EDİTÖRDEN. Aziz YİĞİT Editör

Transkript

1

2 EDİTÖRDEN Üniversitelerin çevreleriyle kurdukları sağlıklı iletişimin her iki tarafın gelişmesi bakımından oldukça önemli sonuçları olacağına inanarak yayımına başladığımız Artvin Kampüs dergimizin üçüncü sayısıyla bir kez daha sizlere merhaba diyebilmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Üniversiteler, kuruluşları gereği doğal olarak sahip oldukları yenilikçi, ilerici ve dinamik yapılarıyla içinde yer aldıkları şehir ve bölgeler bakımından ileriye dönük, itici güçler olarak faaliyetlerini sürdürürler. Yapılan birçok araştırma, yeni kurulan bir üniversitenin, kurulduğu şehir ve bölgede sanayiden ticarete, sosyal yaşamdan alışkanlıklara kadar geniş bir yelpazede yaşanan hızlı değişimlerin öncüsü olduğunu göstermektedir. İlk sayımıza başlarken de belirttiğimiz üzere bu öncü rolün yerine getirilebilmesinin öncelikli şartlarından biri, elinizdeki bu dergi ve benzeri yayınlarla üniversitenin çervresini doğru ve sağlıklı biçimde bilgilendirmesidir. Dergimizin ilk sayısından itibaren sizlerden aldığımız olumlu geri bildirimler, Artvin Çoruh Üniversitesi olarak bu iletişimin kendi payımıza düşen kısmını önemli ölçüde başardığımızı göstermesi bakımından oldukça değerli bir veri sağlıyor. Bize gelen görüşler arasında, her birinin bu dergiyi daha ileriye taşımak adına iyi niyetle yapıldığına gönülden inandığımız olumsuz görüşler ve eleştiriler de elbette yer almakta. Biz, bu görüş ve eleştirilere de olumlu olanlar kadar önem veriyor ve bunları ileriye dönük alacağımız yol boyunca sıralanmış uyarı tabelaları olarak değerlendiriyoruz. Bu vesileyle, bize ilettiğiniz her türlü görüş için sizlere bir kez daha teşekkür ediyoruz. Üniversitenin öğrencilere dönük faaliyetlerinin azaldığı, nispeten sakin geçen yaz aylarının ardından yeni akademik yıl büyük bir coşku ve hızla başladı. Üniversitenin asli unsurlarından olan öğrencilerimiz okullarına dönüp bir yandan derslerine diğer yandan akademik ve sosyal etkinliklerine başlarken, yaz boyunca da durup dinlenmeden çalışan üniversitemiz idaresi, öğrencilerin, akademisyenlerin ve üniversitenin tüm ihtiyaçlarını eksiksiz biçimde karşılayabilmek için çalışmaya devam ediyor. Bu çerçevede, bu sayımızda Akademik Açılış Töreni ve Açılış Dersi haberlerinin yanısıra üniversitemizin fiziki alt yapısını kimi zaman tamamlamaya kimi zaman da halihazırda var olan yapıları iyileştirererk daha ileri taşımaya yönelik çalışmalara ağırlıklı olarak yer verildi. İlk sayfalarda yer alan Artvin Lif Levha Fabrikası na yönelik dosya konusu ise üniversitemiz adına başlı başına bir gurur tablosu niteliğinde. Tarihi olarak pek çok anıyla yüklü fabrika, şehir merkezindeki metruk durumundan kurtarılarak bundan böyle üniversitemize ve asıl olarak Artvin e hizmet edecek hale getiriliyor. Tamamlandığında ülkemizdeki en modern üniversite yerleşkelerinden birinin ortaya çıkmasını sağlayacak proje, fabrika alanının temizlenmesini ve süratle gerçekleştirilecek inşa çalışmalarının ardından buranın Çoruh Üniversitesi Şehir Yerleşkesi olarak hizmete açılmasını kapsıyor. Her biri birbirinden değerli konukların üniversitemizi ziyaret ederek önemli konularda verdikleri konferanslar; üniversitemizin yabancı akademik kurumlarla yürüttüğü uluslararası çalışmalar ve eğitim programlarıyla yabancı üniversitelerde eğitim gören öğrencilerimizin yurt dışı tecrübeleri; öğrenci etkinlikleri ve Teknik Geziler üzerine yapılan değerlendirme bültenimizin bu sayısında yer alan diğer konular. Özenli ve özverili çalışmalarıyla bu dergiyi hazırlayıp sizlere sunan tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyor, onlar ve üniversitem adına hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Aziz YİĞİT Editör

