TUZ KADAR SEVGİ * * Sakaoğlu, Saim; Gümüşhane Bayburt Masalları. Ankara: Akçağ Yayınevi, 2002.
|
|
- Iskender Boztepe
- 8 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 TUZ KADAR SEVGİ * Vakti zamanında, günlerin birinde bir padişah varmış. Bu padişahın da üç tane kızı varmış. Bu kızlar yetişip kemale gelmişler, babalarının aklına bunları ere vermek gelmemiş. Bu üç kardeş müşavere ederler: Babamız bizi ere vermeyecek, ne yapalım da bunu babamıza anlatalım, bizi ere versin? Küçükleri der ki: Haydi, bağa gidelim, herkes şahsına göre bir karpuz alsın. Babamıza hediye gönderelim. Vezirleriyle beraber yesinler. Bundan bir hisse alabilirlerse alırlar, alamazlarsa ne yapalım. Çekecek olduğumuz çile bu. Haydi bakalım. Deyip kalkarlar. Elini eline, eteğini beline sekerek, dökerek, ökçeleri büzüklerine değerek bağa giderler. Üç tane karpuz alırlar. Büyük kız öyle bir karpuz alır ki içi hiç yenecek halde değil, ortanca kızın karpuzundan da birer dilim ancak alınır. Küçük kız ise öyle bir karpuz alır ki tam kıvamına gelmiş, yenecek bir zamanda. Eve gelince büyük kız karpuzunu altın tabağın üstüne koyar, yanına da altın çatal ve bıçakları hazırlar, padişaha gönderir. Padişah: Getirin bakalım, bu nedir? Büyük kızınız hediye gönderdi. Aldılar karpuzu meydana, bıçağı vurdular ki hiç yenecek hali yok. Kaldırın atın bu karpuzu. Bu karpuzu kaldırıp kapıya attılar. Ortanca kız da aynı şekilde karpuzunu gönderdi. Onu da attırdı kapıya. Sonunda küçük kızın karpuzunu kestiler ki tam yenecek karpuz. Başladılar yemeye. Padişah: Oh, gördün mü yenecek karpuzu, mal bu. Vezir hemen padişahın kolunu kaptı: Dur padişahım, hele karpuzu yeme. Ne olacak? Ne anladın sen bu karpuzlardan? Ne olacak çocuklar, birer karpuz göndermişler. Biz de yedik. Yok. O değil. Ya? Bak, büyük kızının ere gidecek zamanı geçti; ortancası da aha işte geçti geçecek, bir gecelik hali var; küçük kızının da tam ere gidecek zamanı. Çağırın büyük kızımı, gelsin. Büyük kızını çağırırlar, gelir: Kızım sen beni ne kadar seversin? Baba, bu dünyada en lezzetli nimetlerden iyi severim seni. Seni verdim filan vezirin oğluna. * Sakaoğlu, Saim; Gümüşhane Bayburt Masalları. Ankara: Akçağ Yayınevi, 2002.
2 O çıktıktan sonra ortanca kızını çağırır. Ona da aynı soruyu sorar. Ondan da benzer bir cevap alınca onu da başka bir vezirin oğluna verir. Küçük kızımı çağırın gelsin. Küçük kızı gelir, aynı soruyu ona da sorar, o da cevabı verir: Baba, seni tuz kadar severim. Ya Ben düştü düştüm de tuz oldum öyle mi? Bunu götürün, Tembel Ahmet in evine atın! Tembel Ahmet de anasından doğdu, tek day durup da bir adım atacak zamanında yürüdüğünü gördüler. Mütebakisi yatıyor. Yirmi yirmi beş yaşlarına geldi; anası dilenir, deşirir, onu yedirir, içerir. Kendi eliyle de yemez, anası yedirir. Kızı götürüp Tembel Ahmet in evine atılar. Padişah kızı bu, su getirip verecek, ekmek pişirip yedirecek; kaynanası da dışardan dilenip deşirip getirecek. Haberi kimden verelim, padişahın kızından. Padişahın kızı parmağındaki yüzüğü çıkartıp neneye verir: Nene, bu yüzüğü al, falan kuyumcuya götür. Ne verirse al. O parayla şu mendilin dolusu idare getir, üç baş da çubuk al. Artanını da geri getir. Nene gider, o yüzüğü verip parayı alır. Mendili doldurur yem yiyecek; üç bağ da çubuk alır, vurur koltuğuna gelir. Padişahın kızı su kaynatır, çubukları tekneye koyar. Kazanın kaynayan suyunu çubukların üzerine döker, yemeğini pişirir Tembel in. Bunu yedirir içirir. O gece yatarlar. Hayırlı sabahlar cümlemizin üzerine açılsın, sabah olur. Sabahleyin nene yine deşirmeye gider. Ahmet akşamdan hararetli yedi ya, susar: Padişah kızı, bacı bir su ver, içeyim. Kız gidip kâseyle su getirdi, koydu yanına. Ahmet kızı çağırdı: Gel içir bu suyu. Gözün kör olsun, elin kırık değil ya, iç! Bacı, sen bilirsin, gel şu suyu içir bana. Kız birini hatır için içirdi. İkinci defa isteyince yine getirdi: Bacı, gel şu suyu içir. Kalk kendin iç! Kalkar vururum, döğerim seni. diyene kadar padişahın kızı hemen yorganı Ahmet in sırtından atıp çubuğu çekti. Tembel baktı ki padişahın kızı kendini öldürecek, kapıdan dışarı kendini koyuverdi. Çıktı ama, çıplak: Bacı, çamaşırlarımı giyeyim de ondan sonra gideyim. Yok, şu mendili al, yanında bulunsun. Çamaşırlarını da vereyim, giyin. Bu mendili akşama kadar dolduramazsan gelme, kapıdan içeri giremezsin. Çamaşırlarını verir buna. Tembel çamaşırlarını giyinir, mendili alır, gider. Bunu gören komşusu, köylüsü, delikanlısı ihtiyarı peşine düşer; sanki bir canavar geliyor. Bu doğru deniz iskelesine iner. Bakar ki bir vapur gelmiş, kaburgayı iskeleye verip yükünü boşaltıyor. Hamallar taşır, arabalar taşır. Buna hiç kimse demiyor ki: Gel, bu yükü ötür de sana kırk para vereyim. Durdu durdu, iş yok. İki tane dengin bir tarafa ayrıldığını görür. Bütün yükler
3 taşınır, derken akşam olur. Paydos edecekler, daha bir şey kalmadı. O iki denk de orda, tüccar da orda. Tüccar seslenir adamlarına ki araba getirsinler de bunları götürsünler, Bu hemen tüccarın yanına yaklaşır: Efendi, bunları ben götüreyim. Götürebilir misin oğlum, ağır bunlar. Gel bakalım? Dengin birini omzuna aldı, birini koltuğuna aldı, sürdü doğru mağazanın kapısına. Ardiyenin kapısını açtılar, denkleri içeri atar. Tüccar bu denkleri ötekilerinin üstüne çıkarttıracak, oğlan bir şey der diye korkuyor: Oğlum, bunları şu denklerin üzerine atamaz mısın? Hay hay, atayım. Hemen bu iki dengi tutup öbürlerinin üzerine atar. Mağazaya çıkınca tüccar düşünmeye başlar. Az versem de kızıp bana bir tokat vursa beni öldürür, çok versem de hesaba gelmez. Neyse Tembele bir miktar verdi. Ahmet hemen oradan bakkala, fırına gider, mendili doldurur, birkaç kuruş da artırır, onu da mendilin ucuna düğümler, kapıya gelir: Hay hay, atayım. Hemen bu iki dengi tutup öbürlerinin üzerine atar. Mağazaya çıkınca tüccar düşünmeye başlar. Az versem de kızıp bana bir tokat vursa beni öldürür, çok versem de hesaba gelmez. Neyse Tembel e bir miktar verdi. Ahmet hemen oradan bakkala fırına gider, mendili doldurur, birkaç kuruş da artırır, onu da mendilin ucuna düğümler, kapıya gelir. Tak tak. Padişahın kızı hemen seğirtir. Ahmet gelmeden evvel nene eve gelir ki ev silinmiş, süpürülmüş yemek pişmiş oğlu yok! Yatağı da kalkmış: Kızım ne oldu oğlan? Nene, çubukları sana da çekmeyeyim, gel yerine otur. Sen oğlanı filan düşünme, gel yerine otur. Nene yerine oturduktan bir müddet sonra kapı vurulur. Tembel içeri girer. Kız elinden mendili alıp masaya koyar. Hemen bir tuzlu su hazırlayıp Ahmet in omuzlarını, kolların, bacaklarını bununla adamakıllı temizler, yıkar. Tembel i oturttuktan sonra sofrayı kurar, yedirir, içirir, yatırır. Sabah olunca Tembel daha durur mu? Çalışmaya gider. Böylece her gün gidip üç beş kuruş alıp gelir. Padişahın kızı bir gün Ahmet e der ki: Ahmet, böyle olmaz. Sen bir eşek al, bir de balta al. Dağdan odun çek, odunculuk et. Hamallığı bırak artık. Biriken paralarla Ahmet bir eşek alıp takımını düzer. Odun getirip satar; üç kuruş, beş kuruş, artık neye satıyorsa, Bir gün gider, odun getirir. Bu yük odunu dolandırdı, olmadı satamadı. Peşine bir hoca çıkar: Ahmet oğlum, odunları satamadın mı? Hayır hoca, satamadım. Odunları bana verir misin?
