AKUT ROMATİZMAL ATEŞ TANISI ALAN HASTALARIN KLİNİK, EPİDEMİYOLOJİK VE LABORATUVAR YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "AKUT ROMATİZMAL ATEŞ TANISI ALAN HASTALARIN KLİNİK, EPİDEMİYOLOJİK VE LABORATUVAR YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ"

Transkript

1 T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği Şef: Uzm. Dr. Feyza Yıldız AKUT ROMATİZMAL ATEŞ TANISI ALAN HASTALARIN KLİNİK, EPİDEMİYOLOJİK VE LABORATUVAR YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ (Uzmanlık Tezi) Dr. Deniz ÇAĞATAY İSTANBUL

2 2 TEŞEKKÜR Bizlere sunmuş olduğu eğitim ve çalışma ortamı nedeniyle hastanemiz Başhekimi Sayın Doç. Dr. Ayşenur Celayir e, Uzmanlık eğitimim süresince klinik bilgi ve deneyimlerini paylaşarak, iyi bir hekim olmam için gayret sarfeden, her konuda yardım ve hoşgörüsünü esirgemeyen kıymetli hocam Sayın Şef Uzm. Dr. Feyza M. Yıldız a, Uzmanlık eğitimime değerli katkılarından dolayı; Sayın Şef Doç. Dr. Aysu Say a, Sayın Şef Doç. Dr. Abdulkadir Bozaykut a, Sayın Şef Prof. Dr. Fahri Ovalı ya, eğitimimin ilk yıllarındaki unutamadığım katkılarından dolayı emekli şefimiz Sayın Uzm. Dr. Savaş İnan a, Her zaman ilgi ve desteklerini gördüğüm, bilgi ve tecrübelerinden faydalandığım değerli hocalarım şef yardımcılarımız Sayın Uzm. Dr. Meral İnalhan a, Sayın Uzm. Dr. Feray Güven e ve kliniğimizdeki tüm uzman doktorlara, Asistanlığım boyunca beraber çalıştığım, dostluk ve arkadaşlıklarını hissettiğim tüm asistan doktor arkadaşlarıma, Kliniğimizin özveriyle çalışan, yardımlarını esigemeyen tüm hemşire ve personeline, Sonsuz saygı ve teşekkürlerimi sunarım. Eğitimimin her aşamasında bana sevgi, güven ve sabırla destek olan annem, babam ve biricik kardeşime teşekkürü borç bilirim. Dr. Deniz Çağatay

3 3 İÇİNDEKİLER 1. KISALTMALAR GİRİŞ VE AMAÇ GENEL BİLGİLER Tanım Tarihçe Epidemiyoloji Etiyoloji Patogenez Patoloji Klinik bulgular ve Modifiye Jones Kriterleri Ayırıcı tanı Klinik seyir Komplikasyonlar Tedavi GEREÇ VE YÖNTEM BULGULAR TARTIŞMA ÖZET KAYNAKLAR...63

4 4 1. KISALTMALAR ARA: Akut Romatizmal Ateş GAS: Grup A Streptokok HLA: Human Leucocyte Antigen TSTT: Toxic Shock Syndrome Toxin ASO: Antistreptolizin O RF: Romatoid Faktör ANA: Antinükleer Antikor PCR: Polymerase Chain Reaction AV nod: Atriyoventriküler nod ESR: Eritrocyte Sedimentation Rate CRP: C- Reaktif Protein EKG: Elektrokardiyografi EKO: Ekokardiyografi PSRA: Poststreptokoksik Reaktif Artrit JİA: Jüvenil İdiyopatik Artrit WHO: World Health Organisation EM: Eritema marjinatum MY: Mitral Yetmezlik AY: Aort yetmezliği ASD: Atrioseptal Defekt PDA: Patent Ductus Arteriosus

5 5 2. GİRİŞ VE AMAÇ Akut romatizmal ateş; duyarlı kişilerde, A grubu beta hemolitik streptokoklar ile oluşan üst solunum yolu infeksiyonundan 1-5 hafta sonra ortaya çıkan, kalp, eklemler, beyin, kan damarları, deri ve deri altı bağ dokusunu tutan sistemik bir hastalıktır (1). Dünyanın her yerinde görülmekte olup, özellikle gelişmekte olan ülkelerde edinsel kalp hastalığının en sık nedenidir (1,2). Dünya genelinde her yıl kadar yeni ARA olgusu görülmekte, yeni romatizmal kalp hastası ortaya çıkmaktadır (2, 3). Gelişmiş ülkelerde yaşam koşullarının giderek iyileşmesi, hastalığın erken dönemde tanınması, penisilin tedavisinin ve profilaksisinin yeterli düzeyde yapılması, hastaların iyi takip edilmesi, ekokardiyografi gibi gelişmiş tanı yöntemlerinin kullanılabilmesi hastalığın insidansında son 20 yılda düşüşlere sebep olmuştur. Ancak az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde hastalık güncelliğini korumaktadır. Ülkemizde de kesin rakamlar olmamakla beraber akut romatizmal ateş önemli bir sağlık sorunudur. ARA insidansını belirlemek amacıyla güvenilir istatistiksel veriler elde etmek için ülke genelinde çok merkezli çalışmalara ihtiyaç vardır. Çalışmamızda; insan sağlığını halen bu derece tehdit eden hastalığı epidemiyolojik, klinik ve laboratuar bulguları yönünden incelemek istedik. Bu amaçla yılları arasında Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniğimizde ARA tanısı alan 45 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Amacımız; bu hastalığa yaklaşımda klinisyene ışık tutmaktır.

6 6 3. GENEL BİLGİLER 3.1 TANIM Akut romatizmal ateş, A grubu beta hemolitik streptokok enfeksiyonunun geç dönem sekeli olarak sıklıkla eklemleri ve kalbi, daha az sıklıkla merkezi sinir sistemi, deri ve derialtı dokusunu tutan inflamatuar bir reaksiyon olarak kabul edilmektedir (1, 4). ARA nın diğer romatizmal hastalıklardan farkı, grup A streptokoklar ile gelişen farinks infeksiyonunun gecikmiş nonsupuratif bir sekeli olmasıdır. Rheumatism, rheuma, Bouillaud s Disease, Poliarthritis Subacuta Rheumatism, Poliarthritis Acuta, Poliarthritis Rheumatica Acuta, Rheumatismus İnfectiosus, Rheumatismus Cerus, Morbus Rheumaticus Specificus gibi birçok isimle anılmıştır(1). Akut romatizmal ateş, gelişmiş ülkelerde sıklığı ve önemi giderek azalmakla birlikte, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde hala edinilmiş kalp hastalıklarının en önemli nedenini oluşturmaktadır (2). Gelişmiş ülkelerde insidansının azalmasının nedeni, yaşam koşullarının iyileşmesi, infeksiyon geçirme sıklığında azalma, streptokok farenjit ve tonsillitinin tedavisinde zamanında ve etkin antibiyotik kullanılması olarak gösterilmektedir. 3.2 TARİHÇE Akut romatizmal ateş milattan önce 5. yüzyıldan beri bilinen bir hastalıktır. Hipokrat Hastalıklar Hakkında Dört Kitap adlı eserinde şöyle yazmıştır: Artrit varlığında halsizlik meydana geliyor, şiddetli bir ağrı vücudun tüm eklemlerini tutabilir, ve bu ağrılar bazen çok şiddetli, bazen de hafiftir, fakat bir eklemden diğerine sıçrayabilir. Artriti ilk kez tanımlayan Guillaume de Baillou ( ) dur. 18. yüzyılın sonlarında romatizmal ateş, romatizma olarak tarif edilen ateş, eklem

7 7 ağrıları ile giden hastalık gruplarının içinde yer almaktadır. Thomas Sydenham ( ) 1686 yılında Sydenham koresini tarif etmiş, ancak artrit ile koreyi ilişkilendirememiştir. Charles Wells 1812 de artrit ile kore arasındaki ilşikiyi tanımlamış ve ilk olarak subkutan nodüllerden bahsetmiştir. 18. yüzyıl ortalarına doğru Gerard van Swieten bazen eklemlerdeki ağrı biter, göğüste ağrı başlar, çarpıntı olur diyerek romatizma ile kalp hastalıkları arasında ilişki kurmaya çalışmıştır. William Cullen 1760 larda bazı romatizma hastalarında hızlı, dolgun ve sert nabız bulgusuna dikkat çekmişse de romatizma ile kalp hastalığı arasındaki ilişkiyi ilk kez tanımayan Wells olmuştur ve David Pitcairn ile birlikte 1778 de bunu yayınlamıştır yılında David Dundas kalp hastalığından ölen 9 romatizma hastasından 6 tanesine otopsi yapmış, hemen hepsinde kalbin genişlediğini, bir tanesinde perikardiyal sıvı artışı olduğunu ve bazılarında da perikardın kalp yüzeyine yapışık olduğunu yayınlamıştır yılında Laennec tarafından stetoskobun kullanılmaya başlanmasıyla, 1830 larda kalpten gelen anormal sesler hekimlerce ayırt edilmekteydi. Kalp hastalığı düşündürecek bulgusu olmayan romatizma hastalarında, ilk kez Jean Baptiste Bouillaud stetoskobu kullanarak endokardit veya perikardit olabileceğini bildirmiştir. Akut romatizmal ateş terimi ilk kez 1888 yılında Haygart tarafından ortaya atılmıştır senesinde ise ilk kez Cheadle, ARA nın bulgularını endokardit ve/veya perikardit, plörezi, tonsillit, eksudatif eritema, kore, ve subkutan nodüller olarak tanımlamıştır. Bu belirtiler Cheadle s Cycle veya Cheadle s Scheme adı altında toplanmıştır. Cheadle ın bu anlayışı, daha sonraki Jones kriterlerine zemin hazırlamıştır yılında Ludwig Aschoff kendi adını verdiği kalpteki nodülleri keşfetmiş, daha sonraki yıllarda Thelhimer ve Rothschild Aschoff nodüllerinin ARA tanısı için karakteristik olduğunu belirtmişlerdir. Streptokokların ARA nın etiyolojisinde rol oynadığı ilk kez 1930 larda Sick tarafından öne sürülmüştür. Bu tarihlerde yatılı okul, askeri kışla gibi kalabalık ortamlarda yaşayan kişilerde, boğaz enfeksiyonu ya da kızıl sonrası pek çok olguda ARA geliştiği görülmüştür.

