T.C. ERCĠYES ÜNĠVERSĠTESĠ ECZACILIK FAKÜLTESĠ ASĠMETRĠK DĠMETĠL ARJĠNĠN VE KLĠNĠK ÖNEMĠ. Hazırlayan Hatice ġeyma TURGUT

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. ERCĠYES ÜNĠVERSĠTESĠ ECZACILIK FAKÜLTESĠ ASĠMETRĠK DĠMETĠL ARJĠNĠN VE KLĠNĠK ÖNEMĠ. Hazırlayan Hatice ġeyma TURGUT"

Transkript

1 i T.C. ERCĠYES ÜNĠVERSĠTESĠ ECZACILIK FAKÜLTESĠ ASĠMETRĠK DĠMETĠL ARJĠNĠN VE KLĠNĠK ÖNEMĠ Hazırlayan Hatice ġeyma TURGUT DanıĢman Doç. Dr. Behzat ÇĠMEN Bitirme Ödevi Haziran 2014 KAYSERĠ

2 i BĠLĠMSEL ETĠĞE UYGUNLUK Bu çalışmadaki tüm bilgilerin, akademik ve etik kurallara uygun bir şekilde elde edildiğini beyan ederim. Aynı zamanda bu kural ve davranışların gerektirdiği gibi, bu çalışmanın özünde olmayan tüm materyal ve sonuçları tam olarak aktardığımı ve referans gösterdiğimi belirtirim. Hatice ġeyma TURGUT

3 ii Asimetrik Dimetil Arjinin Ve Klinik Önemi adlı Bitirme Ödevi Erciyes Üniversitesi Lisansüstü Tez Önerisi ve Tez Yazma Yönergesi ne uygun olarak hazırlanmış ve Biyokimya Anabilim Dalında Bitirme Ödevi olarak kabul edilmiştir. Hazırlayan Hatice Şeyma TURGUT DanıĢman Doç. Dr. Behzat ÇİMEN Biyokimya Anabilim Dalı BaĢkanı Prof. Dr. İlhan DEMİRHAN ONAY: Bu bitirme ödevinin kabulü Eczacılık Fakültesi Dekanlığı nın.. tarih ve sayılı kararı ile onaylanmıştır... /.. /. Prof. Dr. Müberra KOġAR Dekan

4 iii TEġEKKÜR Tez çalışmam boyunca katkılarıyla beni yönlendiren, karşılaştığım sorunların çözümünde deneyimlerinden yararlandığım danışman hocam Doç. Dr. Behzat ÇİMEN e ve hayatım boyunca manevi desteğini esirgemeyen aileme saygı ve şükranlarımı sunarım. Hatice ġeyma TURGUT Haziran 2014, KAYSERĠ

5 iv ASĠMETRĠK DĠMETĠL ARJĠNĠN VE KLĠNĠK ÖNEMĠ Hatice ġeyma Turgut Erciyes Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Bitirme Ödevi, Haziran 2014 DanıĢman: Doç. Dr. Behzat ÇĠMEN ÖZET Asimetrik dimetil arjinin (ADMA) klinik tanıda kullanılabilmek amacıyla üzerinde çalışmaların devam ettiği, metillenmiş bir arjinin türevidir. Proteinlerde bulunan arjinin rezidülerine, protein arjinin metil transferaz (PRMT) enzimi tarafından metil gruplarının eklenmesi sonucu oluşur. Lokal Nitrik Oksit (NO) sentezini engelleyerek vazospazma ve endotel disfonksiyonuna neden olmakta ve koroner arter hastalık gelişimi için risk faktörü olarak kabul edilmektedir. Oksidatif stres ADMA yapımında ve yıkımında rol alan enzimlerin aktivitelerini değiştirerek ADMA miktarlarında değişime yol açmaktadır. ADMA renal yetmezlikte artmaktadır ve hemodiyaliz hastalarında hemodiyalizden sonra miktarı azalmaktadır. Kardiyovasküler risk faktörleri bulunan kişilerde ADMA düzeyleri yüksek, vazospastik anjinalı hastaların koroner damarlarında ADMA düzeyleri yüksek, nitrik oksit düzeyleri ise düşük bulunmuştur. ADMA renal ve kardiyovasküler hastalıklar dışında tip 2 diyabet ve karaciğer hastalıklarıyla da ilişkilidir. Gebelikte, normotansif gebelerdeki anne vasküler dilatasyonundan ve kan basıncı değişikliklerinden özellikle sorumlu olabilir. ADMA nın preeklampsinin patogenezinde de rol oynadığına dair kanıtlar vardır. Anahtar Kelimeler: Asimetrik dimetil arjinin, nitrik oksit, kardiyovasküler hastalık

6 v ASYMETRIC DIMETHYL ARGININ AND CLINICAL SIGNIFICANCE Hatice ġeyma Turgut Erciyes University, Faculty Of Pharmacy Department Of Biochemistry Final Project, June 2014 Supervisor: Assoc. Prof. Behzat ÇĠMEN ABSTRACT Asymetric dimethyl arginin (ADMA) is a methylated arginine derivative which has been investigated for its role in clinical diagnosis. It is produced by adding of methyl groups to the arginine residues within proteins with an enzymatic catalytic reaction, protein arginine methyl transferase(prmt). Asymmetric Dimethyl Arginine (ADMA) is an endogenous inhibitor of nitric oxide (NO) synthase and causes local vasospasm and endothelial dysfunction by inhibiting local NO production. Therefore ADMA is evaluated as a secondary risk factor for coronary artery disease. Oxidative stress changes ADMA amount by affecting the enzyme activities which are involved in the metabolism of ADMA. It increases in renal failure and decreases after hemodialysis procedure in patients who undergone hemodialysis regularly. ADMA amount has been found increased in patients who have risk factors for cardiovascular disease. ADMA level was found to be increased and nitric oxide levels decreased in coronary arteries from patients with vasospastic angina pectoris. In addition to cardiovascular diseases, ADMA has been connected with some diseases like type II diabetes and liver diseases. ADMA has possibly been account for maternal vascular dilatation and blood pressure changes in normotansif pregnants. There are a lot of evidence showing the role of ADMA in the pathogenesis of preeclampsia. Key Words: Asymmetric Dimethyl Arginine, Nitric Oxide, Cardiovascular Disease

7 vi ĠÇĠNDEKĠLER BĠLĠMSEL ETĠĞE UYGUNLUK... i KABUL VE ONAY... ii TEġEKKÜR... iii ÖZET... iv ABSTRACT... v ĠÇĠNDEKĠLER... vi TABLOLAR VE ġekġller LĠSTESĠ... viii KISALTMALAR... ix 1. GĠRĠġ ve AMAÇ GENEL BĠLGĠLER Metil Arjininler Genel Bilgi Metil Arjininlerin Oluşumu ve Çeşitleri Asimetrik Dimetil Arjinin (ADMA) Tanım ve Tarihçe ADMA ve Yapısal Özellikleri L-Arginin Paradoksu ADMA nın Metabolizması Adma Ve Nitrik Oksit İlişkisi Adma ve Homosistein İlişkisi Çeşitli Klinik ve Patolojik Durumlarda ADMA ve Önemi ADMA ve Oksidatif Stres ADMA ve Endotel Disfonksiyonu Adma ve Diyabet Adma ve Homosistein yüksekliği Adma ve Kardiyovasküler Hastalıklar Adma ve Alzheimer... 23

8 vii Gebelik, Preeklampsi ve Adma Karaciğer Yetmezliği, Siroz ve Adma Adma ve Hemorajik Şok Adma ve Hipertansiyon Adma ve Sistemik Lupus Eritematozus (SLE) Adma ve Tiroid disfonksiyonu Adma, Obezite ve Sigara Kullanımı Yaşlılar ve Adma ADMA Ölçüm Metotları HPLC Yöntemi ELISA Yöntemi Adma Düzeyini Azaltma Stratejilerİ L-Arjinin ACE inhibitörleri (ACEI) Hormon Replasman tedavisi (HRT) Metformin ve tiazolidinedionlar Vitamin D ve A Homosistein düşürücü vitaminler Fenofibratlar ve niasin Statinler Eritropoetin (EPO) Aspirin SONUÇ KAYNAKLAR ÖZGEÇMĠġ... 43

9 viii TABLOLAR VE ġekġller LĠSTESĠ Tablo 1. Çeşitli klinik durumlarda ADMA düzeyinin kontrol grubuna göre durumu ġekil 1. Endojen metil arjininlerin yapısı... 5 ġekil 2. Asimetrik dimetilarjinin yapısı... 7 ġekil 3. L- arjinin ve metillenen arjininlerin kimyasal yapısı... 9 ġekil 4. ADMA oluşumu ve metabolizmasının şematik gösterimi ġekil 5. ADMA ve oksidan stres ġekil 6. Diyabette ADMA artışına neden olan mekanizmalar ġekil 7. Homosistein metabolizması ġekil 8. ADMA-Kardiovasküler risk faktörleri ilişkisi ġekil 9. SLE de ADMA nın artışı... 26

10 ix KISALTMALAR ACEI ADMA ATRA CATs cgmp DDAH DM ELISA enos EPO ERPA FMD HPLC HRT HT inos LDL : Anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörü : Asimetrik dimetil arjinin : All trans retinoic acid : Katyonik aminoasit taşıyıcı : Siklik guanidin monofosfat : Dimetilarjinin dimetilaminohidrolaz : Diabetes mellitus : Enzyme-linked immunosorbent assay : Endotelyal nitrik oksit sentaz : Eritropoetin : Effektif renal plazma akımı : Flow mediated dilatation : High performance liquid chromatography : Hormon replasman tedavisi : Hipertansiyon : İndüklenebilir nitrik oksit sentaz : Low-density lipoprotein L-NMMA : N-monometil-L-arjinin MDA nnos NO : Malondialdehit : Nöronal nitrik oksit sentaz : Nitrik oksit

11 x NOS NSAI PAH : Nitrik oksit sentaz : Non steroid anti enflamatuar : Paraamino hippurat PPAR-γ : Peroksizom proliferator activated receptor-γ PRMT PUFA RAAS RAR SAH SAM SDMA SLE SOD : Protein arjinin metil transferaz : Poliansatüre yağ asitleri : Renin anjiyotensin aldosteron sistemi : Retinoid a reseptör : S-adenozil homosistein : S-adenozil metionin : Simetrik dimetil arjinin : Sistemik lupus eritematozus : Süper oksit dismutaz

12 1 1. GĠRĠġ ve AMAÇ Asimetrik dimetilarjinin (ADMA) 1970 li yıllardan beri bilinen bir metabolit olmasına rağmen, 1992 yılında NOS enzimini inhibe edici etkisinin ortaya konmasıyla birlikte dikkatleri üzerine çekmiş ve o günden bu yana hakkında çok sayıda çalışma yapılagelmiştir [1]. Son yıllarda da plazmada ADMA artışı; hipertansiyon, hiperkolesteremi, diabetes mellitus, sigara gibi koroner arter risk belirteçlerinden kabul edilmektedir [2]. ADMA; endojen, kuvvetli bir NOS enzimi inhibitörüdür ve NO sentezinde anahtar düzenleyicidir. ADMA yı önemli kılan da nitrik oksit sentaz (NOS) enzimini yarışmalı olarak inhibe etmesidir. Nitrik oksit (NO) sadece endotel bağımlı vazodilatasyon değil aynı zamanda damar duvarındaki düz kas proliferasyonu, lümendeki hücre-hücre etkileşimleri, platelet adezyon ve agregasyon inhibisyonu ve monosit adezyon inhibisyonu gibi düzenleyici fonksiyonları da olan; vasküler dengenin sağlanmasında ve organ kan akımının idamesinde rol alan kilit bir moleküldür. ADMA, böylesine önemli fonksiyonlara sahip anti-aterojenik bir molekülün sentezini selektif olarak inhibe eder ve NO in koruyucu etkilerinden vasküler sistemin faydalanmasını engelleyerek patofizyolojik etkilerini gösterir [3, 4]. Proteoliz sonucu hücrede ortaya çıkan serbest ADMA nın büyük bir kısmı, oluştuğu hücrede dimetilarjinin dimetilaminohidrolaz (DDAH) enzimi tarafından hemen yıkılmaktadır. Küçük bir kısmı ise hücre içi yıkımdan kaçarak kan dolaşımına girmektedir. Kan dolaşımına geçen bu küçük miktardaki ADMA, ya böbreklerden değişime uğramadan idrar ile atılmakta yada başlıca karaciğer ve böbrekte olmak üzere tekrar hücre içine alınarak DDAH enzimi tarafından metabolize edilmektedir (Şekil 2) [1].

