T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI HAYDARPAŞA NUMUNE EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON SERVİS ŞEFLİĞİ
|
|
- Altan Ateş
- 8 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI HAYDARPAŞA NUMUNE EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON SERVİS ŞEFLİĞİ DİZ OSTEOARTRİT TEDAVİSİNDE İNTRAARTİKÜLER HYALURONİK ASİT Ve FİZİK TEDAVİ ETKİNLİK Ve GÜVENİLİRLİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI UZMANLIK TEZİ Dr. Burcu ÖNAL İSTANBUL
2 ÖNSÖZ Uzmanlık eğitimim süresince desteğini esirgemeyen değerli hocam Haydarpaşa Numune Hastanesi Fizik Tedavi Klinik Şef Yardımcısı Dr. Suat BERZEG, tez çalışmam boyunca yardımlarını gördüğüm bilgi ve deneyimlerinden yararlandığım Uz. Dr. Cengiz BAHADIR, Uz. Dr. Can Bora ÖNDER ve Uz. Dr. Zerrin ŞAHİN e teşekkürlerimi sunarım. Birlikte çalışmaktan mutluluk duyduğum ve hastalarımın izleminde desteklerini gördüğüm değerli asistan, fizyoterapist ve hemşire arkadaşlarım ile tüm klinik personeline; klinik rotasyonları süresince yakınlık ve ilgi gördüğüm, bilgi ve tecrübelerinden yararlandığım 1. Nöroloji Klinik Şefi Dr. Nuri Yaşar Erenoğlu, 5. Dahiliye Klinik Şefi Dr. Arslan Dağar ve 1. Ortopedi ve Travmatoloji Klinik Şefi Doç. Dr. Mücahit Görgeç e teşekkür ederim. Ayrıca sonsuz sabrı ve özverisiyle tüm eğitim hayatım boyunca daima maddi manevi destek sağlayan ve fedakarlıklarını benden esirgemeyen, beni bu zorlu süreçte her zaman motive eden, her zaman yanımda olan sevgili anne ve babama saygılarımı sunarım. Dr. Burcu ÖNAL İstanbul
3 İÇİNDEKİLER I. GİRİŞ II. GENEL BİLGİLER A. DİZ EKLEMİ ANATOMİSİ B. OSTEOARTROZ B.1. RİSK FAKTÖRLERİ B.2. PATOGENEZ B.3. OSTEOARTROZUN SINIFLAMASI C. GONARTROZ C.1. KLİNİK BELİRTİ VE BULGULAR C.2. LABORATUVAR C.3. RADYOLOJİK BULGULAR D. DİZ EKLEMİ HASTALIKLARININ TEDAVİSİ E. HYALURONİK ASİT III. GEREÇ VE YÖNTEM IV. BULGULAR V. TARTIŞMA VI. SONUÇ VII. ÖZET VIII. KAYNAKLAR 3
4 I.GİRİŞ Osteoartrit(OA) özellikle yük taşıyan eklemlerde progresif olarak ortaya çıkan kıkırdak yıkımı, osteofit oluşumu, ve subkondral skleroz ile karakterize noninflamatuvar kronik dejeneratif bir hastalıktır. Eklem ağrısı, eklem hareketlerinde kısıtlanma ve sonuç itibariyle fonksiyon kaybına yol açan bu hastalık nedeniyle her yıl çok sayıda hasta doktora başvurmaktadır. Diz, osteoartritte semptomatik olarak en sık tutulan eklemdir. Dünyanın çeşitli bölgelerinde yapılan epidemiyolojik çalışmalarda 65 yaş üzerindeki kişilerin %1030 unda semptomatik diz OA i görüldüğü bildirilmiştir(1,2). Diz OA tedavisinde amaç ağrıyı azaltmak, mevcut eklem hareket kısıtlılığını ortadan kaldırmak ve sekonder fonksiyonel yetmezliği azaltmaktır. Bu amaçla analjezikler, nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlar (NSAID), fizik tedavi ajanları ve intraartiküler enjeksiyonlar kullanılmakta, bu tedavilerden fayda görmeyen hastalarda çeşitli cerrahi girişimler uygulanmaktadır. Diz OA tedavisinde son yıllarda yeni yöntemler geliştirilmeye çalışılmaktadır. İntraartikuler hyaluronik asit uygulaması da bu yöntemlerden biridir. Sinoviyal sıvı protezi olarak tanımlayabileceğimiz viskosuplementasyon, klasik tedavinin başarısız olduğu hastalarda güven duyulacak alternatif bir tedavi yaklaşımıdır (3,4). Günümüzde, hyaluronik asitin (HA) klinik bulguları modifiye eden,cerrahi tedavinin önüne geçebilen,etkin ve güvenli bir ilaç olduğu çeşitli araştırmalarla gösterilmiştir (3). Genellikle uzun süreli olarak ağrıyı azalttıkları, mobiliteyi arttırdıkları öne sürülmektedir. Analjezik, antiinflamatuar ve eklem yağlayıcı etkileri oldukları ayrıca sinoviyal hücreleri uyararak hyaluronik asit sentezini arttırdıklarından bahsedilmektedir. Bu çalışmanın amacı primer gonartrozlu hastalarda intraartiküler hyaluronik asit ve fizik tedavi uygulamalarının kısa ve uzun dönem etkinliği ve tolerabilitesini araştırmaktır. 4
5 II.GENEL BİLGİLER A.DİZ EKLEMİ ANATOMİSİ Diz eklemi vücuttaki en büyük ve en komplike eklemdir. Femurun medial ve lateral kondilleri ile bunlara karşılık gelen tibial kondiller arasında oluşan iki kondiler eklem ve femur distal ucu ön yüzü ile patella arasındaki eklemden oluşan snoviyal bir eklemdir. Dizde iki eklem yüzü vardır (5,6). 1)Patellofemoral eklem 2)Tibiofemoral eklem MENİSKÜSLER İki adet yarım ay (c şeklinde) şeklinde fibröz kıkırdaktan yapılmış oluşumlardır. Transvers kesitlerde kama şeklindedirler. Şok emici olarak görev yaparlar.menisküsler tibial interkondiler alana yapışıktırlar.her iki menisküs önden transvers ligament(lig.) sayesinde birbirlerine bağlanırlar. Bu bağlantı sayesinde femurun tibia üzerinde kayması sırasında birlikte hareket ederler. Lig. transversum genus Meniscus lateralis Meniscus medialis Lig. cruciatum anterior Lig. cruciatum posterior Şekil-1: Dizin menisküs ve ligamanları 5
6 Medial menisküs: Yarım ay şeklindedir. Kalın olan periferik kenarı eklem kapsülüne ve ligamentum kollaterale tibialeye yapışıktır. Bu bağa yapışık olması nedeniyle iç menisküs dış menisküse oranla daha az hareket eder. Lateral menisküs: Daha çok daireye benzer.medial menisküse göre daha küçük ve daha hareketli olup eklem yüzeyi olarak daha fazla alan kaplar. Kapsülle anatomik bağlantısı olmadığı için rotasyon yapabilir, mekanik zorlamalara daha az maruz kalır. ÇAPRAZ BAĞLAR Ön çapraz bağ: Çapraz bağlar arasında en zayıf olanıdır. Femurun tibia üzerinde ön tarafa doğru kaymasını önler ve diz eklemi hiperekstansiyonunu engeller (5). Arka çapraz bağ: Bu bağ femurun tibia üzerinde öne doğru kaymasını engeller ve dizin aşırı hiperfleksiyonunu önler (5). Arka çapraz bağ Ön çapraz bağ Dış yan bağ İç yan bağ Lateral menisküs Medial menisküs Şekil 2: Diz ekleminin bağları (önden görünüm) KOLLATERAL LİGAMANLAR 6
7 Ligamentum patella : Kuadriseps femoris kasının kalın krişinin eklem kapsülüne yapışmasından meydana gelir (5,8). Oldukça kuvvetlidir. Ligamentum popliteum obliquum : Muskulus Semimembronosus un sonlanma yerinden ayrılan bir lif demeti olup, eklem kapsülünün arka yüzünü kuvvetlendirir (5,8). Ligamentum collaterale tibiale : Yukarıda femurun aşağıda ise tibianın iç kondillerinin iç yüzeyine tutnur. Ligamentum collaterale fibulare : Yukarıda femurun dış kondiline, aşağıda ise fibula başına tutunur. Ligementum popliteum arcuatum : Y şeklinde eklem kapsülü ile kaynaşmış bir bağdır. KASLAR Fleksör grup : Hamstring kasları (semimembranosus,semitendinosus, biseps femoris), Sartorius, Gracilis, Popliteal, Gastroknemius ve Plantar kaslardır (9). M. Gracilis M. vastus medialis M. Semitendinosus M. Semimembranosus M. Sartorius M. gracilis M. Semimembranosus,tend. Patella Retinaculum patella Corpus adiposum infrapatellare Lig. patella Pes ancerinus M. Semitendinosus,tend. M. Gastrocnemius,caput mediale Şekil-3: Diz eklemi kasları 7
8 Ekstansör Grup: Muskulus Kuadriseps Femoris (Rektus Femoris, Vastus Medialis, Vastus Lateralis, Vastus İntermedius) tarafından oluşturulur (5,10). Rototor Grup: Sartorius,Semitendinosus, semimembranosus,gracilis ve popliteus kası iç rotasyon ; Biseps kısa başı ve Tensor Fasia Lata ise dış rotasyon yaptırır (7,9). DİZ EKLEMİ HAREKETLERİ Tibiofemoral eklem hareket açıklığı sagittal palanda maksimumdur.kalça fleksiyonda iken aktif diz fleksiyonu 140, kalça ekstansiyonda iken diz fleksiyonu 120, fleksiyon pasif olarak yapılırsa 160 ye ulaşır ve topuk gluteal bölgeye dokunur. Tam ekstansiyonda ise 0 dir. Dizin fleksiyon ve ekstansiyon hareketine öne arkaya kayma hareketi ve fleksiyon sırasında tibial dışa rotasyon, ekstansiyon sırasında tibial içe rotasyon hareketi eşlik eder. B. OSTEOARTROZ Osteoartrit (OA) dünyada en yaygın görülen artrit formudur. OA, primer olarak geriatrik populasyonada görülen eklem kıkırdağında erozyon, eklem kenarındaki kemiklerde osteofitik hipertrofi, subkondral skleroz, sinoviyal membran ve eklem kapsülünde bir dizi biyokimyasal ve morfolojik değişiklilere yol açan eklem dejenerasyonu ve eklem harabiyetine karşı gelişen bir tamir sürecidir. OA in tanımlanmasında radyolojik görüntüler önemli bir yer tutmaktadır. Radyolojik bulgular yaşla beraber artsa da bu değişiklikler her zaman klinik semptom ve fonksiyonel kapasite ile korele olmayabilir (10,11). B.1. RİSK FAKTÖRLERİ 1. Yaş: Yaş OA ile güçlü korelasyon gösteren tek risk faktörüdür (12,13). OA yaş arası % 0.1 oranında görülürken, 65 yaş sonrası bu oran %80 lerin üstüne çıkar. Orta ve ileri yaşta artiküler kartilajın perfizyonunun azalmasının yanı sıra eklem geometrisinde olan değişikliklerin de artması prevalansın artmasında etkendir. 8
9 2. Cinsiyet: Kadınlarda OA riski erkeklere kıyasla 2 kat fazladır. Kadınlarda 50 yaştan önce OA görülme sıklığı erkeklere göre daha azken, 50 yaşından sonra kadınlar belirgin olarak daha fazla etkilenirler (14). 3. Heredite: Özellikle Haberden nodulleriyle birlikte olan generalize OA deki herediter temel uzun yıllardan beri bilinmektedir. Tip II kollojen (COL2A1) genindeki mutasyonların hafif kondroplazi ile birlikte erken başlangıçlı poliartiküler OA e yol açtığı gösterilmiştir. Ancak kıkırdağın yapısal komponentlerindeki tek bir genin OA deki genetik yapıyı bütünüyle izah edemeyeceği açıktır. OA genetik faktörlerle, çevresel faktörlerin etkileşiminden kaynaklanan dinamik bir hastalık süreci olarak düşünülebilir. 4. Obezite: Obezite OA için değiştirilebilir risk faktörlerinden en sık görülenidir. Vucut kitle indeksi (BMI) artışı ile diz ekleminde OA görülme sıklığı arasında yakın ilişki saptanmıştır (11).Obezite yük taşıyan eklemlere binen yük artışı yanında eklem biyomekaniğinde de bozulmaya yol açarak postür, yürüyüş ve lokomotor aktivitede değişikliklere neden olur (15). 5. Travma: Travmalar OA gelişimini hızlandırdığı gibi yıllar içinde semptomatik hale gelen OA başlangıcına da neden olabilir. Tekrarlayan travmanın üstteki kartilajın zayıflamasını arttırarak subkondral kemiğin sertleşmesine sebep olduğu ileri sürülmektedir. Eklem kıkırdağı yırtıcı güçlerin oluşturduğu hasara dirençliyken tekrarlayıcı darbelere karşı hassastır (16,17). Bu durum havalı matkapla çalışanlarda omuz ve dirsek, baletlerde ayak bileği, boksörlerde metakarpofalangeal (MKF) eklemler ve basketbolcularda diz eklemi OA inin daha yüksek oranda görülmesini açıklamaktadır (18). Ülkemizde de elle hamur açan kadınlarda omuzda ve örgü işi ile uğraşan ev kadınlarında el parmaklarında osteoartritik değişikliklere sıklıkla rastlanmaktadır. Kanitatif olarak eklem kartilajı üzerine binen yükler vücut ağırlığına ek olarak eklemi stabilize etmek veya hareket ettirmek için gereken kas kontraksiyonundan kaynaklanmaktadır (18). 6.Eklemlerdeki bozukluklar ve daha önceki hasarlar: Kalça ekleminde epifiz kayması ve Perthes hastalığının OA için predispozisyon oluşturmaktadır. Kalça displazisinin hafif formlarının OA gelişimi riskini arttırdığı bildirilmiştir. Geçirilmiş 9
