T.C ERCİYES ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C ERCİYES ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ"

Transkript

1 1 T.C ERCİYES ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ DİOKSİN İN İNSAN SAĞLIĞI ÜZERİNE ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI Hazırlayan Cahide KAYA Danışman Yrd. Doç. Dr. Ayşe EKEN Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı Bitirme Ödevi Mayıs 2013 KAYSERİ

2 2 T.C ERCİYES ÜNİVERSİTESİ ECZACILIK FAKÜLTESİ DİOKSİN İN İNSAN SAĞLIĞI ÜZERİNE ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI Hazırlayan Cahide KAYA Danışman Yrd. Doç. Dr. Ayşe EKEN Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı Bitirme Ödevi Mayıs 2013 KAYSERİ

3 i BİLİMSEL ETİĞE UYGUNLUK Bu çalışmadaki tüm bilgilerin, akademik ve etik kurallara uygun bir şekilde elde edildiğini beyan ederim. Aynı zamanda bu kural ve davranışların gerektirdiği gibi, bu çalışmanın özünde olmayan tüm materyal ve sonuçları tam olarak aktardığımı ve referans gösterdiğimi belirtmek isterim. Cahide KAYA

4 ii Dioksin in İnsan Sağlığı Üzerine Etkilerinin Araştırılması adlı Bitirme Ödevi Erciyes Üniversitesi Lisansüstü Tez Önerisi ve Tez Yazma Yönergesi ne uygun olarak hazırlanmış ve Eczacılık Fakültesi Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalında Bitirme Ödevi olarak kabul edilmiştir. Hazırlayan Cahide KAYA Danışman Yrd.Doç.Dr.Ayşe EKEN F. Toksikoloji Anabilim Dalı Başkanı Yrd.Doç.Dr.Ayşe EKEN ONAY: Bu tezin kabulu Eczacılık Fakültesi Dekanlığı nın.. sayılı kararı ile onaylanmıştır. tarih ve / /2013 Prof.Dr. Müberra KOŞAR Dekan

5 iii TEŞEKKÜR Bu tezi hazırlamamda çok fazla emeği olan danışman hocam Yrd.Doç.Dr.Ayşe EKEN e gösterdiği yardımlardan dolayı çok teşekkür ediyorum.ve üniversite hayatım boyunca beni yalnız bırakmayan her zaman yanımda olan canım aileme çok teşekkür edip, saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Cahide KAYA Kayseri, Mayıs 2013

6 iv DİOKSİNİN İNSAN SAĞLIĞI ÜZERİNE ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI Cahide KAYA Erciyes Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Bitirme Tezi, Mayıs 2013 Danışman: Yrd.Doç.Dr.Ayşe EKEN ÖZET Organik klorlu bileşikler olarak bilinen dioksinler, insan ve hayvan sağlığı açısından son derece önemli toksik çevresel kirleticilerdir. Canlılar dioksinlere besin, su, solunum ve temas yolu ile maruz kalmaktadır. Bu bileşikler hayvansal gıdalar aracılığı ile insanlar tarafından alınmakta ve yağ dokuda birikim özelliği göstermektedir. Dioksinlere uzun süre maruz kalınması sonucu önemli sağlık problemleri meydana gelmektedir. Dioksinli bileşikler, insanlarda kanser başta olmak üzere immun sistem bozuklukları, kloroakne, Wasting sendromu, hormon ve üreme sistemi bozuklukları gibi birçok yan etkiye neden olmaktadır. Toplum sağlığı açısından oluşturabilecekleri riskler göz önüne alınarak dioksinli bileşiklerin oluşum kaynakları, kimyasal yapıları, toksik etki mekanizmaları, kabul edilebilir günlük alım miktarlarının bilinmesi oldukça önemlidir. Sonuç olarak, çevre ve gıda örneklerinde dioksin bileşiklerinin düzeylerinin belirlenmesi, insan sağlığının korunması, çevre kirliliğinin önlenmesi ve alınması gereken önlemler oldukça önemlidir. Bu çalışmada, dioksin bileşiklerinin toksisitesi ve insan sağlığı üzerine önemli sağlık etkileri hakkında temel bilgiler aktarılmıştır. Anahtar kelimeler: Dioksin, tehlike, insan sağlığı, toksik etki, kalıcı organik kirleticiler.

7 v INVESTIGATION OF THE EFFECTS ON HUMAN HEALTH OF DIOXIN Cahide KAYA Erciyes University Pharmacy Faculty Department of Pharmaceutical Toxicology Graduation Project, May 2013 Supervisor: Yrd.Doç.Dr.Ayşe EKEN ABSTRACT Dioxins are known as organochlorine compounds and they are important toxic environmental pollutants for human and animal health. Organisms are exposed to the dioxins via food, water, inhalation and direct contact. Dioxin compounds are taken by people through animal foods and then accumulated in fat tissues. Long-term exposure to dioxins can cause important health problems. Dioxins can cause many side effects including immune system disrupts, chloracne, wasting syndrome, endocrine and reproductive toxicity as well as cancer. Taken into account the risks to the health of the community, it is important to known the formation sources, chemical structures, mechanisms of toxic effects, and the acceptable daily intakes of dioxins. As a result, determination of dioxin levels in environmental and food samples, the protection of human health, prevention of pollution, and precautionary measures are very important. In this study, basic information was given about the toxicity of dioxin compounds and their health effects on human. Keywords: Dioxin, hazard, human health, effect of toxicity, permanent organic pollutant.

8 vi İÇİNDEKİLER DİOKSİNİN İNSAN SAĞLIĞI ÜZERİNE ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI BİLİMSEL ETİĞE UYGUNLUK... i KABUL ONAY... ii TEŞEKKÜR... iii ÖZET... iv ABSTRACT... v İÇİNDEKİLER... vi KISALTMALAR... viii TABLOLAR LİSTESİ... ix ŞEKİLLER LİSTESİ... x 1.GİRİŞ VE AMAÇ GENEL BİLGİLER DİOKSİN NEDİR? DİOKSİN İN KAYNAK VE OLUŞUMLARI DİOKSİN İN ÖZELLİKLERİ Kimyasal Özellikleri Fiziksel Özellikleri DİOKSİN İN TOKSİKOKİNETİĞİ Emilimi ve Dağılımı Metabolizma ve Eliminasyon MARUZİYET VE DİOKSİN TOKSİSİTESİ DİOKSİN ANALİZ METODLARI GIDALARDA DİOKSİN VARLIĞI... 15

9 vii 2.8. DİOKSİNİN İNSAN SAĞLIĞI ÜZERİNE ETKİLERİ SONUÇ ve TARTIŞMA KAYNAKLAR ÖZGEÇMİŞ... 25

10 viii TCDD: 2,3,7,8-tetra-p-dioksin PVC: Polivinil klorür WHO: Dünya Sağlık Örgütü KISALTMALAR PCDD: Poliklorlu dibenzo-p-dioksin PCDF: Poliklorlu dibenzo furan PCB: Poliklorlu bifenil C: Karbon H: Hidrojen O: Oksijen CI: Klor IARC :Uluslararası Kanser Araştırma Ajansı TEQ: Toksik Equvalant Konsantrasyonu TEF: Toksik Equvalant Faktör AhR: Aril Hidrokarbon Reseptör ECEH: Avrupa Çevre Sağlığı Merkezi USEPA: Amerikan Çevre Koruma Ajansı EPA: Çevre Koruma Ajansı LD: Letal Doz GC: Gaz Kromatografisi GC-MS: Gaz Kromatografisi-Kütle Spektrumu HRGC/HRMS: Gaz Kromatografisi ve Yüksek Çözünürlüklü Kütle Spektrofotometresi

11 ix TABLOLAR LİSTESİ Tablo.2.1. Dioksinin çeşitli izomerlerinin sayısı... 7 Tablo.2.2. Dioksin/Furanın çeşitli ortamlarda yarılanma süresi... 8 Tablo.2.3. Dioksinlerin Farklı Canlılarda Yarılanma Ömürleri Tablo.2.4. Bazı gıda maddelerindeki dioksinin maksimum ve minimum değerleri Tablo.2.5. Dioksin birikiminin miktarına göre görülen yüksek doz ve düşük doz etkileri... 19

12 x ŞEKİLLER LİSTESİ Şekil.2.1. İnsanların çevreden dioksine maruz kalma döngüsü... 5 Şekil.2.2. Dioksin kaynakları ve insana bulaşma yolu Şekil.2.3. Dioksin in kimyasal yapısı ve üç boyutlu kimyasal görünümü... 7 Şekil.2.4. Dioksinin bazı gıdalarda bulunma yüzdesi Şekil.2.5. Bazı besin maddelerinde belirlenen dioksin düzeyleri Şekil.2.6. Dioksinin toksik oluşturma mekanizması... 18

13 1 1.GİRİŞ VE AMAÇ Sanayinin hızla gelişmesiyle endüstriyel üretimde de büyük bir artış görülmektedir. Bununla birlikte yaşamımızdaki sayı ve çeşitliliğinde de artış olmaktadır. Endüstriyel üretim prosesleri sonucu açığa çıkan istenmeyen yan ürünler canlıların yaşam alanları içinde yer almaktadır. Bu atıklar canlılar için yaşam kaynağı olan hava, su, toprak ve besin kaynaklarında bulunabilmekte ve özellikle insanların sağlığı üzerinde istenmeyen toksik etkilere sebep olabilmektedirler. Dioksinler, özellikleri ve toksik etkileri birbirleri ile ilişkili olan çok geniş bir kimyasal madde grubudur. Dioksin, iki oksijen köprüsüyle birbirlerine bağlanmış iki klorlu benzen halkası içeren bileşen grubunun genel adı olup, bu grupta poliklorlu dibenzo-p-dioksin (PCDD), poliklorlu dibenzo furanlar (PCDF) ve poliklorlu bifeniller (PCB) lerden oluşan 210 adet klorlu toksin bulunmaktadır. Dioksinler en toksik klorlu organik bileşikler olarak kabul edilmekte olup bunlardan en toksik olanı ise 2,3,7,8- tetrakloro-p-dioksin (TCDD) dir. Dioksinler; Karbon (C), Hidrojen (H), Oksijen (O) ve Klor (Cl) içeren renksiz, kokusuz aromatik bileşiklerdir. Bunlar hidrofobik özelliğe sahip, yıkımları oldukça zor ve doğada kararlı halde bulunabilen çevresel kirleticilerdir. Atmosferde taşınarak oluştuğu kaynaktan çok uzak mesafelere bile ulaşabilmektedirler. Bu bileşikler, lipofilik ve stabil bileşikler olmaları nedeniyle gıdalarda birikerek çevre ve insan sağlığı açısından büyük bir tehlike teşkil etmektedirler. Kullanımı olmayan ve ticari olarak üretilmeyen dioksinler, kimyasal ürünlerin üretiminde, yanma işlemlerinde ve endüstriyel deşarjlarında istenmeyen yan ürün olarak açığa çıkmaktadırlar. Dioksinler, bazı pestisitlerin ve diğer klorlu bileşiklerin üretilmesi sırasında açığa çıkıp çevreye salınmaktadırlar. Endüstriyel yolla oluşan dioksinin en önemli kaynağı polivinil klorür (PVC) dir. Dioksin en fazla PVC içeren ürünlerin geri dönüşümünde atık yakma tesislerinde yakıldığında veya kaza sonucu yandığında ortaya çıkmaktadır. Havaya karışan dioksin doğaya yayılarak kararlı yapıları nedeniyle doğada

14 2 çok uzun süre kalabilmektedir. Dolayısı ile bu bölgelerde yetiştirilen hayvanlara gıda yoluyla geçerek bu hayvanların vücutlarında birikirler. Bu kontamine hayvansal gıdaları tüketen insanlar için büyük tehlike arz etmekte olup toksisite açıdan büyük önem taşır. Dioksinin, Uluslar arası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) tarafından yapılan çalışmalar sonucunda, insanlarda kansere neden olduğu kanıtlanmıştır. Çevreye yayılan dioksin miktarındaki artışa bağlı olarak insan sağlığı açısından neden oldukları kanserin yanı sıra, immun sistem bozuklukları, kloroakne, hormon ve üreme sistemleri üzerinde toksisiteye yol açmakta, doğmamış bebeklerde hasar oluşumuna, sakatlıklara yol açabilmektedir. Dioksinin, insan vücudunda maksimum bulunma miktarı Dünya Sağlık Örgütüne (WHO) göre 2pg toksik equvalant konsantrasyon (TEQ)/kg vücut ağırlığı/gün olarak belirlenmiştir. Yukarda sözü edilen dioksinli bileşiklerin önemli toksik etkileri nedeniyle; dioksinli bileşiklerin insan sağlığı açısından oluşturabilecekleri riskler göz önüne alınarak, bu bileşiklerin oluşum kaynakları, kimyasal ve fiziksel yapıları, üretilmeleri ve oluşum kaynakları, toksik etki mekanizmaları, kabul edilebilir günlük alım miktarları, toksik özelliklerinin bilinmesi gerekir.

