T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI DR. LÜTFİ KIRDAR KARTAL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ AİLE HEKİMLİĞİ Koordinatör: Doç. Dr. Orhan ÜNAL

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI DR. LÜTFİ KIRDAR KARTAL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ AİLE HEKİMLİĞİ Koordinatör: Doç. Dr. Orhan ÜNAL"

Transkript

1 T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI DR. LÜTFİ KIRDAR KARTAL EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ AİLE HEKİMLİĞİ Koordinatör: Doç. Dr. Orhan ÜNAL HASTANEMİZ MEME POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN KADINLARIN KENDİ KENDİNE MEME MUAYENESİ UYGULAMA DAVRANIŞLARI VE MAMOGRAFİ, MEME ULTRASONOGRAFİ SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Uzmanlık Tezi Dr. Özgür İTİLLİ Tez Danışmanı Op. Dr. Cem Fazlı GEZEN İSTANBUL-2009

2 ÖNSÖZ Tezimin hazırlanmasında değerli katkılarını esirgemeyen 1. Genel Cerrahi Klinik Şefi Prof. Dr. Mustafa ÖNCEL ve Şef Yardımcısı Op. Dr. Selahattin VURAL a, uzmanlık eğitimim boyunca kliniklerinde çalışarak bilgi ve tecrübelerinden yararlandığım değerli hocalarım; 1. Kadın Hastalıkları ve Doğum Klinik Şefi Doç. Dr. Orhan ÜNAL a, 2. Kadın Hastalıkları ve Doğum Klinik Şefi Doç. Dr. Cem TURAN a, 2. Çocuk Hastalıkları Klinik Şefi Doç. Dr. Gülnur TOKUÇ a, 2. Dahiliye Klinik Şef Vekili Uz.Dr. Rahmi IRMAK a, Haydarpaşa Numune Hastanesi Psikiyatri Klinik Şefi Uz.Dr. Mecit ÇALIŞKAN a şükranlarımı sunarım. Aile Hekimliği uzmanlık eğitimimde desteklerini esirgemeyen Doç. Dr. Mehmet SARGIN, Doç. Dr. Ekrem ORBAY, Uz.Dr. İsmet TAMER ve Doç.Dr. Reşat DABAK a teşekkür ederim. Bu tez çalışmasının planlanması ve yürütülmesinde bilgi ve tecrübelerini benimle paylaşan tez danışmanım Op. Dr. Cem Fazlı GEZEN e en içten teşekkürlerimi sunarım. Asistanlığın zor sartlarında sıkıntılarımızı ve dostluğumuzu paylaştığımız asistan arkadaşlarıma, servis hemşireleri ve diğer sağlık personellerine teşekkür ederim. Asistanlığımın son dönemlerinde aramıza katılan canım oğlum Arda ya, sevgi ve özveriyle daima yanımda olan eşim Arzu ya ve aileme sonsuz teşekkürler... Dr. Özgür İTİLLİ ii

3 İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ ii İÇİNDEKİLER iii 1. GİRİŞ ve AMAÇ 1 2. GENEL BİLGİLER MEMENİN EMBRİYOLOJİSİ MEMENİN ANATOMİSİ MEMENİN DAMARLARI MEMENİN SİNİRLERİ MEMENİN LENFATİK DRENAJI MEMENİN FİZYOLOJİSİ Meme Gelişmesi Ve Fonksiyonunda Etkili Hormonlar Çeşitli Fizyolojik Durumlarda Meme Dokusu MEMENİN BENİNG HASTALIKLARI Fibrokistik Hastalık Fibroadenom Juvenil Fibroadenom Sistosarkoma Filloides İntraduktal Papillom Lipom Fibroadenolipom (Hamartoma) Memenin Yağ Nekrozu Hematom Mastit ve Abse Adenozis Galaktosel Fibrom ve leomyoma Duktal Ektazi (Plazma Hücreli Mastit) Hemanjiom Radyal Skar ( Benign sklerozan duktal lezyon ) ve kompleks sklerozan lezyonlar 13 iii

4 Fokal Meme Fibrozisi Lenfatik Filariazis MEME KANSERİ Meme Kanserinde Risk Faktörleri Patoloji Evrelendirme Cerrahi Klinik Özellikler Tanı Kendi Kendine Meme Muayenesi Görüntüleme Yöntemleri GEREÇ VE YÖNTEM BULGULAR TARTIŞMA SONUÇ KAYNAKLAR 70 iv

5 1. GİRİŞ VE AMAÇ Meme her kadın için cinselliği, sevgiyi, beslemeyi, annelik duygularını ifade etmekte ve benlik imajının önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Memede görülen lezyonların %90 ı beningdir. Memenin bening hastalıkları şikayetlere neden olması, bazı türlerin kansere dönüşme riski taşıması ve meme kanseriyle karışabilmesi nedeniyle önemlidir. Meme kanseri dünyada kadınlar arasında en sık görülen kanser türü olup, gelişmiş ülkelerde meme kanseri insidansı yüzbinde 80.0 iken, gelişmekte olan ülkelerde yüzbinde 15.9 dur (1). Her sene dünya çapında 1.1 milyon un üzerinde kadına meme kanseri teşhisi konulmakta ve kadın bu hastalıktan ölmektedir. Amerika da kadınların ölüm nedenleri arasında meme kanserinin, kalp hastalıkları ve akciğer kanserinden sonra üçüncü sırada olduğu belirtilmektedir (2). Ülkemizde Sağlık Bakanlığının (2000) verilerine göre; kadınlarda meme kanseri insidansının yüzbinde 10,02 olduğu ve meme kanserinin %24,96 lık oran ile kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğu bildirilmektedir. Meme kanserinin nedeni tam olarak bilinmemekle beraber genetik, çevresel, hormonal, sosyobiyolojik ve psikolojik etkenlerin oluşumunda rol aldığı kabul edilmektedir (3). Meme kanseri ile ilgili bilinen risk faktörlerinden en önemlisi yaşın ilerlemesidir. Yaşı 35 üzerinde olan kadınlarda risk belirgin olarak artmaktadır. Meme kanseri için bugün bilinen diğer risk faktörleri arasında, menarş yaşının küçük olması (12 yaşından önce), menopoz yaşının büyük olması (50 yaşından sonra), ilk doğum yaşının geç olması, nulliparite, ailede meme kanseri öyküsü olması, geçirilmiş meme kanseri öyküsü olması, iyonizan radyasyon etkisinde kalmış olma sayılabilir (4). Meme kanserinde mortaliteyi azaltmanın en emin yolu erken tanı ve tedavidir. Erken tanının sağlanması da bu konuda kadınların eğitimi, bilgilendirilmesi ve tarama programlarının uygulanması ile olur. Tarama programlarının amacı hiçbir yakınması olmayan kadınlarda çeşitli yöntemlerle (kendi kendine muayene, fizik muayene ve mammografi) memesinde anormallik olanla olmayanı ayırmaktır (5). 1

6 Meme kanserinin erken tanılanmasında, kendi kendine meme muayenesi (KKMM) önemli bir yer alır. Literatürde meme kanserinin %90 ının ilk kez kişinin kendisi tarafından fark edildiği belirtilmektedir (6). KKMM, 20 yaşından sonra, her bayanın ayda bir yapması gereken bir muayenedir. KKMM, bütün kadınlar için uygulaması kolay, ekonomik, özel araç-gereç gerektirmeyen, güvenli,non-invaziv bir işlem olan ve sadece kişilerin beş dakikasını alan, meme kanseri için etkili bir erken tanı yöntemidir (7). Araştırmamızda kadınların kendi kendine meme muayenesinin sıklığının belirlenmesi ve bu konuya etki eden faktörlerin ortaya çıkarılması, yapılan Mamografi ve Meme USG sonuçlarının değerlendirilmesi, bening ve malign meme hastalıklarının sıklığının saptanması amaçlandı. 2

7 2. GENEL BİLGİLER 2.1. MEMENİN EMBRİYOLOJİSİ İnsanda embriyolojik gelişmenin beşinci haftası sonları ile altıncı haftanın başlarında, emriyonun alt ve üst ekstremite tomurcukları arasında her iki yanda aksilladan kasığa kadar boylamasına uzanan ektodermal kalınlaşma olur. Embriyo 9 mm olunca oldukça belirgin duruma gelen bu kabarıklığa süt çizgisi denir. Üst 1/3 kısmı dışında diğer bölümleri hızla silinir. Süt çizgisinin dışında yetersiz silinmesi %2-6 oranında aksesuar meme dokusunun gelişmesine yol açar. Fetusun gelişiminin 32 ile 40 haftalarında meme dokusunda üç dört kat artışla birlikte lobüloalveolar yapılar areolar kompleks gelişir ve pigmente olur. Başlangıçta kabarık olan primordium yassılaşır ve kornifiye olur, burada duktusların açıldığı çöküntü oluşur. Doğumla ya da daha sonra bu çökük bölge kabararak meme başını oluşturur (8) MEMENİN ANATOMİSİ Meme, göğüs ön duvarında ikinci interkostal ile altıncı interkostal aralıklar arasında medialde sternum lateral kenarı ile lateralde ön aksiler çizgi arasında, aksillaya doğru uzantısı olan, kendisini çevreleyen deri ile pektoralis major kası ve bu kasın fasyası arasında yerleşmiş modifiye apokrin bir ter bezidir. Meme üzerindeki kendisini kuşatan derisi, üzerinde bulunduğu pektoralis major kası ve fasyası ile birlikte anatomik bir bütündür (8). Meme dokusu superolateralde anterio-aksiller hatta doğru uzanır ve Spence in kuyruğu adını alır. Memenin tubuloalveolar glandı epidermisin modifiye ter bezlerinden gelişmiştir. Erişkinde bu glandda adet irregüler lob mevcuttur ve bunlar lakteferoz duktuslara açılır. Bu lakteferoz duktuslar da meme başında lakteferoz sinuslarda sonlanır. Meme lobüllerini deriye suspensor ligamanlar bağlar. Bu bağlara Cooper bağları (ligamanları) denir. Malignitelerde cilt retraksiyonları bu bağların tutulumundan dolayı olur. Meme başı ve areola epidermisi, yüksek düzeyde pigmentedir. Keratinize strafiye skuamöz epitelyum ile örtülüdür. Areolada yağ ve ter bezleri vardır. Bu bezler areola yüzeyinde kabarıklıklar oluştururlar. Bunlara Montgomery tüberkülleri denir. 3

8 2.3. MEMENİN DAMARLARI Memenin santral ve medial bölümlerini arteria mamaria internanın ramus perforantesleri, üst dış bölümünü de arteria toracica lateralis besler. Meme ayrıca a.toracica acromialis in pectoral dalından, 3. 4.ve 5. intercostal arterlerin lateral dalları ile a.subscapularis ve a.thoracodorsalisten kan alır (9). Memenin venleri arterleri takip eder. Primer venöz drenaj aksillaya doğrudur. Torasik duvar ve memeyi üç ana ven grubu drene eder; internal torasik venin dalları, aksiler venin dalları ve posterior intercostal venin dalları. Ayrıca vertebral venin dalları da memenin venöz drenajında (Batson Pleksusu) yer alır ki bu vertebra metastazlarından sorumlu olabilir (10) MEMENİN SİNİRLERİ Meme başı ve areolanın dermisinde çok sayıda çok dallı serbest sinir uçları bulunur. Areola meme derisinde ise çok sayıda Ruffini ve Krause cisimcikleri bulunur. Bunlar meme başının ereksiyonunu ve süt akımını sağlarlar. Memenin üst bölümü, servikal pleksusun 3. ve 4. dallarından inerve olur. Memenin alt bölümünü de interkostal sinirlerin lateral ve anterior dalları inerve ederler MEMENİN LENFATİK DRENAJI Memenin yüzeyel lenfatikleri meme derisinin hemen altında bulunur. Memenin her bölümünde akım merkeze doğrudur. Memenin lenf akımının %75 i aksillaya,%25 i ise internal mamaria lenf nodüllerine olur. Aksiller lenf nodülleri 6 grup olarak sınıflandırılır(11). Grup 1: Eksternal mamarian lenf nodları Grup 2: Skapular lenf nodları Grup 3: Santral lenf nodları Grup 4: İnterpektoral lenf nodları (Rotter) Grup 5: Aksiler lenf nodları Grup 6: Subklavikular lenf nodları Anatomo-patolojik yapı ve metastatik yayılımı belirlemek için için kullanılan diğer bir değişik yöntemde ise lenf nodları 3 e ayrılır. Level 1: Aksiler eksternal mamarian ve skapular lenf nodları 4

9 Level 2: Santral ve interpektoral lenf nodları Level 3: Subklavikular lenf nodları 2.6. MEMENİN FİZYOLOJİSİ Meme Gelişmesi Ve Fonksiyonunda Etkili Hormonlar: Meme gelişmesi ve fonksiyonu üzerine etkisi olan hormonların en önemlileri östrojen, progesteron, prolaktin, oksitosin, tiroid hormonu, kortizol ve büyüme hormonlarıdır. Bu hormonların salgısı hipotalamus, hipofiz ve overlerin nörohümoral kontrolündedir (12-13).Meme üzerine etkili bu hormonların etkileri invitro olarak gösterilmiştir. Bazı hormonların insanda invivo etkileri belirgin değildir. Kesin olan östrojenin duktus gelişimini başlattığı, prolaktin ve progesteronun lobül ve asinus gelişimini kontrol ettiği ve proaktinin süt salgısını oluşturduğudur(14-15). Östrojen: Etkisini sitoplazma ve çekirdekteki reseptörlere bağlandıktan sonra gösterir. Sitoplazmadaki reseptörlerin yoğunluğu adet siklusunda değişiklik gösterir, hamileliğin son döneminde ve lohusalığın ilk döneminde artar. Östrojen reseptörlerinin sentezini hem östrojen hem de progesteron uyarır. Prolaktin olmadan östrojenin meme gelişimini başlatamayacağı düşünülmektedir fakat hipofizi olmayan dişilerde, östrojen replasmanı ile normal meme gelişimi sağlanmıştır. Fakat laktasyon için prolaktin gerekir. Hamilelik sırasında yüksek östrojen ve progesteron düzeyleri prolaktin salgısını baskılar, plasenta çıktıktan sonra ani progesteron ve östrojen düşüşü laktasyonu başlatır. Östrojen memedeki prolaktin reseptörlerinin yoğunluğunu da kontrol eder. Östrojen meme epiteli, özellikle duktal epitelin gelişmesinde etkilidir. Memedeki bol miktarda bulunan yağ dokusu dolaşımdaki androjenlerden östrojen yapabilir, fakat bunun önemi henüz aydınlatılamamıştır (13-15). Progesteron: Tek başına memeye bir etkisi yoktur. Östrojen reseptörlerinin sentezini uyarır. Prolaktin ile sinerjik etki gösterir ve epitelyum hücrelerinin diferansiyasyonunda ve lobulus ve asinus gelişiminde etkilidir. Laktasyonu inhibe eder. Memede bulunan progesteron reseptörlerini de östrojen kontrol eder. Prolaktin: Hipofizde yapılır. Hamileliğin son döneminde, doğumdan hemen sonra yükselir ve lohusalık döneminde yüksek kalır. Meme hücre yüzeyindeki reseptörlere bağlanarak etkisini gösterir. Meme gelişiminin her safhasında önemlidir. Memedeki östrojen reseptörlerinin sayısını artırır. Progesteron ile birlikte lobulus ve 5

