HAFTA 12. HEMġĠRELĠK BAKIM YÖNETĠMĠ. KAN HASTALIKLARI VE HEMġĠRELĠK BAKIMI. HEDEFLER Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "HAFTA 12. HEMġĠRELĠK BAKIM YÖNETĠMĠ. KAN HASTALIKLARI VE HEMġĠRELĠK BAKIMI. HEDEFLER Bu üniteyi çalıştıktan sonra;"

Transkript

1 KAN HASTALIKLARI VE HEMġĠRELĠK BAKIMI HEDEFLER Bu üniteyi çalıştıktan sonra; Hematopoezis sürecini tanımlayabilme, kanın, yapısı, özellikleri ve görevlerini tanımlayabilecek Eritrosit hastalıklarının, klinik belirtileri, tedavi ve prognozlarını bilme ve uygun hemşirelik bakımını planlayabilme ve uygulayabilecek Lökosit hastalıklarının klinik belirtileri, tedavi ve prognozlarını bilme, hastalar için uygun hemşirelik bakımını planlayabilme ve uygulayabilecek Kanama ve pıhtılaşma hastalıklarının klinik belirtileri, tedavi ve prognozlarını bilme, hastalar için uygun hemşirelik bakımını planlayabilme ve uygulayabileceksiniz HEMġĠRELĠK BAKIM YÖNETĠMĠ HAFTA 12

2 ĠÇĠNDEKĠLER 1. Kanın yapısı ve Tanı ĠĢlemleri Kanın yapısı ve fonksiyonları Eritrositler Lökositler Trombositler 1.2. Değerlendirme ve tanı yöntemleri Hemşirelik öyküsü 1- Lökosit Hastalıkları Fizik ve Muayene HemĢirelik Bakımı Hematolojik testler 1.1. Lökopeni-nötropeni 2. Eritrosit hastalıkları 2.1. Anemiler Edinsel anemiler Demir eksikliği anemisi Megaloblastik anemi Folik asit eksikliği anemisi Pernisiyöz anemi Aplastik anemi Hemolitik anemiler Orak hücreli anemi Talasemi Kalıtsal seferositoz Otoimmün hemolitik anemiler Kalıtsal hemokromatozis 2.2. Anemilerde hemşirelik bakımı

3 1. Kanın Yapısı ve Tanı ĠĢlemleri Kanın Yapısı ve Fonksiyonları Kan kardiyovasküler sistem içerisinde dolaşan ve çok hücreli organizmalarda birçok yaşamsal fonksiyonu yerine getiren vücudumuzun hayati sıvısıdır. Hematolojik sistem, kanın yapıldığı, kemik iliği ve retiküloendotel (RES) sistemden oluşur. Kan çeşitli şekilli elemanlar ve plazmadan oluşur. Kanın şekilli kısmı üç ana hücresel (eritrositler, lökositler ve trombositler) elemandan oluşan kısmıdır ve total kan volümünün %40-%45'ini oluşturur (Tablo 1). Plazma kanın %55'i kadarını oluşturur. Normalde kan elemanlarının yapımı ve yıkımı sürekli bir denge içindedir. Kanın şekilli elemanlarının büyük bir kısmının yaşam süresi çok kısa olduğundan ve beden hücrelerinin beslenmesinin devamlılığının sağlanabilmesi için bu hücrelerin devamlı yenilenmeleri gerekir. Bu sürece "hemotopoezis-kan yapımı" denir. Hemotopoezis öncelikle kemik iliğinde yapılır. Tablo 1. Tam kan sayımı normal değerleri Kadın Erkek Eritrosit (mm 3 ) milyon milyon Hemoglobin (g/dl) Homotokrit (%) Lokosit (mm 3 ) Trombosit (mm 3 )

4 Kanın görevleri Kan oksijeni akciğerlerden alıp hücrelere taşır, Dokulardan metabolik atıkları ve C0 2 'i vücuttan atılmak üzere böbreklere, deri ve akciğerlere taşır, Gastrointestinal sistemden emilen besi maddelerini hücrelere taşır, Endokrin bezlerde üretilen hormonları ve diğer kimyasal maddeleri vücutta kullanılacak yerlere taşır, Kan lökosit ve antikorları enfeksiyonun bulunduğu yerlere taşıyarak vücudu tehlikeli mikroorganizmalardan korur, Hemostazis yoluyla kanamayı durdurur, Vücut ısısını düzenler Kanın özellikleri Rengi: Arteryel kan eritrosit içinde hemoglobine bağlı oksijenden dolayı parlak kırmızıdır. Venöz kan oksijen miktarı daha az olduğu için koyu kırmızıdır. Viskozitesi: Kan suya göre üç-dört kez daha fazla yoğundur ve kanın özgül ağırlığı arasındadır. ph: Kan hafif alkalendir. ph arasındadır (nötr ph 7.0'dır). Kan volümü: İnsanda vücut ağırlığının %7-10'unu oluşturur ve 70 kg ağırlıkta bir insanda yaklaşık 5-6 litre kadar kan bulunur. Hematopoezis (Kan Ģekilli elemanlarının yapımı) Hematopoez, periferik kan hücrelerinin, kemik iliğinde üretilmesi işlemidir. Kan Hematopoezis insan embriyosunun gelişiminin erken evrelerinde başlar, önce göbek

5 kordonunda, sonra karaciğerde ve sonunda kemik iliği, dalak ve lenf düğümlerinde yapılır. Kemik iliği Çocuklarda aktif kemik iliği uzun kemiklerin başlarında, fetüste karaciğer ve dalakta bulunur. Yetişkinde kan hücreleri kemik iliğinde yapılır, ancak aktif kemik iliği seçilmiş kemik bölgeleri ile sınırlıdır. Bu bölgeler, uzun kemiklerin uçları, baş ve pelvisteki yassı kemikler, kaburgalar omurga cisimleridir. Eritrositler Eritrositler, bikonkav, disk şeklinde, ortalama çapları yaklaşık 7.8 mikrometre ve kalınlıklarıda 2.5 mikron olan çekirdeksiz küçük hücrelerdir. Eritrositlerin şekli, kapillerden geçerken belirgin olarak değişebilir. Gerçekte alyuvarlar kese gibidirler ve hemen her şekle değişebilirler. Fonksiyonu: Eritrositlerin asıl işlevi akciğerlerden dokulara oksijeni ileten hemoglobini taşımaktır. Kan dolaşımıyla, eritrositler akciğerden aldıkları oksijeni kapiller damarlardan geçerek hücre içine taşırlar, hücrelerde oluşan karbondioksitide alıp akciğerlere götürürler. Havadaki oksijen oranının büyük oranda azaldığı çok yüksek yerlerde, dokularda yetersiz oksijen taşınır ve alyuvar yapımı belirgin olarak artar. Alyuvar üretim hızını kontrol eden, kandaki alyuvar yoğunluğu değil, dokunun oksijen gereksinimine göre taşınan oksijen miktarıdır. Ayrıca eritrosit içindeki hemoglobin mükemmel bir asit-baz tamponudur. Eritrositler bütün kanın tampon gücünün %50 sinde sorumludur.

6 Sayısı: Kandaki eritrosit konsantrasyonu; normalde eritrosit sayısı erkekte mil/mm 3, kadında 4-5 mil/mm 3 'dür. Total kandaki hemoglobin miktarı erkeklerde 16gr/dl, kadında ortalama 14gr/dl dir. Eritrositlerin üretimi: Embriyojenik yaşamın ilk haftalarında ilkel, çekirdekli alyuvarlar vitellüs kesesinde üretilir. Gebeliğin ikinci trimesteri sırasında dalakta ve lenf düğümlerinde de önemli miktarda eritrosit yapımı olmakla beraber eritrositlerin üretildiği esas organ karaciğerdir. Gebeliğin son ayında ve doğumdan sonra ise alyuvarlar tümüyle kemik iliğinde yapılır. Eritrositlerin üretimini etkileyen esas faktör eritropoetin hormonudur. Eritropoietinin %90'ı böbreklerde %10'u da karaciğerde yapılır. Eritropoetin salgısı, arter kanındaki O 2 miktarına göre ayarlanır. Oksijeni düşük ortamda eritropoietinin yapımı artar. Eritropoietin yokluğunda kemik iliğinde az sayıda eritrosit yapılır. Diğer yandan eritrosit yapımında bazı vitaminlerede gereksinim vardır. Eritrositlerin son olgunlaşmalarında Vitamin B-12 ve folik asit özellikle önemlidir. Her ikisi de DNA temel yapı taşlarından biridir. İkisinden biri olmayınca DNA azalır, olgunlaşma ve bölünme gerçekleşmez, sonuçta dayanıksız ve yaşam süresi kısa eritrositler folik asit ve vitamin B 12 eksikliği megaloblastik anemiye neden olur. Eritrositlerin yaşam zinciri ve normal yıkılışı: Eritrositlerin yaşam süresi 120 gündür. Eritrositler dalakta ve RES'in diğer kısımlarında parçalanınca hemoglobin açığa çıkar ve boş membran (gost hücreler) karaciğerde, dalakta, lenf nodlarında ve kemik iliğinde makrofajlar tarafından ortadan kaldırılır.

7 Lökositler Yabancı maddelere karşı koyan vücudun savunma sistemlerinin hareketli ünitelerine lökosit denir. Lökositler eritrositlerden daha büyük, az sayıda ve çekirdekli hücrelerdir. Lökositler, granülosit ve agranülosit olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Total lökosit sayısı mm 3 'tür. Granülositler Lökositlerin en genç olanıdır. Granülositler, kemik iliğinde şekillenir, nötrofil, eozinofil ve bazofil olmak üzere üçe ayrılırlar. Eozinofiller fagositoz yönünden zayıftır. Fagosite edilemeyecek kadar büyük olan parazitlere saldırır ve onları öldürürler. Periferik kanda total kanın %3'ünden az bulunur. Alerjik durumlarda sayısal olarak artar. Bazofiller histamin ve heparin taşırlar. Erken tip aşırı duyarlılık reaksiyonlarında rolleri vardır. Nötrofiller; total lökositlerin %60-70 ini oluştururlar. Bakterial enfeksiyonlara karşı vücüdun ilk savunma hattıdırlar. Olgunlaşmamış nötrofillerin %90'ı vücutta herhangi bir enfeksiyon geliştiğinde bu hücreleri hızla enfeksiyon bölgesine yollayabilmesi için kemik iliğinde depolanmış olarak kalır. Agranülositler Agranülositler: 2 tipi vardır. 1. Monositler, 2. Lenfositler. 1. Monositler: Tüm lökosîtlerin yaklaşık %4-5'ini oluşturur. Monositler kemik iliğinde yapılır. Dolaşımda yaklaşık 72 saat kalır ve makrofaj'a dönüşür. Makrofajlar, özellikle dalak, karaciğerin Kupffer hücrelerinde, periton ve akciğer alveollerinde aktiftir. 2. Lenfositler: Bağışıklık sisteminin anahtar yapı taşlarıdır. İki ana gruba ayrılırlar. Bir grup lenfosit timusta yapımı programlanmış olup, bunlara T Lenfosit ya da

8 T hücresi denir. Diğer bir grup lenfosit kemik iliğinde yapılır ve bunlara da B Lenfosit denir. Vücutta lenfositler tarafından tanımlanan fazla sayıda farklı antijenler vardır. Lenfositlerin antijen tanıma yeteneğinin doğal olduğu ve antijenle karşılaşmadan geliştiği bilinmektedir. Kök hücreler minyonlarca farklı T ve B lenfositlerine dönüşürler ve bunların her biri farklı antijeni tanıma yeteneğine sahiptir. Trombositler Trombositler yuvarlak ya da oval, 1-4 mikron çapında küçük disklerdir. Trombositler kemik iliğinde megakaryositlerden oluşur ve trombositlerin kemik iliğindeki yapımı trombopoietin hormonu tarafından düzenlenir. Dolaşımdaki kanda mm 3 arasında bulunurlar ve yaşam süreleri 7 ile 10 gündür. Trombositlerin temel görevi kanamayı kontrol etmektir. Trombositler kanda serbest halde inaktif olarak kan damarları endotelinde, damar bütünlüğünü sağlamak için bulunur. Plazma Kandan hücresel elemanlar alındıktan sonra geri kalan sıvı kısımına plazma denir. Kanın yaklaşık % 55 i plazmadır. Plazmanın %90'nından fazlası sudur. Kalan kısmı da plazma proteinleri, pıhtılaşma faktörleri ve az miktarda gıda maddeleri, enzimler, atık ürünler ve gazlar gibi diğer maddelerden oluşur. Plazma Proteinleri Plazma proteinleri 3 gruba ayrılır. Albumin, globulin ve fbronojenlerdir. Globulinler; alfa, beta ve gama globulinlere ayrılır. Plazma proteinlerinin homeostatik fonksiyonlarından biri de kan hacmini korumaktır. Albuminler; vasküler sistemde sıvı dengesinin sürdürülmesinde özellikle

