Dahiliye Kliniklerinde Unutkanl k Şikayeti Olan Hastalara Yaklaş m

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Dahiliye Kliniklerinde Unutkanl k Şikayeti Olan Hastalara Yaklaş m"

Transkript

1 Dahiliye Kliniklerinde Unutkanl k Şikayeti Olan Hastalara Yaklaş m Uzm. Dr. Eylem ŞAHİN CANKURTARAN, Uzm. Dr. Elvan ÖZALP, Doç. Dr. Haldun SOYGÜR Ankara Onkoloji Eğitim ve Araşt rma Hastanesi, Psikiyatri Kliniği, ANKARA Evaluation of Patients with Forgetfulness in Internal Medicine Clinics Anahtar Kelimeler: Unutkanlık, demans, Alzheimer hastalığı, yaşlı Key Words: Forgetfulness, dementia, Alzheimer disease, elderly Koruyucu ve tedavi edici t p alan ndaki gelişmeler, beslenme, bar nma ve genel olarak yaşam koşullar - n n iyileşmesi ve toplum yaşlanmas n n giderek artmas na sebep olmaktad r. Uluslararas alanda yaşl tan m 65 yaş olarak kabul edilmektedir. Ülkemizde 1998 verilerine göre kad nlarda 71, erkeklerde 68 yaş gibi doğuştan itibaren yaşam beklentisi varken, bu rakam Kanada, Japonya ve Norveç gibi ülkelerde 80 li yaşlara ulaşm şt r (1). Gelişmiş ülkelerde nüfusun %10-15 i yaşl lardan oluşmaktad r. Hastaneye kabullerin %50 den fazlas n yaşl lar oluştururken, sağl k kaynaklar n n yaklaş k %40 yaşl nüfus taraf ndan kullan lmaktad r. Ülkemizde 65 yaş üstü nüfus 1998 verilerine göre %5.2 (4 milyon civar ) oran ndad r (2). Bu oran n y l içinde birkaç kat artacağ tahmin edilmektedir. Yaşl nüfusun artmas yla birlikte, unutkanl k şikayetiyle birinci basamak sağl k hizmetlerine ve iç hastal klar kliniklerine başvuranlar n say s nda belirgin art ş gözlenmektedir. Unutkanl k konusu ve demansla psikiyatri, nöroloji ve geriatri bilim dallar temel olarak ilgilense de, bu hastalar n unutkanl k ya da başka sebeplerle gittikleri pratisyen hekimler ve dahiliye doktorlar n n, demans ay r c tan s n n konulmas, tedavisinin planlanmas ve ilgili uzmanl k dallar ile koordinasyonun sağlanmas nda rolü önemlidir. Bu yaz da, iç hastal klar kliniklerinde unutkanl k şikayetinin ay r c tan s n n nas l yap labileceği, demans ve Alzheimer hastal ğ tan s n n nas l konulacağ anlat lacakt r. Unutkanl ğ n, demans n ve Alzheimer hastal ğ n n tüm hekimler taraf ndan anlaş lmas, yaşl da sorgulanmas ve uzmana yönlendirilmesi, hastal klar n erken tan s na ve prognozuna önemli katk lar getirecektir. UNUTKANLIĞIN AYIRICI TANISI Unutkanl k şikayetiyle başvuran bir hastada yaş ne olursa olsun öncelikle unutkanl ğ n detayl sorgulamas yap lmal d r. Neler unutuluyor, ne zamandan beri unutkanl k var ve belirtilerde art ş olup olmad - ğ sorulmal d r. Gerekirse hasta yak nlar ndan da bilgi al nmal d r. Her unutkanl k Alzheimer hastal ğ ya da demans değildir. Demans tan s için unutkanl ğ n ilerleyici olmas, son üç-alt ayda artmas ve günlük hayat olumsuz etkilemesi gerekmektedir. Birçok genç hastaya ve 60 yaş alt hastaya bu klinik tablo olmad ğ halde basit unutkanl ğ olduğu için demans ilaçlar n n yanl ş bir uygulama olarak kliniklerde verildiği görülmektedir. 20

2 Unutkanl k subjektif bir şikayet olduğundan poliklinik ortam nda muayene etmek için anl k, yak n ve uzak bellek muayenesi yap lmal d r. Hastaya belleğinin muayene edileceği öncelikle söylenmelidir. Hastaya dört kelime söylendikten sonra tekrarlamas istenmelidir. Anl k bellek için bu kelimeleri hemen tekrarlamas önemlidir. Anl k bellek muayenesi dikkat muayenesi yerine de geçebilir. Yak n bellek muayenesi için hastadan beş dakika sonra bu kelimeleri hat rlamas istenir. Dört kelimenin iki ya da daha az - n hat rlamas durumunda yak n bellek bozukluğundan bahsedilebilir. Uzak bellek muayenesi için, hastan n soru sorabileceğimiz bir yak n yoksa, onun özel geçmişine ilişkin sorular sormak yerine kültürel durumuna göre toplumca çok bilinen geçmiş olaylar an msay p an msamad ğ sorulabilir. Demans n başlang ç dönemlerinde uzak bellekte bozukluk olmaz, yak n bellek bozukluğunun olmas tan için daha önemlidir. Bu muayenenin yan nda minimental test demans tan s nda her hekimin uygulayabileceği bir testtir, 10 dakika civar nda zaman al r. Minimental test ile mental değerlendirme, yönelim, dil fonksiyonlar, hesaplama, isimlendirme, yazma, okuma, konuşma, anlama, planlama ve bellek değerlendirilir. Saat çizdirme testi k sa sürmesi ve minimental teste benzer sensitivitesi nedeniyle s kl kla uygulanmaktad r. Hastadan bir kağ da bir saat çizmesi, numaralar yerleştirmesi ve söylenen bir zaman yelkovan, akrebi çizerek göstermesi istenir. Bozuk bir saat çizdirme testi demans olas l ğ n gösterir. Mutlaka kişi ile beraber kalan ya da gözleyebilen bir yak n ndan hasta öyküsünün birlikte al nmas önemlidir. Unutkanl kta kendi yak n taraf ndan fark edilen artma iyi bir belirleyici olabilir. Gündelik hayat n olumsuz etkilenmesi, kendine bak m yeteneklerinde eskisine göre azalma teşhis için yönlendirici olabilmektedir. Baz bireyler, test sonuçlar uygun yaş aral ğ nda olmas - na rağmen, performanslar n n önceki düzeyine göre büyük düşüş ortaya koyabilir. Bu kişiler özellikle her zaman yapt klar işler için daha fazla efor ve zaman sarfeder. Yaşl n n orta ve uzak geçmişi iyi hat rlamas demans olmad ğ anlam na gelmez. Şüpheye düşülen olgularda geriatri, psikiyatri ya da nöroloji konsültasyonu istenmelidir. Altm ş yaş alt kişiler, özellikle gençler unutkanl ktan s kl kla yak n r ancak buradaki unutkanl k s kl kla strese, dalg nl ğa, yoğunluğa, dikkatte azalmaya ve başka faktörlere bağl basit unutkanl kt r, bellek muayenesinde hasta dikkatini verirse patoloji saptanmaz ve s kl kla ilaç tedavisi gerekmez. Basit unutkanl k için s kl kla gingo biloba ekstreleri ve pirasetam kullan lmaktad r. Ancak 60 yaş alt hasta gruplar nda bu ilaçlarla yap lm ş randomize kontrollü çal şmalar olmad ğ için bu ilaçlar n etkinliği bilinmemektedir. Yaşl larda görülen unutkanl ğ n diğer bir sebebi de yaşlanmaya bağl hat rlamada yavaşlama olmas d r. Yaşl kişi baz isimleri ve eşyalar koyduğu yeri unutur ancak düşününce zaman içinde hat rlar, unutkanl ğ nda artma olmaz ve günlük hayat n etkilemez. Bu yaşl larda hat rlama zaman n n bir miktar gecikmesi demans değildir, yaşlanmaya bağl görülen basit bir haf za yavaşlamas d r, basit unutkanl k olarak adland r labilir. Unutkanl k şikayeti subjektif olarak varken muayenede de ortaya ç karsa unutkanl ğa sebep olabilecek durumlar gözden geçirilmelidir. Demans öğrenme, bellek, yönelim, dil becerileri ve kişilik gibi beyin fonksiyonlar n n bozulmas ile karakterize, sosyal hayat ve iş hayat n etkileyen, santral sinir sisteminin ilerleyici nörodejeneratif bir hastal ğ d r (3). Yaşl l ğ n değil, anormal beyin süreçlerinin bir sonucudur. Unutkanl k demans n belirtilerinden biridir ama tek baş na unutkanl k demans tan s koymak için yeterli değildir. Unutkanl ğ n ortaya ç kt ğ pek çok dahili ve psikiyatrik hastal k, unutkanl k şikayetiyle başvuran hastada ay r c tan da düşünülmelidir. Yüksek ateş, dehidratasyon, vitamin eksiklikleri, beslenme yetersizlikleri, kronik adrenokortikal yetmezlik, Cushing hastal ğ, elektrolit dengesizliği, hepatik yetmezlik, hipoglisemi, renal yetmezlik, tiroid fonksiyon bozukluklar, kronik obstrüktif akciğer hastal ğ, antihipertansifler, antipsikotikler, antikolinerjikler, santral sinir sistemi depresanlar, steroidler, digoksin, opiyoidler, fenitoin gibi ilaç yan etkileri, kafa travmalar beyinde değişikliklere yol açabilir ve bilişsel işlevleri etkileyerek unutkanl ğa ve geri dönüşlü demansa yol açabilir. Ancak bu tablolar n çoğu ani başlang çl ve geri dönüşlüdür, t bbi durumun tedavi edilmesiyle düzelir. Unutkanl k ay r c tan s nda depresyon, deliryum, anksiyete bozukluklar, şizofreni gibi psikiyatrik hastal klar da düşünülmelidir. Özellikle depresyonda dikkat ve yak n-uzak bellek bozukluklar görülmektedir, hastalar n ön plandaki şikayetleri üzüntü, ilgisizlik ve zevk kayb ndan çok unutkanl k olabilmektedir (4,5). Bu hastalar demansa benzer bir tablo içinde olabilir, yalanc bunama-psödodemans diye adland r lan bu durum depresyonda olan hastan n dikkatini iyi toplamamas na, psikomotor yavaşlamaya ve bunalt ya bağl olarak ortaya ç kar. Bu hastalarda üzüntü, isteksizlik ve zevk kayb gibi belirtiler s kl k- 21

