yıllarında Gemi Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanlığı yapan Acar, şimdi de ekibiyle birlikte genel başkanlık için meydana çıktı

Transkript

1 İzmir Büyükşehir Belediyesi, kırsal kesimdeki gelir getirici faaliyetlerin desteklenmesi amacıyla 5 yıllık bir ağaçlandırma projesine başladı. Toplam 1 milyon adet meyve fidanının dağıtılacağı proje ile yaklaşık 20 bin dekar arazinin meyveciliğe kazandırılması hedefleniyor 15 Nisan 2014 Salı yıllarında Gemi Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanlığı yapan Acar, şimdi de ekibiyle birlikte genel başkanlık için meydana çıktı Şifa Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu nun tekniker adayı öğrencileri Sağlık Teknikerleri Günü nde beyaz önlüklerini giyerek mesleğe ilk adımlarını attılar. Beyaz önlüğün caka satma vesilesi değil, bir sorumluluğun göstergesi olduğunu anlatan Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nazım İntepe, beyaz önlüğün topluma; bu önlüğü giyen kişi bu görevi yerine getirmeye hazırdır mesajı ilettiğini belirtti. 8 de İzmir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tarafından düzenlenen kariyer günlerinde İzmir in istihdam ve teknoloji üretimi konusundaki sorunları masaya yatırıldı. İşsizlik oranının yüzde 15.4 olduğu belirtildi Toplantıda konuşan eski İZKA Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergüder Can, bölgeler arasındaki dengesizliğin çok yüksek olduğuna dikkat çekti. Can, Aliağa gelişmişlik sıralamasında 454 üncü, Kemalpaşa ise 656 ncı sırada. Girişimciler, sermayem yok bahanesinin arkasına saklanmamalı. KOSGEB, İZKA, TÜBİTAK gibi kurumların kaynaklarını etkin olarak kullanmalı. İşsizliğin azaltılabilmesi için teknoloji tabanlı yatırımlara öncelik verilmeli. Aksi takdirde işsizliği önleyemeyiz dedi. İŞKUR İl Müdürü Kabak ise üniversite mezunlarının girişimcilik konusunda isteksiz olduğuna dikkat çekti ve Mezunların yüzde 80 i kamuda çalışma beklenti ve hayali içinde. Bu beklentiyi tam tersine çevirecek atılımlar yapılmalı. Biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Geçen yıl doktora yapmış 3 kişiyi, bu yıl da bir pilotu işe yerleştirdik. Artık daha fazla yüksek eğitimli kişileri işe yerleştirmeye çalışıyoruz diye konuştu. 8 de Yaşar Üniversitesi AB Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ayselin Yıldız ve Dokuz Eylül Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Elif Uzgören, İzmir'deki Suriyelileri inceledi. İzmir deki Suriyeli sayısının tam olarak bilinmediğini ifade e- den Yrd. Doç. Dr. Yıldız, Sayılar konusunda birçok farklı söylentiler var. Bu sayının 65 bin civarında olduğunu iddia edenler de var. Gelenlerin sayısı ise gün geçtikçe artıyor. dedi. devamı 14 te

2 SAYFA 02 MAVI KIRMIZI SARI 15 Nisan 2014 Salı Yıldız Şale Köşkü, ihtişamıyla göz kamaştırıyor Yıldız Sarayı'nın bir parçası olan ve adını Fransızca "dağ evi" anlamına gelen "chalet" sözcüğünden alan 19. yüzyıl Osmanlı mimarisinin en ilgi çekici yapılarından olan ve dışarıdan bakıldığında yekpare gibi görünen ancak üç farklı yapıdan oluşan Şale Köşkü, ihtişamıyla dikkati çekiyor Yıldız Sarayı'nın bir parçası olan ve adını Fransızca "dağ evi" anlamına gelen "chalet" sözcüğünden alan 19. yüzyıl Osmanlı mimarisinin en ilgi çekici yapılarından olan ve dışarıdan bakıldığında yekpare gibi görünen ancak üç farklı yapıdan oluşan Şale Köşkü, i- htişamıyla göz kamaştırıyor. Tefrişinde Avrupa beğenisinin egemen olduğu görülen köşkün dekorasyonunda, büyük boyutlu İsveç yapımı Rörstrand çini sobalar dikkati çekerken, 450 metrekare büyüklüğündeki salonda bulunan tek parça 406 metrekarelik Hereke dokuması halı, ziyaretçilerden ilgi görüyor. Yıldız Şale Köşkü Yöneticisi Yasin Kütük, AA muhabirine yaptığı açıklamada, köşkün üç yapıdan oluştuğunu belirterek, "Üçünün de mimarisi farklı. Her mimar k- endisine göre farklı farklı anlayışlarla yapmış. Konukevi hüviyeti ile yapılan, çok i- htişamlı ve güzel bir şekilde dekore edilmiştir" dedi. Köşkün, birinci kısmının yıllarında 2. Abdülhamid Han tarafından yaptırıldığını aktaran Kütük, ikinci kısmın 1889'da, üçüncü bölümün ise 1898 yılında inşa edildiğini kaydetti. Dışarıdan bakıldığında yekpare gibi görünen köşkün üç farklı mimarın eseri olduğunu anlatan Kütük, birinci kısımda bulunan "Sarı Salon"un tabanında iki parçadan oluşan 180 metrekarelik Hereke halısı olduğunu ifade etti. Köşkün en büyük salonunun üçüncü kısmında yer aldığını, bu salonda büyük toplantılar ve kabullerin yapıldığını dile getiren Kütük, 450 metrekare büyüklüğündeki bu salonda 406 metrekarelik yekpare Hereke dokuması halı bulunduğunu, salonun duvarlarının da 7 metre yüksekliğinde olduğunu anlattı. Kütük, Abdülhamid Han'ın yeniliklere açık bir padişah olduğunu ifade ederek, "Rusya'da, o dönemde başlatılan prefabrik uygulamasını o tarihte birinci kısımda başlatmış. Sonra ihtiyaca göre ilaveler yapılarak, bu mevcut hale gelmiştir. Toplam 4 kat ve 130 oda bulunmaktadır. Bunlara ilave olarak 9 banyo, iki Türk hamamı, 8 tuvalet ve bir mutfak vardır" diye konuştu. Tefrişinde Avrupa beğenisinin egemen olduğu görülen köşkün dekorasyonunda, büyük boyutlu İsveç yapımı Rörstrand çini sobalar dikkati çekerken, 450 metrekare büyüklüğündeki salonda bulunan tek parça 406 metrekalerik Hereke dokuması halı da ziyaretçilerden ilgi görüyor "KÖŞKTE ÇOK SAYIDA YABANCI DEVLET ADAMI AĞIRLANDI" Kütük, İran Şahı Rıza Pehlevi, Pakistan Cumhurbaşkanı İskender Mirza, Federal Almanya Cumhurbaşkanı Theodor Heuss, İtalya Cumhurbaşkanı Giovanni Gronchi, Irak Cumhurbaşkanı Abdül Rahman Arif, Romanya Devlet Başkanı Nikolay Çavuşesku gibi dönemin çok sayıda devlet adamının köşkte ağırlandığını anlatarak, "O dönemlerde Yıldız Sarayı'na gelen devlet erkanı padişahla görüştüğü zaman eşleri de burada ağırlanıyordu. Köşk, yıllarında kadar devlet konukevi hüviyetini sürdürmüş, 1985 yılından itibaren de Milli Saraylara bağlı müze o- larak hizmete girmiştir" değerlendirmesinde bulundu. YILDIZ ŞALE KÖŞKÜ Yıldız Sarayı'nın bir parçası olan ve adını Fransızca "dağ evi" anlamına gelen "chalet" sözcüğünden alan köşk, 19. yüzyıl Osmanlı mimarisinin en ilgi çekici yapılarından birisi. Yüksek duvarlarla çevrili bir bahçe içinde yer alan köşk, farklı tarihlerde birbirine bitişik olarak yapılan üç yapıdan oluşuyor. Birinci bölümü 1880'de yapılan köşk, 1889 yılında Sarkis Balyan'a yaptırılan ek bina ile genişletilerek, oda ve salonlar eklendi. "Merasim Köşkü" adıyla tanınan ve İtalyan Mimar D'Aranco'nun yaptığı üçüncü bölümü 1898 yıllarında tamamlanan köşkün son iki bölümü, Alman İmparatoru 2. Wilhelm'in İstanbul'a gelişlerinde konaklaması için inşa edildi. Bu özelliğiyle Şale, Yıldız Sarayı yapılar grubu içinde "devlet konukevi" olma özelliği taşıyor. Dış dünyaya 7 kapı ve ahşap panjurlu pencerelerle açılan Şalenin katları arasındaki bağlantıyı biri mermer, ikisi ahşap zarif merdivenler sağlıyor. Yapının en dikkat çekici mekanı, zemini duvardan duvara yaklaşık 406 metrekarelik tek parça Hereke halısıyla ŞALE KÖŞKÜ Yöneticisi Kütük: kaplı, tavanı altın yaldızlı panolarla süslenmiş, görkemli tören salonu. Çırağan Sarayı'ndan getirilen sedef kakmalı kapılarından ötürü "Sedefli Salon" o- larak da bilinen yemek salonunun mobilyaları, Sultan 2. Abdülhamid tarafından Yıldız Sarayı bünyesindeki Tamirhane-i Hümayun'da üretildi. Osmanlı beğenisini yansıtan yemek salonu dışında köşkün tefrişinde Avrupa beğenisinin egemen olduğu görülüyor. Köşkün dekorasyonunda dikkati çeken unsurlardan biri de büyük boyutlu İsveç yapımı Rörstrand çini sobalar. Yıldız Şale Köşk, pazartesi ve perşembe dışında her gün saatlerinde ziyarete açık. (AA) "Köşk üç yapıdan oluşuyor ve üçünün de mimarisi farklı. Her mimar kendisine göre farklı farklı anlayışlarla yapmış. Konukevi hüviyeti ile yapılan, çok ihtişamlı ve güzel bir şekilde dekore edilmiştir" İnşaat kazısından çıkan eserler, ilçenin tarihine ışık tuttu Amasra'da inşaatın temel kazısı sırasında bulunan "Erken Tunç Çağı"na ait eserler, ilçe tarihinin bilinenin aksine 2 bin yıl daha eskiye dayandığını ortaya çıkardı. Yaklaşık 3 bin yıllık tarihi geçmişe sahip olduğu bilinen Amasra'daki inşaatın temel kazısında yemek kabı, sürahi, tahıl saklama kapları gibi e- serlere rastlandı. İncelemede eserlerin "Erken Tunç Çağı" olarak tanımlanan MÖ 3000 li yıllara ait olduğu belirlendi. Amasra Müze Müdürü Baran Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Roma, Bizans ve Cenevizlilerin ardından Fatih Sultan Mehmet in fethiyle Osmanlıların egemenliğine geçen Amasra nın çok sayıda medeniyete ev sahipliği yaptığını söyledi. İlçenin bilinen 3 bin yıllık geçmişinin son bulunan eserlerle 5 bin yıl öncesine dayandığını ortaya çıkardığını anlatan Aydın, "İlçemizde yapılan her kazı, müdürlüğümüzün izni ve gözetimine tabidir. Bir inşaatın temel açma çalışmalarında yemek k- abı, sürahi, tahıl saklama kapları ile ayı, aslan gibi çeşitli hayvanlara ait figürler gibi tarihi eserlere rastladık" diye konuştu. Aydın, eserlerin Eski Tunç Çağı na dayandığına yönelik bulgular elde ettiklerini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Şu anda ilçenin 5 bin yıllık tarihi geçmişe sahip olduğunu söyleyebiliriz. Hatta yapacağımız arkeolojik derin kazı ve sondajlar ile kuruluş tarihinin daha erken dönemlere gidebilmesi de ihtimaldir. Yeni bulunan eserler sayesinde 5 bin yıllık tarihe geçmişe sahip olduğu belirlenen ilçe, her kesimin daha fazla ilgisini çekecektir. Bir yerin y- erleşim tarihi ne kadar eskiye giderse, gelen ziyaretçi açısından da önemi artmaktadır." Amasra Kaymakamı Mehmet Yıldız da ilçedeki tarihi mirasın dayandığı dönemin 2 bin yıl daha geriye gitmesinin turistlerin yanı sıra bilimsel araştırma yapmak isteyenlerin ilgisini çoğaltacağına i- nandıklarını dile getirdi. Öğrencilerin, takıldıkları yerlerde şarkıyı içlerinden tekrar ederek formülleri daha kolay anımsadıklarını kaydeden İnal, "Bu sayede sınavlardaki başarıları da arttı. Ben ve öğrencilerim gayet memnunuz" ifadelerini kullandı. Yamantürk Ortaokulu 8/B sınıfı öğrencisi Melisa Gezen, matematik dersini önceleri sevmediğini ancak bu şarkılarla sevmeye başladığını belirterek, "Problemleri çözerken hemen şarkı aklımıza geliyor. Şarkının sözlerindeki formüller işimizi kolaylaştırıyor. Mehmet öğretmenimizin şarkıları öğrencilere ne kadar değer verdiğini gösteriyor" dedi. Müzikle matematik dersini sevmeye başladığını dile getiren Ercüment Bostan ise "Öğretmenimizin matematik derslerini müzik eşliğinde işlemesini iyi buluyorum. Önceden matematik dersleri sıkıcı geçerdi, müzikle daha eğlenceli olmaya başladı. Öğretmenimizden çok memnunuz" diye konuştu. (AA) Yıl: 3 İmtiyaz Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri Müdürü Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Salih ASLAN Denizli Temsilcisi Sedat KAYA sedatkaya20@hotmail.com. Sayı: Nisan 2014 Salı Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: (Pbx) Mail: info@sondakikagazetesi.com Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir

3 SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >>3 ASAYiŞ Nisan Şubat Salı Perşembe Köpekler, parkta gezen baba-kıza saldırdı Şişli de 8 yaşındaki kızıyla birlikte parkta gezen Osman Çil e, sahibi tarafından başıboş bırakılarak yürüyüşe çıkarılan 3 köpek saldırdı. Kızını kucağına alarak saldırıdan koruyan baba Çil, çeşitli yerlerinden yaralandı. Köpeklerin yabancı uyruklu sahibi ise gözaltına alındı. O- lay Maçka Parkı nda dün meydana geldi. Kızı İrem le parkta yürüyen Osman Çil e parkta yürüyüşe çıkarılan ve bağlı olmayan 3 köpek saldırdı. Baba Çil, kızını kucağına alarak köpeklerin saldırısından korumaya çalıştı. Bu arada Osman Çil, kendisine saldıran köpekleri engelleyemedi. Köpekler, Çil in bacaklarını çeşitli yerlerinden ısırdı. Baba Çil kendi imkanlarıyla saldırıdan kurtuldu. Olayı gören vatandaşlar durumu sağlık ve polis ekiplerine bildirdi. Olay yerine kısa sürede gelen ekipler, köpeklerin karantinaya alınması için uzun süre zabıta ekiplerini bekledi. Osman Çil in ilk tedavisi olay yerinde yapılırken, küçük İrem in yaşadığı korku gözlerinden okunuyordu. Çil, ambulansla Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Bir anda 3-5 köpeğin üzerine saldırdığını belirten Çil, Çocuk ısırılmasın diye kendimi siper ettim. Saldırıdan kendi imkanlarımla kurtuldum. dedi. Köpeklerin sahibi yabancı uyruklu şahıs ise polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. Olay sırasında hayvanlarının yanında olmadığını belirten şahıs, köpeklerin bağlı olmadığını ve hayvanları yürüyüşe çıkardıklarını söyledi. Polis olayla ilgili araştırma başlattı. (CİHAN) Paravan şirketle 1 milyon liralık içki vurgunu İzmir Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü ekipleri, paravan bir firma aracılığıyla kaçak yollarla ülkeye sokulmak istenen, piyasa değeri yaklaşık 1 milyon lira olan alkollü içki ele geçirdi Ekipler, yurtdışından kaçak getirilen alkollü içkilerin bir büfede satıldığı ihbarı aldı. Araştırma sonucunda "R.A." unvanlı firmanın getirerek antrepoya koyduğu içkileri, gümrük işlemine tâbi tutmadan ülkeye soktuğu, bunların "P.B." unvanlı büfede satıldığı tespit edildi. Harekete geçen ekipler, firmanın antrepo ve işyerlerinde arama yaptı. Alkollü içki cinsi eşyaların gerekenden eksik olduğu, içi boş içki kutuları bulunduğu görüldü. Ülkeye kaçak olarak sokulmak istenen ve piyasa değeri yaklaşık 1 milyon lira olan toplam 15 bin 730 şişe alkollü içkiye el koyuldu. Büfede yapılan aramalarda ise 51 adet kaçak alkollü içki ve üzerinde herhangi bir bandrol bulunmayan, yabancı menşeli 26 adet kaçak sigara ve puro cinsi eşyalar ele geçirildi. Söz konusu firmanın faal olmadığı, M.K. nin kaçakçılık amacıyla paravan olarak kurduğu, resmî olarak kiralamadığı ve hiçbir suretle kullanmadığı bir depoyu kiralamış ve kullanmış gibi gösterdiği, bu amaçla hazırladığı içeriği sahte belgeyle ithalatçıdağıtıcı belgesi aldığı, bunu kullanmak suretiyle içkilere tatbik etmek üzere bandrol temin ettiği ve bu sayede alkollü içki ithalatı yaptığı, ayrıca antrepodaki içkileri kaçak o- larak ülkeye soktuğu ve şüphelilerden birine ait işyerinde satışa sunduğu ortaya çıkarıldı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na 12 şüpheli hakkında suç duyurusunda bulunuldu. (CİHAN) ESHOT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MAL ALIM İHALELERİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ 50 KALEM MERCEDES OTOBÜSLER İÇİN REVİZÖR YEDEK PARÇALARI ALIMI alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/ İdarenin a) Adresi : İnönü Mah. Gazeteci Yazar İsmail Sivri Bulvarı No: BUCA/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : malihaleleri@eshot.gov.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği : internet adresi (varsa) 2- İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : 50 KALEM MERCEDES OTOBÜSLER İÇİN REVİZÖR YEDEK PARÇALARI ALIMI Ayrıntılı bilgiye EKAP ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : İdarenin Gazeteci Yazar İsmail Sivri Bulvarı No: 500 İnönü Mahallesi Buca/İZ- MİR adresinde bulunan Makine ve Malzeme İkmal Dairesi Başkanlığı Merkez Ambarına teslim edecektir. c) Teslim tarihi : 1. Yüklenici, sözleşme konusu otobüs yedek parçalarını, sözleşme tarihinden itibaren doksan (90) takvim günü içinde İdarenin Gazeteci Yazar İsmail Sivri Bulvarı No: 500 İnönü Mahallesi Buca/İZMİR adresinde bulunan Makine ve Malzeme İkmal Dairesi Başkanlığı Merkez Ambarına teslim edecektir. 2. Kısmi teslimat yapılabilir. 3-İhalenin a) Yapılacağı yer : Eshot Genel Müdürlüğü / İnönü Mahallesi Gazeteci Yazar İsmail Sivri Bulvarı No: Buca/İZMİR b) Tarihi ve saati : :30 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Tüzel kişi tarafından iş deneyimini göstermek üzere sunulan belgenin, tüzel kişiliğin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği veya yeminli mali müşavir ya da serbest muhasebeci mali müşavir veya noter tarafından ilk ilan tarihinden sonra düzenlenen ve düzenlendiği tarihten geriye doğru son bir yıldır kesintisiz olarak bu şartın korunduğunu gösteren belge, standart forma uygun belge, 4.2. Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İş deneyim belgeleri: Son beş yıl içinde bedel içeren bir sözleşme kapsamında kesin kabul işlemleri tamamlanan ve teklif edilen bedelin % 25 oranından az olmamak üzere ihale konusu iş veya benzer işlere ilişkin iş deneyimini gösteren belgeler Tedarik edilecek malların numuneleri, katalogları, fotoğrafları ile teknik şartnameye cevapları ve açıklamaları içeren doküman: İstekliler teklif edecekleri yedek parçaların; markaları ile model veya parça numaralarını belirten kaşeli ve imzalı açıklama belgesini teklifleri ile birlikte vereceklerdir Bu ihalede benzer iş olarak kabul edilecek işler: Bu ihalede, her türlü otomotiv yedek parça satışı benzer iş olarak kabul edilecektir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı Eshot Genel Müdürlüğü Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı Gelirler Şube Müdürlüğü / İnönü Mahallesi Gazeteci Yazar İsmail Sivri Bulvarı No:500 Kat:2 Buca/İZMİR adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Eshot Genel Müdürlüğü Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı / İnönü Mahallesi Gazeteci Yazar İsmail Sivri Bulvarı No:500 Kat:Zemin Buca/İZMİR adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, kısmı teklif verilebilir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 120 (YüzYirmi) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Sondakika 15/4 Basın:4476 Resmi İlanlar: de Otomobil otobüs durağına daldı: 2 ÖLÜ, 2 YARALI Bursa'da sürücünün sollama yaptığı sırada direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu o- tobüs durağına giren otomobil, faciaya yol açtı. Durakta bulunan biri dershane öğrencisi iki genç öldü, 2 kişi ise ağır yaralandı. Olay, merkez Nilüfer ilçesi İzmir yolu Bursa istikametinde bulunan Nilüfer Metro İstasyonu önündeki otobüs durağında saat sıralarında meydana geldi. Bursa istikametine gelen Reşit İrfan E. yönetimindeki 34 FL 0744 plakalı otomobil, Mehmet Ö. yönetimindeki 16 JAF 19 plakalı aracı sollamak istedi. Bu sırada önündeki araca çarpan otomobil, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu, önce kaldırıma çarptı, sonra savrularak cadde üzerinde üç tur döndü, ardından otobüs durağına girdi. VATANDAŞLAR OTOMOBİLİN ALTINDA KALAN GENÇLERİ ÇIKARMAYA ÇALIŞTI Durakta bekleyen kaykaycı birkaç genç kaçmayı başarırken, 4 kişi ise otomobilin altında kaldı. Düğünde silahlı kavga: 3 ü polis 20 yaralı Osmaniye merkez Yeşilyurt Mahallesi'nde bir düğünde çıkan silahlı kavgada 3'ü polis, aralarında çocukların da bulunduğu 20 kişi yaralandı. Aracından inip kaçmaya çalışan sürücü Reşit İrfan E. vatandaşlar tarafından yakalandı. Otomobilin durakta ezdiği gençlerin kurtarılması için herkes seferber oldu. Vatandaşlar duraktaki otomobili kaldırmak için yoğun çaba sarf etti. Otomobilin altından çıkartılan kanlar içindeki Serkan Alkan (16), Furkan Akbulut (14) ile Mert B. (13), 112 acil servis ambulansı il Çekirge Devlet Hastanesi'ne sevk edildi. Ağır yaralanan İbrahim Ç. ise Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne götürüldü. ARAÇ MAKAS ATMAYA ÇALIŞIYORDU Kaçan araç sürücüsünü yakaladığını söyleyen Mithat Acımert, kazayı şöyle anlattı: "Araç makas atmaya çalışıyordu, yandan vurdu, savruldu, 3 kere döndü durağa girdi. Sürücü kaçtı, ben enseledim. İki ölü, 2 yaralı var. 3 çocuk duraktan kaçtı kurtuldu. Toplam 7 kişi vardı durakta." Kaza yerine gelen kaykaycı birkaç genç ise durakta bulunan arkadaşlarının akıbetlerinden endişe ettiklerini söyledi. Bir süre endişeli gözlerle otobüs durağını i- zleyen gençler, daha son olay y- erinden ayrıldı. Yaralılardan, dershane öğrencisi olduğu belirtilen Furkan Akbulut ile Serkan Alkan, hastanede tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. (CİHAN) Yeşilyurt Mahallesi'ndeki düğünde iddiaya göre şarkı yüzünden iki grup arasında tartışma çıktı. Alkolün de etkisiyle tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine taraflar, birbirlerine tüfeklerle ateş açtı. İhbar üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, kavgaya müdahale etti. Müdahale sırasında polis aracına isabet eden kurşunlarla polis otosunun camları kırıldı ve lastiği patladı. Kavgada 3'ü polis, aralarında çocukların da olduğu 20 kişi vücutlarının çeşitli yerlerinden yaralandı. Yaralılar, ambulanslarla Osmaniye Devlet Hastanesi ile özel hastanelere sevk edildi. Olayda yaralanan polisler ile diğer şahısların sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi. Olay yerine çok sayıda polis sevk edildi. Özel harekat ekiplerince yapılan operasyonda olayla ilgili 40 kişi gözaltına alındı. Zanlıların ev ve araçlarında yapılan aramada 5 tüfek ve tüfeklere ait çok sayıda mermiye el konuldu. (CİHAN)