13 2 ADMA metabolizmasındaki basamaklardan herhangi birinde meydana gelen defekt serum düzeyini etkiler. Başlıca sebepler: PRMT enzimi aktivitesindeki artış ile proteinlerin metillenmesinde artış, metilenmiş proteinlerin yıkımının artması, böbrek yetmezliği sonucu atılımın azalması ve DDAH enzim aktivitesindeki azalmadır. Dejeneratif hastalıkların çoğunda, şiddetli inflamasyon ve organ yaralanmalarında proteoliz artmıştır. Artmış proteoliz, azalmış eliminasyon ADMA birikimine sebep olur. Ciddi karaciğer yetmezliği olan hastalarda plazma ADMA konsantrasyonu yükselmektedir. Bu durum ADMA metabolizmasında karaciğerin önemli rolü olduğunu düşündürmektedir [5, 6]. Kronik böbrek yetmezliğinde ADMA konsantrasyonu artmaktadır. Son dönem böbrek yetmezliğinde konsantrasyonu yaklaşık 10 kat artar. Son dönem böbrek yetmezliği hastalarında hemodiyaliz sonrası ADMA düzyinin azaldığı tespit edilmiştir. Bu hastalarda yüksek ADMA seviyesinin endotelial yetmezlik sonucu oluştuğu düşünülmektedir. Artmış ADMA seviyeleri renal yetmezlikli hastalarda artmış kardiyovasküler riski temsil eder, ki bu da böbrek yetmezliğindeki mortalitenin en önemli nedenidir [7, 8]. Endotel disfonksiyonu aterosklerozun erken evresini gösterir. ADMA endotel disfonksiyon belirteci olarak kardiyovasküler hastalık riskini tahmin etmede önemlidir. Behçet Hastalığı gibi endotel hasarı ile seyreden dejeneratif hastalıklarda ADMA düzeyi yüksek bulunmuştur [9, 10]. Hiperinsülinemi veya hiperlipidemi ADMA üretimini stimüle etmekte, ADMA nın yıkım ya da üretiminden sorumlu enzimlerin aktivitesinde veya seviyesinde değişiklik oluşturmaktadır. Yakın zamanda hipergliseminin, ADMA yıkımını katalizleyen DDAH seviyelerini azaltarak ADMA seviyelerinde artışa sebep olduğu gösterilmiştir. Yüksek glukoz konsantrasyonu ADMA yı arttırır, hiperglisemik insülin eksikliği olan ratlarda insülin tedavisi, glukozu azaltmış ve yüksek seviyelerdeki ADMA düzeylerini normal seviyeye getirmiştir [11].

14 3 Koroner aterosklerozu olan veya kardiyovasküler hastalık açısından riskli hasta grubunda endotel disfonksiyonu bulunmaktadır. Son zamanlarda yapılan çalışmalarda endotel fonksiyonun periferden ve koroner sirkülasyondan değerlendirilmesinin gelecekteki kardiyovasküler olaylar için önemli bilgi sağlayacağı saptanmıştır [8, 12]. Hipertansiyonda, hiperlipidemide, hiperhomosisteinemide, koroner arter hastalığında, periferal arter darlıklarında, konjestif kalp yetmezliğinde, stroke, pulmoner hipertansiyonda ADMA seviyeleri artmıştır. ADMA ile oluşan endotel disfonksiyonu mekanizması; vasküler NO elde edilebilirliğinin azalması, vasküler süperoksit seviyelerinin artması ile olmaktadır [13, 14]. Alzeimer Demans ve Vasküler Demansta yüksek serum ADMA seviyelerinin NO nun düzeyinin ve dolayısıyla bilişsel fonksiyonların kaybının nedeni olduğu düşünülmektedir [15]. Oksidatif stres ADMA katabolizmasından sorumlu olan DDAH enziminin aktif bölümünde sistein aminoasitine zarar vererek enzim aktivitesini azalmaktadır. Böylece ADMA nın yıkımı azalırken kan düzeyi de artmaktadır. Bu nedenle oksidatif stresi arttıran bir çok dejeneratif hastalıkta ADMA düzeyi yüksek bulunmaktadır [16]. Bu derlemede ADMA sentezi, yıkımı, çeşitli fizyolojik ve patofizyolojik olaylardaki düzeyi ve klinik kullanım alanları irdelenecektir.

15 4 2. GENEL BĠLGĠLER 2.1. METĠL ARJĠNĠNLER Genel Bilgi Biyokimyada metilasyon/metillenme spesifik olarak bir hidrojen atomunun bir metil grubuyla yer değiştirmesi anlamında kullanılır. Arjinin aminoasiti bir veya iki kez metillenebilmektedir [17] Metil Arjininlerin OluĢumu ve ÇeĢitleri ADMA, nükleoproteinlerde bulunan arjinin rezidülerine, protein arjinin metil tranferaz (PRMT) enzimi tarafından metil gruplarının sentez sonrası düzenleme ile eklenmesi ve bu proteinlerin yıkılması sonucunda meydana gelen ve önemi giderek artan bir metillenmiş arjinin türevidir. Vücutta daha farklı metillenmiş arjinin bileşikleri de bulunmaktadır. Bu bileşikler bir ya da 2 metil grubunun arjinine eklenmesi sonucunda meydana gelmektedirler. ADMA ve simetrik dimetil arjinin (SDMA) iki metil grubunun eklenmesiyle ve Nmonometil- L-arjinin (L-NMMA) ise bir metil grubunun

16 5 eklenmesiyle oluşan türevlerdir (şekil1) [10]. ġekil 1. Endojen metilarjininlerin yapısı Proteinlerdeki arjininleri metilleyen protein arjinin metiltransferaz (PRMT) enzimi iki ceşittir; protein arjinin metiltransferaz tip 1 (PRMT-1) ve protein arjinin metiltransferaz tip 2 (PRMT2). PRMT-1 enzimi ile N-monometil-L-arjinin (L-NMMA) ve ADMA oluşur. PRMT-2 enzimi ile L-NMMA ve simetrik dimetilarjinin (SDMA) oluşur. Tip1 PRMT en çok rastlanılan tipidir ve kardiovasküler sistemde kalp, düz kas hücreleri ve endotelyal hücrelerde bulunduğu gösterilmiştir. Tip 1 PRMT aktivitesi sonucu oluşan ürünlerin nitrik oksit sentazı inhibe edebilme ozelliği vardır. Tip 2 PRMT, SDMA oluşumunda rol oynar. SDMA nın NOS u inhibe etme özelliği yoktur[18]. Proteinler hidrolize uğradığında onların metillenmiş arjinin rezidüleri serbest kalır, sonrasında metillenmiş arjininler idrarla atılır. Renal yetmezlik hastalarında metillenmiş arjininler idrarla atılamaz ve seviyeleri yükselir. Metil arjininler böbrekte dimetilarjinin metil transferaz/hidrolazla, karaciğerde asetilasyonla metabolize edilebilir[17]. PRMT ler protein metilasyonunda metil vericisi olarak S-Adenozil Metionini (SAM) kullandıkları için SAM artışı PRMT aktivasyonunu artırırken, S-Adenozil Homosistein (SAH) artışı PRMT yi inhibe eder [17].

17 6 SDMA nın NOS u inhibe etme özelliği olmamasına rağmen ADMA, LNMMA, SDMA nin üçü de L-arjininle plazma membran katyonik aminoasit transporter (y+) yoluyla hücresel uptake i için yarışma halinde oldukları için, dolaylı yoldan SDMA da hücre içi arjinin miktarını azaltarak NO üretimini sınırlandırmış olurlar [17] Asimetrik Dimetil Arjinin (ADMA) Tanım ve Tarihçe Plazmada, dokularda ve idrarda bulunan, arjinin anoloğu bir amino asit olan asimetrik dimetilarjinin (ADMA), ilk defa 1970 yılında idrarla atılan metilenmiş arjininler olarak tanımlanmıştır. Proteinlerdeki arjinin rezidülerinin, protein arjinin metiltransferaz (PRMT) tip 1 tarafından metillenmesi ile sentezlenen ADMA hayvan immün sistem hücrelerinde ve nöronlarında, insan endotel hücrelerinde saptanmış ve ilk defa 1987 de izole edilmiştir. Vallence ve ark yılında insan plazma ve idrarında endotelyal nitrik oksit sentaz. (enos) ın endojen inhibitörü olarak ADMA varlığını tanımlamışlardır. ADMA nın yer aldığı metilarjininler grubu simetrik dimetilarjinin (SDMA) ve monometilarjinin (L- NMMA) ile birlikte üç aminoasitten oluşmaktadır. Ancak sadece ADMA ve L-NMMA NOS inhibitörüdür. SDMA biyolojik olarak inaktiftir. İnsanlarda plazma ADMA düzeyi, L-NMMA düzeyindan 10 kat fazladır [20] ADMA ve Yapısal Özellikleri Asimetrik dimetilarjinin (C8H18N4O2), L-Arjininin guanidino analoğu; endojen olarak sentezlenen, proteinlerdeki arjinin rezidülerinin protein arjinin metil transferazlarıyla (PRMT I) metillenmesiyle meydana gelen bir türev aminoasittir (şekil 2) [17].

18 7 ġekil 2: Asimetrik Dimetil Arjinin Yapısı ADMA oldukça stabil bir moleküldür. Hücreler arasında rahatça dolaşabilmekte ve etkisini serbest olarak gösterebilmektedir. Bir hücrede üretildikten sonra etkinliğini rahatlıkla başka bir hücre üzerinde gösterebilmektedir. Mesela damar düz kas hücresinde üretildikten sonra endotel hücresi üzerinde etkisini gösterebilir [17]. ADMA nın hücre içi miktarları protein metilasyonu, protein yıkım hızı ve ADMA nın dimetilarjinin dimetil aminohidrolaz (DDAH) tarafından yıkılma hızına bağlıdır. Hücre içerisinde oluşan ADMA daha sonra dolaşıma verilmektedir. Protein hidrolizi sonrası ADMA hücreler içine yapısal potent inhibitör ve indüklenebilir NOS inhibitörü olarak salınır. Protein yıkımının arttığı iskemik kalp hastalığı, diyabet gibi bazı durumlarda hücre içerisinde fazlaca oluşan ADMA dolaşıma verilmekte ve dolaşımdaki düzeyi artmaktadır. Salınan ADMA hem orijin yerinden dışarı çıkabilir hem de plazmadan uzak bölgelerden de alınabilmektedir. Bu olayı; arjinin ve diğer katyonik aminoasitler (CAAs) için değiş-tokuşla katyonik aminoasit taşıyıcılar (CATs) adı verilen taşıyıcılar gerçekleştirmektedir [21,22].

19 8 Ekstrasellüler sıvı ve sitozol arasında ADMA nın ayırımını belirlemede kritik adım CATs lar yoluyla onların transmembran taşınımıdır. CATs lar yüksek affiniteyle hücre zarı üzerine geniş şekilde dağılmıştır. CAT-1 ve CAT-2 yoluyla ADMA nın hücresel dağılımı gerçekleştirilir. CAT-1 gibi düşük kapasite, yüksek affiniteyle kan damarlarında ve böbrek distal nefronunda, CAT-2A gibi yüksek kapasiteyle, düşük affiniteyle karaciğer hücrelerinin membranlarında ADMA ve arjininin taşınmasında görev alırlar [20]. Bu katyonik aminoasit taşıyıcı sistemlerden y+ sistemi; ADMA ve arjininin transmembran taşınımı için daha önemlidir [22]. Sağlıklı insanlarda ADMA nın plazma seviyeleri literatür verilerine göre 0, 35-0, 70 μmol/l arasındadır [21]. Metil arjininler birbirleriyle ve arjinin aminoasidi ile hücre içine giriş için yarışırlar. Yüksek konsantrasyondaki ADMA, L- Arjininin hücre içine transportunu engellediğinden NO sentezi bu mekanizma ile de azaltılmış olur [19]. ADMA kan basıncını yükseltir, vazokonstrüksiyona neden olur, endotel bağımlı relaksasyonu bozar, endotelyal hücre adhezivitesini artırır. Kardiak outputu azaltır. Uzamış NOS inhibisyonu sonucu olarak sol ventrikuler hipertrofi gelişebilir. Böbrek yetmezliğinde ADMA birikimi olur. Plazma ADMA seviyeleri ile endotel disfonksiyonu arasında ilişki vardır. Hemodiyaliz hastalarında gelişen endotel disfonksiyonu, kardiyovasküler olaylar ve mortalitede ADMA sorumlu faktörlerden birisidir [19]. Endotel kaynaklı NO endotel fonksiyonlarının sürdürülmesinde önemlidir. NO nun vazodilatasyon, antitrombotik işlev ve inflamasyonun kontrolünde kritik rolleri vardır. NO biosentezinin bozulması endotel fonksiyonunun bozulmasıyla beraber çok sayıda vasküler hadiseyle birliktedir. ADMA arjininden NO sentezini kompetetif olarak inhibe eder. ADMA, NO nun tübüler Na+ reabsorbsiyonu üzerindeki inhibitör etkisini sınırlandırarak anormal renal sodyum tutulumuna da katkıda bulunabilir [24]. NOS ve CAT ın inhibe edilmesiyle vasküler ve organ hastalıklarının orijini olan mikrovasküler oksidatif stresin oluşumu ve endotelyal disfonksiyona iştirakçi olabilir [25].

20 L-Arginin Paradoksu ġekil 3: L- arjinin ve metillenen arjininlerin kimyasal yapısı ADMA; arjinin paradoksu adı verilen görüşten de sorumlu olabilir. Bu görüşe göre arjininin plazma ve dokulardaki fizyolojik düzeylerinin (milimolar seviyelerine yakındır), NOS un Km değerinin (2, 9 μmol/l) çok üzerinden(yaklaşık 25 kat) olmasına rağmen, eksojen olarak verilen arjinin birçok deneysel sistemde NO üretimini arttırmaktadır. Yani hücre içinde enos u maksimum aktif halde tutacak L-arjinin miktarı varolduğu halde dışardan verilen L-arjininin nasıl olupta enos aktivitesinde artışa neden olması L-arjinin paradoksu olarak tanımlanmıştır[26]. NOS un enzimatik aktivitesinin L-arginin konsantrasyonu (doğal substrat) ve ADMA nın konsantrasyonu (endojen inhibitör) arasındaki oran (L-Arginin/ADMA) tarafından düzenlendiği düşünülmektedir.