4 Hay hay hoca, vereyim. Eee.. Sür gelsin; ama ben para yerine bir söz veririm. Olsun hoca, Ahmet, odunları hocanın kapısının önüne çekip yıkar; doğrayıp içeri atar: Hoca, ver sözümü. Oğlum, ilmin başı sabır. Daha? Oğlum, ben sana Bir söz söyleyeceğim. Demiştim. Ahmet padişahın kızının yanına gider: Bacı, odunları satamadım, bir söze verdim. Ne sözü Ahmet? İlmin başı sabır. Kulağına koy. Ahmet bu söz bir gün sana lâzım olur. Bak, senin yevmiyen gitti bugün. Hem lâzım olacak bu söz. Ahmet ertesi günkü odunu da satamaz, yine o hocaya rastlar: Ahmet, odunları bana ver. Vereyim hocam, Ahmet, fiyatını biliyorsun, yine bir sözüm var. Olsun hocam, Odunları götürüp hocanın kapısına yıkar, hocaya: Hocam, der ver sözümü. Ahmet, Sabrın başı selâmettir unutma. Peki hocam. Ahmet sözünü alıp evine gelir, meseleyi padişahın kızına anlatır. O da: Bu sözü sen kendi kafanda sakla, bana göre bir şey yok. Ahmet ertesi günü odunları yine satamaz, hocaya rastlar: Ahmet, odunları bana ver. Vereyim hocam. Ahmet odunları hocanın kapısına çeker, hoca da sözünü verir. Haberi kimden verelim, Tembel Ahmet ten. Ahmet böylece oduna devam eder. Bir gün padişahın kızı Ahmet e der ki: Sen böyle odun taşımaynan gün geçiremezsin, bunun kışı da var. Kış gelince sen dışarıda odun yapamazsın. Git, bir batman un getir, sana azık edeyim. Dağda bir iki gün odun hazır et, bir mağaraya istif et. Kışın bir yol bulur onları yükler gelirsin.
5 Peki bacı, olsun. Ahmet bir batman un getirir. Padişahın kızı yuğurup ekmek pişirmeye oturur, Tembel de arkasında. Kız bir yandan ekmek pişirir, tandırdan çıkarır, Ahmet bir yandan yer. Biri pişirir, biri yer. Kız son ekmeği de tandırdan alıp geri döndü ki ekmek bir tane yok. Ahmet, ne oldu buradaki ekmeklere? Bacı ekmekleri yedim. Ahmet, ocağın bata senin. Sen dağda ne yiyeceksin? Adam, bacı işim mi yok, sırtımda götürüp yük edeceğime karnımda götürürüm. Ahmet kalkıp eşeğini semerler, baltasını alır, Allahısmarladık ı çekip ormanın yolunu tutar. Orada büyük bir mağara bulur, mağaranın yanındaki çamları köküyle, dalıyla içeri alır. Mağarayı odunla doldurur. Akşam olunca da eşeğini yükler, çarşıya gelip odunları satar. Akşam eve gelince padişahın kızı sorar: Ne ettin Ahmet? Ne edeceğim bacı, odun yapıp bir mağaraya doldurdum Peki Ahmet. Ahmet odunculuğa devam eder. Güz gelince kar yağar. Dağa gidip odunları sakladığı mağarayı arayıp bulur. Bakar ki ne odun var, ne bir şey. Vermişler mağaraya ateşi. Mağaradaki bütün odun yanıp kül olmuş. Ula Ben ne edeyim şimdi, padişahın kızına ne yüzle gideceğim? Hele şu kömürlerden bir çuval doldurayım da götüreyim. Oradaki kömürlerden toplayıp torbasına doldurur, dışardan da bir iki kucak odun yapıp eşeğin yanlarına vurur. Sürdü geldi eve. Kapıdan geçerken: Bacı, mağarayı yakmışlar, bütün odunlar kömür olmuş. Biraz kömür getirdim. Padişah kızı dikkatle baktı ki ne görsün, torbadakiler hep lira. Ahmet, eşeği buraya yık, bu kömürlerden orada çok var mı? Bacı mağara bununla dolu. Ahmet, sen odunu filan bırak, terk et. Sen orada kül kömür bırakma, toz toprak ne varsa hepsini getir. Ahmet tarladı topladı; mağaradaki külü kömürü olduğu gibi eve yıktı. Evde gün geçirirken bir gün kapıda bir tellâlın bağırdığını duyar. Eyy, at binen, kılıç kuşanan kim var? Beş yüz lira aylığı var! Ahmet hemen dışarıya fırlar: Ne diyorsun tellâl? Eyyyy, at binen kılıç kuşanan. Beş yüz lira aylık! Neredeymiş bu iş? Peşime gel. Giderler, şehrin kenarına yedi tane bezirgân mallarını yıkmışlar, yanlarına bir hizmetkâr arıyorlar. Oğlum, iyi at biner misin?
