HUKUKA AYKIRI OLARAK TAHSIL EDILEN VERGININ GERI VERILMESINDE FAIZ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "HUKUKA AYKIRI OLARAK TAHSIL EDILEN VERGININ GERI VERILMESINDE FAIZ"

Transkript

1 HUKUKA AYKIRI OLARAK TAHSIL EDILEN VERGININ GERI VERILMESINDE FAIZ Turgut CANDAN* I GİRİŞ: Vergi Usul Kanununun 112 nci maddesi 3 üncü fıkrasında, vergi mahkemesinde açılan davaya konu edilen vergilerin ödenme zamanı yanında, ikmalen, re sen ve idarece yapılan tarhiyatlar (Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu, ) 1 dolayısıyla gecikme faizi uygulaması da öngörülmüştür. Maddede öngörülen gecikme faizinin niteliği, Anayasa Mahkemesinin gün ve E: 1988/7, K: 1988/27 sayılı kararında açıklanmıştır. Karara göre; vergisini ödemek yerine, bu parayı kendisine ait işlerin finansmanında kullanan veya başkasına ödünç veren ya da mevduat olarak bankaya yatıran yükümlü, enflasyon oranı üzerinde veya en azından bu orana eşit bir yarar sağlamaktadır. Gecikme faizi ile yapılan, bu yararın, paranın asıl sahibi olan Devlet e geri verilmesidir (Danıştay 7. Dairesi, ) 2. Anayasa Mahkemesinin, gün ve 3095 sayılı Kanuni Faiz Ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 1, 2 ve 4 üncü maddelerinin Anayasa- * E. Danıştay Başsavcısı 1 Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulu ( ) E: 1998/388, K: 1999/348 sayılı kararı. Ankara: Danıştay Vergi Dava daireleri Genel Kurulu: Beyan olunmasına karşın beyan sahibinin muaf olduğu gerekçesiyle alınmayan verginin daha sonra tahakkuk ettirilmesi, ikmalen, re sen veya idarece vergi tarhı olmadığından; bu vergiye gecikme faizi uygulanamayacağı hk.; Danıştay 9.Dairesi ( ). E: 1994/4970, K: 1995/2249 sayılı kararı. Ankara: Danıştay 9. Dairesi: Fazla alınan KDV iadesinin geri istenilmesi, ikmalen, re sen ve idarece vergi tarhı olmadığından, gecikme faizi uygulanacağı hk.; Danıştay 7.Dairesi ( ). E: 2001/1851, K: 2004/640 sayılı kararı. Ankara: Danıştay 7.Dairesi: Mükellefin tarhiyat sonrası uzlaşmada bulunabilmesi için, yapılan tarhiyatın türünün, ikmalen, re sen veya idarece yapılan tarh olması gerektiği; uzlaşma sonucu vergisi ödenen tarhiyatın, bu tarhiyat türlerinden biri olduğunun kabulü gerektiği hk.; Danıştay 4.Dairesi ( ). E: 2003/980, K: 2004/501 sayılı kararı. Ankara: Danıştay 4. Dairesi: Noksan beyan edilen beyannameden sonra verilen düzeltme beyannamesine dayanılarak hesaplanan vergiye gecikme faizi uygulanamayacağı hk. Not: Muhalif üye, aksi görüştedir. Bizce de, bu halde, tarhiyat, 213 sayılı Kanunun 30 uncu maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca re sen yapılır. 2 Gecikme faizinin ceza olmadığı; dolayısıyla, tahakkuku için, mükellefin kusurlu olması aranamayacağı hk. 161

2 ya aykırılığı iddiasıyla iptalleri için yapılan başvuru dolayısıyla vermiş olduğu, gün ve E: 1997/34, K: 1998/79 sayılı kararında 3 da, Ülkemizde, enflasyon ve buna bağlı olarak oluşan döviz kuru, mevduat faizi, Hazine bonosu ve Devlet tahvili faiz oranlarının yüksekliği, borçlunun yararlanması; alacaklının ise, zarara uğraması sonucunu doğurduğu açıklaması yapılmıştır. II TARİHÇE: A - Vergi Usul Kanununun 112 nci Maddesinin 4 üncü Fıkrasının Yeni Düzenlemesinden Önceki Durum. Devletin, mükellefi tarafından zamanında tahakkuk ettirilmemesi sebebiyle normal vadesinde tahsil edemediği; yani, Vergi Usul Kanununun 341 inci maddesinde tanımlanan anlamda ziyaa uğratılan vergi için, tarihinden bu yana gecikme faizi uygulaması yapılıyor olmasına karşın; hukuka aykırı olarak tarh, tahakkuk ve tahsil olunan, ancak daha sonra yargı kararı uyarınca geri verilen vergiler için mükellefe faiz ödemesini öngören bir düzenleme mevcut değildi. Bu yüzden de, hukuka aykırı olarak tarh, tahakkuk ve tahsil olunan, ancak daha sonraki bir tarihte iade edilen vergiler için faiz ödenmesi isteğiyle mükellefler tarafından açılan davalar da, idari yargı yerlerinde, bu konuda bir yasa hükmü bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmekte idi 4. Bu kararlar, Devlet aleyhine faize hükmedilebilmesi için, açık yasa hükmü olması gerektiği görüşüne dayanmaktaydı. Bu görüşün doğru olup olmadığını anlayabilmek için, Devletin zamanında tahakkuk ettirilmemesi sebebiyle tahsilinde geciktiği vergiler için mükelleflerce gecikme faizi ödenmesi zorunluluğunun yasa ile öngörülmüş olmasının hukuksal nedeninin irdelenmesinin gerekli olduğunu düşünüyoruz. Yukarıda değindiğimiz Anayasa Mahkemesi kararlarında da, çok açık biçimde, söylenildiği üzere; faizin hukuksal niteliği, zamanında ödenmeyen borç nedeniyle alacaklının, parasının değer kaybetmesi ve/veya getirisinden mahrum kalması sebebiyle veya başka bir şekilde, uğradığı zararın 3 Resmi Gazete: Hukuka aykırı olarak tahsil edilen verginin geri verilmesi sırasında, mükellef lehine faiz hesaplanıp ödeneceğine dair bir hüküm bulunmadığı; bu nedenle, davanın yasal dayanaktan yoksun olduğu yolunda kararlar. 162

3 giderilmesi amacıyla, borçlu tarafından kendisine ödenen veya ödenmesi gereken tazminattır. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesinin, 9 Mart 2006 tarihli Eko-Elda Avee/ Yunanistan kararında söylediği de bundan farklı değildir. Bu zarar, Devlet için, vergi ödevlerinin zamanında ve tam olarak yerine getirilmemiş olması sebebiyle tahakkuk ettirilmeyen veya noksan tahakkuk ettirilen verginin kanununda yazılı vade tarihinde; vergi mükellefleri için, hukuka aykırı vergilendirme işlemi dolayısıyla kendilerinden verginin tahsil edildiği tarihte doğmaya başlamakta ve miktarı, verginin ödendiği veya mükellefine iade olunduğu tarihte kesin olarak bilinebilir hale gelmektedir. Adalet ilkesi, ister Devlet tarafından, isterse verginin mükellefi tarafından uğranılmış olsun, bu zararın tazminat ödenmek suretiyle giderilmesini gerektirir. Devlet yönünden ilk akla gelebilecek olan, Devletin güçlü olduğu, kendisine verilen zararı, bu zarara neden olan bireylere kamu gücü kullanarak (zorla) tazmin ettirebileceğidir. Ancak; Devletin bu amaçla girişeceği her işlemin, bireyin mülkiyet hakkına müdahale oluşturması kaçınılmazdır. Kuşkusuz, hukukla bir bağlantısı olmayan devletlerde bunun sorun olarak ortaya çıkması da söz konusu olmaz. Ancak; bizim gibi Anayasasında hukuk devleti olduğu söylenen ve insan haklarına saygı yönünden uluslararası bağıtları olan devletler için, böyle bir girişim, uluslararası planda insan hakları sorununa; ulusal planda ise, insan hakları sorunu yanında anayasaya uygunluk sorununa yol açar. Bireylerin mülkiyet hakkı, ulusal planda Anayasamızın 35 inci maddesinde; uluslararası planda da, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin eki 1 nolu Protokolun 1 inci maddesinde güvence altına alınmıştır. İnsan haklarına müdahale ise, gerek anayasamıza, gerekse İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesine göre, ancak yasayla ve kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak yapılabilir niteliktedir. Bu yüzden; Devletin, mükellefleri tarafından zamanında tahakkuk ettirilmemesi sebebiyle normal vade tarihinde tahsil edemediği vergiler dolayısıyla uğramış olduğu zarar karşılığında, kamu gücü kullanarak, faiz adı altında tazminat tahsil edebilmesi, ancak yasada bu konuda açık hüküm bulunmasına bağlıdır. Vergi Usul Kanununun 112 nci maddesinde, Devlet lehine faize öngörülmesinin hukuksal nedeni budur. Anılan düzenleme olmasaydı; devlet, normal vade tarihinde tahsil edemediği vergiler için, yine 163

4 faiz adı altında tazminat talebinde bulunabilirdi; ancak, bunu, bireyler gibi, adli yargı yerlerinde verginin mükellefi aleyhine açacağı tazminat davasıyla yapabilirdi. Vergi Usul Kanununun 112 nci maddesinin 3 üncü fıkrası, Devleti, kendi faiz alacağını bizzat kendisinin hesaplayıp tahsil edebilmesine olanak tanıyarak, bu yola gitmek zorunda olmaktan kurtarmaktadır. Bu haliyle, anılan fıkra, bireyin mülkiyet hakkının bir istisnası olarak karşımıza çıkmaktadır. Buna karşılık; bireyin, devletin kendisine vermiş olduğu zararların tazmini için, devlete karşı güç kullanması söz konusu bile değildir. Birey, hukuk devletlerinde, kendi iradesiyle zararını tazmin etmeyen devlete karşı ancak dava yoluna giderek tazminat isteme olanağına sahiptir. Dava, yargı birliğini kabul eden ülkelerde, adli yargı yerlerince; bizim gibi yargı ayrılığının geçerli olduğu ülkelerde ise, idari yargı yerlerince görülerek karara bağlanır. İdarenin hukuka aykırı davranışlarından dolayı idare edilenlerin uğrayacakları zararların tazminat yoluyla giderilmesi, Hukuk Devleti İlkesi nin olmazsa olmaz koşuludur. Bunun için, ayrı bir yasal düzenlemeye gerek yoktur. İdari Yargının varlık nedenlerinden biri, idare edilenlerin idari işlem ve eylemlerinden doğan zararlarını kendi iradeleriyle gidermeyen idari birimler aleyhine açılacak tazminat davalarının çözüme kavuşturulmasıdır. İdari Yargı, bu çözüm sırasında, kararını, Sorumluluk Hukukunun kendi ilkeleri dışındaki bir kaynağa, örneğin bir yasa hükmüne dayandırmak zorunda değildir. Bu nedenle, hukuka aykırı alınan verginin geri verilmesi sırasında, mükelleflerin enflasyon ve kârdan mahrum kalma sebebiyle uğrayacakları zararın, tazminat davası yoluyla karşılanması olanaklıdır. Bunun böyle olması, kuşkusuz, bu konunun yasayla düzenlenmesine engel değildir. Yasa koyucu, idarenin belli faaliyetlerinden doğan belli tür zararların, davaya gerek kalmaksızın, tazmin edilmesini kararlaştırabilir ve tazminat miktarının hesaplanmasına ilişkin ölçütler belirleyebilir. Bu tür bir düzenlemenin iki bakımdan yararı olabilir: 1 Devletin memurlarını, kendiliklerinden ödeyecekleri tazminatlar dolayısıyla, ileride soruya muhatap olmaktan kurtarır. 2 Yasanın öngördüğü faiz miktarını zararının giderilmesi için yeterli gören bireyler bakımından da, dava yoluna gerek olmaksızın, tazminat elde etme olanağı sağlamış olur. Bu haller dışında; yasayla belirlenen tazminat tutarının, bireyin gerçek 164

5 zararını karşılayamaması mümkün bulunduğundan; gerçek zararın faizle karşılanamayan kısmının, dava yoluyla veya başka bir şekilde, talep edilmesine engel teşkil etmez. Görüldüğü üzere; devletin hukuka aykırı vergilendirme işlemiyle tahsil etmiş olduğu vergiyi yargı kararının gereğini yerine getirerek geri vermesi sırasında, mükellefe, bu nedenle uğramış olduğu zararının karşılığında faiz ödemesi için açık yasa hükmü aranmasının hukuksal bir dayanağı bulunmamaktadır. Anılan durum için açık yasa hükmü aramak, Danıştay Yedinci Dairesinin aşağıda verilecek olan kararında da söylenildiği gibi, bizi, devletin ve ona bağlı idarenin eylem ve işlemlerinden doğan her türlü zararın tazmini için de, açık yasa hükmü aranması sonucuna götürür ki; böyle bir anlayış, Anayasanın 125 inci maddesinin son fıkrasında yer alan, İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür amir hükmü ile bağdaştırılamaz. B Yargı Kararları Yukarıda da değinildiği gibi; Danıştay Yedinci Dairesinin 2000 li yılların başlarındaki içtihadı da bu yoldadır. Daire, hem kendi kurulunda, hem de Danıştay Dokuzuncu Dairesi ile yapmış olduğu müşterek kurulda, hukuka aykırı biçimde yapılan vergilendirme işlemlerine dayanılarak tahsil edilen ve, daha sonra, yargı kararı uyarınca geri verilen vergi dolayısıyla, davacı lehine, gecikme faizi oranında tazminata hükmedilmesine, şu gerekçe ile karar vermiştir: Vergi mahkemesi kararının davanın kısmen reddine ilişkin hüküm fıkrası, vergi idareleri tarafından hukuka aykırı biçimde tahsil edilen vergi alacaklarının mükellefine iadesinde faiz ödemesinin 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 112 nci maddesinin 4 üncü fıkrasındaki şartların gerçekleşmesi halinde mümkün olduğu; olayda ise, bu şartların gerçekleşmediği gerekçesine dayalıdır. Ekonomilerde bir değişim vasıtası olan para, çeşitli ticari, sınai, zirai vs. faaliyetlerde kullanılmakla sahibine, kazanç, kira, nema vs adları altında kimi ekonomik yararlar sağlayan ekonomik değerdir. Paranın, sahibi dışındaki kişi ve kuruluşlarca kullanılması, sahibinin bu ekonomik değerden mahrum bırakılması sonucunu yaratması yanında; yüksek enflasyon etkisinde olan ekonomilerde, paranın değerini, yani alım gücünü enflasyon oranı ölçüsünde yitirmesine neden olur. Anayasa Mahkemesinin gün ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanan

6 gün ve E:1997/34, K:1998/79 sayılı kararında da belirtildiği gibi; enflasyon ve buna bağlı olarak oluşan döviz kuru, mevduat faizi, Hazine bonosu ve Devlet tahvili faizi oranlarının yüksekliği, borçlunun yararlanması, alacaklının ise zarara uğraması sonucunu doğurmaktadır. Hukuk sistemlerinde paranın sahibinden başkası tarafından kullanılmasının neden olduğu bu zarar, faiz adı altında yapılan ek ödemelerle karşılanmaktadır. Anayasa Mahkemesinin gün ve E:!988/7, K:1988/27 sayılı kararında, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 112 nci maddesinde öngörülen gecikme faizi ile ilgili olarak yapmış olduğu niteleme de bu yoldadır. Bu açıklamalara göre; faiz, paranın sahibinden başkası tarafından kullanılmasının sahibine vermiş olduğu zararın karşılığı; yani, tazminat tır. Söz konusu zarar, vergilendirme işlemlerinde, Devlet yönünden, vergi mükelleflerinin vergi ödevlerini zamanında ve gereği gibi yerine getirmemeleri sebebiyle verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi; mükellefler yönünden ise, Devletin hukuka aykırı olarak yapmış olduğu vergilendirme işlemlerine dayanarak vergi tahsilatında bulunması halinde doğmaktadır. Hukuk devletlerinde, açıklanan nitelikteki zararın faiz ya da başka bir ad altında ödenecek tazminatla karşılanabilmesi için, açık yasa hükmü aranması düşünülemez. Aksine anlayış; Devletin ve ona bağlı idarenin eylem ve işlemlerinden doğan her türlü zararın tazmini için de, açık yasa hükmü aranması sonucuna götürür ki; böyle bir anlayış, Anayasanın 125 inci maddesinin son fıkrasında yer alan, İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür amir hükmü ile bağdaştırılamaz. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun yukarıda sözü edilen 112 nci maddesinin 3 üncü fıkrasında, ikmalen, re sen ve idarece tarh olunan vergiler için hiçbir şarta bağlı olmaksızın gecikme faizi öngören ve amacı, vergi idaresine, normal vadesinde tahsil edemediği vergiler dolayısıyla uğramış olduğu zararını, yargı yerinin hukuki yardımını istemeye gerek olmaksızın, kamu gücü kullanarak, bizzat, giderme olanağı sağlamak olan düzenleme ile anılan maddeye 4369 sayılı Kanunla eklenen 4 üncü fıkranın, fazla veya yersiz tahsil edilen ya da vergi kanunları uyarınca iadesi gereken vergilerin, ilgili bilgi ve belgelerin mükelleflerce tamamlandığı tarihten itibaren üç ay içinde iade edilmemesi hali ve bu üç ayın bitiminden itibaren, Vergi Usul Kanununun Vergi Hatalarını Düzeltme ve Reddiyat başlıklı bölümde yer alan 120 nci madde uyarınca düzenlenecek düzeltme fişinin tebliğ edileceği tarihe kadar geçen süre ile sınırlı olarak, 6183 sayılı Ka- 166

7 nuni göre belirlenen tecil faizi oranında faiz öngören hükmü de, Anayasaya ve Hukuk Devleti ilkesine aykırılığı açıklanan söz konusu anlayışa hukuki dayanak olamaz. İdari Rejim i kabul eden hukuk sistemlerinde, idarenin hukuka aykırı işlem ve eylemlerinden dolayı idare edilenlerin uğrayacakları her türlü zararın tazmini, İdarenin Sorumluluğu ile ilgili kurallarca sağlanır. Esasen; İdari Yargının varlık nedenlerinden biri de, budur. İdari Yargı, idare edilenlerin, kamu idaresinin idari nitelikteki eylem ve işlemlerinden doğan zararlarını, açık yasa hükmüne ihtiyaç duymaksızın, kusurlu veya kusursuz sorumluluk ilkelerine göre, giderme olanağına sahiptir. İdarenin hukuka aykırı işlem ve eylemlerinin hizmet kusuru oluşturacağı ve bu işlem ve eylemlerden doğan zararların, idare tarafından, kusurlu sorumluluk esaslarına göre tazmin edileceği, Danıştayın öteden beri istikrarlı biçimde uygulanagelen içtihadıdır. Vergi idareleri de, kuruluş, görev ve yetkileri bakımından birer kamu idaresidir. Anılan içtihat karşısında, hizmet kusuru oluşturacak hukuka aykırı vergilendirme işlemlerinden vergi mükellefleri için doğan zararların, işlemi yapan vergi idaresi tarafından karşılanması, açıklanan anayasal kuralın ve Hukuk Devleti ilkesinin gereğidir. Olayda; davacının ihtirazi kaydı, Vergi İdaresince, benzer davalarda istikrarlı biçimde verilen Danıştay kararları göz ardı edilerek, kabul edilmemiştir. Bu şekilde yapılan tahakkukun Kanuna aykırılığı, temyize konu kararın vergi aslına ilişkin hüküm fıkrasıyla kesinlik kazanmış bulunmaktadır. Vergi İdaresince bu şekilde gerçekleştirilen hukuka aykırılık, yukarıda açıklandığı üzere bir hizmet kusurudur. Dolayısıyla; davalı idarenin, hukuka aykırı vergilendirme ve tahsil işlemleriyle davacıya vermiş olduğu maddi zararı karşılaması zorunludur. Yukarıda açıklandığı üzere; Vergi Usul Kanununun 112 nci maddesinin 3 üncü fıkrasında, Devletin, ikmalen, re sen ve idarece yapılan tarhiyatlara konu vergileri normal vade tarihinde tahsil edememiş olması sebebiyle uğradığı zararı karşılayan gecikme faizi altında ek ödeme öngörülmüştür. Gecikme faizinin ilgili dönemlerde miktarını belirleyen zarar, hukuka aykırı olarak yapılan vergi tahsilatlarında, aynen mükellef için de söz konusudur. O halde; hukuka aykırı olarak tahsil edilen vergiler dolayısıyla vergi idareleri tarafından mükelleflere ödenecek maddi tazminat miktarının, davadaki istem de gözetilerek, anılan gecikme faizinin oranına göre, 167

8 hukuka aykırı olarak tahsil edilen verginin Devlet Hazinesinde kaldığı süre için hesaplanacak miktar kadar olması da, Anayasada öngörülen eşitlik ve adalet ilkelerinin gereğidir. ( Danıştay 7. Dairesi ). Danıştay Yedinci Dairesi ile Dokuzuncu Dairesinin söz konusu kararlarında oluşan bu içtihat, daha sonra, hukuka aykırı olarak alınan ve bu nedenle yargı organınca iptal edilen haciz kararı uygulanarak tahsil edilen vergilerin yargı kararı uyarınca geri verilmesi ile ilgili olarak, Danıştay Dördüncü Dairesinin gününde oybirliği ile vermiş olduğu, E:2005/963, K: 2005/ 2261 sayılı kararında da benimsenmiştir. Danıştay Dördüncü Dairesi, anılan kararında, tıpkı, yukarıda metni verilen kararda olduğu gibi, faizin hukuki niteliğinin tazminat olduğuna; hukuk devletlerinde paranın sahibinden başkası tarafından kullanılmasının sahibine vermiş olduğu zararların faiz ya da başka isim altında tazmini için açık yasa hükmü aranmasının düşünülemeyeceğine; aksine anlayışın, Anayasanın 125 inci maddesinin idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı tazminle yükümlü olduğuna dair amir hükmü ile bağdaştırılamayacağına; idarenin hukuka aykırı eylem ve işlemlerinden doğan zararların tazmininin, İdarenin Sorumluluğu ile ilgili kurallar tarafından sağlanacağına vurgu yapmıştır. Bununla birlikte; Daire, davacıya verilmesi gereken faiz miktarının genel hükümlere göre hesaplanması gerektiğini söylemiştir. Genel hükümlerden neyin amaçlandığı ise, kararda, açık değildir. Eğer kastedilen, 19: gününde yürürlüğe giren 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanununun 1 inci maddesinde öngörülen senelik faiz oranı ise; bu oran, Borçlar Kanunundan ve Türk Ticaret Kanunundan doğan alacaklar için öngörülmüş bulunduğundan; bize göre, Kamu Hukukundan doğan alacaklar için uygulanamaz. Ayrıca; Devlet alacaklarına uygulanan faiz oranına nazaran, idare edilenler (vergi mükellefleri) aleyhine eşitsizlik yaratır ki, bunun, Hukuk Devleti İlkesine uygunluğu tartışılır. Bizce; Danıştay Yedinci Dairesinin kararında açıklandığı üzere, hukuka aykırı vergilendirme işlemi ile tahsil edilen vergiden kaynaklanan mükelleflerin zararını asgari ölçüde karşılayabilecek faiz oranı, aynı zaman süreci içinde, Devletin kendi alacakları için uyguladığı faiz oranıdır. C - Vergi Usul Kanununun 112 nci Maddesinin 4 üncü Fıkrasının İlk Düzenlemesinin Getirdiği Vergi Usul Kanununun 112 nci maddesine, 4369 sayılı Kanunun 2 nci 168

9 maddesiyle, eklenen ve tarihinde yürürlüğe giren (Danıştay Yedinci Dairesinin kararında değinilen) 4 üncü fıkrada, Devletçe fazla ve yersiz tahsil edilen veya vergi kanunları gereğince iadesi gereken (katma değer vergisi iadesi gibi) vergiler dolayısıyla sınırlı bir faiz ödemesi kabul edilmiştir. Bu fıkra, Vergi Sistemimizde, haksız veya yersiz tahsil edilen vergilerin geri verilmesi sırasında, mükellefe de (koşullu da olsa) faiz ödenmesini öngören ilk yasal düzenlemedir. Aşağıda açıklanacağı üzere, sonradan Anayasa Mahkemesince iptal edilen fıkranın düzenlemesi aynen, Fazla veya yersiz olarak tahsil edilen veya vergi kanunları uyarınca iadesi gereken vergilerin, ilgili mevzuatı gereğince mükellef tarafından tamamlanması gereken bilgi ve belgelerin tamamlandığı tarihi takip eden üç ay içinde iade edilmemesi halinde, bu tutarlara üç aylık sürenin sonundan itibaren düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faiz 120 nci madde hükümlerine göre red ve iadesi gereken vergi ile birlikte mükellefe ödenir. şeklindedir. Düzenlemede, mükellefe faiz ödemesi yapılabilmesi için, üç koşul ön görülmüştür: Koşullardan ilki, ortada, fazla veya yersiz olarak tahsil edilen ya da, katma değer vergisi iadesinde olduğu gibi, vergi kanunları uyarınca mükellefine geri verilmesi gereken bir verginin bulunmasıdır. Mükellefe faiz ödemesi yapılmasında ikinci koşul, fazla veya yersiz tahsil edilen ya da iadesi gereken verginin mükellefe geri verilmesi için ilgili mevzuat gereğince mükellef tarafından tamamlanması gereken bilgi ve belgelerin tamamlanmış olmasıdır. Bu bilgi ve belgeler tamamlanmadıkça, verginin iadesi mümkün olamayacağından; mükellefe faiz ödenmesi de, söz konusu olmayacaktır. Üçüncü koşul, ilgili mevzuat uyarınca tamamlanması gereken bilgi ve belgelerin mükellefçe tamamlanmış olmasına karşın, verginin bilgi ve belgelerin tamamlanma tarihinden itibaren üç ay içinde iade edilmemiş olmasıdır. Vergi, bilgi ve belgelerin tamamlanma tarihinden itibaren üç ay içerisinde iade edilecek olursa, mükellefe herhangi bir faiz ödemesi yapılmaz. Bu durum, 4 üncü fıkrada öngörülen faiz ödemesinin sebebinin, verginin fazla veya yersiz tahsili olmadığını, iadesindeki gecikme olduğunu göstermektedir. 169