10 ligaman veya menisküs hasarı ya da operasyonlarının diz OA riskini arttırdığı gösterilmiştir. 7. Kas güçsüzlüğü: Kuadriseps kasındaki zayıflığın OA başlaması ve hızlanmasında etkili olduğu saptanmıştır. 8. Fiziksel egzersiz azlığı: Uygun ve yeterli egzersiz yapılmadığında nöroanatomik olarak normal olan eklemlerde bile OA riski artarken nöroanatomik yapısı bozuk olan eklemlerde tekrarlayan hafif egzersizler bile OA gelişme riskini arttırır. 9. İnflamatuar eklem hastalığı: Bugün OA in inflamasyona neden olabileceği bilinmektedir. Kartilajın enzimatik veya mekanik destrüksiyonunun bir sonucu olarak OA li eklem sıvısında, eklem yüzeyinden kaynaklanan hasar görmüş partiküllere rastlanır. Bunlar sinoviyal hücre ve makrofajlardan hidrolitik enzimler ve kollegenaz salınımına neden olabilir. Osteoartritik eklem kartilajının yüzeyel zonunun kollagen ağı içinde kompleman ve Ig G depolanması bulunabilir. Bu immun kompleks depolanması muhtemelen antijenik olarak kartilaj yıkım ürünlerini içermekte ve eklemde inflamatuvar reaksiyonun kronikleşmesinde rol oynamaktadır. Sekonder OA ; RA, akut bakteriyel eklem inflamasyonu veya tüberküloz artriti gibi inflamatuar eklem hastalıklarının bir sekeli olarak gelişebilir. 10. Kartilaj matriksindeki primer değişimler: Kartilaj matriksinde değişilik yaparak OA e neden olan durumlar hemakramotozis, Wilson hastalığı, okronotik artropati, gut artriti ve kalsiyum pirofosfat dihidrat (CPPD) kristal depo hastalığı olarak sayılabilir. Bu olgularda hemosiderin, bakır, homogentisik asit, monosodyum ürat veya CPPD kristalleri matriks içinde depolanarak direkt kondrosit hasarı yaparak veya indirekt yolla matrikste sertleşme yaparak kartilaj dejenerasyonuna yol açar. 11.Propriyosepsiyon bozukluğu: Yaş ilerledikçe kas kitlesi,kas kuvveti, görme keskinliği ve algılama değişmekte, bu da koruyucu kas reflekslerini etkilemektedir. Eklem içi veya çevresindeki mekanoreseptörlerdeki hasar sonucu propriyosepsiyon bozulmaktadır. Bunun en klasik örneği Charkot eklemidir. B.2. PATOGENEZ 10
11 OA günümüzde çeşitli biyokimyasal ve mekanik etmenlerle tetiklenen yıkım ve onarımın bir arada bulunduğu metabolik olarak aktif, dinamik bir olay olarak düşünülmektedir. OA in moleküler patogenezi tam olarak bilinmemektedir. Ancak çeşitli genetik, çevresel, metabolik ve biyomekanik faktörlerin patogenezde katkısı olduğu düşünülmektedir (Tablo-2). OA de kıkırdağın kaybına aynı zamanda kıkırdaktaki onarım çabaları, subkondral kemiğin sklerozu ve remodelingi ile çoğu olguda subkondral kistler ve marginal osteofitler eşlik eder. OA genellikle ellerde, ayaklarda, dizlerde, kalçalarda ve omurgada görülse de her snoviyal eklemi tutabilir. OA genellikle bilinmeyen bir nedenle başlar ( Primer veya ideopatik OA). Daha az sıklıkta ise bir eklem travması, infeksiyon veya herediter, gelişimsel, metabolik ve norolojik hastalıklar sonucu sekonder olarak gelişir. Sekonder OA de hastalığın başlangıç yaşı altta yatan nedenlere göre değişir. Primer OA de ise hastalığın başlangıcı ile yaşlanma arasında çok güçlü bir ilişki vardır. 65 yaş üzerindeki kişilerin % 6090 ında OA bulgularına raslamak mümkündür. Fakat bu ilişkiye rağmen yaşlanma, eklem kullanımı ve OA arasındaki ilişki tam olarak anlaşılmış değildir. Ayrıca yaşlılardaki eklem kıkırdağındaki değişiklikler, OA deki kıkırdak değişikliklerinden oldukça farklıdır ve normal eklem kullanımının dejenerasyona yol açtığı gösterilememiştir (tablo-1). Tablo-1 : Yaşlanma ve OA te oluşan kıkırdak değişimleri Kriter Su İçeriği Kondroidin Sulfat Keratan Sulfat Hyaluronat Agregasyon Monomer Büyüklüğü Link Protein Proteinazlar Yaşlanma Azalmış Normal/Azalmış Artmış Artmış Normal Azalmış Fragmente Normal Osteoartrit Azalmış Azalmış Azalmış Azalmış Azalmış Azalmış Azalmış Artmış OA sinoviyal eklemi oluşturan kıkırdak, subkondral kemik, sinoviyal doku, ligamentler, kapsül ve kaslar gibi bütün elemanları tutmasına rağmen, primer 11
12 değişiklikler eklem kıkırdağının kaybını, subkondral kemiğin remodelingini ve osteofitlerin gelişimini içermektedir. OA de görülen en erken histolojik değişiklikler kıkırdağın yüzeyel tabakasından geçiş tabakasına doğru uzanan fibrilasyon ve çatlaklar, tidemark vaskularizasyonu ve subkondral kemiğin remodelingidir. Eklem kıkırdağının yüzeyel tabakasında ortaya çıkan lokalize filtrasyon ve ayrılmalar OA in gözle görülebilen en erken belirtisidir. Hastalık ilerledikçe eklem yüzeyinin daha büyük bir bölümü düzensizleşir. Fibrilasyon gittikçe derinleşerek sonunda subkondral kemiğe ulaşır. Kıkırdaktaki çatlakalar ve yarıklar derinleştikçe fibrilasyona uğramış kıkırdağın yüzeyindeki uçlar yırtılır ve eklem boşluğunda serbestçe dolaşan parçaların kopmasına ve kıkırdak kalınlığının azalmasına yol açar. Bu sıralarda seyreden enzimatik matriks yıkımı kıkırdağın hacmini daha da azaltabilir. Sonunda eklem kıkırdağının gittikçe kaybolması kemiğin açıkta kalmasına neden olur. OA de kıkırdağın gittikçe azalma süreci kıkırdak hasarı, kondrosit cevabı ve kondrosit cevabının azalması şeklinde sınırları pek de net olmayan üç döneme ayırabilir. İlk dönemde, fibrilasyon öncesinde veya sırasında matriksin makromoleküler çatısı bozulur ve su içeriği artar. Bu sırada Tip II kollajen konsantresyonu normal kalırken, proteoglikan konsantrasyonu ve agregasyonu ile GAG zincirlerinin uzunluğu azalır. Aynı zamanda kollajen ağındaki minör kollajenlerle kollajen fibrilleri arasındaki ilişkilerin bozulması agregan moleküllerinin şişmesine neden olur. Bütün bu değişiklikler geçirgenlik artışına yol açarak suyun ve diğer moleküllerin matrikste daha kolay hareket etmesine neden olur ve matriksin sertliği azalır. Sonuçta mekanik hasarlara daha az dayanıklı hale gelir. Kondrositler dokudaki bu değişiklikleri erkenden fark eder ve bir doku cevabını uyaran medyatör salgılarlar. Bu cevap kondrosit proliferasyonu yanı sıra anabolil ve katabolik aktiviteleri de içerir. Bu dönemde oluşan kondrositik cevapta muhtamalen nitrik oksit (NO) rol oynamaktadır.. çünkü kıkırdak hücreleri çeşitli kimyasal ve mekanik streslere cevap olarak bu molekülü yaparlar. Hızla hücre dışına çıkan NO matriks moleküllerini parçalayan metalloproteazları üretimini indükleyen IL-1 yapımını başlatır. Fibronektin parçaları ve hasar gören dokudaki diğer moleküller sürekli IL-1 yapımını ve proteaz salgısını uyarırlar. IL-1 in kondrositler üzerinde değişik etkileri vardır; matriks komponentlerinin sentezini azaltır, degratif enzimlerin yapımını artırır ve kondrosit proliferasyonunu inhibe eder. Kondrositler IL-1 reseptörüne sahiptirler. 12
13 Kondrosit aktiviteleri üzerinde etkili olan diğer sitokinler TNFά ve IL-6 dır, ancak bunlaron OA deki etkileri tam olarak bilinmemektedir. Son yıllarda elde edilen bulgular, OA deki kıkırdak yıkımında dokuda yüksek oranda bulunan matriks metalloproteazlarının (MMP) anahtar bir rol oynadığına işaret etmaktedir. Bütün bu konnektif dokular endojenöz metalloproteinaz doku inhibitörlerini (TIMP1-4) içerirler. Bu inhibitörler matriks metalloproteinaz aktivitesini bloke ederler. Normal dokuda MMP ile TIMP arasında doğal bir denge vardır. metalloproteinazlar OA de agreganın enzimatik proteinolizinde de anahtar bir rol oynarlar. OA de kıkırdağın onarım çabaları olgun doku kompenentleri arasındaki dengeyi kuramaz. Bazı normal kompenentler fazla üretilirken, normalde eser miktarlarda bulunan yeni moleküller ortaya çıkar. Daha spesifik olarak kıkırdağın orta tabakası ve osteofitlerde kollojen II yoğunluğunda artış ve kollojen I görülür, kondrosit dediferansiasyon sahalarında kollojen III belirginleşirken, derin tabakalarda kollojen KS konsantrasyonında artış görülür. Duyu stabilize veya restore etme çabalarının yetersiz kalması OA in üçüncü dönemini başlatır. Bu dönemde kondrositlerin anabolik ve proliferatif cevabında bir azalmayla birlikte artiküler kıkırdakta progresif bir kayıp olur. Bu azalma fonksiyonel ve stabilize bir matriks tarafından korunulamayan kondrositlerin mekanik hasardan ve ölümünden kaynaklanabileceği gibi, kondrositlerin anobolik sitokinlere cevabındaki azalmadan da kaynaklanabilir. Tablo-2: Osteoartrit Patogenezi Osteoartrit etyopatogenezi Genetik yatkınlık Aşırı kilo İleri yaş Artmış matriks degredasyonu Matriks metalloproteinazlar Agreganaz TIMP Sitokinler Fiziksel aktivite Lokal Biyokimyasal faktörler Subkondral kemik değişiklikleri Artmış kemik döngüsü Subkondral skleroz Osteofit fragmantasyonu Azalmış matriks sentezine bağlı düşük IGF-1 13
14 Osteoartrit Kemik Değişiklikleri Yerleşmiş OA de radyografilerde sıklıkla subkondral kemik değişikliklerine rastlanır. Bu değişiklikler eklem kıkırdağındaki hasarın bir sekeli olmaktan çok, artık OA in önemli bir sekeli olarak düşünülmektedir. Bir görüşe göre repetatif mikrofraktürlerden sonra subkondral kemiğin sertleşmesine yol açarak OA e neden olmaktadır. Subkondral kemik turnoverının OA deki rolüne ilişkin indirekt kanıtlar da vardır: 1- Bir kobay çalışmasında subkondral değişikliklerin kıkırdak değişikliklerinden önce olduğu gösterilmiştir. 2- Kalça OA de kemikte matriks metalloproteinaz ve alkali fosfataz ekspresyonunun artığı gösterilmiştir. 3- Prospektif çalışmalarda ellerde dizlerde sintigrafik olarak gösterilen kemik değişikliklerinin radyolojik progresyonunu öngörmede etkili olduğu bildirilmiştir. Ayrıca OA ile düşük kemik mineral yoğunluğu ile seyreden hastalıklar (özellikle osteoporoz) arasında ters bir ilişki vardır. Kalça OA i olan hastaların kemik yoğunlukları (kiloya göre düzeltildikten sonra bile) normalden daha fazladır. Bu fazlalık sadece eklem çevresinde dağil eklemden uzak bölgelerde de görülmektedir. İnflamasyonun Rolü OA de inflamatuar bir komponent en azından hastaların bazılarında ve bir dönemde olabilir. Örneğin belirgin bir sinoviyal hiperplazi ve RA den farksız yoğun mononukleer hücre infiltratı görülebilir. Böyle bir tablo daha çok fokaldir ve kıkırdağa komşu sinoviyal dokuda dokuda görülür. Eklem boşluğuna düşen parçacıklar inflamatuar bir siklüsün başlamasına ve sinoviyanın ve sitokinlerin aktivasyonuna neden olabilirler. İnflamasyonun şiddeti ile kıkırdak kaybı arasında bir ilişki vardır. 14