21 10 Yani normal L-arginin seviyeleri mevcudiyetinde ADMA seviyelerindeki herhangi bir yükselme, optimal NO sentaz aktivitesi ile ilgili olarak göreceli L-arjinin yetmezliğine neden olabilir. ADMA NO sentazın yarışmalı bir inhibitörü olduğu için, inhibitör etkisi, enzimin substratı L-arjinin konsantrasyonundaki artıştan çok fazla etkilenebilir [27]. Aşırı substrattan dolayı artmış ekstraselüler L-arjinin/ADMA oranıyla NOS aktivite inhibisyonunun üstesinden gelinebilir ve bu durum, L-arjininin vasküler hastalıklı bireylerde endotelyal fonksiyonu nasıl artırdığını açıklayabilir [17]. L-arjininin fizyolojik ekstraselüler düzeylerinde ve normal ADMA konsantrasyonları varlığında enos, L-arjinin substratıyla tam doyurulup fizyolojik NO üretimine öncülük eder. Bu gibi koşullar altında, eksojen L-arjinin eklenmesi enzim aktivitesine etki etmemektedir. Patofizyolojiye uyan ADMA konsantrasyonu ve fizyolojik düzeyde L- arjinin konsantrasyonları varlığında enos aktivitesi düşer ve fizyolojik düzeylerin altında NO formasyon oranlarıyla sonuçlanır. Bu koşullar altında, eksojen L-arjinin takviyesi, kompetitif inhibitör halini alacak ve fizyolojik L-arjinin/ADMA oranını, enos aktivitesini yeterli kılacak düzeye getirecektir. Bu bulgunun bir başka açıklaması da, L-arjinin varlığının ADMA nın enos a uptake ini aşırı şekilde inhibe etmesi olabilir [28]. Sonuç itibariyle ADMA seviyeleri kadar Arjinin/ADMA oranı da çok önem arz etmektedir ADMA nın Metabolizması ADMA, çoğunlukla nukleusta bulunan, ribonükleik asit (RNA) işlemlerinde ve transkripsiyon kontrolünde rol alan metillenmiş arjinin rezidüleri içeren polipeptidlerin veya proteinlerin katabolizmasından meydana gelir[29]. ADMA ve L-NMMA sentezi arjinin rezidülerini metilleyen, protein arjinin metiltransferaz tip I (PRMT-I) enzimi ile gerçekleşir. Sentez aşamasında metil grubu vericisi olarak S-adenozil metiyonin (SAM) kullanılır.

22 11 PRMT-I kalpte, düz kas ve endotel hücrelerinde eksprese edilir. Vasküler endoteldeki ADMA oluşum hızı, PRMT ekspresyonundaki değişiklikler ile düzenlenmektedir. Protein arjinin metil transferaz tip II (PRMT-II) ise SDMA nın sentezinden sorumlu enzimdir [29]. Hücre içine transport için birbirleriyle ve arjinin ile yarışan metil arjininler katyonik aminoasid taşıyıcısı (CAT) olarak bilinen taşıyıcı sistem ile taşınmaktadırlar. Yüksek ADMA düzeyleri, hücre içi L-arjinin transportunu potansiyel olarak engelleyebilir. L- arjinin transportunda azalma ise, nitrik oksit sentezinde azalma ile sonuçlanır. Transport sistemi, metil arjininleri hücre içi düzeyleri dolaşımdaki düzeylerinden daha fazla olacak şekilde endotel hücreleri içinde yoğunlaştırır. Bu sistemdeki herhangi bir defekt, dolaşımdaki ADMA düzeylerinde artışa neden olur. Bunun sonucu olarak da NO biyosentezinde azalma görülür(şekil 2.) [30]. ADMA nın katabolizmasında üç önemli yol mevcuttur. Birincisi; ADMA nın dimetilarjinin dimetilaminohidrolaz (DDAH) enzimi tarafından sitrülin ve dimetilaminlere yıkılmasıdır (>%90). İkincisi değişime uğramadan böbrek yoluyla atılması (~%5), üçüncüsü ise; dimetilarjinin pirüvat aminotransferaz enzimi tarafından α ketoasidlere dönüştürülmesidir (< %5). ADMA yıkılımında merkezi rol oynayan ve ADMA ya spesifik olan DDAH, böbrek, karaciğer, pankreas ve kan damarlarında eksprese edilir. İki izoformu vardır; DDAH-I, tipik olarak nöronal nitrik oksit sentaz(nnos)ın eksprese olduğu dokularda, DDAH-II ise enos u içeren dokularda fazla miktarda bulunmaktadır. Birçok hastalıkta azalmış DDAH aktivitesi, dolaşımdaki ADMA düzeylerinin artışına yol açmaktadır. Hiperglisemi ve hiperkolesterolemi gibi durumlar direkt olarak ADMA birikimi ile sonuçlanan DDAH aktivitesinde azalmaya neden olurlar [31].

23 12 ġekil 4. ADMA oluşumu ve metabolizmasının şematik gösterimi. (SAM: S-adenozil metiyonin, SAH: S- adenozil homosistein, KAT: katyonik aminoasit taşıyıcıları) Adma Ve Nitrik Oksit ĠliĢkisi ADMA, L-Arjininin guanido analoğudur ve endojen olarak sentezlenir. ADMA nın NOS enzimini inhibe ettiği gösterilirken, ADMA nın steroizomeri olan SDMA nın NOS enzimini inhibisyonu gösterilememiştir. ADMA ile birlikte L-NMMA, NOS un endojen inhibitörüdür. Vasküler tonus ve yapının korunmasında endotelden salınan vazoaktif mediatörlerin önemli rolü vardır ve bu mediatörlerden en önemlilerinden birisi Nitrik Oksittir. Nitrik oksit NOS enziminin endotelyal, nöronal ve makrofajlarda bulunan izoformları tarafından sentezlenir [32]. Sağlıklı kişilere uygulandığında ADMA nın NO sentez inhibisyonuna bağlı olarak kan basıncında artma, vazokonstrüksiyon, renovasküler direnç artışı, ön kol kan akımı, kalp hızı ve kardiyak outputta azalma ortaya çıkmıştır. ADMA infüzyonu kardiyak outputu azaltırken sistemik vasküler direnci artırır. ADMA nın renal ve serebral perfüzyonu sağlayan periferik kan damarları ve hemen hemen tüm vasküler yatak üzerine belirgin etkisi vardir. Vazokonstrüktör etkisinin yanı sıra kan damarları üzerinde oksidatif stresi ve lökosit adezyonu artırıcı olumsuz etkileri vardır. ADMA ventriküler kontraksiyonu, kalp hızını azaltmaktadır ve düzeyleri kalp yetmezliğinde artmaktadır[33].

24 13 Arjinin ve ADMA, nitrik oksit sentezinin kontrolünde önemli rol oynarlar. Nitrik oksit vasküler tonusun düzenlenmesinde platelet adezyon ve agregasyonunda rol oynar. SDMA nın NOS enzimi üzerine inaktive edici etkisi yoktur, fakat arjinin ve ADMA ile hücre giriş yolunu etkileyerek NO üretim hızında dolaylı yoldan etkisi vardır. ADMA, SDMA ve L-NMMA, Y taşıyıcı protein adı verilen katyonik aminoasit taşıyıcıları aracılığıyla endotelyal hücrelerin içine girerler. Metilarjininler birbirleriyle ve arjinin aminoasidi ile hücre içine giriş için yarışırlar. Yüksek konsantrasyondaki ADMA, NOS inhibisyonu yanı sıra L- Arjininin hücre içine transportunu engelleyerek de NO sentezi azaltır [32] Adma ve Homosistein ĠliĢkisi ADMA ve homosistein ilişkisi, aralarında çeşitli etkileşimler olduğundan dolayı ilginçtir. Homosistein, DDAH aktivitesini enzimin aktif bölgesindeki sistein rezidüsüyle etkileşimi yoluyla inhibe edebilir. Homosistein metilasyonunda ADMA önemli rol oynar. Arjinin metilasyonundaki metil vericisi S-Adenozilmetiyonin, ADMA, metil arjininler ve S-adenozil homosisteindir. S-adenozil homosistein daha sonra homosisteine çevrilir. Metiyonin döngüsünün yüksek olması homosistein seviyelerini artırırarak endotelyal disfonksiyona neden olur. Homosistein gibi sülfhidril bloke edici ajanlar DDAH enzimini inhibe ederler. Dithiothreitol gibi dithiol redüktanlarının bu inhibisyonu engelleyebildiği veya tersine çevirebildiği gösterilmiştir[34]. Hiperhomosisteinemide ADMA artışının diğer bir mekanizması ADMA nın DDAH tarafından azalmış katabolizmasıdır [32]. Bu mekanizmayı destekleyen Cooke ve arkadaşları yaptığı çalışmada, homosisteinin endotelyal hücre kültüründe DDAH aktivitesini inhibe ederek ADMA düzeylerinin yükselmesine neden olduğunu gözlemlemişlerdir [32]. Metioninle zenginleştirilmiş hiperhomosisteinli diyet ve folik asitten yoksun bırakılmış maymunlarda yapılan bir çalışmada ADMA seviyelerinin yüksek bulunduğu gözlenmiştir. Akut metionin yüklenmesi olan kişilerde ADMA seviyesi hızlı şekilde arttırıldığı gösterilmiştir. Hiperhomosisteinemik dietle, plazma ADMA ve homosistein seviyeleri yaklaşık 3 kat artırılabilmektedir [34].

25 ÇeĢitli Klinik ve Patolojik Durumlarda ADMA ve Önemi Tablo 1. Çeşitli klinik durumlarda ADMA düzeyinin kontrol grubuna göre durumu[32]. Hastalık Hiperkolesterolemi Hipertrigliseridemi Hipertansiyon Preeklampsi Periferal Damar Hastalığı Kronik Böbrek Yetmezliği Kronik Kalp Yetmezliği Tip II Diabetes Mellitus ArtıĢ oranı 2-3 kat 2 kat 2 kat 2 kat 2-4 kat 2-12 kat 2-3 kat 2 kat Prospektif klinik çalışmalar, plazma ADMA konsantrasyonunun kardiyovasküler riskin arttığı pek çok durumda ve bilinen kardiyovasküler hastalığı olanlarda arttığını desteklemektedir. Stabil koroner arter hastalığı olan ve ortalama 16 ay takip edilen 153 hastada, elektif koroner anjioplasti sonrası plazma ADMA konsantrasyonlarındaki artışla birlikte restenoz riskinin de arttığı gösterilmiştir [35]. 6 yıl takip edilen 1874 stabil koroner arter hastasını kapsayan prospektif kohort çalışmasında (Athero- Gene Çalışması) yüksek ADMA seviyelerinin, ileride geçirilebilecek kalp krizinin bağımsız bir belirteci olduğu ve kardiyovasküler nedenlerle gerçekleşen ölüm ile ilişkili olduğu bildirilmiştir [36]. Anjiyografi ile koroner arter hastası (n = 2543) ve sağlam (n = 695) olduğu belirlenen kişilerin dahil edildiği çalışmada, yaş, cinsiyet ve kardiyovasküler risk faktörlerine göre düzeltilmiş tüm mortalite nedenleri için 2., 3. ve 4. çeyrek ADMA düzeylerinin 1. çeyrek ile kıyaslandığında kardiyovasküler ölümiçin tehlike oranları sırasıyla 1. 13, ve olarak bulunmuştur [1]. Mevcut literatür bilgilerine göre ADMA kardiyovasküler hastalık için bir risk faktörü adayı olmasına karşın henüz ADMA ve kardiyovasküler risk ilişkisi hakkında yapılan randomize kontrollü çalışmaların meta analizi bulunmamaktadır.

26 15 Yüksek ADMA ile ilgili kardiyovasküler riskin NOS yetmezliğinin doğrudan bir sonucu olup olmadığı ve ADMA nın NOS bağımlı NO üretimi düzenlenmesine katkısı hususu da ayrıca bir tartışma alanıdır. DDAH-1 fazla ekspresyonu yapan transgenik farelerin kalp nakli sonrası intima kalınlaşması, lümen daralması gibi morfolojik bulgularla kendini gösteren kalp nakli vaskülopatisine karşı korunduğu gösterilmiştir. [1]. İn-vivo DDAH-1 geninin küçük inhibitör RNA (sirna) tekniği ile susturulması sonucu plazma ADMA seviyelerinin %50 oranında arttığı ancak bu artışın endotel bağımlı vazodilatasyon üzerinde hiçbir etkisinin olmadığı; DDAH-2 geninin susturulması ise plazma ADMA üzerinde herhangi bir etki oluşturmazken endotel bağımlı vazodilatasyonun %40 azaldığı bildirilmiştir [37]. Bu bulgular, plazma ADMA konsantrasyonunun yüksek olması endotel bağımlı vazodilatasyonun bozulmasına neden olmazken, DDAH-2 aktivitesi kaybının plazma ADMA seviyesini arttırmaksızın endotel bağımlı vazodilatasyonun bozulmasına sebep olduğunu göstermektedir. Homozigot DDAH-1 yokluğu olan fareler hayatla bağdaşmazken her üç NOS geni de çıkartılmış (knock out) fareler yaşayabilmektedir [1]. ApoE+/- farelerde DDAH-1 aktivitesi ve endotel bağımlı vazodilatasyonun azaldığı, protein metilasyonunun arttığı gözlenmiştir [38].. ApoE+/- fareler DDAH-1 fazla ekspresyonu yapacak şekilde transgenik hale getirildiğinde DDAH-1 aktivitesinin korunduğu, endotel bağımlı vazodilatasyonun arttığı ve protein metilasyonunun azaldığı gösterilmiştir [38]. Kardiyovasküler hastalık patojenezine sadece ADMA değil muhtemelen protein metilasyonu, DDAH, ADMA ve NO yollarının karşılıklı etkileşimleri katkıda bulunmaktadır. Jacobi ve Tsao tarafından yapılan derlemede kronik böbrek hastalığında plazma ADMA konsantrasyonları μmol/l olarak bildirilmiştir [39]. Derlemede yer alan çalışmaların kontrol grubu ADMA değerleri ise μmol/l arasındadır ve çalışmalardaki metodolojik farklılıklar böyle geniş bir aralığa neden olmuştur. Kronik böbrek hastalığında pek çok randomize kontrollü çalışma olmasına rağmen meta-analiz bulunmamasının en önemli nedenlerinden birisi de çalışmalardaki metod farklılığı ve standardizasyonun bulunmamasıdır.

