ÜNİTE İÇİNDEKİLER HEDEFLER MEDENİ HUKUK A İLİŞKİN BAZI TEMEL BİLGİLER MEDENİ HUKUK I

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ÜNİTE İÇİNDEKİLER HEDEFLER MEDENİ HUKUK A İLİŞKİN BAZI TEMEL BİLGİLER MEDENİ HUKUK I"

Transkript

1 HEDEFLER İÇİNDEKİLER MEDENİ HUKUK A İLİŞKİN BAZI TEMEL BİLGİLER Medeni Hukuk İlişkileri Çerçevesinde Kişilerin Sahip Olabildikleri Haklar Yükümlülük ve Sorumluluk Kavramları Hakları Kazandıran, Kaybettiren ve Yükümlülükleri Doğuran veya Ortadan Kaldıran Olaylar (Hukuki Olaylar) MEDENİ HUKUK I Yrd. Doç. Dr. Damla Gürpınar Bu üniteyi çalıştıktan sonra; Medeni Hukukta önem taşıyan hak ve yükümlülük kavramlarını daha yakından tanıyacak, Hukuki sonuç doğuran olayları tanıyıp özelliklerini kavrayacak, Özellikle hukuki işlem kavramı ve hukuki işlem türleri hakkında bilgi sahibi olacaksınız. ÜNİTE 4

2 GİRİŞ Medeni Hukuk derslerine sağlam bir giriş yapabilmek için Medeni Hukuk a ilişkin bazı temel bilgilerin verilmesi gerekir. Bu bilgiler, aynı zamanda sonraki ünitelerimizde çalışacağımız iyi niyet ve dürüstlük kurallarının anlaşılması bakımından da yararlı olacaktır. Bu ünitede, Medeni Hukuk un kişiler arasında düzenlediği özel hukuk ilişkileri çerçevesinde, kişilerin sahip olabildikleri haklar ile onlar bakımından doğabilecek yükümlülük ve sorumlulukları daha yakından tanımaya çalışacağız. Önce hak, yükümlük ve sorumluluk kavramları üzerinde duracağız, sonra da hakları kazandıran ve kaybettiren olguları ve özellikle de hukuki işlemleri ele alacağız. MEDENİ HUKUK İLİŞKİLERİ ÇERÇEVESİNDE KİŞİLERİN SAHİP OLABİLDİKLERİ HAKLAR Medeni Hukukta karşımıza çıkan haklar değişik nitelikler taşıyabilir. Örneğin Kişiler Hukuku alanında kişilik haklarıyla, Aile Hukuku alanında velayet hakkıyla ve eşlerin birbirlerine karşı sahip olduğu çeşitli haklarla, Miras Hukuku alanında mirasçı olmaya bağlı olan haklarla, Eşya Hukuku alanında ayni haklarla ve Borçlar Hukuku alanında da alacak hakları ile meşgul oluruz. Bu hakların hepsi ilgili oldukları dersler çerçevesinde ayrıntılı olarak incelenecek olmakla birlikte aralarında birtakım benzerlikler ve farklılıklar bulunmaktadır. Burada bu benzerlik ve farklılıkları esas alarak tüm bu haklarla ilgili bazı açıklamalar yapacağız. Mutlak Haklar ve Nispi Haklar Hak, genel olarak, kullanılması sahibinin veya yetkili temsilcisinin iradesine bağlı olup hukuk düzenince korunan menfaat olarak tanımlanır. Hak, genel olarak, kullanılması sahibinin veya yetkili temsilcisinin iradesine bağlı olup hukuk düzenince korunan menfaat olarak tanımlanır. Bu menfaat, hak sahibine başkaları karşısında bir üstünlük sağlar. Onlardan belli şekilde davranma, bazı şeyleri yapmama veya bazı şeylere katlanmasını beklemek bakımından hak sahibini yetkilendirir. İşte hak sahibinin bu üstünlüğü, eğer sadece belli bir hukuki ilişkiyle bağlı olduğu diğer bir kişiye yönelikse, bu durumda nispi (kişisel-şahsi) haklardan söz ederiz. Eğer hak, kendisiyle hiçbir hukuki ilişki içinde bulunmadığımız kişilere karşı bile bize bir üstünlük sağlıyorsa o zaman da mutlak haklardan söz ederiz. Kişilik hakkı, velayet hakkı, fikrî haklar veya ayni haklar mutlak haklardır. Çünkü hak sahibi bu haklarını herkese karşı ileri sürebilir, yani herkesten bu hakkına saygı duymasını bekleyebilir ve hakkını herkese karşı korumaya çalışabilir. Çünkü bu haklar, herkes tarafından ihlal edilme tehlikesi altındadır. Hak sahibinin Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2

