K r m-kongo kanamal atefli

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "K r m-kongo kanamal atefli"

Transkript

1 DERLEME Hacettepe T p Dergisi 2008; 39: K r m-kongo kanamal atefli Levent Ak n 1 1 Prof. Dr., Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Ankara ÖZET Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA) ne neden olan etmen Bunyaviridae ailesinden bir virüstür. Afrika, Asya, Güney Doğu Avrupa ve Ortadoğu dan 30 dan fazla ülkede etmen ve/veya hastalık bildirilmiş ve etmen izole edilmiştir. Ülkemizde Sağlık Bakanlığına (Eylül 2008 e kadar) toplam 2970 vaka ve 146 ölüm bildirilmiştir. Bulaşma yolu kene tutması, infekte hayvanların kan, doku ve vücut sıvıları ile temas olmakla birlikte nozokomiyal bulaşma da söz konusudur. Kuluçka süresi; kene ile teması takiben 2-12 gün olup, infekte hayvanların kan veya vücut sıvıları ile temas sonrası 5-6 gündür. Ülkemizde görülen vakalarda fatalite hızı ortalama %5 (% ) kadardır. Vakaların %70 den fazlasında kene ile temas, %30 unda çiftlik hayvanları ile temas öyküsü vardır. Başlangıç döneminde en sık görülen belirtiler ateş, titreme, baş ağrısı, halsizlik ve miyaljidir. Ağır vakalarda hemoraji gelişmektedir. Korunma ve kontrol programında sürveyans çalışmaları yapılarak hastalığın bulaşma yolları, tutunmuş keneyi çıkarma yöntemleri, kene tutan vakaların sağlık kurumlarına gitmeleri, hayvanlarla temasta korunma ve giysilerde %0.5 lik permetrin kullanımı, nozokomiyal infeksiyonlar ve erken vaka yakalama konularında hizmet içi eğitim ve halk eğitimleri yapılmalıdır. Anahtar Kelimeler: Kırım-Kongo kanamalı ateşi, kontrol, korunma. ABSTRACT Crimean-Congo haemorrhagic fever Crimean-Congo haemorrhagic fever (CCHF) virus is in Bunyaviridae family. CCHF virus isolation and/or disease have been reported from more than 30 countries in Africa, Asia, south-eastern Europe, and the Middle East. Between 2002 and 2008 (up to September 2008), a total of 2970 confirmed cases, including 146 deaths, were reported to the Ministry of Health (MoH) of Turkey. The main transmission routes of the virus are tick-bite and contact with tissues, body fluids and blood of infected animals. Nosocomial transmission is also possible. The incubation period is generally described as 2-12 days after tick-bite and 5-6 days after exposure to infected animal or human blood or body fluid. The average case fatality rate between 2002 and 2008 was 5%, (range 4.5%-6.2) among reported cases in Turkey. Seventy percent of the cases had a history of tick contact, while most of the remaining 30% had a history of contact with livestock. Fever, chills, headache, fatigue and myalgia are the most frequent symptoms in initial period. In severe cases haemorrhagic form developed. In preventin and control programme should be established by conducting a surveillance programme and included in-service training, public education about the disease and pathway of transmission, tick removal, handling tick-bite cases, protected contact with animals, using permethrine repellent 0.5% for treating clothes, prevention of nosocomial infections and early detection of cases. Key Words: Crimean-Congo haemorrhagic fever, control, prevention. 134 H ACETTEPE T IP D ERG S

2 K r m-kongo kanamal atefli Dünyada farklı bölgelerde görülen ve yeni görülen infeksiyonlar olarak değerlendirilen viral hemorajik ateş (VHA) infeksiyonları, insanlarda farklı virüsler tarafından oluşturulan, ateş ve kanama ile seyreden klinik bir sendromdur. Ayrıca, bu grup infeksiyonların seyri sırasında hastalarda ishal, kas ağrısı, öksürük, baş ağrısı, pnömoni, ensefalopati ve hepatit gibi oldukça geniş klinik belirtiler de görülmektedir. Bugün için bilinen hemorajik ateş oluşturan virüsler: Bunyaviridae [Kırım-Kongo kanamalı ateş virüsü (KKKAV)], Filoviridae (Marburg virüsü ve Ebola virüsü), Arenaviridae (Lassa virüsü ve Junin, Machupo, Sabia ve Guanarito virüsleri), Rift Vadisi Ateşi Virüsu, Hantavirüs ve Flaviviridae (sarı ateş virüsü ve dang virüsü) gibi RNA virüsleridir [1]. Günümüzde ileri düzeyde tıbbi bakım ve tedavi uygulamaları olmasına rağmen bu infeksiyonlar önemli oranda ölümle sonuçlanmaktadır. Ayrıca, tropikal ve subtropikal bölgelerde endemik olan bu infeksiyonlar, bu bölgelere yapılan seyahatler nedeniyle dünyanın diğer bölgelerinde de görülebilmektedir [2,3]. Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA) hastalığının etkeni Bunyaviridae ailesinin Nairovirus cinsine türünde bir RNA virüsüdür. Hastalık tarihte ilk kez II. Dünya Savaşı yıllarının yaz aylarında Batı Kırım steplerinde tarımsal çalışmalara yardım eden Sovyet askerleri arasında görülmüş ve 200 den fazla kişiyi etkilemiştir [4]. Hastalığın keneler vasıtasıyla bulaştığı belirlenmiş ve hastalığa Kırım Kanamalı Ateşi adı verilmiştir. İlerleyen yıllarda bu hastalığın Rusya, Orta Asya Cumhuriyetleri nde de uzun yıllardır bilindiği, Balkan ülkelerinde de var olduğu anlaşılmıştır. Virüsün bulaşma yolları araştırıldıkça hastalığın akut döneminde kanda ve Hyalomma marginatum marginatum kenesi ve larvalarında bulunduğu saptanmıştır. Kongo virüsü ise 1956 yılında Zaire de ateşli bir hastadan izole edilmiş olmasına karşın 1967 yılında 1956 yılında izole edilen virüs ile aynı virüs olduğu fark edilmiştir [5]. Bunun sonucu hastalık Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi adını almıştır. Yapılan çalışmalarda virüsün Doğu ve Batı Afrika da da var olduğu gösterilmiştir. Aynı gruptan bir başka virüs olan Hazara virüsü ise ilk kez Pakistan da izole edilmiştir. KKKAV ın Hazara virüsü ve Nairobi koyun virüsü ile bağlantılı olduğu laboratuvar çalışmalarından anlaşılmıştır. Günümüzde bu virüsler Nairovirüs cinsini oluşturmaktadır [6]. İlerleyen yıllarda hastalığın Bulgaristan, Pakistan, Irak, Büyük Sahra nın güneyindeki Afrika ülkeleri, eski Sovyetler Birliği ve Yugoslavya, Yunanistan, Arabistan Yarımadası, Dubai, Kuveyt ve Kuzeybatı Çin de epidemiler yaptığı görülmüştür [5]. REZERVUAR KKKAV, insanlara Hyalomma cinsi keneler ile bulaşmaktadır [7]. KKKAV Hyalomma truncatum, Hyalomma marginatum rufipes, Hyalomma impeltatum, Hyalomma impressum, Amblyomma variegatum ve Boophilus decolaratus türü de olan 30 civarında keneden izole edilmiştir. Etken virüs sığır, koyun, keçi, yabani tavşan ve tilki gibi hayvanlardan da izole edilmiştir [8]. BULAfiMA YOLU Virüs, genelde insanlara ya infekte kenelerin ısırmasıyla ya da viremik hayvanların kesilmesi sırasında hayvana ait kan ve dokulara temasla bulaşmaktadır [9]. Başka bir bulaşma yolu ise nozokomiyal bulaşmadır. Yapılan bir çalışmada 123 KKKA olgusunun %44 ünde kene ısırığı öyküsü, %37 sinde hayvan teması ile birlikte kene ısırığı öyküsü bulunduğu bildirilmiştir [10]. Ayrıca, KKKA olguları incelendiğinde kene ısırığı hikayesi, kene bulunulan ortamlarda yaşanması, olası infekte hayvanlara ait organ teması veya infekte hastalar ile temasın da bulaşmada önemli olduğu gösterilmiştir [11]. Hastalık insanlara kenelerin kan emmesi sırasında bulaşmaktadır. Bunun dışında; kenelerin el ile ezilmesi, taze kesilmiş viremik hayvanların vücut sıvıları ve dokuları ile temas ve hasta insanların vücut sıvıları ile temas sonucu da bulaşma olabilmektedir. Keneler hastalığın doğadaki esas taşıyıcısı ve rezervuarı (saklayıcı) olarak bilinir. Evcil ve yabani hayvanlar virüsü ancak 7-10 gün kadar barındırabilmelerine karşın, virüs kenelerde ömür boyu (1-1.5 yıl), hatta nesiller boyu (transovaryal + transstadiyal geçiş) kalmakta ve çoğalabilmektedir. Virüs 30 kadar kene türünden izole edilmiştir. Ancak, bu durum, hiçbir zaman söz konusu 30 türün gerçek vektör (taşıyıcı) olduklarını göstermez. Bir kenenin gerçek anlamda vektör olduğunu kabul etmek için bunun larva ve/veya nimf döneminde kan emdiği viremik bir konaktan virüsü alabilmesi ve gömlek değiştirdikten sonra, erişkin döneminde bunu duyarlı başka konaklara verebilmesi gerekmektedir (transstadiyal geçiş). Aynı şekilde, erişkin döneminde infekte konaklardan kan emen bir dişi kenenin virüsü yumurtalarına aktarabilmesi (transovaryal geçiş) de kenenin vektörlük işlevi gördüğünü göstermektedir. Günümüzde, vektör potansiyeli kanıtlanmış 4 ü Hyalomma soyundan olmak üzere, 8 kene türü vardır. Bu türlerden H.m. Cilt 39 Say

