Merhaba Akademik Yılına KONUK - YAZAR. Prof. Dr. Talip Küçükcan Yükseköğretim Sektöründe Genişleme, Kalite ve Reform.

Transkript

1 KONUK - YAZAR Prof. Dr. Talip Küçükcan Yükseköğretim Sektöründe Genişleme, Kalite ve Reform 18 Yükseköğretim ve Bilim Dergisinin birinci ve ikinci sayısı çıktı Karaelmas Fen ve Mühendislik Dergisi yayın hayatına başladı 9 2 Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Yıl 1 Sayı Akademik Yılına Merhaba Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Akademik Yılı Açılış Töreni, 5 Ekim 2011 tarihinde ZKÜ Spor Salonunda yapıldı. Zonguldak Valisi Erol Ayyıldız, Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Durmuş Günay, Garnizon Komutanı Tuğgeneral Zeki Es, Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin Özbakır, Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Neşe Kurt, Kurucu Rektörümüz Prof. Dr. Ramazan Özen, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Burhanettin Uysal, Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Kaplan, Çankırı Karatekin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali İbrahim Savaş, TTK Genel Müdürü Burhan İnan, Zonguldak Barosu Başkanı Av. Kerem Ertem, Dekanlar,ÖğretimÜyeleri,ilçevebeldelerinbelediye başkanları ve davetliler katıldı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı nın okunması ile başlayan törende, ZKÜ Devlet Konservatuvarı öğretim elemanlarından oluşan topluluk tarafından verilen mini konser, izleyicilerden büyük alkış aldı. Daha sonra geçilen Akademik Yükselme Töreninde; Profesörlüğe yükselen 13 öğretim üyesine, Rektörümüz Prof. Dr. Mahmut Özer tarafından profesörlük belgeleri verildi. Doçentlik kadrosuna atanan 28öğretimüyesineiseProf.Dr.M.Haluk Güven ve Prof. Dr. Muhlis Bağdigen tarafından belgeleri verildi. Devamı 4. ve 5. Sayfalarda

2 Sayfa 2 HABER ERASMUS İŞBİRLİĞİNİN BİLİMSEL ve KÜLTÜREL SONUÇLARI Polonyalı Öğretim Üyelerini ve Bilim İnsanlarını Ağırladık ZKÜ Kampüsün Sesi Sayı : 5 Yıl : 1 Zonguldak Karaelmas Üniversitesi adına İmtiyaz Sahibi ZKÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer Genel Yayın Yönetmeni Yrd. Doç. Dr. Halil Yıldırım Yazı İşleri Müdürü Öğr. Gör. Özlem Bahadır Teknik Ekip Aysu Aysel Faruk Kök Z. Zeynep Çoban Grafik ve Görsel Tasarım S. Tuğra Şeker Fotoğraf Birol Akbaba Mutlu Kabuk Adres Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Rektörlüğü Zonguldak Telefon e-posta basin@karaelmas.edu.tr adet basılmıştır. BULUŞ Tasarım ve Matbaacılık Hizmetleri San. ve Tic. - Ankara Tel: Polonya, Adam Mickiewicz Üniversitesi, Biyoloji Fakültesi, Deneysel Biyoloji Enstitüsü Genetik Bölümünden Bitki Genetikçisi ve Orman Ekolojisi Uzmanı Dr. Ewa Chudzińska; Genel Botanik Bölümünden Botanikçi Dr. Magdalena Krzesłowska; Doğa Tarihi Müzesinden Zoolog ve Entomolog Dr. Szymon Konwerski; Bitki Taksonomisi Bölümünden Tropical Botanikçi ve Bitki Sistematikçisi ve Botanik Bahçesi Direktörü Dr. Justyna Wiland-Szymańska; Hayvan Fizyolojisi ve Gelişim Biyolojisi Bölümü, Elektron ve Konfokal Mikroskop Laboratuvarından Böcek Fizyoloğu ve Elektron Mikroskop Uzmanı Dr. Zbigniew Adamski Eylül 2011 tarihleri arasında, Erasmus kapsamında, ders vermek ve ortak araştırmalarda bulunmak üzere, Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümündeki çalışmalara katıldılar. Bu etkinlik kapsamında Üniversitemize gelen öğretim üyeleri ve bilim insanları, Fen Edebiyat Fakültesi Dekan V. Prof. Dr. Kemal Büyükgüzel i de makamında ziyaret ettiler. Ziyaret sırasında Dekan Vekili Prof. Dr. Kemal Büyükgüzel, Rektörlük Makamının teşekkür belgelerini öğretim üyelerine takdim etti. Aynı öğretim üyeleri 2010 yılında da Üniversitemize gelerek Biyoloji Bölümünde; Genetic structure of pine forests in Poland, Methods of confocal microscopy in plant cell researches, Forensic entomology-insects in time of death estimation ve Methods of electron microscopy in biological sciences konularında lisans öğrencilerine seminerler vermişlerdi. Ayrıca, Prof. Dr. Kemal Büyükgüzel ile Erasmus kapsamındaki işbirliği üç yıldır devam eden öğretim üyesi Dr. Zbigniew Adamski bu ziyaretle birlikte Üniversitemize üçüncü kez gelmiş oldu. Biyoloji Bölümünde yürütülen bu ortak araştırma sonuçlarından biri de, yayın hayatına yeni başlayan Üniversitemizin Karaelmas Fen ve Mühendislik Dergisi adlı dergisinde yayımlandı. İtalya Basilicata Üniversitesinden Tarım, Orman ve Çevre Bölümü Öğretim Üyesi ve Tarımsal Ürünler, Orman ve Çevre Bilimlerinde Uluslararası Doktora Programı Koordinatörü Prof. Dr. Sabino A. Bufo nun da bu işbirliğine katılımıyla Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü laboratuvarlarında yürütülen diğer araştırmanın sonuçları ise, Journal of Chemical Ecology adlı yüksek etki faktörlü dergiye sunuldu. Karaelmas Fen ve Mühendislik Dergisi yayın hayatına başladı Polonyalı bilim insanları, Fen Edebiyat Fakültesi Dekan Vekili Prof.Dr. Kemal Büyükgüzel ile birlikte. Bilim, teknoloji ve yenilikçilik üretmeyi hedefleyen Üniversitemiz, bunları bilim dünyası ile paylaşmada aracı olan süreli yayınları ile de yüksek öğretimde eğitime, araştırmaya ve geliştirmeye öncülük etmeye devam ediyor. Üniversitemizin dünyaya açılan bilimsel pencerelerinden biri olan Karaelmas Fen ve Mühendislik Dergisi de bu öncülükte yerini aldı. Karaelmas Fen ve Mühendislik Dergisi, Fen ve Mühendislik Bilimleri alanında çalışan bilim insanlarını bir çatı altında toplamak, bu bilim dalları ile ilgili bilimsel araştırmaların tanıtılması ve yayılmasına çalışmak amacıyla 2010 yılının sonlarında Rektörümüz Prof. Dr. Mahmut ÖZER in öncülüğünde Fen Bilimleri Enstitüsü akademik ve idari personeli tarafından Üniversitemizin bir yayın organı olarak hazırlanmaya başlanmıştı. Yaklaşık bir yıl gibi kısa bir sürede derginin resmi işlemleri tamamlanarak 15 Haziran 2011 tarihinde ilk sayısı basılan dergide; fen ve mühendislik alanlarıyla ilişkili konularda Türkçe veya İngilizce yazılmış orijinal araştırma makaleleri yer alıyor. ZKÜ Karaelmas Fen ve Mühendislik Dergisi (Karaelmas Science and Engineering Journal) Fen ve Mühendislik Bilimleri, Temel Sağlık Bilimleri ve Eğitim Bilimleri (Biyoloji Eğitimi, Kimya Eğitimi, Fizik Eğitimi, Matematik Eğitimi) alanlarında yapılan özgün araştırma makalelerini, derlemeleri, kısa makaleleri, teknik notları, kitap eleştirileri ve bilimsel nitelikli editöre mektupları yayımlayan uluslararası bir dergi. Editör yardımcılığı görevini Üniversitemizin Fen-Edebiyat ve Mühendislik Fakültelerinin bölümlerinden konularında kendilerini ispatlamış genç öğretim üyelerimiz, büyük bir özveri ile işbirliği halinde yürütüyorlar. Uluslararası Yayın Kurulu, seçkin bilim insanlarından oluşan dergi, Haziran ve Aralık aylarında olmak üzere yılda iki kez yayımlanacak. Dergi ayrıca, internet adresi üzerinden de takip edilebilir. Editörlüğünü Prof. Dr. Kemal Büyükgüzel in yaptığı derginin ilk sayısında şu makaleler yer alıyor: Pathogenicity of Four Entomopathogenic Nematodes Species to G. mellonella Larvae / Pavel Hyrsl Effect of Dithiocarbamate Fungicide Mancozeb on Development, Reproduction and Ultrastructure of Fat Body of Agrotis segetum Moths / Zbigniew Adamski, Jolanta Krawiec, Ewa Markiewicz, Michał Bankiet, Eliza Rybska, Marlena Ratajczak, Małgorzata Glama, Laura Scrano, Sabino A. Bufo, Kazimierz Ziemnicki, Meltem Erdem, Ender Büyükgüzel Differences in Fatty Acid Profiles, ADEK VitaminsandSterolsoftheYolkbetweenNative Chickens and Geese / Serpil Kalaycı, Ökkeş Yılmaz The Petrographical-Geochemical Properties andindustrialavailabilityofthekaradenizeregli Andesites (Zonguldak) / Gürkan Bacak, Serkan Ahmet Yılmazer The Experimental Investigation of The Effect of Machining Parameters on Burr Formation in Drilling of AISI D2 and AISI D3 Cold Work Steels / Yavuz Kaplan, Muammer Nalbant, Hasan Gökkaya Performance Comparison of Alamouti Space- Time Coded and Amplify-Forward Relay Diversities for OFDM Signals / Ahmet Oturak, Hakan Kaya, Ertan Öztürk A short history of the Cosserat spectrum problem / Yüksel Soykan Ülkemizdeki ve dünyadaki fen ve mühendislik alanındaki tüm önemli araştırma sonuçlarını ve orjinal araştırmalara öncülük edecek derlemeleri küreselleşen bilgi dünyasında bilim insanları ile paylaştıran derginin üniversitemizin, bölgemizin ve ülkemizin eğitim, araştırma ve geliştirme alanına katkıda bulunacağı inancındayız.

3 HABER Sayfa 3 Geleceğe yapılan en güzel yatırım Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Sağlık Kampüsünde hayırsever işadamı Mevlüt Hamzaoğlu tarafından yaptırılan Hacı Mevlüt ve Hacı Sabahat Hamzaoğlu Okul Öncesi Eğitim Merkezi hizmete açıldı. Üniversitemizin Sağlık Kampüsünde inşa edilen kreşin yapımı 60 gün gibi kısa bir sürede tamamlanarak hizmete açıldı. Kreşe, Hacı Mevlüt ve Hacı Sabahat Hamzaoğlu Okul Öncesi Eğitim Merkezi adı verildi. Feza İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Hamzaoğlu nun tüm masraflarını üstlendiği kreş, yine Hamzaoğlu tarafından alanındaki en modern araç ve gereçlerle donatıldı. 100 çocuğa hizmet verebilecek kapasitede inşa edilen Merkezde dokuz çalışan görev yapıyor. 3-4 ve 5-6 yaş çocukların eğitim gördüğü kreşte sabah 8.00 ile akşam saatleri arasında olmak üzere tam gün eğitim veriliyor. Yabancı Dil (İngilizce), Dans, Müzik ve Satranç derslerinin de bulunduğu Hacı Mevlüt ve Hacı Sabahat Hamzaoğlu Okul Öncesi Eğitim Merkezi nde önümüzdeki günlerde Jimnastik dersleri de başlayacak. Konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, Sağlık Kampüsünün her geçen gün büyüdüğünü belirten ZKÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer, şunları söyledi: Sağlık kampüsümüz her geçen gün büyüyor. Çok sayıda akademik ve idari personelimiz var. Onların çocuklarına hizmet verebilecek bir kreşimiz yoktu. Buraya büyük bir kreş yapılması için yola koyulduk ve uzun yıllardır burada inşaatlarını sürdüren Mevlüt Hamzaoğlu ndanricaettik.bizetümiçve Feza İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Hamzaoğlu dış donatımları dâhil olmak üzere, anahtar teslimi şeklinde bu kreşi armağan etti. Bu anlamda şahsım, üniversitem, sağlık kampüsünde çalışan tüm akademik ve idari personelimiz adına hayırsever işadamı Mevlüt Hamzaoğlu na gönül dolusu teşekkürlerimi sunuyorum. Üniversitenin yepyeni ve modern bir kreşe kavuşmasını sağlayan Feza İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Mevlüt Hamzaoğlu ise, konuyla ilgili duygu ve düşüncelerini Kampüsün Sesi ne şöyle anlattı: Üniversitenin bu binaya çok ihtiyacı varmış. Rektörümüzün talebi üzerine bu binayı inşa etmiş durumdayız. Umarım ki uzun yıllar boyunca bu ülkeye hizmet edecek nesiller burada yetişecekler ve zirveye buradan ulaşacaklardır. Böyle bir bina inşa etmekten gurur duyuyorum. Ülkemizin en önemli meselelerinin başında eğitim gelmektedir. 57 yıllık meslek hayatım boyunca kalkınmanın eğitim hamlesi ile başarıya ulaşacağına inancım hep tam olmuştur. Bu zamana kadar eğitim ve öğretim ile alakalı maddi ve manevi birçok bağış ve yardımlarım olmuştur. Bunların içlerinde en anlamlı olanı Hacı Mevlüt ve Hacı Sabahat Hamzaoğlu Okul Öncesi Eğitim Merkezi ni yapmanın sevinci ve mutluluğu içerisinde olduğumu bilhassa belirtmek isterim. Okul öncesi eğitim merkezinin yapımında büyük destek ve katkılarını esirgemeyen Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Mahmut Özer Hocamıza sonsuz teşekkürlerimi ayrıca bir borç bilirim. Hacı Mevlüt ve Hacı Sabahat Hamzaoğlu Okul Öncesi Eğitim Merkezi nde yarının ilim ve irfan ordusuna katılacak olan genç nesillerin yetişeceğini arzulamak benim için en büyük onurdur. Bu vesile ile yapmış olduğumuz bu tesisin ülkemize ve üniversitemize hayırlıolmasınıgönüldendiler,derinsaygılarsunarım.