8 8 Jones kriterleri ilk kez T. Ducket Jones tarafından 1944 yılında tanımlanmıştır te Amerikan Kalp Derneği tarafından modifiye edilmiş, 1966 da ve 1992 de WHO tarafından düzenlenmiş, son olarak da 2003 de güncelleştirilmiştir. 3.3 EPİDEMİYOLOJİ ARA sıklığı, ülkelere göre farklılık gösterir. Ancak dünya genelinde düşünüldüğünde ARA hala önemli bir hastalık ve ölüm nedenidir. Bugün dünya üzerinde romatizmal kalp hastası bulunmakta, her yıl kadar yeni ARA olgusu görülmekte, yeni romatizmal kalp hastası ortaya çıkmakta ve kişi ARA ya da romatizmal kalp hastalığı nedeniyle kaybedilmektedir (2, 3). Akut romatizmal ateşin en sık görüldüğü bölgeler Sahra çölünün güneyinde yer alan Afrika ülkeleri, Brezilya, Orta- Güney Asya dır. Ülkemiz, hastalığın orta sıklıkta görüldüğü ( da arasında) Akdeniz ve Orta Doğu ülkeleri arasında yer almaktadır (2, 5). Gelişmiş ülkelerde insidans 0,5/ e kadar inmiştir(1). ARA, GAS farenjitinin en sık gözlendiği yaş grubu olan 5-15 yaşları arasında zirve yapar (6). Hastalık bazı kişilerde daha sık görülmektedir. Konu ile ilgili yapılan çalışmalar, bazı HLA antijenleri (HLA DR-27, HLA DR- W 53) ve spesifik bir B hücre alloantijeni (D8/17) varlığında ARA ya yatkınlık olduğunu düşündürmüştür (1, 6-8). Ayrıca ikizler ile yapılan çalışmalarda; hastalığın, monozigotik ikizlerde, dizigotik ikizlere oranla daha sık görüdüğünün gösterilmesi genetik predispozisyonun da söz konusu olabileceğini akla getirmektedir (6). ARA, streptokok infeksiyonlarının daha çok olduğu kış ve ilkbahar aylarında en sık görülür (6). İnsidansda cinsiyet, ırk ve etnik köken açısından fark saptanmamıştır (9).

9 9 3.4 ETYOLOJİ Akut romatizmal ateşin, grup A beta hemolitik streptokokların romatolojik suşlarının oluşturduğu üst solunum yolu infeksiyonundan sonra geliştiği bilinmektedir (1,6). Her ne kadar grup C ve G streptokoklar da farenjite neden olsalar da, sadece grup A streptokokların sebep olduğu üst solunum yolu infeksiyonlarından sonra gelişen immun cevap ARA ya yol açar. A grubu beta hemolitik streptokokların M 1, 3, 5, 6, 18, 19, 24 serotipleri sorumlu tutulmuştur (10). Bunlardan en yaygını M 5 tir. Streptokoklar doğada yaygın olarak bulunan gram (+), katalaz negatif, genellikle zincir oluşturmuş, bazen çiftler halinde gözlenen kok morfolojisinde, çoğu fakültatif anaerob, hareketsiz bakterilerdir. Streptokokların çoğu, birçok vücut bölgesinde normal flora üyesidir (11). Hücre duvarının dış bölümünde hiyaluronik asit yapısında kapsülleri vardır. Bu yapı, insan bağ dokusunda bulunan hiyaluronik asit ile aynı özellikte olduğu için A grubu streptokokların kapsülleri immunojenik değildir. Kapsül antifagositer etki ile bakteriyi vücut savunmasından korur (11). Duvar yapısında bulunan glikoprotein yapısındaki grup karbonhidratının antijenik özelliklerine göre A, B, C, D, G grupları tanımlanır (Lancefield sınıflaması). Kanlı agar besiyerine ekildiklerinde hemoliz yapma özelliklerine göre alfa, beta, gamma olarak sınıflandırılır. Alfa hemoliz, tam olmayan hemolizi gösterir, ve kolonilerin çevresinde sınırları belirgin olmayan yeşilimsi bir halo görülür (12). Beta hemolitik streptokoklar ise hemolizin adı verilen enzimleri sayesinde (streptolizin O ve streptolizin S) kanlı agarda tam hemoliz yaparak sınırları belirgin koloniler oluşturur. Bu koloniler diğer hemolitik türlerden Gram boyaması ile ayırt edilir. Gamma streptokoklar hemoliz yapmazlar. Hücre zarında bulunan ve lipoteikoik asit içeren M proteini, streptokokların antifagositik özelliğinden sorumlu olup, en önemli virülans faktörüdür. Grup A beta hemolitik streptokokların tipini belirler. Grup A streptokokların M antijenlerine göre 80 den fazla serotipi belirlenmiştir (11, 12). M

10 10 antijenliğinin fazlalığından dolayı, günümüze kadar streptokoklara yönelik etkili bir aşı geliştirilememiştir. Ayrıca M proteini memelilerdeki tropomyozine fizikokimyasal olarak benzerlik göstermektedir (7). Bununla ilgili bir çalışmada, rekombinant olarak üretilen streptokokkal M proteini farelere verildiğinde, yarısının valvulit ve myokardit geliştirdikleri görülmüştür. Bu bulgular da M proteininin kalp kapakçıkları ile çapraz reaksiyon vererek hasara sebep olduğuna delil olarak gösterilmiştir (13, 14). Streptokokların lipoprotein yapısındaki stoplazmik membran, birçok memeli türünün bazı dokuları ile çapraz reaksiyon gösterir (örneğin glomerul bazal membranı ve sarkolemmal antijen). Hücre duvarının yapısındaki peptidoglikanın artrit gelişiminde rol oynadığı düşünülmektedir (10). Akut romatizmal ateşli hastaların serumlarında kalp, iskelet ve düz kaslara, bazal gangliondaki nöronlara, fibroblastlara, timus ve lenfositlere karşı otoantikorlar saptanmıştır (15). Streptokoklar, inflamasyon yaparak, eksotoksin üreterek, ve immunolojik mekanizma olmak üzere başlıca 3 mekanizma ile hastalık yapabilirler (12). İnflamasyona sebep olan enzimler; streptokinaz (fibrinolizin), DNAase (streptodornaz), ve hyaluronidazdır. Streptokinaz plasminojeni plasmine aktive eder, ve fibrini yıkar. DNAase eksuda veya nekrotik dokudaki DNA yı depolimerize eder, DNAase a karşı antikor oluşumu tanı amaçlı kullanılabilir. Hyaluronidaz, bağ dokusunun temel yapı maddelerinden olan hyaluronik asidi parçalar, S. Pyojenes in sellülit gibi deri infeksiyonlarında hızla yayılmasını sağlayan enzimdir. Streptokokların ürettiği eksotoksin ve hemolizinler ise şunlardır: eritrojenik toksin, streptolizin O, streptolizin S, pirojenik eksotoksin A, eksotoksin B. Eritrojenik toksin, S. Aureus un toksik şok sendrom toksinine (TSST) benzer, superantijen gibi hareket eder, kızılın döküntüsünden sorumlu toksindir. Streptolizin O, oksidasyon ile inaktive olan (oxygen-labile) bir hemolizindir, kanlı agar besiyerindeki beta hemolizden sorumludur. Antijenik özelliği vardır, streptolizin O ya karşı gelişen antikor titresi (ASO) ARA tanısında önemlidir. Streptolizin S, oksijen ile inaktive olmayan (oxygen-stable) bir hemolizindir, kanlı agarda beta hemoliz nedenidir, antijenik özelliği yoktur. Pirojenik eksotoksin A, stafilokokkal TSST ye benzer, süperantijendir, fazla

11 11 miktarda sitokin salınımına yol açar. Eksotoksin B, hızlı hücre yıkımına sebep olan bir proteazdır, nekrotizan fasciitis yapan S. Pyogenes suşları tarafından salgılanır. 3.5 PATOGENEZ A grubu streptokoklar, insan için patojendir, hayvanda nadiren infeksiyon yaparlar. Bu nedenle hayvan deneylerinin yapılması sıkıntılıdır ve ARA patogenezini araştırmada sorun teşkil etmektedir. Ancak çeşitli tekniklerle hayvanlara dışarıdan verilen streptokok antijenleriyle ARA dakine benzer lezyonların oluşturulduğu çalışmalar mevcuttur (13). Hastalığın patogenezi bugüne kadar tam olarak aydınlatılamamıştır. Ancak şu faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir: Duyarlı konak: Bazı HLA antijenine sahip bireylerde ( HLA DR-2, 4, 3,7,10, HLA DR-W 53) ARA daha yüksek oranlarda görülmüştür. Etken: A grubu beta hemolitik streptokokların romatojenik suşlarının ( M 1, 3, 5, 6, 18, 19, 24) oluşturduğu üst solunum yolu infeksiyonundan sonra görüldüğü bildirilmiştir. Doku/organ hasarı: En çok üzerinde durulan teori otoimmunite yani çapraz reaksiyon kuramıdır. Bazı streptokok antijenlerinin doku antijenleri ile benzerlik göstermesi (antigenic mimicry) sonucu hücresel ve humoral immun sistemin uyarılmasıyla klinik bulguların ortaya çıktığı düşünülmektedir (16, 17). Bu immunolojik görüşü destekleyen kanıtlar şunlardır: -A grubu beta hemolitik streptokok infeksiyonu ile ARA nın klinik bulgularının ortaya çıkışı arasında latent bir dönem olması -ARA lı hastaların serumlarında artmış sitokin seviyeleri, nitrit ve adrenomedüllin düzeylerinde artış (18)