27 16 Kronik böbrek hastalarında hem oksidatif stres hem de ADMA düzeyleri kontrol grubuna göre daha yüksek bulunmuştur [40]. Kronik böbrek hastalarında önemli ölçüde kardiyovasküler risk faktörleri bulunur ve hemodiyaliz tedavisi başladığında mortalite oranları beklenenden de yüksek olur. Endotel disfonksiyonu varlığı ileride gelişebilecek kardiyovasküler durumlarınönemli bir belirleyicisidir. Son dönem böbrek yetmezlikli hastalarda plazma ADMA düzeylerinin, endotel disfonksiyonunun tanı yöntemlerinden biri olan karotid arter intima-media kalınlığı ile bağımsız olarak ilişkili ve progresyonu tahmin ettirici olduğu gösterilmiştir [40]. Orta-ileri kronik böbrek yetmezliği hastalarında glomerüler filtrasyon hızı ile plazma ADMA nın ters ilişkili olduğu, aynı zamanda son dönem böbrek yetmezliğine ilerleme ve ölüm için ADMA nın güçlü ve bağımsız bir risk faktörü olduğu bildirilmiştir [41]. Hemodiyaliz hastalarında yaştan sonraki en güçlü ölüm tahmincisi ADMA dır ve 75 persentilden yüksek ADMA konsantrasyonları ölüm riskinde 2-3 kat artışa neden olmaktadır [42]. Renal transplantasyon sonrası endotel fonksiyonu iyileşirken plazma ADMA azalması da buna eşlik etmektedir. Renal transplant sonrası 1., 3., 7., 14. ve 28. günlerde plazma ADMA seviyelerinin hemen ilk günden itibaren her gün anlamlı olarak transplant öncesine göre azaldığı görülmüştür [41]. Yoğun bakımda yatan kritik hastalarda yapılmış prospektif bir çalışmada mortalite riskini belirlemede ADMA nın en güçlü belirteç olarak öne çıktığı ve en yüksek ADMA konsantrasyonlarına sahip gruptaki hastalarda mortalite riskinin, daha düşük ADMA konsantrasyonlarına sahip hastalara göre 17 kat artmış olduğu bildirilmiştir [42]. Prospektif bir çalışmada karaciğer nakli yapılan hastaların operasyon öncesi ADMA konsantrasyonunun yüksek olduğu ve nakil sonrası ADMA konsantrasyonunun hızla düştüğü, akut organ reddi vakalarında ise ADMA konsantrasyonunun ret görülmeyenlere göre operasyon sonrası bir ay boyunca yüksek kaldığı gösterilmiştir [43]. Kritik olarak hasta olup da iki veya daha fazla organ disfonksiyonu olan hastalarda önemli derecede karaciğer yetmezliğine bağlı olarak ADMA konsantrasyonunun yüksek olduğu gösterilmiştir. Bu hastalarda plazma ADMA konsantrasyonu mortalite için güçlü ve bağımsız bir risk faktörü olarak öne çıkmıştır [43].

28 17 Bu bulgulara dayanarak ADMA birikimi, fizyolojik fonksiyonları çok önemli olan NO üretimini azaltarak, çoklu organ yetmezliği gelişiminde sebepsel bir faktör olabilir. ADMA düzeyleri hipertansiyon, kontrolsüz hiperglisemi ve diabetik mikroanjiopatisi olan hastalarda yüksek bulunmaktadır. Hipertansiyon ve tip 2 diabetes mellitusda vasküler disfonksiyon ve insülin direnci varlığının en erken belirteçlerinden birisi plazma ADMA düzeylerindeki yüksekliktir [1]. Şizofreni etyopatogenezinde de ADMA nın rolünün olduğu değerlendirilmiştir. NO prekürsörleri, donörleri ya da enzim inhibitorleri kullanılarak yapılacak klinik ve deneysel çalışmaların, ruhsal bozuklukların psikobiyolojisini anlamaya ve tedavilerine önemli katkılarda bulunacağı düşünülmektedir [44]. Literatürde yukarda belirtilen klinik durumlara ek olarak, ateroskleroz, hiperkolesterolemi, Behçet hastalığı, hipertiroidi, multipl skleroz ve orak hücreli anemi hastalarında ADMA artışını bildiren çalışmalar mevcuttur[1] ADMA ve Oksidatif Stres Vücutta oksidatif stresin arttığı durumlarda ADMA düzeylerinde artış meydana gelir. ADMA düzeylerindeki bu artış DDAH enzim aktivitesindeki azalmaya bağlı olabilir. Aktivitenin azalmasında DDAH ın aktif bölgesinde bulunan sisteinin yükseltgenmesi önemlidir. Bu yükseltgenme NO tarafından gerçekleşebilmekte ve böylece aktivitesi geri dönüşümlü olarak azaltılabilmektedir [45]. İndüklenebilir NOS (inos) aktivitesi inflamasyonda çok artar ve NO çok fazla miktarda üretilir. Üretilen NO süperoksit (O2 -) radikalleriyle birleşip peroksinitrite (ONOO-) dönüşür ve NO nun yarılanma ömrünü azaltır. Peroksinitrit oluşumu süperoksit dismutazın (SOD) süperoksit radikallerini yakalamasından daha hızlı gelişmektedir. Peroksinitritte DDAH ın aktif bölgesine bağlanarak aktivitesini azaltır, böylece ADMA miktarında artışa ve NO düzeylerinde azalmaya yol açar. Oksidatif stres ADMA yapımında rol alan enzimlerin aktivitelerini değiştirerek ADMA miktarlarında değişime yol açmaktadır. PRMT aktivitesi reaktif oksijen türleriyle artırılır ve ADMA düzeyleri artar (Şekil 5.) [45].

29 18 ġekil 5. ADMA ve oksidan stres ADMA ve Endotel Disfonksiyonu Endotel kaynaklı nitrik oksit bilinen en güçlü endojen vazodilatördür ve vasküler homeostazda çok önemli bir yere sahiptir. Kardiyovasküler koruyucu etkisi olan NO; nitrik oksit sentazın (NOS) etkisiyle L-arjininden sentezlenir. Aktivitesine veya ilk tanımlandığı doku tipine göre endotelyal (enos), nöronal (nnos) ve indüklenebilir (inos) olmak üzere NOS un üç izoformu tespit edilmiştir. Bu izoformlar isimlerinden bağımsız olarak birçok doku veya hücrede bulunabilir. enos tarafından fizyolojik uyarıya cevap olarak sentezlenen NO; vasküler düz kas hücrelerinde çözünür guanil siklaza bağlanarak bu enzimi inaktive eder. Böylece hücre içi siklik guanidin monofosfat (cgmp) birikimine yol açarak damarlarda gevşemeye neden olur [29]. NO vasküler homeostazdaçok önemli bir yere sahiptir ve vazodilatör aktivitesinin yanı sıra, vasküler hastalıklarda anahtar rol oynayan lökosit adezyonu, trombosit agregasyonu ve vasküler düz kas hücre proliferasyonunu inhibe edebilmektedir. Hayvan modellerinde vasküler NO sentezindeki değisikliklerin, ateroskleroz ve restenozun ilerlemesinde önemli etkiye sahip olduğu izlenmiştir. NOS yolunun bozulması, kardiyovasküler olaylar için bağımsız bir göstergedir.

30 19 NOS un endojen inhibitörü olarak ADMA nın önemi, ilk defa Vallance ve arkadaşları tarafından son dönem böbrek hastalığı olan kişilerde tanımlanmıştır. Bu hastalarda renal klirensin azalması sonucu artmış plazma ADMA düzeyleri diyaliz ile düşürülerek endotel fonksiyonunda düzelme sağlanmıştır. Daha sonraki çalışmalarda, artmış ADMA düzeyleri ile endotelyal vazodilatör disfonksiyon ilişki bir çok kez ortaya konmuştur [46]. İnsanlarda plazma ADMA düzeyleri, hızla değişebilir. Bu da endotelyal vazodilatör fonksiyondaki değişiklikler ile ilişkilidir. ADMA günümüzde endotel disfonksiyonu için bir risk faktörü olarak kabul edilmektedir [46] Adma ve Renal Hastalıklar Son dönem böbrek hastalığı olan bireylerde plazma ADMA düzeyi, diğer hastalıklara göre çok daha yüksektir. SDMA idrarla ekskrete edilemediğinden ADMA yüksekliğine bu izoformun artışı da, eşlik eder. Aslında diğer hastalıkların çoğunda SDMA değil, ADMA nın yükselmesi; bozulmuş DDAH metabolizmasının ne kadar önemli bir rol oynadığını akla getirir [17]. ADMA; yapısında guanidino grubu bulundurmaktadır; protein metabolizmasının ürünüdür; etkisini NOS lar üzerinden göstermektedir ve renal yetmezlikli hastalarda kardiyovasküler sistem, kemik metabolizması ve immüm sistem biyolojisini bozmaktadır. ADMA sayılan bütün bu özelliklerinden dolayı üremik toksin özelliği taşımaktadır. Hemodiyaliz hastalarında ADMA yükselmektedir ve hemodiyalizden sonra miktarı azalmaktadır. Kronik renal yetmezlikli olup hemodiyaliz alan hastalarda ADMA kardiyovasküler hastalık mortalite riskini belirleyici olabilir [45] Adma ve Diyabet İnsülin rezistans sendromunda, Tip 1 diyabette, Tip 2 diyabette, gestasyonel diyabette, insulin rezistansında ve insulinopenik diyabetik rat modellerinde artmış plazma ADMA seviyeleri rapor edilmiştir [47,48].

31 20 Stühlinger ve ark. nın yaptığı bir çalışmada, insülin direnci ve ADMA arasında yakın ilişki belirlenmiştir. Bu araştırmacılar, insülin-glukoz klemp tekniği kullanan 64 kişilik nondiyabetik bir grupta insülin hassasiyetini değerlendirdiler. Kararlı durum plazma glukozu (insülin direncinin bir ölçümüdür) ve plazma ADMA düzeyi arasında sıkı bir lineer ilişki olduğunu buldular. Bu veriler, ADMA'daki yükselişin bariz diabetes mellitusun belirgin hale gelmesinden önce oluştuğunu ve DM'un da artmış plazma ADMA düzeyiyle ilişkili olduğunu ortaya koymaktadır [47]. Tip 1 ve Tip 2 diyabette yapılan hayvan çalışmalarında ve aşikar Tip 2 diyabetli veya insulin rezistansı olan hastalarda yükselmiş ADMA seviyeleri bulunmuştur [49]. Kronik vasküler komplikasyonlar diyabetli hastalarda ana morbidite ve mortalite sebeplerindendir. Artan kanıtlar göstermiştir ki NOS inhibitörü ADMA diyabetle yakından ilişkilidir. Ayrıca serum ADMA düzeyi yükselişi makroanjiyopatisi olan hastalarda olmayanlara göre çok daha belirgin olarak bulunmuştur. Yine yapılan çalışmalarda glukozun kendisinin DDAH aktivitesini baskılayabileceği sonucuna varılmıştır [50]. ġekil 6. Diyabette ADMA artışına neden olan mekanizmalar

32 Adma ve Homosistein yüksekliği ADMA ve homosistein arasındaki ilişki aralarında çok etkileşimn olduğundan dolayı ilginçtir. Homosistein DDAH aktivitesini inhibe edebilir. Bu, enzimin aktif bölgesindeki sistein rezidüsüyle etkileşimi yoluyla olabilir. Homosistein metilasyonda anahtar rolü oynar. S Adenozilmetiyonin arjinin metilasyonunda metil vericisidir. Ürünü S-adenozil homosisteindir bu da homosisteine çevrilir. Metiyonin döngüsünün yüksek olması homosistein seviyelerini artırır bu da endotelyal disfonksiyonla beraber seyreder. Sistein gibi sülfhidril bloke edici ajanlar DDAH enzimini inhibe ederler. Dithiothreitol (glikoproteinlerin disülfid bağlarını koparabilir bir madde) gibi dithiol redüktanları bu inhibisyonu engelleyebilir veya tersine çevirebilir [51]. ġekil 7: Homosistein metabolizması Dayal ve Cooke ve arkadaşlarının yaptıkları çalışmalarda homosisteinin doku ve endotelyal hücre kültürlerinde DDAH aktivitesini inhibe ederek ADMA düzeylerini yükselttiğini gözlemlemişlerdir. Kalp hastalığı için homosistein yüksekliği önemli bir risk faktörüdür. Homosistein konsantrasyonunu 3 μmol/l düşürmek; iskemik kalp hastalığı riskini %16, derin ven trombozunu %25, stroke riskini %24 azalttığı gösterilmiştir [11].