15 inflamasyon IL-1 gibi inflamatuar sitokinlerin ve dolayısıyla kıkırdağı yıkan kollojenaz ve stromelizin gibi matriks metalloproteinazlarının ve plazminojen aktivatörleri ve prostaglandinlerinin salınımına neden olarak kıkırdak kaybına yol açar. OA patogenezinde substance P nin de yer aldığına ilişkin görüşler vardır. OA li hastaların sinoviyal membranlarında ve sıvısında bulunduğu gösterilmiştir. Sinoviyal dokudaki inflamatuar değişikliklere cevap olarak sinoviyadaki nöronlardan salgılandığı düşünülmektedir. Substance P nin inflamatuar hücreleri ve sinovisitleri aktive ettiği, IL-1 sekresyonunu stimüle ettiği ve bu sitokinin etkilerini arttırdığı gösterilmiştir. Sistemik Hormonlar Postmenopozal OA li hastalarda büyüme hormonu yüksek bulunmuştur. Ayrıca akromegalili hastalıklarda saptanan kıkırdaktaki kalınlaşma, marjinal kemik kalınlaşması, ROM kaybı ve sekonder erozyonlardan sorumlu olduğu düşünülmektedir. Kadınlar özellikle menapozdan sonra OA gelişimi açısından erkeklerden daha fazla risk taşırlar. Epidemiyolojik çalışmaların sonuçları hormon replasman tedavisinin diz ve kalça OA i gelişiminde prospektif bir etkisi olduğunu düşündürmektedir. Seks hormonlarının kıkırdak üzerindeki etkisi menapozal durum ve OA in evresine göre değişiklik göstermektedir. Genetik Faktörler OA genetik olarak kompleks bir hastalıktır. Özellikle heberden nodülleri ile birlikte olan generalize OA deki herediter temel uzun yıllardan beri bilinmektedir. OA genetik (intrensek) faktörlerle, çevresel faktörlerim (ekstrensek) etkileşiminden kaynaklanan dinamik bir hastalık süreci olarak da düşünülebilir. B.3. OSTEOARTROZUN SINIFLANDIRILMASI OA in sınıflamasında 2 ana sistem öne sürülmüştür. Bunlar etyolojisine ve tutulan ekleme göre yapılan sınıflamalardır (19) TUTULAN EKLEME GÖRE YAPILAN SINIFLAMA: 15
16 1.Monoartiküler,oligoartiküler veya poliartiküler tutulum 2.Eklem içinde tutulum gösteren ana lokolizasyonlar: Kalça ( superolateral, medial veya konsantrik ) Diz (medial, lateral veya patellafemoral) El ( interfalangial eklemler ve/veya başparmak kökü ) Omurga ( apofizer eklemler ve/veya intervertebral disk hastalığı ) Diğerleri PRİMER/SEKONDER FORMUNA GÖRE YAPILAN SINIFLAMA: Tablo-3: Sekonder osteoartrit etiyolojisi 2.Nöropatik Artropati *Diabetik Nöropati *Duyu Kaybına Neden Olan Spinal Kord ve Periferik Sinir Hastalıkları 1.Metabolik *Okronozis *Akromegali *Hemakromatozis *Kristal Depo Hastalığı 5.İnflamatuar *İnflamatuar Artritler *Septik Artritler Skonder OA Nedenleri 4.Travmatik *Eklem Fraktürü *Osteoporoz *Eklem operasyonu *Kronik Hasarı C.GONARTROZ 16 3.Anatomik *Femoral Epifiz kayması *Epifiziyal Displaziler *Blount Hastalığı *Legg Calve Perthes Hastalığı *Kalçanın Konjenital Dislokasyonu *Hipermobilite Sendromları
17 Periferik eklemler arasında OA in en sık görüldüğü eklem diz eklemidir. Diz OA i dizdeki üç komponenti de tutabilir. En sık tutulan komponent medial tibiofemoral (% 75), ikinci sıklıkta tutulan patellafemoral (%50) komponenttir. Tek başına lateral tibiofemoral komponent tutulumu ise oldukça nadirdir (20). Daha sık görülen ise medial tibiofemoral ve patellafemoral OA in birlikte bulunmasıdır (21). Diz OA unun klinik sınıflaması ACR (American Collage of Rheumatology) kriteri olarak kabul görmektedir (Tablo-4) (19). Tablo-4: ACR kriterleri ACR KRİTERLERİ GEREKLİ KRİTERLER KLİNİK: 1. Son ay içinde pek çok gün diz ağrısı olması 1,2,3,4 veya 2. Eklem hareketi ile krepitasyon olması 1,2,5 veya 3. Sabah tutukluğunun 30 dakika ve altında olması 1,4, yaş ve üzerinde olmak 5. Muayenede eklemde büyüme gözlenmesi KLİNİK VE RADYOLOJİK: 1. Önceki ayın pek çok gününde diz ağrısı olması 1,2 veya 2. Radyolojik olarak eklem kenarı osteofitleri 1,3,5,6 veya 3. OA için tipik snoviyal bulguları 1,4,5, yaş ve üstü olmak 5. Sabah tutukluğunun 30 dakika ve altında olması 6. Aktif eklem hareketi ile krepitasyon alınması Lokalizasyondaki bu farklılığın sebebi, her komponentin farklı risk faktörlerine maruz kalmasıdır. Tibiafemoral komponent için şişmanlık, diz yaralanması ve menisektomi; patellafemoral komponent için posttravmatik subluksasyonu ve genu valgus gibi risk faktörleri sayılabilir (97). 17 olaylar, patella
18 C.1.KLİNİK BELİRTİ VE BULGULAR Ağrı: OA in ana semptomudur. Derinde ve sızı şeklinde tanımlanaır. Ağrının lokalizasyonu genellikle zordur. Hastalığın ilk dönemlerinde, ekleme aşırı yük bindiren ve zorlayan aktiviteler sonrasında artar, istirahat ile azalır. Hastalık ilerledikçe minimal hareketle ve istirahat sırasında ağrı olmaya başlar. Ağrı hastayı uykudan uyandırabilir. Bu durum uykudayken kasların gevşek olması ve eklem fonksiyonu üzerinde destek ve kontrol mekanizmaların işlemeyişi sonucu olabilir. Kartilaj dokusunun sinirsel innervasyonu olmadığından ağrı intraartiküler ve priartiküler dokulardan kaynaklanır. Ostefitlerin periostu irrite etmesi, trabeküler mikrofraktürler, kapsülde distansiyon ve eklem çevresindeki kaslarda spazm ağrıya neden olabilir. Sinovit atakları, subkondral kemikteki vasküler basınç artışı, kapsüler fibrozis, eklem kontraktürleri ve kas yorgunluğu da ağrıya neden olabilir. Sertlik: Tutulan ekleme lokalizedir. Daha çok sabahları ve belli bir süre hareketsizliği takiben ortaya çıkar. Süresi 30 dakikanın altındadır. zamanla eklem yapısının bozulması ve kapsüler fibrozise bağlı olarak kalıcı hale gelir. Şişlik, Deformite, Krepitasyon: İleri OA de şişlik ve deformiteye bağlı olarak diz EHA ında azalma görülebilir. Palpasyonda osteofitler düzensiz ve sert şişlikler olarak ele gelebilir. İleri OA de krepitasyon palpasyonla hissedilebileceği gibi, rahatça da duyulabilir. Fonksiyon Kaybı: Diz OA inde antaljik yürüme, yürüme mesafesinde azalma ve çabuk yorulma görülür. C.2.LABORATUVAR OA için özgül tanısal bir test yoktur. Primer OA de eritrosit sedimantasyon hızı (ESH), tam kan, idrar ve kan biyokimya tetkikleri normaldir. RF ve ANA klasik olarak negatiftir. Sinoviyal sıvı; rengi berrak, viskositesi yüksek ve hücre sayısı mm³ de 2000 den düşüktür. Eklem sıvısında CPPD (kalsiyum pirofosfat dihidrat) veya hidroksiapatit kristalleri saptanabilir (22). 18
19 C.3.RADYOLOJİK BULGULAR Radyografi: Düz radyografiler çok hassas olmamalarına karşın OA tanısındaki en faydalı görüntüleme yöntemleridir. Genellikle OA de radyolojik bulgularla semptomlar arasında zayıf korelasyon vardır. Diz OA de eminensialarda sivrileşme, eklem fareleri, skleroz, kistler, osteofitler ve primer etyolojiye bağlı olarak medial ve lateral eklem aralığında daralma saptanabilir. Erken dönem tibiafemoral dejenerasyonu değerlendirmek için ışının açılandırılması ve hafif diz fleksiyonu yöntemi uygulanır. Patellofemoral değişiklikler için ise skyline projeksiyonu kullanılır. Rutin filmlerde saptanamayan kartilaj kaybı ve osteokondral lezyonları görüntülemek için diz fleksiyonda tutularak tünel projeksiyonu kullanılır. Patellanın ön yüzünde kuadriseps tendonunun yapışma yerinde dejenerasyon gelişebilir. Oluşan hiperostotik görünüm diş belirtisi olarak adlandırılır (23). Şekil-4a: Ayakta basarken diz AP grafisinde lateral eklem aralıkları korunmuş görünürken, Şekil-4b de aynı hastanın 45º fleksiyonda AP diz grafisinde sağ lateral eklem aralığında daralma, subkondilar skleroz ve interkondiler notchda osteofit formasyonu görülmektedir. Şekil-4b Şekil-4a Şekil-5: 45º fleksiyonda ayakta basarak diz PA grafisinde bilateral medial kompartmanda eklem aralığında daralma (kalın ok) ve sol dizde minimal osteofit (ince ok) ile subkondral skleroz ve kist (ok) oluşumu izlenmektedir. 19
20 Şekil-5 Sintigrafi:Teknisyum-99m ile yapılan sintigrafilerde tutulan eklemin subartiküler bölgesinde kemik fazda aktivite artışı saptanır. Bu olay vasküler reaksiyonu ve osteoblastik aktivite artışını gösterir. Bilgisayarlı Tomografi ve Manyetik Rezonans Görüntüleme: BT ve MRG, eklemlerdeki erken dejeneratif değişiklikleri saptayabilmesine rağmen rutin değerlendirmede nadiren kullanılırlar. Daha çok ayrıcı tanıda faydalıdırlar. Artroskopi: Kemik değişikliklerinden çok önce kıkırdak hasarını gösterebilir. D. DİZ EKLEMİ HASTALIKLARININ TEDAVİSİ OA li hastalar için çok çeşitli tedavi seçenekleri mevcuttur. Bunlar arasında hasta eğitimi ve koruyucu önlemler, psikolojik destek, hidraterapi ve kaplıca tedavisi, Fizik tedavi ve egzersiz, yardımcı aletler (ortez,ayakkabı, yürüme cihazları), topikal,sistemik ve intraartiküler ilaç tedavileri ve cerrahi tedavi hastanın klinik durumuna göre öncelikli olarak tercih edilir. D.1. EĞİTİM VE KORUYUCU ÖNLEMLER Eklemin Aşırı Yüklenmesine Neden Olan Faktörlerin Bilinmesi Tutulan ekleme aşırı yük bindiren aktiviteler ve bunlardan kaçınma yolları hakkında hastanın bilgilendirilmesi sadece ağrıyı azaltmakla kalmaz ileride oluşabilecek hasarı da önler. Bu amaçla hastaların uzun süre ayakta durmamaları,çömelmemeleri ve diz üstüne çökmemeleri istenir. Sandalye boyunun arttırılması, tuvaletin yükseltilmesi, merdiven kullanımının azaltılması gibi ev içinde düzenlemeler yapılması önerilir (19). Diyet 20
21 Genç yaşlarda şişman olmanın diz OA oluşumu için kuvvetli bir risk faktörü olduğu anlaşılmıştır. Vücut kitle indeksi (BMI) (vücut ağırlğının boyun karesine oranı kg/m² ) üst sınıra yakın olan kişilerde (normal BMI <27) diz OA için rölatif risk erkeklerde 1.5, kadınlarda 2.1 bulunmuştur. Sadece 5 kg lık bir kilo kaybı bile semptomatik diz OA riskinde %50 azalmaya neden olmaktadır. D.2. PSİKOLOJİK UYUM VE SOSYAL DESTEK OA li hastalar günlük hayatlarında ve diğer insanlarla ilişkilerinde normallik halini devam ettirebilmek için sıklıkla savunma mekanizmalarına başvururlar (örn. hastalığını gizleme). Çoğu hasta baston veya yürüteç ihtiyacı olduğunu bildiği halde kullanmayı reddeder. Kognitif ve davranış kontrolü açısından hastanın eğitimi ağrıyı azaltmada etkili olabilir. D.3. FİZİK TEDAVİ OA tedavisinde vazgeçilmez bir yöntem olan fizik tadavi ile ağrı ve sertlik azalmakta, kas spazmı hafiflemekte, paraatiküler yapılar güçlenmektedir. Böylelikle hastanın fonksiyonel kapasitesi artmakta ve yaşam kalitesi yükselmektedir. OA de kullanılan fizik tedavi yöntemleri Tablo-5 de özetlenmiştir. 21
