Psikologların Sınıfı: Tartışma Noktaları ve Alternatif Bir Kavrayış

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Psikologların Sınıfı: Tartışma Noktaları ve Alternatif Bir Kavrayış"

Transkript

1 Psikologların Sınıfı: Tartışma Noktaları ve Alternatif Bir Kavrayış Baran Gürsel Toplumsal Dayanışma için Psikologlar Derneği Bu metinde, sınıf ilişkilerinde psikologların konumları üzerine düşünürken akla gelen bazı tartışma noktaları üzerinde duracağım ve bundan sonra psikologların sınıf ilişkilerindeki konumunu -ve elbette genel olarak sınıf meselesini- nasıl düşünebileceğimize dair bir kavrayış önereceğim. Birinci bölümde değineceğim bu tartışma noktaları, profesyonel mesleklerin sınıf konumlarına ilişkin tartışmalarda sıkça karşılaştığımız bazı başlıklardan oluşuyor: statü meselesi, orta sınıf tartışmaları, üretken emek-üretken olmayan emek ayrımı ve kafa-kol emeği ayrımı. Bu başlıklar çerçevesinde psikologların sınıf konumuna dair yaygın bir şekilde kullanılan bazı genel geçer önermeleri bozmaya çalışacağım. İkinci bölümde ise toplumsal ilişkilere dair önemli bulduğum bir bakış açısını sunduktan sonra, ilişki ve süreç olarak sınıf anlayışını sınıflaş(tırıl)ma ve sınıflaştırılmaya karşı direnme kavramlarıyla birlikte ele alan bir paradigma sunmaya çalışacağım. Alternatif bir kavrayış sunarken, bir yandan ele alınan tartışma noktalarının bu bağlamda nasıl düşünülebileceğine değinip, diğer yandan da psikologların sınıf oluşumuna dair temel bazı önermelerde bulunarak metni sonlandıracağım. Konu üzerine tartışmaya başlarken akla gelecek sorulardan bazıları, psikolojiden ve psikologlardan bahsederken sınıf meselesinin nereden çıktığı, psikologların sınıfı olup olmadığı, psikologların sınıf mücadelesinin neresinde durdukları ve bir psikolog örgütünün sınıf mücadelesine neresinden katılabileceğidir. Bu metinde birinci soru haricindeki sorulara bazı yanıtlar bulmak mümkündür ve metnin temel hedefi de bu sorularla uğraşmaktır. Bununla birlikte birinci soru, her ne kadar toplumsal dönüşümle psikolojinin ve psikologların ilişkisini kurmak açısından çok önemli bir soru olsa da, bu metnin kapsamının dışında tutulacak ve tartışma başka alanlara bırakılacaktır. Belki burada sadece, dünyayı ve kendini değiştirmek isteyen bir psikoloji anlayışının kapitalizmin zorunlu olarak barındırdığı (emek-sermaye

2 64 Eleştirel Psikoloji Bülteni, Sayı 6, Nisan 2015 kutuplaşmasında) sınıf ilişkilerini ve çatışmalarını konu etmemesinin eksik bir çaba olacağının düşünüldüğünü vurgulamak yeterlidir. Metne giriş niyetine söylenmesi gereken diğer bir şey ise metnin üzerinden atladığı bazı noktalara dairdir. Burada tartışmaya açıl(a)mayan birçok varsayım vardır. Metin bu nedenle kaçınılmaz olarak eksik kalacaktır. Bu varsayımlardan bazıları şunlardır: sınıf olgusunun dünyayı anlama ve değiştirmede merkezi 1 bir yeri olduğu; sınıf meselesinin birçok açıdan kapitalizmin dönemler bağlamında değil bütün olarak ele alınmasını gerektirdiği; birçok açıdan ayrışabilecek iki farklı Marksizm anlayışının Siyasal Marksizm ve Açık Marksizm diyelim- bütünleştirilebileceği. Aynı zamanda burada özne-yapı ikiliğini varsayan ve yapısalcı tınılara sahip düşünme biçimleri ve post-marksist yaklaşımlar dışarıda bırakılmakta ama bunun üzerine bir tartışma yürütülmemektedir. Ve son olarak metin, üretim ilişkileri, emek, çalışma, vb. gibi üzerinde epey tartışma yürütülecek kavramları, bu kavramlara dair bir tartışma sunmadan içermektedir. Şimdi, metnin ilk bölümüne geçebilir ve profesyonel mesleklerin sınıfsal konumuna dair düşünürken öne çıkan bazı tartışma başlıkları üzerine akıl yürütebiliriz. I. Tartışma Noktaları 1. Statü Meselesi Bu başlık altında, sınıf ve statü kavramlarının sıklıkla, nasıl bir ilişki içinde kullanıldığı ve bunun eleştirisi üzerinde duracağız. Psikologlar için bu başlık altında akla gelebilecek yaygın düşüncelerden biri şu olabilir: Psikologlar eğitimli ve yüksek gelirli bir gruptur, bu yüzden üst sınıftır. Statü ve sınıfın birbiriyle karıştırılması veya en azından iç içe geçirilmesinin bir örneği anaakım ABD sosyolojisinde görülmektedir (Parkin, 2012). Bu anlayışa göre, insanların sınıfsal konumları, toplum içindeki konumlarını belirlemekte yetersizdir ve toplum içindeki konumların belirlenmesinde eğitim, meslek, gelir, ırk, cinsiyet gibi faktörler çoklu bir biçimde etkilidirler. Bu faktörlerin bir araya gelmesinden birçok farklı sınıf ve statü ortaya çıkar. Hatta bu durum bazı örneklerde ABD toplumunun sınıfsız olduğunun da bir göstergesidir. Bahsedilen anlayışın temelini Weber in toplum anlayışında bulmak mümkündür. Weber in toplum şemasını şöyle düşünebiliriz. Merkezde devlet ve onun çevresinde piyasa vardır (Balaban 2013). Piyasa içerisinde insanlar farklı konumlara sahiplerdir. Burjuvazi ve proletarya merkezi çevreleyen dış dairenin uçlarına doğru kalan alanları kaplar. Bu konumların temel belirleyicisi piyasa fırsatlarıdır (Wright, 2014). Bunların dışında, dış dairenin daha büyük kısmını dolduran ve merkeze yakın alanlarda yer alan bir orta sınıf vardır. Bu merkez-çevre daireleri şeması içerisinde dikkat çekilmesi gereken şey, insanların toplumdaki konumlarının piyasaya göre konumlarını ifade ediyor olduğudur. Weber e göre sınıf üretim içerisindeki konumu ifade 1 Bu kavramı kullanmamın riskli olduğunun farkındayım. Bunu kullanırken referansım, kapitalist bir düzende diğer ezilme biçimlerinin emek-sermaye çelişkisi merkezinden türediği, sınıf ilişkileri değişince diğer iktidar ilişkilerinin de ortadan kalkacağı veya sınıf mücadelesinin stratejik olarak diğer mücadelelere göre birincil tutulması gerektiği varsayımları değildir. Burada vurgulamak istediğim, sınıf ilişkilerinin kapitalizmin işleyişinde kaçınılmaz ve bu bağlamda -çoğu zaman bu şekilde ortaya çıksa da- bir ezilme olmaktan başka bir anlama sahip olduğu ve kapitalizmi yıkmak için burjuvazi ve kapitalizme karşı işçi sınıfının mücadelesinin gerekli olduğudur.

3 Eleştirel Psikoloji Bülteni, Sayı 6, Nisan ederken, toplum içindeki konumu piyasa içerisindeki konumlar açıklar (Öngen, 1996). Weber in anlayışının bu şekilde nasıl geliştiğini anlayabilmek için onun kapitalizmi nasıl algıladığına değinmeliyiz. Wood a göre (2008a) Weber, tarihi burjuva teleolojisi çerçevesinde ele alarak, onun bir çizgi üzerinde sürekli ileriye doğru gittiğini varsayar. Bu bakış açısına göre kapitalizm, ticaretin doğuşuyla birlikte doğmuştur. Orta Çağ ın karanlığında ticaret, feodalizmin altında ezilmiş, Modern Çağ da ise ticaretin özgürleşmesiyle kapitalizm de özgürleşmiştir. Bu mantığa göre ticaretin varlığı piyasanın, yani kapitalizmin göstergesidir. Bu düşünme biçimine getirilebilecek iki temel eleştiriden söz edebiliriz. Birincisi, kapitalizm toplumsal mülkiyet ilişkilerinde temel bir dönüşüme işaret eder ve kapitalizmi açıklamak için bu dönüşümü açıklamak şarttır (Wood, 2008a). Kapitalizmin piyasası basit bir değiş tokuş ilişkisi değildir; kapitalizmde piyasa, işçi ve kapitalist dâhil herkesin bağımlı olduğu, rekabet, kâr maksimizasyonu ve birikim üzerine kurulu bir işleyişe sahip bir sistemdir (Wood, 1998). Getirilebilecek ikinci eleştiri de bu bakış açısında toplumun, kapitalizmin onu bize sunduğu şekilde okunuyor olduğudur. Kapitalizm, kapitalizm öncesi düzenlerden sömürünün niteliği açısından belirgin biçimde ayrılır. Kapitalizm öncesinde artı ürün/emek sömürüsü siyasi, hukuki ve zora dayalıdır. Bu özellikler iç içe geçmiş ya da henüz ayrışmamıştır. Kapitalizmde ise artı ürün/emek/değer sömürüsü ekonomik alanda gerçekleşir ve bu alan biçimsel olarak siyasi alandan ayrılmıştır. Bununla birlikte bu, ekonomik alanda siyasi olanın olmadığı anlamına gelmez ve Marx ın özgün olarak gösterdiği de ekonomi içinde yer alan sınıf çatışması ve mücadelesidir. Burjuva düşüncesi bu ayrımı mutlak olarak alarak, üretim ilişkilerinin siyasi içeriğini gözden uzaklaştırır (Wood, 2008b). Weber ise kapitalizmin sunduğu bu biçimsel ayrışma üzerinden toplumu kavramsallaştırmakta, siyasi alan (devlet) ve ekonominin (piyasa) biçimsel ayrışmasını verili kabul etmektedir. Sonuç olarak, bu eleştirilerden yola çıkarak, toplumdaki konumları statü üzerinden -yani piyasaya göre konumlar üzerinden- okumanın nereye oturduğunu anlamak mümkündür. Bu bağlamda, statüyü sınıfla karıştırmak (statüyü sınıf yerine koymak) yolunda temel bir varsayım dizisinin temelini bozmak yönünde bir adım attığımızı düşünüyorum 2. Bizim için önemli olan noktaya geldiğimizde de şunu söylemek mümkündür: Psikologların eğitimli ve bazen yüksek gelirli olması onların sınıf konumlarını açıklamaz. Sınıf ve statü arasındaki ilişkiye dair kurucu bir kuramsallaştırmayı ise daha sonraya bırakacağım. 2. Orta Sınıf Tartışmaları Statü üzerinden geliştirilen bir orta sınıf anlayışının, yukarıda sunulan mantık temel alınarak bir ölçüde eleştirisinin yapılmasının mümkün olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle Weber temelli böyle bir bakış açısını dışarıda bırakacağım gibi, tartışma odağını korumak açısından orta sınıfla ilgili birçok 2 Burada, Weber in statüyü sınıf yerine koyduğunu iddia etmiyorum. Weber in toplum algısının ve statüye verdiği önemle birlikte sınıfa dair dar kavrayışının, asıl olarak anaakım ABD sosyolojisine atfettiğim, bu yerine koyma ya da karıştırma meselesinin temelindeki varsayımları kurduğunu savunuyor ve bu nedenle Weber in yaklaşımını tartışmayı önemsiyorum. Weber in kuramının sınıf meselesiyle birlikte nasıl ele alınabileceğine dair farklı tartışmalar şu kaynakta bulunabilir: Wright,2014.

