VENÖZ TROMBOEMBOLİZM. Numan Ekim TANIM

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "VENÖZ TROMBOEMBOLİZM. Numan Ekim TANIM"

Transkript

1 VENÖZ TROMBOEMBOLİZM Numan Ekim TANIM Pulmoner embolizmin % 90 dan fazlası alt ekstremitelerin proksimal derin venlerinden kaynaklanır. O nedenle akciğer damar tıkanması ayrı bir hastalık olmayıp derin ven trombozunun bir komplikasyonudur. Pelvik venalar da önemli bir emboli kaynağıdır. Daha az oranda da olsa üst ekstremite, boyun ve böbrek venlerinden köken almış pulmoner emboli olgularına da rastlanmaktadır. Terminolojik olarak venöz tromboembolizm (VTE) diye adlandırılan klinik tablonun başlıca iki komponenti vardır. Pulmoner embolizm (PE) ve derin ven trombozu (DVT). Pulmoner embolizm (PE), pulmoner arter veya dallarının venöz sistemde oluşan pıhtı (trombüs) tarafından tıkanması ve o bölgede kan akımının engellenmesidir. Embolizme büyük oranda neden olan trombüsün yanısıra seyrek te olsa doku parçaları, tümör hücreleri, hava, parazit, amnion sıvısı vb. maddeler akciğer damar yatağını tıkar. EPİDEMİYOLOJİ Son yıldır pulmoner embolizmde gerek epidemiyoloji gerekse klinik tanı, tedavi ve korunma açısından önemli gelişmeler olmuştur. Doğru tanı ve tedavi için göğüs hastalıkları, nükleer tıp, radyoloji, kardiyoloji, hematoloji ve vasküler cerrahi gibi tıp dallarının ortak çabası (multidisipliner yaklaşım) gerekir. Amerika Birleşik Devletlerinde yılda 500 bin den fazla pulmoner tromboembolizm (PE) olgusu saptanmaktadır. Bunların 2/3 üne tanı konamamakta ve mortalite % 30 lara kadar ulaşmaktadır. Doğru tanı konup tedavi edildiğinde ise mortalite oranı % 10 un altına inmektedir. Günümüzde tüm hastane ölümlerinin %5-10 unu PE li olgular oluşturur. TANI YÖNTEMLERİ Klinik özellikler PE, hekimi gerçekten zorlayan,uğraştıran bir hastalıktır. Çünkü birçok kardiopulmoner hastalığı taklit eder. O nedenle PE tanısında ilk ve en önemli adım hastalıktan kuşkulanmak tır. PE li hastaların bir kısmı asemptomatik iken bir kısmında ise kardiovasküler kollaps ve ani ölüm bile görülebilmektedir.yani klinik tablo olgulara göre çok değişiklik gösterir. Fizik muayenede ani başlayan dispne ve/veya plevritik göğüs ağrısının olup olmadığına özellikle dikkat edilir. Eğer predispozan faktörlerden biri veya birkaçı da ( immobilizasyon, yakında geçirilmiş karın, pelvis ya da kalça operasyonları başta olmak üzere cerrahi girişimler, ekstremite kırıkları,malignite, daha önceki venöz tromboembolik hastalık) varsa PE özellikle düşünülmelidir. Klasik üçlü olarak tanımlanan dispne, göğüs ağrısı ve hemoptizi belirtilerinin olguların ancak %20 sinde görüldüğünü ve dolayısıyle tanıda pek önemli olmadığını belirten bazı yayınlar olsa da dispne ve göğüs ağrısının olguların % 90 dan fazlasında olduğunu vurgulayan yayınlar da vardır. O halde bu semptomların sensitivitesi yüksektir. Ancak spesifisitesi düşük olup % 10 kadardır. Yani dispne ve göğüs ağrısı, ayırıcı tanıda düşünülmesi gereken diğer birçok hastalıkta da (kalp hastalığı, pnomoni vb.) olabilir. Ayrıca venöz trombozis açısından alt ekstremitelerde ağrılı ya da ağrısız lokalize şişlik olup olmadığına bakılmalıdır. PE de karakteristik fizik muayene bulguları fazla değildir. Takipne ve taşikardi hemen daima saptanabilir. Geçici nitelikte olabilen bu iki bulgu, yaygın embolizm bulunan olgularda uzun sürebilir. Diğer bulgular bronkokonstriksiyon ve atelektaziye sekonder gelişen wheezing ve solunum seslerinde lokal azalmadır.atelektatik alanda bazen ince raller işitilebilse de perküsyon ve oskültasyonda akciğerler genellikle normaldir. Eğer embolizmin ardından infarktüs gelişmişse plevral sürtünme sesi, plevral effüzyon ve ateş de saptanabilir. Embolizm çoğunlukla alt loblarda oluştuğundan sürtünme sesi de akciğer tabanında işitilir. Eksuda veya transuda niteliğindeki plevral sıvı nadiren masif olup, bir miktar eritrosit içerebilir. Akut masif embolizm olan olgularda akut kor pulmonale bulguları bulunabilir. Klinik bulguların özelliğine göre olgular düşük, orta ve yüksek olasılıklı olarak sınıflandırılır. Klinik olasılık temel alınarak uygulanan tanı algoritmalarından Wells ve arkadaşlarının uyguladıkları algoritma örnekleri Şekil 1 ve 2 de gösterilmiştir.

2 CİDDİ** OLMAYAN TİPİK KLİNİK BULGULAR*** VAR YOK PTE düşündürmüyor PTE düşündürüyor PTE düşündürmüyor PTE düşündürüyor Faktörü (-) Faktörü (+) Faktörü (-) Faktörü (+) Faktörü ( - ) Faktörü ( + ) Faktörü ( - ) Faktörü (+) DÜŞÜK ORTA ORTA YÜKSEK DÜŞÜK DÜŞÜK DÜŞÜK ORTA CİDDİ KLİNİK BULGULARIN VARLIĞI** PTE düşündürmüyor PTE düşündürüyor ORTA ***Tipik klinik bulgular (major bulgulardan en az biri ile beraber minör bulgulardan en az ikisinin beraber olması): YÜKSEK **Ciddi klinik bulgular (tipik klinik bulguların varlığında aşağıdakilerden en az birinin varlığı): Major bulgular: Nabız 90/dk üzerinde olması Subfebril ateş varlığı DVT semptomları varlığı PTE ile uyumlu AC grafisi bulguları Minör bulgular: Akut nefes darlığı veya kronik nefes darlığında artış Plöretik nitelikte göğüs ağrısı Oksijen saturasyonunun %92 nin altında olması Hemoptizi Plevral frotman Senkop Nabız 100/dk üzerinde olması Sistolik kan basıncının 90 mmhg nin altında olması Mekanik ventilasyon gereksinimi FIO2 ihtiyacının %40 ın üzerinde olması EKG de sağ yüklenme bulgularının varlığı Şekil 1. PE de bulgulara göre klinik olasılık algoritması

3 Klinik Olasılığı Belirle Düşük olasılık Orta ve yüksek olasılık D dimer D dimer - + Heparinizasyon (Standard, LMWH) PE dışlanır V/Q sintigrafi veya Spiral CT 3 ay takip Normal Nondiagnostik (düşük-orta) / Normal BT Yüksek olasılık / pozitif BT PE dışlanır Bilateral bacak USG PE tedavisine devam DVT saptanmadı Klinik olasılığa göre davran DVT saptandı Düşük klinik olasılık Orta klinik olasılık Yüksek klinik olasılık Başlangıç D dimer testine göre davran PE dışlandı 3 aylık takip Bir hafta içinde USG tekrarı PE: tedaviye devam PE dışlandı Angiografi ya da 1 hafta içinde USG tekrarı + PE: tedaviye devam Şekil. 2. Klinik olasılığa göre tanı algoritması Akciğer grafisi Olguların bir bölümünde direkt akciğer grafisi normaldir. O nedenle grafideki normal bulgular emboli ön tanısından uzaklaştırmamalıdır. İnfarktüsün gelişmediği embolik obstrüksiyon döneminde tıkanan arterin distalinde oligemiye bağlı daha saydam (hiperlüsen) alanlar farkedilebilir (Westermark belirtisi). Ardından linear veya bant atelektazileri, olasılıkla buna sekonder diafragma yüksekliği, bir damar gölgesinde aniden sonlanma gibi bulgular da saptanabilir. Masif embolilerde ise ana pulmoner arter gölgelerinde genişleme ve kardiomegali gibi kor pulmonale bulguları söz konusudur. Embolinin ardından infarktüs veya konjestif atelektazi gelişen olgularda parankimde bir pnomonik gölge koyuluğu veya plevral reaksiyon ya da sıvı ortaya çıkar.bu dansiteler, yamalı bir görünümden yuvarlak nodüler dansiteye kadar değişebilir. PE de akciğer grafi bulguları Tablo 1 de gösterilmiştir.

4 Tablo 1: Akut PE tanısında akciğer grafisinin yeri Tanı değeri sınırlı PE yi taklit eden diğer hastalıkların dışlanması Düşük sensitivitesi ve rölatif yüksek spesifisitesi olan bulgular Periferal oligemi (Westermark belirtisi) Santral PA genişlemesi (Fleischner belirtisi) Plevra tabanlı opasite (Hampton hörgücü) Diafragma yüksekliği Nonspesifik bulgular Hava bronkogramlı konsolidasyon Linear atelektazi Plevral effüzyon Olguların %10-15 inde grafi normal Radyonüklid inceleme Perfüzyon (Q) ve Ventilasyon (V) sintigrafileri Perfüzyon ve ventilasyon sintigrafileri ve direkt akciğer grafisi birlikte değerlendirilerek PE li olgularda tanısal bir sınıflama yapmak mümkündür. Günümüzde PE kuşkulanılan olgularda sık uygulanan bir tarama testidir. Değerlendirmede göz önüne alınan kriterler ; a) Perfüzyondaki defektlerin büyüklüğü ve lokalizasyonu b) Bu defektli bölgelerde ventilasyonun durumu c) Bu sintigrafi bulgularının direkt akciğer grafisi ile karşılaştırılması. Bu kriterlere göre; 1) Q sintigrafisi normalse; pratik anlamda hastada PE yoktur. 2) Q sintigrafisi anormal, V sintigrafisi bu bölgelerde normalse; V/Q uyumsuzluğu vardır. PE olasılığı yüksektir. V/Q uyumsuzluğunun olduğu bölgelerde direkt akciğer grafisi de normalse PE olasılığı yüksektir. 3) Q sintigrafisi anormal, V sintigrafisi de bu bölgelerde anormal ise; V/Q uyumu sözkonusudur. PE olasılığı düşüktür Sintigrafi ve direkt akciğer grafi bulguları ile klinik belirtilerin birlikte değerlendirilmeleri oldukça yararlı olmalarına karşın PE tanısı alan hastaların yaklaşık 2/3 ünde derin ven trombozisi (DVT) incelemeleri (kontrast maddeli venografi, Doppler ultrasonografi vb.) ve pulmoner anjiografi gibi diğer tanı yöntemlerine de zaman zaman başvurulmaktadır. Spiral bilgisayarlı tomografi (BT) Helikal ya da volumetrik BT de denen bu inceleme, konvansiyonel BT ye göre daha hızlı ve daha az kompleks yapıda olduğundan uygulanım kolaylığı vardır. Sürekli hareket halindeki bir masa üzerindeki hasta nefesini bir kez tuttuğunda intravenöz kontrast madde de aynı anda verilirse, toraksın büyük bir bölümü ve hatta bütünü taranabilir. Bu teknikle ana pulmoner arterlerden segmental arterlere kadar intravasküler bir pıhtı belirlenebilir larda subsegmental ve daha periferik bölümde yerleşen küçük pıhtıların güvenilir bir şekilde görüntülenemediği belirtilen single detector BT tarayıcıları ile tanı konurken, 2000 li yıllarda artık multiple detector BT tarayıcıları ile rotasyon hızı fazla, 1.2 mm kalınlığında kesitler alınabilmekte, periferik pulmoner arterler 5. dallanmaya kadar incelenebilmektedir. Akut Pe tanısında spiral BT nin sensitivitesi %90, spesifisitesi de %90 bulunmuştur. Pozitif beklenen değeri % 93, negatif beklenen değeri ise % 94 tür. Yalancı negatif yorumlama esas olarak subsegmental emboliden, yalancı-pozitif yorumlama ise hiler lenf nodlarından ve teknik hatalardan kaynaklanır. Akut PE de spiral BT bulguları Tablo 2 de gösterilmiştir.