3 Ak n marginatum ile Hyalomma anatolicum anatolicum un Avrasya nın farklı bölgelerinde, H.m. rufipes in ise Afrika da Kırım-Kongo virüsünün ana vektörleri oldukları kabul edilmektedir. Vektörlük potansiyeli kanıtlanmış kenelerden H.m. marginatum, H.a. anatolicum ve Dermacentor marginatus ülkemizde de yaygın olarak bulunur. Ancak, hastalığın Balkanlar, Kırım ve Kafkaslarda olduğu gibi, Anadolu daki yayılışıyla da ilişkili tek kene türü şimdilik H.m. marginatum olarak göze çarpmaktadır [12]. KKKAV ın ana vektörü olan H.m. marginatum yaban hayatı ile çok yakından ilişkili olup, bozkır ikliminin diğer iklim kuşakları ile kesiştiği bölgelerde, özellikle de kuru taban örtüsüne sahip bodur ormanlık (meşelikler) alanlarda yayılış gösterir. H.m. marginatum iki konutlu bir yaşam döngüsüne sahiptir (Şekil 1). Larva ve nimf evreleri beslenmek için küçük yabani hayvanlar (özellikle tavşan ve kirpi) ile yerden beslenen kuşları (karga, keklik, sığırcık vs.) tercih etmektedir. Larvadan nimfe dönüşüm aşaması (gömlek değiştirme) konak üzerinde gerçekleşir. Bu hayvanlardan gün boyunca kan emip beslenir ve doymuş nimf olarak yere düşer. Yere düşen nimfler, çevre şartlarına bağlı olarak 4 ile 20 gün arasında bir sürede gömlek değiştirerek aç erişkin haline gelmektedir (erkek ve dişi erişkin aç keneler). Söz konusu bu erişkin keneler, toprakta veya bodur bitkiler altında gizlenmiş halde etraflarından kan emebilecekleri bir büyük konağın (domuz vb. gibi yabani hayvanlar ile sığır, koyun ve at gibi evcil hayvanlar ile insan) geçmesini bekler. Hayvanların yaydığı titreşimler, ısı ve kokular (CO 2, amonyak, butirik asit, laktik asit) kenenin konağını hissetmesini ve ona yönelmesini sağlar. Uygun konağa tutunan erişkin keneler, bu konaklarından 9-14 gün boyunca kan emer ve bu sırada çiftleşir. Doyan dişi keneler toprağa düşer ve kendilerine yumurtlamaya uygun bir yer bulup ortalama 7000 kadar yumurta bırakıp ölür. H.m. marginatum un yaşam döngüsü, konak hayvan bulabilmeleri ve mevsime bağlı olarak (uygun ısı, ışık, nem ve diğer bazı ekolojik faktörler) 4 ay ile 1.5 yıl arasında değişen bir sürede tamamlanır. Örneğin; sonbaharda virüs taşıyan bir tavşandan kan emdikten sonra doymuş nimf halinde yere düşen bir kene, ya bu halde ya da gömlek değiştirip aç erişkin olduktan sonra kışı geçirebileceği uygun bir korunağa (taş altları, kemirici yuvaları, ağaç kabuklarının altı, ot balyaları vb.) girer. Kışı doymuş nimf veya aç erişkin olarak inaktif halde geçiren keneler, havaların ısınmasıyla tekrar aktif hale gelip biyolojik döngülerine buradan devam eder. Bu durum, hastalığın bir yıldan diğer yıla geçişini sağlayan en önemli unsurlardandır. Virüs, küçük memeli hayvanlarda da viremi ve hafif infeksiyon oluşturmak suretiyle bu hayvanları keneler için kaynak haline getirebilmektedir [7]. Yabani kuşlarda KKKAV antikorlarına rastlanmasına rağmen daha önceleri kuş ve kümes hayvanlarının KKKA ya dirençli olduğu bilinmesine rağmen yoğun kene ısırıklarına maruz kalmaları ile infekte olabildikleri düşünülmektedir Kırım-Kongo kanamalı ateşi virüsünün doğadaki döngüsü: Doğada yerleşik fokal odaklar şeklindedir. Yabani hayvan-kene arasında geçer; insanlar hastalandığında fark edilir. Ekolojik dengenin bozulduğu durumlarda odaklar genişler. renkli Şekil 1. Hyalomma marginatum marginatum un iki konutlu bir yaşam döngüsü. 136 H ACETTEPE T IP D ERG S

4 K r m-kongo kanamal atefli [13]. Bir bölgede virüs bulaşmasını başlıca vektör kenelerin yoğunluğu ve vektörleri infekte edecek olan konağın bolluğu gibi faktörler de etkilemektedir [14]. KULUÇKA SÜRES Hastalığın kuluçka süresi, kene ısırığını takip eden 2-12 gün arasında çıkmaktadır [7,29]. Nozokomiyal infeksiyonlarda ise bu süre ortalama 5-6 gündür [15]. KKKAV, kenelere deneysel şartlarda intraanal yoldan inoküle edildikten 36 saat sonra replike olmaya başlar ve 3-5 gün sonunda maksimum virüs seviyesine ulaştıktan sonra azalarak aylarca kenelerde bulunabilir [16]. Vektör kenelerin larval ve nimfal fazının, Güneydoğu Avrupa ve Güney Afrika arasında göç eden göçmen kuşlar da dahil olmak üzere kuşlar üzerinde bulunabildiği gösterilmiştir. Bu kuşların virüsün kıtalar arasında taşınmasına neden olduğu düşünülmektedir. Virüs, sığır ve koyun gibi Hyalomma türü keneler için konak olan hayvanlarda belirtisiz infeksiyon ve 1 hafta kadar süren geçici viremi oluşturmasına rağmen insanlarda hastalığa neden olmaktadır [17]. Şekil 2. Kırım-Kongo kanamalı ateşi vakalarının ve ölümlerinin yıllara göre dağılımı (Türkiye; ) (Veriler tarihi itibariyle) (Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü verileri). Renkli KKKA: Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi KKKAV: Kırım-Kongo Kanamalı Ateş Virüsü KKKA hastalığı görülen alanlar Kene toplanan alanlar KKKAV pozitif olan keneler Şekil 3. KKKA olgularının ilçeler bazında nüfusa oranı, kene toplanan yerler ve pozitif keneler (Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü). Cilt 39 Say

5 Ak n R SK GRUPLARI Hastalık görülen başlıca risk gruplarının başında tarım çalışanları ve hayvancılıkla uğraşanlar (tarla işçileri, çobanlar, kasaplar, mezbaha çalışanları, et ve et ürünleri market işçileri), veterinerler, hasta hayvan ile teması olanlar ve akut hastalarla temas olasılığı olan sağlık personeli, kamp yapanlar sayılmaktadır [7]. ÜLKEM ZDEK DURUM 2002 yılından itibaren Sağlık Bakanlığına genellikle bahar ve yaz aylarında İl Sağlık Müdürlüğü tarafından KKKA vakaları bildirilmektedir. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı bir bilimsel komisyon oluşturarak bu konuda yapılması gerekenleri (klinik tanımlama, vaka tanımı ve vakalara yaklaşım önerileri, Kırım-Kongo Vaka Takip Çizelgesi ve sağlık çalışanlarına yönelik bilgi dokümanı) tarihli ve B100TSH /20409 sayılı Genelge vasıtasıyla tüm sağlık kurum ve kuruluşlarına bildirmiş olup, bu konuda ortaya çıkan yeni gelişmeler ve uygulamalar da her yıl sonunda duyurulmaktadır. Bu konuda Sağlık Bakanlığı tarafından oluşturulan bir web sitesi de mevcuttur ( Vakalar yıllar itibarı ile artmaktadır yılında tarihine kadar 1150 vaka bildirilmiş olup, bunlardan 54 ü ölümle sonuçlanmıştır (Şekil 2). Türkiye de vektör keneler ve hayvanlar ile ilgili yapılan çalışmalar 2004 yılından itibaren Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı ve üniversitelerin katkılarıyla keneler ve evcil hayvanlarda KKKAV ın boyutları ile kenelerin yayılışı ve risk haritalarının oluşturulması konusunda üniversiteler ve araştırma enstitüleri çalışmalar yapmıştır [18]. Bu dağılıma ait harita Şekil 3 te sunulmuştur. Yapılan çalışmalar ile elde edilen bilgilerin bir kısmı şu şekilde özetlenebilir: Türkiye de KKKA yayılışında etkili kene türünün H.m. marginatum olduğu anlaşılmış ve olguların görüldüğü bölgelerde en baskın kene türü olduğu görülmüştür. Özellikle hastalığın çıktığı bölgelerde yüksek oranda virüs dolaşımının olduğu ve aynı zamanda insan-kene (H.m. marginatum) temasının (kene tutmaları) hastalığın yayılışında önemli olduğu görülmüştür. Hastalık riskinin, vektör kene yayılışı yanında, özellikle parçalı arazi yapısına sahip alanlarda yoğunlaştığı (orman içi açıklıklar ve tarım alanları, ormana yakın tarım arazileri) ortaya konmuştur. Hastalık özellikle kuru taban örtüsüne sahip ve yaban hayvanınca zengin ormanlık (meşelik) bölgelerde gözlenmiştir. Buralarda sayısal artış ile en çok dikkat çeken hayvan yaban domuzu olmuştur. Tavşan ve yerden beslenen kuşların popülasyonu ile ilgili çelişkili bilgiler vardır. Hayvanlardan ve kenelerden izole edilen virüsün Balkanlar, Kırım ve Rusya dan izole edilenle aynı grupta olduğu gösterilmiştir. Vektör keneleri için uygun yaşam alanları ve buna ilişkin olarak hastalık açısından riskli bölgelerin haritaları oluşturulmuştur yılında İstanbul da insanlara tutunan keneler ile ilgili bir çalışma yapılmıştır. Bu çalışmada kenelerin %50 si Hyalomma nimfi, %25 i Ixodes ricinus erişkini olarak bulunmuştur. Gömlek değiştiren Hyalomma nimflerinin tamamı da Hyalomma aegyptium olarak teşhis edilmiştir. Bu da İstanbul da gözlenen Hyalomma türlerinin kaplumbağa kaynaklı olduğunu göstermektedir. Bu durum İstanbul bölgesinde saptanan kene türlerinin KKKA ile ilişkisi olmadığını, I. ricinus un insanları tutması sonucu; İstanbul da öncelikli olarak Lyme ve Tick-borne ensefalitin göz önünde bulundurulması gerektiğini göstermektedir. KL N K [19-22] İlk semptom genellikle şiddetli baş ağrısıdır. Daha sonra üşüme-titreme ile yükselen ateş, boğaz ağrısı, aşırı halsizlik ve yorgunluk, yaygın kas ve eklem ağrıları ortaya çıkar. Başlangıç bulguları gribe benzer. Şikayetlere baş dönmesi, ense ağrısı, fotofobi, sarılık, duygudurum değişikliği eklenebilir. Başlangıçta bulantı ve kusma olabilir; bu belirtilere karın ağrısı ve sulu ishal eşlik edebilir. Hasta huzursuzluk içindedir. Çeşitli derecelerde duygudurum değişiklikleri olabilir. Birkaç gün içinde hastaların bilinci bulanıklaşır, konfü ve ajite hale gelebilir. İki-dört gün sonra, ajitasyon yerini bitkinlik ve depresyona bırakır. Hastaların konjunktivalarında konjesyon gelişmiştir. Hepatik tutulum tabloda mutlaka yer alır. Olguların çoğunda karaciğer enzim değerlerinde yükselme, yaklaşık yarısında hepatomegali gibi hepatit bulguları da saptanır. Lenfadenopati ve splenomegali de saptanabilir. Başlangıçta bradikardi, kanamalardan sonra taşikardi görülebilir. Hastalığın 3-6. günlerinde hem ağız, burun ve mide gibi iç mukozal yüzeylerde hem de deride peteşiyal bir döküntü ortaya çıkar. Peteşiler ekimoza ilerleyebilir ve büyük ekimozlar gelişebilir. Hastalarda kanama eğilimi vardır. Hematemez, melena, epistaksis, hematüri, diş eti kanaması, vajinal kanama ve iç organlarda kanama gibi diğer hemorajik bulgular ortaya çıkar. İnce 138 H ACETTEPE T IP D ERG S

