10. KALKINMA PLANI HAZIRLIK ÇALIŞMALARI AKİL ADAMLAR TOPLANTISI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "10. KALKINMA PLANI HAZIRLIK ÇALIŞMALARI AKİL ADAMLAR TOPLANTISI"

Transkript

1 10. KALKINMA PLANI HAZIRLIK ÇALIŞMALARI AKİL ADAMLAR TOPLANTISI (19 Mart 2012, İstanbul) OTURUM BAŞKANI (TAHA AKYOL)- Biliyorsunuz, bu toplantının amacı 10. plan üzerine serbest görüşler. Konuşmalar serbest görüşler tarzında olacak. Önceden konuşmacılara perspektif verilmeyecek ki konuşmacılar kendi serbest perspektiflerini söylesin diye. Ancak biliyorsunuz Cumhuriyetin 100. yıldönümü olması dolayısıyla bu plan hakkında siyasi iradenin birtakım çok genel hedefleri var. İşte, ihracatın 500 milyar dolara çıkması, dünyada 10. Ekonomi. Bunlar tabi izafi şeyler. 10. ekonomi başkalarının da performansına bağlı çünkü. Bu konuda tamamen bir sıralama olmaksızın, herkes kendisini etkin saydığı konuda görüş bildirecek. Önce Sayın Müsteşar Kemal MADENOĞLU ndan bize bu planın hiç olmazsa hedefleri hakkında genel bir fikir vermesini rica edeceğiz, ondan sonra da konuşmalara başlayacağız. Buyurun Kemal Bey. KEMAL MADENOĞLU- Teşekkür ediyorum ben de bütün katılımcılara, bizleri kırmayıp geldikleri için, bugünlerini bize ayırdıkları için. Çok sağ olun. Biz bu toplantıyı 10. plan hazırlıkları sürecinde Türkiye nin geleceğini tasarlama, ona ilişkin bir birikim oluşturma ve bunun politikalara yansıması için çok anlamlı ve değerli bir toplantı olarak görüyoruz. O açıdan sizlerin serdedeceği fikirler, düşünceler, analizler, değerlendirmeler bizler için çok anlamlı ve değerli. Bu plan konusunda çok değişik imajlar olabilir zihinlerde. İlk yıllarında, 60 lardan başlayarak daha devletçi, daha merkeziyetçi, her ne kadar özel sektörü de yönlendiren bir plan olsa da, özellikle son üç plan oldukça stratejik, belirli analizlere dayanan, ülkenin geleceğine yönelik temel stratejik alanları ve yönleri belirleyen planlar olmuştur. Bu konuda bildiğiniz gibi hükümet tarafından deklare edilmiş ve belirli toplum kesimleri tarafından da benimsenen ve onlar tarafından da deklare edilen belirli 1

2 hedefler söz konusu. Fakat tabi 2023 deyince, sadece ekonomik büyüklük gibi bir rakama ya da ihracat gibi bir rakama indirgenmiş bir 2023 resmi çizmek yeterli değil. Biz 2023 te nasıl bir Türkiye yi görmek istiyoruz? Biz plan hazırlıklarına da bu kapsamda bakıyoruz. Çünkü bu planlar hakikaten hükümetler için ana dokümanlar olacak ve diğer toplum kesimleri için de belirli bir yönlendirici boyutu olabilecek. Bu açıdan iktisadi alandan sosyal alanlara, üretim boyutundan tüketime, araştırma geliştirmeye, nasıl bir Türkiye de, yeni nesillerin nasıl bir havayı teneffüs edeceklerine kadar, mekânların kullanımından tarımına, enerjisine, Türkiye nin dünya ölçeğindeki yerine, konumuna, gücüne kadar uzanan, bireylerin düşünme biçimlerine kadar uzanan çok boyutlu bir alanı konuşuyoruz. Dolayısıyla birkaç tane ya da on tane rakamdan, somut hedeften ibaret değil. Rakamların mutlaka sembolik ve insanları sürükleyen boyutu var ama burada çok daha geniş kapsamlı, nasıl bir 2023 Türkiye si görmek istiyoruz gibi çok geniş bir alana ilişkin birikimlerinizi, düşüncelerinizi, değerlendirmelerinizi almak istiyoruz. Benim özetle bu aşamada söyleyeceklerim bu kadar. İçeriğe dair bizim elbette hem bireysel olarak hem kurumsal olarak belirli konularda belirli düşüncelerimiz var ama temel olarak burada hakikaten arayış içerisindeyiz. Biz sizlerin birikimlerinizi bu plana yansıtmak için buradayız ve sizleri de onun için davet ettik. Sağ olun, geldiniz. Bundan sonraki süreç de devam edecek. Yaklaşık bir buçuk yıllık bir sürecimiz var yılı ortasına kadar tamamlamayı planlıyoruz. Dolayısıyla bu bizim ilk adımımız, bundan sonraki süreçte de sizlerden değişik aşamalarda yararlanmayı arzu ediyoruz ama bu ilk olacak. Ben tekrar hepinize katılımınız ve burada bizlere sağlayacağınız katkılar için çok teşekkür ediyorum. OTURUM BAŞKANI (TAHA AKYOL)- Sayın Müsteşar, biz teşekkür ediyoruz. Efendim konuşmanın çok genel konusu belli, önümüzdeki dönemde kalkınma alanında dünyada etkili olacak temel trendler ve değişim dinamikleri, bunlar nelerdir? Bunların ülkemize olan etkileri, Türkiye nin vizyonu ne olmalıdır? Bu konuda, buyurun lütfen. Sayın İshak ALATON buyurun. 2

3 İSHAK ALATON- Teşekkür ederim. Sayın Başkan, çok rahatlıkla hemen şöyle başlıyorum; yaşım 85 olduğu için ve hiç biriniz benimle yarışamadığınız için, ilk söz benim. OTURUM BAŞKANI (TAHA AKYOL)- 85 mi? Ben 55 biliyorum. İSHAK ALATON- Sağ olasın, bir kahve borcum var. Az ve öz ve böyle belirgin hedefleri ortaya koymak istiyorum. Çok heyecanla geldim buraya, o heyecanımı size taşımak istiyorum. Önce menfileri dile getiriyorum, çok kısa. Öncelikle 500 milyar dolar ihracatı 2023 de mümkün görüyorum, mümkün. Yeter ki bazı hataları önleyelim ve bazı hedefleri iyi tarif edelim. Hataların başında fındık, buğday ve benzeri ürünleri çoğaltarak 500 milyara gelmemiz bence yanlış olur. Bir başka hata, yerli otomobil diye bir şey okuyorum arada bir, onu da büyük bir kaynak israfı olarak görüyorum. Çünkü ne Almanlar ın kalite imajıyla yarışabiliriz, kalitesiyle yarışabiliriz belki ama imajıyla yarışmamız mümkün değil, ne de Çin in, Hindistan ın, Bangladeş in ve şimdi Vietnam ın ucuz işçiliğiyle yarışabiliriz. Onun için yerli otomobili ben tehlikeli buluyorum. Ancak bir araştırma yaptım, size bazı rakamlar vermek istiyorum. O araştırmayı de belirgin bir mevzu üzerinde yaptım yılı ile 2050 yılı arasındaki ilişkileri, raporları irdeledim ve bazı enteresan rakamlar buldum. Biri, 2000 ile 2050 yılları arasındaki tarım ihtiyacı için yüzde 50 ilâ 55 kadar ilave bekleniyor çünkü insanlar 7 milyara geldiler; 9,2 ye kadar da gelecekler. Nüfusun sonra bir platoya geleceği varsayılıyor. Fakat tarım ihtiyacı, yani gıda ihtiyacı yüzde 55 kadar artacak. Enerji ihtiyacı yüzde 90 ilâ yüzde 100 arası artacak. Yani iki misli enerjiye ihtiyacımız olacak ve bunun için de fena halde zorlanacağız. Nükleer enerji hâlâ piyasada olacak, güneş enerjisine çok önem verilecek ki Türkiye buna başladı. Belki denizin git-gelleri kullanılacak ve böylece enerjide bire bir veya yüzde 100 bir artış bekleniyor. Ancak üçüncü bir dalda artış, insanın hayalini zorlayan bir yüzdeye geliyor, o da sağlık. Sağlığın çok önemli bir gelişme göstereceği görülüyor. Yüzde Yani 2000 yılında 1 dolar yatırılmakta ise, 2050 yılında 18 dolar yatırılacak. Bu iki türlü sağlık dalı: Biri önleyici yani prevantif, diğeri de tedavi edici yani küratif. Yani bunun 3

4 içine huzurevleri dahi giriyor. Neden? Çünkü bir taraftan insanlar çoğalıyor, diğer taraftan insanın ömür beklentisi hızlı bir şekilde çoğalıyor. Çünkü daha 50 yıl önce normal yaşam beklentisi yaş idi, dünya ortalaması bugün 70 i buldu. Bazı ülkelerde 82-84, hatta Japonya da 100 yaşındaki insanların kulüpleri konuşuluyor ve İskandinavya da da aynı durum. Yani insan hayatının, ömrünün uzaması ve aynı zamanda da insan miktarının artışı, sağlık beklentisinde olağan dışı bir gelişme gösterecek. Bir de önemli bir şey var. Bugün sağlıkla ilgili bildiklerimiz, bilmemiz gereken bilgiler yanında ancak yüzde 10, yüzde 12 yi buluyor. Yani daha önümüzde yüzde 90 a yakın bilmemiz gereken, henüz bilinmeyenler var. Efendim bütün bunlardan hareket ederek ve heyecanla bundan 5 sene önce bir maceraya girdim ve muhteşem bir netice aldım. Bunun da adı Albi Medica. Ben çok sık gidiyorum yurtdışına ve konferanslar veriyorum, özellikle İskandinavya da, İsveç te, Danimarka da filan ve orada yerleşik Türk insanları, doktorlar, işadamları vesaire ile konuşuyorum. Bunlar Türkiye de bir yatırım yapmak istediler, belirgin bir yatırıma girdiler ve beni heyecanlandırdılar. Ben de yüzde 5 ortak oldum başta. Bu, neticede Çatalca da serbest bölgede Albi Medica bugün dünyanın en kaliteli stentlerini, katellerini ve balonlarını yapıyor ve bu damar girişimciliğinde önemli bir yatırım oluyor. 240 kişi çalıştırıyor. Şimdi Türkiye de bu teknolojiyi hızlı bir şekilde geliştiremediğimiz için, bu teknolojinin gelişmiş olduğu ülkelerden Hollanda yı seçtik. Hollanda nın kuzeyinde 23 kişinin çalıştığı bir Ar-Ge merkezi kuruldu. Yüzde 100 Türk sermayeli, Albi Medica Ar-Ge Merkezi ve bunu da gelecek ay kuruyoruz. 19 Nisan da Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül kurdelesini kesiyor. Ayrıca ikinci bir Ar-Ge merkezimizi de Stanford California da ve aynı zamanda Çatalca da 550 dönümlük bir yerde de bir teknopark kuruyoruz. O teknoparkın hedefi, yurtdışındaki Türk asıllı bilim adamları, araştırmacılar, doktorlar Türkiye ye dönmek istiyorlar fakat Türkiye ye dönünce çalışacak yer bulmakta sıkılıyorlar. Çünkü henüz altyapı hazır değil. İşte o altyapıyı hazırlayabilmek için de böyle bir teşebbüsümüz var. Bir de büyük bir Ar-Ge merkezi kuruyoruz Çatalca da ve böylece tersine beyin 4

5 göçünü temin etmeye çalışıyoruz. Bunun için de Harvard Üniversitesi, Stanford vb. ile çalışmalarımız var. Ben fazla vaktinizi almak istemiyorum, şöyle yuvarlamak istiyorum. Düşünün ki 18 misli yatırım yapılacak sağlığa ve diyorum ki, gözünüz hep sağlıkla ilgili neler yapılabilire baksın. Çünkü çok insan istihdamına ihtiyaç gösteren bir şeydir. Ben noktaladım Sayın Başkan. OTURUM BAŞKANI (TAHA AKYOL)- Evet, buyurun. YILMAZ ARGÜDEN- Teşekkürler, öncelikle böyle bir toplantıya davet ettiğiniz için çok teşekkür ederiz. Ben 2023 le ilgili Türkiye nin hangi amaca ulaşması Türkiye yi ileriye götürür diye düşündüğümde, zamanı iyi kullanmak olarak görüyorum. Öğrenme hızı en yüksek toplum haline gelirsek, kendimizi çevreye de adapte edebiliriz, daha da fazla katma değer üretebiliriz ve uygulama konusunda da daha iyi bir noktaya gelebiliriz. Dolayısıyla öğrenme hızımızı arttırmamız lazım toplum olarak. Bu neden önemli? Birkaç noktaya değinmek istiyorum. Birincisi, bir kere demografiyi çok iyi değerlendirmemiz lazım, demografi en kolay tahmin edilen ama en az kullanılan istatistiklerden bir tanesi. 40 sene sonra 40 yaşında kaç tane elemanımız olacağı bugünden belli, savaş veya salgın olmazsa. Dünyanın etrafında da ne kadar olacağı belli, başka hiçbir teknolojik trend için bunu söyleyemeyiz. Demografinin bize söylediği birkaç tane nokta var. Bunlardan bir tanesi, mesela bu masanın etrafındaki ortalama yaşımız. OTURUM BAŞKANI (TAHA AKYOL)- Yılmaz Bey pardon, kayda geçtiği için Yılmaz ARGÜDEN diye isminizi belirteyim. Bundan sonra kayıt bakımından söz alanlar isimlerini belirtirlerse memnun olurum. Buyurun. Dr. YILMAZ ARGÜDEN- Masanın etrafındaki ortalama yaşın 50 olduğunu varsayalım. Türkiye de yaşam süresi 74 diye, önümüzde 24 yıl olduğunu varsaymayınız. Bu masanın etrafındaki ortalama yaş 50 ise, tahmini ömür süremiz 95 ila 100 arasında. Hemen anlatayım. Matematiksel bir konu yani tamamen 5