10 asinus gelişimini uyarır. Süt sekresyonunu ve süt proteinlerinin sentezini kontrol eder. Prolaktin salınması için en önemli uyaran memenin emilmesi, yani meme başının doğrudan uyarılmasıdır (12-15). İnsan plasental laktojeni: Hamilelik sırasında dolaşımda yüksek miktarda bulunur. Etkisi prolaktine benzer fakat daha güçsüzdür (15). Oksitosin: Hipotalamustan salgılanır. Süt verme düşüncesi ve meme başı ve areolanın uyarılması ile salgılanır. Alveolleri saran miyoepitelyal hücrelerde kasılmaya yol açar. Alveollerin sıkıştırılması ile süt, süt kanallarına atılır. Oksitosin salgısını süt verme ile ilgili duyma, görme ve koklama duyuları uyarır. Büyüme Hormonu (GH) ve İnsüline Benzer Büyüme Hormonu: GH nun prolaktine benzer etkisi vardır. Etkisini insüline benzer büyüme hormonunun sentezini uyararak yapar. İnsülin: Meme gelişmesi üzerine yapılan invivo çalışmalarda prolaktin, östrojen ve progesteron yanında insülinin de gerekli olduğunu göstermiştir. Glikokortikoidler: Süt veren meme dokusunda sitoplazmada glikokortikoid reseptörleri bulunur. Glikokortikoidler olmadan laktasyon başlamaz veya devam etmez Çeşitli Fizyolojik Durumlarda Meme Dokusu: Adet dönemi: Adet görmeye başlanınca östrojen ve progesteron düzeylerindeki siklik değişiklikler duktuslarda gelişmeyi ve lobulus ve asinusların oluşumunu artırır. Bu hormonlar aynı zamanda gelişen kanalları destekleyecek bağ dokusunun proliferasyonunu da arttırır. Adet dönemi boyunca gerginlik ve büyüme hissedilir. Bu gerginlik ve büyüme hacim, yoğunluk ve nodülarite artışına bağlanır aynı zamanda hassasiyet de artabilir. Gerginlik ve hacim adet döneminin 2. yarısında fazlalaşır, en yoğun olarak adetten önceki üç, dört günde hissedilir. Menapozda görülen değişiklikler: Overlerden östrojen ve progesteron salgısının azalması memenin duktal ve glandüler elemanlarının da progresif involüsyonuna yol açar. Lobül ve duktusların epiteli atrofik hipoplastik görünüm alır. Atrofik lobüller yoğun fibröz yapı içinde görülür. Bazı lobüllerde süt kanalları genişler, silindir epiteli olmayan asinusların genişlemesi ile makro kistler oluşabilir. Menapozdaki kadının memeleri asimetrik ve palpasyonla düzensiz yapıda olabilir. Yaşlanma ile birlikte yağ dokusu ve destek dokusu azalır, memeler küçülür ve şeklini kaybeder, sarkar. 6

11 2.7. MEMENİN BENİNG HASTALIKLARI Fibrokistik Hastalık En sık görülen meme hastalığıdır.american Cancer Society e göre tüm kadınların en az yarısının göğüslerinde yaşamlarının bir bölümünde fibrokistik değişimler tespit edilir. Fibrokistik değişimler yaş arasındaki kadınlarda görülen kitlelerin en yaygın nedenidir (%30-35). Otopsi çalışmalarında %20 makroskobik, %34 mikroskobik kiste rastlanmıştır. Sol memede sağa göre daha sık görülür (16-17). Kadınların büyük bir kısmında puberteden sonra gelişen parankimal bir değişikliktir. Klinik spektrumu oldukça geniştir. Asemptomatik olabilir, hasta ağrı, hassasiyet veya değişik boyutlarda memede ele gelen kitle şikayeti ile gelebilir. Fibrokistik hastalıkta fibröz bağ dokusunda aşırı bir proliferasyon, duktus epitelinde ve lobüllerde hiperplazi gibi değişiklikler görülebilir. Bunlar ayrı ayrı veya hepsi bir arada bulunabilir. Fibrokistik hastalıktaki mammografi bulguları şu şekillerde görülür. Kistlerin ön planda olduğu formlarda; kistler radyolojik olarak düzgün, yuvarlak, ovoid şekilli ve keskin konturludur. Multiloküle kistler ise lobüle konturludur. Çok sayıda küçük kist, epitelial ve fibröz proliferasyonla birlikte olduğu zaman mammografilerde nodüler bir pattern oluştururlar. Kistlerin duvarında yarımay biçiminde kalsifikasyonlar izlenebilir. Ultrasonografide basit kistler, keskin konturlu, tümüyle anekoik, ince duvarlı, internal eko veya septa içermeyen lezyonlardır. Meme kistleri kompresyonla şekil değişikliği gösterebilir. Kistlerde posterior akustik şiddetlenme izlenir. İçerisinde ekoların görülmesi komplike kist olduğunu düşündürür. Bu görünüm proteinöz materyale, enfeksiyona veya kanamaya bağlı olabilir. Kist içerisinde solid komponent olması intrakistik papillom, papiller karsinom veya hemorajik kisti düşündürür. Böyle lezyonlarda ince iğne aspirasyon biopsisi veya trucut biyopsi endikasyonu vardır. Meme kistleri meme lobüllerinden kaynaklanan içi sıvı dolu lezyonlardır. Fibrokistik hastalığın en sık komponenti olduğu gibi, soliter kistler de görülür. Fibröz değişikliklerin ön planda olduğu şekillerde meme parankimi homojen ve yoğun görülür. Epitelyal hiperplazinin belirgin olduğu şekillerde (terminal duktal hiperplazi ve lobüler hiperplazi) sklerozan adenozis denilen ileri aşamasında memede diffüz nodüler 7

12 yoğunluk artışının eşlik etttiği dağınık küçük kalsifikasyonlar mevcuttur. Bu form daha az sıklıkta görülür. Çoğunlukla bilateral ve simetrik olmasına rağmen lokalize formuda vardır ve maligniteyi taklit edebilir Fibroadenom Fibrokistik hastalıktan sonra en sık görülen meme hastalığıdır. Fibroadenomlar puberteden sonra ve genellikle yaşından önce ortaya çıkan östrojene duyarlı yavaş büyüyen benign tümörlerdir yaşından küçük kadınlarda en sık rastlanılan meme kitleleridir. Gebelik ve laktasyon sırasında boyutları artarken, menapozdan sonra geriler. Fibroadenomların yaklaşık %55'i sol memede bulunurlar. En sık yerleşim yeri memenin üst dış kadranıdır. Tümörler büyük olasılıkla meme lobülünden oluşmaktadır. Tam olarak aydınlatılmış olmamasına karşın bu benign tümörler östrojenin lobüler stimülasyonu ve östrojene verilmiş aşırı bir yanıt sonucu oluşmaktadırlar şeklindeki teori en çok kabul gören teoridir. Makroskopik olarak beyaz renkli bir sınırı vardır ve bu sınırlanma bazen düzensizlikler gösterebilir. Memede fibroadenomların insidansı %10-20 olarak verilmektedir. Afrika ve Amerika'da daha sık görülmektedirler. Fibroadenomlu hastaların yaklaşık %10'unda multipl fibroadenom görülür. Hastalarda ağrı ve duyarlılık; yalnızca hamilelik ve inflamatuvar reaksiyon durumlarında görülür (18-19). Fibroadenomların histolojik olarak iki tipi vardır. Bağ dokusunun duktus lümenine doğru proliferasyon gösterdiği intrakanaliküler tip, stromal doku proliferasyonun duktus lümeni dışında kaldığı perikanalikülertip. Mamografilerde fibroadenomlar düzgün ve keskin konturludur. Küçük olduklarında (1-2 cm) yuvarlaktırlar ve kistlerden ayrılamazlar. Daha büyük boyutlu fibroadenomlar nodüler, oval veya lobüle konturludur, % 10-% 20 oranında birden fazladır. Fibroadenomlar dejenere olmaya başladıktan sonra stromal dokunun mukoid dejenerasyona ve hyalinizasyona gitmesi ile birlikte kaba kalsifikasyonlar görülür. Yumuşak doku komponenti kaybolunca geriye dejenere fibroadenomlar için tipik olan pop-corn tipi amorf ve kaba kalsifikasyonlar kalır. Ultrasonografide fibroadenomlar düzgün ve keskin konturlu, izo veya hipoekojen görünümde, homojen yapıda ve oval kitlelerdir. Bazen posterior akustik şiddetlenme gösterirler. Fibröz komponenti fazla olan fibroadenomlar daha hiperekojen yapıdadırlar, posterior akustik 8

13 gölgelenme izlenebilir. Kalsifikasyon içerdikleri takdirde heterojen eko patterni gösterirler. Bazı araştırmacılar fibroadenomların tamamının çıkarılmasını savunmaktadırlar. Bazıları ise kesin tanının İİAB ile konulup, genç yaşlarda görülmesi nedeniyle bu yaşlardaki kadınlarda meme kanseri insidansının az olduğu düşünülerek fibroadenomların dönemler halinde izlenebileceğini savunurlar. Bu tümörler gerileyecekleri gibi, çoğu değişmeden kalmaktadır. Lezyon giderek büyüyorsa genellikle eksizyon önerilmektedir. Çoğu cerrahi ekol 2-3 cm'lik fibroadenomların dikkatli klinik inceleme sonrasında izlenebileceğini, bu durumun en fazla yaşları arasında olabileceğini, bundan sonra ise eksizyonun düşünülmeye başlanması gerektiğini savunmaktadırlar. 35 yaşın altındaki kadınlarda koruyucu yaklaşım uygun olacaktır. Eğer fibroadenomlar tedavi edilmeksizin bırakılırlarsa büyümeleri beş yıllık bir süre içerisinde çok yavaş olarak gerçekleşecektir Juvenil Fibroadenom Puberteden hemen sonra görülen ve çok hızlı büyüyen dev fibroadenomlardır. Histolojik ve radyolojik özellikleri diğer fibroadenomlara benzer. Bazen dev boyutlara ulaşıp tüm memeyi kaplayabilirler, hızlı büyüme göstermelerine karşın malign potansiyel taşımazlar Sistosarkoma Filloides Malign potansiyel taşıyan, büyük, lobüle keskin sınırlı, homojen-heterojen eko yapısında solid kitledir. İntrakanaliküler fibroadenomun dev bir formudur. Fibroadenom ile farkı boyut ve hücre sayısıdır. Sistosarkoma filloides büyük kavernöz yapılar şeklinde kistik alanlar, dejenerasyon ve kanama odakları içerir. Çoğu benign karakterde olup % 5 den az oranda malign transformasyon gelişebilir. Sistosarkom, küçük boyutlarda olduğu zaman kliniği ve radyolojisi aynı fibroadenom gibidir. Ayırıcı tanıda boyut dışında belirgin radyolojik bir kriter yoktur. Fibroadenoma benzer bir tümörün boyutu 6-8 cm yi aşıyorsa sistosarkoma filloides akla gelmelidir. 9

14 İntraduktal Papillom Papillom en sık subareolar alandaki geniş duktusların içerisinde gelişir. Memenin papiller lezyonları biyopsi yapılan benign meme neoplazmlarının % 10 undan daha azı ve meme karsinomlarının % 1-2 sine karşılık gelir. Memenin papiller lezyonları benign veya malign olabilirler. En sık görülen benign papiller meme neoplazmı papillomadır. Soliter intraduktal papillom sıklıkla meme başı akıntısıyla ortaya çıkan, memenin yaygın benign neoplazmıdır. Klasik olarak konvansiyonel galaktografi ile tesbit edilir. Malign papiller lezyonlar ise papiller DCİS ve invaziv papiller karsinomadır. İntraduktal papillomlar hiperplastik yapıda diffüz papiller oluşumlardır. Duktus içerisinde epitel proliferasyonu ile karakterize lezyonlardır. Her yaşta ancak en sık geç reprodüktif ve postmenapozal dönemde görülürler. İntraduktal papillom serösanginöz meme başı akıntısının en önemli nedenidir. Duktal epitelin hiperplastik proliferasyonu olup duktal sistem içinde her yerde ve çok sayıda görülebilirler. Tek veya çok sayıda olabilirler. Tek intraduktal papillomun en belirgin semptomu meme başı akıntısıdır. Genellikle subaraeoler bölgedeki büyük duktuslara yerleşmiştir. Geniş tabanlı ve pedinküllü olduklarında büyük duktusları genişletip tıkayabilirler. İleri derecede duktal dilatasyon kist ve intrakistik papillom formasyonuna neden olabilir. İntraduktal papillomun postmenapozal dönemde malign dejenerasyon riski vardır. Papillomlar bazen küçük punktat kalsifikasyonlar içerirler. Bu küçük kalsifikasyonlar malign mikrokalsifikasyonlarla karışabilir. Galaktografide intraduktal papillomlar dilate duktusların içinde dolum defektleri ve duvar düzensizliği olarak ultrasonografide de intraluminal vejetasyonlar şeklinde görülürler Lipom Lipomlar asemptomatik, yavaş büyüyen, düzgün konturlu, mobil kitlelerdir. Mammografide ince yoğun bir kapsül ile çevrili düzgün konturlu radyolusend lezyon olarak görülür. Tamamen yağlı memelerde lipomu seçebilmek zordur. Lipomlarda kalsifikasyon çok nadir izlenir. Ultrasonografik olarak düzgün ve keskin konturlu, çok az posterior akustik şiddetlenme gösteren, orta derecede homojen yapıda ve yağ ile eş ekojenite gösteren lezyonlardır. 10