6 K r m-kongo kanamal atefli bağırsaklardaki kanamalardan dolayı hastalarda karın ağrısı gelişir. Bazı olgulara akut batın ön tanısı ile cerrahi müdahalede bulunulmuştur. Gastrointestinal sistem, burun, ağız ya da uterustan açık kanamalar sonucu hipotansif kriz görülebilir. Laboratuvar bulguları olarak, lökopeni ve trombositopeni görülür. Klinik tablosu ağır hastalarda eritrosit sayısında ve hemoglobinde de düşme saptanır. Başlangıçta proteinüri, daha sonra hematüri saptanır. Serum transaminaz değerleri (ALT, AST ve GGT), CPK ve LDH değerleri artmıştır. Total protein ve albumin değerleri azalabilir. Kanama zamanı, PT, aptt uzamıştır, fibrin yıkım ürünleri artar; fibrinojen azalır. Ciddi olgularda bilirubin, üre ve kreatinin değerleri de artabilir. Ağır seyreden formlarda hastalığın 5. gününden sonra hepatorenal sendrom ve akciğer yetmezliği gelişebilir. Terminal dönemde kardiyovasküler kollaps, şok, hepatorenal yetmezlik ve yaygın damar içi pıhtılaşma gelişebilir. Santral sinir sistemi tutulumu kötü prognoz göstergesidir. Hastalar beyin, karaciğer, böbrek, kalp ve akciğer yetmezliğinden ölür. Ölümler genellikle klinik bulguların 2. haftasında görülür. Hafif ve orta derecede klinik seyir gösterenler yaklaşık 9-10 günde iyileşir. Tam iyileşme süreci genellikle 2-6 haftalık bir sürede gerçekleşir. Güçsüzlük ve halsizlik iyileşmeden sonra haftalarca sürer. İyileşen olgularda sekel görülmez. Ortalama ölüm hızı %20-50 arasındadır. Ülkemizde ise % arasında değişmektedir. TEDAV [23] KKKA nın ana tedavisi destek tedavisidir. Vital bulgular yakından izlenmeli ve desteklenmelidir. Ciddi olgularda solunum desteği ve mekanik ventilatör ihtiyacı hastanın yoğun bakımda izlenmesini gerektirebilir. Hemodinamik yönden hastalar yakın takip edilmeli, sıvı ve elektrolitler izlenmelidir. Gerektiğinde vazopresörler ve kardiyotonik ilaçlar kullanılmalıdır. Hematolojik parametreler yakından izlenmeli, gerekirse trombosit ve pıhtılaşma faktörleri yerine konulmalı, ciddi hemoraji varlığında tam kan transfüzyonu yapılmalıdır. Trombositler için toksik olan ya da fonksiyon bozukluğu yapan aspirin benzeri ilaçlar, nonsteroid antiinflamatuvarlar, antikoagülan tedavi ve intramusküler enjeksiyon kontrendikedir. Steroidler tedavide kullanılmaz. Antiviral tedavi Özgül antiviral tedavi yoktur. Kendiliğinden iyileşen (self-limited) özelliğe sahip bu infeksiyonda RNA virüslerine karşı geniş spektrumlu bir antiviral ajan Cilt 39 Say olan ribavirinin in vitro çalışmalarda hücre kültüründe virüs replikasyonunu durdurduğu saptanmıştır. Ancak kontrollü çalışmaların olmayışı ribavirinin klinik iyileşme üzerindeki katkısının yeterince açık olmayışına neden olmaktadır. Ribavirinin doza bağlı reversibl hemolitik anemi yaptığı bilinmektedir. Ayrıca, hayvan deneylerinde teratojen olduğu gösterilmiştir. Yüksek dozlarda ribavirinin tolerabilitesi ile ilgili geniş kitleleri saptayan çalışmalar yoktur. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Viral Hemorajik Ateşler Çalışma Grubu nun ve Centers for Disease Control and Prevention (CDC) ın önerisine rağmen Food and Drug Administration (FDA), henüz KKKA da tedavi ya da profilakside ribavirin kullanımını ve önerilen dozları onaylamamıştır [24]. Ülkemizde de geriye dönük vakaların incelenmesinde, ribavirinin tedavideki etkisine dair bir kanıt bulunamamıştır [25]. KORUNMA YOLLARI Kenelerle mücadele [12] Günümüzde, kene eradikasyonunun imkansız olduğu kabul edilmektedir. Bu nedenle izlenen temel strateji, ekolojik dengeleri bozmadan ve hayvan ile insan sağlığına zarar vermeden, artan kene sayısının kabul edilebilir sınırlara indirilmesi yönündedir. Söz konusu olan insan sağlığını etkileyen bir epidemi olduğundan, kene sayısını hızla azaltabilecek önlemlerin acilen alınması gerekmektedir. Başlıca önlemler şu şekilde sıralanabilir: 1. Çiftlik hayvanlarının akarisid/insektisid ilaçlarla ilaçlanması: Çiftlik hayvanları, keneler için iyi bir konak olduğundan, kene sayısının artışına katkıda bulunmaktadır. Keneler kan emme sırasında hayvanlara günlerce tutunmuş olarak bulunur. Bu nedenle, günümüz şartlarında en uygun yollarından biri, evcil hayvanları ilkbahardan sonbahara kadar periyodik olarak akarisidlerle ilaçlayarak, kene enfestasyonlarını olabildiğince azaltmaktır. Bu uygulamanın risk altındaki her yerde eşzamanlı ve periyodik olarak yapılması gerekmektedir. Kontrollü şekilde yapılmadığında başarı şansı düşmektedir. Çiftlik hayvanlarında kullanılacak akarisidlerin et ve sütte kalıntı bırakmayan ve kolay uygulanabilir olmasına dikkat edilmelidir. 2. Çevre ilaçlaması: Keneler yaşamlarının büyük kısmını konakları dışında (toprakta, yarık ve çatlaklarda, orman taban örtüsü altında) yumurtlama, gömlek değiştirme, kışlama veya konak arama şeklinde geçirmektedir. Çevre ilaçlamaları da bu dönemlerin yok edilme- 139

7 Ak n sine yönelik düşünülmektedir. Geniş çaplı çevre mücadelesi hem stratejik ve maddi olarak zor hem de ekolojik dengeleri olumsuz etkilemesi bakımından kabul edilemezdir. Ancak, KKKA nın ve vektör kenenin gözlendiği bölgeler dikkatle incelenecek olursa, bunların bilinen anlamda meraya sahip olmadığı görülecektir. Bu bölgelerin tamamına yakın bir bölümünde hayvanlar orman veya çalılıklar (yaban hayatı ile iç içe) içinde otlatılmaktadır. Dolayısıyla bu gibi yerlerde ilaçlama yapmak hem sakıncalı, hem de olanaksızdır. Hayvan barınaklarının ilaçlanması konusunda çeşitli görüşler vardır. Hayvanlar üzerinde kene mücadelesi yapıldığı sürece barınaklarda kene mücadelesi yapılmasına gerek yoktur. H.m. marginatum, hayvan barınakları yerine, küçük yaban hayvanları ve yerden beslenen kuşların dolaştığı alanlarda bulunduğu için, bu tip ilaçlamaların KKKA yayılışı konusunda etkinliği sınırlı kalacaktır. Park ve mesire yeri gibi küçük alanların ilaçlanması olası kene varlığını ortadan kaldırması bakımından çok etkili olmamasına rağmen toplum psikolojisinin düzeltilmesi açısından yararlı olabilir. Yaban hayvanlarının ilaçlanması konusunda ise özellikle ABD de Ixodes scapularis in konağı durumundaki yaban hayvanları özellikle geyiklerin ilaçlanması konusunda başarı elde edilmiştir. Bu uygulama H.m. marginatum un konağı olan tavşan ve yaban domuzları için de düşünülebilir. Ancak bu belli bir araştırma sürecini gerektirmektedir. 3. Kenelerin yaşam alanlarının değiştirilmesi: Bu konuda geçmişte denenen ancak etkisi ortaya konamayan bazı yöntemlerin uygulanmasından söz edilmektedir. Anızların yakılması orada bulunan gömlek değişimi, yumurtlama veya konak arama aşamasındaki keneleri öldürebilir. Ancak bunun H.m. marginatum için kullanılması zordur, çünkü bu kene genellikle orman kenarındaki arazilerde bulunmakta ve bu da anız yakma yönteminin kullanımını engellemektedir. Diğer taraftan bu yöntem ormanda kalın yaprak tabakası altında bulunan keneleri etkilemediğinden, kene popülasyonunu azaltmadaki etkinliği daha da sınırlanmaktadır. Meraların sürülmesi de bir başka yöntem olarak önerilmektedir. Bu tip bir işlem meraları kullanılmaz hale getireceğinden kabul edilebilir değildir. Diğer taraftan H.m. marginatum daha çok ormanlık alanlarda yaygın olduğundan, bu yöntemin KKKA açısından etkinliği olmayacaktır. Tarım arazilerinin sonbaharda sürülmesi de önerilen başka bir yöntemdir. Bu yöntemin kısmen etkili olabileceği düşünülse bile uygulamanın geç sonbaharda derin sürüm şeklinde yapılması gerekmektedir. Diğer taraftan bu yöntem kışı ormanda kalın yaprak tabakası altında geçiren keneleri etkilememektedir. 4. Kene aşıları: Günümüzde kenelere karşı etkili ve hayvanlarda kullanılan kene antijenlerine dayalı bazı aşılar vardır. Ancak bunların H.m. marginatum a etkileri sınırlıdır. Boophilus annulatus a karşı etkili GAVAC ve TickGARD isimli aşılar Küba ve Avustralya da kullanılmaktadır, ancak günümüzde etkinlikleri tartışmalı hale gelmiştir. Diğer kene antijenlerinden hazırlanan aşılar henüz laboratuvarlarda test aşamasındadır. 5. Biyolojik mücadele: Bu konu oldukça sık olarak gündeme gelmekte, ancak şimdilik sansasyonel olmaktan öteye geçememektedir. Kenelerin doğal düşmanlarının kullanılarak ortadan kaldırılmaları veya azaltılmaları amaçlanmaktadır. 6. Kanatlıların kullanılması: Ülkemizde keklik bu konuda üzerinde durulan kanatlılardandır. Keklikler keneleri yiyebilir ancak bu hiçbir zaman kene popülasyonunu kontrol edecek düzeyde değildir. Diğer taraftan H.m. marginatum un erişkinlerinin saklanarak konak bekleyen keneler olduğu düşünülürse, kekliklerin bu konuda sağlayacakları başarı kuşkuludur. Daha ve en önemlisi H.m. marginatum larvalarının özellikle keklik gibi yerden beslenen kanatlılar üzerinde beslendikleridir. Bu durumda doğaya kene mücadelesi amacıyla keklik salmanın tam tersine kene sayısını arttırmayacağını kimse söyleyemez. 7. Diğer predator canlılar: Keneler üzerinde parazitlenen veya bunlarla doğrudan beslenen predatörlerin (örümcek, yaban arısı, karınca gibi) etkinlikleri bilinmemektedir. Bunların tek başlarına kene popülasyonu üzerinde etkileri olmayacağı düşünülmektedir. Bazı küf ve mantarların keneleri infekte ederek öldürdüğü bilinmektedir, Bu konuda yapılan çalışmalar oldukça umut verici olsa da, henüz laboratuvar aşamasındadır. Kenelerden korunma yolları Dünyanın her yerinde kenelerle bulaşan hastalıklardan korunmanın en önemli yolu kişisel korunmadır. Bu da kenelerin biyolojisinin iyi bilinmesini gerektirmektedir. Örneğin; insanların gereksiz yere paniğe kapılmasına yol açan bazı yanlış düşüncelerin ve bilgilerin aksine, keneler uçmaz, sıçramaz, havadan düşmez 140 H ACETTEPE T IP D ERG S

