RADİKAL GAZETESİ...24 Milyarlık şantiyeler yangın yeri Seyfettin GÜRSES... Aile Sigortası ve hesap tartışması

Transkript

1 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ HÜRRİYET GAZETESİ... 2 Trichet: Ücretleri artırmak saçmalık olur S.Arabistan'da isyan riski yatırımcıyı korkutuyor BP'den, Hintli Reliance Industries ile 7.2 milyar dolarlık işbirliği Libya daki olaylı bölgede 28 şirketin 3 milyar dolarlık işi var, 14 ü zarar gördü Libya da isyan yayıldı petrol 104 doları aştı KGS ile OGS birleştirilecek otoyola Hızlı Geçiş gelecek Gazprom: Türkiye de genişlemeyi düşünüyoruz 12 milyon metreyle Avrupa lideriyiz, sırada 20 milyon metreyle dünya liderliği var BP, Hintli petrol devinden 7.2 milyar dolara hisse alıyor Trichet: Gıda ve petrol, enflasyon riskini artırıyor NBG: Alpha Bank ın teklifimizi kabul etmemesine şaşırdık EPDK ve TAPDK nın bazı yetkilerini hükümete alalım Masaya 810 milyon dolara oturdu, 2.1 milyar dolara rakıyı Diageo ya bırakıyor MİLLİYET GAZETESİ...12 VW Avrupa dan 200 euro ya geliyor Türkiye de yatırım fizıbıl durmuyor Kapasite kullanım oranı yüzde 73 oldu Türk inşaatçılarına temelden sarsıntı JCR, BB olan notu teyit etti, cari açığa dikkat çekti Güngör URAS... Rakı aynı rakı, fiyatı yükselten pazarlama becerisi SABAH GAZETESİ...18 SPK Oyak'ı mercek altına aldı Parayı yurtdışına nasıl kaçırdılar? Babalar 'Patron Ekranı'yla çalışanını takip ediyor Türkler namluyu Ortadoğu'ya çevirdi MÜSİAD'dan Kıbrıs'a 'ikinci hayat' oteli Kralın şirketi de Mısır'a takıldı Silk&Cashmere'den Fransa'ya Türk çalımı Axa, Türkiye'de atağa hazırlanıyor Türk girişimciler, ABD'de teknoloji devrimi yaptı Popülist vaatler Türkiye'yi 2001 krizine döndürür Adapazarı Şeker'e altı müfettiş gönderildi RADİKAL GAZETESİ...24 Milyarlık şantiyeler yangın yeri Seyfettin GÜRSES... Aile Sigortası ve hesap tartışması

2 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ HÜRRİYET GAZETESİ Trichet: Ücretleri artırmak saçmalık olur Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Jean-Claude Trichet, petrol ve emtia fiyatlarındaki artışların ücretler ve diğer fiyatlar üzerinde yaratacağı etkilerden kaçınılması gerektiğini belirtti. Trichet, bu dönemde ücretleri artırmanın saçmalık olacağını da söyledi. Trichet Europe 1 radyosuna yaptığı açıklamada, ECB'nin euro bölgesinde fiyat istikrarını sağlamak için ne gerekiyorsa yapacağını yineleyerek, "Petrol ve emtia fiyatlarındaki artış için yapabileceğimiz bir şey yok, ancak ikinci tur etkilerden kaçınmalıyız. Yüksek gıda ve petrol fiyatları nedeniyle enflasyon konusunda kısa vadede yukarı yönlü riskler var" dedi. Trichet ayrıca, ücretlerin artırılmasını "Avrupa'da yapılacak son saçmalık" olarak değerlendirerek, işsizliğin azaltılmasına zarar vereceğini vurguladı. Trichet, "Euro bölgesinde başarı ya da görece başarısızlığa baktığımızda, bir çok ülkenin en büyük hedefi olan işsizliğin azaltılmasında ücretleri kontrol altına alanların büyük başarılar elde ettiği açık" diye konuştu. Euro bölgesi hayata geçirildiğinden bu yana Almanya'da kamuda çalışanların ücretleri yüzde 17 oranında artarken, bu artış Fransa'da ve euro bölgesine üye diğer ülkelerde ortalama yüzde 35 oldu. S.Arabistan'da isyan riski yatırımcıyı korkutuyor Kuzey Afrika ve Körfez bölgesini sarsan son ayaklanmaların ardından, yatırımcılar şimdi bu dalganın, dünyanın en büyük petrol üreticilerinden biri olan Suudi Arabistan ı vurmasından endişe ediyor. En büyük korku, Arap Dünyası nın farklı noktalarında baş gösteren protestoların, Suudi Arabistan daki gençleri ya da ülkenin doğusundaki Şii azınlığı cesaretlendirip, benzer bir ayaklanmaya imza atmalarına neden olması. Suudi Arabistan, küresel petrol üretiminin yüzde 12 sini sağlıyor ve dünya ham petrol rezervlerinin en az beşte birine sahip. Suudi Arabistan ın bu dalgadan etkileneceği şüpheli olsa da finansal danışmanlık şirketi Emirates NBD nin Genel Müdürü Gary Dugan, Yatırımcılar arasındaki en büyük kaygı, olası bir ayaklanmanın petrol fiyatlarını yukarı çekip, borsaları düşürmesi dedi. Enerji Enformasyon Dairesi nin (EIA) 2009 verilerine göre, Suudi Arabistan ın da OPEC üyeleri Libya ve Cezayir gibi ayaklanma dalgasına katılması durumunda, petrol üretiminin yüzde 16 sının risk altında olduğu görülüyor. GENÇLER ARASINDA İŞSİZLİK YÜKSEK Suudi Arabistan da da Tunus ve Mısır daki ayaklanmaları tetikleyen genç nüfus arasındaki işsizlik yüksek rakamlarda bulunuyor. Resmi verilere göre, ülkede 2009 da yaşları 20 ile 24 arasında değişen gençler arasında işsizlik yüzde 39 oranında. Bu oran, 2000 de yüzde 28.5 idi. Yayımlanan son raporların birinde, Suudi banka Saudi Banque Fransi, Krallığın elinde, bütçesine çok zarar vermeden, popüler ayaklanmaların önüne geçecek finansal şemalara yetecek kadar petrol varlığı bulunuyor ifadesine yer verildi. Ülkenin, 2010 da yurt dışında tahmini 440 milyar dolarlık varlığa sahip olduğu belirtildi. YATIRIMCILAR KAÇIYOR Dugan, devam eden coğrafi istikrarsızlık arasında, yatırımcıların Ortadoğu ve Körfez ülkelerinden aşamalı olarak çekildiklerini, yalnızca hedge fonların düşük fiyatlarda yerel tahviller satın aldıklarını söyledi. Piyasa araştırma şirketi EPFR ye göre, gelişmekte olan piyasalardaki yatırım fonları geçen ay bölgeden 5.45 milyar dolar çekti.

3 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Suudi Arabistan da siyasi gelecek net bir resim çizmiyor. Kral Abdullah 87 yaşında ve şu anda tedavi için yurt dışında bulunuyor. Veliaht ı da yine seksenlerinde. Ancak Kral ın yerine kimin geçeceği bilinmiyor. Finansal araştırma şirketi Beltone Financial ın Başkanı Angus Blair, CNBC.com a verdiği demeçte, Suudi Arabistan, Arap Dünyası nı sarsan büyük değişimden ayrı tutulmayacak görünüyor dedi. BP'den, Hintli Reliance Industries ile 7.2 milyar dolarlık işbirliği İngiliz enerji devi BP, Hindistanlı petrol ve doğal şirketi Reliance Industries ile büyük bir işbirliğine gidiyor. Hindistan'a yapılan en büyük doğrudan yatırım hamlelerinden birini yapacak olan BP, Hintli şirkete 7.2 milyar dolar ödeyecek. Yapılan ortak açıklamada, anlaşmaya göre BP nin Hindistan genelinde 23 petrol ve doğalgaz sahasının yüzde 30 hissesini alacağını ve Reliance ile hisselerin yüzde paylaşıldığı bir ortak girişimin oluşturulacağı belirtildi. İki şirket, birlikte petrol arama ve doğalgaz pazarlama çalışmaları gerçekleştirecek. BP, toplamda Hintli şirkete 7.2 milyar dolar ödeyecek, petrol sahalarında başarılı sonuçlar alınması durumunda 1.8 milyar dolara kadar daha ek ödeme yapılması gündeme gelecek. Şirketler, birleşmenin toplam maliyetinin 20 milyar doları bulmasını bekliyor. Reliance Industries in Başkanı ve İdari Direktörü Mukesh Ambani, Bu ortaklığın, iki şirketin de yeteneklerini birleştirmesini sağlayacağına ve Hindistan açıklarındaki derin sularda araştırma yapmayı kolaylaştıracağına inanıyoruz dedi. Anlaşma kararının açıklanmasının ardından, İngiliz şirketin hisseleri bugünkü işlemlerde yüzde 0.3 değerlendi. Reliance Industries in hisselerininse yüzde 2 oranında yükseldiği görüldü. Mumbai merkezli Prabhudas Lilladher isimli portföy yönetim şirketinin CEO su Sandip Sabharwal, Hindistan a doğrudan yabancı yatırım açısından oldukça olumlu bir adım ve Hindistan daki doğal gaz ve petrol potansiyeline ne kadar güvenildiğini gösteriyor diye konuştu. Libya daki olaylı bölgede 28 şirketin 3 milyar dolarlık işi var, 14 ü zarar gördü LİBYA daki olayların büyümesi Türk müteahhitlik sektörüne sıkıntılı günler yaşatmaya başladı. 4 bin Türk işçisinin bulunduğu Libya nın sorunlu şehirleri Bingazi, Derne ve Tobruk taki 28 şirketin 14 şantiyesi talan edildi. 3 milyar dolarlık projenin üstlenildiği bölgelerde çalışmalar tamamen durdu. TÜRK müteahhitlik sektörünün Rusya dan sonraki en büyük pazarlarından biri olan Libya da olayların büyümesi sektörü sıkıntıya soktu. Libya nın sorunlu bölgeleri olan Bingazi, Derne ve Tobruk ta yaklaşık 3 milyar dolarlık inşaat işi gerçekleştiren 28 Türk şirketinin 14 farklı şantiyesi göstericiler tarafından yağmalandı. 4 bin Türk işçisinin bulunduğu bu bölgelerdeki şantiyelerin tamamı çalışmalarını durdu. 31 proje bulunuyor Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), Türkiye İnşaat İşverenleri Sendikası (İNTES), Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu ve Libya da iş yapan Türk müteahhitlik firmalarının katıldığı Libya Değerlendirme Toplantısı nda bölgedeki gelişmeleri değerlendiren Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, şöyle konuştu: Libya da toplam 25 bin civarında Türk işçisi çalışıyor. Libya da şu anda faaliyette bulunan 200 ün üzerinde Türk müteahhitlik firması var. Ülkede bugüne kadar üstlenilmiş olan taahhütlerin toplamı 27 milyar dolar. Libya da halen 100 ün üzerinde şantiyede, 15 milyar doların üzerinde 214 proje devam ediyor. Bingazi, Derne ve Tobruk kentlerinde yaygınlaştı. Bu şehirlerde 28 Türk firması tarafından, 3 milyar dolar değerinde 31 proje yürütülüyor.