6 matematiksel. 74 yaş, doğumdaki beklenti. Sağlıklı bir şekilde 50 ye gelmişin beklentisi zaten 85 ile 90 arasında. Bir de geçtiğimiz 30 sene içerisindeki ömrün uzamasına bakın. 12 sene kadar filan uzamış. Önümüzde de bir 35 sene var. Orada da bir 8-10 sene uzasa, 12 sene uzamasa bile, etti 100. Dolayısıyla hayatımızı, şimdi kimin başına ne geleceğini Allah bilir, şuradan çıkarken başına saksı düşer gider ama istatistiki olarak bu jenerasyonun 100 yaşına kadar yaşayacakmış gibi planlaması lazım. 60 yaşında emekli olamayız, 85 yaşına kadar çalışabilmemiz lazım. Bunun için de şehirlerimizi buna göre yapmamız lazım, bilgi düzeyimizi buna göre yapmamız lazım, işlerimizi buna göre tasarlamamız lazım. Bunun yanı sıra dünyada en fazla nüfusu azalacak ülkeler bizim etrafımızda bulunuyor. Avrupa, Ukrayna, Rusya, bunların hepsinin nüfusu azalacak önümüzdeki 50 yıl içeresinde veya 20 yıl içerisinde. Dolayısıyla burada da bakış açımıza bakarken, sadece Türkiye nin işlerini, Türkiye nin sorunlarını değil, daha geniş bir bölgenin sorunlarını çözmek üzere kendimizi planlamamız lazım. Çünkü daha çok insan bizde olacak, daha çok sorunla biz karşılaşacağız. Bunları çözmek de bizim görevimiz olacak. Şimdi bunu yaparken beni en rahatsız eden iki tane konumuz var, bunlardan bir tanesi eğitimle ilgili. Şöyle ki; senede yaklaşık 18 milyon adam yılı eğitim sistemimizde tutuyoruz. Bunların önemli bir kısmı yarı zamanlı olarak okulda oluyorlar, yarı zamanın da önemli bir kısmını oldukça boşa geçiriyoruz. Bir adam yılın ne kadar önemli olduğunu düşünün. 18 milyon adam yılı ne kadar verimli bir şekilde kullanarak ne öğretiyoruz, bunu ölçmemiz lazım. 18 adam milyon yılda her gün milyonlarca adam yılı boşa geçiriyoruz. Bu sadece milyonlarca adam yıl demek değil, ikinci konuyla bağlantısını kurarak anlatmaya gayret edeceğim. Bence ikinci en önemli konu da genç işsizlik konusu. Genç işsizliğin yüksek olmasını da toplumumuz için son derece ciddi bir sorun olarak görüyorum. Ne iş yaparsa yapsın, hamallık bile yapacak olsa çalışması lazım insanların. Sebebi de şu: Çalışmaktan elde edilen en büyük kazanç, kazanılan para değildir. O gün için üretilen ürün de değildir. En büyük kazanç, bir sonraki sene için elde edilen bilgilerdir, 6

7 çalışabilmek için elde edilen bilgilerdir. Dolayısıyla eğitim zamanımızı verimsiz kullanırsak, genç dönemde insanlarımızı iyi çalıştırmazsak, bunun zararı, o bir senelik zaman kaybı değil, onun önündeki 50 senelik daha kariyerin kaybı demektir. Bu durumda elde edebileceğinden daha düşük bir kariyer elde edecektir, daha az şey öğreniyor olacaktır. Dolayısıyla birinci önceliğimiz, gençlerimizin zamanını öğrenme hızını geliştirmek üzerine kullanmak. Bunun için baştan aşağı hem okul sistemimize bakmamız lazım, hem de istihdam politikamıza bakmamız lazım. Çünkü bu sene çalıştırmadığımız 25 yaşındaki bir adam, 75 yaşına kadar üretkenliğinden ciddi bir sekteye uğramaktadır. Bunun da ülkemiz açısından maliyeti inanılmaz derecede yüksektir. Bunun için eğitimde özellikle farklılaşmayı, herkesin kendi yetkinliklerini geliştirmesine fırsat tanınmasını önemli buluyorum. Herkesin aynı şekilde eğitilmesi sağlıklı olmuyor. Malcolm Gladwell, bir kitabında dünya çapında olabilmek için herhangi bir konuda en az 10 bin saat harcamış olmak lazım diyor. Bir insanın herhangi bir konuya 10 bin saat yatırım yapabilmesi için, büyük bir tutkusunun olması lazım ve çok ciddi de zaman harcaması lazım. İnsanların bu tutkularının olduğu konularda gelişmelerini sağlayacak bir yapı. Bu, resim olabilir, sanat olabilir. Ne olursa olsun, onlar dünyada daha başarılı insanlar olacak. Bu tip bir ortam yaratmamız, herkese aynı bilgiyi yüklemeye çalışan bir eğitim sistemine nazaran çok daha önemlidir diye düşünüyorum. Tutkusu olmadan kimse 10 bin saat bir işe vakit ayıramaz. İnsanlarımıza kendi tutkularını ortaya çıkartabilecekleri bir eğitim ve çalışma ortamına kazandırmamız faydalı olur diye düşünüyorum. Bir noktaya daha değinerek, çok fazla monopolize etmek istemiyorum. Fikir daha çok başka da paylaşabiliriz ileriki aşamalarda, ama bir noktaya daha özellikle vurgu yapmak istiyorum. O da şu: Konulara bakarken Türkiye boyutunda değil, dünya boyutunda bakmayı öğrenmemiz lazım. Gerek kendi kültürümüzde, gerek çevremizdeki fırsatlarda bu bizi çok daha ileriye taşıyacak. Mesela demin İshak Bey, ben Türk otomobiline karşıyım dedi. Ben bir çılgın fikir atacağım. İlla bu olsun diye, 7

8 bu çok iyi bir örnektir diye de söylemiyorum. Sadece bakış açısını anlatmak adına vurgulamak istiyorum. Mesela, bugün dünyanın her yerinde şehirlerdeki en büyük sorun trafik sorunu, bütün ülkelerde trafik sorunu var. Yine bugün otomobillere bakacak olsak, dünyada belki en verimsiz olarak kullanılan kaynak. Otomobillerin, etrafınıza bakın, yüzde 90 ından fazlası bir kişiyle gider. Bu otomobilin yapılması için gerekli demir-çeliği, onu bir yerden bir yere taşımak için enerjiyi vesaireyi düşündüğünüzde, inanılmaz verimsiz kullanılan bir şey ama hepsinden daha önemli bir verimsizlik var. O da insanların vakti, şehirlerde yaşayan insanların vakti. Fabrikalarımızda üç kuruşluk bir malzemeyi, bir yerden bir yere daha iyi taşıyabilmek, daha hızlı taşıyabilmek için, dünya kadar endüstri mühendisliği yapıyoruz, dünya kadar çalışmalar yapıyoruz. Hâlbuki katma değer üreten insanlar, şehirlerde çok daha önemli. Bu adamların boşa vakit geçirmelerinden en ufak bir rahatsızlık duyduğumuz yok. Yani en akıllı adamları trafik sorununu çözmek için kullanmamız lazım. Şimdi otomobil tasarımına geleceğim. Mesela şöyle bir otomobil tasarımı yapsak, sadece Türkiye için değil, dünyaya bir çözüm üretmiş olmaz mıyız? Bu, çılgın fikir. Otomobillerin, şimdi her şehrin, özellikle eski şehirlerin önemli sorunlarından bir tanesi yol. Yolları fazla genişletemiyorsunuz. Damar gibi, buraları tıkanıyor, kolesterol olduğu için. Dörder kişilik geniş arabalar yerine, ikişer kişilik kapsül şeklinde arabalara özel teşvik versek. Bir anda bizim yollarımızın akışkanlığı çok daha fazla artar. İki şeritli bir yol, olur size dört şeritli bir yol. Hatta bunu Lego şeklinde yaparsınız, isteyenler iki tane alsın, yan yana koysun ama daha pahalı olsun. Yani çoğu kimsenin de almayacağını garanti ederim. İkişer kişilik otomobiller, ama iki kişi yan yana değil, arka arkaya olacak çünkü yoları iyi kullanmamız lazım. En kıt kaynak yollar. Dolayısıyla yolları daha iyi kullanabilecek tasarımı Türkiye den çıkartsak, bütün dünyanın şehirlerine bir çözüm üretmiş oluruz. Tutar, tutmaz, kaliteli olur-olmaz ama farklı bir şey yapmış oluruz. Yani dünya sorununa çözüm üretmiş oluruz, o ölçekte düşünmüş oluruz. Dolayısıyla fikirlerimizin daha çok 8

9 dünyanın sorunlarına, çevremizin sorunlarına odaklaması gerektiğini düşünüyorum. Bu dünyanın sorunları konusuna da ileride tekrar değiniriz. Ben bununla şimdilik bırakayım. Teşekkür ederim. OTURUM BAŞKANI (TAHA AKYOL)- Çok teşekkürler Sayın ARGÜDEN. Mustafa ERDOĞAN buyurun. MUSTAFA ERDOĞAN- Ben bu eğitim meselesinden söz açılmışken ve çalıştığım alan itibarıyla da daha yakın olduğum bir konu olduğu için eğitimden başlamak istiyorum ve tabi hukuk eğitiminden. Buradaki konuşmalarda muhtemeldir ki, Kalkınma Bakanlığının yönlendirdiği bir tartışma platformu olarak çokça rakam dinleyeceğiz. Ben tabi rakamların diline çok aşina değilim ama daha ilkeler düzeyinde konuşmak istiyorum. Şimdi Yılmaz Bey bilgiye hızlı ulaşmadan, öğrenme hızını arttırmaktan söz etti. Bizim eğitim sistemimizde bunun çok hayati olduğuna katılıyorum. Bir şey daha önemli, artık bilgiye ulaşmanın geleneksel, örgün dediğimiz eğitim kurumları aracılığıyla olduğu anlayışının yakın bir gelecekte ortadan kalkacağını da varsaymamız gerekiyor. Yani bu ne kadar olur bilmiyorum ama biz bütün eğitimle ilgili reform adını verdiğimiz düzenlemeleri ki, aynı hatanın son te de saklı olduğu kanaatindeyim- hep eğitim sistemini, bu devletin örgütlediği kurumsal yapı içerisinde devam edecekmiş gibi düşünüyoruz. Dolayısıyla eğitimi gözden geçirirken, önümüzdeki döneme ilişkin olarak eğitimle ilgili hedefleri belirlerken, meselenin bu yönüne de, yani örgün olmayan eğitime de ağırlık vererek, ona doğru bir hazırlık yapmamız gerekiyor. Tabi bu eğitimin öteden beri zaten bildiğimiz veya çokça konuştuğumuz rekabetçi olması, daha özgür, araştırmacı olması gibi özelliklerini tekrarlamaya ihtiyaç duymuyorum. Küresel olması gerekiyor. Biz yine eğitimimizi sadece kendi ihtiyaçlarımıza, aslında toplumumuzun sahici ihtiyaçları da değil bunlar genellikle, bürokratların meseleye bakış açısına göre ortaya çıkan ihtiyaç kavramına göre tanzim ediyoruz ve öğrencileri hayatla baş edebilecek şekilde yetenekler bakımından, bilgi ve beceri bakımından donatılması yerine, yani bir bakıma evrensel dünya insanı 9

10 olarak hayatla baş edebilecek bir kişi olarak yetiştirmek yerine, Türkiye de devletin insanlardan beklediği zihinsel, ideolojik tutumları onlara kazandırmaya öncelik veriyoruz. Bu tabi eğitim sisteminin yaratıcı, girişimci insan yetiştirmesine de büyük engel teşkil ediyor diye düşünüyorum. Tabi bu eğitim müfredatının da gözden geçirilmesini gerektiriyor. Bu çerçevede, hukuka bir göz atarsak; burada da hem eğitim meselesinde hem bugün tartışacağımız başka meselelerde hem de hukukta ve hukuk eğitiminde sanıyorum önce bir şeyi ortaya koymamız lazım. Bu bizim kararlaştırabileceğimiz bir konu değil ama yine de üzerine tezekkür edilmesi gereken bir şey var. Siyasi kararda bir ön bilgiye ihtiyacımız olan bir alan var. O da şudur: Türkiye, Avrupa Birliğine tam üye olmayı sahici bir hedef olarak devam ettiriyor mu? Evet, Türkiye küresel ölçekte düşünmeyi öne çıkarmalı ama bu küresel ölçeğin bir bakıma bir yönü de bu bölgesel ölçek ve Avrupa Birliği ölçeği. Dolayısıyla bizim pek çok alandaki belirleyeceğimiz hedefler, onlara bizi götürecek olan stratejiler ve politikalar da tamamen Avrupa Birliği konusunda nasıl bir yol tutturacağımıza bağlı. Hedeflerimizi nasıl belirlememiz gerektiği bununla doğrudan doğruya bağlantılı. İkincisi, Türkiye Avrupa Konseyinin aşağı yukarı 60 küsur yıldır üyesidir. Bu çerçevede biliyorsunuz Avrupa İnsan Haklara Mahkemesinin Türkiye deki insan hakları ihlalleriyle ilgili verdiği kararlardan dolayı Türkiye nin başı epeyce derttedir. Bence, Türkiye nin devlet olarak başının dertte olmasından önce biz yurttaşların başı epeyce sıkıntılıdır. Dolayısıyla bu hayati bir mesele. Hukuk sistemini dönüştürürken bunları nazarı itibara almalıyız. Burada da önemli bir nokta, bizde hukuk yapma tekniğinde ve hukuk siyasetinde şöyle geleneksel bir hata olduğu kanaatindeyim. Hani eskiler demişler ya yok kanun, yap kanun. Hayatın her alanını kanunla düzenleme bir tür şehvet haline geliyor. Bu bir yana sistematik olarak hukuku yeniden üretmiyoruz biz. Günübirlik ihtiyaçlara göre, hatta çok yakın bir geçmişte yaptığımızı yeniden revize ederek filan. Ona tamamen zıt yeni ilkeler getirerek veyahut da ona yeni istisnalar getirerek... Getirdiğimiz istisna spesifik, somut, acil bir ihtiyaca karşılık geliyormuş gibi oluyor 10

