TEKRARLAYAN GEBELİK KAYBI SONRASI OLUŞAN GEBELİKLERDE DOĞUM VE NEONATAL BULGULARIN KARŞILAŞTIRILMASI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "TEKRARLAYAN GEBELİK KAYBI SONRASI OLUŞAN GEBELİKLERDE DOĞUM VE NEONATAL BULGULARIN KARŞILAŞTIRILMASI"

Transkript

1 T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI SÜLEYMANİYE KADIN HASTALIKLARI ve DOĞUM EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ TEKRARLAYAN GEBELİK KAYBI SONRASI OLUŞAN GEBELİKLERDE DOĞUM VE NEONATAL BULGULARIN KARŞILAŞTIRILMASI TEZ DANIŞMANI Klinik Şefi: Doç.Dr. Kadir SAVAN Uzmanlık Tezi Dr. Seda ATEŞ İSTANBUL 2007

2 İÇİNDEKİLER 1. ÖNSÖZ ÖZET.4 3. GİRİŞ VE AMAÇ GENEL BİLGİLER MATERYAL VE METOD BULGULAR TARTIŞMA SONUÇ KAYNAKLAR.45

3 Süleymaniye Kadın Hastalıkları ve Doğum Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ki asistanlık eğitimim boyunca bilgi, beceri ve deneyimlerinden yararlandığım, klinik şefimiz ve tez hocam sayın Doç. Dr. Kadir SAVAN a, Asistanlık eğitimim boyunca bilgi ve deneyimlerinden yararlandığım başhekimimiz sayın Op. Dr. Celal YOLA ya, klinik şefimiz sayın Doç. Dr. Süha SÖNMEZ e, klinik şefimiz sayın Op. Dr. H. Fehmi YAZICIOĞLU na ve klinik şef yardımcımız sayın Op. Dr. Bestami ÖZSOY a, Tezimin hazırlanmasında ve düzenlenmesinde yardımlarını esirgemeyen tez uzmanım klinik şef muavinimiz sayın Op. Dr. Levent YAŞAR a, Eğitimim süresince bilgi ve becerilerinden yararlandığım tüm başasistan ve uzman doktorlara, Tezime katkılarından dolayı Dr. Rahşan KEMERDERE ye, Tüm çalışma arkadaşlarıma, hemşire ve hastane personeline, Eğitim hayatım boyunca hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan aileme, EN İÇTEN TEŞEKKÜRLERİMİ SUNARIM. Dr. Seda ATEŞ İstanbul /

4 ÖZET Amaç: Tekrarlayan gebelik kaybı sonrası gebe kalan kadınların doğum şeklinin ve neonatal bulgularının nullipar ve multipar gebelerle karşılaştırılması. Kurgu: Retrospektif. Gereç ve Yöntem: yılları arasında tekrarlayan düşük sonrası gebelik ile Süleymaniye Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesine başvurmuş 45 gebeyi içermektedir. Retrospektif olarak hastane kayıtlarından toplanılan; annenin gravide ve paritesi, doğum şekli, doğum öncesi indüksiyon uygulanması, sezaryen endikasyonları, annenin yaşı, annenin kan grubu, annenin doğum öncesi ve sonrası hematokrit değerleri, bebeğin doğum kilosu, bebeğin 1. ve 5. dakika APGAR skorları, bebeğin cinsiyeti, amnios sıvısının özelliği gibi parametreler karşılaştırıldı. Bulgular: Abort grubunda yer alan kadınlarda sezaryen oranı kontrol grubuna göre önemli ölçüde fazla bulundu. Abort grubunda sezaryen nedeni kıymetli gebelik iken, primiparlarda fetal distres idi. Oksitosinle indüksiyon oranı abort grubunda belirgin olarak daha düşük bulundu. Abort grubunun doğum öncesi ve sonrası hematokrit değerleri daha yüksekti. 4

5 Sonuç: Çalışmamızda tekrarlayan düşük sonrası gebelerin doğum şeklini belirlerken, gebelerin ve doktorların davranışlarının daha çok bebeğe bağlı olduğu görülmektedir. Doktor ve annede, kıymetli gebelik nedeniyle oluşan endişe ile sezaryen oranlarının daha yüksek olduğu kanaatindeyiz. Tekrarlayan düşük sonrası gebe kalan kadınlarda psikolojik bir baskı ve korku ile daha titiz ve uyumlu bir doğum öncesi gebelik takibi geçirdikleri görülmektedir. Tekrarlayan düşükleri olan çiftlere, sonraki gebeliklerinin normal olarak sonlanması şansının yüksek olduğunun anlatılması ve psikolojik destek ve teşvik verilmesi önemlidir. 5

6 SUMMARY Aim of the study: We compared the neonatal outcomes and the route of delivery in women who have had recurrent spontaneous abortions with the nulliparous and multiparous women without a history of spontaneous abortion. Study design: Retrospective. Materials and methods: This study included 45 women with a history of recurrent spontaneous abortions who gave birth at Suleymaniye Obstetrics and Gynecology Hospital between Data collected from hospital records such as; gravidity and parity, route of delivery, oxytocin usage for labor induction, indications of cesarean section, age and blood type of mothers, hemotocrit values before and after delivery, gender of the babies, features of amniotic fluid, birth weights, APGAR ratios in 1. and 5. minutes. Results: The rate of cesarian section in the recurrent abortion group were found to be significantly higher than the other groups. The most frequent indication of cesarian section in the recurrent abortion group was found to be precious pregnancy. Fetal distress was the most frequent reason 6

7 for cesarean section in primiparous women. Oxytocin for labor induction was used significantly less in the abortion group. Hemotocrit levels before and after birth were found to be significantly higher in abortion group. Conclusion: We concluded that the health status of baby is the most important factor for mothers and doctors in determining the route of delivery following recurrent spontaneous abortions. We found that the higher cesarian section rates were related with the anxiety of mothers and doctors for precious baby or pregnancy. Pregnant women with recurrent spontaneous abortions give more care and attention for the antenatal visits in following pregnancies. Cases with recurrent abortions must be informed for having good outcomes in following pregnancies and should be given psychological support. 7

8 GİRİŞ Spontan abortus gebeliğin en sık görülen komplikasyonudur ve çocuk isteyen çiftlerin önemli emosyonel sıkıntılarından sorumludur. İnsanlarda gebe kalımlarının yaklaşık %70 i canlılık kazanamaz ve tahminen % 50 si ilk geciken menstrüel dönemden önce kaybedilir (1). Bu gebeliklerin çoğu farkedilmez. Son menstrüel dönemden itibaren, klinik olarak farkedilen gebeliklerin %15 i 20 haftadan önce kayıpla sonuçlanır (2). Tekrarlayan düşükler tüm kadınların %1 ini etkileyen endişe verici bir durumdur (3) ve tekrarlayan düşüklerin etyolojisinde başlıca kromozomal anormallikler, trombofili, metabolik hastalıklar, anatomik nedenler, çevresel ve immun faktörler yer almaktadır. Bu durum hem çiftler hem de klinisyen için ümit kırıcıdır. Çünkü hamileliğin devamının sağlanamaması için açık bir neden bulunması zordur. Günümüzde daha önce yapılan çalışmalarda tekrarlayan düşüklerde uygulanan tedavinin sonuçları ve birkaç çalışmada da epidemiyolojisi üzerinde durulmuştur (4). Ancak tekrarlayan düşük sonrasında oluşan gebeliklerin neonatal etkileriyle ilgili fazla çalışma yoktur. Bu çalışmada, tekrarlayan düşüklerden sonra gebe kalan kadınlar ile nullipar ve multipar gebeliklerde görülen doğum şekli ve neonatal sonuçları karşılaştırılmıştır. 8

9 GENEL BİLGİLER Spontan abortus veya gebelik kaybı gebeliğin 20. haftasından önce veya fetal ağırlığın 500 gr. ın altında istemsiz sonlanması olarak tanımlanır. Spontan ardarda 2 veya daha fazla gebelik kaybı olarak tanımlanan tekrarlayan düşükler gebeliklerin %0.5-3 ünde görülür (5). Bazı kaynaklarda tekrarlayan gebelik kaybı veya habituel abortus arka arkaya 3 veya daha fazla spontan gebelik kaybı olarak tanımlanır (6). Anne yaşı ve daha önceki gebeliklerdeki başarı düşüklerde 2 bağımsız risk faktörünü oluşturmaktadır. Yaşlı annelerin genç annelere oranla kaliteli oosit sayısı daha azdır bu yüzden düşüğe neden olan kromozomal anomali yatkınlığı artmaktadır (7). Kromozomal bozukluk olan gebeliklerin hemen hepsi, çoğu 10. haftadan önce olmak üzere spontan düşükle sonuçlanırken normal karyotip olan gebeliklerin %90 ından fazlası devam etmektedir (8). Klinik olarak tespit edilmiş gebeliklerin %12-15 i 4. ve 20. gebelik haftası arasında spontan olarak kaybedilmektedir. Gebelik planlayan, sağlıklı genç bayanlarda yapılan çalışmalar farkında olmadan gebe kalıp gebeliğin sonlandığı durumlarda idrarda geçici olarak hcg tespit edildiğini göstermiştir (9). Gebeliklerin %30-60 ı ilk 12 haftada düşükle sonuçlanmaktadır ve tüm kayıpların en az yarısı fark edilmemektedir. 9

10 Yapılan birçok çalışma spontan gebelik kayıp riskinin geçmişteki obstetrik hikaye ile değiştiğini göstermiştir (10). Önceki gebeliği kayıpla sonuçlanan bayanlarda bir sonraki gebelikte spontan kayıp riski yüksektir.(%19-24) (11). Ardarda 4 gebelik kaybı sonrası risk %40 iken 6 ve üzerindeki kayıp sayısında risk %50 yi geçmemektedir. Tablo 1 Önceki düşük sayısı Sonraki gebelikte düşük risk yüzdesi En az bir canlı doğum var 0 % 12 1 % 24 2 % 26 3 % 32 4 %26 6 % 53 Canlı doğum yok 2 veya daha fazla %

11 Etyoloji: Genetik faktörler: Abortuslarda tespit edilen kromozom anormalliklerinin %90 ından fazlası sayısaldır (anöploidi, poliploidi ); geri kalanlar yapısal anormallikler (translokasyon, inversiyon) ve mosaizmdir (12). En sık görülen anormallik otozomal trizomilerdir (kromozom 13-16,21 veya 22). Daha sonra monozomi X (45X) ve poliploidler gelmektedir (13). Maternal ve gestasyonel yaşa göre sınıflandırıldığında tekrarlayan gebelik kayıplarındaki kromozom anormallik dağılımı genel popülasyonda görülenden farklı değildir (14). Bununla birlikte, rekürren gebelik kaybı olanların %4-8 inde çiftlerden biri veya diğerinde fetusta kromozomal dengesizliğe neden olabilecek kromozomal anormallikleri mevcuttur (15). En sık görülen anormallikleri dengeli translokasyonlarken (resiprokal, robertsonian) cinsiyet kromozom mosaizmi, kromozomal inversiyonlardır. Kromozomal dengesiz gametler, etkilenmemiş çiftlerin normal gameti ile birleşirlerse, fetusta trisomi ve/veya monosomi olacaktır ve genellikle abortla sonuçlanacaktır; bazen dengesiz gebelik ürünü de yaşayabilir fakat bunlarda malformasyon ve mental retardasyon riski yüksek olacaktır (16). Başarılı bir gebelik olasılığı ve kromozomal anormalliği olup yaşayabilir bir fetus olma riski, etkilenen spesifik kromozom ve transloke segmentlerin boyutu ve yerine göre değişmektedir (17). 3 veya daha fazla gebelik kaybı 11

12 olan çiftlerdeki dengeli kromozomal translokasyon tespit edilme olasılığı sadece 2 kaybı olanlardan fazla değildir. Partnerlerden her birinde de dengeli kromozomal translokasyon bulunabilir ve olasılığı belirlemek için her iki çiftte de karyotipleme yapılmalıdır (18). Yaşa bağlı gelişen mayotik iğ formasyonunu ve işlevini oluşturan hücresel mekanizmalardaki bozukluklar mayotik bölünmede hata oranını arttırmakta ve daha sonraki yıllarda anöploid oosit sayısında artışa neden olmaktadır (19). Gerçekte abortuslarda görülen trisomilerin çoğu maternal mayotik hatalara ve oosit anöploidisine bağlıdır (20). Kadınlarda eşlerine göre kromozomal translokasyon iki kat daha fazla görülür (21). Açıklanamayan tekrarlayan gebelik kaybı olan bazı kadınlarda azalmış üreme performasyonunu açıklayan, azalmış over rezervidir (22). Rekürren gebelik kaybı olan kadınlarda, hücrelerdeki iki X kromozomlarından birinde inaktivasyon sıklığı artmaktadır (23). Anormal kromozoma sahip gebelikler ayrıca normal öploid oositlerin anöploid spermlerle fertilizasyonu sonrası da oluşabilir. Açıklanamayan tekrarlayan gebelik kaybı olan kadınlarının eşlerinin spermlerinde anormal morfoloji, kromozomal anöploidi ve DNA fragmantasyonu sıklığı yüksektir (24). Paternal yaşla birlikte sperm anöploidi insidansı artmaktadır (25) ve yaşlı partnerleri olan genç kadınlarda gebelik kayıp sıklığı genç partneri olanlardan yüksektir (26). Gebelik kayıp riskinde oosit anöploidisi ile 12