4 15 Nisan 2014 Salı İş dünyasında artan rekabet, firmaları kamuoyunda ve ekonomi dünyasında temsil eden kişileri, kendilerini birçok açıdan geliştirmeye zorluyor. Kurumsal ve bireysel imajlarını güçlendirmek isteyen iş adamları ve iş kadınları yoğun tempolarının arasında "zarafet" mesaisi yapıyor Bugüne kadar e-fatura ve e-defter gibi bir çok alanda, yapılan iş ve işlemleri fiziki ortamdan sanal ortama taşıyan Maliye Bakanlığı, yoklama sisteminde de yeni bir düzenlemeye gidiyor Bakanlık, Elektronik Yoklama Sistemi (eyoklama) ile her türlü uyumsuzluk durumuna hızlı ve etkili bir şekilde müdahale imkanı sağlanmasını, mükellefe ait istenilen bilgilere her noktadan anlık olarak ulaşılabilmesini ve daha etkin bir yoklama sistemi oluşturulmasını amaçlıyor. Konuya ilişkin soruları yanıtlayan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, e-yoklama sisteminin, klasik yoklama anlayışının oldukça dışında olduğunu söyledi. Yeni sistemle tüm sürecin elektronik ortamda yürütüleceğini ve yoklama işleminin, tablet gibi mobil cihazlarla yerine getirileceğini anlatan Şimşek, "Yeni kuracağımız Elektronik Yoklama Sistemi ile denetim kanıtı niteliğindeki görsel verilerin dijital ortamda temini sağlanacak. Bu sayede, 3G teknolojisinin sunduğu mobilite ile de her türlü uyumsuzluk durumuna hızlı ve etkili bir şekilde müdahale imkanı sağlanacak, mükellefe ait istenilen bilgilere her noktadan anlık olarak ulaşılabilecek" dedi. - "Sahada yapılan her iş adım adım takip edilebilecek" - Bakan Şimşek, bunların dışında elektronik yoklama talebinde bulunan birimlerin, sahada yapılan işlemlerin her adımından sistem arayüzü sayesinde bilgi sahibi olabileceğini de belirterek, şunları kaydetti: "Bu bağlamda görevli personelin daha etkin, daha verimli hizmet üretmesini sağlamak amacıyla objektif bir şekilde performans ölçümü yapılabilecek. GPS teknolojisi ile de yoklama ve denetim personelinin hangi konumda olduğu görülecek ve istenirse görev güzergahı optimum bir şekilde belirlenebilecek. Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, bankalar tarafından haksız olarak alınan hesap işletim ücretlerinin hak sahiplerine geri iade edilmesi gerektiğini bildirdi Böylece, denetim ve koordinasyonda etkinlik sağlanmış olacaktır. e-yoklama projesi kapsamında yoklama ve denetim faaliyetlerinin daha hızlı, etkin ve verimli yapılabilmesi sağlanarak, vergiye gönüllü uyumu artırmak amacına ulaşmak için belirlenen elektronik ortamda verilen hizmetlerin kapsamı ve erişilebilirliği, ileri seviyede bilgi teknoloji sistemleri ve mobil araçlar kullanılarak artırılmış olacak." - "Sistem bu yılın son çeyreğine kadar tüm vergi dairelerinde kullanılacak" - Maliye Bakanı Şimşek, sistemin kısa zamanda hayata geçmesi için yoğun bir çalışma içinde olduklarını belirterek, bir kaç aydır İstanbul'da pilot uygulamasına başlanan e-yoklama sisteminin, bu yılın son çeyreğine kadar kademeli olarak tüm vergi dairesi müdürlüklerinde kullanılmaya başlanacağı bilgisini verdi. (AA) Geçen yıl Türkiye'de günlük ortalama brüt ücret itibariyle en çok kazandıran iş ham petrol ve doğalgaz çıkarımı oldu Ham petrol ve doğalgaz çıkarımında çalışanların ortalama brüt ücreti günlük 149,19, aylık 4 bin 475,7 lirayı buluyor. Bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetleri ile tütün ürünleri imalatı da en çok kazandıran işlerin başında geliyor. Sigorta kayıtlarına göre, geçen yıl Türkiye'de işçi statüsünde çalışanların sayısı 12 milyon 484 bin 113 ulaştı. İşçilerin günlük ortalama brüt ücreti 2012'de 52,47 lira iken, geçen yıl 57,69 liraya çıktı. Geçen yıl günlük ortalama ücret 5,22 lira arttı. Bu artışın oransal karşılığı yüzde 9,94 oldu. Sigorta kayıtlarına göre, Türkiye'de günlük ortalama brüt ücretin en fazla olduğu iş ham petrol ve doğalgaz çıkarımı. Bu sektörde çalışanların ortalama brüt ücreti günlük 149,19, aylık 4 bin 475,7 lirayı buluyor. İkinci sırada ise bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetleri yer alıyor. Bu işlerde istihdam edilenlerin ortalama brüt ücreti günlük 147,97, aylık 4 bin 439,1 liraya karşılık geliyor. Günlük ortalama brüt ücretin en fazla olduğu bir diğer faaliyet alanı ise tütün ürünleri imalatı. Bu kapsamdaki işleri yapanların ortalama brüt ücreti günlük 146,99, aylık 4 bin 409,7 liraya ulaşıyor. Kok kömürü ve petrol ürünleri imalatı da Türkiye'de ortalama ücretin yüksek olduğu faaliyetler arasında yer alıyor. Kok kömürü ve petrol ürünleri imalatında çalışanların ortalama brüt ücreti günlük 140,72, aylık 4 bin 221,6 liraya karşılık geliyor. Günlük ortalama brüt ücretin 135,50 lira olduğu finansal hizmetlerde çalışanların, aylık ortalama brüt ücreti ise 4 bin 65 lirayı buluyor. Havayolu taşımacılığı sektörü de bünyesinde çalışanlara iyi bir ücret vaat ediyor. Sektörde çalışanların ortalama brüt ücreti günlük 123,67, aylık 3 bin 710,1 liraya ulaşıyor. (AA)

5 1Şubat 15 Nisan Perşembe Salı Sezona 6 TL 50 Kuruştan giren fındık fiyatı, yılbaşında 5 TL 90 Kuruşa kadar gerilediği halde, 30 Mart ta etkili olan soğuk sebebiyle 8 TL 50 kuruşu gördü. Samsun un Terme ilçesinde, halkın geçim kaynağını oluşturan fındık bahçelerini soğuk vurdu, inceleme yapmak için bahçeleri gezen yetkililer, soğuktan yanan fındık ağaçlarını fotoğraflayıp tutanak tuttu Mevsim şartları dışında beklenmedik bir zamanda yağan kar ve soğuk havayla birlikte oluşan don fındık üreticisini üzdü. Fındık ağaçlarının filizlenme döneminde etkili olan soğuk hava nedeniyle çok sayıda ihbar alan tarım kuruluşları, zararların karşılanması için tespit yaparak yetkililere ileteceklerini belirtti. Özellikle bölgenin yüksek kesimlerinde etkili olan kar ve soğuk hava, fındık üreticilerini tedirgin etti. Çok sayıda şikâyet ve ihbar alan yetkililer bölgede inceleme başlatılmasına karar verdi. Özellikle 140 bin hektar alanı kapsayan yüksek kesimlerde soğuk hava yüzünden fındık yapraklarının yandığının görülmesi çiftçiyi tedirgin etti. Vadide dikili olan fındık bahçeleri de sisle etkili olan soğuktan etkilendi. "DON FINDIK YETİŞTİRİCİSİNİ MAĞDUR ETTİ" Terme Ziraat Odası Başkanı Yetkin Karamollaoğlu, fındık üreticisinin ve bölgede tarımla uğraşan çiftçinin, baharı beklerken birden etkili olan kar ve soğuk havayla karşılaştığını ifade etti. Karamollaoğlu, şöyle dedi: "Mevsim şartları nedeniyle baharın erken gelmesi ve sıcak havayla birlikte fındık ağaçları canlanmıştı Mart akşamı etkili olan kar ve soğuk hava fındık ağaçlarının yapraklarını yakmış durumda. Farklı bölgelerden de gelen haberlerden anlaşıldığı üzere don ve soğukla birlikte etkili olan sis ilk doğum dediğimiz fındığın kozalağının yanmasına neden oldu. Bizim kendi ekiplerimiz de bölgede inceleme çalışmalarına başladı. Geçimini fındıktan sağlayan bölge halkı endişeli. Bölgede kapsamlı bir çalışma yapılması gerekir, fındık olanlarının afet kapsamına alınarak zararlarının karşılanması için gerekli müracaat ve görüşmeler yapılacak." FINDIK 8.50 TL Yİ GÖRDÜ Bu yıl sezona 6.30 TL den satışa giren fındık, yılbaşında 5.90'a kadar gerilemişti. 29 Mart Cumartesi akşamı Terme nin yüksek kesimlerinde yağan kar ve don ile 30 Mart günü bahçelerde don yaşandığı söylentileriyle fındık fiyatı yükselmeye başladı. Ziraat Odası ve İlçe Tarım Müdürlüğü ekiplerinin de incelemeleri sonucu Terme nin yüksek kesimlerindeki fındık dallarının dona maruz kaldığı belirtilince, fındık fiyatı bir haftada zirveye doğru tırmandı TL olan fındık fiyatı, bu günlerde 8,50 TL yi buldu. Fındık tüccarları, böyle giderse fiyatların daha da artacağını belirtti. (CİHAN) Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı, kuraklık nedeniyle ekmek fiyatlarına zam geleceği iddiasına ilişkin, "Şu süreçte ekmeğe zam konusu gündemimizde yok. Kuraklıktan kaynaklanan girdi artışları ve diğer masraflarda artış olursa konu detaylı ele alınır" dedi Balcı, yaptığı açıklamada, Türkiye'de geçmiş yıllarda da kuraklık yaşandığını ve gerekli t- edbirlerin alınmasıyla ekmeğin fiyatına zam yapılmadığını söyledi. Zam gelebileceği açıklamalarını yanlış bulduğunu belirten Balcı, "Buğday hasadı daha başlamadı. Şu anda ilgili bakanlık ve biz gereken tedbirleri aldık. Bu konuda çıkacak sonuca göre de yeni çalışma yapılır ancak şu anda bunu konuşmak çok yanlış. Geçmiş yıllarda da kuraklık sıkıntısı yaşanmıştı, buğday ithalatı ve ihracatın sınırlanması konusunda tedbir alınır ve en makul seviyede hareket edilir" diye konuştu. Balcı, konuyu yakından takip ettiklerini ve tedbir alınması konusunda gerekli çalışmaların başlatıldığına işaret ederek, "Henüz bugünden buğday hasadını, un fiyatlarını ve ekmek fiyatlarını konuşmak çok yanlış. Bu konuda yetkili kişiler tarafından yapılmayan açıklamalara itibar edilmemeli. Bakanlık ve biz konuyu yakından takip ediyoruz. Ekmek gibi, toplumun geneli tarafından tüketilen ürün için öngörülere dayalı açıklamalar yapmak, doğru bir yaklaşım değil" ifadesini kullandı. "Şu süreçte ekmeğe zam konusu gündemimizde yok" diyen Balcı, "Kuraklıktan kaynaklanan girdi artışları ve diğer masraflarda artış olursa konu detaylı ele alınır. Ekmeğin kilogram fiyatı, ortalama 4 lira. Bunun üzerinde de fiyat yok. Kuraklık nedeniyle ekmeğe zam yapılacağını şimdiden söylemek çok yanlış. Bu tür açıklamalar, un fiyatlarında spekülasyonlara neden olur. Bunun faydası olmaz. Herkes, işini yapsın, bu konuda gereken açıklamaları zaten biz yaparız" şeklinde konuştu (AA)

6 SAYFA 6 SONDAKiKA GAZETESİ >> 6 GÜNCEL Nisan Şubat Salı Perşembe Sibel Uyar ilk büyük toplantısını muhtarlarla yaptı Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, seçimin ardından muhtarlarla ilk kez bir araya gelerek, tanışma toplantısı gerçekleştirdi. İskele Urit Restoran daki kahvaltılı toplantıya, Başkan Yarıdmcısı Hüseyin Özdemir, Urla Belediyesi birim müdürleri ve belediye meclis üyeleri de katıldılar. 37 köy ve mahalle muhtarının kendilerini tanıttığı toplantıda muhtarlar ayrıca, var olan sorunları ve talepleri de dile getirildiler. Biz bu yola yönetim anlayışını değiştireceğiz diye çıktık. Merkezden değil, yerelden yönetimi destekleyeceğiz. Muhtarlar bizim için çok kıymetli. Bu yüzden ilk büyük toplantıyı sizlerle gerçekleştiriyoruz. Yüreği Urla için çarpan herkese selam olsun. sözleriyle katılımcıları selamlayan Başkan Sibel Uyar, Gücümüze güç kattınız. Kanunlar ve imkanlar dâhilinde bundan sonraki süreci hep birlikte yöneteceğiz. Hepiniz hoşgeldiniz. cümleleriyle konuşmasına başladı. Belediye içinde Muhtarlar Masası oluşacağı müjdesini veren Uyar, meclis üyeleri ve Belediye Başkan Yardımcılarıyla birlikte belediyenin tüm güçlerinin işin içinde olacağı bir hizmet anlayışı geliştireceklerini ve bu yanıyla örnek bir çalışma sergileyeceklerini dile getirdi. Bundan sonra bizler size geleceğiz. Sorunları yerinde tespit edip, birlikte değerlendireceğiz. Biz cennet gibi bir yerde yaşıyoruz ve burada yaşan tüm insanların refahı bizim için çok önemli. diyen Uyar, Bu yüzden siz muhtarlar bizim için çok kıymetlisiniz, çünkü siz en demokratik şekilde seçilensiniz. Biliyoruz ki, sizi seçenlere karşı sorumluluklarınız var. Bu sorumlulukları hep beraber yerine getireceğiz. Birlikte çok güzel işler yapacağımıza inanıyorum. dedi. Bundan sonra sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri, meclis üyeleriyle birlikte bizler size geleceğiz. Sorunları yerinde, gezerek, görerek tespit edeceğiz. Akabindeki yönetim aşamasını ise hep birlikte değerlendireceğiz. sözü veren Sibel Uyar ayrıca, köylerin mahalle statüsüne girse de köy olarak kalmasını istediğini dile getirerek, her köy, kendine özgü değerlere sahip çıkmalı ve bu değerleriyle öne çıkmalı. Bu yüzden her yöreye özgü festivaller düzenleyeceğiz. Dışarıdan hiçbir şey ithal etmemize gerek yok. Biz, kendi öz değerlerimize sahip çıkacağız açıklamasında bulundu. Toplantının ardından meclis üyeleriyle İskele deki esnafı selamlayan Başkan Sibel Uyar, muhtarlığa konuk olarak konuyla ilgili ilk çalışmalara başladı. Başkan Arslan'dan kadınlara tam destek CHP Bayraklı TAM GAZ Cumhuriyet Halk Partisi Bayraklı İlçe Başkanlığı aralarında Bayraklı AK Parti yönetim kurulu üyelerinin de bulunduğu yüz kişiyi düzenlenen törenle CHP saflarına kattı. Aralarında Bayraklı AK Parti İlçe Yönetim Kurulu üyeliği görevinde bulunan partililerin de aralarında bulunduğu yüz kişi hafta sonu Cumhuriyet Halk Partisi Bayraklı İlçe Başkanlığı nda bir araya geldi. Sıcak bir şekilde ağırlanan partilileri İlçe Başkanı Cemalettin Alper ile Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ karşıladı. Açılış konuşmasını Bayraklı İlçe Başkanı Cemalettin Alper yaptı. Alper, Bugün burada Cumhuriyet Halk Partisi çatısı altında bulunmak isteyen, gönül vermek isteyen, halkın yanında olmak isteyen arkadaşlarımızla bir aradayız. Biz de seve seve kapılarımızı açtık. Sizlerle beraber kendimizi daha güçlü hissediyoruz. Hepinize hoş geldiniz diyoruz dedi. Daha sonra sözü Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ aldı. Bayraklı Belediyesi nde AK Parti yönetiminde ailesinden yöneticiler dahi varken çalışanlar olduğunu dile getiren Hasan Karabağ, Biz herkesin her kesimin belediyesiyiz. Belediye çalışmalarında parti ayrımcılığı olmaz. Sonuçta biz Bayraklılıyız. Partiler gelir geçer. Kapanır açılır. Ama biz Bayraklı da kalmaya devam edeceğiz. Biz Bayraklı insanı olarak fakir fukaradan yanayız. Fakirliğin fukaralığın partisi olmaz. El birliği ile bunu kaldırmamız gerekiyor. Bizde hiç ayrılık gayrılık yok. Yabancılık çekmeyeceksiniz diye konuştu. Konuşmaların ardından rozet törenine geçildi. İlçe Başkanı, Belediye Başkanı, İlçe yöneticileri ve Meclis üyeleri CHP çatısı altında bir araya gelen yüz yeni partiliye rozetlerini taktı. Çiğlili kadınlar seçim sonrası bir araya geldikleri Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan la eğlenceli bir gün geçirdiler. Eşi Ergül Arslan ile misafirlerini ağırlayan Başkan Arslan, belediyede öncelikli hizmetin kadınlara yönelik olacağını söyledi ve yapılacak kadına dönük projelerle ilgili bilgi verdi Çiğli de yaşayan kadınlar düzenlenen etkinlikle Çiğli Belediye Başkanı Hasan Arslan ile bir araya geldi. Kadınların yoğun ilgisi ile karşılaşan Başkan Hasan Arslan, eşi Ergül Arslan ile birlikte tüm konuklarla yakından ilgilendi. Kadınlara yönelik yapılacak hizmet ve projelerle ilgili açıklamalarda bulunan Başkan Arslan, kadının desteğini alamayan bir toplumun başarılı olamayacağını ifade etti. 30 Mart tarihinde yapılan yerel seçimlerde kadınların gücünü yakından gördüğünü belirten Başkan Hasan Arslan, Adaylık çalışmalarında kadınların performansını görünce açıkçası çok mutlu oldum. Arkamda güzel bir çalışma ordusu vardı. Hep beraber çok çalıştık ve kadınlarımızın sayesinde seçimi büyük bir farkla kazandık. Bu aslında kadınlarımızın başarısıdır dedi. KADINLAR ÖRGÜTLENMELİ Belediye başkanlığı süresince kadınların yerinin ayrı olacağını belirten Başkan Arslan, kadınların kendi aralarında örgütlenmelerini istedi. Kadınlar için sosyal etkinlikler ve kadına dönük proje ve hizmetlerin yapılacağını belirten Arslan, İzmir de oyunu en çok artıran ilçe Çiğli ve bunda kadınlarımızın önemli payı var. Hep beraber kazandık. Bizi birinci yaptığınız için çok teşekkür ediyorum. Ancak kadınlarımız örgütlü değil. Kadınlar kendi aralarında platform kurmalı. Sosyal hayat ve siyasette daha aktif olmalı i- fadelerini kullandı. KADIN PROJELERİ YOLDA Belediye hizmetlerinin önceliğini kadınlara yönelik hizmetlerin oluşturacağını söyleyen Başkan Arslan, yapılacak öncelikli projeler arasında kadın sığınma evi, Kadın danışma ve dayanışma merkezleri, çocuk eğitim merkezleri ile meslek edindirme kurslarını saydı. Kadınları evlerinden çıkarmayı amaçladıklarını bunun için de çeşitli projelerin gündemde olduğunu vurgulayan Başkan Arslan sözlerini şöyle sürdürdü; Kadınlarımızın evlerinden çıkması için çaba harcıyoruz. Öncelikle kadın danışma ve dayanışma merkezleri açacağız. Ayrıca toplumda gerçekten mağdur olan çok sayıda kadınımız var. Bunun için kadın sığınma evleri yapmamız lazım. Ben bunu çok önemsiyorum. Ayrıca işsiz ve aile ekonomisine katkıda bulunmak isteyen kadınlarımız için projelerimiz var. Onlar için iş garantili olan mesleki kurslar açacağız. Herkes kurs veriyor ama biz halk eğitim merkezi ile birlikte iş bulmanın daha kolay olduğu çocuk, hasta ve yaşlı bakım kursları vereceğiz. Ayrıca çalışan ve çalışmayan kadınlarımız için kreş açmak istiyoruz. Çocuk eğitim merkezi adı altında yuvalar oluşturacağız. Amacımız kadınlarımızın evlerinden çıkması, toplumda daha fazla görev üstlenmeleri ve sosyal çevre oluşturmaları. Eşim Ergül Hanım da bu konuda en büyük destekçim. Kısacası artık kadınlarımız evlerinden çıkmalı. Piriştina ya esnaf morali İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İESOB) Onursal Başkanı ve CHP Milletvekili Mehmet Ali Susam, esnaf temsilcileri ile birlikte Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina ya hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Genç Başkan, Yalnız olmadığımızı anladık dedi. Ziyarete Buca Esnaf O- dası, Buca Şoförler Odası, Buca Esnaf Kefalet Kooperatifi, İzmir Sıhhi Tesisatçılar Odası, İzmir Emlakçılar Odası, İzmir Elektronikçiler Odası, İzmir Pastacılar Odası ve İzmir Oto Galericiler Odası başkan ve yönetim kurulu üyeleri katıldı. Buca nın ve İzmir in önemli dinamikleri olarak adlandırdığı esnaf teşkilatını ağırlamaktan büyük mutluluk duyduğunu belirten Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina, Bu ziyaretinizle bize moral verdiniz. Yalnız olmadığımızı anladık. Sizler sayesinde çözemeyeceğimiz sorunumuz olmadığını anladık. Biz Buca yı birlikte yönetme sözü verdik ve bunu esnafla başlattık. Sizlerle esnafın sorunlarını her zaman konuşacağız. Herkesin gönlü rahat olsun. Şehrimiz emin ellerde. Verdiğiniz bu heyecanı kaybetmeden çalışırsak 5 yıl sonunda başarıya ulaşırız diye konuştu. CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam da, Biz destek olmaya, 5 yıl boyunca gözünüz, kulağınız, eliniz, ayağınız olmaya başarı dileklerimizi iletmeye geldik. Sizden başarılı çalışmalar bekliyoruz ve bunu becerecek kabiliyette olduğunuzu biliyoruz. Bu yolda her zaman yanınızda olacağız şeklinde konuştu. Ziyarette esnaf odalarının başkan ve yönetim kurulu üyeleri, tek tek söz alarak genç başkana başarı dileklerini iletti. PEKDAŞ ÇÖKEN YOLU İNCELEDİ Konak Belediye Başkanı Sema vam edecek. Korkunuzu ve endişenizi Çıkışı olan yürüyen merdivene bir de sıralarında yağmurun etkisiyle Pekdaş geçtiğimiz aylarda Konak anlıyorum. Elimizden geleni yapacağız dedi. erek istekte bulundu. Başkan Pekdaş Necip Mirkelamoğlu Sokak'taki yolda iniş eklenirse çok mutlu olacağım diy- Konak ilçesine bağlı Küçükyalı semti ilçesine bağlı Küçükyalı semti Necip Mirkelamoğlu Sokak'ta aşırı yağışlar Semt sakinlerinden Sabahat Öztürk ise gerekli incelemelerin yapılacağını çökme olmuş ve yolda park halinde bulunan bir araç arsaya düşerek hurdaya nedeniyle meydana gelen heyelanda ise yürüme problemi olduğunu ve çıkış ve imkan varsa yapılabileceğini söyledi. dönmüştü. Yaşanan olayda can kay- yıkılan istinat duvarını ve çöken yolu yönü olan yürüyen merdivenin iniş inceleyerek çalışmalara hız verilmesini yönü olmasını da istedi. Öztürk, bının olmaması ise sevindiriciydi. OCAK AYINDA ÇÖKMÜŞTÜ istedi. Yüzde 57 engelliyim. Bu sokak merdivenli olduğu için inip çıkamıyorum. 29 Ocak 2014 tarihinde gece saat Konak İlçesi Küçükyalı semtinde bulunan Mirkelamoğlu Sokak ta geçtiğimiz aylarda şiddetli yağmur nedeniyle meydana gelen heyelanda kayan yolu yerinde inceleyen Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, Fen İşleri Müdürlüğü nün en kısa zamanda yolun ve istinat duvarının onarılacağını söyledi. Sokakta bulunan dik merdivenlere ek olarak yürüyen merdiven yapımına da devam edildiğini kaydeden Başkan Pekdaş, Fen İşleri Müdürlüğü nün yollun tamamlanmasının ardından yapımı tamamlanan yürüyen merdivenin de hizmete sokulacağını söyledi. Korkudan evlere giremediklerini söyleyen semt sakinlerine gece gündüz çalışarak bir an önce sokağın güvenliğini sağlayacaklarını ifade eden Pekdaş, Yeni yapılan yürüyen merdiveni, göçüğün ve hasarın ne boyutta olduğunu yerinde görmek istedim. Arkadaşlarımız hızla çalışmalara de-