3 kendisiyle hiçbir hukuki ilişki içinde bulunmadığı, hatta hiç tanımadığı veya daha önce hiç görmediği bir kişi bile, onun bu hakkını zedeleme potansiyeline sahiptir. Aile Hukukunda nişanlıların ve eşlerin birbirlerine karşı sahip oldukları birtakım haklar vardır. Nişanlılar ve eşler birbirlerinden sadakat beklemek, zor durumunda destek beklemek, eşlerden her biri diğerinden evlilik birliğinin giderlerine katılımına beklemek gibi haklara sahiptir. Bu haklar, sırf onlar arasında nişanlılık veya evlilik hukuki ilişkisi bulunduğu için söz konusudur ve hiçbiri bu hakkını nişanlısından veya eşinden başka bir kişiye karşı ileri süremez. Bu haklara sadece belli bir hukuki ilişkinin taraflarını oluşturan kişiler ancak diğer tarafa karşı sahip oldukları için nispi haklar kategorisine girerler. Nispi hakların bir kısmı, kişi varlığı değerlerine ilişkindir; ama nispi hakların önemli bir kısmı mal varlıksal değerleri ilgilendirir. Borçlar Hukuku nun temel kavramlarından olan alacak hakları böyledir. Alacak hakları dışında da nispi haklar söz konusudur. Önalım, alım, geri alım hakları, kural olarak, sadece bir sözleşme çerçevesinde bu hakkı hak sahibine tanıyan kişiye karşı kullanılabilirler. Bunlar da mal varlıksal sonuç doğururlar ve ayrıca yenilik doğuran haklar olarak farklı bir hak grubuna girerler. Nispi haklar, bu hakkın doğumuna yol açan hukuki ilişkinin tarafları dışındaki bazı kişilere karşı da ileri sürülebilirler. Bir taşınmaza ilişkin kira sözleşmesinden doğan kiralananın kullanımı konusundaki alacak hakkı, taşınmaz satış vaadinden doğan alacak hakkı veya önalım, alım veya geri alım sözleşmelerinden doğan yenilik doğuran haklar, bu hakların tapu siciline şerh verilmiş olmaları koşuluyla, ilgili oldukları taşınmaz üzerinde sonradan hak kazanan herkese karşı ileri sürülebilir hâle gelirler. Bu duruma, nispi hakların kuvvetlendirilmesi denilir. Nispi haklar arasında bulunan alacak hakları zaman aşımına tabidir; oysa mutlak haklar zaman aşımına tabi değildir. Gerçi mutlak haklar arasında yer alan aynî haklar alanında da zaman aşımı kavramına rastlanır; ama bu alandaki zaman aşımı alacak haklarındaki zaman aşımından farklı bir etki gösterir. Şöyle ki, bir alacak hakkı zaman aşımına uğradığı zaman ortadan kalkmasa da ciddi anlamda zayıflar. Artık borçlu borcunu özgür iradesiyle ödemezse, alacaklının onu Devletin icra organları vasıtasıyla ödemeye zorlama olanağı ortadan kalkmıştır. Oysa ayni haklar alanında hakkın etkisini zayıflatan değil, tam tersine ayni hak kazandıran bir zaman aşımı söz konusudur. Gerek alacak hakları gerekse ayni haklar hak düşürücü süreye de tabi değillerdir. Hak düşürücü süre yenilik doğuran haklar bakımından söz konusu olur. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3