4 66 Eleştirel Psikoloji Bülteni, Sayı 6, Nisan 2015 başka tartışmayı da dışarıda bırakıp orta sınıfın denetim ve ideoloji üzerinden okunduğu iki anlayışa değineceğim. Psikologların sınıf konumunu düşünürken, bu bağlamda yaygın olarak karşılaşılabilecek bir düşünce, Psikologlar eğitimli ve uzmanlık sahibidir, dolayısıyla orta sınıftır, bir diğeri ise Psikologlar, sistemi ideolojik olarak yeniden üretir dolayısıyla orta sınıftır düşüncesi olabilir. Bu noktada, Marx temelli anlayışlardan Callinicos un (Callinicos ve Harman, 2006) orta sınıf değerlendirmesine değinmek anlamlı olacaktır. Callinicos, beyaz yakalıların tek bir bütün olmadığını söyler ve beyaz yakalıların içinde bir uçta işçi sınıfı üyesi olan büro işçilerinin bulunduğunu, diğer uçta burjuvazinin maaşlı üyeleri olan üst düzey yöneticilerin olduğu belirtir. Wright ın düşüncesinden yola çıkarak bu iki grup arasında kalan bir grubun da çelişkili bir sınıf konumu teşkil ettiğini söyler ve bunu yeni orta sınıf olarak adlandırır. Orta düzey idareci ve yöneticilerin bulunduğu bu kesime, akademisyenler gibi emeğini belli bir düzeyde kontrol edebilenlerin oluşturduğu yarı özerk çalışanları da katar. Burada dikkat çekilmesi gereken nokta, bu sınıflandırmaların kriterinin emek üzerindeki denetim olmasıdır. Emek üzerinde denetim sahibi olma ve bu denetimin işverenin temel amaçlarından biri olması ile sınıf konumlarının bu denetim üzerinden anlaşılabilecek olduğu varsayımı iki farklı varsayımdır. İkinci varsayımın bazı noktaları gözden kaçırdığı söylenebilir. Denetimi kriter olarak almak, sınıf konumları ve ilişkilerinden ziyade çalışmanın teknik sürecine odaklanmak anlamında gelmektedir (Wood, 2011). Bununla birlikte sınıf ilişkileri emek süreci nde ve çalışma alanındaki bağlamından çok daha geniş bir alanda ifade bulmaktadır. İş ve kaynaklar üzerindeki denetim, sömürü ve baskının deneyimlenme biçimini ve derecesini değiştirebilir ama sömürü ilişkisindeki (karşılıklı) konumlanışı değiştiremez. Aynı zamanda bir işyeri içinde veya farklı işler arasında farklı denetim dereceleri olduğu ve dolayısıyla bunlar arasında geçiş yapan birinin sınıf atlıyor veya düşüyor olduğu varsayımı oldukça tartışmalıdır. Bir psikolog için düşünüldüğünde, bir danışmanlık merkezinde ücretli çalışan bir terapist işinden ayrılıp bir psikoteknik merkezinde ücretli çalışmaya, oradan da bir sivil toplum kuruluşunda proje koordinatörlüğü yapmaya geçebilir. Her geçiş sınıf pozisyonunun değişmesine yol açıyorsa, sınıf kavramının gerekliliği tartışmalı hale gelecektir. Sınıf, bir iş alanı ve/veya kademesi gibi ele alındığında tarihsel olarak açıklayıcı ve dönüştürücü özelliği yok olacaktır 3. Psikolog için ancak kendi ofisini açtığında veya kendi ofisini açıp çalışan istihdam etmeye başladığında sınıfsal bir değişiklik olduğundan bahsedebiliriz çünkü artık kendi emek gücü üzerindeki denetimi başka bir anlam kazanmıştır; artık onu başkasına satmamaktadır. Benzer bir akıl yürütmeyle getirilebilecek bir eleştirinin hedefinde, bazı sınıf konumlarını ideoloji üzerinden açıklama çabası vardır. Yine Marksist bir anlayış olarak düşünülebilecek Poulantzas ın yeni küçük burjuvazi anlayışı buna örnektir. Poulantzas (Wood, 2011) ne işçi ne kapitalist olan yeni beyaz yakalı kesimi, kendine has çıkarlara sahip yeni küçük burjuvazi olarak tanımlar. Onun akıl yürütmesinde ilk kriter emeğin üretken olup olmamasıdır. Bir emekçinin emeğinin üretken olup olmamasının sınıf konumuyla nasıl bir ilişkisi olabileceğine bir sonraki başlıkta değineceğiz. Bununla birlikte Poulantzas ın kullandığı bir diğer kriter siyasal görüş ve ideoloji kriterlerdir. 3 Buna karşıt bir yaklaşım için bkz. Wright, 2014.

5 Eleştirel Psikoloji Bülteni, Sayı 6, Nisan Buna göre bu sınıfın konumu, ekonomik konumu tarafından değil, ideolojisiyle belirlenir. Denetimin bir kriter olmasına getirdiğimiz eleştirinin aynısını burada da getirebiliriz. Bu eleştiriye bazı eklemeler yapabiliriz. İdeolojinin sınıf konumunu belirleyebileceği iddiasının ikna ediciliği, bu görüşün işçi kabul ettiği mavi yakalı üretken emekçiler arasındaki (ülke veya dünya ölçeğinde) ideolojik farklar düşünüldüğünde ciddi anlamda zedelenmektedir. Aynı atölyede yan yana çalışan iki işçiyi buluşturan şeyin bile ideoloji olacağı oldukça tartışmalıdır. Yaşamak için emeğini satmak zorunda olan insanlar arasında, birçok faktörle yaratılan birçok ideolojik ayrım bulunmaktadır (Wood, 2011). Bu ayrımların ileride de tartışacağımız gibi, elbette sınıf olma süreçlerine dâhil olmaktadır ve sınıf konumlarına yerleşme konusunda çeşitli etkileri olabilir. Bununla birlikte ideolojinin ayrı bir sınıf konumunu bize anlatacağı varsayımı ikna edici gözükmemektedir. Bu eleştirilerden yola çıkarak burada yapılmak istenen, sınıf konumunun iş üzerindeki denetim ve/veya ideolojik duruşla belirlenmeyeceğini vurgulamaktır. Yani psikologların kendi işini bir ölçüde denetleyebilen birer uzman olarak çalışabilmesi ve psikoloji ideolojisinin sistemi ideolojik olarak yeniden üretmesi ya da psikologların ideolojik konumları onların sınıf konumlarını açıklamaz. 3. Üretken Emek Üretken Olmayan Emek Ayrımı Bu tartışmanın bu metinde yer almasının sebebi yaygın bir şekilde sadece imalat alanındaki emeğin üretken olduğunu düşünülmesi ve sadece üretken emekçinin işçi sayılmasıdır. Bu bağlamda bizim açımızdan önemli iki temsili önermenin şunlar olduğunu düşünebiliriz: Psikologlar hizmet üretir, dolayısıyla artı-değer üretmez, psikologlar artı-değer üretmez, dolayısıyla işçi olamaz. Savran ve Tonak (2007) kapitalizmde hangi emeğin artı değer ürettiğini, yani üretken olduğunu sistematik bir biçimde açıklamaktadır. Yazarlar öncelikle toplumun faaliyetlerini beşe ayırarak, bir yana emek içermeyen tüketim ve bölüşümü, diğer yana da emek içeren üretim, dolaşım ve düzenin yeniden üretimini koymakta ve emek olanla olmayanın bu şekilde ayrılmasından sonra, hangi emeğin üretken olduğunu tartışmaktalar. Şemalarında kullandıkları sırayla gidersek, emek, kullanım değeri üreten ve meta üreten halleriyle ikiye ayrılır. Emeğin üretken olması için, meta üretiyor olması gerekmektedir. Bununla birlikte burada üretilen metanın küçük meta üretiminde değil, ücretli istihdama dayalı üretimde üretiliyor olması gerekmektedir. İstihdam edilen emeğin de ücretinin gelirden değil, sermayeden ödenmesi gerekmektedir. Son olarak, bu emeğin, sermayenin, meta ya da para olarak dolaşım alanında değil, üretim alanında -ulaştırma da dâhil- sarf ediliyor olması gerekmektedir. Bu durumda, sermayenin üretken aşamasında, ücreti sermayeden ödenen ve karşılığında meta üreten emek üretken emektir; yani bu emek artı-değer üretir. Bu tartışmanın bizim açımızdan önemi şudur. Bu tanıma uyan her emek, içeriği ne olursa olsun, artı-değer üretir. Maddi olmayan emeğin üretim ve tüketimi çoğu zaman eş zamanlı olduğu için maddi olmayan emeğin meta üretmediği düşünülmektedir (Savran ve Tonak, 2007). Bununla birlikte yukarıdaki tanıma uyan herhangi bir hizmet de meta olarak üretilir ve sermayeye artı-değer sağlar.

6 68 Eleştirel Psikoloji Bülteni, Sayı 6, Nisan 2015 Bu bağlamda önemli bir diğer soru, sınıfsal konum için artı-değer üretip üretmemenin bir koşul olup olamayacağıdır. Yine yukarıda sunulan mantığı temel alarak baktığımızda, bir emekçi açısından üretken olmayan alanlarla üretken olanlar arasındaki geçiş oldukça kolaydır; kamu hastanesinde çalışan bir psikolog oradan ayrılıp özel hastanede çalışmaya başlayabilir ve o zaman emeği üretken hale gelir veya tersini yapar ve emeği üretken olmaktan çıkar. Bu geçiş sırasında sınıfsal konumunun değiştiğini söylemek ise anlamlı olmayacaktır çünkü sınıf, bir iş alanı değildir ve bu iş değiştirmelerde (veya işsiz kalmalarda ve iş bulmalarda) kişinin yaşamak için emek gücünü satmak zorunda oluşu gerçeğinde en ufak bir değişiklik bile olmamıştır. Bunlardan yola çıkarak psikologların hizmet üretmesinin, çalıştıkları yere göre artı değer üretmelerine engel olmadığını ve artı değer üretseler de üretmeseler de işçi olabileceklerini söyleyebiliriz. 4. Kafa Emeği Kol Emeği Ayrımı Bu başlık altında karşımıza aldığımız temel varsayım şudur: İşçi, bedensel emek sarf edendir, dolayısıyla psikologlar işçi olamaz. Bu varsayımın arka planında kol ve karşısında kafa emeğinin toplumda nereye konulduğuna, bedensel emek sarf etmenin ve etmemenin ne anlama geldiğine dair gerilimli düşüncelerin olduğu düşünülebilir (bkz. Sohn-Rethel, 2011; Meda, 2012) Bununla birlikte biz burada bu ayrımın nasıl oluştuğuna ve oluşturulduğuna değil, bu ayrımın emekçi olmak ve sınıf konumunun açıklanması açısından ne ifade ettiğine bakacağız. Braverman (2008), Marx tan (2011) yola çıkarak emek ve emek gücü ayrımı üzerinde detaylı bir şekilde durur. Bu iki kavram arasındaki fark, emeğin insanda bulunan ve şekli olmayan bir kapasiteye işaret etmesi, emek gücünün ise o kapasitenin iş içerisinde bir biçime sokulmasını ifade etmesidir. Emek kendi başına bir potansiyele işaret eder ve içeriğine dair bir ima taşımaz; bu potansiyel zihinsel, bedensel veya duygulanımsal 4 olabilir. Yani sermaye için önemli olan bu potansiyelin istenen doğrultuda şekillendirilerek ve denetlenerek kullanılmasıdır; önemli olan içerik değil, emek gücü olarak kullanılmasıdır. Braverman emeğin içeriğinin sermaye açısından önemli olmadığını açıklarken 20. yüzyılda kafa emeğinin de kol emeği gibi Taylorist süreçlere tabi kılınması üzerinde durur. Bu dönemde kafa emeği de -özellikle büro emeği- ölçme, standartlaştırma ve niteliksizleştirme süreçlerinin içinden geçmiştir. Günümüzde de bu süreçlerin devam ettiği söylenebilir (Yücesan-Özdemir, 2014). Konumuz bağlamında düşünürsek, psikologların zihinsel emek sarf ediyor olması, onları işçi olmaktan alıkoymaz. Bağımlı çalışılan kurumlar açısından önemli olan psikologların hizmetinin (özelde) kâra nasıl dönüştürüleceği, bu olmadığı durumlarda da (kamuda) toplumsal düzenin yeniden üretiminde nasıl kullanılacağıdır. Bu bağlamda bu kurumlarda çalışan ve bedensel emek sarf eden herhangi bir işçiyle psikolog arasında fark yoktur. Burada bir noktaya dikkat çekmekte fayda var. Braverman ın mantığı, zihinsel emeğin, bedensel emekle benzer niteliksizleştirme süreçlerinden geçebildiğini gösterse de işçi olmayı ya da proleterleşmeyi bu niteliksizleştirmeyle eşleştirmek, bazı noktaların gözden kaçmasına sebep olabilir. İşçi konumunda olunmasına rağmen hem bedensel hem de zihinsel emeğin bazı vasıflarını 4 Duygulanımsal emek için bkz. Hardt ve Negri, 2012.

7 Eleştirel Psikoloji Bülteni, Sayı 6, Nisan koruduğu veya yeni vasıflar kazandığı durumlar da mevcuttur. 5 Sınıf konumu, emek-sermaye ilişkisinde bir konumlanmaya işaret etmekte ve proleterleşmeyi, vasıfsızlaşma üzerinden okumak kapsamı daraltmaktadır. II. Alternatif Bir Kavrayış 1. Sınıf Konumu Yerine Sınıf Kavramı Profesyonel mesleklerin ya da özelde psikologların sınıf konumunu düşünürken karşımıza çıkanlara dair dört başlıkta tartışma yürüterek şu önermelere vardık: Psikologlar (1) sırf eğitimli ve bazen yüksek gelirliler diye üst sınıf değildirler, (2) sırf meslek sahibi, işleri üzerinde belli ölçüde kontrol sahibi olabiliyorlar diye orta sınıf değildirler, (3) hizmet üretmelerine rağmen artı değer üretebilirler ve üretseler de üretmeseler de işçi olabilirler, (4) çalışmak için daha ziyade zihinlerini kullanıyorlarsa bu onları işçi olmaktan alıkoymaz. Buradan itibaren, yaygın olduğunu varsaydığım bazı fikirlerin bozulmasıyla bu önermeler sonucu ortaya çıkan boşluğu alternatif bir bakış açısıyla doldurmaya çalışacağım. Bu bakış açısını sunarken kullanacağım yöntem açısından dikkat çekmem gereken bir nokta daha var. Buraya kadar, sınıf konumlarına dair tartışmaları ele almaya çalıştım. Bundan sonra ise sınıf kavramını temel alacağım. Sınıf konumunu ve sınıfı iki ayrı kavram olarak ele alıyorum. Seçilen kavramın yönteme dair varsayımlar taşıdığına inanıyorum ve bundan sonraki tartışmalarda hem metnin devamında hem de ilgili meselelere dair genel olarak yaptığımız tartışmalarda - sınıf kavramını temel alarak düşünmeyi öneriyorum. Sınıf kavramı sınıf konumunu içeren ama onu aşan bir sürece, bir sınıf oluşumuna işaret ediyor (Wood, 2001). Ayrı ayrı ele alındığında sınıf konumunun, kapitalizmde insanların emek-sermaye ilişkisinde nasıl konumlandığına; sınıf oluşumunun ise bu karşılıklı konumlanmalar temelinde insanların, çelişki, çatışma ve mücadele içinde gruplar olarak nasıl bir araya geldiğine gönderme yaptığını düşünebiliriz. Burada bahsedilen bir araya gelişin, ortak deneyime sahip olma, birlikte düşünme, eyleme ve örgütlenme gibi birçok yüzü olabileceği söylenebilir (bkz. Thompson, 2012). Sınıf konumu bir yandan -kapitalizmin yapısallaşmış 6 konumlandırma eğilimlerini kaynak aldığı sürece- önemli bir başlangıç noktası teşkil ediyor, fakat bir yandan da tartışmanın merkezi kavramı olarak bulunduğu yerlerde, oluş, çatışma ve değişimin görülmesinin ve kuramsallaştırılmasının önünü kapıyor. Elbette bununla sınıf konumu tanımlamaları barındıran ama bunu aşan bir paradigmaya sahip tartışmalardan değil, sınıf konumlarını tanımlamayı merkeze alan tartışmalardan bahsediyorum. Bana göre, antagonizmanın varlığına gönderme yapan ve kendi yıkımını içinde barındıran negatif bir kavram olan sınıfın değil, sabit, donuk ve olumlayıcı gruplandırmalara işaret eden pozitif bir kavram olan sınıf konumlarının merkeze konulduğu tartışmalar sınıfı tarihsellik içinde bir sosyal olgu olmaktan çıkarıp sadece bir eşitsizlik tanımlayıcısına dönüştürme riski taşıyor. Bu anlayış açıkça pozitivist bir eğilim taşıyor ve kuramsal tutarlılık gereği bilinç, mücadele ve dönüşüm, kullandığımız kavrama dışsal olan unsurlar haline geliyor. Bu yönde 5 Vasıflılaşmayı genel bir eğilim olarak tespit eden bir tartışma için bkz. Lazzarato, 2006; Negri, Bu terimi altyapı-üstyapı metaforuna veya özne-yapı ayrımına referans veren bir anlamda değil, öznelerin ilişkilerindeki süreklilikleri ve zorunluluğu ifade etmek için kullanıyorum. Ve emek-sermaye karşıtlığında zorunlu konumlanışlardan bahsediyorum.

