Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!

Transkript

1 Haberleşme durdu, ulaşım çöktü 2 Nisan 2015 Perşembe Fiyatı 25 Kr Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! TÜRKİYE Yİ elektrik çarptı! Bir gün kokar! Eski zamanları özlediğini söyleyen yazarımız İsmail Kara, çocukluk günlerim, gençlik yıllarım; bir sinema şeridi gibi hayatım, gördüklerim, yaşadıklarım canlanıyor beynimde. Düğünler, bayram kutlamaları, insanlar arasında sevgi ve saygının fazlasıyla yaşandığı zamanlar. Sosyal yardımlaşmalar. İmece Fakat yine de bir sıkıntı var. Aramıza girdi sıra dağlar, Bizi bize bağlayan bağlar, Yıldan yıla çürür, kopar. Boşuna dememiş atalar; Ateş, düştüğü yakar. İsmail KARA nın yazısı 7. SAYFADA muhtarlık binalarını yeniliyor Belediyesi, muhtarlık binası yenileme çalışmalarına başladı. Belediye ve muhtarlar arasındaki iletişimi güçlendirmek amacıyla mart ayında Muhtarlık İletişim Merkezi ni hizmete açan Belediyesi, şimdi de muhtarlık binalarının fiziki koşullarını iyileştirmek için kolları sıvadı. 124 mahallede yapılacak çalışmanın ilki Mebusevleri Mahalle Muhtarlık binasında başladı. Belediye, yılsonuna kadar 20 muhtarlık binasını yenilemiş olacak. HABERİ 4 TE Fehmi Koru AK Parti nin seçim beyannamesini beklerken 3. Sayfada Prof.Dr. Nurullah Çetin Türkçe Bakış 11. Sayfada Hayrettin İvgin Kültürel Boyut 9. Sayfada M.Nuri Parmaksız Hayata ve Aşka dair 9. Sayfada Terör, kanlı yüzünü savcıyı şehit ederek bir kez daha gösterirken, Türkiye nin yumuşak karnı na vuranların niyeti de belli oldu. Ülkeyi yeniden terör sarmalına sokmak. Bilindiği gibi, iki terörist Berkin Elvan soruşturmasını yürüten Savcı Mehmet Selim Kiraz ı odasında rehin aldı. Polis, baro ve avukatlar 8 saat süren ikna çabasına rağmen hainler silahları ateşleyince, özel harekat timi odaya girdi ve iki teröristi öldürdü. Başından ve karnından 5 kurşunla ağır yaralanan Savcı Kiraz, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit oldu. Alçakça olayın dikkat çeken birkaç yanı var elbette. Bunlardan biri; DHKP-C militanlarının silahla nasıl içeriye girdiği konusu. 10 tane X-Ray cihazını aşarak elinde silahla savcının odasını basan teröristlere bir avukatın yardım ettiği belirlendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çok konuşulacak bir açıklama yaptı. Başbakan Davutoğlu ile görüştüğünü kaydeden Erdoğan, yeni düzenleme sinyali verdi. Çağlayan Adliyesi'nde can pazarı yaşanırken bazı sanatçı ve gazetecilerin teröristlere destek veren twitler atması ya da benzer paylaşımları RT etmesi de dikkat çekti. HABERİ 12. SAYFADA CHP nin solan ve açan çiçekleri CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu nun büyük sükse yaptığı ön seçim sonuçları, partinin adaylarını belirlerken gideceği yönü gösterdi. www. gazetesi.com.tr gazetemizi bu adresten takip edebilirsiniz İstanbul Adliyesi'nde rehin alındıktan sonra teröristler tarafından şehit edilen savcı Mehmet Selim Kiraz için ilk olarak adliyede cenaze töreni düzenlendi. Savcı Eyüp Sultan Camii'nde kılınacak cenaze namazının ardından toprağa verildi. Cenaze törenine Başbakan Davutoğlu da katıldı. ü dan takip edebilirsiniz Parti Meclisi (PM) kararı ile 45 seçim bölgesinde ön seçim yapan CHP'de, ilginç sonuçlar ortaya çıktı. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, seçime girdiği İzmir'de rakiplerine fark atarken, çok sayıda milletvekili seçilebilecek yerlerden listelere giremedi. Partinin genç milletvekillerinden Özgür Özel Manisa'da, Aykut Erdoğdu İstanbul'da, Tanju Özcan ise Bolu'da büyük oy farkıyla ilk sırayı alarak yeniden parlamentoya girmenin kapısını araladı. eski il başkanı Necati Yılmaz 1. Bölgede ilk sırayı alırken, İzmir eski il başkanı Ali Engin yarışı 5. sırada tamamladı. İstanbul eski İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı 1. Bölgede ilk 4'e girmeyi başardı. Kullandığı oy fazla işaretleme nedeniyle oyu geçersiz sayılan eski Genel Başkan Baykal Antalya'da ikinci olurken, eski Genel Sekreter Sav ile eski Genel Başkan Yardımcısı Okay, üyelerden yeterli oyu alamadı. Mustafa Sarıgül'ün 6. sırada yarışı tamamladığı İstanbul 2. Bölgede, ön çesime giren tek Genel Başkan Yardımcısı Ercan Karakaş'ın ise ilk 10'da yer alamadığı belirtildi. Eski bakanlardan Mehmet Sevigen de bu bölgeden liste dışı kaldı. İstanbul 1. Bölgede Mahmut Tanal, 3. Bölgede ise İlhan Cihaner ilk sırayı aldı. HABERİ 12. SAYFADA Gazetemizi Gazetemizi /yedigun.gazetesi Türkiye çok büyük bir elektrik şoku yaşadı. Adeta ülkeyi elektrik çarptı. ve İstanbul başta olmak üzere Bursa, Antalya, Kocaeli ve Türkiye genelinde bazı bölgelerde elektrik kesintileri yaşandı. İstanbul'da elektriğin saat 10.40'da kesilmesi ile raylı sistemler adeta felç oldu. Kesinti sonrası duraklardaki yolculara biletleri iade edildi. Metro tramvay ve Marmaray duraklarında yolcuların bir kısmının bekleyişi sürerken bazı duraklarda yoğunluk oluştuğu gözlendi. da metro seferleri ile hızlı tren seferleri durdu, trafik sinyalizasyon sistemi çalışmadı. Metro seferlerinin durması nedeniyle metroda uzun kuyruklar oluştu. İzmir de Metro ve İZBAN gibi demiryolu ulaşımı tamamen dururken trafik ışıklarının sönmesi, trafiğin kilitlenmesine sebep oldu. Marmara bölgesinde, Eskişehir, Kütahya, Bilecik, Bursa, Kocaeli'nde de elektrik kesintisi yaşandı. Gazeteler basılamadı Türkiye genelinde önceki gün yaşanan elektrik kesintileri medyasını da vurdu. Başkent te yayımlanan günlük gazeteler, sayfalarını hazırlamasına rağmen matbaalardaki baskı makinelerinin çalışmaması sonucu basılamadı. YediGün gazetesinin dünkü sayısı da bu çerçevede basılıp dağıtılamadı. Abone ve okuyucularımıza önemli duyurur; elimizde olmayan bu aksamadan dolayı özür dileriz. Burhan Kuzu, Başkanlık Sisteminin SERENCAMINI ANLATIYOR Özal, makalemi okumuş BENİ ÇAĞIRDI VE Üniversitede öğretim görevlisiyken, başkanlık sistemini oluşturan, Turgut Özal'ın ölümünden sonra tüm çalışmalarını çekmeceye kilitleyen ve öğrencilerine ölene dek ortaya çıkarmayacağım diyen Burhan Kuzu, ne oldu da o notları yıllar sonra çekmeceden çıkardı? Babası olduğu sistem hakkında ne düşünüyor? Bir anısını şöyle anlattı: Rahmetli Özal aradı bir gün beni. Bir makalemi okumuş. Başbakandı o zaman. Görüştük. Cumhurbaşkanlığı döneminde daha sık görüştük. Başkanlık modeli ile ilgili çalışmalardan söz etti. Hay hay efendim filan dedik Ve daha pek çok güncel konuya dair sorular, yanıtlar Efsane GÜZELDERELİ nin röportajı 13. SAYFADA Öz İplik İş ten iş sağlığı eğitimi Öz İplik İş Sendikası tarafından ilk kez işitme engellilere iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilecek. Örnek uygulama, düzenlenen tanıtım toplantısıyla, basına ve kamuoyuna duyuruldu. Kenan ERGEN in haberi 5. SAYFADA

2 2 SINEMA TV / MAGAZIN 2 Nisan 2015 Perşembe Sanatçılardan oyuncak kampanyasına destek Üsküdar Belediyesi'nin Suriyeli çocuklar için hayata geçirdiği "Onları Mutlu Etmek Çocuk Oyuncağı" adlı yardım kampanyasına sanatçılar destek verdi. İSTANBUL - Doğuş, Haydar Işık, Arzu Budak, Orhan Aydın, Hasan Mercan, Serkan Şengül ve Ali Şentürk, Üsküdar Belediyesi önündeki oyuncak kumbarasına, Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen ve belediye meclis üyeleri ile oyuncak atarak kampanyayı destekledi. Belediye başkanı Hilmi Türkmen burada yaptığı konuşmada, yardım kampanyasının 15 Nisan'a kadar devam edeceğini ifade ederek, "15 Nisan tarihine kadar gelen hediyeleri, kız ve erkek çocuklarına ayrı ayrı olacak şekilde ayıracağız. 23 Nisan günü biliyorsunuz dünyada çocuklar adına düzenlenmiş tek bayram bizim 23 Nisan Ulusal Eğemenlik ve Çocuk Bayramı'dır. O gün bütün dünya çocukları ve savaşın çocuklarının da mutlu olması, bir bayram havası içinde yaşaması adına ilçemizden bir ekip ve ilçede eğitim gören çocuklarla Urfa'ya gideceğiz. Urfa'da Suriyeli çocukların eğitim gördüğü okullarda 23 Nisan töreni yapacağız. Hem 23 Nisan'ı kutlayacağız hem de bu oyuncakları Üsküdarlı çocuklarımız, Urfa'daki Suriyeli çocuklara elden teslim edecekler" dedi. Savaşın hiçbir anlamlı gerekçesi olamayacağını belirten Türkmen, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ne olursa olsun savaş, hele 21. yüzyılda insanlık adına utanç verici bir tablo. Savaşın hiçbir mazereti ve hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Ama ne yazık ki günümüzde bizim özellikle ülke olarak sınır komşularımızda acımasız yüzünü savaş en şiddetli bir şekilde gösteriyor. Sadece Suriye'deki savaş dolayısıyla ülkemizde 2 milyon mülteci var. 2 milyon Suriyeli bizim misafirimiz. Bu misafirlerimizin ne yazık ki 500 bini çocuk. Tabii onlar adına çok üzücü ama sevindirici bir şey var. O da Türkiye gibi komşuları var. Bizim ülkemiz gibi serbest sınır, serbest kapı prensibini uygulamış, kucağını açmış bir komşuları var. " Şarkıcı Doğuş, çocukluğunun hoş geçmediğini, pek oyuncağı olmadığı dile getirerek, "Çocuk deyince bende akan sular durur. Böyle bir projede yer almak beni çok mutlu etti ve duygulandırdı. Kampanyaya destek vererek oyuncak bağışlayan çocuklar, Doğuş konserini bedava izleyecek" dedi. Yönetmen Haydar Işık da "Ben eminim bu kampanyanın startı Üsküdar'da verildi ama tüm Türkiye'ye yayılır. Çünkü ileriki nesilleri bugünkü çocuklar oluşturuyor. Bugünkü çocuklara gerçek sevgiyi verirsek, eminim onlar da sevgi tohumuyla büyüyecek. Bunun tohumu da bu projelerle şimdiden atarsak muhteşem olacak" diye konuştu. Oyuncu Arzu Budak da "Ben de anne olduğum için çocuklar konusunda çok hassasım. Böyle güzel kampanya başlattığı için başkanımıza teşekkür ederiz. Gerçekten de çocukları mutlu etmek çocuk oyuncağı. Onları önce sevelim, sonra da oyuncaklarla sevindirelim" dedi. Konuşmaların ardından sanatçılar, belediye başkanı Türkmen ve belediye meclis üyeleri, beraberinde getirdikleri oyuncakları, belediye önündeki oyuncak kumbarasına attı. SOMA 301 filmi Manisa dışında bir ilde çekilecek MANİSA- Soma'daki maden kazasının konu edileceği filmin yönetmeni Faik Ahmet Akıncı, çekim için Manisa Valiliği'nin kendilerine izin vermediğini ileri sürdü. Akıncı, Manisa Cumhuriyet Meydanı'nda gazetecilere yaptığı açıklamada, geçen yıl meydana gelen maden faciasını beyaz perdeye taşımak için çalışma başlattıklarını, yaklaşık bir ay önce de 40 kişilik ekiple Soma'ya geldiklerini anımsattı. "Soma 301 filmi"nin çekim izni için Manisa Valiliği'ne başvuru yaptıklarını ancak kendilerinden senaryonun bir örneğinin istendiğini aktaran Akıncı, "Senaryoyu vermedik. Bunun üzerine konunun İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü'nün sorumluluğunda olduğunu söylediler" ifadesini kullandı. Soma'ya gelen ekiple yaklaşık 1 aydan bu yana mağdur edildikleri iddiasında bulunan Akıncı, şöyle konuştu: "Ne yazık ki Manisa Valiliğinin vermediği izinleri, Karaman ve Zonguldak valilikleri veriyor. 13 Nisan'da yapılacak mahkeme bahane ediliyor. Filmi başka ilde çekeceğim. Ben sinema filmi çekiyorum. Bizim çektiğimiz filmler, Kültür Bakanlığı tarafından incelenir. Filmi 13 Mayıs'ta filmi vizyona sokacağım. Manisa'da ya da İzmir'de galasını yapacağım." (AA) Vizyona yeni girecek filmler "Bizim Hikaye" Yönetmenliğini Yasin Uslu'nun üstlendiği film; Cansel Elçin, Haluk Piyes, Sera Tokdemir, Naz Elmas, Burcu Kıratlı, İbrahim Kendirci, Çiğdem Batur, Şebnem Dilligil, Erdinç Gülener ve Ahmet Mekin gibi isimlerden oluşan güçlü oyuncu kadrosuyla dikkati çekiyor. Film, yazdığı bir kitaptan dolayı 12 Eylül 1980 döneminde hapis yatan babasının iade-i itibar davası hakkı için mücadele eden bir adamın dramını anlatıyor. "İçimdeki İnsan" Şebnem Bozoklu, Vedat Erincin, Suavi Eren, Menderes Samancılar ile Füsun Demirel'in oynadığı filmin yönetmenliğini Aydın Sayman yaptı. İrfan Yalçın'ın "Fareyi Öldürmek" adlı romanından yola çıkılarak senaryolaştırılan film; gazeteciyazar Nuri'nin, uzun yıllar sonra doğup büyüdüğü taşra kentine geri dönmesini, eski dostu Sabri ile buluşmasının ardından yaşanan süreci konu alıyor. "Danny Collins" Filmlerinde komedi, romantizm ve dramı harmanlayan Dan Fogelman'ın hem yönetmenliğini hem de senaristliğini yaptığı ve gerçek bir hikayeden uyarlanan "Danny Collins", yaşı geçmiş bir rock yıldızının kendini yeniden keşfetmesini konu alıyor. Al Pacino, Annette Bening, Bobby Cannavale ve Jennifer Garner'ın oynadığı filmin konusu şöyle: "70'li yıllarda epey popüler bir rock yıldızı olan Danny (Al Pacino), çılgın bir hayat yaşamış ancak artık epey yaşlanmıştır. Menajeri, John Lennon tarafından kendisine 40 yıl önce yazılmış bir mektubu verdiği gün son kez beste yapmaya ve pişmanlık duyduğu şeyleri telafi etmeye karar verir. 05:58 İstiklal Marşı ve Günün Program Akışı 06:00 Yamak Ahmet 06:40 1'de Sabah 09:00 1'de Bugün 09:15 Avrupa Avrupa 11:10 İyi Fikir 13:15 Ana Ocağı 14:55 Dizi Klip 15:00 Elde Var Hayat 16:15 1'de Bugün 16:30 Seksenler 19:00 Ana Haber Bülteni 19:45 Spor 19:50 Hava Durumu 19:55 Seksenler 23:00 Yerli Dizi 01:15 Ana Ocağı 02:30 Avrupa Avrupa 04:05 İyi Fikir 07:00 Kahvaltı Haberleri 10:00 Müge Anlı İle Tatlı Sert 13:00 Kızlar ve Anneleri 15:00 Alemin Kıralı 16:00 Zahide ile Yetiş Hayata 18:45 Atv Ana Haber 20:00 Jurassic Park 23:10 Nihat Hatipoğlu ile Dosta Doğru 01:10 Hayat Devam Ediyor 07:00 HER SABAH 08:45 2.SAYFA 10:40 DİLARA KOÇAK İLE İYİ YAŞAM 12:30 ERKAN AKKUŞ İLE 12:50 DERYA'NIN DÜNYASI 15:00 DUDAKTAN KALBE 16:45 İKİNCİ BAHAR 18:15 EKİN OLCAYTO İLE ANA HABER 19:30 SPOR BÜLTENİ 19:45 YABANCI SİNEMA 21:50 YABANCI SİNEMA 00:50 THE UNIT (EKİP) TEKRAR 01:50 YABANCI SİNEMA TEKRAR 03:20 YABANCI SİNEMA TEKRAR 04:50 DÜNYAYI GEZİYORUM TEKRAR 06:00 HAFTANIN ANNESİ 06:00 Benim Hala Umudum Var 06:45 Aşkın Bedeli 07:30 Bugün 09:00 Beni Affet 10:00 Melek 11:45 Hayat Sevince Güzel 13:15 Aşkın Bedeli 14:45 Benim Kuaförüm 16:30 Beni Affet 18:30 Star Haber 19:15 Deniz Yıldızı 20:00 Serçe Sarayı 00:30 Yabancı Dizi 06:15 Oynat Bakalım 07:15 Disney Çocuk Kuşağı 08:15 Magazin 8 08:45 Aramızda Kalmasın 12:00 Para Bende 13:30 Oynat Bakalım 15:15 Ver Fırına (Yeni Bölüm) 17:00 Çok Güzel Hareketler 18:30 Ütopya (Yeni Bölüm) 20:00 Kaçak Gelinler 23:15 Ütopya 00:30 Ver Fırına 01:45 Aramızda Kalmasın 04:00 Arda nın Mutfağı 05:00 Para Bende 06:00 Geniş Aile 06:45 Günaydın 09:30 Alın Yazım 11:00 Aşk-ı Memnu 12:30 Gün Arası 13:00 Ben Bilmem Eşim Bilir 15:45 Evim Şahane 17:15 Arka Sokaklar 18:40 Baba Haber Bülteni 19:00 Ana Haber Bülteni 20:00 Kurtlar Vadisi Pusu 23: Acil Yaşam mücadelesi, sürpriz olaylar ve aşkın içiçe geçtiği Serçe Sarayı, STAR TV ekranlarında izleyici ile buluştu. 30'lu yaşlarının başında olan Serçe, İstanbul'da, iki oğlu ve kız kardeşiyle birlikte sakin bir hayat yaşamaktadır. Eşi Ramazan'ı trafik kazasında kaybettikten sonra çıkan taliplerin hiçbirini kabul etmeyip kendisini çocuklarına ve kız kardeşine adamıştır. Ancak bir gün hiç beklenmedik bir şey... 20:00 SERÇE SARAYI Orjinal İsmi: The Art Of War II: Betrayal Yönetmen:Joseph Rusnak Oyuncular:Wesley Snipes, Lochlyn Munro, Ryan Macdonald Yapım Yılı:2008 Tür:Aksiyon/Gerilim Ajan Neil Shaw, akıl hocasının öldürülmesinden sonra intikam almak için geri döner; fakat kendini kuvvetli bir ihanet ve yozlaşma rüzgarının içinde bulur. Senatör adayı ve yakın arkadaşının emrinde çalışan Shaw, işleri yoluna koymakla görevlidir. Fakat ölü sayısı her geçen gün artmaya başlayınca bir çember içine alındığını fark eder. Şimdi yumruklarını, herkesin onun arkasında olduğunu düşündüğü bir suikast çemberini aydınlatmak için savuracaktır. 19:45 SAVAŞ SANATI 2 20:00 KURTLAR VADİSİ usat Çakır, Fehmi Kuzuzade'nin pususuna düşüyor. Fehmi'nin kendisine verdiği gazla ve aklına düşürdüğü kurtla yolunu şaşıran Pusat Çakır neredeyse arkadaşlarına cephe alacak kadar değişmiş durumda. Bu arada Fehmi'nin kayıp oğlu Yusuf ailesinin karşısına çıkıp çıkmamak konusunda emin değildir. Fehmi Kuzuzade'nin her yerde arayıp bulamadığı Yusuf hiç beklemediği bir anda karşısına çıkacak gibidir. Çünkü Yusuf'un gidecek yeri ve kardeşine olan özleminde sabrı kalmamıştır.

