Lazer Nedir Ne Değildir

Transkript

1 Lazer Nedir Ne Değildir 21.İNCİ YÜZYILIN ALLAADDİNİN LAMBASIMI? LAZERLE TEDAVİ EDİLEBİLEN HASTALIKLAR Uz. Dr. Mehmet TUFAN Halk Sağlığı Uzmanı Lazerle tedavi doktoru Tufanlazer yayını Birinci baskı www:tufanlazer:com

2 İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜ 1 Okuyucuya gönderme 1.1 Önsöz BÖLÜM 1 1. Lazerin tanımı 1.1. Yakıcı aynalar prensibi 1.2. Işık ve biyoloji prensibi 1.3. Lazer nedir? 1.4. Lazer ışığının özellikleri nedir? 1.5. Lazerin tıp alanında kullanımı Yüksek güçteki lazerler Düşük güçteki lazerler 1.6. Lazer ışığının etkileri nedir? 1.7. Lazer tedavi nedir? Düşük güçlü lazer tedavisi Lazer tedavisinde dokularda görülen değişiklikler 1.8. Lazer uygulamalarında en çok merak edilenler Her yaştaki insana lazer uygulanabilir mi? İnsan vücudunda her bölgeye lazer uygulanabilir mi? Lazer ışığı ne renktir? Lazer ışığı ne zaman yapıldı? Lazer ışığı kansere yol açar mı? Lazer uygulaması ağrılımıdır? Lazer kimlere uygulanmaz? Her hastaya gelişigüzel lazer uygulanabilir? Lazer tedavi uygulaması ne kadar sürer? Lazer ışığı dokularda hangi derinliğe kadar etkili olur? Lazer tedavisi diğer tedavilerle uygulanabilir mi? 1.9. Lazer tedavisi süresinde nelere dikkat etmeli? Lazer tedavi reaksiyonları nelerdir? Kuantum tedavisinin uygulanma gerekçeleri? Kuantum lazer tedavisinin avantajları nedir?

3 BÖLÜM 2 İNSAN SAĞLIĞININ KORUNMASI VE HASTALIKLARIN TEDAVİSİNDE YİRMİBİRİNCİ YÜZYILIN TIBBI KUANTUM TIP UYGULAMALARI 2.1. Kuantum tedavisi nedir?. 2.1.a Kuantum etkime mekanizması ve klinik etkiler 2.1.b Kuantum tedavisi terimi 2.2. Kuantum tıp genel uygulamaları 2.1. Genel bedensel uyarım uygulamaları 2.2. Genel rehabilitasyon uygulamaları 2.3. Sağlığı ve bağışıklığı güçlendirme uygulamaları 2.4. Yaşlanmanın önlenmesi uygulamaları 2.5. Kuantum tıbbının özellikleri ve uygulama alanları Tedavi aşamaları a. Giriş aşaması b. Tedavi aşaması c. Son aşama d. Koruyucu tedavi aşaması 2.6. Kuantum tıp uygulamaları ve çok çeşitli hastalıkların önlenmesi ve tedavisi Alerji Akne-sivilce Egzama Arteriyel hipertansiyon Kemik dokusunun geliştirilmesi Kanser ve kuantum tıp uygulamaları Karpal tünel sendromu Topuk dikeni Migren Sinüsit Ağrı tedavisi Sporcu yaralanmaları Reflü tedavisi Kabızlık Zona zoster Sigara içme alışkanlığından kurtulma Lazer uygulamaları ile kilo verme Estetik uygulamalarda lazer Cilt yaraları ve lazer uygulamaları Depresyon ve uyku güçlüğünde lazer uygulamaları Arteriyosklorosis Astım bronşial hastalığı Atritis-romatizmal eklem hastalıkları Diabetes mellitus-şekerli diyabet hastalığı Nörolojik hastalıkların tedavisi Dolaşım sistemi hastalıkları Gastroenterolojik hastalıklar mide-barsak hastalıkları Kulak ve mastoid hastalıkları Göz ve göz çevresi hastalıkları Deri ve deri altı dokusu hastalıkları

4 Kas ve iskelet sistemi ve bağ dokusu hastalıkları Üreme ve idrar salgı organları hastalıkları Cinsellikle ilgili problemlerde lazer uygulamaları 2.7. Çocuk hastalıklarında kuantum lazer tedavisinin kullanımı 2.8. Lazer uygulama metotları 2.9. Lazer akupunktur uygulamaları Tedavi aralıkları Bilimsel uygulamalarda alınan sonuçlar Tablo Tablo 2. BÖLÜM 3 3. Diş hekimliğinde düşük güçlü lazer uygulamaları 3.1. Diş çekiminde lazer kullanımı Diş eti hastalıklarında lazer kullanımı 3.3. Ağız ameliyatlarından sonra lazer kullanımı 3.4. Diş iltihaplarında lazer kullanımı 3.5. Çene eklemi sorunları ve lazer kullanımı 3.6. Hassas dişlerde lazer kullanımı 3.7. Cerrahi lazer uygulamalar BÖLÜM 4 Lazer uygulamaları hakkında çeşitli görüşler 4.1. Hasta öyküleri BÖLÜM 5 UYGULAMA GALERİSİ 5.1. Tufanlazer Lazerle tedavi merkezinde tedavisi yapılmış bazı hastalıkların sonuçları 5.2. Dış ülkelerdeki birçok yabancı lazerle tedavi merkezlerinde tedavisi yapılmış bazı hastalıkların sonuçları BÖLÜM Son bir kaç güzel söz 6.2. Literatür Son kapakda yazarın özgeçmişi.

5 Sayfa--1 Değerli okuyucular Hastalıklar çağlar boyunca hep büyük bir gizem olarak görülmüştür. Artık günümüzde sahip olduğumuz bilim, en karmaşık doğal gizem olan insanoğlunu keşfetmeye yeterli bilgi birikimine sahiptir. Bilimin her dalında olduğu gibi tıp dalında da gelinen nokta ise, hayranlık ve şaşkınlık yaratmaktadır. Kuantum tedavisi 20. yüzyılın sonunda ortaya çıkmış, gelişmiş ve sağlık sorunlarının yeni bir bakış açısıyla ele alınmasına olanak sağlamış bir tıp dalıdır ve gelinen noktanın kanıtıdır Kuantum fiziğindeki yeni araştırmalara dayanan etkin teknolojiler, hastalıkların tedavi şekillerinin yeniden geliştirilmesine ve kuantum tedavi yöntemlerinin oluşturulmasına olanak sağlamıştır. Rusya da Kuantum Tıp Birliği Tarafından geliştirilmiş Kuantum Lazer tedavi cihazları yaklaşık olarak 15 yıldan bu yana tıbbi uygulamalarda kullanılmaktadır. Bu süre içerisinde kuantum tedavisi teknolojileri farklı tıp dallarında daha da popüler hale gelmiştir. Rusya, bu çalışmaların sonucu olarak, yeni bir alan olan ilaçsız tedavi yöntemlerinde tüm dünyanın kabul ettiği liderlerden biri olmuştur. Rusya da, Kuantum Tıp Birliği tarafından geliştirilmiş kuantum tedavisi cihazları Rus Ulus sağlığına önemli katkısı nedeniyle Rusya Bilimler Akademisi tarafından Altın Madalya ile ödüllendirilmiştir.(10. sayfa 8) Uz. Dr. Mehmet Tufan Lazerle Tedavi Doktoru İnsanlar dualarında tanrılardan sağlık isterler, fakat buna ulaşma gücünün kendilerinde olduğunu bilmezler. Demokritos, M.Ö. 400

