HALİL İBAN. KÖR SALİH OYA ABLA Ve BEŞİ(YEDİSİ)BİRLİKTELER [0]

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "HALİL İBAN. KÖR SALİH OYA ABLA Ve BEŞİ(YEDİSİ)BİRLİKTELER [0]"

Transkript

1 2010 HALİL İBAN KÖR SALİH OYA ABLA Ve BEŞİ(YEDİSİ)BİRLİKTELER [0]

2 ISBN ĠletiĢim: Halil ĠBAN Tlf: e-posta: Sayfa Düzeni: Ekrem Matbaası Baskı: Ekrem Matbaası Adres: Tepebağ Mah Sok No:21 Seyhan ADANA Telefon: (0322) Fax: (0322) Web: [1]

3 Önsöz Bin dokuz yüzeli altı, altmıģ yılları arasında Ġstanbul da Edebiyat Fakültesinde okuduğum yıllarda, bir hemģerimiz gelmiģ, ameliyat olmuģtu. Birkaç arkadaģla onu görmeye ve geçmiģ olsun demeğe gitmiģtik Elli beģ, altmıģ yaģlarındaki Salih Amca ya çok ağır gelmiģti bu olay. Bizi görünce öne bir ağlama krizi geçirdi. Sonra bize, HoĢ geldiniz çocuklar. Ne iyi ettiniz de geldiniz. Giren yok, çıkan yok. Bu garip memlekette yalnız baģıma bir damla su verenim olmadan ölüp gidecektim. Allah sizden razı olsun, ne iyi ettiniz de geldiniz, dedi. Sonra bir fasıl daha ağladı. Hemoroit ameliyatı oldukça ağır geçmiģti. (Tabii bu değerlendirme kendine göreydi.)rahmetli Salih Amca, çok sevilen, Ģakacı tiplerden biriydi. Bu iki fasıl ağlama, gurbet elde yalnız baģına gelip bir hastahane köģesinde, kimsesiz, yalnız kalması mıydı? Yoksa gerçekten ameliyatın acısına dayanamıyor oluģundan mıydı? Bunu ne biz ne de bizden sonra gidip onu yalnız bırakmayanlar anlayabilmiģlerdi. Salih Amca, geçmiģ olsun, dedik. O, bize: Geçti, ama deldi, geçti. Deldiği yere de bir kuyruk takıp geçti. Çocuklar, HoĢ geldiniz. ĠĢte bakın da görün, kimini kör talih mahvedermiģ, kimini de Kör Salih mahvedermiģ. Beni ise hem kör talih, hem de Kör Salih mahvetti, diye hem kendince Ģaka yapıyor, hem de artık fazla önemsemediğini belirtmeye çalıģıyordu. Nur içinde yat sen Salih Amca. Ben de o günden beri unutamadım bu Kör Salih, Kör Talih ikilemini. Bu kitapta anlatılan sanal olayları, o olaylara karıģan kiģileri anlatırken, onlara ad verirken, yalnız iki kiģide biraz bencil davrandığımı açıklamam gerektiğini biliyorum. Bu iki kiģi, bir ağabey, kız kardeģlerdi. Ağabey on beģ yıl önce Allah ın rahmetine kavuģmuģ oldu. Kız kardeģine gelince. O, ilk kocasından ayrılarak ikinci evliliğini yaptı. Tanrım bu kez mutlu eylesin kendini. Bende altmıģ yıldır nasıl gizli kaldıysa yaģadığım sürece de gizli kalacaktır. Ancak, kısmet olur da bu kitabı okursa o,anlayacaktır. Onun dıģında herkese yine gizli kalacaktır. [2]

4 Kız kardeģim Ayten, bir ara Kız YetiĢtirme Yurdu Müdiresi olmuģtu. Ben de onu sık sık görmeye giderdim. Bu yurtlar ve orada barındırılan kızlar konusundaki ilk izlenimlerim, bu ziyaretler sırasında geliģti. Hep düģünürdüm, Ben bunları nasıl anlatabilirim? diye. Daha önceki kitapları yayınlayınca bana sanki yeni bir güç geldi. BaĢladım yazmaya. Önce Kör Salih le baģladım, gerisi kendiliğinden sökün etti. Bu kör Salih, kör talih ikilemiyle anlatılmak istenen uğursuzluk ve de baģarısızlık nedeni olma anlamını değiģtirmek ve böylece halk arasında yaygın olan bu inancı yıkmak, her baģarının kiģiye ve kiģinin çabasına bağlı olduğu inancını yerleģtirmek istedim. Bunu ne denli baģarabildim, onu bilemem. Bu kararı siz okuyanlarım verebilirsiniz. Vereceğiniz karar ne olursa olsun benim için saygı değerdir. ġunu kesinlikle belirtmem gerekir ki bu kitap bir iddia ile ortaya atılmıģ değildir. Herhangi bir siyasal görüģ ya da akımın ne savunucusu ne de uzantısı olmak gibi bir çabası da yoktur. Burada anlatılan kızlar, birer kimlik ve aile sahibi olamamıģlığın özlemi ile yaģayan kimselerdir. Bütün istekleri bir aileye sahip olmaktır. Kendilerinin doğumlarından beri bulamadıkları köken aileyi hiç olmazsa gelecekte olacak çocukları bulsunlar. Kendileri onların kökenleri olsunlar. Buyurun, kızlarımız ve çevreleri sizleri bekliyorlar, tanıģıp, kaynaģmak için. Haydin kolay gele, baģarılar. Halil Ġban [3]

5 KÖR SALĠH, OYA ABLA Ve BEġĠ(YEDĠSĠ) BĠRLĠKTELER BeĢ kiģi, ayrı ayrı zamanda ve teker teker gelmiģlerdi. Garson tarafından bir masaya yerleģtirilmiģlerdi. Öyle ya kimini kader, kimini talih, kimini de Kör Salih derler ya iģte, öyle. Bu da garson Kör Salih iģi bir yerleģtirme olmuģtur. Salih, kör falan da değildi. Ama ona bir kere böyle demiģlerdi. Ne yapsa, ne etse kurtulamazdı artık. Bir gün, çok eskiden, daha yirmi bir, yirmi iki yaģlarında iken aynı meyhanede garson yamaklığı yaparken, masalarda yığılmıģ bardak ve tabakları, bulaģıkhaneye götürürdü. Nasılsa, masadan aldığı tabakları müģterinin üstüne dökünce, çok kızan müģteri, Kör müsün be, eģek oğlu eģek? diye bağırarak kızar. Bundan sonra senin adın Kör Salih, olsun, der. Böylece bizim garson yamağının adı olur mu Kör Salih? Salih, dul bir kadının hem yetim, hem öksüz tek torunudur. YaĢlı kadın, oğlu ve gelini bir kazada, aynı anda ölünce torununu alıp bağrına basar. Salih in de, bu yaģlı kadından baģka kimsesi yoktur. Ġki kimsesiz bir arada yaģayıp giderler. Salih, ilkokulu bitirdiği yıl babasını ve annesini aynı anda kaybedince ninesi onu getirip Efe Mustafa ya teslim eder. Efe Mustafa, onu alır, hem ortaokulu okutturur, hem üstünü baģını sağlar. Bu arada komilik görevi de yapar. Böylece eline az da olsa para geçmeye baģlar. Salih aldığı bu parayı olduğu gibi götürüp ninesine verirdi. Ortaokulu bitirdikten sonra da bu lokantada çalıģmayı sürdürür. Üç beģ yıl daha bu görevi yapınca, artık askerlik çağına gelmiģtir. Çağrılır, askere gider. Süresi bitince döner gelir. Lokantadaki görevine baģlar. Kısa bir süre sonra eski garson ayrılır. Lokanta sahibi de onu, garson yapar. Böylece Salih in hem aylığı artmıģ olur, hem iģi. Bir de babaannesinin yanındaki değeri. Salih dürüst, namuslu, kötü alıģkanlığı olmayan bir çocuktu. Herkesin sevgisini, güvenini kazanmıģtı. AkĢam, lokantaya gelen müģterilerin, birlikte gelenlerini, ayni masaya, sığmazlarsa iki masayı birleģtirerek yerleģtirir, tek tek, ayrı ayrı gelenleri de garson bir masada toplayarak oturturdu. O akģam da, aynı iģi, aynı biçimde yapmaya çalıģıyordu. Önce otuz beģ, kırk yaģlarında görünen, iyi giyimli birisi geldi. Salih onu kapıdan girince karģılayarak: Buyurun Beyefendi. BaĢka kimse var mı? Gelecek arkadaģınız var mı? diye sordu. Gelen adam bu sorudan tedirgin olmuģtu. Mutlu Öğretmen, Ne soruyorsun? dedi. [4]