8 K r m-kongo kanamal atefli veya tutundukları bir konağı bırakıp başka bir konak (insan) üzerine gitmez. Hyalomma soyundaki keneler konaklarına yerden veya kısa bitkilerin üzerinden gelir. KKKA ve H.m. marginatum u ele alacak olursak, insanların dikkat etmesi gereken iki önemli konu vardır. Birincisi, doğada bulunan ve konak arayan erişkin aç kenelerin insanları bulup tutunmasını engelleyecek önlemleri içermektedir. Bunlar kısaca şöyle sıralanabilir: Vektör kenelerin bulunabileceği alanlardan uzak durmak veya dikkatli olmak. H.m. marginatum genellikle yaban hayvanınca zengin bodur meşelik ormanlar ile kaplı, kurak veya yarık kurak bozkır geçiş alanlarında bulunur. Parçalı arazi yapısının (orman içi tarım arazileri ve açıklıklar, orman kenarındaki tarım arazileri) gözlendiği alanlar, yüksek oranda kene-insan temasının yaşandığı, KKKA açısından en riskli yerlerdir. Dietiltoluamid (DEET) içeren böceksavar (repellent) ilaçların cilde sürülmesi koruma sağlayabilmektedir. Bu gibi böceksavar maddeler kan emici dış parazitler için daha çok caydırıcı bir etkiye sahip olup, öldürücü etkileri yoktur. Caydırıcı etkileri ve süresi yoğunluklarıyla ilgilidir. Örneğin; %20 lik preparatları sadece sineklere karşı etkili olurken, %30-45 lik formülasyonlar kenelere karşı da etkilidir. Bu etki birkaç saat kadar sürmektedir. Böceksavar preparatların, elbiselerin ve ayakkabıların üzerine sıkılması da çok etkili bir korunma yoludur; ancak bazı sentetik tekstil ürünlerine ve plastik malzemelere zarar verebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Keneden korunmada en etkili yöntemlerden birisi de insektisid/akarisid (böcek öldürücü) emdirilmiş elbiselerin giyilmesidir. Sentetik piretroid grubu bir insektisid olan permetrin, %0.5 yoğunlukta sprey tarzında elbiselere uygulandığında, kenelere karşı birkaç hafta süren çok etkili bir koruma sağlamaktadır. Keneler, insektisidle muamele edilmiş bu gibi elbiselere temas ettiklerinde ölür. Riskli alanlarda bulunulan zamanlarda, kenelerin elbiselerin altına girebileceği muhtemel açıklıkları kapatmak çok önemlidir. Örneğin; uzun kollu kapalı elbiseler giymek ve pantolon paçalarını çorapların içine sokmak, basit görünse de hayli etkili bir önlemdir. Elbiselerin açık renkte olması, gelen kenelerin kolayca görülmesini sağlar. Yine riskli alanlarda bulunulması durumunda, her 2 saatte bir vücudu kene yönünden gözden geçirmek, akşamları eve gelindiğinde vücudu tamamen muayene etmek, kenelerin henüz hastalık etkenini vermeye başlamadan bulunması ve uzaklaştırılması bakımından oldukça önemlidir. Bir başka önemli nokta; evcil hayvanlar üzerinde bulunan kenelere temas etmekten (ezmekten) kaçınmaktır. Aslında hayvanlar üzerinde bulunan kenelerin bu konağı bırakıp insana gelmesi söz konusu değildir; ancak, özellikle kırsal alanda yaşayan vatandaşlarımız sağım, tımar veya kırkım sırasında hayvanlar üzerinde bulunan keneleri elle koparıp ezme (kene kırma) eğilimindedir. Bu durumda, eğer kenede virüs varsa eldeki çatlaklardan insana bulaşabilmektedir. Bu nedenle, hayvanların üzerindeki keneler kesinlikle elle toplanmamalı, hayvanların uygun insektisid/akarisidlerle ilaçlanması tercih edilmelidir. Coğrafik ve ekolojik yapıdan dolayı, bölgede yaşayanlar yaban hayatı ile iç içe yaşamak zorunda olduklarından sürekli olarak kene enfestasyonlarına maruz kalmaktadır. Yukarıda değinilen korunma yolları, çiftçilik veya hayvancılıkla uğraşan bölge insanlarına bazen anlaşılmaz gelmekte veya gereksiz eziyet olarak görülmektedir. Diğer taraftan kent merkezlerinde kenelerle ilgili olarak gereksiz boyutlarda bir panik yaşanırken, kırsal kesimde bunun tam aksine çok duyarsız kalmaktadır. Bu konuda, özellikle bölgede çalışan hekimlerin ve veteriner hekimlerin halkı bilgilendirmesi ve korunmaya ikna etmesi çok önemlidir. ÖNER LER İçinde bulunduğumuz koşullar göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye de KKKA hastalığından korunmada öncelikli eylemin, kenelere karşı kişisel korunma önlemlerinin alınması ve özellikle kırsal kesimde kenelere karşı olan duyarsızlığın ortadan kaldırılması şeklinde olması gerekmektedir. Bunun yanında özellikle hastalık odakları ve bunların etrafında H. marginatum için uygun yaşam alanlarına sahip köylerde çiftlik hayvanlarının akarisidler ile düzenli olarak ilaçlanması, kene sayısının azaltılması yönünde etkili olabilecektir. 1. Topluma yönelik önlemler: a. Eğitim ve bilgilendirme çalışmaları: Televizyon, radyo ve gazetelerde bakanlık üst düzey temsilcilerinin konu ile ilgili açıklamaları yer almalıdır. Televizyon ve radyo prime-time saatlerinde uyarıcı mesajlar yayınlanmalıdır. Riskli alanlar açıkça tanımlanmalıdır. Riskin kırsal alanda çalışanlarda olduğu, şehirlerde KKKA açısından risk bulunmadığı konusunda halk sıklıkla bilgilendirilmelidir. Cilt 39 Say

9 Ak n Gerek medya, gerekse ilgili bakanlıklar aracılığı ile köy düzeyinde, özellikle kişisel korunma konusunda, eğitim çalışmaları yapılmalıdır (uygulama vs.). Kişisel korunma ile ilgili broşür ve afişler riskli alanlardaki her köye ulaştırılmalıdır. Bunlar görsel yönden zengin bir biçimde hazırlanmalıdır. b. Kişisel korunma uygulamaları: Kişisel korunma için gerekli repellent ve insektisidler halka doğrudan ulaştırılmalıdır. Riskli bölgelerdeki tarım arazilerinde çalışanlara akarisid emdirilmiş özel iş elbiseleri dağıtılmalıdır. c. Evcil hayvan ve çevre ilaçlamaları uygulamaları: Riskli alanlarda bulunan çiftlik hayvanlarının kalıntı sorunu olmayan ilaçlar ile eşzamanlı ve periyodik olarak ilaçlanması. Bölgede kene için çiftlik hayvanlarına alternatif başka konakların (yaban domuzu) olmaması durumunda kene sayısında sürece dayalı bir azalma olacaktır. Ancak alternatif konakların olması durumunda bu konuda çok belirgin bir azalmanın sağlanması beklenmemelidir. d. Yaban hayatına ilişkin uygulamalar: Yaban hayvanlarının virüsün yayılışındaki rolü araştırılmalıdır. Yaban hayvanlarının kene popülasyonuna etkisi araştırılmalıdır. Yaban hayvanı popülasyon artışları belirlenmelidir. e. Hastanelerde alınması gereken önlemler: KKKA vaka tanımlarına uyan hastalar için uygun hasta odaları hazırlanmalıdır. KKKA konusunda, hastane çalışanlarının eğitimleri ve infeksiyon kontrolü için bir ekip oluşturulmalıdır. Hastane çalışanlarının (hekim, hemşire, laboratuvar teknisyeni, temizlikçi vb.) konuya ilişkin olarak bilgilenmesi ve bilinçlenmesi sağlanmalıdır. KKKA hastası veya şüpheli bir vakanın varlığı söz konusu olursa, gerekli yerlere uyarıcı levhalar asılmalı, hasta yanına giriş çıkışlar sınırlandırılmalıdır. Hasta ziyaretçilerinin hasta ile teması önlenmeli, gerekirse kontrollü ziyarete izin verilmelidir. Üniversal korunma önlemleri için gerekli olan malzemeler (eldiven, maske, gözlük, önlük vb.) eksiksiz olarak tedarik edilmeli ve sürekli olarak hastalara müdahale edenlerin veya laboratuvar çalışanlarının kullanabileceği şekilde hazır bulundurulmalıdır. Hasta odalarının, hastanın kullandığı malzemelerin ve hastaya ait dışkı, idrar ve vücut sıvılarının uygun şekilde bertaraf edilmesi sağlanmalıdır. Hastaların, gerek hastane içi gerekse hastane dışı nakillerinde gerekli önlemler alınmalı ve bu nakilleri yapacak olanlar uyarılmalıdır. KKKA dan vefat edenlerle ilgili olarak, gerekli korunma önlemlerinin alınmasından sonra cenaze usulüne uygun olarak yıkanmalı, kefenlenmeli ve durumdan il sağlık müdürlükleri haberdar edilmelidir. Kaynaklar 1. Le Guenno B. Emerging viruses. Sci Am 1995; 273: Drosten C, Gottig S, Schilling S, et al. Rapid detection and quantification of RNA of Ebola and Marburg viruses, Lassa virus, Crimean-Congo hemorrhagic fever virus, Rift Valley fever virus, dengue virus, and yellow fever virus by real-time reverse transcription-pcr. J Clin Microbiol 2002; 40: Schwarz TF, Jager G, Gilch S, et al. Travel-related vector-borne virus infections in Germany. Arch Virol Suppl 1996; 11: Chumakov MP, Butenko AM, Chalunova NV, et al. New data on the virus causing Crimean haemorrhagic fever. Vop Virusol 1968; 13: Elaldı N. Kırım-Kongo hemorajik ateşi epidemiyolojisi. Klimik Dergisi 2004; 17: Anonymous. Zaire lymedisease/cchf56.html 7. LeDue JW. Epidemiology of hemorrhagic fever viruses. Rev Infect Dis 1989; 11: Zeller HG, Cornet JP, Diop A, Camicas JL. Crimean-Congo hemorrhagic fever in ticks (Acari: Ixodidae) and ruminants: field observations of an epizootic in Bandia, Senegal ( ). J Med Entomol 1997; 34: Capua I. Crimean-Congo haemorrhagic fever in ostriches: A public health risk for countries of the European Union? Avian Pathology 1998; 27: Van de Wal BW, Joubert JR, van Eeden PJ, King JB. A nosocomial outbreak of Crimean-Congo haemorrhagic fever at Tygerberg Hospital. Part IV. Preventive and prophylactic measures. S Afr Med J 1985; 68: Anonymous. South Africa punk/lymedisease/cchf81.html 12. Vatansever Z, ve CCHF.pdf 15 Haziran Anonymous. USSR punk/lymedisease/cchf44.html 14. Hoogstraal H. The epidemiology of tick-borne Crimean/ Congo hemorrhagic fever in Asia, Europe, and Africa. J Med entomol 1979; 15: World Health Organization. Viral hemorrhagic fever, Pakistan. Wkly Epidemiol Rec 1976; 51: Gonzalez JP, Cornet JP, Wilson ML, Camicas JL. Crimean- Congo haemorrhagic fever virus replication in adult Hyalomma truncatum and Amblyomma variegatum ticks. Res Vir 1991; 142: Zeller HG, Cornet JP, Diop A, Camicas JL. Crimean-Congo hemorrhagic fever in ticks (Acari: Ixodidae) and ruminants: field observations of an epizootic in Bandia, Senegal ( ). J Med Entomol 1997; 34: H ACETTEPE T IP D ERG S

