KASIM ŞUBAT 2001 EKONOMİK KRİZLERİ VE GÖLLER BÖLGESİ MERMERCİLİK SEKTÖRÜNE ETKİLERİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "KASIM 2000- ŞUBAT 2001 EKONOMİK KRİZLERİ VE GÖLLER BÖLGESİ MERMERCİLİK SEKTÖRÜNE ETKİLERİ"

Transkript

1 T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İKTİSAT ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ KASIM ŞUBAT 2001 EKONOMİK KRİZLERİ VE GÖLLER BÖLGESİ MERMERCİLİK SEKTÖRÜNE ETKİLERİ DANIŞMAN Yrd. Doç. Dr. Mesut ALBENİ HAZIRLAYAN Mehmet ÖZMEN ISPARTA

2 İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER... I ŞEKİLLER VE TABLOLAR... IV KISALTMALAR... VI GİRİŞ... VII BİRİNCİ BÖLÜM EKONOMİK KRİZ TANIMI VE TEORİK ÇERÇEVE EKONOMİK KRİZİN TÜRLERİ DÜNYADA YAŞANAN KÜRESEL EKONOMİK KRİZLER Büyük Buhranı Krizin Nedenleri, Gelişimi ve Etkileri Krizin Etkileri Asya Krizi Kriz Öncesi Genel Durum Krizin Nedenleri ve Gelişimi Krizin Etkileri Tayland Güney Kore Malezya Endonezya Japonya Çin Asya Krizi nin Türkiye ye Etkileri Rusya Krizi Kriz Öncesi Genel Durum Krizin Nedenleri Ve Gelişimi Krizin Türkiye ye Etkileri KASIM 2000 VE ŞUBAT 2001 TÜRKİYE KRİZLERİ Ekonomik İstikrar Türkiye de Uygulanan İstikrar Programları Ocak 1980 İstikrar Programı I

3 Nisan 1994 Kararları Yılı Enflasyonu Düşürme Programı Kriz Öncesi Genel Durum, Kasım 2000 Ve Şubat 2001 Krizleri Kriz Öncesi Genel Durum Kasım Krizinin Nedenleri Ve Sonuçları Şubat Krizinin Nedenleri ve Sonuçları Kasım Ve Şubat Krizleri Sonrası Türkiye Ekonomisi Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı İKİNCİ BÖLÜM MERMERCİLİK SEKTÖRÜ MERMERİN TANIMI VE KAPSAMI Kavramsal Çerçeve Jeolojik Tanım Petrografik Tanım Endüstriyel Tanım Mermerin Oluşumu Mermerin Özellikleri Mermerin Sınıflandırılması Jeolojik Sınıflandırma Minerolojik Sınıflandırma Oluşumlarına Göre Sınıflandırma Sedimanter (Tortul) Mermerler Mağmatik Oluşumlu Mermerler: Metaformik Oluşumlu Mermerler: Ekonomik Sınıflandırma Mermerin Kullanım Alanları DÜNYA DA MERMER SEKTÖRÜ Dünya da Önemli Mermer Yatakları Dünya da Mermer Üretimi Ve Ticareti Dünya Mermer Üretimi Dünya Mermer Ticareti Dünya Mermer İhracatı Dünya Mermer İthalatı II

4 2.3. TÜRKİYE DE MERMER SEKTÖRÜ Türkiye de Önemli Mermer Yatakları Türkiye de Mermer Üretimi Ve Üretim Teknolojisi Türkiye de Mermer Üretimi Türkiye de Mermer Üretim ve Teknolojisi Ocak İşletme Yöntemleri ve Teknolojisi Taş Ocaklarındaki Üretim Yöntemleri Mermer Kesme ve İşleme Yöntemleri Türkiye de Mermer Kullanımı Türkiye de Mermer Ticareti Türkiye de Mermer İthalatı Türkiye de Mermer İhracatı Dünya Ticaretinde Türkiye nin Yeri ÜÇÜNCÜ BÖLÜM GÖLLER BÖLGESİ MERMERCİLİK SEKTÖRÜ VE KRİZİN SEKTÖRE ETKİLERİ GÖLLER BÖLGESİNİN TANIMLANMASI VE SOSYO-EKONOMİK YAPISI Göller Bölgesinin Tanımlanması Isparta Burdur GÖLLER BÖLGESİ MERMERCİLİK SEKTÖRÜ Bölgenin Mermer Yatakları Goller Bölgesi Mermer Üretimi Göller Bölgesi Mermer Ticareti İhracat İthalat Türkiye Mermer Sektöründe Bölgenin Yeri ARAŞTIRMA SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ BÖLGE İŞLETMELERİNİN KARŞILAŞTIKLARI SORUNLAR ÇÖZÜM ÖNERİLERİ: SONUÇ KAYNAKÇA III

5 ŞEKİLLER VE TABLOLAR Şekil 1: Ekonomik Kriz Türleri...7 Şekil 2: Pazarlama Açısından Dünyadaki Mermer Hareketleri...58 Şekil 3: Türkiye'nin Önemli Mermer Yatakları...62 Şekil 4: Isparta İli Maden Haritası...78 Şekil 5: Burdur İli Maden Haritası...79 Tablo 1: Bazı Doğu Asya Ülkelerinin Büyüme Hızları (Gsyih Artışı %)...14 Tablo 2: Bazı Doğu Asya Ülkelerinin Paralarının, Temmuz 1997 den Ocak 1998 e Dolar Karşısındaki Değer Kayıpları...19 Tablo 3: Rusya Federasyonu, Büyüme ve Enflasyon...26 Tablo 4: Rusya Federasyonu Dış Borç Stoku (Milyon Dolar)...27 Tablo 5: 2000 Yılı Hazine Bileşik Faiz Oranları...42 Tablo 6: Yerli ve İthal Otomobil Satışı (1000 Adet)...43 Tablo 7: Repo Piyasasında Gecelik Faizler...44 Tablo 8: Kristal Boyutuna Göre Mermerlerin Sınıflandırılması...53 Tablo 9: Kayaçların Mineral Bileşimi...53 Tablo 10: Dünyanın En Önemli Doğal Taş Üreticileri...57 Tablo 11: Türkiye Mermer Ve Traverten Rezervleri 1994( milyon m 3 )...60 Tablo 12: Ülkemizde Mermer Rezervinde Önemli 5 İlimiz...61 Tablo 13: Türkiye Doğal Taş Üretimi...63 Tablo 14: Türkiye Maden İthalatı (milyon $)...67 Tablo 15: Türkiye nin Doğal Taş İhracatı...68 Tablo 16: İşlenmiş Mermer İhracatı...69 Tablo 17: Blok- Ham Mermer İhracatı...70 Tablo 18: Isparta Mermer Fabrikalarının Genel Durumu...80 Tablo 19: Burdur Mermer Fabrikalarının Genel Durumu...81 Tablo 20: Göller Bölgesi Mermer İhracatı Ve Projeksiyonları ($)...82 Tablo 21: İşletme Tepe Yönetiminin Niteliği...84 Tablo 22: İşletme Tepe Yönetiminin Eğitim Düzeyi...84 Tablo 23: İş görenlere Uygulanan Teşvikler...85 Tablo 24: Hizmet İçi Eğitim Uygulanıp Uygulanmadığı...85 Tablo 25: Hammadde Kaynakları...86 Tablo 26: Fiyat Belirleme Kriteri...86 IV

6 Tablo 27: İstihdam Sayısı...87 Tablo 28: Krizden Sonra İş Talepleri...87 Tablo 29: Üretilen Ürün Çeşitleri...88 Tablo 30: Üretim Teknolojisi...88 Tablo 31: Hedef Pazar...89 Tablo 32: Krizden Sonra Pazarın Gelişimi(Sektör Bazında)...89 Tablo 33: Krizden Sonra İşletmenin Gelişimi...90 Tablo 34: Krizden Sonra Satışların Gelişimi...90 Tablo 35: Krizden Sonra Kâr Marjının Gelişimi...91 Tablo 36: İhracat Yapıp Yapmadığı...91 Tablo 37: İhracat Yapılan Ürünler...92 Tablo 38: İhracat Yapılan Ülkeler...92 Tablo 39: Dalgalı Kurun İhracata Etkisi...93 Tablo 40: Finansman Gereksiniminin Karşılanması...93 Tablo 41: Krizden Sonra Finansman İhtiyacı...94 Tablo 42: Diğer İşletmelerle İşbirliği...94 Tablo 43: Karşılaşılan En Önemli Sorunlar...95 Tablo 44: Devletten Beklentiler...96 V

7 KISALTMALAR A.B.D : Amerika Birleşik Devletleri a.g.e. : Adı Geçen Eser a.g.m. : Adı Geçen Makale AB : Avrupa Birliği DİE : Devlet İstatistik Enstitüsü DPT : Devlet Planlama Teşkilatı EURO : Avrupa Birliği Ortak Para Birimi GSMH : Gayri Safi Milli Hasıla GSYİH : Gayri Safi Yurtiçi Hasıla IMF : Uluslar arası Para Fonu İ.İ.B.F. : İktisadi İderi Bilimler Fakültesi İMKB : İstanbul Menkul Kıymetler Borsası İTO : İstanbul Ticaret Odası İZTO : İzmir Ticaret Odası KİT : Kamu İktisadi Teşebbüsleri OECD : Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı s. : Sayfa S.B.E. : Sosyal Bilimler Enstitüsü S.D.Ü. : Süleyman Demirel Üniversitesi TCMB : Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası TEFE : Toptan Eşya Fiyatları Endeksi TOBB : Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği TMSF : Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu TÜFE : Tüketici Fiyatları Endeksi VI

8 GİRİŞ Küreselleşme, kısaca ülke ekonomilerinin dünya ekonomisiyle entegrasyonu olarak tanımlayabileceğimiz günümüzün en güncel konularından birisidir. Öyle ki, özellikle son çeyrek asırdan beri eksileriyle artılarıyla, en çok da ekonomik krizlere sebep olduğu tartışmalarının yaşandığı bir ortamda dünyamız küreselleşme sürecini yaşamaya devam etmektedir. Aslında bu iddiaların tam olarak doğru olmadığını söylemekte yaşanan krizlere bakınca doğru değildir. Geçtiğimiz on yıllık bir süre zarfında ardı ardına yaşanmış olan küresel boyuttaki krizler, bu iddiaları doğrular niteliktedir Meksika, 1997 Doğu Asya Krizi, 1998 Rusya, 2001 Arjantin ve 2000 Kasım-2001 Şubat Türkiye krizleri gibi gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkan ekonomik krizler kısa sürede küresel boyutlara ulaşmış ve tüm dünya ülkelerini etkiler nitelik kazanmıştır. Yaşanan bu krizlerin ortak noktasına bakıldığında ise finansal piyasalarda başlayarak tüm ulusal ve küresel ekonomiye sirayet etmeleri görülebilir. Şüphesiz ki finansal piyasalarda başlayan kriz, reel sektör piyasasını da etkilemektedir. Bu etkinin olumlu ya da olumsuz olması bir noktada da mikro anlamda işletmelerin elinde olduğu söylenebilir. İşletmelerin yaşanan krizlere bakış açıları çok önemlidir. Krizi tehdit yerine, bir fırsat olarak algılayıp yaratıcı çözümler geliştiren işletmelerin krizden daha da büyüyerek çıktıkları görülebilmektedir. Ülkemizde yaşanmış olan Kasım- Şubat ekonomik krizi de reel sektör ve bölgeler üzerinde farklı etkiler yaratmıştır. Bazı sektörlerimiz ve bölgelerimiz krizden çok olumsuz etkilenirken, bazı bölgelerimizdeki sektör işletmelerinin kriz yönetim stratejileri ile krizin olumsuz etkileri bertaraf edilmiş hatta kriz sonrası ihracata yönelen işletmeler, sektörleri ve bölgeleri adına büyük başarılara imza atmışlardır. Buna örnek ise ihracat yaparak büyük bir gelişme kaydeden otomotiv sektörünü gösterebilir. Yapılan bu çalışmada Kasım Şubat 2001 ekonomik krizi sonrasında, ülkemiz madencilik sektöründe önemli bir yeri olan mermercilik alt sektöründe, son yıllarda hızlı bir gelişme göstererek bölge ve ülke ekonomisine katkılarını arttıran Göller Bölgesi mermercilik sektörünün krizden olumlu ya da olumsuz nasıl etkilendiği incelenmiştir. VII