6 Garson Salih, ona anlattı. Gelen adam rahatlamıģtı. Garsona teģekkür ediyordu ki, o sırada kapıdan birkaç kiģilik bir grup girdi içeri. Salih, koģtu onları karģıladı. Garson Salih, Buyurun Beyler! HoĢ geldiniz. Guruptan birisi: Biz, dört kiģiyiz. Üç arkadaģımız da daha sonra gelecek. O gurupla gelen iki kiģi, durmuģ bekliyorlardı. Garson Salih, o dört kiģiyi oturtunca geldi. Onlara sordu: Garson Salih, Siz, birlikte misiniz Beyler? dedi. Ġkisi birden, Hayır, biz birlikte değiliz, deyince, Garson da, Sizleri de Ģöyle alabilir miyim öyleyse? deyiverdi. Böylece tekler masasında üç kiģi olmuģlardı. Lokanta oldukça kalabalıklaģmıģtı. Garson elinde kalem, kâğıt masaları dolaģıp herkese ne istediğini soruyor, kâğıda not ediyordu. Lokantada köfteden baģka yemek yok sayılabilirdi. Ġçecek içki de Tekelin Ģarabı, rakısı. Yani kısaca söylemek gerekirse Bu lokantada köfteden baģka yiyecek, Ģarap ve rakıdan baģka içecek bulamazdınız. Ama mezeden, turģudan, salatadan yana burada bulamayacağınız yoktu. Bir de piyaz, barbunya türleri çoktu. Aslında buraya lokanta demek doğru değil ya, neyse. Kurucu sahibi öyle demiģ, biz de saygı gösterelim. Bize kalsa, burası güzel bir köfteci dükkânı ya da bir meyhane olmaya daha uygun düģerdi. Burada müģterinin istediği köfte tam porsiyon da gelmez. Azar azar, sıcak sıcak gelir, müģteri tarafından artık yeter deninceye değin getirilirdi. Garson bilir her müģterinin kaçar köfte yediğini. Hesap ona göre yapılır. Biz bunları anlatalım derken dükkânın tüm masaları dolmuģtu müģterilerle. Garson Salih ve diğer arkadaģları hizmet için koģuģturup duruyorlardı. Bu arada yavaģ yavaģ da olsa müģteriler ısınmaya çalıģıyorlardı. Masalarda sesler yükselmeye baģladı. Bizim tekler masasında oturanlarda da bir canlılık baģlamıģtı. Önce ilk gelen, iyi giyimli olan, masasında oturanlara: ArkadaĢlar, benim adım Mutlu, bir köyde öğretmenim. Aynı masada oturuyor, yiyor, içiyoruz. Bu mübarek böyle Arpacı Kumrusu gibi düģünerek gitmez. Bakın çevrede herkes konuģuyor, gülüyor. Yalnız bizim masada ses seda yok. Onları talih bir araya getirmiģse, bizi de Kör Salih bir araya getirmedi mi? Gelin biz de bunun keyfini çıkaralım, der. Sırayla diğerleri de baģlar: Mutlu Bey, güzel söyledin. Benim adım da Ömer, bana Demirci Ömer derler. Buraya dediğin gibi hepimiz eğlenip açılmaya geldik. Somurtup tıkanmaya değil. Ben Hasan, Hırdavatçı Hasan ım. Çok doğru konuģtunuz. Hepimiz biraz açılmaya geldik. Açılalım. Ben Turgut, dedi dördüncü. Sözünü kesti beģinci: Ben de Selim, deyince tanıģma faslını bitirdiler. Ardından Selim devam etti: [5]

7 Mutlu Öğretmenim, diye söze baģladı. Siz baģlattınız bu iģi, siz sürdürün. Bu akģam bu eğlencenin baģkanı siz olun. ArkadaĢlar da bu iģe karģı çıkmazlar sanırım. Ne dersiniz arkadaģlar. Hepsi birden, Olur, kabul! dediler. Bunun üzerine Mutlu onlara sordu: Ne içeriz beyler? Rakıda anlaģtılar. Mutlu, Salih! Bize büyük bir Yeni Rakı getir. Yanında beyaz peynir, buz, kavun ve cacık da olsun! Ġki dakika sonra rakı, beyaz peynir, buz, kavun ve cacık gelmiģti. Rakı ĢiĢesi, masadakilere gösterilerek orada açıldı. Bu arada ilk köfteler de geldi. Mutlu, Köfteler soğumasın beyler. Hep beraber afiyet olsun! diyerek sıcacık köfteleri atıģtırmaya baģladılar. Mutlu, Bu bardaklardaki aslan sütü, kesilir, kedi yoğurdu olur daha fazla bekletirseniz. Bekletmeyelim yazıktır. Hadi buyurun hoģ geldiniz. Rakı bardakları kalktı. Dudaklara götürüldü. Mutlu, Bundan sonra komut yok. AtıĢ serbest. Son olarak bir kez daha bu da Ģerefe olsun: Hadi Ģerefe dostlar! Hep birden, ġerefe, Ģerefe! diyerek, komutlu atıģları bitirdiler. Masadaki arkadaģlar, kendi aralarında konuģmaya baģlamıģlardı ki masalarından bir ses, bir müzik sesi çıkmaya baģladı: Bu akģam bütün meyhanelerini dolaģtım Ġstanbul un. Seni aradım, kadehlerdeki dudak izlerinde ġarkı, çok güzel bir ses, usta bir müzik bilgisiyle yorumlanarak söyleniyordu. Söyleyen Selim di. Bütün konuģmalar susmuģ, bütün sesler kesilmiģti. ġarkı bitinceye değin, kimse nefes bile almıyordu denebilir. Selim, Ģarkıyı bitirdi. O anda bir alkıģ tufanı baģladı. Aynı masada oturan arkadaģları ne diyeceklerini, ne yapacaklarını bilmeden ĢaĢırıp kalmıģlardı. Mutlu: Ağzına, nefesine sağlık arkadaģ, yalnız bizi değil, tüm meyhaneyi mest ettin. rakıya, Ģaraba gerek kalmadan sen sarhoģ ettin tümümüzü. Bu akģam bizleri bu masada toplayan talihimize Ģükürler olsun. Bir Ģeyler daha söyleyecekti. Turgut onun sözünü kesercesine: Yok, arkadaģ, yanlıģ söyleme. Bizi bir araya getiren talih değil, Salih, hem de Kör Salih tir. TeĢekkür mü edersin, yoksa Ģükür mü? Onu bilmem. Yalnız bu, bizim Kör Salih in hakkıdır, deyince masadaki tüm arkadaģları bu sözü de gülerek alkıģladılar. Bu arada Selim, yeniden baģlamıģtı: Nihansın dideden ey mest-i nazım Bana sensiz cihanda can ne lazım Bütün lokanta bir daha susmuģtu. Onu dinliyordu. Çok güzel söylüyordu Selim. Tanrı ona ses verirken çok cömert davranmıģ, Selim de bu sesin değerini [6]

8 bilmiģ, onu mükemmel eğitmiģti. Çok büyük ustaların ellerinden geçirerek onu bir dantel gibi iģletmiģ, sonunda bu sanat harikası çıkmıģtı ortaya. ArkadaĢ, dedi Turgut: Sen bu sesi bu duruma nasıl getirdin? Selim, gayet sakin: Eğitimle, dedi ve sonra da devam etti: Ben, dedi, Güzel Sanatlar Fakültesi Klasik Türk Müziği Bölümünde okuyordum. Son sınıfa da gelmiģtim. Ama mezun olmayı düģünürken bir olay oldu, olamadım, atıldım. Masadakileri bir merak sarmıģtı. Herkes Ne oldu? Ne olayı? Özel bir olaysa anlatma kalsın, gibi sözlerle heyecanlarını belli etmeye çalıģıyorlardı. Selim, hiç heyecana kapılmadan: Özel değil. Tam anlamıyla genel bir olaydır. Ben anlatırım da, siz sıkılırsınız diye korkarım. Ġsterseniz sizi sıkmadan, kısaca, özetleyerek anlatmaya çalıģayım. Yalnız siz de bana söz verin sıkıldığınız an haber verin keseyim. Olur mu? Söz mü? Masada oturanların hepsi birden: Olur!. Söz.! dediler. Bunun üzerine Selim, baģlar baģından geçen olayı anlatmaya: Ben, çok baģarılı bir öğrenciydim. Liseyi pekiyi derece ile bitirdim. Evde ailemle konuģuyorduk. Babam, ya doktor, ya hâkim olmamı istiyordu. Ben de Güzel Sanatlar Akademisi, diyordum. TartıĢmayı uzatıp kimseyi kırmamak için ilk tercihime yazdığım Akademiyi kimseye söylemedim. Sonuçlar bildirildiğinde haberleri olsun istedim. Öyle de oldu. Kimse de kırılıp gücenmemiģ oldu. Ben de zamanı geldiğinde kimseyle tartıģmadan, kimseyi kırmadan, küstürmeden gidip kaydımı yaptırdım. Zaten isteyerek, severek geldiğim bu okulda kısa zamanda kendimi gösterip, sevdirmeyi baģardım. Derslerimde de çok baģarılıydım. Üçüncü sınıfa geldiğim zaman hem arkadaģlarım hem hocalarım beni bu okulda geleceğin hocası olarak görüyorlardı. Artık ben de alıģmıģtım bu düģünceye. Ben de kendimi öyle düģünüyordum. Öylesine alıģmıģtım ki bir ara aileme bile açmıģtım. Onlar da: Sen bilirsin, hele önce okulunu bir bitir de gerisi kolay, diyorlardı. Son sınıfa geldiğimde 12 Eylül Askeri darbesi oldu. Ülkede her Ģey alt üst oldu. Bir gün okula bir yazı gelmiģ. Bizim okuldan birkaç öğrenci atılmıģ. Aralarında ben de varmıģım. Ġdareye çağrılarak tebliğ ettiler. O gün okulla tüm iliģkim kesildi. Suçum neymiģ diye çok uğraģtım. Sonunda okuduğum gazete Cumhuriyetle, boynumdaki kravattan baģka bir suçlu bulamadılar. Oysa karakoldaki sorgulama polisleri bu iģin kolayını bulmuģlardı. Önce temiz bir dayak atıyor, sonra sorguya baģlayarak, bu namussuz komünistlere ve vatan hainlerine, vatan sevgisini, komünist olmamayı öğretiyorlardı. Sorgulama polisleri, Ulan nedir senin boynundaki kravat, kırmızıdan baģka renk bilmez misin sen? Kiminiz kırmızı kravat, kiminiz kırmızı gömlek, kiminiz [7]