4 Sayfa 4 ÜNİVERSİTE Prof. Dr. Durmuş Günay: Üniversitenin ruhunu yeniden keşfetmeliyiz Baştarafı 1. Sayfada Açılış töreninin ilk konuşmasını, Öğrenci Konseyi Başkanı Murat Derendeli yaptı. Derendeli şöyle konuştu: Üniversitelerin birinci görevi, ülkemizin kalkınması için insanları yetiştirmek, ikincisi de bilime katkı sağlamaktır. Üniversite; uzman yetiştiren, toplumun gelişmesine katkı sağlayan, kalkınmanın yolunu açan kurumdur. Bilimde sanatta kültürde ve ekonomide gelişmiş olan toplumlar, eğitim sorunlarını çözmüş olan toplumlardır. Değerli destek ve katkılarını bizlerden hiçbir zaman esirgemeyen Sayın RektörümüzProf.Dr.MahmutÖzer eteşekkürü bir borç bilirim diyen Derendeli; Yeni dönemde de öğrenci arkadaşlarımızı en iyi şekilde temsil etmeye devam edeceğiz şeklinde konuştu Yılı Akademik Yılı Açılış Konuşmasını yapan Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer, konuşmasında şu görüşlere yer verdi: ZKÜ eğitim öğretim yılına yeni umutla ve coşkularla giriyor. Önlisans, lisans ve lisansüstü eğitim alanında 5 bin 900 yeni öğrencinin aramıza katılmasıyla öğrenci sayımız 19 binlere ulaştı. Aramıza yeni katılan öğrencilerimizi bu başarılarından ve üniversitemizi tercih etmelerinden dolayı yürekten kutluyorum ve hoş geldiniz diyorum. Bu yeni eğitim öğretim yılında üniversitemizin kuruluşunun 20. yılını kutluyoruz. Ülkemizin adını dünyada duyurmak için kararlı adımlarla yürüyoruz. Genç neslin, ülkemizin geleceğinde taşıdığı bilincin önemiyle tüm çalışmalarımıza yön veriyoruz. Mezunlara sağlanan avantajlar nedeniyle yüksek öğretime toplumsal bir talep söz konusudur. Ülkeler yüksek öğretim sistemlerini artan talepler nedeniyle geliştirmeye, yeniden yapılandırmaya ve büyütmeye çalışmaktadır. Türk yüksek öğretiminde de büyüme, gelişme ve yaygınlaşma yaşanmaktadır. Tüm bu koşullar üniversiteleri birbirleriyle rekabete zorlamaktadır. 12 ayrı kampüste hizmet veren bir üniversite olmanın zorluklarının farkındayız diyen Özer sözlerini şöyle sürdürdü: Bir taraftan bu kampüslerde yaşanan sorunları çözmek bir taraftandagelecekileilgiliyatırımlarımızı iyi planlamak zorundayız. İçinde bulunduğumuz Zonguldak ve Batı Karadeniz Bölgesi nin avantajlarını ve güçlü yanlarını kullanarak hızla eksikleri gidermek, eğitim, öğretim ve araştırma için stratejileri iyi belirlemek, kaynaklarımızı ve bu stratejileri iyi ZONGULDAK KARAELMAS kullanmak ve bölge halkı ile güç birliği yapm a k zorundayız. Şant i y e alanlar ı n a dönen tüm kampüslerimizde kamu kurum ve kuruluşlarının, sivil toplum örgütleri ve hayırsever iş adamlarının katkılarıyla yapılan eserleri gördükçe mutlu oluyoruz. Üniversitemiz, topluma hizmet etme faaliyetlerine kaliteyi göz ardı etmeden her ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK YILI AÇILIŞI COŞKULU BİR TÖRENLE YAPILDI geçen gün kapasitesini artırarak gelişmeye ve büyümeye devam etmektedir. Açılış töreninde konuşan Zonguldak Valisi Erol Ayyıldız konuşmasında şunları söyledi: Eğitim sistemimizin temel amacı, Atamıza bağlı olarak düşünme araştırma, kavrama yeteneği gelişmiş, demokratik, sorumluluk duygusuna sahip, milli kültürümüzü özümsemiş, farklı kültürleri benimseyen bireyler yetiştirmektir. Büyük bir hızla gelişen değişen dünyamızda sürekli bilgi üreten, gelişmiş ülkelerle yarışabilmenin vazgeçilmez şartı; üreten, paylaşan birimleri geliştirmek ve ülkenin hizmetine hazır hale getirmektir. Bu konuda da üniversitelerimize büyük ve önemli görevler düşmektedir. İnanıyorum ki,zküüstünniteliklilisansvelisansüstü programlarıyla vazgeçilmez olacaktır. Üniversitemiz bugün Türkiye de ve dünyada gurur duyulacak konuma gelmiş ve gelmeye devam etmektedir. ZKÜ eksikliklerini tamamlayarak ülkemizin seçkin üniversiteleri arasında yer almaya çalışmaktadır. Bizler de maddi ve manevi desteğimizle her zaman yanında olacağız. Bugün, Zonguldak Karaelmas Üniversitesinin Türkiye deki 167 üniversitenin içinde çok saygın bir yeri olduğunu vurgulayan Üniversitemiz Kurucu Rektörü Prof. Dr. Ramazan Özen sözlerini şöyle sürdürdü: ZKÜ, bugün kendinden çok önce kurulan üniversiteler ile rekabet edecek duruma gelmiştir. Zamanla ZKÜ, dünyanın en saygın üniversiteleri arasında yerini alacaktır, almak zorundadır. Her kurumun kuruluşu sıkıntılı olur. Hiçbir araba beşinci vites ile hareket etmez. ZKÜ nün kuruluşunda da sıkıntılar olmuştur. Belki yavaş ilerlemiş olabilir ama bu gün çok önemli bir konuma gelmiştir. Bugün ZKÜ çalışanlarına baktığım zaman görevlerini çok iyi şekilde icra ettiklerini görüyorum.

5 ÜNİVERSİTE Sayfa 5 Ardından Üniversitemizin Akademik Yılının İlk Dersine geçildi. Açılış törenindeki ilk dersi veren YÖK YürütmeKuruluÜyesiProf.Dr.Durmuş Günay, Üniversite ve Eğitim başlıklı sunumunda, üniversite kavramı ile eğitimöğretimin temelleri hakkında bilgi verdi. Günay şöyle konuştu: Avrupa Konseyi, yükseköğretimin dört ana amacı olduğunu dile getirmektedir. Bu dört ana amaç; sürdürülebilir istihdam için zemin hazırlamak, demokratik toplumda aktif yurttaşlar olarak öğrencilerin hayata hazırlanması, kişisel gelişme, öğrenme, öğretmevearaştırmayoluylagenişveileri bilgi tabanını muhafaza etmek ve geliştirmek şeklinde özetlenebilir. Küreselleşme, teknoloji ve rekabet konularına da değinen Günay, özellikle son yirmi yıldan beri, Değişimin Kutsal OlmayanÜçKuvveti(AnUnholyTrinity Three Forces for Change) olarak bilinen; Küreselleşme, Rekabet ve Teknoloji üçlüsünün başlıca değişim faktörleri olduğunu vurguladı.günay,buüçfaktörünkültürve toplum üzerindeki etkilerinin yanı sıra, kendi aralarında da birbirleri ile etkileşim içinde olduğunu kaydetti. Üniversitenin ruhunu yeniden keşfetmeliyiz diyen Günay, sözlerini şöyle sürdürdü; Kurumlar, bir amaç için tasarlanmış makine gibidir. Üniversite bilim üretecek ise, bilim nedir? sorusunun cevabına göre tasarlanmalıdır. Eğitim verecek ise eğitim nedir, insan nasıl öğrenir? sorularının cevabına göre tasarlanmalıdır. Çağımızda artık genel ve mesleki eğitim önem kazanmaktadır. Genel eğitim, bireyin mesleki eğitimi dışındaki tüm eğitimi anlamına gelir. Beklenmedik bir çağ yaşıyoruz. Gençlerimizi giderek karmaşıklaşan ve zorlaşan küresel, dinamik bir dünyada yaşamak üzere hazırlamalıyız. Üniversite günümüzde süper kompleksite ile karşı karşıya gelmiş bulunuyor. Gerçektendeüniversitekaotikbirdünyadabelirsizlik ile birlikte yaşamak zorundadır. Eğitimciler, sürekli geçmişi incelemeli, şimdiyi değerlendirmeli ve geleceği kucaklamalıdır. İlk dersin ardından, Üniversitemizin çeşitli birimlerine katkıda bulunan şahıs ve firmalara teşekkür plaketleri takdim edildi. Açılış Töreninin akşamında ise, Öğretim Üyesi Lokalinde Üniversitemizin Açılış Resepsiyonu düzenlendi. Resepsiyonda RektörProf.Dr.MahmutÖzerveEşiNebahat Özer konuklarıyla yakından ilgilendi. Açılış Resepsiyonuna Cumhuriyet Başsavcısı Hüseyin ÖZBAKIR, Rektörümüz Prof. Dr. Mahmut. ÖZER, Rektör Yardımcılarımız Prof. Dr. M. Haluk GÜVEN, Prof. Dr. Muhlis BAĞDİGEN, Vali Yardımcısı Fethi ÖZDEMİR, Dekanlar, Yüksekokul Müdürleri, Enstitü Müdürleri, Öğretim Üyeleri, üniversitemize katkıda bulunan şahıs ve firmalar, Üniversitemizin İdari Personeli ve Davetliler katıldı.

6 Sayfa 6 HABER ZKÜ Maden Mekanizasyonu ve Teknolojisi Araştırma Laboratuvarı AŞINMA DENEY SETİNDE TÜRKİYE NİN TEK REFERANS LABORATUVARI TÜBİTAK ve DPT projelerinden sağlanan destekle 2006 yılında, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü bünyesinde kurulan ZKÜ Maden Mekanizasyonu ve Teknolojisi Araştırma Laboratuvarı, TÜBİTAK tan 2011 yılında alınan proje (Proje No: 110M579) ile yeniden düzenlendi ve ek laboratuvar inşasıyla genişletildi. Laboratuvara; TÜBİTAK 2011 projesi ile tünel ve galeri açma makinalarında kullanılan keskilerin kesme ömrü ve kazı makinasının performansını önceden tahmini amacıyla aşınma deney seti ile görüntüleme ünitesi kuruldu. ZKÜ Maden Mekanizasyonu ve Teknolojisi Araştırma Laboratuvarı, bu deney aletlerinin hepsinin bir arada olduğu Türkiye deki tek laboratuvar olma özelliğini taşıyor. Özellikle WEST yarı otomatik deney aletiyle yapılan Cerchar aşınma indeks deney aleti Türkiye de sadece bu laboratuvarda bulunuyor. Bu projenin sonuçları, Uluslararası Kaya Mekaniği Derneği (International Society for Rock Mechanics) Aşındırıcılık Deney Yöntemleri Komitesi ne de (ISRM SM for Abrasivity Test Methods) sunulacak. ZKÜ Maden Mekanizasyonu ve Teknolojisi Araştırma Laboratuvarı iki kısımdan oluşuyor. Birinci kısım, kayaçların aşınma ve delinebilirlik parametrelerinin belirlenmesine yönelik ekipmanı; ikinci kısım ise, zeminvekayaçlardakişişmedavranışının belirlenmesi ile ilgili düzenekleri kapsıyor. Herikikısımdakidüzenekveekipmanların Türkiye de ve hatta yurtdışında sınırlı sayıda olması, laboratuvarın önemini artıyor. Laboratuvardaki aletlerin büyük bir çoğunluğu, ZKÜ Maden Mühendisliği Anabilim Dalı öğretim üyeleri tarafından tasarlandı ve deney aletlerinin bir kısmı Zonguldak taki atölyelerde imal edildi. Prototipleri imalatçı firmaların elinde olan aletlerin, çeşitli üniversite ve araştırma merkezlerine satışı da yapılıyor. Laboratuvarda yapılan iyileştirmeler sonucunda ZKÜ Maden Mühendisliği Bölümü lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencileri şişme, kazılabilirlik ve delinebilirlik konularında uygulamalı olarak diploma ve tez çalışması yapmaimkânınakavuştular. Öncelikli amacı, bilimsel araştırma ve projeler için veri sağlanması ve yeni standartların geliştirilmesi olan laboratuvarın ikinci amacını ise; madencilik ve inşaat sektöründe galeri, tünel, yeraltı yapıları, madenvesondajkuyusuaçılmasındaendüstrinin ihtiyaç ve taleplerini karşılamak, sorunlara çözüm üretmek oluşturuyor. ZKÜ Maden Mekanizasyonu ve Teknolojisi Araştırma Laboratuvarı nda yürütülen çalışmalardan biri de, Norveç Bilim ve Teknolojisi Üniversitesi (Norwegian University of Science and Technology, NTNU) bünyesinde kurulan SINTEF (The Foundation for Scientific and Industrial Research) Araştırma Merkezi nde bulunan Delinebilirlik Araştırma Laboratuvarı (Drillability Research Laboratories) ile ortak ve paralel yürütülen çalışmadır. SIN- TEF tarafından geliştirilen bu deney aletleri ve yöntemlerinin iyileştirilmesi (modernizasyonu) ve aletlerin tasarımında karşılıklı iş birliği geliştirilmiştir. SINTEF yetkilileri; Türkiye deki herhangi bir araştırma birimi veya Üniversitenin geliştirilen yöntemlerin kullanması veya prototip aletlerin sağlanmasında ZKÜ Maden Mühendisliği Bölümü nün referansını ve onayını arıyor. Yapılan deneylerde ilgili standartların sürekli izlendiği laboratuvarda, istenilen nem ve sıcaklık koşullarını sağlamak amacıyla BTU luk iki klima ve elektrik kesintisi sırasında deneylerin yarım kalmasını önlemek amacıyla 10 kva lık kesintisiz güç kaynağı bulunuyor. ZKÜ Maden Mekanizasyonu ve Teknolojisi Araştırma Laboratuvarı nda Yapılabilen Deneyler: Klasik Deney Aletiyle Cerchar Aşınma İndeks Deneyi (CAI) WEST Yarı Otomatik Deney Aletiyle Cerchar Aşınma İndeks Deneyi (CAI) Schimazek Aşınma İndeks Deneyi (F) Norveç Aşınma Deneyi (Abrasion Value,AV) Kırılganlık Deneyi (The Brittleness Test, S20) Sievers Minyatür Delme Deneyi (The Siever s Miniature Drill Test)SJ) Delme Oranı İndeks Deneyi (Drill Rate Index, DRI) UçAşınmaİndeksDeneyi(TheBit Wear Index, BWI) Keski Ömrü İndeks Deneyi (The Cutter Life Index, CLI) Kayaç Dayanım Katsayısı İndeks Deneyi (CSI) CercharSertlikİndeksDeneyi(CHI) TekEksenliŞişmeDeneyi ÜçEksenliŞişmeDeneyi Kronik Hepatit B de Güncel Tedavi Yaklaşımları Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilimdalı tarafından, 31 Ekim 2011 tarihinde Tıp Fakültesi A Salonu nda Bölgesel Eğitim Toplantısı düzenlendi. Sağlık Bakanlığı İstanbul Medeniyet Üniversitesi Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Şef Yardımcısı Uzm. Dr. Saadet Yazıcı nın Kronik HepatitB degünceltedaviyaklaşımları konusunda bilgiler verdiği toplantı büyük ilgi gördü. Bölgesel Eğitim Toplantısına ZKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. M. Haluk Güven, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. Uzm. Dr. Saadet Yazıcı