22 Tablo-5: OA tedavisinde kullanılan fizik tedavi yöntemleri Termal Yöntemler Yüzeyel ısı :Hot Analjezik Akımlar Alçak pack,parafin, İnfraruj frekananslı elektromanyetik Derin ısı: Ultrason akımlar: alan Kısa dalga diatermi Radar Diğer Yöntemler Pulsatil Soğuk uygulama: Cold TENS Diadinamik akım pack Spreyleme Hidroterapi Kaplıca tedavisi İnterferans vb. Akapunktur Manipulasyon Masaj Yoga Lazer Ultraviyole SICAK PAKETLER: Uygulama sırasında pakette ısı C civarındadır ve uygulama sırasında derinin tolere edebileceği ısı derecesi olan 44 C aşılmamalıdır. Uygulama süresi dakikadır. Diz eklemine yapılan uygulamalarda eklem içi ısının C ye yükseldiği saptanmıştır (97). KISA DALGA DİATERMİ Kısa dalga diatermi MHz arasında frekansa sahip yüksek frekanslı dalgaların derin dokuda ısı meydana getirmek amaçlı kullanılmasıdır. Cihaz güç sağlayan üreteç, ossilant devre ve hasta devresinden oluşur (98). Uygulama Şekli: Hasta metal olmayan, tamamen tahtadan yapılmış bir masaya alınmalıdır. Tedavi edilecek alan kuru ve tamamen çıplak olmalıdır. Hastanın üzerinde metal bulunmamalıdır. Elektrotlar uygun şekilde yerleştirilmeli ve tedavi boyunca konumları bozulmamalıdır. Akım yavaş yavaş yükseltilir. Doz hastanın tatlı bir sıcaklık duyduğu noktada ayarlanmalıdır. Tedavi süresi dakikadır (20). 22
23 1.Kondansatör Alan Yöntemi: Elektrotlar tedavi edilecek alanın iki yanına yerleştirilerek uygulanır. Akım verilince elektrotlar arasında hızlı değişim gösteren bir elektriksel alan oluşur. Elektriksel alan içindeki doku ve sıvılarda iyon hareketi, dipol hareketi ve moleküler distorsiyon ortaya çıkar ve ısı meydana gelir. Optimal elektrotderi uzaklığı 2-3 cm dir. Her iki elektrotun boyutu aynı büyüklükte seçilmelidir. Her iki elektrotun cilde uzaklığı eşit olmalı ve cilde paralel yerleştirilmelidir (20). 2.İndüksiyon Alan Yöntemi: Elektrot kalın ve izole edilmiş bir kablodur. Kablo ekstremitelerde genellikle çevresine sarılarak,omurgada ise yassı biçimde sarmal olarak kullanılır. Tedavi edilecek alanda kontraktür varsa, geniş veya girintili çıkıntılı ise kondansatör tekniği yerine induksiyon yöntemi tercih edilir. Endikasyonları: Eklem kontraktürlerinde eklem hareket açıklığını artırmak amacıyla yapılacak egzersizler öncesinde uygulanabilir(24). Dejeneratif eklem hastalıklarında, posttravmatik eklem lezyonlarında, inflamatuvar artritlerin kronik döneminde ve yumuşak doku romatizmalarında kullanılabilir.periferik arter yetmezliğinde tıkanmanın proksimaline uygulandığında distalde refleks vazodilatasyon veya derin kollateral oluşturarak yararlı olmaktadır (24). D.4. EGZERSİZ OA in her aşamasında hasta değerlendirilerek uygun egzersiz yöntemine karar verilmelidir. Bu amaçla eklem hareket açıklığını (EHA) artırıcı egzersizler, güçlendirme, germe ve aerobik egzersizler uygulanabilir (25). OA de önerilen egzersizler fonksiyonel düzeyi arttırır, eklemi daha fazla hasardan korur, disabiliteyi önler ve yaşam kalitesini artırır. (25). Germe ve EHA Egzersizleri: Bu egzersizler semptomları gidermede, hareket açıklığını korumada ve kontraktürleri önlemede yararlı olabilirler. OA de intraartiküler sıvı artışı nedeniyle gelişen distorsiyon, kapsüler retraksiyon, tendon ve ligaman retraksiyonu, kartilaj kaybı sonrası gelişen fibröz-osseöz ankiloz, eklem yüzey uyumsuzluğu, osteofit veya eklem faresi nedeniyle gelişen blok,kas spazmı ve ağrı eklem katılığına yol açan nedenlerdir. Güçlendirme egzersizleri: Kaslar eklemler için şok absorbe edicidirler. Artrozlu eklem çevresindeki kasların güçlendirilmesi ve stabilitenin arttırılması eklemin mikrottravmalardan korunmasını sağlar. Birçok yayında QF zayıflığı ile diz OA arasında ilişki olduğu bildirilmiştir. (25). 23
24 Egzersize yeni başlayan hastalar için izometrik egzersizler tercih edilmelidir. İzometrik egzersizler, izotonik egzersizlere göre eklem üzerinde daha az mekanik strese yol açarlar. İzometrik egzersizler kas atrofisi gelişimini önler, kas tonusunu artırır, statik güçlenme ve eklemin yük taşıma aktivitesinin arttırılmasını sağlarlar. İzometrik egzersizleri, fonksiyonu arttırmada daha etkili olan izotonik ve izokinetik egzersizler izlemelidir. Aerobik Egzersizler: Aerobik egzersizlerin yararları arasında aerobik kapasitede artış, kardiovasküler perfomansta iyileşme, kas gücü ve egzersiz dayanıklılığı, belli bir iş yükünde daha az yorulma ve kilo kaybı sayılabilir. Tavsiye edilebilecek sporlar yürüme, bisiklete binme, yüzme, aerobik havuz egzersizleri ve kürek çekmektir. Eğer yürüme semptomları arttırırsa hasta aktivite düzeyini azaltmalı veya diğer bir egzersiz şekline geçmelidir. Hastaya önerilebilecek egzersizler şekillerde özetlenmiştir(şekil 6-11). Şekil-7: Diz fleksiyon egzersizi Şekil-6: Hamstring germe egzersizi 24
25 Şekil-9: Kuadriseps setting Şekil-8: Kuadriseps setting Şekil-10:Kapalı kinetik zincir Şekil-11: Rezistif diz fleksiyon egzersizi egzersizi D.5. ORTEZ, AYAKKABI VE YÜRÜME CİHAZLARI Diz ekleminin mediolateral instabilitesine yol açan durumlarda kollateral destekli dizlikler, varus ve valgus stresini azaltarak faydalı olabilirler. Diz ekleminin medial ya da lateral kompartmanını etkileyen durumlarda ayakkabı tabanına yerleştirilecek medial veya lateral topuk kamaları alt ekstremite açılarını ve ekleme binen yüklerin dağılımını değiştirerek belirgin semptomatik düzelme sağlayabilirler. Patellafemoral eklem OA inde patellanın medial bantlanması kısa dönemde ağrının %25 azalmasını sağlar (26). Baston, yürüteç gibi basit yürüme cihazları aşırı eklem yükünü azaltarak ağrıyı azaltırlar. D.6. FARMAKOLOJİK TEDAVİ Basit Analjezikler OA tedavisinde ağrı kesici olarak asitaminofen (parasetamol), düşük doz asprin ve metimazol sodyum yaygın olarak kullanılmaktadır. Parasetamol OA tedavisinde ilk basamak olarak tercih edilen bir ilaçtır. Bu, yan etki profilinin sınırlı ve NSAİF lara eş etkinlik göstermesindendir. OA tedavisinde 25
26 ağrının kontrolünde parasetamolün NSAİF lar kadar etkili olduğunu bildiren çalışmalara karşın, olaya inflamasyonun eşlik ettiği hastalarda istrahat ağrısı ve tutukluk gibi semptomların kontrolünde NSAİF lar parasetamolden daha etkili olurlar (27). Nonsteroidal Antiinflamatuar İlaçlar (NSAİF) NSAİF ların OA in sadece semptomalijisini düzeltmekte değil aynı zamanda kartilaj yıkımını önlemede de etkin olduğu zaman zaman öne sürülmektedir (28). NSAİF ların; proteoglikan ve kollojen metabolizması, sitokinlerin yaptığı matriks yıkımı, nötral proteazların aktivasyonu, toksik oksijen metabolitlerinin etkilerini modifiye edebileceği in-vitro çalışmalarda gösterilmiştir (29-31). Ancak şu ana kadar NSAİF ların insanlarda eklem yıkımını önlediğine dair bir bulgu yoktur. Aksine, bazı NSAİF ların in-vitro proteoglikan sentezini inhibe ettiği, bazılarının da in vivo hayvan çalışmalarında kartilaj yıkımını hızlandırdığı gösterilmiştir. Buna ek olarak NSAİF ların gastrointestinal (peptik ülser, gastrit) ve renal (interstisyel nefrit, böbrek yetmezliği) sisteme yönelik yan etkileri kullanımlarını sınırlamaktadır. İntraartiküler Kortikosterid Enjeksiyonu Glukokortikoidlerin kartilaj metabolizması ve OA in progresyonu üzerindeki etkileri ile ilgili çalışmaların sonuçları birbiriyle çelişmektedir. Steroid uygulamasıyla kartilajda stromelysin ve IL-1β seviyelerinde azalma olmaktadır. Steroidlerin aynı zamanda ürokinaz plazminojen aktivatör aktivitesini baskılayarak IL-1 in indüklediği kartilaj yıkımını azlttığı in vitro olarak gösterilmiştir (32). Ancak bazı çalışmalarda kortikosteroidlerin kartilaj proteoglikan sentezini baskıladıkları ve intraartiküler uygulamanın normal kartilajda patolojik lezyonlar oluşturabileceği ve OA tik eklemdeki yıkımı hızlandırabileceği bildirilmiştir. Fakat bu tür birçok çalışmada kortikosteroid dozun oldukça yüksek olduğu ve uygulamanın sık aralıkla yapıldığı unutulmamalıdır. İntraartiküler steroid enjeksiyonları uygun hastalarda 4-6 aydan kısa süreli aralıklarla ve aynı ekleme yılda 2-3 kezden fazla uygulanmamalıdır (19) Kondroprotektif İlaçlar Çeşitli hayvan deneylerinde bir çok farmakolojik ajanın eklem kartilajının proteolitik yıkımını önlediği ve/veya matriks tamirini stimule ettiği gösterilmiştir. Bu ajanların, yüksek risk taşıyan kişilerde semptomatik OA gelişmeden önce uygulanması daha etkili bir tedavi sağlamaktadır (33). 26
27 GAG-peptid sığır kartilajı ve kemik iliğinin sulu bir ekstresidir. GAG-peptidin kartilaj matriks sentezini stimüle kapasitesi vardır. Hem profilaktik hem de terapötik uygulamasının OA gelişimini geciktirdiği gösterilmiştir (34,35). Bu çalışmalarda eklem kartilajında mikroskobik ve makroskobik değişikliklerin ve proteinaz aktivitesinin daha az olduğu; proteoglikan ve TIMP seviyelerinin daha yüksek olduğu gözlenmiştir. İnsanlardaki OA çalışmalarında kalça ve diz OA de GAG-peptit uygulamasının çeşitli klinik parametrelerde düzelme yaptığı bildirilmiş fakat radyolojik progresyon üzerinde anlamlı bir etkisi gösterilememiştir. GAG-polisülfat sığır trakeal ve bronşial kartilajının sulu bir ekstresidir ve heparanoid özellikler taşır. GAG-polisülfat kartilaj matriks sentezini stimüle eder ve bir pan-proteaz inhibitörüdür. İnsanlarda diz OA de yapılan 5 yıllık bir çalışmada GAGpolisülfat ın değişik klinik parametrelerde düzelmeye neden olduğu bildirilmiştir. Pentozan polisülfat (PPS) bitkisel kökenli bir polisakkarit sülfat esteri olup lokosit elastaz, hyalurinidaz ve metalloproteinazları da içeren bir çok proteazın potent bir inhibitörüdür. Sodyum PPS intramuskuler ve intraartiküler enjeksiyon şeklinde verildiği halde kalsiyum PPS ın oral biyoyararlanımı yüksektir ve hayvan modellerinde kartilaj hasarını önlediği gösterilmiştir. Doksisiklin oral verilmesinin OA de artmış olan gelatinaz ve kollegenaz aktivitesini inhibe ettiği in vitro olarak gösterilmiştir (36). Diacerhein doğal olarak bulunan dihidroksiantrakinon karboksilik asitin yağda çözünür formu olup PGE2 sentezini stimüle ettiği, IL-1 ile indüklenen kollajenaz ekspresyonunu inhibe ettiği ve TGF-β ekspresyonunu stimüle ettiği gösterilmiştir. D.7. CERRAHİ TEDAVİ OA de cerrahi için primer neden şiddetli, dayanılmaz ağrıdır. İkincil bir neden de bozuk olan fonksiyonun düzeltilmesidir. Bu amaçla yapılan işlemler arasında artroskobik eklem lavajı ve/veya debridmanı, subkondral kemik penetrasyonu (drilleme), osteotomi, artrodez ve total diz protezi yer alır. E. HYALURONİK ASİT 27