5 Tablo 2: Akut PE de spiral BT bulguları Damarsal bulgular İntravasküler dolma defekti Damar duvarı ile dar açı Damar opasifikasyonunun tam kesintiye uğraması Tıkalı damarın çapında artma Parankimal bulgular Plevra tabanlı kama şeklinde opasite Linear atelektazi Pulmoner anjiografi Bu yöntem, kesin sonuç veren güvenilir bir yöntemdir (gold standard). PE den kuşkulanılan bir olguda; a) Kardiovasküler kollaps veya hipotansiyon varsa b) Diğer tanı yöntemleri ile kesin tanı sağlanamamış ise, bu inceleme yapılmalıdır. Kontrast maddeye allerjisi olanlarda, ciddi pulmoner hipertansiyon, böbrek yetmrezliği bulunan hastalarda ve akut myokard infarktüsü geçirenlerde yapılmamalıdır. İşleme bağlı komplikasyon oranı % 4, mortalite oranı ise % 04 tür. Tanı koydurucu en önemli bulguları çapı 3 milimetreden büyük damarlarda intraluminal dolma defekti veya damar görüntüsünün ani kesilmesi dir. Bölgesel oligemi ve dolma gecikmesi PE nin indirekt belirtileri olarak kabul edilmektedir. Anjiografideki normal bulgular PE tanısını kesinlikle dışlar. İnvazif, pahalı ve teknik açıdan kompleks bir incelemedir. Derin ven trombozisi tanı yöntemleri Pulmoner embolizmin % 90 ı derin bacak venalarından kaynaklanan trombüslere bağlı olduğundan DVT nin çeşitli yöntemlerle saptanması PE tanısında önemli bir adımdır. Tanıda en güvenilir yöntem (gold standard) venografidir. Uygulaması zor ve olguların % sinde değerlendirme hataları yapılmasına karşın venografi ve yanısıra ultrasonografik (özellikle renkli Doppler) inceleme derin bacak ve pelvis venalarındaki pıhtıyı saptamada yaygın olarak kullanılmaktadır. Radyoizotop maddelerle işaretlenmiş fibrinojen testleri ve impedans pletismografisinin bazı kısıtlayıcı yönleri olup belli merkezlerde yapılabilmektedir. V/Q sintigrafisinin non-diagnostik kaldığı (özellikle orta olasılıklı) olgularda derin bacak venalarının non invasif görüntülenmesi ile venöz tromboembolizmin varlığı doğrulanabilir. Ekokardiografi (EKO) Pulmoner damar yatağında cidi boyutta tıkanmanın söz konusu olduğu ve klinikte kendisini sistemik hipotansiyon ve diğer şok bulguları ile gösteren masif PE li olguların tanısında EKO (özellikle de transözofageal yoldan yapılanı) çok yararlı bilgiler sağlamaktadır. O nedenle günümüzde çabuk, kolayca ve hatta hasta yatağında bile uygulanabilen bu noninvaziv tanı yöntemi, belli bir morbidite ve mortalitesi olan pulmoner anjiografiye alternatif oluşturmaktadır. E KO da sağ ventrikül dilatasyonu ve hipokinezisi, septum deviasyonu, pulmoner arter genişlemesi ve triküspid regürjitasyonu gibi PE ile uyumlu bulgular saptanabilir. Myokard infarktüsü, aort disseksiyonu ve perikardiyal tamponad gibi PE yi taklid eden durumlardan kolayca ayırımında bu yöntem yararlıdır. Ancak temelde konjestif kalp yetmezliği ve KOAH gibi patolojiler varsa EKO nun yorumu güç olup, PE nin sağ ventrikül infarktüsünden ve kardiyomyopatiden ayırımı zorlaşır. Elektrokardiografi (EKG) PE tanısında EKG bulguları çok yardımcı değildir.genellikle sinüs taşikardisi ve nonspesifik ST- T değişiklikleri saptanabilir. Masif PE ye bağlı olarak; p pulmonale, sağ aks deviasyonu,sağ dal bloğu ve S 1 Q 3 T 3 gibi sağ kalp yüklenme bulguları görülebilir. PE olgularında EKG, akut myokard infarktüsü ve akut perikardit gibi hastalıkların ayırıcı tanısında da yararlıdır.

6 Manyetik rezonans görüntüleme (MR) MR, pulmoner arterdeki pıhtıları gösteren noninvaziv bir yöntemdir. BT ile karşılaştırıldığında MR incelemesinde iyotlu kontrast maddeye gerek yoktur. Pulmoner vasküler yapıyı görüntülemede kullanılan MR, aynı zamanda pelvik venaların ve derin bacak venalarının incelenmesinde de kullanılabilir. PE de MR ın duyarlılığı pıhtının yerleşimi ve büyüklüğüne göre değişir. Segmental ve daha büyük yerleşimli pıhtıların saptanmasında daha değerlidir. D- imer PE tanısında son yıllarda yaygın olarak kullanılan D-dimer testi,bir fibrin yıkım ürününün plasmada belirlenmesidir. Akut PE veya DVT de kantitatif ELISA yöntemi ile bakıldığında sensitivite % gibi yüksektir. Eşik değeri 500µg /dl dir. Bu değerin altındaki bir D-dimer düzeyi PE tanısını dışlamada yardımcıdır.testin negatif beklenen değeri oldukça yüksektir (%92-100). Geleneksel lateks ve tüm diğer agglutinasyon testlerinin sensitivitesi düşük olduğundan PE tanısını dışlamada kullanılmaması tavsiye edilmektedir. Kanser, inflamasyon, infeksiyon, nekrozis, hemoraji, cerrahi girişim, travma ve gebelik gibi birçok durumlarda da plasma D-dimer düzeyi 500µg /dl nin üzerine çıkacağından testin spesifisitesi düşüktür. Hatta 80 yaşın üstünde ve PE kuşkulanılan olgularda spesifisite % 9 lara kadar düşer. Bu durumda PE açısından testin pozitif beklenen değeri düşüktür. PE kuşkulanılan bir olguda klinik olasılık düşük ve D-dimer değeri normal ise bu olgunun negatif beklenen değeri % 99.5 dir. Arter kan gazları Pulmoner embolism V/Q uyumsuzluğu ve hiperventilasyonla karakterize olduğundan hipoksemi, respiratuvar alkaloz ve alveolo-arteriyel oksijen gradientinde artma beklenen bulgulardır.v/q sintigrafileri ve pulmoner arter basınç ölçümü ile de ortaya konduğu gibi hipoksinin derecesi embolizmin yaygınlığı ile ilişkilidir. Ancak normal PaO 2 ve PaCO 2 değerleri özellikle de küçük embolilerde saptanabilir. Bu nedenle normal değerler daha ileri inceleme gereksinimini ortadan kaldırmaz. Rutin laboratuvar incelemeleri Tanıda fazla önemi yoktur. Kanda beyaz küre sayısı normal ya da hafif yüksektir.daha önceleri PE tanısında değeri olduğu düşünülen bir üçlünün (serum laktik dehidrogenaz ve bilirübin konsantrasyonunda arma ve normal transaminaz konsantrasyonu) günümüzde klinik öneminin olmadığı anlaşılmıştır. AYIRICI TANI Pulmoner embolizme predispozisyon yaratan bir klinik durumda bakteriyel ya da viral pnomoniler embolizmi taklit edebilir. Örneğin postoperatif dönemde subfebril bir ateş,dispne ve taşikardi ve akciğer grafisinde bir infiltrasyon gelişebilir. Bu atelektazi, pnomoni veya pulmoner embolizme bağlı olabilir. Embolizme sekonder gelişen infarktüs, bir kollajen vasküler hastalığa bağlı akut plöritisle veya tüberküloz gibi bir infeksiyon hastalığı ile karıştırılabilir. Myokard infarktüsü, dissekan aorta anevrizması ve pnomotoraks gibi akut nitelikteki kardiopulmoner hastalıklar da substernal ağrı, nefes darlığı, taşikardi gibi semptomlar ve EKG de beliren birtakım anormallikler nedeniyle PE ile karışabilir. Daha önce kalp hastalığı olan bir kişide gelişen bir PE tablosu, ani başlayan bir atrial fibrilasyona yol açabilir. Konjestif kalp yetmezliği olan bir hastanın durumunda ani ve progressif bir kötüleşme yine PE den kaynaklanabilir. İnfeksiyon veya başka bir tetikleyici neden olmaksızın KOAH lı bir hastada artan bir hipoksemi ve dispne ile karakterize akut alevlenmenin nedeni PE olabilir. Bütün bunların ötesinde sağlıklı bir kişide PE, dispne ile birlikte gelişen baş dönmesi veya senkop atakları ile kendini gösterebilir. Çoğu kez psişik problemlerden kaynaklanan hiperventilasyon ataklarının rekürran embolizasyona bağlı olabileceği de ayırıcı tanıda akla getirilmelidir. TEDAVİ Amaç: a) VTE genişlemesini, rekürensi ve ölümü önlemek, b) DVT den kaynaklanan postflebitik sendroma bağlı komplikasyonları,pe ye bağlı pulmoner hipertansiyon ve hipoksemiyi azaltmak, c) Kanama ve heparin kaynaklı trombostopeniden sakınmak PE tedavisini üstlenen hekim çoğu kez iki açmaz arasında kalmaktadır. Biri aşırı doz uygulanımı ile kanama riski, diğeri ise yetersiz doz uygulanımı sonucu oluşabilecek rekürens riskidir.

