İNGUİNAL HERNİ AMELİYATLARINDA LİCHTENSTEİN TENSİON- FREE VE AĞ ÖRME TEKNİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "İNGUİNAL HERNİ AMELİYATLARINDA LİCHTENSTEİN TENSİON- FREE VE AĞ ÖRME TEKNİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI"

Transkript

1 T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İSTANBUL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 3. GENEL CERRAHİ KLİNİĞİ İNGUİNAL HERNİ AMELİYATLARINDA LİCHTENSTEİN TENSİON- FREE VE AĞ ÖRME TEKNİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI (UZMANLIK TEZİ) Tez Danışmanı: Op. Dr. Celal Özkarabulut Dr. Yahya Kemal ÇALIŞKAN İstanbul 2008

2 ÖNSÖZ Uygun eğitim olanakları sağlayan hastanemiz başhekimi Sn. Op. Dr. Özgür Yiğit e; asistanlık eğitimim süresince genel cerrahi sanatını öğrenmemde bilgi ve deneyimlerini aktararak yol gösteren, yönetimi altında huzurlu ve düzenli bir ortamda çalıştığım klinik şefimiz Sn. Op. Dr. Arslan Kaygusuz a; genel cerrahinin teoriği ve pratiğini özenle ve sabırla tarafıma aktararak yetişmeme katkıda bulunan, uzmanlarımız Op. Dr. Celal Özkarabulut a, Op. Dr. Mahmut Summak a, Op. Dr. Seher Şirin e, Doç. Dr. Erhan Ayşan a, Op. Dr. Didem Can a ve diğer uzmanlarıma çok teşekkür ederim. Yine beraber çalışmaktan mutluluk duyduğum asistan arkadaşlarım Dr. Türker Ertürk e, Dr.Turgay Dağtekin e, Dr. Erdem Kınacı ya, Dr. Oğuzhan Dinçel e, Dr. Gürol Köroğlu na, Dr. Alper Dursun Şağban a, Dr Murat Alkan a, Dr. Fatıma Bilgin e, Dr.Günhan Can a ve diğer asistan arkadaşlarıma, ayrıca servis, ameliyathane, poliklinik, acil hemşirelerine ve personeline, klinik sekreterine de teşekkür ederim. Daima arkamda desteğini hissettiğim değerli anneme, babama ve ablalarıma, sevgili eşime, oğlum Utku ya sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Dr. Yahya Kemal Çalışkan 2

3 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... 2 GİRİŞ... 4 GENEL BİLGİLER... 6 HASTALAR VE YÖNTEM BULGULAR TARTIŞMA SONUÇ ÖZET KAYNAKLAR

4 GİRİŞ İnguinal herni tamirinde pek çok teknik cerrahlar tarafından kişisel eklemeler yapılarak kullanılmasına rağmen, hala yüksek nüks oranlarını azaltmaya ve hasta yaşam kalitesini arttırmaya yönelik çabalar nedeniyle değişik yöntemler tarif edilmekte ve kullanım alanına sokulmaktadır. Bir çok herni onarım teknikleri arasında, cerraha bağlı olmakla birlikte, büyük bir fark bulunmamakta ve cerrahların teknik seçiminde kişisel alışkanlıkları ve eğitimi en büyük rolü oynadığı izlenmektedir. İnguinal herniler toplumda sık görülmesine rağmen en iyi herni onarım tekniği hala netlik kazanmamıştır. İnguinal herniler, nüfusun yaklaşık % 3-8 inde görülür (1). Hernilerin, % i erkeklerde görülmektedir. İnguinal herniler tüm hernilerin % ünü oluşturur ( % 50 si indirekt inguinal, % 25 i direkt inguinal, % 5 i femoral ). Her iki cinste de en sık indirekt inguinal herni görülür. Femoral herni ise kadınlarda sık görülür (1, 2). İnguinal herninin etyolojisinde ve tamirinde inguinal kanalın arka duvarının önemi geç farkedilmiştir. Hernilerin oluşmasında, transvers kas aponevrozu ile transvers fasyadaki defektin önemli rol oynadığı saptanmıştır. Tamirde amaç, fasya transversalisin gerginliğine yol açmayacak şekilde yeniden düzeltilmesidir. Hastalar genellikle kasık bölgesinde şişlik (öksürme, ıkınma ve hapşırmalarla artan) ve ağrı şikayetileriyle başvururlar. Herni genelde hastalar tarafından saptanır ve elleriyle şişliği geri itebilirler. Bazen de fıtık nedeniyle oluşan şişlik karın içerisine itilemez. İnguinal herniler konjenital veya edinsel olabilir. Konjenital olanlarda doğuştan potansiyel bir herni kesesi mevcuttur. Bu kese tüm karın içerisini döşeyen karın zarının bir parçasıdır. Bu zarda oluşan gevşeme, seneler sonra veya doğumdan sonra fıtık olarak kendini belli eder. İnguinal herninin edinsel 4

5 nedenleri arasında ise karın içi basıncını artıran her türlü olayı, geçirilmiş ameliyatları, şişmanlığı, tümörleri, karındaki asit toplanmalarını, ağır yük kaldırmaları, prostat hastalıklarını sayabiliriz. İnguinal herniler erkeklerde daha sık görülmektedirler. Erkeklerde testislerin kadınlardaki overlerin aksine batın dışında olması ve herhangi bir zamanda dışarı çıkarken izlediği yolun zayıflayarak herniye olabilmesini sebep olarak gösterebiliriz. İnguinal hernilerin tek tedavisi cerrahidir. Hernileşen doku çeşitli yöntemlerle tamir edilerek desteklenmektedir. Halk arasında sıkça kullanılan kasık bağı ise bir tedavi yöntemi olamaz. Aksine bu bağ, kasık kanalını baskı ile daha da zayıflatmaktadır. Cerrahi yöntemler lokal veya genel anestezi altında yapılabildiği gibi, laparoskopik yöntem sadece genel anestezi altında yapılmaktadır. İnguinal herniler, mutlaka cerrahi olarak tedavi edilmesi gereken hastalıklardır. Klasik cerrahi yöntemler, eğer lokal anestezi altında yapılırsa, hasta o gece taburcu edilebilir. Laparoskopik ameliyat sonrasında da hasta, kesi yerinin küçük olmasından dolayı az ağrı hissettiği gibi işine de erken döner. Her iki yöntem arasında çok büyük farklar yoktur. İnguinal herni ameliyatlarından sonra hastalığın nüksetme ihtimali vardır. Bu da, genellikle cerrahın yeteneğine, uygulanan yöntemin hasta için doğruluğu gibi nedenlere bağlı olabilmektedir. Klasik anterior herni onarımlarının sık görülen nüksleri ve testiküler komplikasyonları cerrahları daha farklı yöntemler bulmaya yönlendirmiştir. Bassini, Shouldice, Halsted, McVay gibi dikişe dayalı onarım yöntemleri yerlerini daha çok "free tension" Lichtenstein, Nyhus, Plug Mesh ve Laparoskopik Herni Onarımı gibi prostetik mesh kullanılarak yapılan yöntemlere bırakmışlardır. Başlangıçta meshler insizyonel herni onarımları için kullanılmışlardır. Ancak zamanla, inguinal hernilerde sıklıkla kullanılır olmuştur. Günümüzde Amerika Birleşik Devletleri nde yapılan fıtık ameliyatlarının % 80'ninden fazlasında mesh ile onarım yapılmaktadır (3). Çalışmamızda inguinal herni tamirinde mesh ( free tension" Lichtenstein) tekniği ile ağ örme tekniğinin karşılaştırılması hedeflendi. 5

6 GENEL BİLGİLER Tarihçe Hernilerle ilgili bilinen en eski kaynak eski bir Mısır papirüsüdür (Eberspapuris M.Ö. 1550). Bu kaynakta diyet ve dışardan basınç uygulanması önerilmektedir. Finike lilerin yaptığı bir insan heykelciğinde ilkel kasık LİĞ bağının kullanıldığı görülmektedir (4,5). Kasık fıtığının cerrahi tedavisine ait ilk bilgiler Hipokrat (M.Ö ) tarafından verilmiştir. Aynı dönemde yaşamış olan Praxagoras (M.Ö. 335), Caelius Auretianus (M.Ö. 350) da boğulmuş hernilerin özel tedavisinden bahsetmişlerdir. Roma tıp okulundan Celcus'un (M.Ö. 25-M.S. 50) hernilerin cerrahi tedavisi hakkında yazdığı bilgiler Lister'in açtığı asepsi ve antisepsi çağından sonra değer kazanmıştır (6). Yunan yazar Aegina'lı Paul, inkomplet inguinal herni ve komplet inguinal herniyi birbirinden oldukça iyi bir şekilde ayırarak tarif etmiştir. Ayrıca peritonun, yırtılmadan esneyerek fıtık kesesi oluşturduğunu ve cerrahi tedavisinde de bu kesenin kordon ve testis ile birlikte çıkarılması gerekliliğinden bahsetmiştir (7). İlk Türk cerrahi kitabının yazarı Amasyalı Şerafettin Sabuncuoğlu da 1465'te inguinal hernileri cerrahi yoldan tedavi etmekten bahsetmiştir. Ronsil ve Garengeot 1724 yılında obturator herniyi tarif etmişlerdir. 1757'de Pott bazı indirekt hernilerin konjenital tabiatından bahsetmiştir (6). Herni cerrahisinde çığır açan gelişmeler, ancak Lister in aseptik cerrahi kurallarını koymasından sonra başlamıştır. Mortalitede en önemli nedenler sepsis, peritonit ve kanama idi. Bir yıl içerisinde nüks oranı % 30-40, birkaç yıl sonra % 100 idi. Bir çok cerrah fıtık 6

7 kesesini eksize ettikten sonra sekonder iyileşmeye bırakılıyordu ve nedbeleşmenin nüksü önleyeceğini düşünüyorlardı (2). Richter 1785'te intestinal obstrüksiyon olmaksızın strangülasyon hatta fistülizasyona neden olabilen intestinal duvarın herniyasyonunu tanımlamıştır. 1793'te Gimbernant kendi adını taşıyan lakuner ligament, femoral kılıf ve inferior epigastrik damarlardan bahsetmiştir. 1814'te Scarpa sliding fıtıkları tarif etmiştir. Bütün bu gelişmelere rağmen cerrahi girişimlerin sepsis ile sonuçlanması nedeni ile fıtık cerrahisi fazla bir yol kaydedememiştir. Bir cerrahi profösörü olan Joseph Lister'in 12 Ağustos 1865 yılında açık tibia kırığında uyguladığı antisepsi ve Pastör'ün 1867'de uyguladığı sterilizasyon metodlarından sonra tüm cerrahi alanlarında olduğu gibi fıtık cerrahisinde de yeni bir çığır açılmıştır. Lister'in öğrencilerinden Henri Orlando Marcy, herni cerrahisinde antiseptik teknikleri ilk kullanan cerrahtır ( ). Eduardo Bassini (1884) ise inguinal kanalın arka duvarını sağlamlaştırarak herni cerrahisinde modern çağı açan cerrah olmuştur. Bassini orijinal metodunda inguinal kanal tamirinde faysa transversalisten faydalanmış ancak kendisinden sonra popüler olan Bassini metodunda bu yapı kullanılmamıştır (4,6,8). 19. yüzyılın başlarında Cooper (1804), Hasselbach (1814), Cloquet (1817), Scarpa (1806), Camper (1793), Gimbernant (1793) gibi anatomist cerrahların katkıları ile inguinal kanalın anatomisinin anlaşılmasında büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. Hasselbach kendi adı ile anılan üçgeni ve ileopubik traktı tanımlamıştır. Anatomist Sir Astley Cooper fasya transversalisi tanmlayarak bunun periton olmadığını ve herniyasyonda ana bariyerin eksternal oblik aponörozu değil faysa transversalis olduğuna değinmiştir. Cooper ayrıca daha sonra kendi adını alacak olan pubisin 7

8 superior ramusunda fasya ve periostun yoğunlaşması ile oluşan "ileopektineal ligamenti"de tarif etmiştir (4,6). Nyhus ve arkadaşları 1959 da direkt, indirekt ve femoral herni onarımında posterior yaklaşımı kullanmışlar ve tekniği popülerize etmişlerdir. Nyhus, derin transvers tabakanın onarımının yerinde olmasını vurgulamış ve eksternal oblik aponevrozunun ve Poupart ligamanının önüne getirilmesine karşı çıkmıştır. Condon aynı yıllarda (1960), taze kadavralar üzerinde yaptığı çalışmalarda iliopubik trakt ın endoabdominal fasyanın bir analoğu olduğu ve tüm inguinal hernilerle ilişkili olduğunu göstermiştir. Primer ve nüks inguinal hernilerde posterior yaklaşım ve iliopubik trakt onarımının prostetik materyal ile birleştirilmesi görüşünü vurgulamış, ancak sonuçları için yorum yapmanın erken olduğunu söylemiştir (9). Meshlerin tarihçesi Meshler yaklaşık 49 yıldır başarılı bir şekilde kullanılmaktadır. İlk defa 1959 da Usher tarafından tarif edilmiştir lı yılların başında laparoskopik tekniklerin kullanımıyla mesh kullanım endikasyonlarında belirgin bir artış gözlenmiştir. Günümüzde yılda yaklaşık bir milyon adet mesh implante edilmektedir. Bazı ülkelerde hernilerin % 60 dan fazlası alloplastik materyallerle tamir edilmektedir. Herniyi yapay materyallerle güçlendirmek yaklaşık 150 yıldır uygulanmaktadır de Belmas inguinal hernilerde balık yengeçleriyle herni tamirini denemiş. Yabancı cismi herni boşluğuna koyduktan sonra oluşan adhesiv enflamasyonla tedavi etmeyi planlamış ve bu yöntemi 30 dişi köpekte başarıyla uygulamıştır. Ayrıca aynı yöntemi 3 insanda da uygulamayı başarmıştır. Macewen (1886) iç inguinal halkaya daraltıcı sütürler kullanmıştır. Trendelenburg (1887) inguinal kanalı güçlendirmek için 4 cm 8

