SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL M RASIN MÜZELENMES

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL M RASIN MÜZELENMES"

Transkript

1 GAZ ÜN VERS TES TÜRK HALKB L M ARAfiTIRMA VE UYGULAMA MERKEZ (THBMER) GAZ UNIVERSITY TURKISH FOLKLORE RESEARCH AND TRAINING CENTER (THBMER) GAZ ÜN VERS TES TÜRK HALKB L M ARAfiTIRMA VE UYGULAMA MERKEZ YAYINLARI: 2 Gazi University Turkish Folklore Research and Training Center Publications: 2 SOMUT OLMAYAN KÜLTÜREL M RASIN MÜZELENMES SEMPOZYUM B LD R LER Bu kitab n bütün haklar Gazi Üniversitesi Türk Halkbilimi Araflt rma ve Uygulama Merkezi ne aittir. Kaynak gösterilerek al nt yap labilir. Ankara 2004 ISBN MUSEUMING THE INTANGIBLE CULTURAL HERITAGE SYMPOSIUM PAPERS Sempozyum Düzenleme Kurulu / Organisational Committee Prof. Dr. M. Öcal O UZ, Gazi Üniversitesi Cesim ÇELEB, K.T.B. Araflt rma ve E itim Genel Müdür Yrd. Doç. Dr. smet ÇET N, Gazi Üniversitesi Doç. Dr. Naciye YILDIZ, Gazi Üniversitesi Yard. Doç. Dr. Hamiye DURAN, Gazi Üniversitesi Ahmet ÇAKIR, K.T.B. Halk Kültürü Arafl. Daire Baflkan Yay na Haz rlayanlar / Edited by M. Öcal O UZ Tuba SALTIK ÖZKAN Sempozyum Dan flma Kurulu / Editorial Committee Prof. Dr. Ülker AKKUTAY (G.Ü. Rektör Yard mc s ) Prof. Dr. Ars n AYDINURAZ (UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Baflkan ) Mahmut EVKURAN (K.T.B. Araflt rma ve E itim Genel Müdürü) Gazi Üniversitesi THBMER Yay n Bask / Print Baflak Matbaac l k

2 ÖNSÖZ / INTRODUCTION Küresel kitle kültürünün günden güne alan n daraltt halk kültürü, UNES- CO nun Somut Olmayan Kültürel Miras n Korunmas Sözleflmesi ile XIX. yüzy lda folklor teriminin ortaya ç k fl yla yaflad ilk alt n ça dan sonra yeniden dünya kamuoyunun dikkatini çekti. 17 Ekim 2003 tarihinde 32. UNESCO Genel Kurulu nda kabul edilen Somut Olmayan Kültürel Miras n Korunmas Sözleflmesi, dünyay tek biçimli bir yap ya do ru götüren, kültürel çeflitlili i ve zenginli i yok eden vahim geliflmelere dikkat çekerek, halk kültürünün korunmas n ve gelecek kuflaklara olumlu bir miras olarak aktar lmas n öngörmektedir. Sözleflme, koruma biçim ve ölçütlerini 40 maddede tan mlamaktad r. Buna göre, her ülke kendi halk kültürünü, insanl n somut olmayan kültür miras olarak kabul edecek, bunun korunmas n sa layacak ve özellikle genç kuflaklar n bu miras olumlu ve gerekli bir toplumsal de er olarak ö renmelerinin süreçlerini oluflturacakt r. Sözleflmede bu süreçler tan mlan rken, temel e itim kurumlar nda somut olmayan kültürel miras n ba ms z bir ders olarak okutulmas, üniversitelerde bu konuyu araflt ran ve genç kuflaklara ö retilmesini amaçlayan kurumlaflmalar n gerçeklefltirilmesi, bas n yay n organlar n n somut olmayan kültürel miras, insanl n yaratt ortak kültür de eri olarak olumlulayan ve korunmas gere- ini ortaya koyan programlar yapmas, üniversite ve öteki ilgili kurumlarda somut olmayan kültürel miras n ça dafl tekniklerle arflivlenmesi ve müzelenmesi gibi konular öne ç kar lmaktad r. Somut Olmayan Kültürel Miras n Korunmas Sözleflmesi nin Somut Olmayan Miras n Ulusal Ölçekte Korunmas bafll kl III. Bölümünün Koruman n Di er Süreçleri adl 13. ve E itim, Duyarl l k ve Kapasitenin Güçlendirilmesi bafll kl 14. maddesi, konumuz aç s ndan önem tafl maktad r. 13. maddede yasal düzenlemelerle idari ve bilimsel kurumlaflmalar n, müze, arfliv gibi dokümantasyon merkezlerinin kurulmas ve mevcutlar n güçlendirilmesi gereklili i üzerinde durulurken, 14. maddede e itim kurumlar nda yap lmas gerekenler anlat lmaktad r. UNESCO nun 1972 y l nda kabul etti i ve mimari, sit alanlar, tarihi yap lar gibi somut kültür varl klar n n korunmas n amaçlayan sözleflmesinden 21 y l sonra kabul edilen ve somut olmayan kültür varl klar n n korunmas n hedefleyen bu yeni sözleflmesine, dünya ilk olumlu tepkilerini vermeye bafllam flt r. Bu olumlu tepkilerden birisi de ülkemizde, Kültür ve Turizm Bakanl ile UNESCO Milli Komisyonu nun katk - lar yla Gazi Üniversitesi Türk Halkbilimi Araflt rma ve Uygulama Merkezi nin Mart 2004 tarihlerinde gerçeklefltirdi i Somut Olmayan Kültürel Miras n Müzelenmesi bafll kl sempozyumdur. Bu sempozyumla, Türk halkbiliminin inceleme alan n oluflturan kültür ürünlerinin nas l müzelenmesi gerekti i konusu, alan uzmanlar ve bilim adamlar nca üç gün boyunca tart fl l rken, bir anlamda, ICOM un öncülü ünde Ekim 2004 tarihlerinde Kore Cumhuriyeti nin baflkenti Seul de yap lacak olan Somut Olmayan Kültürel Miras n Müzelenmesi Uluslar Aras Sempozyumu na haz rl k yap lm flt r. Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. R za Ayhan, Kültür ve Turizm Bakanl Müsteflar Prof. Dr. Mustafa sen ve UNESCO Milli Komisyonu Baflkan Prof. Dr. Ars n Ayd nuraz n aç l fl na birer konuflmayla kat ld sempozyum, Gazi Üniversitesi Bas n ve Halkla liflkiler biriminin çaba ve katk lar yla bilim ve bas n çevrelerinden de yak n il- gi görmüfl, sözü geçen UNESCO sözleflmesinin kamuoyu taraf ndan tart fl lmas na öncülük etmifltir. 03 Mart 2004 tarihinde TV8 adl televizyon kanal Erkan Tan la Baflkentten program na Sempozyum Düzenleme Kurulu Baflkan Prof. Dr. M. Öcal O uz u davet ederek, canl yay nda konunun tart fl lmas n sa lam fl, Gazi Üniversitesi nin radyo, televizyon ve gazetesi konuyu haber yapm flt r. Gazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi sempozyumun ev sahipli ini yapm fl, ayn fakültenin Gazi Türk Halkbilimi Toplulu u ö rencileri ise, sempozyumun sekreteryas n üstlenerek konuklara ve kat l mc lara iyi bir bilimsel ortam haz rlamak için ola anüstü çaba harcam fllard r. Dokuz oturum halinde gerçekleflen sempozyumun birinci oturumunu Umay Günay ve Sulayman Kay poy, ikinci oturumunu Fikret Türkmen ve Fuzuli Bayat, üçüncü oturumunu Ahmet B. Ercilasun, dördüncü oturumunu Talat S. Halman, beflinci oturumunu fierif Aktafl ve Nihat Boydafl, alt nc oturumunu Hilmi Yavuz ve S d ka Bulduk, yedinci oturumunu Ensar Aslan, sekizinci oturumunu Abdurrahman Güzel ve Nevzat Gözayd n, dokuzuncu oturumunu ise Gürbüz Erginer ve Erman Artun yönetmifltir. Elinizdeki kitap bu sempozyumun bildiri ve tart flmalar ndan oluflmaktad r. Sempozyum Düzenleme Kurulu nun, 35 bildiri özetini sunulabilir bulmufl olmas na karfl - l k, bunlar aras nda 3 bildiri sunulmad ve tart fl lmad, dört bildiri metni ise konuyla do rudan ilgili bulunmad için bu kitapta yer almam flt r. Sempozyumun bildiri d fl konuflmalar ve tart flmalar, bildirilerin sunulufl biçimine ve oturum s ras na göre kitaba al nm flt r. Bu konuflmalar n deflifre ifllemleri Türk Halkbilimi Yüksek Lisans ö rencileri Emine Aydo an ve Nilgül Aytuzlar taraf ndan yap lm flt r. Somut Olmayan Kültürel Miras n Korunmas Sözleflmesi kapsam nda, bildirilerden Türkçe bilmeyenlerin de yararlanmas amac yla, kitaba, bildiri ve konuflma bafll klar n n, anahtar kelimelerin ve özetlerin ngilizceleri de konulmufltur. ngilizce metinler, Bilkent Üniversitesi Yüksek Lisans ö rencisi David Selim Sayers taraf ndan haz rlanm flt r. Bildirilerin görselleri numara verilmek suretiyle metinle iliflkilendirilerek kitab n sonuna konulmufltur. Foto raflar bafll kl bu bölümde kimi sempozyum karelerini de bulabileceksiniz. Ayr ca, kitab n sonunda soyad s ras na göre kat l mc lar n özgeçmiflleri yer alm flt r Aral k 2002 tarihinde düzenledi imiz Türkiye de Halkbilimi Müzecili i ve Sorunlar sempozyumunun bildirilerini içeren bu serinin birinci kitab nda, Ekim 2004 tarihlerinde Seul de gerçeklefltirilecek olan uluslar aras sempozyumdan önce, Türkiye olarak, ulusal düzeyde Somut Olmayan Kültürel Miras n Müzelenmesi Sempozyumu nu gerçeklefltirmeyi Merkez olarak hayal etti imizi yazm flt m. fiimdi, dünyada somut olmayan miras n müzelenmesi konusunda ilk sempozyumu gerçeklefltirmenin ve bildirilerini yay mlaman n mutlulu unu yafl yoruz. Bize bu mutlulu u yaflatan yukarda ad n sayd m kifli ve kurumlar baflta olmak üzere, bu eserin ortaya ç kmas nda pay ve emek sahibi olan bütün yönetici, meslektafl ve ö rencilerimize sonsuz teflekkürlerimi sunuyorum. M. Öcal O uz Ankara

3 Ç NDEK LER / TABLE OF CONTENTS ÖNSÖZ / INTRODUCTION...3 Ç NDEK LER / TABLE OF CONTENTS...5 AÇILIfi KONUfiMALARI/ OPENING SPEECHES Gazi Üniversitesi Türk Halkbilimi Araflt rma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. M. Öcal O uz'un Konuflmas /Opening Speech by Prof. M. Öcal O uz, Director of Gazi University Turkish Folklore Research and Training Center...9 UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Baflkan Prof. Dr. Ars n Ayd nuraz' n Konuflmas /Opening Speech by, Prof. Ars n Ayd nuraz, President of Turkish National Committee for UNESCO...11 Kültür ve Turizm Bakanl Müsteflar Prof. Dr. Mustafa sen'in Konuflmas / Opening Speech by, Prof. Mustafa sen, The Undersecretary of Ministry of Culture and Tourism...13 Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. R za Ayhan' n Konuflmas /Opening speech by Prof. R za Ayhan, Gazi University Rector...14 I. OTURUM / SESSION 1 A t, Sosyal Tarih ve Etnografya/Lament, Social History and Etnography...15 lhan BAfiGÖZ Somut Olmayan Kültürel Miras n Müzelenmesinde Genel Prensipler ve Baz Uygulamalar/General Principles and Some Practices Regarding the Exhibition of Intangible Cultural Heritage in Museums...31 Sabahattin TÜRKO LU II. OTURUM /SESSION 2 Sözlü Gelenek Ürünlerinin Senkretizmi (Derleme, Arflivlefltirme ve Müzelefltirme Sorunlar Üzerine)/The Syncretism of the Products of Oral Tradition (On Problems of Collection, Archiving and Exhibition in Museums)...36 Sulayman Turduyeviç KAYIPOV Mimarl n Saray : Somut Olmayan Kültürel Miras n Müze Mekan nda Nesnelleflmesi/The Palace of Architecture: The Objectification of Intangible Cultural Heritage in the Museum Space...46 Ayflen SAVAfi Folklor Aç k Hava Müzelerinde Sergileme/The Exhibition of Folklore in Open-Air Museums...52 Alparslan SANTUR Somut Olmayan Kültürel Miras Neden ve Nas l Korunmal ve Nas l Müzelenmeli: Sorunlar, Çözümler ve Ülkemizden Örnekler/Why and How Must Intangible Cultural Heritage be Preserved and Exhibited: Problems, Solutions and Examples From Various Countries...57 Metin EK C III. OTURUM /SESSION 3 Görsel ve flitsel Halkbilimi Müzelerine Do ru/toward Audio-Visual Folklore Museums...67 Ensar ASLAN Müzeleme Aç s ndan Halk nançlar ve Halk Hekimli i Uygulamalar nda Animasyon/Animation as a Method of Presenting the Application of Folk Beliefs and Folk Medicine in Museums...70 Mustafa SEVER Somut Olmayan Kültürel Miras n Müzelenmesi Ba lam nda Üniversitelerin fllevleri Gaziantep Üniversitesi Çal flmalar ndan Örnekler /Functions of Universities in the Continuity (Existence) of Abstract Cultural Inheritance Studies Done at the University of Gaziantep...74 Gonca TOKUZ Sanal ve Gösterimci Müzecilik/Virtual and Presentational Museum Approaches...79 Nerin KÖSE "Söz" Art k Müzede: Kültürel Bellek, Küreselleflme ve E itim Ba lam nda Sözlü Kültürün Korunmas ve Duyarl l k Gelifltirilmesi Üzerine/Orality in Museums: Awerness-Raising and Safeguarding Regarding the Intangible Cultural Heritage in the Context of Cultural Memory, Globalization and Education...84 Evrim ÖLÇER "Performans Teori" Ba lam nda Sözlü Kültür Ürünleri'nin Müzelenmesi Sorunu Üzerine Baz Görüfl ve Düflünceler/ Some aspects of and ideas on the issue of saving products of verbal culture in museums with the employment of performance theory"...90 Ruhi ERSOY IV. OTURUM /SESSION 4 Oturum Baflkan Talat S. Halman' n Konuflmas...98 Sözlü Kültür Ürünlerinin Müzelenmesi le lgili Baz Sorunlar/Some Problems Regarding the Preservation of Oral Culture Products in Museums...99 Fuzuli BAYAT 5 6

4 Bursa li Cumal k z k Köyü Mutfak Kültürü Üzerine Bir Araflt rma/a study on the Cumal k z k Cuisine S d ka BULDUK Nilgün SEV NÇ Yasemin DEM RC O LU Geleneksel Türk Mutfa Örne inde Somut Olmayan Kültürel Miras n Müzelerde Sergilenmesi/The Preservation of Intangible Cultural Heritage in Museums: The Example of Traditional Turkish Cuisine Zümrüt NAHYA V. OTURUM /SESSION 5 Oturum Baflkan Prof. Dr. fierif Aktafl' n Konuflmas Nasrettin Hoca F kralar n n Sergilenmesi Üzerine Tasar m Denemesi/Summary of a Trial Design for the Exhibition of Nasreddin Hodja Jokes Nüket TÖR Masallar n Müzelenmesi ve Ana Okulu Ö rencilerine Anlat m /The Preservation and Passing On to Kindergarden Children of Folktales via the Museum Selami FEDAKAR Halk Kültürü Ürünlerinden Âfl kl k Gelene inin Müzelenmesi Üzerine Baz Düflünceler/Some Thoughts on Exhibiting the Minstrel Tradition, one of the Products of Folk Culture, in a Museum Nilgün ÇIBLAK VI. OTURUM /SESSION 6 Soyut Kültürün Ontolojik Temelleri ve Bir Objektivasyon Modeli/The Ontological Foundations of Concrete Culture and a Model of Objectivation Nihat BOYDAfi Somut Olmayan Kültürel Miras n Müzelenmesi le lgili Bir Proje Tasar m /A project about the presentation in museums of immaterial cultural inheritance P nar SOMAKCI E lence-müze liflkisi ve Türk E lence Gelene i Araflt rma-uygulama Merkezi/ The relations of the museum and entertainment and the Turkish Entertainment center/museum Nebi ÖZDEM R Geleneksel Tiyatro Müzecili i Üzerine Bir Öneri/A Suggestion Regarding the Exhibition of Traditional Theater in Museums Nilüfer Zeynep ÖZÇÖREKÇ GÖL VIII. OTURUM /SESSION 8 Türk Destanlar n n Müzelenmesi/The Preservation of Turkish Epics in Museums Necati DEM R Halk Hikâyelerinin Nesne Dünyas n n Tespiti ve Müzeleme Önerileri/ The determination of the objects in folklore stories and proposals for their exhibition Refiye OKUfiLUK fienesen IX. OTURUM /SESSION 9 Türk Halk Müzi i ve Çalg lar n n Kültürel Turizm, Kültürel Miras Ba lam nda Müzelerde Sergilenmesi Üzerine Bir Yaklafl m / An Approach to the Exhibition of Turkish Folk Music and Instruments in Museums in the Context of Cultural Tourism and Cultural Heritage Murat KARABULUT Türk Halk Müzi inin Müzelenmesi Sorunlar /The Problems Of Exhibiting The Turkish Folk Music In A Museum S tk Bahad r TUTU Prof. Dr. M. Öcal O uz'un Kapan fl Konuflmas KATILIMCILARIN ÖZGEÇM filer /BIOGRAPHIES FOTO RAFLAR / PHOTOGRAPHS ABD'de Greenfield Village Aç khava Müzesinde Yaflat lan Zanaatlar ve Gelenekler/Alive artifacts and traditions in Greenfield Village, USA Aysen SOYSALDI VII. OTURUM /SESSION 7 Köy Seyirlik Oyunlar Kültürel Miras n n Müzelenmesi/Exhibiting the entertaining plays of a village that form part of cultural heritage Erman ARTUN 7 8