6 Hay hay. Hâlbuki at yüzü bile görmemiş! Peki, bizimle gelir misin? Gelirim. Oğlum, sana beş yüz lira aylık vereceğim, bizimle gelir misin? Tabii gelirim. Git, bu gece evinde yat, çamaşırını al gel. Yarın şu saatte gel, gideceğiz. Eve gelir; bacısına, anasına anlatır: Ben beş yüz lira aylıkla gidiyorum Padişah kızı bir mendil çıkartıp buna verir: Ahmet, bu mendil kırmızı lira ile dolup gelecek. O zaman sen benim, ben senin oluruz. Ahmet mendili alıp gider, bezirgânların yanına varır. Buna bir kılıç verirler, atını gösterirler. Bezirgân hizmetkârlarına emir verir: Bunun emrindesiniz, emir bundadır. Yık! dediği yerde yıkarsınız, Yükle! dediği yerde yüklersiniz. Bunun emrinden dışarı çıkmayacaksınız. Yedi bezirgân katırlarını yükleyip yola verirler, kendileri de biraz daha çadırlarında kalırlar. Gidenler ise bir zaman gittikten sonar bir dağın başına varırlar ki ot derya deniz. Otu gördüğü gibi Ahmet hizmetkârlara seslenir: Ulan hizmetkârlar, eyleyin, Eylenirler. Yıkın şuraya katırı. Etme kardeş, gitme, kardeş, burası haramilerin yeridir, biz burada yatamayız. Haramiler bizim malımızı talan ederler, bizi bütün kırarlar. Haydi çekip gidelim. Ulan yıkın! diyorum size. İğne giderse ben çuvaldız öderim. Hizmetkârlara zaten ağaları emir vermişti. Bunlar orada yıktılar, diğer altı tanesi kaçtılar. Geriden bezirgânlar geldiler, malların sahipleri: Ahmet oğlum, niye yıktın buraya? Baba, senin neyin lâzım. Oğlum, burası haramilerin yeri. Baba sen gir çadıra, iç kahveni, keyfine bak. Senin iğnen giderse ben çuvaldız ödeyeceğim. Hizmetkârlara emir verir, hepsi yatarlar, bezirgânlar da yatarlar, Ahmet de yatar. Gel haramilerden haber verelim. Haramiler dağın başına çıktılar, Köroğlu nun Çamlıbel i gibi, sahvermiş herif hayvanı, yatıyor. Ulan, bunu vuralım, tutalım. Haramibaşı der ki: Yok, biz buraya gidemeyiz, bu tek atlı tekin değildir. Biz kırk yıldır bu dağda gezeriz, buraya kimse gelmedi. Burada kuş uçmaz, kulan yürümez. Bunda bir tutar olmasaydı, bir güveneceği olmasaydı kervancı buraya yıkamazdı. Siz şu ileri gidenlere bakın hele. İlerden gidenleri bastılar, nereye gittilerse gidip vurdular, kırdılar, talan ettiler. Yükte yeğnik, pahada ağır malları toplayıp gittiler. Haberi kimden verelim, beriki bezirgânda, Ahmet in kolundan. Sabahtan kervanı yükleyip salıverdiler. Gittiler ki ne görsünler. İlerdekileri elleri koynunda, başlamışlar ağlamaya, Sorarlar:
7 Ulan, ne oldu size? Biz bütün talan olduk, sen ne hikâye yapıyorsun? Bize hiç Çıt eden olmadı, kendimiz de uyukladık. Malımız da adamakıllı rahat etti, biz de rahat ettik. Ahmet e döndü: Ahmet oğlum, aylığın oldu yedi yüz lira, önde giden perşenk yüklü katır da yüklüyle beraber senindir. Bunlar sürdüler, ömürleri de neleri varsa yüklediler, gittiler. Bezirgânlar yine geriden geliyorlar. Yolda giderken hava bozdu, gök gürledi, şimşek çaktı. Ahmet seslenir: Hizmetkârlar. Efendim. Yıkın şuraya! Etme, ağa gitme ağa, çıkalım o yüksek yere de orada yıkalım. Buraya yıktık mı, gök gürlüyor, şimşek oynuyor, afet olacak, afetin içinde kalacağız. Lan yık, it oğlu it. Gereğini ben düşünürüm, siz yıkın! Yıktırır oraya. Öbürleri yine kaçtılar, güya bir selâmete çıktılar. Ahmetlerin yattığı yere damla düşmedi; sabahtan yükleyip yola çıktılar ki ne çıksınlar, Onların bütün malları suyun içinde kalmış. Sorarlar: Baba nedir, sizin bu haliniz? Gece sele kaldık. Bezirgân, Ahmet e seslenir: Ahmet, ikinci katır da senin, aylığın da bin lira oldu. Sürüp yola devam ederler. Şehrin kenarına yaklaştılar. Şehre girmeyip malları şehrin kenarına yıktılar, orada yattılar. Geriden bezirgân geldi: Ahmet oğlum, ne ediyorsun? Herkes gitti, malını akşamdan satacak, bizim malın kıymeti daha kalmayacak. Sabahtan malın kıymeti düşecek, biz mal satamayacağız. Ağa, sen otur yerinde, neyine lâzım. Onarın yüz paraya verdiğini ben beş kuruşa vereceğim. Sen yerinde otur. Orada yattılar. Sabah olunca bunlar çarşıya girerken akşamdan gidenler dışarı çıkıyorlar: Ne ettiniz, kaça alıp, kaça sattınız? Yüzer paraya sattık. Ahmet çarşıya girdi. Beş kuruş, beş kuruş. Dayandı mal gidiyor. Bezirgân, Ahmet e seslenir: Ahmet üçüncü katır da senin oğlum, aylığın da bin iki yüz lira. Ahmet kendine verilen üç katırın yükünü satar, alacaklarını alıp yükler. Evvelce nereden geldiler. Trabzon yolundan; bu sefer döndüler Erzurum yolundan, Urfa, Diyarbakır taraflarına. Bir çöle vardılar, tek kuyu var. O kuyudan yedi gün, yedi gecelik su alacak hayvanlarına ve kendilerine. Yedi bezirgânın altısı vaktiyle su vermeye girmiş, orada kalmışlar. Şimdi sıra Ahmet in.
8 Ahmet oğlum, gel yanıma. Ahmet bezirgânın yanına gelir: Nedir ağa? Oğlum, biz yedi taneyiz. Bunlar benim arkadaşım ama, aslında arkadaşlarımın oğullarıdır. Ben bunların babaları ile arkadaş idim. Altı tanesi sıra ile girdi, bu kuyuda kaldı. Şimdi sıra bana geldi. Oğlum şimdi suyu girip ben vereceğim. Çıktım, ne âlâ; mal benim. Çıkmadım, bu mal senin, bu saltanat senin Evde de bir kızımla bir ailem var. Ailem annen, kızım da senin ailen. Ben ineceğim bu kuyuya. Yok, ne münasebet ki sen inesin. Kuyuya ben ineceğim. Ulan oğlum, ben gittim mi, senin annen var, bacın var. Bunlar bana ne der. Ahmet bu senet yazıp onlara da imzalatır, hizmetkârlara da imzalatır: Ben kendi gönlümle bu kuyuya iniyorum. Yedi saat beklersin, çıkarsam ne âlâ. Çıkmazsam yedi gün beklersin. Yine çıkmazsam yedi gün üzerine bir daha geleceksin. Çıktım, ne âlâ, çıkmazsam kanım sana helâl olsun. Ama, bekleyeceksin. Taktılar âleti beline, astılar kuyuya. Yedi günlük su çekip verdi yukarı: Asıl halatı, geleyim. Halattan tutacağı sırada bir Arap bileğinden sarılır, çekip alır götürür bunu. Girdiği ne konak. Yeryüzünde acaba öyle bir konak var mı? Sedirde oturmuş bir delikanlı; ayın on dördü; günün on beşi bir kız; bir tarafta altın sinisi; meydanda sinisinin üzerinde yeşil kurbağa. Ahmet oraya girer: Selâmünaleyküm. Aleykümselâm. Delikanlı oradaki kızı çağırıp der ki: Kardeşim, al bu yiğide odaları gezdir. Aldı Ahmet i kız, peşine gitti. Açtı bir oda. İçerisi insan kellesi, açtı bir oda, içerisi insan bacağı; açtı bir oda, insan cendiği. Ahmet dedi ki: Adın ne senin: Ahmet. Ahmet, kardeşim sana bir sual soracak. Sualine cevap verdin. Yakanı kurtardın. O zaman sana der ki: Dile dileğini, vereyim muradını. Sen de dersin ki: Babanın kırk senedir el deşmemiş bağından bir terki nar ver bana. Sana her ne derse desin, ne verirse versin; inci, cevahir, altın, yakut, hepsini reddet. Bana bir teneke nar vereceksin. diyeceksin. Yok, eğer kardeşimin muradını yerine getiremezsen sen de bunlar gibi olacaksın. İşet görüyorum. Peki, Ahmet dönüp kızın kardeşinin karşısına oturur. Delikanlı Ahmet e sorar: Delikanlı, sana bir sorum var. Buna cevap vereceksin.