9 kırmızı çorap giyinip dolaģarak komünizm propagandası yapıyorsunuz. Bu vatan hainliği değil mi? Vallahi doğru söylüyorlardı. Ülkemizde bu iģi öylesine çığırından çıkarmıģlar ki kadınlar, kırmızı dudak boyaları, boyunlarına sardıkları fular, giyindikleri kırmızı bluzlarla yakında bütün ülkeyi komünist yapacaklar. Bereket versin ki bu olay oldu da millet anladı. ġimdi buna çare aramak gerek. Kadınlara dudak boyamayı, fular, bluz kullanmayı yasak edemezsiniz, ama devlet olarak ülkede kırmızı boyayı yasak etmek gerekir. Bu da yetmez Galatasaray, Milli Takım formalarını, hatta kusura bakmayın ama Bayrak ve sancağın renklerini değiģtirelim(!). Türkiye de kırmızı renk bırakmayalım. Kırmızı gülleri, karanfilleri, laleleri, gelincikleri köklerinden çekip kurutalım. Böylece ülkeyi bu komünist salgınından, vatan hainlerinden kurtarmak için Devlet BaĢkanı olan kiģi bir genelge yayınlayarak kendi uçağı ile bunu ülkenin bütün topraklarına saçmalı ve hiçbir tarlanın, hiçbir toprağın kırmızı renkli çiçek açmamasını emretmesi gerekir. Böylece hem ülkemiz komünizmden hem halkımız böyle bir baģkandan kurtulmuģ olurdu, diyerek sözlerini bitirdi. Mutlu Öğretmen: ArkadaĢlar, Selim Bey in çektiklerini biz öğretmenler de çektik. Yalnız öğretmenler, öğrenciler mi çekti? Tüm toplum çekti. Tüm halk çekti. Ben derim ki gelin bu gece geçmiģin bu kötü anılarını unutup felekten bir gün çalalım. Biz buraya kötü anıları anarak üzülmeye mi yoksa tesadüfün mü desem, Kör Salih in mi desem bir araya getirdiği Ģu beģ arkadaģ, masadan kalkıp evlerimize giderken eskinin kötülüklerini unutmuģ, yepyeni, neģe, enerji dolu insanlar olalım. Ne dersiniz dostlar. Masada oturanlar hep bir ağızdan: Allah deriz, dediler. Ve kadehlerine sarıldılar. Demirci Ömer: Ben, lisenin ikinci sınıfından ayrıldım. O zamana değin derslerine çalıģan, derslerinden, okulundan baģka bir Ģey düģünmeyen akıllı uslu bir çocuktum. Yılsonu yaklaģmıģtı. Nisan ya da mayıs ayında bulunuyorduk. Ön sıralarda kızlar otururdu. Ben de kızların arkasındaki bir arkadaģın yanına gitmiģ orada oturuyordum. Sınıftaki yerim en arka sıradaydı Dersimiz boģtu. Sohbet ediyorduk. Bu tür sohbetleri çok yapardık. Sınıf arkadaģlarımız, birbirimizi çok severdik, çok iyi anlaģırdık. Sınıfımızda Tansel diye bir kız vardı onunla çok iyi anlaģıyorduk. Tansel, karakaģlı, kara gözlü, tam anlamıyla güzel bir kızdı. Çoğu gün elinde koyu renkli bir gülle gelirdi okula. Ben de paralı yatılı olduğumdan onu okul kapısında karģılar: Günaydın! derdim. O, elindeki gülü gülerek bana uzatır, Günaydın! der, ben de alırdım. Çok güzel bir sesi vardı okul korosunda soprano olarak görev yapardı. O zaman kızlar siyah önlük, beyaz yaka kullanırlardı. Siyah önlük arkadan tek düğmeli olduğundan beyaz yaka da onun düğmesine tutturulurdu. Tansel, o gün hava biraz sıcak olduğundan tam ensesine [8]

10 yakın yerdeki düğmeyi açmıģ yakayı serbest bırakmıģtı. Hareket ettikçe, açılıp kapanan o daracık alandan teni görülüyordu. Bu bana yetti. O gün âģık oldum. O zamana değin kızlarla bu denli yakın olamamıģtım. Biz, ortaokulda okurken karıģık sınıflarda okumamıģtık. Hep erkeklerle birlikte olduğumuzdan kızlara karģı bir baģka türlü davranıģ içindeydik. Onlarla konuģmak, onlara dokunmak çok tehlikeli, ayıp ve de yasaktı. Bu yasak okuldan çok ailelerimizden gelirdi. Cezalar da çok ağır ve Ģiddetli idi. On üç yaģında bir erkek çocuğun bir kız arkadaģının elini tutması, koluna dokunması ağır suçlardan sayılır; hele oğlan babasına böyle bir suç duyurusu ulaģırsa Allah korusun, o yavrucak yanardı. Ben de ilk kez bir kız çocuğunun ensesinden tabanı beģ cm yüksekliği on cm tepesi yarım cm lik ters çevrilmiģ bir ikizkenar üçgen büyüklüğünde ense tenini gördüm, dakikalarca onu izledim. Hayaller kurdum, sonunda da âģık oldum. Bugün de hâlâ süren bir aģk. Bunu aileme açamazdım, kızın kendisine hiç açamazdım. Ben de aģkımı içime gömdüm. O günden beri çıkarmadım. Bu gün ilk kez açıldım. Ġzin verirseniz Ģu Demirci lakabının da nerden geldiğini söyleyeyim: Ortaokulda okurken arkadaģlarla arada sırada voleybol da oynardık. Servisimi kimse kurtaramazdı. Bir gün yine okulda arkadaģlarla voleybol oynuyorduk. Aramıza bizden oldukça büyük birisi girdi kim olduğunu bilmiyordum. Ben yine servis atıyordum. O da karģı ortada servis karģılıyordu. Ben servisi attım, O da karģıladı, ama yere yığılması da bir oldu. ArkadaĢları koģup yardım etmek istediler. O, bu yardımı istemedi. Oyunu bırakıp çıktı. Çıkarken bana dönüp, Sen demirci misin arkadaģ, parmağımı kırdın! dedi. Parmağı gerçekten kırılmıģtı. ĠĢte o günden beri adım Demirci Ömer oldu. Artık ben de alıģtım. Biri Ömer dese, pek aldırmıyorum. Demirci ya da Demirci Ömer dendiği zaman, kesin ben olduğumu anlıyorum. Ġkinci sınıfın sonunda sınıfımı geçmiģtim. Ama devam etme olanağım kalmamıģtı. Ailevi nedenlerle okulu bırakmak zorundaydım. Öyle de yaptım. Mutlu: Sen ne diyeceksin arkadaģ. Söyle seni de tanıyalım. Ama önce izin verirseniz, Ģu boğazlarımızı bir ıslatalım. Bardaklarını kaldırdılar. Tam o sırada Kör Salih, ikinci parti köfteleri yetiģtirdi. Sıcak, sıcak köftelerden birer tanesini de atıverdiler ağızlarına. Hasan, yutkunup son aldığı lokmayı ağzından mideye yollarken bir yudum suyla ağzının boģalmasına yardımcı olmak istedi: Ben, dedi. Ġlkokuldan sonra hiç okul görmedim. Ġlkokulu bitirdiğim yıl babam öldü. Anneme ve benden küçük kardeģlerime bakacak benden baģka kimse yoktu. Mutlu Öğretmen, Hasan a: ArkadaĢ, sen ne iģ yaparsın? Mesleğin nedir? diye sorar. Hasan da: [9]

11 Benim bir hırdavatçı dükkânım var. Dedemden babama kalmıģ, ondan da bana. Mesleğim, sanatım, iģim, gücüm yok. Onunla geçiniriz. Bir annem, iki de kardeģim var. Biri üç yaģındaydı, diğeri beģ, babamız öldüğü zaman. BeĢ yaģında olan bugün yirmi yaģında Ġstanbul Teknik Üniversitesi nde okuyor. Yakında makine mühendisi olacak. Babamız öldüğünde üç yaģında olan kardeģim ise kızdı. O da lise son sınıfta. BaĢarılı bir öğrenicidir. TutturmuĢ ille de liseden sonra Tıp Fakültesinde okuyup Doktor olacağım, diyor. Biz de karıģmıyoruz. Bu kendisinin hayatıdır diye bir Ģey söylemiyoruz. Mutlu Öğretmen, birden söze karıģarak: ArkadaĢlar, böyle aydın bir aile için lütfen kadehlerimizi yeniden bir daha kaldıralım. Böyle kaç aile var toplumumuzda? Herkes kadehlerini kaldırıp içti. ġimdi belki içinizden birisi veya duyanların kimileri, Bunun ne gereği vardı? Mutlu Öğretmen sarhoģ mu oldu? diye düģünmüģ olabilir. Evet, sarhoģ oldum arkadaģlar. Size söz vermiģtim. Bundan sonra atıģ serbest demiģtim. Artık komut momut yok demiģtim. Bütün bunları unutmuģ değilim. Ama Hasan Bey arkadaģımın anlattıkları, beni sarhoģ etti. DüĢünün bir kere genç bir kadın, büyüğü onbir, oniki, küçükleri beģ ve üç yaģlarında üç yavrusu ile dul kalıyor. Bakacak, koruyacak, akıl verecek kimseleri yok. On iki yaģındaki çocuk babadan kalan dükkânı çalıģtırarak annesine ve kardeģlerine bakıyor. Diğer iki çocuk, okula gidiyor. Biri makine mühendisi, kardeģi de doktor oluyor. Bu iģleri yöneten ve yönlendiren belki de kendisi ilkokulu bile görmemiģ bir kadınla oniki yaģında bir çocuk. Hadi sen bu aileyi yakala da ayakta alkıģlama. ArkadaĢlar, bu yüzden zor zamanların, zor günlerin milleti adını almıģtır bu millet. Kusura bakmayın arkadaģlar, ben ölçüyü kaçırdım. ġurada içip eğlenelim derken iģi baģka alana götürdüm. MutluÖğretmen, Turgut adlı gence: Sen, neler söyleyeceksin bakalım bizlere, dedi. Böylece sözü Turgut a atıverdi. Turgut önce bir ĢaĢkınlık geçirir gibi oldu. Sonra birden toparlanarak: Ben, dedi. Bir çiftçi çocuğuyum. Köyümüzde okul yoktu. Okuyamadım. Ben de çiftçi oldum. Babam geniģ toprakları olan varlıklı bir köylüydü. Toprak iģlemeyi, ekin ekmeyi, çift sürmeyi kısaca ekin ve toprak iģlerini ondan, öğrendim. Onlarla uğraģıyor, böylece geçinip gidiyoruz. BaĢka da söyleyecek bir Ģey yok, dedi. MutluÖğretmen: Desene sen bir ağa çocuğusun. Turgut: Değilim. Ne ben ağayım, ne babam ağaydı. Aslında bizim köye ağalık girememiģ. Bizim köyde ne ağa, ne Ģeyh, ne de dede var. Köylü istemez. Bunların olduğu köylerde neler oluyor, siz benden iyi bilirsiniz. Bizde birlik, dirlik var. ġimdi bir de okul yaptırıyoruz. Köylü toplandı karar aldı. Okul binası için arsayı ben verdim. On dönümlük bir tarlaydı. Sekiz derslikli bir okul bir de öğretmen [10]