9 uzunluğunda, 4 cm genişlikte ve 3 mm kalınlığında simfizden alınan periost zarını kullanmış. Rehn ise fascia latayı kullanmıştır (10) da Witzel karın duvarı hernilerinde gümüş telli yamaların kullanımını tariflemiştir de Buse altın ı bile herni tamirinde kullanmıştır (11) de Fieshi Gummi sünger, 1940 yılında Ogilvie kontamine savaş yaralanmalarında kumaş kullanımını bildirmişlerdir. Prester 1949 da telden oluşan yamaları önermiştir. Polimer yapıda yapay implantın asıl kullanımı 2. Dünya Savaşında başlamıştır. Avrupa da 1948 de ilk olarak Acquovico ve Bourret fıtık tamiri için sentetik bir materyal olan Nylon u üretmişler yılında Cumberland hernilerde meshin kullanıldığına dair bildiriler yayınlamıştır. Polyester mersilen mesh 1954 de ABD de ilk defa üretilmiştir. Polyester yapılı marlex mesh de ilk olarak Usher tarafaından kullanılmış, 1962 yılında polypropilen lifleriyle yeni bir mesh üretilmiştir. Bellis 1969 da lokal anesteziyle inguinal hernilerde mesh implantasyonundan bahsetmektedir. Lichtenstein 1986 da eksternal obliqus fasya sı altına mesh implantasyon yöntemini tanımlamıştır. Ger ve Bogojacalensky 1990 yılında inguinal hernilerin laparoskopik onarımını başlatmışlardır (12). TAAP (Transabdominal preperitoneal protez) 1990 yılında Schultz ile başlamıştır. IPOM (Intraperitoneal onlay mesh) 1990 da Popp tarafından uygulanmaya başlanmıştır. Total extraperitoneal protez 1992 de Ferzli tarafından bulunmuş ve 1993 de McKernan ve Lavv tarafından geliştirilmiştir (13). İnguinal herni tanımı Herni, Latince ve Yunanca tomurcuklanma ya da çıkıntı anlamına gelmektedir. Herni karın duvarındaki zayıf bir noktadan karın içindeki organların paryetal peritonu birlikte cilt altına çıkmasıdır. 9

10 Herniler; insanda görülen en sık rahatsızlıklardan biri olmasına rağmen etyolojik sınıflama ve tanım konusunda tartışmalar devam etmektedir. Bazı yazarlar herniyi "katların kapanışındaki zayıflık" veya "abdominal açıklık" terimi ile tanımlarlar. Kimileri ise kendiliğinden açılma yerine, mevcut açıklığın içinden akıntı üzerinde durmuştur. Bazıları her ikisinin kombinasyonunu vurgular. Herni oluşumunda dışarı çıkabilen organın veya doku içeriğinin içinden geçtiği yapının destek dokusunda defekt varlığı gereklidir. Fakat herni varlığı için zayıf yer içinde organ varlığı gerekmez (14). Condon tarafından 1978'de tanımlanan, spina iliaka anterior süperior seviyesinin altındaki ön abdominal duvarda (inguinal bölge) akışkan, palpe edilebilir şişlik inguinal herni olarak değerlendirilir. Eğer akışkan, herniden normal duruma dönebilirse herni "redüktabl" dır. Organ veya doku içeriği redükte edilemezse "inkarsere" olarak adlandırılır. Herni kesesindeki organın kan dolaşım bozukluğu varsa "strangüle" herni olarak değerlendirilir. Herni kesesinin duvarının bir kısmını sigmoid kolon, mesane veya çekum gibi organların meydana getirmesine "sliding herni" adı verilir. Sliding herniler, inguinal hernilerin %2-3'ünü oluşturur. Sağa göre sol tarafta 4-5 kat daha sıktır. Sliding herni tanısı güçtür. Genellikle tanı ameliyat anında koyulur. Eğer hasta şişman ise, uzun süredir varolan redükte edilmesi güç ve skrotal büyük fıtığı mevcut ise şüphelenmek gerekir. Sliding hernilerde onarımın temeli, visseral içeriğin intraperitoneal kaviteye redüksiyonu ve herni kesesinin ligasyonunu takiben standart inguinal kanal rekonstrüksiyonudur (15,16,17). Herni kesesinin içeriğinin Meckel divertikülü olduğu hernilere "Littre hernisi" denir. Eğer barsağın antimezenterik kısmı herni orifisinden çıkarsa buna "Richter hernisi" denir. Son zamanlarda laparoskopinin yaygın kullanılması ile torakar giriş yerlerinde Richter hernisini tanımlayan yayınlar çıkmıştır (18). 10

11 Herni, eğer karın ön duvarında rektus kasının lateralinden (Linea semilunaris) çıkıyorsa buna "Spigel Hernisi" denir (17). İnguinal herniler direkt veya indirekt olabilir. İndirekt inguinal hernilerde kese, oblik olarak skrotuma ilerler (Skrotal herni). Direkt herni kesesi, inguinal kanalın tabanından çıkar (Hasselbach üçgeni). İnguinal kanal tabanını oluşturan transvers fasyadaki zayıflıktan dolayı daha geniş ve diffüz bir şişkinlik halinde belirirler. Çok ender olmakla birlikte yönünü süperfısiyal halkaya doğru çevirirler ve skrotum içine düşebilirler. Direkt hernilerde bazen geniş bir defekt yerine fasya transversaliste küçük, noktasal bir defekt olabilir. Bu defekten çıkan fıtıklara "funniküler herni" denir. Funniküler herniler inkarserasyona ve strangülasyona daha yatkındır (14,19) 11

12 Tablo 1: İndirekt ve Direkt Hernilerin Karekteristik Özellikleri Sebep konjenital akkiz yaş dağılımı her yaş; özellikle gençlerde orta ve ileri yaş seks dağılımı erkek/kadın: 10/1 sadece erkek lokalizasyon inguinal ve skrotal sadece inguinal external ring dilate, özellikle skrotalsa dilate olabilir herni kesesinin lokalizasyonu kremaster içerisinde kremaster arkasında herni kesesi eldiven parmağı gibi kubbe şeklinde büyüklüğü masif olabilir. genellikle küçük içeriği palpable barsak yaygın yaygın değil herni boynu dar geniş palpabl defekt bazen sık öksürükle görülme internal ringde daha medialde internal ringe parmak konunca öksürtülme kontrol edilebilir kontrol edilemez hayat tehlikesi strangülasyon korkusu strangülasyon pek görülmez onarımın ana noktaları kese yukarıya kadar disseke edilir. İnternal ring onarılır. kanalın posterior duvarı kuvvetlendirilir. nüks daha az daha çok 12

13 İnguinal bölge anatomisi Herni onarımının iyi anlaşılabilmesi için inguinal bölgenin anatomisinin bilinmesi gerekir. İnguinal bölge bir üçgene benzeyip bu üçgenin üst kenarını spina iliaka anterior süperior dan M. rektus abdominus'un dış yan kenarına kadar uzanan horizontal bir çizgi, alt kenarını inguinal ligamente uyan bir çizgi, medial kenarını ise M. rektus abdominus'un lateral kenarı oluşturur. Anterior abdominal duvar: Anterior abdominal duvar iki kısımdan oluşur: anterolateral ve orta kısımlar. Anterolateral kısmı eksternal oblik, internal oblik ve transversus kasları oluşturur. Orta kısım ise rektus abdominis ve piramidal kaslar tarafından oluşturulur (20,21). 13

14 Eksternal oblik kası lifleri inferior ve medial olarak öylesine yönlendirilmiştir ki pantolonun ön ceplerine sokulmuş ellerin yönünü izler. Kas 9. kostal kartilajdan vertikal yönde çizilen bir çizgi hizasında aponevratik hale gelir ve linea semilunarisi oluşturur. Anterior süperior iliak spine aşağısında kas tamamen aponevroz halini alır. Eksternal oblik aponevrozu lakuner ve yansıtılmış inguinal ligamanları oluşturur. Eksternal oblik aponevrozunun crista iliaca anterior superiorden pubik tüberküle uzanan alt sınırı inguinal ligamanı oluşturur (Şekil 1) (20). Şekil 1: İnguinal ligaman ve yüzeyel inguinal halka. 14

15 Yüzeyel inguinal halka pubik tüberkülün 1-1,5 cm üst dış kısmında bulunan eksternal oblik aponevrozun oluşturduğu üçgen şeklinde bir açıklıktır. Spermatik kord veya round ligaman buradan geçer. İnferior (lateral) krus pubik tüberkül ve pekten pubiste sonlanır. Süperior (medial) krus pubik tüberkülün ön yüzünde, pubik kemikte ve simfizis pubiste sonlanır (Şekil 2). Şekil 2:Yüzeyel inguinal halka 15

16 İliak kemiğin 2/3 anterior kısmından köken alan internal oblik kası lifleri süperior ve medial olarak yollarına devam ederler. İliopsoas fasyasından köken alan alt kısım lifleri horizantal olarak veya medial ve inferior olarak yolunu kat eder.transvers abdominis kası lifleri medial olarak yol alır. Üst kısımdaki lifleri orta hatta rektus kılıfının arkasında aponevroz halini alır. Göbek hizasında aponevratik lifler rektusun biraz lateralinde başlar. Alt kısımdaki lifler ise yüzeyel inguinal halkanın lateral sınırına dek muskuler halini korur. İliopubikalan oluşumuna katkıda bulunur (20). İnguinal bölgenin arterleri: İnguinal bölgeye dağılan yüzeyel arterlerin birçoğu A. Femoralis'den çıkarlar. Derin arterleri A. İliaka eksternadan ayrılan iç ringin medialinde bulunan A. Epigastrika inferior ve direkt aortadan çıkan A. Spermatika ve A. Overika'dır. İnguinal bölgenin venleri: İnguinal bölgenin venleri arterlere eşlik ederler ve femoral vene dökülürler, aynı isimle anılırlar. İnguinal bölgenin sinirleri: N. iliohipogastrikus, N. ilioinguinalis ve N. genitofemoralis'in genital dalıdır. İliohipogastrik ve İlioinguinal sinirler inguinal bölgenin cildini, penis kökünü ve kalçanın üst kısmının duyusunu sağlar. İlioinguinal sinir genellikle spermatik kord 16

17 üzerinde bulunur. Genital sinir inguinal kanalda iliopubik traktus üzerindedir. Kremaster kasını innerve eder. Skrotum ve labiaların yan duvar cildinin duyusunu sağlar (21,22). İnguinal bölgede inguinal kanal ve femoral kanalın tabanı bulunmaktadır. İnguinal kanal Poupart bağının yarı iç kısmının yaklaşık 2 cm üstünde ve ona paralel bir doğrultuda olup ortalama 4 cm uzunluğundadır. İki deliği ve dört duvarı vardır. Ön duvar; Eksternal oblik kasın aponevrozu, Arka duvar; Transvers fasya, Üst duvar; İnternal oblik kası, transvers abdominus kası ve aponevrozu, Alt duvar; İnguinal ligaman tarafından oluşur. İç inguinal halka (Anulus inguinalis profundus), inguinal kanalın karın boşluğuna açılan deliğidir cm uzunluğunda dikine bir yarık şeklinde olup karın ön duvarındaki iz düşümü, inguinal ligamanın ortasının 1.5 cm kadar üstüne isabet eder. Üst kenarını transvers aponevrotik arkus, alt kenarını iliopubik trakt, iç kenarını transvers fasya, dış kenarını ise transvers kas oluşturur. Dış inguinal halka (Anulus inguinalis süperfisyalis) ise inguinal kanalın deri altına açılan deliği olup pubik tüberkülün cm dış yan ve biraz yukarısında, eksternal oblik aponevrozun lifleri ile sınırlanan üçgen bir halkadır. 17

18 İnguinal kanalı oluşturan elemanlar: Erkeklerde, duktus deferens, arterler (testiküler arter, deferensial arter, kremasterik arter), pleksus pampiniformis, genitofemoral sinirin genital dalı, iiioinguinal sinir ve fasya tabakaları (eksternal, orta ve internal spermatik fasya) bulunur. Kadınlarda ise ligamentum teres uteri, ilioinguinal sinir ve genitofemoral sinirin genital dalı bulunur (21). İnguinal bölgede yer alan özel isimli anatomik yapılar: -Camper ve Skarpa fasyası -Poupart Ligamanı (Ligamentum inguinale) -Gimbernant Ligamanı (Ligamentum lakunare): İnguinal ligamanın medial kısmı yelpaze şeklinde pektineal hat boyunca uzanır ve ligamentum lakunare oluşur. Femoral kanalın medialini yapar. -Colles Ligamanı (Ligamentum inguinale refleksum): M. Oblikus eksternus aponevrozunun tüberkulum pubikum ve krista iliakaya yapışan derin lifleri tarafından meydana gelir. Anulus inguinalis süperfisiyalis'i alt içten sınırlar. İnguinal herni ameliyatlarında önemli bir yapı değildir. -Cooper Ligamanı (Ligamentum pubikum): Ramus pubis superior ve ileum periostuna fiksedir. Pubis de üst internal periosta fiksedir ve yoğun bir şekilde buraya yapışıktır. Cooper ligamanının medial yarısı iliopubik trakta sıkı bir şekilde yapışıktır. Poupart ligamanından daha yoğun ve güçlü bir yapı olmasına rağmen fıtık onarımında aşağıda belirtilen bazı sakıncaları vardır (23). 18