5 AÇILIŞ KONUŞMALARI/ OPENING SPEECHES GAZ ÜN VERS TES TÜRK HALKB L M ARAfiTIRMA VE UYGULAMA MERKEZ MÜDÜRÜ PROF. DR. M. ÖCAL O UZ'UN KONUfiMASI Opening Speech by Prof. M. Öcal O uz, Director of Gazi University Turkish Folklore Research and Training Center Somut Olmayan Kültürel Miras n Müzelenmesi konusuna geçmeden önce, bizde ve dünyada son günlerde çok tart fl lan somut olmayan kültürel miras kavram n n ne oldu u üzerinde durmak istiyorum. Bilindi i üzere, 1972 y l nda UNESCO, kabul etti i bir sözleflme ile, somut diyebilece imiz tarih ve kültür miras n, sit alanlar n koruma alt na alm flt r. Dolay s yla bu sözleflme, örne in Ayasofya müzesinin, Süleymaniye Camiinin veya Pamukkale nin korunmas n garanti alt na al rken, di er yandan bir mitolojik anlat n n, Karagöz ün, bir Anadolu masal n n veya bir meddah hikayesinin korunmas üzerine herhangi bir düflünce ortaya koymamaktad r. O tarihten bugüne, bu alanlar n d fl nda kalan kültürel miras n korunmas üzerine uluslar aras toplumun gelifltirdi i düflünceler do rultusunda 17 Ekim 2003 tarihinde Somut Olmayan Kültürel Miras n Korunmas Sözleflmesi ad yla UNESCO Genel Kurulu nda bir sözleflme imzaland. fiimdi bu sözleflmenin ulusal meclislerde görüflülerek hayata geçmesi süreçleri devam etmektedir. Bu sözleflmede somut olmayan miras kavram befl bafll k alt nda toplanm fl ve tan mlanm flt r: a) Dilin Somut Olmayan Kültürel Miras n aktar lmas nda bir araç ifllevi gördü ü sözlü anlat mlar ve sözlü gelenekler. Konuyu Türk anlat türleriyle s n rlayarak örneklendirecek olursak, mitler, efsaneler, masallar, destanlar, hikayeler, a tlar, ninniler, türküler vb. b) Gösteri sanatlar. Bu bafll k alt nda de erlendirilebilecek Türk halkbilimi ürünleri ise, âfl k icra ve fas llar, karagöz, meddah, ortaoyunu, köy seyirlik oyunlar gibi tiyatro örnekleri ve halk müzi i ve halk oyunlar icralar vb. c) Toplumsal uygulamalar, ritüeller ve festivaller. Do um, sünnet, evlenme, askere u urlama, ölüm gibi geçifl dönemi gelenek ve görenekleri, toy, flölen, bayram, y l dönümü gibi her türlü geleneksel toplanma biçimleri ve bunlara dayal geleneksel uygulamalar, inançlar vb. d) Halk bilgisi, evren ve do a ile ilgili uygulamalar. Halk n geleneksel kültürel yap içinde oluflturdu u halk hekimli i, halk baytarl, halk meteorolojisi vb. e) El sanatlar gelene i. Usta ç rak iliflkisi içinde ö renilen ve seri üretime dayanmayan bak rc l k, kalayc l k, demircilik, semercilik, yorganc l k, sepetçilik gibi geleneksel meslekler. An lan sözleflmede bütün bu alanlardaki yap lacak ifller ve öngörülen politikalar içinse flu üç madde üzerinde özellikle durulmaktad r: 1) Somut olmayan kültür varl klar n n ortaö retimden üniversiteye kadar okullarda ders olarak okutulmas ; 2) Bas nda, medyada belli bir kota ayr larak somut olmayan miras olumlulayan programlar n yap lmas, 3) Bu miras n arflivlenmesi ve müzelenmesi. Dolay s yla bu sözleflme ile ortaya konulan koruma program n n üç temel unsurundan bir tanesini müzeleme konusu oluflturmaktad r. Somut olmayan bir miras somutlaflt rma denemesi olan müzeleme nas l gerçeklefltirilmelidir sorusu, sözleflmenin imzalanmas ndan sonra bütün dünyada sesli olarak düflünülmeye bafllanm flt r. 19. yüzy ldan bugüne kadar aç k hava müzeleri konusunda baflar elde etmifl ülkeler, somut olmayan miraslar n müzeliyorlard. Ancak bu sözleflme ba lam nda bu miras n müzelenmesini bir soru haline getirmek sözleflmeden sonra ortaya ç km flt r. Dünyada belki de Somut Olmayan Kültürel Miras n Müzelenmesi ad yla ilk kez bir sempozyum düzenlenmektedir. Yani ülkemiz dünyada ilk kez, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu, Kültür ve Turizm Bakanl Araflt rma ve E itim Genel Müdürlü ü ve Gazi Üniversitesi arac l yla bu alana öncülük ederek, somut olmayan kültürel miras nas l müzelenmelidir sorusunun bilimsel cevab n aramaktad r. Bunun ikinci ad m n Kore Cumhuriyeti nin baflkenti Seul de, ICOM taraf ndan 2-8 Ekim 2004 tarihleri aras nda yap lacak olan Somut Olmayan Kültürel Miras n Müzelenmesi Uluslar Aras Sempozyumu oluflturacakt r. Yani birinci s rada Türkiye nin ulusal sempozyumu ikinci s rada Kore Cumhuriyeti nin uluslar aras sempozyumu bu alandaki iki önemli ilk ad m oluflturmaktad r. Bu bak mdan bu ülkenin bir ö retim üyesi, ayd n, vatandafl ve Gazi Üniversitesi nin bir mensubu olarak bu organizasyonun bir parças olmaktan gurur duyuyorum. Bu faaliyetin gerçeklefltirilmesinde, G.Ü. Rektörü Prof. Dr. R za Ayhan Kültür ve Turizm Bakanl Müsteflar Prof. Dr. Mustafa sen ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Baflkan Prof. Dr. Ars n Ayd nuraz n katk ve deste i çok önemlidir. Gazi Üniversitesi Türk Halkbilimi Araflt rma ve Uygulama Merkezi henüz iki y ll k bir geçmifle sahip olmas na ra men, flu anda üçüncü önemli sempozyumunu organize etmektedir. Merkezin Türkiye de Halkbilimi Müzecili i ve Sorunlar adl bir kitab yay mland, Türk Halkbilimi Araflt rma ve Uygulama Merkezi Uygulamal Türk Halkbilimi Müzesi ad yla merkeze ait bir müze aç ld. Bütün bu faaliyetleri gerçeklefltirmemiz maddi ve manevi olarak üniversitemizin ve yukar da ad geçen di er kurum ve kurulufllar n destekleriyle olmufltur. Bu çal flmalar n, Türk halk kültürünün araflt r lmas, derlenmesi ve uluslar aras alana tafl nmas ve as l önemlisi gelecek kuflaklara aktar lmas konusunda iyi bir hareket noktas oldu una dair inanc m belirtmek istiyorum. 9 10

6 UNESCO TÜRK YE M LL KOM SYONU BAfiKANI PROF. DR. ARSIN AYDINURAZ IN KONUfiMASI Opening Speech by, Prof. Ars n Ayd nuraz, President of Turkish National Committee for UNESCO UNESCO nun ilgi alanlar çok genifl olmakla birlikte bu alanlar n içinde kültürün özel bir yeri vard r. UNESCO belki de kültürün ele al nd tek uluslar aras örgüttür. UNESCO somut olmayan miras derken bir karmaflay m gündeme getiriyor olabilir. Çünkü somut olmayan demekle sanki soyut bir fley imaj yarat l yor. Oysa somut olmayan miras diye betimledi imiz bu alan asl nda çok somuttur. Somut olmayan miras n somut niteli i Japonya vatandafl olan UNESCO Genel Direktörü Say n Koïchiro Matsuura y harekete geçirmifltir de yürürlü e giren ve daha çok tap naklar, han ve hamamlar gibi somut olarak adland rd m z kültür varl klar n hedef alan bir sözleflme mevcuttur. Bu sözleflme ve sözleflmenin gere i olarak oluflturulan Dünya Miras Komitesi o kadar öne ç kt ki, kültürün di er ö eleri biraz ihmal edilir gibi alg land. Bu bak mdan Genel Direktör kendi ilgi alan olmas nedeniyle somut olmayan kültürel miras olarak adland r lan ve ihmal edilen bu ö eleri öne ç karan bir yaklafl m 1972 sözleflmesindeki etkinli e benzer bir paralel etkinlik olarak örgütlemifltir. Bu örgütlemede Türkiye nin pay büyüktür. stanbul da Kültür Bakanl taraf ndan Somut Olmayan Kültürel Miras Toplant s düzenlenmifltir. Dünyan n önde gelen ülkelerinin kat l mc lar n n konu ile burada tan flmas bak m ndan somut olmayan kültürel miras n UNESCO ortam nda ele al nmas nda Türkiye nin katk s önde gelmektedir. Paris te arka arkaya düzenlenen toplant larda, Türkiye kat l mc lar aras nda yer alan Say n Öcal O uz un katk lar büyük olmufltur. Türkiye de bulunan ve yeterince yararlanamad m z beyinlerin bu konuda fikir üreterek hükümetlere bilgi iletmesini sa lamak üzere UNESCO Türkiye Milli Komisyonu nda Somut Olmayan Kültürel Miras htisas Komitesi oluflturulmufltur. Say n Öcal O uz bu komitenin de üyesidir. Somut Olmayan Kültürel Miras Sözleflmesi nden önce somut olmayan miras kavram n n UNESCO ortam nda ele al nmas bak m ndan Sözlü ve Somut Olmayan Miras Baflyap tlar Komisyonu oluflturulmufltur. Üye ülkeler ön görülen kriterlere uygun önerilerini sunmufllard r. Bu öneriler do rultusunda Türkiye, UNESCO Milli Komisyonu htisas Komitesi ve Atatürk Dil ve Tarih Yüksek Kurumu nun kat l m yla Meddah Hikâyeleri bafll kl bir dosya ile UNESCO ya bafl vurdu ve geçti imiz aylarda meddah hikâyeleri sözlü ve somut olmayan miras baflyap tlar aras nda yerini alarak tescillendi. Bu arada bir endikatif listemiz mevcuttur. Bu listemizde Mevlevî Semazenleri, Ahlat taki Selçuklu Mezarlar ve Ahîlik gelene i yer almaktad r. UNESCO taraf ndan istenilen bu liste önümüzdeki günlerde Milli Komisyonca araflt r larak Kültür ve Turizm Bakanl na sunulacakt r. nsano lunun üretkenli i biyolojik çeflitlili inden dolay çok genifltir. Kültürel çeflitlilik olarak öngörülen aç l m n dayana da biyolojik çeflitliliktir. Bu bak mdan kültürel çeflitlilik gibi istismara çok aç k bir konunun biyolojik çeflitlili in do- al ürünü oldu unu görmek ve bu zenginli i kollamak t pk biyolojik çeflitlili in kollanmas ndaki duyarl l m z gibi görevimizdir. Somut olmayan kültürel miras yaklafl m kültürel çeflitlili i ortaya koyan bir sergileme çabas, kültürel çeflitlili e sahip ç kma çabas d r. Bu bak mdan bu önemli olgunun böyle bir sempozyumda gündeme gelmesini sa layanlara teflekkürlerimi sunar m

7 KÜLTÜR VE TUR ZM BAKANLI I MÜSTEfiARI PROF. DR. MUSTAFA SEN N KONUfiMASI Opening Speech by, Prof. Mustafa sen, The Undersecretary of Ministry of Culture and Tourism Hem u raflt m alan hem özel merak m itibar yla hayat n bafllang ç dönemlerinden beri çevremde olup bitenlere mümkün oldu u kadar ilgi göstermeyi, bunlar n fark nda olmay kendisine hedef edinmifl birisiyim. Ama itiraf edece im husus flu; Kültür ve Turizm Bakanl Müsteflarl na bafllad ktan sonra bir fleyi fark ettim ki Türkiye nin kültürel zenginli i bizim fark ettiklerimizin çok ötesinde bir tablo ortaya koyuyor. Sahip oldu umuz bu birikimin dünyayla mukayesesini yapmak ve bu mukayese çerçevesi içinde Türkiye ye nas l bir perspektif, nas l bir vizyon çizmek mümkün olabilir, yerimiz nedir, bu yerimizi nas l de erlendirebiliriz sorusundan yola ç karak yapt m tahlil denemesinde de ulaflt m flöyle bir nokta var: Sektörlerin küreselleflme olgusu çerçevesinde yerlerini tespit etmek ve bunu bir üst kademeye tafl mak gibi bir yükümlülükleri vard r. Türkiye nin dünyada birinci ligin en üst s ralar nda yar flabilece i alanlardan birisi sahip oldu u kültürel birikimdir. Topkap Saray Müzesi, stanbul Arkeoloji Müzesi dünyan n çok zengin ö eler içeren, çok k ymetli örnekleridir. Ancak biz Topkap Saray n n sahip oldu u birikimin sadece beflte birini sergileyebiliyoruz. Geri kalan son derece önemli objeler sergilenemiyor. Henüz biz bu sorunlarla bafl edemezken UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras kavram n ortaya att ve biz de bunun müzelenmesini tart flmaya açt k. Türkiye nin bu alanda da çok zengin bir birikimi vard r ve bu birikimi iyi kullanarak dünyada önde gelen ülkelerden birisi olma imkan elde edebilir. Meseleye biraz da turizmci gözüyle bak lacak olursa, birkaç rakam vermek konuyu ayd nlatacakt r. Londra y lda 60 milyon, Paris 55 milyon, Roma 20 milyon turist a rlamaktad r. Ad n yeni duymaya bafllad - m z Prag ise y lda 12 milyon turist a rlamaktad r. Biz ise stanbul da bu rakam henüz 3 milyona ç karamad k. Oysa stanbul sa lad imkanlar itibar yla bu flehirlerden daha fazla art ya sahiptir. Tüm bunlar bize flunu gösteriyor; yapmam z gereken çok ifl var, çal flmam z gereken çok yeni alan var. Bu yeni alanlardan bir tanesi de somut olmayan kültürel miras n müzelenmesi meselesidir. Bunlar yavafl yavafl bir plan çerçevesi içinde Türkiye nin gündemine açaca z. Bugün burada bunun örneklerinden birini görüyoruz. Bu alanda dünyada yap lan ilk toplant budur. flte öncülük etmek böyle bir fleydir. Tekrar Öcal O uz a, UNES- CO Türkiye Milli Komisyonu na, Gazi Üniversitesi Rektörlü üne, Kültür ve Turizm Bakanl n n Araflt rma ve E itim Genel Müdürlü üne teflekkür ediyorum. GAZ ÜN VERS TES REKTÖRÜ PROF. DR. RIZA AYHAN IN KONUfiMASI Opening speech by Prof. R za Ayhan, Gazi University Rector Küreselleflme 20. yüzy l n sonlar na do ru, iki kutuplu dünyan n tek kutuplu hale dönüflmesiyle ortaya ç km flt r. Bu küreselleflme olgusu daha ziyade bizi iktisadî alanda ilgilendirmeye bafllam flt r. Herkes gündelik hayat istikametinde saat bafl döviz ve borsa piyasas n dikkate al yor. Bütün dünyada durum ayn d r. Acaba konuflulmas gereken hususlar sadece bunlardan m müteflekkildir? Acaba 21. yüzy lda önceki yüzy lda sahip oldu umuz de erler önemsizleflecek mi, küreselleflme bizi sadece iktisadî alanda m ilgilendiriyor, art k ulusalc l k, fonksiyonunu yitirdi mi, her fleyi küresel aç dan de erlendirmek mi gerekir, insano lu bu küresel yap n n içine girerse mi daha mutlu olur? Ekonominin bu kadar a rl kl konufluldu u, iktisadî hayat n hayatla özdeflleflti i bir dünyada insan insan yapan de erleri konuflabilmek fevkalade önemlidir. E er, insan, insan olarak varl n devam ettirecekse, e er milletler tarihten ald klar fluurla o zenginliklerini devam ettireceklerse mutlak surette o de erlere sahip ç kmal d rlar. Tarihten gelen bu birikim mutlaka muhafaza edilmelidir. Acaba bu birikim sadece somut de erlerden mi ibarettir? Somut olmayan de erler içinde yer alan O uz Ka an Destan, Nasreddin Hoca f kralar, Kelo lan masallar ve Köro lu veya Karacao lan fliirleri, dü ün veya bayram gelenekleri, halk oyunlar ve e lence kültürü gibi tarihi derinliklerimizden gelen de erler ihmal mi edilmelidir? Sadece tap naklar m z ve binalar m z m sergilenmeli? Kanaatimce, insan insan yapan milleti millet yapan temel de erler, sadece somut varl klar ve de erlerle de il somut olmayan varl klarla da mutlaka nitelendirilmelidir. Birlikte gülüp birlikte üzüldü ümüz bu de erlerin araflt r lmas, derlenmesi ve korunmas hususunda Öcal O uz un gösterdi i basiret ve liyakat her zaman bütün akademik çevreler taraf ndan takdire flayan bulunmufltur. Bu sempozyumun baflar lara vesile olmas n dilerim

