas Yağ Karaciğer Böbrek Kas için verilen, balıklarda kas ve derinin doğal oranları içindir. Yağ, karaciğer ve böbrek için verilen balıkta uygulanmaz. Yağ için verilen, kanatlı hayvan ve domuzlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Yumurtası insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. 300 µg/kg 400 µg/kg 250 µg/kg 2000 µg/kg 1000 µg/kg 500 µg/kg 500 µg/kg 500 µg/kg 1000 µg/kg Spiramisin 1 Domuz n Streptomisin men Tüm geviş getiren hayvanlar, domuz, tavşan Tüm geviş 200 µg/kg Süt getiren hayvanlar Sığır, koyun, keçi gerekmemektedir. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Yumurtası insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Yağ için verilen, domuzlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler En fazla 0,1 mg sitriknin/kg canlı ağırlığa eşdeğer miktarda, sadece ağız yoluyla kullanım içindir.

249 er grubuna deler) Ana madde Sığır, koyun, keçi dix mini sit ve ve di m, kalsiyum 100 µg/kg 100 µg/kg 100 µg/kg 100 µg/kg 100 µg/kg Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Sülfonamid grubunda bulunan tüm maddelerin toplam kalıntı miktarı 100 µg/kg ı geçemez. Kas için verilen, balıklarda kas ve derinin doğal oranları içindir. Yağ, karaciğer ve böbrek için verilen balıkta uygulanmaz. Yumurtası insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz gerekmemektedir. Kas ve µg/kg derinin doğal oranlarında at Arı on Teflubenzuron Salmonida e Antienfeksiyöz m Kemoterapötikle Sadece sağlam deriye topikal kullanım içindir. Sadece ana tentür ve bunun seyreltmelerine karşılık gelen konsantrasyonlardaki homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir Sadece yardımcı madde olarak kullanım içindir. Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler

250 ae ae ae oleum on t Ana madde ve 4epimerleri toplamı entalis roleum Tiamfenikol Sığır, koyun, keçi, domuz Sığır, koyun, keçi, domuz Sadece topikal kullanım içindir. Sadece topikal kullanım içindir. Sadece anestezik olarak kullanım içindir. Kas için verilen, balıklarda kas ve derinin doğal oranları içindir. Karaciğer ve böbrek için verilen balıkta uygulanmaz. 100 µg/kg 300 µg/kg 600 µg/kg 100 µg/kg 200 µg/kg Kas Karaciğer Böbrek Süt Yumurta 50 µg/kg 50 µg/kg 50 µg/kg 50 µg/kg 50 µg/kg Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Sadece üründeki konsantrasyonu yüzde biri geçmeyen, homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir Kas için verilen, balıklarda kas ve derinin doğal oranları içindir. Yağ, karaciğer ve böbrek için verilen balıkta Antienfeksiyöz m Antibiyotikler

251 8-α-hidroksimutiline hidrolize olabilen tüm metabolitlerin toplamı memeli hayvan i Domuz, tavşan Tavuk Hindi Tiamulin Tilmikosin Tavuk Sığır, koyun, domuz, tek tırnaklı hayvanlar Kanatlı hayv anlar edilen diğer 100 µg/kg 500 µg/kg 100 µg/kg 100 µg/kg Antienfeksiyöz m Antibiyotikler 75 µg/kg Kas için verilen, balıklarda kas ve derinin doğal oranları içindir. Yağ, karaciğer ve böbrek için verilen balıkta uygulanmaz. Yağ için verilen, kanatlı hayvan ve domuzlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler 1000 µg/kg 100 µg/kg 100 µg/kg 300 µg/kg 1000 µg/kg gerekmemektedir. 75 µg/kg 1000 µg/kg 250 µg/kg 50 µg/kg 50 µg/kg 1000 µg/kg 1000 µg/kg 50 µg/kg Kas Karaciğer Kas Deri ve Yağ Karaciğer Kas Deri ve Yağ Karaciğer Yumurta uygulanmaz. Yağ için verilen, kanatlı hayvan ve domuzlarda yağ ve derinin doğal Sadece damar içi uygulama içindir. Kas Deri ve Yağ Karaciğer Böbrek Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt

252 sit uzu Tilozin A 100 µg/kg 100 µg/kg 100 µg/kg 100 µg/kg 50 µg/kg 200 µg/kg Tek tırnaklı hayvanlar Kanatlı hayvanlar Tilvalosin ve 3-Oasetiltilozinin toplamı Domuz 50 µg/kg 50 µg/kg 50 µg/kg 50 µg/kg Kanatlı hayvanlar 50 µg/kg 50 µg/kg Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Yumurta Kas Deri ve Yağ Karaciğer Böbrek Deri ve Yağ Karaciğer Yumurtası insan tüketimine sunulan balıklarda kas ve derinin doğal oranları içindir. Yağ, karaciğer ve böbrek için verilen balıkta uygulanmaz. Yağ için verilen domuz ve kanatlı hayvanlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Sadece damar içi uygulama içindir. Yumurtacı ve damızlık hayvanlarda sadece parenteral kullanım içindir. Yumurtası insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Bir dozdan fazla doz içeren aşılarda en fazla % 0,02 oranında sadece koruyucu madde olarak kullanım içindir. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Bir dozdan fazla doz içeren aşılarda en

253 dyum ol asit id -----Tiyabendazol ve 5hidroksitiyabendazol toplamı Tolfenamik asit Toltrazuril sülfon lat zid Sığır, keçi Sığır, domuz Sığır memeli hayvan i Kanatlı hayvanlar Sığır, tek tırnaklı hayvanlar Balık Balık memeli fazla % 0,02 oranında sadece koruyucu madde olarak kullanım içindir. Sadece damar içi uygulama içindir. 100 µg/kg 100 µg/kg 100 µg/kg 100 µg/kg 100 µg/kg gerekmemektedir. Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler 50 µg/kg 400 µg/kg 100 µg/kg 50 µg/kg 100 µg/kg 150 µg/kg 500 µg/kg 250 µg/kg Kas Karaciğer Böbrek Süt Kas Yağ Karaciğer Böbrek Antienflamatuva olmayan antienfl Antiparaziterler/ protozoonlara ka maddeler 100 µg/kg 200 µg/kg Kas Deri ve Yağ Karaciğer Böbrek Yağ için verilen domuzlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Sütü veya yumurtası insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Sadece topikal kullanım içindir. 600 µg/kg 400 µg/kg gerekmemektedir. Sadece suya uygulanır. Sadece suya uygulanır

254 zol m oglukinol n Ketotriklabendazol e okside olabilen, ekstrakte edilebilir kalıntılar toplamı Trimetoprim hayvan i Tüm geviş getir en hayv anlar Tek tırna klı hayv anlar edilen diğer ----Tulatromisin eşdeğeri olarak ifade edilen, (2R, 3S, 4R, 5R, 8R, 10R, 11R, 12S, 13S, 14R)-2etil-3,4,10,13tetrahidrosi3,5,8,10,12,14hekzametil-11[[3,4,6-trideoksi-3(dimetilamino)-ß-Dksilohekzopiranosil]oksi]- Sığır Domuz 225 µg/kg 100 µg/kg 250 µg/kg 150 µg/kg 10 µg/kg Kas Yağ Karaciğer Böbrek Süt 100 µg/kg 100 µg/kg 100 µg/kg 100 µg/kg Kas Yağ Karaciğer 50 µg/kg 50 µg/kg 50 µg/kg 50 µg/kg 50 µg/kg Yağ Kas Karaciğer Böbrek Süt Böbrek Sütü insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Geçici olarak belirlenen değeri 1 Ocak 2014 tarihine kadar geçerlidir. Kas için verilen balıklarda kas ve derinin doğal oranları içindir. Yağ, karaciğer ve böbrek için verilen balıkta uygulanmaz. Yağ için verilen domuz ve kanatlı hayvanlarda yağ ve derinin doğal oranları içindir. Yumurtası insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Antiparaziterler/ parazitlere karşı maddeler Antienfeksiyöz m Kemoterapötikle 100 µg/kg 3000 µg/kg 3000 µg/kg 100 µg/kg Sütü insan tüketimine sunulan hayvanlarda kullanılmaz. Antienfeksiyöz m Antibiyotikler 3000 µg/kg 3000 µg/kg Yağ Karaciğer Böbrek Deri ve Yağ Karaciğer Böbrek

255 usa 1-okza-6azasiklopent-dekan ritima -mono, ifosfatları ba -----Valnemulin Vedaprofen Domuz, tavşan Sadece ana tentür ve bunun seyreltmelerine karşılık gelen konsantrasyonlardaki homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir Sadece üründeki konsantrasyonu yüzde biri geçmeyen, homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir. Sadece ağız yoluyla kullanım içindir Antienfeksiyöz m Antibiyotikler 50 µg/kg 500 µg/kg 100 µg/kg Kas Karaciğer Böbrek Antienfeksiyöz m Antibiyotikler Antienflamatuva olmayan antienfl Kas Yağ Karaciğer Böbrek Sadece yeni doğan Tek tırnaklı 50 µg/kg hayvanlar 20 µg/kg 100 µg/kg 1000 µg/kg Domuz gerekmemektedir. Sığır Antienflamatuva olmayan antienfl

256 gerekmemektedir. era m 2 - buzağılarda kullanım içindir. Sadece üründeki konsantrasyonu binde biri geçmeyen, homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir. Sadece ana tentür ve bunun seyreltmelerine karşılık gelen konsantrasyonlardaki homeopatik farmakopelere uygun olarak hazırlanan homeopatik veteriner tıbbi ürünlerde kullanım içindir

257 i Sadece topikal kullanım içindir. BÖLÜM 2 YASAKLI MADDELER Farmakolojik Aktif Madde Aristolochia spp. ve bunların preparatları Dapson Dimetridazol Kloramfenikol Kloroform Klorpromazin Kolsişin Metronidazol Nitrofuranlar (furazolidone dahil) Ronidazol Maksimum Kalıntı Limiti oluşturulamaz. oluşturulamaz. oluşturulamaz. oluşturulamaz. oluşturulamaz. oluşturulamaz. oluşturulamaz. oluşturulamaz. oluşturulamaz. oluşturulamaz. [R.G. 04 Mayıs ] MİLLETLERARASI ANDLAŞMALAR Karar Sayısı : 2012/ Nisan 2002 tarihinde Ankara da imzalanan ve 3/12/2003 tarihli ve 5008 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ekli Türkiye Cumhuriyeti ile İspanya Krallığı Arasında Kültür Merkezleri Kurulması ve Bu Merkezlerin Faaliyeti Hakkında Anlaşma nın onaylanması; Dışişleri Bakanlığının 20/2/2012 tarihli ve HUM/ sayılı yazısı üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu nca 16/3/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ Başbakan Yardımcısı A. BABACAN Ö. DİNÇER B. BOZDAĞ Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı V.Başbakan Yardımcısı

258 S. ERGİN F. ŞAHİN E. BAĞIŞ N. ERGÜN Adalet Bakanı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar BakanıGençlik ve Spor Bakanı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Gümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı C. YILMAZ F. ŞAHİN M. ŞİMŞEK Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V.Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim BakanıMilli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE İSPANYA KRALLIĞI ARASINDA KÜLTÜR MERKEZLERİ KURULMASI VE BU MERKEZLERİN FAALİYETİ HAKKINDA ANLAŞMA Aşağıda Taraflar olarak anılacak olan Türkiye Cumhuriyeti ile İspanya Krallığı; İki ülke arasındaki dostane ilişkileri arttırmak ve kültür ve eğitim alanlarında ikili işbirliğinin gelişmesine katkıda bulunmak arzusu ile, Türkiye Cumhuriyeti ile İspanya Krallığı arasında 28 Mart 1956 tarihinde imzalanmış olan Kültür Anlaşması hükümlerini ve özellikle Birinci Maddesini dikkate alarak, Her birinin ülkesinde Kültür Merkezleri kurulmasını ve bu Merkezlerin etkinliklerinin genel çerçevesini düzenleyen işbu Anlaşmanın yapılmasını kararlaştırmışlardır. Taraflar aşağıdaki hususlarda anlaşmışlardır: MADDE 1 1- İşbu Anlaşmanın hükümleri İspanya daki Türk halk Kültür Merkezleri ile Türkiye deki İspanyol halk Kültür Merkezleri (bundan böyle Merkezler olarak anılacaktır) için geçerli olacaktır. 2- Taraflar, karşılıklılık esasına dayalı olarak, Türkiye Cumhuriyeti nin Madrid de bir Kültür Merkezi ve İspanya Krallığı nın Cervantes Enstitüsü (Instituto Cervantes) adı altında İstanbul da bir Kültür Merkezi kurmaları hususunda anlaşmışlardır. 3- İleride, karşılıklı mutabakata dayalı olarak, her bir ülkede kurulabilecek ilave Merkez, işbu Anlaşmanın hükümlerine tabi olacaktır. MADDE 2 1- Merkezler etkinliklerini işbu Anlaşmanın hükümlerine uygun olarak yürüteceklerdir. İşbu Anlaşmada öngörülmeyen konularda Kabul Eden Devletin yasal mevzuatı uygulanacaktır. 2- Her bir Taraf, diğer tarafın Merkezlerine tam hukuki kişilik tanıyacaktır. MADDE 3 İki Tarafın Merkezleri, diğer ülkedeki kendi Büyükelçiliklerine bağlı olarak etkinlik göstereceklerdir.

259 MADDE 4 1- Kültür Merkezleri, iki Taraf arasında kültür, sanat, eğitim, bilim ve işitsel-görsel bilgi alanlarında işbirliğini arttırmaya ve kendi dil ve külinin öğretimi suretiyle daha iyi bir karşılıklı anlayışa katkıda bulunacaklardır. 2- Söz konusu amaçlar aşağıdaki etkinliklerin yapılmasıyla gerçekleştirilecektir: a) Ulusal dil, kültür ve uygarlık kurslarının ve her iki ülkenin dil öğretmenleri için ileri eğitim programlarının düzenlenmesi, b) Gönderen Tarafın kültürel, bilimsel ve sanatsal yaşamına ilişkin bilgi sağlanması, c) Eğitim, kültür ve bilimsel alanlarda konferans, kolokyum, sempozyum, seminer ve diğer etkinliklerin düzenlenmesi, d) Sergi, tiyatro gösterileri, konser ve diğer kültürel ve sanatsal etkinliklerin düzenlenmesi, e) Film ve diğer görsel-işitsel malzemenin gösterimi, f) Gönderen Tarafın önerisi üzerine ve Merkezlerin faaliyetleri çerçevesinde, araştırmacı, yazar, gazeteci, akademisyen ve sanatçı ziyaretlerinin düzenlenmesi, g) Kitap, gazete, dergi, disk, kaset, CD-ROM, slayt, film vb. kültürel, eğitsel, bilimsel ve sanatsal nitelikli görsel-işitsel malzemenin dağıtımı veya ödünç verilmesi amacıyla kütüphane ve okuma odaları oluşturulması, h) Tarafların kültürel, bilimsel ve sanatsal hayatı ve uygarlık ve kültür mirası hakkında bilgi sağlanması. 3- Merkezler, Tarafların önceden anlaşmaları kaydıyla, benzeri diğer etkinlikleri düzenleyebilirler. 4- İşbu Anlaşmanın hükümlerine uygun olarak Merkezler, Kabul Eden Tarafın yasal mevzuatına uygun olması koşuluyla, kendi binaları dışında da bu Maddede öngörülen etkinlikleri düzenleyebilirler ve bu amaçla başka yerleri de kullanabilirler. MADDE 5 Merkezler, Kabul Eden Tarafın yasal mevzuatına uygun olması şartıyla, görevlerini ve Dördüncü Maddede yer alan etkinlikleri yerine getirmeye katkıda bulunabilecek kamu kurumları, yerel makamlar, sanat dernekleri, sosyal kuruluşlar, bireyler ve benzeri diğer kamu ve özel kuruluşlarla işbirliği yapabilir ve etkinlikler düzenleyebilirler. MADDE 6 Kabul eden Taraf, işbu Anlaşma hükümleri uyarınca kurulan Merkezler için uygun binaların bulunması amacıyla Gönderen Tarafa yardımcı olacaktır. MADDE 7 1- Bahse konu görev ve amaçların azami ölçüde gerçekleştirilmesini teminen Tarafların yetkili kurum ve kuruluşları, ülkelerindeki Merkezlerin etkinlikleri için yardımda bulunacaklardır. 2- Her bir Taraf, karşılıklılık ilkesi temeline dayalı olarak ve yasal mevzuatı çerçevesinde, Merkezlerin ülkedeki etkinlikleri ve görevlerini yerine getirmeleri için gerekli kolaylığı gösterecektir. MADDE 8 1- Merkezler, faaliyetlerini icra ederken, hiçbir şekilde ticari ve sınai nitelikte kâr amacı güden etkinliklerde bulunmayacaklardır. 2- Bununla birlikte, Merkezler, işbu Anlaşma çerçevesinde ve Kabul Eden Tarafın yasalarına uygun olarak: a) Düzenlenecek dil kursları ve kültürel etkinlikler ile sergiler ve işbu Anlaşma çerçevesinde yapılabilecek etkinliklerle doğrudan bağlantılı hizmetler için kayıt ve katılım ücreti tahsil edebilirler, b) Etkinlikleriyle bağlantılı katalog, afiş, program, dergi ve diğer basılı malzemeler, disk, CD-ROM, görsel-işitsel ve eğitsel vb. malzeme satışı yapabilirler.

260 MADDE 9 1- Her Merkez bir Müdür tarafından idare edilecektir. Gönderen Tarafça, Diplomatik veya Konsolosluk Temsilciliği mensubu olarak atanması durumunda Müdür bu tür görevlilere tanınan ayrıcalık ve bağışıklıklardan yararlanacaktır. 2- Gönderen Taraf, Kültür Merkezinin her bir personelin, hangi uyruktan olursa olsun, göreve alınması, kesin varış ve ayrılış ile göreve başlama ve görevden ayrılma tarihleri hakkında Kabul Eden Tarafa bilgi verecektir. 3- Taraflar, Gönderen Tarafın Merkezlerinde görevli personel ve bunların aile mensupları için gereken vize ve izinlerin mümkün olduğunca süratle verilmesini kolaylaştıracaklardır. Ülkeye İlk gelişlerinde ev eşyalarının girişinde de kolaylık sağlayacaklardır. MADDE Kabul Eden Taraf, kendi yasal mevzuatına uygun olarak, Dördüncü Maddede belirtilen etkinliklerle ilgili aşağıdaki eşya ve malların, Katma Değer Vergisi hariç, tüm gümrük vergileri ve harçlardan bağışık olarak ithaline izin verir: a) Merkezin faaliyete geçmesinden itibaren altı ay içinde ithal edilmesi şartıyla, Merkezlerin etkinlikleri için gerekli büro malzemesi ve mobilya, b) Katalog, afiş, program, kitap, film, plak, CD-ROM, eğitsel ve görsel-işitsel malzeme. 2- Sekizinci maddede belirtilen hususlar hariç olmak üzere söz konusu malzemeler, Kabul Eden Tarafın yetkili kurumlarınca belirlenen koşullar dışında satılamaz veya kiralanamaz. MADDE 11 İşbu Anlaşmanın yorumlanması veya uygulanmasıyla ilgili sorunlar, Taraflarca aksine bir mutabakata varılmadığı takdirde, diplomatik yollardan çözülür. MADDE İşbu Anlaşma, Tarafların yasal onay sürecini tamamladıklarına dair en son bildirimin, diplomatik kanallardan diğer Tarafa iletildiği tarihte yürürlüğe girecek ve Taraflardan birinin Anlaşmayı sona erdirme talebini, altı ay önce yazılı olarak diğer Tarafa iletmediği sürece yürürlükte kalacaktır. 2- İşbu Anlaşmanın geçerliliğinin son bulması durumunda, yapılmaya başlanmış ancak Anlaşmanın son bulduğu tarihte tamamlanmamış etkinliklere ilişkin olarak Anlaşma hükümleri geçerliliğini koruyacaktır. İşbu Anlaşma, Ankara da 26 Nisan 2002 tarihinde ikişer orijinal nüsha olarak Türkçe, İspanyolca ve İngilizce dillerinde ve her üç metin aynı ölçüde geçerli olarak yapılmıştır. Yorumda uyuşmazlık olması halinde, İngilizce metin geçerli olacaktır. TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ADINA İSPANYA KRALLIĞI ADINA VAROL ÖZKOÇAK Büyükelçi Yurtdışı Tanıtma ve Kültür İşleri Genel Müdürü Dışişleri Bakanlığı MANUEL DE LA CAMARA İspanya Krallığı nın Ankara Büyükelçisi [R.G. 05 Mayıs ] Karar Sayısı : 2012/2983

261 8 Ekim 2010 tarihinde Ankara da imzalanan ve 12/1/2012 tarihli ve 6267 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ekli Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Çin Halk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında İkili Ticari ve Ekonomik İşbirliğinin Geliştirilmesi ve Derinleştirilmesine İlişkin Çerçeve Anlaşması nın onaylanması; Dışişleri Bakanlığının 21/2/2012 tarihli ve HUM/ sayılı yazısı üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu nca 16/3/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ Başbakan Yardımcısı A. BABACAN Ö. DİNÇER B. BOZDAĞ Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı V.Başbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN E. BAĞIŞ N. ERGÜN Adalet Bakanı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar BakanıGençlik ve Spor Bakanı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Gümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı C. YILMAZ F. ŞAHİN M. ŞİMŞEK Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V.Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim BakanıMilli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE ÇİN HALK CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ARASINDA İKİLİ TİCARİ VE EKONOMİK İŞBİRLİĞİNİN GELİŞTİRİLMESİ VE DERİNLEŞTİRİLMESİNE İLİŞKİN ÇERÇEVE ANLAŞMASI Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Çin Halk Cumhuriyeti Hükümeti (bundan sonra Taraflar olarak adlandırılacaktır), Taraflar arasındaki ticari ilişkilerin teşviki ve ekonomik işbirliğinin geliştirilmesi yönündeki isteklerin ifade edildiği, 1981 yılında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Çin Halk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında imzalanan Ticaret Protokolünü ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Çin Halk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında imzalanan Ekonomik, Sınaî ve Teknik İşbirliği Anlaşmasını, 1990 yılında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Çin Halk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında imzalanan Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşmasını, 2000 yılında Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Çin Halk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında imzalanan Enerji Sektöründe Ekonomik ve Teknik İşbirliğine İlişkin

262 Çerçeve Protokolünü, 2006 yılında Türkiye Cumhuriyeti Dış Ticaret Müsteşarlığı ile Çin Halk Cumhuriyeti Hükümeti Çin Ticaret Bakanlığı Arasında imzalanan Ekonomik İlişkilerin ve İkili Ticaretin Geliştirilmesi ve Teşvikine İlişkin Mutabakat Zaptını dikkate alarak; Halihazırda devam eden finansal krizin, iki ülke ekonomisi ile ikili ticaret ve ekonomik işbirliği üzerindeki olumsuz etkilerini göz önünde bulundurarak; Gelişmekte olan ikili ticaret ile ekonomik işbirliğinin büyük potansiyelini dikkate alarak; Ticari ve ekonomik işbirliğinin geliştirilmesi ve derinleştirilmesi, işbirliği düzeyinin artırılması ve her iki ülke de güvenilir ve sürdürülebilir sosyo-ekonomik kalkınmanın geliştirilmesi niyetiyle, ikili ticarette bir denge oluşturmanın daha güçlü ve uzun vadeli ekonomik işbirliği için önemli olduğunu kabul ederek, Aşağıdaki hususlarda mutabık kalmışlardır: MADDE 1 İki ülkenin karşılaştırmalı üstünlükleri ve ekonomik tamamlayıcılıkları göz önünde bulundurarak; Taraflar, ekonomik ve ticari işbirliğini geliştirmeye, iki ülkenin iş çevrelerini karşılıklı yatırımların artırılması ve teşviki için desteklemeye, teknik değişim ve işbirliğini güçlendirmeye ve aşağıda yer alan alanlara öncelik vermeye karar vermişlerdir: 1. Demiryolları, elektrik, havaalanları, limanlar, yollar ve otoyollar, köprüler ile telekomünikasyonu içeren kamu hizmetleri ve altyapı inşaatı; 2. Tekstil Sanayi; 3. Turizm; 4. Ticaret tanıtım etkinlikleri; 5. Küçük ve orta ölçekli firmalar arasında deneyim paylaşımı ve işbirliği; 6. Maden kaynakları; 7. Enerji; 8. Metalürji, makine, ulaşım ekipmanları ile araç ve parçaları, elektronik, ekipman takımlarını ve hafif sanayiyi içeren imalat; 9. Taraflarca mutabık kalınan diğer alanlar. MADDE 2 İkili ticari ve ekonomik işbirliğinin ve işbirliği düzeyinin artırılmasına katkı sağlayan teknik müşavirlik ve altyapı alanlarındaki işbirliğinin, iki Tarafın da çıkarına olduğunu göz önünde bulundurarak ve iki ülkenin iş çevreleri arasında sağlam bir işbirliği temeline duyulan güçlü istek ve acil ihtiyacın farkında olarak, Taraflar, bu amaç için ilgili finans ve sigorta kuruluşlarını gerekli finansman ve sigorta desteğini sağlamak için teşvik etmek hususunda mutabakat sağlamışlardır. MADDE 3 Taraflar, Ekonomik ve Ticari Kalkınma Orta ve Uzun Vadeli Programı'nın oluşturulmasının (bundan böyle Program olarak adlandırılacaktır.) ikili ticari ve ekonomik işbirliğinin düzenli ve dengeli gelişimine katkıda bulunduğunu ve krizin etkisini hafiflettiğini göz önünde tutarak, uygun bir zamanda Program'a ilişkin ortak bir çalışma başlatmayı kabul ederler. Bu kapsamda, Taraflar, Türk-Çin Ortak Ekonomik ve Ticaret Komisyonu çatısı altında Genel Müdür düzeyinde bir Çalışma Grubu kurulmasını teyit ederler. Çalışma Grubu, iki tarafın ilgili kurumlarından oluşur ve iki ülkedeki ekonomik kalkınma ile sanayi ve ticarete ilişkin güçlü yönleri, ticari ve ekonomik işbirliğinin mevcut durumunu, var olan sorunları, kalkınma potansiyellerini ve orta ve uzun vade kalkınma yön ve hedeflerini, Türk-Çin ticari ve ekonomik işbirliğinin daha da geliştirilmesi ve orta ve uzun vade kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesi için politika önerilerini çalışmakla sorumludur. MADDE 4

263 Taraflar, ticaret ve yatırım sergileri, ticaret heyetleri, fuarlar, seminerler ve diğer ticari tanıtım faaliyetleri organize etmek için her iki ülkenin sanayi ve iş çevrelerini teşvik edecek, bu amaçla karşılıklı kolaylıklar sağlayacaktır. MADDE 5 Taraflar, ikili ticarette ortaya çıkan sorunlarda olumlu bir tutum sergilemeyi ve sorunları çözmeyi taahhüt eder. Taraflar, iki ülkenin ilgili sektörlerini değişim ve diyalog mekanizmaları oluşturmaya ve ikili ticarette var olan sorunları işbirliği yoluyla çözmeye teşvik etmeyi taahhüt eder. Ancak, bu hüküm Tarafların ilgili DTÖ Anlaşmaları kapsamındaki haklarını kullanmalarını engelleyecek şekilde yorumlanamaz. MADDE 6 Taraflar, mesleki eğitim ve insan kaynakları gelişiminde mübadele ve işbirliğini güçlendirmeyi kabul ederler. MADDE 7 Taraflar, ilgili kanunlarına bağlı olarak, yukarıda belirtilen ticari ve ekonomik işbirliği için vize ve oturma izni verilmesi gibi alanlarda kolaylık ve uygunluk sağlamayı taahhüt ederler. MADDE 8 İşbu Çerçeve Anlaşma, Tarafların, diplomatik kanallardan, yürürlüğe giriş için iç hukuki gerekliliklerin tamamlandığını belirten yazılı bildirim mektubu tarihinde geçerlilik kazanır. İşbu Anlaşma on yıl süre ile yürürlükte kalacak ve Taraflardan birisi, yürürlük süresinin bitiminden en az altı ay önce Anlaşmanın feshini yazılı olarak bildirmedikçe, yürürlük süresi on yıl süresince kendiliğinden uzatılacaktır. İşbu Çerçeve Anlaşma'nın herhangi bir tadili ya da sona ermesi, imzalanmış sözleşmelerin ve tamamlanması gereken projelerin geçerliliğini etkilemez. İşbu Anlaşma iki kopya halinde, 8 Ekim 2010 tarihinde Ankara'da her biri İngilizce, Türkçe ve Çince dillerinde, her üçü de eşit derecede muteber olmak üzere ve Tarafların orijinal metinden bir takımı muhafaza edeceği şekilde yapılmıştır. Metnin yorumunda farklılık bulunması halinde İngilizce metin esastır. TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ADINA ZAFER ÇAĞLAYAN DEVLET BAKANI ÇİN HALK CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ ADINA CHEN DEMING TİCARET BAKANI [R.G. 05 Mayıs ] YÖNETMELİK Karar Sayısı : 2012/3073 Ekli Ulusal ve Resmi Bayramlar ile Mahalli Kurtuluş Günleri, Atatürk Günleri ve Tarihi Günlerde Yapılacak Tören ve Kutlamalar Yönetmeliği nin yürürlüğe konulması; Bakanlar Kurulu nca 16/4/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır.

264 Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı B. BOZDAĞ Başbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN F. ÇELİK N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği Bakanı V.Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Ekonomi Bakanı V. C. YILMAZ Dışişleri Bakanı T. YILDIZ E. BAYRAKTAR R. AKDAĞ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor Bakanı V. Hayvancılık Bakanı V.Gümrük ve Ticaret Bakanı H. YAZICI Gıda, Tarım İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı ve C. YILMAZ F. ŞAHİN M. ŞİMŞEK Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V. Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim BakanıMilli Savunma Bakanı Orman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı ULUSAL VE RESMİ BAYRAMLAR İLE MAHALLİ KURTULUŞ GÜNLERİ, ATATÜRK GÜNLERİ VE TARİHİ GÜNLERDE YAPILACAK TÖREN VE KUTLAMALAR YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Genel İlkeler Amaç ve kapsam MADDE 1 (1) Bu Yönetmelik; ulusal bayram Cumhuriyet Bayramı ve resmi bayramlar Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Atatürk ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı, Zafer Bayramı ile mahalli kurtuluş günleri, Atatürk günleri ve tarihi günlerin kutlanmasını sağlamak amacıyla yapılacak törenleri kapsar. Tören ve kutlama ilkeleri MADDE 2 (1) Cumhurbaşkanının bulunduğu taşra tören ve kutlamalarında Başkent programı uygulanır. (2) Dış temsilciliklerimizde yapılacak tören ve kutlamalar, Dışişleri Bakanlığı Protokol Genel Müdürlüğünce verilecek talimata göre düzenlenir. (3) Merkezinde birden fazla ilçe bulunan illerde ve bu ilçelerde kutlamalar, il kutlama komitesinin hazırlayacağı programa göre yapılır. (4) Başkent dışında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Başbakan veya Bakanların törene katılması durumunda;

265 a) Cumhuriyet Bayramı ve Zafer Bayramı tebrikatını, mahalli mülki amir ile birlikte kabul eder ve önde yer alırlar. b) Şeref tribününde mahalli mülki amirden önce yer alırlar; bu durumda ekli (1) sayılı listede yer alan kişilere şeref tribününün durumuna göre mahalli mülki amir, garnizon komutanı ve belediye başkanından sonra sıra ile yer verilir. c) Tören geçişini mahalli mülki amir, garnizon komutanı ve belediye başkanı ile birlikte şeref tribününde ayakta kabul ederek selamlar; Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı ile Başbakanın katılmadığı, birden fazla Bakanın bulunduğu durumlarda Resmi Gazetedeki Bakanlar Kurulu listesinde önde olan Bakan selamlamaya katılır. ç) Tensipleri halinde çelenkleri mülki idare amiri, garnizon komutanı ve belediye başkanı ile diğerlerinden önce konulur. (5) Çelenkler, bayramın bitim saatinde ilgili kurumun mensupları tarafından tören yapılmadan kaldırılır. Aksi halde belediye görevlileri veya kolluk tarafından tören yapılmadan kaldırılır. (6) Bayramların dışında anıtlara çelenk koymak isteyen kuruluş, kişi veya kişi toplulukları kırksekiz saat önceden mülki idare amirinden izin almak zorundadır. İzin alınmadan konulduğu görülen çelenkler, kolluk tarafından kaldırılır. (7) Hava muhalefeti gibi zaruri hallerde, bayram programının bir kısmının veya tamamının en kısa sürede yapılmak üzere ertelenmesine mülki idare amirince karar verilir. (8) Bayramın başlangıç ve bitiş saatleri arasında resmi kurumlar bayraklarla donatılır. (9) Yönetmelikte yer almayan hususlarda mülki idare amirince gerekli düzenlemeler yapılır. Tören ve kutlama komitelerinin oluşumu ve görevleri MADDE 3 (1) Başkentte; a) Cumhuriyet Bayramı törenleri programının hazırlanması ve uygulanması Dışişleri Bakanlığı Protokol Genel Müdürlüğünce, İçişleri Bakanlığıyla koordine edilerek yürütülür. b) Zafer Bayramı törenleri, Dışişleri Bakanlığı Protokol Genel Müdürlüğünce, Genelkurmay Başkanlığıyla koordine edilerek yürütülür. (2) İl ve ilçelerde ulusal bayram, resmi bayramlar, mahalli kurtuluş günleri, Atatürk günleri ve diğer tarihi günlerin kutlanması, vali veya görevlendireceği vali yardımcısı veya kaymakamın başkanlığında; garnizon komutanlığı, belediye başkanlığı, emniyet müdürlüğü, milli eğitim müdürlüğü, gençlik hizmetleri ve spor müdürlüğü ile mülki idare amirince uygun görülecek diğer kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin katılımıyla oluşan komite tarafından düzenlenir. (3) Tören ve kutlama programı illerde valinin, ilçelerde kaymakamın onayı ile yürürlüğe girer. (4) Tören ve kutlama komitelerinin görev ve yetkileri şunlardır: a) Ulusal bayram, resmi bayram ve tarihi günlerin anlam ve önemine uygun ve halkın azami derecede katılımını ve coşku ile kutlanmasını sağlayacak ve milli onur gereklerine uygun tören ve kutlama programlarını hazırlamak ve uygulanacak genel esasları belirlemek. b) Kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarının bu konuda yapacakları faaliyet ve hizmetlerde koordinasyon ve birliği sağlamak. İKİNCİ BÖLÜM Ulusal Bayram Cumhuriyet Bayramı törenleri MADDE 4 (1) Cumhuriyetin ilan edildiği 29 Ekim günü ulusal bayramdır. Türkiye nin içinde ve dışında Devlet adına yalnız 29 Ekim günü tören yapılır. Bayram 28 Ekim günü saat te Başkentte yapılan yirmibir pâre top atışı ile başlar ve 29 Ekim günü saat te son bulur. (2) Cumhuriyet Bayramı törenleri aşağıdaki şekilde uygulanır:

266 a) Başkentte Cumhuriyet Bayramı törenleri: 1) Anıtkabir e Cumhurbaşkanı tarafından çelenk konulur ve İstiklal Marşı ile birlikte bayrak göndere çekilir. 2) Cumhurbaşkanı tarafından Cumhurbaşkanlığında tebrikat kabul edilir. 3) Cumhurbaşkanı tarafından törene katılanların ve halkın bayramı kutlanır. 4) İstiklal Marşı ile bayrağın göndere çekilmesini müteakip tören geçişi ve programda yer alan diğer faaliyetler uygulanır. 5) Cumhuriyet Bayramı resepsiyonu Cumhurbaşkanı tarafından verilir. b) Başkent dışında Cumhuriyet Bayramı törenleri: 1) Atatürk anıt veya büstüne mülki idare amiri, garnizon komutanı ve belediye başkanı tarafından çelenk konulur. Mahallin en büyük mülki idare amirliğine ait çelenk anıtın alt kaidesinin tam ortasına, Türk Silahlı Kuvvetlerine ait çelenk onun sağına, belediyeye ait çelenk ise soluna konulur. Çelenk konulduktan sonra İstiklal Marşı ile birlikte bayrak göndere çekilir. 2) Mülki idare amiri tarafından tebrikat, ekli (1) sayılı listede yer alan sıraya göre makamında kabul edilir. 3) Mülki idare amiri tarafından, beraberinde garnizon komutanı ve belediye başkanı olduğu halde, törene katılanların ve halkın bayramı kutlanır, İstiklal Marşı ile birlikte bayrak göndere çekilir. 4) Mülki idare amiri tarafından bayramın anlam ve önemini belirten konuşma yapılır. 5) Tören geçişi mülki idare amiri, garnizon komutanı ve belediye başkanı tarafından şeref tribününden selamlanır. 6) Programda yer alan diğer faaliyetler uygulanır. 7) Cumhuriyet Bayramı resepsiyonu vali tarafından verilir. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Resmi Bayramlar Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı törenleri MADDE 5 (1) Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 23 Nisan günü saat de başlar ve saat te son bulur. (2) Milli Eğitim Bakanı, günün anlam ve önemini belirten mesajını medya aracılığıyla bildirir. (3) Milli Eğitim Bakanı bir il törenine katılır. (4) Atatürk anıt veya büstüne milli eğitim müdürlüğü tarafından çelenk konulur. Çelenk konulduktan sonra İstiklal Marşı ile birlikte bayrak göndere çekilir. (5) Kutlama komitelerince hazırlanan programda yer alan diğer faaliyetler uygulanır. Programda tören geçişi ve tebrikata yer verilmez. Atatürk ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı törenleri MADDE 6 (1) Atatürk ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı 19 Mayıs günü, Atatürk ün 19 Mayıs 1919 da Samsun da karaya çıktığı saat olan de başlar ve saat te son bulur. (2) Gençlik ve Spor Bakanı, günün anlam ve önemini belirten mesajını medya aracılığıyla bildirir. (3) Gençlik ve Spor Bakanı bir il törenine katılır. (4) Atatürk anıt veya büstüne gençlik hizmetleri ve spor müdürlüğü, bulunmaması halinde mülki amirin görevlendireceği bir müdürlük tarafından çelenk konulur. Çelenk konulduktan sonra İstiklal Marşı ile birlikte bayrak göndere çekilir. (5) Kutlama komitelerince hazırlanan programda yer alan diğer faaliyetler uygulanır. Programda tören geçişi ve tebrikata yer verilmez. Zafer Bayramı törenleri

267 MADDE 7 (1) Zafer Bayramı, 30 Ağustos günü saat de başlar ve saat te son bulur. Saat de Başkentte yirmibir pâre top atışı yapılır. (2) Zafer Bayramı törenleri aşağıdaki şekilde uygulanır: a) Başkentte Zafer Bayramı törenleri: 1) Anıtkabir e Cumhurbaşkanı tarafından çelenk konulur ve İstiklal Marşı ile birlikte bayrak göndere çekilir. 2) Cumhurbaşkanı tarafından Cumhurbaşkanlığında tebrikat kabul edilir. 3) Cumhurbaşkanı tarafından törene katılanların ve halkın bayramı kutlanır. 4) İstiklal Marşı ile birlikte bayrağın göndere çekilmesini müteakip tören geçişi ve programda yer alan diğer faaliyetler uygulanır. 5) Zafer Bayramı resepsiyonu Cumhurbaşkanı tarafından verilir. b) Başkent dışında Zafer Bayramı törenleri: 1) Atatürk anıt veya büstüne mülki idare amiri, garnizon komutanı ve belediye başkanı tarafından çelenk konulur. Mahallin en büyük mülki amirliğine ait çelenk anıtın alt kaidesinin tam ortasına, Türk Silahlı Kuvvetlerine ait çelenk onun sağına, belediyeye ait çelenk ise soluna konulur. Çelenk konulduktan sonra İstiklal Marşı ile birlikte bayrak göndere çekilir. 2) Mülki idare amiri beraberinde garnizon komutanı ve belediye başkanı olduğu halde tebrikatı, ekli (1) sayılı listede yer alan sıraya göre makamında kabul eder. 3) Mülki idare amiri tarafından, beraberinde garnizon komutanı ve belediye başkanı olduğu halde, törene katılanların ve halkın bayramı kutlanır, İstiklal Marşı ile birlikte bayrak göndere çekilir. 4) Tören geçişi mülki idare amiri, garnizon komutanı ve belediye başkanı tarafından şeref tribününden selamlanır. 5) Programda yer alan diğer faaliyetler uygulanır. 6) Zafer Bayramı resepsiyonu vali tarafından verilir. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Tarihi Günler Mahalli kurtuluş günleri, Atatürk günleri ve diğer tarihi günler MADDE 8 (1) Mahalli kurtuluş günleri, Atatürk günleri ve diğer tarihi günlerin kutlama faaliyetleri; Başkentte Ankara Valiliği, Başkent dışında valilikler ve kaymakamlıklarca oluşturulacak kutlama komiteleri tarafından belirlenir. Programda, günün anlam ve önemine uygun olarak yapılacak bilimsel toplantı, konferans, sergi, yarışma, tiyatro, halk oyunları, gösteriler ve konser gibi faaliyetler yer alır. Programda tören geçişi ve tebrikata yer verilmez. BEŞİNCİ BÖLÜM Son Hükümler Tereddütlerin giderilmesi MADDE 9 (1) Bu Yönetmeliğin uygulanmasında ortaya çıkabilecek tereddütlerin giderilmesinde; Başkentteki tören ve kutlamalarda Dışişleri Bakanlığı, Başkent dışındaki tören ve kutlamalarda İçişleri Bakanlığı yetkilidir. Yürürlükten kaldırılan yönetmelikler MADDE 10 (1) 14/8/1981 tarihli ve 8/3456 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Ulusal ve Resmi Bayramlarda Yapılacak Törenler Yönetmeliği, 3/3/1982 tarihli ve 8/4400 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Mahalli Kurtuluş Günleri, Atatürk Günleri ve Tarihi Günlerde Yapılacak Törenler Yönetmeliği ve 4/9/1973 tarihli ve 7/7058 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Resmi Bayramlar ve Anma Günlerinde Anıtlara Konulacak Çelenklerin Hazırlanma, Taşınma ve Sunulması Hakkında Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır. Yürürlük MADDE 11 (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

268 Yürütme MADDE 12 (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. (1) SAYILI LİSTE BAŞKENT DIŞINDAKİ İLLERDE TEBRİKATA GİRİŞ SIRASI 1. TBMM üyeleri 2. Mahallin en büyük komutanı, general ve amiraller, garnizon komutanı 3. Büyükşehir belediye başkanı, bakan yardımcısı, il belediye başkanı 4. Cumhuriyet başsavcısı, adli yargı adalet komisyonu başkanı, bölge adliye ve bölge idare mahkemesi başkanları, bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet başsavcısı, idare ve vergi mahkemeleri başkanları, üniversite rektörleri, baro başkanı 5. Vali yardımcıları, kaymakamlar, il genel kolluğunun en üst amirleri, il genel meclisi başkanı ile ilçe belediye başkanları 6. Rektör yardımcıları, fakülte dekanları, enstitü ve yüksekokul müdürleri 7. Genel ve özel bütçeli kuruluşların üst yöneticileri 8. Valilikçe belirlenecek sayıda, garnizon komutanınca tespit edilecek silahlı kuvvetler mensupları 9. Hakimler, savcılar, noter odası başkanı 10. İktidar partisi, ana muhalefet partisi ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan diğer partilerin (alfabetik sıraya göre) il başkanları 11. Dekan yardımcıları, enstitü ve yüksekokul müdür yardımcıları 12. Resmî Gazetedeki Bakanlar Kurulu listesindeki sıraya göre bakanlıkların bölge ve il teşkilatındaki amir, başkan ve müdürleri, il milli eğitim müdürlüğünce belirlenecek ilköğretim ve ortaöğretim okul müdürleri 13. Kamu bankalarının müdürleri, KİT ve TRT üst yöneticileri 14. Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunmayan siyasi partilerin il başkanları (alfabetik sıraya göre) 15. İl genel meclisi ve belediye meclisi üyeleri 16. O yerdeki mesleki kuruluşlar ve en fazla üyeye sahip basın kuruluşunun temsilcileri 17. Özel banka müdürleri 18. Kamu yararına çalışan dernek başkanları NOT: 1. Başkent protokol listesinde yer alan kişilerin ilde bulunması halinde bunların yeri mülki idare amirince Başkent protokolü esas alınarak belirlenir. 2. İlçelerde tebrikata giriş sırası ildeki sıraya göre belirlenir. [R.G. 05 Mayıs ] TEBLİĞLER Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: İŞKOLU TESPİT KARARI Karar No : 2012/22 İşyeri : Dikili Jeotermal Gıda Turizm Tekstil Tic. ve San. A. Ş. İsmetpaşa Mah. Ş. Sami Akbulut Cad. No: 48/1 Dikili/İZMİR (merkez) Tespiti İsteyen : Genel-İş Sendikası