15 Fibroadenolipom (Hamartoma) Lipomun oldukça nadir bir varyantıdır. Lipomatö dokunun içerisinde fibröz ve adenomatöz doku proliferasyonları mevcuttur. Lezyon ince bir kapsülle çevrilidir. Mammografik olarak yuvarlak veya ovoid, keskin sınırlı ve düzgün konturlu, nonhomojen, iç yapısı salam dilimine benzer, stromal meme lezyonlarıdır. Ultrasonografide konturları düzgün, içerdiği yağ ve glandüler komponentlere bağlı olarak heterojen eko patterninde kitleler olarak izlenirler Memenin Yağ Nekrozu Memede yağ nekrozu genellikle travmaya sekonder gelişir. Biyopsi veya operasyon geçirmiş memelerde sıklıkla görülür. Böyle durumlarda hücrelerden lipidin salınımına sekonder gelişen yağ içeren bir kavite ve etrafında fibröz doku oluşur. Meme stromasının lezyonudur. Yağ nekrozunun mammografik görünümü çeşitlilik gösterir. Düzgün konturlu yağ kistinden düzensiz konturlu kitleye kadar değişiklik gösteren formları vardır. Yağ kistlerinin kapsülü yumurta kabuğu şeklinde kalsifikasyonlar içerir. Yağ nekrozunun neden olduğu düzensiz konturlu lezyon ciltte kalınlaşma retraksiyon ve parankimal distorsiyona sebebiyet vererek meme kanserini taklit edebilir. Yağ nekrozu ultrasonografide düzensiz sınırlı posterior akustik gölge ve şiddetlenme gösteren, heterojen yapıda, yağ ile eş ekojenitede küçük fokal lezyon şeklinde görülür Hematom Hematomlar en sık memeye yapılan cerrahi müdahale veya biyopsilerden sonra görülür. Mammografide düzensiz konturlu bir kitle ile çevresindeki stromal dokuda yoğunluk artışı izlenir. Daha ileri aşamalarında ise düzgün konturlu kitleye veya hemorajik kiste dönüşür. Beraberinde cilt kalınlaşması trabeküler patternde kabalaşma da görülebilir. Hematomlar genellikle bir kaç hafta içinde yerinde skar dokusu veya distorsiyon bırakarak kaybolurlar. Hematomlar veya kalan skar dokusu nadiren kalsifiye olur. Ultrasonografik görünüm hematomun evresine göre değişir. Erken dönemde belirgin kontur çizmeyen hiperekojen alandır. Geç dönemde ise düzgün konturlu posterior akustik şiddetlenme gösteren eko yapısı homojen olan ve seviyelenme gösteren anekoik bir lezyona dönüşür. 11

16 Mastit ve Abse Akut mastit genellikle laktasyonda görülen memenin enfeksiyonudur. Abse ve diğer kronik hastalıklarla da ilişkilidir. Radyolojik görünümü inflamatuar karsinomu taklit eder. Yaygın parankimal yoğunluk artışı, cilt kalınlaşması ve aksiller LAP bulguları saptanır. Akut abse antibiyotik tedavisine hızlı bir şekilde yanıt verir. Mammografik olarak abse düzensiz konturlu kitle, çevresinde distorsiyon ve cilt kalınlaşması şeklinde görülür. Ultrasonografide abse düzensiz konturlu, solid ve kistik komponentler içeren posterior akustik gölgelenme veren, heterojen yapıda, ekojen ve anekojen alanlar içeren bir lezyondur. Kronik mastit, yaşlı kadınlarda görülen memenin aseptik enflamatuar bir lezyonudur. Bu hastalığa plazma hücreli mastit adı verilir. Olaylar duktuslar içerisindeki sekresyonun, periduktal bağ dokusuna sızması sonrası ortaya çıkar. Radyolojik olarak tipik kaba, lineer, yuvarlak ve oval kalsifikasyonlar görülür. Aynı zamanda subareolar bölgede yoğunluk artışı vardır. Granülomatöz mastit (granülomatöz lobülit) etyolojisi bilinmeyen, klinik olarak meme kanserini taklit eden, memenin nadir görülen inflamatuar bir hastalığıdır. Çoğunlukla genç kadınlarda ve hamilelikten sonra 6 yıl içinde görülür. Mammografik olarakta meme kanserini taklit eden hastalığın ultrasonografik görüntüsü (multipl gruplar halinde tubuler hipoekoik lezyonlar, bazen de geniş hipoekoik kitleler) tanıyı düşündürür. Meme absesi de genellikle laktasyondaki hastalarda oluşur, çoğunlukla retroareoler yerleşimlidir. Ultrasonografide düzensiz sınırlı, mikst eko patterninde ya da nisbeten düzgün konturlu, düşük ekolu ve posterior akustik güçlenmesi bulunan kitle şeklinde izlenir Adenozis Adenozis memenin glandüler elemanlarını ilgilendiren bir lezyonu tarif eder. Mammografilerinde benign kalsifikasyonlar izlenir. Sklerozan adenozis ve mikroglandüler adenozis olmak üzere iki tipi vardır. 12

17 Galaktosel İçerisinde süt dolu meme kistleridir. Süt veren veya hamile kadınlarda palpable kitle izlenir, laktasyondan sonra yıllarca görülebilir. Multiple, uni ya da bilateral olabilirler. Tanı aspirasyondan sonra konur. Mammografide değişik dansitede düzgün yuvarlak kitleler şeklinde izlenir. Ultrasonografide iyi sınırlı anekoik kist görünümündedir. Posteriorunda akustik kuvvetlenme ve gölgelenme vardır Fibrom ve leomyoma Fibroma iyi huylu ve düzgün konturludur ve memenin glandüler dokusunda yer alırlar. Leomyoma memenin nadir görülen nonepitelyal tümörlerinden biridir. Meme başında gelişen nipple leomyomaların damar çeperindeki (vasküler leomyom) ya da derideki düz kaslardan (yüzeysel-kütanöz leomyom) geliştiği düşünülmektedir. Meme parankimindeki leomyomlar çok nadirdir Duktal Ektazi (Plazma Hücreli Mastit) Memenin subareoler bölgesindeki toplayıcı kanallarının dilatasyonu ve etraflarında iltihabi reaksiyon ve fibrozis ile karakterizedir. İlk şikayet meme başı akıntısıdır. Koyu ve renkli bir akıntı oluşur. Hastalık ilerledikçe periduktal fibrozis ve iltihabi lenfosit infiltrasyonu oluşur. Genişleyen duktuslar palpasyon ile hissedilebilir. İleri dönemlerde gelişen fibrozise bağlı olarak meme başı retraksiyonu görülebilir. Ultrasonografide dilate subareoler duktuslar ve hiperekoik periduktal fibrozis izlenir Hemanjiom Memenin stromal vasküler lezyonudur. Mammografide iyi sınırlı, makrolobüle kitle ile beraberinde punktat kalsifikasyonlar izlenir, % oranında görülür Radyal Skar ( Benign sklerozan duktal lezyon ) ve kompleks sklerozan lezyonlar Radyal skarın sklerozan adenozisin bir varyantı olduğu düşünülmektedir. Santral skleroz ve değişen derecelerde epitelyal proliferasyon, apokrin metaplazi ve papilloma formasyonu ile karakterizedir. Radyal skarlar 1 cm üzeri büyüklükte ise kompleks sklerozan lezyon adını alır. Sklerotik bir merkeze uzanan tubüler çizgisel yapılardan 13

18 oluşur. Lezyonun periferindeki duktuslar fibrokistik değişiklikler gösterirler. Radyal skarın önemi radyolojik olarak tubuler meme kanserine çok benzemesinden kaynaklanır. Bazı yayınlarda bu iki patolojinin beraber olduğunu ve radyal skarların mutlaka çıkarılması gerektiğini savunmaktadır. Radyal skarın diğer spiküle malign lezyonlardan ayırıcı özellikleri santral radyolusend alan içermesi, cilt ve meme başı retraksiyonu yapmamasıdır. Ancak bunlar malignite yönünden klinik şüphe varlığında biyopsi gereğini ortadan kaldırmaz Fokal Meme Fibrozisi Memenin fokal fibrozisi skarlar veya diabet mastopatisi ile ilgilidir. Memeye yönelik girişimsel işlemlerden sonra oluşabilir. Fibrozis sıklıkla mammografi ve ultrasonografilerde nonkalsifiye lezyon şeklinde görülür Lenfatik Filariazis Lenfatik filaryazis bir nematod parazit olan Wuchereria Bancrofti tarafından meydana gelir. Memede çok nadir görülmektedir. Ancak meme alışılan tutulum yeri değildir MEME KANSERİ Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanserdir. Dünyada kadınlarda görülen kanserlerin %32 ni ve kansere bağlı ölümlerin %19 nu oluşturur (20). ABD de yapılan istatistiklerde, meme kanseri insidansındaki artışa rağmen meme kanserine bağlı değişik yaş gruplarındaki mortalite oranları hemen hemen sabittir. Hastalık sıklığındaki artışa rağmen mortalitenin göreceli olarak düşmesi hastalığın erken tanı ve tedavisindeki gelişmelere bağlıdır. En eski kanser kayıt sistemleri bulunan ABD de meme kanserinin yıllık artma hızı yılları arasında %1.2 dir.buna karşılık SEER (Surveilence, epidemiology and end results) programının tesbitine göre döneminde artış %33 dür.bu zaman aralığının kesiminde artış %3 olarak hesaplanmıştır arsındaki artışa bakılırsa ülkede meme kanseri salgını düşünülebilir. Bu dönem mamografinin sık kullanılmaya başlandığı yıllar olduğundan sıklık oranının yükselişi tanıdaki artışı yansıtmaktadır. 14

19 Meme kanserinin doğal seyri oldukça uzundur. Ortalama doubling zamanı 100 gündür. Klinik olarak saptanabilecek 1 cm lik kitle oluşumu için yaklaşık 8 yıl (30 doubling zamanı) gerekir. Yaklaşık 20.doubling zamanında ise kendi neovaskülarizasyonuna sahip olur. Süre uzadıkça tümör hücrelerinde mutasyon için olasılık artar ve hastalar büyüme hızı, metastaz eğilimi ve ilaç duyarlılığı farklı olan pek çok tümör klonuna sahip olabilirler (21) MEME KANSERİNDE RİSK FAKTÖRLERİ Yaş: Kansere yakalanma riski yaşla beraber artar ve her 10 yılda iki katına çıkar. ABD de meme kanserinin %95 i 40 yaşından sonra ortaya çıkmaktadır (22). Aile Hikayesi: Meme kanserine ailesel yatkınlık ilk olarak 1866 da Paul Broca tarafından kendi eşinin ailesinde dört nesil süresince 24 kadının onunda meme kanserinin ortaya çıkmasından sonra ileri sürülmüştür (23). Daha sonra Macklin meme kanserli bir kişinin annesinde, toplumdaki kadınlara göre meme kanseri gelişme olasılığının 2 kat, kız kardeşinde ise 2,5 kat daha fazla olduğunu göstermiştir (24). Aile hikayesi olan kişilerde meme kanserinin ortaya çıkma yaşı daha erken olup, hastalık bilateral olma eğilimindedir ve hastalığın erken ortaya çıkışı özellikle annesinde meme kanseri olanlarda daha belirgindir (25-26).İki veya daha fazla birinci derece akrabasında meme kanseri varsa bu risk çok daha fazla artar. Akrabalarında meme kanseri ne kadar erken ortaya çıkmış ise o kişide risk o kadar artar. Birinci derece akrabasında bilateral meme kanseri olması da riski artırır. Meme kanserinin genç yaşta ortaya çıkması genetik yatkınlığın en önemli göstergesidir (27).Yaşı 50 yi geçen bir kadında artık ailesel hastalığa bağlı yüksek risk döneminden çıkmıştır. Genel olarak meme kanserinin soygeçmişle ilgisi ancak %10 dur (28).Tüm bu çalışmalara ve sonuçlarına karşın artmış ailesel riskin ne kadarının genetik olarak geçmiş etkenlere, ne kadarının da ailenin ortak yaşam tarzına, beslenme alışkanlığına bağlı olduğunu söyleyebilmek pek mümkün değildir. Fertilite-İnfertilite: İnfertilite ve nulliparite için meme kanseri riski fertil ve multipar kadınlara göre %30-70 daha yüksektir. Yaşı 18 den önce hamile kalan ve 15

20 hamileliği tamamlayan bir kadın, 35 yaşından sonra hamile kalan kadınların taşıdığı riskin 1/3 ü kadar risk taşır (29-30). Emzirme ve Menopoz: Laktasyon ile meme kanseri arasındaki ilişki konusunda henüz tam bir fikir birliği olmamakla beraber, laktasyonun toplam ovulatuar dönem sayısını azaltarak koruyucu etki yaptığı düşünülmektedir. Geç menopoz meme kanserinde bir risk faktörüdür. 55 yaşından sonra menopoza giren kadınlarda meme kanserine yakalanma riski, 45 yaşından önce menopoza giren kadınların iki katı kadardır (31). Genetik Faktörler: Aile öyküsü olan kadınlarda meme kanseri riski genel nüfusun 2-3 katıdır. Bu risk birinci derece veya 40 yaşından önce meme kanseri gelişen akrabada en yüksek düzeye ulaşmaktadır (32-33). Tablo 2.1: Etkilenen aile bireylerine göre risk faktörü dağılımı Etkilenen aile bireyi Rölatif risk 45 yaşından küçük anne veya kızkardeş 2,2-3,8 45 yaşından büyük anne veya kızkardeş 1,4-1,6 Anne veya kızkardeşte bilateral Ca 5 İki veya daha çok 1.derece akrabada Ca 2,5-8 1.derece erkek akrabada Ca 2,3(kadın için) 6,1(erkek için) Ailesel Kalıtsal Sendromlar: Kalıtsal meme kanseri aile içi görülen meme kanserlerinin ancak küçük bir kısmını oluşturur. Gerçek kalıtsal meme kanserlerinin %3-8 olduğu bildirilmektedir. Buna Herediter meme kanseri sendromu denilmektedir ki otozomal dominant olup, menapoz öncesi daha çok bilateral meme kanseri ile ilişkilidir ve aile bireyleri için %50-85 risk taşımaktadır. Bu sendromlar arasında Li Fraumeni, Cowden, Klinefelter Sendromu vardır. 16