3 bölge haberleri 2 Nisan 2015 Perşembe 3 Taksiciler üniversiteli olacak İstanbul Taksiciler Esnaf Odası (İTEO) ve Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) işbirliğiyle Taksicilik Meslek Yüksek Okulu açılacak. İSTANBUL - Proje kapsamında BAU bünyesinde açılacak yüksek okulla, taksiciler meslek eğitimlerini akademik ölçüde almaya başlayacak. Mesleki imajı ve hizmet kalitesini yükseltmeyi amaçlayan yüksek okul projesinde, İTEO ile BAU arasında imzalanacak protokolün ardından YÖK'e başvuru yapılacak. YÖK'ten olumlu cevap alınması durumunda, BAU bünyesinde açılması planlanan Taksicilik Meslek Yüksek Okulu, önümüzdeki dönem öğrenci almaya başlayacak. BAU Mühendislik Fakültesi Ulaştırma Mühendisliği Bölümü Kurucu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, projenin İTEO tarafından kendisine sunulduğunu ve çok olumlu olduğunu söyledi. Üniversite yönetimi ile görüşüp bu yönde bir protokol hazırlayacaklarını kaydeden Ilıcalı, "Proje harika bir proje. Hayata geçmesi durumunda Türkiye'nin ulaşım sektöründe çığır açacak bir proje. Türkiye'nin şehirleri artık çok büyüdü. Meslek okulları, artık modern hayatın gerek gördüğü enstrümanlardır. Bir iş kolunun kalitesi, mesleki eğitiminin ölçüsüyle orantılıdır. Meslek okulunun taksicilere ve ülkeye çok şey katacağı düşüncesindeyim" dedi. İstanbul ele alındığında bu mesleki eğitimin ne kadar önemli olduğunun anlaşılacağını dile getiren Ilıcalı, İstanbul'daki taksicilerin günde 1,5 milyon yolcu taşıdıklarını dile getirdi. Ilıcalı, taksicilerin bu taşıma işini yaklaşık 50 bin taksi şoförüyle yaptığına işaret ederek, "Taksicilerin taşıdığı yolcu sayısı 1,5 milyon ama bugün herkes çok kolay bir şekilde taksici olabiliyor. Oysa gelişmiş şehirlerde bu mesleği yapmak için çok sıkı eğitimlerden geçmeniz gerekiyor. Ayrıca çok geniş uygulamaları var. Bu nedenle İTEO başkanını kutluyorum. Çok vizyoner bir kişiliğe sahip. Bana bu teklifi getirince doğrusu şaşırdım ve 35 yıllık bir ulaştırma mühendisliği tecrübemle ona destek vereceğimi söyledim. Üniversitemiz bünyesinde zaten belediyelere yönelik ulaştırma konusunda yüksek lisans programımız var" diye konuştu. Bu tür meslek okullarının ilk olarak 2 yıllık olarak başladıklarını anlatan Ilıcalı, daha sonra gösterdikleri başarı doğrultusunda fakülte bile olabildiğini aktardı. Ilıcalı, okulun taksicilere çok faydalı olacağını vurgulayarak, şöyle devam etti: "Okulda taksicilere yönelik, trafik güvenliğinden tutun, insan ilişkilerine kadar birçok eğitim verilecek. Alacakları bu eğitimlerle taksiciler şuanda günlük hayatta karşılaştıkları ya da karşılaşacakları birçok sorunun üstesinden gelebilecek. Burada birçok teknik ve sosyal eğitim alacaklar. İngilizce eğitimi de verilebilir. Çünkü turistik semtlerde taksicilerin oldukça sıkıntı çektiğini biliyorum. Yani şunu söylemek istiyorum aslında, taksiciler, örneğin uçaklardan çok mu az yolcu taşıyor, sadece taksiciler günde 1,5 milyon yolcu taşıyor. Uçakta aranan güven ortamı ve bilgi yeterliliği taksilerde neden aranmasın? Bu okul, müşterinin taksiciye olan güvenini artıracaktır. İş potansiyeli açısından da küçümsenmemeli. Ayrıca sadece İstanbul için de düşünülmemeli. Bunun için YÖK'e başvuracağız. Bu önemli ve değerli öneriye YÖK'ün olumlu cevap vereceğine inanıyorum. Bu projenin ülke çapında destek göreceğine inanıyorum. İstanbul'un ardından farklı şehirlerden de bu tür tekliflerin geleceğine inanıyorum." İTEO Başkanı Yahya Uğur da bu projeyi kapsamlı olarak ele aldıklarını belirterek, okulun açılmasının meslekleri açısından oldukça önemli olduğuna dikkati çekti. Göreve geldiği günden beri, önceliği meslek kalitesinin ve müşteri memnuniyetini yükseltmeyi kendisine hedef aldığını anlatan Uğur, "Bu okul, uzun zamandan beri benim hayalim. 'Beyefendi taksicilik' projemizin bir devamı. Taksici bu okulla itibar kazanacak. İtibarlı bir mesleği yapan kişi, itibarını kesinlikle kaybetmek istemez. Ciddiyetle işine yaklaşır. Düşünün, direksiyondaki şoförün diplomasının bulunması ne kadar güzel bir şey. Müşterinin bile meslektaşlarımıza karşı saygısı artacaktır. Ayrıca müşterinin taksiciye güveni artacak. Güven artınca müşterisi de artacaktır. Dolayısıyla kazancımız da artacaktır" ifadelerini kullandı. Uğur, Türkiye'nin son yıllarda her alanda büyüdüğünü ve geliştiğini ifade ederek, en ileri giden argümanlardan birinin de ulaşım sektörü olduğunu söyledi. Gelişen ve değişen Türkiye'de sektördeki yerlerinin önemini bildiklerini aktaran Uğur, "Bu gelişim ve değişimde ileriyi görerek yerimizi doğru pozisyonda almamız lazım" dedi. (AA) Mobbing mağduru memurlar artık Ombudsman a başvurabilecek ANKARA- Uzman olarak görev yaparken tehdit, aşağılama, mobbing ve benzeri davranışlara planlı ve sürekli olarak maruz bırakıldığını öne süren A.K., benzer mağduriyetlerin yaşanmaması için gerekli soruşturma ve işlemlerin yapılması talebi ile Kamu Denetçiliği Kurumu na (KDK) başvurdu. KDK, gerekli incelemeleri yaparak vatandaşı haklı buldu ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanlığı na tavsiye kararı gönderdi. Uzman olarak görev yapmakta iken aşağılayıcı ifadelere maruz kaldığını, sürdürülmek ve disiplin cezası verdirilmek ile tehdit edildiğini ileri süren A.K., muhakkik raporunun baskı ile aleyhine yazdırtılarak uyarma cezası verildiğini iddia etti. A.K., savunması alınmadan ceza verildiği için Disiplin Kurulunun cezayı usul yönünde bozduğu, A.K., daha sonra savunmasının alındığı ve uyarma cezası ile cezalandırıldığını iddia etti. Şikâyetçi A.K. kablolama konusunda hiçbir tecrübesi olmadığı halde kablo kontrolü için 3 kez yıldırma amacıyla görevlendirildiğini öne sürdü. 6 aylık süreçte 3 kez sözlü ve 2 kez yazılı izin talebine cevap verilmeyerek reddedildiğini ve diğer personele işletilmeyen bir usul ile 4 günlük sıhhi raporunun uygunluğuna ilişkin görüş talep edildiğini öne sürdü. A.K, da doktora öğrencisi olmasına rağmen, Yer Değiştirme Kurulu kararı ile personelin yeterli olmaması gerekçe gösterilerek başka bir ile atandığını ileri sürdü. Hiçbir tecrübesinin olmadığı birime görevlendirilen A.K, mesleğini yapamayacağı inancı ve 'da devam etmekte olan eğitimi dolayısıyla istifa ettiğini Gasp yapıp, evi kolonya dökerek yaktılar, yalnız yaşayan yaşlı adam can verdi ANKARA - Mamak ta tek başına yaşayan kişinin evine giren şahıslar, Ş.Y. nin parmağında bulunan bir adet yüzüğü ve boynunda asılı bulunan cüzdanın içindeki 30 TL parayı gasp ettikten sonra evi kolonya dökerek yaktı. Yangında tek başına yaşayan 68 yaşındaki Ş.Y. hayatını kaybetti. 'nın Mamak ilçesinde, 17 Mart ta akşam saatlerinde tek başına yaşayan 68 yaşında Ş.Y. isimli şahsın evinde yangın çıktı. Şahıs yangın sonucu hayatını kaybetti. İl Jandarma Komutanlığı ekipleri geniş çaplı bir inceleme başlattı. Yapılan detaylı inceleme sonucunda yangının kasten çıkarıldığı ve eve zorla girildiği tespit edildi. Şüphelilerin mağduru bayılttıktan sonra evi aradıkları fakat evde bulunan 30 bin TL Yİ bulamayınca Ş.Y nin parmağında bulunan bir adet belirtti. A.K. mağduriyetlerin yaşanmaması için gerekli soruşturma ve işlemlerin yapılması talebi ile Ombudsmana başvurdu. KDK, TÜİK ten bilgi belge talebinde bulundu. TÜİK, KDK ya gönderdiği cevabi yazıda, mesai saatleri hususunda 30 dakikalık tolerans tanındığını, mesai saatlerine uymayan personele disiplin işlemlerinin başlatıldığı, bunun sadece A.K ye yönelik bir işlem olmadığını bildirdi. Cevabi yazıda, aynı birimdeki iki personelin daha mesaiye geç gelme ve erken çıkma alışkanlığı nedeniyle disiplin cezası ile uyarıldığı ve bu durumun A.K nin şahsına yönelik kasıtlı bir uygulama olmadığının göstergesi olduğu ve aynı daire başkanlığında aynı sayıda devamsızlığı olduğu halde disiplin cezası almamış personelin bulunmadığı Yer Değiştirme Yönetmeliği kapsamında ihtiyaca binaen ve görülen lüzum üzerine şikâyetçinin atamasının 2. Bölgede yer alan bir yüzüğü ve boynunda asılı bulunan cüzdanın içindeki 30 TL parayı gasp ettikten sonra evi kolonya dökerek yaktıkları tespit edildi. İl Jandarma Komutanlığına bağlı Mamak İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerince bölgede bulunan birçok kuyumcu ve işyeri araştırıldı. Aile, akraba ve mahalle sakinlerinin ifadeleri alındı. Elde edilen bilgiler sonucu gasp şüphelilerinin H.U., K.İ. ve T.E. isimli şahıslar olduğu tespit edildi. Jandarma ekipleri tarafından yapılan başarılı operasyon sonucu, H.U. ve T.E. yakalandı. H.Ü ve T.E. nin yapılan çapraz sorgulamasında işledikleri suçu kabul ederek; soğukkanlılıkla olayı nasıl gerçekleştirdiklerini itiraf etti. Yakalanan şüpheliler çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. K.İ. nin ise yakalama çalışmalarına devam ediliyor. (CHA) bölge müdürlüğüne yapıldığı kaydedildi. Şikâyeti inceleyen Baş Ombudsman M. Nihat Ömeroğlu, A.K. nın kuruma geç geldiği zamanlar mesaiyi gecikmeli tamamlaması iyi niyetinin göstergesi olarak değerlendirilebilecekken, geçmiş hizmetleri ve daha önce bir disiplin cezası almaması gözetilmeksizin idare tarafından uyarma cezası verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğu tespitinde bulundu. Nihat Ömeroğlu, A.K ye 6 ay boyunca yıllık izin kullandırılmaması ile ilgili kamu yararı koşullarının oluşmadığı, TÜİK gibi büyük bir Kurumda A.K nin istediği tarihlerde izin kullandırılması halinde idarenin işlerinin aksayacağı yönünde somut bir delil de ortaya konulamadığından, idarenin bu yöndeki açıklamaları yeterli bulunmadığı değerlendirmesinde bulundu. Nihat Ömeroğlu, A.K nin görev yaptığı birinci bölgedeki 8 yıllık zorunlu çalışma süresini doldurmadığı, herhangi bir yer değişikliği talebinde de bulunmadığı, bulunsa dahi mevzuat gereğince aynı bölge içinde yer değişikliğinin yapılabileceğini kaydetti. Ömeroğlu, ayrıca A.K nin ikinci bölgede yer alan iller arasında sayılan ile fiili zorunlu çalışma süresini doldurmaksızın resen atanmasının TÜİK Başkanlığı Personel Yer Değiştirme Yönetmeliği ne aykırı olduğunu bildirdi. Baş Ombudsman Ömeroğlu, A.K. hakkında yapılan işlemlerin hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığının tespitiyle bu işlemleri yapanların hatalı davrandıklarını hiyerarşik ve sıralı amirlerince kabul etmeleri yönünde TÜİK Başkanlığı na tavsiye kararı gönderdi. (CHA) Fehmi KORU fkoru@gmail.com Kazananlar kaybeder fkoru@htgazete.com.tr TÜRKİYE ile İran arasındaki ilişkilerin ne kadar gerginleştiğinin herhalde farkındasınızdır. Son olarak Türkiye yi Tahran da temsil eden en üst düzey diplomatımız, İran Dışişleri Bakanlığı na çağrıldı ve ülkemiz resmen protesto edildi. Diplomaside bu duruma kriz deniyor. Krize yol açan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ın İran ı bölgeyi domine etmekle suçlayıp Buna tahammül etmek gerçekten mümkün değil demesi... Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran ın Irak ta, Suriye de ve Yemen de sadece kendi çıkarına uygun müdahalelerde bulunmasından şikâyetçi... İran, bilindiği üzere, bu üç ülkede, IŞİD e karşı savaş adıyla, özel kuvvetleri ve Hizbullah eliyle askeri müdahalede bulunuyor... Tarih boyunca yaşananlardan biliyoruz: Türkiye ile İran zaman zaman çıkar farklılığı yüzünden ters düşseler bile, genellikle birbirlerinin boğazına sarılmaktan uzak durabilmişlerdir. Rejimleri arasındaki farklılık bile, geçmişte ve bugün, birbirleriyle çatışmaktan kaçınma politikalarını olumsuz etkilemedi. Şimdilerde yaşanan soğukluğun da bir süre sonra yerini olumlu işbirliğine bırakması beklenir., yakın geçmişte, ABD ve bazı Avrupa ülkeleriyle ters düşme pahasına, İran ı kollayan politikalar izlemesine rağmen Tahran ın kadirbilmezliğine muhatap olmaktan dolayı hayal kırıklığı yaşıyor ve bu özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan ın söylemine yansıyor. Neyse. Esas üzerinde durmak istediğim, konunun Türkiye nin iç siyasi gündemini etkileyen boyutu... Biliyorsunuz, Tayyip Erdoğan ve bazı siyaset adamları, bir çevre tarafından İran ajanı olmakla suçlandılar. O çevrenin televizyon kanallarında gösterilen dizilerde değişik lakaplar takılarak, gazetelerinin köşelerinde açıktan ifadelerle bu iddia tekrarlanıp durdu. Çevre, kendi aralarında da, TV dizilerini takliden, AK Parti lider kadrosundan Tersli diye söz ediyor... Peki, şimdi yaşanan krize aynı çevre ne diyor acaba? Yayın organları, Türkiye ile İran arasında bizzat Tayyip Erdoğan ın ateşlemesiyle çıkan ihtilaf konusunda suskun. Herhangi bir değer hükmü vermekten kaçınılıyor. Kendilerini konuya o kadar yanlış tarafından bağladılar ki, muhtemelen krizin gerçeği yansıtmayan bir oyun olduğunu da düşünüyorlardır. Yanlışları, iyi ilişkilere dayalı bölgesel ittifak arayışını, tek taraflı hayranlık veya uydu politikası sanmaları... Türkiye de iktidarda bulunan AK Parti, şimdilerde bayağı zedelenmiş olsa da, bölgeye yönelik politikalarında, Türk-İran ittifakını, muhtemel gelişmelerin rayından çıkmasını engelleyecek en önemli unsur olarak gördü. Muhtemel tehlike olarak değerlendirilen ve bir yerlerin mutlaka patlamasını beklediğine inanılan mezhepler çatışması nın önüne geçmeyi İran la sağlamaya çalışmanın İrancılık ile bir ilgisi bulunmuyordu. Tam tersine, İran ı yanına çekmeye çalışarak, AK Parti iktidarı, Cumhuriyet in başından itibaren benimsenmiş, son dönemlerde Turgut Özal ve Necmettin Erbakan ın yeniden canlandırdığı bir politikanın izini sürmekteydi. İran ın nükleer çalışmalarını kullanıp ABD yi yanına çekmesiyle birlikte Türkiye yi dışlayarak tek başına izlediği politika ise, eğer tadında bırakılmazsa, İslam içi bir savaşa dönüşme tehlikesini içinde barındırıyor. Birileri durumdan vazife çıkarıp derhal karşı mezhep cephesi oluşturdu bile... Böyle bir durumda, Türkiye nin şimdi yaptığı, dosttan dosta bir uyarı görevidir ve İran maalesef bunu anlamakta zorlanıyor... Savaşarak elde edilecek her şey yıkımların üzerine oturacağı için kalıcı olmaz; üstelik her hanede yokluğu hissedilecek insani kayıplar, daha en baştan kazandı görünenin zarar hanesine yazılacaktır. Yıllardır ilgisiz siyasetçilere İrancı yaftası yapıştırmış olanların iddiaları gibi Mart 2015/ HABER TÜRK orduevleri, askeri sosyal tesislere sakallı girebilecek ANKARA - Genelkurmay Başkanlığının yeni düzenlemesiyle üyeler orduevlerinin de dahil olduğu askeri sosyal tesislere sakallı girebilecek. Genelkurmay Başkanlığınca, Türk Silahlı Kuvvetlerine ait sosyal tesislerin kullanımında yeni düzenleme getirildi. Buna göre orduevleri, askeri gazinolar, sosyal tesislerle TSK özel, özel/yerel ve kış eğitim merkezlerine üyeler sakallı girebilecek. Girişlerde daha önce günlük sakal tıraşı zorunluluğu aranırken yeni düzenlemeyle sakallı üyelerin girişi önündeki engel de kalktı. Uygulamanın hayata geçirilmesinde emekli olan askeri personelin yoğun talebinin etkili olduğu öğrenildi. Öte yandan daha önce gerçekleşen bir başka düzenlemeyle de tesislerde genel kullanıma açık tüm yerlerde statüleri belirtilen (general, üstsubay, subay) bölümleme uygulaması kaldırılmıştı. Otel, oda, masa, koltuk grubu, asansör, plaj, yemek salonu, berber, kuaför, gibi yerlerde statüleri gösteren her türlü yazı ve işaretin kaldırıldığı söz konusu uygulamayla Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları arasındaki dayanışmayı artırmak, moral ve motivasyona katkı sağlamak amaçlanmıştı. (AA)

4 42 Nisan 2015 Perşembe Keçiören Belediyesi, depremden trafik kazalarına kadar her türlü afet şartlarında da vatandaşların yanında olacak. Türkiye de kendisine özel Arama-Kurtarma Aracı bulunan ilk belediye olan Keçiören Belediyesi, 12 kişilik kurtarma timini taşıyan AKUT aracıyla vatandaşlara hizmet verecek. Her türlü afet şartlarına uygun olarak tasarlanan AKUT aracı iki ayrı kısımdan oluşuyor. Aracın bir bölümünde arama-kurtarma malzemeleri yer alırken, diğerinde ise arama-kurtarma timine ayrılan dinlenme odası bulunuyor. Arama-kurtarma malzemeleri içinde şişme yastıktan kesici aletlere, gaz maskelerinden hava kompresörüne kadar gerekli her türlü araç-gereç yer alıyor. AKUT aracındaki her malzeme, üzerinde ismi ve işlevinin yazıldığı bir etiket Sincan Belediyesi geri dönüşüm faaliyetlerini sürdürüyor. Belediye, 1 yılda 1 ton atık pilin geri dönüştürülmesini sağladı. Geri dönüştürülen piller ise kaşıktan çatala, el fenerinden saate kadar pek çok ürünün ham maddesi olarak kullanılıyor. İlçede artarak devam eden geri dönüşüm çalışmaları ile dikkat çeken Sincan Belediyesi, Doğanın Pili Tükenmesin sloganı ile hayata geçirdiği atık pil toplama projesine hızla devam ediyor. İlçede pek çok noktaya atık pil toplama kutuları yerleştiren Sincan Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü, el ilanları ve afişlerle de vatandaşı bilgilendiriyor. Bilgilendirme çalışmalarının meyvesini kısa sürede toplamaya başlayan Belediye, son 1 yılda 1 ton atık pil topladı. Geri dönüşüm çalışmalarına vatandaşın gösterdiği duyarlılık için teşekkür eden Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna, Gelecek nesillere daha temiz daha güzel bir dünya bırakmak için halkımızla el ele vererek çalışıyoruz. Gerek ambalaj atıklarının gerek atık pillerin geri dönüşümü konusunda vatandaşımız bizlere çok destek oluyor. Her geçen ay geri dönüşüm çalışmalarımızdaki veriler artıyor. Tüm halkıma geri dönüşüme gösterdikleri ilgi için çok teşekkür ediyorum. Daha sağlıklı yarınlar için herkesi geri dönüşüm çalışmalarına destek olmaya davet ediyorum. dedi. taşıyor. Araçta bulunan ve içinde ilkyardım malzemelerinin olduğu acil yardım çantaları da, arama-kurtarma timinin ani müdahale yapmasına imkan tanıyor. Araçtaki dinlenme odasında ise 4 adet tek kişilik yatak, duşakabin, alafranga tuvalet, lavabo ve klima yer alıyor. Termostat sayesinde aracın içinde sıcak su kullanma olanağı da bulunuyor. Afet müdahalesi sırasında zaman kaybını önlemek amacıyla AKUT aracı, arama-kurtarma malzemeleri hem içeriden hem de dışarıdan alınabilecek şekilde dizayn edildi. Afet şartlarını gözönüne alan Keçiören Belediyesi, AKUT aracına iki tonluk su deposu da yerleştirdi. Elektriğin kesik olduğu afet bölgelerinde aydınlatmayı sağlayacak seyyar lambalar da aracın dört bir tarafına konumlandırıldı. AKUT aracında yer alan iki jenaratörden birisi aydınlatma, diğeri ise aletlerin kullanımı için enerji sağlıyor. Aracın ön kısmına yerleştirilen çekme halatı sabit ağırlıklarda 5 ton, tekerlekli araçlarda ise 15 tona kadar çekim gücü taşıyor. Su taşkınlarının olduğu yerlerde su tahliyesi yapmaya yarayan santra fiş(su pompası) de AKUT aracının ekipmanları arasında yer alıyor. Deprem, yangın, trafik kazaları vb. her türlü afette vatandaşların hizmetinde olacaklarını söyleyen Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, Hiç istemesek de afetler yaşamın bir parçası ve böyle zor zamanlarda vatandaşımızın yanında olmak istiyoruz. Vatandaşlarımıza afet ortamında yardımcı ve destek olmak, kazaya uğrayan ve kaybolan kişilere en kısa sürede ulaşabilmek amacıyla böyle bir AKUT aracı yapmaya karar verdik ve Keçiörenlilerin hizmetine sunduk diye konuştu. nın muhtarlık binaları yenileniyor Belediyesi, muhtarlık binası yenileme çalışmalarına başladı. İlçedeki 124 mahallenin muhtarlık binalarını aynı mimari ve aynı büyüklükte yapmayı planlayan Belediyesi, bir muhtarlık binasının inşasını 4 günde tamamlayacak. Belediye ve muhtarlar arasındaki iletişimi güçlendirmek amacıyla mart ayında Muhtarlık İletişim Merkezi ni hizmete açan Belediyesi, şimdi de muhtarlık binalarının fiziki koşullarını iyileştirmek için kolları sıvadı. 124 mahallede yapılacak çalışmanın ilki Mebusevleri Mahalle Muhtarlık binasında başladı. Belediye, yılsonuna kadar 20 muhtarlık binasını yenilemiş olacak. Sincan da atık piller toplanıyor Muhtarlık kurumunun halka en yakın yerel yönetim birimi olduğunu ve muhtarların adeta mahallelerin belediye başkanları olduğunu kaydeden Belediye Başkanı Alper Taşdelen, Muhtarlarımızın mahalle sakinlerini karşıladığı muhtarlık binaları, konfor ve görünüm itibariyle yeni bir yapı olarak hizmet verecek. Muhtarlarımıza her konuda olduğu gibi kendi ihtiyaçlarını giderebilecekleri mekânlar yaratmayı önemsiyoruz. Bu dönem boyunca tüm muhtarlık binalarımız yenilenmiş olacak. halkı her şeyin en iyisine layık. Seçimlerde gösterdikleri teveccühü boşa çıkarmayacağız çok çalışmaya devam edeceğiz dedi. Mamak Belediyesi Prof.Dr Necmettin Erbakan Kongre Merkezi nde gerçekleşen programa Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Ak Parti Mamak İlçe Başkanı Muhammed Abdullah Özer, meclis üyeleri ve teşkilat mensupları katıldı. Mali disiplini sağlayarak başlatılan hizmet hamlesinden, kentsel dönüşüme, sosyal belediyecilik anlayışından yapılan yatırımlara kadar altı yılın özetini anlatan Akgül, gecekondu konusunda ciddi adım attıklarını belirterek, Mamak ın kentsel dönüşümde örnek ve öncü bir ilçe olduğunu söyledi. Programda konuşan Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, çözüm sürecine değinerek halkın yüzde 70 inin çözüme destek verdiğini ve bu desteğin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan a ve Ak Parti ye duyulan güvenin sonucunda ortaya çıktığını kaydetti. Akdoğan, Bir yerde ışık varsa, orada karanlık yok, bir yerde demokrasi varsa orada silaha yer yok dedi. Belediye bütçesini üç kat artırarak, 30 un üzerinde büyük tesisi ilçeye kazandırdıklarını belirten Akgül, gerçekleştirilen kentsel dönüşüm hamleleri ile Mamak ta büyük bir değişim ve dönüşüm yaşandığını söyledi. Akgül, Mamak ın geleceğini santim santim planladık, her bir kuruşumuzu Mamak için hizmete, yatırımlara ve icraatlara dönüştürdük, yükselen değer olduk. Mamak artık gecekondu ile anılmıyor dedi. İlçeye önemli yatırımlar Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak tarafından tasarlanan Arama-Kurtarma (AKUT) Aracı, zor günlerinde vatandaşların yardımına koşacak. Keçiören Belediyesi AKUT aracı zor günler için hazır Başkan Akgül, altı yılını değerlendirdi Ak Parti Mamak İlçe Başkanlığı nın düzenlediği Mart Ayı İlçe Danışma Toplantısı naa katılan Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül, 6 yıllık çalışmalarını ve yatırımları partililerle paylaştı. kazandırdıklarını kaydeden Akgül, Yüzme havuzu, kapalı spor salonu, şehir stadı, planetarium kule, konaklar, kapalı pazaryerleri gibi birçok ilki de Mamak a kazandırdık. Bu yatırımlar ilçemize, sosyal ve kültürel olarak ciddi katkı sunuyor diye konuştu. Akgül, Kıbrıs Mahallesi sakinlerine pazaryeri, aile merkezi ve kültür merkezinin ihale hazırlıklarının başladığının müjdesini vererek İnşallah yazın da temellerini atacağız dedi yerel seçimleri için hazırladıkları seçim beyannamesinde söz verdikleri tüm çalışmaları gerçekleştireceklerini belirten Akgül, Seçim beyannamemizde taahhüt ettiğimiz çalışmaları gerçekleştireceğiz. Bunlar vaat değil taahhüttür dedi. 7 Haziran da gerçekleşecek 2015 Genel Seçimleri nin çok önemli bir seçim olduğunun altını çizen Akgül, Çanakkale nin 100. Yıl Zaferi ni kutladığımız bu yılda, inşallah bir zafer daha ekleriz. Çok daha fazla çalışmamız, bir ve beraber olmamız gerekiyor. Mamak a, ya ve Türkiye ye yakışır bir sonuçla 7 Haziran seçimlerini kazanırız. Biz bir ve beraberiz. Bu ülkenin selameti için iri ve diri olalım dedi. ANKARA Neşet Ertaş Sanat ve Gösteri Merkezi Keçiören Belediyesi'nin açtığı Neşet Ertaş Sanat ve Gösteri Merkezi açılışından bu yana 100 etkinliğe ev sahipliği yaptı. 28 Eylül 2012 de temeli atılan ve 'nın simge kültür merkezlerinden biri olma yolunda ilerleyen Neşet Ertaş Sanat ve Gösteri Merkezi düzenlediği etkinliklerle Keçiörenli'lerin kalbini kazandı yılı içinde 86 programın yapıldığı Merkezde 2015 tarihi Şubat ayı itibarıyla 14 etkinlik yapıldı. 800 kişilik büyük kongre salonundaki etkinliklere toplamda yaklaşık kişi katıldı. Aralarında ünlü ilahiyatçılar Ömer Döngeloğlu, Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu gibi isimler de Merkezde sevenleriyle bir araya gelme imkanı yakaladı. Neşet Ertaş Sanat ve Gösteri Merkezindeki en dikkat çeken etkinliklerden bir tanesi de Şair Cahit Koytak ın Gazze Risalesi adlı şiir kitabının Arapça ve İngilizce dillerine tercüme edilmesi sebebiyle düzenlenen programdı. Duygu dolu anların yaşandığı Yaşayan Gazze programının onur konuğu ise Başbakan Ahmet Davutoğlu'ydu. İçerisinde fuaye ve sergi salonlarının yer aldığı Merkezde amatör ruhlara da şans tanındı. Sazını, sesini, sözünü yeteneğiyle birleştirenler soluğu Neşet Ertaş Sanat ve Gösteri Merkezinde aldı, farklı müzik grupları ve toplulukları da Merkezde prova yapma imkanına kavuştu. Toplam 7 bin 600 metrekare alana kurulu Neşet Ertaş Sanat ve Gösteri Merkezindeki kültürel etkinliklere dair Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak şunları söyledi; "Biz Keçiörenli'lerin aktif katılımını sağlayan etkinliklerle kültürel ve sanatsal faaliyetlerde de iddiamızı ortaya koyuyoruz. Büyük ustaya vefamızı göstermek amacıyla onun ismiyle açtığımız Merkezimizin ilgi görmesi bizleri memnun ediyor. Ayrıca genç yeteneklerin bu merkez çatısı altında sanatlarını icra etmelerini de destekliyor ve onları Merkezimize davet ediyoruz." Modern mimarisiyle etkileyici bir görünüme sahip Merkez 'nın en aktif kültür merkezlerinden biri olma yolunda ilerliyor. Sincan da yaşlılar unutulmadı Sincan da Yaşlılar Haftası etkinlikleri kapsamında Ulubatlı Hasan Mahallesi Güngörmüşler Konağında ve Merkez Güngörmüşler Konağında özel bir program düzenledi. HABER MERKEZİ- Sincan Belediyesi nin Büyüklere Saygı programında, yaşlılara verilen değer ve saygı temalarına vurgu yapıldı. Ulubatlı Hasan Güngörmüşler Konağı ve Merkez Güngörmüşler Konağında düzenlenilen özel programda ney dinletisi eşliğinde Vaiz Nurullah Karakaş bir sohbet yaptı. Büyüklerin ilgi gösterdiği programda evin bereketi baş tacı büyükler için dualar da okundu. Büyüklerimizin her zaman başımızın üstünde yeri vardır diyen Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna; Büyüklerimiz her zaman saygıyı ve sevgiyi hak eden en değerli yol arkadaşlarımızdır. Fikirleri ile yolumuzu aydınlatan varlıkları ile huzuru ve güveni getiren büyüklerimize sonsuz şükranlarımızı sunuyorum. Bugün burada olmaktan da büyük mutluluk duydum. Tüm büyüklerimin ellerinden öpüyor ve Yaşlılar Haftasını kutluyorum. dedi. Sincan Belediyesi Konaklarda büyüklerle bir araya geldi. Yaşlılar Haftasında tasavvuf müziği eşliğinde büyükleri bu özel günde unutmayan Sincan Belediyesi, büyüklere her zaman saygı gösterilmesi gerektiğini belirtti. Gençlere öğütler veren Vaiz Nurullah Karakaş, büyüklere sahip çıkılması gerektiğini vurguladı. Gençlerin aile büyüklerine ve çevredeki büyüklere değer vermesi gerektiğini söyleyen Karakaş, büyüklerden öğrenilecek daha çok şey olduğunu ifade etti. Büyüklerin bilgi ve tecrübelerinin gençler için altın anahtar olduğunu belirten Karakaş, büyüklere saygı ve sevginin de çok büyük sevap olduğunu dile getirdi.