9 Ben mi güzel, kız mı güzel, Arap mı güzel, sininin üzerindeki kurbağa mı güzel? Ahmet bir düşündü: Biz ne dedik hocaya, hoca ne dedi bize, İlmin başı sabır, sabrın başı neydi, selâmet, gönül kimi severse güzel odur. diyene kadar oğlan hiddetlendi: Arap, kılıcı hazırla! Ne söylüyorum sana; ben mi güzel, kız mı güzel, Arap mı güzel, sininin üzerindeki kurbağa mı güzel? Ne senden korkarım, ne Araptan korkarım, ne kılıçtan korkarım. Ben şu noktayı düşünüyorum. Ne bağırıyorsun, bağırmakla beni korkutamazsın, kılıç ile de korkutamazsın. Sualini tekrar et. Ben mi güzel, kız mı güzel, sininin üzerindeki kurbağa mı güzel, Arap mı güzel? Gönül kimi severse güzel odur. Kurbağa yavaş yavaş şişmeye ve büyümeye başladı. Delikanlı bir daha sordu: Doğru söyle, ben mi güzel, kız mı güzel, sininin üzerindeki kurbağa mı güzel? Çok söyleme, gönül kimi severse güzel odur. Kurbağa biraz daha şişip büyüdü. Doğru söyle, ben mi güzel, kız mı güzel, sininin üzerindeki kurbağa mı güzel? Arkadaş patlama, gönül kimi severse güzel odur. demesiyle kurbağa patlayıverdi. Oğlan bunun nikabını çekip alır. Bir kız dikiliverir, ne oradaki kıza, ne delikanlıya, ne de araba benzer; sanki gün vurdu içeri. Delikanlı Ahmet e der ki: Dile dileğini. Arkadaş, benim senden hiçbir dileğim yok. Dilek dile, dilek! Dileğim odur ki, babanın el değmemiş bağından bir terki nar isterim. Arkadaş, narı ne edeceksin, dünyada her ne istersen iste benden, altın iste, yakut iste, inci iste, ne istesen iste. İstemem, bir terki nar isterim babanın el değmemiş bağından. Kalk kız, şu terkiyi al da bağdan nar doldur, gelin Kızla Ahmet bağa gittiler. Kız ile terki narlarla doldururken birkaç tane de cebine atar. Oradan delikanlının yanına gelirler. Ahmet der ki: Beni aldığın yere götür bakalım. Oğlan, Arap a seslenir: Bunu nereden aldınsa oraya bırak. Arap yukarı seslenir: Asın, al atı asın! Yukarıdan al atı asarlar. Ahmet i yukarı çekip alırlar. Oradakilere aşağıda başından geçen serencamı anlatır Terkiyi de katırlarının üzerine atar. Allahısmarladık ı çekerler. Allahısmarladık sizi, duadan unutmam biz; sağ isek inşallah göreceğiz birbirimizi. Sürüp geldiler memleketlerine. Ahmet gittikten sonra padişahın kızı elindeki külçeyi satıp padişahın konağından âlâ bir konak hazırlar, başıyla, bahçesiyle her şeyiyle. Ahmet dolandı geldi eve, evine gerecek. Sürüp sokaktan gelir, çıktı ki ne gelsin. Biz padişahın köşküne geldik, yolu yanlış mı geldik? Ne etik biz, hele geri dönelim bakalım. Meydandan bir daha dolanır, yine aynı sokağa gelir, aynı konak. Biz yine yanlış geldik, padişahın konağına geldik. Tekrar dolaşmaya gider.
10 Haberi kimden verelim, padişahın kızından. Padişahın kızı konağın penceresinden dışarıyı seyrediyor. Tembel gelir, geri döner gelir, yine döner. Padişah kızı cariyelere seslenir: Kızlar. Emret hanım. Gelen Ahmet tir. Yakalayın, erteğinden, merteğinden; hiç ayaklarını yere vurdurmadan yanıma çıkarın. Kızların elleri ellerine, etekleri bellerine, ökçeleri büzüklerine değerek, sekerek, dökerek geldiler, indiler. Ahmet i kapmaları ile Kızlar durum, nedir sizin derdiniz, nedir zorunuz? derken kapıp padişahın kızının karşısına getirmeleri bir olur: Ahmet, nedir bu halin? Bacı, ben şaşırdım, gelemedim. Ahmet niye gelemiyorsun? Bacı, ben gittiğimde bu düzen, bu konak yoktu. Hele gel bakalım. Ahmet de cebinden narları çıkartıp padişahın kızına verir, heybeyi de çıkartıp ortaya koyarlar. Kız narları gördüğü gibi: Kızlar, herkes yerine! diye çıkışır, Kızlar yerlerine çekilirler. Ahmet, bunları nereden buldun? Bacı, terki hep ondan. Padişahın kızı terkiyi açtı ki ne görsün, hep ondan, olduğu gibi nar. Kalk Ahmet, daha durma. Padişahın olanca askerini, hepsini davet edip buraya getireceksin. Gidip padişahı davet edeceksin. Hangi gün, hangi saatte geleceğini sana söylesin. Ahmet daha yerine oturmadan padişahın yanına gider, padişaha bir resmi tazim yapar: Ne o Ahmet? Şevketlim, seni davet ediyorum. Konağa geleceksin, bütün ordunla beraber. Hangi gün, hangi saatte geleceğini de söyleyeceksin. Git Ahmet, Perşembe günü saat on ikilerde gelirim. Tembel gelip padişahın kızına anlatır: Perşembe günü saat on ikide gelecek. Padişahın kızı hazırlığını görür, aşçılar getirir, etini kasaplarla kontrat eder, her şeyini hazır eder. Padişah da dediği saatte gelip konağa misafir edilir, askerler yerleştirilir. Padişahın yemek yiyeceği yere bir perde çekerler, arkasında kızı oturur. Kız arkadan yemekleri verir. Ahmet de sofraya koyar. Kız yemeklerden birini tuzlu yapar, birini de tuzsuz yapar. Önce tuzlu yemeği verir. Padişah bu yemeği vezirleri ile beraber yer. İkinci yemeği alınca bir lokmadan fazla yiyemez. Öteki tarafa sürer. Arkasından tuzlu bir yemek verirler, padişah başlar bundan yemeğe: Hakikaten dünyanın tadı tuzmuş. Padişah bunu der demez kızı perdeyi açıp babasının karşısına dikilir: Baba, ben seni Tuz kadar severim. dediğim zaman bu Tembel in yanına atmıştın ki dilenip deşireyim. Allah, öyle bir Allah tır ki bak, işte Tembel i ne hale getirdi, senin
11 köşkünden âlâ köşk yaptırdı, senin havuzundan âlâ havuz yaptırdı, senin bağından âlâ bağı var. Bu hale gelene kadar bu benim kardeşim idi, ben de onun bacısı. Biz daha kardeş bacıyız. Şimdi bu saat bizim akdimizi icra edeceksin. deyip kız perdenin arkasına çekilir. Padişah da hemen Ahmet i kızına nikâh eder. Onlar yiyip içip yer altına geçtiler, onlar orada cefada, biz burada sefada. Gökten üç elma düştü, ikisi dinleyenlere, biri de söyleyen boşboğaza. Ustamızın adı Hıdır, elimizden gelen budur.
Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;
Yemek Temel, Almanya'dan gelen arkadaşı Dursun'u lokantaya götürür. Garsona: - Baa bi kuru fasulye, pilav, üstüne de et! der. Dursun: - Baa da aynısından... Ama üstüne etme!.. Ölçüm Bir asker herkesin
DetaylıTürkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de
DetaylıEşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var)
Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var) Yazan: Yücel Feyzioğlu Resimleyen: Mert Tugen Ne varmış, ne çokmuş, gece karanlık, güneş yokmuş. Her kasabada kabadayı insanlar varmış.
Detaylıþimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.
Kaybolan Çocuk Çocuklar için öyküler yazmak istiyordum. Yazmayý çok çok sevdiðim için sevinçle oturdum masanýn baþýna. Yazdým, yazdým... Sonra da okudum yazdýklarýmý. Bana göre güzel öykülerdi doðrusu.