33 Adma ve Kardiyovasküler Hastalıklar Akut koroner sendromlu olgularda yapılan çalışmalarda ADMA seviyeleri yüksek olarak bulunmuştur, bu hastaların medikal tedavi sonrası ADMA seviyelerinin azaldığı gözlemlenmiştir. Azuma ve arkadaşları karotid arterlerine balon uygulanan tavşanların rejenere endotelyumunda sağlıklı olanlara göre düşük intrasellüler arjinin ve yüksek ADMA seviyeleri bulmuşlardır. Bu bulgular rejenere endotelyumda DDAH aktivitesinin düşük olduğunu ve arjinin seviyesinin yetersiz olduğunu düşündürmektedir [17]. ADMA seviyeleri kalp yetmezliği olan hastalarda da artar. ADMA nın ventrikül kontraksiyonu ve kalp hızını azaltma kapasitesi vardır. ADMA nın kardiyak fonksiyondaki rolü ve kalp yetmezliğindeki endotel fonksiyonundaki rolü tam aydınlatılamamıştır [19]. Yüksek ADMA düzeylerinin kardiyovasküler olay insidansının artması yanında konsantrik sol ventriküler hipertrofi ve karotid arter intima media kalınlığının artması ile de kuvvetli bir ilişki gösterdiği yapılan çalışmalarda gösterilmiştir [52]. Plazma ADMA konsantrasyonları klinik aşikar aterosklerozu olanlarda olmayanlara göre yüksek olarak bulunmuştur. Kardiyovasküler patoloji için tedavinin amacı artmış ADMA nın etkilerini ortadan kaldırmak veya ADMA seviyelerini azaltmaktır. Teorik olarak arjinin ADMA nın yerini alabilir, NOS aktivitesini tamir edebilir. Arjininin tedavide kullanımı ile hiperkolesterolemili hastalarda endotel disfonksiyonunu ve periferal vasküler hastalığı olan hastalarda yürüme zorluğunu düzelttiği gözlenmiştir. Bu hastalarda ADMA düzeylerini azaltmada diğer bir alternatif yol DDAH ekspresyonunu veya aktivitesini artırmaktır [53].

34 23 ġekil 8. ADMA-Kardiovasküler risk faktörleri ilişkisi Adma ve Alzheimer Bu hastalarda homosistein ve ADMA nın arttığı NO nun azaldığı bulunmuştur. NO nun ADMA etkisiyle düzeyi azaldığı için serebral kan akımı bozulur. NO sitoprotektif genlerin ekspresyonunu artırdığı için nöroprotektiftir, öğrenme ve ezberlemede etkilidir. L-Arjininin oral yolla alımı ile serebrovasküler hasarlı yaşlı hastaların kognitif fonksiyonlarında düzelme olabilir [17] Gebelik, Preeklampsi ve Adma Gebelikte ADMA seviyesindeki düşüklük, normotansif gebelerdeki anne vasküler dilatasyonundan ve kan basıncı değişikliklerinden özellikle sorumludur. ADMA konsantrasyonları normal gebelik sırasında düşer ve birinci trimestrin sonunda minimuma ulaşır, sonra gebelik yaşıyla birlikte düzeyleri artar. Ancak gebelikte düşük olduğu fakat gebelik haftaları arasında fark olmadığı yönünde yayınlar da vardır [45].

35 24 ADMA nın ana eliminasyon yolu DDAH tarafından yıkılmasıdır ancak renal hiperfiltrasyon gebelik sırasındaki düşük ADMA konsantrasyonlarından sorumlu olabilir. Çünkü DDAH enzimi böbrek glomerüllerinde ve tubuluslarında oldukça yüksek düzeylerde bulunur ve bu da renal hiperfiltrasyonla böbreklere gelen ADMA düzeylerinde azalmaya neden olabilir [53]. ADMA seviyeleri normal gebelik esnasında azalmaktadır, fakat preeklampsili gebelerde yükselmektedir. Son zamanlarda yapılan çalışmalarda preeklampsi gelişiminden önce ADMA seviyelerinin yükseldiği gözlenmiştir. Yüksek risk altındaki kadınların erken dönemde belirlenmesinde ADMA yeni bir risk markırı olarak ortaya çıkabilir. Gebelikte erken dönemde ADMA düzeyi yüksek olan kadınlarda ADMA seviyesi ile endotelyal disfonksiyon arasında ilişki vardır ama bu, kadınlarda sadece preeklampsi gelişimi olarak görülür [19] Karaciğer Yetmezliği, Siroz ve Adma Multiple organ yetmezliği olan hastalarda ve son dönem karaciğer hastalarında bozulmuş karaciğer fonksiyonları ADMA seviyelerinin yükselmesine neden olabilir. Dekompanse dönemdeki hastalarda artmış ADMA konsantrasyonları hepatosellüler hasara cevabı yansıtabilir [54]. DDAH lar karaciğer dahil çok sayıda dokuda yaygın olarak dağılmıştır. ADMA dekompanse sirozlu hastalarda yükselirken SDMA için gruplar arasında farklılık bulunmamıştır. Mevcut sonuçlarda ADMA/SDMA oranının yükselmesinin gözlenmesi DDAH aktivitesinin azalmasına işaret eder [54] Adma ve Hemorajik ġok ADMA üretiminin hipoksi gibi hücresel stres durumlarında arttığı düşünülmektedir. Doku hipoksisi ve oligüri şiddetli hemorajik şokun iki karakteristik bulgusudur ADMA düzeylerinin hemorajik şokta yükseldiği görülmüştür. Şiddetli hemoraji durumunda oluşan oligüriden dolayı azalmış üriner atılım nedeniyle ADMA seviyeleri artar.

36 25 ADMA birikimi nedeniyle Arjinin-NO yolağının bozulmasından dolayı akut hipovolemide sistemik kan basıncının sürdürülmesinde ADMA etkili olabilir [17] Adma ve Hipertansiyon Serum ADMA düzeyleri esansiyel hipertansiyonda yükselmektedir. Ama mekanizma tam olarak bilinmemektedir. Hipertansiyonu olan çocuklarda ADMA düzeyleri ile kan basıncı arasında pozitif, nitrojen oksidler ve NO son ürünleri ile negatif korelasyon gösterilmiştir. Tuz duyarlı hipertansiyonu olan bireylerde yüksek tuz içerikli diyetin plazma ADMA düzeylerini ve kan basıncını arttırdığı, üriner NO metabolitlerinin atılımını azalttığı düşük tuz içeren diyetin bu bozuklukları düzelttiği gösterilmiştir [55]. ADMA, hipertansiyon hastalarında endotel disfonksiyonu ve intima media kalınlığı hakkında fikir veren bir göstergedir. ADMA kan basıncını yükseltir, vazokonstrüksiyona yol açar, endotel bağımlı relaksasyonu bozar, endotelyal hücre adhezivitesini arttırır. Uzamış NOS inhibisyonu sonucu olarak sol ventrikül hipertrofisi gelişebilir. Hipertansif hastalarda yapılan çalışmalarda normotansif sağlıklı kontrollere göre yüksek plazma ADMA ve L-arjinin düzeyleri ve ADMA ile brakiyal arter kan akımı artısı arasında kuvvetli ve ters bir ilişki bildirilmektedir. Hipertansiyonda ADMA, trombosit agregasyonunda artmış bir role sahip olabilir. ADMA tarafından trombosit agregasyonunun kolaylaştırılması plazma doku faktörü düzeyi ve aktivitesinde artışla ilişkilidir [56]. Ito ve ark. erişkin esansiyel hipertansiyonlu hastalarda ADMA düzeylerinin reninanjiotensin sistemi (RAS) ile ilişkili olarak hipertansiyonda etkili olabileceğini ve RAS sisteminin blokajı ile ADMA düzeylerinde düşme olduğunu göstermiştir [55].

37 Adma ve Sistemik Lupus Eritematozus (SLE) Otoantikorlar ve özellikle de Anti-dsDNA antikoru PRMT1 aktivitesini arttırarak ADMA üretiminde artışa yol açmaktadır (Şekil 9.) [10]. ġekil 9. SLE de ADMA nın artışı Adma ve Tiroid disfonksiyonu Tiroid disfonksiyonunda ADMA düzeyleri incelenmiştir. Hem hipertiroidili hem de hipotiroidili hastaları içeren bir makalede plazma ADMA düzeyleri her 2 grupta da kontrole göre anlamlı şekilde yüksek bulunmuştur. Başka bir çalışmada ise ADMA düzeyleri hipotiroid hastalarda normalken hipertiroid hastalarda artmış olarak saptanmıştır. Ayrıca bu çalışmada tüm hastalar değerlendirmeye alındığında ADMA ile serbest T4 arasında anlamlı korelasyon rapor edilmiştir. Subklinik hipotiroidide ise yüksek ADMA düzeyleri görüldüğü ve L-tiroksin tedavisi ile normale döndüğü bildirilmiştir [57] Adma, Obezite ve Sigara Kullanımı Obez bireylerde yapılan çalışmalar ADMA artışının obezite ile kuvvetli bağlantısını işaret etmektedir. Eid ve ark nın 563 yaşlı ve kardiyovasküler hastalık açısından yüksek riskli erkek bireylerde yaptığı bir çalışmada overweight erkeklerde plazma ADMA düzeyleri ile vücut kitle indeksi (VKİ) arasında kuvvetli bir ilişki saptanmıştır.

38 27 McLaughlin ve ark. nın çalışmasında insülin rezistans sendromu olan obez kadınların insülin rezistansı olmayan obezlere göre yüksek ADMA düzeylerine sahip olduğu bildirilmiştir. Ülkemizden bir çalışmada ise plazma ADMA düzeyi morbid obez hastalarda anlamlı şekilde yüksek bulunmuş ve gastrik bant operasyonu sonrası gelişen kilo verimiyle anlamlı düşüşler bildirilmiştir[57]. Sigaranın ADMA üzerindeki etkisi tartışmalıdır. Kronik sigara içicilerinde monosit ve makrofajlar tarafından IL-1β, IL-6, TNF-α gibi proinflamatuvar sitokinlerin sentezi arttığından, obezitedekine benzer mekanizmayla ADMA düzeylerinin yükselmesi ve NO düzeylerinde azalma söz konusudur. Ancak Lenzen ve arkadaşları sigara içenlerde daha önce hiç sigara içmeyenlere göre ADMA düzeylerini önemli deredece düşük, eski sigara içicilerinde ise ADMA düzeylerini daha yüksek bulmuşlardır [29] Onat A. ve arkadaşlarının "Türk lerdeki serum ADMA düzeyleri, kadında metabolik sendromla ilişkisi ve sigara içicilerde düşük düzeylere eğilim" isimli çalışmalarında ADMA düzeyleri; hiç sigara kullanmamış olanlara göre erkek sigara içicilerde %20 ve kadın içicilerde ise %6 daha düşük bulunmuştur [46] YaĢlılar ve Adma Yaşlılarla ilgili, aterosklerotik hastalıkların ciddiyeti ile ADMA arasında bir ilişki gösterilemese de, artmış kardiyovasküler mortalite ile ilişkisi gösterilmiştir. Yaşlanmanın renal hemodinamiklerin değişimine eşlik ettiği post glomerüler damarların zayıflaması ile renovasküler tonusunun artışı sonucu, yaşlılarda NO nun azalması kan basıncı artışı ve renovasküler dirence neden olmaktadır [2]. Kielstein ve arkadaşlarının yaptıkları bir çalışmada; yaşlılarda renal perfüzyon, kan basıncı ve ADMA arasındaki ilişki incelenmiştir. 24 yaşlı sağlıklı birey (ortalama 69 yaş), 24 yaşlı hipertansif hasta (ortalama 70 yaş) ve 24 sağlıklı genç sağlıklı (ortalama 25 yaş) plazma ADMA ve effektif renal plazma akımı (ERPA) çalışılmıştır. ERPA için inulin ve paraaminohippurat (PAH) klirensi kullanılmıştır. Sağlıklı yaşlıları ayırmak için eko-kardiyografi, biyokimya ve idrar testleri yapılmıştır. Çalışmaya sigara içmeyen beyazlar alınmıştır.