12 lojmanları yapılıyor. Yapım iģi biterse önümüzdeki yıl açılacak. Bizler okuyamadık hiç olmazsa çocuklarımız okusunlar. MutluÖğretmen: Buyurun Beyler! dedi. Gelin de alkıģlamayın. Gelin de elini, ayağını öpmeyin bu vatandaģın. Turgut, arkadaģ sen okuyamamıģ bir kardeģimizsin, köyünde okul yok diye okuyamamıģsın. Ama artık bu nedenle okuyamayan kalmasın diye okul yapımına tarlanı vererek katkıda bulunuyorsun. Ne mutlu sana. Kutlarım. Sana, köyüne, ülkemize hayırlı olsun. Buyurun arkadaģlar, Turgut Bey Ģerefine! diyerek kadehini kaldırdı. Masadaki herkes de katıldı. Selim, yine söz alarak: ArkadaĢlar, bir Ģey daha söylemem gerek. Demin Mutlu Bey i kırmamak için sözüm bitmeden susmuģtum. ġimdi herkesin anlatacağı bittiyse ben yeniden baģlamak istiyorum. Ġzin verir misiniz? Herkes: Ġzin senin. Buyur arkadaģ, dediler. O kırmızı kravatı bana sevdiğim kız arkadaģım hediye etmiģti. Onunla sözleģmiģtik. Okul bitince niģanlanıp daha sonra da evlenecektik. Akademi birinci sınıfından beri tanıģıyorduk. Önceleri sadece konuģuyorduk. Sonra arkadaģ olduk. Daha sonra birbirimizden hoģlandığımızı hatta sevdiğimizi anladık. O Akademinin Mimari bölümünde okuyordu. Ben Klasik Türk Müziği Bölümünde okuyordum. Üçüncü sınıfa geldiğimizde bu sevgi tam anlamıyla bir aģka dönmüģtü. Artık biz de bir Leyla ile Mecnun gibiydik. Bu dönemde evlilik kararı aldık. Birbirimize söz verdik. Ama bundan ailelerimizin haberi olmadı. Sorgulanmadan sonra tutuklanıp ceza evine gönderildim. Orada ne kadar kaldım bilmiyorum. Galiba bir ay, belki bir yıl belki de daha çok bin yıl falan. Çıktım eve geldim. Ev, mahalle, kent, dünya değiģmiģti. Hiçbir nesne eskisi gibi değildi, kimse eskisi gibi değildi. Herkes yüzüme bakıyor ve: ĠĢte hapishaneden çıkmıģ bir adam. diyordu. Sabıkalı olmuģtum. Kimsenin yüzüne bakamıyordum. Ġnsanlardan kaçar oldum. Kendi okuluma gidemiyordum. Belki hocalarımdan birisiyle karģılaģırım, belki o kızla karģılaģırım diye korkuyordum. Bana Nerelerdeydin? diye sorsa ne diyebilirdim. Ben de gizlendim, kaçtım. Birkaç yıl izimi, yerimi belli etmemeye çalıģtım. Sonunda o, baģka birisi ile evlendi. Ondan kurtuldum. Okul da beni unuttu, ondan da kurtuldum. Ben de kendimi mahkûm ettiğim oda hapsinden çıktım. Arada sırada böyle kaçamaklar yaparak insanlar arasına karıģmaya çalıģıyorum. Neyse baģınızı ağrıttıysam özür dilerim, diyerek sözlerini bitirdi. Bu kez masadakileri bir merak sarmıģtı. Hemen hepsi birden: Ya o, ne oldu? Sevdiğin kız, ne oldu? Selim: O mu? Bir süre beni aramıģ, sormuģ, bulamayınca ailesi Onu bir baģkası ile evlendirmiģ. ġimdi bir kız, bir oğlan iki çocuğu olmuģ. Çok baģarılı bir mimar olarak isim yapmıģ. Ondan bana Ģu boynumdaki eski rengi solmuģ kırmızı kravattan baģka bir armağan, bir anı kalmadı. Onunla yatıp, onunla kalkıyorum. [11]

13 Hadi bir de benim için onun anısına içelim. Mutlu Öğretmenim gücenmesin bu görev kendisinindi. Selim, Lütfen arkadaģlar. Hadi sevgilimin anısına içelim, diye masadakileri adeta zorlayarak bu iģi yaptırdı. Masadakileri adeta bir hüzün, bir isteksizlik sarmıģtı. Kimsenin canı bu kadehi kaldırmak istemiyordu. Selim de, bunun farkındaydı. Havayı dağıtmak için: Çok teģekkür ederim arkadaģlar. Hatır için de olsa bu iģi yapmanız beni çok mutlu etti. Ben de bozduğum havayı düzeltmek için sizlere birkaç Ģarkı söyleyeceğim. Arzu ederseniz siz de katılabilirsiniz, dedi. BaĢladı okumaya. Bütün lokanta susmuģtu, onu dinliyorlardı. Selim, coģmuģtu. Hiç durmadan birbiri ardına yedi Ģarkı söyledi. Bitirdiği anda sanki lokanta yıkılacaktı alkıģ sesinden. AlkıĢtan sonra masalarından kalkan müģteriler, bizim ahbapların masasını iģgal etmiģlerdi. Herkes kutlamak istiyor, teģekkür ediyordu. MasadaĢlar da az önceki sıkıntıdan kurtulmuģ, gülüyor, konuģuyorlardı. Selim bu akģam bu küçük lokantaya yeni bir can vermiģti. Onun söylediği Ģarkılar, bir konser havası estirmiģti. Bir süre sonra herkes yine kendi havasına dönmüģ, yiyip, içip sohbete dalmıģlardı. Kör Salih, üçüncü parti köfteleri dağıtıyordu. Sıra Selim lerin masasına gelmiģti. Yanında iyi giyimli, kılık ve kıyafeti yerinde Mustafa Bey isminde birisi ile geldi: Afiyet olsun beyler. Yanınıza beģ dakika oturabilir miyim? Ġzin verirseniz sizinle bir Ģey konuģmak istiyorum. Tümü birden, Buyurun efendim. dediler. Oğlum Ģuradan bir sandalye getiriver. Salih, koģtu. Bir sandalye getirip yeni gelene verdi. SelamlaĢma faslı bitince: Ben bu lokantanın sahibiyim. Burayı geniģletmek büyütmek istiyorum. Burası en çok on masa alıyor. Oysa arkada büyük bir yerimiz var. Orayı Ģimdilik depo olarak kullanıyoruz. Ġyi bir temizlikten sonra mükemmel bir salon olur. O zaman yalnız orası elli masa alır. Bu da yüz elli, iki yüz kiģi eder. Bu binanın tamamı benim. Üst katında da aynen böyle bir yerimiz var. Ġki katı birlikte düģünürsek üç yüz, dört yüz kiģilik bir salon olur. Bu da kentimizdeki büyük bir eksikliği gidermiģ olur. Demin sizi dinlerken dikkat ettim. MüĢterilerimiz de canlılık istiyorlar. Buraya canlı bir müzik getirebilirsek onların arzuları da yerine gelmiģ olur. Eğer bir yere ya da bir kuruma bağlı değilsen, yani boģsan bu iģi senden rica etmeye geldim. ġunu da söyleyeyim. Bu akģam olur veya olmaz diye bir yanıt almak istemiyorum. Bu akģam istediğim yalnız BoĢum yahut Doluyum demenizdir. Selim: Dolu değilim. BoĢ olmaya boģum da! Adam, buna sevinmiģti. Bunun üzerine Mustafa Bey: Sizi, dedi. Önümüzdeki hafta bugün beģinizi birden eģleriniz, varsa çocuklarınızla birlikte buraya davet ediyorum. Asıl beklediğim cevabı da o gece alırım. Hadi Ģimdilik neģeniz bol olsun. HoĢça kalın. Allaha ısmarladık, dedi. Kalkıp [12]

