Ölmek var, dönmek yok! Kozmik Oda da neler oluyor? Devrimci homofobi... PANORAMA. Tekel işçileri Ankara da haykırıyor:

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Ölmek var, dönmek yok! Kozmik Oda da neler oluyor? Devrimci homofobi... PANORAMA. Tekel işçileri Ankara da haykırıyor:"

Transkript

1 Karkerên jin û mêr! Ji xeynî zencîrên we tiştekî we yê wendakirinê tune! Hûn dikanin cîhanekê nu wergirin! AYLIK SİYASİ GAZETE Kadın ve erkek işçiler! Zincirlerinizden başka kaybedecek birşeyiniz yok! Kazanacağınız yeni bir dünya var! ŞUBAT 2010/02 FİYATI 1 TL ISSN X141 Tekel işçileri Ankara da haykırıyor: Ölmek var, dönmek yok! Kozmik Oda da neler oluyor? Devrimci homofobi... PANORAMA Şili: Concertacion döneminin sonu Haiti: Deprem salladı, binalar öldürdü! Yemen: Emperyalistlerin borazanları ve savaş tam tamları

2 editörden - içindekiler Değerli okuyucu, EDİTÖRDEN İÇİNDEKİLER GÜNDEM Bir darbe planı daha: Balyoz!...3 Askere sivil yargı yoluna iptal....4 Ölmek var, dönmek yok!...5 Kozmik Oda da neler oluyor?...8 HALKLARIN KARDEŞLİĞİ İÇİN Irkçı saldırılar artıyor Hedefte Romanlar var Katledilişinin 3. yılında Hrant anıldı GÜNCEL Kaşıkla ver, kepçe ile al! Yeni sefalet ücreti açıklandı Devrimci homofobi üzerine...14 YENİ KADIN DÜNYASI Erkek egemen sistemden ibretlik manzaralar PANORAMA Concertacion döneminin sonu...18 Deprem salladı, binalar öldürdü!...20 Emperyalistlerin borazanları ve savaş tam tamları...22 YAŞAMA TEMELLERİNİ KORUMA MÜCADELESİ Nükleer santral ihalesiz Rusya nın OKUR MEKTUBU Burjuva demokrasisi, demokrasi değildir! İnsanlığa sosyalizm gerekli!...25 YENİ DÜNYA GENÇLİĞİ Değerli dosta mektup ÇAĞRI Basın Yayın Ltd. Şti Adına Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Aziz Özer Yönetim Yeri ve Adresi: Fatih Mah. Bahçeyolu Cad. Ülbeği İş Merkezi No: 9 Kat: 4 Esenyurt / İstanbul Tel/Fax: (0212) Banka Hesap: Türkiye İş Bankası Galatasaray-İstanbul, Hesap No: Sayı: 141 Şubat 2009 ISSN X141 Fiyatı: Türkiye: 1 TL Türkiye Dışı: 1,50 Euro Baskı: Uğur Matbaacılık Tel.: (212) Litros Yolu 2. Matbaacılar Sitesi 6. Kat A Blok 4 NA Topkapı - İstanbul Yayın Türü: Yerel Süreli mail@ydicagri.org

3 Bir darbe planı daha: Balyoz! Taraf gazetesinin haberine göre, silahlı kuvvetler içinde bir grup 2002 sonlarından, 2003 Mart ına kadar yaklaşık 5 bin sayfadan oluşan bir darbe planı hazırladı. Adı Balyoz Harekat Planı olan darbenin önderliğini, dönemin 1. Ordu Komutanı Org. Çetin Doğan yaptı. Habere göre 2003 te yapılan planlar kargaşa yaratmak için camilerin cuma namazı sırasında bombalanması, bir Türkiye jetinin düşürülmesi, Meclis in üzerinden savaş uçakları uçurulması gibi eylemleri içeriyor. Sonrasında sıkıyönetim ve darbe var. Darbenin amacı, laik ve demokratik düzenin işlemesine mani olan sebepleri hortlamamak üzere ebediyen ortadan kaldırmak tır. Taraf ın yayınladığı haberlere göre, planlarda hükümeti devirmek ve darbe yapmak için şiddet içeren eylemlerin düzenlenmesi, medyanın kontrolü, iki yüz bin kişinin tutuklanması, bazı gazetecilerin hapse atılması, bazı gazetecilerden de yararlanılması planlanmıştı yılında 1. Ordu Komutanı olan, darbenin önderi Çetin Doğan, söz konusu planların harp oyunu ve seminerler kapsamında olduğunu dile getirerek darbe iddiasını reddetti. Genelkurmay darbe iddiası üzerine, İnternet sitesinde yayınladığı bilgi notu na göre, 5-7 Mart 2003 te, bir plan semineri düzenlendiğini kabul etti. Plan seminerinin gayesi, dış tehdide ilişkin olarak hazırlanan harekat planlarını geliştirmek ve ilgili personelin eğitimlerini sağlamaktır. Plan semineri, giderek tırmanan bir gerginlik dönemini kapsayan bir senaryo içerisinde uygulanmıştır. 1. Ordu Komutanlığı sorumluluk bölgesinde icra edilen bu Plan Seminerinde, Ordu Geri Bölge Emniyeti ve savaş hali, savaşı gerektirecek bir durumun baş göstermesi halinde de uygulanan sıkıyönetim konuları üzerinde de durulmuştur. Genelkurmay plan semineri yapıldığını kabul etmekte, Plan seminerine ilişkin olarak ortaya atılan iddiaları, aklı ve vicdanı olan hiçbir kimsenin kabul etmesi mümkün değil. Söz konusu iddiaları ciddiye alarak üzerinde yorumlar yapılmasının ve bilgi kirliliği yaratılmasının; özellikle toplumumuzda tedirginlik yaratmak isteyenlerin amacına hizmet edeceği değerlendirilmektedir diyerek darbe iddiasını reddetmektedir. Genelkurmay ın darbe iddiasını reddetmesi, darbe planın yapıldığı gerçeğini ortadan kaldırmıyor. Şimdiye kadar açığa çıkan, Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz, Eldiven vb. darbe planları da Genelkurmay tarafından kabul edilmemişti. Genelkurmay başkanı İlker Başbuğ, karargâhta Kazım Karabekir in anıldığı toplantı ardından Balyoz darbe planı iddiası üzerine konuştu. Başbuğ, plan semineri yapıldığını kabul ettiği konuşmasında, darbe iddiasını, kargaşa çıkarmak için cami bombalanmasını, Türk jetinin düşürülmesi iddialarını vicdansızlık olarak niteleyerek, bu iddiaları ortaya atanları lanetledi. TSK darbe konusunda oldukça deneyimlidir. Emir komuta zinciri içinde gerçekleştirilen, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan vb. klasik ve post modern darbeler yanında, tek tek subay ve subay gruplarının hazırladığı darbe planları ve girişimleri konusunda da Türk ordusu zengin deneyimlere sahiptir. Türkiye de ordu siyasetin en önemli aktörü, devletin gerçek sahibidir yılından bu yana, açığa çıkan darbe planlarının başarıya ulaşmamasının esas nedeni, emperyalistlerin AKP ye karşı darbelere destek vermemesidir. Uluslararası destekten yoksun ve içte işbirlikçi büyük burjuvazinin desteklemediği bir darbe olsa bile başarıya ulaşma şansı yoktur. Görünen odur ki, darbeciler plan yapmaktan vazgeçmeyecek, hep yeniden deneyeceklerdir. Çünkü iktidarları adım adım elden gitmektedir. 28 Ocak 2010 gündem 3

4 gündem Askere sivil yargı yoluna iptal Türkiye de hukuk egemenlerin iktidar mücadelesinde birbirlerine karşı kullandıkları önemli bir araçtır. Yüksek yargı ideolojik Kemalist kesimin denetiminde, yönetici Kemalist devlet elitinin iktidarını koruma mücadelesi yürütüyor. Yüksek yargı AKP hükümetine karşı parlamentoda muhalefetin yürütemediği siyasi mücadeleyi yer yer onlarla birlikte, yer yer onların adına da yürütüyor. 4 Anayasa Mahkemesi ilginç bir karara daha imza attı. Hükümete karşı darbe, isyana teşvik, anayasal düzene karşı suçları işleyen askerlere sivil yargı yolunu açan düzenleme Anayasa Mahkemesi tarafından oybirliği ile iptal edildi. Egemenler arasındaki iktidar dalaşında yüksek yargı -Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay, Sayıştay- çok önemli bir rol oynuyor. Türkiye de hukuk egemenlerin iktidar mücadelesinde birbirlerine karşı kullandıkları önemli bir araçtır. Yüksek yargı ideolojik Kemalist kesimin denetiminde, yönetici Kemalist devlet elitinin iktidarını koruma mücadelesi yürütüyor. Yüksek yargı AKP hükümetine karşı parlamentoda muhalefetin yürütemediği siyasi mücadeleyi yer yer onlarla birlikte, yer yer onların adına da yürütüyor. Örneğin, Abdullah Gül ün Cumhurbaşkanlığını engellemek için keşfedilen 367 hokkabazlığı, türban konusunda alınan karar, Danıştay ın aldığı bir dizi yürütmeyi durdurma kararları vb. siyasi kararlardır. T.C de egemen bürokrat elitin önemli bir bölümünü oluşturan yargı bürokrasisi, egemenliğini tehdit eden her gelişmeye karşı çıkıyor. İktidar dalaşında Anayasa Mahkemesi hukuki değil, siyasi büyük bürokrat burjuvazi lehine- kararlar veriyor. Gelişmelerin de gösterdiği gibi Türkiye de yasa yapıcı organ pratikte Anayasa Mahkemesidir. Askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmalarını düzenleyen düzenlemenin iptal eden kararın gerekçesinin Resmi Gazete de yayınlanmasının ardından özel yetkili savcılıklardaki soruşturma dosyalarının kapatılması ve görevsizlik kararı ile askeri savcılıklara devredilmesi bekleniliyor. Darbe iddiasıyla askerlerin tutuklu olarak yargılandığı davalar da askeri mahkemelere geçecek. Görevsizlik kararı ile askeri savcılık ve mahkemelere devredilecek dava ve soruşturmalardan bazıları şunlar: Ergenekon soruşturması Ergenekon soruşturmasında Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı halkı silahlı isyana teşvik suçlaması ile çok sayıda emekli ve muazzaf asker hakkında dava açıldı. Bazı asker şahıslar hakkındaki soruşturma ve dinleme kararları ise devam ediyor. Bu askerlerin dava dosyaları ayrılarak görevsizlik kararı ile askeri mahkemeye gönderilecek. Yapılan teknik takip ve telefon dinleme yetkileri ise kaldırılacak. Kafes planı ve Poyrazköy kazısı Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ndaki askerlerin Kafes Planı isimli darbe hazırlığında olduğu iddiasıyla başlatılan soruşturmada çok sayıda subay tutuklandı. Ergenekon soruşturması kapsamında yürütülen soruşturma sonunda hazırlanan iddianamede ilk kez muvazzaf bir Tuğamiralin ismi yer aldı. 7 si muvazzaf kurmay albay 17 subay hakkında dava açıldı. İrtica ile mücadele planı Genelkurmay Karargahı nda AKP hükümetini ve Fetullah Gülen i Bitirme başlığı altında bir darbe planı hazırlandığı öne sürüldü.

5 Planın altında imzası olduğu öne sürülen Albay Dursun Çiçek, Ergenekon soruşturması kapsamında iki kez tutuklandı, ancak yapılan itirazlar sonucu serbest kaldı. Albay Çiçek ile ilgili soruşturma sürüyor. Erzincan soruşturması Erzincan Başsavcılığı nca İsmailağa ve Fetullah Gülen cemaatine yönelik soruşturmada görev alan görevdeki 1 i binbaşı 3 istihbaratçı subay tutuklandı. Erzurum Özel Yetkili Savcılığı nca yürütülen soruşturmada subaylar İrtica ile Mücadele Eylem Planı nı Erzincan da uygulamakla suçlandı. Tekel işçileri Ankara da haykırıyor Ölmek var, dönmek yok! gündem Arınç a suikast iddiası Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç a suikast iddiasıyla 7 si subay 8 asker hakkında başlatılan soruşturma askeri savcılığa devredilecek. Gözaltına alınan iki subayın görev yaptığı özel kuvvetler komutanlığında bulunan kozmik odalarda yapılan aramalarla ilgili devlet sırrı niteliğindeki tutanaklar hiçbir işlem yapılmaksızın askeri mahkemeye gönderilecek. Şemdinli ve dağlıca davaları Askeri mahkemede görülen davalarda askere sivil yargı yolunu açan düzenleme gerekçe gösterilerek takipsizlik istendi. Yüksek Mahkeme nin kararı ile davaların askeri mahkemede görülmesine devam edilecek. ( kaynak, NTV) İptal kararının ardından önemli bir gelişme yaşandı. İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi nin askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasına olanak sağlayan düzenlemeyi iptal etmesine rağmen, ikisi emekli 15 i muvazzaf 17 askerin şüpheli olarak yer aldığı Poyrazköy iddianamesini kabul etti. Mahkeme sanıklara atılı eylemlerin terör suçu olduğunu ve 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu nun dışında kaldığını belirtti. Davanın ilk duruşması, 9 Nisan 2010 tarihinde yapılacak. Bu karar, önemli bir karar olmasının yanı sıra, yargıda ki bölünmüşlüğün de ifadesidir. Bu kararın diğer davalar için emsal olup olmayacağını süreç gösterecek. Ancak bir şey kesin, Kemalistlerin ağırlıkta olduğu yargı kesimi görevsizlik kararı vererek, davaları askeri savcılığa, askeri mahkemelere devredecektir. 28 Ocak 2010 Tekel işçileri Ankara da özlük hakları için kararlı bir şekilde direnmeye devam ediyor. Tekel işçileri ve tabandan gelen baskı sonucu, Türk-İş, 17 Ocak 2010 Ankara Sıhhiye Meydanı nda Ekmek, Barış, Özgürlük için Demokrasi ve Haklar Mitingi düzenledi. Mitinge onbinlerce işçi, emekçi katıldı. Mitinge YDİ Çağrı okurları da katıldı. Okurlarımız Tekel işçilerinin direnişini destekleyelim!, Zafer direnen tekel işçilerinin olacak! başlıklı bildirimizi dağıttılar. YDİ Çağrı ocak sayısı ve Yeni İşçi Dünyası nın Ocak sayısının dağıtımını yaptılar. Mitingde Mustafa Kumlu Tekel işçilerinin talebi olan genel greve dönük tavır takınmayınca, kürsü Tekel işçileri tarafından işgal edildi. Mustafa Kumlu işçilerin yoğun protestosu sonucu, yaptığı konuşma ardından alandan ayrılmak zorunda kaldı. Direnişin 37. gününde 150 işçi Türk-İş binasında açlık grevine başladı. Açlık grevinin 3. gününde işçilerden sekizi rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. DİSK ve KESK in genel grev için üzerimize düşeni yaparız açıklamasının ardından Türk-İş sendikaları toplantıya çağırdı. Bir araya gelen Türk-İş, DİSK, KESK, Kamu-Sen, Memur-Sen, Hak-İş, yaptıkları toplantı ardından şu 5