¹GÜTF İç Hastalıkları ABD, ²GÜTF Endokrinoloji Bilim Dalı, ³HÜTF Geriatri Bilim Dalı ⁴GÜTF Biyokimya Bilim Dalı

¹GÜTF İç Hastalıkları ABD, ²GÜTF Endokrinoloji Bilim Dalı, ³HÜTF Geriatri Bilim Dalı ⁴GÜTF Biyokimya Bilim Dalı Dr. Derda GÖKÇE¹, Prof. Dr. İlhan YETKİN², Prof. Dr. Mustafa CANKURTARAN³, Doç. Dr. Özlem GÜLBAHAR⁴, Uzm. Dr. Rana Tuna DOĞRUL³, Uzm. Dr. Cemal KIZILARSLANOĞLU³, Uzm. Dr. Muhittin YALÇIN² ¹GÜTF İç Hastalıkları

Detaylı

Endotel disfonksiyonuna genel bir bakış

Endotel disfonksiyonuna genel bir bakış Endotel disfonksiyonuna genel bir bakış Prof. Dr. A. Tuncay Demiryürek Gaziantep Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Farmakoloji Anabilim Dalı TFD-Trabzon Ekim 2007 Endotel Endotel tabakası, - fiziksel bariyer

Detaylı

KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA. Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi

KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA. Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ VE TÜTÜN KULLANIMI: MEKANİZMA Mini Ders 2 Modül: Tütünün Kalp ve Damar Hastalıkları Üzerindeki Etkisi TEMEL SLAYTLAR Kardiyovasküler Hastalıkların Epidemiyolojisi

Detaylı

Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması

Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması Beslenme ve İnflamasyon Göstergeleri Açısından Nokturnal ve Konvansiyonel Hemodiyalizin Karşılaştırılması Halil Yazıcı 1, Abdullah Özkök 1, Yaşar Çalışkan 1, Ayşegül Telci 2, Alaattin Yıldız 1 ¹İstanbul

Detaylı

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi

Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi Hipertansiyon Tedavisi: Bugün Neredeyiz? Dr. Yunus Erdem Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Ünitesi Hipertansiyon Sıklık Yolaçtığı sorunlar Nedenler Kan basıncı hedefleri Tedavi Dünyada Mortalite

Detaylı

Hemodiyaliz hastalarında resistin ile oksidatif stres arasındaki ilişkinin araştırılması

Hemodiyaliz hastalarında resistin ile oksidatif stres arasındaki ilişkinin araştırılması Hemodiyaliz hastalarında resistin ile oksidatif stres arasındaki ilişkinin araştırılması Osman Yüksekyayla, Hasan Bilinç, Nurten Aksoy, Mehmet Nuri Turan Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nefroloji Bilim

Detaylı

Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki

Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki Hemodiyaliz Hastalarında Serum Visfatin Düzeyi İle Kardiyovasküler Hastalık Ve Serum Biyokimyasal Parametreleri Arasındaki İlişki Nimet Aktaş*, Mustafa Güllülü, Abdülmecit Yıldız, Ayşegül Oruç, Cuma Bülent

Detaylı

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden

Detaylı

ARGİNİN METABOLİZMASI DR. MUSTAFA YILMAZ ADÜTF BİYOKİMYA AD. 2005

ARGİNİN METABOLİZMASI DR. MUSTAFA YILMAZ ADÜTF BİYOKİMYA AD. 2005 ARGİNİN METABOLİZMASI DR. MUSTAFA YILMAZ ADÜTF BİYOKİMYA AD. 2005 1 Üzerinde çalışılması güncelliğini koruyan bir konu...arginin!!!! 2 Argininin kimyası Arginin (Arg, R), ilk olarak Hedin tarafından 1895

Detaylı

Yeni Tanı Hipertansiyon Hastalarında Tiyol Disülfid Dengesi

Yeni Tanı Hipertansiyon Hastalarında Tiyol Disülfid Dengesi Yeni Tanı Hipertansiyon Hastalarında Tiyol Disülfid Dengesi İhsan Ateş 1, Nihal Özkayar 2,Bayram İnan 1, F. Meriç Yılmaz 3, Canan Topçuoğlu 3, Özcan Erel 4, Fatih Dede 2, Nisbet Yılmaz 1 1 Ankara Numune

Detaylı

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4

Detaylı

Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi

Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi Maskeli Hipertansiyonda Anormal Tiyol Disülfid Dengesi İhsan Ateş 1, Mustafa Altay 1, Nihal Özkayar 2, F. Meriç Yılmaz 3, Canan Topçuoğlu 3, Murat Alışık 4, Özcan Erel 4, Fatih Dede 2 1 Ankara Numune Eğitim

Detaylı

NİTRİK OKSİT, DONÖRLERİ VE İNHİBİTÖRLERİ. Dr. A. Gökhan AKKAN

NİTRİK OKSİT, DONÖRLERİ VE İNHİBİTÖRLERİ. Dr. A. Gökhan AKKAN NİTRİK OKSİT, DONÖRLERİ VE İNHİBİTÖRLERİ Dr. A. Gökhan AKKAN 1976 Moncada 1980 Furchgott ve Zawadzki (1998 Nobel Tıp Ödülü) EDRF = Endothelium- derived relaxing factor 1987 EDRF = NO Sentezi NOS L- Arginin

Detaylı

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ

PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ PERİTON DİYALİZİ HASTALARINDA AKIM ARACILI DİLATASYON VE ASİMETRİK DİMETİLARGİNİN MORTALİTEYİ BELİRLEMEZ Sami Uzun 1, Serhat Karadag 1, Meltem Gursu 1, Metin Yegen 2, İdris Kurtulus 3, Zeki Aydin 4, Ahmet

Detaylı

Hastalarda insulin direncini ölçmek klinik pratiğimizde tanı koymak ve tedaviyi yönlendirmek açısından yararlı ve önemlidir.

Hastalarda insulin direncini ölçmek klinik pratiğimizde tanı koymak ve tedaviyi yönlendirmek açısından yararlı ve önemlidir. Hastalarda insulin direncini ölçmek klinik pratiğimizde tanı koymak ve tedaviyi yönlendirmek açısından yararlı ve önemlidir. Dr. Sibel Güldiken Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma

Detaylı

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan

Detaylı

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU Alanin Transaminaz ( ALT = SGPT) : Artmış alanin transaminaz karaciğer hastalıkları ( hepatosit hasarı), hepatit, safra yolu hastalıklarında ve ilaçlara bağlı olarak

Detaylı

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER Varlık Erol, Cengiz Aydın, Levent Uğurlu, Emre Turgut, Hülya Yalçın*, Fatma Demet İnce* T.C.S.B. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi,

Detaylı

KARDİYAK REHABİLİTASYON ÖĞR. GÖR. CİHAN CİCİK

KARDİYAK REHABİLİTASYON ÖĞR. GÖR. CİHAN CİCİK KARDİYAK REHABİLİTASYON ÖĞR. GÖR. CİHAN CİCİK Uzun süreli immobilizasyon sonucu: - Nitrojen ve protein dengesi bozulur. - İskelet kasının kitlesi, kasılma kuvveti ve etkinliği azalır. - İskelet kaslarında

Detaylı

Chapter 10. Summary (Turkish)-Özet

Chapter 10. Summary (Turkish)-Özet Chapter 10 Summary (Turkish)-Özet Özet Vücuda alınan enerjinin harcanandan fazla olması durumunda ortaya çıkan obezite, günümüzde tüm dünyada araştırılan sağlık sorunlarından birisidir. Obezitenin görülme

Detaylı

Diyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Diyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Diyabetes Mellitus Komplikasyonları Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Diyabetes mellitus komplikasyonlar Mikrovasküler Makrovasküler Diyabetik retinopati Diyabetik

Detaylı

Asimetrik Dimetil Arjinin (ADMA) Metabolizması. Metabolism of Asymmetric Dimethylarginine (ADMA)

Asimetrik Dimetil Arjinin (ADMA) Metabolizması. Metabolism of Asymmetric Dimethylarginine (ADMA) Review /Derleme Asimetrik Dimetil Arjinin (ADMA) Metabolizması Metabolism of Asymmetric Dimethylarginine (ADMA) Murat Aydın 1, Fatma Erdoğmuş 2, Ferah Armutçu 3, M. Ramazan Yiğitoğlu 3 1 Ardahan Devlet

Detaylı

Prediyabetik ve Tip 2 Diyabetik Kadınlarda Kardiyovasküler Risk: Gerçekten Erkeklerden Daha Yüksek Mi?

Prediyabetik ve Tip 2 Diyabetik Kadınlarda Kardiyovasküler Risk: Gerçekten Erkeklerden Daha Yüksek Mi? Prediyabetik ve Tip 2 Diyabetik Kadınlarda Kardiyovasküler Risk: Gerçekten Erkeklerden Daha Yüksek Mi? Prof Dr Füsun Saygılı EgeÜTF Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıBD DM Mortalite ve morbiditenin

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

Hemodiyaliz Hastalarında Atriyal Fibrilasyon Sıklığı ve Tromboembolik İnmeden Koruma Yönelimleri

Hemodiyaliz Hastalarında Atriyal Fibrilasyon Sıklığı ve Tromboembolik İnmeden Koruma Yönelimleri Hemodiyaliz Hastalarında Atriyal Fibrilasyon Sıklığı ve Tromboembolik İnmeden Koruma Yönelimleri Nuri Barış Hasbal, Yener Koç, Tamer Sakacı, Mustafa Sevinç, Zuhal Atan Uçar, Tuncay Şahutoğlu, Cüneyt Akgöl,

Detaylı

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi Kahramanmaraş 1. Biyokimya Günleri Bildiri Konusu: Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi Mehmet Aydın DAĞDEVİREN GİRİŞ Fetuin-A, esas olarak karaciğerde

Detaylı

Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu

Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu Gebelikte yeni gelişen Proteinüri ve Böbrek fonksiyon bozukluğu Dr.Meltem Pekpak İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 34.Ulusal Nefroloji, Hipertansiyon, Diyaliz ve Transplantasyon 18-22 Ekim,Antalya

Detaylı

NEREYE KOŞUYOR. Doç. Dr. İbrahim İKİZCELİ. İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

NEREYE KOŞUYOR. Doç. Dr. İbrahim İKİZCELİ. İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı 2012 β-blokörler NEREYE KOŞUYOR Doç. Dr. İbrahim İKİZCELİ İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Adernerjik sistem Tarihçesi 1900-1910 Epinefrin 1940-1950 Norepinefrin α, β-reseptör 1950-1960

Detaylı

Gestasyonel Diyabette Nötrofil- Lenfosit Oranı, Ortalama Platelet Hacmi ve Solubıl İnterlökin 2 Reseptör Düzeyi

Gestasyonel Diyabette Nötrofil- Lenfosit Oranı, Ortalama Platelet Hacmi ve Solubıl İnterlökin 2 Reseptör Düzeyi Gestasyonel Diyabette Nötrofil- Lenfosit Oranı, Ortalama Platelet Hacmi ve Solubıl İnterlökin 2 Reseptör Düzeyi Yrd. Doç. Dr. Cuma MERTOĞLU Erzincan Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Gestasyonel

Detaylı

Toksisiteye Etki Eden Faktörler

Toksisiteye Etki Eden Faktörler Toksisiteye Etki Eden Faktörler Toksik etki (toksisite) Tüm ksenobiyotiklerin biyolojik sistemlerde oluşturdukları zararlı etki. 2 Kimyasal Madde ile İlgili Faktörler Bir kimyasal maddenin metabolizmasında

Detaylı

FOSFOR DENGESİ ve HİPERFOSFATEMİNİN KLİNİK SONUÇLARI

FOSFOR DENGESİ ve HİPERFOSFATEMİNİN KLİNİK SONUÇLARI FOSFOR DENGESİ ve HİPERFOSFATEMİNİN KLİNİK SONUÇLARI Dr. Dilek TORUN Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı 13-17 Kasım 2013 30. Ulusal Nefroloji Hipertansiyon Diyaliz ve Transplantasyon

Detaylı

TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ

TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ CEMRE URAL 1, ZAHİDE ÇAVDAR 1, ASLI ÇELİK 2, ŞEVKİ ARSLAN 3, GÜLSÜM TERZİOĞLU 3, SEDA ÖZBAL 5, BEKİR

Detaylı

EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ

EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ EGZERSİZİN DAMAR FONKSİYONLARINA ETKİSİ İçerik Dolaşım sisteminin kısa anatomi ve fizyolojisi Egzersizde periferal dolaşımın düzenlenmesi-etkili mekanizmalar Damar endotelinin ve Nitrik Oksitin (NO) periferal

Detaylı

1. HAFTA PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA. Kuramsal Ders Diabetes mellitus: Tanı, sınıflama ve klinik bulgular Nilgün Başkal.

1. HAFTA PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA. Kuramsal Ders Diabetes mellitus: Tanı, sınıflama ve klinik bulgular Nilgün Başkal. 1. HAFTA Volüm dengesi bozuklukları Böbrek hastalıklarında tanısal yöntemler Diabetes mellitus: Tanı, sınıflama ve klinik bulgular Nilgün Başkal Diabetes mellitus komplikasyonları Sevim Güllü Artritlere

Detaylı

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi

Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Yatan ve Poliklinik Takipli Kanserli Hastalarda İlaç Etkileşimlerinin Sıklığı ve Ciddiyetinin Değerlendirilmesi Dr. Ali Ayberk Beşen Başkent Üniversitesi Tıbbi Onkoloji BD Giriş Sitotoksik tedaviler herhangi

Detaylı

1. HAFTA PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA. Kuramsal Ders Diabetes mellitus: Tanı, sınıflama ve klinik bulgular Nilgün Başkal

1. HAFTA PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA. Kuramsal Ders Diabetes mellitus: Tanı, sınıflama ve klinik bulgular Nilgün Başkal 1. HAFTA Volüm dengesi bozuklukları Böbrek hastalıklarında tanısal yöntemler Diabetes mellitus: Tanı, sınıflama ve klinik bulgular Nilgün Başkal Diabetes mellitus komplikasyonları Sevim Güllü Artritlere

Detaylı

Levosimendanın farmakolojisi

Levosimendanın farmakolojisi Levosimendanın farmakolojisi Prof. Dr. Öner SÜZER Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji AbD 1 Konjestif kalp yetmezliği ve mortalite 2 Kaynak: BM Massie et al, Curr Opin Cardiol 1996

Detaylı

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA İNFLAMASYON. Dr.Mahmut İlker Yılmaz. 25 Eylül 2010, Antalya

PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA İNFLAMASYON. Dr.Mahmut İlker Yılmaz. 25 Eylül 2010, Antalya PERİTON DİYALİZ HASTALARINDA İNFLAMASYON Dr.Mahmut İlker Yılmaz 25 Eylül 2010, Antalya İNFLAMASYON İnflamasyon Kronik inflamasyon İnflamasyon İyi Kötü Çirkin "Her kelimeyi bir şekille anlatan Çincede

Detaylı

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ

Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü Prof.Dr.Mitat KOZ DOLAŞIMIN SİNİRSEL KONTROLÜ Doku kan akımının her dokuda ayrı ayrı ayarlanmasında lokal doku kan akımı kontrol mekanizmaları

Detaylı

Folik asit(vitamin-b9)

Folik asit(vitamin-b9) Folik asit(vitamin-b9) Emilimi metabolizması ve fonksiyonları Emilimi,metabolizması,fonksiyonları Homosistein metabolizması Eksikliğinde trombotik ve artriel hastalıklar Emilim için folik asit besinlerde