8 70 Eleştirel Psikoloji Bülteni, Sayı 6, Nisan 2015 gidildiğinde, devrimci potansiyelin (entelektüel ya da yaşam koşulları ile ilgili) ayrıcalıklara sahip birtakım gruplarda aranması bunun doğal bir sonucu oluyor. Bu kullanımda sınıf aynı zamanda ampirik bir kategori olarak kendini gösteriyor ve doğal olarak farklı koşullar altında veya aynı koşullar sağlanmadığı sürece farklı ve yeni sınıf kategorilerinin aranmasının yolu açılıyor. Burada riskli olan doğrudan farklılık değil, sınıf kavramının kapitalizmin temel çatışması (emek-sermaye) üzerinden kurulmuş ve bu bağlamda açıklayıcı olduğunun gözden kaçıyor olmasıdır. Buradan yola çıkarak, işçiliğin bir ezilme biçimi olduğundan, Marksist anlamda sınıf diye bir şey olmadığına kadar birçok düşünceye gidilmesi mümkündür. Nihayetinde sınıf konumu kavramını merkeze alma eğilimlerinin ortak sonucu gözümüzün önünde olan dönüşümün alabildiğince gözden ırak kılınmasıdır. Sınıf (oluşumu) ise kapitalizm içerisindeki zorunlu ve çatışmalı konumlanışların bir süreç içerisinde ele alınmasını ifade ediyor. Bu yolla sınıfın, hem olmuş hem oluyor olma hem de olacak olma hallerini anlatan ve tarih içerisinde gerçek dünyada olduğu gibi- hareket halinde olduğunu tanıyan bir kuramsallaştırmanın önü açılıyor. Ollman a göre (2011) bu, Marksist diyalektik yöntemin önemli bir özelliği ve dünyayı değişim içinde anlamanın yolu. Bu bağlam içerisinde sınıf konumları önemsizleşmiyor; Bilakis, canlanıyor. İşçi-burjuva kutuplaşmasındaki konumlar, birer süreç olarak konumlandırılma ve konumlandırılmaya direnme anlamlarını kazanıyor ve özneler tarih içinde yerlerini alırken teori içinde de yerlerini almış oluyorlar. Ben Wood un (2001), Thompson un çabasını bir yöntem olarak yorumlamasını tarih/pratik ile teoriyi birbiri içinde okuma, yani bu ikiliği kırma arzusu olarak görüyor ve Holloway in de (2010) dert edindiği gibi, birbirinden kopartılmış olan kuruluşla varoluşu bütünleştirme çabası olarak anlamlandırıyorum. O zaman sınıf, karşımıza iki ayrı kavram olarak çıkıyor gibi gözüken sınıf konumu ve sınıf oluşumu (ya da deneyimi, bilinci, mücadelesi, vb.) arasındaki bütünleşikliği ve içsel ilişkili olma halini gösteren bir kavram. Bu çaba yapı ile özne veya nesnel ile öznel i yan yana koyma değil, bu ikilikleri aşarak konuşma iddiası taşıyor. Neticede Wood un da Holloway in de akıl yürütmesinde bu kavramların, insanlar arasındaki ilişkilere; maddi koşulların da, insan eylemiyle kurulan insanlar arasındaki ilişkilere işaret ettiği düşüncelerini bulmak mümkün. Burada Wood un ve Holloway in yaklaşımının buluşmasının neden mümkün ve anlamlı olduğuna dair fikirlerimi ifade etmeye çalıştım. Bu buluşmanın sınıfı anlarken nasıl gerçekleşeceğine ise aşağıda değineceğim. Bu buluşmanın yöntemsel ve epistemolojik ortaklıkların yoğunluğu sebebiyle eklektik bir çabadansa bir paradigmaya dönüşebileceğini düşünüyorum. Bu yaklaşımı sunmadan önce, Holloway in toplumsal varoluşa dair sunduğu fikirlere göz atmak faydalı olacaktır. 1. Toplumsal İlişkilere Bakış: Biçim, Süreç ve İlişkiler Holloway in (2010) sunduğu düşünme biçimine göre, toplumsal alan, insanların birbirleriyle kurduğu toplumsal ilişkilerden oluşuyor ve bu toplumsal ilişkiler bize belli biçimlerde (örn. devlet, sınıf, vb.) gözüküyor. Yani biçimler toplumsal ilişkilerin kendilerini bir şekilde sunuş biçimi. Bununla birlikte tam da bu özelliklerinden, yani insanlar arası ilişkiler olmalarından ve insanlar tarafından yaratılmalarından dolayı bu biçimler aynı zamanda birer

9 Eleştirel Psikoloji Bülteni, Sayı 6, Nisan süreç. Holloway bu nedenle biçim-süreç kavramını kullanıyor. Aslında burada kendisinin de dikkat çektiği iki yönlü bir tanımdan bahsediyoruz. Bir yanda biçim olarak ifade ettiğimiz sabit ve durağan bir var oluş, bir yanda da eş zamanlı süregiden varoluştan bahsediyoruz. Bunu biraz daha açalım. Biçim, ilişki süreçlerinin belli sınırlar içine kapatılmasını, daha doğrusu kapatılmaya çalışılmasını anlatıyor. Yani örneğin, bize devlet olarak görünen şey aslında insanlar arasındaki ilişkilerin her an yeniden devletleştirilmesini içeriyor ve ifade ediyor; sınıf olarak görünen şey ise insanların her an yeniden sınıflaştırılmasını. Bu biçim-süreç ilişkisinde iki noktaya özellikle değinmekte fayda var. Birincisi, Holloway e göre görünme, sadece bizim algımıza dair bir şey değil. Bu görünme, algıda değil, algıyı da içinde barındıran gerçekliktedir ve onun toplumsal ilişkilerin bir biçim şeklinde oluşmasına kaynaklık eden bir işleyiş mantığı vardır. Kapitalizm bağlamında burada konunun daha açılmasına ihtiyaç olmasa da- toplumsal ilişkileri belli biçimlere hapsetmeye çalışan soyut emektir, bir başka deyişle sermaye mantığıdır. Bu bakış açısının Ollman ın (2011) ele aldığı İçsel İlişkiler Felsefesi nde soyutlama kavramını açıklayış biçimiyle uyumlu olduğu görülebilir. Ona göre bu felsefe içinde soyutlama -Marx ın kavramı kullandığı üç diğer anlam yanında- gerçekliğin soyut düşünce düzlemine aktarılması ya da oradaki temsili değil, bizzat gerçekliğin içindedir ve onun deyim yerindeyseparçasıdır. Bu bağlamda, elbette bir teorikleştirme ve kavramsallaştırma çabası olan soyutlamanın kendisi de bir pratiktir ve teori ile pratik ilişkisi buradan yeniden düşünülmekte ve bu ilişki anlamlandırılmaya çalışılmaktadır. Holloway in bu ilişkiyi açıklarken kullandığı çerçeve emek soyutlamasıdır. Ollman ın bu mantıkla paralel olduğu bir nokta daha var. O da bizi Holloway in yaklaşımında dikkat çekmek istediğim ikinci noktaya getirir. Ollman, toplumsal dünyanın -ve fiziksel dünyanın- ilişki ve süreçlerden oluştuğuna ve sürekli hareket halinde olduğuna dikkat çeker ve kavramsallaştırmaların sabit ve donuk oldukları sürece gerçekliğe dokunmadığını söyler. Çünkü gerçeklik, çelişkiler temelinde yürüyen sürekli bir hareket ve değişim halindedir. Holloway in biçim-süreçler ile toplumsal ilişkiler arasında kurduğu ilişkiye buradan tekrar baktığımızda, kendisinin de dediği gibi, biçimlerin ilişkileri hiçbir zaman donduramadığını görürüz. Yani, toplumsal ilişkiler sabit olduğu varsayılan biçimlerden taşarlar ve onunla antagonist bir ilişki içindedirler. Biçimler eylemleri şey yapmaya, ilişkileri dondurmaya ve kapatmaya çalışsa da toplumsal ilişkiler -bizim tam da bundan dolayı bu işleyişi ve çatışmayı kuramsallaştırmamıza olanak tanıyacak şekildebu biçimlerden taşarlar. Bu nedenle biçimler aynı zamanda sürekli biçimleştirme süreçleridir ve ilişkiler de bu biçimleştirmenin içinde-karşısındaötesinde var olurlar, yani yutulamazlar. Bu bağlamda konumuza döndüğümüzde, toplumsal bir biçim-süreç olarak sınıfı, insanlar arasındaki ilişkilerin bir biçimi olarak ele alabiliriz. Sınıf, gerçek bir soyutlamadır. Bir yanda insanlar arasındaki ilişkilerin sınıflaştırılmasını ifade ederken diğer yanda da sınıflaşmaya direnmeyi ifade eder; içermeye çalışır ama tümüyle içeremez. Bu akıl yürütmeye göre de hem sınıflaştırılma hem de sınıf olmaya direnme olarak bir süreçtir. Wood un sınıfı bir ilişki ve süreç olarak ele almasına bu bakış açısından çıkarak bazı katkılar yapılabileceğini düşünüyorum. Aşağıda, bu iki bakış açısının tek bir paradigmada nasıl ele alınabileceğine dair düşündüklerimi sunacağım.

10 72 Eleştirel Psikoloji Bülteni, Sayı 6, Nisan İlişki ve Süreç Olarak Sınıf: Sınıflaştırılma ve Sınıflaştırılmaya Direnme Wood (2001), sınıfı bir ilişki ve süreç olarak ele alır. Bu bakış açısının, psikoloji ve psikologlarla sınıfın ilişkisini yeniden nasıl kurabileceğimize dair ne söyleyebileceğini başka bir yerde ele almaya çalışmıştım (Gürsel, 2013). Burada ise, sınıflaştırılma ve sınıflaştırılmaya karşı direnme kavramlarını bu yaklaşımın içinde görme çabasını sunacak, en son bölümde de kısa da olsa bu kavramlarla, psikologların sınıfını düşünme meselesine değineceğim. Şimdi, ne gerçekte ne de teoride birbirine dışsal olarak alınması mümkün olan ilişki ve süreç kavramlarına sırayla değinerek fikrimi sunayım. Sınıf, iki tip ilişkiye işaret eder. Birincisi emek-sermaye antagonizmasında kurulan ve kapitalizm için zorunlu olan üretim ilişkisidir. Bu ilişkideki konumlanma, sınıf konumuna denk düşer. İkincisi ise sınıf-içi ilişki, yani yan yana duranların birbirleriyle ilişkisidir. Bu da, sınıfın ortaklaştığı noktaları ifade eder. Bu ortaklık, bir fabrikada çalışıyor olma üzerinden değil baskı ve sömürüyü birlikte deneyimlemekten kaynaklanır. Bu deneyim temelinde de çeşitli düzeylerde mücadele araçları geliştirilir ve mücadele yürütülür. Wood un (ve Thompson ın (2012)) kavramsallaştırmasında süreç kavramının, ortaklıkları deneyimleme, ortak bir grup oluşturma, hareket etme ve deneyimden yola çıkarak sınıf örgütleri oluşturma olarak ele alındığı söylenebilir. Kavramsallaştırmanın bu kısmını Holloway in (2011) yaklaşımıyla biraz daha açmanın ve sınıf oluşumunu iki eğilim halinde açıklamanın anlamlı olacağını düşünüyorum. Birincisi, sınıflaştırılma sürecidir. Bunu insanların mülksüzleştirilmesi, piyasaya, çalışmaya ve sermayeye bağımlı hale getirilmesi, insan eyleyişinin emek olarak kurulması süreci olarak düşünebiliriz. İkincisini ise sınıflaştırılmaya karşı direnme süreci olarak ele alabiliriz. Bu, görünür olan ya da olmayan sürekli mücadeledir. Holloway bu mücadeleyi somut eyleyişin soyut emeğe karşı direnişi olarak ele alır ve soyut emeğin tahakkümüne (şeyleştirilmeye, dondurulmaya, biçimleştirilmeye) karşı her türden hareketi/mücadeleyi bir direniş olarak değerlendirir. Daha önce bahsettiğimiz gibi toplumsal ilişkiler, biçimleştirmenin içinde-karşısında ve ötesinde yer alır; ondan taşar ve ona direnir. Bu bakış açısı hem insan eylemi hem de kapitalizme içkin antagonizmalara işaret etmesi ve küçük direnişlerle büyük direnişler arasındaki geçişliliği ve sürekliliği göstermesi açısından anlamlı gözükmektedir. İnsanın somut eyleyişi hiçbir zaman sermaye mantığı içinde tamamen kapsanmaz, bu işleyiş tarafından yutulamaz (Holloway, 2010). Bu bize, direnişin nerede köklendiğini gösterir ve sınıf deneyiminin direngen potansiyeline işaret eder. Bu noktadan, Wood un sınıflaşma sürecinde dikkat çektiği, ortak mücadeleye giden çizgiler çizmek mümkün gözükmektedir. Bu çizgiler ne düz ne de tek yönlüdür. Bununla birlikte onlar bize Ollman a dönersek- hareket ve değişimin sürekliliğini ve bugündeki geçmişi ve geleceği gösterir. Sürecin iki eğilimi olarak değerlendirdiğimiz sınıflaştırılma ve sınıflaştırılmaya direnmeyi şimdi, bir daha geri dönerek ilişki olarak sınıf hattına nasıl oturtabileceğimize bakalım. İlişkinin, bahsettiğimiz iki tipi (üretim ilişkisi, sınıf-içi ilişki) açısından meseleyi değerlendirelim. Bu bütünleşme dört noktada oluyor diye düşünebiliriz. İlk iki noktayı birinci tip ilişkide şöyle bulabiliriz: Üretim ilişkileri, mülksüzleştirme, bağımlılaştırma ve sömürü ilişkileri olarak sınıflaştırma, bir yandan karşısındakini sınıf yapma, diğer taraftan da emekçinin mülksüzlük, bağımlılık ve sömürü ilişkisinde olmaya