6 gündem 6 açıklama yapıldı: 1-Altı konfederasyon, çalışma hayatının tüm sorunlarına ilişkin ortak irade arayışını bundan böyle de sürdürecektir. 2- Konfederasyonlar, öncelikli olarak Tekel işçilerinin içinde bulunduğu durumu görüştü. Bu çerçevede; -Konfederasyonlar, 4-C uygulamasını kabul etmemekte ve kaldırılmasını talep etmektedir. -Konfederasyonlar, hükümetle bugüne kadar sürdürülen diyalog sürecinin hızlandırılarak devam etmesini istemektedir. -Tekel işçilerinin sorunlarının çözümü doğrultusunda Türk-İş in hükümetle sürdürdüğü görüşmelerde bundan böyle toplantıya katılan diğer konfederasyonların başkanları da etkin bir şekilde yer alacaktır. -Hükümetle yapılacak görüşmelerden 26 Ocak 2010 salı günü saat ye kadar sonuç alınamaması halinde aynı saatte konfederasyonlar, dayanışma grevi ve üretimden gelen gücün kullanılacağı tarih dahil olmak üzere eylem programını belirlemek üzere bir araya gelecektir. İşçi ve memur konfederasyonlarının Türk-İş Genel Merkezi nde yaptığı toplantının ardından, Türk-İş Genel Merkezi balkonundan işçilere seslenen Mustafa Türkel, Tek Gıda-İş Sendikası olarak bu yola çıktıklarında yalnız olduklarını, ancak şimdi 6 konfederasyonun kendilerine destek vermesinden onur duyduklarını söyledi. Türkel, Başkanların hükümetle olan görüşmelerini kolaylaştırmak için yarından itibaren açlık grevine 26 Ocak Salı gününe kadar ara veriyoruz. Bu sürede hükümete çağrımız, daha büyük felaketler yaşanabilir, karda kışta... Biz 4-C yi kabul etmiyoruz. Diyoruz ki biz 4-C yi istemiyoruz. Aksi takdirde ölmek için buradayız dedi. Başbakan Erdoğan yaptığı çeşitli konuşmalarda Tekel işçilerinin direnişini karalamaya devam ediyor. TEKEL işçilerinin, açız diye ajitasyon yaptıklarını, iki yıldır bunları çalışmadan maaşlarını ödeyerek görevlerinde tuttuklarını, Çalışma diye bir şey yok. Şu anda üç beş tanesinde tütün işleme devam ediyor. Bunun dışındakilerde hiçbirinde çalışma yok. Ve bunlara bu haliyle maaşlarını ödemeye devam ettik. Bu parayı kim verdi? Benim milletim verdi., tekel işçilerinin bir grup marjinal çevrenin oyununa geldiğini, Üretim müretim yok, sadece depo var., boş depolar için para almak istiyorlar, tüyü bitmemiş yetimin hakkından bahsederek meseleyi çarpıtan ve demagoji yapan Erdoğan bunlara şimdiye kadar müsamaha gösterdik diyerek açık tehditte bulundu. Gerçekte ise işçilerin kazanılmış olan hakları alınan siyasi kararlar sonucu tırpanlandı. Özelleştirme sonucu işçilerin çalıştıkları işletmelerin önemli bir bölümü kapatıldı. Boş depoların sorumlusu ve nedeni bu nedenle işçiler değildir. İşçiler işyerleri, işleri için mücadele ediyor. Yan gelip yatıp, ücret almak için direnmiyorlar. Mücadeleleri daha önce çalıştıkları şartlarda iş içindir. Bu haklı bir taleptir. Bu talep uğrunda mücadele etmek haklıdır. Başbakan Erdoğan ın yaptığı açıklamalar ardından, Ankara Valiliği tarafından Türk-İş ve Tek Gıda- İş Sendikasına, kurulan çadırların kaldırılması için tebligat yapıldı. 6 sendika konfederasyonunun hükümete verdiği süre 26 Ocak ta doldu. İşçilerin istemlerini karşılama yönünde adım atmayan hükümet, tam tersine direnişi karalamak için kampanya yürüttü. 26 Ocak a doğru AKP yanlısı Memur-Sen ve Hak-İş Mustafa Türkel in açıklamalarını gerekçe göstererek platformdan çekildi. 26 Ocak ta Başbakan Erdoğan tekel işçilerinin sorunlarını çözmek için Türk-İş e 28 Ocak akşam saatlerinde randevu verdi. 26 Ocak tarihinde Tük-İş in çağrısıyla işçi ve memur sendikaları konfederasyonlarının başkanları bir araya geldi. Toplantıya katılmayacağını açıklayan Hak-İş, Başkan Yardımcısı Mahmut Aslan la temsil edilirken, Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Türkiye

7 Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız ve KESK Genel Başkanı Sami Evren katıldı. Toplantının ardından, Mustafa Kumlu, Tekel işçilerinin sorununun çözülmemesi halinde 3 Şubat Çarşamba günü, dayanışma amacıyla üretimden gelen güçlerini kullanma kararını aldıklarını açıkladı. Kumlu, şöyle devam etti: İşçilerimiz 4C li olmayı kabul etmeyecekler. Özlük haklarıyla kamu kuruluşlarına aktarılmaları konusunda ısrarcılar. Hükümetin bize getireceği öneri çok önemli. O zaman onu değerlendireceğiz. Türk-İş olarak biz, her türlü müzakereye açığız. Toplantıda alınan kararı, 43 gündür direnen işçilere açıklayan Tek-Gıda-İş Genel Başkanı Mustafa Türkel, açlık grevini, 29 Ocak Cuma gününe kadar ertelediklerini belirtti. Konfederasyonların genel grev kararı, işçiler tarafından alkışlarla karşılandı. Tekel işçilerinin talebi olan genel grevi, -kastedilen genel grev ekonomik grevdir, bilinçli ve örgütlü işçi sınıfının KP önderliğinde iktidarı ele geçirmek için başvurduğu genel grev değildir- gerçek anlamda sendikalar uygulayabilecek durumda değildir. Çünkü işçi sınıfı sendikal anlamda bile örgütlü değildir. Örgütlü olmayan sınıfın yapacağı genel grev hayatı durduracak durumda olamaz. Geçmişte yapıldığı gibi sendika konfederasyonlarının yapacağı genel grev göstermelik olmaktan öteye gitmeyecek, özellikle de kamuda etkili olacak, hayatı durdurmaya yeterli olmayacaktır. Türk-İş her fırsatta direnişten kurtulmaya çalışacak, umudunu Hükümetle yürütülen görüşmelere bağlamış durumdadır. 3 Şubat ta sorunun çözülmemesi halinde yapılacağı ilan edilen üretimden gelen gücün kullanılacağı ilanı, gerçekte hükümetten taviz koparma ilanıdır. Tekel işçilerinin onurlu ve kararlı direnişinin, işçi sınıfı hareketinde yeni bir atılımının, canlanmanın başlangıcı olabilmesi için; direnişin egemen sınıflar arasındaki iktidar dalaşının bir kaldıracı olarak kullanılmasının engellenmesi, sendika bürokrasisi tarafından boğulmasının/satılmasının engellenmesi mutlak şarttır. Bunun için işçiler mücadeleyi kendi ellerine almalı, kendi güçlerine, sınıf kardeşlerinin desteğine güvenmeli, direnişin yönetimi için kendi içlerinden seçecekleri her an geri çağrılabilir- direniş komitesinin bağımsız yönetimi altında mücadeleyi sürdürmelidirler. Sendika bürokrasisinin olası ihanetine, direnişin egemenler arasındaki iktidar dalaşında kaldıraç olarak kullanılmak istenmesine verilecek tek yanıt, işçilerin bağımsız sınıf mücadelesi olmalıdır. Tekel işçilerinin bu kararlılığı karşısında şimdilik işçi sınıfından önemli bir eylemli destek gelmiyor. Türk İş Başkanlar Kurulu bilindiği gibi her Cuma ve her hafta bir saat artan iş bırakma eylemleri kararı almıştı. Bizzat yönetimin uygulanması bağlamında pek bir şey yapmadığı bu karar şimdilik çok dar bir kesimin uyguladığı kağıt üzerinde bir karar. Dayanışma eylemleri daha çok iş saatleri dışında değişik siyasi örgütlerin ve örgütlü sendikacı kesimin eylemleri olarak gelişiyor. Bu tabii ki olumsuz bir durum. Tekel işçilerinin mücadelede kararlılığı, bu mücadelenin bu kitlesellikle ve kararlılıkla sürdürülmesi, süreç içinde sınıfın diğer bölümlerinin de dayanışma eylemlerini yükseltmesini beraberinde getirebilir. Tekel işçilerinin mücadelesi Türkiye de sınıf mücadelesinin gelişmesi açısından önemli bir direniştir. Bu mücadelede kötü bir uzlaşma yenilgi olacak ve bu yalnızca Tekel işçilerinin değil, işçi sınıfının bir yenilgisi olacaktır. Buna karşı işçilerin taleplerinin önemli ölçüde karşılanmak zorunda kalındığı bir sonuç, işçilere kazanmanın tek yolunun mücadele, kazanmanın tek yolunun sınıf dayanışması, kazanmanın tek yolunun sınıfa karşı sınıf mücadelesi, kazanmanın tek yolunun kendi gücüne güvenme olduğunu pratikte öğretecek, önemli bir kazanım olacaktır. Bunun olması için tekel işçilerinin direnişini desteklemeli, tüm gücümüzle Tekel işçilerinin yanında olmalıyız. Yaşasın Tekel işçilerin onurlu mücadelesi! 27 Ocak 2010 gündem 7

8 gündem Kozmik Oda da neler oluyor? 8 Başbakan yardımcısı Bülent Arınç a yönelik suikast ihbarı ve ertesindeki gelişmeler Türkiye de egemen sınıfların kendi içindeki iktidar dalaşında çatışmanın boyutlarının nerelere vardığını, çatışmanın taraflarının karşı taraftan her şeyi beklediğini göstermesi açısından ilginçtir. 19 Aralık ta Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ın evinin önünde araçla tur atan iki kişi bir ihbar üzerine gözaltına alındı. Bunların subay oldukları, birinin Yüzbaşı, birinin Albay olduğu çıktı ortaya. Bu gözaltılar ertesinde, medyada bunların Bülent Arınç a suikast için bilgi topladıkları, birinin elindeki bir pusulayı yutmak üzere ağzına attığını, görevli polislerin bunu engellediği vb. bilgileri yayıldı. Gözaltına alınan iki subay çıkarıldıkları mahkemede serbest bırakıldılar. Gözaltı ve serbest bırakılmanın hemen ertesinde Genelkurmay Başkanlığı, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ın evinin bulunduğu sokakta şüphe üzerine yakalanan iki subay ile ilgili olarak, Söz konusu askeri personel, uzun süredir devam eden, kastedilen bölgeye yakın bir yerde oturan ve bilgi sızdırdığı iddia edilen bir askeri personel hakkında bilgi toplamak üzere görevlendirilmişlerdir. açıklamasını yaptı. Gözaltına alınıp, evleri aranan, bilgi sayarlarına vb. el konulan iki askeri personel in çalıştıkları yer olan Seferberlik Tetkik Komutanlığı nda da (Çıkış noktasında Gladio, sonra Özel Harp Dairesi, en sonda da Özel Kuvvetler olan kontrgerilla) hakim kararı ile yapılan arama ertesinde içlerinde 19 Aralık ta göz altına alınan iki subayın da bulunduğu toplam 8 askeri personel gözaltına alındı. Savcılar tarafından sorgulanan beş askerî personel serbest bırakılırken, üçü de tutuklama istemiyle nöbetçi mahkemeye sevk edildi. Mahkeme üç askeri serbest bıraktı. Genel Kurmay Başkanlığı mahkemeye başvurarak, arama yapılan Seferberlik Tetkik Kurulu Ankara Bölge Başkanlığı nda devletin çok gizli belgelerinin olduğunu bildirerek, aramanın durdurulmasını talep etti. Görevli Mahkeme bu talebi reddetti. Ret kararında, Bu yerin, devlet sırlarının saklandığı yer bile olsa, arama yapılmasına yasal bir engel yoktur diyen mahkeme, bazı sınırlamalar da getirdi. Mahkeme, arama tamamlandığında tutulacak tutanağın sadece suça konu delillerle ilgili bilgi ve belgelerle sınırlı olmasını kararlaştırdı.

9 Sivil yargının, askeriyenin çok gizli devlet sırları var, buraya girilmez dediği bir mekana girmiş ve arama yapmış olması, Türkiye açısından önemli bir olay, önemli bir gelişmedir. Kurumlar arasında uyum konusunda MGK ertesinde yapılan kısa açıklamada kurumlar arası uyum un gerekliliği bir kez daha vurgulandı. Gelişmeler kurumlar arasında uyum konusunda yapılan açıklamaların kerhen yapılmak zorunda kalınan açıklamalar olduğunu göstermektedir. Bu gelişmelerin gösterdiği şudur: Yargının bir bölümü görünen odur ki sivilleşme iddiasını ciddiye alan adımlar atmaktadır. Yüksek Yargı bu kesimin attığı adımların yanlışlığını dillendirmekte ve davaların kendi önlerine geldiği aşamalarda alt yargı kesimlerinin yaptırımlarını durdurmakta, kararları tersine çevirmektedir. Yani çatışma yalnızca kurumlar arasında değil, aynı zamanda tek tek kurumların da içindedir. Yargı kendi içinde bölünmüştür. Emniyet kendi içinde bölünmüştür; en homojen görünümlü orduda bile AKP ye karşı izlenecek siyaset konusunda kesin bir birliktelik yoktur. Ergenekon soruşturmaları ve davaları net olarak göstermiştir ki ordu içinde aceleci darbecilerle, AKP yi götürme işini darbe dışı yollarla yapmaktan yana olanlar arasında bir bölünme vardır. Ve aceleciler gerektiğinde diğer takımı tasfiye etmeyi de planları içine almıştır. Bunu gören diğer takım da, bunlara dokunulmasına fazla ses çıkarmamıştır. Halin böyle olduğu bir durumda bugünkü karışıklıklar normaldir. Aslında TC sancılı, ucu açık bir dönüşüm süreci yaşamaktadır. Seferberlik Tetkik Kurulu ndaki kozmik odaları arayan Hâkim Kadir Kayan takip edildiği kuşkusuyla bir ihbarda bulunuyor. Bunun üzerine Kadir Kayan ın plakasını verdiği iki sivil araç Terörle Mücadele timleri tarafından durdurularak aranmak isteniyor. Durdurulan arabalardan birinde 3, diğerinde 2 sivil giyimli, beş asker kişi var. Bunlar askeri kimliklerini belgeliyorlar. Bunun üzerine askerler ve araçları Ankara Merkez Komutanlığına götürülerek arama yapılıyor. Olayın hemen ardından Genel Kurmay dan bir açıklama yapıldı. Olayın, bir şüphe üzerine yapılan ihbar ve bu ihbara yönelik olarak icra edilen bir uygulama olduğu anlaşılmış ise de, son günlerde yaşananların, kişileri ve toplumu ne hale getirdiğini göstermesi bakımından önemli olduğu düşünülmektedir. Genel Kurmay açıklamada paranoya lafını doğrudan kullanmıyor, fakat ihbarı yapanı (ki kimin yaptığı anında medyada yer aldı) birazcık paranoyak gösteriyor. İki araçta yapılan aramada söz konusu araçlardan sebze meyve çıktığı bilgileri de yayıldı medyada. Meğer ki bu askerler sivil arabalarla ve sivil kıyafetlerle yılbaşı alışverişi yapıyorlarmış, katiyen hakimi izleme vb. işlerle uğraşmıyorlarmış. Paranoyak hakim hiç gereksiz yere vesveselenmiş! Olaydan iki gün sonra bu hakime Ankara dan içinde 8 mermi olan bir tehdit mektubu gönderiliyor. Paranoyak hakim bu sefer de bu mektubu veriyor savcılara araştırması için. Halbuki ciddiye alınacak hiçbir şey yok. Kazılan her yerden silahların, bombaların çıktığı, Genel Kurmay Başkanının Law silahı ile basın toplantısına katılıp, bu aslında silah değil mühimmattır, aslında basit bir borudur yollu açıklamalar yaptığı bir ülkede, 8 mermili tehdit mektubunu ciddiye almak paranoyaklık değil de nedir?!! Hem kim biliyor bu kurşunları kimin gönderdiğini? Bunları hakim kendi kendine göndermiş olamaz mı? Ya da eşek şakası yapan birileri göndermiş olamaz mı? Ya da yabancı gizli servisler, Fettulahçılar, AKP yanlıları vs. hedef şaşırtmak için göndermiş olamaz mı? Vs. vs. Genel Kurmay açıklamasında dendiği gibi toplum çok kötü bir haldedir. Paranoyaklık diz boyudur, komplo teorilerinin bini bir paradır. İyi de toplumun bu hale gelmesinin sorumluları kimlerdir? Bizzat bundan yakınanlar değil mi? Bu ülke bugün de hala darbe Anayasası ile yönetiliyor açık askeri faşist darbesinden sonra bir post modern darbe, demokrasiye balans ayarı (Çevik Bir), ardından açığa çıkmış darbe hazırlıkları yaşamış, cumhurbaşkanlığı seçimine Genelkurmayın doğrudan müdahale ettiği, ordunun siyasetin belirlenmesinde başrol oynadığı bir ülkede yaşıyoruz nin üzerinde faili meçhulün olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Şimdi burjuvazinin bir kesimi AKP hükümeti üzerinden şimdiye kadarki statükoyu değiştirmek için bir mücadele yürütüyor. Bu mücadelede her iki taraf ta her türlü aracı ve yöntemi kullanıyor. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Emekçi halk kime ve neye inanacağını bilemiyor. Yarın ne olacağı belli değil. Toplumu paranoyak yapanın kendisi de paranoyak duruma gelmiştir. Sorumlusu egemen sınıfların kendisi, en başta da egemen sınıfların statükocu kesimidir. 10 Ocak 2010 gündem 9