6 Sayfa 2 1-ÖNSÖZ Lazer uygulamaları eğitim programları, dünyamızda insan sağlığına verilen değerin, gerçek anlamda, ne derece önemli olduğunun aynasıdır. Lazerle insan dokularının tedavisi, yüksek derecede bilimsel belgelere dayanan, önceleri bilinmeyenlerin kesin süprizleridir ve hiçbir şekilde Alaaddinin Sihirli Lambası değildir. Lazer, çağımız bilim ve teknolojisinin mucizeler yaratan bir buluşudur. Kamu sağlık hizmetlerinden 2002 yılında toplum sağlığı için düşündüklerimi yapamamanın burukluğu içerisinde emekli olurken ve bu aşamadan itibaren hekimlik mesleğime son vermeyi dahi düşünmüşken, iki yıl sonra çok sayıda gelişmiş dünya ülkelerinde, çeşitli tıp dallarında kullanılmaya başlanan lazer teknolojisini kullanarak, hekimlik mesleğimde yeni bir sayfa açacağımı ve insanlara farklı tıp yöntemleri ile daha etkin bir sağlık hizmeti vermeye başlayacağımı düşünememiştim. Çok değerli dünürüm Prenses Güzellik Okulu sahibi Sn Nuray Kibrit in ısrarla lazer epilasyon uygulamaları yapmamı istemesi üzerine bu konuda eğitim ve cihaz alımı araştırmalarına başladım. Yaptığım çalışmalarda lazer teknolojisinin çeşitli tıp dallarında yüksek derecede ve etkin olarak kullanıldığını öğrendim. Bunların bende yaratmış olduğu yeni bir heyecan sonucunda lazer üreticisi çok sayıda merkezde, lazer uygulama eğitimleri aldım. İlk olarak estetik amaçlı lazer cihazları aldım. Daha sonra ilaçla tedavisi mümkün olmayan ve insanların canını, yakan sosyal yaşamlarını çok ileri derecede olumsuz olarak etkileyen pek çok hastalığın lazer ışığı ile tedavisinin belirli koşullarda mümkün olduğunu gördüm. Farklı eğitimlerle ve çok özel lazer cihazları ile bunu başarabilmenin bana verdiği pozitif enerji ve doktorluk mesleğimde yarattığı mutluluğun tarif edilemez boyutta olduğunu burada belirtmek isterim. Lazer teknolojisinin insan sağlığında kullanımı ve uygulamalarda alınan pozitif sonuçların ortalama olarak % seviyesinde (10.sayfa )olması ve tıp literatürü yayınlarında olumsuz herhangi bir etkiye rastlanmamış olması uygulamaların etkinliğinin göstergesidir. Tufanlazer Lazerle tedavi merkezinde dört yıldan bu yana tarafımdan yapılmış bulunan uygulamalarda elde edilen başarı oranı da ortalama olarak hemen aynı seviyede bulunmuştur. Çok sayıda gelişmiş ülkelerde insan sağlığının hizmetinde kullanılan lazer teknolojisinin, ülkemizde geniş uygulama alanlarını kapsayacak şekilde ve ilk kez tarafımdan hizmete sunulması, benim açımdan gurur vericidir. Özellikle tıp ve ecza meslek guruplarına mensup, lazer teknolojisi konularında bilgili veya bilgisiz kişilerin, insanları bilerek veya bilmeyerek yanlış bilgilendirmelerine veya yönlendirmelerine bizzat tanık olmam, bu kitabı kaleme almamdaki en önde gelen nedenlerden biridir. Bazı çıkar gurupları, lazerle insan sağlığına verilen hizmetlerin gelişmesini belirli bir süre engellemeye çalışabilir, fakat internet ağı ile örülmüş dünyamızda, bilim ve teknolojinin sağladığı pozitif uygulamaların engellenmesi ve insanların sorunlarına çare arama arzularının önüne geçilmesi mümkün değildir. Sağlık sorunlarının çözümünde, başka ülkelerde olduğu gibi bizim ülkemizde de, lazerle tedavi uygulamalarının yaygınlaşacağına inanmaktayım. Bu kitabı yazma nedenlerinden bir diğeri de, çeşitli hastalıkların lazerle tedavileri konusunda yeterli ve bilimsel olarak bilgi sahibi olmayan kişilerin, öğrenmek istediklerini, bilgili varsaydıkları kişilere sorarak kısa yoldan elde etmeye çalışmak istemeleri ve çoğu kez yanlış bilgilendirilmeleridir. Tarafımdan yapılmış lazer uygulamalarını ve elde ettiğim başarılı sonuçları, özellikle tıp ve ecza guruplarındaki değerli kişilerin bilgilerine getirerek, lazer teknolojisi uygulamalarının gerektiği gibi ve zamanında uygulanması ile hastalara yararlı olmanın yollarını paylaşmak istedim Amacım, lazer teknolojinin bilinçsizce veya kasıtlı olarak dışlanmasını önlemektir. Bilim ve teknoloji doğru

7 bir şekilde halk sağlığına sunulmaktadır. Halk, doğrulara yönlendirilmeli düşüncesinden hareketle kitabı yazmaya karar verirken, lazer tedavisi konusunda yeterli bilgi edinememiş meslektaşlarıma da kolaylıkla yararlanabilecekleri özet örnekler sunarak, lazer uygulamaları konusunda elde edilmiş kesin sonuçları onların bilgilerine getirmek istedim. Bu kitap hazırlanırken çeşitli dünya ülkelerinde insan sağlığı üzerine yapılmış çalışmalarla ilgili literatür incelenmiş ve çeşitli bilimsel uygulama sonuçlarını kişilerin bilgisine getirerek, bilimsel gerçeklere daha kolay bir şekilde ulaşabilmelerini sağlamak amaç edinilmiştir. Ayrıca merkezimizde yaptığımız lazerle tedavi uygulamalarını ve alınan sonuçları görsel olarak kişilerin bilgilerine sunmak sureti ile onların doğrudan bilgilendirilmelerni sağlamak istedim. Bu kitapta ayrıca lazer ışığı uygulamaları ile çeşitli sağlık sorunlarını tedavi ettiren hastalarımızla söyleşilere hasta öyküsü olarak yer vererek, uygulamaların etkinliğini vurgulamak istedim. Bütün bunlara ilaveten başka ülkelerdeki tedavi merkezlerinde lazer ışığı uygulamaları ile yapılmış pek çok ve çeşitli hastalıkların tedavi sonuçlarını görsel olarak değerlendirilebilir düşüncesiyle, bu kitabın kapsamı içerisine alınmasının gerekliliğine inandım. Dr. Mehmet Tufan Halk Sağlığı Uzmanı Lazerle Tedavi Doktoru

8 BÖLÜM 1 1- LAZERİN TANIMI Lazer bir alettir. Çok çeşitli işlerde kullanılabilen lazer yapılmıştır. Bunlardan bazıları sanayide kesici, yakıcı ve belirleyici olarak, bazıları haberleşme sistemlerinde, CD çalarlarda ve yazıcılarda kullanılır. Lazerler ayni zamanda tıp alanlarında da yoğun olarak kullanılmaktadır. Tıp alanında kullanılan lazerler iki prensip tahtında imal edilmektedirler YAKICI AYNALAR PRENSİBİ Bu prensiple elde edilen çok güçlü lazer ışığından, dokular tarafından emilebilen çok yüksek derece ısı üretilebilmektedir. Bu da lazer cerrahisinde dokuların kesilmesinde, çıkarılmasında ve pıhtılaştırılmasında kullanılmaktadır. Bu tür lazerler, cerrahi lazerler veya estetik lazerler olarak isimlendirilmektedir IŞIK VE BİYOLOJİ PRENSİBİ. Bu uygulama yönteminde lazer ışığı farklı mekanizmalar ile dokularımızın hücrelerine sokulmaktadır. Bu prensip, lazer ışığı ile tedavi metodu olarak isimlendirilmektedir. Bu metot, yeterli uygulama bilgisi ve tedavisi yapılacak hastalığa göre uygun lazer cihazı ile yapıldığı takdirde, ağrısız, riski olmayan, oldukça etkili ve heyecan verici bir tedavi metodudur. Lazer tedavi uygulamaları yüksek derecede bilimsel belgelere dayanan ve önceleri bilinmeyenlerin kesin sürpriz leri olarak algılanmaktadır LAZER NEDİR? Lazer bir ışık kaynağıdır. Bu ışık kaynağı çağımızın en gelişmiş ışık kaynağıdır. İngilizce Laser kelimesi Light Amplication of Stimulated Emission of Radiation cümlesinin kısaltılmış halidir. Diğer bir deyişle Radrasyon ışınımının uyarılarak güçlendirilmesiyle elde edilen ışık kaynağıdır LASER IŞIĞININ ÖZELLİKLERİ NEDİR? Lazer ışığı normal ışıktan farklı bir ışıktır. Normal ışık her tarafa yayılır. Lazer ışığı ise tek bir yönde bir demet halinde dağılmadan ilerler. Üretilen her lazer ışığının özel olarak belirli bir dalga boyu vardır ve dalga boyuna uygun bir renkte olur ve tek renklidir. Örneğin, 675 nm(nanometre)dalga boyunda bir lazer ışığı demek tüm dalgaları 675 nm dalga boyunda olan lazer ışığı demektir ve bu ışığın rengi kırmızıdır. Lazer ışığı birbirine uygun paralel dalgalar halinde olup çok uzaklara kadar dağılmadan bu uygunluğunu koruyarak ulaşır. Normal ışık ise tüm renklerin karışımından ibaret beyaz bir ışıktır ve insan cildinde yayılarak kalır. Lazer ışığı ise insan cildini geçerek daha derinlere varabilmektedir. Lazer ışığının foton yoğunluğu (elektronların hareketleri sırasında yüksek seviyelerden düşük seviyelere inerken açığa çıkardıkları enerji)gün ışığından daha yoğun olduğu için daha parlaktır. Lazer ışığının foton yoğunluğu arttıkça daha derine nüfuz etme gücü de artar LAZERİN TIP ALANINDA KULLANIMI Tıp alanında kullanılan lazerler çok çeşitlidir. Bununla birlikte bu lazerler iki guruba ayrılır.