7 Yeni bir başlangıcın coşku ve heyecanı 2011 LYS sınavına giren 5505 gencimiz, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi ni seçti. FAKÜLTE/YÜKSEKOKUL MESLEK YÜKSEKOKULU Mühendislik Fakültesi Fen-Edebiyat Fakültesi İk sadi ve idari Bil.Fakültesi Ereğli Eği m Fakültesi Tıp Fakültesi Diş Hekimliği Fakültesi Sağlık Yüksekokulu Deniz İşletmeciliği ve Yön. YO Alaplı MYO Devrek MYO Çaycuma MYO Zonguldak MYO. * Gökçebey MMÇ. MYO Z. Ahmet Erdoğan Sağlık Hiz. MYO Devlet Konservatuvarı Beden Eği mi ve Spor YO Güzel Sanatlar Fakültesi GENEL TOPLAM Geride bıraktığımız 2011 yaz dönemi, üniversite sınavına giren binlerce öğrencinin heyecanına tanıklık etti. Sınav sonuçlarının açıklanmasının ardından bu heyecan yerini, gençlerin yeni bir hayata adım atacakları üniversiteleri ile yani yeni hayatları ile tanışmanın vermiş olduğu heyecana bıraktı. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi olarak, sayısız emek ve fedakârlığın ardından üniversiteli olma sevincini yaşayan öğrencilerimize kayıt döneminde her türlü kolaylığı sağlamak üzere seferber olduk. Kontenjan Kayıt Boş Yap ran Kontenjan ÜNİVERSİTE Üniversitemize gelen tüm öğrencilerimiz ve ailelerimizin kayıt işlemlerini sorunsuz bir şekilde halletmeleri amacıyla Üniversitemiz merkez kampüsünde pek çok önlem alındı. Kayıt yaptıran öğrencilerin ihtiyacı olan tüm bilgilerin yer aldığı bir FAKÜLTE/YÜKSEKOKUL ÖĞRENCİ ÖĞRENCİ MESLEK YÜKSEKOKULU SAYISI SAYISI İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAK FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ EREĞLİ EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜHENDİSLİK FAK TIP FAKÜLTESİ ** DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ GÜZEL SANATLAR FAK BEDEN EĞT. VE SPOR - 42 SAĞLIK YÜKSEKOKULU DENİZ İŞL. VE YÖN. YO DEVLET KONSERVATUVARI ALAPLI MESLEK Y.O ZONGULDAK M.Y.O AHMET ERDOĞAN SAĞLIK HİZ. MYO ÇAYCUMA M.Y.O DEVREK M.Y.O GÖKÇEBEY MİTHAT-MEHMET Ç.MYO TOPLAM Sayfa 7 CD hazırlanarak diğer dokümanlarla birlikte kayıt için gelen her bir öğrenciye verildi. Bu CD de Üniversitemizi tanıtan filmler, yönetmelikler, akademik takvim gibi öğrenci için gerekebilecek her türlü veri yer aldı Öğretim Yılı Kayıt Durumu ile Öğretim Yıllarının Öğrenci Sayılarının Karşılaştırılması (Lisans / Önlisans / Lisansüstü) ENSTİTÜ PROGRAM ÖĞR.SAYISI ÖĞR.SAYISI FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS DOKTORA SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS DOKTORA SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS DOKTORA 4 7 TOPLAM * YÖK tarafından ek yerleştirmede boş kontenjan sayısından fazla öğrenci alımına izin verildi. ** Bu sayıya ek olarak, ZKÜ Tıp Fakültesi nde Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi nin 21 öğrencisi de eğitim-öğretime başlamıştır. Bu yıl üniversitemizin lisans düzeyinde eğitim veren bölümlerine 2832 öğrenci yerleşirken, önlisans eğitimi bölümlere ise 2673 öğrenci kayıt yaptırdı. Açılan toplam 5964 kontenjandan sadece 501 i boş kaldı. Türkiye nin dört bir yanından Zonguldak a gelerek üniversiteli olan öğrencilerimiz, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi ni ve şehrimizi renklendirdiler Eğitim Öğretim döneminde aramıza katılan öğrencilerimizle heyecanlarını paylaşmak istedik ve Üniversitemizin en yeni üyelerine duygu ve düşüncelerini sorduk. İşte aldığımız yanıtlar İBRAHİM DEMİRKOL İŞLETME SERCAN ÖZDEMİR İNGİLİZ DİLİ VE EDEBİYATI NEVAL ÇELEM JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ SAVAŞ KURT MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ EMRE ÇAMLICA İNGİLİZDİLİVEEDEBİYATI Sınav sonuçları açıklandığında gidebileceğim muhtemel yerler arasında Zonguldak da vardı ve tercih listemde ilk sıraya ZKÜ İİBF İşletme Bölümünü yazdım. Zonguldak ile ilgili olarak arkadaşlarım; havası temiz değil gibi şeyler söylüyorlardı. Bence Zonguldak on yıl içinde tam anlamıyla bir öğrenci şehri olacak, öğrenci için gayet uygun bir yer ayrıca, bu deniz bu yeşillik hiçbir yerde yok. Bölümüm %30 İngilizce eğitim yapıyor. Bu da, önemli bir avantaj.sonuçtamezunolduktansonraiş bulmak için ekstralarımız olmalı. İBBF binamız gayet modern ve iyi tasarlanmış. Ben şu anda Zonguldak la ilgili çok olumlu düşüncelere sahibim. Bazen arkadaşlarımla konuşuyorum iyi ki gelmişiz diyorum. Genç arkadaşlarıma Zonguldak ı mutlaka yazmalarını öneriyorum, pişman olmayacaklar Karadeniz ve çevresi her zaman ilgimi çekmiştir ve üniversiteyi de Karadeniz de bir şehirde kazanmış olmam beni sevindirdi. Tabii ki yeni bir şehre gelmenin ve alışmanın zaman aldığını herkes tahmin edebilir. Birkaç aylık zorlanmadan sonra git gide Zonguldak a ve üniversiteye alıştım. Ama bölümün yeni öğrencileri olarak da bazı zorunluluklarla karşılaşmıyor değiliz. Örneğin, kütüphanenin tadilatta olması nedeniyle bazı sorunlar yaşadık. Ama her şeye rağmen hazırlık sınavını geçip İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümünün ilk öğrencilerinden olmak beni ayrıca gururlandırıyor. Burada ve istediğim bir bölümde olmak beni mutlu ediyor Buraya ek kontenjandan diğer arkadaşlarıma göre geç geldiğim için adapte olmakta fazlasıyla zorlandım. Bu konuda arkadaşlarımdan gördüğüm yardımı hocalarımızdan da bekledim fakat umduğum yardımı bulamadım. Hocalarımızın ek kontenjandan gelen öğrencilere bu denli yüklenmeleri ve derslerde-sınavlarda bu kadar zorlamaları hariç, okulumuzun her imkânından memnunum. Okulumuzun başarısından yana şüphem yok fakat bu başarıyı öğrencileri kalma korkusuyla yakalamanın hoş olmadığı kanısındayım. Yemekhane olsun, sosyal faaliyetler olsun bizler için en iyi safhada. Okul personeli bizimle ilgili. Okulun oturmuşolandüzenideöğrenciler için ideal. Zonguldak her ne kadar kömürü vesanayisiyleünlübirşehirolsada banagöretambiröğrencişehri. Bir öğrenci için en önemli şey ulaşım ve konaklamadır. Tek başınıza gelip aynı günde kaydınızı yapıp uygun fiyata kalacak yer bulabileceğiniz ender şehirlerden biri Zonguldak. Üniversitenin şehir merkezinde olması çok büyük bir avantaj, bunun yanında üniversitenin deniz manzarası olması da ayrı bir güzellik. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi ne geldiğim için mutluyum. Gerek arkadaşlarım gerekse hocalarım gerçekten çok iyiler. Fakültelerimizin bulunduğu çevre ve ortam huzur verici. Sınıflar ders işleme açısından uygun, temizliğe önem verildiği aşikâr. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, en başta ön cephesinde bulunan eşsiz Karadeniz manzarası ile karşılıyor gelenöğrencilerini Üniversiteyalnızca bu eşsiz manzara ile de sınırlı kalmıyor, kampüsün içerisine adım attığınızda bambaşka güzellikleri de keşfediyorsunuz. Burası, kampüsün de bambaşka bir yaşamın olduğu, yemekhanesinde güzel yemeklerin yendiği, kantinlerinde en eğlenceli sohbetlerin yapıldığı bir üniversite olup aynı zamanda en iyi profesör, doçent ve öğretim görevlilerinin ders verdiği mükemmel bir ortam. Bu üniversiteyi kazanıp gelen tüm arkadaşlarımın da benimle aynı fikirde olduğuna canı gönülden inanıyor, tüm arkadaşlarıma buradaki öğrenim süreleri boyunca derslerinde başarılar diliyor ve saygılarımı iletiyorum..

8 Sayfa 8 ETKİNLİK Türkiye'den Almanya'ya Göçün 50. Yılında Zonguldak, Göç ve Uyum Türk-Alman İşçi Alımı Anlaşması 1961 yılında imzalandığı zaman, getireceği tarihi sonuçlar ve bu anlaşmanın Türkiye ile Almanya arasında, tarihte eşi görülmemiş, çok yakın insani ve ekonomik bağların başlangıcı olacağını kimse tahmin etmiyordu. 50 yıl önce Zonguldak tan genelde maden işçilerinin göçü ile başlayan serüvende günümüzde çok sayıda bölge insanı Almanya da yaşıyor ve çeşitli kademelerde çalışma ile sosyal hayatta aktif bir şekilde yer alıyor. Örneğin, gelişmiş kömür ve demir-çelik endüstrisi ile tanınan Ruhr bölgesinde tahminen 250 bin Zonguldak kökenli insan yaşıyor yılında imzalanan Türk işgücünün Almanya ya alınmasını düzenleyen İşçi Alımı Anlaşması nın 50. yıldönümü, AlmanyaveTürkiye deçeşitlietkinliklerle anılıyor. Bu kapsamda 12 Ekim 2011 tarihinde Üniversitemiz Göç Araştırma ve Uygulama Merkezi ile Almanya da faaliyet gösteren Türkiye ve Uyum Araştırmaları Merkezi Vakfı işbirliği ile Türkiye den Almanya ya Göçün 50. Yılında Zonguldak GöçveUyumKonferansı düzenlendi. Zonguldak Göç ve Uyum Konferansı na Vali Yardımcısı Engin Durmaz, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. M. Haluk Güven, Prof. Dr. Muhlis Bağdigen, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Aydın, Fen Edebiyat Fakültesi Dekan V. Prof. Dr. Kemal Büyükgüzel, AK Parti Zonguldak İl Başkanı Hamdi Uçar, İş-Kur Zonguldak İl Müdürü Cemal Yiğit, BAKKA Genel Sekreteri Faruk Tezel, Bölge Çalışma Müdürü Gönül Demirsu, TÜİK Bölge Müdürü Şeref Demirtaş, Kent Konseyi Başkanı Yesari Sezgin, sivil toplum örgütü temsilcileri, öğretim elemanları, öğrenciler ve basın mensupları katıldı. Konferans, Üniversitemiz Göç Araştırma ve Uygulama Merkezi nden Yrd. Doç. Dr. Ahmet Özarslan, Rektör Yardımcısı Prof. Dr.M.HalukGüvenveBaşbakanlıkYurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığından Alparslan Öğüt ün yaptıkları açılış konuşmaları ile başladı. Uzman Alparslan Öğüt'ün başkanlığında gerçekleştirilen "Göç ve Uyum" konulu ilk oturumda TürkiyeveUyumAraştırmalarıMerkezi Vakfı ndan Prof. Dr. Hacı Halil Uslucan "Göçün Getirdiği Psikolojik Riskler ve Fırsatlar" ve Hacettepe Üniversitesi AB Araştırmaları ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. M. Murat Erdoğan "Göç ve Uyum: Zihniyet Transferleri" başlıklı tebliğlerini sundu. Doç. Dr. M. Murat Erdoğan'ın oturum başkanlığında gerçekleşen "Almanya'daki Türk Göçmenler" anabaşlığıiledüzenlenen ikinci oturumda; Türkiye ve Uyum Araştırmaları Merkezi Vakfı'ndan Yunus Ulusoy "Almanya'daki Türklerin Ekonomik Uyum Süreci ve Türk-Alman Ekonomik İlişkilerine Katkıları", Essen Uyum Meclisi Başkanı Muhammet Balaban "Almanya'da Uyum Meclisleri ve İşlevleri", Almanya Zonguldak Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Erol Yukarıbaş "Göçmenlerin Kültürel ve Sosyal Hayatında Yöresel Dernekler" başlıklı tebliğlerini sundu. Zonguldak Bölgesi Göç Olgusu" başlıklı üçüncü oturum ise Gazeteci Atilla Öksüz'ün oturum başkanlığında; Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Göç Araştırma ve Uygulama Merkezi'nden Yrd. Doç. Dr. Halil Yıldırım "Zonguldak Bölgesi Göç Analizi", İstanbul Zonguldaklılar Derneği Başkanı Orhan Bayraklı "Zonguldak'tan Büyükşehir'lere Göç", Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Faruk Tezel "Batı Karadeniz Bölgesinde Kalkınma Stratejileri ve Geriye Göç Potansiyeli" başlıklı tebliğlerini sundu. Dinleyicilerin sorular ile katkı sağladığı, konu ile ilgili değerlendirmelerin ve önerilerin yapıldığı konferans, ZKÜ Göç Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Nurşen Gök ün kapanış konuşması ile sona erdi. Konferansta Almanya ya göçün geçmişi, sorunları ve geleceğin nasıl olması gerektiği değerlendirildi. 50 yılın sonunda uyum tartışmalarının ötesinde birlikte yaşamın yol haritasının çizilmesi gerektiği ifade edildi. Yine Almanya ya göçün 50 yıllık deneyimlerinden günümüzde bölgeden büyükşehirlere yaşanan göçte de yararlanılması gerektiği vurgulandı. Göç eden insanların birlikte yaşama kültürü, eğitim ve çalışma hayatında başarılı olmalarında sivil toplum örgütlerinin ve yöresel derneklerin önemli işlevlere sahip olduğu ve desteklenmesi gerektiği belirtildi. ZKÜ Göç Araştırma ve Uygulama Merkezi bu kapsamda gelecekte yapılacak çalışmalara da destek verecek. Öğrenciler Marmaray da Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Geomatik Kulubü, 21 Ekim 2011 tarihinde Arş. Gör. Mustafa Özendi başkanlığında, Marmaray Tüp Geçidi Projesinin Üsküdar şantiyesine ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Boğaziçi İnşaat Müşavirlik A.Ş. (BİMTAŞ)'ye teknik gezi düzenledi. Gezi kapsamında Marmaray Tüp Geçidi Projesinin Üsküdar Şantiyesi İş Güvenliği Müdürü tarafından öğrenciler bilgilendirildi. Daha sonra BİMTAŞ'a geçilerek bir dönem Üniversitemizin Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği BölümündeöğretimüyeliğiyapanDoç.Dr.GürcanBüyüksalih in eşliğinde tarihi yarımadanın lazer tarama sistemiyle restorasyon çalışmaları projesi ve Coğrafi Bilgi Sistemi ile ilgili örnekler hakkında bilgi alındı. Geomatik Kulubü öğrencileri, İstanbul un en ünlü caddelerinden biri olan İstiklal Caddesindeki küçük bir gezinin ardından Zonguldak'a döndüler.