9 Göller bölgesi mermercilik sektörünün krizden nasıl etkilendiğini incelerken anket yöntemi kullanılmıştır. Anketimiz çoktan seçmeli 24 adet sorudan oluşmuş ve anket bire bir görüşülüp eşzamanlı cevaplar alınarak yapılmıştır. Bölge içerisinde yaptığımız anket çalışmasında 25 tane firma ile görüşülmüştür. Anket çalışmamızın değerlendirilmesinde ise frekans dağılımı yöntemi kullanılmıştır. Kasım2000- Şubat 2001 Ekonomik Krizleri ve Göller Bölgesi Mermercilik Sektörüne Etkileri adlı bu çalışma üç ana bölümden oluşmaktadır: 1. Ekonomik Kriz 2. Mermercilik Sektörü 3. Göller Bölgesi Mermercilik Sektörü ve Krizin Sektöre Etkileri Çalışmamızın birinci bölümünde, kriz önce kavramsal çerçeve ile ele alınmış, krizin özellikleri ve kriz türleri hakkında bilgi verilmiştir. Sonrasında dünya ekonomisinde yaşanmış ekonomik krizler ve Türkiye ye etkileri ile Türkiye ekonomisinde yaşanmış olan ekonomik krizler ve bu krizleri yönelik alınmış olan istikrar programları incelenmiştir. İkinci bölümde, mermer ve mermer üretim teknolojileri hakkında tanıtıcı bilgiler verilmiş, Dünya ve Türkiye de mermer sektörünün genel yapısı, üretim ve ticaret hacmi konusunda açıklamalar yapılmıştır. Çalışmamızın üçüncü bölümünde ise, tezimizin konusunu teşkil eden Göller Bölgesi mermercilik sektörünün krizden nasıl etkilendiği analiz edilmiştir. Bu analizde öncelikle Göller Bölgesi sosyo ekonomik ve kültürel yapısıyla tanıtılmış, sonra bölgedeki mermer sektörü kapsamlı bir şekilde incelenmiştir. Bu analiz ve incelemeler sonucunda krizin Göller Bölgesi mermercilik sektörüne ne tür etkilerde bulunduğunun değerlendirilmesi yapılmıştır. VIII

10 BİRİNCİ BÖLÜM 1. EKONOMİK KRİZ 1.1. TANIMI VE TEORİK ÇERÇEVE Yunanca ve Latince köklerinden gelen kriz sözcüğü, Yunanca da krinein kökünden gelen krisis sözcüğünün anlamını taşımakta ve karar vermek olarak tanımlanmaktadır. Günümüzde ise kriz sözcüğü bir süreçte ani dönüşüm noktası; ekonomi ve politika alanında istikrarsız ve tehlikeli bir durumu ifade eden güç dönem olarak ifade edilmektedir. 1 Bununla birlikte sosyal bilimler açısından kriz kavramının genel bir tanımını yapmak oldukça güçtür. Çünkü içinde kalınan durumun ya da karşı karşıya kalınan olayların ne derece kriz olduğu kişiden kişiye farklılık gösterebilmektedir. Bu yüzden herhangi bir durumun kriz olarak adlandırılabilmesi için krizin temel unsurları ya da özelliklerinin bilinmesinde yarar vardır: En önemli özelliğiyle kriz, daha önceden öngörülmeyen ya da bilinmeyen bazı gelişmelerin; mikro düzeyde firmaları, makro düzeyde ise devleti ciddi olarak etkileyecek sonuçlar ortaya çıkarmasıdır. Yani aniden ve beklenmedik bir anda ortaya çıkan olumsuz gelişmeleri kriz olarak adlandırmak doğrudur. Yoksa, normal süreç içerisinde ortaya çıkan rutin gelişmeler ve sorunlar kriz değildir. Krizin bir diğer özelliği genellikle düşünüldüğü gibi tamamen negatif yönlü olmayıp, kişiler ve organizasyonlar için hem bir tehlike ve tehdit oluşturması, hem de yeni fırsatlar yaratmasıdır. Krizlerin organizasyonlar üzerindeki etkisinin kısa ya da uzun sürmesi organizasyonlara bağlıdır. Organizasyonların krize karşı almış oldukları tedbirlerin zamanında olup olmaması ve bu tedbirlerin uygulamasındaki başarı krizin süresini belirleyen faktörler olacaktır. 1 İzzettin ÖNDER, Ekonomik Kriz, Yeni Türkiye: Ekonomik Kriz Özel Sayısı, Cilt 1, Sayı 41, Eylül-Ekim 2001, s. 45 1

11 Krizin başka bir özelliği de sirayet etkisi göstermesidir. Herhangi bir sektörde meydana çıkan bir kriz kısa zaman içerisinde bu organizasyonla ilişkisi olan diğer sektörleri etkileyebilmektedir. 2 İktisat literatüründe kriz kavramı 1929 Büyük Buhran ile başlayıp izleyen süreçte ekonomik krizlerin sürekli olarak ekonomilerde karşılaşılan bir olgu halini almasıyla önemli bir yer almış ve iktisatçılar tarafından değerlendirilip tartışılmıştır. Özellikle kapitalist ve sosyalist çevreler kriz kavramını oldukça farklı biçimde ele almışlardır. Genel olarak kapitalistlerin ve sosyalistlerin görüşlerini şu şekilde toparlayabiliriz: John Maynard Keynes ( ) le gelişen akım içerisinde kriz kavramı sistematik bir olgu olarak ele alınmaya başlamış ve krizleri aşmada da sosyal politikalar önerilmiştir. Buna yönelik olarak devletin faaliyet alanlarının genişletilmesi, açık bütçe politikalarına geçişte esneklik sağlanması gibi ileriye yönelik beklentilerin olumlaştırılmasına hizmet eden politikalar gündeme getirilmiş ve uygulanmaya çalışılmıştır. Kapitalist dünyada, önceleri sömürgecilik faaliyetleri ile, daha sonraları da ticari emperyalizm ve dışa bağımlı montaj sanayii emperyalizmi süreçleri üzerinden çevresel konumlu ekonomilere yoğun emperyalist baskılar uygulanarak, merkez kapitalist ekonomilerin potansiyel kriz sorunları hafifletilebilir veya bazı zamanlarda çözüme ulaştırılırken, kriz sorunu üzerinde sistematik bir olgu olarak durulmamıştır. Bu merkez-çevre ilişkileri çerçevesinde kriz sorununun merkez hakim bir karar çerçevesinde çözümlenmesi, merkezin aynı çevreyi metalaştırarak, zaman içinde değerleştirmesine ve yoksullaştırmasına neden olmuş ve olmaktadır. 3 Sosyalist yazımda kriz olgusu, kapitalist sisteme özgü bir dönüşüm olarak irdelenmiştir. Başka bir ifade ile, kapitalist üretim ilişkisinde kriz, sistemin içsel dinamiklerinden kaynaklanmakta ve sistemin işleyişinin doğal bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Sosyalistlere göre, kapitalistlerin sermayelerini arttırmak için giriştikleri yatırımlar, hem dünya kaynaklarının aşırı sömürülmesine sebep olmakta, hem de aşırı üretime yol açarak piyasaları zorlamakta ve ileriye yönelik beklentileri olumsuzlaştırarak, ekonomiyi 2 Coşkun Can AKTAN ve Hüseyin ŞEN, Ekonomik Kriz: Nedenler ve Çözüm Önerileri, Yeni Türkiye: Ekonomik Kriz Özel Sayısı, Cilt 2, Sayı 42, Kasım-Aralık 2001, s İzzettin ÖNDER, a.g.m., s. 45 2

12 karamsarlığa ve krize sürüklemektedir. Fakat sistemin işleyiş süreci içerisinde içsel dinamiklerle ortaya çıkan krizlerin kapitalistler açısından önemli bir avantajı da söz konusudur. Kapitalist ülkelerde durgunluk dönemlerde istenen düzeyde ve hızda birikim yapılamaz. Bununla bağlantılı olarak küçük firmaların piyasadan çekilmesine ve krizlere dayanabilen büyük firmaların krizden daha da güçlenerek çıkmalarına neden olmaktadır. Böylece piyasalarda tekeleşmeye yol açan krizler, ekonominin bir kısmının değer kaybetmesine rağmen bazı firmaların güçlenmesine ve ekonomide tekeller oluşturmasına neden olmaktadır. Bu yönden krizler, aynen savaşlar gibi kapitalist işleyişin sürdürülmesi için gerekli koşullardan biri olarak görülür. 4 Klasik iktisatçılardan Adam Smıth ( ) Ulusların Zenginliği adlı eserinde durgunluk dönemlerini karanlık dönemler olarak adlandırırken, Jean Baptiste Say ( ) ünlü Mahreçler Kanununda buhranın anlamsız olduğunu çünkü her arzın kendi talebini doğuracağını belirtmiştir. Klasik iktisatçıların bu görüşlerine ilk reddiye Sosyalist Karl Marx ( ) tarafından yapılmıştır. Devrevi Dalgalanmalar Teori ile Marx, piyasaların bu düzeyde kendi kendine işleyemeyeceğini, ekonominin reel kesiminde meydana geleceğini, eksik üretimin beraberinde sürekli işsizlik hallerine neden olabileceğini söylemektedir. Marx kuramını tümüyle kapitalizmin eleştirisi üzerine kurduğu için bir kriz kuramcısı olarak da isimlendirilebilir. 5 Krizin bir olgu olarak kapitalist ekonomilerde sorgulanması ve ekonomilere farklı yoğunluklarda müdahale edilmesi Keynesyen İktisadın yükselişi ile paralellik göstermiştir. Keynes hem planlı ekonominin hem de serbest piyasa ekonomisinin her ikisinde de aksaklıklar olduğu için pür hali ile sağlıklı bir şekilde işlerliğinin mümkün olmadığını ve bu aksaklıkların giderilmesinde hükümetlerin para ve maliye politikası araçlarını sağlıklı bir şekilde kullanması gerektiğini öne sürmüş, görüşlerinin kriz içerisindeki ekonomilerde politika olarak uygulanıp başarılı olması Keynesyen görüşlerin yükselişini de sağlamakta etkili olmuştur. 6 4 İzzettin ÖNDER, a.g.m., s Ömer EROĞLU ve Mesut ALBENİ, Küreselleşme, Ekonomik Krizler ve Türkiye, Bilim Kitabevi, Isparta 2002, s.91 6 Omer EROĞLU ve Mesut ALBENİ, a.g.m., s. 92 3

13 Marx tan sonra kriz kuramına en önemli katkı Joseph Alois Schumpeter ( ) den gelmiştir. Teknolojik yeniliklere dayalı büyüme kuramı ve konjonktür teorisini geliştiren Schumpeter, ekonomik krizin nedeni olarak sadece para piyasalarındaki dengesizlikleri görmemekte aynı zamanda ekonominin reel üretim ve yatırım yönlerindeki dengesizlikleri de krizlere gerekçe olarak göstermektedir. Farklı ekollerdeki iktisatçıların kriz adına ulaştıkları genel eğilimleri dört aşamada özetleyebiliriz. 1. Aşama (genişleme devresi): Bu devrede tüketim artışları beraberinde uyarılmış yatırımları harekete geçirici bir etki meydana getirir ve milli gelirde düzenli dalgalanmalar oluşur. Çarpanın işlemesiyle birlikte genişleme kümülatif bir sürece girer, 2. Aşama (resesyon devresi): Bu genişleme devresinde tam istihdam düzeyine yaklaşıldıkça gelir ve tüketim arasındaki fark açılmaktadır. Arada oluşan bu farkın uyarılmış yatırımlarla giderilmesi gerekirken otonom yatırımlarla da doyuma ulaşılmış olması handikap oluşturur ve önceki dönemlere nazaran ekonomik büyümede aşırı azalışlar meydana gelir. 3. Aşama (depresyon devresi): Daha önce yaşanmış olan devrelerin bir sonucu olarak bu dönem içerisinde 3-5 yıl sürebilecek yüksek düzeyde işsizlik yaşanmaktadır. 4. Aşama (deflasyon devresi): Bu son dönemde ise fiyatlar genel düzeyinde sürekli düşüşler yaşanmaktadır. Fiyatlar genel düzeyindeki bu düşüşler üretimdeki tesislerin çalışma kapasitelerinin düşmesine aynı zamanda diğer üretim faktörlerinin de atıl kalmasına sebep olur. Eğer bu süreç uzarsa ekonomide bir sanayileşsizme hareketi meydana gelebilir. Ancak gelişmekte olan ülkelerde kronik bir hal alan kriz süreçlerinde bu aşamaların aynen yaşandığını iddia etmek mümkün olmasa gerektir. Çünkü bu ülkelerde söz konusu aşamaların birkaçı bir arada yaşanabilmekte ve sonrasında 4. aşamaya geçilebilmektedir. 7 Ekonomilerde yaşanan bu istikrarsızlık ve gerileme süreci, kriz için hazırlanan iktisat politikalarının uygulamaya konulması, kriz içindeki ülkelere 7 Ömer EROĞLU ve Mesut ALBENİ, a.g.m., s.93 4