269 İnceleme : Dikili Jeotermal Gıda Turizm Tekstil Tic. ve San. A.Ş. de Bakanlığımızca yapılan incelemede; merkez işyeri İsmetpaşa Mah. Ş. Sami Akbulut Cad. No: 48/1 Dikili/İZMİR adresinde faaliyet gösteren adı geçen şirket tarafından yapılan asıl işin, jeotermal kuyularından elde edilen doğal suların, şehir içinde ısıtma amaçlı olarak meskenlere ve işyerlerine dağıtımı işi olduğu, Kaynarca, Barışkent ve Şehir içi ısı merkezlerinde bulunan tesislerin teknik bakım, onarım ve inşaat işleri ile garaj ve büroda yapılan işlerin ise asıl işe yardımcı işler olması nedeniyle, İşkolları Tüzüğü'nün 16 sıra numaralı Enerji işkolunda, İsmetpaşa Mah. Burmalı Çeşme Mevkii No: 21 Dikili/İZMİR adresinde bulunan fırın işyerinde ekmek üretiminin yapılması nedeniyle, İşkolları Tüzüğü'nün 04 sıra numaralı Gıda işkolunda, Dikili Belediyesi içerisindeki birimlerde temizlik, evrak dağıtım ve toplama v.b. büro işlerinin yapılması nedeniyle, İşkolları Tüzüğü'nün 17 sıra numaralı Ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar işkolunda, yer aldıkları tespit edilmiştir. Karar : Yapılan bu tespitlerin Resmî Gazete de yayımlanmasına 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 4 üncü maddesi gereğince karar verilmiştir. R.G. 05 Mayıs ] Maliye Bakanlığından: KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 6) Bu Tebliğde, 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun1 uygulanmasına ilişkin açıklamalara yer verilmiş olup 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde2 ilgili bölümler itibarıyla aşağıdaki değişiklikler yapılmıştır Kamu idare ve kuruluşları tarafından genel insan ve hayvan sağlığını korumak ve tedavi etmek amacıyla işletilen kuruluşlar başlıklı bölümün sonuna aşağıdaki paragraflar eklenmiştir sayılı Kanunla3 anılan bende eklenen parantez içi hüküm uyarınca söz konusu muafiyet kapsamına giren kuruluşlardan sağlık hizmeti sunanların teşhis ve tedaviye yönelik olarak birbirlerine yapacakları mal ve hizmet satışları bu muafiyeti ortadan kaldırmayacaktır. Böylelikle, kamu idare ve kuruluşlarına bağlı sağlık kuruluşlarının ihtiyaç fazlası mallarının birbirleri arasında devri veya mevcut kapasiteleri çerçevesinde arz edilebilecek hizmetlerinden birbirlerini yararlandırmaları muafiyeti etkilemeyecektir sayılı Kanun4 ile değiştirilen parantez içi hüküm uyarınca, sadece Sağlık Bakanlığına bağlı hastane, klinik, dispanser, sanatoryum gibi kurum ve kuruluşlar tarafından Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemleri de söz konusu muafiyeti etkilemeyecektir. Bu kapsamda, Sağlık Bakanlığına bağlı anılan kurum ve kuruluşlar tarafından kuru mülkiyet kiralaması veya belli bir süreyle işletme hakkının devredilmesi (kantin kiralaması vb.) muafiyeti ortadan kaldırmayacaktır Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Özelleştirme Fonu, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ve Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü başlıklı bölüm başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Özelleştirme Fonu, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ve 5602 sayılı Kanunun 3 üncü maddesiyle tanımlanan ilgili kurum ve kuruluşlar Kurumlar Vergisi Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Özelleştirme Fonu, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ve şans

270 oyunları lisans veya işletim haklarını hasılattan pay verme karşılığında devralan kurumlar hariç 14/3/2007 tarihli ve 5602 sayılı Şans Oyunları Hasılatından Alınan Vergi, Fon ve Payların Düzenlenmesi Hakkında Kanunun5 3 üncü maddesinde tanımlanan ilgili kurum ve kuruluşlar kurumlar vergisinden muaf tutulmuştur. Toplu Konut İdaresi Başkanlığının konut tedariki ile ilgili iktisadi işletmeleri de muafiyet kapsamındadır Kredi teminatı sağlamak üzere kurulmuş olan kurumlar başlıklı bölüm aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Yabancı ülkeler veya uluslararası finans kuruluşları ile yapılan malî ve teknik işbirliği anlaşmaları çerçevesinde yalnızca kredi teminatı sağlamak üzere kurulmuş olup bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları teminat sorumluluk fonlarına ekleyen ve sahip oldukları fonları ortaklarına dağıtmaksızın kredi sağlayan banka ve kuruluşlara yatıran kurumlar, Kurumlar Vergisi Kanununun 6009 sayılı Kanunun 43 üncü maddesi ile değiştirilen 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (l) bendi kapsamında kurumlar vergisinden muaf tutulmuştur. Söz konusu kurumun statüsü, muafiyetten yararlanma açısından önem arz etmemektedir. Bu kurumun, Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde yazılı kurumlar arasında yer alması yeterlidir. Ancak, sözü edilen kurumların, kuruluş sözleşmelerinde yalnızca kredi teminatı sağlamak üzere kuruldukları ve faaliyetlerini bu çerçevede sürdürecekleri, ortaklara kâr payı dağıtmayacakları açıkça yazılı olacaktır. Yukarıda açıklanan şekilde kurulan bu kurumların anılan muafiyetten yararlanabilmeleri için; Kurumun, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile yabancı ülkeler veya uluslararası finans kuruluşları arasında imzalanan mali ve teknik işbirliği anlaşmaları çerçevesinde faaliyette bulunmak üzere kurulmuş olması, Kurumun elde ettiği kazançların kanuni yükümlülüklerin yerine getirilmesinden sonra kalan tutarının tamamının teminat sorumluluk fonuna eklenmesi, Teminat sorumluluk fonunun ortaklara dağıtılmaması, sadece kredi temininde teminat sağlamak için kullanılması, Teminat sorumluluk fonunun kredi sağlayan banka ve kuruluşlarda değerlendirilmesi şarttır. Diğer yandan, KOSGEB vb. kuruluşlar tarafından verilen mali yardımların temini maksadıyla teminat sağlanması da muafiyeti etkilemeyecektir Kurumlar Vergisi Kanununun yayım tarihinden sonra gerçekleşen satış işlemlerinde istisna uygulaması başlıklı bölümün birinci paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf eklenmiştir sayılı Kanunla6 25/2/2011 tarihinden itibaren uygulanmak üzere mevcut maddeye eklenen parantez içi hüküm gereği taşınmazların kaynak kuruluşlarca kira sertifikası ihracı amacıyla varlık kiralama şirketlerine satışı ile bu varlıkların varlık kiralama şirketlerince taşınmazın devralındığı kuruma satışından doğan kazançların tamamı vergiden istisna edilebilecektir İki tam yıl süre ile aktifte bulundurulma başlıklı bölümün sonuna aşağıdaki paragraf eklenmiştir sayılı Kanunla 25/2/2011 tarihinden itibaren uygulanmak üzere mevcut maddeye eklenen parantez içi hüküm gereği taşınmazların; kaynak kuruluşlarca kira sertifikası ihracı amacıyla varlık kiralama şirketlerine satışı ile bu varlıkların varlık kiralama şirketlerince taşınmazın devralındığı kuruma satışında, en az iki tam yıl süreyle aktifte bulundurma şartı aranmayacaktır Yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazançlarda istisna başlıklı bölümün üçüncü paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraf ile Türkiye deki merkez genel giderlerinden yurt

271 dışında yapılan inşaat işlerine pay verilmesi başlıklı bölümden sonra gelmek üzere aşağıdaki bölüm eklenmiştir. Teknik hizmetler esas itibariyle inşaat, onarım ve montaj işleriyle ilgili olarak yürütülen planlama, projelendirme, mimarlık ve mühendislik, etüd, fizibilite, harita tasarım, metraj, keşif, idari ve teknik şartname ile ihale dosyası hazırlama, ihale değerlendirme, mesleki kontrollük, inşaat kontrollüğü, tasarım kontrollüğü, işletmeye alma danışmanlığı, proje ve yatırım yönetimi ve benzeri hizmetleri kapsamaktadır Yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazanç veya hasılatın Türkiye ye döviz olarak getirilmesi halinde doğacak kur farklarının durumu İstisna uygulamasında, yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerden sağlanan kazançların Türkiye ye getirilmesi şart değildir. Bu kazançlar, Türkiye ye getirilmese dahi istisna uygulamasına konu edilebilecektir. Öte yandan, bu kazançların Türkiye ye getirilmesi durumunda oluşacak kur farklarının ne şekilde değerlendirileceği aşağıda açıklanmıştır Yurt dışında tamamlanmış işlere ilişkin kazançların Türkiye ye getirilmesi halinde kur farklarının durumu İstisna uygulamasına konu olan ve yurt dışında yapılıp tamamlanan işlerden doğan kazancın Türkiye ye getirilmesi halinde, söz konusu yabancı paraların değerlemesinden kaynaklanan kur farklarının istisna kazançla ilişkilendirilmesi mümkün değildir Yurt dışında devam etmekte olan işlere ilişkin hasılatın Türkiye ye getirilmesi halinde kur farklarının durumu Yurt dışında yapılmakta olan işlerden elde edilen hasılatın Türkiye ye döviz olarak getirilmesi halinde, anılan işlerin tamamlandığı geçici vergilendirme dönemine kadar söz konusu yabancı paraların değerlemesinden kaynaklanan kur farkları istisna kapsamında değerlendirilebilecektir. Bununla birlikte söz konusu uygulamada yurt dışında gerçekleştirilen her bir işin bağımsız olarak değerlendirileceği tabiidir Kredi kooperatiflerinde risturn istisnası başlıklı bölümden sonra gelmek üzere aşağıdaki bölüm eklenmiş, sonraki bölüm numarası buna göre teselsül ettirilmiştir Tarımsal üretici birliklerinde risturn istinası 6009 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi ile yapılan düzenlemeye göre, 29/6/2004 tarihli ve 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanununa7 göre kurulan birliklerin üyeleri ile yaptıkları muameleler hakkında da risturnlara ilişkin hükümler uygulanır Yasal düzenleme başlıklı bölüm aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir sayılı Kanunun8 7 nci maddesi ile 12/3/2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 4691 sayılı Kanunun geçici 2 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Yönetici şirketlerin bu Kanun uygulaması kapsamında elde ettikleri kazançlar ile bölgede faaliyet gösteren gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, münhasıran bu bölgedeki yazılım ve Ar-Ge faaliyetlerinden elde ettikleri kazançları 31/12/2023 tarihine kadar gelir ve kurumlar vergisinden müstesnadır. Bölgede çalışan Ar-Ge ve destek personelinin bu görevleri ile ilgili ücretleri, 31/12/2023 tarihine kadar her türlü vergiden müstesnadır. Muafiyet kapsamındaki destek personeli sayısı Ar-Ge personeli sayısının yüzde onunu aşamaz. Yönetici şirket, ücreti gelir vergisi istisnasından yararlanan kişilerin bölgede fiilen çalışıp çalışmadığını denetler. Ancak, bölgelerde yer alan girişimcilerin yürüttükleri Ar-Ge projesi kapsamında çalışan Ar-Ge personelinin, bölgede yürüttüğü görevle ilgili olarak yönetici şirketin onayı ile bölge dışında geçirmesi gereken süreye ait ücretlerinin bir kısmı gelir vergisi kapsamı dışında tutulur.

272 Kapsam dışında tutulacak ücret miktarı, Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak hazırlanacak yönetmelikle belirlenir. Yönetici şirketin onayı ile bölge dışında geçirilen sürenin bölgede yürütülen görevle ilgili olmadığının tespit edilmesi halinde, ziyaa uğratılan vergi ve buna ilişkin cezalardan ilgili işletme sorumludur. Bu madde hükümleri TÜBİTAK-Marmara Araştırma Merkezi Teknoloji Serbest Bölgesi yönetici şirketi, bu bölgede faaliyet gösteren gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri ile bölgede çalışan araştırmacı, yazılımcı ve Ar-Ge personelinin bu görevleri ile ilgili ücretleri bakımından da uygulanır Yazılım ve Ar-Ge faaliyetlerinden elde edilen kazançlarda kurumlar vergisi istisnasının kapsamı ile İstisna uygulamasında süre başlıklı bölümlerdeki 31/12/2013 tarihi 31/12/2023 olarak, İstisna kapsamına giren faaliyetler başlıklı bölüm ise aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir sayılı Kanunun 1 inci maddesi ile 12/3/2011 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 4691 sayılı Kanundaki bazı tanımlar değiştirilmiş olup bu Kanunun uygulanmasında; Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge), araştırma ve geliştirme, kültür, insan ve toplumun bilgisinden oluşan bilgi dağarcığının artırılması ve bunun yazılım dahil yeni süreç, sistem ve uygulamalar tasarlamak üzere kullanılması için sistematik bir temelde yürütülen yaratıcı çalışmalar, Yazılım, bir bilgisayar, iletişim cihazı veya bilgi teknolojilerine dayalı bir diğer cihazın çalışmasını ve kendisine verilen verilerle ilgili gereken işlemleri yapmasını sağlayan komutlar dizisinin veya programların ve bunların kod listesini, işletim ve kullanım kılavuzlarını da içeren belgelerin, belli bir sistematik içinde, tasarlama, geliştirme şeklindeki ürün ve hizmetlerin tümü ile bu ürün ya da mal ve hizmetlerin lisanslama, kiralama ve tüm hakları ile devretme gibi teslim şekillerinin tümü olarak tanımlanmıştır Yasal düzenleme başlıklı bölüm aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir sayılı Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddeleri ile 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun 6 ncı maddesinde değişiklik yapılmış ve anılan Kanuna geçici 3 üncü madde eklenmiştir sayılı Kanunun9 4 üncü ve 7 nci maddeleri ile de 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun 6 ncı ve geçici 3 üncü maddesi hükümlerinde değişiklik yapılmıştır. Anılan hükümler aşağıdaki gibidir: Madde 6 Serbest bölgeler, Türkiye Gümrük Bölgesinin parçaları olmakla beraber; serbest dolaşımda olmayan eşyanın herhangi bir gümrük rejimine tabi tutulmaksızın ve serbest dolaşıma sokulmaksızın, gümrük mevzuatında öngörülen haller dışında kullanılmamak ya da tüketilmemek kaydıyla konulduğu, ithalat vergileri ile ticaret politikası önlemlerinin ve kambiyo mevzuatının uygulanması bakımından Türkiye Gümrük Bölgesi dışında olduğu kabul edilen ve serbest dolaşımdaki eşyanın bir serbest bölgeye konulması nedeniyle normal olarak eşyanın ihracına bağlı olanaklardan yararlandığı yerlerdir. Bu bölgelerde gümrük ve kambiyo mükellefiyetine dair mevzuat hükümleri uygulanmaz. Kullanıcıların tutmak zorunda oldukları defterler ile düzenleyecekleri belgelere ilişkin olarak, 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanununun hükümlerine bağımlı olmaksızın düzenleme yapmaya Maliye Bakanlığı yetkilidir. İşleticiler ve kullanıcılar yatırım ve üretim safhalarında Bakanlar Kurulunca belirlenecek vergi dışı teşviklerden yararlandırılabilir. Geçici Madde 3- Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu Kanuna göre kurulan serbest bölgelerde faaliyette bulunmak üzere ruhsat almış mükelleflerin; a) Bu bölgelerde gerçekleştirdikleri faaliyetleri dolayısıyla elde ettikleri kazançları, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla faaliyet ruhsatlarında belirtilen süre ile sınırlı

273 olmak üzere gelir veya kurumlar vergisinden müstesnadır. Bu istisnanın 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b) alt bendi kapsamında yapılacak tevkifata etkisi yoktur. b) Bu bölgelerde istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretler 31/12/2008 tarihine kadar gelir vergisinden müstesnadır. Ancak, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ruhsatlarında belirtilen süre 31/12/2008 tarihinden daha önceki bir tarihte sona eriyorsa, istisna uygulamasında ruhsatta yer alan sürenin bitiş tarihi dikkate alınır. c) Bu bölgelerde gerçekleştirdikleri faaliyetleri ile ilgili olarak yaptıkları işlemler 31/12/2008 tarihine kadar her türlü vergi, resim ve harçtan müstesnadır. Avrupa Birliğine tam üyeliğin gerçekleştiği tarihi içeren yılın vergilendirme döneminin sonuna kadar; a) Serbest bölgelerde üretim faaliyetinde bulunan mükelleflerin bu bölgelerde imal ettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri kazançları gelir veya kurumlar vergisinden müstesnadır. Bu istisnanın 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendinin (b) alt bendi ile 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 15 inci ve 30 uncu maddeleri uyarınca yapılacak tevkifata etkisi yoktur. b) Bu bölgelerde üretilen ürünlerin FOB bedelinin en az % 85'ini yurt dışına ihraç eden mükelleflerin istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretler gelir vergisinden müstesnadır. Bu oranı % 50'ye kadar indirmeye ve kanuni seviyesine kadar yükseltmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir. Yıllık satış tutarı bu oranın altında kalan mükelleflerden zamanında tahsil edilmeyen vergiler cezasız olarak, gecikme zammıyla birlikte tahsil edilir. c) Bu bölgelerde gerçekleştirilen faaliyetlerle ilgili olarak yapılan işlemler ve düzenlenen kağıtlar damga vergisi ve harçlardan müstesnadır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir sayılı Kanunla Serbest Bölgeler Kanununda yapılan değişiklikler 6/2/2004 tarih ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanarak, yayımlandığı tarih itibarıyla yürürlüğe girmiş bulunmaktadır sayılı Kanunda 5084 sayılı Kanunla yapılan düzenleme ile bölgelerde vergi mevzuatına ilişkin hükümlerin uygulanmasına başlanılmış, tam ve dar mükelleflerin bölgedeki gelir ve kurumlar vergisi muafiyeti sona ermiştir sayılı Kanuna 5084 sayılı Kanunun 9 uncu maddesiyle eklenen geçici 3 üncü madde ile de geçiş dönemine ilişkin istisna uygulaması düzenlenmiştir. 25/11/2008 tarih ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanan 5810 sayılı Kanunla Serbest Bölgeler Kanununun geçici 3 üncü maddesinde yapılan değişiklikler 1/1/2009 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde, 6 ncı maddesinde yapılan değişiklik de yayımlandığı tarih itibarıyla yürürlüğe girmiştir sayılı Kanunla yapılan değişiklikler, Tebliğin bu bölümünde yer alan kurumlar vergisi istisnasının uygulanmasına ilişkin açıklamalar açısından bir farklılık getirmemektedir Muallak hasar ve tazminat karşılıkları başlıklı bölümün dördüncü paragrafının son cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Muallak hasar ve tazminat karşılığının aktüeryal zincirleme merdiven metodu kullanılmak suretiyle hesaplanmasında, her bir branş için gerçek durumu en iyi yansıtan yöntemin belirlenmesi, Hazine Müsteşarlığının izni alınmadan bu yöntemin 3 yıl değiştirilmemesi ve negatif sonuç veren branşlardaki tutarın da tamamının hesaplamalarda dikkate alınması gerekmektedir. Bu şekilde hesaplanan muallak hasar ve tazminat karşılıkları 2012 vergilendirme döneminden itibaren gider olarak indirilebilecektir. Söz konusu hesaplamada, mükelleflerin gerçek durumu en iyi yansıtan yöntemi seçmediklerinin tespiti halinde ise gerekli tarhiyatların yapılacağı tabiidir.

274 Beyannamenin verilmesi başlıklı bölümün üç, dört, beş ve altıncı paragrafları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. İktisadi işletmelerin ortak yönetimi veya sermayesi olsa dahi faaliyetlerinin bağımsız ve farklı olması halinde ayrı ayrı mükellefiyet tesis ettirilmesi gerekmektedir. Aynı faaliyet alanında farklı işyerlerinde faaliyette bulunulması halinde ise tek mükellefiyet tesis ettirilmesi mümkündür. Ancak, farklı yönetim, sermaye ya da organizasyonu olan işletmelerin ayrı ayrı iktisadi işletme kabul edileceği tabiidir. Örneğin; bir derneğe bağlı maden suyu işletmesi ile birlikte, özel poliklinik işletmesinin bulunması halinde bunların sermaye veya yönetiminin ayrı olup olmadığına bakılmaksızın, her biri için ayrı ayrı kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis ettirilmesi gerekmektedir. Diğer yandan, bir vakfa ait farklı illerde özel okul işletmelerinin bulunması halinde tüm okullar için tek bir iktisadi işletme üzerinden kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilebilecektir. Aynı faaliyet alanında farklı işyerlerinde faaliyette bulunulması nedeniyle her bir işyerinin ayrı bir iktisadi işletme kabul edilerek tesis edilen mükellefiyet kayıtları, talep edilmesi halinde 1/1/2012 tarihinden itibaren terkin edilecek ve tek mükellefiyet kaydı açılacaktır Vergi kesintisi oranına ilişkin Bakanlar Kuruluna verilen yetki başlıklı bölümün son paragrafına aşağıdaki cümle eklenmiş ve Birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işlerine ilişkin olarak yapılan hakediş ödemeleri ile Kooperatiflere ait taşınmazların kiralanması karşılığında yapılan kira ödemeleri başlıklı bölümlerde yer alan 1/1/2007 tarihi 3/2/2009, 2006/11447 sayısı ise 2009/14594 olarak değiştirilmiştir. 3/2/2009 tarihinden itibaren uygulanmak üzere 12/1/2009 tarih ve 2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı10 ile söz konusu kesinti oranları belirlenmiştir Her nevi tahvil ve Hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan gelirler başlıklı bölümde alt bölümler dahil başlıklar ve açıklamalarda yer alan Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden ifadesi Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetler ve varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira sertifikalarından, Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerin ifadesi Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetler ve varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira sertifikalarının şeklinde değiştirilmiş ve Her nevi tahvil ve Hazine bonosu faizleri ile Toplu Konut İdaresi ve Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetlerden sağlanan gelirler başlıklı bölümün sonuna aşağıdaki paragraflar eklenmiştir. Tam mükellef kurumlar tarafından yurt dışında ihraç edilen tahvillerden elde edilen faizlerin vergilendirilmesinde, 279 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde11 yapılan açıklamaların göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Tam mükellef varlık kiralama şirketleri tarafından yurt dışında ihraç edilen kira sertifikalarından elde edilen gelirlerden 2011/1854 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile değişik 2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 29/6/2011 tarihinden itibaren Vadesi 1 yıla kadar olanlara sağlanan gelirlerden %10, Vadesi 1 yıl ile 3 yıl arası olanlara sağlanan gelirlerden %7, Vadesi 3 yıl ile 5 yıl arası olanlara sağlanan gelirlerden %3, Vadesi 5 yıl ve daha uzun olanlara sağlanan gelirlerden %0 oranında vergi kesintisi yapılacaktır Vergiden muaf olan kurumlara dağıtılan kâr paylarında vergi kesintisi başlıklı bölümde yer alan 22/7/2006 tarih ve 2006/10731 sayılı ifadesi 12/1/2009 tarih ve 2009/14594 sayılı şeklinde değiştirilmiştir.

275 Portföyü Türkiye de kurulu borsalarda işlem gören altın ve kıymetli madenlere dayalı yatırım fonları veya ortaklıklarının kazançları üzerinden yapılacak vergi kesintisi başlıklı bölümde yer alan paragrafın sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir. Söz konusu kesinti oranı, 2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile 2008 yılı kazançlarına da uygulanmak üzere sıfır olarak belirlenmiştir Girişim sermayesi yatırım fonları veya ortaklıklarının istisna kazançları üzerinden yapılacak vergi kesintisi, Gayrimenkul yatırım fonları veya ortaklıklarının istisna kazançları üzerinden yapılacak vergi kesintisi başlıklı bölümlerde yer alan 2003/6577 sayısı 2009/14594 olarak değiştirilmiştir Vergi kesintilerine ilişkin beyannamenin verilme yeri ve zamanı başlıklı bölümünün üçüncü paragrafının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir. 371 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile yapılan belirlemeye göre muhtasar beyanname ertesi ayın başından yirmi üçüncü günü sonuna kadar verilebilecektir Vergi kesintisi oranı başlıklı bölümde yer alan 22/7/2006 tarih ve 2006/10731 sayılı ifadesi 12/1/2009 tarih ve 2009/14594 sayılı olarak değiştirilmiştir Avans kâr payı dağıtımı başlıklı bölüm aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Kurumlar vergisi mükelleflerince avans kâr payı dağıtımı yapılması halinde, dağıtılan kâr payları üzerinden elde edenin hukuki niteliğine göre vergi kesintisi yapılacaktır. Kesilen vergiler, avans kâr payı dağıtımının yapıldığı aya ait muhtasar beyanname ile beyan edilecektir. Avans kâr payı dağıtımında kurum ortakları açısından elde etme, kurumun yıllık safi kazancının kesinleşip, kârın nakden veya hesaben dağıtıldığı, diğer bir ifadeyle avansın kâr dağıtım kararı uyarınca dağıtılan kârdan mahsup edildiği tarihte gerçekleşecektir. Şu kadar ki; bu süre, ilgili hesap dönemine ilişkin beyannamenin verilmesi gereken tarihi içeren hesap döneminin sonunu geçemeyecektir. Avans kâr payı dağıtılması halinde, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümleri uygulanmayacaktır. Ancak, hesap dönemi itibarıyla zarar doğması veya safi kazancın avans olarak dağıtımı yapılan kârdan düşük çıkması halinde, transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı hükümleri uygulanacaktır. Aynı husus, birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işlerinin bitiminde zarar doğması veya safi kazancın avans olarak dağıtımı yapılan kârdan düşük olması halinde de geçerlidir. Bu nedenle, Gelir Vergisi Kanununda belirtilen esaslara göre birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan mükelleflerin, dağıtılabilecek avans kâr payı tutarlarını, devam eden işlerin gerçekleşen maliyet ve hakedişleri arasındaki müspet farktan, kesinti suretiyle ödenen vergiler, varsa geçmiş yıl zararlarının tamamı ile kanunlara ve esas sözleşmeye göre ayrılmak zorunda olan yedek akçeler düşüldükten sonra kalan kısmın yarısı üzerinden hesaplamaları gerekmekte olup bu hesaplamanın yapılması için ayrıca bir bilanço düzenlemesine gerek bulunmamaktadır Vergi kesintisi uygulamasına ilişkin Bakanlar Kuruluna verilen yetki başlıklı bölümün son paragrafına aşağıdaki cümle eklenmiş ve Birden fazla takvim yılına yaygın inşaat ve onarım işleri ile uğraşan dar mükellef kurumlara yapılan hakediş ödemeleri, Serbest meslek kazançları ile Gayrimenkul sermaye iratları başlıklı bölümlerde yer alan 1/1/2007 tarihi 3/2/2009 olarak, 2006/11447 sayısı ise 2009/14593 olarak değiştirilmiştir. 3/2/2009 tarihinden geçerli olmak üzere 12/1/2009 tarih ve 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı12 ile söz konusu kesinti oranları belirlenmiştir Menkul sermaye iratları başlıklı bölümün üçüncü paragrafı aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, dördüncü paragrafındaki Özelleştirme İdaresince çıkarılan

276 menkul kıymetlerden ifadesi Özelleştirme İdaresince çıkarılan menkul kıymetler ve varlık kiralama şirketleri tarafından ihraç edilen kira sertifikalarından şeklinde değiştirilmiş, beşinci paragrafı yürürlükten kaldırılmış ve dördüncü paragrafından sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraflar eklenmiştir. Gelir Vergisi Kanununun geçici 67 nci maddesinde ise aynı Kanunun 75 inci maddesinin ikinci fıkrasının (5) numaralı bendinde yazılı menkul sermaye iratları ile (1/1/2006 tarihinden önce ihraç edilen menkul kıymetlerden elde edilenler hariç) (7), (12) ve (14) numaralı bentlerinde yer alan menkul sermaye iratları üzerinden %15 oranında kesinti yapılacağı hükme bağlanmıştır. Tam mükellef kurumlar tarafından yurt dışında ihraç edilen tahvillerden elde edilen faizlerin vergilendirilmesinde, 279 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yapılan açıklamaların göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Tam mükellef varlık kiralama şirketleri tarafından yurt dışında ihraç edilen kira sertifikalarından elde edilen gelirlerden 2011/1854 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile değişik 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 29/6/2011 tarihinden itibaren Vadesi 1 yıla kadar olanlara sağlanan gelirlerden %10, Vadesi 1 yıl ile 3 yıl arası olanlara sağlanan gelirlerden %7, Vadesi 3 yıl ile 5 yıl arası olanlara sağlanan gelirlerden %3, Vadesi 5 yıl ve daha uzun olanlara sağlanan gelirlerden %0 oranında vergi kesintisi yapılacaktır. Öte yandan, her nevi alacak faizlerinden, 2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca 3/2/2009 tarihinden itibaren Yabancı devletler, uluslararası kurumlar veya yabancı bankalardan ya da bulunduğu ülkede mutad olarak kredi vermeye yetkilendirilmiş olup sadece ilişkili bulunduğu kurumlara değil tüm gerçek ve tüzel kişilere kredi veren kurumlardan alınan her türlü krediler için ödenecek faizlerden (katılım bankalarının kendi usullerine göre yurt dışından sağladıkları fonlar ve benzeri kaynaklar için ödedikleri kâr payları dahil) %0, Bankaların 5411 sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca uygun görülen ikincil sermaye benzeri kredileri ile bankaların ve diğer kurumların bir akım veya varlık portföyüne dayalı olarak yurt dışında menkul kıymetleştirme yöntemiyle temin ettikleri kredileri için ödenecek faizler üzerinden %1, Katılım bankaları tarafından ödenen kâr payları hariç olmak üzere, mal tedarikinden kaynaklanan vade farkları üzerinden %5, Diğerlerinden %10 oranında vergi kesintisi yapılacaktır. Ayrıca, bankaların 5411 sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca uygun görülen ikincil sermaye benzeri kredileri ile bankaların ve diğer kurumların bir akım veya varlık portföyüne dayalı olarak yurt dışında menkul kıymetleştirme yöntemiyle temin ettikleri kredileri için ödenecek faizler üzerinden yapılacak vergi kesintisi uygulamasında, bahse konu kredi temini işlemlerine yönelik sözleşmelerin Kararnamenin yürürlük tarihi olan 3/2/2009 tarihinden önce düzenlenmiş olması halinde ödenecek faiz tutarlarının, 2006/11447 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı dikkate alınmak üzere vergi kesintisine tabi tutulması gerekmektedir Gayrimaddi hakların satış, devir ve temliki ile Sergi ve panayır kazançları başlıklı bölümlerinde yer alan 1/1/2007 tarihi 3/2/2009, 2006/11447 sayısı 2009/14593 olarak; Dar mükellef kurumlara veya kurumlar vergisinden muaf dar mükelleflere dağıtılan kâr payları başlıklı bölümde yer alan 22/7/2006 tarih ve 2006/10731 sayılı ifadesi 12/1/2009 tarih ve 2009/14593 sayılı olarak, Yurt dışı iştirak kazançları üzerinden dar mükellef kurumlara dağıtılan kâr payları ile Yıllık veya özel beyanname veren dar mükellef kurumların

277 menkul sermaye iradı sayılan kazançlarından ana merkeze aktarılan tutarlar başlıklı bölümlerde yer alan 2006/10731 sayısı 2009/14593 olarak değiştirilmiştir. Tebliğ olunur /6/2006 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanmıştır. 2 3/4/2007 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanmıştır. 3 1/8/2010 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanmıştır. 4 26/4/2011 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanmıştır. 5 21/3/2007 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanmıştır. 6 25/2/2011 tarihli ve Mükerrer sayılı Resmî Gazete de yayımlanmıştır. 7 6/7/2004 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanmıştır. 8 12/3/2011 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanmıştır. 9 25/11/2008 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanmıştır. 10 3/2/2009 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanmıştır 11 13/1/2011 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanmıştır. 12 3/2/2009 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanmıştır. R.G. 05 Mayıs ] BAKANLAR KURULU KARARLARI Karar Sayısı : 2012/3021 Ekli Fikir ve Sanat Eserlerinin Çoğaltılmasına Yarayan Teknik Cihazlar ile Boş Taşıyıcı Materyallerin İmalat veya İthalatında Yapılacak Kesinti Oranlarının Belirlenmesine İlişkin Karar ın yürürlüğe konulması; Kültür ve Turizm Bakanlığının 5/3/2012 tarihli ve sayılı yazısı üzerine, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 44 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu nca 12/3/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ Başbakan Yardımcısı A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan YardımcısıBaşbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN E. BAĞIŞ N. ERGÜN Adalet Bakanı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI

278 Enerji ve Tabii Kaynaklar BakanıGençlik ve Spor Bakanı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Gümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı C. YILMAZ E. GÜNAY M. ŞİMŞEK Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim BakanıMilli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı FİKİR VE SANAT ESERLERİNİN ÇOĞALTILMASINA YARAYAN TEKNİK CİHAZLAR İLE BOŞ TAŞIYICI MATERYALLERİN İMALAT VEYA İTHALATINDA YAPILACAK KESİNTİ ORANLARININ BELİRLENMESİNE İLİŞKİN KARAR Kesinti oranları MADDE 1 (1) Her türlü boş video kaseti, ses kaseti, bilgisayar disketi, CD, DVD gibi taşıyıcı materyaller ile fikir ve sanat eserlerini çoğaltmaya yarayan teknik cihazların imalat veya ithalat bedelleri üzerinden yapılacak kesinti oranları ekli listede gösterildiği şekilde belirlenmiştir. (2) Söz konusu materyallerin ve teknik cihazların; a) Üretimini yapan gerçek ve tüzel kişiler, bir ay içinde sattıkları materyaller ve teknik cihazların imalat bedeli üzerinden ekli listede belirtilen oranlardaki tutarı takip eden ayın en geç onbeşinci gününe kadar, b) Serbest dolaşıma girişini sağlayan gerçek ve tüzel kişiler, CIF kıymeti üzerinden ekli listede belirtilen oranlardaki tutarı serbest dolaşıma giriş beyannamesinin tescilinden önce, Kültür ve Turizm Bakanlığınca belirlenecek bir ulusal bankada Bakanlık adına açılan özel hesaba yatırmakla yükümlüdür. (3) Ayrıca ikinci fıkranın (b) bendi kapsamına giren gerçek ve tüzel kişiler tarafından ekli listede belirtilmiş olan oranlardaki kesinti tutarının banka hesabına yatırıldığını tevsik eden belgeye ilişkin bilgiler gümrük beyannamesinin 44 numaralı kutusuna kaydedilir. Belirtilen belgenin beyanname ekinde yer almadığı durumlarda muayene/kontrol işlemine başlanmaz. (4) İkinci fıkranın (a) bendinde belirtilen gerçek ve tüzel kişiler, anılan materyal ve teknik cihazların aylık üretim miktarlarını ve bedellerini gösterir bir liste ile kesinti tutarlarının banka hesabına yatırıldığını tevsik eden belgeleri üçer aylık devrelerde Kültür ve Turizm Bakanlığına bildirmek zorundadır. Kamu idarelerinin denetim elemanları kendi mevzuatı gereğince işyerlerinde yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler sırasında, bu Karar kapsamında gerçekleştirilen imalatlara ilişkin kesinti bedellerinin yatırılıp yatırılmadığını tespit ederek yükümlülüğünü yerine getirmeyenleri Kültür ve Turizm Bakanlığına bildirirler. (5) Dördüncü fıkra kapsamında gerçekleştirilen bildirimlerin kontrolü neticesinde süresinde yatırılmadığı veya eksik yatırıldığı anlaşılan meblağlar, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. Yürürlükten kaldırılan mevzuat MADDE 2 (1) Her türlü boş video kaseti, ses kaseti, bilgisayar disketi, CD, DVD gibi taşıyıcı materyaller ile fikir ve sanat eserlerinin çoğaltılmasına yarayan her türlü teknik cihazın imalat veya ithalat bedeli üzerinden yapılacak kesinti oranlarının belirlenmesine

279 ilişkin 22/9/2008 tarihli ve 2008/14193 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı yürürlükten kaldırılmıştır. Yürürlük MADDE 3 (1) Bu Karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 4 (1) Bu Karar hükümlerini Kültür ve Turizm Bakanı yürütür.

280

281

282

283 R.G. 06 Mayıs ] Karar Sayısı : 2012/ Yılı Yatırım Programında 2007E proje numarası ile yer alan Lojistik Merkez Kurulması Projesi Kapsamındaki Bilecik-Bozüyük Lojistik Merkezinin yapımı amacıyla ihtiyaç duyulan yaklaşık m 2 lik taşınmaz ile üzerindeki muhdesatın Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaştırılması; Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının 16/3/2012 tarihli ve 806 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu nca 2/4/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ M. ŞİMŞEK B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı V.Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN E. BAĞIŞ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi Teknoloji Bakanı ve F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor Bakanı Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı C. YILMAZ E. GÜNAY Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı H. YAZICI Gıda, Tarım M. ŞİMŞEK Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim BakanıMilli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı R.G. 06 Mayıs ] Karar Sayısı : 2012/3025 ve

284 Ekli Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar ın yürürlüğe konulması; Başbakan Yardımcılığının 21/3/2012 tarihli ve 5116 sayılı yazısı üzerine, 20/2/1930 tarihli ve 1567 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre, Bakanlar Kurulu nca 2/4/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ M. ŞİMŞEK B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı V.Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN E. BAĞIŞ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi Teknoloji Bakanı ve F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor Bakanı Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı C. YILMAZ E. GÜNAY Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı H. YAZICI Gıda, Tarım ve M. ŞİMŞEK Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KARAR MADDE 1 7/8/1989 tarihli ve 89/14391 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararın 25 inci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 17 Sayılı Karara ek 7/18015 sayılı Karar ve 8/911 sayılı Karar ile bu Karara ek Kararlar ve bunlara ilişkin tebliğler yürürlükten kaldırılmıştır. Söz konusu Kararlarla ilgili olarak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası nezdindeki hesaplarda bulunan tutarlardan; yabancı para tutarları doğrudan, Türk Lirası tutarları ise 1 ABD Doları = 21,86 TL döviz kurunun 28/1/2004 tarihli ve 5083 sayılı Kanunun 2 nci maddesinde belirtilen değişim oranı üzerinden dönüştürülen değeri esas alınmak suretiyle yabancı para olarak bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altmış gün içerisinde ilgili Hazine hesaplarına aktarılır. MADDE 2 Bu Karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 Bu Karar hükümlerini Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yürütür.

285 Bakanlar Kurulu Kararının Yayımlandığı Resmî Gazetenin Tarihi Sayısı 11/8/ Bakanlar Kurulu Kararında Değişiklik Yapan Düzenlemelerin Yayımlandığı Resmî Gazetenin Tarihi Sayısı 25/2/ /6/ /3/ /12/ /6/ /12/ (Mükerrer) 19/8/ /8/ /7/ /8/ /12/ /3/ /12/ /2/ /3/ /6/ /11/ R.G. 06 Mayıs ] Karar Sayısı : 2012/3094 Rize İli, Hemşin İlçesi, Ortaköy Mahallesinde yürütülen kentsel dönüşüm ve gelişim projesi kapsamında ekli listede ada ve parsel numaraları belirtilen taşınmazların Hemşin Belediyesi tarafından acele kamulaştırılması; İçişleri Bakanlığının 27/3/2012 tarihli ve 8443 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu nca 16/4/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN F. ÇELİK N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği Bakanı V.Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı

286 F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU C. YILMAZ Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Ekonomi Bakanı V. T. YILDIZ E. BAYRAKTAR R. AKDAĞ H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor Bakanı V. Gıda, Tarım Hayvancılık Bakanı V.Gümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı C. YILMAZ F. ŞAHİN M. ŞİMŞEK Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V. Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim BakanıMilli Savunma Bakanı Orman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Bakanı ve

287

288 R.G. 06 Mayıs ] BAKANLAR KURULU KARARLARI Karar Sayısı : 2012/ Yılı Yatırım Programında 2009K proje numarası ile yer alan Ordu İçmesuyu Projesi (DOKAP) kapsamında ekli haritada gösterilen güzergâh ve alanlarda bulunan taşınmazların Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaştırılması; Orman ve Su İşleri Bakanlığının 11/4/2012 tarihli ve 1004 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu nca 16/4/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN F. ÇELİK N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği Bakanı V.Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU C. YILMAZ Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Ekonomi Bakanı V. T. YILDIZ E. BAYRAKTAR R. AKDAĞ H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor Bakanı V. Gıda, Tarım Hayvancılık Bakanı V.Gümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı C. YILMAZ F. ŞAHİN M. ŞİMŞEK Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V. Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim BakanıMilli Savunma Bakanı Orman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Bakanı ve

289

290 R.G. 07 Mayıs ] Karar Sayısı : 2012/ Yılı Yatırım Programında 1991A proje numarası ile yer alan Milas Projesi kapsamındaki Derince Barajının yapımı amacıyla ekli haritada gösterilen güzergâh ve alanlarda bulunan taşınmazların Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaştırılması; Orman ve Su İşleri Bakanlığının 11/4/2012 tarihli ve 1003 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu nca 16/4/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN F. ÇELİK N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği Bakanı V.Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU C. YILMAZ Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Ekonomi Bakanı V. T. YILDIZ E. BAYRAKTAR R. AKDAĞ H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor Bakanı V. Gıda, Tarım Hayvancılık Bakanı V.Gümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı C. YILMAZ F. ŞAHİN M. ŞİMŞEK Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V. Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Bakanı ve

291

292 R.G. 07 Mayıs ] Karar Sayısı : 2012/3106 Ekli 2012 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar ın yürürlüğe konulması; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının 12/4/2012 tarihli ve 6302 sayılı yazısı üzerine, 5488 sayılı Tarım Kanununun 19 uncu maddesine göre, Bakanlar Kurulu nca 16/4/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN F. ÇELİK N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği Bakanı V.Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU C. YILMAZ Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Ekonomi Bakanı V. T. YILDIZ E. BAYRAKTAR R. AKDAĞ H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor Bakanı V. Gıda, Tarım Hayvancılık Bakanı V.Gümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı Bakanı ve C. YILMAZ F. ŞAHİN M. ŞİMŞEK Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V. Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı 2012 YILINDA YAPILACAK TARIMSAL DESTEKLEMELERE İLİŞKİN KARAR Amaç ve kapsam MADDE 1- (1) Bu Karar, çevreye duyarlı tarımsal üretimi yaygınlaştırmak, verimi ve kaliteyi yükseltmek, uygulanan politikaların etkinliğini sağlamak, sektörün öncelikli problemlerinin çözümüne katkıda bulunmak, sürdürülebilirliği sağlamak ve tarımsal kayıtların

293 güncel tutulması amacıyla hazırlanmış olup, 2012 yılında uygulanacak olan tarımsal desteklemelere ilişkin hususları kapsar. Mazot, gübre ve toprak analizi desteği MADDE 2- (1) 2012 Yılı Çiftçi Kayıt Sistemine dâhil olan çiftçilere alan bazlı olarak mazot, gübre ve toprak analizi destekleme ödemesi yapılır. (2) Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca belirlenecek büyüklükte ve Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı her bir tarım arazisinin gübre destekleme ödemesinden yararlanabilmesi için Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca yetkilendirilmiş laboratuvarlarda toprak analizi yaptırılması zorunludur. Belirlenecek büyüklüğün altındaki tarım arazileri için toprak analizi şartı aranmaz. (3) 2012 Yılı Çiftçi Kayıt Sistemine dâhil olan çiftçilere 2,5 TL/dekar toprak analizi desteği ve aşağıda belirtilen miktarlarda mazot ve gübre destekleme ödemesi yapılır. Sıra No Ürün Grupları Mazot Destekleme Tutarı (TL/dekar) Gübre Destekleme Tutarı (TL/dekar) 2,7 3, ,4 6,3 Peyzaj ve süs bitkileri, özel çayır, mera ve orman emvali alanları Hububat, yem bitkileri, baklagiller, yumru bitkiler, sebze ve meyve alanları Yağlı tohumlu bitkiler ve endüstri bitkileri alanları Türkiye tarım havzaları üretim ve destekleme modeline göre fark ödemesi desteği MADDE 3- (1) 29/6/2009 tarihli ve 2009/15173 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Türkiye Tarım Havzalarının Belirlenmesine İlişkin Kararın ekinde bulunan listede yer alan otuz adet tarım havzasında, 2012 yılı üretim sezonunda üretilen ve satışı yapılan ürünlere fark ödemesi yapılır. Yapılacak destekleme ödemeleri, her bir havza için söz konusu listede belirtilen ürünlerle sınırlıdır. (2) Ekli listede belirlenen havzalarda 2012 yılı üretim sezonunda üretilerek satışı yapılan; yağlık ayçiçeği, kütlü pamuk (yurt içerisinde üretilip sertifikalandırılan tohumları kullananlar), soya fasulyesi, kanola, dane mısır, aspir, zeytinyağı, buğday, arpa, çavdar, yulaf, tritikale, çeltik, kuru fasulye, nohut ve mercimek ürünlerinin il bazında TÜİK ortalama verimleri dikkate alınarak üreticiler desteklenir (3) Aşağıda belirtilen ürünlere karşılarında gösterilen miktarlarda destekleme ödemesi yapılır. Sıra No Birime Destek (Krş/Kg) Yağlık Ayçiçeği 24 Kütlü Pamuk (yurt içerisinde üretilen sertifikalı tohumları kullananlar) 46 Soya Fasulyesi 50 Kanola 40 Dane Mısır 4 Aspir 40 Zeytinyağı 50 Buğday 5 Arpa, Çavdar, Yulaf, Tritikale 5 Çeltik, Kuru Fasulye, Nohut, Mercimek 10 Desteğe Konu Ürünler

294 11 Çay 12 (4) Desteklemelerden Çiftçi Kayıt Sisteminde özlük, ürün, arazi bilgileri kayıtlı olan ve ekli listede belirtilen havzalarda yer alan, arazilerinde desteklemeye esas ürünleri ürettiği Bakanlık il ve ilçe müdürlüklerince tespit edilen ve belirlenecek yasal süre içerisinde destekleme başvurularını yapan kamu kurum ve kuruluşları hariç gerçek ve tüzel kişi üreticiler yararlanır. (5) Destekleme ödemelerine esas arazi büyüklüğü, başvuru sahibinin Çiftçi Kayıt Sisteminde kayıtlı arazilerinin büyüklüğünü aşamaz. Üreticiler, doğrudan Çiftçi Kayıt Sistemi üzerinden yürütülen fark ödemesi desteklemelerine ilişkin olarak Çiftçi Kayıt Sisteminde kayıtlı oldukları yer dışında başvuru yapamazlar. (6) Yaş çay üreticilerine yapılacak prim ödemeleri, 2/4/2012 tarihli ve 2012/3067 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen ve üretime izin verilen çay alanlarında Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAYKUR) tarafından düzenlenip kontrolleri yapılan çay ruhsatları üzerinden yapılır. (7) Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ödemelere esas olacak ürünlerin özelliklerine göre ihtiyaç duyulacak belgeleri belirlemeye ve değiştirmeye, fark ödemesi desteklemelerine esas başvuru sürelerini belirlemeye, ödemeye esas bu Kararın yürütülmesine ilişkin diğer düzenlemeleri yapmaya, uygulama esaslarını belirlemeye, T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ve diğer kamu kurum ve kuruluşları ile birlik ve kooperatiflerle hizmetlerinden yararlanmak üzere protokol yapmaya yetkilidir. (8) Destekleme ödemeleri, tebliğde belirlenen ilgili merciler tarafından yapılacak iş ve işlemlerin ardından incelemelerin sonuçlanmasını müteakip, ödemeye esas icmallerin elektronik ortamda T.C. Ziraat Bankası A.Ş.'ye iletilmesi ile birlikte Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı merkez teşkilatı tarafından gerekli kaynağın bu Banka şubelerine aktarılmasından sonra yapılır. Hayvancılık desteklemeleri MADDE 4- (1) 2/11/2011 tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Sığır Cinsi Hayvanların Tanımlanması, Tescili ve İzlenmesi Yönetmeliği çerçevesinde Hayvan Kayıt Sistemi (Türkvet) ve Soy Kütüğü ve Ön Soy Kütüğü Sistemi (e-islah) veri tabanına kayıtlı, sütçü, kombine ve etçi kültür ırkı veya kültür ırkı melezi en az beş baş anaç sığıra sahip, bu kararın 10 uncu maddesinde belirtilen ve ulusal düzeyde üst örgütlenmesini usulüne uygun olarak tamamlamış bir hayvancılık örgütüne üye olan yetiştiriciler ile Türkvet e kayıtlı dişi mandaya sahip olan yetiştiricilere, sütçü ve kombine ırkların anaç sığırı için soy kütüğüne kayıtlı olanlara ve etçi ırklara farklı olmak üzere hayvan başına aşağıda belirtilen miktarda ödeme yapılır sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulmuş hayvancılık faaliyeti yürüten tarımsal amaçlı kooperatifler (kooperatif) ile 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanununa göre kurulmuş süt üretici birlikleri (birlik) tek işletme kabul edilir. Anaç sığır başına ödeme birim miktarları, tek işletme olarak kabul edilen, kooperatif ile birlikler hariç, 200 başa kadar tam, baş arası % 50, 501 baş ve üzeri için % 25 ine karşılık gelen tutarın ödenmesi suretiyle uygulanır. Birlik ve kooperatiflere üye olup işletmesinde 200 baştan fazla hayvan bulunduran yetiştiricilere hayvan sayısı limitleri uygulanır Sütçü ve kombine ırklar ve melezleri ile etçi ırkların melezleri anaç sığır Etçi ırklar anaç sığır Anaç manda Sütçü ve kombine ırklar ve melezleri anaç sığır soykütüğü ilave 225 TL/baş 350 TL/baş 350 TL/baş 60 TL/baş