9 HABER Sayfa 9 YÜKSEKÖĞRETİM ve BİLİM DERGİSİNİN birinci ve ikinci sayısı çıktı Yayın hayatına 2011 yılında başlayan Zonguldak Karaelmas Üniversitesi'nin yayın organı Yükseköğretim ve Bilim Dergisi nin ilk iki sayısı büyük beğeni topladı. Editörlüğünü Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Oğuz Özdamar ın yaptığı Yükseköğretim ve Bilim Dergisi, üniversiteler, teknoloji enstitüleri, araştırma merkezleri ve meslek enstitüleri başta olmak üzere yükseköğretim ile ilgili uzmanlık alanlarına yönelik olarak yayımlanıyor. Yükseköğretim ve Bilim Dergisi, Türkiye de ve dünyada yükseköğretimdeki güncel sorunların ve çözüm önerilerinin, öğretim stratejilerindeki yeniliklerin, bilim ve teknolojide yeni yönelimlerin ve gelişmelerin ele alındığı bilimsel bir tartışma platformu oluşturmayı amaçlıyor. Bilimsel ve sosyal iletişimin sağlanmasına katkıda bulunmayı da hedefleyen Yükseköğretim ve Bilim Dergisiuluslararasıvesaygınbirbilimselmedya olma yolunda hızla ilerliyor. Yılda üç sayı olarak Nisan, Ağustos ve Aralık aylarında yayımlanacak olan Yükseköğretim ve Bilim Dergisi nde, bağımsız ve ön yargısız çiftkör hakemlik ilkeleri doğrultusunda değerlendirilen "Özgün Araştırmalar", "Derlemeler", "Editöre Mektuplar", "Biyografiler", "Yükseköğretim Kurumları Tanıtım Yazıları", "Bilimsel Toplantı Bildirileri/Özetleri" ve "Kitap Yorumları" yer alıyor. Çevrim-içi erişime de açık olan dergiye adresinden ulaşılabilir. KARAKUŞ un büyük başarısı Çöl Ötleğeni Çöl Ötleğeni (Sylvia nana) vehemşinyılanı(natrix megalocephala) Türkiye de ilk kez Zonguldak ta görüntülendi. Türkiye nin önde gelen Kuş Gözlemcilerinden olan ve Filyos Demiryolları İşletmesinde kısım şefi olarak çalışan Mustafa Erturhan ın ZKÜ Biyoloji Kulübü Kuş Gözlem Topluluğu (KARA- KUŞ) öğrencileri ile birlikte gerçekleştirdiği etkinliklerde Orman tırmaşık kuşu, Yeşil Ağaçkakan, Ortanca Ağaçkakan ve Aksırtlı Ağaçkakan Zonguldak sınırları içinde ilk defa kaydedildi. Bu kayıtların dışında 28 Ekim 2011 tarihinde Zonguldak için çok önemli yeni bir kuştürüdahafilyos tabelirlendi.butür, Çöl Ötleğeni olup, türün 1970 ten beri Türkiye den ilk kaydıdır. Tür, önce Mustafa Erturhan tarafından belirlendi ve görüntülendi. Aynı gün içinde Özlem Erturhan, Prof. Dr. Mustafa Sözen ve Tuncer Tozsin tarafından da görüntülendi ve kayıtlara geçti. Bu kayıtlarla birlikte Zonguldak ilinden belirlenen kuş türü sayısı 280 e ulaştı. Bunundışında,HemşinYılanı(Natrix megalocephala) da Türkiye de ilk defa Zonguldak ta görüntülendi. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Sözen in verdiği bilgiye göre, Çöl ötleğeni (Sylvia nana) ve Hemşin Yılanı (Natrix megalocephala)türkiye deilk defa Zonguldak ta görüntülendi. Prof. Dr. Sözen, yaptığı açıklamada şunları söyledi: Hemşin Yılanının Türkiye deki kayıtları sadece Doğu Karadeniz Bölgesinden bilinmekteydi. Tuncer Tozsin tarafından Zonguldak ili Filyos bölgesinde 17 Eylül 2008 tarihinde ve ayrıca 10 Ekim 2011 günü yine Filyos Bölgesinde Mustafa Erturhan tarafından fotoğrafı çekilen yılanların Hemşin Yılanı olduğunu belirledik yılında çekilen fotoğraf hem türün Türkiye de çekilmiş ilk fotoğrafıdır, hem de türün Batı Karadeniz Bölgesinden ilk kaydıdır. Bu kayıtlar, Hemşin Yılanının sadece Doğu Karadeniz Bölgesinde değil, tüm Karadeniz Bölgesinde yayıldığını göstermektedir.dahaöncedekaraördekvepaçalı Şahini de Türkiye de ilk kez Filyos bölgesinde fotoğraflamıştık. Bu kayıtlar Zonguldak ve özellikle Filyos bölgesinin biyolojik çeşitlilik açısından ne kadar önemli olduğunu ve doğal yapısının korunması gerektiğini ortaya koymaktadır. ZKÜ Biyoloji Kulübü Kuş Gözlem Topluluğu öğrencileri Hemşin Yılanı

10 Sayfa 10 ULUSLARARASI İLİŞKİLER Genç yüreklerin duyarlılığı Engelliler İçin Hep Birlikte adlı Avrupa Birliği projesi kapsamında Polonya, Estonya ve Litvanya'dan 16 öğrenci Zonguldak a geldi. Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı'nın Gençlik Programı Alt Eylem 1.1 Gençlik Değişimleri kapsamında, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Koordinatörlüğü tarafından hazırlanmış olan All Together for Disabled People - Engelliler İçin Hep Birlikte adlı proje kapsamında Polonya, Estonya ve Litvanya'dan 16 yabancı katılımcı Engelliler İçin Hep Birlikte Projesi için Zonguldak a gelen yabancı öğrenciler Rektörümüz Prof.Dr. Mahmut Özer i makamında ziyaret ettiler. Zonguldak'a geldi. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü öğrencilerinden Mustafa Emre Gülçimen ve Mesut Bayezit'in proje yöneticiliğinde, Türk Ulusal Ajansı eğitmenlerinden Özgür Nuri Demir in eğitmenliğinde ve ZKÜ Uluslararası İlişkiler Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Birol Uğur'un yasal sorumluluğunda yürütülen proje,23mayıs2011tarihinde,avrupabirliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı tarafından kabul edilmişti. Ulusal Ajans tarafından kabul olan bu proje kapsamında, Eylül 2011 tarihleri arasında değişik ülkelerden gelen gençler, Üniversitemiz öğrencileriyle işbirliği yaparak engellilerin daha iyi bir dünyada yaşamaları için neler yapılması gerektiği sorusuna yanıt aradılar. Projeye katılan öğrenciler, etkinlik kapsamında çeşitli ziyaretlerde de bulundular. Engelliler İçin Hep Birlikte Projesinin Hedefleri: Gençlerin engellilerin sorunları ve engellilere yönelik gönüllülük ile ilgili farkındalıklarını arttırmak. Avrupalı gençler, Zonguldak Valisi Erol Ayyıldız ı ziyaret ettiler. Gençlerin engellilerin toplumun bir parçası olduğu, engellilere yönelik ve genel olarak gönüllülük ile ilgili bilgi seviyesini arttırmak ve fikir alışverişi yapmalarını sağlamak. Farklı ülkelerden gelen gençlerin birbirlerini tanımasını sağlamak, engellilik ve gönüllülük temalarında ortak fikirler geliştirmek ve engellilere yönelik dışlama etkilerini bu kısıtlı grupla başlayıp yöre halkıyla paylaşarak azaltmak. Diğer ülkelerden gelen gruplarla iletişimi geliştirerek yeni faaliyetlerde bulunmak, sürdürülebilir ortaklıklar kazanmak, 2011 Avrupa Gönüllülük yılı için faaliyetlerde bulunmak ve girişimciliği geliştirmek. ÜNİVERSİTEMİZ 23. COPENHAGEN EAIE 2011 KONFERANSI NDA Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Eylül 2011 tarihleri arasında, European Association for International Education (Avrupa Uluslararası Eğitim Birliği) tarafından Danimarka nın Kopenhag şehrinde düzenlenen 23. Copenhagen EAIE 2011 Konferansı na katıldı. Konferansa Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı (Ulusal Ajans) ile birlikte Study in Turkey projesi kapsamında, Üniversitemizi temsilen Öğrenci ve Öğretim Üyesi Değişim Koordinatörlüğünden Yrd. Doç. Dr. Özlem Aydın Öztürk ve Belgin Kök katıldı. Dünyanın pek çok değişik ülkesinden uluslararası yüksek eğitim uzmanları, bu Konferansta buluştu. Uzmanlar, düzenlenen atölye çalışmaları ve oturumlarda uluslararası eğitim alanındaki tüm yeni eğilimleri masaya yatırarak tartıştılar yılı teması; Eğitim Alanında İşbirliği, Yenilikçilik ve Katılım olarak belirlenen etkinlik, sadece Türkiye ve Avrupa dan değil, tüm dünyadakieğitimkurumlarındanbüyükilgigördü. Üniversitemizin ilk defa yer aldığı bu konferansta, yeni anlaşmalar için de girişimlerde bulunularak Üniversitemizin tanıtımına katkı sağlandı.

11 HABER Sayfa 11 Öğrenci kulüpleri yeni döneme hazır Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Öğrenci Konseyi, eğitim/öğretim dönemi ilk toplantısını 14 Ekim Cuma günü gerçekleştirdi. Öğrenci Konseyinin geçen yıl yaptığı çalışmalar hakkında öğrencileri bilgilendirme ve öğrenci kulüplerinin sorunları konulu toplantıya öğrenci kulüplerinin temsilcileri katıldı. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı Murat Derendeli toplantıda yaptığı konuşmada, kulüpler ile yönetim arasında aracı olmak istediklerini belirtti ve geçen yıl yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi: YÖK Başkanı ile öğrenci sorunları hakkında konuşuldu. Abbas Güçlü nün programında üniversitemizi temsil ettik. Erzurum Kış Olimpiyatlarına Başbakanımız tarafından davet edildik. Üniversitemizde 2500 öğrenciyi kapsayan bir anket çalışması yaptık ve öğrenci sorunları, şenliklerde getirilmesini istedikleri sanatçılar gibi konularda düşüncelerini alıp Rektörümüze ilettik. Üniversitemizde çevre düzenlemesi konusunda başvurumuz oldu. Ulaşım konusundaki sıkıntıları dile getirdik. Çeşitli konferanslar düzenledik. Görevimize geçen sene başladık, öğrenci arkadaşlarımızı en iyi şekilde temsil edebilmek için elimizden geleni yapıyoruz. Öğrenci Konseyinden oluşan bir divan tarafından yönetilen toplantıda daha sonra öğrenci kulübü temsilcileri söz alarak çeşitli konulardaki görüş ve önerilerini dile getirdiler. Öğrenci Kulüpleri öğrencilerindir Toplantının ikinci bölümüne katılan Kültür ve Spor Birimi Sorumlusu Okutman Hüseyin Hakan Kudak, yeni dönemde öğrenci kulüplerinin işleyişinin yenileneceğini vurgulayarak şöyle konuştu: Bu konuda yönetimce yapılan çalışmalarbirbuçukayakadartamamlanacak.öğrenci arkadaşları dinlediğim kadarıyla, genellikle kulüplerin ihtiyaçları konusunda ödenekle ilgili sıkıntılar olduğu gözleniyor. Bu konuda çalışmalarımız sürüyor. Öğrenci kulüpleri öğrencilerindir. Bu konuda yaptığınız talepler konusunda son derece haklısınız. Öğrencilerin katkı paylarından oluşan bir bütçe söz konusu burada Bu yüzden taleplerinizi sonuna kadar savunmanız gerekir elbette. Ancak bizim bunları aşmak için yaptığımız çalışmalar biraz zaman alacak. Bundan sonra örneğin öğrenci üyelikleri, talepleri, projeleri açılacak bir ortamla internet üzerinden şeffaf olarak yapılacak. Yapılan çalışmaları takip edecek ve onay verecek bir Öğrenci Kulüpleri Üst Kurulu oluşturmayı düşünüyoruz. Önümüzde ZKÜ nün 20 nci kuruluş yıldönümü olan 2012 senesi var. Örneğin, öğrenci arkadaşlarımızdan bu konuda projeler geliştirmelerini isteyebiliriz. Engelsiz ZKÜ den Yükseköğretim Kurulu (YÖK) nun öngördüğü Engelli Öğrenci Birimleri Bölgesel Toplantısı, 2 Ağustos 2011 tarihinde Bartın Üniversitesi nin ev sahipliğinde yapıldı. Toplantıda Engelli öğrenci birimlerinin yapısı ve işleyişi konuları ele alındı. Bölgesel toplantıya; Bartın Üniversitesi nden Yrd. Doç.Dr. Selma Çelikyay, Karabük Üniversitesi nden Yrd. Doç. Dr. Talat Bayburtluoğlu ve Üniversitemizi temsilen Engelsiz ZKÜ Birimi Koordinatörü Sosyolog Hakan Kalyon katıldı. Toplantıda, engelli öğrencilerin kampüslerdeki bina ve alanları kullanımına yönelik engellerin kaldırılması konusunda yapılan işler ve geliştirilen stratejiler paylaşıldı. Ayrıca, çevre illerdeki üniversiteler ile iletişime geçilerek bölgesel toplantıların genişletilmesi konusunda görüş birliğine varıldı. Mühendislik Fakültesi nden Açılışı Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Akademik yılının açılışını, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Zonguldak Şubesi nin katkılarıyla düzenlenen bir kokteylle yaptı. 29 Eylül 2011 tarihinde, ZKÜ Akademik Personel Yemekhanesinde düzenlenen kokteyle, Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr.MahmutÖzer,RektörYardımcılarıProf.Dr. M. Haluk Güven, Prof. Dr. Muhlis Bağdigen, dekanlar, öğretim üyeleri ve TMMOB Yönetim Kurulu Üyeleri katıldı. Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yılmaz Yıldırım, kokteyle katkıları nedeniyle TMMOB a teşekkür etti. Fakültedeki öğretim elemanları arasında tanışma ve kaynaşmayı sağlamak amacıyla kokteylin düzenlendiğini belirten Yıldırım, Bölümlerimizin sayısı her geçen gün artıyor. Yeni eğitim dönemi öncesi kampüsümüze katılan yeni öğretim elemanları oldu. Birbirini tanımayan arkadaşlarımız vardı. Tanışma ve kaynaşmayı sağlamak amacıylatmmob undakatkılarıylaböylebirkokteyl düzenledik dedi. TMMOB Maden Mühendisleri Zonguldak Şubesi Başkanı Yrd.Doç.Dr. Erdoğan Kaymakçı ise Yeni eğitim sezonu öncesinde kaynaşma açısından böyle bir etkinliğe ihtiyaç vardı. Katılan tüm arkadaşlarımıza TMMOB adına teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum dedi. Etkinlikte bir konuşma yapan ZKÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer şunları söyledi; Üniversitemizin gelişmesi ve büyümesi için her şeyden çok birlik ve beraberliğe ihtiyacımız bulunmaktadır. Tanışma, kaynaşma, birlik ve beraberliğin gelişmesi, bu tip etkinliklerin sembolik olarak değil de, sık sık tekrarlanmasına bağlıdır. Bu etkinliği gerçekleştiren ve destek veren herkese teşekkür ediyorum.