9 önemlidir. Fibrinojen kanın pıhtılaşmasının son kademesinde gerekli olan bir proteindir.. Globulinler; alfa, beta ve gama globulinlere ayrılır. PıhtılaĢma Mekanizması (Hemostazis) Hasarlanmış kan damarlarının duvarlarında pıhtı oluşumu ve kan kaybının önlenmesine hemostaz denir. Kan ve dokuların pıhtılaşmasını etkileyen 50 den fazla önemli madde bulunmuştur. Bunların bazıları pıhtılaşmayı sağlar, bunlara prokoagülan denir, diğerleri pıhtılaşmayı inhibe ederler, bunlara ise antikoagülan denmektedir. Kan damarı yırtıldığı ya da zedelendiği zaman, kanın yırtılan damar düzeyine değmesi ile hemostazis süreci başlar. Primer hemostasiz sürecinde, vasküler spazm; damar duvarı kesilince damarın düz kaslarının kontraksiyonunu tetikler. Bu lokal damar spazmı dakikalar ya da saatler sürebilir ve bu süre içinde trombosit tıkacı oluşumu ve kan pıhtılaşması gelişir Damar yırtıldıktan 3-6 dakika sonra (yırtık çok geniş değilse), açıklığın tümü ya da damarın yırtılan ucu pıhtı ile dolar. 20 dakika-1 saat sonra, pıhtı büzüşür (rekrakte olur) PıhtılaĢma Faktörleri Pıhtılaşma işleminde plazma proteinleri ve özellikle beta-globulinler rol oynar Pıhtılaşma süreci dışarıdan verilen maddeler ile engellenebilir. Örneğin; heparin, trombinden, fibrinojen açığa çıkmasını etkileyerek fibrin oluşumunu önler. Pıhtılaşma faktörlerinden II, VII, IX ve X ise karaciğerde sentezlenir. Bunların sentezi için K vitaminine gereksinim vardır.

10 Kan Grupları İnsan eritrositlerinin zarları bir grup kan grup kan grubu antijeni içermekte olup bunlara aglütinojenler adı verilir. Bunların en iyi bilinenleri A ve B antijenleridir. İnsan kan grupları, bu aglütinojen denilen kimyasal maddenin bulunup bulunmamasına göre dört ana gruba ayrılır: A, B, AB ve 0. içinde A ya da B aglütinojenlerinin ikisinin de bulunmadığı durumda kan grubu "0"'dır. Sadece A aglütinojeni varsa "A" grubu, sadece B aglütinojeni varsa "B" grubu, hem "A" hem de "B" aglütinojeni varsa "AB" grubu olarak tanımlanır. Bu kan grupları, ana ve babadan geçen eritrositlerdeki antijen ve serumda bulunan antikorlara göre sınıflandırılır. Bireyin kan grubu hayatı boyunca aynı kalır. Kan gruplarının plazmadaki antikorları: Kan Grubu Plazmadaki Antikorları (aglütininler) Plazmanın aglütüne ettiği eritrosit tipi 0 A A AB Anti A ve Anti B Anti-B Anti-A Hiçbiri A, B, AB B, AB A, AB Hiçbiri A antijeni bulunan kan B antijeni bulunan bir kimsenin kanına veirldiği azamn A kanı B kanı tarafından yabancı kabul edilir. Antikorlar antijen ile birleşerek yığılmalar meydana getirirler, bu yığılmaya aglutinasyon adı verilir. Aglutine olan kan kılcal damarları tıkıyarak ölüme sebep olur.

11 Rh Faktörü Rh faktörü tek bir antijen olmayıp bir grup antijene verilen addır. İnsanların bazılarında bu faktör vardır, bazılarında ise yoktur. Rh faktörünün bulunmasına göre Rh (+) ve bulunmamasına göre Rh (-) olarak iki gruba ayrılır. Rh negatif olan bir kişiye Rh pozitif kan verilirse, eritrositlerde bulunan Rh faktörü, Rh negatif kan tarafından yabancı (antijen) olarak kabul edilir. Daha sonra bu antijenlere karşı antikorlar oluşturarak onları yok etmeye çalışır. Rh faktörü en çok hamilelikte önem kazanır. Kanı Rh pozitif olan bir erkekle Rh negatif olan kadın evlendiğinde doğan bebek büyük bir olasılıkla babanın Rh faktörünü alır. Anne ile bebek kanı karşılaştığında anne kanı, çocuğun kanını yabancı kabul ederek antikor yapımına başlar. Antikor yapımı zaman aldığından ilk çocuk sağlam doğar. İkinci ve üçüncü çocuklarda annenin kanında daha önceden yapılan antikorlar bulunduğundan, bebek daha doğmadan göbek bağı yolu ile anne kanındaki antikorlar bebeğin kanına geçerek orada yıkım işlemini sürdürür. Bu durumda bebek anne karnında ölebilir ve buna "eritroblastozis fetalis" denir. Eğer bebek sağ olarak doğarsa hemen kan değiştirme işlemine başlanır. Bebeğe kendi kan grubundan Rh negatif kan verilir. Verilen kan normal olarak zamanla dalak tarafından yok edilirken kemik iliğinde yapılan kan onun yerini alır ve bebek sağlığına kavuşur. Rh negatif bir insanda Rh pozitif kana karşı ya da bebek kanına karşı antikor yapımını engelleyecek immune globulin (RhoD) bulunmuştur. Böylece kişiye immun globulin verilerek doğacak kötü sonuçlar engellenebilir.

12 Hematolojik Hastalıklarda Değerlendirme ve Tanı ĠĢlemleri Hemotolojik sorunu olan bir hastanın değerlendirilmesinde, öykü, gözlem ve tanı işlemleri önemlidir. Öykü Alma Hastalığına ilişkin semptomlar sorulur. Özellikle bitkinlik, egzersizi tolere etme durumu, çarpıntı, nefes darlığı gibi sorunların olup olmadığı araştırılır. Özgeçmişinde peptik ülser, kan kaybı, böbrek hastalığı, tiroid hastalığı (radyoaktif iyot tedavisi), sarılık, karaciğer hastalığı olup olmadığı aldığı ilaçlar sorulur. Ailede kalıtsal olan anemi türleri hakkında bilgi toplanır. Beslenme düzeyi araştırılır. Hastanın deri ve mukozası değerlendirilir. Hemoglobin eksikliği ile ilgili soluktuk ayrıca sarılık, skleraların rengine bakılır. Cilt ve mukoza kanama yönünden izlenir, peteşi (toplu iğne başı büyüklükte kanama) ve ekimoz yönünden değerlendirilir. Tanı Testleri -Laboratuar Testleri -Kemik iliği aspirasyonu Laboratuar Testleri; En çok kullanılan tam kan sayımı ve periferik yaymadır. Tam kan sayımı kandaki eritrosit, lökosit, trombosit, hemoglobin ve hemotokrit hakkında bilgi verir. Periferik yaymada eritrosit ve lökosit morfolojisi ve trombosit miktarı değerlendirilir. Eritrositlerin ve trombositlerin şekli ve görünümü, lökositlerin gerçek görünümü hemotolojik sorunun tanımlanmasında yararlı bilgi verir.

13 Eritrosit sayımı: 1 mm 3 kandaki eritrosit sayısının belirlenmesi işlemidir. Normalde 1 mm 3 kandaki eritrosit sayısı erkeklerde , kadınlarda ise arasındadır. Hemoglobin: Eritrositlerdeki hemoglobin düzeyi erkeklerde 100 ml kanda gr, kadınlarda ise gr'dır. Hematokrit: Kanın şekilli elemanlarının, plazmaya oranına hematokrit değeri denir. Bu değer normalde erkeklerde 100 ml. kan için 40-45, kadınlarda ise arasında değişebilir. Lökosit sayımı: Bu test 1 mm 3 kandaki lökosit sayısını belirler. Normalde 1 mm 3 kanda kadında , erkekte arasında lökosit bulunur. Eğer lökosit değeri 'in üzerinde ise lökositoz, 5.000'in altında ise lökopeni olarak adlandırılır. Plazmanın rengi ve serum bilirubini: Bu test için plazmanın rengine bakılır ve ayrıca bilirubin tayini yapılır. Serum bilirubin değerleri normalde direkt bilirubin için mg/d indirekt bilirubin için mg/dl'dir. Total bilirubin için ise mg/dl'dir. Retikülosit sayımı: Kemik iliğinden kana verilen retikülositlerin sayısını verir. Normalde 1 mm 3 kandaki retikülosit sayısı arasında değişmektedir ya da total eritrosit sayısının %1-2'si kadardır. Kemik iliği aspirasyonu: Bu tetkik işlemi aplastik anemi, lösemiler, pernisiyöz anemi, trombositopeni gibi hastalıkların tanısında kullanılır. Bu işlem için alınacak olan kemik iliği örneği posterior ilyak kemik, sternum veya vertebraların spinal çıkıntılarından alınır. İşlem hekim tarafından gerçekleştirilir. İşlem öncesi hastanın hazırlığı:

14 Hastaya işlemin amacı, ilikten küçük bir parça alınacağı ve tetkik için laboratuvara gönderileceği açıklanır. Hastanın soruları yanıtlanır. Hasta çok endişeli ve huzursuz ise hekim istemiyle sedatif verilir. Hastaya işlemin yapılacağı bölgeye göre uygun pozisyon verilir. Aspirasyonun yapılacağı bölge aseptik teknikle temizlenerek steril örtüyle örtülür. Lokal anestezi için gerekli materyal hazırlanır ve işlem sırasında hekime yardım edilir. Kemik iliği aspirasyonu özel, kalın ve kısa iğnelerle yapılır. Bu material, lam üzerine yayılarak kurutulur, kan yayması gibi boyanarak mikroskop altında incelenir. Kemik iliği aspirasyonu ağrılı bir işlemdir. Çünkü işlem sırasında deri, deri altı ve periost tabakaları anestezi ile hissiz hale getirilebildiği halde ilik boşluğu duyarsızlaştırılamamaktadır. Böylece iliğin aspirasyonu sırasında hasta orta dereceli akut bir ağrı hisseder. İşlem sonrası hastanın bakımı: Aspirasyonun yapıldığı yerde kanama olabilir. Bu nedenle bölgenin konrol edilmesi ve bölgeye buz paketiyle birlikte hafif basınç uygulanması gerekebilir. Alınan materyal hemen etiketlenerek laboratuara gönderilir. Hastanın ağrısını azaltmak için hekim istemine göre ağrı kesici verilebilir.

15 Bölge enfeksiyon belirtileri (lokal, hassasiyet, eritem, ısı) yönünden işlemden sonra 2-3 gün izlenmelidir. Enfeksiyon varsa, hekime bildirilmelidir. Eritrosit frajilite testi: Eritrositlerin %35-%85 arasındaki salin solüsyonlarının hangisinde daha frajil gelip parçalandığına bakılmasıdır. Frajil hemolitik anemilerde normal, obstrüktif sarılıktata düşüktür. Eritrositlerin yaşam sürelerinin belirlenmesi: Bu test anemilerin teşhisinde kullanılır. Hastadan heparinli enjektör ile 25 ml venöz kan alınarak chromium -51'in eritrositler tarafından tutulması için, 30 dakika kadar bekletildikten sonra, kan tekrar hastaya IV yolla enjekte edilir, 24 saat beklenir. Bu süre içinde chromium -51'i tutan eritrositler dolaşıma katılırlar. 24 saat sonra hastadan tekrar 10 ml kan örneği alınarak, radyoaktivite ve hematokrlti belirlenir. Bu değerler, daha sonra alınacak kan örneklerinin radyoaktivite ve hematokrltlerini karşılaştırmak için temel oluşturur. Bundan sonra yaklaşık olarak iki hafta süreyle, her iki üç günde bir, 10 ml. kan alınarak kalan radyoaktif eritrositler yönünden değerlendirilir. Bu değerlendirme yapılırken, ilk alınan kan örneğinin değerleri esas alınır. Chromium -51'in kandan kaybolması için geçen süre, hemolitik sürecin uzunluk ve hızına ilişkin bilgi verir.(leman birol, güler öz) Coomb's testi: Kandaki antijen-antikor reaksiyonunu, hemolitik anemilerin değişik şekilleri arasındaki farklılıkları ve bebeklerde Rh uyuşmazlığı olup olmadığını belirlemek için kullanılır. Direkt Coomb's Testi: Eritrositler için antikor gelişip gelişmediğini test etmek amacıyla kullanılır. Genellikle, olası bir eritroblastozis fetalisin neden olacağı hemolitik anemiye tanı koymak için, göbek kordonundan alınan kan kullanılır.