15 3 2. GENEL BİLGİLER 2.1. DİOKSİN NEDİR? Dioksin iki oksijen köprüsüyle birbirlerine bağlanmış, iki klorlu benzen halkası taşıyan bileşen grubunun genel ismidir. Bu grupta PCDD'den oluşan 210 adet klorlu toksin bulunmaktadır. Dioksinler, özellikleri ve toksisiteleri birbirleriyle ilişkili olan kimyasal madde grubudur. Bunlar en toksik klorlu organik bileşikler olarak bilinirler (1). TCDD insanlarda tömürü tetikleyici olarak bilinen en toksik organik bileşiktir (2) DİOKSİN İN KAYNAK VE OLUŞUMLARI Çevremizdeki dioksin kaynaklarını şöyle sıralayabiliriz (3); (Şekil 2.1 ve Şekil 2.2) a) Fungusit, insektisid ve bakterisid olarak kullanılan kloro fenoller üretilirken dioksin yan ürün olarak oluşur. Yani ticari klorofenollerde safsızlık olarak mevcuttur. 2, 4, 5- triklorofenoksiasetikasit (2, 4, 5-T) gibi fenoksi herbisitler de üretimleri sırasında oluşan TCDD ve diğer poliklorlanmış dioksinleri içermektedir. b) Kağıt üretim endüstrisi, çevrenin dioksinle bulaşmasında önemli bir kaynaktır. Hammaddenin muhafazası amacıyla kullanılan klorofenoller çevreyi kontamine etmektedir. Deniz aşırı taşınan tomrukların artan tuz miktarına bağlı olarak klor yükü de artmaktadır. Ayrıca odundaki lignin gibi hidrokarbon yapılar dioksin oluşumunda rol almaktadırlar. Meydana gelen dioksinler sıvı atıklarla çevreye taşınmakta ve gıda zincirine girmektedir. Kahve filtresi kağıdında 0.39 ppt, kağıt havlularda ise ppt düzeylerinde dioksin mevcuttur.

16 4 c) Günlük hayatımızda sıklıkla kullandığımız farmasötik preparatlarda (tıp, dişçilik ve kozmetik ürünlerinde) dioksin bileşiklerini ppm düzeyinde (TCDD ve diğer klorlanmış izomerlerde) bulundurmaktadırlar. d) Kimyasal yanma prosesleri sonucunda dioksinler oluşmaktadır. Zira PCDD yakıtta safsızlık olarak bulunabilir, yakılan malzemede mevcut bileşiklerin kondensasyonu ve deklorinasyonu gibi ısı yoluyla başlatılan reaksiyonlar ile PCDD oluşabilir, uygun şartlar altında C, H ve Cl veya diğer metal katalizörlerin varlığında PCDD oluşabilir. Yakıtın molekül yapısı, klor içeriği, sıcaklık, yakma süresi, hava ve yakıt oranı dioksin oluşumunu etkilemektedir C ler arasında yakma işlemi dioksin oluşumunu arttırırken, C lerde 2 saniyelik yakma işleminde oluşan dioksinlerin büyük bir kısmı parçalanmaktadır. Çöp ve odunların yakılması dioksin oluşumuna zemin hazırlamaktadır. e) Yapılan çalışmalar, kurşunlu benzin kullanan otomobillerin ekzos gazlarında, her kilometrede ng TCDD oluştuğunu göstermiştir (dikloroetan gibi halojenlenmiş kimyasallardan dolayı). Kurşunsuz yakıt kullanımında dioksinlere rastlanmamıştır. f) Süt ve süt ürünlerinde kullanılan kağıt ambalajlar ve kartonlar dioksin kontaminasyon kaynağıdır. Bu kontaminasyon cam kaplardan daha fazladır ve zamanla artmaktadır. g) Endüstri bölgelerindeki atıklar ve hava dioksin kaynağıdır (3). h) Dioksin içeren ürünler içerisinde; motor ve madeni yağlar, immersiyon yağları, ısı iletiminde kullanılan akışkanlar ve hidrolik sıvılar, boya, mürekkep, vakslar, pestisitler, plastikler, lastikler, kauçuk, elektrik ekipmanları, silo örtüleri, ahşap koruyucu ajanlar, süt işletmelerinde ekipman bakımında kullanılan gres yağı ve yağ karışımları, süt sağım makinelerinin vakum pompalarında bulunan vakum yağları sayılmaktadır (3). Avrupa Dioksin Envanter Raporuna göre Avrupa daki dioksin kirliliğinin %62`si endüstriyel emisyon kaynaklı iken %38`i ise trafik, kaza sonucu yangınlar vs. gibi endüstriyel olmayan kaynaklıdır (4).

17 5 DOĞAL ORMAN YANGINLARI BAHÇE ATIKLARIN YAKIMI PLANKTON TEHLİKELİ ATIK YAKIM MERKEZLERİ SU BALIK PVC ÜRETİM VE DİSPOSAL DİOKSİN HAVA İNSAN KAĞIT ENDÜSTRİSİ TOPRAK İNEK BİTKİLER PESTİSİTLER OTOMOBİL EKSOZLARI Şekil 2.1. İnsanların çevreden dioksine maruz kalma döngüsü. (5)

18 6 Şekil 2.2. Dioksin kaynakları ve insana bulaşma yolu (6). (Kırık çizgiler daha az öneme sahip yolları göstermektedir) 2.3. DİOKSİN İN ÖZELLİKLERİ Kimyasal Özellikleri Dioksin ve dioksin benzeri kimyasallar; 2 benzen halkasının, 3 farklı şekilde birleşmesi ile oluşurlar (Şekil 2.3). Bu bileşiklerin kimyasal yapılarında yer alan klor atomlarının sayısı 1 ile 8 arasında değişmektedir (7). Dioksinli bileşikler; 75 PCDD, 135 PCDF ve 12 PCB li bileşik olmak üzere toplam 222 farklı kimyasal yapıyı içermektedir (Tablo 2.1). Dioksin bileşikleri, yapılarında C, O, H atomları bulunduran ve yapılarındaki C atomlarının klorlanmasıyla şekillenirler. Sıvı haldeyken renksiz ve kristalize görünümlü kimyasallardır. Bu bileşiklerin toksik etkisi, klor gruplarının molekülde bağlandıkları karbon atomlarına göre değişiklik gösterir. Örneğin 1,2,3,4,6,7,8-HpCDD bileşiğinin Toksik equvalant

19 7 faktör (TEF) değeri 0.01 iken 1,2,3,4,7,8-HxCDD nin TEF değeri 0.1 olup bu bileşik 1,2,3,4,5,7,8-HpCDD bileşiğinden 100 kat daha zehirlidir (8). Şekil 2.3. Dioksin in kimyasal yapısı ve üç boyutlu kimyasal görünümü. Bu bileşikler içinde en zehirli olanı TCDD olup renksiz, kokusuz ve sıvı haldeyken kristalize görünümlü bir bileşiktir. Diğer dioksin bileşiklerinin koku verici olup olmadıkları henüz bilinmemektedir. Yapılarındaki klor grupları nedeniyle yağda iyi çözünen bu bileşikler su ve havada (gaz halinde) çözünmemiş olarak bulunurlar. Ancak akarsu, deniz, okyanus ve göllerde bulunan organik maddeler ile planktonlara bağlanarak çözünmüş hale geçerler ve balıklar ile diğer deniz canlılarının bu plankton ve organik maddeleri alması sonucunda yağ dokuda birikirler (8). Tablo.2.1. Dioksinin çeşitli izomerlerinin sayısı (7). Klor atomu sayısı PCDD izomer sayısı PCDF izomer sayısı Toplam Fiziksel Özellikleri Dioksinler, furanlar ve PCB lerin ortak fiziksel özellikleri, onların çevrede nasıl bulunabileceğini tanımlar. Örneğin; dioksin ve dioksin-benzeri maddeler, suda çok fazla çözünmezler ve düşük buhar basıncına sahiptirler. Böylelikle çok kolay bir şekilde, gaz

20 8 haline geçebilirler. Vücutta ise, idrarla atılmadan önce, vücut yağında çözünürler. Dioksin ve benzeri kimyasalların bu özelliği, onların besin zincirinde birikebileceğini göstermektedir (9). Çevre koşullarına dayanıklı olmaları ve yüksek yağ/su dağılım katsayısına sahip olmaları nedeniyle, maruz kaldıkları canlıda, gittikçe artan derişimlerde birikebilirler. Ayrıca çeşitli ekosistemlerdeki besin zincirine girerek, gelişmiş canlılara doğru, daha yüksek boyutlarda da birikim gösterebilirler (9). Dioksin/Furanın çeşitli ortamlarda yarılanma süresi Tablo 2.2. de gösterilmiştir. Bu bileşiklerin aromatik halkalardaki klor sayısı arttıkça bu bileşiklerin sudaki çözünürlüklüğü ve uçuculuğu azalır, parçacıklara ve yüzeylere daha güçlü şekilde adsorbe olurlar (7). Tablo 2.2. Dioksin/Furanın çeşitli ortamlarda yarılanma süresi (10). Hava Su Toprak Sediment PCDD 2gün-3hafta 2gün-8ay 2ay-6yıl 8ay-6yıl PCDF 1-3hafta 3hafta-8ay 8ay-6yıl 2-6yıl 2.4. DİOKSİN İN TOKSİKOKİNETİĞİ Dioksin ve dioksin-benzeri maddeler, çevrede kalıcı olarak bulunmaktadırlar. Birçok insan, dioksine besinler aracılığı ile maruz kalmaktadır. Besin zinciri ile insan vücuduna giren dioksin, son derece dayanıklı ve uzun bir yarı ömre sahip olması sebebiyle, vücutta birikir. Dioksin kaynağının yakınında bulunan bir çiftlikte üretilen et, süt ve diğer yiyecekleri sürekli tüketme durumunda olan kişilerde, sakıncalı boyutlarda maruziyet riski söz konusu olabilir. Fazla miktarda tatlı su ve deniz balıkları tüketen insanlar da, yüksek miktarda dioksine maruz kalan gruptur (9). Dioksinler insan vücuduna giridklerinde çok zor parçalanırlar. Bu yüzden Dioksinlerin insan vücudunda birikiminin artmasının engellenmesi önemlidir (11).

21 Emilimi ve Dağılımı Dioksinler; sindirim, deri ve solunum yolu ile vücuda alınan ve emilim oranı, bileşiğin türüne, emilim yoluna ve ortama bağlı olarak değişen bileşiklerdir. Bu bileşiklerdeki klor iyonu sayısı ve bağlanma şekli, zehirliliklerinde olduğu gibi emilimlerinde de oldukça etkilidir. Klor iyonları, bileşiğe lateral olarak bağlanırsa, örneğin 2,3,7 ve 8. karbon atomlarına bağlı olduklarında, bileşiğin yağda çözünürlüğü ve dolayısı ile emilim oranı artar. Dioksin zehirlenmelerinde bulaşma %90 oranında ağız yoluyla olmaktadır; fabrika patlamaları, orman yangınları gibi durumlarda her üç yoldan bulaşma gerçekleşebilir. Dioksin bileşikleri yağda iyi çözündüklerinden ortamdaki yağ oranı ile emilim arasında doğru bir orantı vardır. TCDD ağız yolu ile bitkisel yağda çözdürülerek verildiğinde %90 oranında emilirken diyetle karıştırıldığında bu oran %50-60 a kadar düşmektedir. Hayvan türleri arasında sindirim kanalındaki emilim oranları açısından çok büyük farklılıklar yoktur (8). Dioksinler, vücuda alındıktan sonra temel olarak kan, kaslar, karaciğer ve yağ dokuda dağılırlar; ancak, bu bileşikler özellikle karaciğer ve yağ dokuda birikmektedirler. Yapılan bir çalışmada deneysel olarak ratlara, damar içi yolla verilen TCDD nin 24 saat içinde doku dağılımının tamamlandığı ve bu süre sonunda yağ dokuda birikimin en fazla olduğu tespit edilmiştir. Dioksinli bileşikler, karaciğerde aril hidrokarbon reseptörleri (AhR) aracılığında aktive ettikleri hepatik bağlayıcı proteinlere bağlı olarak bulunur ve non-lineer doza bağımlı doku dağılımına sebep olurlar. Karaciğer ve yağ dokuda bulunan depo edilmiş bu bileşiklerin yeniden dağılıma uğrayarak akciğer, dalak, timüs ve vücudun diğer organlarına gittiği bildirilmektedir. Dioksinli bileşiklerin vücutta dağılımları, bileşiğe maruz kalma miktarı ve hayvan türüne göre farklılık gösterir. TCDD nin yağ doku ve karaciğerde türlere göre farklı oranda dağıldığı belirtilmesine rağmen diğer bileşikler için bu durum bildirilmemiştir. Dağılım sırasında serumdaki dioksin konsantrasyonu ile yağ doku ve diğer vücut kısımlarındaki konsantrasyon arasında ters bir ilişkinin olduğu bildirilmektedir (8) Metabolizma ve Eliminasyon Dioksinli bileşikler, karaciğer mikrozomlarında bulunan ve ilaçların metabolizmasında görevli sitokrom P450 enzimleri tarafından polar maddelere oldukça yavaş metabolize edilirler. Bu bileşiklerin metabolizmaları da emilim ve dağılımlarında