13 karşılaştırıldığında anormal kromozomal spermlerin tekrarlayan gebelik kaybındaki önemi fazla değildir. Bu gözlemler tüm erken gebelik kayıplarının %90 ında genetik hata olduğunu ve bunların genetik hata olduğunu ve bunların geleneksel sitogenetik ve modern metodlarla (FISH, karşılaştırmalı genomik hibridizasyon) tespit edilemeyecek yapısal genetik kusurlar sonucu meydana geldiğini göstermektedir. Tanımlanmış embriyogenezis öncesi (boş gebelik kesesi veya blighted ovum ) gebelik kayıplarının çoğu kromozomal anormallikten kaynaklanmaktadır. Trisomi, monosomi veya poliploidi gösteren anormal abortus karyotipi, bunun şans sonucu olduğunu ve tekrarlama riskinin genellikle belirgin şekilde artmadığını belirtmektedir (27). Anöploid abortus ayrıca ileri anne yaşını veya azalmış over rezervini gösterebilir ve bu durumlarda bir sonraki gebelikte rekürrens riski yüksektir (28). Dengesiz kromozomal translokasyon gösteren bir abortus, eşlerden birinin aynı translokasyon taşıyıcısı olduğunu göstermektedir. Bu her iki partnerin karyotiplerinin incelemesi sonrası belirlenebilir. Anatomik faktörler: gebelik kaybı riskini arttıran anatomik uterin anormallikler; konjenital malformasyonlar, uterin leiomyomlar ve uterin adezyonlardır. 13

14 Gelişimsel uterin anomaliler gebelik kaybı ve obstetrik komplikasyonlarla ilişkilidir. Mevcut veriler major uterin anomali sıklığının (arcuat uterus hariç) yaklaşık %2 ve tekrarlayan gebelik kaybı olanlarda 3 kat fazla (%6-7) olduğunu göstermektedir. Bu uterin malformasyonların tekrarlayan gebelik kayıplarındaki payının küçük bir oranda olduğunu göstermektedir (29). Konjenital uterin malformasyonlarda gebelik kayıplarının patogenezi net değildir fakat genellikle azalmış intrauterin volüm ve vasküler yetersizlikle ilgili bulunmuştur (30). Unikorni uterusu olan kadınlarda gebelik sonuçları genellikle kötüdür; tanı konulan gebelerin yaklaşık yarısında gebelik kayıpla sonuçlanmaktadır. Didelfis uterusta reprodüktif sonuçlar, birleşmiş iki kornu arası kollateral kan dolaşımı daha iyi olduğundan, unikornu uterustan daha iyidir. Bununla birlikte uterin didelfisli kadınların gebeliklerinin %40 ı spontan kayıpla sonuçlanmaktadır. Bikornu uterusu olan kadınlardan elde edilen verilerde erken gebelik kayıp oranı %30, tüm gebeliklerde fetal kayıp oranı % 40 bulunmuştur (31). Uterin septum en sık görülen uterin gelişim anomalisidir ve tekrarlayan gebelik kaybı olanlarda (%3.5 sıklık) ve genel popülasyonda tüm major malformasyonların %80-90 ını oluşturmaktadır (32). Bu anomali aynı zamanda kötü gebelik sonuçlarıyla ilişkili olan en sık anomali (33) ve en kolay şekilde düzeltilebilen bir bozukluktur. Tekrarlayan gebelik kaybı olan 14

15 ve septat uterusu olanlarda histereskopik septoplasyi endikedir. Birçok çalışmadan elde edilen veriler, uterin septumu olan kadınlarda gebelik kayıp oranının %65 olduğunu göstermektedir (31). Uterus içi dietilstilbestrole (DES) maruz kalan kadınların yaklaşık %70 inde gelişimsel uterin anomali mevcuttur. Uterus içi DES e maruz kalan kadınlarda spontan gebelik kayıp oranı 2 kat ve ektopik gebelik oranı 9 kat artmaktadır (34). Servikal kollojen içeriğindeki yapısal değişiklikler etkilenen kadınlarda servikal yetmezliğe neden olabilir. The Medical Research Council / Royal college of obstetricians and gynaecologists elektif serklaj çalışması sonucunda preterm doğum ve düşük doğum ağırlıklı çocukların doğum oranınıda küçük bir azalma olduğunu ancak bundan özellikle 2. trimesterde 3 veya daha fazla düşük yapan kadınların daha iyi sonuçlar aldığını göstermiştir buna rağmen perinatal sürvide önemli bir artış görülememiştir (35). Cerrahi risklerinden dolayı serklaj sadece daha önceden 2. trimester gebelik kaybı olan seçilmiş kadınlara uygundur. Uterin myomların tekrarlayan gebelik kaybı nedeni olduğunu gösteren kesinleşmiş kanıtlar yoktur. Myomların tekrarlayan gebelik kayıplarındaki mekanizmaların tümü bölgesel kan akım yetersizliğine bağlanmıştır (36). Myomlar uterin kaviteyi doldurmadığı veya kavitede şekil bozukluğu yapmadığı sürece myoma bağlı spesifik semptomlar yoksa 15

16 cerrahi gereklilik yoktur. Submükoz myomu kaplayan endometriumun steroid hormonlara cevap vererek gebelik kaybını arttırıp arttırmadığı bilinmemektedir. Bununla beraber submüköz myomların alınmasının düşük oranlarını azalttığına dair bulgular mevcuttur (37). Gebelik kayıplarının en sık görülen küretaj nedeni olduğu düşünülürse intrauterin adezyonlar önce gebelik kayıpları sonrası oluşurken daha sonra tekrarlayan gebelik kayıplarına neden olmaktadır. Intrauterin adezyonlardaki tekrarlayan gebelik kayıplarının mekanizması azalmış fonksiyonel uterin hacim ve endometrial fibrozis ile plasental yetersizliğe neden olabilecek inflamasyondur (38). Bu hastalardaki gebelik sonuçları genellikle kötüdür (%40-80 spontan gebelik kaybı, %25 preterm doğum) ve adezyolizis sonrası düzelme olmaktadır ( %50-90 term doğum, % 7-23 gebelik kaybı) (39). Otoimmun bozukluklar; sistemik lupus eritamatozis gebelik kayıplarıyla ilişkilidir. Sistemik lupuslu kadınlarda görülen kadınlarda görülen fetal ölümlerin hemen hepsi antifosfolipit antikorlarla ilişkilidir. Konsepsiyon sırasında aktif hastalık, gebelik sürecinde sistemik lupus eritamatozisin başlaması ve renal hastalık gebelik kayıp riskini arttırmaktadır (40). 16

17 Antifosfolipit sendrom spesifik klinik ve laboratuar özellikleri olan otoimmun bir hastalıktır. Her ne kadar tekrarlayan gebelik kayıpları olan kadınlar arasında anifosfolipit sendrom sıklığı az ise de (%3-5) bu bozukluk tekrarlayan gebelik kayıplarının potansiyel olarak tedavi edilebilen bir nedenidir. Lupus antikoagülan ve antikardiolipin antikorlarını tespit eden testler minimal invaziv yöntemlerdir, ucuzdur ve bundan dolayı tercih edilen metod olmalıdır. Tekralayan gebelik kayıpları olan kadınların az ama önemli sayılabilecek kısmında dolaşımda antifosfolipit antikorlar bulunmaktadır (40). Antifosfolipit antikorları düşük risk popülasyonundaki %2 lik orana karşın tekrarlayan düşüğü olan kadınlarda %15 oranında görülür (41). Antifosfolipit sendromu ve tekrarlayan düşük arasında nedensel bir ilişki tanımlanmamış olmasına rağmen düşük doz asprin heparin ve steroidler ile çeşitli teröpatik çalışmalar yapılmıştır (42). Son bir çalışmaya göre aspirin ve düşük molekül ağırlıklı heparin kombinasyonunun antifosfolipit antikoru bulunan kadınlarda gebelik kaybını %54 oranında azalttığı bulunmuştur (43). Steroidlerin tekrarlayan düşük yapan kadınlarda canlı doğum oranını arttırdığına dair bir kanıt bulunamamıştır (42). Her ne kadar tekrarlayan gebelik kaybı olan kadınlarda otoantikor sıklığı yüksektir. En yaygın antifosfolipit (%14) ve antinükleer (%7) antikorlar bunların önemi net değildir çünkü bir sonraki gebelik sonuçlarını 17

18 göstermezler yasal ve kanıtlanmış etkili tedavi önerileri bulunmamaktadır (40). Tekrarlayan gebelik kaybı olan kadınlarda antitiroid antikorlarının yüksek olabileceği birkaç çalışmada gösterilmiştir ancak prognostik değerleri şüphelidir (44). Teorik olarak normal gebelik, embriyonik dokulardaki paternal orjinli antijnlere karşı maternal immunolojik tanıma ve yanıt gerektirir ve maternal alloimmun yanıtta anormallikler tekrarlayan gebelik kayıplarına neden olmaktadır. İleri sürülen mekanizmalar, maternal sitotoksik antikor üretimi, maternal hücre aracılığıyla immun yanıtı önleyen bloke edici antikor üretiminin yetersizliği (anne ve baba antijenlerinin ileri derecede benzer olması) ve maternal-fetal yüzeyde işlem gören immun mekanizmalardaki sitokin regülasyonunun bozukluğudur. Antipaternal lenfositik antikorlar, tekrarlayan gebelik kaybı nedeni olarak görülmektedir (45). Bununla birlikte normal gebeliklerde de bu antikorlar mevcut olabilmektedir ve tekrarlayan gebelik kayıplarından çok fertil çiftlerde daha sık görülmektedirler (46). Anne ve baba arasındaki major histokompatibilite kompleks insan lökosit antijenlerinin (HLA) artmış benzerliği, paternal kaynaklı fetal antijenlerin anne tarafından tanınmasını engellemekte ve bazı bloke edici antikorların üretimine neden olmaktadır 18

19 (47). HLA benzerliklerinin tespiti gebelik sonuçlarını belirlemez ve bunlar için yapılan testlerin klinik uygulanabilirliği yoktur (48). Tekrarlayan gebelik kaybı olan kadınlarda desiduada artmış doğal öldürücü hücre aktivitesi gösterilmiştir (49) ve periferal doğal öldürücü sayısındaki artış bir sonraki gebelik kayıplarıyla ilişkili bulunmuştur (50). Normal gebeliği olan kadınların çoğunda tanımlanmamış trofoblast antijenlerine yardımcı T lenfosit-2 ağırlıklı immun yanıt olmakta iken tekrarlayan gebelik kaybı olan kadınlarda embriyoya zararlı olabilecek lenfosit-1 ağırlıklı inflamatuar yanıt olmaktadır (51). Sebebi açıklanamayan tekrarlayan gebelik kaybı olan kadınlarda intravenöz immunglobulinlerle yapılan, randomize çalışmalarda gebelik sonuçlarına olumlu etkisi gösterilememiştir (52). Cohrane sistematik tarama çalışması tekrarlayan düşüklerde immünoterapi kullanımının herhangi bir fayda sağlamadığını göstermiştir. Kalıtımsal trombofililer, kazanılmış trombofililerden antifosfolipit sendromundan sonra ortaya çıkmış tedavi edilebilir tekrarlayan gebelik kaybı nedenlerindendir. Birçok genetik mutasyon kalıtımsal olarak tromboza eğilimi arttırmaktadır. Bunlar arasında Faktör V Leiden mutasyonu ve protrombin geninin etkilenmesi en sık görülendir. Faktör V Leiden mutasyonu ve tekrarlayan düşükler arasında pozitif ilişkiyi gösteren bir çok 19

20 çalışma vardır (53) ve 3 kontrolsüz çalışma Faktör V Leiden mutasyonu olan kadınlarda canlı doğum oranını arttırmak için heparin tedavisini önermektedir. Daha önemlisi yayınlanan randomize kontrollü çalışmalar Faktör V Leiden mutasyonunu rutin taramayı, tekrarlayan düşüğü olan ve bu mutasyonu taşıyan kadınlara tromboproflaksiyi önermektedir. Üçüncü sıklıkta görülen diğer bir mutasyon, metilen tetrahidrofolat redüktaz enzimini kodlayan geni etkilemektedir; burada homozigot olanlarda tromboz için bilinen bir risk faktörü olan hiperhomosistinemiye eğilim olmaktadır (54). Diğer tanımlanmış kalıtımsal trombofililer, antitrombin III, protein C, protein S eksikliğidir. Tromboz ve gebelik kaybına neden olan yeni tanımlanmış diğer bir anormallik faktör 12 eksikliğidir (55). Pıhtılaşmayla ilgili tüm risk faktörleri, düşük preeklampsi, plasental ayrılma, intrauterin gelişme geriliği ve ölü doğum gibi trombozla ilişkili gebelik komplikasyon riskini arttırmaktadır. Trombofililer ile gebelik kayıpları arası ilişki gebelik kaybı zamanı (erken, geç) ve trombofili tipi ile değişmektedir. 31 çalışmalardan elde edilen verilerle yapılan metaanalizde trombofililerin her iki erken ve geç gebelik kayıplarına neden olduğu halde ikinci trimester ve daha sonraki gebelik kayıplarıyla daha fazla ilişkili olduğu bildirilmiştir (56). 8. gebelik haftasına kadar maternal intervillöz kan akımının oluşmadığı düşünülecek olursa trombofiliye bağlı tromboz bu yüzden erken gebelik 20