16 Indlrekt Coomb's testi: Alerjik kişilerde kan transfüzyonunda, serumda eritrosit antijenlerine karşı geliştirilen antikorları tanımak amacıyla kullanılır. Urobilinojen testi: İdrar ve dışkıda ürobilinojen atılımını belirleyen testtir. Normalde urobilinojenin %99'u dışkıyla, %1'ı ise idrarla atılır. Hemolitik anemilerde, idrar ve dışkıyla atılan urobilinojen miktarı artar. Test için hastanın 24 saatlik idrarı toplanır ve laboratuara gönderilir.(güler öz) Demir düzeyi ve total demir bağlama kapasitesi testi: Besinlerle alınan demir (Fe +3 ) üç değerlidir. Bu demir, Fe +2 'ye yani iki değerli demire indirgenerek ince bağırsaklardan absorbe olur. Demir ince bağırsaklardan emildikten sonra hızla kan plazmasındaki bir beta globulin olan apotransferin ile birleşerek transferini oluşturur. Transferrin kemik iliğine taşınarak hemoglobin yapımında kullanılır. Serumdaki demir, plazmada transferine çevrilen demir miktarıdır. Direkt olarak ölçülen transferin miktarına total demir bağlama kapasitesi denir. Serum demiri mg/dl, total demir bağlama kapasitesi: mg/dl dir. Eritrosit indeksleri: Hemoglobin, hematokrit ve eritrosit sayımı sonuçları kullanılır. Hesaplanan ortalama eritrosit hacmi değeri, normalde m 3 arasındadır. Kanama zamanı: Hemostazisle birlikte olan vasküler ve trombosit faktörlerini değerlendirilmesidir. Yaralanmalarda görülen ilk hemostatik mekanizma zedelenmiş damarın vazokonstrüksiyonudur. Daha sonra trombositler bu sahaya yapışarak delik üzerinde bir plak oluştururlar. Bu süreçte bir yetersizlik olursa, kanama zamanı uzar. Kanama zamanı, normalde 3-6 dakika arasındadır.

17 Pıhtılaşma zamanı: Pıhtılaşma zamanını belirlemek için kan, kimyasal bakımdan temiz bir tüpe konur, her 30 saniyede bir yana eğilerek pıhtılaşıp pıhtılaşmadığı kontrol edilir. Bu yöntemle pıhtılaşma zamanı, 3-8 dakika arasında bulunur. Protrombin zamanı: Kan, oksalatlı tüpe alınır. Amaç, protrombinin trombine çevrilmesini önlemektir. Sonra oksalatlı kana anide çok miktarda kalsiyum iyonu ve doku ekstresi eklenir. Kalsiyum iyonları oksalatı nötralize der. Doku ekstresi protrombini trombine dönüştürür. Kalsiyum ve doku ekstresi eklendikten sonra kanın pıhtılaşmasına kadar geçen süreye protrombin zamanı denir. Normal süre 12 saniyedir. Hemoglobin elektroforezi: Hemoglobin tiplerinin yüzdelerini ayrıştırarak anormal tipte hemoglobin olup olmadığını belirlemede kullanılan testtir. En yaygı hemoglobin tipleri HbA1,HbA2, HbF, HbC ve HbS dir.(güler öz) Periferik yayma: Parmak ucunda alınan bir damla kan lam üzerine konur. Boyanır, mikroskopta kan hücrelerinin şekil ve özelliklerine bakılır. Trombosit sayımı: Pıhtılaşma mekanizmasında rol oynayan trombositler 1 mm 3 kanda, arasında bulunur. Trombositlerin azalması trombositopeni olarak adlandırılır. 2. Eritrosit hastalıkları Anemiler Tanım: Anemi ertirosit kitlesinin veya eritrosit hemoglobin içeriğinin doku oksijen gereksiminin belirlediği fizyolojik miktarın altına düşmesidir. Erişkin erkekte Hb değerinin 14gr/dl nin, kadında 12gr/dl nin, hamilelerde ise 11gr/dl nin altında olması anemi olarak tanımlanır. Anemi genellikle kendisi bir hastalık değil, sıklıkla altta yatan bir hastalığın semptomu olarak kabul edilmektedir.

18 Etiyoloji Fazla kan kaybı, eritrosit yapım eksikliği ve anormallikleri, eritrositlerin aşırı tahribi gibi nedenler olabilir. Anemilerin etiyolojik faktörlerine göre sınıflandırılması Tablo 2 de verilmiştir. Anemiler eritrositlerin morfolojik görünümlerine göre, [1)Mikrositer, 2) Normositer, 3) Makrositer] yada patolojinin nedenine göre, [ 1) hipoproliferatif 2) eritrosit olgunlaşma bozuklukları, 3) hiperproliferatif ] sınıflandırılır. Tablo 2. Anemilerin Sınıflandırılması A. Edinsel Anemiler Eritrosit üretiminin azalması sonucu gelişen anemiler Eritrosit üretimi için gerekli olan faktör eksikliği sonucu gelişen anemiler Demîr eksikliği anemisi B12 vitamini ve foitk asit (megaloblasök) eksikliği sonucu gelişen anemiler Pernisiyöz anemi B12 vitamini eksikliği sonucu gelişen diğer anemiler Kemik iliği yetmezliği anemileri Ablastik anemi B. Hemolitik Anemiler Eritrositlerin aşırı yıkımı sonucu gelişen anemiler Travma nedeniyle hemoliz İlaçlar ve kimyasal ajanların neden olduğu hemoliz (toksîk hemolitik anemi) Enfeksiyon ajanlarının neden olduğu hemoliz Sistemik hastalıkların neden olduğu hemoliz (sekonder hemolitik anemi)

19 İzoimmün hemalitik reaksiyonların neden olduğu hemoliz Otoimmün hemolitik reaksiyonların neden olduğu hemoliz Paraksismal hemoglobinüriler Sekonder anemiler C. Hemorajik Anemiler Akut hemorajik anemi Kronik hemorajik anemi D. Konjenital Anemiler Hemoglobinopatiler Orak hücreli anemi Talasemi İntrinsik eritrosit defektleri nedeniyle hemolifik anemiler Glikoz-6 fosfat dehidrogenez (G6PD) yetersizliği Kalıtsal sferosîtozis Belirti ve bulgular Anemide görülen belirtilerin şiddeti, geliştiği süreye aneminin ciddiyetine, hastanın yaşına ve hastada var olan diğer tıbbi sorunlara göre değişir. Anemide ki belirtilerin en önemli nedeni doku hipoksisidir. - Hafif derece anemiler (Hb 10 ile 14 g/dl arasında) her hangi bir belirtiye neden olmayabilir. Belirtiler gelişirse, genellikle altta yatan hastalığa bağlı veya ağır egzersize yanıt olarak ortaya çıkar. Bu belirtiler arasında çarpıntı, nefes darlığı ve aşırı terleme bulunur.

20 - Orta derecede anemiler (Hb 6 ile 10 g/dl arasında) yalnızca hareketle değil dinlenme halinde de kardiyopulmoner belirtiler gözlenebilir. - Derin anemisi (Hb <6 g/dl) olan hastalarda birden fazla organ sistemini ilgilendiren pek çok klinik belirti bulunur. Anemi de diğer sistemlere ilişkin belirtiler de görülür. Hastalarda ciddi boyutta çarpıntı, soğuğa karşı hassasiyet, iştah kaybı, fazla terleme, baş dönmesi, göz kararması, baş ağrısı olabilir. Anemili hastaların fizik muayene bulguları solukluk, taşikardi, apeks ve sternum sol kenarı boyunca duyulan sistolik üfürüm ve genişlemiş nabız basıncıdır. Anemi de diğer sistemlere ilişkin belirtiler de görülür. Cilt: Soluk (özellikle avuç içi, tırnak yatakları, konkjoktiva ve ağız çevresi), yara iyileşmesinde gecikme, ağız ve dilde yara, sarılık ve soğuğa duyarlılık vardır. Solunum: Nefes darlığı, zorlu solunum, ortopne olabilir. Kardiyovasküler: Palpitasyon, anjina, taşikar-di, kardiyomegali, taşipne, yorgunluk ve halsizlik Gastrointestinal: Dilde kırmızılık, anoreksi, bulantı, toprak yeme (pika), koyu renk gaita, kabızlık, diyare, hemoroid, hematemez, kilo kaybı Üriner sistem: Hematüri Üreme sistemi: Menstrual düzensizlik, libido kaybı, impotans Nörolojik: Baş ağrısı, baş dönmesi, sternum bölgesinde hassasiyet, uyuşukluk, ekstremiteler-de titreme, huzursuzluk, paralizi Genel: Kronik, yorgun, keyifsiz. Tedavi Aneminin tedavisinin temel amacı, aneminin nedenini kontrol altına almak ya da düzeltmeye yöneliktir. Değişik tip anemilerin tedavisi hakkında ayrıntılı bilgi, ilgili bölümde verilecektir.

21 Edinsel Anemiler Edinsel anemiler, eritropoezis, yeterli demir, vitamin B 12, protein, pridoksin (Vit B 6 ), B-12 ve az miktarda bakır alınmasına bağlı olarak gelişir. En sık demir eksikliği anemisi görülür. Demir Eksikliği Anemisi Tanım: Demir eksikliği anemisi, demirin yetersiz emilimi ya da fazla kaybı sonucu gelişen anemi türüdür. Demir eksikliği anemisi tüm dünyada oldukça yaygındır ve en sık bebek ve çocuklarda, kötü beslenenlerde, menapoz öncesi ve gebe kadınlarda, diğer erişkinlerde ve kan kaybı olan kişilerde görülür. Etiyoloji En sık neden kronik kan kaybıdır. Kan kaybının nedenleri en çok gastrointestinal hastalıklardır (peptik ülser, özafagus varisleri, hemoroid gibi). Diyette yetersiz demir alımı (malnutrisyon, bebek ve çocuklar), artmış demir ihtiyacı (büyüme çağı, hamilelik, laktasyon), demir emilim bozukluğu (gastroktomi, malabsorbsiyon) diğer nedenler arasındadır. Belirti ve bulgular Genellikle kronik bir süreçte anemi oluştuğu için, kompansasyon nedeniyle çoğu hasta asemptomatiktir. Ancak daha ciddi ve ilerlemiş olgularda, aneminin genel belirtileri olan çarpıntı, baş dönmesi, efor dispnesi, iştahsızlık ve soğuk intoleransı görülür. Demir eksikliği ciddi boyutlarda olduğunda ya da hastalık uzadıkça, yutma güçlüğü (disfaji) stomatit, dil papiller atrofi sonucu kayganlaşır, kırmızı renk alır ve yanma olur. Tırnaklar ve saçlarda kolay kırılma görülür. Tırnaklar konkavlaşarak kaşık şeklini alır. Ağız köşesinde ülserasyon gelişir. Pika (toprak, kil, buz ve çamaşır kolası) normalde

22 yenilmeyen maddelerin yenilmesi durumu görülür. Bu belirtiler demir replasman tedavisinden sonra kaybolur. Tanı iģlemleri Periferik kanda hemoglobin ve hemotokrit değerlerine bakılır. Eritrosit morfolojisi ve büyüklüğünü incelemek ve sınıflandırılmasını yapmak için periferik yayma yapılır. Serum demir bağlama kapasitesine bakılır. Tedavi Demir eksikliği anemisinde temel hedef demir malabsorbsiyonunu yada azalmış demir alımının altında yatan nedeni tedavi etmektir. Hastalara hangi gıdaların iyi birer demir kaynağı olduğu öğretilmelidir. Eğer beslenme yeterliyse, diyetle alınan demiri artırmak anlamlı olmayabilir, bu nedenle demir preparatları kullanılır. Demir tedavisi oral ve parenteral yol ile yapılır. Oral demir tedavisi, hemoglobin normale döndükten sonra da vücut demir depolarının tam olarak dolması için en az üç ay daha ya da daha uzun süre devam edilmektedir. Oral demir tedavisi bazı hastalarda bulantı, kusma, barsak hareketlerinde değişme, karın ağrısı gibi yan etkilere neden olmaktadır. Oral demir tedavisi alan hastaların eğitimi, - Yemeklerden bir saat önce yada yemeklerden iki saat sonra almaları, süt ve sütlü yiyeceklerin demir emilimini azaltacağı belirtilmelidir, - Demir emilimini artırmak için portakal, limon suyu, çilek, gibi C- vitamini içeren gıdaların alımının artırılmasının önemi açıklanmalı -Konstibasyonu önlemek için lifli gıdaların artırılmasının önemi vurgulanmalıdır -İlacın dışkının rengini koyulaştıracağı açıklanmalıdır