5 ANKARA HABER FOTOĞRAF KENAN ERGEN Hak-İş Konfederasyonu na bağlı Öz İplik İş tarafından Çalışma hayatındaki engellilere yönelik, özel tasarlanmış iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilmesine ilişkin ilk çalışma başlatıldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Boydak Holding in de desteklediği İş Kazası Kader Değildir çalışmayla, ilk etapta işitme engellilere yönelik işaret diliyle iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilecek. Çalışmayla ilgili olarak Hilton Hotel de bir tanıtım toplantısı düzenlendi. Toplantıya, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ali Kemal Sayın, Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan, Öz İplik İş Genel Başkanı Murat İnanç, İşitme Engelliler Federasyonu Başkan Yardımcısı Ali Ulutaş ile çok sayıda basın mensubu katıldı. TÜRKİYE NİN CİDDİ SORUNU Toplantıda konuşan Öz İplik İş Genel Başkanı Murat İnanç, işitme engellilerin ilk hedef grup seçilmesinde, işyeri ziyaretlerinde işitme engellilerle iletişime geçilememesinin ana gerekçeyi oluşturduğunu belirtti. Murat İnanç, iş kazalarının Türkiye nin ciddi sorunlarından biri olduğunu vurgulayarak, Ocak 2015 te 125 işçinin hayatını kaybettiğini, bir önceki yıl ocak ayında hayatını kaybeden işçi sayısının ise 101 olduğunu söyledi. İnanç, Sendika olarak iş sağlığı ve güvenliği, kayıt dışı ve kötü koşullarda çalışma ve eğitim faaliyetlerinin geliştirilmesi için projeler geliştirdik. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununda, işitme engellilere yönelik herhangi bir özel madde bulunmuyor. Engelliler için yasaya madde konulsun dedi. MEVZUATTA DÜZENLEME Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ali Kemal Sayın da yaptığı Öz İplik İş Sendikası tarafından ilk kez işitme engellilere iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verilecek. Örnek uygulama, düzenlenen tanıtım toplantısıyla, basına ve kamuoyuna duyuruldu. Öz İplik İş Sendikası ndan engellilere iş sağlığı eğitimi konuşmada, engellilere yönelik özel düzenlemeye ihtiyaç görülmesi halinde, yasal düzenlemeyi beklemeden ikincil mevzuatta da düzenleme yapılabileceğini belirtti. Boydak Holding adına konuşan Memduh Boydak ise yaptığı konuşmada grup bünyesinde 200 dolayında işitme engelli çalıştığını belirterek, grup düzeyinde en fazla işitme engelli istihdamı yapan holding olduklarını belirtti. Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan, İş sağlığı ve güvenliği konusunda işçi ve işverenlerin sorumluluk taşıyor. Fakat ana görev devlete düşüyor dedi. Konuşmalarının ardından işitme engellilerin günlük hayatta karşılaştığı sorunları farklı bir açıdan ele alan kısa bir film izletildi. Toplantı sonunda Memduh Boydak a teşekkür plaketi verildi. ENGELLİ İŞÇİLERE ULAŞILACAK Proje kapsamında, 12 ay süreyle iş sağlığı ve güvenliği eğitim yanında ilkyardım eğitimi de verilecek. Boydak Holding in desteklediği proje kapsamında tekstil ve mobilya işkolunda bu grubun bünyesindeki şirketlerde çalışan 80 işçiye ulaşılacak. Sincan da hobi ve meslek kursları Sincan Belediyesi ve İlçe Halk Eğitim Merkezi nin düzenlediği hobi ve meslek kursları için kayıtlar devam ediyor. 2 Nisan 2015 Perşembe5 OSİAD'dan ASO ya ziyaret HABER MERKEZİ- Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir i ziyaret eden Ostim Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Ahmet Kurt, iki istekte bulundu. OSİAD Başkanı Ahmet Kurt, beraberindeki Başkan Yardımcıları Süleyman Ekinci ve İsmet Beyazkılıç, Yönetim Kurulu Üyeleri Ahmet Cemil Abiş, Ayşe Beltan, Tayfun Angın, Denetim Kurulu Üyesi Sahir Keskin ve OSİAD Genel Sekreteri Serap Arzuman ile ASO Başkanı Nurettin Özdebir i ziyaret etti. OSİAD Başkanı Kurt, yeni seçilen yönetim olarak ASO ile her türlü işbirliği projelerine hazır olduklarını söyledi. Çıtayı daha da yükseltmek istediklerini ifade eden Kurt, sanayici ve işadamlarının gündemlerinde bulunan iki konuda Özdebir den destek istedi. Organize sanayi bölgelerinin bulunduğu Temelli de yaşanan yol sorununa dikkat çeken Kurt, defalarca ihalesi yapılan ancak her seferinde iptal edilen yolun yapımının gecikmesinin büyük sıkıntılara yol açtığını vurguladı. Başkan Kurt, yol sorununa ilave olarak asfalt katılım bedellerini de gündeme getirdi ve Büyükşehir Belediyesi ile Organize Sanayi Bölgeleri yönetimleri arasında imzalanan protokol hükümlerinin uygulanması konusunda Özdebir den destek istedi. Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir de yeni seçilen yönetime başarılar diledi. Temelli bölgesindeki yol ihalesinin 4. kez iptal edildiğini belirten Özdebir, yaşanan sıkıntının aşılması için konuyu sık sık gündeme getirdiklerini ifade ederken asfalt katılım bedellerinin alınmamasının da kanun değişikliği gerektirdiğini anlattı. Haldun Taner anıldı HABER MERKEZİ- Türk tiyatrosunun ve edebiyatının usta kalemlerinden Haldun Taner in 1965 yılında yazdığı, Vatan Kurtaran Şaban, Gecede aynı zamanda Türk edebiyatına, basınına ve tiyatrosuna büyük katkılar ve yenilikler sunan Haldun Taner in 100 üncü yaş günü de kutlandı. Usta isim anısına, Kabare Dev Aynası Tiyatrosu tarafından Dört Mevsim Tiyatro Salonu nda sahnelenen oyuna, tiyatro severlerin ilgisi yoğun oldu. Yenimahalle Belediyesi Başkan Vekili Mehmet Kartal ın da izlediği, kabare tiyatroyu Türkiye ye sevdiren oyun, seyircisinden tam not aldı. Ali Erdoğan ın başrolünü oynayıp, yönettiği güldürü sanatının doruğu sayılan oyunda, kadastro memuru iken kültür müsteşarlığına atanan Şaban Efendi'nin kültür alanındaki komik ve çarpık uygulamaları, hicivli bir dille izleyiciye aktarıldı. Şaban Efendi nin bilgi sahibi olmadığı bu alanda tiyatro, sinema, resim, heykel, opera ve baleye yön vermek için yaptığı çarpık uygulamalar, salonu dolduranları kahkahalara boğarken, Türkiye nin yıllar geçmesine rağmen değişmeyen kültür-sanat karnesi de gözler önüne serildi. Performanslarıyla büyük beğeni toplayan ve uzun süre alkış alan oyuncular, Yenimahalle seyircisinin ilgisinden oldukça memnun kaldı. Usta tiyatrocu Ali Erdoğan, Dünya Tiyatrolar Günü nde Haldun Taner i unutmadığı için Yenimahalle Belediyesi ne teşekkür etti. Elmadağ'da uygulamalı eğitim Üniversitesi Elmadağ Meslek Yüksek Okulu Büro Yönetimi Sekreterlik, Büro Yönetimi ve Yönetici Asistanlığı bölümü öğrencileri, sektör uygulamaları dersi kapsamında, haftada 1 gün, öğlene kadar 1.grup, öğleden sonra 2.grup olmak üzere 33 öğrenci Elmadağ Belediyesi Başkanlığı'na bağlı müdürlüklerde uygulamalı eğitim alacaklar. Öğretim Görevlisi Nimet Özgül Ünsal; Öğrencilerimizin Elmadağ MYO büro hizmetleri ve sekreterlik bölümünde aldıkları eğitim sonucunda sektör uygulamaları dersi ile teorikte öğrendiklerini uygulamaya dökerek eğitimlerini tamamlamış olacaklardır. Üniversitesi Elmadağ MYO olarak bu imkânı öğrencilerimize tanıdıkları için Elmadağ Belediye Başkanımız Gazi şahin e teşekkür ediyoruz. dedi. Başkan Gazi Şahin; Kurumumuza gelen öğrencilerimizin okuldan aldıkları eğitimlerin uygulamadaki rolünü görmelerinin faydalı olacağına inanıyoruz. Mesleki gelişiminiz, mezun olduktan sonra iş bulabilme imkânlarınızın arttırılması açısından önemlidir. Bu konuda gençlerimize elimizden gelen desteği sunmak istediğimiz için bu projede yer almak istedik. dedi. Sincan Belediyesi ve İlçe Halk Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle düzenlenen ücretsiz hobi ve meslek kurslarına kayıt yaptırmak ise artık daha kolay adresine girip kayıt yaptırabilen vatandaşlar istediği kursu ve saati seçebiliyor. Ayrıca isteyen vatandaşlar numaralı telefondan da kurslara kayıt yaptırabiliyor. Kurslara olan katılımı ve ilgiyi artırmayı amaçlayan Sincan Belediyesi bu hizmet ile vatandaşa büyük bir kolaylık da sağlıyor. Yerel Yönetimlerin sosyal ve kültürel faaliyetlere de önem vermesi gerektiğini vurgulayan Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna Vatandaşımız bu kurslar sayesinde hem yeteneklerini geliştiriyor hem de yeni beceriler kazanabiliyor. Hobi meslek edindirme kurslarına olan ilgi de bizleri oldukça memnun ediyor. 7 den 70 e herkesin ilgisini çekecek olan kurslar tüm yıl boyunca da vatandaşımıza hizmet vermeye devam edecek. dedi. Uzman eğitmenler tarafından verilen kurslar 22 farklı alandan oluşuyor. Kursiyerler; Bilgisayar, İngilizce, diksiyon, resim, ebru, bağlama, gitar, takı tasarımı, aşçılık, beden ve işaret dili, Arapça, giyim, voleybol gibi birçok alanda eğitim görebiliyor. Kursların neticesinde ise başarılı olan kursiyerler Milli Eğitim Bakanlığı onaylı sertifikaya sahip oluyor. Sincan Belediyesi, engelliler içinde özel kurslar açıyor. Takı tasarım, işaret dili, ahşap boyama gibi kurslar açan Belediye, engellileri ailelerinden de tam not alıyor. Engellileri evlerinden araçla aldırıp araçla bırakan Belediye, engellilere yeni bir sosyal ortam oluşturuyor. Herkesin bir engelli adayı olduğunu söyleyen Sincan Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Tuna, Engelli vatandaşlarımız için özel kurslar veriyoruz. Engellilerimizin hem akranları ile zaman geçirmesini amaçlıyor hem de ailelerin bir nebze soluklanmasına vesile oluyoruz. Engelli Semazen grubumuz geçen yıl gerçekten büyük bir başarı sağladı. Yine engellilerimiz için farklı ve özel kurslar vermeyi sürdüreceğiz. dedi. Yaşar'dan Haberal a ziyaret Cumhuriyet Halk Partisi Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal ı Başkent Üniversitesi Hastanesi nde Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar'ı konuk etti. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Haberal, Yaşar la sohbet ederek masasının üzerinde bulunan Silivri Cezaevi nde kaldığı hücrenin maketini Yaşar a gösterdi. Haberal, Bu maketi ellerimle çizdim, hazırladım. Günler, geceler boyu uğraştım. 4 yılı aşan bir hapis süresi yaşadım. Özgürlüğümüzü aldılar. Unutulur gibi değil dedi. Ülkenin Haberal gibi değerlere ihtiyacı olduğunu belirten Başkan Yaşar ise, Allah özgürlüğünüzün kısıtlandığı o günleri bir daha yaşatmasın. Tıp ve eğitim alanınızdaki çalışmalarınız takdire şayan. Türkiye için önemli bir değersiniz. Bilim adamısınız. Siyasette de bu başarınızı sürdürüyorsunuz. Başarılarınızın devamını diliyorum diye konuştu. Belediyenin gerçekleştirdiği ve gerçekleştireceği projelerden de bahseden Yaşar, nın yalnızca bir bölgesinin değil her bölgesinin güzel olmasını gerektiğini belirterek, Nisan ayında açılması planlanan kadın sığınma evinin müjdesini verdi. Ziyaretin sonunda Haberal, Başkan Yaşar a çini bir tabak hediye etti.

6 6 ANKARA 2 Nisan 2015 Perşembe Akyurt Sanayici ve İş Adamları na Melikşan a termal tesis yapmaları konusunda çağrıda bulunan Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Melikşah ın suyu dünyadaki en faydalı sulardan biri. Buraya termal tesisi siz yaparsanız biz de üzerimize düşeni yaparız dedi. Gökçek, Akyurtlu iş adamlarıyla buluştu TODAM lı çocuklar müzede Belediyesi ve Anadolu Sanat Tarihçileri Derneği (ASTAD) lı çocuklari tarihle buluşturdu. Anadolu Medeniyetleri Müzesi ne düzenlenen gezi öncesinde, Belediyesi Umut Toplumsal Dayanışma Merkezi ndeki (TODAM) eğitime katılan Ali Bey Ortaokulu öğrencileri, müze hakkında ön bilgi aldı. Müzede uymaları gereken kuralları ve ne tür eserler göreceklerini öğrenen çocuklar, yazının icadı konusunda basit terminolojiden oluşan drama çalışmalarına da katıldı. Eğitim sonrasında, 1997 yılında İsviçre de 68 müze arasından seçilerek Avrupa da Yılın Müzesi unvanı elde eden Anadolu Medeniyetleri Müzesi ni gezen öğrenciler, arkeolojik eserleri Paleolitik Çağ dan başlayarak günümüze kadar kronolojik sırayla görme imkânı buldu. A+ kategorisinde Başkan Gökçek, Akyurt Sanayici ve İş Adamları Derneği nin 12 nci Olağan Genel Kurul Toplantısı na katıldı. Esenboğa Airport Otel de gerçekleşen toplantıda Başkan Gökçek in yanı sıra, AKSİAD Başkanı Ali Tekin Çelik, Akyurt Kaymakamı Mustafa Yiğit, Akyurt Belediye Başkanı Gültekin Ayantaş, Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, sanayi odalarının temsilcileri ile AKSİAD üyesi iş çok sayıda iş adamı bir araya geldi. İş adamlarına seslenen Başkan Gökçek, Akyurt a çok önem verdiklerini belirterek, Üretimin büyük bir kısmı Akyurt ta gerçekleşiyor. İstihdam konusundaki destek ve faaliyetlerden dolayı tüm Akyurtlu işadamları ve sanayicilere teşekkür ederim dedi. Akyurtlu iş adamlarının alternatif bir iş alanı olarak Jeotermal sular konusunda da yatırım Ahlatlıbel, tasarruf çalışmalarının üssü oldu Vatandaşların aileleriyle birlikte piknik ve spor yaptığı nın en önemli merkezlerinden olan Ahlatlıbel Tesisleri, yeni düzenlemelerle birlikte yaza hazırlanıyor. Kısa bir süre önce yapımı tamamlanan Biyolojik Gölet ile tesisleri ziyaret eden lılara güzel bir sürpriz yapan Belediyesi, aynı zamanda tasarrufla ilgili çalışmalar da gerçekleştiriyor. Ahlatlıbel bu yaz lıları doğal güzelliğe sahip biyolojik göletiyle karşılayacak. Yapımı geçtiğimiz aylarda tamamlanan gölet, doğadaki özgün göletlere benzeyen görüntüsü ve 500 metreküp su kapasitesi ile göz dolduruyor. Vatandaşlara bahar ve yaz ayları için daha güzel bir ortam sunacak olan Belediyesi, çalışmalarında tasarrufu da ön planda tutuyor; Ahlatlıbel Sosyal Tesisleri nde bulunan aydınlatma sistemini yeniliyor. Projektör direkleri üzerindeki 36 adet eski tip 1000 watt lık güç değerindeki projektörler aynı güç eş değerliğini sağlayacak şekilde 300 watt lık led projektörlerle değiştiriliyor. Bu uygulamayla Belediyesi, led projektörlerin lens açılarını asimetrik olarak ayarlayıp hem daha geniş mesafelerin aydınlatılmasını sağlayacak hem de elektrik enerjisinden yaklaşık yüzde 70 oranında tasarruf edecek. yapmaya davet eden Başkan Gökçek, şunları söyledi: Üretimin çok büyük bir kısmı Akyurt ta gerçekleşiyor. Bunun yanında alternatif bir fikri sizinle paylaşmak istiyorum. Yanı başınızda Melikşah var. Buranın suyu dünyadaki en faydalı sulardan bir tanesi. Buraya termal tesisi siz yaparsınız. Bunu yapmanız için birlik olun ve biz de üzerimize düşeni yapalım. Böylece Akyurt un ve bu bölgenin de gelişimine çok büyük katkı sağlanmış olur. İstihdam çalışmalarının bölgeye canlılık kazandırdığını dile getiren Başkan Gökçek, Akyurt Fuar Alanı inşaatına çok yakında başlanacak. Fuarın hizmete girmesiyle birlikte Akyurt ta yenilikler ve değişimler olacaktır diye konuştu. Başkan Gökçek, konuşmasında AKSİAD başkanlığına bir kez daha getirilen Ali Tekin Çelik ve yönetim Kurulu üyelerine çalışmalarında Belediyesi ile taksi durakları işbirliği yaparak başlatılan sahipsiz köpekleri sahiplendirme projesi devam ediyor. Şanslının Şansı Olun projesi kapsamında sahipsiz sokak hayvanlarına sıcak bir yuva bulmak için çalışmalarına devam eden Belediyesi proje kapsamında 3 farklı taksi durağına daha kulübe ve mama desteğinde bulundu. Köpeği olmayan bir taksi durağı daha proje kapsamında barınakta kalan köpeklerden birini sahiplendi. Belediyesi'nin Şanslının Şansı Olun projesine Oran da bulunan Ata Metiş Taksi Durağı ile Öveçler başarılar dileyerek, yeni dönemin hayırlı olmasını temenni etti. TERMAL TURİZME KATKI SAĞLAYACAĞIZ Başkan Gökçek in ardından konuşan AKSİAD Başkanı Ali Tekin Çelik de Derneğimizin toplantısına teşrif ederek bizi onurlandıran, Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek e teşekkür ederim dedi. Çelik, AKSİAD ın Akyurt ve çevresinin kalkınması için yatırım yapmaya devam edeceğini belirterek, Başkanımızın da vurguladığı gibi Melikşah Bölgesi ne yapılması planlanan Sağlık Turizmi sektöründeki Termal Kaynaklı Hastane ve tesisler için elimizden geleni yapmaya hazırız. Bizler bölgenin ve projenin tanıtımında üzerimize düşen her türlü katkıyı sağlayacağız diye konuştu. Sokak köpeklerine sıcak yuva Taksi Durağı, Mete Taksi Durağı esnafı destek verdi. Belediyesi nin yeni projelerinden haberdar olduktan sonra projeye destek vermek için belediye yetkililerine ulaşarak daha önce Belediyesi barınağından sahiplendikleri köpekleri için kulübe ve mama desteği isteyen Ata Metiş Taksi durağı esnafı, proje içinde yer almaktan mutluluk duyduklarını söylediler. Belediyesi yetkilileri, sokak köpeklerini sahiplendirmek için her türlü işbirliği içerisinde olacaklarını belirterek siteler ve inşaat alanları için de ayrıca çalışma yaptıklarını belirttiler. Belediyesi yetkilileri bugüne kadar Çiğdem Mahallesi ve Keklikpınarı nda farklı sitelere kulübe yerleştirdi. Bölgelerinde yaşayan köpekleri besleyen vatandaşlar uygulamadan memnun olduklarını belirtiyorlar. Türkiye'nin en iyi yerleşim bölgeleri belirlendi. Gayrimenkul veri şirketi REIDIN'in 62 ili kapsayan çalışmasında; yaşanabilirlik, refah düzeyi ve eğitim seviyesi gibi kriterler esas alınarak yapılan değerlendirmede ilçe ve mahalleler en iyiden en kötüye doğru "A+", "A", "A-", "B+", "B", "B-", "C+", "C", "C-" olarak derecelendirildi. İstanbul'dan Beşiktaş, Kadıköy, Bakırköy, Fatih ve Şişli, "A+" kategorisine girerken, 'dan ise yalnızca en iyiler kategorisinde yer aldı. Mahalle bazında ise tümü sınırları içinde yer alan Mutlukent, Bahçelievler, Emek ve Ahmet Taner Kışlalı mahalleleri 'nın en yaşanabilir mahalleleri olarak öne çıktı. İstanbul ve dışında A+ derecesi içinde yer alan ilçeler ise Muğla'dan Bodrum ve Marmaris, İzmir'den Çeşme olarak sıralandı. REIDIN tarafından yürütülen SED çalışmasının dikkat çekici bir başka sonucu ise yaşanabilirlik kalitesi açısından öne çıkan Beşiktaş, Kadıköy, Bakırköy, Şişli,, Bodrum, Çeşme, Marmaris, Etiler, Bebek, Arnavutköy, İstinye (İstanbul), Eskibağlar ve Yenibağlar (Eskişehir), Fener (Antalya), Mavişehir ve Alsancak (İzmir) ve Ortakent (Bodrum), Mutlukent, Bahçelievler, Emek, Ahmet Taner Kışlalı () gibi ilçe ve mahallelerin hemen tümünün uzun süredir CHP'li belediyelerce yönetildiği oldu., Kuzey Kıbrıslı izcileri ağırladı Belediye Başkanı Alper Taşdelen, Kıbrıs Geçitkale İlköğretim Okulu Müdürü Mehmet Gürçimen ve öğretmenler Emine Emel, Gönül Okyay, Dinçer İzcan la birlikte 9-10 yaş arası 15 öğrenciyi ağırladı. Nüfusu 2 bin 500 olan Geçitkale den ya gelmenin heyecanını yaşayan çocuklarla sohbet eden Belediye Başkanı Alper Taşdelen, öğrencilere başkentte nereleri ziyaret ettiklerini sordu. da gerçekleştirdikleri kültür gezilerinde ulaşımlarına katkı sunan Belediye Başkanı Alper Taşdelen e teşekkür eden öğrenciler, Taşdelen e Kıbrıs a özgü üzerinde Alper Taşdelen yazılı el yapımı sesta hasır el sinisi hediye ettiler. İzciler, parola olarak kabul edilen ve izci her gün bir iyilik yapar, izci büyüklerine saygı gösterir, izci küçüklerini korur simgeli el işaretleriyle fotoğraf çektirmeyi de ihmal etmediler.

7 7 EKONOMİ 2 Nisan 2015 Perşembe ANTALYA - Kentteki bir otelde düzenlenen toplantıda EXPO 2016 Antalya Ajansı bünyesindeki birimler tarafından ilerleme raporları sunuldu. Toplantıda konuşan Vali Türker, EXPO sahasının adım adım şekillendiğini, altyapı ve üstyapı çalışmalarının hızla devam ettiğini söyledi. "Yıl sonu itibarıyla EXPO'nun altyapı ve üstyapı çalışmalarının tamamlanması planlanıyor" diyen Türker, "Biraz sıkıntı olabilecek konu, bitkilendirmeyle alakalı görünüyor ama onlarla ilgili de profesyonel ekiplerle çalışılarak hızlı bir şekilde çalışmalar yürütülecek" diye konuştu. EXPO denildiği zaman sadece Aksu'da bulunan sahanın anlaşılmaması gerektiğini vurgulayan Türker, bağlantı yolları, havalimanındaki şartlar ve şehir merkezinde EXPO'yu ilgilendiren bütün alanlarda çalışmalar yapıldığını kaydetti. Raylı sistemle ilgili çalışmaların Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile yürütüldüğünü bildiren Türker, havalimanı yolundaki yetişmiş ağaçların EXPO sahasına taşınması işlemlerinin de devam ettiğini anlattı. 25 ülkeden TeYİT Türker, 2016 yılında yapılacak botanik EXPO ile ilgili bugüne kadar 25 ülkeden teyit alındığına işaret ederek, şöyle devam etti: "İlk başta çıta, 100 ülke diye çok yüksek tutuldu. O yüzden 25 ülke az gibi gözüküyor ama daha zamanımız var. Türkiye bu yıl EXPO Konseyi'nin 10. olağan toplantısı, Antalya Valisi Muammer Türker başkanlığında gerçekleştirildi. EXPO Antalya inşaatı yıl sonunda tamamlanacak Milano'da düzenlenecek EXPO'ya katılma kararını 6 ay önce verdi. Sayın Cumhurbaşkanımızdan başlayarak silsile halinde katılımın yoğun olması için çalışıyoruz. Ülke katılımlarını direkt o ülkenin hükümetlerinden bekliyoruz ama konu o ülke hükümeti tarafından değil, daha alt kurumlardan da çözülebilir. Bazı ülkeler katılmak istiyor fakat maddi olarak katkı veremiyor, bu nedenle (Türkiye'nin katkısı ne olur) diye soruyorlar." Geçen hafta Başbakan Yardımcısı Ali Babacan başkanlığında 8-9 bakanın katılımıyla G-20 Zirvesinin lojistik hazırlıklarıyla alakalı bir toplantı yapıldığını söyleyen Vali Türker, G-20 hazırlıklarıyla EXPO hazırlıklarının örtüştüğünü, G-20 Zirvesiyle ilgili yapılan ulaşım, güvenlik gibi hazırlıkların bir anlamda EXPO için de yapıldığını kaydetti. (AA) KARA CA İsmail KARA karozan@gmail.com BİR GÜN KOKAR Bazen eski zamanları özlüyor, arıyorum. Çocukluk günlerim, gençlik yıllarım; bir sinema şeridi gibi hayatım, gördüklerim, yaşadıklarım canlanıyor beynimde. Düğünler, bayram kutlamaları, insanlar arasında sevgi ve saygının fazlasıyla yaşandığı zamanlar. Sosyal yardımlaşmalar. İmece Bakıyorum da onlar hep mazide kalan birer bilmece. Çocukluğumun büyük bir bölümünün geçtiği o köyüme gidiyorum bazen. Hani derler ya ölü toprağı serpmişler üstüne. İşte öyle bir şey Ne kuşların cıvıltısı, ne kuşlar gibi şen şakrak çocuk sesleri, Ne inek ve öküzlerin böğürmesi, Ne eşeklerin anırması, Ne köpeklerin havlaması, Ne horozların ötmesi, tavukların gıdaklaması, Yok arkadaş yok!.. Var olan evlerinin önünde birkaç ihtiyar. Boydan boya bir sessizlik var. Yalnız köyler mi değişen? Yoksa, her tür kirliliği ile kentler mi gelişen? Bence gün gün olumsuzluğa koşuyor düzen Şimdi size Mart 2000 de yazdığım bir şiirimi sunuyorum, Bir Gün Kokar Öylesine değiştik, Öylesine değiştirdik ki; Bambaşka oldu dünyamız, İşimiz, gücümüz para, Her düşüncemizde çıkar, Düşlerde bile onlar var. * Manevi değerlerimiz çöktü, İnsanlar maddeyi seçti, Değişip, çok şeyden geçti. Nerde sevgi, saygı, vakar? Bu düzen ki, bir gün kokar. * Aramıza girdi sıra dağlar, Bizi bize bağlayan bağlar, Yıldan yıla çürür, kopar. Boşuna dememiş atalar; Ateş, düştüğü yakar. * Kim kulak verir ki sözüme, Haksızsam tükürün yüzüme! Anlamıyorum ne oldu özüme? Belki derinlerde bir güzellik var, Yüzeydeki dikenler batar, batar. Petrol ve LPG sektörü İstanbul daki fuarda buluşacak İSTANBUL- Finansal büyüklüğü 125 milyar liraya ulaşan Türkiye akaryakıt, LPG ve madeni yağ sektörleri, 2-5 Nisan 2015 tarihleri arasında "Petroleum Istanbul Fuarı"nda bir araya gelecek. Yapılan açıklamaya göre, "12. Uluslararası Petrol, LPG, Madeni Yağ, Ekipman, İstasyon Market Ürünleri ve Teknoloji Fuarı Petroleum İstanbul" 2-5 Nisan tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilecek. "Petroleum Istanbul Fuarı" ile eş zamanlı olarak gerçekleştirilecek "Gas&Power Network Fuarı" ile doğal gaz ve elektrik sektöründen önde gelen firmalar da ziyaretçilerle buluşacak. Açıklamada yer alan bilgilere göre, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) da bir ilki gerçekleştirerek Petroleum Istanbul Fuarı'nda stant açacak. EPDK fuara, Başkan Mustafa Yılmaz, Kurul Üyeleri, Başkan Yardımcıları ve Daire Başkanları'nın da olduğu geniş bir kadroyla katılacak. Fuarda açılacak EPDK standında ise kurum, uzmanlardan oluşacak kadrosuyla sektör oyuncularıyla bir araya gelecek. EPDK fuar kapsamında tüketicilerle de buluşma fırsatı yakalayacak. Petrol, LPG, doğal gaz ve elektrik piyasalarının her birine ilişkin enerji uzmanları fuar boyunca EPDK'nın Petroleum Istanbul Fuarı'ndaki standında olacak. "12. Petroleum Istanbul Fuarı" kapsamında, 3 Nisan 2015 Cuma günü yapılacak "Enerjik Söyleşiler" petrol, LPG, doğalgaz ve elektrik piyasalarının gündemine ışık tutacak. EPDK'nın düzenlemek ve denetlemekle yükümlü olduğu bu 4 piyasanın bağlı olduğu daire başkanları, "Enerjik III ULUSAL SAHA EPİDEMİYOLOJİSİ KONFERANSI MAYIS 2015 ORGANİZASYONU hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2015/ İdarenin a) Adresi Refik Saydam Yerleşkesi Sağlık Mahallesi Adnan SAYGUN Caddesi 55 Sıhhiye ÇANKAYA/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : satinalma@thsk.gov.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : 2-İhale konusu hizmetin a) Niteliği, türü ve miktarı : III. ULUSAL SAHA EPİDEMİYOLOJİSİ KONFERANSI MAYIS ORGANİZASYONU -HİZMET ALIMI Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : Mayıs 2015 tarinlerinde gerçekleştirilmesi planlanan organizasyon ili ilçe sınırları içinde bulunan 5 yıldızlı bir otelde yapılacaktır. c) Süresi: İşe başlama tarihi , işin bitiş tarihi İhalenin a) Yapılacağı yer : Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Destek Hizmetleri Başkan Yardımcılığı Satınalma ve İdari İşler Daire Başkanlığı ( Refik Saydam Yerleşkesi Sağlık Mah. Adnan Saygun Cad.No: 55 A Blok Sıhhıye-/ANKARA) b) Tarihi ve saati : :30 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi; Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, ihale konusu işin yerine getirilmesi için alınması zorunlu olan ve ilgili mevzuatında o iş için özel olarak düzenlenen sicil, izin, ruhsat vb. belgeler, - A grubu Seyahat Acentesi İşletme Belgesi - Tursab Üyelik Belgesi Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortaklan, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Söyleşiler"de soruları yanıtlayacak, gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulunacak. Petroleum İstanbul, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Afrika, Avrupa ve Asya'nın akaryakıt, LPG, madeni yağ, elektrik, doğalgaz ve alternatif enerji alanındaki en büyük ve en fazla ziyaret edilen ticaret fuarı olma özelliği taşıyor. Fuara sektörün dev oyuncuları katılıyor. Bunun yanı sıra sektörün yan ürünlerinin yer aldığı tedarikçi firmalarda da katılımcılar arasında yer alacak. Açıklamada görüşlerine yer verilen Enerji Fuarcılık AŞ Üst Yöneticisi (CEO) Mustafa Akıncı, bu yıl 12'incisi düzenlenen fuarda yaklaşık 200 firmanın görücüye çıkacağını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Petroleum Istanbul Fuarı'na Tüpraş, OMV Petrol Ofisi, Opet, BP, Aygaz, İpragaz, Lukoil, Aytemiz, GO, Türkiye Petrolleri Dağıtım AŞ, SOCAR gibi yerli ve çok uluslu akaryakıt ve LPG firmaları katılıyor. Yine ekipman ve teknoloji sektöründe dünyanın ve ülkemizin en büyük markaları tam kadro bu fuarda yer alıyor. Bu sene bir ilk olarak EPDK da tüm enerji sektörü ile birlikte stand açacak ve kendi standında hem sektörün hem de tüketicinin sorunlarını dinleme şansı yakalayacak. Yine bu yıl elektrik ve doğal gaz sektörlerini bir araya getirecek Gas&Power Network fuarı da Petroleum Istanbul Fuarı ile aynı tarihlerde ve aynı salonlarda gerçekleştirilecek. Ülkemizin son yıllardaki en büyük ve en önemli projelerinden biri kabul edilen TANAP, Gas&Power Network fuarına stand kurmak suretiyle katılıyor. (AA) ORGANİZASYON HİZMETİ ALINACAKTIR TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU DESTEK HİZMETLERİ BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat ihale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yansından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurluklan veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren, standart forma uygun belge, 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyimini gösteren belgeler: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 30 oranından az olmamak üzere, ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler veya teknolojik ürün deneyim belgesi Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: Kamu ya da özel sektörde ulusal ya da uluslararası eğitim, seminer, toplantı ve kongre organizasyon hizmetleri benzer iş olarak kabul edilecektir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açık olup, yerli istekliler lehine % 15 oranında fiyat avantajı uygulanacaktır. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirası) karşılığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Destek Hizmetleri Başkan Yardımcılığı Satınalma ve İdari İşler Daire Başkanlığı İhale Birimi (Refik Saydam Yerleşkesi Sağlık Mah. Adnan Saygun Cad. No:55 A Blok Sıhhiye - ANKARA) adresinden satın alınabilir ihaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Destek Hizmetleri Başkan Yardımcılığı Satınalma ve İdari İşler Daire Başkanlığı İhale Birimi (Refik Saydam Yerleşkesi Sağlık Mah. Adnan Saygun Cad.No: 55 A Blok Sıhhıye-/ANKARA) adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle, her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (doksan) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13. Diğer hususlar: ihale, Kanunun 38 inci maddesinde Öngörülen açıklama istenmeksizin ekonomik açıdan en avantajlı teklif üzerinde bırakılacaktır. Basın ( Resmi İlanlar