7 SAYFA 7 SONDAKiKA GAZETESİ >>7 SİYASET Nisan Şubat Salı Perşembe Temiz insanların duyguları üzerine şebeke kurdurtmam "Kutlu Doğum Haftası" programında konuşan Başbakan Erdoğan, "İnsanlara iftira atmak, insanların iffetlerine dil uzatmak, insanların mahremlerine girmek, bunları kaydedip tehdit ve şantaj aracı olarak kullanmak bu dinin, güzel dinimizin, hiçbir ilkesiyle asla bağdaşmaz"dedi "Kutlu Doğum Haftası" programında konuşan Başbakan Erdoğan, "İnsanlara iftira atmak, insanların iffetlerine dil uzatmak, insanların mahremlerine girmek, bunları kaydedip tehdit ve şantaj aracı olarak kullanmak bu dinin, güzel dinimizin, hiçbir ilkesiyle asla bağdaşmaz"dedi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Allah'tan başkasına kulluk eden kaybetmiştir. Kur'an-ı Kerim dışında delil arayan, yolundan sapmıştır. Resul-ü Kibriya Efendimiz dışında rehber arayan, ışığı arkasında bırakmıştır. Müslümanların idarecilerinden hatta bütün Müslümanlardan samimiyetini esirgeyen, bunun yanında başka idarecilerle başka otoritelere boyun eğen, saygı gösteren, başka Müslümanlardan yüz çeviren hem aldatan olmuş hem de aldanan olmuştur" dedi. Erdoğan, Sinan Erdem Spor Salonu'nda, Diyanet İşleri Başkanlığınca düzenlenen "Kutlu Doğum Haftası" programındaki konuşmasında, samimiyet köprüsü yıkılırsa, gönül ile dil arasındaki bağın koptuğunu, samimiyet yolu tıkanırsa kalp başka yöne bakarken, dilin başka şeyler söylediğini dile getirdi. Samimiyet üzerinde her zamankinden fazla düşünülmesi gereken bir çağda yaşandığını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: "Samimiyet üzerinde her zamankinden fazla durmamız, sormamız ve sorgulamamız gereken bir süreçten geçiyoruz. Tezahürün yani dış görünüşün, imajın bu kadar öne çıktığı bir dünyada, samimiyeti yeniden keşfedip idareden siyasete, adaletten ilme kadar her alanda samimiyeti yeniden egemen kılmamız gereken bir mücadeleye ihtiyaç duyuyoruz. Hiç kuşkusuz tek tek insanların olduğu kadar toplumların da bir kaderi vardır. Kaderin üzerinde bir kader vardır. Toplumlar, zaman zaman hayal kırıklığı yaşarlar, toplumlar, zaman zaman aldanırlar, aldatılırlar. Toplumlar, öyle zamanlar olur ki yenilirler, varlıklarını yitirirler, fetret dönemleri yaşarlar. Allah'a sonsuz hamd-ü senalar olsun ki insanın kalbi, toplumun kalbidir ve o kalbe yazılan iman silinmedikçe, toplumlar da ruh köklerinden, özlerinden, kendilerini var eden dinamiklerden kopuş yaşamazlar. Bugün her ne yaşıyor olursak olalım, takdir-i ilahi, dualar eşliğinde yürüyen bu milleti mutlaka bugünden çok daha iyi yerlere ulaştıracaktır. İnsanımızın ihlasını, samimiyetini, hizmet etme duygusunu istismar edenler, geride büyük bir aldatılmış duygusu bıraksalar da cemiyetin istikametini köreltemeyecek, kalpleri çöle asla çeviremeyeceklerdir." Erdoğan, Hazreti Peygamber'in "Din nasihattır, yani samimiyettir" diye buyurduğunu, "Kime?" diye sorulduğunda, "Allah'a, kitabına, resulüne, Müslümanların idarecilerine ve bütün Müslümanlara" dediğini aktararak, "Her bir kardeşimin şunu bilmesini isterim ki; gerçek bir mümin için Allah yeterlidir, onun kitabı yeterlidir, onun resulü yeterlidir. Allah'tan başkasına kulluk eden kaybetmiştir. Kur'an-ı Kerim dışında delil arayan, yolundan sapmıştır. Resul-ü Kibriya Efendimiz dışında rehber arayan, ışığı arkasında bırakmıştır. Müslümanların idarecilerinden hatta bütün Müslümanlardan samimiyetini esirgeyen, bunun yanında başka idarecilerle başka otoritelere boyun eğen, saygı gösteren, başka Müslümanlardan yüz çeviren hem aldatan olmuş hem de aldanan olmuştur" diye konuştu. "Örgüt çıkarları adına sınırları aşmak, iman ve samimiyet dairesini de terk etmektedir" Kur'an-ı Kerim'in çok açık şekilde "Muhammed, Allah'ın resulüdür" emrettiğini dile getiren Erdoğan, şunları söyledi: "Allah resulü istismar edilemez. Bütün müminlerin efendisi olan Hazreti Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi ve Sellem, dünyevi hırslar için, tamah için, iktidar ve güç arzusu için hiçbir şekilde ne mesajlarıyla ne yaşantısıyla, ne de rüyalarda ve filmlerde istismar aracı yapılamaz. Diyor ki Hazreti Nebi; 'Müslüman, dilinden ve elinden insanların selamette olduğu kişidir. Mümin ise insanların canları ve malları konusunda emin oldukları kişidir'. İnanmayanlara karşı gösterilen samimiyet ve muhabbetin, inanmayanlara karşı sergilenen selamet ve emniyetin, Müslümanlardan, mazlumlardan, diğer tüm insanlardan esirgenmesi asla ve asla İslam'la, ilimle ve ilim adamlığıyla izah edilemez. Masum, temiz, saf insanların duyguları üzerine bir çıkar şebekesi asla bina edilemez. İnsanlara iftira atmak, insanların iffetlerine dil uzatmak, insanların mahremlerine girmek, bunların kaydedip tehdit ve şantaj aracı olarak kullanmak bu dinin, güzel dinimizin, hiçbir ilkesiyle asla bağdaşmaz. İşte onun için tekrar ediyorum, çıkar şebekelerinin kirli oyunları adına istismar edilen kardeşlerime, işte onun için tekrar hatırlatıyorum; bize Allah yeter, bize Kur'an yeter, bize alemlere rahmet olarak gönderilmiş Hazreti Nebi yeter. Sınırlar belliyken, helal ve haram dairesi belliyken, örgüt çıkarları adına sınırları aşmak, helal ve haram dairesinden çıkmak, iman ve samimiyet dairesini de terk etmektedir. Açık açık ifade etmeliyim ki din, ne devletin ne siyasetin ne de arzularına yenik düşmüş hırslıların elinde elverişli bir imkan olarak görülemez. Tam tersine görevi halka ve hakka hizmet etmek olan her kurum, her oluşum ve her şahsiyet, bu milletin milli ve manevi değerlerini görmek, gözetmek ve ona saygı duymak durumundadır. Bunu da samimiyetle isar etmek zorundayız." "Rabbim bizi samimiyet çizgisinden hiçbir zaman ayırmasın diye dua ediyorum" Başbakan Erdoğan, sadece "samimiyet" dediklerini ifade ederek, konuşmasını şöyle tamamladı: "Din ve devlet ilişkilerinde istismarı şiddetle reddediyor, samimiyeti sonuna kadar savunuyoruz. Her meselemizde olduğu gibi din ve devlet münasebetlerinde de devlete ve insanlığa doğru yolu gösterecek olan, sadece ve sadece samimiyettir. Samimiyet, din ve devlet ilişkilerini normalleştireceği gibi dinin, devlet, siyaset ve hırslı şahıslar elinde saygısızlığa uğramasına, kutsiyetinin zedelenmesine engel olacaktır. Biz, bu ülkenin, bu toplumun milli ve manevi değerlerini savunurken, bunu, tarihimiz, medeniyetimiz ve istikbalimiz adına ve samimiyetle savunuyoruz. Bu toprakların, ilim, aşk ve iman hamuruyla yoğrulduğunu, böylece bugünlere ulaştığını biliyor, geleceğe de böyle yürüyebileceğine, böyle yücelebileceğine inanıyoruz. Kur'an ve Siyer-i Nebi derslerinin, başörtüsünün, paylaşmanın, yardımlaşmanın, kardeşliğin, bu ülkenin millet mefkuresinde ve maneviyat ikliminde önemli olduğuna inanıyor, toplumun normalleşmesi adına bunları samimiyetle savunuyoruz. Yine bu milletin mayasında hiçbir etnik köken gözetmeden, mezhep, inanç, din, dış görünüş farklılıklarını ayrıştırıcı vasıflar olarak görmeden, birlikte hoşgörüyle yaşama kültürü olduğu için her türlü ayrımcılığı samimiyetle reddediyoruz. Biz, siyasetle, idareyle, devletle millet arasında samimiyet köprüsüyle birbirine bağlanmış bir irtibatın kurulması için yine samimiyetle mücadele ediyoruz. Bizler bu makamlarda ve bu dünyada elbette gelip geçiciyiz. Önemli olan, ilk insan Adem Aleyhisselam'dan bugüne ulaşan iman ve fıtrat çizgisinin hiç sarsılmadan ve özünden kopmadan idame etmesidir. Hiç kuşkusuz din Allah'ındır. Rabbim her zaman dinini muhafaza edecektir. Bize düşen, samimiyet imtihanını başarıyla geçmektir. Hak için halk için hizmetler, eserler üreterek geride hoş bir sada bırakmak, hareketimizin, davamızın, siyasetimizin merkezi olmaya devam edecektir. 'Rabbim bizi samimiyet çizgisinden hiçbir zaman ayırmasın' diye dua ediyorum. 'Rabbim bizi Kur'an'ın ışığından, Resul-ü Ekrem efendimizin ve onun Ehli Beytinin rehberliğinden ayırmasın' diyorum. 'Rabbim milletimizin kardeşliğini, birlik ve bütünlüğünü muhafaza etsin, tüm Müslüman kardeşlerimizi, tüm insanlığı rahmetiyle, bereketiyle kuşatsın' diliyorum." - "Medya dedikoduyu değil hakkı manşetine taşıyabiliyorsa dürüst medyadır" Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Medya dedikoduyu değil, iftirayı değil, söylentiyi değil kalpte olanı yani hakkı manşetine taşıyabiliyor, gerçekle harf arasında samimiyet kurabiliyorsa dürüst medyadır" dedi. Erdoğan, Sinan Erdem Spor Salonu'nda, Diyanet İşleri Başkanlığı'nca düzenlenen "Kutlu Doğum Haftası" programındaki konuşmasına besmeleyle başladı. "Alemlere teşrifinin miladi seneyi devriyesinde sevgili peygamberimiz, efendimiz, önderimiz, rehberimiz, Muhammed Mustafa üzre selam salat olsun" diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yine Rabbimin salat ve selamının hazreti nebi efendimizin ailesinin onun ehlibeytinin üzerine olmasını diliyorum. Peygamber efendimizi görme şerefine nail olmuş, onu duymuş, onu dinlemiş, onun mübarek cismini temaşa etmiş, onun sohbet ve muhabbetini kana kana içmiş ashabı kirama da Allah'ın selamını iletiyorum. Hira Dağı'nda, Nur Mağarası'nda 'oku' emriyle mana, derinlik ve aşk hüvviyetine bürünen ilim pınarından beslenen, 14 asır boyunca insanlığı aydınlatan tüm evliyayı, tüm gönül insanlarını, tüm alimleri de rahmet ve minnetle yad ediyor, 'mekanları inşallah cennet olsun' diye dua ediyorum." Başbakan Erdoğan, bir kere daha kutlu doğuma, habibullahın doğumunun seneyi devriyesine ulaştırdığı için Allah'a hamdederek, şöyle devam etti: "Allah habibinin, Hazreti Muhammet Mustafa Sallallahu Aleyhi Vesellem efendimizin şefaatine bizleri nail eylesin. Rabbim iki cihanda da bizlerden rahmetini, mağfiretini, nimetini esirgemesin. Bizlere hazreti peygamberin şanlı sancağı altında haşrolmayı nasip eylesin diyorum. Bu vesileyle kutlu doğumun manasını her yıl Türkiye'ye ve dünyaya hatırlatan son derece anlamlı mevzular ışığında bizi ilahi mesajla tekrar tekrar buluşturan Diyanet İşleri Başkanlığımızı, sayın Başkanımız ve tüm ekibini de huzurlarınızda tebrik ediyorum." "İman en önce kalpte tecelli eder" Hazreti Muhammed'in "Allah sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz. Ancak kalplerinize ve amellerinize bakar" buyurduğunu anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti: "Evet kalp bir organ değil, bir et parçası değil, insanın varlık sebebini içinde taşıyan kimi zaman ilmin, aşkın, muhabbetin mekanı; kimi zaman nefretin, kinin zemini olan adeta beden ülkesinin saltanat merkezidir. İman en önce kalpte tecelli eder. İlahi mesajında buyurduğu gibi 'iman kalbe yazılır'. Allah kalplerde olanı bilendir. İçinizde kalpte olanı açığa vursanız, gizleseniz de Allah ondan dolayı hesaba çeker. Dilediğini affeder, dilediğine azap eder. Hazreti Mevlana 'testinin içinde ne varsa dışına da o sızar' diyor. Evet kalpte ne varsa dilde, gözde, elde, ayakta, tüm bedende o vardır. Dil neyi söylerse söylesin, el neyi eylerse eylesin eğer iman dilden öteye gitmeyip kalbi kuşatmıyorsa, kalbi tesiri altına almıyorsa, mühürleri kırarak kalbe yazılmıyorsa o gerçek iman değildir. Münafık odur ki kalbi başka yöne bakar dili başka yöne " Erdoğan, kalbinde nefret olanın, kin olanın, kalbi kararmış olanın dili her ne söylerse söylesin inandırıcılıktan tamamen uzak olacağını anlatarak, "Diyor ya Derviş Yunus: 'Taş gönülde ne biter, dilinde ağu tüter nice yumuşak söylese sözü savaşa benzer' Samimiyet kalp ile yani gönül ile dilin tüm bedenin uyumudur, muhabbetidir, birbiriyle sohbetidir. Samimiyet kalbin ve gönlün aynı yöne bakmasıdır" diye konuştu. Samimiyetin kalpte olanın sahtecilikten, aldatmadan, riyadan uzak şekilde dile, ele ve eyleme yansıması olduğunu dile getiren Erdoğan, "Her gün Kıbleye yöneliyor ve defalarca 'İyya kenabüdü ve iyya kenestain', (ancak sana kulluk eder ancak senden yardım dileriz) diyoruz. Her gün defalarca tekrarladığımız bu yakarış dilden kalbe indiği takdirde, bir mana ve bir karşılık ifade eder. Diliyle 'yanlız sana kulluk ederiz' deyip, kalbiyle putlara, güce, mal ve evlatlara tamah edenler, takdir edersiniz ki gerçek müminler değildirler. Diliyle milyonlarca kez de olsa 'ancak senden yardım dileriz' diyen ama kalbiyle güçten, hırstan, dünya malından, maddi olandan yardım bekleyenler, hiç şüphesiz hem aldatan hem de aldananlardır" ifadelerini kullandı. Başbakan Erdoğan, kalbin ihmal edildiği, cismin yani bedenin, görüntünün daha fazla nazarı dikkate alındığı bir çağda yaşandığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle devam ettirdi: (AA) CHP'li Tanal'dan Başbakan hakkında suç duyurusu - Tanal, Başbakan Erdoğan hakkında, "Anayasa Mahkemesi'ni ulusal çıkarlara ters kararlar almakla itham ederek devletin yargı organlarını alenen aşağıladığı" iddiasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkında, "Anayasa Mahkemesi'ni ulusal çıkarlara ters kararlar almakla itham ederek devletin yargı organlarını alenen aşağıladığı" iddiasıyla Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Tanal, dilekçesinde, Anayasa Mahkemesi'nin, 2 Nisan'da Twitter yasağını ifade özgürlüğüne aykırı bulması, 9 Nisan'da kamuoyunda "Tam Gün" olarak bilinen yasanın iki maddesinin yürürlüğünü durdurması, 10 Nisan'da HSYK nın yapısını değiştiren kanunun, Adalet Bakanı'na verilen yetkilerini düzenleyen hükümlerinin büyük çoğunluğunu ve 11 Nisan'da Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu'na tanınan kişisel verilerin işlenmesi ve gizliliğinin korunmasına ilişkin kanun hükmünü iptal etmesini anımsattı. Dilekçede, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 12 Nisan Cumartesi günü İstanbul Büyükşehir Belediyesi Avcılar Ambarlı İleri Biyolojik Arıtma Tesisi'nin açılış töreninde, "Anayasa Mahkemesi'ne ağır ifadelerde bulunarak, devletin anayasal bir kurumu olan Anayasa Mahkemesi'ni aşağıladığını ve ulusal çıkarlara ters kararlar almakla itham ettiği" savunuldu. Tanal dilekçesinde, bu durumun "Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesine göre, Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama suçunu oluşturduğunu" iddia etti. (AA)