22 10 olduğu gibi bileşik ve canlının türüne göre oldukça önemli farklılıklar gösterir. Metabolizma sırasında hidroksil metabolitler ile sülfür taşıyan metabolitler tespit edilmiş ve açığa çıkan metabolitlerin konjuge edilerek idrar veya safrayla atıldığı bildirilmiştir. Yapılan bir çalışmada, TCDD veya metabolitleri ile proteinler veya nükleik asitler arasında kırılması oldukça güç olan ve yüksek enerji gerektiren kovalent bağla bağlanmanın hemen hemen hiç olmadığı tespit edilmiştir. Dioksinlerin temel atılımı dışkı yoluyla olup, idrarla atılan miktar dışkıdakine göre oldukça düşüktür. Klorlanmanın artması ile dışkı ile atılım artarken süt ve yağ dokuda depolanma azalır (8). Örneğin 4 ve 6. karbon atomlarında klor taşımayan PCDF lerin metabolizmaları oldukça fazla iken yağ dokuda depolanması oldukça azdır. Dioksinli bileşiklerin yarı ömürleri bileşik çeşidine ve canlı türüne göre farklılık gösterir. Örneğin TCDD nin yetişkin insanlardaki yarı ömrü, ortalama 2840 gün iken ratlarda 19 gün civarındadır. Ayrıca, obezite ve tip 2 diyabet gibi çeşitli hastalıklar, dioksinin yarılanma ömrünü arttırarak vücutta kalış sürelerini ve zehirliliklerini arttırmaktadır. Genel olarak bu bileşiklerin ratlardaki yarı ömrü 12-24, eşeklerde 73, domuzlarda 94, maymunlarda 365 gün ve insanlarda yıl bulunmuştur. Dioksinlerin bir başka atılım yolu anne sütü ile olmasına rağmen, bu yolla atılım anneden yavruya nakil olduğu için atılım olarak değerlendirilmemektedir. Süt ile atılımda yavrunun dioksine maruz kalma oranının anneden daha yüksek olduğu bir bulguya rastlanamamasına rağmen; yeni doğanlarda anne sütünden kaynaklı zehirlenmelerin olduğu bildirilmektedir. Dioksinli bileşiklerin neden olduğu zehirlenme belirtileri günlük alımdan ziyade bu bileşiklerin kandaki konsantrasyonları ve vücutta birikimleri ile ilgilidir. Bu yüzden bu tür kalıcı kimyasalların yağ dokuda depolanma oranları ve yarı ömürlerinin zehirliliği belirleyici faktörler olabileceği düşünülmektedir (8) MARUZİYET VE DİOKSİN TOKSİSİTESİ Klorlanmış organik bileşiklerin endüstriyel üretiminin ve yanmanın olduğu kimyasal proseslerin bir ürünü olan dioksin, çevrede hemen hemen her yerde bulunmaktadır. Bu durum insan sağlığı için bir risk oluşturmaktadır. Zira atmosferde mevcut dioksin yağmurlarla dünyaya yağmakta ve toprak, göller ve nehirlerde

23 11 birikmektedir. Bunun yanında havadan doğrudan nefes alma yoluyla insanlara da bulaşma olabilmektedir. Böylece dioksinler, bitkilerden yemler vasıtasıyla ya da topraktan doğrudan hayvanlara, nehir ve göllerden balıklara, hayvanlardan et ve süt ürünlerinin alınmasıyla ve bitkisel üretim yoluyla insanlara geçebilmektedir. Dioksinler, yaprağı saran mumsu dış tabaka tarafından absorblanır ve suyla yıkamak suretiyle kolaylıkla giderilemez. Patates, havuç, soğan ve mantar gibi gıdaların toprakta ve sudaki PCDD leri biyolojik olarak depoladığı saptanmıştır. Konu ile ilgili bir çalışmada, havuçlardaki dioksinin % 68 inin yıkamayla, geri kalan kısmının büyük bir çoğunluğunun da kabuk soyma ile uzaklaştırılabildiği belirlenmiştir (3). Dioksin türevlerinin toksisiteleri TCDD ye göre belirlenmekte ve her bir bileşiğe bir TEF verilmektedir. En toksik dioksin olan TCDD nin TEF değeri 1 dir. PCB lerin TEF değeri ise 0.1 civarındadır. Saf TCDD karışımının toksisitesi ise Toplam Dioksin Toksik Eşdeğeri olarak ifade edilmektedir. Dioksin zehirlenmelerinin %90 ının besinler yoluyla olduğu belirtilmektedir. İnsanlar, dioksin ile kontamine olmuş hayvansal ve bitkisel gıdaları tüketmeleri sonucu bu bileşiklere maruz kalmaktadırlar. Bitkisel gıdalarda dioksin miktarının çok az olması nedeniyle bu bileşikler daha çok et, balık, süt ve süt ürünleri gibi hayvansal gıdaların tüketilmesi ile vücuda alınmaktadır. PCDD ve PCDF lerin solunum ve deri yoluyla alımı ise çok az miktarda olmaktadır. Dioksinlerin tolere edilebilir günlük alım miktarı WHO tarafından 1-4 pg TEQ/kg olarak belirlenmiştir (12). Lipofilik özellik gösteren dioksinler insan vücuduna daha çok yağlı gıdalar yolu ile (et, yumurta, tam yağlı süt, tereyağı vb.) kontamine olmaktadır. Yarılanma ömürleri ise 7-8 yıldan 30 yıla kadar değişmektedir (Tablo 2.3) (3). Tablo2.3. Dioksinlerin Farklı Canlılarda Yarılanma Ömürleri.(3) Bulunduğu Canlı Sığır İnsan Fare Yarılanma ömrü 16.5 hafta 7-8 yıl gün Besin, su veya toprak; dioksin, furanlar ve PCB lerin çok farklı şekillerini içerebilirler. Belirtilen maddelerden bazılarının, diğerlerinden daha zehirli olması

24 12 nedeniyle, örnek içinde bulunan tüm dioksin benzeri maddelerin zehirliliğini değerlendirebilmek için uygun bir ölçütün olması gerekmektedir. Örnek üzerinde yapılan testler, bulunan tüm dioksin ve dioksin benzeri maddelerin ortak etkilerinden çok, sadece bir tek dioksin çeşidinden ileri gelen sakıncayı yansıtmaktadır. Seçilen örneğin toplam zehir eşdeğerliliğini tanımlayabilmek için Çevre Koruma Ajansı (EPA), 2 aşamalı bir metot geliştirmiştir: Birinci aşamada; kullanılan bir eşitlikle, bütün dioksin türevlerinin ortak zehirli etkileri, bir birime çevrilmektedir. İkinci aşamada da; aynı örnekteki benzeri zehirli maddelerin ortak zehirli etkileri, toplam zehir eşdeğerliliğini ifade etmek üzere toplanır (9). TEQ = Toksik Ekivalent (Toxic Equivalent) TEF = Toksik Eşdeğerlilik Faktörü (Toxic Equivalency Factor) 1) TEQ = [Dioksin derişimi] x [Zehirlilik faktörü] 2) Toplam TEQ = Örnekteki tüm zehirli TEQ ların toplamı Belirtilen eşitliklerin 1.aşaması için kullanılan formülde, dioksinin en zehirli şekli olan TCDD nin zehir eşdeğerliliği faktörü (TEF) 1 olarak tespit edilmiştir. Zehirli 17 çeşit dioksin veya furan bileşiklerinin her birinin zehirlilik faktörü ise, TCDD ye göre rölatif (göreceli) zehirlilikleri gözönünde bulundurularak saptanmıştır (PCB ler için zehirlilik faktörleri, henüz tespit edilmemiştir) (9). Dioksin bileşiklerinin insanlardaki zehirlilikleri yaş ve vücut yağ oranına göre de büyük farklılık göstermektedir. Örneğin 70 kg ağırlığında, vücut yağ oranı %21 olan bir yetişkinde letal doz 50 (LD50): 6230 µg/kg iken yeni doğanlarda bu rakam yetişkinlerden 10 kat daha düşüktür. Buna ilaveten, yeni doğan ve vücut yağ oranı %13.6 olan bir bebekte LD50; 614 µg/kg iken, vücut yağ oranı %6.7 olan fetusta LD50; 15 µg/kg dır (9). Sonuç olarak, yetişkin insanların akut dioksin zehirlenmelerine karşı oldukça dirençli olmalarına rağmen yeni doğanlar ve anne karnındaki yavruların akut dioksin zehirlenmelerine oldukça duyarlı oldukları bildirilmektedir. Hayvanlarda yapılan akut zehirlilik denemelerinde; dioksinli bileşiklerle zehirlenmelere en duyarlı türün, kobaylar olduğu ve bu hayvanlarda LD50 değerinin 0.6 µg/kg olduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte dioksin zehirlenmelerine en dirençli tür olan hamsterlerde LD50; µg/kg olarak bulunmuştur. Yapılan akut zehirlilik denemelerinde, dioksinin zehirlilik

25 13 derecesinin cinsiyete bağlı olarak da değiştiği belirlenmiştir. Örneğin dioksin zehirlenmelerine en duyarlı ikinci tür olan minklerin dişilerinde LD50; 0.26 µg/kg iken erkeklerinde LD50; 4.2 µg/kg dır.(8) Günlük Alım Miktarları WHO 1990 da yaptığı bir toplantıda TCDD için tolare edilebilir günlük alım miktarı (TDI) 10 pg/kg olarak belirlenmiştir. Ancak daha sonra yapılan birçok çalışmada; bu bileşiklerin uzun süreli alınmalarına bağlı olarak vücutta biriktiği ve belli bir süre sonra zehirli belirtilere yol açtığı belirlenmiştir. Bunun üzerine DSÖ, Mayıs 1998 de İsviçre nin Cenova kentinde yaptığı bir toplantıda dioksinli bileşiklerinin TDI değerini 1-4 pg/kg TEQ olarak yeniden belirlemiştir. Aynı raporda bu miktar gelişmiş ülkelerde 2-6 pg/kg TEQ olarak kabul edilmesine rağmen; gelecekte sebep olunacak sağlık riskleri göz önünde bulundurularak bu oranının 1 pg/kgteq nın altına çekilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Canlıların günlük dioksin alım miktarlarında yiyeceklerin yanı sıra hava ve su gibi rezervuar kaynaklardan alınan miktarlar da göz önünde bulundurularak günlük alım miktarı hesaplanmalıdır. TDI miktarı; vücuttaki birikim oranı, emilim miktarı ve yarı ömür esas alınarak hesaplanır. (8) 2.6. DİOKSİN ANALİZ METODLARI Gıdalardaki dioksinlerin belirlenmesinde basit analitik yöntemler uygulanabilmesine karşın, geleneksel yöntemler kalıntılardaki dioksinlerin ekstraksiyonu ve belirlenmesi için hayli karmaşık bulunmaktadır. Buna neden olan en büyük etken, örneklerin saflaştırılmaları sırasında çok aşamalı katı faz ekstraksiyonlarından sonra bile örnek ekstraktlarının hacimleridir. Bu durum hatalı sonuçlara yol açmakta ve çok pahalı analitik ekipman kullanımını gerektirmektedir.(3) Dioksin analizleri, genel olarak diğer kalıntı analiz tekniklerine benzer olarak yapılmaktadır. Analiz, öncelikle örnekten yağ ekstraksiyonu (6 g ın üzerinde), dioksin internal standartlarının ilavesi, jel permasyon kromotografisi uygulaması (yağların büyük oranda ayrışabilmesi için), katı-gaz kromotografisi ile yıkama, son ekstraktın konsantre edilmesi ve Gaz Kromatografisi(GC) veya Gaz Kromatografisi-Kütle Spekturumu(GC-MS) sistemiyle tayin basamaklarını içermektedir (3).

26 14 Yüksek çözünürlü GC/MS tayin yönteminden biraz bahsedecek olursak; gıda ve yem numunelerinde dioksin ve PCB lerin geleneksel analiz yöntemi, uzun ve komplike bir numune hazırlama sürecini takiben, gaz kromatografi ve yüksek çözünürlüklü kütle spektrofotometri (HRGC/HRMS) ile ölçümünü içerir. Bu analizler doğru ve etkin yapılabilmesi için pahalı cihaz yatırımına ve deneyimli analitik kimyacılara gereksinim vardır. Bir numune partisini analiz etmek için genellikle 1 hafta kadar süre ve detaylı bir veri analizi gerekir. Türkiye de bu analiz sadece Tarım Bakanlığı bünyesindeki Ankara İl Kontrol Laboratuvarında ve TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi nde yapılabilmektedir. Bu konuda ülkemizde tek bilimsel çalışma ise anne sütünde ve yağ dokusunda yapılmış, analizlerde HRGC/HRMS kullanılmıştır. Ancak, analizler ülke dışında, Almanya da gerçekleştirilmiştir. Son birkaç yılda gıda maddeleri ve biyolojik sistemlerdeki dioksinlerin analizlerinde önemli gelişmeler yaşanmıştır. Buna ilaveten dioksin ve dioksin benzeri bileşiklerin toplam miktarının belirlenmesinde geliştirilmiş analitik metotlar da mevcuttur (3). Konu ile ilgili olarak yapılan bir çalışmada, inek sütünden TCDD nin izolasyonu için kullanılan, CNBr-aktive edilmiş Sepharose 4B li çapraz bağlı poliklonal tavuk antikoru ile immünoafinite kolonu dizayn edilmiştir. Süt örneği doğrudan veya % 0.05 lik Triton-X-100 ile 1:50 oranında dilüe edilerek kolondan geçirilmiş ve TCDD nin bağlanması sağlanmıştır. Sıvı-sıvı ekstraksiyonu kullanılarak önimmünoafinite kolonu temizlenmiş, katı faz ekstraksiyonu ile kolonda TCDD nin mükemmel bir şekilde tutulması sağlanmıştır. Kolondan TCDD nin ayrılması Triton- X-100 konsantrasyonun % 0.5 e çıkarılmasıyla sağlanmıştır.(3) Gıda maddelerindeki kalıntıların belirlenmesi için daha hızlı ve ucuz yöntemlerin geliştirilmesi gerekliliği dioksinler için de geçerlidir. Bununla ilgili olarak yapılan bir çalışmada, yeni geliştirilmiş CALUX (Kimyasal-Aktive edilmiş Lusiferaz gen ekspresyonu) yönteminin inek sütündeki dioksinlerin düşük seviyelerinin belirlenmesine uygunluğu test edilmiştir. Memelilerdeki hücre bazlı testler yöntemin 2, TCDD için oldukça duyarlı olduğunu göstermiştir. Yöntemde öncelikle santrifüj ile süt yağı izole edilmiş, ardından n-pentan ile yağın uzaklaştırılması denenmiş, % 33 H 2 SO 4 silika kolonunda yağ uzaklaştırılmış, son olarak CALUX-bioassay ile Ah reseptörüne karşı aktivite belirlenmiştir. Yine bu çalışmada kullanılan CALUX yöntemi başka çalışmalarda da kullanılmıştır.

