İtalyan Yeni Gerçekçilik Paneli Aslı Daldal, Engin Ayça, Oğuz Onaran

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "İtalyan Yeni Gerçekçilik Paneli Aslı Daldal, Engin Ayça, Oğuz Onaran"

Transkript

1 İtalyan Yeni Gerçekçilik Paneli Aslı Daldal, Engin Ayça, Oğuz Onaran Mithat Alam Film Merkezi, 1 Nisan 2004 de İtalyan Yeni Gerçekçilik akımı üzerine gerçekleştirilen toplu gösterim çerçevesinde bir panel düzenlendi. Yamaç Okur un moderatörlüğünde yapılan panelde sırasıyla Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi eski dekanlarından Prof. Dr. Oğuz Onaran, 1960 Darbesi ve Türk Sinemasında Toplumsal Gerçekçilik adlı yayımlanmış bir kitabı da bulunan akademisyen Aslı Daldal ve yönetmen Engin Ayça, İtalyan Yeni Gerçekçilik akımı üzerine düşüncelerini dinleyicilerle paylaştılar. O ğuz Onaran: İtalyan faşizmi, Alman nazizmi kadar aydınlara çok fazla baskı yapmıyordu. Örneğin Cesare Pavese, 5 Mart 1948 tarihinde Günlüğü nde şöyle yazıyor: Güzel sanatlar, edebiyat faşizm altında çok ilham alır. Sanatçılar oyunu kuralına göre oynayarak kendi eğilimlerini sinik bir şekilde sürdürebildiler. Faşizmin en çok dikkat ettiği şey entelijansiyayla halkın ilişiğini kesmek, halkı bilgisiz, habersiz bırakmak. Şimdi yapmamız gereken halka yaklaşmak değil halk olmak. Demek ki faşizm altında da bu sanatçılar yavaş yavaş gelişmeye başlamışlar yılında Yeni Gerçekçilik manifestosu diye bir manifesto yayımlandı. Bu manifesto, yirmi yıllık faşizme, savaş propagandasına ve kilise egemenliğine karşıydı. Sinema alanında da karşı oldukları, sitem ettikleri şeyleri söylüyorlardı. İnsanoğlunun sorunlarını, insanca bir bakış

2 194 Mithat Alam Film Merkezi Söyleşi, Panel ve Sunum Yıllığı 2004 açısını hiçe sayan fantastik, grotesk yalanlar olmayacaktı. Roman uyarlamaları, tarihsel filmler olmayacaktı. Gerçekten de faşizm dönemine bakacak olursak hali vakti yerinde gayet soylu iyi insanların olduğu filmler vardı. Bu filmlerde de çoğunlukla beyaz telefonlar olduğu için beyaz telefonlu filmler olarak isim aldı. Yeni Gerçekçilik i etkileyen şeylere gelince şöyle sıralanabilir. Rus sineması, özellikle Pudovkin filmleri. Ama özellikle Rus devrimci sinema ile Yeni Gerçekçi sinema epey bir ayrı. Bir kere sınıfsal çatışma, sınıf içerikli değildir Yeni Gerçekçi filmler. Devrimci sinemasında işçi düşkünlüğü öne çıkar. Fransız sineması etkisinden bahsedebiliriz. Yalnız bunu da fazla abartmamak gerekir. Çünkü çeşitli Fransız yönetmenlerin etkileri farklıdır. Örneğin, De Sica Rene Clair i daha çok beğenir. Rossellini, Truffaut ve Carne yi çok beğenir. Visconti, Jean Renoir ile birlikte çalıştı. Renoir dan çok etkilendi. Bu arada şunu da belirtmeden geçmeyeceğim de Jean Renoir, Toni (1935) diye bir filmi vardır, Yeni Gerçekçilik e çok yakın bir filmdir. Fransa nın güneyinde göçmen işçilerle çekilmiş, doğal ortamda ve profesyonel oyuncu kullanmadan çekilmiş bir filmdir. Yani, Visconti, Renoir dan epey bir şey öğrendi. Yine arası çekilmiş birkaç İtalyan filmi var, gerçekçi filmler. Bir de gerçekçi, karamsar Amerikan yazarlarının etkisi olduğunu söyleyebiliriz. James M. Cain, William Faulkner, Hemingway, gibi. Şöyle bir soru sorulabilir. Neden İtalya da böyle bir canlanma oldu da, niye Fransa da savaştan sonra böyle bir canlanma olmadı? İtalya da özgürlük, Bazin in deyişiyle, yakın geçmişteki bir özgürlüğe dönüş değildi. Özgürlük, faşizmden kurtuluşla geldi, toplumsal sorunlarla birlikte geldi, bir siyasal, toplumsal değişimle birlikte geldi. Dolayısıyla bu yönetmenler, Bazin in deyişiyle, halk olmaya çalıştılar. Halkı anlamaya çalıştılar. Yeni Gerçekçi yönetmenlere şöyle bir kuşbakışı bakacak olursak işte üç tane büyük var. Roberto Rossellini, savaş sırasında faşizm izleri taşıyan filmler yaptı. Ama sonra Roma Açık Şehir ve Paisa yı yaptı Yeni Gerçekçi. Bu sava-

3 Yeni Gerçekçilik Paneli 195 şın Avrupa ya, Avrupa toplumuna getirdiği moral çöküntüyü betimleyen filmler yaptı. Vittorio De Sica, yakışıklı ve hoş tabir edilen iyi bir oyuncuydu. Ondan sonra Zavattini ile birlikte Yeni Gerçekçi filmler yaptı. Son Yeni Gerçekçi izler taşıyan filmi 1956 da yaptığı Çatı dır. Şehre göç eden, iş arayan, ev arayan, ev bulamayıp kendilerine gecekondu yapan işçileri anlatır. Luchino Visconti, 1942 de James Cain den Postacı Kapıyı İki Kere Çalar dan uyarlanan Obssessione (Obssession) filmini yapmıştır. Gerçekten Yeni Gerçekçilik i hazırlayan bir filmdir. Bundan sonra Yer Sarsılıyor filmini doğal bir ortamda profesyonel olmayan oyuncularla gerçekleştirmiştir. Visconti daha sonra toplumsal bir sınıfın ya da ülkenin çöküşünü anlatan tarihsel filmler yaptı. Bu üç büyük dışında Pietro Germi, Luigi Zampa ve Guiseppe De Santis gibi başka yönetmenler de var. De Santis in filmleri Yeni Gerçekçi filmler arasında en çok ticari başarısı olan filmlerdir. Acı Pirinç filminde Po Ovası nda pirinç tarlalarında çalışan göçmen işçileri anlatır. Anımsıyorum, o zamanlar yeni yetmeydik. Bu filme Silvio Mangano nun bacaklarını göstermesinden dolayı gitmiştik (gülüşmeler). Yeni Gerçekçi filmler ticari olarak bir-iki örnek dışında İtalya da tutulmamıştır. Kısa sürdü aslında Yeni Gerçekçi dönem. Aşağı yukarı 1952 ye kadar. Neden böyle oldu? Alberto Moralli ye göre Yeni Gerçekçilik görevini yaptı. Peki, görevi neydi? Yenilginin ve duygusal gerilemenin her türlü yetersizliğini, eksikliğini irdelemek, onların hesabını çıkarmak diyor Moralli. Tabii ki başka şeyler de var. Savaş sırasında nazizme karşı Katolikler, sosyalistler, komünistler birlikteydi. Yıldızlar, teknisyenler de memnun değildi bu çekilen filmlerden de bir yasa kabul edildi. Filmlerin belirli bir bölümünün sesli stüdyoda çekilme zorunluluğu getirildi. Luigi Zampa demiştik, Zor Yıllar diye bir filmi var. Sicilyalı bir ailenin faşizm altındaki yaşamını anlatan son derece çarpıcı bir film. İtalyan parlamentosunda büyük gürültü kopardı de Merkez sağ hükümetinin bakanı Mario Scelba şöyle diyor: Film bir meta. Çürük çıkan bir malı, yurtdışına çıkan bir malı hükümet nasıl denetliyorsa

4 196 Mithat Alam Film Merkezi Söyleşi, Panel ve Sunum Yıllığı 2004 Yeni Gerçekçilik ruhu bulaşmış filmleri engellemek de hükümetin katkı ve ödevidir. Bütün bunlara karşı 1955 de bütün büyük yönetmenlerin imzaladığı bir manifesto yayımlandı. Peki, Yeni Gerçekçilik nedir o zaman? Çok çeşitli eleştirmenler, yazarlar, yönetmenler Yeni Gerçekçilik i çok çeşitli farklı şekillerde tanımladılar. Birtakım ortak özellikler bulmaya çalıştılar. Çünkü Yeni Gerçekçilik bir akım, bir okul değil aslında. Yönetmenlerin tarzları, görüş açıları çok farklı. Örneğin Rossellini bir Katolik, Visconti bir Marksist ve hümanist bir adam. Ortak özelliklere bakacak olursak bir kere meslekten oyuncular yok Yeni Gerçekçi filmlerde. Gündelik olayları, sokaktaki insanı anlatıyor bu filmler. Filmlerin çoğunda belgesel bir yan var. Yani, filmlerin geçtiği çevre, mekân olay örgüsünden bağımsız sanki bir belgeymiş gibi sunuluyor. Roma Açık Şehir ve Bisiklet Hırsızları nı örnek verebiliriz. Bunlar daha çok bir takım genel benzerlikler. Yeni Gerçekçilik konusunda kurumsal çalışma yapan Cesare Zavattini dir. Zavattini, Yeni Gerçekçilik in ilkelerini şöyle sayıyor: Şeyleri göründüğü gibi değil de oldukları göstermek. Kurmacadan çok gerçek ortamı kullanmak. Süslü büyük kahramanlar yerine sokaktaki insanı anlatmak. Günün herhangi bir saatinde, herhangi bir insan bir filme konu olabilir. Önemli olan varlıkların özüne gitmektir, olaylar arasındaki ilişkileri kurmaktır, bu olayları doğuran süreci göstermektir, diyor Zavattini. Yalnız şimdi baktığımız zaman yönetmenlerin görüş açısı olmayacaksa, yönetmenler sadece kaydetmekle yetinecekse olaylar arasındaki ilişkileri, olayları doğuran süreci nasıl gösterecekler? Tuhaf bir durum var. Aslında Zavattini de kabul ediyor. Ki, Yeni Gerçekçilik ahlaki bir tavırdır. Her insanın sorumluluğunun, onurunun sürekli olarak hatırlatılmasıdır. Yeni Gerçekçilik in amacı herkesi güçlendirmek, herkesi insan olmanın bilincine ulaştırmaktır. Zaten yönetmenler de pek öyle düşünmüyorlar. Rossellini diyor ki, yüzeydeki görüntülerle yetinmemek gerekir. Olayların nedenlerini araştırmalıyız. Zavattini nin asıl isteği bir alıcıyı