23 - Likit demir ilaçları dişlerin rengini bozabileceği, ilaç alımından sonra ağzın çalkalanmasının ve fırçalamanın önemi vurgulanmalıdır. Hasta tedaviyi tolere edemediği ya da tedaviye yanıtsız kaldığı durumlarda ve malabsorpsiyon varsa, Parenteral demir tedavisine geçilir. Parenteral olarak kullanılan preparatlar intramüsküler ve intravenöz olarak uygulanabilirler. İntramüsküler Yol (I.M.): İ.M. demir uygulamada, Z tekniği kullanılarak deri altına sızmasını önlemek için derine verilir. Enjeksiyon yerinde ağrı ve ciltte renk değişikliği olabilir. Bu durumu önlemek için, Kalçanın üst dış katranına, gluteus maksimus kasına Z tekniğiyle yapılmalıdır. İntravenöz Yol (İV): Hızlı uygulamalarda vende ağrı, kızarıklık ve ağızda metalik tat hissi ve anaflaktik reaksiyon gibi sistemik yan etkiler olabilir. Başlangıçta mutlaka test edilmelidir. Megaloblastik Anemi Tanım: Megaloblastik anemiler, Vitamin B 12 ve folik asit eksikliğine bağlı olarak, kemik iliğinde ve periferik kanda büyük ve olgunlaşmamış eritrositlerin bulunmasıdır. Megablastik anemiler iki grup altında görülür. 1. Folik asit eksikliği anemisi 2. B 12 vitamini eksikliği anemisi-pernisiyöz anemi. Folik Asit Eksikliği Anemisi Folik asit eritrosit üretimi ve olgunlaşmasını sağlayan DNA sentezi için gereklidir. Folik asit eksikliğinin sık görülen dört nedeni şunlardır; - Beslenme yetersizliği, özellikler yeşil yapraklı sebzeler, karaciğer, turunçgiller, mayalı gıdalar, baklagiller, fındık ve tahılları az alma

24 - Malabsorbsiyon sendromları, özelliklede ince barsak hastalıkları - Folki asit alımını ve kullanımını engelleyen ilaçlar - Alkol kötüye kullanımı ve anoreksi Tedavi Folik asit replasmanı ve temelde yatan hastalığın tedavisi yapılır. Folik asit replasmanı için bir yıla yakın bir süre Folbiol günde 5 mg tablet oral yol ile verilir. Pernisiyöz Anemiler (B 12 -Vit. Eksikliği) Pernisiyöz anemi B 12 vitamini eksikliğine bağlı megaloblastîk anemidir. En sık görülen nedeni, B 12 vitaminin sindirim kanalından emilim yetersizliğidir. Bunun nedeni de atrofik gastrik mukozanın normal mide salgısını yetersiz salgılamasıdır. Mide bezlerinin paryatel hücrelerinden glukoprotein (intrensik faktör) salgılanır. Glikoprotein, gıdalardaki B 12 vitamini ile (ekstrensik faktör) sıkıca bağlanır. Böylece B 12 vitamini gastrointestinal enzimlerle sindirilmekten korunur. B 12 vitamini barsaklardan emildikten sonra karaciğerde depo edilir. İnsanda her gün eritrosit olgunlaşması için, günlük B 12 vitamini gereksinimi 1-3 mikrogram kadardır. Mide bağırsak emilim bozukluğunda ve mide bağırsak ameliyatı geçirenlerde instrinsek salgılanması azalmıştır, buna bağlı olarak anemi ortaya çıkar. Belirtiler Megablastik anemilerde, genel anemi semptomlarının yanısıra değişen ciddiyette nörolojik bulgular ve periferik nöropati olabilir. Nöromüsküler belirtiler arasında halsizlik, el ve ayaklarda paresteziler, titreşim ve konum duyularında azalma, ataksi, kas güçsüzlüğü ve konfüzyondan demansa kadar düşünce süreçlerinde bozulma vardır. Cilt

25 limon sarısı renginde soluk, ağız kenarlarında çatlaklar, derin anemi ile ilgili sistolik üfürümler görülebilir. Tedavi Ne kadar B 12 vitamini alınırsa alınsın intrensik faktör yoksa ya da ileumda emilim bozuksa, hasta kullanamaz, bu nedenle kabolamin eksikliğinde diyet ayarlaması yapılmaz. Vitamin B 12 replasmanı yapılır. Günde 1000 mikrogram B 12 içeren amp. (Dodex) I.M. yoldan yapılır. İlk 3-5 günden sonra bir ay boyunca haftada bir ve takiben ömür boyu ayda bir I.M. bir amp. B 12 enjeksiyonu yapılır. Aplastik Anemi Tanım:Hematopoietik kök hücrelerinin yetersizliği sonucu oluşan ve pansitopeni ile seyreden bir hastalıktır. Etiyoloji Aplastik anemilerin yaklaşık yarısının nedeni bilinmemektedir. Edinsel veya kalıtsal olarak oluşabilir. Edinsel aplastik aneminin nedenleri; İyonize radyasyon, kimyasal maddeler( benzen, çözücü ve temizleyici solusyonlar, egzos dumanı, bazı petrol ürünlerinde ve sigara dumanında benzol bulunmaktadır.), ilaçlar, viral enfeksiyonlar. İdyopatik Aplastik Anemi; Çoğunda altta yatan sebep bulunamaz. Belirti ve bulgular Eritrosit sayımı /mm 3 altında olup normositiktir. Hastada, yorgunluk, dermansızlık ve dispne görülür. Aplastik anemi, beraberinde lökopeni olduğunda, enfeksiyona yatkınlık ve trombositopeni nedeniyle kanamaya yatkınlık vardır.

26 Tedavi Destek ve kalıcı tedavi olarak iki bölümden oluşur. Destek tedavi semptomları düzeltmeye yöneliktir. Semptomatik olarak kan transfüzyonu ve demir yükleme tedavisi yapılır. Enfeksiyonların tedavisi için antibiyotikler, kanamaya karşı konsantre trombosit ve anemiye karşı transfüzyonları yapılır. Kalıcı tedavi olarak 1) Kemik iliği transplantasyonu ve 2) İmmünosupresif tedavidir. Hemşirelik bakımı ilerde anlatılacak olan, lösemilerdeki hemşirelik bakımı gibidir. Hemolitik Anemiler Hemolitik anemilerde eritrositlerin yaşam ömrü çok kısadır, bu nedenle dolaşımdaki eritrosit sayısı azalır. Eritrositlerin sayısının azalması, kullanıma hazır oksijen miktarının azalmasına ve renal hipoksiye neden olur. Renal hipoksi böbreklerden eritropoetin salgılanmasını stimule eder ve böylece kemik iliğinden eritrositlerin yapımını ve salınımını hızlandırır. Sonuçta olgunlaşmamış kırmızı kan hücreleri retikülosit olarak dolaşıma katılır. Eritrositlerin yıkımı devam ettiğinde bol miktarda hemoglobin yıkıma uğrar ve %80 hemen bilüribine dönüşür, karaciğerde birleşir ve safra içinde atılır. Hemolitik anemilerin değişik tipleri bulunmaktadır. 1. Kalıtsal 2. Edinsel 1. Kalıtsal hemolitik anemiler Orak hücreli anemi (Sickle Cell Anemi) Talasemi Talasemi major

27 G-6-PD yetersizliği (Glikoz-6-Fosfat Dehidrogenez yetersizliği) Kalıtsal sferositoz 2. Edinsel hemolitik anemiler Immün hemolitik anemi Orak Hücreli Anemi Tanım: Orak hücreli anemi, hemoglobin molekülünün anormal beta zincirleri nedeniyle oluşan hemoglobin S (HbS) adlı anormal tipte hemoglobin içerir. Bu hemoglobin, düşük konsantrasyonda oksijen ile karşılaştığında eritrosit içinde uzun kristaller halinde çöker. Bu kristaller hücreyi uzatarak, bikonkav disk yerine, orak görünüm verir. Oraklaşmış hücreler mikro dolaşımda rahatlıkla hareket edemez ve küçük damarlarda (infarkta neden olur) ve dalakta (yıkılır hemolize olur) sıkışıp kalır. Sonuçta ciddi anemi durumu ortaya çıkar. Belirti ve bulgular Hastalarda büyüme ve gelişme bozukluğu, enfeksiyona duyarlılık, ciddi hemoliz ve aplastik krizler olur. Anemi ile ilgili olarak taşikardi, kalp mırmırı ve sıklıkla kardiyomegali, aritmi ve erişkinlerde kalp yetmezliği gelişir. Kronik hemoliz ve trombozis her organı etkiler ama öncelikle dalak, karaciğer ve merkezi sinir sistemini etkiler. Hastalarda felç, böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği ve pulmoner hipertansiyon gelişir. Orak hücre krizlerini tetikleyen faktörler arasında; dehidratasyon, hipoksi, enfeksiyon, soğuk, duygusal yada fiziksel stres, cerrahi ve kan kaybı vardır.

28 Tanı iģlemleri Orak hücreli anemide genellikle, hemoglobin elektroforezi HbS'in varlığını gösterir. Hemoglobin, hemotokrit seviyesi normal veya düşük olabilir. Prognoz Orak hücreli anemi genellikle anemik olduklarından 1-2 yaşlarında tanı koyulur. Bazı çocuklar enfeksiyon nedeniyle bir yaş içinde ölür. Antibiyotik kullanımı ve aile eğitimi erken ölümleri önlemiştir. Ortalama yaşam süresi 42 civarındadır. Tedavi Orak hücreli aneminin tedavisi genelde semptom ve komplikasyonların tedavisi ve önlenmesidir. Orak hücreli anemi tedavisinde üç temel tedavi yöntemi uygulanmaktadır; kemik iliği transplantasyonu, hydroxyurea (kemoterapi ajanı) ve uzun süreli eritrosit transfüzyonu. Orak hücreli anemili hastalara, günlük folik asit replasman tedaviside gerekir (eritropoiezis hemoliz nedeni ile arttığı için). Enfeksiyonlar acilen uygun antibiyotik ile tedavi edilmektedir. Çünkü ölümlerin başlıca nedeni enfeksiyonlardır. Talasemi Hemoglobin zincirinden birinin yada birkaçının defektif sentezidir. Otozomal resesif geçer. Dayanıksız hemoglobin birikerek etkisiz eritropoeze ve hemolize neden olur. Talasemi Major: Anne ve babadan alınan birer anormal gen, çocuklarda ağır anemiye neden olur. Kemik ağrıları, sarılık, büyüme ve gelişmede gerilik görülür. Talasemi major tedavisinde genellikle kan nakli ve selasyon (kronik kan nakline bağlı aşırı demir yüklenmesini azaltmaya yönelik tedavi) uygulanır. İlaç ve diyetler talasemi

29 tedavisinde etkili değildir. Hb düzeyini yaklaşık 10 gr/dl de tutacak şekilde kan nakli yapılır. Talasemi Minor: Hafif anemi şeklidir. Eritrositler ileri derecede mikrositiktir. Talasemi minor için tedavi gerekli değildir, çünkü vücut normal Hb deki azalmaya uyum sağlar. Kalıtsal Sferositoz Kalıtsal sferositoz, eritrosit membranının anormal permeabl (geçirgen) olmasıdır. Sonuçta eritrosit içine fazla sıvı dolarak disk şekli bozularak küre şeklini alır. Bu kırmızı kan hücreleri olgunlaşmadan karaciğerde yıkıma uğrar. Bu hemolotik aneminin ciddiyeti farklılık gösterir; sarılık aralıklı olabilir ve splenomegali (dalakta büyüme) gelişir. Dalağın çıkarılması, bozukluğun düzeltilmesinde temel tedavi yöntemidir. Otoimmün Hemolitik Anemiler Otoimmün hemolitik anemi hastanın kendi eritrositlerine karşı antikor üretmesi ve bu antikorların ertirosit antijeniyle birleşip eritrositlerin yıkılmasına yol açmasıdır. Kazanılmış otoimmün hemolitik anemilerin büyük çoğunluğu IgG antikorlarına bağlıdır ve primer (idiopatik) ya da sekonder olur. Bu durum ya otoimmün bir hastalık ya da bazı ilaçların verilmesinden sonra gelişebilir. Otoimmün hemolitik anemi, bazen sistemik lupus eritamatozus ve lösemi, lenfosarkom gibi sistemik hastalıkların komplikasyonu olarak gelişebilir. Bazı ilaçlar örneğin, penicilline, quinidine, quinine ve methyldopa hapten gibi etki ederek otoimmün hemolitik anemi gelişmesine neden olur. Primer otoimmün hemolitik anemi genellikle 40 yaşın üzerinde aniden meydana çıkan ağır bir ekstrensek hemolitik anemi tipidir.