14 gitti. O gittikten sonra bizimkilerde hava değiģmiģti. Az da olsa bir kasvet sarmıģtı. Önceki neģe ve coģku kalmamıģtı. Mutlu Öğretmen, Garson Salih i çağırdı. Garson Salih: Buyurun! dedi. Mutlu Öğretmen, Hesap, dedi. Salih, (yavaģça) Hesap ödendi, efendim. Mutlu, Kim, kim ödemiģ, niçin ödemiģ? diye ĢaĢırarak sordu. Salih: Ben bilmiyorum. Patron böyle söyledi. Ġsterseniz çağırayım, gelsin kendisi söylesin, dedi ve dönüp gitti. Patron geldi: ArkadaĢlar, garsona ben söyledim. Onlar benim davetlimdir. Sakın hesap alma demiģtim. Yoksa siz daveti kabul etmiyor musunuz? Ya da ben daveti kabul edilmeyecek derecede kötü bir adam mıyım? Kararı siz verin. Garson hesabı yaptı. Hazır bekliyor. Çağırıp vermek isterseniz alacak. Yok, eğer kabul ederseniz sessiz sedasız çıkıp giderseniz. Ben de, o da memnun olarak sizi haftaya eģ ve çocuklarınızla yine zevkle bekleyeceğiz. Karar sizin. Hadi iyi geceler, deyip gitti. Bizimkiler masada seslerini çıkarmadan kalmıģlardı. MutluÖğretmen ile Selim: Adam bizi tam susturdu. Bir ık diyecek halimiz kalmadı. Ne diyelim. Haftaya burada buluģalım. Ama daha önce nasıl haberleģelim? Mutlu Öğretmen: Ben telefon numaramı vereyim Herkes bana telefon etsin. Turgut, Herkesin telefonu var mı? diye sordu? Herkesin cep telefonu da ev telefonu da varmıģ. MutluÖğretmen: Öyleyse, dedi. Ġlk olarak söyleyin bunları kaydedelim. BeĢ arkadaģ birbirlerinin telefonlarını kaydettiler. Önlerindeki ilk cuma günü telefonlaģıp ertesi gün gelip gelemeyeceklerini, nasıl ve kaç kiģi geleceklerini duyuracaklardı. Böylece anlaģıp birbirlerine iyi geceler dileyerek kalkıp evlerine dağıldılar. Kör Salih lokantanın kapısında, yaptığı hesap elinde öylece kala kalmıģtı. Durumu bilmeyenler, onu, öyle görünce çıkan müģterilerden bahģiģ bekler sanmıģlardı. Oysa Salih çok mutluydu. BeĢ kiģinin beģi de çıkıp gidince Salih doğruca patronuna koģup: BeĢi de gitti. Selamdan baģka da bir Ģey vermediler, dedi. Patron da buna çok sevinmiģti. Son müģteri de çıkıp gittikten sonra lokantanın kapısı içerden kapandı. Garsonlar, komiler ve ustalar masaları, sandalyeleri toplayıp orta yere yığdılar. Diğer eģyayı da toparlayıp bir kenara yığdılar. Sonra da tümü birden kiģisel eģyalarını alıp evlerine gittiler. Sabahleyin oradan geçenler lokantanın kapısının kapalı olduğunu gördüler. Oysa her gün bu saatlerde lokanta açık olurdu. Kapıda büyük bir kâğıda yazılmıģ bir yazı vardı: ONARIM DOLAYISI ĠLE KAPALIYIZ [13]

15 Öğleye doğru lokantanın önüne bir kamyon geldi. AkĢam toplanmıģ olan masa, sandalyeleri baģka iri ve kaba eģyaları yüklenip götürdü. Öğleden sonra lokanta personelinin tümü gelmiģlerdi. Onlar da kalan diğer eģyayı (Tencere, tava, tabak, bardak v.b.ne varsa) bir pikaba yükleyerek gönderdiler. Kısaca söylemek gerekirse lokantada dört duvarla çevrili bir alandan gayri bir Ģey kalmamıģtı. Öğleden sonra bir taksi geldi. Taksiden dört kiģi indiler. Doğru içeri girdikleri için kim olduklarını ve ne için geldiklerini anlayamadık. Sonradan öğrendiğimize göre bu gelenler, mimar ve mühendislermiģ. Kimi ses, kimi ıģık, kimi de dekorasyonla ilgili, yetkili uzman kiģiler. O gün geç vakte değin orada kaldılar. Ertesi gün sabahleyin yine geldiler. Bu kez, yanlarında baģka kiģiler de vardı. Ġlk olarak kalın kâğıtlarla pencere camlarının tümünü kapattılar. Artık dıģarıdan içeriyi görmek olanaksızdı. Biz de onları kendileri ile baģ baģa bırakıp Kör Salih in kurduğu beģ kiģilik arkadaģ grubuna dönelim. * * * Kendi kararları ile baģkan seçtikleri MutluÖğretmen: Ben, dedi. On dört yıldır aynı köyde öğretmenlik yapıyorum. On yıldır kent merkezine atanabilmem için baģvururum, bir sonuç alamam. Oysa benim ilkokuldan mezun ettiklerimden ilköğretim öğretmenliği okulundan mezun olup köy ilkokullarına atananlardan birçoğu kent merkezi okullarına geldiler. Kaç kez valiliğe, bakanlığa baģvurduysam bir yanıt alamadım. En sonunda Ģimdiki köyüme gelebildim. Burası merkeze bağlı, araç çalıģan, yol üzerinde bir köy. Okulda on öğretmeniz. Okulumuza ekler yapılarak sekiz sınıflı oldu. Artık kent merkezinde oturuyor gibiyiz. Her gün okula yarım saatlik bir motosiklet gezisiyle gidip gelebiliyorum. Bu yıl beģinci sınıfı okutuyorum. Seneye altıncı sınıf öğretmeni olacağım. ġimdiden kendimi hazırlıyorum. Ben sosyal bilgiler dersini çok seviyorum. Eğer baģarabilirsem, sürekli sosyal bilgiler öğretmeni olarak emekli oluncaya değin çalıģabilirmiģim. O zaman ben de bu okulda kalırım. Dokuz yıl önce evlendik. Askerlik görevimi yaparken oralı, tanıģtığımız bir kızla anlaģtık, sözleģtik. Askerlik bittiğinde konuyu aileme açtım. Annem, babam önceleri pek istekli görünmüyorlardı. Sonraları onlar da razı oldular. Böylece biz de evlenmiģ olduk. ġimdi çok mutluyuz. Biri oğlan ikisi kız üç çocuğumuz oldu. Mahide ile onların gelecekleri için çırpınıp duruyoruz. Ġstiyoruz ki, çocuklarımızın, kimseye bağlı olmadan, özgür yaģamaları neyi gerektiriyorsa elimizden geleni esirgemeden onu yapalım. Bu nedenle bir iģ, bir meslek sahibi olmalarını arzu ediyoruz. En azından devlete ya da siyaset adamlarına boyun eğmesinler diyoruz. Peki, benim bunca yıldır aynı köyde sürünmeme neden olan nedir? Köy imamının hakkımdaki Ģikâyeti oldu. Ġmam, Okulu haftada bir gün bana bırak Çocuklara din dersi vereyim, dedi. Ben de Olmaz dedim. Bunun üzerine Ģikâyetler baģladı. O zaman köyde tek öğretmendim. Gelen müfettiģler çalıģmamı çok beğendiler. [14]

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır.

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır. Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır. / /20 YAZI ARKASINDA SİZİN FOTOĞRAFINIZ KULLANILMAKTADIR En Kıymetlim, Sonsuz AĢkım Gözlerinde sevdayı bulduğum, ellerinde

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým. Kaybolan Çocuk Çocuklar için öyküler yazmak istiyordum. Yazmayý çok çok sevdiðim için sevinçle oturdum masanýn baþýna. Yazdým, yazdým... Sonra da okudum yazdýklarýmý. Bana göre güzel öykülerdi doðrusu.

Detaylı

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK Geçen gün amcam bize koca bir kutu çikolata getirmişti. Kutudaki çikolataların her biri, değişik renklerde parlak çikolata kâğıtlarına sarılıydı. Mmmh, sarı kâğıtlılar muzluydu,

Detaylı

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

&[1 CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR! SERIS.INDEN BAZILARI. l O - Cin Ali Kır Gezisinde. Öğ. Rasim KAYGUSUZ CİN ALİ'NİN HİKAYE KİTAPLAR!.. SERIS.INDEN BAZILARI 1 - Cin Ali'nin Atı 2 - Cin Ali'nin Topu 3 - Cin Ali'nin Topacı 4 - Cin Ali'nin Karagözlü Kuzusu 5 - Cin Ali'nin Oyuncakları 6 - Cin Ali Okula Başlıyor

Detaylı

YAŞAM ÖYKÜSÜ. Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı:

YAŞAM ÖYKÜSÜ. Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı: YAŞAM ÖYKÜSÜ ADI: TARĠH: Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı: Mesleği: Sağlığı: Eğer vefat etmiģse ölüm yaģı: O zaman siz kaç yaģındaydınız: Ölüm Nedeni: Anne: Adı: YaĢı: Mesleği:

Detaylı

zaferin ve başarının getirdiği güzel bir tebessüm dışında, takdir belgesini kaçırmış olmanın verdiği üzüntü. Yanımda disiplinli bir öğretmen olarak bilinen ama aslında melek olan Evin Hocam gözüküyor,

Detaylı

DDD. m . HiKAYE. KiTAPLAR! . CİN. ALİ'NİN. SERiSiNDEN BAZILARI. Öğ. Rasim KAYGUSUZ

DDD. m . HiKAYE. KiTAPLAR! . CİN. ALİ'NİN. SERiSiNDEN BAZILARI. Öğ. Rasim KAYGUSUZ . CİN. ALİ'NİN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI 1 - Cin Ali'nin Atı 2 - Cin Ali'nin Topu 3 - Cin Ali'nin Topacı 4 - Cin Ali'nin Karagözlü Kuzusu 5 - Cin Ali'nin Oyuncakları 6 - Cin Ali Okula Başlıyor

Detaylı

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Üstüne, günlerin yorgunluðu çökmüþtü. Bunu ancak oyunla atabilirdi. Caný oyundan

Detaylı

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU Nereden geliyor bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme isteğim? Kim verdi düşünce deryalarında özgürce dolaşmamı sağlayacak özgüven küreklerimi? Bazen,

Detaylı

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış; Yemek Temel, Almanya'dan gelen arkadaşı Dursun'u lokantaya götürür. Garsona: - Baa bi kuru fasulye, pilav, üstüne de et! der. Dursun: - Baa da aynısından... Ama üstüne etme!.. Ölçüm Bir asker herkesin

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ : 2014 2015 Μάθημα : Τουρκικά Επίπεδο : Ε1 Διάρκεια : 2 ώρες

Detaylı

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf ilk yar'larımızın sevgili dostları, ilkyar desteklerinizle giderek büyüyen bir aile olarak varlığını sürdürüyor. Yeni yeni ilk yar'larımızla tanışırken bir taraftan fedakar gönüllülerimizi, ve bir zamanlar

Detaylı

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor. OKUMA - ANLAMA: ÖĞRENCİLER HER GÜN NELER YAPIYORLAR? 1 Türkçe dersleri başladı. Öğrenciler her gün okula gidiyorlar, yeni şeyler öğreniyorlar. Öğretmenleri, Nazlı Hanım, her Salı ve her Cuma günü sınav