5 Yeni Gerçekçilik Paneli 197 tarafsız bir nesne, kaydedici olarak kullanmak. Yani herhangi bir insanın iki saatlik yaşamını olduğu gibi hiç kesmeden kaydetmek. Ama tabii ki Zavattini bir yana Yeni Gerçekçi filmlerin bu şekilde yapılmadığını söylemek gerekiyor. Zaten filmleri en iyi savunanlardan biri, Andre Bazin o da kabul ediyor ve diyor ki yönetmen filmi yaparken ister istemez bir seçme yapmak zorundadır, yani bazı şeyleri bırakıp bazı şeyleri almak zorundadır. Çünkü olduğu gibi olayları kaydetmek zaten sanat olmaz. Yönetmen belirli bir tezle, belirli bir şema ile gerçeğe yaklaşmalıdır. Ama tabii ki yönetmenin bilinci, sanatçının bilinci açısından nakledilen bir gerçeklik olacaktır. Bazin e göre Yeni Gerçekçilik çeşitli yönleriyle, bütün karmaşık yönleriyle bütün olarak algılanmalıdır. Gerçekliği olduğu gibi bütünüyle almak gerekir. Tabii böyle olunca da Bazin e göre gerçeklik belirsizdir. Yani, yoruma açıktır. Bitmiş, tamamlanmış, anlamlandırılmış, deşifre edilmiş bir gerçeklik olmayacaktır. Bazin dışında George Deleuze de Yeni Gerçekçilik i incelemiş. Savaştan sonra İtalyan toplumu yeni bir imge buldu. Bunu İtalyan yönetmenleri sezgisel olarak buldular. Yeni Gerçekçi filmlerde bir durum eyleme yol açıyor. Bu eylem başka bir duruma yol açıyordu. Ya da bir eylem oluyordu ve bir duruma yol açıyordu. Ama İtalyan Yeni Gerçekçilik in yaptığı bunu değiştirdi. Artık normal bir durum bir eyleme yol açmıyordu. Artık bir eylem bir durumu değiştirmiyordu, yani kısmen de olsa zorlamıyordu. Bisiklet Hırsızları nda adam bisikletini arıyor, Roma sokaklarını dolaşıyor, yağmur yağıyor, kesiliyor. Bir takım rastlantılar. Olay örgüsü de çok zayıf bağlantılarla birbirine bağlanıyor. Tüm maddi fiziksel nesnelerin kendi gerçeklikleri var. Daha önceki gerçekçi filmlerde bunların işlevsel niteliği vardı. Yer Sarsılıyor da balıkçılar dönüyor, balıkçılar toptancılarla tartışıyorlar. Bunların kendi belgesel özellikleri var. Son olarak bir eylem olduğu için, filmde eylenen insanlar yok. Bakan insanlar var. Sadece gözlemliyorlar. Buna en iyi örnek De Sica nın filmleri. De Sica nın filmlerinde daha çok çocuklar vardır. Yani çocuk gözüyle çekilmiştir. Yani olay-

6 198 Mithat Alam Film Merkezi Söyleşi, Panel ve Sunum Yıllığı 2004 ları kavrayamazlar, anlayamazlar, sorgulamazlar da zaten. Bisiklet Hırsızları ndaki çocuk gibi. Çok karmaşık toplumsal ve ekonomik bir takım sorunlar vardır. Deleuze ün Yeni Gerçekçilik hakkında görüşleri de böyle. Rossellini kendi filmleri için şöyle diyor: Görüntüye olabildiğince az müdahale etmeye çalıştım. Belirli bir bakış açısıyla asıl önemli olanı söylemeye çalıştım. Toplayıp gözlemlediğiniz şeyleri anlatmaya çalışabilirsiniz. Hatta bir seçim yaptığınız anda beliren kendi görüş açınızı da verebilirsiniz. Bir şey ilginizi daha çok çeker ve seçersiniz. Benim amacım bir mesaj vermek, zorlamak değil, kendi gözlemlerimi sunmaktır. Bazin in görüşleriyle çok yakındır. Bunlar daha çok biçimsel yönlerdi. Ama Yeni Gerçekçilik, bir biçim, tarz veya stilden daha çok bir ahlaki tavır, bir ahlaki tutum bence. Faşizmin, savaşın getirdiği kötülükler, acılar, yalanlar, sahtekârlıklar yerine doğrunun, insanca bir şeyin ortaya konulmasını içeriyor. Gerçekten de Yeni Gerçekçilik in insani değerlere dönük, onları araştıran bir yönü var. Zaten bazı yönetmenler de bunu söylüyor. De Sica şöyle yazıyor Karşı konulmaz bir istekle İtalya sinemasının eski öykülerini pencereden dışarı fırlatıp kalıcılığı dehşetle açılmış gözlerimize çarpan her şeyi gerçek yaşamın ortasına yerleştirme isteğiyle tutuştuk... Yeni Gerçekçilik in ön yargısız, değer yargısında bulunmadan, insanlara oldukları gibi ya da size göründükleri gibi bakmaktadır. Yeni Gerçekçilik in daha sonraki İtalyan sinemasına büyük katkıları olmuştur. Bir kere yönetmenler gözlemlemeyi, o gerçekliği çok çeşitli yönleriyle, karmaşıklığıyla ortaya çıkarmayı, sorgulamayı, nedenlerini araştırmayı öğrendiler. Bir de Yeni Gerçekçi filmlerdeki insanlar her yerde her tarihte bulunan soyut bir insanın tam tersine tarihsel nitelikte olan, belli bir dönemde yaşayan, belirli bir toplumsal, ekonomik, ahlaki ortamda yaşayan insanlar, ayakları yere basan insanlar. Bugünkü İtalyan filmleri ile karşılaştırıldığında bu çok daha belirgin olarak ortaya çıkıyor. Sözlerimi Andre Bazin in bugün hâlâ geçerli olduğuna inandığım bir yargısıyla bitiriyorum: Gerçeğin hiçbir vakit

7 Yeni Gerçekçilik Paneli 199 gerçek olduğu keşfedilmeden yalnızca siyasal bir belirti diye reddedildiği veya savunulduğu bir dünyada İtalyan sineması şüphesiz doğrudan doğruya kendi çizdiği çağın içinde devrimci bir hümanizmayı taşıyan tek sinemadır. Bugün İtalyan sineması öyle değil. Ama Bazin in bu dünya, gerçeklik, devrimci hümanizma üzerine söyledikleri hâlâ geçerli bence. A slı Daldal: Konuşmamda toplumsal, siyasal arka plana bakmaya çalışacağım. Yönetmenlerin siyasal eğilimlerinin işlerine nasıl yansıdığına göz atmak istiyorum yılına gelmeden önce, yani Roma, Açık Şehir öncesinde sinema akımı olmasını sağlayacak pek çok öğe var. Mussolini zamanında işin teknik kısımları büyük ölçüde oturtulmuş durumda. Akımın altını dolduracak altyapı var. Stüdyolar kurulmuş durumda. Yeni yasalar çıkarılıyor, Tekel yasası adında. Ki, bu özellikle yabancı filmlerin, özellikle Amerikan filmlerinin İtalya ya girmesini engelleyen ve ulusal endüstriyi biraz daha arttırmayı amaçlayan yasalar. Özellikle Deneysel Film Merkezi nin çevresindeki yönetmenlerle elverişli bir ortam oluşmaya başlıyor. Entelektüel ortam, endüstriyel altyapı mevcut. Akımın ortaya çıkabilmesi için sadece bunlar yeterli değil. O akımın ideolojini besleyebilecek, o akıma bir içerik verebilecek bir toplumsal yapıya ihtiyaç var. Bu yapının ortayı çıkması da 1940 lı yılların ortalarını buluyor. Bu açıdan baktığımızda Yeni Gerçekçilik in savaş sonrası İtalyan toplumunun siyasal yapısıyla çok büyük bir paralellik gösterdiğini görüyoruz yılları arasında İtalyan toplumunda savaş ve onun sonrasındaki acılarla ilgili olarak belirgin bir ilericilik ve elit yakınlaşması var. Ve toplumsal uzlaşma havası var. Yani toplumsal oylaşma havası var. Bu konsensüsü oluşturan iki temel noktadan söz edebiliriz. Birincisi direniş hareketi. Bu, yılları arasında ortaya çıkıyor. Mussolini, 1943 yılında görevinden alınıyor Kral tarafından ve Kuzey e kaçıyor. Kuzey de yeni bir Cumhuriyet kuruyor. İtalya nın kuzeyi faşistler ve Naziler tarafından işgal ediliyor. Güneyinde ise İttifak Kuv-

8 200 Mithat Alam Film Merkezi Söyleşi, Panel ve Sunum Yıllığı 2004 vetleri var: Amerikalılar ve İngilizliler İtalya nın güneyini işgal ediyorlar. Yani İtalya böyle iki savaş bölgesine bölünmüş durumda Bu karışık durum içerisinde o döneme kadar birbiriyle çelişmiş bütün siyasal durumlar, Kralcılar, liberaller, sosyalistler, komünistler, bağımsız sosyalistler, hepsi ideolojik bölünmelerini bir yana bırakıp ülkeyi kurtarmak için bir araya geliyorlar. Ulusal Bağımsızlık Komitesi adında bir oluşum meydana getiriyorlar. Roma Açık Şehir de de zaten bu oluşumdan bahsedilir. Ulusal Bağımsızlık Komitesi filmde Manfedi ve Francesco karakterlerinde gösterilir. Bunlar partizandırlar. Don Pietro da Hıristiyan Demokrasiyi simgeler. Yani o dönemdeki elit konsensüsü, elitlerin bir araya gelmesi Roma Açık Şehir de bu şekilde ifade edilir. Rahip ve partizanların bir araya gelmesi şeklinde gösterilir. Ulusal Bağımsızlık Komitesi nden kısaca söz etmek gerekirse bunlar kuzeyde ve güneyde iki ayrı örgütlenme şeklindedirler. Örgütlenme çok fazla radikalleşemez. Güneyde Amerikalılar ve İngilizler ülkeyi işgal etmiştir ve çok fazla izin vermezler. Ayrıca İtalya nın güneyi çok fazla feodal bir yapıdadır. Ulusal Bağımsızlık Komitesi, ülkenin kuzeyinde çok fazla radikalleşir. Aynı Sovyet devriminde olduğu gibi toplumsal dönüşüme yol açabilecek bir ortam vardır. Çünkü bir güç boşluğu vardır. Bu güç boşluğunu doldurabilecek hiçbir şey yoktur o dönemde. Fabrikalarda kendi kendini öz yönetimle yönetebilecek bazı komiteler kurulmuştur. Fakat Ulusal Bağımsızlık Komitesi nin çok da fazla ileri gitmesine izin verilmez kuzeyde. Bunun sebeplerinden bir tanesi de Komünist Parti lideri Palmiro Togliatti dir. Ama İtalya nın kuzeyinde ciddi bir toplumsal dönüşümün izleri görülmüştür. İlki arasındaki elit dayanışması, ikincisi yılları arasındaki ülkenin yeniden inşası ve koalisyonlar dönemidir. Ulusal Bağımsızlık Komitesi ndeki sosyo-komünistler ve Hıristiyan demokratlar arasındaki uyum koalisyon hükümetlerinde de devam eder. Bunlar hep beraber monarşiyi kaldırırlar. Yeni bir Anayasa yazılır.