11 ama aradan bir süre geçiyor, bakıyoruz o istisnaya da istisna getirmemiz gerekiyor veyahut da istisna isabetli değilmiş, esasa rücu etmemiz filan gerekiyor. Yani bu hukuk meselesini gündelik bir ilgi konusu olmaktan da çıkarmak gerekiyor. Şimdi biz kanun yerine, yasa deme alışkanlığı edindik. Bu literatüre aşina olanların hatırlayacağı gibi Frederic Hayek in bence çok öğretici bir ayrımı var. Kanunla diyelim ki bugün bizim yasa dediğimiz şeyi ayırır. Mesela o hukuk devleti değil de, kanun devleti diyor ama bizim hukuk devleti dediğimiz şeyi kastediyor. Yani kanun dediğimiz şey, sahiden temel bir kod olmalıdır. Gündelik ihtiyaçlara göre şurasından, burasından belirli gelip geçici siyasi çoğunlukların delip geçeceği bir şey olmaması lazımdır. Kalıcı birtakım ilkeleri partiküle eden bir metin olması lazım bir kanunun. Bu anlayış bizde olmadığı için, Anayasa bile böyle hani 82 Anayasasını çok eleştirirken söylediğimiz gibi, günübirlik ihtiyaçlara, gündelik ihtiyaçlara daha fazla dönük olarak bir yaklaşımı yansıtıyor. Yani bizim hukuk sistemimizi, başta Anayasayı da bu şekilde gözden geçirmemiz gerekiyor. Tabi Anayasa meselesi şu anda Türkiye nin gündeminde, dolayısıyla burada ortaya çıkacak olan durum bu çalışmaları etkileyeceği gibi, belki bu tartışmalarda ortaya çıkacak olan bazı temel perspektifler, Anayasa yapıcılarının da önceden gözetmesi gereken konular arasında yer almalıdır diye düşünüyorum. Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar, teşekkür ederim. OTURUM BAŞKANI (TAHA AKYOL)- Sayın Tosun TERZİOĞLU, buyurun. TOSUN TERZİOĞLU- Teşekkür ederim. Şimdi demografimize bakarken, etrafımızın da tabi demografisine bakmamız lazım. Katılıyorum, yani biz Türkiye nin stratejik vizyonunu oluştururken, sadece Türkiye için değil, sadece yakın bölgemiz için değil, bütün dünyayı da düşünmemiz, global trendleri görebilmemiz gerekli. Şimdi ilginç bir bölgede yaşıyoruz. Yani batımız, kuzeyimiz büyük ölçüde demografik açıdan yaşlanan ülkeler, Avrupa Birliği, Ukrayna, Rusya. Avrupa Birliğini Atlantik Okyanusuna kadar götürebilirsiniz ama güneyimiz ve doğumuz öyle değil. Demografik olarak Suriye, Irak, İran. Irak, geçirdiği bütün savaşlara rağmen farklı bir 11

12 demografik evrede. Mısır keza öyle, Kuzey Afrika keza öyle, Arabistan Yarımadası keza öyle. Tabi ihracatı düşünürken, özellikle bu iki farklı bölgenin, yakın bölgelerimizin farklı ihtiyaçları olduğunu, bu ihtiyaçların da demografilerine göre değişebileceğini de takdir etmek gerekiyor. Şimdi şunu da biliyoruz: Evet, biz gerçekten belki bundan 10 yıl evvel, 20 yıl evvel hayal edemeyeceğimiz, çoğumuzun hayal edemeyeceği yerlere geldik. Geçtiğimiz yollarda yaptığımız hataları filan çok irdeleriz de, başarıları bir tarafa bırakırız, unuturuz. Yani bizim ihracatımız durup dururken, vakti zamanındaki 4-5 milyar dolardan bugünlere gelmedi. İmalatımızın, üretimimizin kalitesi gerçekten övünülecek bir durumda. O, durup dururken bugünlere gelmedi. Şu da bir gerçek, bugün geldiğimiz seviyeyle, bizim 500 milyar dolarlık bir ihracat vizyonuna ulaşmamız zor gözüküyor, bir şeyler değişmezse. Değişmesi gereken şeylerin başında, ihracatımızın kompozisyonu var. Yani bugün bilgiye dayalı üretim yapan ülkeler, hatta sadece bilgiyi satan ülkeler kârlı. Bunu biliyoruz. Biz ise, çoğu zaman başkasının bilgisini kullanarak güzel üretim yapıyoruz, kaliteli üretim yapıyoruz, ona kimsenin pek itirazı yok. Bakıyoruz uluslararası şirketlerden, burada da imalat yaptıranlar, otomotivde olsun, başka alanlarda olsun, havacılıkta olsun, gerçekten Türkiye deki imalatın kalitesinden fevkalade memnunlar ama unutmayalım ki bilgi onların bilgisi. Her alanda bu böyle değil ama şunu da biliyoruz: Geçtiğimiz 20 yıla baktığımız zaman, birtakım sektörlerde, örneğin ilaç sektöründe, araştırma-geliştirmeye yeterince vaktinde kaynak ayıramadığımız için, eskiden Türk şirketi olarak bildiğimiz şirketler, bugün yabancı sermayeli. Bundan o kadar da gocunacak bir şey de duymamalıyız. Çünkü yani üretim hâlâ burada yapılıyor, çalışan insanlar yine bizim insanlarımız. Öbür taraftan onu da düşünmeliyiz ki araştırma geliştirmeye vaktinde kaynak ayıramamış, ayırmamış, o stratejiyi görememişler, patron olarak bir anlamda patronluklarını kaybetmek zorunda kaldılar. İshak Bey e katılıyorum, tarım çok önemli. Tarımı biz hep geri planda bıraktık ve zaman zaman da hani bu köylünün işi, çiftçinin işi filan diye küçümsedik. Tarım gelecek 50 yılda çok önemli olacak. Onunla beraber bir de doğal kaynakların, buna 12

13 enerji kaynakları da dâhil, verimli ve etkin kullanımı birlikte gelecek. Yani bunların ikisi de enerji ve doğal kaynakların verimli kullanımı birbirine bağlı. Enerjide hep jeotermal, güneş, rüzgâr, gelgit enerjisi gibi yenilenebilir kaynaklardan bahsediyoruz ama hiçbir zaman da hayale kapılmayalım. Yani sadece yenilenebilir kaynaklarla bugünkü teknolojik düzeyimizde Türkiye nin veya dünyanın herhangi bir gelişmekte olan ülkesinin enerjisini böyle sağlayabilmek imkânsız. Bunu küçük bir hesapla oturup bakarak görebiliriz. Enerjide dışa bağımlıyız, bunu tabiî ki çeşitlendireceğiz, ama bir şekilde ister istemez, örneğin nükleer enerjiyi de gündemimizde tutmak zorundayız. Tarımdan bahsettim, tabi bilgiden üretimden bahsettiğimiz zaman, ister istemez araştırma geliştirmeye geliyoruz. Şimdi araştırma geliştirme dediğimiz zaman, eskiden böyle milyar dolarlık laboratuarların filan olması gerekiyordu. Evet, öyle mesela CERN de yapılan deney. Yani bütün Avrupa nın en zengin ülkeleri filan bir araya gelip bir kulüp kuruyorlar o tür şeyleri yapmak için. Araştırma aletleri gerçekten çok ucuzladı. Özellikle bilgisayarların ortaya çıkmasıyla, simülâsyonun yapılmasıyla, araştırma bambaşka bir hıza kavuştu ve ucuzluğa kavuştu. Ancak o aletin önünde oturan adamın yaratıcılığına bağlı bu iş, yoksa bilgisayarların hepsi aynı bilgisayarlar, hiç birbirlerinden farkı yok, ama onun önüne oturttuğunuz adamın bilgisi, yaratıcılığı, cin fikirliği, bütün bunlar fevkalade önemli. Bu da ister istemez bizi eğitime getiriyor. Bütün bunları yapan insandır. İyi eğitilmiş, öğrenmiş insan; yaratıcılığı körelmemiş, tam tersine keskinleşmiş insan. Şimdi eğitimde de gerçekten mesele, sadece bilgiye ulaşmak değil. En azından temel eğitimde, daha küçük yaşlarda okulda bir arada olmanın getirdiği sosyal kazançları, kaynaştırmayı hiç göz ardı etmemeliyiz. Yani ilk yıllarında çocuklarımız okulda çevrelerini tanımaya başlıyor. Tamam, okuma yazma da öğreniyor; çarpma, bölme, toplama, çıkarma da öğreniyor. Onlar olur. Ben onları o kadar önemsemiyorum ama çevresini tanıma, yaşadığı ülkeyi tanıma, diğer kendi yaşıtlarını tanıma, akranlarını tanıma, akranlarından öğrenme, farklı aileleri görebilme, onun dünyasını zenginleştiren bu. Bu temel eğitimin üstüne mutlaka 13

14 OTURUM BAŞKANI (TAHA AKYOL)- Hocam pardon, bu konu çok önemli, bir şey söyleyeceğim. Biz bu anlattığınızı şöyle özetleyebilir miyiz gazeteci mantığıyla? O yaştaki çocuklar için sosyalleşme, edinecekleri bilgiden önemli. Evet, buyurun. TOSUN TERZİOĞLU- Tabi bu ne zaman, ne kadar sürecek? Evet, ben de şeyi düşünüyorum, yani eğitimde geçirdiğimiz zaman önemli değil. Biz girdilere çok önem veririz. Ben mesela TÜBİTAK ta çalışırken de bunu biliyorum. İşte bir proje gelir, işte burada şu kadar profesör çalışacak, şu kadar metrekare laboratuar alanı olacak vesaire, vesaire, vesaire. Bir sürü de söz verilir, bununla şunu yapacağım, bunu yapacağım filan. Proje olur veya olmaz ama geri dönüp iki sene, üç sene sonra bunlar yapıldı mı, ne kadarı yapıldı? Çıktılara pek bakmayız. Eğitimde de girdilere bakıyoruz. Şimdi üniversitelerimizde, malum vakıf üniversitelerimiz de ortaya çıktıktan sonra, bir rekabet başladı. Hep şununla övünüyoruz: İlk 100 den işte Koç Üniversitesi kaç kişi aldı, Sabancı Üniversitesi kaç kişi aldı. O girdi, kaç kişi çıktı, mutlu olarak çıktı? Bilgili olarak değil sadece, mutlu olarak çıktı? Kaç kişi iş bulabildi? Kaç kişi bulduğu işten memnun? Bu önemli aslında, girdi önemli değil. İlk 100 den olmuş, ilk 100 binden olmuş, hiçbir önemi yok. Eğitimde bir yerden sonra, bir temel eğitimden sonra bir şekilde bir esnek eğitim olacak. Esnek üretim nasıl diyorsak, farklılaşma başlayacak tabiî ki. Eğitimde biz ister istemez, çoğu zaman, son zamanlarda da olduğu gibi, şunu tartışıyoruz: Kimin tornasını kullanacağız? Taha Bey in tornasını mı kullanalım, Tosun Bey in tornasını mı kullanalım? Ama bir torna kullanacağız, yani hepsini aynı yapacağız. Sizin istediğiniz şekilde mi aynı yapalım, benim istediğim şekilde mi aynı yapalım? Mesele bu değil. Mesele, çocuklarımızın özgür bireyler olarak, meraklarını geliştirerek, kendi yetenekleri doğrultusunda mutlu olabilecekleri bir hayata onları hazırlamak. Bunu 12 yılda mı yaparız, 8 yılda mı yaparız, evde mi yaparız, başka yerde mi yaparız, o önemli değil o kadar. Bunu yapabilmek önemli. Şu da önemli değil: Bu eğitime gelirken hangi kıyafetle geliyorlar, onun hiçbir önemi yok. Bunun eğitim 14