14 uluslar arası kuruluşların desteği gibi faktörlerle ekonomilerde tekrar bir canlanma dönemine girilir. Günümüzde küreselleşmeyle birlikte daha çok serbestleşen mali piyasalar yoluyla herhangi bir ülkede meydana gelen kriz, çok kısa sürede diğer ülkelere de yayılabilmekte ve bir global kriz halini alabilmektedir. Yine günümüzde krizler çok hızlı bir süreçte ve oldukça sıklıkta meydana gelebilmektedir. Birbiri ardına yaşanan Asya, Rusya, Arjantin krizleri buna örnek gösterilebilir. Bunun en büyük nedeni, krizlerin bankacılık ve finansal alandaki krizler olmasından kaynaklanmaktadır. Çünkü para ve mali piyasalar ekonomideki her türlü gelişmeye anında tepki gösterebilmektedir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde bu piyasaların spekülatif hareketlere açık olması bu tepkinin boyutları çok daha büyük ve yıpratıcı olmasına sebep olmaktadır. Dünya piyasalarında denetim dışında hareket eden yaklaşık olarak günlük 1,5-2 trilyon $ lık seyyal fon bulunmaktadır. Bu fonların gelişmekte olan ülkelere girişleri piyasalar tarafından olumlu şekilde karşılanırken ani çıkışları da piyasalar üzerinde şok etkisi meydana getirmekte sonrasında da ekonomik krizlere dönüşmektedir. Kriz de bu ülkelerde istikrarı yok etmekte, hükümetlere olan güveni sarsmakta, güvensizlik ortamıyla spekülatif hareketlerin şoklara ve yeni krizlere gebe kalınmasına sebep olmaktadır. 8 Şok-kriz sarmalının gelişmekte olan ülkelerdeki temel etkileri Kenan Mortan a göre şu şekildedir: 9 Uluslararası finansal sistemin mimarisinin bozuk olduğu kesindir. Bu Kelebek Teorisi gereği dünyanın herhangi bir yerindeki finansal anarşi, başka bir ülkede de ciddi krizlere neden oluyor Meksika krizinden sonra buna Tekilla Etkisi, Güney Asya krizinden sonra da Domino Etkisi denildi. Krizlerin uluslararası kaostan kaynaklanması nedeniyle, öncelikle çevre ülkelerden merkez yani hakim ülkelerin ciddi bir servet transferine yol açıyor. Aynı ölçüde, İstanbul çıkışlı Harvard Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dani Rodrik in Liberalizm çok mu aşırı gitti? çalışmasında vurguladığı üzere, ülke içinde de gelir dağılımını, sabit gelirler aleyhine bozuyor. Devletin bir kamu ekonomisi olarak düzenleyici rolünün azalması, hukuk sisteminin yetersizliği, finansal sistem için hukuksuzluğu adeta doğal 8 Ömer EROĞLU ve Mesut ALBENİ, a.g.m., s http// tarihli makale 5

15 ortam haline getiriyor. Hukuk sisteminin yetersizliğiyle ters seçimler ve ahlaki rizikolar yaşanmaya başlanıyor. Hedging ve off shore gibi uygulamalar, ekonominin ve onun şemsiyesi altındaki işletmeler dünyasının yapma bebek gibi önce şişmesine, sonra da patlayarak sönmesine neden oluyor. Japon tipi büyümenin aslında bir şişme bebek olduğu giderek kesinlik kazanıyor. IMF nin de onayladığı gibi, artık saf ve tek tip ekonomisi politikası (ortodoks politika) uygulama olanağı kalmamıştır. Mart 2001 de Rusya nın makro ekonomik dengeyi bir iç denge olarak görüp, IMF ile Stand-by imzalamaması, Arjantin in küreselleşme ortamında kendi şirket dünyasını korumak için bir rekabet yasası çıkarması ve kısa vadeli sermaye hareketlerine vergi salması, ortodoks olmayan politikaya iki örnek oluşturuyor. 80 li yılların sonunda Şili nin kambiyo denetimi rejimi, daha sonra aynı örneğin 1997 krizinden sonra Malezya da Başkan Mahatmir Muhammed tarafından uygulanması, akademisyenler tarafından giderek kabul görüyor. İşin kuşkusuz ilginç yanı bu iki örneğin makro ekonomik performanslarını oluşturmuş olmalarıdır. Hukuk sistemi, piyasa ekonomisinin tamamlayıcısı değil, sistemin olmazsa olmaz koşuludur. Filozof Karl Popper in Türkçemize Yüzyılın Dersi başlığıyla kazandırılan eserinde, hukuk sisteminin yokluğu halinde serbest piyasanın sadece bir rüşvet ve soygun yasası haline dönüştüğüne ilişkin önemli bir vurgusu vardır. Bu durumda denetimsizlik/ kırılganlık sarkacında bir kriz şu aşamalar içinde şekilleniyor: Finansal serbestleşme ve rant ekonomisinin yaratılması. İstikrarsızlık ve kriz süreci. Konjonktürel ve dışsal reguların bağımlılık ve mini büyüme-krizistikrar sarmalına girilmesi. Yapışkan enflasyonun devamı ve ödemeler dengesinin kırılma noktası haline gelmesi. Çıkış mekanizmalarının yokluğu ve uyum mekanizmalarının olmaması nedeniyle yeni krizlere geçiş hali. 6

16 1.2. EKONOMİK KRİZİN TÜRLERİ Belli başlı makro ekonomik krizleri Reel sektör krizleri ve Finansal krizler olmak üzere iki ana başlık altında toplayabiliriz. Bu iki ana başlık altında toplayabileceğimiz diğer kriz türlerini de aşağıdaki şekil yardımıyla gösterebiliriz. Şekil 1: Ekonomik Kriz türleri Ekonomik Krizler Reel Sektör Krizleri Finansal Krizler Mal ve Hizmet Piyasasındaki Krizler İşgücü Piyasasındaki İşsizlik Bankacılık Krizi Döviz Krizi Borsa Krizi Enflasyon Krizi Durgunluk Krizi Ödemeler Dengesi Krizi Döviz Kuru Krizi Kaynak: Aykut Kibritçioğlu, Türkiye de Ekonomik Krizler ve Hükümetler, , Yeni Türkiye: Ekonomik Kriz Özel Sayısı, Cilt 1, Sayı 41, Eylül-Ekim 2001, s. 174 Şekilde anlatılmak istenenleri daha ayrıntılı biçimde açıklayacak olursak; reel krizler, mal-hizmet ve işgücü piyasalarındaki durgunluk, üretim ve/veya istihdamda ciddi daralmalar şeklinde ortaya çıkar. Bilindiği üzere mal ve hizmet piyalarındaki fiyatlar genel düzeyinin sürekli olarak artması enflasyon olarak tanımlanmaktadır. Enflasyon oranının çok aşırı yükselmesine ve kronik bir hal almasına enflasyon krizi diyebiliriz. 10 Ancak bu krizi tanımlarkan şunu da belirtmek gerekir ki enflasyon sorunu kronikleşmiş ülkelerde enflasyon bir kriz olarak algılanmayabilir. Fakat enflasyon oranı istikrarlı bir şekilde seyrederken aniden yükselmesi durumunda bu şüphesiz ki bir kriz olarak algılanacaktır. Bir diğer kriz türü finansal krizleri ise; hisse senedi ve döviz piyasaları gibi finans piyasalarındaki şiddetli fiyat dalgalanmaları ya da bankacılık sektöründe bankaların vermiş olduğu kredilerin geri dönmemesi ve büyük oranlara ulaşması sonucu yaşanan ciddi ekonomik sorunlar olarak kabul edebiliriz. 10 Aykut KİBRİTÇİOĞLU, Türkiye de Ekonomik Krizler ve Hükümetler, , Yeni Türkiye: Ekonomik Kriz Özel Sayısı, Cilt 1, Sayı 41, Eylül-Ekim 2001, s

17 Döviz krizi, para politikası olarak sıkı para politikasının seçildiği, genellikle bir para ya da para sepetine bağlı döviz kuru politikalarının uygulandığı ekonomilerin sıklıkla karşılaştığı bir kriz türüdür. 11 Ekonomide yaşanan döviz krizlerinin belirleyici etkenleri şu başlıklar altında taplanabilir: a) Uygulanan hatalı iktisat politikaları ve zayıf makro ekonomik göstergeler, b) Finansal altyapının eksikliği, c) Uluslar arası finans kuruluşlarının ve piyasalardaki kreditörlerin hatalı his ve öngörüleri, d) Terör saldıları veya siyasi suikastler gibi bazı beklenmedik olaylar. 12 Ödemeler bilançosu bir ülkenin ulusal gelir, enflasyon oranı, büyüme hızı, gelir dağılımı, dış borçları gibi birçok değişkenle yakından ilgili olduğu için dış ödemeler bilançosuna bakarak o ülke ekonomisinin sağlıklı bir şekilde işleyip işlemediği hakkında gerçekçi bilgiler edinilebilir. Ödemeler bilançosundaki açıklar sabit kur sisteminde genellikle devalüasyona gidilip, ihracatın arttırılıp ithalatın azaltılması şeklinde kapatılmaya çalışılır. Ulusal paranın aşırı değerlenmesi ve ülke ihracatına baskı yapar hale gelmesinde, eğer piyasalarda aşırı güvensizliklere ve belirsizliklere yol açmayacaksa devalüasyon yapılması sağlıklı bir seçim olarak nitelendirilebilir. Ancak eğer piyasalarda aşırı güvensizliğe ve belirsizliğe yol açıp, reel piyasalara dönmesi gereken paranın spekülatif hareketlerle ulusal paradan dövize kaçış şeklini alması, ülke ekonomisinin durgunluğa girmesine sebep olmaktadır. Bu durumlarda Merkez Banka ları devreye girmekte ya döviz rezervleriyle piyasaya müdahale etmekte ya da faiz oranlarını aşırı derecede yükseltilmektedir. Bu ise piyasalar üzerinde yeni devalüasyon beklentilerinin oluşmasına sebep olup ekonomide tekrar durgunluk yaşanmasına ve beklentiler sonrası da devalüasyon yapılmasıyla sonuçlanan bir kriz sarmalına girilmektedir. Ulusal paranın sürekli değer kaybetmesinin en önemli sonuçlarından birisi de ülkenin dış borçlarının ulusal para cinsinden maliyetinin sürekli artıyor olmasıdır. Dış borç yükünde meydana gelen artışlar anapara ve faiz ödeme 11 İlhan SÜRÜCÜ, Türkiye de 2000 yılı ve Sonrası Yaşanan Ekonomik Krizler, Uygulanan Maliye ve Para Politikaları, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 2001, s Aykut KİBRİTÇİOĞLU, a.g.m., s

18 yükümlülüklerinin bu ülkelerce zamanında yerine getirilememesi ile sonuçlanmaktadır DÜNYADA YAŞANAN KÜRESEL EKONOMİK KRİZLER Büyük Buhranı 24 Ekim 1929 da Amerika da Wall Strett te bir borsa krizi şeklinde başlayan ve kısa zamanda bütün dünyayı etkisi altına alıp büyük bir buhrana dönüşen bu kriz, tarihin kaydettiği en büyük ekonomik duraklama olarak tarihe geçmiştir Krizin Nedenleri, Gelişimi ve Etkileri Tarihte yaşanmış olan bu en büyük buhranın sebepleri şu şekilde sıralanabilir: Kriz tarihinden önce hisse senetleri ve tahvil piyasalarında endekslerin ve kâr oranlarının yüksek olması lerin başında Federal Rezerv Bank, hisse senetleri fiyatlarının yükselmesinden endişe edildiği için faiz oranlarını yükselterek doların borsalardan bankalara yönelmesini sağlamayı amaçlıyordu ama sanayi kesiminin üretimi kısılıyor ve ekonomi durgunluğa sürükleniyordu. Bir diğer sebep de tarım kesimindeki aşırı üretimden dolayı fiyatların büyük ölçüde düşmesiydi. Fiyatlardaki bu düşüşün sebebi ise şöyleydi; Birinci Dünya Savaşı sonrasında savaşa katılan ülkelerin karşılaştıkları en büyük sorun tarım ürünlerinin yetersiz olmasıydı. Bu gelişmelerin farkında olan A.B.D., 1925 ten itibaren tarım teknolojilerini geliştirerek verim oranlarını yükseltmiş, bu gelişmelere bir de elverişli hava koşulları da eklenince 1929 yılına doğru öyle büyük bir tarımsal üretim artışı elde etmiştir ki üretim miktarı ekonomiyi durduracak seviyeye gelmiştir. Fakat arz talebi büyük ölçülerde aştığı için fiyatlar yüzde 50 civarında düşmüş, tarım üreticilerin gelirleri azaldığı için sanayi kesimi mallarına talebi de azalmıştır. Talebi düşen sanayi mallarının fiyatları da yüzde 50 civarında düşmüş, üretim kesilmiş, işsizlik kısa sürede artmıştır. Tarım ürünleri fiyatlarının düşmesinde etkili olan diğer faktörlerden 13 Ömer EROĞLU ve Mesut ALBENİ, a.g.e., s Halil SEYİDOĞLU, Ekonomik Terimler Ansiklopedik Sözlük, Güzem Can Y., İstanbul 1999, s.75 9