27 15 Dioksinlerin analizinde CALUX yönteminin yanı sıra, etoksi rezorufin O-dietilaz (EROD) yöntemi ve ELISA tekniklerinin kullanıldığı da bildirilmektedir (3). BioDetection System-DR CALUX yöntemi reseptör hücre bazlı enstrümantal bir teknik kullanılan sistemdir. Dioksin ve dioksin benzeri bileşikleri ayırıp ayrı ayrı ölçmek yerine, bileşenlerin toksik etkilerine dayalı bir yöntem kullanılmaktadır. Bu tür hücre bazlı tarama analizlerinin kullanılması AB Komisyonu Direktifleri EC/188 3/2006 ve EC/152/2009 da zorunlu hale getirilmiştir (13). Analizde toksik özelliğe sahip dioksinlere spesifik reseptör hücreler kullanılmaktadır. Bu yöntemde bileşenlerin ayrımına ihtiyaç duyulmaksızın, TEQ değerleri floresans sinyalleri ölçülerek belirlenebilmektedir. Bu analizle, numunedeki dioksin konsantrasyonu zahmetli numune hazırlığı ve sofistike ekipmanlara ihtiyaç duyulmaksızın analiz edilebilmektedir. Bu sistem klasik HSGC/HRMS sistemine göre cok daha ucuza ve hızlı bir şekilde AB limitlerinde ölçüm imkanı sağlayarak cazip bir tarama metodu sunmaktadır.(13) 2.7. GIDALARDA DİOKSİN VARLIĞI Dioksinler suda az çözünmeleri ve lipofilik olmaları nedeniyle gıdalarda birikebilir ve çok uzun bir süre kararlı durumda bulunabilirler. Bitkisel gıdalarda oldukça az düzeyde bulunan dioksinler daha çok et ve ürünleri ile deniz ürünleri gibi hayvansal gıdalarda bulunurlar. Dioksinin bazı gıda maddelerinde bulunma yüzdeleri Şekil 2.4 de gösterilmiştir. Gıdalarda, hayvanlarda, toprakta ve suda bulunabilen dioksinin çok az miktarının bile insan sağlığını olumsuz yönde etkilediği belirtilmektedir (12). Dioksinler, hava yoluyla taşınarak su, toprak ve bitkilerde katı ya da gaz halinde bulunurlar; özellikle hayvanlar dokularda ve toprakta daha fazla birikirler. Bu da hayvanları kontamine olmuş bitkileri tüketmesi halinde olur (14). Suyla bulaşan dioksinin en büyük kaynağı, suyun bu maddeyi düzenli olarak depolamasıdır ve toplam emisyonun %75'ini oluşturur. Ayrıca atık suların deşarjı ve erozyon ile de suya dioksin karışımı gerçekleşmektedir. USEPA içme suyunda günlük tolere edilebilir maksimum TCDD mikranı 10 pg TEQ olarak belirlemiştir (12). Dioksin çoğunlukla et, süt ve balık ürünlerinin tüketimiyle insan vücuduna alınmaktadır. Günde 30 g süt ürünüyle tüketilmesiyle yaklaşık 6 pg düzeyinde

28 16 TCDD'nin vücuda alımı söz konusudur. Balıklar TCDD'yi memelilere göre daha yavaş metabolize ederler bu nedenle deniz ürünlerinde daha fazla dioksin birikimi olur. Tavuk, sığır ve domuz ürünlerinde yapılan çalışmalar, tavuklara ait örneklerin diğer türlere göre daha yüksek oranda dioksin içerdiği ve bunu domuz ve sığır örneklerinin izlediğini göstermiştir. Şekil 2.5. te bazı besin maddelerinde belirlenen dioksin düzeyleri gösterilmiştir (15). Emzirilen çocuklarda da yine anne sütü vasıtasıyla dioksine maruz kalabilmektedir.(16). Almanya da yapılan bir araştırmaya göre anne sütünde bulunan PCDD miktarı, inek sütünden çok daha fazla oranda olduğu görülmüştür.(17) 2006 yılında Avrupa Birliği üye ülkelerde yapılan bir çalışma sonucunda bazı gıda gruplarındaki dioksin miktarının minimum ve maksimum değerleri belirlenmiştir (Tablo 2.4.) (14). Tablo 2.4. Bazı gıda maddelerindeki dioksinin maksimum ve minimum değerleri. Süt Süt Ürünleri Et ve et ürünleri Kümes hayvanları Balık Yumurta Yağ Ekmek -Tahıl Meyve -Sebze Mim Mak endüstiyel yağlar et ürünleri sebze ürünleri yumurta balık günlük ürünler Şekil.2.4. Dioksinin bazı gıdalarda bulunma yüzdesi

29 17 0,6 0,5 0,4 0,3 0,2 0,1 Bazı besin maddelerinde belirlenen dioksin düzeyleri 0 Şekil.2.5. Bazı besin maddelerinde belirlenen dioksin düzeyleri 2.8. DİOKSİNİN İNSAN SAĞLIĞI ÜZERİNE ETKİLERİ Çevrenin zararlı kimyevi maddelerce zenginleşmesi biyosferdeki prosesler üzerinde birçok olumsuz etkiler meydana getirmektedir. Bu zararlı kimyevi maddelerin en önemlilerinden biri antropojen dioksinlerdir (18). Daha önce de söylendiği gibi dioksinler, insan ve hayvanların yağ dokularında depolanmakta, laktasyon, stres ve açlık sonucunda kana geçerek zehirli etkilerini uzun süre devam ettirebilmektedirler. En toksik dioksin olarak bilinen TCDD hücre stoplazmasında reseptör proteinlere bağlanarak kompleks oluşturmakta ve sonuç olarak oluşan bu kompleks çekirdekte DNA'ya bağlanarak protein sentezinin durmasına sebep olmaktadır (14). Ayrıca dioksinlerin DNA mutasyonuna sebep olan AhR reseptörlerini aktive ederek insanlarda kanser gibi birçok olumsuz etkilere neden olduğu belirtilmektedir (8). Çevredeki örneklerde PCDD/PCDF lerin düzeyi 1940 lı yıllarda belirgin bir artış göstermiş ve bu artış 1970 li yıllarda pik düzeye ulaşmıştır. Daha sonra ılımlı bir şekilde azalma göstermiştir. Bu gelişmeler modern klor kimyasının işleme sokulması ile paralellik göstermektedir. TCDD nin zehirliliği 1950 den beri bilinmektedir. Japonya da varlığı ilk olarak 1979 yılında belediyenin yakma fırınlarındaki küllerde tesbit edilmiştir. TCDD nin sağlık ve ekolojik zararları 1970 li yıllarda ABD de inceleme altına alınmıştır (6).

30 18 Dioksinin insanda meydana getirdiği değişimleri aşama aşama incelersek aşağıdaki olaylar döngüsü karşımıza çıkar.(şekil 2.6.) Dioksin benzeri bileşik (örneğin TCDD) maruziyeti Dokularda serbest dioksin Dioksinin dokularda AhR ye bağlanması AhR-Dioksin kompleksinin DNA ya bağlanması Gen regülasyonu mrna regülasyonu Protein sentesi Biyokimyasal değişiklikler Erken hücresel cevaplar (örneğin hücre büyümesi stimulasyonu) Geç doku cevabı (örneğin kanser) Şekil 2.6. Dioksinin toksik oluşturma mekanizması.(7) Dioksin ve benzeri bileşiklere maruz kalınması sonucu oluşan yan etkilerin başında; kanser (özellikle sindirim, karaciğer ve gögüs kanserleri) gelişme bozuklukları, wasting sendromu, lenfoid ve gonadal atrofi, kloroakne, hepatotoksisite, damak yarığı, kusurlu böbrek oluşumu gibi doğuma ait bozukluklar ile immunotoksisite, nörotoksisite ve kardiyotoksisite, mide bulantısı, solunum güçlüğü, üreme bozuklukları, doğuştan gelen özürlülük, çocuklarda gelişim bozukluğu, yüksek tansiyon ve astımın geldiği belirtilmiştir (14,17,19).

31 19 Yapılan bazı araştırmalarda, dioksinin kanser yapıcı etkisinin doğrudan DNA da mutasyon yapmasından değil de lipit peroksidasyona neden olmasıyla oluştuğu ve bu nedenle anılan bileşiklerin kanserin başlangıç periyodunda fazla etkili olmadığı, fakat gelişme periyodunda önemli bir etkiye sahip olduğu bildirilmiştir.japonya'da yapılan bir araştırmaya göre dioksine maruz kalmış bebeklerde zeka geriliği ve 8 yaşındaki çocuklarda da kavrama yeteneklerinde gerileme olduğu ortaya çıkmıştır (12). Dioksinin yağ dokularında biriktiği daha önce söylemiştik. Bu nedenle, bir kişinin uzun yıllar maruz kaldığı miktar anne sütünde ölçüm yapılarak ortaya çıkarabilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) çeşitli endüstrileşmiş ülkelerde anne sütünde birçok çalışmalar yaparak ülkeler arasındaki farkları ortaya koymuştur yılında Türkiye de de benzer bir çalışma yapılmıştır. Çalışmada 5 farklı ilden toplanan anne sütündeki PCDD/F ve PCB miktarları ölçülmüştür. Elde edilen sonuçlara göre, diğer endüstrileşmiş ülkelerle karşılaştırıldığı zaman kayda değer farklılıklar görülmemiştir. Ancak balık tüketiminin yüksek olduğu bölgelerdeki seviyeler çok daha yüksek çıkmıştır. Laboratuvar hayvanları ile yapılan çalışmalarda TCDD'nin toksisitesi cinsiyete göre de farklılık gösterdiği görülmüştür. Çalışmaya göre TCDD'nin gösterdiği toksik etki erkek farelerde daha az olmuştur (12). Dioksinin etkilerini yüksek doz etkileri ve düşük doz etkileri diye iki kısımda incelemek mümkündür (Tablo 2.4.) (5). Tablo.2.5. Dioksin birikimim miktarına göre görülen yüksek doz ve düşük doz etkileri. Yüksek doz etkileri Klorakne Karaciğer hasarı İmmunosupresyon Davranış değişikliği Üreme problemleri Doğum defektleri Deney hayvanlarında kanser Düşük doz etkileri Gelişimsel problemler (motor hareketler/hafıza) İmmunosupresyon Endokrin sistem bozulmaları Azalmış erkek/kadın doğum oranı Azalmış testosteron ve tiroid düzeyleri

32 20 3. SONUÇ ve TARTIŞMA Çevreye yayılan dioksin ve benzeri bileşiklerin oluşumlarında son zamanlarda büyük bir artış olmaktadır. Bu bileşiklerin insan sağlığı için bir tehdit oluşturduğu düşüncesi son yıllarda artmaktadır ve insanlar bu konuda daha da bilinçli hale getirilmektedir. Dioksinin insan sağlığına etkilerinin ortaya çıkması ve ciddi yan etkilerinin görülmesi sonucu gıdalarda dioksin birikiminin engellenmesi veya uzaklaştırılması amacıyla birçok araştırma yapılmıştır. Bu amaçla yapılan bir çalışmada dioksine maruz kalan fareler 10 gün boyunca astım ilacı olarak bilinen clenbuterol katkılı gıdalarla beslendiğinde yağ dokusunda bulunan toplam dioksin miktarında %30 oranında bir azalma tespit edilmiştir. Yapılan diğer bir çalışmada ise %10 seviyesinde diyetsel lif katkılı gıdalarla beslenen fare ve sıçanlarda, dioksinin vücuttan atılım oranının daha yüksek olduğu tespit edilmiştir (12). Yine bir başka araştırma sonucuna göre, kızartılmış balıklarda TCDD konsantrasyonunun yüksek oranda azaldığı sonucuna varılmıştır. Aynı şekilde hamburger, yayın balığı ve domuz pastırmasının ızgara ve tavada pişirildiğinde dioksin miktarın önemli oranda azalma olduğu bulunmuş ve hamburgerdeki dioksin miktarının %30-50'ye kadar düştüğü görülmüştür. Dioksin oranındaki bu düşüşün, pişme sırasında yağın ortalama %42-48 oranındaki kaybıyla ilişkili olduğu bildirilmektedir (20). Dioksin miktarını azaltmak amacıyla yapılan başka bir çalışmada ise balıkların derisi soyulduğunda TCDD miktarının azaldığı görülmüştür. Hamel ve ark. (1986) ise Phanerochaete chrysooporium adlı küf mantarının klorlu fenoller ve dibenzo-p-dioksin gibi aromatik bileşikleri oksitleyerek parçaladıkları belirtilmiştir (12). Arıkan ve arkadaşları (2009) laboratuar hayvanları ile yaptıkları bir çalışmada, TCDD nin toksisitesi cinsiyete göre de farklılık gösterdiği bulunmuş ve çalışma sonucuna göre TCDD nin gösterdiği toksik etki, erkek farelerde daha az olduğu görülmüştür (12).