10 Bu üç koşulun gerçekleşmesi durumunda, söz konusu üç aylık sürenin sonunda düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için, faiz hesaplaması yapılır (Danıştay 4. Dairesi ). Verginin tahsil edildiği tarihten üç aylık sürenin dolduğu tarihe kadar geçen süre ile düzeltme fişinin tebliği tarihinden verginin mükellefe ödendiği tarihe kadar geçen süre için herhangi bir faiz ödemesi yapılmaz. Bu bakımdan; bu düzenleme ile getirilen mükellefe faiz ödemesi yapılması olanağı, süresi itibariyle de sınırlıdır. Ç Vergi Usul Kanununun 112 nci Maddesinin 4 üncü Fıkrasının İlk Düzenlemesinin Anayasa Mahkemesince İptali: Fıkra, Anayasa Mahkemesi nin,14 Mayıs 2011 gün ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanan, 10/2/2011 gün ve E: 2008/58, K: 2011/37 sayılı kararı ile iptal olunmuştur. Kararın gerekçesi, aşağıya aynen alınmıştır: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu nun 112. maddesinin dördüncü fıkrası ile mükelleflerden fazla veya yersiz tahsil edilen vergilerin iadesinde, tahsilâtın üzerinden çok zaman geçmiş olsa da istenen bilgi ve belgelerin teslimiyle yapılan iade talebinden sonraki üç ay içinde yapılmayan iadeler için bu üç ayın sonundan başlamak üzere düzeltme fişinin tebliğ edildiği güne kadar işleyen tecil faizinin vergi aslı ile beraber ödenmesi öngörülmektedir. Buna karşın aynı maddenin üçüncü fıkrası ile eksik tahsil edilen veya tahsil edilemeyen vergiler için mükelleflerden verginin ödenmesi gereken tarihten itibaren ödemenin yapıldığı güne kadar işleyen gecikme faizi alınmaktadır. Anayasa nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti; insan haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her eylem ve işlemi hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayıp yargı denetimine açık devlettir. Anayasa nın 35. maddesinde ise, herkesin, mülkiyet ve miras haklarına sahip olduğu, bu hakların ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabileceği, mülkiyet hakkının kullanılmasının toplum yararına aykırı olamayacağı hükme bağlanmıştır. Mülkiyet hakkı, herkese başkasının hakkına zarar vermemek ve yasaların koyduğu sınırlamalara uymak koşuluyla, 170

11 sahibi olduğu şey üzerinde dilediği biçimde yararlanma, tasarruf etme, başkalarına devretme, kullanma, biçimini değiştirme, harcama ve tüketme olanağı verir. İtiraz konusu kural, kamu kurumları ile kişiler arasında kamu idarelerinin kamu gücüne dayalı yetkilerini kullanırken hatalı işlemleri nedeni ile oluşan alacaklı-borçlu ilişkilerinin borçlu olan kamu kurumları lehine bozulmasına sebebiyet vermektedir. Bunun yanında kamu kurumlarının borcunu ödemesini geciktirmede teşvik edici olmakta ve vatandaşların devlete olan güvenini sarsmaktadır. Vergi, devletin vatandaşlardan kamu gücüne dayalı ve karşılıksız tahsil ettiği bedel olsa da idarece yapılmış olan vergi tahsilâtının fazla veya yersiz olduğu tespit edildikten sonra bu tahsilât, mükellefler için bir alacak haline gelmektedir. Alacak hakkı mülkiyet hakkı kapsamında kişilerin temel haklarındandır. Kişiler yanlış veya yersiz vergi tahsilatı nedeni ile belli bir süre mülkiyetlerinde olması gereken bir meblağdan kullanma, tasarruf etme ve harcama şeklinde yararlanma imkanından mahrum kalmaktadırlar. Bu süre zarfında enflasyon nedeni ile paranın değerinde oluşan aşınma ile mülkiyetin gerçek değeri azaldığı gibi bu mülkiyetin tasarruf veya yatırım aracı olarak getirisinden yararlanmak imkânı da bulunmamaktadır. Bu şekilde kişiler mülkiyet haklarından mahrum edilerek haksızlığa uğratılmaktadır. İtiraz konusu düzenleme ile devlet fazla veya yersiz yapılmış tahsilâtlar ile hazinesinde tuttuğu meblağı kişilere iade ederken üzerinden uzun zaman geçmiş olsa bile talep tarihinden üç ay sonra başlamak üzere işleyecek faizi ödemektedir. Düzenleme ile elde edilen kamu yararı kamu için öncelikli, genel menfaatleri koruyan, kamu hizmetlerinin sürdürülmesi için zorunlu bir durum arz etmemekte, sadece devlete başkasının mülkü üzerinde sebepsiz ve karşılıksız biçimde tasarruf etme hakkını vermektedir. Fazla veya yersiz tahsil edilen vergilerin iadesinde, tahsilâtın yapıldığı tarih yerine başvuru tarihinden üç ay sonra başlamak üzere işleyecek faizin ödenmesine ilişkin kural, kişinin belli bir dönem için faiz gelirinden mahrum kalması sonucunu doğurarak genel yarar ile kişi yararı arasındaki dengenin bozulmasına yol açmakta, bu durum hukuk devletinde korunması gereken mülkiyet hakkının ihlaline neden olmaktadır. 171

12 Nitekim Avrupa İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerinin Korunmasına İlişkin Sözleşme ye Ek Protokol ün 1. maddesinde de: Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir. Yukarıdaki hükümler, devletlerin, mülkiyetin kamu yararına uygun olarak kullanılmasını düzenlemek veya vergilerin ya da başka katkıların veya para cezalarının ödenmesini sağlamak için gerekli gördükleri yasaları uygulama konusunda sahip oldukları hakka halel getirmez. denilmektedir. Bu kural uyarınca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Eko-Elda Avee/ Yunanistan davasında ( günlü, Başvuru No: 10162/02); haksız olarak tahsil edilen verginin beş yıl beş ay sonra faizsiz olarak iade edilmesini, belli bir meblağdan yararlanma hakkı uzun süre engellenen şahsın, mali durumunda önemli ve kesin zararlara neden olunduğu, bu durumun sürdürülmesi gereken genel yarar ile kişi yararı arasındaki dengeyi bozduğu, şahıs üzerine aşırı yük yüklediği gerekçesiyle mülkiyet hakkının ihlali olarak değerlendirmiş ve mülkiyet hakkı çiğnenen şahsa faiz ödenmesi gerektiğine karar vermiştir. Açıklanan nedenlerle itiraz konusu kural, Anayasa nın 2. ve 35. maddelerine aykırıdır., Görüldüğü üzere; Yüksek Mahkeme, haksız veya yersiz alınan verginin, Devletin Hazinesinde kaldığı süre zarfında, enflasyon nedeni ile paranın değerinde oluşan aşınma sebebiyle mülkiyetin gerçek değerinin azaldığı gibi, mülkiyetin tasarruf veya yatırım aracı olarak getirisinden yararlanmak imkânını da ortadan kaldırarak, kişiler açısından haksızlığa yol açtığı; bunun da, (tıpkı, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesinin Eko-Elda Avee/ Yunanistan kararında söylendiği gibi) genel yarar ile kişi yararı arasındaki dengenin bozulmasına ve hukuk devletinde korunması gereken mülkiyet hakkının ihlaline yol açtığı; mülkiyet hakkı çiğnenen bireye faiz ödenmesi gerektiği görüşündedir. Yüksek Mahkeme, ayrıca, kararında, 112 nci maddenin 4 üncü fıkrasının düzenlemesi ile elde edilen kamu yararının, kamu için öncelikli, genel menfaatleri koruyan, kamu hizmetlerinin sürdürülmesi için zorunlu bir durum arz etmediğini; sadece, Devlete başkasının mülkü üzerinde sebepsiz ve karşılıksız biçimde tasarruf etme hakkını verdiğini söylemektedir. 172

13 Yüksek Mahkemenin iptal kararında yer alan gerekçeler, Danıştay Yedinci Dairesinin yukarıda verilen kararlarında vergi idaresini tazminata mahkum etmek için dayandığı gerekçelerle uyuşmaktadır. Her ne kadar, Yüksek Mahkeme, kararında, haksız veya yersiz tahsil edilen verginin yargı kararı uyarınca geri verilmesi sırasında mükellefe ödenmesi gereken faizin hukuki niteliği hakkında açık bir belirleme yapmamışsa da; haksız veya yersiz tahsil edilen verginin mükellefi için mülkiyet hakkının kapsamında bir temel hak olduğu; bu alacağın Devlette kalmasının, mülkiyet hakkı yönünden değer aşınmasına; sahibi yönünden de, tasarruf ve yatırım hakkından mahrum kalmaya yol açan bir haksızlık olarak olarak nitelendirmiş olması, bu haksızlık karşılığında ödenmesi gereken faizin hukuksal niteliğini de açıkça ortaya koymaktadır. Hukukta, bu tür zararlar karşılığında yapılan ödemenin niteliği, tazminattan başka birşey değildir. D Vergi Usul Kanununun 112 nci Maddesinin 4 üncü Fıkrasının Yeni Düzenlemesi. Anayasa Mahkemesi, kararında, iptal hükmünün kararın Resmi Gazete de yayımlanmasından bir yıl sonra yürürlüğe girmesini kararlaştırmıştır. İptal kararı yürürlüğe girmeden çıkarılan gün ve 6322 sayılı Kanunun 14 üncü maddesiyle, fıkra, aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir: Fazla veya yersiz olarak tahsil edilen vergiler, fazla veya yersiz tahsilatın mükelleften kaynaklanması halinde düzeltmeye dair müracaat tarihi, diğer hallerde verginin tahsili tarihinden düzeltme fişinin mükellefe tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için aynı dönemde 6183 sayılı Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanan faiz ile birlikte, 120 nci madde hükümlerine göre mükellefe red ve iade edilir. Fıkranın eski şekli ise, vergi kanunları gereğince iade edilecek vergiler bakımından, yeniden düzenlenen 5 inci fıkrada muhafaza edilmiştir. III YENİ DÜZENLEMENİN KAPSAMI VE DEĞERLENDİRİLMESİ: Fıkranın yeni düzenlemesinde, geri verilmesi gereken verginin kapsamı, fazla veya yersiz tahsilatın hangi anlama geldiği ve bu tür tahsilatın mükelleften kaynaklanmış olması halleri açıklanmaya muhtaçtır. 173

14 A Verginin Tanımı: 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanun hükümlerinin, ikinci maddede yazılı olanlar dışında, genel bütçeye giren vergi, resim ve harçlar ile il özel idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim ve harçlar hakkında uygulanacağını söylenmiştir. Buna göre, anılan bütçe ve idarelere ait vergi, resim ve harçlar Vergi Usul Kanununun uygulama alanı içerisinde bulunmaktadır. Ancak; Vergi Usul Kanununun uygulama alanı içerisinde olması, bu Kanunun her hükmünün, bunların tamamı hakkında uygulanacağı anlamına gelmeyebilir. Örneğin; vergiler için uygulanacak bir hüküm, resim ya da harçlar için uygulanmayabilir. Ya da, yalnızca resimler veya yalnızca harçlar için uygulanması gereken bir hüküm, anılan kanunda yer almış bulunabilir. Dolayısıyla; Vergi Usul Kanununun 112 nci maddesinin 4 üncü fıkrasının yeni düzenlemesinde geçen, vergi tabirinin, bu Kanunun 1 inci maddesinde kanunun uygulama alanına girdiği yazılı bulunan resim ve harçları da kapsadığını söyleyebilmek için, bu madde hükmüne bakmak yeterli değildir. Kanunun 3 üncü maddesinin (A) fıkrasında da, vergi kanunu tabirinin neyi ifade edeceği söylenmiş; ancak, vergi tabirinin ne anlama geldiği açıklanmamıştır. Bununla birlikte; fıkrada, vergi kanunu tabiri ile işbu kanun ile bu kanun hükümlerine tabi vergi, resim ve harç kanunlarının ifade olunduğu yolunda yapılan açıklamaya bakarak, Madem ki, resim ve harçları düzenleyen kanunlar da vergi kanunu olarak nitelendirilmektedir; o halde, Vergi Usul Kanununun uygulamasında, bunların da vergi olarak nitelendirilmesi gerekir demek mümkündür. Esasen; Anayasanın 73 üncü maddesinin, düzenlemesinde, vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlerden bahsetmesine ve bunların konulmasının, değiştirilmesinin ve kaldırılmasının kanunla olacağının söylenmesine karşın, başlığının yalnızca Vergi ödevi olması da, vergi tabirinden vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlerin anlaşılması gerektiğini göstermektedir. Böyle kabul edilse bile, sorun tam olarak çözülmüş olmamaktadır. Zira; gecikme faizi ve gecikme zammı gibi verginin fer ileri ile vergi cezalarının da vergi olarak nitelendirilip nitelendirilemeyecekleri belirsiz kalmaktadır. Gerek gecikme faizinin, gerekse gecikme zammının, devlete ait paranın başkası tarafından kullanılmasının karşılığı olması; yani, bir karşılığının bulunması sebebiyle vergi benzeri mali yüküm olarak nitelendirilmesi de mümkün değildir. Bununla birlikte; gecikme faizinin, verginin fer i olması 174