Detaylı

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS

METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS Aerobik Antrenmanlar Sonucu Kasta Oluşan Adaptasyonlar Miyoglobin Miktarında oluşan Değişiklikler Hayvan deneylerinden elde edilen sonuçlar dayanıklılık antrenmanları

Detaylı

DİYABETES MELLİTUS. Uz. Fzt. Nazmi ŞEKERC

DİYABETES MELLİTUS. Uz. Fzt. Nazmi ŞEKERC DİYABETES MELLİTUS Uz. Fzt. Nazmi ŞEKERC İ NORMAL FİZYOLOJİ İnsan vücudu enerji olarak GLUKOZ kullanır Alınan her besin vücudumuzda glukoza parçalanır ve kana verilir Kandaki glukozun enerji kaynağı olarak

Detaylı

LİPOPROTEİNLER. Lipoproteinler; Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı. stabilize edilmeleri gerekir. kanda lipidleri taşıyan özel

LİPOPROTEİNLER. Lipoproteinler; Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı. stabilize edilmeleri gerekir. kanda lipidleri taşıyan özel LİPOPROTEİNLER LİPOPROTEİNLER Lipidler plazmanın sulu yapısından dolayı sınırlı olarak çözündüklerinden, taşınmaları için stabilize edilmeleri gerekir. Lipoproteinler; komplekslerdir. kanda lipidleri taşıyan

Detaylı

27/04/16. Sunu Planı YANIKLI NON-SEPTİK HASTADA VOLÜM REPLASMANI. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Yanık tipleri Patofizyoloji Volüm Replasmanı

27/04/16. Sunu Planı YANIKLI NON-SEPTİK HASTADA VOLÜM REPLASMANI. Patofizyoloji. Patofizyoloji. Yanık tipleri Patofizyoloji Volüm Replasmanı Sunu Planı YANIKLI NON-SEPTİK HASTADA VOLÜM REPLASMANI Selim TURHANOĞLU Mustafa Kemal Üniversitesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı Yanık tipleri Volüm Replasmanı Hesaplanması Uygulanması Takibi

Detaylı

SON DÖNEM BÖBREK YETMEZLİKLİ HASTALARDA VASKÜLER SERTLİK İLE VASKÜLER HİSTOMORFOMETRİK BULGULARIN KORELASYONU

SON DÖNEM BÖBREK YETMEZLİKLİ HASTALARDA VASKÜLER SERTLİK İLE VASKÜLER HİSTOMORFOMETRİK BULGULARIN KORELASYONU SON DÖNEM BÖBREK YETMEZLİKLİ HASTALARDA VASKÜLER SERTLİK İLE VASKÜLER HİSTOMORFOMETRİK BULGULARIN KORELASYONU Müge Özcan 1, Kenan Keven 1, Şule Şengül 1, Arzu Ensari 2, Selçuk Hazinedaroğlu 3, Acar Tüzüner

Detaylı

İŞTAH HORMONU GHRELİNİN BÖBREK TRANSPLANTASYONU SONRASI VÜCUT KİTLE İNDEKSİ VE OKSİDATİF STRES ÜZERİNE ETKİLERİ

İŞTAH HORMONU GHRELİNİN BÖBREK TRANSPLANTASYONU SONRASI VÜCUT KİTLE İNDEKSİ VE OKSİDATİF STRES ÜZERİNE ETKİLERİ İŞTAH HORMONU GHRELİNİN BÖBREK TRANSPLANTASYONU SONRASI VÜCUT KİTLE İNDEKSİ VE OKSİDATİF STRES ÜZERİNE ETKİLERİ Yaşar Çalışkan 1, Abdullah Özkök 1, Gonca Karahan 2, Çiğdem Kekik 2, Halil Yazıcı 1, Aydın

Detaylı

KRONİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA ENDOTEL PROGENİTÖR HÜCRELERİ, İNFLAMASYON VE ENDOTEL DİSFONKSİYONU

KRONİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA ENDOTEL PROGENİTÖR HÜCRELERİ, İNFLAMASYON VE ENDOTEL DİSFONKSİYONU KRONİK HEMODİYALİZ HASTALARINDA ENDOTEL PROGENİTÖR HÜCRELERİ, İNFLAMASYON VE ENDOTEL DİSFONKSİYONU Abdullah Özkök¹, Esin Aktaş², Akar Yılmaz 3, Ayşegül Telci 4, Hüseyin Oflaz 3, Günnur Deniz², Alaattin

Detaylı

Obez Çocuklarda Kan Basıncı Değişkenliği ve Subklinik Organ Hasarı Arasındaki İlişki

Obez Çocuklarda Kan Basıncı Değişkenliği ve Subklinik Organ Hasarı Arasındaki İlişki Obez Çocuklarda Kan Basıncı Değişkenliği ve Subklinik Organ Hasarı Arasındaki İlişki Ayşe Ağbaş 1, Emine Sönmez 1, Nur Canpolat 1, Özlem Balcı Ekmekçi 2, Lale Sever 1, Salim Çalışkan 1 1. İstanbul Üniversitesi,

Detaylı

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015 Hipertansiyon HT Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015 Bu sunum Arş. Gör. Dr. Neslihan Yukarıkır ve Arş. Gör. Dr. Dilber Deryol Nacar

Detaylı

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir.

Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir. Canlıların yapısına en fazla oranda katılan organik molekül çeşididir. Deri, saç, tırnak, boynuz gibi oluşumların temel maddesi proteinlerdir. Proteinlerin yapısında; Karbon ( C ) Hidrojen ( H ) Oksijen

Detaylı

BÖBREK FONKSİYON TESTLERİ I. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006

BÖBREK FONKSİYON TESTLERİ I. Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006 BÖBREK FONKSİYON TESTLERİ I Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜTF Biyokimya AD 2006 1 Böbreklerin işlevleri (fonksiyonları) Düzenleyici işlevler Endokrin işlevler Metabolik işlevler Ekskretuvar işlevler 2 Böbreklerin

Detaylı

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ

15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ 15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ İyonlaştırıcı radyasyonların biyomoleküllere örneğin nükleik asitler ve proteinlere olan etkisi hakkında yeterli bilgi yoktur. Ancak, nükleik asitlerden

Detaylı

Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği

Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği İlaçlar hamilelik esnasında rutin olarak kullanılmaktadır. Kronik hastalığı olan (astım, diyabet, hipertansiyon, epilepsi, depresyon ve

Detaylı

NEFROTİK SENDROM. INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013

NEFROTİK SENDROM. INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013 NEFROTİK SENDROM INTERN DR. H.RUMEYSA DAĞ Eylül 2013 NEFROTİK SENDROM NEDİR? Nefrotik sendrom ; proteinüri (günde 3.5gr/gün/1.73 m2), hipoalbüminemi (

Detaylı

Hiperlipidemiye Güncel Yaklaşım

Hiperlipidemiye Güncel Yaklaşım İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri Sık Görülen Kardiyolojik Sorunlarda Güncelleme Sempozyum Dizisi No: 40 Haziran 2004; s. 69-74 Hiperlipidemiye Güncel Yaklaşım Prof. Dr. Hakan

Detaylı

DĐYABETĐK HEMODĐYALĐZ HASTALARINDA ASĐMETRĐK DĐMETĐLARGĐNĐN DÜZEYLERĐNĐN DEĞERLENDĐRĐLMESĐ

DĐYABETĐK HEMODĐYALĐZ HASTALARINDA ASĐMETRĐK DĐMETĐLARGĐNĐN DÜZEYLERĐNĐN DEĞERLENDĐRĐLMESĐ T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI HASEKĐ EĞĐTĐM ve ARAŞTIRMA HASTANESĐ BĐYOKĐMYA VE KLĐNĐK BĐYOKĐMYA LABORATUVARI ŞEF : Uzm. Dr. EZAKET ERE DĐYABETĐK HEMODĐYALĐZ HASTALARINDA ASĐMETRĐK DĐMETĐLARGĐNĐN DÜZEYLERĐNĐN

Detaylı

Diyet yoluyla Menakinon alımı, daha az Koroner Kalp Hastalığı riski ile ilişkili: Rotterdam Çalışma

Diyet yoluyla Menakinon alımı, daha az Koroner Kalp Hastalığı riski ile ilişkili: Rotterdam Çalışma Diyet yoluyla Menakinon alımı, daha az Koroner Kalp Hastalığı riski ile ilişkili: Rotterdam Çalışma Johanna M. Geleijnse,* Cees Vermeer,** Diederick E. Grobbee, Leon J. Schurgers,** Marjo H. J. Knapen,**

Detaylı

DİABETİK DİSLİPİDEMİ TEDAVİSİNDE DİET VE EGZERSİZİN ROLU. Dr Banu Aktaş Yılmaz

DİABETİK DİSLİPİDEMİ TEDAVİSİNDE DİET VE EGZERSİZİN ROLU. Dr Banu Aktaş Yılmaz DİABETİK DİSLİPİDEMİ TEDAVİSİNDE DİET VE EGZERSİZİN ROLU Dr Banu Aktaş Yılmaz T2DM KVH FHS: Diyabetik hastalarda klinik ateroskleroz riski 2-3 kat artmıştr. Haffner ve ark: MI öyküsü olmayan T2DM lu hastalarda,

Detaylı

KORTİZOL, METABOLİK SENDROM VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLAR

KORTİZOL, METABOLİK SENDROM VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLAR KORTİZOL, METABOLİK SENDROM VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLAR Prof.Dr. ARZU SEVEN İ.Ü.CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ BİYOKİMYA ANABİLİM DALI DİSMETABOLİK SENDROM DİYABESİTİ SENDROM X İNSÜLİN DİRENCİ SENDROMU METABOLİK

Detaylı

Maternal serum 25 OH vitamin D düzeylerinin preterm eylem ve preterm doğumda rolü var mıdır?

Maternal serum 25 OH vitamin D düzeylerinin preterm eylem ve preterm doğumda rolü var mıdır? Maternal serum 25 OH vitamin D düzeylerinin preterm eylem ve preterm doğumda rolü var mıdır? Medipol Mega Üniversite Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD Lebriz Hale Aktün, Yeliz Aykanat, Fulya Gökdağlı

Detaylı

Birinci Basamakta Böbrek Hasarının Değerlendirilmesi Proteinüri; Kimde, Nasıl Bakılmalı, Nasıl Değerlendirilmeli?

Birinci Basamakta Böbrek Hasarının Değerlendirilmesi Proteinüri; Kimde, Nasıl Bakılmalı, Nasıl Değerlendirilmeli? Birinci Basamakta Böbrek Hasarının Değerlendirilmesi Proteinüri; Kimde, Nasıl Bakılmalı, Nasıl Değerlendirilmeli? Dr. İhsan ERGÜN Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Gerçek bir pozitiflik söz konusu mudur?

Detaylı

Diyabetik Nefropati Tanı ve Tedavide Güncelleme. Dr. Gültekin Süleymanlar Dr. Alper Sönmez

Diyabetik Nefropati Tanı ve Tedavide Güncelleme. Dr. Gültekin Süleymanlar Dr. Alper Sönmez Diyabetik Nefropati Tanı ve Tedavide Güncelleme Dr. Gültekin Süleymanlar Dr. Alper Sönmez Diyabetik Nefropati Tanısında Güncelleme Dr. Alper Sönmez GATA Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim

Detaylı

KORONER ARTER HASTALIĞINDA BETA BLOKERLER GÖZDEN DÜŞÜYOR MU?

KORONER ARTER HASTALIĞINDA BETA BLOKERLER GÖZDEN DÜŞÜYOR MU? KORONER ARTER HASTALIĞINDA BETA BLOKERLER GÖZDEN DÜŞÜYOR MU? TABİ Kİ HAYIR, HER HASTAYA VERMELİYİZ DR. SABRİ DEMİ RCAN Beta Blokerler Adrenerjik reseptörler katekolaminler tarafından stimüle edilen G-protein

Detaylı

Fibrinolytics

Fibrinolytics ANTİPLATELET İLAÇLAR Fibrinolytics Adezyon Aktivasyon (agonist bağlanma) Agregasyon Aktivasyon (şekil değişikliği) Antiplatelet İlaçlar Antiplatelet ilaçlar Asetilsalisilik asit (aspirin) P2Y12 antagonistleri

Detaylı

Kan Akımı. 5000 ml/dk. Kalp Debisi DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ VII. Dr. Nevzat KAHVECİ

Kan Akımı. 5000 ml/dk. Kalp Debisi DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ VII. Dr. Nevzat KAHVECİ MERKEZİ SİNİR SİSTEMİNİN İSKEMİK YANITI DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ VII Dr. Nevzat KAHVECİ Kan basıncı 60 mmhg nın altına düştüğünde uyarılırlar. En fazla kan basıncı 1520 mmhg ya düştüğünde uyarılır.