9 1.5.1-YÜKSEK GÜÇTEKİ LAZERLER Bu lazerler dokuları kesmek, çıkarmak ve kanı pıhtılaştırmak gibi işlemlerde kullanılır. Çok temiz ve kanamasız ameliyat yapabilen bu tür lazerler, hastalıklı dokuları sağlıklı dokulara zarar vermeden, ortadan kaldırabilmemize olanak sağlarlar. Bu lazerlerin güçleri 0.5 watt üzerindedir DÜŞÜK GÜÇTEKİ LAZERLER Güçleri miliwatt ile ifade edilen Düşük Güçlü Lazerler hücre ve dokuların çalışmasını uyarma ve düzenleme amacıyla kullanılmaktadır. Bu lazerlerin güçleri 0.1mw ile 500mw arasındadır. Bu bağlamda, çağımızın tıp alanında yüksek güçteki lazerleri cerrahların, düşük güçteki lazerleri de iç hastalıkları uzmanlarının, güçlü birer tedavi silahı olarak kullanması kabul görmüştür. Dünya literatüründe lazer cerrahisi dendiği zaman yüksek güçte, yalnız lazer tedavisi dendiği zaman ise düşük güçte lazerlerle yapılan tedaviler kastedilmektedir 1.6- LAZER IŞIĞININ ETKİLERİ NEDİR: Lazer ışığının etkileri konusunda şüphe uyandırmayacak şekilde yapılmış ciddi çalışmalar sonucunda, genel anlamda üç olumlu tedavi sonucu saptanmıştır. Bunlar, 1-Dokuların çalışmasını uyarıcı ve yeniden düzenleyici etkisi vardır 2-İltihap giderici etkisi vardır 3-Ağrı kesici etkileri vardır LAZER TEDAVİ NEDİR? - DÜŞÜK GÜÇLÜ LAZER TEDAVİSİ Düşük güçlü lazer tedavisi yumuşak dokuların iyileşmesini sağlamak ve hem akut ödemde, hem de kronik acıyı azaltmak için kırmızı ve kızıl ötesi ışınların incinmiş dokulara ve yaralara uygulanmasıdır. Düşük seviyeli lazer tedavisinde, hiçbir şekilde hücrelere zarar vermeyen uyarıcı ışık enerjisi hücrelere yönlendirilir. Tedavi kesin ve doğrudur. Ayni zamanda, birçok değişik koşul için, güvenli ve etkilidir. Tedavide düşük seviyeli lazer ışınları deriye derinlemesine nüfuz ettiğinde kanımızın değişik tepkilerini en uygun hale getirir. Hem iltihap önleyici etki, hem de bağışıklıkla ilgili reaksiyonların ortaya çıkmasına engel olan etkileri, burada etkili olmaktadır. Kana nakledilen lazer ışığının tüm vücuda pozitif etkileri olduğu ve böylece her hücreye oksijen ve enerji taşıdığı bilimsel bir gerçek olarak görülmüştür

10 LAZER TEDAVİSİNDE DOKULARDA GÖRÜLEN DEĞİŞİKLİKLER NELERDİR? Geniş ve çok yönlü kullanımı olan lazer uygulamalarını detayı ile verebilmek o kadar kolay değilse de çeşitli bilimsel çalışmalarda ispat edilmiş sonuçları şöyle sıralayabiliriz. 1-Kan deveranını artırır. Bu sayede dokular daha çok oksijenle beslenir. Dokulara gelen yeterli oksijen sayesinde eski ve hasarlı hücreler yenilenirken, yeni ve normal yapıda hücrelerin oluşmasını ve dolayısı ile yeni işlevlerin gelişmesini sağlayarak hasarlı dokuların iyileşmesini ve normal dokulara dönüşmesi gerçekleşir. 2-Lazer tedavisi kollajen dokunun çoğalmasını sağlar.kollajen canlı vucudunda en önemli bir proteindir..kollajen hasarlı hücreleri yenileyen ve eskileri ile yer değiştirmesini sağlayan çok önemli bir proteindir. Aynı zamanda hücreleri bir arada tutan elastik yapıya sahip bir proteindir. 3-Lazer tedavisi ATP Adenosin trifosfat üretimini artırır. ATP hücrelere enerji sağlayan bir maddedir. Dokularda artması direkt olarak hücrenin iyi beslenmesini ve atık maddelerden kurtularak enerji dolu olmasını sağlar. Yenilen bütün yiyecekler hücrelere taşınmadan önce Adenosin trifosfata dönüşür. Adenosin trifosfat hücrenin kimyasal yapısında gerekli olan kimyasal enerjiyi sağlamaktadır. Diğer bir değişle lazer tedavisi hücresel enerjinin artmasını sağlamaktadır. 4-Lazer tedavisi lenfatik sistem aktivitelerini artırır. 5-Lazer tedavisi hücrelerde RNA ve DNA sentezlerini artırır. Hasta ve hasarlı hücrelerin daha sağlıklı ve daha kısa sürede düzelmesini sağlar. 6-Lazer ışık düzeni sinir sistemi üzerinde de olumlu etkiler yapmaktadır. Lazer ışık enerjisi vücuda negatif İyonlar halinde giriş yapar. Bunun sonucunda vücutta tedavi gören bölgelere kalsiyum gibi pozitif iyonların gönderilmesini sağlar. Bu iyonlar arızalı sinir uçlarında etkileşimler yaparak hissedilen ağrının en aza indirilmesinde, kasların gevşemesinde ve rahatlamasında ve sinirlerin yeniden yapılanmasında görev alır. 7-Lazer tedavisi vücut da makrofaj adı verilen hücrelerin çoğalmasını sağlar. Makrofajların çoğalması hastalıkların başlangıç safhasındaki tedavinin başarı oranını doğrudan etkileyen önemli bir olgudur. Bu hücreler vücutta hasta ve hasarlı hücreleri saptayıp yok ederler. 8-Lazer ışığı beyindeki Endorphin ve Enkaphalin ve vücudun diğer başka tarafındaki kimyasallarla ilgili gerekli düzenlemeleri yapar ve bu sayede ağrı ve acı duymayı azaltır veya ortadan kaldırır.

11 1.8- LAZER UYGULANMALARINDA EN ÇOK MERAK EDİLENLER HER YAŞTAKİ İNSANA LAZER UYGULANALİRMİ? Evet, her yaştaki insana, çocuklar ve çok yaşlılar dahil, lazer uygulaması yapılabilir İNSAN VUCUDUNDA HER BÖLGEYE LAZER UYGULANABİLİRMİ? Lazer ışığı doğrudan açık olan göz üzerine uygulanmaz, Hamilelerde rahim bölgesi üzerine doğrudan uygulama yapılmamalıdır. F. Tirotoksikoz ile birlikte görülen yayılmış tiroid büyümelerinde kullanılmaz. Basit tiroid guatrlarında nodul olmayan durumlarda kullanılabileceği gibi, yumurtalıklar, omurilik bölgeleri dahil, düşük güçlü lazer uygulanmasının insan vücuduna herhangi bir zararlı etkisi yoktur. Metal plak taşıyanlara lazer ışığı kullanılabilinir LAZER IŞIĞI NE RENKTİR? Lazer ışığı her renkte olabilir. Fakat tek renklidir. Renksizde olabilir ve görülmeyebilir. Lazer ışığının rengi dalga boyuna göre değişir LAZER IŞIĞI NE ZAMAN YAPILDI? Lazer kuramının geliştirilmesi onuru Albert Eistein e mal edilmektedir(1916). Fakat, lazer makinesi ilk defa 1966 tarihinde cerrahi profesörü olan Dr. Endre Mester tarafından Budapeştede Semmelweis hastahanesinde yapılan çalışmalar sonunda yapıldı ve bu lazer Ruby lazer di. Kanserle mücadelede kullanılmak amacıyla araştırmalar yapıldı. Lazer, 1966 dan bu yana lazer tıp da başarı ile kullanılmaktadır LAZER IŞIĞI KANSERE YOL AÇARMI? Lazer ışığı kesinlikle kansere yol açmaz. Yapılan araştırmalarda bu konuda en küçük bir bulguya rastlanmamıştır LAZER UYGULAMASI AĞRILIMIDIR? Hayır, ağrısızdır ve ilginçtir ki hasta kendisine tedavi uygulandığını dahi hissetmez LAZER KİMLERE UYGULANMAZ? Bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçları (kortizon, kanser ilaçlari vs.) alan kimselere lazer ışığı uygulanmaz..çünkü etkisiz kalabilir. Kalp pili takılmış olan hastalara da kullanılmaz HER HASTAYA RASTGELE LAZER UYGULANABİLİR Mİ? Hayır uygulanmaz. Önce hastalık veya ağrının nedeni ortaya konur, Eğer hastalık lazer tedavisi ile düzelebilecek bir hastalık ise, hastaya durum bildirilir ve lazer tedavisi hakkında bilgi verilir. Hasta lazer tedavisini kabul ederse tedaviye başlanır. Lazer tedavisi hekimin uygun göreceği bölge veya bölgelere seanslar şeklinde uygulanır LAZER TEDAVİ UYGULAMASI NE KADAR SÜRER? Lazer tedavisi uygulamaları seanslar şeklinde yapılmaktadır. Süre, tedavi yapılacak olan bölgenin genişliğine göre ve doku özelliğine göre değişmekle beraber 10 dakika ile 90 dakika arasında değişmektedir. Yine seans sayısı ve sıklığı da, doku yapısı ve hastalığın tipine göre değişmektedir Bazı hastalıklar 5-10 seansta iyileşebilirken bazı hastalıklarda 2-3 kür uygulama gerekebilir