33 21 Aslan ve arkadaşları (2007) yaptıkları çalışmada, Kocaeli nin çeşitli bölgelerinde yerel olarak üretilen yumurtalarla marketlerden elde edilen ticari yumurtalarda PCDD/F seviyeleri belirlenmiş ve elde edilen değerler dünyanın çeşitli ülkelerinde belirlenen sınır değerlere karşılaştırılmıştır. Çalışma sonrası elde edilen verilere göre yumurta örneklerinde PCDD/F içeriği 0,268-9D,791 pg WHO TEQ/gr yağ değişmekle birlikte en yüksek PCDD/F içeriği Dilovası en düşük ise Kandıra da elde edilmiştir (21). Çiftçi (2010) yapılan bir çalışmada TCDD nin erkek ratlarda sperm kalitesinde önemli derecede bozulmaya neden olduğu sonucuna varılmıştır (8). Çiftçi (2008) yaptığı bir çalışmasında, Elazığ ın farklı bölgelerinden el yapımı 20 adet yoğurt numunesi toplandı. Bu örneklerde, dioksin türevlerinden TCDD, PeCDD, HxCDD, OCDD; furan türevlerinden TCDF, PeCDF, HXCDF ve poliklorlu bifenillerden TCB ile HpCB bileşiklerinin düzeyleri araştırıldı. Bu bileşiklerin miktar tayini GC-MS cihazı kullanılarak, USEPA nın belirlediği 8290 no lu metoda göre yapıldı. Analizi yapılan yoğurt numunelerindeki dioksin ve benzeri bileşiklerin Toksik Eşdeğer Konsantrasyonu ortalama, 0,0151 ng TEQ/g yağ olarak tespit edildi. Bu değer kullanılarak yapılan hesaplama sonucunda; ülkemizde yaşayan, 70kg ağırlığında bir insanın, analizi yapılan yoğurtlardan günlük olarak 150 gr tüketmesi durumunda kilogram başına aldığı toplam dioksin düzeyinin 1,39 pg TEQ/ kg olduğu hesaplandı. Sonuç olarak; tespit edilen dioksin ve benzeri bileşik düzeylerinin WHO tarafından 1-4 pg TEQ/kg olarak belirlenen Tolere edilebilir günlük alım düzeyi sınırları içinde olduğu, ancak diğer gıdalardan alınabilecek dioksin miktarları hesaba katıldığında bu oranın yoğurt kaynaklı alımlar için yüksek olduğu tespit edilmiştir (22). Vural (1995) yaptığı bir çalışmada, Baltık Denizi ve Atlantik Okyanusu nun Kuzey kıyılarında 5 farklı bölgeden topladıkları ringa örneklerinde ve aynı bölgeden alınan iki farklı som balığında dioksin ve furan kirliliklerini araştırmışlardır. Elde edilen verilere göre gerek ringa gerekse som balığı örneklerinde PCDF olduğu, ringa balığında dioksin izomerlerinin çoğunun belirlenebilir düzeyin altında bulunduğu görülmüştür (15). Çiftçi (2008) tarafından yapılan bir çalışmada, Kocaeli bölgesinde hava ve toprakta dioksin ve benzeri bileşik düzeyleri araştırılmış. Elde edilen verilere göre bu düzeylerin normal düzeylere göre oldukça yüksek olduğu tespit edilmiştir. İnsanlar ve hayvanlar, başlıca günlük besinler aracılığıyla dioksine maruz kalmaktadır. Koyun, inek ve tavuk gibi besin değeri olan hayvanlar yemlerle birlikte

34 22 dioksini alırlar ve dioksinler hayvanların yağ dokusunda birikir. Aynı şekilde dioksinlerle bulaşmış sularda yaşayan balıklarda dioksini almaktadırlar. Bu durumdaki hayvanları tüketen insanlarda dioksin birikimi toksik düzeylere ulaşabilmektedir. Uzun süre dioksin ve benzeri kimyasallara maruz kalınması sonucu, canlılarda önemli sağlık problemleri görülmektedir. Bu yüzden, çevre ve gıda örneklerinde bu kimyasalların varlıklarının ve düzeylerinin tespit edilmesi, canlıların sağlığının korunması ve çevre kirliliğinin önlenmesi için çok önemlidir (12). Son yıllarda bu yönde somut adımlar atılmaya başlanmış ve sağlık konularında uluslar arası kuruluşlarca gerekli yasal düzenlemeler getirilmiştir. WHO, dioksin ve benzeri bileşiklerin tolere edilebilir günlük miktarını 1-4 pg TEQ/kg olarak belirlemiştir. Ayrıca Türkiye de de Çevre Bakanlığı arıtma ve yakma tesislerine dioksin ve furan tutucu ünitelerin eklenmesi için lisans vermektedir (23). Buna rağmen teknolojinin ve sanayinin geliştiği dünyada her geçen gün dioksin ve benzeri bileşiklere daha çok maruz kalınmakta ve birçok sağlık sorunları görülmektedir.

35 23 KAYNAKLAR 1. Kılıç B, Aşkın O, Gıdalarda Dioksin Varlığı Ve Sağlık Üzerine Etkileri, Türkiye 9. Gıda Kongresi, 24-26, Mayıs, Bolu 2. Stohs SJ, Scholl Of Pharmacy And Allied Health, Creighton University Health Sciences Center, Omaha. 3. Gürsoy O, Poliklorlanmış Dibenzodioksin (PCDDs) Ve Furan (PCDFs) Bileşikleri Ve Bunların Süt Ve Süt Ürünlerindeki Önemi, Mühendislik Bilimleri Dergisi, 2001, Cilt:7, Sayı:2, Taşpınar F. Ve ark, Dioksin Sağlık Riski Değerlendirmesi Üzerine Bir Çalışma, Mühendislik ve Fen Bilimleri Dergisi, 2006, 5. Çok İ, Dioksinler Nedir?, Eczacılık Fakültesi Toksikoloji Dalı, Ankara 6. Yavuz H. Özdemir M. İnsan Ve Hayvan Sağlığı Üzerine Dioksinlerin Etkileri, Türk Hij Den Biyol Dergisi, 2000, Cilt 57, No 2, S : Dönmez M, Poliklorlanmış Dioksin/Furan Ve Dioksin Benzeri PCB lerin İnsan Adipoz Doku Ve Anne Sütündeki Düzeylerinin Belirlenip Erkek İnfertilitesi İle İlişkisinin Araştırılması, Doktora Tezi, Sğlık Bilimleri Enstitüsü, 2009 Ekim, Ankara, Çiftçi O, Dioksinli Bileşiklerin Etki Mekanizması Kimyasal Yapısı Ve Toksikokinetik Özelliklerinin İncelenmesi, İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2010, Cilt:17, Sayı:4, Hişmioğulları Ş ve ark, Dioksin Ve Dioksin Benzeri Kimyasalların Toksik Etkileri, Balıkesir Sağlık Bilimleri Dergisi, 2012, Cilt:1, Sayı:1 10. tez Qixuan C, Sijian W, Variable Selection For Multiply-İmputed Data With Application To Dioxin Exposure Study, Statitics In Medicine, Arıkan D, Yetim H, Gıdalarda Dioksin Kontaminasyonu Ve İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri, Gıda Teknolojileri Elektronik Dergisi, 2000, Cilt:12, 9-15

36 Şenyuva H, Gilbert J, Dioksin/PCB Analiz Gerekliliği, Türkiye 14. Güneş G.Dioksin ve Furan ın Oluşum Mekanizmaları ve Giderilme Teknolojileri, Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Çevre Mühendisliği Anabilim Dalı, İstanbul 15. Vural H. Gıda Kirliliği Açısından Dioksin Ve Furan İzomerleri, Ekoloji Dergisi,1995, Nisan-Mayıs-Haziran, Sayı: Anon, 2009, Dioxin Şahbaz F. Acar J., Dioksin ve Dioksinin Gıdalara Bulaşma Olasılıkları, Gıda, 18 (4) Salahov M, Ayvaz Z, Dioksin Problemi, Ekoloji Dergisi, 1993, Nisan-Mayıs- Haziran, Sayı:7 19. Çiftçi O. Elazığ ve Çevresinde Tüketilen Tereyağlarında, Dioksin ve Benzeri Bileşik Düzeylerinin Araştırılması, Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimler Dergisi, 2008, 22 (5): Huwe J. K., Dioxins in Food: A Modern Agricultural Perspective. Journal Agricultural and Food Chemistry. 50: Aslan S. Ve ark, Kocaeli nde Yerel Olarak Üretilen Yumurtalarda Dioksin Ve Furan Seviyelerinin Belirlenmesi, 7. Uluslar Arası Mühendislik Kongresi, 2007 Ekim, İzmir 22. Çiftçi O. Elazığ daki Bazı El Yapımı Yoğurtlarda Dioksinli Bileşik Düzeylerinin Belirlenmesi, Doğu Anadolu Bölgesi Araştırmaları, Anon, Elektroark Ocaklı Tesislerin Çalışma Ortamında Dioksin Tayini. TS , TSE, Ankara.

37 25 ÖZGEÇMİŞ Adı : Cahide Soyadı : KAYA Doğum Tarihi : Doğum Yeri : Diyarbakır Eğitimi : Erciyes Üniversitesi Mustafa Kılıçer Eczacılık Fakültesi/Eczacılık Fakültesi

Dioksinler & PCB'lere ilişkin kaygılar

Dioksinler & PCB'lere ilişkin kaygılar Dioksinler & PCB'lere ilişkin kaygılar Özellikleri, Kaynakları ve Oluşumları RIGHT S O L U T I O N S RIGHT PARTNER İçerik Dioksinler ve PCB'lere giriş Kaynakları ve oluşumları Çevresel ortamda akıbetleri

Detaylı

DİOKSİNLER VE BUNLARIN İNSAN SAĞLIĞI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

DİOKSİNLER VE BUNLARIN İNSAN SAĞLIĞI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ DİOKSİNLER VE BUNLARIN İNSAN SAĞLIĞI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ Mustafa Cüneyt Gezen MEng, DGSA, CIH, ATEX 137 mustafacuneyt.gezen@uskudar.edu.tr 1 Bütün maddeler zehirdir. Zehirsiz hiçbir şey yoktur. Şifa ile

Detaylı

ULUSAL GIDA REFERANS LABORATUVARI

ULUSAL GIDA REFERANS LABORATUVARI İnsanların Balık Yagları Yolu ile Dioksin ve Furanlar (PCDD/F ler), Dioksin Benzeri Poliklorlu Bifeniller (DL-PCB ler) ve ndikatör Poliklorlu Bifenillere (PCB ler) Olan Maruziyetinin Degerlendirilmesi

Detaylı

Kalıcı Organik Kirleticiler ve Stockholm (KOK) Sözleşmesi

Kalıcı Organik Kirleticiler ve Stockholm (KOK) Sözleşmesi Kalıcı Organik Kirleticiler ve Stockholm (KOK) Sözleşmesi Kalıcı Organik Kirleticilerin (KOK) özellikleri nelerdir? -Zehirlidirler. - Çevrede kolayca yok olmazlar. -Besin zincirinde birikirler - Hava,

Detaylı

Toz Aktif Karbon Püskürtme İle Dioksin-Furan Giderimi

Toz Aktif Karbon Püskürtme İle Dioksin-Furan Giderimi Toz Aktif Karbon Püskürtme İle Dioksin-Furan Giderimi Sayfa 1 TÜRKTAY 19-20 Ekim 2016 Ankara Yakma Tesisi Dizayn Parametreleri Yakma Kapasite si 35.000 ton/yıl Isıl Değer Enerji kurulu güç 86 Gj/saat 5,2

Detaylı

KOCAELİ İLİ YOL TOZLARINDA POLİKLORLU BİFENİL SEVİYELERİNİN BELİRLENMESİ. Demet ARSLANBAŞ* Mihriban CİVAN

KOCAELİ İLİ YOL TOZLARINDA POLİKLORLU BİFENİL SEVİYELERİNİN BELİRLENMESİ. Demet ARSLANBAŞ* Mihriban CİVAN KOCAELİ İLİ YOL TOZLARINDA POLİKLORLU BİFENİL SEVİYELERİNİN BELİRLENMESİ Demet ARSLANBAŞ* Mihriban CİVAN 1 GİRİŞ Kalıcı Organik Kirleticiler (KOK lar), yüksek dirençleri nedeniyle doğaya karıştığında ortamda

Detaylı

Gıdalarda Dioksin Kontaminasyonu ve İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri

Gıdalarda Dioksin Kontaminasyonu ve İnsan Sağlığı Üzerine Etkileri Gıda Teknolojileri Elektronik Dergisi Cilt: 12, No: 2, 2009 (9-15) Electronic Journal of Food Technologies Vol: 12, No: 2, 2009 (9-15) TEKNOLOJİK ARAŞTIRMALAR www.teknolojikarastirmalar.com e-issn:1306-7648

Detaylı

KİMYA-IV. Yrd. Doç. Dr. Yakup Güneş

KİMYA-IV. Yrd. Doç. Dr. Yakup Güneş KİMYA-IV Yrd. Doç. Dr. Yakup Güneş Organik Kimyaya Giriş Kimyasal bileşikler, eski zamanlarda, elde edildikleri kaynaklara bağlı olarak Anorganik ve Organik olmak üzere, iki sınıf altında toplanmışlardır.