4 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Geleceği düşünmeli Şu anda yaşam koşullarında sıkıntı baş gösterdiğini dile getiren Zafer Çağlayan, şu bilgileri verdi: 14 şirketin şantiyesinde, yakma veya talan olayı söz konusu. Libya ile tarihi ve kültürel köklü dostluk ilişkilerimiz var. Bu ülkede ticaret ve müteahhitlik ilişkilerimizin mevcut boyutu ve geleceği de düşünerek olayları soğukkanlılıkla ve sükunetle takip edilmesinin yararlı olduğu görüşü benimsendi. Gerek deniz yolu, gerek hava yolu, gerek kara yolu vasıtasıyla vatandaşların güvenli ortama sevk edilmeleri ve insani ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik çalışmalar devam ediyor. Bu konuda her türlü hazırlık yapılmıştır. 100 den fazla başvuru Çağlayan, mevcut durumda bütün meselenin süreç yönetimi olduğunu belirterek, şöyle konuştu: Dış Ticaret Müsteşarlığı bünyesinde durum izleme masası, Dışişleri Bakanlığı bünyesinde ise kriz masası kuruldu. DTM bünyesinde oluşturulan izleme masasına şu ana kadar 100 ün üzerinde başvuru geldi. Şu anda zararla ilgili bir rakam tespiti olmadı ve şirketlerin zararlarının tespiti yerine, can güvenliğinin sağlanmasına birinci önceliği verdik. Göstericiler yakıp yıkıyor ve çalıyor LİBYA pazarının sektör için çok önemli olduğunu belirten Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren, şöyle konuştu: Bazı şantiyelere saldırılar oldu. Şantiye binaları, yemekhaneler yakıldı, depoları talan edildi, bir kısım araçlarımız çalındı. Ama sevindirici olan hiçbir Türk vatandaşının burnunun bile kanamamış olması. Şantiyelere gelen insanlar hırsızlık amacıyla geliyorlar, yakıp yıkıyorlar, çalıyorlar. Bu tip olayların içine biraz anarşi ruhu da hakim oluyor. Ama biz bugün sükunetle konunun devletimiz tarafından takip edildiğini gördük. Bingazi Havaalanında birikmiş olan 1500, 2 bine yakın vatandaşımızın Türkiye ye getirilmesi için uçakların hazırlandığını hatta belki denizyolu veya Mısır üzerinden karayoluyla bile ulaşımların sağlanmasıyla ilgili çalışmaların yapıldığını dinledik. Libya hem petrol imkanları, hem şimdiye kadar bizlerle kurulmuş ilişkiler itibariyle, hem ihracat açısından, hem de müteahhitlik açısından bizim için önemli bir pazardır. Olayların da bizlere yönelik olaylar olmadığını görüyoruz. Hiçbir vatandaşımızı dövmeye bile kalkmı-yorlar gelen eylemciler. Ben yönetimin kısa zamanda orada sükuneti sağlayacağını ümit ediyorum. Bankalar ve şirketler et tırnak gibi olsun, devlet güvencesi var ÖZELLİKLE şirketlere teminat mektubu vermiş, kredi vermiş bankaların bu süreçte firmaların yanında et ve tırnak gibi beraber davranması gerektiğini belirten Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Bu süreci beraber geçirmek durumundayız. Bu konuda herkesin üzerine düşüne yapması gerekiyor. Konuyla ilgili olarak yakın takipteyiz. Libya daki Türk yatırımları ve can güvenliği Libya devletinin garantisi altında diye konuştu. Tekfen: Yapay nehir işi yapıyorduk yağma ile durduk TAAHHÜT grubunun Libya Kufra da bulunan ana şantiyesinin dün sabaha karşı yağmalandığını belirten Tekfen Holding in Taahhüt Grubu ndan Sorumlu Başkan Yardımcısı Ümit Özdemir, Şu anda buradaki çalışmalarımız durdu ve bu ülkedeki 400 Türk çalışanın tahliyesi için temaslarda bulunduk. Yanımızda olan Libyalılar da buna önayak oluyor. Ancak can kaybı yok. Çalışanları tahliye etmek istiyoruz. Tekfen Taahhüt Grubu nun, Libya da toplam bedeli 550 milyon dolar olan Yapay Nehir projesinin yüzde 70 inin üstlenicisi konumunda. Bunun büyük kısmı da tamamlandı. Yaklaşık 150 milyon dolarlık kısmı devam ediyor. Toplam portföyümüz yaklaşık 2 milyar dolar olduğuna göre, bunun toplam portföyümüzdeki payı yüzde 7.5 oldu. Türkiye ve Libya arasındaki ticari ilişkiler Türkiye nin Libya ya ihracatı 2010 yılında 1 milyar 935 milyon 307 dolar oldu. Bu ülkeye yapılan bavul ticaretinin 60 milyon dolar civarında olduğu tahmin ediliyor. Libya da inşaat, tarım, madencilik ve imalat sektörlerinin 60 milyon dolarlık yatırımı var. Türkiye de ise 69 adet Libya kökenli şirket toplam 47.8 milyon lira sermaye ile faaliyet gösteriyor. Bu firmaların ağırlıklı bölümü toptan ve perakende ticaret ile hizmet sektöründe bulunuyor. Türk müteahhitlik firmaları yılları arasında Libya da 214 iş üstlendi. Yaklaşık 15.3 milyar dolarlık projeler halen devam ediyor. Türk müteahhitlik sektörünün bugüne kadarki toplam iş hacmi 27 milyar doları buldu.

5 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Libya da isyan yayıldı petrol 104 doları aştı Kuzey Afrika ve Körfez bölgesinde Tunus ve Mısır la başlayıp Bahreyn ve Libya ile süren yönetim karşıtı gösterilerin zaman zaman şiddete dönüşmesi, isyanların bölgenin diğer ülkelerine sıçraması olasılığının güçlenmesi petrol fiyatlarını artırdı. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) üyesi Libya daki son olaylarla birlikte brent petrolün varili 104 doları aştı. Üretimin yüzde 2 si Afrika nın 4 üncü büyük petrol ihracatçısı konumunda olan ve günde 1.6 milyon varil petrol üreten Libya daki olayların dün de sürmesi nedeni ile ABD ham petrolünün varil fiyatı 3 dolar artarak ye yükseldi. Brent petrolün fiyatı ise 2008 yılından bu yana en yüksek seviyesine ulaşarak dün gün içinde doları gördü. Dünyadaki petrol üretiminin yüzde 2 sini karşılayan ve geçen ay günde 1.58 milyon varil petrol üreten Libya nın, Avrupa da petrol ve doğalgaz piyasasındaki payının ise yüzde 10 kadar olduğu tahmin ediliyor. Şirketlerin değeri düştü Dün Libya daki Nafooora adlı petrol tarlasında üretim genel grevler nedeni ile dururken, petrol devi İngiliz BP de ülkedei petrol ve gaz arama faaliyetlerini askıya aldığını duyurdu. BP, Libya daki 140 çalışanını ülkeden çıkarmak için uğraş verdiğini açıklarken, Alman kimya şirketi BASF ye bağlı petrol ve doğalgaz arama şirketi Wintershall da Libya daki petrol üretimini azaltacağını duyurdu. Yaşanan olaylar sonrasında bu ülkede önemli faaliyetler yürüten İtalyan petrol ve doğalgaz şirketi ENI nin hisseleri yüzde 4.1 değer kaybetti. Avusturyalı enerji şirketi OVM in hisselerinin değeri de yüzde 3.2 geriledi. Altın fiyatları da yükseldi Kuzey Afrika ve Ortadoğu daki ayaklanmalar başta altın olmak üzere diğer değerli metallerin de fiyatlarını artırdı. Yatırımcının güvenli liman olarak gördüğü altının onsu da 1405 doları aşarak, ocak ayı başından bu yanaki en yüksek seviyesini gördü. Geçen haftakiyi New York Borsası nda 1388 dolardan kapatan dolar, dünkü yükselişinin ardından lerden işlem gördü. Diğer değerli metallernde de fiyat artışları yaşanırken, gümüş 31 yıldaki en yüksek seviyesine ve paladyum 10 yılın zirvesine çıktı. Gümüşün onsu doları, paladyumun onsu 859 doları, platinyumun onsu da doları gördü. Suudi Arabistan a bulaşır mı endişesi LİBYA da bazı bölgelerde petrol üretimini elinde tutan aşiret liderleri petrol üretimini kesebilecekleri yönünde tehditler savururken, yatırımcılar olayların Suudi Arabistan a sıçramasından endişe ediyor. Dünya petrol üretiminin yüzde 12 sini tek başına karşılayan Suudi Arabistan da genç nüfusu ve ülkedeki Şii nüfusu etkileyerek, bölgedeki istikrarsızlığın daha da artmasından endişe ediliyor. Suudi Arabistan ın bölgedeki ayaklanmalardan etkilenme olasılığına şimdilik biraz zayıf bakılsa da ülkedeki gençler arasındaki işsizliği Libya ve Mısır gibi yüksek oranlarda olması dikkat çekiyor. KGS ile OGS birleştirilecek otoyola Hızlı Geçiş gelecek Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Otoyol gişelerinde OGS ve KGS adlı iki farklı sistem var. İki sistemi birleştirip kolaylaştırmaya hazırlanıyoruz dedi. Yıldırım, yeni uygulamanın adını Hızlı Geçiş Sistemi (HGS) koydu. ULAŞTIRMA Bakanı Binali Yıldırım, otoyol geçişlerinde en büyük sorunun Kartlı Geçiş Sistemi (KGS) ile Otomotik Geçiş Sistemi (OGS) olmak üzere iki farklı sistemin olduğunu belirterek, yaptıkları çalışmayla bunu kolay ulaşılabilen tek sisteme dönüştüreceklerini açıkladı. Hızlı Geçiş Sistemi (HGS) adını alacak uygulamanın daha ekonomik olması beklenirken, ilk olarak İzmir-Çeşme Otoyolu nda başlayacak. Gişeler kalkmayacak Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, İzmir Güzelbahçe gişeleriyle ilgili bir soruyu yanıtlarken, otoyollarda kısa süre sonra tek sisteme dönüleceğini söyledi. Yeni sistemi Mevcut OGS ile ortak çalışılan, KGS gibi kolay temin edilen olarak tanımlayan Yıldırım, şunları söyledi: Çok daha ekonomik bir sistemi OGS ye entegre edeceğiz. Böylece olumsuzluk ortadan kalkmış olacak. Gişelerin kalkmasına da ihtiyaç kalmayacak. Çalışmalar bir kaç ay içinde biter. Bu sistemin adı HGS, Hızlı Geçiş Sistemi ama OGS diye de söyleyebiliriz. İkisi birbiriyle konuşan, birlikte çalışan sistemler olacak.