295 (2) E-Islah veri tabanına kayıtlı anadan suni tohumlama veya etçi ırklarda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından izin almış tabii tohumlama boğası ile tohumlama sonucu doğan, tüm buzağılara (dişilere Brucellosis S-19 aşısı yaptırmak şartıyla), döl kontrolü projesi kapsamında testi tamamlanıp onaylanmış boğa sperması ile yapılan suni tohumlamadan doğanlara ve yerli ırk veya melezi sığırlardan etçi ırklara ait sperma ile yapılacak çevirme melezlemesi sonucu doğan buzağılara farklı olmak üzere buzağı başına yetiştiricilere aşağıda belirtilen miktarda ödeme yapılır Suni tohumlamadan ve etçi ırklardan doğan buzağı Döl kontrolü projesi kapsamındaki suni tohumlamadan doğan buzağı ilave Suni tohumlamadan doğan çevirme melezi ilave 75 TL/baş 25 TL/baş 75 TL/baş (3) Damızlık koyun-keçi yetiştiriciliği yapan, damızlık koyun-keçi yetiştiricileri birliklerine üye, hayvanları Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı kayıt sistemlerine kayıtlı yetiştiricilere, anaç hayvan başına aşağıda belirtilen miktarda ödeme yapılır. 1 Koyun-keçi 18 TL/baş (4) Tiftik keçisi yetiştiriciliğinin teşvik edilmesi ve tiftik üretiminin artırılması için üretmiş oldukları tiftiği, Tiftik ve Yapağı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (Tiftikbirlik) ne ve/veya kooperatiflerine satan yetiştiricilere, aşağıda belirtilen miktarda ödeme yapılır. 1 Tiftik 17 TL/kg (5) Üretmiş olduğu çiğ sütü, 17/12/2011 tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanan, Gıda İşletmelerinin Kayıt ve Onay İşlemlerine Dair Yönetmelik kapsamındaki süt işleme tesislerine satan, bu Kararın 10 uncu maddesinde belirtilen ve ulusal düzeyde üst örgütlenmesini usulüne uygun olarak tamamlamış bir hayvancılık örgütüne üye olan yetiştiricilere, manda, koyun ve keçi sütü için aşağıda belirtilen miktarda, inek sütü için ise soğutulmuş süte farklı olmak üzere Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının belirleyeceği dönemler ve miktarlar üzerinden ödeme yapılır. 1 Manda, koyun-keçi sütü 0,15 TL/lt (6) İpekböceği yetiştiriciliğinin teşvik edilmesi ve üretiminin artırılması için, ipekböceği tohumunu sağlayan Bursa Koza Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (Kozabirlik)'ne kutu başına, ürettiği yaş ipekböceği kozasını Kozabirlik ve/veya kooperatiflerine satan yetiştiricilere aşağıda belirtilen miktarda ödemeler yapılır. 1 2 Tohum 1. Sınıf yaş koza, damızlık koza ve diğer 30 TL/kutu 20 TL/kg (7) Arı yetiştiriciliği yapan ve bu Kararın 10 uncu maddesinde belirtilen merkez birliği düzeyinde örgütlenmiş yetiştirici birlikleri ve/veya üretici birliklerine üye olan üreticilere, Arıcılık Kayıt Sistemine (AKS) kayıtlı olma şartı ile kovan başına, seralarda doğal polinasyonu sağlamak amacıyla Örtüaltı Kayıt Sistemine (ÖKS) kayıtlı bombus arısı kullanan yetiştiricilere koloni başına aşağıda belirtilen miktarda ödeme yapılır. 1 Arılı kovan 8 TL/kovan

296 2 Bombus arısı 60 TL/koloni (8) Su ürünleri yetiştiriciliği yapanlara, su ürünleri kayıt sistemine kayıtlı olmak şartıyla, ürün için kilogram başına, yavru için ise adet başına aşağıda belirtilen miktarlarda, bu Kararın 10 uncu maddesinde belirtilen kurumlar üzerinden ve belirtilen esaslara göre destekleme ödemesi yapılır. Ancak işletmenin bulunduğu yerde, bu Kararın 10 uncu maddesinde belirtilen üretici birliği veya kooperatif bulunmuyor ise, ödemeler doğrudan üreticiye yapılır. Bir işletmenin destekten faydalanabileceği en fazla miktar yılda 500 tondur. 251 ton/yıl a kadar olan kısmına aşağıda belirtilen miktarın tamamı, ton/yıl (500 ton/yıl dâhil) olan kısmı için ise, yarısı tutarında destekleme ödemesi yapılır. Yavru desteklemelerinde de bu kapasiteler esas alınır Alabalık Çipura-levrek Yeni Midye Yavru 0,65 TL/kg 0,85 TL/kg 1 TL/kg 0,20 TL/kg 0,06 TL/adet (9) Su ürünleri kaynaklarının korunması, sürdürülebilir işletilmesi ve stoklar üzerindeki av baskısının azaltılması amacıyla, su ürünleri ruhsat teskeresine sahip on iki metre ve üzerindeki balıkçı gemisi sahiplerine, gemilerinin avcılıktan çıkarılması karşılığında, gemi boyuna göre aşağıda belirtilen miktarda destekleme ödemesi yapılır. Bu desteklemeden yararlanarak avcılıktan çıkarılan gemiler hakkında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı her türlü tasarrufa yetkilidir. Sıra No Gemi boyu (m) ve üzeri Bir metresi için ödenecek destek miktarı (TL) (10) Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı arazileri üzerinde kaliteli kaba yem üretmek amacıyla yem bitkileri ekilişi yapan üreticilere, üretim yaptıkları; yapay çayır-mera ve çok yıllık yem bitkisi ekilişlerinde ilk yıl için, tek yıllık yem bitkileri ekilişlerinde ise üretim yaptıkları yıl için, ürünü hasat etmeleri kaydıyla dekar başına aşağıda belirtilen miktarda ödeme yapılır Yonca (sulu) Yonca (kuru) Korunga Tek yıllıklar Silajlık tek yıllıklar Silajlık mısır (sulu) Silajlık mısır (kuru) Yapay çayır-mera 130 TL/dekar 70 TL/dekar 90 TL/ dekar 30 TL/dekar 45 TL/dekar 55 TL/dekar 30 TL/dekar 75 TL/dekar (11) 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu kapsamında belirlenen hayvan hastalık tazminatları, miktarı il ve ilçelerde oluşturulan Yerel Kıymet Takdir Komisyonu tarafından belirlenerek hayvan sahiplerine ödenir.

297 (12) Hastalıklardan Ari İşletmeler İçin Sağlık Sertifikasına sahip olan süt sığırı işletmelerinde bulunan, damızlık boğalar dışındaki, altı ay yaşın üzerindeki erkek hayvanlar hariç, tüm sığırlar için hayvan sahiplerine aşağıda belirtilen miktarda ödeme yapılır. Ari sığır başına ödeme birim miktarları, 200 başa kadar tam olarak, baş arası için % 50 si, 501 baş ve üzeri için ise % 25 ine karşılık gelen tutarın ödenmesi suretiyle uygulanır. Bu desteklemeden yararlanan işletmeler için birinci fıkrada belirtilen ödemeler yapılmaz. 1 Hastalıktan ari işletmedeki sığır 300 TL/baş (13) Hayvan hastalıkları ile mücadele çerçevesinde, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca belirlenen programlı aşılamalar için uygulayıcılara aşağıda belirtilen birim miktarlarda ödeme yapılır Şap Aşısı (Büyükbaş) Şap Aşısı (Küçükbaş) Brucellosis (Büyükbaş) Brucellosis (Küçükbaş) 0,75 TL/baş 0,50 TL/baş 1,50 TL/baş 0,50 TL/baş (14) Hayvan genetik kaynaklarının yerinde korunması ve geliştirilmesi amacıyla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca uygulanan proje kapsamına alınan yetiştiricilere, koruma ve geliştirme sürüleri için büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarda farklı olmak üzere hayvan başına, arıcılıkta ise kovan başına aşağıda belirtilen miktarda ödeme yapılır. Bu desteklemeden yararlanan işletmelerdeki sığırlar için birinci fıkrada belirtilen ödemeler yapılmaz Büyükbaş Koruma Küçükbaş Koruma Arı Koruma 4 Halk Elinde Küçükbaş Hayvan Islahı Elit Sürü 5 Halk Elinde Küçükbaş Hayvan Islahı Taban Sürü 6 Halk Elinde Manda Islahı 440 TL/baş 75 TL/baş 25 TL/kovan Anaç 35 TL/baş Yavru 40 TL/baş Anaç 35 TL/baş Yavru 20 TL/baş 650 TL/ baş (15) Çiğ sütün değerlendirilmesi amacıyla; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının 2012 ve 2013 yılı için belirleyeceği dönemler ile uygulama ve ödemeye ilişkin usul ve esaslar çerçevesinde ilgililere ödeme yapılır. (16) Türkvet kayıt sistemine kayıtlı, besi süresini tamamlamış erkek sığırlarını (manda dâhil) Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından çalışma izni almış kombinalar veya mezbahalarda kestiren yetiştiricilere, besilik erkek sığır başına aşağıda belirtilen miktarda ödeme yapılır. Besilik erkek sığır başına ödeme birim miktarları, 300 başa kadar tam olarak, 301 baş üzeri için ise % 50 sine karşılık gelen tutarın ödenmesi suretiyle uygulanır. 1 Besilik erkek sığır 300 TL/baş (17) Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının ve tarım sektörünün ihtiyaç duyduğu öncelikli konulara ilişkin bilgi ve teknolojilerin geliştirilmesi ve çiftçiler ile tarımsal sanayicilere aktarılması amacıyla, uygun görülen araştırma geliştirme projelerine, dönemi, cari yılı içinde bütçe ödeneğini aşmamak üzere destekleme ödemesi yapılır.

298 Yurt içi sertifikalı tohum ile sertifikalı fidan, çilek fidesi ve standart fidan kullanımının ve yurt içi sertifikalı tohumluk üretiminin desteklenmesi MADDE 5- (1) Sürdürülebilirlik ilkesi çerçevesinde kaliteye, teknoloji kullanımına ve çevre koruma önceliklerine göre bitkisel üretim faaliyetinde, sertifikalı tohumluk kullanımının yetersiz olduğu bazı de yurt içinde üretilip sertifikalandırılan tohum, fidan, çilek fidesi ve standart fidan kullanan Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı olan çiftçilere, 2012 yılı ekim/dikimleri için dekar başına destekleme ödemesi yapılır. (2) Tohumculuk sektörünün uluslararası rekabete uygun bir şekilde gelişmesini sağlamak için, yurt içi tohum üretiminin yetersiz olduğu bazı de, yurt içinde sertifikalı tohum üreten/ürettiren ve sertifikalandıran, yurt içinde satışını gerçekleştiren Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş tohumculuk kuruluşu olarak kabul edilen Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı gerçek ve tüzel kişilere, 2012 yılında ürettikleri tohumlar için aşağıda belirtilen miktarlarda destekleme ödemesi yapılır. Sıra No Yurt İçi Sertifikalı Tohum Kullanım Desteği Buğday, Yonca Arpa, Tritikale, Yulaf, Çavdar Çeltik, Yer Fıstığı Nohut, Kuru Fasulye, Mercimek Susam, Kanola, Aspir Patates, Soya Korunga, Fiğ Yurt İçi Sertifikalı Fidan, Çilek Fidesi ve Standart Fidan Kullanım Desteği Bodur meyve fidan i ile bahçe tesisi Yarı Bodur meyve fidan i ile bahçe tesisi Bağ ve diğer meyve fidanları ile bahçe tesisi Zeytinde yağlık çeşitler ile bahçe tesisi Narenciye bahçelerinde aşılama ile çeşit değiştirme Virüsten ari fidanlara ilave olarak Sertifikalı çilek fidesi desteği Yurt İçi Sertifikalı Tohum Üretim Desteği Buğday Arpa, Tritikale, Yulaf, Çavdar, Patates Çeltik Nohut, Kuru Fasulye, Mercimek, Aspir, Korunga, Fiğ Soya Kanola Susam Yonca Yer Fıstığı Çiftlik muhasebe veri ağı sistemi katılım desteği Birime Destek (TL/da) 6 4, Standart Sertifikalı (TL/da) (TL/da) Birime Destek (TL/kg) 0,10 0,08 0,25 0,50 0,35 1,20 0,60 1,50 0,80

299 MADDE 6- (1) Çiftlik muhasebe veri ağı sisteminin yaygınlaştırılması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla İstanbul, Samsun, Malatya, Adana, Konya, Bursa, Erzurum, Şanlıurfa, Nevşehir, Tekirdağ, Giresun, İzmir illerinde, örnek olarak seçilen ve çiftçi kayıt sistemine kayıtlı tarımsal işletme sahiplerine, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde işletme başına 2012 yılında 375 TL katılım desteği ödemesi yapılır. Organik tarım ve iyi tarım desteği MADDE 7- (1) Bitkisel üretimde Çiftçi Kayıt Sistemine dâhil olan ve icmallerin alındığı tarih itibarıyla en az bir yıl süre ile Organik Tarım Bilgi Sistemine kayıtlı organik tarım yapan çiftçilere destekleme ödemesi yapılır. (2) Büyükbaş, küçükbaş hayvan, arı ve su ürünleri yetiştiriciliğinde organik tarım yapan çiftçilere hayvancılık desteklemelerine ilave olarak belirlenen organik tarım destekleme ödemesi yapılır. (3) İyi tarım uygulamaları yapan çiftçilere, Çiftçi Kayıt Sisteminde oluşturulacak icmaller üzerinden destekleme ödemesi yapılır. (4) Organik tarım ve iyi tarım uygulamaları yapanlara aşağıda belirtilen birim miktarlarda destekleme ödemesi yapılır. Sıra No Desteklemeler Organik Tarım (Meyve, sebze) Organik Tarım (Tarla Bitkileri) Organik Tarım (Hayvancılık, Arıcılık, Su ürünleri) İyi Tarım Uygulamaları (Meyve, Sebze) İyi Tarım Uygulamaları (Örtü altı) Destek Miktarı 35 TL/dekar 10 TL/dekar Aldığı desteğe % 50 İlave 25 TL/dekar 100 TL/dekar Tarımsal yayım ve danışmanlık hizmetlerinin desteklenmesi MADDE 8- (1) Ülkenin tarımsal yayım ve danışmanlık sisteminin çoğulcu, etkin ve verimli bir yapıya kavuşmasını sağlamak amacıyla, tarımsal danışmanlık sistemine dahil olup, kriterleri taşıyan her tarımsal işletme için destekleme ödemesi yapılır. (2) Destekleme ödemesi kapsamına alınan her tarımsal işletme için yıllık 600 TL ödenir. (3) Destekleme kapsamında tarımsal danışmanlık hizmeti alabilecek tarımsal işletmeler, tarımsal yayım ve danışmanlık hizmeti verecek kişi ve kuruluşlar, destekleme ödemesi kriterleri, destekleme ödemesi yapılacak kişi ve/veya kuruluşlar, uygulama alanı ve diğer hususlar, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından belirlenir. Biyolojik mücadele desteği MADDE 9- (1) Ülkemizde bitkisel üretime arız olan zararlı organizmalara karşı biyolojik ve/veya biyoteknik mücadelenin yaygınlaştırılması ile kimyasal ilaç kullanımının azaltılması amacıyla örtüaltı bitkisel üretimde, paket toplamı 430 TL/dekar olacak şekilde; a) Feromon + tuzak kullanan üreticilere 100 TL/dekar, b) Tül kullanan üreticilere 80 TL/dekar, c) Tekniğine uygun olarak faydalı böcek salımı yapan üreticilere 250 TL/dekar destekleme ödemesi yapılır. (2) Açık alanda bitkisel üretime arız olan zararlı organizmalarla mücadelede kimyasal ilaç kullanımının azaltılması ile biyolojik ve biyoteknik mücadelenin yaygınlaştırılması amacıyla, paket toplamı 60 TL/dekar olacak şekilde; a) Açık alanda domates, turunçgil, elma ve bağda feromon + tuzak kullanan üreticilere 30 TL/dekar, b) Açık alanda domates, turunçgil, elma ve bağda faydalı böcek kullanan üreticilere 30 TL/dekar, destekleme ödemesi yapılır. Kesinti oranı MADDE 10- (1) Yetiştiricilere örgütleri üzerinden yapılacak destekleme ödemelerinde, merkez birliğini kurmuş olan; 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununa göre kurulmuş yetiştirici birliği, 5200 sayılı Tarımsal Üretici Birlikleri Kanununa göre kurulmuş üretici birliği veya 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulmuş hayvancılık faaliyeti yürüten tarımsal amaçlı kooperatif üyelerinden, aldıkları desteğin % 0,1'i

300 oranında merkez birliklerine, % 0,1'i oranında da ilgili birlik ve kooperatiflere irat kaydedilmek üzere, "Çiftçi Örgütlerini Güçlendirme" adı altında toplam % 0,2 oranında kesinti yapılır Finansman ve ödemeler MADDE 11- (1) Bu Kararın 4 üncü maddesinin; dördüncü, beşinci, altıncı, onbirinci, onikinci, onüçüncü, ondördüncü, onbeşinci ve onaltıncı fıkraları uyarınca yapılacak yılı ödemeleri için gerekli kaynak, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının cari yıl bütçesinde hayvancılık desteklemeleri için ayrılan kaynaktan, diğer fıkraları uyarınca yapılacak desteklemelerin ödemeleri ise 2013 yılı bütçesinde hayvancılık desteklemeleri için ayrılacak ödenekten sağlanır. Ancak 2012 yılı hayvancılık bütçesinden kaynak arttığı takdirde bu desteklemeler için 2012 yılında ödeme yapılır. (2) Bu Kararın 2 nci maddesinde yer alan mazot, gübre ve toprak analizi desteği ile 7 nci maddesinde yer alan organik tarım ve iyi tarım desteği ödemeleri için gerekli finansman 2013 yılı tarımsal destekleme bütçesinden karşılanır. (3) Bu Kararın 5 inci maddesinde yer alan yurt içi sertifikalı tohum kullanım desteği kapsamında 2012 yılı ekilişlerine ait destekleme ödemeleri Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının 2012 yılı tarımsal destekleme bütçesinden ödenmeye başlanır. Yurt içi sertifikalı fidan, çilek fidesi ve standart fidan kullanım desteği, 2012 yılı dikimlerine ait destekleme ödemeleri ile yurt içi sertifikalı tohum üretim desteği 2012 yılı üretimlerine ait destekleme ödemeleri için gerekli finansman 2013 yılı tarımsal destekleme bütçesinden karşılanır. (4) Bu Kararın 3 üncü maddesinde yer alan hububat ve bakliyat ödemeleri, 2012 yılı bütçesinden kaynak sağlandığı takdirde yılı içinde başlatılır. (5) Bu Kararın 3 üncü maddesinde yer alan yaş çay prim ödemesi ile ilgili olarak üstlendiği hizmetlerden dolayı üreticilere ödenen destek tutarının % 0,1 i oranında hizmet komisyonu ÇAYKUR a ayrıca ödenir. (6) Bu Kararın 3 üncü maddesinde yer alan ödemelerle ilgili olarak, diğer kurum, kuruluş, kooperatif ve birliklerin hizmetlerinden yararlanıldığı takdirde, üreticilere ödenen tutarın % 0,3 ü oranında, hizmet komisyonu ayrıca ödenir. (7) Bu Kararın 8 inci maddesinde yer alan tarımsal yayım ve danışmanlık hizmetlerinin desteklenmesi ödemeleri ile 9 uncu maddesinde yer alan biyolojik mücadele desteği ödemeleri 2012 yılı bütçesinden karşılanır. Kaynak yetersizliği nedeniyle yapılamayan destekleme ödemeleri bir sonraki yıl bütçesinden yapılır. (8) Destekleme ödemeleri için gerekli finansman, bütçenin ilgili harcama kaleminden tahsis edilerek karşılanır. Bu Kararın uygulanmasıyla ilgili olarak, T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ye hizmetlerinden dolayı ödenen tutarın % 0,2 si komisyon olarak ayrıca ödenir. Desteklerden yararlanamayacak olanlar MADDE 12- (1) Bu Karar kapsamındaki desteklemelerden kamu kurum ve kuruluşları yararlanamaz. Denetim, haksız ödemelerin geri alınması ve hak mahrumiyeti MADDE 13- (1) Destekleme ödemelerinin denetimini sağlayacak tedbirleri almaya Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkilidir. Bu amaçla yapılacak çalışmalarda gerektiğinde diğer kamu kurum ve kuruluşları ile kooperatifler, ziraat odaları ve birliklerin hizmetlerinden yararlanılır. (2) Uygulama tebliğinde belirlenen ilgili merciler, kendilerine ibraz edilen belgelerin kontrolünden ve kendi hazırladıkları belgelerden sorumlu olacaktır. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyerek haksız yere ödemeye neden olanlar ile haksız yere ödemelerden yararlanmak üzere sahte veya içeriği itibarıyla gerçek dışı belge düzenleyen ve kullananlar hakkında gerekli cezai, hukuki ve idari işlemler yapılır. (3) Haksız yere yapılan destekleme ödemeleri, ödeme tarihinden itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci maddesinde belirtilen gecikme

301 zammı oranları dikkate alınarak hesaplanan kanunî faizi ile birlikte geri alınır. Haksız ödemenin yapılmasında ödemeyi sağlayan, belge veya belgeleri düzenleyen gerçek ve tüzel kişiler, geri alınacak tutarların tahsilinde müştereken sorumlu tutulurlar. (4) Bu Kararla belirlenen destekleme ödemelerinden, idarî hata sonucu düzenlenen belgelerle yapılan ödemeler hariç, haksız yere yararlandığı tespit edilen üreticiler, beş yıl süreyle hiçbir destekleme programından yararlandırılmazlar. Uygulamaya ilişkin usul ve esaslar MADDE 14- (1) Bu Kararın yürütülmesine ilişkin usul ve esaslar, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından çıkarılacak tebliğlerle belirlenir. Yürürlük MADDE 15- (1) Bu Karar 1/1/2012 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 16- (1) Bu Karar hükümlerini Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı yürütür.

302 LİSTE NO HAVZA ADI Güney 1 Marmara Havzası Batı Karadeniz 2 Havzası Kuzeybatı 3 Anadolu Havzası Doğu Karadeniz 4 Havzası Karasu Aras 5 Havzası Kuzey 6 Marmara Havzası Büyük Ağrı 7 Havzası 8 Söğüt Havzası 9 Çoruh Havzası 10 Yukarı Fırat Havzası 11 Kıyı Ege Havzası 12 Van Gölü Havzası 13 Erciyes Havzası 14 Kaz Dağları Havzası 15 İç Ege Havzası 16 Gediz Havzası 17 Meriç Havzası 18 Yeşilırmak Havzası FARK ÖDEMESİ KAPSAMINDA DESTEKLENEN ÜRÜNLER Arpa, Buğday, Çavdar, Çeltik, Dane Mısır, Kanola, Kuru Fasulye, Kütlü Pamuk, Nohut, Soya Fasulyesi, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf, Zeytinyağı Arpa, Buğday, Çavdar, Çeltik, Dane Mısır, Kanola, Kuru Fasulye, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf, Zeytinyağı Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Çeltik, Dane Mısır, Kuru Fasulye, Nohut, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf Buğday, Çavdar, Çay, Dane Mısır, Kanola Arpa, Buğday, Çavdar, Dane Mısır, Kuru Fasulye, Mercimek, Nohut, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Çeltik, Kanola, Kuru Fasulye, Dane Mısır, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf, Zeytinyağı Arpa, Buğday, Çavdar, Dane Mısır, Kanola, Yağlık Ayçiçeği, Çeltik Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Çeltik, Dane Mısır, Kanola, Kuru Fasulye, Mercimek, Nohut, Soya Fasulyesi, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf, Zeytinyağı Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Çay, Çeltik, Dane Mısır, Kuru Fasulye, Mercimek, Nohut, Tritikale, Yulaf Arpa, Buğday, Çavdar, Dane Mısır, Kuru Fasulye, Nohut, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Çeltik, Dane Mısır, Kuru Fasulye, Kütlü Pamuk, Mercimek, Nohut, Soya Fasulyesi, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf, Zeytinyağı Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Dane Mısır, Kuru Fasulye, Nohut, Yağlık Ayçiçeği Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Dane Mısır, Kanola, Kuru Fasulye, Mercimek, Nohut, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Çeltik, Dane Mısır, Kanola, Kuru Fasulye, Kütlü Pamuk, Mercimek, Nohut, Soya Fasulyesi, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf, Zeytinyağı Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Dane Mısır, Kanola, Kuru Fasulye, Kütlü Pamuk, Mercimek, Nohut, Soya Fasulyesi, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf, Zeytinyağı Arpa, Buğday, Çavdar, Dane Mısır, Kanola, Kütlü Pamuk, Mercimek, Nohut, Soya Fasulyesi, Tritikale, Yulaf, Zeytinyağı Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Çeltik, Dane Mısır, Kanola, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Çeltik, Dane Mısır, Kanola, Kuru Fasulye, Mercimek, Nohut, Soya Fasulyesi, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf

303 19 Orta Karadeniz Havzası 20 Karacadağ Havzası 21 Zap Havzası 22 GAP Havzası Batı GAP Havzası Doğu Akdeniz Havzası Kıyı Akdeniz Havzası Ege Yayla Havzası Orta Kızılırmak Havzası Orta Anadolu Havzası 29 Fırat Havzası 30 Göller Havzası Arpa, Buğday, Çavdar, Çay, Çeltik, Dane Mısır, Kanola, Kuru Fasulye, Soya Fasulyesi, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf Arpa, Aspir, Buğday, Çeltik, Dane Mısır, Kanola, Kuru Fasulye, Kütlü Pamuk, Mercimek, Nohut, Soya Fasulyesi, Yağlık Ayçiçeği, Zeytinyağı Arpa, Aspir, Buğday, Çeltik, Dane Mısır, Kuru Fasulye, Kütlü Pamuk, Mercimek, Nohut Arpa, Aspir, Buğday, Çeltik, Dane Mısır, Kanola, Kütlü Pamuk, Mercimek, Nohut, Soya Fasulyesi, Yağlık Ayçiçeği, Zeytinyağı Arpa, Buğday, Dane Mısır, Kuru Fasulye, Kütlü Pamuk, Mercimek, Nohut, Soya Fasulyesi, Yağlık Ayçiçeği, Zeytinyağı Arpa, Buğday, Çavdar, Dane Mısır, Kanola, Kütlü Pamuk, Mercimek, Nohut, Soya Fasulyesi, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf, Zeytinyağı Arpa, Buğday, Çavdar, Çeltik, Dane Mısır, Kanola, Kuru Fasulye, Kütlü Pamuk, Nohut, Soya Fasulyesi, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf, Zeytinyağı Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Dane Mısır, Kuru Fasulye, Kütlü Pamuk, Nohut, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf, Zeytinyağı Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Çeltik, Dane Mısır, Kanola, Kuru Fasulye, Mercimek, Nohut, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Dane Mısır, Kanola, Kuru Fasulye, Mercimek, Nohut, Soya Fasulyesi, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf Arpa, Buğday, Çavdar, Dane Mısır, Kanola, Kuru Fasulye, Kütlü Pamuk, Mercimek, Nohut, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Zeytinyağı Arpa, Aspir, Buğday, Çavdar, Dane Mısır Kanola, Kuru Fasulye, Mercimek, Nohut, Soya Fasulyesi, Tritikale, Yağlık Ayçiçeği, Yulaf, Zeytinyağı, R.G. 07 Mayıs ] Karar Sayısı : 2012/ Yılı Yatırım Programında 2010A proje numarası ile yer alan Silvan I. Merhale (GAP) Projesi kapsamındaki Ambar Barajı nın yapımı amacıyla ekli haritada gösterilen taşınmazların Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından acele kamulaştırılması; Orman ve Su İşleri Bakanlığının 6/4/2012 tarihli ve 941 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu nca 16/4/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN F. ÇELİK N. ERGÜN

304 Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği Bakanı V.Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU C. YILMAZ Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Ekonomi Bakanı V. T. YILDIZ E. BAYRAKTAR R. AKDAĞ H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor Bakanı V. Gıda, Tarım Hayvancılık Bakanı V.Gümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı C. YILMAZ F. ŞAHİN M. ŞİMŞEK Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V. Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim BakanıMilli Savunma Bakanı Orman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Bakanı ve

305

306 R.G. 07 Mayıs ] Karar Sayısı : 2012/3139 Bazı mallarda uygulanan Özel Tüketim Vergisi ile ilgili ekli Kararın yürürlüğe konulması; Maliye Bakanlığının 25/4/2012 tarihli ve 466 sayılı yazısı üzerine, 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun 12 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu nca 27/4/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ C. YILMAZ B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı V.Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN E. BAĞIŞ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi Teknoloji Bakanı ve F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor Bakanı Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı C. YILMAZ E. GÜNAY Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı H. YAZICI Gıda, Tarım ve M. ŞİMŞEK Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim BakanıMilli Savunma Bakanı Orman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık BakanıUlaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı 27/4/2012 TARİHLİ VE 2012/3139 SAYILI KARARNAMENİN EKİ KARAR MADDE sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (III) sayılı Listenin (A) Cetvelinde yer alan malların asgari maktu vergi tutarları aşağıdaki şekilde yeniden belirlenmiştir.

307 MADDE 2 Bu Karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 Bu Karar hükümlerini Maliye Bakanı yürütür. R.G. 07 Mayıs ] TEBLİĞ

308 Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) ile Maliye Bakanlığından: KAMU HAZNEDARLIĞI GENEL TEBLİĞİ Amaç MADDE 1- (1) Bu Tebliğin amacı, kapsamda yer alan kurumların mali kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması ve izlenebilmesini teminen Kamu Haznedarlığı uygulamasına ilişkin esas ve usulleri belirlemektir. Kapsam MADDE 2- (1) Aşağıda sayılan kurumlar bu Tebliğ hükümlerine tabidir. a) Genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, b) Özel bütçeli idareler, c) Döner sermayeler, ç) Belediyeler, d) İl özel idareleri, e) Sosyal güvenlik kurumları, f) Kamu iktisadi teşebbüsleri, g) Özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşları, ğ) Bu maddede sayılanların bağlı ortaklıkları, müessese ve işletmeleri ile birlikleri, h) Bu maddede sayılan kurumlarca fon, hesap, özel hesap, havuz ve benzeri adlarla açılmış olan ve/veya yönetilen her türlü banka hesabı. Dayanak MADDE 3- (1) Bu tebliğ, 28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 12 ve 16 ncı maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır. Tanımlar MADDE 4- (1) Bu Tebliğde geçen; a) DİBS: Devlet İç Borçlanma Senedini, b) Kurum: 2 nci maddede sayılanları, c) Müsteşarlık: Hazine Müsteşarlığını, ç) TCMB : Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasını ifade eder. Uygulama ve kullanılacak araçlar MADDE 5- (1) Hazine Müsteşarlığı dışında kalan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri; a) Kendi bütçeleri veya tasarrufları altında bulunan her türlü mali kaynaklarını TCMB veya muhabiri olan bankada açılacak TL cinsi vadesiz hesaplarda tutmakla yükümlüdür. b) Dış alımlar veya yurtdışından temin edilen krediler nedeni ile döviz cinsinden ödeme veya yükümlülükleri olması veya Avrupa Birliği tarafından sağlanan ve döviz cinsinden izlenmesi gereken hibe anlaşmaları ile çeşitli faaliyetler kapsamında uluslararası örgütler tarafından hesaplarına döviz cinsi aktarım yapılması durumunda sadece bu işlemlerle sınırlı olmak kaydıyla vadeli veya vadesiz döviz tevdiat hesabı açtırabilir. (2) Genel bütçe kapsamındaki kurumlarca a) Afet nedeniyle toplanan nakdi bağış ve yardımlar, b) Özel kanunların verdiği yetki çerçevesinde belli bir kamusal amaca özgülenmek suretiyle fon, hesap, özel hesap, havuz ve benzeri adlarla açılan ve/veya yönetilen her türlü banka hesaplarında tutulan kaynaklar bu maddenin üçüncü fıkrasında sayılan esaslar çerçevesinde değerlendirilir. (3) İkinci maddenin birinci fıkrası (a) bendi dışındaki kurumlar kendi bütçeleri veya tasarrufları altında bulunan her türlü mali kaynaklarını TCMB, T.C. Ziraat Bankası A.Ş., T. Halk Bankası A.Ş. veya T. Vakıflar Bankası A.O nda açtıracakları hesaplarda aşağıdaki araçları kullanarak değerlendirmekle yükümlüdür.

309 a) TL cinsi vadesiz mevduat, b) TL cinsi vadeli mevduat, c) İhale, doğrudan satış, ihale öncesi rekabetçi olmayan teklif ya da ikincil piyasadan doğrudan ya da ters repo yoluyla temin etmek suretiyle DİBS. ç) Gerekli görülmesi halinde ve ihtiyaçları ölçüsünde döviz cinsi ödemeleri için vadeli veya vadesiz döviz hesabı. (4) Kurumlar, özel kanunların verdiği yetkiye dayanılarak veya herhangi bir kamu bankasının faaliyet göstermediği yerleşim yerlerinde yapacakları tahsilatlar için yurtiçinde yerleşik diğer bankaları da kullanabilirler. Bu şekilde gerçekleştirilen tahsilat tutarlarının, özel kanunların verdiği yetki kapsamında yapılan düzenlemelerde yer alan hükümler saklı kalmak kaydı ile takip eden işgünü içinde ilgili kurumun kamu bankasındaki hesabına aktarılması zorunludur. Nemalandırma MADDE 6- (1) Vadeli mevduat faiz oranı piyasada oluşan benzer vadedeki DİBS faiz oranından daha düşük olamaz. Vadeli mevduat faiz oranına ilişkin gösterge faiz oranının hesaplama formülü ektedir (Ek 1). (2) Vadeli mevduat faiz oranının piyasada oluşan benzer vadedeki DİBS faiz oranından düşük olması halinde mali kaynaklar, DİBS alım satım işlemleri yoluyla değerlendirilebilir. Diğer menfaatler MADDE 7- (1) Kurumlar mali kaynaklarının değerlendirilmesinde faiz veya kar payı dışında ayni ya da nakdi herhangi bir menfaat temin edemez. (2) Kurumların aylık ve ücret ödemeleri ile faaliyetleri kapsamında bankalara yaptırdıkları tahsilat ve ödeme işlemlerine ilişkin olarak sağladıkları havale, elektronik fon transferi (EFT), para transferi ve benzeri bankacılık hizmetleri için ortaya çıkan ücret ve hizmet bedellerinin banka tarafından üstlenilmesine ilişkin olarak yapılan protokoller bu kapsamda değerlendirilmez. (3) Bu tebliğin yürürlük tarihinden önce yapılmış olan protokoller sürelerinin bitimine kadar uygulanmaya devam olunur. Bildirim ve raporlama MADDE 8 - (1) 4749 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinin dördüncü fıkrası gereğince; (a) Kurumların mali hizmetlerini yürüten birimleri, merkez ve varsa taşra birimlerine ait vergi kimlik numaralarına ilişkin her türlü değişikliği en geç 5 iş günü içerisinde, ayrıca bankalarca Müsteşarlığa iletilen hesap bilgilerinin mutabakatını teminen, içerik ve süresi Müsteşarlıkça belirlenerek talep edilen bilgileri de istenen süre içerisinde Müsteşarlığa göndermekle yükümlüdür. (b) Bankalar, kurumların kendileri nezdindeki mali kaynakları ile kullandıkları kredi ve benzeri yükümlülükleri hakkındaki bilgileri, içerik ve süresi Müsteşarlıkça belirlenen şekilde hazırlamak ve Müsteşarlığa göndermekle yükümlüdür. (2) Kamu Haznedarlığı uygulaması çerçevesinde Müsteşarlıkça izlenen ve ticari sır niteliğini haiz olan bilgiler kurumların bağlı, ilgili veya ilişkili oldukları bakanlıklar, adli merciler ve denetim mercileri tarafından gerekli olduğu hallerde Müsteşarlıktan gerekçesi ile birlikte yazılı olarak talep edilebilir. Bu taleplerden karşılanması uygun görülenler gizli kaydıyla yazılı olarak cevaplanır. Sorumluluk MADDE 9 (1) Bu Tebliğ kapsamında yer alan kurum yetkilileri ve muhasebe yetkilileri bu Tebliğ hükümlerini yerine getirmekle yükümlü olup Tebliğ hükümlerine aykırılık sebebi ile ortaya çıkabilecek zararlardan şahsen ve müteselsilen sorumludur. Yaptırım MADDE 10 (1) Kamu kaynaklarının bu Tebliğ hükümlerine aykırı şekilde değerlendirilmesinden elde edildiği tespit edilen nemalar genel bütçeye gelir kaydedilir.

310 (2) Müsteşarlık tarafından bu Tebliğin 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında istenen bilgilerin belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde gönderilmemesi halinde 4749 sayılı Kanunun 14/A maddesi (ı) bendi uyarınca idari para cezası uygulanır. İstisnalar ve muafiyetler MADDE 11 (1) Bu Tebliğin yayımı tarihinden önce Kamu Haznedarlığı uygulaması kapsamında tanınmış olan istisnaların uygulanmasına devam edilir. (2) Aşağıda sayılan kurumlar ile hesaplar tebliğ kapsamı dışındadır: a) Kamu bankaları, b) Mazbut vakıflar, c) Özel kanunla kurulmuş kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları, ç) Kefalet ve yardımlaşma sandıkları, d) Dernekler, e) Federasyonlar, f) Muhtarlıklar, g) Kurumların eğitim ve dinlenme tesisi, misafirhane, kreş, çocuk bakımevi, spor tesisi ve benzeri sosyal ve destek amaçlı tesislerinden yararlanan personelinden alınan yemek, konaklama ve diğer hizmet bedellerinin bulundurulduğu ve söz konusu tesislerin nam ve hesabına açılmış olan banka hesapları ğ) Yılı bütçeleri ile tahsis edilen örtülü ödenekler ile ilgili olarak açtırılan banka hesapları, h) Bulundukları ülkenin bankacılık sektörü veya kambiyo mevzuatından kaynaklanan sorunlar nedeniyle kurumların yurt dışı temsilciliklerince yurt içinde kendi nam ve hesaplarına açtırdıkları banka hesapları, (3) Bu Tebliğin 5 inci maddesinin ikinci fıkrası ile bu maddenin ikinci fıkrası (g), (ğ) ve (h) bentleri kapsamındaki hesaplar için kurum vergi kimlik numarasından ayrı bir vergi kimlik numarası kullanılır. Diğer hususlar MADDE 12- (1) 22/08/2008 tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayınlanan Kamu Haznedarlığı Genel Tebliği yürürlükten kaldırılmıştır. GEÇİCİ MADDE 1- (1) Tebliğ kapsamındaki kurumlardan hali hazırda teşkilatlanma süreci devam edenler ile Tebliğin yürürlüğe girdiği tarihten sonra kurulacak olanlar için 8, 9 ve 10 uncu maddelerin yürürlük tarihi bu kurumların mali hizmetler görevlerini yürüten birimlerinin ihdas edildiği tarihten itibaren 15 iş günüdür. (2) 06/04/2011 tarihli ve 6223 sayılı Kamu Hizmetlerinin Düzenli, Etkin Ve Verimli Bir Şekilde Yürütülmesini Sağlamak Üzere Kamu Kurum Ve Kuruluşlarının Teşkilat, Görev Ve Yetkileri İle Kamu Görevlilerine İlişkin Konularda Yetki Kanunu hükümleri çerçevesinde kurulan ya da adı değiştirilen kurumlar, vergi kimlik numaralarına ilişkin iptal ya da değişiklikleri bu Tebliğin yayım tarihinden sonraki 15 iş günü içerisinde Müsteşarlığa bildirmek zorundadır. (3) Bu Tebliğin 11 inci maddesi ikinci fıkrası ve üçüncü fıkrası (g), (ğ) ve (h) bentleri kapsamındaki hesaplar için daha önce alınarak hali hazırda kullanılan ancak Müsteşarlığa bildirilmemiş olan vergi kimlik numaraları ile yeni temin edilecek vergi kimlik numaralarının Tebliğin yayımı tarihinden itibaren en geç 30 iş günü içerisinde Müsteşarlığa bildirilmesi zorunludur. Yürürlük MADDE 13 (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 14 (1) Bu Tebliğ hükümlerini Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Devlet Bakanı ile Maliye Bakanı birlikte yürütür.