12 12 -Kalp dokularında lenfosit birikimi, adezyon moleküllerinin aşırı ekspresyonu ve kompleman birikimi (19) -Antikor yapımı zayıf olan infantlarda ARA nın gözlenmemesi. ARA lı bazı hastaların serumlarında kalp dokusuna karşı oluşan otoantikorlar olduğu bilinmektedir. Bu otoantikorların kalp dokusuna bağlanması büyük miktarlarda C3 birikimi ile birlikte olmaktadır. Ancak immun kompleks hastalıklarında görülen otoantikorların (RF, anti DNA) yüksekliği ARA da görülmez. Serum IG A ve IG G düzeyleri artmıştır, bu da humoral immunitenin aktive olduğunu göstermektedir (20). Kalp dokusu dışında streptokokların hücre membranı ile subtalamik ve kaudat nukleuslar arasında da moleküler benzerlik vardır. ARA nın sistemik organ tutulumu bu immunolojik benzerlikler ile açıklanmaktadır (1). Streptokokların hücre bieşenleri ve dokular arasındaki antijenik benzerlik Şekil 1 de gösterilmiştir. Şekil 1: Antijenik benzerlik teorisi ARA patogenezinde rol oynayan faktörler Şekil 2 de şematize edilmiştir.

13 13 Şekil 2: ARA patogenezi ARA patogenezinde virüslerin de rol oynadığı zaman zaman öne sürülmüştür. Li ve ark. ları (21) ameliyat edilen hastaların myokard dokularında PCR ile Herpes simplex virüs DNA sını elde etmişlerdir. Ancak bunun önemi bilinmemektedir. 3.6 PATOLOJİ Akut romatizmal ateş seyri sırasında, bağ dokusunda ve özellikle küçük kan damarlarının çevresinde iki temel lezyon oluşur. Erken dönemde gelişen lezyon; eksudatif, dejeneratif ve inflamatuardır. T lenfositler, B lenfositler, makrofajlar ve mast hücreleri tarafından oluşturulan infiltrasyon ile bağ dokusunda parçalanma ve ödem söz konusudur. Erken dönem lezyonları ARA nın geçici bulgularına yol açar, anti-inflamatuar tedaviye iyi cevap verir, ve iyileşme döneminde tamamen kaybolur. Bu erken eksudatif-dejeneratif faz, 2-3 hafta sürer. Geç dönemde oluşan karakteristik lezyon Aschoff nodulleridir. Bu proliferatif lezyonlar aylar, hatta yıllarca sürebilir. Anti-inflamatuar tedaviye cevap vermez. Aschoff nodülleri ortada fibrinoid dejenerasyon, etrafında lenfosit,

14 14 plasma hücreleri ve Anittschkow hücreleri adı verilen büyük lenfositlerden oluşur (22). Aschoff nodülü 1904 te tanımlanmasına rağmen myokard hasarı yaptığı 1960 larda anlaşılabilmiştir. Bu tarihe kadar bağ dokusundan kaynaklandığı düşünülmekteydi. İlk kez Murphy, Aschoff nodülünün bağ dokusundan ve kalp kasından kaynaklanmadığını ileri sürdü (23). Daha sonra Aschoff nodüllerinin sinir hücrelerinden kaynaklanabileceği ve kardiak sinir liflerinin terminasyonunda bulunabileceği yayınlandı (24). Uzun yılar tartışmalı kaldıktan sonra, 1992 yılında yayınlanan bir çalışmada, Aschoff nodüllerinin makrofaj/histiyositlerden kaynaklanan granulomatöz oluşumlar olduğu gösterilmiştir (25). Tutulan bölgelere göre patolojiler şunlardır: KARDİYAK LEZYONLAR: Kalbin 3 tabakası da perikardiyum, myokardiyum ve endokardiyum- tutulabilir, buna pankardit denir. Perikardit: Perikardın her iki yaprağı tutulur. Fibrinöz ya da serofibrinöz perikardiyal eksuda ile beraberdir, kalıcı hasar bırakmadan iyileşir. Miyokardit: Miyokardiyal lezyonlar; fokal interstisyel myokardit, diffüz interstisyel myokardit, kas liflerinin direkt zedelenmesi, ileti sistemini tutan lezyonlar şeklindedir. Kardiyak disfonksiyon çoğunlukla myokard lezyonuna bağlıdır. Miyokardit bulguları; ateş ile ilişkisiz taşikardi, kardiyomegali ve kalp yetersizliğidir. Konjestif kalp yetmezliği ARA nın ciddi bir komplikasyonu olup miyokardit göstergesidir. Endokardit: Endokard tutulumuyla valvuler lezyonlar meydana gelir. En sık mitral ve aort kapağı, nadiren de triküspit ve pulmoner kapak etkilenir. Aktif fazda kapakçıklar ödemlidir ve makrofaj fibroblastlar ile infiltredir. Endokardiyal yüzeyler kapakçıkların serbest kenarından 2-3 cm boyunca hasarlanmıştır. Kapakların kapanma hattında vejetasyon verrucae- adı verilen 1-2 mm lik küçük trombüsler oluşur. Bu inflamatuar olay, fibrosis ile iyileşirken kapakçıkları, korda tendineaları ve anulusu daraltır. En büyük hasar kapakların kapanırkenki temas bölgelerindedir. Mitral kapak yüksek basınçla kapandığı için en fazla etkilenen kapaktır. İnflamasyon ne kadar şiddetliyse, hasar o kadar fazla olur ve kapak yetmezliği gelişir.

15 15 ARA da PR mesafesinin uzaması fonksiyonel bir lezyondur; atropin tedavisi ile düzelmesi de bunu desteklemektedir. AV nodu veya His demetindeki patolojik değişiklikleri yansıtmaz. EKSTRAKARDİYAK LEZYONLAR: Eklem tutulumu: Patolojik açıdan eklem tutulumu sinoviyada hiperemi, ödem, intra-artiküler sıvıda artış ile karakterize eksudatif lezyonlardan ibarettir. Kalıcı hasar meydana gelmez, rezolusyon ile tamamen iyileşir. Subkutan nodüller: Aschoff nodüllerine benzeyen, ortada fibrinoid nekroz alanı, etrafında lenfositler, fibroblastlar ve histiositlerden oluşan yapılardır. Hızlı ve sekel bırakmadan iyileşirler. Plörezi ve pnömoni: Şiddetli karditlerde pnömoni ve plörezi de gelişebilmektedir. Santral sinir sistemi tutulumu: Korteks, serebellum ve bazal ganglionlarda arterit, hücresel dejenerasyon, perivasküler infiltrasyon ve peteşial kanamalar gözlenebilmektedir. Lezyonlar tamamen iyileşir. 3.7 KLİNİK BULGULAR VE MODİFİYE JONES KRİTERLERİ ARA nın kesin tanı koyduran klinik ve laboratuvar bulgusu yoktur. Klinik bulgular, A grubu beta hemolitik streptokoklar ile oluşan üst solunum yolu infeksiyonundan yaklaşık 3 hafta sonra ortaya çıkar. Bu latent dönem kardit ve korede 3 ay kadar sürebilir. ARA tanısında modifiye Jones kriterleri kullanılmaktadır. Bu kriterler ilk kez 1944 yılında T. Duckett Jones tarafından tanımlanmış, en son 1992 ve 2003 de Amerikan Kalp Birliği tarafından gözden geçirilmiş ve modifiye Jones kriterleri ortaya çıkmıştır. Tanıdaki önemlerine göre klinik ve laboratuvar bulguları majör ve minör kriterler olarak sınıflanır.

16 16 Majör kriterler: 1- Poliartrit 2- Kardit 3- Korea 4- Subkutan nodüller 5- Eritema marjinatum Minör kriterler: 1- Ateş 2- Artralji ( Artrit varsa minör kriter sayılmaz ) 3- EKG de PR aralığının uzaması ( kardit varsa minör kriter olarak değerlendirilmez) 4- Akut faz reaktanlarında yükselme ( ESR, C-reaktif protein ) Destekleyici bulgular: 1- pozitif boğaz kültürü veya hızlı streptokok antijen testi pozitifliği 2- ASO titrelerinde yükselme ARA tanısı için iki majör veya bir majör ve iki minör kriterin bulunmasına ek olarak geçirilmiş A grubu streptokok infeksiyonu kanıtı varlığı gerekmektedir. Sydenham koresi ise tek başına ARA tanısı için yeterlidir, ayrıca sıklıkla ARA nın tek semptomu olarak görülür. MAJÖR BULGULAR KARDİT Kardit, %50-60 oranında görülen ve hastalığın en önemli majör bulgusudur (6). Endokard, myokard ve perikard değişik derecelerde tutulabilir. Klinikte kardit varlığı; üfürüm duyulması, kardiyomegali, konjestif kalp yetersizliği, perikardiyal effüzyon veya frotman saptanması ile anlaşılır.