DetaylıTEŞEKKÜR. Kısa Film Senaryosu. Yazan. Bülent GÖZYUMAN
TEŞEKKÜR Kısa Film Senaryosu Yazan Bülent GÖZYUMAN Sahne:1 Akşam üstü/dış Issız bir sokak (4 sokak çocuğu olan Ali, Bülent, Ömer ve Muhammed kaldıkları boş inşaata doğru şakalaşarak gitmektedirler.. Aniden
DetaylıDENEYLERLE BÜYÜYORUZ
BU AY HANGİ KAVRAMLARI ÖĞRENECEĞİZ? Hızlı-Yavaş Ön-Arka Sağ- Sol BEYİN FIRTINASI YAPALIM Büyüdüğünde hangi mesleği seçeceksin ve nasıl bir yerde yaşayacaksın? Bir gemi olsaydın nerelere giderdin? Neler
DetaylıABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU UĞUR BÖCEKLERİ SINIFI KASIM AYI BÜLTENİ
ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU UĞUR BÖCEKLERİ SINIFI KASIM AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR Kızılay Haftası (29 Ekim 4 Kasım) Atatürk Haftası (10-16 Kasım) Öğretmenler Günü (24 Kasım) SERBEST ZAMAN
DetaylıSamed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar
Samed Behrengi Sevgi Masalı Çeviren: Songül Bakar Samed BEHRENGİ Azeri asıllı İranlı yazar Samed Behrengi, 1939 da Tebriz de doğdu. Öğretmen okullarında öğrenim gördükten sonra Tebriz Üniversitesi İngiliz
DetaylıABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ
ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR İnsan Hakları ve Demokrasi Haftası Yerli Malı Haftası Yeni yıl (31 Aralık-1 Ocak) GÜNE BAŞLAMA ETKİNLİKLERİ Oyun
DetaylıDört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda
Bir gün sormuşlar Ermişlerden birine: Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır? Bakın göstereyim demiş Ermiş. Önce sevgiyi dilden gönle indirememiş olanları çağırarak onlara
DetaylıRamazan Manileri // Ramazan Manileri. Editors tarafından yazıldı. Cuma, 25 Eylül 2009 17:55
Ramazan Manileri // Ahmet ağa uyursun uyursun Uykularda ne bulursun Kalk al abdest, kıl namaz Sabahleyin cenneti bulursun Akşamdan pilavı pişirdim Gene karnımı şişirdim Çok mani diyecektim ama Defteri
DetaylıESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu
ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu -KAPANIŞ KONUŞMASI- M. Recai KUTAN 7 Kasım 2014 I. DÜNYA SAVAŞININ 100. YILDÖNÜMÜ ULUSLARARASI
DetaylıSoðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi
BÝRÝNCÝ BÖLÜM 1 Dünya döndü Son ders zili çalýnca tüm öðrenciler sevinç çýðlýklarý atarak okulu terk etti. Ýkili öðretim yapýlýyordu. Sabahçýlar okulu boþaltýrken, öðleci grup okula girmeye hazýrlanýrdý.
DetaylıNURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.
Bozuk Paralar KISA FİLM Yaşar AKSU İLETİŞİM: (+90) 0533 499 0480 (+90) 0536 359 0793 (+90) 0212 244 3423 SAHNE 1. OKUL GENEL DIŞ/GÜN Okulun genel görüntüsünü görürüz. Belki dışarı çıkan birkaç öğrenci
DetaylıŞimdi olayı şöyle düşünün. Temel ile Dursun iddiaya giriyor. Temel diyor ki
Bildiğiniz üzere Deutsche bank'ın arzı ile varantlar İMKB'de işlem görmeye başladı. Bu konuda çok soru gelmiş. Basit bir şekilde ne olduğunu açıklamak da bize farz oldu. Fakat hemen şunu belirteyim ki;
DetaylıFilmin Adı: Şaban Oğlu Şaban. Oyuncular: Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Adile Naşit, Şener Şen. Filmin Yönetmeni: Ertem Eğilmez. Senaryo: Sadık Şendil
1 Filmin Adı: Şaban Oğlu Şaban Oyuncular: Kemal Sunal, Halit Akçatepe, Adile Naşit, Şener Şen Filmin Yönetmeni: Ertem Eğilmez Senaryo: Sadık Şendil Müzik: Kemani Sebuh Efendi- Kürdilihicazkar Longa Filmin
DetaylıABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI. Nİsan AYI BÜLTENİ. Sevgİ Kİlİmlerİmİz
ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI Nİsan AYI BÜLTENİ Sevgİ Kİlİmlerİmİz BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR Dünya Kitap Günü (23 Nisan gününü içine alan hafta) Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı (23 Nisan)
DetaylıÖzel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi
Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi UĞUR BÖCEKLERİ ARALIK YENİ YIL Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl Bizlere kutlu olsun Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl Sizlere kutlu olsun Eski yıl sona erdi Bu
Detaylı"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."
Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir
DetaylıİÇİNDEKİLER FARE İLE KIZI 5 YUMURTALAR 9 DÜNYANIN EN AĞIR ŞEYİ 13 DEĞİRMEN 23 GÜNEŞ İLE AY 29 YILAN 35 ÇINGIRAK 43 YENGEÇ İLE YILAN 47
İÇİNDEKİLER FARE İLE KIZI 5 YUMURTALAR 9 DÜNYANIN EN AĞIR ŞEYİ 13 DEĞİRMEN 23 GÜNEŞ İLE AY 29 YILAN 35 ÇINGIRAK 43 YENGEÇ İLE YILAN 47 KUYUDAKİ TİLKİ 49 TİLKİ ON YAŞINDA, YAVRUSU ON BİR 51 KURT, TİLKİ
DetaylıTATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.
TATÍLDE Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. Ízin zamanı yaklaşırken içimizi bir sevinç kaplar.íşte bu yıl da hazırlıklarımızı tamamladık. Valizlerimizi
DetaylıCadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler.
MASAL CADISI Masal Cadı sının canı sıkılıyordu. Ormandaki kulübesinde tek başına otururdu. Yıllardır insan yüzü görmemişti. Bu gidişle bütün yeteneklerim kaybolacak, diye düşünüyordu. Süpürgemle uçabileceğimi
DetaylıTİLKİ İLE AYI Bir varmış bir yokmuş, Allah ın günü çokmuş. Zamanın birinde bir tilki ile bir ayı yaşarmış. Bir gün bunlar ormanda karşılaşmışlar ve ar
Bir varmış bir yokmuş, Allah ın günü çokmuş. Zamanın birinde bir tilki ile bir ayı yaşarmış. Bir gün bunlar ormanda karşılaşmışlar ve arkadaş olmuşlar. Birlikte gezip birlikte dolaşmaya başlamışlar. Yine
DetaylıDersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.
Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Üstüne, günlerin yorgunluðu çökmüþtü. Bunu ancak oyunla atabilirdi. Caný oyundan
DetaylıHafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK
Hafta Sonu Ev Çalışması HAYAL VE GERÇEK Babasının işi nedeniyle çocuğun orta öğretimi kesintilere uğramıştı. Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve ne yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını
Detaylıtellidetay.wordpress.com
Acele karar vermeyin Köyün birinde bir yaşlı adam varmış. Çok fakirmiş ama kral bile onu kıskanıyormuş. Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki, kral bu at için ihtiyara neredeyse hazinesinin tamamını
DetaylıDerleyen: Yücel Feyzioğlu Resimleyen: Mert Tugen
Derleyen: Yücel Feyzioğlu Resimleyen: Mert Tugen Azerbaycan Masalı Derleyen: Yücel Feyzioğlu Resimleyen: Mert Tugen Azerbaycan Masalı Var varanın, sür sürenin, vay haline izinsiz bağa girenin... Bir
DetaylıÖzel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi ARILAR GRUBU
Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi ARILAR GRUBU YENİ YIL Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl Bizlere kutlu olsun Yeni yıl, yeni yıl, yeni yıl Sizlere kutlu olsun Eski yıl sona erdi Bu yıl olsun
DetaylıO sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç
O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek
DetaylıABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.