15 sebebiyle, vergi tabiri içerisinde yer aldığını söyleyenler olabilir. Ancak, farklı bir kanuna (6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna) tabi bulunan gecikme zammının ve vergi niteliği ile bağdaşması olanaklı bulunmayan vergi cezalarının bu tabir içerisinde mütalaa edilmesi zor görünmektedir. Vergi cezalarının salt Vergi Usul Kanununa tabi olması da, bu Kanunun 112 nci maddesinin 4 üncü fıkrasının onlar hakkında uygulanmasını gerektirmez. Kanun koyucu da, böyle düşünüyor olmalı ki; örneğin, anılan Kanunun 375 inci maddesinde, Vergi cezalarında yapılan hatalar, bu kanunda vergi hataları için belli edilen usul ve şartlara göre düzeltilir. deme gereğini duymuş. Ancak; fazla veya yersiz alınan ve bu nedenle yargı kararına istinaden geri verilen gecikme zammı ve vergi cezalarına faiz uygulanmaması da, fıkranın düzenleniş amacına ve faizin Anayasa Mahkemesi kararlarında açıklanan niteliği ile 4 üncü fıkranın eski düzenlemesinin iptaline ilişkin kararın gerekçesine uygun düşmez. Dahası; vergi için böyle özel düzenleme öngörülmüş olması, Fazla veya yersiz tahsil edilen diğer kamu alacakları dolayısıyla ödemeyi yapanlar aleyhine bir durum yaratılmış olmuyor mu? sorusunu gündeme getirir. Kuşkusuz; Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile İnsan Hakları Avrupa Mahkemesinin Eko-Elda Avee/Yunanistan kararında sözü edilen mülkiyet hakkı ihlali ve haksızlık, fazla veya yersiz tahsil edilen gecikme faizi, gecikme zammı, vergi cezası, Kabahatler Kanunu veya kabahat öngören diğer kanunlar uyarınca kesilen idari para cezası ve tüm diğer kamu alacakları için de söz konusudur. Tüm bu tahsilatlardan yalnızca vergilerin geri verilmesinde faiz öngörülmesi, Anayasa ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin eki 1 nolu Protokol ile güvence altına alınan mülkiyet hakkının korunmasında eksik kalmaktadır. Gerek mülkiyet hakkının korunması, gerekse, idarenin işlem ve eylemlerinin neden olduğu zararların tazminine ilişkin anayasal kural bağlamında, vergi adı altında fazla veya yersiz tahsil edilen alacakların, başka adlar altında fazla ve yersiz tahsil edilen diğer alacaklara nazaran daha fazla korunmaya değer kabul edilmesini haklı gösterecek bir gerekçenin bulunabileceğini sanmıyoruz. Bize göre; Anayasanın 125 inci maddesi uyarınca ve idarenin sorumluluğu ilkelerine göre çözümlenmesi olanaklı bir sorunun yasa ile çözümlenmesine çalışılmasından kaynaklanan böyle bir durumun; özellikle de, fazla veya yersiz tahzil edilen gecikme faizi, gecikme zammı ve vergi cezaları 175

16 hakkında da 4 üncü fıkra hükmünün uygulanıp uygulanamayacağı konusunun, ileride, uygulamada tartışmalara neden olması kaçınılmaz görünmektedir. B Fazla Tahsilat Kavramı: Arapça kökenli olan fazla sözcüğüne, Türk Dil Kurumunun Büyük Türkçe Sözlüğünde; 1 Gereğinden, alışılmışından çok, aşırı olan, ziyade; 2 Daha çok, aşkın; 3 Artmış olan; 4 Gereksiz, yersiz biçimde anlamları verilmiştir. Bu anlamlardan ilki ve sonuncusu, fazla tahsilat ibaresindeki fazla yı açıklamaya daha elverişlidir. Bu bağlamda, fazla tahsilat kavramı, vergi yasalarına göre alınması gereken bir vergi miktarından ziyadesinin tahsil edilmesini; tahsilatın, bu miktar aşılarak yapılmasını ifade etmektedir. Gerçekte ortada tahsil edilmesi gereken bir vergi miktarı vardır; ancak, tahsilat bu miktar aşılarak yapılmıştır. Örneğin; özel yasasına göre 100 TL olarak tahakkuk ettirilmesi gereken verginin, 150 TL olarak tahakkuk ettirilmesi veya 100 TL olarak tahakkuk ettirilmesine karşın 150 TL olarak tahsil edilmesi durumunda, böyle bir tahsilattan söz edilir. Alınması gereken bu miktar aşılarak tahsil edilen vergi kısmının, gerçekte, yasal dayanağı yok demektir. Yasal dayanağı olmadan yapılan vergi tahsilatı ise, fazla sözcüğünün sonuncu anlamı bakımından, aşağıda sözü edilen yersiz vergi tahsilatı anlamına da gelir. C Yersiz Tahsilat Kavramı: Aynı Sözlükte, yersiz sözcüğünün; 1 Barınacak yeri olmayan, 2 Yerinde olmayan, uygunsuz, anlamsız, manasız. Anlamlarına geldiği belirtilmiştir. Tahsilatın yersiz olmasının, sözcüğün sözlük anlamlarından hareketle, verginin hukuki (yasal) dayanağı olmadan alınması olduğunu söyleyebiliriz. Bu tür bir yersizlik, alınan verginin tamamı için söz konusu olabileceği gibi, yalnızca bir kısmı için de olabilir. Kısmen yapılan yersiz tahsilat, aynı zamanda, bir önceki başlık altında açıklandığı üzere, fazla tahsilat anlamına da gelir. Mükellef olmayandan vergi alınması; istisna kapsamında olan gelir, servet, evrak vs nin vergilendirilmesi; gelir unsuruna girmeyen bir kazancın, matraha dahil edilmesi; gider unsuru olan bir harcamanın, gider olarak 176

17 kabul edilmemesi; zamanaşımı süresi geçtikten sonra verginin tarh, tahakkuk ve tahsili, yersiz tahsilata örnek olarak verilebilir. Ç Fazla Veya Yersiz Tahsilatın Mükelleften Kaynaklanması: Fıkra; fazla veya yersiz olarak tahsil edilen vergilerin geri verilmesi sırasında faiz hesaplamasını, fazla veya yersiz tahsilatın mükelleften kaynaklanıp kaynaklanmamasına göre farklılaştırmaktadır. Bu tür tahsilatın mükelleften kaynaklanması halinde, düzeltmeye dair müracaat tarihi ile düzeltme fişinin tebliğ tarihi arasındaki zaman dilimi için faiz hesaplanmasını öngörürken; diğer hallerde, faiz hesaplamasının son tarihini, yine düzeltme fişinin tebliğ tarihi olarak almakla birlikte; hesaplamayı, geriye, verginin tahsil tarihine götürmektedir. Yani; fazla veya yersiz tahsilatın yapıldığı tarih ile düzeltme fişinin tebliğ olunduğu tarih arasındaki zaman dilimi için, mükellefe faiz vermektedir. Fıkranın diğer haller diye ifade ettiği bu haller, gerçekte, vergi idaresinden kaynaklanan nedenlerle verginin fazla veya yersiz tahsil edildiği hallerdir. Yasa koyucu nun, fazla veya yersiz tahsil edilen vergiler için faiz ödenmesinde yapmış olduğu bu ayırım, onun faizin hukuki niteliğini, tazminat olarak kabulünün sonucudur. Fazla veya yersiz tahsilatın mükelleften kaynaklanması, gerçekte, söz konusu tahsilata mükellefin kusurunun sebep olması anlamına gelmektedir. Kanun koyucu, mükellefin kendi kusuruna dayanarak, faiz talep edemeyeceği düşüncesinde olduğu için, mükellefin kusurlu olduğunu düşündüğü dönem için faiz ödenmesini öngörmemiştir. Bu anlayış, faizin tazminat niteliğine uygun görünmektedir. Ancak; faizin karşılığıyla ilgili Anayasa Mahkemesi kararlarında yapılan açıklamalarla uyuştuğu söylenemez. Kanun koyucu nun faizin hukuki niteliği konusundaki bu kabulü ile Anayasa Mahkemesinin kararlarında faizin neyin karşılığı olduğu konusunda yapılan açıklamalar arasında var olan farklılığa aşağıda ayrıca değineceğiz. Ama; önce, fazla veya yersiz tahsilatın mükelleften kaynaklanabileceği hallere bir bakmak gerekir. 1 Fazla Veya Yersiz Tahsilat, Hangi Hallerde Mükelleften Kaynaklanmış Olabilir? Fazla veya yersiz tahsilatın mükelleften kaynaklanması demek, vergiyle ilgili ödevlerin yerine getirilmesi sırasında, mükellefçe yapılan ve ku- 177

18 surlu sayılabilen bir davranışın bu fazla veya yersiz tahsilata sebep olması demektir. Bu tür bir tahsilatın hangi hallerde olabileceğini bakalım: a İhtirazi Kayıt Koymaksızın Beyan. Beyana dayalı vergilerde, fazla veya yersiz tahsilatın nedeni, ihritazi kayıt koyulmaksızın verilen beyannamede; - Vergi matrahının hatalı göstermesi, - Vergi matrahının doğru gösterilmesine karşın yanlış vergi oranının uygulanması, - Vergi matrahının ve oranının doğru olmasına karşın hesaplamanın hatalı yapılması, - Vergi miktarı doğru hesaplanmasına karşın, verginin tahsilatı sırasında hata yapılması, olabilir. Bu hallerin ilkinde, hatanın mükelleften kaynaklandığını kolaylıkla söyleyebiliriz. Zira; verginin matrahını, kendi defter kayıtlarına dayanarak hesapmaka durumunda olan mükelleftir. Bu hesaplama sırasanda verginin fazla veya yersiz alınmasına neden olabilecek her hata, onun hatasıdır. Ancak; ilk hal dışındaki nedenlerle verginin fazla veya yersiz hesaplanmasının nedeninin mükellef olarak gösterilmesi, mümkün değildir. Zira; verginin miktar olarak tespiti, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 20 nci maddesine göre, verginin kanunlarda gösterilen matrah ve oranları üzerinden yapacağı hesaplamayla, vergi idaresine ait bir yetki ve görevdir. Bu yetki ve görevin, beyannamelerde açılan hanelerle mükellefe yük olarak getirilmesi, kanunlarla vergi idaresine verilen görevin, yine bu kanunlara aykırı olarak, mükelleflere yaptırılması niteliğindedir. Dolayısıyla; beyannamelerde, verginin oranının hatalı gösterilmesinin ve bu hatalı orana göre fazla vergi hesaplanmasının ya da doğru matraha doğru oran uygulanmasına karşın hesaplamanın hatalı yapılmasının kusuru vergi mükellefine yüklenemez. Elektronik ortamda verilen beyannamelerde, programlama hatası olarak, yanlış oran uygulanmak veya yanlış hesaplama yapmak suretiyle verginin miktar olarak fazla hesaplanması da, vergi idaresinin kusurundan kaynaklanan bir durumdur. Aynı şekilde; doğru yapılan vergi tahakkukuna karşın, verginin tahsilat sırasında fazla alınması da, yine vergi idaresine ait bir kusurdur. Zira; paranın tahsilat sırasında doğru sayılıp alınması konusunda gerekli dikkat ve 178

19 özenin gösterilmesi görevi, vergi idaresinin kasaya koymuş olduğu görevliye veya tahsilatla yetkili kıldığı kurumun görevlisine aittir. b İhtirazi Kayıt Koyarak Beyan. Bir çok halde, mükellefler, verginin konusunu oluşturduğundan emin olmadıkları, gelir veya servetlerini, ileride ceza ve faiz yüküne muhatap olmamak için, ihtirazi kayıt koyarak; yani, dava hakkını mahfuz tutarak beyan etmeyi tercih etmektedirler. Bu şekilde verilen beyannameler dolayısıyla da, vergi idarelerinin genel eğilimi, bu ihtirazi kayıtların kabul edilmemesi ve beyannamelerde gösterilen gelir veya servet unsurları üzerinden tahakkuk yapılması yolunda olmaktadır sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27 nci maddesinin 4 üncü fıkrasına göre de, ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine tarh edilen vergilere karşı vergi mahkemesinde dava açılması, tahsilatı kendiliğinden durdurmamaktadır. Beyannamelerini ihtirazi kayıtla veren mükellefler, yapılan tahakkuklara karşı dava açarak yürütmenin durdurulmasını istemekle birlikte; bu isteklerinin karara bağlanmasını beklemeden, gecikme zammı ödememek için, tahakkuk eden vergiyi vadesinde ödemeyi tercih etmektedirler. Öyle sanıyorum ki, uygulamada, en çok sorun yaratacak olan da, ihtirazi kayıtla verilen beyannameler üzerine tahakkuk ettirilen ve vadesinde ödenen vergilerin yargı kararı uyarınca geri verilmesi durumunda mükellefe verilmek üzere faiz hesaplanmasının nasıl yapılacağı olacaktır. Yine; öyle sanıyorum ki, vergi idaresi, ihtirazi kayıtla beyanname verilmesini ve tahakkuk ettirilen vergiye karşı idari dava açılmasına karşın, mahkemenin vereceği yürütmenin durdurulması kararı beklenilmeksizin, tahakkuk ettirilen verginin vadesinde ödenmesini, mükelleften kaynaklanan bir fazla veya yersiz tahsilat olarak nitelendirme yoluna gidecektir. Oysa; mükellefin ihtirazi kaydını incelemek, haklı nedene dayanıyorsa, tahakkuk yapmamak vergi idaresinin görev ve yetkisinde olan bir husustur. Yapılan tahakkukun açılan dava sonunda vergi mahkemesince iptal edilmesi, vergi idaresinin mükellefin ihtirazi kaydını kabul etmemekle hukuka aykırı davrandığını gösterir. Vergi idaresinin hukuka aykırı davranışı ise, onun hizmet kusurundan başka birşey değildir. Aynı şekilde; verginin vadesinde ödenmiş olmasından dolayı, ödeyene kusur izafe edilemez. Zira; kamu giderlerinin karşılığı olması nedeniyle, 179