15 politikalarıyla hiçbir ilgisi yok ama bizim hâlâ bir kısmımız bunu ısrarla tartışmakta. İçeriği tartışmamız lazım. Bunun için de, tabi çok önemli olan bir şey, bizim eğitim sistemimiz, ister istemez bir devlet odaklı yani biz ister istemez son yıllarda biraz bu gevşedi ama devlete uysal, söz dinleyen vatandaş yetiştirmeye çok önem veriyoruz. Sosyal bilgiler müfredatımız son yıllarda değişmiş olmasına rağmen, hâlâ bu şekilde. Bundan vazgeçmemiz lazım. Bir de eğitimimizi sınav odaklı yapmayalım. Şimdi bütün liselerimizi, üniversite giriş sınavları yapılsın bakın, önlerinden geçin, devlet liseleri de hiç fark etmez, afişler. Kaç çocuğu işte filanca üniversiteye sokmuş. Neyin sonucunda? İşte 90 dakikalık bir sınavın sonucunda. Beş seçenekten hangisini en fazla doğru işaretlemiş de oraya girmiş. Hayat önümüze her zaman beş seçenek sunmuyor, o seçenekleri de biz buluyoruz, birisi vermiyor bize. Mesele şu ki eğitim sistemi çok sınav odaklı. Daha doğrusu sınavları kötüye kullanıyoruz onu söyleyeyim. Bir an önce uzaklaşmamız, eğitimi esas mecrasına sokmamız lazım. Bunda çok kötümser de olmayalım. Yaptığımız şeylere baktığımız zaman şimdiye kadar, bunları da bu sistemde eksik de olsa, kötü de olsa kiminin merakını köreltsek de büyük ölçüde kendi eğitim sistemimizden çıkan insanlarla yaptık ama şimdi bir sıçrama yapmak istiyoruz. Onun için o sıçrayacağımız, üzerine basacağımız tramplenin çok sağlam olması lazım. O da eğitim sistemi, bugünkünden çok ama çok farklı olması lazım. Çok uzattıysam özür dilerim. OTURUM BAŞKANI (TAHA AKYOL)- Sayın Ercan UYGUR, buyurun. ERCAN UYGUR- Ben buraya gelirken bu konuda başkaları acaba nasıl bir perspektifle bakmışlar diye bazı kaynaklar araştırmaya çalıştım. Burada iki tane kaynaktan kısaca söz edeceğim. Birincisi OECD nin yaptığı bir araştırma. Bu araştırmayı OECD nin iktisat tarihçisi olarak bilinen Angus Madison yapmış. Kendisi 2010 sonunda vefat etti ama 2008 de yapılan bir araştırma. Başlık, 2030 da nasıl bir OECD ve nasıl bir dünya bekliyoruz, soru bu da dünya toplam hasılasına bakmışlar ve yüzde 70 ini zengin ülkeler denilen ülkeler grubu üretmiş toplam hasılanın. Burada Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri, Japonya gibi bir ülke grubu var de bu ülke grubunun payı yüzde 55 e inmiş toplam içerisinde ve 15

16 2030 da bu payın yüzde 30 a inmesi bekleniyor. Yani 40 senede yüzde 70 den yüzde 30 a geliyor. Madison ve arkadaşları neden böyle oluyor sorusuna da cevap aramışlar. Burada zengin ülkelerin dışındaki ülkeler içinde beklendiği gibi esas öncülüğü yapanın, büyümede ve kalkınmada öncülüğü yapanın Asya ülkeleri olacağı sonucuna varmışlar. İki özellik belirtmişler burada Asya ülkelerinin özelliği olarak, büyümede ve kalkınmada. Birincisi, tasarruf oranlarının yüksekliği, bunu belirtmişler ama çok da önemli görmemişler. Asıl önemli gördükleri toplam faktör verimliliği ve burada biraz geniş bir tanım almışlar. Sadece işgücünün ve sermayenin verimliliğini değil, çevreninde daha iyi kullanılması, hatta girdilerin daha iyi kullanılması anlamında bir faktör verimlilik artışının, diğer bölgelere göre, özellikle zengin ülkelere göre daha hızla devam edeceğini öngörmüşler. OTURUM BAŞKANI (TAHA AKYOL)- Pardon şimdi Çin ve Hindistan lokomotiflik yapıyor, onlarda faktör verimliliği daha mı yüksek? ERCAN UYGUR- Evet, Çin de oldukça yüksek. Son yapılan araştırmalara göre, Çin ve Kore dünyada en yüksek faktör verimliliği olan ülkeler ve Malezya, Singapur filan da var. Şimdi diğer şeyler de belirtiliyor. İşte araştırma geliştirme, enerji vesaire gibi ama iki şeyin üzerinde demek ki vurgulama var, tasarruf ve verimlilik. Şimdi herhalde Türkiye nin geleceğine bakarken, bizde bu iki konuya bakmak durumundayız diye düşünüyorum. Fazla uzatmamak adına, buradaki bazı ayrıntılara girmiyorum, ama bu herhalde OECD nin yaptığı, Angus Madison un başkanlığında yaptığı çalışmaya bakmakta yarar var diye düşünüyorum. İkinci bir çalışma ise, Avrupa Birliği nde yapılan bir çalışma. OTURUM BAŞKANI (TAHA AKYOL)- Hocam pardon, Türkiye açısından tasarruf oranları ve faktör verimliliği konusunda birkaç done verebilir misiniz, hazır mı? ERCAN UYGUR- Evet, var tabi. Bu aslında tesadüf Kalkınma Bakanlığının önderliğinde geçen hafta Ankara da ve İstanbul da da yanılmıyorsam tartışılmıştı. 16

17 Türkiye de tasarruf oranları çok düşük, karşılaştırma için söyleyebilirim. Çin de şu anda tasarruf oranı yüzde 45 dolayında, Türkiye de ise, yüzde 15 dolayında. Sayın Müsteşar beni doğruluyor herhalde. Evet, çok düşük, buna karşılık Türkiye nin verimlilik artış oranı da düşük. Çin de yüzde 2,5 a yaklaşıyor, Amerika da görece yüksek. Onu da söyleyeyim, yüzde 1,5 un üzerinde. Türkiye de sanıyorum yüzde 1 dolayında, o da düşük. Yani bu iki konunun herhalde tartışılması gerekiyor. İkinci bir araştırma dediğim gibi Avrupa Birliği nin yaptığı ve Avrupa 2020 başlıklı bir araştırma. Burada birçok alt başlık var. İshak Bey in belirttiği sağlık konusu var, emeklilik gibi konular var, enerji, inovasyon, araştırma geliştirme, eğitim var. Benim dikkatimi çeken bir konu daha var, bence bunu da Türkiye bağlamında ele almak lazım, bu da toplumsal uyum. Toplumsal çatışma, anlaşmazlık ve toplumsal uyum. Avrupa Birliği nde bu iş şöyle önemli görülmüş. Bilindiği gibi Avrupa ülkelerine önemli bir göç oldu, giderek azalıyor ve azaltılmak isteniyor, o da var. Belki onun da sonucu olarak toplumsal uyumda bir gerileme, kalitesinde bir gerileme olduğu saptaması var ve bunun başka faktörler yanında Avrupa Birliği nin büyüme potansiyelini düşürücü bir etki yaptığı söyleniyor. Bu nedenle de toplumsal uyum konusunda bir vurgulama var. Bence bu konuda da bizim bir başlık açmamız iyi olur diye düşünüyorum. Teşekkür ederim. OTURUM BAŞKANI (TAHA AKYOL)- Pardon, mesela toplumsal uyum meselesine bu açıdan bakabilir miyiz? 2023 hedefine yürümede bu meseledeki çatışmalı ortamın engelleyici faktör olması. ERCAN UYGUR- Evet, tabiî ki, elbette ki Türkiye deki değişik toplumsal uyumsuzluk yaratan, toplumsal çatışma yaratabilen konulara bu bağlamda bakmak gerekir. Evet ben bu noktada bitireyim, teşekkür ederim. HALİS AKDER- Teşekkür ederim. Epeyce bir söz edildi tarımdan, ben biraz tarımla ilgili ama daha uçuk değil de, daha ayağı yere basan bir değerlendirme yapayım. Önce dünyadaki hangi trendleri bekliyoruz? En önemlisi tarımda, gıda fiyatları artacak, önümüzdeki beklenti bu yönde. Zaten başka türlü de söylendi. Talep 17

18 artacak demek, fiyat artacak demektir. Bunun yanında yakın değil, uzun dönemde etkilerini göreceğimiz ama bugünden tedbir almamız gereken iklim meselesi var. Bana göre, iklim konusunda bir şey yapmak demek, suyu ekonomik kullanmak demek en başta. Bunun da iktisadi olarak yapılması, suyun iyi fiyatlandırılması demek. Hatta problemi özetlemek gerekirse, ürünlere göre su fiyatı bulmak lazım ve bunların ileri dönük olması lazım. İlerideki bir problemi nasıl çözeceğimiz, istiyorsanız su kullanma eğitimi de diyebilirsiniz, toplumsal bilinç yaratma vesaire. Şimdiki doktora çalışmaları, bu iklim değişikliğinin 2050 lerden sonra ciddi boyutlara geleceğini, önümüzdeki 10 yılda bizi kısıtlayacak bir şey olmadığını söylüyor ama mutlaka önceden çalışılmaya başlanması gereken, çözüme o an başlanırsa çok geç olacak konulardan bir tanesi. Fiyatların artışı, üreticiler ve tüketiciler açısından farklı şeyler ifade ediyor. Destek veren hükümetler için iyi, daha az destek verme ihtiyacı hissedebilirler, üreticilerin gelirleri artabilir ancak tüketiciler arasında bu ciddi bir sorun. Bize nasıl yansır? Bizde fiyatlar zaten yüksek, çok çabuk yansımaz. Daha çok ithal ettiğimiz ve üzerinde az gümrük olan mallar, yani sanayiyi daha çok etkiler. Daha açık bir soru olarak önümüzde, ama net tutum almamız gereken, bir türlü yapmak istemediğimiz ama dünyanın da yapmak istemediği, yarım bıraktığı bir gelişme, uluslararası diyelim bir anlaşmayla sonuçlanacak bekliyoruz. Fakat Amerika Birleşik Devletleri yahut Avrupa Birliği nden bir liderin bu anlaşmayı üstlenip sonuçlandırması lazım. Şimdilik böyle bir liderlik yok, anlaşma öngörülen sürede yapılmadı ama eninde sonunda bir yere gidecek ve bağlanacak. Eğer bağlanırsa bu bizi çok etkileyecek. Çünkü biz bu konuda, orada beklenenleri yapmıyoruz. Şöyle özetleyebilirim; kendini daha şiddetli koruyanların, daha şiddetle liberalleşmesi gibi bir anlayış üzerinde hemfikir olunmuştu. Bu olduğu takdirde, bizim tarım problemimiz rekabet gücü eksikliği olarak kristalleşecektir. Biz bu konuda bir şey yapmıyoruz. Tarım politikamız hükümetle çiftçiler arasındaki bir alışveriş. Demokratik olabilir bu, ona bir itirazım yok ama tarımın sorunları hep olduğu gibi kalıyor. Yani bunu saptamış olalım. 18

19 OTURUM BAŞKANI (TAHA AKYOL)- Hatta Hocam, biliyorsunuz, güzel bir vecizemiz de var. Onlar ne verirse, 50 kuruş fazlasını ben veririm diye. HALİS AKDER- Yani problemi çözmek değil. Ötekine bir şey demiyorum, hakikaten bu demokratik bir şey olabilir, diğer sektörler de seçim sırasında hükümetten bazı şeyler istiyorlar, alıyorlar, veriyorlar. Benim vurguyu üzerine getirmek istediğim şey, bu süreçte, bu kaynaklarla sorunların üzerine gidilmiyor. Daha az gidiliyor, o kısmını vurgulamak istiyorum. Özellikle Doha sürecinden dünyada gidişat olarak da tarımda dört tane eğilim görüyoruz. Yani tarım, hangi tür tarım diye. Ben kendime göre dört tane kristalizasyon noktası saptadığımı düşünüyorum. Biri eskisi gibi kalalım istiyor, belki Türkiye yi bu gruba sokabiliriz. Yani şu anlayış: Tarım hükümet desteği olmaksızın ayakta durabilecek bir sektör değildir, mutlaka hükümet paralarıyla desteklenerek devam etmelidir. Bunu bütün sektörlerimiz için yapıyor muyuz, tarımın alt sektörlerine? Hayır, meyve sebze de öyle fazla bir desteğimiz yok. Yani genel anlamda anlaşılması gereken şey bu. Mesela, buna en büyük taraftar Japonya olabilir. Yani çok çeşitli ülkeler farklı farklı şekilde bu kategoriye konulabilir. İkinci bir eğilim, rekabetçi tarım diyeceğimiz bir şey. Rekabetçi tarımdan anlamanız gereken şey şu: Diğer sektörler gibi, sanayi ve servis sektörü gibi piyasadan kredi alarak, bu kredi marjlarıyla kârlı bir tarım işletmesi açıp, kurup para kazanabilen tarım demek, piyasada faktör piyasalarıyla rekabet eden demek. Bu tür rekabetçi tarıma örnek olarak; Avustralya, Yeni Zelanda verilebilir. Biraz daha nüanslı olarak Kanada, Brezilya bunlara eklenebilir. Bazı sektörler olarak, ABD eklenebilir. Benim idealim burası, Türkiye yi rekabetçi bir tarıma kavuşturmaya çalışmanın en iyi yol olabileceğini düşünüyorum. Diğeri, küreselleşmiş tarım diyoruz. Bunu özetlemek için şöyle anlayabiliriz: Dünya Ticaret Örgütünün tarım anlaşması var, biz şimdi onun devamını tartışıyoruz. Bu uluslararası ve bağlayıcı bir anlaşma ama bu anlaşma ortaya çıktıktan ve daha sonra Dünya Ticaret Örgütünün çok sayıda ekonomik faaliyetleri yönettiği anlaşmaları var. Bütün bu anlaşmaların tarıma da uygulanması demek, mesela fikri 19