8 I. OTURUM / SESSION 1 A IT, SOSYAL TAR H VE ETNOGRAFYA Lament, Social History and Etnography lhan BAfiGÖZ ABSTRACT The present article is a study of the lament in the social context and claims that the recorded lament texts alone will not be sufficient to understand the tradition. The lament, as a ceremonial behaviour, is influenced by the individual horizon of the participants, their degree of relation to, and the social status of the deceased, the structure of the society, and the social status of the deceased. The lament is performed solely by women, which means it provides excellent datas, to understand women s word view and emotion. Furthermore, since the lament is performed next to the body of the deceased, which leaves no time for the oral creation, it is purely improvised. As such it may contribute a great deal to understand the problem of oral creation of poetry. The theory of Right of Passage forwarded by Van Gennep, claims that the most important aspect of the lament is to integrate the deceased to the world of deads. The Present study is critical to the theory in that it did not include the examination of the lament which deals only with this wordly problems of relatifs who lost their support, material or emotional. Consequently, the lament tradition, should be considered as a right of passage of separation. Key words: Lament tradition. Social history. Etnography. Mektup sald m da varmad Tel vurdum ayn gelmedi Alamanya herbeylesin Gayri kardafl m kalmad. Bir Avflar a d ndan Ölüm veya benzeri bir felaket üzerine yak lan halk türküsüne a t denir A t bir yas töreninin sözle ifade edilen parças d r. Ölümle veya bir felaketle ilgili olmad, mutlu bir olaya ba land halde dü ün türkülerinin bir bölümü a tt r. Ad na da gelin a latma denir. A t böyle bir törenin parças oldu u için bu törene kat lanlar, törenin yap ld yer, ölen kiflinin sosyal statüsü, sosyal yap,ölümün nas l meydana geldi i gibi unsurlar a d, yani a t etmeyi veya a t yakmay etkiler. Bugün, kitaplarda ka t üzerinde okudu umuz a t metinleri, onu yarat p yaflatan sosyal çevrenin içine yerlefltirilerek incelenmelidir. Bu tören ya cenaze daha kald r lmadan, yahut kald r ld ktan k sa bir zaman sonra ölü evinde yap l r. A tlar bu törenin d fl nda, bu törene kat lmayanlarca da edilebilir. Törene kat lmadan a t edenlerin içinde âfl klar m z da vard r. Âfl klar n siparifl ile a t yazd klar n da biliyoruz. A t etme tek bir aileyi ilgilendiren kiflisel bir olay de ildir. A t etme köyün veya afliretin sosyal yap s na ba l, yani (ceremonial) bir törendir. (Wolf:97). Bu törenin beklenenlerin kat l m ile yap lmas sosyal yap da gerginlikleri azalt r, küslü aileleri bar flt r r. Böylece sosyal birimin yap s güçlenir. Bunun tersi de vard r. Yolunca ve beklenenlerin kat lmas ile yap lmayan bir a t töreni sosyal yap y kötü etkiler, aileler aras nda küskünlükler ve gerginlikler yarat r. Bunun için Gemerek li Fadi kad n önemli bir ifli oldu undan, ilk gün a t törenine kat lamay nca, ikinci gün ölü evine koflarak bu ödevi yerine getirir. (Gemerek te 1943 te yap lan bir a t töreninden, özel arflivimde not) Gene bunun için törene kat lanlar n içinden a lamak gelmese de, a lar gibi yaparak ölü yak nlar nin boynuna sar l rlar. A t kad n yarat c l n n eseridir. Erke in hakim oldu u toplumda a tlar, kad na yarat c l n ifade etmek çin tan nan say l olanaklardan biridir. A t etmeye kat lan kad nlar ölen insan n efli, annesi, bac lar, emmi ve day k zlar, uzak yak n akraba ve dostlard r. Baz kaynaklar a t etmeye erkeklerin de kat ld n söylüyor. (Görkem:19). Yaflar Kemal de Kürtlerde ölülerin üstüne erkekler de a t yakarlar, dedikten sonra Erkekler ölü mezara götürülürken, hep bir a zdan a t söylerler" diyor. (Gö celi: 27) Erkeklerin hep bir a zdan, koro ile a t söylemesini benim akl m alm yor. Erkekler a t etmeye kat ls n kat lmas n, elimizde a t töreninde erkeklerin söyledi i metinler yok. Olsayd bunlar, kad nlar nki ile karfl laflt rmak olana n bulacak, böylece kad n erkek yarat c l aras ndaki fark anlayacakt k. A tlar halk edebiyat türleri içinde kat ks z do açlama söylemenin en iyi örneklerindendir. Ölünün bafl ucunda a t eden kad n n uzun boylu düflünecek, a - d zihninde oluflturacak, ona en güzel biçimi verecek vakti yoktur. Hemen orac kta, akl na geldi i gibi a d söyleyecektir. Manzum halk edebiyat türlerinin ço- u ve âfl k fliiri yarat c insan n zihninde, uzunlu k sal bir yaratma sürecinden geçer. A tta böyle bir süreç yoktur veya bu süreç çok k sad r. A da kat lanlar n ölünün elbiselerini elinde tutmas, birbirinin boynuna sar lmas, a lamas, a lar gibi yapmas a d yakmak için gerekli çok k sa bir zaman sa lar. A t bu k sa anlardan faydalan larak yarat lacakt r. Daha evvelki a tlardan al nan gezici dizelerin a tlarda çoklu u bu nedenledir. A tta sözlü yaratma ile sözlü gösterim birbirinden ayr lam yor. Bunlar n aras na bir zaman girmiyor; iki ifl ayn zamanda yap l yor Aralar nda sesi güzel olanlar, a t etme gelene ini iyi bilenler de olsa, a da kat lan kad nlar, genellikle profesyonel a tç lar de ildir. Baz bölgelerde para veya de erli fleyler karfl l nda, a t eden a tç ve sa tç lar n varl n biliyoruz. Bu a tç lara verilen de erli fleyler para oldu u gibi ölenin eflyalar da olabilir. Bu kad nlardan Hasibe ve Telli Hatun un adlar verilmifltir ( Gö celi:31) A t etme törenine böyle usta kad nlar kat lm flsa, onlar n a tta bask n bir yeri olacak, a t bir solo halini alabilecek, daha uzun ve düzenli olacakt r. Böyle a tla

9 r n törenden kopup, a t olarak halk n dilinde yaflamas daha kolayd r. A t töreninde a t etmeyi bilen birden çok kad n varsa, o vakit a t ikili veya üçlü, karfl l kl söylenen metinler halini alacakt r. Elimizdeki a t metinlerinde ana ile k - z n, gelinle kaynanan n, eflini kaybeden kad nla baflka bir kad n n a da koflulduklar n belirten metinlerin bulunmas bunu gösterir. A t ölü evinde edilirken basit ve monoton bir ezgi ile söylenir. Bu, a rl söze yükleten bir ezgidir. Reinhart a tta sözden çok melodinin a r bast görüflünde. Bu görüfl ancak törenden kopup, türkü haline gelen a tlar için do ru olabilir. Zaten Reinhart kendisi de inceledi i a tlar n ölü töreninin d fl nda derlendi- ini, müzi in de ancak a tlar böyle objektif hale geldikten sonra metne kofluldu unu belirtmektedir. (Re nhart :193) A tlar n ölünün bafl ucunda Neva veya Uflflak makam nda söylendi i veya a da kaval ve cö ür gibi çalg lar n efllik etti i, günümüzde görülmüyor.. Haydar Avc, özel bir törende, Zeybeklerin ölümünde, hem ba lama çal nd n, hem a tlar yak ld n, hem de Yas zeybe i denen bir zeybek oynand n bildiriyor. (Avc :41) Bugün Zeybeklik denen olay da art k yok. A tlar anonim halk edebiyat örnekleridir. Ancak bu anonimlik a tlarda karmafl kt r. Daha ölünün baflucunda yak l rken a d yaratmaya birden art k insan kat labilir. Bu kat l m çeflitli flekilde olur. Ya bir kad n a d bafllat r ve bir zaman tek bafl na götürür; bu kad na daha sonra baflka kad nlar kat labilir; veya a da koflulan her kad n, s ra ile bir dörtlük söyler. Bu durumda söylenen dörtükler aras nda bir biçim, hatta anlam birli i de bulunmayabilir. A da kat lan kad nlar, önlerinde yatan ölü için de il de, daha evvel kaybettikleri bir yak nlar için de, orada a t yakabilirler.(gö celi:25) Demek oluyor ki, a tta de iflik insanlar taraf ndan söylenen dörtükler tek bir kad n yarat s gibi derlenmekte ve yaz ya geçirilmektedir.. Böylece a t daha yarat lma an nda tek bir insan ve tek bir olay için yarat lma özelli ini kaybeder. Hemen hemen hiçbir a t, törende ortaya ç kt an yaz ya geçirilmifl de ildir. Ölümün büyük üzüntüsü içinde kimse a d kaydetmeyi düflünmez. Yay nlanan a tlar n hepsi, törenden sonra bir kiflinin hat rlad veya hat rl yor sand biçimde bize ulaflm flt r. A t yas töreninden sonra onu hat rlayan insan n haf zas na, de erler sistemine, a t bilme yetene ine göre önemli bir oluflum geçirir, belli ölçülerde yeniden yarat labilir. Bu ikinci insan a d ilk yakan kad n da olabilir. Ama o, a d art k baflka koflullar içinde hat rlayacakt r. Baflka kad nlar n da katk s ile yak lan a d kendisinin gibi yazd rabilecektir. Üstelik erkek a t etmedi i halde derlenen a tlar n bir k sm n yazd ranlar erkeklerdir. Bunun için a d düzene sokan, uzunlu unu k sal n sa layan as l bu ikinci insand r; gelene i bu insan tafl r. Bu gelenek tafl y c lar tek bir a t töreninde veya çeflitli törenlerde edilen a tlar bir araya getirebilir. Bu ikinci insan törene kat lan öteki insanlar n yapt gibi a d k sa bir zamanda yaratmak zorunda de ildir. Onun a d derleyip toparlayacak, düzene sokacak vakti vard r. Derlenen a tlar bu insan n da damgas n tafl r. Bunun için Yaflar Kemal a d kimin yakt n araflt r rken, iflin içinden ç kam yor. (Gö celi:25) Bu ikinci oluflumun içindeki insanlar bazan a - d yakan n ad n da verirler. Bu bilgiye güvenilmemelidir. A tlar genellikle belli uyak ve hece düzenleri içinde söylenir. A d oluflturan dörtlüklerin say s ve bu dörtlüklerin uyak düzeni de ifliktir. On sekiz dörtlükten oluflan Rediflerin A d bu biçimlerin hepsini bir araya getirmifl. Bu a ttan dörtlükler veriyorum. 1. Sekiz heceli Avflar A d uyak düzeni: abcb. Kaman da kalmad uflak Asker oldu sürü ile Sabahacak yat lm yor Gelinlerin zar ile. 2. Sekiz heceli mâni düzeni: aaba. Redif gider sürü ile Sa dan soldan geri ile Yetifl sen Battal Gazi Hazireti Ali ile. 3.Divan- Lugat it Türk teki a tlar n ve baz türkülerin düzeni: aaab. Redif has bahçenin gülü Hocam caminin bülbülü Yaylalar n mor sümbülü Koç Da n n kar ile 4. Ayr ks bir düzen:abbc. Ahmet Beyim son kesenim Seni de koymam s radan Celal im versin yaradan O lans z m biri ile. 5. Ayr ks bir düzen: aaaa. Dü ün gurdum usul yollu G z m senin ad n Güllü El g nal yüzü gann fiah bak fll dudu dilli. 6. Baflka bir ayr ks düzen:abcd. rbaham hocana u ra Tütününü ufak do ra Odan ss z kald deyi Yerinme eflim yerinme (Özdemir:69) Bu ayr ks düzenler,yukarda belirtti imiz gibi, a t edenlerin profesyonel sanatç olmamalar ve a t ederken düflünüp tafl nacak zamanlar n n k sal ile izah edilebilir

10 A tlar aras nda bu uyak düzeninin d fl na ç kmamakla beraber dizelerdeki hece say s on biri bulan örnekler de vard r. A t yakmak için gerekli zaman n çok k s tl olmas, a t yakanlar n professyonel a tç lar olmamas ve a t n do açlama edilmesi, bazan, hiçbir uyak düzenine uymayan, mensur a tlar n ortaya ç kmas sonucunu vermifltir. Bir örnek: fiafak oldu tan yerleri at yor, garip bülbül gül dal nda ötüyor, herkes sevdi- ini ald yat yor, kardafl m da sevdi inden ayr yat yor. Koca babam n o lu! Elinin asas babam n o lu! Cebinin kesesi babam n o lu! Duvar dibinde koyan babam n o lu! Duvar dibinde koyan babam n o lu, Yar n molla gelir, al r gider gelini, babam n o lu! All göçünü yükletir babam n o lu! Üç senedir doktor elinde gezen babam n o lu! Derdine derman olmad m kardafl m, Yaresine merhem olmad m kardafl m! Gencecik kardafl m! (Bali:96) A tlarda gerçekçilik ve abart A t, ölüm veya benzeri bir felaket için yak l p söylendi i için a d n konusunu ve nak fllar n bu trajedi belirler. Ölen insan n kiflili i, ölümün nas l meydana geldi i, sosyal çevre, ölüm zaman, geride kalanlar n durumu, ölenin topluluk içindeki yeri, toplumun etnografyas a da yans r. A t edilen yer, evden baflka, hastane avlusu, otobüs önü gibi veya hamam gibi (Sivas ta hamamda yas kald - r l rken a tlar söylenirmifl.) (Örnek: 86) bir mekân olabilir. O vakit a t bu yeni çevrelerden nak fllar alacak, do al yas çevresinin d fl na düfltü ü için belki daha k sa olacakt r A t bize ölüm olay n ayr nt lar ile anlatmaz. A t bu olaya fluras ndan buras ndan dokunur ve olay n kalanlarda do urdu u ac y, y k lm fll ve üzüntüyü anlat r. A t, olay bütün ayr nt lar ile anlatmasa da, biz a tlarda, ölüm olay na büyük bir aç kl k ve gerçekçilikle dokunuldu unu görürüz. Bu dokunmalar ölüm olay n n en çarp c yanlar n bizim gözlerimizin önüne serer. A tlar bize ölen insan n ad n verebilir: Nazl Anflam n gann üleflin, bir çulunan getirmifler ; (Görkem :294) öldürenin ad n verir: Seni vuran deli Fazl, kollar kökünden düfle (Esen, Anadolu A tlar : 83). A t bize ölümün nerede yer ald n da söyler: Gazas Gozan Guyuluk köyünde (Görkem: 283); Yarsuvat ta öldürmüfller, o da bana zor geliyor (Görkem:378). A tlar bu gerçekçi yaklafl m daha da ileri götürür. Biz onlarda, afliretin veya köyün etnografyas n, âdetlerini, törelerini, insanlar n giyim kuflam n, ifl hayat n, insan ve do a manzaralar n da buluruz. Bunlar aras nda Avflar ve Türkmen etnografyas nda bilmedi imiz elemanlara da raslar z. Dede Korkut Destan ndaki O uz Beyleri gibi,(gökyay:20) Avflar yi itlerinin de kulaklar na küpe takt n a tlardan ö reniyoruz: Kula alt n küpeli, o lum kona a ç km yor. (Özdemir 121) Üzerine a t yak lan olaylar, bize toplumumuzun uygarl k düzeyini, insan n insanla, insan n do a ile iliflkilerini, yaz l kanunlar n köy ve göçebe toplumunun gerçekleri ile ne ölçüde ba daflt n, ne ölçüde uyguland n, insanlar m z n e itim düzeyini, kanunlara ba l l n renkli hayallerle çarp tmadan, dobra dobra anlat r.bir köyün hayvanlar öteki köyün otla nda yay l r, kavga ç kar, adam ölür.(özdemir:236).tarla s n r n n belirsizli i yüzünden anlaflmazl k olur, akraba birbirini vurur.( Özdemir:239,244). Dü ünde kafay çekenler, keyf olsun diye silahlar n boflalt r, adam ölür.(özdemir:231) Baba kaç r lan k z n n, afliret beyi kaç r lan bac s n n intikam n almak için birbirini seven gençleri öldürtür. (Gökmen:225). Ailenin hayvan sürüsü çal n r, mal sahipleri sürünün pefline düfler, h rs zlar mal sahibi üç kardefli öldürür.( Özdemir:221). Afliretler yayla ve mera yüzünden çat fl r, insanlar ölür. (Özdemir:227). Kardefl, sevgili tutmufl diye bac s - n vurur, halbuki bac iftiraya u ram flt r.(özdemir:156) Afliretin yaylas n gasbeden a a ile köylüler kavga eder, ölenler olur.(özdemir:227) Sevdi i k z kaç ran delikanl köyün a as na s n r, a a güzel k za sahiplenir, delikanl a ay vurur.(özdemir:165) Evli kad n sevgilisi ile kaçar, koca kaçan kad n öldürür.(özdemir:168). Baba, k z n nikahl kocas n n evine göndermez. K z babas n b çaklar, baba ölür.( Özdemir:141) Genç k z istedemedi i erkekle evlendirildi i için kendini asar. (Özdemir:172). Asker kaça n bir kuyuda saklarlar, havas zl ktan ölür.(özdemir:261) Asker kocas ndan hasta haberi gelir, kar s kay n pederini al p k flta k yamette Kars a kadar gider; kocas n n ölüsü ile karfl lafl r. (Özdemir:73) Bac s n kaç ran genci, k z n kardefli vurur. (Özdemir:162). Hasta doktora götürülemez veya doktor peflin para almadan bakmaz, hasta ölür. (Özdemir:295) Asker pehlivand r bölükte bütün erleri yener, yüzbafl s n n da s rt n yere getirir. Bunu onur meselesi yapan yüzbafl pehlivan askeri fena dö er, asker ölür. (Özdemir:93). Ana, hasta o lunu görebilmek için yayan yap ldak Gedikli Okuluna ulafl r. O lu ölmüfltür.(özdemir:71). Birinci Dünya Savafl nda, Kafkas Ordusunun üçte ikisi, 60 bin kadar asker Sar kam flta Allahuekber Da lar nda donarak ölür. Yemen de, çöl yaz da binlerce asker hastal ktan, açl ktan, susuzluktan k r l r. A t yak lan insanlar aras nda eceli ile ölenler elbet var.say n Özdemir in kitab na ald 150 a ttan 40 kadar eceli ile ölmüfl say l yor. Bunlar n aras nda 9 kardeflin ayn günde ölümleri var. Bunlara eceli ile ölmüfl diyebilir miyiz? Ölüm nedenleri a tlarda anlat lan öyle facialard r ki, kiflilerin bafl na gelmifl de olsa, bozuk insan iliflkilerinin, çarp k toplum kurumlar n n, toplum gerçe i ile kanun gerçe inin uzlaflmazl n n, nihayet cahilliklerin ac hikayesini söyler bize. Onlar okurken bir a r ceza mahkemesinin zab tlar n okur gibi oluruz. A tlar n içinde öyleleri de var ki, onlarda önemli tarih olaylar n n, hiçbir yerde yay nlanmam fl, yerel ve gerçek ayr nt lar n buluruz y l nda Haç n da (Adanaya ba l bugünkü Saimbeyli) bir Ermeni ayaklanmas olur. Müslüman Türkler ak l almayacak iflkencelerle öldürülür. Facian n yerel ayr nt lar n, olaya tan k olan, ad n san n bilmedi imiz bir kad n n a d ndan ö reniriz

11 Amir memur demeyerek Hep bir ipe ba lad lar Bekiro lu Deda y Demirinen da lad lar. Sekiz gavur bir gelince Osman m flafl rd lar Baban çetebafl deyi Hac Ahmedi piflirdiler. Sen çete toplad n deyi Çalg y nan yüzüyorlar. Bebekleri kaynatm fllar Kuzu eti ye diyorlar. Enfiyeci Hüseyini Tellerinen bo uyorlar.(özdemir:77) Ya kazan n kurdular Çocuklar kaynatt lar Gün görmeyen han mlar Süngü ile oynatt lar. (Esen. Anadolu A tlar :90) Bu gör ü tan n n verdi i bilgiden kuflku duyamazs n z. Olaylara yukardan bakan tarihçi de facian n bu yanlar n göremez. A t sosyal tarihtir. A tlar m z aras nda Ay nkac türküleri veya Ay nkac lar üzerine yak lan a tlar denen a tlar var. Bunlar sosyal tarihimiz aç s ndan baflka önemli bir konuyu yans t r.. Ay nkac tütün kaçakç s demektir. Daha Birinci Dünya Savafl ndan evvel, tütünümüz Osmanl Borçlar daresince (Düyun-u Umumiye)yabanc bir tekele ba lanm flt. Tütün yetifltirici, tütününü istedi i yerde, istedi i fiyatla satamazd ; yabanc tekele, yabanc tekelin biçti i fiyattan verecekti veya tütününü kaçak satacakt. Kaçak tütün sat nca da suçlu oluyor, tütün kolcular nca yakalan p mahkemeye veriliyor ve hapse at l yordu. Afla daki metin, tütününü kaç r rken, kolcular taraf ndan öldürülen bir ay nkac için yak lan a ttan al nm flt r: Hac lar köyüne bast m oldu Tütünümün dengi yast m oldu Aman dostlar bak n benim halime Sebebim tütünü bas n yareme.(esen. Anadolu Türküleri: 289) A tlar n gereçekçili i, olay n en can al c taraf n n, en yal n biçimde de olsa yüzeysel bir gözlemine dayanm yor. A t zaman zaman tar hçinin bile çözemedi- i karmafl k iliflkiler yuma n kolayca çözüyor, olaya yön veren as l sebebi gözler önüne seriyor. Birinci Dünya Savafl na niçin ve nas l girdi imizi, ayd nlar m z kadar tarihçilerimiz de, bugün bile tart fl p duruyor. Ama kim bilir kaç kardeflini bu savaflta kurban veren bac, flafl p yan lmadan, Avflar içindeki köyünden, tarih olay n n gerisinde yatan gerçe i kolayca yakal yor ve parma n gerçek suçluya uzat yor: Mektup yazd m da varmad Tel vurdum ayn gelmedi. Alamanya harbeylesin Gayri kardafl m kalmad. Bir tarih gerçe ini bu kadar yal n, k sa ve süsten, püsten uzak, dobra dobra söylemek büyük bir anlat m gücüne iflarettir, bence has fliirin ta kendisidir. Eskilerin O uz üslubu veya O uz tarz dedikleri, hiçbir süse ve yapmac a kaçmadan, söylemek istedi ini cinsel de dahil, do rudan söyleyen ifade biçimidir bu. A tta ölüm karfl s nda insanl n ortak duygular yans r.. Bu duygu ölümün arkada b rakt yaln zl k duygusudur; korkudur; efl, dost, evlat yoksunu olmaktan do an büyük ac d r. Toplumdaki sosyal ve ekonomik konumu kaybetmenin endiflesidir. Al fl lm fl ve sevilen hayat tarz n n d fl na düflmek kayg s d r.. Kocas - n kaybeden gencecik kad n n sevmek ve sevilmek iste idir. Bu duygular aç k saç k söylenir. Kadan z alay m eller Sahipsizlik ne zorumufl. (Esen. Anadolu A tlar :187) Dud elin (Dudu elini) koynuna sokmufl Diyorkine kald m öksüz (Esen. Age: 96) Anal n kötü huylu Uyan Alim sabah oldu. (Esen. Age: 53) Bazan ölüm karfl s ndaki duygu sembollerle ifade edilir. Evinden, eflinden dostundan, h s m akrabas ndan ve do a çevresinden ç kar larak tek bafl na evinin kap s na b rak lan flu gözü yafll gelin imaj, kozmik âlemde yaflayan bir yaln zl k tanr ças gibidir: D flar ya bakt m d Kap da bir gelin a lar. (Esen.Age:133) Yayla çiçe i sembolu ile ifade edilen al fl lm fl hayat son nefes verilirken bile bir teselli, bir huzur kayna olabiliyor a tlarda. Bu y l yayla yaylamad m Git yayladan çiçek getir. Veya Görmedim yayla çiçe in Git yayladan çiçek getir. (Esen. Aeg:191) 21 22