30 Belirti ve bulgular Anemi bulgularının yanı sıra sarılık ve splenomegali vardır. Hastada solukluk, ateş, hafif sarılık ve halsizlik görülür. Laboratuvar bulgularında Direkt Coombs testi daima pozitiftir. Endirekt Coombs testi ise antikor çok fazla olunca pozitiftir. Tedavi Tedavi hemoliz hızını azaltmaya yöneliktir. Bu nedenle hastaya steroidler verilir. Bu hastalarda kan transfüzyonu, özellikle başlangıçta çok dikkatli yapılır. Eğer İndirekt Coombs testi pozitif ve zorunlu ise kan transfüzyonu yapılır. Çünkü serumlarında bulunan panaglütininler, verilecek her çeşit eritrositi hemolize uğratır. Tıbbi tedaviye cevap vermeyen vakalara splenektomi yapılarak, hemolizln gerçekleştiği yerlerden biri ortadan kaldırılır. Kalıtsal Hemokromatozis Tanım: Hemokromatozis genetik bir hastalıktır, demir anormal (fazla) şekilde gastrointestinal sistemden emilmesi sonucu vücuttan atılamaz, depolanır. Fazla demirin organizmadan atılmasını sağlayacak herhangi bir mekanizma olmadığından, birçok organlara örneğin; özellikle karaciğer, miyokart, testisler, tiroid ve pankreasta depolanır ve depolandığı organlarda yapısal ve fonksiyonel değişikliklere yol açar. Belirti ve Bulgular Hastalarda, halsizlik, yorgunluk, letarji, artralji (eklem ağrısı), kilo kaybı ve libido kaybı görülür. Ciltte hiperpigmentasyon vardır. Kardiyak aritmi ve kardiyomiyopati oluşur, ödem ve dispne vardır. Endokrin fonksiyon bozuklukları görülür. En önemli laboratuvar bulgusu; serum demir düzeyi ve transferrin saturasyonu %60'dan daha fazladır. Kesin tanı karaciğer biyopsisi ile koyulur.

31 Tedavi Teropatik flebotomi (venden tam kan alınması) ' haftada bir yarım kilo, kan tablosunda demir eksikliği belirtileri görülünceye kadar devam edilir (1-3 yıl kadar). Daha sonra demir birikimini önlemek için birkaç ay ara ile bir ünite kan alınır. Anemili hastalarda genel hemģirelik bakımı Çok sayıda olan anemi nedenleri, her hastanın gereksinimlerine göre farklı hemşirelik girişimleri gerektirir. - Tedavinin temel amacı olarak, anemiye neden olan faktörün ortadan kaldırılmaya çalışılır - Aneminin en önemli komplikasyonu konjestif kalp yetmezliğidir. Bu nedenle anemik hastaların konjestif kalp yetmezliği belirtileri açısından değerlendirilmeleri önemlidir. Hastalarda aktivite ile istirahat dengesi ayarlanmalıdır. - Özellikle beslenme kaynaklı gelişen anemilerde anemileri düzeltecek ve hastaları sağlığına kavuşturabilecek diyet ve yaşam tarzı değişiklikleri yapılır - Demir eksikliği anemisi olan hastaların eğitimi çok önemlidir. Hastaya yüksek miktarda demir içeren gıdalar (dana eti, karaciğer, tavuk ciğeri) ve diğer etler, fasulya, yeşil yapraklı sebzeler, üzüm ve pekmez gibi gıdaları tüketmesi önerilir. Beraberinde C vitamini alınmasının, demir absorpsiyonunu arttıracağı belirtilir. - Pernisiyöz anemi aile öyküsü olan hastalar belirtiler açısında değerlendirilmelidir. Hastalığın erken saptanması gelişimini önlememekle beraber tedavisi ve belirtilerin düzelmesini sağlayabilir. Bu hastalar, ağrı ve ısı duyusunda azalma ve periferik nöropati nedeniyle yanıklar ve travmaya karşı korunmalıdır.

32 - Orak hücreli anemi hastalığının kalıtsal olması nedeniyle genetik danışmanlık tek korunma yöntemini oluşturur. Hastaya krizlerden kaçınma yolları, örneğin hipoksi gelişmesi riskini azaltmak için yüksek yerlere çıkmaması, yeterli sıvı alımın sağlaması ve enfeksiyonları hızla tedavi etmesi öğretilmelidir, - Splenektomi yapılan anemili hastalara pnömokok enfeksiyonlarına karşı profilaktik aşı yaptırmaları gerekliğinin önemi anlatılır, - Gerekli ise hastaya kan nakli, ilaç tedavisi ve O 2 tedavisi gibi akut girişimler uygulanır, transfüzyon yapılan hastalar reaksiyon yönünden gözlemlenir, - Hemokromatozisli hastaların normalden fazla demir almamaları, aşırı karaciğer ve alkol tüketmemeleri önerilir - Kronik durumlarda uzun süreli transfüzyon tedavisi yada eritropoetin enjeksiyonları gerektirebilir. - Hastanın kullandığı ilaçlar varsa zamanında ve aksatmadan alması gerektiği hastaya anlatılmalıdır. - Özellikle laboratuar bulguları stabil hale gelinceye kadar hastanın mutlaka kontrolerine düzenli olarak gelmesi gerektiği anlatılmalıdır.

33 ÖZET Kan kardiyovasküler sistem içerisinde dolaşan ve çok hücreli organizmalarda birçok yaşamsal fonksiyonu yerine getiren vücudumuzun hayati sıvısıdır. Hematolojik sistem, kanın yapıldığı, kemik iliği ve retiküloendotel (RES) sistemden oluşur. Normalde kan elemanlarının yapımı ve yıkımı sürekli bir denge içindedir. Kanın şekilli elemanlarının büyük bir kısmının yaşam süresi çok kısa olduğundan ve beden hücrelerinin beslenmesinin devamlılığının sağlanabilmesi için bu hücrelerin devamlı yenilenmeleri gerekir. Bu sürece "hemotopoezis-kan yapımı" denir. Kan çeşitli şekilli elemanlar ve plazmadan oluşur. Kanın şekilli kısmı üç ana hücresel (eritrositler, lökositler ve trombositler) elemandan oluşan kısmıdır ve total kan volümünün %40- %45'ini oluşturur (Tablo 1). Plazma kanın %55'i kadarını oluşturur.bu sisteme ait görülen hastalıkların tanımları, belirti ve bulguları, etyolojileri, tanı yöntemleri ve olası hemşirelik tanıları ve girişimleri verilmiştir.bu bilgiler doğrultusunda hemşire hastalarıyla ilgili veri toplamalı, senteszlemeli ve gerekli hemşirelik bakımını vermelidir,

34 DEĞERLENDĠRME SORULARI 1. Aşağıdakilerden hangileri plazma proteinleridir? a) Albumin, globulin ve fibronojen b) Albumin, globulin, lökosit c) Globulin, fibronojen, trombosit d) Globulin, lökosit, trombosit e) Fibronojen, trombosit, lökosit 2. Aşağıdakilerden hangisi demir eksikliği tedavisi için yanlıştır?hdf tedavi orta a) Demir ilaçları aç karnına alınmalıdır b) Demir emilimini artırmak için C vitamini içeren besinlerle alınmalıdır c) Demir ilaçlarının mideyi tahrişini önlemek için sütle birlikte alınmalıdır d) GİS sorunu olan hastalara demir IV/IM olarak verilmelidir e) Hasta yüksek miktarda demir içeren besinlerle beslenmelidir 3. Fibrinojen hangi mekanizmada rol oynar? hdf tanımlama orta a) Pıhtılaşma b) Ödem c) Hümoral bağışıklık d) Hücresel bağışıklık e) Hematopoez 4. B12 vitamini eksikliğine bağlı gelişen anemi türü aşağıdakilerden hangisidir? a) Orak hücreli anemi b) Pernisiyöz anemi c) Hemolitik anemi d) Talasemi e) Aplastik anemi 5. Aşağıdakilerden hangisi Talasemi Majorun tedavisi için doğrudur? a) Kan nakli ve selasyon b) İlaç tedavisi yapılır c) Diyet tedavisi yapılır d) Tedaviye gerek yoktur e) İlaç ve diyet tedavisi

35 CEVAP ANAHTARI 1. A 2. C 3. A 4. B 5. A YARARLANILAN KAYNAKLAR 1. Akbayrak N, İlhan ES, Ançel G, Albayrak A. Hemşirelik Bakım Planları(Dahiliye- Cerrahi Hemşireliği ve Psiko-sosyal Boyut). Alter Yayıncılık, Ankara Nisan Akdemir N, Birol L. İç Hastalıkları ve Hemşirelik Bakımı. Sistem Ofset, Ankara Balcı N, Balcı M, Sargut K ve ark. Onkolojik hastalıklar ve hemşirelik bakımı el kitabı. Mavi Ambalaj, Ankara Braunwald E, Faucı AS, Kasper DL, Hauser SL, Longo DL, Jameson JL. Harrison İç Hastalıkları Prensipleri. Çeviri Ed: Sağlıker Y. Nobel Tıp Kitabevleri, Dırksen R, Lewıs M, Heıtkemper M. İç ve cerrahi hastalıkların bakımında klinik rehber. Çeviri Ed: Tüzer T. Damla Matbaacılık, Ankara Durna Z. İç Hastalıkları Hemşireliği Uygulama Rehberi. Cinius yayınları, İstanbul Guyton AC, Hall JE. Tıbbi Fizyoloji.. Nobel Matbaacılık, Ankara GÜLER ÖZ 9. Güler V, Armağan E. Kan transfüzyonu komplikasyonları. Sted, 12(11) İÇ HASTALIKLARI KİTABI 11. Karadakovan A, Aslan FE. Dahili ve Cerrahi Hastalıklarda Bakım. Nobel Kitabevi, Adana Karadeniz G. İç Hastalıkları Hemşireliğinde Teoriden Uygulamaya Temel Yaklaşımlar. Göktuğ Yayıncılık, Ankara Lewis SM, Heitkemper MM, Dirksen SR. Medical-Surgical Nursing. 6th edition. Mosby, Philadelphia Özarslan E, Delibaşı T. Dahiliye. Afşar Matbaacılık, Ankara 2009.

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler EGZERSİZ VE KAN Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler Akciğerden dokulara O2 taşınımı, Dokudan akciğere CO2 taşınımı, Sindirim organlarından hücrelere besin maddeleri taşınımı, Hücreden atık maddelerin

Detaylı

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri Kansızlık (anemi) kandaki hemoglobin miktarının yaş ve cinsiyete göre kabul edilen değerlerin altında olmasıdır. Bu değerler erişkin erkeklerde 13.5 g/dl, kadınlarda 12 g/dl nin altı kabul edilir. Kansızlığın

Detaylı

KAN VE KAN HASTALIKLARI. YRD. DOÇ. DR. Kadri KULUALP

KAN VE KAN HASTALIKLARI. YRD. DOÇ. DR. Kadri KULUALP KAN VE KAN HASTALIKLARI YRD. DOÇ. DR. Kadri KULUALP KANIN YAPISI VE ELEMANLARI Kan, kardiyovask üler sistem içerisinde KANIN GÖREVLERİ 1) Kan oksijeni akciğerlerden alıp hücrelere taşır, 2) Dokulardan

Detaylı

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler:

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler: LÖKOSİT WBC; White Blood Cell,; Akyuvar Lökositler kanın beyaz hücreleridir ve vücudun savunmasında görev alırlar. Lökositler kemik iliğinde yapılır ve kan yoluyla bütün dokulara ulaşır vücudumuzu mikrop

Detaylı

HEREDİTER SFEROSİTOZ. Mayıs 14

HEREDİTER SFEROSİTOZ. Mayıs 14 HEREDİTER SFEROSİTOZ İNT.DR.DİDAR ŞENOCAK Giriş Herediter sferositoz (HS), hücre zarı proteinlerinin kalıtsal hasarı nedeniyle, eritrositlerin morfolojik olarak bikonkav ve santral solukluğu olan disk

Detaylı

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 KRONİK HASTALIK ANEMİSİ IX. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU GİRİŞ VE TANIM Kronik

Detaylı

Akdeniz Anemisi; Cooley s Anemisi; Talasemi Majör; Talasemi Minör;