20 verginin vadesinde ödenmesi asıldır. Bu nedenle; ihtirazi kayıtla da olsa beyanname veren mükellefin, tahakkuk eden vergisini vadesinde ödemesi, ihtirazi kayıt kabul edilmeyerek, hukuka aykırı olarak tahakkuk ettirilen fazla veya yersiz vergisinin tahsilatının mükelleften kaynaklandığını göstermez. c Dava Açmasına Karşın Verginin Mükellef Tarafından Ödenmesi. Kimi hallerde, mükellefler, hukuka aykırı olarak nitelendirdikleri vergi tarhlarına karşı vergi mahkemesinde dava açmalarına ve 2577 sayılı Kanunun 27 nci maddesinin dava açılmakla yukarıda sözü edilen 4 üncü fıkrası uyarınca tahsilatın kendiliğinden durmasına karşın; ileride ödemek durumunda kalabilecekleri gecikme faizine muhatap olmamak için, vergiyi vadesinde ödemeyi tercih etmektedirler. Bu halde de, vergi dairelerinin, fazla veya yersiz tahsilatın mükelleften kaynaklandığını ileri sürmeleri olasıdır. Ancak; verginin vadesinde ödenmesi halinde, ödeyene kusur izafe edilmesinin mümkün olmadığı yolundaki bir önceki başlık altında yapmış olduğumuz açıklama, burada da geçerlidir. ç İkmalen, Re sen Veya İdarece Yapılan Tarhiyatlar Sonucu Verginin Fazla Veya Yersiz Tahsil Edilmesi. İkmalen, re sen ve idarece tarh nedenlerinin bulunması halinde, kuşkusuz, tarhiyatın vergi idaresinden kaynaklandığı söylenemez. Bu hallerde, ikmalen, re sen veya idarece tarhiyata sebep olan mükellefin kanuna uygun olmayan bir davranışıdır. Tarh sebebi bulunmasına karşın, yapılan tarhiyatta bir hukuka aykırılık yapılmış ve bunun sonucu olarak vergi fazla veya yersiz tahsil edilmiş de olabilir. Böyle durumlarda da, ikmalen, re sen veya idarece tarhın sebebinin, mükellefin kusurlu davranışından kaynaklanmış olmasına karşın, fazla veya yersiz tahsilatın sebebinin mükellef olduğu söylenemez. Fazla veya yersiz tahsilatın sebebi, vergi idaresinin yapmış olduğu hukuka aykırı matrah takdiri ve/veya vergi hesaplamasıdır, 2 Fazla Veya Yersiz Tahsilatın Mükelleften Kaynaklanmış Olması, Faizin Ödenmesine Esas Tarihin Farklılaştırılmasını Haklı Kılar Mı? Faizi, kendisinden para tahsil edilen kişinin, bu parayı kullanmaktan 180

21 ve nemasından mahrum kalmasının karşılığı olarak tanımlayacak olursak, tahsilatın mükellefin kusurundan kaynaklanması; yani, fazla veya yersiz tahsilatta vergi dairesinin kusurunun bulunmaması durumunda, vergi dairesinin tazminat sorumluluğunun olmadığından, tartışmalı da olsa, söz edilebilir. Ancak; faizi, başkasına ait parayı kullananın bu paradan sağladığı nemayı, paranın gerçek sahibine vermesi olarak tanımlayacak olursa; o takdirde, vergi dairesinin, kusursuz da olsa, fazla veya yersiz tahsil ettiği parayı kullanarak elde etmiş olduğu yararı, paranın gerçek sahibi olan mükellefe vermesi için, kusurunun olması gerekmeyebilir. Anayasa Mahkemesinin kararlarına baktığımızda, faizin iki türlü de tanımlandığını görmekteyiz 5. Bir kararında, faizi, paranın asıl sahibinin, kendisinden haksız ve hukuksuz olarak tahsil edilen paranın nemasından yararlanamamasının karşılığı olarak tanımlarken (yukarıda verilen iptal kararında, söylenen de budur); başka bir kararında da, başkasına ait parayı kullanarak yarar sağlayan kişinin bu yararı paranın gerçek sahibine vermesi olarak tanımlamaktadır. Anayasa Mahkemesinin kararlarında yapılan bu iki faiz tanımını, olaya uygulayacak olursak, şöyle bir sonuca varmak mümkün görünmektedir: Eğer, vergi dairesi (Devlet) mükellefin kusurundan kaynaklanan nedenlerle fazla veya yersiz tahsil etmiş olduğu parayı, kullanarak bir yarar sağlamışsa; mükellefin kusurunu ileri sürerek, bu yararı paranın gerçek sahibi olan mükellefe vermemezlik edemez. Burada sorun olan, Devletin bu tahsilattan nasıl ve ne kadar yarar sağladığının saptanmasındadır. Ancak; bu sorun da, Devletin iç borçlanmasının yoğun olduğu dönemde, fazla veya yersiz tahsilat kadar az borçlanma yaptığı ve, böylece, iç borçlanma faizine eş değer bir yarar sağladığı kabul edilerek çözümlenebilir. Kişiler arasındaki iradi borçlanmalarda, başkasına ait paranın kullanılarak yarar elde edilmesi, borç verenin kusurundan kaynaklanmadığı halde, geri verme tarihinde, tarafların aralarında belirledikleri oran kadar bir faizin ana paraya eklenmesi de, aynı esasa dayanmaktadır. Zira; iradi olarak borç alan kişi; bundan bir yarar sağlamaktadır. Buna karşılık; iradi olarak borç veren kişi ise, en az borç alanın sağladığı yarar kadar yarardan yoksun kalmaktadır. Daha da fazlası; borç veren kişi, paranın borç alanda kaldığı sürenin sonunda, enflasyon oranı kadar da parasının değer kaybı ile karşı karşıya kalmaktadır. Yani; borç verme işlemiyle, bir taraf yarar sağlarken, 5 Bkz. Giriş bölümündeki AYM kararları. 181

22 diğer taraf da zarara uğramaktadır. Aralarında oranını belirledikleri faizle borç alan ve verenin yaptığı, bu yararla zarar arasında dengenin kurulmasından ibarettir. Bu yarar ve zarar dengesinin kurulması, aynı zamanda, borç verenin mülkiyet hakkında borç verme işlemiyle oluşan olumsuzluğun giderilmesi anlamına da gelmektedir. Bizce; fazla veya yersiz tahsilatın mükellefin kusurundan kaynaklanması halinde; hukuka uygun düşen, Devletin, yalnızca, enflasyon nedeniyle doğan değer azalmasından sorumlu tutulmamasıdır. Yoksa; mükellefin kusuru sonucu da olsa fazla veya yersiz tahsilat yapan ve bunu da kullanan Devletin, bundan sağladığı yararı, paranın asıl sahibi olan mükellefe vermemesini, mükellefin kusuru haklı kılamaz. 3 Tecil Faizi Adaletli mi? Mükellefe ödenecek faiz miktarı, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanununun 51 inci maddesinde öngörülen gecikme zammı oranında değil, faiz hesaplanması gereken dönem için aynı Kanunun 48 inci maddesi uyarınca belirlenen tecil faizi oranındadır. Bu durum; diğer bir sınırlılık halini oluşturmaktadır. Oysa; Kanun koyucu nun, ikmalen, re sen ve idareci tarh edilen vergiler için, Vergi Usul Kanununun 112 nci maddesinin 3 üncü fıkrasında öngörmüş olduğu gecikme faizi, verginin normal vade tarihinden, duruma göre, son yapılan tarhiyatın tahakkuk tarihine, vergi mahkemesi kararının tebliğ tarihine veya uzlaşma tutanağının imzalandığı tarihe kadar hesaplanmaktadır. İkincisi; gecikme faizinin oranı, 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesinde öngörülen gecikme zammının oranına eşittir. Bu oran ise, her zaman, tecil faizinin oranından fazladır. Ayrıca, vergi, zamanında tahakkuk ettirilmezse, gecikme faizi; tahakkuk ettirilmesine karşın vadesinde ödenmezse de, gecikme zammı uygulandığından; Devlet, zamanında tahsil edemediği vergi için, her durumda, adı, ister gecikme faizi, ister gecikme zammı olsun, aynı oranda faiz alma olanağına sahiptir. Üstelik, oranı yüksek olan bu faiz ya da zam, Devletin enflasyon dolayısıyla olan kaybı ile istikrarlı ekonomilerde geçerli faiz kaybını karşılayabilecek niteliktedir. Oysa; Danıştay Yedinci Dairesinin yukarıda verilen kararında da söylenildiği gibi, Devletin alacaklarına uygulanan gecikme faizinin ilgili dönemlerde miktarını belirleyen zarar, hukuka aykırı olarak yapılan vergi tahsilatlarında, aynen mükellef için de söz 182

İhtirazi kayıtla beyan edilip ödenen verginin mahkeme kararı uyarınca mükellefe iadesinde gecikme faizi

İhtirazi kayıtla beyan edilip ödenen verginin mahkeme kararı uyarınca mükellefe iadesinde gecikme faizi Kuzey YMM AŞ Büyükdere Cad. Beytem Plaza No:20 34381 Şişli İstanbul - Turkey Tel: +90 212 315 3000 Fax: +90 212 234 1067 ey.com İhtirazi kayıtla beyan edilip ödenen verginin mahkeme kararı uyarınca mükellefe

Detaylı

Fazla Veya Yersiz Ödenen Vergilerin Mükelleflere İadesinde Faiz Ödemesi

Fazla Veya Yersiz Ödenen Vergilerin Mükelleflere İadesinde Faiz Ödemesi Doç. Dr. Erhan GÜMÜŞ Eskişehir Osmangazi Üni. İİBF Maliye Bl. Fazla Veya Yersiz Ödenen Vergilerin Mükelleflere İadesinde Faiz Ödemesi Giriş Vergi mükellefleri hakkında ek tarhiyat sonucu istenen vergiler

Detaylı

İhtirazi Kayıtla Beyanname Veren Mükellefler Vergi Davasını Kazanmaları Halinde Faiz İsteyebilir Mi?

İhtirazi Kayıtla Beyanname Veren Mükellefler Vergi Davasını Kazanmaları Halinde Faiz İsteyebilir Mi? İhtirazi Kayıtla Beyanname Veren Mükellefler Vergi Davasını Kazanmaları Halinde Faiz İsteyebilir Mi? Fevzi BULUT Vergi Denetmeni 1. Giriş Kamu hukuku ilişkisi çerçevesinde ortaya çıkan vergileme ilişkisi,

Detaylı

T.C. İZMİR 2. VERGİ MAHKEMESİ. Davalı : İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı (Torbalı Vergi Dairesi Müdürlüğü)

T.C. İZMİR 2. VERGİ MAHKEMESİ. Davalı : İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı (Torbalı Vergi Dairesi Müdürlüğü) T.C. İZMİR 2. VERGİ MAHKEMESİ Esas : 2017/268 Karar : 2017/555 Davacı :.. PLASTİK SAN.TİC.LTD.ŞTİ. Vekili :. Davalı : İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı (Torbalı Vergi Dairesi Müdürlüğü) Vekili : Davanın Özeti

Detaylı

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire Esas No : 2013/7569 Karar No : 2016/853 Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi Özeti: Abonelik sözleşmeleri uyarınca

Detaylı

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire Esas No : 2012/4237 Karar No : 2012/7610 Anahtar Kelimeler: Serbest Dolaşıma Giriş Beyannamesi, Yatırım Teşvik Belgesi, Muafiyet Özeti: Yatırım teşvik mevzuatı koşullarına

Detaylı

MEVZUAT SİRKÜLERİ /

MEVZUAT SİRKÜLERİ / Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 7143 Sayılı Kanun Genel Tebliği (Seri No: 5) Resmi Gazete de Yayınlandı 7159 sayılı Kanun ile 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların

Detaylı

BİLGİ NOTU / Bu bilgi notumuzda anılan kanunun vergi alacakları ile ilgili düzenlemelerine yer verilecektir.

BİLGİ NOTU / Bu bilgi notumuzda anılan kanunun vergi alacakları ile ilgili düzenlemelerine yer verilecektir. BİLGİ NOTU 17.03.2011/2011-03 6111 SAYILI KANUN TAHSİLATIN HIZLANDIRILMASI Kamuoyunda Af Kanunu olarak bilinen 6111 Sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık

Detaylı

2.FAZLA VE YERSİZ ÖDENEN VERGİLERİN İADESİNDE FAİZ ÖDENMESİ

2.FAZLA VE YERSİZ ÖDENEN VERGİLERİN İADESİNDE FAİZ ÖDENMESİ FAZLA VE YERSİZ ÖDENEN VERGİLERİN İADESİNDE FAİZ UYGULAMASI VE ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Mehmet YÜCEL * 1. GİRİŞ Bilindiği üzere Vergi Usul Kanununun 112/3. maddesine göre, ikmalen, re sen veya idarece

Detaylı

VERGİ SORUMLUSUNUN İDARİ DAVA AÇMA HAKKININ BULUNDUĞUNA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI

VERGİ SORUMLUSUNUN İDARİ DAVA AÇMA HAKKININ BULUNDUĞUNA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI Sirküler Rapor 20.12.2011/ 149-1 VERGİ SORUMLUSUNUN İDARİ DAVA AÇMA HAKKININ BULUNDUĞUNA İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZULMASINA İLİŞKİN KARAR YAYIMLANDI ÖZET : Danıştay Üçüncü Daire Başkanlığının 17.10.2011

Detaylı

6736 Sayılı Kanunun Bazı Alacakların Yapılandırılmasına İlişkin Hükümleri

6736 Sayılı Kanunun Bazı Alacakların Yapılandırılmasına İlişkin Hükümleri Altay AKKAY, SMMM Bağımsız Denetçi 6736 Sayılı Kanunun Bazı Alacakların Yapılandırılmasına İlişkin Hükümleri 30/06/2016 tarihinden (bu tarih dâhil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde bu tarihe

Detaylı

SİRKÜLER 2017/ yılının Ocak ayından itibaren ödenmesi gereken taksitler 4 er ay ertelenmiştir.

SİRKÜLER 2017/ yılının Ocak ayından itibaren ödenmesi gereken taksitler 4 er ay ertelenmiştir. SİRKÜLER 2017/17 30/01/2017 Sayın Yetkili; 6736 sayılı Kanun (Af Kanunu) kapsamında yapılandırılan borçların taksit ödeme süreleri 4 er ay uzatıldı. Ayrıca Kanun dan yararlanma hakkını kaybedenler için

Detaylı

VERGİ AFFI TAKVİMİ sayılı Askerlik Kanunu, - Mülga 5539 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve

VERGİ AFFI TAKVİMİ sayılı Askerlik Kanunu, - Mülga 5539 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve VERGİ AFFI TAKVİMİ Konu Maliye Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, İl Özel İdareleri Ve Belediyelere Olan Kesinleşmiş Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması (Md.2) Bildirim /Beyan Tarih Ödeme Tarihi

Detaylı

BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR 7020 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 2)

BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR 7020 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 2) BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR 7020 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 2) Resmi Gazete No: 30085 Resmi Gazete Tarihi: 03/06/2017 Amaç ve kapsam MADDE 1 (1) Bu Tebliğin amacı, 27/5/2017

Detaylı

Bazı makalelerde, bu iptal kararı ile kanuni temsilcilerin geçmişe yönelik sorumluluklarının kalktığına dair yorumlar okuyoruz.