7 Klinik bulgular ve ilk inceleme sonuçlarıyla PE den özellikle de orta ya da yüksek olasılıklı PE den kuşkulanıldığında, tanının kesinleşmesi için yapılacak inceleme sonuçlarını beklemeden antikoagulan tedaviye başlanmalıdır. İncelemeler sonucunda PE tanısından uzaklaşılırsa bu tedavi sonlandırılabilir. PE de tedavi iki ana başlık altında incelenebilir. Medikal ve Cerrahi tedavi I MEDİKAL TEDAVİ A ) ANTİKOAGULAN TEDAVİ Standard (Unfractioned-UFH) Heparin Düşük Molekül Ağırlıklı (DMAH)Heparin Oral Antikoagulanlar Standard (Unfractioned-UFH) Heparin Elli yılı aşkın süredir kullanımda olan UFH, antitrombin-iii ün aktif kısmına bağlanarak başta trombin olmak üzere faktör II a, faktör X a gibi pıhtılaşmayı sağlayan proteazları inaktive eder. Subkutan yolla da verilebilen heparin daha çok intavenöz olarak devamlı infüzyon veya intermittan şeklinde verilmektedir. Ancak intermittant verildiğinde günlük total doz gereksinimi arttığı gibi kanama komplikasyonu daha fazla görülmektedir. Hematom gelişme riski nedeniyle intramüsküler uygulamadan kaçınılmalıdır. Heparin başlangıç dozu olarak U (80 U/kg) intravenöz bolus tarzında verildikten sonra U/saat (18 U/kg/saat) olacak şekilde sürekli infüzyon başlanır. Doz ayarlaması aktive parsiyel tromboplastin zamanına (aptt) göre yapılır.tedavi öncesi (kontrol) ve bolustan 4-6 saat sonra aptt incelemesi yapılır. Kontrol değerine (45-75 saniye) göre misline ulaşması sağlanmalıdır. Heparin tedavisine 5-7 gün devam edilmesi yeterlidir. Eğer INR değeri iki gün ardarda >2.0 sağlanırsa heparin kesilir ve oral antikoagulana geçilir.daha önce heparin alanlarda ya da heparin tedavisinin genellikle beşinci gününden itibaren gelişebilen immüntrombostopeni yeni trombüslerin oluşumuna neden olabilir. Böyle bir tablo geliştiğinde heparin hemen kesilmelidir. Bu komplikasyonun olup olmadığını belirleyebilmek için düzenli trombosit sayımı yapılmalıdır. Heparin komplikasyonları UFH nın en önemli komplikasyonu kanama dır. Majör kanama, heparin verilen olguların % 5 inde görülür. Kanama riski düşük ise bu oran %1, risk yüksek ise % 11 e kadar çıkabilir. Kanamaya yol açan risk faktörleri; ileri yaş, bir kanama bölgesinin varlığı, tedavi öncesi yedi gün içinde yapılmış invaziv vasküler incelemeler, operasyon, doğum, karaciğer hastalığı, ciddi trombositopeni varlığı ve eş zamanlı antiplatelet veya trombolitik tedavi uygulanımıdır. UFH nın nadir görülen ancak yaşamı tehdit edebilen diğer bir komplikasyonu ise trombositopeni (heparin induced thrombocytopenia HIT) dir. İki şekli tanımlanmıştır; a) Benign HIT: non-immün mekanizma ile erken oluşur ve tedavi sırasında reverzibldir. b) İmmün HIT: geç olarak yani tedavinin günü ve paradoksik olarak venöz ve arteriyel trombotik komplikasyonlarla birlikte ortaya çıkan IgG aracılı ciddi trombositopenidir. Trombositopeni için platelet sayısının bazal değerinin yarısından aşağı düşmesi tanıda yardımcıdır /mm 3 ün altına dahi düşebilir. Heparin kesildikten sonra 10 gün içinde normale döner. HIT, DMAH e göre UFH tedavisinde daha sıktır. Tedavi sırasında gün aşırı trombosit sayımı yapılmalıdır. HIT oluştuğunda UFH ve DMAH ler kontendikedir. Ekstremitelerde nekroz riski nedeniyle warfarin tek başına kullanılmamalıdır. Rekombinan Hirudin-Lepirudin, Danaparoid sodyum veya Argatroban kullanılabilir. Ülkemizde henüz bu gibi ilaçlar kullanımda olmadığından böylesi reküran embolizm riski fazla olan olan ogularda heparin kesilerek vena kava inferior filtresi takılmalıdır. Heparin ile kanama oluştuğunda tedavi kesilir. Heparinin yarı ömrü dakika olduğundan aptt, genellikle en geç 6 saat içinde normale döner. Kanamanın şiddetine göre ya daha düşük dozda heparin yeniden başlanır ya da alternatif tedavi verilir. İntrakranial kanama gibi yaşamı tehdit eden bir kanama söz konusu ise fibrinojen ve faktör VII içeren kriyopresipitat veya taze donmuş plazma (genellikle iki ünite) ve heparin antidotu olan protamin sülfat (son 4-6 saatte kullanılan heparinin 100 ünitesi için 1 mg) uygulanır. Hipotansiyon, vazodilatasyon ve dispne ile kendini gösteren allerjik reaksiyonlara neden olabileceğinden protamin sülfat, dakikada intravenöz ve yavaş olarak verilir. Heparinin diğer yan etkileri; osteoporoz, serum aminotransferazlarında yükselme, hiperkalemi, hipokalsemi, eozinofili, deri reaksiyonları, allerjik reaksiyonlar ve alopesidir. Osteoporoz standard heparin uzun süre ( 4 ay 1500 U/gün) kullanılırsa gelişir. Düşük Molekül Ağırlıklı (DMAH) Heparin

8 Molekül ağırlıkları 1000 ile arasında,ortalama olan ve halen birçok preparasyonları (Enoxaparin, Dalteparin, Nadroparin, Parnaparin vb.) kullanımda olan DMAH lerin standard heparine(ufh) göre yarı- ömürleri daha uzundur. Antikoagulan etkilerini ATIII e bağlanarak ve Faktör Xa inhibisyonu yaparak gösterirler. Böbrek yoluyla atılan ve plasentadan geçmeyen DMAH ler, UFH gibi gebelerde derin ven trombozu ya da PE tedavisinde kullanılırlar. Cilt altı ve günde bir veya iki kez uygulama kolaylığı vardır. Masif olmayan PE tedavisinde DMAH in en az UFH kadar etkin olduğu yapılan birçok çalışma ile ortaya konmuştur. Masif PE tedavisinde DMAH lerin kullanımı söz konusu değildir. DMAH, hastanede kalış süresini kısaltır, yaşam kalitesini arttırır. Tedavi başlamadan önce ve tedavinin 5. günü yapılan trombosit sayımının dışında laboratuvar monitorizasyonuna gerek yoktur. Eğer tedavi sürdürülecekse 2-3 günde bir trombosit sayımı yeterlidir. Derin ven trombozu olan bazı olgularda evde DMAH uygulaması etkin ve güvenilir bulunmasına karşın PE de ambulatuvar tedavi tavsiye edilmemektedir. Kanama riski daha düşük (UFH: % 10, DMAH : %3) olan DMAH lerin uzun süre kullanımda osteoporoz riski UFH ya göre çok daha azdır. Yine UFH ile karşılaştırıldığında trombositopeniye (HIT) daha az neden olmaktadır. Oral Antikoagulanlar Oral yolla alınan ve barsaktan iyi emilerek karaciğerde metabolize olan Warfarin ve türevleri idrarla vucuttan atılır. Karaciğerde K vitaminine bağlı dört pıhtılaşma faktörünün (Faktör II, VII ve X) sentezini inhibe ederek ve protein C ve S gibi antikoagulan proteinlerin karboksilasyonunu sınırlayarak etki gösterir. Plazmadaki koagulasyon faktörlerinin inaktive olabilmesi için zamana gereksinim olduğundan warfarin akut olarak etki göstermez. Bu nedenle heparin tedavisinin 1.ya da 2. günü Warfarin de (5mg/gün) verilmeye başlanır. En az 5-7 gün birlikte uygulanır. Warfarinde doz ayarlaması yine protrombin zamanı na (PT) ve INR ye (International normalized ratio -Uluslararası normalize edilmiş oran) göre yapılır. Bu oranın düzeyinde tutulması gerekir. Ardarda iki gün INR değeri bu terapötik aralığa eriştiğinde heparin kesilerek warfarinle tedaviye devam edilir. INR değeri aralığında olduğunda venöz tromboembolizm insidansı azalmadığı gibi kanama riski de 4 kat artar. INR nin terapötik aralıkta tutulması amacıyla oral antikoagulanların yükleme dozunda başlanması yararlı değil hatta zararlıdır. Çünki diğer koagulasyon faktörleri ile (II, VII, IX ve X) karşılaştırıldığında daha kısa yarı ömürleri olan protein C ve S yüzünden geçici bir şekilde pıhtılaşmaya eğilim artabilir.monitorizasyon, INR değeri tedavi aralığında olana kadar günlük yapılır. Ondan sonra ilk iki hafta süresince haftada iki-üç kez ya da INR stabil ise daha az sayıda bakılabilir. Uzun süreli tedavide ise bu kontrol aralığı dört haftaya kadar çıkabilir. Heparin tedavisinden sonra Warfarin yerine antikoagulasyona cilt altı DMAH ile devam edilmesini savunan görüşler de vardır. Ancak uzun süreli bu tedavinin, warfarin türevi oral antikoagulanlarla yapılmasının ucuz ve kolay olması gibi avantajları unutulmamalıdır. Oral antikoagulanlarla tedavi süresinin medikal hastalarda 12 haftadan az olmaması önerilmektedir. İlk PE atağı geçiren hastalarda altı hafta ya da altı ay gibi sürelerle oral antikoagulanın verildiği bir çalışmada, iki yıllık izlem sonucunda altı hafta tedavi uygulanan grupta PE rekkürens oranı %18.1, altı ay verilen grupta ise % 9.5 bulunmuştur. Oral antikoagulanların en önemli komplikasyonu kanama dır. INR değeri 3.0 ın üzerine çıktığında kanama riski de artar. Kanama halinde ya ilaç kesilir ya da oral veya parenteral K vitamini (1-2 mg) verilir. Kanama ciddi ise intravenöz K vitaminin yanısıra taze donmuş plazma da verilebilir. Deri nekrozu, oral antikoagulanların bir diğer önemli komplikasyonudur. Tedavinin ilk haftasında oluşur. Protein C ve S eksikliğinde ve malignite sözkonusu olduğunda ortaya çıkar. Tablo 3 de oral antikoagulanlardan Warfarin in diğer ilaçlarla etkileşimi, kullanımında risk oluşturan durumları ve kontrendikasyonları yer almaktadır.

9 Tablo 3: Warfarinde ilaç etkileşimi, risk oluşturan durumlar ve kontrendikasyonlar İlaç Etkileşimi Oluşturan Durumlar Kontrendikasyonlar Etkisini arttıranlar Etkisini azaltanlar 65 yaş üzerinde olmak Uyumsuz hastalar Klorpromazin K vitamini Geçirilmiş inme ya da Gİ Belirgin karaciğer kanama hastalığı Kloral hidrat Barbituratlar Böbrek ya da karaciğer SSS ve göz operasyonu yetmezliği Geniş spektrumlu Rifampin Eş zamanlı antiplatelet Gebelik antibiyotikler tedaviler Allopurinol Kolestramin Simetidin Oral kontraseptifler Trisiklik antidepresanlar Tiazidler Disulfram Sukralfat Laksatifler Kortikosteroidler Yüksek doz salisilatlar Nafsilin Tiroksin Klofibrat Flukonazol İzoniazid Metronidazol B) TROMBOLİTİK TEDAVİ Trombolitik tedavinin uygulandığı akut masif embolizm, çok ani gelişen ve antemortem tanısı çoğunlukla konamayan bir durumdur. Bu olguların % 11'i ilk bir saat, % 43-80' i ilk 2 saat ve %85 i ilk 6 saat içinde ölürler. Masif Embolizm Patofizyolojisi Masif embolizmde kendini hipotansiyon ve derin hipoksemi ile gösteren klinik tablo, hemodinamik parametrelerdeki bozulma ve oksijenasyondaki ciddi boyutlarda ve kolay açıklanamayan bir azalma sonucu gelişir. Başlangıçta sol ventrikül fonksiyonu ve sistemik dolaşım korunsa bile gelişen sağ ventrikül iskemisi ve yetmezliği dolaşım kollapsına ve sonuçta sağ ventrikül infarktüsüne yol açar ve ardından ölüm kaçınılmazdır. Günümüzde bir PE olgusunda yüksek klinik kuşku (abdominal /pelvik büyük operasyonlar, multipl travma, immobilite, şişmanlık gibi bir veya daha fazla majör risk faktörünün bulunduğu masif veya submasif emboli bulguları), yüksek olasılıklı sintigrafi bulgusu (nonperfüze alanların > % 30 olması gibi) ve ekokardiyografide (EKO) sağ ventrikül hipokinezisi varsa ölüm riskinin azaltılması ve PE nüksünün önlenmesi bakımından trombolitik tedavinin çok daha etkin olduğunu vurgulayan yayınlar vardır. Varolan pıhtının bu tedavi ile hızla erimesi sonucu erken dönemde pulmoner kan akımındaki tıkanma hızla ortadan kalkar, akciğer kanlanması yeniden sağlanır, pulmoner arter basıncı düşer ve kardiyojenik şok önlenmiş olur. Geç dönemde ise kronik pulmoner hipertansiyonun önü alındığı için yaşam kalitesi yükselir.trombolitik tedavi aynı zamanda pelvis ve derin bacak venalarındaki trombüsü de erittiğinden PE nüksü de engellenir. Tedavi ile elde edilen tüm bu kazanımlara karşın günümüzde submasif embolide (hemodinamisi bozulmamış- sistemik kan basıncı 90/60 mmhg nin üzerinde- olan olgular) trombolitik tedavi endikasyonu tartışmalıdır. Otörlerin birçoğu trombolitik tedavinin antikoagulan tedaviye göre 3-4 misli kanama riski taşıdığını belirterek antikoagulasyonun bu gibi olgularda yeterli olabileceğini savunmaktadırlar. Masif Embolizmde Tedavi Masif embolizmde oksijen, intübasyon veya mekanik ventilasyon ve vazoaktif ilaçlarla tedavinin yanısıra pıhtının indirekt ya da direkt olarak ortadan kaldırılmasına yönelik antikogulan ya da trombolitik