10 K r m-kongo kanamal atefli 18. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Çevik MA. Kırım-Kongo hemorajik ateşi: klinik özellikler Klimik Dergisi 2004; 17: Aydın M, Bakır M, Ugurlu M, Dokuzoguz B, Bodur H, Tasyaran MA, Vahaboglu H and the Turkish CCHF Study Group Crimean-Congo haemorrhagic fever outbreak in Middle Anatolia: a multicentre study of clinical features and outcome measures. Journal of Medical Microbiology 2005; 54:1-5 DOI. 21. Gozalan A, Esen B, Rolain JM, Akin L, Raoult D. Is Q fever an emerging infection in Turkey? Eastern Mediterranian Health Journal 2005; Gozalan A, Esen B, Fitzner J, et al. Crimean-Congo haemorrhagic fever cases in Turkey. Scand J Infect Dis 2007; 39: Taşyaran MA, Özkurt Z. Kırım-Kongo hemorajik ateşi: tedavi ve korunma. Klimik Dergisi 2004; 17: Goad JA, Nuyen J. Haemorrhagic fever viruses. Top Emerg Med 2003; 25: Cevik MA, Elaldı N, Akıncı E, et al. A preliminary study to evaluate the effect of intravenous ribavirin treatment on survival rates in Crimean-Congo hemorrhagic fever. J Infect 2008 (in press). Cilt 39 Say

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ (KKKA) Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Komitesi 2015

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ (KKKA) Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Komitesi 2015 KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ (KKKA) Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Komitesi 2015 KKKA-Türkiye 2002 yılının ilkbahar ve yaz aylarında özellikle,

Detaylı

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ HASTALIĞI (KKKA) VE KARADENİZ BÖLGESİ NDEKİ DURUMU

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ HASTALIĞI (KKKA) VE KARADENİZ BÖLGESİ NDEKİ DURUMU KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ HASTALIĞI (KKKA) VE KARADENİZ BÖLGESİ NDEKİ DURUMU Hamza KADI Veteriner Hekim Samsun Veteriner Kontrol Enstitüsü Viroloji Laboratuvarı Tarihçe 12. yy da bugünkü Tacikistan bölgesinde

Detaylı

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA)

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) 1 Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Nedir? Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), çoğunlukla keneler aracılığıyla hayvanlardan insanlara bulaştırılan mikrobik bir hastalıktır.

Detaylı

Yumurta, Larva, Nimf ve Erişkin kene

Yumurta, Larva, Nimf ve Erişkin kene Yumurta, Larva, Nimf ve Erişkin kene 1 Kenelerde Kan Emme Davranışları Keneler buldukları her türlü sıcak kanlı canlılardan ve sürüngenlerden kan emebilirler. Sindirim sistemi oldukça gelişmiştir. Bu nedenle

Detaylı

KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ

KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi nedir? Kırım-Kongo Kanamalı Ateş (KKKA), keneler tarafından taşınan Nairovirüs isimli bir mikrobiyal etkenin neden olduğu ateş, cilt içi ve diğer alanlarda

Detaylı

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA)

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Dr.İzlem KABALI Merkezefendi Toplum Sağlığı Merkezi TANIM: KKKA hastalığı ateş, yaygın vücut ağrısı, vakaların az bir kısmında ise deri, mukoza ve iç organlarda kanamalar

Detaylı

KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ

KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ PROF.DR. ZÜLAL ÖZKURT Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı, Erzurum VII. Türkiye Zoonotik Hastalıklar Sempozyumu Doğu

Detaylı

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞ HASTALIĞI. Hastalık ilk defa 1944 yılında Kırım da görülmüş ve Kırım Kanamalı Ateşi olarak tanımlanmıştır.

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞ HASTALIĞI. Hastalık ilk defa 1944 yılında Kırım da görülmüş ve Kırım Kanamalı Ateşi olarak tanımlanmıştır. KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞ HASTALIĞI VE KENELER Derleyen: Yusuf AKBABA KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞ HASTALIĞI Hastalık ilk defa 1944 yılında Kırım da görülmüş ve Kırım Kanamalı Ateşi olarak tanımlanmıştır.

Detaylı

İklim ve vektör bağımlı güncel viral enfeksiyonlar

İklim ve vektör bağımlı güncel viral enfeksiyonlar İklim ve vektör bağımlı güncel viral enfeksiyonlar Prof.Dr. Ayşen Gargılı Marmara Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Epidemiyoloji Araştırma Merkezi Ulusal Kan Merkezler ve Transfüzyon Tıbbı Kursu

Detaylı

Arboviruslar. Prof.Dr.Ali Ağaçfidan İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Arboviruslar. Prof.Dr.Ali Ağaçfidan İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Arboviruslar Prof.Dr.Ali Ağaçfidan İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Arboviruslar Arthropod-borne virus İnsan da hastalık etkeni olabilen 130 dan fazla arbovirus bilinmektedir. Viruslar,

Detaylı

Aliye Baştuğ Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Ekmud VHA Kursu

Aliye Baştuğ Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi. Ekmud VHA Kursu Aliye Baştuğ Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ekmud VHA Kursu 11.5.2016 Virus Karakteristikleri Tarihçe Ekoloji Epidemiyoloji Yüksek riskli bölgelerde neler yapılabilir? KKKA virusu Nairovirus

Detaylı

Ülkemizde ilk kez 2002 yaz aylarında Tokat ilinde benzer klinik tabloya sahip olan ancak bilinen hiç bir hastalığa ait klinik bulgular göstermeyen

Ülkemizde ilk kez 2002 yaz aylarında Tokat ilinde benzer klinik tabloya sahip olan ancak bilinen hiç bir hastalığa ait klinik bulgular göstermeyen Kene Gündeme Yap flt Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı nedeniyle 2002 yılından bu yana başta Tokat, Sivas, Yozgat ve Çorum illerinde olmak üzere çok sayıda hastanın hayatını kaybetmesi, hastalığa

Detaylı

DÜNYADA VE TÜRKİYEDE KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ EPİDEMİYOLOJİSİ

DÜNYADA VE TÜRKİYEDE KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ EPİDEMİYOLOJİSİ DÜNYADA VE TÜRKİYEDE KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ EPİDEMİYOLOJİSİ Doç. Dr. Fazilet Duygu Başkan Yardımcısı 08.04.2016 Sunum İçeriği - KKKA Genel Bilgiler - Dünyada KKKA Epidemiyolojisi - Türkiye de KKKA

Detaylı

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ (Sağlık Personeli İçin) 2015 Bu bilgilendirme slayt setinin hazırlanmasında emeği geçen Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Sayın Prof. Dr. Nazif ELALDI ve Bakanlığımız

Detaylı

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ Kırım Kongo hastalığı 2002 yılından bu yana ülkemizde giderek yayılan viral bir hastalıktır. Keneler aracılığıyla yayılan hastalık tedaviye rağmen % 10 oranında ölümcül seyretmektedir.

Detaylı

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), Nedir? Hastalık Mart-Eylül ayları arasında görülmekte EN FAZLA Temmuz ayında ortaya çıkmaktadır. 120 100 80 60 ıs y 'S k a V 40 20 0 Mart Nisan

Detaylı

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA),Nedir? insanlara kenelerin bulaştırdığı bir hastalıktır. Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Ateş, Üşüme, Titreme Yaygın Kas Ağrıları Baş Ağrısı Yüzde

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları BD Olgu Sunumu 2 Ağustos 2018 Perşembe

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları BD Olgu Sunumu 2 Ağustos 2018 Perşembe Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları BD Olgu Sunumu 2 Ağustos 2018 Perşembe Uzman Dr. Ayşe Tekin Yılmaz Olgu İki yaş, erkek hasta

Detaylı

Hastalık sahra altı Afrika da ve güney Amerika da yaşayanlarda ve bu bölgeye seyahat edenlerde görülür.

Hastalık sahra altı Afrika da ve güney Amerika da yaşayanlarda ve bu bölgeye seyahat edenlerde görülür. SARI HUMMA Yellow Fever; Sarı humma sivri sinekler ile bulaşan mikrobik hastalıktır. Hastalık sahra altı Afrika ve güney Amerika da görülmektedir. Bu bölgeye seyahat yapacak kişilerin Sarı humma aşısı

Detaylı

Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi. Dr. Hilal Tıpırdamaz Sipahi E.Ü.T.F. Halk Sağlığı A.D

Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi. Dr. Hilal Tıpırdamaz Sipahi E.Ü.T.F. Halk Sağlığı A.D Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Dr. Hilal Tıpırdamaz Sipahi E.Ü.T.F. Halk Sağlığı A.D. 15.11.2006 Kırım nerede? Kongo nerede? Tarihçe 12. Yyda bugünkü Tacikistan da kanamalı bir sendrom tanımlanmış, kene yada

Detaylı

DÜNYADA VE TÜRKİYE DE KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ EPİDEMİYOLOJİSİ

DÜNYADA VE TÜRKİYE DE KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ EPİDEMİYOLOJİSİ DÜNYADA VE TÜRKİYE DE KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ EPİDEMİYOLOJİSİ Doç. Dr. Fazilet Duygu 12.05.2016 Sunum İçeriği - KKKA Genel Bilgiler - Dünyada KKKA Epidemiyolojisi - Türkiye de KKKA Epidemiyolojisi KKKA

Detaylı

Hazırlayan: Fadime Kaya Acıbadem Adana Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Hazırlanma Tarihi:

Hazırlayan: Fadime Kaya Acıbadem Adana Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Hazırlanma Tarihi: Hazırlayan: Fadime Kaya Acıbadem Adana Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Hazırlanma Tarihi: 30.06.2018 » İnfluenzanın Tanımı» İnfluenza Bulaş Türleri» İnfluenza Nasıl Bulaşır?» Konak Seçimi» Klinik

Detaylı

KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞ TE TEDAVİ VE KORUNMA. Dr. Mustafa Kemal ÇELEN Dicle Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları AD.

KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞ TE TEDAVİ VE KORUNMA. Dr. Mustafa Kemal ÇELEN Dicle Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları AD. KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞ TE TEDAVİ VE KORUNMA Dr. Mustafa Kemal ÇELEN Dicle Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları AD. Ayırıcı Tanı Bilinen Enfeksiyonlar Bruselloz Q Ateşi Riketsiyoz Erlichioz Lyme Leptospiroz

Detaylı

Maymun Çiçek Virüsü (Monkeypox) VEYSEL TAHİROĞLU

Maymun Çiçek Virüsü (Monkeypox) VEYSEL TAHİROĞLU Maymun Çiçek Virüsü (Monkeypox) VEYSEL TAHİROĞLU insanlarda ölümcül hastalığa neden olabilir; her ne kadar genellikle çok daha az ciddi olsa da insan çiçek virüsü hastalığına benzer. Maymun çiçek virüsü

Detaylı

Ortadoğu Solunum Sendromu Koronavirüsü (MERS-CoV)

Ortadoğu Solunum Sendromu Koronavirüsü (MERS-CoV) Ortadoğu Solunum Sendromu Koronavirüsü (MERS-CoV) Dr. Murat Kutlu Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Sunum planı Giriş Etiyoloji Epidemiyoloji

Detaylı

Vektör kaynaklı Viral Enfeksiyonlar. Koray Ergünay

Vektör kaynaklı Viral Enfeksiyonlar. Koray Ergünay Vektör kaynaklı Viral Enfeksiyonlar Koray Ergünay Arbovirus... (arthopod-borne virus) Artropod vektörler ile vertebralılar arasında nakledilen viruslar Robovirus... (rodent-borne virus) Kemirici (rodent)

Detaylı

Ebola virüsü İstanbul'a geldi!