19 birisi, Amerika dan tarım ürünü ithal eden ülkelerin bu ürünleri artık kendilerinin üretmeye başlatıp dışa bağlılıklarını azaltmaları, diğeri de bağımsızlıklarını kazanmaya başlayan az gelişmiş ülkelerin Avrupa ya daha çok tarım ürünü satıp kendi aralarındaki ticaret hacimlerini arttırarak Amerika nın Avrupa piyasalarındaki pazar payını düşürmeleridir. Amerikan borsalarının çöküşü. Tarım ve sanayi ürünlerindeki aşırı düşüşler, bankacılık sisteminde ve sermaye piyasalarında da büyük sarsıntılara sebep olmuş, kimi görüşe göre 13, kimisine göre de 17 milyon işsiz görülmüş, binlerce şirket ve banka iflas etmiş, hisse senetleri 50 milyon $ la %32 değer kaybetmiş, parasını çekmek isteyen tasarruf sahipleri bankalarda izdihama sebep olmuş, kayıplarından dolayı psikolojik çöküntüye girmişlerdir. Krizin çıkmasında etkili olan bir diğer faktör de altın paranın yetersiz olmasıydı. O önemde uluslar arası ödeme aracı altın para olduğu için altını az olan ülkeler, Amerika dan yeteri kadar ürün ithal edemeyince Amerika nın ihracatı da azalmıştır. 15 Gelir dağılımındaki dengesizlikler. Amerika nın ulusal gelirini bir piramit gibi düşünürsek, en yukarıdaki %1, en aşağıdaki %11 in kazandığının tam 650 katı para kazanıyordu. Bu da ülke servetinin az sayıda kişinin elinde toplanması demektir. Bu durumun ülke ekonomisi açısından anlamı ise, iktisadi faaliyetin az sayıdaki zenginlerin lüks tüketimi ve yatırımları üzerine kurulmuş olup, her an değişebilir olmasıdır. İnsanlar için lüks tüketim ve geleceğe dönük yatırımlar, gıda gibi, barınak gibi olmazsa olmaz yaşam unsurları değildir. En ufak bir spekülasyonda yatırımlardan ve lüks harcamalardan kolayca vazgeçilir. Nitekim, New York Borsası çökünce sadece lüks tüketim harcamaları değil, yatırımlar harcamaları ve bunların üzerine bina edilen ulusal ekonomi durdu. Aynı gelir dağılımındaki uçurumlar gibi, Amerikan şirketlerinin mali güçleri arasında da büyük farklılıklar vardı li yıllardan itibaren holdingler ve karteller halinde birleşmeye başlayan küçük şirketler, Birinci Dünya Savaşı sıralarında ekonomide tekeller oluşturmuşlardı a gelindiğinde Amerikan ekonomisinin %50 sini 200 holding kontrol ediyordu. Bunun anlamı, tek birinin iflâsı halinde koca bir ekonominin sarsılmasıydı. 15 Ali ÖZGÜVEN, İktisadi Krizler, Yeni Türkiye: Ekonomik Kriz Özel Sayısı, Cilt 1, Sayı 41, Eylül-Ekim 2001, s

20 Amerikan bankalarının yapısal sorunları da kriz de etkisini göstermiştir li yıllarda Amerika da günde 4-5 banka açılıyordu. Bu açılan bankaların sermaye esaslarını, rezerv ve kredi oranlarını belirleyen yasalar yoktu arasın günde iki bankanın batıyor olmasının endişeye neden olmamasının başlıca nedeni ekonominin iyi gitmesiydi. Ne zaman ki ekonomi rayından çıkıp işler bozuldu, banka iflaslarının adi bir vaka olarak görülmemesi gereği ortaya çıktı. Birinci Dünya Savaşına kadarki süre zarfında Amerika, Avrupa ya borçlu bir ülke halindeydi. Ancak Birinci Dünya Savaşı ndan sonra, savaşın hem galiplerinden, hem de mağluplarından alacaklarını tahsil etmeye çalışan, alacaklı ülke halini aldı. O dönemin Herbert Hoover başkanlığındaki Amerikan hükümeti, borçlarını altın olarak tahsil etmek konusunda ısrarlıydılar. Ancak, hem dünya altın stoğu yetersizdi, hem de bu yetersiz altın stoğunu kontrol eden Amerikan ın kendisiydi! Baştaki Cumhuriyetçi Hükümet, yabancı malların Amerikan piyasasını işgal edecekleri endişesiyle, Avrupa devletlerinin borçlarını mal ya da hizmet olarak ödemelerini de kabul etmedi. Amerikan sanayiini gümrük duvarları ile koruma yolunu seçti ama dış ticareti küçülttü. Böylece, Amerika ne borçlarını tahsil edebildi, ne de borçlu ülkelere mal satabildi. 16 Amerikan ekonomi yönetimindeki tecrübesizlik li yıllarda Amerikan politikacılarının ve ekonomistlerinin büyük çoğunluğunda, liberal ekonominin, en iyi ekonomik sistem olduğu görüşü hakimdi. Bundan dolayı ekonomi politikasında Laissez-faire, Müdahale etmeyin, rahat bırakın! politikasını benimsemişlerdi Krizi, ekonominin kendi yolunu bulmasını beklemenin toplumsal maliyetinin kaldırılamayacak kadar büyük olabileceğini gösterdi li yıllar Amerika için her yönden çok parlak yıllardı. O dönmede borsa hareketleri çok yaygın hale gelmiş ve halk için iyi bir kazanç kaynağı olmuştu yılında Dow-Jones Sanayi Endeks Ortalaması 191 iken, 1929 Eylül ünde tam iki katına 382 ye ulaşmıştı Haziran ında kredi ile alınan hisse senetlerinin değeri 5 milyon dolardı, 1929 Eylül ünde 850 milyon dolar oldu. Aynı aylarda, fiyat/ kazanç oranı 10 dan 20 ye fırladı ve daha da yükselmesi bekleniyordu. 16 Alev ALATLI, Tarih,Tekerrür ve Ekonomik Krizler, ,s.9 11

21 Herşey 21 Ekim 1929 Pazartesi gününe kadar normaldi. Pazartesi günü sabahı yabancı yatırımcıların, Hollandalıların ve Almanların, kağıtlarını ellerinden çıkarmalarıyla kriz işaretleri başladı. İzleyen üç gün içinde Dow Jones Sanayi Ortalaması 382 den 299 a düştü. Ve üç gün sonra 24 Ekim 1929 Perşembe günü New York Borsası dibe vurdu. İnsanlar kağıtlarını satmaya çalıştıkça fiyatlar daha da düştü. Günün sonunda borsa 4 milyar dolar kaybetti. Pazartesi açılıştan birkaç saat sonra borsa endeksi bir yıl önceki düzeylerine 230 a indi. Bankalar, aracı kurumlar, fabrikalar, ticarethaneler, derken batış bir girdaba dönüştü. O yılın sonunda Amerikan ekonomisinden 30 milyar dolar buharlaştı Krizin Etkileri 1929 dan 1932 ye kadar süren buhran sürecinde Amerikan ekonomisi bütün yönleriyle büyük zararlar görmüştür da 100 olarak kabul edilen sanayi üretimi 1932 yılında 48,7 ye, yine aynı yıllarda demir üretimi 100 den 26,5 e, otomobil üretimi 100 den 25 e, sanayi istihdamı 100 den 63 e düşmüştür. İhracat oranları da büyük oranlarda düşme göstermiştir da yaklaşık 5 milyar 200 milyon $ olan ihracatı,1930 da 3 milyar 850 milyon $ a, 1931 de 2 milyar 400 milyon $ a ve 1932 yılında 1 milyar 600 milyon $ a düşmüştür. 18 Amerika da baş gösteren büyük buhran sadece Amerika da kalmayıp Avrupa ya da sıçramış en çok etkilenen ülkeler ise Almanya, İngiltere ve İtalya olmuştur. Amerika da işsizler 13 milyona, Almanya da 6 milyona, İngiltere de 2,6 milyona ve İtalya da 1 milyona ulaşmıştır. 19 Buhrandan çıkabilmek için başkan Franklin Roosevelt şu önlemleri almaya çalışmış ve kısmen başarılı da olmuştur. 20 Banka ve borsa spekülasyonlarını önlemiştir. Talebi arttırmak ve iktisadi faaliyetleri canlandırmak için ücretleri yükseltmiştir. 17 Alev ALATLI, Tekerrür ve Ekonomik Krizler, Ali ÖZGÜVEN, a.g.m., s Halil SEYİDOĞLU, a.g.e., s Ali ÖZGÜVEN, a.g.m., s.57 12

22 Yabancı ülkelerle rekabet edebilmek ve ihracatı arttırmak amacıyla %40 oranında bir devalüasyon yapmıştır. Üreticileri sübvansiyonlarla desteklemiştir. Yeni istihdam alanları yaratmıştır. İşsiz kalanlara tazminat ödemiştir. İssizliği azaltmak için yeni kamu hizmetleri yapmıştır. Bu önlemlerden sonra 13 milyon işsizden yaklaşık 7 milyonu istihdam imkânı bulabilmiştir. İzleyen yıllarda ve özellikle 2. Dünya Savaşı nda Avrupa ülkelerinden gelen silah ve malzeme talepleri Amerikan ekonomisinin canlanmasına, işsizliğin son bulmasına neden olmuş ve Amerika nın da savaşa girmesiyle kriz sona ermiştir Asya Krizi Kriz Öncesi Genel Durum Japonya nın liderliğinde Güney Kore, Tayvan, Singapur, Hong-Kong başta olmak üzere Endonezya, Filipinler, Malezya geçtiğimiz kırk yılda dünyada meydana gelen en çarpıcı ekonomik kalkınma mucizesinin mimarlarıdır. Son on yılda ortalama GSYİH artış hızları ASEAN-5 olarak bilinen ülkelerde (Endonezya, Malezya, Filipinler, Singapur ve Tayland) %8 civarında gerçekleşmiştir. Son 30 yılda kişi başına milli gelir Kore' de 10, Tayland' da 5 ve Malezya' da 4 kat artmıştır. Dahası Hong Kong ve Singapur' da kişi başına milli gelir rakamları pek çok sanayileşmiş ülkeyi geride bırakmıştır. Tayland Krizine kadar bölge, gelişmekte olan ülkelere akan sermaye akımlarının yaklaşık yarısını kendisine çekmeyi başarmıştır (1996' da 100 milyar ABD doları). Son on yılda Doğu Asya ülkeleri dünya ticareti içerisindeki paylarını iki kat arttırmayı başarmışlardır (Dünya ticaretinin yaklaşık beşte biri)

23 Tablo 1: Bazı Doğu Asya Ülkelerinin Büyüme Hızları (Gsyih Artışı %) G.Kore 7,0 9,6 9,5 9,1 5,1 5,8 8,6 8,9 7,1 Endonezya 6,2 5,5 9,0 8,9 7,2 7,3 7,5 8,2 8,0 Tayland 7,0 8,1 11,6 8,1 8,2 8,5 8,9 8,7 6,4 Malezya 7,1 5,4 9,6 8,6 7,8 8,3 9,2 9,5 8,6 Filipinler 5,6 1,1 3,0 -,6 0,3 2,1 4,4 4,8 5,7 Singapur 8,0 6,9 9,0 7,3 6,2 10,4 10,5 8,8 7,0 Çin 6,0 10,7 3,8 9,2 14,2 13,5 12,6 10,5 9,6 Tayvan 8,5 9,2 5,4 7,6 6,8 6,3 6,5 6,0 5,7 Hong Kong 9,3 7,3 3,4 5,1 6,3 6,1 5,4 3,9 4,9 Kaynak: World Economic Outlook, IMF, Aralık 1997 Yabancı kaynak arayışlarına giren Asya Kaplanlarının hükümetleri, döviz alım satımlarının üzerindeki kısıtlamaları kaldırmışlar, hisse senedi ve bono pazarlarını yabancılara açmışlar, kurlarını dolara çıpalamış, faiz oranlarını yükseltmiş ve yabancı bankaların yerli işadamlarına dolar kredisi açmalarına imkân tanımışlardır. Bütün bunların sonucu olarak yılları arasında Tayland a giren yabancı portföy yatırımlarının tamamı 646 milyon dolarken, sadece 1995 yılında bu yatırım 5,5 milyar doları bulmuş, izleyen yıllarda daha da yükselmiştir. Yabancı portföy yatırımlarına ek olarak, 1993 de kurulan Bangkok Uluslararası Bankacılığı Kolaylaştırma teşkilatı, üç yıl içinde 50 milyar dolar borç bulmayı başarmıştır. Tayland ekonomisi eski büyüme hızına kavuşmuş, ancak 1989 da 21 milyar dolar olan dış borç 1996 da 89 milyar dolara yükselmiştir. 22 Mucizevi gelişmeye dahil olan ülkelerin anılan dönemde izledikleri politikalara ve yaşadıkları ekonomik ve sosyal tecrübelere bakıldığında, temel karakteristik özellikler göze çarpmaktadır. Kalkınmadaki başarı ancak bu özelliklerin harmanlanıp, ortak bir potada eritilmesiyle açıklanabilir. Ortak özelliklerden birincisi, ekonomik kalkınmayı ulusun gündeminde birinci sırada 22 Alev ALATLI, Tekerrür ve Ekonomik Krizler,