10 ilaçlarla başarı elde edilemezse kateter embolektomisi ya da cerrahi embolektomi gibi yöntemler uygulanmaktadır. Masif embolizmin tedavisinde kullanılan trombolitik ilaçlar; streptokinaz (SK), ürokinaz (UK) ve doku plazminojen aktivatörü (rt-pa) dür. Bunlar ülkemizde de kulanılan ilaçlardır. Bunların dışında Amerika Birleşik Devletleri nde Reteplaz, Saruplaz ve Stafilokinaz gibi henüz FDA onayı almamış ilaçlar vardır. Trombolitik ilaçlar, plazma protein plazminojenini direkt ya da indirekt yolla plazmine çevirirler.plazmin hızla fibrini yıkarak pıhtı lizisini sağlar. Plazmin ayrıca fibrinojen, faktör V ve faktör VIII e bağlanarak sistemik olarak hipokoagulasyona yol açar. Fibrin ve fibrinojenin proteolizisi ile fibrin/fibrinojen yıkım ürünlerinin plazma düzeyi artar. Trombolitik ilaçların elde edilme yolları, plazma yarılanma süreleri, dozları ve önerilen tedavi süreleri Tablo 4 de gösterilmiştir. Tabloda da görüleceği gibi son yıllarda SK ve UK nin iki saat gibi kısa sürede yüksek dozda uygulanımı söz konusudur. Ancak bu konuda geniş serili çalışmalar henüz yoktur. Tablo 4: Masif PE de trombolitik tedavi İlaç* Elde edilme şekli Plazma SK UK a) C grubu β hemolitik streptokok b) a) İnsan idrarı,insan embriyonu,böbrek hücre kültürü b) rt-pa Rekombinan DNA teknolojisi yarılanma süresi (dk) IU, Yükleme dozu İnfüzyon dozu Önerilen 30 dk yok IU, * Tüm ilaçlar periferik intravenöz yolla verilirler. 10 dk dk IU /saat IU/kg / saat tedavi süresi 24 saat 1 2 saat 12 saat 110 dakika 2 6 Gerekmiyor 50 mg /saat 2 saat SK: streptokinaz, UK: urokinaz, rt-pa: doku plazminogen aktivatörü Tedavi Zamanı İdeal olanı hasta masif emboli tanısı aldıktan ve trombolitik tedavi endikasyonu konduktan hemen sonra uygulanmalıdır. Çünki süre uzadıkça tedavinin etkinliği de azalmaktadır. Trombolitikler semptomların başlangıcından sonraki 14 güne kadar verilebilir. Bu geçen süre trombüsün yaşı diye tanımlanmaktadır. Kontrendikasyonları Trombolitik tedavinin en önemli komplikasyonu kanama olduğundan tedaviye başlamadan önce kanama riskini arttıran faktörleri göz önüne almak gerekir. O nedenle tedavi öncesi pulmoner emboli tanısının kanıtlanması gerekir. Kanama diyatezi yönünden ayrıntılı bir öykü alınmalı, gastrointestinal ve intrakraniyal anormalliklerin olup olmadığı araştırılmalıdır. Başlangıç testleri olarak; hemoglobin, hematokrit, trombosit sayısı ve kan grubu tayini yapılmalıdır. Trombolitik tedavi için geçerli rölatif kontrendikasyonlar Tablo 5 de gösterilmiştir.

11 Tablo 5: Trombolitik Tedavi İçin Rölatif Kontendikasyonlar * İki ay içinde geçirilmiş serebrovasküler olay,intraspinal veya intrakraniyal kanama / cerrahi * Aktif intrakraniyal hastalık (anevrizma, vasküler malformasyon, malignite) * Altı ay içinde geçirilmiş majör kanama * Kontrol altına alınamamış hipertansiyon ( sistolik >200 mmhg, diastolik >110 mmhg) * Kanama diyatezi (kronik renal veya hepatik hastalık) * On gün içinde majör cerrahi, kompresse edilemeyen organ ponksiyonu, organ biyopsisi, cerrahi doğum * Yakında geçirilmiş majör veya minör travma (kardiyopulmoner resüsitasyon dahil) * İnfektif endokardit * Gebelik * Hemorajik retinopati * Perikardit * Anevrizma Komplikasyonları Daha önce de belirtildiği gibi en korkulan komplikasyon kanamadır. Kanama ya damara giriş yerinden ya da spontan bir şekilde gastrointestinal sistem, retroperitoneal veya inrakraniyal bölgeden kaynaklanabilir. Bu nedenle trombolitik tedavi yapılması olası hastalarda özellikle damar ponksiyonu ve kateterizasyon gerektiren pulmoner anjiyografi yerine sintigrafik incelemeler (ventilasyon / perfüzyon) tercih edilmelidir. İntrakraniyal olan, tedavisinde transfüzyon veya cerrahi girişim gerektiren veya ölümle sonuçlanabilen kanama majör kanama olarak nitelendirilir. Arcasoy un meta analiz çalışmasında trombolitik tedaviye bağlı majör kanamanın % 6.3 (rt-pa: % 13.7, UK: % 10.2, SK: % 8.8), heparin tedavisinde ise % 1.8 oranında oluştuğu vurgulanmıştır. Eğer serebral sistemde anevrizma, tümör, infarktüs, travma veya cerrahi girişim söz konusu ise intrakraniyal kanama riski daha da artar. Kanama, damara giriş yerinden kaynaklanıyorsa buraya elle kompresyon yapılması yeterli olabilir. Ciddi kanama oluştuğunda trombolitik ilacın kesilmesi, kanama kontrolü için genellikle yeterli olmaktadır. Masif ve sürekli kanamalarda kriyopresipitat infüzyonu uygulanır.bu tedavi yetersiz kaldığında ise taze donmuş plazma (faktör V ve VIII kaynağı), trombosit süspansiyonu ve antifibrinolitik ajanlar gerekebilir. Trombolitik tedavinin diğer komplikasyonları arasında ateş, allerjik reaksiyonlar, bulantı, kusma, myalji ve baş ağrısı sayılabilir. II - CERRAHİ TEDAVİ A) PULMONER EMBOLEKTOMİ Pulmoner embolektomi endikasyonu nadiren konmaktadır. Çünkü masif emboli tedavisinde etkin trombolitik ajanlar vardır. Ancak bir saatlik vazopressor ajanlarla ve trombolitik tedaviye rağmen hemodinamik stabilite sağlanamayan (sistolik kan basıncının 90 mm Hg den, PaO 2 nin 60 mmhg den düşük olması ve idrar atılımının 20 ml / saat den az olması - Sasahara kriterleri) PE li olgularda pulmoner embolektomiye başvurulabilir. Ancak mortalitesi % gibi yüksek orandadır. Günümüzde pulmoner arter yatağının oldukça distal bülümlerindeki pıhtıyı çeşitli kateterler kullanarak mekanik olarak dağıtan ya da parçalayan girişimsel radyolojik teknikler de vardır. Bu işlem, lokal trombolitik tedavi ile kombine edildiğinde pıhtı rezolüsyonu daha da kolaylaşır. Pıhtının çıkarılmasına yönelik tranvenöz kateter embolektomisi gibi teknikler de geliştirilmiştir. B) VENA KAVA İNFERİOR FİLTRESİ Antikoagulasyona dirençli tekrarlayan embolilerde, emboli nüksünü tolere edemeyecek kadar masif embolzmi olan olgularda ve antikoagulasyonun kontrendike olduğu veya tedavi kesmeyi gerektirecek durumlarda vena cava inferior a cerrahi yolla veya invaziv radyolojik yöntemler kullanılarak filtre takılmaktadır.bunun dışında cerrahi embolektomi yapılan hastalar, VTE öyküsü olan ve ortopedik cerrahi

12 geçirecek yaşlı hastalar, kardiyopulmoner rezervi çok sınırlı olan proksimal DVT li veya masif PE li olgulara trombolizis öncesi, spinal ya da kafa travması olan hastalar filtrenin relatif endikasyonları arasındadır. Titanium Greenfield, LGM/Venotech, Simon Nitinol, Bird s nest en çok kullanılanlarıdır. Filtrenin etkinliği konusunda yapılan ve 400 hastayı kapsayan randomize bir çalışmada (PREPIC) olgular iki gruba ayrılmıştır. Birinci grupta UFH veya DMAH + oral antikoagulan, ikinci gruptaki hastalara ise sözkonusu tedaviye ek olarak filtre uygulanmıştır. İlk 12 günde PE insidansı I. grupta ;% 4.8 iken II. grupta; % 1.1 saptanmıştır (p=0.03). Bu sonuçla filtrenin etkin olduğu kanısına varılırken, iki yıllık izlem sonucu PE insidansı I. grupta % % 6.3, II. grupta ise % 3.4 bulunmuştur (p=0.16). Görüldüğü gibi uzun dönemde PE yi önleme bakımından filtrenin belirgin bir üstünlüğü saptanamamıştır. Bu nedenle kalıcı filtre konusu günümüzde tartışmalıdır. Filtre komplikasyonları olarak; Vena kava duvarının penetrasyonu, Filtrenin migrasyonu, Uygulama yerinde DVT ve hematom sayılabilir PROGNOZ PE de ani ölümlerin en önemli nedeni tanı konamaması veya etkin bir tedavinin hızla uygulanamamasıdır. Akut pulmoner embolizmde,pıhtı oluşumunu ve büyümesini önleyen terapötik önlemler (antikoagulasyon gibi) alındığında ve bacaktaki mevcut trombüslerin akciğerlere doğru ilerlemesi önlendiğinde (vena cava inferior filtresi ile) embolizmden ölüm fazla değildir. Mortalite, tanı konulamayan, tekrarlayan trombozise predispozisyon yaratan temelde bazı hastalıkların bulunduğu olgularda ve ileri yaşlarda sıktır. Vena cava inferior filtresi konan bazı olgularda trombüs, kolleteral venöz kanallarla ya da tutulduğu filtreden akciğerlere ilerleyerek embolizasyonun tekrarlamasına yol açar. Masif embolide pıhtı (lar) ya yer değişimi, fragmantasyon ve fibrinolizis ile ortadan kalkar ya da büzüşüp organize olur. Bu durumda kardiak debi düzelir,pulmoner arter basıncı düşer ve sağ ventrikül basıncı normale döner. Pulmoner hemodinami, 2-8 haftada orijinal durumuna döner. Operasyon geçiren hastalarda oluşan ilk embolizm atağında tedavi edilirse iyileşme tam olur. Embolik ataktan aylar sonra dispne, sağ kalp yetmezliği ve pulmoner hipertansiyon gelişebilir. Bu tablo yıllarca astma, KOAH ve primer pulmoner hipertansiyon diye yorumlanabilmektedir.

13 KAYNAKLAR 1. Ekim N. Pulmoner tromboembolizm. Akciğer Hastalıkları Cep Kitabı. Ed. Y. İzzetin Barış. Ankara 1998.Birinci baskı. Atlas Kitabevi, s Ekim N. Trombolitik tedavi.pulmoner Tromboemboli.Ed. Muzaffer Metintaş.Eskişehir 2001.ASD Toraks Yayınları,s Ekim N, Kokturk N, Yegin D, Kokturk O, Habesoglu MA. Pulmonary thromboembolism with massive vaginal bleeding due to thrombolytic therapy. Respirology 2003;8: Ekim N, Oguzülgen İK, Cemri M, Çengel A, Demirel K, Kitapçı M. Submasif pulmoner tromboembolide trombolitik tedavi sonuçları. Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2002 ;50(4): Tapson VF,Witty LA. Massive pulmonary embolism. Clinics in Chest Medicine 1995; 16(2): Goldhaber SZ. Contemporary pulmonary embolism thrombolysis. Intern J Cardiol 1998; 65 (Supp.1):S91-S93 7. Arseven O. Akut pulmoner embolizm. Göğüs Hastalıkları Acilleri. Editörler: Ekim N, Türktaş H. Ankara 2000, Bilimsel Tıp Yayınevi, s: Goldhaber SZ. Pulmonary embolism. In:Braunwald E(ed). Heart Diseases. 5 th edition, WB Saunders,Philadelphia 1997: Goldhaber SZ. Contemporary pulmonary embolism thromboliysis. Chest 1995; 107 (1) Suppl.. S45-S51, 10. Goldhaber SZ. Thrombolytic therapy in venous thromboembolism. Clinics in Chest Medicine 1995; 16(2) : Arcasoy SM, Kreit JW. Thrombolytic therapy of pulmonary embolism. A comprehensive review of current evidence. Chest 1999;115(6): Levine MN. Thrombolytic therapy for venous thromboembolism. Clinics in Chest Medicine 1995; 16(2) : Sharma GVRK, Burleson VA, Sasahara A.. Effect of thrombolytic therapy on pulmonary capillary blood volume in patients with pulmonary embolism. N. Engl J Med. 1980; 303 : PIOPED investigators. Tissue plasminogen activator for the treatmen of acute pulmonary embolism: a collabarative study by the PIOPED investigators. Chest 1990; 97: Konstantinides S, Geibel A, Olsshewski M. Et al. Association between thrombolytic treatment and the prognosis of hemodynamically stable patients with major pulmonary embolism:results of a multicenter registry. Circulation 1997; 96: Sharma GVRK, Folland ED, McIntyre KM. et al. Long term hemodynamic benefit of thrombolytic therapy in pulmonary embolic disease(abstract). Am Coll Cardiol 1990; 15: 65A 17. Meneveau N, schicle F, Metz D. et al. Comparative efficacy of two hour regimen of streptokinase versus alteplase in acute massive pulmonary embolism.immediate clinical and hemodynamicoutcome and one-year follow up. J Am Coll Cardiol 1998;31: Daniels LB, Parker JA, Patel SR. Et al. Relation of duration of symptoms with response to thrombolytic therapy in pulmonary embolism. Am J Cardiol 1997; 80: Powell T, Müller NL. Imaging of acute pulmonary thromboembolism:should spiral computed tomography replace the ventilation-perfusion scan? Clin Chest Med 2003 :24: )Wells PS, Ginsberg JS, Anderson DR, et al. Use of a clinical model for safe management of patients with suspected pulmonary thromboembolism. Ann Int Med 1998; 129(12): ) Torbicki A. Task Force Report. Guidelines on diagnosis and management of acute pulmonary embolism. Eur H J 2000; 21:

Damar Hasarı: Travma, cerrahi

Damar Hasarı: Travma, cerrahi Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Sedat Gürkök Göğüs Cerrahisi Pulmoner Tromboemboli Giriş Pulmoner emboli (PE) pulmoner arter dallarının sistemik venler aracılığıyla taşınan

Detaylı

Toraks BT Angiografi Pulmoner emboli tanısı

Toraks BT Angiografi Pulmoner emboli tanısı Toraks BT Angiografi Pulmoner emboli tanısı 64 yaşında erkek hasta 10 yıldır KOAH tanılı ve diyabet hastası 25 gün önce göğüs ve sırt ağrısı, nefes darlığı PaO2: 68.2; PaCO2:36 ; O2 satürasyonu: 94,4 FM;

Detaylı

EPİDEMİYOLOJİ ETYOLOJİ VE PREDİSPOZAN FAKTÖRLER TANI YÖNTEMLERİ

EPİDEMİYOLOJİ ETYOLOJİ VE PREDİSPOZAN FAKTÖRLER TANI YÖNTEMLERİ PULMONER TROMBOEMBOLİZM Dr. Numan EKİM TANIM Pulmoner tromboembolizm (PTE) pulmoner arter veya dallarının venöz sistemde oluşan pıhtı (trombüs) tarafından tıkanması ve o bölgede kan akımının engellenmesidir.

Detaylı

Sunumu Hazırlayan PULMONER EMBOLİZM. Olgu 2. Olgu 1. Kaynaklar. Olgu Türkiye Acil Tıp Derneği Asistan Oryantasyon Eğitimi

Sunumu Hazırlayan PULMONER EMBOLİZM. Olgu 2. Olgu 1. Kaynaklar. Olgu Türkiye Acil Tıp Derneği Asistan Oryantasyon Eğitimi Türkiye Acil Tıp Derneği Asistan Oryantasyon Eğitimi PULMONER EMBOLİZM Sunumu Hazırlayan Doç. Dr. İbrahim Türkçüer Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi, Acil Tıp Anabilim Dalı, Öğretim Üyesi Son Güncellenme

Detaylı

Türkiye Acil Tıp Derneği. Asistan Oryantasyon Eğitimi PULMONER EMBOLİZM. SB İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi İzmir, 24-27 Mart 2011

Türkiye Acil Tıp Derneği. Asistan Oryantasyon Eğitimi PULMONER EMBOLİZM. SB İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi İzmir, 24-27 Mart 2011 Türkiye Acil Tıp Derneği Asistan Oryantasyon Eğitimi PULMONER EMBOLİZM SB İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi İzmir, 24-27 Mart 2011 Sunumu Hazırlayan Yrd. Doç. Dr. İbrahim Türkçüer Pamukkale Üniversitesi

Detaylı

AKUT PULMONER EMBOLİDE RADYOLOJİK ÖNEMLİ MESAJLAR

AKUT PULMONER EMBOLİDE RADYOLOJİK ÖNEMLİ MESAJLAR Pulmoner Vasküler Hastalıklar AKUT PULMONER EMBOLİDE RADYOLOJİK ÖNEMLİ MESAJLAR Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir AKCİĞER HASTALIKLARI VE YOĞUN BAKIM GÜNLERİ TANI VE TEDAVİDE

Detaylı

Yrd.Doç.Dr. Umut GÜLAÇTI Adıyaman Üniversitesi Acil Tıp Anabilim Dalı

Yrd.Doç.Dr. Umut GÜLAÇTI Adıyaman Üniversitesi Acil Tıp Anabilim Dalı Yrd.Doç.Dr. Umut GÜLAÇTI Adıyaman Üniversitesi Acil Tıp Anabilim Dalı Pulmoner arter veya dallarının tıkanmasıdır. Hayatı tehdit eden bir durumdur. Ani, beklenmedik, travma dışı ölümlerde 2. sırada Gerçek

Detaylı

PULMONER TROMBOEMBOLİDE HANGİ GÖRÜNTÜLEME? Dr. Hasan Mansur DURGUN IX. Ulusal Acil Tıp Kongresi Mayıs 2013 ANTALYA

PULMONER TROMBOEMBOLİDE HANGİ GÖRÜNTÜLEME? Dr. Hasan Mansur DURGUN IX. Ulusal Acil Tıp Kongresi Mayıs 2013 ANTALYA PULMONER TROMBOEMBOLİDE HANGİ GÖRÜNTÜLEME? Dr. Hasan Mansur DURGUN IX. Ulusal Acil Tıp Kongresi Mayıs 2013 ANTALYA Sunu planı Akciğer grafisi Pulmoner kateter anjiyogram Ekokardiyografi Kompresyon USG

Detaylı

Pulmoner Tromboemboli. Prof. Dr. Pınar Çelik

Pulmoner Tromboemboli. Prof. Dr. Pınar Çelik Pulmoner Tromboemboli Prof. Dr. Pınar Çelik PTE Sistemik venlerden gelen trombüslerin pulmoner arter ya da dallarında obstrüksiyon yapması sonucunda ortaya çıkar. Ölümlerin % 15-20 sini oluşturur. Etkenler:

Detaylı

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE):

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş 12.06.2010. Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE): Pulmoner Emboli Profilaksisi Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD m Pulmoneremboli(PE): Bir pulmonerartere kan pıhtısının yerleşmesi Distaldeki akciğer parankimine kan sağlanaması Giriş Tipik

Detaylı

Dr. Numan Ekim Gazi Üniversitesi

Dr. Numan Ekim Gazi Üniversitesi PULMONER TROMBOEMBOLİZM Dr. Numan Ekim Gazi Üniversitesi TANIM Pulmoner tromboembolizm (PTE) pulmoner arter veya dallarının venöz sistemde oluşan pıhtı (trombüs) tarafından tıkanması ve o bölgede kan akımının

Detaylı

Tedavi. Tedavi hedefleri;

Tedavi. Tedavi hedefleri; Doç. Dr. Onur POLAT Tedavi DVT tanısı konduktan sonra doğal gidişine bırakılırsa, ölümcül komplikasyonu olan PE ve uzun dönemde sakatlık oranı son derece yüksek olan posttromboflebitik sendrom ve Pulmoner

Detaylı

PULMONER EMBOLİDE GÜNCEL TANISAL STRATEJİLER

PULMONER EMBOLİDE GÜNCEL TANISAL STRATEJİLER PULMONER EMBOLİDE GÜNCEL TANISAL STRATEJİLER Dr. Oktay Eray Akdeniz Üniversitesi Tıp T p Fakültesi Acil Tıp T p Anabilim Dalı PULMONER EMBOLİDE GÜNCEL G TANISAL STRATEJİLER İçerik Tanısal unsurlar Belirti

Detaylı

Pulmoner Emboli de güncel tedavi stratejileri

Pulmoner Emboli de güncel tedavi stratejileri Pulmoner Emboli de güncel tedavi stratejileri Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Arş.Gör.Dr.Engin ŞENAY 25.01.2011 1 2 Pulmoner Emboli tedavisi önemli bir yere sahiptir Pulmoner

Detaylı

VENÖZ TROMBOEMBOLİZM TANI VE TEDAVİ ALGORİTMALARI

VENÖZ TROMBOEMBOLİZM TANI VE TEDAVİ ALGORİTMALARI VENÖZ TROMBOEMBOLİZM TANI VE TEDAVİ ALGORİTMALARI Dr. Orhan ARSEVEN KLİNİK TANI Klinik bulgular ; pulmoner emboli tanısı için spesifik değil ve duyarlılığı düşük Altta yatan kardiyopulmoner hastalığı bulunan

Detaylı

PULMONER EMBOLİDE TROMBOLİTİK TEDAVİ

PULMONER EMBOLİDE TROMBOLİTİK TEDAVİ PULMONER EMBOLİDE Yrd. Doç. Dr Halil KAYA Harran Üniv. Tıp Fak. Acil Tıp AD ŞANLIURFA 1* Hemodinamik ve solunum desteği 2* Antikoagülan tedavi 3* Trombolitik tedavi 4* Cerrahi veya perkütan embolektomi

Detaylı

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler Anestezi Uygulama II 2017-2018 Bahar / Ders:9 Anestezi ve Emboliler Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Emboli Nedir? Damarlarda dolaşan kan içerisine hava ya da yabancı cisim girişine bağlı olarak, dolaşımı engelleyen

Detaylı

Venöz tromboembolizmde (PE±DVT) olumsuz sonuçlar

Venöz tromboembolizmde (PE±DVT) olumsuz sonuçlar PULMONER EMBOLİZM Venöz tromboembolizmde (PE±DVT) olumsuz sonuçlar Derin ven trombozu Pulmoner embolizm Bacak Post-trombotik Şok Non- rezolüsyon İskemisi sendrom Nüks Rekürren tromboembolizm Mortalite

Detaylı

Pulmoner Tromboembolizm. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Ana Bilim Dalı, Ankara

Pulmoner Tromboembolizm. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Ana Bilim Dalı, Ankara Pulmoner Tromboembolizm Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Ana Bilim Dalı, Ankara Pulmoner Tromboembolizm Venöz Tromboembolizm = DVT + PTE Derin Ven Trombozu (genellikle

Detaylı

VENÖZ TROMBOEMBOLİ VE YENİ ORAL ANTİKOAGÜLANLAR. Prof.Dr.İsmail Savaş 9 Aralık 2017 İSTANBUL

VENÖZ TROMBOEMBOLİ VE YENİ ORAL ANTİKOAGÜLANLAR. Prof.Dr.İsmail Savaş 9 Aralık 2017 İSTANBUL VENÖZ TROMBOEMBOLİ VE YENİ ORAL ANTİKOAGÜLANLAR Prof.Dr.İsmail Savaş 9 Aralık 2017 İSTANBUL VENÖZ TROMBOEMBOLİ Koroner arter hastalığı ve inmenin ardından kardiyovasküler 3. mortalite nedenidir. Batı ülkelerinde

Detaylı

Giriş. Derin Ven Trombozunun Araştırılması. Niçin Önemli. Pretest olasılık skorları

Giriş. Derin Ven Trombozunun Araştırılması. Niçin Önemli. Pretest olasılık skorları Giriş Derin Ven Trombozunun Araştırılması Dr.Erkan GÖKSU Acil Tıp A.D. DVT ve PTE spektrumun uç noktalarıdır DVT için yapılan çalışma PTE araştırmasının da bir parçasıdır. Derin Ven Trombozunun Araştırılması