12 Sayfa 12 HABER ZKÜ ile Uluslararası Sarajevo Üniversitesi (IUS) arasında Eğitim anlaşması imzalandı Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer, 27 Ekim 2011 tarihinde, Bosna Hersek in Sarayova kentindeki Uluslararası Sarajevo Üniversitesi (IUS) ni ziyaret ederek bir eğitim anlaşması imzaladı. Anlaşma, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından da onaylandı. Eğitim anlaşmasının imzalandığı toplantıya; Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer, IUS Mütevelli HeyetiBaşkanıProf.Dr.HasanZuhuri Sarıkaya, IUS Rektörü Prof. Dr. Hilmi Ünlü, IUS Rektör Vekili Yrd.Doç.Dr. Senad Busatlic ve İngiliz Dil Okulu Direktörü Hilal Karic katıldı. Toplantıda çeşitli eğitim ortaklığı projeleri ele alındı. İki üniversite arasında gerçekleştirilecek ilk projede; ZKÜ öğrencilerine IUS İngilizce Dil Okulu tarafından Zonguldak Karaelmas Üniversitesi ile Uluslararası Sarajevo Üniversitesi arasındaki anlaşmayı ZKÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut ÖZER ve IUS Rektörü Prof.Dr. Hilmi ÜNLÜ imzaladılar. İngilizce dil eğitiminin verilmesi amaçlanıyor. Bu projeyle ilgili olarak kendi dil seviyeleri ve ihtiyaçları doğrultusunda ZKÜ akademik personeline yönelik olarak da eğitim programları düzenlenebilecek. ZKÜ ile IUS arasında imzalanan eğitim anlaşması ile ilgili olarak IUS den yapılan açıklamada IUS olarak, böyle mükemmel bir ortaklık başlangıcıyla akademik fikirleri geliştirmekten gurur duyuyoruz denildi. Ayrıca aynı açıklamada; ZKÜ ile eğitim bağlarını daha da geliştirmeyi umuyoruz. Öğrenci hareketliliği ve akademik ortaklık, IUS nin misyonu olarak her zaman kritik önem taşımıştır. Bu alandaki en son gelişme ise, IUS ile hızla gelişmekte olan Zonguldak Karaelmas Üniversitesi arasındaki eğitim ortaklığıdır görüşlerine yer verildi. Alaplı Meslek Yüksekokulu yeni sınıflarına ve kafeteryasına kavuştu Üniversitemizde başlatılan Bir Sınıf da Senin Olsun Kampanyası çerçevesinde Alaplı Meslek Yüksekokulu nda 8 sınıf baştan aşağıya yenilendi. Yenilenen bu sınıflarımızın ve öğrenci kafeteryasının açılış töreni ise, 28 Eylül 2011 tarihinde, Alaplı Kaymakamı Yıldıray Malğaç, Alaplı Belediye Başkanı Nevzat Çimenoğlu, Alaplı Cumhuriyet Başsavcısı Yusuf Şahan Kırca, Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer, Üniversitemiz Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhlis Bağdigen, Üniversitemiz Senato Üyeleri, kampanyaya destek veren eğitim gönüllüleri, akademik, idari personelimiz ve öğrencilerimizin katılımlarıyla yapıldı. YENİ YAPILAN ÖĞRENCİ KAFETERYASINA ve ÇEVRE DÜZENLEMESİNE KATKILARI BULUNAN EĞİTİM GÖNÜLLÜLERİ: Alaplı Belediye Başkanı Nevzat Çimenoğlu Alport Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Yılmaz Konakİnşaat/ RamizKurtul İnegöl Pastanesi / Nedim Yazıcı Çınar Boru / Abdurrahman Çınar. LABORATUVARLARDA KULLANILMAK ÜZERE LABORATUVAR ARAÇ VE GEREÇLERİNİN TEMİNİNE KATKIDA BULUNAN EĞİTİM GÖNÜLLÜLERİ: GülüçBelediyeBaşkanıAydınGüngör Batı Karadeniz Deniz Ticaret Odası Başkanı İrfan Erdem Alaplı Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Rafet Kılıç ÜstünTicaret/ SebahattinÜstün Ebil Bilgisayar / Fevzi Likoğlu. BİR SINIF DA SENİN OLSUN KAMPANYASINA KATILARAK SINIF TEFRİŞİ YAPAN EĞİTİM GÖNÜLLÜLERİMİZ; 106 numaralı sınıfın tefrişini yapan 23. Dönem Milletvekilimiz Fazlı Erdoğan numaralı sınıfların tefrişlerini yapan Birlik Makine / Aydın Muammer Semerci 101 numaralı sınıfın tefrişini yapan Alaplı Genç İş Adamları Derneği Başkanı Hüseyin Öztürk 105 numaralı sınıfın tefrişini yapan Zeki Sönmez Eczanesi / Nurdan Oğuz 103 numaralı sınıfın tefrişini yapan TümarOtomotiv/ Nurettin Tüylüoğlu 102 numaralı sınıfın tefrişini yapan Yazıcıoğlu Şirketler Grubu Başkanı İbrahim Yazıcıoğlu 306 numaralı sınıfın tefrişini yapan Keleşler Şirketler Grubu / Osman-Mehmet Keleş

13 ETKİNLİK Sayfa 13 GÜNÜMÜZDE ERMENİ SORUNU Emekli Büyükelçi Ömer Engin Lütem E. Büyükelçi Ömer Engin Lütem: Ermenilerin göç ettirilmesinin soykırımla alakası yoktur. Okutman Yücel Namal Zonguldak Karaelmas Üniversitesi SosyalPolitikaKulübütarafından,21Ekim 2011 tarihinde düzenlenen 'Günümüzde Ermeni Sorunu' konulu konferansa Zonguldak Vali Yardımcısı Fethi Özdemir, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. Sosyal Politika Kulübü Başkanı Okt. Yücel Namal ın açılış konuşmasıyla başlayan konferansa konuşmacı olarak katılan Avrasya İncelemeleri Merkezi (AVİM) Başkanı E. Büyükelçi Ö. Engin Lütem, Ermenilerin Osmanlı Devletinde birçok kurumda görev yaptığını, padişahın hazinesini dahi yönettiğini, Türklerle uyum içerisinde yaşarken dış güçlerin etkisiyle bu uyumun bozulduğunu söyledi. Soykırım iddialarının doğru olmadığını vurgulayan Lütem, Ermenilerin Suriye topraklarına sürgün edilirken çeşitli nedenlerle öldüğünü ancak öldürülmediklerini kaydetti. Lütem, Fransa'da bir davettekarşılaştığıermenibirgençlearasında geçen diyaloğu da şöyle anlattı: "Kadınla konuşuyoruz. Çok güzel Fransızca konuşuyor. 'Ermenice biliyor musunuz?' diyorum. Bilmiyor ama 'Ben soykırımauğramışbirhalkınmensubuyum' diyor. Yani gerçek kişiliğini, soykırım efsanesine mensup olmakta buluyor. Bu çok kompleks, çok ciddi bir sosyal psikolojik durum. Bu psikolojik boyutu küçümsediğimiz sürece bu işten başarı elde edemeyiz. Diasporada müthiş bir inanç haline gelmiş bu konu. Yani ikinci bir din gibi bir şey olmuş." İddia edildiği gibi 2.5 milyon Ermeni'nin ölmesi mümkün değil. Sürgünün 1. Dünya Savaşı'nın olduğu dönemde gerçekleştiğini hatırlatan Lütem, sürgünün sebebinin ise düğmeye basılmış gibi ardı ardına patlak veren Ermeni isyanları olduğunu ifade etti. Sürgünlerde ölen Ermeni sayısının iddia edildiği gibi 2.5 milyon kişi olmasının mümkün olmadığını vurgulayan Lütem, şöyle konuştu: "Özellikle savaş koşullarının yaşandığı Osmanlı'da çıkan Ermeni isyanları bastırılırken birtakım insanlar ölüyor. Ermeniler bunu Avrupa'ya 'Türkler, Ermenileri, kılıçtan geçiriyor, soykırım yapıyor' diye yansıtıyor. Göç ettirme anlamına gelen tehcir konusu ise Osmanlı'nın hem savaşla hem de isyanlarla uğraşmamak için Ermenilerin bulundukları yerden çıkartılmasını öngören politika ile gündeme geldi. Bir şekilde benimsendi ve Ermeni sürgünü olarak da belirtilen çıkarma işlemi başlatıldı. Anadolu'daki Ermenilerin büyük bir kısmı, Suriye taraflarına gönderildi. Ermeni Diasporası, bunu da 'Ermeniler, ölsün diye sürülüyor' şeklinde yansıttılar. Ama o günkü koşullara göre düşünüldüğünde, soykırım ile alakası olmadığı, Ermenilerin bu bölgeye yani yaşamaları için gönderildiği net bir şekilde görülüyor. Savaş koşulları, ağır hava koşulları, yollarınveimkânlarınbulunmaması,salgın hastalıklar gibi nedenlerden bazı Ermenilerölmüş,kayıplarolmuş.BirkısımErmenilerin ölmesi mümkün ama bugün iddia edildiği gibi 2.5 milyon Ermeni'nin ölmesi mümkün değil. Bu, bir Ermeni'nin birden fazladefaölmesidemektir.çünküodönemde Anadolu'da yaşayan Ermeni sayısı, bu rakamın yarısı kadar bile değil. "Ermenilerin toprak talepleri bir hayalden öteye gidemez." Lütem, soykırım iddialarının yıllardır sistematik olarak gündeme geldiğini belirtirken, Ermenilerin toprak talep etmeleri için hukuki hiçbir hakkı olmadığını vurguladı. Ermenilerin, dünya genelindeki yoğun lobilerine rağmen bugünkü Türkiye'den toprak alma hedeflerinin hayal olduğunu belirten Lütem, bu sorunu bazı ülkelerin de Türkiye'ye baskı aracı olarak kullandığını ifade etti. Ermeni sorununun asıl sebebinin ise diaspora Ermenilerinin ikinci kuşağında başlayan asimilasyon olduğunu vurgulayan Lütem, "Diaspora Ermenilerinin ikinci kuşağında belirgin olmasa da bir asimilasyon ve erime var. 3. kuşakta ise, bu asimilasyonunçokarttığınıgörüyoruz.ermenikimliğini muhafaza edebilmek için formüller aradılar. Maalesef insanları sevgi etrafında birleştirmek çok güçtür ama insanları bir kin, nefret etrafında birleştirmek çok daha kolaydır. İşte bu amaç doğrultusunda buldukları çözüm, maalesef Türkler ve Türk Devleti ne karşı yürütülen kin ve nefret kampanyaları oldu." diye konuştu. "Yıllıkpropagandabütçeleri, 200 milyon dolar" Ermenilerin terör boyutuna varan propagandalar yaptıklarını kaydeden Lütem, propagandaların tam maliyetinin tespiti mümkün olmasa bile en az 200 milyon dolarlık yıllık maliyetin bilindiğini söyledi. Ermenilerin, özellikle konulu sinema ve televizyon filmlerinde ermeni soykırım iddialarını işleyerek, geniş kitlelere ulaştıklarını anlattı. Lütem, dünya genelinde 20 ülkenin parlamentosunda Ermeni soykırımı iddialarının kabul edildiğini, fakat bunun hukuki bir değerinin olmadığını söyledi. TBMM'nin de iddiaları kabul etmesi halindehiçbirhukukianlamınolmayacağını vurgulayan Lütem, "Çoğu Avrupa'dan 20 ülke parlamentosunda Ermeni soykırımı kabul eden karar almış. Bu kararları alıyorlar ama uygulanma şansı yok. Çünkü bir ülke parlamentosu, 'Ermeni soykırımı olmuştur' derse hiçbir şey olmaz. Bir olayın, soykırım olup olmadığına, ancak bu işle ilgili mahkeme karar verir. Parlamentolarınonaylamasıhiçtir.Hukukendeğeri sıfırdır dedi. ZKÜ ÖĞRENCİLERİNİN KARDEMİR TEKNİK GEZİSİ Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Makine Mühendisliği Kulübü 26 Ekim 2011 tarihinde Karabük Demir Çelik Fabrikaları (Kardemir) na bir teknik gezi düzenledi. Gezi programı kapsamında Kardemir İş Sağlığı ve Güvenliği Bölümü, Kok Fabrikaları Bölümü, Yüksek Fırınlar ve Sinter Bölümü, Çelikhane Bölümü ve Kontinü Haddehane Bölümü gezilerek bilgi alındı. Geziye katılan öğrencilerin soruları, Kardemir mühendisleri tarafından yanıtlanarak, öğrencilere üretim aşamaları hakkında bilgi verildi.

14 Sayfa 14 CUMHURİYET İN 88. YILI 1923 ten Bugüne Türk Edebiyatı Cumhuriyetimizin 88. yılı kutlamaları kapsamında Üniversitemizce, 21 Ekim 2011 tarihinde Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatının Gelişimi konulu panel düzenlendi. Arif Amirov Konferans Salonunda gerçekleştirilen paneli, Karaelmas Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kemal Büyükgüzel yönetti. Cumhuriyet Dönemi Edebiyatının Cumhuriyetimizin 1923 yılında kuruluşuyla başlayıp günümüze kadar devam ettiğini belirten Büyükgüzel, Cumhuriyetimizle yaşıt olan bu süreçte pek çok edebiyat hareketi, anlayış değişimi, yeni denemeler ve başlangıç dönemiyle hiç benzerliği bulunmayan farklı gelişimler de yaşandığını bu nedenle panelistlerin konuşma başlıklarını belli yıl aralıklarıyla sınırlandırıldığını kaydederek davetli konuşmacılara söz verdi. Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatının yılları arasındaki gelişimini, Üniversitemiz Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanı Yrd. Doç. Dr. Betül Mutlu anlattı. Mutlu, Cumhuriyet edebiyatımızın ilk 20 yılının savaş sonrası kurtuluş coşkusuyla yeni bir devletin kuruluş çalışmalarının gerektirdiği görev ve sorumluluk bilincinin birleşiminden oluşan özgün bir süreç olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Mutlu şöyle konuştu: Bu süreçte Anadolu nun öyküsü yazılmamış binlerce yıllık Denizlerimize sahip çıkıyoruz Üniversitemiz Sualtı Spor Kulübü üyeleri, Cumhuriyetimizin 88. yılı etkinlikleri kapsamında Kozlu Beldesi ndeki balıkçı barınağında dalış yaparak deniz altında temizlik çalışmaları yaptılar. Üniversitemiz bünyesinde 2000 yılında kurulan Sualtı Sporları Kulübü, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri kapsamında Kozlu Beldesi ndeki Balıkçı Barınağı nda dalış yaparak deniz altındaki atık maddeleri çıkardılar. Üniversitemiz Sualtı Sporları Kulübü üyelerinden Necmi Keskin, Erhan Tan ve Muhammet Çınar dalgıç kıyafetleriyle sualtı dalışı yaptılar. 6-9 metre derinlikte yaklaşık 1 saat süren dip temizliğinde öğrenciler, tekerlek, şişe, mutfak tepsisi, sandalye gibi atıkların yanında bir de Türk Bayrağı çıkardılar. Bir balıkçı teknesinden düştüğünü tahmin edilen Türk Bayrağı, Sualtı Kulübüne asıldı. Üniversitemiz Sualtı Sporları Kulübü BaşkanıOkutmanHakanKudak,Sualtı Sporları Kulübü olarak toplum bilincini artırmak için her Cumhuriyet Bayramı nda kentin çeşitli noktalarında dip temizliği yaptıklarını söyledi. Yaptıkları dalışta çıkardıkları atıkların, denizdeki kirliliği gözler önüne serdiğini belirten Kudak, Denizlerimize sahip çıkalım sloganıyla gerçekleştirdikleri bu etkinliği, gelecek kuşaklara temiz bir deniz bırakabilmek için her yıl yapacaklarını ifade etti. birikimi, edebiyatçılar tarafından kolektif bir ruhla şiir, roman, hikâye şeklinde kayıt altına alınmıştır. Daha sonra bir konuşma yapan Kıbrıs, Balkanlar, Avrasya Türk Edebiyatları Kurumu ile Folklor Araştırmacıları VakfıBaşkanıMetinTuranise, dönemine değindi. Edebiyatımızın dünya edebiyatlarıyla yarışacak düzeyde sanatçı ve eserler ortaya çıkardığını söyleyen Turan, çok zengin bir edebi birikime sahip olduğumuzu, özellikle şiir alanında binlerce yıllık deneyimimizin bulunduğunu vurguladı. Cumhuriyet Dönemi Türk edebiyatının yılları arasını ise, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Kafkas Dilleri ve Edebiyatı Bölümü Başkanı Prof. Dr. Birsen Karaca ele aldı. Karaca aynı zamanda, Türk edebiyatı ile dünya edebiyatları arasındaki etkileşimlerededikkatçekti. Panelin soru-cevap bölümünde özellikle Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğrencileri tarafından panelistlere çeşitli sorular yöneltildi. Panel yöneticisi Prof. Dr. Kemal Büyükgüzel, Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatını hazırlayan koşulların ve günümüze değin süren bu sürecin zaman kısıtlılığı nedeniyle ana çizgileriyle ele alındığını ancak bu panelin edebiyat konusundaki yeni bilimsel toplantılar için bir başlangıç olarak kabul edilebileceğini söyleyerek konuşmaları sonuçlandırdı. Panel bitiminde ZKÜ Rektör Yardımcısı Prof.Dr. M. Haluk Güven tarafından konuşmacılara teşekkür belgeleri ve plaketleri sunuldu. FUTSAL ŞAMPİYONU TRAPPER ZKÜ Cumhuriyet Kupasını kendilerine Trapper adını veren takım kazandı. Üniversitemiz akademik ve idari personelinden oluşan 10 futsal takımının katılımıyla, Ekim 2011 tarihlerinde "ZKÜ Cumhuriyet Kupası Futsal Etkinliği" gerçekleştirildi. Üniversitemiz tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen Cumhuriyet Kupası Futsal Şampiyonası, 88. Yıl ile Trapper adlı takımlar arasında oynanan final maçı ile sona erdi. İki takımın karşılaşması sonucunda rakibini 7-1 yenen Trapper, birinci olarak turnuvayı tamamladı. Turnuvada ikinciliği 88. Yıl elde ederken, Üçüncü takım ise Başımız Sağolsun oldu. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi spor salonunda gerçekleşen müsabakada dereceye girenlere çeşitli armağanlar verildi.