Detaylı

KUPA TEKNĠK BĠLĠMLER MESLEK YÜKSEKOKULUNUN

KUPA TEKNĠK BĠLĠMLER MESLEK YÜKSEKOKULUNUN KUPA TEKNĠK BĠLĠMLER MESLEK YÜKSEKOKULUNUN 6.Spor ġenlikleri kapsamında gerçekleģtirilen Futbol Turnuvası Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulunun zaferi ile sona erdi. Yapılan maçlar sonucunda Ünye ĠĠBF

Detaylı

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΕΛΙΚΕ ΕΝΙΑΙΕ ΓΡΑΠΣΕ ΕΞΕΣΑΕΙ ΥΟΛΙΚΗ ΥΡΟΝΙΑ: 2012-2013 Μάθημα: Σοσρκικά

Detaylı

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz. Bozuk Paralar KISA FİLM Yaşar AKSU İLETİŞİM: (+90) 0533 499 0480 (+90) 0536 359 0793 (+90) 0212 244 3423 SAHNE 1. OKUL GENEL DIŞ/GÜN Okulun genel görüntüsünü görürüz. Belki dışarı çıkan birkaç öğrenci

Detaylı

EZBERLEMİYORUZ, ÖĞRENİYORUZ. Hafta Sonu Ev Çalışması DAĞINIK ÇOCUK

EZBERLEMİYORUZ, ÖĞRENİYORUZ. Hafta Sonu Ev Çalışması DAĞINIK ÇOCUK Hafta Sonu Ev Çalışması DAĞINIK ÇOCUK Bir çocuk varmış. Eşyalarını toplamaktan hiç hoşlanmazmış. Bir gün yerlerde atılı duran eşyalar, aralarında konuşuyorlarmış. - Sen neden hala buradasın. Bu saatte

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI T105004 ADI SOYADI NOSU UYRUĞU SINAV TARİHİ ÖĞRENCİNİN BÖLÜM Okuma Dinleme Yazma Karşılıklı Konuşma Sözlü Anlatım TOPLAM

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI Hafta Sonu Ev Çalışması YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI Zaman adlı ölümsüz bir dev vardı. Bir gün Zaman, Yıl Dede'yi dört kızıyla birlikte yeryüzüne indirdi. Kızlar, yeryüzünü çok sevdiler. Hepsi bir yana dağılıp

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

ISBN : 978-605-65564-3-2

ISBN : 978-605-65564-3-2 ISBN : 978-605-65564-3-2 1 Baba, Bal Arısı Gibi Olmak İstemiyorum ISBN : 978-605-65564-3-2 Ali Korkmaz samsun1964@hotmail.com Redaksiyon : Pelin GENÇ Dizgi/Baskı Kardeşler Ofset Matbaacılık Muzaffer Ceylandağ

Detaylı

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu! Kaybolmasınlar Diye Mesleğini sorduklarında ne diyeceğini bilemezdi, gülümserdi mahçup; utanırdı ben şairim, yazarım, demeye. Bir şeyler mırıldanırdı, yalan söylememeye çalışarak, bu kez de yüzü kızarırdı,

Detaylı

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΕΘΝΙΚΗΣ ΠΑΙ ΕΙΑΣ ΚΑΙ ΘΡΗΣΚΕΥΜΑΤΩΝ ΚΡΑΤΙΚΟ ΠΙΣΤΟΠΟΙΗΤΙΚΟ ΓΛΩΣΣΟΜΑΘΕΙΑΣ Milli Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı Devlet Dil Sertifikası DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM

Detaylı

6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi

6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi 6 Çocukla Ahır'da Yaşam Mücadelesi Kahramanmaraş ın Ekinözü İlçesine bağlı Alişar Köyünde 54 Yaşındaki Mehmet Göyün 6 Çocuğu ile birlikte tek göz kerpiç odanın içinde verdiği yaşam Mücadelesi yürekleri

Detaylı

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 6 (ΔΞΙ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 6 (ΔΞΙ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή: ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΓΙΔΤΘΤΝΗ ΜΔΗ ΔΚΠΑΙΓΔΤΗ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ ΜΑΘΗΜΑ: ΣΟΤΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: A ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011

Detaylı

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik KISKANÇLIK KRİZİ > > ADAM - Kiminle konuşuyordun? > > KADIN - Tanımazsın. > > ADAM - Tanısam sormam zaten. > > KADIN - Tanımadığın birini neden soruyorsun? > > ADAM - Tanımak için. > > KADIN - Peki...

Detaylı

ĠSHAKOL. Ġġ BAġVURU FORMU. Boya Sanayi A.ġ. En Son ÇekilmiĢ Fotoğrafınız. No:.. ÖNEMLĠ NOTLAR

ĠSHAKOL. Ġġ BAġVURU FORMU. Boya Sanayi A.ġ. En Son ÇekilmiĢ Fotoğrafınız. No:.. ÖNEMLĠ NOTLAR Ġġ BAġVURU FORMU ĠSHAKOL Boya Sanayi A.ġ. No:.. En Son ÇekilmiĢ Fotoğrafınız ÖNEMLĠ NOTLAR 1. BaĢvuru formunu kendi el yazınızla ve bütün soruları dikkatli ve eksiksiz olarak doldurup, imzalayınız. ĠĢ

Detaylı

CİN ALİ İLE BERBER FİL

CİN ALİ İLE BERBER FİL ....... CiN ALl'NIN HiKAYE KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI 1 - Cin Ali'nin Atı 2 - Cin Ali'nin To'Ju ' 3 - Cin Ali'nin Topacı 4 - Cin Ali'nin Karagözlü Kuzusu 5 - Cin Ali'nin Oyuncakları 6 - Cin Ali Okula

Detaylı

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 24 Ağustos 2009 04:42 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ağustos 2009 19:20

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 24 Ağustos 2009 04:42 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ağustos 2009 19:20 Düğünlerde Takılan Sahte Paralar Yüksek eğitimini tamamlamış, babası ticaretle uğraşan, annesi ise bir bankada görevli bulunan bir ailenin tek kızıydı. Okul arkadaşı ile evlenmeye karar vermişlerdi. Damat

Detaylı

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR Site İsmi : Zaman 53 Tarih: 10.05.2012 Site Adresi : www.zaman53.com Haber Linki : http://www.zaman53.com/haber/14544/camilerin-ayaga-kalkmasi-lazim.html ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

(22 Aralık 2012, Cumartesi) GRUP A. 2012-2013 Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı

(22 Aralık 2012, Cumartesi) GRUP A. 2012-2013 Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı 2012-2013 Türkçe Ortak Sınavı Lise Hazırlık Sınıfı AÇIKLAMALAR 1. Soruların cevaplarını kitapçıkla birlikte verilecek optik forma işaretleyiniz. 2. Cevaplarınızı koyu siyah ve yumuşak bir kurşun kalemle

Detaylı

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ 6 (ΕΞΙ) ΣΕΛΙΔΕΣ

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ 6 (ΕΞΙ) ΣΕΛΙΔΕΣ ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΜΑΘΗΜΑ: ΤΟΥΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: A ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ:

Detaylı

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK

Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK Babasının işi nedeniyle çocuğun orta öğretimi kesintilere uğramıştı. Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve ne yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını

Detaylı

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir?

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir? 1. SINIF OKULA YARDIMCI VE SINAVLARA HAZIRLIK A TEMASI: OKUL HEYECANIM TEST-1 1. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir? A) Okula gitmemiz

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ 2011-2012 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: 1 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

Başarı Hikayelerinde Söke Ekspress Gazetesi ve Cumhuriyet Ofset Matbaasının sahibi, 1980 yılından bu yana üyemiz olan Yılmaz KALAYCI ya yer verdik.

Başarı Hikayelerinde Söke Ekspress Gazetesi ve Cumhuriyet Ofset Matbaasının sahibi, 1980 yılından bu yana üyemiz olan Yılmaz KALAYCI ya yer verdik. Başarı Hikayelerinde Söke Ekspress Gazetesi ve Cumhuriyet Ofset Matbaasının sahibi, 1980 yılından bu yana üyemiz olan Yılmaz KALAYCI ya yer verdik. Sizi tanıyabilirmiyiz? 1953 Söke doğumluyum. Evli, 2

Detaylı

Kahraman Kit Misafirlikte

Kahraman Kit Misafirlikte Technical Assistance for Promoting Registered Employment Kayıtlı İstihdamın Teşviki için Teknik Destek Projesi Bu proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilmektedir. This project

Detaylı

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) İmtiyaz Sahibi Adına Ramazan BALCI Okul Müdürü Fatma BAŞA ( Özel Eğitim Öğretmeni ) Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI ( Görsel Sanatlar Öğretmeni

Detaylı

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ www.armtr.org Yazan: Billur Demiroğulları Çizen: Yasemin Erdem Kontrol: Özlem Küçükfırat Bilgi (Çocuk Gelişim Uzmanı) Bu hikaye kitabının her türlü yayın hakkı Anorektal

Detaylı

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. ANKET SONUÇLARI Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. Bu anket, çoğunluğu Ankara Kemal Yurtbilir İşitme Engelliler Meslek Lisesi öğrencisi olmak üzere toplam 130 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya

Detaylı

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. TATÍLDE Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. Ízin zamanı yaklaşırken içimizi bir sevinç kaplar.íşte bu yıl da hazırlıklarımızı tamamladık. Valizlerimizi

Detaylı

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler. ENGİN VE İKİZLER ALIŞ VERİŞTE Hastane... Dr. Gamze Hanım'ın odası, biraz önce bir ameliyattan çıkmıştır. Elini lavaboda yıkayarak koltuğuna oturur... bu arada telefon çalar... Gamze Hanım telefon açar.

Detaylı

Tekirdağ Seyirlik Köy Oyunları ( Gelin Verme Oyunu- Kimde Kabahat Oyunu)

Tekirdağ Seyirlik Köy Oyunları ( Gelin Verme Oyunu- Kimde Kabahat Oyunu) Tekirdağ Seyirlik Köy Oyunları ( Gelin Verme Oyunu- Kimde Kabahat Oyunu) Prof. Dr. Erman Artun GELİN VERME OYUNU Gelinlerin anasının üç kızıyla oyun alanına gelmesiyle başlar. "Haydee gelin satıyorum,

Detaylı

Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder..

Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder.. Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder.. SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? hangi okullarda okudunuz bugüne kadar?

Detaylı

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67) KOCAER 1 Tuğba KOCAER 20902063 KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA... Hepsi için teşekkür ederim hanımefendi. Benden korkmadığınız için de. Biz ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya...

Detaylı

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa

Detaylı

ÖDEV- 4. TÜRK BAYRAĞI VE ĠSTĠKLAL MARġI

ÖDEV- 4. TÜRK BAYRAĞI VE ĠSTĠKLAL MARġI ÖDEV- 4 ADI SOYADI:.. HAYAT BĠLGĠSĠ TÜRK BAYRAĞI VE ĠSTĠKLAL MARġI Uluslar, bağımsızlıklarını temsil edecek millî marģ, bayrak gibi semboller yaratmıģlardır. Ġstiklal MarĢı, Türk ulusunun bağımsızlığını

Detaylı

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan 1. Sahne (Koruluk. Uzaktan kuş cıvıltıları duyulmaktadır. Sahnenin solunda birbirine yakın iki ağaç. Ortadaki ağacın hemen yanında, önü sahneye dönük, uzun ayaklık üzerinde bir dürbün. Dürbünün arkasında

Detaylı

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu İgi ve ben Benim adım Flo ve benim küçük bir kız kardeşim var. Küçük kız kardeşim daha da küçükken ismini değiştirdi. Bir sabah kalktı ve artık kendi ismini kullanmıyordu. Bu çok kafa karıştırıcıydı. Yatağımda

Detaylı

ÖDEV- 6. AĢağıdaki Cümlelerde boģ bırakılan yerlere uygun sözcükler yazınız. 1. Reçel, bal vücuda veren besinlerdendir.

ÖDEV- 6. AĢağıdaki Cümlelerde boģ bırakılan yerlere uygun sözcükler yazınız. 1. Reçel, bal vücuda veren besinlerdendir. ÖDEV- 6 ADI SOYADI:.. HAYAT BĠLGĠSĠ Niçin Dengeli ve Düzenli Beslenmeliyiz? Besinler, büyüme ve güçlenmeyi sağlar, vücuda enerji verir. Yediğimiz yiyeceklerin vücudumuz için farklı önemi ve yararı vardır.

Detaylı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?

Detaylı

Söyle, üzmesinler onu. Ele güne muhtaç olmasın. Hâlâ sigara. Çünkü gücüm var biraz daha.

Söyle, üzmesinler onu. Ele güne muhtaç olmasın. Hâlâ sigara. Çünkü gücüm var biraz daha. BULUŞMA Deniz kenarında bir lokantadayız. Görüşmeyeli uzun zaman oldu. İnternetten birkaç fotoğraf. Hepsi bu. Seni buraya çağırmakla iyi mi ettim? Galiba bundan hiçbir zaman emin olamayacağım. Karşımda

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: 2013-2014 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: Ε3 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127

KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127 KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127 Düzenleyen Administrator Salý, 15 Haziran 2010 Mersin Gazetesi KÜLTÜR SANAT-MAVÝ KARANFÝL-127 YAZIK Abidin GÜNEYLÝ-Mersin Küfürün adýný günah koymuþlar Etsem bana yazýk etmesem

Detaylı

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler.

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler. MASAL CADISI Masal Cadı sının canı sıkılıyordu. Ormandaki kulübesinde tek başına otururdu. Yıllardır insan yüzü görmemişti. Bu gidişle bütün yeteneklerim kaybolacak, diye düşünüyordu. Süpürgemle uçabileceğimi

Detaylı

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır?

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır? 1. (1) Şair yeni bir şiir kitabı yayınladı.(2) Kitap, şairin geleneksel şiir kalıplarını kullanarak yazdığı şiirlerden oluşuyor.(3) Bu şiirlerde kimi zaman, şairin insanı çok derinden etkileyen sesini

Detaylı

KASIM BÜLTENİ. 5-6 YAŞ 2. Kur. Chess Kids Academy

KASIM BÜLTENİ. 5-6 YAŞ 2. Kur.   Chess Kids Academy 1 Chess Kids Academy Sevgili velilerimiz, satranç derslerimizin içeriğinde teorikten daha çok uygulamalarla eğitim vardır. Çocuklarımız masallar, şarkılar ve daha çok yaratıcı eğitim araçları ile satrancı

Detaylı

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller yayın no: 117 PEYGAMBERİMİZİN DİLİNDEN HİKMETLİ ÖYKÜLER Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi

Detaylı

ZAMİR Varlıkların veya onların isimlerinin yerini geçici veya kalıcı olarak tutabilen, isim gibi kullanılabilen, isim soylu kelimelerle, bazı eklere zamir denir. Zamirlerin Özellikleri: İsim soyludur.

Detaylı

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΠΤΑ (7) ΣΕΛΙΔΕΣ

ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΠΤΑ (7) ΣΕΛΙΔΕΣ ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΜΑΘΗΜΑ: ΤΟΥΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: B ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ:

Detaylı

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN .com Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok benim kahraman dedem Kelimeleri zıt

Detaylı

Bu kısa Z Nesli tanımından sonra gelelim Torunum Ezgi nin okul macerasına.

Bu kısa Z Nesli tanımından sonra gelelim Torunum Ezgi nin okul macerasına. Z NESLİ VE TORUNUM EZGİ! Değerli Okur! Bu köşe yazısı; Ülkemizde nüfusun üçte birini oluşturan geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklar(ımız) la ilgili neler yapıyoruz? Çocuklarımız bu zorlu yaşam yolculuklarında

Detaylı

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή: ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΓΙΔΤΘΤΝΗ ΜΔΗ ΔΚΠΑΙΓΔΤΗ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ ΜΑΘΗΜΑ: ΣΟΤΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: Γ ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011

Detaylı

Beykoz Yerel Basını: Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ - Özgün Haber

Beykoz Yerel Basını: Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ - Özgün Haber Beykoz Yerel Basını: "Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ" Tüm Ülkede kutlanan Öğretmenler Günü Beykoz'da da coşkuyla kutlanırken, bu özel günde öğretmenlerimiz için çeşitli etkinlikler ve ziyaretler

Detaylı

Başbakan Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu nda karne dağıtım törenine katıldı

Başbakan Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu nda karne dağıtım törenine katıldı Başbakan Yıldırım, Piri Reis Ortaokulu nda karne dağıtım törenine katıldı Haziran 17, 2016-1:22:00 Başbakan Yıldırım, "Terör örgütünün telkinlerine gençlerimiz asla ve asla itibar etmesinler. Onlar bizim

Detaylı

6. Sınıf sıfatlar testi testi 1

6. Sınıf sıfatlar testi testi 1 6. Sınıf sıfatlar testi testi 1 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamını sağlayan kelime sıfat değildir? A) Kaç liralık fatura kesilecek? B) Oraya gidip de ne iş yapacaksın? C) Ne kadar güzel konuşuyor

Detaylı

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN

YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN 2011 PAZARTESĐ SAAT- 07:42 Sahne - 1 OTOBÜS DURAĞI Otobüs durağında bekleyen birkaç kişi ve elinde defter, kitap olan genç bir üniversite öğrencisi göze çarpar. Otobüs gelir

Detaylı

UÇAN BALONLAR SINIFI OCAK AYI BÜLTENĠ

UÇAN BALONLAR SINIFI OCAK AYI BÜLTENĠ UÇAN BALONLAR SINIFI OCAK AYI BÜLTENĠ KONULAR 1)ISINMA VE AYDINLANMA ARAÇLARI -IĢık nedir? Öğreniyoruz. - IĢık nerelerde kullanılır? Öğreniyoruz - Isınma araçları nelerdir? Öğreniyoruz. 2) ENERJİ TASARRUFU

Detaylı

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin. Bu kitapçığı, büyük olasılıkla kısa bir süre önce sevdiklerinizden biri size cinsel kimliği ile biyolojik/bedensel cinsiyetinin örtüşmediğini, uyuşmadığını açıkladığı için okumaktasınız. Bu kitapçığı edindiğiniz

Detaylı

yemyeşil bir parkın içinden geçerek siteye giriyorsunuz. Yolunuzun üstünde mutlaka birkaç sincaba rastlıyorsunuz. Ağaçlara tırmanan, dallardan

yemyeşil bir parkın içinden geçerek siteye giriyorsunuz. Yolunuzun üstünde mutlaka birkaç sincaba rastlıyorsunuz. Ağaçlara tırmanan, dallardan Karganın Rengi Siyah! Siyah mı? Evet Emre, siyah. Kara değil mi? Ha kara, ha siyah Cenk, bence kara ile siyah arasında fark var. Arkadaşım Cenk le hâlâ aynı şeyi, kargaların rengini tartışıyoruz. Galiba

Detaylı

Kadınların Çalışma Deneyimleri

Kadınların Çalışma Deneyimleri Belkıs Kümbetoğlu: Kadınların Çalışma Deneyimleri Herhangi bir mağazanın, atıyorum işte, özellikle şey, markaların mağazalarına... Gece gidip, işte elimizde cihazla şeyleri, ürünleri sayıyoruz.bunu yapıyoruz

Detaylı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen Yayın no: 162 DÜRÜSTLÜK VE DOĞRULUK ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 5523 99 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın

Detaylı

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΓΙΔΤΘΤΝΗ ΜΔΗ ΔΚΠΑΙΓΔΤΗ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΕΛΙΚΕ ΕΝΙΑΙΕ ΓΡΑΠΣΕ ΕΞΕΣΑΕΙ ΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ:

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΓΙΔΤΘΤΝΗ ΜΔΗ ΔΚΠΑΙΓΔΤΗ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΕΛΙΚΕ ΕΝΙΑΙΕ ΓΡΑΠΣΕ ΕΞΕΣΑΕΙ ΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΓΙΔΤΘΤΝΗ ΜΔΗ ΔΚΠΑΙΓΔΤΗ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΕΛΙΚΕ ΕΝΙΑΙΕ ΓΡΑΠΣΕ ΕΞΕΣΑΕΙ ΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: Μάθημα: Σοσρκικά Δπίπεδο: Ε2 Γιάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία: Τπογραφή Καθηγητή:

Detaylı

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMİ BİR DERS Genç adam evlendiğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara

Detaylı

ÖZEL EFDAL ANAOKULU ġubat AYI BÜLTENĠ

ÖZEL EFDAL ANAOKULU ġubat AYI BÜLTENĠ ÖZEL EFDAL ANAOKULU ġubat AYI BÜLTENĠ ġubat AYINDA NELER ÖĞRENDĠK? Tatilde neler yaptığımızı arkadaģ ve öğretmenimizle paylaģtık. Akıllı tahtada kavram çalıģmaları, sunular ve animasyonlar izledik. Okulumuzun

Detaylı

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK Ceylan Işık, Hacettepe Türkçe Öğretmenliği Biliyor musunuz, ben bir çocuğun kalbine dokundum? Hatta bir değil birçok çocuğun kalbine dokundum. Onların sadece ellerine, yüzlerine

Detaylı

DEĞERLER EĞİTİMİ SINIF İÇİ ETKİNLİK PLANI MAYIS-HAZİRAN AYI İŞLENEN DEĞER: AİLEMİZİ ARKADAŞLARIMIZI VE HAYVANLARI SEVMEK ARKADAŞ SEVGİSİ DOSTLUK

DEĞERLER EĞİTİMİ SINIF İÇİ ETKİNLİK PLANI MAYIS-HAZİRAN AYI İŞLENEN DEĞER: AİLEMİZİ ARKADAŞLARIMIZI VE HAYVANLARI SEVMEK ARKADAŞ SEVGİSİ DOSTLUK DEĞERLER EĞİTİMİ SINIF İÇİ ETKİNLİK PLANI MAYIS-HAZİRAN AYI İŞLENEN DEĞER: AİLEMİZİ ARKADAŞLARIMIZI VE HAYVANLARI SEVMEK ARKADAŞ SEVGİSİ DOSTLUK ETKİNLİK SÜRESİ: 30 DK. ETKİNLİK ZAMANI: TÜRKÇE DİL ETKİNLİĞİ

Detaylı

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam.

Rafet El Roman. Amerika. Rafet El Roman. A memo. Burasý New York Amerika. Evler karýþtý bulutlara. Nasýl bir zaman. Nasýl bir yaþam. Onaylayan Administrator Pazartesi, 21 Mayýs 2007 Besteciler.org Amerika A memo Burasý New York Amerika Evler karýþtý bulutlara Nasýl bir zaman Nasýl bir yaþam A memo Ýnsanlar simsiyah, kýzýl, beyaz Sokaklar

Detaylı

27 ŞUBAT 03 MART OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALAR

27 ŞUBAT 03 MART OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALAR MART 2017 BÜLTENĠ 27 ŞUBAT 03 MART OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALAR OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIġMALAR OKULA GETĠRECEKLERĠMĠZ PAZARTESĠ Sabah sporumuzu yapalım. Hikaye zamanı Puzzle tamamlıyoruz. Afiyet olsun

Detaylı

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer,

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer, Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer, DEŞŞET ORMANI, YARATIKKÖY Anneciğim ve Babacığım, Mektubunuzda sevgili bebeğinizin nasıl olduğunu sormuşsunuz, hımm? Ben gayet iyiyim, sormadığınız için

Detaylı

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin Bir bahar günü. Doğa en canlı renklerine büründü bürünecek. Coşku görülmeye değer. Baharda okul bahçesi daha bir görülmeye değer. Kıpır kıpır hareketlilik sanki çocukların ruhundan dağılıyor çevreye. Biz

Detaylı

Müşteri: Üç gece için rezervasyon yaptırmak istiyorum. Tek kişilik bir oda.

Müşteri: Üç gece için rezervasyon yaptırmak istiyorum. Tek kişilik bir oda. TÜRKÇE 12-13: OKUMA - ANLAMA - YAZMA OKUMA - ANLAMA 1: Rezervasyon Müşteri: Üç gece için rezervasyon yaptırmak istiyorum. Tek kişilik bir oda. Duşlu olması şart. Otel görevlisi: Tek kişilik odamız kalmadı

Detaylı

Kahraman Kit ve Akıllı Can. Technical Assistance for Promoting Registered Employment. Kayıtlı İstihdamın Teşviki için Teknik Destek Projesi

Kahraman Kit ve Akıllı Can. Technical Assistance for Promoting Registered Employment. Kayıtlı İstihdamın Teşviki için Teknik Destek Projesi Technical Assistance for Promoting Registered Employment Kayıtlı İstihdamın Teşviki için Teknik Destek Projesi Bu proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilmektedir. This project

Detaylı

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı. ÇAYLAK Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı. Alt katta genel tıbbi muayene ve müdahaleleri yapılıyordu. Bekleme salonu ve küçük bir de laboratuar vardı. Orta katta diş kliniği ve ikinci bir muayene

Detaylı

Bir$kere$güneşi$görmüş$ olan$düşmez$dara$

Bir$kere$güneşi$görmüş$ olan$düşmez$dara$ ilk yar'larımızın değerli dostları, çoktandır ekteki yazıyı tutuyordum, yeni gönüllülerimizin kaçırmaması gereken bir yazı... Sevgili İbrahim'i daha önceki yazılarından tanıyanlar ekteki coşkuyu çok güzel

Detaylı

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi BÝRÝNCÝ BÖLÜM 1 Dünya döndü Son ders zili çalýnca tüm öðrenciler sevinç çýðlýklarý atarak okulu terk etti. Ýkili öðretim yapýlýyordu. Sabahçýlar okulu boþaltýrken, öðleci grup okula girmeye hazýrlanýrdý.

Detaylı

2015 KIZILAY Haftası İlköğretim 1.-4. sınıf Takdimci El Kitabı

2015 KIZILAY Haftası İlköğretim 1.-4. sınıf Takdimci El Kitabı Bu el kitabı, 2015 yılı Kızılay Haftası okul etkinlikleri için Türk Kızılayı şube, bölge ve yerel merkezlerine hazırlanmıştır. İlköğretim 1., 2., 3. ve 4. sınıf öğrencilerine yönelik hazırlanan sunumun

Detaylı

Bunu herkes yapıyor! -Gerçekten herkes mi? Nasıl korunmam gerektiğini biliyorum! -Kalbini, gönlünü nasıl koruyacaksın? www.gerçeksevgibekler.

Bunu herkes yapıyor! -Gerçekten herkes mi? Nasıl korunmam gerektiğini biliyorum! -Kalbini, gönlünü nasıl koruyacaksın? www.gerçeksevgibekler. Bunu herkes yapıyor! -Gerçekten herkes mi? Nasıl korunmam gerektiğini biliyorum! -Kalbini, gönlünü nasıl koruyacaksın? www.gerçeksevgibekler.de www.wahreliebewartet.de Avrupa ülkelerindeki gençlik denilince

Detaylı

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Hayatımızın en değerli varlığıdır anneler. O halde onlara verdiğimiz hediyelerinde manevi bir değeri olmalıdır. Anneler için hediyenin maddi değeri değil

Detaylı

AHMETLER İLKOKULU. Okul Binası

AHMETLER İLKOKULU. Okul Binası AHMETLER İLKOKULU Ahmetler Köyü İlkokulu 1947 yılında köylüler tarafından imece yöntemiyle yapıldı. Bundan önce köy odasının alt katında hazırlanan yer, "Mektep" olarak kullanılıyordu. Mektep'te ilkokul

Detaylı

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. SOKAK - DIŞ - GÜN ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. Batu 20'li yaşlarında genç biridir. Boynunda asılı bir fotoğraf makinesi vardır. Uzun lensli profesyonel görünşlü bir digital makinedir. İlginç

Detaylı

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE Portal Adres AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE : www.gorelesol.com İçeriği : Gündem Tarih : 06.10.2014 : http://www.gorelesol.com/haber/haber_detay.asp?haberid=19336 1/3 AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE 2/3 AHMET ÖNERBAY

Detaylı

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Kreş ve Gündüz Bakımevi KASIM EĞİTİM BÜLTENİ

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Kreş ve Gündüz Bakımevi KASIM EĞİTİM BÜLTENİ Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Kreş ve Gündüz Bakımevi KASIM 2016 EĞİTİM BÜLTENİ ELMA KURDU Ben bir elma kurduyum Kıvrıla kıvrıla gezerim Nerde bir elma görsem Dayanamaz süzerim Dalda duran elmayım

Detaylı

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU YILDIZLAR SINIFI KASIM AYI BÜLTENİ

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU YILDIZLAR SINIFI KASIM AYI BÜLTENİ ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU YILDIZLAR SINIFI KASIM AYI BÜLTENİ PARMAK OYUNLARIMIZ KEDİCİKLER Mırıl mırıl iki kedi Biri çıkmış üst odaya Biri inmiş alt odaya Biraz sonra buluşmuşlar Mırmır mırmır konuşmuşlar

Detaylı

Yönetici tarafından yazıldı Çarşamba, 09 Eylül 2009 12:41 - Son Güncelleme Çarşamba, 09 Eylül 2009 13:10

Yönetici tarafından yazıldı Çarşamba, 09 Eylül 2009 12:41 - Son Güncelleme Çarşamba, 09 Eylül 2009 13:10 Bir Gencin Eroin Kullandığı Nasıl Anlaşılır? Balıklı Rum Hastanesi Vakfı Anatolia Klinikleri nde Şef Yardımcısı Doç. Dr. Özkan Pektaş a bu soruyu sorduğumda söze şöyle başladı: Daha kırık kırık, çatallı,

Detaylı

iyi günler sevgili ilk yar'larımızın değerli dostları, Bugün geçmişlere gideceğiz, çünkü yakınlarda kulaklarını çok çınlatmıştık... Ne kadar güzel bir örnek çalışmaydı öğretmenlerimizin sevgili Ahmet Hocamızın

Detaylı