4 Yararlanma Hakları ve Düzenleme Hakları Medeni Hukukta haklar, yararlanma hakları ve düzenleme hakları olmak üzere iki ayrı kategoriye de ayrılabilir. Bu ayrım, hakkın sahibine sağladığı yetkinin içeriğine göre yapılır. Yukarıda sözünü ettiğimiz kişilik hakkı, ayni haklar, alacak hakları yararlanma haklarıdır. Tüm bu haklar, sahibine belli bir davranıştan veya hukuki değerden yararlanma olanağı sağlar ve başkasına karşı ileri sürülebilecek bir talep yetkisi verir. Düzenleme hakları ise, sahibine herhangi bir davranıştan veya hukuki değerden doğrudan doğruya yararlanma olanağı sağlamaz ve bir talep yetkisi de vermez. Bu haklar, sahibinin belli hukuki ilişkileri kurabilmesini, içeriğini değiştirebilmesini ve sona erdirebilmesini olanaklı kılar. Bu hukuki ilişkilerin kurulması, değiştirilmesi veya sona erdirilmesi de hak sahibine çeşitli yararlanma hakları kazandıracağından, düzenleme hakları, sahibine bir davranış veya hukuki değerden ancak dolaylı olarak yararlanma olanağı sağlayan haklardır. Aşağıda bu iki hak grubunu biraz daha yakından inceleyeceğiz. Yararlanma Hakları ve Özellikle Talep Yetkisi Yararlanma hakları arasında bulunan ayni haklar, sahibine konusu olan eşyayı kullanma, bu eşyanın ürünlerini elde etme, bu eşyanın biçimini değiştirme, hatta onu bozup yok etme gibi fiilî yetkiler sağlar. Fakat ayni hakların sahibine sağladığı yetkiler bunlarla sınırlı kalmaz. Ayni haklar, hak sahibine, ayni hakkın konusu olan eşya üzerinde başkalarına da haklar kurma veya bu eşya üzerindeki hakkı başkasına devretme, başkası tarafından elinden uzaklaştırılan eşyayı geri isteme, eşyadan yararlanmasına herhangi bir şekilde engel olan kişiye karşı el atmasını önleme ve tazminat davası açma gibi hukuki yetkiler de bahşeder. Yine yararlanma hakları arasında bulunan alacak hakları, alacaklının borçludan belli bir davranışta bulunmasını isteme yetkisini verir. Buna talep yetksi de denilir. Borçlunun bu davranışta bulunmasında alacaklının bir yararı vardır. Alacak hakkının alacaklıya verdiği tek yetki talep yetkisi değildir. Alacaklı, duruma göre icraya veya mahkemeye başvurma yetkisine, borç gereği gibi yerine getirilmezse uğradığı zararların tazminini isteme yetkisine de sahiptir. Alacaklı alacağı üzerinde tasarruf etme yetkisine de sahiptir ve bu yetki çerçevesinde alacak hakkını başkasına devredebilir, borçluyu ibra edebilir, alacak hakkını rehnedebilir, alacağını tahsil edebilir veya ifa için borçluya yeni bir süre tanıyabilir. Ayrıca alacak hakkına bağlı olarak alacaklının birtakım yenilik doğuran hakları ve def i hakları da ortaya çıkabilir. Alacak hakkının sahibine sağladığı talep yetkisi, çoğu zaman alacak hakkının kendisiyle karıştırılır. Oysa talep yetkisi, alacak hakkının sahibine sağladığı ve yukarıda saydığımız yetkilerden sadece biridir. Çoğu zaman alacak hakkı doğduğu anda talep yetkisi de doğar; ama bazen alacak hakkı doğsa da henüz talep yetkisi Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4