SOKAK - DIŞ - GÜN ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. Batu 20'li yaşlarında genç biridir. Boynunda asılı bir fotoğraf makinesi vardır. Uzun lensli profesyonel görünşlü bir digital makinedir. İlginç
DetaylıDerleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen
Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen NOGAY Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen NOGAY Çok çok eski zamanlarda, var varken, yok yokken ahmak bir kurt, kapana yakalanmış. Kapana yakalanan
DetaylıÇiKOLATAYI KiM YiYECEK
ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK Geçen gün amcam bize koca bir kutu çikolata getirmişti. Kutudaki çikolataların her biri, değişik renklerde parlak çikolata kâğıtlarına sarılıydı. Mmmh, sarı kâğıtlılar muzluydu,
DetaylıI. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS
I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMİ BİR DERS Genç adam evlendiğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara
DetaylıΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ
ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: 2013-2014 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: Ε3 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:
DetaylıKÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU
KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU Nereden geliyor bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme isteğim? Kim verdi düşünce deryalarında özgürce dolaşmamı sağlayacak özgüven küreklerimi? Bazen,
Detaylıedersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları
RAPUNZEL Bir zamanlar bir kadınla kocasının çocukları yokmuş ve çocuk sahibi olmayı çok istiyorlarmış. Gel zaman git zaman kadın sonunda bir bebek beklediğini fark etmiş. Bir gün pncereden komşu evin bahçesindeki
DetaylıHazırlayan: Saide Nur Dikmen
Yayın no: 168 SAYGI VE HÜRMET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 18 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu
DetaylıEngin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.
ENGİN VE İKİZLER ALIŞ VERİŞTE Hastane... Dr. Gamze Hanım'ın odası, biraz önce bir ameliyattan çıkmıştır. Elini lavaboda yıkayarak koltuğuna oturur... bu arada telefon çalar... Gamze Hanım telefon açar.
DetaylıTOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ
K.R. RAVINDRAN U.R. Başkanı 2015 16 Canan ERSÖZ U.R. 2430. Bölge Guvernörü 2015 16 Firuz Harbiyeli 3. Grup Guvernör Yardımcısı Hüseyin MURSAL (Başkan) Süleyman ÇOLAKOĞLU (Asbaşkan) Okşan HALEFOĞLU (Kulüp
DetaylıMERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN!
MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN! Sağlıklı olan ne varsa yaparım. Zararlı olan her şeyle savaşırım. Kötülerin düşmanı, iyilerin dostuyum. Zor durumda kaldığınızda İmdaat! diye beni çağırabilirsiniz. Sesinizi
DetaylıÖzel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK
Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK YENİ YIL Bizlere kutlu olsun. Sizlere kutlu olsun. Eski yıl sona erdi, Yepyeni bir yıl geldi. Bu yıl olsun mutlu bir yıl, Bu yıl
DetaylıΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:
ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΓΙΔΤΘΤΝΗ ΜΔΗ ΔΚΠΑΙΓΔΤΗ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ ΜΑΘΗΜΑ: ΣΟΤΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: Γ ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011
Detaylı1. SINIF TÜRKÇE. Copyright 2015. YAZAR Ahmet KÜÇÜKAYDIN Hacer KÜÇÜKAYDIN. KAPAK TASARIMI Resul KÖSE. DİZGİ - SAYFA TASARIMI Resul KÖSE
1. SINIF TÜRKÇE Bu kitabın bütün hakları Hacer KÜÇÜKAYDIN a aittir. Yazarın yazılı izni olmaksızın kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz ve çoğaltılamaz. Copyright 2015 YAZAR Ahmet KÜÇÜKAYDIN Hacer KÜÇÜKAYDIN
DetaylıSözlü Halk Edebiyatı. Düğmeye tekrar basar, der ki: "En iyi kumaştan birer kat uruba." metçisine dedi ki: 'Ver, yesin şeytanlar' buna üzülüyorum.
Sözlü Halk Edebiyatı MASALLAR DEĞİRMENCİK (Doç.Dr. Saim Sakaoğju, Kibns Türk Masalları, Ankara, 1983, s37-41.)) Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde iki kardeş varmış.. Bunlardan biri gayet zengin,
DetaylıÇocuklar için Kutsal Kitap sunar. Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı
Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Lyn Doerksen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org
DetaylıTEK TEK TEKERLEME. Havada bulut Sen bunu unut
Havada bulut Sen bunu unut 8 TEK TEK TEKERLEME Öğrendiğim ilk tekerlemeyi hatırlamıyorum ama; çocukluğuma dönüp, baktığımda onlarca tekerleme arasından ikisinin öne çıktığını çok net görüyorum. Bir tanesi,
DetaylıYOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN
YOL AYRIMI SENARYO ALĐ CEYLAN 2011 PAZARTESĐ SAAT- 07:42 Sahne - 1 OTOBÜS DURAĞI Otobüs durağında bekleyen birkaç kişi ve elinde defter, kitap olan genç bir üniversite öğrencisi göze çarpar. Otobüs gelir
DetaylıSamuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı
Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Samuel, Tanrı Çocuğu Hizmetkarı Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Janie Forest Uyarlayan: Lyn Doerksen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org
DetaylıKURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir.
--KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir. Örnek: Mustafa okula erkenden geldi. ( Kurallı cümle ) --KURALSIZ (DEVRİK) CÜMLE: Eylemi cümle sonunda yer almayan
DetaylıGÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU
GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU 1. DIŞ. CADDE - GECE 1 FADE IN: Saat 22:30. 30 yaşında bir gazeteci olan Eren caddede araba sürmektedir. Bir süre sonra kırmızı ışıkta durur. Yan koltukta bulunan fotoğraf
DetaylıKAVRAMLAR RENK KAVRAMI SAYI KAVRAMI ZIT KAVRAMLAR DUYU KAVRAMLARI. Geometrik Şekil. Yön Mekanda Konum BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR.
KAVRAMLAR RENK KAVRAMI Mor-Turuncu-Yeşil SAYI KAVRAMI 0 ZIT KAVRAMLAR Taze-Bayat,Aynı-Farklı,Doğru-Yanlış,Kirli-Temiz DUYU KAVRAMLARI Kokulu-kokusuz,Islak-Kuru Geometrik Şekil Daire-Üçgen-Dikdörtgen-Elips
DetaylıBu bilmeceyi de çözdüklerini anlayan Doğu kralı, Batı kralının sarayının önüne öyle bir ok attı ki geçilecek yer kalmadı. Oku hiç kimse yerinden
Rüyacı Bir küçük erkek çocuk ve onun üvey annesi vardı. Bir ara üvey annesi kurutmak üzere buğdayı serdi ve beklemesi için üvey çocuğunu görevlendirdi. Çocuk uyudu. Buğdaya tavuklar dadanıp yemeye başladılar.
Detaylıbez gez sez tez biz çiz diz giz boz roz koz poz toz yoz çöz göz köz söz buz muz tuz büz düz güz
Son harflerini vurgulayarak okuyunuz. bak çak fak gak hak kak pak sak şak tak yak bek dek kek pek sek tek yek bık çık sık tık yık cik bas has kas mas pas tas yas kes ses pes fıs kıs his kis pis sis pus
DetaylıBir Açık Kaynak Masalı Bölüm 1: Kasabanın Dışında Bir Meyve Ağacı
Bir Açık Kaynak Masalı Bölüm 1: Kasabanın Dışında Bir Meyve Ağacı Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, uzak bir kasabada, bir meyve ağacı varmış. Bu ağaç çok lezzetli meyveler verirmiş. Meyveler o
DetaylıMAYIS 2017 EĞİTİM PROGRAMI ŞİRİNLER & YILDIZLAR SINIFLARI
DERİNSU ANAOKULU MAYIS 2017 EĞİTİM PROGRAMI ŞİRİNLER & YILDIZLAR SINIFLARI HAZIRLAYAN; SEZİN TOPALOĞLU ÇORAPTAN KUKLA YAPIYORUZ ARKADAŞIMIZA HEDİYE EDİYORUZ. Çoraptan Köpek Kukla Yapımı Malzemeler: 1 adet
DetaylıSİBELANNE ANAOKULU MAYIS AYI BÜLTENİ ÇALIŞKAN ARILAR SINIFI
SİBELANNE ANAOKULU MAYIS AYI BÜLTENİ ÇALIŞKAN ARILAR SINIFI ULAŞIM VE TRAFİK HAFTASI * Trafiğin tanımı yapıyoruz(yayalar,taşıtlar vb.) *Trafik işaretlerini öğreniyoruz. Trafik polisinin görevlerini öğreniyoruz.