11 Eleştirel Psikoloji Bülteni, Sayı 6, Nisan direnmesi anlamını taşımaktadır. İlk bakışta, malumun ilanı gibi gözükse de, bu mantık, üretim ilişkilerine içkin olan politika (güç ilişkisi) ve mücadeleye işaret etmesi açısından önemlidir. Değinmeden geçmeyelim; böyle düşünüldüğünde, ekonomi ile politika ikiliği ve mücadelenin dışsallığı tartışmalı hale gelmektedir. Diğer iki kesişim noktasını da ikinci tip ilişkide şu şekilde bulabiliriz: Sınıf-içi ilişkiyi tanımlayan ortak deneyim, bir yandan baskı ve sömürünün yani sınıflaştırılmanın deneyimi, diğer yandan da bu baskı ve sömürüden kurtulma arayışının ve direnme arzusunun, yani sınıflaştırılmaya karşı direnme deneyimidir. Yine kulağa tanıdık gelse de, şuna dikkat çekmeliyim ki bu yaklaşım, ne işçilerin tek ortaklığının ve derdinin ekonomik olduğunun söylenmesine, ne de işçilerin sadece mağdur ve ezilen olarak kapitalizmin yaptığı gibi- nesneleştirilmesine izin verir. Kısaca toparlamak gerekirse, burada ilişki ve süreç olarak sınıf yaklaşımının içinde sınıflaştırılma ve sınıflaştırılmaya karşı direnme çatışmasının nasıl yerleştirilebileceğini göstermeye çalıştım. Elbette kuramların birbirini yadsımak isteyen yönleri olacaktır ama yerim ve şimdiye kadar oluşan fikirlerim el verdiğince, bu yerleşmenin, eklektik olmayan, paradigma oluşturan bir buluşma olduğunu düşünüyorum. 3. Tartışma Noktalarını Yeniden Düşünmek Burada sunmaya çalıştığım bakış açısını temel alarak, statü meselesi, orta sınıf tartışmaları, kafa emeği-kol emeği ayrımı ve üretken olan-üretken olmayan emek ayrımının sınıf meselesi açısından anlamını tekrar değerlendirmenin önemli olacağını düşünüyorum. Bu tartışma noktalarına sınıf konumları kavramı üzerinden değinmiş ve sınıf konumlarını belirleme ve açıklama noktasında geçerliliklerini tartışmaya açmıştık. Bunu yaparken arka planda korunan temel varsayımlardan biri, sınıf konumunun üretim ilişkilerinde emek-sermaye karşıtlığındaki konum anlamına geldiğiydi. Bu karşıtlıkta, yaşamak için emeğini satmak zorunda olanlar işçi konumundadır (Wood, 2011). Daha sonraki tartışmada ise sınıf kavramını, sınıf konumunu içeren ve aşan bir kavram olarak ele aldık ve bunun üzerine bir kuramsal yaklaşım sunduk. Şimdi soru şudur: Yine işçi konumunda olma kriterlerine dair bu varsayımları korursak, statü, ideoloji, denetim, zihinsel emek sarf ediyor olma, üretken ya da üretken olmayan emek sarf ediyor olma meselelerini bu kavramsallaştırmaya nasıl dâhil edeceğiz? Sınıf, bir ilişki ve süreç olarak ele alındığında, bu tartışma noktalarının sınıf oluşumuna çeşitli yerlerden dâhil olabileceğini düşünüyorum. Eğitimli ve meslek sahibi olmak, sınıf deneyimini pek çok değişik şekilde etkileyebilir ve sınıf konumu için belirleyici bir faktör olmasa da sınıf oluşumu sürecinde etki sahibi olabilir; sınıf oluşum sürecinin önemine dikkat çekişimiz hatırlanırsa, bu statü hiç de önemsiz olmaz. Bununla birlikte burada kritik olan şudur. Eleştirisini sunduğumuz statü anlayışında olduğu gibi eğitimli ve meslek sahibi olmak doğrudan üst sınıf olmak anlamına gelmemektedir. Bunu temellendirmek için 19. yüzyılın özellikle ilk yarısındaki militan sınıf mücadelelerinin ve ilk sendikacılığın önemli bir kısmının itibarlı kabul edilen meslek mensupları tarafından yürütüldüğünü düşünmek anlamlı olur (bkz. Clegg ve ark., 1964). İngiltere'deki proleterleşme sürecinde zanaatkâr örgütlerinin -vasıfsızları dışarıda bırakma amacını da taşıyarak- sendikal sınıf örgütlerine dönüştüğünü görmek mümkündür. Bu metinde sunulan bakış

12 74 Eleştirel Psikoloji Bülteni, Sayı 6, Nisan 2015 açısından, sınıf örgütlerinin oluşumu ve sınıf mücadelesi sınıf oluşumunun önemli bileşenleridir. Eğitimli ve meslek sahibi olmanın sınıf süreciyle olan ilişkisini bağlamına göre ele almak gerekir. Burada vurgulamak istediğim statü ile sınıf arasında doğrudan ve her durumda geçerli bir belirleyicilik ilişkisi kurulamayacağıdır. Bu ilişkinin düşünülmesi ise kesinlikle önemsiz değildir ve -psikologlar açısından da- ayrı tartışma ve metinlerde bunun üzerinde durulması sınıf mücadelesi yürütenler açısından bir ihtiyaçtır. Benzer bir mantığı, iş üzerinde denetim sahibi olma, ideolojik duruş ve kafa emeği sarf ediyor olma örneklerini düşünürken de kullanabiliriz. Bunların hepsi sınıf oluşum sürecinin, deneyim ve mücadele bileşenlerini etkileyen, dolayısıyla sınıf oluşumuyla etkileşim içinde faktörleri olabilir. Sınıf konumuna dair varsayımlarımızı koruduğumuz durumda da bu böyledir ki burada da koruyoruz. Önemli olan, bunların herhangi birinin sınıf konumunu dışarıda bırakacak ve her yerde aynı yönde geçerli bir şekilde belirleyici olmadığıdır. Yani tekrarlamak pahasına- iş üzerinde denetim sahibi olmak, bağımlı çalışmaktan bağımsız olarak bir insanı orta sınıf yapamaz çünkü öyle örnekler vardır ki, bu denetimi kaybetme ihtimali, bağımlı çalışan kişide sınıfsal bir korku ve bunun üzerinde kurulan militan sınıf örgütleri doğurur. Neticede sömürü ilişkilerindeki konumu belirlemeyen bu etkenlerin deneyim ve mücadeleyi nasıl etkileyeceği hiç de önemi azımsanacak bir konu değildir ve belki burada eleştirilen kaynaklar, bu gözle yeniden okunabilir. Tartışma noktaları arasında yer alan üretken emek- üretken olmayan emek ayrımının sınıf oluşumu ile nasıl bir ilişkisi olabileceği ise benim için buradaki en zor cevap bulunacak sorulardan. İktisadi bir kategoriden bahsediyor olmamızın bunda etkisi büyük. Bu bağlamda, üretken olup olmama meselesi ile sınıf oluşum süreci arasında benim aklıma gelen bir bağlantı, sınıf örgütlerinin oluşumunda ideolojinin rolü üzerinden. Sınıf örgütleri sınıf oluşum sürecinin sonradan gelen değil, içinde yer alan bir bileşeni ise, bu örgütlerin ideolojik konumlanmaları da sınıf oluşumunun bir parçasıdır. Üretken olup olmamaya dair bakış açısının -örneğin beyaz yakalı lara yönelik bakışın- ideolojik bir konum alış olduğunu düşünüp, bir sınıf örgütünün stratejisinden işleyişine kadar birçok hareketini belirleyeceğini düşünebiliriz. Bu düşünce, bu metindeki mantık açısından tutarlı olsa da, ilişkiyi orta sınıf başlığı altında yer alan ideoloji üzerinden kurduğu için ayırıcı noktaları tespit etmekte zorlanabilir. Bu başlığa dair başka düşünceler de, örneğin sarf edilen emeğin üretken olmadığı (örn. kamu hastanesi) bir çalışma alanından üretken olduğu bir alana (örn. özel hastane) geçişin sınıflaşmayla olan ilişkisi üzerine geliştirilebilir. Yukarıdaki tüm başlıklarla birlikte, bu başlığın da deneyim ve mücadele açısından önemi üzerinde daha sistematik ve detaylı bir şekilde durulmasına ihtiyaç var. 4. Sonuç Niyetine: Psikologların Sınıfı Metinde, psikologların sınıfını tartışırken değinilmesi gereken dört tartışma noktası sundum ve bundan sonra alternatif bir sınıf kavrayışı önermeye çalıştım. Son olarak da bu kavrayış bağlamında tartışma noktalarının nasıl ele alabilineceğine giriş olarak bazı fikirler belirttim. Metni, çemberi bir ölçüde tamamlayarak, bu kavrayışın psikologlar açısından ne ifade edebileceğine en temel düzeyde değinerek bitireceğim. Bundan önce, burada tartışma imkânı bulunamayan ama ortaya çıktığını kabul etmenin önemli olduğunu düşündüğüm bazı sorulardan bahsetmeliyim.

13 Eleştirel Psikoloji Bülteni, Sayı 6, Nisan Buraya kadar yazılanlarda ve özellikle de aşağıdaki maddelerde görülecektir ki, psikologların tek bir sınıf oluşturduğunu söylemek mümkün değildir. Farklı sınıfsal çıkarlara sahip insanların tek bir mesleğinin olması, tartışılması gereken bazı sorular doğurmaktadır. Meslek mücadelesinin (sınıf çıkarları göz önüne alındığında) hangi çerçevede yürütüleceği, mesleki çıkarların (sınıf çıkarlarıyla bağlantılı olarak) ne anlama geldiği, mesleki örgütlenmenin nasıl bir perspektif üzerine kurulacağı, önemli ve üzerine hızlı cevaplardan kaçınarak- sistemli bir şekilde düşünülmesi gereken sorulardır. Bu sorulara paralel olarak, hepsi bağımlı çalışan olmayan bu mesleğin, bağımlı çalışanlarla benzer deneyimler yaşayan, benzer sorunlarla karşılaşan ya da karşılaşmaya yakın olan serbest çalışan kesiminin, sınıf mücadelesine nasıl ve nereden dâhil olabileceği sorusu da hem sınıf hem de meslek mücadelesinin kavranışı ve seyri açısından üzerinde durulmaya değerdir. Bunlar üzerine üretilecek fikirler mesleğin güncel durumu, psikologların gerçek deneyimleri ve sorunları, psikoloji alanında yaşanan gerilim ve hareketliliklere dair önemli ipuçları sunacağı gibi, alandaki örgütlenme mantık ve faaliyetlerine de katkı sunabilir 7. Bu metnin sınırlı bağlamına döndüğümüzde, burada sunulan yaklaşımdan yola çıkarak somut duruma dair şu çıkarımların yapılabileceğini düşünüyorum: a. Psikologlar tümüyle orta sınıf ya da üst sınıf değildir. Kendi ofisi olan kısmına orta sınıf ya da küçük burjuva denebilir. b. Burjuva(laşan) ve işçi(leşen) psikologlar vardır. Bu sınıflaşmaları eğitim, meslek, gelir, iş üzerinde denetim veya ideoloji üzerinden değil üretim ilişkilerindeki konumları üzerinden anlayabiliriz. İşçi olanlar, kamu hastanelerinde, rehabilitasyon merkezlerinde, sivil toplum kuruluşlarında, vb. çalışanlar ya da işsiz olanlardır 8. Burjuva olanlar, rehabilitasyon merkezi sahibi, büyük danışmanlık merkezi sahibi, vb. olanlardır. c. Bu sınıflaşma aynı zamanda aynı tarafta olanlar ve işçi olan veya işçileşenlerin ortak deneyimleri üzerinden anlaşılabilir: İtibarsızlaşma, değersiz ve güvensiz hissetme, vb. ç. Bu sınıflaşma aynı zamanda işçi olan ve işçileşenlerin işçileşmeye direnmesi üzerinden anlaşılabilir. Bu, meslek yasası talep etmek, yüksek lisans yapmak için koşullarını zorlamak, facebook grubu kurmak, bir örgüte üye olmak, ortak bir ofis açmak, vb. gibi şekillerde ortaya çıkar. 7 Bu sorular ve çıkarımlar üzerine düşünürken akılda bulundurulması gereken en önemli unsurlar, bu metnin içinde yazıldığı bağlam ve bunun meslek ve sınıf mücadelesinin güncelini şekillendirmekteki önemidir. Bu metnin bağlamını, özellikle Türkiye de hem psikologların sunduğu hem de psikologların ihtiyaç duyduğu hizmetlerin metalaşmasının hızla sürdüğü, psikolog sayısının hem sermayenin hem de devletin politikaları nedeniyle hızla arttığı, psikologların çoğunluğu açısından serbest çalışma olanaklarının ortadan kalktığı bir dönem oluşturmaktadır. Bu gidişata, bunun sonuçlarından bazıları olarak görebileceğimiz, mesleki eğitim, uygulama ve meslek örgütlenmesi anlayışlarındaki kriz, kırılma ve dönüşümler eşlik etmektedir. Tüm bunlar, meslek ve sınıf mücadelelerinin her ikisini de ideal bir geçmiş, ideal bir gelecek ya da ideal bir burası-olmayan da yapmadığımızın kanıtıdır. 8 Bu maddede kamuda çalışan psikologların da işçi olarak kabule edildiği görülecektir. Bu mantığın emek-sermaye karşıtlığında konum alma, yaşamak için emeğini satmak zorunda olma ve sınıf konumunun bir çalışma alanı olmadığı tezleri üzerine oturduğu düşünülebilir. Bununla birlikte günümüzde kamudaki (kadrolu) çalışma rejimini, performans, rekabet ve esneklik üzerine yeniden yapılandırma gayretleri bu rejimi özel sektöre daha benzer kılmaktadır. Bu bana göre bir proterleşme kriteri olmamakla birlikte, proleter deneyimi ve mücadeleye katılımı şekillendirmede üzerinde durulması gereken bir konudur.