12 Göçebe hayat n yayla ve çiçekle sembollefltiren benzer dizeleri biz Karac o lan fliirinde de buluruz. Onun fliirinde göçebe toplumu Ala karl, mor sümbüllü da larla, serin esen garbi yelleriyle, al çiçekli korularla, üzerine rahmet ya an güllerle, kamalakl boz ard çl tepelerle, çimenli çiçekli yaylalarla bezenerek karfl m za ç kar. Göçebe do an n ayr lmaz bir parças d r. Afla daki örnekler aç kça gösteriyor ki, a tlar elbet ölen için yak l yor. Ama,a t as l,ölümle, psikolojik ve sosyal durumlar daha da a rlaflan geride kalanlar n türküsüdür. A t bunlar n sorunlar n, kayg lar n, üzüntülerini, yar n için korkular n dile getirir. A tta, ölüm de il, hayat yo unlukla yans r. A tta öbür dünya veya cennet, cehennem, günah, sevap gibi nak fllara hemen hiç raslanmaz. A tta dünyan n sorunlar vard r. Bu sorunlar çeflitlidir. Erke i kaybolan ailenin sosyal konumunu kaybetmekten duydu u korku ve üzüntü a tlardad r. Bunun en iyi anlat m n konuk a rlamak iliflkisinde buluruz. Afla daki dizelerden anlar z ki, konuk a rlamak köyde ve aflirette sosyal bir iliflkidir. Bunun için önemsenmektedir. Ölüm gibi korkunç bir y k mla karfl - laflt anda bile kad n, evine inecek konu u kimin a rlayaca ndan kayg lanmaktad r: Musa sar l r kendire Misafiri kim indire. (Esen. Age: 117) O vakit aran gününü Odana inerse beyler. (Esen. Age: 156) Ölüm denen y k m n getirdi i korkunun en somut örne ini, kocan n sa l nda aile içinde güvenle yaflayan gelinin evden kovulma korkusunda buluruz: Bana evden ç k diyorlar Senin ad n yok diyorlar. (Esen. Age:158) Beni evden kovuyorlar Tel ile haber bildirdim. (Esen. Age: 176) Beni burdan ko ucular Benim evim de il gibi. (Özdemir: 69) Kad n n baflka bir korkusu mal n n elinden al nmas d r. A ttan anlafl l yor ki kad na Sa l nda kocan mal n bize ba fllad diye bir yalan uydurulmufl. Kad n t pk bir yarg ç önünde gibi isbat, flahit soruyor a tta: Mal m sana heba (hibe olacak) demifl Han isbat flahad. (Esen. Age: 70) Çobana yapt ifl için verien y ll k ücretin ad hak t r. Anadolunun çok yerinde buna çoban hakk denir.bu hak para ile beraber ayakkab, çorap, bir kat uruba (elbise)gibi fleyler de olabilir. Ölüm, çoban da korkutmaktad r; ya hakk - n alamazsa: Çoban idim hak m bitti Göçemiyom korusundan.( Esen.Age:131) A tta geride kalan kad n n baflka korkular ve sorunlar da var. Yetim kalanlara o bakacakt r, yedi ergen o lan evermenin, gebe gelinin ve cahil k z n sorumlulu u da onun omuzundad r: Çad rda bohça bozulur Yetimler bakar gözüme. (Esen. Age: 123) Gitme vezir o lum gitme O lunun yedisi ergen. (Esen. Age. 158) Gelin yüklü k z m cahil Var kar akl n yitir. (Esen. Age. 157) A tta yataklarda yaln z kalan genç kad n n beden s z s vard r: Gündüzüm de gündüz amma Gecem geçiyor zar nan (Boratav. Folklor ve Edebiyat II. 458) Sar lak da bile yatak Kakülü kaküle katak. (Esen. Anadolu A tlar. 55) Kad n erke inin yatakta eksikli ini, eski k rg nl klar büyük bir piflmanl a döndürecek kadar kuvvetle duyar: Küsüp de ayr yatt m Periflan m Sar Beyim. (Boratav. Age:458) Köy ve afliret ekonomisi, ister hayvanc l k, ister tar m olsun, daha çok erkek gücü ile çekip çevrilen bir ekonomidir. Erke in eksilmesi ekonomik düzende sars nt ya, çöküntüye, periflanl a neden olacakt r. Tarlada kalan çift, sat lmayan süt ve peynir, bak ms z kalan develer, K s k köyünde kalan ka n, bahar n ham al nacak öküzler, sesi art k duyulmayan kahve dibe i, sahipsiz kalan yurt, a tlarda verilen insan ac s na gerçekçi bir fon sa lar. Bazan cans z do a ve evin kap kaca bile bu fonda yerini al r. Bahar gelince öküzler hemen çifte koflulmayacak, bir zaman d flarda yürütülerek ham al nacakt r. Bunun s k nt s da a tlardad r: Eller öküz ham al yor. Vard m ah r arad m. (Özdemir:104) Ham za flehire gitti Kim sat c (satacak) peynirini. (Özdemir:101) K s ktan ka n ç km yor Yayla kald melil melil.(özdemir:101) 23 24

13 Uyanman m babamo u Bö üryol da deven seyip (Özdemir:101) A konakta yüksek yap Eser poyraz dö er tipi Ya neylesin ss z kald Çifte oda çatal kap.(özdemir:122) Kad n a tlarda ölen kocan n, kardeflin, bac n n cesedine bakarken, baflka halk edebiyat türlerinde görmedi imiz, zor izah edilir bir gerçekçilik sergiliyor. Bu korkunç ölüm sahnelerini anlat rken kad n, o kadar gerçekçi, o kadar objektiftir ki, bu davran fla ad vermekte güçlük çekersiniz. Kad n, ac n n korkunç boyutu önünde acaba tafl kesilmifl de duygusuz mu kalm flt r? Yahut bu korkunç kanl gerçe i oldu u gibi kabul edecek kadar büyük bir cesaretin mi sahibidir? Veya felaketin böylesine inanmakta güçlük mü çekiyor?hangisi olur olsun, büyük bir yarat c güce sahip olan kad n, ölüm karfl s nda da büyük bir dayanma gücü gösteriyor.. Görünen odur ki, a tlar n en içli ve duygusal örnekleri ölen insan n felaketine böyle yal n bakmaktan do uyor: Hele bak n flu iflime Kellesiz meyit(ölü) getirdim. (Gökmen:348) fiöyle dönüp bakd m d Kan bulaflm fl poflusuna.(gökmen:291) Aslan Ziyam yerde yatar Sa eyiyle yara tutar.(gökmen:260) Kardefl tarlaya y k lm fl Kan n yal yor itler.( Gö celi:37) Kufllar yemifl çal ya konmufl K pk rm z olmufl dal m.(gö celi:43) Tomsu un ard na pusmufl Ö ürdükçe kanlar kusmufl. (Gö celi:43) Balta ile öldürmüfller Çad ra boyanm fl kan. (Gökmen:224) Kör olas kötü Hac Niflan alm fl alt n difle.(özdemir:238) Emmiler selam söyleyin Sinek çokuyor yaraya.( Özdemir:215) Aslan m da bakamad m Kurt oynam fl a döflüne.( Özdemir:216) Kulak yara kafa k r k Bu benim kardafl m de il.(gökmen:288) Ö le ikindi aras Azg n eflimin yaras Bir kurfluncuk s k da öldür Zor olur kama yaras.(özdemir:288) A tlar m zda bir as lma sahnesi var. Müftünün A d nda. Gene bir Ermeni ayaklanmas yüzünden, galiba 1909 da, Talat Pafla bölgeye gider. syan k flk rtan Ermeni önderleri kaç p kurtulur. Talat Pafla Müslüman k flk rt c lardan Müftüyü ve arkadafllar n ast r r. A t bu olaya yak lm fl. Bu a tta François Villon un As lm fllar n Ballad adl fliirindeki yal n ve dokunakl fliirselli i bulursunuz.15 inci yüzy lda yaflayan ve F rans z fliirinin gerçek kurucusu say lan Villon un fliirinde flöyle bir dize var: fiurada as lm fl z üçer befler. (Villon:53) Müftünün A d daha dokunakl ve çarp c bir tablo çizer. Müftümün sakal kara Yusufumu çekmen dâra Kefenleri bo az nda As lm fllar s ra s ra. (Özdemir:320) Yukarda örneklerini verdi imiz bu gerçekçi anlat mdan a t, ölen insan n özelliklerini belirtirken ayr l r. Böyle sahnelerde destans bir abart ile karfl lafl r z. Afla daki dörtlük Köro lu Destan ndan al nm fl gibidir: Silkinip ata binince At alt nda dört bükülür Kanr l p k l ç at nca Bir kar fl yere kak l r. (Gö celi: 302) Hikayede Köro lu Silistre kahraman n n bafl na k l c öyle indirir ki, k l ç pehlivan ve at ikiye böldükten sonra bir kar fl yere saplan r.(müdami nin Köro lu Silistre Seferinden). Baflka örnekler: Fifle ini parlak düzer Beflinci orduyu bozar On sekiz seneden beri Kelle koltu unda gezer.(gökmen:360) Y ld r m gibi görünür Yürüyünce yer yar l r Sö üt gibi sallan r da Kekili iki bölünür

14 Öyle de il mi komflular Bel bir tutam boy minare (Özdemir:87) Al at alt nda savrulur Kuyruk kulunca devrilir. (Esen. Anadolu A tlar : 72) Odas y ld z fl kl Sofras gümüfl kafl kl. (Esen. Age. 132) A tlardaki destans abartman n içinde, bazan, Türk halk edebiyat nda raslamad m z yepyeni imajlar da yer al r: Çi ya m fl çimen b y kl Hani benim aslan o lum.(gökmen:242) Bu abart l anlat m bizi destanla a t aras nda bir iliflki aramaya götürür. Homeros un destanlar nda, G lgam fl destan nda a t önemli bir yer tutar. Manas Destan n n bir kolu, Kököteyin Afl, tümden bir a t törenine ayr lm flt r. Büyük destan araflt r c Bowra, Heroic Poetry adl klasikler aras na giren eserinde, destanla a t aras ndaki iliflkiye flöyle de inir: A t, kahramanl k toplumunun (heroic society) duygular n dramatik bir objektiflikle de il, kiflisel bir duygulanma ile anlat r. Epik fliir, anlat m sihir kaynakl olmaktan kurtulup, insan odakl olmaya evrilince ortaya ç km fl görünüyor. Bu oluflum, epik fliire benzeyen ve bir hayli memlekette yayg n olan a t ve methiyelerden etkilenmifltir. Methiye, kahraman n baflar lar n onun önünde ve olaydan hemen sonra anlat r. A t ise ayn ifli kahraman n ölümünden sonra, ac ve piflmanl klar içinde söyler. Destan, a t ve methiye birbirine o kadar benziyor ki, aralar nda bir iliflki olmal. A t ve methiye, tarih bak m ndan daha eski. Bu eskilik sadece onlar n daha basit ve kiflisel olmalar ndan de il, baz toplumlarda epik fliir bulunmad halde, a t ve methiyenin bulunmas ndan da anlafl l yor. E er bizim ileri sürdü ümüz gibi a t ve methiye destan fliirinden daha önce ise, o vakit destan fliiri, destan-öncesi fiamanl k fliirindeki, a t ve methiyelerdeki ruhtan etkilenince ortaya ç km fl olmal d r. (Bowra:10-11). A tlar n dikkate de er bir yan daha var. Bürokraside görev alm fl hiçbir kimsenin ölümü üzerine a t yak lmam fl.yaln zca bir köy ö retmeni ile, bir lise ö retmeninin ve bir subay n ölümü için a t edilmifl. Bu iki ö retmen ve subay gerçekten sevilen insanlar olmal. Bunu halk n Osmanl bürokratlar n oldu u kadar, Türkiye Cumhuriyetinin bürokratlar n da sevmedi i ile izah ediyorum Dü ün Türküleri mi A t m? Bir felakete veya ölüm olay na ba l olmad i halde, baz dü ün türküleri a t karakteri gösterir. Mutlu bir olay n a da dönüflmesi, ataerkil aile yap s nda, genç k z n varaca i evde bafl na geleceklerin, pek öyle sevinilecek fleyler olmamas na ba l d r. Kocas n n evinde onu, anne olana kadar veya daha do rusu er- kek çocuk do urana kadar, zor ifller, hor görülme, irdenme ve de ersiz say lma beklemektedir. Bu duygular hem evlenecek k z n, hem onun anas n n ve komflular n n türkülerinde dile gelir.. K z n n yeni bir hayata göçmesi olay karfl s nda anan n duygusu üzüntü ve ac d r. Elinin ula k z evden g decektir. Hele uzak bir yere gidiyorsa, türkünün dedi i gibi, uzak yere k z vermen el olur gider. Atlad geçti efli i Sofrada kald kafl Gitti evin yak fl A gelin k nan kutl olsun Evde dirli in datl olsun. (Özbek:406) Tuz kab n tuzsuz koyan Koc evleri ss z koyan Anas n k zs z koyan Yarenim k nan kutl olsun Orda dirli in tatl olsun. (Özbek:409) Yeni evinde gelini bekleyen kotü koflullar komflular da dile getirir ve geline iyi dilekler sunarlar. Bu dileklerin bir k sm Tanr ya yakar flt r, gelinin iflini kolaylaflt rs n diye: O da gelin oluyor Kah r evine var yor Mevlam gelini güvegiye flirin göstere (Özbek:416) Geline iyi dilekler sunan türkülerin aras nda çok gerçekçi olan da var: A lama k nan kutl olsun Sa d n inek sütl olsun Vard n yerler tatl olsun (Özbek: 411) Gelin olacak k z n türküde dile gelen duygular daha kar fl k r. Bir yandan ana evini terkedece i için üzüntülüdür: Doldur p nar doldur ben gider oldum Anam babam terkeder oldum.(özbek:414) Öte yandan anas na babas na, kardefline sitemi vard r. K z oldu u için ona pek deger vermemifllerdir baba evinde. Pek uygun bir zaman olmasa da giderayak içini döker: Ç ks n yüce da bafl na seyran eylesin Anam n o lu var beni n eylerin.(özbek:414) Baba pazara vard n m Bana al yeflil ald n m fiu da k z ma dedin mi? (Özbek:406) 27 28

15 Gardafl ekme in artt m Baba ekinin bitti mi? Elk z keyfin yetti mi flte geldim gidiyorum.(özbek:405) K z daha da ileri gidecek gelin al c lar kap ya dayan nca onlar can al c olarak nitelendirecektir: fiimdi gelir gelin al c lar Gelin de il can al c lar.(baflgöz:265) Gelin yeni evinde ne yapsa hora geçmiyece inin ve elk z olarak görülece- inin bilincindedir.. Türküler bunu büyük bir yal nl kla ifade eder: Ev süpürürüm tozlu da derler Esbap yurum kirli de derler Afl pifliririm tuzlu da derler. (Baflgöz :265) flin enteresam yan flu ki, k na gecesine kat lanlar, gerçekten aglamasa da, türküler onlar a lamaya zorlayan bir gayret içinde. Yani töresel bir a lama söz konusu. Demek bu koflullar öyle bir gelenege bagl ki, törende gerçekten a lamayanlar, sembolik olarak a lamaya zorlan yor y l nda, Nuri Üstünses ten derledigim, Orta Anadolu da yayg n olan bir türkü bunu aç kça belirtiyor. K z sana da gerek bir ana Aglayas n yana yana ki gözüm can m ana Bugün ayr l k günüdür. Uhuu uhhu (Aglama taklidi yap yor türkü.) K z sana da gerek bir bac A alyas n ac ac ki gözüm can m bac Bugün ayr l k günüdür. Uhuuu uhhhu K z sana da gerek bir baba A layas n kaba kaba ki gözüm can m baba Bugün ayr l k günüdür. Uhuu uhuu. Van Gennep cenaze torenini de, insan hayat na ba l öteki törenler gibi, bir geçifl töreni olarak görür ve geçifl törenleri için gelifltirdi i teori içinde yorumlar. Ona göre, do um, baba olma, erginlik, evlenme, gebe kalma, ölüm gibi olaylar yap bak m ndan birbirine benzer. Bunlar sadece biyolojik geçifller de ildir, baz törenlerle kutsanmad kca insan, biyolojik olarak evlense de, sosyal olarak evlenmemifl say l r. Bunu sa lamak için toplum çeflitli inan fllara ba l törenler yapacakt r. Ayn fley mevsim de iflmeleri, bir memleketten öteekine geçifl için de do rudur. nsan bir biolojik durumdan veya bir sosyal konumdan ötekine geçerken evvela 1.Eski konumundan ayr lacak (Separation). 2.Bir zaman ortada, marginal bir durumda kalacak. (liminal situation ),3. Sonra yeni duruma sokulacakt r (integration). Gennep cenaze törenini de böyle görüyor. Ve bu törenin en önemli eylemlerinin bir durumdan ayr lma de il, gidenin ölüler dünyas na uymas n sa lamaya ( ntegration) yönelik oldu unu ileri sürüyor. Ancak O, a tlar üzerinde durmuyor. (Gennep: ).Dursayd, o vakit ölenin de il as l geride kalanlar n yeni duruma al flmas n n önemini görecek, yani bunun bir ayr lma (separation) eylemi oldugunu görecekti. A tlar bu eylemi aç kça ortaya koyor. KAYNAKLAR Avc, Haydar(2001). Zeybeklik ve Zeybekler. Verlag Anadolu Yay. Hückelhhoven, Germany.2001:41). Bali, Muhan (1997). A tlar, T.C. Kültür Bakanl, Baflvuru kitaplar, Ankara. Boratav, Pertev Naili. (1982) Folklor ve Edebiyat II. Adam Yay nlar.istanbul. Bowra, C.M.( 1964) Heroic Poetry, Macmillan &Co. London. Esen, Ahmet fiükrü (1982). Anadolu A tlar,türkiye fl Bankas yay nlar, Ankara. Aç klama ve Dizin:Pertev N. Boratav ve Remy d Or. Esen,Ahmet fiükrü(1986) Anadolu Türküleri, Türkiye fl Bankas Yay nlar, Ankara. Yay na Haz rlayan: Pertev N. Boratav, Fuat Özdemir. Gö celi, Yaflar Kemal.(1992).A tlar.toros Yay nevi, Istanbul. Gökyay, Orhan fiaik (1973). Dedem Korkudun Kitab, Milli E itim Bakanl yay. stanbul Görkem, smail. (1992). Türk Edebiyat nda A tlar:çukurova A tlar,akçay Yay.Ankara. Örnek, Sedat Veyis.[1971] Anadolu Folklorunda Ölüm. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Co rafya Fak.yay n 218. Ankara. Özbek, Mehmet (1975).Folklor ve Türkülerimiz. Ötüken Yay nlar, stanbul. Özdemir, Ahmet Ziya( 1994). Öyküleriyle A tlar,kültür Bakanl yay. Ankara. Re nhart, Kurt (1974). Güney A tlar n n Biçimleri, 1. Uluslararas Folklor Semineri Bildirileri, Kültür Bakanl yay.ankara. Uyguner, Emin(1957). Kand ra dan Derlenen Türküler. Türk Folklor Araflt rmalar, Say 91. Istanbul. Villon,François(1982). As lm fllar n ballad. Orhan Veli nin Çeviri fiiirleri, Can Yay nlar. stanbul. Wolf,Eric R.(1966) Peasants. Prentice Hall Inc.Englewood Cliffs, New Jersey.Foundations of Modern Anthropology Series