Ebola virüsü İstanbul'a geldi! On5yirmi5.com Ebola virüsü İstanbul'a geldi! Ebola Virüsü İstanbul'a Geldi! Ebola Nedir? Afrika'da birçok insanın ölmesine sebep olan Ebola virüsünün İstanbul'a gelmiş olduğundan şüpheleniliyor. Yayın

Detaylı

Hepatit B ile Yaşamak

Hepatit B ile Yaşamak Hepatit B ile Yaşamak NEDİR? Hepatit B, karaciğerin iltihaplanmasına sebep olan, kan yolu ve cinsel ilişkiyle bulaşan bir virüs hastalığıdır. Zaman içerisinde karaciğer hasarlarına ve karaciğer kanseri

Detaylı

VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA. Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE

VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA. Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE VİRAL ENFEKSİYONLAR VE KORUNMA Yrd. Doç. Dr. Banu KAŞKATEPE MERS-CoV (Middle East Respiratoy Seyndrome- Corona Virus Mers-CoV Öyküsü İlk olgu: v Haziran 2012 Suudi Arabistan v Pnömoni ve akut böbrek yetmezliği-

Detaylı

Tatarcık Ateşi Doç. Dr. Üner Kayabaş İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Malatya

Tatarcık Ateşi Doç. Dr. Üner Kayabaş İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Malatya Tatarcık Ateşi Doç. Dr. Üner Kayabaş İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Malatya uner.kayabas@inonu.edu.tr Tatarcık-Yakarca (Filebotom) Takım:

Detaylı

H1N1 den Korunmada Alınacak Önlemler. Pandemik H1N1 Gribi (Domuz Gribi)

H1N1 den Korunmada Alınacak Önlemler. Pandemik H1N1 Gribi (Domuz Gribi) H1N1 den Korunmada Alınacak Önlemler Pandemik H1N1 Gribi (Domuz Gribi) İnfluenza olarak da bilinen grip, viral bir hastalıktır. Sağlıklı insanlarda ortalama bir haftada geçmesine rağmen; vücut direncini

Detaylı

KENELER İLE BİRLİKTE YAŞAMAK!

KENELER İLE BİRLİKTE YAŞAMAK! KENELER İLE BİRLİKTE YAŞAMAK! Serap SÜZÜK* Enfeksiyon hastalıkları; bakteri, virüs, mantar ve parazit gibi mikroorganizmaların neden olduğu hastalıklardır ve bu hastalıklar son yıllarda ivmeli bir şekilde

Detaylı

Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler

Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış Viral Hepatitler İnfeksiyöz Viral hepatitler A NANB E Enterik yolla geçen Dr. Ömer Şentürk Serum B D C F, G, TTV,? diğerleri Parenteral yolla geçen Hepatit Tipleri A B

Detaylı

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi

Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Olgu Sunumu Dr. Işıl Deniz Alıravcı Ordu Üniversitesi Eğitim Ve Araştırma Hastanesi 03.05.2016 OLGU 38 yaşında evli kadın hasta İki haftadır olan bulantı, kusma, kaşıntı, halsizlik, ciltte ve gözlerde

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ Sağlık hizmeti veren, Doktor Ebe Hemşire Diş hekimi Hemşirelik öğrencileri, risk altındadır Bu personelin enfeksiyon açısından izlemi personel sağlığı ve hastane

Detaylı

Kırmızı Tavuk Biti (Dermanyssus gallinea, Tavuk Akarı)

Kırmızı Tavuk Biti (Dermanyssus gallinea, Tavuk Akarı) Kırmızı Tavuk Biti (Dermanyssus gallinea, Tavuk Akarı) - İnfeksiyöz Hastalıkların Bulaşma ve Yayılmasında Potansiyel Tehlike - Kırmızı tavuk biti ( Dermanyssus gallinae ) evcil kümes hayvanlarında özellikle

Detaylı

Kosta Y. Mumcuoglu, PhD

Kosta Y. Mumcuoglu, PhD İklim değişikliklerine bağlantılı değişen vektör-aracılı enfeksiyonlar Kosta Y. Mumcuoglu, PhD Parasitology Unit Department of Microbiology and Molecular Genetics The Kuvin Center for the Study of Infectious

Detaylı

SARS (SEVERE ACUTE RESPİRATORY SYNDROME) CİDDİ AKUT SOLUNUM YETMEZLİĞİ SENDROMU

SARS (SEVERE ACUTE RESPİRATORY SYNDROME) CİDDİ AKUT SOLUNUM YETMEZLİĞİ SENDROMU SARS (SEVERE ACUTE RESPİRATORY SYNDROME) CİDDİ AKUT SOLUNUM YETMEZLİĞİ SENDROMU Coronavirus lar, Coronaviridae ailesinde yer alan zarflı RNA virüsleridir. İnsan ve hayvanlarda solunum yolu ve gastrointestinal

Detaylı

EBOLA VİRÜS HASTALIĞI

EBOLA VİRÜS HASTALIĞI EBOLA VİRÜS HASTALIĞI 1 EBOLA VİRÜS HASTALIĞI (EVH) Ebola virüs hastalığı, viral hemorajik ateşlerden biridir. Akut, sistemik, zoonotik bir hastalıktır. Fatalite hızı yüksektir. İnsanlarda ve maymun, şempanze,

Detaylı

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ Engraftman Sendromu Veno- Oklüzif Hastalık Engraftman Sendromu Hemşirelik İzlemi Vakamızda: KİT (+14)-

Detaylı

İNFLUENZA A H1N1 Nedir,nasıl bulaşır,tedavisi nedir? Bahçelievler Toplum Sağlığı Merkezi Aşı-Bulaşıcı Birimi Dr.Gülcan TURGUT

İNFLUENZA A H1N1 Nedir,nasıl bulaşır,tedavisi nedir? Bahçelievler Toplum Sağlığı Merkezi Aşı-Bulaşıcı Birimi Dr.Gülcan TURGUT İNFLUENZA A H1N1 Nedir,nasıl bulaşır,tedavisi nedir? Bahçelievler Toplum Sağlığı Merkezi Aşı-Bulaşıcı Birimi Dr.Gülcan TURGUT H1N1 A (DOMUZ GRİBİ) TÜM DÜNYADA YAYILMAYA DEVAM EDİYOR Hastalık ilk kez

Detaylı

Keneler. Doç.Dr. Zati Vatansever vatansev@veterinary.ankara.edu.tr zativet@hotmail.com

Keneler. Doç.Dr. Zati Vatansever vatansev@veterinary.ankara.edu.tr zativet@hotmail.com Keneler Keneler zorunlu kan emici artropodlar olup, Dünya nın her bölgesinde gözlenmektedirler. Ülkemizde halk arasında kene, sakırga, yavsı, kerni gibi isimlerle bilinmektedirler. Kenelerin sistematikteki

Detaylı

Su Çiçeği. Suçiçeği Nedir?

Su Çiçeği. Suçiçeği Nedir? Suçiçeği Nedir? Su çiçeği varisella zoster adı verilen bir virüs tarafından meydana getirilen ateşli bir enfeksiyon hastalığıdır. Varisella zoster virüsü havada 1-2 saat canlı kalan ve çok hızlı çoğalan

Detaylı

DOMUZ GRİBİ BELİRTİLERİ VE TANISI

DOMUZ GRİBİ BELİRTİLERİ VE TANISI DOMUZ GRİBİ BELİRTİLERİ VE TANISI Domuz gribi nedir? Domuz gribi, A(H1N1) tipi virüsten kaynaklanan, insanlarda hastalığa yol açan viral bir hastalıktır. Hastalık ilk kez Meksika ve ABD de görülmüş ve

Detaylı

Alem:Animale Alt Alem:Protozoa Anaç:Apicomplexa(=Sporozoa) Sınıf:Sporozoea Sınıf Altı:Piroplasmia Dizi:Piroplasmida Aile:Babesiidae Soy:Babesia

Alem:Animale Alt Alem:Protozoa Anaç:Apicomplexa(=Sporozoa) Sınıf:Sporozoea Sınıf Altı:Piroplasmia Dizi:Piroplasmida Aile:Babesiidae Soy:Babesia Babesiosis BABESİOSİS Babesiosis, Babesia soyunda bulunan türlerin tropik ve subtropik iklim kuşaklarında evcil ve yabani hayvanlarda oluşturduğu protozoer bir hastalıktır. Bu hastalık sığır, koyun, keçi,

Detaylı

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ (KKKA) : Crimean-Congo Hemorrhagic Fever (CCHF) Dr. Aydoğan Lermi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kırım Kongo hastalığı 2002 yılından

Detaylı

KKKAH ve Aşı Çalışmaları. Prof. Dr. AYKUT ÖZDARENDELİ ERCİYES ÜNİVERSİTESİ AŞI ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME MERKEZİ

KKKAH ve Aşı Çalışmaları. Prof. Dr. AYKUT ÖZDARENDELİ ERCİYES ÜNİVERSİTESİ AŞI ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME MERKEZİ KKKAH ve Aşı Çalışmaları Prof. Dr. AYKUT ÖZDARENDELİ ERCİYES ÜNİVERSİTESİ AŞI ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME MERKEZİ 12.yy Tacikistan da tanımlanmış KKKA ilk tarihçesi Kanama Burun kanaması Kara ölüm Kırım 1944-45

Detaylı

Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık

Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık Doç. Dr. Onur POLAT Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık personeli gibi hastalardan bulaşabilecek

Detaylı

Șarbon. Nedir? Nasıl Korunmalıyız?