9 Yeni Gerçekçilik Paneli 201 Seçimler yapılır. Toprak reformu yapılır. Belirli sorunlara bazı çareler bulunmaya çalışılır. İki-üç sene içerisinde Hıristiyan Demokratlar ve Sosyalistler birbirlerine çok ılımlı ve anlayışlı davranırlar. O yıllarda Komünist Parti lideri Togliatti nin çok yumuşak bir strateji izlediğini söylemek gerekiyor. Bu Yeni Gerçekçi filmler ile de ilgili. Şöyle ki, o yıllarda Togliatti, nasıl İtalya nın kuzeyinde devrimci dönüşüm olmasını istememişse politika da çok fazla ileri gidilmesine ve Hıristiyan Demokrat Parti yi sıkıştırmayı istemez. Asıl amacının kilise ve faşizmin bir aradaki o gerici üçgeniyle savaşmak olduğunu söyler. Gramsci nin ulusal, popüler kavramını kullanır. Partiyi, ulusal bir parti haline getirmeye çalışır ve yine Gramsci nin argümanıyla devlete yüzeyden saldırmak yerine kültürel bir hegemonya yaratmak kavramını kullanır. Yani kendi ideolojine göre kültürel sızma ile toplumu yavaş yavaş dönüştürmek, sivil toplumu bir şekilde ele geçirmek stratejini kullanır. Bu strateji içerisinde de belirli bir popülizmi olan, çok radikal bir söylemi olması gerekmez, bütün filmleri benimser. Yeni Gerçekçilik in en büyük hamisi, koruyucusu ve motive edici unsuru Komünist Parti olur. Örneğin, Rossellini gibi anti-faşist bile olmamış yönetmenlerin filmleri parti tarafından özgür bırakılır ve korunur. Ama öte yandan şunu da aklımızda tutmamız gerekir. Bu Komünist Parti nin siyasal metodudur. Aslında kendi parti iç tartışmalarında oldukça ortodoksturlar. Sosyalist Gerçekçiliği aslında kuramsal olarak savunurlar. Kendi partinin içinden olan kişilere çok serttirler. De Santis, Silvana Mangano nun çıplak bacaklarını çok fazla gösterdiği için eleştirilir. Ancak popülist söylemleri olan yönetmenler benimsenir. Bunu şöyle açıklıyor Togliatti: Anne, komşusunun çocuğunu görmez. Dışarıya karşı politik tutumlarında çok pragmatik, oldukça esnektirler. Böyle bir ikilik vardır. Bu da filmlerin birçoğunu benimsemelerine yol açar. Yönetmenlerin siyasal eğilimlerinden bahsetmek istiyorum yılları arasında yapılan filmleri tematik olarak üçe ayırmak mümkün. Savaş ve direniş filmleri. Tarımsal ve kırsal bölge sorunlarına eğilen filmler. Metropol,

10 202 Mithat Alam Film Merkezi Söyleşi, Panel ve Sunum Yıllığı 2004 kent, şehir sorunlarına eğilen filmler. Savaş ve direniş filmlerinden biraz bahsedecek olursak Roberto Rossellini ve Aldo Vergano öne çıkar. Rossellini, Hıristiyan Demokrat, Verdano ise çok koyu bir Komünist. Katolik Rossellini nin ilginç yanı savaş üçlemesi filmlerinden (Roma Açık Şehir, Paisa, ve Almanya Sıfır Yılı) önce, ki onu meşhur eden filmler bunlardır, çok ciddi faşist propaganda yapan filmler çekmiş olmasıdır. Mesela 1943 de Haçlı Adam isminde bir film çeker. O yıllarda Rossellini, faşist kadrolarla çok sıkı fıkıdır. Bu film, İtalya nın Rusya yı işgalini över. Rusya daki komünistleri Bolşevikleri barbarlar olarak nitelendirir. İtalyanlar da oraya dini, Haç ı götürmeye gelen kurtarıcılardır aslında. İlginç olan tabii ki, Rossellini bu filmi hiçbir şekilde göstermesine imkân olmaması. Çekildikten birkaç ay sonra güneyden işgal başlar. Amerikalı ve İngilizlerin kurtarma operasyonu başlar. Film hemen toplatılır. Fakat Rossellini, faşistlerle, Mussolini ile beraber İtalya nın kuzeyiyle gidip Cumhuriyet e katılmak yerine güneyde kalmayı ve direniş hareketine girmeyi tercih eder ve yeni roller üstlenir. İki sene sonra 1945 de, bu sefer aslan komünistlerle kötü faşistlerin çarpışmasını anlatan Roma Açık Şehir i çeker. Burada da din ve komünizm bir arada gösterilir. Roma, Açık Şehir den önceki filmleri çok fazla bilinmez ve ciddi bir üne kavuşur. Aslında Rossellini nin bu esnek tutumunun daha sonralarda da devam ettiği söylenebilir. Mesela 1947 de Almanya Sıfır Yılı nı çektikten sonra politik ortamın değişmesiyle beraber didaktik filmler yapmaya başlar. Bu tür sosyal gerçekçi filmleri ilk bırakan yönetmen de Rossellini olur. Aldo Vergano ise Rossellini nin tamamen anti tezi denilebilecek bir yönetmen. Hem geldiği köken açısından hem yaptığı filmler açısından. Çok fakir bir ailenin çocuğu ve aktif olarak Mussolini ye karşı savaşmış. Hatta 1925 yılında Mussolini ye karşı düzenlenen suikast girişiminde rol almış. Ama o da aynı Hıristiyan Demokrat Rossellini gibi Güneş Yine Doğar filminde bir rahiple partizanlar arasındaki beraberliği, rahibin faşistlere nasıl karşı çıktığını, doğru yolu gösterdiğini anlatmıştır. Bu açıdan her iki yö-

11 Yeni Gerçekçilik Paneli 203 netmenin de çok farklı temellerden gelmesine rağmen aynı konuya parmak basmaları o dönemin elit yaklaşmasıyla, toplumsal konsensüsle açıklanabilir. Kırsal ve tarımsal sorunlara değinen filmlere gelince burada da karşımıza iki önemli isim çıkıyor. Luchino Visconti ve Guiseppe de Santis. Visconti nin 1948 de yaptığı en önemli filmlerinden bir tanesi La Terra Trema, Komünist Parti nin doğrudan katkıda bulunduğu bir film. Hatta partinin siparişiyle çekilen bir film. Bu filmin amacı sadece balıkçıların hikâyesini çekmek değil, daha geniş bir projenin parçası bu film. Komünist Parti, güney sorunu ile ilgili bir film yapmak istiyor. Türkiye nin doğu sorunu gibi İtalya nın güney sorunu var. Bizim doğumuz nasıl feodal kalmışsa, kalkınamamışsa, İtalya nın güneyi de çok feodal kalmış, toprak reformu yapılamadığı için ağalık sistemi orada hüküm sürüyor yüzyıllardır. Komünist Parti, Visconti den bu sorunu irdeleyen bir film yapmasını ister. Ama bir şekilde bu film yapılamaz. Visconti sadece balıkçılar kısmını alır. Filmin başı dikkat ettiyseniz denizciler episoduyla başlar. Çünkü aslında üç episoddan oluşması düşünülmüştür filmin. Visconti nin siyasi eğilimlerine biraz değinecek olursak önemli Marksist bir sanatçı. Fakat geldiği köken çok değişik. Aristokrat bir insan. Güneyli zengin bir kontun birkaç çocuğundan bir tanesi. Yüksek sosyeteden pek çok tanıdığı var. Tırnak içinde garip arkadaşları var. At yetiştiriciliği yapmış. Coco Chanel ile arkadaşlık yapmış hatta onu Jean Renoir a tanıştıran Visconti imiş. Yani çok farklı bir temelden geliyor. Antonioni, Visconti yi şöyle tanımlıyor: Onu ilk defa 1942 de bir kafede gördüm. İlk dikkatimi çeken şey otoriter havası ve saygı uyandıran tavırları idi. Yoldan gelip geçenlere sanki onların efendisiymiş gibi bakıyordu. Sanki ailesi iki yüzyıldır Milano yı yönetir gibi bir havası vardı. Aslında Visconti nin nasıl bir kişi olduğunu çok iyi özetliyor. Otoriter, bir şeylere sahip olmaya alışmış, zengin, güçlü, vakur bir aileden gelen elegansa ve estetiğe çok önem veren bir yönetmen. Peki, Visconti nin Komünist Parti ile nasıl bir ilişkisi olabilir ya da Komünist Parti böyle bir adamı neden

12 204 Mithat Alam Film Merkezi Söyleşi, Panel ve Sunum Yıllığı 2004 benimser? Bunu yine Togliatti nin o dönemde Gramsci den esinlenen esnek insanları partiye katmaya çalışan tutumuna yorabiliriz. Tabii, bu arada Visconti nin Marksistliğinden şüphe etmemek gerekiyor. Bütün hayatı boyunca yaptığı filmlerle, sonradan daha klasik gerçekçi olarak yaptığı filmlerde de her zaman kendi sınıfının, Aristokrasi nin yozluğunu ve dekadansını incelemiştir. La Terra Trema dan bahsedecek olursak Visconti, Giovanni Verga nın bir romanından esinleniyor. Sicilya daki bir kasabaya gidiyor, orada altı ay yaşıyor. Bir yorumcuya göre oradaki balıkçı ailesini kendi ailesi yapıyor. O kadar onlarla içli dışlı oluyor ki onlara benim balıkçılarım diye hitap ediyor. Oyuncuları kendi diyalektlerinde konuşturuyor. Dublaj yapmıyor. Bu yüzden de film İtalya da gösterildiğinde çok da anlaşılamıyor. Çünkü İtalyanlar bu diyalekti anlayamıyorlar. Böyle gerçekten sıra dışı bir film yapmaya çalışıyor. Bu kadar basit yaşayan bir ailenin son derece trajik ve bazen Stendhal bir öyküsü var. Visconti kendi geldiği geçmiş ile böyle bir havaya çeviriyor filmi. Filmin birçok okuma katmanı var. Gerçekçilik dışında başka okuma katmanlarına da bakılabilir filmin. Balıkçılar bin bir güçlükle elde ettikleri geminin adı İlahi Takdir. Bu gemiyle yolculuğa çıktıktan birkaç sefer sonra gemi batıyor ve aile perişan oluyor. Guiseppe de Santis e gelince gene Vergano Rossellini deki fark gibi De Santis de Visconti den çok farklı bir aileden geliyor. Deyim yerindeyse De Santis köylü çocuğu. Tarlalarda doğayla iç içe büyümüş. Dayanışma içerisinde yaşamış. Filmlerine de yansıyor bu geçmişi. Filmleri pozitiftir, genelde iyiler kazanır. Visconti nin elegansına kesinlikle sahip değil. Gramsci den esinlenen o ulusal popüler kavramını filmlerine ciddi bir şekilde uygulamaya çalışır. Değişik türler denemiş, gangster, komedi, müzikal, erotizm. Bütün bunlardan yararlanmış ve filmlerini sıradan izleyicinin de tüketebileceği bir hale getirmiş. En önemli filmi Acı Pirinç. Silvana Mangano, Vittorio Gassman gibi profesyonel oyuncularla çalışmış. Ticari olarak da bir hayli başarı elde etmiş filmleri. Ama parti içinde çok şid-