3

4 SUNUŞ Üniversiteler için akademik yetkinlik ne kadar önemliyse bu faaliyetlere zemin oluşturacak mekan, araç-gereç, laboratuvarlar, teknolojik ulaşılabilirlik gibi her türlü fiziki imkan da o kadar önemlidir. Zira bunlardan ilkinin gerçekleşmesindeki başarı ikincisinin yeterli bir seviyeye getirilmiş olmasında yatar. Bu çerçevede, kuruluşundan bu yana henüz çok fazla sürenin geçmediği Artvin Çoruh Üniversitesi, faaliyetlerini sürdürdüğü bu kısa zaman dilimine inatla pek çok başarıya imza attı. Bu başarılar hem akademik alanda hem de idari anlamda üniversitemizin fiziki alt yapısının tamamlanması ya da kurulması aşamalarında yaşandı. Derginin içeriğinde de okuyacağınız üzere üniversitemizde bir yandan akademik etkinlikler tüm hızıyla devam ederken diğer yandan ileriye dönük fiziksel imkanların kurulmasına veya mevcut olanların sadece günün değil geleceğin şartlarına göre yeniden düzenlenmesine devam ediliyor. Binalar inşa ediliyor, derslikler yenilenip teknolojinin son imkanlarıyla donatılıyor, laboratuvarlar kuruluyor, kütüphanelerdeki kaynaklar artırılıyor... Kısacası Artvin Çoruh Üniversitesi geleceğe hazırlanıyor. Bu meyanda, şehir merkezinde, şu an kullanılmayan Lif Levha Fabrikası nın eski alanında inşa edilecek Şehir Yerleşkesi, geleceğe hazırlanan üniversitemizin bu çalışmalarının en önemli üslerinden biri olması bakımından hepimiz için ayrı bir önem arz ediyor. İlerleyen sayfalarda bu konuyla ilgili geniş bir yazı okuyacaksınız. Bizler, yakın bir zaman önce açılışını gerçekleştirdiğimiz Akademik Yılı nda da aynı şevkle üniversitemize hizmet etmeye devam edeceğiz. Başardıklarımızı ve başaramadıklarımızı bir kenara bırakıp yeni şeyler gerçekleştirmek üzere hem yeni akademik yılda hem de kısa bir süre sonra gireceğimiz yeni takvim yılında üniversite mensuplarıyla, paydaşlarımızla, Artvinlilerle, hep birlikte çalışacak, geleceğin üniversitesini burada, Artvin de yaratacağız. Bu vesileyle, Akademik Yıl Açılış Töreni ne katılarak üniversitemizi şereflendiren ve Açılış Dersi ni veren YÖK Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Durmuş GÜNAY a üniversitem adına bir kez daha teşekkür ediyor; yeni dönemin hepimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Prof. Dr. Mehmet DUMAN Artvin Çoruh Üniversitesi Rektörü

5 DOSYA Bir Döneme Damga Vuran Artvin Lif Levha Fabrikası///////////////// 6 KONFERANSLAR Dayanıklılığın Sembolü: Türk Göknarı///////////////////////////////// 12 Verimlilik Yaşam Biçimidir///////////////////////////////////////////// 16 Adım Adım Bologna Süreci///////////////////////////////////////////// 18 ÖĞRENCİ ETKİNLİKLERİ Göz Kamaştıran Artvin///////////////////////////////////////////////// 22 Yemekhanede Şenlikli Gece//////////////////////////////////////////// 23 DIŞ İLİŞKİLER Erasmus la Yurt Dışında Bir Dönem/////////////////////////////////// 24 İNCELEME Çok Okuyup Çok Gezen///////////////////////////////////////////////// 26 EDİTÖR YAYIN BİLGİSİ Aziz YİĞİT SAYI: 3 / Aralık 2010 Baskı Adedi: Baskı Yılı: 2010 AÇÜ Adına Yayın Sahibi Prof. Dr. Mehmet DUMAN KÜNYE

6 İÇİNDEKİLER ÜNİVERSİTEMİZDEN Yeni Bir Eğitim Yılına Merhaba///////////////////////////////////////// 32 Prof. Dr. Durmuş Günay dan Açılış Dersi////////////////////////////// 35 Üniversitemiz Gelişiyor//////////////////////////////////////////////// 38 Mesleki Eğitimin Gözbebeği/////////////////////////////////////////// 42 Eğitim Mesafe Tanımıyor////////////////////////////////////////////// 44 Eğitim Blokları Yükseliyor////////////////////////////////////////////// 45 Spor Kompleksi Tamamlanıyor/ /////////////////////////////////////// Yılı Temmuz, Ağustos ve Eylül Ayları Personel Hareketliliği//// 47 YAYIN EKİBİ YAZI İŞLERİ Prof. Dr. Aydın TÜFEKÇİOĞLU Mihriban AYBASAN Yrd. Doç. Dr. Zehra EMİNAĞAOĞLU İrfan ŞEKER Yrd. Doç. Dr. Fatih DEMİREL Hatice PINARBAŞI Öğr. Gör. Turan AKSAKAL Öğr. Gör. Fatmagül B. DENERİ Ar. Gör. Semra TÜFENKÇİ Okt. Özlem ERDEM