19 a. Cooper ligamanına ulaşmak daha zordur. b. Cooper ligamanı sert ve fiksedir ve elastik değildir.aşırı gerilme içinden geçen dikişler tarafından dokunun kesilmesine yol açar. c. Femoral venin yakınında maksimum gerilmeye neden olur. -Henle Ligamanı (Falks inguinalis): M. rektus abdominusun alt ucunun dış yanında ve tabanı aşağıda tepesi yukarıda bir üçgen görünümündedir. Üçgenin tabanı Cooper ligamanı ile birleşir (21). -Thomson Ligamanı (iliopubik Trakt): Medialde pubisin süperior ramusunun orta noktasına yapışır. Bu birleşmeden sonra keskin bir eğri çizerek femoral kanal, sinir ve damarları çaprazlayıp derin inguinal halkanın altından geçerek ileopektineal arka yapışır. 1836'da Thomson tarafından tanımlanmıştır. Thomson posterior inguinal duvardaki bu önemli kalınlaşmayı, inguinal ligamentten tamamen farklı bir yapı olarak belirtmiştir. Condon gibi otörler, bu yapıya çok önem verirler. Ancak, başka yayınlarda iliopubik traktın, %25 olguda veya daha azında güçlü olduğu bildirilmiştir (21). 19

20 Şekil: 3 Hasselbach üçgeni: İnguinal bölgede, alt kenarı inguinal ligaman, üst kenarı a.v.epigastrica inferiorlar iç yan kenarı m.rektus un lateral kenarı ile sınırlana üçgen şeklindeki alana Hasselbach üçgeni denir (24). İlk kez Hasselbach bu alanı tanımlarken, lateral kenara v.femoralis, inferior kenar olarak pektineal ligaman, medial kenarı da rektus adalesi ve superior kenar olarak ta derin epigastrik damarları tanımlamıştır. Ancak günümüzdeki tanımlanan yukarıda ilk bahsedilen tanımlamadır. Bugün Hasselbach üçgenini orijinalinden daha küçük ancak daha yararlı olacak şekilde tanımlamışlardır. Buna göre; üst sınır epigastrik damarlar, medial sınırı rektus kılıfı ve alt sınırı da pubisin sup. ramusu yapar. Bu üçgenden direkt inguinal herniler oluşur (25). İndirekt inguinal herniler inguinal kanaldan, femoral herniler ise femoral kanaldan meydana gelirler. 20

21 Şekil 4: Hasselbach Üçgeni 21

22 Şekil 5 Canalis İguinalis Karın duvarı muskuloaponevrotik yapılarının meydana getirdikleri oblik bir kanaldır. Erkeklerde testis ve funniculus spermaticus, kadınlarda ligamentum teres (raund) bu kanaldan geçerek karın dış tarafına çıkarlar. Ligamentum inguinaleye paralel olarak iç ve dış halkalar arasında ve yukarıdan aşağıya, dıştan içe bir doğrultuda uzanan canalis inguinalisin boyu erkeklerde cm, kadınlarda ise daha uzun olup 4-5 cm.dir. genellikle canalis inguinalis, iki deliği, dört duvarı olan tünel şeklinde bir yapı olarak tarif edilmektedir. Fakat bu tarif anatomik olmaktan çok şematik karakter taşır. Ön duvar, m.obliqus externus aponevrozu ve m.obliqus internusa ait bazı liflerden ibarettir. 22

23 Üst duvar veya tavan ise m.obliqus internus ve m.transversus abdominusun funniculus spermaticus üzerinde arcus yapan serbest alt kenarından ibarettir. Alt duvar, fasya transversalis ve onu sağlamlaştıran yapılardan oluşur (24). Şekil 6 Bazı otörler canalis inguinalis i üçgen prizma şeklinde bir yapı olarak tanımlarlar. Tarifin bu şekilde olmasının sebebi; fasya transversalis in, lig. İnguinale ye değil de Cooper ligamanına yapıştığını savunan anatomik görüştür. Buna göre canalis inguinalisin duvarları şöyle tanımlanmaktadır. Ön duvarı m. obliqus externus 23

24 aponevrozu, m.obliqus int., m.transversus abdominusun fascicüler yapıları tarafından meydana gelir. Alt duvar ise lig.inguinalenin kıvrık olan iç yüzü, iliopubic tractus ve lig.lacunare den ibarettir. Arka duvar tek başına faysa transversalis ten meydana gelmiştir (25). Canalis inguinalis içindeki yapılar: Funniculus spermaticus: Erkekte canalis inguinalisin içi bu yapıyla doldurulmuştur. Funniculus spermaticus içinden; Ductus deferens, a.spermatica int. ve ext., a.v.ductus deferentialis, plexus pampiniformis, lenf damarları, oblitere olmuş rudimenter prosesus vajinalis geçer. Kadında inguinal kanaldan raund ligamanı, a.ovarica ve a.epigastrica inferior dan çıkan ince arteriel dallar geçer. Femoral üçgen (scarpa üçgeni): Tabanı lig.inguinale nin alt kenarı, yan kenarları medialde m.sartorius, lateralde m.adductor magnus kenarları tarafından oluşturulan alandır (24). Etyoloji İnguinal herniler konjenital ya da edinsel olabilirler ve her iki şekilde de aile anemnezi kuvvetlice pozitiftir. Böylece inguinal hernilerde genetik geçişten bahsedilebilir. Konjenital inguinal herniler patent prosesus vajinalisten kaynaklanmaktadır. Patent prosesus vajinalisin yenidoğanlarda %80, 1 yaşında %50 ve yetişkinlerde %20 olduğu tesbit edilmiştir. Herniyasyon için potansiyel riske sahip olmak her zaman herni gelişeceği anlamına gelmez. Miyopektineal orifiste visseral 24

25 keseyi tutan fasya transversalisin zayıflamasına neden olan diğer faktörlerin de bulunması gerekir. Alt abdominal duvardaki açıklık; üstte tendon konjuvanı oluşturan, internal oblik kaslar ve transversus abdominis alt sınırının miyoaponevrotik arkı ve altta da superior ramus pubisin pektineal çizgisi ile kuşatılmıştır. Bu açıklık abdomenle alt ekstremite arasında kan damarları, sinirler, lenfatikler, kaslar ve tendonların geçişine izin verir. Bu alan (inguinal kanal); eksternal oblik kasın alt serbest aponevrotik sınırı (inguinal ligament) ile üst ve alt iki yarıya ayrılır ve posteriorda sadece fasya transversalis ile kapalıdır. İnsanlardaki bu gelişimsel defekt, arkuat çizginin altında posterior rektus kılıfının olmaması, fasya transversalisin kas ya da aponevroz ile desteklenmemesi, intraabdominal basınca karşı koyma ve uylukla abdomen arasındaki açıklığı koruma gereksinimi, insanların dört ekstremite yerine iki ekstremite ile hareketi ve dik postür benimsemesiyle daha da şiddetlenmiştir. Diğer memelilerin hemen hemen hepsi dört ekstremite üzerinde yürümektedir ve hem de hepsinde açık prosesus vaginalis kalıcıdır. Fakat onlar nadiren inguinal hernilerden acı çekerler. Bunun nedeni dört ayaklılarda uyluğun öne flekse olması, inguinal yapıların gergin olmaması ve inguinal kanalın yukarı doğru uzanması olarak düşünülmektedir.abdominal içeriğin ağırlığı, direkt olarak öne ve aşağı doğru, inguinal bölgeden yapı olarak bu ağırlığa daha dirençli olan anterior karın duvarına doğrudur. Böylece inguinal kanal önemli yerçekimi stresine maruz kalmaz. İnsanlarda ise dik postür alt abdomen duvarına geçen yerçekimi stresine maruz bırakır. Bu fasya transversalisin zayıflamasına ve inguinal herni gelişmesine neden olan önemli bir faktör olabilir. Daha da ötesi inguinal kanal aşağı doğru yönelmiştir ve intraabdominal içeriğin ağırlığı direkt internal açıklığa yansımaktadır ve dilate etmektedir (26). 25

26 Herni İnsidansı Joseph Ponka tarafından Detroit teki Henry Ford hastanesindeki datalardan alınan bilgilere göre ki bu datalar 1913 ile 1993 arasında toplanmıştır. Erkeklerde inguinal herni daha sık görülmektedir. Erkek kadın oranı 12/1 dir. Erkeklerdeki inguinal hernilerin %54 ü indirekt, %27 si direkt, %3 ü femoral, %8 i direkt-indirekt-femoral kombinasyonlardan oluşmaktadır. %2 umbilikal, %2 hiatal, %4 insizyonel ve %1 epigastriktir. Kadınlarda %33 indirekt, %2 direkt, %11 femoral, %3 direkt-indirekt-femoral kombinasyonu, %17 umbilikal, %18 insizyonal, %15 hiatal ve %3 epigastriktir(27). Teşhis Semptomlar - İnguinal bölgede ele gelen kitle - İnguinal bölgede ağrı ile birlikte ele gelen kitle - Kasıkta başlayıp skrotuma doğru yayılan sürekli ve hafif ağrı Fizik muayene İnguinal hernilerde fizik muayene hem sırtüstü, hemde ayakta yapılmalıdır. Her iki pozisyonda da hastaya öksürmesi ve ıkınması söylenir. Skrotumdan işaret parmağı ile anulus inguinalis superficialis rahatlıkla palpe edilebilir. Hastaya yukarıdaki manevralar yaptırılır. İşaret parmağının uç kısmı ile hissedilen şişlik genelde indirekt inguinal herniyi, işaret parmağının daha proksimal kısmı ile hissedilen şişlik genelde direkt inguinal herniyi işaret eder. İnguinal ligamanın altında hissedilen şişlik ise femoral herniyi düşündürür. 26

27 Herniografi Sırtüstü yatan hastaya karın sol alt bölümden periton içine kateter sokulup ml radyoopak madde verilir, sonra hasta ters çevrilir ve hasta radyolojik olarak incelenir. İzotop peritoneoscrotogram İntraperitoneal teknezyumla işaretli kolloid enjeksiyonu yapılır. Scan ile incelemede herni kesesinin görülmesi ile tanı konur (28,29,30,31,32). Ameliyat Teknikleri Tablo 2: Herni ameliyatları Anterior yaklaşım Yüksek ligasyon Bassini onarımı Halsted Onarımı- Halsted II(Ferguson Andrews) Mc Vay onarımı Shouldice onarımı Arka duvar örgüsü Lichtenstein Onarımı (Anterior yoldan mesh tatbiki) Mesh Plug Posterior yaklaşım Preperitoneal Sütürler ile onarım Preperitoneal sütür ve veya mesh ile onarım(nyhus) Laparoskopik Onarım Total abdominal preperitoneal laparoskopik onarım Ekstraperitoneal laparoskopik onarım İntraperitoneal On-lay mesh onarım (IPOM) 27

28 Ağ Örme Onarımı Bu grupta doğal cilt çizgilerine paralel oblik inguinal insizyon ile cilt, cilt altı, kamper ve skarpa fasyaları geçildi, muskulus oblik eksternus aponevrozu bulundu, dış halka palpe edildi ve inguinal kanala paralel insizyonla dış halka düşürüldü, oblik eksternus medial yaprağı rektus kasına kadar, lateral yaprak ise Poupart ligamenti ile iliopubik trakt ortaya çıkana kadar disseke edildi ve kordon askıya alındı. İndirekt hernilerde, herni kesesi boyun düzeyine kadar disseke edildi, kese açılarak içeriği batına iade edildi, kese bağlandı ve eksize edildi (high-ligation). Direkt hernilerde fıtık kesesi devamlı sütürlerle batına imbrige edildi. Bir numaralı prolen sütür materyali ile pubisten başlanarak tendon konjuan ile poupart ligamentinden geçecek şekilde birer santimetre aralıklarla tek tek, gerginliksiz takviye sütürleri kondu. İç halka parmak pulpasının geçişine izin verecek şekilde daraltıldı. Takviye sütürler ilk sıra sütürleri çaprazlayacak şekilde, devamlı, pubise doğru geri gelerek AÖO onarım tamamlandı. Daha sonra oblik eksternus aponevrozu devamlı sütürlerle kapatıldı (33). 28