17 17 Endokard tutulumu kapak yetersizlikleri ile kendini gösterir. Akut hastalık sırasında yetersizlik görülürken ilerleyen yıllarda fibrozis nedeniyle stenozlar ortaya çıkar. En sık mitral kapak tutulur. Fizik muayenede mitral kapağın tutulmasına bağlı olarak apekste, aksillaya yayılan, pansistolik mitral yetersizlik üfürümü ve mitral kapak yaprakçıklarının ödemli olmasına bağlı olarak ve mitral kapak ağzını daraltması nedeniyle mid-diyastolik Carey Coombs üfürümü duyulur. Mitral kapaktan sonra en sık tutulan kapak aort kapağıdır. Sıklıkla mitral kapak tutulumuyla beraberdir. İkinci kalp sesiyle başlayan, aort odağından sternumun sol yanına yayılan diyastolik dekreşando tarzında yetmezlik üfürümü duyulur. Aortik yetmezlik akımının etkisiyle mitral kapak ön yaprakçık açılımının kısıtlanmasına bağlı olarak, geç diyastolik üfürüm duyulur (Austin Flint üfürümü). Organik mitral darlığından farklı olarak mitral açılma sesi duyulmaz ( 26). Triküspit ve pulmoner kapaklar ise nadiren etkilenirler (26). Myokardit varlığını gösteren esas bulgu; ateşten bağımsız, dinlenme sırasında gözlenen sinüs taşikardisidir. Bunun dışında kardiyomegali, kalp yetmezliği, ritm ve ileti bozuklukları görülebilir. Romatizmal karditte sol ventrikül sistolik işlevlerinin korunması ve kreatin fosfokinaz ve MB fraksiyonu gibi enzimlerde, Troponin T gibi proteinlerde artış olmaması nedeniyle bunun gerçek bir miyokardit olmadığı öne sürülmüştür (27-29). Ancak biyopsi örneklerinde enflamasyon varlığının gösterilmiş olması ve bir çalışmada da QT dispersiyonunun arttığının gösterilmesi miyokard tutulumunun kanıtları olarak düşünülebilir (30). Romatizmal karditte viral miyokarditteki gibi, hücre nekrozu ve kalıcı işlev bozukluğu gözlenmez (27, 29). İleti sistemi tutulduğunda, AV bloklar ve ventriküler aritmiler görülür. En sık 1. Derece AV blok görülür, kardit olmayan vakalarda minör kriter kabul edilir. 2. ve 3. derece AV bloklar nadirdir (31, 32). Perikardın tutulmasına bağlı olarak klinikte göğüs ağrısı, kalp seslerinin derinden gelmesi, frotman duyulması, telekardiyogramda kardiyomegali ve çadır kalp görülmesi söz konusudur. Genel olarak perikard tutulumu sekel bırakmaz, konstriktif perikardit ve tamponada yol açmaz, ancak nadir de olsa tamponad gelişen olgular bildirilmiştir (33). EKG de tipik perikardit bulgusu; düşük voltajdır, ek olarak ST değişiklikleri de görülebilir.

18 18 Kardit; ateş, kilo kaybı, halsizlik gibi bulgular göstererek uzun süre sinsi bir şekilde seyredebilir. Bu sırada hastada akut faz reaktanlarında ve ASO düzeylerinde artış gibi bulgular saptanmayabilir. Hastaya tanı konduğunda genellikle hastalık ilerlemiş ve ciddi kapak tutulumu ortaya çıkmıştır. Bu tabloya sinsi kardit adı verilir, tek başına tanı koydurucudur (34, 35). Bazı hastalarda, klinik olarak kardit düşündüren bulgu olmamasına ve üfürüm duyulmamasına rağmen ekokardiyografi yapıldığında kapak yetersizlikleri saptanabilmektedir. Bu durum sessiz kardit olarak adlandırılır. Yapılan çalışmalarda sıklığı %12-21 olarak bildirilmiştir (36, 37). Sessiz kapak yetersizliklerinin uzun dönem izlem sonuçları bilinmemektedir. Ayrıca bu hastalar ikincil koruyucu tedavi alan hastalar olduğundan sessiz karditin doğal seyrinin nasıl olduğu ve ilerde ne kadarının romatizmal kapak hastası olacağı da bilinmemektedir (36, 37). Akut romatizmal ateş seyri sırasında kalp tutulumu hafif, orta ve ağır düzeyde kardit olmak üzere derecelendirilmektedir (38): -Hafif kardit: Teleradyografi, EKG, ekokardiyografi ve fizik muayenede kardiyomegali ve kalp yetmezliği bulgusu olmaksızın, hafif mitral ve aort yetmezliği varlığı hafif kardit olarak değerlendirilir. -Orta kardit:. Klinik olarak orta derecede kapak lezyonu ( örneğin orta derecede kardiyomegaliye sebep olmuş) veya. Eko da kardiak boşluklarda genişleme olması ya da orta derecede kapak lezyonu bulgusu ( orta derecede mitral yetmezlik; yüksek yoğunlukta proksimal jet akımının sol atriumun yarısını veya daha azını doldurduğunda söz konusudur. Orta derecede aort yetmezliğinin EKO bulgusu ise; regurjitan akım çapının, sol ventrikül çıkış çapının %15-30 u olmasıdır.) -Ağır kardit:. Daha önce ARA nedeniyle kalp ameliyatı geçirilmiş olması, veya

19 19. Klinik olaraka ağır kapak yetmezliği bulguları( ağır kardiyomegali ve/veya kalp yetmezliği) veya. EKO da ağır kapak lezyonu bulguları ( mitral yetersizlik için pulmoner venlerde anormal regurjitan akım bulgusu, aort kapak yetmezliği için desendan aortada doppler akımı bulguları) Romatizmal karditte erken dönemde kapak yetersizlikleri görülürken, uzun dönemde fibrosis nedeniyle kapak darlıkları görülür. En sık mitral kapak darlığı görülmektedir. Mitral kapak darlığı teşhisinde; birinci kalp sesinin şiddetlenmesi, mitral açılma sesi, middiastolik ve presistolik üfürüm belirmesi, sol atrial ve sağ ventrikül hipertrofisi bulgularının saptanması değerlidir ( 26, 39). İlk ARA atağı sırasında kalp tutulumu varsa, tekrarlayan ataklar sırasında kardit geçirme olasılığı daha yüksektir. Ataklar en sık ilk 5 yıl içinde ortaya çıkar. ARTRİT Akut romatizmal ateşin en sık görülen bulgusudur. %75-80 oranında görülür, ve genellikle diz, dirsek, ayak bileği, el bileği gibi büyük eklemler tutulur (6). Büyük çocuklarda daha sık, 5 yaş altında azdır (1). Birden fazla eklem tutulumu mevcuttur, tutulum simetrik değildir ve artrit gezici karakterdedir. Ancak ARA nın %3,5-17 arasında tek eklem tutulumu ile de seyredebileceği bildirilmiştir (40). Bazı hastalarda eklem bulguları çok kısa süreli ya da hafif olabilir, hastalar artrit anamnezi vermeyebilir (41). Son yıllarda küçük eklem ve sakroiliyak eklem tutulumu gibi sıra dışı olgular da bildirilmiştir (42). Artrit tanısı için, tipik artrit bulguları gereklidir. Bunlar; ağrı, ısı artışı, kızarıklık, ödem ve fonksiyon kaybı gibi enflamasyon bulgularıdır. ARA artriti son derece ağrılıdır ve artritin diğer bulgularının şiddetiyle doğru orantılı değildir (6). Her eklemdeki artrit bir haftadan kısa sürer. Salisilat ve benzeri anti-enflamatuar tedaviye kısa sürede yanıt alınır, saatte artrit bulguları geriler. Uygun

20 20 dozda salisilat tedavisine rağmen 48 saatten uzun süren artritlerde başka bir tanıya yönelmek gerekir (1,4). ARA da artrit 2-4 haftada kendiliğinden düzelir, genelde 4 haftadan uzun sürmez. Kalıcı sekel bırakmadan tamamen iyileşir. Son yıllarda streptokok infeksiyonundan sonra görülen ve ARA kriterlerini tam olarak karşılamayan yeni bir klinik tablo tanımlanmıştır. ARA artritinden ayrı bir hastalık olarak düşünülmesine yol açan daha kısa latent dönem, uzamış artrit süresi, aspirine zayıf yanıt ve atipik eklem tutulumu gibi bulgular mevcuttur. Bu klinik tablo poststreptokoksik reaktif artrit olarak adlandırılmaktadır (43). SYDENHAM KOREA St. Vitus dansı, korea minör gibi isimleri de vardır. ARA da %10-15 oranında görülür (6). Adolesanlarda ve kızlarda daha sık görülür. Bazal ganglionların, özellikle de kaudat çekirdeğin inflamasyonu nedeniyle meydana geldiği düşünülmektedir. Latent periyodu uzundur (1-6 ay). Klinik olarak emosyonel instabilite, okulda başarısızlık, gövde ve ekstremitelerde özellikle üst ekstremitelerde- genellikle tek taraflı, istemsiz, hızlı, düzensiz, amaçsız, ve sürekli koreatetoik hareketler ve kaslarda koordinasyon bozukluğu ile karakterizedir (1, 10). Yüz kasları da tutulabilir. Dilde kasılmalar görülebilir. Süt sağma hareketi ve hipotoni gözlenebilir. İstemdışı hareketlerin stres altında artması ve uyku esnasında kaybolması tipiktir. Genelde 2-3 ay içinde kendiliğinden geçer. Kore bulguları gösteren hastaların uzun dönem izleminde %27 oranında romatizmal kalp hastalığı geliştiği gözlenmiştir. Bunun nedeni kore ile birlikte sessiz kardit vakalarının fazlalığı olduğunun düşünülmesidir (3, 10, 14, 44). Bu nedenle koreli hastaların kardiyak açıdan takip edilmesi önemlidir. Dikkat

ARTRİT Akut Romatizmal Ateş. Dr. Gülendam Koçak Maltepe Üniversitesi

ARTRİT Akut Romatizmal Ateş. Dr. Gülendam Koçak Maltepe Üniversitesi ARTRİT Akut Romatizmal Ateş Dr. Gülendam Koçak Maltepe Üniversitesi Sunum Planı Akut Romatizmal Ateş Romatizmal Poliartrit Olgu sunumları ile ayırıcı tanı ARA ARA-Yaş ARA GAS Tonsillofarenjiti Yetersiz