6 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Kılıçdaroğlu da olacak Ulaştırma Bakanlığı ile İzmir Büyükşehir Belediyesi nin ortaklaşa kurduğu İZBAN şirketi ile hayata geçirdiği 80 kilometrelik Aliağa-Menderes Hafif Raylı Sistemi nin açılışının 6 Mart 2011 de Alsancak Garı nda gerçekleşeceğini hatırlatan Bakan Yıldırım, açılışa Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu nun da katılacağını ifade etti. Yıldırım, Böylece İzmir bir kez daha farklılığını ortaya koyacak. Siyasette hoşgörünün ve uzlaşmanın merkezi olduğunu da İzmir Türkiye ye göstermiş olacak dedi. İstanbul-İzmir Otoyolu nun temeli pazar günü atılacak BİNALİ Yıldırım, inşaatı her iki taraftan başlayacak İstanbul-İzmir Otoyolu için de 27 Şubat Pazar günü, saat te Cumhuriyet Meydanı nda bir tören düzenleyeceklerini belirterek, İzmirliler i bu etkinliğe davet etti. Kentle ilgili sürpriz çalışmaları bulunduğuna dikkati çeken Yıldırım, İzmir ile ilgili sürpriz çalışmalarımız var, bunu da zamanı gelince açıklayacağız. Biraz daha sabır. Biraz daha merak uyandırmaya devam edelim İzmir de dedi. 170 kuruşa seyahat ediliyor YARIM kalan Aliağa-Menderes projesinin bakanlık ve büyükşehir belediyesiyle birlikte tamamlanarak, hizmete girdiğini hatırlatan Binali Yıldırım, şöyle konuştu: Türkiye nin en uzun raylı sistem altyapısını İzmir e kazandırdık. Daha şimdiden haftalık 600 bin kişiye ulaştı. Daha kapasitesinin beşte biriyle çalışıyor. Günlük bine ulaşacak. Aliağa dan Gaziemir e, Menderes e kadar aktarmalar da bedava olmak üzere 170 kuruşa insanlar 31 istasyonda seyahat edebiliyorlar. Gazprom: Türkiye de genişlemeyi düşünüyoruz Rus enerji devi Gazprom un Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Alexander Medvedev, Türkiye de ekonomi geliştikçe ve doğalgaza olan talep arttıkça faaliyetlerini genişletmeyi hedeflediklerini söyledi. Medvedev, İngiliz Financial Times (FT) gazetesinin internet sitesinde okuyucuların bazı sorularını yanıtladı. Yazılı olarak gönderdiğimiz Doğalgaz talebinde hızlı artışa ve gaz ile elektrikte transit ülke potansiyeline sahip olan Türkiye, Gazprom için öncelikli bir pazar mı? Eğer öyleyse, Gazprom un Türkiye için planı nedir? sorusuna da yanıt veren Medvedev, şirket olarak Türkiye de uzun ve başarılı bir işbirliğine sahip olduklarını kaydetti. Muazzam potansiyel Türkiye yle uzun vadeli tedarik kontratları olduğunu, Türkiye diğer üreticilerle kısa dönemli tedarik sıkıntıları yaşadığı zaman ise kontrat miktarını kısa dönemli olarak arttırdıklarını belirten Medvedev, Türkiye, dünyadaki en önemli gelişmekte olan ekonomiler arasında ve muazzam bir yatırım potansiyeline sahip olduğu fikrinde yalnız değiliz diye konuştu. Medvedev, Bu nedenle Türkiye deki işlerimizi geliştirmeyi düşünüyoruz dedi. Karşı değiliz Medvedev, Gazprom, NABUCCO ve Güney Akım projelerinin birleşmesine sıcak bakar mı? sorusuna ise, şu yanıtı verdi: NABUCCO ve Güney Akım tamamen farklı amaçlara hizmet ediyor. Güney Akım, Doğu ve Güney Avrupalı müşterilere, onyıllardır yararlandıkları Rus gaz sahalarına direk erişim sağlayacak yılında tamamlandığında Avrupa gaz sistemine çok ihtiyacı olduğu kapasiteyi sağlayacak ve ana boru hatlarında yaşanan kesintilere karşı kırılganlığını büyük ölçüde azaltacak. NABUCCO yu bir rakip olarak görmüyoruz ve kesinlikle karşı çıkmıyoruz. Hedef 72 milyar dolar Medvedev, Küresel ekonomik durum iyileştikçe, dünya çapında daha güçlü satışlar büyümeyi tetikleyecek ve küresel enerji sektöründeki konumumuzu sağlamlaştıracak. Bu yıl toplam ihracatımızın yeni bir rekor kırarak, 72.1 milyar dolara ulaşmasını öngörüyoruz dedi.

7 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ milyon metreyle Avrupa lideriyiz, sırada 20 milyon metreyle dünya liderliği var Tommy Hilfiger, Hugo Boss, Armani, Calvin Klein, gibi devlere üretim yapan 105 milyon dolar cirosuyla Türkiye nin ve Avrupa nın en büyük yünlü kumaş üreticisi Yünsa hedef büyüttü. Yünsa Genel Müdürü Cem Çelikoğlu, Şu anda 12 milyon metre olan üretimimizi 5 yılda 20 milyon metreye çıkarıp kategorimizde dünya lideri olacağız dedi. TÜRKİYE nin ve Avrupa nın en büyük yünlü kumaş üreticisi Yünsa, dünya sıralamasında ilk beşte yer alırken, önüne dünya liderliği gibi bir hedef koydu. Yünsa Genel Müdürü Cem Çelikoğlu, dünya liderliğini hedeflerken, Sabancı Grubu nun da bunu desteklediğini vurguladı. Yünsa nın 5 yılda 20 milyon metre kumaş üretimini hedeflediğini anlatan Çelikoğlu, Bunun için 20 milyon dolar civarında yatırım gerekiyor. Çin de iki büyük üretici var, onların üretimi 25 milyon metre. İtalya, ülke olarak dünya üretiminin neredeyse yarısını sağlıyor ama orada firmalar Yünsa dan küçük dedi. Çelikoğlu nun verdiği bilgiye göre, Türkiye de yünlü kumaş sektöründe çok fazla sayıda şirket yok. Aksu, faaliyetini durdurdu. Altınyıldız, Aksu fabrikasına taşındı, üretime devam ediyor. Bahariye ve İpekiş daha çok iç piyasaya dönük çalışıyor. Türkiye de yılda 10 milyon metre yünlü kumaş tüketimi var. İç piyasada Yünsa nın payı yüzde 30 larda. 105 milyon dolar ciro 1973 te kurulan Yünsa, 60 tan fazla ülkeye ihracat yapıyor. İngiltere, Almanya, Amerika ve Çin de satış ofisleri; İspanya, Fransa, Çek Cumhuriyeti, Sırbistan, Finlandiya, İsveç, Kanada, Rusya, Japonya ve Hong Kong ta acenteleri var. İtalya da bir adet tasarım ofisi bulunuyor. Yılda 3 bin 600 ton kamgarn iplik kapasitesinin yanında, 12 bin kilometre kumaş dokuma kapasitesine sahip. Üretiminin büyük bir bölümü yüzde 100 yünlü kumaş. Yanı sıra yün ile kaşmir, ipek, kaşmir-ipek, likra, polyester ve viskon karışımı fantazi kumaşlar da üretiyor da satış cirosu yaklaşık 105 milyon doları aşarken, genel olarak toplam satışın yaklaşık yüzde 60 ı ihracat. Yünsa nın fabrikası Çerkezköy de. Şirketin büyümesine paralel olarak her 10 yılda bir kapasitesini katlamış da 12 milyon metre kumaş üretmiş hedefi 13.5 milyon metre. Bu rakam Türkiye ihtiyacının tamamından fazla. Şirket de zaten üretiminin büyük kısmını ihraç ediyor. Müşterileri arasında erkek giyimde Tommy Hilfiger, Hugo Boss, Armani, Calvin Klein, Paul Smith, Mexx, Next, Ted Baker, Marks And Spencer, Zara, C&A, Esprit, Club Monaco; kadın giyim de Max Mara, Armani, Marella, Max and Co., Next, Laurel, Esprit, H&M, Massimo Dutti,, Bcbg, Talbots, Ann Taylor, JJones NY, Gerard Darel, IKKS, Patrick Gerard gibi önemli dünya markaları var. 58 kişilik Ar-Ge merkezi Yünsa, Türkiye de ar-ge merkezi belgesi olan toplam 79 şirket arasında yer alıyor yılı ile beraber, Ar- Ge merkezine yapılan yatırımın toplam yatırım bütçesindeki payını giderek arttırmayı hedefleyen Yünsa bu departmanı dört üniversite ile işbirlikleri çerçevesinde, birçok farklı yeni ürün ve süreç geliştirme projeleri üzerinde çalışmaya devam ediyor. Merkezde 58 kişi çalışıyor. Yünlü kumaş pazarı 1.7 milyar dolar Avustralya ve Yeni Zelenda dan 45 milyon merinos var. Bu koyunlardan 450 milyon kilo yün elde ediliyor. Koyun başına kilo yün. Her bir koyundan takım elbise çıkıyor. Yünler Avustralya dan Çin e gidip oradan dünyaya dağılıyor.dünya yünlü kumaş pazarının büyüklüğü 1.7 milyar dolar. İtalya nın payı yüzde 44 iken Türkiye nin payı yüzde 5. Sektörün dünyada yüzde 6 büyüyeceği tahmin ediliyor. BP, Hintli petrol devinden 7.2 milyar dolara hisse alıyor İNGİLİZ enerji devi BP, Hintli petrol ve doğalgaz şirketi Reliance Industries ile 7.2 milyar dolarlık işbirliği anlaşması imzaladı. Yapılan anlaşmaya göre, BP Hindistan genelinde 23 petrol ve doğalgaz sahasının yüzde 30 hissesini alacak ve Reliance le hisselerin yarı yarıya paylaşıldığı bir ortak girişi oluşturacak. Hindistan daki en büyük doğrudan yatırım hamlelerinden birini yapacak olan BP, petrol sahalarında başarılı sonuçlar alınması

8 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ durumunda 1.8 milyar dolara kadar daha ek ödeme yapma opsiyonu da verdi. Birleşmenin toplam maliyetinin 20 milyar doları bulabileceği belirtiliyor. Trichet: Gıda ve petrol, enflasyon riskini artırıyor AVRUPA Merkez Bankası (ECB) Başkanı Jean-Claude Trichet, petrol ve emtia fiyatlarındaki artışların ücretler ve diğer fiyatlar üzerinde yaratacağı etkilerden kaçınılması gerektiğini belirtti. Trichet, Europe 1 radyosuna yaptığı açıklamada, ECB nin Euro Bölgesi nde fiyat istikrarını sağlamak için ne gerekiyorsa yapacağını yineleyerek, Petrol ve emtia fiyatlarındaki artış için yapabileceğimiz bir şey yok, ancak ikinci tur etkilerden kaçınmalıyız. Yüksek gıda ve petrol fiyatları nedeniyle enflasyon konusunda kısa vadede yukarı yönlü riskler var dedi. NBG: Alpha Bank ın teklifimizi kabul etmemesine şaşırdık FİNANSBANK ın ana ortağı ve Yunanistan ın en büyük bankası National Bank of Greece in (NBG) CEO su Apostolos Tamvakakis, birleşme tekliflerinin Alpha Bank tarafından geri çevrilmesine şaşırdıklarını söyledi. Tamvakakis katıldığı telekonferansta yatırımcılara, Görüşmelerin yapıcı olduğunu düşündüğümüz için Alpha yönetim kurulunun Cuma günkü negatif yöndeki kararına şaşırdık. Teklifimiz her zaman dostçaydı ve öyle kalacak dedi. Alpha Bank, NBG nin Cuma günü götürdüğü 3 milyar euroluk teklifi, hissedarların çıkarına uygun olmadığı gerekçesiyle geri çevirmişti. NBG den adının açıklanmasını istemeyen bir yetkili de Reuters a bilgi verirken, Alpha Bank a sunulan teklife bağlı kalınacağını söylemişti. EPDK ve TAPDK nın bazı yetkilerini hükümete alalım Devlet Bakanı Ali Babacan, enerji ile tütün ve alkol üst kurullarının bazı yetkilerinin merkezi hükümete devredilmesi gerektiğinin yararlı olacağını savunurken, Çünkü pek çok konu siyasi irade gerektiriyor dedi. DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) ile Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu nun (TAPDK) kalkması değil de yetkilerinin bir kısmının merkezi hükümete devredilmesini faydalı gördüğünü açıkladı. İki yıllık gözlem bu yönde Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) üyeleriyle biraraya geldiği toplantıda, 2001 krizinin faturasını açıklayan ve ekonomiye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ali Babacan, bir soru üzerine şunları anlattı: Çünkü pek çok konu siyasi irade gerektiren bir konu. Bağımsız olması gereken alanlarda yine onlar bağımsız devam eder. Ama öyle konular var ki problem çıktığında yük, Enerji Bakanımızın üzerinde. Enerji Bakanımız da Ben ne yapayım EPDK almış bu kararı diyemiyor, ama haksız eleştirilere maruz kalabiliyor. Gerçekten hükümetin siyasi sorumluluk alanına giren bir işse, yetkisinin de yine siyasi iradede olması lazım. Somut bir şey söylemiyorum, sadece buna bakmak gerektiğini ifade etmeye çalışıyorum. Son 2 yıllık gözlemlerim bu iki kurumumuzda bir miktar yetkinin hükümete devredilmesi faydalı. Kriz olmasa iç borç olmazmış Toplantıda 2001 krizinin 10 uncu yıldönümü olduğuna dikkat çeken Babacan, krize ilişkin devlete, vatandaşa, özel sektöre maliyetleri gibi çeşitli hesaplamaların yapılabileceğini anlattı. Babacan, yaptıkları hesaplamaya göre, 2001 krizi nedeniyle yapılan ödemeler için piyasadan borçlanmak durumunda kalındığını belirterek, şu saptamayı aktardı: Bunları ödemeseydik, bugün Hazine nin borcu ne kadar daha az olacaktı? diye baktığımızda 381 milyar 877 milyon lira gibi bir rakam buluyoruz. Aralık sonu itibariyle iç borç 352 milyar 841 milyon lira. Bu kriz olmasa, aslında iç borcumuz olmayacakmış milyar TL lik fatura Devlet açısından maliyetin ne olduğu konusunda bir çalışma yaptıklarını ve bunun hafta sonunda tamamlandığını açıklayan Babacan, 2001 krizinde özel tertip hazine kağıtları ihraç edildiğini ve senetlerle ilgili ödemenin 2010 yılı sonunda tamamlandığını hatırlattı. Babacan bu süreçte gerçekleştirilen ödemelere