8 SAYFA 8 MAVi KIRMIZI SARI SAYFA 9 SiYAH MAVi KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>8 GÜNCEL Nisan Şubat Salı Perşembe SONDAKiKA GAZETESİ >>9 GÜNCEL Nisan Şubat Salı Perşembe SIZINTI Abdullah LELİK Abdullah_lelik@hotmail.com GECiKMiŞ ÖNEMLi AÇIKLAMA YAPILDI Bir milletvekili ile bir gazeteci arasında yapıldığı iddia edilen telefon konuşmasında Kur'an-ı Kerimle alay edildiği konusundaki haberler günlerce basın organlarında günün konusu olmuştu. Olayın duyulmasından sonra adı geçen gazeteci defalarca özür dilemişti. Ancak özür dilemesi işinden kovulmasını engelleyemedi. Hürriyet gazetesi olayda adı geçen Metehan Demirle yollarını ayırdı. Olayın esas kahramanı eski Avrupa Birliği Bakanı olan parlamenter Egemen Bağış'ın la ilgili olarak ne üyesi olduğu partisi ne de Diyanet İşleri Başkanlığından bir açıklama gelmemişti. Diğer yandan Türkiye'de bazı hassas konuların da gündem oluşturması üzerine Diyanet bir açıklama yaparak gündem oluşturan konulara temas etmek ihtiyacı duymuş olacak ki geçte olsa yapılan açıklama faydalı oldu. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, 17 Aralık sonrası başlayan, zaman zaman Diyanet i de içine çeken tartışmalarla ilgili sessizliğini bozdu. Yaşanan süreçte din algısı büyük yara aldı diyen Görmez, telefon dinlemelerine yansıyan Bakara-makara konuşmalarını Din ve dince kutsal sayılan değerleri alaya almak, istihzaya almak insanın kendi tıynetini ortaya çıkarır sözleriyle yorumladı. Görmez, bu konuda alaycılık kadar, yapılan konuşmayı teşhir etmenin de gayri ahlaki olduğunu vurguladı. Görmez, Diyanet in yaptığı açıklamalar ve hutbeleriyle siyasete müdahil olduğu eleştirilerini de Dini tartışmalarla siyasi tartışmaların iç içe geçtiği zamanlarda, Diyanet ikisini bir birinden ayırarak din konusunda konuştuğu zaman, bunu siyasete müdahale diye değerlendirmek doğru değildir sözleriyle yanıtladı. Diyanet in bir geleneği vardır; daima siyasetin dışında, siyasetin üstünde bir duruşla meselelere bakar. Doğrudan içinde Hazreti Peygamber in tartışıldığı pek çok meselenin konuşulduğu bir süreci geride bıraktık. Diyanet, yalnızca kendi sınırları içinde kalarak, kendi ilgi alanlarıyla ilgili toplumu aydınlatma çabası içerisine girmiştir. Dolayısıyla eğer, dini tartışmalarla siyasi tartışmaların iç içe geçtiği zamanlarda ikisini bir birinden ayırarak din konusunda konuştuğu zaman, bunu siyasete müdahale ya da siyasi tartışmaların içerisine giriyor diye değerlendirmek doğru değildir. O bildiriye bakarsanız, en büyük talep doğrudan halktan geldi. Çünkü, bu süreçte bir bilgi kirlenmesi, kavram kargaşası yaşanıyor... Her şeyin netleşmesi açısından gecikmiş de olsak, Diyanet, Din İşleri Yüksek Kurulu nun da görüşlerini alarak 15 maddelik bildiriyi yayınlamayı tarihi bir vazife olarak kabul etmiş ve onunla tarihe not düşmüştür. Bu süreçte çok önemli tartışmalar yaşandı Peygamber e iman etmeden Allah a iman olur mu? dan tutun, Kainat imamlığı kavramı dinde var mıdır?, Bir din aliminin otoritesi ve bağlılık sınırları İslam a göre nelerdir?, Kuran-ı Kerim in sure ismi verilerek alay edilebilir mi? gibi birçok konuda süreç içerisinde tartışmanın siyasi ve hukuki boyutlarından farklı olarak salt dini olarak tartışılan ve toplum tarafından da Diyanet e sorulan her konuda Din İşleri Yüksek Kurulu, bütün delilleriyle birlikte bir çalışma yaptı ve bitirdi. Yakında bunu toplumla en güzel bir şekilde paylaşacağız. Bu, tekrar tartışmaya yön vermek ya da taraflara mesaj verme çalışması değil. Bu, süreçte meydana gelen bilgi kirliliğini ortadan kaldırmak için, doğrudan Diyanet e yöneltilen sorulara yanıt vermek içindir. Bu arada Diyanet e de bazı iftiralar atıldı. Onlara yanıtlar da olacak. Diyanet in Kuran kurslarında okuttuğu, Peygamberimizin hayatını anlatan bir kitap... Bu kitabın, Peygamber gelmeden önce, cahiliye dönemini anlatan bölümünde, evlenme çeşitlerinden söz edilirken geçen Muta nikahı, cımbızla, bir satırın fotoğrafı çekilerek, sosyal medya ortamında Diyanet İşleri Başkanlığı Muta nikahını meşrulaştırıyor diye, gayri insani ve ahlaki bir suçlamayla yayıldı. Böyle bir iftirayı atabilmek için hiçbir ahlak kuralını tanımamak gerekiyor. Bu süreçte din algısı büyük yaralar aldı. Bilhassa gençlikteki din algısı büyük yaralar aldı ve din bu tartışmalardan zararlı çıktı. Neden? Çünkü yıldır toplumun hayır ve hasenatıyla, zekatlarıyla bir varlık oluşturan bir yapı, doğrudan gündelik politikanın ve uluslararası siyasetin bir parçası olarak bir mücadele başlatıyor. Halbuki, toplum yardım yaparken, onu zihninde salt dini, ahlaki, eğitim, ilim çalışmaları yapan bir hareket olarak görüyor. Bu açıdan kandırıldığını hissediyor. En çok hayal kırıklıkları bu noktada yaşandı. Sonra, dindar kimlikleriyle öne çıkan insanların birbirlerine attıkları iftiralardan dolayı genç kuşakta din algısı büyük bir yara aldı diyebilirim. Bir defa din ve dince kutsal sayılan değerleri alaya almak, istihzaya almak insanın kendi tıynetini ortaya çıkarır ve sadece Diyanet İşleri Başkanı olarak değil, inanan bir mümin olarak bunu doğru bulmak asla mümkün olmaz. Ancak, tabii bilhassa bu süreçte insanlar bu gibi hususları birbirlerine silah olarak kullandılar. Yani, keşke amaç Kuran a olan saygıyı öne çıkarmak olsaydı. Yani, böyle bir konuşmayı yapmak, hele hele toplumu din üzerinden aldattığı itirafını yapmak ne kadar gayri ahlaki ise ve ne kadar günah ise, aslında bu tür günahları, yani iki kişi arasında geçen bu tür günahları teşhir etmek ve kamusallaştırmak da o derece gayri ahlaki. Hepsi için öyledir. Yani, İslam dini kamu hukukuna tecavüz olmadığı müddetçe, kötülük ve günahın teşhirini kabul etmez. Ben ilkeyi koyarım. Şu anda zaten dinlemelerden nefret ettim doğrusu. Bütün kamunun zarar göreceği, devletin ve milletin topyekün zarar göreceği birşey ise ayrı... Kaldı ki bunu da herhangi bir insan ya da topluluk kendisine bir güç devşirmek için kullanmamalı. Ben hiçbir dinlemenin ahlaki kaygılarla yapıldığını söyleyemiyorum. Peki, ya Diyanet İşleri Başkanı bu süreçlerde ölen çocukların annelerini, babalarını bizzat telefonla arayarak teselli etmişse? Hatta, bizzat ziyaret etmişse? Bunu da medyatik bir şova dönüştürmemek için de bunu salt insani bir kaygıyla yapmışsa ne diyecekler bu eleştiriyi yöneltenler? Tabii.. Bütün çocukları... Maalesef insanlar değerlendirmelerini sadece doğru bilgi ve hakikat üzerinden yapmıyorlar. Bir algıya dayalı ve taraf olarak yapıyorlar. Bunu illa medyaya duyurmak mı lazım? Bu doğru değil. Onun için ben bu süreçte bazı arkadaşların yazdıkları her satırın, onların sırtında bir vebal olarak kalacağını düşünüyorum. Ama, hakkımı helal ediyorum. Bizde kin gütmek yok. Bunlar artık hukuk çerçevesinde belirlenecek şeyler. Doğrudan Diyanet in alanına girmez. Sadece bunu yaparken, gerçekten yanlışlığı yapan kimse, onun tespit edilmesidir. Suçun şahsiliği ilkesi yalnızca bir hukuk ilkesi değil, aynı zaman da İslam ın da ahlaki bir ilkesidir. İLKLERİN KADINI YARIMADA'YI DA KALKINDIRACAK Ankara Hukuk Fakültesi mezunu Derya Okçelik, kendini turizme adadı. 20 yıl önce üç arkadaş kurdukları Türkiye'nin ilk kitap, kaset ve gümüş takının birarada satıldığı konsept dükkan 'Metropol'le İstanbul İstiklal Caddesi'nin kaderini değiştirdi. Yarattıkları yeni 'alışveriş trendi'yle yetinmeyip, Beyoğlu'nun 24 saat açık kalmasına da liderlik etti. 'Doğa'nın içinde yaşama hayalini gerçekleştirmek için yoğun çalışma yaşamının ardından bir gecede İstanbul'u terk etti. İzmir'de Yarımada'yı keşfetti. Gezmek için gelip "İşte burada yaşamalıyım" dediği Mordoğan'ın ilk butik oteli Mavi Keçi'yi 1.5 milyon lira yatırımla hizmete açtı. ÇAN SESLERİ İLHAM VERDİ MAVİ KEÇİ DOĞDU Yarımada'nın pek çok güzelliği yanında keçilerinin ayrı bir yeri vardır. Turizmci Derya Okçelik'i Mordoğan'a bağlayan da aslında keçiler oldu. Butik otel için yer arayışı sırasında Mordoğan'ın rüzgarlı tepesi ŞİFA DA İKİSİ BİR ARADA olarak da bilinen Çatalkaya Mevkii'ne geldiğinde burada yalnızca kayalık ve 3 zeytin ağacıyla karşılaştı. "Burası olur mu?" diye düşünürken bu kez önünden geçen keçi sürüsünün "çan"larından gelen sesler dikkatini çekti. Her birinin ayrı notalar eşliğinde çalan çanların seslerinin "büyüleyici bir melodiye dönüştüğünü işitiğini duyunca aradığım yeri de bulduğumu anladım" diyerek butik otelinin temellerini buraya attı. Dostuğun ve denizin rengi maviye özel bir ilgi duyan Derya Okçelik, otelin adını "Mavi Keçi" koydu. KEÇİ İNADI Eski bir Rum köyü ile yine eski bir Türk köyünün tam birleştiği noktada yer alan 'Mavi Keçi'nin kuruluş öyküsünü anlatan Derya Okçelik, "Çok zorlu bir doğanın içindeydik. Her yer taş, toprak; dikili ağaç bile yoktu. Yalnızca 3 zeytin ağacı vardı. Sadece keçilerin çıktığı bir tepedeydik. Keçiler, öyle sevimliler ki biliyorsunuz onların önüne yem koysanız bile yemezler. Şifa Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu nun tekniker adayı öğrencileri Sağlık Teknikerleri Günü nde beyaz önlüklerini giyerek mesleğe ilk adımlarını attılar Şifa Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu nun ilk öğrencileri, beyaz önlüklerini giyerek mesleklerine ilk adımlarını attılar. Şifa Üniversitesi Buca Eğitim ve Sağlık Yerleşkesi nde düzenlenen törene Şifa Sağlık Grup Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ateş, Şifa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Erdoğan, fakülte dekanları, öğretim üyeleri, öğrenciler ve öğrenci velileri katıldı. Türkiye nin sağlık alanındaki ilk tematik üniversitesi olan Şifa Üniversitesi, diğer üniversitelerden farklı olarak Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu da dahil tüm öğrencilerine beyaz önlük giydiren tek üniversite olarak dikkat çekiyor. Törenin ilk konuşmasını yapan Şifa Sağlık Hizmetleri MYO Müdürü Yrd. Doç. Dr. Muhittin Akyıldız, önlük giyme töreni için Sağlık Teknikerleri Gününü seçtiklerini belirterek, Hem Sağlık Teknikerleri Gününüzü tebrik edelim hem de sizlere beyaz önlüklerinizi giydirelim istedik. Şifa Sağlık Hizmetleri MYO olarak bugün ilkleri yaşıyoruz. İlk öğrencilerimize mesleğe adım atmanın simgesi olarak beyaz önlüklerini giydiriyoruz. Bu heyecanlarını paylaşıyor ve hepsini gönülden tebrik ediyorum. Sağlık oldukça zor; ancak zorluklarının yanında maddi ve manevi kazancı yüksek olan bir meslektir. Mesek hayatında muhattaplarınız hastalar ve hasta yakınları olacak. Bu insanlar oldukça kırılgan olabiliyorlar, empati kurarak her hastayı kendi anne-babanız, kardeşiniz bilerek onlara sabırla yaklaşmalı ve daima gülümsemelisiniz dedi. Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nazım İntepe de beyaz renginin sembolize ettiği kavramlara dikkat çekti. Beyaz önlüğün caka satma vesilesi değil, bir sorumluluğun göstergesi olduğunu anlatan İntepe, toplumsal iletişimde de renklerin özel anlamları olduğunu kaydetti. Beyaz önlüğün topluma; bu önlüğü giyen kişi, yapacağı iş için özel eğitim almıştır, bu konuda yetkindir, sorumludur ve bu görevi yerine getirmeye hazırdır mesajı ilettiğini belirten İntepe, Beyaz önlük aynı zamanda hijyeni temsil ettiği gibi ahlaki temizliği de temsil eder. Toplumda her zaman kötü ahlak sahipleri kınanır ancak bu kişi sağlıkçı ise iki kez kınanır dedi. EN İYİ EĞİTİMİ VERMEK İÇİN HER İMKANA SAHİBİZ Konuşmasında öğrencilere çok iyi bir eğitim almalarını tavsiye eden Şifa Sağlık Grup Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ateş de Şifa Üniversitesi nin bunun için her türlü imkana sahip olduğunu söyledi. Şifa Sağlık Grubu nun 1983 yılında 5-10 odalı bir poliklinikle hizmete başladığını hatırlatan Prof. Dr. Ateş, Bugün 800 yatakla hizmet veren, sene sonu itibariyle 2200 çalışanı, 400 civarında doktoru, Ekim ayında kayıt olacaklarla birlikte 2000 öğrenciye hizmet verecek olan Türkiye nin ilk tematik üniversitesinde okuyorsunuz. Şifa Sağlık Grubu, işe 100 metrekare ile başlamış, inşallah sene sonu itibariyle 100 bin metrekare kapalı alana ulaşmış olacağız. Tüm öğrencilerimiz için hem eğitim hem de istihdam noktasında her türlü imkanı hazırlamaya çalışıyoruz diye konuştu. Bu amaçla Bornova da Türkiye nin en büyük sağlık kampüsünün inşaatının devam ettiğini de hatırlatan Prof. Dr. Ateş, Bu üniversite en iyi eğitimi alacağınız, en güzel şekilde mesleğinizi uygulayacağınız bir üniversitedir. Bütün üniversiteler başımın tacıdır ama talebeye düşen öğretim üyesi sayısına, yatak sayısına baktığınızda bulunduğunuz üniversite istatistiksel olarak kendi alanında açık ara Türkiye deki iyi üniversitedir dedi. Konuşmaların ardından önlük giyme törenine geçildi. İlk olarak Anestezi, Fizyoterapi, Odyometri, Ağız ve Diş Sağlığı, Tıbbi Görüntüleme Teknikerliği, Elektronörofizyoloji, Optisyenlik, Tıbbi Dokümantasyon ve Sekreterlik ile Tıbbi Laboratuvar Teknikerliği bölümlerinin birincilerine Rektör Prof. Dr. Yusuf Erdoğan, Şifa Sağlık Grup Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ateş ve fakülte dekanları tarafından temsili olarak beyaz önlükleri giydirildi. Ardından da tüm öğrenciler ilk kez giydikleri beyaz önlükleri ile fotoğraf çektirdiler. Onlar zorlu yerleri tercih eder, mücadelecidilerler. Biz de onların mücadelesini örnek aldık. Aslında işin kolayına kaçıp düz ovada bir otel kurabilirdim ama rızkımızı yukarılarda aradık" dedi. İzmir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tarafından düzenlenen kariyer günlerinde İzmir in istihdam ve teknoloji üretimi konusundaki sorunları masaya yatırıldı. Konuşmacılar, yeni mezunların girişimcilik yerine kamuda işe girme yarışı üzerinde odaklandığına dikkat çekti Dekan Prof. Dr. Sabri Tekir in açılış konuşması ile başlayan İzmir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi kariyer günleri, uzmanlar ile öğrenciler ve akademisyenleri bir araya getirdi. İş dünyasının ihtiyaçlarının karşılanması noktasında üniversitelerin önemli yer tuttuğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tekir, İzmir Üniversitesi nde verilen eğitimin özellikle bu ihtiyaç ve kaynakları karşılamaya yönelik olduğunu söyledi. İlk oturuma Mülkiye Başmüfettişi, eski İZKA Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergüder Can ve eski Büyükşehir Belediye Başkanı, Yeminli Mali Müşavir Burhan Özfatura konuşmacı olarak katıldı. Mezunların yüzde 80 i kamuda çalışmak istiyor Açılışta söz alan İŞKUR İl Müdürü Kadri Kabak, üniversite mezunlarının girişimcilik konusunda isteksiz olduğuna dikkat çekti ve Mezunların yüzde 80 i kamuda çalışma beklenti ve hayali içinde. Bu beklentiyi tam tersine İLK BUTİK OTEL 15 dönümlük arazide 1.5 milyon lira yatırımla kurulan Mavi Keçi için çok çalıştıklarını ve Mordoğan'ın ilk butik otelini hizmete açtıklarını belirten Okçelik, "Elektrik yoktu, getirdik. İki yıl boyunca her noktasını kendi ellerimizle inşaa ettik. Yeri geldi usta bulamadık, heykeltıraş arkadaşım Ayhan Tomak'in katkılarıyla yılmadık yaptık" diye konuştu. DOĞAL DETOKS KAMPI Mavi Keçi Butik Otel'de herşey yüzde 100 doğal. Derya Okçelik, oteldeki sabunları bile kendilerinin yaptıklarına dikkat çekerek, "Yediğiniz herşey bu bölgede yetişiyor. Bahçemizin 500 metrekaresini de müşterilere ayırdık. Dileyenler orada kendileri domates, biber, salatalık yetiştirebiliyorlar. Hem toprakla uğraşıp hem de kendi ürünlerinin tadına bakabiliyorlar" dedi. HER HAFTA SANAT ETKİNLİĞİ Deniz, kum, Güneş'in ötesinde alternatif tatil imkanı sunduklarını belirten Derya Okçelik, "Yaz döneminde sanat atölyemizi açacağız. Gelenler her hafta farklı bir sanat koluyla karşılaşacaklar. Resim, müzik, heykel hatta makyaj eğitimi kursları açıyoruz. Tatil yaparken, kurslara da katılacaklar" diye konuştu. NASIL GİDİLİR Çeşme otoyoluna girdiğinizde Karaburun ayrımına girin. 30 km sonra Mordoğan'a girdiğinizde solunuzda Çatalkaya Mahallesi tabelasını göreceksiniz. Oraya doğru devam edin köyün camisine kadar çıkın. Yolun bundan sonraki kısmında Mavi Keçi tabelaları size eşlik edecek. Tek yapmanız onları takip etmek. Ayrıntılı bilgi 0 (232) nolu telefondan alınabilir. İzmir de işsizlik, Türkiye ortalamasının da üstünde Çok merak ediyorum bu amansız kardeş savaşında kim kazanacak. Tüm ülkenin çok şey kaybetme olasılığının yanında, daha önce de siyasi görüşümü belirtmiştim, tekrarlıyorum, CHP liyim, ancak keşke bu günleri, bu şekilde İzmir de işsizlik, Türkiye ortalamasının da üstünde çevirecek atılımlar yapılmalı. İnternet ve teknoloji konusunda zamanın gelişmelerine ayak uyduramayan büyük şirketlerin piyasadan silindikleri günler yaşıyoruz. Değişim ve dönüşüme katkıda bulunmayı hayal eden girişimciler yetiştirilmeli dedi. İŞKUR un geçen yıllardan farkla daha çok üniversite mezunlarına istihdama katmaya yöneldiğini sözlerine ekleyen Kabak, Geçen yıl doktora yapmış 3 kişiyi, bu yıl da bir pilotu işe yerleştirdik. Artık daha fazla yüksek eğitimli kişileri işe yerleştirmeye çalışıyoruz diye konuştu. Bölgeler arası gelişmişlik dengesizliği çok büyük Kamu Sektöründe Kariyer başlıklı oturuma konuşmacı olarak katılan Mülkiye Başmüfettişi, eski İZKA Genel Sekreteri Doç. Dr. Ergüder Can, TÜİK verilerine göre Türkiye genelinde yüzde 14 olan işsizlik oranının İzmir de yüzde 15.4 e yükseldiğine dikkat çekti ve Kalkınma yerelde başlamalı ancak bölgeler arası dengesizlik çok yüksek. Devlet Planlama Teşkilatı verilerine göre Kocaeli ile Ağrı nın gelişmişlik seviyeleri arasında 14 kat fark var. İzmir in Aliağa ilçesi gelişmişlik sıralamasında 454 üncü sıradayken Kemalpaşa 656 ncı sırada açıklamasında bulundu. Kamunun üretime değil hizmete yönelik çalışmalar yaptığını ancak katma değer üretiminin ancak teknoloji tabanlı sanayi yatırımları ile gerçekleştirilebileceğine dikkat çeken Doç. Dr. Can, Girişimciler (sermayem yok) bahanesinin arkasına saklanmamalı. KOSGEB, İZKA, TÜBİTAK gibi kurumların kaynaklarını etkin olarak kullanmalı dedi. Bilginin değeri 1 kilo çimentoda kuruş, nano teknolojide milyon dolar Türkiye nin bilişim toplumu olmazsa sömürge olmaktan kurtulamayacağını ifade eden eski Büyükşehir Belediye Başkanı, Yeminli Mali Müşavir Burhan Özfatura, Türkiye nin bu yüzyıl sonuna kadar teknoloji geliştiren ülkelerin kölesi haline geleceğini iddia etti. Kamuda görev almak için liyakat yerine torpil ve politik baskı mekanizmasının daha fazla işlerliğe sahip olduğunu dile getiren Özfatura, Bilginin değeri 1 kilo çimentoda kuruşlarla ölçülürken nano teknolojide milyon dolarlara çıkıyor. Ehil olanların devlette sivrilmesi mümkün değil. Mekatronik, bilişim, insan kaynakları, iktisat, genetik mühendisliği, moleküler biyoloji Türkiye için geleceğin meslekleri ancak bu konularda eğitim ve araştırmada olması gereken noktaya henüz ulaşamadık dedi. Kariyer günleri, Prof. Dr. Muzaffer Demirci nin moderatörlüğünde düzenlenen Dış Ticaret Sektöründe Kariyer başlıklı Ege İhracatçılar Birliği Başkanı Koordinatör Başkanı Mustafa Türkmenoğlu, Altınyağ eski Genel Müdürü Prof. Dr. Ramazan Abay ve Schnker Arkas Danışmanı Kemal Gülsular ın konuşmacı olarak katıldığı benzeri oturumlar ile devam etti. Firmalar tarafından kurulan stantlarda staj ve iş başvuruları yapan öğrencilerin CV hazırlama teknikleri ve mülakat konularında atölye çalışmaları gerçekleştirdikleri kariyer günleri, halk oyunları ekiplerinin gösterileri ile renklendi. Büyükşehir den üreticiye 1 milyon fidan Toplam 1 milyon adet meyve fidanının dağıtılacağı proje ile yaklaşık 20 bin dekar arazinin meyveciliğe kazandırılması hedefleniyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi, tarım üreticilerine destek olmak amacıyla başlattığı fidan dağıtımını, görev alanına yeni giren ilçelerde de sürdürdü. Önümüzdeki dönemde tüm ilçelerde devam edecek ve 5 yıllık periyoda yayılan dağıtım kapsamında, üreticilere 1 milyon adet fidan verileceği bildirildi. Büyükşehir Belediyesi, Kırsal Kesimde Gelir Getirici Faaliyetlerin Desteklenmesi Kapsamında Ağaçlandırma Projesi ile İzmir in 11 ilçe ve 450 köyündeki 20 bin çiftçiye toplam 500 bin adet meyve fidanı dağıttı. Bergama, Bayındır, Beydağ, Çeşme, Dikili, Karaburun, Kınık, Kiraz, Ödemiş, Selçuk ve Tire'deki üreticiler hem zeytin hem de armut, ayva, badem, ceviz, dut, elma, incir, erik, kayısı, kiraz, nar, şeftali ve vişne fidanları dağıtıldı. Proje kapsamında bugüne kadar dağıtılan fidanların alım bedeli 2 milyon lirayı aştı. Çalışmaları yürüten Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Yapı Şube Müdürlüğü yetkilileri, yeni bağlanan ilçelerdeki çiftçilere 1 dekarda yetişebilecek şekilde adet fidan dağıttıklarını belirterek şu bilgileri verdi: Bu projeyi toprak verimliliğinin artırılması, çiftçimize ek gelir sağlanması, boş kalan alanların meyve fidanlarıyla desteklenmesi ve meyveciliğin geliştirilmesi için çok önemsiyoruz. Çiftçilerimiz meyve fidanlarına ulaşma konusunda bazı sıkıntılar yaşıyordu. Bu eksikliği görerek fidanlarını biz temin ettik. 20 bin dekar arazi değerlendirilecek İzmir Büyükşehir Belediyesi nin 5 yıl sürecek Kırsal Kesimde Gelir Getirici Faaliyetlerin Desteklenmesi Kapsamında Ağaçlandırma Projesi ile bu yıl her üreticiye 1 dekar olmak üzere yaklaşık dekar arazinin üretime kazandırılması ve değerlendirilmesi hedefleniyor. Dağıtımların ardından yerli üreticiye kazandırılacak fidan sayısı 1 milyon adeti bulacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi, daha önceki yıllarda da çiftçi destek çalışmaları gerçekleştirmiş ve yılları arasında 15 ilçedeki 140 köyde, 7950 üreticiye 262 binin üzerinde meyve fidanı, bağ çubuğu ve zeytin dağıtımı yapmıştı. Büyükşehir Belediyesi, üreticilere destek olmak amacıyla ova yollarını asfaltlamaya, sözleşmeli üretim modeliyle kooperatiflere destek olmaya ve bölgedeki organik tarımı yaygınlaştırma çalışmalarına devam ediyor. Buzdolabından klima yaptı Eskişehir'de bir ortaokul öğrencisi, güneş enerjisiyle çalıştırdığı mini buzdolabını klimaya dönüştürdü. Hasan Polatkan Ortaokulu öğrencilerinden Furkan Ekrem Erkut "Doğa Dostu Klima" adını verdiği projesiyle Milli Eğitim Bakanlığı ile Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) iş birliğinde bu yıl 9'uncusu düzenlenen "Bu Benim Eserim" adlı yarışmaya katıldı. Yarışmada projesiyle Türkiye finaline yükselen Erkut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, söz konusu projede, güneş paneli, güneş pili ve mini buzdolabının bazı parçalarından yararlandığını söyledi. Güneş enerjisi dışında hiçbir ek enerji kullanmadan serinlik elde ettiğini belirten Erkut, şöyle konuştu: "Adana ve Mersin bölgesinde akrabalarım vardı. Yaz mevsimindeki sıcaklardan şikayet ediyorlardı. Onların bu şikayetlerinden etkilendim ve aklıma böyle bir proje geldi. İzmir Büyükşehir Belediyesi, kırsal kesimdeki gelir getirici faaliyetlerin desteklenmesi amacıyla 5 yıllık bir ağaçlandırma projesine başladı. "ÖĞRENCİMLE GURUR DUYUYORUM" Projenin danışman öğretmeni Selma Bedir de öğrencisinin bu proje üzerinde çok emek verdiğini belirterek, "Bilgiyi kullanabildiği için onunla gurur duyuyorum. Daha önceki benzer çalışmalarda böyle bir düzeneğin hiç yapılmadığını gördük. Bu proje tamamen öğrencimize ait. Onunla gurur duyuyorum" diye konuştu. (AA) İfade özgürlüğü, yaşam hakkının önüne geçmemeli İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Cihannüma Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezince düzenlenen konferansla internet ve internet hukuku ele alındı. Avukat Banko: "Kısıtlamalarla değil özgürlüklerle bir noktaya gelebiliriz ancak ifade özgürlüğü, başka insanların yaşam haklarını elinden almamalı. Youtube, uluslararası güvenliğimizi ihlal ettiğinden engellendi. Aynı şey Amerika nın başına gelse Amerika belki de Youtube un komple hizmetini durdururdu" dedi Bilişim hukuku alanında çalışan Ankara Barosu avukatlarından Sabire Meltem Banko, yeni internet düzenlemesi ve sosyal medya ağlara getirilen tedbir amaçlı erişim engellerine ilişkin, "Kısıtlamalarla değil özgürlüklerle bir noktaya gelebiliriz ancak ifade özgürlüğü, başka insanların yaşam haklarını elinden almamalı" dedi. Banko, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Cihannüma Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezince düzenlenen "İnternet ve Hukuk" konulu konferansta, İnternet kullanımında, 35 milyon kullanıcıyla dünyada 18. sırada yer alan Türkiye'nin, en popüler sosyal medya platformu olan Facebook kullanımında ise küresel çapta 6. Avrupa'da ise ilk sırada yer aldığını belirtti. Banko, Türkiye'nin bu potansiyeliyle birer ticari şirket olan sosyal medya platformlarına önemli paralar kazandırdığına işaret ederek, bu şirketlerle yaşanan hukuksal sorunlardan ayrı olarak Türkiye'nin öncelikle devlet tarafından verilecek teşviklerle kendi şirketlerini yaratması gerektiğine inandığını söyledi. Türkiye'nin, internet ve sosyal medya kullanımındaki ağırlığı dikkate alındığında bu alanda küresel ölçekte söz sahibi olması gerektiğini ifade eden Banko, "Dünyadaki internet politikalarında, yapılan yasaların uluslararası düzeyde işlevselliğinde çok önemli rol oynayabiliriz" dedi. - "Türk hukuk sistemi hiçe sayılamaz" Banko, hukuk ihlali içerdiği iddia edilen paylaşımlar nedeniyle bazı sosyal medya platformlarına getirilen tedbir amaçlı erişim engellerine de değinerek, şunları kaydetti: "Bir tweet ile insanın hayatı karartılabiliyor. Karalama amaçlı açılan bir web sitesiyle mağdur olan insanların evlenemediklerini, iş sahibi olamadıklarının örneklerini görüyoruz. Kısıtlamalarla değil özgürlüklerle bir noktaya gelebiliriz ancak ifade özgürlüğü, başka insanların yaşam haklarını elinden almamalı. Bunun önüne geçmeliyiz. Türkiye de bazı istenmeyen içerikler, Twitter vasıtasıyla milyonlarca kullanıcıyla paylaşıldı. Türkiye taleplerini Twitter'a iletti ancak bunlara cevap alamadı. Ülkemizde bu gibi mağduriyetler çözüm kazanmıyor. Twitter'ın uluslararası hukuk zihniyetiyle konuya yaklaşması gerekiyor. Biz başvuru yaptığımızda, 'Amerikan hukukuna göre suç teşkil etmiyor, size cevap verirsek kendi anayasamıza aykırılık etmiş oluruz' diye cevap geliyor. Bu durumda vatandaşımız mağdur oluyor. Twitter, Türk hukuk sistemini hiçe sayamaz. Amerika'da Twitter için yasa çıkarıldı. Herhangi bir suç oluştuğu zaman Twitter'dan bilgileri isteyip alıyorlar ve suçluları derhal yakalıyorlar. Youtube da uluslararası güvenliğimizi ihlal ettiğinden engellendi. Aynı şey Amerika nın başına gelse Amerika belki de Youtube un komple hizmetini durdururdu." "İnternet nükleer silahtan daha tehlikeli" Son 20 yılda dünyadaki savaşların yüzde 95 inin iç savaş olarak yaşandığını, bu savaşlarda da en büyük silahın sosyal medya ve internet olarak öne çıktığını savunan Banko, "İnternetin nükleer silahtan daha etkili olduğunu düşünüyorum. Nükleer silahın nereden geldiği bellidir ancak internet üzerinden gelen saldırıların sizi nereden vurduğu hiç belli değildir. Gezi parkı olaylarında atılan tweetlerin birçoğunun yurt dışından manipülatif olarak atıldığını görmekteyiz" diye konuştu. Banko, internet üzerinden örgütlenerek suça yönelik fiillerde bulunulmasıyla ilgili yasal boşluk bulunduğunu ileri sürerek, bu konuda düzenlemeye ihtiyaç olduğunu sözlerine ekledi. (AA) Atıklar yardıma dönüşecek!. Aliağa Kent Konseyi Kadın Meclisi tarafından Tek Yürek Kadın Dayanışma Derneği yararına yürütülen projeyle atık malzemelerden yapılan eşyalar maddi desteğe ihtiyacı olan kız öğrencilerin eğitimine katkı için satışa sunulacak. Projeye Aliağa TED Koleji velileri de destek vererek, atık malzemelerden yaptıkları çeşitli eşyaları satarak elde ettikleri geliri dernek yararına bağışlayacaklar. TED Aliağa Koleji Vakıf Yönetim Kurulu Başkanı H. Deniz Komsuoğlu, "TED ailesi olarak öğrencilerimizle yürüttüğümüz bu sosyal sorumluluk projesine velilerimizin de katılarak bir arada üretim yapmalarından ve bu değerli sorumluluğu bir arada paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyoruz" diye konuştu.