Detaylı

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3

mm3, periferik yaymasında lenfosit hakimiyeti vardı. GİRİŞ hastalığın farklı şekillerde isimlendirilmesine neden Olgu 2 Olgu 3 24 P. I. AĞRAS ve Ark. GİRİŞ Ürtikeryal vaskülit histolojik olarak vaskülit bulgularını gösteren, klinikte persistan ürtikeryal döküntülerle karakterize olan bir klinikopatolojik durumdur (1). Klinikte

Detaylı

ENFEKTİF ENDOKARDİT: KLİNİK VE EKOKARDİYOGRAFİ BULGULARI

ENFEKTİF ENDOKARDİT: KLİNİK VE EKOKARDİYOGRAFİ BULGULARI ENFEKTİF ENDOKARDİT: KLİNİK VE EKOKARDİYOGRAFİ BULGULARI Dr. Sadık Açıkel Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Kliniği Türkiye Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Detaylı

AKUT ROMATİZMAL ATEŞ. Prof. Dr. M.Kemal BAYSAL Ondokuzmayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Kardiyolojisi

AKUT ROMATİZMAL ATEŞ. Prof. Dr. M.Kemal BAYSAL Ondokuzmayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Kardiyolojisi AKUT ROMATİZMAL ATEŞ Prof. Dr. M.Kemal BAYSAL Ondokuzmayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Kardiyolojisi AKUT ROMATİZMAL ATEŞ Tanım A GRUBU BETA HEMOLİTİK STREPTOKOK (GABHS) farenjitinden 1-3 hafta sonra

Detaylı

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit 2016 un türevi 2. TEŞHİS VE TEDAVİ 2.1 Nasıl teşhis edilir? Klinik belirtiler ve araştırmalar

Detaylı

AKUT ROMATİZMAL ATEŞ PATOGENEZ : Streptokok virulansı, duyarlı kişi ve doku hasarı Streptokok virulansı: Duyarlı kişi: Doku hasarı:

AKUT ROMATİZMAL ATEŞ  PATOGENEZ : Streptokok virulansı, duyarlı kişi ve doku hasarı Streptokok virulansı: Duyarlı kişi: Doku hasarı: 1 AKUT ROMATİZMAL ATEŞ Akut romatizmal ateş (ARA), A grubu beta hemolitik streptokoklarla oluşan üst solunum yolu infeksiyonundan sonra ortaya çıkan inflamatuvar bir hastalıktır. A grubu beta hemolitik

Detaylı

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ Prof.Dr.Ayşe Kılıç draysekilic@gmeil.com AMAÇ Lokomotor sistemin temel yapılarını ve çocuklarda görülen yakınmalarını, öykü, fizik muayene ve basit tanı yöntemlerini öğrenmek

Detaylı

Romatizma BR.HLİ.066

Romatizma BR.HLİ.066 Nedir? başta eklemler olmak üzere, birçok organ ve dokunun doğrudan ya da dolaylı olarak zarar görmesine yol açabilen hastalıklar grubudur. Kanda iltihap düzeyinde yükselmeye neden olup olmamasına göre

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan

Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan Kalp Kapağı Hastalıkları Nelerdir? Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan Bozok Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD. Giriş

Detaylı

AKUT EKLEM ROMATİZMASI TANISINDA YENİLENMİŞ JONES KRİTERLERİ

AKUT EKLEM ROMATİZMASI TANISINDA YENİLENMİŞ JONES KRİTERLERİ AKUT EKLEM ROMATİZMASI TANISINDA YENİLENMİŞ JONES KRİTERLERİ Dr. N. Oğuz Akut eklem romatizması (AER) tanısı esas olarak klinik bulgularla konur. Fakat laboratua bulguları ilede desteklenmesi gerekir.

Detaylı

Juvenil SPondiloArtrit/Entezit İle İlişkili Artrit (SPA-EİA)

Juvenil SPondiloArtrit/Entezit İle İlişkili Artrit (SPA-EİA) www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Juvenil SPondiloArtrit/Entezit İle İlişkili Artrit (SPA-EİA) 2016 un türevi 1. JUVENİL SPONDİLOARTRİT/ ENTEZİT İLE İLİŞKİLİ ARTRİT (SPA- EİA) NEDİR? 1.1 Nedir?

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

PERİKARDİT GİRİŞ PATOFİZYOLOJİ. Dr. Neslihan SAYRAÇ

PERİKARDİT GİRİŞ PATOFİZYOLOJİ. Dr. Neslihan SAYRAÇ GİRİŞ Perikard PERİKARDİT Dr. Neslihan SAYRAÇ AÜTF Acil Tıp Anabilim Dalı 05/01/2010 Visseral Parietal 50 ml seröz sıvı İnsidansı net olarak bilinmiyor Ancak acil servise AMI olmayan göğüs ağrısı ile başvuran

Detaylı

Akut Romatizmal Ateş. Galip Erdem, Şeref Demirbaş, Salim Özenç

Akut Romatizmal Ateş. Galip Erdem, Şeref Demirbaş, Salim Özenç Galip Erdem, Şeref Demirbaş, Salim Özenç Giriş A grubu beta hemolitik streptokokların neden olduğu farenjitin nonsüpüratif geç bir komplikasyonudur. Eklem, kalp, beyin, damar ve bağ dokusunu tutar, enflamasyona

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Servisi Olgu Sunumu 7 Nisan 2017 Çarşamba

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Servisi Olgu Sunumu 7 Nisan 2017 Çarşamba Kocaeli Üniversitesi Tp Fakültesi Çocuk Sağlğ ve Hastalklar Anabilim Dal Çocuk Servisi Olgu Sunumu 7 Nisan 2017 Çarşamba İnt. Dr. İsmail Talha Özdoğan Kocaeli Üniversitesi ü Çocuk Sağ ğ Ç Olgu Sunumu 07

Detaylı

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin;

KRİYOGLOBÜLİN. Cryoglobulins; Soğuk aglutinin; KRİYOGLOBÜLİN Cryoglobulins; Soğuk aglutinin; Kriyoglobülin kanda bulunan anormal proteinlerdir ve 37 derecede kristalleşirler. Birçok hastalık sırasında ortaya çıkabilirler ancak vakaların %90ı Hepatit

Detaylı

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi 03.05.2016 OLGU 38 yaşında evli kadın hasta İki haftadır olan bulantı, kusma, kaşıntı, halsizlik, ciltte ve gözlerde

Detaylı

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011 Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını

Detaylı

TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI

TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI Akut tonsillofarenjit veya çocukluk çağında daha sık karşılaşılan klinik tablosu ile tonsillit, farinks ve tonsil dokusunun inflamasyonudur ve doktora başvuruların

Detaylı

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ Erhan Çalışıcı, Birgül Varan, Mahmut Gökdemir, Nimet Cındık, Özge Orbay Başkent Üniversitesi Çocuk Sağ.Has.ABD Göğüs ağrısı, çocukluk ve adölesan

Detaylı

KAWASAKİ HASTALIĞI-7 VAKANIN DEĞERLENDİRİLMESİ

KAWASAKİ HASTALIĞI-7 VAKANIN DEĞERLENDİRİLMESİ KAWASAKİ HASTALIĞI-7 VAKANIN DEĞERLENDİRİLMESİ Canan Hasbal Akkuş, Tolga Erkum, Mehmet Bedir Akyol, Zilha Şentürk, Burcu Bursal, Zeynep Kıhtır, Sami Hatipoğlu Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma

Detaylı

İlaç ve Vaskülit. Propiltiourasil. PTU sonrası vaskülit. birkaç hafta yıllar sonrasında gelişebilir doza bağımlı değil ilaç kesildikten sonra düzelir.

İlaç ve Vaskülit. Propiltiourasil. PTU sonrası vaskülit. birkaç hafta yıllar sonrasında gelişebilir doza bağımlı değil ilaç kesildikten sonra düzelir. PTU sonrası vaskülit İlaç ve Vaskülit Propiltiourasil birkaç hafta yıllar sonrasında gelişebilir doza bağımlı değil ilaç kesildikten sonra düzelir. Propiltiourasil Daha çok P-ANCA pozitifliği PTU ile tedavi

Detaylı

SPONDİLODİSKİTLER. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR

SPONDİLODİSKİTLER. Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR SPONDİLODİSKİTLER Dr. Nazlım AKTUĞ DEMİR Vertebra Bir dizi omurdan oluşur Vücudun eksenini oluşturur Spinal kordu korur Kaslar, bağlar ve iç organların yapışacağı sabit bir yapı sağlar. SPONDİLODİSKİT

Detaylı

ÇOCUKLARDA HAREKET SİSTEMİ MUAYENESİ (ROMATOLOJİK MUAYENE) Özgür KASAPÇOPUR

ÇOCUKLARDA HAREKET SİSTEMİ MUAYENESİ (ROMATOLOJİK MUAYENE) Özgür KASAPÇOPUR ÇOCUKLARDA HAREKET SİSTEMİ MUAYENESİ (ROMATOLOJİK MUAYENE) Özgür KASAPÇOPUR HAREKET SİSTEMİ Üç ana yapı taşı Kemikler Kaslar Eklemler Oynamaz eklemler (Kafa tası) Yarı oynar eklemler (Omurga) Oynar eklemler

Detaylı

Akut Romatizmal Ateş. Acute Rheumatıc Fever. Derleme. Review. ÖzET. Ali Osman KÖKSAL 1, Asiye GÜLTEKİN SOYLU 2, Osman ÖZDEMİR 3 GİRİŞ