3 Şahin Cankurtaran E, Özalp E, Soygür H la unutkanl ktan önce başlar, hasta ve yak nlar unutkanl ğ n başlang ç dönemini daha kesin söyler, başlang ç dönemi yak n bir tarihtir, unutkanl kta art ş çok s k görülmez, hasta unutkanl ğ n s k s k dile getirir, bu durumdan şikayetçidir, ancak muayene esnas nda sorulara pek ilgili değildir kolayca bilmiyorum cevab n verir, geçirilmiş psikiyatrik hastal k öyküsü vard r. Gerçek demans hastas ise unutkanl - ğ n gizlemeye çal ş r, sorulara bilmediği halde cevaplar vermeye çal ş r, unutkanl ğ n başlang ç dönemi daha uzun bir dönemi kapsar ve yak nlar dahi kesin bir başlang ç zaman söyleyemez, çünkü demans sinsi başlang çl d r, unutkanl k giderek artar, unutkanl ğ n, bilişsel işlevlerdeki bozulmay fark eden hastada depresyon belirtileri de ikincil olarak ortaya ç kabilir. Deliryum, demansla kar şabilen ve unutkanl k belirtisi bulunan bir diğer tablodur (3). Deliryumda zihinsel kar ş kl k, konuşma bozukluklar ve bilinç değişiklikleri olur. Deliryum belirti ve bulgular demans n aksine ani başlang çl d r, yönelim bozukluğu, bilinç bulan kl ğ ön plandad r. Hastada gün içinde bilinçte dalgalanmalar olur. Bulunduğu yeri, yan ndakileri kar şt r r, uyku-uyan kl k ritmi bozulur, varsan lar (halüsinasyonlar) ortaya ç kar, ajitasyon görülebilir. Demans ise yavaş başlang çl bir tablodur, sadece ileri evrelerde yönelim bozukluğu, ajitasyon, varsan lar ve sanr lar eşlik eder. Deliryum, altta yatan genel t bbi bir durumun beyin işlevlerini geçici olarak etkilemesi sonucu ortaya ç kan ağ r bilişsel bozukluktur. T bbi durumun tedavisi ile deliryum düzelir. Ay r c tan da düşünülen dahili ve psikiyatrik hastal klar n ekarte edilmesi için öykü, fizik, nörolojik muayene, psikiyatrik değerlendirme ve laboratuvar testlerinden faydalan l r. Laboratuvar testleri tedavi edilebilir demans nedenlerini ortaya ç karmaya yöneliktir. Tam kan say m, karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri, kan şekeri, elektrolitler, vitamin B 12, folik asit, homosistein düzeyleri, tiroid fonksiyon testleri ve risk alt ndaki hastalarda HIV serolojisi bak lmal d r. Demans tan s nda görüntüleme yöntemlerine s kl kla başvurulmaktad r. Klinik olarak iyi değerlendirilmiş ve demans düşünülmüş her hastada bir radyolojik yöntem uygulanmas gerekmemektedir. Diğer hastal klar d şlamak amac yla klinisyenler, her demans teşhisi koyduklar hastada bir kez radyolojik görüntüleme yöntemine başvurur. Bilgisayarl tomografi (BT), manyetik rezonans görüntüleme (MRG), pozitron emisyon tomografi (PET) gibi yöntemler kullan - labilir. Başta multiinfarkt demans olmak üzere, diğer demans nedenlerinin d şlanmas nda görüntüleme yöntemleri yararl d r. İlk planda ekonomik avantaj ve kolay ulaş labilirliği nedeniyle BT tercih edilir. Serebral kortikal atrofi, parankim hacminin önemli ölçüde azalmas, ventriküler genişlemeler, beyin omurilik s v s miktar nda art ş d ş nda bir patoloji genelde yoktur. MRG ile hipokampus volümünde azalma gösterilmiştir. ALZHEİMER HASTALIĞI NEDİR? Demans ve en s k tipi olan Alzheimer hastal ğ yaşl sağl ğ n ve yaşam kalitesini belirgin olarak etkileyen geriatrik sendromlard r. Yap lan çal şmalar demans n ilerleyen yaşla birlikte daha s k görüldüğünü göstermektedir. Unutkanl ğ n, bilişsel yetersizliklerin, toplumsal, mesleki işlevsellikte bozukluklar n yaşl l ğ n doğal bir sonucu olduğu yanl ş inan ş yaşl da demans tan s n n s kl kla atlanmas na sebep olmaktad r. Alzheimer hastal ğ tüm demans olgular n n %50-80 ini oluşturmaktad r. Bu sebeple demans tan s düşünüldüğünde başta Alzheimer hastal ğ akla gelmeli, ancak bu tan n n vasküler demanslar, frontal lob demanslar, genel t bbi durumlara bağl demanslar ve nadir görülen diğer demans türleri ile ayr m yap lmal d r. Alzheimer hastal ğ n n kesin tan s progresif demans bulgular olan olgularda otopsi sonras nörofibriller yumaklar, sinaps kayb, granülovakuoler dejenerasyon, nörotik senil amiloid plaklar, Meynert in bazal nükleusunda kolinerjik hücre kayb, Hirano cisimciği gibi hastal ğa özgü patolojik bulgular n saptanmas ile konur (6). Ancak klinikte tan ; öykü, fizik, nörolojik muayene, laboratuvar bulgular yla diğer demans tan lar n n ekarte edilmesiyle konur. Alzheimer hastal ğ için Tablo 1 de gösterilen tan kriterleri geliştirilmiştir (7). Altm şbeş yaş ve üzeri kişilerde Alzheimer demans görülme s kl ğ %10-15, 80 yaş ve üzerinde ise s kl - ğ %30-50 dir. Bu sebeple dünyada 15 milyon, Türkiye de de tahmini Alzheimer hastas olduğu düşünülmektedir (8). Kad nlarda erkeklerden daha s k görülür. Tüm dünyada ortalama yaşam süresinin giderek artt ğ düşünüldüğünde, demansl hasta say s n n da artacağ tahmin edilebilir. Alzheimer hastal ğ sessiz başlar, haf za başta olmak üzere çok yönlü bilişsel kötüleşme gösterir, yak n haf zan n ve yeni kay t haf zas n n etkilenişi belirgindir. Hastal k başlang c 60 l yaşlarda olur ve yaş artt kça hastal k görülme s kl ğ artar. Hastal k başlang c nda nörolojik muayene bulgular normaldir, ancak çok ileri hastal k evresinde pozitif nörolojik mu- 22

4 Tablo 1. Alzheimer hastal ğ tan kriterleri. A. Aşağıdakilerden her ikisinin bulunması ile belirli çoğul bilişsel yetersizliğin gelişmesi: 1. Bellek bozukluğu (yeni bilgiler öğrenme ya da daha önceden öğrenilmiş bilgileri anımsama yetisinde bozulma) 2. Aşağıdaki bilişsel bozukluklardan birinin ya da daha fazlasının bulunması: a. Afazi (dil bozukluğu) b. Apraksi (motor işlevlerde bozukluk olmamasına rağmen motor aktiviteleri yerine getirmede bozukluk) c. Agnozi (duyu işlevlerinde bozukluk olmamasına karşın nesneleri tanıyamama ya da tanımlayamama) d. Yönetsel işlevlerde bozukluk (organize etme, sıraya koyma, tasarlama, soyutlama) B. A1 ve A2 tanı ölçütlerindeki bilişsel bozuklukların kişinin toplumsal, sosyal ve günlük işlevselliğinde bozulmaya ya da önceki işlevsellik düzeyinde azalmaya sebep olması C. Hastalığın yavaş, sinsi, aşama aşama oluşu ve sürekli bir bilişsel azalma D. Hastanın kognitif kapasitesindeki azalmanın santral sinir sistemini ilgilendiren hastalıklara (serebrovasküler olay, Parkinson hastalığı, subdural hematom, beyin tümörü, Huntington hastalığı, normal basınçlı hidrosefali), demansa yol açabilecek sistemik durumlara (hipotiroidizm, vitamin B 12 eksikliği, hipoglisemi) ya da madde kullanımının yol açtığı durumlara bağlı olmaması E. Hasta deliryum tablosunda olmamalı F. Hastanın klinik durumu başka bir psikiyatrik bozuklukla (majör depresyon, şizofreni) açıklanamaz ayene bulgular saptan r. Alzheimer hastal ğ klinik olarak üç evreye ayr l r: 1. Erken evre; kelime bulmada zorluk, unutkanl k, kişilik değişikliği, hesaplamada zorluklar, eşyalar kaybetme, soru veya cümlelerin tekrar ve hafif oryantasyon bozukluğu olur. 2. Orta evre; bellek kayb nda art ş, uygunsuz kelime kullanma, basit kendine bak m yeteneklerinde bozulma, kişilik değişiklikleri, gece ve gündüzü kar şt rma, geceleri artan huzursuzluk ve uykusuzluk, uzak akraba ve arkadaşlar hat rlayamama, iletişim zorluğu, gezinme, varsan lar ve ajitasyon görülür. 3. İleri evre; beslenme bağ ml l ğ, yatağa bağ ml l k, inkontinans ve konuşamama olur. Hastal k süresi y l aras nda değişmektedir. Tan konulanlar n %50 si 3.5 y l yaşar. Demans hastalar nda varsan lar (halüsinasyonlar %15-49), sanr lar (%20-73), depresyon (%80), mani (%3-15), kişilik değişiklikleri (%90), davran ş problemleri (%50) ve agresyon (%20) gibi psikiyatrik belirtiler ve hastal klar eşlik edebilir. Alzheimer hastal ğ risk faktörleri aras nda ileri yaşta olma, aile hikayesi olmas, daha erken yaşta başlang ç, apolipoprotein E4 allelinin bulunmas, Down sendromu, düşük eğitim seviyesi, s k kafa travmas geçirilmesi, kad n cinsiyet, organik solventler, alüminyum gibi nörotoksinlere maruz kalma, serebrovasküler hastal k olmas ve miyokard infarktüsü geçirmiş olma say labilir (8). İlerlemiş demans tan s kolayca konurken, erken evre demans n tan s zorlay c d r. Alzheimer hastal ğ ay r c tan s nda vasküler demanslar, frontotemporal demanslar, Lewy cisimcikli demans, HIV hastal ğ - na, Parkinson hastal ğ na, Huntington hastal ğ na bağl demanslar, genel t bbi durumlara bağl demanslar gibi diğer demans sebepleri düşünülmelidir. Bu demans tipleri d ş nda Alzheimer hastal ğ hafif kognitif bozukluk kliniğinden ay rt edilmelidir. Hafif kognitif bozukluk bilişsel işlevler aç s ndan normal olma ile Alzheimer hastal ğ başlang c aras nda geçiş dönemi olarak adland r labilir. Yaşl kişi unutkanl ktan yak n yorsa, ancak unutkanl ğ nda art ş yoksa ve unutkanl k yaşl n n günlük yaşam n olumsuz etkilemiyorsa hafif kognitif bozukluk tan s al r. Klinik uygulamada hafif kognitif bozukluk ile erken evre Alzheimer hastal ğ s kl kla kar şt r lmaktad r. Alzheimer hastal ğ tan s için hastadan ve yak nlar ndan daha detayl öykü al nmal ve yaşl n n günlük yaşam anlaş lmaya çal ş lmal d r. Unutkanl kta ilerleme olduğunda ve üç-alt ay içerisinde bu ilerlemenin artarak devam ettiği ikinci vizitlerde görüldüğünde ve progresif artan unutkanl k yak nmas s kl kla yaşl n n günlük hayat n etkilemeye başlad ğ nda ve diğer bilişsel alan yetersizlikleri gözlemlendiğinde, Alzheimer hastal ğ ya da demans düşünülmelidir. ALZHEİMER HASTALIĞI TEDAVİSİ Altm ş yaş alt unutkanl klar, basit unutkanl k ve hafif kognitif bozukluk için tedavi verilmesi tart şmal - d r. Basit unutkanl k için gingo biloba ekstreleri, pirasetam veya vitamin verilmesinin kan ta dayal uy- 23