9 SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >>10 GÜNCEL Şubat Nisan Perşembe Salı Buldan Belediye Meclisi internetten takip edilebilecek Buldan Belediye Meclisi, meclis toplantılarının internet ve farklı mecralardan canlı olarak yayınlanmasına olarak tanıyan önergeyi kabul etti. Buldan Belediye Meclisi, 30 Mart'ta yapılan yerel seçimlerin ardından oluşan yeni yapısıyla ilk toplantısını yaptı. Belediye başkanı Mustafa Gülbay başkanlığında toplanan meclisin açılışında, saygı duruşunda bulunularak İstiklal Marşı okundu. Gülbay, açılışta yaptığı konuşmada, 30 Mart yerel seçimleri öncesi seçmenlere, "şefaf belediyecilik" vaat ettiklerini hatırlatarak, bu vaadi ilk meclis toplantısında hayata geçirmek için "belediye meclis toplantılarının internet ve farklı mecralardan canlı yayınlanmasına" ilişkin önergeyi meclisin onayına sunduğunu belirtti. Öngerge, yapılan oylamada tüm meclis üyelerinin desteğiyle kabul edildi. Gülbay, önergenin kabulünün ardından meclis üyelerine teşekkür ederek, "Bundan sonraki meclis toplantılarımızı herkes, internet üzerinden canlı olarak izleyebilecek. Mazbatamızı aldıktan hemen sonra belediye başkanlığı odasındaki kapıyı kendi ellerimle söktüm, şimdi de meclis toplantılarını halkla paylaşıyorum, amacımız şeffaf belediyecilik" dedi. (AA) Kaybedeni olmayan yarışmada herkes O'nu okuyup kazandı Denizli de 25 bin kişinin katıldığı Herkes O'nu Okuyor" yarışmasında dereceye girenler törenle ödüllendirildi. Peygamber Yolu Derneği tarafından projelendirilen yarışmanın Denizli'deki organizasyonunu üstlenen Denizli Eğitim Gönüllüleri Derneği (DEGDER)'nin ödül töreni, EGS Park Kongre Merkezi nde yapıldı. Şehrin en büyük salonu olan merkezde, aşırı izdihamdan dolayı yüzlerce kişi binanın ara boşluklarında ve yanında açılan bir salonda, töreni sinevizyondan seyretti. Kur'ân okunmasıyla başlayan törende konuşan DEGDER Başkanı Mehmet Seres, 30 seans halinde yapılan yarışmanın kaybedeni olmadığını söyledi. Ortaokul, lise ve yetişkinler için üç kategoride belirlenen kitaplar okunduğunu kaydederek, "Ortaokul için Rahime Kaya'nın 'Efendiler Efendisi Hz. Muhammed', lise için Reşit Haylamaz'ın 'Efendimiz', yetişkinler içinse Fethullah Gülen Hocaefendi'nin 'Sonsuz Nur' serisi okundu. Yarışmaya katılacak herkes, Hz. Peygamber (SAV)'in hayatını yeniden öğrendi. Amacımız Ümmet-i Muhammed in her bir bireyi olarak Efendimiz (SAV) i tanımak, sünnetini ihya etmek, O'nu sadece süslü sözlerle övmenin ötesinde, tüm canlılığıyla hayatımızın her karesinde canlandırmaktır. En önemlisi de Allah tan getirdiği tüm hak ve hakikatleri tam anlamıyla idrak edip hayat düsturu yapmaktır. Benim adım, güneşin doğup battığı her yere ulaşacaktır. hadis i şerîfini gerçekleştirme şuurunu taşımaktır. dedi. Yetişkinler kategorisinde ilk üçe giren Jule Yeşildağ, Bülent Çakmak ve Nihal Bağrıaçık ile liseler kategorisinde birinci olan İsmail Türkyol umreyle ödüllendirildi. Yeşildağ, birinci olduğunu duyunca heyecanını su içerek güçlükle bastırabildi. Somali den gelip Özel Servergazi Lisesi'nde okuyan Zekeriya İbrahim'inse liseler kategorisinde binlerce kişinin içinde altıncı sırada yer alabilmesi büyük alkış aldı. Iphone, Ipad, tablet bilgisayar, bisiklet gibi ödüllerin verildiği yarışmada dereceye girenler şöyle sıralandı: Ortaokullar Gülbahar Yazır, Raziye Yıldırım, Sena Çoban, Şerife Nur Çınar, İmran Ağaç, Kemal Dağ, Ceren İlkin, Enise Gökçe, Ayşe Çağlar, Esra Doğan, Ayşe Ocakoğlu ve Semih Bağ. Liseler İsmail Türkyol, Tuncay Sert, Burak Caner Duruş, Furkan Eryiğit, Aysun Ataraltundaş, Zekeriyya İbrahim, Ayşe Serdar, Fatma Hasibe Dinç, Zeynep Uğur, Nur Kayahan, Sultan Tüğdür ve Elif Çelik. Yetişkinler Jule Yeşildağ, Bülent Çakmak, Nihal Bağrıaçık, Hasan Yeşil, Zafer Gürsoy, Ayşe Günay, Murat Solak, Ramazan Erbay, Miray Çakal, Şerife Kaba, Mustafa Akyol ve Sümeyra Gökçe. (CİHAN) Başkan ZOLAN'dan köylere tam destek Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan Garipköylü hemşehrilerini makamında ağırladı. Ziyaretten dolayı mutlu olduğunu kaydeden Başkan Zolan, Sizlerin desteği ve duaları ile daha başarılı çalışmalar yapacağız dedi Seçimlerin ardından tebrikleri makamında kabul eden Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolani Garipköylü hemşehrilerini makamında ağırladı. Seçim sürecinin yoğun geçtiğini ve halkın duaları ve desteği ile seçimi kazandıklarını ifade eden Başkan Zolan, Tarihi bir seçim süreci geçirdik. Denizli Belediyesi nin son Belediye Başkanı aynı zamanda ilk Büyükşehir Belediye Başkanı oldum. Biz 10 yıldır halkımızın daha refah daha güzel ve daha modern şartlarda yaşamalarını sağlamak için çalışmalar yaptık. Merkezde yapmış olduğumuz çalışmalarımızı bundan sonra tüm Denizli nin geneline yayacağız. Hemşehrilerimin beni bu süreçte yalnız bırakmaması ve duaları ile yanımda olduklarını hissetmek bana gurur verdi. Doğduğum, büyüdüğüm, ekmeğini yediğim, suyunu içtiğim toprakların, Garipköyümün güzel insanlarının bugün beni ziyaret etmesi de bana güç verdi. Her şeyden önce şunu söylemeliyim. Garipköylü olmaktan hep gurur duydum ve bunu her fırsatta dile getirdim. Çünkü Garipköylüler el attığı her işte başarılı olmuştur. Birlik ve beraberlik içinde olmuştur. Sizlerin ziyareti, desteği ve duaları tüm yorgunluğumuzu aldı. Bir ağaç daha yukarıya daha ileriye gidecekse köklerinden güç almak zorundadır. Bir ağaç köklerinden bağını koparırsa, güç alamıyorsa ayakta kalması mümkün değildir. Biz sizlerle yani köklerimizle Garipköy ile bağımızı hiç koparmadık. İleriye gitmek, büyümek istiyoruz ve bizde sizden köklerimizden güç, enerji alıyoruz. Bu yoğun temponun enerjisini Garipköy'den aldım. Burada sizlerle birlikte olmaktan onur ve gurur duyuyorum. İyi ki geldiniz. Ayağınıza sağlık dedi. Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan gerçekleştirilen samimi ziyarette hemşehrileri ile tek tek ilgilenerek sohbet etme imkanı buldu. Ziyaret sonrasında Başkan Zolan'a tablo hediye edildi. SAMİMİYET SAMİMİ BİR NİYETLE MÜMKÜNDÜR! AK Parti Manisa Milletvekili Dr. Muzaffer Yurttaş Kutlu Doğum Haftası nedeniyle bir açıklama yaptı. Açıklamasında Yurttaş Bu hafta vesilesi ile Peygamberimizi ve O nun getirdiklerini gelecek nesillerimize aktarmalıyız. Hayatıyla insanlığa örnek olmuş, insanları daima kardeşliğe, hoşgörülü olmaya, birbirine saygı göstermeye, iyiliğe, yardımlaşmaya ve dayanışmaya teşvik etmiştir. Bugün Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir buyurarak diğergam olmaya, yoksulu, mazlumu gözetmeye davet eden örnek insana bütün dünya muhtaçtır dedi. Yurttaş Biz Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Boşnak, Alevi, Sunni hepimiz birbirimizin kardeşiyiz. Rabbimiz, kitabımız, dinimiz, kıblemiz, vatanımız, bayrağımız, camimiz bir ve aynı safta omuz omuza duruyoruz. Bütün bu birlikteliklere sahip olan bizleri bölmek, aramıza fitne tohumları sokmak isteyenlere asla fırsat vermemeliyiz. Rabbimiz aramızdaki kardeşliği, birlikteliği, sevgiyi daha ileri götürmeyi, birbirimize merhamet duyguları beslemeyi, birbirimizin ihtiyaçlarını gidermeyi, sıkıntılarımıza çare olmayı nasip etsin. Birlik ve beraberliğimizi bozmak isteyenlere fırsat vermesin. Aramıza bozgunculuk sokmak isteyenleri Kahhar sıfatı ile kahreylesin dedi. Dr. Muzaffer Yurttaş açıklamasında Samimiyet samimi bir niyetle sağlanır. Samimi bir niyeti olmayandan samimiyet beklenemez. Kendilerinden başka kimseyi tanımayanlar, başkasının ayaklarına çelme takmaya çalışanlar gerçek Müslüman olamaz. Çünkü Müslüman ona derler ki, elinden ve dilinden Müslümanların selamette olduğu kişidir Müslüman. Eğitim sisteminde yaptığımız değişiklik ile, İmam Hatip Liselerinin orta kısımlarını tekrar açtık, Kuran Kurslarını açtık ve açmaya devam ediyoruz. Kuranı kerim ve Siyeri Nebi (Peygamberimizin Hayatı) yi tüm okullarda seçmeli ders olarak çocuklarımıza kazandırdık. İnançları gereği başını örten kardeşlerimiz hem okullarda, hem kamuda hem mecliste artık serbestçe istedikleri gibi giyinme hakkına sahiptirler dedi. Yurttaş İnsanlığı, içinde bulunduğu karanlık dünyadan kurtarmak; onlara kılavuzluk yaparak yollarını aydınlatmak üzere ışıklar saçan bir kandil olarak seçilmiş ve vazifelendirilmiş olan Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed S.A.V in dünyaya teşriflerinin yıldönümü olarak kutlandığı Kutlu Doğum Haftası nın saygıdeğer halkımıza, İslam alemine ve tüm insanlığa barış, sevgi, huzur ve hayırlar getirmesini dilerim dedi.

10 SAYFA Nisan 2014 Salı SONDAKiKA GAZETESİ >> 11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ 17 Şubat 2013 Perşembe Rıdvan D LMEN FOTOMAÇ GAZETESİ Evet, bu tarih Fenerbahçe'yi yaralamıştır. Ama Fenerbahçe, 3 Temmuz 2011'den sonra büyük kulüpten, çok büyük kulüp haline gelmiştir. Büyük kenetlenme yaşanmış, çok güçlenilmiştir Fenerbahçe haftayı lig tarihinin rekorunu kırıyor. 4 hafta kala şampiyonluğunu ilan ediyor. Son 3 haftada oynayacağı Çaykur Rizespor maçına kalırsa yine kendine ait rekoru egale edecek. Kolay değil... Antalya maçını oynamak da kolay değil... Bu sezonu oynamak da kolay değil. Maçtan başlayalım... Antalyaspor'un puan ve puanlara ihtiyacı var. Kredisi yok. Fenerbahçe'nin bol kredisi var, 6 oyuncusu da eksik. Ama kalan oyuncuların teknik direktörün kalbi var. Çok mu iyi oynadı. Bence hayır... Ama kalpten, candan oyunun sonuna kadar her şeylerini verdi oyuncular. Antalyaspor takımı açık oynuyor. Kazanmaya gelmiş. İlk yarıda Fenerbahçe kalesini birkaç kez yokladılar. Duran toptan bir gol buldular. İkinci yarıda bir topu Volkan Kuruluş tarihi: 3 Temmuz 2011 çıkardı. Bir dane de paralel gelen topu Hasan Ali kademeye girip çıkardı. Onun dışında bir pozisyon vermedi Fenerbahçe. Meireles, Selçuk ve Salih'ten ve sonra Salih'in yerine giren Alper de çok koştular. Moussa Sow kuvvetli, canlı. TEMEL YILLAR ÖNCE ATILDI Hazırlık pasıyla gol bulmadılar ama diğer takımdan farklı olarak duran toptan 3 gol buldu Fenerbahçe. Sonuçta sezon başında yeni bir hoca gelmiş. Bu hocanın yaptığı transferler var. Sezon bitiminde de bu takımın Avrupa kupalarına katılmayacağı belli. Buna rağmen bu kadar mücadele edilmesi, rakiplerine bu kadar fark atılmasına şapka çıkarmak, saygı duymak gerekir. Taraftarın da bunda büyük etkisi var. 3 Temmuz, 5 Temmuz'a inanmadı, sonuna kadar yönetimin, takımın arkasında durdu. Yağmur çamur demeden destekledi, kulübü ayakta tuttu. 3 Temmuz Fenerbahçe'yi yaralamıştır ama bu tarih kulübün 2. kuruluşudur. Fenerbahçe bu tarihten sonra büyük kulüpten çok büyük kulüp haline gelmiştir. Büyük kenetlenme yaşanmış, çok güçlenilmiştir. 5 branşta final oynaması bunun kanıtı. KADLEC TAM BİR PRO- FESYONEL Sarı-lacivertli takım duran toptan 3 gol buldu dün Antalyaspor karşısında. Duran top derken Kadlec'i daha önce oynadığı maçta da beğenmiştim. Almanya'da da duran toplardan golleri vardı. Sol ayağıyla iki golü buldu. Kadlec görev verildiği zaman her saniye hazırım diyen iyi bir profesyonel. Hiçbir zaman sorun çıkarmıyor. Bunun karşılığına da dün aldı. Daha önceki dönemlerinde duran toplardan gol atmıştı ama sakatlığı nedeniyle düşüş yaşamıştı. Dün geri döndü, tebrik ederiz. ERSUN YANAL ENKAZ EDEBİYATI YAPMADI Fenerbahçe'nin teknik direktörü Ersun Yanal bu takımı bir arada tutuyor. Takımı her zaman ofansif oynatıyor, rakiplerine saygı duyuyor. Takım hiçbir zaman oyundan düşmüyor. Geldikten sonra hiçbir zaman enkaz edebiyatı yapmıyor. Ersun Yanal, Fenerbahçe için bir şanstır. Eski hoca Aykut Kocaman da öyleydi. İkisi de detaycı bir teknik direktör. Bu ne demek? Teknolojiden ve bilimden yararlanıyorlar. Ersun Yanal tırnakları ile bu noktaya geldi. Yönetim de kadroyu boşaltmadı, aksine kadroyu takviye yaparak bu işe inandığını gösterdi. RAKİPLERİNİ EZE EZE ŞAMPİYON Fenerbahçe'de yıllardır bir temel atılıyordu. Bu takım ya birinci ya da ikinci oluyordu. Sonuçta sarı-lacivertli takım bu sezon hem oyun olarak hem de puan farkı olarak rakiplerine karşı ezici bir üstünlükle şampiyon olmuştur. Olmuştur diyorum, bunu saygısızlık olarak algılamamak lazım. Fenerbahçe eğer kırmızı kar yağmazsa bu sezon şampiyonluğa ulaşacaktır. Fenerbahçe şampiyonluğa ulaşacak. Futbolcular, Şampiyonlar Ligi'ne gidemeyecek. Ama hiçbiri bunu sorun etmedi. Bu anlamda bu şampiyonluk belki de tarihinin en anlamlı şampiyonluğu olacaktır Osman ÜNLÜ TÜRKİYE GAZETESİ Cennet ehlini seversen Cennet ehlini seversen İftara doğru Osman Ünlü osman.unlu@tg.com.tr Facebook ''Cehennemden korkarsan, dünyâ musîbetleri sana hafif ve kolay gelir. Cennet ehlini seversen, kıyâmet günü onlarla berâber olursun...'' Müslümân, elinden geldiği kadar, herkese ve her zamân çok iyilik yapmalıdır. Çünkü Allahü teâlâ, hayırlı iş yapan kullarını çok sever. Resûlullah efendimiz buyurdu ki: (Bir kimse bir fakîre bir lokma yiyecek verse, lokma o kimseye beş şey ile müjde eder: 1-Bir tâne idim, beni çoğalttın. 2-Ben küçük iken, beni büyüttün. 3-Düşman iken, beni dost eyledin. 4-Fânî, yok olmak üzere iken, beni bâkî, sonsuz kalıcı eyledin. 5-Şimdiye kadar sen beni muhâfaza ederdin. Mehmet BARLAS SABAH GAZETESİ Bundan sonra ben seni muhâfaza ederim.) Süfyân-ı Sevrî hazretleri, sevdiklerinden birisine hitaben buyurur ki: Kıymetli kardeşim, cömert olursan Allahü teâlâ, senin hesâbını kolay yapar. Çok iyilik yaparsan, kabrinde sana arkadaş olur. Harâmlardan sakınırsan, îmânın tadını duyarsın. Harâmlardan ve şüphelilerden uzak duranlarla oturup kalkarsan, Allahü teâlâ âhiretini iyi yapar. Dînin ve âhiretin husûsunda, Allahü teâlâdan korkan kimselerle istişâre et, onlara danış. Hayırlı işlerde acele edersen, Allahü teâlâ, seninle, günah olan şeyler arasına perde yapar. Allahü teâlâyı çok anarsan, O seni dünyâya düşkün yapmaz. Ölümü çok hatırlarsan, Allahü teâlâ, sana dünyâ işini hafif, kolay kılar. Cennete kavuşmaya arzulu olursan, Allahü teâlâ seni beğendiği işleri yapmaya muvaffak kılar. Cehennemden korkarsan, dünyâ musîbetleri sana hafif ve kolay gelir. Cennet ehlini seversen, kıyâmet günü onlarla berâber olursun. Kötülük yapanları sevmezsen, Allahü teâlâ seni sever. Müslümanlardan hiç kimseye kötü söz söyleme. Hiçbir iyiliği hor görme. Açıkta ve gizlide ilk işin, Allahü teâlâdan korkup, yasakladığı şeylerden sakınmak olsun. Allahü teâlâdan şöyle kork: Ölmüşsün, kabirde başına gelenleri görmüşsün, sonra kıyâmet kopup diriltilmişsin, sonra haşr olup, Allahü teâlânın huzûrunda durmuş dünyâda yaptıklarından hesâba çekiliyorsun, bu sıradaki sıkıntılarla karşılaşıyorsun, sonra Cennet ve Cehenneme gidiyorsun. Eğer Cennete gidiyorsan, ebedî nîmetlere kavuşuyorsun, Cehenneme gidersen, çeşit çeşit azaplar göreceksin ve orada olup, kurtulma da yok. İşte bütün bunları görüp, başına bir musîbet gelmesinden nasıl korkuyorsan, Allahü teâlâdan da öylece kork! Her insana elden geldiği kadar iyilik etmeli, Müslümânların ilim öğrenmelerine ve ibâdetlerine yardım etmelidir. En büyük yardım, onlara Ehl-i sünnet i'tikâdını, helâlleri, harâmları, farzları öğretmek ve hâtırlatmaktır. Bunları da Allah rızâsı için yapmalıdır. Resûlullah efendimiz buyurdu ki: (Allahü teâlâya Cebrâîl aleyhisselâm gibi ibâdet etseniz, mü'minleri, Allah için sevmedikçe ve kâfirleri, Allah için kötü bilmedikçe, hiçbir ibâdetiniz, hayrat ve hasenâtınız kabûl olmaz!) Allahü teâlânın en çok sevdiği ibâdet, hubb-i fillah ve buğd-ı fillahdır. Yani, Müslümânları sevip, onlara yardım ve hayır duâ etmek ve İslâmiyete, Müslümânlara düşmanlık edenleri sevmemek, îmâna, hidâyete kavuşmaları için duâ etmektir. Netice olarak, iyilik yapanlara iyilik yapmalı, kötülük yapanları, zulmedenleri affetmeli, onlara nasîhat etmeli, doğru yolu bulmaları için çalışmalıdır Bunlar fiyaskolardan da ders almaz ki Taha AKYOL HÜRRİYET GAZETESİ Siyaset ve hukuk ANAYASA Mahkemesi nin son kararları üzerine çok yararlı hukuki tartışmalar yapılabilirdi fakat yine siyaset ağır bastı; AYM ye karşı siyasi bir kampanya başlatıldı. Keşke AYM kararlarını kuvvetler ayrılığı, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı, evrensel hukuk gibi temel kavramlar açısından tartışabilseydik... Sayın Başbakan AYM yi eleştirirken Herkes sınırını bilecek diye konuştu. Keşke hem yargının sınırını hem yasama ve yürütmenin sınırını kuvvetler ayrığı ilkesi açısından tartışabilseydik... Bu tartışmalar, hukuk kültürümüze büyük katkı sağlardı. Fakat siyasi asabiyet ağır bastı. Hatta AYM Başkanı Haşim Kılıç a Mahalle değiştirdi, eski mahallene dön! diye eleştiriler yayınlandı! Liberal demokrasinin temelindeki yüksek hukuki değerler siyasi bir mahalle kavgasına indirgendi! Görüyor musunuz siyasi asabiyet yüksek hukuki değerleri nasıl eziyor?! 2004 ve 2010 REFORMLARI AYM nin son kararlarında hukuki hatalar elbette olabilir. Fakat AYM yi siyaseten eleştirenlerin bir tek AİHM içtihadından bahsettiklerini duydunuz mu? Halbuki AYM nin kararlarında çok sayıda AİHM içtihadına referans vardır yılında Anayasa nın 90. maddesine evrensel hukuk, üstün hukuktur anlamında hüküm koyanlar, şimdi AİHM içtihatlarını uyguladığı için AYM yi suçluyorlar. Adliye müfettişlerinin 2010 referandumu ile Adalet Bakanlığı ndan alınıp HSYK ya bağlanmasını o zaman yargı bağımsızlığı adına haklı olarak alkışlamış olan AKP li hukukçular... Şimdi bu müfettişleri tekrar Bakan a bağlayan maddeleri iptal etti diye AYM yi suçluyorlar! Dahası, kişilerin yaptığı hak ihlallerine karşı sulh ceza mahkemesine yapılacak başvuru ile kamu güçlerinin yaptığı hak ihlallerine karşı AYM ye yapılacak bireysel başvuru yu karıştıran hukuk profesörleri gördük, bugünlerde! MAHKEME GÜNDEMİ Bunlar fiyaskolardan da ders almaz ki Gelişmişliğin bir göstergesi de, hem kişilerin, hem toplum kesimlerinin geçmişte yapılan hatalardan ders alıp, bu hatayı tekrarlamaması değil midir? Bunun somut bir yansımasını, gelişmiş ülkelerde türeyip bu ülkeleri altüst eden ideolojilerin, tarihin ve gerçeklerin ışığında müzelik olmalarında görebiliriz. Buna karşı bu ideolojilerin gelişmiş ülkelerde hâlâ siyasi ağırlıkları var. Komünist Çin pazar ekonomisine geçti, ama bazı ülkelerde Mao'cu gerillalar ülkelerini hâlâ teröre boğmaktalar. Hitler'in ülkesi Almanya'da ırkçılık ve Nazizm yasak, ama hâlâ ırkçılığın siyasette geçerli olduğu ülkeler yok mu? Bu geçmiş hatalardan ders almak konusuna son bir örneği, bizim çok yakın geçmişte yaşadığımız "Çarpıtılmış algı yönetimi" denemesinden verebiliriz. Tam bir fiyasko Bu süreçte gerek yazılı gerek görsel, gerekse sosyal medya kullanılarak, çarpıtılmış algılarla toplumun siyasi eğilimine yön verilmesi denendi. Sonuç ise tam bir fiyasko oldu... Bu sürecin baş aktörlerinin üye olduğu ve "Cemaat" denilen örgütün ipliği pazara çıktı... Beddualarla, Peygamber'li rüyaların iki katına çıkarttığı tweet'lerle, ananaslarla, tespihlerle gülünç ve acınacak duruma düştüler. Bir eliyle cemaate, diğer eliyle MHP'li adaylara uzanan ve çarpık algı yöneticilerinin kasetlerini grubunda oynatarak yerel seçimlere giren CHP lideri Kılıçdaroğlu da, partisini yenilgiye sürükledi. Yılların CHP'si bazı bölgelerde adeta bulunmayan bir yerel partiye döndü. Yanlışa devam... Yerel seçimler Başbakan Erdoğan'ın ve AK Parti'nin zaferi ile sonuçlandı. Çarpık algı yönetimini vatana ihanet düzeyine taşıyanlar da şimdi adliyelik konumda. Şimdi siyasetin profesyonellerinin de, amatörlerinin de bu fiyaskodan ders alıp artık çarpıtılmış algı yönetimi denemesini bırakmaları gerekmiyor mu? Ama söylemlere baktığınızda, durumun böyle olmadığını, şimdi de Cumhurbaşkanı seçimine dönük benzer bir akılsızca girişimin başlatıldığını görebilirsiniz. İşte bu noktada "Gelişmemişlik" meselesinin siyasete bazı yansımalarını yine hatırlamamız gerekiyor. Değişmez yenikler Gelişmiş ülkelerde demokrasi değişimin de aracıdır. Seçim kaybeden partinin lideri yenilginin sorumluluğunu da üstlenip yerini bir başka politikacıya bırakır. Gelişmekte olan ülkelerde ise, parti seçimi kaybeder ama lider hiç kaybetmez. Sadece liderin çevresi değişir. Bu nedenle ülke gündemi de bir nevi dondurulur. Lider 40 yıl önceki üslubu ile günün sorunlarına da yaklaşır. Bu sırada dünya da, yurt gerçekleri de değişir. Hatta haritalar değişir... Ama gelişmekte olan ülkenin siyasal gündemindeki tartışma konuları yenik ve ezik siyasetçiler için değişmez. Zaten bunların yandaşları da söylenen sözlerin doğruluğuna aldırmazlar. Sadece o sözün kimin tarafından söylendiğine bakılır. Cumhurbaşkanı seçimi Gelişmekte olan ülkelerde siyasi partiler muhalefette ne söyledilerse, iktidara gelince tam tersini yaparlar. Çünkü zaten, dünya konjonktürü ile ters düşmeleri pek mümkün değildir. Bu nedenle taç giyen başların akıllı olması gibi, iktidara gelen muhalefetler de gerçekçi olurlar. Örneğin önümüzdeki cumhurbaşkanı seçiminde CHP'nin amacı bir cumhurbaşkanının seçilmesi değil, AK Parti'nin adayının seçilmesini önlemek olacaktır. Çünkü bir cumhurbaşkanı seçtirecek halk desteği aramak yerine, CHP'yi bir reaksiyon partisine dönüştürmeyi siyaset etmek sanmaktadırlar. Bu tutarsızlığın ve ezikliğin sonucu, seçilmesini engellemeye çalıştıkları Cumhurbaşkanı Gül'ün, şimdi kendi yanlarında Erdoğan'a karşı çıkacağını zannetmeleri değil midir? Yapılan bir eleştiri şu: Başkan Haşim Kılıç, HSYK Yasası nı mahkemenin gündemine koymadan aniden heyetin önüne getirip karar çıkarttırmış!... Sayın Kılıç, Milliyet teki açıklamasında, HSYK Yasası hakkındaki raportör raporunun önceden hazırlandığını, üyelere dağıtıldığını ve bir hafta önce mahkemenin gündemine konulduğunu belirtti. Mahkemenin iç çalışma usulü eksiksiz uygulanmış, diğer bütün davalarda olduğu gibi. Başka türlüsüne mahkeme üyeleri isyan ederdi zaten. Peki, niye şu gün görüşecek diye internet sitesine yazılmamış? Kılıç kamuoyunun ilgisini çok çeken bazı davalarda görüşme gününü siteye koymadan bu şekilde iç usulü aynen uyguladıklarını anlatıyor. Çeşitli kesimlerden baskı gelmesin diye. SİYASETİN SINIRI HUKUK Anayasa Mahkemesi üyelerini Mahkeme Başkanı nasıl isterse öyle hareket ederlermiş gibi görmek hem onlara saygısızlıktır hem gerçeğe aykırıdır. Nitekim son HSYK iptallerinde oybirliğiyle kararlar olduğu gibi, bazı üyelerin karşı oy yazdıkları kararlar da vardır. AYM tarihinde oybirliğiyle alınmış kararlar azdır ve ancak hukuken çok kör parmağım gözüne şeklindeki düzenlemelerin iptalinde oybirliği vardır. Adliye müfettişlerini Adalet Bakanı na bağlamak de işte böyle bir hukuka aykırılıktı reformu bir dönüm noktasıdır. Bugün AYM nin 17 üyesi vardır, bunun 10 unu Cumhurbaşkanı Abdullah Gül atamıştır. Gül ün AYM hakkında İftihar ediyorum demesi devlet başkanına yakışır bir hakkaniyet ifadesidir. Devlet sadece siyasetle değil, kurumların sağlıklı işlemesiyle iyi yönetilebilir. Toplum ancak siyaset evrensel hukukla sınırlanmışsa huzurlu ve barışık olabilir. Yargı hukuk diliyle eleştirilmeli, siyaset yargıyı itip kakmaktan sakınmalıdır