16 NDE GENEL PRENS PLER VE BAZI UYGULAMALAR General Principles and Some Practices Regarding the Exhibition of Intangible Cultural Heritage in Museums Sabahattin TÜRKO LU ABSTRACT The exhibition of intangible cultural heritage in museums can take place in open-air museums and museums in buildings. In either of these cases, there is a need for concrete artifacts related to the exhibition s content. These can be assembled under two headings, which are concrete objects on the one hand and descriptive documents on the other. Concrete artifacts may be obtained as the result of archaeological work, or else may comprise of ethnographic objects or works of art. Descriptive documents may be pictures, miniatures or engravings, photographs, maps and other forms of graphical representation. One of the most important tools in this kind of exhibition is also the limited usage of writing. The only way to minimize the inconveniences arising from the usage of writing, on the other hand, is the employment of visual material. Documents and films in formats such as barkovision and multivision may aid visual representation. However, long, plotted movies are a prohibitively expensive and therefore commercial way of visualization. The big-budget movie Troy may be seen as an example for this latter course. Key words: Exhibition in museums, concrete objects, visualization, the movie Troy Somut olmayan kültürel de erlerin toplanmas, korunmas ve müzelefltirilmesi karar n alan UNESCO yu karar ndan dolay elbette alk fll yoruz. Bundan böyle bu türden uygulamalar n her ülkede geniflletilece i söylenebilir. Ancak bir çok ülke, kendi insiyatifi ile zaten bu konulara el atm fl, derlemelere bafllam fl, hatta müzelefltirme denemeleri yap lmaya bafllanm flt r.bir çok konuda oldu u gibi ça m zda, Müzecilik konusunda da evrensel bir dayan flma içine girilmifltir. Bunu sa layan yine UNESCO ya ba l ICOM adl örgüttür.bu kurulufl, y ll k toplant lar ve yay n organlar yla Müzecilik konusunda dünyadaki geliflmeleri ve yeni teknolojileri tüm dünya müzelerine iletmeye çal fl r. Bütün bunlara ra men, do rusunu söylemek gerekirse Somut olmayan kültürel de erlerin müzelefltirilmesi konusu müzecilikte en az ele al nan konulardan biri olarak kalm flt r. Bunu bir tarafa b raksak bile ülkemizde somut olan ve ad na Etnografik dedi imiz objelerin korunmas ve müzelefltirilmesi konusunda dünyadaki bir çok ülkenin hala çok gerisinde oldu umuzu eski bir müzeci olarak itiraf etmenin üzüntüsünü ve ac s n duyuyorum. Somut olmayan de erlerin müzelerde sergilenmesi konusu bir yönüyle hukukta vaka usülü veya matematikteki çok bilinmeyenli problemlerin çözüm yollar n aramaya benzemektedir.konuyla ilgili veriler, içinde de iflik uzmanlar n da bulunaca müzeciler kuruluna verilecek ve bunun en etkili, en çarp c ve en ö retici biçimiyle nas l sergilenece ine karar verilmesi istenecektir. Bence müzecili in en zevkli yanlar ndan biri de budur. Elbette baflar l uygulamalar yapmak kofluluyla... Konuyla ilgili sunumlar iki farkl türden müzede yap labilir: 1-Aç k Hava Müzeleri, 2-Kapal müzeler. Bu sempozyumla ilgili belgelerden birinde, konunun bir Aç k hava müzesinde de erlendirilmesi istendi i fleklinde ibare gördüm. Dünyadaki aç k hava müze örnekleri göz önüne al nd zaman somut olmayan kültür ürünlerinin bu kategorideki müzelerde sergilenmesinin her zaman mümkün olmayaca anlafl lacakt r. Aç k hava müzeleri çeflitli ülkelerde ortadan kalkmakta olan ve daha çok köy yerleflmelerinde görülen konut ve iflyeri örneklerinin içindeki eflya ve malzemeyle beraber tafl narak bir arazide toplu olarak sergilenmesiyle oluflturulur. Ziyaretçiler bir mimari birimden ç k p, di er birime girerler. Ortam ve atmosfer mümkün oldu u kadar orijinal ve otantik olarak korunmaya çal fl lm flt r. Aç k havada ç plak do an n içinde, mitolojik konular muhtemelen çok daha etkili olarak canland r labilir.ça dafl teknolojik imkanlar de erlendirilerek Türkiye gibi zengin mitolojik repertuara sahip bir ülkede milli efsaneler veya Anadolu nun antik ça efsaneleri özellikle ses ve fl k gösterileri ile canland r labilir.bunun için yüzlerce konu bulunabilir. Dede Korkut öyküleri,ergenekon Destan,Truva efsanesi v.b.gibi çok çarp c örnekler vard r.aç k havada gerçekleflen ve Anadolu nun her köflesinde yaflayan tek örnek ise H drellez gelene idir. Kapal müzelerde yap lacak sergilemelere gelince bu konuda önemli bir noktay hemen belirtelim;müzecilikte somut olmayan kültürel de erleri görsel ve iflitsel yollar n d fl nda tan tmak,anlatabilmek adeta imkans zd r.bu nokta esas al narak yap lacak sunumlarda üç yol denenir;görüntülü anlat m,kaydedilmifl sesle anlat m ve yaz l anlat m.bunlardan birincisi için elde malzeme olmayabilir veya s n rl ölçüde materyal vard r.buna karfl l k afla da aç klayaca m z gibi görsel malzeme bulmak mümkündür. Müzelerde objeleri veya olaylar sesli olarak anlatmak her zaman yararl olamamaktad r.bunun nedeni genellikle sesli anlat mlar n geriye dönüflünün olmay fl d r.verilen bilgi flayet iyi anlafl lmam fl ise tekrar ettirme flans azd r. Dinleme cihazlar böyledir.kald ki birçok müze ortam nda do adan,flehirden veya ziyaretçilerden gelen seslerin belirli bir merkezden elektronik ses ayg tlar yla yap lan aç klamalar engelleyece i aç kt r.o halde müzelerde yaz l anlat m kaç n lmaz olmaktad r. Bunlar göz önüne al narak somut olmayan kültürel de erlerin müzelefltirilmesinde her fleyden önce uyulmas gereken prensipleri belirtelim

17 Konular nas l sergilenmeli * Sergilenmek istenen konu,önce çok iyi özetlenmelidir.burada ölçü,konuya yabanc birinin anlayabilece i s n rlar olabilir. * Çarp c ve birbirini tamamlayan noktalar iflaretlenmelidir * Bu noktalar foto raflanmal veya seslendirilmelidir. * Bu gösteriler s ras nda varsa rastlanan eksikler giderilmeli, daha önce verilemeyen ba lant lar yaz ile tamamlanmal d r. * Üç boyutlu obje yoksa tasvirli ve yaz l anlat m için duvar vitrinleri kullan lmal d r. * Ortaya ç kan taslak,orta kültür tabakas ndan kiflilere gösterilmeli,prova sunumlar yap lmal d r. * Anlat m malzemesi bol ve kapsaml konular için oda-vitrinler oluflturulabilir. Bu tür sergilemelerde efektler önemli rol oynar. Ses efektleri bir nevi canland rma say l r.olayla ilgili sesler uygun melodilerle zenginlefltirilebilir.böylece etki güçlendirilebilir. Eski bir kahvehane, bir çeyiz odas veya sünnet odas,karagöz- Hacivat a ait malzeme ve oyunlar,orta oyunu(bu her iki konuda da Y ld z Saray Tiyatro Müzesinde benim de katk lar mla küçük seksiyonlar oluflturulmufltur.) v.b. gibi konular, somut objeleri,gelenekleri ve uygun müzikal melodileriyle bu yolla sergilenebilir. Yukar da sözü edilen ses ve fl k gösterilerinin minyatür bir örne i bu tür sergilemelerde de uygulanabilir.önemli olan uygun tonda fl isabetli yere projekte etmektir.halk el sanatlar yla u raflanlar ve her türlü zanaat erbab n n kendi atelyeleri,araç ve gereçleriyle bir araya topland esnaf müzelerinde mankenlerle ve uygun efektlerle geleneksel eski uygulamalar vurgulanabilir,eski Ahi gelenekleri canland r labilir. Bizde ve Bat ülkelerinin büyük bir k sm nda bu tür müzelerin kurulma a bafllanm flt r.bazen, Leyden de (Hollanda) oldu u gibi eski bir yap içersinde bütün zanaat erbab zanaatlar n icra ederken, bazen Dromondville(Kanada) ve Bokrek(Belçika)da oldu u gibi aç k hava müzelerinde ba- ms z birimler halinde, bazen de Bursa ve Efes Müzesi Etnografya bölümü,musee des arts et traditions populaires(fransa)ve fiam(suriye) Etno rafya Müzesinde oldu u gibi müzenin bir seksiyonu olarak yap lm fl de iflik uygulamalar vard r. Edirne de ise de iflik mahiyette bir uygulama yap lm flt r.trakya üniversitesi taraf ndan Beyaz t külliyesi içindeki Darüflflifa da gerçeklefltirilen uygulamada Osmanl döneminde ak l ve sinir hastalar n n müzikle nas l tedavi edildi i çeflitli müzecilik teknikleriyle anlat lma a çal fl lmaktad r. Görüldü ü gibi hangi yolla olursa olsun somut olmayan de erlerin sergilenmesinde en önemli katk ve etkiyi sa layan faktörler aras nda maddi yani somut ürünler önemli rol oynuyor. Bunlar da iki kategoride ele almak gerekir.somut objeler ve tasvirli belgeler.somut objeler her nevi arkeolojik buluntular,etno rafik veya sanat eseri eflyalar olabilir.tasvirli belgelere örnek olarak konuyla ilgili olmak kofluluyla her çeflit resim,minyatür,gravür,foto raf,harita,kroki ve grafik çizimleri kullanmak mümkündür..asl nda somut olmayan kültürel ve tarihi olaylarla ilgili müzelerimizde ve kütüphanelerimizde pek çok eser,belge ve obje vard r.bunlar yoksa bile hayali resimler ve minyatürler yap lmal,özellikle ulusal konular hikaye eden tasvirli görüntüler için bu dallarda çal flan sanatç lar teflvik edilmelidir. Zaman zaman müzelerde canl mankenlerle de canland rmalar yap labilir.bu konuda Topkap Saray ndaki müdürlü üm s ras nda yap lan uygulamalar örnek olarak göstermek istiyorum. Burada. Atmosfer ve dekor haz r ve orijinal oldu u için mekan ve o devrin k yafet, araç ve gereçlerine sad k kalmak kofluluyla bu türden canland rmalar yap lmas düflünülmüfl ve gerçekten de seyirci üzerinde olay n tarihteki cereyan tarz yani somut olmayan yanlar n n anlat m nda büyük ölçüde baflar l olunmufltur.bunun gibi ünlü besteciler taraf ndan yaz lm fl opera ve tiyatrolar da ayn mekanlarda temsil edildi i zaman çok etkili olmaktad r. Somut objelerin bir bölümü müzelerde sergileniyor olmakla birlikte bu kez ilgili olduklar gelenek,olay veya efsane hakk nda yeterli bilgi verilmemekte,anlat m, ziyaretçinin genel kültürüne ba l kalmaktad r. Etno rafya müzelerinde sergilenen el oyalar bu konuda örnek gösterilebilir; Köylü kad n ve genç k zlar m - z n bütün ruhsal dünyas n n tercüman say lan yüzlerce oya örne inin alt nda sadece i ne oyalar diye bir etiket vard r. Di er taraftan somut olmayan kültürel de erler aras nda aç k havada halen uygulan yor olmas na ra men ilgili belge ve objeleri henüz tam olarak toplanamayan konular da vard r.k rkp nar güreflleri ve flenlikleri bunun için iyi bir örnektir.fiahsen Edirne müzesi müdürü oldu um s rada,1968 y l nda bu eksi i görerek bir çal flma bafllatt m ve bir y l gibi k sa bir sürede birçok malzeme toplayarak aç lacak bir seksiyonun ilk çekirde ini oluflturdum. Gezenler görmüfllerdir; flu anda Edirne Müzesinde bir K rkp nar seksiyonu vard r.bundan flöyle bir sonuç ç kmaktad r.somut olmayan bir konunun müzelefltirilmesi için mümkün oldu u ölçüde somut olan kültür eflyalar na da ihtiyaç vard r. Bir efsane kendisiyle ilgili yere ait foto raflar,planlar,krokiler ile ayn konuya ait objelerle sergilendi i zaman daha iyi anlafl lmakta ve daha fazla ak lda kal c olmaktad r.bunun için Truva sergisi iyi bir örneklemedir. lk kez Almanyan n çeflitli flehirlerinde gerçeklefltirilen sergide Truva efsanesi nin gerçek olan veya olabilecek bütün ayr nt lar bir araya getirilmifl ve anlat m, bu biçimiyle çok e itici ve ö retici olmufltur. Yap lan fludur; Truvan n sanal kent yerleflmesi ve dokusu son teknolojik görsel (film v.b.) cihazlarla tan t lm fl,truva efsanesiyle ilgili dünyan n birçok yerinden getirtilen belgeler ve tasvirler (bir bölümü hayali de olsa)sergide yer alm flt r. Truva kaz lar nda ortaya ç kan eserler efsanenin konusundan çok uzaklaflmamak kofluluyla sergilenerek etkiyi güçlendirmifltir. Truva örne inden de anlafl laca üzere somut olmayan kültür de erlerini araflt r rken Anadolu nun biz Türklerden önceki kültürlerini göz ard etmemek ge

18 rekir. Anadolu yu bir kültür mozay, hatta kültür katmanlar ndan oluflan bir co rafya olarak kabul etti imiz zaman de iflik din ve kültürden olan ve dilden dile dolaflan efsaneleri günümüze kadar yaflayan de iflik uluslar n somut olan ve olmayan kültür de erlerinin araflt rma ve müzelefltirme d fl b rak lmas bilimsel etik e uymaz. Nitekim Türkiyede de bu uygulamalar evrensel normlardad r. Sergilemelerde en önemli anlat m araçlar ndan biri de yaz d r. Yukar da belirtildi i gibi her türlü malzemenin bitti i yerde yaz adeta can kurtaran simidi gibi imdada yetiflmektedir. Ancak bunun da kurallar, ölçüleri ve s n rlar vard r. Her ne kadar günümüzde bat ülkelerinde yeni müze teflhirleri veya büyük sergiler, bol yaz ve tan t m panosuyla yap l yorsa da ziyaretçilerin bir yaz panosu veya yaz larla desteklenmifl vitrin önünde durmas ve yaz y okumak ve eserlere bakmak için harcayaca zaman n limitli olmas gerekti ini belirtmemiz gerekir. Bilindi i gibi önemli sergilerde ziyaretçi say s fazla oldu undan dolay insanlar n vitrin önünde makul ölçüler üzerinde kalmas, arkadan gelenleri rahats z etmektedir. Kültür seviyesi s n rl kimselere gelince onlarda, ayr nt l yaz okuma al flkanl hiç yoktur. Yüzeysel gezer yüzeysel ö renirler. Yaz lar azaltman n tek yolu ise bol görsel malzemedir. Somut olmayan de erlerin müze sergilerine en iyi destek flüphesiz konuyla ilgili olarak yap lm fl dokumanter filmler, barkovizyon ve multivizyon gösterileridir. Dünyaca tan nm fl konular n uzun metrajl ve konulu filmleri genifl halk kitlelerine ulaflmak için önemli, ancak pahal ve ticari bir yoldur. Büyük paralar harcayarak tan nm fl artistlere rol verilerek çevrilen Truva filmi bunlardan biridir ve yak nda vizyona girecektir. II. OTURUM /SESSION 2 SÖZLÜ GELENEK ÜRÜNLER N N SENKRET ZM (DERLEME, ARfi VLEfiT RME VE MÜZELEfiT RME SORUNLARI ÜZER NE) The Syncretism of the Products of Oral Tradition (On Problems of Collection, Archiving and Exhibition in Museums) Sulayman Turduyeviç KAYIPOV ABSTRACT This presentation will concern itself with the concept of syncretism which, while playing a major theoretical and methodological role in the collection, publishing and analysis of folkloric products of other peoples, has not as yet found its proper place in the field of Turkology. As a concrete example, we will discuss the role that products of oral tradition, as a part of intangible cultural heritage, may play in an open-air museum that may be established in an eastern Anatolian village. The word syncretism derives from the Greek word senkretismós, which has meanings such as uniting and merging. As the Russian folklorist A. N. Veselovsky has established, folkloric products, apart from being oral, having variants, being anonymous and traditional, can also be described as encompassing multi-materials, or, in other words, being syncretic. What needs to be done is to abandon the approach which likens products of folklore to those of literature or even subsumes folklore under the general heading literature, and develop methods of research, collection, archiving, preservation, and exhibition which take into account the syncretic nature of the folkloric product. If such an approach is adopted, the Circassian culture which is being preserved in the Uluampir village of Van s Ercifl district may be kept alive by turning the village into an open-air museum. Key words: Syncretism (multi-material), oral culture, Circassian village of Uluampir, open-air museum Bu sempozyumu, Türk halk edebiyat bilim dal n n oldukça uzun süren tekâmül ve tekemmül sürecini tamamlay p, genifl ve kapsaml konular üzerinde yüzeysel eserler üretme düzeyinden dar ve ince konular ele alarak, derin içerikli çal flmalar ortaya koyma düzeyine yükseldi inin bir belirtisi olarak görmekteyim. Somut olmayan kültürel miraslar n müzelefltirilmesi bir bilimsel konu olarak ince, son derece güncel, uygulamal ayn zamanda sosyal bilimlerin baflka dallar yla ba lant l ve kal c d r; bunun yan nda sa lam teorik ve metodolojik zemini olmadan çözülmeyecek kadar derindir. Dikkatinize sunaca m bildirinin mevzuu Türk etno-co rafik alan d fl nda tutulursa, hiç de yeni de ildir. Sözlü gelenek ürünlerinin, yaz nsal (edebi/literary/literaturnoe) eserlerden farkl olarak, malzemesinin sadece dile dayanmad ; aksine sözlü gelenek metninin, dilin ötesinde ses, müzik, hareket, mimik gibi önemli unsurlar da bünyesinde bir bütünlük halinde bulundurarak meydana 35 36