13 Yeni Gerçekçilik Paneli 205 detli bir şekilde filmleri eleştiriliyor. Bu da De Santis in parti içinde daha fazla sahiplenilmesinden, bir anlamda partinin çocuğu olmasından kaynaklanıyor. Son olarak Vittorio De Sica dan bahsedeceğim. De Sica, daha çok metropol sorunu dediğimiz şehir sorunlarına eğilmiş bir yönetmen. De Sica yı tek başına almak doğru olmaz. De Sica nın filmlerinin ne kadarının De Sica nın ne kadarının Zavattini nin aslında bu da biraz tartışmalı. De Sica-Zavattini ortaklığıyla yapılan filmler demek herhalde daha uygun olur. De Sica nın aşağı yukarı bütün filmlerinin senaryosunu yazan Zavattini dir. De Sica, aktörlük kökenli bir yönetmen. Hafif komedilerde oynamış, çok yakışıklı bir adam. Kadınların çok sevdiği bir aktör. İlk başta kimse inanmıyor De Sica nın böyle bir yetenek olabileceğine. Bu sonradan da devam ediyor. Mesela Bisiklet Hırsızları ndan sonra Visconti, De Sica ya Tamam, iyi bir film yapmışsın. Ama sen bunlara dublaj yapmışsın. Benim filminde dublaj olmadı demiştir. De Sica, uzun yıllar bir ironiyle karşılanıyor. Ama bu aktörlük döneminde yaptığı filmler De Sica ya pek çok şey kazandırıyor. Onun acıma ve gülme arasında yakaladığı o denge, yani hem trajik ama aynı zamanda komik dengesini aktörlük döneminden sağlıyor. Chaplinvari bir hümanizma da kazanıyor bu dönemde. Kötü karakterlere de hiçbir zaman antipatiyle yaklaşmamak, insani bir şey bulmak hep filmlerdeki rollerinden geliyor. Bu aynı zamanda çok fazla sınıfsal bir bakış açısı olmadığını da gösteriyor. De Sica nın karakterlerinden nefret etmezsiniz. İnsan, kötü taraflarıyla da sevilebilir. De Sica nın filmlerine genel bir şekilde bakarsak savaş sonrası şehirlerdeki sorunlara eğildiğini görürüz. İşsizlik, çocuk istismarı, yoksulluk, barınma sorunları bu filmlerin ortak özellikleri. De Sica nın siyasi bağlantısına gelince bu çok kolay anlaşılır bir şey değil. Hıristiyan Demokrat olduğuna inanıyor Zavattini ile beraber. Ama Zavattini kilisenin siyaset ilişkisi üzerindeki etkisini çok eleştiren sözler söylüyor. Benim filmlerinden okuduğum kadarıyla bunların temel sorunu kurumlara karşılar. Ben bir tür pozitif anarşizm görüyorum De Sica da. Asıl istedikleri bir tür Hı-

14 206 Mithat Alam Film Merkezi Söyleşi, Panel ve Sunum Yıllığı 2004 ristiyan kardeşliği ve dayanışma. De Sica ya göre ki biraz karamsar filmler yapmıştır aslında, bu dayanışma da pek mümkün değildir. Diyor ki, Dayanışma oluyor. Ama bu ne kadar? Bisiklet Hırsızları nda olduğu gibi bu 24 saat sürüyor. Benim elimde olsa tüm filmlerimi başından sonuna kadar egoizm 1, egoizm 2, egoizm 3 olarak adlandırırdım. Dayanışmanın mümkün olmadığını görüyorlar. Zaten Umberto D ile beraber bu iyice çözülüyor. Bisiklet Hırsızları nda bu kurumlara karşılık, pozitif anarşizm oldukça açık bir şekilde görülüyor. Mesela Ricci, bisikletinin kaybolduğunu polise bildiriyor. Polis, hiçbir ilgi göstermiyor, bisikletini kendin ara, bulursan da bize haber ver, diyor. Yani, çok ilgisiz davranıyor. Aynı şekilde Ricci parti merkezine gittiğinde odada da onu azarlıyorlar. Çünkü tam o sırada orada bir konuşma yapılıyor. Konuşma ironik bir şekilde işsizlik üzerine. Aynı şekilde kilise de bu eleştiriden nasibini alıyor. Bir kovalama sahnesi vardır filmde, Ricci yaşlı bir adamı kovalar. Kiliseye girerler, kilisede ayin gibi bir şey vardır. Fakirlere yemek verilir. Ama bu işi yapan çok kötü çizilmiş bir kadındır. Meryem Ana gibi değildir. Burjuva, zengin, ikiyüzlü olarak tasvir edilmiştir. Kilisedeki ayin ve Ricci nin kovalamacası arasında hiçbir kesişme yoktur. Yani bütün bu kurumlar içerisinde insan yalnız başına hareket eder. Akımın nasıl sona erdiğine de kısaca değineceğim den sonra toplumsal dönüşüm söz konusu. Özellikle komünizmin artık istenmeyen bir hareket olması, Prag da devrimin olması. Soğuk Savaş başlar. İtalya, ekonomik kalkınmasını tek Amerikan yardımına endeksler. Marshall planı gündeme gelir, İtalya nın para alma durumu vardır. Ekonomik olarak kalkınmaya başlanması Yeni Gerçekçilik i istenmeyen bir akım haline getirir. Bir başka neden de İtalya nın artık daha modern, kapitalizmle daha uyumlu daha kalkınmış bir ülke olması. Kırsal kökenli bir toplumdan yavaş yavaş kentli gelişmiş bir toplum olmaya başlaması. Daha modernist bireysel akımlar topluma daha cazip gelmeye başlar. Yeni Gerçekçilik naif kalır böyle bir toplumda. Antonioni, bu dönüşümü çok güzel özetliyor:

15 Yeni Gerçekçilik Paneli 207 Artık bisiklet problemini metaforik olarak çözdüğümüze göre bisikleti kaybolan adamın kafasındakilerle uğraşmak istiyorum. Bu adamın geçmiş deneyimleri nelerdir? İç dünyası nasıldır? Bunları anlatmak istiyorum. E ngin Ayça: Biz, bu İtalyan Yeni Gerçekçiliğinden ne dersler çıkarabiliriz, bunları da konuşmamız gerek. İtalya daki bu akım bana epey dersler çıkarıyor Türk sineması konusunda. Öncelikle Yeni Gerçekçilik te yoğun bir entelektüel çalışma var. Yayınlar ve kitaplar var. Yani alt temeli bilgiyle ve düşünceyle atılmış. O zaman yayınlanmaya başlanmış dergiler bugün dahi çıkıyor. Birden fazla dergi yayınlanıyor. Ama sadece dergi de değil. Gazete sayfalarında sinema yazıları çıkmakta. Türk sinemasında ise tam tersi bir durum söz konusu. Yaratıcılar hep arkalarını dönmüşler. Yeni Gerçekçilik sıfırdan doğmuyor. Geçmişten, özellikle 30 ların sinemasından da birçok şey alıyor. Ulusal bir İtalyan sineması nasıl yaratırız, bu tartışılıyor. Özellikle dergilerde daha filmler çekilmeye başlanmadan önce bu tartışmalar yapılıyor. Bu tartışmaları yapan kişiler daha sonra sinemacı oluyorlar. Gramsci nin halkçı popüler bir kültür yaratmasından bahsedildi. Hem halkçı olacak hem de ulusal olacak. Mussolini den ulusalcılığından sonra farklı bir ulusalcılık söylemi gündeme geliyor. Kökünü halk direniş hareketinden alıyor. Tartışmaların içinde olan film çekenlerin birçoğu Komünist Parti li. O dönemde İtalya da Komünist Parti çok güçlü. Sonradan İtalya daki politika değişimleri sonucu komünistler muhalefete itilip ve ebedi muhalif durumda kalmaları her türlü şeyle sağlanmıştı. Bir daha siyasal iktidara komünistler gelememişti. Savaş sonrasında tüm ülkelerde sol hareketler, komünistler güçlü olarak çıkmışlardı. Bunların önünün kesilmesi gerekiyordu. Dolayısıyla sola açık filmlerin de sulandırılması gerekiyordu. İtalyan Yeni Gerçekçi sineması sert, çıplak gerçekçilikten yavaş yavaş pembe gerçekçiliğe, popülist gerçekçiliğe, özellikle gelenek komedisine kaymıştır. Mesela Germi nin ilk dönem

16 208 Mithat Alam Film Merkezi Söyleşi, Panel ve Sunum Yıllığı 2004 filmlerine baktığınız zaman çok daha yalın, komedi olmayan Yeni Gerçekçi filmlerdir. Ama daha sonraki filmleri daha komedi ağırlıkta sosyal içerik taşıyan filmlerdir. Bisiklet Hırsızları gibi bir filmden sonra Ekmek, Aşk bilmem ne gibi filmler yapmıştır. Sermaye İtalyan sinemasına el koyuyor. Büyük yapım evleri ve büyük dağıtım evleri olaya el koyuyor. Böylece İtalyan sineması daha kabul edilebilir, topluma uygun filmler üretmeye başlıyor. Yeni Gerçekçilik in kökenlerinden bahsetmek istiyorum biraz da. Sinemada ulusal İtalya ya özgü bir model yaratmak için yola çıkılıyor. Birinci olarak bölgesel gelenek çok önemli. 30 lardaki filmlerin içinde bölgelerin özelliklerini ön plana çıkaran filmler var. Hatta kimi zaman bir Napoli sinemasından söz edilebilir mi deniyor. İkincisi kaligrafi. Nasıl bir sinema olsun diye düşünülüyor. Stil nasıl olacak, nasıl bir anlatım dili olacak. Yazılarda bu tartışılıyor. İtalya ya özgü bir model yaratmak için teorik tartışmalar yapılıyor. Mussolini zamanında bir takım propoganda filmleri yapılıyor. Her ne kadar propaganda filmi de olsa, hayatı çekiyorlar. Neticede yönetmenin gerçeklerle yüz yüze gelme durumu var. Fransız sinemasının da etkisi var. Rossellini ve Visconti, Fransa da bulunmuşlar. O zamana kadar İtalya sineması, dünya sineması içerisinde önde gelen ülke sinemalarından biri değil. Bunun da bir ezikliği var İtalyan sinemacılarda. Yeni Gerçekçilik ile bir çıkış yapılmak isteniyor. Amatör oyuncu kullanımında Cinecitta nın savaş sonrasında kullanılamaz olması ve finansal sebepler mi ağır basıyor diye düşünüyorum. Yeni Gerçekçi sinema kendi oyuncularını da yaratmıştır. Sadece sokaktaki insanlar değil Anna Marianni gibi oyuncular da çıkmıştır. O sırada Arnheim, Pudovkin, Eisenstein ın kitapları çevriliyor. Bütün bunlar bir birikim yaratıyor ve bunların üzerine nasıl bir İtalyan sineması yaratılacağı tartışılıyor.