10 halkların kardeşliği için 10 Irkçı saldırılar artıyor Hedefte Romanlar var Ülkelerimizde demokrasi yönündeki sözünü ettiğimiz gerici burjuva demokrasisi, gerçek demokrasi yönünde atılacak her adımın karşısında yalnızca burjuvazinin bir bölümü değil tümü duruyor- her gelişmenin önü statükocu güçler tarafından kesilmeye çalışılıyor. En etkin silahlardan biri Türk ırkçılığının kışkırtılmasıdır. Bunun için şehit cenazeleri, askere gönderme törenleri gibi her türlü araç ve fırsat kullanılıyor. Türk ırkçıları söylem ve eylemleriyle vatanı bölünme tehlikesine karşı savunma iddiasındalar. Gerçekte yaptıkları halkları, emekçileri birbirine düşman etmek, emekçilerin bölünmüşlüğünü derinleştirmek. Bu bağlamda Türk ırkçılığının en güncel hedefi kuşkusuz Kürtler. Çünkü Kürtler uyanan ulusal bilinçleri ile artık kendi ulusal haklarını açıkça talep ediyor, mücadelesini veriyor. Ulusal baskıya direniyor. Hesap soruyor. Bu yüzden ırkçı hezeyanın ve saldırıların güncel hedefinde öncelikle Kürtler duruyor. En azgın ırkçılar kesin bir kıyamın, bir soykırımın yolunu açmak için ellerindeki tüm araç ve imkânlarla, Kürtleri sokağa dökmek için her provokasyonu yapıyor. Kürtlere legal siyaset imkanları yasaklanıyor. Seçilmiş belediye başkanları, Kürt ulusuna yapılan baskılara karşı çıkıp, demokrasi talep eden insanlar cürüm işlemiş sayılıp, zindanlara atılıyor. Yetmiyor, hak arayan, taleplerini haykıran Kürtlere ateş açılıyor. Yetmiyor batının belli bölgelerine çalışmaya gelen Kürtlere karşı faşist saldırılar düzenleniyor. vs. Yapmak istedikleri Kürtlerle Türkleri genel bir çatışmanın içine çekmek. Hesapları soykırım. Burjuvazinin küçümsenmeyecek bir kesimi, 21. yüzyılda soykırım çözümünün çözüm olamayacağını, hele hele Kuzey Kürdistan, Türkiye de gibi Kürtlerin ve Türklerin iyice iç içe girip yaşadığı bir ülkede bu çözüm ün hiç olamayacağını görüyor. Bu gibi çözüm önerilerinin sonuçta bugünkü birliği de parçalayacağını görüyor ve sorunun barışcıl çözümü için belirli -asgari- bazı ulusal hakların verilmesini istiyor. Azgın ırkçılar bunları da hain ilan edip, ırkçı kışkırtmalarına devam ediyorlar. Azdırılan Türk ırkçılığı, örgütlü sivil faşist güçlerin yer yer polis, jandarma gözetim ve denetiminde- linç girişimlerinde de kendini gösteriyor. Türk ırkçılığının andaki öncelikli hedefi hakkını arayan Kürtler, fakat tabii yalnızca Kürtler değil. Onlar Türk olmayan öteki lerin tümüne düşmanlar. Ve bu düşmanlıklarını bazen eylemlerle de kusuyorlar. Bunun en son örneği yılbaşı gecesi ve ertesinde Manisa nın Selendi ilçesinde yaşandı. 5 Ocak gecesi Selendi de yüzlerce kişi 30 yıllık komşuları olan Romanların araçlarına ve evlerine saldırdı. Onlarca araç-ev yakıldı, tahrip edildi. Vurun Çingenelere nidalarıyla saldıranlar, Roman halk üzerinde tam bir terör estirdiler. Olayların gerisinde yılbaşı gecesinde yaşanan bir kavga var. Burhan Uçkun adlı bir Roman vatandaş gece yılbaşı gecesi bir kahveye girip çay istediğinde, Kahvecinin Ben Çingenelere çay vermem, çık git ırkçı tepkisiyle karşılaşıyor. Bunun üzerine çıkan tartışma kavgaya dönüşüyor. Uçkun un babası aynı gün geçirdiği kalp kriziyle ölüyor. Olaydan beş gün sonra kavgaya karışan iki grup arasında yeniden kavga çıkıyor. Vurun Çingenelere çağrıları, bine yakın kişinin toplanıp Roman mahallesini basması, onlarca aracı, evi yakıp yıkması ile sonlanıyor. Bu baskın ve linç olayları ancak 5 saat sonra ve ancak Selendi deki Romanların Jandarma kontrolünde Selendi den çıkarılması ile durdurulabiliyor. Selendi de yaşayan 15 i çocuk, 20 si kadın toplam 74 Roman, Gördes te yaşayan akrabalarının yanına götürülüyor. Sürgünle sonuçlanıyor olay. Olaylarla ilgili gözaltına alınan bir tek kişi bile yok! Sonradan Manisa valisi vb. devreye girip Romanların evlerine geri dönmesi çağrısı yapıyor, yıkılan evlerin yapılacağı vb. söyleniyor. Fakat bu sözlere ne kadar güven olur? Bir dahaki kızgınlık ta bu linç girişimlerinin, gerçekten linçe dönüşmeyeceğinin garantisi nedir? Irkçılık aslında yapısaldır. Sömürü sisteminin genlerinde vardır. Bu sistem sürdükçe, ırkçılık var oldukça benzer olayların yaşanması kaçınılmazdır. Ülkelerimizde bugünkü şartlarda sarsılan iktidarlarını kaptırmamak için direnen statükocu güçlerin ortamı germekten çıkar umduğu ortamda bu gibi olayların daha sıklıkla gündeme gelmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Buna karşı uyanık olmak, oyuna gelmemek, halkların kardeşliği bayrağı altında her saldırıda saldırıya uğrayanlarla aynı saflarda olmak görevdir. 8 Ocak 2010

11 Katledilişinin 3. yılında Hrant anıldı Hrant katledileli üç yıl oldu. Arkadaşları, dostları, yoldaşları, sevenleri, Hrant ın kahpece arkadan vurulup düştüğü kaldırımda, Agos Gazetesi önünde andılar onu. Yoğun kar yağışına aldırmadan binlerce kişi Agos Gazetesi önünde toplandı. Hep bir ağızdan Katil devlet hesap verecek! sloganını haykırdılar. 3 yıldır süren mahkeme de bir arpa boyu yol alınamadı. Katiller Hrant ın ailesi ile dalga geçme cüretini gösterirken, mahkeme kimi gerçekleri görmezden gelmeye devam ediyor. Arat Dink in konuşmasında vurguladığı gibi bu ülkenin adaletine güvenmiyoruz. O adalet işçilerin, emekçilerin adaleti değil! O adalet burjuvazinin, egemenlerin adaleti. Bu adaletten gerçekleri, Hrant ın katledilmesinin aydınlatılmasını beklemek saflık değilse, aptallıktır! Hrant sız geçen üç yılda, ortaya çıkan gerçekler katilin ve suçlunun kim olduğunu açıkça gösteriyor. Katil ve suçlu faşist devlettir! Anmada Hrant ın arkadaşları adına konuşmayı yönetmen Sırrı Süreyya Önder yaptı. Önder, Bu zalimler sofrasında yere düşen Dink değil, izzetimiz, namusumuz ve şerefimizdir. Madem katilleri tanıyoruz, gün katilleri teşhis etme günüdür. Aslında güvercin kasapları diyebiliriz onlara dedi Hrant ın sevgili eşi Rakel Dink kısa bir konuşma yaptı. Anmaya gelen herkese teşekkür etti. Arat Dink ilk defa bu anmada konuştu. Haklı olarak Bu ülkenin adaletine güvenmiyorum diyen Arat Dink, şunları söyledi: Bu ülkede insan babasına ağlayamıyor. Bu üç yılın sonunda neredeyiz? Üç yıl önce babama ağlarken, hayatımın en kötü gününde öfke içindeyken, siz şaşkınlığı eklediniz ona. Üç yıl sonra neredeyiz? Çünkü bu ülkenin adaletine güvenmiyorum. Üç yıl önce sizin sayenizde içime umut doğdu. Sizinle birlikte babamın üç yılının hesabını soracağımızı ümit ediyorum. Geçen yıl basında en fazla yer alan, mahkemede bu üç çocuğun ailemizle alay edişiydi. Üç yıl önce onlar babamı öldürürken yalnız mıydı? Babam öldürülmeden üç gün önce bir yazı yazdı. Dedi ki; Bu ülkenin valiliğine çağrıldım, haddim bildirilmeye çalışıldı ve yanında iki istihbaratçıyla. Mahkeme valiliğe sordu; Bu iki kişi kimdir? Valilik bir buçuk sayfa masal anlattı. Mahkemeyle dalga geçmedi mi? Biz şahitlik ettik, kendisi yazıyordu, bizi tehdit ediyorlar, tehdit ettiler diye. Çünkü devlet kırıp dökenleri yönetiyor ama sizi yönetemiyor. Bu zalimler sofrasında yere düşen Dink değil, izzetimiz, namusumuz ve şerefimizdir. Madem katilleri tanıyoruz, gün katilleri teşhis etme günüdür. Aslında güvercin kasapları diyebiliriz onlara Korkuyor, korktu. Kafes Planı diye bir plan çıktı ortaya. Orada Hrant Dink operasyonu diyor. Bütün ülke biliyor bunu, bütün medya yazdı mı bunu? Babamın dilinde tüy bitti bir Yargıtay kararını anlatmaktan te soykırımla ilgili bir kitabın yayınında, Yargıtay Sakıncalıdır diye bir karar aldı. Kışkırtılacak sayıda Ermeni kalmadı diye. Biz bu ülkede yüzde 20 ydik, bugün binde bir bile değiliz. Yüz yıl önce avdık şimdi yem olmuşuz, yem. Anmada, Faşizme inat, kardeşimsin Hrant!, Hepimiz Hrant ız, hepimiz Ermeniyiz!, Kürt, Türk, Ermeni, yaşasın halkların kardeşliği!, Faşizme karşı omuz omuza!, Hrant için, adalet için, Hrant ın katili Ergenekon devleti!, Gün gelecek, devran dönecek, katil devlet hesap verecek! vb. sloganları atıldı. Arat Dink in konuşmasının ardından anma bitirildi. Dağılan kitle Taksim e doğru yürüyüşe geçti. Taksim Meydanı na kadar yüründü. 20 Ocak 2010 halkların kardeşliği için 11

12 güncel 12 Kaşıkla ver, kepçe ile al! Yeni sefalet ücreti açıklandı Asgari ücret artışının gerçek değerini kavramak için Türkiye de açlık ve yoksulluk sınırına bir göz atmak yeter. Türk-İş tarafından yapılan son araştırmaya göre Aralık ayı itibarıyla dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapılması gereken aylık harcama tutarının ise 794,63 TL idi. (Açlık sınırı) Türk-İş e göre geçen Aralık ayında İnsan onuruna yaraşır bir yaşama düzeyi için, yine dört kişilik bir ailede yapılması gereken harcama tutarı ise (Yoksulluk sınırı) 2.588,36 lira idi. Yeni asgari ücret belli oldu. İşte rakamlar: Asgari ücret, 16 yaşından büyükler için 1 Ocak 2010 dan itibaren brüt 729, net 577,01 lira olarak belirlendi. 16 yaşından büyükler için belirlenen asgari ücretin işverene maliyeti 885,73 lira olacak. Asgari ücret, 16 yaşını doldurmamış işçiler için ise brüt 621, net 499,62 lira olarak tespit edildi. 16 yaşını doldurmamış işçiler için belirlenen asgari ücretin işverene maliyeti ise 793,94 lira olacak. Asgari ücreti belirleyen komisyon toplantısına Çalışma Genel Müdürü Ali Kemal Sayın ve TİSK Yönetim Kurulu Üyesi Ali Nafiz Konuk başkanlığındaki bakanlık ve işveren heyetleri katıldı. İşçileri temsil eden Türk-İş daha önce aldığı karar doğrultusunda toplantıya katılmadı. Asgari ücret; 16 yaşından büyükler için gelecek yılın birinci 6 ayında yüzde 5,2, ikinci 6 ayında yüzde 4,3 artırılacak. Asgari ücretin birinci 6 ayda işverene maliyeti 885,73, ikinci 6 ayda 924,01 liraya çıkacak. Asgari ücret, 16 yaşını doldurmamış işçiler için gelecek yılın birinci 6 ayında brüt 621, net 499,62 liraya ulaşacak. Yılın ikinci 6 ayında, asgari ücret 16 yaşını doldurmamış işçiler için brüt 648, net 518,97 liraya çıkacak. 16 yaşını doldurmamış işçiler için uygulanacak asgari ücretin işverene maliyeti yılın birinci 6 ayında 793,94, ikinci 6 ayında 828,39 liraya ulaşacak. Kapıcılar için asgari ücret, yılın ilk 6 ayında brüt 729, net 619,65 lira, yılın ikinci 6 ayında brüt 760,50, net 646,42 lira olacak. Asgari ücret, halen 16 yaşından büyükler için brüt 693, net 546,48 lira, 16 yaşından küçükler için brüt 589,50, net 472,32 lira olarak uygulanıyor. Bu aslında gerçek anlamda ücret artışı olmayan artışa bile Komisyon da işveren temsilcisi TİSK yüksek! gerekçesi ile karşı çıkıyor. Onlara karşı sıfır ücret artışı, hatta ücretlerin nominal olarak da düşürülmesi istenen şeydir. Çalışma Bakanı ve hükümet ise seçilme diye bir soruna sahiptir. Bu yüzden hele seçimlerin 1 yıl sonra gündemde olduğu, daha şimdiden muhalefetin erken seçim diye gürültü ettiği şartlarda- birazcık da olsa işçi düşmanı imajından biraz kurtulmak için bir şeyler yapmak, ücretleri yükseltir görünmek iyidir, hatta elzemdir. Bu yüzden bu düşük oranlı artışı Çalışma Bakanı bu kriz ortamında verilebileceğin en fazlası olarak, bir çeşit özür dileyerek satıyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürü Ali Kemal Sayın, Elbette bu işçilere ödenmesi arzu edilen bir ücret değildir ancak küresel ekonomik krizin etkileri ve içinde bulunduğumuz ekonomik koşullar dahilinde hem işçilerimizin hem de iş verenlerimizin durumu dikkate alınarak bir tespitte bulunulmuştur diyor ve devam ediyor: Asgari ücrette 2010 yılında beklenen enflasyon oranının iki katına yakın artış sağlanmıştır. Ali Kemal Sayın herkesi hesap bilmez sanıyor! Ali Kemal in hesabına göre 2010 enflasyonunun % 4 civarında olması gerek. Bunun olmayacağını biliyor. Ama atıyor. Belki inanan bulunur! Asgari ücret artışının gerçek değerini kavramak için Türkiye de açlık ve yoksulluk sınırına bir göz atmak yeter. Türk-İş tarafından yapılan son araştırmaya göre Aralık ayı itibarıyla dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapılması gereken aylık harcama tutarının ise 794,63 TL idi. (Açlık sınırı) Türk-İş e göre geçen Aralık ayında İnsan onuruna yaraşır bir yaşama düzeyi için, yine dört kişilik bir ailede yapılması gereken harcama tutarı ise (Yoksulluk sınırı) 2.588,36 lira idi.