Akdeniz Anemisi; Cooley s Anemisi; Talasemi Majör; Talasemi Minör; TALASEMİ Akdeniz Anemisi; Cooley s Anemisi; Talasemi Majör; Talasemi Minör; Talasemi kırmızı kan hücrelerinin üretimini bozan genetik hastalıklardır. Ülkemizde çok sık görülmektedir. Hastaların kırmızı

Detaylı

Kanın bileşimi iki kısımdan oluşur:

Kanın bileşimi iki kısımdan oluşur: KAN FİZYOLOJİSİ Kan Dokusu Plazma veya serum adı verilen sıvıda, süspansiyon halindeki hücresel elementleri içeren dokuya kan dokusu denir. " Total miktarı vücut ağırlığının ~ % 8 idir." Kanın bileşimi

Detaylı

ERİTROSİTLER ANEMİ, POLİSİTEMİ

ERİTROSİTLER ANEMİ, POLİSİTEMİ ERİTROSİTLER ANEMİ, POLİSİTEMİ 2009-2010,Dr.Naciye İşbil Büyükcoşkun Dersin amacı Eritrositlerin yapısal özellikleri Fonksiyonları Eritrosit yapımı ve gerekli maddeler Demir metabolizması Hemoliz Eritrosit

Detaylı

HAYVANSAL ÜRETİM FİZYOLOJİSİ

HAYVANSAL ÜRETİM FİZYOLOJİSİ HAYVANSAL ÜRETİM FİZYOLOJİSİ 4. Hafta Prof. Dr. Gürsel DELLAL 1 Dolaşım Fizyolojisi Kan Kan, vücutta damarlar içinde devamlı halde dolaşan bir dokudur. Kan, plazma içinde süspansiyon halinde bulunan eritrosit

Detaylı

Tam Kan; Hemogram; CBC; Complete blood count

Tam Kan; Hemogram; CBC; Complete blood count TAM KAN SAYIMI Tam Kan; Hemogram; CBC; Complete blood count Tam kan sayımı kanı oluşturan hücrelerin sayılmasıdır, bir çok hastalık için çok değerli bilgiler sunar. Test venöz kandan yapılır. Günümüzde

Detaylı

TRANSFERRİN ERİTROSİT. Transferrinin normal değerleri: Transferin seviyesini düşüren sebepler. Eritrosit; RBC: Red Blood Cell = Alyuvar

TRANSFERRİN ERİTROSİT. Transferrinin normal değerleri: Transferin seviyesini düşüren sebepler. Eritrosit; RBC: Red Blood Cell = Alyuvar TRANSFERRİN Transferin kanda demiri taşıyan bir proteindir. Her bir trasferrin molekülü iki tane demir taşır. Transferrin testi tek başına bir hastalığı göstermez. Beraberinde serum demiri, ferritin, demir

Detaylı

2. Çocukluk çağında demir eksikliği anemisi?

2. Çocukluk çağında demir eksikliği anemisi? DEMİR EKSİKLİĞİ 1. Demir eksikliği anemisi nedir? Demir eksikliği anemisi : kan hücrelerinin yapımı için gerekli olan demirin dışarıdan besinlerle yetersiz alınması yada vücuttan aşırı miktarda kaybedilmesi

Detaylı

Anemi modülü 3. dönem

Anemi modülü 3. dönem Anemi modülü 3. dönem Olgu 1 65 yaşında kadın hasta, ev hanımı Şikayeti: Halsizlik, halsizlikten dolayı dengesinin bozulması, zor yürüme Hikayesi: 3 yıl önce halsizlik şikayeti olmaya başlamış, doktora

Detaylı

TAM KAN SAYIMININ DEĞERLENDİRMESİ

TAM KAN SAYIMININ DEĞERLENDİRMESİ TAM KAN SAYIMININ DEĞERLENDİRMESİ 60. Türkiye Milli Pediatri Kongresi 9-13 Kasım 2016; Antalya Dr. Mehmet ERTEM Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Hematoloji Bilim Dalı Tam Kan Sayımı Konuşmanın

Detaylı

4.SINIF HEMATOLOJI DERSLERI

4.SINIF HEMATOLOJI DERSLERI 4.SINIF HEMATOLOJI DERSLERI DERS 1: HEMOLİTİK ANEMİLER Bir otoimmun hemolitik aneminin tanısı için aşağıda yazılan bulgulardan hangisi spesifiktir? a. Retikülosit artışı b. Normokrom normositer aneminin

Detaylı

Dolaşım Sistemi. Dolaşım sistemi, kan, kan plazması, şekilli elemanları. Dicle Aras

Dolaşım Sistemi. Dolaşım sistemi, kan, kan plazması, şekilli elemanları. Dicle Aras Dolaşım Sistemi Dicle Aras Dolaşım sistemi, kan, kan plazması, şekilli elemanları 3.9.2015 1 Dolaşım Dolaşım sistemi taşıyıcı bir sistemdir. İki başlık altında incelenir. Kardiyovasküler sistem; kan, kalp

Detaylı

Bio 103 Gen. Biyo. Lab. 1

Bio 103 Gen. Biyo. Lab. 1 GENEL BİYOLOJİ LABORATUVARI 4. Laboratuvar: KAN DOKU Kan dokusunun görevleri 1 Kan dokusunun yapı elemanları 2 Kan grupları 12 İnce yayma kan preparatı tekniği 15 1. GİRİŞ Kan doku, atardamar, toplardamar

Detaylı

Tam Kan Analizi. Yrd.Doç.Dr.Filiz BAKAR ATEŞ

Tam Kan Analizi. Yrd.Doç.Dr.Filiz BAKAR ATEŞ Tam Kan Analizi Yrd.Doç.Dr.Filiz BAKAR ATEŞ Tam Kan Analizi Tam kan analizi, en sık kullanılan kan testlerinden biridir. Kandaki 3 major hücreyi analiz eder: 1. Eritrositler 2. Lökositler 3. Plateletler

Detaylı

Laboratvuar Teknisyenleri için Lökosit (WBC) Sayımı Nasıl yapılır?

Laboratvuar Teknisyenleri için Lökosit (WBC) Sayımı Nasıl yapılır? Lökosit (WBC) Sayımı Laboratvuar Teknisyenleri için Lökosit (WBC) Sayımı Nasıl yapılır? Araç ve Gereçler: Thoma Lamı, akyuvar sulandırma pipeti, türk eriyiği, lamel,mikroskop Thoma lamının hazırlanışı:

Detaylı

Serap BALAS. Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Serap BALAS. Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Serap BALAS Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kemoterapi, hematoloji ve onkolojide bir tedavi seçeneğidir. Kanser tedavisinde hastalığın sürecini yavaşlatmak, geriletmek

Detaylı

Konu 13-14: Yaşlılığa Bağlı Hematopoetik Sistem Değişiklikleri ve Yaşlılarda Sık Görülen Hematopoetik Sistem Hastalıkları

Konu 13-14: Yaşlılığa Bağlı Hematopoetik Sistem Değişiklikleri ve Yaşlılarda Sık Görülen Hematopoetik Sistem Hastalıkları Konu 13-14: Yaşlılığa Bağlı Hematopoetik Sistem Değişiklikleri ve Yaşlılarda Sık Görülen Hematopoetik Sistem Hastalıkları 1. Hematopoetik Sistem Değişiklikleri Yaşlanmayla birlikte kemik iliği ve lenfoid

Detaylı

Kuramsal: 28 saat. 4 saat-histoloji. Uygulama: 28 saat. 14 saat-fizyoloji 10 saat-biyokimya

Kuramsal: 28 saat. 4 saat-histoloji. Uygulama: 28 saat. 14 saat-fizyoloji 10 saat-biyokimya HEMATOPOETİK SİSTEM Hematopoetik Sistem * Periferik kan * Hematopoezle ilgili dokular * Hemopoetik hücrelerin fonksiyon gösterdikleri doku ve organlardan meydana gelmiştir Kuramsal: 28 saat 14 saat-fizyoloji

Detaylı

KAN FİZYOLOJİSİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ

KAN FİZYOLOJİSİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ KAN FİZYOLOJİSİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ Kan Kan damarlarında dolaşan kırmızı renkli sıvıya kan adı verilir. Özellikleri ; Kan sudan daha kalın, daha yapışkan ve daha yoğundur. Sudan 4-5 kata daha yavaş akar.

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Çalışan açısından, yüksekte güvenle çalışabilirliği belirleyen etkenler:

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI ADIM ADIM YGS LYS 177. Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI Hastalık yapıcı organizmalara karşı vücudun gösterdiği dirence bağışıklık

Detaylı

V. BÖLÜM HEREDİTER SFEROSİTOZ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

V. BÖLÜM HEREDİTER SFEROSİTOZ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 HEREDİTER SFEROSİTOZ V. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU HEREDİTER SFEROSİTOZ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU HEREDİTER SFEROSİTOZ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU GİRİŞ Herediter sferositoz (HS);

Detaylı

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM Gastrointestinal Sistem Hastalıkları Dr. Nazan ÇALBAYRAM ÇÖLYAK HASTALIĞI Çölyak hastalığı bir malabsorbsiyon sendromudur. Hastalık; gluten içeren unlu gıdalara karşı genetik bazda immünojik bir intolerans

Detaylı

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİ NEDİR

T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİ NEDİR T.C. PAMUKKALE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ Sağlıklı yaşam, mutlu bireyler, güler yüzlü toplum DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİ NEDİR Anemi (Kansızlık) Araştırması Korkuttu Bursa'da, Uludağ

Detaylı

GEBELİK VE LOHUSALIK

GEBELİK VE LOHUSALIK GEBELİK VE LOHUSALIK ANA SAĞLIĞI Sağlık hizmetleri açısından doğurganlık çağındaki (15-49 yaş arası) tüm kadınlara ana denir. 15-49 yaş doğurganlık çağındaki kadınlar nüfusumuzun % 27 sini oluşturmaktadır.

Detaylı

TAM KAN SAYIMININ DEĞERLENDİRİLMESİ

TAM KAN SAYIMININ DEĞERLENDİRİLMESİ 1945 ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI TAM KAN SAYIMININ DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Mehmet ERTEM Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Hematoloji Bilim Dalı Tam Kan Sayımı

Detaylı

KAN HASTALIKLARI. Lösemi. Lösemi. Lösemi 19/11/2015 KAN HASTALIKLARI. Pıhtılaşma Bozuklukları. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

KAN HASTALIKLARI. Lösemi. Lösemi. Lösemi 19/11/2015 KAN HASTALIKLARI. Pıhtılaşma Bozuklukları. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire KAN HASTALIKLARI KAN HASTALIKLARI Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire Kan, plazma adı verilen bir sıvı ve bu sıvı içinde süspansiyon halinde bulunan şekilli elemanlardan oluşur. Kanın yapısındaki değişiklikler

Detaylı

Anemi başlıbaşına bir hastalık değil, altta yatan bir hastalığın bulgularından biridir. Düzeltilmesi kolaydır, önemli olan nedeninin bulunmasıdır.

Anemi başlıbaşına bir hastalık değil, altta yatan bir hastalığın bulgularından biridir. Düzeltilmesi kolaydır, önemli olan nedeninin bulunmasıdır. BENİGN HEMATOLOJİ Anemi Anemi başlıbaşına bir hastalık değil, altta yatan bir hastalığın bulgularından biridir. Düzeltilmesi kolaydır, önemli olan nedeninin bulunmasıdır. Öykü Kanama öyküsü Beslenme öyküsü

Detaylı

Kan ve kan bozuklukları ile ilgili araştırmaların yapıldığı ve tedavinin geliştirildiği bilim dalına hematoloji (kan bilim) denilir.

Kan ve kan bozuklukları ile ilgili araştırmaların yapıldığı ve tedavinin geliştirildiği bilim dalına hematoloji (kan bilim) denilir. KAN KİMYASI Kan; atardamar, toplar damar ve kılcal damarlardan oluşan damar ağının içinde dolaşan ;akıcı plazma ve hücrelerden meydana gelmiş kırmızı renkli hayati bir sıvıdır. Kan ve kan bozuklukları

Detaylı

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4

Detaylı

LENFATİK VE İMMÜN SİSTEM HANGİ ORGANLARDAN OLUŞUR?

LENFATİK VE İMMÜN SİSTEM HANGİ ORGANLARDAN OLUŞUR? LENFOMA NEDİR? Lenfoma, diğer grup onkolojik hastalıklar içinde yaşamın uzatılması ve daha kaliteli yaşam sağlanması ve hastaların kurtarılmaları açısından daha fazla başarı elde edilmiş bir hastalıktır.