28 Bağ dokusunun ekstrasellüler temel maddesi proteoglikandır (PG) (37). Yüksek moleküler kütleli polianyonik maddeler olan PG ler bir polipeptit zincire kovalent olarak bağlı birçok farklı tip polisakkarid yan zincirler içerir. Basit glikoproteinlerin tersine %96 veya daha fazla karbonhidrat içerirler. Bu bileşiklerin özelliği protienden çok polisakkaritlere benzer. GAG ın her biri daima D-glukozamin veya D-galaktozamindir (38,39). Sadece hyalurinik asitte sülfat grubu bulunmaz (39). Şeker rezidüleri, rezidüler arası bağ tipi ve sülfat gruplarının sayı ve yerleşimine göre dört ana GAG gubu vardır; Hyaluronik asit (HA), kondroitin sülfat ve dermatan sülfat, heparan sülfat, keratan sülfattır. Proteoglikanlar (PG) yüksek negatif yoğunlukları nedeniyle Na gibi osmotik aktif olan katyonları çekip sıkı bir şekilde bağlayan geniş polivalan anyonlardır. Böylece matrikse büyük oranda su çekilmesine yol açar. Bir şişme basıncı veya turgor oluşturarak matriksin kompresif güçlere karşı koymasını sağlar (39). GAG ların prototipi olan HA i daha ayrıntılı ele almak yerinde olacaktır. Hyaluronik Asit (HA) HA, β1-3 ve β1-4 glikozidik bağlarla bağlanmış glikronik asit ve N-asetil glikozamin disakkarid ünitelerinin tekrarlamasından oluşmuş lineer bir polisakkariddir (40,41) disakkarid ünitesinin kombinasyonu, yaklaşık molekül ağırlıklı hyaluronan molekülünü oluşturur (42). HA; deri,kartilaj, umblikal kord, vitröz humor, gevşek bağ dokusu, sinoviyal sıvı ve horoz ibiği gibi pek çok dokunun ekstraselüler matriksinde bulunur (40). Ayrıca bazı streptokok suşları da kapsül olarak HA üretirler (40,43). HA in Biyolojik Rolü HA, doku hidrasyonu, PG organizasyonu,embriyolojik gelişme, hücre değişimi ve hücre hareketi gibi pek çok biyolojik olaylarda rol alır (40). Su dengesi, yağlama, viskozite, matriks düzenlenmesi gibi olaylar HA ile bağlantılıdır. HA in reolojik yapısı, vitröz humör ve sinovyal sıvının viskoelastik davranışlarından sorumludur. HA solusyonu çok düşük kuvvetlerde yüksek viskositeli ve göreceli olarak daha elastik, daha yüksek kuvvetlerde belirgin elastik davranmaktadır. Sonuç olarak yeterli yüksek moleküllü dilüe HA solusyonu yavaş harekette lubrikasyonu, hızlı harekette de şok absorban etkiyi sağlar (42). 28
29 HA molekül ağırlığına ve hücre tipine bağlı olarak hücre proliferasyonunu da etkiliyebilmektedir (44,45). Kondrosit ve fibroblast kültürüne HA uygulandığında, doza bağlı olarak, özellikle yüksek molekül ağırlıklı HA ile hücre proliferasyonu belirgin olarak inhibe olmaktadır (45). Goldberg ve Yoole yüksek molekül ağırlıklı HA in sinovyal hücre proliferasyonunu inhibe ettiği, ancak düşük molekül ağırlıklı HA in ise stimüle ettiğini ya da etki etmediğini gözlemlemişlerdir (45). Supramoleküler yapı ile bağlantılı olan su dengesi, viskosite, lubrikasyon ve kartilaj matriks düzenlenmesi sinovyal sıvının bulunduğu eklemlerde HA in önemli etkilerindendir. Yüksek molekül ağırlıklı HA in eklem yüzeylerinde fizyolojik konsantrasyonlarda varlığı, lubrikasyonu sağlar. Gerçekten inflamatuar süreçlerde litik enzimler ve reaktif oksijen radikalleri tarafından HA in parçalanması sinovyal sıvı viskoelastik özelliklerini azaltmaktadır (40). HA Biyosentezi Sentez plazma membranında olmaktadır. Markowitz ve Dorfman, ilk olarak streptokok memranını kullanarak HA sentezlemişlerdir (40). Daha sonra Prehm, HA zincir büyümesinin hücre dışında olduğunu ve GAG ailesinin diğer elemanlarında olduğu gibi golgi aparatusunda sentezlenmediğini göstermiştir (46). Sentez, membranın iç yüzünde meydana gelir ve ekstraselüler alana doğru büyür (47). HA sentezini düzenleyen mekanizmalar tam olarak bilinmemesine karşın hormonlar, adenilat siklaz aktivasyonu, büyüme faktörü ve ekzojen HA i de içine alan molekülün HA üretimine önemli etkileri olduğu gösterilmiştir (47,48). HA in Eklemlerdeki Fonksiyonu HA, kartilajda kondrositler, sinoviyumda sinovisitler veta tip-b hücreleri olarak bilinen sinoviyal fibroblastlar tarafından sentezlenir. Kondrositlerce sentezlenen HA kartilaj matriksiyle bütünleşir. Sinovisitlerce sentezlenen HA sinoviyal kavite içine salınmaktadır. Tip B hücreleri ayrıca kemik ve kıkırdak yıkımında önemli olan metallaproteinazları sentezlerler. HA kartilajın derin tabakalarında çok düşük konsantrasyonlarda bulunur (40). Normal eklemlerde HA in moleküler kitlesi yaklaşık 4-5 milyondur (40). Sağlıklı diz ekleminde total HA 4-8 mg dır (42). Birçok PG molekülleri HA zinciri ile bağlanarak molekül ağırlığı 108 Dalton olan büyük agregatlar oluşturur. Bu agregan moleküllerin hidrasyonu kıkırdağın çabuk iyileşme ve 29
30 elastisitesini sağlamak kaydıyla eklemin yük taşımasını kolaylaştırmaktadır (49). Kıkırdaktaki HA konsantrasyonu yaşla beraber artmasına rağmen, molekül ağırlığı azaldığı için daha küçük PG agregatları ortaya çıkar. Yüksek molekül ağırlığı ve yüksek konsantrasyon, optimum lubrikasyon sağlayan viskoelastik solusyonu oluşturur ve mükemmel şok absorban etki sağlar (40). Osteoartrozda, PG agregatların bozulması ile HA depolimerize olmakta ve bunun sonucu olarak dokunun mekanik özellikleri bozulmakta, eklem disfonksiyonu gelişmektedir. İlerlemiş hastalıkta PG konsantrasyonu azalmakta ve sinoviyal sıvıda süperoksidanların etkisi ve sinoviositlerdeki üretim azalmasına bağlı endojen HA konsantrasyon ve molekül ağırlığında da azalma olmaktadır. Bundan dolayı HA eklem kıkırdağının mekanik özelliklerinin belirlenmesinde önemli role sahiptir (40). Artritlerde, sinoviyal sıvının elastisite ve viskositesisi, daha düşük molekül ağırlıklı HA miktarının artması ve eksüdasyon sonucu göreceli olarak HA konsantrasyonunun azalması nedeniyle HA normal eklemlere göre çok daha azdır. Bunun sonucu olarak, HA in şok absorban,lubrikan, protektif, moleküler bariyer ve volüm etkisi azalır. Birkaç invitro çalışmada HA in sinoviyal kavitedeki normal hücre dışında inflamatuar hücreler üzerinde de etkileri olduğu gösterilmiştir. Ortalama 108 Dalton dan daha büyük molekül ağırlıklı HA in OA da hasta sinoviositlerinde endojen HA sentezini stimüle ettiği gösterilmiştir (50) Dalton dan daha düşük ağırlıklı HA ile endojen sentez inhibe olmaktadır. İnvitro çalışmalarda osteoartrozlu hastalarda, sinoviositlerden IL-1 ile indüklenen PGE2 sentezi, bradikinin sentezi ve araşidonik asit salınımının HA in konsantrasyon ve molekül ağırlığına bağlı olarak inhibe olduğu gösterilmiştir (51). Yine invitro çalışmalarda HA in lokosit fonksiyonunu, inflamatuar hücrelerin aderans, proliferasyon, migrasyon, kemotaksis ve fagositozu etkilediği gösterilmiştir (52). HA kartilaj kırılmasında iki önemli faktör olan prostromelysin ve doku metalloproteinaz inhibitörlerinin (TIMP-1) kondrositlerce üretimini de etkiler. Metalloproteinazlar normalde doku onarımında yer alırlar ve aktiviteleri bir αmakroglobulin olan TIMP ile kontrol edilmektedir. Bugüne kadar yirminin üzerinde metalloproteinaz tanımlanmıştır. Öküz artiküler kondrositleri, yüksek molekül ağırlıklı 30
31 HA e maruz kaldıklarında TIMP-1 sentezi stimüle olmaktadır (53). Böylelikle stromelysin/timp-1 oranı azalır. HA in hücreleri serbest oksijen radikalleri tarafından oluşturulan hasara karşı koruduğu da gösterilmiştir. HA bu radikallerle depolimerize edilmesine karşın, hidroksil moleküllerinin güçlü bir temizleyicisidir(54). Son zamanlardaki çalışmalar eksojen HA in, kartilaj hasarlanmasına aracılık eden fibronektin fragmanlarının (Fn-f) doku içine girişini azalttığını göstermektedir (40). İntraartiküler HA Enjeksiyonunun Etkileri Radin ve ark. HA in sinoviyal membran için iyi bir lubrikan olduğunu göstermişlerdir. Sinoviyal sıvıya hyalurinidaz uyguladıklarında lubrikasyon mekanizmasında bozulma saptamışlar ve HA i bir sınır lubrikanı olarak kabul etmişlerdir (55). Sinoviyal sıvı 0.5 gr/ml den daha fazla konsantrasyonda HA içerdiğinde efektif bir lubrikan olmaktadır (55). İlk olarak Balazs ve ark. Tarafından 1980 de tanımlanan viskosuplementasyon; lubrikasyon, şok absorban, koruma ve bariyer etkileri yeniden oluşturmayı amaçlayan,sinoviyal sıvı ve sinoviyal dokuda normal reolojik çevrenin yeniden yapılanma sürecidir (42). HA in intraartiküler enjeksiyonu ile, sinoviyal sıvı reolojik değişikliklerini tekrar yerine getirebileceği, daha yüksek molekül ağırlığında ve daha fonksiyonel endojen HA sentezi yapılacağı düşünülmektedir. Böylelikle mobilite ve artiküler fonksiyonu daha iyi hale getirip ağrıyı azaltabilecektir (42). İlk kez yarış atlarının dizlerine doping amaçlı uygulanan HA 1980 lerden bu yana medikal kullanım için geliştirilmeye başlanmıştır. Umblikal kord ve horoz ibiğinden elde edilen yüksek moleküler kitleli (2 milyon Daltondan büyük), steril, immünolojik aktivite içermeyen, apirojen hyaluronan prepatı, oftalmik viskocerrahi ve eklem viskosuplementasyonunda kullanılmıştır (42). Elastisite ile viskosite arasındaki ters ilişki, HA in hem yavaş hem de hızlı eklem hareketinde fonksiyon görmesine izin verir. Bu fonksiyonlar OA in eklemin yumşak dokularını etkilemesi nedeniyle bozulmaktadır (56). Osteoartritli hayvan modellerinde intraartiküler HA in etkileri pek çok çalışmada gösterilmiştir (40). Ön çapraz bağın kesilmesi ile OA geliştirilen bir köpek modelinde Dalton molekül ağırlığı olan HA preparatı 5 haftalık enjeksiyon ile sinoviyal hücre proliferasyonunun azalması, kondrosit canlılığının ve kartilaj yapısının korunduğu gözlenmiştir. Koyunlarda ve Dalton molekül ağırlıklı 31
GONARTROZ UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ
GONARTROZ UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ Gonartroz, diz ekleminde progresif olarak ortaya çıkan kıkırdak yıkımı, osteofit oluşumu ve subkondral skleroz ile karakterize noninflamatuvar, kronik, dejeneretif bir hastalıktır.