Șarbon. Nedir? Nasıl Korunmalıyız? Șarbon Nedir? Nasıl Korunmalıyız? Șarbon Hastalığı Nedir? Ot yiyen hayvanlardan insanlara temas yolu ile bulașan ve bazı tipleri ölümle sonuçlanabilen bir hastalıktır. Șarbon Hastalığı Nasıl Bulașır? Șarbon

Detaylı

Francisella tularensis:

Francisella tularensis: Francisella tularensis: Doğal Rezervuarları,, Vektörleri ve Bulaşma Yolları Doç.Dr. Zati Vatansever Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Tularemi (tavşan an ateşi, geyik sineği

Detaylı

KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ: KORUNMA VE KONTROL

KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ: KORUNMA VE KONTROL KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ: KORUNMA VE KONTROL Dr. Esragül AKINCI Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Kl. Mikrobiyoloji Kliniği KKKA: COĞRAFİK DAĞILIM Hastalığın görüldüğü

Detaylı

Hepatit C ile Yaşamak

Hepatit C ile Yaşamak Hepatit C ile Yaşamak NEDİR? Hepatit C kan yoluyla bulaşan Hepatit C virüsünün(hcv) neden olduğu bir karaciğer hastalığıdır. 1 NEDİR? Hepatit C virüsünün birçok türü (genotipi ) bulunmaktadır. Ülkemizde

Detaylı

3. Bu alanlara av yada görev gereği gidenlerin lastik çizme giymeleri, pantolonlarının paçalarını çorap içine almaları,

3. Bu alanlara av yada görev gereği gidenlerin lastik çizme giymeleri, pantolonlarının paçalarını çorap içine almaları, KENELERDEN NASIL KORUNULUR Keneler yoluyla bulaşan birçok hastalık mevcut olup, tüm dünyada gözlenir. Ancak, kendinizi ve ailenizi korumak için uygulabileceğiniz önlemler bulunmaktadır. Keneler Nasıl Tanınır

Detaylı

HASTANE ENFEKSİYONLARININ EPİDEMİYOLOJİSİ. Yrd. Doç. Dr. Müjde ERYILMAZ

HASTANE ENFEKSİYONLARININ EPİDEMİYOLOJİSİ. Yrd. Doç. Dr. Müjde ERYILMAZ HASTANE ENFEKSİYONLARININ EPİDEMİYOLOJİSİ Yrd. Doç. Dr. Müjde ERYILMAZ Nozokomiyal enfeksiyonlar genelde hastaneye yatıştan sonraki 48 saat ile taburcu olduktan sonraki 10 gün içinde gelişen enfeksiyonlar

Detaylı

Besin intoksikasyonu şüphesiyle başvuran üç Kırım Kongo Kanamalı Ateşi: Olgu sunumu

Besin intoksikasyonu şüphesiyle başvuran üç Kırım Kongo Kanamalı Ateşi: Olgu sunumu Türk Aile Hek Derg 2016; 20 (3): 122-126 TAHUD 2016 Olgu Sunumu Case Report doi: 10.15511/tahd.16.21126 Besin intoksikasyonu şüphesiyle başvuran üç Kırım Kongo Kanamalı Ateşi: Olgu sunumu Three Crimean

Detaylı

Afrika Seyahati Sonrası İmporte Bir Sıtma Olgusu. A Case Imported Malaria After a Travel to Africa

Afrika Seyahati Sonrası İmporte Bir Sıtma Olgusu. A Case Imported Malaria After a Travel to Africa Afrika Seyahati Sonrası İmporte Bir Sıtma Olgusu 1, Mehmet KÖROĞLU 1, Tayfur DEMİRAY 1, Aziz ÖĞÜTLÜ 1, Oğuz KARABAY 1, Mustafa ALTINDİŞ 1 Özet Yayın Bilgisi Bu görüntülü sunumda, Afrika seyahati öyküsü

Detaylı

KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ

KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ 83 Giriş KIRIM-KONGO KANAMALI ATEŞİ Doç.Dr. Hürrem BODUR Ankara Numune EA Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA); Asya, Afrika ve Avrupa kıtasında

Detaylı

Sivrisinek ve Phlebotomus mücadelesinde veya parazit hastalıkların anlatılmasında kullanılan ve de pek anlaşılmayan iki kavram vardır.

Sivrisinek ve Phlebotomus mücadelesinde veya parazit hastalıkların anlatılmasında kullanılan ve de pek anlaşılmayan iki kavram vardır. Sivrisinek ve Phlebotomus mücadelesinde veya parazit hastalıkların anlatılmasında kullanılan ve de pek anlaşılmayan iki kavram vardır. Bu kavramlar ; vektör ve konak dır. VEKTÖR NEDİR? Herhangi bir bulaşıcı

Detaylı

AVİAN İNFLUENZA (Tavuk vebası, Kuş gribi)

AVİAN İNFLUENZA (Tavuk vebası, Kuş gribi) 1. Giriş AVİAN İNFLUENZA (Tavuk vebası, Kuş gribi) Avian influenza, halk arasında tavuk vebası veya kuş gribi olarak da bilinen, influenza A grubu virüslerin sebep olduğu, kanatlı hayvanlarda solunum ve

Detaylı

BIR GRİP SEZONUNUN BAŞıNDA İLK OLGULARıN İRDELENMESİ

BIR GRİP SEZONUNUN BAŞıNDA İLK OLGULARıN İRDELENMESİ BIR GRİP SEZONUNUN BAŞıNDA İLK OLGULARıN İRDELENMESİ NECLA TÜLEK, METİN ÖZSOY, SAMİ KıNıKLı Ankara Eğitim Ve Araştırma HASTANESİ İnfeksiyon Hastalıkları Ve Klinik Mikrobiyoloji GİRİŞ Mevsimsel influenza

Detaylı

DÜZCE TIP DERGİSİ DÜZCE MEDICAL JOURNAL

DÜZCE TIP DERGİSİ DÜZCE MEDICAL JOURNAL DÜZCE TIP DERGİSİ DÜZCE MEDICAL JOURNAL ORİJİNAL MAKALE / ORIGINAL ARTICLE Hayati KANDİŞ 1 Yavuz KATIRCI 2 Hakan UZUN 3 Harun GÜNEŞ 1 İsmail Hamdi KARA 4 Mehmet Faruk GEYİK 5 Endemik Bir Bölgede Kene Isırığı

Detaylı

SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ LUMPY SKIN DISEASE (LSD) Hastalık Kartı. Hazırlayan. Dr. M. Fatih BARUT Vet. Hekim

SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ LUMPY SKIN DISEASE (LSD) Hastalık Kartı. Hazırlayan. Dr. M. Fatih BARUT Vet. Hekim SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ LUMPY SKIN DISEASE (LSD) Hastalık Kartı Hazırlayan Dr. M. Fatih BARUT Vet. Hekim Etlik Veteriner Kontrol Merkez Araştırma Enstitüsü Virolojik Teşhis Laboratuvarı Etken: Etken,

Detaylı

Tokat ili Erbaa Devlet Hastanesine başvuran kene tutunması olgularının değerlendirilmesi

Tokat ili Erbaa Devlet Hastanesine başvuran kene tutunması olgularının değerlendirilmesi Araştırma Makalesi/Original Article Türk Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi Tokat ili Erbaa Devlet Hastanesine başvuran kene tutunması olgularının değerlendirilmesi Evaluation of tick bite cases admitted

Detaylı

TİFO. Tifo; Paratifo; Enterik Ateş;

TİFO. Tifo; Paratifo; Enterik Ateş; TİFO Tifo; Paratifo; Enterik Ateş; Tifo ve paratifo hastalığı Salmonella bakterisi ile meydana gelen sistemik enfeksiyon hastalıklarıdır. Tifoya Salmonella typhi paratifoya ise Salmonella paratyphi neden

Detaylı

Sunum İçeriği Dünyada Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Epidemiyolojisi Türkiye Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü (THSGM) Çalışmaları KKKA Türkiye verileri

Sunum İçeriği Dünyada Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Epidemiyolojisi Türkiye Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü (THSGM) Çalışmaları KKKA Türkiye verileri Dr. İsmet Battal Sunum İçeriği Dünyada Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Epidemiyolojisi Türkiye Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü (THSGM) Çalışmaları KKKA Türkiye verileri WHO KKKA Coğrafik dağılımı CDC KKKA

Detaylı

Kırım-Kongo kanamalı ateşi hastalığı ilk nerede tanımlanmıştır?

Kırım-Kongo kanamalı ateşi hastalığı ilk nerede tanımlanmıştır? Kırım-Kongo kanamalı ateşi nedir? Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA), Nairovirüslerin neden olduğu ateş, cilt içi ve diğer alanlarda kanama gibi bulgular ile seyreden kene kaynaklı bir enfeksiyondur. Son

Detaylı

Malatya'da Bir Toplu Konut İnşaatı Alanındaki İşçilerde Tatarcık Ateşi Salgını: Epidemiyolojik, Klinik Özellikler ve Salgın Kontrolü Çalışmaları

Malatya'da Bir Toplu Konut İnşaatı Alanındaki İşçilerde Tatarcık Ateşi Salgını: Epidemiyolojik, Klinik Özellikler ve Salgın Kontrolü Çalışmaları [SS-03] Malatya'da Bir Toplu Konut İnşaatı Alanındaki İşçilerde Tatarcık Ateşi Salgını: Epidemiyolojik, Klinik Özellikler ve Salgın Kontrolü Çalışmaları Üner Kayabaş, Dilek Yağcı Çağlayık, Mahmut Sünnetçioğlu,

Detaylı

ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM?

ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM? ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM? Dr. Murat Kutlu Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Giriş İnfluenza sendromu genellikle ani başlangıçlı

Detaylı

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu Bulaşıcı Hastalıklar Daire Başkanlığı Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu 20 Mayıs 2015 20. Hafta (11-17 Mayıs 2015) ÖZET Ülkemiz de 2015 yılı 20. hafta itibariyle çalışılan sentinel numunelerdeki

Detaylı

KENELERİN VEKTÖRLÜĞÜ VE TÜRKİYE DE DURUM

KENELERİN VEKTÖRLÜĞÜ VE TÜRKİYE DE DURUM ANKEM Derg 2009;23(Ek 2):249-252 KENELERİN VEKTÖRLÜĞÜ VE TÜRKİYE DE DURUM Ayşen GARGILI İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Parazitoloji Anabilim Dalı, İSTANBUL agargili@yahoo.com ÖZET Dünyanın

Detaylı

Viral Kanamalı Grup Etkenleri ve MERS Yeni Bir Afet mi? Uzm. Dr. Murat ONGAR Ankara EAH Acil Tıp Kliniği

Viral Kanamalı Grup Etkenleri ve MERS Yeni Bir Afet mi? Uzm. Dr. Murat ONGAR Ankara EAH Acil Tıp Kliniği Viral Kanamalı Grup Etkenleri ve MERS Yeni Bir Afet mi? Uzm. Dr. Murat ONGAR Ankara EAH Acil Tıp Kliniği AFET İnsanlar için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplar doğuran, insanın normal yaşantısını ve

Detaylı

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu Bulaşıcı Hastalıklar Daire Başkanlığı Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu 29 Nisan 2015 17. Hafta (20-26 Nisan 2015) ÖZET Ülkemiz de 2015 yılı 17. hafta itibariyle çalışılan sentinel numunelerdeki

Detaylı

ARBOVİRUSLAR DR.TUNCER ÖZEKİNCİ TIBBI MİKROBİYOLOJİ A.D

ARBOVİRUSLAR DR.TUNCER ÖZEKİNCİ TIBBI MİKROBİYOLOJİ A.D ARBOVİRUSLAR DR.TUNCER ÖZEKİNCİ TIBBI MİKROBİYOLOJİ A.D 1 ARBOVİRUS Arbovirus lar artropod kaynaklı virüslerdir. Bu virüsler hastalık oluşturmaksızın arthropodların organ ve dokularında çoğalırlar. Bu

Detaylı

Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller. Dr. Dilara İnan Isparta

Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller. Dr. Dilara İnan Isparta Prediktör Testler ve Sıradışı Serolojik Profiller Dr. Dilara İnan 04.06.2016 Isparta Hepatit B yüzey antijeni (HBsAg) HBV yüzeyinde bulunan bir proteindir; RIA veya EIA ile saptanır Akut ve kronik HBV

Detaylı

İNFLUENZADA KORUNMA. Uz. Dr. Öznur Ak KEAH

İNFLUENZADA KORUNMA. Uz. Dr. Öznur Ak KEAH İNFLUENZADA KORUNMA Uz. Dr. Öznur Ak KEAH İnfluenzaya bağlı komplikasyonların önlenmesi, hastalığın hafif geçirilmesi, hastaneye yatışın azaltılmasında en etkili yol AŞI ile korunmaktır. Antiviral ilaçlarla

Detaylı

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ HASTALIĞI. Telf: 05334524428 0466 212 1693. Muhammet TEKİN Bulaşıcı Hastalıklar Çevre ve Çalışan Sağlığı Şube Müdürü

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ HASTALIĞI. Telf: 05334524428 0466 212 1693. Muhammet TEKİN Bulaşıcı Hastalıklar Çevre ve Çalışan Sağlığı Şube Müdürü KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ HASTALIĞI Telf: 05334524428 0466 212 1693 Muhammet TEKİN Bulaşıcı Hastalıklar Çevre ve Çalışan Sağlığı Şube Müdürü Öykünün başlangıcında duran talihsiz hemşire 14 Temmuz 2006

Detaylı

Balıkesir Tabip Odasından MERS ve Ebola açıklaması

Balıkesir Tabip Odasından MERS ve Ebola açıklaması 1 KASIM 2014 Balıkesir Tabip Odasından MERS ve Ebola açıklaması BALIKESİR (AA) - Balıkesir Tabip Odası, MERS ve Ebola virüsleri hakkında bilgilendirme toplantısı yaptı. Odada düzenlenen toplantıda konuşan

Detaylı

KAN YOLUYLA BULAŞAN ENFEKSİYONLAR

KAN YOLUYLA BULAŞAN ENFEKSİYONLAR KAN YOLUYLA BULAŞAN ENFEKSİYONLAR Prof. Dr. Oğuz KARABAY BU sunularda UHESA sunularından yararlanmıştır. UHESA ya ve eğitmenlerine teşekkürü borç biliriz. 1 Sunum Özeti BU derste verilmek İstenenler!!!