14 76 Eleştirel Psikoloji Bülteni, Sayı 6, Nisan 2015 d. Bu sınıflaşma aynı zamanda işçi(leşen) açısından sınıf olarak mücadele etmekte görünür hale gelebilir. Bunun örneği, imza kampanyası düzenlemek, bir örgüte katılmak ya da örgüt değiştirmek, basın açıklaması düzenlemek, vb. olabilir. e. Bu sınıflaşma sürecinde, alınan eğitim ve bundaki değişimler, gelir durumları ve bundaki değişimler, iş üzerindeki denetimin ve bundaki değişimlerin; ideolojik duruşlarının ve zihinsel (ve duygulanımsal emek) sarf ediyor olmalarının rolü vardır ve bu rol bir inceleme konusudur. f. Bu sınıflaşma aynı zamanda yeni psikolog ve psikoloji öğrencisi örgüt ve gruplarının oluşumunda görülebilir. Örgüt, sınıf oluşumu sürecine dışsal değildir. g. Örgüt de bir süreçtir ve insanlar arasındaki ilişkilerin bir biçimidir. Örgüt ne kadar, sınıf deneyimlerinin ortaklaşması süreci haline gelirse, temel çatışmaların yok edilmesine o kadar yaklaşılır. Örgüt ne kadar, insan ilişkilerinin alternatif bir düzenlemesi haline gelirse, temel çatışmanın yok edilmesine o kadar yaklaşılır. Kaynakça Balaban, U. (2013). Faburjuvazi ve İktidar: Yakın Türkiye Tarihinde Sınıf ve Siyasal İslam. Praksis, 32, s Braverman, H. (2008). Emek ve Tekelci Sermaye: Yirminci Yüzyılda Çalışmanın Değersizleştirilmesi, çev. Ç. Çidamlı. İstanbul: Kalkedon. Callinicos, A., & Harman, C. (2006). Neo-liberalizm ve Sınıf, çev. O. Akınhay. İstanbul: Salyangoz. Clegg, H. A., Fox., A. ve Thompson, A. F. (1964). The History of British Trade Unions Since Londra: Oxford University. Gürsel, B. (2013). Sınıf ve Psikoloji İlişkisini Yeniden Kurmak. Kampfplatz, 1, 3, s Hardt, M. ve Negri, A. (2012). İmparatorluk, çev. A. Yılmaz.. İstanbul: Ayrıntı. Holloway, J (2010). Kapitalizmde Çatlaklar Yaratmak, çev. B. Özçorlu, B. Doğan, E. Canaslan ve S. Özer. İstanbul: Otonom. Holloway, J. (2011). Sınıf ve Sınıflaştırma: Emeğe Karşı, Emeğin İçinde ve Ötesinde. Emek Tartışması: Kapitalist İşin Teorisi ve Gerçekliğine Dair Bir İnceleme içinde, der. A. C. Dinnerstein ve M. Neary. İstanbul: Otonom, Lazzarato, M. (2006). Maddi Olmayan Emek, çev. S. Göbelez ve S. Özer. İtalya da Radikal Düşünce ve Kurucu Politika, der. P. Virno ve ark. İstanbul: Otonom, s Marx, K. (2011). Kapital: Kapitalist Üretimin Eleştirel Bir Tahlili (Birinci Cilt), çev. A. Bilgi. Ankara: Sol. Meda, D. (2012). Emek: Kaybolma Yolunda Bir Değer mi, çev. I. Ergüden. İstanbul: İletişim

15 Eleştirel Psikoloji Bülteni, Sayı 6, Nisan Negri, A. (2006). Arkeoloji ve Proje: Kitlesel İşçiden Toplumsal İşçiye, çev. S. Göbelez ve S. Özer. İtalya da Radikal Düşünce ve Kurucu Politika, der. P. Virno ve ark. İstanbul: Otonom, s Ollman, B. (2011). Diyalektiğin Dansı: Marx ın Yönteminde Adımlar, C. Saraçoğlu. İstanbul: Yordam. Öngen, T. (1996). Prometheus un Sönmeyen Ateşi: Günümüzde İşçi Sınıfı. İstanbul: Alan. Parkin, F. (2012). Toplumsal Tabakalaşma., çev. F. Berktay. Sosyolojik Çözümlemenin Tarihi içinde, der. T. Bottomore ve R. Nisbet. İstanbul: Kırmızı, s Savran, S., & Tonak, E., A. (2007). Üretken Emek ve Üretken Olmayan Emek: Açıklığa Kavuşturma ve Sınıflandırma Denemesi. Praksis, 16. Sohn-Rethel, A. (2011). Zihin Emeği Kol Emeği: Epistemoloji Eleştirisi, çev. A. D. Temiz. İstanbul: Metis. Thompson, E. P. (2012). İngiliz İşçi Sınıfının Oluşumu, çev. U. Kocabaşoğlu. İstanbul: Birikim. Wood, E. M. (1998). The Agrarian Origins of Capitalism. Şu adresten tarihinde alınmıştır: Wood, E. M. (2001). İlişki ve Süreç Olarak Sınıf. Praksis, 1, 2001, s. 92. Wood, E. M. (2008a). Kapitalizmde İktisadi ile Siyasi nin Birbirinden Ayrılması. Kapitalizm Demokrasiye Karşı: Tarihsel Maddeciliğin Yeniden Yorumlanması içinde, çev. Ş. Artan, İstanbul: Yordam, s Wood, E., M. (2008b). Tarih mi Teleoloji mi? Marx a Karşı Weber. Kapitalizm Demokrasiye Karşı: Tarihsel Maddeciliğin Yeniden Yorumlanması içinde, çev. Ş. Artan. İstanbul: Yordam, s Wood, E. M. (2011). Sınıftan Kaçış, çev. Ş. Alpagut. İstanbul: Yordam. Wright, E. O. (2014). Neo-Marksist Sınıf Analizin Esasları, çev. Ç. Çidamlı. Sınıf Analizine Yaklaşımlar içinde, der. E. O. Wright. Ankara: Notabene, s Yücesan-Özdemir, G. (2014). İnatçı Köstebek: Çağrı Merkezlerinde Gençlik, Sınıf ve Direniş. İstanbul: Yordam. Psikologların Sınıfı: Tartışma Noktaları ve Alternatif Bir Kavrayış Baran Gürsel Psikolojiyi ve dünyayı eleştirel olarak, insan, toplum ve tüm canlılar için yeniden kurmayı hedefleyen bir eleştirel psikoloji anlayışının, psikoloji üzerine düşünen ve onu uygulayan en geniş kesimlerden olan psikologların, kendilerini ve dünyayı özgürleştirme mücadelesi üzerine düşünmesi kaçınılmazdır. Kapitalist üretim ilişkilerinin zorunlu olarak sınıf ilişkilerini ürettiği ve kendini yeniden üretmek için iktisadi veya iktisat dışı alanlarda bu ilişkilere yaslandığı düşünüldüğünde özgürleşme mücadelesinin temel eksenlerinden biri de sınıf eksenidir. Psikologların sınıf ekseninde nasıl bir mücadele yürüteceği de psikologların sınıf ilişkilerindeki konum ve hareketliliklerinin nasıl kavrandığıyla yakından ilişkilidir.

16 78 Eleştirel Psikoloji Bülteni, Sayı 6, Nisan 2015 Bu çalışma, sınıf ilişkilerinde psikologların konumunun nasıl düşünülebileceğine dair tartışmalar yürütmeyi ve bu konuda alternatif bir kavrayış önermeyi hedeflemekte, böylece genel olarak eleştirel psikolojinin, özel olarak da Türkiye deki (eleştirel) psikolog hareketinin tartışma süreçlerine katılmayı arzulamaktadır. Burada bu bağlamda öncelikle profesyonel mesleklerin sınıfsal konumlarına dair düşünürken karşımıza çıkan dört temel başlıkta tartışmalar yapılacaktır. Bu başlıklar, statü olarak sınıf anlayışı, orta sınıf tartışmaları, kafa ve kol emeği ayrımı, üretken olan ve olmayan emek ayrımıdır. Bu tartışmadan sonra sınıfı ve sınıf mücadelesini, bir yanda bir sınıflaşma süreci, diğer yanda da sınıflaştırılmaya direnme süreci olarak kavramsallaştıran iki yaklaşım sunulacaktır. Bunlar birbirini tamamlayan, indirgemeci olmayan bütüncül bir kavrayışa yöntem sunan ve bu bağlamda psikologların konumunu ve hareketini tartışırken kullanılabilecek bir paradigmayı oluşturan yaklaşımlar olarak ele alınacaktır. Di Têkiliyên Çînî De Rewşa Derûnnasan: Xalên Bi Nîqaş û Têgihîştineke Alternatîf Baran Gürsel Derûnnasên ku bi hişmendiya derûnnasiya rexneyî dixwazin derûnnasiyê û cîhanê ji bo mirov, civak û tevahiya giyaneweran ji nû ve ava bikin, wek derdora herî berfireh a ku li ser derûnnasiyê difikirin û wê disepînin, mecbûr in ku li ser têkoşîna azadkirina xwe û cîhanê bifikirin. Têkiliyên hilberînê yên kapîtalîs ji mecbûrî têkiliyên çînî diafirînin. Ji bo ku xwe ji nû ve biafirîne di qadên ku ne aborî ne de pişta xwe dide van têkiliyan. Gava ku mirov li vê rewşê bifikire yek ji qadên bingehîn ên têkoşîna azadiyê jî qada çînî ye. Ka dê derûnnas têkoşîneke çînî ya çawa bimeşînin jî girêdayî rewşa wan a di nav van têkiliyan de û vê tevger û rewşê çawa têdigihîjin e. Armanca vê xebatê ew e ku rerwşa derûnnasan a di nav têkiliyên çînî de nîqaş bike û ji bo têgihîştineke alternatîf pêşniyazan pêşkêş bike, bi vî awayî dixwaze ku bi giştî derûnnasiya rexneyî û taybetî jî tevgera derînnasiya rexneyî ya li Tirkiyeyê beşdarî pêvajoyên nîqaşê bike. Li vir gava ku em di vê çarçoveyê de rewşa çînî ya pîşeyên profesyonel binirxînin dê di bin çar sernavan de nîqaş bên kirin. Ev sernav ev in; wek statuyekê têgihîştina çînê, nîqaşên çîna navîn, cudakirina keda hiş û milan, keda hilberîner û ne hilberîner. Piştî van nîqaşan em ê du têgihîştinên der barê çîn û têkoşîna çînî yên ku çîna navîn û têkoşîna wê ji aliyekî ve wek pêvajoya çînbûnê û ji aliyê din ve jî wek berxwedana li hemberî çînbûnê dinirxînin, pêşkêş bikin. Ev têgihîştin dê wek nêzikahiyên ku hev temam dikin, bi giştîkirinê nêz nabin ji bo têgihîştina yekgirtî azîneyê pêşêş dikin û di vê çarçoveyê de dê ji bo nîqaşa rewş û tevgera derûnnasan paradîgmayek bê avakirin. Class of Psychologists: Points of Discussion and an Alternative Reading Baran Gürsel Any perspective of critical psychology that aims to rebuild the world for the sake of humans, society and all the living, inevitably has to do some thinking about the self and world liberating struggles of psychologists who constitute the largest population thinking about and applying psychology. When it is taken that capitalist relationships of production are obliged to produce class relations, and to reproduce itself it leans on this relationship both in the economic and the non-economic areas, then one of the major axes of libertarian struggles is the axis of class. The issue of how psychologists are going to struggle on the axis of class is closely relate to how the position and the movements of psychologists in the class relations are read. This study aims to make a discussion of how the position of psychologists can be thought and suggest an alternative understanding and by this it wishes to join the processes of discussion of critical psychology, in general, and of the (critical)

17 Eleştirel Psikoloji Bülteni, Sayı 6, Nisan psychologist movement in Turkey, in particular. In this respect, here, discussion is going to made first, around four points that we come across when we give some thought to the class positions of professional occupations. These points are, the conception of class as status, discussions of middle class, division of mind and body labor, productive and unproductive labor. After this argument two perspectives that conceptualize class and class struggle, on one side, as becoming a class, and on the other as resisting becoming a class, is going to be presented. These are going to be taken as perspectives that are complementary, presenting method for a holistic and not reductionist understanding and in this sense shaping a paradigm that can be used for discussing the position and movement of psychologists.