13 Türk- İş in tavrı Türk-İş Yönetim Kurulu adına asgari ücret konusunda yapılan açıklamada, 2010 yılında geçerli olacak asgari ücretin güvenilir, objektif ve bilimsel veriler yerine hükümetin keyfi yaklaşımı ile belirlendiğini öne sürerek, Böylece tespit edildiği andan itibaren asgari ücret yetersiz, çelişkili ve tutarsız olmaktadır, insanca bir yaşama düzeyi sağlamaktan uzak, açlık ücreti bile değildir denildi. Türk-İş Yönetim Kurulu ndan yapılan yazılı açıklamada, Asgari Ücret Tespit Komisyonu nun toplantılarına Türk-İş temsilcilerinin katılmadığı belirtildi. Türk İş Yönetim Kurulu nun yaptığı açıklamadaki Asgari ücret.. insanca bir yaşama düzeyi sağlamaktan uzak, açlık ücreti bile değildir. tespiti somut bir tespit olarak doğrudur. Fakat bu açıklamada Türk-İş bu doğru tespitin yanında, aslında sömürü düzeni kapitalizmin özünü gözlerden gizleyen tespitlerle işçileri kandırmaktadır. Asgari ücret kapitalizm şartlarında gerçekte işçinin hayatını devam ettirebilmesi için düşünülen en düşük ücrettir. O ücretin sınırını patron için işçinin ölmemesi belirler. Bunun ne kadar üzerine çıkılacağını belirleyecek olan işçi sınıfının örgütlü sınıf mücadelesidir. Kapitalizmin egemenliği şartlarında, sosyal devlet kocaman bir yalandır. Kağıt üzerinde, Anayasal olarak TC.nin temel özelliklerinden birinin sosyal devlet olarak tanımlanması bile bu yalanın büyüklüğünü göstermek için yeter de artar bile. Türk-İş yönetimi işçilere bu gerçekleri açıklayacak yerde, asgari ücret in işçilerin ekonomik ve sosyal durumunun iyileştirilmesi için önemli bir araç olduğu masallarını anlatıyor. Tabii ki asgari ücretin sınırının yukarılara çekilmesi için, bunun mümkün olduğunca yüksek olması için mücadele edilmelidir. İşçilerin örgütlü gücünün harekete geçirilmesi ile evet asgari ücretin sınırları yukarı çekilebilir. Fakat bu mücadelede işçilere asgari ücret in sosyal devletin gereği olduğu vb. masalları anlatılmamalıdır. Asgari ücret uygulamasının rekabetin emek sömürüsüne yol açmadan yapılması amacına da sahip olduğunun açıklanması bir başka masaldır. Kapitalizm olacak ve orada rekabet emek sömürüsüne yol açmadan yürütülecek. Emek sömürüsüz bir kapitalizmin olabileceğini savunuyor Türk İş yönetimi! Türkiye deki en büyük işçi sendikaları konfederasyonunun yönetimi söylüyor bunu. Bunun böyle olduğu bir ülkede asgari ücretin açlık sınırının bile altında tespit edilmesinin şaşırtıcı bir yanı yoktur. Asgari Ücret Tespit Komisyonu nun karar toplantısına Türk-İş temsilcilerinin oynanan oyunun parçası olmamak ve hükümetin yaklaşımını protesto etmek gerekçesiyle katılmamış olmaları da esasta göz boyamaya yöneliktir. Hükümet yalnızca asgari ücrete değil, emeklilerin bir kısmı için 2010 yılında yapacağı zamları da açıkladı. SSK ve Bağ-Kur emeklilerine zam verilirken, Emekli Sandığı emeklileri zam dışında tutuldu. Verilen zammın boyutları, en düşük emekli aylığının açlık sınırı altında olması durumunu değiştirmeyen boyutlar. Şimdiye kadar 601 lira olan en düşük SSK emeklisi maaşı 683 liraya, tarım SSK lısı aylığı 480 liraya, esnaf emeklisi aylığı 555 liraya, en düşük Bağ-Kur tarım emeklisi aylığı da 380 liraya çıkacak. Yeni asgari ücret, emeklilere zam açıklamasına paralel olarak akaryakıt, sigara, alkol üzerindeki vergiler ile harçlar ve damga vergisi başta olmak üzere birçok vergide oranların yükseltildiği yılın son günü, adeta hükümetin halka yılbaşı hediyesi olarak açıklandı. Hükümet vergi artışlarından yaklaşık 10 milyar TL lik gelir bekleniyor. Verilen ücret zamları, getirilen vergi artışları ve zamlarla misliyle geri alındı. Hükümetin ücret ve maaş zammı kepçeyle geri alınacak olanın, kaşıkla verilmesi anlamına geliyor. Bu fakat büyük burjuvazinin aylardan beri yapılsın diye bastırdığı IMF ile kredi anlaşmasının yapılabilmesi için ön şarttır. 10 Ocak 2010 güncel 13

14 gündem Devrimci homofobi üzerine Burada Yürüyüş dergisinin takındığı tavır, aslında kapitalist toplumda cinsellik konusunda egemen olan anlayış ve önyargıların devrimcilik adına tekrarlanmasıdır. Eşcinselliği cinsel sapkınlık ve hastalık olarak değerlendirmek, kapitalist toplumun egemen anlayışıdır. Kapitalist toplum heteroseksüel ve monogam ilişkiyi norm olarak dayatan, ahlaklı namuslu tek ilişki biçimi olarak gösteren toplumdur. Tabii bu monogaminin kaçınılmaz yol arkadaşı yaygın/resmi ve gayrı resmi fuhuş, eşlerin birbirini aldatması vs.dir. 14 Son günlerde internet ortamında, dergilerde hararetli bir şekilde yürüyen bir tartışma var. Tartışmanın bir yanında Yürüyüş dergisi, diğer yanında LGBTT (Lezbiyen-Gay-Biseksüel-Transseksüel) örgütü ve bu örgütün Güler Zere ye ve hasta tutsaklara özgürlük eylemleri için oluşturulan eylem birliği içinde karar alma mekanizmasında yer alma isteğine destek veren gruplar var. Yürüyüş çevresinin bu isteğini ilke olarak reddeden tavrı üzerine bir dizi örgüt, bu eylem birliğinden çekildi.. Bu tabii ki bu grupların Güler Zere ve hasta tutsaklara özgürlük mücadelesinden vaz geçmesi, bu mücadeleyi bırakması anlamına gelmiyor. Fakat Yürüyüş çevresi bunu böyle görüp göstermeye özen gösteriyor. Tartışma içinde Yürüyüş çevresi, aslında toplumun LGBT e karşı bütün gerici önyargılarını hem de devrimcilik adına savunuyor. Yürüyüş ün konuyla ilgili yazısında şöyle deniyor: Tartışmanın özü, kendilerine LGBTT adını veren bir cinsel sapkınlık grubunun devrimcilere dayatılmasıydı. Bu grup, Güler Zere ye ve hasta tutsaklara özgürlük eylemlerine katılan bir gruptu. Güler Zere ve tüm hasta tutsaklar için halkın tüm kesimlerini birleştirme perspektifiyle hareket ettik. Bu çerçevede de söz konusu grubun katılımına da özel bir itirazımız olmadı. Ancak bu grup, karar alma mekanizması nda yer almak istediğinde buna itiraz ettik. Çünkü eşcinselliği, bir cinsel sapkınlığı böyle bir platform içinde meşrulaştıramazdık. Kuşkusuz bu sorun ekonomik, siyasal, ahlaki, kültürel boyutlarıyla ayrıca ele alınabilir; ama tavrımızın anlaşılması açısından kısaca belirtelim. Eşcinsellik bir cinsel sapkınlık ve hastalıktır. Kapitalizm, cinselliği, aşkı sadece bir haz duygusuna indirgemiş ve bunu teşvik ederek sapkınlığı kanıksattırıp yaygınlaştırmaktadır. Bu sorun, kapitalizmin insanı kendisine, doğaya ve değerlerine yabancılaştırmasının ürünlerinden biridir. Bu, alkışlanacak, meşrulaştırılacak bir şey değildir; kişisel bazda tedavi edilmeli, ama daha önemlisi, ekonomik, sosyal, kültürel koşulların değişmesiyle, eşcinselliğe ve benzeri sapkınlıklara zemin hazırlayan koşullar yok edilmelidir. Bunun ötesinde, devrimciler elbette, kapitalizmin ezdiği kullandığı tüm kesimler gibi, eşcinsellerin ezilmesine, kullanılmasını da karşı çıkar. İkincisi, bu kesimler eğer, anti-emperyalist, anti-kapitalist mücadeleye katılmak isterlerse, buna engel olmaz. Ama burada esas olan, karşımıza cinsel kimlikleriyle değil, siyasi nitelikleriyle çıkmalarıdır. Burada söylenenler konusunda: * Kendine LGBTT adını veren cinsel sapkınlık grubu değerlendirmesi, devrimcilik adına savunulsa da, yanlış bir değerlendirmedir. Devrimcilerin, yetişkin insanların, kendi tercih ve eğilimleri ile başka insanları taciz etmeksizin cinselliğini nasıl yaşayacakları konusunda bir değerlendirme yapıp, kimi cinsel eğilim ve tercihleri bunlar toplumsal norm olarak dayatılmış olsa bile- üstün ve doğru görüp, diğerlerini sapkınlık olarak adlandırması yanlıştır. * LGBTT heteroseksüel ilişkinin norm olarak dayatıldığı, ikiyüzlü toplumda cinsellik konusunda kendi azınlık haklarını savunanların örgütüdür. Bu örgütün devrimci örgütlerle birlikte devrimci tutsaklarla dayanışma eylemleri içinde yer almak istemesi gayet olumlu bir tavırdır. Halkın tüm kesimlerini birleştirmek perspektifi ile hareket ettiğini söyleyenlerin LGBTT nin de gelmesinden, geldiğinde evet karar mekanizması içinde yer almak istemesinden rahatsız olması anlaşılır bir şey değildir. Halk içinde LGBTT ler var mıdır? Varsa bunların kendilerine karşı yönelen özel baskılara karşı örgütlenip mücadele etmesi anlaşılır ve doğru değil midir? Bizzat devrimci örgütlerin bu insanların sorunlarına sahip çıkması gerekmez