20 haklar, yani birinin tohumunu kullanamazsın gibi. Yani, bu tür bütün diğer anlaşmaları da tarıma uygularsak, buna küreselleşmiş tarım diyebiliriz. Daha da somutlamak istiyorum Küreselleşmiş tarımın en büyük ajanı gıda zincirleri. Bu, bizim alışveriş merkezlerimiz. Bunlar tarım politikasının en büyük politika yapanları olmak üzere. Şu an çok öne çıkmıyorlar ama her an çıkabilirler. Çünkü koydukları her standart tarımı belirliyor. Hükümet istediğini koysun, eğer bir alışveriş merkezi ben şu standartta malı satmıyorum derse, o bitmiştir. Ben şöyle mal istiyorum derse, iş o noktaya gelebilmiştir. Bu henüz, nasıl diyeyim, potansiyel olarak olabilecek, yavaş olan bir süreç ama oluyor. Biz iki türlü şey yapabiliriz. Hem böyle bir şirketi biz kurabilir miyiz yahut böyle bir şirketle kendi tarım ürünlerimiz arasında daha dengeli bir ilişki kurabilir miyiz? Ama bu konuyu düşünmemiz lazım. Yani alışveriş merkezleri ve gıda zincirleriyle tarımımız arasındaki ilişki tartışılmış, düşünülmüş bir ilişki değildir. Bunun ötesinde bir tane daha tarımla ilgili bir şey söylüyorum. Bu daha önemli bizim için. Bu, Avrupa Birliği nin henüz yapmadığı ve yapmak istediğini söylediği şey, o da tarıma ekonomi dışı amaçlar yüklemek. Yani şöyle söyleyelim; tarım politikasının ekonomik olmayan amaçlarla yönetilmesi anlamında. Bunlar neler? Avrupa Birliği bunu tam tarımla ifade etmiyor ama ortak tarım politikasına bir de ortak kırsal politika diye bir politika ekledi Bu ikisini beraber ele alıyor. Bu kırsal politikanın üç tane ayağı var. Bunlardan bir tanesi tarımın rekabet gücünü yükseltmek. Bu, hepimizin tanıdığı bir şey, bizim de işimize gelecek bir şey. Ayrıca sorunlarımıza değiniyor. İkincisi, bütünüyle çevreyle ilgili bir şey, ormancılık ve çevre konularını öne çıkarıyor ve buna iklim değişikliği konusunu, biyolojik zenginlik konusunu ekliyor. Son kısma ise, daha da enteresan, kırsal kesimde yaşam kalitesinin arttırılması. Yani, yaşam kalitesinin yükseltilmesini tarım politikasının amaçları içine almış oluyor. Yani, bunlara özet olarak ekonomik olmayan yahut klasik anlamda ekonomik olmayan amaçlarla tarım politikası. Hakikaten hepiniz duyuyorsunuz; çevre sorunu, biyolojik zenginlik, iklim değişikliği. Bunlar tarım politikasının ayrılmaz parçaları olarak ifade ediliyor. Bizde de Avrupa Birliği tarım politikasına ne uyum göstereceksiniz? Kırsal politikaya uyum gösterin diye gayri 20

21 resmi olarak defalarca bunu bize gösterdi. Bu konuyu da bizim düşünmemiz, dikkate almamız gereken bir tarım konusu olarak düşünüyorum. Çok özet olarak, mevcut durumumuza da değinmek istiyorum, biraz sabrınızdan yararlanarak. Kişisel düzeyde geleneksel tarımımız, yani yağmurla beslenen, sulu değil; kıyılardaki zengin tarımımız değil. İç bölgelerimizdeki tarımımızı yapan insanlar, kadın-erkek çok yaşlanıyor, yaşlandılar, bu masadakilerden daha yaşlılar. Yani istediğiniz an bir vasıtayla gidelim, bir köylerimizi görelim, ebe-dededen başka bir şey bulamayacağız. Ne çocuk görürsünüz köyde, ne genç bir insan. Tesadüfen ziyarete gelmemişlerse, yoklar. Kıyılar için demiyorum, sulu tarım için demiyorum. Geleneksel tarımı devralacak herhangi bir şey göremiyorum ben, bu konunun önemli olduğunu düşünüyorum. İkincisi, eğitimden çok söz edildi, ben kendi alanım için özet bir şey söyleyeyim. En cahiller, özellikle bayanlar tarım kesiminde çalışanlar. Yani eğitimle ilgili şöyle bir şey söylersek; sizin söylediğinizden, en kıt kaynağın verimini arttırmak en büyük başarıyı getirecektir. Ben biraz değiştirerek bir versiyonunu söyleyeyim, yani en sorumlu kesime değinirsek, bir de eşitlik sağlamış oluruz belki. Bu bakımdan kırsal kesimde bayağı bir sorun var. Yani, eğitim sorununun en yüksek olduğu yer. İşletmelerimiz yanlış tartışılıyor bence. Şöyle bir ayrım yapalım; işletmelerimiz küçük, 5 ilâ 6 hektar ama küçülmüyor. Ben geç Osmanlı dönemine de baktım, bütün Cumhuriyet tarihine baktım, lı yıllar hep 5-6 hektar arası. Eğer söylendiği gibi miras yoluyla parçalanıyor olsaydı, bir nesilde yani 25 yıl içinde 6 hektarın 1 hektara düşmesi, ikinci nesilde ise çok daha aza düşmesi gerekirdi. Öyle bir süreç olmuyor, hep küçük kalıyor. Ben nedenini söyleyeyim; şöyle bir şey var; Aslında potansiyel olarak parçalanmış durumda ama bürokratik ve hukuki olarak parçalanmadı. Şöyle söyleyeyim; bu daha da büyük bir sorun yaratıyor. Türkiye de çok geniş bir alanda toprağın sahibi belli değil. Bunun ifadesi de şu: Miras işleri halledilmediği için, bu 5 hektarlık işletmenin ve hâlâ 5 hektar görülüyor, belki 60 tane veresesi var. Bunun anlamı şu: Bu o anda o toprağı işleyen kişinin tam mülkiyeti olmadığı için, o kişi bununla ilgili cesur kararlar 21

22 alamıyor. Mesela orada bir bağ kuramıyor. Çünkü onu ne zaman kârlı bir işletme yapsa, diğerleri haklarını isteyecekler. Bu onun, benim deyimimle izin verirseniz korsan tarım yapmasına neden oluyor. Yani topraktan o anda en basit anlamda kârlı olarak neyi alabilecekse en basit olarak onu alıyor. İki-üç tane kavun dikiyor, olursa kavunlar kavunu satıyor. İki-üç tane nohut ekiyor, olursa onu alıyor ama orayı bir bağa çevirmiyor, mesela yatırım yapılmıyor. Türkiye de toprağın sahibi belli değil, sorunumuz burada. Yani istediğiniz toplantıda, İstanbul da sorun, kırsal alanda toprağı olan, miras yoluyla var mı deyin, salonun dörtte biri en az elini kaldırmazsa, gelin bana deyin ki siz yanlış bir şey söylediniz o toplantıda. Sorun küçükte değil, toprak sahipliği belli değil daha. Ne kadar küçüldüğümüzü de gerçekten bilmiyoruz. Yani, bu gerçekleşmiş değil. Bu yüzden Miras Yasasında işletmelerin küçülmesini önlemekten daha önce yapılması gereken, bu süreci, yani bu parçalanma sürecine izin vermenin, bunu maliyetsiz bir şekilde bir afla bir çözüme bağlamak önce, daha sonra bunun küçülmesini yahut birleşmesini sağlamak. OTURUM BAŞKANI (TAHA AKYOL)- Yani kadastro çalışmaları bu problemi çözmüyor. Kadastroya da 5-6 dönüm diye geçiyor. HALİS AKDER- Doğru, öyle, mesela ölmüş bir dedenin tapusu hâlâ duruyor. O da 5 hektar. 50 hektar neyse hukuki olarak başka bir şey söyleyemezsiniz ki zaten. ABDÜLKADİR KONUKOĞLU- Hocam bir de şu var, biz Anadolu da çok bulunduğumuz için, tabi benim sizler kadar bilgim yok ama, 20 dönümün altındaki hiçbir satış kabul edilmiyor. Türkiye deki tabiîki tarım konusunda hakikaten siz haklınız söylemenizde ama şu anda hükümet zaten bu konuya da eğildi, başladılar. Mesela hiçbir alışveriş kolay kolay küçük şeylerde olmuyor. Mesela sulu da 5 bin dönüm, kuruda 20 bin dönümün altında. Bunun bir an önce çözülmesinde tabiîki büyük fayda var diye düşünüyorum. HALİS AKDER- Şimdi bu söylediğiniz, tarımın en temel problemine geliyor. Tarımda iki tür piyasa var. Biri, ürün piyasası, fiyatın oluştuğu, bu Türkiye de çalışıyor. Kavgalı gürültülü de olsa Haller Yasasıyla, şununla bununla bir pazar var, 22

23 orada piyasa belirleniyor ama tarımın girdi piyasaları çalışmıyor. İşte burada söylediğimiz gibi, toprak rahatlıkla alınıp satılamıyor, işgücü de öyle. Çok geleneksel Güneydoğu da bir işgücü var. Nereye olsa onlar gidiyor. Fındığı toplamaya onlar gidiyor, pamuğu toplamaya onlar gidiyor. Bunun dışında Türkiye de tarım işgücü yok neredeyse, yani çok düşük yahut bu piyasa çok geleneksel olarak çalışıyor. Tarımda işgücü fiyatı piyasada belirlenmiyor. Diğeri sermaye. O da aynı şekilde. Hükümet hep borçları affediyor ve hep yine siyasi nedenlerle bu konudaki desteği doğrudan çiftçiye kendi vermek istiyor. Doğru yöntem, desteklenmesi gereken bir piyasa ama bu işi yapan kurumu desteklemesi lazım. Mesela çiftçiye destek veren bankayı desteklemesi lazım ki onlar yok olup çekilmesin. Başka türlü piyasa oluşmuyor. Öteki türlü her şey yeniden hükümetin insafına kalmış oluyor. Ama işletmelerimiz küçük. İşletmelerin büyümesiyle bir şey elde edeceğini düşünen varsa, bunu ürün bazında söylemek zorunda. Örnek vereyim; küçücük bir seradan çok iyi geçim sağlayabilirsiniz, hiç de büyük seraya ihtiyacınız yok. Yani illaki büyük bir şey, daha büyük bir sera ekonomi sağlar diye bir şey yok. Türkiye nin en çok, hâlâ bugün rekabet gücü olan bütün tarım ürünleri küçük işletmelerdir. Tütün, üzüm, incir, bunların hiçbirinin büyümesi söz konusu değildir, küçükken rekabet gücümüz vardır. Aile işgücünü kullanmaktadır, rekabet gücünün kaynağı da buradan gelmektedir. Büyükte nerede kazanırız? Nerede petrol kullanıyorsak, orada büyükten para kazanabiliriz. Tarla ziraatından, buğday yetiştirirken işletme büyürse mesela. Yani bu büyük işletmenin iyi olması, genel bir reçete olamaz. Ürüne göre, iklime göre çok daha spesifik bir konudur. Sektör olarak en büyük sorunumuz, tartışmadığımız, hep yarım tartıştığımız, bitkisel üretimle, hayvancılık arasındaki rekabeti illa görmezden gelmek istiyor olmamız. Belki bu bir meslek sorunudur, ben bilemiyorum ama bu ikisi rekabet ediyor. Şöyle özetleyeceğim; biz Türkiye de bitkisel üretimi hayvancılıktan daha şiddetli desteklediğimiz sürece hayvancılık ayakta duramaz. Yani siz yemi pahalı yaparsanız, hayvancılık girdi olarak kullandığı için bunu olamaz. Bugün yaşadığımız ve yaşamakta olduğumuz sorunlar tekrarlayacaktır. Ekonomi için de bir 23

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014 Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye ile Kürdistan arasındaki ekonomik ilişkiler son yılların en önemli rakamlarına ulaşmış bulunuyor. Bugünlerde petrol anlaşmaları ön plana

Detaylı

Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir.

Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir. Sayın Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir. Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu TUSAF yönetimi başta olmak üzere, kongremizin

Detaylı

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI 7 Ocak 2015 İstanbul, Sabancı Center Sayın Konuklar, Değerli Basın Mensupları,

Detaylı

Sn. M. Cüneyd DÜZYOL, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Açılış Konuşması, 13 Mayıs 2015

Sn. M. Cüneyd DÜZYOL, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Açılış Konuşması, 13 Mayıs 2015 Sayın YÖK Başkanı, Üniversitelerimizin Saygıdeğer Rektörleri, Kıymetli Bürokratlar ve Değerli Konuklar, Kalkınma Araştırmaları Merkezi tarafından hazırlanan Yükseköğretimin Uluslararasılaşması Çerçevesinde

Detaylı

Türkiye nin geleceğini 25 milyonluk kitle belirleyecek

Türkiye nin geleceğini 25 milyonluk kitle belirleyecek Tarih: 19.01.2013 Sayı: 2014/01 İSMMMO dan Türkiye nin Yaratıcı Geleceği / Y Kuşağı Raporu Türkiye nin geleceğini 25 milyonluk kitle belirleyecek İSMMMO nun Türkiye nin Yaratıcı Geleceği / Y Kuşağı adlı

Detaylı

İzmir İktisat Kongresi, 30-31 Ekim 2013 Oturum 7D: Tarım ve Gıda Sektöründe Dönüşüm. Panel Başkanı: Vedat Mirmahmutoğlları, GTHB Müsteşarı

İzmir İktisat Kongresi, 30-31 Ekim 2013 Oturum 7D: Tarım ve Gıda Sektöründe Dönüşüm. Panel Başkanı: Vedat Mirmahmutoğlları, GTHB Müsteşarı İzmir İktisat Kongresi, 30-31 Ekim 2013 Oturum 7D: Tarım ve Gıda Sektöründe Dönüşüm Panel Başkanı: Vedat Mirmahmutoğlları, GTHB Müsteşarı Panelistler: Erdoğan Güneş (Ankara Üniversitesi), Abdullah Kutlu

Detaylı

tepav Biyoteknolojide son yıllarda artan birleşme ve satın alma işlemleri ne anlama geliyor? Haziran2014 N201419 POLİTİKANOTU

tepav Biyoteknolojide son yıllarda artan birleşme ve satın alma işlemleri ne anlama geliyor? Haziran2014 N201419 POLİTİKANOTU POLİTİKANOTU Haziran2014 N201419 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Selin ARSLANHAN MEMİŞ 1 Yaşam Bilimleri ve Sağlık Politikaları Analisti Biyoteknolojide son yıllarda artan birleşme ve

Detaylı

BÖLGESEL TİCARET TOPLANTISI İZMİR

BÖLGESEL TİCARET TOPLANTISI İZMİR BÖLGESEL TİCARET TOPLANTISI İZMİR 13.01.2018 Sayın Valim, Sayın TOKİ Başkan Yardımcım, Sayın Ticaret Odası Başkanım, Sayın Rektörlerim, Değerli Yönetim Kurulu Üyelerim, Değerli MÜSİAD Üyeleri ve Dostları

Detaylı

Türkiye de Kadın İstihdam Sorununa Çözümler LİZBON SÜRECİ ve KADIN GİRİŞİMCİLİĞİ

Türkiye de Kadın İstihdam Sorununa Çözümler LİZBON SÜRECİ ve KADIN GİRİŞİMCİLİĞİ Türkiye de Kadın İstihdam Sorununa Çözümler LİZBON SÜRECİ ve KADIN GİRİŞİMCİLİĞİ TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Kongresi Ankara, 25 Ağustos 2008 Y.Doç.Dr. İpek İlkkaracan İstanbul Teknik Üniversitesi Kadının

Detaylı

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ VİZYON BELGESİ (TASLAK) Türkiye 2053 Stratejik Lokomotif Sektörler MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ Millet Hafızası ve Devlet Aklının bize bıraktığı miras ve tarihî misyon, İstanbul un Fethinin

Detaylı

Türkiye, bu oranla araştırmaya katılan 24 ülke arasında 5. sırada yer alıyor.