21 kayıplarını açıklayamayacaktır (57). Trombofililer ve gebelik kaybı arasındaki ilişki aynı zamanda faktör V leiden mutasyonu, protrombin gen mutasyonu ve protein S eksikliğinde de kuvvetlidir (56). Tekrarlayan gebelik kaybı öyküsü olan kadınlarda trombofili tarama indikasyonları net olarak belirtilmemiştir. Bununla birlikte tarama, 8 haftanın üzerinde veya tespit edilmiş fetal kalp aktivitesi sonrası nedeni açıklanamayan tekrarlayan gebelik kaybı olanlarda veya tromboz veya plasental yetmezliğe bağlı olabilecek gebelik komplikasyon öyküsü olanlarda (preeklampsi, intrauterin gelişme geriliği, plasental ayrılma) uygulanabilmektedir. Trombofili ile ilgili gebelik kayıpları olan kadınlarda tedavi endikasyonları netlik kazanamamıştır. Kontrolsüz tedavi çalışmalarında, tekrarlayan gebelik kaybı ve bir veya daha fazla trombofilik bozukluğu olan kadınlarda tek başına veya asprinle birlikte uygulanan heparinin canlı doğum oranını düzelttiği bildirilmiştir (57). Tekrarlayan erken gebelik kaybı olan kadınlarda uygulanan rutin ampirik asprin tedavisinin kanıtlanmış bir faydası yoktur (58). Gebelik kayıp riskini arttıran endokrin faktörler, tiroid hastalıkları, diabet, polikistik over sendromu ve luteal faz defektidir. Tedavi edilmemiş gizli veya subklinik hipotiroidizmde gebelik kayıp riski artmaktadır. Gebelik kayıp insidansı normal tiroid fonksiyonları olan 21

22 tedavi edilmiş hipotiroid kadınlarda çok düşük iken, tedavi edilmemiş subklinik hastalığı olan ve yetersiz tiroid hormon replasmanı yapılan aşikar hastalarda tiroid stimulan hormon (TSH) düzeyiyle birlikte gebelik kayıp riski belirgin şekilde yüksektir (59). Bu gözlemler subklinik hipotiroidizmin selim olarak kabul edilmemesi gerektiğini ve tekrarlayan gebelik kaybı olan kadınlarda TSH taramasını da içeren erken incelemenin gerekliliğini belirtmektedir. Metabolik kontrolü iyi olan diabetik kayıp riski diabetik olmayan kadınlardan farklı değildir fakat ilk trimesterde yüksek kan glikoz ve HbA1C düzeyleri spontan gebelik kayıp riskini arttırmaktadır. Kontrolü kötü olan kadınlarda gebelik kayıp riski artmış HbA1C düzeyiyle artmaktadır (60). Tekrarlayan gebelik kaybı olan kadınlarda, kan glikoz ve HbA1C düzeylerinin ölçümü bilinen veya tahmin edilen diabeti olan kadınlarda yapılmalıdır, fakat bunların dışında rutin olarak kullanılmamalıdır. Tekrarlayan gebelik kaybı olup yüksek HbA1C konsantrasyonu olan dibetik kadınlara, düzeyler normale kadar gebe kalmamaları önerilmelidir. Birçok çalışma artmış luteinizan hormon (LH) düzeyleri ile tekrarlayan gebelik kayıpları arasındaki ilişkiyi göstermiştir (61) ancak Cohrane subfertil review grubu artmış LH seviyesinin tekrarlayan düşüğü ve polikistik overleri olanlarda hamileliği baskıladığına dair yeterli kanıt 22

23 olmadığı sonucuna varmıştır (62). PCOS lu kadınlarda hiperinsülinemi ve artmış PAI aktivite düzeylerinin artmış gebelik kayıp sıklığının (%30-50) sebebi olabileceği belirtilmiştir (63). Metformin, PCOS lu anovulatuar kadınlarda ovulasyon indüksiyonu için klinik kullanımı kanıtlanmış insülin duyarlaştırıcı bir ilaçtır (64) ve aynı zamanda PAI aktivitesini azalttığı belirtmiştir (65). Hastalığın artmış gebelik kayıp riskiyle ilişkili olduğu düşünüldüğünde, PCOS lu hiperinsülinemik ve tekrarlayan gebelik kaybı olanlarda ovulasyon indüksiyon için ilk tedavi metformin olmalıdır (66). Randomize kontrollü çalışma tekrarlayan düşüğü ve hiperprolaktinemisi olan kadınlarda bromokriptin tedavisinin başarılı hamilelik sonuçlarına yol açtığını göstermiştir (67) ancak hiperprolaktinemi ve tekrarlayan düşükler arasında sıkı bir ilişki olduğu kanıtlanamamıştır (68). İnsülin rezistansı ve obezitenin birlikte tekrarlayan düşükle ilgili olduğu gösterilmiştir (69). Tekrarlayan düşükler periimplantasyon dönemindeki endometrial gelişme geriliği veya luteal faz defektiyle ilişkili olabilir (68). Tekrarlayan gebelik kaybı olan kadınlarda luteal faz yetersizliğinin sıklığı değişmektedir. Tekralayan kayıp açısından gerçek önemi ve sıklığı bilinmemektedir fakat %10 un altında olduğu bilinmektedir. 2 çalışmada zamanlamasına uygun olacak şekilde endometrial biopsi alınmış ve luteal faz defekti bir çalışmada %17.4 (70) diğerinde %29 (71) olarak 23

24 saptanmıştır. Luteal faz defekti ve tekrarlayan düşük arasındaki ilişkinin pek çok başarısız hormonal tedavilerinin geliştirilmesine yol açtığı gözlenmiştir. Özel olarak progesteron desteğinin kullanılmasının herhangi yararı saptanamamıştır. Tekrarlayan düşükleri olan kadınların küçük bir grubunda zamanlı alınmış endometrial biopsilerde progesteron reseptörlerinde gecikmiş down regülasyon mevcuttur (68). Tekrarlayan gebelik kayıplarında infeksiyonun rolü net değildir. Genital enfeksiyonların tanısı için rutin serolojik testler, servikal kültür ve endometrial biopsi önerilmemektedir. İnceleme, klinik servisit, kronik veya tekrarlayan bakteriyel vaginosisi veya pelvik enfeksiyon semptomları olan kadınlara sınırlandırılmalıdır. Genital mycoplazma enfeksiyonundan şüphelenilen durumlarda ampirik antibiyotik tedavisinin masrafı ve komplikasyonları seri kültürlerden daha az olmaktadır. Toxoplazma, rubella, sitomegalavirüs, herpes (TORCH) ve listeria tekrarlayan gebelik kaybı nedeni olarak düşünülmemektedir (72). Bununla beraber son zamanlarda yapılan bir çalışma bakteriyel vaginozisin IVF tedavisi alan kadınlarda erken gebelik kaybı riskini arttırdığını göstermiştir (73). Sigara, alkol ve aşırı kahve tüketimi, gebelik kaybına hazırlayıcı çevresel faktörler olarak bilinmektedir. Sigara tüketiminin doza bağımlı olarak gebelik kayıp riskini arttırdığı, sigaranın yan etkilerinin günde 10 24

25 sigara ile bile görülebildiği belirtilmiştir (74). Mekanizma net olarak bilinmemekle birlikte, nikotin, karbondioksit ve siyanid gibi sigara komponentlerinin vazokonstriktif ve antimetabolik etkileriyle plasental yetersizliğiyle yol açtığı şeklinde değerlendirilmektedir. Günde 2 kadehin üzerinde alkol tüketimi spontan gebelik kayıp riskini ikiye katlamaktadır (75). Her ne kadar düşük alkol tüketiminin gebelik kayıp riskine etkisi olmasa da, net olarak belirlenmiş bir sınır değer yoktur. Aşırı kafein kullanımının (300 mg/gün den fazla veya 3 bardak kahve )spontan gebelik kaybını hafif oranda (2 katın altında) arttırdığını göstermiştir (76). Anestezik gazlar, perklor etilen ( kuru temizleme solventi) ve diğer organik çözücüler ve ağır metallere (civa, kurşun) maruz kalmak gebelik kayıp nedenleri olarak bildirilmiştir (77). Egzersiz programları riski arttırmaz iken, yatak istirahati tekrarlayan gebelik kayıp riskini azaltmamaktadır. Isotretinoin (Accutane) ile spontan gebelik kayıp sıklığı artmaktadır (78). Doğru ve sistematik incelemeden sonra bile tekrarlayan gebelik kaybı olan kadınların yarısından fazlasında reprodüktif öyküsünü açıklayabilecek bir neden saptanamamaktadır. Gebeliğin ilk trimesterinde sık antenatal takip, iyimser olmak ve duygusal desteğin ayrı tedavi değeri vardır (79). Tarif edilen yöntemlerle nedeni açıklanamayan tekrarlayan gebelik kayıpları olan kadınların %70-75 inde başarılı bir gebelik 25

26 oluşacaktır (80). Tekrarlayan gebelik kayıpları artmış dış gebelik riskiyle birlikte olduğundan dikkatli izlem gerekmektedir (81). Tekrarlayan gebelik kayıpları olan kadınlara birçok klinisyen erken gebelik boyunca amprik olarak eksojen progesteron desteği önermektedir. Diğer bir sık önerilen tedavi yöntemi düşük doz asprindir. Bununla birlikte yapılan randomize çalışmalar bunun etkinliğini gösterememiştir (82). Genellikle kullanılan dozlarda eksojen progesteron ve düşük doz asprinin riskleri azdır fakat etkinlikleri konusunda net bir kanıt olmadığı sürece kullanılmamalıdır. Sonuç olarak önerilen tek araştırma lupus antikoagülan, antikardiolipin antikorlar ve ebeveynlerin karyotipi araştırılmalıdır. Antifosfolipit sendromu olan kadınlara aspirin ve düşük molekül ağırlıklı heparin önerilmelidir. Kromozomal anomalisi olan çiftler ise prenatal teşhis, PGD, donör gametleri veya evlatlık önerisi yapılabilecek klinklere gönderilmelidir. Açıklanamayan tekrarlayan düşükleri olan çiftlere ise ilerideki hamileliklerinin daha iyi olması için yeterli duygusal destek sağlanmalıdır. 26

27 MATERYAL VE METOD Bu çalışma, retrospektif olarak yapılmış ve yılları arasındaki tekrarlayan düşük sonrası gebelik ile Süleymaniye Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesine başvurmuş 45 hastayı içermektedir. Veriler hastane arşivindeki kayıtlardan toplanmıştır. Toplanılan verilerde annenin gravide ve paritesi, doğum şekli, sezaryenle doğum yapmışsa endikasyonu, annenin yaşı, annenin kan grubu, annenin doğum öncesi ve sonrası hematokrit değerleri, bebeğin doğum kilosu, bebeğin 1. ve 5. dakika APGAR skoru, bebeğin cinsiyeti, amnios sıvısının mekonyumlu olup olmadığı, doğum sırasında oksitosinle indüksiyonun uygulanıp uygulanmadığı gibi parametrelere bakılmıştır. Kontrol grubu, Süleymaniye Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastane sinde doğum yapmış kadınlar arasından seçilmiştir. Birinci grup ilk doğumunu yapan (primar), ikinci grup daha öncesinden en az bir doğum yapmış (multipar) kadınları içermektedir. Bu çalışmaya çoğul gebelikler dahil edilmemiştir. Verilerin değerlendirilmesinde SPSS for windows 10.0 istatistik paket programı kullanılmıştır. Karşılaştırmalarda ANOVA ve ki-kare testleri kullanıldı. p<0.05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. 27

28 BULGULAR Çalışmada, abort grubunda yer alan 46 hastadan %47.8 i sezaryen ile doğum yapmıştır. Bu oran nullipar ve multipar olgulara göre anlamlı derecede daha fazladır. 74 hastadan oluşan nullipar grubunda sezaryen oranı % 29.7 bulunmuştur. Bu oran ise multiparlara göre anlamlı derecede fazladır (p<0.05). (Tablo 2) Doğum Şekli Nullipar grubu Multipar grubu Abort grubu n % n % n % NSD 1 1, ,4 1 2,2 NSD+MLE 51 68, , ,0 C/S 22 29,7 5 7, ,8 NSD 52 70, , ,2 C/S 22 29,7 5 7, ,8 Tablo 2. Doğum şeklinin gruplar arası dağılımı % Nullipar grubu Multipar grubu Abort grubu 0 NSD C/S Şekil 1. 28

29 Abort grubu ve kontrol gruplarındaki sezaryen nedenleri Tablo 3 de belirtilmiştir. Primiparların %45.5 inde sezaryen nedeni fetal distres olarak bulunmuşken abort grubunda bu oran %27.3 olarak bulunmuştur. Abort yapan hastaların %22.7 inde sezaryen kıymetli gebelik nedeniyle yapılmıştır. C/S nedeni Nullipar grubu Multipar grubu Abort grubu n % n % n % ablasyo plasenta CPD ,0 5 22,7 fetal distress 10 45,5 3 60,0 6 27,3 iri bebek 1 4,5 1 20,0 3 13,6 kıymetli gebelik 5 22,7 malprezentasyon 3 13,6 3 13,6 Tablo 3. Sezaryen nedenleri % Nullipar grubu Multipar grubu Abort grubu CPD ablasyo plasenta fetal distress iri bebek kiymetli gebelik malprezentasyon Şekil 2. 29

30 Gruplar arasında cinsiyet dağılımı Tablo 4 te gösterilmiştir. Abort grubunda kız bebek oranı %56.5 olarak bulunmuştur, kontrol gruplarında erkek bebek oranı daha fazladır (primiparlarda erkek bebek oranı% 59.5, multiparlarda %53.8). Cinsiyet bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktur (p>0.05). Cinsiyet Nullipar grubu Multipar grubu Abort grubu n % n % n % Erkek 44 59, , ,5 Kız 30 40, , ,5 Tablo 4. Cinsiyetdağılımı % Nullipar grubu Multipar grubu Abort grubu 0 Erkek Kız Şekil 3. 30