29 Şekil 7 : Ağ örme onarım.( Güler K. İnguinal hernilerin tedavisinde Ağ Örme Yöntemi Lichtenstein Tension-Free Herniyoplasti Birinci grupta anlatılan aynı cerrahi işlemlerden sonra kordon askıya alındı. İndirekt hernilerde high ligation uygulandı, direkt herniler devamlı sütürlerle batına imbrige edildi. Arka duvara uygun ölçülerde (yaklaşık olarak 5 cm x 10 cm) polipropilen yama uzun ekseni kordona parelel olacak şekilde hazırlandı ve yerleştirildi. Yerleştirilen yamanın tendon konjuan ile inguinal ligament arasındaki tüm alanı kapatmasına, kordon dolaşımını bozmamasına ve yaklaşık 1/3 lük alanı inguinal ligament tarafında, 2/3 lük alanı tendon konjuan tarafında kalmasına dikkat edildi. Yamanın tespiti için 2/0 prolen sütür kullanıldı. Yamanın inferio-medial kenarda 29

30 yumuşak dokunun pubik tüberkül ile birleştiği bölgeyi nüksleri önleyebilmek amacıyla 2-3 cm. taşacak şekilde örtmesine dikkat edildi. Yama, dışta Poupart bağına, içte tendon konjuan ve rektus ön kılıfına seyrek dikişlerle tespit edildi. Kordonun geçmesi için kesilen hatta tek tek tespit sütürleri kondu. İç halkanın çok geniş olduğu durumlarda huni şeklinde polipropilen bir yama iç halka içine sokulup üstten 2-3 dikişle tutturuldu. Daha sonra m. oblikus eksternus aponevrozu 2/0 Vicryl sutürlerle devamlı olarak kapatıldı (33). Şekil 8: Lichtenstein hernioplasti. (Hernias of the abdominal wall. Oxford Texbook of Surgery, 2.ed. 2000, 35 fig5 1873) 30

31 İnguinal herni ameliyatlarında görülen komplikasyonlar A. İntra operatif komplikasyonlar 1) Kanama: Herni tamiri sırasında şu üç değişik damarın travmaya maruz kalması ile kanama meydana gelebilir. a) Obturator arterin pubik dalı b) Derin inferior epigastrik damarlar c) Eksternal iliak arter ve ven onarılabilinir. 2) Vas deferens kesilmesi: Vas deferens kesilebilir ve farkına varılırsa 3) Sinirlerin kesilmesi: Semptomatik nöroma gelişebilir. Genitofemoral nöralji, sinirin genital veya lateral femoral kutenöz dallarının yaralanması sonucu gelişen bir patolojidir. Hastalar uyluk üst kısmında şiddetli ağrı veya parestezi tarif ederler. Lokal sinir bloku ile tedavi edilebilinir. 4) Testiküler kan akımının engellenmesi: Testiküler arter kesilse bile eğer testis skrotumdan disseke edilmemiş ise kollateral dolaşım bozulmayacağı için testiste nekroz ve atrofi görülmez. Bu kolleteraller, vesikal ve prostatik arter dalları arasında, internal ve eksternal pudental arterlerin skrotal dalları arasındadır. 5) Karın organlarının hasar görmesi: Herni kesesinin yüksekten bağlanması sliding hernide çekum veya sigmoid yaralanması, mesane yaralanması 6) Gözden herni kaçması 31

32 7) Strongüle bağırsağın periton boşluğu içerisinde kaybolması 8) Femoral venin sıkışması:ayakta ödem ve derin ven trombozu, böylece pulmoner enbolizme yol açabilir. B. Postoperatif komplikasyonlar 1) Genel komplikasyonlar a. Kardiyovasküler, pulmoner komplikasyonlar: Atelektazi, tromboemboli, koroner tıkanıklık b. İdrar retansiyonu: Yaşlı, prostat yakınmaları olan hastalarla, genç, sağlıklı ve kaslı erkeklerde daha sık c. Üriner enfeksiyon 2) Lokal komplikasyonlar a.yara enfeksiyonu:inguinal herni ameliyatlarından sonra yara enfeksiyonu insidansı ortalama %1 dir. Nüks herni onarımından sonra risk biraz artar. Yara enfeksiyonu eksternal oblik aponevrozun altına kadar ilerlerse nüks riskini arttırır. b. Hematom: Dikkatli hemostaz yapılmamasına bağlıdır. c. İnguinal bölge ağrısı: Ameliyat sonrasında görülen ağrının sebebi ilioinguinal ve iliohipogastrik sinirlerin sıkıştırılması veya dikilmesidir. 32

33 d. Skrotum ve testis ödemi: Muhtemel nedeni iç halkanın fazla daraltılması sonucu venöz tıkanıklık ve buna bağlı doku ödemidir. Bu komplikasyondan sonra testiküler atrofi insidansı yükselir. Geç Koplikasyonlar 1) Hidrosel: İnsitu distal fıtık kesesinin kapalı olarak bırakılması spermatik kord boyunca skrotum içinde sıvı toplanmasına neden olabilir. Ayrıca fıtık onarımı esnasında istenmeden lenfatik veya venöz drenajın engellenmesi hidrosel benzeri sıvı toplanmasına neden olabilir. Hastaların çoğu sıvının basit aspirasyonu sonucu düzelir. Gerekirse aspirasyon tekrarlanabilir. 2) Nöroma: Kronik nöropatik ağrının görülme sıklığı %0.3 tür ve laparoskopik onarımda bu oran artmaktadır. Sebebler arasında inguinal bölgede bulunan sinirlerden bir veya birkaçının kesilmesi, sıkıştırılması ve inflamasyonu bulunmaktadır. Genitofemoral sinirin genital dalı ve ilioinguinal sinirler en sık tutulan sinirlerdir. Tedavide hastanın yakın takibi ve psikolojik rahatlaması önemlidir. Böylece birçoğunda ağrı geriliyecektir. Sinir bloku yapılması hem tanı hem de tedavi için yararlıdır. Kronik ağrı sendromu olan hastalarda nörektomi uygun olacaktır. Testiküler atrofi Görülme sıklığı %0.1 dir. Başlıca risk faktörleri nüks fıtıklarda anterior onarım, pubik tüberkülün altında disseksiyon yapmak, testisin skrotumdan dışarıya çıkarılması, eş zamanlı bir skrotal işleminde yapılıyor olması ve infantlarda inkarserasyonun bulunmasıdır. Testiküler atrofiye sebep olan mekanizma venöz tromboz oluşmasıdır. Arteryel yetmezlik daha nadiren sebep olmaktadır. Tanı 33

34 kesinleştiği zaman testisi kurtaracak spesifik bir tedavi yoktur. Testesteron tedavisi gereklidir. 4)Nüks herni: İyi merkezlerde bile yüksek oranda nüks görülmesi bu probleme çok dikkatli yaklaşım gerektiğini vurgulamaktadır. Çocuklarda herni onarımından sonra nüks görülmezken yaş ilerledikçe nüks oranı artar. Nüks sonrası yapılan girişim sonrası, tekrar nüks oranı daha çok yüksektir. Ameliyattan sonra ilk bir yılda nükslerin %26 ile %37 si, ilk beş yılda ise nükslerin %60 ı meydana gelir. İnguinal herni ameliyatlarında nüksler Erken Nüksler 1) Cerrahın deneyimi: Fıtık cerrahisinin başarısı hemen hemen tamamen cerrahın yeteneği, bilgisi ve deneyimine bağlıdır. Cerrahın deneyimi arttıkça nüks oranı düşmektedir. Bu kullanılan onarım tekniğinden daha önemlidir. Cerrah hematoma, infeksiyona neden olmaması ve dokuya zarar vermemesi için anatomik diseksiyonu ve doku retraksiyonlarını çok dikkatli ve nazikçe yapmalıdır. inmektedir. Spesifik herni cerrahlarınca yapılan primer onarımlar için nüks oranını %0,1 lere 2) Gerginlik: Dokuların yaklaştırılmasının gergin olması fıtık tamirinde başarısızlığın ana nedenidir(34). Gergin olan sütürler iki şekilde nükse neden olur. Birincisi; çok gerginse dokular yırtılır. İkincisi; gerginlik hattındaki dokularda iskemiye neden olarak nüks görülür. 34

35 Fruchaud un miyopektineal orifisinin büyüklüğü, özellikle üstte miyoaponevrotik ark ile alttaki pektineal ligaman arasındaki vertikal uzaklık kişiden kişiye değişmektedir. Miyoaponevrotik arkın yüksek olduğu geniş açıklığı olan kişilerde tendo konjuanın inguinal ligaman yada pektineal ligamana (Bassini veya Cooper ligaman onarımı) yaklaştırılması zorlayarak olmuşsa gerginlik yaratır. Doku nekrozuna ve dokuların ayrılmasına ve dolayısıyla nükse neden olur. Nüks hernilerin onarımında da sertleşmiş, elastikiyetini kaybetmiş dokulardan sutür geçileceğinden aynı mekanizma ile nüks görülecektir. Anterior rektus kılıfına yapılan relaksasyon insizyonlarının Cooper ligaman onarımlarında belirli dereceye kadar gerginliği azalttığının gösterilmesine rağmen nüksü azaltmada etkinliğini gösteren kontrollü karşılaştırmalı çalışmalar yoktur (34). 3) İnfeksiyon: Bu inguinal herni onarımının en ciddi komplikasyonlarından biridir. Nüks hernilerin %50 sinden infeksiyonun sorumlu olduğu tahmin edilmektedir. İnfeksiyon gelişen inguinal herni vakalarının 1/3 ünde veya daha fazlasında nüks gelişmektedir. Spesifik herni cerrahlarınca yapılan vakalarda postoperatif yara infeksiyonu insidansı %1 veya daha azdır(34). Genel hastanelerde ise bu insidans %5 ya da daha fazladır. Ancak bu rakamlar postoperatif takip süresine göre değişebilir. Son çalışmalar göstermiştir ki, yara infeksiyonunun gerçek insidansının %50- %75 i hasta, hastaneden çıktıktan sonra görülmektedir. Yara enfeksiyonu çok hafif kızarıklıktan hastayı perişan edebilecek bir düzeye kadar değişiklik gösterebilir. Yara kenarında minimal bir kızarıklık, seröz akıntı ve dikiş altında küçük bir apse, nüks oranını etkilemez. Bununla beraber yara etrafındaki akut selulitis ilerleyip, derin dokularda fasitis, doku nekrozu ve derin apse formasyonlarına kadar gidebilir. Akut faz 35

36 yerleşir ve yara iyileşebilir. Fakat daha sonra sinüs formasyonlu kronik sepsis ve intermittant akıntı olabilir. Hatta açıkça herhangi bir infeksiyon kanıtı olmadığı halde operasyon esnasında mikroorganizmaların üremesinden dolayı kronik, derin yerleşimli, inflamasyonel bir proses olabilir. İnfekte yaraların açılmasına neden olan olayın patofizyolojisi henüz araştırılmamıştır. İnfeksiyon yara iyileşmesine müdahale ederek doku destrüksiyonuna neden olur. Bölgeye çok sayıda polimorf nüveli lökosit ve makrofajları çeken, inflamasyona neden olan organizmaların toksin ve enzimleri hücresel yıkıma neden olur. Lökositler, kollojen ve diğer destekleyici yapıları tahrip eden proteaz, süperoksidaz ve diğer serbest radikalleri içeren azurofilik zymogen granülleri salgılarlar. Doku yıkımı inflamasyon nedeni ile ortaya çıkar. Hücresel yıkımdan kaynaklanan otoliz enzim ve maddelerle artar. Sütur materyalleri, çevrelerinde inflamasyon reaksiyonlarını arttırarak, yabancı bir cisim gibi davranır, dokuların zayıflamasına ve kopmasına neden olur. Fasitis, selülitis ve geniş doku nekrozu, yaranın tam açılmasına neden olur. Yaygınca kullanılan sentetik sütur materyalleri, gerginliğini korurken zayıflamış, inflame, ödematöz dokular bu gerginliğe karşı koyamaz ve yırtılır. İnfeksiyonun neden olduğu inflamasyon ve ödem nedeniyle dokular şişer ve ortamın doku volümü süturleri açar. Sonuç olarak yara iyileşse bile süturlar dokulara gerekli desteği veremezler. İyileşme artmış intraabdominal basıncın stresine karşı koyamayan bir skar dokusuyla olur ve sonunda nüks eder. 36

37 4) Sütur Materyalleri: Fıtık tamirinden sonra yara iyileşmesi yaklaşık 1 yıl alır. İyileşme kollojen üretimi, matürasyonu ve şekillenmesiyle olur. 6 ayda maksimum gerginliğin %80 ine ulaşılır. Bu yüzden en azından bu süre içerinde yara iyi takip edilmeli ve desteklenmelidir. Hiçbir sütur materyali 6 ay boyunca gerginliğini koruyacak düzeyde değildir. Katküt ve yeni absorbabl sentetik süturler 14 gün içerisinde gerginliklerinin %50-%80 ini kaybederler ve 2-3 haftada yıkılırlar. Bu yüzden fıtık tamirinde kullanımları uygun değildir. Keza ipek, pamuk ve keten gibi biyolojik materyaller de gerginliklerinin %40 ını 6 hafta içinde kaybederler ve 3 ay içersinde yıkılmaya başlarlar. Daha da ötesi daha çok doku reaksiyonuna neden olurlar. Örgü ve büklümlerde gizlenmiş organizmaların neden olduğu infeksiyonun devam etmesine, infekte yaralarda kronik sinüs oluşumuna,majör doku yıkımına ve nükslere neden olurlar. Hatta modern poliester ve naylonlar bile örgü haline getirildikleri zaman organizmaları barındırırlar ve sepsisi sürdürürler. Monofilaman paslanmaz çelik tel inerttir ve daha az doku reaksiyonuna neden olur. İntakt kalır ve gerginliğini belirsizce korur. Bu nedenlerle inguinal herni onarımı için ideal sütur materyalidir. Shouldice hastanesinde, 500 vakada 34 gauge çelik tel kullanmışlar ve nüks oranını %1 olarak bildirmişler. Ancak tamir edilmesi güç olduğundan çoğu cerrah bunun yerine monofilaman polyamide yada polypropylen sutür materyallerini kullanmayı tercih etmektedir. Bu monofilaman non absorbable sutürler gerginliklerini daima korurlar. Pratik olarak insan dokularında yıkıma uğramazlar. Bu materyaller güçlü, düzgün ve inerttirler. Çok az doku reaksiyonu ortaya çıkabilir. Bu özelliklerinden dolayı infekte yaralarda yabancı cisim reaksiyonuna neden olmazlar. Pürülan bir yaraya maruz kalındığında bile sağlıklı granülasyon dokusu ile örtülürler ve 37