Bazı makalelerde, bu iptal kararı ile kanuni temsilcilerin geçmişe yönelik sorumluluklarının kalktığına dair yorumlar okuyoruz. Not: Makaleler yazarın kişisel görüşünü ifade etmekte olup kaleme alındığı tarihteki mevzuat düzenlemeleri açısından geçerlidir. Daha sonra meydana gelecek değişimler uygulamada farklılık yaratabilir.

Detaylı

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGI KARARLARININ UYGULANMASI

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGI KARARLARININ UYGULANMASI İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU İDARİ YARGILAMA AÇIK DERS MATERYALİ USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGI KARARLARININ UYGULANMASI ANAYASAL DÜZENLEME Anayasa, m. 138/4: Yasama ve yürütme organları

Detaylı

Sirkülerimizin konusunu 6824 Sayılı Vergi Kanunlarında Gerçekleştirilen Düzenlemeler oluşturmaktadır.

Sirkülerimizin konusunu 6824 Sayılı Vergi Kanunlarında Gerçekleştirilen Düzenlemeler oluşturmaktadır. Vezin Sirküler 2017 016 Sirkülerimizin konusunu 6824 Sayılı Vergi Kanunlarında Gerçekleştirilen Düzenlemeler oluşturmaktadır. KAPSAM : 8/3/2017 tarihli ve 30001 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe

Detaylı

SİRKÜLER 2017/34. Söz konusu Yasada düzenlenen konular ana hatları itibariyle aşağıdaki gibidir:

SİRKÜLER 2017/34. Söz konusu Yasada düzenlenen konular ana hatları itibariyle aşağıdaki gibidir: SİRKÜLER 2017/34 27.05.2017 KONU : Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Yayımlandı. 7020 sayılı Bazı Alacakların

Detaylı

GECİKME FAİZİ, GECİKME ZAMMI UYGULAMASI VE KARŞILAŞTIRMASI

GECİKME FAİZİ, GECİKME ZAMMI UYGULAMASI VE KARŞILAŞTIRMASI GECİKME FAİZİ, GECİKME ZAMMI UYGULAMASI VE KARŞILAŞTIRMASI Halil İbrahim İNCİ* 28 Hüseyin ÖZTÜRK** 29 1- GİRİŞ Türk Vergi Sisteminde yer alan gecikme zammı ile gecikme faizi uygulamada zaman zaman birbirine

Detaylı

EMLAK VERGİSİNDEN MUAF OLAN TAŞINMAZLA İLGİLİ DÜZENLENEN ÖDEME EMRİNE İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZMA KARARI

EMLAK VERGİSİNDEN MUAF OLAN TAŞINMAZLA İLGİLİ DÜZENLENEN ÖDEME EMRİNE İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZMA KARARI Sirküler Rapor 08.10.2013/180-1 EMLAK VERGİSİNDEN MUAF OLAN TAŞINMAZLA İLGİLİ DÜZENLENEN ÖDEME EMRİNE İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZMA KARARI ÖZET : Danıştay Dokuzuncu Daire Başkanlığının 25.04.2013 Tarih,

Detaylı

Değişiklik Yapılması İle Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanuna ilişkin 1

Değişiklik Yapılması İle Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanuna ilişkin 1 30.09..2014 ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. SİRKÜLER 2014/118 KONU: 6552 Sayılı Kanun Kapsamında Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin 1 Seri No lu Tebliğ Düzenlemesi Hk.

Detaylı

VERGİLERİNİ ZAMANINDA ÖDEYEN MÜKELLEFLERE 1 OCAK 2018 TARİHİNDEN İTİBAREN VERGİ İNDİRİMİ UYGULAMASI BAŞLIYOR

VERGİLERİNİ ZAMANINDA ÖDEYEN MÜKELLEFLERE 1 OCAK 2018 TARİHİNDEN İTİBAREN VERGİ İNDİRİMİ UYGULAMASI BAŞLIYOR 25.12.2017/158-1 VERGİLERİNİ ZAMANINDA ÖDEYEN MÜKELLEFLERE 1 OCAK 2018 TARİHİNDEN İTİBAREN VERGİ İNDİRİMİ UYGULAMASI BAŞLIYOR ÖZET : 301 sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliği ile vergiye uyumlu mükelleflere

Detaylı

86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI

86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI 86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI 4/6/2008 tarihli ve 5766 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun[1] 25 inci maddesi

Detaylı

Konu:Kesinleşmiş Alacaklar, Kesinleşmemiş Veya Dava Safhasında Bulunan Alacaklar, İnceleme Ve Tarhiyat Safhasında Bulunan İşlemler

Konu:Kesinleşmiş Alacaklar, Kesinleşmemiş Veya Dava Safhasında Bulunan Alacaklar, İnceleme Ve Tarhiyat Safhasında Bulunan İşlemler Sayı:2016/12 Konu:Kesinleşmiş Alacaklar, Kesinleşmemiş Veya Dava Safhasında Bulunan Alacaklar, İnceleme Ve Tarhiyat Safhasında Bulunan İşlemler Kesinleşmiş Alacaklar Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla

Detaylı

6111 SAYILI KANUN YAYIMLANDIĞINDA NEZDİNDE VERGİ İNCELEMESİNE BAŞLANMIŞ VE HENÜZ TAMAMLANMAMIŞ MÜKELLEFLERE SAĞLANAN İMKANLAR

6111 SAYILI KANUN YAYIMLANDIĞINDA NEZDİNDE VERGİ İNCELEMESİNE BAŞLANMIŞ VE HENÜZ TAMAMLANMAMIŞ MÜKELLEFLERE SAĞLANAN İMKANLAR 6111 SAYILI KANUN YAYIMLANDIĞINDA NEZDİNDE VERGİ İNCELEMESİNE BAŞLANMIŞ VE HENÜZ TAMAMLANMAMIŞ MÜKELLEFLERE SAĞLANAN İMKANLAR İbrahim ERCAN * Bilindiği üzere, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerine,

Detaylı

BAZI KAMU ALACAKLARININ UZLAŞMA USULÜ İLE TAHSİLİ HAKKINDA KANUN. (5736 S. Kanun )

BAZI KAMU ALACAKLARININ UZLAŞMA USULÜ İLE TAHSİLİ HAKKINDA KANUN. (5736 S. Kanun ) SİRKÜLER RAPOR Sirküler Tarihi: 28.02.2008 Sirküler No: 2008/34 BAZI KAMU ALACAKLARININ UZLAŞMA USULÜ İLE TAHSİLİ HAKKINDA KANUN (5736 S. Kanun ) 27 Şubat 2008 tarih ve 26800 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan

Detaylı

Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü ile Tahsili Hakkında Kanun Kanun No. 5736 Kabul Tarihi: 20/2/2008

Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü ile Tahsili Hakkında Kanun Kanun No. 5736 Kabul Tarihi: 20/2/2008 Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü ile Tahsili Hakkında Kanun Kanun No. 5736 Kabul Tarihi: 20/2/2008 (27 Şubat 2008 Tarihli ve 26800 Sayılı Resmî Gazete de yayımlanmıştır) MADDE 1- (1) Bu maddenin yürürlüğe

Detaylı

Arkan&Ergin Uluslararası Denetim Ve Y.M.M. A.Ş.

Arkan&Ergin Uluslararası Denetim Ve Y.M.M. A.Ş. İstanbul, 13.06.2008 Seri B, Sıra No:2 Tahsilat Genel Tebliği Yayımlandı DUYURU NO:2008/60 06.06.2008 tarihli ve mükerrer 26898 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 5766 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü

Detaylı

SİNERJİ SİRKÜLER RAPOR

SİNERJİ SİRKÜLER RAPOR 1 Sirküler Tarihi: 30.09.2016 Sirküler No : 2016/25 SİNERJİ SİRKÜLER RAPOR DAVA SAFHASINDA BULUNAN VERGİ ALACAKLARINDA VERGİ AFFI UYGULAMASI Bilindiği üzere vergi affı yasası olarak bilinen 6736 sayılı

Detaylı

S İ R K Ü L E R. KONU : İkale Sözleşmesi Kapsamında 27 Mart 2018 den Önce Ödenen Tazminatlardan Kesilen Vergilerin İade Usulü Açıklandı.

S İ R K Ü L E R. KONU : İkale Sözleşmesi Kapsamında 27 Mart 2018 den Önce Ödenen Tazminatlardan Kesilen Vergilerin İade Usulü Açıklandı. S İ R K Ü L E R Sayı: 2019 061 İstanbul, 15.03.2019 KONU : İkale Sözleşmesi Kapsamında 27 Mart 2018 den Önce Ödenen Tazminatlardan Kesilen Vergilerin İade Usulü Açıklandı. ÖZET BİLGİ : 30 Ocak 2019 tarihli

Detaylı

VERGİ VE DİĞER BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN 7143 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 2)

VERGİ VE DİĞER BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN 7143 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 2) VERGİ VE DİĞER BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN 7143 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 2) Resmi Gazete No: 30448 Resmi Gazete Tarihi: 11/06/2018 Amaç ve kapsam MADDE 1 (1) Bu Tebliğin

Detaylı

dan itibaren ücret gelirlerine farklı (düşük oranlı) gelir vergisi tarifesi uygulamasına son veren kanuni düzenlemenin,

dan itibaren ücret gelirlerine farklı (düşük oranlı) gelir vergisi tarifesi uygulamasına son veren kanuni düzenlemenin, 04.12.2009 Açıklamalı Sirküler Rapor 2009/16 Konu: ANAYASA MAHKEMESĐ ĐPTAL KARARI SONRASINDA ÜCRETLER ÜZERĐNDEN HESAPLANACAK GELĐR VERGĐSĐNDE DĐKKATE ALINACAK GELĐR VERGĐSĐ TARĐFESĐ VE ĐHTĐRAZĐ KAYITLA

Detaylı

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire Esas No : 2010/8630 Karar No : 2013/4481 Anahtar Kelimeler : Haciz, Ödeme Emri, (BS) Formu Özeti : sayılı

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire Esas No : 2010/8630 Karar No : 2013/4481 Anahtar Kelimeler : Haciz, Ödeme Emri, (BS) Formu Özeti : sayılı T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire Esas No : 2010/8630 Karar No : 2013/4481 Anahtar Kelimeler : Haciz, Ödeme Emri, (BS) Formu Özeti : 1-6183 sayılı Kanun'un 79 uncu maddesi gereğince, amme borçlusunun

Detaylı

Tablo 1: KESİNLEŞMEMİŞ VEYA DAVA SAFHASINDA BULUNAN ALACAKLAR (1) (2) (3) (12) (15) (17) (18)

Tablo 1: KESİNLEŞMEMİŞ VEYA DAVA SAFHASINDA BULUNAN ALACAKLAR (1) (2) (3) (12) (15) (17) (18) Tablo 1: KESİNLEŞMEMİŞ VEYA DAVA SAFHASINDA BULUNAN ALACAKLAR (1) (2) (3) (12) (15) (17) (18) VERGİ MAHKEMESİNDE DAVA AÇILMIŞ YA DA DAVA AÇMA SÜRESİ HENÜZ GEÇMEMİŞ OLAN İKMALEN RE SEN VEYA İDARECE YAPILMIŞ

Detaylı

SİRKÜLER 2019/01. KONU : 7143 Sayılı Yapılandırma Kanunu ndan Yararlanma Hakkını Kaybedenlere Yeni İmkan Sağlanmıştır.