Detaylı

Hayvan Yemlerinde Mikotoksin Problemi - Ekonomi ve Sağlığ

Hayvan Yemlerinde Mikotoksin Problemi - Ekonomi ve Sağlığ Hayvan Yemlerinde Mikotoksin Problemi - Ekonomi ve Sağlığ ığa Etkileri Süreyya ÖZCAN 16-17 Ekim 2007, Bursa Hayvan Yeminde Bulunan Mikotoksinler Aflatoxin B1, B2, G1, G2 Deoksinivalenol (DON, vomitoxin)

Detaylı

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YER SEVİYESİ OZON KİRLİLİĞİ BİLGİ NOTU

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YER SEVİYESİ OZON KİRLİLİĞİ BİLGİ NOTU T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YER SEVİYESİ OZON KİRLİLİĞİ BİLGİ NOTU Temmuz 2014 OZON NEDİR Ozon (O 3 ) üç tane oksijen atomunun birleşmesi ile oluşmaktadır. Ozon, atmosferde

Detaylı

BİYOKONSANTRASYON, BİYOAKÜMÜLASYON, BİYOMAGNİFİKASYON

BİYOKONSANTRASYON, BİYOAKÜMÜLASYON, BİYOMAGNİFİKASYON BİYOKONSANTRASYON, BİYOAKÜMÜLASYON, BİYOMAGNİFİKASYON Çevre Toksikolojisi ve Ekotoksikoloji Çevre toksikolojisi, fiziksel çevremizde bulunan kimyasalların çevre üzerindeki olumsuz etkilerini inceleyen

Detaylı

Hava Kirliliğinin Sucul Ekosistemlere Etkileri

Hava Kirliliğinin Sucul Ekosistemlere Etkileri Hava Kirliliğinin Sucul Ekosistemlere Etkileri Prof. Dr. Gülen GÜLLÜ Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü E-mail: ggullu@hacettepe.edu.tr Ulusal Su ve Sağlık Kongresi Antalya-26-30 Ekim 2015

Detaylı

Çevre İçin Tehlikeler

Çevre İçin Tehlikeler Çevre ve Çöp Çevre Bir kuruluşun faaliyetlerini içinde yürüttüğü hava, su, toprak, doğal kaynaklar, belirli bir ortamdaki bitki ve hayvan topluluğu, insan ve bunlar arasındaki faaliyetleri içine alan ortamdır.

Detaylı

DETERJAN VE DEZENFEKTANLAR. Fırat ÖZEL, Gıda Mühendisi 2006

DETERJAN VE DEZENFEKTANLAR. Fırat ÖZEL, Gıda Mühendisi 2006 DETERJAN VE DEZENFEKTANLAR Fırat ÖZEL, Gıda Mühendisi 2006 ÖNEMLİ! Gıdaları insanların sağlıklarını çok ciddi şekilde etkiler. Bu nedenle, gıda üreten kişilerin temizlik kurallarına uyması çok önemlidir.

Detaylı

VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI. Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR

VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI. Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR KALINTI SORUNU? Hayvansal kökenli gıdalarda, hayvan hastalıklarının sağaltımı,

Detaylı

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst.

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst. VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR KALINTI SORUNU? Hayvansal kökenli gıdalarda, hayvan hastalıklarının sağaltımı,

Detaylı

Öğretim Üyeleri İçin Ön Söz Öğrenciler İçin Ön Söz Teşekkürler Yazar Hakkında Çevirenler Çeviri Editöründen

Öğretim Üyeleri İçin Ön Söz Öğrenciler İçin Ön Söz Teşekkürler Yazar Hakkında Çevirenler Çeviri Editöründen Öğretim Üyeleri İçin Ön Söz Öğrenciler İçin Ön Söz Teşekkürler Yazar Hakkında Çevirenler Çeviri Editöründen ix xiii xv xvii xix xxi 1. Çevre Kimyasına Giriş 3 1.1. Çevre Kimyasına Genel Bakış ve Önemi

Detaylı

SANAYİ TESİSLERİNDE KASITSIZ ÜRETİM SONUCU OLUŞAN KOK LARIN ATMOSFERE VERİLMESİNİN KONTROLÜNE İLİŞKİN MEVZUAT VE ÇALIŞMALAR

SANAYİ TESİSLERİNDE KASITSIZ ÜRETİM SONUCU OLUŞAN KOK LARIN ATMOSFERE VERİLMESİNİN KONTROLÜNE İLİŞKİN MEVZUAT VE ÇALIŞMALAR SANAYİ TESİSLERİNDE KASITSIZ ÜRETİM SONUCU OLUŞAN KOK LARIN ATMOSFERE VERİLMESİNİN KONTROLÜNE İLİŞKİN MEVZUAT VE ÇALIŞMALAR Aralık 2016 GENEL MEVZUAT H AV A K A L İ T E S İ N İ N K O R U N M A S I Y Ö

Detaylı

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER Canlıların yapısında bulunan moleküller yapısına göre 2 ye ayrılır: I. İnorganik Bileşikler: Bir canlı vücudunda sentezlenemeyen, dışardan hazır olarak aldığı

Detaylı

Gübre Kullanımının Etkisi

Gübre Kullanımının Etkisi 1 Gübre Kullanımının Etkisi Tarımsal üretimi artırmanın en kolay yollarından biri gübre Dünyada gübre kullanımı sürekli artıyor. En çok tüketilen azotlu ve fosforlu gübreler Kirlilik açısından ahır gübresi

Detaylı

Organik Bileşikler. Karbonhidratlar. Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1

Organik Bileşikler. Karbonhidratlar. Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1 Organik Bileşikler YGS Biyoloji 1 Hazırladığımız bu yazıda; organik bileşikler ve organik bileşiklerin yapısını, canlılarda bulunan organik bileşikleri ve bunların görevlerini, kullanım alanlarını, canlılar

Detaylı

Toksisiteye Etki Eden Faktörler

Toksisiteye Etki Eden Faktörler Toksisiteye Etki Eden Faktörler Toksik etki (toksisite) Tüm ksenobiyotiklerin biyolojik sistemlerde oluşturdukları zararlı etki. 2 Kimyasal Madde ile İlgili Faktörler Bir kimyasal maddenin metabolizmasında

Detaylı

Gıda ve Yemlerde Dioksin Mevzuatı ve Türkiye de Analiz Altyapısı

Gıda ve Yemlerde Dioksin Mevzuatı ve Türkiye de Analiz Altyapısı Gıda ve Yemlerde Dioksin Mevzuatı ve Türkiye de Analiz Altyapısı Yunus Uçar *, Gül Çelik Çakıroğulları *, Devrim Kılıç* *Ulusal Gıda Referans Laboratuvar Müdürlüğü 30 Mart 2010 DİOKSİNLER Dioksinler klor

Detaylı

KALINTILARI. Pestisit nedir? GIDALARDAKİ PESTİSİT KALINTILARI 1. pestisit kalınt kaynağı. güvenilirmidir. ? Güvenilirlik nasıl l belirlenir?

KALINTILARI. Pestisit nedir? GIDALARDAKİ PESTİSİT KALINTILARI 1. pestisit kalınt kaynağı. güvenilirmidir. ? Güvenilirlik nasıl l belirlenir? Tükettiğimiz imiz gıdalarg daların n güvenilirlig venilirliği i hayati derecede önemlidir KALINTILARI Dr. K.Necdet Öngen Gıdalarımızdaki pestisit kalıntıları konusunda neyi ne kadar biliyoruz? Tükettiğimiz

Detaylı

ÇEV416 ENDÜSTRİYEL ATIKSULARIN ARITILMASI

ÇEV416 ENDÜSTRİYEL ATIKSULARIN ARITILMASI ÇEV416 ENDÜSTRİYEL ATIKSULARIN ARITILMASI 9.Çözünmüş İnorganik ve Organik Katıların Giderimi Yrd. Doç. Dr. Kadir GEDİK İnorganiklerin Giderimi Çözünmüş maddelerin çapları

Detaylı

ECZACILIK FAKÜLTESİ TOKSİKOLOJİ. Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K

ECZACILIK FAKÜLTESİ TOKSİKOLOJİ. Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K ECZACILIK FAKÜLTESİ TOKSİKOLOJİ PROGRAM KOORDİNATÖRÜ Prof. Dr. Şahan SAYGI, sahan.saygi@neu.edu.tr YÜKSEK LİSANS DERSLERİ Dersin Kodu Dersin Adı Z/S T U K ETKS 600 Uzmanlık Alan Dersi Z 4 0 4 ETKS 601

Detaylı

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI MİNERALLER Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI MİNERALLER İnsan vücudunun yaklaşık %4-5 i minareldir.bununda yarıya yakını Ca, ¼ ü fosfordur. Mg, Na, Cl, S diğer makro minerallerdir. Bunların dışında kalanlar

Detaylı

Gıdalardaki Pestisit Kalıntıları. Dr. K.Necdet Öngen

Gıdalardaki Pestisit Kalıntıları. Dr. K.Necdet Öngen GIDALARDAKİ PESTİSİT KALINTILARI Dr. K.Necdet Öngen Tükettiğimiz gıdaların güvenilirliği hayati derecede önemlidir Gıdalarımızdaki pestisit kalıntıları konusunda neyi ne kadar biliyoruz? Tükettiğimiz gıdalar

Detaylı

Dünya nüfusunun hızla artması sonucu ortaya çıkan dünyanın artan besin ihtiyacını karşılamak ve birim alandan daha fazla ürün almak amacı ile

Dünya nüfusunun hızla artması sonucu ortaya çıkan dünyanın artan besin ihtiyacını karşılamak ve birim alandan daha fazla ürün almak amacı ile Dünya nüfusunun hızla artması sonucu ortaya çıkan dünyanın artan besin ihtiyacını karşılamak ve birim alandan daha fazla ürün almak amacı ile uygulanan kültürel önlemlerden biri de tarım ilacı uygulamalarıdır.

Detaylı

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar.

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar. Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar. Vücutta küçük miktarda bakır varlığı olmaz ise demirin intestinal yolaktan emilimi ve kc de depolanması mümkün değildir. Bakır hemoglobin yapımı için de

Detaylı

TARIM VE TARIM DIŞI ALANLARDA KULLANILAN PESTİSİTLERİN İNSAN SAĞLIĞI, ÇEVRE VE BİYOÇEŞİTLİLİĞE ETKİLERİ

TARIM VE TARIM DIŞI ALANLARDA KULLANILAN PESTİSİTLERİN İNSAN SAĞLIĞI, ÇEVRE VE BİYOÇEŞİTLİLİĞE ETKİLERİ TARIM VE TARIM DIŞI ALANLARDA KULLANILAN PESTİSİTLERİN İNSAN SAĞLIĞI, ÇEVRE VE BİYOÇEŞİTLİLİĞE ETKİLERİ Dr. Aydan Alev BURÇAK Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Bitki Sağlığı Araştırmaları

Detaylı

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/6) Akreditasyon Kapsamı

Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/6) Akreditasyon Kapsamı Akreditasyon Sertifikası Eki (Sayfa 1/6) Deney Laboratuvarı Adresi : Haymana Yolu 5. Km. GÖLBAŞI 06830 ANKARA / TÜRKİYE Tel : 0 312 498 21 50 Faks : 0 312 498 21 66 E-Posta : zeynep.doruk@csb.gov.tr Website

Detaylı

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ LİSANS PROGRAMI TÜRKİYE'DE ÇEVRE SORUNLARI DOÇ. DR.

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ LİSANS PROGRAMI TÜRKİYE'DE ÇEVRE SORUNLARI DOÇ. DR. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ LİSANS PROGRAMI TÜRKİYE'DE ÇEVRE SORUNLARI DOÇ. DR. SEVİM BUDAK Katı Atıklar Dünya nüfusu gün geçtikçe ve hızlı bir şekilde artmaktadır.

Detaylı

Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü ANTİOKSİDANLAR

Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü ANTİOKSİDANLAR Dr. Hülya ÇAKMAK Gıda Mühendisliği Bölümü ANTİOKSİDANLAR ANTİOKSİDANLAR Aktif oksijen türevleri (ROS) normal metabolizma sırasında vücudumuzun ürettiği yan ürünlerdir. Ancak bazı dış kaynaklardan da serbest

Detaylı

Katı Atık Yönetiminde Arıtma Çamuru. Enes KELEŞ Kasım / 2014

Katı Atık Yönetiminde Arıtma Çamuru. Enes KELEŞ Kasım / 2014 Katı Atık Yönetiminde Arıtma Çamuru Enes KELEŞ Kasım / 2014 İÇİNDEKİLER Arıtma Çamuru Nedir? Arıtma Çamuru Nerede Oluşur? Arıtma Çamuru Çeşitleri Arıtma Çamuru Nerelerde Değerlendirilebilir? 1. Açık Alanda

Detaylı

Gönen Enerji Biyogaz, Sentetik Petrol, Organik Gübre ve Hümik Asit Tesisleri: Ar-Ge Odaklı Örnek Bir Simbiyoz Çalışması Hasan Alper Önoğlu

Gönen Enerji Biyogaz, Sentetik Petrol, Organik Gübre ve Hümik Asit Tesisleri: Ar-Ge Odaklı Örnek Bir Simbiyoz Çalışması Hasan Alper Önoğlu Gönen Enerji Biyogaz, Sentetik Petrol, Organik Gübre ve Hümik Asit Tesisleri: Ar-Ge Odaklı Örnek Bir Simbiyoz Çalışması Hasan Alper Önoğlu Altaca Çevre Teknolojileri ve Enerji Üretim A.Ş. Yönetim Kurulu

Detaylı

Biyogaz Temel Eğitimi

Biyogaz Temel Eğitimi Biyogaz Temel Eğitimi Sunanlar: Dursun AYDÖNER Proje Müdürü Rasim ÜNER Is Gelistime ve Pazarlama Müdürü Biyogaz Temel Eğitimi 1.Biyogaz Nedir? 2.Biyogaz Nasıl Oluşur? 3.Biyogaz Tesisi - Biyogaz Tesis Çeşitleri

Detaylı

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX! Özel Formülasyon DAHA İYİ Yumurta Verimi Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Detaylı

4.Sınıf Fen Bilimleri

4.Sınıf Fen Bilimleri Fen Bilimleri Adı: Soyadı: Numara: Besinler ve İçerikleri Canlıların yaşamlarını sürdürebilmek için yedikleri ve içtikleri maddelere besin denir.canlılar büyüyüp gelişmek, üremek ( çoğalmak ) ve solunum

Detaylı

PROJE KONUSU NASIL BULUNUR? Prof. Dr. Turan GÜVEN

PROJE KONUSU NASIL BULUNUR? Prof. Dr. Turan GÜVEN PROJE KONUSU NASIL BULUNUR? Prof. Dr. Turan GÜVEN PROJE KONUSU SEÇERKEN ŞU SORULARIN CEVAPLARI ARANMALIDIR : 1. Proje yapmam için bir gerekçem var mı? 2. Niçin proje yapacağım? 3. Projemin amacı nedir?