7 Dosya GEÇMİŞTE EKMEK TEKNESİYDİ GELECEKTE GENÇ BEYİNLERE UMUT IŞIĞI OLACAK Bir Döneme Damga Vuran Artvin Lif Levha Fabrikası Bir döneme damga vuran Artvin lif Levha Fabrikası nın şehir içinde kalan geniş arsası, yerleşke inşa edilmek üzere Artvin Çoruh Üniversitesi ne devredildi. Orman ürünlerinin değerlenrdirilmesi amacıyla kurulup 27 yıl boyunca çalışan teknesiydi. Lif Levha Fabrikası bir dönem Artvinlilerin ekmek 1967 yılında Artvin Giresun arasındaki geniş ormanları korumak ve orman ürünlerinden yararlanmak amacıyla kurulan Artvin Lif Levha Fabrikası nın gizemli bir hayat hikayesi var yılında çıkan yangınla birlikte zarar etme sürecine giren ve 1999 yılında faaliyetlerine son veren fabrikadan günümüze sadece ismi miras olarak kaldı. Fabrika alanı, alınan bir kararla Artvin Çoruh Üniversitesi ne devredildiği için Artvin in eski göz ağrısının gizemli sayfalarını karıştırmakta yarar gördük. Bu çalışma sırasında fabrikaya yıllarını vermiş emekli işçi Erol Çağal ın hatıralarından da faydalandık. Kuruluş amacı Orman Genel Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren fabrikanın, farklı iki kuruluş amacı var yılında kurulması kararlaştırılan fabrika, aslında o dönem ismi Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) olan Rusya nın da ilgisini çekmiş. Fabrika, Artvin ve Giresun arasındaki geniş ormanları korumak, bu ormanlardan elde edilen ürünleri değerlendirerek, orman ürünlerini kullanıp işlemek ve milli sermayeye katkı sağlamak amacıyla kurulmuş. Fabrikanın kuruluşu sırasında ve üretime geçtiği ilk yıllarda Rusya nın da büyük katkıları olmuştur. 6

8 Fabrika, bugün şehir merkezinde kalan geniş bir arazi üzerine kurulmuştu. Fabrikanın temeli, dönemin Başbakanı Süleyman Demirel tarafından atıldı. O dönemki mevcut hükümetin amacı fabrikanın kurulduğu alana yani Çoruh Nehri üzerine büyük bir baraj yaptırarak elektrik santrali kurmak ve elde edilen elektriği tüm Türkiye ye dağıtmaktı. Ancak Batum ovalarını sulayan Çoruh Nehri nin sularının barajla birlikte kesilecek olması, SSCB hükümetinin bu proje üzerinde yoğunlaşmasına neden olur. Ankara ile temasa geçen Ruslar, baraj yapılması fikrine alternatif olarak lif-levha fabrikası kurulması projesini o dönemki hükümet yetkililerine sunar. Ayrıca Ruslar fabrika projesine her anlamda destek olacaklarını da taahhüt ederler. O dönemlerde büyük yatırımlar için karşılıksız kaynak temin edilmesine sıcak bakan Ankara, Rusların projesini kabul eder ve 15 Ağustos 1967 yılında dönemin Başbakanı Süleyman Demirel tarafından fabrikanın temeli atılır. Fabrika ilk ürünlerini ise 17 Mayıs 1975 tarihinde verir. 7

9 Dosya Fabrikanın açılışıyla ilgili tarihi belge. Kurucu ekip 1967 yılında inşaatına başlanan fabrikanın kuruluş döneminde Osman Bibinoğlu, Kamil Özlem, Kayan Stat, Ahmet Eryiğit, Şükrü Yılmaz, Mustafa Oflu, Ahmet Gökyiğit, Mehmet Salatacı ve Erol Çağal gibi mühendis ve teknikerler fabrikanın kurucu ekibini oluşturur. Aynı zamanda Polonya ve Rusya dan gelen mühendisler, teknik bilgi ve donanım gibi konularda çalışanlara tecrübelerini aktarırlar. Aynı zamanda fabrika bünyesinden oluşturulan bir ekip teknik bilgiler almak üzere Polonya ya giderler. Fabrikanın fiziksel yapısı Artvin de Çayağzı Mevkisi olarak bilinen bölgeye kurulan ve yapımına 1971 yılında başlanan fabrika binası, 240 metre uzunluğunda ve 40 metre genişliğindeydi ve 69 bin 709 metrekarelik bir alana yayılmaktaydı. Fabrika alanında fabrika binasının (ana bina) yanı sıra 39 daireli lojman, işçi gazinosu (kafeterya), trafo, yakıt ve su tankları gibi üniteler de yer alıyordu yılında inşaatı tamamlanan fabrikaya o yıl 120 işçi alındı. Sonradan yapılan eklemeler ile işçi sayısı 216 ya yükseldi. Çalışma kapasitesi Orman ürünlerini işleyen fabrika, hammaddesinin yüzde 90 ını Artvin Orman Bölge Müdürlüğü nden geri kalan yüzde 10 luk dilimi ise Erzurum ve Kars gibi çevre illerin bölge müdürlüklerinden temin etmekteydi. Üretim sırasında enerjisini fuel oil ve elektrik enerjisinden yararlanan fabrika, yıllık fuel oil tüketimine karşılık, saatte 520 kilowatt lık elektrik enerjisine ihtiyaç duymaktaydı. Fabrikanın yıllık üretim kapasitesi ise 28 bin metreküp civarındaydı. Üretilen lif-levhalar başta İstanbul ve Ankara olmak üzere Türkiye nin çeşitli kentlerindeki bayilere gönderilmekteydi. Fabrikanın bölümleri Fabrika; kazan dairesi, yongalama, laboratuar, defibratör, dökme makineleri, otomasyon, ebatlandırma, elektrik, mamul madde, malzeme ambarları, mamul madde ambarı, atölyeler, ilaçlandırma, itfaiye, pres ve fırınlar gibi birçok teknik ve idari birimden oluşmuştu. Fabrikanın çalışma prensibini ve başından geçen ilginç bazı olayları fabrika işçisi Erol Çağal ın ağzından dinleyelim: Fabrikanın çalışma prensibi Fabrika üretim aşamasında, motor ve üretim makinelerinin güç ihtiyacını elektrik enerjisi ve mazot ile karşılanmaktaydı. Bu yüzden fabrika çevresinde büyük mazot tankları kurulmuştu. Fabrika, çevre orman- 8