ÜNİTE:1. Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2. Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3. Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4

ÜNİTE:1. Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2. Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3. Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4 ÜNİTE:1 Sanayi Sonrası Toplum: Daniel Bell ÜNİTE:2 Alain Touraine: Modernlik ve Demokrasi ÜNİTE:3 Postmodern Sosyal Teori ÜNİTE:4 Zygmunt Bauman: Modernlik ve Postmodernlik ÜNİTE:5 Tüketim Toplumu, Simülasyon

Detaylı

Kitap Eleştirisi Üretken Emek, Üretken Olmayan Emek ve İşçi Sınıfı:Poulantzas Kitabı 1 Üzerine Düşünceler

Kitap Eleştirisi Üretken Emek, Üretken Olmayan Emek ve İşçi Sınıfı:Poulantzas Kitabı 1 Üzerine Düşünceler Kitap Eleştirisi: Üretken Emek, Üretken Olmayan Emek ve İşçi Sınıfı: Poulantzas Kitabı Üzerine Düşünceler 67 Kitap Eleştirisi Üretken Emek, Üretken Olmayan Emek ve İşçi Sınıfı:Poulantzas Kitabı 1 Üzerine

Detaylı

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) 6. Hafta Ders Notları - 23/10/2017 Araş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

İktisat Tarihi I. 27 Ekim 2017

İktisat Tarihi I. 27 Ekim 2017 İktisat Tarihi I 27 Ekim 2017 İktisat Tarihi Biliminin Doğuşu 18. yüzyıla gelene değin özellikle sosyal bilimler felsefeden bağımsız olarak ayrı birer bilim disiplini olarak özerklik kazanamamışlardı Tarih

Detaylı

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz İstanbul YDK: 1 Mayıs itibariyle başlamış olan Eme(K)adın kampanyamız kapsamında güvencesiz, görünmeyen ve yok sayılan kadın emeği üzerine araştırmalar yapmaya devam ediyoruz. Bu kez bu konuda sendikal

Detaylı

Karl Heinrich MARX Doç. Dr. Yasemin Esen

Karl Heinrich MARX Doç. Dr. Yasemin Esen Karl Heinrich MARX 1818-1883 Eserleri Kutsal Aile (1845) Felsefenin Sefaleti (1847) Komünist Manifesto (1848) Fransa'da Sınıf Kavgaları (1850) Ekonominin Eleştirisi (1859) Kapital (Das Kapital-1867-1894).

Detaylı

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I İnsan Kaynakları Yönetimi Bilim Dalı Tezli Yüksek Lisans Programları Bilimsel Araştırma Yöntemleri I Dr. M. Volkan TÜRKER 7 Bilimsel Araştırma Süreci* 1. Gözlem Araştırma alanının belirlenmesi 2. Ön Bilgi

Detaylı

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ I.SINIF I.YARIYIL FL 101 FELSEFEYE GİRİŞ I Etik, varlık, insan, sanat, bilgi ve değer gibi felsefenin başlıca alanlarının incelenmesi

Detaylı

ÜNİTE:1. Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2. Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3. Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4

ÜNİTE:1. Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2. Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3. Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4 ÜNİTE:1 Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2 Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3 Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4 Aile ve Toplumsal Gruplar ÜNİTE:5 1 Küreselleşme ve Ekonomi

Detaylı

Stratejik Düşünce Enstitüsü Ekonomi Koordinatörlüğü

Stratejik Düşünce Enstitüsü Ekonomi Koordinatörlüğü Stratejik Düşünce Enstitüsü Ekonomi Koordinatörlüğü www.sde.org.tr ANALİZ 2014/2 2013 YILI ALTIN ANALİZİ Dr. M. Levent YILMAZ Ekonomistlerin çoğu zaman yanıldığı ve nedenini tahmin etmekte zorlandığı bir

Detaylı

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2 Öğretmenlik Meslek Etiği Sunu-2 Tanım: Etik Etik; İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal açıdan

Detaylı

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri İLTB 601 İletişim Çalışmalarında Anahtar Kavramlar Derste iletişim çalışmalarına

Detaylı

BÖLÜM: 2 İŞLETMENİN TANITIMI VE TEMEL KAVRAMLAR

BÖLÜM: 2 İŞLETMENİN TANITIMI VE TEMEL KAVRAMLAR DERS : GENEL İŞLETME BÖLÜM: 2 İŞLETMENİN TANITIMI VE TEMEL KAVRAMLAR İŞLETMENİN TANIMI İşletme; farklı anlamlarda kullanılabilmektedir. Bunlar; Bir aracı, makineyi, dükkanı veya iş yerini vb. çalıştırma.

Detaylı

YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MEDYA ÇALIŞMALARI DOKTORA PROGRAMI

YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MEDYA ÇALIŞMALARI DOKTORA PROGRAMI YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MEDYA ÇALIŞMALARI DOKTORA PROGRAMI 1. PROGRAMIN ADI Medya Çalışmaları Doktora Programı 2. LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARININ YENİDEN DÜZENLENMESİNİN GEREKÇESİ İlgili

Detaylı

1. Sosyolojiye Giriş, Gelişim Süreci ve Kuramsal Yaklaşımlar. 2. Kültür, Toplumsal Değişme ve Tabakalaşma. 3. Aile. 4. Ekonomi, Teknoloji ve Çevre

1. Sosyolojiye Giriş, Gelişim Süreci ve Kuramsal Yaklaşımlar. 2. Kültür, Toplumsal Değişme ve Tabakalaşma. 3. Aile. 4. Ekonomi, Teknoloji ve Çevre 1. Sosyolojiye Giriş, Gelişim Süreci ve Kuramsal Yaklaşımlar 2. Kültür, Toplumsal Değişme ve Tabakalaşma 3. Aile 4. Ekonomi, Teknoloji ve Çevre 5. Psikolojiye Giriş 1 6. Duyum ve Algı 7. Güdüler ve Duygular

Detaylı

CAL 2302 ENDÜSTRİ SOSYOLOJİSİ. 9. Hafta: Post-Endüstriyel Toplumlarda Emek

CAL 2302 ENDÜSTRİ SOSYOLOJİSİ. 9. Hafta: Post-Endüstriyel Toplumlarda Emek CAL 2302 ENDÜSTRİ SOSYOLOJİSİ 9. Hafta: Post-Endüstriyel Toplumlarda Emek UYARI Bu bir dinleyici notudur ve lütfen ders notu olarak değerlendirmeyiniz. Bu slaytlar ilgili ders kitabındaki, 173-220arası

Detaylı

İnsan. kaynakları. istihdam

İnsan. kaynakları. istihdam İnsan kaynakları ve istihdam İ ÇİN DE Kİ LER 1 Kurumsallaşmanın şirketler açısından önemi 2 Uygulamanın hedefleri 3 Uygulamanın kazandırdıkları 4 İçerik ve Yöntem 5 Akış tablosu Kurumsallaşmanın Şirketler

Detaylı

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... iii GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM SOSYOLOJİYE GİRİŞ

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... iii GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM SOSYOLOJİYE GİRİŞ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... iii GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM SOSYOLOJİYE GİRİŞ 1. Sosyoloji Nedir... 3 2. Sosyolojinin Tanımı ve Konusu... 6 3. Sosyolojinin Temel Kavramları... 9 4. Sosyolojinin Alt Dalları... 14

Detaylı

2. Iletisim Adresi : Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü,

2. Iletisim Adresi : Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü, 1. Kisisel Bilgiler (Ad,Soyad) : H. Tülin Öngen (Hoşgör) Doğum yeri ve tarihi: Ankara, 1949 Mezun olduğu okullar: İzmir Kız Lisesi (İzmir, 1964-1967) W. Groves High School (Birmingham, Michigan, A.B.D.

Detaylı

İşgücü Piyasasında Gelişmeler: Döneminde Kadınlar ve Erkeklerin İstihdamı ve İşsizliği Ne Yönde Değişti? 1

İşgücü Piyasasında Gelişmeler: Döneminde Kadınlar ve Erkeklerin İstihdamı ve İşsizliği Ne Yönde Değişti? 1 İşgücü Piyasasında Gelişmeler: 04-06 Döneminde lar ve lerin İstihdamı ve İşsizliği Ne Yönde Değişti? KEİG Platformu Türkiye de kadınların işgücüne ve istihdama katılım oranları benzer gelişmişlik seviyesindeki

Detaylı

Cilt / Volume: 5 Sayı / No: 2 Kasım/November 2015 ISSN

Cilt / Volume: 5 Sayı / No: 2 Kasım/November 2015 ISSN Cilt / Volume: 5 Sayı / No: 2 Kasım/November 2015 ISSN 2146-6181 2015, CİLT 5 SAYI 2 Editor s Note / Editörden Değerli okuyucular, Politik ekonomi çalışmalarının yer aldığı bu özel sayı dosyasının ilk

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık 28

İÇİNDEKİLER. Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık 28 İÇİNDEKİLER Önsöz/ Ahmet Yıldız 5 Giriş 11 Psikoloji kökenli modeller 15 Davranışçılık 15 Bilişselcilik 17 Bilişsel Yapılandırmacılık 20 Gelişim Kuramları 22 Eylem Kuramı ve Toplumsal Yapılandırmacılık

Detaylı

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER Fowler ın kuramını oluşturma sürecinde, 300 kişinin yaşam hikayelerini dinlerken iki şey dikkatini çekmiştir: 1. İlk çocukluğun gücü. 2. İman ile kişisel

Detaylı

Cem Somel in Türkiye de Küreselleşmeye Tepkiler

Cem Somel in Türkiye de Küreselleşmeye Tepkiler Praksis 7 Sayfa:57-62 Cem Somel in Yaz s Üzerine K sa Bir Not Mehmet Türkay Cem Somel in Türkiye de Küreselleşmeye Tepkiler Üzerine yazısında küreselleşme karşıtlarını kategorize ederken liberal sol a

Detaylı

A Framework for an Emancipatory Social Science

A Framework for an Emancipatory Social Science Lecture 1 A Framework for an Emancipatory Social Science Erik Olin Wright University of Wisconsin - Madison November, 2007 Çerçeveeve I. Ö Özgürleştirici Sosyal Bilim nedir? II. Üç Vazife III. Sosyalizm'in

Detaylı

ÇAĞDAŞ SİYASET DÜŞÜNCESİ (SBK204)

ÇAĞDAŞ SİYASET DÜŞÜNCESİ (SBK204) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü ÇAĞDAŞ SİYASET DÜŞÜNCESİ (SBK204) 3. Hafta Ders Notları 20-21/02/2018 Yrd. Doç. Dr. Görkem

Detaylı

Hazırlayan: Prof.Dr.Çiler Dursun A.Ü.DTCF 2.Atölye

Hazırlayan: Prof.Dr.Çiler Dursun A.Ü.DTCF 2.Atölye Hazırlayan: Prof.Dr.Çiler Dursun 01.09.2014- A.Ü.DTCF 2.Atölye cdursun@ankara.edu.tr 1 Henüz araştırılmamış bir alanda yeni bir bilgi ortaya koymak yada Çalışılmış bir alanında farklı bileşenler, öğeler,

Detaylı

tepav Ocak2013 N201307 TÜRKİYE DE YOLSUZLUK ALGISI ÜZERİNE NOTLAR DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

tepav Ocak2013 N201307 TÜRKİYE DE YOLSUZLUK ALGISI ÜZERİNE NOTLAR DEĞERLENDİRMENOTU Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı DEĞERLENDİRMENOTU Ocak01 N0 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Evren AYDOĞAN 1 Araştırmacı, Yönetişim Çalışmaları Uluslararası Şeffaflık Örgütü nün- Transparency International (TI), Yolsuzluk

Detaylı

KURAM VE ARAŞTIRMA. NEUMAN (2000), CHP-3 Theory and Research

KURAM VE ARAŞTIRMA. NEUMAN (2000), CHP-3 Theory and Research KURAM VE ARAŞTIRMA NEUMAN (2000), CHP-3 Theory and Research NEDEN? KURAM (TEORİ) NASIL? Hemen her araştırma bir kuram ile ilişkilidir. Kuramı nasıl kullanmalı? SOSYAL KURAM İDEOLOJİ İKİSİ DE olguları açıklar;

Detaylı

EKONOMİK KRİZİN EMEK PİYASALARINA ETKİLERİ

EKONOMİK KRİZİN EMEK PİYASALARINA ETKİLERİ EKONOMİK KRİZİN EMEK PİYASALARINA ETKİLERİ 1990 sonrasında peş peşe gelen finansal krizler; bir yandan teorik alanda farklı açılımlara hız kazandırırken bir yandan da, küreselleşme süreci ile birlikte,

Detaylı

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256) 13. Hafta Ders Notları - 10/05/2017 Arş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

AŞKIN BULMACA BAROK KENT

AŞKIN BULMACA BAROK KENT AŞKIN BULMACA 18.yy'da Aydınlanma filozoflarıyla tariflenen modernlik, nesnel bilimi, evrensel ahlak ve yasayı, oluşturduğu strüktür çerçevesinde geliştirme sürecinden oluşur. Bu adım aynı zamanda, tüm

Detaylı

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi Sayı : Tarih : 1.1.216 Diploma Program Adı : SOSYOLOJİ, LİSANS PROGRAMI, (AÇIKÖĞRETİM) Akademik Yıl : 21-216 Yarıyıl

Detaylı

TÜRKİYE NİN TOPLUMSAL YAPISI

TÜRKİYE NİN TOPLUMSAL YAPISI TÜRKİYE NİN TOPLUMSAL YAPISI KISA ÖZET KOLAYAOF 2 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 2 1. Ünite Toplumsal Yapıyı Açıklayan Kavram ve Kuramlar TOPLUMSAL YAPI KAVRAMI Toplum, insanları etkileyen gerçek ilişkiler

Detaylı

Bourdieu den Sonra Ekonomik Sosyoloji

Bourdieu den Sonra Ekonomik Sosyoloji Bourdieu den Sonra Ekonomik Sosyoloji Haz: Emrah GÖKER, 4 Mayıs 2007 Ekonomi insanların nasıl tercih yaptıklarıyla ilgili ise, sosyoloji insanlara nasıl yapacak hiçbir tercih bırakılmadığıyla ilgilidir.