8 82 Nisan 2015 Perşembe Yağmur, üreticileri hem sevindirdi hem de üzdü ADANA - YUSUF TUNUR - Türkiye'nin Çukurova'dan karşılandığını önemli tarımsal üretim merkezlerinden kaydetti.çukurova'da bu yıl buğday üretim Çukurova'da, yıllık ortalamanın üzerinde yağan alanlarının geçen yıla göre yüzde 25 daraldığını belirten Tezcan, buna rağmen yağmur, buğday üreticilerini sevindirirken ayçiçeği ve mısır yetiştiricileri ekim yapamamaktan yakınıyor. Çukurova'da geçen yıl yaklaşık 1,5 milyon rekoltenin yüksek olduğunu kaydetti. Ceyhan Ziraat Odası Meclis Başkanı Yavuz dekara ekim yapıldığını, dekar başına 200 ila Tezcan, AA muhabirine, Türkiye'de 22 milyon 300 kilogram verim alındığını aktaran Tezcan, tonluk buğday üretiminin 1,2 milyon tonunun şu bilgileri verdi: "Geçen yıl yaşanan kuraklık T.C. ANKARA 18. İCRA DAİRESİ 2014/22201 ESAS TAŞINIRIN AÇIK ARTIRMA İLANI Aşağıda cins, miktar ve değerleri yazılı mallar satışa çıkarılmış olup: Birinci artırmanın aşağıda belirtilen gün, saat ve yerde yapılacağı ve o gün kıymetlerinin %50'sine istekli bulunmadığı taktirde, yine aşağıda belirtilen gün, saat ve aynı yerde 2. artırmanın yapılarak satılacağı; şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen değerinin %50'sini bulmasının ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olmasının ve bundan başka paraya çevirme ve payların paylaştırma giderlerini geçmesinin şart olduğu; birinci artırmadan on gün önce başlamak üzere artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebileceği, birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden başlamak üzere ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebileceği, mahcuzun satış bedeli üzerinden aşağıda belirtilen oranda KDV.'nin alıcıya ait olacağı ve satış şartnamesinin icra dosyasından görülebileceği; gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarasıyla dairemize başvurmaları ilan olunur. 18/03/ İhale Tarihi : 16/04/2015 günü, saat 10:40-10:45 arası. 2. İhale Tarihi : 07/05/2015 günü, saat 10:40-10:45 arası. İhale Yeri : ANKARA ADLİYESİ 2 NOLU MEZAT SALONU Takdir Edilen No Değeri TL. Adedi KDV Cinsi (Mahiyeti ve Önemli Nitelikleri) ,00 1 % 1 06 EVA 64 PLAKALI 1992 MODEL RENAULT L422 SPRİNG LPG'Lİ BEYAZ RENKLİ OTOMOBİL. ARAÇ ARKADAN HASARLI. MUHTELİF EZİK VE ÇİZİKLER MEVCUT. DÖŞEMELER ESKİ.ANAHTAR VE RUHSAT YOK. Basın ( Resmi İlanlar Türkiye'nin önemli tarımsal üretim merkezlerinden Çukurova'da, yıllık ortalamanın üzerinde yağan yağmur, buğday üreticilerini sevindirirken ayçiçeği ve mısır yetiştiricileri ekim yapamamaktan yakınıyor. nedeniyle buğday üreticileri adeta perişan olmuştu. Çiftçilerimiz kendi imkanlarıyla yağmurlama sistemi ile tarlalarını suladı. Bu yılda ise buğday girdi maliyetlerinin yüksek olması ve geçen yıl yaşanan kuraklığın etkisiyle çiftçilerimiz mısır, ayçiçeği ve fıstığa yöneldi. Bu yıl 1 milyon 300 dekara buğday ekildi. Son haftalarda yağışların yüksek olması, buğdayın yeterli su ve besin almasını sağladı. İyi verim için çimlenip yeterince kardeşleme yaptı." Tezcan, iklim koşullarının buğdaya iyi geldiğini ancak mısır ve ayçiçeği üreticilerinin yağıştan dolayı ekim yapamadığını belirtti. Tezcan, "Normal şartlarda çiftçilerimiz şubat ve martta mısır ve ayçiçeği ekimi yapması gerekiyordu. Ay sonu geldi, tarlalar sulu ve nemli olduğu için ekim yapılamıyor. Mısır ve ayçiçeği ekiminde gecikme, verimi etkileyecek. Yağış nedeniyle Çukurova'da buğdayda yüksek verim bekliyoruz ancak tarlalar sulu ve nemli olduğu için mısır ve ayçiçeği ekimi yapılamıyor" dedi. Çiftçi Kenan Balki de bu yıl 230 dekara buğday ektiğini, geçen yıl dekar başına kilogram ürün aldığını belirterek, bu yıl kilogram verim beklediğini kaydetti. Buğdayın yanı sıra mısır ve ayçiçeği tarımı da yaptığını anlatan Balki, "Şubat veya mart ayında ekmemiz gereken mısırı ve ayçiçeğini, yağışlardan dolayı ekemedik. Tarlalar çamur içinde" dedi. (AA) KAYIP TBMM Giriş Kartımı kaybettim. Hükümsüzdür. Burcu TEKİN ŞEREFLİKOÇHİSAR DOĞAL GAZ BORU HATTI BORU HATLARI İLE PETROL TAŞIMA A.Ş. Şereflikoçhisar Doğal Gaz Boru Hattı yapım işi 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır. İhale Kayıt Numarası : 2015/ İdarenin a) Adresi : Bilkent Plaza A1 - A2 Blok Bilkent ÇANKAYA/ANKARA b) Telefon ve faks numarası : (0312) (0312) (0312) c) Elektronik Posta Adresi : ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi : 2-İhale konusu yapım işinin a) Niteliği, türü ve miktarı : Şereflikoçhisar Doğal Gaz Boru Hattı Yapım İşi başlıca yaklaşık m. (eğik mesafe) 8 inch çapında yüksek basınç doğal gaz çelik boru hattı yapımı işlerinden oluşmaktadır. Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer :, Aksaray illeri c) İşe başlama tarihi : Sözleşmenin imzalandığı tarihten itibaren 10 gün içinde yer teslimi yapılarak işe başlanacaktır. ç) İşin süresi : Yer tesliminden itibaren 540 (Beşyüzkırk) takvim günüdür. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : BOTAŞ Genel Müdürlüğü Konferans Salonu Bilkent Plaza A-2 Blok Bilkent ANKARA b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da Esnaf ve Sanatkarlar Odası veya ilgili Meslek Odası Belgesi Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da esnaf ve sânatkar odasından veya ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu işte idarenin onayı ile alt yüklenici çalıştırılabilir. Ancak işin tamamı alt yüklenicilere yaptırılamaz Tüzel kişi tarafından iş deneyimi göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından Resmi İlanlar EKONOMİ Turan: TOKİ konutlarında balon yok, talep patlaması var BURSA - HALUK YÜKSEL - Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanı Ergün Turan, TOKİ'nin ürettiği konut segmentinde ''balon'' değil talep patlaması olduğunu belirterek, "Özellikle belli segmentlerde, bizim uğraştığımız orta gelir seviyesine kadar olan segmentlerde asla ve kata bir balon olduğu kanaatinde değilim" dedi. Turan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, TOKİ konutlarında, talep ya da herhangi bir satış sorunu yaşanmadığını, yoğun ilgiye yanıt vermeye çalıştıklarını söyledi. "TOKİ'nin elinde satılmayan 120 bin dolayında konut bulunduğu" yönündeki iddiaları değerlendiren Turan, şöyle konuştu: "TOKİ'nin elinde, 120 bin falan değil, 120 olabilir. 120, 200, 500 belki, bu yani 500'ün altında bir rakamdır bizim elimizde. Satamadığımız değil, yani bazı daireler vardır mesela kuzey cephede kalmıştır, bir daire vardır bir projede, iki daire... Ama asla ve kata 500'lü, binli rakamların altındadır kesinlikle. '120 bin' diye bir rakam yoktur." Turan, TOKİ'nin ürettiği konutlara, birçok bölgede büyük ilgi olduğunu vurgulayarak, "Bir bölgemizde, sadece 19 konuta 5 bin 200 tane müracaat alıyoruz. 750 konuta 12 bin müracaat alıyoruz" ifadelerini kullandı. Turan, "Türkiye'de konut balonu olabileceği"ne ilişkin yurt dışından zaman zaman yapılan yorumlara da değinerek, şunları kaydetti: "Şunu söyleyebilirim; bizde balon yok, talep patlaması var, bizim segmentimizde. Şimdi Türkiye'de özel sektörde, belki üst segmentlerde sıkışma olabilir. Arz talep dengesine göre fazla arz yapılabilir ama özel sektör bunu dengeler zaten, satamıyorsa o segmente yatırım yapmaz. Fakat ben sektörde bir balon hadisesinde, özellikle belli segmentlerde, bizim uğraştığımız orta gelir seviyesine kadar olan segmentlerde asla ve kata bir balon olduğu kanaatinde değilim. Kısmen üst segmentlerde sıkıntı olabilir, bunu da ben bilmiyorum, bunu özel sektör temsilcileri daha iyi okurlar." Yüksek arazi fiyatlarının inşaat maliyetleri ve konut fiyatlarına etkisine de değinen Turan, inşaat sektörünün, Türkiye'nin en kıymetli, belki de ekonominin en dinamik sektörlerinden birisi olduğuna dikkati çekti. Turan, bu sektörün en önemli argümanlarından bir tanesinin gayrimenkul, arazi fiyatları olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: "İşte yine tam da o noktada TOKİ'nin kanuni yetkisi de bu sektörü dengeleyecek unsurlardan bir tanesidir. Sektörde bir şey olursa biz konut almada zorlanan alt ve orta gelir grubundaki vatandaşlarımız adına tam da dengeleyici bir unsuruz. İşte o noktada biz varız. Dolayısıyla çok yüksek fiyatlara kimse almaz. TOKİ, bu segmente, bu vatandaşlarımıza yönelik yılda asgari 50 bin konut üretiyor. Arazi üretimimiz de tabii bu çerçevede devam ediyor. Ama büyük bir piyasadan bahsediyoruz. Dolayısıyla hepsini benim okumam ya da cevaplamam doğru değil." Döviz kurlarındaki artışın sektöre olası yansımalarına da değinen Turan, "Kurdaki sapma, yüzde 15-20'lik bir sapma söz konusu. O da şu anda daha stabil olmuş vaziyette değil. Ben sektörü etkilediği kanaatinde değilim" değerlendirmesinde bulundu. Borcunu ödeyip tapusunu hemen almak isteyen konut sahipleri için bir süre önce yüzde 20 indirim kampanyası düzenlediklerini hatırlatan Turan, şunları dile getirdi: "En son indirim kampanyamızdan 2013 yılı sonunda 12 bin vatandaşımız faydalandı. Aynı koşullardaydı yılının mart ayında yaptığımız indirim kampanyasından tam üç katı, 34 bin vatandaşımız faydalandı. Daha önemli veri vereceğim; 'Vatandaşlarımız kendi borçlarını nasıl kapattılar?' diye baktık. 1 milyar 400 milyon liraya yakın bir borç kapatıldı. Bunun 700 milyon lirasını vatandaşımız kendi kaynaklarından yatırdı, kredi dahi kullanmadı. O zaman şu var; ekonomik verileri okumak için dışarıdan illa ekonomik şeylere gerek yok. Biz, bizim tarafımızdan görüyoruz, sektörde önemli bir yer kaplıyoruz." (AA) fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyim belgeleri: Son on beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında taahhüt edilen ve teklif edilen bedelin % 50 oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler. 4.4.Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler ve benzer işlere denk sayılacak mühendislik ve mimarlık bölümleri: Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: Yapım İşlerinde Benzer İş Grupları Listesi (A) Alt Yapı İşleri ana başlığı altındaki; III. GRUP: BORU VE İLETİM HATTI İŞLERİ veya XVI. GRUP: ENDÜSTRİYEL TESİS İNŞAATLARI gruplarından herhangi birine ait İş deneyim belgesi benzer iş olarak kabul edilecektir Benzer işe denk sayılacak mühendislik veya mimarlık bölümleri: Makine Mühendisliği veya İnşaat Mühendisliği 5.Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 250 TRY (Türk Lirası) karşılığı BOTAŞ Genel Müdürlüğü Mühendislik ve Sözleşmeler Daire Başkanlığı Bilkent Plaza A-1 Blok Kat: Bilkent ANKARA adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar BOTAŞ Genel Müdürlüğü Haberleşme Müdürlüğü Bilkent Plaza A-2 Blok Zemin Kat Bilkent ANKARA adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, Her bir iş kaleminin miktarı ile bu iş kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden teklif birim fiyat şeklinde verilecektir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 180 (Yüzseksen) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. 13. Diğer hususlar: İhalede Uygulanacak Sınır Değer Katsayısı (N) : 1,2 İhale, Kanunun 38 inci maddesinde öngörülen açıklama istenmeksizin ekonomik açıdan en avantajlı teklif üzerinde bırakılacaktır. Basın (

9 KÜLTÜR-SANAT 2 Nisan 2015 Perşembe 9 KÜLTÜREL BOYUT Prof. Dr. Hayrettin İVGİN hayrettinivgin@gmail.com RAMAZANLARIN KÜLTÜR VE SANATIMIZ ÜZERİNE ETKİLERİ Oruç, Kuran-ı Kerim'in Bakara Suresi 183. ayeti ile insanlara farz olunmuştur. Oruç, senenin bir ayı tutulur. Bu aya Ramazan ayı adı verilir. Ay takvimine göre her yıl on gün önce oruç tutulmaya başlanır. İslâm toplumu arasında çok önemli bir yeri olan oruç ayının, toplumun kültür ve sanat hayatına da etkileri büyüktür. Geçmişte ramazan aylarında kurulan eğlence çadırları, sirkler, pandomim ve hokkabaz trupları, Karagöz ve meddah oyunları, evlerde oynanan fincan oyunları, özellikle İstanbul'daki Şehzadebaşı gezmeleri, Direklerarası eğlenceler, Ortaoyunu toplulukları, ramazan davulunun sesi arkasında meydana getirilen çocuk alayları, saya gezmeleri, nefis iftar ve sahur yemekleri, ramazan manileri ve fıkraları hepsi de kültürümüze derin tesirleri olan gelenek ve göreneklerdir, işte sanat ve kültür bunlarla şekillenir ve üretilir. Ramazan ayı kültür, sanat ve edebiyat sahasında hatıra yazılarının ve kitaplarının ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Ercüment Ekrem Talu, Halit Fahri Ozansoy, Ruşen Eşref Ünaydın, Samiha Ayverdi, Ahmet Rasim, Malik Aksel, Semih Mümtaz'ın "Ramazan Hatıraları" edebiyatımızın en güzel anı kitaplarıdır. Bu eserlerde 80 ve 100 yıl öncesinin Ramazan manzaraları çizilir. Ramazanı konu alan ve ramazan gelenek göreneklerini anlatan binlerce yazılar; sanat, kültür ve edebiyat dergilerinde yer almıştır. Bu yazıların çoğu ramazanların maneviyatı, ihlasla tutulan oruçlar, hûşü içinde kılınan teravih namazları, zekat ve sadakaların doyasıya tadılan manevî ortamı ve bunlarla ilgili gelenekler anlatılır. Ramazanda, özellikle İstanbul'da, tiyatro ve direklerarası sanatçıları, Karagözcüler bir yıllık kazançlarını bir ayda elde ediyorlardı. Kantocular, komik-i şehirler, meddahlar, varyeteciler, hünerbazlar, ramazanda icrayı sanat ederler ve yeni sanatlarını bu ay içinde sergilerlerdi. Bugün de yine durum bundan farklı değildir. Çünkü, ramazanda gazeteler, özel sayfalar hazırlarlar, TV ve radyolar, ramazan için özel programlar uygularlar. Bunların kültür ve sanatımıza katkıları inkar edilemeyecek kadar çoktur. Ramazan ayının yaklaşmasıyla sosyal hayatta bir farklılık göze çarpar. Ramazan ve ardından gelen bayram için evlerde; badana, boya ve özel temizlik yapılır. Yiyecekten tutun da diğer zaruri ihtiyaçların temini cihetine gidilir. Ramazan hazırlıkları, Anadolu'da "İmece" denilen yardımlaşma şeklinde yapılır. Ramazan ayında içkiyi ve sigarayı bırakanların sayısı oldukça fazladır. İçki ve sigara tüketimi azalır. Hatta, ramazan aylarında suç oranlarında oldukça azalma görüldüğü, yapılan araştırmalarla belirlenmiştir. Evlenmeler bile bu ayda azalır. 'da Çubuk ve Etimesgut Sağlık Eğitim ve Araştırma Grup Başkanlığı'nca "Ramazanın Beslenme Durumuna Etkisi" konusunda yapılan bir araştırmada; ramazanda besin tüketim alışkanlıklarının değiştiği tespit edilmiştir. Bu da beslenme kültürümüzde çeşitlilik yaratan bir husustur. Ramazanda sahur sofralarında tok tutucu yemekler ile susamayı önleyici yiyecekler ön plandadır. Pilav ve börekler, söğüş etler, hoşaflar bunda başı çeker. İftariyelikler başlı başına bir kültür unsurudur, iftar sofraları Türk sofralarının en zenginidir. İftariyelikler ve oruç açma yiyecekleri hep ramazana özgüdür. Bunların sunulduğu kaplar bile farklıdır. Zeytin kabı, güllaç kasesi, hurma kabı bile farklı farklıdır. Ramazan yemeklerinin piştiği tavalar, tencereler, piştikten sonra konulduğu tabaklar, kaseler, sürahiler ve bardaklar, sofra örtüleri ve peçeteler, leğenler ve ibrikler çok özel ve farklıdır. Kısaca, ramazan sofrasının bütün aksesuarları o kadar büyük önem ve değerdedir ki bu büyük bir kültürün sonucudur. Sadece bunların kullanımı değil, güzel sanatlar açısından ve Türk entografik malzemelerinin zenginliği yönünden değerlendirildiği dünya sanat tarihi her biri birer müzelik eşya olarak görülmüştür. Hayatımızın 12'de birini teşkil eden ramazan ve ramazan içindeki hayat tarzı, fıkralarımıza da etki etmiştir. Bilindiği gibi fıkraların merkezinde insan-toplum ilişkileri yatar. Oruç ve ramazan ile ilgili ve Bektaşi fıkralarının kültürümüzde çok geniş yer tuttuğunu biliyoruz. Ramazan ve oruçla ilgili fıkralar, taassuba; katılığa karşı hoşgörüyü temsil ederler. Aslında bu fıkraların temelinde ahlak ve terbiye ile ilgili toplumun iyileştirilmesi anlayışı yatar. Ramazan davulcularının ürettikleri maniler, bugün ciltler doldurur. Maniciler, manilerine hergün yenilerini eklerler. Ramazanın ilk günü manileri aynıdır. Gökten iner melekler Kabul olur dilekler Hoşgeldin ya Ramazan Müminler seni bekler Ramazan'ın ortalarına geldikçe maniler değişir. Onüçüne geldik mi Nefisleri yendik mi İmandadır saadet Bunu böyle bildik mi Ama Ramazanın sonu gelince manilerde bir veda havası sezilir. Ne işte geldi gidiyor Mutlu günler bitiyor Onbir ayın sultanı Bize veda ediyor. Ayrıca Ramazan ve oruca ait binlerce şiir ve ilahi edebiyat kitaplarımızı süslemektedir. Ramazan mahyaları başlı başına birer sanat eseridir. Türk mahyalarını gören Lamartin "Türkler, gökten yıldızları topluyor, sonra onlara şekil veriyorlar" demiştir, iki minare arasına yazılan "Hoş Geldin Onbir Ayın Sultanı", "Ya Gufran", "El Firak" gibi ifadeler sanat şahaserleridir yılında yapılan ilk mahyadan sonra bugün bile elektrik ve elektronik cihazlarla yapılan yazı ve ifadeler, mahyacılık geleneğinin bir devamıdır. Ramazan içindeki gelenek ve göreneklerin büyük bir bölümü bugün bile sürdürülüyor. Türbe ziyaretleri, mezarlık ziyaretleri, on beşinden sonraki Sakal-ı Şerif ziyaretleri, hatim indirme duaları, düzenlenen mevlütler halk kültürünün ve dini kültürün unsurlarıdır. Bazı yörelerde halâ teravihten sonra, tefsir, hadis, kısas-ı enbiya, mesnevi şehri, Peygamberlerin hayatı, evliya hikayeleri, tarih kitapları, meşhurların menkıbelerini okumak bir gelenektir. Bu husus ne denli kültür hayatımıza olumlu katkıları olduğu şüphe götürmez. Hat sanatının ve süsleme sanatının, hatta ebru ve resim sanatının gelişiminde Ramazan'ın etkisi pek çoktur. Dileklerin kabul edildiği bir ay olan Ramazan'ın, Türk kültür ve sanat hayatında önemli bir yeri vardır. Canan Tan: Yazarı yazar yapan hayal gücüdür Yazarlar Canan Tan ile Doğan Hızlan, Antalya'da kitapseverlerle buluştu. Antalya Büyükşehir Belediyesi Doğan Hızlan Kütüphanesi, Türk Kütüphaneciler Derneği Antalya Şubesi ve Antalya Kültür ve Turizm Müdürlüğünce 51. Kütüphane Haftası etkinlikleri kapsamında düzenlenen "Canan Tan ve Doğan Hızlan ile Okur-Yazar Buluşması" etkinliği, Antalya Kültür Merkezi'nde yapıldı. İSTANBUL - Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, Türkiye'nin önünde engel olmak isteyen proje sahiplerine fırsat verilmemesi gerektiğini belirterek, "78 milyon, bir araya gelip, kol kola girip, düşüncesi, inancı, mezhebi ne olursa olsun, bu bayrağın altında, bu topraklarda yaşayan herkes birlikte, birbirini severek yaşamalı" dedi. Bakan Güllüce, yazdığı bir kitaptan dolayı 12 Eylül 1980 döneminde hapis yatan babasının iade-i itibar davası için mücadele eden bir adamın dramını anlatan "Bizim Hikaye" filmini Altunizade Capitol alışveriş merkezindeki sinema salonunda eşi ve kızıyla izledi. Güllüce, çıkışta yaptığı açıklamada filmi izlerken çok duygulandığını ifade ederek, "Böyle bir film çevrilmesi güzel olmuş. Onbinlerce Anadolu çocuğu, Türkiye'nin evladı bu acıları çekti. Bir nesil kaybettik biz. Türkiye patinaj yaptı yıllarca. Anayasayla da devletin milletle kavgasını devam ettirdi, büyüttü" değerlendirmesinde bulundu. Darbe ortamını hazırlayanları iyi düşünmek gerektiğini belirten Güllüce, "Bu organizasyonu yapanlar, hiç yok olmayacak. Hep o günler olsun isteyen, Türkiye'nin içi karışsın isteyenler olacak" ifadesini kullandı. Bakan Güllüce, 12 Eylül'e giden süreçte kardeşin kardeşle kavga ettiği bir ortam oluşturulduğunu vurgulayarak, "12 Eylüller, 27 Mayıslar, 27 Nisanlar, 28 Şubatlar olmasaydı bugün kişi başı geliri kaç bin dolar olan bir ülke olurduk? Herkes elini vicdanına koysun, bir düşünsün. Bunlar olmasaydı biz bugünkü ekonomik durumdan çok daha ileride olurduk. Türkiye çok daha gelişmiş ANTALYA - Tan, söyleşide, kütüphane okurunun gerçek okur olduğunu söyledi. Türkiye Kütüphaneciler Derneği tarafında 2010'da yılın en çok okunan yazarı ödülünü aldığını anımsatan Tan, bunun kendisini çok memnun ettiğini anlattı. Ailesinin tek çocuğu olduğunu ve çok kitap okuduğunu ifade eden Tan, kütüphanelerin kendi hayatında her zaman çok önemli bir yer tuttuğunu vurguladı. Türkiye'de kütüphanelerin hak etttiği yeri bulamadığını dile getiren Tan, şöyle konuştu: "Okuma kültürümüz eksik olduğu için çocukluktan başlayan o süreçte okumayan insan gelip, kütüphaneden kitap alma ihtiyacı da hissetmiyor. Ben yurt dışında birçok kütüphane gezdim. Mesela Amerika'da okuma heyecanı yeni doğan bebekten başlıyor. Yeni doğan bebek ilk ay siyah ve beyazın dışında renk seçemiyor. Amerika'da kütüphanelerde bebeğin göz hizasında kitaplar var. Kısacası harika bir kitap düzeni var. Anne kendisine okuyacağı kitabı alıyor. Çocuğun eline de cicili bicili kitapları veriyor. Böylece Amerika'da bebeklerin kitap alışkanlığı başlıyor." Kendisine "devamlı yazar nasıl olunur?" diye sorulduğunu belirten Tan, şunları kaydetti: "Ben önceleri çok okumakla yazar olunur diyordum. Ama o zaman her kitap kurdunun yazar olması gerekirdi. Yazarlık atölyeleri falan var ama ben onlara da inanmıyorum. Yazar olmak istenmez ve istemekle yazar olunmaz. İçinizde bir şey varsa o dürtü zaten sizi ortaya çıkaracaktır. Yazarı yazar yapan hayal gücüdür. Hayal gücü olmadan hiçbir şey olmaz." Yazar Doğan Hızlan da kütüphanelerin önemine değindi. Günümüzde internetin çok kullanılan bir mecra haline geldiğini dile getiren Hızlan, yazılı bir kaynağa bakıp sağlaması yapılmadıkça internetin hemen iş gören fakat çok da güvenilir bir kaynak olmadığını söyledi. "Kitaplara ve onların sağlamasına muhtacız" diyen Hızlan, "Böylelikle kütüphanelere de gereksinim duyuyoruz. Ben hayatım boyunca kütüphanecilerden çok yararlandım. Ne öğrendiysem kütüphaneciler sayesinde öğrendim" ifadesini kullandı. Hızlan, Türkiye'de yeni kütüphanelerin açılmadığını dile getirerek, Asya'dan Avrupa'ya kadar mimari başyapıt şeklinde çok güzel kütüphanelerin hizmete girdiğini kaydetti. (AA) Bakan Güllüce: Bizim Hikaye filmini gençler izlemeli olurdu. Demek ki projeyi yapanlar, başarmışlar" görüşünü dile getirdi. Güllüce, "Türkiye'nin şu hızlı gidişinin önünde engel olmak isteyen proje sahiplerine, fırsat vermememiz lazım. 78 milyon bir araya gelip, kol kola girip, düşüncesi, inancı, mezhebi ne olursa olsun, bu bayrağın altında, bu topraklarda yaşayan herkes birlikte, birbirini severek yaşamalı" dedi. "Gençlerin bu filmi izlemesi isterim" diyen Güllüce, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sağcısı, solcusu, dindarı, şu veya bu görüşte olanı... Bir kuşak kaybettik. Ben de o acıları çekenlerden birisiyim. Hapis hayatım çok değil. 12 Eylül'de tutuklandım ama daha sonra çok taciz edildiğim için 4 yılım yurt dışında geçti. Bu şu demek: Benim 4 tane 365 günümü yedi, 12 Eylül ama gençler şunu seyretsinler, 365 günler değil, 365 saniyeleri gitmesin. Bu ülke hepimizin. Hangi düşüncede olursa olsun herkes birlikte yaşamayı tercih etsin ve bu acıların yaşanmadığı ülkeyi birlikte kuralım. İnsanlar isterse, farklı düşüncede de olsa birbirilerini sevebiliyorlar. Ben bunun çığır açacağını, farklı düşüncede olanların geriye doğru bakarak geleceği birbirleriyle barışarak yaşayabilmelerine yol açacağını düşünüyorum. Onun için filmi yapanlara teşekkür ediyorum." Mamak cezaevinde uzun süre kaldıktan sonra beraat eden bir yakını olduğunu anlatan Güllüce, "Hala geceleri feryat edip uyandığını anlatırlar bana. Yüzlerce film yapılabilir 12 Eylül mağdurlarıyla ilgili, 12 Eylül'ün ortamını hazırlamayla ilgili" değerlendirmesini yaptı. (AA) İşitme ve konuşma engelli ressamın Erdoğan hayranlığı KOCAELİ - Kocaeli'nde 6 yaşından beri resim yapan, pek çok uluslararası ödül sahibi 59 yaşındaki işitme ve konuşma engelli Ertan Ayhan Sertöz, hayranlık duyduğu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a çizdiği portrelerini hediye etmek istiyor. Küçük yaşta geçirdiği kaza sonucu işitme ve konuşma yetisini kaybeden Sertöz, AA muhabirine işitme engelli tercümanı aracılığıyla yaptığı açıklamada, İstanbul Yıldız Sağırlar Okulundan mezun olduktan sonra eğitimini Beşiktaş Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Akademisini tamamladığını belirterek, ressam babasının teşvikiyle 5 yıl boyunca resim, dekorasyon, yağlı boya, gravür, heykel, karikatür, peyzaj, perspektif görüntü ve seramik dallarında eğitim aldığını, Yarımca Seramik Fabrikası'nda desinatörlükten emekli olduğunu söyledi. Resim yapmanın kendisi için tutku olduğunu anlatan Sertöz, eşinin de kendisi gibi işitme engelli olduğunu dile getirdi. Sertöz, Bulgaristan'da düzenlenen yarışmada üçüncü, İspanya'da da birinci seçildiğini, Hürriyet gazetesinin Uluslararası Sedat Simavi Karikatür Yarışması'nda da "şeref mansiyonu" aldığını, Brezilya'da onur ödülü, Avusturya'da halk jürisi birincisi aldığını kaydederek, Çin'de de 5 özel ödülden birini kazandığını vurguladı. Kocaeli Kent Konseyi Engelliler Meclisi Sanatsal ve Kültürel Faaliyetler Koordinatörü olarak görev yaptığını, birçok süreli yayında karikatür çizdiğini belirten Sertöz, şöyle devam etti: "Resim çizmeye 6 yaşında başladım. 10 yaşıma geldiğimde artık adım ressamdı. Zamanın İstanbul Valisi, okulumuzu ziyarete geldi. Vali Bey, karşımda oturdu, ben de resmini çizdim. Hem okulumuzu ziyaret adına hem de sanatımı gösterme adına kendisine hediye etmişim. Resmi çok beğendi, 'ömrüm boyunca saklayacağım' dedi. 200'ün üzerinde sergi açtım. Aldığım ödüllerin sayısını unuttum. Uluslararası ve ülke genelindeki sergi ve yarışmalarda binin üzerinde ödül aldım. O kadar çok ki sayısını bilemiyorum. Ülke genelinde 16 birinciliğim var." (AA) MEHMET NURİ PARMAKSIZ mehmetnuriparmaksiz@gmail.com BENCİLEYİN SÖZLER İSMAİL TUNÇUN ŞİİRİ HAKKINDA BİRKAÇ SÖZ (2) Herhalde, İsmail Bey in askerlik mesleğinden gelişinin bu söylemlerde ve kabullerde etkisi büyüktür. Bazen de onu, Karacaoğlan a, Yunus a benzer söylemler içinde görüyoruz. İnanın bu benzerlik o kadar fazla ki, şiirin altında İsmail Tunç yazmasa, bu şiirlerin Karacaoğlan a ya da Yunus a ait olduğunu zannedersiniz. Bakın bahsettiğim dörtlükler şunlar: Memleketim gözlerimde tütüyor Toprağını çamurunu özledim Gurbet eller yüreğime batıyor Koyun kuzu sığırını özledim Dertli dertli dolaşırsın Üzdüler mi yoksa gönül Sessiz sessiz ağlaşırsın Üzdüler mi yoksa gönül Her şair birilerinden etkilenir; bence etkilenme hususu sanatta korkulacak bir şey değildir. Ancak belli bir dönem için bu kabul edilebilir. Zamanla İsmail Bey in kendi söylemini ve üslubunu tamamen bulacağına inanıyorum. Gerçi ben veya bir başkası şairin dünyasını ve tekniğini istediği kadar açıklamaya çalışsın, bunda tam da muvaffak olamaz. Necmettin Turinay ın bu konuda söylediği şu cümleler, hem sanatkârın etkilenme ve üretme meselesini açıklayıcı, hem de söylediğimi doğrular nitelikte olduğundan dolayı önemli görüyorum. Diyor ki Turinay: Gerçekten bir eseri anlamak, anlamlandırmaya çalışmak, o kadar kolay bir şey değil.eseri ile mevcut bir standardın dışına çıkmak veya üstüne çıkmak, buna karşılık yaptığı işin fark edilmesini ve kabul görmesini beklemek, bu arada kendine has bir cümleye ulaşmak ve bunu iyi-kötü bir üsluba dönüştürmek!.. Bu bakımdan her sanatkâr yaptığı işi önemser ve bundan bayağı emindir. Bunu çevresine ifade eder veya etmez, fakat hiç kuşkusuz o böyle düşünür. Buna hakkı da yok değildir hani!... İsmail Tunç un şiirlerindeki teknik özelliklere gelince: Kitap içindeki şiirlerde şair çoğunlukla hece veznini kullanmış. Birkaç serbest ve aruz vezniyle yazdığı şiirlerde kitap içinde yer almakta. Yalnız heceli şiirlerde farklı hece kalıplarını kullanması ayrıca dikkati çeken bir özellik.eğer hep bir kalıbın üzerinde şiirlerini yazsaydı hem kafiyede, hem de söylemde tekrara düşebilirdi. Özellikle son dönemde yazdığı şiirlerde kafiye ve diğer özelliklerde daha seçici olduğu da şiirine yansıyan diğer özelliklerden. Sözü fazla uzatmanın gereksiz olduğuna inanıyorum ve biz ne dersek diyelim, şiirler hakkındaki gerçek değerlendirmeyi okuyucuların yapacağına inanıyorum. İsmail Tunç a çıktığı bu zor yolda başarılar dilerken, Tanrım şiirindeki duanın hepimiz için kabul edilmesi temennisiyle sözlerime son veriyorum: Gözden sana döktük yaşı affet bizi Tanrım Özden sana büktük başı affet bizi Tanrım Rabsın diye ruhlar sana söz verdi ezelden Kurtar diye öptük taşı affet bizi Tanrım (BİTTİ) GÜNÜN DÖRTLÜĞÜ Keşfetmesin hiçbir göz değmesin karamıza, Sonsuzluk ve de mahşer ilaçtır yaramıza. Herkesin aşkı büyük bizimkisiyse başka, İnşallah hiçbir kimse giremez aramıza.