17 Yeni Gerçekçilik Paneli 209 DİNLEYİCİ SORULARI Bugünkü İtalyan sinemasına Yeni Gerçekçilik in etkileri nasıl oldu? O ğuz Onaran: Elbette, Yeni Gerçekçilik in İtalyan sinemasına çok büyük etkileri oldu. Ancak bugünkü İtalyan sineması o büyük yönetmenlerin İtalyan sineması değil artık. Daha bir yumuşak bir sinema. Akımların ne zaman başladığını saptayamayız. Yeni Gerçekçilik kapsamında ne zamana kadar geldi? Buradaki gösterimler Rocco ve Kardeşler ile başladı. Mesela bu filmi kapanış filmlerinden biri olarak sayabilir miyiz? Daha geniş bir şekilde hangi yıla kadar getirilebilir Yeni Gerçekçi filmler? O ğuz Onaran: Bu konuda çok farklı değişik görüşler var. Bir film Yeni Gerçekçi bir film midir, değil midir, o da tartışmalı. Bana kalırsa örneğin Rocco ve Kardeşleri Yeni Gerçekçi bir film değil. Elbette izler taşıyor. Şehre gelen bir aile. Filmde ünlü oyuncular var. Ama bir de Dostoyevski eklentisi var. Budala dan bir eklenti. Dolayısıyla ben bu filmi Yeni Gerçekçi saymıyorum. Nereye kadar alalım? Napoli Altını, Vittorio De Sica nın Yeni Gerçekçi midir, değil midir, Tartışılabilir. Engin Ayça Kimdir? 1941 yılında Edremit'te doğdu. Galatasaray Lisesi'ni bitirdi. İtalya'nın Roma kentinde Centro Sperimentale di Cinema'da sinema eğitimi gördü. İstanbul Üniversitesi Foto Film merkezi'nde çalıştı arasında Nezih Coş ve Atilla Dorsay'la birlikte 7. Sanat adlı sinema dergisini çıkardı yılları arasında TRT İstanbul televizyonunda yönetmenlik yaptı; belgeseller ve kültürel filmler çekti yılında çektiği ilk uzun metrajlı filmi Bez Bebek içerde ve dışardaki festivallerde ödül aldı. Bunu 1992 yılında yönettiği Soğuktu ve Yağmur Çiseliyordu izledi. Sinema üzerine iki

18 210 Mithat Alam Film Merkezi Söyleşi, Panel ve Sunum Yıllığı 2004 çeviri kitabı bulunuyor "Ayzenştayn'ın Ders Notları", "Sinemanın 100 yılı". Aslı Daldal Kimdir? Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nde lisans, yüksek lisans ve doktora yaptı. Türkiye Bilimler Akademisi'nin verdiği bir bursla ABD'de, Duke Üniversitesi, Edebiyat Bölümü ve Eleştirel Etüdler Merkezi'nde Fredric Jameson ile çalıştı. Doktora tezi, Art, Politics and Society: Social Realism in Italian and Turkish Cinemas adıyla 2003 yılında Isis Yayınları tarafından kitaplaştırıldı ve bu eseriyle Türk Sosyal Bilimler Derneği tarafından 2004 Genç Sosyal Bilimciler Ödülü'ne layık görüldü. Çeşitli üniversitelerde sinema ve sanat sosyolojisi alanında dersler veren yazar, halen Boğaziçi ve Yıldız Üniversitelerinde görev yapmaktadır. Oğuz Onaran Kimdir? 1935 İzmir doğumludur. Ankara Film Festivali nin kurucularındandır ve uzun yıllar festivalin programının gerçekleştirilmesine emek vermiştir. Uzmanlık alanı kamu yönetimi olan Onaran, Ankara Üniversitesi nin İletişim Fakültesi nde dekanlık yapmıştır yılında Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali tarafından Bilge Olgaç Başarı Ödülü ne layık görülmüştür. Çeşitli üniversitelerde ve kurumlarda sinema dersleri vermektedir. Sinema tutkusunun yanı sıra piyano da çalmaktadır. Yayımlanmış kitapları arasında Seçil Büker ile birlikte yazdığı Sinema Kuramları ve Türkiye deki sinema ile ilgili yayınlarla ile ilgili bir bibliyografça çalışması bulunmaktadır.

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

1940'lar: Savaş ve Sinema

1940'lar: Savaş ve Sinema 1940'lar: Savaş ve Sinema II. Dünya Savaşı Stüdyo ve sendika problemleri Grevler Amerikan Karşıtı Faaliyetleri İzleme Komitesi Kara film (film noir) türü belirginleşti Western türünün olgunlaşması Savaş

Detaylı

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ Ders Tanıtım Formu Dersin Adı Öğretim Dili Sinema Tarihi Türkçe Dersin Verildiği Düzey Ön Lisans ( ) Lisans ( ) Yüksek Lisans( ) Doktora( ) Eğitim Öğretim Sistemi Örgün Öğretim (x ) Uzaktan Öğretim( )

Detaylı

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son 10-11 senesinde bizim de katkılarımızın olması bizi her zaman çok mutlu ediyor çünkü Avrupa da yaşayan

Detaylı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?

Detaylı

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Hayallere inanmam, insan çok çalışırsa başarır Pelin Tüzün, Bebek te üç ay önce hizmete giren Şef makbul Ev Yemekleri nin

Detaylı

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. SİYASAL PARTİLER Siyasi Parti Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir. Siyasi partileri öteki toplumsal örgütlerden ayıran

Detaylı

SİNOPSİS. Fragmanın Youtube Fragmanı: Fragmanın İndirme Linki:

SİNOPSİS. Fragmanın Youtube Fragmanı:   Fragmanın İndirme Linki: SİNOPSİS Çin in güneyindeki küçük bir kasabada sağanak bir yağış beklenmektedir Nişanlısının başarısız geçen estetik ameliyatını telafi etmek için para bulmaya çalışan Xiao Zhang, patronundan bir milyon

Detaylı

Seyfi Teoman Kısa film çekmeyi düşünmüyorum, çünkü maliyeti çok yüksek, geri dönüşü yok.

Seyfi Teoman Kısa film çekmeyi düşünmüyorum, çünkü maliyeti çok yüksek, geri dönüşü yok. eyfi Teoman Kısa film çekmeyi düşünmüyorum, çünkü maliyeti çok yüksek, geri dönüşü yok. 14 Ekim 2004 de yönetmen eyfi Teoman ile Yamaç Okur un moderatörlüğünde bir söyleşi gerçekleştirildi. Teoman ın ilk

Detaylı

Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Sinema Bilim Dalı Doktora Programı:

Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Sinema Bilim Dalı Doktora Programı: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Programı: Sinema alanında bilgi sahibi, yüksek lisansını tamamlamış araştırmacıların sinema bilimine katkı sağlayacak, sinemayı sanatsal, estetik

Detaylı

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz İstanbul YDK: 1 Mayıs itibariyle başlamış olan Eme(K)adın kampanyamız kapsamında güvencesiz, görünmeyen ve yok sayılan kadın emeği üzerine araştırmalar yapmaya devam ediyoruz. Bu kez bu konuda sendikal

Detaylı

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR Site İsmi : Zaman 53 Tarih: 10.05.2012 Site Adresi : www.zaman53.com Haber Linki : http://www.zaman53.com/haber/14544/camilerin-ayaga-kalkmasi-lazim.html ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Detaylı

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΕΘΝΙΚΗΣ ΠΑΙ ΕΙΑΣ ΚΑΙ ΘΡΗΣΚΕΥΜΑΤΩΝ ΚΡΑΤΙΚΟ ΠΙΣΤΟΠΟΙΗΤΙΚΟ ΓΛΩΣΣΟΜΑΘΕΙΑΣ Milli Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı Devlet Dil Sertifikası DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM

Detaylı

Uçan Süpürge İçin Ankara'ya Geliyorlar

Uçan Süpürge İçin Ankara'ya Geliyorlar On5yirmi5.com Uçan Süpürge İçin Ankara'ya Geliyorlar 14. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali Mayıs ayında dünyanın dört bir köşesinden çok sayıda sinemacıyı Ankara da ağırlayacak Yayın Tarihi

Detaylı

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri Eflref Ar kan Bildiğiniz gibi Almanya aile birleşiminin gerçekleşmesi konusunda göç yasasında bazı değişiklikler yapmıştır. Bu değişiklikleri eleştirenler ve olumlu görenler bulunmaktadır. Ben göç yasasının

Detaylı

Fotoğraf Sevdalısı Bir Doktor:

Fotoğraf Sevdalısı Bir Doktor: Kültür ve Sanat Fotoğraf Sevdalısı Bir Doktor: NESRİN AKÇA AKOĞUL Nesrin Akça Akoğul Eyüp Devlet Hastanesinde. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olarak görev yapan Nesrin Akça Akoğul. 1992 yılında fotoğraf

Detaylı

ÜNİTE:1. Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2. Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3

ÜNİTE:1. Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2. Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3 ÜNİTE:1 Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2 Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3 Millî Güvenlik Konseyi Rejimi, 1982 Anayasası nın Yapılışı ve Başlıca Özellikleri

Detaylı

Uluslararası İzmir Film Festivali ilk kez 1990 yılında düzenlenmeye başladı. 11 kez düzenlenen Festivale 2000 yılında ara verildi.

Uluslararası İzmir Film Festivali ilk kez 1990 yılında düzenlenmeye başladı. 11 kez düzenlenen Festivale 2000 yılında ara verildi. Uluslararası İzmir Film Festivalinin Tarihçesi Uluslararası İzmir Film Festivali ilk kez 1990 yılında düzenlenmeye başladı. 11 kez düzenlenen Festivale 2000 yılında ara verildi. İzmir Film Festivali, 11

Detaylı

Türkiye, Avrupa nın en girişimci ülkesi

Türkiye, Avrupa nın en girişimci ülkesi Amway Avrupa nın Dünya Girişimcilik Haftası na özel 12 Avrupa ülkesinde yaptırdığı Girişimcilik Anketi sonuçları açıklandı! Türkiye, Avrupa nın en girişimci ülkesi Amway Avrupa tarafından yaptırılan 2011

Detaylı

SADETTİN ÖKTEN İÇİMDE AVM VAR!