21 Genetik Lezyonlar: Bunlara gen mutasyonları da denir. Li Fraumeni sendromunda bir tümör süpresör geni olan p53 de mutasyon söz konusudur. Mutasyonla süpresyon ortadan kalkınca birçok tümör gibi meme kanseri ortaya çıkışı da artmaktadır. Son yıllarda izole edilen kromozom 17q da oturan BRCA 1 geni de süpresör bir gendir ve germline mutasyonla meme kanseri riskini artırmaktadır. Kalıtsal mutasyonlarla BRCA 1 birikmesiyle %100 kalıtsal meme kanseri oluşmasından sorumludur. Bu tiplerde hastalık erken yaşlarda ortaya çıkar. Son olarak kromozom 13 de BRCA 2 saptanmış ve bunun BRCA ile ilgili olmayan kalıtsal meme kanserinin %70 sorumlusu olduğu bildirilmiştir. Diyet Faktörleri: Diyet ile meme kanseri arasında açık bir ilişki saptanmamıştır. Fakat yağ tüketimi ile meme kanseri arasında belirgin bir ilişki vardır. Düşük yağ ve şekerden zengin diyet serum östrojeninde azalmaya yol açmaktadır. Kahve ve alkol kullanımı ile vitamin-a yetersizliği, meme kanseri gelişiminde önemli olabilir (29-30). Orta düzeyde alkol alımı östrojen metabolizmasında değişikliklere sebep olur. Çoğu prospektif çalışmalar göstermiştir ki alkol meme kanseri riskini %30 artırmaktadır (34). Benign Meme Lezyonları: Fibroadenom ve fibrokistik hastalık maligniteye yol açmasa da epitelyozis gibi özellikleri nedeniyle sorumlu olabilirler. Sklerozan adenozis ve papillomada risk 1,5-2 kat, atipik duktal hiperplazi ve atipik lobüler hiperplazide 4-5 kat artar. Ayrıca bu lezyonlara sahip kişilerin ailesinde meme kanseri öyküsü de varsa risk 9 kat artmaktadır (10-35). Radyasyon: Nagasaki ve Hiroshima daki atom bombası mağdurları, akut postpartum mastit nedeniyle yüksek radyasyon ile tedavi olanlarda ve pulmoner tüberküloz nedeniyle pek çok kez göğüs floroskopik incelemesi yapılanlarda meme kanseri insidansı artmaktadır. Aynı dozun parçalar halinde alınması ile tek doz halinde alınması arasında risk açısından hiçbir fark yoktur. Meme kanseri için uygulanan radyoterapi kontralateral memede kanser riskini arttırmaktadır (36-37). 17

22 Obezite: Çalışmalar meme kanserinin kilo ile direkt ilişkili olduğunu göstermiştir. Obez kadınlar obez olmayan kadınlara göre meme kanseri yönünden kez daha riskli durumdadırlar. Japonya'daki kadınlarda meme kanserine bağlı mortalitenin artan boy ve kiloya bağlı olduğu saptanmıştır (38-39). Daha Önce Meme Kanseri Geçirmiş Olmak: Harvey ve Brinton, daha önce bir memesinde meme kanseri geçirmiş kadınların karşı memesinde de meme kanseri çıkma olasılığının 3-4 kat daha fazla olabileceğini saptamışlardı. İkinci bir kez meme kanseri çıkma olasılığı ailede meme kanseri olanlarda daha yüksektir. Aynca daha önce over veya endometrium kanseri geçiren kadınlarda meme kanseri oluşması için relatif risk düzeyindedir. Hormon Kullanımı: Kalache ve arkadaşlanna göre doğurganlık çağının ortalarında (25-39 yaş) kombine kontraseptif kullanan kadınlarda meme kanseri yönünden her hangi bir artış söz konusu değildir. Ancak Lipnick ve arkadaşları buna karşı fikirler sunmuşlardır. Dünya Sağlık Örgütüne göre ise enjeksiyon yöntemiyle kontraseptif kullanımı meme kanseri riskini ne azaltmakta ne de arttırmaktadır. Postmenapozal kadınlarda menapoz semptomlarını ortadan kaldırmak, osteoporozu önlemek ve iskemik kalp hastalığı riskini azaltmak için hormon replasman tedavisi uygulanmaktadır. Postmenapozal kadınlarda östrojen replasman tedavisinin meme kanseri riskiyle ilişkisi konusunda son yılda sayısız epidemiyolojik çalışmalar yapılmıştır. Vessey'in saptamalarına göre perimenapozal ve postmenapozal hormon replasmanı meme kanseri ihtimalini hafif de olsa arttırmaktadır (40-41). Fizik Aktivite: Düzenli fizik aktivite yapan kadınlarda meme kanseri riskinin azaldığına yönelik çalışmalar vardır (42). Virüsler: Virüsler birçok kanserlerle yakın ilişkidedir. Meme kanserinin olası viral nedenleri arasında fare meme tümörü virüsü (MMTV) üzerinde özel bir ilgi ile durulmaktadır. 1936'da Britner'in gözlemleri sonucu spontan meme kanseri insidansının yüksek olduğu bir farenin emzirme yolu ile hastalığı diğer alt soylarına taşıması MMTV'nin morfolojisinin tanınmasına neden olmuştur. Bu virus sadece süt ile değil 18

23 fertilizasyon zamanı gametler ve dokudan direkt olarak da bulaşabilmektedir. Kanıtlar MMTV veya diğer benzer bir virusun insan meme kanseri oluşumunda rol oynayabileceğini göstemiştir. Ancak insan sütünde bulunan partiküllerin infektivite ve onkojenitesi kanıtlanamamıştır. Farelerdeki viral ajan örneği, meme kanserinde viral etyoloji üzerinde durulması gerektiğini göstermektedir (43-44) PATOLOJİ Duktal Karsinoma in situ Memenin primer malign neoplazmıdır. DCIS tüm meme kanserlerinin % ini oluşturur. Teşhis konulduğunda genellikle klinik olarak palpe edilebilir dönemdedir. Bu lezyonlar duktusun içerisinde çoğalarak duktus boyunca yayılırlar ve bazal membranı aşmazlar. İntraduktal karsinomların % 60 ı kalsifikasyon içerir, mamografide karakteristik olarak pleomorfik küme yapan mikrokalsifikasyonlar ile saptanabilirler. Nadiren palpasyon bulgusu verirler. Tümöral epitel hücrelerindeki farklılıklara göre üç tipe ayrılırlar. Komedo, kribriform ve papiller tip. Komedokarsinoma en malign tiptir. Tarama mamografilerinin amacı meme kanserinin erken evrede yakalanmasıdır li yıllardan önce duktal karsinoma insitu (DCİS) olguları malign meme lezyonlarının % 3-5 ini oluştururken bugün bu oran % 20 nin üzerindedir. Bu artış tarama mamografilerinin yaygın kullanımına bağlıdır. DCİS vakalarının % i okkülttür ve % 65 olguda mikrokalsifikasyon bulunur. Üç tipi bulunan DCİS nun komedo tipinde mikrokalsifikasyon daha sıktır. Kalsifikasyonların granüler ve vermiküler tip olarak iki tipi vardır. Granüler tiplerinin şekli yuvarlak ve sınırları düzensizdir. Epitel ya da kanal içerisinde yer alırlar. Kanal içindekiler proliferasyona bağlı olarak sünger görünümündedirler. Vermiküler tip içinde yer alan kalsifikasyonlar polimorf karakter gösterirler ve daha çok komedo DCİS tipinde izlenirler. Dallanmış mikrokalsifikasyonlar V, X, Y ve Z harfleri şeklinde olabilir. Mikrokalsifikasyonlar intraduktal hücrelerin nekrozuna sekonder oluşmuş kalsifikasyonlardır. İnvaziv kribriform kanser tüm meme kanserlerinin % 1.7- % 3.5 ini oluşturur. Mamografide iyi sınırlı, kalsifikasyonlar içerebilen lezyonlar şeklinde izlenirler. 19

24 Lobüler Karsinoma in situ Histopatolojik olarak terminal duktuslarda ve asinüslerde proliferasyonla beraber kohezyon kaybı ve az sayıda mitoz gösteren oval veya yuvarlak çekirdekli hücrelerdir. Lobüler karsinoma in situ çoğunlukla benign veya malign bir lezyona yönelik yapılan meme biyopsilerinde tesadüfen saptanır. Tüm kanserlerin % 1-6 sını noninvaziv kanserlerin % 30 unu oluşturur. Multifokal ve bilateral olup genellikle mamografik ve klinik bulgu vermez. Lobüler karsinoma in situ saptanan hastalarda infiltratif duktal ve infiltratif lobüler karsinom gelişme riski normal popülasyona göre 9 kat daha fazladır. İnfiltratif Duktal Karsinom (Skiröz Karsinom) Duktal karsinomlar bazal membranı tahrip edip geçtiğinde infiltratif karsinom olarak adlandırılır. Meme kanserlerinin % inden fazlasını oluşturur. Prognozu en kötü olan meme kanseridir. Multisentrik veya bilateral olabilir. Epitelyal ve stromal komponentlerden oluşur. Fibröz stromal komponent tümörün karakteristik klinik ve mamografik özelliklerini verir. Mamografide spiküler uzantıları bulunan kitle lezyonu şeklinde izlenir. İnfiltratif duktal karsinom gross görünümlerine göre genel olarak ikiye ayrılır; Stellat ve sınırlı Stellat (yıldız şeklinde) karsinomlarda aksiller metastazların daha sık olduğu saptanmıştır. İnfiltratif duktal karsinomların güneş şeklindeki görünümleri daha tipiktir ve tümörün çevresindeki fibrotik yanıttan dolayı bunlar skirro karsinom olarak adlandırılmaktadır. Skirrö karsinomda fazla miktarda fibröz stroma ile elastin bulunur. Mamografilerde izlenen spikülasyonların bir kısmını bunlar meydana getirmektedir. İnfiltratif duktal karsinomlar klasik olarak USG de düzensiz ve belirsiz konturlu, heterojen ve düşük ekolu kitle şeklinde izlenir. % oranında posterior akustik gölgelenme vardır. İnfiltratif Lobüler Karsinom Meme malignitelerinin % 7-10 unu oluşturur. Bilateral ve multisentrik olma sıklığı infiltratif duktal karsinomdan iki kat fazladır, % 20 oranında bilateraldir. Mamografilerde daha çok parankim yapısında bozukluk şeklinde görülür. Histolojik veya mammografik olarak infiltratif duktal karsinomu taklit edebilir. Mamografide özellikle belirgin kontur çizmeyen asimetrik dansiteler şeklinde görülmekle beraber 20

25 parankimal distorsiyon veya silik düzensiz sınırlı tümöral kitleler olarak da karşımıza çıkabilirler. Bu kanser türünde bazen mamografik olarak bulgu saptanamayabilir, ayrıca hastalar klinik olarak asemptomatik olabilir, böylece fizik muayene ve mammografi incelemelerinde gözden kaçırılabilir. Bu gibi durumlarda ultrasonografi gibi diğer teknikler kullanılmalıdır. Okkült lobuler kanserlerde son zamanlarda MR görüntüleme yöntemi ile lezyon gösterilebilmektedir. Meduller Karsinom Tüm meme kanserlerinin % 5-7 sini oluşturur (45-46). Mammografide iyi sınırlı kitle görünümündedir. Duktal tip kanserlere göre daha genç hasta grubunda görülür. 35 yaşından genç kadınlarda görülen meme tümörlerinin % 11 i meduller kanserdir. Düşük grade li ve iyi prognozlu tümörlerdir. Mamografik olarak meduller karsinomlar genellikle yuvarlak ve oval, lobüle konturlu, kalsifikasyon içermeyen homojen dansitede kitlelerdir. Ultrasonografik incelemede lobüle konturlu ve yer yer silik sınırlı olup, nisbeten homojen eko patterninde, posterior akustik şiddetlenme gösterirler. Aksiller lenf nodları meduller karsinomlarda reaktif olarak büyüyebilirler ve bu durum klinik evrelendirmede yanıltıcı olabilir. Kolloid Karsinom ( Müsinöz karsinom ) Genellikle ileri yaş kadınlarda görülürler. Tüm meme kanserlerinin % 1-7 sini oluşturmaktadır (47-48). Tümör yavaş büyür ve gelişir, prognozu iyidir. Aksiller tutulum ve uzak metastaz oranı %4-15 olup prognoz invaziv karsinomlara oranla daha iyidir (22-23). Mamografilerde oldukça iyi sınırlı kitleler şeklinde izlenir. Düzgün konturlu, kalsifikasyon veya desmoplastik reaksiyon göstermeyen kitlelerdir. Patolojik olarak tümör bol miktarda müsinöz materyal ile çevrili karsinom hücrelerinden oluşur. Kolloid kanser kitleleri ultrasonografide düzgün veya hafifçe düzensiz konturlu, posterior akustik şiddetlenme gösteren homojen veya nonhomojen yapıda hipoekojen lezyonlardır. 21