19 geldi i bilinmektedir. Bu bütünlü ü oluflturan ö eleri birbirinden ay rman n eserin yap s n, kültürel ve estetik de erini zedeleyici müdahalelerden olabilece i hakk ndaki görüfller, ortaya ç k fl itibariyle oldukça eskidir. Baflka halklar n folklorik eserlerinin derleme, yay mlama, inceleme ve koruma alanlar nda çoktan beri teorik-metodolojik rolünü oynamakta olan; fakat bizim Türkoloji sahas nda hak etti i yeri henüz bulamayan senkretizm kavram ve anlay fl üzerinde durmakla birlikte, Do u Anadolu nun bir köyünde kurulmas mümkün olan aç k hava müzesi bünyesinde somut olmayan kültür miraslar ndan sözlü gelenek eserlerinin alaca yer hakk ndaki görüfllerimi sizinle paylaflaca m. Halk fliirleri, türküleri, destanlar, masallar gibi folklorik türler geçmiflte her ne kadar yaz n (literature/literatura) eserlerine benzetilmifl ise de, dünyan n önde gelen araflt rmac lar taraf ndan sözlü gelenek metniyle yaz nsal metnin aras ndaki farkl l klar aç k bir biçimde ortaya konulmufltur. Bir fert taraf ndan kiflisel üslupla, yaz larak oluflturulan, kâ t üzerinde türetilip kâ t üzerinde bulundu undan (yazar n müdahalesi olmadan) asla de iflmeyen metin ile belli bir zamanmekân ba lam nda ortaya ç km fl ve sonra anonimleflmifl üslupla söylenen, söylenince çeflitlenen, haf zalarda canl biçimde saklanan ve her kullan m nda yenilenmesine ra men özünü kaybetmeyen dinamik metnin özellikleri bilim adamlar n n dikkatini daha as rlar öncesi çekmifltir. Folklorik metnin; ortaya ç k fl, kullan l fl ve yap itibariyle edebî metinden farkl oluflu hakk ndaki düflünce ilk defa XVIII. asr n ikinci yar s nda öne sürülmüfltür. Ayr ca, bu görüflü Ayd nc lar estetikas temsilcilerinden D.Brown, 1763 y l nda yay mlanan fiiir ve müzik hakk nda düflünceler isimli eserinde ifade etmifltir. Daha sonra (XVII XIX. as rlar aras nda), folklorik eserleri edebiyattan ay ran bu görüfl, ngiltere (A.Smith), Fransa (F.-J.Chastel), Almanya (J.J.Eschenburg, J.G.Herder, J.W. von Goethe), Rusya (N.N.Derjavin, V.G.Belinskiy) kültür araflt rmac lar ve edebiyatç lar taraf ndan benimsenmifltir. Dünyan n çeflitli halklar n n geleneksel kültür ürünlerini irdelemekte önemli ad mlar atan tarihi-antropolojik ekol temsilcilerinin çal flmalar nda da - dolayl olsa bile - yaz nsal eser ile sözlü eser metinlerindeki benzerlik ve farkl l k gösteren noktalar n aç klanmas önemli bir yer tutmufltur (K.Myullengof, von Wackernagel, D. von Lilienkron, L.Uhland v.b.). Genel olarak, sözlü gelenek eserlerinin senkretik özelliklerine XIX. asr n ikinci yar s na kadar ço u zaman estetika ve edebî elefltiri aç s ndan bak lagelmifl ve sözün tam mânâs ndaki bilimsel aç klama Alman bilgini W.Scherer in 1888 y l nda bas lan Poetika isimli kitab nda yer alm flt r 1 ; fakat folklorik eserlerin sözlü, varyantl, anonim, geleneksel olmak gibi mühim özelliklerinden biri olan çok malzemelilik yani senkretlik özelli ini Rus folklorcusu A.N.Veselovsky y llar nda St.Petersburg Üniversitesinde verdi i derslerinde daha derinden araflt rarak, Avrupa ve Rusya bilim adamlar - n n fikirlerini daha da zenginlefltirerek, sistemli bir görüfl ortaya koymufl ve bu görüflünü 1993 y l nda yay nlanan Tarihî poetikaya girifl bafll kl makalesinde tam olarak ifade etmifltir. Dünya dillerine çevrilen ve bugünkü folklor araflt rmac lar taraf ndan s kça baflvurulan bu makalede sözlü gelenek ürünlerinin bahsedilen özelli i ilk defa bir terim ile - senkretizm terimiyle - belirtilmifltir 2. Bu terim Yunancada birleflmek, kaynaflmak anlamlar n tafl yan synkretismós kelimesinden türetilmifltir. A.N.Veselovsky in ortaya att bu düflünce ve terimin daha sonra çeflitli alanlarda kullan larak, de iflik anlamlar kazand n görmekteyiz. Mesela, bugün dünyan n bir çok kültür araflt rmac lar n n eserlerinden ideolojik senkretizm, ilkel senkretizmi, sanatsal senkretizm, koro senkretizmi, türkü senkretizmi, törensel senkretizm gibi kavram ve kategorilere rastlamak mümkündür 3. Bu ifadelerden anlafl ld gibi, bugün senkretlilik anlay fl sosyolojinin de iflik dallar nda da kendi yerini bulmufl durumdad r 4. Halk edebiyat araflt rmalar nda ise baflka kültür incelemelerinden farkl olarak, senkretizm teriminin daha aç k, daha net bir anlam kazand n görmek mümkündür. Senkretizm teriminin sözlü gelenek araflt rmalar nda tafl d mânâlar üç gruba ay rabiliriz: 1) Eskil döneme ait kültür unsurlar n n, inanç ve dinin, sanatsall k ve yararsall n (utilitarnostœ) parçalanmaz bir bütünlük halinde bulunmas ; 2) Folklorun geleneksel türlerinde söz, müzik, oyun ve mimi in oluflturdu u bir bütünlük; 3) Sözlü gelenek eserleri türlerinin senkretizmi - baflka bir ifadeyle - destans, lirik ve dram eserlerinin tür niteli in gösteren özelliklerinin iç içe girmifl olmas. Bu bildiride senkretizm terimi birbirini tamamlayan bu üç anlamda en çok ikinci anlam nda - kullan lmaktad r. 5 Senkretizm anlay fl n n Türk folkloru araflt rmalar nda da uygulanmas, yeni araflt rma konular n n ortaya ç kmas yla s n rl kalmaks z n, canl l n bu günlerde bile korumaya devam eden Türk sözlü gelene i özniteliklerinin: estetik, sanatsal ve sosyo-kültürel de erlerinin aç klanmas nda; dünya halklar n n geleneksel kültür tipolojisindeki yerini belirtmekte kuvvetli bir teorik ve metodolojik zemin sa layacakt r. Türk folklor araflt rmac l da zengin bir geçmifle sahiptir ve kazan lan deneyimler öyle ki, yeni araflt rmalarda metot ve metodolojik yenilikleri uygulamakla dünya folklor bilimine katk da bulunacak kadar önemli fikirlerin ortaya ç kmas n sa layabilecek nitelikteki temel oluflturulmufltur. Ayr ca Türkologlar folklorik eserlerin söz konusu senkretizm özelli ini hissetmemifl, görmemifl de ildir. Türk Dünyas nda yap lan çok say daki folklor araflt rmalar nda senkretizm teriminin kullan lmad ve senkretizm anlay fl n n göz önünde bulundurulmad halde, incelemeler, sözlü eserin çok malzemelilik özelli i dikkate al narak yürütülmüfltür. Türkiye halk kültürü araflt rmac lar, bilimsel çal flmalar nda senkretizm terimi kullanmamalar na ra men, sözlü gelenek ve âfl k kültürüne ait verimlerin 37 38

20 tek malzemeden oluflmad n, bu verimleri eser niteli ine ulaflt ran n sadece dil olmad n, dilin yan s ra baflka unsurlar n da bulundu unu görebilmifllerdir. Dil, müzik, ses, hareket gibi unsurlar n bir bütünlük sergiledi ini saptamak, bilim adamlar n n âfl k kültürü ve folklor araflt rmalar nda kaynaklara bilimsel, do ru yaklafl mlar uygulamas n sa lam fl ve sa lam sonuçlara ulaflabilmesi için teorik temel oluflturmufltur. Örne in, sempozyumumuzun de erli kat l mc lar ndan Prof.Dr. lhan Baflgöz ün Karac o lan kitab, kendi alan nda önemli çal flmalardan biridir. Kanaatimce, araflt rmac n n bu eserdeki baflar s malzemeye olan yaklafl m ndand r, baflka bir deyiflle, metodolojisinin do ru olmas ndand r. Kitab n sayfalar nda flu cümlelere rastlar z:...metnin, yani fliirin sözünün yan nda, bir saz müzi i vard r; bir de âfl k n sesi bu metine efllik eder. Yani âfl k fliiri söz ile, saz ile, ses ile bir bütün olarak yaflar. Âfl k fliirini, bir sanat eseri olarak bu bütün temsil eder (alt n ben çizdim S.K). Metin bir güzel sesten, saz n eflli inde türkü olarak söylenince canlan r; ç plakl ktan ve yaln zl ktan kurtulur; ondaki klifle sözler, yinelemeler art k dikkati çekmez olur 6. Görüldü ü gibi, âfl k fliirinin bir sanat eseri olarak alg lanmas için sadece söz k sm n almak yeterli olmamaktad r. Ayn eserde, âfl k kültürü araflt rmalar ndaki metodolojik eksikliklere de dikkat çekilmifltir: Halk fliirini, yahut âfl k fliirini de erlendirirken sadece yay nlanm fl metin üzerinde duruluyor. Kâ t üzerinde donmufl olarak karfl m za ç kan metin, âfl k fliirini de erlendirirken eksik bir kaynakt r (s.80). Halk fliirini soyup so ana çeviren, onu büründü ü bütünden ç kar p ç plak b rakan biziz. Böyle kâ- t üzerinde do an ve yaflayan halk fliiri yoktu (s.82) demektedir. Demek ki, sözlü gelenek eserleriyle âfl k kültürü ürünlerinin bilimsel incelenmesinin metodolojik yönü de baz araflt rmalarda yerini bulmufl durumdad r. Fakat, bilim adam n n bu önemli görüflleri baflka araflt rmac lar n çal flmalar nda metodolojik temel görevini üstlenmemifltir; ekol veya araflt rmac lar grubu taraf ndan teorik-metodolojik önemi olan temelli bir görüfl olarak uygulamaya al nmam flt r. Bu sadece bir örnektir, bu tür önemli, fakat baflkalar nca devam ettirilmeyen fikirleri bar nd ran çal flmalar n say s artt r labilir. Sözgelimi, çeflitli bilimsel eserlerde yer alan önemli ilmî görüfllerin teorik-metodolojik de erine dikkat çekilmemesi; araflt rmac l k, akademik gelene in henüz oluflmamas ; metodolojik aç dan yaflanmakta olan sistemsizlik, sözlü gelenek araflt rmalar dahil, Türkolojinin tüm dallar n geride b rakan, baz bölümlerini ilkellefltiren faktörlerdendir. Sözlü gelenek eserlerinin anonim, sözlü, varyantl ve geleneksel olma gibi özelliklerinin beraberinde senkretik özelliklerini de tan mak: önceki folklor araflt rmalar nda kullan lagelen metodolojiyi yenilemek; folklorik ürünü edebî esere benzeten, hatta onu yaz n n (edebiyat n) bir parças olarak alg layan görüfllerden vazgeçmek; onlar n yerine yeni - folklorik eserlerin tabiat na, yap s na, görevine uygun - araflt rma yöntemi gelifltirmek demektir. Böyle olunca, bir folklor araflt rmac s, kaynak kiflilerden destan, türkü ya da masal derlemesini yaparken, eserin sadece kelimelerden oluflan k sm n kâ t üzerine dökmekle yetinmeyecektir. Derleyicinin eserdeki söz, müzik, mimik bütünlü ünü bozmadan derleme yapmaya çal flmas gerekecektir. Daha sonra senkretik özellikleri zedelenmeden derlenen metinleri yay mlaman n ça dafl araçlar n ve yollar n arama meselesi ortaya ç kacakt r. Bu tür malzemeleri arflivlefltirme, koruma, saklama, sergileme, müzelefltirme yöntemleri de gelifltirilmek zorunda kalacakt r. Akademik çal flmalar için, meselâ, bir folklorik eserin poetikas n, estetik de- erini incelemek için, kâ t üzerine dökülmüfl sözeldoku; sözlü gelenek eserinin ancak dile ba l k sm n temsil eden eksik kaynak olarak nitelendirilecektir. Çünkü, edebiyat araflt rmalar ndaki metin kavram yla halk edebiyat araflt rmalar ndaki metin kavram ilk bak flta t pat p benzemelerine ra men, anlam itibariyle hiç de örtüflmezler 7. Edebî eserlerdeki metin bütünlü ünü nas l sadece dil malzemeleri oluflturuyorsa, sözlü gelenekte de bu bütünlü ü dil, ses, hareket v.b. unsurlar oluflturmaktad r. Folklorik eserde yer alan bir motifi, ya da bir tak m söz tekrarlar n, klifleli ifadeleri, formülleri; hatta anlat m esnas nda söyleyici taraf ndan yap lan duraklamalar (sot, retarda iq) bile senkretik ba lam d fl nda izah etmek mümkün de ildir. Böylece, sözlü gelenek eserlerinin senkretik özelli ini tan mak, teorik ve uygulamal çal flmalar ona göre sürdürmek; halk edebiyat bilim dal n n tüm alanlar n etkileyecek ve onun baflka sosyal bilim dallar ile iliflkilerini daha sa l kl bir zemine oturtacakt r. Öncelikle edebiyat/yaz n ile halk edebiyat terimlerinin kapsad alanlar aç kl a kavuflacakt r. Folklor anlay fl ve halk edebiyat bilim dal bafltan bafla de iflerek, kendine özgü, gerçek araflt rma alan n bulmufl olacakt r. Sözlü gelenek eserleri sanat n baflka türleriyle, örne in edebiyatla, onu araflt ran ilim ise sosyal bilimlerinin baflka dallar yla kar flt r lmayacakt r. Teknolojinin h zl geliflti i bu dönemde senkretizm özelli i korunarak derlenen folklorik an tlar yay mlaman n alternatif yöntem ve araçlar n da keflfetmek gerekecektir. Kitap yay nc l n n krize u ramaya bafllad bu dönemde audio-, video-, stereo- v.b. elektronik cihazlar n imkânlar ndan yararlanmak, ça dafl folklor yay nc lar nca vazgeçilmez hususlardan olacakt r. Sözlü gelenek eserlerinin müzelefltirilmesinde de her an bir bulufl gerçeklefltiren ça dafl teknolojinin ürünlerini kullanmak suretiyle, bu kültürü mümkün oldu u kadar do al niteliklerinden uzaklaflt rmayan uygulamalar yapmak, somut olmayan kültür miras müzecilerinin vazifesidir. Bu, bir uygulamac n n yani müzelefltirme uzman n n folklor araflt rmac s ile birlikte yapaca ifltir. Daha do rusu, sözlü gelenek eserlerinin özelliklerini iyi bilen halkbilimcinin gözetimi alt nda; müzeci, arflivci, dizaync, tiyatrobilimci ve elektronikçilerin bir araya gelerek çözebilece i sorunlardand r

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR 3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR 423 424 3. Salon Paralel Oturum XII - Sorular ve Cevaplar OTURUM BAfiKANI (Ali Metin POLAT) OTURUM BAfiKANI - Gördü ünüz gibi son derece demokratik bir yönetim

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Kuruluş : 27 Ekim 1989 Adres : Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Kampüsü Dikimevi - Ankara Tel : 363 03 26-363 03 27 ANKARA ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

Ard fl k Say lar n Toplam

Ard fl k Say lar n Toplam Ard fl k Say lar n Toplam B u yaz da say sözcü ünü, 1, 2, 3, 4, 5 gibi, pozitif tamsay lar için kullanaca z. Konumuz ard fl k say lar n toplam. 7 ve 8 gibi, ya da 7, 8 ve 9 gibi ardarda gelen say lara

Detaylı

Fevzi Pafla Cad. Dr. Bar fl Ayd n. Virgül (,) 2. Baz k saltmalar n sonuna konur.

Fevzi Pafla Cad. Dr. Bar fl Ayd n. Virgül (,) 2. Baz k saltmalar n sonuna konur. 2. Baz k saltmalar n sonuna konur. Dr. Bar fl Ayd n Fevzi Pafla Cad. 3. Say lardan sonra s ra bildirmek için konur. Sonucu ilân ediyorum: 1. Ali, 2. Kemal, 3. Can oldu. Hepsini tebrik ederim. Virgül (,)

Detaylı

Prof. Dr. Mehmet Haberal, Uluslararas Bilimsel Çal flma S n rlar n Geniflletiyor

Prof. Dr. Mehmet Haberal, Uluslararas Bilimsel Çal flma S n rlar n Geniflletiyor Prof. Dr. Mehmet Haberal, Uluslararas Bilimsel Çal flma S n rlar n Geniflletiyor Prof. Dr. Mehmet Haberal, geçen ay yapt görüflmeler ve anlaflmalar sonunda Baflkent Üniversitesi nin uluslararas çal flma

Detaylı

GENEL HUKUK B LG S (Hukuka Gir ifl)

GENEL HUKUK B LG S (Hukuka Gir ifl) I Dr. Leyla ÇAKICI GERÇEK Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Alapl MYO Ö retim Üyesi GENEL HUKUK B LG S (Hukuka Gir ifl) II Yay n No : 2323 Hukuk Dizisi : 1151 1. Bas - Eylül 2007 - STANBUL 2. Bas - Ekim

Detaylı

TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE

TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE Prof. Haberal dan Yeni Bir Uluslararas At l m: TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE Dünyan n dört bir yan ndan yüzlerce biliminsan Prof. Dr. Mehmet Haberal taraf ndan kurulan Türk Dünyas Transplantasyon

Detaylı

256 = 2 8 = = = 2. Bu kez de iflik bir yan t bulduk. Bir yerde bir yanl fl yapt k, ama nerde? kinci hesab m z yanl fl.