Detaylı

Nitrik Oksit ve Solunum Sistemi Doç. Dr. Bülent GÜMÜŞEL Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı

Nitrik Oksit ve Solunum Sistemi Doç. Dr. Bülent GÜMÜŞEL Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı Nitrik Oksit ve Solunum Sistemi Doç. Dr. Bülent GÜMÜŞEL Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı Türk Farmakoloji Derneği ne Teşekkür Ederim. 1 1980 Robert Furchgott EDRF=Nitrik

Detaylı

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Doç. Dr. Onur POLAT Hasar Kontrol Cerrahisi 1992 yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Hasar Kontrol Cerrahisi İlk aşama; Kanama ve kirlenmenin

Detaylı

PERİFERİK ARTER HASTALIĞI. Dr Sim Kutlay

PERİFERİK ARTER HASTALIĞI. Dr Sim Kutlay PERİFERİK ARTER HASTALIĞI Dr Sim Kutlay ENDOTEL Nitrik oksit Endotelin-1 Anjiotensin II Nitrik oksit NF-kB aktivasyonu Anjiotensin II Aktivatör protein-1 aktivasyonu Nitrik oksit Doku faktörü Plazminojen

Detaylı

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Hastalıkların tedavisinde kat edilen yol, bulaşıcı hastalıklarla başarılı mücadele, yaşam koşullarında düzelme gibi

Detaylı

Adrenal Korteks Hormonları

Adrenal Korteks Hormonları Adrenal Korteks Hormonları Doç. Dr.Fadıl Özyener Fizyoloji AD Bu derste öğrencilerle Adrenal korteks hormonlarının (AKH) sentez ve salgılanması, organizmadaki hücre, doku ve sistemlerde genel fizyolojik

Detaylı

Hipertansiyon Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar-2014. Dr. Mehmet KANBAY Nefroloji B.D. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi

Hipertansiyon Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar-2014. Dr. Mehmet KANBAY Nefroloji B.D. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Hipertansiyon Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar-2014 Dr. Mehmet KANBAY Nefroloji B.D. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Kontrolsüz Hipertansiyonun Bedeli SVO geçiren hastaların.. J Rendon et al.,

Detaylı

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 KRONİK HASTALIK ANEMİSİ IX. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU GİRİŞ VE TANIM Kronik

Detaylı

Amikasin toksisitesine bağlı deneysel akut böbrek hasarı modelinde parikalsitol oksidatif DNA hasarını engelleyebilir

Amikasin toksisitesine bağlı deneysel akut böbrek hasarı modelinde parikalsitol oksidatif DNA hasarını engelleyebilir Amikasin toksisitesine bağlı deneysel akut böbrek hasarı modelinde parikalsitol oksidatif DNA hasarını engelleyebilir Gülay Bulut 1, Yıldıray Başbuğan 2, Elif Arı 3 Hamit Hakan Alp 4, İrfan Bayram 1 Yüzüncü

Detaylı

Fiziksel Aktivite ve Sağlık. Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı

Fiziksel Aktivite ve Sağlık. Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı Fiziksel Aktivite ve Sağlık Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı 1 Fiziksel İnaktivite Nedir? Haftanın en az 5 günü 30 dakika ve üzerinde orta şiddetli veya haftanın en az 3 günü 20 dakika

Detaylı

T.C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI

T.C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI T.C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI KORONER ARTER HASTALIĞININ YAYGINLIĞI VE CİDDİYETİ İLE SERUM ASİMETRİK DİMETİLARJİNİN DÜZEYİ ARASINDAKİ İLİŞKİ Dr. Fatma CAN UZMANLIK

Detaylı

Kardiyovasküler Hastalıklarda Çekirdekli Kırmızı Kan Hücrelerinin Tanısal Değeri

Kardiyovasküler Hastalıklarda Çekirdekli Kırmızı Kan Hücrelerinin Tanısal Değeri Kardiyovasküler Hastalıklarda Çekirdekli Kırmızı Kan Hücrelerinin Tanısal Değeri Doç. Dr. Meral Yüksel Marmara Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Tıbbi Laboratuvar Teknikleri Programı meralyuksel@gmail.com

Detaylı

ESANSİYEL HİPERTANSİYONLU HASTALARDA PLAZMA APELİN ve ADMA DÜZEYLERİ

ESANSİYEL HİPERTANSİYONLU HASTALARDA PLAZMA APELİN ve ADMA DÜZEYLERİ ESANSİYEL HİPERTANSİYONLU HASTALARDA PLAZMA APELİN ve ADMA DÜZEYLERİ Çelebi G., 1 Sönmez A., 2 Erdem G., 1 Tapan S., 3 Taşçı İ., 1 Erçin C.N., 4 Doğru T., 4 Kılıç S., 5 Üçkaya G., 2 Yılmaz Mİ., 6 Kutlu

Detaylı

EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT

EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT EGZERSİZE ENDOKRİN ve METABOLİK YANIT Prof.Dr.Fadıl Özyener Fizyoloji Anabilim Dalı Sempatik Sistem Adrenal Medulla Kas kan dolaşımı Kan basıncı Solunum sıklık ve derinliği Kalp kasılma gücü Kalp atım

Detaylı

Çok Kesitli Bilgisayarlı Tomografik Koroner Anjiyografi Sonrası Uzun Dönem Kalıcı Böbrek Hasarı Sıklığı ve Sağkalım ile İlişkisi

Çok Kesitli Bilgisayarlı Tomografik Koroner Anjiyografi Sonrası Uzun Dönem Kalıcı Böbrek Hasarı Sıklığı ve Sağkalım ile İlişkisi Çok Kesitli Bilgisayarlı Tomografik Koroner Anjiyografi Sonrası Uzun Dönem Kalıcı Böbrek Hasarı Sıklığı ve Sağkalım ile İlişkisi Hamza Sunman 1, Mustafa Arıcı 2, Hikmet Yorgun 3, Uğur Canpolat 3, Metin

Detaylı

* Kemoreseptör *** KEMORESEPTÖR REFLEKS

* Kemoreseptör *** KEMORESEPTÖR REFLEKS KEMORESEPTÖR REFLEKS DOLAŞIM SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ VI Dr. Nevzat KAHVECİ Kemoreseptörler, kimyasal duyarlılığı olan hücrelerdir. Kan basıncı 80 mmhg nin altına düştüğünde uyarılırlar. 1- Oksijen yokluğu

Detaylı

HİPERTANSİYON & EGZERSİZ

HİPERTANSİYON & EGZERSİZ HİPERTANSİYON & EGZERSİZ HTN %27.8 (ABD DE) 140/90 mmhg PREHİPERTANSİYON SBP:120-139 mmhg DBP:80-89 mmhg Kan basıncı sınıflaması Sistolik kan basıncı(mmhg) Diyastolik kan basıncı (mmhg) İdeal

Detaylı

İnsülin Tedavisi ve Böbrek Hastalıkları. Dr Rahmi Yilmaz Hacettepe Üniversitesi Nefroloji Bilim Dalı

İnsülin Tedavisi ve Böbrek Hastalıkları. Dr Rahmi Yilmaz Hacettepe Üniversitesi Nefroloji Bilim Dalı İnsülin Tedavisi ve Böbrek Hastalıkları Dr Rahmi Yilmaz Hacettepe Üniversitesi Nefroloji Bilim Dalı Glukoz Dengesi ve SDBH GFH 20 ml/dk nın altına indiğinde glukoz kontrolünde düzensizlikler baş göstermektedir.

Detaylı

Farklı deneysel septik şok modellerinde bulgularımız. Prof. Dr. Alper B. İskit Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı

Farklı deneysel septik şok modellerinde bulgularımız. Prof. Dr. Alper B. İskit Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı Farklı deneysel septik şok modellerinde bulgularımız Prof. Dr. Alper B. İskit Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı e-posta: alperi@hacettepe.edu.tr Neden bu konu? Septik şok çalışma

Detaylı

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki

Detaylı

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ 03-11-2009 Doku hipoperfüzyonu ve organ hasarı oluşturan, intravasküler volüm kaybının ilk tedavisi

Detaylı

Yağ Asitlerinin Metabolizması- I Yağ Asitlerinin Yıkılması (Oksidasyonu)

Yağ Asitlerinin Metabolizması- I Yağ Asitlerinin Yıkılması (Oksidasyonu) Yağ Asitlerinin Metabolizması- I Yağ Asitlerinin Yıkılması (Oksidasyonu) Yrd. Doç. Dr. Bekir Engin Eser Zirve Üniversitesi EBN Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya A.B.D. Yağ Asitleri Uzun karbon zincirine sahip

Detaylı

HEMODİYALİZ VE PERİTON DİYALİZİNDE HASTA SEÇİM KRİTERLERİNİN DEĞERLENDİRMESİ DR. GÜLTEKİN GENÇTOY

HEMODİYALİZ VE PERİTON DİYALİZİNDE HASTA SEÇİM KRİTERLERİNİN DEĞERLENDİRMESİ DR. GÜLTEKİN GENÇTOY HEMODİYALİZ VE PERİTON DİYALİZİNDE HASTA SEÇİM KRİTERLERİNİN DEĞERLENDİRMESİ DR. GÜLTEKİN GENÇTOY BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ALANYA HASTANESİ Kronik böbrek hastalığı dünya çapında bir halk sağlığı

Detaylı

KALP KRİZİ UZ.DR.MUHAMMET HULUSİ SATILMIŞOĞLU

KALP KRİZİ UZ.DR.MUHAMMET HULUSİ SATILMIŞOĞLU KALP KRİZİ UZ.DR.MUHAMMET HULUSİ SATILMIŞOĞLU Türkiye ulusal düzeyde ölüm nedenleri arasında ilk sırayı 205.457 ölümle kardiyovaskülerhastalıklar (tüm ölüm nedenlerinin %47,73 ü) almaktadır. Kardiyovasküler

Detaylı

ANEMİYE YAKLAŞIM. Dr Sim Kutlay

ANEMİYE YAKLAŞIM. Dr Sim Kutlay ANEMİYE YAKLAŞIM Dr Sim Kutlay KBH da Demir Eksikliği Nedenleri Gıda ile yetersiz demir alımı Üremiye bağlı anoreksi,düşük proteinli (özellikle hayvansal) diyetler Artmış demir kullanımı Eritropoez stimule

Detaylı

DİYABETİK DİYALİZ HASTALARINDA GLİSEMİK DALGALANMA

DİYABETİK DİYALİZ HASTALARINDA GLİSEMİK DALGALANMA DİYABETİK DİYALİZ HASTALARINDA GLİSEMİK DALGALANMA Dr. Taner Baştürk Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği *Diyabet, genellikle hiperglisemi şeklinde ortaya çıkan kronik

Detaylı

ASİMETRİK DİMETİLARJİNİN ve KLİNİK ÖNEMİ

ASİMETRİK DİMETİLARJİNİN ve KLİNİK ÖNEMİ ASİMETRİK DİMETİLARJİNİN ve KLİNİK ÖNEMİ Sami ERDEM, Ali ÜNLÜ Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı, KONYA Asimetrik dimetil arginin (ADMA) endojen Nitrik Oksit sentaz inhibitörüdür.

Detaylı

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler

ENDOKRİN BEZ EKZOKRİN BEZ. Tiroid bezi. Deri. Hormon salgısı. Endokrin hücreler Kanal. Kan akımı. Ter bezi. Ekzokrin hücreler ENDOKRİN SİSTEM Endokrin sistem, sinir sistemiyle işbirliği içinde çalışarak vücut fonksiyonlarını kontrol eder ve vücudumuzun farklı bölümleri arasında iletişim sağlar. 1 ENDOKRİN BEZ Tiroid bezi EKZOKRİN

Detaylı

GÜNÜN NOTLARI 10 Mayıs Perşembe. Sözlü Bildiriler. Poster Bildiriler. Prof. Dr. Ülver Derici Kongre Başkanı. 10 Mayıs 2018, Perşembe

GÜNÜN NOTLARI 10 Mayıs Perşembe. Sözlü Bildiriler. Poster Bildiriler. Prof. Dr. Ülver Derici Kongre Başkanı. 10 Mayıs 2018, Perşembe Değerli Meslektaşlarımız, Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği olarak, 9-13 Mayıs 2018 tarihleri arasında yeniden sizlerle bir araya gelmiş olmaktan dolayı mutluluk duyuyoruz. Bu yıl yirmincisini

Detaylı

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Travma ve cerrahiye ilk yanıt Total vücut enerji harcaması artar Üriner nitrojen atılımı azalır Hastanın ilk resüsitasyonundan sonra Artmış

Detaylı

Prof. Dr. Ramazan Sarı Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı

Prof. Dr. Ramazan Sarı Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı DM TEDAVİSİNDE KOMPLİKASYONLAR DM TEDAVİSİ VE KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLAR Prof. Dr. Ramazan Sarı Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı Slide 1 Sunum planı DM ve kardiyovasküler hastalık-riskleri

Detaylı

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü Tip 1 diyabete giriş Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü ENTERNASYONAL EKSPER KOMİTE TARAFINDAN HAZIRLANAN DİABETİN YENİ SINIFLAMASI 1 - Tip 1 Diabetes

Detaylı

Kronik Böbrek Hastalığında Retinol Bağlayıcı Protein-4 Düzeyindeki Artış Endotel Disfonksiyonun Yeni Bir Göstergesi mi?

Kronik Böbrek Hastalığında Retinol Bağlayıcı Protein-4 Düzeyindeki Artış Endotel Disfonksiyonun Yeni Bir Göstergesi mi? Kronik Böbrek Hastalığında Retinol Bağlayıcı Protein-4 Düzeyindeki Artış Endotel Disfonksiyonun Yeni Bir Göstergesi mi? Gürkan Çelebi 1, İlker Taşçı 1, Mutlu Sağlam 2, Gökhan Özgür 1, Halil Yaman 3, Gökhan

Detaylı

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM 1) Aşağıdaki hormonlardan hangisi uterusun büyümesinde doğrudan etkilidir? A) LH B) Androjen C) Östrojen Progesteron D) FUH Büyüme hormonu E) Prolaktin - Testosteron 2)

Detaylı

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı

LİPOPROTEİN METABOLİZMASI. Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı LİPOPROTEİN METABOLİZMASI Prof.Dr. Yeşim ÖZKAN Gazi Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Lipoprotein Nedir? 1- Lipidler Hidrofobik lipidler çekirdekte (Trigliserit, Kolesterol esterleri)

Detaylı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Çalışan açısından, yüksekte güvenle çalışabilirliği belirleyen etkenler:

Detaylı