10 lardan getirilen hammaddeleri (çürümüş ağaç gövdeler ve kökleri) işlemek ve bunların lif levha haline getirerek geri dönüşümünü yapıp milli ekonomiye katkı yapmak amacıyla faaliyetlerine başlamıştı. Sonradan sadece çürük ağaçlar değil, yeşil ve taze ağaç gövdeleri de fabrikada hammadde olarak kullanılmaya başlandı. Fabrikaya getirilen hammaddenin ilk işlemesi, yongalama bölümü denilen birimde yapılıyordu. Gücünü elektrik enerjisinden alan yonga makinesi, 1 metrelik 6 adet bıçak barındırıyordu ve bu bıçaklar hızla dönerek hammaddeyi istenen ölçülerde işliyordu. Erol Çağal ve ilk üretim. Yongalama bölümünden çıkan işlenmiş madde sonrasında defibratör bölümünde ezilme sürecine girer ardından rafinatör bölümüne sevk edilirdi. Rafinatör bölümüne gelen ezilmiş yonga, lif haline gelerek dökme makineleri havuzuna yollanırdı. Laboratuarda kimyasal içeriği ve kalitesi incelenen lif halindeki yonga, ilaçlandırma bölümüne sevk edilirdi. Lif halindeki yonganın levha şekline dönüştürülmesi için amonyak, alüminyum sülfat, parafin ve oleik asit gibi çeşitli katkı maddeleri karıştırılır ardından döküm bölümüne gönderilirdi. Döküm bölümünde, laboratuardan ilaçlanmış şekilde gelen lif, bir elek üzerinde işlenerek keçesi çıkarılır sonrasında ise büyük rulolar arsından geçirilirdi. Rulo sürecinin ardından 560 cm uzunluğunda, 174 cm eninde ve 0.7 cm kalınlığında bir tabaka haline dönüşen lif kalıbı; baskı, fırınlama ve yeniden boyutlandırma işlemlerine de tabii tutulduktan sonra levhalar halinde fabrikanın vitrinindeki yerini alırdı. Alevler yakıt tanklarına sıçrasaydı Tüm Artvin kül olurdu Orman ürünleri işlenmesinden dolayı fabrikada sık sık yangın çıkardı. Bu yüzden fabrika bünyesinde deneyimli bir itfaiye ekibi kurulmuştu. Bu ekip her yangında olaya ilk müdahale eden gruptu ve olası bir yangının büyümesini önlemek ve söndürmek görevini üstlenmişti. Ancak itfaiye ekibi, bazı ekonomik tedbirlerin uygulamaya konulmasından dolayı dağıtıldı. Sonrasında 1994 yılında fabrikada çıkan bir yangının büyümesi önlenemedi ve Rusya dan alınan kerestelerin neredeyse tamamı ve fabrikadaki ahşap ürünlerin çoğu yandı. Fabrika çalışanları kütüklerden ziyade, alevlerin mazot depolarına ulaşmasını engellemek için uğraştıklarından fabrikadaki ağaç ürünlerinin büyük çoğunluğu kullanılamaz hale geldi. Eğer o yangın yakıt tanklarına ulaşmış olsaydı değil fabrika tüm Artvin alevler arasında kalırdı. Fabrika yangının ardından 2 yıl daha devlet bünyesinde faaliyetlerini yürüttü yılında özelleştirildi, 1998 yılında Artvin Yöresel Kalkınma ve Hizmet Vakfı na devredildi yılında ise hurdaya gönderildi. 9