DetaylıOsteoartrit. Uzm. Fzt. Kağan Yücel Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv.
Osteoartrit Uzm. Fzt. Kağan Yücel Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv. OSTEOARTRİT Primer nonenflamatuar artiküler kartilajın bozulması ve reaktif yeni kemik oluşumu ile karakterize,eklem ağrısı,hareket kısıtlılığı
DetaylıTotal Kalça Protezi. Prof. Dr. Önder Yazıcıoğlu İstanbul Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı
Total Kalça Protezi Prof. Dr. Önder Yazıcıoğlu İstanbul Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Koksartroz Primer Önceden geçirildiği bilinen bir hastalık yok Genelde yaşlanmaya bağlı Eklemde
DetaylıYaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011
Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını
DetaylıOSTEOARTRİT. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ
OSTEOARTRİT Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ Eklem kıkırdağından başlayıp, eklemlerde mekanik aşınmaya ve dejenerasyona yol açan kronik bir eklem hastalığıdır. LİTERATÜRDEKİ İSİMLERİ ARTROZ DEJENERATİF ARTRİT Yavaş
DetaylıOsteoporoz Rehabilitasyonu
Osteoporoz Rehabilitasyonu OSTEOPOROZ Kemik kitlesinde azalma, kemik mikroyapısında bozulma sonucu kemik kırılganlığının artması olarak tanımlanır. Kemik yaşayan, dengeli bir şekilde oluşan yıkım ve yapım
DetaylıDejeneratif Eklem Hastalıkları
Tanım Dejeneratif Eklem Hastalıkları Dr.Ümit Dündar Dejeneratif eklem hastalığı (osteoartrit), sinovyal eklem kıkırdaklarında bozulma, eklem yüzeyleri ve kenarlarında yeni kemik oluşumu ile karakterize
DetaylıYARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger
YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük
DetaylıKİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK
KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK 1 2 Lokomotor sistemi oluşturan yapılar içinde en fazla stres altında kalan kıkırdaktır. Eklem kıkırdağı; 1) Kan damarlarından, 2) Lenf kanallarından, 3) Sinirlerden yoksundur.
DetaylıOsteoartrit. Uzm. Fzt. Kağan YÜCEL - Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv..
Osteoartrit Uzm. Fzt. Kağan YÜCEL - Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv.. OSTEOARTRİT Primer nonenflamatuar artiküler kartilajın bozulması ve reaktif yeni kemik oluşumu ile karakterize,eklem ağrısı,hareket kısıtlılığı
DetaylıDejeneratif Eklem Hastalıkları
Dejeneratif Eklem Hastalıkları Prof. Dr. Ayşe Yalıman İstanbul Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Dersin öğrenim hedefleri Osteoartritin tanımı, Etyopatogenezi, Epidemiyolojisi,
DetaylıErken Dönem Kalça Osteoartritinde Tanım ve Etiyoloji. Dr. Çağatay Uluçay Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi
Erken Dönem Kalça Osteoartritinde Tanım ve Etiyoloji Dr. Çağatay Uluçay Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalça Osteoartriti Tanım OA hastalığı hem mekanik hem de biyolojik olayların sonucu gelişen eklem
DetaylıGiriş. Anatomi. Anterior kompartman BACAK YARALANMALARI. Tibia. Fibula
BACAK YARALANMALARI Gülçin BACAKOĞLU Giriş Alt bacak yaralanmaları daha sık görülür Tibia en sık kırılan kemiktir Beraberinde önemli yumuşak doku yaralanmaları oluşabilir Değerlendirmede hikaye ve FM önemlidir
DetaylıDİZ MUAYENESİ. Prof. Dr. Bülent Ülkar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Anabilim Dalı
DİZ MUAYENESİ Prof. Dr. Bülent Ülkar Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Spor Hekimliği Anabilim Dalı Spor yaralanması nasıl değerlendirilmelidir? Hedefe odaklanmış ayrıntılı bir yaralanma öyküsü Hedefe
Detaylı08.10.2013 DEFORMİTE. Sagittal Plan Analizleri (Diz Kontraktürleri) DEFORMİTE (Tedavi Endikasyonlari) DEFORMİTE. Tedavi Endikasyonlari (klinik)
DEFORMİTE Ekstremitenin normal anatomisinden sapması Sagittal Plan Analizleri (Diz Kontraktürleri) Uzunluk farkı Angulasyon Rotasyon Translasyon Eklem kontraktürleri Dr. Mustafa KURKLU GATA Ort. ve Trav.
Detaylı27.09.2012. Travmatik olmayan Diz Ağrıları. AÜTF Acil Tıp Anabilim Dalı Arş.Gör.Dr.Engin ŞENAY 26.6.2012. Görüntüleme. Anatomi.
Anatomi Görüntüleme AÜTF Acil Tıp Anabilim Dalı Arş.Gör.Dr.Engin ŞENAY 26.6.2012 Spesifik bursalar/bursitler Spesifik tendinit Osteoartrit Tedaviler Görüntüleme Fizik muayene ve hikayeye yardımcı X-ray
DetaylıSİNOVİTLER. Dr. Güldal Esendağlı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD 16 Ekim 2015
SİNOVİTLER Dr. Güldal Esendağlı Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD 16 Ekim 2015 Sinovyal Dokunun Non-tümöral ve Tümör-benzeri Lezyonları Non-tümöral Lezyonlar Reaktif Tümör-benzeri Lezyonlar
DetaylıArtroskopi, ortopedik cerrahların eklem içini görerek tanı koydukları ve gerektiğinde
Artroskopi nedir? Artroskopi, ortopedik cerrahların eklem içini görerek tanı koydukları ve gerektiğinde çeşitli tedavileri uyguladıkları bir cerrahi prosedürdür. Artroskopi sözcüğü latince arthro (eklem)
DetaylıKİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK
KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK 1 EKLEM 2 EKLEM Vücudumuza stresle en çok karşı karşıya kalan yapılardan biri eklemdir. Kas fonksiyonundan kaynaklanan gerilim ve gravitasyonel reaksiyonlardan kaynaklanan
DetaylıLOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ
LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ Prof.Dr.Ayşe Kılıç draysekilic@gmeil.com AMAÇ Lokomotor sistemin temel yapılarını ve çocuklarda görülen yakınmalarını, öykü, fizik muayene ve basit tanı yöntemlerini öğrenmek
DetaylıTC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ. ERİŞKİN İSTMİK SPONDİLOLİSTEZİS (Bel Kayması) HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ
TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ ERİŞKİN İSTMİK SPONDİLOLİSTEZİS (Bel Kayması) HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ ERİŞKİN İSTMİK SPONDİLOLİSTEZİS NEDİR? Omurga, omur adı
DetaylıSINIRLI YÜZEY DEĞİŞTİRME BAŞARILI MI?
SINIRLI YÜZEY DEĞİŞTİRME BAŞARILI MI? Doç. Dr. Tahsin Beyzadeoğlu Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji AD. tbeyzade@superonline.com Diz Osteoartriti Kıkırdak Lezyonları A la Carte
DetaylıOmuz Ağrısı olan Hastaya Yaklaşım. Anatomi. Anatomi. Dr.Erkan Göksu Acil Tıp A.D. Omuz kompleksi:
Omuz Ağrısı olan Hastaya Yaklaşım Dr.Erkan Göksu Acil Tıp A.D. Anatomi Omuz kompleksi: Humerus Klavikula Skapula tarafından oluşturulmuştur. Omuz eklemini oluşturan kemik yapı Anatomi Dört eklem Akromioklavikular
DetaylıSpondilolistezis. Prof. Dr. Önder Aydıngöz
Spondilolistezis Prof. Dr. Önder Aydıngöz Spondilolistezis Bir vertebra cisminin alttaki üzerinde öne doğru yer değiştirmesidir. Spondilolizis Pars interartikülaristeki lizise verilen isimdir. Spondilolistezis
DetaylıOmurga-Omurilik Cerrahisi
Omurga-Omurilik Cerrahisi BR.HLİ.017 Omurga cerrahisi, omurilik ve sinir kökleri ile bu hassas sinir dokusunu saran/koruyan omurga üzerinde yapılan ameliyatları ve çeşitli girişimleri içerir. Omurga ve
Detaylıoporoz Tanı ve Tedavi Prensipleri
Osteoporoz Tanı ve Tedavi oporoz Tanı ve Tedavi Prensipleri Prensipleri Dr. Ümit İNCEBOZ Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Dr. Ümit İNCEBOZ Balıkesir Üniversitesi Tıp
Detaylıİskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ
İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki
DetaylıKocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi
DetaylıÖN ÇAPRAZ BAĞ TAMİRİ SONRASI REHABİLİTASYON PROGRAMI (Patellar tendon grefti uygulaması)
ÖN ÇAPRAZ BAĞ TAMİRİ SONRASI REHABİLİTASYON PROGRAMI (Patellar tendon grefti uygulaması) Maksimum Koruma Fazı POSTOPERATİF 1-2. HAFTALAR: Amaç: 1. Ağrıyı azaltmak. 2.Hareket açıklığını artırmak (0º-90º).