Detaylı

Kan Kanserleri (Lösemiler)

Kan Kanserleri (Lösemiler) Lösemi Nedir? Lösemi bir kanser türüdür. Kanser, sayısı 100'den fazla olan bir hastalık grubunun ortak adıdır. Kanserde iki önemli özellik bulunur. İlk önce bedendeki bazı hücreler anormalleşir. İkinci

Detaylı

HİPERKALSEMİ. Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi

HİPERKALSEMİ. Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi HİPERKALSEMİ Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi Tanım: Hiperkalsemi serum kalsiyum düzeyinin normalden (9-11 mg/dl) yüksek olduğunda meydana gelen

Detaylı

5.) Aşağıdakilerden hangisi, kan transfüzyonunda kullanılan kan ürünlerinden DEĞİLDİR?

5.) Aşağıdakilerden hangisi, kan transfüzyonunda kullanılan kan ürünlerinden DEĞİLDİR? DERS : KONU : MESLEK ESASLARI VE TEKNİĞİ KAN VE KAN ÜRÜNLERİ TRANSFÜZYONU 1.) Kanın en önemli görevini yazın : 2.) Kan transfüzyonunu tanımlayın : 3.) Kanın içinde dolaştığı damar çeşitlerini yazın : 4.)

Detaylı

KEMOTERAPİ NASIL İŞLEV GÖRÜR?

KEMOTERAPİ NASIL İŞLEV GÖRÜR? KEMOTERAPİ NEDİR? Kanser hücrelerini tahrip eden kanser ilaçları kullanılarak yapılan tedaviye kemoterapi denir. Bu tedavilerde kullanılan ilaçlara antikanser ilaçlar da denir. Kanserin türüne göre kemoterapinin

Detaylı

GOÜ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II II. KURUL

GOÜ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM II II. KURUL II. Kurul Dolaşım Sistemi ve Kan II. Kurul Süresi: 7 hafta II. Kurul Başlangıç Tarihi: 4 Kasım 2009 II. Kurul Bitiş ve Sınav Tarihi: 21 22 Aralık 2009 Ders Kurulu Sorumlusu: Yrd. Doç. Dr. Fatih EKİCİ 4

Detaylı

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar? BÖBREK HASTALIKLARI Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Böbrekler ne işe yarar? Böbreğin en önemli işlevi kanı süzmek, idrar oluşturmak ve vücudun çöplerini (artık ürünleri) temizlemektir. Böbrekte oluşan idrar, idrar

Detaylı

Akdeniz Anemisi; Cooley s Anemisi; Talasemi Majör; Talasemi Minör;

Akdeniz Anemisi; Cooley s Anemisi; Talasemi Majör; Talasemi Minör; TALASEMİ Akdeniz Anemisi; Cooley s Anemisi; Talasemi Majör; Talasemi Minör; Talasemi kırmızı kan hücrelerinin üretimini bozan genetik hastalıklardır. Ülkemizde çok sık görülmektedir. Hastaların kırmızı

Detaylı

Kanın Bileşenleri. Total kan Miktarı: Vücut Ağırlığı x0.08. Plazma :%55 Hücreler : %45. Plazmanın %90 su

Kanın Bileşenleri. Total kan Miktarı: Vücut Ağırlığı x0.08. Plazma :%55 Hücreler : %45. Plazmanın %90 su KAN DOKUSU Kanın Bileşenleri Total kan Miktarı: Vücut Ağırlığı x0.08 Plazma :%55 Hücreler : %45 Plazmanın %90 su Kan Hücreleri Eritrosit Lökosit Trombosit Agranulosit Lenfosit Monosit Granulosit Nötrofil

Detaylı

KAN VE KAN ÜRÜNLERİNİN KANITA DAYALI KULLANIMI

KAN VE KAN ÜRÜNLERİNİN KANITA DAYALI KULLANIMI KAN VE KAN ÜRÜNLERİNİN KANITA DAYALI KULLANIMI Prof. Dr. Mehmet Sönmez KTÜ Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Trabzon TRANSFÜZYON=TRANSPLANTASYON KAN TRANSFÜZYON REAKSİYONLARI Sıklığı: % 5-10 % 10 % 1

Detaylı

KAN DOKUSU. Prof. Dr. Levent ERGÜN

KAN DOKUSU. Prof. Dr. Levent ERGÜN KAN DOKUSU Prof. Dr. Levent ERGÜN 1 Kan Dokusu Plazma (sıvı) ve şekilli elemanlarından oluşur Plazma fundememtal substans olarak kabul edilir. Kanın fonksiyonları Transport Gaz, besin, hormon, atık maddeler,

Detaylı

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler KAN VE EGZERSİZ KAN VE EGZERSİZ ASİT-BAZ DENGESİ VE EGZERSİZ - Damarlarda dolaşan kırmızı renkli sıvıya kan adı verilir. - Vikoz bir sıvıdır. - Sudan daha koyu ve yoğundur. - Suyun vizkositesi 1.0 - Kanın

Detaylı

Su / Hasta Değil Susuzsunuz adlı kitapta suyun önemi anlatılıyor ve yazara göre vücudumuz tam 46 nedenle suya ihtiyaç duyuyor.

Su / Hasta Değil Susuzsunuz adlı kitapta suyun önemi anlatılıyor ve yazara göre vücudumuz tam 46 nedenle suya ihtiyaç duyuyor. Su / Hasta Değil Susuzsunuz adlı kitapta suyun önemi anlatılıyor ve yazara göre vücudumuz tam 46 nedenle suya ihtiyaç duyuyor. 1- Hiçbir şey susuz yaşayamaz. 2- Göreceli su yetersizliği vücudun bazı fonksiyonlarını

Detaylı

HEMOSTAZİS S VE DOÇ.. DR. MEHMET FERAHMAN GENEL CERRAHİ AD.

HEMOSTAZİS S VE DOÇ.. DR. MEHMET FERAHMAN GENEL CERRAHİ AD. HEMOSTAZİS S VE TRANSFÜZYON TEDAVİSİ DOÇ.. DR. MEHMET FERAHMAN GENEL CERRAHİ AD. HEMOSTAZ MEKANİZMALARI Damar Cevabı Trombosit aktivitesi Pıhtılaşma mekanizması Fibrinolitik sistem Damar cevabı Kanama

Detaylı

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU Alanin Transaminaz ( ALT = SGPT) : Artmış alanin transaminaz karaciğer hastalıkları ( hepatosit hasarı), hepatit, safra yolu hastalıklarında ve ilaçlara bağlı olarak

Detaylı

G. EKLERLE İLGİLİ AÇIKLAMA

G. EKLERLE İLGİLİ AÇIKLAMA 392 G. EKLERLE İLGİLİ AÇIKLAMA Kitabın sonuna pratikte yararlı olabilecek 7 ek konmuştur. 1.ekte hastalar için bir kimlik kartı tasarlanmıştır. Hastaların başka bir hemodiyaliz merkezine kısa süreli gittikleri

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü Sayı : B100AÇS0120000/2600-9216/3238 Konu : Gebelerde Demir Destek Programı Uygulaması 29.09.2005 GENELGE 2005/147 Gebelikte meydana

Detaylı

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ

Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi. Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ Engraftman Dönemi Komplikasyonlarda Hemşirelik İzlemi Nevin ÇETİN Hacettepe Üniversitesi Pediatrik KİTÜ Engraftman Sendromu Veno- Oklüzif Hastalık Engraftman Sendromu Hemşirelik İzlemi Vakamızda: KİT (+14)-

Detaylı

Vitaminlerin yararları nedendir?

Vitaminlerin yararları nedendir? Vitaminlerin yararları nedendir? Vitamin ve mineraller vücudun normal fonksiyonlarının yerine getirilmesinde, büyüme ve gelişiminde çok önemlidir. Az miktarlarda yeterlidirler. Gebelikte anne yanında bebeğin

Detaylı

KAN TRANSFÜZYON TEDAVİSİ. Dr. Emre ÇAMCI

KAN TRANSFÜZYON TEDAVİSİ. Dr. Emre ÇAMCI KAN TRANSFÜZYON TEDAVİSİ Dr. Emre ÇAMCI Amaç ve Hedefler Kan grupları Kan transfüzyon endikasyonları Kan ve kan ürünlerinin hazırlanması ve saklanması Komponent tedavisi Transfüzyon komplikasyonları Masif

Detaylı

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler Anestezi Uygulama II 2017-2018 Bahar / Ders:9 Anestezi ve Emboliler Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Emboli Nedir? Damarlarda dolaşan kan içerisine hava ya da yabancı cisim girişine bağlı olarak, dolaşımı engelleyen

Detaylı

ANEMİLİ HASTAYA GENEL YAKLAŞIM. Dr Mustafa ÇETİN Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı

ANEMİLİ HASTAYA GENEL YAKLAŞIM. Dr Mustafa ÇETİN Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı ANEMİLİ HASTAYA GENEL YAKLAŞIM Dr Mustafa ÇETİN Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Dersin içeriği Aneminin tanımlanması. Anemi tanısında fizik muayene, öykü Semptom ve Bulgular Anemili

Detaylı

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. Multipl Myeloma Nedir? Vücuda bakteri veya virusler girdiğinde bazı B-lenfositler plazma hücrelerine

Detaylı

Vücutta dolaşan akkan sistemidir. Bağışıklığımızı sağlayan hücreler bu sistemle vücuda dağılır.

Vücutta dolaşan akkan sistemidir. Bağışıklığımızı sağlayan hücreler bu sistemle vücuda dağılır. HODGKIN LENFOMA HODGKIN LENFOMA NEDİR? Hodgkin lenfoma, lenf sisteminin kötü huylu bir hastalığıdır. Lenf sisteminde genç lenf hücreleri (Hodgkin ve Reed- Sternberg hücreleri) çoğalır ve vücuttaki lenf

Detaylı

Otakoidler ve ergot alkaloidleri

Otakoidler ve ergot alkaloidleri Otakoidler ve ergot alkaloidleri Prof. Dr. Öner Süzer www.onersuzer.com 1 Antihistaminikler 2 2 1 Serotonin agonistleri, antagonistleri, ergot alkaloidleri 3 3 Otakaidler Latince "autos" kendi, "akos"

Detaylı

HEMATOLOJİ ANEMİLER 24.03.2015 ANEMİLERDE GENEL BULGULAR ANEMİLERDE GENEL SEMPTOMLAR

HEMATOLOJİ ANEMİLER 24.03.2015 ANEMİLERDE GENEL BULGULAR ANEMİLERDE GENEL SEMPTOMLAR ANEMİLER HEMATOLOJİ Erkekte Hb < 13.5 gr/dl'nin Kadında Hb < 12gr/dl'nin, Sistemik semptomlar: halsizlik ve yorgunluk en sık görülen semptomdur İştahsızlık, sebebi bilinmeyen ateşe neden olabilir Kardiyovasküler:

Detaylı

09/11/2015 ANEMİ (KANSIZLIK)

09/11/2015 ANEMİ (KANSIZLIK) ANEMİ (KANSIZLIK) Vücut dokularında enerji oluşumu için gerekli kimyasal işlemlerde kullanılacak oksijeni taşıyacak yeterlilikte kırmızı kan hücresi bulunamaması veya bulunanların bu görevi yapamayacak

Detaylı

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ İdrar oluşturmak... Üriner sistemin ana görevi vücutta oluşan metabolik artıkları idrar yoluyla vücuttan uzaklaştırmak ve sıvı elektrolit dengesini korumaktır. Üriner

Detaylı

Dr. Aydoğan Lermi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı

Dr. Aydoğan Lermi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı RETİKÜLOSİT SAYIMI RETİKÜLOSİTLER Dr. Aydoğan Lermi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Retikülositler olgunlaşmalarını henüz tamamlamamış eritrositler dir. Yani çekirdeklerini kaybetmeye

Detaylı

BEDEN SIVILARI KAN dolaşım sistemi 1. kan vücut ağırlığının %8 i 2. damarlar kanın dokulara ulaşımı 3. kalp pompa kan hücreleri eritrositler; kırmızı kan hücreleri, alyuvarlar lökositler; beyaz kan

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

ANEMİLİ HASTAYA YAKLAŞIM

ANEMİLİ HASTAYA YAKLAŞIM ANEMİLİ HASTAYA YAKLAŞIM Prof. Dr. Hale Ören TPHD Nutrisyonel Anemiler Okulu, Ankara 26 Aralık 2015 1 ANEMİ TANIMI Anemi eritrosit kütlesinin veya kan hemoglobin ve hematokrit konsantrasyonun azalması

Detaylı

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI Organizmalarda daha öncede belirtildiği gibi hücresel ve humoral bağışıklık bağışıklık reaksiyonları vardır. Bunlara ilave olarak immünoljik tolerans adı verilen