11 Dosya 250 Liralık çanak taşları, çiçek saksıları olarak kullanıldı Erol Çağal, yangından sonra fabrikadaki birçok değerli malzemenin hurdaya gönderildiğini ve çanak taşlarının belediye tarafından çiçek saksısı olarak kullanıldığını iddia ederek sözlerini şu şekilde tamamladı: 1999 yılında hurdaya giden fabrikanın malzeme ambarlarında 10 yıl yetecek kadar malzeme vardı. Ne yazık ki o malzemeler de hurdaya gönderildi yılında yongalama bıçaklarını bilemek için yaptırdığımız ve maliyeti günümüz parası ile 250 TL yi bulan çanak taşları, çiçek saksısı olarak kent merkezinde yer alan parkta kullanıldı. Sonrasında ise kaldırdılar. Artvin de kurulan belki de en önemli tesis olan Lif-Levha Fabrikası, Artvin e ve halkına çok büyük yararlar sağladı. Aynı zamanda ormanların da bakımı yapılmış oldu. Bugün bile çalışıyor olabilirdi. Fabrikadan sonra civardaki ormanlar bakımsız hale geldi. Fabrika Artvin de bir gelir kapısıydı ve yüzlerce işçiyi istihdam etmişti, kapatılması ile birlikte Artvin göç veren bir il haline geldi. Bu fabrika sayesinde Artvin in birçok özelliği vardı ama artık yok yılında hurdaya bırakılan fabrikanın da içinde bulunduğu arazi, fabrika binasıyla birlikte Artvin Çoruh Üniversitesi ne tahsis edildi. Fabrika alanında binaların yıkım işi ihalesi geçtiğimiz Ağustos ayında gerçekleştirildi. Yıkım çalışmaları ise Ekim ayı içerisinde başladı. Artvin Çoruh Üniversitesi Şehir Yerleşkesi olarak adlandırılan eski fabrika alanında Rektörlük Binası, Artvin Meslek Yüksekokulu, Kongre ve Kültür Merkezi, eğitim blokları, sosyal tesisler gibi farklı birimler içeren herkesin yararlanabileceği eğitim kompleksi kurulacak. Artvinli işadamı A. Nihat GÖKYİĞİT, Şehir Yerleşkesi içerisindeki Kongre ve Kültür Merkezi nin yapımı için 3 Milyon TL nakdi bağışta bulundu yılı ilk çeyreğinde bitirilmesi planlanan Kongre ve Kültür Merkezi nin yine önümüzdeki yıl kullanıma açılması planlanıyor. Şehir Yerleşkesinin hayata geçirilmesi ile birlikte öğrencilerin huzur içinde eğitimöğretim çalışmalarını gerçekleştirebilecekleri bir ortam Artvin e ve Artvin Çoruh Üniversitesi ne kazandırılmış olacak. Duman: Üniversitemiz kentin yeni yüzüdür Rektörümüz Mehmet Duman, üniversite bünyesinde de- Fabrika alanı bundan sonra bilgi bahçesi olacak Geçtiğimiz Ağustos ayında üniversitemize devredilen fabrika arazisi, temizlenmesinin ardından burada inşa edilecek eğitim ve kültür birimleriyle Artvin Çoruh Üniversitesi Şehir Yerleşkesi olarak üniversitemiz öğrencilerine ve Artvin e hizmet edecek. 10

12 vam eden yeni düzenlemelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Duman, Artvin Çoruh Üniversitesi şehrimizin yeni yüzüdür ve Artvin in renklerine yeni bir renk katmıştır. Çalışmaların tamamlanması ile birlikte hem üniversitemiz hem de şehrimiz yeni bir görünüme kavuşacaktır. Artvin Çoruh Üniversitesi öğrencileri artık çok daha rahat ortamlarda ve çok daha geniş imkanlardan yararlanarak öğrenimlerini huzur içerisinde sürdürebileceklerdir dedi. Fabrika alanına kurulacak şehir yerleşkesinin maketi. 11

13 Konferanslar ABD Lİ AKADEMİSYENLERDEN GÖKNAR KONFERANSI Dayanıklılığın Sembolü: Türk Göknarı ABD de dev bir sektör haline gelen Noel ağacı yetiştiriciliği kapsamında tüm dünyadan göknar örnekleri üzerinde çalışmalar yürüten bilim adamları Türk göknarının avantajlarını vurguladılar. Amerika Birleşik Devletleri nde noel ağacı olarak kullanılan göknar üzerine araştırma yapan bir grup Amerikalı bilim adamı, dün Göknar ağacının kullanımı, ömrü ve habitatı hakkında Üniversitemiz Orman Fakültesi akademik personeline ve öğrencilerine yönelik bir konferans verdi. Orman Fakültesi Konferans Salonu nda gerçekleştirilen konferansa Amerikalı araştırmacılar Prof. Dr. John L. Frampton, Prof. Dr. Garry Chastagner, Prof. Dr. Chal Landgren ve araştırmalarını North Caroline State Üniversitesi bünyesinde sürdüren Türk bilim adamı Doç. Dr. Fikret Işık konuşmacı olarak katıldı. Konferansta Artvin Orman Bölge Müdürü Köksal Coşkun, Artvin Çoruh Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aydın Tüfekçioğlu, Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Fehmi Türker in yanı sıra Orman Fakültesi akademik personeli de hazır bulundu. Konferansta konuşmacılar, Türk göknarının dayanıklılık ve hastalıklara karşı direnç göstermesi açısından yılbaşı ağacı olarak kullanılmasının uygunluğuna dikkat çektiler. Konferansta aynı zamanda Anadolu dan götürülen tohumlar sayesinde bilimsel araştırmalarda önemli bulgular elde edildiği vurgulandı. Programın açılış konuşmasını yapan Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Fehmi Türker, 2009 yılının başından bu yana düzenlenen 14. bilimsel etkinliğe imza attıklarını belirtirken, Amerika da Türk Göknarı üzerine yapılan araştırmaların ormancılık alanında teknik ve detaylı bilgiler içerdiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Mustafa Fehmi Türker katılımcılara teşekkür ederek konuşmasını tamamladı. 12