5 Şahin Cankurtaran E, Özalp E, Soygür H gulamalar yoktur. Hafif kognitif bozukluk hastalar nda bu ilaçlarla yap lm ş B grubu çal şmalarda yararlar gösterilmiştir. Ancak hafif kognitif bozukluk tan s için hastal ğ n tan s n kolaylaşt ran net klinik kriterler yoktur. Basit unutkanl k ile hafif kognitif bozukluk kar şt r lmamal d r. Alzheimer hastal ğ n n patogenez ve patofizyolojisi tam olarak ayd nlat lamad ğ ndan, bugün için yeterli ve tam önleyici bir tedavisi bulunmamaktad r (9). Tedavi kognitif kapasitede olan bozulmay yavaşlatmaya, durdurmaya, hastal k seyri s ras nda gelişen psikiyatrik rahats zl klar düzeltmeye, yaşam kalitesinin korunmas na ve artt r lmas na, hasta ve bak c eğitimine yönelik olmal d r. Hasta yak n ve hasta ile hastal ğ n prognozunun iki-on y l olabileceği, tedavilerin yetersiz kalabileceği ama belirgin faydalar olacağ, hastan n takibi, bak m ve rehabilitasyonunda güçlüklerin ç kabileceği ilk vizitten itibaren konuşulmal d r. Alzheimer hastal ğ n n standart ve etkin bir tedavi protokolü yoktur. Temel sorun nöron kayb ve kolinerjik sistemdeki azalmad r. Kolinerjik etkinliğin artt r lmas hastan n yaşam kalitesinde ve hastal ğ n progresyonunda düzelme sağlarken, nöron kayb geri döndürülemez (10). Tedavi, hastan n yaş na, karaciğer ve böbrek fonksiyonlar na, kulland ğ diğer ilaçlara göre bireyselleştirilmelidir. Kullan lacak tüm ilaçlar düşük dozdan başlay p, yavaş yavaş artt r lmal d r. Terapötik s n rda olmak koşulu ile semptomlar kontrol eden en düşük dozda ilaç kullan lmal d r. İlaçlar n pozolojileri mümkün olduğunca kolaylaşt r lmal d r. Hastan n ilaç uyumu mutlaka yak n ya da bak c s ile birlikte takip edilmelidir. Alzheimer hastal ğ nda verilen kolinesteraz inhibitörleri mortaliteyi etkilememekte ancak hastan n yaşam kalitesinde ve hastal k evresinde stabilizasyon sağlamaktad r (8). Hastan n kognitif kapasitesinde bir değişiklik olmamas ya da k smi düzelme olmas tedavi başar s zl ğ anlam na gelmez. Bu sebeple ilaçlara düzenli olarak devam edilmelidir. İleri evre demansta tedavi tart şmal d r ancak ortaya ç kan davran ş bozukluklar n n tedavisine katk aç s ndan ilaca devam edilebilir. Hastan n yak nlar na profilaksi tedavisi verilmemektedir. Hastalara verilecek tedavinin genel özellikleri Tablo 2 de gösterilmiştir. Alzheimer hastal ğ ya da genel tabirle demans için standart bir tedavi protokolü yoktur. Birçok klinikte farkl tedavi protokolleri uygulanmaktad r. Ancak asetil- Tablo 2. Tedavinin genel özellikleri. 1. Medikal tedavi Fiziksel ve mental aktiviteyi yerinde tutma Hastanın diğer sistemik hastalıklarının uygun tedavisi Uygun beslenmenin sağlanması Santral sinir sistemini olumsuz etkileyen ilaçlardan kaçınılması Geri dönüşlü demans sebeplerinin incelenmesi Tedavi sınırlarının görüşülmesi, tedavi hedeflerinin saptanması Semptomatik tedavi-ajitasyon, depresyon, uyku bozukluğu, agresyon, letarji, stupor, inkontinans, halüsinasyon tedavisi 2. Fonksiyonel değerlendirme Stres ve karışık durumlardan hastanın uzak tutulması Evde güvenli ve takipli yaşam, hastaya hafıza kaybının derecesine göre refakat etme veya bakıcı sağlama Fizyolojik ihtiyaçları için yardım ve bakım sağlama Genel hijyenin sağlanmasına yardım etme 3. Eğitim Hastalık ve hastalık prognozu hakkında aile ve hastanın bilgilendirilmesi Yeni çıkan ve çıkmakta olan tedavilerin hasta ve yakınları ile görüşülmesi Sosyal aktivitenin ve günlük yaşama katılımın desteklenmesi Gerektiğinde ileri evrelerde sürekli gözetim, kısıtlı yaşam Vesayet, vekalet gibi hukuki konuların hasta ve hasta yakını ile konuşulması 4. Sosyal boyutta yaklaşım Toplum yaşlanmasına bakış açısının geliştirilmesi ve yaşlılıkla ilgili kurumların (yetişkin kreşi, gündüz geriatri hastanesi, yardımlı yaşam kurumları, evde bakım, bakım evi) sayısının arttırılması gereklidir 24