Detaylı

Demir Eksikliği Nedenleri Klinik Bulgular. Prof. Dr. Özcan Bör Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi

Demir Eksikliği Nedenleri Klinik Bulgular. Prof. Dr. Özcan Bör Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi Demir Eksikliği Nedenleri Klinik Bulgular Prof. Dr. Özcan Bör Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Çocuk Hematolojisi ve Onkolojisi Demir eksikliğinin nedenleri Demir depolarının yetersiz olması Prematürelik,

Detaylı

ÜRÜN BİLGİSİ. 1. ÜRÜN ADI İNSUFOR 500 mg Film Tablet. 2. BİLEŞİM Etkin madde: Metformin hidroklorür

ÜRÜN BİLGİSİ. 1. ÜRÜN ADI İNSUFOR 500 mg Film Tablet. 2. BİLEŞİM Etkin madde: Metformin hidroklorür ÜRÜN BİLGİSİ 1. ÜRÜN ADI İNSUFOR 500 mg Film Tablet 2. BİLEŞİM Etkin madde: Metformin hidroklorür 500 mg 3. TERAPÖTİK ENDİKASYONLAR İNSUFOR, tip 2 diabetes mellitus tedavisinde, özellikle fazla kilolu

Detaylı

KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM

KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM KVC YOĞUN BAKIMDA HİPOTANSİF VE KANAMALI HASTAYA YAKLAŞIM HEM. ASLI AKBULUT KVC YOĞUN BAKIM YOĞUN BAKIMA HASTANIN KABULÜ Açık kalp ameliyatı yapılan hastaların ameliyathaneden yoğun bakıma transferi entübe

Detaylı

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI

MİNERALLER. Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI MİNERALLER Dr. Diyetisyen Hülya YARDIMCI MİNERALLER İnsan vücudunun yaklaşık %4-5 i minareldir.bununda yarıya yakını Ca, ¼ ü fosfordur. Mg, Na, Cl, S diğer makro minerallerdir. Bunların dışında kalanlar

Detaylı

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği SUNU PLANI Tanım ve Epidemiyoloji Adrenal bez anatomi Etiyoloji Tanı Klinik Tedavi TANIM-EPİDEMİYOLOJİ Adrenal

Detaylı

Fizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı.

Fizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı. Fizyoloji Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri Dr. Deniz Balcı deniz.balci@neu.edu.tr Ders İçeriği 1 Vücut Sıvı Bölmeleri ve Hacimleri 2 Vücut Sıvı Bileşenleri 3 Sıvıların Bölmeler Arasındaki HarekeF Okuma

Detaylı

Adet döneminin gecikmesi ile beraber göğüslerde aşırı şişkinlik ve hassasiyet oluşur. Gebelik ilerledikçe göğüsler büyür ve göğüs uçları koyulaşmaya

Adet döneminin gecikmesi ile beraber göğüslerde aşırı şişkinlik ve hassasiyet oluşur. Gebelik ilerledikçe göğüsler büyür ve göğüs uçları koyulaşmaya Adet döneminin gecikmesi ile beraber göğüslerde aşırı şişkinlik ve hassasiyet oluşur. Gebelik ilerledikçe göğüsler büyür ve göğüs uçları koyulaşmaya başlar. Ayrıca esmerleşme göbekte ve karnın orta kısmında,

Detaylı

Hematopoetic Kök Hücre ve Hematopoez. Dr. Mustafa ÇETİN 2013-2014

Hematopoetic Kök Hücre ve Hematopoez. Dr. Mustafa ÇETİN 2013-2014 Hematopoetic Kök Hücre ve Hematopoez Dr. Mustafa ÇETİN 2013-2014 Konunun Başlıkları 1. Hematopoetik sistem 2. Hematopoez 3. Hematopoetik kök hücre Karekteristiği Klinik kullanımı Hematopoetik Sistem Hemato

Detaylı

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır.

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır. POTASYUM K+; Potasyum yaşam için gerekli önemli bir mineraldir. Hücre içinde bol miktarda bulunur. Hücre içindeki kimyasal ortamın ana elementidrir. Hergün besinlerle alınır ve idrarla atılır. Potasyum

Detaylı

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI D.P.Ü. KÜTAHYA EVLİYA ÇELEBİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR PROF. DR. AHMET HAKAN VURAL OP. DR. GÜLEN SEZER ALPTEKİN ERKUL OP. DR. SİNAN ERKUL

Detaylı

Diyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı

Diyabetes Mellitus. Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Diyabetes Mellitus Akut Komplikasyonları Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Diyabetes mellitus akut komplikasyonlar Hipoglisemi Hiperglisemi ilişkili ketonemi

Detaylı

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ

KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ KAN VE SIVI RESÜSİTASYO N -1 AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI Dr.İlker GÜNDÜZ 03-11-2009 Doku hipoperfüzyonu ve organ hasarı oluşturan, intravasküler volüm kaybının ilk tedavisi

Detaylı

HODGKIN DIŞI LENFOMA

HODGKIN DIŞI LENFOMA HODGKIN DIŞI LENFOMA HODGKIN DIŞI LENFOMA NEDİR? Hodgkin dışı lenfoma (HDL) veya Non-Hodgkin lenfoma (NHL), vücudun savunma sistemini sağlayan lenf bezlerinden kaynaklanan kötü huylu bir hastalıktır. Lenf

Detaylı

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit NEFRİT Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Genel Bilgiler Böbreğin temel fonksiyonlarından birisi idrar üretmektir. Her 2 böbrekte idrar üretimine yol açan yaklaşık 2 milyon küçük ünite (nefron) vardır. Bir nefron

Detaylı

HASTALIKLARA ÖZEL BESLENME

HASTALIKLARA ÖZEL BESLENME HASTALIKLARA ÖZEL BESLENME Beslenme Yetersizliğine Bağlı Sorunlar 1 PROTEİN ENERJİ YETERSİZLİĞİ Büyüme ve gelişme için gerekli olan enerji, protein, karbonhidrat, vitamin ve minerallerin yeterince alınmamasına

Detaylı

BESLENME İLKELERİ BESLEME, BESİN ÖĞESİ VE SAĞLIK

BESLENME İLKELERİ BESLEME, BESİN ÖĞESİ VE SAĞLIK BESLENME İLKELERİ BESLEME, BESİN ÖĞESİ VE SAĞLIK Beslenme İle İlgili Temel Kavramlar Beslenme: İnsanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması, Yaşam kalitesini artırması için

Detaylı

DOLAŞIM SİSTEMİ TERİMLERİ. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

DOLAŞIM SİSTEMİ TERİMLERİ. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire DOLAŞIM SİSTEMİ TERİMLERİ Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire Dokuların oksijen ve besin ihtiyacını karşılayan, kanın vücutta dolaşmasını temin eden, kalp ve kan damarlarının meydana getirdiği sisteme dolaşım

Detaylı

YGS ANAHTAR SORULAR #3

YGS ANAHTAR SORULAR #3 YGS ANAHTAR SORULAR #3 1) Bir insanın kan plazmasında en fazla bulunan organik molekül aşağıdakilerden hangisidir? A) Mineraller B) Su C) Glikoz D) Protein E) Üre 3) Aşağıdakilerden hangisi sinir dokunun

Detaylı

* Madde bilgisi elektromanyetik sinyaller aracılığı ile hücre çekirdeğindeki DNA sarmalına taşınır ve hafızalanır.

* Madde bilgisi elektromanyetik sinyaller aracılığı ile hücre çekirdeğindeki DNA sarmalına taşınır ve hafızalanır. Sayın meslektaşlarım, Kişisel çalışmalarım sonucu elde ettiğim bazı bilgileri, yararlı olacağını düşünerek sizlerle paylaşmak istiyorum. Çalışmalarımı iki ana başlık halinde sunacağım. MADDE BAĞIMLILIĞI

Detaylı

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem Prof.Dr.Mitat KOZ Mikrodolaşım? Besin maddelerinin dokulara taşınması ve hücresel atıkların uzaklaştırılması. Küçük arteriyoller her bir doku

Detaylı

Kemik İliği Nakli Merkezi Kemik İliği (Kök Hücre) Nakli Merkezi

Kemik İliği Nakli Merkezi Kemik İliği (Kök Hücre) Nakli Merkezi Kemik İliği Nakli Merkezi Kemik İliği (Kök Hücre) Nakli Merkezi +90 216 BR.HLİ.103 World Hospital Standarts Approved by JCI Acreditation Certificate K-Q TSE-ISO-EN 9000 Saray Mah. Siteyolu Cad. No:7 34768

Detaylı

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar.

Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar. Bakır (Cu) Bakır anemi de kritik bir rol oynar. Vücutta küçük miktarda bakır varlığı olmaz ise demirin intestinal yolaktan emilimi ve kc de depolanması mümkün değildir. Bakır hemoglobin yapımı için de

Detaylı

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I V. KURUL DERS PROGRAMI HEMOPOETİK VE İMMÜN SİSTEM. (1 Mayıs Haziran 2017 )

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I V. KURUL DERS PROGRAMI HEMOPOETİK VE İMMÜN SİSTEM. (1 Mayıs Haziran 2017 ) Dekan V. Baş Koordinatör Dönem I Koordinatörü Dönem I Koordinatör Yardımcısı Dönem I Koordinatör Yardımcısı Kurulun amacı: 2016 2017 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM I V. KURUL DERS PROGRAMI HEMOPOETİK VE İMMÜN

Detaylı

KLİNİK TIBBİ LABORATUVARLAR

KLİNİK TIBBİ LABORATUVARLAR KLİNİK TIBBİ LABORATUVARLAR BİYOKİMYA LABORATUVARI Laboratuvarın çoğunlukla en büyük kısmını oluşturan biyokimya bölümü, vücut sıvılarının kimyasal bileşiminin belirlendiği bölümdür. Testlerin çoğunluğu,

Detaylı

ANEMİYE YAKLAŞIM. Dr Sim Kutlay

ANEMİYE YAKLAŞIM. Dr Sim Kutlay ANEMİYE YAKLAŞIM Dr Sim Kutlay KBH da Demir Eksikliği Nedenleri Gıda ile yetersiz demir alımı Üremiye bağlı anoreksi,düşük proteinli (özellikle hayvansal) diyetler Artmış demir kullanımı Eritropoez stimule

Detaylı

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM 1) Aşağıdaki hormonlardan hangisi uterusun büyümesinde doğrudan etkilidir? A) LH B) Androjen C) Östrojen Progesteron D) FUH Büyüme hormonu E) Prolaktin - Testosteron 2)

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER)

11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER) 11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER) BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZ) Her bir böbreğin üst kısmında bulunan endokrin bezdir. Böbrekler ile doğrudan bir bağlantısı

Detaylı

BÖBREK YETMEZLİĞİ TANI VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ DR MÜMTAZ YILMAZ EÜTF İÇ HASTALIKLARI NEFROLOJİ BİLİM DALI

BÖBREK YETMEZLİĞİ TANI VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ DR MÜMTAZ YILMAZ EÜTF İÇ HASTALIKLARI NEFROLOJİ BİLİM DALI BÖBREK YETMEZLİĞİ TANI VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ DR MÜMTAZ YILMAZ EÜTF İÇ HASTALIKLARI NEFROLOJİ BİLİM DALI Kronik böbrek hastalığı-tanım Glomerül filtrasyon hızında (GFH=GFR) azalma olsun veya olmasın, böbrekte

Detaylı

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR Prof. Dr. Mehmet Ersoy DEMANSA NEDEN OLAN HASTALIKLAR AMAÇ Demansın nedenleri ve gelişim sürecinin öğretmek Yaşlı bireyde demansa bağlı oluşabilecek problemleri öğretmek

Detaylı

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI

Magnezyum (Mg ++ ) Hipermagnezemi MAGNEZYUM, KLOR VE FOSFOR METABOLİZMA BOZUKLUKLARI Magnezyum (Mg ++ ) MAGNEZYUM, KLOR VE METABOLİZMA BOZUKLUKLARI Dr Ali Erhan NOKAY AÜTF Acil Tıp AD 2009 Büyük kısmı intraselüler yerleşimlidir Normal serum düzeyi: 1.5-2,5 meq/l Hücre içinde meydana gelen

Detaylı

Gebelik ve Trombositopeni

Gebelik ve Trombositopeni Gebelik ve Trombositopeni Prof.Dr. Sermet Sağol EÜTF Kadın Hast. ve Doğum AD Gebelik ve Trombositopeni Kemik iliğinde megakaryosit hücrelerinde üretilir. Günde 35.000-50.000 /ml üretilir. Yaşam süresi

Detaylı