10 10 2 Nisan 2015 Perşembe SAĞLIK Evde beslenen hayvanlar hastalık saçıyor BOLU - Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Deney Hayvanları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve Tıp Fakültesi Tıbbi Parazitoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erol Ayaz, evlerde beslenen kedi ve köpeklerden bulaşan parazitler akciğer, karaciğer ve beyne yerleştiğinde büyük sıkıntılara yol açabileceğine dikkati çekerek, "Bu hayvanları belirli aralıklarla kontrol amaçlı veteriner hekime götürmemiz ve tedavilerini yaptırmamız gerekiyor" dedi. Ayaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hayvanların insanlar için tehlikeli olmadığını, sosyalleşmeleri konusunda ciddi faydaları bulunduğunu söyledi. "Kedi ve köpeklerde insanlara bulaşabilecek parazitler var" diyen Ayaz, özellikle köpeklerin bağırsaklarında yaşayan parazitlerin insanlara geçebilecek türde olduğunu vurguladı. Ayaz, halk arasında "kist" olarak bilinen hastalığa dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu hastalığın asıl kaynağı köpekler. Köpeklerde bulunan parazitlerin yumurtalarıyla geçiyor. Yine halk arasında 'köpek kılı yuttum da bana hastalık geçti' olayının aslı bu. Köpeklerin bağırsağında yaşayan bu parazitin yumurtaları, kıllarına ve tüylerine bulaşıyor. Özellikle çocukların köpekleri sevmesi ve okşaması esnasında tüylerden ellerine bulaşıyor. El yıkama alışkanlığına dikkat edilmediği zaman o yumurtalar ağızdan alınıyor. Alındığı zaman da çocukların iç organlarında 'kist' dediğimiz hastalığa neden oluyor. Evde beslenen hayvanların kontrolü, hayati önem taşıyor. Evlerde beslenen kedi ve köpeklerden bulaşan parazitler, akciğer, karaciğer ve beyne yerleştiği zaman çok büyük sıkıntılara neden olabilir. Bu hayvanları belirli aralıklarla kontrol amaçlı veteriner hekime götürmemiz ve tedavilerini yaptırmamız gerekiyor." Kist hastalığının genellikle geç tespit edildiğini vurgulayan Ayaz, çoğu durumda cerrahi müdahale gerektirebildiğini anlattı. Ayaz, parazitlerden korunmak için sokak hayvanlarının da kontrol altında tutulması gerektiğini sözlerine ekledi. (AA) HACETTEPE ÜNİVERSİTESİNDEN ARSA SATIŞ İHALESİ İLANI N AAT KAR ILI I VER LECEK TA INMAZLAR (Liste 1) SIRA NO L LÇES MAHALLE ADA PARSEL YÜZÖLÇÜMÜ (M2) C NS MAR DURUMU N AAT KAR ILI I VER LECEK KISMI (m ) TA INMAZLARIN TOPLAM TAHM N BEDEL (TL) GEÇ C TEM NAT TUTARI (TL) HALE TAR H /SAAT 1 Lodumu ,00 tarla imarsız 2 Lodumu ,00 tarla imarsız 3 Lodumu ,00 tarla imarsız 4 Lodumu ,00 tarla imarsız 5 Lodumu ,00 tarla imarsız 6 Lodumu ,00 tarla imarsız 7 Lodumu ,00 tarla imarsız 8 Lodumu ,00 tarla imarsız 9 Lodumu ,00 tarla imarsız (11 parselin tevhid ifraz i lemi neticesinde olu acak F parseli yüz ölçümü), ayrıca ada 1 parselde bulunan Hacettepe Üniversitesi hissesinden DOP olarak kullanılmak üzere 4.589,47 m , , Salı günü Saat: Lodumu ,00 tarla imarsız 11 Lodumu ,00 tarla imarsız 12 Lodumu (H.Ü. Hissesi m2) arsa imarlı ARSA KAR ILI I N AATIN YAPILACA I TA INMAZ (Liste 2) L LÇES MAHALLES ADA PARSEL YÜZÖLÇÜMÜ (m ) N AAT SINIFI MAR DURUMU UYGULANACAK OLAN PROJE 2 nci Bölge Lodumu 2 nci Bölge Lodumu 2 nci Bölge Lodumu 2 nci Bölge Lodumu 2 nci Bölge Lodumu 2 nci Bölge Lodumu 2 nci Bölge Lodumu 2 nci Bölge Lodumu ,00 V-A ,00 V-A MARLI ,00 V-A MARLI Beytepe Yerle kesi Eczacılık Fakültesi Yapılması Beytepe Yerle kesi Tıp Fakültesi Yapılması MARLI Beytepe Yerle kesi HÜGAM Binası Yapılması ,00 IV-B MARLI Beytepe Yerle kesi Yapı leri ve dari Mali ler D.B k.lıklarına Bina Yapılması ,00 IV-B MARLI Beytepe Yerle kesi Üstün Yetenekliler Okulu Yapılması ,00 V-A MARLI Beytepe Yerle kesi Spor Bilimleri Fakültesi Binaları Tadilatları ve Ek Bina Yapılması ,00 III-A MARLI Beytepe Yerle kesi Çok Katlı Otopark Yapılması ,00 V-A MARLI Beytepe Yerle kesi Di Hekimli i Fakültesi Yapılması 1- a) Mülkiyeti Hacettepe Üniversitesine ait ili ilçesi Lodumu Mahallesi Bulamaçlı Mevkiinde bulunan 242, 243, 244, 245, 246, 247, 248, 250, 4393, 4394 ve 5435 parsellerin tevhid ve ifraz işlemi neticesinde m2 yüzölçümlü arsa vasıflı F parselinin ve Düzenleme Ortaklık Payı olarak kullanılmak üzere ada 1 parselde bulunan Hacettepe Üniversitesi Hissesinden 4.589,47 m2'nin mülkiyetinin yapılacak ihale sonucunda öncelikle peşin para(tl) karşılığında; b) Söz konusu arsanın a bendinde belirtilen satış ihalesine istekli çıkmaması veya yapılacak satış ihalesinde uygun bedele ulaşılamaması halinde aynı ihale kapsamında yapılacak ayrı bir oturumdayukarıda 2 nolu listede özellikleri belirtilen taşınmazlar üzerine Hacettepe Üniversitesi tarafından hazırlanan avan ve/veya uygulama projelerine göre anahtar teslim götürü usulde hesaplanan toplam yaklaşık maliyeti (Yüz Bir Milyon Yedi Yüz Elli Sekiz Bin İki Yüz Kırık ) TL olan Beytepe Yerleşkesi Eczacılık Fakültesi Yapılması, Beytepe Yerleşkesi Tıp Fakültesi Yapılması, Beytepe Yerleşkesi HÜGAM Binası Yapılması, Beytepe Yerleşkesi Yapı İşleri ve İdari Mali İşler D.Bşk.lıklarına Bina Yapılması, Beytepe Yerleşkesi Üstün Yetenekliler Okulu Yapılması, Beytepe Yerleşkesi Spor Bilimleri Fakültesi Binaları Tadilatları ve Ek Bina Yapılması, Beytepe Yerleşkesi Çok Katlı Otopark Yapılması ve Beytepe Yerleşkesi Diş Hekimliği Fakültesi İnşaatı yaptırılması ve artırımlar sonucunda oluşan ihale bedeli ile anahtar teslim götürü bedel usulü ile yaptırılacak inşaatların toplam yaklaşık maliyet bedeli arasında meydana gelecek farkın peşin olarak İdareye ödenmesi karşılığı mülkiyeti Hacettepe Üniversitesine ait ili ilçesi Lodumu Mahallesi Bulamaçlı Mevkiinde bulunan 242, 243, 244, 245, 246, 247, 248, 250, 4393, 4394 ve 5435 parsellerin tevhid ve ifraz işlemi neticesinde m2 yüzölçümlü arsa vasıflı F parselinin ve Düzenleme Ortaklık Payı olarak kullanılmak üzere ada 1 parselde bulunan Hacettepe Üniversitesi Hissesinden 4.589,47 m2'nin yapılacak ihale sonucunda Müşteriye devri şartıyla, 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 35-a ve 37 nci maddesi gereğince Kapalı Teklif Usulü ile ihalesi 14/04/2015 tarihinde saat 12.00'da Hacettepe Üniversitesi Sıhhiye Yerleşkesi Kültür Merkezi M Salonunda yapılacaktır. 2- Sözleşmenin imzalanmasından sonra 15 gün içinde ihale bedelini veya ihale bedeli ile inşaatlar için belirlenen yaklaşık maliyet bedeli arasındaki farkı ve ihaleye ilişkin vergi, resim ve harçları ödemesi, yaptırılacak inşaatların yaklaşık maliyetlerini karşılayacak miktarda süresiz banka teminat mektubu vermesi şartıyla, inşaat karşılığı verilecek taşınmazı namına tescil ettirebilir. Sözleşmenin imzalanmasından sonra müşteri 15 gün içinde ihale bedeli ile inşaatlar için belirlenen yaklaşık maliyet bedeli arasındaki farkı ve ihaleye ilişkin vergi, resim ve harçları ödemesi, ancak yaptırılacak inşaatların yaklaşık maliyetlerini karşılayacak miktarda süresiz teminat mektubu vermemesi durumunda, inşaatların kesin kabulünün yapılması ve iskan ruhsatlarının (tadilatlar hariç) tamamının alınmasını müteakip, inşaat karşılığı verilecek taşınmazı namına tescil ettirebilir. Müşteri onaylanan ihale kararının bildirilmesini izleyen günden itibaren 15 gün içinde ihale bedelinin tamamını ve bu ihaleye ilişkin vergi, resim ve harçları Üniversitenin Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı hesabına yatırmak kaydıyla sözleşme imzalamayabilir. Bu durumda müşterinin nakit olarak verdiği geçici teminatı ihale bedeline mahsup edilir ve ihale kapsamında yapması gereken inşaatları yapma yükümlülüğü ortadan kalkar. 3- Tahmini Bedel : ,00 (Yüz Otuz Dokuz Milyon Üç Yüz Kırk Beş Bin Sekiz Yüz) TL +KDV dir ve Geçici Teminat Bedeli : ,00 (Dört Milyon Yüz Seksen Bin Üç Yüz Yetmiş Dört)TL dir. 4- İhaleye İştirak Etmek İsteyenlerin; "1) Kanuni ikametgâh sahibi olmak, 2) Tebligat için Türkiye'de adres göstermek, Gerçek kişiler için T.C. Kimlik numarasını Tüzel kişiler için Vergi Kimlik numarasını bildirmek, 3) İşin gereğine göre İdarece tespit edilecek diğer belgeleri vermek, aranacak nitelik ve yeterliliğe sahip olmak, 4) Ticaret ve/veya sanayi odası veya ilgili meslek odası belgesi; a) Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, b) Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, c) Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; (1) Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, (2) Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, 5) Şartname ekinde yer alan formlara uygun teklif mektubu, 6) Şartnamede belirlenen geçici teminat mektubu veya geçici teminat mektupları dışındaki teminatların Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı hesabına yatırıldığını gösteren makbuzlar, 7) Vekaleten ihaleye katılma halinde, vekil adına düzenlenmiş, ihaleye katılmaya ilişkin noter onaylı vekaletname ile vekilin noter tasdikli imza beyannamesi, 8) İsteklinin ortak girişim olması halinde, iş ortaklığı beyannamesi, 9) Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, ticaret ve sanayi odası/ticaret odası bünyesinde bulunan ticaret sicil memurlukları veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren, 4/3/2009 tarihli ve mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yapım İşleri Uygulama Yönetmeliğinin ekinde yer alan standart formlara uygun belge sunulması şarttır. 10) İhale ilişkin şartname ve eklerini alındığını gösterir makbuz. 11) Şartnamede tuttarı ve nevi belirtilen iş deneyim belgesi sunulacaktır." 5- İhaleye İlişkin şartname ve ekleri mesai saatleri dahilinde Hacettepe Üniversitesi Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanlığı Sıhhiye Yerleşkesinde görülebilir ve TL ödeyerek temin edilebilir. 6- Müşteri devri öngörülen taşınmazların toplam tahmini bedeli üzerinden artırım şeklinde teklifler alınacak olup, artırımlar sonucunda oluşan ihale bedeli ile takdir edilen toplam tahmini bedel arasındaki meydana gelecek fark sözleşme düzenlenmeden önce peşin olarak Hacettepe Üniversitesi Strateji Daire Başkanlığı Hesabına ödenecektir. 7- İhale bedeli üzerinden %6 (yüzde altı) oranında kesin teminat alınacaktır. 8- Üniversitemize ait taşınmaz malların satış ve devir işlemleri ve bu işlemler sırasında düzenlenen belgeler vergi, resim ve harçtan müstesnadır sayılı Kanuna göre düzenlenmiş sertifika ödeme aracı olarak kabul edilmeyecektir 10- Teklifler ihale günü ihale saatine kadar ihale komisyon başaknlığına verilecektir. 11- Posta ile yapılacak müracaatlarda teklifin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunun 37. maddesine uygun hazırlanması ve teklifin ihale saatinden önce komisyona ulaşması şarttır. 12- Postada meydana gelebilecek gecikmelerden dolayı idare veya komisyon herhangi bir sorumluluk kabul etmez. 13- Tahmin edilen bedelden daha düşük teklifler kabul edilmeyecektir. 14- İhale Komisyonu ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. İLAN OLUNUR. Basın ( Resmi İlanlar