6 kolinesteraz inhibitörleri tüm protokollerin vazgeçilmez ilac d r. Kliniklerde uygulanan kognitif tedavi protokolünde kolinesteraz inhibitörü (hafif-orta evre demans için) veya memantin (ileri evre demans için) +/- ginko biloba, ginseng veya pirasetam +/- vitamin E yer almaktad r. a. Kolinesteraz İnhibitörleri Alzheimer hastal ğ nda özellikle serebral korteks ve beyin sap nda kolinerjik sistemle ilgili iletim yetersizliği, hastal ğ n patogenezini ve tedavi hedeflerini belirlemektedir. Bu kolinerjik yetmezlik sonucunda amiloid plaklar ve nörofibriller yumaklar oluşmaktad r. Kolinerjik sistem fonksiyonlar n n artt r lmas önemli düzelmeler sağlamaktad r. Kolinesteraz inhibitörleri, asetilkolinin intrasinaptik y k l m n geciktirmekte ve etkisini uzatmaktad r. Ayr ca, muskarinik ve nikotinik etkilerle toksik amiloid prekürsör oluşumunu azalt r, büyüme faktörlerinin sentezini artt r r, nöronal dejenerasyonu azalt r. Kolinesteraz inhibitörlerinin etkinliği sağlam kolinerjik nöronlar n varl ğ na bağl d r, bu sebeple tedaviye mümkün olduğunca erken başlanmal d r ve tedavi aral ks z sürdürülmelidir. Alzheimer hastal ğ patogenezindeki kolinerjik sistemdeki azalmaya etkili tek ilaç grubu olan kolinesteraz inhibitörlerinden sadece donepezil, rivastigmin ve galantamin ülkemizde kullan mdad r. Bu grup ilaçlar n en s k yan etkileri gastrointestinal sisteme aittir. Donepezil (Aricept): Geri dönüşlü spesifik asetilkolinesteraz inhibitörüdür. Hepatotoksik yan etkilerinin olmamas, kolinesteraz inhibitörleri aras nda en az yan etkili ilaç oluşu ve günde tek doz kullan m olanağ ilac n en önemli avantajlar d r. Kognitif fonksiyonlarda %50-70 düzelme olduğu gösterilmiştir. Günde 5 mg dozda başlan r ve daha sonra iki-dört hafta içinde hasta tolere ediyorsa gece yatarken tedavi dozu olan 10 mg tek doza geçilir. Ülkemizde halen 5 mg formu varken, yak n bir gelecekte 10 mg formu da ç kacakt r. Donepezil ile 20 haftal k 5 ve 10 mg/gün verilerek yap lan çal şmalarda, plaseboya göre kognitif fonksiyonlar önemli derecede etkilediği ve 10 mg/gün dozunun daha etkili olduğu gösterilmiştir. Donepezilin yararlar üçüncü ayda belirginleşmekte ve 18 ay-24 ay sürmektedir. Periferik asetilkolinesteraz inhibisyonu olmad ğ için yan etkileri belirgin olarak azd r. Oral biyoyararlan m %100 ve yar lanma ömrü 60 saattir. Hafif ve orta evre Alzheimer hastal ğ nda tercih edilirken, ileri evre demansta limbik sisteme olan etkileri ile davran ş bozukluklar üzerine olumlu etkileri olmas nedeniylekullan lmas n önerenler bulunmaktad r. Nadir yan etkileri aras nda bulant, kusma, ishal, uykusuzluk, yorgunluk hissi ve kabus görme vard r. Rivastigmin (Exelon): Psödoirreversibl kolinesteraz inhibisyonu yapar, asetilkolinesteraz ve butirilkolinesteraz birlikte inhibe eder. Beyindeki kolinesteraz aktivitesi %20 butiril ve %80 asetilkolinesteraz ile gerçekleşir. Alzheimer hastal ğ nda butirilkolinesteraz art ş ile amiloid plaklar n oluşumu ve Alzheimer hastal ğ riski aras nda korelasyon bulunmuştur. Kognitif kapasiteye etkisi genel olarak %30-50 düzelme yönündedir. İlac n 1.5, 3, 4.5, 6 mg gibi dört farkl formu vard r, iki dozda verilir. Günde iki doz 1.5 mg olarak başlan r ve ayl k takiplerle hastaya etkili doz bulunana kadar titrasyonu yap l r ve s kl kla günde iki doz 4.5 mg gibi bir idame dozu gerektirir. İlac n en önemli dezavantaj günde iki doz kullan m ve titrasyon gerektirmesidir. Bu sebeplerle tedaviye hasta uyumu önemlidir, özellikle bak c s olan hastalarda ya da hasta yak n kooperasyonu iyi olan hastalarda tercih edilebilir. Doz artt kça yan etkiler de artar. Üçüncü ayda etkisini gösterir ve genelde iki y l kullan l r, ancak daha uzun süre kullan m da olabilir. REM uykusunun yoğunluğunu artt rarak olumlu etkiler yapabilir. Gastrointestinal yan etkilerin, doz artt r m nedeniyle donepezile göre daha fazla olduğunu ya da ayn olduğunu gösteren çal şmalar vard r. İlaç içmeyi reddeden, yutma güçlüğü olan hastalarda ağ zdan s v formunun verilmesi ilac n tercih edilmesinde önemli bir etken olabilir. Varsan lar, huzursuzluk, disinhibisyon, öfori gibi davran ş bozukluklar na diğer kolinesterazlar gibi etkisi vard r. Galantamin (Reminyl): Ülkemizde en son kullan lmaya başlanan reversibl bir asetilkolinesteraz inhibitörüdür, bunun yan nda nikotinik reseptörleri de düzenler. Ortalama günlük doz 8, 16, 24 mg olarak kullan lmaktad r ve günde iki doz verilmektedir. Etkinlik aç s ndan sonuçlar donepezil ve rivastigmine benzerdir. Ağ zdan verilen s v formu bulunmaktad r. b. NMDA Reseptör Modülasyonu Yapan İlaçlar Memantin (Ebixa): NMDA reseptör modülasyonu yapar ve nikotinik reseptörleri düzenler. Nöron y k - m na sebep olan glutamat fazlal ğ n azaltmak için glutamat reseptörü olan NMDA n n antagonistlerinin Alzheimer hastal ğ nda kullan labileceği teorisiyle geliştirilmiş bir ilaçt r. Kolinesteraz inhibitörleriyle birlikte kullan m önerilen bu ilaçla s kl kla ileri evre demans hastalar nda çal şmalar yap lm şt r. c. Antioksidan İlaçlar Amiloid beta proteini serbest radikal oluşumuna yol açar. Serbest radikal birikimi ve lipid peroksidasyo- 25

7 Şahin Cankurtaran E, Özalp E, Soygür H nu ile nöron hasar gerçekleşir. Antioksidan ilaçlar amiloid proteinin toksisitesini azalt r. Serbest radikal antagonistleri (propentofilin, pentoksifilin, gingo biloba ekstreleri), L-karnitin (mitokondrilerde uzun zincirli yağ asitlerinin birikimini azalt r), vitamin E ve vitamin C bu amaçla kullan labilir. Vitamin E nin Alzheimer hastal ğ progresyonunu azaltt ğ bildirilmiştir. Vitamin E ve C nin vasküler demansta etkileri daha belirgindir. Vitamin E kullananlarda bak m evine yat şta anlaml gecikme ve günlük yaşam aktiveleri kay plar nda azalma olduğu bildirilmiştir. Gingo biloba ekstrelerinin Alzheimer hastal ğ nda mg/gün verilmesi ile kognitif düzelme olduğu gösterilmiştir. 240 mg/gün dozunda alt haftal k kullan m ile global bilişsel kapasitede düzelme sağlanm şt r. Etki mekanizmalar kolinerjik ve serotonerjik sisteme etki, antioksidan etkiler, platelet birikiminin inhibisyonu, serebral hücrelerin glikoz kullan m - n n artmas ile olur. Vasküler demans ve Alzheimer birlikteliğinde etkileri daha belirgindir. Özellikle kolinesteraz inhibitörleri ile birlikte kullan m önerilmektedir. Alzheimer hastal ğ nda tek baş na kullan mlar uygun değildir. Alzheimer hastal ğ nda faydalar n n s n rl olduğunu bildiren yay nlar da vard r. Pentoksifilin, antioksidan etkili, vazodilatasyon yapan, hipokampustaki nöron hasar n azaltt ğ gösterilmiş bir fosfodiesteraz inhibitörüdür. Demans tedavisinde kullan m ile ilgili çal şmalar sürmektedir. d. Diğer İlaçlar Alzheimer hastal ğ n n önlenmesi ve tedavisinde östrojenin, sekretaz inhibitörlerinin provastatin ve lovastatin gibi statinlerin, selektif COX inhibitörlerinin, sinir büyüme faktörü (NGF) nün ve Alzheimer aş s n n etkileri ile ilgili çal şmalar sürmektedir. SONUÇ İç hastal klar uzman ya da pratisyen hekim, unutkanl k şikayetiyle başvuran hastalara, özellikle yaşl lara unutkanl k ile ilgili daha detayl sorgulama yapmal, basit unutkanl k-hafif kognitif bozuklukdemans ayr m n yapmal, radyolojik görüntüleme yöntemi ile diğer sebepleri ekarte etmeli, klinik şüphe ve teşhiste psikiyatri-nöroloji-geriatri uzman ndan konsültasyon istemelidir. Hastan n tedavisinin sürekliliği sağlanmal ve hasta yine pratisyen hekim ya da ilk gören doktoru taraf ndan takip edilmeli, gerekli durumlarda yine uzman ndan konsültasyon istenmelidir. KAYNAKLAR 1. Conwell Y, Lyness JM, Duberstein P, et al. Completed suicide among older patients in primary care practises: A controlled study. J Am Geriatr Soc 2000; 48: Terry DR, Katzman R, Bick IK, et al. Alzheimer Disease. 2 nd ed Eker E. Yaşl l k psikiyatrisi. Güleç C, Köroğlu E (editörler). Psikiyatri Temel Kitab. Ankara: Hekimler Yay n Birliği, 1998: Lebowitz BD. Depression in late life. Dialogues in Clinical Neuroscience Depression in the Elderly 1999; 1: Stoudemire A. Recurrence and relapse in geriatric depression: A review of risk factors and prophylactic treatment strategies. J Neuropsychiatry Clin Neurosci 1997; 9: Powers JM. Diagnostic criteria for the neuropathological assessment Alzheimer s disease. Neurobiology of Aging 1997; 18: Alexopoulos GS. Kaplan & Sadock s Comprehensive Textbook of Psychiatry. In: Sadock BJ, Sadock V (eds). New York: Lippincott Williams & Wilkins, 2000: Karaman Y. Alzheimer hastal ğ ve diğer demanslar. 1. Bask. Ankara: Lebib Yalk n Matbaas, Knopman DS, Knapp DJ, Gracon SI, et al. Practice parameter: Diagnosis of dementia. Report of the quality standarts subscommittee of the American Academy of Neurology. Neurology 2001; 56: Kaye JA. Diagnostic challenges in dementia. Neurology 1998; 51 (Suppl 1): YAZIŞMA ADRESİ Uzm. Dr. Eylem ŞAHİN CANKURTARAN Ankara Onkoloji Eğitim ve Araşt rma Hastanesi Psikiyatri Kliniği Kolej-ANKARA eylemcsahin@hotmail.com 26

Demans ve Alzheimer Nedir?

Demans ve Alzheimer Nedir? DEMANS Halk arasında 'bunama' dedigimiz durumdur. Kişinin yaşından beklenen beyin performansını gösterememesidir. Özellikle etkilenen bölgeler; hafıza, dikkat, dil ve problem çözme alanlarıdır. Durumun

Detaylı

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR Prof. Dr. Mehmet Ersoy DEMANSA NEDEN OLAN HASTALIKLAR AMAÇ Demansın nedenleri ve gelişim sürecinin öğretmek Yaşlı bireyde demansa bağlı oluşabilecek problemleri öğretmek

Detaylı

ALZHEİMER HASTALIĞINA BAKIŞ. Uzm. Dr. Gülşah BÖLÜK NÖROLOJİ BİLECİK DH 2015

ALZHEİMER HASTALIĞINA BAKIŞ. Uzm. Dr. Gülşah BÖLÜK NÖROLOJİ BİLECİK DH 2015 ALZHEİMER HASTALIĞINA BAKIŞ Uzm. Dr. Gülşah BÖLÜK NÖROLOJİ BİLECİK DH 2015 Bunama yaşlılığın doğal bir sonucu değildir. Yaşla gelen unutkanlık, Alzheimer Hastalığının habercisi olabilir! Her yaşta insanın

Detaylı

Ayrıca sinirler arasındaki iletişimi sağlayan beyindeki bazı kimyasal maddelerin üretimi de azalır.