DetaylıFTR 207 Kinezyoloji I. Eklemlerin Temel Yapısı ve Fonksiyonu. yrd.doç.dr. emin ulaş erdem
FTR 207 Kinezyoloji I Eklemlerin Temel Yapısı ve Fonksiyonu yrd.doç.dr. emin ulaş erdem GİRİŞ İki ya da daha fazla kemiğin pivot noktasına ya da kavşağına eklem denir. Vücudun hareketi kemiklerin bireysel
DetaylıALT EKSTREMİTE KLİNİK ANATOMİSİ. Doç. Dr. ERCAN TANYELİ
ALT EKSTREMİTE KLİNİK ANATOMİSİ Doç. Dr. ERCAN TANYELİ Vücut ağırlığını ayakta durma, yürüme ve koşma sırasında taşır. Gluteal bölge Femoral bölge (uyluk) Bacak (cruris) Ayak Arterlerin palpasyonu A.femoralis:
DetaylıAnkilozan Spondilit Rehabilitasyonu. Prof. Dr.Hidayet Sarı
Ankilozan Spondilit Rehabilitasyonu Prof. Dr.Hidayet Sarı Tanım Özellikle omurgayı tutan ve ankiloza götüren kronik iltihabi sistemik romatizmal hastalıktır. Sakroiliak eklem iltihabı oluşturmak ana bulgusudur.
DetaylıBEL AĞRISI. Dahili Servisler
BEL AĞRISI Dahili Servisler İnsan omurgası vücut ağırlığını taşımak, hareketine izin vermek ve spinal kolonu korumak için dizayn edilmiştir. Omurga kolonu, birbiri üzerine dizilmiş olan 24 ayrı omur adı
DetaylıDÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ
DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın
DetaylıSpor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle
Doç. Dr. Onur POLAT Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle gelişirken, spor yaralanmalarında hem dış
DetaylıKISA DALGA DİATERMİ UZM. FZT. ZÜBEYDE ERCAN
KISA DALGA DİATERMİ UZM. FZT. ZÜBEYDE ERCAN Tarihçe İlk defa 1907 de Nagelschmidt tarafından kullanılmıştır. Kelime anlamı ısı vasıtası Yüksek frekanslı bir akımdır Yüksek frekanslı akımlar 1 mhz üzerinde
DetaylıAnatomi. Ayak Bileği Çevresi Deformitelerinde Tedavi Alternatifleri. Anatomi. Anatomi. Ardayak dizilim grafisi (Saltzman grafisi) Uzun aksiyel grafi
Ayak Bileği Çevresi Deformitelerinde Tedavi Alternatifleri Dr. Önder Kılıçoğlu İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji AD Tibia ve talus eklem yüzleri paralel Medial ve lateral
DetaylıSpor Yaralanmalarında Konservatif Tedavi. Prof. Dr. Reyhan Çeliker Acıbadem Üniversitesi
Spor Yaralanmalarında Konservatif Tedavi Prof. Dr. Reyhan Çeliker Acıbadem Üniversitesi Yumuşak doku injurisi Kas, tendon ve bağ yaralanmalarını kapsar. Strain: Kas ve tendonların aşırı yüklenmesi veya
DetaylıKinesiyoloji ve Bilimsel Altyapısı. Prof.Dr. Mustafa KARAHAN
Kinesiyoloji ve Bilimsel Altyapısı Prof.Dr. Mustafa KARAHAN Kinesiyoloji Kinesiyoloji insan hareketiyle ilgili mekanik ve anatomik ilkelerin incelenmesidir. Kinesiyoloji anatomi, fizyoloji ve biyomekanik
DetaylıGELİŞİMSEL KALÇA DİSPLAZİSİ PROGNOZU VE GÖRÜNTÜLEME. Dr. Öznur Leman Boyunağa Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Radyoloji Bilim Dalı
GELİŞİMSEL KALÇA DİSPLAZİSİ PROGNOZU VE GÖRÜNTÜLEME Dr. Öznur Leman Boyunağa Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Radyoloji Bilim Dalı Doğal seyir & Prognoz Tedavi edilmezse uzun dönemde ekstremite
DetaylıYaşlılarda düzenli fiziksel aktivite
Düzenli fiziksel aktivite ile kazanılmak istenen yaşam kalitesi artışı özellikle yaşlı nüfusta önemli görülmektedir. Bu kısımda yaşlılar için egzersiz programı oluşturulurken nelere dikkat edilmesi gerektiği
DetaylıADEZİV KAPSÜLİT FZT NAZMİ ŞEKERCİ
ADEZİV KAPSÜLİT FZT NAZMİ ŞEKERCİ DONUK OMUZ - FROZEN SHOULDERADEZİV KAPSÜLİT Adeziv kapsulit omuz ekleminde, eklem kapsülünün kronik iltihabi bir durumu olup eklem kapsülünde kalınlaşma, sertleşme ve
DetaylıMENİSKÜS ZEDELENMELERİ
MENİSKÜS ZEDELENMELERİ Diz eklemi uyluk (femur) ve kaval (tibia) kemikleri arasında kusursuz bir uyum içinde çalışır. Bu uyumun sağlanmasında, diz içerisinde yer alan menisküs denilen yarım ay şeklindeki
DetaylıYaşlanma ile birlikte deri ve saçlarda görülen değişiklikler gibi vücut duruşunda ve yürüyüşünde de değişiklikler meydana
Yazar Ad 111 Prof. Dr. Selçuk BÖLÜKBAŞI Yaşlanma ile birlikte deri ve saçlarda görülen değişiklikler gibi vücut duruşunda ve yürüyüşünde de değişiklikler meydana gelir. Kas-iskelet sistemi vücudun destek
DetaylıMS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır.
Fzt. Damla DUMAN MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir. 1822 de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır. Kuvvetsizlik, spastisite, duyusal problemler, ataksi
Detaylı30.10.2013 BOYUN AĞRILARI
BOYUN AĞRILARI BOYUN ANOTOMISI 7 vertebra, 5 intervertebral disk, 12 luschka eklemi, 14 faset eklem, Çok sayıda kas ve tendondan oluşur. BOYNUN FONKSIYONU Başı desteklemek Başın tüm hareket
DetaylıTALASEMİDE OSTEOPOROZ EGZERSİZLERİ
TALASEMİDE OSTEOPOROZ EGZERSİZLERİ DR. FZT. AYSEL YILDIZ İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ, İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI Talasemi; Kalıtsal bir hemoglobin hastalığıdır. Hemoglobin
DetaylıFiziksel Aktivite ve Sağlık. Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı
Fiziksel Aktivite ve Sağlık Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı 1 Fiziksel İnaktivite Nedir? Haftanın en az 5 günü 30 dakika ve üzerinde orta şiddetli veya haftanın en az 3 günü 20 dakika
DetaylıBÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...
BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4
DetaylıOMUZ VE DİRSEK BÖLGESİ YARALANMALARI
OMUZ VE DİRSEK BÖLGESİ YARALANMALARI Doç. Dr. Nuri Aydın İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı nuri.aydin@istanbul.edu.tr YARALANMA TravmaRk Ani fiziksel
DetaylıDİZ OSTEOARTRİTLİ HASTALARDA FİZİK TEDAVİ MODALİTELERİ (TENS, ULTRASON, KISA DALGA DİATERMİ) NİN FİZİKSEL FONKSİYON ÜZERİNE OLAN ETKİSİ
T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İSTANBUL FİZİK TEDAVİ REHABİLİTASYON EĞİTİM ve ARAŞTIRMA HASTANESİ 1. KLİNİK DİZ OSTEOARTRİTLİ HASTALARDA FİZİK TEDAVİ MODALİTELERİ (TENS, ULTRASON, KISA DALGA DİATERMİ) NİN FİZİKSEL
DetaylıAnkilozan Spondilit BR.HLİ.065
Gençlerde Bel Ağrısına Dikkat! Bel ağrısı tüm dünyada oldukça yaygın bir problem olup zaman içinde daha sık görülmektedir. Erişkin toplumun en az %10'unda çeşitli nedenlerle gelişen kronik bel ağrıları
Detaylı25. Ulusal Türk Ortopedi ve Travmatoloji Kongresi 27 Ekim 1 Kasım 2015
TOTBİD 25. Ulusal Türk Ortopedi ve Travmatoloji Kongresi 27 Ekim 1 Kasım 2015 Titanic Kongre Merkezi Belek / Antalya PROGRAM ANAHATLARI 27 Ekim 2015, Salı Saat Salon 1 Alt dal KULLANILAN RENK VE SEMBOL
Detaylıİnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas
Kas Fizyolojisi İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas Vücudun yaklaşık,%40 ı çizgili kas, %10 u düz kas kastan oluşmaktadır. Kas hücreleri kasılma (kontraksiyon) yeteneğine
Detaylı2) AYAK DEFORMİTELERİ ve ORTEZLERİ
2) AYAK DEFORMİTELERİ ve ORTEZLERİ PES PLANUS ve ORTEZLERİ: Pes planus ayağın medial longitudinal arkının doğuştan veya sonradan gelişen nedenlerle normalden düşük olması veya üzerine ağırlık verilmesiyle
DetaylıYAŞLI FİZYOLOJİSİ. Seray ÇAKIR 0341110005
YAŞLI FİZYOLOJİSİ Seray ÇAKIR 0341110005 Yaşlının Vücut Bileşimi İnsanda, kas yapısı ve gücü 25 yaşında doruğa ulaşır. Bu yaşlarda kadınların ortalama vücut ağırlığının %37 si, erkeklerin %45 i kadarını
DetaylıDoç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri
Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Hastalıkların tedavisinde kat edilen yol, bulaşıcı hastalıklarla başarılı mücadele, yaşam koşullarında düzelme gibi
DetaylıDünya Sağlık Örgütü tarafından tanımlanan HASTALIK MODELİ
Dünya Sağlık Örgütü tarafından tanımlanan HASTALIK MODELİ 1. Semptom ve Bulguların toplanması, 2. Olası Tanının belirlenmesi, 3. Yardımcı tanı yöntemleri ile tanının doğrulanması, 4. Bilimsel olarak ispatlanmış
DetaylıMETABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS
METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS Aerobik Antrenmanlar Sonucu Kasta Oluşan Adaptasyonlar Miyoglobin Miktarında oluşan Değişiklikler Hayvan deneylerinden elde edilen sonuçlar dayanıklılık antrenmanları
Detaylıİnmede Tedavisi BR.HLİ.102
BR.HLİ.102 Serebral Felç (İnme) ve Spastisitede Botoks Spastisite Nedir? Spastisite belirli kasların aşırı aktif hale gelerek, adale katılığına, sertliğine ya da spazmlarına neden olmasıyla ortaya çıkan
DetaylıPlato Tibia ve ÖĞRENCİ DERS NOTLARI. Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı
Plato Tibia ve Patella Kırıkları ÖĞRENCİ DERS NOTLARI Prof.Dr.Mehmet.Mehmet Rıfat R ERGİNER İ.Ü.Cerrahpaşa a Tıp T p Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Plato Tibia Kırıkları İnsidans Bütün
DetaylıAMBULASYONA YARDIMCI CİHAZLAR
AMBULASYONA YARDIMCI CİHAZLAR DOÇ. DR. MEHMET KARAKOÇ Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi FTR AD. Diyarbakır 30.10.2013 1 YARDIMCI CİHAZLAR Mobilitenin sağlanması rehabilitasyonun en önemli hedeflerinden
DetaylıÇOCUKLARDA FİZİKSEL AKTİVİTE VE FİZİKSEL UYGUNLUK PROF. DR. ERDAL ZORBA
ÇOCUKLARDA FİZİKSEL AKTİVİTE VE FİZİKSEL UYGUNLUK PROF. DR. ERDAL ZORBA Vücut Kompozisyonu Çocukluk ve gençlik dönemi boyunca beden kompozisyonu sürekli değişkenlik göstermektedir. Bu değişimler; kemik
DetaylıBakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar.
Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar. Vücutta küçük miktarda bakır varlığı olmaz ise demirin intestinal yolaktan emilimi ve kc de depolanması mümkün değildir. Bakır hemoglobin yapımı için de
DetaylıENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER
ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER Endotel Damar duvarı ve dolaşan kan arasında tek sıra endotel hücresinden oluşan işlevsel bir organdır Endotel en büyük endokrin organdır 70 kg lik bir kişide, kalp kitlesix5
Detaylı1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir?