Türkiye, bu oranla araştırmaya katılan 24 ülke arasında 5. sırada yer alıyor. Sayın Başkan, Değerli Basın mensupları, Odamızın Mayıs ayı olağan Meclis toplantısına hoş geldiniz diyor, hepinizi şahsım ve yönetim kurulu adına saygıyla selamlıyorum. 65. Hükümetimiz, dün Sayın Cumhurbaşkanımızın

Detaylı

Ekim Ayı Tekstil Gündemi

Ekim Ayı Tekstil Gündemi 11.11.2016 Konfeksiyon işçileri suistimalleri bildirmek için cep telefonu kullanıyor Kamboçya da tekstil sektöründe çalışan işçilerin asgari ücreti arttırılacak Etiyopya da yaşanan olaylarda Türk firması

Detaylı

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son 10-11 senesinde bizim de katkılarımızın olması bizi her zaman çok mutlu ediyor çünkü Avrupa da yaşayan

Detaylı

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL Brezilya: Ülkeler arası gelir grubu sınıflandırmasına göre yüksek orta gelir grubunda yer almaktadır. 1960 ve 1970 lerdeki korumacı

Detaylı

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ ABDULLAH GÜL ÜN YILI TÜBİTAK BİLİM, HİZMET, TEŞVİK ÖDÜLLERİ ve TÜBİTAK ÖZEL ÖDÜLÜ TÖRENİ KONUŞMA METNİ 23 ARALIK 2008

SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ ABDULLAH GÜL ÜN YILI TÜBİTAK BİLİM, HİZMET, TEŞVİK ÖDÜLLERİ ve TÜBİTAK ÖZEL ÖDÜLÜ TÖRENİ KONUŞMA METNİ 23 ARALIK 2008 SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ ABDULLAH GÜL ÜN 2008 YILI TÜBİTAK BİLİM, HİZMET, TEŞVİK ÖDÜLLERİ ve TÜBİTAK ÖZEL ÖDÜLÜ TÖRENİ KONUŞMA METNİ 23 ARALIK 2008 "Değerli Konuklar, Değerli Misafirler, Cumhurbaşkanlığı

Detaylı

KOBİ ler Nefes alacak / Ankara. TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata

KOBİ ler Nefes alacak / Ankara. TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata 02.12.2016 / Ankara TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata 1/6 geçirilecek olan KOBİ lere Nefes Kredisi için imzalar, Başbakanlık Çankaya Köşkü nde düzenlenen lansman

Detaylı

World Energy Outlook Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011

World Energy Outlook Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011 World Energy Outlook 2011 Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011 Bağlam: halihazırda yeterince kaygı verici olan eğilimlere yeni zorluklar ekleniyor Ekonomik kaygılar dikkatleri enerji

Detaylı

Yükseköğretim Kurumlarımızın Mühendislik Fakültelerinin Kıymetli Dekanları ve Çok Değerli Hocalarım..

Yükseköğretim Kurumlarımızın Mühendislik Fakültelerinin Kıymetli Dekanları ve Çok Değerli Hocalarım.. Yükseköğretim Kurumlarımızın Mühendislik Fakültelerinin Kıymetli Dekanları ve Çok Değerli Hocalarım.. Sizlerle tekrar bir arada olmaktan mutluluk duyduğumuzu ifade ederek, hoş geldiniz diyor; şahsım ve

Detaylı

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI 26 Kasım 2014 İstanbul, Sabancı Center TÜSİAD İş Dünyası Bakış Açısıyla Türkiye de

Detaylı

"Yenileşim ve Gelecek" 9. Kalite Sempozyumu. C. Müjdat ALTAY 15 Nisan 2011

Yenileşim ve Gelecek 9. Kalite Sempozyumu. C. Müjdat ALTAY 15 Nisan 2011 "Yenileşim ve Gelecek" 9. Kalite Sempozyumu C. Müjdat ALTAY 15 Nisan 2011 Küresel Rekabetin Sonucu Apple iphone Globalizasyon ve Glokalizasyon Gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkeler için ürün geliştirmesi

Detaylı

Koçluk Sürecini Amaçlara ve Sonuçlara Göre Yönetir. R. ŞAFAK KEKLİK

Koçluk Sürecini Amaçlara ve Sonuçlara Göre Yönetir. R. ŞAFAK KEKLİK L o g o Koçluk Sürecini Amaçlara ve Sonuçlara Göre Yönetir. R. ŞAFAK KEKLİK Değişim İhtiyacını Ortaya Çıkarma Farkındalık Karar Problem Çözümü Eylem Destek ve Güçlendirme 2 Farkındalık: Bu aşamada merakı

Detaylı

Dünya ekonomisinde kartlar yeniden karılıyor!

Dünya ekonomisinde kartlar yeniden karılıyor! Dünya ekonomisinde kartlar yeniden karılıyor! Çin ABD savaşı kızışıyor. AB ile TTIP görüşmelerini sürdüren ABD`nin, TPP`yi olumlu sonuçlandırarak, Çin`in bölgede artan etkinliğini dengelemek açısından

Detaylı

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR Site İsmi : Zaman 53 Tarih: 10.05.2012 Site Adresi : www.zaman53.com Haber Linki : http://www.zaman53.com/haber/14544/camilerin-ayaga-kalkmasi-lazim.html ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Detaylı

DEVLET BAKANI VE BAŞMÜZAKERECİ BABACAN: TÜRKİYE, İŞ YAPMAK, HİZMET ÜRETMEK, ÜRÜN ÜRETMEK, PARA KAZ

DEVLET BAKANI VE BAŞMÜZAKERECİ BABACAN: TÜRKİYE, İŞ YAPMAK, HİZMET ÜRETMEK, ÜRÜN ÜRETMEK, PARA KAZ DEVLET BAKANI VE BAŞMÜZAKERECİ BABACAN: TÜRKİYE, İŞ YAPMAK, HİZMET ÜRETMEK, ÜRÜN ÜRETMEK, PARA KAZ Şubat 17, 2007-12:00:00 DEVLET BAKANI VE BAŞMÜZAKERECİ BABACAN: ''TÜRKİYE, İŞ YAPMAK, HİZMET ÜRETMEK,

Detaylı

İŞLETME VE YÖNETİM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ GİRİŞİMCİLİK BÖLÜMÜ

İŞLETME VE YÖNETİM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ GİRİŞİMCİLİK BÖLÜMÜ İŞLETME VE YÖNETİM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ NEDEN GİRİŞİMCİLİK? Girişimcilik geleceğin mesleği olacak Gelişmekte olan ekonomilerde mevcut işletmelerde çalışmak kadar kendi işini kurmak da önemli olmaya başlıyor

Detaylı

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN 12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-İROL AŞARAN : Efendim : İyiyim sağol sen nasılsın : Çalışıyorum işte yaramaz birşey yok : Kim yazmış bunu : Kim yazmış bunu Milliyet te : Yani sen sen birşey yollamış mıydın

Detaylı

Yavuz Bayülken Tarafından Hazırlanıp Sunulan Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi İşletmeleri Başlıklı Rapor Üzerine Görüşler

Yavuz Bayülken Tarafından Hazırlanıp Sunulan Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi İşletmeleri Başlıklı Rapor Üzerine Görüşler Yavuz Bayülken Tarafından Hazırlanıp Sunulan Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi İşletmeleri Başlıklı Rapor Üzerine Görüşler Aykut Göker TMMOB-MMO SANAYİ KONGRESİ 16-17 Aralık 2005 II. Oturum KOBİ lerin Sanayideki

Detaylı

KOPENHAG ZİRVESİ IŞIĞINDA TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ

KOPENHAG ZİRVESİ IŞIĞINDA TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ 16 Prof. Dr. Atilla ERALP KOPENHAG ZİRVESİ IŞIĞINDA TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ Prof. Dr. Atilla ERALP ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Kopenhag Zirvesiyle ilgili bir düşüncemi sizinle paylaşarak başlamak

Detaylı

YÖNETİM KURULU BAŞKANI MUSTAFA GÜÇLÜ NÜN KONUŞMASI

YÖNETİM KURULU BAŞKANI MUSTAFA GÜÇLÜ NÜN KONUŞMASI KEMAL KILIÇDAROĞLU NUN KONUK KONUŞMACI OLDUĞU TOPLANTI YÖNETİM KURULU BAŞKANI MUSTAFA GÜÇLÜ NÜN KONUŞMASI 1 ARALIK 2014 İZMİR Cumhuriyet Halk Partisi nin çok değerli Genel Başkanı ve çalışma arkadaşları,

Detaylı

Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller

Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller Y jenerasyonunun internet bağımlılığı İK yöneticilerini endişelendiriyor. Duygusal ve sosyal becerilere sahip genç profesyonel bulmak zorlaştı. İnsan

Detaylı

Değerli İhracatçılar, Değerli Basın Mensupları,

Değerli İhracatçılar, Değerli Basın Mensupları, Sayın Başbakanım, Değerli Bakanlarım, Değerli İhracatçılar, Değerli Basın Mensupları, 26 ihracatçı sektörümüzdeki, 61 bin ihracatçımızın temsilcisi Türkiye İhracatçılar Meclisi nin Sektörler Toplantısı

Detaylı

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ Kendinizden biraz bahseder misiniz? -1969 yılında Elazığ'da dünyaya geldim. İlk orta ve liseyi orada okudum. Daha sonra üniversiteyi Van 100.yıl Üniversitesi'nde okudum. Liseyi

Detaylı

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER 21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER KÜRESEL EKONOMİYİ ROTASINDAN ÇIKARABİLECEK 10 BÜYÜK TEHLİKE DÜNYA EKONOMİSİ VE ABD EKONOMİSİNDE OLASI MAKRO DENGESİZLİKLER (BÜTÇE VE CARİ İ LEMLER AÇIĞI) (TWIN TOWERS) İSTİKRARSIZ

Detaylı

10SORUDA AİLE SİGORTASI

10SORUDA AİLE SİGORTASI 10 SORUDA AİLE SİGORTASI T.C. ANAYASASI MADDE 60: Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar. 1. AİLE SİGORTASI Nedir? Aile Sigortası,

Detaylı

21. Yüzy lda Yafll l k Yeni Bir ktisadi Güç

21. Yüzy lda Yafll l k Yeni Bir ktisadi Güç 21. Yüzy lda Yafll l k Yeni Bir ktisadi Güç Emin Haluk Ayhan Benim açımdan burada konuşmak gerçekten zor. Bunu öncelikle ifade etmek istiyorum. Hele benden önceki konuşmacımızın tüketici açısından çok

Detaylı

Mayıs Ayı Tekstil Gündemi

Mayıs Ayı Tekstil Gündemi Mayıs Ayı Tekstil Gündemi 03.06.2016 Mayıs Ayı Tekstil Gündemi «Çin, Mısır da tekstil bölgesi kuruyor» «Bangladeş konfeksiyon sektörü, verimlilikteki düşüşten endişe ediyor» «Pakistan pamuk endüstrisi,

Detaylı

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri, 3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ 9.11.2017 Sayın Bakanım, STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri, 1 İş Dünyamızın Değerli Temsilcileri, Kıymetli Basın Mensupları, Global

Detaylı

Teknoloji Geliştirme Alanında Üniversite Sanayi Ortak Çalışmalarında Deneyimler Dr.- Ing. Yalçın Tanes Ak-Kim Ar-Ge Direktörü

Teknoloji Geliştirme Alanında Üniversite Sanayi Ortak Çalışmalarında Deneyimler Dr.- Ing. Yalçın Tanes Ak-Kim Ar-Ge Direktörü Teknoloji Geliştirme Alanında Üniversite Sanayi Ortak Çalışmalarında Deneyimler Dr.- Ing. Yalçın Tanes Ak-Kim Ar-Ge Direktörü Üniversite Sanayi İşbirliğinde Yaklaşımlar 29 Mart 2013 Elazığ Önsöz Çeşitli

Detaylı

Temiz üretimin altı çizilmeli ve algılanması sağlanmalıdır

Temiz üretimin altı çizilmeli ve algılanması sağlanmalıdır KSS Söyleşileri Temiz üretimin altı çizilmeli ve algılanması sağlanmalıdır Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) Çevre Projeleri Koordinatörü Ferda Ulutaş ile Vakfın faaliyetleri, kurumsal sosyal sorumluluk

Detaylı

ŞEHİR YÖNETİMİ Şubat 2018

ŞEHİR YÖNETİMİ Şubat 2018 ŞEHİR YÖNETİMİ Şubat 2018 nin hizmet ve sorumluluk alanları nelerdir? Küresel ve teknolojik değişimlerle birlikte Şehir Yönetimleri nasıl değişmektedir? İdeal nasıl sağlanmalıdır? Ajanda 1. Mevcut Durum