Detaylı

Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler

Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler Femoral Komplikasyonlar External kanama ve hematom (%2-15) Psödoanevrizma (%1-5) Retroperitoneal hematom (

Detaylı

Venöz tromboemboli. Akut dönemde pulmoner emboli Kronik dönemde post tromboflebitik sendrom

Venöz tromboemboli. Akut dönemde pulmoner emboli Kronik dönemde post tromboflebitik sendrom Doç. Dr. Onur POLAT Venöz tromboemboli Venöz tromboemboli (VTE) öldürebilir olduğu gibi önlenebilir bir hastalıktır. VTE başlığı altında ilk karşımıza çıkan derin ven trombozudur. DVT önemli bir hastalık

Detaylı

PULMONER EMBOLİ. Doç Dr Tunçalp Demir

PULMONER EMBOLİ. Doç Dr Tunçalp Demir PULMONER EMBOLİ Doç Dr Tunçalp Demir PULMONER EMBOLİ- Tanım (Tromboembolik akciğer hastalığı ığı) Pıhtı/pıhtıların sistemik derin venlerden pulmoner vasküler yatağa gelmesi. Derin ven trombozu (DVT) gelişen

Detaylı

Direk Trombin İnhibitörleri. Yrd. Doç. Dr. Şükrü Gürbüz İnönü Üniversitesi Acil Tıp AD

Direk Trombin İnhibitörleri. Yrd. Doç. Dr. Şükrü Gürbüz İnönü Üniversitesi Acil Tıp AD Direk Trombin İnhibitörleri Yrd. Doç. Dr. Şükrü Gürbüz İnönü Üniversitesi Acil Tıp AD Antikoagülan tedavi Tromboembolik olaylar günümüzde en önemli ölüm nedenlerinin başında gelmektedir Risk faktörlerine

Detaylı

KAYNAK:Türk hematoloji derneği

KAYNAK:Türk hematoloji derneği KAYNAK:Türk hematoloji derneği HİT, heparinin tetiklediği bir immün yanıt sonucu, trombositlerin antikor aracılı aktivasyonu ve buna bağlı tüketimi ile oluşan, trombositopeni ve tromboz ile karakterize

Detaylı

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016 Göğüs Ağrısı Olan Hasta Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016 Göğüs Ağrısı??? Yan ağrısı? Sırt ağrısı? Mide ağrısı? Karın ağrısı? Boğaz ağrısı? Omuz ağrısı? Meme ağrısı? Akut Göğüs Ağrısı Aniden başlar-tipik

Detaylı

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM Dünya genelinde 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmekte Gelişmiş ülkelerde artan prevalansa sahip Hasta veya toplum açısından yüksek maliyetli bir hastalık

Detaylı

Akut Mezenter İskemi. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012

Akut Mezenter İskemi. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Akut Mezenter İskemi Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Tanım Epidemiyoloji Anatomi Etyoloji/Patofizyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Giriş Tüm akut mezenter iskemi

Detaylı

LAB: CBC:N BK:N Kan gazı:ph:7.44 PCO2:28mmHg PO2:80 mmhg ve. Troponin I:2.5 ng/ml,ck-mb:6.2ng/ml dimer:8329ng/ml (normal degeri:0-499ng/ml )

LAB: CBC:N BK:N Kan gazı:ph:7.44 PCO2:28mmHg PO2:80 mmhg ve. Troponin I:2.5 ng/ml,ck-mb:6.2ng/ml dimer:8329ng/ml (normal degeri:0-499ng/ml ) OLGU 37 yaşında erkek hasta Şikayeti:huzursuzluk,endişe,çarpıntı,ölüm korkusu,nefes alıp verirken tıkanma hissi Anamnez:son 6 aydır bu şikayetlerle çeşitli hastanelere tekrarlayan başvuruları olmuş.kardiyoloji

Detaylı

PULMONER TROMBOEMBOLİDE TEDAVİ ve PROFLAKSİ

PULMONER TROMBOEMBOLİDE TEDAVİ ve PROFLAKSİ PULMONER TROMBOEMBOLİDE TEDAVİ ve PROFLAKSİ Prof. Dr. Numan EKİM Pulmoner tromboemboli (PE), hekimi gerçekten zorlayan, uğraştıran bir hastalıktır. Çünkü birçok kardiopulmoner hastalığı taklit eder. O

Detaylı

Gebelikte Tromboz ve Tromboproflaksi. Dr Şahika Zeynep Akı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı

Gebelikte Tromboz ve Tromboproflaksi. Dr Şahika Zeynep Akı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Gebelikte Tromboz ve Tromboproflaksi Dr Şahika Zeynep Akı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Gebelikte Ölüm Nedenleri Roos- Hesselink JW Heart 2009 Gebelikte Tromboembolik Olay Epidemiyoloji

Detaylı

Akut Pulmoner Embolide Ultrasonografi İle Hızlandırılmış Kateter Eşliğinde Direkt Trombolitik Tedavi: Türkiye deki İlk Uygulama. Prof. Dr.

Akut Pulmoner Embolide Ultrasonografi İle Hızlandırılmış Kateter Eşliğinde Direkt Trombolitik Tedavi: Türkiye deki İlk Uygulama. Prof. Dr. Akut Pulmoner Embolide Ultrasonografi İle Hızlandırılmış Kateter Eşliğinde Direkt Trombolitik Tedavi: Türkiye deki İlk Uygulama Prof. Dr. Ali GÜRBÜZ Yıllık Görülme Oranı USA: >600,000; Avrupa >1,000,000

Detaylı

ÇOCUKLARDA TROMBOEMBOLİK HASTALIKLAR

ÇOCUKLARDA TROMBOEMBOLİK HASTALIKLAR ÇOCUKLARDA TROMBOEMBOLİK HASTALIKLAR Dr. Ülker Koçak Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Hematoloji Bilim Dalı HEMOSTAZ Prokoagülan Antifibrinolitik Antikoagülan Profibrinolitik ÇOCUKLARDA HEMOSTAZ

Detaylı

Sunum Planı. Klinik kuşku!!! Klinik skorlama. Klinik Tablolar Klinik Tanı Algoritmik tanı ve tedavi yaklaşımı

Sunum Planı. Klinik kuşku!!! Klinik skorlama. Klinik Tablolar Klinik Tanı Algoritmik tanı ve tedavi yaklaşımı Sunum Planı Klinik Tanı Algoritmik tanı ve tedavi yaklaşımı Dr. Cenk BABAYĠĞĠT M.K.Ü Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları A.D. 2 Klinik kuşku!!! Pulmoner tromboembolizmde tanıya giden yol, klinik kuşku ile

Detaylı

ACİL KARDİYOLOJİDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ DR. BÜLENT BEHLÜL ALTUNKESER SELÇUK ÜNİVERSİTESİ MERAM TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ AD.

ACİL KARDİYOLOJİDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ DR. BÜLENT BEHLÜL ALTUNKESER SELÇUK ÜNİVERSİTESİ MERAM TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ AD. ACİL KARDİYOLOJİDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ DR. BÜLENT BEHLÜL ALTUNKESER SELÇUK ÜNİVERSİTESİ MERAM TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ AD. KONYA ACİLE MÜRACAAT Akut koroner sendromlar (en sık) Akciğer ödemi akut kalp

Detaylı

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Nonkardiyojenik Akciğer Ödemi Şok Akciğeri Travmatik Yaş Akciğer Beyaz Akciğer Sendromu

Detaylı

Venöz Tromboembolizmin Önlenmesinde Antitrombotik Tedavi (Birincil Koruma)

Venöz Tromboembolizmin Önlenmesinde Antitrombotik Tedavi (Birincil Koruma) .Ü. Cerrahpafla T p Fakültesi Sürekli T p E itimi Etkinlikleri Kanama ve Tromboza E ilim Sempozyum Dizisi No: 36 Kas m 2003; s. 185-189 Venöz Tromboembolizmin Önlenmesinde Antitrombotik Tedavi (Birincil

Detaylı

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV

Sunu planı. Solunum yetmezliği NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON NIMV Sunu planı NON-İNVAZİV MEKANİK VENTİLASYON DOÇ. DR. HAKAN TOPAÇOĞLU İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Neden Endikasyonlar Kontrendikasyonlar Hasta seçilmesi Komplikasyonlar Solunum yetmezliği IMV

Detaylı

Masif Pulmoner Tromboembolide Trombolitik Tedavi

Masif Pulmoner Tromboembolide Trombolitik Tedavi Masif Pulmoner Tromboembolide Trombolitik Tedavi Levent ERKAN*, Serhat FINDIK*, Ahmet ÖZTÜRK**, Hüseyin AKAN**, Tarık BAŞOĞLU***, Fatma DORU* * Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları

Detaylı

Uterus Myomu Tarafından Basıya Uğrayan Sol iliac Venin Neden Olduğu Derin Ven Trombozunda Venöz Stent Uygulaması

Uterus Myomu Tarafından Basıya Uğrayan Sol iliac Venin Neden Olduğu Derin Ven Trombozunda Venöz Stent Uygulaması Uterus Myomu Tarafından Basıya Uğrayan Sol iliac Venin Neden Olduğu Derin Ven Trombozunda Venöz Stent Uygulaması Dr. Seda TANYERİ Sağlık Bilimleri Üniversitesi Kartal Koşuyolu Y.İ.E.A.H Kardiyoloji Asistanı

Detaylı

Fibrinolytics

Fibrinolytics ANTİPLATELET İLAÇLAR Fibrinolytics Adezyon Aktivasyon (agonist bağlanma) Agregasyon Aktivasyon (şekil değişikliği) Antiplatelet İlaçlar Antiplatelet ilaçlar Asetilsalisilik asit (aspirin) P2Y12 antagonistleri

Detaylı

Atrial Fibrillasyon Ablasyonu Sonrası Hasta İzlemi

Atrial Fibrillasyon Ablasyonu Sonrası Hasta İzlemi Atrial Fibrillasyon Ablasyonu Sonrası Hasta İzlemi Dr.Ahmet Akyol Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji A.B.D Ablasyon sonrası hasta izlemi amacı İşlem başarısının değerlendirilmesi Komplikasyonların

Detaylı

Kime? Pulmoner Görüntüleme. Hangi tetkik? Akciğer grafisi. Akciğer grafisi. Akciğer grafisi. Travma. Göğüs ağrısı. Nefes darlığı

Kime? Pulmoner Görüntüleme. Hangi tetkik? Akciğer grafisi. Akciğer grafisi. Akciğer grafisi. Travma. Göğüs ağrısı. Nefes darlığı Kime? Pulmoner Görüntüleme Dr. Özlem YİĞİT Akdeniz Acil Tıp A.D. 09.02.2010 Travma Göğüs ağrısı Nefes darlığı 1 2 Hangi tetkik? Ventilasyon-perfüzyon sintigrafisi Toraks tomografisi Pulmoner anjiografi

Detaylı

Tıp Fakültesi. Çocuk Sağlığı Kocaeli ve Hastalıkları Üniversitesi Anabilim Dalı Tıp Fakültesi. Çocuk Hematoloji Bilim Dalı.

Tıp Fakültesi. Çocuk Sağlığı Kocaeli ve Hastalıkları Üniversitesi Anabilim Dalı Tıp Fakültesi. Çocuk Hematoloji Bilim Dalı. Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı Kocaeli ve Hastalıkları Üniversitesi Anabilim Dalı Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı Çocuk Hematoloji ve Hastalıkları Bilim Anabilim Dalı Dalı Olgu Sunumu Çocuk Hematoloji Bilim Dalı

Detaylı

Genel Bakış PULMONER EMBOLİDE GÜNCEL YAKLAŞIMLARŞ. Risk faktörleri. Semptom ve Bulgular 07.04.2012 20/12/2011

Genel Bakış PULMONER EMBOLİDE GÜNCEL YAKLAŞIMLARŞ. Risk faktörleri. Semptom ve Bulgular 07.04.2012 20/12/2011 Genel Bakış PULMONER EMBOLİDE GÜNCEL YAKLAŞIMLARŞ 20/12/2011 Pulmoner arter veya bir dalının trombüs, hava, yağ, tümör, amnion vs. nedenli obstrüksiyonudur Popliteal, common ve süperfisiyal femoral; pelvik,

Detaylı

İNNOHEP 10 000 IU / ml KULLANIMA HAZIR ENJEKTÖR 0.45 ml PROSPEKTÜS

İNNOHEP 10 000 IU / ml KULLANIMA HAZIR ENJEKTÖR 0.45 ml PROSPEKTÜS PROSPEKTÜS FORMÜLÜ : 0.45 ml lik enjektör içinde; Tinzaparin sodyum 4 500 IU Anti-Xa Sodyum asetat, 3H2O 2.25 mg Enjeksiyonluk su k.m. 0.45 ml FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ: Farmakodinamik Özellikler: Tinzaparin

Detaylı

Takiplerde hastalarda hangi özelliklere dikkat edilmesi gerektiğini

Takiplerde hastalarda hangi özelliklere dikkat edilmesi gerektiğini Dönem IV Kardiyoloji Stajı Konu: Atrial fibrilasyonlu hastaya yaklaşım Amaç: Bu dersin sonunda dönem IV öğrencileri atrial fibrilasyonu tanımlayabilecek, hastaya yaklaşımdaki temel prensipleri belirtebileceklerdir.