Ayrıca sinirler arasındaki iletişimi sağlayan beyindeki bazı kimyasal maddelerin üretimi de azalır. Alzheimer hastalığı nedir, neden olur? Alzheimer hastalığı, yaşlılıkla beraber ortaya çıkan ve başta unutkanlık olmak üzere çeşitli zihinsel ve davranışsal bozukluklara yol açan ilerleyici bir beyin hastalığıdır.

Detaylı

DEMANS ya da BUNAMA olarak bilinen hastalık

DEMANS ya da BUNAMA olarak bilinen hastalık DEMANS ya da BUNAMA olarak bilinen hastalık yaşlılığın doğal bir sonucu değildir.. Demansın en sık nedeni ALZHEİMER HASTALIĞI DIR. Yaşla gelen unutkanlık ALZHEİMER HASTALIĞI nın habercisi olabilir!!! ALZHEİMER

Detaylı

Unutkanlıktan Bunamaya

Unutkanlıktan Bunamaya Unutkanlıktan Bunamaya Doç.Dr.Lütfü Hanoğlu İstanbul Medipol Üniversitesi 8 Mayıs 2014 Beyin yılı Nörolojik hastalıklar Bilinçlendirme Sempozyumu Bunama Nedir? Akli melekelerde giderek ilerleyen zayıflama/kayıplarla

Detaylı

18.Esri Kullanıcıları Toplantısı 7-8 Ekim 2013 ODTÜ-ANKARA

18.Esri Kullanıcıları Toplantısı 7-8 Ekim 2013 ODTÜ-ANKARA ALZHEIMER ÇOCUKLARı (2012-2075 YıLLARı ARASı ALZHEIMER HASTA SAYıSı DEĞIŞIMI VE DAĞıLıŞı) Feride CESUR Yenimahalle Halide Edip Anadolu Sağlık Meslek Lisesi Coğrafya Öğretmeni İÇERİK Çalışmanın Amacı Alzhemer

Detaylı

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA 1. vaka S.P ERKEK 1982 DOĞUMLU YUTMA GÜÇLÜĞÜ ŞİKAYETİ MEVCUT DIŞ MERKEZDE YAPILAN ÖGD SONUCU SQUAMOZ HÜCRELİ CA TANISI ALMIŞ TEKRARLANAN

Detaylı

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENFOMA LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. LENF SİSTEMİ NEDİR? Lenf sistemi vücuttaki akkan dolaşım sistemidir. Lenf yolu damarlarındaki bağışıklık hücreleri,

Detaylı

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK GİRİŞ Yaygın anksiyete bozukluğu ( YAB ) birçok konuyla, örneğin parasal, güvenlik, sağlık,

Detaylı

Şeker Hastaları için Genel Sağlık Önerileri

Şeker Hastaları için Genel Sağlık Önerileri ÖNEMLİ! İlaçlarınızı düzenli kullanmanız çok önemlidir. Kilonuza dikkat ediniz. Ani bir kan şekeri düşmesi (hipoglisemi) durumuna karşı yanınızda her zaman birkaç adet şeker bulundurunuz. Mutlaka egzersiz

Detaylı

BEZMİÂLEM. Horlama ve Uyku. Apne Sendromu VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ. Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı.

BEZMİÂLEM. Horlama ve Uyku. Apne Sendromu VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ. Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı. Horlama ve Uyku Apne Sendromu BEZMİÂLEM VAKIF ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANESİ Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Uyku Polikliniği rtibat : 0212 453 17 00 GH-02 V;01/2010 Horlama ve Uyku Apne Sendromu

Detaylı

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu;

Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu; PROLAKTİNOMA Hipofiz adenomu; Prolaktin salgılayan hipofiz adenomu; Prolaktinoma beyinde yer alan hipofiz bezinin prolaktin salgılayan tümörüdür. Kanserleşmez ancak hormonal dengeyi bozar. Prolaktin hormonu

Detaylı

REM UYKU ĠLĠġKĠLĠ PARASOMNĠLER. Dr Selda KORKMAZ 25-26 Ģubat 2012

REM UYKU ĠLĠġKĠLĠ PARASOMNĠLER. Dr Selda KORKMAZ 25-26 Ģubat 2012 REM UYKU ĠLĠġKĠLĠ PARASOMNĠLER Dr Selda KORKMAZ 25-26 Ģubat 2012 REM uyku iliģkili parasomniler; REM uyku davranıģ bozukluğu Tekrarlayan izole uyku paralizisi Kabus bozukluğu REM UYKU DAVRANIġ BOZUKLUĞU

Detaylı

GERİATRİ DR. HÜSEYİN DORUK

GERİATRİ DR. HÜSEYİN DORUK GERİATRİ DR. HÜSEYİN DORUK Master Yoda: 900 yıl 546 yıl Jean Louise Calment 122 yaş Tanrılar yaşlandıkça hayatı daha mutsuz ve hoş olmayan bir hale getirerek ne kadar merhametli olduklarını gösteriyor.

Detaylı

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden

Detaylı

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği SUNU PLANI Tanım ve Epidemiyoloji Adrenal bez anatomi Etiyoloji Tanı Klinik Tedavi TANIM-EPİDEMİYOLOJİ Adrenal

Detaylı

Alzheimer Hastal ğ ve Demans Tedavisinde Yenilikler

Alzheimer Hastal ğ ve Demans Tedavisinde Yenilikler Alzheimer Hastal ğ ve Demans Tedavisinde Yenilikler Mustafa CANKURTARAN, Servet ARIOĞUL Hacettepe Üniversitesi T p Fakültesi, İç Hastal klar Anabilim Dal, Geriatri Ünitesi, ANKARA GİRİŞ Demans; öğrenme,

Detaylı

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR Hepatit C nedir? Hepatit C virüsünün neden olduğu karaciğer hastalığıdır. Hepatit C hastalığı olarak bilinir ve %70 kronikleşir, siroz, karaciğer yetmezliği, karaciğer kanseri

Detaylı

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

BALIK YAĞI MI BALIK MI? BALIK YAĞI MI BALIK MI? Son yıllarda balık yağı ile ilgili kalp damar hastalıklarından tutun da romatizma, şizofreni, AIDS gibi hastalıklarda balık yağının kullanılmasının yararları üzerine çok sayıda

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin Madde: Her bir ampul 1000 mg Kolin alfoskerat a

Detaylı

Tarifname. MADDE BAĞIMLILIĞININ TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK OLUġTURULMUġ BĠR FORMÜLASYON

Tarifname. MADDE BAĞIMLILIĞININ TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK OLUġTURULMUġ BĠR FORMÜLASYON 1 Tarifname MADDE BAĞIMLILIĞININ TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK OLUġTURULMUġ BĠR Teknik Alan FORMÜLASYON Buluş, madde bağımlılığının tedavisine yönelik oluşturulmuş bir formülasyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen

Detaylı

Hasta Bilgilendirme. Sağl k sigortan z AOK`n n yeni Diyabet Tip 2 program. AOK-Curaplan Daha fazla yaşam kalitesi!

Hasta Bilgilendirme. Sağl k sigortan z AOK`n n yeni Diyabet Tip 2 program. AOK-Curaplan Daha fazla yaşam kalitesi! Hasta Bilgilendirme Sağl k sigortan z AOK`n n yeni Diyabet Tip 2 program AOK-Curaplan Daha fazla yaşam kalitesi! Başlang çtan itibaren yan n zday z AOK Curaplan nedir? AOK Curaplan, Tip 2 Diyabet hastal

Detaylı

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri Zeka Geriliği nedir? Zeka geriliğinin kişinin yaşına ve konumuna uygun işlevselliği gösterememesiyle belirlidir. Bunun yanı sıra motor gelişimi, dili kullanma yeteneği bozuk, anlama ve kavrama yaşıtlarından

Detaylı

Diyabet te Sağlık Önerileri. Diyabet

Diyabet te Sağlık Önerileri. Diyabet Diyabet te Sağlık Önerileri Diyabet BR.HLİ.041 Diyabette Sağlık Önerileri Her sağlıklı birey gibi diyabetli birey de bireysel bakımını sağlamalı; diyabete bağlı gelişen özellikli durumlarda gereken uygulamaları

Detaylı

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit www.printo.it/pediatric-rheumatology/tr/intro Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit 2016 un türevi 1. ROMATİZMAL ATEŞ NEDİR? 1.1 Nedir? Romatizmal ateş, streptokok adı

Detaylı

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi Mesut YILDIZ, Sait ALİM, Sedat BATMAZ, Selim DEMİR, Emrah SONGUR Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı

Detaylı

Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler. Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017

Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler. Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017 Bipolar bozuklukta bilişsel işlevler Deniz Ceylan 22. KES Psikiyatride Güncel Oturumu Nisan 2017 AÇIKLAMA 2012-2017 Araştırmacı: yok Danışman: yok Konuşmacı: yok Olgu 60 yaşında kadın, evli, 2 çocuğu var,

Detaylı

ONKOLOJİ ECZACILIĞINA DOKTOR BAKIŞI

ONKOLOJİ ECZACILIĞINA DOKTOR BAKIŞI ONKOLOJİ ECZACILIĞINA DOKTOR BAKIŞI Dr. Evren Özdemir Hacettepe Üniversitesi Kanser Enstitüsü Ankara 05.04.2014 Akılcı İlaç Kullanımı İçin Sorumluluk Sahibi Taraflar Hekim Eczacı Hemşire Diğer sağlık personeli

Detaylı

EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI. Doç.Dr.Mitat KOZ

EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI. Doç.Dr.Mitat KOZ EGZERSİZ TEST SONUÇLARININ YORUMLANMASI Doç.Dr.Mitat KOZ Fiziksel Uygunluk Test Sonuçları Klinik Egzersiz Test Sonuçları Fiziksel Uygunluk Test Sonuçlarının Yorumlanması Bireyler arası karşılaştırmalar

Detaylı

Tarifname KRONİK YORGUNLUK SENDROMUNUN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON

Tarifname KRONİK YORGUNLUK SENDROMUNUN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON 1 Tarifname Teknik Alan KRONİK YORGUNLUK SENDROMUNUN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON Buluş, kronik yorgunluk sendromunun tedavisine yönelik oluşturulmuş bir kompozisyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen

Detaylı

Yrd. Doç.Dr. Mehmet AK GATA Psikiyatri AD

Yrd. Doç.Dr. Mehmet AK GATA Psikiyatri AD Yaşlılarda Psikofarm akoloji Uygulam a Prensipleri Yrd. Doç.Dr. Mehmet AK GATA Psikiyatri AD ABD > 65 yaş, nüfusun %13 ancak reçete edilen tüm ilaçların % 35 > 70 yaş, hastaneye yatış 1/6 ilaç yan etkisi

Detaylı

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Beyin Tümörleri Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi Sizde mi Diş Sıkıyorsunuz? Diş sıkma ve gıcırdatma, gece ve/veya gündüz oluşabilen istemsiz bir aktivitedir.