Detaylı

HİDROJEN PEROKSİT, SAÇ BOYALARI ve KANSER

HİDROJEN PEROKSİT, SAÇ BOYALARI ve KANSER HİDROJEN PEROKSİT, SAÇ BOYALARI ve KANSER A)HİDROJEN PEROKSİT Hidrojen peroksit; ısı, kontaminasyon ve sürtünme ile yanıcı özellik gösteren, renksiz ve hafif keskin kokuya sahip olan bir kimyasaldır ve

Detaylı

Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi

Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi Stres nedir? Olumsuz koşullara karşı canlıların vermiş oldukları tepkiye stres denir. Olumsuz çevre koşulları bitkilerde strese neden olur. «Biyolojik Stres»: Yetişme

Detaylı

Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur.

Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur. Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur. Yağların suda çözünmemesi canlılığın devamı içi önemlidir. Çünkü

Detaylı

RİSK DEĞERLENDİRMESİ

RİSK DEĞERLENDİRMESİ RİSK DEĞERLENDİRMESİ *Kimyasallar ile biyolojik sistemler arasındaki etkileşimleri zararlı, sonuçları yönünden inceleyen bilim dalıdır. *Kimyasalların zararsızlık limitlerini belirleyen bilim dalıdır.

Detaylı

POLİKLORLANMIŞ DİBENZODİOKSİN (PCDDs) VE FURAN (PCDFs) BİLEŞİKLERİ VE BUNLARIN SÜT VE ÜRÜNLERİNDEKİ ÖNEMİ

POLİKLORLANMIŞ DİBENZODİOKSİN (PCDDs) VE FURAN (PCDFs) BİLEŞİKLERİ VE BUNLARIN SÜT VE ÜRÜNLERİNDEKİ ÖNEMİ PAMUKKALE ÜNİ VERSİ TESİ MÜHENDİ SLİ K FAKÜLTESİ PAMUKKALE UNIVERSITY ENGINEERING COLLEGE MÜHENDİ SLİ K BİLİMLERİ DERGİ S İ JOURNAL OF ENGINEERING SCIENCES YIL CİLT SAYI SAYFA : 2001 : 7 : 2 : 235-241

Detaylı

Akvaryum veya küçük havuzlarda amonyağın daha az zehirli olan nitrit ve nitrata dönüştürülmesi için gerekli olan bakteri populasyonunu (nitrifikasyon

Akvaryum veya küçük havuzlarda amonyağın daha az zehirli olan nitrit ve nitrata dönüştürülmesi için gerekli olan bakteri populasyonunu (nitrifikasyon Azotlu bileşikler Ticari balık havuzlarında iyonize olmuş veya iyonize olmamış amonyağın konsantrasyonlarını azaltmak için pratik bir yöntem yoktur. Balık havuzlarında stoklama ve yemleme oranlarının azaltılması

Detaylı

Çizelge 2.6. Farklı ph ve su sıcaklığı değerlerinde amonyak düzeyi (toplam amonyağın yüzdesi olarak) (Boyd 2008a)

Çizelge 2.6. Farklı ph ve su sıcaklığı değerlerinde amonyak düzeyi (toplam amonyağın yüzdesi olarak) (Boyd 2008a) - Azotlu bileşikler Su ürünleri yetiştiricilik sistemlerinde oksijen gereksinimi karşılandığı takdirde üretimi sınırlayan ikinci faktör azotlu bileşiklerin birikimidir. Ana azotlu bileşikler; azot gazı

Detaylı

BİYOİNORGANİK KİMYA 9. HAFTA

BİYOİNORGANİK KİMYA 9. HAFTA BİYOİNORGANİK KİMYA 9. HAFTA Meslek Hastalıklarına Neden Olan Kimyasallar Meslek Hastalıkları meslekle-işle ilgili hastalıklardır. Meslek hastalıklarının Genel Özellikleri: Kendine özgü bir klinik tablo,

Detaylı

SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ

SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ Oluşturacağı her 1 g organik madde için bitkinin 500 g kadar suyu kökleriyle alması ve tepe (uç) noktasına kadar taşıyarak atmosfere aktarması gerekir. Normal su düzeyinde hayvan hücrelerinin

Detaylı

gereksinimi kadar sağlamasıdır.

gereksinimi kadar sağlamasıdır. Yeterli beslenme, vücudun yaşamı ve çalışmasını sürdürebilesi için gerekli olan enerjinin sağlanması anlamına gelir. Dengeli beslenme ise, alınan enerjinin yanında bütün besin öğelerini gereksinimi kadar

Detaylı

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur..

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.. Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.. 1 BESLENME BİLİMİ 2 Yaşamımız süresince yaklaşık 60 ton besin tüketiyoruz. Besinler sağlığımız ve canlılığımızın devamını sağlar. Sağlıklı bir

Detaylı

KATI ATIKLARDAN ENERJİ ELDE EDİLMESİ

KATI ATIKLARDAN ENERJİ ELDE EDİLMESİ KATI ATIKLARDAN ENERJİ ELDE EDİLMESİ Atıktan enerji elde edilmesi, atıkların fazla oksijen varlığında yüksek sıcaklıkta yakılması prosesidir. Yanma ürünleri, ısı enerjisi, inert gaz ve kül şeklinde sayılabilir.

Detaylı

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ) TOPRAK Toprak esas itibarı ile uzun yılların ürünü olan, kayaların ve organik maddelerin türlü çaptaki ayrışma ürünlerinden meydana gelen, içinde geniş bir canlılar âlemini barındırarak bitkilere durak

Detaylı

MESLEKi TOKSİKOLOJİ AÇISINDAN KİMYASAL MARUZİYET

MESLEKi TOKSİKOLOJİ AÇISINDAN KİMYASAL MARUZİYET MESLEKi TOKSİKOLOJİ AÇISINDAN KİMYASAL MARUZİYET DOÇ. DR. M. SERTAÇ YILMAZ ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TIBBİ FARMAKOLOJİ ANABİLİM DALI PARASELSUS (1493-1541) TÜM MADDELER ZEHİRDİR. İLACI, ZEHİRDEN

Detaylı

Dünyada 3,2 milyon tona, ülkemizde ise 40 bin tona ulaşan pestisit tüketimi bunun en önemli göstergesidir. Pestisit kullanılmaksızın üretim yapılması

Dünyada 3,2 milyon tona, ülkemizde ise 40 bin tona ulaşan pestisit tüketimi bunun en önemli göstergesidir. Pestisit kullanılmaksızın üretim yapılması Pestisit; herhangi bir istenmeyen canlının (zararlı organizma), yayılmasını engelleyen, uzaklaştıran ya da ondan koruyan her türlü bileşik ya da bileşikler karışımıdır. Tarımda pestisitler, zararlı organizmaları

Detaylı

Vitaminlerin yararları nedendir?

Vitaminlerin yararları nedendir? Vitaminlerin yararları nedendir? Vitamin ve mineraller vücudun normal fonksiyonlarının yerine getirilmesinde, büyüme ve gelişiminde çok önemlidir. Az miktarlarda yeterlidirler. Gebelikte anne yanında bebeğin

Detaylı

«DM Patogenezinde unutulan riskler» Endokrin Bozucular & Çevresel Etkenler

«DM Patogenezinde unutulan riskler» Endokrin Bozucular & Çevresel Etkenler «DM Patogenezinde unutulan riskler» Endokrin Bozucular & Çevresel Etkenler Dr. Özlem ÜSTAY TARÇIN Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Başkent Üniversitesi İstanbul Hastanesi Endokrin Bozucular Endokrin

Detaylı

Atomlar ve Moleküller

Atomlar ve Moleküller Atomlar ve Moleküller Madde, uzayda yer işgal eden ve kütlesi olan herşeydir. Element, kimyasal tepkimelerle başka bileşiklere parçalanamayan maddedir. -Doğada 92 tane element bulunmaktadır. Bileşik, belli

Detaylı

Biochemistry Chapter 4: Biomolecules. Hikmet Geçkil, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University

Biochemistry Chapter 4: Biomolecules. Hikmet Geçkil, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University Biochemistry Chapter 4: Biomolecules, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University Biochemistry/Hikmet Geckil Chapter 4: Biomolecules 2 BİYOMOLEKÜLLER Bilim adamları hücreyi

Detaylı

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I asitleşme-alkalileşme (tuzluluk-alkalilik) ve düşük toprak verimliliği Doç. Dr. Oğuz Can TURGAY ZTO321 Toprak İyileştirme Yöntemleri Toprak Kimyasal Özellikleri

Detaylı

Karaciğer koruyucu DAHA İYİ DAHA SAĞLIKLI, DAHA İYİ VERİMLİ SÜRÜLER İÇİN HEPALYX

Karaciğer koruyucu DAHA İYİ DAHA SAĞLIKLI, DAHA İYİ VERİMLİ SÜRÜLER İÇİN HEPALYX Karaciğer koruyucu DAHA İYİ Karaciğer fonksiyonu Antioksidan aktivite Protein sentezi Anti-fibrotik aktivite Süt Verimi Süt Proteini Metabolik Sağlık Performans Bağışıklık Karlılık DAHA SAĞLIKLI, DAHA

Detaylı

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Alanında Kapasitesinin Güçlendirilmesi için Teknik Yardım Projesi

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Alanında Kapasitesinin Güçlendirilmesi için Teknik Yardım Projesi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Alanında Kapasitesinin Kitapçık B63 (Ek II 27e) Zeytin İşleme Tesislerinin Çevresel Etkileri I. GİRİŞ Bu belge zeytin işleme tesislerinin

Detaylı

PCBler 209 ayrı bileşikten oluşurlar Bifenil üzerinde artan klor miktarı ile Suda çözünürlük azalır Buhar basıncı düşer Toprak ve/veya sedimanda birikme eğilimi artar 3 ortho meta 2 2 3 4 4 para 5 6 6

Detaylı

DERS ĐÇERĐKLERĐ GÜZ YARIYILI: GMB 501 Uzmanlık Alan Dersi (4 0 0)

DERS ĐÇERĐKLERĐ GÜZ YARIYILI: GMB 501 Uzmanlık Alan Dersi (4 0 0) DERS ĐÇERĐKLERĐ GÜZ YARIYILI: GMB 501 Uzmanlık Alan Dersi (4 0 0) Gıda Mühendisliği Anabilim Dalında Enstitümüz tarafından yüksek lisans tez programları kabul edilen yüksek lisans öğrencileri için danışman

Detaylı

GRUP A Anabolik etkiye sahip maddeler ve kullanımına izin verilmeyen maddeler

GRUP A Anabolik etkiye sahip maddeler ve kullanımına izin verilmeyen maddeler Ek-1 GRUP A Anabolik etkiye sahip maddeler ve kullanımına izin verilmeyen maddeler (1) Stilbenler, stilben türevleri ve bunların tuzları ve esterleri (2) Antitroid ajanları (3) Steroidler (4) Zeranol içeren

Detaylı

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da bir yıllık sürede, bebeğin en önemli gıdasını anne sütü

Detaylı

Canlının yapısında bulunan organik molekül grupları; o Karbonhidratlar o Yağlar o Proteinler o Enzimler o Vitaminler o Nükleik asitler ve o ATP

Canlının yapısında bulunan organik molekül grupları; o Karbonhidratlar o Yağlar o Proteinler o Enzimler o Vitaminler o Nükleik asitler ve o ATP Tamamı karbon ( C ) elementi taşıyan moleküllerden oluşan bir gruptur. Doğal organik bileşikler canlı vücudunda sentezlenir. Ancak günümüzde birçok organik bileşik ( vitamin, hormon, antibiyotik vb. )

Detaylı

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI BİYOLOJİ

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI BİYOLOJİ YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI BİYOLOJİ CEVAP 1: (TOPLAM 9 PUAN) 1.1: Eğer terleme ve su emilimi arasındaki ilişkide ortam sıcaklığının etkisini öğrenmek istiyorsa; deneyi aynı sayıda yaprağa sahip aynı tür

Detaylı

Dağılımı belirleyen primer parametre plazma proteinlerine bağlanma oranıdır.

Dağılımı belirleyen primer parametre plazma proteinlerine bağlanma oranıdır. DAĞILIM AŞAMASINI ETKİLEYEN ÖNEMLİ FAKTÖRLER Dağılımı belirleyen primer parametre plazma proteinlerine bağlanma oranıdır. Bu bağlanma en fazla albüminle olur. Bağlanmanın en önemli özelliği nonselektif

Detaylı

ALLİL KLORÜR ÜRETİMİ. Gökhan IŞIK O.Okan YEŞİLYURT

ALLİL KLORÜR ÜRETİMİ. Gökhan IŞIK O.Okan YEŞİLYURT ALLİL KLORÜR ÜRETİMİ Allil klorür üretiminin ana maddesi propilen ve klor dur. Allil klorürün verimli ve ekonomik sentezi 1930 larda yüksek sıcaklıklarda (300-500 C) klorlaşma reaksiyonu ile Shell Geliştirme

Detaylı

Temiz teknolojilerin geliştirilmesi ve kullanılması. Atıkların geri dönüşüm ve geri kazanım olanaklarının değerlendirilmesi

Temiz teknolojilerin geliştirilmesi ve kullanılması. Atıkların geri dönüşüm ve geri kazanım olanaklarının değerlendirilmesi 10.06.2011 Atıkların kaynağında azaltılması Temiz teknolojilerin geliştirilmesi ve kullanılması Atıkların geri dönüşüm ve geri kazanım olanaklarının değerlendirilmesi Atıkların çevreye zarar vermeden toplanması,

Detaylı

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst.