15 ETKİNLİK Sayfa 15 Uluslararası Sempozyumun ardından Prof. Dr. Satya N. Atluri Prof. Dr. H. Hilmi Hacısalihoğlu Mühendislikvematematikalanlarındaki son gelişmelerin ve önemli problemlerin tartışıldığı Uluslararası ICCES MM 2011 Sempozyumu, 6 10 Eylül tarihleri arasında, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi (ZKÜ) tarafından düzenlendi. Sempozyumun Onursal Başkanlığını ZKÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer; Organizasyon Komitesi Başkanlıklarını ise University of California dan Uzay Araştırmaları Merkezi Direktörü, dünyaca tanınan bilim insanı Prof. Dr. Satya N. Atluri, Uzun Yıllar Amerikan Ordusu Araştırma Laboratuvarında araştırmacı olarak çalışan University of Missisipi den Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Arunachalam M. Rajendran, Türkiye den Bilecik Üniversitesi Matematik Bölüm Başkanı Prof. Dr. H. Hilmi Hacısalihoğlu yaptı. ICCES MM 2011 Sempozyumu, 31 Mart 2011 tarihinde hayatını kaybeden ve bu kongrenin Üniversitemizde gerçekleştirilmesi için büyük çaba sarf eden ZKÜ Matematik Bölüm Başkanı Merhum Prof. Dr. Arif Amirov anısına düzenlendi. Başta Amerika, Rusya, Japonya ve Azerbaycan olmak üzere çeşitli ülkelerden mühendislik ve matematik alanlarında yirmiyi aşkın önemli ismin davetli konuşmacı olduğu sempozyuma 20 farklı ülkeden 100 ü aşkın bilim insanı katıldı. 98 bildirinin sunulduğu sempozyum, Ülkemizin, Zonguldak ın, Üniversitemizin tanıtımına katkıda bulunduvegençaraştırmacılarıalanın önde gelen temsilcileriyle bir araya getirdi. ISI BİLİMİ ve TEKNİĞİNDE YENİ UFUKLAR Zonguldak Karaelmas Üniversitesi nin ev sahipliğinde düzenlenen 18. Ulusal Isı Bilimi ve Tekniği Kongresi, pek çok uzman ismi ka lımcılarla bir araya ge rdi. Türk Isı Bilimi ve Tekniği Derneği önderliğinde iki yılda bir ülkemizin değişik üniversitelerinde gerçekleştirilen Ulusal Isı Bilimi ve Tekniği Kongresi nin on sekizincisi, 7-10 Eylül 2011 tarihleri arasında Üniversitemizde yapıldı. Organizasyonunu Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü nün üstlendiği kongre, ısı bilimi ve tekniği konularında Üniversitelerimizde çalışan bilim insanlarını ve sanayicilerimizi bir araya getirerek Termodinamik, Isı ve Kütle Transferi, Akışkanlar Mekaniği, Isı Tekniği, Enerji Sistemleri, Enerji Ekonomisi ve Yönetimi, Yakıtlar ve Yanma, Yenilenebilir Enerji sistemleri, Çevre, Kirlilik ve Kontrol, Yeni ve Temiz Enerji Teknolojileri konularında bilgi paylaşımına olanak sağladı. 7 Eylül 2011 tarihinde gerçekleştirilen açılış töreninde, Kongrenin Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mehmet Kopaç, Dernek Başkanı Prof. Dr. Haşmet Türkoğlu, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yılmaz Yıldırım ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhlis Bağdigen kongrenin önem ve içeriği ile ilgili birer konuşma yaptılar. Açılış konuşmalarının ardından Kongre Onur Kurulu Üyesi ve davetli konuşmacı Prof. Dr. Yalçın Göğüş, Isı Biliminin ve Tekniğinin Türkiye de Gelişimi için Öneriler başlıklı bir sunum yaptı. Üç gün süren kongre boyunca; Isı ve Kütle Geçişi başlığı altında 12 oturumda 48 bildiri, Akışkanlar Mekaniği başlığı altında 7 oturumda 28 bildiri, Termodinamik başlığı altında 4 oturumda 16 bildiri, Yeni ve Temiz Enerji Teknolojileri başlığı altında 3 oturumda 12 bildiri, Isıtma Havalandırma ve İklimlendirme, Yakıtlar ve Yanma ve Isı Değiştiriciler başlıkları altında 2 şer oturumda 23 bildiri, Enerji Yönetimi, Enerji Ekonomisi, Isı TekniğiveKontrolveÇevreKirliliği ve Kontrol başlıkları altında 1 er oturumda 16 bildiri olmak üzere toplam 143 bildiri sözlü olarak sunuldu ve tartışıldı. Ayrıca kongre süresince 25 adet poster sunum sergilendi. Kongrenin ardından bir kitapta bir arayatoplanacakolansözlüve poster sunum olmak üzere toplam 168 adet bildirinin yer aldığı kongreye 250 araştırmacı katıldı. Kongre süresince, bilimsel etkinliklerin dışında, katılımcıların Zonguldak ı tanımaları amacıyla bir şehir turu da yapıldı ve TTK Eğitim Ocağı gezilerek kömürünçıkartılmateknikleri hakkında bilgi verildi. Kongrenin son günü olan 10 Eylül 2011 tarihindeise,gökgölmağarası ve Amasra gezileri düzenlendi Eylül 2011 tarihleri arasında gerçekleştirilen 18. Isı Bilimi ve Tekniği Kongresi ne başta Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer olmak üzere, Zonguldak Valiliği, Zonguldak Belediyesi, Kozlu Belediyesi, Prof. Dr. Yalçın Göğüş Prof. Dr. Haşmet Türkoğlu Prof. Dr. Mehmet Kopaç Devrek Belediyesi, Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası, TÜBİ- TAK, Makine Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi gibi kumların yanısıra EMKO, Cilas, Çanakçılar, Keleşler, Lalik Mühendislik, Velioğlu Madencilik, Abaylar Selen Su, Doğuş Çay Zonguldak Temsilciliği, Ali Şeker Yapı Malzemeleri gibi sanayi ve ticaret kuruluşları ve mezunlarımızdan Oğuz Diken, Ali Köymen, Şenol Şanal ve Reha Kutayer destek verdiler.

16 Sayfa 16 HABER Doğayla el ele, KARADOST Keltepe Zirvesine KARADOST KELTEPE ZİRVESİNDE Ülkemizde son günlerde yaşanan üzücü olaylar nedeniyle; Cumhuriyetimizin 88. Kuruluş yılı anısına olmakla birlikte, Çukurca da şehit olan 24 askerimiz ve Van depreminde hayatını kaybeden vatandaşlarımız anısına, Üniversitemiz Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü (KARADOST) tarafından 29 Ekim 2011 tarihinde organize edilen, bölgemizin en yüksek noktalarından biri olan Keltepe (2000m) tırmanışı yoğun ilgi gördü. Kulüp üyeleri ve diğer öğrencilerimizin de katılımıyla (61 kişi) 29 Ekim günü saat 11:00 de kumanyaların dağıtılmasıyla başlayan tırmanışta 14:30 da zirveye ulaşan 46 katılımcı, kulüp yönetiminde görev alan ve grup liderliğini yapan Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği 3.sınıf öğrencisi Sinan Duman ın liderliğinde saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile anma törenini gerçekleştirdi. 18:30 da kamp alanına inen katılımcılar, 19:30 itibariyle Keltepe mevkiinden Üniversitemize hareket ettiler. Bu anlamlı yolculuğu, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ÇEKO 2. Sınıf Öğrencisi Sefa Oğuz un kaleminden sizlerle paylaşıyoruz SEFA OĞUZ İİBF Çalışma Ekonomisi Endüstri İlişkileri Bölümü (ÇEKO) 2. Sınıf Öğrencisi Şehrin kalabalığından, gürültüsünden, kirli havasından uzakta, ciğerlerimiz için bol oksijenin, gözlerimiz için fazlaca güzelliğin bulunduğu bir yer, Yenice ormanları. Biz de bu güzellikten mahrum kalmamak adına, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı sabah 7.45'te yaklaşık 60 kişilik bir ekiple Zonguldak çevresinde en yüksek zirve olan (2000 m.) Keltepe yoluna koyulduk. Üç saat süren yolculuğumuzun ardından yürüyüşümüzün başlayacağı noktaya ulaştık. İlk olarak ZKÜ Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Müdür Yardımcısı Okutman Tevfik Cem Akalın, gruba yürüyüş sırasında dikkat edilmesi gereken noktaları anlattı, ardından kumanyalar dağıtıldı ve toplamda 16 kilometre sürecek yürüyüşü- müzbaşladı.kalabalıkbirgrupolmamız- dan dolayı grubu koordine etmek ve herhangi bir probleme müdahale etmek için, daha önceden tecrübeli olan ve birçok tırmanışa katılmış kulüp yönetiminden dört kişi gruba liderlik etti. Yürüyüşümüzün başından sonuna kadar sık karaçam ormanları bize eşlik etti. Şansımız yolunda gitti ve Zonguldak'taki kötü havadan Keltepe eteklerinde eser yoktu. Yürüyüş boyunca güneşli bir hava hâkimdi ve neredeyse rüzgâr hiç yoktu. Zaman zaman 5-10 dakikalık dinlenme ve ihtiyaç molaları verildi. Yükseklere çıkıldıkça, Keltepe eteklerinin ve çevresinin eşsiz coğrafyasını gözlemleyebildik. Bölgedeki ormanlarda birçok canlı türü doğal ortamlarında yaşama imkânı bulmaktadır. Bu el değmemiş doğa içerisinde geyik, karaca, yaban domuzu, ayı, tilki, vaşak, yaban kedisi, porsuk, kurt, çakal ile birçok kuş ve böcek türü yaşamaktadır. Kesinlikle korunması ve geliştirilmesi gereken Yenice ormanlarının bir bölümü 2007 yılında ''Yaban Hayatı Geliştirme Sahası'' olarak belirlenmiştir. 4 saatlik yorucu yürüyüşün ardından zirveye ulaştık. Çevredeki manzaranın tadını doyasıya yaşadık. 1 saat kadar zirvede dinlendik. Ardından şehitlerimiz, Van depreminde hayatını kaybeden vatandaşlarımız ve Cumhuriyetimizin 88. yılı adınasaygıduruşundabulunduk.toplu fotoğraf çekimlerinin ardından iniş için yeniden yola koyulduk. Günbatımı güneşinin sıcak tonları eşliğinde yürüyüşümüzüsonlandırdık.toplamdaaltıbuçuk saat süren faaliyetimiz, kusursuzdu. Herkesin yüzünde yorgunluklarına rağmen tebessüm vardı. Başta kulübümüz sorumlusu Okutman Tevfik Cem Akalın olmak üzere emeği geçen ve diğer tüm kulüp arkadaşlarıma ve katılımcılara teşekkür ediyorum. Sonraki faaliyetlerde görüşmek dileğiyle... LÖSEV den Çocuk Onkolojisi Servisine ziyaret LÖSEV (Lösemili Çocuklar Vakfı) Zonguldak İl Temsilciği, Üniversitemiz Uygulama ve Araştırma Hastanesi Çocuk Onkolojisi Servisini ziyaret ederek burada tedavi görmekte olan çocuklara çeşitli armağanlar sundu. LÖSEV adına; Zonguldak İl Temsilcisi Zeki Erkez, Aile Konseyi Başkanı Dilek Çimenoğlu, Aile Konseyi Üyesi Reşat Pala nın katıldığı ziyarette Uygulama ve Araştırma Hastanesi adına Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Taner Bayraktaroğlu ziyaretçilere eşlik etti.