DetaylıAşağıdaki parçayı okuyalım. Ardından soruları yanıtlayalım.
ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok Aşağıdaki parçayı okuyalım. Ardından soruları yanıtlayalım. SİNCAPLAR Sincaplar daldan dala
DetaylıÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ
ADALET ve CESARET ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 24 3 Sertifika no: 14452 Uğurböceği
DetaylıÖN OYUN Yer, ağustos böceklerinin yuvası. Cici ve Mimi aynanın karşısında son hazırlıklarını yapmaktadır.
ÖN OYUN Yer, ağustos böceklerinin yuvası. Cici ve Mimi aynanın karşısında son hazırlıklarını yapmaktadır. (Şapkasını takar.) Nasıl oldu Mimiciğim? Ay çok hoş! (Saçlarına taktığı çiçekleri gösterir.) Ne
DetaylıSeyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.
Yalan Söylemeyen Çocuk Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister. Annesi: Ey benim gözümün nûru ve gönlümün tâcı evladım, Abdülkâdir
DetaylıUzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü. Henry Winker. İllüstrasyonlar: Scott Garrett. Çeviri: Bengü Ayfer
Uzun Bir Köpek Hakkında Kısa Bir Öykü Henry Winker İllüstrasyonlar: Scott Garrett Çeviri: Bengü Ayfer 4 GİRİŞ Bu sendeki kitaplar Dyslexie adındaki yazı fontu kullanılarak tasarlandı. Kendi de bir disleksik
DetaylıBir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı,
Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı, elinde boş bir çuval, alanın ortasında öylece dikiliyordu.
Detaylı5. Et et içinde, et fit içinde Dünya dümeni, onun içinde.
1. a) Bende yapışık, sende yapışık Çam ağacı çamda yapışık. b) Sende de var, bende de var Bir kuru çöpte de var. c) Arifsiniz, zarifsiniz Kendinizi neden bilirsiniz? 2. a) Ağzı var, dili yok Canı var,
DetaylıT.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) TUTANAK
T.C. İSTANBUL 13. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI (T.M.K. 10. MADDE İLE YETKİLİ) ESAS N0:2009/191 03.08.2012 TUTANAK 27.07.2012 tarihli oturumda saat 19.27 sıralarında Mahkeme Başkanı tarafından duruşmanın
DetaylıBaşarı Hikayelerinde Söke Ekspress Gazetesi ve Cumhuriyet Ofset Matbaasının sahibi, 1980 yılından bu yana üyemiz olan Yılmaz KALAYCI ya yer verdik.
Başarı Hikayelerinde Söke Ekspress Gazetesi ve Cumhuriyet Ofset Matbaasının sahibi, 1980 yılından bu yana üyemiz olan Yılmaz KALAYCI ya yer verdik. Sizi tanıyabilirmiyiz? 1953 Söke doğumluyum. Evli, 2
DetaylıAşşk Kahve ve Laduree
Aşşk Kahve ve Laduree Daha önce adını çok duyduğum; ama bir türlü gidemediğim Aşşk Kahve ye nihayet gitmeyi kafaya koydum. Hafta sonları sahil yolu çok kalabalık olduğundan eşimi ikna edip o yola sokamıyordum.
Detaylı27 ŞUBAT 03 MART OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALAR
MART 2017 BÜLTENĠ 27 ŞUBAT 03 MART OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALAR OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIġMALAR OKULA GETĠRECEKLERĠMĠZ PAZARTESĠ Sabah sporumuzu yapalım. Hikaye zamanı Puzzle tamamlıyoruz. Afiyet olsun
DetaylıYAPACAĞIMIZ SANAT ETKİNLİKLERİ
KONULAR VE FAALİYETLER ATATÜRK VE ATATÜRKÇÜLÜK Bu ünitede ulu önder Mustafa Kemal Atatürk ün hangi şehirde doğduğunu, evini, annesinin ve babasının adlarını, soyadının neden olmadığını, ilk adının Mustafa
Detaylı12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN
12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-İROL AŞARAN : Efendim : İyiyim sağol sen nasılsın : Çalışıyorum işte yaramaz birşey yok : Kim yazmış bunu : Kim yazmış bunu Milliyet te : Yani sen sen birşey yollamış mıydın
Detaylı01-05 MAYIS OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALAR OKULA GETİRECEKLERİMİZ. PAZARTESİ Emek ve Dayanışma Günü dolayısı ile okulumuz 1 gün tatil edilmiştir.
MAYIS 2017 BÜLTENİ 01-05 MAYIS OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALAR OKULA GETİRECEKLERİMİZ PAZARTESİ Emek ve Dayanışma Günü dolayısı ile okulumuz 1 gün tatil edilmiştir. SALI Çiftçi çukurda oyunu oynuyoruz. Çamurlara
DetaylıOYUNCAK AYI. Aysel çok mutluydu. Çünkü bugün doğum. Annesi Elvan a oyuncak bir ayı aldı. Elvan. günüydü. Babası Aysel e hediye aldı.
OKUMA ANLAMA ÇALIŞMASI 1 OYUNCAK AYI Annesi Elvan a oyuncak bir ayı aldı. Elvan ayının adını Yumoş koydu. Halasına oturmaya giderken Yumoş uda götürdü. Halasının kızı Songül ile birlikte oynadılar. Sorular:
DetaylıMATEMATİK ÖYKÜLERİ BİLGİÇ İLE SAYGIÇ NEŞELİ
NEŞELİ MATEMATİK ÖYKÜLERİ 1 BİLGİÇ İLE SAYGIÇ Bilgiç kurbağa ile Saygıç fare iyi arkadaşlardı. Neredeyse her gün göl kenarında buluşup sohbet ederlerdi. Bazen de çevredeki nesneleri sayarlar, hesap yaparlardı.
DetaylıATATÜRK'Ü ANIŞ. Adım-Soyadım:...
ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok Adım-Soyadım:... Önce kelimeleri tek tek okuyalım.her kelimeyi bir defada doğru okuyana kadar
DetaylıCİN ALİ İLE BERBER FİL
....... CiN ALl'NIN HiKAYE KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI 1 - Cin Ali'nin Atı 2 - Cin Ali'nin To'Ju ' 3 - Cin Ali'nin Topacı 4 - Cin Ali'nin Karagözlü Kuzusu 5 - Cin Ali'nin Oyuncakları 6 - Cin Ali Okula
DetaylıBenzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.
Edatlar (ilgeçler) Tek başına bir anlam taşımayan, ancak kendinden önceki sözcükle birlikte kullanıldığında belirli bir anlamı olan sözcüklerdir.edatlar çekim eki alırsa adlaşırlar. En çok kullanılan edatlar
DetaylıOYUNCAK AYI. ayının adını Yumoş koydu. Halasına oturmaya. giderken Yumoş uda götürdü. Halasının kızı. Sorular: 1- Annesi Elvan a hangi hediyeyi aldı?
OKUMA ANLAMA ÇALIŞMASI 1 OYUNCAK AYI Annesi Elvan a oyuncak bir ayı aldı. Elvan ayının adını Yumoş koydu. Halasına oturmaya giderken Yumoş uda götürdü. Halasının kızı Songül ile birlikte oynadılar. Sorular:
DetaylıVakti zamanında bir padişahın üç kızı varmış. Padişah bir gün vezirini -anma alarak geziye çıkmış.