26 Tubüler Karsinom Meme kanserlerinin % 2 sini, mamografi ile tespit edilen karsinomların %8-20 sini oluşturur (47-49). Tümör dokusunun % 75 i tubüler yapılardan oluşan infiltre duktal karsinomadır. Tümör içerisinde tubül formasyonu izlenir. Prognoz oldukça iyidir. Uzun spikülasyonlar ve mikrokalsifikasyonlar içeren küçük tümörlerdir ve boyut ortalaması yaklaşık 1 cm bulunmuştur. Histopatolojik olarak tümör, yoğun elastik stroma içinde dağınık yerleşimli tubüllere benzeyen iyi diferansiye tümöral yapılardan oluşmuştur. Tubüller % 60 oranında mamografik olarak tespit edilen mikrokalsifikasyonlar içerirler. Tubüler karsinomların aksiller lenf nodu metastazı %0-25 olarak bildirilmektedir (48-50) ve prognozu daha iyi olduğundan bu tip meme kanserlerinin erken teşhisi özellikle önemlidir. Adenoid Kistik Karsinom Adenoid kistik karsinoma genellikle tükrük bezlerinde görülen adenokarsinomanın nadir bir varyantıdır. Ancak bu formdaki tümörler meme, trakeobronşial ağaç, uterin serviks, larenks ve bartolin bezinde de görülür. Meme kanserlerinin % 1 den daha küçük bir bölümünü oluşturur. Aksiller lenf nodu tutulumu ve uzak metastazlar nadir görülür. Mamografide diğer benign ve malign tümörlere benzer yuvarlak, lobule nodüller şeklinde görülür. İnfiltratif Papiller Karsinom Tüm meme kanserlerinin % 1-2 sini oluşturur. Ortalama yaş dir. Mamografide geniş ve iyi sınırlı kitleler halinde izlenirler, makrolobülasyon izlenebilir, tek veya multiple sahalarda mikrokalsifikasyonlar sıktır. Ultrasonografide ise kompleks kistik kitle görülür. Paget Hastalığı (Meme başı karsinoması) Paget hastalığı meme başının kronik ekzamatoid görünümü ile beraber santral duktal karsinomun bulunmasıdır. Paget tüm meme kanserlerinin % 1-5 i oranında izlenir. Genellikle unilateraldir. Meme başında yanma, kaşınma ve ağrı ile başlar. Hiperemi ve ülserasyon meydana gelir. Cilt lezyonu genelde derinde bulunan infiltratif veya intraduktal meme kanseri ile ilişkilidir. İleri yaşlarda sıktır. Mammografilerde 22

27 meme başı ve areolada kalınlaşma, subareoler kitle, meme başında kalsifikasyonlar izlenir. Meme başının altındaki duktuslar dilatedir. Sıklıkla menapozal veya perimenapozal kadınlarda görülür. İnflamatuar Meme Kanseri Meme kanserleri içerisinde en letal form olan inflamatuar meme kanser ilk olarak 1814 yılında Charles Bell tarafından memede kitle, ağrı ve kitlenin üzerindeki ciltte renk değişikliği olarak tanımlanmıştır. Dermal lenfatiklerde invazyon vardır. Primer ve sekonder olmak üzere iki tipte görülür. En karakteristik mamografik görünümü memede diffüz olarak artmış doku dansitesidir, cilt ve ciltaltı dokularının kalınlığında artış izlenir. Meme başı retraksiyonu veya aksiller lenfadenopatiler izlenebilir. DİĞER MALİGN MEME LEZYONLARI Lenfoma: Memenin primer lenfoması çok nadir görülen bir patolojidir. Postmenopozal kadınlarda büyük lezyonlar olarak saptanır (ortalama boyut 4cm). Patolojik olarak histiositik lenfoma tipi ağırlıktadır. Büyük lezyonlarda mastektomi ve aksiller lenf disseksiyonu yapılmalıdır. Non-Hodgkin lenfomasında uygulanan kemoterapi ve radyoterapi ile lokal ve bölgesel hastalık rahatlıkla kontrol edilebilir. 5 yıllık %74, 10 yıllık %51 survey oranlarına sahiptir (51-52). Metaplastik kanserler: Skuamöz ve sarkomatöz metaplaziler en sık invaziv duktal karsinomlarda, primer meme sarkomlarında ve phylloid tümörde görülebilen yassı hücreli, spindle hücreli ya da heterolog mezenşimal büyüme gibi patolojik bulgulardır. Genellikle az diferansiye tümörlerde görülürler ve kötü prognoz gösterirler. Meme kanserlerinde metaplastik değişiklikler seyrektir. Anjiosarkom: 1948 ' de Stewart ve Treves radikal mastektomiyi takiben oluşan ipsilateral lenfödemli hastada lenfanjiosarkomu tanımlamışlardır. Mastektomi sonrası anjiosarkom oluşması için gerekli süre 10.5 yıldır. Vakaların %60'ında operasyon bölgesine radyoterapi öyküsü vardır. Radyasyon anjiosarkom için kofaktör olması yarattığı lenfödeme bağlıdır. Yüksek grade tümörlerde artmış mitotik aktivite, nekroz ve 23

28 hemoraji görülür. Prognozu oldukça kötü olup, ortalama yaşam 19 aydır. 5 yıllık yaşam oldukça nadirdir (53). Metastatik Meme Lezyonları: Memeye metastazlar, meme malignitelerinin % 1-2 sini oluşturur. Mammografik görünümleri fibroadenoma benzeyen iyi sınırlı bir kitle şeklinde olabilir. Memeye en sık karşı memeden, lenfoma, melanom, yumuşak doku sarkomları, granülositik sarkoma, akciğer bronş karsinomu, mide, prostat, over ve serviks malignitelerinin metastazları görülür. Daha az sıklıkla memeye metastatik tranzisyonel hücreli karsinoma metastazı bildirilmiştir Metastazlar en sık soliter ve düzensiz konturlu kitleler şeklinde görülür. Memeye metastazların % 85 i soliter ve unilateraldir, mamografide metastazlar yuvarlak, multiple, düzensiz kenarlı kitleler şeklinde izlenirler. Ultrasonografide multiple hipoekoik solid kitleler görülür. Meme kanserlerinin kendi metastazları ise sıklıkla, akciğer, karaciğer, kemik, plevra, sürrenal ve böbreklere olmaktadır. Daha az sıklıkla metastazlar dalak, pankreas, over, beyin, temporal kemik ve tiroidde izlenmektedir MEME KANSERİ EVRELEMESİ Evreleme, kabul edilen bir plan uyarınca hastaları, hastalıklarının yaygınlık derecesine göre gruplara ayırma işlemidir. Tedavi planının yapılması, prognozun tayini, tedavi için uygulanan çeşitli yöntemlerin tedavi gücünün karşılaştırılması için her hastanın kesinlikle evrelenmesi gerekir. Klinik evreleme için kullanılan çeşitli sistemler vardır. Dünyada ve ülkemizde en çok kullanılan UICC ( Union İnternational Contre Cancer ) ve AJCC ( American Joint Commite on Cancer ) nin biçimlendirdiği TNM sistemidir. Buna göre tümör T, koltukaltı lenf gangliyonu N, uzak metastazlar M ile temsil edilir. Primer Tümör: T Tx: Primer tümör değerlendirilemeyebilir To: Primer tümör bulgusu yok Tis: Tümör bulgusu olmayan Paget hastalığı,insitu tümör T1: Tümör 2 cm veya daha küçük T1a : Tümör 0.5 cm veya daha küçük T1b: Tümör 0. 5 den büyük, fakat 1 cm yi aşmamış 24

I- GİRİŞ VE AMAÇ Meme hastalıklarının tanı ve tedavisinde de sürekli araştırma ve geliştirme peşinde koşan tıp dünyası üçüncü bin yıla girerken büyük

I- GİRİŞ VE AMAÇ Meme hastalıklarının tanı ve tedavisinde de sürekli araştırma ve geliştirme peşinde koşan tıp dünyası üçüncü bin yıla girerken büyük I- GİRİŞ VE AMAÇ Meme hastalıklarının tanı ve tedavisinde de sürekli araştırma ve geliştirme peşinde koşan tıp dünyası üçüncü bin yıla girerken büyük ilerlemeler kaydetmiştir. Böylece meme hastalıklarında

Detaylı

MEME RADYOLOJİSİ DEĞERLENDİRME Kabul Şekli 1 (Bildiri ID: 39)/Meme Kanserinin Mide Metastazı Poster Bildiri KABUL POSTER BİLDİRİ

MEME RADYOLOJİSİ DEĞERLENDİRME Kabul Şekli 1 (Bildiri ID: 39)/Meme Kanserinin Mide Metastazı Poster Bildiri KABUL POSTER BİLDİRİ MEME RADYOLOJİSİ DEĞERLENDİRME Kabul Şekli 1 ( ID: 39)/Meme Kanserinin Mide Metastazı Poster 2 ( ID: 63)/lenfomalı iki olguda meme tutulumu Poster 4 ( ID: 87)/Olgu Sunumu: Meme Amfizemi Poster 6 ( ID:

Detaylı

MEME HASTALIKLARI (Memenin benign ve malign tüm hastalıkları)

MEME HASTALIKLARI (Memenin benign ve malign tüm hastalıkları) MEME HASTALIKLARI (Memenin benign ve malign tüm hastalıkları) Memede görülen hastalıklar yerleşim ve tutulum lokalizasyonlarına göre gruplandırılırdığında ; Meme derisinde; Epidermal ve Sebase kistler,

Detaylı

Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri. Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı

Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri. Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı Aksillanın Görüntülenmesi ve Biyopsi Teknikleri Prof. Dr. Meltem Gülsün Akpınar Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı Meme kanserli hastalarda ana prognostik faktörler: Primer tümörün büyüklüğü

Detaylı

MALİGNİTE ŞÜPHESİ TAŞIYAN MEME LEZYONLARINDA MAMOSONOGRAFİ, SİNTİMAMOGRAFİ VE PATOLOJİK UYUM

MALİGNİTE ŞÜPHESİ TAŞIYAN MEME LEZYONLARINDA MAMOSONOGRAFİ, SİNTİMAMOGRAFİ VE PATOLOJİK UYUM T.C. TRAKYA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ RADYOLOJİ ANABİLİM DALI Tez Yöneticisi Doç. Dr. Nermin TUNÇBİLEK MALİGNİTE ŞÜPHESİ TAŞIYAN MEME LEZYONLARINDA MAMOSONOGRAFİ, SİNTİMAMOGRAFİ VE PATOLOJİK UYUM (Uzmanlık

Detaylı

MEMENİN PAGET HASTALIĞI. Doç. Dr. M. Ali Gülçelik Ankara Onkoloji Hastanesi

MEMENİN PAGET HASTALIĞI. Doç. Dr. M. Ali Gülçelik Ankara Onkoloji Hastanesi MEMENİN PAGET HASTALIĞI Doç. Dr. M. Ali Gülçelik Ankara Onkoloji Hastanesi Meme başındaki eritamatöz ve ekzamatöz değişiklikler ilk kez 1856 da Velpeau tarafından tariflenmiştir. 1874 de ilk kez Sir James

Detaylı

ANKARA MEME HASTALIKLARI DERNEĞİ BİLİMSEL TOPLANTISI

ANKARA MEME HASTALIKLARI DERNEĞİ BİLİMSEL TOPLANTISI ANKARA MEME HASTALIKLARI DERNEĞİ BİLİMSEL TOPLANTISI 27.11.2014 GEBELİK VE LAKTASYON DÖNEMİNDE MEME KANSERİ Dr.Pınar Uyar Göçün Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji AD 41 y, kadın Sağ memeden

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Sedat Gürkok. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Sedat Gürkok. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Soliter Pulmoner Nodül Tanım: Genel bir tanımı olmasa da 3 cm den küçük, akciğer parankimi ile çevrili, beraberinde herhangi patolojinin eşlik

Detaylı

Dr. A. Nimet Karadayı. Hastanesi, Patoloji Kliniği

Dr. A. Nimet Karadayı. Hastanesi, Patoloji Kliniği Dr. A. Nimet Karadayı Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Dr. Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Patoloji Kliniği MEME TÜMÖRLERİNDE PATOLOJİ RAPORLARINDA STANDARDİZASYON Amaç, hasta

Detaylı

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım Dr. Ayşegül Örs Zümrütdal Başkent Üniversitesi-Nefroloji Bilim Dalı 20/05/2011-ANTALYA Böbrek kistleri Genetik ya da genetik olmayan nedenlere bağlı olarak, Değişik

Detaylı

MEME KANSERİ. Öğr.Gör.Dr.Aylin ERDİM M.Ü. SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ CERRAHİ HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ ANABİLİM DALI

MEME KANSERİ. Öğr.Gör.Dr.Aylin ERDİM M.Ü. SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ CERRAHİ HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ ANABİLİM DALI MEME KANSERİ Öğr.Gör.Dr.Aylin ERDİM M.Ü. SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ CERRAHİ HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ ANABİLİM DALI KANSER Cancer İngilizce yengeç YENGEÇ düşmanını kıstırdıktan sonra sıkıca tutuyor, yavaş

Detaylı

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MEME KANSERİ HASTALARINDA EGZERSİZ ÖZ YETERLİLİK ÖLÇEĞİNİN TÜRKÇE GEÇERLİLiK VE GÜVENİRLİĞİNİN İNCELENMESİ İÇ HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ ANABİLİM DALI ONKOLOJİ

Detaylı

MEME PATOLOJİSİ SLAYT SEMİNERİ

MEME PATOLOJİSİ SLAYT SEMİNERİ MEME PATOLOJİSİ SLAYT SEMİNERİ Prof. Dr. Şahsine Tolunay Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı 17.10.2015 OLGU 43 yaşında kadın 2 çocuğu var Sol memede ağrı ve kitle yakınması mevcut

Detaylı

MEME HASTALIKLARI. Yrd. Doç. Dr. Ömer USLUKAYA

MEME HASTALIKLARI. Yrd. Doç. Dr. Ömer USLUKAYA MEME HASTALIKLARI Yrd. Doç. Dr. Ömer USLUKAYA TANIM Klinik ve radyolojik olarak tesbit edilen memenin normal dışı çeşitli hastlalıklarıdır. Meme Hastalıkları Benign Meme Hastalıkları Konjenital Meme Hastalıkları

Detaylı

MEME HASTALIKLARI Yrd. Doç. Dr. Ömer USLUKAYA TANIM Klinik ve radyolojik olarak tesbit edilen memenin normal dışı çeşitli hastlalıklarıdır.