17 ÜNİVERSİTE Sayfa 17 Jeodezi ve Fotogrametri nin Ders Yılı Açılış Kokteyli Mesleki Bilim Uzmanlığı Atölye Çalışması ZKÜ Yükseköğretim Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından, 15 Eylül 2011 tarihinde Lisansüstü Programlarda Yeni Yönelişler: Mesleki Bilim Uzmanlığı adlı bir atölye çalışması düzenlendi. Fen Edebiyat Fakültesi nin toplantı salonunda yapılan etkinlik tüm gün boyunca devam etti. Atölye çalışmasında 21. yüzyılın Master i olarak adlandırılan Mesleki Bilim Uzmanlığı konusu kapsamlı olarak ele alındı. Oturumlarda üniversitemiz öğretim üyeleri Yrd. Doç. Dr. Hakan Sarıbaş, Prof. Dr. Turhan Korkmaz, Yrd. Doç. Dr. Yusuf Kaya, Yrd. Doç. Dr. Yavuz Saka, Yrd. Doç. Dr. Ahmet Ferda Çakmak ve Yrd. Doç. Dr. Mustafa Erdem Özgür birer sunum yaptılar. Doç. Dr. Nejat Demircan, Yrd.Doç.Dr.HamdiGenç,Yrd.Doç.Dr.Serkan Benk, Yrd. Doç. Dr. Mehmet Pekkaya ve Arş. Gör. Ece Gülşah Şavklı ise tartışmacı olarakatölyeçalışmasındagörevaldılar. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü yeni ders yılı başlangıç kokteyli, Rektör Prof. Dr. Mahmut Özer, öğretim elemanları ve öğrencilerin katılımıyla bölümün bahçesinde yapıldı. Kokteyl, Geomatik Kulübü öğrencileri Mehmet Akif Erdoğan, Mustafa Tavukçu, Yusuf Kanık, Öztürk Çelebi, Mustafa Aksoy un çabalarıvezkümezunuhar.müh.şevkiünal,bölümbaşkanıprof. Dr. Şenol Kuşçu ve ZKÜ Sağlık Kültür ve Spor Dairesinin maddi desteği ile düzenlendi. Etkinlikte konuşan ZKÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer, her türlü olanağın Üniversitemiz mensuplarının kullanımına sevk edildiğini belirtti. Özer, üniversite çalışanlarını dinledi Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer ve Yardımcıları Prof. Dr. Muhlis Bağdigen ile Prof. Dr. M. Haluk Güven, 2011 in Temmuz ve Ağustos aylarında düzenlenen toplantılarla Zonguldak Karaelmas Üniversitesi nin idari çalışanlarıyla bir araya geldi. Sabah kahvaltısı olarak düzenlenen toplantılarda üniversite çalışanlarının sorunları, dilek ve beklentileri değerlendirildi. Toplantılara katılan üniversite personeli, bu etkinliklerden duydukları memnuniyeti dile getirirken, böyle etkinliklerin her zaman gerçekleştirilmesi gerektiği yönünde görüş bildirdiler. ZKÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer ise, toplantılarda yaptığı konuşmalarda; Üniversitenin kalkınması, gelişmesi ve büyümesi yönündeki çalışmalarda, ZKÜ personeline önemli görevler düştüğünü vurgulayarak, başarılı çalışmaları nedeniyle üniversite çalışanlarına teşekkürlerini iletti.

18 Sayfa 18 KONUK YAZAR Genişleme, Kalite ve Reform Prof. Dr. Talip Küçükcan Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Sosyolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi olan Prof. Dr. Talip Küçükcan, 1986 yılında Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden mezun oldu. Yüksek lisansını Londra Üniversitesi nde, doktorasını Warwick Üniversitesi nde sosyoloji ve etnik ilişkiler alanında yaptı. Aynı üniversitede iki yıl süre ile doktora sonrası araştırmalar yürüttü. İSAM da araştırmacı olarak çalıştı. Küçükcan halen Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı nda (SETA) Dış Politika Koordinatörlüğü görevini sürdürüyor. Yükseköğretim de Kalite Güvencesi, Türkiye de Yükseköğretim: Karşılaştırmalı Bir Analiz, Deprem ve Din, Avrupa Birliği Ülkelerinde Din-Devlet İlişkisi konularında eserleri bulunan Küçükcan, YÖK Başkan Danışmanlığı görevini de sürdürüyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi nin yükseköğretimde af uygulaması kapısını tekrar geniş kapsamlı olarak açması ülkemizde yükseköğretim sektörünün yeniden gündeme taşınmasına neden oldu. Zaten bütün toplumsal kesimlerin sık sık tartıştığı bu sektör af yasası ile daha geniş kitleler tarafından tartışılmaya başlanmış ve af dışında kalite, kapasite ve önemli bir aktör olarak üniversitelerin toplumsal etkileri ve toplumla etkileşimleri de masaya yatırılmıştır. Türkiye son on yılda çok sayıda üniversite açtı. Yeni üniversiteler ile birlikte kapasitede de ciddi artışlar yaşandı. Hem yurt içinden hem de dışından öğrenci sayılarındabelirginbirartışsağlandı.herne kadar üniversite affı eleştirilse de en azından iki açıdan önemli sonuçlar doğuracaktır. Birincisi; üniversitelerin kapasitesinde aftan gelenler ile artış yaşanacaktır ve yaşları itibariyle ara verenler de geleceği için aslında bir tür hayat boyu öğrenme pratiği de gerçekleştirilmiş olacaktır. Hem AB de, hem ABD de hem de dünyanın diğer pek çok yerinde hayat boyu öğrenme diye bir kavram olduğunu biliyoruz. Yani herhangi bir yaş ya da kıyafet sınırlaması olmaksızın insanlar istedikleri zaman üniversitelere geri dönebiliyorlar. Mesleklerini değiştirmekveyafarklıentelektüelilgilerinitatmin etmek istediklerinde üniversiteye girebiliyorlar. Hatta bunlar için belirli kolaylıklar da sağlanıyor. İnsanların belirli yaşlarda daha çalışkan olduğu, zihinlerinin daha açık ve imkânlarının daha müsait olduğu düşünülüyor ve üniversiteye dönmeleri için çeşitli kolaylıklar sağlanıyor. İkincisi, fırsat eşitsizliği, maddi sıkıntılar ve başörtüsü yasağı gibi nedenlerle eğitimlerini yarıda bırakmak zorunda kalanlar tekrar yükseköğretime dönerek yarım bıraktıkları hayallerini gerçekleştirme imkânı elde etmiştir. Af uygulaması, bu manada, yükseköğretim sistemindeki demokratikleşme ve fırsat eşitliğinin sağlanması yolunda önemli bir adım olarak kabul edilmelidir. Toplumsal barış için çıkarılan aflar aslında Türkiye için yeni bir uygulama değil. Türkiye de zaman zaman ödenmemiş vergilere ilişkin af çıktığı gibi üniversiteden herhangi bir nedenle uzaklaştırılmış öğrencilere ilişkin de af çıkarıldığı olmuştur. Ancak bu yıl uygulamaya konulan af şimdiye kadar çıkarılanların en kapsamlısı olacak. Affın hem pozitif hem de negatif etkilerinin olacağı kuşkusuz. Üniversitelerden uzaklaştırılan öğrencilere yönelik yapılan herhangi bir ön çalışma olmadığı için afla geri dönecek öğrenci sayısının ne kadar olacağı kesin olarak bilinmiyor. Zannedildiğinden çok daha fazla sayıda aday, üniversitelere geri dönebilir. Son dönemde üniversitelerin kontenjanları artırıldı ve şu an üniversitelerimiz fizikî alan kullanımı olarak neredeyse doyum noktasına geldi. Artık hangi bölüme giderseniz gidin sınıflar tam kapasite çalışmaya başladı. Son birkaç yıldaki kontenjan artırımlarına kadar üniversitelerimizin birçoğu fiziksel olarak yeterli imkânları olmasına rağmen kapasitelerinin altında çalışıyordu ve yeteri kadar öğrenci alınmıyordu. YÖK şimdiye kadar yapılmayan bir iş yaptı ve kontenjanları artırdı. Af meselesi de kontenjan artırımı ile ilintili olarak değerlenebilir. Ne kadar öğrencinin geri geleceği de bilinmediği için tam kapasite çalışan üniversitelerde yeni durumla ortaya çıkacak öğrenci sayısı eğitimi biraz zorlaştırabilir. Ancak zaman ve mekanın etkin kullanılması ile bu alanda çıkabilecek sorunların etkisi azaltılabilir. Yükseköğretimdeki af sadece lisans öğrencilerini kapsamıyor. Çalışmalarını tamamlayamayan yüksek lisans ve doktora öğrencileri için de yeni bir kapı aralanmıştır. Yeni üniversitelerin açıldığı ve öğretim üyesi ihtiyacının arttığı bir dönemde af bir imkana ve fırsata dönüştürülebilir. Ancak özellikleyükseklisansvedoktoraöğrencileri için gereken danışmanların belirlenmesinde danışman hocalarla öğrenciler arasında verimli bir diyalog geliştirmelerini sağlayacak mekanizmaların kurulması gerekmektedir. Zaten mevcut sistemde ciddi bir danışmanlık uygulaması problemi var. Gerekli önlemler alınmaz ise afla birlikte bu problemin artma riskini göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Yükseköğretimde affın olumlu yönlerinin daha fazla olduğunu görmekteyiz. Zira, Türkiye OECD ülkeleri içerisinde yaş grubu arasında yüksek öğretime erişimi en düşük düzeyde olan ülkelerin arasında yer alıyor. Bu durum, ekonomisi büyüyen ve sanayisi çeşitlenen bir ülke olarak Türkiye için ciddi bir problem olarak değerlendirilmelidir. Çünkü üniversite eğitimi ile gelişmişlik düzeyi arasında paralellikler vardır. Bir ülkede üniversite mezunu insan sayısı ne kadar fazlaysa, gelişmişlik de o oranda fazladır. Bu da ülkelerin siyasetine, ekonomisine, üretimine ve yönetimine olumlu olarak yansımaktadır. Yükseköğretim mezunu sayısının artışı ülkelerin kalkınmışlığını olumlu yönde etkilemektedir. Bu açıdan baktığımızda üniversitelerle herhangi bir şekilde ilişiği kesilmiş kişilerin yeniden kazanılmasının olumlu bir gelişme olduğu söylenebilir. Çünkü üniversiteyi terk etmek durumunda kalanlar aslında yarıda bıraktıkları bir projeyi sürdürme imkânına kavuşmuş olacaklardır. Kaliteli insan gücüne katkı yanında eğitimli ve vizyoner bir toplumun inşasında da üniversiteye geri dönüş ve yükseköğretimin kapılarının tüm toplumsal kesitlere açılması olumlu sonuçlar doğuracaktır. Yükseköğretimde affın önemli yönlerinden biri de Türkiye deki demokratikleşme, sivilleşme ve özgürleşme süreçleri ile paralellik göstermesidir. Dünyanın hiç bir ülkesinde görülmeyen yasakçı politikaların izlendiği Türkiye de üniversiteden başörtüsü nedeniyle uzaklaştırılan öğrenciler oldu. Toplumsal barışın inşası ve fırsat eşitliğinin tekrar inşası açısından bu kişilere yeni bir şans verilmesi çok anlamlıdır. Şimdiye kadar haksız yere üniversiteden uzaklaştırılan ya da anayasal bir hak olduğu halde üniversiteye girmesi engellenen insanlar tekrar bu hakkı elde etmiş oldular. Türkiye artık siyasi ve ideolojik temelli baskı ve yasakların sürekli olarak kaldırıldığı, daha demokratik ve katılımcı bir sosyal yapının geliştiği bir ülkedir. Yenilikçi ve özgürlükçü düşüncelere öncülük etmesi ve baskı ve yasaklara ilk karşı çıkması gereken üniversiteler Türkiye de ne yazık ki uzun süre statükonun savunulduğu ve desteklendiği kurumlar olmuştur. Son yıllarda ise tekrar geleneksel rollerini üstlenmeye ve toplumsal sorunların çözümüne katkıda bulunmayabaşlamışlardır.eskiveköhnemiş yasakçı zihniyeti hala sürdürmek isteyenler olmasına karşın yasakların yavaş yavaş kalktığına tanıklık ediyoruz. Kamusal alanın her türlü dini sembolden tamamen soyutlanması gerektiği yorumundan hareketle üniversite kapılarının başörtülü vatandaşlara yasaklanması hak gaspı olarak yükseköğretim tarihine geçmiştir. Dünyanın hiçbir ülkesinde bireylerin okuma hakları kılık kıyafetinden dolayı elinden alınmaz. Tam tersi üniversitelerde insanların inançlarını yaşayacakları yani pratiğe dönüştürebilecekleri ortamlar sağlanır. Oxford da, Cambridge te, Harvard da, Princeton ta, Sorbonne da da benzer uygulamalar görürsünüz. Ne bireysel olarak hiçbir hoca, ne de kurumsal olarak hiçbir üniversite bir öğrencinin okuma hakkını elinden almaz. Ancak maalesef Türkiye de son yıllara kadar tam tersi bir politika güdüldü ve üniversitede okuyan kız öğrencilerin bu hakları giyim tarzlarından dolayı ellerinden alındı. Mevcut YÖK yönetimi döneminde şimdi bu hak geri veriliyor ve öğrenciler geçdeolsahaklarınakavuşmuşolacaklar. Bu yasağın doğurduğu bir travma yaşanmıştır. Af ancak kısmi bir telafi olacaktır. Türkiye de başörtüsünü yasaklayan hiçbir yasa yokken bu yasak siyasi ve ideolojik baskılarla uygulanmaya başlandı ve daha sonra yasak uygulamasını ortadan kaldırmak amacıyla yapılan girişimler engellenerek hukuki dayanak oluşturuldu. YÖK ün başlattığı,28şubatsürecinindearkasında durduğu ve desteklediği yasağın gerisinde herhangibiryasalzeminyoktu.yasağa karşı daha sonra çıkarılmaya çalışılan önlemler Danıştay a veya Anayasa Mahkemesi ne götürüldü.