11 SAYFA 12 ACİL TELEFONLAR İtfaye 110 AKS Acil Yardım 112 Polis İmdat 155 Elektrik Arıza 186 Jandarma İmdat 156 İZSU Su Arıza 185 Doğalgaz Acil Müdahale 187 Cenaze Hizmetleri 188 Sahil Güvenlik 158 Orman Yangınları 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir 110 Karşıyaka Kadifekale Bornova Bostanlı Buca Karabağlar Çamdibi Çiğli Balçova Evka Evka Gaziemir Hatay Narlıdere Güzelbahçe HASTANE TELEFONLARI -Devlet Hastaneleri- Aliağa N.S. İşgören Alsancak Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı Alsancak Diş Hast Atatürk Devlet Behçet Uz Bornava Dev. Hast Bozyaka Eği. Hast Buca S.D. Hastanesi Çeşme A. Çizgenakat Foça Göğüs Hastanesi Konak Diş Hastanesi Karşıyaka Çiğli Dev. Hastanesi Menemen Dev. Hast Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi Selçuk Dev. Hast Urla Dev. Hastanesi Tepecik Dev. Hast Belediye Hastaneleri- Eşrefpaşa Bel. Hast Özel Hastaneler- Anadolu Tıp Merkezi Agora Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Atakent Tıp Merkezi Atagöz Göz Hastalıkları Atafizik, Fizik Ted. Mer Batıgöz Hastanesi Bornova Tıp Merkezi Bornova Özel Tıp Mer Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi Buca Tıp Merkezi Buca Sağlık Merkezi Central Hospital Can Tıp Merkezi Caner Göz Merkezi Çağdaş Tıp Merkezi Çankaya Tıp Merkezi Çesav Tıp Merkezi Çeşme Sissus Has Çınarlı Hastanesi Çiğli Özel Sağ Diyabet Hastanesi Diamed Dah. Dal Mer Doğa Tıp Mer Dr. Sıhhat Tıp Merkezi Efes K.B.B. Merkezi Ege Sağlık Hastanesi Ege Tüp Bebek Merkezi Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi Ekol K.B.B. Dal Mer Ekol K.B.B. Şube El ve Mikro Cerrahi Gazi Kent Tıp Merkezi Gaziemir Tıp Merkezi Hayat Hastanesi İzmir Hastanesi İrenbe Tüp Bebek Mer Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi Türkiye İstatistik Kurumu nun (TÜİK), il düzeyinde ilk defa düzenlediği Yaşam Memnuniyeti Araştırması na göre; en mutlu il Sinop en mutsuz il ise Tunceli olarak belirlendi. Türkiye genelinde 125 bin 720 haneye gidilerek, 18 ve daha yukarı yaştaki birey ile yüz yüze yapılan görüşmelerde mutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranı 2013 yılında yüzde 59 o- larak tahmin edildi. Mutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranının en yüksek olduğu il, yüzde 77,7 ile Sinop ili oldu. Sinop u sırasıyla takip eden iller; yüzde 76,4 ile Afyonkarahisar ve yüzde 75,9 ile Bayburt. Mutlu olduğunu beyan eden birey oranının en düşük olduğu ilin ise yüzde 42 ile Tunceli olduğu gözlendi. Evli bireylerin, evli olmayanlara göre daha mutlu olduğu görüldü. Türkiye genelinde evli bireylerin yüzde 61,3 ü ve evli olmayanların yüzde 53,6 sı mutlu olduğunu beyan etti. Evli bireylerin mutluluk oranının en yüksek olduğu il yüzde 80,5 ile Sinop, en düşük olduğu il ise yüzde 43,2 ile Tunceli. EN ÇOK AİLELER MUTLU EDİYOR Türkiye genelinde kendilerini en çok ailelerinin mutlu ettiğini ifade edenlerin o- ranı yüzde 73 oldu. Bu oranın en yüksek olduğu il yüzde 83,6 ile Karaman, en düşük olduğu il yüzde 59,7 ile Muş. Kendilerini en çok sağlıklı olmanın mutlu ettiğini ifade edenlerin oranı yüzde 68, bu oranın en yüksek olduğu il yüzde 84,3 ile Afyonkarahisar, en düşük olduğu il ise yüzde 52,7 ile Mardin. Türkiye genelinde bireylerin yüzde 77 si kendi geleceklerinden umutlu olduğunu beyan etti. Kendi geleceklerinden umutlu olduğunu beyan eden bireylerin o- ranının en yüksek olduğu ilk 3 il yüzde 86 ile Balıkesir, yüzde 85,8 ile Isparta ve yüzde 85,5 ile Bolu. Bu oranın en düşük olduğu 3 ilin ise, yüzde 64 ile Diyarbakır, yüzde 67,2 ile Tunceli ve yüzde 69,6 ile Düzce olduğu görüldü. SAĞLIK HİZMETLERİNDEN EN FAZLA ISPARTALILAR MEMNUN Türkiye genelinde sağlık hizmetlerinden memnuniyet oranı ise yüzde 74,7. Bu o- ranın en yüksek olduğu il yüzde 89,1 ile Isparta, en düşük olduğu il yüzde 54,6 ile Hakkâri. Türkiye genelinde asayiş hizmetlerinden memnuniyet oranı yüzde 79,4. Asayiş hizmetlerinden memnuniyetin en -Türk Telekom- Arıza 121 Bilinmeyen Numara Danışma Uyandırma 135 Posta Kodu 119 Fono Tel 141 Borç Ögrenme 163 Çağrı 133 -Sinemalar- Agora Balçova Afm Park Bornova Afm Forum Bornova Afm Ege Park Afm Passtel Nisan 2014 Salı SONDAKiKA GAZETESİ >>12 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe En mutlu il Sinop en mutsuz Tunceli Türkiye genelinde belediyelerin yol/kaldırım yapımı hizmetlerinden memnun olduğunu beyan eden bireylerin oranı yüzde 59,7. Bu memnuniyet oranının en yüksek olduğu iller yüzde 76,1 ile Kastamonu ve Manisa, en düşük olduğu il ise yüzde 21,4 ile Kilis yüksek olduğu il yüzde 94,9 ile Artvin, en düşük olduğu il ise yüzde 58,9 ile Şırnak. AFYONLULAR ULAŞTIRMADAN MEMNUN Türkiye genelinde ulaştırma hizmetlerinden memnuniyet, yüzde 76,4. Ulaştırma hizmetlerinden memnuniyetin en yüksek olduğu il yüzde 94,2 ile Afyonkarahisar. Bu oranın en düşük olduğu il ise yüzde 50,2 ile Hakkâri. Eğitim hizmetlerinden memnuniyet o- ranı, Türkiye genelinde yüzde 69,7. İl düzeyinde bakıldığında eğitim hizmetlerinden memnuniyetin en yüksek olduğu il yüzde 88,9 ile Afyonkarahisar, en düşük olduğu il ise yüzde 48,2 ile Hakkari.. Sosyal Güvenlik Kurumu hizmetlerinden memnuniyet oranı Türkiye genelinde yüzde 69,6. Bu oranın en yüksek olduğu il yüzde 89,5 ile Uşak, en düşük olduğu il ise yüzde 34,8 ile Şırnak. Adli hizmetlerden memnuniyet oranı, Türkiye genelinde yüzde 52,8. Bu oranın en yüksek olduğu il yüzde 84,5 ile Kahramanmaraş, en düşük olduğu il ise yüzde 28,8 ile Burdur. Türkiye genelinde belediyelerin çöp ve çevresel atık toplama hizmetlerinden memnun olduğunu beyan eden bireylerin oranı yüzde 73,3. Bu memnuniyet oranının en yüksek olduğu il yüzde 86,5 ile Eskişehir, en düşük olduğu il ise yüzde 33,1 ile Iğdır. Türkiye genelinde belediyelerin kanalizasyon hizmetlerinden memnun olduğunu beyan eden bireylerin oranı yüzde 70,3. Bu memnuniyet oranının en yüksek olduğu il yüzde 82,6 ile Kastamonu, en düşük olduğu il ise yüzde 28,8 ile Hakkari. ŞEBEKE SUYUNDAN İSTANBULLULAR MEMNUN Türkiye genelinde belediyelerin şebeke suyu hizmetlerinden memnun olduğunu beyan eden bireylerin oranı yüzde 73. Bu memnuniyet oranının en yüksek olduğu il yüzde 86,8 ile İstanbul, en düşük olduğu il ise yüzde 30,6 ile Hakkari. Türkiye genelinde belediyelerin toplu taşıma hizmetlerinden memnun olduğunu beyan eden bireylerin oranı yüzde 63,8. Bu memnuniyet oranının en yüksek olduğu il yüzde 78,8 ile Karaman, en düşük olduğu il ise yüzde 23,5 ile Hakkari. Türkiye genelinde belediyelerin Avşar Palmiye Cinebonus Cinebonus Cinebonus (Ykm) Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center yol/kaldırım yapımı hizmetlerinden memnun olduğunu beyan eden bireylerin oranı yüzde 59,7. Bu memnuniyet oranının en yüksek olduğu iller yüzde 76,1 ile Kastamonu ve Manisa, en düşük olduğu il ise yüzde 21,4 ile Kilis. KASTAMONU YEŞİL ALANDAN MEMNUN Türkiye genelinde belediyelerin yeşil alan yaratma hizmetlerinden memnun olduğunu beyan eden bireylerin oranı yüzde 57,1. Bu memnuniyet oranının en yüksek olduğu il yüzde 82,3 ile Kastamonu, en düşük olduğu il ise yüzde 22,5 ile Batman. Türkiye genelinde belediyelerin engellilere yönelik hizmetlerinden memnun olduğunu beyan eden bireylerin oranı yüzde 48,9. Bu memnuniyet oranının en yüksek olduğu il yüzde 71,3 ile Manisa, en düşük olduğu il ise yüzde 14,5 ile Siirt. Türkiye genelinde belediyelerin hasta ve yoksullara yönelik hizmetlerinden memnun olduğunu beyan eden bireylerin oranı yüzde 53,3. Bu memnuniyet oranının en yüksek olduğu il yüzde 73,4 ile Manisa, en düşük olduğu il ise yüzde 15,3 ile Siirt. Türkiye genelinde belediyelerin ışıklandırma hizmetlerinden memnun olduğunu beyan eden bireylerin oranı %74,1. Bu memnuniyet oranının en yüksek olduğu il yüzde 89,4 ile Amasya, en düşük olduğu il ise yüzde 26,7 ile Hakkari. Türkiye genelinde belediyelerin sokak levhaları hizmetlerinden memnun olduğunu beyan eden bireylerin oranı %72,7. Bu memnuniyet oranının en yüksek olduğu il yüzde 88,7 ile Amasya, en düşük olduğu il ise yüzde 32,3 ile Hakkari. AB DEN EN ÇOK HAKKARİ MEMNUN Türkiye genelinde Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin birey yaşamına olumlu etkisinin olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 37,1. Bu oranın en yüksek olduğu il yüzde 75,9 ile Hakkari, en düşük olduğu ile ise yüzde 18,1 ile Burdur. Türkiye genelinde Avrupa Birliği (AB) üyeliği için referandum yapılması durumunda üyelik yönünde oy vereceğini belirtenlerin oranı yüzde 46,5. Bu oranın en yüksek olduğu il yüzde 78,1 ile Hakkari, en düşük olduğu il ise yüzde 23 ile Şırnak. (CİHAN) Sema Sineması Konak Sineması Desem Sineması Karşıyaka Sineması İzmir Sİneması Tiyatro- Konak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn İzmir Devlet Tiyat Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik Çizgi Polik Deniz Sağlık Polik Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ Eşrefpaşa Zinde Polik Gaziemir Dr. Polik Gazi Kent Polik Halk Polik Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik Özel 9 Eylüllüler Polik Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik Özel Eylül Polik Özel Gülhan Polik Özel İrem Sağlık Polik Özel İzmir Polik Özel Pınarbaşı Polik Özel Sarnıç Polik Özel Seferihisar Polik Özel Serin Polik Özel Yedigöller Polik Özel Yenişehir Polik Park Sağlık Polik Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik Teos Polik Vefa Polik Yeşiltepe Polik Yıkık Cami Halk Askeri Hastaneler- Hava Hastanesi Kara Hastanesi ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi Dokuz Eylül Ünv Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik Ege Üniversitesi İlaç ve Zehir Dan Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi Doğum Evleri- Ege Üni. Tıp Fak Konak Doğum Evi Tepecik Doğum Hast Kan Merkezleri- Kızılay Çocuk Hastanesi Ege Üni Tepecik Kan Merkezi ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj Körfez Ulaşım İskeleler- Konak Karşıyaka Alsancak Bostanlı Bayraklı İskele Pasaport İskele Göztepe İskele Üçkuyular İskele Elektrik Arıza- Genel Kesinti Seb Buca Çiğli Karşıyaka Bornova Narlıdere Eşrefpasa Gaziemir Güzelbahçe Konak Çeşme

12 15 Şubat Nisan Perşembe Salı Antalya'da yaşayan ve doğuştan kalp rahatsızlığı bulunan bir anne ve iki oğlu, rahatsızlıktan birer yıl arayla gerçekleştirilen operasyonlarla kurtularak sağlıklı bir hayat sürmenin mutluluğunu yaşıyor Yaşlanma ve yer çekiminin etkisiyle ciltte meydana gelen sarkma ve kırışıklıklar, cerrahi operasyon yapılmadan, mikro iğneler kullanılarak cilt altına yapılan radyofrekans yöntemi ile gerçekleştirilecek Yaşlanma ve yer çekiminin etkisiyle ciltte meydana gelen sarkma, kırışıklık ve yara izleri, neşter yerine mikro iğneler kullanılarak cilt altına uygulanan ısı enerjisi yöntemi ile ortadan kaldırılıyor. Farmakoloji ve kozmoloji Uzmanı Dr. Kürşat Derici, AA muhabirine yaptığı açıklamada, insan vücudunda cildin en esnek ve yıpranmaya en müsait yer olduğunu belirterek, özellikle küresel ısınma, sigara ve alkol kullanımı, yaşlanma ve yer çekimine bağlı olarak cildin kollajen üretiminin azaldığını söyledi. Ergenlik döneminde ya da farklı etkenlere bağlı ciltte oluşan aknelerin uygun tedavi edilmemesi halinde derin izler kalabildiğini, güneşe maruziyet sonrasında lekelenmeler olduğunu, kesiklere bağlı yara izlerinin gelişebildiğini dile getiren Derici, özellikle yaşın ilerlemesiyle birlikte cilt yapısının bozulduğunu, sarkma, kırışma gibi olası değişimlerin meydana geldiğini ifade etti. Derici, özellikle yaşa bağlı yıpranmanın kaçınılmaz olduğunu, ancak kollajen üretiminin artırılmasıyla birlikte ötelenebildiğine dikkati çekerek, plastik cerrahide uzun yıllardır bu tip etkenlere bağlı sorunlar karşısında cerrahi uygulanarak cilt germe operasyonlarının yapıldığını belirtti. Cerrahi operasyonların, bir ameliyat tekniği olduğunu, başarılı sonuçlarına karşın iyileşme süresinin ve olası etkilerinin bulunduğunu anlatarak, artık neşter kullanılmadan cildin kollajen seviyesinin artırılarak doğal yollarla cildin gerginleştirilmesi üzerinde durulduğunu kaydetti. -İğnelerle cilt altındaki kollajen yapı harekete geçiriliyor Radyofrekans yönteminin de ısı esasına dayandığını ve tıpta uzun yıllar ameliyatlarda kanamayı durdurmak için kullanıldığını dile getiren Derici, bu alandaki son teknoloji "scarlet" tekniği ile başlık üzerinde bulunan 25 tane mikro iğne sayesinde cilt altına verilen ısının kollajen yapıyı harekete geçirdiğini söyledi. Derici, scarlet tekniğinde kullanılan mikro iğnelerin mm boyunda olduğunu ve cilt altı dermis tabakasına etki ettiğini ifade ederek, şunları kaydetti: " Radyofrekans enerjisi aslında tıpta uzun yıllardır ameliyatlarda kanamayı durdurmak için kullanılan ısı enerjisidir. Cihaz üzerindeki 25 tane mikro iğne ile cilt altına verilen ısı sayesinde kollajen harekete geçer ve ince kırışıklıklarda düzelme sağlanır. Scarlet işleminde fraksiyonel radyofrekans denilen mikro iğne ile cilt altına bin kez ısı veriliyor. Bu sayede, yüz cildinin her sahası taranıyor. Bu hem ciltte gözle görünmeyen 25 bin delik açarak cildi tazeliyor, bal peteği görünümlü ciltte her delik ısı ile küçülerek ciltteki porlar sıkılaşıyor, ince damarlar ısıyla yanarak küçülüyor ve gözle görülmez hale geliyor. Scarlet uygulandığında, anında kaş kenarında açılma, yanak bölgesinde yukarı doğru kalkma ve boyun çizgilerinde açılma görülüyor. Daha sonra 30 dakika içinde ısınan cildin su çekmesi ile geçici ödem oluşuyor. Cilt altında ısı etkisi ile yeniden onarım sistemi devreye giriyor ve iyileşme süreci başlıyor. İyileşme sürecinde yeniden kollajen bantları oluşuyor. Cilt damarları yeniden düzenlenmeye başlanıyor." -Etkili sonuç 21 gün sonra ortaya çıkıyor Dr. Derici, uygulama sonrasında ciltte gerginlik ve parlaklık, çene konturunda belirginleşme, boyun cildinde gerginlik, kırışıklıklarda azalma görüldüğünü, kaşların kalktığını ve yanak bölgesinde elmacık kemiklerinin belirginleştiğini anlattı. En etkili sonucun, uygulamayı takiben 21. günde görülmeye başladığının altını çizen Derici, bir ay ara ile 3 seans yapılması gerektiğini; işlemin 1 yıl sonra tekrarlanmasının önerildiğini ifade etti. -Uygulama nasıl yapılıyor? Estetisyen Tansel Uzunyol'un verdiği bilgiye göre, işlem öncesi yüze anestezik krem uygulanıyor. Bu sayede işlem esnasında az ağrı duyulması sağlanıyor. Alın bölgesinden başlanarak kaşlar, üst alt göz kapağı derisi, yanaklar, çene bölgesi, boyun ve dekolte bölgesi olmak üzere tüm bölgeler, mikro iğneler kullanılarak cilt altına uyarıda bulunuluyor. Baş boyun bölgesi tedavisi, yaklaşık 45 dakika sürüyor. Uygulama sonrasında, cilde C vitamin içerikli maske uygulanarak oluşan kızarıklık gideriliyor. Isının etkisiyle meydana gelen kızarıklık, yaklaşık 2 saat sürüyor (AA)