Detaylı

MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ

MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ Medya Ekonomisi Kavram ve Gelişimi Ünite 1 Medya ve İletişim Önlisans Programı MEDYA EKONOMİSİ VE İŞLETMECİLİĞİ Yrd. Doç. Dr. Nurhayat YOLOĞLU 1 Ünite 1 MEDYA EKONOMİSİ KAVRAM VE GELİŞİMİ Yrd. Doç. Dr.

Detaylı

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi Sayı : Tarih : 1.1.216 Diploma Program Adı : SOSYOLOJİ, LİSANS PROGRAMI, (AÇIKÖĞRETİM) Akademik Yıl : 21-216 Yarıyıl

Detaylı

EĞİTİM YÖNETİMİ BİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ

EĞİTİM YÖNETİMİ BİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ EĞİTİM YÖNETİMİ BİLİM DALI TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ Bu ders kapsamında Eğitim Bilimleri ve Öğretmen Yetiştirme Alanında kullanılan nicel ve nitel araştırma

Detaylı

Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi. Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş

Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi. Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş Canlılar hayatta kalmak için güdülenmişlerdir İnsan hayatta kalabilmek

Detaylı

R KARLILIK VE SÜRDÜRÜLEB

R KARLILIK VE SÜRDÜRÜLEB ÜRETİMDE İNOVASYON BİLAL AKAY Üretim ve Planlama Direktörü 1 İleri teknolojik gelişme ve otomasyon, yeni niteliklere ve yüksek düzeyde eğitim almış insan gücüne eğilimi artıyor. Mevcut iş gücü içinde bu

Detaylı

Temiz üretimin altı çizilmeli ve algılanması sağlanmalıdır

Temiz üretimin altı çizilmeli ve algılanması sağlanmalıdır KSS Söyleşileri Temiz üretimin altı çizilmeli ve algılanması sağlanmalıdır Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) Çevre Projeleri Koordinatörü Ferda Ulutaş ile Vakfın faaliyetleri, kurumsal sosyal sorumluluk

Detaylı

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK? Dünyada mal ve hizmet hareketlerinin uluslararası dolaşımına ve üretimin uluslararasılaşmasına imkan veren düzenlemeler (Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası

Detaylı

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. ULUSLARARASI ÖRGÜTLER KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM - I

İÇİNDEKİLER BÖLÜM - I İÇİNDEKİLER BÖLÜM - I Eleştirel Düşünme Nedir?... 1 Bazı Eleştirel Düşünme Tanımları... 1 Eleştirel Düşünmenin Bazı Göze Çarpan Özellikleri... 3 Eleştirel Düşünme Yansıtıcıdır... 3 Eleştirel Düşünme Standartları

Detaylı

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I

Bilimsel Araştırma Yöntemleri I İnsan Kaynakları Yönetimi Bilim Dalı Tezli Yüksek Lisans Programları Bilimsel Yöntemleri I Dr. M. Volkan TÜRKER 8 Bilimsel Süreci* 1. Gözlem alanının belirlenmesi 2. Ön Bilgi Toplama Yazın Taraması 3.

Detaylı

TOPLUMSAL TABAKALAŞMA ve HAREKETLİLİK

TOPLUMSAL TABAKALAŞMA ve HAREKETLİLİK TOPLUMSAL TABAKALAŞMA ve HAREKETLİLİK TOPLUMSAL TABAKALAŞMA Ü s t S ı n ı f Orta Sınıf Alt Sınıf TOPLUMSAL TABAKALAŞMA Toplumsal tabakalaşma dünya yüzeyindeki jeolojik katmanlara benzetilebilir. Toplumların,

Detaylı

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Maruf Vakfı Genel Merkezinin Açılışına Katıldı. Maruf Vakfı Genel Merkez açılışı, Vakfımızın Zeytinburnu ndaki merkezinde

Detaylı

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI 1 DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI Örgütte faaliyette bulunan insan davranışlarının anlaşılması ve hatta önceden tahmin edilebilmesi her zaman üzerinde durulan bir konu olmuştur. Davranış bilimlerinin

Detaylı

GMO 1. KADIN ÇALIŞTAYI

GMO 1. KADIN ÇALIŞTAYI GMO 1. KADIN ÇALIŞTAYI «AĞIR SANAYİDE KADININ YERİ» ÇALIŞTAY SONUÇ BİLDİRGESİ 08.03.2017 TMMOB GEMİ MÜHENDİSLERİ ODASI GMO 1. KADIN ÇALIŞTAYI «AĞIR SANAYİDE KADININ YERİ» ÇALIŞTAY SONUÇ BİLDİRGESİ GMO

Detaylı

ZANAATLA TEKNOLOJİ ARASINDA TIP MESLEĞİ: TEKNO-FETİŞİZM VE İNSANSIZLAŞMIŞ SAĞALTIM

ZANAATLA TEKNOLOJİ ARASINDA TIP MESLEĞİ: TEKNO-FETİŞİZM VE İNSANSIZLAŞMIŞ SAĞALTIM ZANAATLA TEKNOLOJİ ARASINDA TIP MESLEĞİ: TEKNO-FETİŞİZM VE İNSANSIZLAŞMIŞ SAĞALTIM Prof. Dr. Ali ERGUR Galatasaray Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Türk Toraks Derneği XVII. Kış Okulu Antalya 14.02.2018 ZANAATLA

Detaylı

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS EKONOMİYE GİRİŞ I ECON 111 1 3 + 0 3 7. Yrd. Doç. Dr. Alper ALTINANAHTAR

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS EKONOMİYE GİRİŞ I ECON 111 1 3 + 0 3 7. Yrd. Doç. Dr. Alper ALTINANAHTAR DERS BİLGİLERİ Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS EKONOMİYE GİRİŞ I ECON 111 1 3 + 0 3 7 Ön Koşul Dersleri - Dersin Dili İngilizce Dersin Seviyesi Lisans Dersin Türü Dersin Koordinatörü Dersi Verenler

Detaylı

İYİ VE KÖTÜ NÜN KÖKENLERİ

İYİ VE KÖTÜ NÜN KÖKENLERİ İYİ VE KÖTÜ NÜN KÖKENLERİ Hayatın asıl etik anlamı, bizim iyi ve kötü sözcükleriyle tanımlayarak yol almaya çalıştığımız soyutluklardadır. Bu derece soyut ve kökenleri sıra dışı olan kavramlarla uğraşmak

Detaylı

TARIMSAL İSTİHDAMA DAİR TEMEL VERİLER VE GÜNCEL EĞİLİMLER

TARIMSAL İSTİHDAMA DAİR TEMEL VERİLER VE GÜNCEL EĞİLİMLER TARIMSAL İSTİHDAMA DAİR TEMEL VERİLER VE GÜNCEL EĞİLİMLER Onur BAKIR MSG Dergisi Yayın Kurulu Üyesi Giriş Bu çalışmanın amacı, Türkiye de tarımsal istihdam alanında 1980 den bugüne yaşanan dönüşümü temel

Detaylı

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar Sosyoloji Konular ve Sorunlar Ontoloji (Varlık) Felsefe Aksiyoloji (Değer) Epistemoloji (Bilgi) 2 Felsefe Aksiyoloji (Değer) Etik Estetik Hukuk Felsefesi 3 Bilim (Olgular) Deney Gözlem Felsefe Düşünme

Detaylı

CAL 2301 SOSYAL DÜŞÜNCELER TARIHI. 4. Hafta: Sosyal Teoride Klasik Dönem: Marx, Durkheim ve Weber

CAL 2301 SOSYAL DÜŞÜNCELER TARIHI. 4. Hafta: Sosyal Teoride Klasik Dönem: Marx, Durkheim ve Weber CAL 2301 SOSYAL DÜŞÜNCELER TARIHI 4. Hafta: Sosyal Teoride Klasik Dönem: Marx, Durkheim ve Weber UYARI Bu bir dinleyici notudur ve lütfen ders notu olarak değerlendirmeyiniz. Bu slaytlar ilgili ders kitabındaki,

Detaylı

DEMİRYOLU YAPIM VE İŞLETİM PERSONELİNİN KURUMA YÖNELİK AİDİYET VE İŞ MEMNUNİYETİ DEĞERLENDİRME RAPORU

DEMİRYOLU YAPIM VE İŞLETİM PERSONELİNİN KURUMA YÖNELİK AİDİYET VE İŞ MEMNUNİYETİ DEĞERLENDİRME RAPORU DEMİRYOLU YAPIM VE İŞLETİM PERSONELİNİN KURUMA YÖNELİK AİDİYET VE İŞ MEMNUNİYETİ DEĞERLENDİRME RAPORU Hazırlayanlar: Yrd. Doç. Dr. M. Deniz Giray Yrd. Doç. Dr. Duygu Güngör İzmir Üniversitesi Fen-Edebiyat

Detaylı

Derleyen AYŞE BUĞRA Sınıftan Sınıfa

Derleyen AYŞE BUĞRA Sınıftan Sınıfa Derleyen AYŞE BUĞRA Sınıftan Sınıfa İletişim Yayınları 1499 Araştırma-İnceleme Dizisi 249 ISBN-13: 978-975-05-0789-2 2010 İletişim Yayıncılık A. Ş. 1. BASKI 2010, İstanbul EDİTÖR Tanıl Bora - Kıvanç Koçak

Detaylı

Sylvia Walby. Patriyarka Kuramı. Ingüizceden çeviren Hülya Osmanağaoğlu. 5fr dipnot yayınları

Sylvia Walby. Patriyarka Kuramı. Ingüizceden çeviren Hülya Osmanağaoğlu. 5fr dipnot yayınları Sylvia Walby Patriyarka Kuramı Ingüizceden çeviren Hülya Osmanağaoğlu 5fr dipnot yayınları Teşekkürler Son on yıl içinde bu kitaba çok sayıda insan bilerek ya da bilmeyerek, yorumları ve konuşmalarıyla

Detaylı

SOSYAL PSİKOLOJİ II KISA ÖZET KOLAYAOF

SOSYAL PSİKOLOJİ II KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. SOSYAL PSİKOLOJİ II KISA ÖZET KOLAYAOF

Detaylı

SOSYOLOJİNİN TEMELLERİ

SOSYOLOJİNİN TEMELLERİ SOSYOLOJİ 1. HAFTA SOSYOLOJİK BAKIŞ, SOSYOLOJİK ARAŞTIRMA Taylan DÖRTYOL Akdeniz Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Pazarlama Bölümü Marco ve Gina.. Gina ve Marco gibi insanlar neden evlenir? Kişisel

Detaylı

Çağdaş Siyaset Kuramları (KAM 401) Ders Detayları

Çağdaş Siyaset Kuramları (KAM 401) Ders Detayları Çağdaş Siyaset Kuramları (KAM 401) Ders Detayları Ders Adı Ders Kodu Dönemi Ders Saati Uygulama Saati Laboratuar Saati Kredi AKTS Çağdaş Siyaset Kuramları KAM 401 Güz 3 0 0 3 6 Ön Koşul Ders(ler)i - Dersin

Detaylı

Öğrencilerimize bu ortamı hazırlamak bölüm olarak temel görevimizdir.

Öğrencilerimize bu ortamı hazırlamak bölüm olarak temel görevimizdir. Genel Bilgiler Bölümümüz, 2009 yılında Karabük Üniversitesi Edebiyat Fakültesi bünyesinde kurulmuştur. Henüz yeterli sayıda öğretim elemanı bulunmadığı için bölümümüze öğrenci alımı yapılmamaktadır. Bölümümüzde

Detaylı

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası STRATEJİK VİZYON BELGESİ SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası Yakın geçmişte yaşanan küresel durgunluklar ve ekonomik krizlerden dünyanın birçok ülkesi ve bölgesi etkilenmiştir. Bu süreçlerde zarar

Detaylı

4 -Ortak normlar paylasan ve ortak amaçlar doğrultusunda birbirleriyle iletişim içinde büyüyen bireyler topluluğu? Cevap: Grup

4 -Ortak normlar paylasan ve ortak amaçlar doğrultusunda birbirleriyle iletişim içinde büyüyen bireyler topluluğu? Cevap: Grup 1- Çalışma ilişkilerinin ve endüstriyel demokrasinin başlangıcı kabul edilen tarih? Cevap: 1879 Fransız ihtilalı 2- Amerika da başlayan işçi işveren ilişkilerinde devletin müdahalesi zorunlu kılan ve kısa

Detaylı

Benjamin Beit-Hallahmi, Prolegomena to The Psychological Study of Religion, London and Toronto: Associated University Press, 1989.

Benjamin Beit-Hallahmi, Prolegomena to The Psychological Study of Religion, London and Toronto: Associated University Press, 1989. Ç. Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt 2, Sayı 2, Temmuz-Aralık 2002 KİTAP TANITIMI Yrd. Doç. Dr. Hasan KAYIKLIK Çukurova Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi Benjamin Beit-Hallahmi, Prolegomena to The Psychological

Detaylı

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME Doç. Dr. Ýlker BELEK Akdeniz Üniversitesi Týp Fakültesi Halk Saðlýðý Anabilim Dalý Öðretim Üyesi SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME Burjuva Sýnýf Saldýrýsýnýn Tepe Noktasý Yukarýda tanýmlanan saðlýk sistemi yapýsý

Detaylı

1. Giriş Giriş...19

1. Giriş Giriş...19 İÇİNDEKİLER ikinci baskıya önsöz...v birinci baskıya önsöz...vıı İÇİNDEKİLER... Xı BİRİNCİ KİTAP ANALİZİN ÇERÇEVESİ I. YÖNTEM SORUNLARI...3 1. Giriş...3 2. Neden yöntem tartışıyoruz?...4 3. Mantıki Bilimler

Detaylı

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni GSO-TOBB-TEPAV Girişimcilik Merkezinin Açılışı Kredi Garanti Fonu Gaziantep Şubesi nin Açılışı Proje Değerlendirme ve Eğitim Merkezi nin Açılışı Dünya Bankası Gaziantep Bilgi Merkezi Açılışı 23 Temmuz

Detaylı

ÇALIŞMA EKONOMİSİ II

ÇALIŞMA EKONOMİSİ II ÇALIŞMA EKONOMİSİ II KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ.