MEME HASTALIKLARI Yrd. Doç. Dr. Ömer USLUKAYA TANIM Klinik ve radyolojik olarak tesbit edilen memenin normal dışı çeşitli hastlalıklarıdır. MEME HASTALIKLARI Yrd. Doç. Dr. Ömer USLUKAYA TANIM Klinik ve radyolojik olarak tesbit edilen memenin normal dışı çeşitli hastlalıklarıdır. Meme Hastalıkları Benign Meme Hastalıkları Konjenital Meme Hastalıkları

Detaylı

Akciğer Karsinomlarının Histopatolojisi

Akciğer Karsinomlarının Histopatolojisi Akciğer Karsinomlarının Histopatolojisi Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Akciğer karsinomlarının gelişiminde preinvaziv epitelyal lezyonlar; Akciğer karsinomlarının gelişiminde

Detaylı

MEME PATOLOJİSİ Slayt Semineri Oturum Başkanları: Dr. Osman ZEKİOĞLU - Dr. Gülnur GÜLER

MEME PATOLOJİSİ Slayt Semineri Oturum Başkanları: Dr. Osman ZEKİOĞLU - Dr. Gülnur GÜLER MEME PATOLOJİSİ Slayt Semineri Oturum Başkanları: Dr. Osman ZEKİOĞLU - Dr. Gülnur GÜLER OLGU SUNUMU Dr Tülin Öztürk İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı 25. Ulusal Patoloji Kongresi 14-17

Detaylı

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler MEME KANSERİ Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler KANSER NEDİR? Hücrelerin kontrolsüz olarak sürekli çoğalmaları sonucu yakındaki ve uzaktaki başka organlara yayılarak kötü klinik

Detaylı

MEME KANSERİNİ NASIL RAPORLAYALIM. Serpil Dizbay Sak Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji ABD

MEME KANSERİNİ NASIL RAPORLAYALIM. Serpil Dizbay Sak Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji ABD MEME KANSERİNİ NASIL RAPORLAYALIM Serpil Dizbay Sak Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji ABD Rehber ve Protokoller NHSBPS http://www.cancerscreening.nhs.uk/breastscreen /publications/nhsbsp58-low-resolution.pdf

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Mediastenin Nadir Görülen Tümörleri Tüm mediastinal kitlelerin %10 dan azını meydana getiren bu lezyonlar mezenkimal veya epitelyal kökenli tümörlerden oluşmaktadır. Journal of linical and nalytical Medicine

Detaylı

Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm

Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm BAZAL HÜCRELİ KARSİNOM Epidermal bazal hücrelerden veya kıl folikülünün dış kök kılıfından köken alan malin deri tm Nadiren met. yapar fakat tedavisiz bırakıldığında invazif davranış göstermesi,lokal invazyon,

Detaylı

MEME KANSERİ TARAMASI

MEME KANSERİ TARAMASI MEME KANSERİ TARAMASI Meme Kanseri Taramanızı Yaptırdınız Mı? MEME KANSERİ TARAMASI NE DEMEKTİR? Kadınlarda görülen kanserlerin %33 ü ve kansere bağlı ölümlerin de %20 si meme kanserine bağlıdır. Meme

Detaylı

MEME KANSERİNDE YÜKSEK RİSK TANIMI

MEME KANSERİNDE YÜKSEK RİSK TANIMI MEME KANSERİNDE YÜKSEK RİSK TANIMI DOÇ DR GÜL DAĞLAR ANEAH GENEL CERRAHİ MEME ENDOKRİN CERRAHİSİ KLİNİĞİ Prof Dr Lale Atahan Risk nedir? Absolut risk Belli bir sürede belli bir hastalığın bir olguda gelişme

Detaylı

BE ĐG VE MALĐG MEME KĐTLELERĐ DE ULTRASO OGRAFĐ, MAMOGRAFĐ VE MA YETĐK REZO A S GÖRÜ TÜLEME BULGULARI I HĐSTOPATOLOJĐK BULGULARLA KARŞILAŞTIRILMASI

BE ĐG VE MALĐG MEME KĐTLELERĐ DE ULTRASO OGRAFĐ, MAMOGRAFĐ VE MA YETĐK REZO A S GÖRÜ TÜLEME BULGULARI I HĐSTOPATOLOJĐK BULGULARLA KARŞILAŞTIRILMASI T.C. S.B. ĐSTA BUL EĞĐTĐM VE ARAŞTIRMA HASTA ESĐ RADYOLOJĐ KLĐ ĐĞĐ KLĐNĐK ŞEFĐ: DR. A. YÜKSEL BARUT BE ĐG VE MALĐG MEME KĐTLELERĐ DE ULTRASO OGRAFĐ, MAMOGRAFĐ VE MA YETĐK REZO A S GÖRÜ TÜLEME BULGULARI

Detaylı

Deri Tümörleri Pratik Ders İçeriği

Deri Tümörleri Pratik Ders İçeriği Deri Tümörleri Pratik Ders İçeriği Deri Tümörleri DSÖ(2006) sınıflaması Yassı Hücreli Karsinom Bazal Hücreli Karsinom Bazoskuamoz Karsinom Melanositik Dermal Nevus Melanom DSÖ DERİ TÜMÖRLERİ SINIFLAMASI

Detaylı

KANSERDE RADYOLOJİK GÖRÜNTÜLEME DOÇ. DR.İSMAİL MİHMANLI

KANSERDE RADYOLOJİK GÖRÜNTÜLEME DOÇ. DR.İSMAİL MİHMANLI KANSERDE RADYOLOJİK GÖRÜNTÜLEME DOÇ. DR.İSMAİL MİHMANLI AMAÇ Kanser ön ya da kesin tanılı hastalarda radyolojik algoritmayı belirlemek ÖĞRENİM HEDEFLERİ Kanser riski olan hastalara doğru radyolojik tetkik

Detaylı

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı Göğüs Cerrahisi Akciğer Kanserinde Anamnez ve Fizik Muayene Bulguları Giriş Akciğer kanseri ülkemizde 11.5/100.000 görülme sıklığına

Detaylı

Savaş Baba, Sabri Özden, Barış Saylam, Umut Fırat Turan Ankara Numune EAH. Meme Endokrin Cerrahi Kliniği

Savaş Baba, Sabri Özden, Barış Saylam, Umut Fırat Turan Ankara Numune EAH. Meme Endokrin Cerrahi Kliniği Savaş Baba, Sabri Özden, Barış Saylam, Umut Fırat Turan Ankara Numune EAH. Meme Endokrin Cerrahi Kliniği Tiroid kanserleri bütün kanserler içinde yaklaşık % 1 oranında görülmekte olup, özellikle kadınlarda

Detaylı

Mamografi; Ne için? Ne zaman? Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı Mağusa Tıp Merkezi Hastanesi

Mamografi; Ne için? Ne zaman? Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı Mağusa Tıp Merkezi Hastanesi Mamografi; Ne için? Ne zaman? Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı Mağusa Tıp Merkezi Hastanesi Mamografi hangi amaçlar için kullanılmaktadır Tanı Takip Tarama TANI AMACI: Palpasyonda malign kitle düşünülen

Detaylı

MEME KANSERİNDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ

MEME KANSERİNDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ MEME KANSERİNDE GÖRÜNTÜLEME YÖNTEMLERİ Dr. Filiz Yenicesu Düzen Laboratuvarı Görüntüleme Birimi Meme Kanserinde Tanı Yöntemleri 1. Fizik muayene 2. Serolojik Testler 3. Görüntüleme 4. Biyopsi Patolojik

Detaylı

Meme ve Over Kanserlerinde Laboratuvar: Klinisyenin Laboratuvardan Beklentisi

Meme ve Over Kanserlerinde Laboratuvar: Klinisyenin Laboratuvardan Beklentisi Meme ve Over Kanserlerinde Laboratuvar: Klinisyenin Laboratuvardan Beklentisi Dr. Handan Onur XXI. Düzen Klinik Laboratuvar Günleri, Ankara, 23 Ekim 2011 MEME KANSERİ Meme Kanseri Sıklıkla meme başına

Detaylı

BATIN BT (10/11/2009 ): Transvers kolon orta kesiminde kolonda düzensiz duvar kalınlaşması ile komşuluğunda yaklaşık 5 cm çapta nekrotik düzensiz

BATIN BT (10/11/2009 ): Transvers kolon orta kesiminde kolonda düzensiz duvar kalınlaşması ile komşuluğunda yaklaşık 5 cm çapta nekrotik düzensiz Olgu Sunumu Olgu: 60y, E 2 ayda 5 kilo zayıflama ve karın ağrısı şikayeti ile başvurmuş. (Kasım 2009) Ailede kanser öyküsü yok. BATIN USG: *Karaciğerde en büyüğü VIII. segmentte 61.2x53.1 mm boyutunda

Detaylı

MEME KANSERİ. Dr. Mehmet İnan Mağusa Tıp Merkezi Hastanesi

MEME KANSERİ. Dr. Mehmet İnan Mağusa Tıp Merkezi Hastanesi MEME KANSERİ Dr. Mehmet İnan Mağusa Tıp Merkezi Hastanesi Anatomisi Göğüs ön duvarı üzerinde, medialde sternum ön kenarı,lateralde ön aksiller çizgi ile yukarda 2. aşağıda 6. kotlar arasında bulunur. Meme,birbirinden

Detaylı

Adrenal lezyonların görüntüleme bulguları. Dr. Ercan KOCAKOÇ Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul

Adrenal lezyonların görüntüleme bulguları. Dr. Ercan KOCAKOÇ Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul Adrenal lezyonların görüntüleme bulguları Dr. Ercan KOCAKOÇ Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul Öğrenme hedefleri Adrenal bez kitlelerinin BT ile değerlendirilmesinde temel prensip ve bulguları öğrenmek

Detaylı

Meme Olgu Sunumu. Gürdeniz Serin. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı. 3 Kasım Antalya

Meme Olgu Sunumu. Gürdeniz Serin. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı. 3 Kasım Antalya Meme Olgu Sunumu 3 Kasım 2016 Antalya Gürdeniz Serin Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Olgu 35 yaşında kadın Sağ meme de kitle Özgeçmişinde: SLE - Renal Tx Radyoloji Mamografi: Sağ

Detaylı

MEME KANSERİ. Doç.Dr. Ali Çerçel

MEME KANSERİ. Doç.Dr. Ali Çerçel MEME KANSERİ Doç.Dr. Ali Çerçel Epidemiyoloji Kadınlarda en sık görülenkanser Kanser ölümlerinin % 19 u Ortalama 25-50/100.000 popülasyon Batı toplumlarında (gelişmiş) sık Japonyada düşük artış 1:13 (1970

Detaylı

MEME KANSERİ ve ERKEN TEŞHİS. Dr.Koray Öcal Mersin Tıp Fak.Genel Cerrahi AD.Meme-Endokrin Cerrahisi Grubu

MEME KANSERİ ve ERKEN TEŞHİS. Dr.Koray Öcal Mersin Tıp Fak.Genel Cerrahi AD.Meme-Endokrin Cerrahisi Grubu MEME KANSERİ ve ERKEN TEŞHİS Dr.Koray Öcal Mersin Tıp Fak.Genel Cerrahi AD.Meme-Endokrin Cerrahisi Grubu MEME KANSERİ NEDİR? Meme süt bezleri ve burada üretilen sütü meme başına taşıyan kanallardan oluşan

Detaylı

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları ABD, Medikal Onkoloji BD Güldal Esendağlı

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları ABD, Medikal Onkoloji BD Güldal Esendağlı Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı Aydın Aytekin Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı Rafiye Çiftçiler Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları

Detaylı

Yıl: 2000 35 Yaş, Kadın, S.B., İstanbullu, ev hanımı, evli

Yıl: 2000 35 Yaş, Kadın, S.B., İstanbullu, ev hanımı, evli Yıl: 2000 35 Yaş, Kadın, S.B., İstanbullu, ev hanımı, evli Şikayeti: Sağ memede kitle Hikayesi: Sağ memede olan kitlenin son bir ayda daha da büyümesi üzerine doktora başvurmuş. Menarş: 14 İlk doğum yaşı:

Detaylı

SELİM M MEME HASTALIKLARI. Doç.. Dr. Mehmet Ferahman

SELİM M MEME HASTALIKLARI. Doç.. Dr. Mehmet Ferahman SELİM M MEME HASTALIKLARI Doç.. Dr. Mehmet Ferahman MEMENİN N ANATOMİSİ MEMENİN N ANATOMİSİ MEME ANATOMİSİ MEME GELİŞİ İŞİMİ KONJENİTAL ANOMALİLER LER Amastia Polimastia Symmastia Athelia Polithelia Aksesuar

Detaylı

MEMENĐN LENFATĐK ANATOMĐSĐ

MEMENĐN LENFATĐK ANATOMĐSĐ MEMENĐN LENFATĐK ANATOMĐSĐ Dr. N. Zafer Utkan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Meme Kanseri Sempozyumu Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi 10 Mart 2010 Lenfatik Sistemin Genel

Detaylı

Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir Dr. Recep Savaş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir SİSTEMATİK DEĞERLENDİRME Yorumlama dıştan içe veya içten dışa doğru yapılmalı TORAKS DUVARI Kostalar Sternum Klavikula Torasik vertebralar

Detaylı

BAŞ BOYUN PATOLOJİSİ SLAYT SEMİNERİ. Dr. Sezer Kulaçoğlu Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi

BAŞ BOYUN PATOLOJİSİ SLAYT SEMİNERİ. Dr. Sezer Kulaçoğlu Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi BAŞ BOYUN PATOLOJİSİ SLAYT SEMİNERİ Dr. Sezer Kulaçoğlu Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi 61 y/ K Sol parotiste kitle Makroskopi: 2.3x2.2x0.7 cm ölçülerinde kirli beyaz-kahverengi, kesitinde

Detaylı

Kendisinde veya birinci derece akrabalarında genetik testler ile BRCA 1 ve BRCA 2

Kendisinde veya birinci derece akrabalarında genetik testler ile BRCA 1 ve BRCA 2 MEME MRG A. Kullanım alanları I. Standart endikasyonlar Ia.Yüksek riskli olgularda tarama Kendisinde veya birinci derece akrabalarında genetik testler ile BRCA 1 ve BRCA 2 gen mutasyonu saptanan olgular.