13 SAYFA 14 TUSKON Başkanı: Her yıl 500 yeni Türk okulu talebi var kapatılması mümkün değil! SONDAKiKA GAZETESİ >> 14 GÜNCEL7 15 7ubat Nisan Perşembe Salı Türkiye İşadamları ve Sanayicileri Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur Meral, 160 ülkede faaliyet gösteren Türk okullarının bir emirle kapatılamayacağını söyledi. Meral, "Bir kere bu okullar kapatılamaz. Bu okullar özel teşebbüstür. O ülkelerin kanunlarına göre yabancı direk yatırım kapsamında yapılan yatırımlardır. Bunlar talimatla kapatılamaz." diye konuştu Her yıl 500 civarında okul talebi bulunduğunu ifade eden Meral, bunların kapatılması yönündeki telkinlerin, Türkiye'nin dünyadaki imajına zarar verdiğini ifade etti. TUSKON ve Bursa Girişimci İş Adamları Derneği (BUGİAD) tarafından organize edilen Türkiye-Batı Afrika Ticaret Köprüsü, 8 ülkeden 100 ün üzerinde iş insanının katılımı ile Bursa Holiday Inn Otel'de başladı. Açılışın ardından basın toplantısı düzenleyen Rızanur Meral, zirve hakkında bilgi verdi. Batı Afrika'nın 8 ülkesinden 110 civarında işadamının Bursalı 300 işadamı ve iş kadını ile ikili görüşmeler yapacağını, 41 teşhir standında sanayicilerin ürünlerini göreceklerini dile getirdi. Meral, amaçlarının karşılıklı yatırımların özendirilmesi ve temelinin atılması olduğunu kaydetti. TÜRK OKULLARI BU İNSANLARIN TÜRKİYE'YE GELMESİNE KATKI YAPIYOR Türk okullarının bu tür toplantılara katkısına dikkat çeken Meral, şöyle konuştu: "Türk okulları bu insanların buraya getirilmesinde, teşvikinde, yönlendirilmesinde ve iknasında çok büyük rol oynadılar. Aksi takdirde ceplerinde paraları, dünyanın önemli ülkelerine vizesi olan iş insanlarını tutup kendi masraflarını ödeyerek bir ülkeye mal almak üzere getirmek çok kolay değil. Bunu bu okulların desteği ile TUSKON başarmış durumda. Yine Türk okullarında okuyup Türkiye'de üniversite okuyan öğrenciler de bugün 400 iş insanına karşılıklı tercümanlık hizmeti verecekler. Böylece ülkemize en büyük hizmetleri yapıyor o- lacağız. Türkiye'deki gündemler farklı olabilir, siyasetin gündemi farklı olabilir ama iş dünyası o- larak, Türk insanına iş, aş, istihdam temin etmekle sorumlu hissediyoruz kendimizi. Dünya ülkeleri çalışıyor, dünya büyüyor, bizim durmaya hiçbir tahammülümüz yok. Bu bizim için lüks. Onun için TUSKON olarak çatımız altındaki derneklerle dünyayı taramaya devam ediyoruz, dünyayı Türkiye'ye getirmeye devam ediyoruz."(cihan) Türkiye'de 1 milyon, AB'de 64 bin Suriyeli sığınmacı var Yaşar Üniversitesi AB Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ayselin Yıldız ve Dokuz Eylül Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Elif Uzgören, İzmir'de ikamet eden Suriyelilerin nabzını tuttu. Yıldız, "Meseleye insani bakılmıyor" diye konuştu Yaşar Üniversitesi AB Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ayselin Yıldız ve Dokuz Eylül Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Elif Uzgören, iki ay boyunca sokak sokak gezerek onlarca Suriyeli aile, resmî makamlar, sivil toplum kuruluşları ve derneklerle derinlemesine mülakat tekniğiyle görüşüp bir çalışma yaptı. Suriyeli sığınmacıların sosyal uyum süreci ve problemlerini, hem Suriye hem de Türk vatandaşlarının bakış açılarından değerlendiren çalışma hakkında bilgi v- eren Yıldız, Özellikle kamplar dışındakilerin eğitim, sağlık, barınma, yiyecek, iletişim konularında ciddi sıkıntıları var. En temel sorun ise savaştan kaçıp Türkiye ye sığınan Suriyelilerin yaşadığı insani dramın, maalesef krizin siyasileştirilmesinin gölgesinde kalması. Suriyeli sığınmacılara yaklaşımın, halk ve sivil toplum örgütleri arasında bir siyasi parti yanlısı veya karşıtı olmakla ilişkilendirilmesi çok üzücü. Bu yaklaşım, krizin insani ve sosyoekonomik boyutunu bir kenara itiyor. Bir an önce alınması gereken önlem ve geliştirilmesi gereken politikaları ise geciktiriyor. Meseleye siyasi açıdan değil, insani açıdan bakmak gerekli. dedi. İzmir deki Suriyeli sayısının, kayıtsız birçok kişi olması sebebiyle tam olarak bilinmediğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Yıldız, İzmir de geçici oturum izni alan kayıtlı Suriyeli sığınmacı sayısı yaklaşık bin 800 kişi. Bu sayı, geçen yıla oranla yüzde 8 artmış. Her bir aileden sadece tek kişinin yasal yollardan ülkemize giriş yapıp geçici oturum izni aldığı, ailenin geri kalan üyelerinin ise yasadışı yollarla Türkiye ye girdiği düşünüldüğünde, kayıtsızlarla beraber İzmir de yaklaşık 5 bin Suriyeli sığınmacı olduğu tahmin ediliyor. Sayılar konusunda birçok farklı söylentiler var. Bu sayının 65 bin civarında olduğunu iddia edenler de var. Gelenlerin sayısı ise gün geçtikçe artıyor. şeklinde konuştu. Türkiye nin, Suriye deki insani krize kayıtsız kalmayarak dünyaya örnek bir yaklaşımla sınır kapılarını açtığını vurgulayarak, Türkiye, sınırdan giriş yapan 100 bin Suriyeli sığınmacı sayısını aşmamayı planlarken bugün tahmini 1 milyon sığınmacıya evsahipliği yapıyor. Avrupa Birliği ülkelerindeki sayı ise sadece 64 bin kişi civarında. Avrupa da neredeyse bazı ülkelerin toplam nüfusu kadar yüksek bir göçmen akımının, toplumun demografik, sosyal ve ekonomik yapısına etkileri ve getireceği yükler kaçınılmaz." dedi. 'SURİYELİLER GERİ DÖNMEYİ DÜŞÜNMÜYOR' İzmir çalışmasında da gözlemledikleri gibi özellikle kamp dışında yaşayan ve sayıları devamlı artan Suriyeli sığınmacılara ilişkin Türkiye nin yeterli hizmet altyapısı ve kapsamlı bir kanuni düzenlemesi olmamasının olumsuz sosyoekonomik etkilerine dikkat çeken Ayselin Yıldız, İzmir de yürüttüğümüz çalışmada, kanunlarımız gereği geçici koruma s- tatüsü verdiğimiz ve misafir olarak gördüğümüz Suriyelilerin, Türkiye de kalıcı olmayı planladıklarını ve geriye dönmeyi düşünmediklerini gözlemledik. Savaş nedeniyle evlerini, işlerini yitiren Suriyelilerin önemli bir kısmı hayatlarına Türkiye de devam etmeyi planlıyor, bir kısmı ise para biriktirip yasadışı yollardan Avrupa ya geçmeyi düşünüyor. diye konuştu. Türkiye de 10 ilde kurulan çadır ve konteyner kentlerden oluşan 22 barınma merkezinde, yaklaşık 220 bin Suriyeli sığınmacı bulunduğunu kaydeden Yıldız, şunları söyledi: Planlı bir kayıt sistemimiz olmadığından kamp dışında, özellikle büyük şehirlere yayılmış, en iyimser tahminle bin civarı Suriyeli sığınmacı olduğu tahmin ediliyor. Kamplarda yaşayan nüfusun yaklaşık yüzde 76 sı ise kadın ve çocuklardan oluşuyor. 2,5 yıl içinde sadece kamplarda doğan çocuk sayısı 10 binin üzerinde. Zeytinyağı ve organik sektörü İzmir'de buluştu Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker, Bolu'da, "CHP ve MHP'nin aslında ruh ikizi, çok yakın zihniyet akrabası olduklarını eskiden beri biliyorduk ama bu, çok fazla bariz değildi. İşte bu seçimde bu akrabalık, yakınlık çok net şekilde ortaya çıktı" diye konuştu. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, CHP ve MHP'nin aslında ruh ikizi, çok yakın zihniyet akrabası olduklarını eskiden beri bildiklerini belirterek, "Bu, çok fazla bariz değildi. İşte bu seçimde bu akrabalık, yakınlık çok net şekilde ortaya çıktı" dedi. Partisinin il başkanlığını ziyaret eden Eker, burada yaptığı konuşmada, Bolu'nun AK Parti'nin hizmet anlayışını benimseyen, o anlayışla ve tasavvurla millete hizmet yolunda mesafe kat eden il olduğunu söyledi. Hizmet projeleri üretmenin kendilerinin işi olduğunu kaydeden Eker, "Bir ilde Nisan 2014 tarihlerinde gerçekleşen OLIVTECH 4 üncü Zeytin, Zeytinyağı Teknolojileri Fuarı ile EKOLOJİ İZMİR - 5 inci İzmir Organik Ürünler Fuarı, organik ve zeytin, zeytinyağı sektörünü İzmir de buluşturdu. 27 ülkenin alıcıları fuarda ikili görüşmeler gerçekleştirdi dönem belediye başkanı olmak... Belediye seçimlerinde 2009'a göre oylarımız yaklaşık 7 puan artmış. Yüzde 43 olan oylarımız yaklaşık yüzde 50'ye çıkmış. Hizmet üretmezseniz bu neticeyi alamazsınız. İşin esası bu. Millete hizmet üretirseniz millet de engin basiretiyle ferasetiyle, dirayetiyle onları görüyor" diye konuştu. Eker, yerel seçimlerin 17 Aralık ve arkasındaki güçlerin gölgesinde geçtiğine dikkati çekerek, ihanet, arkadan hançerleme, komplolar, tezgahlar, ülkenin varlığına kasteden çeteler, organizasyonlar, dikey-paralel, birbirine karışmış kirli ittifakların, adeta millete savaş açtığı süreçte yapıldığını anlattı. Onun için sadece belediye başkanlarının, belediye ve il genel meclisi üyelerinin belirlendiği seçim olmadığını dile getiren Eker, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu, aslında bir manada 4 gün süren fuarları, 27 ülkeden ve yurt içinden 36 ilden gelen alıcılar ziyaret etti, yabancı ilgisi sektörü memnun etti. Fuarlar, alım heyeti niteliği taşıyan ziyaretçileriyle dikkat çekerken, yurt dışı ziyaretçi katılımında ilk sırayı Ürdün ve Mısır aldı; İzmir dışı ziyaretçi de ise ilk sırada Manisa ve Aydın oldu. Fuarlara katılımın ve ziyaretçi ilgisinin beklentilerin üzerinde gerçekleştiğini söyleyen İZFAŞ Genel Müdürü Mehmet Şakir Örs, Gerek katılımcı gerekse de ziyaretçilerin gösterdiği ilgi, fuarların önümüzdeki yıllarda çok daha ileri noktalara geleceğinin göstergesi. İki genç fuarımızın zaman içinde kökleşeceği ve büyüyeceği kanısıyla, gelecekte daha başarılı, katılımcılarımızın daha da memnum ayrılacağı organizasyonlar gerçekleştirme amacındayız dedi. İZFAŞ olarak Birleşik Arap Emirlikleri, Irak, İran, Mısır, Suudi Arabistan, Ürdün, Yemen ve Yunanistan - dan alım heyetleri getirdiklerini söyleyen Örs; yurt içinden de Aydın, Çanakkale, Milas ve Orhangazi den otobüs kaldırarak fuarlara, sektör için önemli olan bölgelerden alıcı getirdiklerini belirtti. Örs, Zeytin, Zeytinyağı ve Teknolojileri Fuarı ile Organik Ürünler Fuarı nı İzmir Uluslararası Fuar Alanı nda, 2 ve 3 No lu hollerde gerçekleştirdik. Kültürpark alanında son kez düzenlediğimiz OLIVTECH & EKOLOJİ İZMİR, Gaziemir yeni fuar alanının açılmasından sonra, önümüzdeki yıl, bu alana taşınacak ve daha büyük katılımlarla sektöre katkıda bulunmaya devam edecek diye konuştu. 11 bin 200 metrekare alanda düzenlenen 27 farklı ülkeden gelen profesyonel ziyaretçilerin gezdiği fuarlar, çeşitli iş bağlantılarının gerçekleşmesine de ev sahipliği yaptı. Fuarlar, katılımcıların tadım şovlarının yanı sıra Bin Yıllık Zeytin Ağaçları fotoğraf sergisi ve zengin panel programıyla renklendi. Fuar süresince, Zeytin & Zeytinyağı Ekonomisi, Organik Tarım & Bitki Koruma, Börtü Böcek İçin Ev Yapımı İlaçlar, Zeytinyağı Üretim Teknolojileri başlıkları altında ve konusunda uzman kişilerin katılımı ile gerçekleştirilen söyleşiler yoğun ilgi gördü. ABD, Almanya, Avusturya, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri, Brezilya, Cezayir, Çin, Fransa, Güney Kore, Irak, İngiltere, İran, İspanya, İsviçre, İtalya, KK- TC, Libya, Lübnan, Mısır, Suriye, Suudi Arabistan, Tunus, Ukrayna, Ürdün, Yemen, Yunanistan. CHP ile MHP arasında artık hiçbir fark kalmadı genel seçim gibiydi ama milletimiz şunu gördü. Başbakanımıza yapılanlara milletimiz 'hayır 'dedi. Milletimiz Sayın Başbakanımıza sahip çıktı. Recep Tayyip Erdoğan'a, partisine, hükümetine ve Türkiye'ye yapılanları gördü ve bunlara 'hayır' dedi. Sayın Başbakanımıza da 'Millete hizmet yolunda yolun açık olsun, seninle birlikteyiz dedi. Millete hizmet yolunda inançla, inatla, gayretle yolumuza devam edeceğiz. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliği ve öncülüğünde, AK Parti camiası olarak milletle bu hizmet ve kutlu medeniyet yürüyüşünü sürdüreceğiz." Başbakan Erdoğan'ın varlığı ve siyasi liderliğinin, Türkiye nin iç barışı, kalkınması, huzuru, uluslararası a- landa sözüne itibar edilir, daha kalıcı ve büyük güce dönüşmesi için fırsat görüldüğünü anlattı.(aa) İzmirgaz bin adet fidan bağışı yaptı İzmirgaz ve Ege Orman Vakfı nın çevreci işbirliğine yeni bir halka daha eklendi yılında çıkan orman yangınında büyük zarar gören Çeşme ilçesi Ildırı mevkisindeki alanda yapılan ağaçlandırma çalışmalarına başından beri destek veren şirket, bu sene de bin fidan bağışta bulundu. Fidan dikim sahasında düzenlenen törene İzmirgaz Genel Müdürü H.Burçin Yandımata, Ege Orman Vakfı Genel Müdürü Metin Gençol ve çalışanlar katıldı. Törende konuşan Genel Müdür Gençol, "İzmirgaz, çevreci enerji doğalgazla kentin havasını değiştirirken bir taraftan da çevreye destek olmaya devam ediyor. İzmirgaz camiasına, verdikleri ve süreklilik kazanan desteklerinden dolayı çok teşekkür ediyorum." dedi. Vakfın yıllardır sürdürdüğü ağaçlandırma çalışmalarını takdirle takip ettiklerinin belirten Genel Müdür Yandımata ise, "Her sene olduğu gibi bugün de İzmir'in güzel doğasına destek olmak için çalışma arkadaşlarımla birlikte buradayız. Toprakla buluşturacağımız bin fidanla birlikte 5. İzmirgaz Korusu'nu oluşturmuş olacağız. İzmirgaz ailesi olarak, doğalgazı yaygınlaştırmak suretiyle kentin solunabilir hava ve yaşam kalitesine artı bir değer sağlarken çevreye olan duyarlılığımıza paralel olarak ağaçlandırma ve diğer çevreci faaliyetlere destek olmaya devam edeceğiz." şeklinde konuştu. (CİHAN)