Detaylı

YENİ TEŞVİK SİSTEMİ 1 / 7

YENİ TEŞVİK SİSTEMİ 1 / 7 YENİ TEŞVİK SİSTEMİ 1 / 7 Biliyorsunuz, 19 Haziran da yeni teşvik sistemine ilişkin gerekli yasal prosedürler tamamlandı ve konuya ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı -2012 yılının başından itibaren geçerli

Detaylı

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Hayatımızın en değerli varlığıdır anneler. O halde onlara verdiğimiz hediyelerinde manevi bir değeri olmalıdır. Anneler için hediyenin maddi değeri değil

Detaylı

KRİZ ÖNCESİNİN TEK İYİ HABERİ

KRİZ ÖNCESİNİN TEK İYİ HABERİ KRİZ ÖNCESİNİN TEK İYİ HABERİ Necmi Gürsakal 1 I. GİRİŞ Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, Bursa daki 250 Büyük Firma Araştırması nın 2000 yılı sonuçlarını yayınladı. 1997 yılından başlayarak 2000 yılına kadar

Detaylı

NİTELİKLİ EĞİTİMİN TOPLUMUN REFAH SEVİYESİNE ETKİSİ. Prof.Dr. Muammer Kaya, ESOGÜ Rektör Adayı, mkaya@ogu.edu.tr

NİTELİKLİ EĞİTİMİN TOPLUMUN REFAH SEVİYESİNE ETKİSİ. Prof.Dr. Muammer Kaya, ESOGÜ Rektör Adayı, mkaya@ogu.edu.tr NİTELİKLİ EĞİTİMİN TOPLUMUN REFAH SEVİYESİNE ETKİSİ Prof.Dr. Muammer Kaya, ESOGÜ Rektör Adayı, mkaya@ogu.edu.tr Öncelikle nüfusa ve bu nüfusun ne kadarının genç olduğunu anlatan rakamlara bakalım 2013

Detaylı

ULUSLARARASI RAPORLAR, TÜRKİYE EKONOMİSİNİN GELECEĞİNİ PARLAK GÖRÜYOR

ULUSLARARASI RAPORLAR, TÜRKİYE EKONOMİSİNİN GELECEĞİNİ PARLAK GÖRÜYOR 2016 EYLÜL EKİM - EKONOMİ ULUSLARARASI RAPORLAR, TÜRKİYE EKONOMİSİNİN GELECEĞİNİ PARLAK GÖRÜYOR Erdem ALPTEKİN Türkiye ekonomisi, yakın coğrafyadaki diğer ekonomilerle karşılaştırıldığında dinamik ve umut

Detaylı

Türkiye Üretici Fiyatlarıyla 7. Büyük Tarım Ülkesi

Türkiye Üretici Fiyatlarıyla 7. Büyük Tarım Ülkesi Türkiye Üretici Fiyatlarıyla 7. Büyük Tarım Ülkesi Genel ekonomide üst sıralarda yer alan Çin, 2009'da, dünya tarımsal hasılasında liderliğini sürdürdü ve dünya tarımsal hasılanın yüzde 23,4'ünü tek başına

Detaylı

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

Çalışma hayatında barış egemen olmalı Çalışma hayatında barış egemen olmalı Ocak 19, 2012-3:31:16 olduğunu belirtti. olduğunu belirterek, ''Bu bakış açısı çerçevesinde diyalog merkezli çalışmalarımızı özellikle son 7 aydır yoğun bir şekilde

Detaylı

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz ve Özellikle Canım Annem 1 Üniversite tercihlerini yaptığımız zaman,

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

kalkınma gücü Gülara Tırpançeker YASAD Başkanı Yazılım Sektörü 22.03.2010 Sayfa 1

kalkınma gücü Gülara Tırpançeker YASAD Başkanı Yazılım Sektörü 22.03.2010 Sayfa 1 Yazılım: Ekonominin yeni kalkınma gücü Gülara Tırpançeker YASAD Başkanı Sayfa 1 22.03.2010 Yazılım Sektörü Yazılım Sektörünün Önemi İstihdam yaratır. Diğer sektörlere verimlilik ve katma değer sağlar.

Detaylı

FAO SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ FİYAT VE TİCARET GÜNCELLEME: KASIM 2014

FAO SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ FİYAT VE TİCARET GÜNCELLEME: KASIM 2014 FAO SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ FİYAT VE TİCARET GÜNCELLEME: KASIM 2014 FAO süt fiyat endeksi 184,3 ile Ekim ayında bir önceki aya göre %1,9 geriledi. Böylece geçen yıl aynı dönemin % 26,6 gerisinde kaldı. Tereyağı,

Detaylı

LÜTFEN KAYNAK GÖSTEREREK KULLANINIZ 2013

LÜTFEN KAYNAK GÖSTEREREK KULLANINIZ 2013 OECD 2013 EĞİTİM GÖSTERGELERİ RAPORU: NE EKERSEN ONU BİÇERSİN (4) Prof. Dr. Hasan Şimşek İstanbul Kültür Üniversitesi (www.hasansimsek.net) 5 Ocak 2014 Geçtiğimiz üç hafta boyunca 2013 OECD Eğitim Göstergeleri

Detaylı

YUSUF ATA ARIAK - TELKODER 10. OLAĞAN GENEL KURUL AÇILIŞ KONUŞMASI 29 KASIM 2018

YUSUF ATA ARIAK - TELKODER 10. OLAĞAN GENEL KURUL AÇILIŞ KONUŞMASI 29 KASIM 2018 YUSUF ATA ARIAK - TELKODER 10. OLAĞAN GENEL KURUL AÇILIŞ KONUŞMASI 29 KASIM 2018 Değerli Misafirler, Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği, TELKODER'in 10. Genel Kurul toplantısına katılarak bizleri

Detaylı

MECLİS TOPLANTISI. Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı. 25 Şubat 2019

MECLİS TOPLANTISI. Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı. 25 Şubat 2019 MECLİS TOPLANTISI Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı 25 Şubat 2019 T.C. HAZİNE VE MALİYE BAKANI İLE ORTAK TOPLANTI SAYIN BAKANA NE İLETTİK? Batının yeniden üretime talip olması ile birlikte; bir

Detaylı

Türkiye birden fazla yerli araç üretecek kabiliyette

Türkiye birden fazla yerli araç üretecek kabiliyette Türkiye birden fazla yerli araç üretecek kabiliyette Ocak 18, 2012-12:42:00 Otomobil sektörünün Türkiye'deki durumuyla ilgili önceden çok kapsamlı açıklamalar yaptıklarını ve bu dönemde hükümet programında

Detaylı

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR Halil AGAH Kıdemli Kırsal Kalkınma Uzmanı 22 Kasım 2016, İSTANBUL 1 2 SUNUM PLANI TARIMDA KÜRESELLEŞME TÜRK TARIM SEKTÖRÜ VE SON YILLARDAKİ GELİŞMELER TARIMDA

Detaylı

ABD Büyükelçiliği Ekonomi Müşaviri Treiber den SGK ya ziyaret

ABD Büyükelçiliği Ekonomi Müşaviri Treiber den SGK ya ziyaret ABD Büyükelçiliği Ekonomi Müşaviri Treiber den SGK ya ziyaret SGK BAŞKANI ACAR; - AR-GE YE ÖNEM VEREN, YATIRIM YAPMAK İSTEYEN, GELİŞMEYE AÇIK FİRMALARA KAPIMIZ HER ZAMAN AÇIK VE BU FİRMALARI AYDINLIK BİR

Detaylı

PricewaterhouseCoopers CEO Araştõrmasõ

PricewaterhouseCoopers CEO Araştõrmasõ PricewaterhouseCoopers CEO Araştõrmasõ Yönetici Özeti Giriş PricewaterhouseCoopers õn 7. Yõllõk Global CEO Araştõrmasõ Riski Yönetmek: CEO larõn Hazõrlõk Düzeyinin Değerlendirilmesi, mevcut iş ortamõ ve

Detaylı

TÜRKİYE DIŞ TİCARETİNDEN İZMİR İN ALDIĞI PAYIN ANALİZİ

TÜRKİYE DIŞ TİCARETİNDEN İZMİR İN ALDIĞI PAYIN ANALİZİ 2013 ARALIK EKONOMİ TÜRKİYE DIŞ TİCARETİNDEN İZMİR İN ALDIĞI PAYIN ANALİZİ Erdem ALPTEKİN Giriş İzmir, 8.500 yıllık tarihsel geçmişe sahip, birçok medeniyetin birlikte hoşgörüyle yaşadığı, oldukça zengin

Detaylı

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)

ÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%) 2016/17 Global İhracat-Büyüme Tahminleri Kaynak : EDC Export Credit Agency - ÜLKE ANALİZLERİ BÜYÜME ORANLARI ÜLKELERİN YILI BÜYÜME ORANLARI (%) Avrupa Bölgesi; 1,5 % Japonya; 0,50 % Kanada ; 1,30 % Amerika;

Detaylı

Yaptığım şey çok acayip bir sır da değildi aslında. Çok basit ama çoğu kişinin ihmal ettiği bir şeyi yaptım: Kitap okudum.

Yaptığım şey çok acayip bir sır da değildi aslında. Çok basit ama çoğu kişinin ihmal ettiği bir şeyi yaptım: Kitap okudum. Türkiye deki en büyük emek israflarından birisi İngilizce öğreniminde gerçekleşiyor. Çevremde çok insan biliyorum, yıllarca İngilizce öğrenmek için vakit harcamış, ama hep yanlış yerlerde harcamış. Bu

Detaylı

Toplam Perakende 2016

Toplam Perakende 2016 www.pwc.com.tr/toplamperakende Toplam Perakende 2016 Orhan Öztürk Yusuf Bulut 20 Toplam perakende 2016 raporunda önemli noktalar Araştırmanın 6. yılı Asya nın genişlemiş katılımı: Tayland, Singapur & Malezya

Detaylı

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI Sürdürülebilirlik vizyonumuz 150 yıllık bir süreçte inşa ettiğimiz rakipsiz deneyim ve bilgi birikimimizi; ekonomiye, çevreye, topluma katkı sağlamak üzere kullanmak, paydaşlarımız

Detaylı

Çin in Avrupa da Pazar Kaybı Devam Ediyor Yazar: Mithat Aracı/Da Kong

Çin in Avrupa da Pazar Kaybı Devam Ediyor Yazar: Mithat Aracı/Da Kong Çin in Avrupa da Pazar Kaybı Devam Ediyor Yazar: Mithat Aracı/Da Kong 2013 yılının bu ilk Çorapland dergisiyle başlayarak, sizlere, bu güne kadar yalnızca pamuklu soket segmenti vasıtasıyla analiz ettiğim

Detaylı

BRIC ÜLKELERİ VE TÜRKİYE FEYZULLAH ALTAY

BRIC ÜLKELERİ VE TÜRKİYE FEYZULLAH ALTAY BRIC (Brasil, Russia, India, China) ve TÜRKİYE (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin) 2010-2012 döneminde, BRIC ülkeleri içinde en yüksek kişi başına gelir düzeyi Rusya'da. Türkiye'ninki Rusya dışında kalanlardan

Detaylı

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 60

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 60 ÖZET: Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı nın (BAKA) yeni Genel Sekreteri Mehmet Sırrı Özen, görevine geçen ay başladı. Özen; ilk olarak ekip arkadaşlarım diye hitap ettiği BAKA nın personeliyle toplantı yaptı,

Detaylı

5 soru-cevap:layout 1 4/28/11 12:14 PM Page 201 CEVAPLAR VE PARALEL OTURUM I SORULAR 201

5 soru-cevap:layout 1 4/28/11 12:14 PM Page 201 CEVAPLAR VE PARALEL OTURUM I SORULAR 201 4/28/11 12:14 PM Page 201 PARALEL OTURUM I SORULAR VE CEVAPLAR 5 soru-cevap:layout 1 201 5 soru-cevap:layout 1 4/28/11 12:14 PM Page 202 202 5 soru-cevap:layout 1 4/28/11 12:14 PM Page 203 IX. türkiye

Detaylı

TBD Antalya Şube Başkanı Akyelli: Özellikle yazılımcıların yatırımlarını Antalya da yapmamaları için hiçbir neden yok

TBD Antalya Şube Başkanı Akyelli: Özellikle yazılımcıların yatırımlarını Antalya da yapmamaları için hiçbir neden yok TBD Antalya Şube Başkanı Akyelli: Özellikle yazılımcıların yatırımlarını Antalya da yapmamaları için hiçbir neden yok Antalya daki 4 üniversitenin sektör için gerekli eğitimleri verdiği, Akdeniz Üniversitesi

Detaylı

Avrupa hastanelerinde

Avrupa hastanelerinde Avrupa hastanelerinde mesleki katılım Baş hekimler ve hemşireler için anket (PTE1) Baş hekimler ve hemşirelerin hastanede yönetici rolü oynadıkları düşünülmektedir. Aynı zamanda resmi yönetim rolleri de

Detaylı

Enerjide yüksek ithalat ekonomiye büyük risk

Enerjide yüksek ithalat ekonomiye büyük risk Tarih: 13.01.2013 Sayı: 2013/01 (RAPOR 13 OCAK PAZAR GÜNÜNE AMBARGOLUDUR) Türkiye Enerji İstatistikleri ve Vizyon Raporu na göre; Enerjide yüksek ithalat ekonomiye büyük risk İstanbul Serbest Muhasebeci

Detaylı

ÇOCUĞUM BAŞARACAK MI?

ÇOCUĞUM BAŞARACAK MI? ÇOCUĞUM BAŞARACAK MI? Öncelikle başarıp, başaramadıklarına karar vermek için hedefimiz belli olmalı. Yabancı dil öğreniminde çocuğunuz için nasıl bir hedef düşünüyorsunuz, o, kendisi için ne düşünüyor?