19 KONUK YAZAR Sayfa 19 Orada hukuki bir zemin bulunmaya çalışıldı. Hiç kimse bugüne kadar TBMM nin başörtüsüne ilişkin bir yasağının olduğunu göremez. Tam tersine TBMM iki kere mevcut yasak uygulamalarının değişmesine ilişkin girişimde bulundu. Anayasa daki değişikliklerle eğitimin devam ettirilmesinin altı çizildi. Ancak buna rağmen Anayasa Mahkemesi bunun Türkiye deki mevcut düzene aykırı olduğu gerekçesiyle değişiklik getiren yasaları iptal etti. Yukarıda da işaret edildiği gibi, demokrasisi ister gelişmiş olsun, ister gelişmemiş olsun, isterse yönetimler totaliter olsun dünyanın hiçbir ülkesinde böyle yasaklar görülmemiştir. Bunlar yalnızca Türkiye ye özgü idelojik temelli yasaklardı. Mevcut YÖK birtakım değişikliklerle bu anti-demokratik durumu ortadan kaldırmaya çalıştı. Bu süreçte görüldü ki aslında problem kurumsal uygulamalardan kaynaklanmaktadır. Üniversite yetkilileri bu uygulamadan vazgeçmeye başladı. Türkiye de başörtüsü meselesi geçmişte yapay bir sorun olarak yaratıldı. Günümüzde ise özgürlükçü bir üniversite anlayışı ile ortadan kaldırılıyor ki bu aslında doğal olana dönüş anlamı taşımaktadır. Yükseköğretimin kapısı herkese açık olmalıdır. Bunun için sektörel büyüme de devam etmelidir. Bugün gelinen noktada Türkiye de 167 üniversite mevcuttur. Devlet ve vakıf üniversiteleri sayılarında artış yaşanması kalkınma açısından zorunludur. Nüfusu 12 milyonu aşan İstanbul da 43 üniversite var. Kimileri bu kadar üniversitenin gereğinden fazla olduğu gibi yanlış bir görüşü savunuyor. Hâlbuki ABD de Boston bölgesinin nüfusu 6 milyon civarında olmasına karşın bu bölgede 100 e yakın üniversite var. İstanbul un da dâhil olduğu Marmara Bölgesi Türkiye nüfusunun kalabalık bir oranını oluşturuyor. Bu nedenle bu bölgedeki üniversite sayısının daha çok olması gerekir. Benzer bir artış diğer bölgelere de yayılmalıdır. İşsizlik oranlarına bakarak yeni üniversitelerin açılmasına karşı çıkanların da doğru düşünmedikkerini ifade etmek gerekiyor zira üniversite mezunu olmak iş bulma şansını artırsa da özü itibariyle garanti etmez. Kuşkusuz yeni üniversite açılması beraberinde yetkin öğretim üyesi, ülke ve sektör ihtiyaçlarının gerektiridiği insan sermayesinin yetiştirilmesi gibi kalite ile ilgili konuları da gündeme almayı gerektirmektedir. Türkiye niceliksel iyileştirmeler yaparken niteliği de özel önem vermelidir. Üniversite sayılarını artırmak başarı hanesine yazılabilir ancak asıl başarı sayıyı artırırken kaliteyi de artırmakla yakalanabilir. Türkiye de yükseköğretimin geleceğine ilişkin öngörüler sadece fikir hayatına katkıları temelinde değil aynı zamanda üniversite mezunu insanların kalifiye olup olmaması ve ülke kalkınmasına katkıları temelinde geliştirilecektir. Bugüne kadar nicelik ve kapasite artırımı önceliği üzerine yoğunlaşıldığı için nitelik konusunda kapsamlı çalışmalar yapılamadı. Türkiye deki yükseköğretim sistemini bekleyen en büyük risklerden biri, geldiğimiz noktada kalite meselesidir. Eğer Türkiye deki üniversiteler kaliteyi sağlamadan ya da kaliteli eğitim, öğretim için neler yapmak gerektiğini gündemine almadan yola devam edecek olurlarsa çeşitli problemlerle karşılaşabilirler. O nedenle şu an YÖK bünyesinde kalite güvencesi ve benzer konularda başlatılan çalışmaların anlamlı olduğunu belirtmek ve üniversitelerin öz eleştiri ile bu çalışmalara katkılarını sağlamak yerinde olacaktır. Türkiye de üniversitelerin kalite güvence sisteminin kurulması çalışmaları devam ediyor. Bu memnuniyet verici gelişmeler arasında dikkat edilmesi gereken konu şudur: Kalite sorunu merkezî bir sistemle çözülecek bir problem değildir. Kaliteli eğitim sağlamak için öncelikle üniversitelerin kendi bünyelerinde çalışmalar yapmaları ve bir sonraki aşamada dış destek almaları gerekir. Kalite kültürü, üniversitelerin kendi bünyelerinde derinleştirmeleri ve kökleştirmeleri gereken bir kültür olup dışardan empoze edilmesi ve üniversite mensuplarında içselleştirilmesi zor olan bir konudur. Batı Avrupa ve ABD de kalite güvence ajansları gibi bazı merkezi kurum ve sistemler olmasına karşın bu kurumlar doğrudan müdaheleci değildir. Kalite konusunda asıl yükü taşıyan yine üniversitelerin kendi bünyelerinde kurdukları sistemlerdir.üniversiteler,hocayadaöğrenci nasıl çalışmalı, nasıl üretmeli, nasıl yayınyapmalıveprojeyürütmeligibipek çok alanda çalışmalar yapmakta, rekabet ortamına ayak uydurmaya çalışmaktadır. İşte bu nedenle kalite meselesini YÖK sadece bir ajans veya büro kurarak çözemez. Ancak temel ilke ve denetleme mekanizmaları kurarak kalitenin yükseltilmesine katkıda bulunabilir. Kalite sorununu temel olarak çözecek en önemli girişimlerden biri, bazı yetkilerin üniversitelere verilmesi olacaktır.mevcutyök12eylül ünmirası. Bumirasotoritervemerkezibiryapıve pratik doğurdu. Örneğin 28 Şubat döneminde YÖK yetkilerini aşarak demokratik ve özgürlükçü eğitim-öğretim ortamına zarar veren uygulamalara imza attı. Kalite geliştirilmesi konusu da dahil yükseköğretimin sorunlarının çözülebilmesi için YÖK ün bir kısım yetkilerini üniversite rektörlerine devretmesi, üniversite rektörlerinin de kendi yetkilerini üniversite bünyesinde bulunan bazı kurullara devretmesi ve paylaşması gerekmektedir. Yalnızca YÖK ün değil üniversitelerin de kendilerini reforme etmesi gerekiyor. Üniversiteler, Türkiye de polemik siyasetinden uzak durarak siyaset üstü çalışmalara ev sahipliği yapmalıdır. Üniversiteye verilen bütçeler kalem kalem olmaktan ziyade torba olarak verilmeli ve bütçeyi kullanma inisiyatifi rektörler ve kurullara bırakılmalıdır. Üniversite-sanayi işbirliği geliştirilmeli ve üniversitenin ürettiği teknolojinin üretime ve ürüne dönüştürülmesi için çalışmalar yapılmalıdır. Türkiye de üniversitelerin eğitim-öğretim kalitesinin iyileştirilmesi için sadece yeni bir zihniyetle yürümek yetmez. Aynı zamandabuamaçladahagenişkaynakların ayrılması gerekmektedir. Büyük ve köklü üniversitelerimizde eğitimin kalitesi özellikle lisans düzeyinde bir hayli yükseldi. Lisans düzeyinde pek çok üniversitemiz dünya ile rekabet edebilecek düzeydedir. Ancaklisansüstüeğitimdehalakatetmemiz gereken uzun bir yol olduğunun da altını çizmek gerekiyor. Bu noktada yeni kurulan ya da gelişmekte olan üniversitelerimizin de kalite geliştirilmesi hususuna dikkat etmeleri gerekiyor. Geçmiş dönemlerde üniversiteler kendi alanlarına yoğunlaşmadıkları, aktif siyasette daha fazla söz sahibi olmaya çalıştıkları için kalite düştü. Kuşkusuz toplumsal sorunlarla ilgilenme çerçevesinde olduğu sürece üniversiteler siyasetle ilgilenmemelidir denemez. İnsanların fikir ürettiği yerler olan üniversitelerin ülkenin meselelerine bigâne kalması mümkün değildir. Üniversitelerin temel sorumluluklarından biri de bilgi üretmenin yanında toplumun temel sorunlarına ilişkin fikir üretmeleridir. Buradan baktığımızda üniversite-siyaset ilişkisi ister istemez kuruluyor ve kurulmalıdır da. Fakat bu ilişki günübirlik politikalar üzerinden olmamalıdır. Parti politikalarının üzerinde, partiler üstü siyasetle üniversitenin münasebetinin kurulması, iktidar veya muhalafet partileri pozisyonundan öte yol göstericibirtarzdasiyasetileilişkikurulmalıdır. Buna en geniş anlamda siyasa denilmesi daha doğru olacaktır. Yenilikçi fikirlerin hayata geçirilmesi ve alternatif görüşlerin ekonomi, sanayi, kültür ve toplum gibi alanlarında temsil edilmesi açısında siyasa-üniversite ilişkisi mutlaka kurulmadır. Mevcut YÖK sistemiyle Türkiye de üniversitelerin geleceğinin çok parlak olacağını söyleyemeyiz. Bu durum kişilerle ilgili bir durum değildir. Bizzat YÖK ün yapısına ilişkin bir meseledir. Üniversitelere ilişkin genel standartların oluşturulması bakımından merkezi bir koordinasyon sisteminin gerekli olduğu kuşkusuz. Ancak burada temel problem YÖK ün varlığı değil, yetkileri hususunda ortaya çıkıyor. Dünyanın hiçbir yerinde YÖK ün sahip olduğu yetkilere sahip olan bir kurum yoktur. Bu kurumlar daha çok bölgesel ya da üniversitelerdeki çalışmaların desteklenmesi hususlarında ya da kalitenin artırılmasına yönelik çalışmalarda ortaya çıkıyor. Yetkileri de bu tür işlerle sınırlı. Örneğinrektöratamalarına,yenibölüm, lisans ve lisans üstü programların açılmasına bu kadar dahil olan bir başka kurum yok. Bugün Türkiye de hem iktidar hem de muhalefet YÖK ün çok ciddi şekilde reforme edilmesi gerektiğini düşünüyor. Ancak yalnızca YÖK ün değil üniversitelerin de kendilerini reforme etmesi gerekiyor. Üniversiteler Türkiye de polemik siyasetinden uzak durarak siyaset üstü çalışmalara ev sahipliği yapmalıdır. Üniversiteye verilen bütçeler kalem kalem olmaktan ziyade torba olarak verilmeli ve bütçeyi kullanma inisiyatifi rektörler ve kurullara bırakılmalıdır. Üniversite-sanayi işbirliği geliştirilmeli ve üniversitenin ürettiği teknolojinin üretime ve ürüne dönüştürülmesi için çalışmalar yapılmalıdır. Bugün birçok sanayi kuruluşu kendi Ar- Ge merkezini kuruyor. Bunun yerine sanayi kuruluşları üniversitelerin ürettiği bilimden istifade etmelidir. Ancak bu yapılırken üniversiteler piyasa aracı haline getirilmemelidir. Türkiye de yükseköğretim sisteminin ülke ihtiyaçları ve toplumun beklentileri doğrultusunda dünyadaki gelişmeler de göz önüne alınarak yeniden düzenlenmesi gerektiği geniş kesimlerce kabul ediliyor. Bu oydaşma Türkiye nin yüksek öğretim sektörü için bir fırsattır. Üniversitelerin de katkısı ile bu fırsat verimli kullanılmalı ve dünya ile rekabet eden bir ülke olarak yükseköğretimde demokratik, katılımcı ve fırsat eşitliğini önceleyen düzenlemeler yapılmalıdır.

20 Sayfa 20 HABER BİLİMSEL YAYINLAR ve ARAŞTIRMALAR DESTEKLENİYOR Öncelikli hedefleri arasında bilimsel araştırmaların ve yayınların teşvik edilmesi bulunan Zonguldak Karaelmas Üniversitesi nde geçtiğimiz günlerde uluslararası indeksli dergilerde yayımlanan makaleler ilk defa TÜBİTAK yayın teşvik miktarı ile eşdeğer miktarda maddi destekle ödüllendirilmeye başlanmıştı. Ayrıca, TÜBİTAK tarafından teşvik edilmeyen SCI, SCI-E, SSCI ve AHCI da taranan dergilerde yayımlanan C türü makaleler de teşvik ediliyor. Makalelerin yanı sıra, aynı yönerge kapsamında yurt içi ve yurt dışı patentlerde sırasıyla; B1 ve A1 yayınlarının teşvik miktarlarının iki katı kadar ödüllendiriliyor. Bu kapsamda 2011 yılında ZKÜ öğretim üyeleri tarafından yayımlanan 90 makaleye Üniversitemiz tarafından TL yayın teşviki ödendi. Aynı şekilde 2010 yılına ait 174 makale için TL teşvik ödemesi yapıldı. Ayrıca, Üniversitemizin Yurt Dışı Bilimsel Makale Hazırlama Projeleri kapsamında Aralık 2010 Kasım 2011 döneminde18makale TL ile desteklendi. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi öğretim üyelerinin yurt dışındaki bilimsel etkinliklere katılımları da üniversitemiz yönetimi tarafından teşvik edilmeye devam ediyor. Bu amaçla aynı dönemler içinde, Yurt Dışı Bilimsel Etkinlikleri Destekleme Projeleri kapsamında, 30 öğretim üyesine yurt dışı kongre bedeli olarak TL ödenek sağlandı. YÖK ün öğretim üyesi ve araştırmacı yetiştirilmesi amacıyla sağladığı burs kapsamında ise, 20 öğretim üyemiz yurt dışında eğitim ve araştırma çalışmalarına katılma olanağına kavuştu. KOAH a Güncel Yaklaşım konulu toplantı ZKÜ Tıp Fakültesi nde yapıldı KİMYA KULÜBÜ NDEN GMP EĞİTİMİ Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Kimya Kulübü tarafından ve tarihlerinde Kimyagerler Derneği ile birlikte İyi Üretim Uygulamaları (GMP) Temel Eğitimi Sertifikasyon Programı düzenlendi. Organizasyonunu Kimya Kulübü öğrencilerinin yaptığı eğitim, Kimyagerler Derneği nin görevlendirdiği eğitmen Kimyager Serhan Nasırlı tarafından iki günlük program dâhilinde verildi. Eğitim, Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümünde gerçekleştirildi. 50 öğrencinin katıldığı eğitimler sonunda uygulanan sınavla öğrenciler sertifika almaya da hak kazandı. GMP eğitimi, ilaç, gıda ve kozmetik alanında çalışmayı düşünen tüm öğrencilerin edinmesi gereken bilgileri kapsıyor. İnsan sağlığı için üretimi yapılan her ürünün, üretimin tüm aşamalarında ve uygulamalarında yüksek kalite seviyesine sahip olması gerekiyor. Bu bağlamda, son yıllarda önce tavsiye kararı olarak başlayan, sonra ABD ve Avrupa Birliği (AB) üyeleri tarafından uygulanması zorunlu kılınan kararlara göre her türlü gıda ve sağlık ürünlerinin GMP koşulları altında üretilmesi gerekiyor. Ülkemizde de Sağlık Bakanlığı tarafından bu kuralların tümü resmi olarak kabul edildi. Ülkemizin Avrupa Birliği sürecine girmesinden bu yana, Avrupa Birliği normlarına uyum çalışmaları kapsamında, GMP kuralları da Türkiye de uygulanması zorunlu kurallar arasına girdi. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalının kuruluşunun 10. yılı etkinlikleri kapsamında düzenlenen Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığına Güncel Yaklaşım konulu toplantı, 28 Ekim 2011 tarihinde Tıp Fakültesi nde gerçekleştirildi. Toplantının açılışını yapan Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr.MeltemTor,2001Martayındanberianabilim dalı olarak çok mesafe aldıklarını, halen 7 yataklı solunumsal yoğun bakım ünitesi, 23 yataklı klinik, genel poliklinik hizmetleri dışında akciğer kanser hastalarının tanı, tedavi ve takiplerinin yapıldığı Torasik Onkoloji Ünitesi, uyku bozukluklarının tanı, tedavi ve takiplerinin yapıldığı Uyku Bozuklukları Merkezi ile hizmete ve mezuniyet öncesi ve sonrası kaliteli tıp eğitimine devam ettiklerini bildirdi. Toplantı İstanbul, Bursa ve Ankara dan pek çok bilim insanının katılımı ve katkıları ile gerçekleşti. ZKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. M. Haluk Güven ve ZKÜ Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Selçuk Keser in de katıldığı toplantıya Zonguldak ve çevre illerden Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp FakültesiSürekliTıpEğitimiveSürekliMeslekiGelişim Komisyonu Yılı Etkinlikleri çerçevesinde, ZKÜ Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve göğüshastalıklarıuzmanları,asistanlar,zkütıp Fakültesi öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı. Beyin Ölümü ve Organ Bağışı Konferansı Doç.Dr. Hilal Ayoğlu Şengül Aksu Prof. Dr. Meltem Tor Reanimasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hilal Ayoğlu ve ZKÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi Müdür Yardımcısı Şengül Aksu tarafından,2kasım2011tarihinde,zkütıpfakültesi A salonunda Beyin Ölümü ve Organ Bağışı konulu sunum gerçekleştirildi. Program sonunda öğretim üyeleri, öğrenci ve idari personel tarafından organ bağışı kartı dolduruldu.