SİRKÜLER 2019/01. KONU : 7143 Sayılı Yapılandırma Kanunu ndan Yararlanma Hakkını Kaybedenlere Yeni İmkan Sağlanmıştır. SİRKÜLER 2019/01 02.01.2019 KONU : 7143 Sayılı Yapılandırma Kanunu ndan Yararlanma Hakkını Kaybedenlere Yeni İmkan Sağlanmıştır. 28.12.2018 tarihli ve 30639 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7159 sayılı

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Esas Sayısı : 2008/58 Karar Sayısı : 2011/37 Karar Günü : 10.2.2011 R.G. Tarih-Sayı : 14.05.2011-27934 İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN: Aydın Bölge İdare Mahkemesi İTİRAZIN KONUSU: 4.1.1961

Detaylı

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş. Büyükdere Cd. Nevtron İşhanı No:119 K /6 Gayrettepe-İST TEL: 0212/ 211 99 01-02-04 FAX: 0212/ 211 99 52 MALİ MEVZUAT SİRKÜLERİ SİRKÜLER NO : 2005/31 İstanbul, 4 Mart 2005 KONU : Gecikme Zammı ve Tecil

Detaylı

/101-1 MÜCBİR SEBEP HALİ DOLAYISIYLA VERİLMEYEN BEYAN VE BİLDİRİMLERİN, 31 AĞUSTOS 2018 TARİHİNE KADAR VERİLMESİ GEREKMEKTEDİR

/101-1 MÜCBİR SEBEP HALİ DOLAYISIYLA VERİLMEYEN BEYAN VE BİLDİRİMLERİN, 31 AĞUSTOS 2018 TARİHİNE KADAR VERİLMESİ GEREKMEKTEDİR 13.06.2018/101-1 MÜCBİR SEBEP HALİ DOLAYISIYLA VERİLMEYEN BEYAN VE BİLDİRİMLERİN, 31 AĞUSTOS 2018 TARİHİNE KADAR VERİLMESİ GEREKMEKTEDİR ÖZET : Van İlinin tamamı ile Ağrı İli Patnos ve Bitlis İli Adilcevaz

Detaylı

6111 SAYILI YASA İLE 5811 SAYILI YASADA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERE İLİŞKİN TEBLİĞ YAYIMLANDI

6111 SAYILI YASA İLE 5811 SAYILI YASADA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERE İLİŞKİN TEBLİĞ YAYIMLANDI Sirküler Rapor 11.04.2011/ 46-1 6111 SAYILI YASA İLE 5811 SAYILI YASADA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERE İLİŞKİN TEBLİĞ YAYIMLANDI ÖZET : 6111 sayılı Yasanın geçici 3 üncü maddesiyle 5811 sayılı Bazı Varlıkların

Detaylı

DANIŞTAY Vergi Dava Daireleri ESAS: 2014/304 KARAR: 2014/563

DANIŞTAY Vergi Dava Daireleri ESAS: 2014/304 KARAR: 2014/563 DANIŞTAY Vergi Dava Daireleri ESAS: 2014/304 KARAR: 2014/563 İstemin Özeti : Davacı şirketin bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığı ve sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenlemek

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Mali Hukuk Bilgisi Dersleri

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Mali Hukuk Bilgisi Dersleri Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO Adalet Programı Mali Hukuk Bilgisi Dersleri ÜNİTE III VERGİ HUKUKU IX. VERGİLENDİRME SÜRECİ Vergilendirme Süreci Vergilendirme anlık bir olgu değildir, çeşitli

Detaylı

İnceleme Ve Tarhiyat Safhasında Bulunan İşlemler (Madde: 4)

İnceleme Ve Tarhiyat Safhasında Bulunan İşlemler (Madde: 4) 08.06.2018/22 İnceleme Ve Tarhiyat Safhasında Bulunan İşlemler (Madde: 4) Açıklamalar: 18 Mayıs 2018 tarih ve 30425 sayılı Resmi Gazete de yayınlanan 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden

Detaylı

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2018/3

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2018/3 Ö z e t B ü l t e n Tarih : 08.01.2018 Sayı : 2018/3 Değerli Müşterimiz; Vergiye uyumlu, bir diğer ifadeyle vergisini tam ve zamanında ödeyen mükellefler için vergi indirimi teşviki getirilmiştir. Vergiye

Detaylı

TÜM YÖNLERİYLE ÖDEME EMRİ

TÜM YÖNLERİYLE ÖDEME EMRİ 1 / 270 VERGİ HUKUKUNDA ÖDEME EMRİ 2 / 270 1. Ödeme emrinin hukuki niteliği 3 / 270 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 4 / 270 54 üncü maddesinde, ödeme müddet 5 / 270 Ödeme emri

Detaylı

T.C. D A N I Ş T A Y. Vergi Dava Daireleri Kurulu

T.C. D A N I Ş T A Y. Vergi Dava Daireleri Kurulu T.C. D A N I Ş T A Y Vergi Dava Daireleri Kurulu Esas No : 2010/679 Karar No: 2012/72 Özeti: İnceleme raporunun ihbarname ekinde tebliğ edilmemesi; süresinde açılan bir davada vergilendirmenin kaldırılmasını

Detaylı

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2014/96. Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında 6552 Sayılı Kanun Genel Tebliği Yayımlandı.

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2014/96. Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması Hakkında 6552 Sayılı Kanun Genel Tebliği Yayımlandı. DRT Yeminli Mali Müşavirlik ve Bağımsız Denetim A.Ş. Maslak No/1 Plaza Eski Büyükdere Cad. Maslak/İstanbul, Türkiye Tel: + 90 (212) 366 60 00 Fax: + 90 (212) 366 60 15 www.deloitte.com.tr www.verginet.net

Detaylı

G E N E L G E 2009-25

G E N E L G E 2009-25 T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü Prim Tahsilat Daire Başkanlığı Sayı : B.13.2.SSK.5.01.08.00/ 73-034/121 9.2.2009 Konu : Tarım sigortası primlerinin tahakkuk ve

Detaylı

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü. Sayı : [I

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü. Sayı : [I T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü Sayı : 45404237-130[I.12.151.]-118 14/04/2014 Konu : Dava sonucunda ödenmesine hükmolunan gecikme faizi

Detaylı

: Kazan Malmüdürlüğü - Kazan/ANKARA

: Kazan Malmüdürlüğü - Kazan/ANKARA Anahtar Kelimeler : Vergi inceleme raporu, vergi tekniği raporu, tebliğ, vergi mahremiyeti, savunma hakkı Özet: Vergi ve ceza ihbarnamesi ile vergi inceleme raporu tebliğ edildiği halde, işlemlerin dayanağı

Detaylı

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü. Sayı : 64597866-KDV-29-107 14/07/2014

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü. Sayı : 64597866-KDV-29-107 14/07/2014 T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü Sayı : 64597866-KDV-29-107 14/07/2014 Konu: DİR. kararına istinaden DİİB lerinin revize işlemlerinin

Detaylı

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2018/66

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2018/66 TARİH : 11.06.2018 NUMARA : 2018/66 VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2018/66 Konu : 7143 Sayılı Kanunun 2 Seri No.lu Genel Tebliği 11.06.2018 tarihli ve 30448 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan; 7143 Sayılı Kanunun

Detaylı

KATMA DEĞER VERGİSİ KISMİ TEVKİFAT UYGULAMASINDA KDV İNDİRİMİ VE KARŞILAŞILAN SORUNLAR

KATMA DEĞER VERGİSİ KISMİ TEVKİFAT UYGULAMASINDA KDV İNDİRİMİ VE KARŞILAŞILAN SORUNLAR KATMA DEĞER VERGİSİ KISMİ TEVKİFAT UYGULAMASINDA KDV İNDİRİMİ VE KARŞILAŞILAN SORUNLAR Selim TUNA* Öz Katma Değer Vergisinde kısmi tevkifata tabi işlemlerde, işlem bedeli üzerinden hesaplanan KDV nin alıcı

Detaylı

VERGİYE UYUMLU MÜKELLEFLERE VERGİ İNDİRİMİ UYGULAMASI.

VERGİYE UYUMLU MÜKELLEFLERE VERGİ İNDİRİMİ UYGULAMASI. VERGİYE UYUMLU MÜKELLEFLERE VERGİ İNDİRİMİ UYGULAMASI. 23.12.2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 301 Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile Vergiye Uyumlu Mükelleflere vergi indirimi uygulamasına ilişkin

Detaylı

GECİKME ZAMMI VE TECİL FAİZİ ORANI DEĞİŞİKLİĞİ HAKKINDA SİRKÜLER SİRKÜLER NO: 2005/19

GECİKME ZAMMI VE TECİL FAİZİ ORANI DEĞİŞİKLİĞİ HAKKINDA SİRKÜLER SİRKÜLER NO: 2005/19 1 İstanbul, 18.03.2005 GECİKME ZAMMI : 02.03.2005 gün ve 25743 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan, 23.02.2005 tarih ve 2005/8551 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile gecikme zammı oranı aylık % 3 olarak yeniden

Detaylı

MEVZUAT SİRKÜLERİ /

MEVZUAT SİRKÜLERİ / VERGİ KARNESİ İYİ OLAN MÜKELLEFLERE GETİRİLEN İNDİRİMLİ VERGİ UYGULAMASI 23.02.2017 tarih ve 6824 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik

Detaylı

T.C. D A N I Ş T A Y Üçüncü Daire Esas No : 2010/5785. Karar No : 2012/3582

T.C. D A N I Ş T A Y Üçüncü Daire Esas No : 2010/5785. Karar No : 2012/3582 T.C D A N I Ş T A Y Üçüncü Daire Esas No : 2010/5785 Karar No : 2012/3582 Anahtar Kelimeler : Haciz İşlemi, İhtiyati Haciz, Şirket Ortağı, Teminat, Kişiye Özgü Ev Eşyaları Özeti: Teşebbüsün muvazaalı olduğu

Detaylı

Sirküler No: 2017/08 Tarih:

Sirküler No: 2017/08 Tarih: Sirküler No: 2017/08 Tarih: 30.01.2017 Konu: 6770 SAYILI KANUN İLE 6736 SAYILI KANUN KAPSAMINDA YAPILANDIRILAN BORÇLARIN TAKSİT ÖDEME SÜRELERİ 4 AY UZATILDI. 2 Özet: 27 Ocak 2017 tarihli Resmi Gazete de

Detaylı

418 SIRA NO'LU VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ

418 SIRA NO'LU VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ 418 SIRA NO'LU VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ Resmi Gazete Sayısı 28405 Resmi Gazete Tarihi 08/09/2012 Kapsam 1. Giriş 15/6/2012 tarihli ve 28324 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 31/5/2012 tarihli ve

Detaylı

karar vermiş ve bu Karar, 8 Ocak 2010 tarihinde yürürlüğe girmişti.

karar vermiş ve bu Karar, 8 Ocak 2010 tarihinde yürürlüğe girmişti. Sayın Meslektaşımız; 10.08.2010 Sirküler, 2010 / 12 Konu: Yatırım indirimi istisnasının kullanımı kazancın % 25 i ile sınırlandırılmıģ olduğu, istisnadan sadece 2010 yılında yararlanılabileceği ve 2010

Detaylı

Mali tatilin uygulanacağı tarihler 6661 sayılı Kanun un 18 inci maddesi ile 5604 sayılı Malî Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanunun;

Mali tatilin uygulanacağı tarihler 6661 sayılı Kanun un 18 inci maddesi ile 5604 sayılı Malî Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanunun; Sn. ÜYEMİZ Bildiğiniz üzere; 28.03.2007 tarih ve 26476 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5604 sayılı kanun mali tatili düzenleyen hükümler içermekteydi. Ancak, 27/01/2016 tarih ve 29606

Detaylı

Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim

Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim vergisi. Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim Özet : Karara esas olarak alınan bir ilam hükmünün kesinleşen bir mahkeme kararıyla bozularak ortadan kalkması

Detaylı

4811 Sayılı Vergi Barışı Kanunu Na Göre Matrah / Vergi Artırımı ve Sonuçları. 1-Vergi Barışı Kanunu ve Matrah/Vergi Artırımı Konusunda Genel Açıklama:

4811 Sayılı Vergi Barışı Kanunu Na Göre Matrah / Vergi Artırımı ve Sonuçları. 1-Vergi Barışı Kanunu ve Matrah/Vergi Artırımı Konusunda Genel Açıklama: 4811 Sayılı Vergi Barışı Kanunu Na Göre Matrah / Vergi Artırımı ve Sonuçları Maliye ve Sigorta Yorumları 01 Nisan 2003 1-Vergi Barışı Kanunu ve Matrah/Vergi Artırımı Konusunda Genel Açıklama: Bilindiği

Detaylı

YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.

YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. 2008/030 27.02.2008 Konu: Bazı Kamu Alacaklarının Uzlaşma Usulü İle Tahsili Hakkında Kanun Yürürlüğe Girdi 5736 sayılı Kanunun 27.02.2008 Tarihli Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Kanun 3 ana

Detaylı

VERGİ YAPILANDIRMA NOTLAR

VERGİ YAPILANDIRMA NOTLAR MERT AK MALİ MÜŞAVİR & BAĞIMSIZ DENETÇİ Vergi Sirküleri Sayı : Vergi -2014/3 Tarih : 30 Eylül 2014 VERGİ YAPILANDIRMA NOTLAR - 6552 sayılı yasaya göre bir alacağın yapılandırılarak ödenebilmesi için 3

Detaylı

Tarih : Sayı : Konu : Mali Tatil Uygulaması

Tarih : Sayı : Konu : Mali Tatil Uygulaması Tarih : 14.07.2016 Sayı : 2016-32 Konu : Mali Tatil Uygulaması MALİ TATİL UYGULAMASI VE DEĞİŞİKLER SONUCUNDA BEYAN VE BİLDİRİM SÜRELERİ 28.03.2007 tarih ve 26476 sayılı Resmi Gazete`de yayımlanarak mali

Detaylı

Tarih: Sayı: 2014/33

Tarih: Sayı: 2014/33 Tarih: 19.09.2014 S İ R K Ü L E R R A P O R Sayı: 2014/33 Konu: 4458 Sayılı Gümrük Kanunu ve İlgili Diğer Kanunlar Kapsamında Gümrük Yükümlülüğü Doğan ve 6183 Sayılı Kanun Hükümlerine Göre Takip Edilen

Detaylı

6009 SAYILI YASA İLE DEĞİŞTİRİLEN GELİR VERGİSİ TARİFESİ İLE İLGİLİ 274 NO LU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI

6009 SAYILI YASA İLE DEĞİŞTİRİLEN GELİR VERGİSİ TARİFESİ İLE İLGİLİ 274 NO LU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI Sirküler Rapor 11.08.2010 / 100-1 6009 SAYILI YASA İLE DEĞİŞTİRİLEN GELİR VERGİSİ TARİFESİ İLE İLGİLİ 274 NO LU GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI ÖZET : 6009 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun

Detaylı

SĐRKÜLER Đstanbul, Sayı: 2011/121 Ref: 4/121

SĐRKÜLER Đstanbul, Sayı: 2011/121 Ref: 4/121 SĐRKÜLER Đstanbul, 10.05.2011 Sayı: 2011/121 Ref: 4/121 Konu: 31.12.2010 TARĐHĐNDEN ÖNCE GÜMRÜK YÜKÜMLÜLÜĞÜ DOĞAN VE 25.02.2011 TARĐHĐNE KADAR YÜKÜMLÜSÜNE TEBLĐĞ EDĐLEN ALACAKLARIN 6111 SAYILI KANUNDAN

Detaylı

ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI. Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti

ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI. Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti T.C. D A N I Ş T A Y Esas No : 2014/3745 Karar No : 2014/3772 ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti Özeti :

Detaylı

TEBLİĞ GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 301)

TEBLİĞ GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 301) 23 Aralık 2017 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 30279 Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) ndan: TEBLİĞ GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 301) 1. Amaç ve kapsam Bu Tebliğin amacı, 8/3/2017 tarihli

Detaylı

GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ TASLAĞI (SERİ NO: )

GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ TASLAĞI (SERİ NO: ) Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) ndan: GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ TASLAĞI (SERİ NO: ) 1. Amaç ve kapsam Bu Tebliğin amacı, 8/3/2017 tarihli ve 30001 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 23/2/2017

Detaylı

6736 SAYILI KANUN RESMİ GAZETE Tarih : 19/8/2106 Sayı : 29806

6736 SAYILI KANUN RESMİ GAZETE Tarih : 19/8/2106 Sayı : 29806 6736 SAYILI KANUN RESMİ GAZETE Tarih : 19/8/2106 Sayı : 29806 SUNUM KONUSU KESİNLEŞMEMİŞ VEYA İHTİLAFLI ALACAKLAR Haydar ÇAMALAN Yeminli Mali Müşavir Alâattin KÜREN Mali Müşavir Eylül 16 1 6736 SAYILI

Detaylı

A. VERGİLENDİRME DÖNEMİ

A. VERGİLENDİRME DÖNEMİ A. VERGİLENDİRME DÖNEMİ Özel Tüketim Vergisi Kanununun 14 üncü maddesine göre (I) sayılı listede yer alan malların teslimlerinde vergilendirme dönemi, her ayın ilk 15 günlük birinci ve kalan günlerinden

Detaylı

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/57 TARİH:

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/57 TARİH: VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/57 TARİH: 19.08.2009 KONU 272 no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği Bilindiği üzere Maliye Bakanlığı nın 16.06.2009 tarihinde yayınladığı 5904 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve Bazı Kanunlarda

Detaylı

Değerli üyemiz,

Değerli üyemiz, 7143 S.K. GÖRE YAPILANDIRMASI BOZULANLAR 2019 YILI ŞUBAT AYI SONUNA KADAR GECİKME ZAMMI İLE BİRLİKTE ÖDEMELERİ ŞARTIYLA YAPILANDIRMA HAKLARI DEVAM EDECEK. Değerli üyemiz, 28.12.2018 28/12/2018 Tarih ve

Detaylı

2011 YILINDA MALİ TATİL 1-20 TEMMUZ 2011 GÜNLERİ ARASINDA UYGULANACAKTIR

2011 YILINDA MALİ TATİL 1-20 TEMMUZ 2011 GÜNLERİ ARASINDA UYGULANACAKTIR Sirküler Rapor 30.06.2011/ 88-1 2011 YILINDA MALİ TATİL 1-20 TEMMUZ 2011 GÜNLERİ ARASINDA UYGULANACAKTIR ÖZET : 5604 sayılı Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre meslek mensuplarına

Detaylı

Tarih: Sayı: 2012/108. Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Yayınlandı

Tarih: Sayı: 2012/108. Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Yayınlandı Tarih: 10.09.2012 S İ R K Ü L E R R A P O R Sayı: 2012/108 Konu: Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği Yayınlandı Özet: 15/6/2012 tarihli ve 28324 sayılı Resmî Gazete de yayımlanan 31/5/2012 tarihli ve 6322

Detaylı

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2017/120 Ref: 4/120

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2017/120 Ref: 4/120 SİRKÜLER İstanbul, 24.07.2017 Sayı: 2017/120 Ref: 4/120 Konu: KANUNİ SÜRESİNDEN SONRA İHTİRAZİ KAYITLA BEYANNAME VERİLİP VERİLEMEYECEĞİ TARTIŞMASI ÜZERİNE BİR ANAYASA MAHKEMESİ KARARI İstanbul 9. Vergi

Detaylı

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş. Büyükdere Cd. Nevtron İşhanı No:119 K /6 Gayrettepe-İST TEL: 0212/ 211 99 01-02-04 FAX: 0212/ 211 99 52 MALİ MEVZUAT SİRKÜLERİ SİRKÜLER NO : 2008/97 İstanbul, 11 Kasım 2008 KONU : 2003 Dönemine İlişkin

Detaylı

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü) T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü) Sayı : 64597866-130[24-2015]- 28.07.2017 Konu : Dövize endeksli satışlarda KDV ve KVK uygulaması

Detaylı

TEBLİĞ. Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) ndan:

TEBLİĞ. Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) ndan: 5 Ocak 2019 CUMARTESİ Resmî Gazete Sayı : 30646 TEBLİĞ Hazine ve Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) ndan: VERGİ VE DİĞER BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN 7143 SAYILI KANUN GENEL

Detaylı

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2018/25

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2018/25 Ö z e t B ü l t e n Tarih : 17.04.2018 Sayı : 2018/25 Değerli Müşterimiz; Son günlerde mevzuatımızda meydana gelen gelişmeleri özetle bilgilerinize sunuyoruz. 1. Uyumlu Mükelleflere % 5 Vergi İndirimi

Detaylı

İDARİ PARA CEZALARINDA UYGULAMA

İDARİ PARA CEZALARINDA UYGULAMA İDARİ PARA CEZALARINDA UYGULAMA Dr. Ahmet OZANSOY 1. Giriş İdari para cezaları, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu na 1 göre uygulanmaktadır. Belediyelerde uygulayıcılar arasında genellikle encümen para cezası

Detaylı

GÜMRÜK SİRKÜLERİ Tarih: 02/06/2015 Sayı: 2015/27 Ref : 6/27. Konu: GÜMRÜKTE GECİKME ZAMMI UYGULAMASI

GÜMRÜK SİRKÜLERİ Tarih: 02/06/2015 Sayı: 2015/27 Ref : 6/27. Konu: GÜMRÜKTE GECİKME ZAMMI UYGULAMASI GÜMRÜK SİRKÜLERİ Tarih: 02/06/2015 Sayı: 2015/27 Ref : 6/27 Konu: GÜMRÜKTE GECİKME ZAMMI UYGULAMASI 1. Giriş Gümrük Kanunu nun (GK nın) 207/1-b numaralı maddesinde şu hüküm yer almaktadır: Bir şartlı muafiyet

Detaylı

İHRAÇ KAYITLI SATIŞLAR, MUHASEBE İŞLEMLERİ VE BEYANI

İHRAÇ KAYITLI SATIŞLAR, MUHASEBE İŞLEMLERİ VE BEYANI İHRAÇ KAYITLI SATIŞLAR, MUHASEBE İŞLEMLERİ VE BEYANI I- YASAL SİSTEM 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Yasası nın İhracat İstisnasını düzenleyen 11/c maddesi, İhraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından

Detaylı

Mali Tatil uygulaması, bu yıl 1 Temmuz 2017 günü başlayıp - 20 Temmuz 2017 Perşembe günü sona erecektir

Mali Tatil uygulaması, bu yıl 1 Temmuz 2017 günü başlayıp - 20 Temmuz 2017 Perşembe günü sona erecektir Tarih : 30.06.2017 Sayı : 2017-45 Konu : 2017 Yılı Mali Tatil Uygulaması Mali tatili düzenleyen 5604 sayılı Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanun 28.03.2007 tarih ve 26476 sayılı Resmi Gazete`de yayımlanarak

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESİNDEN GVK GEÇİCİ 73 ÜNCÜ MADDEYLE İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

ANAYASA MAHKEMESİNDEN GVK GEÇİCİ 73 ÜNCÜ MADDEYLE İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI Sirküler Rapor 16.12.2013/216-1 ANAYASA MAHKEMESİNDEN GVK GEÇİCİ 73 ÜNCÜ MADDEYLE İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI ÖZET : Anayasa Mahkemesi, 21.11.2013 tarihli ve 2013/4413 Başvuru

Detaylı

T.C. DANIŞTAY Yedinci Daire. Anahtar Kelimeler : Katma Değer Vergisi, Müteselsil Sorumluluk, Ek Tahakkuk, İdari İşlemin İcrailiği

T.C. DANIŞTAY Yedinci Daire. Anahtar Kelimeler : Katma Değer Vergisi, Müteselsil Sorumluluk, Ek Tahakkuk, İdari İşlemin İcrailiği T.C. DANIŞTAY Yedinci Daire Esas No : 2009/1602 Karar No :2013/6426 Anahtar Kelimeler : Katma Değer Vergisi, Müteselsil Sorumluluk, Ek Tahakkuk, İdari İşlemin İcrailiği Özeti : Müteselsil sorumlulardan

Detaylı

girmektedir.

girmektedir. 30.05.2017 ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. SİRKÜLER 2017/49 KONU: Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına ve Bazı Vergi Kanunlarında Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Yayımlandı.

Detaylı

2016 Yılı Mali Takvim Uygulamaları

2016 Yılı Mali Takvim Uygulamaları 2016 Yılı Mali Takvim Uygulamaları Duyuru No: 2016/52 İstanbul, 01.07.2016 1. Mali tatilin uygulanacağı tarihler 5604 sayılı Kanunun 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasında, Her yıl temmuz ayının birinden

Detaylı

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2019/078 Ref: 4/078

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2019/078 Ref: 4/078 SİRKÜLER İstanbul, 09.04.2019 Sayı: 2019/078 Ref: 4/078 Konu: DÜZELTME BEYANNAMELERİNİN İHTİRAZİ KAYITLA VERİLEBİLECEĞİNE DAİR ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Vergi dairesinin, taşımacılık işi ile iştigal eden

Detaylı

Sirküler No: 011 İstanbul, 27 Ocak 2017

Sirküler No: 011 İstanbul, 27 Ocak 2017 Sirküler No: 011 İstanbul, 27 Ocak 2017 Konu: 6770 sayılı Kanun ile 6736 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan borçların taksit ödeme süreleri 4 ay uzatıldı. Özet: 27 Ocak 2017 tarihli Resmi Gazete de

Detaylı

VERGİ HUKUKU BÜTÜN İBRAHİM NİHAT BAYAR FİNAL SORULARI

VERGİ HUKUKU BÜTÜN İBRAHİM NİHAT BAYAR FİNAL SORULARI VERGİ HUKUKU BÜTÜN İBRAHİM NİHAT BAYAR FİNAL SORULARI 1. 2000 yılında elde edilen bir gelir için beyanname verilmemiştir. Bu durumda tahsis edilmesi gereken tarh işlemi için zaman aşımının son günü aşağıdakilerden

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Yasemin TAŞKIN - Maliye Bölümü - Mali Hukuk Anabilim Dalı

Yrd. Doç. Dr. Yasemin TAŞKIN - Maliye Bölümü - Mali Hukuk Anabilim Dalı YENİ TORBA ÖZET KANUNDAKİ VERGİ AVANTAJLARINA GENEL BAKIŞ 11.11.2014 HAZIRLAYAN Yrd. Doç. Dr. Yasemin TAŞKIN - Maliye Bölümü - Mali Hukuk Anabilim Dalı GİRİŞ Kısaca Torba Kanun olarak bilinen ve 11 Eylül

Detaylı

BİLGİ NOTU /

BİLGİ NOTU / BİLGİ NOTU 18.05.2016/2016-08 MALİ TATİL UYGULAMASI 5604 Sayılı Malî Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanun ile mali mevzuatta belirtilen sürelerden mali tatil içinde işlemeyenler ile ilgili yeni düzenlemeler

Detaylı

Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 301) (Vergiye Uyumlu Mükelleflere Vergi İndirimi)

Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 301) (Vergiye Uyumlu Mükelleflere Vergi İndirimi) Gelir Vergisi Genel Tebliği (Seri No: 301) (Vergiye Uyumlu Mükelleflere Vergi İndirimi) Duyuru No: 2017/92 İstanbul 27.12.2017 Maliye Bakanlığı (Gelir İdaresi Başkanlığı) tarafından 23.12.2017 tarih ve

Detaylı

Konu: 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun Kapsamındaki Borçlar

Konu: 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun Kapsamındaki Borçlar Sirküler No: 2016-66 Sirküler Tarihi: 15.08.2016 Konu: 6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun Kapsamındaki Borçlar Resmi Gazete'de henüz yayımlanmayan ancak 3 Ağustos 2016

Detaylı

F- DÜZELTME Özel Tüketim Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin (1) numaralı fıkrası uygulamasında, Kanuna ekli (II) sayılı listedeki mallar için

F- DÜZELTME Özel Tüketim Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin (1) numaralı fıkrası uygulamasında, Kanuna ekli (II) sayılı listedeki mallar için F- DÜZELTME Özel Tüketim Vergisi Kanununun 15 inci maddesinin (1) numaralı fıkrası uygulamasında, Kanuna ekli (II) sayılı listedeki mallar için aşağıdaki şekilde işlem yapılır. 1. Fazla veya Yersiz Hesaplanan

Detaylı

BAĞIM SIZ DEN ETİ M VE YM M LTD. ŞTİ.

BAĞIM SIZ DEN ETİ M VE YM M LTD. ŞTİ. S Ġ R K Ü L E R R A P O R TARĠH 01.07.2016 SAYI 2016/12 KONU MALĠ TATĠL UYGULAMASI HAKKINDA Mali tatili düzenleyen 5604 sayılı kanun 28.03.2007 tarih ve 26476 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarih

Detaylı

Sirküler Tarihi : Sirküler No : 2017/060

Sirküler Tarihi : Sirküler No : 2017/060 Sirküler Tarihi : 08.06.2017 Sirküler No : 2017/060 7020 SAYILI KANUN GEREĞİNCE YENİDEN YAPILANACAK ALACAKLARA İLİŞKİN 1 SERİ NOLU GENEL TEBLİĞ ÖZETİ 3 Haziran 2017 gün ve 30085 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan

Detaylı