12 LAZER IŞIĞI DOKULARDA HANGİ DERİNLİĞE KADAR ETKİLİ OLABİLİR? Lazer ışığı cilt üzerinden alt tabakalara kadar, yağ dokusu, kemik dokusu, ve iç organlara nüfuz edebilir. Lazer ışığı, cihazın gücüne ve üretilen ışığın dalga boyuna ve foton yoğunluğuna göre ciltten cm derinliğe kadar nüfuz ederek tedavi olanağı yaratmaktadır LAZER TEDAVİSİ DİĞER TEDAVİLERLE UYGULANABİLRMİ? Uygulanabilir, hatta daha yararlı olabilmekte ve tedavinin etkinliğini artırabilmekte, tedavi süresi daha kısa olabilmektedir. Lazer tedavisi ilaç, yoga, akupunktur, fizik tedavi ve psikolojik tedaviler ile birlikte uygulanabilir LAZER TEDAVİSİ SURESİNCE NELERE DİKKAT ETMELİYİZ Lazer tedavisi uygulamaları süresinde ve daha sonraki dönemlerde lazer ışığının etkisini azaltabilecek ilaçlar kullanılmamalıdır. Örneğin; immun sistemi baskı altına alan ilaçlar, hücre öldüren ilaçlar kanser ilaçları, kortizon ve kortizon kökenli ilaçlar gibi. Bununla birlikte doku gelişmesine engel olmayan ve doku gelişmesini kamçılayan ve hücre yaşamı için gerekli olan çeşitli ilaçlar veya kimyasal maddelerin alımına önem verilmelidir LAZER TEDAVİ REAKSİYONLARI Bazen lazer tedaviyi takip eden günlerde uygulama bölgelerinde ağrı oluşur veya ağrı tedavisi yapılırken ağrının şiddetinde artma olabilir. Bunun nedeni kanın akış karakteristiklerindeki bir iyileşmeye ilaveten organa veya organlara pompalanan kanda güçlü bir atış olması nedeniyle ve özelliklede kılcal damarların, küçük damarların ve küçük atar damarların genişlemesinin bir sonucu olarak böyle bir durum ortaya çıkabilir. Buna karşılık kas liflerine sahip olmayan toplardamar sisteminin akış karakteristikleri atar damar sistemi kadar hızlı iyileşmez. Bunun sonucunda dokularda hemostaz( kan toplanması)oluşur ve bu da ağrıya ve diğer olumsuz etkilere neden olur. Bu durumda tedaviye 2-3 gün ara verilerek, genel kan akışındaki iyileşmeye, toplardamar sisteminin uyum sağlamasına olanak sağlanır. Kuantum lazer tedavisi yöntemlerinde bu gibi belirtilerin görülmesi genellikle iyi bir belirti olarak kabul edilir. Bu, iyileşme sürecinin başlamış olduğunu gösterir. Lazer tedavisi uygulamalarında doğru teşhis ve doğru uygulama sonrasında, insan sağlığını tehlikeye sokabilecek herhangi bir yan etki veya reaksiyon söz konusu olamaz KUANTUM LAZER TEDAVİSİ UYGULAMA GEREKÇELERİ NELERDİR?!-Bazı bulaşıcı hastalıklar 2-Endokrin sistem hastalıkları 3-Sinir sistemi hastalıkları 4-Göz ve sinüslerde dahil olmak üzere göz çevresi hastalıkları 5-Kulak ve mastoid kemik hastalıkları 6-Dolaşım sistemi hastalıkları 7-Solunum organları hastalıkları 8-Deri ve deri altı dokusu hastalıkları 9-Sindirim sistemi hastalıkları 10-Kas-iskelet sistemi hastalıkları 11-Urogenital sistem hastalıkları 12-Doğum sonrası hastalıkları 13-Travmalar ve diğer yaralanmalar.

13 1-12- KUANTUM LAZER TEDAVİSİ UYGULAMALARININ AVANTAJLARI NELERDİR? 1- İlaçların etkisi artar 2- Tedavi için gerekli ilaç miktarı azalır hatta ilaç kullanımına gerek kalmaz 3- Hastalık sonrası rehabilitasyon dönemi üçte iki oranında azalır. 4- Hastalıkların tedavi süreleri kısalır. 5- Hastalıklara karşı güçlü koruyucu etki oluşur. 6- Kuantum tedavinin yan etkisi olmadığı gibi ekolojik olarak emniyetlidir. BÖLÜM 2 11-İNSAN SAĞLIĞININ KORUNMASI VE HASTALIKLARININ TEDAVİSİNDE YİRMİBİRİNCİ YÜZYILIN TIBBI KUANTUM TIP UYGULAMA LARI 2.1- KUANTUM TEDAVİSİ: 2.1.a- KUANTUM ETKİME MEKANİZMASI VE KLİNİK ETKİLER Doğal ortamda kullanılan fiziksel öğelerin, iyileşmeyi uyarmak ve hastalığı tedavi etmek düşüncesiyle kullanımını amaçlayan fizyolojik yaklaşımdır. Bunların doğru uygulanması halinde, kişilerin bireysel çalışma kapasiteleri ilerleyen yaşlarda devam edebilecek, vücudun işlevsel bütünlüğü sağlanabilecek ve kötü sağlık durumlarının oluşması veya tekrarı önlenebilecektir. Gelişen insanoğlu doğal manyetik alanlar sistemi tarafından çevrelenmiştir. Bir kişinin vücudunda görülen fizyolojik ve psikolojik değişiklikler söz konusu kişinin elektromanyetik alanını değiştirir. Günümüzde elektromanyetik alanın biyolojik yapılar arasında bilgi alışverişini sağladığı ve biyolojik yapının organik dünya ile karşılıklı iletişimini kapsayan bilgisel fonksiyonların bir taşıyıcısı olduğu kabul edilmektedir. Organizma içerisindeki her türlü fiziksel etmenin biyolojik etkisi, vücudun fiziksel enerjisel alış veriş sistemlerine gönderilen bilgiler aracılığı ile gerçekleşir. 2.1.b- KUANTUM TEDAVİSİ TERİMİ: Hayal edilemeyecek ölçüde küçük ve güvenli elektromanyetik ışıma dozlarının canlı bir organizma için devam eden sağlık durumunu sağlamadaki üstünlüğü vurgulanmaktadır. Kuantum etkisi, organizmanın gizli olan uyum sağlama yeteneklerini hem hücre, hem de biyolojik sistem düzeyinde uyarmaktadır. Diğer taraftan bağışıklık sistemini de uyarmakta ve çeşitli hastalıkların neden olduğu her türlü sapmaya veya değişikliğe daha kolay karşı koyabilmesi için organizma içerisindeki gerekli koruyucu kuvvetleri harekete geçirmektedir.