9 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ ilişkin, şunları söyledi: 2001 krizi nedeniyle ihraç edilen senetlerin toplam ödemelerinin bugüne enflasyonla getirilmiş hali, 251 milyar 563 milyon lira. Bu faturayı ödeyebilmek için piyasalara borçlanmak zorunda kalındı. Yapılan hesaplamaya göre, bu maliyeti ödemek zorunda kalınmasa, hazinenin borcu 381 milyar 877 milyon lira daha aşağı olacaktı. Babacan, krizin maliyetinin dünya ölçeğinde de büyük ve herkesin çok şaşıracağı bir rakam olduğunu anlattı. Sanayi yavaşladı kapasite kullanımı yüzde 73 e geriledi İMALAT İmalat sanayi genelinde kapasite kullanım oranı şubat ayında Ocak ayına göre 1,6 puan azalarak yüzde 73 e geriledi. Oran 12 aydan sonra ilk kez bir önceki aya göre düşüş kaydetmekle birlikte geçen yalın aynı ayına göre 5.2 puan artış gösterdi. Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, trende bakıldığında sanayi üretiminin, küresel krizin arkasından girdiği yükseliş döneminin devam ettiğini belirtirken, bir önceki aya göre yaşanan 1.6 puanlık düşüşün mevsimsel etkilenden kaynaklandığını söyledi. Reel kesim güven endeksinin 100 puan eşiğinin üzerinde olduğuna dikkat çeken Ergün, şöyle konuştu: İç talepteki canlanmaya ilave olarak dış pazarların da normalleşmesiyle birlikte, 2011 de de hedeflerimizin bir miktar üstüne çıkabileceğimizi düşünüyorum. Zira 2011 de, daha şimdiden iş dünyamız için Sanayi Strateji Belgesi nin uygulanmaya başlanması, Ticaret ve Borçlar Kanunlarının mecliste yasalaşması gibi önemli gelişmeler yaşandı. Masaya 810 milyon dolara oturdu, 2.1 milyar dolara rakıyı Diageo ya bırakıyor J&B, Johnnie Walker, Smirnoff, Gordon s gibi ünlü markaların sahibi İngiliz Diageo Mey İçki yi 2.1 milyar dolara TPG den alıyor te 292 milyon dolara özelleşen Yeni Rakı nın başını çektiği Tekel in alkollü içki bölümü, 2006 da 810 milyon dolara TPG ye geçmişti. Mey İçki CEO su Galip Yorgancıoğlu, Alkollü içkide dünya çapında gerçekleşen en büyük satın almalardan biri dedi. AMERİKALI yatırım fonu Texas Pasific Group (TPG), Yeni Rakı nın sahibi Mey İçki yi, İngiliz Diageo ya 3.3 milyar TL (2.1 milyar dolar) gibi rekor bir fiyata satıyor yılında Tekel in içki bölümü 292 milyon dolara özelleştirilmiş, 2006 yılında ise 810 milyon dolara TPG ye satılmıştı. Mey İçki CEO su Galip Yorgancıoğlu, Dünyanın en büyük alkollü içki üreticisinin Türk şirketine gösterdiği ilgi ve yatırım çok önemli. Bu sektör, şirket ve ülkemiz adına önemli bir adım. Türkiye nin son birkaç yılda aldığı en yüksek yatırım ayrıca alkollü içki sektöründe dünyada yapılan en büyük anlaşmalardan biri dedi. Büyük gurur kaynağı Galip Yorgancıoğlu, çok yeni bir şirket olmalarına rağmen yaptıkları inovasyon ve yatırımlarla şirketin değerini artırdıklarını vurgulayarak, şöyle konuştu: Çok gururluyum; bunu ekibim yaptı. Diageo, Mey i alarak çok önemli bir dağıtım ağı kazanmış oldu. Ayrıca Türkiye nin demografik yapısı ve makro ekonomideki ciddi büyüme yatırımı cazip kıldı. Onlar buradan Orta Asya ülkelerine açılabilirler. Onlar açısından da çok önemli bir adım. Dünyada bu kadar geniş dağıtım ağına sahip bir şirketin çatısı altına girmek bizim markalarımızın globalleşmesine de büyük katkı sağlayacak. Yönetim ekibi kalıyor 2010 cirosu 766 milyon TL olan Mey İçki, rakı ve votka kategorilerinde lider konumda. Birkaç aya kadar tamamlanması beklenen satışın ardından Mey İçki, Diageo Europe un bir parçası olacak. Diageo nun talebi üzerine yönetim ekibi değişmeyecek. Şirketin son 3 yılda güçlü bir biçimde büyümesini sağlayan yönetim ekibi, satış anlaşmasının bir parçası olarak hisselerinin bir bölümünü Diageo çalışan teşvik programında değerlendirecek. İki seçenek vardı Mey İçki nin satışı için halka arz ve blok satış olmak üzere iki seçenek de son ana kadar masanın üzerinde durdu. TPG Partneri ve Mey İçki Yönetim Kurulu Başkanı Vincenzo Morelli, TPG nin operasyonel odaklılığı ve sürekli desteği ve Mey in yönetim ekibi şirketi daha gelişkin operasyonlar, düşük borç, yüksek nakit seviyesi ve artan pazar payıyla daha verimli ve üretken bir hale getirdi. Halka da açılabilirdik. Bu fikre de sıcaktık ama Diageo kesinlikle daha iyi bir seçim diye konuştu. JP Morgan ve Goldman Sachs, söz konusu satış işleminde TPG ve Actera Group a danışmanlık hizmeti verdi. Diageo ya ise HSBC ve UBS finansal danışmanlık yürüttü.

10 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ TAPDK nın yönetmeliği pazarlığı etkiledi mi MEY İçki CEO su Galip Yorgancıoğlu, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu nun (TAPDK) son yönetmeliğiyle gelen sınırlamalar satış sürecini etkiledi mi? sorusuna, Bu kadar regülasyon girişimlerine rağmen böye bir yatırım gelmesi çok enteresan. Dünyada da regülasyonlar var yanıtını verdi. Actera da satıyor Mey in yüzde 100 ü Diageo ya geçiyor MEY İçki nin yüzde 10 düzeyindeki hissesi, İsak Antika ile Murat Çavuşoğlu nun birlikte kurduğu Actera adlı fona ait bulunuyor. Mey İçki CEO su Galip Yorgancıoğlu, işlemin tamamlanmasıyla birlikte Actera nın hisselerinin de Diageo ya geçeceğini vurguladı. Yorgancıoğlu, böylece Diageo nun Mey İçki deki hisse oranının yüzde 100 e çıkacağını vurguladı. 48 milyar doları yönetiyor TPG Capital, 1992 de kurulan ve San Francisco, Pekin, Fort Worth, Hong Kong, Londra, Lüksemburg, Melbourne, Moskova, Mumbai, New York, Paris, Şangay, Singapur ve Tokyo daki ofisleriyle 48 milyar dolardan fazla varlığı yöneten TPG nin satın alma grubu olarak faaliyet gösteriyor. TPG Capital, kaldıraçlı satın almalar, yeniden sermayelendirme, büyüme yatırımları, ortak girişimler ve yeniden yapılandırmalar yoluyla gerçekleştirilen global ölçekteki özel ve kamu yatırımlarında çok geniş bir tecrübeye sahip. TPG nin tüketici ve perakende alanında gerçekleştirmiş olduğu yatırımları arasında Beringer Wines, Burger King, China Grand Auto, Daphne, J.Crew, Myer, Neiman Marcus, PETCO, Strauss Coffee ve TOMY bulunuyor. Diageo nun markaları 1997 yılında Guinness ve Grand Metropolitan ın (GrandMet) birleşmesiyle oluşan Diageo nun markaları şöyle: Guinness, Red Stripe, Smirnoff, Captain Morgan, Gordon s, Crown Royal, Bulleit Bourbon, J&B, Seagram 7 Crown, VO, Bells, Archers, Pimm s, Johnnie Walker, Tanqueray, Don Julio, Baileys, Sterling Vineyards, Beaulieu Vineyard, Canoe Ridge Vineyard, George Dickel, UDL ve Old Bushmills. Blair Athol, Caol Ila, Cardhu, Knockando, Glen Elgin, Clynelish, Cragganmore, Dalwhinnie, Glenkinchie, Glen Ord, Lagavulin, Oban, Royal Lochnagar ve Talisker. ise Diageo nun işlettiği İskoç distile şirketleri. TPG: Yeni Rakı Türk tür yine Türk kalacak TPG Partneri ve Mey İçki Yönetim Kurulu Başkanı Vincenzo Morelli, 2006 yılında Mey i aldıklarını ve 5 yıllık dönemde çok hızlı bir gelişim sağladıklarını söyledi. Diageo nun çok büyük bir firma olarak, Mey çatısı altındaki markaların global pazarlara açılmasına büyük katkı sağlayacağını anlatan Morelli, Beş kıtaya erişmiş dev bir firmadan söz ediyoruz. Türk markaları da bu 5 kıtaya Diageo şemsiyesi altında ulaşacak. Bizim onlarsız azla erişemeyeceğimiz pazarlara kapılar açılıyor. Şimdi artık bambaşka bir döneme girilecek diye konuştu. Morelli, TPG nin Mey i almasından sonra Amerikan rakısı diye anılan Yeni Rakı bundan sonra İngiliz Rakısı diye anılabilir mi sorusuna şu yanıtı verdi: Rakı Türklerin milli içkisidir. Çok güçlü bir kültür ve yaşam biçimi. TPG döneminde ne tadında ne karakterinde Türk sahipliğinde bir şey olmadı. Biz ancak onun Türk karakterine hizmet ettik. Amerikalı bir yatarımcı olarak ona katkı sağladık. Yeni Rakı ne Amerikan olmuştur ne de İngiliz olacaktır. Yeni Rakı Türk tür Türk kalacak. Diageo: Türkiye bizim için çekici bir pazar DIAGEO CEO su Paul Walsh şu açıklamayı yaptı: Türkiye güçlü milli geliri ile büyüyen ve çekici bir pazar. Mey, satın alması bize bu büyüyen pazarda varlığımızı artırma fırsatı tanıyor. Türkiye deki ana kategorilerde lider markalara sahip olmanın yanı sıra, muazzam bir dağıtım ağı ve kendini kanıtlamış bir yönetim ekibi var. Aynı zamanda kendi global markalarımızı da Türkiye de büyütme platformuna kavuşuyoruz. Mey İçki markalarını ve ekibini Diageo içine almaktan çok mutluyum. Bu yatırım aynı zamanda bizim Çin, Vietnam gibi orta sınıfın hızla büyüdüğü gelişen pazarlarda büyüme stratejimizin devamlılığını da gösteriyor. Özelleştirme fiyatını 8 yılda 7 ye katladı 2003 yılında Tekel in içki bölümü 292 milyon dolara özelleştirildi. 3 yıl sonra Mey İçki yi 810 milyon dolara, TPG ye satıldı. Diageo nun Mey İçki ye 2.1 milyar dolar vermesi, özelleştirmeden bu yana fiyatın 7 ye katlandığını gösteriyor.