311 EK 1- Kamu Haznedarlığı Genel Tebliğinin 6 ncı maddesi uyarınca kurumların mali kaynaklarının vadeli m vadeli mevduat faiz oranı, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası nın adresin Veriler/Tahvil ve Bono Piyasası Verileri/ Tahvil ve Bono Piyasası Günlük Bültenleri nde işlem vadesine benzer vadeli olan DİBS in yıllık basit ağırlıklı ortalama getiri oranından düşük olamaz. Yukarıda belirtilen ve kurumlarca banka tarafından teklif edilen faiz oranı ile karşılaştırılması gereke aşağıdaki şekilde hesaplanır. BENZER VADEDEKİ DİBS FAİZ ORANI = DİBS 1 FAİZ ORANI + DİBS 2 FAİZ ORANI - DİBS 1 FAİ DİBS 2 VADE - DİBS 1 VA Hesaplamada yer alan "DİBS 1" vadeye kalan gün sayısı açılacak mevduatın vadesinden daha kısa o kalan gün sayısı açılacak mevduatın vadesinden daha uzun olan en yakın vadeli Devlet İç Borçlanm ÖRNEK : FAİZ ORANI VADE AÇILACAK MEVDUATIN VADESİ 45 GÜN DİBS 1 20 GÜN 8,32 DİBS GÜN 9,57 BENZER VADEDEKİ DİBS FAİZ ORANI = BENZER VADEDEKİ DİBS FAİZ ORANI = 9,57-8,32 8,32 X + ( ,69 Bu hesaplamalar "www. hazine.gov.tr " adresinde yer alan " Bildirimler ve E-Başvurular" alanın

312 R.G. 07 Mayıs ] MİLLETLERARASI ANDLAŞMA Karar Sayısı : 2012/ Eylül 2005 tarihinde New York ta imzalanan ve 15/2/2012 tarihli ve 6277 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ekli Nükleer Terörizmin Önlenmesine İlişkin Uluslararası Sözleşme nin bildirim ve çekince ile birlikte onaylanması; Dışişleri Bakanlığının 19/3/2012 tarihli ve HUM/ sayılı yazısı üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu nca 2/4/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ M. ŞİMŞEK B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı V.Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN E. BAĞIŞ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi Teknoloji Bakanı ve F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor Bakanı Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı C. YILMAZ E. GÜNAY Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı H. YAZICI Gıda, Tarım M. ŞİMŞEK Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık Bakanı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı NÜKLEER TERÖRİZMİN ÖNLENMESİNE İLİŞKİN ULUSLARARASI SÖZLEŞME Bu Sözleşmeye Taraf Devletler, ve

313 Uluslararası barış ve güvenliğin korunmasına ve Devletler arasında iyi komşuluk ve dostane ilişkilerin geliştirilmesine ilişkin Birleşmiş Milletler Şartı nın amaç ve ilkelerini gözönünde tutarak, Birleşmiş Milletler in Ellinci Yıldönümü vesilesiyle yayınlanan 24 Ekim 1995 tarihli Beyannamesini anımsayarak, Tüm Devletlerin barışçıl amaçlarla nükleer enerjiyi geliştirme ve kullanma hakları bulunduğunu ve nükleer enerjinin barışçıl olarak kullanılmasından kaynaklanacak potansiyel yararlanma konusunda meşru çıkarları bulunduğunu düşünerek, 1980 Nükleer Maddelerin Fiziki Korunmasına ilişkin Uluslararası Sözleşmeyi akılda bulundurarak, Her biçim ve görünümüyle terörist eylemlerin tüm dünyada giderek arttığından derin endişe duyarak, Aynı zamanda, Birleşmiş Milletlere Üye Devletlerin, diğerleri yanında, Devletler ve halklar arasında dostça ilişkileri tehlikeye düşüren ve Devletlerin ülke bütünlüğü ve güvenliğini tehdit edenler de dahil olmak üzere, kim tarafından ve nerede işlenirse işlensin, tüm terörist eylem, yöntem ve uygulamaları suç ve mazur görülemez olarak sarih bir şekilde kınadıklarını ciddi olarak yeniden teyit ettikleri Birleşmiş Milletler Genel Kurulu nun 9 Aralık 1994 tarihli ve 49/60 sayılı kararına ekli Uluslararası Terörizmin Ortadan Kaldırılması İçin Önlemler hakkındaki Beyannameyi de hatırlayarak, Beyannamenin aynı zamanda Devletleri, konunun tüm veçhelerini kapsayan kapsamlı bir hukuki çerçevenin mevcut olmasını temin etmek amacıyla, terörizmin bütün biçim ve görünümleriyle önlenmesi, bastırılması ve ortadan kaldırılmasına dair mevcut uluslararası hukuki düzenlemelerin kapsamını ivedi olarak gözden geçirmeye teşvik ettiğini not ederek, Genel Kurul un 17 Aralık 1996 tarihli ve 51/210 sayılı kararını ve Uluslararası Terörizmin Ortadan Kaldırılması İçin Önlemler hakkındaki 1994 tarihli Ek Beyannameyi anımsayarak, Aynı zamanda, Genel Kurul un 51/210 sayılı kararına uygun olarak, diğerleri yanında, ilgili mevcut uluslararası belgelere eklemek üzere nükleer terörizm eylemlerinin önlenmesi için uluslararası bir sözleşmenin hazırlanması amacıyla geçici bir komitenin kurulduğunu hatırlayarak, Nükleer terörizm eylemlerinin vahim sonuçlarının olacağını ve uluslararası barış ve güvenliği tehdit edebileceğini not ederek, Mevcut çok taraflı hukuki hükümlerin bu saldırıları uygun şekilde karşılamadığını da not ederek, Bu tür terörist eylemlerin önlenmesi ve faillerinin kovuşturulması ve cezalandırılması için etkin ve pratik önlemler tasarlanması ve kabul edilmesinde Devletler arasındaki uluslararası işbirliğinin arttırılmasına ivedi gereksinim duyulduğuna inanarak, Devletlerin askeri kuvvetlerinin faaliyetlerinin, bu Sözleşmenin çerçevesi dışındaki uluslararası hukuk kurallarınca düzenlendiğini ve belirli eylemlerin bu Sözleşmenin kapsamı dışında bırakılmasının, yasadışı eylemlere gözyumulduğu veya bu eylemlerin yasal kılındığı veya diğer kanunlara göre kovuşturulmasına engel olunduğu anlamına gelmediğini not ederek, Aşağıdaki hususlar üzerinde anlaşmışlardır: Madde 1 Bu Sözleşmenin amaçları açısından: 1. Radyoaktif madde, nükleer madde ve kendiliğinden parçalanan (alfa, beta, gamma veya nötron ışınları gibi bir veya daha fazla iyonize etkili ışımanın salınımıyla gerçekleşen bir süreç) ve radyolojik ve atomik parçalanmaya uygun olma özelliği gereği

314 ölüme, vücutta ağır yaralanmalara veya eşyalarda veya çevrede maddi hasara yol açabilen parçacıklar içeren diğer radyolojik malzeme anlamına gelir. 2. Nükleer madde, plütonyum-238 de izotop konsantrasyonu oranı yüzde 80 i geçen dışındaki plütonyum; uranyum-233; izotop 235 veya 233 de zenginleştirilmiş uranyum, maden filizi veya maden filizi tortusu biçiminde olanlar dışında doğrudan oluşan izotop karışımları içeren uranyum veya yukarıdakilerden bir veya daha fazlasını içeren maddeler anlamına gelir. Bunun yanında, 235 veya 233 izotopunda zenginleştirilmiş uranyum, 235 veya 233 izotopu içeren uranyum veya bu izotopların 238 izotopuna göre bolluk oranı, doğada bulunan 235 izotopunun 238 izotopuna oranından daha fazla olacak şekilde her iki izotop anlamına gelir. 3. Nükleer tesis, a) Enerji kaynağı olarak kullanılmak üzere gemi, araç, uçak veya uzay araçlarını ileriye doğru itmek için veya diğer herhangi bir sebeple gemilere, araçlara, uçaklara veya uzay araçlarına yüklenmiş reaktörler de dahil herhangi bir nükleer reaktör; b) Radyoaktif maddeyi üretmek, depolamak, işlemek veya taşımak üzere kullanılan her türlü tesis veya araç anlamına gelir. 4. Cihaz, a) Herhangi bir nükleer patlayıcı cihaz, veya b) Radyolojik özellikleri gereği, ölüme, vücutta ciddi yaralanmalara veya çevreye veya eşyaya maddi hasar verebilen herhangi bir radyoaktif madde dağıtan veya radyasyon yayan cihaz anlamına gelir. 5. Devlet veya hükümet tesisi, bir Devletin temsilcileri, Hükümet, yasama veya yargı üyeleri, veya bir Devletin memurları veya çalışanları veya diğer her tür kamu kurumu veya makamı veya hükümetlerarası bir örgütün memurları veya çalışanları tarafından resmi görevleri çerçevesinde sürekli veya geçici olarak kullanılan veya işgal edilen her tür tesis veya taşıma aracı anlamına gelir. 6. Devletin silahlı kuvvetleri, bir Devletin iç hukuku uyarınca, asıl amacı ulusal savunma ve güvenlik olmak üzere örgütlenen, eğitilen ve teçhiz edilen silahlı kuvvetleri ile bu silahlı kuvvetlerin resmi emir ve komutası, denetimi ve sorumluluğu altında hareket eden ve onlara destek hizmeti veren kişiler anlamına gelir. Madde 2 1. Eğer bir kişi, yasadışı bir biçimde ve kasten a)i) Ölüme veya vücutta ciddi yaralanmaya sebep olma niyetiyle, ii) Mülke veya çevreye zarar verme niyetiyle radyoaktif maddeye sahip olursa veya radyoaktif bir cihaz imal ederse ya da böyle bir cihaza sahip olursa, b) i) Ölüme veya vücutta ciddi yaralanmaya sebep olma niyetiyle; veya ii) Mülke veya çevreye maddi hasar vermek niyetiyle; veya iii) Gerçek veya tüzel bir kişiyi, uluslararası bir örgütü veya bir Devleti bir eylemi yapmaya veya yapmaktan kaçınmaya zorlamak niyetiyle, herhangi bir şekilde radyoaktif maddeyi veya cihazı kullanırsa veya radyoaktif maddeyi yayacak veya yayma riski taşıyacak bir şekilde nükleer bir tesisi kullanırsa veya zarar verirse, bu Sözleşme çerçevesinde suç işlemiştir. 2. Eğer bir kişi; a) Tehdidi inanılır kılacak şartlarda, işbu maddenin 1(b) paragrafında belirtildiği şekilde suç işlemekle tehdit ederse; veya b) Tehdidi inanılır kılacak şartlarda tehdit ederek veya güç kullanarak radyoaktif madde, cihaz veya bir nükleer tesisi yasadışı ve kasti bir biçimde talep ederse dahi suç işler. 3. Bu maddenin 1 inci paragrafında yer alan suçu işlemeye teşebbüs ederse de suç işler.

315 4. a) Bu maddenin 1 inci, 2 nci ve 3 üncü paragraflarında belirtilen suça işbirlikçi olarak katılırsa; veya b) Bu maddenin 1 inci, 2 nci ve 3 üncü paragraflarında belirtilen suçu işlemek üzere diğerlerini örgütlerse veya yönetirse; veya c) Bu maddenin 1 inci, 2 nci ve 3 üncü paragraflarında belirtilen bir veya daha fazla suçun işlenmesine ortak amaçla hareket eden bir grup kişiye herhangi bir başka biçimde katkıda bulunursa; böyle bir katkıyı kasti olarak ve genel suç faaliyetlerini veya grubun niyetini daha da ileri götürmek amacıyla veya ilgili suç veya suçları işleyen grubun niyetini bilerek yaparsa, suç işler. Madde 3 Bu Sözleşme, suç tek bir Devlette işlendiğinde, zanlı ve mağdurlar mezkur Devletin vatandaşı olduğunda, zanlı mezkur Devletin ülkesinde bulunduğunda ve başka hiçbir Devletin 9 uncu maddenin 1 inci ve 2 nci paragrafları uyarınca yargı yetkisi kullanması için mesnet bulunmadığında uygulanmayacaktır. Şu kadarki, 7 nci, 12 nci, 14 üncü, 15 inci, 16 ncı ve 17 nci maddelerin hükümleri bu hallerde uygun şekilde uygulanacaktır. Madde 4 1. Bu Sözleşmedeki hiçbir husus, Devletlerin ve bireylerin uluslararası hukuktan, özellikle Birleşmiş Milletler Şartı ve uluslararası insancıl hukuktan kaynaklanan diğer haklarını, yükümlülüklerini ve sorumluluklarını etkilemeyecektir. 2. Silahlı bir çatışma sırasında silahlı kuvvetlerin faaliyetleri, sözkonusu koşullar uluslararası insancıl hukuk çerçevesinde anlaşıldığı ve bu hukuk tarafından düzenlendiği cihetle, bu Sözleşme tarafından düzenlenmez ve bir Devletin silahlı kuvvetleri tarafından resmi görevin icrası olarak üstlenilen faaliyetler, diğer uluslararası hukuk kurallarınca düzenlendiği ölçüde bu Sözleşme kapsamı dışında kalır. 3. Bu maddenin 2 nci paragrafının hükümleri, kanunsuz eylemlere göz yumulacağı veya yasal hale getirileceği veya diğer hukuklar uyarınca kovuşturmaya tabi tutulmasının engelleneceği şeklinde yorumlanmayacaktır. 4. Bu Sözleşme, Devletler tarafından nükleer silah kullanımı veya kullanma tehdidinin meşruluğu hususlarına hiçbir şekilde temas etmez ve temas ettiği şeklinde yorumlanamaz. Madde 5 Her bir Taraf Devlet gerektiğinde aşağıdaki tedbirleri kabul edecektir: a) 2 nci maddede öngörülen suçları, ulusal hukukunda cezai müeyyideye tabi suçlar olarak ihdas etmek, b) Sözkonusu suçları, suçların ağır nitelikte olduklarını dikkate almak suretiyle, uygun cezalarla cezalandırılabilir hale getirmek. Madde 6 Her bir Taraf Devlet, gerektiğinde bu Sözleşmenin kapsamında yer alan, özellikle kamu genelinde veya bir grupta veya belirli şahıslarda terör halini tahrik etme niyetiyle veya hesabıyla işlenen suç fiillerini, hiçbir koşulda siyasi, felsefi, ideolojik, ırksal, etnik, dini veya benzeri diğer mülahazalarla mazur görmeyecek ve ağır tabiatına uygun cezalarla cezalandıracak türden tedbirleri ulusal mevzuatında kabul edecektir. Madde 7 1. Taraf Devletler aşağıdaki şekilde işbirliği yapacaklardır: a. Ülkelerinde veya ülkeleri dışında 2 nci maddede öngörülen suçların işlenmesinin önlenmesi veya karşı hazırlıkların yapılması için, bu suçların işlenmesini cesaretlendiren, tahrik eden, örgütleyen, bilerek mali destek sağlayan veya bilerek teknik yardım veya bilgi sağlayan ya da suçların işlenmesine katılan şahıs, grup ve örgütlerin yasadışı eylemlerini yasaklayacak tedbirler dahil, kendi ülkeleri dahilinde tüm uygulanabilir tedbirleri, gerekirse bu hususta ulusal hukukta düzenleme yapmayı da içerecek şekilde almak;

316 b. Ulusal hukuklarına uygun olarak ve burada belirtilen şekil ve şartlar dahilinde, doğru ve doğrulanmış bilgileri teati etmek ve 2 nci maddede öngörülen suçların ortaya çıkarılması, önlenmesi, bastırılması ve soruşturulması ve bu suçların zanlılarına yönelik cezai mekanizmalar tesis etmek için alınan uygun idari ve diğer tedbirleri koordine etmek. Taraf Devlet, bilhassa, 2 nci maddede öngörülen suçların işlenmesi halinde ve bu suçların işlenmesi için yapıldığı öğrenilen hazırlıklar hakkında, 9 uncu paragraf uyarınca, gecikmeksizin diğer Devletleri ve uygun durumlarda, uluslararası örgütleri haberdar etmek konusunda gerekli tedbirleri alacaktır. 2. Taraf Devletler, bu Sözleşmenin hükümleri uyarınca, diğer bir Taraf Devletten aldıkları veya Sözleşmenin uygulanması kapsamında yürütülen bir faaliyete katılım vesilesiyle temin ettikleri herhangi bir gizli bilginin mahremiyetini korumak için, ulusal hukuklarına uygun tedbirleri alacaklardır. Taraf Devletler, uluslararası örgütlere gizlilik değeri taşıyan bilgi sağladıkları takdirde, bu bilginin mahremiyetinin korunmasını teminen gerekli adımlar atılacaktır. 3. Taraf Devletlerden, ulusal hukuklarının iletilmesine izin vermediği veya ilgili Devletin güvenliğini veya nükleer maddenin fiziki korunmasını tehlikeye sokan herhangi bir bilgi sağlamaları bu Sözleşme kapsamında talep edilmeyecektir. 4. Taraf Devletler, bu maddede atfedilen, bilgi vermek ve almaktan sorumlu yetkili makamlar ile temas noktaları konusunda, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterini bilgilendireceklerdir. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri, bu bilgileri Taraf Devletlerin yetkili makamları ve temas noktaları ile Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı na iletecektir. Sözkonusu makamlara ve temas noktalarına sürekli erişim sağlanmalıdır. Madde 8 Taraf Devletler, bu Sözleşme kapsamındaki suçların önlenmesi amacıyla, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının ilgili tavsiye ve görevlerini dikkate alarak, radyoaktif malzemenin korunmasını sağlayacak uygun tedbirleri almak için her türlü çabayı göstereceklerdir. Madde 9 1. Her Taraf Devlet, 2 nci maddede belirtilen suçlarla ilgili olarak, a) Suçun bu Devletin ülkesinde işlenmesi; ya da b) Suçun, bu Devletin bayrağını taşıyan bir gemide ya da suçun işlendiği anda bu Devletin kanunları uyarınca bulunan bir uçakta işlenmesi; ya da c) Suçun bu Devletin bir vatandaşı tarafından işlenmesi durumlarında da, kendi yargı yetkisini tesis etmek için gerekli olabilecek tedbirleri alacaktır. 2. Bir Taraf Devlet aynı zamanda, a) Suçun bu Devletin bir vatandaşına karşı işlenmiş olması veya b) Suçun, bu Devlete ya da bu Devletin Hükümetinin, Büyükelçilik ya da diğer diplomatik ya da konsolosluk binaları da dahil, yurtdışında bulunan tesislerine karşı işlenmesi veya c) Suçun, bu Devletin ülkesinde daimi olarak ikamet eden vatansız bir kişi tarafından işlenmesi durumunda veya d) Suçun, bu Devleti belirli bir eylemi gerçekleştirmeye zorlamaya ya da gerçekleştirmekten caydırmaya yönelik olarak işlenmesi; veya e) Suçun, bu Devletin Hükümeti tarafından işletilen bir uçakta işlenmesi. Durumlarında kendi yargı yetkisini tesis edebilir. 3. Bu Sözleşmenin onaylanması, kabul edilmesi, uygun bulunması ya da bu Sözleşmeye katılınması sırasında, her bir Taraf Devlet bu maddenin 2 nci paragrafına uygun olarak iç hukukunda tesis ettiği yargı yetkisini Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine bildirecektir. Herhangi bir değişiklik halinde ilgili Taraf Devlet, bu hususu derhal Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine bildirecektir.

317 4. Her bir Taraf Devlet, zanlı kendi ülkesinde bulunuyorsa ve bu kişiyi yargılama yetkisini bu maddenin 1 inci ve 2 nci paragrafları uyarınca kendi hukukunda tesis etmiş olan herhangi bir ülkeye iade etmiyorsa, 2 nci maddede belirtilen suçlara ilişkin kendi yargı yetkisini tesis için benzer şekilde gerekli olabilecek tedbirleri alacaktır. 5. Bu Sözleşme, Taraf Devletin, iç hukukuna uygun olarak tesis ettiği herhangi bir cezaî yargı yetkisinin kullanımını engellemez. Madde nci maddede belirtilen suçlardan birinin bir Taraf Devletin ülkesinde işlendiğine ya da işlenmekte olduğuna veya bu suçlardan birini işleyen kişinin ya da zanlının ülkesinde bulunduğuna dair istihbaratın alınması üzerine bu Taraf Devlet, istihbaratta yer alan unsurları ulusal hukuku çerçevesinde araştırmak üzere gerekli önlemleri alacaktır. 2. Koşulların gerektirdiğinden emin olunması üzerine, suçlu veya zanlının ülkesinde bulunduğu Taraf Devlet, bu kişinin mevcudiyetinin cezaî kovuşturma ya da iade etme amacına yönelik olmasını temin etmek üzere, kendi iç hukukunda uygun görülen önlemleri alacaktır. 3. Hakkında bu maddenin 2 nci paragrafında sözü edilen önlemlerden biri alınan herhangi bir kişi, aşağıda bulunan haklara sahiptir: (a) Vatandaşı olduğu ya da haklarını korumakla yükümlü olan Devletin veya bu kişi vatansızsa, daimi olarak ikamet ettiği ülkenin Devletinin en yakın temsilcisiyle gecikmeksizin iletişim kurmak (b) Bu Devletin temsilcisi tarafından ziyaret edilmek, (c) Alt paragraflar (a) ve (b) çerçevesinde hakları konusunda bilgilendirilmek. 4. Bu maddenin 3 üncü paragrafında atıfta bulunulan haklar, suçlunun ya da zanlının ülkesinde bulunduğu Devletin kanun ve düzenlemesine uygun olarak kullanılacaktır. Şu kadar ki sözkonusu kanun ve düzenleme 3 üncü paragrafta sağlanan haklar ile öngörülen amaçları tam olarak gerçekleştirme kabiliyetine sahip olmalıdır. 5. Bu maddenin 3 üncü ve 4 üncü paragraflarındaki hükümler, 9 uncu maddenin 1(c) ya da 2(c) alt paragraflarına uygun olarak yargı yetkisinin bulunduğunu iddia eden Taraf Devletin, suçlu olduğu iddia edilen kişiyle iletişim kurmak ve onu ziyaret etmek için Uluslararası Kızılhaç Komitesi ni davet etmek hakkına halel getirmeyecektir. 6. Bir Taraf Devlet, bu madde uyarınca bir kişiyi gözaltına aldığı zaman, bir an önce doğrudan ya da Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri aracılığıyla 9 uncu maddenin 1 inci ve 2 nci paragrafları uyarınca yargı yetkisini tesis eden Taraf Devletlere ve yararlı olduğu düşüncesinde ise, ilgili diğer Taraf Devletlere, kişinin gözaltında olduğunu ve kişinin gözaltına alınmasını gerektiren koşulları bildirecektir. Bu maddenin 1 inci paragrafında belirtilen soruşturmayı yapan Devlet, ilgili Taraf Devletlere gecikmeksizin bulguları hakkında bilgi verecek ve yargı yetkisini kullanma niyeti olup olmadığını bildirecektir. Madde Zanlının ülkesinde bulunduğu Taraf Devlet, 9 uncu maddenin uygulandığı durumlarda, bu kişiyi iade etmediği takdirde, suç kendi ülkesinde işlensin ya da işlenmesin, istisnasız ve gecikmeksizin durumu kanunları uyarınca kovuşturulması maksadıyla yetkili makamlarına iletecektir. Sözkonusu makamlar, o Devletin kanunları uyarınca ağır suç niteliği taşıyan diğer durumlarda olduğu gibi karar vereceklerdir. 2. Bir Taraf Devlet, ulusal hukuku gereği vatandaşlarından birini ancak bu kişinin iade talebine konu suçtan yargılanması sonucu hükmedilecek cezasını çekmek üzere geri gönderilmesi koşuluyla bir başka Devlete iade veya teslim edebiliyorsa ve o Devlet ile iade talep eden Devlet bu hususta ve diğer koşullarda mutabık kalırlarsa, sözkonusu koşullu iade veya teslim, işbu maddenin 1 inci paragrafında belirtilen yükümlülüğün yerine getirilmiş olması için yeterli addedilecektir. Madde 12

318 Bu Sözleşmeye uygun olarak gözaltına alınan ya da hakkında herhangi bir önlem alınan ya da adli kovuşturması devam eden herhangi bir kişinin, ülkesinde bulunduğu Devletin hukukuna ve uluslararası insan hakları hukuku dahil, uluslararası hukukun uygulanabilir hükümlerine uygun bir şekilde bütün hak ve güvencelerden yararlandırma da dahil, adil bir muamele görmesi teminat altına alınacaktır. Madde nci maddede belirtilen suçların, bu Sözleşmenin yürürlüğe girmesinden önce Taraf Devletler arasında mevcut herhangi bir iade anlaşmasında yer alan iade edilebilir suçlara dahil edildiği addedilecektir. Taraf Devletler bu tür suçları, birbirleri arasında daha sonra akdedecekleri her iade anlaşmasına iade edilebilir suçlar olarak dahil etmekle yükümlüdürler. 2. İadeyi bir anlaşmanın mevcudiyeti koşuluna bağlı olarak kabul eden bir Taraf Devlet, kendisiyle iade anlaşması bulunmayan bir Taraf Devletten iade talebi alması halinde, talep edilen Taraf Devlet, bu Sözleşmeyi, kendi seçimiyle, 2 nci maddede belirtilen suçlara ilişkin olarak iade için yasal bir dayanak kabul edebilir. İade, talep edilen Devletin hukukunca hükme bağlanan diğer koşullara tâbi olacaktır. 3. İadeyi bir andlaşmanın mevcudiyeti koşuluna bağlı olmaksızın kabul eden Taraf Devletler, talep edilen Devletin hukukunun hükmettiği koşullara tâbi olarak, 2 nci maddede belirtilen suçları kendi aralarında iade edilebilir suçlar olarak tanıyacaklardır. 4. Gerektiğinde 2 nci maddede belirtilen suçlar, Taraf Devletler arasında suçluların iadesi amacıyla, sadece meydana geldikleri yerde değil, 9 uncu maddenin 1 inci ve 2 nci paragrafları uyarınca yargı yetkisini tesis eden Devletlerin toprakları üzerinde de işlenmiş gibi muamele görecektir. 5. Taraf Devletler arasında mevcut tüm suçluların iadesi anlaşmalarının ve düzenlemelerin 2 nci maddede belirtilen suçlara ilişkin hükümleri, bu Sözleşme ile bağdaşmadığı ölçüde, Taraf Devletler arasında değiştirilmiş gibi addedilecektir. Madde Taraf Devletler, 2 nci maddede belirtilen suçlar kapsamında yer alan suçlarla ilgili araştırmalar, cezai kovuşturmalar veya iade işlemlerine ilişkin olarak, yasal işlemler için gerekli kanıtların toplanması da dahil olmak üzere, birbirlerine azami yardım sağlayacaklardır. 2. Taraf Devletler, bu maddenin 1 inci paragrafı çerçevesindeki yükümlülüklerini, aralarında varolan karşılıklı adli yardım andlaşmaları ya da diğer düzenlemelere uygun olarak yerine getireceklerdir. Böyle andlaşma veya düzenlemenin bulunmaması halinde, Taraf Devletler, ulusal yasalarına uygun olarak birbirlerine yardım edeceklerdir. Madde 15 2 nci maddede zikredilen suçlardan hiçbiri, suçluların iadesi veya karşılıklı adli yardımlaşma bağlamında, siyasi bir suç veya siyasi suçla ilgili bir suç veya siyasi saiklerle mülhem bir suç olarak addedilmeyecektir. Dolayısıyla, böyle bir suça ilişkin iade veya karşılıklı adli yardım talebi, salt siyasi bir suç olduğu veya siyasi bir suçla ilişkili bir suç olduğu veya siyasi saiklerle mülhem bir suç olduğu gerekçesiyle reddedilemeyecektir. Madde 16 2 nci maddede zikredilen suçlara ilişkin olarak iade veya adli yardımlaşma talebinde bulunulan Taraf Devletin, bu talebin bir kişinin ırk, din, milliyet, etnik köken veya siyasi fikri nedeniyle kovuşturulması veya cezalandırması için yapıldığına dair esaslı gerekçeleri varsa veya talebi yerine getirmek o şahsın konumuna karşı belirtilen sebeplerden biri nedeniyle önyargı oluşturacaksa, bu Sözleşmenin hiçbir hükmü suçluların iadesi veya adli yardımlaşma yükümlülüğü getirecek şekilde yorumlanamaz. Madde Bir Taraf Devletin ülkesinde gözaltında tutulan veya cezasını çeken bir kişinin, Sözleşme de yer alan suçların soruşturulması veya kovuşturulması için kimlik tespiti, ifade

319 verme veyahut delil elde edilmesine yardımcı olma maksadıyla diğer bir Taraf Devlette hazır bulunması talep edilirse, aşağıdaki koşulların karşılanması suretiyle kişi diğer Taraf Devlete nakledilebilir. a) Kişi bilgilendirilmiş olarak özgürce rızasını verirse ve b) Her iki Taraf Devletin de yetkili mercileri, bu Devletlerin uygun addettikleri koşullara tabi olarak, mutabık kalırlarsa. 2. Bu maddenin amaçları açısından, a) Nakleden Devlet aksini talep etmedikçe veya aksine izin vermedikçe, nakledilen Devletin, nakledilen şahsı gözaltında tutmak yetki ve yükümlülüğü bulunmaktadır; b) Nakledilen Devlet, her iki Devletin yetkili mercilerince önceden veya başka şekilde vardıkları mutabakat uyarınca, kişiyi nakleden Devlet in nezaretine iade etme yükümlüğünü gecikmeksizin yerine getirecektir; c) Nakledilen Devlet, kişinin geri verilmesi için nakleden Devletin iade muameleleri başlatmasını talep etmeyecektir; d) Nakledilen kişinin nakledildiği Devlet gözetiminde geçirdiği süre, nakleden Devlette çekmekte olduğu cezadan mahsup edilecektir. 3. Nakleden Devlet bu maddeye uygun olarak onay vermezse, milliyeti ne olursa olsun bu kişi, nakledildiği Devlet ülkesinde nakleden Devlet ülkesinden ayrılmasından önceki eylem veya mahkumiyetleri nedeniyle kovuşturulamayacak, gözaltına alınamayacak yahut kişisel özgürlüğü başka türlü kısıtlamalara maruz bırakılamayacaktır. Madde Taraf Devlet, 2 nci maddede yer alan suçlardan birinin işlenmesini müteakiben ele geçirme veya başka suretle radyoaktif madde, cihaz veya nükleer tesislerin kontrolünü ele geçirdiği takdirde; a) Radyoaktif madde, cihaz veya nükleer tesisin zararsız hale getirilmesi için gerekli adımları atacak; b) Nükleer maddenin Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı nın ilgili ihtiyati tedbirlerine uygun olarak elde tutulmasını temin edecek ve c) Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı tarafından yayımlanan fiziksel koruma tavsiyeleri ile sağlık ve güvenlik standartlarına riayet edecektir nci maddede belirlenmiş suçlardan birine ilişkin adli kovuşturmaların tamamlanması halinde veya uluslararası hukukun gerekli tuttuğu durumlarda daha önce, bütün radyoaktif madde, cihaz veya nükleer tesis, özellikle iade ve depolama usullerine ilişkin olarak ilgili Taraf Devletlerle istişarelerden sonra ait olduğu Taraf Devlete; bu radyoaktif madde, cihaz veya nükleer tesis herhangi bir Taraf Devletin uyruğu ya da mukimi olan gerçek veya tüzel kişiye aitse sözkonusu Taraf Devlete veya topraklarında çalınan veya yasadışı başka bir yolla elde edilen Taraf Devlete iade edilecektir. 3. a) Ulusal ya da uluslararası hukukun herhangi bir Taraf Devleti böyle bir radyoaktif madde, cihaz veya nükleer tesisi iade ya da kabul etmekten menettiği, yahut ilgili Taraf Devletlerin bu yönde mutabık kaldıkları durumlarda bu maddenin 3(b) paragrafına bağlı olarak, radyoaktif madde, cihaz veya nükleer tesisi elinde tutan Taraf Devlet bu maddenin 1 inci paragrafında tanımlanan adımları atmaya devam edecek; bu radyoaktif madde, cihaz veya nükleer tesisler münhasıran barışçıl amaçlar için kullanılacaktır. b) Elinde radyoaktif madde, cihaz veya nükleer tesisi bulunan bir Taraf Devletin bunları elinde tutmasının yasal olmadığı durumda sözkonusu Devlet, zararsız hale getirmek amacıyla, bunları elinde tutması yasal olan ve bu maddenin 1. paragrafındaki koşullara uygun teminatları sağlayan bir Taraf Devletin mülkiyetine, o Devlet ile istişare ederek derhal bırakacaktır; bu tür radyoaktif madde, cihaz ve nükleer tesisler sadece barışçıl amaçlar için kullanılabilecektir.

320 4. Bu maddenin 1 inci ve 2 nci paragraflarında bahsekonu radyoaktif madde, cihaz veya nükleer tesisler eğer Taraf Devletlerden hiçbirine veya bir Taraf Devletin uyruğu veya mukimine ait değilse veya bir Taraf Devletin ülkesinden çalınmış ya da başka bir yasadışı yoldan elde edilmiş değilse veya hiçbir Taraf Devlet bu maddenin 3 üncü paragrafına uygun olarak bu parçaları kabul etmeye istekli değilse, bunun düzenlenmesine ilişkin olarak ilgili uluslararası kuruluşlar ve Taraf Devletlerin istişarelerinden sonra, bu maddenin 3(b) paragrafı uyarınca, ayrı bir karar alınacaktır. 5. Bu maddenin 1 inci, 2 nci, 3 üncü ve 4 üncü paragraflarına ilişkin olarak, radyoaktif madde, cihaz veya nükleer tesisi elinde tutan Taraf Devlet, diğer Taraf Devletlerden ve özellikle ilgili Taraf Devletlerden ile Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı başta olmak üzere ilgili uluslararası örgütlerden yardım ve işbirliği talep edebilir. Taraf Devletler ve ilgili uluslar arası örgütler bu paragrafa uygun olarak mümkün olan en geniş kapsamlı yardımı sağlamaya teşvik olunurlar. 6. Bu madde bağlamında radyoaktif madde, cihaz veya nükleer tesisle ilgili tasarruf veya alıkonmayla ilgili Taraf Devlet, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Müdürünü sözkonusu maddenin alıkonulduğu veya ne şekilde tasarrufta bulunulduğu konusunda bilgilendirecektir. Genel Müdür bilgiyi diğer Taraf Devletlere iletecektir nci maddede ortaya konan suçlardan biriyle ilişkili bir yayılma durumunda, bu maddede yer alan hiçbir husus, nükleer zarar sorumluluğunu düzenleyen uluslararası hukuk kurallarını veya diğer uluslararası hukuk kurallarını etkilemeyecektir. Madde 19 Zanlının cezai takibata uğradığı Taraf Devlet, ulusal hukuk ve ilgili usullere uygun olarak, adli kovuşturmanın nihai sonucunu diğer Taraf Devletlere iletilmek üzere Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine ulaştıracaktır. Madde 20 Taraf Devletler bu Sözleşmenin etkin uygulanmasını teminen, gerekli durumlarda uluslararası kuruluşların imkânlarını da kullanarak, birbirleriyle doğrudan veya BM Genel Sekreteri aracılığıyla istişarelerde bulunacaklardır. Madde 21 Taraf Devletler, bu Sözleşmeden doğan yükümlülüklerini, Devletlerin egemen eşitliği ve ülke bütünlüğü ve diğer Devletlerin içişlerine müdahale etmeme ilkeleriyle uyumlu bir şekilde yerine getireceklerdir. Madde 22 Bu Sözleşmede yer alan hiçbir husus, bir Taraf Devlete, başka bir Taraf Devletin ülkesinde, o Devletin ulusal hukukunca münhasıran kendi makamlarına tanınmış yargı ve icra yetkisini kullanma hakkı tanımamaktadır. Madde Sözleşmenin yorum ve uygulamasına ilişkin olarak iki ya da daha fazla Taraf Devlet arasında meydana gelen anlaşmazlık, makul bir süre zarfında görüşmeler yoluyla çözülemediği takdirde, Taraf Devletlerden birinin talebi üzerine, tahkime sunulacaktır. Tahkim talebinde bulunulmasından sonra 6 ay içerisinde tahkim tesisinde anlaşma sağlanamadığı takdirde, Taraf Devletlerden biri, anlaşmazlığı Uluslararası Adalet Divanı na, Divanın Statüsüne uygun bir başvuruyla götürebilir. 2. Her Devlet, Sözleşmenin imzası, onayı, kabulü veya uygun bulunması, ya da Sözleşmeye katılınması sırasında işbu maddenin 1 inci paragrafının kendisi için bağlayıcı olmadığını beyan edebilir. Diğer Taraf Devletler, sözkonusu çekinceyi koyan bir Taraf Devletle ilişkileri bakımından, 1 inci paragraf ile bağlı olmayacaklardır nci paragraf uyarınca çekince koyan herhangi bir Devlet, her zaman Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ne bildirimde bulunarak çekincesini geri alabilir. Madde 24

321 1. Bu Sözleşme, 14 Eylül 2005 tarihinden 31 Aralık 2006 tarihine kadar, New York taki Birleşmiş Milletler Merkezi nde tüm Devletlerin imzasına açık olacaktır. 2. Bu Sözleşme onay, kabul veya uygun bulmaya tabidir. Onay, kabul veya uygun bulma belgeleri Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ne tevdi edilecektir. 3. Bu Sözleşme her Devletin katılımına açık olacaktır. Katılım belgeleri Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ne tevdi edilecektir. Madde Bu Sözleşme, yirmi ikinci onay, kabul veya uygun bulma ya da katılım belgesinin Birleşmiş Milletler Genel Sekreterine teslimini izleyen otuzuncu gün yürürlüğe girecektir. 2. Yirmi ikinci onay, kabul, uygun bulma ya da katılım belgesinin tesliminden sonra, Sözleşmeyi onaylayan, kabul eden, uygun bulan veya katılan her Devlet için Sözleşme, sözkonusu Devletin onay, kabul, uygun bulma ya da katılım belgesini tevdi etmesini izleyen otuzuncu gün yürürlüğe girecektir. Madde Bir Taraf Devlet Sözleşmede değişiklik yapılmasını önerebilir. Değişiklik önerisi, öneriyi ivedilikle tüm Taraf Devletlere bildirecek olan Depozitere sunulacaktır. 2. Taraf Devletlerin çoğunluğu değişiklik önerilerinin kabulü için bir konferans düzenlenmesini talep ederlerse, Depoziter, Taraf Devletleri, davetin iletilmesinden itibaren üç aydan daha erken olmamak üzere başlayacak bu konferansa katılmaya davet eder. 3. Konferans değişikliklerin oybirliği ile kabul edilmesini sağlamak üzere gayret sarfeder. Bu mümkün olmadığı takdirde, değişiklikler tüm Taraf Devletlerin üçte iki çoğunluğuyla kabul edilir. Konferansta kabul edilen herhangi bir değişiklik Depoziter tarafından derhal tüm Taraf Devletlere bildirilecektir. 4. Bu maddenin 3 üncü paragrafına uygun bir şekilde kabul edilen değişiklik, değişikliğe dair onay, kabul, katılım veya uygun bulunmasına ilişkin belgeyi teslim eden her bir Taraf Devlet için, Taraf Devletlerin üçte ikisinin ilgili belgelerini teslim ettikleri tarihten sonraki otuzuncu gün yürürlüğe girer. Bundan sonra, herhangi bir Taraf Devlet için değişiklik, o Devletin ilgili belgelerini tevdi etmesini müteakip otuzuncu gün yürürlüğe girer. Madde Herhangi bir Taraf Devlet, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri ne yazılı bildirimde bulunmak suretiyle, Sözleşmeyi kendisi açısından feshedebilir. 2. Fesih, bildirimin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri tarafından alındığı tarihten bir yıl sonra geçerli olacaktır. Madde 28 Arapça, Çince, İngilizce, Fransızca, Rusça ve İspanyolca metinleri aynı derecede geçerli olan Sözleşmenin orijinali, onaylı nüshalarını tüm Devletlere iletecek olan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri tarafından muhafaza edilecektir. Hükümetleri tarafından tam yetkilendirilmiş olan aşağıdaki imza sahipleri 14 Eylül 2005 tarihinde New York taki Birleşmiş Milletler Merkezi nde imzaya açılan bu Sözleşmeyi imzalamışlardır. BİLDİRİM VE ÇEKİNCE Nükleer Terörizmin Önlenmesine İlişkin Uluslararası Sözleşmenin imzalanması vesilesiyle, Türkiye Cumhuriyeti aşağıdaki bildirimde bulunur ve çekince koyar. Bildirim: Türkiye Cumhuriyeti Nükleer Terörizmin Önlenmesine İlişkin Uluslararası Sözleşmenin 4 üncü maddesi 2 nci paragrafında yer alan uluslararası insancıl hukuk tabirinin Türkiye nin taraf olduğu hukuk belgelerine atıfta bulunduğu anlayışındadır. Sözkonusu madde hali hazırda uluslararası hukuk tarafından anlaşıldığı ve uygulandığı şekilde, bir devletin silahlı kuvvetleri dışındaki silahlı güçlere ve gruplara değişik bir statü vermek olarak yorumlanmamalı ve Türkiye için yeni yükümlülükler yaratmamalıdır.

322 Çekince: Sözleşmenin 23(2) nci maddesi uyarınca, Türkiye Cumhuriyeti Sözleşmenin 23(1) inci maddesi ile kendini bağlı telakki etmediğini açıklar. R.G. 08 Mayıs ] Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığından: İdarî yargı hâkimlerinin 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu gereğince atanmalarına ilişkin kararnameler aşağıda gösterilmiştir. BİRİNCİ DAİRE KARARI: 5/4/2012/887 Ankara Bölge İdare Mahkemesi Üyeliğine, Danıştay Tetkik Hâkimi Dr. Ömer KÖROĞLU, Naklen atanmıştır. BİRİNCİ DAİRE KARARI: 5/4/2012/888 Danıştay Tetkik Hâkimliğine, Danıştay Savcısı Elif Emel ÇELİK, Naklen atanmıştır. BİRİNCİ DAİRE KARARI: 5/4/2012/889 Adana Bölge İdare Mahkemesi Üyeliğine, Danıştay Tetkik Hâkimi Hüseyin ÖZGÜN, Naklen atanmıştır. R.G. 08 Mayıs ] YÖNETMELİKLER Anayasa Mahkemesi Başkanlığından: ANAYASA MAHKEMESİ RAPORTÖR YARDIMCISI ADAYLARININ EĞİTİMİ HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, raportör yardımcısı adaylığına atananların eğitimlerinin şekil ve şartları ile adaylık süresi sonunda yapılacak sınavın usul ve esaslarını belirlemektir. Kapsam MADDE 2 (1) Bu Yönetmelik, raportör yardımcısı adaylığına atananların eğitim dönemlerinde öğretilecek teorik ve uygulamalı konuları, eğitim sürelerini, eğitimin yapılacağı yer ve eğitimin yapılmasına ilişkin esaslar ile adaylık süresi sonunda yapılacak sınavın usulüne ilişkin konuları kapsar. Dayanak MADDE 3 (1) Bu Yönetmelik 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 27 nci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır. Tanımlar MADDE 4 (1) Bu Yönetmelikte geçen;

323 a) Aday: Raportör yardımcısı adaylığına atananları, b) Adaylık süresi: Aday olarak atandığı tarihten başlamak üzere, 6216 sayılı Kanun ve bu Yönetmelik gereğince her adayın başarılı olarak geçirmesi gereken iki yıllık dönemi, c) Ara sınavı: Adaylık süresince belirli aralıklarla yapılacak yazılı veya sözlü sınavları, ç) Başkanlık: Anayasa Mahkemesi Başkanlığını, d) Başkan: Anayasa Mahkemesi Başkanını, e) Danışman raportör: Adayların çalışmalarını izlemek üzere Başkanlıkça görevlendirilen raportörleri, f) Eğitim: Adaylık süresince yapılan eğitim ve öğretimi, g) Genel Sekreterlik: Anayasa Mahkemesi Genel Sekreterliğini, ğ) Mahkeme: Anayasa Mahkemesini, h) Yeterlilik sınavı: Adaylık süresi sonunda yapılan, mesleki yeterliliği ve yabancı dil yeterliliğini tespit eden sınavları, ifade eder. İKİNCİ BÖLÜM Eğitiminin Amacı, Süresi, Yeri ve Konuları Eğitimin amacı MADDE 5 (1) Eğitimin amacı, yükseköğrenimde elde edilen bilgilerden raportör yardımcılığı mesleği ile ilgili olanların genel olarak tekrarı, mesleğin tanıtılması, mesleğe hazırlık, meslek için gerekli bilgilerin verilmesi ve yeterliliklerin kazandırılmasıdır. (2) Raportör yardımcısı adaylarının mesleki eğitiminde; a) Hukukun temel kavramlarını, Türk hukuk sistemini, Anayasa Mahkemesinin yapısı ve işleyişi ile anayasa yargısını öğreterek kurum kültürünü vermek, b) Raportör yardımcılığı mesleğinin yerine getirilmesi için gerekli temel ve teknik bilgi ile beceriyi kazandırmak, c) Bireysel başvuru ve Anayasa yargısına ilişkin temel mevzuat hükümleri ile insan haklarına ilişkin uluslararası sözleşme hükümlerinin ve uygulamalarının özümsenmesini sağlamak, ç) Raportör yardımcısı adaylarını, mesleğin gerektirdiği tarafsızlık, bağımsızlık, vakar ve şeref anlayışına sahip kişiler olarak yetiştirerek mesleğe hazırlamak, d) Temel yazılı ve sözlü iletişim becerilerini kazandırmak, Anayasa Mahkemesindeki yazışma kuralları ile rapor, müzekkere ve karar metinlerinin yazımına ilişkin usul ve esasları öğretmek, e) Çalışma disiplini ve ekip çalışması alışkanlığı kazandırmak, f) Milli ve yabancı ülke mevzuatı ile bilgi kaynaklarına ulaşma ve kullanma yeterliliğini kazandırmak, g) Bireysel başvuru ve anayasa yargısı konusunda teori ve uygulamaya ilişkin gelişmelerin takibini sağlamak, ğ) Mesleki çalışmalarını sürdürmeye yetecek seviyede bilgisayar ve yabancı dil bilgilerine sahip olmalarını sağlamak, ana hedeflerdir. Eğitiminin süresi ve yeri MADDE 6 (1) Eğitim süresi iki yıldır. Eğitim Anayasa Mahkemesinde, Başkanlıkça uygun görüldüğü takdirde Türkiye Adalet Akademisinde, yargı organları ile yurt içindeki ve yurt dışındaki diğer kurum ve kuruluşlarda yaptırılır. Eğitim programı MADDE 7 (1) Eğitim, aşağıdaki programa göre yürütülür: a) Kısa süreli bir uyum programı uygulanır. b) Eğitim için belirlenen dersler okutulur. c) Raportör gözetim ve denetiminde Mahkemenin görev alanına giren işler yaptırılabilir.