14 2.2- KUANTUM TIP GENEL UYGULAMALARI GENEL BEDENSEL UYARIM UYGULAMALARI Bu uygulama aşırı kas zorlaması altındaki sporculara tek olarak uygulandığı gibi başka hastalıkların tedavisi programına da ilave edilebilir Genel bedensel biyolojik uyarım programı vücudu genel olarak uyarır ve gücünü artırır. Aynı zamanda bağışıklık sistemi üzerinde de bir düzenleme etkisine sahiptir GENEL REHABİLİTASYON UYGULAMALARI Genel rehabilitasyon ve uyarım uygulamaları her türlü tedavinin etkisini artırdığından diğer kuantum tıbbı tedavi yöntemleri ile birlikte bileşik tedavi olarak mutlaka kullanılır. Uygulamalar ana tedavi yöntemi olarak bir prosedürün kuantum etkisini yaklaşık 2 kat daha çok artırdığını ortaya koymuştur. Genel rehabilitasyon uygulamaları kişilerin organizmasında rahatlama yaptığı gibi, bağışıklık uyarımını ve güçlenmesini sağlar, bulaşıcı hastalıklara karşı vücut direncini artırır SAĞLIĞI VE BAĞIŞIKLIĞI GÜÇLENDİRME UYGULAMALARI Farklı birçok araştırmacı kan üzerinde düşük etkili lazer kullanılarak gerçekleştirilen tedavinin son derece etkili olduğunu ortaya koymuştur. Kan dokusunun uyarılmasıyla, genel dolaşım ve mikro dolaşımı etkilenmekte, kanın akış özellikleri iyileşmekte, oksijenin hücreler ve dokular tarafından özümlenmesi artmakta, hücre ve vücut sıvıları, bağışıklık sistemi iyileşmekte, iltihap giderici etkiler, kanın göllenmesini önleyici etkiler ve ağrı kesici etkiler görülmekte vücut direnci her çeşit hastalığa karşı dirençli olmaktadır YAŞLANMANIN ÖNLENMESİ UYGULAMALARI Herkesin uzun ve sağlıklı bir yaşama sahip olmak istemesi doğaldır. Kuantum tedavisi adı verilen tıp dalı 20. yüzyılın son çeyreğinde ortaya çıktı ve sağlığın iyileştirilmesine, yaşlanma sürecinin önlenmesine ve yaşam sürecinin uzatılmasına yönelik sunulmaya başlandı. Rus profesör Korepanov bir tıp bilimleri doktoru olarak yılda 2-4 kez tekrarlanan koruyucu kuantum tıbbı metotlarının ve prosedürlerinin aktif yaşam süresini 8-12 yıl artıracağını söylemiştir. Yaşlanmanın önlenmesi, vücudun tüm temel organlarının ve sistemlerinin ve bunların yanı sıra cildin ve deri altı yağlarının normal fonksiyonlarının korunması ve sürdürülmesi anlamına gelmektedir. Cildin sağlık durumunun her türlü dış etmene bağlı olduğu gibi bir o kadarda iç organların durumuna bağlı olduğu unutulmamalıdır ve bu olgu tartışılmazdır. İşte bu nedenledir ki, cildin sağlığına yönelik gençleştirme yöntemleri ile korumaya yönelik ve yaşam süresinin uzatılmasına ilişkin kural, her şeyden önce vücudun iç ortamının yani organlarının korunmasını ve düzenlenmesini kapsamaktadır. Genç bir yaşta yaşlanmanın önlenmesi için uygun eksersizleri ve iyi beslenme tercihlerini, stres yönetimini, kişisel temizliği ve dengeli beslenme, dengeli bir çalışma ve dinlenme planlamasını kapsayan yaşam tarzı kurallarına titizlikle uyulması gerekir. Bütün bunlar ışığında Kuantum yöntemleri kullanılarak yaşlanma sürecinin önlenmesi ve yaşam sürecinin uzatılması için yılda 2-4 kez koruyucu genel biyolojik uyarım uygulamalarının tatbiki gerekir.

15 KUANTUM TIBBININ ÖZELLİKLERİ VE UYGULAMA ALANLARI Kuantum tıbbı uygulamalarında Kuantum Lazer Teknolojisi ve Kuantum Fiziği prensipleri kullanılmaktadır TEDAVİ AŞAMALARI a-Giriş aşaması: Belirgin bir değişikliğin olmadığı ve vücudun kuantum tedavisini henüz kabul ettiği bir iyileşme sürecinin yeni başladığı erken tedavi dönemidir. İyileşme derin düzeyde gerçekleşmektedir ve henüz bir değişiklik yoktur. Bununla birlikte ilk tedaviden hemen sonra küçük bir iyileşmede olabilmektedir. Derin ve kronik organ hastalıkları çok hatta fazla tedavi gerektirecektir. Tedaviye giriş aşaması 2-15 seanstan oluşabilir. Seans sayısı hastalıkların durumuna ve organların tedaviye verdiği yanıta bağlı olarak değişecektir. Bazı sağlık sorunları sadece 2-4 seanstan itibaren cevap verebilirken iç organlarının tedavisi daha fazla tedavi gerektirecektir b-Tedavi aşaması: Bu tedavi giriş aşamasını izler. Kas, eklem ve bağ dokusu, tedavisi durumunda 3-4 tedaviden sonra etkili olamaya başlar, yada iç organ tedavisi durumunda daha uzun bir zaman alabilir. Bu aşama 5-15 seanstan oluşabilir c-Son aşama: Tedaviyi pekiştirmek amacıyla tedavi aşamasından 3-4 hafta sonra uygulanan ek tedavidir d- Koruyucu tedavi aşaması: Tedavi sürecini yılda 2-3 kez tekrarlamak çok daha iyi olmaktadır. Bu uygulamalar takviye ilave uygulamalar olarak görülebilir. Bu uygulamalar sağlık sorununun daha kötüye gitmesini veya hastalığın tekrarlanmasını önlemektedir KUANTUM TIP UYGULAMARI VE ÇOK ÇEŞİTLİ HASTALIKLARIN ÖNLENMESİ VE TEDAVİSİ Güçleri 500 miliwatt a kadar olan lazerlerle, oldukça uzun bir süredir, insan sağlığına her hangi bir zarar verilmeden çok başarılı uygulamalar yapılmaktadır. Fakat her tür hastalığın lazer ışığı ile tamamı ile tedavi edilebileceği iddiası da doğru olmaz. Lazerle tedavi uygulamaları ilaç tıbbı uygulamaları ile birlikte uygulandığı zaman çok başarılı sonuçlar alınmaktadır. Hastalıkların pek çoğunun ilaçsız tedavisi tamamı ile mümkün olabildiği gibi ilaç kullanımı ve hastalıkların tedavi süresi yaklaşık olarak yüzde elli oranında azalmaktadır ALLERJİ- Lazer ışığı uygulamaları ile lazerin ağrı giderici, ödem çözücü etkileri, inmun sistemi güçlendirmesi, bakterisit ve doku tamiri yapan etkileri ile bölgesel allerjik belirtiler ortadan kalkmaktadır. Örneğin, alerjik rinit üst solunum yolu ve bölgesel deri allerjileri gibi allerjik hastalıklar AKNE-SİVİLCE

16 Sivilce, dermatolojik adıyla akne vulgaris, toplumlarda en sık karşılaşılan cilt hastalığıdır. Özellikle ergenlik dönemindeki gençlerde %80-90 oranında görülmektedir. İlaç tedavisi ile dahi çok zor ve uzun sürede etkili olmasına karşın, aknenin lazer ışığı ile tedavisi daha kısa sürmekte ve sivilce yerinde iz bırakmadan iyileşme olmaktadır. Ayni zamanda akne tedavisinde kullanılan ve karaciğere oldukça zarar verici olan birçok ilaca da gerek kalmamaktadır. Lazer ışığının ödem giderici etkisi, mikrop öldürücü etkisi ve cilt altı kollajen ve elastin dokularının yeniden yapılandırıcı etkisi bu uygulamalarda önemli rol almaktadır EGZAMA Derinin üst katlarının yangısına egzama denir. Egzama bölgesel allerjik deri yangısı olarak tarif edilir. Egzama tedavisinde, lazer ışığının ödem giderici etkisi ile allerjik belirtilerin görülmesine neden olan histamin maddesinin salgılanmasını durdurucu etkisi, iyileşmeyi hızlandırmaktadır ARTERİYEL HİPERTANSİYON Düşük güçlü lazerlerle hipertansiyonun iyileştirilmesi yönünde yapılan çalışmalarda gerek organik kaynaklı gerekse psikolojik hipertansiyonların lazerle tedavisinin çok yüksek oranda mümkün olduğu görülmüştür. Umeda Y.(3.sayfa 125) 1990 yılında yapmış olduğu uygulamalarda hastaların %80 ninde yüksek tansiyonlarının tamamen normal sınırlara indiğini ve çok yüksek derecede bir başarı elde ettiğini gözlemlemiştir. Yine Velizhanina I.A. tarafından 1998 yılında yapılan araştırmada (bak. 3. sayfa 125) 42 hipertansiyonlu hastaya düşük güçlü lazerle yapılan tedavilerde tüm hastaların (stage 1 hipertansiyon)lazerin güçlü tansiyon düşürücü ve antioksidan etkileri sayesinde çevre damarlardaki direncin tamamen düştüğü ve başarının yüzde yüz olduğu ifade edilmektedir. Dr. Tufan tarafından 2009 yılında hipertansiyonlu hastalara uygulanan lazer tedavi uygulamalarında kuantum lazer cihazları kullanılmış ve biyolojik aktivasyon ile bağışıklığı güçlendirme prosodürleri birlikte uygulanmıştır. Uygulamaya alınan 8 hastanın altısında 15. uygulamalardan itibaren kol tansiyonlarının normal seviyelere düşmüş olması nedeni ile hastaların tansiyon ilacı almaları durdurulmuştur. Uygulamalardan sonra 6 ay süre ile yapılan kontrol çalışmalarında hastaların tümünde kol tansiyonlarının yaşlarına göre normal seviyelerde olduğu ve halen herhangi bir tansiyon ilacı almadıkları gözlemlenmiştir. Sigara içen iki hasta da ise kol tansiyonları seviyelerinin normal seviyelere düşürülmesi 15 seanslık tedavide mümkün olamamıştır KEMİK DOKUSUNUN GELİŞTİRİLMESİ Kemik dokusunun lazer uygulamaları ile geliştirilmesi ise bu alanda yapılan oldukça değerli çalışmalardır. Kemik kırıklarından sonra yapılan lazer uygulamalarında sonra kırık bölgesindeki kemik dokusunun çok daha kısa bir zaman süresinde yenilendiği ve yapılandığı görülmektedir( bak.5. sayfa 18) Lazer uygulamaları ile yapılan çalışmalarda genetik veya damarsal yetersizlik nedenleri ile kısa kalmış kol ve bacaklardaki kemik dokularının geliştirilmesi ve yeniden yapılandırılmasının mümkün olduğu kanıtlanmıştır. Uygulamalardaki esas etki, osteoblast ve osteocyt haline dönüşemeyen mezenkimal hücrelerin yapılarındaki bozukluğu düzeltmesi şeklinde olmaktadır. (3.Bak sayfa 126.) Kemik dokusunun lazerle geliştirilebileceği üzerine tıp literatüründe çok sayıda çalışma olduğu görülmektedir