256 = 2 8 = = = 2. Bu kez de iflik bir yan t bulduk. Bir yerde bir yanl fl yapt k, ama nerde? kinci hesab m z yanl fl. Bölünebilme B ir tamsay n n üçe ya da dokuza tam olarak bölünüp bölünmedi ini anlamak için çok bilinen bir yöntem vard r: Say - y oluflturan rakamlar toplan r. E er bu toplam üçe (dokuza) bölünüyorsa,

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Ö retim Üyesi. 4. Bas

Kocaeli Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Ö retim Üyesi. 4. Bas 1 Prof. Dr. Yunus Kishal Kocaeli Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Ö retim Üyesi Tekdüzen Hesap Sistemi ve Çözümlü Muhasebe Problemleri 4. Bas Tekdüzen Muhasebe Sistemi Uygulama Tebli leri

Detaylı

Uygulama Önerisi 1110-2: ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler

Uygulama Önerisi 1110-2: ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler Uygulama Önerileri 59 Uygulama Önerisi 1110-2: ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler Uluslararas ç Denetim Meslekî Uygulama Standartlar ndan Standart 1110 un Yorumu lgili Standart 1110 Kurum çi Ba

Detaylı

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d Matematik ve Sonsuz G erek konuflma vermeye gitti im okullarda, gerek bana gelen okur mektuplar nda, ö renci ve ö retmenlerin matematikteki sonsuzluk kavram n pek iyi bilmediklerini gözlemledim. Örne in,

Detaylı

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir.

OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir. OYUNCA IN ADI Akl nda Tut YAfi GRUBU 4-6 yafl OYUNCU SAYISI Oyun bir çocuk taraf ndan oynanabilece i gibi, farkl yafl gruplar nda 2-6 çocuk ile de oynanabilir. GENEL KURALLAR Çocuklar n görsel belle inin

Detaylı

En az enerji harcama yasas do an n en bilinen yasalar ndan

En az enerji harcama yasas do an n en bilinen yasalar ndan Gizli Duvarlar En az enerji harcama yasas do an n en bilinen yasalar ndan biridir. Örne in, A noktas ndan yay lan fl k B noktas na gitmek için sonsuz tane yol aras ndan en az enerji harcayarak gidece i

Detaylı

Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz.

Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz. Olas l k Hesaplar (I) Olas l k hesaplar na günlük yaflam m zda s k s k gereksiniriz. Örne in tavla ya da kâ t oyunlar oynarken. ki kap ya üstüste birkaç kez gele atmayan tavlac görmedim hiç. fianss zl

Detaylı

Genel Yay n S ra No: 178 2010/20. Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen / Av. Coflkun Ongun

Genel Yay n S ra No: 178 2010/20. Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen / Av. Coflkun Ongun Genel Yay n S ra No: 178 2010/20 ISBN No: 978-605-5614-56-0 Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen / Av. Coflkun Ongun Tasar m / Uygulama Referans Medya ve Reklam Hiz. Ltd. Tel: +90.212 347 32 47 e-mail: info@referansajans.com

Detaylı

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM ÜN TE V SOSYAL TUR ZM Bu ünitede turizmin çeflitlerinden biri olan sosyal turizmi daha ayr nt l bir flekilde ö renip, ülkemizdeki sosyal turizmin geliflimi hakk nda bilgiler edinece iz. Ç NDEK LER A. S

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları I Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları II Yay n No : 2056 Hukuk Dizisi : 289 1. Bas Kas m 2008 - STANBUL ISBN 978-975 - 295-953 - 8

Detaylı

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir 2002 May s ay nda yap lan Birleflmifl Milletler Çocuk Özel Oturumu öncesinde tüm dünyada gerçeklefltirilen Çocuklar çin Evet Deyin kampanyas na Türkiye

Detaylı

Ak ld fl AMA Öngörülebilir

Ak ld fl AMA Öngörülebilir Ak ld fl AMA Öngörülebilir Ak ld fl AMA Öngörülebilir Kararlar m z Biçimlendiren Gizli Kuvvetler Dan Ariely Çevirenler Asiye Hekimo lu Gül Filiz fiar ISBN 978-605-5655-39-6 2008, Dan Ariely Orijinal ad

Detaylı

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının bağlantıları kontrol edilir. Güz ve Bahar dönemindeki

Detaylı

Kan tl yoruz: Dersim de Zehirli Gaz Kullan lmad

Kan tl yoruz: Dersim de Zehirli Gaz Kullan lmad OTOPS Cengiz Özak nc 1965 ten Günümüze DÜNYA DA VE TÜRK YE DE LK KEZ! İngiliz Devlet Arşivlerinden Gizli Belgelerle Kan tl yoruz: Dersim de Zehirli Gaz Kullan lmad Türkiye ye yöneltilen suçlama; özetle

Detaylı

Duhanc Hac Mehmet Sok. No: 35 Küçükçaml ca Üsküdar - stanbul

Duhanc Hac Mehmet Sok. No: 35 Küçükçaml ca Üsküdar - stanbul Yay n no: 07 Sohbet : 01 stanbul 2008, 1. Bask ISBN 978-975-8757-08-4 Editör: Necdet Y lmaz Hadis Tahriçleri Süleyman Sar Kitap konsept ve tasar m : GNG TANITIM Kitap iç uygulama: TN LET fi M Bask : Acar

Detaylı

Kurtulufl Savafl ndan sonra bar fl yap ld. Tüm düflmanlar yurdumuzu terk etti. Padiflah da yurdumuzdan ayr ld. 29 Ekim 1923 günü cumhuriyet kuruldu.

Kurtulufl Savafl ndan sonra bar fl yap ld. Tüm düflmanlar yurdumuzu terk etti. Padiflah da yurdumuzdan ayr ld. 29 Ekim 1923 günü cumhuriyet kuruldu. CUMHUR YET BAYRAMI Yaflas n Cumhuriyet! Cumhuriyet bir devletin yönetim fleklidir. Eskiden ülkemizi padiflahlar yönetiyordu. O zaman devletimizin ad da Osmanl Devleti ydi. Düflmanlar yurdumuzu iflgal etmiflti.

Detaylı

Dördüncü K s m: Gerçel Say lar Yap s

Dördüncü K s m: Gerçel Say lar Yap s Dördüncü K s m: Gerçel Say lar Yap s 331 13. Gerçel Say lar Kümesi Nihayet gerçel say lar tan mlayaca z. Bir sonraki bölümde gerçel say lar üzerine dört ifllemi ve s ralamay tan mlay p bunlar n özelliklerini

Detaylı

Kap y açt m. Karfl daireye tafl nan güleç yüzlü Selma Teyze yi gördüm.

Kap y açt m. Karfl daireye tafl nan güleç yüzlü Selma Teyze yi gördüm. Yazar Dede ve Torunlar Muzaffer zgü Kap y açt m. Karfl daireye tafl nan güleç yüzlü Selma Teyze yi gördüm. Buraya yak n market var m dil, markete gidece iz de?.. diye sordu. Annem kap ya geldi. Selma Han

Detaylı

TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*)

TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*) TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*) Amaç ve Kapsam Madde 1- Bu Yönetmelik, Türkiye Bilimsel

Detaylı

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Siirt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama

Detaylı

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri 2 DENET M TÜRLER 2.DENET M TÜRLER Denetim türleri de iflik ölçütler alt nda s n fland r labilmektedir. En yayg n s n fland rma, denetimi kimin yapt na ve denetim sonunda elde edilmek istenen faydaya (denetim

Detaylı

ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ

ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ SAYI : BİR 7-11 MAYIS 2009 ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ Ben siyasi hayatım ve ülke sevdamla ilgili olarak tüm Türkiye yi memleketim bilirim ancak Çemişgezek benim doğup, büyüdüğüm yer. Elazığ Valisi Muammer

Detaylı

İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı

İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı Ocak 15, 2013-3:55:02 Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın himayesinde kurulan ''İşte Eşitlik Platformu'' tanıtıldı. Toplumsal cinsiyete dayalı eşitsizlikle mücadele

Detaylı

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog KONYA KARAMAN BÖLGESİ BOŞANMA ANALİZİ 22.07.2014 Tarihsel sürece bakıldığında kalkınma,

Detaylı

YEM Ödülleri 2008 YEM M MARIN LK YAPISI ÖDÜLÜ ALTIN ÇEKÜL YAPI ÜRÜN ÖDÜLÜ YEM MEDYA ONUR ÖDÜLÜ YEM M MAR TASARIM ÖDÜLLER www.yemodul.com YEM Ödülleri 2008 YEM M MARIN LK YAPISI ÖDÜLÜ ALTIN ÇEKÜL YAPI ÜRÜN

Detaylı

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i I DR. NA L YILMAZ HEMfiEHR K ML Kastamonulular Örne i II Yay n No : 2039 Sosyoloji : 1 1. Bas - Ekim 2008 - STANBUL ISBN 978-975 - 295-936 - 1 Copyright Bu kitab n Türkiye deki yay n haklar BETA Bas m

Detaylı

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Genel Esaslar Amaç Madde 1- (1)Bu

Detaylı

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar Hmfl. Sevgili GÜREL Emekli, Ac badem Sa l k Grubu Ac badem Hastanesi, Merkezi Sterilizasyon Ünitesi, STANBUL e-posta: sgurkan@asg.com.tr H

Detaylı

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir. ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir. ARISTO 88 ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE 1. KONU 213 say l Vergi Usul Kanunu nun (VUK) 142, 143,

Detaylı

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi K lavuz Notlar Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi 1.0 Girifl 1.1 Bir de erlemenin gözden geçirilmesi, tarafs z bir hüküm ile bir De erleme Uzman n n çal flmas n

Detaylı

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç: Madde 1. (1) Bu yönergenin amacı, İstanbul Kemerburgaz Üniversitesinin önlisans, lisans ve lisansüstü

Detaylı

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1 Sağlık Reformunun Sonuçları İtibariyle Değerlendirilmesi 26-03 - 2009 Tuncay TEKSÖZ Dr. Yalçın KAYA Kerem HELVACIOĞLU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Türkiye 2004 yılından itibaren sağlık

Detaylı

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac Ders 3: SORUN ANAL Z Sorun analizi nedir? Sorun analizi, toplumda varolan bir sorunu temel sorun olarak ele al r ve bu sorun çevresinde yer alan tüm olumsuzluklar ortaya ç karmaya çal fl r. Temel sorunun

Detaylı

Cimcime yemek masasına kurulmuş, ödev yapıyordu.

Cimcime yemek masasına kurulmuş, ödev yapıyordu. Cimcime yemek masasına kurulmuş, ödev yapıyordu. Önündeki deftere, son yazdıklarına baktı ve sayfayı delmeye kararlıymış gibi, bastıra bastıra sildi. Az ötede duran kitabı önüne çekti ve elindeki kurşunkalemi

Detaylı

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi Baflkent Üniversitesi T p Fakültesi Adana Eriflkin Kemik li i Nakil ve Hücresel Tedavi Merkezi, Türkiye

Detaylı

Afrodisyas Ek Müzesi. Yap Tan t m. Mimari Tasar m. : Cengiz BEKTAfi, Yük. Müh. Mimar Bektafl Mimarl k flli i Yard mc Mimarlar

Afrodisyas Ek Müzesi. Yap Tan t m. Mimari Tasar m. : Cengiz BEKTAfi, Yük. Müh. Mimar Bektafl Mimarl k flli i Yard mc Mimarlar EGEM MARLIK 2008/2-65 Yap Tan t m Afrodisyas Ek Müzesi Mimari Tasar m : Cengiz BEKTAfi, Yük. Müh. Mimar Bektafl Mimarl k flli i Yard mc Mimarlar : Eda ERKAN ALTUNBAfi Gülnaz GÜZELO LU Emrah DEM R Statik

Detaylı

Bu dedi im yaln zca 0,9 say s için de il, 0 la 1 aras ndaki herhangi bir say için geçerlidir:

Bu dedi im yaln zca 0,9 say s için de il, 0 la 1 aras ndaki herhangi bir say için geçerlidir: Yak nsamak B u yaz da, ilerde s k s k kullanaca m z bir olguyu tan mlayaca z ve matemati in en önemli kavramlar ndan birine (limit kavram na) de inece iz. Asl nda okur anlataca m kavram sezgisel olarak

Detaylı

yaz -tura at yor. Yaz gelirse birinci oyuncu, tura gelirse ikinci oyuncu kazanacak. Birinci oyuncu oyunun bafl nda ortaya 1 lira koyuyor.

yaz -tura at yor. Yaz gelirse birinci oyuncu, tura gelirse ikinci oyuncu kazanacak. Birinci oyuncu oyunun bafl nda ortaya 1 lira koyuyor. Sonlu Oyunlar B u kitapta s k s k oyunlar konu edece iz. Oyunlar sonlu ve sonsuz oyunlar diye ikiye ay raca z. Sonsuz oyunlar da ilerde ikiye ay raca z: Uygulamada sonsuza dek sürebilen ve süremeyen oyunlar.

Detaylı

Mesle imizin ve hukuk devletinin teminat olan genç avukatlara arma and r. stanbul Barosu SEM Yürütme Kurulu

Mesle imizin ve hukuk devletinin teminat olan genç avukatlara arma and r. stanbul Barosu SEM Yürütme Kurulu Mesle imizin ve hukuk devletinin teminat olan genç avukatlara arma and r. stanbul Barosu SEM Yürütme Kurulu Cumhuriyeti ve onun gereklerini yüksek sesle anlat n z. Bunu yüreklere yerlefltirmek için elveriflli

Detaylı

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman GÖRÜfiLER Uzm. Dr. Özlem Erman Son y llarda dünyadaki h zl teknolojik geliflmeye paralel olarak t p alan nda da h zl bir de iflim yaflanmakta, neredeyse her gün yeni tan, tedavi yöntemleri, yeni ilaçlar

Detaylı

M i m e d 2 0 1 0 ö ğ r e n c i p r o j e l e r i y a r ı ş m a s ı soru ve cevapları

M i m e d 2 0 1 0 ö ğ r e n c i p r o j e l e r i y a r ı ş m a s ı soru ve cevapları M i m e d 2 0 1 0 ö ğ r e n c i p r o j e l e r i y a r ı ş m a s ı soru ve cevapları S1: Erasmus kapsamında yapılan projelerle yarışamaya katılınabilir mi? C1: Erasmus kapsamında gidilen yurtdışı üniversitelerdeki

Detaylı

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü 07.03.2012 06:18

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü 07.03.2012 06:18 http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/03/201203... 1 of 5 6 Mart 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28225 Atatürk Üniversitesinden: YÖNETMELİK ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ ASTROFİZİK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Detaylı

YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ 22 Mayıs 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28300 Kafkas Üniversitesinden: YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve

Detaylı

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Muş Alparslan Üniversitesi Uzaktan

Detaylı

JOHN DEWEY DEN ATATÜRK E Ö RENC ANDI VE YURTTAfiLIK

JOHN DEWEY DEN ATATÜRK E Ö RENC ANDI VE YURTTAfiLIK Otopsi Cengiz Özak nc JOHN DEWEY DEN ATATÜRK E Ö RENC ANDI VE YURTTAfiLIK Amerikan And : Herkes için adalet ve özgürlükle bölünmez tek ulusa dayanan Cumhuriyet e ve bayra ma ba l olaca ma and içerim. Yer

Detaylı

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ 1. GİRİŞ Odamızca, 2009 yılında 63 fuara katılan 435 üyemize 423 bin TL yurtiçi fuar teşviki ödenmiştir. Ödenen teşvik rakamı, 2008 yılına

Detaylı

YÖNETMELİK. a) Çocuk: Daha erken yaşta ergin olsa bile 18 yaşını doldurmamış kişiyi,

YÖNETMELİK. a) Çocuk: Daha erken yaşta ergin olsa bile 18 yaşını doldurmamış kişiyi, 27 Mart 2012 SALI Resmî Gazete Sayı : 28246 Bingöl Üniversitesinden: YÖNETMELİK BİNGÖL ÜNİVERSİTESİ ÇOCUK ARAŞTIRMA VE REHBERLİK UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak

Detaylı

YURTDIŞI VATANDAŞLAR DANIŞMA KURULUNUN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

YURTDIŞI VATANDAŞLAR DANIŞMA KURULUNUN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK 24 Aralık 2010 CUMA Resmî Gazete Sayı : 27795 YÖNETMELİK Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığından: YURTDIŞI VATANDAŞLAR DANIŞMA KURULUNUN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ

Detaylı

YARGITAY 2. HUKUK DA RES

YARGITAY 2. HUKUK DA RES YARGITAY 2. HUKUK DA RES 2674 STANBUL BAROSU DERG S Cilt: 81 Say : 6 Y l 2007 YARGITAY 2. HUKUK DA RES E: 2005/20742 K: 2006/5715 T: 18.04.2006 M RASÇILIK SIFATI M RASIN NT KAL ZAMAN YÖNÜNDEN UYGULANACAK

Detaylı

4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari

4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari 4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari Mustafa CER T* I. G R fi Bu yaz da 1479 say l yasaya göre yafll l l k, malullük ve ölüm

Detaylı

Yalanc n n Hakk ndan Gelmek!

Yalanc n n Hakk ndan Gelmek! Yalanc n n Hakk ndan Gelmek! A c d r söylemesi, bunca ülke gördüm, bunca insan tan d m, ülkemde gördü üm kadar çok yalanc y hiçbir yerde görmedim. Do u ya az gittim, ama Bat da gitmedi im yer kalmad desem

Detaylı

BİREYSEL SES EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN GELENEKSEL MÜZİKLERİMİZİN DERSTEKİ KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE BEKLENTİLERİ

BİREYSEL SES EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN GELENEKSEL MÜZİKLERİMİZİN DERSTEKİ KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE BEKLENTİLERİ BİREYSEL SES EĞİTİMİ ALAN ÖĞRENCİLERİN GELENEKSEL MÜZİKLERİMİZİN DERSTEKİ KULLANIMINA İLİŞKİN GÖRÜŞ VE BEKLENTİLERİ Dr. Ayhan HELVACI Giriş Müzik öğretmeni yetiştiren kurumlarda yapılan eğitim birçok disiplinlerden

Detaylı

Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları ve Çözümleri Tartıştılar

Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları ve Çözümleri Tartıştılar 2013 / 2014 SAYI: 04 Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları ve Çözümleri Tartıştılar Haftanın Bazı Başlıkları Sağ ve Sol Beynin Şifreleri Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları

Detaylı

1 Ekim 2008 sabah tüm sabah kamuoyunda ad na Sosyal Güvenlik Reformu

1 Ekim 2008 sabah tüm sabah kamuoyunda ad na Sosyal Güvenlik Reformu mali ÇÖZÜM 177 GENEL SA LIK S GORTASI LE HAYATIMIZDA NELER DE fiecek? Ali TEZEL* 1-G R fi 1 Ekim 2008 sabah tüm sabah kamuoyunda ad na Sosyal Güvenlik Reformu ad verilen 5510 say l Sosyal Sigortalar ve

Detaylı

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası 2007 NİSAN EKONOMİ Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası Türkiye ekonomisi dünyadaki konjonktürel büyüme eğilimine paralel gelişme evresini 20 çeyrektir aralıksız devam ettiriyor. Ekonominin 2006 da yüzde

Detaylı

Okul Öncesinde Yeni Dönem Bafllad!