324 ç) Konferans ve seminerler gerçekleştirilir. d) Başkanlıkça uygun görülen yargı organlarında, kamu kurum ve kuruluşlarında uygulamalı staj yaptırılır. e) Yaptırılan eğitim ve öğretime ilişkin olarak önceden belirlenen dönemlerde ara sınavları yapılır. f) Bilimsel araştırma yapma ve yazma ödevleri verilir. g) Yabancı dil bilgileri ölçülerek, geliştirmeleri sağlanır. ğ) Kurum dışı tanıma ziyaretleri düzenlenir. h) Adaylık süresi sonunda yeterlilik sınavı yapılır. Eğitim konuları MADDE 8 (1) Adaylara eğitim döneminde; a) Hukuk felsefesi ve sosyolojisi, Anayasa hukuku, Anayasa yargısı, insan hakları, insan haklarının uluslararası alanda korunması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları, bireysel başvurunun esas ve usulleri ile karşılaştırmalı hukuktaki uygulamaları, Avrupa Birliği hukuku, Türk ceza hukuku, borçlar hukuku, medeni hukuk, idare hukuku, idarî yargılama usul hukuku, hukuk muhakemeleri usulü, ceza muhakemeleri usulü, ticaret hukuku, iş ve sosyal güvenlik hukuku, tüketici hukuku ve tazminat hukuku, vergi ve vergi usul hukuku, icra iflas hukuku, uluslararası hukuk, hukukta metod, adli tıp ve uygulamaları, siyasi partiler hukuku, dernekler ve vakıflar hukuku, b) Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun, yargı mercileri ile ilgili kanunlar, Tebligat Kanunu, Devlet Memurları Kanunu ve kamu personeli mevzuatı, c) Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İçtüzüğü, ilgili yönetmelikler, bireysel başvurularında kullanılan defter, karton ve basılı kağıtların tanıtılması ve bunların kullanılma esasları ile dosyalama usullerinin uygulamalı örnekleri, ç) Dosya inceleme tekniği, bilgisayar ve ulusal yargı ağı ile Mahkemede kullanılan bilgisayar programlarının uygulamalı anlatımı, d) Meslek etiği, sosyal davranış ve protokol kuralları, sosyal ve meslekî ilişkiler, Türk dili ve imlâ kuralları, güzel konuşma, konularında ders, seminer, sempozyum, konferans ve benzeri etkinlikler yoluyla eğitim verilir. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Eğitimin Yapılmasına İlişkin Esaslar Eğitim programının düzenlenmesi ve yürütülmesi MADDE 9 (1) Eğitim döneminde, okutulacak derslerin kapsamı, müfredatı ve süreleri, uygulamalı çalışmaların süresi ve şekli, eğitimde görevlendirilecekler ve ara sınavların takvimi ile bunların zorunlu durumlarda değiştirilmesi Başkanlıkça belirlenerek ilan edilir. (2) Eğitim kapsamında yürütülecek faaliyetler ile sınavlarda, Anayasa Mahkemesi üyeleri, raportörleri, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay mensupları ve/veya üniversite öğretim elemanları ile Anayasa Mahkemesi dışından uzmanlar görevlendirilebilir. (3) Ders notları ve diğer eğitim materyali dersi veren kişiler tarafından hazırlanır ve ilgili kişilere Genel Sekreterlikçe dağıtılır. Eğitim programının izlenmesi MADDE 10 (1) Danışman raportörler tarafından üçer aylık dönemler sonucunda gözlem ve görüş belgesi düzenlenerek adayların özlük dosyalarına konulmak üzere Genel Sekreterliğe sunulur. (2) Gözlem ve görüş belgesinde, raportör yardımcısı adayının mesleki temsil yeterliliği, çalışkanlığı, mesleki bilgisi, yetişme düzeyi ve izlemeye esas dönemdeki başarısı hakkında bilgilere yer verilir. Danışman raportörün doldurduğu gözlem ve görüş belgesinde ya da staj

325 için gidilen kamu kurum ve kuruluşlarında stajdan sorumlu yetkililerin verdiği görüşlerde adayın başarısız olduğu tespit edilmişse, durum Genel Sekreterlik tarafından değerlendirilir. Adayın başarısızlığını ortadan kaldıracak önlemler alınır ve adaya bildirilir. Bu kapsamda, Genel Sekreterlik gerekli görüldüğü takdirde adayın başarısız olduğu eğitim programının ilgili kısmının tekrarlanmasına karar verebilir. (3) Gözlem ve görüş belgesine dayalı olarak adayların gösterdiği gelişim Genel Sekreterlik tarafından üçer aylık dönemler için düzenlenen izleme raporlarında değerlendirilerek Başkanlığa sunulur. (4) Adaylık süresince üç izleme raporunda başarısız olduğu Başkanlıkça değerlendirilenler hakkında 28 inci madde uyarınca işlem yapılır. Ara sınavları MADDE 11 (1) Yaptırılan eğitim programına ilişkin olarak, Sınav Kurulu tarafından belirli dönemlerde ara sınavları yapılarak, sınav sonuçları adayların özlük dosyasına konur. (2) Ara sınavları (100) tam puan üzeriden değerlendirilir. Ara sınavlarının ortalamaları, yeterlilik sınav sonuçları ile birlikte adaylık dönemi başarı puanının hesaplanmasında dikkate alınır. Adaylar, sonuçların açıklanmasından sonraki beş gün içerisinde sınav sonuçlarının yeniden incelenmesini isteyebilirler. Yeniden incelemenin sonucu ilgili adaya bildirilir. Mesleki eğitim ve staj faaliyetlerine katılma zorunluluğu MADDE 12 (1) Raportör yardımcısı adayları, Genel Sekreterlikçe kabule değer özürleri olmadıkça mesleki eğitim ve staj faaliyetlerine katılmak zorundadırlar. (2) Adaylık döneminde kanuni mazereti olsa dahi toplam iki aydan fazla eğitime devam edememiş olanlar, mesleki eğitimlerini tamamlamamış sayılırlar. Bu durumda olanların eksik kalan mesleki eğitim süreleri adaylık süresine ilave edilerek tamamlattırılır. Eğitime devam edilemeyen dönemde katılmadığı ara sınav yerine seminer ödevi verilerek, bu ödevden aldığı not ara sınav notu olarak değerlendirmeye esas alınır. Adaylar eksik kalan eğitimlerini bu şekilde tamamlamadıkça adaylık süresi sonunda yapılacak yeterlilik sınavına giremezler. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Sınav Kurulu Sınav Kurulunun oluşumu MADDE 13 (1) Bu Yönetmelik kapsamında yapılacak sınavları yönetmek ve sonuçlandırmak üzere beş asıl, iki yedek üyeden oluşan bir Sınav Kurulu oluşturulur. (2) Sınav Kurulunun Başkan ve üyeleri, ders verenler ve yabancı dil yeterliliğini değerlendirebilecek olanlar arasından Genel Sekreterin teklifi üzerine Başkan tarafından belirlenir. (3) Sınav Kurulu asıl üyelerinin tamamının katılımı ile toplanır ve salt çoğunlukla karar verir. (4) Sınav Kuruluna asıl üyelerin mazeretleri nedeniyle katılamaması durumunda yerlerine yedek üyeler katılır. Sınav Kurulunun görevleri MADDE 14 (1) Sınav Kurulunun görevleri aşağıda belirtilmiştir: a) Yeterlilik ve ara sınavlarının sürelerini ve puanlama esaslarını belirlemek, b) Oluşturulan soru bankası içinden soruları belirlemek, c) Yapılacak sınavın düzenli şekilde yürütülmesini sağlamak, ç) Cevapları değerlendirmek, sınav tutanaklarını düzenlemek ve sınav evrakını Genel Sekretere teslim etmek, d) Sınav sonuçlarına yapılacak itirazları incelemek ve karara bağlamak. BEŞİNCİ BÖLÜM Yeterlilik Sınavı ve Raportör Yardımcılığına Atanma Yeterlilik sınavı

326 MADDE 15 (1) Raportör yardımcısı adayları, eğitimlerini başarı ile tamamladıktan sonra bu Yönetmelikte yer alan derslerden, uygulamalardan ve yabancı dilden yazılı yeterlik sınavına girerler. (2) Yeterlik sınavı, Sınav Kurulu tarafından gerçekleştirilir. Sınavın yeri, şekli ve günü MADDE 16 (1) Sınav, mesleki ve yabancı dil alanında yeterlilik olmak üzere iki bölümden oluşur. Sınav eğitimin bittiği tarihten itibaren en az on beş gün sonra Sınav Kurulunca belirlenen gün ve yerde, klasik ve/veya test usulüyle yapılır. (2) Sınav günü, yeri ve saati sınavdan on gün önce Genel Sekreterlikçe adaylara duyurulur. Sınav konuları MADDE 17 (1) Sınav, eğitim döneminde adaylara öğretilen mesleki konularda ve yabancı dilde yeterliliği kapsar. (2) Yabancı dil bilgisi düzeyini Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavında (100) üzerinden en az (70) veya Üniversitelerarası Kurul tarafından kabul edilen diğer sınavlardan bu puana eşdeğer bir puanı ya da daha yüksek bir puanı alan adaylar yabancı dil sınavından muaf tutulur. Soruların belirlenmesi MADDE 18 (1) Eğitim döneminde ders verenler sınav gününden en az beş gün önce kendi alanlarıyla ilgili olarak klasik veya test usulüne göre hazırlayacakları en az beş sınav sorusunu cevap anahtarlarıyla birlikte kapalı ve imzalı zarf içinde Sınav Kurulu Başkanına teslim ederler. (2) Yabancı dil sınavına ilişkin sorular ve cevap anahtarı Sınav Kurulunca hazırlanır veya hazırlattırılır. (3) Sınav Kurulunca mesleki sınav konuları, soru adedi ve sorular tespit edilir. (4) Her sorunun (100) üzerinden ağırlık puanı belirlenir. Sınavın yapılması MADDE 19 (1) Adaylar sınav saatinden yarım saat önce sınav salonuna alınırlar. (2) Sınav Kurulu Başkanı tarafından sınavın süresi, uyulacak kurallar ve puan hesaplama esasları adaylara duyurulur. (3) Sınav soruları adaylar önünde açılır ve dağıtılır. Sınavın değerlendirilmesi MADDE 20 (1) Sınavlar (100) tam puan üzerinden değerlendirilir. Mesleki yeterlilik sınavından (70) ve daha yüksek puan alanlar sınavda başarılı kabul edilirler. Bu kural yabancı dil sınavı için de geçerlidir. Mesleki yeterlilik ve yabancı dil sınavlarının sonuçlarının eşit ağırlıklı ortalaması yeterlilik sınavı başarı puanıdır. (2) Yabancı dilden muaf tutulan adayların ise, Kamu Personeli Yabancı Dil Bilgisi Seviye Tespit Sınavından veya Üniversitelerarası Kurul tarafından kabul edilen diğer yabancı dil sınavlarından aldıkları puanın (100) puan üzerinden hesaplanacak karşılık puanları, yeterlilik sınavı başarı puanının hesaplanmasında esas alınır. (3) Yeterlilik sınavı başarı puanının %70 i, ara sınav ortalamalarının % 30 u esas alınarak yapılacak hesaplama sonucunda adaylık dönemi başarı puanı tespit edilir. Adaylık dönemi başarı puanı (70) ve üzeri olanlar sınav sonuçlarının kesinleşmesinden sonra raportör yardımcısı olarak atanırlar. (4) Sınav kâğıtları Sınav Kurulunun Başkan ve üyeleri tarafından birlikte değerlendirilir. (5) Bu değerlendirme sonucunda (0,5) ve daha büyük kesirler bir sonraki tam sayıya tamamlanır. Sınav sonuçlarının ilânı

327 MADDE 21 (1) Sınav sonuçları sınavdan sonraki onbeş gün içinde açıklanır. Sınav sonuçları tutanakla tespit edilip, Sınav Kurulu tarafından imzalandıktan sonra Genel Sekreterlikçe aynı gün ilan edilir. (2) Tutanakta sınava giren adayların sayısı, sınavın başlangıç ve bitiş saatleri, adayların aldıkları puanlar, başarılı ve başarısız kabul edilenlerin isimleri ile sınavı etkileyecek herhangi bir olayın meydana gelip gelmediği konularına yer verilir. (3) Sınavda başarısız kabul edilen adaylara sınav sonucu ayrıca tebliğ edilir. Sınav sonuçlarına itiraz MADDE 22 (1) Sınav sonuçlarına ilan tarihinden itibaren beş gün içinde Genel Sekreterliğe yazılı olarak itiraz edilebilir. (2) İtirazlar, Sınav Kurulunca beş gün içinde karara bağlanır ve ilgilisine tebliğ edilir. Sınava katılamama MADDE 23 (1) Adaylardan; a) Memurların hastalık raporlarına ilişkin yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre; 1) Sınav günü hastalık raporu alanların sınavı; hastalık izinlerinin sona ermesinden itibaren on gün içinde, 2) Onbeş günden fazla hastalık izni kullananların sınavı; bu süreyi tamamlamalarından sonraki on gün içinde, b) Mazeret izni kullanmaları nedeniyle sınava katılamayanların sınavı; mazeret izinlerinin sona ermesinden itibaren on gün içinde, Genel Sekreterin belirlediği günde yapılır. Sınavın geçersiz sayılması MADDE 24 (1) Adaylardan; a) Sınav Kurulu Başkanının izni olmadan sınav salonunu terk edenler, b) Sınavda kopya çekenler veya teşebbüs edenler, c) Sınavda kopya verenler veya teşebbüs edenler, ç) Sınav kağıtlarına belirtici işaret koyanlar, d) Kendi yerine başkasının sınava girmesini sağlayanlar, e) Sınav düzenine aykırı davranışta bulunanlar, hakkında tutanak düzenlenir ve bunların sınavları geçersiz sayılır. Başarısız kabul edilme MADDE 25 (1) Adaylardan; a) Yapılan mesleki yeterlilik sınavında veya yabancı dil yeterlilik sınavında (70) puandan daha düşük puan alanlar, b) Yeterlilik sınavı geçersiz sayılanlar, c) Yeterlilik sınavına mazeretsiz olarak katılmayanlar, ç) 20 nci maddede öngörüldüğü şekilde hesaplanacak adaylık dönemi başarı puanı (70) puandan düşük olanlar, başarısız kabul edilirler. İkinci sınav hakkı MADDE 26 (1) 25 inci maddenin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentleri hariç diğer bentleri gereğince başarısız kabul edilenlere, ikinci yeterlilik sınav hakkı tanınır. (2) İkinci yeterlilik sınavı, ilk yeterlilik sınavının usul ve esasları çerçevesinde ilk sınavın yapıldığı tarihten itibaren iki ay içinde Genel Sekreterlikçe belirlenen günde yapılır. Sınav evrakının saklanması MADDE 27 (1) Sınav evrakı, iki yıl süreyle Mahkeme arşivinde saklanır. Ancak; idari yargı yoluna başvuran adaylar hakkındaki evrakın muhafazasına dava sonuçlanıncaya kadar devam edilir. (2) Saklanma süresi sonunda sınav evrakı adayın özlük dosyasına konulmak üzere Genel Sekreterliğe gönderilir.

328 Başarısız olanların görevine son verilmesi MADDE 28 (1) Başarısız kabul edilen ve ikinci yeterlilik sınavında da (70) puandan düşük puan alanlar, sınavı geçersiz sayılan, sınava girmeyen veya adaylık dönemi başarı puanı (70) puandan düşük olan adaylar hakkında ilgili kanun hükümleri uyarınca işlem yapılır. Sınav sonuçlarının Başkanlığa bildirilmesi ve başarılı olanların atanması MADDE 29 (1) Sınav sonuçlarının kesinleşmesinden sonra başarılı ve başarısız kabul edilenlerin isim listesi Genel Sekreter tarafından Başkanlığa sunulur. Başarılı kabul edilen adaylar, adaylık dönemi başarı puanı sırasına göre raportör yardımcılığı kadrolarına atanırlar. ALTINCI BÖLÜM Son Hükümler Yürürlük MADDE 30 (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 31 (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Başkan yürütür. R.G. 08 Mayıs ] Danıştay Başkanlığından: DANIŞTAY KIYAFET YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK MADDE 1 31/1/2002 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Danıştay Kıyafet Yönetmeliğinin 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. MADDE 3 Danıştay meslek mensupları ile Danıştay tetkik hâkimleri ve savcılarının resmi kıyafetleri siyah kumaştan yapılmış, geniş kollu ve düğmesiz cübbedir. Bu cübbelerin yakaları sert ve dik, yüksekliği dokuz santimetredir. Danıştay meslek mensupları için (Şekil: 1 ve Şekil: 2) de yer alan cübbelerin yaka, omuz, sırt, ön ve kol kısımlarında, Danıştay tetkik hâkimleri için (Şekil: 3) te ve savcıları için (Şekil: 4) te yer alan cübbelerin ise yaka, ön ve kol kısımlarında bordo renkli saten kumaş kullanılır. Saten kumaşın etrafı sarı sim ile çevrilir. Danıştay meslek mensupları ayrıca bordo renkli (Şekil: 5) te yer alan fuları kullanırlar. MADDE 2 Aynı Yönetmeliğin 4 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Cübbelerin motifi MADDE 4 Danıştay meslek mensupları, Danıştay tetkik hâkimleri ve savcılarının cübbelerinde (Şekil: 6) da yer alan biçimde ve sarı sim ile işlenmiş motif kullanılır. Danıştay meslek mensuplarına ait cübbelerin yaka, omuz, sırt, ön ve kol kısımlarında, Danıştay tetkik hâkimlerine ait cübbelerin ön kısmında ve Danıştay savcılarına ait cübbelerin ise ön ve yaka kısımlarında bulunan bordo renkli saten kumaşın üzerine bu motif işlenir. MADDE 3 Aynı Yönetmeliğin ekinde yer alan Şekil: 1, Şekil: 2 ve Şekil: 3 ekteki biçimde değiştirilmiş, Yönetmeliğe ayrıca ekte yer alan Şekil: 4, Şekil: 5 ve Şekil: 6 eklenmiştir. MADDE 4 Danıştay Genel Kurulunca kabul edilen bu Yönetmelik, yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 5 Bu Yönetmelik hükümlerini Danıştay Başkanı yürütür.

329

330 R.G. 08 Mayıs ] Adalet Bakanlığından: İHALELERE KATILMAKTAN YASAKLAMA KARARI 1. İhale Kayıt Numarası 2012/16209 (İKN) 2. Yasaklama Kararı Adalet Bakanlığı Veren Bakanlık/Kurum 3. İhaleyi Yapan İdarenin Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Adı İl/İlçe Ankara/Yenimahalle Kurumu Daire Başkanlığı HSYK Binası Konya TelTel: (312) Adresi Yolu No. 70 Faks Fax ( Posta Kodu 4. İhalelere Katılmaktan Yasaklanan Gerçek 5. Ortak ve/veya veya Tüzel Kişi Ortaklıkların Me-ga Mühendislik İnş. Adı/Unvanı Tur. Tic. Ve San. Ltd. Şti. Mehmet Akif Caddesi No: Adresi 31 Daire No: 3 Şirinyer/İzmir T.C. Kimlik No. Vergi Kimlik/ Şirinyer Vergi Dairesi: Mükellefiyet No. Kayıtlı Olduğu İzmir Ticaret Odası Ticaret/Esnaf Odası Ticaret/Esnaf Sicil No Yasaklamanın aa Yı b-4735 Yasaklam ( ) (1) Dayanağı ve 4734 ( ) y l KİSK a Süresi Kapsamı KİK (X d-diğer c-2886 DİK ) Mevzuat Tüm (X Tüm İhalelerden ) İhalelerden Bakanlık ( ) Bakanlık İhalelerinden İhalelerinden ( ) ( ) ( ) ( )

331 Kurum İhalelerinden ( ) Kurum İhalelerinden ( ) Yasaklama Kararı Aşağıdaki Açıklamalar Dikkate Alınarak Doldurulacaktır. 1 - İKN : İstisna kapsamındakiler dahil 4734 ve 4735 sayılı Kanunlara göre yapılan yasaklamalarda doldurulacaktır. 2 - T.C. Kimlik No : Yasaklananın gerçek kişi olması durumunda doldurulacaktır. 3 - Kayıtlı Olduğu Ticaret/Esnaf Odası ve Ticaret Esnaf Sicil No : Herhangi bir Ticaret veya Esnaf Odasına kayıtlı olmaması halinde kayıtlı olmadığı belirtilecektir. 4 - Diğer Mevzuat : İstisna kapsamındakiler dahil 4734, 4735 ve 2886 sayılı Kanunların dışındaki mevzuata göre verilen yasaklamalarda doldurulacaktır. 5 - Ortak ve/veya Ortaklıkların : 4734 sayılı Kanunun 58/2 nci maddesi ile 4735 sayılı Kanunun 26/2 nci maddesinde sayılan ortak ve/veya ortakların bulunması halinde bu bölüm doldurulacaktır. Bu bölümde yer alan kişinin birden fazla olması durumunda ek yapılabilir. 3716/1-1 R.G. 08 Mayıs ] BAKANLAR KURULU KARARLARI Karar Sayısı : 2012/3022 Kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarının 2012 yılına ait Genel Yatırım ve Finansman Programında değişiklik yapılmasına ilişkin ekli Kararın yürürlüğe konulması; Başbakan Yardımcılığının 16/3/2012 tarihli ve 4864 sayılı yazısı üzerine, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 29 uncu maddesine göre, Bakanlar Kurulu nca 2/4/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ M. ŞİMŞEK B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı V.Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN E. BAĞIŞ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi Teknoloji Bakanı ve F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor Bakanı Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı H. YAZICI Gıda, Tarım ve

332 İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı C. YILMAZ E. GÜNAY Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı M. ŞİMŞEK Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim BakanıMilli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık Bakanı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı 2/4/2012 TARİHLİ VE 2012/3022 SAYILI KARARNAMENİN EKİ KARAR MADDE 1 Kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarının 2012 yılına ait Genel Yatırım ve Finansman Programı hakkındaki 11/10/2011 tarihli ve 2011/2305 sayılı Kararnamenin eki Kararın 12 nci maddesinin beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. "(5) İhracat yapan kamu iktisadi teşebbüslerinin yapacakları ihracat kapsamında dışarıdan alacakları iç ve dış navlun hizmetlerine ilişkin bedeller ile enerji alanında faaliyette bulunan kamu iktisadi teşebbüslerince sistem arz güvenliğinin sağlanması açısından hayati önem taşıyan acil durumlarda, ilgili bakanlığın değerlendirme ve talimatları çerçevesinde yapılması zorunluluk arz eden hizmet alımlarına ilişkin bedeller hizmet alımı tavanı sınırlamalarının dışındadır. Bu kapsamda yapılan hizmet alım tutarları ve hizmet alımlarının mahiyeti Müsteşarlığa bildirilir." MADDE 2 Bu Karar 1/1/2012 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 Bu Karar hükümlerini Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yürütür. Bakanlar Kurulu Kararının Yayımlandığı Resmî Gazetenin Tarihi Sayısı 27/10/ R.G. 09 Mayıs ] Karar Sayısı : 2012/3024 Kars İli, Merkez İlçesinde bulunan ve ekli listede mahallesi ile ada ve parsel numaraları belirtilen taşınmazların, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ile Kars Belediyesinin işbirliğinde yürütülen kentsel dönüşüm projesi kapsamında adı geçen Belediye tarafından acele kamulaştırılması; İçişleri Bakanlığının 23/2/2012 tarihli ve 5381 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu nca 2/4/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI

333 Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ M. ŞİMŞEK B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı V.Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN E. BAĞIŞ N. ERGÜN Adalet Bakanı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar BakanıGençlik ve Spor Bakanı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Gümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı C. YILMAZ E. GÜNAY M. ŞİMŞEK Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim BakanıMilli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık Bakanı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı

334

335 R.G. 09 Mayıs ] Karar Sayısı : 2012/3092 Gaziantep İli, Şehitkamil İlçesinde bulunan ve ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın İpekyolu II. Etap Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje Alanı ilan edilmesi; İçişleri Bakanlığının 29/3/2012 tarihli ve 8655 sayılı yazısı üzerine, 5393 sayılı Belediye Kanununun 73 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu nca 16/4/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN F. ÇELİK N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği Bakanı V.Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU C. YILMAZ Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Ekonomi Bakanı V. T. YILDIZ E. BAYRAKTAR R. AKDAĞ H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor Bakanı V. Gıda, Tarım Hayvancılık Bakanı V.Gümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı C. YILMAZ F. ŞAHİN M. ŞİMŞEK Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V. Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık Bakanı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Bakanı ve

336

337 R.G. 09 Mayıs ] Karar Sayısı : 2012/3093 Bitlis İli, Merkez İlçesi, Hüsrevpaşa Mahallesinde bulunan ve ekli kroki ile listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı ilan edilmesi; İçişleri Bakanlığının 28/3/2012 tarihli ve 8490 sayılı yazısı üzerine, 5393 sayılı Belediye Kanununun 73 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu nca 16/4/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN F. ÇELİK N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği Bakanı V.Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU C. YILMAZ Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Ekonomi Bakanı V. T. YILDIZ E. BAYRAKTAR R. AKDAĞ H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor Bakanı V. Gıda, Tarım Hayvancılık Bakanı V.Gümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı C. YILMAZ F. ŞAHİN M. ŞİMŞEK Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V. Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık Bakanı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Bakanı ve

338

339 R.G. 09 Mayıs ] Karar Sayısı : 2012/3097 Adana İli, Yüreğir İlçesinde yürütülen kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri kapsamında ekli listede bulundukları mahalle ile ada ve parsel numaraları gösterilen taşınmazların Yüreğir Belediyesi tarafından acele kamulaştırılması; İçişleri Bakanlığının 28/3/2012 tarihli ve 8535 sayılı yazısı üzerine, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu nca 16/4/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN F. ÇELİK N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği Bakanı V.Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU C. YILMAZ Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Ekonomi Bakanı V. T. YILDIZ E. BAYRAKTAR R. AKDAĞ H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor Bakanı V. Gıda, Tarım Hayvancılık Bakanı V.Gümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı C. YILMAZ F. ŞAHİN M. ŞİMŞEK Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V. Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık Bakanı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Bakanı ve

340

341

342

343

344

345

346

347

348

349 R.G. 09 Mayıs ] Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığından: Karar No: 252 -KARARBaşkanlık Makamınca Kurulumuza sunulan 13/4/2012 tarihli yazıda aynen; 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanunun 33 üncü maddesinde; Köy veya mahalle muhtarlığının herhangi bir sebeple boşalması halinde ihtiyar meclisi veya heyetinin birinci üyesi durumu, yazılı olarak ilgili seçim kuruluna ve mahallin en büyük mülkiye amirine bildirmek zorundadır. Boşalan muhtarlıklar için her yıl Haziran ayının ilk pazar günü seçim yapılır. Seçim yapılıncaya kadar muhtarlık görevi mahallin en büyük mülkiye amiri tarafından atanacak muhtar vekili tarafından yürütülür. Seçim döneminin sona ermesinden önce ihtiyar meclisi veya heyeti üye sayısının yedeklerinin de getirilmesinden sonra üye tamsayısının, köylerde tabii üyeler hariç, yarısına düşmesi halinde, muhtar, durumu bir hafta içinde ilgili seçim kurulu başkanlığına ve bilgi için de mahallin en büyük mülkiye amirine bildirmeye mecburdur. Bu bildirim üzerine ilçe seçim kurulu başkanlığınca durum 48 saat içinde ilan edilir. İlan tarihinden sonra gelen 60 ıncı günü takip eden ilk pazar günü oy verilir. İhtiyar meclisi veya heyeti seçiminin yapılması gerektiği hallerde köy veya mahalle muhtarlığı da boşalmış ise, Haziran ayı beklenmeksizin her iki seçim beraber yapılır., 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 101. maddesinin son fıkrasında da; Muhtarlık seçimlerinde, bu maddede belirtilen geçersizlik sebeplerinin dışında oy pusulalarının hangi sebeplerle geçersiz sayılacağı Yüksek Seçim Kurulu tarafından belirlenir. hükümleri yer almaktadır. 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 101. maddesinin son fıkrası uyarınca, muhtarlık seçimlerinde geçersiz sayılacak oy pusulaları ile hesaba katılan ve katılmayan oy pusulalarının ve gerekli görülecek sair hususların gerektiğinde komisyon çalışmasından sonra belirlenerek karara bağlanmasını takdirlerinize arz ederim. denilmiş olmakla, konu ile ilgili yasal düzenlemeler ile Yüksek Seçim Kurulu ilke kararları ve Kurulumuzun 13/4/2012 tarihli ve 180 sayılı kararı ile Yüksek Seçim Kurulu Başkanvekili Turan KARAKAYA Başkanlığında, Yüksek Seçim Kurulu Üyeleri M. Zeki ÇELEBİOĞLU ve Selahittin ATALAY dan oluşturulan Komisyonca hazırlanan 5/5/2012 tarihli rapor birlikte incelenerek; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 2972 sayılı Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanunda, köy ve mahalleye ilişkin seçim hükümleri ayrı bir bölüm halinde düzenlenmiştir. Köylerde siyasi parti kuruluşlarının bulunmaması da göz önünde bulundurularak köy muhtarı, köy ihtiyar meclisi üyeliği, mahalle muhtarı ve mahalle ihtiyar heyeti üyeliği seçimlerinde uygulanacak usul ve esasların ayrıca belirlenmesi gerekli görülmüştür. Köy muhtarlığı ve ihtiyar meclisi üyeliği seçimlerinde köy bir seçim çevresidir. Mahalle muhtarı ve mahalle ihtiyar heyeti üyeliği seçimlerinde de her mahalle bir seçim çevresidir.

350 Ancak, 2972 sayılı Kanunun Ek Madde - 2 de ve Yüksek Seçim Kurulunun 3/1/2009 tarihli ve 2009/1 sayılı kararı eki Örnek: 139 sayılı Genelge de, dağınık mahalle ve yerleşim yerleri bulunan köylerde veya köylerin birbirine yakın olduğu durumlarda seçim sandıklarının bir tek mahallede veya bir köyde toplanmasının, seçim gününden en az bir hafta önce ilan edilmek koşuluyla ilçe seçim kurulunca kararlaştırılabileceği belirtilmiştir. İlçe seçim kurulları bu hükmün verdiği yetkiye dayanarak ve yöresel durumu değerlendirmek suretiyle takdirlerini kullanarak birden fazla seçim çevresine ait sandığın bir yerde veya bir köyde toplanmasına karar verebileceklerdir. Böyle bir toplama durumunda her seçim çevresindeki seçmenler oylarını ancak kendilerine ait sandıklara atacaklardır sayılı Kanunun 31. maddesinde; köy muhtarlığı ve köy ihtiyar meclisi üyeliği ile mahalle muhtarlığı ve mahalle ihtiyar heyeti üyeliği seçimlerinde adaylık usulü bulunmadığı belirtilmiş, yine 298 sayılı Kanunun 101. maddesinin son fıkrasında; muhtarlık seçimlerinde bu maddede belirtilen geçersizlik sebeplerinin dışında oy pusulalarının hangi sebeplerle geçersiz sayılacağının Yüksek Seçim Kurulu tarafından belirleneceği düzenlemesi getirildiğinden, bu hükümlerin açıklığa kavuşturulması gerekir. Siyasi partiler köy ve mahalle seçimlerinde aday gösteremezler. Bu seçimlerde adaylığa ilişkin hükümler uygulanmaz. Bu hüküm köy muhtarlığı ve köy ihtiyar meclisi üyeliği ile mahalle muhtarlığı ve ihtiyar heyeti üyeliği seçimlerine girecek kişilerin, seçime gireceklerini belirtmelerine ve bu amaçla kendilerini tanıtmalarına engel oluşturmaz. Aksi halde seçmen, kimi muhtar ve üye seçeceğini bilemez ve seçmenin iradesi sağlıklı oluşamaz. Ayrıca, oy pusulalarının renk ve biçimiyle geçerliliği konusuna da eğilmek suretiyle köy muhtarlığı ve köy ihtiyar meclisi üyeliği seçimleri ile mahalle muhtarlığı ve mahalle ihtiyar heyeti üyeliği seçimlerinde uygulanacak usullerin aşağıda belirtildiği şekilde saptanmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. S O N U Ç: Açıklanan nedenlerle; 1- İlçe seçim kurullarının 2972 sayılı Kanunun Ek - 2. maddesi gereğince; dağınık seçim çevrelerinde ve yakın köylerde sandıkları bir köy veya bir yerde toplamaya yetkileri bulunduğuna, 2- Sandıkların bir yerde toplanmasına karar verilmesi halinde Örnek: 139 sayılı Genelge uyarınca, durumun seçim gününden en az bir hafta önce ilgili çevrelerde duyurulması gerektiğine, 3- Sandıkların bir yer veya köyde toplanması durumunda, her çevrenin seçmeninin o çevre sandığında oy kullanabileceğine, 4- Köy muhtarlığı ve köy ihtiyar meclisi üyeliği, mahalle muhtarlığı ve mahalle ihtiyar heyeti üyeliği seçimlerinde adaylık usulü bulunmadığından, seçime girecek kişilerin seçime gireceklerini belirtmekle ve kendilerini tanıtmakla sınırlı olarak etkinlik gösterebileceklerine, 5- Adaylık söz konusu olmadığından, bu seçimlere katılmak isteyenlerin 298 sayılı Kanunun ve diğer seçim kanunlarında siyasi partilere ve bağımsız adaylara tanınan propaganda hakkından yararlanamayacaklarına, ancak seçime girecek kişilerin oy verme gününden önce, gerek resimli gerekse kendisini yazı ile tanıtıcı nitelik taşıyan el ilanı dağıtabileceklerine, 6- a) Bu seçimler için kullanılacak oy pusulalarının adaylar tarafından bastırılabileceği ve her türlü araçla (bilgisayar, daktilo, fotokopi ve teksir gibi) çoğaltılabileceğine veya kapalı oy verme yerinde seçmenler tarafından beyaz kağıda da yazılabileceğine, b) Muhtarlık seçimine girecek kişi için bir ad ve soyad yazılı oy pusulasının yeterli olduğuna ve üzerine Muhtar veya Muhtar Adayı yazısı yazılabileceğine, c) İhtiyar meclisi ve ihtiyar heyeti üyeliği seçimi için de bir veya birden çok üyenin bir araya gelerek, o seçim çevresinden seçilmesi gereken asıl üye sayısı kadar ad ve soyad yazılı

351 oy pusulası bastırıp çoğaltabileceklerine, oy pusulalarının üzerine de Üye Adayı, İhtiyar Meclisi Üyesi veya İhtiyar Heyeti Üyesi sözcüklerinin yazılabileceğine, Ancak, aza ve üye kelimeleri eşanlamlı kelimeler olduğundan, ihtiyar meclisi ve heyeti üyeliği seçimlerinde kullanılacak oy pusulalarında her iki kelimenin de kullanılabileceğine, 7- Ad ve soyadları aynı olan muhtar ve ihtiyar meclisi - heyeti üye adlarının yanına parantez içerisinde baba - anne adlarının, bu da aynı olduğu takdirde baba - anne adının yanına doğum tarihi yazılı oy pusulalarının kullanılabileceğine, ancak bu hususun o yer seçim çevresinde duyurulması gerektiğine, 8- Seçime girecek kişilerin bastırdıkları oy pusulalarını sandık kurulunun gözetiminde kapalı oy verme yerine koyabilecekleri gibi seçim gününden önce de dağıtabileceklerine, 9- Oy pusulaları için ancak beyaz kağıt kullanılabileceğine ve renkli kağıtlara basılmış veya yazılmış oyların geçersiz sayılacağına, 10- Oy pusulalarının ilçe seçim kurulu başkanlıklarınca, mevcudu bulunan ve arasından belirlenen muhtelif renklerdeki çift mühürlü oy zarflarına konularak oy sandığına atılması gerektiğine, 11- Köy ve mahalle seçimlerinde kullanılacak basılı veya yazılı oy pusulalarındaki isimlerden bir veya birkaçının isimlerinin çizilerek kullanılması halinde oy pusulalarının geçerli ve isimleri çizilmeyen kişiler için oy kullanılmış sayılacağına, 12- Muhtar ve ihtiyar meclisi heyeti üyeliği seçimi oy pusulalarına Evet veya Tercih yazılı Mühürün basılmasına gerek bulunmadığına, Evet veya Tercih yazılı Mühürü basılmış olanların da geçersiz sayılmayacağına, 13- Oyların Sayım ve Dökümünde: a) Üye seçimlerinde kullanılacak oy pusulalarına, o seçim çevresinin çıkaracağı asıl üye sayısı kadar isim yazılacağı, eksik veya fazla yazılması halinde oyun geçersiz sayılmayacağı, ancak fazla isim yazılı pusulalarda yukarıdan aşağıya doğru sayılarak asıl üye sayısından fazlasının, oyların sayım ve dökümünde dikkate alınmayacağına, b) Bir oy pusulasına aynı ismin birden fazla yazılmış olması halinde tek oy olarak geçerli sayılacağına, c) Oy pusulası üzerinde hangi seçim için kullanıldığı belirlenmemiş olan oylardan tek isimli oyun muhtar için, birden fazla isim yazılı oy pusulalarının da üyeler için kullanılmış sayılacağına, 14- a) Sandık kurulunca verilen çift mühürlü ve muhtelif renkli oy zarfına konulmamış, b) Beyaz kağıda yazılmamış, c) Hangi seçmen tarafından atıldığını belli edecek biçimde imza, mühür ve sair işaret taşıyan veya bu nitelikte zarftan çıkan veya zarf içinde el ilanı ve herhangi bir madde bulunan, ç) Sandık kurulunca okunamayan, oy verilen kişinin kim olduğu veya hangi seçim için kullanıldığı anlaşılmayan, d) Çizgi ile ayrılmış ve aidiyeti belirlenmiş olsa dahi, muhtar ve üye isimlerini birlikte ihtiva eden oy pusulaları, e) Muhtarlık veya ihtiyar meclisi heyeti üyeliği seçimlerinden birinin yapılması halinde, zarfın içerisinden o seçim türüne ait birden fazla aynı veya farklı oy pusulası çıkmış olması halinde, bu zarftan çıkan oy pusulalarının, f) Muhtarlık ve ihtiyar meclisi heyeti üyeliği seçimlerinin birlikte yapılması halinde, zarfın içerisinden aynı seçim türüne ait birden fazla oy pusulası çıkmış olması halinde, sadece bu seçim türüne ait oy pusulasının hesaba katılmayacağına, ancak diğer seçim türüne ait oy pusulasının hesaba katılacağına, g) İsimler dışında, meslek ve sıfatları belirleyici ibareler taşıyan oy pusulalarının, geçersiz sayılması gerektiğine, 15- a) Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ile Milletvekili Seçimi Kanununda Değişiklik yapılmasına dair 8/4/2010 tarihli, 5980 sayılı

352 Kanunun il-ilçe seçim kurulu başkanlıklarınca bu seçimlerle ilgili maddelerinin doğrudan uygulanmasına, b) Kurulumuzun 3/1/2009 tarihli, 2009/1 sayılı kararı eki Örnek:139 ve 8/1/2009 tarihli, 2009/11 sayılı kararı eki Örnek: 138 sayılı Genelgelerin; 8/4/2010 tarihli, 5980 sayılı Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına, c) Kurulumuzun 5/5/2012 tarihli, 2012/251 sayılı kararı ile değiştirilen örnek formların kullanılmasına, 16- Karar örneğinin; a) Resmî Gazete de yayımlanmasına, b) Seçmen Kütüğü Genel Müdürlüğünce, Kurulumuz resmi internet sitesinde yayınlanmasına ve il-ilçe seçim kurulu başkanlıklarına iç-mail olarak gönderilmesine, 5/5/2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi. Başkan Ali EM Başkanvekili Turan KARAKAYA Üye Üye Muharrem COŞKUN Mehmet KÜRTÜL Üye Nilgün İPEK Üye Halim AŞANER Üye Sadık DEMİRCİOĞLU Üye Yüksel ÖZTÜRK Üye Selahittin ATALAY Üye İrfan EROĞLU R.G. 09 Mayıs ] Adalet Bakanlığından: MÜNHAL NOTERLİKLER 2011 yılı gayrisafi gelirleri ve isimleri yazılı olan birinci sınıf Kadıköy Onbeşinci Noterliği 29 Haziran 2012, Gaziantep İkinci Noterliği ve İzmir Otuzuncu Noterliği 1 Temmuz 2012 tarihlerinde yaş tahdidi nedeniyle boşalacaktır sayılı Noterlik Kanununun 22 ve müteakip maddeleri gereğince BİRİNCİ SINIF NOTERLERDEN bu noterliklere atanmaya istekli olanların ilan tarihinden itibaren bir ay içinde Bakanlığımıza veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılıklarına başvurmaları gerekmektedir. Posta ile doğrudan doğruya Bakanlığa gönderilmiş olan dilekçeler başvurma süresi içinde Bakanlığa gelmediği takdirde atama işleminde nazara alınmaz. Keyfiyet Noterlik Kanununun 22 nci maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca ilan olunur. SIRA NO NOTERLİĞİN ADI 2011 YILI GAYRİSAFİ GELİRLERİ 1 GAZİANTEP İKİNCİ NOTERLİĞİ ,94.-TL. 2 İZMİR OTUZUNCU NOTERLİĞİ ,73.-TL. 3 KADIKÖY ONBEŞİNCİ NOTERLİĞİ ,19.-TL. 3723/1-1 R.G. 09 Mayıs ]

353 KANUNLAR EŞYANIN SINIRLARDAKİ KONTROLLERİNİN UYUMLAŞTIRILMASINA İLİŞKİN ULUSLARARASI SÖZLEŞMENİN ULUSLARARASI KARAYOLU TAŞIMACILIĞINA İLİŞKİN SINIR GEÇİŞ İŞLEMLERİNİN KOLAYLAŞTIRILMASI BAŞLIKLI 8 NUMARALI EKİNİN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN Kanun No Kabul Tarihi: 25/4/2012 MADDE 1 (1) Eşyanın Sınırlardaki Kontrollerinin Uyumlaştırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşmenin, Uluslararası Karayolu Taşımacılığına İlişkin Sınır Geçiş İşlemlerinin Kolaylaştırılması başlıklı 8 numaralı Ekinin onaylanması uygun bulunmuştur. MADDE 2 (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 9/5/2012 R.G. 10 Mayıs ] BOZULABİLİR GIDA MADDELERİNİN ULUSLARARASI TAŞIMACILIĞI VE BU TAŞIMACILIK FAALİYETİNDE KULLANILACAK ÖZEL EKİPMANA İLİŞKİN ANLAŞMAYA KATILMAMIZIN UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN Kanun No Kabul Tarihi: 25/4/2012 MADDE 1 (1) 1 Eylül 1970 tarihli Bozulabilir Gıda Maddelerinin Uluslararası Taşımacılığı ve Bu Taşımacılık Faaliyetinde Kullanılacak Özel Ekipmana İlişkin Anlaşma ya katılmamız uygun bulunmuştur. MADDE 2 (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 9/5/2012 R.G. 10 Mayıs ] KARAYOLU TRAFİĞİ KONVANSİYONU İLE BU KONVANSİYONU TAMAMLAYICI AVRUPA ANLAŞMASINA KATILMAMIZIN UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN Kanun No Kabul Tarihi: 25/4/2012 MADDE 1 (1) 8 Kasım 1968 tarihinde Viyana da imzaya sunulan Karayolu Trafiği Konvansiyonu ile 1 Mayıs 1971 tarihinde Cenevre de akdedilen 1968 Karayolu Trafiği

354 Konvansiyonunu tamamlayıcı Avrupa Anlaşması na, Konvansiyona çekince konulmak suretiyle katılmamız uygun bulunmuştur. MADDE 2 (1) Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 9/5/2012 R.G. 10 Mayıs ] BAZI KANUNLAR İLE KAMU GÖZETİMİ, MUHASEBE VE DENETİM STANDARTLARI KURUMUNUN TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN Kanun No Kabul Tarihi: 26/4/2012 MADDE 1 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun; 1) 85 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan altı ibaresi beş şeklinde, ikinci cümlesinde yer alan yeniden atanamazlar. ibaresi bir defalığına tekrar atanabilirler. şeklinde değiştirilmiş, aynı fıkranın son cümlesi madde metninden çıkarılmış, fıkranın sonuna Bu şekilde atananlar, yerine atandıklarının süresini tamamlar. ifadesi eklenmiş, 2) 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan altı ibaresi beş şeklinde, ikinci cümlesinde yer alan yeniden atanamazlar. ibaresi bir defalığına tekrar atanabilirler. şeklinde değiştirilmiş, aynı fıkranın son cümlesi madde metninden çıkarılmış, fıkranın sonuna Bu şekilde atananlar, yerine atandıklarının süresini tamamlar. ifadesi eklenmiştir. MADDE sayılı Kanunun 92 nci maddesinin birinci fıkrasının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir. Yukarıda unvanları sayılan meslek personeli, son iki yıl içinde fiilen yerinde denetim veya gözetim sürecinde ya da uygulama faaliyetinde bulundukları bir bankada asgari iki yıl geçmeden görev kabul edemez. MADDE sayılı Kanunun 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde ve 126 ncı maddesinin son cümlesinde yer alan bir yılı ibareleri iki yılı şeklinde değiştirilmiştir. MADDE sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir. GEÇİCİ MADDE 30 Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte görevde bulunan Kurul ile Fon Kurulu Başkan ve üyelerinin üyelikleri, görev sürelerinin sonuna kadar devam eder. Kurul ile Fon Kurulu üyeliklerinde kalan süreyi tamamlamak üzere atanmış olanların üyelikte geçirdikleri bu süreler ile mevzuatı uyarınca yapılan kura sonucu üyelikleri sona ermiş olanların kura tarihine kadar üyelikte geçirdikleri süreler 85 inci ve 114 üncü maddelerin uygulanmasında görev süresi olarak dikkate alınmaz. Bu Kanun ile 103 üncü ve 126 ncı maddelerde yapılan değişiklikler, Kanunun yürürlüğe giriş tarihinden önce görev süresi sona eren Kurul başkan ve üyeleri ile Fon Kurulu başkan ve üyeleri hakkında da uygulanır. Ancak, ilgili değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihten önceki hükümlere göre kendilerine bir yıl ödeme yapılmış Kurul başkan ve üyeleri ile Fon Kurulu başkan ve üyeleri bu uygulamadan yararlanamaz.

355 MADDE 5 26/9/2011 tarihli ve 660 sayılı Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan altı ibaresi beş şeklinde, ikinci cümlesinde yer alan yeniden atanamazlar. ibaresi bir defalığına tekrar atanabilirler. şeklinde değiştirilmiş, aynı fıkranın son cümlesinde yer alan ve bunlardan iki yıl veya daha az süreyle görev yapanlar bir defalığına tekrar atanabilir ibaresi madde metninden çıkarılmıştır. MADDE sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 26 ncı maddesinin ikinci fıkrasında geçen uluslararası muhasebe standartlarından farklı düzenlemeler yapmaya yetkilidir. ibaresi 9 uncu madde uyarınca belirlenen standartlardan farklı düzenlemeler yapmaya, bağımsız denetimin kapsamını ve içeriğini belirlemeye yetkilidir. Bu düzenlemeler, ilgili standartların cüz ü addolunur. şeklinde değiştirilmiştir. MADDE sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 1 inci maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir. (3) Diğer mevzuatta Türkiye Muhasebe Standartları Kuruluna yapılan atıflar, Kuruma yapılmış sayılır. (4) 9 uncu maddede belirtilen görev ve yetkilere ilişkin olarak 28/7/1981 tarihli ve 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu, 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu, 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ve diğer kanunlar ile bunlara istinaden yapılan düzenlemelerde karşılığında idari para cezası öngörülen ve 2/11/2011 tarihinden sonra işlenen fiiller nedeniyle ilgili mevzuata göre idari yaptırım kararı almaya Kurul yetkilidir. Bu tarihten sonra işlendiği tespit edilen fiiller yaptırım uygulanıp uygulanmadığı belirtilmek suretiyle Kuruma bildirilir. Bu madde uyarınca verilen para cezaları genel bütçeye gelir kaydedilir. MADDE sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, ikinci cümlesi madde metninden çıkarılmış ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir. Kurul Başkanı hariç olmak üzere, ilk atanan üyelerin dörtte biri iki yılda bir kura ile yenilenir. (2) Bu fıkranın yürürlüğe girdiği tarihte görevde bulunan Kurul Başkan ve üyelerinin üyelikleri, kura hükmü saklı kalmak kaydıyla, görev sürelerinin sonuna kadar devam eder. Kurul üyeliklerinde kalan süreyi tamamlamak üzere atanacak olanların üyelikte geçirdikleri süreler ile birinci fıkra uyarınca yapılan kura sonucu üyelikleri sona erecek olanların kura tarihine kadar üyelikte geçirdikleri süreler 5 inci maddenin uygulamasında görev süresi olarak dikkate alınmaz. MADDE 9 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 401 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Sermayesinin yarısından fazlası tek başına veya birlikte; Devlet, il özel idaresi, belediye ve diğer kamu tüzel kişileri, sendikalar, dernekler, vakıflar, kooperatifler ve bunların üst kuruluşlarına ait anonim şirketlerde ve bu şirketlerin aynı oranda sermaye payına sahip oldukları iştiraklerinde; bunların sahip oldukları paylara tesis edilebilecek imtiyazlar hariç olmak üzere, diğer paylara bu Kanunda düzenlenen herhangi bir imtiyaz tesis edilemez. Bu hüküm, payları borsada işlem gören anonim şirketlere, 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 3 üncü maddesinde tanımlanan kredi kuruluşlarına ve finansal kuruluşlara uygulanmaz. İkinci fıkraya aykırı esas mukaveleler, 15/6/2012 tarihine kadar uygun hale getirilir. Gerekli esas mukavele değişikliklerinin ve uyarlamalarının bu tarihe kadar gerçekleştirilmemesi halinde, ilgili esas mukavele hükümleri kendiliğinden geçersiz hale gelir ve esas mukavelede öngörülen imtiyazların tümü kanunen sona erer.