Detaylı

Tarifname SARKOPENİ NİN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON

Tarifname SARKOPENİ NİN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON 1 Tarifname SARKOPENİ NİN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON Teknik Alan Buluş, sarkopeni nin tedavisine yönelik oluşturulmuş bir kompozisyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen Durumu Günümüzde sarkopeni,

Detaylı

Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu

Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu Şizofreni tanılı hastada antipsikotiklerletetiklenen nonkonvulsif statusepileptikus olgusu Ass. Dr. Toygun Tok İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Psikiyatri Kliniği

Detaylı

İLAÇ ARAŞTIRMALARI VE FARMASÖTİK KİMYA (ENDÜSTRİDE İLAÇ ARAŞTIRMALARI)

İLAÇ ARAŞTIRMALARI VE FARMASÖTİK KİMYA (ENDÜSTRİDE İLAÇ ARAŞTIRMALARI) İLAÇ ARAŞTIRMALARI VE FARMASÖTİK KİMYA (ENDÜSTRİDE İLAÇ ARAŞTIRMALARI) İTAM /8 kasım 2013 İ.Ü.ECZACILIK FAKÜLTESİ Prof. Dr. Serdar Ünlü NOBEL İLAÇ FARMASÖTİK ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME MERKEZİ http://www.fargem.com.tr

Detaylı

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuğa yaklaşım Epileptik sendrom kavramı

Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuğa yaklaşım Epileptik sendrom kavramı Konvülsiyon tanımı ve sınıflandırması Epilepsi tanım ve sınıflandırması İlk afebril nöbet ile başvuran çocuğa yaklaşım Epileptik sendrom kavramı Beyinde bir grup nöronun anormal deşarjına bağlı olarak

Detaylı

ALZHEİMER HASTALIĞI TEDAVİSİ & BİRİNCİ BASAMAKTA YAKLAŞIM

ALZHEİMER HASTALIĞI TEDAVİSİ & BİRİNCİ BASAMAKTA YAKLAŞIM ALZHEİMER HASTALIĞI TEDAVİSİ & BİRİNCİ BASAMAKTA YAKLAŞIM Prof. Dr. Aynur Özge Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji AD. Alzheimer Derneği Mersin Şubesi Başkanı aynurozge@gmail.com MERSİN ŞUBESİ İçerik

Detaylı

Kadın İdrar İnkontinansı. Dr. M.NURİ BODAKÇİ

Kadın İdrar İnkontinansı. Dr. M.NURİ BODAKÇİ Kadın İdrar İnkontinansı Dr. M.NURİ BODAKÇİ Genel populasyonun çoğunda özellikle kadınlarda ve yaşlılarda mesane disfonksiyonu vardır. ICS üriner inkontinansı; objektif olarak gösterilebilen ve sosyal

Detaylı

HAFİF TRAVMATİK BEYİN HASARI (mtbi) ve GENEL TEDAVİ İLKELERİ

HAFİF TRAVMATİK BEYİN HASARI (mtbi) ve GENEL TEDAVİ İLKELERİ HAFİF TRAVMATİK BEYİN HASARI (mtbi) ve GENEL TEDAVİ İLKELERİ Doç.Dr. Cemil ÇELİK Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Gülhane Tıp Fakültesi, Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Sunumun Hedefleri Genel Bilgiler mtbi

Detaylı

ACİL SERVİSTE NÖBET YÖNETİMİ UZ DR SEMRA ASLAY YDÜ HASTANESİ ACİL SERVİS MART 2014

ACİL SERVİSTE NÖBET YÖNETİMİ UZ DR SEMRA ASLAY YDÜ HASTANESİ ACİL SERVİS MART 2014 UZ DR SEMRA ASLAY YDÜ HASTANESİ ACİL SERVİS MART 2014 Nöbet Beyin hücrelerindeki aşırı ve anormal elektrik deşarjına bağlı olarak serebral fonskiyonların baskılanması ile sonuçlanan bir durum Epilepsi

Detaylı

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 5 PSİKİYATRİ STAJ TANITIM REHBERİ

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 5 PSİKİYATRİ STAJ TANITIM REHBERİ İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi 2018-2019 Eğitim Öğretim Yılı Dönem 5 PSİKİYATRİ STAJ TANITIM REHBERİ Hazırlayan: PSİKİYATRİ Anabilim Dalı 1 PSİKİYATRİ STAJI TANITIM REHBERİ Ders Kodu Dersin

Detaylı

Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV + 210 Sayfa ISBN 978-975-8882-31-1

Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV + 210 Sayfa ISBN 978-975-8882-31-1 Deomed Medikal Yay nc l k Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV + 210 Sayfa ISBN 978-975-8882-31-1 Birinci bask Deomed, 2009. 62

Detaylı

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları

Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları HEPATİT B TESTLERİ Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları Hepatit B virüs enfeksiyonu insandan insana kan, semen, vücut salgıları ile kolay bulaşan yaygın görülen ve ülkemizde

Detaylı

DSM-V e göre alttipler

DSM-V e göre alttipler DELIRYUM DSM-V kriterleri A. Dikkat ve bilinç bozukluğu B. Bu bozukluk kısa süre içinde gelişir C. Bilişte ek bir bozukluk (bellek, yönelim, dil, görseluzamsal yeterlilik, algı) D. Bu belirtiler daha

Detaylı

DEMANS Neden ve mekanizmalar üzerinden bir gözden geçirme. Demet Özbabalık Adapınar

DEMANS Neden ve mekanizmalar üzerinden bir gözden geçirme. Demet Özbabalık Adapınar DEMANS Neden ve mekanizmalar üzerinden bir gözden geçirme Demet Özbabalık Adapınar Demans Kişinin bilişsel işlevlerinde Sosyal, mesleki ve günlük yaşam aktivitelerinde Davranışlarında Avrupa da Demansİnsidansıİnme,

Detaylı

GERİATRİ STAJI STAJIN TANITIMI EĞİTİCİLER. Doç. Dr. Murat VARLI Doç. Dr. Sevgi ARAS. EĞİTİM SORUMLUSU: Doç. Dr. Sevgi ARAS İLETİŞİM

GERİATRİ STAJI STAJIN TANITIMI EĞİTİCİLER. Doç. Dr. Murat VARLI Doç. Dr. Sevgi ARAS. EĞİTİM SORUMLUSU: Doç. Dr. Sevgi ARAS İLETİŞİM GERİATRİ STAJI STAJIN TANITIMI EĞİTİM DÖNEMİ STAJ SÜRESİ YERLEŞKE EĞİTİM BİRİMLERİ DERSHANE : Dönem V : 4 iş günü : İbni Sina Hastanesi : Geriatri Bilim Dalı Kliniği, Polikliniği ve Dershanesi : İbni Sina

Detaylı

ŞİZOFRENİ HASTALARINDA TIBBİ(FİZİKSEL) HASTALIK EŞ TANILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

ŞİZOFRENİ HASTALARINDA TIBBİ(FİZİKSEL) HASTALIK EŞ TANILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ ŞİZOFRENİ HASTALARINDA TIBBİ(FİZİKSEL) HASTALIK EŞ TANILARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Mehmet Emin Demirkol Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı AMAÇ Bu çalışmada

Detaylı

Hasta Bilgilendirme. Sağl k sigortan z AOK`n n yeni Diyabet Tip 2 program. AOK-Curaplan Daha fazla yaşam kalitesi!

Hasta Bilgilendirme. Sağl k sigortan z AOK`n n yeni Diyabet Tip 2 program. AOK-Curaplan Daha fazla yaşam kalitesi! Hasta Bilgilendirme Sağl k sigortan z AOK`n n yeni Diyabet Tip 2 program AOK-Curaplan Daha fazla yaşam kalitesi! 2 AOK-Curaplan Diyabet Tip 2 AOK Curaplan nedir? AOK Curaplan, Tip 2 Diyabet hastal ğ olan

Detaylı

Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler

Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ, 2010 Nörolojik Hastalıklarda Depresyon ve Sitokinler Dr.Canan Yücesan Ankara Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Akış Sitokinler ve depresyon Duygudurum bozukluklarının

Detaylı

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. Onkoloji Okulu İstanbul /2014 SAĞLIK NEDİR? Sağlık insan vücudunda; Fiziksel, Ruhsal, Sosyal

Detaylı

SUNUŞ. Kitabın faydalı olması dileklerimizle, Sevgi ve saygılarımızla.