11 YAŞAM-ÇEVRE BULMACA Dört yaşında ilk kez sesle tanıştı Uşak'ta doğuştan işitme engelli dört yaşındaki Alper Göçmen, kulağına takılan cihaz yardımıyla ilk kez sesle tanıştı. VAN - Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Öğrenci Konseyi üyeleri, hastane önünde saçlarını kazıtarak lösemili çocuklara destek oldu. YYÜ Dursun Odabaş Tıp Merkezi önünde bir araya gelen öğrenciler, kurdukları stantta berberlere saçlarını kazıttı. Akdeniz ve Dicle üniversitelerindeki öğrencilere meydan okuyan öğrenciler, bu yöntemle etkinliğin tüm Türkiye'ye yayılmasını amaçlıyor. Kullandıkları ağır ilaçlar nedeniyle saçları dökülen hastalarla aynı kaderi paylaştıklarını göstermek ve hastalığın zorlu tedavi sürecini gözler önüne sermek amacıyla saçlarını kazıtan öğrenciler, herkesin bir gün bu hastalığa yakalanma ihtimalinin bulunduğuna UŞAK - Uşak'ta doğuştan işitme engelli dört yaşındaki Alper Göçmen, kulağına takılan cihaz yardımıyla ilk kez sesle tanıştı. Uşak'taki özel bir merkezde bir süredir işitme testleri uygulanan işitme engelli Alper Göçmen'e, süren tedavisinin ardından doktor tavsiyesi üzerine işitme cihazı takıldı. Doğuştan gelen engeli nedeniyle bu güne kadar sesi bilmeyen Alper'in, kendisine yönelik hazırlanan cihazla ilk kez sesle tanışmasını AA ekibi görüntüledi. Cihazın kulağına takılmasının ardından çevredeki sesleri algılamaya başlayan Alper, ilk kez duyduğu annesinin sesi karşısında şaşkınlık yaşadı. Bu şaşkınlığı kısa sürede atlatan Alper, daha önce izleme fırsatı bulduğu çizgi filmleri bu kez seslendirilmiş halde görünce dikkatini buraya yöneltti. Alper'in sese karşı verdiği tepkiler, 4 yıldır bu anı özlemle bekleyen Annesi Kibariye Göçmen'i duygulandırdı. Kibariye Göçmen, doğuştan gelen işitme engeli nedeniyle çocuğunun daha önce hiç ses duymadığını, ekonomik nedenlerle bugüne kadar işitme cihazını taktıramadıklarını belirtti. Konunun öğrenilmesinin ardından Uşak Valiliği Sosyal Yardımlaşma Vakfı'nın destek verdiğini ve bu sayede çocuğuna işitme cihazı takıldığını kaydeden anne Göçmen, oğlunun sesleri algılamaya başladığına tanıklık etmesinin çok önemli bir an olduğunu ifade etti. Çok mutlu olduğunu dile getiren Göçmen, "Devletimizden allah razı olsun. Bir anne için inanılmaz bir duygu. Bundan sonraki süreçte konuşmaya başlaması için gayret edeceğiz" dedi. Özel İşitme Cihazları Sorumlu Müdürü Mehmet Kurtuluş ise Alper'in yaşadığı kısa süreli şokun normal olduğunu belirtti. Alper'in bu güne kadar yaşamı BUL- MACA Soldan sağa: 1. Halk. Romanya nın para birimi. 2. Yüksek, yüce. Kayalık kıyılarda ve sığ sularda yaşayan renkli bir balık. 3. Küba kökenli bir dans. Yapan, eden, aktan, faktör. 4. Bir haber ajansının kısaltması. Yurdumuzun güneyinde bir dağ sırası. 5. Atmaca, doğan türünden yırtıcı bir kuş. 6. İçine sulu şeyler konulan çukur kap. Haz. Muhammet in annesinin adı. 7. Gümüş balığı. Suçu bağışlama. 8. Kar fırtınası. Batı Anadolu köy yiğidi, zeybek. 9. Yayın organlarına peşin para ile sürekli alıcı olma. Ele avuca sığmayan. 10. Öç almayı amaçlayan gizli düşmanlık, garez. Dişlerin diplerinde oluşan kireç tabakası. 11. Genişlik. Dördül, murabba. 12. Gösterme sıfatı. Mesafe. 13. Doğum işini yaptıran kadın. Nişastayı parçalayarak şekere çeviren bir enzim. 14. Endonezya nın plaka işareti. Araz. 15. Aşırı olmama durumu, ılımlılık. Bir şeyi hatırlamak için yazılan kısa yazı. 16. Gelir. Tırpana balığı. 17. Cüsseli. İçinde katı bir madde erimiş olan sıvı. 18. Eski dilde sinek. Ticaret eşyası. 19. Yardım istendiğini anlatan bir söz. Meleke. 20. Eski dilde kuzey. Japon lirik dramı. Yukarıdan aşağıya: 1. Bir tür küçük bağlama. Bukalemun. Kira. 2. Marmara bölgesinde bir göl. Bir sayı. Argoda çok hoşa giden kimse. 3. Dibine ışık vermez. Oje çıkartıcı madde. Berilyumun simgesi. Kuyruksuz kurbağanın yumurtadan yeni çıkmış kurtçuğu. 4. Bale yapan kadın sanatçı. Kurçatovyumun simgesi. Kaz Dağlarına mitolojik devirlerde verilen ad. Kayınbirader. 5. İlave etme, katma, ekleme. Altın kökü. Cüzamlı. 6. Radyumun simgesi. İpekten, sarımtırak dallı nakışlarla işlenmiş beyaz kumaş. Dul kadınlar. Şaşma anlatan ünlem. 7. Orta Amerika da bir ülke. Bravo. Bir makyaj malzemesi. 8. Açık sarı renk. Kraliçe. Açık olma durumu, açıklık. 9. Dost, arkadaş. Geçinmek için gerekli olan para. Boğan otundan çıkarılan ve hekimlikte kullanılan zehirli bir madde. 10. Köpek ve ineklere yedirilmek için un ve kepekle hazırlanmış yiyecek. Yolculukla ilgili olan. İyi, güzel. Karadeniz yelkenlisi. Hazırlayan: Ercan BostaNcıoĞlu görsel olarak algıladığını artık sesleri tanıyarak görüntü ve ses bütünlüğünü sağlamamaya başlayacağını ifade eden Kurtuluş, şunları söyledi: "Alper için önemli bir andı, duyması için herkes elinden geleni yaptı. Şu an cihaz yardımıyla sesleri 125 desibel seviyesine yükselttik. Zamanla taklit ederek konuşmaya başlayacak. Onun için yaşam yeniden başlıyor." (AA) Lösemili çocuklar için saçlarını kazıttılar dikkati çekti. Saçlarını tıraş ettikleri sırada çevredeki hasta yakınlarının da ilgisini çeken öğrenciler, etkinliğin ardından ziyaret ettikleri lösemili çocuklara hediye dağıtıp sohbet etti. Etkinliğin düzenlenmesine öncülük eden YYÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Öğrencisi Fatma Tırak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, lösemili hastaların durumuna dikkati çekmek amacıyla bir araya geldiklerini belirtti. Öğrenci konseyi üyeleri olarak daha önce de hastaneyi ziyaret ettiklerini ve lösemili çocuklarla resim yapıp vakit geçirdiklerini anlatan Tırak, tedavileri süresince eğitimlerini yarıda bırakan çocuklara da yardımcı olmaya çalıştıklarını ifade etti. Tırak, lösemili çocuklar için bir şeyler yapmak istediklerini ve akıllarına böyle bir fikir geldiğini bildirerek, "Kimsenin onların yaşadığı zorluklardan haberi yok. Haberi olan arkadaşların çoğu da duyarsız. Biz bunu önlemek ve farkındalığı artırmak amacıyla yola çıktık" dedi. İlk etapta 5 kişinin destek verdiği projenin arkadaş çevresinde yaygınlaşmasıyla sayılarının sürekli arttığını vurgulayan Tırak, etkinlik kapsamında 23 erkek ile 3 kız öğrencinin saçlarını kazıttığını dile getirdi. Tırak, kampanyanın bir zincir halinde tüm Türkiye'ye yayılmasını arzuladıklarına değinerek, şöyle konuştu: "Buradan Akdeniz ve Dicle üniversitelerindeki öğrencilere meydan okuyoruz. Biz buradayız, siz neredesiniz diyoruz? İnsanların lösemili hastaların durumundan haberdar olması ve onlara destek vermesi gerektiğine inanıyoruz. İlk etapta saçlarımızı kazıtıyoruz ama bundan sonra hastaneyi düzenli ziyaret ederek çocuklarla resim yapıp kitap okuyacağız. Her zaman onların yanında olacağız. Etkinliğimize destek olan herkese teşekkür ediyorum." (AA) ÇÖZÜMÜ BUGÜN 12. SAYFADA YOZGAT- Yozgat Özel Ergin Koleji öğrencileri, kuşlar için kağıt rulonun üzerine unla birlikte hazırlayıp yapıştırdıkları yem ve evlerinden getirdikleri bayat ekmekleri okul bahçesindeki ağaç dallarına astı. Öğrenciler, bu mevsimde kuşların yeterince beslenemediğini belirterek öğretmenleri ile birlikte böyle bir etkinlik düzenlendiklerini söyledi. Özel Ergin Koleji Müdür Yardımcısı Mehmet Özsoy da okul olarak hayvanlara, çevreye ve insanlara karşı duyarlı öğrenciler yetiştirmenin gayreti içerisinde olduklarını söyledi. Okulumuz fiziki ve genel durumu bakımından oldukça güvenli bir okuldur. Bu bakımdan eğitim ortamına sahip bahçemizinde bu avantajını her fırsatta eğitim için kullanıyoruz. Eğitim öğretimi olumlu yönde etkileyecek her çalışmaya destekleyerek, çevremizdeki canlılar sergisi ve ormanlarımızı koruyalım resim sergisi açtık. Bunlarla birlikte çevremizdeki canlıları korurken 11 2 Nisan 2015 Perşembe TÜRKÇE BAKIŞ Prof. Dr. Nurullah Çetin ncetin64@hotmail.com MODERN MANDACILIK Onlar ancak birbirinin dostlarıdır. İçinizden kim onları dost ve hâkim edinirse o da onlardandır. Şüphesiz Allah o zalimler güruhuna muvaffakiyet vermez. ayetinden siz ne anlıyorsunuz? Bize bir tefsir edin, bilmediğimiz çok derunî, sırrî, işarî, batınî manaları varsa bilelim. Yoksa bu, manasını hiç kimsenin anlayamayacağı müteşâbih ayetlerden midir? Ayrıca İngilizci arkadaşların kendisine itibar ettiğini sandığım bir araştırmacı olan İhsan Süreyya Sırma, Sömürü Ajanı İngiliz Misyonerleri adlı kitabında bakın neler söylüyor: Misyonerler, devamlı olarak Osmanlı Devleti ni sömürücü, kendilerini de bu sömürüden kurtarıcı (libérateur) olarak gösteriyorlardı. A. Bardey, bir dağlı Yemenlinin kendisine şöyle dediğini iddia etmekte veya dememişse bile demiş gibi göstermektedir: Que les nousrani (chrétiens) vienent donc, nous les aiderons a chasser les Turcs (= Artık şu Hristiyanlar gelsin; biz Türkleri kovmak için onlara yardım edeceğiz.) (s.13) Şimdi bu ifadelerin bugün de değişik bir şekilde aynen tekerrür ettiğini görmek insanı hayrete düşürüyor. Bugün de batılılar ve onların PKK gibi yerli işbirlikçileri, Türk Devletini zalim, sömürücü, baskıcı, insan haklarını, kültürel hakları yok edici, özgürlükleri kısıtlayıcı, antidemokratik, militarist olarak propaganda etmiyorlar mı? Bunun karşısında kendilerini yani Avrupa Birliğini de bu baskılardan kurtaracak, özgürlük ve demokrasi getirecek bir kurtarıcı olarak propaganda etmiyorlar mı? Bu propagandaların etkisiyle artık şu Hristiyanlar gelsin demiyorlar ama, aynı anlama gelecek olan Avrupa Birliği gelsin, biz onlarla işbirliği yapacağız, Türkleri de devlet yönetiminden kovacağız, demek istiyorlar. İngilizler bizi yönetseydi, onların sömürgesi olsaydık daha iyi olurduk, inancında olan bazı dindar kişilere, İslamî cemaat, vakıf, dernek, tarikat, parti patırtı mensuplarına çok sevdiklerini ve fikirlerine yüzde yüz katıldıklarını zannettiğim Mehmet Âkif Ersoy un Millî Mücadele sırasında Kastamonu Nasrullah Camii nde verdiği bir vaazdan İngilizlerin ne olduğunu, bizim için ne gibi iyilikler düşündüğünü, neler yaptığını ve yapmak istediğini açıklayan bazı bölümlerini aktaracağım. Umarım Müslümanlık konusunda hassas olan insanlarımız biraz da millî konularda aynı hassasiyeti gösterirler. Dinî şuurun yanında millî şuurun da ne kadar önemli olduğunu idrak ederler. Zira bağımsız bir millet ve o milletin bağımsız millî bir devleti yoksa Müslümanlıklarını nesiller boyu devam ettirmeleri ve toplumsal çapta yaşamaları zordur. Merhum Âkif şöyle diyor: -Neden İngilizler İstanbul'u doğrudan doğruya kendisine almasın da Yunanlılara versin? İngilizlerin bu kadar büyümesi müttefiklerinin işine gelmiyor. Binaenaleyh payitahtımızı (başkentimizi) da alacak olursa araları büsbütün açılacak. Ancak hem Rumeli'yi, hem Aydın vilâyetini elinde tutabilmek için Yunanlılar kuvvetli bir donanmaya muhtaçtır. Bunu ise çaresiz İngilizlerden tedarik edecek. Anlaşıldı ya İstanbul'un Yunan elinde bulunması demek, daima donanmasına muhtaç olduğu İngilizlerin elinde bulunmak demektir. Rumeli'nin, İstanbul'un, Aydın vilâyetinin Yunanlılar elinde bulun ması ne demektir, biliyor musunuz? Oralarda tek bir Müslüman kalmaması demektir. Vaktiyle eski Yunanistan'la Mora'daki halkın yarısı Rum ise yarısı da Müslümandı. Bugün o havalide tek bir dindaşımız kalmamıştır. Bu musalaha (anlaşma) mucibince (gereğince) verilecek memleketlerde de bir müddet sonra aynı hâl zuhura (meydana) gelecektir. Evet, Müslüman ahâlî katliam ile korkutularak hicrete (göçe) mecbur edilecektir. Bu muâhedenin (anlaşmanın) ta'kip ettiği maksat şudur: İngilizler bizden mümkün olduğu kadar fazla adam öldürtmek, kendisinden son derecede az insan harc etmek istiyor. O sebepten bir taraftan Rum, Ermeni çeteleri teşkil edecek; bunlara para, silâh dağıtarak Türkler arasında katliam yaptıracak; diğer taraftan da Müslümanlar, Türkler arasından para ile yahut iğfal ile adamlar bularak bizi birbirimize doğratacaktır ki bu zaten olup duruyor. Şimdi bir mühim mes'ele var. Onu tetkik edelim: Neden İngilizler bizim mahvımızı te'min (yok olmamızı gerçekleştirmek) için bu kadar uğraşıyorlar? Evet, bunlar harb-i umûmînin bidayetinde (Birinci Dünya Savaşı nın başlangıcında) "Biz bütün milletlerin istiklâli (bağımsızlığı) için harbediyoruz!" tekerlemesini muttasıl (sürekli) tekrar edip durdukları için mahkûmiyetleri altında bulunan yüz milyon Müslümana da istiklâl sevdası geldi. Mısır'da, Hint'te birbiri ardınca isyanlar başladı. Vâkıa (gerçekte) İngiliz bu isyanları kendisine mahsus olan müthiş bir vahşetle (vahşilikle) bastırdı. Lâkin bunların bir daha baş kaldıramamaları için dünyada hiç bir Müslüman memleketin müstakil (bağımsız) kal maması lâzımdı. Mütarekeden sonra ise müstakil olarak iki Müslüman hükûmet kalmıştı ki biri biz idik. Diğeri de İran idi. Biliyorsunuz ki İran hükûmet-i İslamiyyesinin (İslamî hükûmetinin) icabına baktılar. İngiliz himayesini la'net halkası gibi Acemlerin boynuna geçirdiler. O hâlde yalnız biz kaldık. Ey cemaat-i Müslimîn! İngilizin asıl düşmanlığı bizedir. Çünki biz asırlardan beri hilâfeti elimizde tutuyoruz. Asırlardan beri âlem-i İslamın başında olarak ehl-i salîble (Haçlılarla) çarpışıyoruz. Dünyanın bütün Müslümanları selâmetlerini, necat larını (kurtuluşlarını) yıllardan beri müştak oldukları (arzuladıkları) istiklâllerini bizden bekliyorlar. Yüzlerce milyon Müslümana nisbetle (oranla) bizim bir avuç mesabesinde (hükmünde) olan halkımızın ne ehemmiyeti vardır? demeyiniz, iyi biliniz ki bu bir avuç halkın bütün âlem-i İslamda (İslam dünyasında) pek büyük mevkii, pek büyük itibarı vardır. Bütün Müslümanlar bilirler ki maazallah (Allah korusun) Saltanat-ı Osmaniye'nin (Osmanlı Saltanatının), Hilâfet- İslamiyye'nin (İslam halifeliğinin) devrilmesi bütün cihan-ı imanı (Müminleri) sarsacaktır. Bütün Müslüman yurtlarını en müthiş zelzelelere tutulmuş gibi hasara uğratacaktır. Mütarekeyi müteâkip Mısır'da, Hint'te hatta dün elimizde iken bugün işgal altında bulunan Irak'ta, Suriye'de zuhur eden (ortaya çıkan) ihtilâller, isyanlar, kıyamlar gösteriyor ki biz Osmanlı Müslümanları öyle âlem-i İslamın ve dolayısıyla ve düşmanlarımızın lâkayıt kalabileceği bir küme değiliz. O sebepten İngilizler bizi büsbütün mahvetmeğe ne kadar çalışsalar kendi menfaatleri nâmına o kadar haklıdırlar. Ama diyeceğiz ki: Bugün bütün dünyaya hâkim olan İngiltere satveti (zorbalığı) karşısında bizim ne ehemmiyetimiz olur ki herifler senin dediğin gibi bizim günün birinde büyüyeceğimizden korksunlar da bu kadar ihtiyatlara (tedbirlere) lüzum görsünler? Yanılıyorsunuz, iş öyle değil. Avrupalılar yalnız bugünü, bugünkü hâdisâtı (olayları) seyretmekle kalmazlar. Onlar yarını, gelecek seneyi, hatta gelecek asrı, hatta bir kaç asır sonunu tahmin etmek, hesap etmek isterler. Heriflerin siyaseti müthiştir. İşte o müthiş siyaset sayesinde ken dileri ne oldular, bizi ne hâle getirdiler, görüyorsunuz. Binaenaleyh velev bir kaç vilâyetten ibaret bir Anadolu hükûmetinin kalmasına bile kendi ihtiyarlarıyle (istekleriyle, rızalarıyla) yani muztar (mecbur) kalmadıkça, kâbil (mümkün) değil, razı olamazlar. -Pek a'lâ! Ne yapabiliriz? Uzun zamanlardan beri devam eden dahilî, haricî muhârebeler, (iç dış savaşlar) bilhassa Balkan muhârebesiyle (savaşıyla) şu harb-i umûmî (Birinci Dünya Savaşı) bizde can bırakmadı, kan bırakmadı, para bırakmadı, hiç bir şey bırakmadı. Düşman ise bu kadar kuvvetli. Şerâit-i sulhiyeyi (barış şartlarını) çârnâçar (mecburen) kabul edeceğiz. Bu tıpkı silâhsız bir adamın dağ başında müsellâh (silahlı) haydutlar tarafından kuşatılmasına benzer, ister istemez eşkıyanın emrine boyun eğecek... (DEVAM EDECEK) Öğrenciler kuşlar için ruloya sardıkları yemi ağaç dallarına astı onlara yaşamlarını sürdürebilmeleri için öğrencilerimiz ağaç dallarına ve farklı yerlere kuş yemi bıraktı. diye konuştu. (CHA)

12 12 haber 2 Nisan 2015 Perşembe CHP nin solan ve açan çiçekleri ANKARA- Parti Meclisi (PM) kararı ile 45 seçim bölgesinde ön seçim yapan CHP'de, ilginç sonuçlar ortaya çıktı. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, seçime girdiği İzmir'de rakiplerine fark atarken, çok sayıda milletvekili seçilebilecek yerlerden listelere giremedi. AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, CHP'nin dün 41 il 45 seçim bölgesinde gerçekleştirdiği ve 700 bini aşkın üyenin oy kullandığı ön seçimlerin resmi olmayan sonuçları açıklandı. Örgütün talebi üzerine İzmir 2. Bölgede 57 sıra numarasıyla ön seçime giren Kılıçdaroğlu, 81 aday ile yarıştı. Kılıçdaroğlu, geçerli sayılan 33 bin 590 oydan 29 bin 871'ini alarak birinci oldu. Burada 2. sırayı mevcut milletvekili Mustafa Balbay alırken, İzmir Gazeteciler Cemiyeti'nin eski başkanı Atilla Sertel üçüncü oldu. Eski İl Başkanı Ali Engin 5. sırada yer aldı. İzmir 1. Bölgeden seçime giren milletvekili Musa Çam ilk sırada seçimi tamamlarken, milletvekili Hülya Güven ise listeye giremedi. Birinci sıranın kontenjan kadın adayına ayrıldığı İzmir 2. bölgede, Kılıçdaroğlu milletvekili aday sıralamasında 2. sırada yer alacak. -Sürprizler İstanbul'da CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Sarıgül'ün 6. sırada yarışı tamamladığı İstanbul 2. Bölgede, ön çesime giren tek Genel Başkan Yardımcısı Ercan Karakaş'ın ise ilk 10'da yer alamadığı belirtildi. Eski bakanlardan Mehmet Sevigen de bu bölgeden liste dışı kaldı. Bu bölgede 1, 3, 5 ve 7'nci sıralar kontenjan adaylarına ayrıldığı için 6. sırada yarışı tamamlayan Sarıgül'ün listelerde 10. sıradan aday gösterilecek. Bu seçim döneminde milletvekili sayısı 27'den 26'ya düşürülen 2. Bölge'de CHP, geçen seçimlerde 9 milletvekili çıkarabilmişti. İstanbul 1. Bölgede milletveki Mahmut Tanal, 3. Bölgede ise İlhan Cihaner ilk sırayı aldı. 1. Bölgenin sürpriz isimlerinden biri ise gazeteci Barış Yarkadaş oldu. Yarkadaş ilk 3'te yarışı tamamladı. Ergenekon ve Balyoz davalarında yargılanan Albay Dursun Çiçek ise 2. Bölgeden ilk 5'e girerek, Meclis kapısını araladı. Mevcut milletvekili Melda Onur da ilk sıralarda yer aldı. İstanbul eski İl Başkanı Oğuz Kaan Salıcı da 1. Bölgede ilk 4'e girmeyi başardı. -'da ilk sıra eski il başkanının 1. Bölgede eski CHP İl Başkanı Necati Yılmaz'ın 1. sırada yer aldığı ön seçimlerde, milletvekili Aylin Nazlıaka'nın ise 2. sıradan seçildi. Üçüncü sırada Avukat Ali Haydar Hakverdi'nin yer aldığı listedeki diğer adaylar ise şöyle belirlendi: "Avukat Hikmet Tepe, Faruk Özdemir, Gamze Taşçıer, Emre Doğan, Selahattin Emre, Durdu Özbolat, Sema Aksoy, Kazım Sönmez, Erdoğan Kılıç, Birsen Temir ve İlyas Güven Eroğlu." -Sav ve Okay umduğunu bulamadı Partinin eski Genel Sekreteri Önder Sav ile aynı dönemde Genel Başkan Yardımcılığı yapan Hakkı Süha Okay da 1. Bölgeden ön seçime girdi. Ön seçimde iki isimde üyelerden beklenen oyu alamayarak ilk 14 içinde yer bulamadı. 2. Bölgede Keçiören belediye başkan adayı Murat Emir ilk sırada çıktı. 2. sırada Nihat Yeşil, 3. sırada Ali Rıza Erbay 4. sırada ise Celalettin Koç yer aldı. -Baykal ikinci sırada Antalya'da yapılan ön seçimlerde Antalya Milletvekili ve eski genel başkanı Deniz Baykal 8 bin 515 oyla 2. sırada yer aldı. Fazla işaretleme yaptığı için ön seçimde kullandığı oyu geçersiz sayılan Baykal, Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun kontenjan teklifini de reddetmişti. Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı olduğu bildirilen Dr. Niyazi Nefi Kara'nın ilk sırada yer aldığı Antalya seçimlerinde eski Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın 3. sırada yarışı tamamladı. Eski İl Başkanı Devrim Kök ise 4. sırada kaldı. Antalya'da Baykal'a yakınlığı ile tanınan milletvekili Yıldıray Sapan da liste dışı kaldı. Dün yapılan ön seçimde Afyonkarahisar ve Denizli'de ilk sırayı ise kadın adaylar kazandı. Ön seçim sonucuna göre, Adnan Keskin'in sıralamaya giremediği Denizli'de Melike Basmacı 6 bin 891'le birinci oldu. Milletvekili Ahmet Toptaş'ın bin 472 oy ile 6. sırada yer alabildiği Afyonkarahisar'da ise Avukat Burcu Kayıkçı liste başı oldu. Daha önce PM kararıyla ilk sıra kontenjan adayına ayrılan ancak örgütün tepkileri üzerine eğilim yoklaması kararı alınan Trabzon'da da üyeler sandık başına gitti. Mevcut Milletvekili Volkan Canalioğlu'nun aday olmadığı eğilim yoklamasında 17 milletvekili aday adayı yarıştı. Trabzon'da 6 bin 46 partilinin il merkezi ve ilçelerinde oy kullandığı eğilim yoklaması sonucunda 3 bin 519 oyla Haluk Pekşen 1., 3 bin 422 oyla Ali Türen Öztürk 2., 2 bin 803 oyla Ahmet Kaya 3. sırada yer aldı. Genel Merkez takdir kullanırsa, Canalioğlu başka bir seçim bölgesinden kontenjan adayı gösterilebilecek. -Gençler ilk sırayı bırakmadı- Partinin genç milletvekillerinden Özgür Özel Manisa'da, Aykut Erdoğdu İstanbul'da, Tanju Özcan ise Bolu'da büyük oy farkıyla ilk sırayı alarak yeniden parlamentoya girmenin kapısını araladı. CHP'de resmi olmayan sonuçlara göre 15 milletvekili seçilebilecek yerlerden listeye giremedi. Yerel seçimler öncesi örgütten sorumlu genel başkan yardımcılığını üstlenen Adnan Keskin Denizli'den, olağanüstü kurultayda Kılıçdaroğlu'na karşı Muharrem İnce'yi destekleyen Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz da seçilebilecek sırada listede yer bulamadı. Resmi olmayan kesin sonuçlara göre, Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş, Balıkesir milletvekilleri Ayşe Nedret Akova ve Haluk Ahmet Gümüş, Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan, Çanakkale Milletvekili Mustafa Serdar Soydan listenin ilk sıralarında yer alamadı. CHP'de önceki seçimler değerlendirildiğinde milletvekili seçilme şansları düşük olan diğer milletvekilleri ise şöyle: Edirne Milletvekili Kemal Değirmendereli, Erzincan Milletvekili Muharrem Işık, Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek, Sivas Milletvekili Malik Ecder Özdemir, Bursa Milletvekili İlhan Demiröz, İzmir milletvekilleri Hülya Güven ve Mustafa Moroğlu, Amasya Milletvekili Ramis Topal, Çanakkale Milletvekili Ali Sarıbaş, Giresun Milletvekili Selahattin Karaahmetoğlu, Manisa milletvekilleri Sakine Öz ve Hasan Ören, Ordu Milletvekili İdris Yıldız, Antalya milletvekilleri Yıldıray Sapan ve Gürkut Acar, 'dan ön seçime giren Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat. Sonuçları henüz tam olarak açıklanmayan İstanbul'da ise Nur Serter, Süleyman Çelebi, Haluk Eyidoğan, Osman Korutürk ve Celal Dinçer'in de listede seçilebilecek yerlerde yer almadığı belirtildi. CHP'de geçtiğimiz günlerde merkez ve eğilim yoklaması sonucu 10 kentteki adaylar ise belirlenmişti. Belirlenen adaylar şöyle sıralandı: Yolava: Muharrem İnce ve Murat Ocak (Merkez Yoklaması) Kars: Zeki Naci Tarhan, Erkan Karagöz ve Hacer Akyol (Merkez Yoklaması) Elazığ: Feyzi Septioğlu, Yaşar Karabulut, Mustafa Yavuz ve Fadime Yılmaz (Merkez Yoklaması) Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! ANKARA- Terör, kanlı yüzünü savcıyı şehit ederek bir kez daha gösterirken, Türkiye nin yumuşak karnı na vuranların niyeti de belli oldu. Bilindiği gibi, Avukat cübbesi ile Çağlayan Adliyesi'ne giren; İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğrencisi Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol adlı iki terörist Berkin Elvan soruşturmasını yürüten Savcı Mehmet Selim Kiraz ı odasında rehin aldı. Polis, baro ve avukatlar 8 saat süren ikna çabasına rağmen hainler silahları ateşleyince, özel harekat timi odaya girdi ve iki teröristi öldürdü. Başından ve karnından 5 kurşunla ağır yaralanan Savcı Kiraz, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak şehit oldu. DİKKAT ÇEKEN YANLAR Alçakça olayın dikkat çeken birkaç yanı var elbette. Birincisi; böylesine sarsıcı ve ölümcül eylem, aralarında kendisine hukukçu diyenlerin de bulunduğu kimi STK lar, sanatçılar ve gazeteciler tarafından sahiplenilebiliyor olmasıydı. İkincisi; DHKP-C militanlarının silahla nasıl içeriye girdiği konusu. 10 tane X-Ray cihazını aşarak elinde silahla savcının odasını basan teröristlere bir avukatın yardım ettiği belirlendi. Kimliği açıklanmayan kadın bir avukatın silahı cübbesine sararak adliyeye soktuğu güvenlik kameralarının incelenmesi sonucu tespit edildi. Yani bir büyük güvenlik sorunu var. ERDOĞAN, YENİ BİR DÜZENLEME DEDİ Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çok konuşulacak bir açıklama yaptı. Başbakan Davutoğlu ile görüştüğünü kaydeden Erdoğan, yeni düzenleme sinyali verdi. Erdoğan, Çok lokal, çok mevzi değil her yönüyle ele almak suretiyle, avukatların adalet saraylarına girmesinden tutun, diğer görevlilerin adalet saraylarına girişlerinden tutunuz, bunlar ne gibi bir muameleye tabi tutulacak, hepsinin değerlendirilmesi gerekiyor. Bu işin hafife alınır bir yanı yok. Bu, üzerinde çok çok önemle durulacak, ibretlik vaka, olaydır." Yani Yeni bir İç Güvenlik Paketi gündemde DAVUTOĞLU Başbakan Ahmet Davutoğlu, Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın şehit düşmesinin ardından düzenlediği basın toplantısında, Kiraz'a rahmet, ailesine ve yargı camiasına başsağlığı diledi. Saldırıyı aynı zamanda Türk yargısına, demokrasisine ve bütün vatandaşlarımıza dönük bir saldırı olarak gördüklerini vurgulayan Davutoğlu, toplumun tüm kesimlerini terör karşısında birlik ve beraberliğe davet etti. Davutoğlu, şöyle devam etti: Sadece avukatlarımızla ilgili hususlar değil, adalet saraylarında özel güvenlikle sağlanmış güvenlik şartlarının bundan sonra emniyet birimlerimizce daha etkin bir şekilde denetlenmesi ve belki de doğrudan emniyet birimlerimizce sağlanması konusunda da gerekli tedbirler alınacak" diye konuştu. Davutoğlu, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun, terör eylemime yönelik tweetlerini de eleştirerek, provokatif ortamın doğmasına sebebiyet vermiştir" dedi. MHP'de Başkanlık Divanı görev dağılımını yaptı ANKARA - MHP'de Başkanlık Divanı'nda görev dağılımı yapıldı. MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısında Başkanlık Divanı için seçim yapıldığını, seçim sonucunda MYK üyelerinin "genel sekreter ve genel başkan yardımcılarının divan görevlerine devam etmeleri yönünde" tercihte bulunduğunu bildirdi. Yalçın, iki genel sekreter yardımcılığında ise nöbet değişimi olduğunu kaydetti. Açıklamasında "Divan seçiminin sonucu, aynı zamanda MHP'nin 11. Olağan Büyük Kurultayı'nda Sayın Devlet Bahçeli'yi yeniden genel başkan seçmek suretiyle değerli delegelerimiz tarafından tazelenen güvenin MYK nezdinde teyit ve tekidi anlamına gelmektedir" ifadesine yer veren Yalçın, Divan üyelerini belirleyen seçimin, MHP'de parti içi demokrasiye verilen önemin göstergesi olduğunu belirtti. Yemen'de Havaalanı ve Es-Sum kışlasına hava saldırısı düzenlendi BULMACANIN ÇÖZÜMÜ SANA - Yemen'de Husilere karşı yürütülen Suudi Arabistan öncülüğündeki "Kararlılık Fırtınası" operasyonu çerçevesinde başkent Sana'nın kuzeyindeki Sana Uluslararası Havaalanı ile Es-Sum kışlasını hedef alan hava saldırısı düzenlendiği bildirildi. Emniyet güçlerinden alınan bilgiye göre, hava saldırısında, Şii Husi militanların kontrolündeki Sana Uluslararası Havaalanı'nın pist ve bekleme salonu vuruldu. Koalisyon uçaklarının, başkent Sana'nın kuzeyindeki Erheb bölgesinde bulunan Husilere ait Es- Sum kışlasına da hava saldırısı düzenlediği kaydedildi. Yemen'in batısında bulunan Taiz ve el- Hudeyde kentlerindeki Şii Ensarullah Hareketi'ne (Husiler) ait hedeflerin de bombalandığı bildirilmişti. Siyasi krizin devam ettiği Yemen'de Husilerin başkent Sana'nın yanı sıra bazı kentleri ele geçirmesi sonrasında Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi, Aden'i "geçici merkez" ilan etmiş ve bazı ülkeler, diplomatik temsilciliklerinin faaliyetlerini burada sürdüreceğini açıklamıştı. Bu gelişmelerden sonra Husilerin, Aden'e doğru harekete geçip, kentteki bazı stratejik noktaların denetimini ele geçirmesi üzerine Hadi yönetiminin üst düzey yetkililerinin Arap Birliği ve uluslararası topluma, acil askeri müdahale çağrısının ardından Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon, Husilere yönelik hava harekatı başlatmıştı