TANITIM: İyiliği öğütlemek, merak uyandırmak amaçlarıyla anlatılan sözlü edebiyat türüdür. Olağanüstü, büyüye, sihire dayalı olaylar bulunur. Küçük çocukların başarması onları yetiştirmek içindir. METİN:
Detaylıİnsan Okur. Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR
İnsan Okur Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR 2 Süleyman Bulut İnsan Okur 4 Süleyman Bulut İnsan Okur Süleyman Bulut Ben küçükken, büyükler hep aynı soruyu sorardı: Büyüyünce ne olmak istiyorsun?
DetaylıÜRÜN KATEGORİSİYLE İLGİLİ:
ÜRÜN KATEGORİSİYLE İLGİLİ: 1. Gün içinde ürünü ne zaman satın aldı/tüketti/kullandı? (Hangi saatlerde) 2. Ürünü kendisi mi satın aldı, başkası mı? Kim? 3. Ürünü tüketmesini/satın almasını/kullanmasını
DetaylıΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΠΤΑ (7) ΣΕΛΙΔΕΣ
ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΜΑΘΗΜΑ: ΤΟΥΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: B ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ:
DetaylıBARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe
BARIŞ BIÇAKÇI Aramızdaki En Kısa Mesafe BARIŞ BIÇAKÇI 1966 da Adana da doğdu. Hüseyin Kıyar ve Yavuz Sarıalioğlu ile birlikte Ocak 1994 ve Ekim 1997 de iki şiir kitabı yayımladı. İletişim Yayınları nca
DetaylıC A NAVA R I N Ç AGR ISI
C A NAVA R I N Ç AGR ISI Canavar, canavarların hep yaptığı gibi, gece yarısından hemen sonra çıktı ortaya. Geldiğinde Conor uyanıktı. Kısa süre önce bir kâbus görmüştü. Herhangi bir kâbus değil- di bu;
DetaylıSIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir.
SIFATLAR 1.NİTELEME SIFATLARI 2.BELİRTME SIFATLARI a)işaret Sıfatları b)sayı Sıfatları * Asıl Sayı Sıfatları *Sıra Sayı Sıfatları *Üleştirme Sayı Sıfatları *Kesir Sayı Sıfatları c)belgisizsıfatlar d)soru
DetaylıΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΟ ΕΞΕΤΑΣΤΙΚΟ ΔΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΤΕΛΕΙΤΑΙ ΑΠΟ ΕΞΙ ( 6 ) ΣΕΛΙΔΕΣ
ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ 2011-2012 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: 1 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:
DetaylıÖ.Ç BİLFEN ANAOKU 6 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI 08.12.2014 PAZARTESİ-12.12.2014 CUMA
Ö.Ç BİLFEN ANAOKU 6 YAŞ GRUBU GÜNLÜK EĞİTİM PROGRAMI 08.12.2014 PAZARTESİ 08.12.2014 PAZARTESİ-12.12.2014 CUMA MÜZİK ETKİNLİĞİ-TÜRKÇE DİL ETKİNLİĞİ: Çocuklarla birlikte yere daire şeklinde oturulur. Öğretmen
DetaylıEvimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım
Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa
DetaylıMehmet Ali Aktar. - şiirler - Yayın Tarihi: 12.5.2007. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat
- şiirler - Yayın Tarihi: 12.5.2007 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.
DetaylıAnne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış
Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR 3. B A S I M Çocuklarla İlgili Her Türlü Faaliyette, Çocuğun Temel Yararı, Önceliklidir! 2 Süleyman Bulut Anne Ben Yapabilirim 4 Süleyman
DetaylıGülmekten Öldüren Fıkralar - Genç Gelişim Kişisel Gelişim
AMİN Çok iyi giyimli bir iş adamı Vatikan'a gelir papayla görüşmek istediğini söyler. Kendisini bir Kardinal'e götürürler. Adam ısrar eder. - Sizinle değil, doğrudan Papa ile ve yalnız görüşmek istiyorum.
DetaylıKazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor.
Kazova: Patronsuz üretim devam ediyor; herkes mutlu, herkes çalışmak istiyor. İşçi Cephesi: Direnişiniz nasıl başladı? Kazova dan bir işçi: Bizim direnişimiz ilk önce 4 aylık maaşımızı, kıdem ve tazminat
DetaylıFatma Atasever.
Fatma Atasever fatmaatasever@windowslive.com Karar almak ne güç bir iştir. Çok zorlar insanı. Yorar. Takatsiz bırakır. Belki de yaşam içindeki en karmaşık zaman dilimidir karar alma süreci. Büyüklere danışırız,
DetaylıŞiir Anadan Örnekler. Köyden ayrılalı nice yıl oldu Yıkıldı evimiz selinen doldu Hani bacı kardeş nerede kaldı özlüyorum ben seni güzel Alvar
Şiir Anadan Örnekler Köyden ayrılalı nice yıl oldu Yıkıldı evimiz selinen doldu Hani bacı kardeş nerede kaldı özlüyorum ben seni güzel Alvar Akıyor ırmağı yeşildir köyü Kokuyor burnuma tekke'nin çayı Sayıyorum
DetaylıT.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI
BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR 4-10 Nisan: Polis Haftası 7-13 Nisan: Dünya Sağlık Günü 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 23 Nisan'ı içine alan hafta: Dünya Kitap Günü T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM
Detaylı3 YAŞ BİRİMİ EKİM BÜLTENİ
3 YAŞ BİRİMİ EKİM BÜLTENİ 3 YAŞ BİRİMİ EKİM AYI ŞARKILARIMIZ OKULUMU SEVERİM Biz anasınıfı çocuklarıyız, Hem çalışırız,hem oynarız. Çok severiz biz okulu, Yaşasın yaşasın anaokulu. BAY MİKROP Bay mikrop
DetaylıDegerli ILK YAR'larimizin Degerli Dostlari, Hepimizin yuregini yakan Soma faciasindan sonra cesitli teklifler ve sorular geldi...
Degerli ILK YAR'larimizin Degerli Dostlari, Hepimizin yuregini yakan Soma faciasindan sonra cesitli teklifler ve sorular geldi... ILKYAR olarak Soma'daki guzel cocuklar icin cesitli dusuncelerimiz var.
Detaylıtellidetay.wordpress.com
Beterin Beteri Var Mehmet işten çıkarılır. Eve gelip durumu bildirince, hanımı içeri almaz. Gidecek yeri olmadığından Şeyhin dergahına gider. Bu sırada şeyh talebeleriyle sohbet etmektedir. Bu arada börek
Detaylıgece bana gündüzleri uğramaz gece uykudayken gelir şşşşşşt deyince ağzı şarap tadındadır hatıralarım karışır
geçiş geçtim beklemekten uzun hikayedir gece uykudayken gelir şşşşşşt deyince ağzı şarap tadındadır hatıralarım karışır o hep kızar söylenir öper koklar ve hep kızar çağırır beni kollarının beşiğine yatırır
DetaylıDerleyen: Yücel Feyzioğlu. Resimleyen: Serap Deliorman
Derleyen: Yücel Feyzioğlu Resimleyen: Serap Deliorman Balkar-Karaçay Derleyen: Yücel Feyzioğlu Resimleyen: Serap Deliorman Balkar-Karaçay Yeni çağın yenisinde, eski çağın berisinde, göçebeler yaşarmış
DetaylıBirinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.
Marifetli Çocuk Üç kadın ellerinde sepetleriyle pazardan dönüyorlardı. Dinlenmek için yolun kenarındaki kanepeye oturdular. Çocukları hakkında sohbet etmeye başladılar. Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli
Detaylı3. Sınıf Noktalama İşaretleri
Gel ne olursan ol. Mevlana nın asıl adı Muhammed Celâleddin dir. Yine gel. Mevlana, bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan yöresinin Belh şehrinde bin iki yüz yedi tarihinde doğmuştur.
Detaylı