11 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Rakıyı ihracatla büyütürüz İNGİLİZ alkollü içki devi Diageo, Mey İçki işlemiyle ilgili şu açıklamayı yaptı: Bu işlemle ilgili olarak politik ve sosyo ekonomik şartlar dahil her şeyi inceledik. Türkiye nin çekici ve yatırım için geleceği öngörülebilir bir pazar olduğuna inanıyoruz. Rakıyı büyütmek için bütün ihracat fırsatlarına bakacağız. Şu ana kadar Mey de mükemmel bir süreç gerçekleştirmiş. Bizim Scotch Whisky ve Guinness gibi ulusal ikonik içkileri global olarak tüketiciyle buluşturma tecrübemiz var. Elda dağıtıcılığa devam edecek DIAGEO dan Türkiye de şu anda mevcut dağıtıcıları Elda ile ilgili şu açıklama geldi: Bu aşamada bir değişiklik olmayacak. Onlarla işimizdeki bu önemli değişimi konuşuyor alacağız. Her iki organizasyon da kendi mevcut tedarik kanallarını şu an için kullanmalılar. Bu her zamanki gibi bir iş. Burger King i TPG ye 1.5 milyar dolara satmıştı MEY, Diageo ve TPG arasındaki ilk satış ilişkisi değil. Diageo sahip olduğu fast-food restoran zinciri Burger King i 2002 yılında TPG ye 1.5 milyar dolara katmıştı. Buna karşılık 9 yıl sonra Mey i 2.1 milyar dolara TPG den almak üzere anlaşma imzaladı.

12 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ MİLLİYET GAZETESİ VW Avrupa dan 200 euro ya geliyor Türkiye de yatırım fizıbıl durmuyor Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar geçtiğimiz cumartesi günü bir grup gazeteciyle Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena da maç izledi. Acar burada hem otomobil satışları hem de Türkiye nin genel ekonomik gidişiyle ilgili görüşlerini açıkladı. Acar a öncelikle Volkswagen in Türkiye de yatırım yapıp yapmayacağı soruldu. Doğuş Grubu nun patronu Ferit Şahenk daha önce bu tip bu sorulara şöyle cevap veriyordu: Yaptıklarımızı, Türkiye deki performansımızı Volkswagen grubu görüyor. Görmüyorlarsa yatırım için daha iyisini yapmaya devam edeceğiz. Volkswagen grubunu Türkiye de yatırıma ikna etmek için sonuna kadar asılacağız. Şahenk in tarif ettiği başarılı performansın sayılarla ifadesi şöyle: Volkswagen Grubu, Audi, Bentley, Skoda, Seat dahil, geçen yıl tüm dünyada 7.4 milyon araç sattı. Volkswagen markasının binek araç satışları 4.5 milyon oldu. VW Binek Araç, 2010 da Türkiye de 40 bin adede yaklaşan satışla VW nin dünyada 18 inci Avrupa da ise 8 inci büyük pazarı haline geldi. Satışlarını en fazla artıran ülke Türkiye oldu. Volkswagen 2011 e hızlı girdi. Ocakta binek araç satışları, bir önceki yıla göre yüzde 16.5 artarak 418 bine ulaştı. Volkswagen Binek Araç ise 3 bin 599 araç ile Türkiye de tüm zamanların en iyi Ocak ayına imza attı. Volkswagen Ticari Araç, 2010 da dünyada satışlarını geçen yıla göre yüzde 22.8 artırarak 435 bin 600 adet araç sattı. Volkswagen Ticari Araç, Türkiye de ise 24 bin adetle, 2009 a göre satışlarını yüzde oranında artırdı. 200 euro hesabı Aclan Acar a da VW nin geçen yılki başarılı grafiğe bakarak yatırım yapıp yapmayacağı soruldu. Acar bunu şöyle yanıtladı: Türkiye grubun en çok önem verdiği pazarlardan biri. Türkiye nin performansı da çok çok iyi, ancak hem Türkiye de hem Avrupa da 10 milyon adet yıllık satışa ulaşacak bir büyüme potansiyeli yok. Başta Suriye olmak üzere çevre ülkelerde de üretimin ihraç edilip satılabileceği pazarlardaki büyüklük hacimleri de henüz yeterli değil. Acar a maliyetler açısından Türkiye de üretim cazip olup olmayacağı sorusu yöneltildi: Avrupa daki fabrikalarda üretilen bir aracın Türkiye ye gelmesinin maliyeti zaten 200 euro civarında. Dolayısıyla Türkiye de satılacak otomobil için Türkiye de fabrika kurmak çok fizıbl görünmeyebilir. Acar ın verdiği rakamlar VW için Türkiye de fabrika kurmasının şu an için radarda olmadığını ortaya koyuyor. Merkez in kararı satışı etkiler Aclan Acar otomotivde çok başarılı geçen 2010 yılının ardından 2011 performansını da masaya yatırdı: Ocak ayı ve 15 günlük Şubat rakamları çok çok iyi. Ancak sadece bu 45 güne bakarak 2011 de 1 milyonluk satış rakamına ulaşılabileceğini söylemek zor. Merkez Bankası nın tavrı burada belirleyici olacak. Kredilerde büyümeyi zorlaştırıcı kararlar otomotivi de etkileyecektir. Bu performans aynı hızla gitmeyebilir. Aclan Acar, tüketimdeki artıştan sonra ertelenen zamların da devreye girdiğini ancak bu zamların da yine sınırlı tutulduğunu söyledi: Aslında araçlara yüzde 10 zam gelmesi gerekiyordu. Ancak zam yüzde 5 ler seviyesinde bırakıldı. Yapılmayan yüzde 5 lik kısmın yüzde 4 ünü Volkswagen den aldık, yüzde 1 lik kısmı için de bayilerimiz fedakarlık yaptı. Kapasite kullanım oranı yüzde 73 oldu İmalat sanayiinde kapasite kullanım oranı şubatta yüzde 73, mevsim etkilerinden arındırılmış kapasite kullanım oranı ise yüzde 76.1 oldu. Merkez Bankası, kapasite kullanım oranının şubatta, geçen yılın aynı ayına göre 5.2 puan arttığını, bir önceki aya göre ise 1.6 puan azaldığını; mevsim etkilerinden arındırılmış kapasite kullanım oranının ise şubat ayında, geçen yılın aynı ayına göre 5.2 puan artarken, bir önceki aya göre 0.9 puan azaldığını açıkladı. Şubat ayı, imalat sanayiinde son 10 ayın en düşük rakamının elde edildiğine işaret etti. Ancak mevsimsel etkilerden arındırılmış verilerde gerilemenin sınırlı kalması, ivme kaybının önemli ölçüde olmadığını gösterdi.

13 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Büyüme beklentiyi aşabilir Sanayi Bakanı Nihat Ergün verilerle ilgili yayımladığı değerlendirmede, aylık değişmelerden çok trende bakmanın daha anlamlı sonuçlar vereceğini belirterek, Nitekim trende baktığımızda, sanayi üretiminin, küresel krizin arkasından girdiği yükseliş döneminin devam ettiğini görebiliriz. Reel kesim güven endeksinin, 2010 yılının ocak ayından bu yana, 100 puan eşiğinin üstünde olması da, reel sektörün yönünü göstermektedir dedi. Baz etkisinin azalmasıyla birlikte yıllık artış hızında azalmalar yaşanmasını normal karşılamak gerektiğini söyleyen Ergün, Önemli olan artışın istikrarlı ve sürdürülebilir büyüme hedeflerimizle uyumlu olmasıdır yılında büyüme hedefimizin oldukça üstünde bir performans sergiledik diye konuştu. Ergün, 2011 de de geçen yıl olduğu gibi büyüme hedeflerinin biraz üzerine çıkılmasının mümkün olduğunu sözlerine ekledi. Merkez erken adım atabilir Destek Menkul araştırmadan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Banu Kıvcı Tokalı, Şubat ayında yavaşlama ümitlerinin pek karşılık bulamayacağını söylemek mümkün. Bu durumda, Mart ayına ait öncü sinyallerde de yavaşlama ümitlerinin zayıf kalması halinde, Merkez Bankası nın proaktif davranarak 23 Mart toplantısından sonra munzam karşılık oranlarını artırma kararı aldığını görebiliriz dedi. Türk inşaatçılarına temelden sarsıntı Sayısı 200 ün üzerinde olan Türk müteahhidinin 214 proje üzerinde 25 bin Türk işçisiyle çalıştığı Libya da saldırılar özellikle Bingazi, Derne ve Tobruk kentlerinde yoğunlaşmış durumda. Mesa ve Tekfen çalışmalarını durdururken, Rönesans şantiyelerini terk etti Libya da yaşanan kaos ortamı, bazı Türk müteahhitlerinin ülkedeki yatırımlarını temelden sarsacak gelişmelere gebe görünüyor. Son beş yıldır hızla büyüyen Libya pazarında şu anda 15.5 milyar dolarlık inşaat çalışmasını sürdüren müteahhitlerin bazıları çalışmaları durdurdu, ülkedeki şantiyeleri de terk etti. Bazıları da şimdilik sadece güvenlik önlemi almış durumda. Rönesans şantiyeleri terk ederken, Mesa ve Tekfen ise çalışmaları durdurma kararı aldı. Yüksel İnşaat, MNG Holding ve Turkmall ise güvenlik önlemlerini artıran isimler arasında yer alıyor.ülkede 200 ün üzerinde Türk müteahhitlik firması, 100 ün üzerindeki şantiyede 214 proje üzerinde çalışıyor. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ın Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) ve Türkiye İnşaat İşverenleri Sendikası (İNTES) ve Libya da iş yapan Türk müteahhitlik firmalarının katılımıyla yaptığı Libya Değerlendirme Toplantısı nda ülkedeki 14 firmanın şantiyesinde yakma ve talan olayının gerçekleştiğini açıkladı. Olayların özellikle, Bingazi, Derne ve Tobruk kentlerinde yoğunlaştığına dikkat çeken Çağlayan, bu şehirlerde faaliyet gösteren Türk firması sayısını 28 olarak bildirirken, bu üç şehirde 3 milyar dolar değerinde 31 projenin yürütüldüğünü anlattı. Tek bir vatandaşın burnunun dahi kanamadığını söyleyen Çağlayan, şöyle devam etti: Gelecek için sükunet Bazı şantiyelerimiz yakılmıştır. Bu çerçevede can güvenliğinin sağlanması konusunda ilave tedbirler alınmıştır. Bir kısım Libya vatandaşı olan dostlarımız da Türkleri kendi evlerinde misafir ve konut etmişlerdir. Şu anda yaşam koşullarında sıkıntı baş göstermiştir. 14 firma şantiyesinde yakma veya talan olayı söz konusu olmuştur. Bu ülkede ticaret ve müteahhitlik ilişkilerimizin mevcut boyutu ve geleceği de düşünerek olayları soğukkanlılıkla ve sükûnetle takip edilmesinin yararlı olduğu görüşü benimsendi. Türkiye ye dönmek isteyen vatandaşlarımızın, kendi talepleri doğrultusunda Türkiye ye güvenli bir şekilde getirilmeleri konusunda girişimler sürdürülmekte ve an be an takip edilmektedir. Bu konuda dört uçak tahsis edildi. Havayolu, denizyolu ve karayolu vasıtasıyla güvenli sevk edilmeleri ve insani ihtiyaçların karşılanmasına yönelik çalışmalar sürüyor. Bu iş, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı tarafından saniye saniye izlenmektedir. Her türlü tedbir devletimiz ve hükümetimiz tarafından alınmaktadır. Bankalar et olsun Libya daki yatırımların ve can güvenliğinin Libya devletinin garantisi altında olduğunu belirten Çağlayan, Özellikle firmalara teminat mektubu vermiş, kredi vermiş bankaların bu süreçte firmaların yanında et ve tırnak gibi beraber davranması gerekiyor dedi.