SUNUŞ. Kitabın faydalı olması dileklerimizle, Sevgi ve saygılarımızla. SUNUŞ Unutkanlık, Geriatri (yaşlı hekimliği) pratiğinde en sık rastlanan şikâyetlerden biridir. Unutkanlık, selim yaşlılık unutkanlığı olabileceği gibi Alzheimer hastalığı başta olmak üzere bir demans

Detaylı

Aducanumab antikorunun Alzheimer hastalarında Aβ plaklarını azaltması

Aducanumab antikorunun Alzheimer hastalarında Aβ plaklarını azaltması Aducanumab antikorunun Alzheimer hastalarında Aβ plaklarını azaltması Dr. Berker DUMAN Ankara Üniversitesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Konsültasyon-Liyezon Psikiyatrisi BD 53.Ulusal Psikiyatri Kongresi

Detaylı

Tarifname BÖBREKÜSTÜ BEZĠ YETMEZLĠĞĠNĠN TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON

Tarifname BÖBREKÜSTÜ BEZĠ YETMEZLĠĞĠNĠN TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON 1 Tarifname Teknik Alan BÖBREKÜSTÜ BEZĠ YETMEZLĠĞĠNĠN TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON Buluş, böbreküstü bezi yetmezliğinin tedavisine yönelik oluşturulmuş bir formülasyon ile ilgilidir. Tekniğin Bilinen

Detaylı

ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI. Doç. Dr. Suphi VEHİD

ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI. Doç. Dr. Suphi VEHİD ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI Alzheimer hastalığı (AH) ilk kez, yaklaşık 100 yıl önce tanımlanmıştır. İlerleyici zihinsel işlev bozukluğu ve davranış değişikliği yakınmaları ile hastaneye yatırılıp beş yıl

Detaylı

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ İnsomni Dr. Selda KORKMAZ Uykuya başlama zorluğu Uykuyu sürdürme zorluğu Çok erken uyanma Kronik şekilde dinlendirici olmayan uyku yakınması Kötü kalitede uyku yakınması Genel populasyonda en sık görülen

Detaylı

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Hastalıkların tedavisinde kat edilen yol, bulaşıcı hastalıklarla başarılı mücadele, yaşam koşullarında düzelme gibi

Detaylı

Şeker Hastalığı Nedir? Neden Önemlidir?

Şeker Hastalığı Nedir? Neden Önemlidir? Aile Hekimliği Sürekli Mesleki Gelişim Programı Hayatınız boyunca öngöremediğiniz ve hayat kalitenizi düşürecek pek çok sorun yaşayabilirsiniz. Şeker hastalığı(kısa olarak Diyabet diyebiliriz) ve obezite

Detaylı

Yeni Anket Verisi Girişi

Yeni Anket Verisi Girişi Yeni Anket Verisi Girişi lara ait kimlik verileri kesinlikle başka bir alanda paylaşılmayacaktır. ya ait özel veriler, sadece bilimsel çalışma merkezinin kendisi tarafından görüntülenebilecektir. proje

Detaylı

YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM

YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM Yaşlıların Psiko-Sosyal Özellikleri İnsanın yaşlılığında nasıl olacağı ya da nasıl yaşlanacağı; yaşadığı coğrafyaya, kalıtsal özelliklere, Psiko-sosyal ve Sosyo-ekonomik şartlara,

Detaylı

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık MS Hasta Okulu 28.05.2013 Multipl skleroz (MS) hastalığını basitçe, merkezi sinir sistemine

Detaylı

Yazar Ad 41 Prof. Dr. Haluk ÖZEN Cinsel hayat çocuk yaştan itibaren hayatımızın önemli bir kesimini oluşturur. Yaşlılık döneminde cinsellik ayrı bir özellik taşır. Yaşlı erkek kimdir, hangi yaş yaşlanma

Detaylı

Türk Toraks Derneği. Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi. www.toraks.org.tr

Türk Toraks Derneği. Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi. www.toraks.org.tr Türk Toraks Derneği Türk Toraks Derneği Cep Kitapları Serisi Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı www.toraks.org.tr Editörler HAZIRLAYANLAR Prof. Dr. Münevver Erdinç Ege Üniversitesi

Detaylı

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak PARKİNSON HASTALIĞI Yayın Yönetmeni Prof. Dr. Rana Karabudak TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü Türk Nöroloji Derneği (TND) 2014 Beyin Yılı Aktiviteleri çerçevesinde hazırlanmıştır. Tüm hakları TND

Detaylı

Deomed Medikal Yay nc l k

Deomed Medikal Yay nc l k Deomed Medikal Yay nc l k Schiltenwolf / Henningsen Muskuloskeletal A r lar Biyopsikososyal Yaklafl mla Tan ve Tedavi Türkçe Editörü / M. Sar do an Çeviri / A. Kasabal gil 16.5 x 24 cm, XVI + 320 Sayfa

Detaylı

Yaşl da Demans, Risk Faktörleri ve Tedavisi

Yaşl da Demans, Risk Faktörleri ve Tedavisi Yaşl da Demans, Risk Faktörleri ve Tedavisi Dr. Burcu Balam YAVUZ, Dr. Servet ARIOĞUL Hacettepe Üniversitesi T p Fakültesi, İç Hastal klar Anabilim Dal, Geriatri Ünitesi, ANKARA Risk Factors and Treatment

Detaylı

¹GÜTF İç Hastalıkları ABD, ²GÜTF Endokrinoloji Bilim Dalı, ³HÜTF Geriatri Bilim Dalı ⁴GÜTF Biyokimya Bilim Dalı

¹GÜTF İç Hastalıkları ABD, ²GÜTF Endokrinoloji Bilim Dalı, ³HÜTF Geriatri Bilim Dalı ⁴GÜTF Biyokimya Bilim Dalı Dr. Derda GÖKÇE¹, Prof. Dr. İlhan YETKİN², Prof. Dr. Mustafa CANKURTARAN³, Doç. Dr. Özlem GÜLBAHAR⁴, Uzm. Dr. Rana Tuna DOĞRUL³, Uzm. Dr. Cemal KIZILARSLANOĞLU³, Uzm. Dr. Muhittin YALÇIN² ¹GÜTF İç Hastalıkları

Detaylı

İş Sağlığı İş Sağlığı nedir? Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir?

İş Sağlığı İş Sağlığı nedir?    Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir? İş Sağlığı İş sağlığı denilince, üretimi ve işyerini içine alan bir kavram düşünülmelidir. İşyerinde sağlıklı bir çalışma ortamı yoksa işçilerin sağlığından söz edilemez. İş Sağlığı nedir? Bütün çalışanların

Detaylı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Çalışan açısından, yüksekte güvenle çalışabilirliği belirleyen etkenler:

Detaylı

Tarifname 2-[(4-FLUOROETHYL)SULFONYL]DİHYDROPYRROLO[5,6-A]PYRAZİN- 4(2H)-DİONE VE ANALOGLARININ DEMANS TÜREVLERİNİN TEDAVİSİNE YÖNELİK KULLANIMI

Tarifname 2-[(4-FLUOROETHYL)SULFONYL]DİHYDROPYRROLO[5,6-A]PYRAZİN- 4(2H)-DİONE VE ANALOGLARININ DEMANS TÜREVLERİNİN TEDAVİSİNE YÖNELİK KULLANIMI 1 Tarifname 2-[(4-FLUOROETHYL)SULFONYL]DİHYDROPYRROLO[,6-A]PYRAZİN- 4(2H)-DİONE VE ANALOGLARININ DEMANS TÜREVLERİNİN TEDAVİSİNE YÖNELİK KULLANIMI Teknik Alan Buluş, demans türevlerinin tedavisine yönelik

Detaylı

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 05 Kasım 2009 04:07 - Son Güncelleme Perşembe, 05 Kasım 2009 04:29

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 05 Kasım 2009 04:07 - Son Güncelleme Perşembe, 05 Kasım 2009 04:29 Dünyanın Derdi Depresyon Dünyada 120 milyon kişi depresyonda. 185 ülkenin verilerine göre 2020 yılında kalp hastalıklarından sonra ikinci sırada depresyon olacak. İSTANBUL - Türkiye psikiyatri Derneği'nin

Detaylı

İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI

İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI RAPOR BÜLTENİ İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI Tarih: 18/09/2015 Sayı : 11 Dünya Alzheimer Farkındalık Günü 21 Eylül 2015 Hazırlayan Ezel ÖZTÜRK Alzheimer Hastalığı ilerleyici nörodejeneratif

Detaylı

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi nde KLP Çalışmaları Amaçlar Yurtdışında Yan Dal süreci

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi nde KLP Çalışmaları Amaçlar Yurtdışında Yan Dal süreci Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi nde KLP Çalışmaları Amaçlar Yurtdışında Yan Dal süreci Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı nda 1970 yılından itibaren KLP alanında çalışmalar

Detaylı

Açıklama 2011-2013. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK

Açıklama 2011-2013. Araştırmacı: YOK. Danışman: YOK. Konuşmacı: YOK Açıklama 2011-2013 Araştırmacı: YOK Danışman: YOK Konuşmacı: YOK ALZHEİMER HASTALIĞI tedavisinde ASETİLKOLİNESTERAZ İNHİBİTÖRLERİ ve MEMANTİN Dr. Aysu Tihan Bursa Devlet Hastanesi, Psikiyatri kliniği ÖRNEK

Detaylı

Hepatik Ensefalopati. Prof. Dr. Ömer Şentürk

Hepatik Ensefalopati. Prof. Dr. Ömer Şentürk Hepatik Ensefalopati Prof. Dr. Ömer Şentürk Hepatik Ensefalopati : Terminoloji Tip A Akut karaciğer yetmezliği ile birlikte Tip B Porto-sistemik Bypass ile birlikte (intrensek hepatosellüler yetmezlik

Detaylı

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün Veri Toplama Yöntemleri Prof.Dr.Besti Üstün 1 VERİ (DATA) Belirli amaçlar için toplanan bilgilere veri denir. Araştırmacının belirlediği probleme en uygun çözümü bulabilmesi uygun veri toplama yöntemi