Detaylı

2. Hafta: Klasik Sosyolojide Endüstri Toplumu Düşüncesi

2. Hafta: Klasik Sosyolojide Endüstri Toplumu Düşüncesi 2. Hafta: Klasik Sosyolojide Endüstri Toplumu Düşüncesi http://senolbasturk.weebly.com Bu bir dinleyici notudur ve lütfen ders notu olarak değerlendirmeyiniz. Bu slaytlar, ilgili ders kitabındaki 16-20

Detaylı

İÇİNDEKİLER KAPİTALİST ÜRETİM TARZI 41 I TEKEL-ÖNCESİ KAPİTALİZM 42

İÇİNDEKİLER KAPİTALİST ÜRETİM TARZI 41 I TEKEL-ÖNCESİ KAPİTALİZM 42 İÇİNDEKİLER 15 Ekonomi Politiğin Konusu 16 Toplum Yaşamının Temeli Olan Maddi Malların Üretimi 17 Üretici Güçler ve Üretim İlişkileri 23 Toplumun Gelişmesinin Ekonomik Yasaları 26 Ekonomi Politiğin Tanımı

Detaylı

SOSYAL TABAKALAŞMA SOSYAL TABAKALAŞMA Taylan DÖRTYOL Akdeniz Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Pazarlama Bölümü

SOSYAL TABAKALAŞMA SOSYAL TABAKALAŞMA Taylan DÖRTYOL Akdeniz Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Pazarlama Bölümü SOSYOLOJİ 9. HAFTA TOPLUMSAL EŞİTSİZLİK SOSYOL TABAKALAŞMA Taylan DÖRTYOL Akdeniz Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Pazarlama Bölümü 10 Nisan 1912.. Titanic Faciası na sosyal bakış.. Dönemin cinsiyet

Detaylı

bilgilerle feminizm hakkında kesin yargılara varıp, yanlış fikirler üretmişlerdir. Feminizm ya da

bilgilerle feminizm hakkında kesin yargılara varıp, yanlış fikirler üretmişlerdir. Feminizm ya da YANLIŞ ALGILANAN FİKİR HAREKETİ: FEMİNİZM Feminizm kelimesi, insanlarda farklı algıların oluşmasına sebep olmuştur. Kelimenin anlamını tam olarak bilmeyen, merak edip araştırmayan günümüzün insanları,

Detaylı

Yapılandırmacı anlayışta bilgi, sadece dış dünyanın bir kopyası ya da bir kişiden diğerine geçen edilgen bir emilim değildir.

Yapılandırmacı anlayışta bilgi, sadece dış dünyanın bir kopyası ya da bir kişiden diğerine geçen edilgen bir emilim değildir. Yapılandırmacılık, pozitivist geleneği reddetmekte; bilgi ve öğrenmeyi Kant ve Wittgeinstein'nın savunduğu tezlerde olduğu gibi özneler arası kabul etmektedir. Bu bakış açısından yapılandırıcı öğrenme,

Detaylı

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar 225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar Bilgi Nedir? Bilme edimi, bilinen şey, bilme edimi sonunda ulaşılan şey (Akarsu, 1988). Yeterince doğrulanmış olgusal bir önermenin dile getirdiği

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI. BABALAR ve ERGENLER

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI. BABALAR ve ERGENLER rt O ku ao l ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI BABALAR ve ERGENLER PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - OCAK 2013 Babalar ve Ergenler Evet, yanlış duymadınız! Bu ayki bültenimizde ergenlerin gizli kahramanlarından

Detaylı

SİYASET SOSYOLOJİSİ (SBK307)

SİYASET SOSYOLOJİSİ (SBK307) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü 2018-2019 Güz Dönemi SİYASET SOSYOLOJİSİ (SBK307) 4. Hafta Ders Notları Dr. Öğr. Üyesi

Detaylı

Bu çalışmada Devrimci İşçi Sendikaları

Bu çalışmada Devrimci İşçi Sendikaları TEZ ÖZETLERİ HAZIRLAYANLAR: ASLI KAYHAN MERVE MENEKŞE ÖZER TÜRKİYE'DE SENDİKA SİYASET İLİŞKİSİ: DİSK ÖRNEĞİ (1967-1975) YAZAR: SÜREYYA ALGÜL DANIŞMAN: Prof. Dr. DENİZ VARDAR Marmara Üniversitesi Sosyal

Detaylı

T.C. İSTANBUL RUMELİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU AMELİYATHANE HİZMETLERİ PROGRAMI 2. SINIF 1. DÖNEM DERS İZLENCESİ

T.C. İSTANBUL RUMELİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU AMELİYATHANE HİZMETLERİ PROGRAMI 2. SINIF 1. DÖNEM DERS İZLENCESİ T.C. İSTANBUL RUMELİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU AMELİYATHANE HİZMETLERİ PROGRAMI 2. SINIF 1. DÖNEM DERS İZLENCESİ Kodu: KİT201 Adı: Kişilerarası İletişim Teorik + Uygulama: 2+0 AKTS:

Detaylı

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi Sayı : Tarih : 11.10.2016 Diploma Program Adı : HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM, LİSANS PROGRAMI, (UZAKTAN ÖĞRETİM)

Detaylı

ÜNİTE:1. Toplumsal Yapıyı Açıklayan Kavram ve Kuramlar ÜNİTE:2. Türkiye de Kültür ve Kültürel Değişim ÜNİTE:3

ÜNİTE:1. Toplumsal Yapıyı Açıklayan Kavram ve Kuramlar ÜNİTE:2. Türkiye de Kültür ve Kültürel Değişim ÜNİTE:3 ÜNİTE:1 Toplumsal Yapıyı Açıklayan Kavram ve Kuramlar ÜNİTE:2 Türkiye de Kültür ve Kültürel Değişim ÜNİTE:3 Türkiye de Aile Kurumu ve Nüşusla İlgili Sorunlar ÜNİTE:4 Türkiye de Eğitim Kurumu ve Sorunları

Detaylı

DERS PROFİLİ. Microeconomics ECO201 Güz Yrd. Doç. Dr. Serhat Koloğlugil

DERS PROFİLİ. Microeconomics ECO201 Güz Yrd. Doç. Dr. Serhat Koloğlugil DERS PROFİLİ Dersin Adı Kodu Yarıyıl Dönem Kuram+PÇ+Lab (saat/hafta) Kredi AKTS Microeconomics ECO201 Güz 3 3+0+0 3 6 Ön Koşul Yok Dersin Dili Ders Tipi Dersin Okutmanı Dersin Asistanı Dersin Amaçları

Detaylı

İş Yerinde Ruh Sağlığı

İş Yerinde Ruh Sağlığı İş Yerinde Ruh Sağlığı Yeni bir Yaklaşım Freud a göre, bir insan sevebiliyor ve çalışabiliyorsa ruh sağlığı yerindedir. Dünya Sağlık Örgütü nün tanımına göre de ruh sağlığı, yalnızca ruhsal bir rahatsızlık

Detaylı

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ YÖNETİM İşletme amaçlarına etkili ve verimli bir şekilde ulaşmak üzere planlama, örgütleme, yöneltme, koordinasyon ve denetimin yapılması sürecidir. 2 YÖNETİM TEORİLERİ KLASİK

Detaylı

KURAMSALLAŞMANIN YÖNÜ İNCELEME DÜZEYİ

KURAMSALLAŞMANIN YÖNÜ İNCELEME DÜZEYİ KURAMIN FARKLI YÖNLERİ i) Kuramsallaşmanın yönü; tümdengelimci ya da tümevarımcı ii) İnceleme düzeyi; mikro, makro ya da mezo iii) Tözel ya da formel bir kuram olarak odağı iv) Açıklamanın biçimi; yapısal

Detaylı

İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar)

İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar) İKTİSADÎ DÜŞÜNCENİN EVRİMİ (Başlangıcından Neoklasiklere) (İktisada Giriş I dersi için yardımcı kısa notlar) Merkantilizm: 15. ve 16. yüzyıllardaki coğrafî keşiflerde birlikte Avrupa ülkeleri dünyaya açılmaya

Detaylı

CAL 2302 ENDÜSTRİ SOSYOLOJİSİ. 8. Hafta: Endüstri Sonrası Toplum ve Çağdaş Teoriler

CAL 2302 ENDÜSTRİ SOSYOLOJİSİ. 8. Hafta: Endüstri Sonrası Toplum ve Çağdaş Teoriler CAL 2302 ENDÜSTRİ SOSYOLOJİSİ 8. Hafta: Endüstri Sonrası Toplum ve Çağdaş Teoriler UYARI Bu bir dinleyici notudur ve lütfen ders notu olarak değerlendirmeyiniz. Bu slaytlar ilgili ders kitabındaki, 43

Detaylı

BURCU ŞENTÜRK Bu Çamuru Beraber Çiğnedik

BURCU ŞENTÜRK Bu Çamuru Beraber Çiğnedik BURCU ŞENTÜRK Bu Çamuru Beraber Çiğnedik BURCU ŞENTÜRK 1984 yılında Eskişehir de doğdu. Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü nü bitirdi. ODTÜ Sosyoloji Bölümü nde yüksek

Detaylı

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) T.C. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457) 14. Hafta Ders Notları - 18/12/2017 Araş. Gör. Dr. Görkem

Detaylı

Müşteri Merkezli İş. Gürcan Banger

Müşteri Merkezli İş. Gürcan Banger Müşteri Merkezli İş Gürcan Banger Müşteri Odaklı Düşünme 1980 li yıllara kadar Dünya, arz edenin dünyasıydı. 20 nci yüzyılın son çeyreğinde; güç, arz edenden talep edene kaydı. Rekabetin güçlü olduğu piyasalar

Detaylı

FELSEFE BÖLÜMÜ SOFİSTLER DERSİ DERS NOTLARI (3)

FELSEFE BÖLÜMÜ SOFİSTLER DERSİ DERS NOTLARI (3) DOĞRULUK / GERÇEKLİK FARKI Gerçeklik: En genel anlamı içinde, dış dünyada nesnel bir varoluşa sahip olan varlık, varolanların tümü, varolan şeylerin bütünü; bilinçten, bilen insan zihninden bağımsız olarak

Detaylı

Araştırma Notu 16/190

Araştırma Notu 16/190 Araştırma Notu 16/190 ASGARİ ÜCRET ETKİSİ GENÇLERDE VE KADINLARDA YOĞUNLAŞIYOR Seyfettin Gürsel * Gökçe Uysal ve Melike Kökkızıl Yönetici Özeti Bu araştırma notunda Ocak 2016'dan itibaren geçerli olan

Detaylı

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS Ön Koşul Dersler

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS Ön Koşul Dersler Dersin Adı Kodu Yarıyılı T + U Kredisi AKTS Bilim Tarihi ve Felsefesi GKS003 2+0 2 3 Ön Koşul Dersler Dersin Dili Türkçe Dersin Türü Seçmeli Dersin Koordinatörleri Dersi Veren Dersin Yardımcıları Dersin

Detaylı

YÖNETİMDE SİSTEM YAKLAŞIMI

YÖNETİMDE SİSTEM YAKLAŞIMI YÖNETİMDE SİSTEM YAKLAŞIMI Sistem yaklaşımı veya sistem analizi diye adlandırılan bu yaklaşım biyolog olan Ludwig Van Bertalanffy tarafından ortaya atılan ve modern yönetim teorisinin felsefe temelini

Detaylı

6331 SAYILI YASA ÇERÇEVESİNDE ASIL İŞVEREN ALT İŞVEREN İLİŞKİLERİ

6331 SAYILI YASA ÇERÇEVESİNDE ASIL İŞVEREN ALT İŞVEREN İLİŞKİLERİ 6331 SAYILI YASA ÇERÇEVESİNDE ASIL İŞVEREN ALT İŞVEREN İLİŞKİLERİ Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi B sınıfı İş Güvenliği Uzmanı ( Elektrik Öğretmeni) Tel: 0545 633 21 95 e-mail: huseyin.okelek@teias.gov.tr

Detaylı

İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI

İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI İSO YÖNETİM KURULU BAŞKANI ERDAL BAHÇIVAN IN KONUŞMASI 2023 e 10 Kala Kamu Üniversite Sanayi İşbirliği Bölgesel Toplantısı nda konuya yönelik düşüncelerimi ifade etmeden önce sizleri, şahsım ve İstanbul

Detaylı

SORU : CEVAP: SORU: CEVAP:

SORU : CEVAP: SORU: CEVAP: SORU : Yediemin deposu açmak için karar aldım. Lakin bu işin içinde olan birilerinden bu hususta fikir almak isterim. Bana bu konuda vereceğiniz değerli bilgiler için şimdiden teşekkür ederim. Öncelikle

Detaylı

Zorunlu Dersler Dersin Dersin Adı AKTS Teori Uygulama. SBE501 Bilimsel Araştırma Yöntemleri Seçmeli Dersler. Kodu

Zorunlu Dersler Dersin Dersin Adı AKTS Teori Uygulama. SBE501 Bilimsel Araştırma Yöntemleri Seçmeli Dersler. Kodu BURSA TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İŞLETME ANABİLİM DALI TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI (İÖ) İşletme Anabilim Dalı Tezsiz Yüksek Lisans Programı, toplam otuz krediden az olmamak kaydıyla

Detaylı

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları PA 101 Kamu Yönetimine Giriş (3,0,0,3,5) Kamu yönetimine ilişkin kavramsal altyapı, yönetim alanında geliştirilmiş teori ve uygulamaların analiz edilmesi, yönetim biliminin

Detaylı