Detaylı

K r m-kongo Hemorajik Atefli Epidemiyolojisi

K r m-kongo Hemorajik Atefli Epidemiyolojisi Klimik Dergisi Cilt 17, Say :3 2004, s:151-156 151 K r m-kongo Hemorajik Atefli Epidemiyolojisi Nazif Elald Girifl Viral hemorajik atefl (VHA), insanlarda farkl viruslar taraf ndan oluflturulan, atefl

Detaylı

ÖZEL UNCALI MEYDAN HASTANESİ ÇALIŞAN GÜVENLİĞİ PLANI

ÖZEL UNCALI MEYDAN HASTANESİ ÇALIŞAN GÜVENLİĞİ PLANI Sayfa No: 1/5 ların yaralanma riskinin azaltılması Hastanelerimizde kesici ve delici alet yaralanmalarını önlemeye yönelik düzenlemelerin yapılması -Enfeksiyon Kontrol tedavisini sağlayan tüm sağlık personeli

Detaylı

Akut ve Kronik Hepatit B Aktivasyonunun Ayrımı. Dr. Murat Kutlu Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi

Akut ve Kronik Hepatit B Aktivasyonunun Ayrımı. Dr. Murat Kutlu Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Akut ve Kronik Hepatit B Aktivasyonunun Ayrımı Dr. Murat Kutlu Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Akut Hepatit B ve Kronik Hepatit Aktivasyonunun Ayrımı Neden AHB ve KHB-A karışır? Neden AHB ve KHB-A

Detaylı

DANG HUMMASI. Yrd. Doç.Dr. Banu Kaşkatepe

DANG HUMMASI. Yrd. Doç.Dr. Banu Kaşkatepe DANG HUMMASI Yrd. Doç.Dr. Banu Kaşkatepe DANG Dang humması (DH) ve şiddetli formları; dang hemorajik ateşi(dha) ve dang şok sendromu (DSS), uluslararası kamu sağlığıyla ilgili önemli bir sorun. Geçen otuz

Detaylı

Orta Doğu Solunum Sendromu Coronavirüs (MERS-CoV) İnfeksiyonu

Orta Doğu Solunum Sendromu Coronavirüs (MERS-CoV) İnfeksiyonu Orta Doğu Solunum Sendromu Coronavirüs (MERS-CoV) İnfeksiyonu Dr. Murat Kutlu Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı 2 Ekim 2012 3 439 ( %40,5)

Detaylı

Hepatit Hastalığı Gebelikten Etkilenir mi?

Hepatit Hastalığı Gebelikten Etkilenir mi? GEBELİKTE HEPATİT Gebelik ve hepatit Gebelik ve hepatit iki ayrı durumu anlatır. Birincisi gebelik sırasında ortaya çıkan akut hepatit tablosu, ikincisi ise kronik hepatit hastasının gebe kalmasıdır. Her

Detaylı

İnfluenza virüsünün yol açtığı hastalıkların ve ölümlerin çoğu yıllık grip aşıları ile önlenebiliyor.

İnfluenza virüsünün yol açtığı hastalıkların ve ölümlerin çoğu yıllık grip aşıları ile önlenebiliyor. Her yıl milyonlarca kişiyi etkileyen bir solunum yolu enfeksiyonu olan grip, hastaneye yatışı gerektirecek kadar ağır hastalık tablolarına neden olabiliyor. Grip ve sonrasında gelişen akciğer enfeksiyonları

Detaylı

AKUT VİRAL HEPATİT TEDAVİSİNDE ORAL ANTİVİRALLERİN YERİ DOÇ.DR.MUSTAFA KEMAL ÇELEN DİCLE ÜNİVERSİTESİ SAPANCA

AKUT VİRAL HEPATİT TEDAVİSİNDE ORAL ANTİVİRALLERİN YERİ DOÇ.DR.MUSTAFA KEMAL ÇELEN DİCLE ÜNİVERSİTESİ SAPANCA AKUT VİRAL HEPATİT TEDAVİSİNDE ORAL ANTİVİRALLERİN YERİ DOÇ.DR.MUSTAFA KEMAL ÇELEN DİCLE ÜNİVERSİTESİ SAPANCA 07.09.2013 Viral Hepatitler Tarihsel Bakış İnfeksiyoz (Fekal oral bulaşan) A E Enterik yolla

Detaylı

Hollanda da Avian Influenza nın İzleme (Monitoring) ve Sürveyansı. Ruth Bouwstra DVM PhD GD Animal Health

Hollanda da Avian Influenza nın İzleme (Monitoring) ve Sürveyansı. Ruth Bouwstra DVM PhD GD Animal Health Hollanda da Avian Influenza nın İzleme (Monitoring) ve Sürveyansı Ruth Bouwstra DVM PhD GD Animal Health Hollanda Hollanda; küçük bir ülke İhracatçı ülke: ürünler Tarımsal gıda endüstrisinden ihraç edilen

Detaylı

PERSONEL YARALANMALARININ ÖNLENMESİ VE TAKİBİ. Uz.Dr. Sevinç AKKOYUN

PERSONEL YARALANMALARININ ÖNLENMESİ VE TAKİBİ. Uz.Dr. Sevinç AKKOYUN PERSONEL YARALANMALARININ ÖNLENMESİ VE TAKİBİ Uz.Dr. Sevinç AKKOYUN Sağlık Çalışanlarında İnfeksiyon Riski Kan yoluyla bulaşan hastalıklar Hepatit B, Hepatit C, HIV, Hepatit D Sağlık çalışanlarında majör

Detaylı

Türkiye de yeni ortaya çıkan bir hastalık; Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi

Türkiye de yeni ortaya çıkan bir hastalık; Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Türkiye de yeni ortaya çıkan bir hastalık; Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi Ülkemizde ilk olarak 2002 yılında görülen Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı mevsimsel seyrediyor ve yaz dönemlerinde görülüyor.

Detaylı

Kırım Kongo hemorajik ateşi

Kırım Kongo hemorajik ateşi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi 2006; 49: 175-184 Yorum Kırım Kongo hemorajik ateşi Ateş Kara Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatri Doçenti SUMMARY: Kara A. Crimean-Congo hemorrhagic fever

Detaylı

ANTRAKS (ŞARBON) septisemik, bulaşıcı, zoonoz

ANTRAKS (ŞARBON) septisemik, bulaşıcı, zoonoz ANTRAKS (ŞARBON) septisemik, bulaşıcı, zoonoz ÖLÜMden hemen önce ya da sonra doğal boşluklardan KAN PIHTILAŞMAMA KOYU RENK alma DALAKta büyüme ÖDEM ETİYOLOJİ Bacillus anthracis Gram pozitif kapsüllü *

Detaylı

Bakteriler, virüsler, parazitler, mantarlar gibi pek çok patojen hastalığın oluşmasına neden olur.

Bakteriler, virüsler, parazitler, mantarlar gibi pek çok patojen hastalığın oluşmasına neden olur. Dr.Armağan HAZAR ZATÜRRE (PNÖMONİ) Zatürre yada tıbbi tanımla pnömoni nedir? Halk arasında zatürre olarak bilinmekte olan hastalık akciğer dokusunun iltihaplanmasıdır. Tedavi edilmediği takdirde ölümcül

Detaylı

SU VE BESİNLER İLE BULAŞAN HASTALIKLAR VE KORUNMA YOLLARI

SU VE BESİNLER İLE BULAŞAN HASTALIKLAR VE KORUNMA YOLLARI SU VE BESİNLER İLE BULAŞAN HASTALIKLAR VE KORUNMA YOLLARI 1 Dersin Amacı: Su ve besinler ile bulaşan hastalıklar ve korunma yolları konusunda bilgi ve tutum kazandırmak. 2 Dersin Öğrenim Hedefleri Su ve

Detaylı

Kırım-Kongo kanamalı ateşi virusunun kimyasal ve fiziksel etkenlere karşı duyarlılığı nedir?

Kırım-Kongo kanamalı ateşi virusunun kimyasal ve fiziksel etkenlere karşı duyarlılığı nedir? (KKKA, Crimean Congo haemorrhagic fever) Kırım-Kongo kanamalı ateşi nedir? Kırım-Kongo kanamalı ateşinde(kkka) etken nedir? Bunyaviridae ailesine bağlı Nairovirus soyundan virüslerin meydana getirdiği,

Detaylı

KORUMA. Doç. Dr. Levent GÖRENEK GATA İnfeksiyon Hastalıkları ve Kl. Mik. AD.

KORUMA. Doç. Dr. Levent GÖRENEK GATA İnfeksiyon Hastalıkları ve Kl. Mik. AD. SALGINDA KONTROL VE KORUMA Doç. Dr. Levent GÖRENEK GATA İnfeksiyon Hastalıkları ve Kl. Mik. AD. Salgın inceleme basamakları 1. Saha çalışması için hazırlık yapılması 2. Bir salgının varlığının ğ gösterilmesi

Detaylı

Kırım-Kongo Kanamalı Atesi ve Keneler

Kırım-Kongo Kanamalı Atesi ve Keneler DERLEME Zafer KARAER * Kırım-Kongo Kanamalı Atesi ve Keneler Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının etkeni, Bunyaviridae ailesinin Nairovirus soyu içinde yer alan tek sarmallı, segmentli bir RNA virusudur.

Detaylı

DELİCİ KESİCİ ALET YARALANMALARI VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

DELİCİ KESİCİ ALET YARALANMALARI VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER DELİCİ KESİCİ ALET YARALANMALARI VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER Hastanelerde Hastaneler enfeksiyon etkenleri bakımından zengin ortamlar Sağlık personeli kan yolu ile bulaşan hastalıklar açısından yüksek

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit NEFRİT Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Genel Bilgiler Böbreğin temel fonksiyonlarından birisi idrar üretmektir. Her 2 böbrekte idrar üretimine yol açan yaklaşık 2 milyon küçük ünite (nefron) vardır. Bir nefron

Detaylı