SADETTİN ÖKTEN İÇİMDE AVM VAR! SADETTİN ÖKTEN İÇİMDE AVM VAR! Şehir ve Medeniyet İÇGÜDÜSEL DEĞİL, BİLİNÇLİ TERCİH: ŞEHİR Şehir dediğimiz vakıayı, olguyu dışarıdan bir bakışla müşahede edelim Şehir denildiğinde herkes kendine göre bir

Detaylı

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları PA 101 Kamu Yönetimine Giriş (3,0,0,3,5) Kamu yönetimine ilişkin kavramsal altyapı, yönetim alanında geliştirilmiş teori ve uygulamaların analiz edilmesi, yönetim biliminin

Detaylı

Nicola Falcinella: Merhaba, öncelikle bu buluşmayı organize ettiğiniz ve beni davet ettiğiniz için teşekkür ediyorum. İstanbul'a ilk gelişim.

Nicola Falcinella: Merhaba, öncelikle bu buluşmayı organize ettiğiniz ve beni davet ettiğiniz için teşekkür ediyorum. İstanbul'a ilk gelişim. Festivaller İstanbul'da Projesi İlk Bölüm Venedik Film Festivali Critics Week bölümünden Nicola Falcinella ile gerçekleşen sektör buluşma toplantısı Tarih: 03 Haziran 2014 Yer: Meslek Birlikleri Güç Birliği

Detaylı

Avrupalı liderler baskıcı, Türk liderler ise dostane

Avrupalı liderler baskıcı, Türk liderler ise dostane Avrupalı liderler baskıcı, Türk liderler ise dostane Dünyada yaşanan ekonomik kriz liderlik stillerinde de değişikliğe yol açtı. Hay Group'un liderlik stilleri üzerine yaptığı araştırmaya göre, özellikle

Detaylı

İ Ç İ N D E K İ L E R

İ Ç İ N D E K İ L E R İ Ç İ N D E K İ L E R ÖN SÖZ.V İÇİNDEKİLER....IX I. YURTTAŞLIK A. YURTTAŞLIĞI YENİDEN GÜNDEME GETİREN GELİŞMELER 3 B. ANTİK YUNAN-KENT DEVLETİ YURTTAŞLIK İDEALİ..12 C. MODERN YURTTAŞLIK İDEALİ..15 1. Yurttaşlık

Detaylı

EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ

EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ Oya Baydar, Mine Söğüt, Özcan Yüksek, Ercan Kesal, Arif Keskiner ve Melih Güneş konuklarla sohbet etti 86. İzmir Enternasyonal Fuarı nda bu yıl ilk

Detaylı

Vizyon Tarihi: 12 Temmuz 2013 Yönetmen: Shawn Levy Oyuncular: Vince Vaughn, Owen Wilson, Rose Byrne, Max Minghella, Will Ferrel Yapımcı: Shawn Levy,

Vizyon Tarihi: 12 Temmuz 2013 Yönetmen: Shawn Levy Oyuncular: Vince Vaughn, Owen Wilson, Rose Byrne, Max Minghella, Will Ferrel Yapımcı: Shawn Levy, Billy (Vince Vaughn) ve Nick (Owen Wilson) dijital dünyaya yeni adım atan iki eski kafalı satışçıdır. Senelerdir emek verdikleri şirketin artık teknoloji karşısında ayakta duramaması nedeniyle kapatılması,

Detaylı

BİR ACAYİP SOYGUN ADANA İŞİ. - Basın Toplantısı Haber Küpürleri. - 12.Ocak 2015 Adana Hilton Otel

BİR ACAYİP SOYGUN ADANA İŞİ. - Basın Toplantısı Haber Küpürleri. - 12.Ocak 2015 Adana Hilton Otel BİR ACAYİP SOYGUN ADANA İŞİ - Basın Toplantısı Haber Küpürleri - 12.Ocak 2015 Adana Hilton Otel 13.01.2015 Salı Adana İşi nde acayip soygun Bir Acayip Soygun Adana İşi adlı uzun metraj filmin çekimleri

Detaylı

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim 1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim Türkiye de 2007 genel milletvekili seçimlerine ilişkin değerlendirme yaparken seçim sistemine değinmeden bir çözümleme yapmak pek olanaklı değil. Türkiye nin

Detaylı

Murat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi

Murat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi Murat Çokgezen Prof. Dr. Marmara Üniversitesi 183 SORULAR 1. Ne zaman, nasıl, hangi olayların, okumaların, faktörlerin veya kişilerin tesiriyle ve nasıl bir süreçle liberal oldunuz? 2. Liberalleşmeniz

Detaylı

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. TATÍLDE Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. Ízin zamanı yaklaşırken içimizi bir sevinç kaplar.íşte bu yıl da hazırlıklarımızı tamamladık. Valizlerimizi

Detaylı

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.

Detaylı

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Mayıs 2010 DİKKAT

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Mayıs 2010 DİKKAT ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙ ΕΙΑΣ, ΙΑ ΒΙΟΥ ΜΑΘΗΣΗΣ ΚΑΙ ΘΡΗΣΚΕΥΜΑΤΩΝ ΚΡΑΤΙΚΟ ΠΙΣΤΟΠΟΙΗΤΙΚΟ ΓΛΩΣΣΟΜΑΘΕΙΑΣ Eğitim, Hayatboyu Öğrenme ve Din İşleri Bakanlığı Devlet Dil Sertifikası DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri

Detaylı

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) 12. Hafta Ders Notları - 03/05/2017 Arş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz ve Özellikle Canım Annem 1 Üniversite tercihlerini yaptığımız zaman,

Detaylı

SAGALASSOS TA BİR GÜN

SAGALASSOS TA BİR GÜN SAGALASSOS TA BİR GÜN Çoğu zaman hepimizin bir düşüncesi vardır tarihi kentlerle ilgili. Baktığımız zaman taş yığını der geçeriz. Fakat ben kente girdiğim andan itibaren orayı yaşamaya, o atmosferi solumaya

Detaylı

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN 21400752 MAKİNENİN ARKASI Fotoğraf uzun süre düşünülerek başlanılan bir uğraş değil. Aslında nasıl başladığımı pek hatırlamıyorum, sanırım belli bir noktadan sonra etrafa

Detaylı

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ 1- Beni çok iyi tanımlıyor 2- Beni iyi tanımlıyor 3- Beni az çok iyi tanımlıyor 4- Beni pek tanımlamıyor 5- Beni zaman zaman hiç tanımlamıyor 6- Beni hiç tanımlamıyor

Detaylı

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi tarafından tam algılanmadığı, diğer bir deyişle aynı duyarlılıkla değerlendirilmediği zaman mücadele etmek güçleşecek ve mücadeleye toplum desteği sağlanamayacaktır.

Detaylı

66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi. 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi

66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi. 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi 66 Fotoğrafçı Etkinlik Listesi 52 Haftalık Fotoğrafçılık Yetenek Sergisi 2019 yılında kendimize daha fazla zaman ayırmak istiyoruz. Fotoğrafla olan iletişimimizi artırmak istiyoruz. Fotoğrafın bir sanat

Detaylı

KIRGIZİSTAN DAKİ YABANCI DESTEKLİ ÜNİVERSİTELER VE DİĞER EĞİTİM KURUMLARI

KIRGIZİSTAN DAKİ YABANCI DESTEKLİ ÜNİVERSİTELER VE DİĞER EĞİTİM KURUMLARI KIRGIZİSTAN DAKİ YABANCI DESTEKLİ ÜNİVERSİTELER VE DİĞER EĞİTİM KURUMLARI Yrd. Doç. Dr. Yaşar SARI Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi, Kırgızistan Giriş Kırgızistan Orta Asya bölgesindeki toprak ve

Detaylı

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti Leyla Tavflano lu Çok sıklıkla Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan a gittiğim için olsa gerek beni bu oturuma konuşmacı koydular. Oraların koşullarını

Detaylı

Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller

Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller Y jenerasyonunun internet bağımlılığı İK yöneticilerini endişelendiriyor. Duygusal ve sosyal becerilere sahip genç profesyonel bulmak zorlaştı. İnsan

Detaylı

WILHELM SCHMID Arkadaşlıktaki Saadete Dair

WILHELM SCHMID Arkadaşlıktaki Saadete Dair WILHELM SCHMID Arkadaşlıktaki Saadete Dair WILHELM SCHMID 1953 te Almanya da Bavyera-Süebya (Schwaben) bölgesinde doğdu. Berlin, Paris ve Tübingen de felsefe eğitimi aldı. Çeşitli Alman üniversitelerinde

Detaylı

FRANSA DA ÜNİVERSİTE SİSTEMİ

FRANSA DA ÜNİVERSİTE SİSTEMİ FRANSA DA ÜNİVERSİTE SİSTEMİ Fransa da üniversitelerin hepsi devlet üniversitesidir ve eğitim ücretsizdir. Grandes Ecoles lerin bir kısmı özel bir kısmı da devlet okuludur, devlete ait olanlar da eğitim

Detaylı

DIRIM. kültür - sanat - güncel yaşam ISSN 0378-8628. Monet

DIRIM. kültür - sanat - güncel yaşam ISSN 0378-8628. Monet ISSN 0378-8628 DIRIM kültür - sanat - güncel yaşam Monet DİRİM/ocak-Şubat-Mart 2007 Kültür ve Sanat Küçük insanların Büyük Filmi: DONDURMAM GAYMAK Yerel bir masal... Yıl 1995, Ege'nin küçük bir kıyı kasabasında

Detaylı

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

A1 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO: A1 DÜZEYİ ADI SOYADI: OKUL NO: NOT OKUMA 1. Aşağıdaki metni -(y/n)a, -(n)da, -(n)dan, -(y/n)i ve -(I)yor ekleriyle tamamlayınız. (10 puan) Sevgili Ayşe, Nasılsın? Sana bu mektubu İstanbul dan yazıyorum.

Detaylı

Bir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum.

Bir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum. PEPE NİN HİKAYESİ Pepe, herkesin olmak isteyeceği türden bir insandı. Her zaman neşeli olup, her zaman, söyleyeceği pozitif bir şey vardı. Birisi istediğinde hemen gidiyor, daima : Daha iyisi olamaz! diye

Detaylı

BURCU ŞENTÜRK Bu Çamuru Beraber Çiğnedik

BURCU ŞENTÜRK Bu Çamuru Beraber Çiğnedik BURCU ŞENTÜRK Bu Çamuru Beraber Çiğnedik BURCU ŞENTÜRK 1984 yılında Eskişehir de doğdu. Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü nü bitirdi. ODTÜ Sosyoloji Bölümü nde yüksek

Detaylı

Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor!

Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor! Amway Avrupa nın Dünya Girişimcilik Haftası na özel 16 Avrupa ülkesinde yaptırdığı Girişimcilik Anketi sonuçları açıklandı! Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor! Amway Avrupa tarafından yaptırılan

Detaylı

Digital Age. Yeni Nesil Mutluluk Araştırması. Nisan, ZENNA Digital Age Yeni Nesil Mutluluk Araştırması Nisan, 2017

Digital Age. Yeni Nesil Mutluluk Araştırması. Nisan, ZENNA Digital Age Yeni Nesil Mutluluk Araştırması Nisan, 2017 Digital Age Yeni Nesil Mutluluk Araştırması Nisan, 2017 Digital Age Yeni Nesil Mutluluk Araştırması, ZENNA Kurumsal Marka Yönetimi Araştırmaları ve Danışmanlığı tarafından gerçekleştirilmiştir. Araştırma

Detaylı

ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI: YALAN. biri dünya üzerinde neler olup bittiğinden bihaber, yani olabilecek en saf şekilde dünyaya

ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI: YALAN. biri dünya üzerinde neler olup bittiğinden bihaber, yani olabilecek en saf şekilde dünyaya Dicle AKSU ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI: YALAN Günümüz istatistiklerine göre her beş saniyede yirmi bir bebek dünyaya geliyor. Her biri dünya üzerinde neler olup bittiğinden bihaber, yani olabilecek en saf şekilde

Detaylı

» Ben işlerimi zamanında yaparım. cümlesinde yapmak sözcüğü, bir yargı taşıdığı için yüklemdir.