Detaylı

BENİGN MEME KİTLELERİNE YAKLAŞIM

BENİGN MEME KİTLELERİNE YAKLAŞIM BENİGN MEME KİTLELERİNE YAKLAŞIM Dr. Emin S. GÜRLEYİK Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi A. D. MAYMET 25.12.2009 1 Meme Histolojik Yapısı Benign Meme Kitleleri 1. Glanduler Doku: Lob-Lobül;

Detaylı

29 yaşında erkek aktif şikayeti yok. sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması. üzerine hasta polikliniğimize başvurdu

29 yaşında erkek aktif şikayeti yok. sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması. üzerine hasta polikliniğimize başvurdu 29 yaşında erkek aktif şikayeti yok Dış merkezde yapılan üriner sistem ultrasonografisinde insidental olarak sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması üzerine hasta polikliniğimize

Detaylı

MEME HASTALIKLARI ve TEDAVİLERİ

MEME HASTALIKLARI ve TEDAVİLERİ MEME HASTALIKLARI ve TEDAVİLERİ ANATOMİ: Erişkin kadın memesi göğüs duvarına bağlarla tutunmuş, süt üreten bezlerden oluşan damla şeklinde bir çift organdır. Meme kendisi adale dokusu içermez ancak göğüs

Detaylı

Erken Evre Akciğer Kanserinde

Erken Evre Akciğer Kanserinde Erken Evre Akciğer Kanserinde Görüntüleme Dr. Figen Başaran aran Demirkazık Hacettepe Universitesi Radyoloji Anabilim Dalı Kasım 2005 Mayıs 2006 Müsinöz ve nonmüsinöz tipte bronkioloalveoler komponenti

Detaylı

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU

ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU ERKEN LOKAL NÜKS GELİŞEN VULVA KANSERİ: OLGU SUNUMU Op.Dr.Hakan YETİMALAR Doç.Dr.İncim BEZİRCİOĞLU Dr. Gonca Gül GÜLBAŞ TANRISEVER İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştıma Hastanesi GİRİŞ

Detaylı

TİROİD NODÜLLERİNE YAKLAŞIM

TİROİD NODÜLLERİNE YAKLAŞIM NE YAKLAŞIM Prof. Dr. Sibel Güldiken TÜTF, İç Hastalıkları AD, Endokrinoloji BD PREVALANSI Palpasyon ile %3-8 Otopsi serilerinde %50 US ile incelemelerde %30-70 Yaş ilerledikçe sıklık artmakta Kadınlarda

Detaylı

İnsidental kanser. Dr. Ali İlker Filiz Haydarpaşa Sultan Abdülhamid Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği

İnsidental kanser. Dr. Ali İlker Filiz Haydarpaşa Sultan Abdülhamid Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği İnsidental kanser Dr. Ali İlker Filiz Haydarpaşa Sultan Abdülhamid Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği Tanım Preoperatif tanı yöntemleriyle saptanamayan, ancak benign hastalıklar nedeniyle

Detaylı

Dr Ercan KARAARSLAN Acıbadem Üniversitesi Maslak Hastanesi

Dr Ercan KARAARSLAN Acıbadem Üniversitesi Maslak Hastanesi Dr Ercan KARAARSLAN Acıbadem Üniversitesi Maslak Hastanesi 1 Öğrenme hedefleri Metastazların genel özellikleri Görüntüleme Teknikleri Tedavi sonrası metastaz takibi Ayırıcı tanı 2 Metastatik Hastalık Total

Detaylı

PRİMERİ BİLİNMEYEN AKSİLLER METASTAZ AYIRICI TANISINDA PATOLOJİNİN YERİ

PRİMERİ BİLİNMEYEN AKSİLLER METASTAZ AYIRICI TANISINDA PATOLOJİNİN YERİ PRİMERİ BİLİNMEYEN AKSİLLER METASTAZ AYIRICI TANISINDA PATOLOJİNİN YERİ Dr. Nimet Karadayı Dr.Lütfi Kırdar Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Patoloji Kliniği Lenf nodları metastatik malignitelerde en

Detaylı

KOLOREKTAL POLİPLER. Prof. Dr. Mustafa Taşkın

KOLOREKTAL POLİPLER. Prof. Dr. Mustafa Taşkın KOLOREKTAL POLİPLER Prof. Dr. Mustafa Taşkın -Polip,mukozal örtülerden lümene doğru gelişen oluşumlara verilen genel isimdir. -Makroskopik ve radyolojik görünümü tanımlar. -Sindirim sisteminde en çok kolonda

Detaylı

Basit Guatr. Yrd.Doç.Dr. Okan BAKINER

Basit Guatr. Yrd.Doç.Dr. Okan BAKINER Basit Guatr Yrd.Doç.Dr. Okan BAKINER Amaç Basit (nontoksik) diffüz ve nodüler guatrı öğrenmek, tanı ve takip prensiplerini irdelemek. Öğrenim hedefleri 1.Tanım 2.Epidemiyoloji 3.Etiyoloji ve patogenez

Detaylı

MEME KANSERİ VE KENDİ KENDİNE MEME MUAYENESİ İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ 2009

MEME KANSERİ VE KENDİ KENDİNE MEME MUAYENESİ İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ 2009 MEME KANSERİ VE KENDİ KENDİNE MEME MUAYENESİ İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ 2009 KANSER NEDİR? Kanser; Hücrelerin kontrolsüz olarak sürekli çoğalmaları sonucu yakındaki ve uzaktaki başka organlara yayılarak

Detaylı

MELANOMA PATOLOJİSİ KLİNİSYEN PATOLOGTAN NE BEKLEMELİDİR?

MELANOMA PATOLOJİSİ KLİNİSYEN PATOLOGTAN NE BEKLEMELİDİR? MELANOMA PATOLOJİSİ KLİNİSYEN PATOLOGTAN NE BEKLEMELİDİR? Dr. Nebil BAL Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Adana Arş ve Uyg Mrk 1 Malign Melanoma Deri Mukozal 2 Malign Melanoma Biyopsi

Detaylı

NONPALPABL ŞÜPHELİ MEME LEZYONLARINDA TEL İŞARETLEMEYLE EKSİZYON SONRASI DONUK KESİT İNCELEME YAKLAŞIMININ SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

NONPALPABL ŞÜPHELİ MEME LEZYONLARINDA TEL İŞARETLEMEYLE EKSİZYON SONRASI DONUK KESİT İNCELEME YAKLAŞIMININ SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI İSTANBUL GÖZTEPE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 3. GENEL CERRAHİ KLİNİĞİ NONPALPABL ŞÜPHELİ MEME LEZYONLARINDA TEL İŞARETLEMEYLE EKSİZYON SONRASI DONUK KESİT İNCELEME YAKLAŞIMININ

Detaylı

Nodüler Guatr hastasını nasıl izleyelim? Dr.Fırat Tutal Şişli Kolan Interna4onal Hastanesi Genel cerrahi

Nodüler Guatr hastasını nasıl izleyelim? Dr.Fırat Tutal Şişli Kolan Interna4onal Hastanesi Genel cerrahi Nodüler Guatr hastasını nasıl izleyelim? Dr.Fırat Tutal Şişli Kolan Interna4onal Hastanesi Genel cerrahi Nodül nedir? Tiroid nodülü, +roid bezinde oluşan ve radyolojik olarak +roid bezinden ayrı bir lezyon

Detaylı

Multipl Endokrin Neoplaziler. Dr. Tuba T. Duman-2012

Multipl Endokrin Neoplaziler. Dr. Tuba T. Duman-2012 Multipl Endokrin Neoplaziler Dr. Tuba T. Duman-2012 Multipl Endokrin Neoplaziler Klinik gözlemlerle, endokrin bezleri içeren neoplastik sendromlar tanımlanmıştır. Paratiroid, hipofiz, adrenal,tiroid ve

Detaylı

Meme Sağlığı ve Meme Kanseri. Prof. Dr. Semih Aydıntuğ

Meme Sağlığı ve Meme Kanseri. Prof. Dr. Semih Aydıntuğ Meme Sağlığı ve Meme Kanseri Prof. Dr. Semih Aydıntuğ Meme, süt üretmek için dizayn edilmiş modifiye bir ter bezidir. MEME: * Memenin şeklini veren deri ve deri altı yağ dokusu * Destek doku * Süt üreten

Detaylı

AZ DİFERANSİYE TİROİD KANSERLERİ. Prof. Dr. Müfide Nuran AKÇAY Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ERZURUM

AZ DİFERANSİYE TİROİD KANSERLERİ. Prof. Dr. Müfide Nuran AKÇAY Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ERZURUM AZ DİFERANSİYE TİROİD KANSERLERİ Prof. Dr. Müfide Nuran AKÇAY Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı ERZURUM Tanım Az diferansiye tiroid karsinomları, iyi diferansiye ve anaplastik

Detaylı

Meme Kanseri. Prof. Dr. Hilmi Alanyalı

Meme Kanseri. Prof. Dr. Hilmi Alanyalı Meme Kanseri Prof. Dr. Hilmi Alanyalı Meme anatomisi MEME KANSERİ SIKLIĞI İstatistiklere göre her 8 kadından birinde hayatının herhangi bir döneminde meme kanseri gelişmektedir. MEME KANSERİ SIKLIĞI Meme

Detaylı

TIP ÖĞRENCİSİ İÇİN DERS NOTLARI MEME RADYOLOJİSİ

TIP ÖĞRENCİSİ İÇİN DERS NOTLARI MEME RADYOLOJİSİ TIP ÖĞRENCİSİ İÇİN DERS NOTLARI MEME RADYOLOJİSİ Hazırlayan: Prof.Dr.Ayşenur Memiş Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı Memede tanı yöntemleri ve tanı basamakları: Meme hastalıklarına

Detaylı

MEME KANSERİ. İnt. Dr. Cihan KARATAY Aralık 2013

MEME KANSERİ. İnt. Dr. Cihan KARATAY Aralık 2013 MEME KANSERİ İnt. Dr. Cihan KARATAY Aralık 2013 MEME KANSERİ Kadınlarda en sık görülen kanser meme kanseridir. Aynı zamanda bir çok ülkede kanserden ölümlerin başlıca nedenidir. Ülkemizde de kadınlar arasında

Detaylı

MEME KİTLELERİNİN KONVANSİYONEL MRG VE DİFÜZYON MRG İLE DEĞERLENDİRİLMESİ

MEME KİTLELERİNİN KONVANSİYONEL MRG VE DİFÜZYON MRG İLE DEĞERLENDİRİLMESİ T. C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ RADYODİAGNOSTİK ANABİLİM DALI Prof. Dr. Mehmet Emin SAKARYA MEME KİTLELERİNİN KONVANSİYONEL MRG VE DİFÜZYON MRG İLE DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ Dr. Fatıma Ülkü

Detaylı

MEME KANSERİ RİSKLERİ NELERDİR? RİSK DEĞERLENDİRİLMESİ NASIL YAPILIR?

MEME KANSERİ RİSKLERİ NELERDİR? RİSK DEĞERLENDİRİLMESİ NASIL YAPILIR? MEME KANSERİ RİSKLERİ NELERDİR? RİSK DEĞERLENDİRİLMESİ NASIL YAPILIR? Dr. Bahadır M. Güllüoğlu Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Meme ve Endokrin Cerrahisi Ünitesi SENATURK

Detaylı

TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI. Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı

TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI. Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı Tiroidit terimi tiroidde inflamasyon ile karakterize olan farklı hastalıkları kapsamaktadır

Detaylı

TTOD MEME KANSERİ GÜNCELLEME KURSU 13-14 HAZİRAN 2015 İSTANBUL 08:25-08:30 Açılış 08:00-08:30 Pratiği değiştiren çalışmalar. (salonda kahvaltı ile)

TTOD MEME KANSERİ GÜNCELLEME KURSU 13-14 HAZİRAN 2015 İSTANBUL 08:25-08:30 Açılış 08:00-08:30 Pratiği değiştiren çalışmalar. (salonda kahvaltı ile) TTOD MEME KANSERİ GÜNCELLEME KURSU 13-14 HAZİRAN 2015 İSTANBUL 08:25-08:30 Açılış 08:00-08:30 Pratiği değiştiren çalışmalar. (salonda kahvaltı ile) 1. Gün 1. Oturum: Meme kanserine giriş, Patoloji ve Alt

Detaylı

Malignite ve Transplantasyon. Doç. Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı

Malignite ve Transplantasyon. Doç. Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Malignite ve Transplantasyon Doç. Dr. Halil Yazıcı İstanbul Tıp Fakültesi Nefroloji Bilim Dalı Sunum Planı -Pretransplant malignitesi olan alıcı -Pretransplant malignitesi olan donör -Posttransplant de

Detaylı

İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı. Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı. Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir AMAÇ Radyolojik olarak algoritm Tanı ve bulgular Tedavi sonrası takip İnvazif Asperjilloz Akciğer

Detaylı

Pulmoner Nodüllü Hastaya Yaklaşım

Pulmoner Nodüllü Hastaya Yaklaşım Pulmoner Nodüllü Hastaya Yaklaşım Pınar Çelik TTD Kış Okulu 14-17 Ocak 2016, Antalya Soliter pulmoner nodül (SPN) - tanım Çapı 3 cm, tek, sınırları belirli, yuvarlak lezyon Tamamen AC parankimi ile çevrili

Detaylı

Dr. Mehmet TÜRKELİ A.Ü.T.F İç Hastalıkları A.D Medikal Onkoloji B.D 5. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi Mart 2014-Antalya

Dr. Mehmet TÜRKELİ A.Ü.T.F İç Hastalıkları A.D Medikal Onkoloji B.D 5. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi Mart 2014-Antalya Dr. Mehmet TÜRKELİ A.Ü.T.F İç Hastalıkları A.D Medikal Onkoloji B.D 5. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi 19 23 Mart 2014-Antalya VAKA-1 S.B. 43 Yaş, Bayan, Erzurum Şikayeti: Çarpıntı, terleme, Hikayesi: Haziran