38 iyileşmeyi etkilemezler. Bu non absorbable süturleri kullanmanın bir dezavantajı görülmemiştir(35.) 5) Sütür Tekniği: Dokudan genişçe geçilen sütür tekniği, nüks inguinal hernilerin önlenmesinde büyük bir ilerleme sağlamıştır. Çok sayıda küçük sütürler, dokudan küçük dikiş geçme (dikiş hattına yakın geçme) ve anatomik katları ayrı ayrı sütüre etmenin ve sıkıca düğüm atmanın, dokudan daha geriden genişçe geçip, gevşekçe bağlanmasından daha iyi olduğuna yanlış bir şekilde inanılmaktadır. Küçük sütürler, sütüre edilen tabakanın sütür hattına yakın küçük bir kısmını kapatır. Her bir küçük ve sıkıca bağlanmış sütür, sütür hattının her iki tarafında iskemi ve nekroza neden olur. Eğer sütürler birbirine yakın, sık aralıklarla konursa iskemik alan üstüste biner ve bir şerit halini alır ve böylece karşılıklı sütüre edilen dokular açılır ve nükse neden olur.(35) Devamlı spiral şeklindeki bir sütür gerginliği, yaklaştırılan dokular boyunca daha iyi yayılabilir. Aralıklı tek tek dikişlerde gerginlik her bir dikiş üzerine biner. Gerginlik, dokunun sütürü tutabilen kapasitesini aşarsa dikiş yeri açılır. Shouldice Hastanesi her zaman dokuyu genişçe alan continü sütür kullanılmasını vurgulamıştır(36). Bu teknik aynı zamanda naylon örme tekniğinin temelidir. Shouldice Hastanesi continü sütür için paslanmaz çelik tel kullanmış ancak enstitünün dışında çoğu cerrah monofilaman polyamide yada polypropylene kullanmıştır. Monofilaman sütürler, kullanım kolaylığı, dokuyu gerebilme, gerginliği ayarlayabilme açısından en uygunudur. 38

39 Geç Nüksler İnguinal hernilerin nüks oranı ilk 5 yıldan sonra oldukça azalır. Ancak 30 yıl gibi geç dönemlerde de nüks olabilir. Uzun yıllar dayanan kollojen dokusu neden birdenbire bozuluyor, anlamak güçtür. Geç nüksler için yaşlanmakla kasların zayıflaması ve vücudun direncini kaybetmesi gibi nedenler öne sürülmektedir. Fakat temel mekanizmalar bilinmemektedir. Bununla beraber kollojenin sağlamlığını dengeleyen metabolik sistemde bir bozulma vardır(35,37). 39

40 HASTALAR VE YÖNTEM Aralık Temmuz 2007 tarihleri arasında, İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği nde ameliyat edilen 100 inguinal hernili hasta prospektif ve randomize olarak seçilerek çalışmaya alındı. Nüks inguinal herniler çalışma dışı bırakıldı. Çalışmadaki hastalardan karşılaştırma amaçlı iki grup oluşturuldu. Birinci gruptaki 50 hastaya Ağ Örme Onarımı (AÖO) -Moloney ameliyatıuygulandı. İkinci gruptaki 50 hastaya Lichtenstein Tension Free (LTF) tekniği ile fıtık onarımı uygulandı. LTF tekniği için polipropilen yama kullanıldı. AÖO tekniğiyle yapılan fıtık operasyonlarında no: 1 prolen sütür kullanıldı. Hastaların takipleri postop. 1. gün, 7. gün ve 30. gün yapıldı. Bunu takip eden sürelerde 6 ayda bir çağırılarak, gelmeyenler ise telefonla görüşülerek takip edildiler. Hastaların ameliyat süreleri, verilen anestezi tipleri, erken mobilizasyon süreleri, hastanede kalış süreleri, işe dönüş süreleri, postoperatif erken komplikasyonlar ve nüks açısından karşılaştırmaları yapıldı. Saptanan farkların istatistiksel yorumları yapıldı. Veriler SPSS-for Windows 9,0 bilgisayar programı kullanılarak değerlendirildi. Anlam düzeyi olarak, p <0,05 seçildi. 40

41 BULGULAR Çalışmaya dahil edilen tüm hastaların 30 u kadın, 70 i erkekti. Yaş ortalamaları % 54 (en az 22, en fazla 78 yaş ) olarak saptandı. Tablo 3: Hastaların cinsiyete göre sağ, sol ve bilateral inguinal herni dağılımlarını göstermektedir. k e toplam p sağ i.h sol i.h bilateral i.h toplam (k: kadın, e: erkek i.h: inguinal herni) Hastaların 68 i sağ inguinal herni ( kadın: 20, erkek: 48), 30 u sol inguinal herni ( kadın:10, erkek: 20), 2 si bilateral inguinal herni ( kadın:0, erkek: 2) idi (Tablo 3). Sağ inguinal herninin erkeklerde kadınlara nazaran istatistiksel değerlendirmede anlamlı derecede daha fazla olduğu tespit edildi (p<0.05). 41

42 k e toplam 100 Hasta sayısı sağ i.h sol i.h bilat. i.h toplam k e toplam Herni lokalizasyonu (sağ i.h: sağ inguinal herni, sol i.h: sol inguinal herni, bilat. i.h.: bilateral inguinal herni) Şekil 9: Cinsiyete göre inguinal herni lokalizasyonlarının dağılımı görülmektedir. Tablo 4: Hastaların cinsiyete göre direkt ve/veya indirekt inguinal herni dağılımlarını göstermektedir. k e toplam p direkt i.h indirekt i.h direkt+indirekt i.h toplam (direkt i.h: direkt inguinal herni, indirekt i.h: indirekt inguinal herni) 42

43 Toplam 100 hastanın 20 sine direkt inguinal herni ( kadın: 14 erkek: 6 ), 74 üne indirekt inguinal herni ( kadın: 12 erkek: 62 ), 6 hastaya da direkt+ indirekt inguinal herni ( kadın: 4, erkek: 2 ) tanısı konuldu (Tablo 4). İndirekt inguinal herninin erkeklerde istatistiksel olarak anlamlı derecede fazla olduğu saptandı (p<0.05). k e toplam 100 Hasta sayısı direkt i.h. indirekt i.h direkt+indi toplam k e toplam Herni tipi Şekil 10: İnguinal herni tiplerinin cinsiyete göre dağılımları. 43

44 Tablo 5: Çalışmadaki hastaların ek hastalık öyküsü ve herni tipine göre dağılımları görülmektedir. direkt i.h indirekt i.h direkt+ind. i.h toplam p koah* hipertansiyon diabetes mellitus guatr(opere) toplam (koah*: kronik obstrüktif akciğer hastalığı) Yapılan anamnez, fizik muayene ve tetkikler sonucunda 100 hastanın 14 ünde ek hastalık öyküsü (direkt i.h: 10, indirekt i.h: 4) tespit edilmiştir. Hastaların 5 inde KOAH, 3 ünde hipertansiyon, 2 sinde diabetes mellitus, 4 ünde ise opere guatr (bilateral total tiroidektomi) tespit edilmiş olup medikal tedavi altında idi (Tablo 5). Yapılan istatistiksel değerlendirme sonucunda herni tipleri arasında ek hastalık öyküsü açısından anlamlı bir fark saptanmadı (p>0.05). 44

45 Sayı direkt i.h indirekt i.h direkt+ind. i.h toplam 0 koah hipertansiyon diabetes -2 mellitus Ek hastalık guatr(opere) toplam Şekil 11: Ek hastalık öyküsünün herni tipine göre dağılımı. Tablo 6: AÖO ve LTF gruplarının cinsiyete göre dağılımı. teknik k e toplam LTF AÖO toplam LTF tekniği ile opere edilmiş hastaların 20 si kadın, 30 u erkekti. AÖO tekniği ile opere edilmiş hastaların ise 10 u kadın 40 ı erkekti ( Tablo 6). 45

46 Tablo 7: AÖO ve LTF gruplarının inguinal herni tiplerine göre dağılımı. ameliyat yöntemi indirect i.h. direkt i.h. direkt+ indirekt i.h. LTF AÖO toplam LTF onarımı yapılan hastaların 44 ü indirekt i.h, 12 si direkt i.h, 6 tanesi de direkt+indirekt i.h. li idi. AÖO ı kullanılan hastaların ise 30 u indirekt i.h., 8 i direkt i.h li idi (Tablo 7) Sayı indirect direkt direkt+indirekt 0 LTF AÖO toplam Ameliyat tekniği Şekil 12: AÖO ve LTF tekniklerinin inguinal herni tiplerine göre dağılımı. 46

Karın duvarı fıtıkları

Karın duvarı fıtıkları Karın duvarı fıtıkları Prof. Dr. Metin Ertem İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ, CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ, GENEL CERRAHİ A.B.D. Fıtıklar Karın duvarı fıtıkları genellikle karın içi doku ve organların karın duvarındaki

Detaylı

2- Anterior karın duvarı fıtıkları a-direkt inguinal fıtık. a-insizyonal fıtıklar (kesi fıtığı) b-indirek inguinal fıtık c-femoral fıtık

2- Anterior karın duvarı fıtıkları a-direkt inguinal fıtık. a-insizyonal fıtıklar (kesi fıtığı) b-indirek inguinal fıtık c-femoral fıtık 1 Yrd. Doç. Dr. Ömer USLUKAYA KARIN DUVARI FITIKLARI Genel cerrahi kliniklerinde en sık karşılaşılan hastalıklardan biri fıtıktır. Fıtık (herni), karın duvarındaki bir defektten (veya zayıf bir noktadan)

Detaylı

T.C. Sağlık Bakanlığı Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği Klinik Şefi: Prof. Dr.

T.C. Sağlık Bakanlığı Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği Klinik Şefi: Prof. Dr. T.C. Sağlık Bakanlığı Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği Klinik Şefi: Prof. Dr. Erşan AYGÜN İnguinal Fıtık Tamirinde Kullanılan Lichtenstein ve Anterior Preperitoneal

Detaylı

KASIK FITIK TAMİRİNDE LAPAROSKOPİK YAKLAŞIM

KASIK FITIK TAMİRİNDE LAPAROSKOPİK YAKLAŞIM T.C. Sağlık Bakanlığı İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi İkinci Genel Cerrahi Kliniği KASIK FITIK TAMİRİNDE LAPAROSKOPİK YAKLAŞIM (Uzmanlık Tezi) Dr. Oya SARIKAYA İSTANBUL - 2006 T.C. Sağlık Bakanlığı

Detaylı

İnmemiş Testis ve İnguinal Herni. PANEL: Görseller Eşliğinde Vaka Tartışmaları

İnmemiş Testis ve İnguinal Herni. PANEL: Görseller Eşliğinde Vaka Tartışmaları İnmemiş Testis ve İnguinal Herni PANEL: Görseller Eşliğinde Vaka Tartışmaları DR.CEVPER ERSÖZ ÜROLOJİ ANABİ L İ M DALI Vaka 1 18 aylık, erkek çocuk Ailesi sağ yumurtalığının yukarıda olduğunu ifade ediyor

Detaylı

Dr. Ayşin Çetiner Kale

Dr. Ayşin Çetiner Kale Dr. Ayşin Çetiner Kale Fascia superficialis- Camper fasyası Üst (dış) yaprak Yağ dokusundan zengin Scrotum da yağ dokusunu kaybeder ve düz kas liflerinden zenginleşerek, scrotum a buruşuk görünümünü veren

Detaylı

KARIN DUVARI FITIKLARI. Yrd. Doç. Dr. Ömer USLUKAYA

KARIN DUVARI FITIKLARI. Yrd. Doç. Dr. Ömer USLUKAYA KARIN DUVARI FITIKLARI Yrd. Doç. Dr. Ömer USLUKAYA 1 NEDEN ÖNEMLİ 1. Genel bir problemdir. 2. Toplumun % 3-8 de karın duvarı hernisi gelişeceği beklenir, fakat prevalansı daha yüksek olabilir. 3. Her iki

Detaylı

BİLATERAL İNGUİNAL HERNİLERDE STOPPA PROSEDÜRÜ İLE LİCHTENSTEİN YÖNTEMİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