17 13.6-KANSER VE KUANTUM TIP UYGULAMALARI Öncelikli olarak belirtilmesi gerekir ki lazer tedavi uygulamaları kesinlikle kanser nedeni olamaz. Lazer uygulamalarının kanser hücrelerini aktive edebileceği konusunda herhangi bir araştırmaya tıp literatüründe rastlanmamıştır. Kanser hastalarında lazer tedavi uygulamaları, kanser hastalarının kullandığı ilaç ve kemoterapi uygulamalarının oluşturduğu olumsuz durumların azaltılmasında veya ortadan kaldırılmasında başarılı sonuçlar vermektedir. Yapılan bilimsel çalışmalarda, kanser tedavisinde uygulanacak radyoterapi öncesi tedavi bölgesine, düşük dozda lazer uygulaması yapıldığı zaman, bölgedeki dokuların fazla zarar görmediği ve uygulama bölgesinde ödem ve cilt yanıklarının olmadığı saptanmıştır.(bak.3 sayfa 130.) Burada düşük güçlü lazer ışığının, hasarlı ve hastalıklı doku hücrelerinin yeniden ve olması gerektiği gibi yapılanmasını sağladığı gerçeğini vurgulamak gerekir Lazerle kanseli dokuların tedavisi uygulamalarında, fareler üzerinde yapılan çeşitli çalışmalarda farelere çeşitli büyüklükte tümörler implante edilmiş ve lazerle tedavisine çalışılmıştır. Uygulamalar sonucunda, küçük tümörlerin, düşük güçlü lazer ışığı uygulamaları ile küçülerek yok oldukları gözlemlenmiştir. Bu etki, lazerin lokal immun sistemini, tümörlerden daha etkin bir şekilde uyarması sonucunda olmaktadır. Fakat büyük tümörlerin tedavisinde immun sisteminin uyarılmasına rağmen lazerin gücü yeterli olmamaktadır.(bak.5 sayfa 16.) Bu uygulama sonuçlarından çıkarılabilecek sonuç, küçük kanser odaklarının başlangıç safhasında düşük güçlü lazerle yok edilebileceğidir. Hatta lazerle, genel olarak sağlığı ve bağışıklığı uyarım uygulamalarının, yıllık olarak gerekli sayı ve sıklıkta yapıldığı takdirde vücut direncinin her tür hastalığa karşı güçlü kılınabileceğidir. Hatta biyolojik yapılarda dengesiz ve kontrolsüz hücre çoğalmasının yani kanser hücresi gelişiminin olamayacağıdır KARPAL TÜNEL SENDROMU Karpal tünel sendromu ellerde ağrı ve uyuşma ile başlayan ve bu şikayetlerin özellikle, uykudan uyandırma derecesinde olan çok rahatsız edici bir hastalıktır. Temel neden ele giden bir Sinirin (nervus medianus )el bileği çerçevesinde geçtiği bir kanalda bilek kılıfı tarafından sıkıştırılmasıdır Hastaların, el parmaklarında uyuşma ve yanma hissi, bilekten kola uzanan ani ve keskin ağrı, özellikle sabahları ellerde şişlik, ağrı ve el krampları, başparmakta güç kaybı gibi şikayetleri kapsamaktadır. Tedavide hastaya verilen çeşitli ağrı kesiciler hastayı rahatlatamaz. Bilekte sıkışan sinirin serbestleştirilmesine yönelik cerrahi tedavi uygulansa da çoğu kez hastaların sorunları kısa bir süre sonra tekrarlayabilir 21. yüzyılda karpal tünel tedavileri artık düşük güçlü lazerle yapılmaya başlanmıştır. Lazerle el bileği bölgesinde siniri sıkıştıran bilek kılıfı üzerine uygulamalar yapılarak, burada oluşmuş tüm olumsuz doku yapılaşmaları (tendinit ve damar dolaşım bozuklukları)tamamı ile ve yeniden yapılanması sağlanmakta, sonuç olarak normal doku fonksiyonlarının oluşması ile de hasta şikayetleri son bulmaktadır.

18 13.8- TOPUK DİKENİ Topuk dikeni hastalığı ayak taban kaslarının topuk kemiğine yapışma yerinde aşırı zorlanma nedeniyle oluşan yara ve bu yaranın sürekli bir hal alması ve bu bölgede kireçlenmenin yoğunlaşmasıdır Çekilen röntgen filminde yara üzerinde biriken kireç nedeniyle topukta dikenimsi bir görüntü oluştuğu görülür. Bu oluşum, hastalar yere bastıkça topuk altında çok şiddetli ağrıya neden olur. Tedavide verilen ilaçlar hastayı rahatlatamaz. Kortizon iğnesi tedavisi hastayı bir süre rahatlatabilir, fakat bir süre sonra ağrılar daha kötü hissedilmeye başlanır. Cerrahi tedavi ile topuk dikeni çıkarılsa da bölgenin damar dolaşım bozukluğu devam edeceğinden bir süre sonra topuk dikeni yeniden oluşabilmektedir. Topuk dikeninin düşük güçlü lazerle tedavisi, hem ilaç kullanmadan, hem de ameliyat riskleri olmadan, yeniden doku yapılanması sağlanarak en iyi bir şekilde yapılmakta, hasta kişi, kısa bir uygulama süresinden sonra iyileşmektedir MİGREN Baş ağrısı, çok çeşitli nedenleri olan bir hastalıktır. Migren baş ağrısı diyebilmek için tarif edilen ağrının mutlaka başın bir yarısında olması şarttır. Migrenin nedeni çeşitli nedenlerle ve özellikle ruhsal nedenlerle kafa içi damarlarının hızlı bir şekilde genişlemesidir. Lazerle migren tedavisinde de prensip, beyin içi arterlerin direncini kontrol eden sinirlerin, kafa derisi üzerindeki uyarım noktalarında uyarılarak, beyine giden enerjide oluşmuş dengesizliğin düzeltilmesini sağlamaktır. Migrenin lazer uygulamaları ile tedavisi oldukça başarılı (%95-100) ve uzun sürelidir. Migren baş ağrısında lazerle akupunktur tedavisi bir ilaçsız tedavi uygulamasıdır SİNÜSİTİS Sinüsler burun çevresindeki kemiklerin içerisinde yer alan boşluklar olup kafa sinüsleri olarak adlandırılırlar. Sinüs mukozalarının iltihaplanması ve sinüs içi salgının burun kanallarından dışarı akamaması ve bunların kronikleşerek ilaçla iyi olamaz duruma gelmesi, hastalarda çok şiddetli ve huzursuzluk veren baş ağrılarına neden olmaktadır Kafa sinüslerinin lazerle tedavisinde lazerin bakterisit etkisi ile ödem giderici etkisi ve doku hücrelerinde yeniden yapılanma ve hasarlı hücrelerin sinüs duvar ve kanallarından temizlenerek dokuları ilk hallerine döndürebilme özelliği rol oynamaktadır. Tedavi sonuçları hasarlı dokuların ağırlığına göre değişmekle beraber oldukça başarılı ve yüz güldürücüdür AĞRI Her çeşit kas, eklem ve bağdokusu hastalıkları ve bunlarda oluşan doku hasarları dolayısı ile ortaya çıkan ve hastayı ileri derecede rahatsız eden ve hareket güçlüğüne neden alan ağrıların, düşük güçlü lazer uygulamaları ile tedavi edilebileceği yapılan çok sayıda araştırmalar sonunda kesinlik kazanmıştır. Lazerle ağrı tedavisinde yaralı ve hasarlı dokuların daha hızlı ve daha etkili bir şekilde iyileşmesi ve tamiri sağlanmakta ağrı yaratacak koşullar ortadan kaldırılmaktadır. Rusya da yapılan araştırmalarda ve önde gelen özel referans merkezlerinin verilerine göre kas ve iskelet sistemi hastalıkları ve bunların yarattığı ağrı belirtilerinin %92 -%100 oranında tamamı ile iyileştirildiği belirtilmektedir(10).bak sayfa 26. tablo1