14 SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >>15 SPOR Nisan Şubat Salı Perşembe Hacıosmanoğlu: Olumsuzluklar cezayla değil, eğitimle değiştirilebilir Trabzonspor Kulübü Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, tribünlerde- sıraları zorlamalı ve çıtayı sürekli yu- Heyecanlıyız çünkü yapılırken he- ile değiştirilebileceğini önü sürdü. "Trabzonspor her daim daha üst memek asla. Heyecanlıyız. olumsuzlukların ceza ile değil, eğitim ki olumsuzlukların ceza ile değil, eğitim ile değiştirilebileceğini söyledi. Hacıosmanoğlu, Trabzonspor Dergisi nin Nisan 2014 sayısındaki yazısında, batan güneşin ardından üzülmek yerine doğacak yeni güneş için hazırlanmanın daha doğru olduğu bilinci ile yeni güne uyandıklarını ifade etti. Maddi ve manevi tüm olumsuzluklara rağmen lig sıralamasında tırmanışa geçtiklerini kaydeden Hacıosmanoğlu, şu ifadelere yer verdikarıda tutmalı. Ancak içinde bulunduğumuz maddi ve manevi zorluklara rağmen sabrın sonunun selamet olduğunu gördük. Unutulmamalı ki, yeteri kadar deneniniz varsa her şeyi yapabilirsiniz. Bizim de yeteri kadar nedenimiz var. Tarihimizin altın sayfalarına bakıldığında, Trabzonspor sevdasının, başarıya olan inancın, neleri beraberinde getirdiği çok net anlaşılır. Geçen ayki yazımda da belirttiğim gibi başarısızlık kabul edilebilir ancak deneyecan duyulmayan işler başarılamaz." Başkan Hacıosmanoğlu, kendilerinin bu heyecanla, koltukta oturmak için çalışmak değil, çalışmak için koltukta oturma anlayışı ile mücadele ederken, bazı kurumu ve kuruluşların aksi yönde görev yaptığını savundu. Türkiye Futbol Federasyonu na (TFF) bağlı kurumların, değiştirdikleri talimatlarla her hafta tüm kulüplere ceza yağdırarak sözde tribünlerdeki olumsuz davranışlara engel olmaya çalıştığını belirten Hacıosmanoğlu, Hacıosmanoğlu, futbolda alt yapılardan başlayarak, eğitimde ise birinci sınıftan itibaren spor kültürünün oluşturulmasına yönelik eğitimler verilerek, bu olumsuzlukların önüne geçilebileceğini vurguladı. Adaletin birgün herkese gerekli olacağına dikkatleri çeken Hacıosmanoğlu, "Bu sözden yola çıkarak TFF ve kurullarının önlerine gelen dosyanın renklerine göre değil, içeriğine göre davranmasını talep ediyorum." dedi. (CİHAN) Drogba, kontrol için yurt dışında Galatasaraylı Didier Drogba, fıtık sorunu ve ağrıları nedeniyle geçmiş dönemde yurt dışında ameliyat olduğu kliniğe kontrole gideceği bildirildi. Sarı-kırmızılı kulüpten yapılan açıklamada yıldız futbolcunun durumu hakkında şunlar ifade edildi: "Bilindiği üzere Didier Drogba'nın 18 Mart tarihinde oynanan Chelsea maçı sonrası sol adduktor adele grubunda 2. derece bir zorlanma oluşmuş; oyuncumuz yapılan yoğun tedavisinin ardından Fenerbahçe maçında sahadaki yerini almıştır. Drogba karşılaşma sonrası ve takip eden günlerde antrenmanlara katılmış ve söz konusu bölgeyle ilgili bir sorun yaşamamıştır. Ancak oyuncumuz Sivasspor maçı öncesi son antrenmanda pubis bölgesinde, sağ kasığına ve bele vuran tamamen farklı bir ağrı tarif etmiştir. Fransa'da ve İngiltere'de oynadığı dönemde bu bölgeden fıtık nedeniyle iki kere operasyon geçirmiş olan oyuncumuzun, ameliyatı gerçekleştiren klinikte kontrolden geçmesi uygun görülmüştür." (CİHAN) Fenerbahçe den küfür tepkisi ULŞ,PEROKLVE EM KLIĞI KAZAN DAİRELERİNİN BAKIM VE ONARIMI İÇİN MALZEME ALIMI ULAŞTIRMA PERSONEL OKULU VE EĞİTİM MERKEZİ KOMUTANLIĞI Ulş,PerOklve EM Klığı Kazan Dairelerinin Bakım ve Onarımı için Malzeme Alımı alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/ İdarenin a) Adresi : 9 eylül mahallesi ulaştırma caddesi GAZİEMİR/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : egeorihalekom@kkk.tsk.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi (varsa) 2- İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : Kazan Dairelerinin Bakım ve Onarımı için Malzeme Alımı 6 kalem olarak alınacaktır. Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : Ulş., Per.Okl. ve EM K.lığı MYM Amirliği Depoları Gaziemir/İZMİR'e teslim edecektir. c) Teslim tarihi : Teslimat defaten olacaktır. Yüklenici, ihale konusu malları teslim edileceği tarihten 2 (iki) gün önce malı teslim edeceğini Ulaştırma Personel Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı MYM Amirliğine (Gaziemir/İzmir) bildirecektir. Teslimatlar mesai saatleri içerisinde yapılacaktır. Malın son teslim tarihleri resmi tatil/idari izin gününe tesadüf ettiği takdirde teslimat tatil/idari izin gününü müteakip ilk iş gününde yapılacaktır. Bundan dolayı ayrıca gecikme cezası alınmaz. Sözleşmenin imzalanmasını takip eden ilk iş gününden itibaren 30 (Otuz) takvim gününde, teslim edilecektir. Taahhüt konusu malların, teslim yerlerinden idarenin gösterileceği depolara istifi, muayeneye hazır hale getirilmesi, Niteliklere uygun olmaması halinde depolardan kaldırılması dâhil her türlü nakliye ve işçilik masrafları yükleniciye aittir. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Ege Ordusu Komutanlığı ihale Komisyon Başkanlığı Narlıdere / İZMİR b) Tarihi ve saati : :30 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği idari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği idari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı Ege Ordusu Komutanlığı İhale Komisyon Başkanlığı Narlıdere / İZMİR adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Ege Ordusu Komutanlığı İhale Komisyon Başkanlığı adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (Doksan) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Sondakika 15/4 Basın: 4474 Resmi İlanlar: de Fenerbahçe Kulübü, dünkü Euroleague final maçında başkan Aziz Yıldırım' ve yöneticilere yapılan küfürlere tepki gösterdi. Sarı-lacivertli kulübün resmi sitesinden yapılan açıklamada şöyle denildi: "Öncelikle Euroleague Kadın Basketbol finalini kazanan Galatasaray Kadın Basketbol Takımının nezdinde tüm Galatasaray camiasını kutlar; sonuçta kazananın Türkiye olduğundan hareketle Avrupa basketboluna ve amatör sporlara sağladıkları katkı nedeniyle içten tebriklerimizi sunarız. Bununla birlikte Rusya da oynanan finalde yaşanan olayların yazılı ve görsel medyada yer alış şekli; gerçekle ilgisi olmayan yorum ve değerlendirmeler nedeniyle bu açıklamayı yapmak zorunda kaldığımızı kamuoyuna bildiririz... Önemle bilinmesini istediğimiz konu; müsabaka öncesi her iki kulüp sporcu ve yöneticilerinin aynı otelde konakladıkları ve bir arada oldukları, müsabakanın oynanacağı salona bu atmosferde gidildiğinin bilinmesi gerekliliğidir. Başkanımızın salona gelişi ile birlikte bu tablo bozulmamış hatta bazı Galatasaraylı taraftarlar başkanımızın yanına gelerek resim çektirmek istemiş, içlerinden bir taraftarın Moskova da öğrenim gördüğünü ve bazı Fenerbahçeli taraftarların kendilerine küfür ettiklerini söylemesi üzerine Başkanımız "salona şimdi geldiğini hiçbir Fenerbahçe taraftarına rastlamadığını, taraftar kafilelerinin henüz stada gelmediğini ancak yine de böyle bir münferit olay gerçekleşmişse taraftarlarımız adına kendisinden özür dilediğini" söyleyerek salona girmek üzere oradan uzaklaşmıştır. Başkan ve yöneticilerimizin uzaklaşmasının ardından aynı grubun bu kez Başkanımız hakkında ağza alınmayacak küfür ve tezahüratlarda bulunmaya başlaması üzerine başkanımız ve yöneticilerimiz geri dönerek biraz önce kendilerine methiyeler düzen bu grubun arkalarından neden ve niçin küfür ettiğini anlamaya çalışarak; bir tavır sergilenecekse yüz yüze iken sergilenmesinin gerekliliğini izah etmiş ve olayların büyümesini engelleyerek salona girmişlerdir. Salonda Galatasaray Yönetim Kurulu üyeleri ve delegasyonu ile aynı tribünde neredeyse yan yana oturulmuş hatta Fenerbahçe kafilesinin olduğu yerlerde çoğunlukta Galatasaray taraftarlarının olduğu ve müsabaka sonuna kadar müsabakayı burada seyretmeyi tercih ettikleri gözlenmiştir. Bununla birlikte Lütfü Arıboğan ın salona giriş yapmasıyla taraftarlarımızın bulunduğu tribünlerden tepki ve tezahüratlar yükselmeye başlamış, Başkanımız Aziz Yıldırım ve Yönetim Kurulumuzun kararlı, anında müdahalesiyle protestolar bitirilmiş, Başkanımız bizzat ayağa kalkarak tepkiyi sonlandırmış ve müsabaka sonuna kadar bu tezahüratlar bir kez daha tekrar edilmemiştir. Bu olayı müteakiben Galatasaray tribünlerinden Başkanımız Aziz Yıldırım ve ailesi hakkında ağza alınmayacak nitelikteki toplu tezahüratlar başlamış ancak maalesef Galatasaray yönetimi ve delegasyonu, Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe Yönetiminin yaptığının aksine olayları görmezden gelerek bu sistemli ve topluca yapılan küfürlü tezahüratların müsabakanın ikinci çeyreğine dek sürmesine engel olmayarak bu çirkinliklere müsaade etmiş, kerhen de olsa buna katkı sağlamışlardır. Dolayısıyla gerek yabancı emniyet birimlerinin olayı anlayamaması ve gerekse Galatasaray yönetiminin aciz ya da maksatlı tutumu sonucu, olayları engelleme ve sonlandırma görevi Fenerbahçe delegasyonunun üzerine bırakılmıştır. Kaldı ki en azından parkede mücadele eden takımların bayan sporculardan oluşmasından utanılması gerekliliği hatırlatılarak; yapılan uyarılara ilişkin fotoğraflar kamuoyuna servis edilerek Fenerbahçe delegasyonu zan altında bırakılmaya çalışılmıştır. Bu dezenformasyon bununla da kalmamış; devre arasında Başkanımızın eski TFF şimdiki Galatasaray protokol sorumlusu Cengiz Bakırcı ile Galatasaray Yönetimi ve delegasyonunun bu duruma neden müdahale etmediği yolunda -kendi soyunma odaları ile ilgisi olmayan bir yerde- yaptığı dostane sohbet ve uyarılar, Başkanımızın Galatasaray soyunma odasını bastığı şeklinde kamuoyuna lanse edilmiş ve yine maalesef Galatasaray yetkilileri sırf Aziz Yıldırım ı zor durumda bırakmak adına kendi soyunma odalarının Aziz Yıldırım tarafından basıldığı haberlerini, yalanlamayarak sineye çekmişlerdir. Gelinen noktada; amaçlanan şey hep aynıdır. Amaç, Aziz Yıldırım ı en hassas olduğu küfür ve aile konularında provoke ederek topluma uzlaşmasız ve hoşgörüsüz bir lider olarak sunmak ve 3 Temmuz da yapamadıkları -menfaatlerine uygun- Aziz Yıldırım sız bir spor alanı yaratma çabalarının devamıdır. Sonuç olarak; Kulüplerimizin küfür, çirkin tezahürat konusunda maksatlı / yetersizliklerinin sonucu olarak gerekli önlemleri almadığını ve/veya bu eylemleri engelleyebilecek nitelikte yönetici, profesyoneller, bünyelerinde barındırmadıklarını görmekle birlikte; bundan sonra bu şekilde eylemlerin varlığı halinde, kendi taraftarımızı dahi karşımıza alarak yürüttüğümüz mücadeleyi sonlandıracak, bu görev ve sorumluluğu tamamen devletin resmi kurumlarına terk edeceğiz. Ayrıca şahsımıza yapılan bu planlı ve maksatlı eylemlerde, hukuk kuralları gözetilerek kendimizi taraf addedeceğimizi; en doğal, sert tavrı takınacağımızı, tüm kamuoyunun bilgisine sunarız." (CİHAN) ÖZEL HİZMET ALIMI İKİ VERİ İŞLETİM VE OTOMASYON ELEMANI ÖZEL HİZMET ALIMI BİRKİŞİLİK BERBER HİZMETİ ALIMI HUZUREVİ MÜDÜRLÜĞÜ-KARŞIYAKA ZÜBEYDE HANIM AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI MÜSTEŞARLIK Özel Hizmet Alımı İki Veri İşletim ve Otomasyon Elemanı Özel Hizmet Alımı Bir Kişilik Berber Hizmeti Alımı hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası :2014/ İdarenin a) Adresi : Zübeydehanim Baspehlivan Karaali Cad Örnekköy KARŞIYAKA/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : zubeydehanimhuzurevi@aile.gov.tr ç) İhale dokümanının : görülebileceği internet adresi 2-İhale konusu hizmetin a) Niteliği, türü ve miktarı : / tarihleri arasında özel hizmet alımı işi Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Yapılacağı yer : Karşıyaka Zübeyde Hanım Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü c) Süresi : İşe başlama tarihi , işin bitiş tarihi İhalenin a) Yapılacağı yer : Zübeydehanim Mah. Baspehlivan Karaali Cad. No: 375 Örnekköy - KARŞIYAKA / İZMİR b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası Belgesi; Gerçek kişi olması halinde, kayıtlı olduğu ticaret ve/veya sanayi odasından ya da ilgili meslek odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu ticaret ve/veya sanayi odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğinin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren İmza Beyannamesi veya İmza Sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğinin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimdeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı bedeli Karşıyaka Mal Müdürlüğüne ödenerek Karşıyaka Zübeyde Hanım Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Karşıyaka Zübeyde Hanım Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürlüğü adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, Birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu üzerine ihale yapılan istekliyle, her bir iş kaleminin miktarı ile bu kalemler için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 120 (yüzyirmi) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Sondakika 15/4 Basın: 4484 Resmi İlanlar: de

15 SAYFA 16 Elektromanyetik "ergenlik" tehlikesi Türk bilim adamlarının fareler üzerinde yaptığı elektromanyetik alan araştırması, k- ablosuz internet frekansına anne karnından itibaren maruz kalanlarda büyüme geriliği ve büyüme hormonu bozukluğu meydana geldiğini ortaya koydu Prof. Dr. Dündar: "Bizim yaşlarında yakaladığımız erken ergenlik olguları var. Değişik faktörlere bağlı olarak genelde 6-8 yaş arası vakalar geliyor" dedi. Türk bilim adamlarının fareler üzerinde 2 yıl süreyle yaptığı elektromanyetik alan araştırması, kablosuz internet frekansına anne karnından itibaren maruz kalanlarda büyüme geriliği ve büyüme hormonu bozukluğu meydana geldiğini ortaya koydu. İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Kliniği Eğitim Görevlisi ve İKÇÜ Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanlığını yürüten Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Bumin Dündar, elektromanyetik alan konusunda yaptıkları çalışmanın sonuçlarını AA muhabirine anlattı. Teknolojik gelişme ile evdeki elektronik cihaz kullanım alanının genişlediğini, kablosuz internetin artık hemen her evde olduğunu söyleyen Dündar, elektromanyetik dalgaların çocuk sağlığı üzerindeki etkisine yönelik literatürdeki ilk çalışmayı yaptıklarını ifade etti. Anne karnından itibaren fareleri kablosuz internet frekansına maruz bıraktıklarını, bir grup farenin doğumundan sonra da elektromanyetik alanda kaldığını kaydeden Dündar, "Çok enteresan sonuçlarla karşılaştık. Özellikle anne karnından itibaren elektromanyetik alana maruz kalanlarda çok ciddi büyüme geriliği saptadık, daha geç ergenliğe girdiler. IGF-1 dediğimiz büyüme hormonlarıyla ilgili bazı peptitleri daha düşük bulduk, bozukluk tespit ettik" dedi. (AA) Eğitim-Sen'den "torba yasa" tepkisi Eğitim-Sen İzmir 6 Nolu Şube Başkanı İdil Uğurlu, Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK'larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı'na ilişkin olarak, AK Parti iktidarının, hazine arazisi üzerindeki Milli Eğitim Bakanlığı'- na tahsis edilmiş taşınmazları, kamu eğitimine ayrılması gereken kaynakları, özel okullara, rantiyeye, arazi komisyoncularına peşkeş çekerek milli eğitimde yeni sorunlar yaratmak istediğini söyledi. Sendika binasında basın açıklaması yapan Uğurlu, kamuoyunda "torba yasa" olarak adlandırılan kanun tasarısıyla milli eğitimin özel okullara dönüştürülmesi için operasyon yapıldığını savundu. Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki idarecilerin zorunlu değişikliğe tabi tutulduğunu kaydeden Uğurlu, "Amaç, teşkilatı siyasi ve ideolojik hedeflere paralel olarak yeniden biçimlendirmek, kendi çizgisinde olmayan tek bir kişinin bile bakanlık bünyesinde eğitim yöneticisi olmaması için tüm zamanların en büyük tasfiye sürecini başlatmaktır'' dedi. Sendika üyelerine destek veren CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger ise emniyet, MİT, T- SK, Tübitak gibi kurumlardaki operasyonların benzerinin eğitim alanında da gerçekleştirildiğini söyledi. (AA) 15 Nisan 2014 Salı Destek sizden çözüm bizden yıllarında Gemi Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanlığı yapan Burak Acar, şimdi de ekibiyle birlikte genel başkanlık için meydana çıktı. Katılımcı Gemi Mühendisleri adına açıklama yapan Acar, "Gemi Mühendisleri Odası'nı, katılımcı bir zihniyetle, ayrışmadan, oy çokluğu ile değil, OY BİRLİĞİ ile yönetelim" şeklinde konuştu yıllarında Gemi Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanlığı yapan Burak Acar, yeniden meydana çıktı. Uzun bir süredir İstanbul'da faaliyet gösteren Acar, akibiyle birlikte gemi mühendisleri odasını yönetmek için ortaya çıkklarını açıkladı. Genel Başkan olacak ismin seçim sonrasında belli olacağını söyleyen Acar, şu açıklamayı yaptı: Katılımcı Gemi Mühendisleri olarak bir arayan gelen bizler, 60. Kuruluş Yıldönümünü kutlamaya hazırlanan Gemi Mühendisleri Odası nın yeniden üyeleri ile kucaklaşabilmesi vizyonunda öncelikle ele alacağımız konuları ana hatlarıyla aşağıdaki şekilde bilgilerinize sunarız. Değerli meslektaşlarımıza ve kamuoyuna saygı ile duyurur, aşağıda sıralananları gerçekleştirmek amacı ile yürüteceğimiz 2 yıllık ödünsüz mücadelemize, sizlerin de görüş ve önerilerinizle katkı koymasını diler, bu süreçte bizleri yalnız bırakmayarak bu yapılacakların takipçisi ve denetçisi olmanızı bekleriz. Gemi Mühendisleri Odası'nı; gelin, KATILIMCI bir zihniyetle, AYRIŞMADAN, BÜTÜNLEŞEREK, oy çokluğu ile değil, OY BİRLİĞİ ile yönetelim. Yönetim Kurulu'na aday olan bizler, bizi destekleyen / desteklemeyen Odamız üyesi binlerle i- fade edilen meslektaşımızın ORTAK SESİ olmak üzere yola çıktık; alacağımız vekaletin ve sorumluluğun bilincindeyiz. NASIL BİR YÖNETİM? Toplumsal sorunlara eğilen, kamu yararına hak ve menfaatleri gözeten bir yönetim. Ülke, meslek, meslektaş çıkarlarını ve meslek onurunu gözeten, ödünsüz savunan bir yönetim. Meslek etiğine, kurumsal kültür ve geleneklere bağlı, geçmişin mirasına sahip çıkan ve bilgi birikimine değer v- eren bit yönetim. Siyasi bağlantıları ve diyet borcu olmayan, siyasi kaygılar ve siyasi bağımlılıklardan uzak, ister iktidarda, ister muhalefette olsun tüm siyasi kurum ve oluşumlara eşit uzaklıkta, konulara bilim ve tekniğin yol göstericiliğinde önyargısız, eleştirel ama yapıcı yaklaşan bir yönetim. İnsanlığın, ülkenin ve kamunun yararını gözeten bir yönetim. Fikirlerini özgürce söyleyebilen ve dinletebilen, uzmanlık alanındaki hususlarda düşüncesi ve tutumu merak ve talep edilen bir yönetim. Bağımsız, tarafsız, etkin, güçlü, donanımlı, şeffaf, güvenilir, inanılır ve dürüst bir yönetim. Gruplaştırıcı, kutuplaştırıcı, bölücü değil, meslek alanında ve meslektaşlar arasında her türlü ayrımcılığa karşı duran, birleştirici, bütünleştirici; birlikte çalışmayı özendiren bir yönetim. Kendi dışında oluşturulan kurallara kararlara uyan ve boyun eğen değil ; kural koyucu bir yönetim. Üyelerinin ve öğrenci üyelerinin bilgi, görüş ve düşüncelerinden beslenen, buna imkan tanıyan ve özendiren bir yönetim. Meslektaşlarının önemli bir bölümünün emekleri ile geçinmeleri ve çalışan konumunda olmaları nedeniyle; çalışandan, emekten yana bir yönetim. Mesleki dayanışmanın gücüne inanan ve onu temel alan, bilgi ve deneyime saygılı, bilgi üreten, bilgi üretimine katkı veren, k- endi dışında üretilen bilgiyi ve sektörel gelişmeleri izleyen, yayın ve toplantılar aracılığı ile paylaşan, bu açıdan varlığı ile fark yaratan bir yönetim. Eğitim ve istihdam süreçlerinde aktif rol alan, yönlendirici, planlayıcı ve düzenleyici bir yönetim. Üniversite-sanayi işbirliğinde köprü görevi üstlenen, mesleki eğitimin kalitesinin yükseltilmesinde aktif ve belirleyici rol alan bir yönetim. Üyelerinin mesleki kariyerlerinin geliştirilmesinde yardımcı; GEMİSEM aracılığıyla meslek içi eğitimi sürekli ve düzenli hale getirerek üyelerinin mesleki donanımlarının arttırılmasını ve pekiştirilmesini sağlayan bir yönetim. Gemi inşaatı dışındaki deniz teknolojisi, kıyı yapıları, yat tasarımcılığı gibi diğer uzmanlık alanlarında da söz ve karar sahibi olan, bu meslek disiplinlerindeki üyelerinin iş ve çalışma alanlarını da kollayan, gözeten ve geliştirmek üzere gayret gösteren bir yönetim. Sadece gemi yapım ve bakım-onarım sektöründe değil, başta gemi yan sanayii olmak üzere denizcilik sektörünün başka alanlarında da belirleyici ve söz sahibi olan, üyelerine bu kesimlerde de iş alanı açabilmek için çaba harcayan bir yönetim. Toplumda deniz ve denizcilik kültürünün yaygınlaştırılmasına katkı sağlayan, örgütsel bağımsızlığından ödün vermeksizin meslek alanındaki kurum ve kuruluşlarla tutarlı ilişkiler kuran bir yönetim. TMMOB ve bağlı O- daların ortak çalışmalarına etkin katılan, meslek ve meslektaş çıkarlarını bu alanlarda da koruyan ve kollayan; meslek alanı ile ilgili görüşlerini bilimsel yaklaşımla tutarlı bir biçimde savunan bir yönetim. Kendini ülke sınırları içine hapsetmeyen, ülke dışındaki benzer mesleki kuruluşlarla ilişkiler kuran, geliştiren ve ortak çalışmalar yapan bir yönetim. Aile ortamı gibi sıcak, içten; aidiyet duygusu yaratan ve güçlendiren; üyesinin özgüvenini ve çalışma, iş yapma isteğini arttıran, üyelerin görüş ve düşüncelerini rahat ifade edebilecekleri ortamları sağlayan bir yönetim. Oda-üye kopukluğunu ortadan kaldırarak, birlikte yöneten, birlikte üreten ve birlikte paylaşan KATILIMCI bir yönetim. Saygın ve olumlu imajı, vizyonu, misyonu, stratejik plan ve hedefleri olan bir yönetim. Meslektaşlarının denetimine ve eleştirilerine açık, BİRLEŞTİRİCİ bir yönetim. KATILIMCI GEMİ MÜHENDİSLERİ Grubu adına, 44. Dönem Genel Kurulu'nda Yönetime aday olan ve aşağıda isimleri bulunan bizler, yukarıda sıraladığımız niteliklerde yönetilen bir Gemi Mühendisleri Odası istiyor ve bunu yeniden yaratmak için teknik bilgimiz, mesleki deneyimimiz ve birlikteliğimizden gelen gücümüz ile çalışacağımızı ve bu amaçla elimizden gelen tüm çabayı göstereceğimizi tüm üyelerimize ve kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz ve sizlerden YETKİ İSTİY- ORUZ ACİL İŞLER Yukarıda kırmızı çizgilerimiz olarak ortaya koyduğumuz hedeflere ulaşmak için bir yıl boyunca birlikte yürütülecek hazırlık çalışmalarının ürünü olarak Mart-Nisan 2015 de eçimsiz bir Olağan Üstü Genel Kurulda siz değerli üyelerimizin onayına sunmak üzere üzerinde çalışacağımız acil çözüm bekleyen konuları da aşağıdaki şekilde paylaşırız: * Kıyı ve Deniz Yapılarına yönelik olarak gerekli mevzuat alt yapısının hazırlığı ve gerek Odamızın ve gerekse Deniz Teknolojisi Mühendisi üyelerimizin iş ve çalışma alanlarının belirlenmesi etkinliğinin artırılması ile haklarının güvence altına alınması, * Benzer şekilde Yat Tasarımcısı üyelerimizin hak kaybına uğraması riski yaratan gelişme ve girişimlere karşı yürütülecek çalışmalarla Oda nın etki alanının daraltılmasının önlenmesi ve bunun yanı sıra yat tasarımcısı üyelerimizin hak ve yetkilerinin güvence altına alınması, bu yıldan itibaren yat tasarımcısı ünvanı ile mezun olmaya başlayacakların mağduriyet yaşamamaları için gerekli hazırlıkların vakit yitirilmeden yapılması, * Olası iş kazalarında odamız üyelerinin karşı karşıya kalabilecekleri cezai yaptırımlara yönelik hukuksal desteğin organize ve etkin bir şekilde sağlanmasına yönelik bir programın oluşturulması, * Odamızın mekan sorununun, Anadolu yakasındaki ilçe belediyeleri ile kurulacak ilişkilerle çözümlenmeye çalışılması; TMMOB ye bağlı Odaların İstanbul birimlerini bir araya getirecek bir Mühendis-Mimar Evi nin Anadolu yakasında gerçekleştirilmesi için girişimlere başlanması, * Odamıza sektörümüzdeki ve TMMOB içerisindeki eski saygın, güçlü ve etkin kimliğinin yeniden kazandırılması, * Üye kayıtlarının hızla elden geçirilerek özellikle adres ve diğer iletişim bilgilerinin güncellenmesi, üyelerin yenilenen iş ve çalışma adreslerine göre Odamızın Merkez, şube ve il-ilçe temsilcilikleriden oluşan örgüt yapısının yeniden gözden geçirilmesi; yeni örgüt birimleri ihtiyaçlarının tespiti, yenilerinin kurulması, mevcutların geliştirilmesi için gerekli alt yapı ve bütçe hazırlıklarının tamamlanması ve mevcut Şube ve Temsilciliklerin etkinliğinin arttırılması suretiyle üyelerine daha hızlı ve etkin erişim yollarının oluşturulması, * Türk Loydu Vakfı ile GMO arasında var olan ilişki ve bağların, mesleğimizin, meslek topluluğumuzun ve meslek örgütümüzün ağırlığını, etkisini, gücünü en küçük ölçüde dahi azaltmadan, yeniden tanımlanması ve geliştirilmesi ile her iki kurumun da zarar görmesine yol açan sakıncaların giderilmesi; kuruluşların birbirlerine güç katacakları katkı sağlayacakları dönüşümlerin gerçekleştirilmesi, * Ülkemizin ve mesleğimizin geleceğini şekillendirecek olan öğrenci meslektaşlarımız için uygun gelişim ve katılım programlarının hazırlanarak hayata geçirilmesi; staj ihtiyacının ve değişim programı taleplerinin karşılanmasında destek olunması, * Çalıştıkları kurumlarda; ücret alamayan, özlük hakları gaspedilerek işten çıkartılan tüm üyelerimiz için hukuksal desteğin geçmişte olduğu gibi organize ve etkin bir şekilde sağlanması, Rockçı imam, 23 Nisan'da New York'ta sahne alacak Antalya'nın Kaş ilçesi Pınarbaşı Köyü Camisi'nde i- mamlık yapan, arkadaşlarıyla "FiRock" adlı müzik grubu kuran Ahmet Muhsin Tüzer, "The Chora(s)san Time-Court Mirage" grubunun 23 Nisan'da Amerika'da konser verecek Tüzer, Erkin Koray'ın eski gitaristlerinden, aynı zamanda Kramp Grubu'nun kurucularından Doğan Sakin ve baterist İdris Tübcil ile geçen yıl mayıs ayında "FiRock" isimli rock grubu kurmuştu. Grup, single parçası "Mevlaya Gel"e klip çekmiş, ilk konserlerini Ramazan Bayramı'nda Kaş Limanı'nda vermişti. Besteci Catherine Christer Hennix'in kurduğu "The Chora(s)san Time-Court Mirage" grubunda solistlik yapmak için teklif alan Tüzer, konser hazırlıkları için Amerika'ya gitti. Grubun 23 Nisan'da New Y- ork'ta Issue Project Room'da düzenlenecek "Ultima Festival New York"un açılışında vereceği konserde Tüzer, drone müziği eşliğinde ezan, sela ve sureler okuyacak. "İslam'ın değerlerini seslendireceğim" Tüzer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hennix'in solistlik teklifinden sonra İstanbul'a geldiğini, parçalarını dinlediğini söyledi. New York'ta düzenlenecek konserde Hennix'in "Blues Alif Lam Mim İn The Mode of Rag Infinity/Rag Cosmosis" adlı eserinin dünya prömiyerini yapacağını ifade e- den Tüzer, konserde s- eslendirilen parçaların daha sonra albüm haline getirileceğini anlattı. Grupta kendisinin Hennix'in ve Amirtha Kidambi'nin vokalisti olarak sahneye çıkacağını bildiren Tüzer, orkestrada Amir ElSaffar, Robin Hayward, Paul Schwingenschlögl, Hilary Jeffery, Elena Margarita Kakaliagou, Stefan Tiedje'nin yer alacağını kaydetti. Tüzer, konserde kendi parçalarını seslendirmeyeceğini ifade ederek, şöyle konuştu: "Konserin, müzik kariyerime farklı deneyimler katacağına i- nanıyorum. İslam'ın değerlerini seslendireceğim. Drone müziği eşliğinde sabah makamında ezan, Hüseyini makamında sela ve Kuran'ı Kerim'den sureler okuyacağım. İslam'ı sevdirmek ve tanıtmak adına önemli bir konser olacak. Amerika'da İslamiyeti, Türkiye'yi ve Diyaneti gururla temsil edeceğim." (AA)