31 Tablo 5 te anne kan grupları gösterilmiştir. Abort grubunun %37 sinde A Rh(+) kan grubu saptanmıştır. Multiparların %38.5 inde ise anne kan grubu O Rh(+) olarak bulunmuştur. Gruplar arasında kan grubu dağılımı bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktur (p>0.05). Anne kangrubu Nullipar grubu Multipar grubu Abort grubu n % n % n % O Rh - 2 2,7 3 4,6 4 8,7 O Rh , , ,4 A Rh- 6 8,1 2 3,1 5 10,9 A Rh , , ,0 AB Rh+ 7 9,5 2 3,1 2 4,3 B Rh - 2 3,1 B Rh , ,4 4 8,7 Tablo 5. Kan gruplarının dağılımı Amnion sıvısının berrak ve mekonyumlu olma özelliği tablo 6 te kıyaslanmıştır. Abort grubunda amnion sıvısında mekonyum görülme oranı %8.7 olarak bulunmuştur. Bu oran nulliparda %20.3 olarak tespit edilmiştir. Gruplar arasında amnion sıvı özelliği bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktur (p>0.05). 31

32 Amnion sıvı Nullipar grubu Multipar grubu Abort grubu n % n % n % Berrak 59 79, , ,3 mekanyumlu 15 20,3 5 7,7 4 8,7 Tablo 6. Amnion sıvısının özelliği Oksitosinle indüksiyon açısından gruplar arasındaki farklılıklar Tablo 7 da gösterilmiştir. Abort grubunda oksitosin ile indüksiyon oranı nullipar ve multipar olgulara göre anlamlı derecede daha azdır (p<0.001). oksitosinle indüksiyon Nullipar grubu Multipar grubu Abort grubu n % n % n % Yok 13 17,6 4 6, ,0 Var 61 82, ,8 Tablo 7. Oksitosinle indüklenenlerin oranı Bu çalışmada doğan bebeklerin 1.ve 5. dakikadaki APGAR skorları Tablo 8 de gösterilmiştir. Abort grubundaki bebeklerin 1. dakika APGAR skoru ortalaması 8,41 olarak saptanmıştır, ancak gruplar arasında 1.dk APGAR skor değerleri bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktur (p>0.05). 5. dakikadaki APGAR skoru ortalaması abort grubunda

33 olarak bulunmuştur. Gruplar arasında 5.dk APGAR skor değerleri bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktur (p>0.05). 1.dk APGAR 5.dk APGAR Ortalama± SS Ortalama± SS Nullipar grubu 8,07±0,96 9,30±0,64 Multipar grubu 8,35±1,05 9,54±0,77 Abort grubu 8,41±0,72 9,57±0,69 P 0,086 0,057 Tablo 8. Doğan bebeklerin 1. ve 5. dakikadaki APGAR skorları Bu çalışmada doğan bebeklerin doğum tartısı ortalamaları Tablo 9 da kıyaslanmıştır. Ortalama doğum ağırlığı abort grubunda 3242,83 kg bulunmuşken, multipar grubunda kg bulunmuştur. Multipar grubunun doğum kilosu ortalaması nullipar ve abort olgulara göre anlamlı derecede daha fazladır (p<0.001). 33

34 Doğum kilosu Ortalama SS p Nullipar grubu 3196,49 360,35 Multipar grubu 3585,00 491,16 Abort grubu 3242,83 439,44 0,000*** Tablo 9. Bebeklerin doğum kilolarının ortalamaları Doğum kilosu Nullipar grubu Multipar grubu Abort grubu Şekil 4. Anne yaş ortalamasının gruplara göre dağılımı tablo10 da verilmiştir. Abort grubunda yaş ortalaması 25.46, multiparlarda iken nullipar grubunda olarak bulunmuştur. Multipar ve abort gruplarının anne yaş ortalaması nullipar olgulara göre anlamlı derecede daha fazladır (p<0.001). 34

35 Anne yaşı Ortalama SS p Nullipar grubu 22,62 4,49 Multipar grubu 25,95 4,11 Abort grubu 25,46 4,72 0,001*** Tablo 10. Anne yaşı ortalamaları Nullipar grubu Multipar grubu Abort grubu Anne yaşı Şekil 5. Çalışmaya katılan gebelerin doğum öncesi (htc 1) ve doğum sonrası (htc 2) hematokrit ortalama değerleri sırasıyla tablo 11 ve tablo 12 de gösterilmiştir. Abort grubundaki gebelerin doğum öncesi hematokrit değeri ortalaması 36.0, multiparlarda ve nulliparlarda bulunmuştur. Abort grubunun 1.hematokrit ortalaması nullipar ve multipar olgulara göre anlamlı derecede daha fazladır (p< 0.001). abort grubundaki gebelerin doğum sonrası hematokrit değeri ortalaması iken multipar grubunda bu değer olarak bulunmuştur. Multipar ve Abort gruplarının 2.htc ortalaması nullipar olgulara göre anlamlı derecede daha fazladır. Aynı şekilde abort 35

36 grubunun değerleri de multipar olgulara göre anlamlı derecede daha fazladır (p<0.01). Doğum Öncesi HCT Ortalama SS p Nullipar grubu 34,20 2,96 Multipar grubu 33,55 3,50 Abort grubu 36,00 3,13 0,000*** Tablo 11. Annelerin doğum öncesi hemotokrit ortalamaları Doğum Sonrası HCT Ortalama SS p Nullipar grubu 30,20 3,75 Multipar grubu 31,86 3,64 Abort grubu 32,50 4,00 0,003** Tablo 12. Annelerin doğum sonrası hemotokrit ortalamaları HCT1 HCT Nullipar grubu Multipar grubu Abort grubu Şekil 6. 36

37 TARTIŞMA Bu çalışmada anne yaşı, parite, gestasyonel yaş, doğum ağırlığı gibi klinik özellikler ve ablasyo plasenta, mekonyumlu amnion sıvısı, malprezentasyonlar, sezaryen, 1. ve 5. dakikadaki APGAR skorları, perinatal mortalite, postpartum kanama, maternal kan kaybı gibi laboratuar özellikleri ve neonatal sonuçlar incelenmiştir. APGAR skorları ve perinatal mortalite hariç bu faktörlerin hepsi, populasyonun geri kalanına oranla, tekralayan abort yapan grupta istatistiksel olarak önemli oranda yüksek bulunmuştur. Benzer şekilde Sheiner ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada da tekrarlayan düşük sonrası gebelikler sezaryen için bağımsız bir risk faktörü olarak bulunmuştur (83 ) tekil gebeliği olan kadında yapılan bu çalışmada vakaların %4.9 unda 2 ya da daha çok tekrarlayan düşük tespit edilmiştir. İleri anne yaşı, servikal yetmezlik, geçirilmiş sezaryen, diabet, hipertansiyon, plasenta previa, ablasyo plasenta, malprezentasyon, prematür membran rüptürünün tekrarlayan düşüklerle ilişkili olduğu bulunmuştur. Daha önce tekrarlayan düşüğü olan gebelerde sezaryen oranı daha yüksek bulunmuştur. Abort grubunda sezaryen nedeni olarak kıymetli gebelik ön planda iken, nullipar grupta sezaryen nedeni olarak fetal distres dikkat 37

38 çekmektedir. Genel olarak kıymetlik gebelik sezeryan endikasyonları arasında sayılmamasına rağmen, literatürde bazı çalışmalarda kıymetli gebelik sezaryen nedenleri arasında bildirilmiştir (84). Bu hasta grubu yaşlı primigravidleri ve IVF sonucunda gebe kalabilmiş çoğul gebelikleri de kapsamaktadır (85,86). Bizim çalışmamızda tekrarlayan abort sonrası sezaryen oranı nullipar ve multiparlardan daha fazla bulunmuştur ve sezaryen endikasyonlarında kıymetli gebelik oranı, nullipar ve multiparlardan daha fazladır. Bununla beraber, primigravidlerde en sık sezaryen nedeni fetal distresttir. Abort grubunda fetal distres oranı nulliparlardan fazla değildir. Düşüğe yol açan subklinik (genetik, otoimmün, metabolik) bazı nedenler, artmış sezaryen oranının da nedeni olabilir. Ancak çalışmamızda genetik, otoimmün ve metabolik tüm faktörler araştırılmadığından bu konuda yorum yapmak mümkün değildir. Çalışmamızda tekrarlayan düşük sonrası gebelerin doğum şeklini belirlerken gebelerin ve doktorların davranışlarının daha çok bebek merkezli olduğu kanaatindeyiz. Bu ön yargı doğru olmasa da, anne ve doktordaki temel kaygı ve endişe uzun bir travay yerine kısa ve net bir sonu olan sezaryenin tercih edilmesinin başlıca nedeni gibi gözükmektedir. Artmış sezaryen oranlarının retrospektif olarak başka bir anlamlı nedeni görülmemektedir. 38

39 Tekrarlayan düşüğü olanlarda doğum şekli olarak sezaryen oranı daha yüksek, oksitosinle indüksiyon daha az ve annenin doğum öncesi ve sonrası hematokrit oranları daha yüksek bulunmuştur. Bunun yanında doğan çocukların cinsiyet farkı, annenin kan grubu, amnios sıvısının berrak veya mekonyumlu olması, 1. ve 5. dakikadaki APGAR skorları ve doğum ile tekrarlayan düşükler arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Abort grubunda C/S ile doğum oranı nullipar ve multipar olgulara göre anlamlı derecede daha fazladır. Aynı şekilde nulliparlarda multiparlara göre anlamlı derecede fazladır (p<0.05 ). Multipar grubunun doğum kilosu ortalaması nullipar ve abort olgulara göre anlamlı derecede daha fazladır (p<0.001). Mabiala-Babela JR ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada, primiparite ve yüksek parite, daha önce düşük hikayesi olanlarda, düşük doğum ağırlıklı bebek riski daha yüksek bulunmuştur (87). Vetr ve arkadaşlarının çalışmasında mulliparite nullipariteye göre yüksek doğum ağırlıklı bebek için risk faktörüdür (88). Blickstein ve ark.nın çalışmasında da yüksek doğum ağırlıklı bebek multipariteyle ilişkili bulunmuştur (89). Başka bir çalışmada 3 ya da daha fazla tekrarlayan düşük hikayesi olanlarda, preterm doğum riski ve buna bağlı olarak düşük doğum ağırlıklı bebek riski, daha önce abort hikayesi 39

40 olmayan kadınlara göre 2 kat daha fazla bulunmuş ve bu riskin önceki gebelik kayıplarının sayısıyla orantılı olduğu gösterilmiştir (90). Bizim çalışmamızda multiparlardan doğan çocukların doğum ağırlığı, nullipar ve abort grubuna oranla daha fazladır. Bazı çalışmalarda önceden düşük hikayesi olanlarda, düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma riski, daha önceden normal doğum ağırlıklı bebeği olanlara kıyasla daha fazladır. Bir ya da daha fazla düşük yapan kadınların daha önce hiç düşük yapmamış kadınlara oranla düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma ihtimali iki kat fazla bulunmuştur (91). Geçmişinde 2 veya daha fazla düşük yapan kadınlarda, düşük yapmayan kadınlara oranla düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma nedeni, bunlarda preterm doğum oranlarının daha fazla olmasıdır (92). Öncesinde 2 veya daha fazla düşüğü olan kadınlardan doğan bebeklerin ağırlığı, önceden bir düşüğü olan veya düşüğü olmadan gebe kalan kadınların bebeklerine göre doğum ağırlığı daha düşüktür (93). Ancak Fourn un çalışmasında, habitüel abort dahil geçmişinde düşük hikayesi olan kadınlarda miad IUGR doğumlar ile spontan düşük arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilşki bulunamamıştır (94). Bu sonuçlara göre spontan düşük hikayesi prematür doğum yada IUGR a bağlı da olsa düşük doğum ağırlıklı bebek riskini arttırmamaktadır. 40

41 Multipar ve abort gruplarının doğum sonrası hematokrit ortalaması nullipar olgulara göre anlamlı derecede daha fazladır. Aynı şekilde abort grubunun değerleri de multipar olgulara göre anlamlı derecede daha fazladır (p<0.01). Bunun nedeni, abort grubunun gebelik boyunca daha düzenli takip edilmesine bağlı olabilir. Düzenli antenatal takip ve eğitim alan adölesan gebelerde de, anemi, postpartum kanama, operatif doğum, fetal distres, erken doğum, düşük doğum ağırlıklı bebek, yoğun bakım ihtiyacı, üriner infeksiyon daha da azalmaktadır (95). Primiparlarda doğum sonrası hematokritin düşmesi epizyotomiye bağlıdır. Haadem ve ark.larının çalışmasında doğumda epizyotomi uygulanması önemli kan kaybı olabileceğini belirtmiştir (96). Yine Walfisch ve ark. çalışmasında da epizyotomi maternal kan kaybını arttırmaktadır (97). Gebelikte ciddi aneminin maternal ve fetal sonuçlara kötü etkisi vardır. Maternal riskler, fetal risklere göre daha fazla artış gösterir. Maternal ve fetal sonuçları iyileştirmek için ciddi aneminin erken teşhis ve tedavisi yapılmalıdır (98). Multipar ve abort gruplarının anne yaş ortalaması nullipar olgulara göre anlamlı derecede daha fazladır (p<0.001). Anne yaşı doğal olarak birçok gebelik geçiren kadınlarda daha fazladır. Tekrarlayan düşük sonrası doğum yapan kadınlarda anne yaşı önemli oranda yüksek bulunmuştur (83). 41