Detaylı

Sürdürülebilir sosyal güvenli in önündeki zorluklar

Sürdürülebilir sosyal güvenli in önündeki zorluklar Sürdürülebilir sosyal güvenli in önündeki zorluklar Konular Geçmi ten önemli trendler Esneklik ve esnek güvence Bireyselcilik ve azalan dayan ma Silikle en toplum 2 Toplumsal: Daha az evlilik Daha fazla

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

YAŞLILIK HAKKINDA HER ŞEY DEMANS (BUNAMA) BAKICI TÜKENMİŞLİĞİ EL KİTABI. Yazar/Editör: Prof. Dr. Ahmet Turan IŞIK. Ortak Yayınları

YAŞLILIK HAKKINDA HER ŞEY DEMANS (BUNAMA) BAKICI TÜKENMİŞLİĞİ EL KİTABI. Yazar/Editör: Prof. Dr. Ahmet Turan IŞIK. Ortak Yayınları YAŞLILIK HAKKINDA HER ŞEY DEMANS (BUNAMA) BAKICI TÜKENMİŞLİĞİ EL KİTABI Yazar/Editör: Prof. Dr. Ahmet Turan IŞIK Ortak Yayınları YAŞLILIK HAKKINDA HER ŞEY İzmir Büyükşehir Belediyesi desteği ile Ege

Detaylı

GERİATRİK HASTAYA YAKLAŞIM

GERİATRİK HASTAYA YAKLAŞIM GERİATRİK HASTAYA YAKLAŞIM Demografik anlamda yaşlılığın sınırı 65 yaş olarak benimsenmektedir. 65-74 arası erken yaşlılık, 75-84 yaş arası yaşlılık, 85 yaş ve üzerindekiler ileri yaşlılık dönemidir. Yaşlanma

Detaylı

Ci C n i s n e s l e l iş i l ş e l v e v bo b z o u z k u l k u l k u l k a l r a r y l y a l a il i g l i g l i i l P i a P r a i r s i s t e t

Ci C n i s n e s l e l iş i l ş e l v e v bo b z o u z k u l k u l k u l k a l r a r y l y a l a il i g l i g l i i l P i a P r a i r s i s t e t Kadınlarda cinsel işlev bozukluğu Parlak buluş! Cinsel işlev bozukluklar yla ilgili Paris te düzenlenen büyük bir toplant ilaç satanlar için milyar dolarl k pazarlar yaratabilecek yeni bir hastal ğ tan

Detaylı

İstanbul Beyin Merkezleri

İstanbul Beyin Merkezleri İstanbul Beyin Merkezleri N E D E N B E YİN M E R K E Zİ? B E YİN Y M E R K E ZİN D E N E LE R Y A PIL IR? Merkezde Nöro -Biliminin en zor ve faydalı teşhis ve tedavi gelişmelerinin tatbiki yanında tedavide

Detaylı

Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU

Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları. Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU Uykuyla İlişkili Hareket Bozuklukları Dr. Kemal HAMAMCIOĞLU ICSD-2 (International Classification of Sleep Disorders-version 2) 2005 Huzursuz bacaklar sendromu Uykuda periyodik hareket bozukluğu Uykuyla

Detaylı

08.11.2008 VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D

08.11.2008 VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D Vitamin D ve İmmün Sistem İnsülin Sekresyonuna Etkisi Besinlerde D Vitamini Makaleler Vitamin D, normal bir kemik gelişimi ve kalsiyum-fosfor homeostazisi için elzem

Detaylı

Bipolar afektif bozukluk nedir?

Bipolar afektif bozukluk nedir? Bipolar afektif bozukluk nedir? Bipolar afektif bozukluğu pek çok kişi farklı şekillerde yaşar. Bazıları şiddetli mutsuzluk ve sadece hafif taşkınlık atakları deneyimlerken, diğerleri son derece şiddetli

Detaylı

Sosyal Riski azaltma Projesi Kapsamında Şartlı Nakit Transferi Uygulaması Genelgesi 2004 / 64

Sosyal Riski azaltma Projesi Kapsamında Şartlı Nakit Transferi Uygulaması Genelgesi 2004 / 64 Sosyal Riski azaltma Projesi Kapsamında Genelgesi 2004 / 64 Tarihi:03.05.2004 Sayısı:2004/64-1838 SAĞLIK BAKANLIĞI Ana Çocuk Sağlığı ve Aile Planlaması Genel Müdürlüğü ANKARA 03/05/2004 Sayı : B100ACS0140000-9216/1853

Detaylı

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur.

Nöroloji alanında güncel gelişmelerin olduğu konularda seminer Nöroloji Uzmanlık Öğrencileri tarafından sunulur. NÖR 23 NÖROLOJİ Dr. Ali Kemal ERDEMOĞLU /1 Dr. Ersel DAĞ /2 Dr. Yakup TÜRKEL /3 KOD DERS ADI ÖÜ T P KREDİ AKTS NOR 7001 MAKALE SAATİ Nöroloji alanında yabancı dergilerde güncel gelişmelere yönelik yayınlanan

Detaylı

HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ

HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ SUNUM PLANI: Hareketli çocuk kime denir? Klinik ilgi odağı olması gereken çocuklar hangileridir?

Detaylı

Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek. Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler

Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek. Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler Sayın hast, Hastalıkların teşhisi ve tedavisinde son on yılda çok büyük gelişmeler kaydedildi.

Detaylı

ÜRÜN BİLGİSİ. ETACİD, erişkinler, 12 yaş ve üzerindeki adolesanlarda mevsimsel alerjik rinitin profilaksisinde endikedir.

ÜRÜN BİLGİSİ. ETACİD, erişkinler, 12 yaş ve üzerindeki adolesanlarda mevsimsel alerjik rinitin profilaksisinde endikedir. ÜRÜN BİLGİSİ 1. ÜRÜN ADI ETACİD % 0,05 Nazal Sprey 2. BİLEŞİM Etkin madde: Mometazon furoat 50 mikrogram/püskürtme 3. TERAPÖTİK ENDİKASYONLAR ETACİD erişkinler, adolesanlar ve 6-11 yaş arasındaki çocuklarda

Detaylı

NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ

NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ NİKOTİN BAĞIMLILIĞI VE DİĞER BAĞIMLILIKLARLA İLİŞKİSİ Doç. Dr. Okan Çalıyurt Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD, Edirne Temel Kavramlar Madde kötüye kullanımı Madde bağımlılığı Yoksunluk Tolerans

Detaylı

MENOPOZ. Menopoz nedir?

MENOPOZ. Menopoz nedir? MENOPOZ Hayatınızı kabusa çeviren, unutkanlık, uykusuzluk, depresyon, sinirlilik, halsizlik şikayetlerinin en büyük sebeplerinden biri menopozdur. İleri dönemde idrar kaçırma, kemik erimesi, hipertansiyona

Detaylı

SAMSUN RUH SAĞLIĞI HASTALIKLARI HASTANESİ UZM.DR UMUT MERT AKSOY Açıklama 2008 20092009 Araştırmacı: olmamıştır Danışman: olmamıştır Konuşmacı: olmamıştır TARİHÇE: Canik sancağı nda 1895 yılında alınan

Detaylı

ÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi

ÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi KİHG/İŞL-005 19.08.2009 07.08.2012 2 1/8 GÜNCELLEME BİLGİLERİ Güncelleme Tarihi Güncelleme No Açıklama 11.11.2009 1 Belge içeriğinde ve belge numarasında değişiklik yapılması 07.08.2012 2 Komite, başlık,

Detaylı

VAY BAŞIMA GELEN!!!!!

VAY BAŞIMA GELEN!!!!! VAY BAŞIMA GELEN!!!!! DİYABET YÖNETİMİNDE İNSÜLİN POMPA TEDAVİSİNİN KAN ŞEKERİ REGÜLASYONUNA OLUMLU ETKİSİ HAZIRLAYAN: HEM. ESRA GÜNGÖR KARABULUT Diyabet ve Gebelik Diyabetli kadında gebeliğin diyabete

Detaylı

Demans. Demans 08/10/14. Demans Tanı

Demans. Demans 08/10/14. Demans Tanı Yrd. Doç. Dr. Emrah SONGUR Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD Ekim 2014 Bellek ve dil yebleri, soyut düşünme, yargılama gibi zihinsel işlevlerde görülen edinilmiş,

Detaylı

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu. Yaşlı Bakım-Ebelik. YB 205 Beslenme İkeleri

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu. Yaşlı Bakım-Ebelik. YB 205 Beslenme İkeleri Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Yaşlı Bakım-Ebelik YB 205 Beslenme İkeleri Uzm. Dyt. Emine Ömerağa emine.omeraga@neu.edu.tr YAŞLANMA Amerika da yaşlı bireyler eskiye göre

Detaylı

Demansta görüntülemenin rolü Dr.Ercan Karaarslan Acıbadem Üniversitesi

Demansta görüntülemenin rolü Dr.Ercan Karaarslan Acıbadem Üniversitesi Demansta görüntülemenin rolü Dr.Ercan Karaarslan Acıbadem Üniversitesi Ana başlıklar Demans nedenleri Normal yaşlanma bulguları Radyolojik görüntüleme yöntemleri Demansta radyolojik belirleyici bulgular

Detaylı

Kognitif bozukluk ve davranışsal sorunlar İki Olgu

Kognitif bozukluk ve davranışsal sorunlar İki Olgu Kognitif bozukluk ve davranışsal sorunlar İki Olgu Dr. Sibel Çakır İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi, Psikiyatri A.D Duygudurum Bozuklukları ve Geriopsikiyatri Birimi Olgu 1 KİMLİK BİLGİLERİ 79 yaşında K hasta,

Detaylı

ANKSİYETE BOZUKLUKLARINDA ANTİEPİLEPTİKLERİN KULLANIMI

ANKSİYETE BOZUKLUKLARINDA ANTİEPİLEPTİKLERİN KULLANIMI ANKSİYETE BOZUKLUKLARINDA ANTİEPİLEPTİKLERİN KULLANIMI Prof. Dr. Aylin Ertekin Yazıcı Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri AD ANTİEPİLEPTİKLER Karbamezepin Okskarbazepin Lamotrijin Riluzol Valproik

Detaylı