14 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ KRİZ İÇİN İKİ MASA KURULDU Libya daki olaylar paralelinde alınan bir önlem de Dış Ticaret Müsteşarlığı bünyesinde durum izleme masası, Dışişleri Bakanlığı bünyesinde de kriz masası kurulması oldu. Bakan Zafer Çağlayan, izleme masası na şu ana kadar 100 ün üzerinde başvuruda bulunulduğunu belirtti. Libya izleme masası na yoluyla ulaşılabiliyor. TMB Başkanı Erdal Eren İNŞALLAH TÜRK FİRMALARI ÇEKİLMEZ Türkiye Müteahhitler Birliği(TMB)Başkanı Erdal Eren, 25 bine yakın Türk ve Uzakdoğulular da dahil olmak üzere farklı ülkelerden pek çok işçiyi çalıştırdıklarını belirterek, ana sorumluluklarının güvenlik olduğunu vurguladı. Bu noktada 2 bine yakın vatandaşın Türkiye ye getirilmesiyle ilgili çalışmaları son derece olumlu karşıladıklarını belirten Eren, Biz, sükûnetle, konunun devlet tarafından takip edildiğini gördük dedi. Öte yandan, Türk firmalarının 25 bine yakın istihdam yarattığını belirten Eren, Ben oradaki 25 bin vatandaştan bahsetmiyorum. Bingazi de beklemekte olan ve Türkiye ye dönmek isteyenlerden bahsediyorum. Bunlar kimlerdir? Şantiyeleri yakıldığı için fir8malarımızın yatıracak yer bulmakta zorlandıkları, karınlarını doyuracak yemekhaneleri olmayan şantiyelerdeki işçilerimizdir. Yoksa Libya nın daha geniş alanındaki şantiyelerin bir kısmında çalışmalar bile devam ediyor şu anda diye konuştu. Hırsızlık için geliyorlar Eren, Türk firmalarının Libya dan çekilmeyi düşünüyor mu? yönündeki bir soruyu ise, şöyle yanıtladı: İnşallah böyle bir durum olmayacağını ümit ediyoruz. Libya, bizim için önemli bir pazardır. Olayların da bizlere yönelik olmadığını görüyoruz. Hiçbir vatandaşımızı dövmeye bile kalkmıyorlar gelen eylemciler. Ben yönetimin kısa zamanda orada sükûneti sağlayacağını ümit ediyorum. Bu arada şantiye binalarının, yemekhanelerin yakıldığını, bır kısım araçların çalındığını söyleyen Eren, Şantiyelere gelen hırsızlık amacıyla geliyorlar, yakıp yıkıyorlar, çalıyorlar. Bu tip olayların içine biraz anarşi ruhu da hakim oluyor dedi. LİBYA DAKİ TÜRK ŞANTİYELERİNDE SON DURUM Şantiyeleri terk etti tahliye yolda Rönesans İnşaat tan yapılan açıklamada Libya nın doğu ve güney bölgesindeki şantiyelerin geçtiğimiz iki-üç gün içindeki karışıklıklar nedeniyle terk edildiği belirtilirken, Trablusgarp taki şantiyelerdeki aktivitelerin ise geçici bir süre durdurulduğu ifadesine yer verildi. Başkent Trablusgarp taki şantiyelerdeki çalışanların ise ilgili şantiyelerde bir arada bekletildiğinin belirtildiği açıklamada şu bilgilere yer verildi: Çalışanlarımızı Mısır sınırına yakın güvenli bir bölgede topluyoruz. Büyükelçilik yardımıyla personelimizin Mısır üzerinden Türkiye ye gelmesini sağlıyoruz. Devletimiz yetkilileriyle temas halindeyiz. Gelişmelerin olumsuz seyretmesi halinde çalışanlarımızın tamamının tahliye edilmesi dahil her türlü seçenek değerlendirilecektir. Çöldeki Büyük Nehir i durdurdu Tekfen Holding A.Ş den, Kamuyu Aydınlatma Platformu na (KAP) yapılan açıklamada, yaşanan son olaylar nedeniyle çalışmaların belirsiz bir süre için durdurulduğu ifadesine yer verildi.tekfen in açıklamasında 2006 yılından bu yana Libya da Tekfen-TML Ortaklığı nda Sahra Çölü nden Akdeniz kıyısına su taşıyacak olan Büyük Nehir projesinin üstlendiği bilgisine yer verilerek, 535 milyon dolarlık projenin 358 milyon dolar tutarındaki yüzde 67 lik kısmının Tekfen İnşaat a ait olduğu belirtildi. Açıklamada, alınan kararın nedeni şu ifadelerle açıklandı: 21 Şubat 2011 Pazartesi günü sabaha karşı şirket in Kufra da bulunan ana şantiyesinde meydana gelen yağmalama olayları sonrasında çeşitli iş makineleri ve araçlar kontrolümüz dışında şantiye dışına çıkarılmıştır. Projede Libya dışından toplam çalışanın 407 si Türk olup, herhangi bir yaralanma veya can kaybı yaşanmamıştır. Çalışanlarımızın tamamına yakını ana şantiyemizde toplanmış ve Libya dan güvenle tahliyeleri ve ülkelerine ulaştırılması için Hükümetimiz, elçilikler ve Libya yetkili makamları nezdinde her türlü girişimde bulunulmaktadır. Şantiyelerde stop dedi Mesa Mesken Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü Ahmet Cam Aynagöz ise,18 Şubat Cuma günü Libya daki göstericilerin Derne de Ömer Muhtar Üniversitesi nin inşaatını yürüten şantiyelerine aynı gün içinde iki kez saldırıldığına dikkat çekerek, bölgedeki çalışmalarını, güvenlik ve istikrar sağlanıncaya kadar durdurduklarını açıkladı. Şantiyedeki 220 Türk işçinin güvenli noktalara yerleştirildiğini ifade eden Aynagöz, zararın boyutunu ise 15 milyon dolar olarak bildirdi.

15 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Saldırı sırasında Libyalı işçilerden büyük destek gördüklerini vurgulayan Aynagöz, İşçilerimizin güvenli ulaşımını sağlamak için çalışmalar yürütüyoruz. Bu doğrultuda görüşmeler yapıyoruz dedi. YÜKSEL İNŞAAT Yüksel İnşaat tan yapılan açıklamada kendi şantiyelerinde güvenliğin sağlandığını ve her türlü tedbirin alındığı dile getirildi. MNG HOLDİNG Açıklamada Sabratha ve Bingazi de bazı sorunlar olduğu, ancak çalışanların başka bir şantiyeye aktarıldığı ifadesine yer verildi. TURKMALL-YORUM Turkmall CEO su Levent Eyüboğlu, Şantiyelerimize saldırı yok. Olumsuz bir durum yok. Ama tahliyelere başladık. Konsolosluk aracılığıyla sürekli bilgi almaya çalışıyoruz dedi. Yarımadanın yüzde 20 si 2015 e kadar yenilenecek Tarihi Yarımada Fatih in 1950 lerden sonraki sanayileşmeden büyük yara aldığını belirten Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, göç akınına İstanbul un hazırlıksız yakalandığını dile getirdi. Tarihi Yarımada Fatih in yerel yönetimi olarak, kentsel dönüşüm için gereken her şeyi yapacaklarını altını çizen Demir, Tarihi Yarımada Fatih birinci derecede deprem bölgesinde. Olası bir depremde, şimdiki haliyle en çok kayıp verecek yerlerden biri olacak. O açıdan elimizi çabuk tutmamızı gerekiyor diye konuştu. Bu bölgelerin bir an önce yenilenmesi gerektiğine dikkat çeken Demir, Fatih te 5366 sayılı Kanun ile Sulukule, Fener, Balat, Ayvansaray, Süleymaniye, Yenikapı Yalı Mahallesi, Yedikule ve Marmara Sahil bölgesi yenileme alanı olarak ilan edildi diye konuştu. Bu bölgelerde yapılacak çalışmalar ile 2014 yılı sonuna kadar tarihi yarım adanın yüzde 20 sini yenilemeyi ve depreme karşı önlem almayı hedeflediklerini belirten Başkan Demir, Süleymaniye de restorasyon çalışmaları hızla devam ediyor. Buraya Kiptaş 400 e yakın konut yapacak yılı sonuna kadar Sulukule deki 620 konut ve 45 işyerini sahiplerine teslim edeceğiz. Balat ta mülk sahipleri ile görüşmelere başladık diye konuştu. Bölgesel olarak çalışmalara devam edeceklerinin sinyallerini veren Başkan Demir, Yenikapı Yalı Mahallesinde mülk sahipleri ile anlaşmalar sağlanıyor. Burası Marmaray ın çıkış ayaklarından birisi olacağı için önemli bir nokta. Burada turizm, konut ve işyeri ağırlıklı bir yenileme gerçekleştireceğiz diye konuştu. Ayvansaray ın da turizm ve konut alanı olarak planlandığının altını çizen Demir, Mevlanakapı ile Silivrikapı arasında yer alan surların iç kısımlarına 70 bin metrekare kadar rekreasyon alanı yapacağız. Çalışmalarına başladığımız yenileme projeleri deprem ve tarihi önem açısından en kısa sürede tamamlamak öncelikli hedefimizdir dedi. ÜÇ ADIMDA MUSTAFA DEMİR İN DÖNÜŞÜM FORMÜLÜ 1- Depremde çok fazla can kaybı olacak. Elimizi çabuk tutmalıyız. 2- Lokal olarak bölgeler yenilenmeli. Sonuçta ciddi bir rakama ulaşılır. 3- Kentsel dönüşümle depreme ve tarihe karşı önlemler alınmalı. Doluluk oranı yüzde 89 a ulaştı Türkiye nin ilk A sınıfı yatay ofis projesi Flatofis te, Türkiye nin ev aletleri markası Arzum da yerini aldı. Sinpaş Yapı nın Haliç te yer alan Flatofis projesi nde doluluk oranı yeni firmaların katılımı ile yüzde 89 a ulaştı. Ev aletleri markası olarak bilinen Arzum, 3 aylık bir dekorasyon sürecinden sonra 207 kişilik profesyonel ekibi ile Flatofis teki ofisine yerleşti. Tek katta 200 metrekareden 12 bin 500 metrekareye varan ofisleriyle iş hayatında yatay geçiş hareketini başlatan 4 katlı Flatofis te toplam 62 bin metrekare kiralanabilir alan yer alıyor. 4 bin ila 4 bin 500 çalışana ulaşmayı hedefleyen Flatofis, bünyesine yeni katılan firmalarla 3 bin 200 kişiye ulaştı. Şubat 2011 itibarıyla yüzde 89 doluluk oranına ulaşan Flatofis te yer alan diğer firmalar arasında Pronet, Samsung, Centrum, Sadece Hosting, Şafak Hastaneleri GM, Dijitek, Fastcom, Katılım Medya, Doğa Telekom, Türkmesh, Indigo İstanbul, Dağbaşı Hukuk, Oksante, Medimiks, Gefco, Cipro, Karal Mimarlık, Marchon Türkiye, Optomod, Giz İç Mimarlık yer alıyor. JCR, BB olan notu teyit etti, cari açığa dikkat çekti Japon kredi derecelendirme kuruluşu JCR, Türkiye nin BB olan kredi notunu teyit ederek, not görünümünün durağan olduğunu belirtirken, dış dengelerdeki yapısal oynaklıklar ve yabancı para likidite pozisyonlarının zayıflığının Türkiye nin rating notunun en önemli negatif girdileri olduğunu belirtti.