14 Uzun bir süredir dünyanın birçok bölgesinden göknar tohumları topladık. Göknarın yetiştirilmesi sürecini adım adım takip ettik. Amerika da gerçekleştirdiğimiz büyüme ve kalite deneyleri sonrasında Türk göknarlarıyla ilgili önemli bilgiler elde ettik. Türk göknarına olan ilgimiz bu yüzden. dedi. Prof. Dr. Garry Chastagner Noel ağacı için uygun Washington State Üniversitesi nden Prof. Dr. Garry Chastagner, Türk göknarının yılbaşı (noel) ağacı olarak kullanılmasının elverişli olduğunu dile getirdi. Noel ağacı yetiştiriciliğinin Amerika da dev bir sektör haline geldiğine dikkat çeken Profesör Chastenger, Noel ağaçları Amerika Bileşik Devletleri nin 50 eyaletinin tamamında da üretilmektedir. Bu üretim için kullanılan alan bin hektar civarında bir alandır. 2 metre boyunda tipik bir noel ağacını yetiştirmek için 7-8 yıl gibi bir zaman gerekmektedir. Türk göknarı daha dayanıklı Bu araştırmalar sırasında Bolu, Çanakkale ve Artvin civarlarındaki ormanlardan örnek göknar tohumları topladıklarını bildiren Profesör Chastegner, ABD de farklı iklim ve ortamlarında oluşturulan seralarda, Anadolu dan götürdükleri tohumların yetişmesini uzun bir süredir gözlemlediklerini ifade etti. Bu araştırmalar sırasında Türk göknarlarıyla ilgili önemli bulgular elde ettiklerini dile getiren Profesör Chastagner, Doğal ortamlarında yetişen Türk göknarları, 13

15 Konferanslar kök çürümesi hastalığına karşı Amerika da yetişen göknarlara oranla daha dayanıklı. Bu sayede yaprakları yıllarca daha parlak yeşil olarak kalabiliyor. Ayrıca göknarlardaki hastalıklara karşı dayanıklılık oranının batıdan doğuya doğru gidildikçe arttığını gözlemledik dedi. Dayanıklı olmalarına karşın büyüme evreleri uzun North Caroline State Üniversitesi araştırmacılarından Prof. Dr. John L. Frampton ise, Türk göknarı üzerinde üniversiteden bir ekibin 1999 yılından bu yana incelemeler yapmakta olduğunu belirtirken Türk göknarının bazı dezavantajlarının da olduğunu bildirdi. Profesör Frampton un; Çalışmalarımızda Türkiye den kullanılan kaynakların daha pahalı bireyler olduğunu gördük Doç. Dr. Fikret Işık ancak bunların daha erken tomurcuk patladığını da tespit ettik. Bununla birlikte Türk göknarlarının ilk yıllardaki çok yavaş büyüme sürecinde olması, bu türlerin bölgesel uyum kabiliyetleri ve türlerin tohum kaynakları konusunda sınırlı genetik bilgiye sahip olmamız nedeniyle bazı dezavantajlar da bulunmakta. Ayrıca bu türlerde hasat sonrası ibre tutumunun düşük olması, yüksek kaliteli ve kaynağı bilinen tohum elde etmedeki güçlüğümüz ve Katılımcılar, sunumlarını yapan tüm konuşmacıları ilgiyle dinlediler. 14

16 alışık olduğumuz o güzel çam kokusunun bunlarda olmaması da bizim için ayrı bir endişe kaynağı. Doğal ortamlarında daha fazla direnç gösteriyorlar Prof. Dr. Chal Landgren ise, kök çürümesi hastalıklarının yılbaşı ağacı endüstrisinde yılda 5-6 milyon dolar civarında maddi kayba neden olduğunu vurguladı. Amerika Birleşik Devletlerinde dayanıksız köklere sahip noel ağaçlarının birçok hastalıkla karşı karşıya kaldığını dile getiren Profesör Landgren, Türk göknarlarında yeterli dayanaklıkta olduğu için, türlerin içindeki genetik çeşitliliği incelemek istedik yılında Türkiye de Fikret Işık la bir kozalak toplama çalışmamız oldu. Topladığımız kozalakların hangi ağaçtan topladığımızı da çok iyi takip ettik yılının şubat ayında tohumları ektik ve kök çürüklüğü aşıladık. Seralarda her iki haftada bir fidanların hastalığa karşı durumlarını 4 ay boyunca takip ettik. Çalışmalar sonrasında elde ettiğimiz bulgular ilginçti. Türk göknarlarının doğal ortamlarında hem de sera ortamında hastalıklara daha direnç gösterdiğini söyleyebilirim. ifadelerini kullandı. Fikret Işık: Ormanda ağaç ıslahının genomik seçimi Amerikalı bilim adamlarının ardından North Caroline State Üniversitesi genetikistatistikçilerinden Doç. Dr. Fikret Işık Ormanda ağaç ıslahının genomik seçimi hakkında bir konferans verdi. Fikret Işık, ormanlarda yapılacak dölleme çalışmaları ve elde edilecek endüstri orman ürünleri sayesinde daha fazla yeşil alan elde etme konusunda bilimsel adımlar atılacağını vurguladı. Genomik seçim yönteminin, klasik iyileştirme ve sağlıklı ürünler elde etme yöntemlerinden daha avantajlı olacağını dile getiren Işık, Bildiğiniz üzere klasik yöntemlerde ormandan tohum alınır seralara götürülerek serada yetiştirilir ve elde edilen sağlıklı bireyler tekrar ormana dikilirdi. Genomik seçim metodunda ise ormandaki sağlıklı bireylerden tohum alınıp bu tohumlar laboratuar ortamında genleri üzerinde çalışmalar yapılarak seralara ekilir ve ardından tekrar ormana yani kendi doğal alanına monte edilir. Genomik seçim sayesinde elde edilen bireyler daha sağlıklı olmakla birlikte, daha hızlı yetişir. Bu sayede ormancılık alanında 7-8 yıl gibi önemli bir zaman kazandırır ifadelerini kullandı. Konferansta, tohumların gen yapısıyla oynanacak olmasının etik yönü de tartışıldı. Türk Göknarı konulu konferansa ABD den ve üniversitemiz Orman Fakültesi nden çok sayıda akademisyen katıldı. 15