24 tutmayı başarmış olan politik ve bürokratik kadroların istikrarlı iktidar ve görev süreleridir. İkinci özellik ise, yukarıda anılan kadroların serbest pazar ideolojisi üzerine kurulu, ancak sınırlı ve selektif bir ekonomik politika izlemiş olmaları, farklı bir deyişle özel sektörün ve kamunun karar alma yetkisi ve önceliğini uyumlu hale getirmeyi başarmış olmalarıdır. Dışa açık olmak ve ihracata dayalı bir büyüme modeli izlenmesi de diğer bir etkendir. Doğal olarak, dışa açıklık kavramı, yabancı sermaye ve teknolojiyi de bünyesinde barındırmaktadır. Eğitim ve teknolojiye verilen önem ve ayrılan kaynaklar da birçok araştırmacıya göre en önemli etkendir. Bütün bu yaklaşımlar alabaşlıklarıyla ve birbirine olan etkileriyle gözönünde bulundurulursa, Asya Mucizesi nin tüm gerçekleri açığa çıkmaktadır. 23 Asya krizi, IMF' in ilgi alanı ve uygulaya geldiği programların özellikleri itibariyle farklı bir çerçeve ortaya koymakta; başlıca farklılıklar, ülkelerin nitelikleri, sağlanan fonların büyüklüğü, kaynakları ve koşullarında gözlenmektedir. Ülkelerin niteliği: IMF, geleneksel olarak, devlet kaynaklı bütçe açıkları, ödemeler dengesi açıkları ve ödeme güçlükleri ile ilgilenmiş ve son zamanlarda faaliyetlerini, daha çok Afrika ve Latin Amerika' ya yönlendirmiştir. Güneydoğu Asya ülkeleri, IMF' e faaliyet alanı olmak bakımından, çarpıcı zıtlıklar yansıtmaktadır. Örneğin Güney Kore' de temel sorun, devletin değil, özel sektörün mali kriziydi; önemli bir dış açık sorunu yoktu. Yüksek büyüme, düşük enflasyon ve işsizlik oranlarını başarılı performans örneği olarak sunan IMF, kriz ortaya çıkıncaya kadar bu ülkelerin ekonomi politikalarını destekliyordu. Sağlanan parasal desteğin büyüklüğü: IMF, başka kuruluşlar ve G- 7 ülkelerinin desteğini sağlayarak Ağustos 1997' de Tayland' a, batık mali kuruluşları kurtarmak üzere 17.2 milyar $; Ekim 1997' de Endonezya' ya, döviz kurunu desteklemek ve bankaları yeniden yapılandırmak üzere 40 milyar $; Aralık 1997' de G. Kore' ye, tarihin en büyük kurtarma planı çerçevesinde 57 milyar $' lık paketler sunmuştur

25 Parasal desteğin kaynakları: Kendi kaynaklarının kriz paketlerini finanse etmede yetersizliği nedeniyle IMF, Dünya Bankası, Asya Kalkınma Bankası, G-7 ülkeleri ve birtakım Avrupa ülkelerinin katkılarını sağlamıştır. Kredi koşulları: Makroekonomik istikrar, mali sistemin yeniden yapılandırılması, dış ticaretin ve sermaye akımlarının serbestleştirilmesi gibi klasik koşullar yanında, ekonomik yaşamın ayrıntılarına kadar uzanan açıklanmış ve açıklanmamış çok sayıda koşul, IMF' yi daha önce sahip olmadığı kadar nüfuzlu kılmış; ancak açıklanmayan koşullar ve müzakere yöntemi IMF'nin şeffaflığını zedeleyerek eleştiri konusu olmuştur Krizin Nedenleri ve Gelişimi Krizin ortaya çıkmasına yol açan temel bölgesel faktörler şu şekilde sıralanabilir: 1. Başta Tayland olmak üzere, bölgedeki pek çok ülkede meydana gelen büyük dış açıklar ve emlak - menkul kıymet piyasalarında patlama şeklinde kendini gösteren ekonominin aşırı ısınmasının giderilmesinde yaşanan başarısızlıklar, 2. Finans sektöründe ve reel sektörde dışarıdan borçlanmayı ve aşırı düzeyde kur riski taşıyan pozisyon tutmayı daha cazip hale getiren sabit kur rejiminin uzun süre devam ettirilmesi, 3. Bankaların borç portföyü yapısının hızla bozulmasına yol açan inceleme ve denetim mekanizmalarının iyi işletilememesi, Bankaların borç portföylerinin yapısının hızla bozulmasına yol açan ticari olan mallardan, ticari olmayan mallara yönelik akım ve bu akımın neden olduğu geri ödenmeyen borçlar, 5. Çin Halk Cumhuriyeti nin son yıllarda ekonomik alanda gerçekleştirdiği önemli reformlarla ülkeye büyük miktarda yabancı sermaye çekmesi ( yılları arasında 217 milyar ABD Doları), ülke içinde yatırıma dönüşen bu sermayenin ucuz işgücüyle harmanlanması ve bölgedeki diğer ülkelere nazaran, dört yıl önce yapılan devalüasyonla desteklenmesi sonucu Çin Halk Cumhuriyeti nin rekabet gücünün artması, bu durumun da 24 Yusuf BAYRAKTUTAN, Küreselleşme, Kriz ve IMF, dt.org.tr/ dergiler/ ldsayi19/1903.htm, Alper TOKÖZLÜ ve Ebru ARISOY, Doğu Asya Mucizesinin Sonu, Ekonomik Araştırmalar ve Değerlendirme Genel Müdürlüğü,

26 doğal olarak ihracata dayalı büyüme modelini benimseyen Asya ülkelerini zor durumda bırakması Temmuz 1997 tarihinde Tayland para birimi Baht ın dalgalanmaya bırakılmasıyla başlayan krizin gelişimi ise şöyle oldu: Tayland da borç alınan paralar verimli yatırımlara değil, inşaat müteahhitlerine gitmiştir. Aşırı derecede fazla yapılıp satılmayan boş binalar, ölü yatırımlara dönüşmüştür de ise müteahhitlerin borçlarını ödeyemeyecekleri belli olmuş onlar ödeyemeyince de Tayland bankaları yabancı bankalara borçlarını ödeyememişlerdir. Bu derece vahim olmamakla birlikte aynı durum, Malezya, Endonezya ve Filipinlerde de yaşanmıştır. Yabancı yatırımcılar Tayland ı terk etme zamanının geldiğini düşünmeye başlamış Tayland Merkez Bankası nın paralarını ödeyebileceğinden kuşkulanmışlardır. Zira, kur sabit tutulmuştur. Üstelik, ihracatın büyüme hızı düşmeye başlamış; 1995 de %26 dan %1996 da %1 olarak gerçekleşmiştir. Onlar da kağıtlarını satmaya, borçlarını tahsil etmeye koyulmuşlardır. Merkez Bankasının rezervlerinin yetmeyeceği kısa sürede ortaya çıkmış, Hükümet bir süre baht üzerinden faizleri yükselterek karşı koymaya çalışmış, olmayınca da kuru dalgalanmaya bırakmıştır. Tek bir gün içinde Baht ın değeri %18 düşmüş bunu hisse senetleri satışlarının hızlanması izlemiştir. Ardından da bonoların fiyatları düşmüştür. Hisse senetleri, bonolar derken Baht ın değeri daha da azalmıştır. Tayland da durum böyle olunca, yabancı yatırımcılar ve spekülatörler Endonezya ve Malezya dan da kuşkulanmaya başlamışlardır. Çünkü aynı dış borçlanma, bütçe açığı, dolara-bağlı kur, inşaat patlaması bu ülkelerde de vardı. Sonuçta, ne olur ne olmaz, paralarını bu iki ülkeden de çekmeye karar vermişlerdir. Bu defa Endonezya ve Malezya da da hisse senedi ve bono piyasaları düşüşe geçmiş, Temmuz ayı bitmeden Malezya' nın Ringgit i, Endonezya' nın Rupyah sı değer kaybetmeye başlamıştır. Ekonomilerinin tümden iflasını önleme gayreti içinde, önce Tayland sonra da Endonezya IMF ye başvurmuşlar IMF de, mutad reçetesini önermiştir; özelleştirme, ticaret kurallarının ihracatın önünü açacak, yabancı sermayenin ülkeye doğrudan girmesini sağlayacak şekilde serbestleştirilmesi, dış borçların yenilenmesi ve kemer sıkma. Tayland ve Endonezya, reçeteyi

27 kabul etmişlerdir. Malezya ise kendi yapısal değişim programını kendisi hazırlamaya koyulmuştur. Kriz, Güney Kore de seyri ise biraz daha farklı gelişmiştir. Kore de chaebol dedikleri şirket gruplaşmaların devletin baskısının azalmasıyla birlikte kârlarını verimli yatırımlara değil, spekülâtif yatırımlara yöneltmeye başlamalarıyla, ihracat hamlesi hızla yara almıştır da artı veren dış ticaret, on yıl sonra 1996 da 23.7 milyar dolar açık vermiştir. Aynı yıl, en büyük 30 chaebolün kârı %90 düşmüştür de, ülkenin en büyük chaebolleri iflaslarını ilân etmek zorunda kalmışlardır. En büyüklerinden de olsa, birkaç chaebolün iflas etmesi, hem diğerlerinin hem de Kore bankacılık sisteminin sorgulanmasına yol açmıştır. Dahası, o yıl Kore nin toplam 110 milyar dolarlık dış borcundan 70 milyarının ödenmesi gerektiği yıldı. Bunlar artı Güney Asya kaplanlarındaki durum, yabancı yatırımcıların tedirginliğini arttırdı, Kore kağıtlarını da ellerinden çıkarmaya koyuldular. Kasım Kore kendisini dış borçlarını ödeyemediği vahim bir krizin içinde buldu. Aralık 1997 de IMF reçetesini kerhen de olsa kabullenmek zorunda kaldı Krizin Etkileri Kriz ülkelerinin ulusal paralarının krizden sonra dolar karşısındaki değer kayıplarının ne denli büyük olduğu aşağıdaki tablo ile daha açık şekilde görülmektedir. 27 Alev ALATLI, Tekerrür ve Ekonomik Krizler,

28 Tablo 2: Bazı Doğu Asya Ülkelerinin Paralarının, Temmuz 1997 den Ocak 1998 e Dolar Karşısındaki Değer Kayıpları Ülke Ulusal Paranın Değer Kaybı (%) Endonezya 59 Tayland 47 Güney Kore 42 Malezya 37 Filipinler 27 Singapur 16 Tayvan 16 Kaynak: NEFTÇİ, S; "Asya Paraları Ne Durumda?" Hürriyet Gazetesi Yukarıdaki tablodan da görülebileceği gibi krizden sonra Asya ülkelerinin ulusal paralarının dolar karşısındaki değer kayıpları çok yüksek olmuştur. Endonezya %59 değer kaybına uğrarken, Tayland %47, Güney Kore %42, Malezya %37, Filipinler %27, Singapur ve Tayvan ise % 16 oranında değer kaybına uğramıştır. Asya Krizi nin ülke ekonomilerine etkileri aşağıda ayrı ayrı incelenmiştir Tayland Asya krizinin başlangıç noktası olan Tayland krizden sonra % 8,2 oranında küçülmüştür. 28 Tayland, kriz sonrasında IMF ile Reform Paketi çerçevesinde Stand-by anlaşması hususunda mutabakata varmıştır. Bunun sonucunda IMF,Tayland a 17,2 milyar ABD Doları düzeyinde bir kredi taahhüdünde bulunmuştur. 29 IMF in önerdiği Reform Paketi ni esas itibariyle iki yönüyle değerlendirmek uygun olacaktır. Birincisi; IMF in döviz krizi ile karşı karşıya kalan ülkelere geleneksel olarak tavsiye ettiği, faizlerin yükseltilmesine ilişkin politikanın değerlendirilmesidir. Bu politikalar, sıkı maliye politikalarıyla desteklenecektir. Buna göre bankacılık sisteminin para arzında daralmalar 28 İ. Atilla ACAR ve Ali YAVUZ, Küreselleşme Olgusunun Finansal Piyasalar Üzerine Etkisi, S.D.Ü., İ.İ.B.F. Dergisi, Isparta 1998, Sayı:3, s.275, s Metin TOPRAK, Küreselleşme ve Kriz Türkiye ve Dünya Deneyimi, Siyasal Kitabevi, Ankara 2001, s