42 Gruplar arasında 1.dk APGAR skor değerleri bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktur ( p>0.05). Gruplar arasında 5.dk APGAR skor değerleri bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktur (p>0.05). Bazı çalışmalarda rekürren abort yapan gruplarda saptanan düşük APGAR skorları ve artmış perinatal mortalite, tekrarlayan düşük etyolojisinde trombofili saptanan grup için geçerlidir (83) Gruplar arasında kan grubu dağılımı bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktur (p>0.05). Carepella-de Luca çalışmasında da, habitüel abort yapan çiftlerle, kontrol grubu arasında ABO kan grubu dağılımı açısından fark görülmediğini bildirmiştir (99). Gruplar arasında amnion sıvı özelliği bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktur (p>0.05). Gruplar arasında amnios sıvı özelliği bakımından fark yoktur. Ziadeh ve ark.nın çalışmasına göre, amniotik sıvıda mekonyum bulunması kötü obstetrik ve neonatal sonuçlarla ilgilidir (100). Gruplar arasında cinsiyet dağılımı bakımından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktur (p>0.05). Doğumdaki cinsiyet oranları birçok değişkenden etkilenir. Bunlar foliküler fazın uzunluğu, ovulasyon ve koit zamanlaması, gebelikler arası aralık, testesteron konsantrasyonu, mevsimsel ve çevresel faktörlerdir. Pariteden bağımsız olarak anne yaşında artış, 42

43 yenidoğanın cinsiyetinin erkekten kıza doğru kaymasına neden olur (101). Erkek fetüslerin aborta daha yatkın olması ileri anne yaşıyla artar (102). Abort grubunda oksitosin ile indüksiyon oranı nullipar ve multipar olgulara göre anlamlı derecede daha azdır (p<0.001). Doktorun kendisinin ve annenin üzerinde daha fazla baskı olması nedeniyle, fetüsü annenin doğum kanalından çıkarmamasını istemesine bağlı olabilir. 43

44 SONUÇ Tekrarlayan gebelik kayıpları olan kadınların yarısından fazlasında doğru bir değerlendirilmeden sonra hazırlayıcı faktör için kanıt bulunamamaktadır. Bu olgularda başarılı bir gebelik için uzun dönem prognoz iyidir. Açıklanamayan düşükleri olan çiftlere, sonraki gebeliklerinde iyi prognoza sahip olacağına dair psikolojik destek ve teşvik verilmelidir. Gebeliğin ilk yarısında duygusal destek ve dikkatli monitorizasyon gebelik sonuçlarını düzeltecektir. Tekrarlayan düşükleri olan hastalar obstetrik riskleri yüksek olan bir popülasyonu oluştururlar ve antenatal dönemde yakın takip gerektirirler. Tekrarlayan abort sonrası gebe kalan kadınların bebekleriyle toplumdaki diğer gebelerin bebekleri arasında perinatal bulgular açısından fark görülememiştir. Etyolojik faktörlerin gözlemlendiği daha geniş prospektif çalışmalara ihtiyaç vardır. 44

45 Kaynaklar: 1. Edmonds DK, Lindsay KI, Miller JF, Early embryonic mortality in women. Fertil Steril 1982:38: Alberman E, The epidemiology of repeated abortion. In: Beard RW, Sharp F, eds. Early Pregnancy Loss: Mechanisms and treatment. New York : Springer-Verlag, 1988: Stirrat GM, Recurrent miscarriage. Lancet 1990; 336: Lee RM, Silver RM. Recurrent pregnancy loss: summary and clinical recommendations. Semin Reprod Med 2000; 18: American College of Obstetricans and Gynecologists. Management of recurrent early pregnancy loss. ACOG Practice Bulletin 2001;24: Alberman E. The epidemiology of repeated abortion. In: Beard RW, Sharp F (eds), Early Pregnancy Loss: Mechanisms and Treatment. London, UK: RCOG Press, 1988;

46 7. Abdalla HI, Burton G, Kirkland A, Johnson MR, Leonard T, Brooks AA, et al. Age, pregnancy and miscarriage: uterin versus ovarian factors. Hum Reprod 1993;8: Dizon-Townson DS, Nelson LM, Easton K, Ward K. The Factor V Leiden mutation may predispose women to severe preeclampsia. Am J Obstet Gynecol 1996;175: Gosten RG. Maternal age: a major factor affecting the prospects and outcome of pregnancy. Ann N Y Acad Sci 1985;442: Buletti C, Flamigni C, Giaomucci E. Reproductive failure due to spontenous abortion and recurrent miscarriage. Hum Reprod Update 1996;2: Regan L, Braud PR, Trembath PL. Influence of past reproductive performance on risk of spontaneous abortion. Br Med J 1989;299: Philipp T, Philipp K, Reiner A, Beer F, Kalousek DK. Embryoscopic and cytogenetic analysis of 233 missed abortions: factors involved in the pathogenesis of development defects of early failed pregnancies. Hum Reprod 2003;18: Hassold T, Chiu D. Maternal age spesific rates of numerical chromosome abnormalities with special reference to trisomy. Hum Genet 1985;70:11. 46

47 14. Stephenson MD, Awartani KA, Robinson WP. Cytogenetic analysisof miscarriage: a case-control study. Hum Reprod 2002;17: Tho PT, Byrd JR, McDonough PG. Etiologies and subsequent reproductive performance of 100 couples with recurrent abortion. Fertil Steril 1979;32: Gardner RJM, Sutherland GR, Autosomal reciprocal translocations. Chromosome Abnormalities and Genetic Counseling. Oxford University Press, New York, 1996, Ward KJ. Genetic factors in recurrent pregnancy loss. Semin Reprod Med 2000;18: Portnoi M-F, Joye N, van der Akker J, Morlier G, Taillemite JL. Karyotypes of 1142 couples with recurrent abortion. Obstet Gynecol 1988;72: Pellestor F, Andreo B, Arnal F, Humeau C, D le J. Maternal aging and chromosomal abnormalities: new data drawn from in vitro unfertilizied human oocytes. Hum Genet 2003;112: Hassold T, Hunt P. To err (meiotically) is human: the genesis of human aneuploidy. Nat Rev Genet 2001;2:

48 21. Stenchever MA, Droegemueller W, Herbst AL, Mishell DR (eds). Spontaneous and recurrent abortion recurrent abortion. In : Comprehensive Gynecology (4th end). St Louis, MO: CV Mosby, 2001; Trout SW,Seifer DB. Do women with unexplained recurrent pregnancy loss have higher day 3 serum FSH and esradiol values? Fertil Steril 2000;74: Sangha KK, Stephenson MD, Brown CJ, Robinson WP. Extremely skewed X-chromosome inactivation is increased in women with recurrent spontaneus abortion. Am J Hum Genet 1999;65: Carrell DT, Wilcox AL, Lowy L, Peterson CM, Jones KP, Ericson L, Campbell B, Branch DW, Hatasaka HH. Elevated sperm chromosome aneploidy and apoptosis in patients with unexplained recurrent pregnancy loss. Obstet Gynecol 2003;101: Egozcue J, Blanco J, Anton E, Egozcue S,Sarrate Z, Vidal F. Genetic analysis of sperm and implications of severe male infertility a review. Placenta 2003;24: Slama R, Werwatz A, Boutou O, Ducot B, Spira A, Hardle W. Does male age affect the risk of spontaneous abortion? An approach using semiparametric regression. Am J Epidemiol 2003;157:

Progesteronun Preterm Doğumları ve Düşüğü Önlemede Yeri Var mıdır? Prof. Dr. Feride Söylemez A.Ü.T.F Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Progesteronun Preterm Doğumları ve Düşüğü Önlemede Yeri Var mıdır? Prof. Dr. Feride Söylemez A.Ü.T.F Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Progesteronun Preterm Doğumları ve Düşüğü Önlemede Yeri Var mıdır? Prof. Dr. Feride Söylemez A.Ü.T.F Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Erken doğum: İlk bir yılda görülen infant ölümlerinin %35 inin nedeni

Detaylı

Trombofili nin Tekrarlayan Gebelik Kayıplarındaki Rolü. Dr. Ayhan SUCAK

Trombofili nin Tekrarlayan Gebelik Kayıplarındaki Rolü. Dr. Ayhan SUCAK Trombofili nin Tekrarlayan Gebelik Kayıplarındaki Rolü Dr. Ayhan SUCAK www.tmftpkongre2012 Tekrarlayan gebelik kaybı TANIM European Society for Human Reproduction and Embryology 20 haftalık amenoreden

Detaylı

Metilen Tetrahidrofolat Redüktaz Enzim Polimorfizmlerinde Perinatal Sonuçlar DR. MERT TURGAL

Metilen Tetrahidrofolat Redüktaz Enzim Polimorfizmlerinde Perinatal Sonuçlar DR. MERT TURGAL Metilen Tetrahidrofolat Redüktaz Enzim Polimorfizmlerinde Perinatal Sonuçlar DR. MERT TURGAL Giriş Homosistein iki farklı yolla metabolize olur Transsülfürasyon= homosistein sistatiyon (CBS) Remetilasyon=

Detaylı

İLK TRİMESTERDE PROGESTERON. Dr. Tuncay Nas Gazi Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim

İLK TRİMESTERDE PROGESTERON. Dr. Tuncay Nas Gazi Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim İLK TRİMESTERDE PROGESTERON Dr. Tuncay Nas Gazi Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Progesteron Gebeliğin oluşumu ve devamında çok önemli bir hormondur Progestinler Progesteron (Progestan

Detaylı

GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ

GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ GEBELİK SIRASINDA MATERNAL VE FETAL SAĞLIĞIN YÜKSELTİLMESİ Doğuma Hazırlık Doğum Öncesi Eğitim Fetal Aktivitenin İzlenmesi Göğüs Bakımı Emzirmeye

Detaylı

SİGARANIN GEBELİĞE ETKİLERİ. Mini Ders 2 Modül: Sigara ve Üreme Sistemi

SİGARANIN GEBELİĞE ETKİLERİ. Mini Ders 2 Modül: Sigara ve Üreme Sistemi SİGARANIN GEBELİĞE ETKİLERİ Mini Ders 2 Modül: Sigara ve Üreme Sistemi Mini Dersin Hedefleri MİNİ DERSİN AMACI: Kursiyerlerin, gebelik sırasında sigara kullanımı ile ilişkili olası problemler hakkında

Detaylı

Term ve Tekil Gebeliklerde Kordon Prolapsusu ve Sonuçları

Term ve Tekil Gebeliklerde Kordon Prolapsusu ve Sonuçları Term ve Tekil Gebeliklerde Kordon Prolapsusu ve Sonuçları Şafak ÖZDEMİRCİ 1, Emre BAŞER¹, Eylem ÜNLÜBİLGİN 1,Deniz ESİNLER 1, Serdar YALVAÇ 2, Aykan YÜCEL 1, Özlem MORALOĞLU TEKİN 1 1 Etlik Zübeyde Hanım

Detaylı

Girişimsel olmayan prenatal tanı testi. Prof.Dr.Mehmet Ali Ergün Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Girişimsel olmayan prenatal tanı testi. Prof.Dr.Mehmet Ali Ergün Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Girişimsel olmayan prenatal tanı testi Prof.Dr.Mehmet Ali Ergün Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prenatal tanı gebelik döneminde fetüste var olan veya ortaya çıkabilecek

Detaylı

SEZARYEN SONRASI VAJİNAL DOĞUM (SSVD)

SEZARYEN SONRASI VAJİNAL DOĞUM (SSVD) SEZARYEN SONRASI VAJİNAL DOĞUM (SSVD) Sezaryen Sonrası Vajinal Doğum (SSVD) Daha önce sezaryen olan kadın tekrar doğum yapacak Sezaryen Sonrası Doğum Denemesi (SSDD) Sezaryen Sonrası Sezaryen Doğum (SSSD)

Detaylı

Rekürren Gebelik. Ultrasonografi. 20mm. Spontan abortuslarda muhtemel nedenler. 14mm. başvurular kanamalardır Gebeliklerin %25 inde.

Rekürren Gebelik. Ultrasonografi. 20mm. Spontan abortuslarda muhtemel nedenler. 14mm. başvurular kanamalardır Gebeliklerin %25 inde. Rekürren Gebelik Kayıplar plarında Ultrasonografi Prof Dr Ali ERGÜN GATA Maternal Fetal Tıp (aergun@gata.edu.tr) Antalya, 2007 28 haftadan önce tüm t m acil obstetrik başvurular vuruların n büyük b k nedeni

Detaylı

İleri Anne Yaşı ve Gebelik Komplikasyonları İlişkisinin Araştırılması

İleri Anne Yaşı ve Gebelik Komplikasyonları İlişkisinin Araştırılması İleri Anne Yaşı ve Gebelik Komplikasyonları İlişkisinin Araştırılması Itır Aktürk, Sena Bahadıroğlu, S. Gayenur Büyükberber, Sümeyye Gürbüz Danışman: Prof. Dr. Filiz F. (Bilgin) Yanık ÖZET Bu çalışmada

Detaylı

DOĞUMDA PARTOGRAM KULLANIMI

DOĞUMDA PARTOGRAM KULLANIMI DOĞUMDA PARTOGRAM KULLANIMI Dr Özlem Gün Eryılmaz Zekai Tahir Burak Eğitim Araştırma Hastanesi Doğum Kliniği Never let the sun set twice on a laboring woman. Steer P; BMJ 1999 PARTOGRAM NEDİR? Doğum eyleminin

Detaylı

Plasenta ilişkili gebelik komplikasyonları ve trombofili. Dr. Kadir Acar Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Erişkin Hematoloji BD.