356 MADDE 10 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir. EK MADDE 5 Tabii afetler nedeniyle zarar gören çiftçilerin özelleştirme kapsam ve programındaki Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. ye olan borçlarının vade farkı alınmaksızın ertelenmesi veya vadelendirilmesi ile özelleştirme uygulamaları sonucunda kuruluşların nihai devir sözleşmelerinin imzalanarak devir ve teslim işlemlerinin tamamlanmasından sonra özelleştirme işlemlerinin bütün sonuçlarıyla birlikte tamamlanmış bulunması, söz konusu kuruluşları devralanlar tarafından üretim, yatırım, modernizasyon, istihdam ve bunlara bağlı her türlü hukuki, ticari ve mali tasarruflarda bulunulması nedeniyle oluşacak fiili imkansızlık karşısında geri dönülemeyecek bir yapının ortaya çıkması halinde yargı kararlarının uygulanmasına yönelik olarak, Bakanlar Kurulu tesis edilecek iş ve işlemler konusunda karar almaya yetkilidir. MADDE 11 Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 12 Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 9/5/2012 R.G. 10 Mayıs ] CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN Kanun No Kabul Tarihi: 27/4/2012 MADDE 1 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 94 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. (2) Bu Kanunun 25 inci maddesi kapsamına girenler hariç, yüksek güvenlikli ceza infaz kurumunda bulunanlar da dâhil olmak üzere, güvenlik bakımından sakınca oluşturmaması koşuluyla tehlikeli olmayan hükümlünün, dış güvenlik görevlisinin refakatinde bulunmak şartıyla, talebi ve Cumhuriyet Başsavcısının onayıyla; a) İkinci derece dahil kan veya kayın hısımlarından birinin ya da eşinin ölümü nedeniyle cenazesine katılması için yol süresi dışında iki güne kadar, b) Sağlık Kurulu raporu ile belgelendirilmesi şartıyla ana, baba, eş, kardeş, çocuk ile eşin anne veya babasından birinin yaşamsal tehlike oluşturacak önemli ve ağır hastalık hâllerinin bulunması nedeniyle bunlardan her biri için bir defaya mahsus olmak üzere hasta ziyareti amacıyla yol süresi dışında bir güne kadar, izin verilebilir. Hükümlü, izin süresi içinde gece konaklaması gerektiği takdirde, bulunduğu yer ceza infaz kurumunda, bulunmaması hâlinde kolluk tarafından güvenli görülen yerde kalır. Yurt dışına çıkmasını gerektirmesi durumunda hükümlüye, bu madde gereğince izin verilemez. MADDE sayılı Kanunun 116 ncı maddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir. (3) Ana, baba, eş, kardeş, çocuk ile eşin anne veya babasından birinin yaşamsal tehlike oluşturacak önemli ve ağır hastalık hâllerinin bulunduğunun sağlık kurulu raporu ile belgelendirilmesi durumunda tutukluya, soruşturmanın veya kovuşturmanın selameti ve güvenlik bakımından sakınca oluşturmaması koşuluyla, soruşturma evresinde soruşturmayı yapan Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde kovuşturmayı yürüten hâkim veya mahkeme tarafından, dış güvenlik görevlisinin refakatinde yol süresi dışında, bunlardan her biri için bir defaya mahsus olmak üzere hasta ziyareti amacıyla bir güne kadar izin verilebilir.

357 (4) İkinci ve üçüncü fıkraya göre izin verilen tutuklu, izin süresi içinde gece konaklaması gerektiği takdirde, bulunduğu yer ceza infaz kurumunda, bulunmaması halinde kolluk tarafından güvenli görülen yerde kalır. Yurt dışına çıkmasını gerektirmesi durumunda tutukluya, bu madde gereğince izin verilemez. MADDE 3 Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 4 Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. 9/5/2012 R.G. 10 Mayıs ] MİLLETLERARASI ANDLAŞMA Karar Sayısı : 2012/ Mart 2011 tarihinde imzalanan ve 15/2/2012 tarihli ve 6276 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ekli Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Arasında Ortaklık Çerçeve Anlaşması nın onaylanması; Dışişleri Bakanlığının 22/3/2012 tarihli ve HUM/ sayılı yazısı üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu nca 2/4/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ M. ŞİMŞEK B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı V.Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN E. BAĞIŞ N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği BakanıBilim, Sanayi Teknoloji Bakanı ve F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU M. Z. ÇAĞLAYAN Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik Bakanı Dışişleri Bakanı Ekonomi Bakanı T. YILDIZ S. KILIÇ M. M. EKER Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor Bakanı Hayvancılık BakanıGümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı C. YILMAZ E. GÜNAY Kalkınma Bakanı Kültür ve Turizm Bakanı H. YAZICI Gıda, Tarım M. ŞİMŞEK Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim BakanıMilli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM ve

358 Sağlık Bakanı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE BİRLEŞMİŞ MİLLETLER KALKINMA PROGRAMI ARASINDA ORTAKLIK ÇERÇEVE ANLAŞMASI Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti (bundan böyle Hükümet olarak anılacaktır) ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (bundan böyle UNDP olarak anılacaktır), her biri bundan böyle Taraf ve ikisi birlikte Taraflar olarak anılacaktır; Binyıl Kalkınma Hedefleri de (bundan böyle BKH olarak anılacaktır) dâhil olmak üzere uluslararası mutabık kalınmış kalkınma hedeflerini gerçekleştirmek için tüm kalkınma aktörleri arasında güçlü bir ortaklığın kritik önemini göz önünde tutarak; Çok taraflı işbirliğinin ve bu bağlamda Birleşmiş Milletler kalkınma sisteminin kritik rolünü göz önünde tutarak; Hükümetin Resmi Kalkınma Desteğinin (bundan böyle "RKD" olarak anılacaktır) ve gerçekleştirme araçlarının kapsamını Yardım Etkinliği Hakkındaki Paris Deklarasyonu, Accra Eylem Gündemi ve kalkınma işbirliğinin etkinliği hakkındaki diğer uluslararası mutabık kalınmış taahhütler doğrultusunda genişletme yönündeki güçlü taahhüdünü göz önünde tutarak; Hükümetin BKH'nin ve diğer uluslararası mutabık kalınmış kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesi yönündeki güçlü taahhüdünü ve bölge ve ötesi için bu taahhüdün öneminin tanınmasını göz önünde tutarak; Türkiye nin 22 Ağustos 1950 de taraf olduğu Birleşmiş Milletler İmtiyaz ve Muafiyetleri Sözleşmesi ni göz önünde tutarak; Türkiye ile Birleşmiş Milletler arasında sırasıyla 20 Kasım 1959 ve 21 Ekim 1965 tarihlerinde imzalanan Özel Fon Anlaşması ve Revize Standart Teknik Destek Anlaşması (hep beraber Temel Anlaşmalar olarak anılacaktır) ile Temel Anlaşmalar çerçevesinde Türkiye deki UNDP faaliyetlerini özetleyen Ülke Program Belgelerini göz önünde tutarak; Hükümet yıllar boyunca zengin tecrübeler, teknik bilgi, uzmanlık ve başarılı uygulamalar biriktirdiğinden ve Türk dış politikasının temel öncelik alanlarından biri, kalkınma işbirliğinin genişletilmesi suretiyle bu bilgi ve uzmanlık havuzunun paylaşılması suretiyle diğer ülkelere yardım etmek olduğundan; Orta Gelirli Ülkelerden öğrenilen dersler daha fakir ülkelerde kalkınmayı destekleme açısından ilgili olduğundan ve Türkiye, kurumsal gelişme ve reform tecrübesini paylaşma ve kalkınma işbirliğindeki programlar ve ulusal olarak uygulanan programlar arasında sinerjiler oluşturma konumunda olduğundan; UNDP, cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlendirilmesi ve özel sektörün geliştirilmesi dâhil, ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere kesişen kalkınma konularının yanısıra yoksulluğun azaltılması ve BKH'nin gerçekleştirilmesi, demokratik yönetişim, kriz önleme ve kurtarma, çevre ve sürdürülebilir kalkınma alanlarındaki yetkisini kullanımında yönetmelikleri, kuralları, politikaları ve prosedürleri ile uyumlu olarak üye ülkelerine küresel ağı vasıtasıyla destek olma taahhüdünde olduğundan; Taraflar BKH'ler de dâhil olmak üzere uluslararası mutabık kalınan kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesine katkılarını artırmak için stratejik bir ortaklık geliştirmek istediklerinden; Taraflar arasındaki mevcut uzun süreli başarılı işbirliğini dikkate alarak; BUNDAN DOLAYI, Taraflar işbu Ortaklık Çerçeve Anlaşmasını (bundan böyle Anlaşma olarak anılacaktır) imzalamayı kabul etmişlerdir. MADDE I AMAÇ

359 İşbu Anlaşmanın genel amacı, BKH'leri de dâhil olmak üzere, uluslararası mutabık kalınmış kalkınma hedeflerini gerçekleştirmede kaydedilen ilerlemeyi hızlandırmak için küresel kalkınma ortaklıklarını geliştirmek ve gelişmekte olan, en az gelişmiş (bundan böyle "AGÜ" olarak anılacaktır) ve düşük gelirli (bundan böyle "DGÜ" olarak anılacaktır) ülkelerin zorluklarının ele alınmasına katkıda bulunmak; kalkınma işbirliğinde harici olarak uygulanan programlar ile ulusal olarak uygulanan programlar arasında sinerjiler oluşturarak, ulusal kalkınma hedeflerini gerçekleştirme yolunda Türkiye'nin bir donör ve küresel kalkınma ortağı olarak potansiyelini en üst düzeye çıkarmasına yardımcı olmak ve Türkiye'nin UNDP'nin bölgesel ve küresel kalkınma kapasitesine katkısını artırmak amacıyla, işbu Anlaşmada tanımlanan ortaklık temelinde Taraflar arasındaki işbirliğini güçlendirmek ve ilişkileri geliştirmektir. MADDE II KILAVUZ İLKELER Taraflar aşağıdaki hususlarda karşılıklı taahhütlerini teyit ederler: (a) Ortak ilgi alanlarında daha kapsayıcı bir işbirliği yapma, insan kaynaklarına dayalı bir yaklaşım ve sosyo-ekonomik kalkınmanın takibinde birlikte çalışma; (b) BKH'nin ve uluslararası mutabık kalınmış kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesi; (c) Yardımların Etkinliği Hakkındaki Paris Deklarasyonu, Accra Eylem Gündemi ve kalkınma işbirliğinin etkinliği ile ilgili diğer uluslararası mutabık kalınmış taahhütlerin ilkeleri doğrultusunda etkin yardım sağlama; (d) Bilgi paylaşımı için etkin araçlar ve kalkınma için en iyi uygulamalar olarak, GüneyGüney işbirliği ve üçlü işbirliği ile diğer işbirliği i; (e) Özel sektörün BKH'nin gerçekleştirilmesine ve kapsayıcı piyasalar ve sürdürülebilir iş gelişiminin desteklenmesine katılması; (f) Sivil toplum kuruluşlarının BKH'nin gerçekleştirilmesine katılması; (g) Ulusal kalkınma hedeflerini gerçekleştirmek için işbirliği alanlarını kuvvetlendirmek üzere UNDP'nin Türkiye'deki uygulamalarından yararlanılması. Ortaklık her iki Tarafın politikalarının yanısıra ilgili güçlü yönleri, örgütsel yapıları, yetkileri ve kurumsal kapasitelerine saygıya ve karşılıklı anlayışa dayalı olacaktır. MADDE III İŞBİRLİĞİ ALANLARI Taraflar işbu Anlaşma çerçevesinde aşağıdaki öncelikli alanlarda birlikte çalışmayı ve işbirliği yapmayı kabul ederler: (a) BKH'nin gerçekleştirilmesi ve yoksulluğun azaltılması, demokratik yönetişim, çevre ve sürdürülebilir kalkınma, cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlendirilmesi ve kriz önleme ile gelişmekte olan ülkeler, en az gelişmiş ülkeler ve düşük gelirli ülkelerin afet riskinin azaltılmasında kurtarma dâhil, diğer ortak ilgi alanlarında işbirliği; (b) Bilgi alışverişi yoluyla Türkiye'de saha seviyesinde UNDP ile Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı (TİKA) ile Türkiye'deki diğer kalkınma kurumları arasındaki işbirliğini artırma; bu işbirliğinin şekilleri Taraflar arasında yapılacak ayrı düzenlemelerle belirlenecektir; (c) TİKA da dâhil olmak üzere devlet kurumlarının kapasitelerinin geliştirilmesi için destek de dâhil olmak üzere donör olarak hükümet kapasitesinin geliştirilmesi; (d) Şekilleri Taraflar arasında ayrı bir anlaşma ile belirlenecek UNDP İstanbul Uluslararası Kalkınmada Özel Sektör Merkezi (IICPSD)'nin kurulması yolu da dâhil olmak üzere, özel sektörün kalkınmaya katılımı; (e) Yoksulluğun azaltılması ve BKH ve gelişmekte olan ülkelerin diğer uluslararası mutabık kalınmış kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesi amacıyla bilgi, kalkınma tecrübeleri, en iyi uygulamalar, metodolojiler ve öğrenilen dersleri paylaşmak için GüneyGüney işbirliği, üçlü işbirliği ve diğer işbirliği biçimleri;

360 (f) Bölgesel ve/veya küresel öneme sahip meselelerde diyalog ve fikir birliği oluşumunu kolaylaştırmak için kalkınma odaklı çok taraflı platformlara katılınması; (g) Sürekli surette, Taraflarca tanımlandığı ve mutabık kalındığı şekilde diğer spesifik politika diyaloğu, programlama, ortak yaklaşımlar ve işbirliği alanları. Yukarıdaki öncelikli alanlara ek olarak, Taraflar, Hükümetin ulusal kalkınma hedeflerini gerçekleştirmek için, Taraflar arasındaki mevcut anlaşmalar çerçevesinde işbirliği de dâhil olmak üzere işbirliği yapmaya devam edecektir. MADDE IV UNDP YE KATKILAR 1. Bağlı Olmayan Düzenli Kaynaklar (temel), UNDP'nin tüm işlerinin temelidir. UNDP'nin yetkisini yerine getirme ve çok taraflı, yansız ve evrensel karakterini muhafaza etme kabiliyeti, yeterli ve güvenli düzenli finansmanına bağlıdır. 2. Hükümet, uygun görülecek şekilde ve müteakip Stratejik Planları uyarınca, UNDP'nin Bütünleşik Mali Kaynaklar Çerçevesini desteklemek için elinden gelen çabayı göstermeyi taahhüt eder ve bu bağlamda Hükümetin ödeme kabiliyeti ile uyumlu ve RKD'ni (Resmi Kalkınma Desteği) düzenleyen politikaları ve prosedürlerlerine uygun olarak UNDP'nin düzenli kaynaklarına ABD Doları cinsinden yıllık katkılarda bulunacaktır. 3. Hükümet, uygun görülecek şekilde, ilgili UNDP yönetmelikleri, kuralları, politikaları ve prosedürlerine uygun olarak, mali katkılar biçiminde (mutabık kalınan şablon anlaşmalar vasıtasıyla) eş finansman yoluyla UNDP projelerine ve programlarına katkıda bulunmaya devam edecektir. İşbu Anlaşmaya istinaden yapılan tüm mali katkılar hibe temelinde olacaktır. Aynı şekilde, işbu Anlaşmaya istinaden yapılan tüm ayni katkılar geri ödenemez temelde sağlanacaktır. MADDE V UNDP NİN ORTAKLIĞA SAĞLAYACAĞI GİRDİLER UNDP bu ortaklığa aşağıdakileri sağlayarak katkıda bulunacaktır: 1. İşbu Anlaşma doğrultusunda, UNDP'nin bilgilerine ve uzmanlığına erişim; 2. UNDP'nin küresel varlığını geliştirici nitelikte Güney-Güney işbirliği, üçlü işbirliği ve diğer işbirliği platformları; 3. UNDP'nin küresel kalkınma tecrübesi, bilgisi ve sistemlerine dayalı olarak, muhtelif kalkınma konuları ile ilgili olarak, çok taraflı gruplamalarda Hükümete politika desteği, danışma desteği ve teknik destek; 4. UNDP'nin odak ve operasyon alanları ile bağlantılı olarak, küresel görünürlük platformları; 5. Fonların kullanılabilirliğine bağlı olarak, UNDP, ilgili yönetmelikleri, kuralları, politikaları ve prosedürlerine uygun olarak, yetkisine istinaden projeleri finanse edecektir; 6. UNDP'nin küresel ağı vasıtasıyla, RKD'nin uygulamasının etkin bir şekilde yönetilmesinde Türkiye'ye destek; 7. Türkiye, UNDP Yönetim Kurulu ve diğer yönetim organlarında etkin diyaloğa katılmaya ve katkıda bulunmaya devam edecektir. UNDP, Taraflar arasında gelişmiş bir diyalog süreci yoluyla bunu kolaylaştırmaya çaba gösterecektir. MADDE VI UYGULAMA İşbu Anlaşmadan doğan belirli faaliyetleri uygulamak için, Taraflar ilgili UNDP yönetmelikleri, kuralları, politikaları ve prosedürlerine uygun olarak anlaşmalar yapacak ve bu anlaşmalarda faaliyetle ilgili maliyetler veya giderler ve bunların Taraflarca nasıl üstlenileceği belirtilecektir. 1. İşbu Anlaşma çerçevesindeki tüm program faaliyetleri proje belgeleri ve/veya UNDP ile Hükümet arasında karşılıklı mutabık kalınmış belgeler temelinde ve ilgili UNDP yönetmelikleri, kuralları, politikaları ve prosedürlerine uygun olarak gerçekleştirilecektir.

361 2. İlgili yönetmelikleri, kuralları, politikaları ve prosedürlerine bağlı olarak, Taraflar insan kaynakları alanında düzenlemeler de yapabilecektir. 3. Türkiye içindeki üçlü işbirliği faaliyetlerinin yanı sıra Taraflar arasındaki belirli ikili faaliyetleri ve Türkiye'nin iç kalkınma gündemini destekleyici faaliyetleri uygulamak için, bu faaliyetler UNDP'nin Türkiye Ülke Programının bir parçası olarak gerçekleştirilecektir. MADDE VII İSTİŞARELER Taraflar, Anlaşmanın uygulamasını gözden geçirmek ve stratejik hedefler ve ortaklık taahhütlerinin ilgililiğini gözden geçirmek, öncelikler belirlemek ve gelecek yıllar için bir çalışma programı üzerinden karşılıklı mutabakata varmak için düzenli yüksek düzeyli istişarelerde bulunmayı kabul ederler. MADDE VIII İLETİŞİM 1. Taraflar ortak ilgi alanlarında birbirini bilgilendirecek ve istişare edecektir. 2. Bu Anlaşmanın uygulanması için odak noktası: (a) UNDP adına, UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi ve (b) Hükümet adına, Dışişleri Bakanlığı olacaktır. 3. UNDP'yi temsilen Başkan Yardımcısı ve Avrupa ve Bağımsız Devletler Topluluğu Bürosu Direktörü ve Başkan Yardımcısı ve Ortaklıklar Bürosu Direktörü ve Hükümeti Temsilen Dışişleri Bakanı veya atayacağı kişinin eş başkanlığında, işbu Anlaşmanın hedefleri ve öncelikleri bakımından kaydedilen ilerlemeyi gözden geçirmek üzere bir yıllık ortaklık diyaloğu gerçekleştirilecektir. MADDE IX GÖRÜNÜRLÜK 1. Taraflar işbirliği örnekleriyle ilgili olarak kamuoyuna sunulan tüm bilgi ve belgelerde her bir Tarafın rolü ve katkısını teyit etmeyi ve her bir Tarafın yürürlükteki politikalarına uygun ve Taraflar arasında önceden yazılı mutabakata tabi olmak üzere, işbu Anlaşma ile ilgili belgelerde her bir Tarafın adını ve amblemini kullanmayı kabul ederler. 2. Taraflar, 1946 tarihli Birleşmiş Milletler İmtiyaz ve Muafiyetleri Sözleşmesi çerçevesinde Birleşmiş Milletler'in imtiyazları ve muafiyetlerini ve Birleşmiş Milletler kadroları ve personelinin emniyet ve güvenliğini tehlikeye atmaması kaydıyla, işbu Anlaşma çerçevesinde gerçekleştirilen girişimleri tanıtmak için tüm uygun tedbirleri alacaklardır. MADDE X İHTİLAFLARIN ÇÖZÜMÜ Taraflar arasında işbu Anlaşmadan doğan veya Anlaşmayla ilgili olan tüm ihtilaflar Taraflarca dostane şekilde çözülecektir. MADDE XI YÜRÜRLÜĞE GİRİŞ İşbu Anlaşma, Hükümetin UNDP'ye bu amaca yönelik hukuki prosedürlerini tamamladığını bildirdiği tarihte yürürlüğe girecektir. 1. İşbu Anlaşma hükümleri ancak Taraflar arasında yazılı mutabakat yoluyla değiştirilebilecek ve bu Maddenin 1. paragrafına uygun olarak yürürlüğe girecektir. 2. Anlaşma karşılıklı mutabakat ya da Taraflardan herhangi birince diğer Tarafa yazılı olarak altı (6) ay önceden bildirim yoluyla feshedilmedikçe yürürlükte kalacaktır. Aksine mutabık kalınmadıkça, bu Anlaşmanın feshine rağmen, Madde VI'ya uygun olarak Taraflar arasında yapılmış olan uygulama anlaşmaları yürürlükte kalmaya devam edecektir. BUNUN KANITI OLARAK, Tarafların usulünce yetkilendirilmiş temsilcileri, İngilizce dilinde iki asıl nüsha olarak hazırlanan bu Anlaşmayı imzalamışlardır. Ankara da 2011 yılının Mart ayının 11. günü düzenlenmiştir.

362 Türkiye Cumhuriyeti adına (İmza) UNDP adına (İmza) Ahmet Davutoğlu Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Helen Clark UNDP Başkanı R.G. 10 Mayıs ] BAKANLAR KURULU KARARLARI Karar Sayısı : 2012/3098 Ekli listede ili, ilçesi ve sınırları belirtilen yerlerde arazi toplulaştırması yapılması; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının 27/3/2012 tarihli ve 5374 sayılı yazısı üzerine, 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Kanunun 17 nci maddesine göre, Bakanlar Kurulu nca 16/4/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN F. ÇELİK N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği Bakanı V.Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU C. YILMAZ Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik BakanıDışişleri Ekonomi Bakanı V. T. YILDIZ E. BAYRAKTAR R. AKDAĞ H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor Bakanı V.Gıda, Tarım Hayvancılık Bakanı V.Gümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı C. YILMAZ F. ŞAHİN M. ŞİMŞEK Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V.Maliye Bakanı Ö. DİNÇER İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Eğitim Bakanı Milli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık Bakanı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Bakanı ve

363 16/4/2012 TARİHLİ VE 2012/3098 SAYILI KARARNAMENİN EKİ LİSTE NOT: 1) Yukarıda belirtilen alanlarda, 29/6/2009 tarihli ve 2009/15154 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Tarım Arazilerinin Korunması, Kullanılması ve Arazi Toplulaştırmasına İlişkin Tüzüğün 17 nci maddesine göre özel arazi toplulaştırması kapsamında kamu yararı gözetilerek isteğe bağlı olmaksızın DSİ 19. Bölge Müdürlüğü tarafından zorunlu arazi toplulaştırma uygulaması yapılacaktır. 2) Yukarıda belirtilen arazi, toplulaştırma sınırları içinde olup; a) Arazi toplulaştırma kriterlerine uygun olmayan yerler, b) Teknik olarak arazi toplulaştırma sahasına dahil edilmesi uygun olmayan tepelik, taşlık, çukurluk alanlar ile yoğun sabit tesis bulunan alanlar, toplulaştırma harici bırakılacaktır. R.G. 10 Mayıs ] Karar Sayısı : 2012/3102 Bursa, Karacabey, Susurluk ovaları dereleriyle Yeşilırmak ve kollarının muhtelif yerlerinin, suların taşmasıyla su altında kalan veya su baskınlarına uğrayabilecek saha olarak tespiti ve ilanına dair 4/10/1950 tarihli ve 3/11945 sayılı Kararnamenin eki listede değişiklik yapılmasına ilişkin ekli Kararın yürürlüğe konulması; Orman ve Su İşleri Bakanlığının

364 8/3/2012 tarihli ve 1253 sayılı yazısı üzerine, 14/1/1943 tarihli ve 4373 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre, Bakanlar Kurulu nca 16/4/2012 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan B. ARINÇ A. BABACAN B. ATALAY B. BOZDAĞ Başbakan Yardımcısı Başbakan Yardımcısı Başbakan YardımcısıBaşbakan Yardımcısı S. ERGİN F. ŞAHİN F. ÇELİK N. ERGÜN Adalet BakanıAile ve Sosyal Politikalar Bakanı Avrupa Birliği Bakanı V.Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı F. ÇELİK E. BAYRAKTAR A. DAVUTOĞLU C. YILMAZ Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çevre ve Şehircilik BakanıDışişleri Ekonomi Bakanı V. T. YILDIZ E. BAYRAKTAR R. AKDAĞ H. YAZICI Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Gençlik ve Spor Bakanı V.Gıda, Tarım Hayvancılık Bakanı V.Gümrük ve Ticaret Bakanı İ. N. ŞAHİN İçişleri Bakanı Bakanı ve C. YILMAZ F. ŞAHİN M. ŞİMŞEK Kalkınma BakanıKültür ve Turizm Bakanı V.Maliye Bakanı Ö. DİNÇER Milli Eğitim Bakanı İ. YILMAZ V. EROĞLU Milli Savunma BakanıOrman ve Su İşleri Bakanı R. AKDAĞ B. YILDIRIM Sağlık Bakanı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı 16/4/2012 TARİHLİ VE 2012/3102 SAYILI KARARNAMENİN EKİ KARAR MADDE 1 Bursa, Karacabey, Susurluk ovaları dereleriyle Yeşilırmak ve kollarının muhtelif yerlerinin, suların taşmasıyla su altında kalan veya su baskınlarına uğrayabilecek saha olarak tespiti ve ilanına dair 4/10/1950 tarihli ve 3/11945 sayılı Kararnamenin eki listenin (I) - Bursa Su İşleri Bölgesinde başlıklı bölümünün (9) uncu bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. 9) Gökdere nin, park ve rekreasyon alanı olarak kullanılması şartıyla ekli krokide gösterilen Bursa-Yenişehir şosesinden (Ankara Caddesi) başlayarak mansaba doğru 1150 m uzunluğundaki, mevcut tersip bendine kadar olan C-D arasında kalan kesiti hariç olmak üzere, şehir su deposunun bulunduğu noktadan başlayarak Bursa-Yenişehir şosesini kestiği noktaya kadar olan şehir içi dere yatağı ile köprüden itibaren Deliçay a birleştiği yere kadar (A-F) yatak mihverinden 30 m sağa ve 30 m sola olan noktaları içine alacak şekilde şeritvari devam eden kısımları,

365 MADDE 2 Bu Karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 Bu Karar hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

366

367 R.G. 10 Mayıs ] YÖNETMELİK Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığından: TÜRKİYE YAZMA ESERLER KURUMU BAŞKANLIĞI İSTİSNA SÖZLEŞMESİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığının amaç ve görevleri doğrultusunda gerçekleştireceği; belli bir uzmanlık gerektiren nitelikteki eserin veya yapımın elde edilmesi için, yerli veya yabancı gerçek veya tüzel kişi ya da kişilerle yapacağı istisna sözleşmesinin usul ve esasları ile uygulanmasını düzenlemektir. (2) Bu Yönetmelik; 6093 sayılı Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 7 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca yapılacak istisna sözleşmelerini kapsar. Dayanak MADDE 2 (1) Bu Yönetmelik; 28/12/2010 tarihli ve 6093 sayılı Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 7 nci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır. Tanımlar ve kısaltmalar MADDE 3 (1) Bu Yönetmelikte geçen; a) Aktif Konservasyon: Laboratuvar ortamında ve konunun uzmanı kişilerce eseri oluşturan malzemelerin yapısı, doğal yaşlanması eserin yapım teknolojisi ya da kullanımından kaynaklanan bozulmaların doğrudan esere yapılan muameleler ile giderilmesini, b) Başkan: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanını, c) Başkanlık: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığını, ç) Belgeleme: El yazmalarının yapım tekniklerini, bozulmalarını ve hammaddelerini belirlemeyi; konservasyon uygulamaları sırasında kullanılan teknikleri, malzemeleri, bileşimleri ve benzeri bilgileri içeren, uygulama tarihlerinin de belirtildiği yazılı ve görsel olarak kaydedilen inceleme ve analizleri, d) Çeviri: Yazıldığı dilden başka bir dile aynen çevrilen eseri, tercümeyi, e) Elektronik yayın: Geleneksel yöntemlerle hazırlanmış veya basılmış kitap ve derginin her türlü elektronik ortamda sadece okunabilmesi amacıyla sunulmuş şeklini, f) Eleştirmeli metin: Birden fazla nüshanın karşılaştırılması sonucu oluşturulan metni, eleştirmeli basımı, g) Eski Harfli Nadir Basma Eser: 1/11/1928 tarihli ve 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanunun yürürlüğe girdiği 3/11/1928 tarihinden önce eski harfle basılmış eserleri, ğ) İstisna Sözleşmesi: Yapımın elde edilmesi için yüklenici ile Başkanlık arasında 5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun hak devri ve tasarruf işlemlerine ilişkin taahhütlerine dair hükümleri veya Borçlar Kanununun istisna akdi hükümlerine göre kurulan hukuki ilişkiyi,

368 h) İşlenme eser: Diğer bir eserden istifade suretiyle vücuda getirilip de bu esere nispetle müstakil olmayan ve işleyenin hususiyetini taşıyan fikir ve sanat mahsullerini, ı) İtibarî sayfa: Basılı veya manyetik depolama ünitesi şeklinde ya da internet ortamında hizmete sunulan bir eserin 200 kelimeden meydana gelen kısmını, i) Kanun: 6093 sayılı Türkiye Yazma Eserler Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunu, j) Komisyon: Geçici olarak oluşturulan istisna sözleşmesi komisyonunu, k) Konservasyon: Objenin maddesel ve teknolojik özelliklerini, yapısını ve taşıdığı dekoratif öğeleri özgün niteliklerine bağlı kalarak korumayı; bozulmasına yol açan nedenleri ve etkileri açığa çıkarmayı; en uygun ve etkili koruma yöntemlerini ve malzemeleri saptayarak, bunları objeye uygulamayı; fiziksel ve estetik bütünlüğü aslına bağlı kalarak sağladıktan sonra stabil haldeki objeyi sergileme veya depolama için hazırlamayı, l) Latinizasyon: Değişik alfabeli metinlerin latin alfabesine çevrilmesini, çeviri yazıyı, m) Pasif Konservasyon: Aktif konservasyonun öncesinde ve sonrasında objenin taşınması, paketlenmesi, depolanması, bulunduğu ortamın nem, ısı ve ışık değerlerinin düzenlenmesi ile bunların sürekli kontrolünü, n) Telif Eser: Herhangi bir şekilde dil ile ifade olunan eserler ile doğrudan meydana getirilen fikir mahsullerini, o) Varak: Yazma ve nadir eserlerin ön yüzü ve arka yüzü ile birlikte iki sayfadan oluşan her bir yaprağını, ö) Yapım: İstisna sözleşmesi ile yapımcı tarafından gerçekleştirilmesi taahhüt olunan eser, yapılan iş veya belli yapımları, p) Yazma Eser: Elle yazılmış, tarihi, sanat veya içerik değeri olan kitap, mecmua, mektup, ferman, berat, levha, hat ve benzeri eserleri, r) Yazma ve Nadir Eser: Yazma eser ile eski harfli nadir basma eseri, s) Yüklenici: Yapımın elde edilmesi için kendileri ile bu Yönetmelik ve gerektiğinde özel şartname hükümlerine göre, istisna sözleşmesi yapılan yerli veya yabancı gerçek veya tüzel kişi ya da kişileri ifade eder. İKİNCİ BÖLÜM İstisna Sözleşmesi ve Unsurları İstisna sözleşmesi MADDE 4 (1) Belli bir uzmanlık, yeterlilik, hususiyet veya yetenek gerektirdiği tespit olunan yapımlar kapsamında, 1 inci maddedeki amacı gerçekleştirmek için Başkanlık ile Yüklenici arasında yapımın özelliği dikkate alınarak istisna sözleşmesi yapılır. İstisna sözleşmesinin unsurları MADDE 5 (1) Yapılacak sözleşmelerde tarafların hak ve yükümlülüklerinin yanı sıra: a) Sözleşme konusunun tanımı, b) Yapılan sözleşmenin amacı, kapsamı, dayanağı, c) Yapımın teslim tarihi, yapım bir süre devam edecekse başlangıç ve bitiş tarihleri, ç) Ödenecek bedel, ödeme, şekil ve şartları, d) Tazminat ve cezai şart talepleri, e) Genel şartlar, f) Kararlaştırılmışsa özel şartlar, g) Sözleşmeye ayrıca konulması öngörülen diğer hususlar, yer alır. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM İstisna Sözleşmesi Komisyonu, Oluşumu, Görevleri, Yetkileri ve Toplanması İstisna sözleşmesi komisyonu, oluşumu, görevleri ve yetkileri

369 MADDE 6 (1) Komisyon, Başkanın başkanlığında, en az bir ana hizmet daire başkanı olmak üzere, diğer daire başkanları ve bölge müdürleri arasından toplam beş üye ile Başkan tarafından oluşturulur. Başkanlığın diğer daire başkanları veya bölge müdürleri arasından iki yedek üye Başkan tarafından belirlenir. (2) Komisyon; Başkanlıkça istisna sözleşmesi ile 8 inci, 9 uncu ve 10 uncu maddelerde belirtilen konularda yaptırılacak yapımları belirlemek; bunların hangi yerli veya yabancı gerçek veya tüzel kişi ya da kişilere yaptırılacağına karar vermek; sözleşmenin uygulanmasını denetlemek; yapımın sözleşmeye uygun bir şekilde yapılıp yapılmadığına karar vererek yapımı teslim almak, kabul etmek ya da reddetmekle görevli ve yetkilidir. (3) Komisyon, sözleşme konusu yapımın teslimi aşamasında, yapım sözleşmede düzenlenen şartları taşımıyor ise; yükleniciye eksiklikleri gidermesi için ek süre vererek gerekli işlemleri yaptırmaya, tüm bu aşamalar neticesinde yapım istenilen şartları haiz değilse yapımı reddetmeye yetkilidir. (4) Tip sözleşme ve gerekli görülen hallerde özel şartnamenin hazırlanması, imzalanması ve sözleşme sürecinin yürütülmesi Komisyon tarafından gerçekleştirilir. Toplantı ve karar MADDE 7 (1) Komisyon, Başkanlığın gerekli gördüğü hallerde, üye tamsayısı ile toplanır ve oy çokluğu ile karar alır. (2) Komisyonun sekreterya ve raportörlük görevi ilgili Daire Başkanlığınca yürütülür. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Yapım Konuları ve Yapımlar ile İlgili Hükümler Çeviri ve Yayım Dairesi yapımları MADDE 8 (1) Çeviri ve Yayım Dairesi Başkanlığının Kanunun 4 üncü maddesinin üçüncü fıkrasında sayılan görevleri ile ilgili üst düzey uzmanlık gerektiren; yazma ve nadir eserlere ilişkin çeviri, latinizasyon, sadeleştirme ve eleştirmeli metin şeklindeki yapım konularında işlenme eserlerin yapılması ve yaptırılması ile ilgili yapımları, ikinci fıkrada belirtilen kriterlere binaen komisyon tarafından istisna sözleşmesi yoluyla yaptırılır. (2) Çeviri ve Yayım Dairesi Yapımları ile ilgili yapılacak istisna sözleşmelerinde, yapımların belirlenmesinde Komisyon, yazma ve nadir eserin aşağıda belirtilen özelliklerden en az birini taşıyor olmasını dikkate alır: a) Yazma ve nadir eserin, içerik itibariyle uzmanı az bulunan alanlardan olması, b) Yazma ve nadir eserin, kağıt, yazı, mürekkep, süsleme, hat, cilt ve benzeri açılardan biçimsel zorluklar taşıması, c) Yazma ve nadir eserin, müellifin dili ve ifadesinden, ağdalı ve edebî tarzından; nesir ve nazmı, birden fazla dili bir arada kullanmasından dolayı zorluklar taşıması, ç) Yazma ve nadir eserin, rumuzlu, lugazlı ibarelere; az bilinen kelime ve kavramlara sahip olması, d) Yazma ve nadir eserde, tahrifat, bozulma, akma, silinme, koparılma, karalanma ve benzeri şekillerdeki zorlukların bulunması, e) Yazma ve nadir eserin, yeterli nüshasının bulunmaması; yetersiz nüsha veya nüshalara dayanılarak işlenme zaruretinin bulunması, f) Müellif nüshası bulunmayan yazma ve nadir eserin, çok fazla nüshasının bulunması ve bunların hepsinin dikkate alınması zaruretinin bulunması, g) Yazma ve nadir eserin; mantık, teoloji, matematik, botanik ve benzeri bir kişinin uzmanlığını aşan pek çok farklı alanları bir arada bulunduruyor olması, ğ) Yazma ve nadir eserin, harita, çizim, şekiller, nesir, şiir ve benzeri birbirinden farklı uzmanlıkları gerektirebilecek unsurlar taşıması, h) Yazma ve nadir eserin, belli bir müellife, konuya, zamana, yüzyıla, döneme veya belirlenen herhangi bir kritere göre oluşturulacak seriye göre projelendirilmesi,

370 ı) Yazma ve nadir eserin, varak, sayfa veya cilt sayısı itibariyle hacimli bir külliyat oluşturması, i) Yazma ve nadir eserin, sözlük, biyografik ve bibliyografik kaynakları kullanmak gibi başka eserlere başvurma, başka inceleme ve araştırmalar yapma şeklinde diğer eserlerde bulunmayan ilave bir takım iş ve işlerin yapılmasını gerektirmesi, j) Yazma ve nadir eserin, niceliksel açıdan değil de niteliksel olarak diğer eserlerde olmayan derecede emek ve birikim gerektiren bir takım felsefî, düşünsel zorluklar taşıması. (3) Çeviri ve Yayım Dairesi Yapımları ile ilgili istisna sözleşmesi yoluyla yaptırılacak yapımlar gereği yükleniciye ödenecek ücretin belirlenmesi hakkında, 7/3/2012 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Çeviri ve Yayım Yönetmeliğinin 11 inci ila 21 inci maddeleri uygulanır. Yazma ve Nadir Eserler Dairesi Başkanlığı yapımları MADDE 9 (1) Yazma ve Nadir Eserler Dairesi Başkanlığının Kanunun 4 üncü maddesinin ikinci fıkrasında sayılan görevleri ile ilgili üst düzey uzmanlık gerektiren; yazma ve nadir eserlere ilişkin eser tespit ve sayım, kataloglama, konu sınıflama, özet çıkarma, konu başlıkları listesi oluşturma, bibliyografya hazırlama ile ilgili yapımları, ikinci fıkrada belirtilen kriterlere binaen komisyon tarafından istisna sözleşmesi yoluyla yaptırılır. (2) Yazma ve Nadir Eser Dairesi Yapımları ile ilgili yapılacak istisna sözleşmelerinde, yapımların belirlenmesinde Komisyon, yazma ve nadir eserin aşağıda belirtilen özelliklerden en az birini taşıyor olmasını dikkate alır: a) Eser ya da eserlerin konu ve özelliklerine ilişkin yeterli sayı ve nitelikte uzman personel bulunmaması; işlem ya da işlemlerin, görevlendirilebilecek mevcut uzman personelle tamamlanmasının mümkün olmayacağının belirlenmesi, b) Eser ya da eserlerin Nadir Eser niteliği taşıması, c) Çalınma, kaybolma, çeşitli doğal afetler ile yok olma tehlikesi, sergileme ve benzeri amaçlı olarak, yapılacak işlemin günlü ve ivedi olarak gerçekleştirilmesi ihtiyacının bulunması, ç) Yapılacak işleme konu olan eserlerin yurt dışında ve yurt içinde Başkanlık dışında, kurum, kuruluş ya da kişilerde bulunması; Başkanlık faaliyet mekanları dışındaki mekanlarda yer alması, d) Eserlerin konuları itibarıyla, mevcut konu sınıflama sistemlerinin yetersiz olması. (3) Yazma ve Nadir Eser Dairesi Yapımları ile ilgili istisna sözleşmesi yoluyla yaptırılacak yapımlar gereği yükleniciye ödenecek ücret Komisyon tarafından bu Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek-1 sayılı Yazma ve Nadir Eserler Dairesi Başkanlığı Yapımları Ücret Tarifesi Tablosundaki ücret tarifeleri esas alınarak belirlenir. Kitap Şifahanesi ve Arşiv Dairesi Başkanlığı yapımları MADDE 10 (1) Kitap Şifahanesi ve Arşiv Dairesi Başkanlığının Kanunun 4 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında sayılan görevleri ile ilgili üst düzey uzmanlık gerektiren; her türlü pasif ve aktif konservasyon uygulamalarının gerçekleştirilmesi ve bu Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek-2 sayılı Kitap Şifahanesi ve Arşiv Dairesi Başkanlığı Yapımları Ücret Tarifesi Tablosunda yer alan konularda yapımları, ikinci fıkrada belirtilen kriterlere binaen komisyon tarafından istisna sözleşmesi yoluyla yaptırılır. (2) Kitap Şifahanesi ve Arşiv Dairesi Yapımları ile ilgili yapılacak istisna sözleşmelerinde, yapımların belirlenmesinde Komisyon, yazma ve nadir eserin aşağıda belirtilen özelliklerden en az birini taşıyor olmasını dikkate alır: a) Yazma ve nadir eserin tahribatının acil ve hızlı müdahale gerektirmesi, b) Çok sayıda yazma ve nadir eserin belli bir sürede hızlı bir şekilde belgelenmesi, korunmuşluk durumlarının anlaşılması ve takibi için etiketlenmesi gerekliliği, c) Teknik ya da içerik olarak özellikli yazma ve nadir eserlerin konservasyonun özel tekniklerle yapılması gereksinimi,

371 ç) Yazma ve nadir eserin özel yöntem ve teknikle karantinaya alınması, mikroorganizma ve/veya böcek ile mücadele gerekliliğinin bulunması, d) Yazma ve nadir eserin harita, çizim, tezhip, minyatür gibi malzeme, içerik ve teknik olarak farklı uzmanlıklar gerektirebilecek unsurlar taşıması. (3) Kitap Şifahanesi ve Arşiv Dairesi Yapımları ile ilgili istisna sözleşmesi yoluyla yaptırılacak yapımlar gereği yükleniciye ödenecek ücret Komisyon tarafından bu Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek-2 sayılı Kitap Şifahanesi ve Arşiv Dairesi Başkanlığı Yapımları Ücret Tarifesi Tablosundaki ücret tarifeleri esas alınarak belirlenir. BEŞİNCİ BÖLÜM Haklar ve Yükümlülükler Başkanlığın yapıma ilişkin hakları MADDE 11 (1) Başkanlık, özel hükümler saklı kalmak üzere 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamındaki mali haklarını istisna sözleşmesi ile devraldığı eserlerde eser sahibinin yeniden iznini almaksızın ve sözleşme hükümleri dışında ek bir ücret ödemeksizin yapılan devir kapsamında bu eseri; a) İstisna sözleşmesi sonucu ortaya çıkan yapımları çoğaltabilir, basabilir, yayımlayabilir, sergileyebilir veya her türlü kurumsal hizmetlerde kullanabilir. b) Gerektiğinde yükleniciden değişiklikler yapmasını isteyebilir. c) Başkanlığın görev ve hizmet alanına giren her türlü faaliyetlerde değerlendirebilir. Başkanlığın tasarruf yetkisi MADDE 12 (1) Başkanlık, yapımın kullanılıp kullanılmaması, kısmen kullanılması veya yararlanma şeklini belirleme konusunda tasarruf yetkisine sahiptir. Yüklenicinin adının açıklanması MADDE 13 (1) Yüklenicinin gerçek veya mesleki adının açıklanıp açıklanmaması veya açıklanma şekli 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu çerçevesinde gerçekleştirilir. Yüklenicinin Başkanlığın imkanlarından yararlanma hakkı MADDE 14 (1) Taahhüdün bir hazırlık çalışmasını gerektirmesi halinde, yüklenici, Başkanlığın muvafakati ile Başkanlık için herhangi bir sorumluluk doğurmaması kaydı ile Başkanlık tarafından tespit edilen gün ve saatlerde gösterilen hizmet yerlerinden ve imkanlarından yararlanabilir. Ancak yüklenici, taahhüdün hazırlanması ve uygulanması sırasında Başkanlığa ait hizmet yerlerinde veya imkanları kullanırken Başkanlık mevzuatı ile işletmenin güvenlik ve disiplini için konmuş olan esaslara aykırı davranış ve fiillerde bulunamaz. Yapım malzemesinin sağlanması MADDE 15 (1) Yüklenicinin taahhüdünün hazırlık ve uygulama safhalarında Başkanlık gerekli malzemenin bir kısmını veya tamamını sağlamayı kabul ettiği takdirde, sağlanan bu malzemeler yüklenici tarafından sadece sözleşme konusu yapım için kullanılabilir. Yüklenici, bu amaçla aldığı malzemeyi teslim aldığı şekilde, harcanmak üzere aldı ise malzemenin artanını Başkanlığa iade etmekle yükümlüdür. Aynen iadesi gereken malzemenin hasara uğraması halinde tamir bedeli, kaybı veya tamirinin mümkün olmaması halinde de rayiç bedeli yüklenici tarafından Başkanlığa ödenir. Sözleşme örneğinin yükleniciye verilmesi MADDE 16 (1) İstisna sözleşmesinin bir örneği sözleşmenin imzalanmasından sonra talep halinde yükleniciye verilir. Yüklenicinin yapıma ilişkin yükümlülükleri MADDE 17 (1) Yüklenici; a) Yapımını, Başkanlığı veya üçüncü kişileri küçük düşürmeyecek ve Kanun ve alt mevzuatı hükümlerine aykırı olmayacak şekil ve özde hazırlamayı veya icra etmeyi, b) Yapımların, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu mali hakların devrine ilişkin hükümlerine göre istisna akdi ile yapılacak devir süresinde ve kapsamında kalması şartı ile

372 eserin Başkanlığa sunulduğu şekliyle önceden umuma arzedilmemiş olduğunu, başka herhangi bir şekilde yayımlanmayacağını, Başkanlığın izni olmaksızın kullanılmayacağını, c) Kendisi tarafından sağlanan eser veya eserlerin kendi eseri olduğunu veya başkasının eseri ile sözleşme amaçları için eserin kullanılabilmesi hususunda gerekli bütün ruhsat ve izinlere sahip olduğunu, ç) Sözleşme konusu yapımı Başkanlığın izni olmadan hiçbir surette kullanmayacağını, d) Başkanlığın adını ve sözleşme konusu olan taahhüdünü Başkanlık izni olmaksızın reklam amacı ile kullanmayacağını, kabul ve taahhüt eder. (2) Yüklenici, Başkanlığın gerekli gördüğü hallerde, kendi eseri olmadığını beyan ettiği eser veya eserlerin sahiplerinden eserin sözleşme amaçlarına uygun şekilde Başkanlık tarafından kullanılabileceğini gösterir bir ruhsat veya belge getirmekle yükümlüdür. Başkanlığın ödeme yükümlülüğü MADDE 18 (1) Başkanlık için ödeme yükümlülüğünün doğabilmesi, Komisyon tarafından taahhüdün yerine getirilmiş olduğunun tespiti ile yapımın kabulü şartına bağlıdır. (2) Ödeme şekil ve şartları, kısmi ödeme yapılıp yapılmayacağı gibi ödemeye ilişkin hususlar yapımın özelliğine göre, Komisyon tarafından sözleşmede belirlenebilir. Sorumluluk MADDE 19 (1) Taahhüt sebebi ile her çeşit hukuki sorumluluk yükleniciye aittir. Başkanlık bundan dolayı üçüncü kişilere karşı herhangi bir tazminat ödeme durumunda kalırsa, tazminatı yükleniciye rücu eder. Eserde değişiklik yapılması MADDE 20 (1) Taahhüdün yerine getirilmesi için Başkanlık tarafından bir eser veya yapım sağlanmış ise, yüklenici eser veya yapım üzerinde Başkanlığın muvafakati olmadıkça hiçbir değişiklik yapamaz. Aksine davranışın hukukî ve cezai sorumluluğu yükleniciye aittir. Hazırlık çalışmalarının gerekli olması hali MADDE 21 (1) Başkanlık, taahhüdün hazırlık çalışması gerektirip gerektirmediğini kararlaştırmakta serbesttir. Taahhüt hazırlık çalışmasını gerektiriyorsa Başkanlık taahhüdün yerine getirilmesinden önce hazırlık çalışması yapmasını yükleniciden isteyebilir. Ayrıca Başkanlık, taahhüde başlanabilmesi için de ön hazırlık çalışması yaptırabilir. Özel hak ve yükümlülükler MADDE 22 (1) 11 inci ila 21 inci maddelerde belirtilen hükümlerden ayrı olarak Başkanlık ve Yüklenici, yapımın konusuna veya taahhüdün niteliğine göre sözleşmelerin özel şartlar bölümlerinde veya gerektiğinde Başkanlık tarafından hazırlanacak özel şartnamelerde düzenlenecek karşılıklı hak ve yükümlülüklere sahiptir. ALTINCI BÖLÜM Sözleşmenin Düzenlenmesi ve Uygulanması ile İlgili Esaslar Sözleşmenin düzenlenmesi ve uygulanması MADDE 23 (1) 8 inci, 9 uncu ve 10 uncu maddelerde düzenlenen istisna sözleşmesi ile sağlanan yapım konuları için bir asıl ve üç kopya olarak tip sözleşme formu düzenlenir. (2) Tip sözleşmelerin hazırlanması, imzalanması, imza yetkilileri, uygulamanın yürütülmesi ve gözetimi Komisyon tarafından yürütülür. Taahhüt tamamlandıktan ve bedel ödendikten sonra sözleşmenin bir kopyası ilgili Daire Başkanlığında muhafaza edilir. Ödenecek bedeller MADDE 24 (1) Bu Yönetmelik esaslarına ve istisna sözleşmesi hükümlerine uygun olarak bir yapımı gerçekleştirmeyi taahhüt eden yüklenicilere, yapım konularına göre bu Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek-1 ve Ek-2 sayılı Ücret Tablolarındaki ücret tarifeleri ile Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Çeviri ve Yayım Yönetmeliğinin 11 inci ila 21 inci maddelerinde düzenlenen hükümlere uygun olarak tespit edilecek bir bedel ödenir.