29 olacak, ayrıca vergiler yükseltilecek, kamu harcamaları kısılacaktır. Burada temelde amaçlanan, para birimlerinin değer kayıplarının kontrol altına alınması, izlenecek yüksek faiz politikaları ile yabancı sermayenin ilgili ülkeyi terletmesinin önlenmesidir. Bir taraftan, yabancı yatırımcıya ek kazanç sağlanırken, diğer taraftan baskı altında bulunan para birimlerinden ABD Doları na veya başka bir dövize kaçışın önlenmesi, dolayısıyla para biriminde istikrar hedeflenmektedir Güney Kore Krizden fazlasıyla etkilenen Güney Kore 1998 yılında % 6,7 oranında küçülmüştür. 31 Güney Kore ye diğer bölge ülkeleri tarafından kredi şeklinde yardım yapılmıştır. İlgili ülkelerde, özellikle IMF ile anlaşma imzalayan Güney Kore de, mali sistemde reform yapılması kabul edilmiştir. Bu kapsamda sistemin şeffaf bir yapıya kavuşturulması, devlet garantilerinin ve korumacılığın kaldırılması, finans şirketlerinin bağımsız denetim kuruluşlarının denetimine açılması ve belirli sürelerle bilançolarının yayımlanması esasları benimsenmiştir. G.Kore de krizin etkilerinin hafifletilmesi amacıyla bazı önlemler alınmıştır. Buna göre; hisse senetlerinin yabancılar tarafından satın alınmasında karşılaşılan engeller kaldırılacak, yabancı şahıs ve şirketlerin G.Kore firmalarından hisse senedi alabilmeleri veya diğer şekillerde ortak olabilmeleri kolaylaştırılacaktır. Keza G.Kore de sermaye piyasasına kayıtlı firmalara yabancıların %26 olan azami ortaklık katılım payı, ilk etapta %50 ye çıkarılmıştır. G.Kore, IMF ile reform paketi çerçevesinde, Stand-by düzenlemesi hususunda mutabakata varmıştır. Bunun sonucunda IMF; ABD, AB, Japonya ve Avustralya gibi ülkelerin, Dünya Bankası, Asya Kalkınma Bankası gibi uluslararası finans kuruluşlarının mali desteğiyle G.Kore ye 57 milyar ABD Doları düzeyinde bir kredi taahhüdünde bulunmuştur. Güney Kore, IMF ile yardım anlaşması imzalamış ve IMF nin önerdiği tedbirler paketini kabul etmiştir. IMF ile varılan anlaşma sonrasında, Tayland da olduğu gibi gerek 30 ) 31 Metin TOPRAK, Yükselen Piyasalarda Finansal Kriz, Yeni Türkiye: Ekonomik Kriz Özel Sayısı, Cilt 2, Sayı 42, Kasım-Aralık 2001, s

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4 Prof. Dr. Yıldırım Beyazıt ÖNAL 6. HAFTA 4. GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE ULUSLAR ARASI FON HAREKETLERİ Gelişmekte olan ülkeler, son 25 yılda ekonomik olarak oldukça

Detaylı

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR Bu rapor ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş Gruplara Yönelik Gelir Amaçlı Kamu Borçlanma Araçları

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni 17 Ağustos 2015, Sayı: 23 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya İnci Şengül

Detaylı

Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom ve Denkleştirici

Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom ve Denkleştirici Ödemeler Dengesi Doç. Dr. Dilek Seymen Araş. Gör. Aslı Seda Bilman 1 Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom

Detaylı

109 MİLYAR DOLARLIK YABANCI PORTFÖYÜ VAR

109 MİLYAR DOLARLIK YABANCI PORTFÖYÜ VAR -1- 109 MİLYAR DOLARLIK YABANCI PORTFÖYÜ VAR Yabancıların, 8 Haziran itibariyle Türkiye de 53 milyar 130 milyon dolarlık hisse senedi, 38 milyar 398 milyon dolar devlet iç borçlanma senedi (DİBS) ve 407

Detaylı

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ III Bölüm 1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ 13 1.1.Türkiye Ekonomisine Tarihsel Bakış Açısı ve Nedenleri 14 1.2.Tarım Devriminden Sanayi Devrimine

Detaylı

GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. ALTIN EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2013 YILI 6 AYLIK FAALİYET RAPORU 1-Ekonominin Genel durumu Dünya ekonomisi 2013 ü genel olarak bir toparlanma dönemi olarak geride bıraktı.

Detaylı

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

AB Krizi ve TCMB Para Politikası AB Krizi ve TCMB Para Politikası Erdem Başçı Başkan 28 Haziran 2012 Stratejik Düşünce Enstitüsü, Ankara Sunum Planı I. Küresel Ekonomik Gelişmeler II. Yeni Politika Çerçevesi III. Dengelenme IV. Büyüme

Detaylı

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER 1.KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM 2013 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 2,8 oranında büyüyen ABD ekonomisi üçüncü çeyrekte yüzde 3,6 oranında büyümüştür. ABD de 6 Aralık 2013 te

Detaylı

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18 ÖZET GÖSTERGELER Piyasalar USD/TRY 6.56 Altın (USD) 1,202 Ağustos 18 EUR/TRY 7.65 Petrol (Brent) 77.4 BİST - 100 92,723 Gösterge Faiz 24.5 Büyüme Sanayi Üretimi Enflasyon İşsizlik 7.36% 2.9% 17.9% 9.7%

Detaylı

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ... 1-20 1.1. Temel Makro Ekonomik Göstergelere Göre Türkiye nin Mevcut Durumu ve Dünyadaki Yeri... 1 1.2. Ekonominin Artıları Eksileri; Temel

Detaylı

Ekonomide Değişim. 15. ÇözümOrtaklığı Platformu. 15 Aralık

Ekonomide Değişim. 15. ÇözümOrtaklığı Platformu. 15 Aralık Ekonomide Değişim www.pwc.com.tr 15. ÇözümOrtaklığı Platformu Temel göstergelerde neler değişti? Ortalama Büyüme, % Milli gelir hesaplama yönteminde revizyon Ekonomik Büyüme Oranları % 12.0 10.0 8.0 6.0

Detaylı

Ödemeler Dengesi Doç. Dr. Dilek Seymen Araş. Gör. Aslı Seda Bilman 1 Plan Ödemeler Dengesi, tanım, kapsamı Ana Hesap Grupları Cari Denge, Sermaye Hesabı Dengesi Farklı Ödemeler Dengesi Tanımları Otonom

Detaylı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 25 Mayıs 2016 Ankara

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 25 Mayıs 2016 Ankara İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI 25 Mayıs 2016 Ankara Özet: Makroekonomik Görünüm ve Para Politikası Dış ticaret hadlerindeki olumlu gelişmeler ve tüketici kredilerinin ılımlı seyri cari dengedeki iyileşmeyi

Detaylı

Finansal Krizler ve Türkiye Deneyimi. Nazlı Çalıkoğlu 11103567 Aslı Kazdağlı 10103545

Finansal Krizler ve Türkiye Deneyimi. Nazlı Çalıkoğlu 11103567 Aslı Kazdağlı 10103545 Finansal Krizler ve Türkiye Deneyimi Nazlı Çalıkoğlu 11103567 Aslı Kazdağlı 10103545 Finansal Krizler İkinci Dünya Savaşı ndan sonra başlayıp 1990 sonrasında ivme kazanan ulusal ve uluslararası finansal

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni 14 Aralık 2015, Sayı: 39 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya İnci Şengül

Detaylı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 24 Şubat 2016 Ankara İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI 24 Şubat 2016 Ankara Özet: Makroekonomik Görünüm ve Para Politikası Dış ticaret hadlerindeki olumlu gelişmeler ve tüketici kredilerinin ılımlı seyri cari dengedeki iyileşmeyi

Detaylı

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU Hazırlayan: Sıla Özsümer Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı Türkiye Düzenli Ekonomi Notu ve Raporun İçeriği Hakkında

Detaylı

FİNANSAL RİSKLER & KORUNMA YÖNTEMLERİ

FİNANSAL RİSKLER & KORUNMA YÖNTEMLERİ FİNANSAL RİSKLER & KORUNMA YÖNTEMLERİ Finans Önemli, Öğrenmek Heyecan Verici, Bilmek Değerlidir! DOÇ. DR. KORAY KAYALIDERE SUNUŞ İÇERİĞİ Finansal piyasalardaki riskler, Faiz - döviz kuru etkileşimi ve

Detaylı

2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi 2015 2017 Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisadi ve Mali Analiz Yüksek Lisansı Bütçe Uygulamaları ve Mali Mevzuat Dersi Kıvanç

Detaylı

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar ÖZET GÖSTERGELER Piyasalar USD/TRY 5.50 Altın (USD) 1,225 Ekim 18 EUR/TRY 6.24 Petrol (Brent) 76.2 BİST - 100 90,201 Gösterge Faiz 24.4 Büyüme Sanayi Üretimi Enflasyon İşsizlik 5.21% -11.0% 25.2% 10.8%

Detaylı

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu DÜNYA EKONOMİSİ Teknoloji, nüfus ve fikir hareketlerini içeren itici güce birinci derecede itici güç denir. Global işbirliği ağıgünümüzde küreselleşmişyeni ekonomik yapının belirleyicisidir. ASEAN ekonomik

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 40 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank

Detaylı

TEMEL MAKROEKONOMİK GÖSTERGELER - BÜYÜME

TEMEL MAKROEKONOMİK GÖSTERGELER - BÜYÜME 1 TEMEL MAKROEKONOMİK GÖSTERGELER - BÜYÜME 12.0 Türkiye GSYİH Büyüme Oranları(%) 10.0 9.4 8.4 9.2 8.8 8.0 6.0 4.0 6.8 6.2 5.3 6.9 4.7 4.0 4.0 5.0 2.0 0.7 2.1 0.0-2.0-4.0-6.0-8.0-5.7-4.8 Tahmin(%) 2014

Detaylı

BAKANLAR KURULU SUNUMU

BAKANLAR KURULU SUNUMU BAKANLAR KURULU SUNUMU Murat Çetinkaya Başkan 12 Aralık 2016 Ankara Sunum Planı Küresel Gelişmeler İktisadi Faaliyet Dış Denge Parasal ve Finansal Koşullar Enflasyon 2 Genel Değerlendirme Yılın üçüncü

Detaylı

* EL KAZANDI BİZ ÖVÜNÜYORUZ *BORSA 2012 DE DE YABANCIYA ÇALIŞTI *İstanbul da kazanıp, New York ta, Londra da şampanya patlattılar

* EL KAZANDI BİZ ÖVÜNÜYORUZ *BORSA 2012 DE DE YABANCIYA ÇALIŞTI *İstanbul da kazanıp, New York ta, Londra da şampanya patlattılar Umut Oran Basın Açıklaması 06.01.2013 Yarın Aydın-Söke de pamuk üreticileriyle bir araya gelecek olan CHP Genel Başkan Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Umut Oran ın, yazılı açıklaması şöyle: * EL KAZANDI

Detaylı

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ Hazırlayan: Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik Görünümü IMF düzenli olarak hazırladığı Küresel Ekonomi Görünümü

Detaylı

https://www.garantiemeklilik.com.tr/fon-ile-ilgili-duyurular.aspx internet adreslerinden

https://www.garantiemeklilik.com.tr/fon-ile-ilgili-duyurular.aspx internet adreslerinden GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. ALTERNATİF STANDART EMEKLİLİK YATIRIM FONU 2013 YILI 6 AYLIK FAALİYET RAPORU 1- Ekonominin Genel durumu Dünya ekonomisi 2013 ü genel olarak bir toparlanma dönemi olarak

Detaylı

2001 2013 Döneminde Türk Bankacılık Sektörü

2001 2013 Döneminde Türk Bankacılık Sektörü 2001 2013 Döneminde Türk Bankacılık Sektörü Prof. Dr. Sudi Apak Beykent Üniversitesi İçerik 2 Slayt 1 - Türk Bankalarında kurum riski bulunmaktadır. 140,00% Türk Bankacılık Sektörünün Aktif Büyüklüğü /

Detaylı

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ AYLIK EKONOMİK GÖSTERGELER EKİM 2015 Hazine Müsteşarlığı Matbaası Ankara, 22 Ekim 2015 İÇİNDEKİLER TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELER i I. ÜRETİM I.1.1.

Detaylı

Bankacılık sektörü. 2011 değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri

Bankacılık sektörü. 2011 değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri Bankacılık sektörü 2011 değerlendirmesi ve 2012 yılı beklentileri Şubat 2012 İçerik Bankacılık sektörünü etkileyen gelişmeler ve yansımalar 2012 yılına ilişkin beklentiler Gündemdeki başlıca konular 2

Detaylı

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI EKONOMİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ AYLIK EKONOMİK GÖSTERGELER KASIM 2016 Hazine Müsteşarlığı Matbaası Ankara, 30 Kasım 2016 İÇİNDEKİLER TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELER i I. ÜRETİM I.1.1.