» Ben işlerimi zamanında yaparım. cümlesinde yapmak sözcüğü, bir yargı taşıdığı için yüklemdir. CÜMLENİN ÖĞELERİ TEMEL ÖĞELER Yüklem (Fiil, Eylem) Cümledeki işi, hareketi, yargıyı bildiren çekimli unsura yüklem denir. Yükleme, cümlede yargı bildiren çekimli öge de diyebiliriz. Yüklem, yukarıda belirttiğimiz

Detaylı

ALANYA KRİSTAL KALE ULUSLAR ARASI FİLM FESTİVALİ FİLM FORUM 2015

ALANYA KRİSTAL KALE ULUSLAR ARASI FİLM FESTİVALİ FİLM FORUM 2015 ALANYA KRİSTAL KALE ULUSLAR ARASI FİLM FESTİVALİ FİLM FORUM 2015 ( 28 31 Ağustos 2015) ETKİNLİK ÖZETİ Hazırlayan : Türk Sinema Vakfı ( TÜRSAV) Etkinlik Hakkında ; Türkiye nin güney kıyıları, özellikle

Detaylı

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI CANSEN BAŞARAN SYMES IN " TÜRKİYE DE ENFLASYON DİNAMİKLERİ: FIRSATLAR VE RİSKLER KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI CANSEN BAŞARAN SYMES IN  TÜRKİYE DE ENFLASYON DİNAMİKLERİ: FIRSATLAR VE RİSKLER KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI CANSEN BAŞARAN SYMES IN " TÜRKİYE DE ENFLASYON DİNAMİKLERİ: FIRSATLAR VE RİSKLER KONFERANSI AÇILIŞ KONUŞMASI 10 Nisan 2015 İstanbul, Martı Otel Sayın Misafirler, Değerli Katılımcılar

Detaylı

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI 7 Ocak 2015 İstanbul, Sabancı Center Sayın Konuklar, Değerli Basın Mensupları,

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI 3-4 Aile bireyleri birbirlerine yardımcı olurlar. Anahtar kavramlar: şekil, işlev, roller, haklar, Aileyi aile yapan unsurlar Aileler arasındaki benzerlikler ve farklılıklar Aile üyelerinin farklı rolleri

Detaylı

DEĞİŞİM MÜHENDİSLİĞİ. Üretim Planlama Direktörü

DEĞİŞİM MÜHENDİSLİĞİ. Üretim Planlama Direktörü DEĞİŞİM MÜHENDİSLİĞİ BİLAL AKAY Üretim Planlama Direktörü 1 DEĞİŞİM MÜHENDİSLİĞİ Çağımızda her şey o kadar hızlı yaşanıyor ki, bu hızlı akışa ayak uydurabilmek için sürekli bir değişim içinde olmak gerekiyor.

Detaylı

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. SOKAK - DIŞ - GÜN ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. Batu 20'li yaşlarında genç biridir. Boynunda asılı bir fotoğraf makinesi vardır. Uzun lensli profesyonel görünşlü bir digital makinedir. İlginç

Detaylı

ÜNİVERSİTEMİZ ÖĞRENCİLERİNE ÜST DÜZEY OLANAKLAR SAĞLIYOR

ÜNİVERSİTEMİZ ÖĞRENCİLERİNE ÜST DÜZEY OLANAKLAR SAĞLIYOR Çankaya Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü nden 2006 da lisans derecesini alarak aynı bölümde 2009 yılında yüksek lisansını tamamlayan H. Emre Akkuş ile Çankaya Üniversitesi ve sektör hakkında

Detaylı

KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI

KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI SİYASAL DÜŞÜNCELER TARİHİ YARD. DOÇ. DR. MUSTAFA GÖRKEM DOĞAN 7. ERKEN MODEN DÖNEMDE SİYASAL DÜŞÜNCE 7 ERKEN MODEN DÖNEMDE

Detaylı

MATBAACILIK OYUNCAĞI

MATBAACILIK OYUNCAĞI Resimleyen: Özlem Isıyel Yiğit Bener MATBAACILIK OYUNCAĞI ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Roman 1. basım Yiğit Bener MATBAACILIK OYUNCAĞI Resimleyen: Özlem Isıyel cancocuk.com cancocuk@cancocuk.com Yayın Koordinatörü:

Detaylı

ANAYASA DERSĐ (41302150) (2010-2011 GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) CEVAP ANAHTARI

ANAYASA DERSĐ (41302150) (2010-2011 GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) CEVAP ANAHTARI ANAYASA DERSĐ (41302150) (2010-2011 GÜZ DÖNEMĐ YILSONU SINAVI) CEVAP ANAHTARI ANLATIM SORULARI 1- Bir siyasal düzende anayasanın işlevleri neler olabilir? Kısaca yazınız. (10 p) -------------------------------------------

Detaylı

İLHAM VEREN KONUŞMACILAR ALEM-İ İŞ İLE HERKES BİRBİRİNİ DAHA İYİ ANLAYACAK!

İLHAM VEREN KONUŞMACILAR ALEM-İ İŞ İLE HERKES BİRBİRİNİ DAHA İYİ ANLAYACAK! İLHAM VEREN KONUŞMACILAR ALEM-İ İŞ İLE HERKES BİRBİRİNİ DAHA İYİ ANLAYACAK! ALEM-İ İŞ, NE İŞ? Alem-i İştir kişinin lafa bakılmaz! diyoruz ve iş hayatında yaşadıklarımız konusunda bize, size, herkese esprili

Detaylı

ANLATIM BOZUKLUKLARI

ANLATIM BOZUKLUKLARI ANLATIM BOZUKLUKLARI 1. Dün beklenmedik bir sürprizle karşılaştık. Gereksiz Sözcük Kullanımı 2. Yoğun sis sayesinde kaza yapmışlar. Sözcüğü Yanlış Anlamda Kullanma 3. Trafik kazasında yaralananlara başınız

Detaylı

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz? Nerelerde çalıştınız bugüne kadar?

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz? Nerelerde çalıştınız bugüne kadar? İSTANBUL TOKAT PAZARLILAR YARDIMLAŞMA DERNEĞİ BAŞKANI CENGİZ ÇEVİK DERNEK OLARAK DAĞITTIĞIMIZ KİŞİSEL GELİŞİM DERGİLERİ ÖĞRENCİLERİMİZDE İNANILMAZ GELİŞMELERE SEBEP OLMUŞ 2014 YILINDA 10.000 KİŞİSEL GELİŞİM

Detaylı

Eğitim-Öğretim Yılı Kütüphane Bülteni Sayı:2 Haziran 2016

Eğitim-Öğretim Yılı Kütüphane Bülteni Sayı:2 Haziran 2016 2015-2016 Eğitim-Öğretim Yılı Kütüphane Bülteni Sayı:2 Haziran 2016 1 KÜTÜPHANE ORYANTASYON HAFTASI 3 BİLGİ OKURYAZARLIĞI HAFTASI 4 YAZI TÜRLERİNİ TANIYORUZ 5 BİLİMSEL ARAŞTIRMA BASAMAKLARI DERSİMİZ 6

Detaylı

BABA NERDESİN KAYBOLDUM

BABA NERDESİN KAYBOLDUM BABA NERDESİN KAYBOLDUM YÖNETMEN GÖRÜNTÜ YÖNETMENİ SENARYO KURGU MÜZİK SANAT YÖNETMENİ SES SES TASARIM YAPIMCI OYUNCULAR TÜR SÜRE ÇEKİM FORMATI GÖSTERİM AHMET KARAMAN CEM CENEŞKE AHMET KARAMAN AZİZ İMAMOĞLU

Detaylı

Araştırma Notu 15/181

Araştırma Notu 15/181 Araştırma Notu 15/181 29 Nisan 215 İdeolojik Yönelimler Çatışma ve Güven Algısını Şekillendiriyor Çiğdem Ok*, Bahar Ayça Okçuoğlu** Yönetici Özeti Toplumlardaki elitlerin değerlerini, inançlarını ve tutumlarını

Detaylı

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem NEDEN Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem YERLi VE MiLLi BiR SiSTEM Türkiye, artık daha büyük. Dünyada söz söyleyen ülkeler arasında. Milletinin refahını artırmaya başladı. Dünyanın en büyük altyapı

Detaylı

Size karşı bir şey yapılmaya çalışılıyor, bir şey dayatılıyor ve siz de bunu kabul etmiyor ve direniyorsunuz.

Size karşı bir şey yapılmaya çalışılıyor, bir şey dayatılıyor ve siz de bunu kabul etmiyor ve direniyorsunuz. Direniş bizde sadece iyi anlamda yorumlanır. Size karşı bir şey yapılmaya çalışılıyor, bir şey dayatılıyor ve siz de bunu kabul etmiyor ve direniyorsunuz. Direnişin negatif yanı da vardır. Direniş, adı

Detaylı

BASIN SPONSORLUĞU DOSYASI

BASIN SPONSORLUĞU DOSYASI 20-23 MAYIS 2017 DÜNYADA YANKI UYANDIRAN BİR ETKİNLİK 1998 yılından bugüne Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali sinemanın görsel gücünden yararlanarak kadının toplumsal konumunu sorgulamayı,

Detaylı

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor. OKUMA - ANLAMA: ÖĞRENCİLER HER GÜN NELER YAPIYORLAR? 1 Türkçe dersleri başladı. Öğrenciler her gün okula gidiyorlar, yeni şeyler öğreniyorlar. Öğretmenleri, Nazlı Hanım, her Salı ve her Cuma günü sınav

Detaylı

Beşiktaş Gazetesi. Her Cuma yeni bir film

Beşiktaş Gazetesi. Her Cuma yeni bir film Her Cuma yeni bir film BEŞİKTAŞ Belediye Başkanı İsmail Ünal sinema ile ilgili yeni projesini anlattı. Ünal, "Beşiktaş ta. Sinemamızın son dönemlerde üretilen çağdaş ürünlerini artık Beşiktaş Levent Kültür

Detaylı

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR Mit, Mitoloji, Ritüel DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1 Kelime olarak Mit Yunanca myth, epos, logos Osmanlı Türkçesi esâtir, ustûre Türkiye Türkçesi: söylence DR. SÜHEYLA SARITAŞ

Detaylı

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) 14. Hafta Ders Notları - 18/12/2017 Araş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

Ece Ayhan. Kardeşim Akif. Akif Kurtuluş'a Mektuplar. Hazırlayan Eren Barış. "dipnot

Ece Ayhan. Kardeşim Akif. Akif Kurtuluş'a Mektuplar. Hazırlayan Eren Barış. dipnot Ece Ayhan Kardeşim Akif Akif Kurtuluş'a Mektuplar Hazırlayan Eren Barış sı "dipnot Akif Kurtuluş: 1959, Ankara. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini 1981 yılında bitirdi. İlk şiiri, 1980 yılında Türkiye

Detaylı

Türk filmleri günü!..