VÜCUT BAKIMI 1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir? A) Anatomi B) Fizyoloji C) Antropometri D) Antropoloji 2. Kemik, diş, kas, organlar, sıvılar ve adipoz dokunun
DetaylıÖzel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!
Özel Formülasyon DAHA İYİ Yumurta Verimi Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!
DetaylıKemik ve Eklem Enfeksiyonları. Dr Fahri Erdoğan
Kemik ve Eklem Enfeksiyonları Dr Fahri Erdoğan KEMİK VE EKLEM ENFEKSİYONLARI Erken tanı ve tedavi Sintigrafi, MRI Artroskopik cerrahi Antibiyotik direnci Spesifik M.Tuberculosis M. Lepra T.Pallidumun Nonspesifik?
DetaylıAYAK BILEĞI ORTEZLERI
AYAK BILEĞI ORTEZLERI AYAKBILEĞI ANATOMISI AYAKBILEĞI ANATOMISI Kaslar: Gastrocnemius ve Soleus: Ayakileği plantar fleksiyonu Tibialis posterior: Plantar fleksiyon ve inversiyon Peroneus longus ve brevis:
DetaylıİBH da osteoporoz. Dr. Ahmet TEZEL Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi İBH Okulu Mayıs 2013
İBH da osteoporoz Dr. Ahmet TEZEL Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi İBH Okulu Mayıs 2013 WHO a göre osteoporoz «Osteoporoz; azalmış kemik kitlesi, kemik dokusunun mikroçatısında bozulma, kemik frajilitesinde
DetaylıÇOCUKLARDA HAREKET SİSTEMİ MUAYENESİ (ROMATOLOJİK MUAYENE) Özgür KASAPÇOPUR
ÇOCUKLARDA HAREKET SİSTEMİ MUAYENESİ (ROMATOLOJİK MUAYENE) Özgür KASAPÇOPUR HAREKET SİSTEMİ Üç ana yapı taşı Kemikler Kaslar Eklemler Oynamaz eklemler (Kafa tası) Yarı oynar eklemler (Omurga) Oynar eklemler
DetaylıKOMPARTMAN SENDROMU. Patofizyoloji. KS Nedenleri. Ödem
KOMPARTMAN SENDROMU 10.08.2010 Dr.Günay YILDIZ Kompartman Sendromu (KS),damar ve sinir içeren kapalı boşluklarda doku basıncının, perfüzyonu engelleyecek kadar artması sonucu ortaya çıkan hipoksiyle birlikte
DetaylıFTR 208 Kinezyoloji II. El bileği III. yrd. doç. dr. emin ulaş erdem
FTR 208 Kinezyoloji II El bileği III yrd. doç. dr. emin ulaş erdem EL BİLEĞİ EKSTANSÖR KASLARI El Bileği Ekstansör Kasları Primer M.Ekstansör karpi radialis longus M.Ekstansör karpi radialis brevis M.Ekstansör
DetaylıLENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!
LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR! Lenfödem, lenf sıvısının dolaşımındaki yetersizlik yüzünden dokular arasında proteinden zengin sıvı birikimine bağlı olarak şişlik ve ilerleyen
DetaylıDiz komplexinin eklemleri. Tibiofemoral eklem Patella femoral eklem
DİZ Dizin fonksiyonu; Ağırlık taşıma için stabilite sağlamak Bacağın hareketlerini sağlamak Üst gövdenin ağırlığını bacağa ve ayağa aktarmak En önemli görevi ekstremitenin boyunu kısaltıp uzatmasıdır GYA
DetaylıKARDİYAK REHABİLİTASYON ÖĞR. GÖR. CİHAN CİCİK
KARDİYAK REHABİLİTASYON ÖĞR. GÖR. CİHAN CİCİK Uzun süreli immobilizasyon sonucu: - Nitrojen ve protein dengesi bozulur. - İskelet kasının kitlesi, kasılma kuvveti ve etkinliği azalır. - İskelet kaslarında
DetaylıBOYUN VE BEL FITIKLARI
BOYUN VE BEL FITIKLARI Genel Bilgilendirme Boynumuzda 7 adet belimizde ise 5 adet omurga kemiği vardır. Bu kemikler arasında da disk adı verilen kıkırdak yapılar bulunmaktadır. Diskler omurganın hareketliliğine
DetaylıPROF. DR. ERDAL ZORBA
PROF. DR. ERDAL ZORBA Vücut Kompozisyonu Çocukluk ve gençlik dönemi boyunca beden kompozisyonu sürekli değişkenlik göstermektedir. Bu değişimler, kemik mineral yoğunluğundaki artış, beden suyundaki değişimler,
DetaylıPES PLANUS (Düz Tabanlık) Doç. Dr.Gökhan Meriç
PES PLANUS (Düz Tabanlık) Doç. Dr.Gökhan Meriç Ayağın Özellikleri Ayağın diğer uzuvlardan farklı üç özelliği vardır. Yer ile teması sağlayan tek bölge olması Tüm vücut ağırlığını taşıması Sert bir kalıp
DetaylıDAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR
T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI D.P.Ü. KÜTAHYA EVLİYA ÇELEBİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR PROF. DR. AHMET HAKAN VURAL OP. DR. GÜLEN SEZER ALPTEKİN ERKUL OP. DR. SİNAN ERKUL
DetaylıFİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ
FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ İNFLAMASYON VE ONARIM İNFLAMASYON Yaralanmaya karşı dokunun vaskülarizasyonu yolu ile oluşturulan bir seri reaksiyondur. İltihabi reaksiyon.? İnflamatuar
DetaylıYÜKSEK TİBİAL OSTEOTOMİ
YÜKSEK TİBİAL OSTEOTOMİ Doç. Dr. Tahsin BEYZADEOĞLU Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji AD. Yüksek Tibial Osteotomi AMAÇ Mekanik yükü, hastalıklı bölgeden, daha sağlıklı bölgeye
DetaylıÖN ÇAPRAZ BAĞ ZEDELENMELERİ
ÖN ÇAPRAZ BAĞ ZEDELENMELERİ Diz eklemi çepeçevre bağlarla desteklenen ve cildin altında kaslarla çevrili olmadığı için de travmaya son derece açık olan bir eklemdir. Diz ekleminde kayma, menteşe ve dönme
DetaylıPRİMER DİZ OSTEOARTRİTİNDE KETOPROFEN FONOFOREZİ VE ULTRASON TEDAVİLERİNİN KLİNİK ETKİNLİĞİNİN KARŞILAŞTIRILMASI
T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ FİZİKSEL TIP VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI Tez Yöneticisi Yrd. Doç. Dr. Nurettin TAŞTEKİN PRİMER DİZ OSTEOARTRİTİNDE KETOPROFEN FONOFOREZİ VE ULTRASON TEDAVİLERİNİN
DetaylıVÜCUT KOMPOSİZYONU 1
1 VÜCUT KOMPOSİZYONU VÜCUT KOMPOSİZYONU Vücuttaki tüm doku, hücre, molekül ve atom bileşenlerinin miktarını ifade eder Tıp, beslenme, egzersiz bilimleri, büyüme ve gelişme, yaşlanma, fiziksel iş kapasitesi,
DetaylıİNSAN ANATOMİSİ ve KİNESYOLOJİ
İNSAN ANATOMİSİ ve KİNESYOLOJİ Alt Ekstremite Kasları Antrenörlük Eğitimi Bölümü -2013 Eğitim-Öğretim Yılı Güz Dönemi 9. hafta Kalça eklemini önden kat eden kaslar M. iliopsoas, m. quadriceps femoris,
DetaylıESNEKLİK GELİŞTİRME VE PROGRAMLAMA
ESNEKLİK GELİŞTİRME VE PROGRAMLAMA 1 ESNEKLİK Tanımlar Esneklik Bir eklem ya da bir dizi eklemin kendi hareket genişliğinde tamamen hareket edebilmesi Ya da bir eklemin ya da eklem dizisinin hareket genişliği
DetaylıTAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ
TAURİNİN İSKEMİ REPERFÜZYON HASARINDA MMP-2, MMP-9 VE İLİŞKİLİ SİNYAL İLETİ YOLAĞI ÜZERİNE ETKİLERİ CEMRE URAL 1, ZAHİDE ÇAVDAR 1, ASLI ÇELİK 2, ŞEVKİ ARSLAN 3, GÜLSÜM TERZİOĞLU 3, SEDA ÖZBAL 5, BEKİR
DetaylıAnkilozan Spondilit. Uzm. Fzt. Kağan YÜCEL Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv.
Ankilozan Spondilit Uzm. Fzt. Kağan YÜCEL Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv. 1 Spondiloartropatiler Ankilozan Spondilit Reaktif Artrit (Reiter sendromu) Psoriatik Artrit.. Ankilozan Spondilit Ankiloz (füzyon)
DetaylıHamstring yaralanmaları: Tanı ve Tedavi İlkeleri. Doç. Dr. Haluk H. Öztekin İZMİR
Hamstring yaralanmaları: Tanı ve Tedavi İlkeleri Doç. Dr. Haluk H. Öztekin İZMİR Kas dokusu organizasyonu Kas fibrilleri Yavaş kasılan lifler: Tip I Aerobik. Dayanıklı. Hızlı kasılan lifler: Anerobik.
DetaylıStres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi
Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi Stres nedir? Olumsuz koşullara karşı canlıların vermiş oldukları tepkiye stres denir. Olumsuz çevre koşulları bitkilerde strese neden olur. «Biyolojik Stres»: Yetişme
DetaylıDolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü. Prof.Dr.Mitat KOZ
Dolaşımın Sinirsel Düzenlenmesi ve Arteryel Basıncın Hızlı Kontrolü Prof.Dr.Mitat KOZ DOLAŞIMIN SİNİRSEL KONTROLÜ Doku kan akımının her dokuda ayrı ayrı ayarlanmasında lokal doku kan akımı kontrol mekanizmaları
DetaylıEsneklik. Bir eklemin ya da bir dizi eklemin tüm hareket genişliğinde hareket edebilme yeteneğidir
ESNEKLİK 1 ESNEKLİK Hareketleri büyük bir genlikte uygulama yetisi Hareketlilik olarak da bilinmektedir Bir sporcunun becerileri büyük açılarda ve kolay olarak gerçekleştirmesinde önde gelen temel gerekliliktir
DetaylıHeterolog tip I kolajen biostimulation deri hücresi
Heterolog tip I kolajen biostimulation deri hücresi Andrea Corbo ve Vincenzo Varlaro Heterolog kolajen Tip I ile biostimulation deri hücresi sınıf III tıbbi cihaz (Linerase ) kullanılmasını içerir. I kolajen
DetaylıSIK GÖRÜLEN SPOR YARALANMALARI. Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı
SIK GÖRÜLEN SPOR YARALANMALARI 1 Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı Ayak bileği 2 Tüm spor yaralanmalarının %20-30 u ayak bileğine ait. Ayak bileği yaralanmalarının %85 i sprain şeklinde
DetaylıSERVİKAL DİSK HERNİSİ
TC. SAĞLIK BAKANLIĞI SAKARYA ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ SERVİKAL DİSK HERNİSİ (Boyun Fıtığı) HASTA BİLGİLENDİRME BROŞÜRÜ SERVİKAL MYELOPATİLİ HASTALARIN YAKINMALARI Omurga, omur denilen
DetaylıDoç.Dr.Onur POLAT. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı
Doç.Dr.Onur POLAT Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı İçerik: Diz Yaralanmaları Fraktürler Dislokasyonlar Tendon, Ligament ve Menisküs Yaralanmaları Aşırı Kullanıma Bağlı Yaralanmalar
DetaylıEklemler. Normal tam hareketli eklemin yapısında şu elemanlar bululnur.
. Eklem İskeletin değişik kemikleri arasındaki bağlantıya eklem denilir. Hareket sisteminin pasif öğeleridir. Gövdenin tüm hareketleri eklemler sayesinde mümkün olmaktadır. Eklemler Tam hareketli (sinovial)
DetaylıKalça eklemi mekaniği ve patomekaniği
Kalça eklemi mekaniği ve patomekaniği Kalça eklemi; Amphiartoz tip bir eklemdir. 3 düzlemde serbest hareketli 3 düzlemin kesişmesiyle kalça ekleminin hareket merkezi meydana gelir. Asetabulumun pozisyonu;
Detaylı