Detaylı

GIS Perforasyonları. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012

GIS Perforasyonları. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012 GIS Perforasyonları Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012 Sunum Planı Özefagus perforasyonu Ülser perforasyonları Tanım Epidemiyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Özefagus Perforasyonu

Detaylı

YENİ ORAL ANTİKOAGÜLANLAR PROF. DR. TUFAN TÜKEK

YENİ ORAL ANTİKOAGÜLANLAR PROF. DR. TUFAN TÜKEK YENİ ORAL ANTİKOAGÜLANLAR PROF. DR. TUFAN TÜKEK İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ABD Varfarin etkinliğinin kanıtlanmış olmasına rağmen suboptimal ve düşük kullanım oranı nedeniyle yeni oral antikoagülan

Detaylı

Pulmoner Emboli. Yrd. Doç. Dr. Mehmet Oğuzhan Ay Hitit Üniversitesi Çorum EAH Acil Tıp A.D.

Pulmoner Emboli. Yrd. Doç. Dr. Mehmet Oğuzhan Ay Hitit Üniversitesi Çorum EAH Acil Tıp A.D. Pulmoner Emboli Yrd. Doç. Dr. Mehmet Oğuzhan Ay Hitit Üniversitesi Çorum EAH Acil Tıp A.D. Pulmoner Emboli Pulmoner arter veya dallarının trombüs veya emboli ile tıkanmasına pulmoner tromboemboli (PTE)

Detaylı

Periferik Vasküler Hastalıklarda Kanıta Dayalı Yaklaşım

Periferik Vasküler Hastalıklarda Kanıta Dayalı Yaklaşım Periferik Vasküler Hastalıklarda Kanıta Dayalı Yaklaşım Dr. Cenker EKEN AÜTF Acil Tıp AnabilimDalı Cochrane Veritabanı MEDLINE Tarama Yöntemi thrombosis thrombosism Amaç: DVT de thrombolizisin etkinliğini

Detaylı

Trombolitik tedavi, Hangi hastalara, Nasıl? Doç. Dr. Nuri Tutar Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD Acıbadem Kayseri Hastanesi

Trombolitik tedavi, Hangi hastalara, Nasıl? Doç. Dr. Nuri Tutar Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD Acıbadem Kayseri Hastanesi Trombolitik tedavi, Hangi hastalara, Nasıl? Doç. Dr. Nuri Tutar Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD Acıbadem Kayseri Hastanesi Sunum Planı 1- Pulmoner Emboli Sınıflaması 2- Trombolitik

Detaylı

Gebelikte Venöz Tromboembolizm. Doç. Dr. Arda Lembet Femical Kadın Sağlığı Merkezi Maternal Fetal Tıp Ünitesi

Gebelikte Venöz Tromboembolizm. Doç. Dr. Arda Lembet Femical Kadın Sağlığı Merkezi Maternal Fetal Tıp Ünitesi Gebelikte Venöz Tromboembolizm Doç. Dr. Arda Lembet Femical Kadın Sağlığı Merkezi Maternal Fetal Tıp Ünitesi Mekanizma Lokasyon Hastalıklar Arteriel tromboz Aterosklerotik plak rüptürü Sol kalp boşluğu

Detaylı

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı Arş.Gör.Dr.Engin ŞENAY 02.02.2010 Pnömotoraks : Viseral ve parietal plevra yaprakları arasına hava girmesidir Künt Spontan Travmatik olabilir İyatrojenik

Detaylı

Türk Pediatrik Hematoloji Derneği (TPHD) Hemofilide Cerrahi Çalıştayı Uzlaşı Raporu

Türk Pediatrik Hematoloji Derneği (TPHD) Hemofilide Cerrahi Çalıştayı Uzlaşı Raporu Türk Pediatrik Hematoloji Derneği (TPHD) Hemofilide Cerrahi Çalıştayı Uzlaşı Raporu Türk Pediatrik Hematoloji Derneği Hemofili/Hemostaz/Tromboz Alt Çalışma grubu tarafından 25 Eylül 2010 tarihinde düzenlenen

Detaylı

Girişimsel Aritmi Komplikasyonlar ve Tedavisi. Doç.Dr.Enis Oğuz Anadolu Sağlık Merkezi - Gebze

Girişimsel Aritmi Komplikasyonlar ve Tedavisi. Doç.Dr.Enis Oğuz Anadolu Sağlık Merkezi - Gebze Girişimsel Aritmi Komplikasyonlar ve Tedavisi Doç.Dr.Enis Oğuz Anadolu Sağlık Merkezi - Gebze Hasta grupları ve ablasyon endikasyonları (n=5330) AVNRT A.Yol AV nod A.Flatter AT Diğer Has. n 2243 1147 803

Detaylı

Uzm. Dr. Yusuf Ali ALTUNCI Ege Ünv. Tıp Fak.Acil Tıp A.D.

Uzm. Dr. Yusuf Ali ALTUNCI Ege Ünv. Tıp Fak.Acil Tıp A.D. Uzm. Dr. Yusuf Ali ALTUNCI Ege Ünv. Tıp Fak.Acil Tıp A.D. 27 yaş erkek Ani başlayan göğüs ağrısı Nefes darlığı Nefes alırken sol göğüs bölgesinde ağrı hissediyor OLASI TANINIZ? Kuzey Kıbrıs Acil Tıp Günleri

Detaylı

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU...

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU... EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU İÇİNDEKİLER Önsöz...iii Ulusal Tanı ve Tedavi Kılavuzu Çalışma Grupları... iv Kısaltmalar... vii Tablolar Listesi... xv Şekiller

Detaylı

PULMONER EMBOLİ. Uzm. Dr. Mücahit KAPÇI

PULMONER EMBOLİ. Uzm. Dr. Mücahit KAPÇI PULMONER EMBOLİ Uzm. Dr. Mücahit KAPÇI Sunu planı Giriş Etyoloji Epidemiyoloji Risk faktörleri Klinik Tanı Algoritmalar Tedavi Özel durumlar Aklımıza gelmeli! Giriş Pulmoner emboli (PTE) ve derin ven trombozu

Detaylı

PULMONER TROMBOEMBOLİZM TANI VE TEDAVİ UZLAŞI RAPORU. ISSN Türk Toraks Derneği Turkish Thoracic Society

PULMONER TROMBOEMBOLİZM TANI VE TEDAVİ UZLAŞI RAPORU.  ISSN Türk Toraks Derneği Turkish Thoracic Society ISSN 1302-7808 Türk Toraks Derneği Turkish Thoracic Society Türk Toraks Derneği nin yayın organıdır. Official journal of the Turkish Thoracic Society Cilt 10 Ek 11 Eylül 2009 Volume 10 Supplement 11 September

Detaylı

KARDİYOJENİK ŞOK ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI

KARDİYOJENİK ŞOK ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI KARDİYOJENİK ŞOK ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KARDİYOLOJİ ANABİLİM DALI KARDİYOJENİK ŞOK-TANIM Ø Kardiyojenik şok (KŞ), kardiyak yetersizliğe bağlı uç-organ hipoperfüzyonudur. Ø KŞ taki hemodinamik

Detaylı

İnvazif Fungal İnfeksiyonlarda Tanı Klinik-Radyolojik Yaklaşım. Dr.Özlem Özdemir Kumbasar

İnvazif Fungal İnfeksiyonlarda Tanı Klinik-Radyolojik Yaklaşım. Dr.Özlem Özdemir Kumbasar İnvazif Fungal İnfeksiyonlarda Tanı Klinik-Radyolojik Yaklaşım Dr.Özlem Özdemir Kumbasar Bağışıklığı baskılanmış hastaların akciğer komplikasyonları sık görülen ve ciddi sonuçlara yol açan önemli sorunlardır.

Detaylı

KOAGÜLOPATİDE YATAKBAŞI TANISAL YÖNTEMLER. Dr Reyhan POLAT Dışkapı Yıldırım Beyazıt EAH Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği

KOAGÜLOPATİDE YATAKBAŞI TANISAL YÖNTEMLER. Dr Reyhan POLAT Dışkapı Yıldırım Beyazıt EAH Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği KOAGÜLOPATİDE YATAKBAŞI TANISAL YÖNTEMLER Dr Reyhan POLAT Dışkapı Yıldırım Beyazıt EAH Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği Kış Sempozyumu 6-9 Mart 2014 Sunum Planı Hemostaz Monitörizasyonu Standart Koagülasyon

Detaylı

Plevral sıvı üzerine ne çalışalım : 1.Plevral sıvı sitoloji 2.Plevral sıvı amilaz 3.Plevral sıvı ADA 4.Plevral sıvı hücre bakısı

Plevral sıvı üzerine ne çalışalım : 1.Plevral sıvı sitoloji 2.Plevral sıvı amilaz 3.Plevral sıvı ADA 4.Plevral sıvı hücre bakısı Plevral sıvı üzerine ne çalışalım : 1.Plevral sıvı sitoloji 2.Plevral sıvı amilaz 3.Plevral sıvı ADA 4.Plevral sıvı hücre bakısı ADA 99, Glukoz 67 mg/dl, Yaymada tüm hücreler lenfosit Tetkik öneriniz:

Detaylı

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit NEFRİT Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Genel Bilgiler Böbreğin temel fonksiyonlarından birisi idrar üretmektir. Her 2 böbrekte idrar üretimine yol açan yaklaşık 2 milyon küçük ünite (nefron) vardır. Bir nefron

Detaylı

Antikoagülan Alan Hasta. Prof Dr Serhan Tuğlular Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

Antikoagülan Alan Hasta. Prof Dr Serhan Tuğlular Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Antikoagülan Alan Hasta Prof Dr Serhan Tuğlular Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Sunum Planı Hasta Diyaliz dışında neden antikoagülan alır? Diyaliz hastası için Antikoagülan seçenekleri

Detaylı

TORAKS DEĞERLENDİRME KABUL ŞEKLİ 2 (Bildiri ID: 64)/OLGU BİLDİRİSİ: MEME KANSERİ İÇİN RADYOTERAPİ ALMIŞ OLGUDA RADYASYON PNÖMONİSİ

TORAKS DEĞERLENDİRME KABUL ŞEKLİ 2 (Bildiri ID: 64)/OLGU BİLDİRİSİ: MEME KANSERİ İÇİN RADYOTERAPİ ALMIŞ OLGUDA RADYASYON PNÖMONİSİ TORAKS DEĞERLENDİRME ŞEKLİ 2 ( ID: 64)/OLGU Sİ: MEME KANSERİ İÇİN RADYOTERAPİ ALMIŞ OLGUDA RADYASYON PNÖMONİSİ SONRASINDA GELİŞEN ORGANİZE PNÖMONİ (OP/ BOOP) Poster 3 ( ID: 66)/Akut Pulmoner Emboli: Spiral

Detaylı

Behçet Hastalığı Son II Yıl Damar Tutulumu ve Tedavisi

Behçet Hastalığı Son II Yıl Damar Tutulumu ve Tedavisi Behçet Hastalığı Son II Yıl Damar Tutulumu ve Tedavisi Dr. Kenan Aksu Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çıkar Çatışması Çıkar Çatışması Yoktur. Vasküler tutuluş (% 25-62) Venöz lezyonlar arteriyel lezyonlardan