5 doğmamış olur. Vadeye bağlı borçlarda durum böyledir. Vade dolmadan önce alacaklının borçludan belli bir şekilde davranmasını isteme yetkisi, talep yetkisi bulunmaz. Bazen de talep yetkisi ortadan kalkar; ama alacak hakkı varlığını sürdürmeye devam eder. Yukarıda sözünü ettiğimiz zaman aşımına uğrayan alacaklarda durum böyledir. Alacak zaman aşımına uğradığı zaman, alacaklı talepte bulunabilir bulunmasına; ama borçlu zamanaşımı def ini ileri sürdüğü andan itibaren onu borcunu ifaya zorlamak için alacaklının hiçbir olanağı kalmaz. Çünkü zamanaşımı def nin kullanılmasıyla birlikte talep yetkisi ortadan kalkmıştır. Ayrıca, talep yetkisi sadece alacak haklarında da söz konusu olmaz. Kişilik haklarına yapılmış olan saldırıya son verilmesi ve saldırı tehlikesinin önlenmesi talepleri, kişilik haklarından doğmaktadır. Bir kişinin eşyasını kendisinden uzaklaştırmış olan kişiye yöneltebileceği iade talebi veya eşyası üzerindeki yetkilerini kullanmasına engel olan kişiye yönelttiği el atmanın önlenmesi talebi ise ayni haktan doğan taleplerdir, bunlara ayni talepler de denilir. Alacak hakkından doğan talep yetkisi ise kişisel talep olarak nitelendirilir. Düzenleme Hakları, Özellikle Yenilik Doğuran Haklar Yenilik doğuran haklar, hak sahibine, tek taraflı olarak yeni bir hukuki ilişki kurmak, mevcut bir hukuki ilişkinin içeriğini değiştirmek veya mevcut hukuki ilişkiyi sona erdirmek yetkisini verir. Yenilik doğuran haklar, yönetim ve temsil hakları ile def i hakları, düzenleme haklarının alt türleridir. Yönetim ve temsil haklarında, hak sahibi başka bir kişi adına hareket ederek üçüncü kişilerle hukuki işlemler yapabilir ve yaptığı işlemin sonuçları, adına hareket ettiği kişinin hukuk alanında doğar. Velinin velayet altındaki küçük adına, vasinin kısıtlı kişi adına, iradi temsilcinin ise kendisine temsil yetkisini veren kişi adına hareket ederek onları bağlayıcı hukuki sonuçlara yol açabilmesi bu hakların örneğidir. Bu hakları kullanan kişiler, temsil ettikleri veya mal varlığını yönettikleri kişilerin birtakım yararlanma haklarına kavuşabilmelerini sağlamaktadırlar. Son ünitemizde üzerinde biraz daha ayrıntılı olarak duracak olduğumuz defi hakları da yararlanma haklarıdır. Örneğin, borcu zaman aşımına uğramış olan bir borçlunun aleyhine açılan bir alacak davasında zaman aşımı def inde bulunma hakkı vardır. Kullanılmadığı sürece bu hakkın varlığı borçlu yararına hiçbir sonuç doğurmaz. Çünkü def iler hâkim tarafından resen göz önünde bulundurulamaz. Eğer borçlu zamanaşımı def ini ileri sürecek olursa, yani bu düzenleme hakkını kullanırsa, kendisi için avantajlı bir durumu da yaratmış olur. Artık borcunu ödemeye mecbur bırakılamayacaktır. Düzenleme haklarının içindeki en önemli grubu yenilik doğuran haklar oluşturur. Yenilik doğuran haklar, hak sahibine, tek taraflı olarak yeni bir hukuki ilişki kurmak, mevcut bir hukuki ilişkinin içeriğini değiştirmek veya mevcut hukuki ilişkiyi sona erdirmek yetkisini verir. Bu hakların kullanılmasıyla yeni bir hukuki durum ortaya çıktığı için, bunlara yenilik doğuran haklar denilmektedir. Bu yeni durum, sadece hak sahibinin iradesiyle doğar. Oysa hukuki ilişkiler kural olarak ilişkinin iki tarafının da iradesiyle kurulur, değiştirilir veya ortadan kaldırılır; ama Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5

6 bazen kanun bazen de kişiler arasında daha önce kurulmuş bir başka hukuki işlem, bir kişiye, tek taraflı iradesiyle yeni bir düzenleme yapma olanağı verebilmektedir. Üstelik bu düzenleme, sadece hak sahibinin değil, onunla hukuki ilişki içinde bulunan başkalarının da hukuk alanını ilgilendiren sonuçlar doğurmaktadır. Yenilik doğuran hak, bazen hak sahibinin tek taraflı bir irade açıklamasıyla kullanılır, bazen de yenilik doğuran bir dava açma hakkının kullanılmasıyla kullanılır. Sözleşmelerin tek taraflı irade açıklamasıyla feshedilebilmesi birinci duruma, boşanma veya evliliğin iptali davası açılması ikinci duruma örnek verilebilir. Bu iki örnekte de belli bir hukuki ilişkiyi bozmayı hedefleyen yenilik doğurucu haklar söz konusu olduğu için, bunlar bozucu yenilik doğuran haklar kategorisine girerler. Kurucu ve değiştirici yenilik doğuran haklar da mevcuttur. Nispi haklar arasında sözünü ettiğimiz önalım, alım ve geri alım hakları kurucu yenilik doğuran haklara örnek olarak verilebilir. Seçimlik bir borçta alacaklının seçim hakkını kullanarak edimi belirlemesi ise, borcun konusu olan davranışı seçimlik olmaktan çıkarıp tek bir davranışa indirgediği için değiştirici yenilik doğuran haklara örnek gösterilebilir. Eşlerden birine boşanma veya evliliğin iptali davasını açma hakkını ya da tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmede alacaklıya borçlunun temerrüdü nedeniyle sözleşmeden dönme hakkını kanun verir. Bazı kişilere, taşınmaz maliki ile aralarında bir satış ilişkisi kurma hakkını, taşınmaz malikiyle daha önce yapmış oldukları önalım, alım, geri alım sözleşmeleri vermektedir. Paylı mülkiyette paydaşlardan birinin sahip olduğu önalım hakkı ise yine kanundan doğan bir kurucu yenilik doğuran haktır. Yenilik doğuran hakların birtakım özellikleri bulunmaktadır. Bu haklar bir kez kullanılmakla tükenirler. Bu haklar bir kez kullanıldı mı yeni bir durum doğar ve bu yeni durum, hak sahibinden başka kişilerin de hukuk alanını etkiler. Bu kişilerin hukuki güvenliği, onlar açısından oluşan bu yeni durumun kesinlik arz etmesini gerektirir. Bu yüzden yenilik doğuran haklar kullanıldıktan sonra, buna ilişkin işlem geri alınamaz. Ancak her iki taraf da isterlerse, aralarında eski hukuki durumu yeniden tesis etmek üzere anlaşmaları, örneğin boşanan eşlerin tekrar evlenmeleri veya feshedilen sözleşmenin taraflarının yeniden bir sözleşme yapmaları mümkündür. Yenilik doğuran hakların kullanılması, kural olarak, koşula da bağlanamaz. Koşul, gerçekleşip gerçekleşmeyeceği henüz bilinmeyen bir olaydır. Bir hukuki işlem koşula bağlı olarak yapılırsa, işlemin hukuki etkiye sahip olup olamayacağı koşulun gerçekleşip gerçekleşmeyeceği belli olana kadar bilinemez. İşte koşul kavramının beraberinde gelen bu belirsizlik nedeniyle, yenilik doğuran haklar alanında koşullar kabul edilmez. Çünkü yenilik doğuran hak, hak sahibi dışındaki kişileri de ilgilendiren sonuçlar doğurmaktadır. Onlar, hak sahibinin deyim yerindeyse zaten iki dudağı arasında kalmışlardır, bir de kendilerini ilgilendirecek yeni hukuki durumun ne zaman ve ne içerikte olabileceği konusunda belirsizlik Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6