15 mi? * Yürüyüş aslında LGBTT lerin eylem birliğine gelmesinden rahatsızdır. Gelmelerine kerhen de olsa bir şey dememişlerdir. Fakat LGBT başka örgütlerle eşit hak isteyince, Yürüyüş ilkesel tavrını koymuştur: eşcinselliği, bir cinsel sapkınlığı böyle bir platform içinde meşrulaştıramazdık. Bu tavrın devrimcilikle bir ilgisi yoktur. Yalnızca heteroseksüeller mi devrimci tutsaklarla dayanışma içinde olma hakkına sahiptir? LGBTT kendi cinsel tercihlerini, eğilimlerini, pratiklerini herkese norm olarak dayatmak isteyenlerin gözünde sapkınlıktır ancak. * Eşcinsellik bir cinsel sapkınlık ve hastalıktır. Kapitalizm, cinselliği, aşkı sadece bir haz duygusuna indirgemiş ve bunu teşvik ederek sapkınlığı kanıksattırıp yaygınlaştırmaktadır. Bu sorun, kapitalizmin insanı kendisine, doğaya ve değerlerine yabancılaştırmasının ürünlerinden biridir. Burada Yürüyüş dergisinin takındığı tavır, aslında kapitalist toplumda cinsellik konusunda egemen olan anlayış ve önyargıların devrimcilik adına tekrarlanmasıdır. Eşcinselliği cinsel sapkınlık ve hastalık olarak değerlendirmek, kapitalist toplumun egemen anlayışıdır. Kapitalist toplum heteroseksüel ve monogam ilişkiyi norm olarak dayatan, ahlaklı namuslu tek ilişki biçimi olarak gösteren toplumdur. Tabii bu monogaminin kaçınılmaz yol arkadaşı yaygın/resmi ve gayrı resmi fuhuş, eşlerin birbirini aldatması vs.dir. Marksist yaklaşımda kapitalist toplumun bu normu teşhir edilir. Geleceğin toplumunun insanlarının cinselliği konusunda, onlar nasıl yapacağına kendileri karar vereceklerdir denip geçilir. Cinselliğin bir biçimini norm olarak getirip dayatmak, onun dışındakileri sapkınlık hastalık olarak adlandırmak yanlış bir yaklaşımın ifadesidir. Bu kapitalist toplumun ikiyüzlülüğünün, sahtekârlığının da ifadesidir aynı zamanda. Eşcinselliğin doğaya yabancı olduğu, insani değerlere ters olduğu, kapitalizmin ürünü olduğu vs.nin tümü yanlış, sadece kapitalist toplumun egemen önyargılarının tekrarı olan tavırlardır. Doğada cinselliğin yalnızca bir biçimi monogam heteroseksüel ilişki- yoktur. İnsanlık tarihinde monogam heteroseksüel ilişki ancak son 200 yıllık tarihin ürünüdür. Eşcinselliğin tarihi kapitalizmin tarihinden çok eskidir. Kapitalizmin ürünü değildir. Yani kapitalizmin ortadan kaldırılmasıyla bu hastalık ve sapkınlığın ortadan kaldırılacağını vb. söylemek de bütünüyle yanlıştır. * Bunun ötesinde, devrimciler elbette, kapitalizmin ezdiği kullandığı tüm kesimler gibi, eşcinsellerin ezilmesine, kullanılmasını da karşı çıkar. İkincisi, bu kesimler eğer, anti-emperyalist, anti-kapitalist mücadeleye katılmak isterlerse, buna engel olmaz. Ama burada esas olan, karşımıza cinsel kimlikleriyle değil, siyasi nitelikleriyle çıkmalarıdır. Peki ama bu eşcinsellik (LGBTT eşcinsellikten geniştir!) eğer tedavi edilmesi gereken bir sapkınlık sa, ve LGBTT insanlar fakat bunu hiç de sapkınlık olarak görmüyor, kendi cinselliklerini kendi istedikleri gibi yaşamak istiyorlarsa ne olacaktır? Tedavici devrimci arkadaşlar bu sapkınlar ın ezilmesine nasıl karşı çıkacaklardır? Kendileri tedavi gerekliliğini savunanlar, nasıl olup ta ezilmeye karşı çıkacaklardır. Eşcinselliğin kendisinin sapkınlık ilan edilmesi, ezmenin bir parçası değil midir? Cinsel tercihi bizim istediğimizden değişik olanlara, kendi tercihimizi dayatmak ezme, baskı değil midir? Bizzat sapkınlık değerlendirmesi bir aşağılama, bir baskı değil midir? LGBT insanlar kendi cinsel özgürlüklerini savunduklarında, eşitlik istediklerinde, bunun için gerçekten mücadele ettiklerinde kapitalist sistemle karşı karşıya geleceklerdir. Bu insanları ezen bu sistemdir. Antikapitalist mücadelede bu insanların kendi cinsel kimlikleriyle de katılmasını gerçek hiçbir devrimci reddedemez. Onların cinsel kimlikleri bugün onların siyasi kimlikleridir de aynı zamanda. Güler Zere ve Hasta Tutsaklara Özgürlük Platformu içerisinde, eşcinselliğin sapkınlık, hastalık olarak adlandırılmasına karşı çıktık/çıkıyoruz. Platform içerisinde yukarıda ifade etmeye çalıştığımız görüşleri öz olarak savunduk. LGBTT nin platform içerisinde yer almasının olumlu olduğunu, platform içerisinde yer almalarına bağlı olarak karar alma mekanizmalarında da olmaları gerektiği tavrını takındık. Platformu terk eden örgütlerin, platformu terk etme tavrını doğru bulmuyoruz. Bir eylem birliğinde, eylem birliğine katılan örgütler arasında, önemli olan bir dizi siyasi meselede aynı görüşler üzerine anlaşmak değil, -bu mümkünde değil- eylemin yönelimi konusunda anlaşmaktır. Güler Zere ve Hasta Tutsaklara Özgürlük Platformunun yönelimini doğru bulduğumuz için platform içinde yer alıyor, bu konuda olduğu gibi tartışılan çeşitli konularda platformu terk etme yerine, platformda kalarak doğru görüşlerin mücadelesini vermenin/savunmanın daha doğru olduğunu düşünüyoruz. 5 Ocak 2010 gündem 15

16 yeni kadın dünyası 16 Erkek egemen sistemden ibretlik manzaralar 2 Ocak tarihli Radikal Gazetesinde, kadın cinsinin ülkemizde durumunu gösteren, erkek egemen sistemin erkeklerinin kadınları nasıl kendi mülkleri ve köleleri olarak gördüğünü gösteren ilginç, ibret verici bir haber yayınlandı. Sedece İstanbul da 16 kadının kocalarının karım yanlış yaptı, öldürdüm cinayeti ne kurban gittiğini ortaya koyan bir haberdi bu. Haberi yapan Mehmet Aktaran ın dayandığı araştırmaya göre geçen yıl İstanbul da 18 eş cinayeti işlendi. 16 kadın kocası tarafından öldürülürken, iki kadın ise kocasını öldürdü. Faillerinin neredeyse tümü verdikleri ifadelerinde, Eşimi çok seviyordum, yanlış yaptım. O anda sinirlerime hâkim olamadım dedi. Araştırmada, 16 kadının yedisinin ihanet iddiasıyla kocaları tarafından öldürüldüğü ortaya çıktı. Kadınların öldürülme gerekçelerinin tümü kocaları neredeyse haklı çıkartmaya yönelik: Aldatma, şiddetli geçimsizlik, kocalarına yalan söylemeleri, eşlerinden habersiz internet üzerinden başkalarıyla görüşmeleri, cep telefonlarıyla eşlerinden habersiz başkalarıyla mesajlaşmaları ve görüşmeleri, çalışan kadınların maaşlarını eşleriyle paylaşmak istememeleri, eşlerinden para saklamaları, çocuklarını yanlarına alarak evi terk etmeleri, çocukları eve kilitleyerek gezmeye gitmeleri, çocukları ihmal ettikleri düşüncesi, kadınların yemek, ütü gibi ev işlerini aksatmaları, dizi oyuncularına özenerek beklentilerini yükselttikleri düşüncesi, dedikodu meselesi. Haberin devamında; aile içi şiddetin en çok çocukları etkilediğini, eşlerin kavgalarını çocuklarının gözü önünde yaptıklarını ve bu durumun çocukların potansiyel suçlu olarak yetişmelerine neden olduğuna dikkat çekiliyor. Bu durumun önüne geçmek için terapi danışmanlık merkezlerinin kurulması önerilirken, okullarda velilere yönelik olarak bilinçlendirme toplantıların düzenlenmesi ve bu toplantılard, kadınlara erkekler hakkında, erkeklere de kadınlar hakkında bilgi verilmesi gerektiği belirtiliyor. Televizyonlarda sabah kuşağında yayımlanan kadın programlarının aileleri olumsuz yönde etkilediği, bu programlarda ailelere ikili ilişkilerle ilgili bilinçlendirici bilgiler verilmesi gerektiği kaydediliyor. İstanbul da yaşanan bu 18 eş cinayeti ve gerekçeleri şöyle: * Üsküdar da, 3 Ocak 2009 tarihinde, 59 yaşındaki kocası Turgut Özkaraca, birlikte alkol aldıktan sonra tartıştığı 52 yaşındaki eşi Ayşe Özkaraca yı tek kurşun ateş ederek öldürdü. * Şişli de, 16 Şubat 2009 tarihinde, 43 yaşındaki Ali Baş kendisini aldattığını iddia ettiği 38 yaşındaki eşi Akkadın Baş ı boğarak öldürdükten sonra tabancasıyla intihar etti. * Şişli de, 16 Şubat 2009 tarihinde, 47 yaşındaki Siyabent Serin kendisini aldattığını düşündüğü 41 yaşındaki eşi Hatice Serin i 20 yerinden bıçaklayarak öldürdü. * Küçükçekmece de, 23 Şubat 2009 tarihinde, 30 yaşındaki Vedat Akça, kendisine sigara parası vermediği gerekçesiyle tartıştığı beş aylık hamile olan 23 yaşındaki eşi Nuray Akça yı bıçakla boğazını keserek

17 öldürdü. * Küçükçekmece de, 6 Nisan 2009 tarihinde, 45 yaşındaki Mehmet Köşken, internet üzerinden erkeklerle görüşerek kendisini aldattığını düşündüğü 37 yaşındaki eşi Fatma Köşken i dört yerinden bıçaklayarak öldürdü. * Esenler de, 28 Nisan 2009 da, 46 yaşındaki Kamil Gelgör, geçimsizlikten şiddetli kavgalar yaşadığı 40 yaşındaki eşi Aysel Gelgör i otobüs durağında, göğsünden sekiz bıçak darbesiyle öldürdü. * Fatih te, 13 Mayıs 2009 da, 30 yaşındaki Cengiz Gül, internet üzerinden erkeklerle görüşerek kendisini aldattığını düşündüğü 20 yaşındaki eşi Eser Gül ü sekiz yerinden bıçaklayarak öldürdü. * Ataşehir de, 23 Haziran 2009 da 36 yaşındaki Gülcan Sezgör, kendisini sürekli döven 50 yaşındaki kocası Adil Sezgör ü bıçaklayarak öldürdü. * Bakırköy de, 19 Temmuz günü, 31 yaşındaki Tahir Taştanoğlu, kendisini aldattığını düşündüğü 28 yaşındaki hemşire eşi Dilek Taştanoğlu nu tabancayla öldürdü. * Fatih te, 25 Temmuz 2009 tarihinde, alkol bağımlısı 56 yaşındaki emekli öğretmen Hidayet Aydar, tartıştığı eşi 51 yaşındaki öğretmen Şükran Aydar ı öldürdükten sonra intihar etti. * Gaziosmanpaşa da, 1 Ağustos 2009 tarihinde, 50 yaşındaki kocası Hulusi Köse, aralarında yaş farkı olan ve kendisini aldattığını düşündüğü 36 yaşındaki eşi Ayşe Köse yi silahla ateş ederek öldürdü. * Esenler de, 1 Ağustos 2009 günü 53 yaşındaki Ahmet Akbaş, 1985 yılında ölen kardeşiyle kendisini aldattığını düşündüğü 44 yaşındaki eşi Ferfure Akbaş ı silahla ateş ederek öldürdü. * Esenler de, 7 Ağustos 2009 tarihinde, 25 yaşındaki Şadiye Basut iki erkek kardeşiyle birlikte kendisini sürekli döven 31 yaşındaki kocası Mehmet Basut u ellerini ayaklarını bağladıktan sonra tülbentle boğarak öldürdüler. * Kartal da, 17 Ağustos 2009 tarihinde, 32 yaşındaki Kudbettin Taysı, şiddetli geçimsizlik yaşadığı 28 yaşındaki eşi Esra Taysı yı kafasına tek kurşun ateş ederek öldürdü. * Ümraniye de, 30 Eylül 2009 tarihinde, 39 yaşındaki kocası Mustafa Öztel, sık sık evi ve çocuğunu terk ettiği gerekçesiyle 26 yaşındaki eşi Ayda Öztel i kemerle boğarak öldürdü. * Bahçelievler de, 2 Ekim 2009 tarihinde, 32 yaşındaki Gürsel Gül boşandığı eşi 25 yaşındaki Nihal Ak ı kurşun yağmuruna tutarak öldürdü, ardından intihar etti. * Maltepe de, 25 Aralık 2009 tarihinde, 59 yaşındaki Özdemir Serin, kendisiyle sürekli tartışan eşi 45 yaşındaki Gülseren i banyoda baltayla kafasına vurarak öldürdü. * Tuzla da, 26 Aralık 2009 tarihinde, 34 yaşındaki Duran Cankurt, dayaktan kaçıp yakınlarına sığınan 24 yaşındaki eşi Necmiye Cankurt u son kez evine döndüğünde bıçaklayarak öldürdü. Cinayet ailenin sekiz yaşındaki çocuğunun gözü önünde işlendi. Haberde yer alan bilgiler bunlar. Tabii İstanbul gibi 10 milyonu aşkın nüfusu olan bir şehirde bir yılda 16 kadının eşleri tarafından öldürülmesinin büyütülecek bir yanı yoktur vs. denebilir. Fakat eş cinayetleri gerçekte okyanusta yüzen bir buz dağının yalnızca görünen zirvesinin ucudur. Onun altında bütün biçimleriyle ezilen kadın cinsi ve erkek egemenliği vardır, kadının erkeğin malı, namusu, kölesi görüldüğü egemen anlayış vardır. Eş cinayetlerinde kadının kocasını öldürdüğü iki cinayet in gerisinde de erkeğin dayanılmaz şiddeti vardır. Ocak 2009 yeni kadın dünyası 17

18 panorama PANORAMA Concertacion döneminin sonu - ŞİLİ Aralık 2009 tarihinde Şili de seçimler vardı. Genelde Başkanlık seçimleri önemsendiğinden parlamento seçimleri medyanın haberleri arasında geri planda kaldı. Başkanlık seçimi için ise dört aday vardı. Anayasa ya göre bir başkan ardarda iki kez seçimlere katılamadığından, andaki Başkan Bachelet, seçilme olasılığı olduğu halde bu seçime katılamadı. Demokrasi için Partiler Birliği (Concertacion), Bachelet yerine, tarihlerinde başkanlık yapmış olan Hristiyandemokrat Eduardo Frei yı hükümetin başkan adayı olarak seçti. Eduardo Frei Concertacion un adayı iken, geçen seçimlerde Bachelet ile yarışta seçimi kaybeden Sebastian Pinera Ulusal Değişim in adayı olarak yeniden Başkanlık seçimlerine katıldı. Concertacion a kızanlar arasında Sosyalist Enriquez-Ominami ve Komünistlerle sol Hristiyanların adayı Jorge Arrate ilk turda seçimlere katılan adaylardı. 13 Aralık 2009 tarihindeki seçimlerde hiç bir aday %50 oranını geçmediği için ikinci tur seçimler gündeme geldi. İlk turda Pinera %44, Frei ise %30 oranında oy alarak ikinci tur seçimlerde başkanlık yarışına katılmayı hak ettiler. Ominami beklenenden de çok oy almıştı -%20, Jorge Arrate ise %6 civarında oy aldı. Ominami ile Arrate nin oylarının Frei a verilmesi durumunda Pinera nın ikinci turda seçimi kazanması engellenebilirdi, ama olmadı. Basına yansıdığı kadarıyla 17 Ocak 2010 tarihinde yapılan ikinci tur seçimlerde seçmenlerin %7 si hiç bir adaya oy vermedi. Pinera kullanılan ve geçerli oyların %51,61 ini alarak seçimi kazandı. Concertacion un adayı Frei ise %48,38 lik bir orana ulaşmıştı. Böylece kendisini açıkça sağcı, tutucu olarak tanımlayan ve Pinera somutunda Pinochet iktidarının destekleyici olan biri seçimlerle başkanlık koltuğuna oturuyordu. Medya bu sefer de sağdan rüzgar estirmeye başladı! Oysa Frei ile Pinera nın seçim programları ya da propagandalarında özde bir farklılık yoktu. Pinera, biraz daha fazla özelleştirme yanlısı o kadar Özelleştirilmeyen esas alan ise Şili nin esas ihracat kaynağı olan bakır madenleridir. Pinera nın kendisi gerçekten de sağcı ve evet Pinochet iktidarını desteklemiştir. Pinochet döneminde elde ettiği imtiyazlarla da Şili nin anda en zengin 10 kişisi arasına katılmıştır. Milyarder biridir Pinera! Bu yüzden de Şili nin Berlusconi si diye de adlandırılıyor. Pinera nın başkanlığa seçilmesiyle birlikte, tartışılan esas noktalardan biri Concertacion un artık dağılacağı, misyonunu bitirdiği vb. nokta oldu. Concertacion, Pinochet dönemine karşı burjuva anlamda da olsa demokrasiden yana tavır takınıp dört parti olarak, Hristiyan Demokrat Partisi (PDC), Sosyalist Parti (PS), Radikal Parti (PR) ve Demokrasi için Parti (PPD) birleşmesi kitlelerin desteğini kazandırmıştı. Pinochet rejimine karşı elde edilen bu destek ama özellikle son 20 yıllık süreçte, Concertacion un doğrudan yönetimi altında yaşananlarla yitirilmiştir yılından bu yana göreve gelen dört başkanın