373 (2) Yapımların yurt dışında gerçekleştirilmesi veya yurt dışından hizmet sağlanması halinde veya 8 inci, 9 uncu ve 10 uncu maddelerde düzenlenen kriterler dikkate alınarak Komisyon kararı ile ödemeye esas olan bedeller azaltılabilir ya da on katına kadar artırılabilir. (3) Sözleşme konusu yapımın teslimi aşamasında, yapım sözleşmede düzenlenen şartları taşımıyor ise ve/veya yüklenici kendisine tanınan süre ve ek süreler içinde eksiklikleri giderememiş ise yapım Komisyonca reddedilecek, Yükleniciye herhangi bir ödeme yapılmayacaktır. Güncelleme MADDE 25 (1) Bu Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek-1 ve Ek-2 sayılı tablolardaki ücret tarifeleri Başkanlıkça her yıl ocak ayı sonuna kadar Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan bir önceki yılın genel Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE) oranları esas alınarak güncellenir. YEDİNCİ BÖLÜM Çeşitli ve Son Hükümler Yönetmelikte hüküm bulunmayan haller MADDE 26 (1) Bu Yönetmelikte hüküm bulunmayan hallerde Borçlar Kanununun ilgili hükümleri, 23/8/2006 tarihli ve 2006/10932 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Kamu Kurum ve Kuruluşlarınca Ödenecek Telif ve İşlenme Ücretleri Hakkında Yönetmelik ile Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Çeviri ve Yayım Yönetmeliği hükümleri uygulanır. Yürürlük MADDE 27 (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 28 (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanı yürütür. Ek-1 Yazma ve Nadir Eserler Dairesi Başkanlığı Yapımları Ücret Tarifesi Tablosu Yapım Konusu 1) Tespit ve Kataloglama a) Eser ve yazar adı düzeyinde olmak üzere, esere ait kimlik bilgilerinin tespit edilmesi, b) Eser ve yazar adı dışında, tespiti istenen her bir bibliyografik bilgi için 2) Sayım a) Eserlerin, ait olduğu birim ya da kurum resmî kayıtları ile birebir karşılaştırılarak sayılması, birim ya da kuruma ait toplam eser sayısının belirlenmesi; eserlerin ait olduğu birimde tam ve eksiksiz olarak bulunup bulunmadığının ortaya çıkarılması, 3) Bibliyografya Hazırlama a) Eserlerin, konu, biçim, herhangi türde bir içerik bilgisi ya da başka bir özelliğine göre tanımlanması; tıp, tarih, matematik gibi bilim alanları ve bu alanlar altındaki alt alanların başlığında konu bibliyografyaları, belirli türde eserlere ilişkin bibliyografya, belirli dönem ya da sahiplerine göre bibliyografyalar oluşturulması, Birim Ücret Eser 10 TL Bibliyografik bilgi 0,3 TL Eser 1 TL Eser 1 TL

374 4) Konu Sınıflaması a) Kütüphaneci ve eserden yararlananların, eserlere erişiminin konu taraması üzerinden yapılabilmesi amacıyla, konu numara ya da simgelerinden oluşan uluslar arası mevcut sınıflama sistemleri ya da yeniden oluşturulacak ulusal bir sınıflama sistemine göre sınıflandırılması 5) Konu Başlıkları Dizini a) Konu taraması yapılabilmesi amacıyla, eserlere ilişkin temel ve alt konu başlıklarının belirlenerek, her eserin bu konu başlıklarından biri ya da bir kaçı ile ilişkilendirilmesi. 6) Otorite Dizini a) Eser adı, yazar adı ve diğer bibliyografik bilgiler ile ilgili otorite dizinleri oluşturulması; bilgilerin standart hale getirilmesi. Eser 5 TL Eser 5 TL Standart hale getirilen her bir bibliyografik bilgi 0,1 TL 7) Özetleme a) Eserin bibliyografik bilgisi ile birlikte, türü, Eser genel düzeni, bölüm sayısı, bölüm başlıkları, genel konu başlığı, ayrıntılı konu tanımlaması, bölümlere ilişkin tanımlayıcı bilgiler; sanatsal ve içerik yönünden değeri, mevcut nüshaları hakkında bilgiler, bu nüshaların tanımlandığı danışma kaynakları ve bulunduğu kütüphane ve müzeler, eser üzerinde geçmişten bugüne yapılmış çalışmalar; şerh, haşiye, talika ve benzeri, tezler, makaleler ile ilgili özetleme. 30 TL Ek - 2 Kitap Şifahanesi ve Arşiv Dairesi Başkanlığı Yapımları Ücret Tarifesi Tablosu Yapım Konusu Birim Ücret 1) El yazmalarında pasif ve aktif konservasyon uygulamaları a) Kâğıtta kuru temizlik uygulamaları Varak 0,60 TL b) Kâğıt sağlamlaştırma ve tamamlama uygulaması Varak 30 TL c) Formaların dikilmesi ve şiraze örülmesi Eser 40 TL ç) Kâğıt ve deri boyama Eser 35 TL d) Deri ve deri dışı cilt konservasyonu Eser 250 TL e) Acil durumlarda (doğal afet, su baskını, yangın Eser 50 TL gibi) eserlerin ivedilikle korunması 2) El yazmalarını oluşturan malzemelerin yapım teknikleri ve el yazmalarında kullanılan gelenekli sanat uygulamaları a) Tezhip, minyatür, kat ı gibi kâğıt ve diğer deri Eser 200 TL süsleme sanatları ile kutu ve benzeri eşya üretimi

375 R.G. 10 Mayıs ] Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünden: İHALELERE KATILMAKTAN YASAKLAMA KARARI 1. İhale Kayıt Numarası 2012/13848 (İKN) 2. Yasaklama Kararı Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Veren Bakanlık/Kurum Müdürlüğü 3. İhaleyi Yapan İdarenin Sinop E Tipi Kapalı Adı Ceza İnfaz Kurumu İl/İlçe Sinop/Merkez Müdürlüğü Sinop E Tipi Kapalı TelAdresi Ceza İnfaz Kurumu Faks Müdürlüğü Posta Kodu 4. İhalelere Katılmaktan Yasaklanan Gerçek 5. Ortak ve/veya veya Tüzel Kişi Ortaklıkların Yeni Özaydın İnş. Pet. Adı/Unvanı Mad. San. Tic. Ltd. Şti. Gazi Osman Paşa Mah. Adresi Ankara Cd. No: 112/55 Gölbaşı/Ankara T.C. Kimlik No. Vergi Kimlik/ Mükellefiyet No. Kayıtlı Olduğu Gölbaşı Ticaret ve Sanayi Ticaret/Esnaf Odası Odası Ticaret/Esnaf Sicil No Yasaklamanın aa Yı (X b-4735 Yasaklam (6) ( ) Dayanağı ve 4734 ( ) y l ) KİSK a Süresi Kapsamı KİK d-diğer c-2886 DİK ( ) ( ) Mevzuat Tüm Tüm ( ) ( ) İhalelerden İhalelerden Bakanlık Bakanlık ( ) ( ) İhalelerinden İhalelerinden Kurum Kurum ( ) ( ) İhalelerinden İhalelerinden

376 Yasaklama Kararı Aşağıdaki Açıklamalar Dikkate Alınarak Doldurulacaktır. 1 - İKN : İstisna kapsamındakiler dahil 4734 ve 4735 sayılı Kanunlara göre yapılan yasaklamalarda doldurulacaktır. 2 - T.C. Kimlik No : Yasaklananın gerçek kişi olması durumunda doldurulacaktır. 3 - Kayıtlı Olduğu Ticaret/Esnaf Odası ve Ticaret Esnaf Sicil No : Herhangi bir Ticaret veya Esnaf Odasına kayıtlı olmaması halinde kayıtlı olmadığı belirtilecektir. 4 - Diğer Mevzuat : İstisna kapsamındakiler dahil 4734, 4735 ve 2886 sayılı Kanunların dışındaki mevzuata göre verilen yasaklamalarda doldurulacaktır. 5 - Ortak ve/veya Ortaklıkların : 4734 sayılı Kanunun 58/2 nci maddesi ile 4735 sayılı Kanunun 26/2 nci maddesinde sayılan ortak ve/veya ortakların bulunması halinde bu bölüm doldurulacaktır. Bu bölümde yer alan kişinin birden fazla olması durumunda ek yapılabilir. 3875/1-1 R.G. 11 Mayıs ] T.C. ADALET BAKANLIĞI Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Sayı : B.03.0.CTE /1442 Konu : Maddi yardım toplanması BAKANLIĞA Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının tarih ve /9774 sayılı yazısı ile, tarihinde kanser hastalığı sonucu vefat eden Ankara Çocuk Eğitimevi Öğretmeni (108135) Rıza ASİL'e maddi destek amacıyla tarihleri arasında altı ay süreyle yardım toplama izninin Yargı Mevzuatı Bülteninde yayımlanması talebinde bulunulmuş, söz konusu talep yerinde görüldüğünden Teşkilat Mensuplarımızın yapacakları nakdî yardım ve destek kampanyası ile ilgili olarak gerekli duyurunun yapılmasına izin verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir. Bu itibarla; Görevi başındayken kanser hastalığı sonucu vefat eden Ankara Çocuk Eğitimevi Öğretmeni (108135) Rıza ASİL'e maddi destek amacıyla tarihleri arasında altı ay süreyle yardım toplama amacıyla ülke genelinde, 5253 Sayılı Dernekler Kanununun 3'inci maddesinin (g) bendi ile, 2860 Sayılı Yardım Toplama Kanununun 7'nci maddesi doğrultusunda, Ankara Valiliğinin tarih ve B.05.0.DDB sayılı Oluru ile yardım toplanmasına izin verildiği anlaşıldığından, söz konusu yardım kampanyasının başlatılması hususundaki bildirimin Yargı Mevzuatı Bülteni aracılığıyla tüm Teşkilâta duyurulmasını, Gerekli işlem ve tebligatın bu yolda ifasına izin verilmesini yüksek tasviplerinize arz ederim.

377 Mustafa ONUK Hâkim Genel Müdür V. Uygun görüşle arz ederim..../.../2012 Sefa MERMERCİ Hâkim Müsteşar Yardımcısı OLUR.../.../2012 Birol ERDEM Hâkim Bakan a. Müsteşar T.C. ADALET BAKANLIĞI Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü Sayı : B.03.0.CTE /1551/66319 Konu : Maddî yardım toplanması 10/05/2012 EĞİTİM DAİRESİ BAŞKANLIĞINA Görevi başındayken geçirdiği kanser hastalığı sonucu hayatını kaybeden Ankara Çocuk Eğitimevi Öğretmeni (108135) Rıza ASİL'in ailesine maddî destek sağlanması amacıyla tarihleri arasında altı ay süreyle Vakıflar Bankası Keçiören Pratik Şubesinde açılan IBAN NO: TR nolu hesapta yardım toplanması amacıyla başlatılan kampanyasının tüm Teşkilâta duyurulması amacıyla Yargı Mevzuatı Bülteninde yayımlanmasına dair, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının tarihli ve B.M /11996 sayılı yazısı ve ekleri ile buna dair alınan tarihli Bakanlık Olurunun sureti ilişikte sunulmuştur. Bilgi ve gereğini arz ederim.

378 Ali YILDIZ Hâkim Genel Müdür Yardımcısı EKLER : 1. Ankara CBS'nın yazısı (3 sayfa), 2. Olur sureti (1 sayfa). YÖNETMELİKLER Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından: TAKOGRAF CİHAZLARI MUAYENE VE DAMGALAMA YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK MADDE 1 12/1/2012 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren Takograf Cihazları Muayene ve Damgalama Yönetmeliğinin 20 nci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. (1) Yurt içinde taşımacılık yapan ve takograf cihazı kullanması zorunlu olan araçlardan; a) İlk defa tescil edilerek trafiğe çıkarılacak olanlarda, b) 1996 model ve sonrası olup, ilk defa takograf cihazı takılacak olanlarda, dijital takograf cihazının kullanılması zorunludur. MADDE 2 Aynı Yönetmeliğin geçici 2 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. (1) Elektronik takograf cihazları ile ilgili bu Yönetmelik kapsamında yapılması öngörülen montaj, tamir, muayene ve damgalama işlemleri, Bakanlık tarafından belgelendirilmiş, analog veya dijital takograf cihazlarına hizmet veren servisler tarafından yapılır. (2) Türk Standardları Enstitüsünün takograf cihazları ile ilgili belgelendirme kriterine uygun olarak üretilmiş elektronik takograf cihazlarının tamiri, Bakanlıktan alınacak yetki belgesi ile cihazın kendi üreticisi tarafından da yapılabilir. Tamir sonrası ilk muayene işlemlerinde, altıncı ve yedinci fıkralardaki hükümler ile tamir sonrası ilk muayene geçerlilik süresi ve başvuru ile ilgili 7 nci maddede yer alan hükümler uygulanır. MADDE 3 Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 4 Bu Yönetmelik hükümlerini Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı yürütür. Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete'nin

379 Tarihi 12/1/2012 Sayısı R.G. 12 Mayıs ] Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından: KIZARTMADA KULLANILMAKTA OLAN KATI VE SIVI YAĞLAR İÇİN ÖZEL HİJYEN KURALLARI YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; gıda üretim ve perakende işyerlerinde kızartmada kullanılmakta olan katı ve sıvı yağların resmi kontrollerindeki özel hijyen gerekliliklerini belirlemektir. Kapsam MADDE 2 (1) Bu Yönetmelik, gıda üretim ve perakende işyerlerinde kızartmada kullanılmakta olan katı ve sıvı yağları kapsar. Dayanak MADDE 3 (1) Bu Yönetmelik, 11/6/2010 tarihli ve 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun 29 uncu maddesine dayanılarak hazırlanmıştır. Tanımlar MADDE 4 (l) Bu Yönetmelikte yer alan; a) Bakanlık: Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığını, b) Kızartma yağı: Gıda maddelerinin kızartılmasında kullanılmakta olan katı ve sıvı yağı, ifade eder. İKİNCİ BÖLÜM Resmi Kontrol ve Analiz Metotları Fiziksel ve kimyasal özellikler MADDE 5 (1) Kızartmada kullanılmakta olan katı ve sıvı yağların fiziksel ve kimyasal özellikleri Ek-1'de verilmiştir. Resmi kontrol MADDE 6 (1) Bu Yönetmeliğe ait hükümlerin resmi kontrolleri, 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununa göre Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yapılır. (2) Ek-1 de yer alan polar madde veya asit sayısı aşılmış olan yağlar hiçbir şekilde gıda olarak kullanılamaz. Bu yağlar 19/4/2005 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Bitkisel Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliğine göre toplanır ve geri kazanılması veya bertaraf ettirilmesi sağlanır. Numune alma ve analiz metotları MADDE 7 (1) 29/12/2011 tarihli ve sayılı Resmî Gazete nin 3 üncü mükerrerinde yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğinde hüküm bulunmaması halinde, bu Yönetmelik kapsamındaki üründen Bakanlıkça hazırlanan numune alma prosedürüne uygun olarak numune alınır ve analiz metotları 29/12/2011 tarihli ve sayılı Resmî Gazete nin 3 üncü mükerrerinde yayımlanan Gıda Kontrol Laboratuvarlarının Kuruluş,

380 Görev, Yetki ve Sorumlulukları ile Çalışma Usul ve Esaslarının Belirlenmesine Dair Yönetmelik hükümlerine göre uygulanır. Yürürlük MADDE 8 (1) Bu Yönetmelik 1/6/2012 tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 9 (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı yürütür. EK-1 KIZARTMADA KULLANILMAKTA OLAN KATI VE SIVI YAĞLARIN ÖZELLİKLERİ ÖZELLİK Kızartma Yağı Sıcaklığı (ºC) Polar Madde (%) Asit Sayısı (mg KOH/g yağ) LİMİT ,5 R.G. 12 Mayıs ] TEBLİĞ Gümrük ve Ticaret Bakanlığından: GÜMRÜK GENEL TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (YATIRIM TEŞVİK) (SERİ NO: 11) MADDE 1 12/11/2009 tarihli ve sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Gümrük Genel Tebliği (Yatırım Teşvik) (Seri No:9) nin 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve (i) bendi yürürlükten kaldırılmıştır. (d) Bakanlık: Gümrük ve Ticaret Bakanlığını, MADDE 2 Aynı Tebliğin 9 uncu maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. (3) Baskı, basım, matbaa, tekstil, hazır giyim, konfeksiyon ve vinç hizmetleri yatırımlarına yönelik teşvik belgeleri kapsamında kullanılmış makine ve teçhizat ithal edilemez. (4) Kullanılmış olarak ithal edilen makine ve teçhizatın amacı dışında kullanılması veya 10 uncu madde hükmü saklı kalmak üzere satılması halinde, sağlanan destek unsurları ilgili mevzuat çerçevesinde geri alınır. Söz konusu makine ve teçhizat, kullanılmış komple tesis kapsamında temin edilmiş ise 4 ay içerisinde ihraç edilir veya gümrüklerce yapılacak tüm masraflar yatırımcı tarafından karşılanmak suretiyle tasfiye edilmek üzere gümrüklere terk edilir. MADDE 3 Aynı Tebliğin 12 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. MADDE 12 (1) Ekonomi Bakanlığı tarafından herhangi bir nedenle; a) Teşvik belgesinin iptal edilmesi durumunda, iptale ilişkin karar mezkûr Bakanlık tarafından Resmî Gazete de yayımlanır. Gümrük müdürlüklerinin işlemlerin takibine ilişkin sorumlulukları yayım tarihinde başlar ve iptal kararları düzenli olarak takip edilerek üçüncü fıkra uyarınca işlemler tamamlanır.

381 b) Belge iptal edilmeden makine ve teçhizatın belge kapsamından çıkartılması durumunda, Ekonomi Bakanlığınca çıkartılma nedeni ve herhangi bir yaptırım uygulanıp uygulanmayacağı hususu Bakanlığa (Gümrükler Genel Müdürlüğü) bildirilir. Söz konusu makine ve teçhizata sağlanan destek unsurları 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun çerçevesinde geri alınır. (2) Yatırım teşvik belgesi kapsamında ithal edilen makine ve teçhizata ait istisna uygulanmış katma değer vergisi, teşvik belgesinin iptal edilmesi veya makine ve teçhizatın teşvik belgesi kapsamından çıkarılması nedeniyle tahsil edilirken, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca alınması gereken gecikme faizi 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun çerçevesinde uygulanır. (3) Ekonomi Bakanlığı tarafından herhangi bir nedenle teşvik belgesinin iptal edilmesi halinde gümrük idarelerince; a) İptal edilen yatırım teşvik belgesine istinaden Ekonomi Bakanlığınca onaylanan makine ve teçhizat listesi kapsamında gümrüklerinden yapılan ithalat işlemleri tespit edilerek, sağlanan destek unsurları 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun çerçevesinde geri alınır. b) İthalat için müracaatta bulunulması durumunda muafiyet uygulanmaz. MADDE 4 Aynı Tebliğin 13 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde ve dördüncü fıkrasında geçen %30 a kadar (30 dahil) ibareleri %50 ye kadar (50 dahil), ikinci fıkrasının (b) bendinde geçen %30 un ibaresi %50 nin ile beşinci fıkrasının (b) bendinde geçen %30 oran içerisinde (30 dahil) ibaresi %50 oran içerisinde (50 dahil) şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 5 Aynı Tebliğin 16 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde geçen %30 a kadar (30 dahil) ibaresi %50 ye kadar (50 dahil), ikinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde geçen %30 u ibareleri %50 yi ile üçüncü fıkrasının (b) bendinde geçen %30 limiti içinde (30 dahil) ibaresi %50 limiti içinde (50 dahil) şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 6 Aynı Tebliğde geçen Hazine Müsteşarlığı ibareleri Ekonomi Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığınca ibareleri Ekonomi Bakanlığınca, Hazine Müsteşarlığından ibareleri Ekonomi Bakanlığından, Hazine Müsteşarlığının ibareleri Ekonomi Bakanlığının, Dış Ticaret Müsteşarlığından ibaresi Ekonomi Bakanlığından, Gümrük Müsteşarlığı ibareleri Bakanlık, Gümrük Müsteşarlığınca ibareleri Bakanlıkça, Gümrük Müsteşarlığına ibareleri Bakanlığa, Gümrük Müsteşarlığının ibareleri Bakanlığın, Gümrükler Kontrol Genel Müdürlüğü ibareleri Gümrükler Genel Müdürlüğü, Gümrükler Kontrol Genel Müdürlüğüne ibareleri Gümrükler Genel Müdürlüğüne, Gümrükler Kontrol Genel Müdürlüğünce ibareleri Gümrükler Genel Müdürlüğünce şeklinde değiştirilmiştir. MADDE 7 Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 8 Bu Tebliğ hükümlerini Gümrük ve Ticaret Bakanı yürütür. R.G. 12 Mayıs ] Adalet Bakanlığından: İHALELERE KATILMAKTAN YASAKLAMA KARARI 1. İhale Kayıt Numarası (İKN) 2. Yasaklama Kararı İhale kayıt numarası alınmamıştır. Adalet Bakanlığı

382 Veren Bakanlık/Kurum 3. İhaleyi Yapan İdarenin Ceza İnfaz Kurumları ile Tutukevleri İşyurtları Adı İl/İlçe Ankara/Yenimahalle Kurumu Daire Başkanlığı HSYK Binası Konya TelTel : (312) Adresi Yolu No: 70 Faks Fax : (312) Posta Kodu 4. İhalelere Katılmaktan Yasaklanan Gerçek 5. Ortak ve/veya veya Tüzel Kişi Ortaklıkların Adı/Unvanı Rahime Özbay Çamlık Mahallesi 475. Adresi Sokak 10/2 Didim/Aydın T.C. Kimlik No. Vergi Kimlik/ Mükellefiyet No. Kayıtlı Olduğu Ticaret/Esnaf Odası Ticaret/Esnaf Sicil No Yasaklamanın aa Yı b-4735 Yasaklam ( ) (1) Dayanağı ve 4734 ( ) y l KİSK a Süresi Kapsamı KİK (X d-diğer c-2886 DİK ) Mevzuat Tüm (X Tüm İhalelerden ) İhalelerden Bakanlık Bakanlık ( ) İhalelerinden İhalelerinden Kurum Kurum ( ) İhalelerinden İhalelerinden ( ) ( ) ( ) ( ) ( ) Yasaklama Kararı Aşağıdaki Açıklamalar Dikkate Alınarak Doldurulacaktır. 1 - İKN : İstisna kapsamındakiler dahil 4734 ve 4735 sayılı Kanunlara göre yapılan yasaklamalarda doldurulacaktır. 2 - T.C. Kimlik No : Yasaklananın gerçek kişi olması durumunda doldurulacaktır. 3 - Kayıtlı Olduğu Ticaret/Esnaf Odası ve Ticaret Esnaf Sicil No : Herhangi bir Ticaret veya Esnaf Odasına kayıtlı olmaması halinde kayıtlı olmadığı belirtilecektir. 4 - Diğer Mevzuat : İstisna kapsamındakiler dahil 4734, 4735 ve 2886 sayılı Kanunların dışındaki mevzuata göre verilen yasaklamalarda doldurulacaktır.

383 5 - Ortak ve/veya Ortaklıkların : 4734 sayılı Kanunun 58/2 nci maddesi ile 4735 sayılı Kanunun 26/2 nci maddesinde sayılan ortak ve/veya ortakların bulunması halinde bu bölüm doldurulacaktır. Bu bölümde yer alan kişinin birden fazla olması durumunda ek yapılabilir. 3911/1-1 R.G. 12 Mayıs ] Karayolları Genel Müdürlüğünden: KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜNÜN SORUMLULUĞU ALTINDA BULUNAN OTOYOLLAR İLE ERİŞME KONTROLÜNÜN UYGULANDIĞIKARAYOLLARINDA GEÇİŞ ÜCRETLERİNİN BELİRLENMESİ VE UYGULANMASINA İLİŞKİN YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumluluğu altında bulunan otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayollarının geçişi ücretli olacak kesimlerinin geçiş ücretlerinin belirlenmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. (2) 28/5/1988 tarihli ve 3465 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Dışındaki Kuruluşların Erişme Kontrollü Karayolu (Otoyol) Yapımı, Bakımı ve İşletilmesi ile Görevlendirilmesi Hakkında Kanun, 8/6/1994 tarihli ve 3996 sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun ile 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun hükümlerine göre işletme hakkı verilen veya devredilen karayollarında geçiş ücretinin belirlenmesine ilişkin usul ve esaslar ile ücretsiz geçiş yapmasına izin verilecek olanlar sözleşmelerle düzenlenir. Dayanak MADDE 2 (1) Bu Yönetmelik, 25/6/2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 4, 14 ve 30 uncu maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır. Tanımlar MADDE 3 (1) Bu Yönetmelikte geçen; a) Aks: Tekerleklerin merkezinden geçen ve taşıtın altına enlemesine yerleştirilmiş mili, b) Ana Kontrol Merkezi: Geçiş sistemlerine ilişkin verilerin toplandığı aynı zamanda da banka kontrol merkezleri ile bağlantılı merkezi, c) Bakan: Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanını, ç) Büyük sanat yapıları: Proje ve yapım metodu özellik arz eden; tünel, köprü, viyadük ve benzeri yapıları, d) Geçiş ücreti: Ücretli karayolunu kullanmanın karşılığı olarak kullanıcı tarafından ödenmesi gereken ücreti, e) Geçiş ücreti toplama sistemleri: Otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı geçişi ücretli olan karayollarında ücret toplama amacıyla kurulan sistemleri, f) Genel Müdür: Karayolları Genel Müdürünü,

384 g) Görevli şirket: Tüm tesisleriyle otoyolların veya yapılmış veya yapılacak otoyollar üzerindeki yolculukla ilgili hizmet tesislerinin yapımı, bakımı ve işletilmesi ile görevlendirilen Türkiye de kurulmuş sermaye şirketini, ğ) Hesap: Araç plakası bildirilerek Kartlı Geçiş Sistemi, Otomatik Geçiş Sistemi veya İdarece kullanımı uygun görülen diğer geçiş ücreti toplama sistemlerine bağlı olarak geçiş ücretini toplamaya yetkili katılım bankaları veya bankalarda açtırılacak hesabı, h) İdare: Karayolları Genel Müdürlüğünü, ı) İşletici: Otoyolun işletme hakkının verilmesi ihalesi üzerinde kalan teklif sahibi tarafından kurulan ve sözleşmeyi imzalayacak olan sermaye şirketini, i) Kartlı Geçiş Sistemi: Temassız akıllı kartın gişe sahasında bulunan okuyucu/yazıcı birimle elektromanyetik dalga kullanarak haberleşmesi sonucu geçiş ücretinin karttan veya banka hesabından otomatik olarak düşülmesini sağlayan operatörsüz geçiş ücreti toplama sistemini, j) Köprü geçiş ücreti: Köprüleri kullanmanın karşılığı olarak kullanıcı tarafından ödenmesi gereken ücreti, k) Köprüler: İdarenin sorumluluğunda işletilen köprüleri, l) Otomatik Geçiş Sistemi: Araç içerisinde bulunan araç içi ünitenin (elektronik etiketin) gişe sahasında bulunan antenler ile elektromanyetik dalga kullanarak haberleşmesi sonucu geçiş ücretinin banka hesabından otomatik olarak düşülmesini sağlayan operatörsüz geçiş ücreti toplama sistemini, m) Sözleşme: Verilen görevin yerine getirilmesi şartlarını belirtmek üzere İdare ile görevli şirket arasında veya İdare ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile işletici arasında imzalanan sözleşmeyi, n) Tarife: Geçiş ücretleri tablosunu, o) Tünel geçiş ücreti: Tünelleri kullanmanın karşılığı olarak kullanıcı tarafından ödenmesi gereken ücreti, ö) Tüneller: İdarenin sorumluluğunda işletilen tünelleri, p) Ücretli karayolu: İdarenin sorumluluğunda işletilen ve geçiş ücreti uygulanan karayolu kesimlerini, ifade eder. İKİNCİ BÖLÜM Geçiş Ücretleri Geçiş ücretlerinin belirlenmesi MADDE 4 (1) Otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayollarının geçişi ücretli olacak kesimleri Genel Müdürün teklifi üzerine, Bakan tarafından belirlenir. Bu karayollarının geçiş ücretleri ile bu ücretlerin yeniden belirlenmesi; ücretlendirilen karayolunun mesafesi, trafik yoğunluğu, aracın cinsi, sosyal ve ekonomik faktörler dikkate alınarak hesaplanır ve Genel Müdürün teklifi üzerine Bakan onayı ile yürürlüğe girer. (2) Belirlenen ücret tarifesi ve uygulama tarihi İdarenin internet sitesinde ilan edilir. (3) Ücretlerin belirlenmesinde, otoyol veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarında güzergâhın tamamı olabileceği gibi; çevre yolu, bağlantı yolu, köprü, tünel ve viyadükler ayrı ayrı ücretlendirilebilir. (4) Geçiş ücretleri uygulamasında işletmecilik gereği kullanımı teşvik etmek amacıyla Bakan Onayı ile indirim yapılabilir. (5) 26/9/2011 tarihli ve 655 sayılı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi hükümleri saklıdır. Araç sınıfları MADDE 5 (1) Ücretli karayolunu, tünelleri ve köprüleri kullanacak araçlar geçiş ücreti toplamaya esas olarak aşağıdaki altı sınıfa ayrılır:

385 a) 1 inci sınıf araç: Aksları arasındaki mesafe 3,2 m den kısa olan iki akslı araç. b) 2 nci sınıf araç: Aksları arasındaki mesafe 3,2 m den uzun veya eşit olan iki akslı araç. c) 3 üncü sınıf araç: Üç akslı araç. ç) 4 üncü sınıf araç: Dört ve beş akslı araç. d) 5 inci sınıf araç: Altı ve daha fazla akslı araç. e) 6 ncı sınıf araç: L3, L4, L5, L7 sınıfı motosiklet. (2) Sınıfların tespitinde çeken ve çekilen araçların yere değen aksları esas alınır. Geçiş ücreti uygulaması yapılırken bu araçların dolu veya boş olması dikkate alınmaz. Geçiş ücretlerinin hesaplanması MADDE 6 (1) Geçiş ücretleri, araç sınıfları, kullanılan yol mesafesi, yolun trafik yoğunlukları ve yol üzerindeki büyük sanat yapıları katsayılarının da yer aldığı Ek-1 deki tabloda belirtilen formül esas alınarak hesaplanır. Her yıl başında yıllık ÜFE değerleri ile fiyat artışı yapılır. (2) Tehlikeli madde geçişine izin verilen köprü ve tünellerde, ayrıca ücret alınması durumunda, tehlikeli madde taşıyan 1, 2 ve 3 üncü sınıf araçlardan on katı, 4 ve 5 inci sınıf araçlardan beş katı ücret alınır. Geçiş ücretlerinin yürürlüğe girmesi MADDE 7 (1) Bakanlık Makamı Olurunda ücret tarifesinin uygulama tarih ve saati belirtilir. Beklenmeyen teknik zorunlulukların oluşması halinde İdarece bu süre uzatılabilir. Geçiş ücreti muafiyeti MADDE 8 (1) Ücretli karayolunun bakım ve işletmesinden sorumlu birimler ile trafik denetimi ve karayolundaki asayişten sorumlu birimlerin görev amacıyla ücretli kesime girmelerinde herhangi bir ücret alınmaz. Ücretli karayolunda meydana gelen trafik kazası, yangın ve benzeri olaylara müdahale için görevlendirilen itfaiye araçları, ambulanslar, sivil savunma araçları ve diğer görevli araçlar ücret ödemezler. (2) 8/1/2002 tarihli ve 4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 1 inci maddesine göre Bakanlar Kurulu Kararı ile geçiş ücreti muafiyeti verilenler hariç, tüm araçlar ücrete tabidir. Ücret ödemeden yapılan geçişlere dair işlemler MADDE 9 (1) Bu Yönetmelik kapsamında geçişi ücretli olduğu halde ücret ödemeden geçiş yaptığı tespit edilen araç sahiplerine 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 30 uncu maddesine göre o güzergahın en uzun mesafesine ait geçiş ücretinin on katı tutarında idari para cezası verilir. En uzun mesafe, ücret ödemeden çıkış yapılan gişelere en uzak mesafede olan gişe dikkate alınarak belirlenir. (2) Ücret ödemeden geçişin yapıldığı tarihten itibaren yedi gün içerisinde ödemesiz geçiş yapan aracın plakasına ait hesabın, ilgili tarafından Ana Kontrol Merkezine bildirilmesi durumunda cezasız geçiş ücreti bu hesaptan tahsil edilir. Ödemesiz geçiş ücreti bedelinin ödenmesinden araç sahibi sorumludur. Cezalı geçiş yapan gerçek kişi hüviyetindeki araç sahibinin ölmesi durumunda varislerinden sadece cezasız geçiş ücreti tahsil edilir. Bu uygulamada araç sahibinin ölüm raporu evraka eklenir. (3) İdari para cezaları ile geçiş ücretleri, tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde ödenir. Bu sürede ödenmeyen geçiş ücretleri ve idari para cezaları, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ilgili vergi dairesi tarafından takip ve tahsil edilir. (4) İdarenin ücret toplama sistemlerine yönelik tesis ettiği kameralarla tespit edilen görüntülerin saklanması, ücret toplama sisteminin çalıştırılmasına yöneliktir. Kamera

386 görüntülerinin incelenmesini gerektiren itirazlar geçiş ücreti ve idari para cezasının ödemesini durdurmaz. (5) Geçiş ücretleri ve idari para cezaları ödenmeden kabahatin işlendiği araçların fenni muayeneleri ile satış ve devirleri yapılmaz. Geçiş ücreti sistemlerinin kullanımı MADDE 10 (1) Geçiş ücreti toplama sistemleri İdare tarafından belirlenir. (2) Sürücü, İdare tarafından kurulmuş sistemlerde kendisinin kullandığı ödeme sistemine ait giriş ve çıkışta bulunan şeritleri, kurallara uygun olarak kullanmak zorundadır. Bu şeritlerin dışındaki çıkış şeritlerinden geçiş yapılması halinde cezalı geçiş ücreti tahakkuk ettirilir. (3) Sürücüden kaynaklanan nedenlerle giriş veya çıkış bilgisinin olmadığı durumlarda en uzak mesafe ücreti uygulanır. Bu uygulamaya itiraz, geçişten itibaren 45 gün içinde Ana Kontrol Merkezine yapılabilir. (4) Geçişi ücretli yoldan çıkış, giriş saatinden 12 saatten sonra yapılırsa, en uzun mesafe geçiş ücreti uygulanır. (5) Geçişi ücretli karayolunda aynı noktadan giriş-çıkış yapılması (U dönüşü) durumunda en uzun mesafe geçiş ücreti uygulanır. (6) İdarece, dağıtımı ve kredi yüklemesi yapılan kartlardan, yapılan masrafların karşılığı olarak İdare tarafından belirlenen miktarda işlem bedeli alınır. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Son Hükümler Yürürlük MADDE 11 (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 12 (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Karayolları Genel Müdürü yürütür. Ek-1 GEÇİŞ ÜCRETLERİNİN HESAPLANMASI Hizmet seviyesi; karayolu kesiminden geçen Yıllık Ortalama Günlük Trafiğin (YOGT) 12 (on iki ) saate bölünmesi ile elde edilen binek araç sayısının aşağıda belirtilen sınırlamalar dahilinde sınıflandırılması sonucunda belirlenir. A= Maksimum 720 binek araç/saat/şerit B= Maksimum 1200 binek araç/saat/şerit C= Maksimum 1725 binek araç/saat/şerit Ç= Maksimum 2080 binek araç/saat/şerit D= Maksimum 2400 binek araç/saat/şerit E= Minimum 2401 binek araç/saat/şerit

387 1 -Araç sınıfına göre katsayılar (Ka) ARAÇ SINIFI 1.sınıf 2.sınıf 3.sınıf 4.sınıf 5.sınıf 6.sınıf KÖPRÜ , OTOYOL 1 1,7 2,2 3, Uzunluklara göre katsayılar (Ku) 0, , , ÜZERİ 0,17 0,16 0,14 0,13 0,12 0,11 0,1 0, ve üzeri C 1,1 D 1,2 E 1,3 F 1,4 Uzunluk(KM) Katsayı(Ku) 1 0,7 3-Büyük sanat yapılarına ait katsayılar Uzunluk(KM) Katsayı (Ktün) Katsayı (Közv) Katsayı (Kask) Tünel Viyadük Asma köprü 4-Hizmet seviyesine göre katsayılar (Ky) A B Hizmet seviyesi 1 1 Katsayı (Ky) 100 Bir Km lik otoyol birim fiyatı(fb) =0,25 TL(KDVdahil) Lo: Otoyol uzunluğu Fo: Otoyol ücreti = Fb(Ka*Ku*Ky)*Lo Föv: Özel viyadük ücreti = Fb(Ka*Közv*Ky) Fak: Asma köprü ücreti = Fb(Ka*Kask*Ky) Ft: Tünel ücreti = Fb(Ka*Ktün*Ky) Otoyol geçiş ücreti = Fo+Föv+Fak+Ft Geçiş ücretleri hesaplama neticesinde çıkan küsurat en yakın 25 kuruş ve katlarına yuvarlanır.

388

389 R.G. 14 Mayıs ] Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığından: GENEL KURULU KARARI: /114 Adalet Müfettişliği/Kurul Müfettişliğinde hizmet süresi beş yılı aşmış olanların, 6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu nun 15 inci maddesi uyarınca Kurul Başmüfettişliğine atanmalarına ilişkin karar aşağıda gösterilmiştir. HSYK Müfettiş Kadri ATALAY HSYK Müfettiş Kemal AÇIKGÖZ HSYK Müfettiş İbrahim KARACIK HSYK Müfettiş Mehmet Fatih TAŞ HSYK Müfettiş Şükrü GÖKOĞLU HSYK Müfettiş Mehmet DEMİR HSYK Müfettiş İlhan SARIYER HSYK Müfettiş Duran SOLAK HSYK Müfettiş Haluk GEDİKLİ HSYK Müfettiş Şaban KAZDAL HSYK Müfettiş Olcay GÜL ün Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başmüfettişi olarak atanmalarına, Karar verildi. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığından: GENEL KURULU KARARI: /116 Bazı yer hâkim ve Cumhuriyet savcılarının 6087 sayılı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu nun 15 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (c) bendi uyarınca Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Müfettişliğine atanmalarına ilişkin karar aşağıda gösterilmiştir. Yargıtay Tetkik Hakimi Mustafa ALKAN Bolvadin Cumhuriyet Savcısı Engin TAŞ Turgutlu Cumhuriyet Savcısı Mustafa Kamil ÇOLAK İyidere Cumhuriyet Savcısı Ömer TÜTÜNCÜ Karaman Cumhuriyet Savcısı Menderes ÖNKAL Karabük Hakimi Davut ATAK Cihanbeyli Cumhuriyet Savcısı Halil ŞENER Bigadiç Cumhuriyet Savcısı Fevzi ALKAN Seyitgazi Cumhuriyet Savcısı Oktay YILDIRIM Hopa Cumhuriyet Savcısı Nihat HIRKA Akyazı Cumhuriyet Savcısı Engin DUMAN Bozdoğan Cumhuriyet Savcısı Mukadder KÜÇÜKKAYA Düziçi Cumhuriyet Savcısı Özcan ERDAGÖZ Eskipazar Cumhuriyet Savcısı Memduh AYDIN Amasra Cumhuriyet Savcısı Osman TEKE Ünye Hakimi Mustafa ARSLAN

390 Baskil Cumhuriyet Savcısı Mustafa AÇAR Yozgat Cumhuriyet Savcısı Vahit KAYBAL Burhaniye Hakimi Adem KARACA Beylikova Hakimi Halit İNCİROĞLU Kastamonu İdare Mahkemesi Hâkimi İhsan YILMAZ ın Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Müfettişi olarak atanmalarına, Karar verildi. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığından: Adlî yargı Cumhuriyet savcı adayı Yasin Yetiş in, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu nca 30/4/2012 tarihinde yapılan ad çekme sonucuna göre, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu nun 13. maddesi gereğince atanmasına ilişkin kararname aşağıda gösterilmiştir. KARAR: /1186 ADLİ YARGI CUMHURİYET SAVCI ADAYI: 8. derecenin 1. kademesi ( ) göstergesi ile; Aydın Adli Yargı Cumhuriyet savcı adayı Yasin YETİŞ Besni Cumhuriyet Savcılığı na, Ad çekme usulü ile naklen atanmıştır. R.G. 15 Mayıs ] Özelleştirme İdaresi Başkanlığından: ÖZELLEŞTİRME YÜKSEK KURULU KARARI Tarih : 11/5/2012 Karar No : 2012/62 Konu : Amasya-Merkez-Hızırpaşa İmar Planı Değişikliği Özelleştirme Yüksek Kurulunca; Özelleştirme İdaresi Başkanlığının 11/4/2012 tarih ve 2473 sayılı yazısına istinaden; 1- Amasya İli, Merkez İlçesi, Hızırpaşa Mahallesi sınırları içerisinde bulunan Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü adına kayıtlı iken özelleştirme kapsam ve programına alınan toplam yüzölçümü ,45 m² olan 424 ada 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 24 nolu parseller, 1676 ada 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24 nolu parseller, 1678 ada 1 nolu parsel, 1679 ada 1, 2, 3, 4 nolu parseller ve 1680 ada 1 nolu parsele yönelik konut alanı, konut+ticaret alanı, ilköğretim tesis alanı, ticaret alanı ve yol fonksiyonu önerilmesine ilişkin Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca hazırlanan 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Değişikliğinin onaylanmasına, 2- Onaylanan imar planlarının Resmî Gazete de yayımlanmasını müteakip, bilgi ve gereği için Amasya Belediye Başkanlığına gönderilmesine karar verilmiştir.