Okul Öncesinde Yeni Dönem Bafllad! Okul Öncesinde Yeni Dönem Bafllad! Yay nc l kta ilklere imza atmay bir gelenek hâline getirmifl olan Morpa flimdi de okul öncesi yay nc l nda gelmifl oldu u son noktay büyük bir gurur ve heyecanla sizlerle

Detaylı

OSMAN HAMDİ BEY ÜLKEMİZE MÜZECİLİK

OSMAN HAMDİ BEY ÜLKEMİZE MÜZECİLİK OSMAN HAMDİ BEY ÜLKEMİZE MÜZECİLİK 2009 8.SINIF SBS SINAV SORUSU 6. Yukarıdaki tablo 1906 yılında Osman Hamdi Bey tarafından yapılmıştır. Tablonun adı Kaplumbağa Terbiyecisi dir. Bu tabloyla ilgili aşağıdaki

Detaylı

Beynimizi Nas l De ifltiriyor? Çeviri: DEN Z BENER

Beynimizi Nas l De ifltiriyor? Çeviri: DEN Z BENER Beynimizi Nas l De ifltiriyor? Çeviri: DEN Z BENER nternet, her fleyi de ifltirdi Hat rlamak ve zihnimizi kullanmak konusunda, geleneksel yöntemlerimizden h zla uzaklafl yoruz. Be endi imiz bir yeme in tarifini,

Detaylı

"HALK B LG S (FOLKLOR) DERLEME VE NCELEME YÖNTEMLER " K TABI HAKKINDA PROF. DR. MET N EK C LE SOHBET*

HALK B LG S (FOLKLOR) DERLEME VE NCELEME YÖNTEMLER  K TABI HAKKINDA PROF. DR. MET N EK C LE SOHBET* SÖYLEfi...SÖYLEfi...SÖYLEfi...SÖYLEfi...SÖYLEfi...SÖYLEfi.. "HALK B LG S (FOLKLOR) DERLEME VE NCELEME YÖNTEMLER " K TABI HAKKINDA PROF. DR. MET N EK C LE SOHBET* P nar DÖNMEZ FEDAKAR** P nar Dönmez Fedakar:

Detaylı

Kızlarsivrisi (3070 m) (27-28 Haziran 2015) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı

Kızlarsivrisi (3070 m) (27-28 Haziran 2015) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı Kızlarsivrisi (3070 m) (27-28 Haziran 2015) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı Antalya Toros Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü (TODOSK) tarafından düzenlenen 22. Kızlarsivrisi Yaz Dağcılık Şenliği ne katılmak

Detaylı

GÖRÜfiLER ÇOCUK ATATÜRK

GÖRÜfiLER ÇOCUK ATATÜRK GÖRÜfiLER ÇOCUK ATATÜRK Atatürk çocuktu: Yenili in, dönüflümün y lmadan ard nda koflabilen, düfl dünyas genifl, merakl, araflt ran. Atatürk çocuktu ve cumhuriyetin çocuk kalmas n istedi hep: Her dem taze,

Detaylı

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Gümrük Ve Ticaret Bakanı Sn. Nurettin CANİKLİ nin Kredi Kefalet Kooperatifleri Ortaklarının Borçlarının Yapılandırılması Basın Toplantısı 24 Eylül 2014 Saat:11.00 - ANKARA Kredi Kefalet Kooperatiflerinin

Detaylı

MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES

MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES Ahmet AKIN / TÜRMOB Yönetim Kurulu Üyesi 387 388 Genel Oturum III - Meslek Mensuplar Aç s ndan Türkiye Denetim Standartlar n

Detaylı

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları. HASTA İŞİ İnsanların içlerinde barındırdıkları ve çoğunlukla kaçmaya çalıştıkları bir benlikleri vardır. O benliklerin içinde yaşadıkları olaylar ve onlardan arta kalan üzüntüler barınır, zaten bu yüzdendir

Detaylı

Ertesi gün hastaneden taburcu olma vakti gelmi ti. Annesi odaya gelerek Can haz rlarken, babas hastane lemlerini yap yordu. Vitaboy hastaneden ç kman

Ertesi gün hastaneden taburcu olma vakti gelmi ti. Annesi odaya gelerek Can haz rlarken, babas hastane lemlerini yap yordu. Vitaboy hastaneden ç kman TABOY HASTA Vitaboy çok kötü bir rüya görüyordu. Rüyas nda karanl k bir yerdeydi. Kimse onun sesini duymuyordu. Yata nda k vran yordu. Birden uyand. Bütün bunlar bir rüyayd. Fakat kendini çok yorgun hissediyordu.

Detaylı

GAZİ ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK PERSONEL YURTİÇİ VE YURTDIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Dayanak

GAZİ ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK PERSONEL YURTİÇİ VE YURTDIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Dayanak GAZİ ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK PERSONEL YURTİÇİ VE YURTDIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam ve Dayanak Amaç Madde 1 Bu yönergenin amacı Gazi Üniversitesi öğretim elemanlarının yurt içi ve

Detaylı

YATIRIM ND R M HAKKINDAK ANAYASA MAHKEMES KARARININ DE ERLEND R LMES

YATIRIM ND R M HAKKINDAK ANAYASA MAHKEMES KARARININ DE ERLEND R LMES YATIRIM ND R M HAKKINDAK ANAYASA MAHKEMES KARARININ DE ERLEND R LMES mral DURAN* I- G R fi Anayasa Mahkemesi taraf ndan verilen bir Karar ile 5479 say l Gelir Vergisi Kanunu, Amme Alacaklar n n Tahsil

Detaylı

SOSYAL S GORTALAR VE GENEL SA LIK S GORTASI KANUNLARI VE GERÇEKLER SEMPOZYUMU

SOSYAL S GORTALAR VE GENEL SA LIK S GORTASI KANUNLARI VE GERÇEKLER SEMPOZYUMU SOSYAL S GORTALAR VE GENEL SA LIK S GORTASI KANUNLARI VE GERÇEKLER SEMPOZYUMU 26-27.01.2007 stanbul Üniversitesi Merkez Bina Doktora Salonu stanbul Barosu stanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi STANBUL BAROSU

Detaylı

MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ELEMANLARININ YURTİÇİ VE YURTDIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ

MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ELEMANLARININ YURTİÇİ VE YURTDIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ELEMANLARININ YURTİÇİ VE YURTDIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ MART 2016 MUSTAFA KEMAL ÜNİVERSİTESİ ÖĞRETİM ELEMANLARININ YURTİÇİ VE YURTDIŞI GÖREVLENDİRME YÖNERGESİ BİRİNCİ

Detaylı

Düello, herkesin bildi i üzere, iki kifli aras nda yap l r. Trielloyu

Düello, herkesin bildi i üzere, iki kifli aras nda yap l r. Trielloyu Triello Düello, herkesin bildi i üzere, iki kifli aras nda yap l r. Trielloyu 1 herkes bilmeyebilir... Triello üç kifli aras nda yap - l r, ya da oynan r..., B ve, triello yapacak üç kifli olsun. Önce,

Detaylı

kitap Bireysel fl Hukuku fl Hukuku (Genel Esaslar-Bireysel fl Hukuku)

kitap Bireysel fl Hukuku fl Hukuku (Genel Esaslar-Bireysel fl Hukuku) kitap Bireysel fl Hukuku Prof. Dr. Öner Eyrenci, Porf. Dr. Savafl Taflkent ve Prof. Dr. Devrim Ulucan n birlikte haz rlad klar Bireysel fl Hukuku isimli kitab n ikinci bas s fiubat ay nda Legal Yay nevi

Detaylı

2 onluk + 8 birlik + 4 onluk + 7 birlik 6 onluk + 15 birlik = 7 onluk + 5 birlik =

2 onluk + 8 birlik + 4 onluk + 7 birlik 6 onluk + 15 birlik = 7 onluk + 5 birlik = DO AL SAYILARLA TOPLAMA filem Bir k rtasiyede 35 tane hikâye kitab, 61 tane masal kitab vard r. K rtasiyedeki hikâye ve masal kitaplar toplam kaç tanedir? Bu problemin çözümünü inceleyelim: 35 tane hikâye,

Detaylı

Cümlede Anlam İlişkileri

Cümlede Anlam İlişkileri Cümlede Anlam İlişkileri Cümlede anlam ilişkileri kpss Türkçe konuları arasında önemli bir yer kaplamaktadır. Cümlede anlam ilişkilerine geçmeden önce cümlenin tanımını yapalım. Cümle, yargı bildiren,

Detaylı

Sayın Valim, Sayın Rektörlerimiz, Değerli Hocalarımız ve Öğrencilerimiz Ardahan Üniversitesi Değerli öğrenciler, YÖK Kültür Sanat Söyleşileri

Sayın Valim, Sayın Rektörlerimiz, Değerli Hocalarımız ve Öğrencilerimiz Ardahan Üniversitesi Değerli öğrenciler, YÖK Kültür Sanat Söyleşileri Sayın Valim, Sayın Rektörlerimiz, Değerli Hocalarımız ve Öğrencilerimiz Ardahan da, Ardahan Üniversitesi nde sizlerle birlikte olmaktan memnuniyetimi bildirerek sözlerime başlamak isterim. Hepinizi sevgi

Detaylı

ZARLARLA OYNAYALIM. Önden = = + = Arkadan = = + + = = + + =

ZARLARLA OYNAYALIM. Önden = = + = Arkadan = = + + = = + + = ZARLARLA OYNAYALIM Zar kullanarak toplama ve ç karma ifllemleri yapabiliriz. Zarda karfl l kl iki yüzdeki say lar n toplam daima 7 dir. Zarda 2 gözüküyorsa karfl s ndaki yüzeyin 7 2 = 5 oldu unu bulabilirsiniz.

Detaylı

YÖNET M KURULU RAPORU

YÖNET M KURULU RAPORU YÖNET M KURULU RAPORU De erli Ortaklar m z, fiirketimizin 37. Ortaklar Genel Kurulu na hofl geldiniz. Hepinizi sayg ve sevgi ile selaml yorum. Yaflad m z geliflmeler ile, ülkemiz 2004 y l nda s k s k dünyan

Detaylı

YEDİNCİ KISIM Kurullar, Komisyonlar ve Ekipler

YEDİNCİ KISIM Kurullar, Komisyonlar ve Ekipler YEDİNCİ KISIM Kurullar, Komisyonlar ve Ekipler Kurul, komisyon ve ekiplerin oluşturulması MADDE 107- (1) Okullarda, eğitim, öğretim ve yönetim etkinliklerinin verimliliğinin sağlanması, okul ve çevre işbirliğinin

Detaylı

YÖNTEM 1.1. ÖRNEKLEM. 1.1.1. Örneklem plan. 1.1.2. l seçim ölçütleri

YÖNTEM 1.1. ÖRNEKLEM. 1.1.1. Örneklem plan. 1.1.2. l seçim ölçütleri BÖLÜM 1 YÖNTEM Bu çal flma 11, 13 ve 15 yafllar ndaki gençlerin sa l k durumlar ve sa l k davran fllar n saptamay hedefleyen, kesitsel tan mlay c ve çok uluslu Health Behavior in School Aged Children,

Detaylı

Yeniflemeyen Zarlar B:

Yeniflemeyen Zarlar B: Yeniflemeyen Zarlar Ahmet, Belgün den daha uzun boyluysa, Belgün de Cemal den daha uzun boyluysa, Ahmet, Cemal den daha uzun boyludur, önermesi hiç kuflkusuz do rudur. Çünkü A > B ve B > C eflitsizliklerinden,

Detaylı

Ekip Yönetimi çin Araçlar 85. Ekip olarak karfl laflt m z en büyük meydan okuma: Ekip olarak en büyük gücümüz:

Ekip Yönetimi çin Araçlar 85. Ekip olarak karfl laflt m z en büyük meydan okuma: Ekip olarak en büyük gücümüz: Yorumlar: Ekip olarak karfl laflt m z en büyük meydan okuma: Ekip olarak en büyük gücümüz: Ekibin yapt n görmekten en çok hoflland m fley: Ekip Yönetimi çin Araçlar 85 EK P K ML DE ERLEND RMES Ekibinizin

Detaylı

Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor?

Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor? Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor? Doç.Dr. Nilgün GÖRER TAMER (Şehir Plancısı) Her fakülte içerdiği bölümlerin bilim alanına bağlı olarak farklılaşan öznel

Detaylı

CO RAFYA. DÜNYA NIN fiekl N N VE HAREKETLER N N SONUÇLARI ÖRNEK 1 :

CO RAFYA. DÜNYA NIN fiekl N N VE HAREKETLER N N SONUÇLARI ÖRNEK 1 : CO RAFYA DÜNYA NIN fiekl N N VE HAREKETLER N N SONUÇLARI ÖRNEK 1 : K rk nc paralel üzerindeki bir noktan n hangi yar mkürede yer ald afla dakilerin hangisine bak larak saptanamaz? A) Gece-gündüz süresinin

Detaylı

İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ KURULUŞ, ÖRGÜTLEME ve İŞLEYİŞ YÖNETMELİĞİ

İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ KURULUŞ, ÖRGÜTLEME ve İŞLEYİŞ YÖNETMELİĞİ İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ KURULUŞ, ÖRGÜTLEME ve İŞLEYİŞ YÖNETMELİĞİ KURULUŞ: Madde 1 İstanbul Kültür Üniversitesi, Anayasa, 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu ile Vakıf Yüksek Öğretim Kurumları Yönetmeliği

Detaylı

Thomas Hare adl bir ngiliz 1860 larda güzel bir seçim sistemi

Thomas Hare adl bir ngiliz 1860 larda güzel bir seçim sistemi Bu Ne Biçim Seçim 1 Thomas Hare adl bir ngiliz 1860 larda güzel bir seçim sistemi bulmufl 2. Demek ki ngilizler o zamanlar bir yandan sömürüyor, öte yandan demokrasi üzerine araflt rma yap yorlarm fl.

Detaylı

MESLEK ÖRGÜTLÜLÜ ÜMÜZDE 20 YILI GER DE BIRAKIRKEN

MESLEK ÖRGÜTLÜLÜ ÜMÜZDE 20 YILI GER DE BIRAKIRKEN MESLEK ÖRGÜTLÜLÜ ÜMÜZDE 20 YILI GER DE BIRAKIRKEN Yahya ARIKAN* Meslek yasam z n 20. y l n geride b rak rken,yeniliklerle dolu bir süreci yaflamaktay z. Toplumsal yaflamda ve meslek yaflam m zda sosyal

Detaylı

L K Ö R E T M. temel1 kaynak MUTLU. Matematik Türkçe Hayat Bilgisi

L K Ö R E T M. temel1 kaynak MUTLU. Matematik Türkçe Hayat Bilgisi temel1 kaynak MUTLU Matematik Türkçe Hayat Bilgisi L K Ö R E T M Muhsin ÇET N Ayfle ÇET N Kitab n Ad : Temel Kaynak Kitab 1 Yazar : Muhsin ÇET N - Ayfle ÇET N Her hakk sakl d r. Mutlu Yay nc l k a aittir.

Detaylı

T ürk Gelir Vergisi Sisteminde, menkul sermaye iratlar n n ve özellikle de

T ürk Gelir Vergisi Sisteminde, menkul sermaye iratlar n n ve özellikle de KURUMLARDAN ELDE ED LEN KAR PAYLARININ VERG LEND R LMES VE BEYANI Necati PERÇ N Gelirler Baflkontrolörü I.- G R fi T ürk Gelir Vergisi Sisteminde, menkul sermaye iratlar n n ve özellikle de flirketlerce

Detaylı

umhurbaflkan iken, Kendi ste iyle Kimya Ö rencisi Oldu

umhurbaflkan iken, Kendi ste iyle Kimya Ö rencisi Oldu C umhurbaflkan iken, Kendi ste iyle Kimya Ö rencisi Oldu Çankaya Köflkü nde Cumhurbaflkan smet nönü, 1942 y l nda hergün sabah akflam büyük bir dikkat ve merakla Hitler in Rusya topraklar ndaki ilerlemesini

Detaylı

Danışma Kurulu Tüzüğü

Danışma Kurulu Tüzüğü Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu Otel Yöneticiliği Bölümü Danışma Kurulu Tüzüğü MADDE I Bölüm 1.1. GİRİŞ 1.1.1. AD Danışma Kurulu nun adı, Özyeğin Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksek Okulu ve Otel

Detaylı

RAN SLÂM CUMHUR YET ANKARA KÜLTÜR MÜSTEfiARLI I WEB S TES H ZMETE AÇILDI www.irankulturevi.com

RAN SLÂM CUMHUR YET ANKARA KÜLTÜR MÜSTEfiARLI I WEB S TES H ZMETE AÇILDI www.irankulturevi.com NTERNET S TES TANITIMI RAN SLÂM CUMHUR YET ANKARA KÜLTÜR MÜSTEfiARLI I WEB S TES H ZMETE AÇILDI www.irankulturevi.com ran slâm nk lâb n n 25. y ldönümü münasebetiyle hizmete aç lan ran slâm Cumhuriyeti

Detaylı

YENİLENEBİLİR ENERJİDE EĞİTİM

YENİLENEBİLİR ENERJİDE EĞİTİM YENİLENEBİLİR ENERJİDE EĞİTİM Enerjinin Önemi Enerji, Dünyamızın en önemli ihtiyaçlarından biridir. Türkiye nin son otuz yılda enerji talebi yıllık ortalama %8 artış göstermiştir.ülkemiz elektrik enerjisinin

Detaylı

Taylan Özgür Demirkaya www.taylandemirkaya.com

Taylan Özgür Demirkaya www.taylandemirkaya.com Stres Azaltma ve Motivasyon Taylan Özgür Demirkaya www.taylandemirkaya.com Bugün ne anlatacağız? Stres; nedenleri, sonuçları Stresle başedebilme yolları:içsel motivasyon STRES Nedir? Canlı organizmasında

Detaylı

T.C. NUH NACİ YAZGAN ÜNİVERSİTESİ YAZILIM KULÜBÜ TÜZÜĞÜ. BİRİNCİ BÖLÜM Kuruluş Gerekçesi, Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

T.C. NUH NACİ YAZGAN ÜNİVERSİTESİ YAZILIM KULÜBÜ TÜZÜĞÜ. BİRİNCİ BÖLÜM Kuruluş Gerekçesi, Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar T.C. NUH NACİ YAZGAN ÜNİVERSİTESİ YAZILIM KULÜBÜ TÜZÜĞÜ BİRİNCİ BÖLÜM Kuruluş Gerekçesi, Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Kuruluş Gerekçesi Kulüp, Nuh Naci Yazgan Üniversitesi, Yazılım Kulübü ismi ile

Detaylı