Detaylı

Benign Meme Bulguları ve Hastalıkları

Benign Meme Bulguları ve Hastalıkları Benign Meme Bulguları ve Hastalıkları Dr.Cem YILMAZ Meme Cerrahisi Uzmanı Avrupa Meme Merkezleri Direktörü-Istanbul Avrupa Meme Bilimleri Akademisi Öğretim Üyesi SENATURK Türk Meme Bilimleri Akademisi

Detaylı

Anormal Kolposkopik Bulgular-1 (IFCPC, 2011)

Anormal Kolposkopik Bulgular-1 (IFCPC, 2011) Anormal Kolposkopik Bulgular-1 Genel Değerlendirme Lezyonun lokalizasyonu T/Z içinde veya dışında Saat kadranına göre yeri Lezyonun büyüklüğü Kapladığı kadran sayısı Kapladığı alan yüzdesi Grade-1(Minör)

Detaylı

TANISAL SİTOLOJİDE ALGORİTMİK YAKLAŞIM. Doç. Dr. Özlem AYDIN, F.I.A.C. Acıbadem Üniv. Tıp Fakültesi Patoloji AD - İstanbul

TANISAL SİTOLOJİDE ALGORİTMİK YAKLAŞIM. Doç. Dr. Özlem AYDIN, F.I.A.C. Acıbadem Üniv. Tıp Fakültesi Patoloji AD - İstanbul TANISAL SİTOLOJİDE ALGORİTMİK YAKLAŞIM Doç. Dr. Özlem AYDIN, F.I.A.C. Acıbadem Üniv. Tıp Fakültesi Patoloji AD - İstanbul Sağ meme Hipersellüler, tek dağınık dissosiye hücre patterni Sol meme ??? Hipersellüler,

Detaylı

Dr. Emel Ebru Pala Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Dr. Emel Ebru Pala Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Dr. Emel Ebru Pala Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi 20.10.16 Benign Epitelyal Proliferasyonlar Adenozis Sklerozan, Apokrin, Mikroglanduler Radial Skar/Kompleks Sklerozan

Detaylı

Primeri Bilinmeyen Aksiller Metastazda Cerrahi Yaklaşım. Dr. Ali İlker Filiz GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Genel Cerrahi Servisi

Primeri Bilinmeyen Aksiller Metastazda Cerrahi Yaklaşım. Dr. Ali İlker Filiz GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Genel Cerrahi Servisi Primeri Bilinmeyen Aksiller Metastazda Cerrahi Yaklaşım Dr. Ali İlker Filiz GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Genel Cerrahi Servisi okült (gizli, saklı, bilinmeyen, anlaşılmaz) okült + kanser primeri bilinmeyen

Detaylı

MEMENİN SELİM PREKANSERÖZ HASTALIKLARININ YÖNETİMİ. Op. Dr. Gülden BALLI İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği

MEMENİN SELİM PREKANSERÖZ HASTALIKLARININ YÖNETİMİ. Op. Dr. Gülden BALLI İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği MEMENİN SELİM PREKANSERÖZ HASTALIKLARININ YÖNETİMİ Op. Dr. Gülden BALLI İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği PROLİFERATİF LEZYONLAR Meme kanseri için risk artışı yapan lezyonlar(prekanseröz)

Detaylı

DİFERANSİYE TİROİD KANSERİ

DİFERANSİYE TİROİD KANSERİ DİFERANSİYE TİROİD KANSERİ RİSK GRUPLARINA GÖRE TEDAVİ-TAKİP Dr.Nuri ÇAKIR Gazi Ü Tıp Fak Endokrinoloji ve Metabolizma B.D 35.Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma HastalıklarıKongresi 15-19 Mayıs 2013-Antalya

Detaylı

NEOPLAZİ D R. Y A S E M İ N S E Z G İ N. yasemin sezgin

NEOPLAZİ D R. Y A S E M İ N S E Z G İ N. yasemin sezgin NEOPLAZİ D R. Y A S E M İ N S E Z G İ N yasemin sezgin Neoplazi Yeni bir doku oluşmasını ifade eder. Oluşan bu kitleye neoplazm denir. Aslen şişlik anlamına gelen tümör deyimi de neoplazm anlamında kullanılmaktadır.

Detaylı

Rahim Ağzı Kanseri Korkulu Rüyanız Olmaktan Çıkıyor

Rahim Ağzı Kanseri Korkulu Rüyanız Olmaktan Çıkıyor Rahim Ağzı Kanseri Korkulu Rüyanız Olmaktan Çıkıyor Rahim Ağzı Kanseri Korkulu Rüyanız Olmaktan Çıkıyor Rahim Ağzı Kanserinde Çığır Açan Adım Kadın Kanserleri Hakkında Mutlaka Bilmeniz Gerekenler Özel

Detaylı

Adrenalde sık ve nadir görülen lezyonlar. Dr.Aylar Poyraz Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji AD

Adrenalde sık ve nadir görülen lezyonlar. Dr.Aylar Poyraz Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji AD Adrenalde sık ve nadir görülen lezyonlar Dr.Aylar Poyraz Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji AD Feokromositoma Kromafin hücrelerden köken alır 2 tip hücre içerir:kromafin hücreler ve sustentaküler

Detaylı

OP. DR. YELİZ E. ERSOY BEZMİALEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ AD İSTANBUL

OP. DR. YELİZ E. ERSOY BEZMİALEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ AD İSTANBUL OP. DR. YELİZ E. ERSOY BEZMİALEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ AD İSTANBUL - Rutine giren tiroid incelemeleri Yüksek rezolüsyonlu ultrasonografi - Tiroid nodülü sıklığı -Yaklaşım Algoritmaları

Detaylı

MEME KANSERİ ÖNLENEBİLİR Mİ?

MEME KANSERİ ÖNLENEBİLİR Mİ? MEME KANSERİ ÖNLENEBİLİR Mİ? ÖĞR.GÖR.DR.AYLİN ERDİM M.Ü. SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ CERRAHİ HASTALIKLARI HEMŞİRELİĞİ ANABİLİM DALI Tıpta koruma (önleme), hastalıkların görülme sıklığını ve ölüm oranını

Detaylı

ERKEN EVRE OVER KANSERİ VE BORDERLİNE OVER TÜMÖRLERİ. Dr. Derin KÖSEBAY

ERKEN EVRE OVER KANSERİ VE BORDERLİNE OVER TÜMÖRLERİ. Dr. Derin KÖSEBAY ERKEN EVRE OVER KANSERİ VE BORDERLİNE OVER TÜMÖRLERİ Dr. Derin KÖSEBAY OVER KANSERİ Over kanseri tanısı koyulduktan sonra ortalama 5 yıllık yaşam oranı %35 civarındadır. Evre I olgularında 5 yıllık yaşam

Detaylı

DİNAMİK KONTRASTLI MEME MRG İLE TİP 3 BOYANMA EĞRİSİ SAPTANAN KİTLE LEZYONLARININ RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ

DİNAMİK KONTRASTLI MEME MRG İLE TİP 3 BOYANMA EĞRİSİ SAPTANAN KİTLE LEZYONLARININ RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ T.C. ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ RADYOLOJİ ANABİLİM DALI DİNAMİK KONTRASTLI MEME MRG İLE TİP 3 BOYANMA EĞRİSİ SAPTANAN KİTLE LEZYONLARININ RETROSPEKTİF DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Ayşe BOLAT ÜÇBİLEK UZMANLIK TEZİ

Detaylı

LOKAL-BÖLGESEL EVRELEME VE TEDAVİYE YANITIN RADYOLOJİK DEĞERLENDİRİLMESİ

LOKAL-BÖLGESEL EVRELEME VE TEDAVİYE YANITIN RADYOLOJİK DEĞERLENDİRİLMESİ LOKAL-BÖLGESEL EVRELEME VE TEDAVİYE YANITIN RADYOLOJİK DEĞERLENDİRİLMESİ Doç. Dr. Irmak DURUR SUBAŞI Dışkapı Yıldırı Beyazıt EAH Radyoloji Kli iği Meme Kanserinde Lokal-Bölgesel Evreleme Me e ka seri de

Detaylı

ERKEK GENİTAL SİSTEMİ. Webmaster tarafından yazıldı. Pazartesi, 12 Ocak 2009 11:39 - Son Güncelleme Perşembe, 15 Ocak 2009 09:19

ERKEK GENİTAL SİSTEMİ. Webmaster tarafından yazıldı. Pazartesi, 12 Ocak 2009 11:39 - Son Güncelleme Perşembe, 15 Ocak 2009 09:19 1) Çocuklarda en sık görülen testis tümörü aşağıdakilerden hangisidir? (1998 NİSAN) a) Klasik seminom b) Teratom c) Yolk sak tümörü d) Kariokarsinom e) Spermatositik seminom Testisde en sık görülen tümör

Detaylı

Dünya da ve Türkiye de Erken Evre Meme Kanseri İnsidansı ve Farklılıkları

Dünya da ve Türkiye de Erken Evre Meme Kanseri İnsidansı ve Farklılıkları Dünya da ve Türkiye de Erken Evre Meme Kanseri İnsidansı ve Farklılıkları Dr. Niyazi Karaman AMHD ERKEN EVRE MEME KANSERİ KURSU (Prof. Dr. İ. Lale Atahan anısına) 25 Mart 2017 Giriş Gelişmiş ülkelerde;

Detaylı

Ergende Meme Sorunları. Yrd. Doç. Dr. Müsemma Karabel Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Ergen Ünitesi

Ergende Meme Sorunları. Yrd. Doç. Dr. Müsemma Karabel Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Ergen Ünitesi Ergende Meme Sorunları Yrd. Doç. Dr. Müsemma Karabel Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Ergen Ünitesi PLAN Gelişim Anomalileri Asimetrik meme gelişimi, Aksesuar meme dokusu, Meme dokusunun olmaması

Detaylı

Tiroid bezinde ender bir mezenkimal tümör. Dr. Ersin TUNCER Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı

Tiroid bezinde ender bir mezenkimal tümör. Dr. Ersin TUNCER Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Tiroid bezinde ender bir mezenkimal tümör Dr. Ersin TUNCER Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı 10-10 - 2015 ANKARA Ülkemizin başı sağ olsun Değerli Hocamızı saygıyla anıyoruz Prof.

Detaylı

ANORMAL TRANSFORMASYON ZONU: ASETİK ASİTİN ETKİSİ NEDİR?

ANORMAL TRANSFORMASYON ZONU: ASETİK ASİTİN ETKİSİ NEDİR? ANORMAL TRANSFORMASYON ZONU: ASETİK ASİTİN ETKİSİ NEDİR? Dr. Murat DEDE GATA Kadın Hast. Ve Doğum AD Jinekolojik Onkoloji Ünitesi Serviks Epiteli Skuamoz epitel: Ektoserviks Kolumnar epitel: Endoserviks

Detaylı

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ RADYOLOJİ ANABİLİM DALI MEMENİN BENİGN VE MALİGN LEZYONLARININ AYRIMINDA KANTİTATİF ELASTOGRAFİ UZMANLIK TEZİ

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ RADYOLOJİ ANABİLİM DALI MEMENİN BENİGN VE MALİGN LEZYONLARININ AYRIMINDA KANTİTATİF ELASTOGRAFİ UZMANLIK TEZİ 1993 BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ RADYOLOJİ ANABİLİM DALI MEMENİN BENİGN VE MALİGN LEZYONLARININ AYRIMINDA KANTİTATİF ELASTOGRAFİ UZMANLIK TEZİ Dr. Burçak ÇAKIR PEKÖZ Adana, 2016 1993 BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

Deri Kanserleri Erken Tanı ve Korunma

Deri Kanserleri Erken Tanı ve Korunma 4. Ankara Aile Hekimliği Kongresi 08-09 Ekim 2016, Ankara Deri Kanserleri Erken Tanı ve Korunma Prof. Dr. Gonca Elçin Hacettepe Üniveristesi Deri ve Zührevi Hastalıklar AD. Sunum Planı BCC ve SCC Melanom

Detaylı

OLGU SUNUMU. Araştırma Gör. Dr. N. Volkan Demircan

OLGU SUNUMU. Araştırma Gör. Dr. N. Volkan Demircan OLGU SUNUMU Araştırma Gör. Dr. N. Volkan Demircan Anamnez 32 yaş, kadın Öğretmen Ek hastalık yok G2P2 Premenopozal Kullandığı ilaç yok Annede rektum ca Estetik amaçlı bilateral redüksiyon mammoplasti+

Detaylı

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI (Grup 3)

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI (Grup 3) 4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI (Grup 3) Amaç: Kadın yaşamının evreleri ve bu evrelerde karşılaşılabilecek sağlık sorunları hakkında öğrenciyi bilgilendirmek, bu sorunlara pratisyen

Detaylı

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak Göğüs Cerrahisi Metastatik Akciğer Tümörleri Giriş İzole akciğer metastazlarına tedavi edilemez gözüyle bakılmamalıdır Tümör tipine

Detaylı

Vücutta dolaşan akkan sistemidir. Bağışıklığımızı sağlayan hücreler bu sistemle vücuda dağılır.

Vücutta dolaşan akkan sistemidir. Bağışıklığımızı sağlayan hücreler bu sistemle vücuda dağılır. HODGKIN LENFOMA HODGKIN LENFOMA NEDİR? Hodgkin lenfoma, lenf sisteminin kötü huylu bir hastalığıdır. Lenf sisteminde genç lenf hücreleri (Hodgkin ve Reed- Sternberg hücreleri) çoğalır ve vücuttaki lenf

Detaylı

OVER KANSERİ. Yumurtalık kanseri; Over tümörü; Over kanseri neden olur?

OVER KANSERİ. Yumurtalık kanseri; Over tümörü; Over kanseri neden olur? OVER KANSERİ Yumurtalık kanseri; Over tümörü; Over hücrelerinden kaynaklanan kanserdir. Kadınlarda yumurtalıklara over denir. Over ler döllenme için gerekli yumurtaların hazırlandığı ve kadın hormonlarının

Detaylı