17 Konferanslar MİLLİ PRODÜKTİVİTE MERKEZİ (MPM) KARADENİZ BÖLGE MÜDÜRÜ NDEN İŞ HAYATINDA VERİMLİLİK KONFERANSI Verimlilik Yaşam Biçimidir İş Hayatında ve Organizasyon Yönetiminde Verimlilik ve Başarı konulu konferansları ilgiyle dinlenen MPM Karadeniz Bölge Müdürü Nuray Kansız ve MPM Uzmanı Şebnem Akın, verimliliği, hayatımızın her alanında bizleri başarıya götüren bir yöntem olarak tanımladılar. Verimlilik Gelişimdir Geri adım atmaktansa adım atmadan önce düşünüp doğru adım atmak daha hesaplıdır. Milli Produktivite Merkezi Karadeniz Bölge Müdürü Nuray Kansız verimlilik kavramı hakkında değerlendirmelerde bulunurken, Hatalı bir adımın telafisi zaman kaybettirir oysa adım atmadan evvel düşünmek ve doğru hamleyi yapmak daha hesaplıdır dedi. Milli Produktivite Merkezi (MPM) Karadeniz Bölge Müdürü Nuray Kansız ve MPM Uzmanı Şebnem Akın Acuner tarafından Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi öğrencilerine dönük, İş hayatında ve organizasyon yönetiminde verimlilik ve başarı konulu konferans düzenlendi. Orman Fakültesi akademik personeli ve öğrencilerine yönelik verilen konferansta; verimlilik, kalite ve kazanç olgularından bahsedilirken, iş yaşamında ve organizasyon yönetiminde başarıya ulaştıran yöntemler hakkında değerlendirmeler yapıldı. MPM Karadeniz Bölge Müdürü Nuray Kansız ın konferansını öğrenciler ilgiyle dinledi. Nuray Kansız Verimlilik yaşam biçimidir MPM Karadeniz Bölge Müdürü Nuray Kansız, verimlilik olgusunu en az maliyetle en fazla getiriyi elde etmek olarak değerlendirdi. Verimlilik kavramının üretim ve tüketim kavramları ile birlikte ortaya çıktığına dikkat çeken Kansız, İnsanlar yaşadığı sürece verimlilik vardır ve var olacaktır. Verimlilik çok çalışmak değildir. Doğru yerde bulunmak doğru zamanda harekete geçmek, doğru kişilerle doğru iletişim kurmak ve tüm bu hareketlerin sonuçlarını ölçmektir. dedi. Firma olarak Verimlilik i hayat standardı haline getirmeye çalıştıklarını vurgulayan Kansız, Verimlilik bilincinin geli- 16

18 şimi, toplumun gelişmesi anlamına gelir. Verimlilik bilincinin gelişimi için bir dizi çalışmalarımız oldu. Bunlardan birisi verimlilik dersinin ilköğretimde seçmeli ders olarak okutulması için ilgili bakanlık nezdinde temaslarımızdır. Verimliliği hayat standardı haline getirmeliyiz. Böylece toplum olarak daha az enerji harcayıp daha az kaynak ayırarak daha fazla kazanç elde edilir ve gelişime katkı sağlanır. diye konuştu. Değişime hazır mıyız? Konferansta Nuray Kansız ın ardından söz alan MPM Uzmanı Şebnem Akın Acuner ise iş yaşamında başarıya giden yol ve bu yolda nelerin yapılması gerektiği hakkında açıklamalarda bulundu. Başarının yeniliklere açık olmaktan geçeceğini dile getiren Acuner şu ifadeleri kullandı: Başarıyı getiren unsurların başında değişime açık olmak yer alır. Yenilenmemek, yerinde saymak demek değildir. Geride kalmaktır. Değişime hazır mıyız? Yeniliklere ulaşmanın yolu bilinçsel ve kültürel düzeyde değişime açık olmaktan geçer. Yeni düşünceler, yeni yöntemler üretmeye kendimizi yeterince hazır hissediyorsak zaten değişim kaçınılmaz olacaktır. Yenilik risk almaya yatkın olmayı da gerektirir. Risk olmazsa başarıdan söz etmek mümkün olabilir mi? Yenlik aynı zamanda siyah ve beyazın yanı sıra gri tonları da görebilmeyi gerektirir. Dar bakış açısıyla hareket etmek iş yaşamındaki başarısızlıklara neden olur. İşimiz yangın söndürmek değil, yangın çıkmaması için önlemler almak Kalite kavramının insanda başladığını belirten Acuner, Sürekli kaliteyi yakalamaktan söz ederiz. Peki kaliteyi nasıl yakalayacağız. Öncelikle kalite kavramı insanda başlar. Bir organizasyonda, bir hizmetin kalitesinde diğer faktörlerin ötesinde insan faktörü yer alır. Bir doktor, bir müzisyen, sporcu veya öğretmen kim olursa olsun kaliteli ürün sunmanın en temel yolu insandır. Eğer bir hata varsa hatayı önce kendimizde aramalıyız. Hayatımda karşılaştığım yanlışların sebebi benim diyebilmeliyiz. Bizler kendimizi objektif olarak değerlendirip yaptığımız hatalardan ders çıkardığımız anda gelişim aşaması başlar. Buna paralel olarak da hatalardan ders çıkarmak ve bundan sonra doğru adım atmak bize hem zaman kazandıracak hem de ürün ve hizmette kaliteyi yakalamamızda yardımcı olacaktır. diyerek sözlerini noktaladı. Konuşmaların tamamlanması ile birlikte soru-cevap şeklinde devam eden konferansın sonunda Orman Fakültesi Dekanlığı tarafından katılımcılara çeşitli hediyeler verildi. Konferans öğrencilerin yanı sıra akademisyenlerden de ilgi gördü. 17