Akut Romatizmal Ateş. Acute Rheumatıc Fever. Derleme. Review. ÖzET. Ali Osman KÖKSAL 1, Asiye GÜLTEKİN SOYLU 2, Osman ÖZDEMİR 3 GİRİŞ Derleme Review Türkiye Çocuk Hastalıkları Dergisi Turkish Journal of Pediatric Disease Akut Romatizmal Ateş Acute Rheumatıc Fever Ali Osman KÖKSAL 1, Asiye GÜLTEKİN SOYLU 2, Osman ÖZDEMİR 3 1 Keçiören

Detaylı

www.pediatric-rheumathology.printo.it ROMATİZMAL ATEŞ VE STREPTOKOK ENFEKSİYONU SONRASI GELİŞEN ARTRİT ( REAKTİF ARTRİT)

www.pediatric-rheumathology.printo.it ROMATİZMAL ATEŞ VE STREPTOKOK ENFEKSİYONU SONRASI GELİŞEN ARTRİT ( REAKTİF ARTRİT) www.pediatric-rheumathology.printo.it ROMATİZMAL ATEŞ VE STREPTOKOK ENFEKSİYONU SONRASI GELİŞEN ARTRİT ( REAKTİF ARTRİT) Nedir? Romatizmal ateş (kalp romatizması), streptokok mikrobunun tetiklediği bir

Detaylı

MENENJİTLİ OLGULARIN KLİNİK VE LABORATUAR ÖZELLİKLERİNİN RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ

MENENJİTLİ OLGULARIN KLİNİK VE LABORATUAR ÖZELLİKLERİNİN RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ MENENJİTLİ OLGULARIN KLİNİK VE LABORATUAR ÖZELLİKLERİNİN RETROSPEKTİF OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Mine SERİN 1, Ali CANSU 1, Serpil ÇELEBİ 2, Nezir ÖZGÜN 1, Sibel KUL 3, F.Müjgan SÖNMEZ 1, Ayşe AKSOY 4, Ayşegül

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ Sağlık hizmeti veren, Doktor Ebe Hemşire Diş hekimi Hemşirelik öğrencileri, risk altındadır Bu personelin enfeksiyon açısından izlemi personel sağlığı ve hastane

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Servisi Olgu Sunumu 05 Temmuz 2017 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Servisi Olgu Sunumu 05 Temmuz 2017 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Servisi Olgu Sunumu 05 Temmuz 2017 Salı Araş. Gör. Dr. Mert Şengün Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı

Detaylı

BRUSELLA ENFEKSİYONU. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

BRUSELLA ENFEKSİYONU. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği BRUSELLA ENFEKSİYONU Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği SUNU PLANI Mikrobiyoloji Epidemiyoloji Patogenez Klinik bulgular Tanı- Ayırıcı Tanı Tedavi GİRİŞ Brusellozis bir zoonitik

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Servisi Olgu Sunumu 1 Mart 2017 Çarşamba

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Çocuk Servisi Olgu Sunumu 1 Mart 2017 Çarşamba Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Servisi Olgu Sunumu 1 Mart 2017 Çarşamba Ar. Gör. Dr. Metin Gürkan KOCAELI ÜNIVERSITESI TIP FAKÜLTESI ÇOCUK SAĞLIĞI

Detaylı

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi Kahramanmaraş 1. Biyokimya Günleri Bildiri Konusu: Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi Mehmet Aydın DAĞDEVİREN GİRİŞ Fetuin-A, esas olarak karaciğerde

Detaylı

ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM?

ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM? ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM? Dr. Murat Kutlu Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Giriş İnfluenza sendromu genellikle ani başlangıçlı

Detaylı

Ankilozan Spondilit BR.HLİ.065

Ankilozan Spondilit BR.HLİ.065 Gençlerde Bel Ağrısına Dikkat! Bel ağrısı tüm dünyada oldukça yaygın bir problem olup zaman içinde daha sık görülmektedir. Erişkin toplumun en az %10'unda çeşitli nedenlerle gelişen kronik bel ağrıları

Detaylı

Bruselloz: Klinik Özellikler

Bruselloz: Klinik Özellikler Bruselloz: Klinik Özellikler Uzm. Dr. Mustafa Aydın ÇEVİK Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Bruselloz - Etkenler B. melitensis B. abortus

Detaylı

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016 Göğüs Ağrısı Olan Hasta Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016 Göğüs Ağrısı??? Yan ağrısı? Sırt ağrısı? Mide ağrısı? Karın ağrısı? Boğaz ağrısı? Omuz ağrısı? Meme ağrısı? Akut Göğüs Ağrısı Aniden başlar-tipik

Detaylı

Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller. Dr. Dilara İnan Isparta

Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller. Dr. Dilara İnan Isparta Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller Dr. Dilara İnan 04.06.2016 Isparta Hepatit B yüzey antijeni (HBsAg) HBV yüzeyinde bulunan bir proteindir; RIA veya EIA ile saptanır Akut ve kronik HBV

Detaylı

Dr. Seçkin Pehlivanoğlu. Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi İstanbul Hastanesi

Dr. Seçkin Pehlivanoğlu. Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi İstanbul Hastanesi Dr. Seçkin Pehlivanoğlu Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi İstanbul Hastanesi Ö, K 47 y, E Şikayeti: Bilinen sistemik hastalığı olmayan hastanın, 3 gün önce yağmurda ıslanma sonrası kuru öksürük ve nefes

Detaylı

Takiplerde hastalarda hangi özelliklere dikkat edilmesi gerektiğini

Takiplerde hastalarda hangi özelliklere dikkat edilmesi gerektiğini Dönem IV Kardiyoloji Stajı Konu: Atrial fibrilasyonlu hastaya yaklaşım Amaç: Bu dersin sonunda dönem IV öğrencileri atrial fibrilasyonu tanımlayabilecek, hastaya yaklaşımdaki temel prensipleri belirtebileceklerdir.

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 9 Ağustos 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

GEBELİKTE SİFİLİZ. Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği

GEBELİKTE SİFİLİZ. Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği GEBELİKTE SİFİLİZ Dr. Mustafa Özgür AKÇA Bursa Yüksek İhtisas E.A.H. Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği SİFİLİZ TANIM T.pallidum un neden olduğu sistemik bir hastalıktır Sınıflandırma: Edinilmiş (Genellikle

Detaylı

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü Tip 1 diyabete giriş Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü ENTERNASYONAL EKSPER KOMİTE TARAFINDAN HAZIRLANAN DİABETİN YENİ SINIFLAMASI 1 - Tip 1 Diabetes

Detaylı

Tedavi. Tedavi hedefleri;

Tedavi. Tedavi hedefleri; Doç. Dr. Onur POLAT Tedavi DVT tanısı konduktan sonra doğal gidişine bırakılırsa, ölümcül komplikasyonu olan PE ve uzun dönemde sakatlık oranı son derece yüksek olan posttromboflebitik sendrom ve Pulmoner

Detaylı

ENDOKARDİT. Dr. Zerrin Yuluğkural KLİMİK İnfektif Endokardit: Güncel Bilgiler, Yerel Veriler

ENDOKARDİT. Dr. Zerrin Yuluğkural KLİMİK İnfektif Endokardit: Güncel Bilgiler, Yerel Veriler S.aureus a BAĞLI İNFEKTİF ENDOKARDİT Dr. Zerrin Yuluğkural KLİMİK İnfektif Endokardit: Güncel Bilgiler, Yerel Veriler 21.10.2017 Hayatı tehtid eden infeksiyon tabloları İnfektif endokardit/en sık etken!

Detaylı

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI Organizmalarda daha öncede belirtildiği gibi hücresel ve humoral bağışıklık bağışıklık reaksiyonları vardır. Bunlara ilave olarak immünoljik tolerans adı verilen

Detaylı

KAWASAKİ HASTALIĞI Kawasaki Sendromu; Mukokütanöz Lenf Nodu Sendromu;

KAWASAKİ HASTALIĞI Kawasaki Sendromu; Mukokütanöz Lenf Nodu Sendromu; KAWASAKİ HASTALIĞI Kawasaki Sendromu; Mukokütanöz Lenf Nodu Sendromu; Kawasaki hastalığı sebebi bilinmeyen ateşli çocukluk çağı hastalığıdır. Nadiren ölümcül olur. Hastalık yüksek ateş, boğazda ve dudaklarda

Detaylı

ACS de yeni biyolojik markırlar MEHMET KOŞARGELİR HNH 2014-DEDEMAN

ACS de yeni biyolojik markırlar MEHMET KOŞARGELİR HNH 2014-DEDEMAN ACS de yeni biyolojik markırlar MEHMET KOŞARGELİR HNH 2014-DEDEMAN Biyomarkırlar (Tanı) Sınıf 1: Faydalı (Kanıt seviyesi:a) Kardiak spesifik troponin (troponin I veya T hangisi kullanılıyorsa) ACS semptomları

Detaylı

Hazırlayan: Fadime Kaya Acıbadem Adana Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Hazırlanma Tarihi:

Hazırlayan: Fadime Kaya Acıbadem Adana Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Hazırlanma Tarihi: Hazırlayan: Fadime Kaya Acıbadem Adana Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Hazırlanma Tarihi: 30.06.2018 » İnfluenzanın Tanımı» İnfluenza Bulaş Türleri» İnfluenza Nasıl Bulaşır?» Konak Seçimi» Klinik

Detaylı

Kabakulak (Epidemik Parotitis) Prof. Dr. Haluk Çokuğraş

Kabakulak (Epidemik Parotitis) Prof. Dr. Haluk Çokuğraş Kabakulak (Epidemik Parotitis) Prof. Dr. Haluk Çokuğraş 1 Olgu 1: 4 aylık erkek çocuk 2 Üç gündür ateş, boynun sağ yanında şişlik. Bu bölgede yaygın şişlik-kızarıklık ve ısı artışı. Ağız içerisinde Stenon

Detaylı

www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro

www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro CANDLE 2016 un türevi 1. CANDLE NEDİR 1.1 Nedir? Kronik Atipik Nötrofilik Dermatosiz, Lipodistrofi ve Yüksek ateş (CANDLE) sendromu nadir görülen genetik bir

Detaylı

İMMUNİZASYON. Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı?