19 SPOR YARALANMALARI SPORCU TRAVMALARI Sporcu sağlığında lazer uygulamaları oldukça yaygın ve başarılıdır. Çoğu kez çok başarılı futbolcular yaralandıkları zaman bunların çok süratli bir şekilde iyileştirilmesi söz konusu olmaktadır Girgin futbolcularda genellikle sıyrıklar, ezikler, yüzeysel kanamalar, çürükler, basit kas travmaları, kas krampları, basit ayak bileği burkulmaları, bel ve sırt bölgesinde geçici travmalar, boyun bölgesi travmaları görülmektedir. Ayrıca futbolcularda sıklıkla burkulma, ezilme, menisküs lezyonları kas yaralanma ve kopmaları görülmektedir. Böyle bir durumda yaralanma bölgesindeki ağrı ve ödemin tedavisi, bozulan dolaşım düzeninin yeniden oluşması ve travma bölgesinin yapılanması, sporcunun süratle sağlığına kavuşarak tekrar sahaya çıkması çok önemlidir. Buna olanak sağlayan lazer tedavi uygulaması son yıllarda sporcu tedavisinde en popüler ve başarılı bir uygulama olarak önceliği almıştır REFLÜ HASTALIĞI Normalde sindirim sistemindeki gıdaların hareket yönü ağızdan yemek borusuna, oradan da mideye ve sonra bağırsaklara doğrudur. Mide içeriğinin herhangi bir zorlama olmaksızın yutak borusuna ve ağız a doğru kaçması durumuna reflü denmektedir. Bu durumun arada sırada olması önemli olmasa da, haftada iki kez den fazla olması, reflü hastalığını düşündürür. Reflüde sebep, mide ve yemek borusu arasındaki kasların sinirsel veya anatomik değişiklikler nedeni sonucu gevşeyip açılması veya sürekli açık kalmasıdır. Bu gibi durumlarda hastalar sırt üstü yattıkları takdirde yutak borusuna ve ağız a, mide muhteviyatı gelmektedir. Çok rahatsız edicidir ve hastalar oturur vaziyette uyumayı tercih ederler. Tedavide genellikle çeşitli anti asit ilaçlar kullanılırsa da hastalar yine de rahatlayamazlar. Bu gibi durumlarda hastaların yutak borusu ve mide girişindeki kapak görevi gören kaslardaki hücresel yapı bozuklukları ve hücresel enerji dengesi düzensizliklerinin kuantum lazer uygulama yöntemleriyle tedavisi çok yüksek derecede mümkündür. Rusya da önde gelen özel referans merkezlerinde 3042 vaka üzerinde yapılmış uygulamalarda %92 oranında çok iyi derecede iyileşmeler olduğu ve hastaların şikayetlerinin geçtiği saptanmıştır.(10sayfa.26. tablo 1). Dr. Mehmet Tufan ve ekibi tarafından 2009 yılında yapılan bir çalışmada, reflüsu olan ve 16 yıl hep koltukta oturur şekilde uyuduğunu ifade eden bir hastada kuantum lazer uygulama yöntemleri uygulanmıştır. Fasılalı olarak üç aylık bir uygulama döneminden sonra şikayetlerinin tamamen geçtiği 10. seanstan itibaren sırt üstü yatar şekilde uyumaya başladığı bizzat hasta tarafından belirtilmiştir. Bu uygulama, başarılı bir yöntem olarak algılanmıştır.

20 KABIZLIK TEDAVİSİ Kabızlık, bağırsak hareketlerinin normale göre azalması anlamındadır. Barsak fonksiyonu kişiden kişiye farklılık gösterir. Genel anlamda kabızlık, dışkılama işleminin haftada iki veya daha az olmasıdır. Bir yıl içerisinde en az 12 hafta sürekli olarak dışkılama işleminin haftada 2 defa veya daha az olarak devam etmesi halinde kabızlık hastalığının varlığı kabul edilir. Barsak hareketlerini düzenleyen sinirler ile dışkılamayı sağlayan kasları kontrol eden sinir sisteminin uyumlu çalışamaması sonucu kabızlık olmaktadır. Çeşitli ilaçların kullanımı da barsak ve makat bölgesindeki sinir sistemlerini ters yönde etkilemektedir. Tansiyon ilaçları, (özellikle beta blokerler ),antiparkinson ilaçlar, antidepressan ilaçlar, kalsiyum preparatları, ağrı kesici ilaçlar ve barsak kanalı içerisinde oluşan çeşitli yapışıklıklar ve tümörler kabızlığa neden olmaktadırlar. Düşük güçlü lazerle kabızlık tedavisi başarısı tümöral nedenler dışındaki vakalarda genellikle %100 dür. Lazerle kabızlık tedavisinde amaç, mide, barsak ve makat bölgesinde çeşitli nedenlerle dengesiz çalışan sinir sistemlerinin (sempatik ve parasempatik) dengeli çalışmasını sağlamaktır. Dr. Mehmet Tufan ve ekibinin, kabızlık nedeni tümöral kitle olmayan 5 kabızlık vakası üzerinde yapmış oldukları lazer uygulamalarında tansiyon ilacı ve antidepressan içen hastalarda, tansiyon ilacı ve antidepressan içmeyen hastalara nazaran, daha geç olarak normale dönüş olduğu saptandı. Sonuç olarak tüm vakalarda seanslık lazerle tedavi uygulamasından sonra günde az bir kez olmak üzere dışkılama fonksiyonunun yeniden oluştuğu gözlemlenmiştir ZONA HASTALIĞI Yaşlılarda tedavisi güçtür ve ağrı kesici ilaçlarla hastalar rahatlatılmaya çalışılır. Zona hastalığına sebep olan virüsle suçiçeğine neden olan virüs aynı virüstür. Virüs sinir liflerine, oradan da sinir nodüllerine ve sinir liflerinin eriştiği deri bölgelerine yerleşir. Hastalık deride kızarık plaklar üzerine yerleşmiş veziküllere neden olur. Tedavide ağrı kesiciler, B vitaminleri ve antiseptikler kullanılırsa da hastalık oldukça ağrılı olup uzun sürmektedir. Bununla birlikte bu gibi hastalar Lazer uygulamaları ile oldukça kısa sürede yarar görürler ve 5-6 günlük tedaviden sonra enfeksiyon odakları kurumakta ve ızdırap verici ağrılar sona ermektedir.(dr. Mehmet Tufan ve ekibi tarafından yapılan bir uygulama sonucu.) SİGARA İÇME ALIŞKANLIĞINDAN KURTULMA Sigarayı bırakmak için gereken tek şey sigarayı bırakmaya karar vermektir. Bu önemli bir karardır. Karar verdikten sonra sigarayı lazer uygulamaları ile bırakmak çok daha kolay ve başarılı olmaktadır. İnsan organizmasında beyin aracılığı ile serotonin ve endorfin diye isimlendirilmiş olan ve insana rahatlık, keyif ve huzur gibi duygular veren maddeler salgılanmaktadır. İnsan vücudunda, kahkaha atınca, gülünce, mutlu bir haber alınca, çukulata ve tatlı yiyince veya vücudun bir bölgesinde ağrı hissedildiği zaman serotonin ve endorfinin kan seviyeleri yükselir. Ancak sigara içenlerde gerekli serotonin ve endorfin salgılanması olmadığı için veya bu salgılanma işlemi baskı altında olduğu için, serotonin ve endorfin salgılama işini sigara yüklenmiştir. Bu nedenle vücut sigara içerisindeki nikotin nedeniyle otonomisini kaybetmiştir.