19 dördü de Concertacion un adayları olarak seçilmişti ve 11 Mart 1990 dan bugüne kadar da Şili yi Concertacion yönetmiştir yılı Aralık ayındaki 1. tur seçimden sonra, 15 Ocak 2006 da yapılan 2. tur seçimleri Bachelet kazanmıştı. Rakibi ise Sebastian Pinera idi. O dönem Bachelet in seçimleri kazanmasıyla Şili de de sol rüzgarlar esiyor hikayeleri anlatıldı. Gerçekte ise Concertacion un 20 yıllık yönetimi Hristiyandemokratlarla ılımlı sosyaldemokratların ortaklığıyla gerçekleşen, sol bakış açısıyla reformcu bile olmayan, liberal burjuva siyasetin ve ekonominin uygulayıcısı bir yönetim olmuştur. Concertacion yönetimi 20 yıllık süreçte Pinochet faşizminin Anayasası na köklü biçimde dokunmamış, diğer önemli yasalarda da köklü değişiklikler yapmamıştır. Seçim yasası da hâlâ Pinochet döneminin ürünüdür. Ekonomide Pinochet döneminin liberal ekonomisi sürdürülmüştür. Zenginlerle yoksullar arasındaki uçurum o kadar büyümüştür ki, Bachelet, kitlelerin desteğini kazanmak için sosyal eşitsizliğe baskı ve zulmün gündeme geleceğine işarettir. Ilımlı sosyaldemokrat Bachelet yönetiminde işçilere, emekçilere saldırıların ne kadar sınırsız olduğu da gözönüne alındığında, Pinera yönetiminde daha iyisi olmayacağına kesin gözle bakılabilir. Şili de Concertacion dönemi böylece esas itibariyle son bulmuştur. Artık sözkonusu partilerin böylesi bir birlik içinde kalması kitleleri kendine çekme rolünü pek oynayamıyor. Gerçekten de Concertacion misyonunu tamamlamıştır. Bundan sonrası için daha radikal bir demokratlık gerekiyor ve bunu da Concertacion yapamaz. Daha radikal bir demokratlık en azından Pinochet dönemini ciddi biçimde gözden geçirmek, yaşayan suçluları cezalandırmak, tüm faşist yasaları kaldırmak, indigen halkların etnik varlığını yasalarla kabul etmek ve tüm haklarını tanımak vb. vb. edimleri gerektiriyor. Şili de yeni bir cepheleşme, partilerin doğması ya da yapılanması süreci yaşanıyor. Bu seçimlerde Pinera gibi sağcı biri başkanlığı kazansa da, 1973 faşist darbesinden sonra ilk kez kendisine Komünist diyen panorama Şili de Concertacion dönemi böylece esas itibariyle son bulmuştur. Artık sözkonusu partilerin böylesi bir birlik içinde kalması kitleleri kendine çekme rolünü pek oynayamıyor. Gerçekten de Concertacion misyonunu tamamlamıştır. Bundan sonrası için daha radikal bir demokratlık gerekiyor ve bunu da Concertacion yapamaz. Daha radikal bir demokratlık en azından Pinochet dönemini ciddi biçimde gözden geçirmek, yaşayan suçluları cezalandırmak, tüm faşist yasaları kaldırmak, indigen halkların etnik varlığını yasalarla kabul etmek ve tüm haklarını tanımak vb. vb. edimleri gerektiriyor. karşı mücadele propagandasını öne çıkarmıştır. Uygulamaları esas olarak camekanı süslemekten öteye geçmemiştir. Bu camekan süsleme işi bile Bachelet i ulusun anası olarak kabul etmede belirleyici rol oynamıştır. Pinera 11 Mart 2010 tarihinde başkanlık görevini Bachelet ten devraldığında gerçekleşecek değişiklik sol dan sağa bir değişiklik olmayacaktır. Yönetimin daha ılımlı halk düşmanlarından daha sert halk düşmanlarına geçtiği bir değişiklik olacak. Kuşkusuz ki bu da işçilere, emekçilere ve etnik hakları tanınmayan indigen halklara karşı daha fazla üç milletvekili parlamentoya seçilmiştir. Cepheleşmenin, ya da yeniden oluşumların nasıl olacağını süreç gösterecektir. Concertacion un yönetim döneminin son bulması gibi, birliğin de parçalanması durumunda yeni oluşumlara daha çok kapı açılacaktır. Kendisine komünist, devrimci diyen güçlerin bu süreci teşvik etmesi ve doğru bir siyasetle sisteme gerçek alternatifi göstermesi görevdir. Böylesi bir gücün varlığı koşullarında desteğimiz da ona olacaktır. Venceremoz, zulme ve yoksulluğa paydos! 26 Ocak

20 panorama Deprem salladı, binalar öldürdü! 20 Katliamlar, soykırımlar, ya da doğanın ürünü olan fırtınaların, depremlerin yol açtığı acı sonuçlar hakkında yazmak sözkonusu olan verileri rakamlarla altalta yazmak olduğu sürece kolay oluyor Fakat, böylesi olaylarda işin özü rakamları ya da verileri alt alta dizmek olmuyor ve böylesi konular hakkında yazı yazmak gerçekten çok zor! Eğer siz büyük insanlığın baskıdan, sömürüden, yoksulluktan kurtulması için mücadeleye katıldıysanız; gözünüzün önünde doğanın gazabının değil, sistemin bozukluğunun sonucu olarak insanlığa karşı barbarlık yaşanıyorsa ve sizin elinizde o anda özde hiç bir şeyi değiştirme imkanı yoksa; örneğin onbinlerce insan cesedinin beton yığınları gibi bir araya yığılmasını, insan cesetlerinin bir çöp gibi oradan oraya atılmasını, bunun da ötesinde ceset toplamanın kazanç işi olarak görülüp yapılmasını zor anlatabilirsiniz. Bilincinizle gelişmeleri analiz etmeye çalışırken bile, eğer insanlığınız hala sizi terk etmemişse, kendinizi o insanların yerine koyma yetiniz varsa, yani empatinizi kaybetmemişseniz; o zaman insani duygularınızın sizi etkilemesini engelleyemezsiniz. Objektiv tavrınıza duygularınız da katılacaktır, öyle ya da böyle! Bu zorluğu, Haiti de yaşanan deprem ve sonrası dönemde ortaya çıkan sonuçları bağlamında, yardım adına ülkenin ABD emperyalizminin askerlerince kuşatılmasında; ölenlerin cesetlerinin günlerce sokaklarda bırakılmasında, aç ve susuz kalan yüzbinlerce insana yardım adına kurşun sıkılmasında ve tüm baskılara rağmen aç kalmanın, susuz kalmanın beraberinde getirdiği, kolluk güçlerine rağmen güçlülerin güçsüzlerden önce sözkonusu malzemelere el koymasında ve haklı olarak depolardaki mallara el konulurken sözkonusu aç, susuz insanlara asayiş adına saldırılmasında; yollara düşen onbinlerce insanın sınırlarda geri gönderilmesinde vb. vb. yeniden yaşadık. 12 Ocak ta yerel saate göre saat te yaşanan depremden, 9,5 milyon civarındaki nüfusun üçte biri zarar görmüştür. Ölenlerin kesin sayısı zaten belli değil. 28 Ocak itibariyle resmi ölü sayısı olarak kabul edilmiş ama enkaz altında olduğu tahmin edilen cesetlerle birlikte bu sayının i aşacağı tahmin edilmektedir. Yaralıların sayısı ise yine gerçek bir araştırma hesabı sonucu değil kadar verilmektedir. Ki bu yaralılar arasında psikolojik olarak hastalık geçirenler, travma yaşayanlar yoktur. 1,2

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012 15 Mart 2012 Perşembe günü işlerinden atılan Asilçelik işçileri Bursa nın Orhangazi ilçesi cumhuriyet meydanında basın açıklamasıyla İşimizi İstiyoruz talebini dile getirdikleri ve işlerine geri dönene

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Hükümet ile Gülen cemaatinin tartışması neyi ifade ediyor?

Hükümet ile Gülen cemaatinin tartışması neyi ifade ediyor? Hükümet ile Gülen cemaatinin tartışması neyi ifade ediyor? Gezi olaylarından bu yana Hükümetin dikişlerinin tutmadığını ve sadece patronlar tarafından değil, çeşitli cemaatler ve muhafazakar sektörler

Detaylı

Hüseyin Yıldırım Danıştay şemasına Aslı gibidir' imzası atmıştı.

Hüseyin Yıldırım Danıştay şemasına Aslı gibidir' imzası atmıştı. Sahte Danıştay suikastı şeması, kumpas olduğu ortaya çıkan İstanbul ve İzmir Askeri Casusluk davaları Bu üç davanın altında Genelkurmay eski Adli Müşaviri Albay Muharrem Köse ve Deniz Binbaşı Hüseyin Yıldırım

Detaylı

Uluslararası Üniversiteler Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Darbeci Kurşununa Hedef Oldu

Uluslararası Üniversiteler Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Darbeci Kurşununa Hedef Oldu GÜNÜN MANŞETLERİ 23 Temmuz 2016 Cumartesi 11:52 Uluslararası Üniversiteler Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Darbeci Kurşununa Hedef Oldu FETÖ darbe girişimi olaylarında darbecilerin hedefinde UIC Yönetim

Detaylı

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. 28 Nisan 2014 Basın Toplantısı Metni ; (Konuşmaya esas metin) Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. -- Silahlı Kuvvetlerimizde 3-4 yıldan bu yana Hava Kuvvetleri

Detaylı

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB 2010-2012 ISBN 978-605-01-0372-4 Baskı Mattek Basın Yayın Tanıtım Tic. San. Ltd. Şti Adakale Sokak 32/27 Kızılay/ANKARA Tel: (312)

Detaylı

TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR

TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR 4.19.4 TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR 1) Dosya No : 2013/551 E. : Ankara 17. Asliye Ceza si : 1- TMMOB YK Başkanı Mehmet Soğancı 2- TMMOB Genel Sekreteri N. Hakan Genç :2911 sayılı Toplantı ve Gösteri

Detaylı

2011 KADIN İSTATİSTİKLERİ

2011 KADIN İSTATİSTİKLERİ 2011 İSTATİSTİKLERİ PARLAMENTO SEÇİM YILI PARLAMENTODAKİ MİLLETVEKİLİ MİLLETVEKİLİ İÇİNDEKİ PAY ( ) 1935 395 18 4.6 1943 435 16 3.7 1950 487 3 0.6 1957 610 8 1.3 1965 450 8 1.8 1973 450 6 1.3 1991 450

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: Gezi Parkından dünyaya yansıyan ses daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi sesidir. Tarih : 15.06.2013 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye de görev yapan yabancı

Detaylı

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ BASINA VE KAMUOYUNA Erkek egemen kapitalist sistemde kadınların en önemli sorunu 2011 yılında da kadına yönelik şiddet olarak yerini korudu. Toplumsal cinsiyetçi rolleri yeniden üreten kapitalist erkek

Detaylı

Asgari ücretin belirlenmesini düzenleyen Asgari Ücret Yönetmeliği uyarınca, asgari ücret, pazarlık ücreti değildir.

Asgari ücretin belirlenmesini düzenleyen Asgari Ücret Yönetmeliği uyarınca, asgari ücret, pazarlık ücreti değildir. ASGARİ ÜCRET TESPİT KOMİSYONU KARARI Karar Tarihi : 30/12/2014 Karar No : 2014/1 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu nun 39 uncu maddesi gereğince, iş sözleşmesi ile çalışan ve bu Kanunun kapsamında

Detaylı

Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için

Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için Erkek egemenliğine, sömürüye, şiddete ve cinsel ayrımcılığa hayır demek için 8 MART TA ALANLARA! 8 Mart, kadın işçilerin daha iyi çalışma koşulları için verdikleri mücadeleyi yaşamlarıyla ödedikleri bir

Detaylı

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi Erdoğan, "OHAL uygulaması kesinlikle demokrasiye, hukuka ve özgürlüklere karşı değildir" dedi. 21.07.2016 / 09:56 Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından

Detaylı

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETKİNLİĞİ SANATSAL ETKİNLİKLER

8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETKİNLİĞİ SANATSAL ETKİNLİKLER 9TOPLUMSAL ETKİNLİKLER 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 1 MAYIS 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ETKİNLİĞİ SANATSAL ETKİNLİKLER 11111 260 01 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ 11111 262 8 MART DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR

Detaylı

FETÖ cü polisler onlar hakkında da istihbarat toplamış

FETÖ cü polisler onlar hakkında da istihbarat toplamış FETÖ cü polisler onlar hakkında da istihbarat toplamış FETÖ nün okullarına mülki amirlerin ricasıyla 200 ton demir gönderen fabrika müdürü, şirketini eleştiren esnaf hakkında FETÖ ü polislere istihbarat

Detaylı

KONU: 2011 yılının ikinci yarısı için belirlenen asgari ücret tutarları

KONU: 2011 yılının ikinci yarısı için belirlenen asgari ücret tutarları MEVZUAT SİRKÜLERİ SİRKÜLER NO: 16/2011 İstanbul, 22.06.2011 KONU: 2011 yılının ikinci yarısı için belirlenen asgari ücret tutarları AÇIKLAMALAR: 31.12.2010 tarih ve 27802 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan

Detaylı

Ben bir yazarım demek, kullanacağım kelimeleri ben seçerim demektir.

Ben bir yazarım demek, kullanacağım kelimeleri ben seçerim demektir. Sayın Yargıç, Ben bir yazarım. Ben bir yazarım demek, kullanacağım kelimeleri ben seçerim demektir. Siyasilerin, savcıların, yargıçların günün koşullarına göre değişip duran arzularına uyarak düşüncelerimi,

Detaylı

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI Uluslararası Arka Plan Uluslararası Arka Plan Birleşmiş Milletler - CEDAW Avrupa Konseyi - Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

Detaylı

2010 YILINA DAMGASINI VURAN OLAYLAR. Avrupa Birliği ve Avrupa Birliği ne giriş süreci. Terör olayları. Türkiye-İsrail krizi

2010 YILINA DAMGASINI VURAN OLAYLAR. Avrupa Birliği ve Avrupa Birliği ne giriş süreci. Terör olayları. Türkiye-İsrail krizi MTM Medya Takip Merkezi, 2010 yılında medyanın gündemini belirleyen konu ve olayları derledi. İki bini aşkın gazete, dergi, TV kanalı ve haber sitesinde periyodik olarak yapılan takip sonuçları, yıl boyunca

Detaylı

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ 19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI 19.09.2014 Bugün 19 Eylül. Bugün bu ülkenin mühendis, mimar ve şehir plancılarının örgütü TMMOB nin mücadele dolu tarihi açısından

Detaylı

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ TÜRK HUKUK SİSTEMİ İdari Yargı Adli Yargı Askeri Yargı Sayıştay Anayasa Mahkemesi İDARİ YARGI SİSTEMİ İdarenin eylem ve işlemlerine karşı açılan davaların görüşüldüğü,

Detaylı

YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.

YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. 2016/090 30.12.2016 Konu: 2017 Yılı İçin Asgari Ücret Belirlendi. Asgari Ücret Tespit Komisyonu Kararında, 2017 yılında uygulanacak asgari ücret brüt tutarı aylık 1.777,50 TL olarak belirlenmiştir. Buna

Detaylı

Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız!

Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız! Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız! Havacılık sektörüne grev yasağı getiren yasa tasarısı mecliste onaylandı. Hava-İş Sendikası, yasa mecliste görüşülmeye başlanmadan

Detaylı

Uygulanacak ekonomik politikalar, istihdam ve üretime öncelik tanımalı, politikaların temelini insan oluşturmalıdır.

Uygulanacak ekonomik politikalar, istihdam ve üretime öncelik tanımalı, politikaların temelini insan oluşturmalıdır. TERÖR VE BEKLENTİLER Türkiye, önce 22 Temmuz genel seçimleri ve ardından Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile yaz aylarını kendini yenileyerek geçirmiş, sonbahara ise artan terör olayları, şehitlerimiz, onların

Detaylı

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR? GERÇEK BİR TOPLU SÖZLEŞME İÇİN

TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR? GERÇEK BİR TOPLU SÖZLEŞME İÇİN TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR? Toplu İş Sözleşmesi (TİS), çok genel anlamı ile emekçilerin temsilcisi sendika ile işveren temsilcilerinin, ekonomik, özlük ve çalışma koşullarını birlikte belirlemeleridir.

Detaylı

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş ın Elbistan İlçesi nde siyaseti sadece insan için yaptıklarını, iktidara gelmeleri halinde terörü sonlandırıp ülkeye huzuru getireceklerini

Detaylı

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır!

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır! 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır! Clara Zetkin haklı olarak Kadının özgürlüğünün, tüm insanoğlunun özgürlüğü gibi, emeğin sermayenin

Detaylı

Sivil toplum KAMU HARCAMALARINI İZLİYOR

Sivil toplum KAMU HARCAMALARINI İZLİYOR 5 Kasım 2010, Cuma Sivil toplum KAMU HARCAMALARINI İZLİYOR Sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek oluşturduğu Kamu Harcamalarını İzleme Platformu, 2011 yılı bütçe görüşmelerini yakından takip ederken,

Detaylı

BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU

BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU Kasım 29, 2006-12:00:00 BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK

Detaylı

Devrim Öncesinde Yemen

Devrim Öncesinde Yemen Yemen Devrimi Devrim Öncesinde Yemen Kuzey de Zeydiliğe mensup Husiler hiçbir zaman Yemen içinde entegre olamaması Yemen bütünlüğü için ciddi bir sorun olmuştur. Buna ilaveten 2009 yılında El-Kaide örgütünün

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Oran: Asgari ücret reel olarak 10 yıl öncekinin üçte ikisi düzeyinin alımgücüne indi Tarih : 03.03.2013 Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili

Detaylı

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.

Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor. Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor. İşçi Cephesi: Direnişiniz nasıl başladı? Kazova dan bir işçi: Bizim direnişimiz ilk önce 4 aylık maaşımızı, kıdem ve tazminat

Detaylı

1-Hâkim ve Savcılar idari görevleri dolayısıyla aşağıdaki kurumlardan hangisine bağlıdır?

1-Hâkim ve Savcılar idari görevleri dolayısıyla aşağıdaki kurumlardan hangisine bağlıdır? 1-Hâkim ve Savcılar idari görevleri dolayısıyla aşağıdaki kurumlardan hangisine bağlıdır? A) Cumhurbaşkanlığı B) Başbakanlık C) Adalet Bakanlığı D) Halk E) HSYK 3-Aşağıdakilerden hangisi adli yargının

Detaylı

1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA!

1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA! 1 MAYIS 2013 BİRLİK MÜCADELE DAYANIŞMA! İşçilerin burjuvaziye ve egemen sınıfa karşı mücadelesi sürdükçe, bütün talepleri karşılanana dek 1 Mayıs, bu taleplerin her yıl dile getirildiği gün olacaktır.

Detaylı

ABD İLE YAPTIĞIN GİZLİ ANLAŞMAYI AÇIKLA -(TAMAMI) Çarşamba, 03 Temmuz :11 - Son Güncelleme Perşembe, 04 Temmuz :10

ABD İLE YAPTIĞIN GİZLİ ANLAŞMAYI AÇIKLA -(TAMAMI) Çarşamba, 03 Temmuz :11 - Son Güncelleme Perşembe, 04 Temmuz :10 Gül, ABD ile hizmet sözleşmesi yapmıştır İşçi Partisi Genel Başkanvekili Hasan Basri Özbey, dün Ankara da bir basın toplantısı düzenledi ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ü ABD ile yaptığı gizli anlaşmayı

Detaylı

özlü bir medya kazası işledi. Yıldırı m

özlü bir medya kazası işledi. Yıldırı m - Bakan Yıldırım dan yıldırım gibi özlü sözler - Manisa 4. Asliye Ceza dan insan hakları ve Anayasa dersi - Telefon Ablukası ile Gazze Ablukası arasındaki on benzerlik RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar

Detaylı

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem NEDEN Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem YERLi VE MiLLi BiR SiSTEM Türkiye, artık daha büyük. Dünyada söz söyleyen ülkeler arasında. Milletinin refahını artırmaya başladı. Dünyanın en büyük altyapı

Detaylı

Başbakan Yıldırım, Ankara Sincan da halka hitap etti

Başbakan Yıldırım, Ankara Sincan da halka hitap etti Başbakan Yıldırım, Ankara Sincan da halka hitap etti Nisan 14, 2017-7:12:00 AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, Ankara Sincan ilçesi Lale Meydanı'nda mitinge katılarak vatandaşlara hitap

Detaylı

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ KADINLARA DESTEK MEKANİZMALARI ONLİNE KİTAPÇIĞI Akdeniz Üniversitesi Uluslararası Gençlik Topluluğu 2015-2016 İÇİNDEKİLER 1. Giriş 2. Kadın Dostu Akdeniz Projesi 3. Projenin

Detaylı

TKP-1920 nin 1 Mayıs 2015 Mitinglerine ve 7 Haziran Seçimlerine Çağrısı

TKP-1920 nin 1 Mayıs 2015 Mitinglerine ve 7 Haziran Seçimlerine Çağrısı TKP-1920 nin 1 Mayıs 2015 Mitinglerine ve 7 Haziran Seçimlerine Çağrısı İş ve aş için, Demokrasi ve özgürlük için, barış sürecinin ilerlemesi için, 7 Haziran seçimlerinde HDP yi desteklemek için, Haydin

Detaylı

Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları

Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları Cumhuriyetin kuruluşu Anadolu insanının iman, namus, bağımsızlık, özgürlük, vatan ve millete sevgi ile bağlılığının inancı ve iradesi ile kendisine önderlik yapan Mustafa

Detaylı

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI TMMOB Danýþma Kurulu 38. Dönem 2. Toplantýsý 16 Nisan 2005'te Ankara'da TMMOB çalýþmalarý üzerine bilgilendirme ve TMMOB çalýþmalarýnýn deðerlendirilmesi gündemi

Detaylı

SARACAĞIZ YARALARIMIZI

SARACAĞIZ YARALARIMIZI BİRBİRİMİZLE KONUŞARAK, DİNLEYEREK, SARACAĞIZ YARALARIMIZI 1 Tek adam rejimi kurulacak, tek adam herşey olacak, devletin tümüne hükmedecek. Bir kişi Başkan seçilecek ve o kişi hem hükümet, hem Meclis,

Detaylı

BODRUM, RES LERE KARŞI BİRLİK

BODRUM, RES LERE KARŞI BİRLİK BODRUM, RES LERE KARŞI BİRLİK OLDU KOCADON: HALKIN İSTEMEDİĞİ PROJE, BODRUM DA OLMAZ BODRUM BELEDİYE BAŞKANI KOCADON, RES KONUSUNDAKİ TAVRINI KOYDU: MÜCADELEYE DEVAM KOCADON, ŞİRKETİN BELEDİYE BİZİ BAĞLAMAZ

Detaylı

Direnişteki Trakya Otocam işçileriyle söyleşi

Direnişteki Trakya Otocam işçileriyle söyleşi Direnişteki Trakya Otocam işçileriyle söyleşi 24. Toplu İş Sözleşmesi sürecinde işverenle sendika arasında anlaşma sağlanamaması üzerine Şişecam işçileri 10 fabrikada 5800 işçiyle greve gitme kararı almıştı.

Detaylı

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı Cumhuriyet Halk Partisi Bodrum İlçe Örgütü Yalıkavak Mahalle Temsilciliği tarafından geniş katılımlı birlik ve dayanışma

Detaylı

BALIKESİR TABİP ODASI EYLÜL 2016 ETKİNLİK RAPORU

BALIKESİR TABİP ODASI EYLÜL 2016 ETKİNLİK RAPORU BALIKESİR TABİP ODASI EYLÜL 2016 ETKİNLİK RAPORU Balıkesir Hekim dergisi 21.Sayısı yayınlanarak üyelerimize dağıtılmıştır. Odamızın da destek verdiği Süslü Kadınlar Bisiklet turu yapılmıştır. Bato

Detaylı

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını denetleyen en yüksek organ ise devlettir. Hukuk alanında birlik

Detaylı

Gezi Parkı Araştırması. GEZİ PARKI ARAŞTIRMASI Kimler, neden oradalar ve ne istiyorlar?

Gezi Parkı Araştırması. GEZİ PARKI ARAŞTIRMASI Kimler, neden oradalar ve ne istiyorlar? GEZİ PARKI ARAŞTIRMASI Kimler, neden oradalar ve ne istiyorlar? ARAŞTIRMA Araştırmayı nasıl yaptık? 6 7 Haziran Perşembe ve Cuma günleri Her 2 saatlik zaman diliminde 400 kişiyle görüşerek Gezi Parkı alanına

Detaylı

Trinidad ve Tobago 1990: Latin Amerika'nın ilk ve tek İslam devrimi

Trinidad ve Tobago 1990: Latin Amerika'nın ilk ve tek İslam devrimi Trinidad ve Tobago 1990: Latin Amerika'nın ilk ve tek İslam devrimi 1990 yılında Latin Amerika'nın ada ülkesinde bir grup Müslüman ülkedeki yönetimi ele geçirmek için silahlı darbe girişiminde bulunmuştu.

Detaylı

AYŞEGÜL ARSLAN IN KATİL ZANLISI MÜEBBET YEDİ

AYŞEGÜL ARSLAN IN KATİL ZANLISI MÜEBBET YEDİ AYŞEGÜL ARSLAN IN KATİL ZANLISI MÜEBBET YEDİ Geçtiğimiz 28 Mayıs ta kendisinden ayrılan iki çocuğunun annesi dini nikahlı eşi 29 yaşındaki Ayşegül Aslan ı çalıştığı işyerinde silahla öldüren, işyeri sahibini

Detaylı

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ SEPA 5

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ SEPA 5 TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ SEPA 5 HAZİRAN 2012 Araştırmacılar Derneği üyesi olan GENAR, araştırmalarına olan güvenini her türlü denetime ve bilimsel sorgulamaya açık olduğunu gösteren Onur

Detaylı

MİLAS TA, BELEDİYE İŞÇİLERİNE YÜZDE ZAM

MİLAS TA, BELEDİYE İŞÇİLERİNE YÜZDE ZAM MİLAS TA, BELEDİYE İŞÇİLERİNE YÜZDE 10-16 ZAM Milas Belediyesi ile DİSK arasında devam eden toplu iş sözleşmesi sonuçlandı. Buna göre işçilere yüzde 10 ila 16 arasında zam verildi. Milas Belediyesi ile

Detaylı

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz İstanbul YDK: 1 Mayıs itibariyle başlamış olan Eme(K)adın kampanyamız kapsamında güvencesiz, görünmeyen ve yok sayılan kadın emeği üzerine araştırmalar yapmaya devam ediyoruz. Bu kez bu konuda sendikal

Detaylı

İZMİR BÖLGESİ ENERJİ FORUMU 31 Ekim 01 KASIM 2014

İZMİR BÖLGESİ ENERJİ FORUMU 31 Ekim 01 KASIM 2014 İZMİR BÖLGESİ ENERJİ FORUMU 31 Ekim 01 KASIM 2014 ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRME SÜRECİNDE YAŞANAN HUKUKİ PROBLEMLER Av. Cem ALTIPARMAK İzmir Barosu Kent ve Çevre Komisyonu Çevre ve Ekoloji Hareketi Avukatları

Detaylı

01 OCAK 2013 TARİHİNDEN İTİBAREN GEÇERLİ ASGARİ ÜCRET VE SGK PRİM TAVAN VE TABAN TUTARLARI İLE ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ TUTARLARI

01 OCAK 2013 TARİHİNDEN İTİBAREN GEÇERLİ ASGARİ ÜCRET VE SGK PRİM TAVAN VE TABAN TUTARLARI İLE ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ TUTARLARI 01 OCAK 2013 TARİHİNDEN İTİBAREN GEÇERLİ ASGARİ ÜCRET VE SGK PRİM TAVAN VE TABAN TUTARLARI İLE ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ TUTARLARI 29 Aralık 2012 tarih ve 28512 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Asgari Ücret

Detaylı

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem ÖZETLE Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem MiLLETiN ONAYIYLA Mevcut Anayasa da Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin başıdır. Sistemin işleyişi, devletin bekası ve vatanın bütünlüğü, Türkiye

Detaylı

TÜRKİYE ENERJİ, SU VE GAZ İŞÇİLERİ SENDİKASI

TÜRKİYE ENERJİ, SU VE GAZ İŞÇİLERİ SENDİKASI TÜRKİYE ENERJİ, SU VE GAZ İŞÇİLERİ SENDİKASI TES-İŞ ten 6. okul: Kayseri Veteriner Fakültesi Genel Başkan Kumlu nun acı günü Seydişehir ETİ Alüminyum a Danıştay dan iptal TES-İŞ ten 6 ncı okul: Kayseri

Detaylı

MEVZUAT SİRKÜLERİ. SİRKÜLER NO: 62/2013 İstanbul, KONU: 2013 Yılının İkinci Yarısı İçin Belirlenen Asgari Ücret Tutarları AÇIKLAMALAR:

MEVZUAT SİRKÜLERİ. SİRKÜLER NO: 62/2013 İstanbul, KONU: 2013 Yılının İkinci Yarısı İçin Belirlenen Asgari Ücret Tutarları AÇIKLAMALAR: MEVZUAT SİRKÜLERİ SİRKÜLER NO: 62/2013 İstanbul, 05.07.2013 KONU: 2013 Yılının İkinci Yarısı İçin Belirlenen Asgari Ücret Tutarları AÇIKLAMALAR: 29.12.2012 tarih ve 28512 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan

Detaylı

AK PARTi Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat ın düzenlediği basın toplantısının tam metni:

AK PARTi Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat ın düzenlediği basın toplantısının tam metni: AK PARTi Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat ın düzenlediği basın toplantısının tam metni: Temmuz 03, 2008-12:00:00 AK PARTi Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat'ın düzenlediği basın toplantısının tam

Detaylı

Yorumluyorum. Ceza Hukuku Perspektifinden Güncel Olaylara Bakış

Yorumluyorum. Ceza Hukuku Perspektifinden Güncel Olaylara Bakış Yorumluyorum Ceza Hukuku Perspektifinden Güncel Olaylara Bakış Ceza Hukuku Perspektifinden Güncel Olaylara Bakış Ersan ŞEN Hukuk Kitapları Dizisi: 1062 ISBN 978 975 02 1394 6 Birinci Baskı: Ocak 2011