Detaylı

Haftalık Ekonomi ve Dış Ticaret Görünümü

Haftalık Ekonomi ve Dış Ticaret Görünümü EYLÜL TÜRKİYE Geçtiğimiz haftada yurtiçinde Gayri Safi Yurtiçi Hasıla II. Çeyrek verileri ile Temmuz ayı sanayi üretimi ve cari işlemler açığı verileri takip edildi. Tüik verilerine göre gayrisafi yurtiçi

Detaylı

2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI. (40 Test Sorusu)

2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI. (40 Test Sorusu) ZİRAAT BANKASI 2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI (40 Test Sorusu) 1 ) Aşağıdakilerden hangisi bir kredi derecelendirme kuruluşudur? A ) FED B ) IMF C ) World Bank D ) Moody's E ) Bank

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR Bu rapor ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş. Gelir Amaçlı Esnek Emeklilik Yatırım Fonu nun 01.01.2008-31.12.2008 dönemine ilişkin

Detaylı

Rakamlarla 2011'de Türkiye Ekonomisi

Rakamlarla 2011'de Türkiye Ekonomisi On5yirmi5.com Rakamlarla 2011'de Türkiye Ekonomisi Avro bölgesindeki ülkelerde derinleşmekte olan kamu borç krizine rağmen 2011, Türkiye ekonomisinin yüksek büyüme hızı yakaladığı bir yıl oldu. Yayın Tarihi

Detaylı

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18 ÖZET GÖSTERGELER Piyasalar USD/TRY 4,56 Altın (USD) 1.250 Haziran 18 EUR/TRY 5,31 Petrol (Brent) 79,4 BİST - 100 96.520 Gösterge Faiz 19,2 Büyüme Sanayi Üretimi Enflasyon İşsizlik 7,36% 5,1% 15,4% 10,1%

Detaylı

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Aralık 2015 Ankara

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 23 Aralık 2015 Ankara İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI 23 Aralık 2015 Ankara Özet: Makroekonomik Görünüm ve Para Politikası Sıkı para politikası duruşunun ve alınan makroihtiyati önlemlerin etkisiyle yıllık kredi büyüme

Detaylı

OCAK 2019-BÜLTEN 12 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

OCAK 2019-BÜLTEN 12 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ OCAK 2019-BÜLTEN 12 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ 1 Bu Ay 1. Büyümede Duraksama... 2 2. İthalat Düşüyor... 2 3. Sanayi Üretiminde Duraklama... 3 4. İşsizlik Artıyor... 4

Detaylı

KÜRESEL KRİZ SONRASI KÜRESEL FİNANSAL SİSTEM İÇERİSİNDE TÜRK FİNANSAL SİSTEMİ BAKİ ALKAÇAR (BDDK)

KÜRESEL KRİZ SONRASI KÜRESEL FİNANSAL SİSTEM İÇERİSİNDE TÜRK FİNANSAL SİSTEMİ BAKİ ALKAÇAR (BDDK) KÜRESEL KRİZ SONRASI KÜRESEL FİNANSAL SİSTEM İÇERİSİNDE TÜRK FİNANSAL SİSTEMİ BAKİ ALKAÇAR BANKACILIK DÜZENLEME VE DENETLEME KURUMU (BDDK) KÜRESEL KRİZ SONRASI KÜRESEL FİNANSAL SİSTEM İÇİNDE TÜRK FİNANSAL

Detaylı

Ulusal Finans Sempozyumu Dr. İbrahim M. Turhan Başkan Yardımcısı

Ulusal Finans Sempozyumu Dr. İbrahim M. Turhan Başkan Yardımcısı Ulusal Finans Sempozyumu Dr. İbrahim M. Turhan Başkan Yardımcısı 13 Ekim 2011 Malatya KÜRESEL KRİZ ORTAMINA NASIL GELİNDİ? Net Bugünkü Değer Yöntemi Varlık fiyatlarının indirgenmiş nakit akımları (Net

Detaylı

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19 ÖZET GÖSTERGELER Piyasalar USD/TRY 5.63 Altın (USD) 1,295 Mart 19 EUR/TRY 6.32 Petrol (Brent) 68.4 BİST - 100 93,784 Gösterge Faiz 22.8 Büyüme Sanayi Üretimi Enflasyon İşsizlik -2.98% -7.3% 19.7% 13.5%

Detaylı

Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti

Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti Cari işlemler açığında neler oluyor? Bu defa farklı mı, yoksa aynı mı? Sarp Kalkan Ekonomi Politikaları Analisti TEPAV Değerlendirme Notu Şubat 2011 Cari işlemler açığında neler oluyor? Ekonomide gözlemlenen

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 44 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank

Detaylı

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER 1.KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM ABD Merkez Bankası FED, 18 Aralık tarihinde tahvil alım programında azaltıma giderek toplam tahvil alım miktarını 85 milyar dolardan 75 milyar

Detaylı

13.02.2014 CARİ İŞLEMLER DENGESİ

13.02.2014 CARİ İŞLEMLER DENGESİ 13.02.2014 CARİ İŞLEMLER DENGESİ Aralık ayı cari işlemler açığı piyasa beklentisi olan -7,5 Milyar doların üzerinde -8,322 milyar dolar olarak geldi. 2013 yılı cari işlemler açığı bir önceki yıla göre

Detaylı

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu 11 1 13 1 * GSMH (milyar dolar) 1.9..79 1.86 1.3 1.83 1.578 1.61

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 32 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya 1 DenizBank Ekonomi Bülteni

Detaylı

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU 01.01.2015 30.06.2015 DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU 01.01.2015 30.06.2015 DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. PARA PİYASASI LİKİT KAMU EMEKLİLİK YATIRIM FONU 01.01.2015 30.06.2015 DÖNEMİ ALTI AYLIK RAPORU Bu rapor Cigna Finans Emeklilik ve Hayat A.Ş. Para Piyasası Likit Kamu

Detaylı

Dünyada ve Türkiye de Doğrudan yabancı Sermaye Yatırımları

Dünyada ve Türkiye de Doğrudan yabancı Sermaye Yatırımları Dünyada ve Türkiye de Doğrudan yabancı Sermaye Yatırımları Uluslararası sermaye hareketleri temel olarak kalkınma amaçlı, hibe ve kredi şeklindeki resmi sermaye hareketleri ile özel sermaye hareketlerinden

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş PARA PİYASASI LİKİT EMEKLİLİK YATIRIM FONU(KAMU) YILLIK RAPOR Bu rapor ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş Para Piyasası Likit Emeklilik Yatırım Fonu(KAMU) Emeklilik Yatırım Fonu nun

Detaylı

Ekonomik Rapor 2011 I. MAKRO BÜYÜKLÜKLER AÇISINDAN DÜNYA EKONOMİSİNE GENEL BAKIŞ 67. genel kurul Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği / www.tobb.org.

Ekonomik Rapor 2011 I. MAKRO BÜYÜKLÜKLER AÇISINDAN DÜNYA EKONOMİSİNE GENEL BAKIŞ 67. genel kurul Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği / www.tobb.org. Ekonomik Rapor 2011 I. MAKRO BÜYÜKLÜKLER AÇISINDAN DÜNYA EKONOMİSİNE GENEL BAKIŞ 67. genel kurul 5 6 1. MAKRO BÜYÜKLÜKLER AÇISINDAN DÜNYA EKONOMİSİNE GENEL BAKIŞ Küresel ekonomiyi derinden etkileyen 2008

Detaylı

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL 24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL UNCTAD Dünya Yatırım Raporu Türkiye Lansmanı Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü «UNCTAD» ın Uluslararası Doğrudan Yatırımlara ilişkin olarak hazırladığı Dünya Yatırım

Detaylı

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2006

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2006 UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2006 ULUSLARARASI YATIRIMCILAR DERNEĞİ 16.10.200.2006 İSTANBUL DÜNYADA DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLAR (milyar $) 1600 1400 1396 1200 1092 1000 800 693 826 716 710 916 600 400 331

Detaylı

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%) 2016/17 Global İhracat-Büyüme Tahminleri Kaynak : EDC Export Credit Agency - ÜLKE ANALİZLERİ BÜYÜME ORANLARI ÜLKELERİN YILI BÜYÜME ORANLARI (%) Avrupa Bölgesi; 1,5 % Japonya; 0,50 % Kanada ; 1,30 % Amerika;

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 7 Ağustos 2017, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 7 Ağustos 2017, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 32 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank

Detaylı

Türkiye Ekonomisi 2000 li yıllar

Türkiye Ekonomisi 2000 li yıllar Türkiye Ekonomisi 2000 li yıllar Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü TÜRKİYE EKONOMİSİ DERS NOTLARI 1 1999 17 Ağustos 1999 depremi Marmara bölgesinde Üretim,

Detaylı

A Y L I K EKONOMİ BÜLTEN İ

A Y L I K EKONOMİ BÜLTEN İ Ocak 07 Nisan 07 Temmuz 07 Ekim 07 Ocak 08 Nisan 08 Temmuz 08 Ekim 08 Ocak 09 Nisan 09 Temmuz 09 Ekim 09 Ocak 10 Nisan 10 Temmuz 10 Ekim 10 Ocak 11 Nisan 11 Temmuz 11 Ekim 11 Ocak 12 Nisan 12 Temmuz 12

Detaylı

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ 2015. Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ 2015. Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ 2015 Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU Temmuz ayı içerisinde Dünya Bankası Türkiye

Detaylı

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ

A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ M A R M A R A Ü N İ V E R S İ T E S İ İ K T İ S A T F A K Ü L T E S İ A Y L I K EKONOMİ BÜLTENİ DÖVİZ KURLARI YURT DIŞINDAN PORTFÖY YATIRIMLARI VE İÇ BORÇLANMA SENETLERİ ENFLASYON ORANLARI İŞSİZLİK ORANLARI

Detaylı

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER 21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER KÜRESEL EKONOMİYİ ROTASINDAN ÇIKARABİLECEK 10 BÜYÜK TEHLİKE DÜNYA EKONOMİSİ VE ABD EKONOMİSİNDE OLASI MAKRO DENGESİZLİKLER (BÜTÇE VE CARİ İ LEMLER AÇIĞI) (TWIN TOWERS) İSTİKRARSIZ

Detaylı

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği. Dünya da ve Türkiye de Ekonomik Görünüm

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği. Dünya da ve Türkiye de Ekonomik Görünüm Dünya da ve Türkiye de Ekonomik Görünüm M. Rifat Hisarcıklıoğlu Kartepe, 12 Nisan 2014 Dünya 2013 Yeni Küresel Trendler 1. Finans haritası değişiyor 2. Ticaretin kuralları değişiyor 3. Enerji haritası

Detaylı

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR SORULAR 1- Genişletici maliye politikası uygulanması sonucunda faiz oranının yükselmesine bağlı olarak özel yatırım harcamalarının azalması durumuna ne ad verilir? A) Dışlama etkisi B) Para yanılsaması

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 21 Kasım 2016, Sayı: 45. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 21 Kasım 2016, Sayı: 45. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 45 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya Deniz Bayram 1 DenizBank

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR Bu rapor ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş Gruplara Yönelik Gelir Amaçlı Esnek Emeklilik Yatırım Fonu nun 01.01.2008-31.12.2008

Detaylı

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU FAALİYET RAPORU

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU FAALİYET RAPORU ANKARA EMEKLİLİK A.Ş. DENGELİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU FON KURULU FAALİYET RAPORU Bu rapor Ankara Emeklilik A.Ş Dengeli Emeklilik Yatırım Fonu nun 01.01.2004-31.12.2004 dönemine ilişkin gelişmelerin, Fon

Detaylı

Küresel İktisadi Görünüm

Küresel İktisadi Görünüm MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ KÜRESEL İKTİSADİ GÖRÜNÜM TÜRKİYE EKONOMİSİ YAKIN DÖNEM BÜYÜME İŞSİZLİK VE BÜYÜME ENFLASYON YÜKSELİYOR Küresel İktisadi Görünüm 28 krizi sonrası

Detaylı

12.03.2014 CARİ İŞLEMLER DENGESİ

12.03.2014 CARİ İŞLEMLER DENGESİ 12.03.2014 CARİ İŞLEMLER DENGESİ Ocak ayı cari işlemler açığı piyasa beklentisi olan -5,2 Milyar doların altında -4,88 milyar dolar olarak geldi. Ocak ayında dış ticaret açığı geçen yılın aynı ayına göre

Detaylı

EKONOMİK GÖRÜNÜM Bursa Ticaret ve Sanayi Odası

EKONOMİK GÖRÜNÜM Bursa Ticaret ve Sanayi Odası EKONOMİK GÖRÜNÜM Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Erdem Başçı Başkan 6 Ocak 212 Bursa Sunum Planı I. Küresel Gelişmeler II. Para Politikası III. Türkiye Ekonomisinde Son Gelişmeler 2 Sunum Planı I. Küresel

Detaylı

Türkiye Ekonomisinde Dönüşüm

Türkiye Ekonomisinde Dönüşüm T.C. KALKINMA BAKANLIĞI Türkiye Ekonomisinde Dönüşüm Erhan USTA Müsteşar Yardımcısı 29 Şubat 2012 3. İzmir Ulusal Ekonomi Kongresi 1970 li Yıllar : Dünya 1971 yılında Bretton Woods sisteminin çöküşü Gelişmekte

Detaylı

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz.