BİLATERAL İNGUİNAL HERNİLERDE STOPPA PROSEDÜRÜ İLE LİCHTENSTEİN YÖNTEMİNİN KARŞILAŞTIRILMASI T.C. Sağlık Bakanlığı Dr.Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi II. Genel Cerrahi Kliniği Klinik Şefi: Prof.Dr.Mustafa GÜLMEN BİLATERAL İNGUİNAL HERNİLERDE STOPPA PROSEDÜRÜ İLE LİCHTENSTEİN

Detaylı

GİRİŞ. YETİŞKİNLERDE ve ÇOCUKLARDA HERNİ GİRİŞ 01.02.2012. PATOFİZYOLOJİ-genel karakteristikler. PATOFİZYOLOJİ-genel karakteristikler

GİRİŞ. YETİŞKİNLERDE ve ÇOCUKLARDA HERNİ GİRİŞ 01.02.2012. PATOFİZYOLOJİ-genel karakteristikler. PATOFİZYOLOJİ-genel karakteristikler GİRİŞ YETİŞKİNLERDE ve ÇOCUKLARDA HERNİ DR. MEHMET ÇAĞRI GÖKTEKİN F.Ü.H ACİL TIP AD Herni herhangi bir vücut bölümünün çıkıntı yapmasıdır. Protrüzyon internal veya eksternal ve geniş bir alanda olabilir,

Detaylı

Dr. Ayşin Çetiner Kale

Dr. Ayşin Çetiner Kale Dr. Ayşin Çetiner Kale Fascia superficialis- Camper fasyası Üst (dış) yaprak Yağ dokusundan zengin Scrotum da yağ dokusunu kaybeder ve düz kas liflerinden zenginleşerek, scrotum a buruşuk görünümünü veren

Detaylı

T.C. Sağlık Bakanlığı İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi İkinci Genel Cerrahi Kliniği Şef: Op.Dr. Arslan Kaygusuz

T.C. Sağlık Bakanlığı İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi İkinci Genel Cerrahi Kliniği Şef: Op.Dr. Arslan Kaygusuz T.C. Sağlık Bakanlığı İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi İkinci Genel Cerrahi Kliniği Şef: Op.Dr. Arslan Kaygusuz KASIK FITIĞI ONARIMINDA VİDEOSKOPİK TOTAL EKSTRAABDOMİNAL PREPERİTONEAL(TEP) YÖNTEM

Detaylı

İNGUİNAL HERNİLERDE GERİLİMSİZ HERNİOPLASTİ (LİCHTENSTEİN FREETENSİON MESH) ONARIMI

İNGUİNAL HERNİLERDE GERİLİMSİZ HERNİOPLASTİ (LİCHTENSTEİN FREETENSİON MESH) ONARIMI T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İSTANBUL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ GENEL CERRAHİ KLİNİĞİ İNGUİNAL HERNİLERDE GERİLİMSİZ HERNİOPLASTİ (LİCHTENSTEİN FREETENSİON MESH) ONARIMI (UZMANLIK TEZİ) Dr. Turgay DAĞTEKİN

Detaylı

İNGUİNAL HERNİLERDE KLASİFİKASYON

İNGUİNAL HERNİLERDE KLASİFİKASYON İNGUİNAL HERNİLERDE KLASİFİKASYON Dr.Dilek KUZUKIRAN Gilbert Nyhus Bendavid Stoppa GİLBERT (Rutkow ve Robbins in Eklemeleri ile) Tip 1: Sağlam iç halkadan herhangi bir boyutta peritoneal kese geçebilir.

Detaylı

T.C. Sağlık Bakanlığı Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Genel Cerrahi Kliniği Şef Uz. Dr. Canan ERENGÜL

T.C. Sağlık Bakanlığı Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Genel Cerrahi Kliniği Şef Uz. Dr. Canan ERENGÜL T.C. Sağlık Bakanlığı Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi 2. Genel Cerrahi Kliniği Şef Uz. Dr. Canan ERENGÜL İNGUİNAL HERNİ ONARIMINDA; AĞ ÖRME TAKVİYE, LİCHTENSTEİN YÖNTEMİ VE PLUG MESH İLE ONARIM YÖNTEMLERİNİN

Detaylı

T. C. Sağlık Bakanlığı Okmeydanı Eğitim ve AraĢtırma Hastanesi 1. Genel Cerrahi Kliniği. Klinik ġefi: Doç. Dr. Enis Yüney

T. C. Sağlık Bakanlığı Okmeydanı Eğitim ve AraĢtırma Hastanesi 1. Genel Cerrahi Kliniği. Klinik ġefi: Doç. Dr. Enis Yüney T. C. Sağlık Bakanlığı Okmeydanı Eğitim ve AraĢtırma Hastanesi 1. Genel Cerrahi Kliniği Klinik ġefi: Doç. Dr. Enis Yüney KASIK FITIKLARINDA KUGEL TEKNĠĞĠYLE TOTAL EKSTRAPERĠTONEAL (TEP) LAPAROSKOPĠK YAKLAġIMIN

Detaylı

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık

PELVİS KIRIKLARI. Prof. Dr. Mehmet Aşık PELVİS KIRIKLARI Prof. Dr. Mehmet Aşık PELVİS KIRIKLARI Pelvis, lokomotor sistemin en fazla yük taşıyan bölümüdür. İçindeki majör damar, sinir ve organ yapıları nedeniyle pelvis travmaları kalıcı sakatlık

Detaylı

Erişkinlerde Herni GİRİŞ GİRİŞ PATOFİZYOLOJİ. Dr. Neslihan Sayraç

Erişkinlerde Herni GİRİŞ GİRİŞ PATOFİZYOLOJİ. Dr. Neslihan Sayraç GİRİŞ Erişkinlerde Herni Dr. Neslihan Sayraç AÜTF Acil Tıp Anabilimdalı 16/03/2010 Herni, vücudun herhangi bir bölümünün doğal boşluğundan başka bir yere protrüze olmasıdır. İnternal (diafragma hernisi)

Detaylı

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU TÜRKİYE YÜKSEK İHTİSAS HASTANESİ GASTROENTEROLOJİ CERRAHİSİ KLİNİĞİ DR.TAHSİN DALGIÇ GİRİŞ Laparoskopik kolorektal cerrahi son

Detaylı

SUTURASYON UMKE.

SUTURASYON UMKE. SUTURASYON UMKE Katlarına uygun olarak kapatılmalı. * Acil serviste kapatılan yaralarda genellikle 3 tabaka vardır. Fasia, ciltaltı doku ve cilt. * Kat kat kapatma: Scalp, parmak, el,ayak, tırnak, burun

Detaylı

Giriş. Anatomi. Anterior kompartman BACAK YARALANMALARI. Tibia. Fibula

Giriş. Anatomi. Anterior kompartman BACAK YARALANMALARI. Tibia. Fibula BACAK YARALANMALARI Gülçin BACAKOĞLU Giriş Alt bacak yaralanmaları daha sık görülür Tibia en sık kırılan kemiktir Beraberinde önemli yumuşak doku yaralanmaları oluşabilir Değerlendirmede hikaye ve FM önemlidir

Detaylı

Hisar Intercontinental Hospital

Hisar Intercontinental Hospital Varisler BR.HLİ.92 Venöz Hastalıklar (Toplardamarlar) Varis Hastalığı: Bacaklarımızda kirli kanı yukarı taşımak üzere görev alan iki ana ven sistemi bulunur. Yüzeyel ve derin ven sistemi olarak adlandırılan

Detaylı

T.C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ ANABİLİM DALI

T.C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ ANABİLİM DALI T.C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ ANABİLİM DALI KASIK FITIĞI ONARIMINDA LAPAROSKOPİK TOTAL EKSTRAPERİTONEAL İNGUİNAL HERNİORAFİ İLE AÇIK İNGUİNAL HERNİORAFİ UYGULAMALARININ PROSPEKTİF

Detaylı

Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle

Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle Doç. Dr. Onur POLAT Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle gelişirken, spor yaralanmalarında hem dış

Detaylı

Dr. Ayşin ÇETİNER KALE

Dr. Ayşin ÇETİNER KALE Dr. Ayşin ÇETİNER KALE Spatium intercostale Birbirine komşu kostalar arasında bulunan boşluk İnterkostal kaslar tarafından doldurulur. Spatium intercostale V. a. ve n. intercostalis ler kostanın alt kenarı

Detaylı

hasta EĞİTİMİ Bel fıtığını anlamak ve Anüler Kapama için Barricaid Protezi

hasta EĞİTİMİ Bel fıtığını anlamak ve Anüler Kapama için Barricaid Protezi hasta EĞİTİMİ Bel fıtığını anlamak ve Anüler Kapama için Barricaid Protezi İçindekiler Bel fıtığı nedir? 4 Bel fıtığı teşhisi nasıl yapılır? 6 Bel fıtığı tedavisi nasıl yapılır? 7 Barricaid için bir aday

Detaylı

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri Doç. Dr. Onur POLAT Toraks Travmalarında Temel kuralın tanı ve tedavinin aynı anda başlaması olduğu gerçeği hiçbir zaman unutulmamalıdır. Havayolu erken entübasyon ile sağlanmalı, eğer entübasyonda zorluk

Detaylı

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük

Detaylı

Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler

Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi. Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler Kasık Komplikasyonları ve Yönetimi Doç.Dr.Gültekin F. Hobikoğlu Medicana Bahçelievler Femoral Komplikasyonlar External kanama ve hematom (%2-15) Psödoanevrizma (%1-5) Retroperitoneal hematom (

Detaylı

TORAKS DUVARI ANATOMİSİ (Kemik yapılar ve yumuşak dokular) Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

TORAKS DUVARI ANATOMİSİ (Kemik yapılar ve yumuşak dokular) Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir TORAKS DUVARI ANATOMİSİ (Kemik yapılar ve yumuşak dokular) Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir Özet: Göğüs duvarı anatomisi Kesitsel anatomi Varyasyonel görünümler Toraks

Detaylı

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU Op.Dr.Hakan YETİMALAR Doç.Dr.İncim BEZİRCİOĞLU Dr. Gonca Gül GÜLBAŞ TANRISEVER İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştıma Hastanesi GİRİŞ

Detaylı

Nonreküren Nervus Laryngeus Inferior. Dr. Emin S. Gürleyik

Nonreküren Nervus Laryngeus Inferior. Dr. Emin S. Gürleyik 1 Nonreküren Nervus Laryngeus Inferior Dr. Emin S. Gürleyik Nervus laryngeus inferior (NLI, rekürens) tiroit cerrahisinin en önemli yapısıdır. Bunun nedeni, bu sinirin yaralanmasının tiroidektomi komplikasyonları

Detaylı

Spondilolistezis. Prof. Dr. Önder Aydıngöz

Spondilolistezis. Prof. Dr. Önder Aydıngöz Spondilolistezis Prof. Dr. Önder Aydıngöz Spondilolistezis Bir vertebra cisminin alttaki üzerinde öne doğru yer değiştirmesidir. Spondilolizis Pars interartikülaristeki lizise verilen isimdir. Spondilolistezis

Detaylı

İnvaziv Girişimler. Sunum Planı. SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar. SANTRAL VENÖZ KATETER İşlem öncesinde

İnvaziv Girişimler. Sunum Planı. SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar. SANTRAL VENÖZ KATETER İşlem öncesinde Sunum Planı İnvaziv Girişimler Santral Venöz Kateter Uygulamaları Kardiyak Pacemaker Arteriyel Kanülasyon SANTRAL VENÖZ KATETER Endikasyonlar iv yol Uzun süreli iv yol ihtiyacı Hemodinamik monitorizasyon

Detaylı

LAPAROSKOPİK SURRENALEKTOMİ DENEYİMLERİMİZ

LAPAROSKOPİK SURRENALEKTOMİ DENEYİMLERİMİZ LAPAROSKOPİK SURRENALEKTOMİ DENEYİMLERİMİZ Bülent Çitgez 1, İsmail Akgün 1, Ayhan Öz 1, Gürkan Yetkin 1, Feyza Yener Öztürk 2, Mehmet Mihmanlı 1, Mehmet Uludağ 1 1 Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma

Detaylı

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Ani ölümün önemli bir nedenidir Sıklığı yaşla birlikte artar 50 yaş altında nadir rastlanır E>K Aile

Detaylı

(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ

(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ ANEURYSM (ANEVRİZMA) Arteriyel sistemindeki lokalize bir bölgeye kan birikmesi sonucu şişmesine Anevrizma denir Gerçek Anevrizma : Anevrizma kesesinde Arteriyel duvarların üç katmanını kapsayan Anevrizma

Detaylı

Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir.

Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir. REKTOVAGİNAL FİSTÜL Rektovaginal fistül perianal fistül kategorisinde ele alınan bir hastalıktır ve barsak içeriğinin vagenden gelmesi ile karakterizedir. KLİNİK-TANI: Vagenden gaz ve gaita gelmesi en

Detaylı

İnvaziv Mesane Kanserinde Radikal Sistektomi + Lenfadenektomi, Neoadjuvan ve Adjuvan Kemoterapi. Dr. Öztuğ Adsan

İnvaziv Mesane Kanserinde Radikal Sistektomi + Lenfadenektomi, Neoadjuvan ve Adjuvan Kemoterapi. Dr. Öztuğ Adsan İnvaziv Mesane Kanserinde Radikal Sistektomi + Lenfadenektomi, Neoadjuvan ve Adjuvan Kemoterapi Dr. Öztuğ Adsan Radikal Sistektomi Radikal sistektomi pelvik lenfadenektomi ile birlikte kasa invaze ve

Detaylı

ANATOMİ ALT TARAF KASLARI. Öğr. Gör. Şeyda CANDENİZ

ANATOMİ ALT TARAF KASLARI. Öğr. Gör. Şeyda CANDENİZ ANATOMİ ALT TARAF KASLARI Öğr. Gör. Şeyda CANDENİZ ALT TARAF KASLARI Alt taraf kasları bulundukları yerlere göre dört gruba ayrılarak incelenir. 1-Kalça kasları (pelvis kasları) 2-Uyluk kasları 3-Bacak

Detaylı

Periton Kateteri Yerleştirme Yöntemleri. Dr. İzzet Hakkı Arıkan Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

Periton Kateteri Yerleştirme Yöntemleri. Dr. İzzet Hakkı Arıkan Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Periton Kateteri Yerleştirme Yöntemleri Dr. İzzet Hakkı Arıkan Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Periton Kateteri Yerleştirme Yöntemleri Amaç-Hedefler Kısmi veya tam kateter fonksiyon

Detaylı

T.C. BÜLENT ECEVĠT ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ 2015-2016 ÖĞRETĠM YILI DÖNEM IV GENEL CERRAHĠ STAJ PROGRAMI. Prof. Dr. Taner Bayraktaroğlu

T.C. BÜLENT ECEVĠT ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ 2015-2016 ÖĞRETĠM YILI DÖNEM IV GENEL CERRAHĠ STAJ PROGRAMI. Prof. Dr. Taner Bayraktaroğlu T.C. BÜLENT ECEVĠT ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ 2015-2016 ÖĞRETĠM YILI DÖNEM IV GENEL CERRAHĠ STAJ PROGRAMI Dekan Prof. Dr. Taner Bayraktaroğlu Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Ferruh Niyazi Ayoğlu Prof. Dr.

Detaylı

Artroskopi, ortopedik cerrahların eklem içini görerek tanı koydukları ve gerektiğinde

Artroskopi, ortopedik cerrahların eklem içini görerek tanı koydukları ve gerektiğinde Artroskopi nedir? Artroskopi, ortopedik cerrahların eklem içini görerek tanı koydukları ve gerektiğinde çeşitli tedavileri uyguladıkları bir cerrahi prosedürdür. Artroskopi sözcüğü latince arthro (eklem)

Detaylı

Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı

Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı 1 Ameliyat Yapılmadan İlgilendiği Konular: Sıvı ve Elektrolit tedavisi Şok Yanık tedavisi 2 Travma Hastaları Kesici karın travmaları: Karın bölgesini içine alan kurşunlanma,

Detaylı

Kalp Kapak Hastalıkları

Kalp Kapak Hastalıkları BR.HLİ.085 içerisinde kanın bulunduğu dört odacık vardır. Bunlardan ikisi sağ, ikisi ise sol kalp yarımında bulunur. Kalbe gelen kan önce sağ atriuma gelir ve kalbin sağ kulakcığı ve sağ karıncığı arasında

Detaylı

Cukurova Medical Journal

Cukurova Medical Journal Cukurova Medical Journal Araştırma Makalesi / Research Article Kompleks Kasık Fıtıklarının Onarımında Uygulanan Anterior Preperitoneal Yaklaşım The Anterior Preperitoneal Approach for Repair of Complex

Detaylı

Derin İnfiltratif Endometriozis. Prof.Dr.Ahmet Göçmen Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Derin İnfiltratif Endometriozis. Prof.Dr.Ahmet Göçmen Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Derin İnfiltratif Endometriozis Prof.Dr.Ahmet Göçmen Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endometriozis Peritoneal Ovarian Derin infiltratif Anterior Mesane Posterior P1-Uterosakral ligament P2-Vajinal

Detaylı

4. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI

4. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI 4. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI (Grup 1) Amaç: Cerrahinin genel prensipleri ile ilgili temel bilgilerin verilmesi ve çeşitli cerrahi hastalıkların özeliklerinin, uygulamalı olarak cerrahi hastaya

Detaylı

FITIK ONARIMINDA PLUG MESH YÖNTEMİNİN YERİ

FITIK ONARIMINDA PLUG MESH YÖNTEMİNİN YERİ T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi 1. Genel Cerrahi Şef Vekili: Prof. Dr. Mustafa GÜLMEN FITIK ONARIMINDA PLUG MESH YÖNTEMİNİN YERİ UZMANLIK TEZİ DR. CANAN ERDEM

Detaylı

Abdominal Aort Anevrizması. Dr.Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK

Abdominal Aort Anevrizması. Dr.Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK Abdominal Aort Anevrizması Dr.Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Giriş ve tanım Epidemiyoloji Etyoloji Patofizyoloji Klinik Tanı, ayırıcı tanı Tedavi Giriş ve Tanım Anevrizma,

Detaylı

Saat 25 Eylül 2017 Pazartesi 26 Eylül 2017 Salı 27 Eylül 2017 Çarşamba 28 Eylül 2017 Perşembe 29 Eylül 2017 Cuma. Seminer

Saat 25 Eylül 2017 Pazartesi 26 Eylül 2017 Salı 27 Eylül 2017 Çarşamba 28 Eylül 2017 Perşembe 29 Eylül 2017 Cuma. Seminer 4. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI Öğretim Üyeleri: Prof. Dr. Göktürk MARALCAN, Yrd. Doç. Dr. Hasan BAKIR, Yrd. Doç. Dr. Erdal UYSAL, Yrd. Doç. Dr. Başar AKSOY GRUP 2 Stajyer Öğrenciler için Haftalık

Detaylı

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler Anestezi Uygulama II 2017-2018 Bahar / Ders:9 Anestezi ve Emboliler Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Emboli Nedir? Damarlarda dolaşan kan içerisine hava ya da yabancı cisim girişine bağlı olarak, dolaşımı engelleyen

Detaylı

Hiatal Herniler Tanım Hiatal herni, diyafragmanın özefageal hiatusunda herhangi bir organın anormal protrüzyonu olarak tanımlanmaktadır.

Hiatal Herniler Tanım Hiatal herni, diyafragmanın özefageal hiatusunda herhangi bir organın anormal protrüzyonu olarak tanımlanmaktadır. Hiatal Herniler Tanım Hiatal herni, diyafragmanın özefageal hiatusunda herhangi bir organın anormal protrüzyonu olarak tanımlanmaktadır. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Ersin

Detaylı

OMUZ VE DİRSEK BÖLGESİ YARALANMALARI

OMUZ VE DİRSEK BÖLGESİ YARALANMALARI OMUZ VE DİRSEK BÖLGESİ YARALANMALARI Doç. Dr. Nuri Aydın İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı nuri.aydin@istanbul.edu.tr YARALANMA TravmaRk Ani fiziksel

Detaylı

Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması

Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması Paratiroid lezyonlarında USG ve Sintigrafinin Karşılaştırılması Op. Dr. Savaş Baba, Doç. Dr. Barış Saylam,Op. Dr. Hüseyin Çelik, Op. Dr. Özgür Akgül,Op. Dr. Sabri Özden, Ass. Dr. Deniz Tikici, Ass. Dr.

Detaylı

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ İdrar oluşturmak... Üriner sistemin ana görevi vücutta oluşan metabolik artıkları idrar yoluyla vücuttan uzaklaştırmak ve sıvı elektrolit dengesini korumaktır. Üriner

Detaylı

Endometriozis. (Çikolata kisti)

Endometriozis. (Çikolata kisti) Endometriozis (Çikolata kisti) Bugün Neler Konuşacağız? Endometriozis Nedir? Belirtileri Nelerdir? Ne Sıklıkta Görülür? Hangi Sorunlara Neden Olur? Nasıl Tanı Konur? Nasıl Tedavi Edilir? Endometriozis

Detaylı

İNFERTİLİTE ANAMNEZ FORMU

İNFERTİLİTE ANAMNEZ FORMU Sayfa No 1 / 6 Adı Soyadı: Tarih:.. Baba Adı: Dosya No:.. Yaşı: Telefon:.. Evli/Bekar: Eşinin Adı:.. Eşinin Yaşı:. Korunma Yöntemi:.. Korunma Süresi:. İnfertilite Süresi:. Primer: Sekonder:. Şimdiki Eşinden

Detaylı

LAPAROSKOPİK İNGUİNAL HERNİ ONARIM TEKNİĞİ VE KLİNİK SONUÇLARIMIZ LAPAROSCOPİC INGUİNAL HERNİA REPAİR TECHNİQUE AND OUR CLİNİCAL RESULTS

LAPAROSKOPİK İNGUİNAL HERNİ ONARIM TEKNİĞİ VE KLİNİK SONUÇLARIMIZ LAPAROSCOPİC INGUİNAL HERNİA REPAİR TECHNİQUE AND OUR CLİNİCAL RESULTS SSK İzmir Eğitim Hastanesi Tıp Dergisi (Medical Journal of İzmir Hospital) 10 (1): 21-25, 2004 LAPAROSKOPİK İNGUİNAL HERNİ ONARIM TEKNİĞİ VE KLİNİK SONUÇLARIMIZ LAPAROSCOPİC INGUİNAL HERNİA REPAİR TECHNİQUE

Detaylı

İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul

İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul Öğrenim hedefleri Mezenterik vasküler olay şüphesi ile gelen hastayı değerlendirmede kullanılan

Detaylı

PELVİK TRAVMA Öğrenim Hedefleri ANATOMİ VE BİYOMEKANİK

PELVİK TRAVMA Öğrenim Hedefleri ANATOMİ VE BİYOMEKANİK PELVİK TRAVMA Doç Dr Seçgin SÖYÜNCÜ AÜTF ACİL TIP AD Öğrenim Hedefleri Pelvik travma neden önemlidir? Pelvik kırık tipleri nelerdir? Pelvik kırıkların komplikasyonları nelerdir? Pelvik kırıklı hastaların

Detaylı

BEL AĞRISI. Dahili Servisler

BEL AĞRISI. Dahili Servisler BEL AĞRISI Dahili Servisler İnsan omurgası vücut ağırlığını taşımak, hareketine izin vermek ve spinal kolonu korumak için dizayn edilmiştir. Omurga kolonu, birbiri üzerine dizilmiş olan 24 ayrı omur adı

Detaylı

Girişimsel Aritmi Komplikasyonlar ve Tedavisi. Doç.Dr.Enis Oğuz Anadolu Sağlık Merkezi - Gebze

Girişimsel Aritmi Komplikasyonlar ve Tedavisi. Doç.Dr.Enis Oğuz Anadolu Sağlık Merkezi - Gebze Girişimsel Aritmi Komplikasyonlar ve Tedavisi Doç.Dr.Enis Oğuz Anadolu Sağlık Merkezi - Gebze Hasta grupları ve ablasyon endikasyonları (n=5330) AVNRT A.Yol AV nod A.Flatter AT Diğer Has. n 2243 1147 803

Detaylı

AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ

AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ SUNU PLANI Açık ve kapalı cerrahide hemşirelik bakım amacı Açık ve kapalı cerrahide hemşirelik

Detaylı

FITIK GREFTLERİNİN NANOTEKNOLOJİ İLE GÜMÜŞLE KAPLANMASI GREFT ENFEKSİYONUNU AZALTIR MI?

FITIK GREFTLERİNİN NANOTEKNOLOJİ İLE GÜMÜŞLE KAPLANMASI GREFT ENFEKSİYONUNU AZALTIR MI? TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ FITIK GREFTLERİNİN NANOTEKNOLOJİ İLE GÜMÜŞLE KAPLANMASI GREFT ENFEKSİYONUNU AZALTIR MI? GENEL CERRAHİ ANABİLİM DALI TIPTA UZMANLIK TEZİ Dr. Elif NERGİZ

Detaylı

HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ

HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ Nagihan KARAHAN*, Murat AKSUN*, Senem GİRGİN*, Tevfik GÜNEŞ**, Levent YILIK**, Ali GÜRBÜZ** * İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi II. Anesteziyoloji

Detaylı

DÖNEM IV 3. GRUP DERS PROGRAMI

DÖNEM IV 3. GRUP DERS PROGRAMI T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ A.D. BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ KLİNİĞİ 2013-2014 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI DÖNEM IV 3. GRUP DERS PROGRAMI

Detaylı

VÜCUT EKSENLERİ ve HAREKET SİSTEMİ

VÜCUT EKSENLERİ ve HAREKET SİSTEMİ VÜCUT EKSENLERİ ve HAREKET SİSTEMİ 1 Bu ana eksenler şunlardır: Sagittal eksen, Vertical eksen, Transvers eksen. 2 Sagittal Eksen Anatomik durumda bulunan bir vücut düşünüldüğünde, önden arkaya doğru uzanan

Detaylı

Paratiroid Kanserinde Yönetim İzmir den Üç Merkezli Deneyim

Paratiroid Kanserinde Yönetim İzmir den Üç Merkezli Deneyim Paratiroid Kanserinde Yönetim İzmir den Üç Merkezli Deneyim Murat Özdemir, Özer Makay, Tevfik Demir*, Berk Göktepe, Kamil Erözkan, Barış Bingül**, Yeşim Ertan**, Hüsnü Buğdaycı***, Gökhan İçöz, Mahir Akyıldız

Detaylı

Abdominal Myomektomi Fertiliteyi Arttırıyor

Abdominal Myomektomi Fertiliteyi Arttırıyor Abdominal Myomektomi Fertiliteyi Arttırıyor Amaç: Bu çalışmanın amacı, abdominal myomektomi sonrası fertiliteyi değerlendirmek ve uterin fibroid lerin sayı, büyüklük ve lokalizasyonunun cerrahi sonrası

Detaylı

KASLAR (MUSCLE) 6. HAFTA. Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN

KASLAR (MUSCLE) 6. HAFTA. Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN KASLAR (MUSCLE) 6. HAFTA Yrd. Doç. Dr. Kadri KULUALP Yrd. Doç. Dr. Önder AYTEKİN KAS (MUSCLE) Hareket sisteminin aktif elemanları kaslardır. Kasın Latincesi, küçük fare anlamına gelen Musculus sözcüğüdür.