13 2 Nisan 2015 Perşembe13 EFSANE RÖPORTAJLAR Özal, Başkanlık sistemi ni Efsane GÜZELDERELİ getirmek için Kuzu yu çağırdı AK Parti İstanbul Milletvekili Burhan Kuzu, siyaset dünyamızın renkli simalarından biri. Efsane Güzeldereli nin sohbet konuğu olan Kuzu, üniversitede başına yumurta yağarken yaptığı esprilerde ne kadar samimi ise sorulara verdiği yanıtlarda da öylesine samimiydi. Siyasal yaşamı kadar bireysel hayatı da dikkate değer özellikler taşıyan Burhan Kuzu yoksul bir ailenin çocuğu olarak yetişirken bugün tebessüm edilse bile yaşanırken büyük acı veren olaylar yaşamış. Örnek: Ekmeğe katık edilen zeytin yenirken löp diye götürülmez, birkaç kez ısırılarak tüketilirmiş sofrada. Buna uymayan kardeşine basmış tokadı! Üniversitede öğretim görevlisiyken, başkanlık sistemini oluşturan, Turgut Özal'ın ölümünden sonra tüm çalışmalarını çekmeceye kilitleyen ve öğrencilerine ölene dek ortaya çıkarmayacağım diyen Burhan Kuzu, ne oldu da o notları yıllar sonra çekmeceden çıkardı? Babası olduğu sistem hakkında ne düşünüyor? E.G: 1 Ocak 1955'te Kayseri Develi'de, Ali Rıza Bey ve Zahide Hanım'ın 6. çocuğu olarak dünyaya geldiniz. Bu günlere de kolay gelmediniz. Sizinle yaptığımız bir telefon görüşmesinde hayatımı dinleseniz ağlarsınız demiştiniz. Neydi hayatınızda sizi bu derece dertlendiren, bizi de ağlatacak olan şeyler? B.K: (gülüyor) Evet, doğru. Doğum tarihi 1.1 tamamen resmiyette olandır. Ben doğum tarihimi bilmiyorum. Çünkü Anadolu'da bizler köy hayatında kışın doğarız, kıştan gidemez, yazın doğarız, işten gidemez babamız. Tarla filan. Okula kayıt dönemi geldiğinde, çocuğun nüfus cüzdanı var mı? Yok. İlçeye gelir, nüfusa gider. Ne zaman doğdu diye sorar müdür. Cevabı valla müdür bey bir sene çok kar yağmıştı ya o sene doğdu der. Yaz der memur, 1.1. Dolayısı ile bizim köyün yüzde 90'ı, sene filan biz küçük yazılırız. E.G. Hayatımı konuşacaksanız, ağlarsınız demiştiniz. Neydi bu hazin hikayeler? B.K: Bu işin şey tarafı tabi. Benim hayatım Anadolu çocuklarının genelinin hayatıdır. Çok özel bir ızdırabım yok, çok şükür. Ama 9 kardeşiz. İlkokulu filan ben köyde okudum. Tam ortaokula geldiğimizde 3. sınıftaydım ben. Babam rahmetli oldu. Lise 3'e geldiğimde de annem rahmetli oldu. Tabi 9 kardeş çok zor şartlardaydık. Bir yerden para geldiği, bir şey geldiği yok. Hem çalışıyorsun yazın tarlada, hem okuyorsun. Çocukluk hayatım ya ders ya da işle geçti. Çocuk oynar ya. Biz hiç böyle bir şey görmedik. E.G: Geçmişe baktığınızda en çok neyin özlemini çekiyorsunuz? B.K: Doğallığın özlemini çekiyorum. Çünkü eski doğallık, bugünkü dönemde yapaya dönüşmüş. Biraz formalite. Çok içten olmayan, daha yapmacık, daha şekli olan filan. Her şey de öyle. Gıda da öyle. İnsanda da öyle. Hormonlu insanlar da türemiş. O yüzden, insanların sözüne güven de, kendine güven de, emin olma da, emniyette olma da, o kadar şey vardı ki çocukluk yıllarımda. Ben mesela, tarlamızda yediğimiz domatesin tadını hiç alamadım. Koca pazarı geziyorum. Tüm domateslerde şu kadarcık bir koku yok. Özellikle ben domatesi tuzlayarak yediğim tarlalarda, ufaktı ama, lezzetliydi. Şimdi o tadı alamıyorsun. O doğallık gitmiş. İnsanda da aynı var. Sadece konu orada değil. Köy hayatındaki samimiyet, büyük küçük arasındaki muhabbet. Varsayalım biri bize, gel yavrum bakkaldan şunu al. Hiç itiraz etmezdik. Gidip alır, gelirdik. Git, kendin al gibi bir şeyimiz yoktu. Bunlar iyi mi, kötü mü? Tabi eskinin iyisi var, şimdinin iyisi var belki. Ama doğallık noktasından baktığınız zaman şimdi bir yapaylık görüyorum. Siyasette değil sadece, her alanda. E.G. Azime Hanım ile evlisiniz uzun yıllardır. Süleyman ve Ferhan adında iki de çocuğunuz var bu evlilikten. Hanım İstanbul'da, siz burada. Zor olmuyor mu? B.K: Valla zor olmaması mümkün mü? Ben hafta sonu mutlaka İstanbul'a gidiyorum. Hafta içi de burada oluyorum. Bu 13 yıldır böyle devam ediyor. Bir, çocukların okulu, İstanbul'da getiremiyorsun. İki, getirsen de bir anlamı yok. Çünkü seçim bölgem İstanbul. Her hafta sonu faaliyet var orada. Zor olsa da böyle. Bağışıklık kazandık artık sıkıntıya. E.G: Ev işleri ile aranız nasıl? B.K: Valla ev işleri ile sorunum olmaz. Çünkü aile olarak biz 9 kardeşin, 9'u da gurbette okuduğumuz için. Ben ilçeye geldiğim zaman 12 yaşındaydım Efsane. Tek başıma evde kalıyordum. Bazen bir kaç arkadaş ev tuttuğumuz da oldu. 12 yaşımda yemek yapmaya başladım. Ütü yok o zaman. Yatağın altına pantolonu koyuyorduk. Artık hangisi iyi çıkar ise, onu giyersin yani. Benim kardeşim benden biraz zayıftı. Derdi ki; Benim pantolonumu senin altına koyuyum.(gülüşmeler). Kış aylarında, emin ol, koca Şubat, Mart tamamen soğukta geçirdiğimiz olurdu. Etrafı tahta olan cam, kapanırdı, şişerdi. O şişmenin açılması, ancak Mart ayında olurdu. Kışın bir gün kardeşim ile birlikte aynı evde kalıyorduk. Soba yok. Alt tarafta fırın vardı. Tandır. Haftanın 1-2 günü olurdu. Her gün olsa, daha ne? Orada ısınan hava ile ısınalım derdik. Oturduğum yer toprak. Orayı deldik. Üzerine bir tane kiremit koyduk. Aşağıda hanımlar öyle güzel dedikodu yapıyor. Biz de yukarıda ders çalışıyorduk. Hiç duymazdık bile biz onu. Fakirlik olunca, besin sorunu da haliyle var. Mesela kardeşim bir zeytini bir defada yedi diye, benden tokat yemişti. Ulan sana düşer mi bir zeytin? Bir defa da alıp ağzına atıyorsun bunu filan diye. Geçen yıllarda gittiğimde bir kaç kg zeytin götürdüm ona. Al ye dedim. ''Şimdi ne yapacağım? O zaman yemem lazımdı'' dedi. Anadolu insanının genelinin sıkıntısıdır bu. Temizliği, çamaşırı,bulaşığı kendimiz yaptığımız için tek başına yaşamamız aman aman bir sorun teşkil etmiyor. Tercih edilecek bir şey değil ama. E.G: Lisede birinciydiniz. Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümünde okurken bıraktınız ve Hukuk Fakültesine geçtiniz. Neden böyle bir tercihte bulundunuz? B.K: AAAAHHH AHHH. Vay anammm vayyy. Lisede edebiyat bölümünde birinciliği aldım. Sonra fen bölümüne geçtim. Çünkü Hacettepe Üniversitesi, fen bölümünün birincilerini alıyordu. Fende de birinciliği aldım. Gece 2'lere kadar çalıştım. O sene Hürriyet Gazetesi'nden bir muhabir geldi. Dedi ki; Ne olmak istiyorsun? Annem öldü o sene. Onun ızdırapları vardı bende. E.G: Allah rahmet eylesin. B.K: Amin. Doktor olmayı bir anda içimde alevlendirdi. Amannn sanki doktor olmazsam hiç bir şey olmam. Ölsem daha iyi yani. O ruh halindeyim. Bir tek kelimem bu doktor olacağım. 2. ve 3. de dedi. Üçümüz de dediğimizi olamadık. Mühendis olacağım diyen asker oldu. Hürriyet Gazetesi yazmış; Burhan Kuzu, lise 1. dedi ki; Hiç demedim. Dr. olacağım, beyaz önlüğü giyeceğim, anam anam bir yazmış. Hiç birini demedim. Ulan bir okudum. Ben neler yapacakmışım. Vay anam vayyy. O bizim ruh halimizi tam doktorluğa götürdü mü? Liseyi bitirdik. 4 tercih hakkımız vardı Hacettepe içinde. Gönderdim dilekçemi. Hacettepe Tıp. Kayseri Tıp. Kimya ve Maden Mühendisliği de. Gönderdim ve hiç biri de tutmamış. Ulan diyorum, hadi Hacettepe Tıbba giremiyoruz. Ötekilere girecek durumdasın. Geldim buraya. Müdür kadıncağızı bugün görsem tanırım. Ne kadar etkilemiş onu ruh halim. Dedi; Adın ne? Burhan Kuzu diyince; yavrum yavrum, kuzum kuzum. Hayırdır dedim. Yahu akıl veren yok mu sana? Bu tercihler de neymiş biliyor musun? 1.tercihine girdin, girdin. Giremezsen, 2. tercihe geçiyorsun. Eğer 2. olan bir çocuk, ilk tercihini yapmışsa, onu alıyor, beni almıyor. Gayri adil. Hiç anlatılması mümkün olmayan bir sistem. Benim bütün emeklerim bitti. Ne yapacağım ben şimdi. Bu saçı o zaman döktüm. Üzüntümden. O zaman Boğaziçi Üniversitesi de 1. leri alıyor. Ama Tıp yok. Gittim Kimya mühendisliğine kaydoldum. Bir süre okudum. Ama beni sarmıyor. Çünkü kafamda hep tıp. Bir gün Beyazıt'tan gidiyorum bir kuyruk. Sordum. Hukuk Fakültesi ön kayıt kuyruğu dediler. Ben dedim ki; Buraya kayıt olayım. Devam zorunluluğu da yok. Dışarıdan çalışırım. Tıbbı 2. sene kazanırım. Hukuk 1. sınıfta okuyorum. Dershaneye kayıt oldum. Tıbba gideceğim ya. Hukuk okumaya filan niyetim yok. Hukuk 2'ye geçtim. 1974'de bugünkü sisteme geçildi ve 18 tercihimi tıp yazdım. Puan tutmadı. Bir arkadaşım dedi ki; Sen tıp diye öleceksin. Gel seni çalıştırayım, tıbbı kazandırayım. O sene de 2'den 3'e geçtim hukukta. Gene 18 tercihimi birden tıp yazdım. Kazansam hukuku bırakacağım. Ne oldu biliyor musun? Geldim sınavdan. Soruları çözüyorum o arkadaş ile. Sonunda bana dedi ki; Ya Cerrahpaşa, ya Çapa Tıp Fakültesi. Helalleş ayrıl dedi bana. Gittim Kayseri'ye yazın. Çalışıyorum. Radyoyu açtım. Türkü dinliyorum. Neşet Ertaş. Severim çok. Radyo demesin mi ki; Yayın kesildi. Dikkat! Dikkat! Üniversite sorularının çalındığı ihtimali var. Yıkıldım. Yıkıldım. Elime aldım taşı. Bir attım radyoya. İyi ki değmedi. Ondan da olacaktık gün sonra sınavı iptal ettiler ve tabi oraya giremedik. Hukuka devam ettik. Bugün eğer liseyi bitirsem, kesinlikle hukukçu olurum. Tıpçı da hiç bir şekilde olmam. Allah herkese ne yazmışsa o oluyor. Kendi hayatımda gördüm. Zorla olmuyor. Benim hayrıma olan hukuktu. E.G: Üniversitede öğretim görevlisiyken, başkanlık sistemini detaylarıyla oluşturdunuz. İstenirse bunu bir gece de yürürlüğe koyarım demişsiniz öğrencilerinize. Turgut Özal'ın ölümünden sonra da tüm çalışmalarınızı çekmeceye kilitlemişsiniz ve ölene dek de ortaya çıkarmayacağınızı söylemişsiniz öğrencilerinize. Peki ne oldu da o notları yıllar sonra çekmeceden çıkarma ihtiyacı hissettiniz? B.K: 1979'da başladım başkanlık modeli çalışmalarına. Rahmetli Özal aradı bir gün beni. Bir makalemi okumuş. Başbakandı o zaman. Görüştük. Cumhurbaşkanlığı döneminde daha sık görüştük. Başkanlık modeli ile ilgili çalışmalardan söz etti. Hay hay efendim filan dedik. Ama olmadı. Sonra cumhurbaşkanı iken bir gün beni İstanbul'da Akgün otele çağırdı. Üç kişiyiz. Bak dedi bana. Seninle yıllardır tanışıyoruz. Çalışmaların var. Başkanlığı getirmek istedin ama dedi, ''1984'te geldim, ekonomi çok kötü. Önce ekonomiye ağırlık verdim'' dedi. ''1987'de getireyim dedim ama sayısal, siyasal gücüm yetmedi'' dedi. Beni Mesut Yılmaz ile bir isim daha dedi. Onu söylemeyim. E.G: Söyleyin ismi lütfen... B.K: Sonra konuşuruz. Bu ikisi beni 4 duvar arasına ittiler dedi. Bu anlattığım 1993'te. Keşke bu modeli getirseydim de ekonomi daha kötü olsaydı dedi. Çünkü her gelen hükümet bunu istikrarla düzeltirdi dedi. Benim yaptığım ekonomiyi Demirel ile Erdal İnönü mahvettiler dedi. Bak hocam ben şimdi Balkanlar'a gidiyorum dedi. Dönüşte Kafkaslar'a gidiyorum. Oradan döndüğümde de istifa ediyorum dedi. Parti kuracağım dedi ve elini attı buraya.(göğsünü gösteriyor) Bak parti kurucuları arasında Burhan Kuzu dedi. Döndü ve onlara hocamı takip edin dedi. Sen de hazırlığını yap dedi. Ben de hazırlığı yaptım. Çekmeceye koydum ve kapattım. Benim bu görüşmemle kendisinin vefatı günlük bir aradır. Sonra kardeşi Yusuf Özal beni havaalanında gördü ve abimle böyle bir şey oldu, bunları bize versene dedi bana. Dedim ki; Yusuf Abi sen parti kurdun. Evvela hükümet ol. Söz ben getiririm, size aynen teslim ederim. Sonra o da rahmetli oldu. Ardından kaldı tabi. Çünkü bunu talep eden olmadı. Sonra Demirel ilk beni aradığında kendisiyle köşkte görüştüm. Çalışmalarımı da götürdüm. Eğer bu model getirilmek istenirse tüm hazırlıklarımız tamam dedim. Hay hay hocam dedi. Asker buna karşı çıkar dedim. Zinde kuvvetleri ben hallederim, bana bırak dedi. O da olmadı geçti. Sonra biliyorsun Tayyip Bey gelince tekrar çıkardım. Çünkü başkanlık modeli benim, nasıl söyleyeyim, canım ciğerim, herşeyim benim. Yani niye çıkarmayayım memleket için? Ben onu saklayıp mezara götürecek halim yok. Sonuç itibarı ile hangi lideri samimi görürsem, buyur diye önüne koyuyorum. Gayet doğal. Saklama diye bir şey yok. 30 yıldır bu modeli destekliyorum. Tayyip Bey istedi de ben yaptım. Böyle bir şey yok. E.G: Şöyle bir şey var. AKP'nin kurucularındansınız. Parti programınızda başkanlık modeli yoktu? Ne oldu da sonradan ortaya çıktı? B.K: Başkanlık modeli yok. Ama bakın şu var; Mesela bakanların dışarıdan atanma konusu bahsediliyor. Bu başkanlık modelinin bir şeyidir. Önemli bir göstergesidir. E.G: Ama hiç başkanlık modeli zikredilmemişken niye çıktı ortaya? B.K: Lafı yok. Ama yasama, yürütmenin net ayrılması başkanlık modelidir. Belki de siyaseten o yıllarda uygun görülmemişti. Şimdi bilmiyorum ben yani parti tek adamı değilim. Ama tanıma baktığınız zaman AKP'nin tüzüğündeki tanım başkanlık modeli. Adı konulmamış başkanlık modeli. Yani ismi konulmamış sadece. Hatta bugün seçim beyannamesini yaptık. Ben de kısmen yardımcı oldum. O seçim beyannamesinde ismini yazalım mı, yazmayalım mı, tartıştık arkadaşlarla. Kamuoyu doğru mu anlar, yanlış mı anlar. Çünkü başkanlık modelini herkes bilmiyor. Baktık ki kamuoyunda da buna ciddi bir taraftar var. Anketlerin çoğunda 48-50'yi yakalayan bir oran var. O yüzden de seçim beyannamemize başkanlık modelini yazacağız açık açık. E.G: Verdiğiniz bir röportajda,''başkanlık sistemini diktatörlük olarak eleştirenleri gırtlaklamak istiyorum'' dediniz. B.K: Doğru. E.G: O günden bugüne bir vukuatınız oldu mu? B.K: (gülüyor) kişiyi gırtlakladım. Bizim ülkemizde belli kesimin, özellikle de sol kesimin espri yeteneği çok zayıf. Yani espri yapmak bir zeka işidir. Bu zeka o tarafta daha az. Ben mesela yaşantı olarak o kadar mülayim, o kadar sevecen, o kadar affedici bir insanım ki benim üzerime SBF'nde o kadar yumurta atıldı. Gittim İstanbul Üniversitesi'nde ayakkabı fırlattılar. Ama hiç bir zaman davacı olmadım. Her zaman da söyledim. Ayakkabı buramdan geçti. Samsun'a gittim keza öyle. Yaptıkları yanlış. Bu ayrı mesele. Bunu niye söylüyorum? Şimdi buradaki laf, bir de basına şöyle çıktı; Düzeltmiş olalım. Bu söylediğin Ahmet Hakan ile yaptığım bir röportaj. Yani Ahmet dedi ki: Bunu hangi geri zekalı söylüyor? Hangi gerizekalı bunu gırtlaklamak anlamında anlıyor? Çünkü oradaki espri şu; Mesela diyelim ki çok cömert bir adam. O adama diyorsun ki amma da cimri. Öldür daha iyi bu adamı sen. Cimri deme bu adama. Çünkü cimrilik hiç yok bu adamda. Ha buradaki laf şu; Bana biri başkanlık modeli ile ilgili, başkan güçsüz kalır, zavallı kalır, yahu bu adam icraat yapamaz, ağlar, hani zavallı Obama filan diyorum. Bunları dese tamam. Bu anladığını gösterir. Ama hiç olmayacak parlamenter rejimde olan diktatörlük gibi olma ihtimali çok yüksek olan bir şeyi hiç olmayacak bir modelde sunduğu zaman o anlamda söyledim yani ben. Yoksa sistemi eleştiren değil. Diktatörlük getiren diyen. O çok başka bir şey. E.G: Eleştiriler şu yönde; Biz başkanlık sistemine karşı değiliz. A.B.D'de uygulanan sistem bunun başarılı bir örneğidir.ama burada bize Türk usulü başkanlık diye sunulan sistemi biz tek adam rejimi olarak görüyoruz. Çünkü A.B.D'de uygulanan başkanlık sisteminde güçlü bir kuvvetler ayrılığı var. Oysa ki burada öyle değil. B.K: Şimdi şöyle; A.B.D modelin yanında dünyada Brezilya modeli var, Meksika modeli var, Güney Amerika modelleri var. Başkaları da var. Hiç bir model, hiç bir ülkede tıpatıp aynı değil. Sadece başkanlık için değil. Mesela parlamenter model İngiltere'de var. Hiç yazılı bir metin bile yok. Nerede var? Havada. Parlamenter modeli anlatan bir metin ver bana desem yazı yok İngiltere'de. Uygulamada var. Almanya'daki parlamenter model ile bir Türk parlamenter modeli, bir İtalyan parlamenter modeli farklı. O kadar farklı şeyler var ki. Şaşarsın söylesem. Yarı başkanlık modelleri var. Fransa'da var, Finlandiya'da var, İrlanda'da var, İzlanda'da var. Ama her biri o kadar farklı ki. Hiç biri motomot, al böyle ekmek alır gibi, basmakalıp bir sistem yok dünyada. A.B.D modeli tabiki başkanlık modellerinin en idealidir. Niye en idealidir? Çünkü güçler dengesini en iyi kurandır ve benim yazdığım kitapta da ideal olan, taraftar olduğum model de budur. Bunda da hiç bir sorun yoktur. Ben hatta anlattığım zaman Ahmet Hakan'a dedi ki; ''Başkanlık modeli bu ise başımın tacıdır. Hastasıyım''. Başkanlık modeli hakikaten bu. E.G: Ama bize önerilen model bu değil. En çok tepki alan da başkana, kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verilecek olması. B.K: Oraya geliyorum. Bu modelin yüzde 99'u, bizim getirdiğimiz sistem A.B.D modelinin aynısı. Ama 1-2 nokta var. Kararname ve bir nokta daha var. Sorun şu; Bugün A.B.D de bunu düşünüyor. Yahu biz çok güçlü bir parlamento oluşturduk. Bu çok güçlü parlamento yanında bir de başkan var. Ama öyle bir şey ki; şuradan bir kanun çıksa bu başkan uygulayacak. Adama şimdi sorarlar. Obama misal. Ya kanun gelmedi. E.G: Bir dönem bütçesiz kaldılar. B.K. Bütçe gelmedi. Peki ne yapacak bu adam? Hakikaten düşünelim. Gerçekten bakın tamamen kilit. Adam adımını atacak hali kalmaz. Türkiye'de bu olur mu? Olur. Niye olur? Türkiye biraz daha farklı. A.B.D filan gibi değil. Darda kaldığı zaman A.B.D'de bakıyorsun muhalefetteki parti destek verebiliyor. Nitekim ben zavallı Obama derken bunu anlatmaya çalıştım. (Yarın, Türk usülu tartışma)