Detaylı

Submasif Pulmoner Tromboembolide Trombolitik Tedavinin Sonuçları

Submasif Pulmoner Tromboembolide Trombolitik Tedavinin Sonuçları Submasif Pulmoner Tromboembolide Trombolitik Tedavinin Sonuçları Numan EKİM*, İ. Kıvılcım OĞUZÜLGEN*, Mustafa CEMRİ**, Atiye ÇENGEL**, Koray DEMİREL***, Mehmet KİTAPÇI*** * Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Ani ölümün önemli bir nedenidir Sıklığı yaşla birlikte artar 50 yaş altında nadir rastlanır E>K Aile

Detaylı

ANTİKOAGÜLAN TEDAVİ. tromboz ve pulmoner emboli için standart tedavi; önce heparin, ardından da oral vitamin K

ANTİKOAGÜLAN TEDAVİ. tromboz ve pulmoner emboli için standart tedavi; önce heparin, ardından da oral vitamin K ANTİKOAGÜLAN TEDAVİ Prof. Dr. Ali Ünal Antikoagülan tedavi; klasik olarak akut ve kronik olmak üzere ikiye ayrılır. Akut venöz tromboz ve pulmoner emboli için standart tedavi; önce heparin, ardından da

Detaylı

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan

Detaylı

Tromboz ve tromboz tedavisi komplikasyonları. Prof. Dr. Özcan Bör Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi

Tromboz ve tromboz tedavisi komplikasyonları. Prof. Dr. Özcan Bör Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi Tromboz ve tromboz tedavisi komplikasyonları Prof. Dr. Özcan Bör Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi Trombozun komplikasyonları Trombozun kliniği; tromboembolik olayın yerine,

Detaylı

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden

Detaylı

En iyi yöntem inmeden korunma Risk faktörlerinin belirlenmesi

En iyi yöntem inmeden korunma Risk faktörlerinin belirlenmesi İNME SONRASI TEDAVİ En iyi yöntem inmeden korunma Risk faktörlerinin belirlenmesi Birincil Koruma Amaç asemptomatik kişilerde inmeye neden olabilecek risk faktörlerini belirlemek, önlemek ve kontrol altına

Detaylı

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ Engraftman Sendromu Veno- Oklüzif Hastalık Engraftman Sendromu Hemşirelik İzlemi Vakamızda: KİT (+14)-

Detaylı

İnvaziv Girişimler. Sunum Planı. SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar. SANTRAL VENÖZ KATETER İşlem öncesinde

İnvaziv Girişimler. Sunum Planı. SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar. SANTRAL VENÖZ KATETER İşlem öncesinde Sunum Planı İnvaziv Girişimler Santral Venöz Kateter Uygulamaları Kardiyak Pacemaker Arteriyel Kanülasyon SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar iv yol Uzun süreli iv yol ihtiyacı Hemodinamik monitorizasyon

Detaylı

Karın yaralanmaları ister penetran ister künt mekanizmaya bağlı olsun ciddi morbidite ve mortalite ile seyrederler.

Karın yaralanmaları ister penetran ister künt mekanizmaya bağlı olsun ciddi morbidite ve mortalite ile seyrederler. KARIN TRAVMALARI Karın yaralanmaları ister penetran ister künt mekanizmaya bağlı olsun ciddi morbidite ve mortalite ile seyrederler. Amaçlar Karnın anatomik sınırlarını, Penetran ve künt travmalar arasındaki

Detaylı

VAKA SUNUMU. Dr. Arif Alper KIRKPANTUR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ünitesi

VAKA SUNUMU. Dr. Arif Alper KIRKPANTUR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ünitesi VAKA SUNUMU Dr. Arif Alper KIRKPANTUR Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Ünitesi ÖYKÜ 58 yaşında, erkek hasta, emekli memur, Ankara 1989: Tip 2 DM tanısı konularak, oral antidiyabetik

Detaylı

Gebelik ve Trombositopeni

Gebelik ve Trombositopeni Gebelik ve Trombositopeni Prof.Dr. Sermet Sağol EÜTF Kadın Hast. ve Doğum AD Gebelik ve Trombositopeni Kemik iliğinde megakaryosit hücrelerinde üretilir. Günde 35.000-50.000 /ml üretilir. Yaşam süresi

Detaylı

Hiperkoagülabilite Trombofili Tarama ve Tedavi DR ERMAN ÖZTÜRK

Hiperkoagülabilite Trombofili Tarama ve Tedavi DR ERMAN ÖZTÜRK Hiperkoagülabilite Trombofili Tarama ve Tedavi DR ERMAN ÖZTÜRK Hiperkoagülobilite / Trombofili Nedir? Neden test ediyoruz? Kimlerde test edelim? Neyi test edelim? Tedaviye katkısı? Ne ile tedavi? Ne süre

Detaylı

KAN VE KAN ÜRÜNLERİNİN KANITA DAYALI KULLANIMI

KAN VE KAN ÜRÜNLERİNİN KANITA DAYALI KULLANIMI KAN VE KAN ÜRÜNLERİNİN KANITA DAYALI KULLANIMI Prof. Dr. Mehmet Sönmez KTÜ Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Trabzon TRANSFÜZYON=TRANSPLANTASYON KAN TRANSFÜZYON REAKSİYONLARI Sıklığı: % 5-10 % 10 % 1

Detaylı

SEVİLAY ÜNVER OKMEYDANI EAH 2017

SEVİLAY ÜNVER OKMEYDANI EAH 2017 SEVİLAY ÜNVER OKMEYDANI EAH 2017 Kaynaklar: Sunum planı; Olgu örnekleri Sorularla olguların pekiştirilmesi VTE epidemiyolojisi VTE tanısı VTE tedavisi Özel durumlar SORU; Türkiye de hastanede yatmakta

Detaylı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Çalışan açısından, yüksekte güvenle çalışabilirliği belirleyen etkenler:

Detaylı

KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM

KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM YOĞUN BAKIMA HASTANIN KABULÜ Açık kalp ameliyatı yapılan hastaların ameliyathaneden yoğun bakıma transferi entübe

Detaylı

Sunum Planı. Resusitasyonda Trombolitik Tedavi. Akut Koroner Sendrom (AKS) AKS. Akut Koroner Sendrom. Akut Stroke.

Sunum Planı. Resusitasyonda Trombolitik Tedavi. Akut Koroner Sendrom (AKS) AKS. Akut Koroner Sendrom. Akut Stroke. Sunum Planı Resusitasyonda Trombolitik Tedavi Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD VII. Ulusal Acil Tıp Kongresi, 2011 Akut Koroner Sendrom Akut Stroke Diğer durumlar Akut Koroner Sendrom (AKS)

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı Göğüs Cerrahisi Akciğer Kanserinde Anamnez ve Fizik Muayene Bulguları Giriş Akciğer kanseri ülkemizde 11.5/100.000 görülme sıklığına

Detaylı

Kan hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaçlar. Prof. Dr. Öner Süzer

Kan hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaçlar. Prof. Dr. Öner Süzer Kan hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaçlar Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 2 1 Damar hasarına normal yanıt Damar sisteminin delici ve kesici fiziksel yaralanmaları sonucunda trombositler,

Detaylı

HAZIRLAYAN HEMŞİRE: ESENGÜL ŞİŞMAN TÜRK BÖBREK VAKFI TEKİRDAĞ DİYALİZ MERKEZİ

HAZIRLAYAN HEMŞİRE: ESENGÜL ŞİŞMAN TÜRK BÖBREK VAKFI TEKİRDAĞ DİYALİZ MERKEZİ HAZIRLAYAN HEMŞİRE: ESENGÜL ŞİŞMAN TÜRK BÖBREK VAKFI TEKİRDAĞ DİYALİZ MERKEZİ RESİRKÜLASYON NEDİR? Diyaliz esnasında, diyaliz olmuş kanın periferik kapiller dolaşıma ulaşmadan arter iğnesinden geçen

Detaylı

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 KRONİK HASTALIK ANEMİSİ IX. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU GİRİŞ VE TANIM Kronik

Detaylı

TROMBOLİTİKLER NEREYE GİDİYOR?

TROMBOLİTİKLER NEREYE GİDİYOR? TROMBOLİTİKLER NEREYE GİDİYOR? DR. SALİM SATAR ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP AD. Fibrinolitik Sistem Fibrin oluşumu inflamasyon, doku iyileşmesi ve tromboz sırasında gözlenen temel olaylardan

Detaylı

PULMONER EMBOLİ. Pulmoner arterin herhangi bir oluşumla tıkanmasıdır.

PULMONER EMBOLİ. Pulmoner arterin herhangi bir oluşumla tıkanmasıdır. PULMONER EMBOLİ Pulmoner arterin herhangi bir oluşumla tıkanmasıdır. PULMONER EMBOLİ TROMBOTİK NONTROMBOTİK NONTROMBOTİK PULMONER EMBOLİZM Yağ embolisi Amniotik Sıvı embolisi Tümör embolisi Gestasyonal

Detaylı

PERİKARDİT GİRİŞ PATOFİZYOLOJİ. Dr. Neslihan SAYRAÇ

PERİKARDİT GİRİŞ PATOFİZYOLOJİ. Dr. Neslihan SAYRAÇ GİRİŞ Perikard PERİKARDİT Dr. Neslihan SAYRAÇ AÜTF Acil Tıp Anabilim Dalı 05/01/2010 Visseral Parietal 50 ml seröz sıvı İnsidansı net olarak bilinmiyor Ancak acil servise AMI olmayan göğüs ağrısı ile başvuran

Detaylı

Trombozlu Hastaya Yaklaşım. Dr. Figen Atalay

Trombozlu Hastaya Yaklaşım. Dr. Figen Atalay Trombozlu Hastaya Yaklaşım Dr. Figen Atalay Sunum Planı Tanımlamalar Epidemiyoloji Patogenez Tanısal yaklaşım Risk belirlemesi Tedavi Tanımlamalar Tromboz: Arteryel ve venöz tromboembolizm (VTE) dolaşımda

Detaylı

Pulmoner Tromboemboli Tanısında Klinik Olasılık ve Noninvaziv Tanı Yöntemleri: Retrospektif Bir Değerlendirme

Pulmoner Tromboemboli Tanısında Klinik Olasılık ve Noninvaziv Tanı Yöntemleri: Retrospektif Bir Değerlendirme Pulmoner Tromboemboli Tanısında Klinik Olasılık ve Noninvaziv Tanı Yöntemleri: Retrospektif Bir Değerlendirme Pınar ERGÜN*, Duyşen ORAN*, Yurdanur ERDOĞAN*, Çiğdem BİBER*, Atalay ÇAĞLAR** * Atatürk Göğüs

Detaylı

Karsinoid Tümörler Giriş Sınıflandırma: Göğüs Cer rahisi rahisi Göğüs Cer Klinik:

Karsinoid Tümörler Giriş Sınıflandırma: Göğüs Cer rahisi rahisi Göğüs Cer Klinik: Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Karsinoid Tümörler Giriş Ender görülen akciğer tümörleridirler Rezeksiyon uygulanan akciğer tümörlerinin %0,4- %3 ünü oluştururlar Benign-malign

Detaylı

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ 03-11-2009 Doku hipoperfüzyonu ve organ hasarı oluşturan, intravasküler volüm kaybının ilk tedavisi

Detaylı

Pulmoner embolizm halen yaygın ve tehlikeli bir klinik tablodur.

Pulmoner embolizm halen yaygın ve tehlikeli bir klinik tablodur. Pulmoner Emboli Pulmoner embolizm halen yaygın ve tehlikeli bir klinik tablodur. Tanı, risk faktörlerinin belirlenmesi ve tedavi ile ilgili birçok kapsamlı çalışmalar yapılmış olmasına rağmen halen tanı

Detaylı

Pulmoner emboli kuşkusu olan hastalarda üç farklı klinik olasılık yönteminin karşılaştırılması

Pulmoner emboli kuşkusu olan hastalarda üç farklı klinik olasılık yönteminin karşılaştırılması Pulmoner emboli kuşkusu olan hastalarda üç farklı klinik olasılık yönteminin karşılaştırılması Tansu ULUKAVAK ÇİFTÇİ, Nurdan KÖKTÜRK, Nalan DEMİR, Kıvılcım İ. OĞUZÜLGEN, Numan EKİM Gazi Üniversitesi Tıp

Detaylı