İMMUNİZASYON. Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı? İMMUNİZASYON Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı? Canlıya antijen verdikten belli bir süre sonra, o canlıda

Detaylı

II. BÖLÜM HEMOFİLİDE KANAMA TEDAVİSİ

II. BÖLÜM HEMOFİLİDE KANAMA TEDAVİSİ HEMOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU Önsöz... IX-X Türk Hematoloji Derneği Yönetim Kurulu... XI Hemofili Bilimsel Alt Komitesi Üyeleri (2014-2018 dönemi)... XI Kısaltmalar... XII I. BÖLÜM HEMOFİLİ TANISI TANIM...

Detaylı

Akut Romatizmal Ateş: Klinik Bir Değerlendirme

Akut Romatizmal Ateş: Klinik Bir Değerlendirme Çocuk Dergisi 10(4):183-189, 010 doi:10.5/j.child.010.183 Klinik Araştırma Akut Romatizmal Ateş: Klinik Bir Değerlendirme Deniz ÇAĞATAY *, Feyza YILDIZ *, Özlem TEMEL *, Özlem ARSLAN *, Meral İNALHAN *

Detaylı

Kalp Kapak Hastalıkları

Kalp Kapak Hastalıkları BR.HLİ.085 içerisinde kanın bulunduğu dört odacık vardır. Bunlardan ikisi sağ, ikisi ise sol kalp yarımında bulunur. Kalbe gelen kan önce sağ atriuma gelir ve kalbin sağ kulakcığı ve sağ karıncığı arasında

Detaylı

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit NEFRİT Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Genel Bilgiler Böbreğin temel fonksiyonlarından birisi idrar üretmektir. Her 2 böbrekte idrar üretimine yol açan yaklaşık 2 milyon küçük ünite (nefron) vardır. Bir nefron

Detaylı

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr.

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr. BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr. Aslı KANTAR Akut rejeksiyon (AR), greft disfonksiyonu gelişmesinde major

Detaylı

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı)

Çalışmaya katılan hasta sayısı: 7601 (7599 hastanın datası toplandı) Sevgili Arkadaşlarım, CANTAB için en önemli çalışmamız CHARM Çalışmasıdır.. Eğitimlerde söylediğim gibi adınız-soyadınız gibi çalışmayı bilmeniz ve doğru yorumlayarak kullanmanız son derece önemlidir.

Detaylı

İnfluenza virüsünün yol açtığı hastalıkların ve ölümlerin çoğu yıllık grip aşıları ile önlenebiliyor.

İnfluenza virüsünün yol açtığı hastalıkların ve ölümlerin çoğu yıllık grip aşıları ile önlenebiliyor. Her yıl milyonlarca kişiyi etkileyen bir solunum yolu enfeksiyonu olan grip, hastaneye yatışı gerektirecek kadar ağır hastalık tablolarına neden olabiliyor. Grip ve sonrasında gelişen akciğer enfeksiyonları

Detaylı

VAKA SUNUMU. Dr. Arif Alper KIRKPANTUR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ünitesi

VAKA SUNUMU. Dr. Arif Alper KIRKPANTUR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ünitesi VAKA SUNUMU Dr. Arif Alper KIRKPANTUR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ünitesi ÖYKÜ 58 yaşında, erkek hasta, emekli memur, Ankara 1989: Tip 2 DM tanısı konularak, oral antidiyabetik

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Enfeksiyon Hastalıkları BD Olgu Sunumu 13 Ekim 2018 Perşembe

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Enfeksiyon Hastalıkları BD Olgu Sunumu 13 Ekim 2018 Perşembe Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Enfeksiyon Hastalıkları BD Olgu Sunumu 13 Ekim 2018 Perşembe Dr. Ayşe Tekin Yılmaz Olgu Sekiz yaş, erkek hasta Yakınma Sırt

Detaylı

Kemik ve Eklem Enfeksiyonları. Dr Fahri Erdoğan

Kemik ve Eklem Enfeksiyonları. Dr Fahri Erdoğan Kemik ve Eklem Enfeksiyonları Dr Fahri Erdoğan KEMİK VE EKLEM ENFEKSİYONLARI Erken tanı ve tedavi Sintigrafi, MRI Artroskopik cerrahi Antibiyotik direnci Spesifik M.Tuberculosis M. Lepra T.Pallidumun Nonspesifik?

Detaylı

Staphylococcus Gram pozitif koklardır.

Staphylococcus Gram pozitif koklardır. Staphylococcus Gram pozitif koklardır. 0.8-1µm çapında küçük, yuvarlak veya oval bakterilerdir. Hareketsizdirler. Spor oluşturmazlar ve katalaz enzimi üretirler. Gram boyama Koagülaz, alfatoksin, lökosidin,

Detaylı

BIR GRİP SEZONUNUN BAŞıNDA İLK OLGULARıN İRDELENMESİ

BIR GRİP SEZONUNUN BAŞıNDA İLK OLGULARıN İRDELENMESİ BIR GRİP SEZONUNUN BAŞıNDA İLK OLGULARıN İRDELENMESİ NECLA TÜLEK, METİN ÖZSOY, SAMİ KıNıKLı Ankara Eğitim Ve Araştırma HASTANESİ İnfeksiyon Hastalıkları Ve Klinik Mikrobiyoloji GİRİŞ Mevsimsel influenza

Detaylı

Takım: Bacillales Familya: Staphylococcaceae Genus: Staphylococcus

Takım: Bacillales Familya: Staphylococcaceae Genus: Staphylococcus Staphylococcus Takım: Bacillales Familya: Staphylococcaceae Genus: Staphylococcus Gram pozi:f kok Düzensiz yığınlar oluşturmaya eğilimli Kokların çapı yaklaşık 1 µm Fakülta:f anaerob (fermenta:f) Katalaz

Detaylı

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği SUNU PLANI Tanım ve Epidemiyoloji Adrenal bez anatomi Etiyoloji Tanı Klinik Tedavi TANIM-EPİDEMİYOLOJİ Adrenal

Detaylı

AKUT ROMATĠZMAL ATEġ. Prof. Dr. M.Kemal BAYSAL Ondkuzmayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Kardiyolojisi

AKUT ROMATĠZMAL ATEġ. Prof. Dr. M.Kemal BAYSAL Ondkuzmayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Kardiyolojisi AKUT ROMATĠZMAL ATEġ Prof. Dr. M.Kemal BAYSAL Ondkuzmayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Kardiyolojisi AKUT ROMATĠZMAL ATEġ Tanım A GRUBU BETA HEMOLİTİK STREPTOKOK (GABHS) farenjitinden 1-3 hafta sonra

Detaylı

İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar

İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar Dr. Dilek Çolak 10 y, erkek hasta Olgu 1 Sistinozis Böbrek transplantasyonu Canlı akraba verici HLA 2 antijen uyumsuz 2 Olgu 1 Transplantasyon öncesi viral

Detaylı

NEFROTİK SENDROM. INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013

NEFROTİK SENDROM. INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013 NEFROTİK SENDROM INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013 NEFROTİK SENDROM NEDİR? Nefrotik sendrom ; proteinüri (günde 3.5gr/gün/1.73 m2), hipoalbüminemi (

Detaylı

Su Çiçeği. Suçiçeği Nedir?

Su Çiçeği. Suçiçeği Nedir? Suçiçeği Nedir? Su çiçeği varisella zoster adı verilen bir virüs tarafından meydana getirilen ateşli bir enfeksiyon hastalığıdır. Varisella zoster virüsü havada 1-2 saat canlı kalan ve çok hızlı çoğalan

Detaylı

ATRİYAL FİBRİLASYON Atriyal fibrilasyon En sık görülen aritmi Epidemiyoloji Aritmiye bağlı hastaneye yatanların 1/3 ü AF li. ABD de tahmini 2.3 milyon, Avrupa da 4.5 milyon insan AF ye sahip. Sıklığı

Detaylı

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı.

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı. GİRİŞ Süt rengi Şilus un peritoneal kaviyete ekstravazasyonudur. Oldukça nadir görülen bir durumdur. Asit sıvısındaki trigliserid seviyesi 110 mg/dl nin üzerindedir. Lenfatik sistemin devamlılığında sorun

Detaylı

VAKA SUNUMU. Dr. Neslihan Çiçek Deniz. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi Bölümü

VAKA SUNUMU. Dr. Neslihan Çiçek Deniz. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi Bölümü VAKA SUNUMU Dr. Neslihan Çiçek Deniz Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nefrolojisi Bölümü N.E.K. 5.5 YAŞ, KIZ 1. Başvuru: Haziran 2011 (2 yaş 4 aylık) Şikayet: idrar renginde koyulaşma Hikaye: 3-4

Detaylı

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit 2016 un türevi 1. ROMATİZMAL ATEŞ NEDİR? 1.1 Nedir? Romatizmal ateş, streptokok adı

Detaylı

FETAL DİSRİTMİLERDE TANI VE YÖNETİM. Rukiye Eker Ömeroğlu Prof. Dr

FETAL DİSRİTMİLERDE TANI VE YÖNETİM. Rukiye Eker Ömeroğlu Prof. Dr FETAL DİSRİTMİLERDE TANI VE YÖNETİM Rukiye Eker Ömeroğlu Prof. Dr Fetal Ritim Değerlendirilmesi Transmaternal fetal EKG faydalı değil Sinyal Ortalamalı EKG kullanılabilir Magnetokardiyografi Ekokardiyografi

Detaylı

Henoch-Schöenlein Purpurası

Henoch-Schöenlein Purpurası www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Henoch-Schöenlein Purpurası 2016 un türevi 1. HENOCH-SCHÖENLEİN PURPURASI NEDİR? 1.1 Nedir? Henoch-Shöenlein purpurası (HSP), küçük kan damarlarının (kapilerlerin)

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI ADIM ADIM YGS LYS 177. Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI Hastalık yapıcı organizmalara karşı vücudun gösterdiği dirence bağışıklık

Detaylı

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Nonkardiyojenik Akciğer Ödemi Şok Akciğeri Travmatik Yaş Akciğer Beyaz Akciğer Sendromu

Detaylı

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr. Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi Dr. Aslı KANTAR GİRİŞ GENEL BİLGİLER Akut böbrek hasarı (ABH) yenidoğan yoğun bakım

Detaylı

Gebelik ve Trombositopeni

Gebelik ve Trombositopeni Gebelik ve Trombositopeni Prof.Dr. Sermet Sağol EÜTF Kadın Hast. ve Doğum AD Gebelik ve Trombositopeni Kemik iliğinde megakaryosit hücrelerinde üretilir. Günde 35.000-50.000 /ml üretilir. Yaşam süresi

Detaylı

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi Uzm. Dr. Sinem AKKAYA IŞIK Sultan Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi AIDS CMV; nadir ölümcül İlk vaka 1983 Etkili ART sıklık azalmakta, tedavi şansı

Detaylı

Osteoartrit. Uzm. Fzt. Kağan Yücel Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv.