14 14 2 Nisan 2015 Perşembe TURİZM "Silahlar susunca turizm patlayacak" 1980 öncesinde turizm potansiyeli açısından Türkiye'de adından söz ettiren ancak aradan geçen sürede yaşanan terör olaylarının gölgesinde kalan Güneydoğu Anadolu Bölgesi, silahlar kalıcı olarak sustuğunda yeniden kültür ve inanç turizminin merkezi olmayı hedefliyor. ISSN Bakan Zeybekci, Rus turistte azalma beklemiyor ALABUGA - Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, "Aldığımız tedbirler ve verdiğimiz desteklerle bu sezon Rusya'dan gelen turist sayısında azalma beklemiyorum. Rus turistler başka ülkelere gitmekten vazgeçecekler belki ama Türkiye'ye daha çok gelecekler" dedi. Zeybekci, ziyaret ve açılışlar için gittiği Rusya'ya bağlı Tataristan Özerk Cumhuriyeti'nde AA muhabirinin sorularını yanıtladı. Tataristan'dan çok etkilendiğini vurgulayan Zeybekci, "Tataristan'ın muhteşem başarı hikayesinin en önemli mimarlarından biri Cumhurbaşkanı Rüstem Minnihanov'dur, kendisini tebrik ediyorum. Burada Türk yatırımcıların yaklaşık 1,5 milyar dolarlık bir yatırımı var. Sadece bir firmamızın yatırımlarının büyüklüğü 800 milyon dolara yaklaşıyor. Tataristan, yatırım iklimi anlamında, doğal kaynaklar açısından çok avantajlı bir ülke" diye konuştu. Zeybekci, Tataristan'da yapılan Türk yatırımlarından etkilendiğini söyledi. Tataristan-Türkiye Ekonomi ve Ticaret İşbirliği Forumu'nun da bu noktada bir milat niteliği taşıdığını kaydeden Zeybekci, "İş adamlarımız Tataristan'da yapılan işleri gördü. Bundan sonra bu ülkeye yatırımlar hızlanarak devam edecek" ifadesini kullandı. Zeybekci, Tataristan Özerk Cumhuriyeti'nin Rusya'nın orta yerinde olduğuna dikkati çekerek, "Tataristan, Rusya'nın tamamına ulaşım olarak büyük avantajı var. Nehirleri, kanalları ve demiryolları ile taşımacılık noktasında dikkat çekici özelliklere sahip. Ham madde ve yeraltı kaynakları açısından da dokunulmamış zenginliklere sahip. Burada üretim yapınca, artık bir Rus firmasısınız. Rusya'nın tamamında, Avrasya Gümrük Birliği çerçevesinden Türki cumhuriyetlerde avantaja sahipsiniz" değerlendirmesinde bulundu. Zeybekci, Türk ve Tatar yatırımcılarının üçüncü ülkelerde ortak yatırımlar yapabileceğinin altını çizdi. Bakan Zeybekci, Rusya ile yapılacak Serbest Ticaret Anlaşması veya Tercihli Ticaret Anlaşmasının Tataristan'la olan ticari ilişkilere çok olumlu katkıları olacağına işaret etti. Söz konusu anlaşmaların tamamlanması durumunda Rusya ve Tataristan'la ilişkilerin maksimum seviyeye çıkacağını ifade eden Zeybekci, şunları kaydetti: "Serbest Ticaret Anlaşması veya Tercihli Ticaret Anlaşması Rusya ve Türkiye ilişkilerine büyük ivme kazandıracak. İki ülke liderleri en son yapılan toplantıda, şu anda 32,5 milyar dolar olan dış ticaret hacmini, en kısa sürede 100 milyar dolara ulaştırma hedefi koydular. Ben bu hedefi ulaşılabilir görüyorum. Türk müteşebbisinin kabiliyeti ile Rusya'nın kullanılmayan kaynak ve imkanları birleşirse iki ülke arasındaki 100 milyar dolarlık dış ticaret hedefi çok rahat ulaşabilir bir rakam haline gelir." (AA) GÜNLÜK SİYASİ GAZETE Yayın Sahibi: Grup Birikim Matbaacılık Yayıncılık Bil. Med. Sanayi ve Ticaret A.Ş. adına Ahmet Serkan Küçük Genel Yayın Yönetmeni Ahmet TEKEŞ Yazı İşleri Müdürü Şebnem ÜNAL Sayfa Editörü Abdülmecit KOYUNSAĞAN Muhabir - İnternet Editörü Kenan ERGEN Haber Koordinatörü Dursun ERKILIÇ İstihbarat Şefi Ayşegül BALDEMİR Haber Merkezi Şenol Günüç, Emine Özcan, Hakkı Murat Söbütay, Burcu Kerim, Ayşenur Gürer, Mihriban Demirel, Tülay Canpolat, Zeynep Efsane Güzeldereli İdari Merkez Yeni Batı Mah Sok. No: 12 Batıkent - Yenimahalle / ANKARA Tel: Fax: Yıl: 45 Sayı: Nisan 2015 Perşembe Yayın Sahibi Temsilcisi: Yiğit YİĞİT DİYARBAKIR - Tarihte onlarca medeniyete ev sahipliği yapan, zengin tarihi ve kültürel dokusuyla göz kamaştıran, İslam hazinesi ile büyüleyen bölge çözüm süreci ile Türkiye'nin turizmde parlayan yıldızı olmaya aday. Üzerindeki yazıtları ve burçlarıyla görkemli bir açık hava müzesi konumunda UNESCO'ya aday tarihi surlara, isimleri Kur'an-ı Kerim'de geçen 25 peygamberden Zülkifl ile Elyesa'nın kabirlerine, İslam dünyasının 5. Harem-i Şerif'i olarak nitelendirilen tarihi Ulu Cami'ye sahip Diyarbakır, antikkent Hasankeyf'in bulunduğu Batman, yüzen adaları ve kaplıcalarıyla ilgi çeken Bingöl, Veysel Karani ve İbrahim Hakkı Hazretlerinin türbelerinin bulunduğu Siirt, "Gecesi gerdanlık gündüzü seyranlık" olarak nitelendirilen, ezan ve çan sesinin birbirine karıştığı, taş işçiliğinin ve hoşgörünün büyülü kenti Mardin gibi illerin bulunduğu bölge turizmde cazibe merkezlerinden olma yolunda. Çözüm süreci sayesinde sağlanan huzur ve güven ortamının yansımalarının her alanda etkisinin görüldüğü, süreçteki her olumlu açıklama ve mesajın adeta taze kan aşıladığı bölgede turizmin, geleceğin yükselen sektörü olacağı belirtiliyor. Türkiye Seyehat Acentaları Birliği (TURSAB) Güneydoğu Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Serdar Kahraman, AA muhabirine, inanç ve kültür turizmi açısından zengin potansiyeli barındıran bölgenin 30 yıldır yaşanan sıkıntılardan dolayı turizm pastasından hak ettiği payı alamadığını söyledi öncesinde Diyarbakır'da her otelin önünde 2-3 otobüs bulunduğunu, Diyarbakır'ın turizm destinasyonunda bölgenin merkezi olduğunu ifade eden Kahraman, konaklamanın o dönemde Diyarbakır'da yapıldığını anlattı. "Son 30 yılda bu destinasyon bozuldu. Safranbolu kongre turizmine yöneldi KARABÜK- Safranbolu Belediye Başkanı Necdet Aksoy, "Safranbolu İklim Değişikliği Konferansı"nı başarıyla tamamladıklarını belirterek, ilçenin bu organizasyonla kongre turizmine büyük adım attığını söyledi. Aksoy, gazetecilere yaptığı açıklamada, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının koordinasyonu, Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) Sekreteryası ve EİT Çevre, Bilim ve Teknoloji Enstitüsü iş birliğiyle düzenlenen konferansa 170 konuğun katıldığını anlattı. "Uluslararası İklim Değişikliği Safranbolu Deklarasyonu" hazırlandığını anımsatan Aksoy, "Bu deklarasyonun hazırlanması sürecinde Bölgeye insanlar gelemedi, gelmekten imtina etti. Bu da turizmi olumsuz etkiledi" diyen Kahraman şunları dile getirdi: "Hiçbir ili rakip görmüyoruz. Türkiye'ye gelen her turist bizim için çok önemli. Ama Antalya'ya yapılan yatırımın 10'da biri bölgeye yapılır, bir de barış gelirse Diyarbakır döviz girdisinde Antalya'yı 2'ye 3'e katlar. İnanç değerleri ve kültür varlıkları burada çok fazla. Her taşın altında bizden öncekiler bir not bırakmış. Bu değerlerin hakkını vermemiz gerekiyor." Turizmin hassas bir sektör olduğuna işaret eden Kahraman, şöyle dedi: "Burada bir silahın patlaması veya en ufak olay tüm rezervasyonların iptali demek. Bu nedenle huzur ve güven çok önemli. Diyarbakır'ın turizm potansiyeli 30 yıldır önüne set çekilmiş bir baraj gibi. Barış ile kesinlikle bir patlama olacak. İddia ediyorum ki; başımızı kaşıyacak zamanımız olmayacak. Barış tam olarak tesis edildiğinde bölgeye beklediğimizin üstünde turist gelecek. Buna sektörün ve kentin hazır olması gerekir. Turizme yatırım yapan gözü kapalı kazanacak. Gençlere sektörün bir ucundan tutmalarını tavsiye ediyorum. Bölgede turizmin geleceği var." "Mayıs ayında Türkiye'deki TURSAB Bölgesel Yürütme Kurullarının 3. genişletilmiş toplantısının Diyarbakır'da yapılması planlanıyor. 450 turizmciyi Diyarbakır'da ağırlayacağız" ifadelerini kullanan Kahraman, bölgede ilk kez bu kapsamda bir turizm toplantısı yapılacağını dile getirdi. Kahraman, turizmle ilgili doğru planlamaların yapılması için kentin tüm bileşenlerince bir turizm konseyi oluşturulmasını önerdiklerini vurguladı. Diyarbakır Kültür Turizm ve Musiki Derneği (DİKTUM-DER) Yönetim Kurulu Başkanı Kenan kullanılan bütün materyallerde 'Safranbolu' ismi ön plana geçirilmiş, hazırlanan davetiyenin figürleri, slayt sunumlarının tamamı, 'Uluslararası Safranbolu İklim Değişikliği Konferansı' ismiyle oluşturulmuştur. Katılımcılarımızın tamamı Safranbolu'da misafir edilmişlerdir. Konferansın son günü itibarıyla Safranbolu'da doluluk oranı yüzde 99'lara ulaşmıştır" diye konuştu. Aksoy, Safranbolu'nun uluslararası organizasyonları başarıyla yapabilir hale geldiğini vurgulayarak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığından yoğun katılım olduğunu anlattı. (AA) Aksu da silahların bırakılması çağrısının bölge için önemine değinerek, 12 bin yıllık geçmişe sahip bölgenin turizmde çözüm süreci ile ön plana çıkacağını belirtti. Yapılan araştırmaların turistlerin artık tatilde deniz ve kum yerine tarihe yolculuk yapmayı tercih ettiğini gösterdiğine işaret eden Aksu, bölgenin, insanların hasret kaldığı zengin tarih, kültür ve maneviyata sahip olduğunu aktardı. Aksu, turizmle ilgili Diyarbakır'da radikal kararlar alınması gerektiğini ifade ederek, şunları dile getirdi: "Diyarbakır'ın Suriçi bölgesi kesinlikle radikal kararlarla kentsel dönüşüme tabi tutulmalı, yap işlet devret modeli uygulanmalıdır. Diyarbakır'ın her yeri sit alanı. Bu kapsamda sit alanının gerektirdiği uygulamalar hayata geçirilmeli. İspanya'nın Toledo kenti radikal kararlarla UNESCO'ya kazandırılmış ve İspanya'nın turizm getirisinin dörtte birini karşılıyor. Neden Diyarbakır da olmasın? "Barış ile inanıyorum ki Türkiye turizm getirisinin en az 10'da birini bu bölge karşılayacak. Turizm bölgenin geleceğidir. Bu süreç tam anlamıyla hayata geçerse bölge 500 fabrikaya eş artı değer kazanacak" diyen Aksu, şunları kaydetti: "Bölgede 6-7 Ekim'de yaşanan olaylar turizmi akamete uğrattı. Ancak biz bu oyunu bozacağız. Bu sorunu bölgenin insanı çözecek. Diyarbakır ve bölgenin artık kabuğunu kırması gerekir. Diyarbakır için birçok projemiz söz konusu. Destek verin Diyarbakır'ı uçuralım. Artık bu devin uyanması lazım. Bölge kurtulursa Türkiye kurtulur. Diyarbakır'ın etrafı boşuna surlarla çevrilmemiş, kent 33 medeniyete boşuna ev sahipliği yapmamış, dünyada 3. mukaddes şehir boşuna olmamış. Bu değerlerimize sahip çıkacağız." (AA) Basıldığı Yer: Büyük Anadolu Medya Grup Özel Eğitim Gıda ve İnşaat Ltd. Şti. İstanbul Cad. Elif Sokak No:7/244 İskitler - TEL: Pbx Dağıtım: AK Dağıtım Abdulgani AKDAĞ Çağlayan Mah. Tıp Fakültesi Caddesi No: 258/11 Mamak/ANKARA Tel: Yayın Türü: Yerel - Süreli (Pazar hariç) Resmi ilanlarımızı internet sitemizden de görebilirsiniz. web: gazeteyedigun@gmail.com Sözleşmesiz yazarlara ücret ödenmez YediGün Basın Meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir

15 2 Nisan 2015 Perşembe Mersin Stadyumu sınavı geçti MERSİN - Spor Toto Süper Lig'in ilk haftasında Beşiktaş ile Mersin Stadyumu'nda karşılaşan ve zemin sorunu nedeniyle bir daha bu statta maç yapmayan Mersin İdmanyurdu, hazırlık maçında test ettiği yeni zeminden memnun kaldı. AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, ligin ilk haftasında Mersin Stadyumu'nda oynanan Mersin İdmanyurdu- Beşiktaş maçı, oynanan futboldan çok saha zemininin bozuk olmasıyla gündeme geldi. Maç sırasında zeminin kötü olması nedeniyle bazı oyuncular da sakatlanınca kırmızı-lacivertliler bu stattan vazgeçerek Tevfik Sırrı Gür Stadı'na dönmeye karar verdi. Tevfik Sırrı Gür Stadı'nın da o tarihte uygun olmaması nedeniyle üçüncü hafta evinde oynaması gereken Çaykur Rizespor maçını Adana 5 Ocak Fatih Terim Stadı'nda yapan Mersin ekibi, Türkiye Kupası 2. turunda da Kemer Tekirovaspor ile Tarsus Şehir Stadı'nda karşılaştı. Sercan, "Kaya" gibi döndü Çaykur Rizespor'da, ligin ilk yarısında sadece 74 dakika görev yapabilen Sercan Kaya, ikinci yarıda Hikmet Karaman'ın vazgeçilmezleri arasında yer alarak 9 maçta 3 gol 4 asist yaptı. Yılmaz Vural pes etmiyor RİZE - Yeşil-mavili takımda sezona sağ açıkta başlayan 27 yaşındaki Kaya, ligin ilk yarısında Mersin İdmanyurdu deplasmanında 45 dakika, Balıkesirspor maçında ise 29 dakika görev alarak toplam 74 dakika sahada kaldı. Sercan, görev yaptığı 74 dakikada gol ve asist başarısı gösteremedi. Sercan Kaya, sezonun ikinci yarısında geride kalan 9 karşılaşmanın 7'sinde ilk 11'de forma giyerken 734 dakika sahada kaldı. Başarılı futbolcu, bu maçlarda 3 gol, 4 asist yaparak teknik direktör Karaman döneminde önemli bir performans ortaya koydu. Yeşil-mavili futbolcu, görev yaptığı Gençlerbirliği, Eskişehirspor, Balıkesirspor ve Medicana Sivasspor maçlarında 4 asist yaptı, Beşiktaş, Gençlerbirliği ve Suat Altın İnşaat Kayseri Erciyesspor maçlarında da birer gol atarak 3 gol kaydetti. Sercan Kaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ligin ilk yarısını çok kötü geçirdiğini ve hayal kırıklığı yaşadığını söyledi. Büyük bir çöküntü yaşadığı dönemde gelen teklifleri değerlendirip en azından yarım sezon kiralık gitmeyi düşündüğü bir dönemde Hikmet Karaman'ın göreve geldiğini ifade eden Kaya, şöyle konuştu: "Oyuncuların performansı hocalarla doğru orantılı gidiyor. Hikmet hocam geldiğinde psikolojik fizik ve moral olarak dibe vurmuştum. Hem takımı hem şehri hem de beni ayağa kaldırdı. Bunun sonucuyla doğru orantılı olarak takımımızın ve benim performansım da arttı." Kaya, kişisel hedefinin sürekli oynayan ve milli takımı yakalayan bir düzeye gelmek olduğunu anlatarak, şunları kaydetti: "İstatistik olarak iyi durumdayım ama yeterli değil. Devam ettiğim sürece daha iyi yerlere geleceğime inanıyorum. Kişisel olarak ikinci yarıda 9 maçta 4 asist 3 gol iyi bir istatistik. Bunları yapabildiysem bu tamamen hocamın sayesindendir. Hikmet hocam geldiğinde dibe vurmuştum, tekrar ayağa kaldırdı eski formumu yakaladım. Fizik olarak 6-7 kilo verdirdi. İnşallah onun yüzünü kara çıkartmam, ona çok teşekkür borçluyum." Takım bütünlüğü içerisinde çalıştıklarını, kimsenin bireysel olarak öne çıkma lüksünün olmadığını dile getiren Kaya, herkesin takımın bir parçası olduğunu söyledi. Takımının "makine" gibi işlemeye başladığını vurgulayan Kaya, "Ben de bir parçasıyım. Parça değişince makine çalışmaya devam eder. Kişisel hedeflerden çok, takımın bir yerlere gelmesi için çalışıyoruz. Takım başarılı olduğu müddetçe bizim de başarımız ortaya çıkmaya devam edecek" diye konuştu. (AA) KARABÜK - Spor Toto Süper Lig'de üst üste aldığı kötü sonuçlar nedeniyle alt lige düşme korkusu yaşayan Kardemir Karabükspor'un teknik direktörü Yılmaz Vural, ligde kalmak için son ana kadar savaşılmasını istedi. Vural, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ligin 21. haftasında sadece 4 galibiyet alabilmiş Kardemir Karabükspor'dan kendisine teklif gelince hiç düşünmeden kabul ettiğini çünkü takımın kalitesini ve neler yapabileceğini yakından bildiğini söyledi. Takımın başında 4 maça çıktığını ve bunlardan 3'ünü kaybettiğini birinden de beraberlik alabildiğini anımsatan Vural, "Takımın benden önce alıştığı bir sistem, oyun tarzı vardı. Bunu değiştirmek çok kolay olmuyor. Çok kısıtlı bir zamanda iyi şeyler yapmak zorundasınız. Takımı iyi analiz ettim. Yeni bir sistemle oynamaya başladık. Futbolcularım zor olmasına rağmen sahada istediklerimizi yaptı. Bir maç dışında oynadığımız 3 maçta da istatistikler bizim üstün olduğumuzu gösteriyor" diye konuştu. Takımın kaliteli futbolculara sahip olduğunu ve sahada iyi oyun sergilediklerini ancak puanları bireysel hatalar nediyle kaybettiklerini belirten Vural, "Birçok maçta üstün oyun var ancak bir türlü sonuca gidemiyoruz. Gol atma sıkıntımız had safhada. Gol atamayınca da puan gelmiyor. İyi oyunu golle sonuçlandırmak için çalışıyoruz. Kaybettiğimiz maçlarda yenilen goller de bireysel hatalardan. Bu iki sorunu çözmek için çalışıyoruz. Milli maçlar nedeniyle lige verilen arada biraz nefes almak, çalışma fırsatı bulmak iyi oldu" ifadesini kullandı. Tekvandoda hedef en az 4 madalya KONYA - Türkiye Tekvando Milli Takımlar Teknik Direktörü Ali Şahin, her şampiyonanın performansının farklı olduğunu belirterek, "İnşallah Dünya Şampiyonası'nda her renkten olmak kaydıyla, en az 4 madalya bekliyorum" dedi. Milli takımın, Dünya Şampiyonası için kamp yaptığı Konya'da, AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Şahin, son 4 ayda turnuvalara çok iyi hazırlandıklarını söyledi. Şahin, 1. Olimpik Kategori Avrupa Şampiyonası'na kadar 6 turnuvaya katıldıklarını dile getirerek, sporcuların bu turnuvalarla, müsabaka sayısını artırıp, maç eksiklerini giderdiğini anlattı. Milli sporcuların son müsabakalardaki teknik ve taktik gelişimlerinin Avrupa Şampiyonası'na yansıdığını gördüklerini vurgulayan Şahin, şampiyonadan 4 altın madalya ile döndüklerini hatırlattı. Bir buçuk ay sonra Rusya'da yapılacak Dünya Şampiyonası'na katılacaklarını anımsatan Şahin, şöyle devam etti: "Avrupa Şampiyonası'nda önemli bir ön moral aldık. Aslında kazandığımız madalyalar bizim için uyarı. Daha iyi olup zirvede kalmamız gerekiyor. Bunu başarmaya çalışacağız. Çok iyi çalışıp, hem Dünya Şampiyonası'nda hem de 2016 Rio Olimpiyat Oyunları'nda başarılı olmak istiyoruz. Her şampiyonanın performansı farklı ama inşallah Dünya Şampiyonası'nda her renkten olmak kaydıyla, en az 4 madalya bekliyorum. Sporcularımızı, hem kondisyon ve dayanıklılık çalışmalarıyla hem de ayrı fiziksel antrenmanlarla hazırlıyoruz." Şahin, tekvando branşında her zaman olimpiyatlarda iyi performans sergilediklerine işaret ederek, şunları kaydetti: "Tekvando, ülkemizi bu başarıya alıştırdı. Fakat tekvando dünyasının iştahı çok kabarık. Çok iyi sporcular ve çok iyi performans gösteren ülkeler var. Bunlarla yarışmak kolay olmuyor. Çoğu müsabakayı dengi dengine alıyoruz Rio Olimpiyatları'nda en azından geçmişteki başarılarımızı tekrarlamayı düşünüyoruz. Rio'da inşallah daha iyisini de yapabiliriz." Turnuvalarda Rusya, İngiltere ve İspanya'yı zorlu rakipler olarak gördüklerini ifade eden Şahin, "Avrupa Şampiyonası'nda Rusya'dan daha iyi performans gösterdik. Çocukların yaptığı çalışmaların ve son turnuvalara katılımların bize daha da katkı verdiğini gördük. Biz, bugün iyiyiz. Allah'ın izniyle yarın daha iyi olmaya çalışacağız" diye konuştu. (AA) "Alex yeniden gelecek" GAZİANTEP - Jübilesini yaparak futbola veda eden eski Fenerbahçeli Alex de Souza'nın eski takım arkadaşı Luis Francisco Grando Chico, "Futbol dünyası Alex'i kaybettiği için üzülmeli ama ben Alex'in futbola farklı projelerle döneceğini düşünüyorum" dedi. Geçen sezon Brezilya'nın Coritiba takımında Alex'le beraber forma giyen ve bu sezon başında Gaziantepspor'a transfer olan Chico, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Alex'in dünya futbolu açısından hem teknik hem de karakter olarak iyi bir örnek olduğunu söyledi. Alex'i "büyük bir futbolcu" olarak nitelendiren Chico, "Aynı büyüklükte de karakter sahibi bir insan. Futbol dünyası Alex'i kaybettiği için üzülmeli ama ben Alex'in futbola farklı projelerle döneceğini düşünüyorum. İsminden ve başarılarından yeniden farklı konumlarda bahsettirecektir" diye konuştu.

16 2 Nisan 2015 Perşembe TÜBİTAK tarafından düzenlenen 46. Ortaöğretim Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışması'nın Kayseri bölge sergisi açıldı. Liseli gençlerden İLGİNÇ PROJELER KAYseRİ - TÜBİTAK Kayseri Bölge Koordinatörü Sabahattin Ünalan, Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Süleyman Demirel Spor Salonu'ndaki açılış töreninde yaptığı konuşmada, sergide, sosyal bilimler, fen ve mühendislik alanındaki 819 proje arasından seçilen 100 çalışmanın yer aldığını söyledi. Ünalan, 7 ilden öğrencilerin katıldığı serginin 3 gün açık kalacağını, sergi sonunda yarışmanın 'daki finali için 15 projenin belirleneceğini kaydetti. ERÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Murat Doğan da sergide, genç bilim adamı adaylarının projelerinin yer aldığını dile getirdi. Türkiye çapında en az bir alanda birincilik beklediklerini ifade eden Doğan, sergiye katılan öğrenci ve öğretmenler ile velilere teşekkür etti. Konuşmaların ardından serginin açılışı yapıldı. mekanik YOKuş KAlKış desteği Sergide, lise ve dengi okul öğrencileri tarafından hazırlanan birbirinden ilginç projeler yer alıyor. Nevşehir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencisi Mehmet Kolatan'ın "Görme Engellilerin Önlerindeki Engele Çarpmalarını Önleyen Gözlük Projesi", Sivas Fen Lisesi öğrencileri Simge Gizem Çoban ve Betül Eylül Çiçekliyurt'un "Kafeinli Diş Macunu Projesi", Kayseri Ahmet Eren Anadolu Lisesi öğrencileri Sevim Budak ve Latife Beyzanur Börkü'nün "Deniz Kabuğuyla Fosfat Avı Projesi", Sivas İMKB Anadolu Lisesi öğrencisi Sefer Kılıç'ın "Parabolik Ayna Yardımıyla Ortam Isıtma Projesi" ve Nevşehir Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencisi Salih Dinç'in "Yokuş Destek Sistemi Bulunmayan Araçlarda Mekanik Tasarımla Geri Kaçırmanın Engellenmesi Projesi", sergide dikkati çeken çalışmalar arasında yer alıyor. "Görme Engellilerin Önlerindeki Engele Çarpmalarını Önleyen Gözlük Projesi"ne göre, yolda karşılaşılan engeller, gözlüğe yerleştirilen kızılötesi sensörler sayesinde algılanarak görme engelli birey, anlık olarak sesle uyarılıyor. "Kafeinli Diş Macunu Projesi"nde ise macun içerisine katılan kafeinin ödem giderici özelliği sayesinde diş eti problemlerinin tedavisi amaçlanıyor. "Deniz Kabuğuyla Fosfat Avı Projesi"ne göre, atık sulardaki fosfat, çeşitli boyutlarda kırılan deniz kabuklarıyla yüzde 98 oranında temizlenebiliyor. (AA) Türk balına İtalya da altın madalya Mersin'in Erdemli ilçesinde Eğriçayır Yaylası'nda üretilen bal, İtalya'da düzenlenen "BIOLMIEL 2015" organik bal yarışmasında altın madalya kazandı mersin - mersin'in erdemli ilçesinde eğriçayır Yaylası'nda üretilen bal, İtalya'da düzenlenen "BıOlmıel 2015" organik bal yarışmasında altın madalya kazandı Üretici Celal çay, AA muhabirine, İtalya'nın Bari kentinde dün yapılan yarışmaya 10 ülkeden 162 üretici katıldığını söyledi. İtalya Tarım Bakanlığı'nın, eğriçayır balını altınla ödüllendirdiğini belirten çay, şöyle konuştu: "daha önce üç dünya ikinciliği bir de dünya üçüncülüğü elde ettik. Bu yıl da ülkemize altın madalya kazandırmanın gururunu yaşıyoruz. Toroslar'da ürettiğimiz balla girdiğimiz yarışmalarda derece almamızın üç sebebi var. Birincisi, Akdeniz Bölgesi, yazları çok kurak geçtiğinden bitkiler az nektar salgılıyor ancak aroması, tadı ve kokusu yoğun oluyor. İkincisi, kimyasal kalıntı bulunmuyor. diğer neden ise Toros florasının zenginliği." çay, Anadolu yaylalarındaki doğal flora zenginliğinin organik arıcılık için uygun ortam sunduğuna dikkati çekerek, bu potansiyel sayesinde kaliteli arı ürünleri ihracatı yapılabileceğini vurguladı. eğriçayır balının bu yıl ilk ihracatını Ortadoğu'ya gerçekleştirdiklerini anlatan çay, "Japonya ve Kore'den de talep alıyoruz. Önceleri, Avrupa'ya ihraç edilmek istenen Türk ballarında tarımsal ilaç kalıntısı çıkması sebebiyle imajımız zedelenmişti. Aldığımız ödüllerle bu algıyı iyi yöne çevirmeye başladık. Türkiye'de organik arı ürünü üreten diğer firmalar da bu tür yarışmalara katılıp, dereceler alırsa Türk balının yurtdışındaki imajını düzeltmiş oluruz" diye konuştu. (AA) Fıkra gibi üst geçide ek Trabzon'da araç trafiğinin yoğun olduğu Karadeniz Sahil Yolu'nda yaptırılan 350 metre uzunluğundaki yaya üst geçidine, vatandaşların daha rahat kullanabilmeleri ve mesafenin kısaltılması için ek merdiven yapılıyor. TRABZON - Karadeniz Sahil Yolu'nun Faroz Balıkçı Barınağı yakınındaki güzergahta yaşanan trafik kazalarının ardından yayaların güvenliği için Karayolları Bölge Müdürlüğü tarafından söz konusu bölgeye üst geçit yaptırıldı. Hizmete açılan üst geçidi kullanmak isteyen vatandaşlar, yolun karşısına geçmek için 50 metrelik mesafeyi yaklaşık 350 metre yürüyerek tamamlamak zorunda kalıyor. Engelli ve yaşlıların daha rahat kullanabilmeleri amacıyla zemini düz olarak yapılan ve her iki yönünde üçer kat merdiven bulunan üst geçidin oldukça uzun olması nedeniyle ek merdiven yapılmasına karar verildi. Üst geçidin her iki yönünde 15'er metre uzunluğunda ek merdiven yapımına başlayan ekipler, çelik merdivenin montaj işlemlerinin kısa süre içinde bitirileceğini söyledi. merdiven yapılacak Artık deyim yerindeyse saçlarım ağarmaya başladı. Yaklaşık 350 metre az bir mesafe değil. Eskiden yol ortasında bulunan demir bariyerlerden geçiyorduk ve tehlikeliydi. Üst geçit iyi oldu ama çok uzun" diye konuştu. Faroz Balıkçı Barınağı'nda balıkçılık yapan Aydın Tapar da evinin bu mahallede olması nedeniyle sürekli olarak üst geçidi kullandığını belirterek, "Çok katlı ve dönemeçli olması insanı yoruyor. Yaşlı bir insanın yavaş bir şekilde bu üst geçitten karşıya geçmesi neredeyse 10 dakikayı bulur" ifadesini kullandı. (AA) "ÜsT geçit İYİ AmA çok uzun" Faroz Mahallesi'nde yaşayan Cemil Yaşar Batur, üst geçidin uzun olmasına bir anlam veremediğini ifade etti. Her gün bu üst geçidi kullandığını anlatan Batur, "Daha kısa olsaydı elbette ki bizim için daha iyi olurdu.