391

392

393

GENEL SAĞLIK SİGORTASI GEÇİŞ SÜRESİNİN TAMAMLANMASI VE KURUMLARIN SAĞLIK YARDIMLARININ SOSYAL GÜVENLİK KURUMUNA DEVİR İŞLEMLERİNE İLİŞKİN TEBLİĞ

GENEL SAĞLIK SİGORTASI GEÇİŞ SÜRESİNİN TAMAMLANMASI VE KURUMLARIN SAĞLIK YARDIMLARININ SOSYAL GÜVENLİK KURUMUNA DEVİR İŞLEMLERİNE İLİŞKİN TEBLİĞ GENEL SAĞLIK SİGORTASI GEÇİŞ SÜRESİNİN TAMAMLANMASI VE KURUMLARIN SAĞLIK YARDIMLARI Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından: GENEL SAĞLIK SİGORTASI GEÇİŞ SÜRESİNİN TAMAMLANMASI VE KURUMLARIN SAĞLIK YARDIMLARININ

Detaylı

GENEL SAĞLIK SİGORTASI GEÇİŞ SÜRESİNİN TAMAMLANMASI VE KURUMLARIN SAĞLIK YARDIMLARININ SOSYAL GÜVENLİK KURUMUNA DEVİR İŞLEMLERİNE İLİŞKİN TEBLİĞ

GENEL SAĞLIK SİGORTASI GEÇİŞ SÜRESİNİN TAMAMLANMASI VE KURUMLARIN SAĞLIK YARDIMLARININ SOSYAL GÜVENLİK KURUMUNA DEVİR İŞLEMLERİNE İLİŞKİN TEBLİĞ 2 Mayıs 2012 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : 28280 TEBLİĞ Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından: GENEL SAĞLIK SİGORTASI GEÇİŞ SÜRESİNİN TAMAMLANMASI VE KURUMLARIN SAĞLIK YARDIMLARININ SOSYAL GÜVENLİK KURUMUNA

Detaylı

YÖNETMELİK GENEL SAĞLIK SİGORTASI TESCİL, PRİM VE MÜSTEHAKLIK İŞLEMLERİ YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

YÖNETMELİK GENEL SAĞLIK SİGORTASI TESCİL, PRİM VE MÜSTEHAKLIK İŞLEMLERİ YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK 10 Kasım 2017 CUMA Resmî Gazete Sayı : 30236 Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından: YÖNETMELİK GENEL SAĞLIK SİGORTASI TESCİL, PRİM VE MÜSTEHAKLIK İŞLEMLERİ YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK

Detaylı

Kanun No. 5454 Kabul Tarihi : 8.2.2006

Kanun No. 5454 Kabul Tarihi : 8.2.2006 Kanun T.C. Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur'dan Aylık veya Gelir Almakta Olanlara Ek Ödeme Yapılması ile Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur'dan Aylık veya Gelir Almakta Olanlara Ödenen

Detaylı

SĐRKÜLER : 2010-30 01.07.2010 KONU : Đsteğe Bağlı Sigorta Đşlemleri Hk. Tebliğ

SĐRKÜLER : 2010-30 01.07.2010 KONU : Đsteğe Bağlı Sigorta Đşlemleri Hk. Tebliğ SĐRKÜLER : 2010-30 01.07.2010 KONU : Đsteğe Bağlı Sigorta Đşlemleri Hk. Tebliğ 01.07.2010 tarih ve 27628 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan Đsteğe Bağlı Sigorta Đşlemleri Hakkında Tebliğ aşağıda sunulmuştur.

Detaylı

TEBLİĞ İŞVEREN UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ

TEBLİĞ İŞVEREN UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ 8 Kasım 2015 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 29526 Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından: TEBLİĞ İŞVEREN UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ MADDE 1 1/9/2012 tarihli ve 28398 sayılı Resmî

Detaylı

G E N E L G E 2009-25

G E N E L G E 2009-25 T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü Prim Tahsilat Daire Başkanlığı Sayı : B.13.2.SSK.5.01.08.00/ 73-034/121 9.2.2009 Konu : Tarım sigortası primlerinin tahakkuk ve

Detaylı

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire Esas No : 2012/4237 Karar No : 2012/7610 Anahtar Kelimeler: Serbest Dolaşıma Giriş Beyannamesi, Yatırım Teşvik Belgesi, Muafiyet Özeti: Yatırım teşvik mevzuatı koşullarına

Detaylı

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire Esas No : 2013/7569 Karar No : 2016/853 Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi Özeti: Abonelik sözleşmeleri uyarınca

Detaylı

Sirküler Tarihi : Sirküler No : : 6736 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun Hak.

Sirküler Tarihi : Sirküler No : : 6736 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun Hak. Sirküler Tarihi : 23.08.2016 Sirküler No : 2016-36 Konu : 6736 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun Hak. (Diğer Borçlar) Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 5434 S.ESK/ S. SGK/101

İlgili Kanun / Madde 5434 S.ESK/ S. SGK/101 T.C YARGITAY 10. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2012/15329 Karar No. 2013/8585 Tarihi: 29.04.2013 İlgili Kanun / Madde 5434 S.ESK/1 5510 S. SGK/101 5510 SAYILI YASANIN YÜRÜLÜĞÜNDEN ÖNCE MEMUR VE İŞTİRAKÇİ OLANLARIN

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /81

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /81 T.C YARGITAY 21. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2017/4295 Karar No. 2017/6697 Tarihi: 21.09.2017 İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /81 SGK PRİMLERİNDEN İŞVEREN HİSSESİNİN HAZİNECE KARŞILANMASININ KOŞULLARI ÖZETİ:

Detaylı

Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim

Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim vergisi. Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim Özet : Karara esas olarak alınan bir ilam hükmünün kesinleşen bir mahkeme kararıyla bozularak ortadan kalkması

Detaylı

YÖNETMELİK. (2) Ülkemizde meydana gelen trafik kazaları bu yönetmeliğin kapsamındadır.

YÖNETMELİK. (2) Ülkemizde meydana gelen trafik kazaları bu yönetmeliğin kapsamındadır. 27 Ağustos 2011 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 28038 Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: YÖNETMELİK TRAFİK KAZALARI NEDENİYLE İLGİLİLERE SUNULAN SAĞLIK HİZMET BEDELLERİNİN TAHSİLİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR

Detaylı

TRAFİK KAZALARI NEDENİYLE İLGİLİLERE SUNULAN SAĞLIK HİZMET BEDELLERİNİN TAHSİLİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK

TRAFİK KAZALARI NEDENİYLE İLGİLİLERE SUNULAN SAĞLIK HİZMET BEDELLERİNİN TAHSİLİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK TRAFİK KAZALARI NEDENİYLE İLGİLİLERE SUNULAN SAĞLIK HİZMET BEDELLERİNİN TAHSİLİNE İLİŞK Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan: TRAFİK KAZALARI NEDENİYLE İLGİLİLERE SUNULAN SAĞLIK HİZMET BEDELLERİNİN TAHSİLİNE

Detaylı

KAMU PERSONELİNİN GENEL SAĞLIK SİGORTASI KAPSAMINA ALINMASI HAKKINDA TEBLİĞ Cuma, 18 Aralık :38 -

KAMU PERSONELİNİN GENEL SAĞLIK SİGORTASI KAPSAMINA ALINMASI HAKKINDA TEBLİĞ Cuma, 18 Aralık :38 - 18 Aralık 2009 CUMA Resmî Gazete Sayı : 27436 TEBLİĞ Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından: KAMU PERSONELİNİN GENEL SAĞLIK SİGORTASI KAPSAMINA ALINMASI HAKKINDA TEBLİĞ Amaç ve kapsam MADDE 1- (1) Bu Tebliğin

Detaylı

1- (I) sayılı cetvelde sayılmış olan genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinde,

1- (I) sayılı cetvelde sayılmış olan genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerinde, 18 Aralık 2009 CUMA Resmî Gazete Sayı : 27436 TEBLİĞ Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından: KAMU PERSONELİNİN GENEL SAĞLIK SİGORTASI KAPSAMINA ALINMASI HAKKINDA TEBLİĞ Amaç ve kapsam MADDE 1- (1) Bu Tebliğin

Detaylı

KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULU KARARI. B. HAKKINDA İNCELEME YAPILAN KAMU GÖREVLİSİ Belediye Başkanı C. RAPORTÖR

KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULU KARARI. B. HAKKINDA İNCELEME YAPILAN KAMU GÖREVLİSİ Belediye Başkanı C. RAPORTÖR KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULU KARARI Dosya Numarası : 2017/69 Başvuru Tarihi : 20/09/2017 Karar Tarihi : 07/12/2017 Karar Numarası : 2017/97 A. BAŞVURAN B. HAKKINDA İNCELEME YAPILAN KAMU GÖREVLİSİ Belediye

Detaylı

MEVZUAT BİLGİLENDİRME SERVİSİ

MEVZUAT BİLGİLENDİRME SERVİSİ 9 Şubat 2014 PAZAR Resmî Gazete Sayı : 28908 BAKANLAR KURULU KARARI Karar : 2014/5860 Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü ve Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketinin görevlendirilmesiyle ilgili

Detaylı

Sigortalı sayılmayanlar (5510 Sayılı Kanun) MADDE 6- Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları hükümlerinin uygulanmasında;

Sigortalı sayılmayanlar (5510 Sayılı Kanun) MADDE 6- Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları hükümlerinin uygulanmasında; Sigortalı sayılanlar (5510 Sayılı Kanun) MADDE 4- (Değişik: 17/4/2008-5754/2 md.) (4.maddedeki) Birinci fıkranın (c) bendi gereği sigortalı sayılanlara ilişkin hükümler; d) Harp okulları ile fakülte ve

Detaylı

No: 393 BİLGİ NOTU. Talep edildiği takdirde yönetmelikteki değişiklikler önceki haliyle karşılaştırmalı olarak gönderilecektir. Saygılarımızla.

No: 393 BİLGİ NOTU. Talep edildiği takdirde yönetmelikteki değişiklikler önceki haliyle karşılaştırmalı olarak gönderilecektir. Saygılarımızla. BİLGİ NOTU KONU : Gülhane Askerî Tıp Akademisi ve Bağlı Eğitim Hastaneleri Döner Sermaye İşletmeleri Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik Gülhane Askerî Tıp Akademisi ve Bağlı Eğitim Hastaneleri

Detaylı

26 Ağustos 2003 Tarihli Resmi Gazete. Sayı: Harcırah Kanunu Genel Tebliği. (Seri No:37)

26 Ağustos 2003 Tarihli Resmi Gazete. Sayı: Harcırah Kanunu Genel Tebliği. (Seri No:37) Harcırah Kanunu Genel Tebliği (Yurt İçinde ve Yurt Dışında Daimi Bir Göreve Naklen Atananların Harcırah Harcırah Kanunu Genel Tebliği (Yurt İçinde ve Yurt Dışında Daimi Bir Göreve Naklen Atananların Harcırahına

Detaylı

DUYURU: 07.11.2014/29

DUYURU: 07.11.2014/29 DUYURU: 07.11.2014/29 11.09.2014 tarihli Resmi Gazete de yayımlanan 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına

Detaylı

7536 İKİNCİ BÖLÜM Görev, Yetki ve Sorumluluklar

7536 İKİNCİ BÖLÜM Görev, Yetki ve Sorumluluklar 7535 KARAPARANIN AKLANMASININ ÖNLENMESİNE, 2313 SAYILI UYUŞTURUCU MADDELERİN MURAKEBESİ HAKKINDA KANUNDA, 657 SAYILI DEVLET MEMURLARI KANUNUNDA VE 178 SAYILI MALİYE BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA

Detaylı

5746 SAYILI ARAŞTIRMA, GELİŞTİRME VE TASARIM FAALİYETLERİNİN DESTEKLENMESİ HAKKINDA KANUN GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 5) YAYIMLANDI

5746 SAYILI ARAŞTIRMA, GELİŞTİRME VE TASARIM FAALİYETLERİNİN DESTEKLENMESİ HAKKINDA KANUN GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 5) YAYIMLANDI Sirküler Rapor Mevzuat 06.10.2016/114-1 5746 SAYILI ARAŞTIRMA, GELİŞTİRME VE TASARIM FAALİYETLERİNİN DESTEKLENMESİ HAKKINDA KANUN GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 5) YAYIMLANDI ÖZET : Tebliğ de 28/2/2008 tarihli

Detaylı

Sirküler No : 2015/66 Sirküler Tarihi : : İşveren Uygulama Tebliği'nde Değişiklik Hk.

Sirküler No : 2015/66 Sirküler Tarihi : : İşveren Uygulama Tebliği'nde Değişiklik Hk. Sirküler No : 2015/66 Sirküler Tarihi : 09.11.2015 Konu : İşveren Uygulama Tebliği'nde Değişiklik Hk. 1 Eylül 2012 tarih ve 28398 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan İşveren Uygulama Tebliği'nde 8 Kasım

Detaylı

1 TEMMUZ 2013 TARİHİNDEN İTİBAREN UYGULANACAK ASGARİ ÜCRET VE SOSYAL GÜVENLİKLE İLGİLİ TABAN VE TAVAN ÜCRETLERİ

1 TEMMUZ 2013 TARİHİNDEN İTİBAREN UYGULANACAK ASGARİ ÜCRET VE SOSYAL GÜVENLİKLE İLGİLİ TABAN VE TAVAN ÜCRETLERİ Sirküler Rapor 03.07.2013/146-1 1 TEMMUZ 2013 TARİHİNDEN İTİBAREN UYGULANACAK ASGARİ ÜCRET VE SOSYAL GÜVENLİKLE İLGİLİ TABAN VE TAVAN ÜCRETLERİ ÖZET : 01.07.2013-31.12.2013 tarihleri arasında uygulanacak

Detaylı

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA Davanın Konusu : Uyuşmazlık, davacının 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere

Detaylı

KONU : 5746 Sayılı Araştırma, Geliştirme Ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi

KONU : 5746 Sayılı Araştırma, Geliştirme Ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi SİRKÜLER TARİH : 17.10 10.201.2016 SAYI : 2016-10 10-2 KONU : 5746 Sayılı Araştırma, Geliştirme Ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun Genel Tebliği (Seri No: 5) Yayımlandı ÖZETİ : Tebliğ

Detaylı

GENEL SAĞLIK SİGORTALISININ TESCİLİ, PRİMLERİN ÖDENMESİ, BİLDİRİM VE İTİRAZ

GENEL SAĞLIK SİGORTALISININ TESCİLİ, PRİMLERİN ÖDENMESİ, BİLDİRİM VE İTİRAZ GENEL SAĞLIK SİGORTALISININ TESCİLİ, PRİMLERİN ÖDENMESİ, BİLDİRİM VE İTİRAZ Ufuk ÜNLÜ * I. GİRİŞ Sosyal güvenlik sistemi dışında kalan yüz binlerce insanı 1 Ocak 2012 tarihinden itibaren bu sisteme dâhil

Detaylı

SAVUNMANIN ÖZETİ : Tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur. T.C. ANKARA 7. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2007/1198 KARAR NO : 2008/419 DAVACI :... VEKİLİ : Av. Zafer DİNÇ Mithatpaşa Cad. 34 F No:29 Kızılay -ANKARA DAVALI : SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI - ANKARA

Detaylı

SOSYAL GÜVENLİĞE İLİŞKİN TABAN VE TAVAN ÜCRETLER

SOSYAL GÜVENLİĞE İLİŞKİN TABAN VE TAVAN ÜCRETLER SOSYAL GÜVENLİĞE İLİŞKİN TABAN VE TAVAN ÜCRETLER Bilindiği üzere, 01.10.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu nun 82 nci maddesinde, bu

Detaylı

21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 58 inci maddesinin üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 58 inci maddesinin üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. Madde 1-21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 58 inci maddesinin üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. Madde 2-6183 sayılı Kanunun geçici 8 inci maddesinin

Detaylı

5746 SAYILI ARAŞTIRMA, GELİŞTİRME VE TASARIM FAALİYETLERİNİN DESTEKLENMESİ HAKKINDA KANUN GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 5)

5746 SAYILI ARAŞTIRMA, GELİŞTİRME VE TASARIM FAALİYETLERİNİN DESTEKLENMESİ HAKKINDA KANUN GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 5) 30 Eylül 2016 CUMA Resmî Gazete Sayı : 29843 Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) ndan: 5746 SAYILI ARAŞTIRMA, GELİŞTİRME VE TASARIM FAALİYETLERİNİN DESTEKLENMESİ HAKKINDA KANUN GENEL TEBLİĞİ (SERİ

Detaylı

31 AĞUSTOS 2013 TARİHLİ VE SAYILI RESMÎ GAZETE İÇERİĞİ YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ BAKANLAR KURULU KARARLARI

31 AĞUSTOS 2013 TARİHLİ VE SAYILI RESMÎ GAZETE İÇERİĞİ YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ BAKANLAR KURULU KARARLARI 31 AĞUSTOS 2013 TARİHLİ VE 28751 SAYILI RESMÎ GAZETE İÇERİĞİ YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ BAKANLAR KURULU KARARLARI 2013/5172 2013-2014 Eğitim-Öğretim Yılında Yükseköğretim Kurumlarında Cari Hizmet Maliyetlerine

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/32

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/32 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2011/53277 Karar No. 2012/1089 Tarihi: 23.01.2012 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2012/4 İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/32 İLAVE TEDİYE ALACAĞI ÖZETİ Sonuç

Detaylı

İŞVEREN UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ YAYIMLANDI

İŞVEREN UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ YAYIMLANDI 09.11.2015/19-1 İŞVEREN UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ YAYIMLANDI ÖZET : Tebliğ ile İşveren Uygulama Tebliği nde yer alan e-sigorta uygulamasına başvuru, aylıksız izinli sayılan

Detaylı

2011 YILINDA MALİ TATİL 1-20 TEMMUZ 2011 GÜNLERİ ARASINDA UYGULANACAKTIR

2011 YILINDA MALİ TATİL 1-20 TEMMUZ 2011 GÜNLERİ ARASINDA UYGULANACAKTIR Sirküler Rapor 30.06.2011/ 88-1 2011 YILINDA MALİ TATİL 1-20 TEMMUZ 2011 GÜNLERİ ARASINDA UYGULANACAKTIR ÖZET : 5604 sayılı Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre meslek mensuplarına

Detaylı

SOSYAL SİGORTALAR KANUNU

SOSYAL SİGORTALAR KANUNU 3959 SOSYAL SİGORTALAR KANUNU Kanun Numarası : 506 Kabul Tarihi : 17/7/1964 Yayımlandığı R. Gazete : Tarih : 29, 30, 31/7/1964-1/8/1964Sayı : 11766-11779 Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt : 3 Sayfa

Detaylı

9 Şubat 2017 Perşembe Günü Saat da Yapılan Mahkeme Toplantısında Görüşülen Dosyalar ve Sonuçları (*)

9 Şubat 2017 Perşembe Günü Saat da Yapılan Mahkeme Toplantısında Görüşülen Dosyalar ve Sonuçları (*) 9 Şubat 2017 Perşembe Günü Saat 09.30 da Yapılan Mahkeme Toplantısında Görüşülen Dosyalar ve Sonuçları (*) Sıra No Esas Sayısı 1. 2017/8 Gönen Asliye (Asliye Ticaret Sıfatıyla) 2. 2017/9 Bolu 2. Asliye

Detaylı

BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN

BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN 11691 BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN Kanun Numarası : 6353 Kabul Tarihi : 4/7/2012 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 12/7/2012 Sayı : 28351 Yayımlandığı Düstur

Detaylı

EMLAK VERGİSİNDEN MUAF OLAN TAŞINMAZLA İLGİLİ DÜZENLENEN ÖDEME EMRİNE İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZMA KARARI

EMLAK VERGİSİNDEN MUAF OLAN TAŞINMAZLA İLGİLİ DÜZENLENEN ÖDEME EMRİNE İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZMA KARARI Sirküler Rapor 08.10.2013/180-1 EMLAK VERGİSİNDEN MUAF OLAN TAŞINMAZLA İLGİLİ DÜZENLENEN ÖDEME EMRİNE İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZMA KARARI ÖZET : Danıştay Dokuzuncu Daire Başkanlığının 25.04.2013 Tarih,

Detaylı

Ancak, 53. Maddede öngörülen izin süreleri, tarafların anlaşması ile bir bölümü on günden aşağı olmamak üzere bölümler halinde kullanılabilir.

Ancak, 53. Maddede öngörülen izin süreleri, tarafların anlaşması ile bir bölümü on günden aşağı olmamak üzere bölümler halinde kullanılabilir. S İ R K Ü L E R R A P O R FON DENETİM YMM. VE BAĞIMSIZ DENETİM A. Ş. nin müşterilerine özel bir hizmetidir. İzinsiz çoğaltılamaz. İktibas edilemez. SİRKÜLER TARİHİ : 27 / 04 / 2016 SİRKÜLER SAYISI : 2016

Detaylı

YÖNETMELİK. SOSYAL YARDIM YARARLANICILARININ İSTİHDAMINA İLİŞKİN YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÖNETMELİK. SOSYAL YARDIM YARARLANICILARININ İSTİHDAMINA İLİŞKİN YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar 22 Haziran 2017 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 30104 Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığından: YÖNETMELİK SOSYAL YARDIM YARARLANICILARININ İSTİHDAMINA İLİŞKİN YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak

Detaylı

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU RET KARARI :F.Y.

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU RET KARARI :F.Y. T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU ŞİKAYET NO : 04.2013.1870 KARAR TARİHİ : 10/03/2014 RET KARARI ŞİKAYETÇİ ŞİKAYET EDİLEN İDARE ŞİKAYETİN KONUSU :F.Y. : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Ziyabey Cad. No:6 Balgat/ANKARA

Detaylı

GELİR VERGİSİ KANUNU VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN

GELİR VERGİSİ KANUNU VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN 10043 GELİR VERGİSİ KANUNU VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN Kanun Numarası : 5615 Kabul Tarihi : 28/3/2007 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 4/4/2007 Sayı : 26483 Yayımlandığı Düstur

Detaylı

AİLE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE YARGILAMA USULLERİNE DAİR KANUN

AİLE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE YARGILAMA USULLERİNE DAİR KANUN AİLE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE YARGILAMA USULLERİNE DAİR KANUN Kanun No: 4787 Kabul Tarihi : 09/01/2003 Resmi Gazete Tarihi: 18/01/2003 Resmi Gazete Sayısı: 24997 AMAÇ VE KAPSAM Madde 1 - Bu Kanunun

Detaylı

SOSYAL GÜVENLİK KESİNTİSİ (4/c) ( TARİHİNDEN ÖNCE İŞE BAŞLAYANLAR İÇİN)(1)

SOSYAL GÜVENLİK KESİNTİSİ (4/c) ( TARİHİNDEN ÖNCE İŞE BAŞLAYANLAR İÇİN)(1) SGK İŞLEMLERİ SOSYAL GÜVENLİK KESİNTİSİ (4/c) (01.10.2008 TARİHİNDEN ÖNCE İŞE BAŞLAYANLAR İÇİN)(1) 01.10.2008 den önce iştirakçi olup, 01.10.2008 tarihi itibarıyla 4c li sigortalıların emekli keseneğine

Detaylı

MALİ TATİL 1-20 TEMMUZ 2016 TARİHLERİ ARASINDA UYGULANACAKTIR

MALİ TATİL 1-20 TEMMUZ 2016 TARİHLERİ ARASINDA UYGULANACAKTIR MALİ TATİL 1-20 TEMMUZ 2016 TARİHLERİ ARASINDA UYGULANACAKTIR 5604 sayılı Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre meslek mensuplarına ve yükümlülere kolaylıklar getiren Mali Tatil uygulaması,

Detaylı

SOSYAL SİGORTALAR KANUNU

SOSYAL SİGORTALAR KANUNU SOSYAL SİGORTALAR KANUNU Kanun Numarası : 506 Kabul Tarihi : 17/7/1964 Yayımlandığı R. Gazete : Tarih : 29, 30, 31/7/1964-1/8/1964 Sayı : 11766-11779 Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5 Cilt : 3 Sayfa : 2827

Detaylı

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN Kanun Numarası: 5320 Kanun Kabul Tarihi: 23/03/2005 Yayımlandığ Resmi Gazete No: 25772 Mükerrer Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: 31/03/2005

Detaylı

* Serbest bölgelere veya bu bölgelerden yapılan ihraç amaçlı yük taşıma işleri KDV den istisna edilmiştir. (Madde:5, yürürlük 25 Kasım 2016),

* Serbest bölgelere veya bu bölgelerden yapılan ihraç amaçlı yük taşıma işleri KDV den istisna edilmiştir. (Madde:5, yürürlük 25 Kasım 2016), TARİH : 25/11/2016 SİRKÜLER NO : 2016/137 6761 SAYILI KANUNLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILDI: 25 Kasım 2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Malî Yönetimi Ve Kontrol Kanunu İle Bazı Kanunlarda

Detaylı

SİRKÜLER NO: POZ-2010 / 23 İST, 08.02.2010. Bazı Kanunlarda değişiklik yapan 5951 sayılı Kanun yayımlandı.

SİRKÜLER NO: POZ-2010 / 23 İST, 08.02.2010. Bazı Kanunlarda değişiklik yapan 5951 sayılı Kanun yayımlandı. SİRKÜLER NO: POZ-2010 / 23 İST, 08.02.2010 ÖZET: Bazı Kanunlarda değişiklik yapan 5951 sayılı Kanun yayımlandı. BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPAN 5951 SAYILI KANUN YAYIMLANDI 05 Şubat 2010 tarihli Resmi

Detaylı

Değerli üyemiz,

Değerli üyemiz, 7143 S.K. GÖRE YAPILANDIRMASI BOZULANLAR 2019 YILI ŞUBAT AYI SONUNA KADAR GECİKME ZAMMI İLE BİRLİKTE ÖDEMELERİ ŞARTIYLA YAPILANDIRMA HAKLARI DEVAM EDECEK. Değerli üyemiz, 28.12.2018 28/12/2018 Tarih ve

Detaylı

SİRKÜLER. Sayı: Mayıs

SİRKÜLER. Sayı: Mayıs SİRKÜLER Sayı: Mayıs 2017 İçindekiler 1. BÖLÜM... 2 SOSYAL GÜVENLİK MEVZUATI... 2 1. SGK Nakil Giriş/Çıkışlarla İlgili Değişiklik yapıldı... 2 2. Toplu İş Sözleşmesi Olan İşyerlerine İlişkin Asgari Ücret

Detaylı

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler 9333 CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN Kanun Numarası : 5320 Kabul Tarihi : 23/3/2005 Yayımlandığı R.Gazete : Tarih: 31/3/2005 Sayı : 25772 (M.) Yayımlandığı Düstur :

Detaylı

Kanunda belirtilen sürelerin bitiminden itibaren bir ay uzatılmıştır.

Kanunda belirtilen sürelerin bitiminden itibaren bir ay uzatılmıştır. No: 2011/25 Tarih: 02.05.2011 ERK Denetim ve Yeminli Mali Müşavirlik Hizmetleri Ltd. Şti. Acıbadem Cd. Çamlıca Apt. No.77 K.4 34718 Acıbadem-Kadıköy/ISTANBUL Tel :0.216.340 00 86 Fax :0.216.340 00 87 E-posta:

Detaylı

GÖRÜŞ BİLDİRME FORMU

GÖRÜŞ BİLDİRME FORMU Konusu: İlgili Mevzuat: Bakanlığımız 4/B Sözleşmeli Personellerine ödenen Ek Ödemeden sigorta prim kesintisi kesilip kesilmeyeceği, 31.05.2006 tarihli 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası

Detaylı

YURT DIŞINDA BULUNAN TÜRK VATANDAŞLARININ YURT DIŞINDA GEÇEN SÜRELERİNİN SOSYAL GÜVENLİKLERİ BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ HAKKINDA KANUN (1)

YURT DIŞINDA BULUNAN TÜRK VATANDAŞLARININ YURT DIŞINDA GEÇEN SÜRELERİNİN SOSYAL GÜVENLİKLERİ BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ HAKKINDA KANUN (1) YURT DIŞINDA BULUNAN TÜRK VATANDAŞLARININ YURT DIŞINDA GEÇEN SÜRELERİNİN SOSYAL GÜVENLİKLERİ BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ HAKKINDA KANUN (1) Kanun Numarası : 3201 Kabul Tarihi : 8/5/1985 Yayımlandığı R.

Detaylı

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü Sayı : 98547999/891 28/10/2014 Konu: 6552 sayılı Kanunla 4/1-(a) Sigortalılarına İlişkin Tahsis Uygulamalarında Yapılan Değişiklikler. GENELGE 2014/29 10/9/2014 tarihli ve 6552 sayılı İş Kanunu ile Bazı

Detaylı

5746 Sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun Genel Tebliği Taslağı (Seri No: 5) AÇIKLAYICI BİLGİ NOTU

5746 Sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun Genel Tebliği Taslağı (Seri No: 5) AÇIKLAYICI BİLGİ NOTU 5746 Sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun Genel Tebliği Taslağı (Seri No: 5) TARİH //2016 SAYI RESMİ GAZETE NO MEVZUAT TÜRÜ AÇIKLAYICI BİLGİ NOTU 5746 Sayılı

Detaylı

BİRİNCİ KISIM KARAPARA AKLANMASININ ÖNLENMESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Tanımlar

BİRİNCİ KISIM KARAPARA AKLANMASININ ÖNLENMESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Tanımlar KARAPARANIN AKLANMASININ ÖNLENMESİNE, 2313 SAYILI UYUŞTURUCU MADDELERİN MURAKEBESİ HAKKINDA KANUNDA, 657 SAYILI DEVLET MEMURLARI KANUNUNDA VE 178 SAYILI MALİYE BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA

Detaylı

Kamu İhale Tebliği (Tebliğ No: 2003/10)

Kamu İhale Tebliği (Tebliğ No: 2003/10) Kamu İhale Kurumundan: Kamu İhale Tebliği (Tebliğ No: 2003/10) 15.08.2003 tarih ve 25200 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren 4964 sayılı Kanun ile 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 18 inci

Detaylı

9 Ekim 2008 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 27019 TEBLİĞ Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından: SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNUNUN 4.

9 Ekim 2008 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 27019 TEBLİĞ Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından: SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNUNUN 4. 9 Ekim 2008 PERŞEMBE Resmî Gazete Sayı : 27019 TEBLİĞ Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından: SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNUNUN 4. MADDESİNİN BİRİNCİ FIKRASININ (c) BENDİ KAPSAMINDA

Detaylı

ÖDEMEDEN MAHKEME KARARIYLA ÖLÜM AYLIĞI ALABİLİRLER

ÖDEMEDEN MAHKEME KARARIYLA ÖLÜM AYLIĞI ALABİLİRLER SSK (4/a) GÜNLERİ ÖLÜM AYLIĞINA YETENLER BAĞ-KUR (4/b) BORÇLARINI ÖDEMEDEN MAHKEME KARARIYLA ÖLÜM AYLIĞI ALABİLİRLER Vakkas DEMİR * I- GİRİŞ Çalışma hayatındaki kişiler, zamanın ve ortamın koşullarına

Detaylı

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü Sayı : 24010506/031/90 31 /1/2017 Konu : Prime esas kazançların alt ve üst sınırları ile bazı işlemlere esas tutarlar GENELGE 2017-5

Detaylı

FİİLİ HİZMET SÜRESİ ZAMMINDAN YARARLANMA ŞARTLARI VE ZAM TUTARININ GELİR VERGİSİNE KONU OLMASI

FİİLİ HİZMET SÜRESİ ZAMMINDAN YARARLANMA ŞARTLARI VE ZAM TUTARININ GELİR VERGİSİNE KONU OLMASI FİİLİ HİZMET SÜRESİ ZAMMINDAN YARARLANMA ŞARTLARI VE ZAM TUTARININ GELİR VERGİSİNE KONU OLMASI Mustafa ŞEN 19 * ÖZ Fiili hizmet süresi zammı, ağır ve yıpratıcı işlerde çalışan sigortalılara yönelik bir

Detaylı

27.01.2015/3-1 ÖZET :

27.01.2015/3-1 ÖZET : 27.01.2015/3-1 2015 YILINDA UYGULANACAK PRİME ESAS KAZANÇLARIN ALT VE ÜST SINIRLARI İLE BAZI İŞLEMLERE ESAS TUTARLARA İLİŞKİN 2015/4 SAYILI GENELGE YAYIMLANDI ÖZET : 4857 sayılı İş Kanununun 39 uncu maddesine

Detaylı

ASGARİ ÜCRET. 2014 yılında dönemler itibariyle uygulanacak asgari ücret tarifesi aşağıdaki gibidir.

ASGARİ ÜCRET. 2014 yılında dönemler itibariyle uygulanacak asgari ücret tarifesi aşağıdaki gibidir. ASGARİ ÜCRET 2014 yılında dönemler itibariyle uygulanacak asgari ücret tarifesi aşağıdaki gibidir. A- 2014 YILINDA UYGULANACAK ASGARİ ÜCRET TUTARLARI 4857 sayılı İş Kanunu nun 39 uncu maddesi uyarınca,

Detaylı

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü Sayı : B.13.2.SGK.0.10.04.00/73-031/93 23/1/2013 Konu : Prime esas kazançların alt ve üst sınırları ile bazı işlemlere esas tutarlar

Detaylı

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü GENELGE 2014-1

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü GENELGE 2014-1 T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü Sayı : 24010506/0100602/ 42 15/1/2014 Konu : Prime esas kazançların alt ve üst sınırları ile bazı işlemlere esas tutarlar GENELGE

Detaylı

Adres : Mithatpaşa Cad. No : 7 Sıhhiye/ANKARA Ayrıntılı Bilgi : A.ARAS Dai. Bşk. V.

Adres : Mithatpaşa Cad. No : 7 Sıhhiye/ANKARA Ayrıntılı Bilgi : A.ARAS Dai. Bşk. V. T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü Telefon : 0312 458 71 10 Faks : 0312 432 12 37 1/8 Sayı : 24010506/0100602/ 42 15/1/2014 Konu : Prime esas kazançların alt ve üst

Detaylı

SONRADAN KONTROL VE RİSKLİ İŞLEMLERİN KONTROLÜ YÖNETMELİĞİ

SONRADAN KONTROL VE RİSKLİ İŞLEMLERİN KONTROLÜ YÖNETMELİĞİ SONRADAN KONTROL VE RİSKLİ İŞLEMLERİN KONTROLÜ YÖNETMELİĞİ Başbakanlık (Gümrük Müsteşarlığı) tan:27.10.2008 tarih ve 27037 sayılı R.G. Amaç BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar MADDE 1 (1) Bu

Detaylı

Bilgiye Erişim Merkezi ne Yeni Gelen Yayınlar

Bilgiye Erişim Merkezi ne Yeni Gelen Yayınlar 2255 HHAAZZ İİRRAANN İ SSAALLI II SSAAYYI II: : 11117766 Bilgiye Erişim Merkezi ne Yeni Gelen Yayınlar RESMİ GAZETE YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ BAKANLAR KURULU KARARLARI 2013/4777 8/1/2002 Tarihli ve 4736

Detaylı

SİRKÜLER 2017/34. Söz konusu Yasada düzenlenen konular ana hatları itibariyle aşağıdaki gibidir:

SİRKÜLER 2017/34. Söz konusu Yasada düzenlenen konular ana hatları itibariyle aşağıdaki gibidir: SİRKÜLER 2017/34 27.05.2017 KONU : Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Yayımlandı. 7020 sayılı Bazı Alacakların

Detaylı

SOSYAL SİGORTA İŞLEMLERİ YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILDI

SOSYAL SİGORTA İŞLEMLERİ YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILDI Sirküler Rapor 12.10.2010 / 114-1 SOSYAL SİGORTA İŞLEMLERİ YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILDI ÖZET : 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun sosyal sigorta hükümleri ile getirilen

Detaylı

SİRKÜLER. Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun yayımlandı.

SİRKÜLER. Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun yayımlandı. SİRKÜLER TARİH : 28.11 11.201.2016 SAYI : 2016-11 11-2 KONU : 6761 sayılı Kamu Malî Yönetimi Ve Kontrol Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun yayımlandı. ÖZETİ : 6761 sayılı Kanunla

Detaylı

MEVDUAT VE KATILIM FONLARININ VADELERİ VE TÜRLERİ HAKKINDA TEBLİĞ (SAYI:2007/1)

MEVDUAT VE KATILIM FONLARININ VADELERİ VE TÜRLERİ HAKKINDA TEBLİĞ (SAYI:2007/1) MEVDUAT VE KATILIM FONLARININ VADELERİ VE TÜRLERİ HAKKINDA TEBLİĞ (SAYI:2007/1) (23.07.2015 tarih ve 29423 sayılı Resmi Gazete de yayımlanmış, güncellenen hali) Amaç ve kapsam MADDE 1 - (1) Bu Tebliğin

Detaylı

5746 SAYILI ARAġTIRMA, GELĠġTĠRME VE TASARIM FAALĠYETLERĠNĠN DESTEKLENMESĠ HAKKINDA KANUN GENEL TEBLĠĞĠ (SERĠ NO: 5)

5746 SAYILI ARAġTIRMA, GELĠġTĠRME VE TASARIM FAALĠYETLERĠNĠN DESTEKLENMESĠ HAKKINDA KANUN GENEL TEBLĠĞĠ (SERĠ NO: 5) Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) ndan: 5746 SAYILI ARAġTIRMA, GELĠġTĠRME VE TASARIM FAALĠYETLERĠNĠN DESTEKLENMESĠ HAKKINDA KANUN GENEL TEBLĠĞĠ (SERĠ NO: 5) BĠRĠNCĠ BÖLÜM Amaç ve Yasal Düzenleme

Detaylı

7- Kamu personeli ve aile fertlerinin katılım payının tahsili 7.1. Birinci basamak sağlık kuruluşlarında muayene katılım payının tahsili

7- Kamu personeli ve aile fertlerinin katılım payının tahsili 7.1. Birinci basamak sağlık kuruluşlarında muayene katılım payının tahsili 18 Eylül 2009 CUMA Resmî Gazete Sayı : 27353 TEBLĐĞ Maliye Bakanlığından: TEDAVĐ KATILIM PAYININ UYGULANMASI HAKKINDA TEBLĐĞ (SIRA NO: 12) 1- Amaç Bu Tebliğin amacı; kapsama dahil kişilerden, ayakta tedavilerinde

Detaylı

ASGARİ ÜCRET VE SOSYAL GÜVENLİKLE İLGİLİ TABAN VE TAVAN ÜCRETLERİ

ASGARİ ÜCRET VE SOSYAL GÜVENLİKLE İLGİLİ TABAN VE TAVAN ÜCRETLERİ 31.01.2017/25-1 ASGARİ ÜCRET VE SOSYAL GÜVENLİKLE İLGİLİ TABAN VE TAVAN ÜCRETLERİ ÖZET : 2017 yılında uygulanacak asgari ücret ve sosyal güvenlikle ilgili taban ve tavan ücret hesaplamaları. A- 2017 YILINDA

Detaylı

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Muğla Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü sayılı Kanun Değişiklikleri ve Yeni Teşvikler

SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Muğla Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü sayılı Kanun Değişiklikleri ve Yeni Teşvikler SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Muğla Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü 5510 sayılı Kanun Değişiklikleri ve Yeni Teşvikler Yasal Dayanak 7103 Sayılı «Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde

Detaylı

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Ek 1 Nolu Protokol

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Ek 1 Nolu Protokol T.C. D A N I Ş T A Y Esas No : 2011/8665 Karar No : 2013/9005 Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Ek 1 Nolu Protokol Özeti : İmar planında küçük sanayi

Detaylı

T.C. D A N I Ş T A Y Üçüncü Daire Esas No : 2010/5785. Karar No : 2012/3582

T.C. D A N I Ş T A Y Üçüncü Daire Esas No : 2010/5785. Karar No : 2012/3582 T.C D A N I Ş T A Y Üçüncü Daire Esas No : 2010/5785 Karar No : 2012/3582 Anahtar Kelimeler : Haciz İşlemi, İhtiyati Haciz, Şirket Ortağı, Teminat, Kişiye Özgü Ev Eşyaları Özeti: Teşebbüsün muvazaalı olduğu

Detaylı

ELAZIĞ VALİLİĞİNE (Defterdarlık) tarihli ve /12154 sayılı yazınız

ELAZIĞ VALİLİĞİNE (Defterdarlık) tarihli ve /12154 sayılı yazınız T.C. MALİYE BAKANLIĞI Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü Sayı : 80755325-105.05.07-1116 09/02/2016 Konu : Geçici Personele Ek Ödeme Yapılması ELAZIĞ VALİLİĞİNE (Defterdarlık) İlgi : 09.10.2015 tarihli

Detaylı

SİRKÜLER NO: POZ-2009 / 53 İST, 22.05.2009. Gemi, deniz ve iç su taşıtları ile ilgili bazı yasal değişiklikler yapıldı.

SİRKÜLER NO: POZ-2009 / 53 İST, 22.05.2009. Gemi, deniz ve iç su taşıtları ile ilgili bazı yasal değişiklikler yapıldı. SİRKÜLER NO: POZ-2009 / 53 İST, 22.05.2009 ÖZET: Gemi, deniz ve iç su taşıtları ile ilgili bazı yasal değişiklikler yapıldı. GEMİ, DENİZ VE İÇ SU TAŞITLARI İLE İLGİLİ BAZI YASAL DEĞİŞİKLİKLER YAPILDI 16

Detaylı

Hürriyet Mah.Hürriyet Cad.No:26/2 Dai.3 Yenibosna Bahçelievler/İSTANBUL

Hürriyet Mah.Hürriyet Cad.No:26/2 Dai.3 Yenibosna Bahçelievler/İSTANBUL T.C. DAVACI: NAZİF TOPALOĞLU VEKİLLERİ: AV. MEHMET ÖZER UĞURLU Hürriyet Mah.Hürriyet Cad.No:26/2 Dai.3 Yenibosna Bahçelievler/ DAVALI: VALİLİĞİ - DAVANIN ÖZETİ: İstanbul İli, Zeytinburnu İlçesi, Seyitnizam

Detaylı

Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Sayısı : 2 Yayımlandığı Resmî Gazetenin Tarihi - Sayısı : 10/7/

Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Sayısı : 2 Yayımlandığı Resmî Gazetenin Tarihi - Sayısı : 10/7/ GENEL KADRO VE USULÜ HAKKINDA CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Sayısı : 2 Yayımlandığı Resmî Gazetenin Tarihi - Sayısı : 10/7/2018-30474 Amaç MADDE 1 (1) Bu Cumhurbaşkanlığı

Detaylı

Sosyal Sigortalar Kanunu, Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar

Sosyal Sigortalar Kanunu, Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanun Sosyal Sigortalar Kanunu, Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu, Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu ile Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar

Detaylı

SİRKÜLER RAPOR SGK PRİMİNE ESAS KAZANÇLARIN ALT VE ÜST SINIRLARI

SİRKÜLER RAPOR SGK PRİMİNE ESAS KAZANÇLARIN ALT VE ÜST SINIRLARI SİRKÜLER RAPOR Sirküler Tarihi : 17.01.2014 Sirküler No : 2014 / 4 SGK PRİMİNE ESAS KAZANÇLARIN ALT VE ÜST SINIRLARI Bilindiği üzere Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından milli seviyede tek asgari ücret

Detaylı

YURT DIŞINDA BULUNAN TÜRK VATANDAŞLARININ YURT DIŞINDA GEÇEN SÜRELERİNİN SOSYAL GÜVENLİKLERİ BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ HAKKINDA KANUN (1)

YURT DIŞINDA BULUNAN TÜRK VATANDAŞLARININ YURT DIŞINDA GEÇEN SÜRELERİNİN SOSYAL GÜVENLİKLERİ BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ HAKKINDA KANUN (1) 6699 YURT DIŞINDA BULUNAN TÜRK VATANDAŞLARININ YURT DIŞINDA GEÇEN SÜRELERİNİN SOSYAL GÜVENLİKLERİ BAKIMINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ HAKKINDA KANUN (1) Kanun Numarası : 3201 Kabul Tarihi : 8/5/1985 Yayımlandığı

Detaylı

Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2007

Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2007 Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 2007 13 Aralık 2006 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : 26375 GENEL HÜKÜMLER Konu ve kapsam MADDE 1 (1) Bütün hukuki yardımlarda avukat ile iş sahipleri

Detaylı

MEMURLARA YAPILACAK GİYECEK YARDIMI YÖNETMELİĞİ

MEMURLARA YAPILACAK GİYECEK YARDIMI YÖNETMELİĞİ MEMURLARA YAPILACAK GİYECEK YARDIMI YÖNETMELİĞİ Bakanlar Kurulu Kararı : 14/9/1991-1991/2268 Resmî Gazete : 9.10.1991/21016 Ek ve Değişiklikler: 1) 6/12/1993-1993/5103 B.K.K 14.1.1994/21818 RG 2) 21/8/1996-1996/8518

Detaylı

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü Sayı : 24010506/031/90 17 /1/2018 Konu : Prime esas kazançların alt ve üst sınırları ile bazı işlemlere esas tutarlar GENELGE 2018-2

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş.K. /18-21 DAVACI YARARINA KAZANILMIŞ HAK

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş.K. /18-21 DAVACI YARARINA KAZANILMIŞ HAK T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/648 Karar No. 2014/1121 Tarihi: 30.01.2014 İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş.K. /18-21 DAVACI YARARINA KAZANILMIŞ HAK ÖZETİ: Mahkemenin 30.12.2010 tarihli kararı

Detaylı

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü GENELGE

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü GENELGE T.C. MALİYE BAKANLIĞI Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü Sayı : 27998389.115913 03.01.14 * 54 Konu : Mali ve sosyal haklar GENELGE A) Toplu sözleşmede yer alan hükümler Bilindiği üzere, 14/8/2013 tarihli

Detaylı

Sirküler Rapor 08.10.2014/182-1

Sirküler Rapor 08.10.2014/182-1 Sirküler Rapor 08.10.2014/182-1 KARŞILIKLAR, KOŞULLU BORÇLAR VE KOŞULLU VARLIKLARA İLİŞKİN TÜRKİYE MUHASEBE STANDARDI (TMS 37) HAKKINDA TEBLİĞ (SIRA NO: 20) DE DEĞİŞİKLİK YAPAN 22 SIRA NO.LU TEBLİĞ YAYIMLANDI

Detaylı

: HÜSEYİN DARTAL İl Sağlık Müdürlüğü, Merkeı/ŞANLIURF A TÜRK MİLLETİ ADINA

: HÜSEYİN DARTAL İl Sağlık Müdürlüğü, Merkeı/ŞANLIURF A TÜRK MİLLETİ ADINA T.C. ŞANLIURFA 1. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2015/874 KARAR NO : 2016/201 ----------- DAVACI : HÜSEYİN DARTAL İl Sağlık Müdürlüğü, Merkeı/ŞANLIURF A DAVALI : ŞA LIURFA VALİLİLİGİ _V_E_KI.-L -:-.,.. İ ------:

Detaylı

Uygulama ile ilgili örnekler de içeren ve yeterince açık olan ve ek açıklama gerektirmeyen sözkonusu tebliğ sirküler ekinde gönderilmiştir.

Uygulama ile ilgili örnekler de içeren ve yeterince açık olan ve ek açıklama gerektirmeyen sözkonusu tebliğ sirküler ekinde gönderilmiştir. İstanbul, 06.02.2004 1 2004/31 no lu sirkülerimizle duyurulmuş olan; 1 Ocak 2004 Tarihinden İtibaren Geçerli Yeni Ssk Prim Taban Ve Tavanı İle Günlük Kazancın Tabanın Altında Kalması Halinde Fark Üzerinden

Detaylı

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2019/17

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2019/17 Ö z e t B ü l t e n Tarih : 22.01.2019 Sayı : 2019/17 Değerli Müşterimiz; Son günlerde mevzuatımızda meydana gelen gelişmeler, konu başlıkları itibariyle aşağıdadır. A. Konu Başlıkları; -7161 Sayılı Kanun

Detaylı