21 Lazerle sigara bırakma uygulamaları insanın sigara içmemekten dolayı oluşabilecek şikayetlerini ortadan kaldırmaktadır. Böylece sigara içmemeye karar vermiş olan kişi sigara bırakmayı kolaylıkla başarabilmektedir. Sigarayı bırakanlarda beyin ilk haftalarda yeterli miktarlarda serotonin salgılama işini gerçekleştiremediğinden insan zor anlar yaşamaya başlar. Ancak saat sonra beyin eski görevini yapmaya başlar. Bu süre içerisinde kişideki yoksunluk belirtileri önlenirse sigarayı bırakmak çok daha kolay olur. Lazer tedavi uygulamaları ile insan beyni yeniden, sigaranın nikotinine gerek kalmadan serotonin ve endorfin salgılanması için uyarılır ve bundan böyle sigara nikotini nedeniyle kaybetmiş olduğu otonomisini kazanır. Dr. Mehmet Tufan ve ekibi tarafından yapılan iki uygulamada, yaklaşık 20 seans lazer akupunktur uygulamasından sonra, her iki hastanın da artık sigara içmeyi arzulamadığı, hatta hastalardan birisinin sigara dumanının kokusunu dahi duymak istemediği gözlemlenmiştir. Bununla birlikte hastanın tedavi süresinde tek bir sigara dahi içmemesi gerekmektedir. Lazer uygulamaları ile sigarayı bırakabilme başarısı % dür LAZER UYGULAMALARI İLE KİLO VERME İnsana yiyecek bağımlılığı tedavisi uygulanarak ona daha sağlıklı bir beslenme alışkanlığı kazandırılmaya çalışılmaktadır. Lazer uygulamaları ile beyinde hypotalamusta bulunan iştah merkezi kontrol altına alınmaya çalışılmaktadır. Bu uygulamalarla mide asiditesi düzenlenir. Midedeki yanma, ekşime ve oğunma hissi önlenir. Metabolizma hızı düzene konur. Vücutta serotonin ve endorfin artırılarak aşırı sinirlilik ve stres önlenir. Böylece kişi diyet yaparken oluşabilecek huzursuzluğu önlenmiş olur Kilosu normal sınırlara inen kişiler, bu kilolarını korumak için bir süre lazer uygulamalarına devam etmelidirler. Çünkü yeni bir yemek yeme alışkanlığı ve yeni bir yaşam tarzı alışkanlığı edinmek çok önemlidir. Yaşam şekli değişmeden kiloyu korumak mümkün değildir. Sabırlı ve kararlı olmak şarttır. Lazer uygulamaları ile kilo kontrolü başarı oranı kişiye bağlı olarak % aralığındadır ESTETİK UYGULAMALARDA LAZER ETKİLERİ Yaşlanmış deri dokularında oluşan lekeler, çatlaklar, sarkmaları, ince çizgi ve kırışıklıkları ve farklı derecelerde cilt pürüzlenmelerini lazer ışığı uygulamaları ile daha genç, pürüzsüz ve yumuşak bir cilt görünümüne dönüştürmek mümkündür. Lazer ışığı uygulamaları ile derinin derma ve epidermis tabakalarında azalmış veya yok olmuş kollajen ve elastin dokularının yeniden oluşması sağlanarak cildin daha pürüzsüz ve daha diri görünümlü olması sağlanmaktadır CİLT YARALARI VE LAZER UYGULAMALARI Normal koşullarda pansuman ve antibiyotikler yardımı ile iyileşmesi çok uzun süren, hatta bazen yıllarca süren yara tedavileri, düşük güçlü lazer uygulamaları ile çok hızlı ve kısa sürede yapılabilir hale gelmiştir. Bu uygulamalarda lazer ışığının ödem çözücü etkisi, yara bölgesinde kılcal damar dolaşımını oluşturma özelliği,virüs ve mikrop öldürücü etkisi dolayısı ile yaralar kısa zamanda iyileşmekte ve doku yeniden sağlığına kavuşmaktadır

22 DEPRESYON VE UYKU GÜÇLÜĞNDE LAZER UYGULAMALARI Depresyon duygusal, zihinsel, davranış ve bedensel bazı belirtilerle kendini gösteren bir hastalıktır. Genellikle iç sıkıntısı, huzursuzluk ile birliktedir. Depresyon zihinsel faaliyetleri engellediği gibi davranışlarda enerji azalmasına bağlı olarak hareketlerde azalma ve halsizlik olur. Tedavide antidepressif ilaçlar ve psikoterapi ile iyi sonuçlar alınırsa da depresyon durumlarında hastanın kuantum tedavi yöntemlerinden çok yüksek derecede faydalandığı (%99)yapılmış çalışmalarla kanıtlanmıştır.(10.bak. Sayfa.Tablo 1 ve2) Depresyonda, çeşitli nedenlerle insan beyninde salgılanan serotonin ve norepinefrin gibi nörotransmitterlerin üretim, salınım, geri alım metabolizmalarında oluşmuş bozukluk nedeni ile seviyelerinde azalma olması, birçok olumsuz davranış ve düşünce bozukluklarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır Kuantum lazer yöntemleri uygulamaları ile insan beyninde serotonin ve norepinefrin salgılanmasını engelleyen olumsuz metabolik düzensizlikler ortadan kaldırılarak, kan serotonin seviyesinde normale dönüş sağlanmakta, hastanın olumsuz davranış ve düşünce bozukluğu % 100 seviyesinde ortadan kalkmaktadır. Dr. Mehmet Tufan ve ekibi tarafından yedi hastada yapılan uygulamalarda tüm hastalarda olumsuz düşünce bozukluklarının, huzursuzluk hallerinin ve uyku bozukluklarının çok kısa bir zaman dilimi içerisinde ortalama uygulamada sonucunda ileri derecede düzeldiği görülmüştür ARTERİOSKLOROSİS Büyük damarların iç kısımlarının çeşitli nedenlerle ileri derecede ve arter kanının akımını zorlaştıracak şekilde daralması nedeniyle dokulara yeterince oksijen taşınamaması sonucu kendisini önceleri yürürken, ileriki safhada dururken dahi baldırlarda ağrı belirtisi vererek kendisini gösteren bir atardamar dolaşım bozukluğu hastalığıdır yılında Attia M.A. ve El-Kashef. H. tarafından yayınlanmış bir çalışmada arter dolaşım bozukluğu olan ve baldırlarında ağrı nedeniyle yürüyemeyen 20 hastaya cilt üzerinden hasta damarları üzerine lazer ışığı ile yapılan uygulamalar sonucunda hastaların %80 ninde yürürken beliren ağrıları 3-7 uygulamadan sonraağrılarının kaybolduğu saptanmıştır. İleri tetkiklerde bu hastaların 8 inin baldırlarında ağrı olmadan 1500 metre yürüyebildiği saptanmıştır. Dr. Mehmet Tufan ve ekibi tarafından yapılan uygulamalarda, baldır damarlarında (Arteria tibialis posterior) ateroslerozu olan ve baldırlarında oluşan ağrılar nedeniyle onbeş dakikadan fazla yürüyemeyen üç hastaya (üçü de şeker hastasıdır)yapılan, düşük güçlü lazer ışığı uygulamalarında, bir hastada 5 seans uygulamadan sonra baldırlarındaki ağrılar tamamı ile geçmiş ve hasta evinin içerisinde üst kat merdivenlerini rahatça çıkıp inmeye başlamış 10. uygulamadan sonra yaklaşık bin metre kadar hiç ağrısı olmadan yürümeye başlamıştır. İkinci hasta, yine baldırında ağrı nedeniyle 15 dakikadan fazla yürüyemez ve durmak zorunda kalırken bu hastanın sol baldır arterinin (A.Tibialis posterior) cilt üzerinden lazer ışığı ile yapılan on yedi uygulamadan sonra hastanın hiç durmadan seksen merdiven basamağı çıkabildiği ve her gün bir saat süre ile ağrısız bir şekilde rahatça yüzebildiği gözlemlendi. Üçüncü hasta, her iki baldırındaki arterlerinde darlık nedeniyle sürekli yürüyememe sorunu yaşamakta idi.. Bu hastanın damarlarına cilt üzerinden yapılan 17 uygulamada hastanın ağrılarında ileri derecede rahatlama olmuştur. Ancak, hasta özel nedenlerle uygulamalara devam edememiştir. Ateriosklorosis, yani damar içerisinde aterom plakları nedeniyle daralmış olan bir hastada eğer hasta sigara içiyorsa alkol kullanıyorsa, demli çay, tatlı ve yağlı yiyecekler alıyorsa ve çoğu zamanını oturarak geçirecek şekilde bir yaşam sürüyorsa tedavi süre olarak oldukça etkilenmektedir. Tedavide, antiskloretik ilaçlarında birlikte kullanılması lazerle tedaviyi daha etkili yapmaktadır.