Plasenta ilişkili gebelik komplikasyonları ve trombofili. Dr. Kadir Acar Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Erişkin Hematoloji BD. Plasenta ilişkili gebelik komplikasyonları ve trombofili Dr. Kadir Acar Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Erişkin Hematoloji BD. Trombofili nedir? Trombofili tromboza eğilim oluşturan durumları tanımlamakta

Detaylı

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 1. GÜN 08.15-09.00 Pratik Ders Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğinin Tanıtılması 09.15-10.00 Teorik Ders Jinekolojik Anamnez M. ÇOLAKOĞLU 10.15-11.00 Teorik Ders Jinekolojik

Detaylı

Doç. Dr. Ahmet Gül MFTP Kongresi Ekim 2012, İstanbul

Doç. Dr. Ahmet Gül MFTP Kongresi Ekim 2012, İstanbul Doç. Dr. Ahmet Gül MFTP Kongresi 11-14 Ekim 2012, İstanbul Obstetrik Pratiğinde Trombofili Taramalarını Kime, Nasıl Yapalım? Trombofili Kalıtsal Edinsel Literatür ve Kadın-doğum birliklerinin önerileri

Detaylı

Antepartum İntrauterin Hipoksinin Öngörüsü

Antepartum İntrauterin Hipoksinin Öngörüsü Antepartum İntrauterin Hipoksinin Öngörüsü Prof. Dr. H.Mete TANIR Perinatoloji Uzmanı Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Antepartum Fetal ölümler Değişik

Detaylı

PRETERM-POSTTERM EYLEM

PRETERM-POSTTERM EYLEM PRETERM-POSTTERM EYLEM PRE-TERM EYLEM PRETERM EYLEM; Doğum ağırlığı dikkate alınmaksızın, gebenin son adetinin ilk gününden itibaren 20-37. haftalar arasında eyleme girmesi ve bu eylem ile servikal açıklık

Detaylı

ACOG diyor ki GEÇ-TERM VE POST-TERM GEBELİKLERİN YÖNETİMİ. Özeti yapan: Dr. Yasemin Doğan

ACOG diyor ki GEÇ-TERM VE POST-TERM GEBELİKLERİN YÖNETİMİ. Özeti yapan: Dr. Yasemin Doğan ACOG diyor ki GEÇ-TERM VE POST-TERM GEBELİKLERİN YÖNETİMİ Özeti yapan: Dr. Yasemin Doğan Son adet tarihinden itibaren 42 0/7 gebelik haftasına ulaşan veya bu haftayı geçen gebelikler post-term gebelik

Detaylı

Doç. Dr. Ahmet Gül TJOD İstanbul, Ocak 2013. Not: Bu sunum daha önce MFTP Kongresi 11-14 Ekim 2012, İstanbul da yapılmıştır

Doç. Dr. Ahmet Gül TJOD İstanbul, Ocak 2013. Not: Bu sunum daha önce MFTP Kongresi 11-14 Ekim 2012, İstanbul da yapılmıştır Doç. Dr. Ahmet Gül TJOD İstanbul, Ocak 2013 Not: Bu sunum daha önce MFTP Kongresi 11-14 Ekim 2012, İstanbul da yapılmıştır Trombofili etkenleri ve gebelik Kalıtsal trombofili Faktör V Leiden Prothrombin

Detaylı

PCOS ve GEBELİK KOMPLİKASYONLARI. Prof. Dr. Nazan Başak Yıldırım Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A.D.

PCOS ve GEBELİK KOMPLİKASYONLARI. Prof. Dr. Nazan Başak Yıldırım Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A.D. PCOS ve GEBELİK KOMPLİKASYONLARI Prof. Dr. Nazan Başak Yıldırım Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A.D. PCOS hiperandrojenism, anovulasyon, overde polikistik görünüm Obezite

Detaylı

AGE SUMMARY PRIMIPAR AGE

AGE SUMMARY PRIMIPAR AGE PRiMİPAR AGE Dr. A. Füsun AKSU('"). Dr. Birtan BORAN ( ) Or. A. Tarık ALTINOK (*) Dr. Umur KUVUMCUOÖLU ('") ÖZET Ocak - Aralık 98 tarihleri arasında Zeynep - Kamil Kadın ve Ço cuk Hastalıkları Hastanesi'nde

Detaylı

The Fetal Medicine Foundation

The Fetal Medicine Foundation Erken Term Dönemde İntrauterin Büyüme Geriliği Olan Fetuslarda Neonatal Asidozu Öngörmede Orta Serebral Arter Tepe Akım Hızı ve Serebroplasental Oranın Kullanımı Rauf Melekoğlu Ayşe Gülçin Baştemur Sevil

Detaylı

Progesteron un düşük ve preterm doğumları önlemedeki yeri (Lehine) Prof.Dr.S.Cansun Demir Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi

Progesteron un düşük ve preterm doğumları önlemedeki yeri (Lehine) Prof.Dr.S.Cansun Demir Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Progesteron un düşük ve preterm doğumları önlemedeki yeri (Lehine) Prof.Dr.S.Cansun Demir Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Progesteron Kolesterol Pregnenolon 17-α- Hidroksi pregnenolon Dehidro-epi androsteron

Detaylı

Kliniğimizde fetusun ikinci trimester ultrasonografik taramasında pes ekinovarus saptanan hastaların perinatal ve ortopedik sonuçları

Kliniğimizde fetusun ikinci trimester ultrasonografik taramasında pes ekinovarus saptanan hastaların perinatal ve ortopedik sonuçları Kliniğimizde fetusun ikinci trimester ultrasonografik taramasında pes ekinovarus saptanan hastaların perinatal ve ortopedik sonuçları Rauf Melekoğlu Sevil Eraslan Ebru Çelik Harika Gözde Gözükara Bağ İnönü

Detaylı

Prof.Dr.Babür Kaleli Pamukkale Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A.D. 8.MFTP Kongresi 11-14 Ekim 2012 İstanbul

Prof.Dr.Babür Kaleli Pamukkale Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A.D. 8.MFTP Kongresi 11-14 Ekim 2012 İstanbul Prof.Dr.Babür Kaleli Pamukkale Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A.D. 8.MFTP Kongresi 11-14 Ekim 2012 İstanbul Tiroid Hastalıkları Gebelerin %2-3 ünde tiroid disfonksiyonu var Gebelik tiroid fonksiyonlarını

Detaylı

Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği En İyi Genç Araştırıcı Ödülü-2011

Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği En İyi Genç Araştırıcı Ödülü-2011 Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği En İyi Genç Araştırıcı Ödülü-2011 Dr. Serhat IŞIK 13.10.2011 TİROİD PARATİROİD TİROİD PARATİROİD TİROİD PARATİROİD TİROİD PARATİROİD TİROİD PARATİROİD TİROİD

Detaylı

Bu amaçları yerine getirebilmek için genetik danışmanın belli basamaklardan geçmesi gerekir. Bu aşamalar şunlardır:

Bu amaçları yerine getirebilmek için genetik danışmanın belli basamaklardan geçmesi gerekir. Bu aşamalar şunlardır: Genetik danışma, genetik düzensizliklerin temelini ve kalıtımını inceleyerek hasta ve/veya riskli bireylerin hastalığı anlayabilmesine yardımcı olmak ve bu hastalıklar açısından evliliklerinde ve aile

Detaylı

Polikistik over sendromu olan kadınlarda, cerrahi veya Yardımcı Üreme. Teknikleri ile kanıta dayalı infertilite tedavisi

Polikistik over sendromu olan kadınlarda, cerrahi veya Yardımcı Üreme. Teknikleri ile kanıta dayalı infertilite tedavisi Polikistik over sendromu olan kadınlarda, cerrahi veya Yardımcı Üreme Teknikleri ile kanıta dayalı infertilite tedavisi Polikistik over sendromu (PKOS), 1930 yılında wedge rezeksiyonun tariflenmesinden

Detaylı

SAĞLIKLI FETUSLARDA KOLON VE REKTUM ÇAPLARININ DOĞUM EYLEMİ VE POSTPARTUM MEKONYUM ÇIKIŞ ZAMANI İLE İLİŞKİSİ

SAĞLIKLI FETUSLARDA KOLON VE REKTUM ÇAPLARININ DOĞUM EYLEMİ VE POSTPARTUM MEKONYUM ÇIKIŞ ZAMANI İLE İLİŞKİSİ SAĞLIKLI FETUSLARDA KOLON VE REKTUM ÇAPLARININ DOĞUM EYLEMİ VE POSTPARTUM MEKONYUM ÇIKIŞ ZAMANI İLE İLİŞKİSİ Cihan İnan, N. Cenk Sayın, Nihal Dolgun, Selen Gürsoy Erzincan, Işıl Uzun, Havva Sütcü, Füsun

Detaylı

İNFERTİLİTE NEDENLERİ. İlknur M. Gönenç

İNFERTİLİTE NEDENLERİ. İlknur M. Gönenç İNFERTİLİTE NEDENLERİ İlknur M. Gönenç ERKEK İNFERTİLİTE NEDENLERİ Endokrin Bozukluklar Hipotalamik disfonksiyon (Kallmann) Hipoffizer yetmezlik ( tm., rad, cerrahi ) Hiperprolaktinemi, Adrenal hiperplazi

Detaylı

Abdominal Myomektomi Fertiliteyi Arttırıyor

Abdominal Myomektomi Fertiliteyi Arttırıyor Abdominal Myomektomi Fertiliteyi Arttırıyor Amaç: Bu çalışmanın amacı, abdominal myomektomi sonrası fertiliteyi değerlendirmek ve uterin fibroid lerin sayı, büyüklük ve lokalizasyonunun cerrahi sonrası

Detaylı

Gebelik ve Trombositopeni

Gebelik ve Trombositopeni Gebelik ve Trombositopeni Prof.Dr. Sermet Sağol EÜTF Kadın Hast. ve Doğum AD Gebelik ve Trombositopeni Kemik iliğinde megakaryosit hücrelerinde üretilir. Günde 35.000-50.000 /ml üretilir. Yaşam süresi

Detaylı

Gebelikte diyabet taraması. Prof. Dr. Yalçın Kimya

Gebelikte diyabet taraması. Prof. Dr. Yalçın Kimya Gebelikte diyabet taraması Prof. Dr. Yalçın Kimya Gestasyonel diyabet İlk defa gebelik sırasında saptanan diyabet Diagnosis and classification of diabetes mellitus. Diabetes Care 2010;33(Suppl 1):S62 9.

Detaylı

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI (Grup 3)

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI (Grup 3) 4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI (Grup 3) Amaç: Kadın yaşamının evreleri ve bu evrelerde karşılaşılabilecek sağlık sorunları hakkında öğrenciyi bilgilendirmek, bu sorunlara pratisyen

Detaylı

AMNİYON SIVISININ İÇERİĞİ

AMNİYON SIVISININ İÇERİĞİ AMNİYON SIVISININ İÇERİĞİ 1- Gebeliğin başında amniyon sıvısının içeriği ekstrasellüler sıvı ile aynıdır. 2- Amniyon sıvısının birinci trimesterde major kaynağı amniyotik membrandır. 3- Gebelik ilerledikçe,

Detaylı

Tekrarlayan gebelik kayıpları sonrası oluşan gebeliklerin seyri

Tekrarlayan gebelik kayıpları sonrası oluşan gebeliklerin seyri Araştırma Makalesi Pamukkale Tıp Dergisi Pamukkale Medical Journal Tekrarlayan gebelik kayıpları sonrası oluşan gebeliklerin seyri The course of pregnancies that occur after recurrent miscarriages Funda

Detaylı

Gestasyonel Diyabet (GDM)

Gestasyonel Diyabet (GDM) Gestasyonel Diyabet (GDM) Tanım, Sıklık Gebelikte ortaya çıkan veya ilk defa tespit edilen glikoz intoleransı olarak tanımlanmaktadır (WHO 2012; ACOG, 2013). Aşikar diyabet kriterlerini içermeyen ve gebeliğin

Detaylı

Maternal serum 25 OH vitamin D düzeylerinin preterm eylem ve preterm doğumda rolü var mıdır?

Maternal serum 25 OH vitamin D düzeylerinin preterm eylem ve preterm doğumda rolü var mıdır? Maternal serum 25 OH vitamin D düzeylerinin preterm eylem ve preterm doğumda rolü var mıdır? Medipol Mega Üniversite Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD Lebriz Hale Aktün, Yeliz Aykanat, Fulya Gökdağlı

Detaylı

Bebekte doğum öncesinde kromozomsal ve genetik anormalliklerin tespiti amacıyla yapılır.

Bebekte doğum öncesinde kromozomsal ve genetik anormalliklerin tespiti amacıyla yapılır. AMNİYOSENTEZ Gebelik sırasına bebeğin genetik hastalıkları ve doğumsal anormalliklerini tespit amacıyla doğum kesesinden alınan sıvının incelenmesidir. Doğum kesesinden alınan küçük miktarda sıvıdan çalışılan

Detaylı

Aralıklarla Beta HCH ölçümü ne için yapılır?