Osteoartrit. Uzm. Fzt. Kağan Yücel Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv. Osteoartrit Uzm. Fzt. Kağan Yücel Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv. OSTEOARTRİT Primer nonenflamatuar artiküler kartilajın bozulması ve reaktif yeni kemik oluşumu ile karakterize,eklem ağrısı,hareket kısıtlılığı

Detaylı

OSTEOARTRİT. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ

OSTEOARTRİT. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ OSTEOARTRİT Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ Eklem kıkırdağından başlayıp, eklemlerde mekanik aşınmaya ve dejenerasyona yol açan kronik bir eklem hastalığıdır. LİTERATÜRDEKİ İSİMLERİ ARTROZ DEJENERATİF ARTRİT Yavaş

Detaylı

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak İNME Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND ye aittir. Kaynak

Detaylı

Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader

Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader Gebelerde Rubella (Kızamıkçık) Yrd.Doç.Dr.Çiğdem Kader OLGU 1 İkinci çocuğuna hamile 35 yaşında kadın gebeliğinin 6. haftasında beş yaşındaki kız çocuğunun rubella infeksiyonu geçirdiğini öğreniyor. Küçük

Detaylı

1. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya

1. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya 1. OLGU Tüberküloz Kursu 2008 Antalya 49 yaşında kadın hasta, ev hanımı Yakınması: Öksürük, balgam Hikayesi: Yaklaşık 2 aydır şikayetleri olan hasta akciğer grafisinde lezyon görülmesi üzerine merkezimize

Detaylı

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. Multipl Myeloma Nedir? Vücuda bakteri veya virusler girdiğinde bazı B-lenfositler plazma hücrelerine

Detaylı

FETAL EKOKARDİYOGRAFİ PROF.DR. A.RUHİ ÖZYÜREK

FETAL EKOKARDİYOGRAFİ PROF.DR. A.RUHİ ÖZYÜREK FETAL EKOKARDİYOGRAFİ PROF.DR. A.RUHİ ÖZYÜREK EÜTF Pediatrik KARDİYOLOJİ BD 2016 KONJENİTAL KALP HASTALIKLARI Toplumda görülme oranı 1000 Canlı doğumda 8-12, Yaklaşık %1 Fetal EKOKARDİOGRAFİ endikasyonları

Detaylı

OTOİMMUN HASTALIKLAR. Prof.Dr.Zeynep SÜMER

OTOİMMUN HASTALIKLAR. Prof.Dr.Zeynep SÜMER OTOİMMUN HASTALIKLAR Prof.Dr.Zeynep SÜMER İmmun tolerans Organizmanın kendinden olan antijeni tanıyarak bunlara karşı reaksiyon vermemesi durumuna İMMUN TOLERANS denir Otoimmunitenin oluşum mekanizmaları

Detaylı

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli PERİFERİK ARTER HASTALARINA YAKLAŞIM NASIL OLMALIDIR? A) ANAMNEZ (ÖYKÜ,

Detaylı

Eklemde ağrı, şişlik, hassasiyet, ısı artışı, bazen kızarıklık ve eklem hareketlerinde kısıtlılık

Eklemde ağrı, şişlik, hassasiyet, ısı artışı, bazen kızarıklık ve eklem hareketlerinde kısıtlılık Artritli hastaya yaklaşım Yrd.Doç.Dr. Levent Yazmalar Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi FTR Anabilimdalı ARTRİT? Eklemde ağrı, şişlik, hassasiyet, ısı artışı, bazen kızarıklık ve eklem hareketlerinde kısıtlılık

Detaylı

GURM (Strangles) (su sakağısı)

GURM (Strangles) (su sakağısı) GURM (Strangles) (su sakağısı) TEK TIRNAKLI ÜST solunum yollarında yangı RETROFARİNJİYAL ve SUBMANDİBULAR lenf yumrularında ABSE oluşumu AKUT, BULAŞICI ETİYOLOJİ Streptococcus equi subspecies equi Gram

Detaylı

TULAREMİ OLGU SORGULAMA FORMU. Dr. Güven ÇELEBİ Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

TULAREMİ OLGU SORGULAMA FORMU. Dr. Güven ÇELEBİ Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD TULAREMİ OLGU SORGULAMA FORMU Dr. Güven ÇELEBİ Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD TULAREMİ OLGU SORGULAMA FORMU Genel Bilgiler: Tularemi olgu

Detaylı

Bruselloz tanılı hastalarda komplikasyonları öngörmede nötrofil/lenfosit oranı, trombosit/lenfosit oranı ve lenfosit/monosit oranının değeri

Bruselloz tanılı hastalarda komplikasyonları öngörmede nötrofil/lenfosit oranı, trombosit/lenfosit oranı ve lenfosit/monosit oranının değeri Bruselloz tanılı hastalarda komplikasyonları öngörmede nötrofil/lenfosit oranı, trombosit/lenfosit oranı ve lenfosit/monosit oranının değeri Uzm. Dr. Pınar Şen Prof. Dr. Tuna Demirdal Yrd. Doç. Dr. Salih

Detaylı

BİYOİSTATİSTİK Sağlık Alanına Özel İstatistiksel Yöntemler Dr. Öğr. Üyesi Aslı SUNER KARAKÜLAH

BİYOİSTATİSTİK Sağlık Alanına Özel İstatistiksel Yöntemler Dr. Öğr. Üyesi Aslı SUNER KARAKÜLAH BİYOİSTATİSTİK Sağlık Alanına Özel İstatistiksel Yöntemler Dr. Öğr. Üyesi Aslı SUNER KARAKÜLAH Ege Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Biyoistatistik ve Tıbbi Bilişim AD. Web: www.biyoistatistik.med.ege.edu.tr

Detaylı

MASUM ÜFÜRÜM-PATOLOJİK ÜFÜRÜM AYRIMINDA İPUÇLARI

MASUM ÜFÜRÜM-PATOLOJİK ÜFÜRÜM AYRIMINDA İPUÇLARI MASUM ÜFÜRÜM-PATOLOJİK ÜFÜRÜM AYRIMINDA İPUÇLARI DOÇ.DR.CEMŞİT KARAKURT İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PEDİYATRİK KARDİYOLOJİ BİLİM DALI Üfürüm: Kalp ve damarsal yapılardaki yapısal veya hemodinamik

Detaylı

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler:

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler: LÖKOSİT WBC; White Blood Cell,; Akyuvar Lökositler kanın beyaz hücreleridir ve vücudun savunmasında görev alırlar. Lökositler kemik iliğinde yapılır ve kan yoluyla bütün dokulara ulaşır vücudumuzu mikrop

Detaylı

FEBRİL NÖBETLER. Doç Dr. Sema Saltık

FEBRİL NÖBETLER. Doç Dr. Sema Saltık FEBRİL NÖBETLER Doç Dr. Sema Saltık FEBRİL NÖBETLER (FN)- TANIM FEBRİL NÖBET (FN): 6 ay- 5 yaş arası çocuklarda, santral sinir sistemi enfeksiyonu veya başka bir etken bulunmaması koşuluyla ateşle birlikte

Detaylı

TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ GİRİŞ SINAVI (TUS) (Sonbahar Dönemi) KLİNİK TIP BİLİMLERİ TESTİ 25 EYLÜL 2016 PAZAR ÖĞLEDEN SONRA

TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ GİRİŞ SINAVI (TUS) (Sonbahar Dönemi) KLİNİK TIP BİLİMLERİ TESTİ 25 EYLÜL 2016 PAZAR ÖĞLEDEN SONRA T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ GİRİŞ SINAVI (TUS) (Sonbahar Dönemi) KLİNİK TIP BİLİMLERİ TESTİ 25 EYLÜL 2016 PAZAR ÖĞLEDEN SONRA Bu testlerin her hakkı saklıdır. Hangi

Detaylı

13.15-14.00 Yenidoğanda respiratuvar distres R. ÖRS 14.15-15.00 Yenidoğan muayenesi R. ÖRS 15.15-16.00 Yenidoğan muayenesi R. ÖRS

13.15-14.00 Yenidoğanda respiratuvar distres R. ÖRS 14.15-15.00 Yenidoğan muayenesi R. ÖRS 15.15-16.00 Yenidoğan muayenesi R. ÖRS ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI 1. GÜN 08.15-09.00 Pediatri stajı hakkında bilgilendirme R. ÖRS 09.15-10.00 Hasta dosyası hazırlama H.YAVUZ 10.15-11.00 Hikaye alma H.YAVUZ 11.15-12.00 Fizik muayene H.TOKGÖZ

Detaylı