16 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ JCR Eurasia Rating Başkanı Orhan Ökmen, 2010 yılında yapılan telafi edici yatırım harcamaları sayesinde Türkiye nin önemli bir büyüme elde ettiğini belirterek, ekonomi için en önemli endişe kaynağının cari açık olduğuna dikkat çekti

17 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ Güngör URAS... Rakı aynı rakı, fiyatı yükselten pazarlama becerisi Rakı aynı rakı. Pazar aynı pazar. Ama bakınız rakı üreten bir kuruluşun fiyatı nasıl değişiyor: * 2004 yılında TEKEL, alkollü içki pazarının yüzde 100 üne sahip idi. TEKEL in içki bölümü Nurol/Limak/Özaltın/TÜTSAB tarafından Mey adı ile kurulan şirkete 293 milyon dolara satıldı. Ortaklar şirketi idare edemedi. Kurtulmak için satışa çıkardı. * 2006 yılında Texas Pasific Group isimli Amerika kaynaklı bir yatırım fonu Mey şirketini 810 milyon dolara satın aldı. Yeni yapıda şirket sermayesinin yüzde 10 una, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı İsak Antika nın yönetimindeki Actera isimli yatırım fonu sahip oldu. Fon, şirketi profesyonel yöneticilere teslim etti. Yöneticilere belli oranda sermayeden pay verdi. Profesyonel kadro çok iyi çalıştı. Şirketi güçlendirdi... Rakıda tekel durumuna getirdi. Votka ve şarapta pazara girdi. Değerini yükseltti. Fonun kuruluş amacı doğrultusunda iyi fiyatı bulduğu için satışa çıkarmaya karar verdi. Ya halka açacak ya blok olarak satacaktı. Blok olarak alıcı buldu. * Önceki gün Mey in yüzde 100 hissesinin İngiliz içki grubu Diageo tarafından 3.3 milyar TL fiyat üzerinden (yaklaşık 2.1 milyar dolardan) satın alınacağı açıklandı. Satılan Mey şirketi, Mey şemsiyesi altında, Yeni Rakı, Tekirdağ, İzmir, Yekta, Altınbaş, Klüp, Mest, Kadim, Birader markalı rakıları üretiyor. Burgaz Rakı şemsiyesi altında Burgaz ve Ata markalı rakıların üretimini ve pazarlamasını yapıyor. Mey in rakıda pazar payı % 86.3 Mey grubunun votka pazarında yüzde 11, şarap pazarında yüzde 6 payı var. Değişik markalar ile votka, rakı üretim ve pazarlamasını da yürütüyor. Mey grubunun Mey şemsiyesi altındaki rakılar ile rakı pazarındaki payı yüzde 77.3, Burgaz şemsiyesi ile ürettiği rakılarda pazar payı yüzde 9.0, toplam rakı pazarındaki payı ise yüzde 86.3 oranında. Açık anlatımıyla eski TEKEL günlerine benzer bir pazar yapısı oluşmuş durumda. Bu tablonun arkasında ne var? Mey şirketini satın alan fonlar bu işin uzmanı olduğu için mi, Mey başarılı oldu, değeri yükseldi? Yabancı fon yönetimi Türkiye ye içki teknolojisi getirdi, yepyeni makineler satın aldı da mı Mey pazarda öne fırladı? Bu iş sermayeye dayanıyordu, yabancı fon bolca para getirdi de onun için mi Mey başarılı oldu? Hayır. Mey in, pazar payının ve değerinin artmasının arkasında sadece yönetim becerisi var. Bizde sermaye grupları, patronlar profesyonel yöneticilere inanmaz, güvenmez. Yabancı sermaye grupları ise başarının temelince profesyonel yöneticinin becerisinin olduğunu bilir. Başarıya şapka çıkarılır Örnek mi? Fonlar tarafından satın alınan Migros/Tansaş/Makro grubunu şahlandıran profesyonel yönetici Bülent Özaydınlı ve ekibidir. Fonlar tarafından satın alınan Mey grubunu çoşturan, koşturan profesyonel yönetici Galip Yorgancıoğlu ve ekibidir. İki yönetim de yüzde yüz profesyonel, sermaye gruplarından bağımsız yönetimlerdir. Üretim tesisleri TEKEL in eski tesisleri. Üretimin formülünü geliştirenler, araştırma geliştirme yaparak kaliteyi yükseltenler, yeni markalarla piyasaya rakı çıkaranlar, votka ve şarap çıkaranlar TEKEL in yetiştirdiği eski personel. İşin kaptanı Türk. Sonuç 2010 yılında 766 milyon TL net satış hasılatı 305 milyon TL kâr. Mey grubunun değerini artıran, yönetimin bir önemli becerisi ile TMSF nin ve Rekabet Kurulu nun bir büyük hatasını hatırlatmamak yanlış olur. Rakı pazarında Mey in payı yüzde 63, Burgaz ın payı yüzde 28 iken TMSF Burgaz a el koyarak satışa çıkardı. Burgaz grubunu 65 milyon dolara Mey grubu satın aldı. Rekabet Kurulu da buna izin verdi. Ekonomi yazarı Yavuz Semerci yazılarıyla uyarıda bulundu. Bu satış ile Mey in piyasa değeri 2 milyon, hatta 2.5 milyon TL ye yükseliyor. Burgaz başka sermaye grubuna satılsa en az 500 bin dolara satılırdı dedi. Dedikleri çıktı ama, neyin nasıl olduğuna değil, sonuca bakılır. Sonuç ise Mey i yöneten profesyonel ekibin başarısıdır. Başarıya şapka çıkarılır.

18 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ SABAH GAZETESİ SPK Oyak'ı mercek altına aldı Bir Oyak çalışanının SPK ve Maliye Bakanlığı'na yazdığı şikâyet mektubu, grubun incelemeye alınmasına yol açtı. Mektupta dudak uçuklatan çarpıcı ifadelere yer verildi Bir Oyak çalışanının Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) ve Maliye Bakanlığı'na yazdığı imzalı şikayet mektubunda şirketin başını her iki kurumla da derde sokacak iddialar var. Mektubunda, "OYAK mensuplarına ve borsa yatırımcılarına daha az kar dağıtmak için şirketler arasında kar transferleri yapılıyor" diyen çalışan, şirketinin bu yolla halka açık şirketleri bilinçli olarak zarar ettirip karları borsaya kote olmayan şirketlere aktardığını ve borsa yatırımcısı ve OYAK mensuplarını zarara soktuğunu öne sürdü. Mektuptaki iddialara göre işlemler sonucu OYAK mensuplarına yıllık 50 Milyon, halka açık şirketlere ise yaklaşık 30 Milyon TL daha az kar payı ödendi. SPK İNCELİYOR İhbar mektubunun kendilerine ulaştığını doğrulayan SPK kaynakları ise, konuyu incelemeye aldı. Oyak Grubu'na ait çimento şirketlerinin satın alımlarının mercek altına alınarak iddiaların doğruluğu araştırılmaya başlandı. OYAK Grubu bünyesinde 30'dan fazla şirket faaliyet gösteriyor. Bu şirketlerden Erdemir, Adana Çimento, Mardin Çimento, Ünye Çimento, Aslan Çimento, Tukaş ve Hektaş İMKB'de işlem görüyor. "TALİMAT YÖNETİMDEN" İddiaya göre Oyak grubu bünyesindeki tüm şirketler her türlü mal, hizmet, hammadde, güvenlik, pazarlama ve finansman gibi ihtiyaçlarını yine Oyak bünyesinde faaliyet gösteren diğer firmalar üzerinden veya bu şirketler komisyonculuğu ile "yüksek fiyatlardan" satın alıyor. Böylece borsaya açık şirketler, grup firmalarına ödenen yüksek komisyonlarla zarar ettiriliyor. İhbar mektubunda OYAK yönetimi tarafından, gruba ait şirketlere tüm tedarik işlemlerinin grup firmalar aracılığıyla yapılması yönünde talimat verildiği belirtiliyor. Oyak çalışanı bu işlerin, OYAK mensupları ve borsadaki hissedarlara daha az kar dağıtmak için bilinçli şekilde planlandığı ve uygulandığını da ileri sürüyor. Mektuptaki somut örnekler KOMİSYON GİDER OLDU: OYAK'a bağlı çimento şirketleri kağıt torbaları piyasadan belirli fiyatlarla alırlarken şimdi bu alımları OYKA adlı grup şirketi üzerinden yapmaları isteniyor. Kağıt torba alımı yapılan şirketler değişmezken ve bu işleri şirketler kendileri yaparken OYKA'ya ödenen yüzde 3 oranındaki komisyon doğrudan gider yazılarak şirketlerin kârları azaltılıyor. KÖMÜRDE DE KOMİSYON: Çimento şirketleri kömürü iç ve dış piyasadan pazarlık yaparak aracısız ve ucuz fiyata satın alırken şimdilerde OYTAŞ iç ve dış ticaret firması bu sürece aracı tayin edilmiş ve maliyetler artmış durumda. Parayı yurtdışına nasıl kaçırdılar? Kasım 2000'deki krizden sonra yabancı bankalar kıyamet senaryolarıyla Türk zenginlerinin parasını dışarıya kaçırmaya başladı. Buna bazı Türk bankaları da destek verdi. Sonra bugünkü Ergenekon dosyalarını hatırlatan tarihi gelişmeler yaşandı. Hazine 21 Şubat'ta tarihin en büyük ödemesine hazırlanırken Cumhurbaşkanı Başbakan'a Anayasa fırlattı Demirbank, patronu Halit Cıngıllıoğlu'nun 1999 sonunda girdiği riskli bono operasyonları sonucunda 6 Aralık 2000'de battı. Demirbank'ın batışına rakip bankaların oyunu, Hazine, BDDK ve Merkez Bankası'nın 'bilinçli' denilecek hataları, yabancı yatırımcının tetiği çekmesi ve siyasi istikrarsızlık neden oldu. Finans sektörü Demirbank'ın çöküşünü aylar önceden konuşmaya başlarken bürokrasi, hükümet, medya ve iş dünyası beklenmeyen bir olay gibi konuyu 'Talihsizlik" olarak yansıttı. Ecevit Hükümeti Demirbank'ın battığı gün IMF'den 10.4 milyar dolar daha alınca konunun üstü örtülüverdi. Ancak 2001'in başında ekonomi içten içe kaynıyordu. Bankacılık sektöründe etik anlayışı iyice çökmüştü. Hazine'nin kasası boş tarihin en büyük ödemesine hazırlanırken ancak filmlerde olabilecek bir talihsizlik yaşandı! Ankara'da devletin tepesi birbirine Anayasa fırlattı. Kasım 2000 krizi Demirbank'ın batışı ve IMF'den 10.4 milyar dolarlık ek kredi alınmasıyla atlatılsa da; 2001 Ocak ayına pek de rahat girmiyordu Türkiye. DSP-ANAP-MHP koalisyonunun bitmek bilmeyen siyasi kavgaları finansal huzursuzluğu tetiklemeye devam ediyordu. Ekonominin genel kuralı çalışıyor, batan her banka, reel sektörden onlarca şirketi beraberinde çöküşe sürüklüyordu. Sadece 2001'in ilk iki ayında 10