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz. /finanskilavuz HİSSE FOREX /hissekilavuz /forexkilavuz COIN /coinkilavuz GÜNLÜK BÜLTEN USD / TRY Dün yurt içinde açıklanan ticaret dengesi verilerinde ihracat 2018 Aralık ayında 2017 Aralık ayına göre

Detaylı

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL UNCTAD Dünya Yatırım Raporu Türkiye Lansmanı Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü nün (UNCTAD) Uluslararası Doğrudan Yatırımlar

Detaylı

31/12/2004 tarihli Bilanço (YTL) 31/12/2004 tarihli Gelir Tablosu (YTL) Varlıklar (+) 10,122,098.- Borçlar (-) -20,410.-

31/12/2004 tarihli Bilanço (YTL) 31/12/2004 tarihli Gelir Tablosu (YTL) Varlıklar (+) 10,122,098.- Borçlar (-) -20,410.- 01/01/2004 31/12/2004 DÖNEMİNE İLİŞKİN GARANTİ EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPORU BU RAPOR EMEKLİLİK YATIRIM FONLARININ KAMUYU AYDINLATMA AMACIYLA DÜZENLENEN YÜKÜMLÜLÜKLERİ

Detaylı

-~-~- -----~ \1 j \ ~ J j \ \J r~ J ;..\ ;::: rj J' ıj j \ \1 ;::: J..r.l :_)..r.l J :J. :.J --.1 J.l J..r.l J _.

-~-~- -----~ \1 j \ ~ J j \ \J r~ J ;..\ ;::: rj J' ıj j \ \1 ;::: J..r.l :_)..r.l J :J. :.J --.1 J.l J..r.l J _. -~-~- -----~ li T \1 j \ ~ J j \ \J r~ J ;..\ ;::: rj J' ıj j \ \1 ;::: J..r.l :_)..r.l J :J. :.J --.1 J.l J..r.l J _. TÜRKiYE'DE YABANCI SERMAYE YATIRIMLARI Türkiye'de özellikle 1950 sonrasında çıkarılan

Detaylı

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI 1 DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI Durgunluk Tanımı Toplam arz ile toplam talep arasındaki dengesizlik talep eksikliği şeklinde ortaya çıkmakta, toplam talebin uyardığı üretim düzeyinin o ekonominin üretim

Detaylı

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA Problem 1 (KMS-2001) Kısa dönem toplam arz eğrisinin pozitif eğimli olmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

Detaylı

KÜRESEL KRİZ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ K. ÖNDER ERGÜN MALİYE UZMANI

KÜRESEL KRİZ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ K. ÖNDER ERGÜN MALİYE UZMANI KÜRESEL KRİZ VE TÜRKİYE EKONOMİSİ K. ÖNDER ERGÜN MALİYE UZMANI SUNUM PLANI 1 KÜRESEL KRİZİN GELİŞİMİ 2 KÜRESEL KRİZİN TÜRKİYE YE ETKİLERİ 3 4 TÜRKİYE NİN KONUMU KRİZDE SON DURUM KÜRESEL KRİZ 1929 DÜNYA

Detaylı

Küresel Kriz ve Yükselen Piyasa Ekonomileri

Küresel Kriz ve Yükselen Piyasa Ekonomileri Küresel Kriz ve Yükselen Piyasa Ekonomileri Erdem Başçı Başkan Yardımcısı, TCMB 17 Aralık 2008, İstanbul, EAF 1 Sunuş Planı 1. Küresel Likidite Sorunu 2. Küresel Kriz, Küresel Çözüm Arayışları 3. Yükselen

Detaylı

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ? TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ? Dr. Fatih Macit, Süleyman Şah Üniversitesi Öğretim Üyesi, HASEN Bilim ve Uzmanlar Kurulu Üyesi Giriş Türk Konseyi nin temelleri 3 Ekim 2009 da imzalanan Nahçivan

Detaylı

SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI SN. DOÇ. DR. TURAN EROL UN

SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI SN. DOÇ. DR. TURAN EROL UN BAŞKANI SN. DOÇ. DR. TURAN EROL UN ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ NAZİLLİ İİBF İKTİSAT BÖLÜMÜ VE AVRUPA ARAŞTIRMALAR MERKEZİ TARAFINDAN DÜZENLENEN GÜNCEL EKONOMİK SORUNLAR KONGRESİ NDE YAPACAĞI Açılış Konuşmasının

Detaylı

İÇİNDEKİLER YAZAR HAKKINDA

İÇİNDEKİLER YAZAR HAKKINDA İÇİNDEKİLER YAZAR HAKKINDA... ii ÖNSÖZ... iii 2. BASIM İÇİN ÖNSÖZ... iv İÇİNDEKİLER... v ŞEKİLLER... xi TABLOLAR... xiii KISALTMALAR... xv GİRİŞ... 1 BÖLÜM 1: FİNANSAL SİSTEMİN EKONOMİ İÇERİSİNDEKİ YERİ...

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 28 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya 1 DenizBank Ekonomi Bülteni

Detaylı

1.56% -4.1% 20.3% 11.4% % Kasım 18 Ekim 18 Kasım 18 Aralık 18

1.56% -4.1% 20.3% 11.4% % Kasım 18 Ekim 18 Kasım 18 Aralık 18 ÖZET GÖSTERGELER Piyasalar USD/TRY 5.29 Altın (USD) 1,258 Aralık 18 EUR/TRY 6.05 Petrol (Brent) 51.9 BİST - 100 91,527 Gösterge Faiz 20.9 Büyüme Sanayi Üretimi Enflasyon İşsizlik 1.56% -4.1% 20.3% 11.4%

Detaylı

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması Gazi Erçel Başkan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 1 Nisan 1998 Ankara I. Giriş Ocak ayı başında

Detaylı

Aylık Dış Ticaret Analizi

Aylık Dış Ticaret Analizi EKİM YÖNETİCİ ÖZETİ Bu çalışmada, Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından her ayın ilk günü açıklanan ihracat rakamları temel alınarak Türkiye nin aylık dış ticaret analizi yapılmaktadır. Aşağıdaki analiz,

Detaylı

Original Sin olgusu ve BRIC-T ülkelerinin Dış finansmana Dayalı Kalkınması. Tahsin BAKIRTAŞ

Original Sin olgusu ve BRIC-T ülkelerinin Dış finansmana Dayalı Kalkınması. Tahsin BAKIRTAŞ 5 inci İSTANBUL EKONOMİ ve FİNANS KONFERANSI 26-27 Kasım 215 Original Sin olgusu ve BRIC-T ülkelerinin Dış finansmana Dayalı Kalkınması Tahsin BAKIRTAŞ Original Sin olgusu Bugünün dünya finans düzeninde,

Detaylı

TÜRKİYE EKONOMİSİNİN 2015 YILINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME

TÜRKİYE EKONOMİSİNİN 2015 YILINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME TÜRKİYE EKONOMİSİNİN YILINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME İÇİNDEKİLER: 1) REEL KESİM 1-a) Büyüme 1-b) Sanayi 1-c) İstihdam 2) FİNANSAL KESİM 2-a) Fiyatlar 2-b) Parasal Göstergeler 2-c) Finansal Yatırım Araçları

Detaylı

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş BÜYÜME AMAÇLI HİSSE SENEDİ EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR Bu rapor ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu nun 01.01.2004-31.12.2004

Detaylı

JAPON EKONOMİSİNİN ANA BAŞLIKLAR İTİBARİYLE ANALİZİ

JAPON EKONOMİSİNİN ANA BAŞLIKLAR İTİBARİYLE ANALİZİ JAPON EKONOMİSİNİN ANA BAŞLIKLAR İTİBARİYLE ANALİZİ Bu çalışmada, Japon ekonomisini temel bazı kalemler bazında iredelemek ve Japon ekonomisin gelişim sürecini mümkün olduğunca tarihi ve güncel perspektiften

Detaylı

-2.98% -10.0% 19.7% 13.5% % Ocak 19 Ocak 19 Şubat 19 Şubat 19 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER.

-2.98% -10.0% 19.7% 13.5% % Ocak 19 Ocak 19 Şubat 19 Şubat 19 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. ÖZET GÖSTERGELER Piyasalar USD/TRY 5,32 Altın (USD) 1.319 Şubat 19 EUR/TRY 6,06 Petrol (Brent) 66,0 BİST - 100 104.530 Gösterge Faiz 18,8 Büyüme Sanayi Üretimi Enflasyon İşsizlik -2.98% -10.0% 19.7% 13.5%

Detaylı

FİNANS VE MAKROEKONOMİ. Finansal Sistem ve Ekonomik Büyüme. Finansal Krizler ve Ekonomi

FİNANS VE MAKROEKONOMİ. Finansal Sistem ve Ekonomik Büyüme. Finansal Krizler ve Ekonomi FİNANS VE MAKROEKONOMİ Finansal Sistem ve Ekonomik Büyüme Finansal Krizler ve Ekonomi Finansal Sistem ve Ekonomik Büyüme Finansal Sistemin İşleyişi Doğrudan Finansman : Fon akışı finansal aracı kullanılmadan

Detaylı

TÜRKİYE SERMAYE PİYASASI. 23 Kasım 2011

TÜRKİYE SERMAYE PİYASASI. 23 Kasım 2011 TÜRKİYE SERMAYE PİYASASI 23 Kasım 2011 Almanya Sermaye Piyasası Kurumları Bankacılık Sermaye Piyasaları Sigortacılık BankacılıkDüzenlemeve Denetleme Kurulu (BDDK) Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Hazine Müsteşarlığı

Detaylı

8. Finansal Piyasalar. 8.1 Finansal Koşullar ve Para Politikası

8. Finansal Piyasalar. 8.1 Finansal Koşullar ve Para Politikası 8. Finansal Piyasalar 8.1 Finansal Koşullar ve Para Politikası 016 yılında para politikasındaki en önemli gelişme, 011 yılından beri kullanılmakta olan geniş bantlı faiz koridorunda sadeleşmeye gidilmesi

Detaylı

Ekonomi II. 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL

Ekonomi II. 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL Ekonomi II 13.Bölüm:Makroekonomiye Genel Bir Bakış Doç.Dr.Tufan BAL Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından faydalanılmıştır. 2 13.1.Makroekonomi Nedir?

Detaylı

Küresel Krizden Sonrası Reel ve Mali. Sumru Altuğ Koç Üniversitesi, CEPR ve EAF 14 Mayıs 2010

Küresel Krizden Sonrası Reel ve Mali. Sumru Altuğ Koç Üniversitesi, CEPR ve EAF 14 Mayıs 2010 Küresel Krizden Sonrası Reel ve Mali Piyasaların Geleceği Sumru Altuğ Koç Üniversitesi, CEPR ve EAF 14 Mayıs 2010 IMF Büyüme Tahminleri 12 10 8 6 4 2 0-2 -4-6 -8-10 2006Ç1 2006Ç4 2007Ç3 2008Ç2 2009Ç1 2009Ç4

Detaylı

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomi Bülteni, Sayı: 16 Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı Ekonomik Araştırma ve Strateji Dr. Saruhan Özel Ezgi Gülbaş Orhan Kaya İnci Şengül 1 DenizBank

Detaylı

%7.26 Aralık

%7.26 Aralık ÖZET GÖSTERGELER Piyasalar (Mart 2018) USD/TRY 3.95 Altın (USD) 1,324 EUR/TRY 4.87 Petrol (Brent) 69.0 BİST - 100 114,930 Gösterge Faiz 14.07 Büyüme %7.26 Aralık 2017 Sanayi Üretimi Enflasyon İşsizlik

Detaylı

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME PARA VE BANKA SORULAR

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME PARA VE BANKA SORULAR SORULAR 1- Değişimi yapılan finansal aracın hemen teslim edildiği ve ödemenin hemen yapıldığı piyasalar hangisidir? A) Birincil Piyasa B) İkincil Piyasa C) Organize Piyasa D) Tezgahüstü Piyasa E) Spot

Detaylı

PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ YATIRIM MALĐYETLERĐ AÇIKLIK EKO OMĐK VE POLĐTĐK ĐSTĐKRAR FĐ A SAL ĐSTĐKRAR

PAZAR BÜYÜKLÜĞÜ YATIRIM MALĐYETLERĐ AÇIKLIK EKO OMĐK VE POLĐTĐK ĐSTĐKRAR FĐ A SAL ĐSTĐKRAR FDI doğrudan yabancı yatırım, bir ülke borsasında işlem gören şirketlerin hisselerinin bir diğer ülke veya ülkelerin kuruluşları tarafından satın alınmasını ifade eden portföy yatırımları dışında kalan

Detaylı