Detaylı

KALKINMA BAKANLIĞI KALKINMA ARAŞTIRMALARI MERKEZİ

KALKINMA BAKANLIĞI KALKINMA ARAŞTIRMALARI MERKEZİ Yükseköğretim Sisteminin Uluslararasılaşması Çerçevesinde Türk Üniversitelerinin Uluslararası Öğrenciler İçin Çekim Merkezi Haline Getirilmesi Araştırma Projesi KALKINMA BAKANLIĞI KALKINMA ARAŞTIRMALARI

Detaylı

Tuzaktan çıkmak için sanayisizleşmeyi durdurmak gerekmektedir

Tuzaktan çıkmak için sanayisizleşmeyi durdurmak gerekmektedir tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Tuzaktan çıkmak için sanayisizleşmeyi durdurmak gerekmektedir Ozan Acar 14 Aralık 2012, Ankara Çerçeve 1) Türkiye nin orta gelir tuzağı ve sanayisizleşme

Detaylı

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ TÜRK-İŞ Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi 14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ 25-27 Mayıs 2012 Nova, İbis Hotel - İstanbul Oturumlar Panel

Detaylı

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL 24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL UNCTAD Dünya Yatırım Raporu Türkiye Lansmanı Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü «UNCTAD» ın Uluslararası Doğrudan Yatırımlara ilişkin olarak hazırladığı Dünya Yatırım

Detaylı

Neredeyiz? Nereye gidebiliriz?

Neredeyiz? Nereye gidebiliriz? tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Neredeyiz? Nereye gidebiliriz? 7 Aralık 2015 Slayt 2 Çerçeve Dün neredeydik? Dünya/Türkiye Bugün neredeyiz? Dünya/Türkiye 2016: Konuşmaktan yapmaya geçiş

Detaylı

2. Gün: Finlandiya Maliye Bakanlığı ve Birimleri

2. Gün: Finlandiya Maliye Bakanlığı ve Birimleri 2. Gün: Finlandiya Maliye Bakanlığı ve Birimleri Virpi Einola-Pekkinen 11.1.2011 1 2 Maliye Bakanlığının Yönetim Birimleri Limited Şirketler Kurumlar Ticari işletmeler ve fonlar HANSEL LTD SATIN ALMA KURUMU

Detaylı

AB Ekonomisinin Mevcut Durumu ve Geleceğe Dönük Projeksiyonlar. Prof. Dr. Lerzan ÖZKALE, İTÜ Ankara, 18 Ekim 2006

AB Ekonomisinin Mevcut Durumu ve Geleceğe Dönük Projeksiyonlar. Prof. Dr. Lerzan ÖZKALE, İTÜ Ankara, 18 Ekim 2006 AB Ekonomisinin Mevcut Durumu ve Geleceğe Dönük Projeksiyonlar Prof. Dr. Lerzan ÖZKALE, İTÜ Ankara, 18 Ekim 2006 2005 GSYİH (cari ABD Doları, milyar) 50000 45000 40000 35000 30000 25000 20000 15000 10000

Detaylı

BİLGİ İşletme 2013-2014

BİLGİ İşletme 2013-2014 BİLGİ İşletme 2013-2014 Sosyal Medya Uzmanı Yeni işletme dünyasından birkaç örnek Etik Ticaret Yöneticisi Yeşil Pazarlama Danışmanı Sürdürülebilir Proje Uzmanı Veri bilimcisi Uluslararası Raporlama Uzmanı

Detaylı

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti Leyla Tavflano lu Çok sıklıkla Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan a gittiğim için olsa gerek beni bu oturuma konuşmacı koydular. Oraların koşullarını

Detaylı

AKP hükümeti zamanında ekonomik büyüme ve istikrar sağlanmıştır

AKP hükümeti zamanında ekonomik büyüme ve istikrar sağlanmıştır Türkiye, AKP iktidarı zamanında ekonomik büyüme ve istikrar elde etmiştir. Bu başarı, geçmiş hükümetler ve diğer büyüyen ekonomiler ile karşılaştırıldığında pek de etkileyici değildir Temel Mesajlar 1.

Detaylı

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı. Okullarda garip şeyler oluyor İstanbul, 8 Nisan 2014

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı. Okullarda garip şeyler oluyor İstanbul, 8 Nisan 2014 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Okullarda garip şeyler oluyor İstanbul, 8 Nisan 2014 2 Çerçeve Beceriler değişiyor, Türkiye nin eğitim sistemi kaskatı duruyor Talim ve Terbiye Kurulu

Detaylı

SAYIN EKREM DEMİRTAŞ İZMİR EKONOMİ ÜNİVERSİTESİ MÜTEVELLİ HEYET BAŞKANI İZMİR TİCARET ODASI YÖNETİM KURULU BAŞKANI

SAYIN EKREM DEMİRTAŞ İZMİR EKONOMİ ÜNİVERSİTESİ MÜTEVELLİ HEYET BAŞKANI İZMİR TİCARET ODASI YÖNETİM KURULU BAŞKANI SAYIN EKREM DEMİRTAŞ İZMİR EKONOMİ ÜNİVERSİTESİ MÜTEVELLİ HEYET BAŞKANI İZMİR TİCARET ODASI YÖNETİM KURULU BAŞKANI 14. AKADEMİK YIL AÇILIŞ TÖRENİ KONUŞMASI ÖZETİ KURULUŞ Yıl 2001 26 Ekim İlk eğitime başlama

Detaylı

Beyin Gücünden Beyin Göçüne...

Beyin Gücünden Beyin Göçüne... On5yirmi5.com Beyin Gücünden Beyin Göçüne... Beyin göçü, yıllardır pek çok ülkenin kan kaybı... Peki gençler neden ülkelerini tekederler? Hangi sebepler ülkelerin beyin gücünü kaybetmesine sebep olur?

Detaylı

Hepinizi Şahsım, Yönetim Kurulum ve etkinliğe emeği geçenler adına selamlıyorum.

Hepinizi Şahsım, Yönetim Kurulum ve etkinliğe emeği geçenler adına selamlıyorum. 1.İZMİR KOBİLER VE BİLİŞİM KONGRESİ TÜRKİYE BİLİŞİM DERNEĞİ GENEL BAŞKANI RAHMİ AKTEPE NİN AÇILIŞ KONUŞMASI 3 KASIM 2018/İZMİR Sayın İzmir Sanayi Odası Başkanım, Sayın Ege Bölgesi Sanayi Odası 2.Başkanım,

Detaylı

Avrupa nın en cesur ülkesi Türkiye

Avrupa nın en cesur ülkesi Türkiye Amway Avrupa nın 11 Avrupa ülkesinde yaptırdığı Girişimcilik Anketi sonuçları açıklandı: Avrupa nın en cesur ülkesi Türkiye Amway Avrupa tarafından yaptırılan Girişimcilik Anketi sonuçlarına göre Girişimcilik

Detaylı

12. Araştırmacılar Zirvesi nin açılış konuşmasını yapmak için beni davet etmenizden, bana bu fırsatı vermenizden dolayı sizlere teşekkür ederim.

12. Araştırmacılar Zirvesi nin açılış konuşmasını yapmak için beni davet etmenizden, bana bu fırsatı vermenizden dolayı sizlere teşekkür ederim. 1 GÜLER SABANCI KONUŞMA METNİ 12. ARAŞTIRMACILAR ZİRVESİ 12. Araştırmacılar Zirvesi nin açılış konuşmasını yapmak için beni davet etmenizden, bana bu fırsatı vermenizden dolayı sizlere teşekkür ederim.

Detaylı

SEKTÖREL GELİŞMELER İÇİNDEKİLER Otomotiv. Beyaz Eşya. İnşaat. Turizm. Enerji. Diğer Göstergeler. Sektörel Gelişmeler /Ağustos 2013 1

SEKTÖREL GELİŞMELER İÇİNDEKİLER Otomotiv. Beyaz Eşya. İnşaat. Turizm. Enerji. Diğer Göstergeler. Sektörel Gelişmeler /Ağustos 2013 1 SEKTÖREL GELİŞMELER İÇİNDEKİLER Otomotiv Otomotiv İç Satışlarda Hızlı Artış Temmuz Ayında Devam Ediyor. Beyaz Eşya Beyaz Eşya İç Satışlarda Artış Temmuz Ayında Hızlandı. İnşaat Reel Konut Fiyat Endeksinde

Detaylı

EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ

EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ EĞİTİMİN EKONOMİK TEMELLERİ Eğitimin Ekonomik Temelleri Ekonomi kökeni Yunanca da ki oikia (ev) ve nomos (kural) kelimelerine dayanır. Ev yönetimi anlamına gelir. Ekonomi yerine, Arapça dan gelen iktisat

Detaylı

LİDER DEĞİŞİRKEN. Prof. Dr. Necmi Gürsakal ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İ.İ.B.F. ÖĞRETİM ÜYESİ

LİDER DEĞİŞİRKEN. Prof. Dr. Necmi Gürsakal ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İ.İ.B.F. ÖĞRETİM ÜYESİ LİDER DEĞİŞİRKEN Prof. Dr. Necmi Gürsakal ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ İ.İ.B.F. ÖĞRETİM ÜYESİ I. GİRİŞ Güngör Uras bir köşe yazısında şöyle diyordu : Türkiye deki sanayi yatırımla-rının yarısından fazlasını gerçekleştiren,

Detaylı

KADEM METE: MUĞLA DA 12 AY TURİZM HAYAL DEĞİL

KADEM METE: MUĞLA DA 12 AY TURİZM HAYAL DEĞİL KADEM METE: MUĞLA DA 12 AY TURİZM HAYAL DEĞİL AK Parti Muğla İl Başkanı Kadem Mete Bodrum da basınla bir araya geldi. 12 Ay Turizm konusu üzerine yoğunlaşan basın toplantısında Mete, yaklaşık 6 milyon

Detaylı

We create chemistry. Kurumsal stratejimiz

We create chemistry. Kurumsal stratejimiz We create chemistry Kurumsal stratejimiz BASF nin hikayesi Kuruluş yılımız olan 1865 ten bu yana dünyamızla birlikte onun ihtiyaçlarına cevap verebilmek için değişiyor ve gelişiyoruz. Şirket olarak sürdürülebilir

Detaylı

15 Ekim 2014 Genel Merkez

15 Ekim 2014 Genel Merkez ÇİN Yatırım Fırsatları Paneli 15 Ekim 2014 Genel Merkez İş Dünyamızın Saygıdeğer Mensupları, Değerli MÜSİAD üyeleri, Değerli Basın Mensupları, Toplantımıza katılımından dolayı teşekkür ediyor, Sizleri

Detaylı

Tarım alanlarının bölünmesi 50 bin kişiye sorulacak

Tarım alanlarının bölünmesi 50 bin kişiye sorulacak Tarım alanlarının bölünmesi 50 bin kişiye sorulacak Şubat 29, 2012-1:29:29 Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türkiye'nin her yıl arazi bölünmesinden, parsel küçülmesinden dolayı yaklaşık 8 milyar

Detaylı

Altın Ayarlı İslâmi Finans

Altın Ayarlı İslâmi Finans Altın Ayarlı İslâmi Finans 09 Ağustos 2011 Salı Uluslararası platformlarda paranın İslâmileştirilmesi konusu epeydir gündemde. Paranın İslâmileştirilmesinden kasıt para ile ilgili ne varsa, ekonomik faaliyetlerden

Detaylı

Türkiye nin G-20 Başkanlığı ndaki 3 Önemli Önceliği. 1. Investments (Yatırımlar) 2. Inclusiveness (Kapsayıcılık) 3. Implementation (Uygulama)

Türkiye nin G-20 Başkanlığı ndaki 3 Önemli Önceliği. 1. Investments (Yatırımlar) 2. Inclusiveness (Kapsayıcılık) 3. Implementation (Uygulama) Forum İstanbul: Kritik Eşik: Açılım ve Dönüşüm Zamanı Mehmet Büyükekşi - TİM Başkanı 28 Nisan 2015 1 Türkiye nin G-20 Başkanlığı ndaki 3 Önemli Önceliği 1. Investments (Yatırımlar) 2. Inclusiveness (Kapsayıcılık)

Detaylı

TÜRKİYE TAKIM TEZGAHLARI ALT SEKTÖRÜ

TÜRKİYE TAKIM TEZGAHLARI ALT SEKTÖRÜ TÜRKİYE TAKIM TEZGAHLARI ALT SEKTÖRÜ SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Şubat 2010 İÇİNDEKİLER 1. GİRİŞ... 3 2. DÜNYA TAKIM TEZGAHLARI SEKTÖRÜ... 3 2.1. Dünya Takım Tezgâhları İhracatı... 3 2.2. Dünya Takım Tezgâhları

Detaylı

Türkiye İleri Teknolojiye Sıçramayı Nasıl Yapar? Dün Nerede Hata Yaptık?

Türkiye İleri Teknolojiye Sıçramayı Nasıl Yapar? Dün Nerede Hata Yaptık? tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Türkiye İleri Teknolojiye Sıçramayı Nasıl Yapar? Dün Nerede Hata Yaptık? Ankara, 29 Nisan 2015 Slayt 2 Çerçeve Şimdi neredeyiz? Türkiye nin geçirdiği

Detaylı

Türkiye İstişare Toplantısı. Hayvancılıkta Kalkınma MÜSİAD Kasım 2017

Türkiye İstişare Toplantısı. Hayvancılıkta Kalkınma MÜSİAD Kasım 2017 Türkiye İstişare Toplantısı Hayvancılıkta Kalkınma MÜSİAD 10-11 Kasım 2017 Sayın Bakanlarım, Sayın Valim, Sayın Milletvekillerim, İş ve Siyaset Dünyasının Değerli Temsilcileri, Yönetim Kurulu Üyelerim,

Detaylı