Detaylı

KAMU YÖNETİMİ. 5.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

KAMU YÖNETİMİ. 5.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER KAMU YÖNETİMİ 5.Ders Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER 1 TÜRK KAMU YÖNETİMİNİN YAPISI (MERKEZ ÖRGÜTÜ) DEVLETİN TEMEL ORGANLARI KAMU YÖNETİMİNİN YAPISI MERKEZ (BAŞKENT) ÖRGÜTÜ Cumhurbaşkanı Bakanlar kurulu Başbakan

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Cumhuriyet Halk Partisi AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy Türkiye de temaslarına CHP Lideri Kılıçdaroğlu ile görüşerek başladı. Görüşmeye katılan Loğoğlu açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Detaylı

Sayılı Asgari Ücret Tespit Komisyonu Kararı Yayımlandı DUYURU NO:2011/12

Sayılı Asgari Ücret Tespit Komisyonu Kararı Yayımlandı DUYURU NO:2011/12 İstanbul, 03. 01. 2011 2010-1 Sayılı Asgari Ücret Tespit Komisyonu Kararı Yayımlandı DUYURU NO:2011/12 31.12.2010 Tarih ve 27802 Sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 2010-1 Sayılı Asgari Ücret Tespit Komisyonu

Detaylı

BODRUM DA SAĞLIK ÇALIŞANLARI GREVDE

BODRUM DA SAĞLIK ÇALIŞANLARI GREVDE BODRUM DA SAĞLIK ÇALIŞANLARI GREVDE Bodrum da sağlık çalışanları iş bıraktı. Bodrum Devlet Hastanesi önünde buluşan sağlık meslek örgütü temsilcileri, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, emeklilik hakları

Detaylı

2013 YILINDA UYGULANACAK ASGARİ ÜCRET TUTARLARI BELLİ OLDU

2013 YILINDA UYGULANACAK ASGARİ ÜCRET TUTARLARI BELLİ OLDU Sirküler Rapor 31.12.2012/233-1 2013 YILINDA UYGULANACAK ASGARİ ÜCRET TUTARLARI BELLİ OLDU ÖZET : 2013 yılında 16 yaşını doldurmuş işçilerin bir günlük normal çalışma karşılığı asgari ücretlerinin; 1/1/2013-30/6/2013

Detaylı

MESLEK ÖRGÜTÜNÜN GöREV ÇAĞRISINA KATILMAK SUÇ MUDUR? BU NEDENLE HUKUKİ BİR YAPTIRIM UYGULANABİLİR Mİ?

MESLEK ÖRGÜTÜNÜN GöREV ÇAĞRISINA KATILMAK SUÇ MUDUR? BU NEDENLE HUKUKİ BİR YAPTIRIM UYGULANABİLİR Mİ? MESLEK ÖRGÜTÜNÜN GöREV ÇAĞRISINA KATILMAK SUÇ MUDUR? BU NEDENLE HUKUKİ BİR YAPTIRIM UYGULANABİLİR Mİ? Bilindiği gibi Dr. Ersin Aslan ın, bir hasta yakını tarafından öldürülmesinin birinci yılı yaklaşıyor.

Detaylı

Maaşlarımıza Ek Artış İstiyoruz!

Maaşlarımıza Ek Artış İstiyoruz! http://www.kesk.org.tr/2018/10/16/maaslarmiza-ek-artis-istiyoruz-bordrolarimizi-yaktik/ Ekonomik Kriz hakkında bütün illerde gerçekleştireceğimiz ayrıca Konfederasyonumuz Merkezi Toplantı Salonu nda da

Detaylı

İÇİNDEKİLER. A. Bülent Gürel (Üsküdar Hakimi) Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararları Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları

İÇİNDEKİLER. A. Bülent Gürel (Üsküdar Hakimi) Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararları Yargıtay Hukuk Daireleri Kararları OLAYLAR TBB Olağan Genel Kurulu Toplandı Baro Genel Kurulu Toplantısı Başkanın Açış Konuşması ve Kararlar Anayasa Mahkemesi Madenler Hakkındaki Yasanın İptali İstemini Reddetti Vergiler Temyiz Komisyonu

Detaylı

Destek Personeli Eğitimleri

Destek Personeli Eğitimleri 2.Dönem eczane çalışanlarının Destek Personeli Eğitimleri 28 Aralık 2009 tarihinde başladı 9 Valimiz Sayın Zübeyir KEMELEK 15 Aralık 2009 tarihinde Yönetim Kurulumuzu ziyaret etti.. İstanbul Ecza Koop'la

Detaylı

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 37. Dönem Çalışma Raporu. BASIN ÇALIġMALARI

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 37. Dönem Çalışma Raporu. BASIN ÇALIġMALARI BASIN ÇALIġMALARI BASIN AÇIKLAMALARIMIZ 5 Mayıs 2010 Özelleştirme Karşıtı Platform İstanbul Bileşenleri nin Taksim BEDAŞ önünde gerçekleştiği basın açıklaması yoğun bir katılımla yapıldı. Şubemiz üye ve

Detaylı

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR ANAYASANıN TEMEL ILKELERI 2 1. madde Türkiye devleti bir cumhuriyettir. 2. Madde Cumhuriyetin nitelikleri Cumhuriyetçilik Başlangıç ilkeleri Atatürk

Detaylı

DİŞ HEKİMLERİ İSYAN BAYRAĞINI ÇEKTİ http://www.zamanindahaber.com/saglik/dis-hekimleri-isyan-bayragini-cekti-h50455.html 23.12.

DİŞ HEKİMLERİ İSYAN BAYRAĞINI ÇEKTİ http://www.zamanindahaber.com/saglik/dis-hekimleri-isyan-bayragini-cekti-h50455.html 23.12. DİŞ HEKİMLERİ İSYAN BAYRAĞINI ÇEKTİ http://www.zamanindahaber.com/saglik/dis-hekimleri-isyan-bayragini-cekti-h50455.html 23.12.2014 Dişhekimleri, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'ndan randevu bekliyor

Detaylı

TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ

TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ TÜRKİYE DE SİYASET VE DEMOKRASİ 12 Eylül Darbesi 1973 seçimlerinden 1980 yılına kadar gerçekleşen seçimlerde tek başına bir iktidar çıkmadığından bu dönem hükümet istikrarsızlığı ile geçen bir dönem olmuştur.

Detaylı

MAYIS 2010 YAŞASIN 1 MAYIS ALANLARDAYIZ!

MAYIS 2010 YAŞASIN 1 MAYIS ALANLARDAYIZ! MAYIS 2010 YAŞASIN 1 MAYIS ALANLARDAYIZ! İşçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs; tüm yurtta olduğu gibi İstanbul da da coşkuyla kutlandı.1978 1 Mayıs ın ardından ilk kez izin verilen

Detaylı

2006 Yılı Türkiye Đnsan Hakları Đhlalleri Bilançosu

2006 Yılı Türkiye Đnsan Hakları Đhlalleri Bilançosu 2006 Yılı Türkiye Đnsan Hakları Đhlalleri Bilançosu YAŞAM HAKKI ĐHLALLERĐ Yargısız Đnfazlar 44 914 Toplumsal Gösterilere Müdahalede Aşırı Güç Kullanımı 12 869 Dur ihtarı na Uymama ve Silah Kullanma Yetkisinin

Detaylı

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010 T.C. BAŞBAKANLIK AVRUPA BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ Siyasi İşler Başkanlığı 20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010 - Reform İzleme Grubu nun (RİG) 20. Toplantısı, Devlet Bakanı ve Başmüzakerecimiz

Detaylı

HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR

HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR BALIKESİR - 30.09.2014 HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR Balıkesir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hüseyin Gündoğdu, Ankara ve Hatay Tabip odaları üyelerinin Gezi Parkı olayları sürecinde hukuka aykırı

Detaylı

2016 YILI DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

2016 YILI DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2016 YILI DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO- 23 OCAK 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ YAŞAM HAKKI İHLALLERİ ÖLÜ YARALI YARGISIZ İNFAZ (Keyfi Öldürme,

Detaylı

Özal'dan şok açıklama

Özal'dan şok açıklama Özal'dan şok açıklama Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal şok bir fotoğrafı basın mensuplarıyla paylaştı. Ahmet Özal meclise seslenerek ölümü şüpheli kişilerin ve faili meçhullerin şüpheli ölümlerde

Detaylı

İsviçreli siyasetçi ve örgütler: Diktatörlüğe karşı Kürtlerle dayanışma büyütmeli

İsviçreli siyasetçi ve örgütler: Diktatörlüğe karşı Kürtlerle dayanışma büyütmeli İsviçreli siyasetçi ve örgütler: Diktatörlüğe karşı Kürtlerle dayanışma büyütmeli İsviçreli örgütler ve siyasetçiler, Erdoğan diktatörlüğüne karşı yürüyerek, Kürt halkıyla uluslararası dayanışmanın büyütülmesi

Detaylı

Temmuz 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

Temmuz 2013 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili Temmuz 2013 FAALİYET RAPORU Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili 1 CHP MERSİN İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Mersin / Mezitli Belediye Başkanı nı ziyaret ederek

Detaylı

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son 10-11 senesinde bizim de katkılarımızın olması bizi her zaman çok mutlu ediyor çünkü Avrupa da yaşayan

Detaylı

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2013/8 Ref: 4/8. Konu: 2013 YILINDA GEÇERLİ OLACAK ASGARİ ÜCRET TUTARLARI İLAN EDİLMİŞTİR

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2013/8 Ref: 4/8. Konu: 2013 YILINDA GEÇERLİ OLACAK ASGARİ ÜCRET TUTARLARI İLAN EDİLMİŞTİR SİRKÜLER İstanbul, 03.01.2013 Sayı: 2013/8 Ref: 4/8 Konu: 2013 YILINDA GEÇERLİ OLACAK ASGARİ ÜCRET TUTARLARI İLAN EDİLMİŞTİR 30.12.2012 tarih ve 28512 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan Asgari Ücret Tespit

Detaylı

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Maruf Vakfı Genel Merkezinin Açılışına Katıldı. Maruf Vakfı Genel Merkez açılışı, Vakfımızın Zeytinburnu ndaki merkezinde

Detaylı

BİR GRUP EĞİTİM-SEN ÜYESİ GÖREVİNDEN AYRILAN MUSTAFA ÖZCAN ALEYHİNE EYLEM YAPTI

BİR GRUP EĞİTİM-SEN ÜYESİ GÖREVİNDEN AYRILAN MUSTAFA ÖZCAN ALEYHİNE EYLEM YAPTI BİR GRUP EĞİTİM-SEN ÜYESİ GÖREVİNDEN AYRILAN MUSTAFA ÖZCAN ALEYHİNE EYLEM YAPTI Bodrum İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Özcan ın kurum değişikliği ile Ankara Gölbaşı belediye başkan yardıcılığı görevine

Detaylı

CUMHURBASKANININ YETKİ VE SORUMLULUKLARI

CUMHURBASKANININ YETKİ VE SORUMLULUKLARI CUMHURBASKANININ YETKİ VE SORUMLULUKLARI CİFT BASLILIK BİTİYOR Cumhurbaşkanı ile Başbakanın yetkileri birleştiriliyor. Cumhurbaşkanı yürütmenin başı oluyor. Yönetimde çift başlılık ortadan kalkıyor. Cumhurbaşkanları

Detaylı

OHAL Bilançosu, Hak İhlalleri Raporu

OHAL Bilançosu, Hak İhlalleri Raporu OHAL Bilançosu, Hak İhlalleri Raporu 15 Temmuz kanlı darbe girişimi sonucu 241 yurttaşımız şehit oldu, 2bin 194 yurttaşımız yaralandı. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası 17 Ağustos 2016 tarihinde hükümetin

Detaylı

TBMM MİLLETVEKİLLERİ Cinsiyete göre dağılım. TBMM MİLLETVEKİLLERİ Partilere göre dağılım YEREL YÖNETİMLER KADIN ORANI (%)

TBMM MİLLETVEKİLLERİ Cinsiyete göre dağılım. TBMM MİLLETVEKİLLERİ Partilere göre dağılım YEREL YÖNETİMLER KADIN ORANI (%) TBMM MİLLETVEKİLLERİ Cinsiyete göre dağılım SEÇİM YILI PARLAMENTODAKİ MİLLETVEKİLİ MİLLETVEKİLİ 1935 395 18 4.6 1943 435 16 3.7 1950 487 3 0.6 1957 610 8 1.3 1965 450 8 1.8 1973 450 6 1.3 1991 450 8 1.8

Detaylı

Nedim Şener'den belgelerle Fetullah Gülen kitabı

Nedim Şener'den belgelerle Fetullah Gülen kitabı Nedim Şener'den belgelerle Fetullah Gülen kitabı Şener in yeni baskısı yapılan kitabı bu alana ilgi duyan okurlar için iyi bir seçim. Posta Gazetesi yazarı Gazeteci Nedim Şener in Ergenekon Belgelerinde

Detaylı

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ Mehmet Uçum 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri a. Tartışmanın Arka Planı Ülkemizde, hükümet biçimi olarak başkanlık sistemi tartışması yeni

Detaylı

Türkiye Cezasızlık Araştırması. Mart 2015

Türkiye Cezasızlık Araştırması. Mart 2015 Türkiye Cezasızlık Araştırması Mart 2015 İçerik Araştırma Planı Amaç Yöntem Görüşmecilerin Dağılımı Araştırma Sonuçları Basın ve ifade özgürlüğünü koruyan yasalar Türkiye medyasında sansür / oto-sansür

Detaylı

10SORUDA AİLE SİGORTASI

10SORUDA AİLE SİGORTASI 10 SORUDA AİLE SİGORTASI T.C. ANAYASASI MADDE 60: Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar. 1. AİLE SİGORTASI Nedir? Aile Sigortası,

Detaylı

Son 5 Yılda Türkiye Medyasında İnsan Hakları ve Nefret Söylemi. Şubat 2015

Son 5 Yılda Türkiye Medyasında İnsan Hakları ve Nefret Söylemi. Şubat 2015 Son 5 Yılda Türkiye Medyasında İnsan Hakları ve Nefret Söylemi Şubat 2015 Son 5 Yılda Türkiye Medyasında İnsan Hakları ve Nefret Söylemi Medya ve İletişim Merkezi İstanbul Enstitüsü İstanbul Enstitüsü

Detaylı

İlerici Kadınlar Kimdir?

İlerici Kadınlar Kimdir? İlerici Kadınlar Kimdir? Türkiye de AKP iktidarı ile ivme kazanan piyasacılık ve gericilik kadınlar üzerindeki baskıyı daha da artırmıştır. Özellikle son on yılda toplumsal yaşamın dincileştirilmesi kadın

Detaylı

2016 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

2016 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2016 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO- 19 EKİM 2016 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ YAŞAM HAKKI İHLALLERİ ÖLÜ YARALI YARGISIZ İNFAZ (Keyfi

Detaylı

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00 ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00 A. ANLATIM SORUSU (10 puan) Temsilde adalet yönetimde istikrar kavramlarını kısaca açıklayınız. Bu konuda

Detaylı

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU 2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU 1 Av.Dr. M. SEZGİN TANRIKULU İSTANBUL MİLLETVEKİLİ GİRİŞ 2015 yılı Ağustos ayından itibaren tekrar başlayan çatışmalar Türkiye tarihinde eşi az görülmüş bir yıkıma, sayısız

Detaylı

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu Şubat 03, 2017-5:56:00 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi'nin ve yapımı tamamlanan

Detaylı