Detaylı

GELİŞİMSEL KALÇA DİSPLAZİSİ PROGNOZU VE GÖRÜNTÜLEME. Dr. Öznur Leman Boyunağa Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Radyoloji Bilim Dalı

GELİŞİMSEL KALÇA DİSPLAZİSİ PROGNOZU VE GÖRÜNTÜLEME. Dr. Öznur Leman Boyunağa Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Radyoloji Bilim Dalı GELİŞİMSEL KALÇA DİSPLAZİSİ PROGNOZU VE GÖRÜNTÜLEME Dr. Öznur Leman Boyunağa Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Radyoloji Bilim Dalı Doğal seyir & Prognoz Tedavi edilmezse uzun dönemde ekstremite

Detaylı

TRAVMA. Doç Dr. Onur POLAT Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

TRAVMA. Doç Dr. Onur POLAT Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı TRAVMA Doç Dr. Onur POLAT Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı HEDEFLER Travmanın tarihçesi Travmanın tanımı Travma çeşitleri (Künt, Penetran, Blast,

Detaylı

Ankilozan Spondilit BR.HLİ.065

Ankilozan Spondilit BR.HLİ.065 Gençlerde Bel Ağrısına Dikkat! Bel ağrısı tüm dünyada oldukça yaygın bir problem olup zaman içinde daha sık görülmektedir. Erişkin toplumun en az %10'unda çeşitli nedenlerle gelişen kronik bel ağrıları

Detaylı

Akut Mezenter İskemi. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012

Akut Mezenter İskemi. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Akut Mezenter İskemi Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Tanım Epidemiyoloji Anatomi Etyoloji/Patofizyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Giriş Tüm akut mezenter iskemi

Detaylı

Mehtap Oktay 1, Turgut Karaca 2, Özlem Suvak 3, Aziz Bulut 4, Mustafa Yasin Selçuk 5, Mustafa Gökhan Usman 6, Uğur Gözalan 7, Nuri Aydın Kama 7

Mehtap Oktay 1, Turgut Karaca 2, Özlem Suvak 3, Aziz Bulut 4, Mustafa Yasin Selçuk 5, Mustafa Gökhan Usman 6, Uğur Gözalan 7, Nuri Aydın Kama 7 ARAȘTIRMA YAZISI / ORIGINAL ARTICLE Kafkas J Med Sci 2013; 3(1):15 20 doi: 10.5505/kjms.2013.77486 Üçüncü Basamak Sağlık Merkezi Herni Cerrahisi Deneyimleri ve Herni Nüksünü Etkileyen Faktörler Inguinal

Detaylı

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli PERİFERİK ARTER HASTALARINA YAKLAŞIM NASIL OLMALIDIR? A) ANAMNEZ (ÖYKÜ,

Detaylı

Cerrahi ne zaman gerekli. Mini-slingler Periuretral enjeksiyonlar. Mini-slingler. Mid-slingler. MiniArc MUS yerleştirme. MiniArc MUS yerleştirme

Cerrahi ne zaman gerekli. Mini-slingler Periuretral enjeksiyonlar. Mini-slingler. Mid-slingler. MiniArc MUS yerleştirme. MiniArc MUS yerleştirme Cerrahi ne zaman gerekli Mini-slingler Periuretral enjeksiyonlar Dr Tevfik Yoldemir Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum A.D. Konservatif veya medikal tedavi faydalı olmazsa Urodinamik

Detaylı

T.C. BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÖĞRETİM YILI DÖNEM IV GENEL CERRAHİ STAJI PROGRAMI

T.C. BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÖĞRETİM YILI DÖNEM IV GENEL CERRAHİ STAJI PROGRAMI T.C. BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2016-2017 ÖĞRETİM YILI DÖNEM IV GENEL CERRAHİ STAJI PROGRAMI Dekan Dekan Yardımcıları Başkoordinatör Ali BORAZAN Şehmus ERTOP V.Haktan ÖZAÇMAK Banu Doğan GÜN

Detaylı

OSTEOARTRİT. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ

OSTEOARTRİT. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ OSTEOARTRİT Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ Eklem kıkırdağından başlayıp, eklemlerde mekanik aşınmaya ve dejenerasyona yol açan kronik bir eklem hastalığıdır. LİTERATÜRDEKİ İSİMLERİ ARTROZ DEJENERATİF ARTRİT Yavaş

Detaylı

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK TORAKAL EPİDURAL ANESTEZİ VE FEMORAL BLOK YÖNTEMİ A.DOSTBİL*, H.BAŞEL**, Ö.TEKİN***, M.ÇELİK*, A.AHISKALIOĞLU*, AF.ERDEM* *ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

DİYABETİK AYAK ENFEKSİYONLARININ KLİNİK SINIFLANDIRMASI

DİYABETİK AYAK ENFEKSİYONLARININ KLİNİK SINIFLANDIRMASI DİYABETİK AYAK ENFEKSİYONLARININ KLİNİK SINIFLANDIRMASI DR. GÜLİZ UYAR GÜLEÇ ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ TıP FAKÜLTESİ ENFEKSİYON H. VE KLİNİK MİK. AD- AYDIN UDAİS 2014 Giriş Diyabetin en sık ve ciddi

Detaylı

AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ

AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ AKCİĞER APSESİNDE CERRAHİ TEDAVİ TTD 10. Yıllık Kongresi Antalya 2007 Dr. S.Ş. Erkmen GÜLHAN Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Akciğer apsesi, parankim destrüksiyonu

Detaylı

Primer ve sekonder Tendon onarımları

Primer ve sekonder Tendon onarımları GATA Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi AD. Primer ve sekonder Tendon onarımları Doç. Dr. Fatih ZOR SUNU PLANI Preoperatif değerlendirme Onarım ilkeleri Temel prensipler Zonlara göre onarımlar Sekonder

Detaylı

Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan

Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan Kalp Kapağı Hastalıkları Nelerdir? Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan Bozok Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD. Giriş

Detaylı

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı.

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı. GİRİŞ Süt rengi Şilus un peritoneal kaviyete ekstravazasyonudur. Oldukça nadir görülen bir durumdur. Asit sıvısındaki trigliserid seviyesi 110 mg/dl nin üzerindedir. Lenfatik sistemin devamlılığında sorun

Detaylı

Akut Skrotumun Ayırıcı Tanısında Radyolojik Görüntüleme

Akut Skrotumun Ayırıcı Tanısında Radyolojik Görüntüleme Akut Skrotumun Ayırıcı Tanısında Radyolojik Görüntüleme Dr. A. Süleyman Dikici İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı Konuşma Akışı SKROTAL US-DOPPLER -Torsiyon Enfeksiyon

Detaylı

Kalıcı Yara Kapatma Yöntemleri KALICI YARA KAPATMA YÖNTEMLERİ : 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği

Kalıcı Yara Kapatma Yöntemleri KALICI YARA KAPATMA YÖNTEMLERİ : 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği Kalıcı Yara Kapatma Yöntemleri 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği 5.Hafta (13-17 / 10 / 2014) 1.KALICI YARA KAPATMA YÖNTEMLERİ 2.)YARA KAPATMADA GEÇİCİ ÖRTÜLER 3.)DESTEK SAĞLAYAN YÖNTEMLER Slayt No: 7

Detaylı

Hemoroidal Hastalık, Anal Fissür, Kist Dermoid. Prof.Dr.Tayfun Karahasanoğlu

Hemoroidal Hastalık, Anal Fissür, Kist Dermoid. Prof.Dr.Tayfun Karahasanoğlu Hemoroidal Hastalık, Anal Fissür, Kist Dermoid Prof.Dr.Tayfun Karahasanoğlu 2006 Hemoroidal Hastalık Hemoroidal hastalık Eski Mısır, Yunan, Hindu, İbrani medeniyetlerinde İncil de sıkça adı geçmektedir

Detaylı

Onkoplastik meme cerrahisi ve yenilikler

Onkoplastik meme cerrahisi ve yenilikler Onkoplastik meme cerrahisi ve yenilikler Dr. Lütfi Eroğlu Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik cerrahi Anabilim Dalı Mastektomi ile ilgili ameliyatların tarihsel süreci

Detaylı

Postoperatif Noninfeksiyoz Ateş. Dr.Dilek ARMAN GÜTF Enfeksiyon Hastalıkları AD

Postoperatif Noninfeksiyoz Ateş. Dr.Dilek ARMAN GÜTF Enfeksiyon Hastalıkları AD Postoperatif Noninfeksiyoz Ateş Dr.Dilek ARMAN GÜTF Enfeksiyon Hastalıkları AD GT, 62 y, kadın Nüks tiroid papiller CA Kitle eksizyonu (özefagus ve trake den sıyırılarak) + Sağ fonksiyonel; sol radikal

Detaylı

T.C. BÜLENT ECEVİTÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÖĞRETİM YILI IV. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI. Grup D ( 8 Hafta)

T.C. BÜLENT ECEVİTÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÖĞRETİM YILI IV. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI. Grup D ( 8 Hafta) T.C. BÜLENT ECEVİTÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 214-215 ÖĞRETİM YILI IV. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI Grup D ( 8 Hafta) (1 Eylül 214-27 Ekim 214 ) Dekan Dekan Yardımcıları Eğitim Baş Koordinatörü Eğitim

Detaylı

İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI

İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI RAPOR BÜLTENİ İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI Tarih: 10/09/2015 Sayı : 8 Dünya Lenfoma Farkındalık Günü 15 Eylül 2015 Hazırlayan Neşet SAKARYA Birkaç dakikanızı ayırarak ülkemizde 2011

Detaylı

Özofagus tümörleri M. BELVİRANLI intern semineri Ş. TEKİN intern semineri

Özofagus tümörleri M. BELVİRANLI intern semineri Ş. TEKİN intern semineri GENEL CERRAHİ 1. GÜN 08.00-10.00 Pratik Uygulama Anamnez Alma 10.00-10.45 Cerrahiye giriş Y. TATKAN Cerrahi anamnez ve terminoloji Ş. TAVLI Özofagus tümörleri M. BELVİRANLI Özofagus tümörleri M. BELVİRANLI

Detaylı

TABAN ÜLSERİ --- ULCUS SOLEA VEYSEL TAHİROĞLU

TABAN ÜLSERİ --- ULCUS SOLEA VEYSEL TAHİROĞLU TABAN ÜLSERİ --- ULCUS SOLEA VEYSEL TAHİROĞLU Tanım: Süt ineklerinde çoğunlukla arka bacakların lateral, seyrek olarak ön bacakların medial tırnaklarında lokalize olan, boynuz tabakasının erozyonu ile

Detaylı

Tetanoz Acil Serviste Tanı Yaralanmalarda Profilaksi. Uzm.Dr.İlhan UZ

Tetanoz Acil Serviste Tanı Yaralanmalarda Profilaksi. Uzm.Dr.İlhan UZ Tetanoz Acil Serviste Tanı Yaralanmalarda Profilaksi Uzm.Dr.İlhan UZ Tetanoz Latince gerilme anlamına gelir. İstemli kasların tonik spazmıyla karakterize akut bir toksemidir. Etken: Clostridium tetani

Detaylı

SÜRRENAL HASTALIKLARDA CERRAHİ YAKLAŞIM

SÜRRENAL HASTALIKLARDA CERRAHİ YAKLAŞIM SÜRRENAL HASTALIKLARDA CERRAHİ YAKLAŞIM S.B.Ü İSTANBUL EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ GENEL CERRAHİ KLİNİĞİ Dr. Feyzullah ERSÖZ ADRENAL BEZLERİN ANATOMİK ÖZELLİĞİ Retroperitoneal yerleşimlidirler Sağ ve

Detaylı

Toraks Anatomisi. Hazırlayan : Dr. Necati Çıtak

Toraks Anatomisi. Hazırlayan : Dr. Necati Çıtak Toraks Anatomisi Hazırlayan : Dr. Necati Çıtak Linea İnterspinalise özgün nirengi noktaları Th4 korpusunun alt kenarı hizasından 2.kostanın sternuma bağlandığı yerden (Louis açısı) Mediastinumu, superius

Detaylı

Laparoskopi Nasıl Yapılır?

Laparoskopi Nasıl Yapılır? Dünyaya baktığımızda son 20 yılda cerrahi anlayışında köklü değişiklikler görmekteyiz. Vücut boşluklarını açmadan içeride olup bitenleri anlayabilme fikri tıbbın başlangıcından beri cerrahları heyecanlandıran

Detaylı

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI D.P.Ü. KÜTAHYA EVLİYA ÇELEBİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR PROF. DR. AHMET HAKAN VURAL OP. DR. GÜLEN SEZER ALPTEKİN ERKUL OP. DR. SİNAN ERKUL

Detaylı