Aralıklarla Beta HCH ölçümü ne için yapılır? BETA HCG Kanda Gebelik Testi; HCG blood test quantitative; Serial beta HCG; Repeat quantitative beta HCG; Human chorionic gonadotrophin blood test quantitative; Beta-HCG blood test quantitative; Pregnancy

Detaylı

YARDIMCI ÜREME TEKNİKLERİ UYGULAMALARI VE PERİNATAL/NEONATAL ETKİLER

YARDIMCI ÜREME TEKNİKLERİ UYGULAMALARI VE PERİNATAL/NEONATAL ETKİLER YARDIMCI ÜREME TEKNİKLERİ UYGULAMALARI VE PERİNATAL/NEONATAL ETKİLER Nilüfer Güzoğlu, H. Gözde Kanmaz, Dilek Dilli, Nurdan Uras, Ömer Erdeve, Uğur Dilmen İlk tüp bebeğin 1978 de doğumundan bu yana IVF

Detaylı

Can AKAL, Sinem Ayşe DURU, Barış OLTEN. Danışman: Filiz YANIK ÖZET

Can AKAL, Sinem Ayşe DURU, Barış OLTEN. Danışman: Filiz YANIK ÖZET 50 GRAM GLUKOZ YÜKLEME TESTİ ANORMAL, 100 GRAM ORAL GLUKOZ TESTİ NORMAL OLAN GEBELERİN MATERNAL ÖZELLİKLER VE GEBELİK SONUÇLARI AÇISINDAN NORMAL GEBELER VE GESTASYONEL DİYABETİK HASTALAR İLE KARŞILAŞTIRILMASI

Detaylı

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI 4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI Amaç: Kadın yaşamının evreleri ve bu evrelerde karşılaşılabilecek sağlık sorunları hakkında öğrenciyi bilgilendirmek, bu sorunlara pratisyen hekim düzeyinde

Detaylı

UTERİN FAKTÖRLERE BAĞLI. Prof. Dr. Cihat Ünlü

UTERİN FAKTÖRLERE BAĞLI. Prof. Dr. Cihat Ünlü UTERİN FAKTÖRLERE BAĞLI TGK ında LAPAROSKOPİK CERRAHİ Prof. Dr. Cihat Ünlü Tanım Gebeliğin 20. haeasından önce Arka arkaya 3 istemsiz gebelik kayıpları Ektopik gebelik Molar gebelik Biyokimyasal gebelik

Detaylı

BİRLEŞİK PRENATAL TARAMA TESTLERİ. Dr. Alev Öktem Düzen Laboratuvarlar Grubu

BİRLEŞİK PRENATAL TARAMA TESTLERİ. Dr. Alev Öktem Düzen Laboratuvarlar Grubu BİRLEŞİK PRENATAL TARAMA TESTLERİ Dr. Alev Öktem Düzen Laboratuvarlar Grubu Prenatal tarama testleri kavramları Tarama testi: Normal vakalarda anormal sonuçlar, hasta vakalarda normal sonuçlar elde edilebilir.

Detaylı

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 1. GÜN 08.15-09.00 Pratik Ders Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniğinin Tanıtılması 09.15-10.00 Teorik Ders Jinekolojik Anamnez M. ÇOLAKOĞLU 10.15-11.00 Teorik Ders Jinekolojik Muayene Usulleri M. ÇOLAKOĞLU

Detaylı

Doğumun 2. Evresi Ne Kadar Sürer ve Ne Zaman Sonlanır? İlerlemeyen Eylem Tanısı Nasıl Konulur? Dr. Şevki ÇELEN ZTB Kadın Sağlığı EAH

Doğumun 2. Evresi Ne Kadar Sürer ve Ne Zaman Sonlanır? İlerlemeyen Eylem Tanısı Nasıl Konulur? Dr. Şevki ÇELEN ZTB Kadın Sağlığı EAH Doğumun 2. Evresi Ne Kadar Sürer ve Ne Zaman Sonlanır? İlerlemeyen Eylem Tanısı Nasıl Konulur? Dr. Şevki ÇELEN ZTB Kadın Sağlığı EAH EVRE 2 (Atılma dönemi) Efasman ve dilatasyonun tamamlanması ile doğum

Detaylı

CVS ve AS Gebelik Kaybına Yol Açar mı?

CVS ve AS Gebelik Kaybına Yol Açar mı? 10 Haziran 2016 CVS ve AS Gebelik Kaybına Yol Açar mı? Prof.Dr. Ali ERGÜN A/S V CVS Amniosentez CVS Amnio CVS 11 16 20 40 Gestasyonel hafta 15% Fetal kayıp Randomize çalışmalar Cochrane Library, Issue

Detaylı

İNFERTİL HASTANIN HORMON DEĞERLENDİRMESİ NASIL YAPILMALIDIR? DOÇ. DR. ERCAN BAŞTU

İNFERTİL HASTANIN HORMON DEĞERLENDİRMESİ NASIL YAPILMALIDIR? DOÇ. DR. ERCAN BAŞTU İNFERTİL HASTANIN HORMON DEĞERLENDİRMESİ NASIL YAPILMALIDIR? DOÇ. DR. ERCAN BAŞTU İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Reprodük>f Endokrinoloji ve İnfer>lite

Detaylı

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI 9 Kasım 12 Kasım 13 Kasım 14 Kasım 15 Kasım 08.15-09.00 4.KAD001 4.KAD007 4.KAD011 Hasta Başı Eğitim 09.15 10.00 4.KAD002 4.KAD008 4.KAD012 4.KAD015 10.15-11.00

Detaylı

Dr. Aslıhan Yazıcıoğlu, Prof. Dr. Aydan Biri Yüksek İhtisas Üniversitesi Koru Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Dr. Aslıhan Yazıcıoğlu, Prof. Dr. Aydan Biri Yüksek İhtisas Üniversitesi Koru Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Dr. Aslıhan Yazıcıoğlu, Prof. Dr. Aydan Biri Yüksek İhtisas Üniversitesi Koru Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Son dört dekat boyunca prenatal izlem sırasında fetüs taramaları için ultrasonografi

Detaylı

Karaciğerde ve anne karnındaki bebeğin plasentasına yapılan bir proteindir. Doğumdan sonra miktarı düşer. Bkz: 4 lü test. Kandaki miktarı ölçülür.

Karaciğerde ve anne karnındaki bebeğin plasentasına yapılan bir proteindir. Doğumdan sonra miktarı düşer. Bkz: 4 lü test. Kandaki miktarı ölçülür. ALFA FETO PROTEİN AFP; Alfa feto protein; Karaciğerde ve anne karnındaki bebeğin plasentasına yapılan bir proteindir. Doğumdan sonra miktarı düşer. Bkz: 4 lü test. Kandaki miktarı ölçülür. AFP testi ne

Detaylı

1. HAFTA PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA. Hasta Başı Eğitim / İş Başında Öğrenme Hasta viziti, poliklinik, doğumhane ve ameliyathanede pratik

1. HAFTA PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA. Hasta Başı Eğitim / İş Başında Öğrenme Hasta viziti, poliklinik, doğumhane ve ameliyathanede pratik 1. HAFTA Stajın Tanıtımı Hekimlik Uygulaması Obstetrik antenatal vizit ve anamnez Puberte ve bozuklukları Hekimlik Uygulaması Jinekolojik anamnez, muayene Non-invaziv ve invaziv antenatal tetkikler Kadın

Detaylı

PREİMPLANTASYON GENETİK TANIDA KULLANILAN YÖNTEMLER ve ÖNEMİ

PREİMPLANTASYON GENETİK TANIDA KULLANILAN YÖNTEMLER ve ÖNEMİ PREİMPLANTASYON GENETİK TANIDA KULLANILAN YÖNTEMLER ve ÖNEMİ Yrd. Doç. Dr. Hakan GÜRKAN Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı PGT NEDİR? Gebelik öncesi genetik tanı (PGT) adı verilen

Detaylı

KROMOZOM DÜZENSİZLİKLERİ

KROMOZOM DÜZENSİZLİKLERİ KROMOZOM DÜZENSİZLİKLERİ KROMOZOM ANOMALİLERİ 1- Sayısal kromozom anomalileri 2- Yapısal kromozom anomalileri SAYISAL KROMOZOM ANOMALİLERİ 1- Öploidi: Bir organizmanın hücrelerinde normal kromozom sayısının

Detaylı

İN-VİTRO FERTİLİZASYON (IVF) VE EMBRİYO TRANSFERİ (ET)

İN-VİTRO FERTİLİZASYON (IVF) VE EMBRİYO TRANSFERİ (ET) İN-VİTRO FERTİLİZASYON (IVF) VE EMBRİYO TRANSFERİ (ET) Yardımcı üreme tekniklerinin (YÜT) (Assisted Reproduction Techniques, ART) temel amacı, infertil çiftin sağlıklı bir bebek sahibi olmasıdır. IVF-ET

Detaylı

GEBELİKTE TİROİD FONKSİYONLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

GEBELİKTE TİROİD FONKSİYONLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ GEBELİKTE TİROİD FONKSİYONLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Doç. Dr. Habib BİLEN Atatürk Üniversitesi Tıp fakültesi İç Hastalıkları ABD Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı SUNU PLANI Örnek olgu

Detaylı

Adet Yokluğu; Adet Kesilmesi; Menstruasyon un Kesilmesi; Adetlerin Durması;

Adet Yokluğu; Adet Kesilmesi; Menstruasyon un Kesilmesi; Adetlerin Durması; AMENORE Adet Yokluğu; Adet Kesilmesi; Menstruasyon un Kesilmesi; Adetlerin Durması; Genç kızlarda menstruasyon 9 ila 18 yaş arasında başlar. 12 yaş averaj yaşıdır ve birçoğu bu yaşta başlar. Adetin olmamasına

Detaylı

Ektopik Gebelik. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012

Ektopik Gebelik. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Ektopik Gebelik Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Tanım Epidemiyoloji Patofizyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Tanım Fertilize ovumun endometriyal kavite dışında

Detaylı

Tekrarlayan Gebelik Kayıpları

Tekrarlayan Gebelik Kayıpları Tekrarlayan Gebelik Kayıpları Tekrarlayan gebelik kaybı, üç ve daha fazla gebeliğin 20. gebelik haftasından önce düşükle sonlanması olarak tanımlanır. Kadınların %10-20'sinde 1 kez düşük görülebilir. Yani

Detaylı

AMNİYON SIVISININ İÇERİĞİ

AMNİYON SIVISININ İÇERİĞİ AMNİYON SIVISININ İÇERİĞİ 1- Gebeliğin başında amniyon sıvısının içeriği ekstrasellüler sıvı (damar içi sıvılar, hücreler arası, vb) ile aynıdır. 2- Amniyon sıvısının birinci trimesterde major kaynağı

Detaylı

Gebelikte vaginal kanamalar. Dr. Şevki Hakan Eren Gaziantep

Gebelikte vaginal kanamalar. Dr. Şevki Hakan Eren Gaziantep Gebelikte vaginal kanamalar Dr. Şevki Hakan Eren Gaziantep Vajinal kanama, erken gebelik döneminde sık görülen klinik bir sorundur. Tüm gebelerin yaklaşık %20 si bu klinik durumdan şikayetçi olmaktadır.

Detaylı

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI

GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI GEBELİK ve BÖBREK HASTALIKLARI Gebelikte ortaya çıkan fizyolojik değişiklikler Sodyum ve su retansiyonu Sistemik kan basıncında azalma Böbrek boyutunda artma ve toplayıcı sistemde dilatasyon Böbrek kan

Detaylı

PERİNATOLOJİ ve ÖNLENEBİLİR ANNE ÖLÜMLERİ. Dr. Şevki ÇELEN ZTB Kadın Sağlığı EAH Perinatoloji Kliniği

PERİNATOLOJİ ve ÖNLENEBİLİR ANNE ÖLÜMLERİ. Dr. Şevki ÇELEN ZTB Kadın Sağlığı EAH Perinatoloji Kliniği PERİNATOLOJİ ve ÖNLENEBİLİR ANNE ÖLÜMLERİ Dr. Şevki ÇELEN ZTB Kadın Sağlığı EAH Perinatoloji Kliniği Perinatoloji Yüksek riskli gebelik Maternal ve fetal sağlığı tehdit eden, mortalite ve morbidite olasılığını

Detaylı

PRENATAL TARAMA TESTLERİ. Dr.Murat Öktem Düzen Laboratuvarlar Grubu

PRENATAL TARAMA TESTLERİ. Dr.Murat Öktem Düzen Laboratuvarlar Grubu PRENATAL TARAMA TESTLERİ Dr.Murat Öktem Düzen Laboratuvarlar Grubu Riskler Down sendromu 1/800 Spina bifida 1/1800 Anensefali 1/1800 Trizomi 18 1/3800 Omfalosel 1/6000 Gastroşizis 1/10000 Türkiye de her

Detaylı

Geç Başlangıçlı Fetal Gelişim Kısıtlılığı. Prof Dr Rıza Madazlı İÜ-Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD

Geç Başlangıçlı Fetal Gelişim Kısıtlılığı. Prof Dr Rıza Madazlı İÜ-Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD Geç Başlangıçlı Fetal Gelişim Kısıtlılığı Prof Dr Rıza Madazlı İÜ-Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD Tanım EFW veya AC < %10 pers SGA / FGK Birleşik Krallık (RCOG, 2014) Yeni Zelanda

Detaylı

11-14. GEBELİK HAFTALARINDA, RİSKLİ GEBELİKLERİN ÖNGÖRÜSÜ

11-14. GEBELİK HAFTALARINDA, RİSKLİ GEBELİKLERİN ÖNGÖRÜSÜ 11-14. GEBELİK HAFTALARINDA, RİSKLİ GEBELİKLERİN ÖNGÖRÜSÜ Prof. Dr. Sermet Sağol Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kadın Hast. ve Doğum AD Perinatoloji RİSKLİ GEBELİKLERİN ÖNGÖRÜSÜ PREEKLAMPSİ SGA (PE olmadan)

Detaylı

Fetal tedavide amniyoinfüzyon ve amniyodrenaj

Fetal tedavide amniyoinfüzyon ve amniyodrenaj Fetal tedavide amniyoinfüzyon ve amniyodrenaj Prof.Dr.Cüneyt Evrüke Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıklar ve Doğum ABD, Peinatoloji BD, Adana Amniyoinfüzyon Amniyodrenaj Amniyotik kaviteye