Türk filmleri günü!.. Neşeyle kutladılar Beşiktaş Belediyesi ve Halk Eğitim Merkezi ile birlikte ortaklaşa düzenlenen Meslek Edindirme Kursları'ndan Bilgisayar Kursu öğrencileri 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü neşeyle kutladı,

Detaylı

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) 1. Hafta Ders Notları - 18/09/2017 Araş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

ACR Group. NEDEN? neden?

ACR Group. NEDEN? neden? ACR Group NEDEN? neden? CİNSİYET YÜZDE % Kadın Erkek 46,8 53,2 YAŞ - - - - - - 18-25 26-35 20,1 27,6 36-45 46-60 29,4 15,2 60+ 7,7 I. AMAÇ Bu çalışmanın amacı, aylık periyotlar halinde düzenlediğimiz,

Detaylı

TÜRKİYE DE İŞ DÜNYASINDA ÇALIŞANLAR SOSYAL MEDYAYI NASIL KULLANIYOR?

TÜRKİYE DE İŞ DÜNYASINDA ÇALIŞANLAR SOSYAL MEDYAYI NASIL KULLANIYOR? Haziran 2010 SOSYAL MEDYA ARAŞTIRMASI: TÜRKİYE DE İŞ DÜNYASINDA ÇALIŞANLAR SOSYAL MEDYAYI NASIL KULLANIYOR? Proje Koordinatörleri: İndeks Araştırma Ekibi Simge Şahin, İstanbul Bilgi Üniversitesi Giriş:

Detaylı

17. UÇAN SÜPÜRGE ULUSLARARASI KADIN FİLMLERİ FESTİVALİ 8-15 MAYIS 2014, ANKARA

17. UÇAN SÜPÜRGE ULUSLARARASI KADIN FİLMLERİ FESTİVALİ 8-15 MAYIS 2014, ANKARA BİZ KİMİZ? Uçan Süpürge, kadın sivil toplum kuruluşları arasında iletişim, dayanışma ve işbirliği geliştirerek bu kuruluşların güçlenmesine katkıda bulunmayı; toplumsal cinsiyet eşitliği bilincini yaygınlaştırarak

Detaylı

Kendin Olmaktan Korkma

Kendin Olmaktan Korkma Beyza Çalış 1 21201421 Ölü Ozanlar Derneği/ N.H. Kleinbaum Kendin Olmaktan Korkma Ölü Ozanlar Derneği şimdiye kadar izlediğim en duygusal filmlerden biridir. Aralıksız olarak kalıplaşmaya karşı çıkar.

Detaylı

Filistin'den özgürlüğe bedel çizimler

Filistin'den özgürlüğe bedel çizimler Filistin'den özgürlüğe bedel çizimler Filistinli karikatürist sorgu esnasında bir kağıt parçası ve kurşun kalem çalmayı başardı ve dışarı çıktığında çizeceği karikatürlerin bir listesini yaptı. 12.05.2017

Detaylı

Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi)

Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi) Mantıksal Operatörlerin Semantiği (Anlambilimi) Şimdi bu beş mantıksal operatörün nasıl yorumlanması gerektiğine (semantiğine) ilişkin kesin ve net kuralları belirleyeceğiz. Bir deyimin semantiği (anlambilimi),

Detaylı

Bu ödül veda için olmasın

Bu ödül veda için olmasın On5yirmi5.com Bu ödül veda için olmasın Andrzej Wajda "Umarım bunu bir vedalaşma olarak görmüyorlardır. Sen artık yapacağını yaptın, al sana ömür boyu başarı ödülü demiyorlardır... Çünkü daha yapacaklarım

Detaylı

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ Mehmet Uçum 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri a. Tartışmanın Arka Planı Ülkemizde, hükümet biçimi olarak başkanlık sistemi tartışması yeni

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 SÖZCÜ / AKP de bir kişi konuşur, diğerleri asker gibi bekler! Tarih : 06.01.2012 CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu hem AKP deki tek adamlığı hem de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın üslubunu ve liderliğini

Detaylı

Belmin Söylemez: Bütün mesele, bir şeyi anlatmaya çalışmak ve farklı yöntemler denemek

Belmin Söylemez: Bütün mesele, bir şeyi anlatmaya çalışmak ve farklı yöntemler denemek Belmin Söylemez: Bütün mesele, bir şeyi anlatmaya çalışmak ve farklı yöntemler denemek 2002 yılında da filmleriyle Film Merkezi ne konuk olan yönetmen Belmin Söylemez, 14 Aralık 2005 tarihinde Hayatımın

Detaylı

SANAYİ KENTİNDE ÇALIŞANLAR -ÇATIŞANLAR

SANAYİ KENTİNDE ÇALIŞANLAR -ÇATIŞANLAR SANAYİ KENTİNDE ÇALIŞANLAR -ÇATIŞANLAR TEPKİLER PARİS 1848 ayaklanması Avrupa kentleri 1848 ayaklanmaları CHICAGO 1877 İşçi Ayaklanması 1886 Haymarket ayaklanması NEW YORK Grevler ve Triangle Yangını 1911

Detaylı

İBRAHİM DEMİREL FOTOĞRAF DİLİNDE BİR SÖYLEŞİ. asosöyleşi

İBRAHİM DEMİREL FOTOĞRAF DİLİNDE BİR SÖYLEŞİ. asosöyleşi FOTOĞRAF DLNDE BR SÖYLEŞ K R K Y L N B R K M BRAHM DEMREL brahim DEMREL, 1941 yılında Malatya Akçadağ ilçesi Durulova (Körsüleyman) köyünde doğdu. lkokulu köyünde okuduktan sonra Akçadağ Öğretmen Okulu,

Detaylı

Beşiktaş Gazetesi. Günlük web Gazetesi 03.11.2012. Salkım Söğüt Saç

Beşiktaş Gazetesi. Günlük web Gazetesi 03.11.2012. Salkım Söğüt Saç Beşiktaş Gazetesi Günlük web Gazetesi 03.11.2012 Salkım Söğüt Saç Beşiktaş Belediyesi'nde belgesel film gösterimleri tüm hızıyla devam ediyor. Levent Kültür Merkezi'nde sinema gösterimleri için de Salkım

Detaylı

Yılın Filo Yöneticisi ödüllerinde Jüri Özel Ödülü Genel Müdürlüğümüzün oldu.

Yılın Filo Yöneticisi ödüllerinde Jüri Özel Ödülü Genel Müdürlüğümüzün oldu. Yılın Filo Yöneticisi ödüllerinde Jüri Özel Ödülü Genel Müdürlüğümüzün oldu. Capital ve Ekonomist Dergileri ile LeasePlan Türkiye Genel Müdürlüğü tarafından bu yıl ikincisi gerçekleştirilen Yılın Filo

Detaylı

Peter Drucker'e göre, ne yaptıkları sorulan taş işçisi üç kişinin meraklı öyküsü şöyledir:

Peter Drucker'e göre, ne yaptıkları sorulan taş işçisi üç kişinin meraklı öyküsü şöyledir: Ekonomide Ev Kadınlarının Rolü Artıyor Peter Drucker'e göre, ne yaptıkları sorulan taş işçisi üç kişinin meraklı öyküsü şöyledir: İlki "Ben, ekmeğimi taştan çıkarıyorum" der. İkincisi "Ben, ülkenin en

Detaylı

E-KİTAP SATIŞLARINIZLA, SÜREKLİ BİR GELİRE NE DERSİNİZ? Www.EkitapKazanclari.coM. By Alia RİOR. Alia RİOR www.ekitapkazanclari.com

E-KİTAP SATIŞLARINIZLA, SÜREKLİ BİR GELİRE NE DERSİNİZ? Www.EkitapKazanclari.coM. By Alia RİOR. Alia RİOR www.ekitapkazanclari.com E-KİTAP SATIŞLARINIZLA, SÜREKLİ BİR GELİRE NE DERSİNİZ? E-KİTAP KAZANÇLARI Www.EkitapKazanclari.coM By Alia RİOR Alia RİOR www.ekitapkazanclari.com Sorumluluk Sınırları ve Garanti Feragatnamesi ÖNEMLİ:

Detaylı

GÖLCÜK MESLEK YÜKSEK OKULU 7. DÖNEM ÖĞRENCİLERİ KOCAELİ FABRİKAMIZDA BECERİ EĞİTİMİNE BAŞLADI Sabahattin Gücin Eğitim Uzmanı İnsan Kaynakları Direktörlüğü 2001 yılında Ford Otomotiv Sanayi A.Ş. ile Kocaeli

Detaylı

Bodrum Deniz Filmleri Festivali

Bodrum Deniz Filmleri Festivali Bodrum Deniz Filmleri Festivali Bodrum da, Türkiye nin ilk deniz temalı festivali olduğu belirtilen Bodrum Deniz Filmleri Festivali başladı. Cinemarine Bodrum da 11 filmin ücretsiz gösterildiği festivalin

Detaylı

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI. Şubat 2018

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI. Şubat 2018 DÜŞÜNCE KURULUŞLARI Şubat 2018 Düşünce kuruluşları nedir? Nasıl çalışır? Özellikleri nelerdir? Dünyadaki düşünce kuruluşları Türkiye deki düşünce kuruluşları DÜŞÜNCE KURULUŞLARI NEDİR? DÜŞÜNCE KURULUŞLARI

Detaylı

Standart Eurobarometer 76. AVRUPA BİRLİĞİ NDE KAMUOYU Sonbahar 2011 ULUSAL RAPOR TÜRKİYE

Standart Eurobarometer 76. AVRUPA BİRLİĞİ NDE KAMUOYU Sonbahar 2011 ULUSAL RAPOR TÜRKİYE Standart Eurobarometer 76 AVRUPA BİRLİĞİ NDE KAMUOYU Sonbahar 2011 ULUSAL RAPOR TÜRKİYE Bu araştırma Avrupa Komisyonu Basın ve İletişim Genel Müdürlüğü tarafından talep ve koordine edilmiştir. Bu rapor

Detaylı

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) 3. Hafta Ders Notları - 02/10/2017 Araş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

Festivalin Tarihçesi

Festivalin Tarihçesi Festivalin Tarihçesi Uluslararası İzmir Film Festivali ilk kez 1990 yılında düzenlenmeye başladı. 11 kez düzenlenen Festivale 2000 yılında ara verildi. İzmir Film Festivali, 11 yıl boyunca dünyadan ve

Detaylı