19 Konferanslar ÖĞRENCİLERİ GELECEĞE TAŞIYAN EĞİTİM PROGRAMI: Adım Adım Bologna Süreci Rektör Prof. Dr. Mehmet Duman ve Rektör Yardımcısı Aydın Tüfekçioğlu son 10 yılda eğitim alanında Avrupa yı bir adım ileriye taşıyan Bologna Süreci ne ilişkin Artvin Çoruh Üniversitesi nde yürütülen çalışmaları anlattılar. Artvin Çoruh Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Duman ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aydın Tüfekçioğlu. Son yıllarda Avrupa da birçok üniversitede uygulanmaya konulan Bologna Süreci Artvin Çoruh Üniversitesi nde de hayata geçiriliyor. Prof. Dr. Aydın Tüfekçioğlu, sürecin işleyiş basamakları hakkında üniversite akademik personeline Bologna Süreci Konferansı nda bilgiler aktardı. Artvin Çoruh Üniversitesi nde, son yıllarda Avrupa da uygulanmaya konulan ve yüksek öğretim kurumlarında eğitim sistemleri ile ilgili olarak düzenlemeleri içeren Bologna Süreci ile ilgili olarak akademik personele yönelik konferans düzenlendi. Artvin Çoruh Üniversitesi Konferans Salonu nda yapılan ve Artvin Çoruh Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aydın Tüfekçioğlu tarafından verilen konferansta Artvin Çoruh Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Duman da kısa bir değerlendirme yaptı. Konferansta katılımcılara yönelik olarak; eğitim sisteminde yeni yapılanmalara duyulan ihtiyaç, Bologna Sürecinin önemi, sistemin uygulama ve işleyiş süreci hakkında bilgiler aktarıldı. Dinamik kadromuz yeniliklere açıktır Konferansta eğitim sisteminin yeniliklere ve gelişmeye açık bir yapı olduğuna dikkat çeken Artvin Çoruh Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet 18

20 Prof. Dr. Aydın Tüfekçioğlu Duman, Eğitim sistemleri kalıplaşmış düşünce sisteminden uzak, yeniliklere açık olmalıdır. Yüksek öğretimde tekamül süreci geçerlidir. Mükemmelliğe ulaşma söz konusu olmaz, mükemmeli arama ve bu yolda ilerlemeden bahsedilebilir. Avrupa nın yüksek öğretim alanına Türkiye nin adapte olma çalışmaları hızla sürüyor. Eğitim sürecindeki bu çalışmaların uygulanmaya konulması noktasında, yeni bir üniversite olmamız ve genç ve dinamik bir kadroya sahip olmamızdan dolayı biz daha şanslıyız. Gelişmelere açık bir anlayışla tüm akademik personelin üzerlerine düşen görevleri yaparak gelişim sürecini hızlandıracağımızı düşünüyorum. Özetle yeniliklere adaptasyon daha yüksek oluyor. Üniversitemiz bünyesinde bulunan fakültelerimizin bu sürece kısa zamanda adım atacağını düşünüyorum dedi. Bologna Süreci modern eğitim anlayışıdır Artvin Çoruh Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Duman ın ardından söz alan Artvin Çoruh Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aydın Tüfekçioğlu, bu sürecin modern eğitim anlayışına göre hazırlandığını modern uygulamalar içerdiğini bildirdi. Bologna Süreci nin Avrupa da İngiltere, Fransa ve İtalya gibi ülkelerin yanı sıra ülkemizde de bazı üniversitelerde uygulamaya konulduğuna dikkat çeken Aydın Tüfekçioğlu nun süreçle ilgili açıklamaları şu şekilde: Bologna Süreci tanıtım toplantısı sadece öğrencilerden değil akademisyenlerden de büyük ilgi gördü. 19