Detaylı

ADOLESAN VE PERİMENOPOZDA İNFERTİLİTE TEDAVİSİ YAPILMALI MIDIR? Prof. Dr. Yusuf ÜSTÜN

ADOLESAN VE PERİMENOPOZDA İNFERTİLİTE TEDAVİSİ YAPILMALI MIDIR? Prof. Dr. Yusuf ÜSTÜN ADOLESAN VE PERİMENOPOZDA İNFERTİLİTE TEDAVİSİ YAPILMALI MIDIR? Prof. Dr. Yusuf ÜSTÜN ADOLESAN Çocukluktan erişkinliğe geçiş süreci DSÖ 10-19 yaş arasını kapsar Menarş sonrası ilk 2 yıl anovulatuar siklustan

Detaylı

Kısa Serviks Tanı ve Yönetim. Prof.Dr.Sermet Sağol EÜTF Kadın Hastalıkları ve Doğum AD

Kısa Serviks Tanı ve Yönetim. Prof.Dr.Sermet Sağol EÜTF Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Kısa Serviks Tanı ve Yönetim Prof.Dr.Sermet Sağol EÜTF Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Uterin gerilme Desidual reaksiyon Kısa Serviks / Erken Doğum Progesteron etkisinde azalma Genetik Yaşam tarzı Maternal/fetal

Detaylı

OBEZİTE ÇOCUK SAHİBİ OLMA ORANINI AZALTIYOR! AKŞAM GAZETESİ

OBEZİTE ÇOCUK SAHİBİ OLMA ORANINI AZALTIYOR! AKŞAM GAZETESİ OBEZİTE ÇOCUK SAHİBİ OLMA ORANINI AZALTIYOR! AKŞAM GAZETESİ İnfertilite (Kısırlık); döl oluşturma yeteneğinin azalması ya da yokluğu ile karakterize edilen tıbbi bir durumdur. Hem erkeklerde, hem de kadınlarda

Detaylı

Op. Dr. Funda Akpınar Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma

Op. Dr. Funda Akpınar Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Op. Dr. Funda Akpınar Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Letrozol kullanımını takip eden donma- çözme tek embryo transfer sikluslarında gebelik ve neonatal sonuçlar Orijinal

Detaylı

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 2018-2019 EĞİTİM VE ÖĞRETİM

Detaylı

Op.Dr. Meryem Hocaoğlu Prof. Dr. Atıl Yüksel Prof. Dr. Cem Batukan 10/11/2013

Op.Dr. Meryem Hocaoğlu Prof. Dr. Atıl Yüksel Prof. Dr. Cem Batukan 10/11/2013 Op.Dr. Meryem Hocaoğlu Prof. Dr. Atıl Yüksel Prof. Dr. Cem Batukan 10/11/2013 İntrauterin adezyonlar (IUA), ilk olarak 1894 de Fritsch tarafından tarif edilmiştir. 1946 da Joseph G. Asherman, yayınladığı

Detaylı

POLİKİSTİK OVER SENDROMU VE GENİTAL KANSER İLİŞKİSİ

POLİKİSTİK OVER SENDROMU VE GENİTAL KANSER İLİŞKİSİ POLİKİSTİK OVER SENDROMU VE GENİTAL KANSER İLİŞKİSİ Prof. Dr. Fırat ORTAÇ Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD. Jinekolojik Onkoloji Departmanı Polikistik Over Sendromu(PKOS)

Detaylı

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI STAJ PROĞRAMI

KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI STAJ PROĞRAMI TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM KLİNİĞİ 2018-2019 DERS YILI 4. GRUP KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI STAJ PROĞRAMI DERS TEORİK PRATİK TOPLAM 69 (saat) 51 (saat) 120 (saat) Kadın Doğum

Detaylı

VAY BAŞIMA GELEN!!!!!

VAY BAŞIMA GELEN!!!!! VAY BAŞIMA GELEN!!!!! DİYABET YÖNETİMİNDE İNSÜLİN POMPA TEDAVİSİNİN KAN ŞEKERİ REGÜLASYONUNA OLUMLU ETKİSİ HAZIRLAYAN: HEM. ESRA GÜNGÖR KARABULUT Diyabet ve Gebelik Diyabetli kadında gebeliğin diyabete

Detaylı

ERKEN MEMBRAN RÜPTÜRÜNDE MYOMETRIYAL ELASTROSONOGRAFIK DEĞIŞIKLIKLER. Dr. Rukiye KIZILIRMAK

ERKEN MEMBRAN RÜPTÜRÜNDE MYOMETRIYAL ELASTROSONOGRAFIK DEĞIŞIKLIKLER. Dr. Rukiye KIZILIRMAK ERKEN MEMBRAN RÜPTÜRÜNDE MYOMETRIYAL ELASTROSONOGRAFIK DEĞIŞIKLIKLER Dr. Rukiye KIZILIRMAK AMAÇ Erken Membran Rüptürü (EMR) fetal zarların doğum eylemi başlamadan önce yırtılarak amniotik sıvının gelmesidir

Detaylı

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 2018-2019 EĞİTİM VE ÖĞRETİM

Detaylı

MENOPOZ. Menopoz nedir?

MENOPOZ. Menopoz nedir? MENOPOZ Hayatınızı kabusa çeviren, unutkanlık, uykusuzluk, depresyon, sinirlilik, halsizlik şikayetlerinin en büyük sebeplerinden biri menopozdur. İleri dönemde idrar kaçırma, kemik erimesi, hipertansiyona

Detaylı

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI

T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI T. C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 2018-2019 EĞİTİM VE ÖĞRETİM

Detaylı

TROMBOFİLİ TARAMASI KİME NE ZAMAN NASIL. Doç. Dr. Özgür Yeniel

TROMBOFİLİ TARAMASI KİME NE ZAMAN NASIL. Doç. Dr. Özgür Yeniel TROMBOFİLİ TARAMASI KİME NE ZAMAN NASIL Doç. Dr. Özgür Yeniel Hemostaz Kan kaybının önlenmesi Kan ve dokular pıhtılaşma sistemini etkikleyen çok sayıda faktör içermektedir Prokoagülan < Antikoagülan Sınırlandırılmış

Detaylı

TİROİD HORMONLARI ve FETOPLASENTER ÜNİTE İLİŞKİSİ

TİROİD HORMONLARI ve FETOPLASENTER ÜNİTE İLİŞKİSİ TİROİD HORMONLARI ve FETOPLASENTER ÜNİTE İLİŞKİSİ Prof.Dr.Sermet Sağol EÜTF Kadın Hastalıkları ve Doğum AD TİROİD HORMONLARI ve FETOPLASENTER ÜNİTE İLİŞKİSİ Hipotiroidi/Hipotiroksinemi Plasental abruption

Detaylı

BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİ NDE YAPTIRILAN DOĞUMLARIN İNCELENMESİ

BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİ NDE YAPTIRILAN DOĞUMLARIN İNCELENMESİ TAF Preventive Medicine Bulletin, 2006: 5 (6) ARAŞTIRMA RESEARCH ARTICLE BİR ÜNİVERSİTE HASTANESİ NDE YAPTIRILAN DOĞUMLARIN İNCELENMESİ Atilla Senih MAYDA*, Türker ACEHAN**, Suat ALTIN**, Mehmet ARICAN**,

Detaylı

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER Varlık Erol, Cengiz Aydın, Levent Uğurlu, Emre Turgut, Hülya Yalçın*, Fatma Demet İnce* T.C.S.B. Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi,

Detaylı

DÖNEM VI GRUP F DERS PROGRAMI

DÖNEM VI GRUP F DERS PROGRAMI T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM 2013 2014 EĞİTİM VE ÖĞRETİM

Detaylı

Koryoamniyonitin Neonatal Sonuçlara Etkileri. Prof.Dr.Esin Koç Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı

Koryoamniyonitin Neonatal Sonuçlara Etkileri. Prof.Dr.Esin Koç Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı Koryoamniyonitin Neonatal Sonuçlara Etkileri Prof.Dr.Esin Koç Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Neonatoloji Bilim Dalı Tanım Amniyotik sıvı, plasenta ve/veya decidua nın infeksiyonu -Klinik koryoamniyonit

Detaylı

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü

Tip 1 diyabete giriş. Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü Tip 1 diyabete giriş Prof. Dr.Mücahit Özyazar Endokrinoloji,Diyabet,Metabolizma Hastalıkları ve Beslenme Bölümü ENTERNASYONAL EKSPER KOMİTE TARAFINDAN HAZIRLANAN DİABETİN YENİ SINIFLAMASI 1 - Tip 1 Diabetes

Detaylı

HEREDITARY THROMBOPHILIAS AND LOW MOLECULAR WEIGHT HEPARIN (HEREDİTER TROMBOFİLİLERDE DÜŞÜK MOLEKÜLER AĞIRLIKLI HEPARİN KULLANIMI)

HEREDITARY THROMBOPHILIAS AND LOW MOLECULAR WEIGHT HEPARIN (HEREDİTER TROMBOFİLİLERDE DÜŞÜK MOLEKÜLER AĞIRLIKLI HEPARİN KULLANIMI) HEREDITARY THROMBOPHILIAS AND LOW MOLECULAR WEIGHT HEPARIN (HEREDİTER TROMBOFİLİLERDE DÜŞÜK MOLEKÜLER AĞIRLIKLI HEPARİN KULLANIMI) Prof Dr Rıza Madazlı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum

Detaylı

Polikistik Over Sendromu ve Hiperandrojenemi

Polikistik Over Sendromu ve Hiperandrojenemi Polikistik Over Sendromu ve Hiperandrojenemi Ayırıcı Tanı Nasıl Yapılmalı? Prof. Dr. Kürşad Ünlühızarcı Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı Kayseri PKOS Tanı Kriterleri NIH 1990

Detaylı

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM 9.11.2015 ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM Konular Doğum öncesi gelişim aşamaları Zigot Doğum öncesi çevresel etkiler Teratojenler Doğum Öncesi G elişim Anneyle ilgili diğer faktörler Öğr. Gör. C an ÜNVERDİ Zigot

Detaylı

86. Doğum eylemi süresince fetal başın yaptığı eksternal rotasyon hareketi hangi aşamada gerçekleşir?

86. Doğum eylemi süresince fetal başın yaptığı eksternal rotasyon hareketi hangi aşamada gerçekleşir? 86. Doğum eylemi süresince fetal başın yaptığı eksternal rotasyon hareketi hangi aşamada gerçekleşir? A) Angajman B) Pelvik girimden geçiş C) Orta pelvise giriş D) Pelvik çıkım düzlemine giriş E) Omuz

Detaylı

500 GEBEDE RİSK FAKTÖRLERİ NEONATAL MORBİDİTE VE MORTALİTE

500 GEBEDE RİSK FAKTÖRLERİ NEONATAL MORBİDİTE VE MORTALİTE 500 GEBEDE RİSK FAKTÖRLERİ NEONATAL MORBİDİTE VE MORTALİTE Dr. A. AMAÇ - Dr. N. SARPER. Dr. D. TANUGUR ÖZET Ekim 199l'de İstanbul Zeynep Kamil Hastanesine doğum

Detaylı

ÖZEL BİR HASTANEDE YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ

ÖZEL BİR HASTANEDE YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ ÖZEL BİR HASTANEDE YENİDOĞAN ÜNİTESİNE YATIRILAN İNDİREKT HİPERBİLİRUBİNEMİLİ OLGULARIN RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ *Aysun Çakır, *Hanife Köse,*Songül Ovalı Güral, *Acıbadem Kadıköy Hastanesi GİRİŞ

Detaylı

11-14 GEBELİK HAFTALARINDA, RİSKLİ GEBELİKLERİN ÖNGÖRÜSÜ

11-14 GEBELİK HAFTALARINDA, RİSKLİ GEBELİKLERİN ÖNGÖRÜSÜ 11-14 GEBELİK HAFTALARINDA, RİSKLİ GEBELİKLERİN ÖNGÖRÜSÜ Prof. Dr. Sermet Sağol Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kadın Hast. ve Doğum AD Prerinatoloji RİSKLİ GEBELİKLERİN ÖNGÖRÜSÜ SGA (PE olmadan) PREEKLAMPSİ

Detaylı

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof.Dr. Filiz AYDIN

İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof.Dr. Filiz AYDIN İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ABD Prof.Dr. Filiz AYDIN Fertilizasyonda 46 kromozom Her bir kromozom çift kromadit-(92) Hücre bölündükten sonra her hücre de 46 kromozom bulunur Mitoz bölünme G1

Detaylı

Erken gebelik (4-10 hf) USG: Neler görmem gerekir ve neler görmeliyim?

Erken gebelik (4-10 hf) USG: Neler görmem gerekir ve neler görmeliyim? Erken gebelik (4-10 hf) USG: Neler görmem gerekir ve neler görmeliyim? Doç.Dr.Miğraci TOSUN Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ad. 1/54 4-10 hft USG de Tespit Edilmesi

Detaylı

BİYOKİMYASAL TARAMA TESTLERİ HALA GEÇERLİLİĞİNİ KORUYOR MU? STRATEJİ NE OLMALI?

BİYOKİMYASAL TARAMA TESTLERİ HALA GEÇERLİLİĞİNİ KORUYOR MU? STRATEJİ NE OLMALI? BİYOKİMYASAL TARAMA TESTLERİ HALA GEÇERLİLİĞİNİ KORUYOR MU? STRATEJİ NE OLMALI? Prof. Dr. FİLİZ YANIK PERİNATOLOJİ UZMANLARI DERNEĞİ PRENATAL TARAMA VE TANI AMAÇ Fetal kromozom anomalilerini, Genetik hastalıkları/sendromları

Detaylı

Gebelik ve Rubella Enfeksiyonu

Gebelik ve Rubella Enfeksiyonu Gebelik ve Rubella Enfeksiyonu Dr. Muzaffer Temur Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği Fetus ve yenidoğanın İmmünolojik kapasitesi

Detaylı