19 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ binden fazla bankacı işsiz kaldı. Reel sektörde kayıp daha da büyüktü. Aynı dönemde finans sektöründe etik anlayışı da kaybolmuştu. Bankalar birbirleri hakkında 'batacak' dedikoduları çıkartıyor, Türkiye'deki dev yabancı bankalar hatta beş yıldızlı otel odalarına yerleşen private banking (özel bankacılık) uzmanlar, kıyamet senaryolarıyla Türkiye'deki varlıklı kesimin parasını yurtdışına götürmek için uğraşıyordu. YABANCIYI DESTEKLEYEN TÜRKLER O uğraşlar meyvesini verdi, 2001 boyunca milyarlarca dolar para yurtdışına çıkartıldı ve bugün Başbakan Erdoğan'ın 'Patronların zulaları' diye bahsettiği yurtdışındaki gizli hesaplar yaygınlaştı. Kimi zenginler, yabancıların propagandasına o kadar inandı ki, Türkiye'den çıkarttıkları paranın izi bir daha bulunmasın diye trustee denilen yedi emin şirketleriyle anlaşarak servetlerinin izini kaybettidi. İşin acı tarafı yabancıların Türkiye'yi yıkıma götüren bu hamlesine Türkler de destek veriyordu. O günlerde oldukça küçük, bugünse sektördeki ilk 10 içinde yer alan bir özel banka, krizde tüm nakitini dövize çevirip yurtdışına göndermişti. Benzer bir operasyonu kendisinden kat kat büyük ve Demirbank'ın batışında başrol oynayan özel bankalardan biri daha yavaş yavaş uyguluyordu. Ancak 'derin piyasadaki' tüm fırtınalara rağmen, kamuoyuna gösterilen ekonomide göreceli iyileşme 2001'in Ocak ayında da sürdü. Tek kritik sorun dev ödemeleri bulunan ve borçlanma vadesi iyice kısalıp, maliyeti yükselen Hazine'deydi. Hemen her ihale bir kader maçı havasında geçiyordu. Öte yandan 1994, 1998 ve 1999'da da benzer durumları yaşayan piyasa için Hazine'nin düştüğü kritik durum idare edilemeyecek bir sorun olarak da gözükmüyordu. Zaten faiz yükselişiyle cazip hale gelen Hazine kağıtlarına az da olsa sıcak para ilgisi başlamıştı. Kasım 2000'de kaçan 5.3 milyar doların üçte biri kadar sıcak para Ocak 2001'de geri dönmüştü. ABD ELÇİLİĞİNE TÜYO Yabancılar Türkiye'yi çok yakından takip ediyordu. Hatta o günlerdeki Ankara ziyaretimizde üst düzey bir Hazine yetkilisinin bozuk bir İngilizce'yle telefonun karşısındaki kişiye ertesi gün yapılacak kritik bir borçlanmayla ilgili faiz aralığı ve ihale tutarıyla ilgili tüyolar verdiğine şahit olduk. Karşımızda oturan bürokrat, telefonun öbür ucundaki kişiyle konuşmaktan oldukça memnundu. Telefonu kapatınca gazeteci merakıyla 'Kimdi?' diye sorduk "Amerikan Ticari Ateşesi" yanıtını aldık (Başka bir ülkede Hazine yetkilisinin böyle bir davranışı nasıl karşılanır tartışılır! Ama o günlerde ekonomi yönetiminin gerek piyasa gerekse gazetecilerle kurduğu ilişkiler böyleydi). Yabancı ilgisi rakamlardan da görülüyordu. HAZİNE'NİN KADER İHALESİ Ocak atlatıldı... Şubat kredi kıtlığıyla bunalıma giren reel sektör şirketlerinin imdat çığlıklarıyla başladı. Hem artan işsizlik hem de IMF'nin her gün bir yenisi çıkan acı ilaçlarıyla toplumun da morali iyice bozulmuştu. 10 Şubat'ta faizsiz bankacılık yapan İhlas Finans'a el konuldu ve piyasalar yeniden hareketlendi. Borsa ve faizde dalgalanmalar yeniden tırmandı. Bu arada piyasalar yeni bir viraja daha hazırlanıyordu. Hazine 21 Şubat'ta yapacağı 3.9 katrilyon liralık (6 milyar dolar) Cumhuriyet tarihinin en büyük iç borç geri ödemesi için 16 Şubat 2001 Cuma günü açıklama yapıyordu. Açıklamaya göre Hazine, 20 Şubat'ta iki borçlanma ihalesi birden düzenleyecekti. Kasasında 2.5 katrilyon nakiti vardı ve bu tutar, ödeyeceği paradan 1.4 katrilyon lira ( 2 milyar dolar) daha azdı. Hazine'nin nakit açığı Salı günü yapılacak ihalelerin önemini daha da artırıyordu... Babalar 'Patron Ekranı'yla çalışanını takip ediyor Türkiye'nin en büyük şirketlerinin tepe yöneticileri iki genç girişimci tarafından geliştirilen yazılıma milyonlar ödüyor. Saniyelik güncellenen sistemde patronlar cep telefonundan tüm satış sürecini canlı izliyor İki genç girişimci tarafından geliştirilen "Patron Ekranı" adlı yazılım işadamlarının vazgeçilmezi oldu. İş dünyasının tepe yöneticileri tarafından kullanılan ve değeri 1 milyon dolara kadar çıkan sistem sayesinde patronlar dünyanın neresinde olursa olsun şirketin tüm verilerini saniyelik güncellemelerle canlı olarak izleyebiliyor. Cep telefonundan da takip girilebilen ekranda, Bayi ya da personelin o an itibariyle ne kadar satış yaptığından neyin sattığına, ihracat mallarının yüklendiği geminin nerede olduğundan, fabrika içi görüntüleri kadar her türlü veriyi canlı görmek mümkün. GENÇ GİRİŞİMCİLER YAZDI Gelişen teknolojiye paralel iş yönetim şekilleri de hızla değişiyor. Değişimin öncülüğünü ise genç girişimciler ve dolayısıyla KOBİ'leri gerçekleştiriyor. 2005'te Bahadır Onay ve Cüneyt Öksüz tarafından kurulan İdea Teknoloji Çözümleri firması bu değişime en fazla katkıyı yapan firmalardan biri oldu. Özellikle hızlı tüketim mamulleri, içecek ve tütün sektöründe yer alan müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamak

20 TURKISH YATIRIM GÜNLÜK HABER BÜLTENİ amacıyla yola çıkan ikili, şirketlere yönelik öyle bir yazılım oluşturdu ki dünya devlerini adeta peşine taktı. Genel adı 'VisionPlus' olan sistemde ana firmadan tüketiciye kadar olan tüm süreçleri ve fonksiyonları içeren yazılım sayesinde şirketin saniyede değişen verilerini görmek mümkün hale geliyor. Kuruldukları yıldan bu yana bir çok firmanın saha satış- dağıtım operasyonunu başarılı bir şekilde gerçekleştirdikleri söyleyen İdea Teknoloji Çözümleri Genel Müdürü Bahadır Onay, şirketlerin verimliliklerinin de bu sayede arttığını kaydediyor. VERİMLİLİĞİ ARTIRIYOR Firma olarak kendilerinin de sistemin bir parçası olarak çalıştıklarını belirten Onay şirketin avantajlarını şu sözlerle özetliyor: Sistem yöneticilerin tedarik zinciri boyunca tüm adımları izleyebilmelerine olanak sağlanıyor. Bunun sonucunda tüketiciler, son kullanıcılar, satış noktaları, iş ortakları, bayiler, distribütörler, tedarikçiler ve ana firmadan oluşan ekosistem bilgiye dayalı olarak kontrol ediliyor ve daha verimli bir şekilde işletiliyor. Kısacası tek platformda şirketlere; satış-dağıtım, bayi yönetim sistemi, saha servis yönetimi ve ticari pazarlama fonksiyonlarını entegre bir yapıda sunuyor. Büyükler tercih ediyor Yazılım Türkiye'nin en büyük şirketlerini yöneten patronlar ve yöneticileri tarafından tercih ediliyor. Mey İçki, Eczacıbaşı, Ülker, Vivident, Tuborg, Banvit, Citibank, British Tobacco gibi kuruluşların tepe isimleri de uzun süredir sistemi şirketlerinde uyguluyor. Yurtdışına da sattı Yazılım yurtdışında da ilgi gördü. Bugün itibarıyla Suudi Arabistan, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar gibi ülkelerde kullanılan sistem, 2011'de ise aralarında Kenya, Almanya, Fransa, Hollanda, Kosova ve Azerbaycan'ın yer aldığı ülkelere de satılacak. Türkler namluyu Ortadoğu'ya çevirdi Silaha yıllık 100 milyar dolardan fazla kaynak ayıran petrol zengini Araplar, IDEX 2011 fuarında Türk pavyonunun büyüklüğünü 2.5 kat artırdı Son dönemde hızla artan savunma sanayisinde yerlilik oranı Ortadoğu'yu cezbetti. Savunmaya en fazla bütçe ayıran Ortadoğulu ülkeler Uluslararası Savunma Fuarı ve Konferansı IDEX 2011'de Türkiye'yi baş tacı yaptı. Savunma Bakanlığı yetkilisi Ahmet Lütfi Varoğlu, "Amaç 1 milyar dolarlık bağlantı kurmak" dedi. Savunma sanayinde yerlilik oranının son 3-4 yıl içinde yüzde 20'lerden 50'lere çıkmasının yabancıları Türk üreticilerle bağlantı kurmaya ittiğini dile getiren Varoğlu, "Personel taşıyıcılardan, uçak savarlara kadar yerli üretim yapan Türk savunma sanayisi, son olarak geleceğin savaş uçağı F-35'te de yer alınca Araplar, Türk ürünlerini yakından görmek istedi" dedi. İLGİ BİZE YÖNELDİ 20 Şubat'ta başlayan ve 4 gün sürecek fuarda Türkiye'ye ayrılan alan 1000 metrekareden metrekareye çıkarıldı. Davet edilen şirket sayısı da 20'den 45'e çıktı. Türkiye böylece İtalya, Fransa, Çin, Rusya gibi silah devlerinden daha fazla katılım gerçekleştirdi. 45 Türk savunma şirketi, Almanya ve ABD'nin ardından en geniş katılım yapan üçüncü ülke oldu. Ahmet Lütfi Varoğlu, "Bu yıl büyüme daha da devam edecek. Türk şirketi FNSS ile Al Jaber aldı Dubaili bir şirket anlaşma sağladı. Aselsan da IGG adlı bir şirketle anlaşma imzaladı. Burası büyük bir pazar ve 1 milyar dolarlık bir iş bağlantısı kurmak istiyoruz" diye konuştu. Aselsan ile BAE'nin Kazakistan ortaklığı Aselsan Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile Kazakistan'da ortak girişim şirketi kuracağını duyurdu. Konu ile ilgili yayımlanan açıklamada, BAE'de, IGG ile Aselsan arasında bir ortak girişim şirketi kurulmasına yönelik anlaşma imzalandığı, kurulacak şirketin yüzde 49 hissesinin Aselsan'a, yüzde 51 hissesinin ise IGG firmasına ait olacağı belirtildi. Körfez'e yakın markaj KÖRFEZ ülkeleri savunmaya yılda 100 milyar dolardan fazla para harcıyor. Bu konuda en büyük bütçe ise Suudi Arabistan'da Varoğlu, potansiyeli değerlendirmek için ilki geçen yıl Washington'da açılan Savunma Sanayi Müsteşarlığı ofisinin ikincisini de 2 Mart'ta Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da açacaklarını belirtti.