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst. Mikotoksinlerin Önemi ve Mikotoksin Test Metotları Dilek ÇİMEN TÜBİTAK ATAL 8-9 EKİM 2008 İZMİR MİKOTOKSİNLER Mikotoksinler, Mantarlar tarafından uygun ortam, ışık,sıcaklık ve nem şartlarında sentezlenen

Detaylı

GÜVENLİK BİLGİ FORMU

GÜVENLİK BİLGİ FORMU Sayfa 1 nin 5 BÖLÜM 1: Madde/Müstahzar Ve Şirket/İş Sahibinin Tanıtımı 1.1. Madde/Müstahzarın tanıtılması CAS No.: EC No.: 7440-44-0 231-153-3 1.2. Madde/Müstahzarın kullanımı Maddenin/Karışımın kullanımı

Detaylı

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık ÖZEL FORMÜLASYON DAHA İYİ Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALİYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA İÇİN AGRALYX

Detaylı

M. (arpa şekeri) +su S (çay şekeri) + su L.. (süt şekeri)+ su

M. (arpa şekeri) +su S (çay şekeri) + su L.. (süt şekeri)+ su KARBONHİDRATLAR Karbonhidratlar yapılarında.. (C),.. (H) ve. (O) atomu bulunduran organik bileşiklerdir. Karbonhidratların formülü ( ) ile gösterilir. Nükleik asitlerin, ATP nin, hücre, bitkilerde yapısına

Detaylı

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ Büyüme ve gelişmeyi sağlar. Özellikle çocuk ve adölesanlarda protein, kalsiyum ve fosfor alımı nedeniyle; kemiklerin ve dişlerin gelişiminde Önemlidir.

Detaylı

LOGO. Doç. Dr. Esin SUZER. Prof. Dr. Aynur KONTAŞ. Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Kimyası Bölümü

LOGO. Doç. Dr. Esin SUZER. Prof. Dr. Aynur KONTAŞ. Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Kimyası Bölümü LOGO Doç. Dr. Esin SUZER Prof. Dr. Aynur KONTAŞ Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Kimyası Bölümü Deniz Kirliliği İnsan kaynaklı ya da doğal etkiler sonucu ortaya çıkan,

Detaylı

BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ Büyüme ve gelişmeyi sağlar. Özellikle çocuk ve adölesanlarda protein,

Detaylı

TOKSİKOLOJİ. Risk değerlendirmesine giriş Introduction to risk assessment

TOKSİKOLOJİ. Risk değerlendirmesine giriş Introduction to risk assessment TOKSİKOLOJİ Risk değerlendirmesine giriş Introduction to risk assessment Ankara Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi, Tandoğan, Ankara Eczacılık Fakültesi Toksikoloji Anabilim Dalı R İ S K D E Ğ E R L E N

Detaylı

İşyerlerinde çalışanlarımızın sağlığını olumsuz yönde tehdit eden, üretimi etkileyen ve İşletmeye zarar veren toz, gaz, duman, buhar, sis, gürültü,

İşyerlerinde çalışanlarımızın sağlığını olumsuz yönde tehdit eden, üretimi etkileyen ve İşletmeye zarar veren toz, gaz, duman, buhar, sis, gürültü, TOZ İşyerlerinde çalışanlarımızın sağlığını olumsuz yönde tehdit eden, üretimi etkileyen ve İşletmeye zarar veren toz, gaz, duman, buhar, sis, gürültü, Termal Konfor gibi unsurlardan biriside Tozdur. Organik

Detaylı

2)Subatomik parçacıklardan oluşan radyasyon. α, β ışınları

2)Subatomik parçacıklardan oluşan radyasyon. α, β ışınları B) RADYASYON UYGULAMALARI Radyasyon = enerji yayılması 1)Elektromanyetik radyasyon. UV, X ve γ ışınları 2)Subatomik parçacıklardan oluşan radyasyon. α, β ışınları İyonizan ışınların canlı hücreler üzerine

Detaylı

ayxmaz/biyoloji Adı: 1.Aşağıda verilen atomların bağ yapma sayılarını (H) ekleyerek gösterin. C N O H

ayxmaz/biyoloji Adı: 1.Aşağıda verilen atomların bağ yapma sayılarını (H) ekleyerek gösterin. C N O H Adı: 1.Aşağıda verilen atomların bağ yapma sayılarını (H) ekleyerek gösterin. C N O H 2.Radyoaktif izotoplar biyologları için önemlidir? Aşağıda radyoakif maddelerin kullanıldığı alanlar sıralanmıştır.bunlarla

Detaylı

EK YAKIT OLARAK ÇİMENTO FABRİKALARINDA KULLANILABİLECEK ATIKLAR

EK YAKIT OLARAK ÇİMENTO FABRİKALARINDA KULLANILABİLECEK ATIKLAR EK YAKIT OLARAK ÇİMENTO FABRİKALARINDA KULLANILABİLECEK ATIKLAR 1) Kullanılmış lastikler 2) I ve II nci kategori atık yağlar 3) Boya çamurları 4) Solventler 5) Plastik atıklar 6) Çevre ve Orman Bakanlığı

Detaylı

DR CALUX METODU UYGULANABİLİRLİĞİ, AB ADAPTASYON ÇALIŞMALARI ve PCDD/F İLE dl-pcbs AYRIMI

DR CALUX METODU UYGULANABİLİRLİĞİ, AB ADAPTASYON ÇALIŞMALARI ve PCDD/F İLE dl-pcbs AYRIMI DR CALU METODU UYGULANABİLİRLİĞİ, AB ADAPTASYON ÇALIŞMALARI ve PCDD/F İLE dl-pcbs AYRIMI GIDA,TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI ANKARA GIDA KONTROL LABORATUVAR MÜDÜRLÜĞÜ Adı Soyadı : Deniz ÖZTÜRK Çalıştığı

Detaylı

Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü Tarih boyunca; İnsan diyeti, Aktivite kalıpları, Beslenme durumu. Paleolithic dönemden beri: Diyet kalıpları, Fiziksel aktivite

Detaylı

İçindekiler VII. Ön söz Çeviri editörünün ön sözü Teşekkür XV XIX XXI. I. Kısım Su teminine giriş

İçindekiler VII. Ön söz Çeviri editörünün ön sözü Teşekkür XV XIX XXI. I. Kısım Su teminine giriş Ön söz Çeviri editörünün ön sözü Teşekkür XV XIX XXI I. Kısım Su teminine giriş 1 Su sektörü 3 1.1 Giriş 3 1.2 Su tüketimi 3 1.3 Kabul edilebilir su kalitesi 7 1.4 Su sektörü hizmetleri 10 1.5 Su koruma

Detaylı

BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI

BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI BİYOKİMYA ANABİLİM DALI LİSANSÜSTÜ DERS PROGRAMI SAĞLIK BİLİMLERİ ENSİTÜSÜ İ Yüksek Lisans Programı SZR 101 Bilimsel Araştırma Ders (T+ U) 2+2 3 6 AD SZR 103 Akılcı İlaç Kullanımı 2+0 2 5 Enstitünün Belirlediği

Detaylı

EKOSİSTEM. Cihangir ALTUNKIRAN

EKOSİSTEM. Cihangir ALTUNKIRAN EKOSİSTEM Cihangir ALTUNKIRAN Ekosistem Nedir? Bir bölge içerisinde bulunan canlı ve cansız varlıkların karşılıklı oluşturdukları sisteme ekosistem denir. Ekosistem Bileşenleri Canlı Öğeler Üreticiler

Detaylı

PETROKİMYA KOMPLEKSİ ARITMA ÇAMURLARININ EKSTRAKSİYONU

PETROKİMYA KOMPLEKSİ ARITMA ÇAMURLARININ EKSTRAKSİYONU PETROKİMYA KOMPLEKSİ ARITMA ÇAMURLARININ EKSTRAKSİYONU T. GÜNGÖREN 1, H. MADENOĞLU 1, M. SERT 1, İ.H. METECAN 2, S. ERDEM 1, L. BALLİCE 1, M. YÜKSEL 1, M. SAĞLAM 1 1 Ege Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi,

Detaylı

Doğal Bileşikler ve Yeni İlaçların Keşfindeki Önemi

Doğal Bileşikler ve Yeni İlaçların Keşfindeki Önemi Doğal Bileşikler ve Yeni İlaçların Keşfindeki Önemi Doç. Dr. Ömer KOZ HO Bursa Teknik Üniversitesi, Kimya Bölümü HO BTÜ, 2014-2015 Güz Yarıyılı Seminerleri «Perşembe Seminerleri» 20 Kasım 2014 Bursa Başlıklar:

Detaylı

Bölüm 1. Kimyasal / Malzeme ve Kurum / İş Sahibinin Tanıtımı

Bölüm 1. Kimyasal / Malzeme ve Kurum / İş Sahibinin Tanıtımı Bölüm 1. Kimyasal / Malzeme ve Kurum / İş Sahibinin Tanıtımı 1.1. Madde/Müstahzar, Kimyasalın /Malzemenin Tanıtılması Ürün Adı : CAS No : 57-55-6 Kullanım alanları : Polyester üretiminde, kozmetik sanayisinde,

Detaylı

Mikotoksin nedir? En sık karşılaşılan mikotoksinler; Aspergillus Penicillium Fusarium Alternaria

Mikotoksin nedir? En sık karşılaşılan mikotoksinler; Aspergillus Penicillium Fusarium Alternaria Mikotoksin nedir? Aspergillus Penicillium Fusarium Alternaria belirli nem ve ısı koşullarında oluşturdukları fungal metabolitler En sık karşılaşılan mikotoksinler; o aflatoksinler, o okratoksin, o trikotesen,

Detaylı

GIDALARDA MİKROBİYAL GELİŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

GIDALARDA MİKROBİYAL GELİŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER GIDALARDA MİKROBİYAL GELİŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Mikroorganizmaların gıdalarla gelişmesi; Gıdanın karekteristik özelliğine, Gıdada bulunan m.o lara ve bunlar arası etkileşime, Çevre koşullarına bağlı

Detaylı

ATIKLARIN EK YAKIT OLARAK KULLANILMASI VE HAVA KİRLİLİĞİNE ETKİSİ

ATIKLARIN EK YAKIT OLARAK KULLANILMASI VE HAVA KİRLİLİĞİNE ETKİSİ Hava Kirliliği ve Kontrolü Ulusal Sempozyumu 2008, 22 25 Ekim 2008, HATAY ATIKLARIN EK YAKIT OLARAK KULLANILMASI VE HAVA KİRLİLİĞİNE ETKİSİ Özgen ERCAN (*), Osman ÇOLAK, Nesimi ÖZKURT, Nuray GÜLER, Özcan

Detaylı

CANLILARIN TEMEL BİLEŞENLERİ

CANLILARIN TEMEL BİLEŞENLERİ 1 CANLILARIN TEMEL BİLEŞENLERİ Canlıların temel bileşenleri; inorganik ve organik bileşikler olmak üzere ikiye ayrılır. **İnorganik bileşikler: Canlılar tarafından sentezlenemezler. Dışarıdan hazır olarak

Detaylı

TANIMI Aktif karbon çok gelişmiş bir gözenek yapısına ve çok büyük iç yüzey alanına sahip karbonlaşmış bir malzemedir.

TANIMI Aktif karbon çok gelişmiş bir gözenek yapısına ve çok büyük iç yüzey alanına sahip karbonlaşmış bir malzemedir. AKTİF KARBON NEDİR? TANIMI Aktif karbon çok gelişmiş bir gözenek yapısına ve çok büyük iç yüzey alanına sahip karbonlaşmış bir malzemedir. Bu nitelikler aktif karbona çok güçlü adsorpsiyon özellikleri

Detaylı

MUCİZE KALKAN İLE SUYUMUZ ŞİMDİ PET ŞİŞELERDE DE SAĞLIKLI

MUCİZE KALKAN İLE SUYUMUZ ŞİMDİ PET ŞİŞELERDE DE SAĞLIKLI MUCİZE KALKAN İLE SUYUMUZ ŞİMDİ PET ŞİŞELERDE DE SAĞLIKLI HAZIRLAYAN ÖĞRENCİLER 7-D SELİN YAĞMUR ÇAKMAK DOĞA DAĞ DANIŞMAN ÖĞRETMEN NİLÜFER DEMİR İZMİR - 2013 İÇİNDEKİLER 1. PROJENİN AMACI.3 2. PET ŞİŞELER

Detaylı

Farmasötik Toksikoloji

Farmasötik Toksikoloji Farmasötik Toksikoloji 2014 2015 2.Not Doç.Dr. Gül ÖZHAN Absorbsiyon Kan hücreleri Dağılım Dokularda depolanma Eliminasyon Kimyasal Serum proteinleri Kan veya plazma Etki bölgesi Metabolizma Eliminasyon

Detaylı

GIDALARDA İLAÇ KALINTILARI

GIDALARDA İLAÇ KALINTILARI GIDALARDA İLAÇ KALINTILARI Prof. Dr. Ayhan FİLAZİ Ankara Üni. Veteriner Fak. Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Hayvanlarda ilaç, hormon, vitamin, mineral md. vb maddeler neden kullanılır? Hastalıkların

Detaylı

ENERJİ YÖNETİMİ VE POLİTİKALARI

ENERJİ YÖNETİMİ VE POLİTİKALARI ENERJİ YÖNETİMİ VE POLİTİKALARI KAZANLARDA ENERJİ VERİMLİLİĞİ ÖĞRENCİNİN ADI:KUBİLAY SOY ADI:KOÇ NUMARASI:15360038 KAZANLAR Yakıtın kimyasal enerjisini yanma yoluyla ısı enerjisine dönüştüren ve bu ısı

Detaylı