7 Bireysel Etkinlik MEDENİ HUKUKA İLİŞKİN BAZI TEMEL BİLGİLER içinde kalmaları hiç de adil olmaz. Ancak koşulun gerçekleşmesi, tesadüfi olaylara veya hak sahibinin değil de muhatabının iradesine bağlıysa, bu durumda şarta bağlı olarak yenilik doğuran hakların kullanılması sözünü ettiğimiz sakıncayı doğurmayacağı için pekâlâ kabul edilebilir. Yenilik doğuran haklar, çoğu zaman sahibine sonsuza kadar belli bir alanı düzenleme yetkisi vermezler. Bunun sebebi de, hak sahibi karşısında bulunan ve bu hak kullanılacak olursa kendi hukuk alanı da bundan etkilenecek olan kişinin, bu hakkın kullanılıp kullanılmayacağını bilmeksizin uzun süre belirsizlik içinde yaşamasının adil görülmemesidir. Örneğin bazı boşanma sebepleri, ancak sebebin ortaya çıkmasından itibaren belli bir süre içinde dava açılırsa, boşanmaya yol açabilir. Bu süre kaçırılırsa lehine dava açmak için bu sebep oluşmuş olan kişi, bu sebebe dayalı dava hakkını kaybetmiş olur. Bazı yenilik doğuran haklarda ise böyle bir hak düşürücü süre dahi söz konusu değildir. Örneğin vekâlet ilişkisi devam ettiği sürece vekilin istifa konusundaki yenilik doğuran hakkı, hak düşürücü süreye bağlı olmaksızın mevcuttur. Hak düşürücü süreler, zaman aşımı süresinden farklıdır. Zaman aşımı alacak haklarında söz konusu olurken, hak düşürücü süre yenilik doğuran haklar bakımından geçerlidir. Zaman aşımı süresinin dolması alacak hakkını sona erdirmeyip sadece zayıflatırken, hak düşürücü sürelerin dolması adından da anlaşıldığı gibi hakkı tamamen ortadan kaldırır. Zaman aşımını hâkim tarafından resen göz önünde bulundurulamaz iken, hak düşürücü sürenin dolduğunu hâkim resen göz önünde tumak zorundadır. Çünkü zaman aşımı bir def i olduğu hâlde, hak düşürücü süre bir itiraz sebebidir. Ayrıca zamanaşımı sürelerinin değişik sebeplerle durması veya kesilmesi söz konusu olabilir iken hak düşürücü süreler kesin sürelerdir. Sahip olduğunuz çeşitli hakları mutlak ya da nispi hak olmaları ya da yararlanma hakkı veya düzenleme hakkı olmaları açısından sınıflandırmaya çalışınız. Kişi Varlığına İlişkin Haklar - Kişiye Sıkı Sıkıya Bağlı Haklar - Devredilebilen ve Devredilemeyen Haklar Mal Varlığına İlişkin Haklar Hakkın konusu olan menfaat birtakım kişisel değerlere ilişkinse, kişi varlığına ilişkin haklardan söz edilir. Kişilik hakları, velayet hakkı, nişanlanma, evlenme, boşanma, manevi tazminat davası açma hakları kural olarak kişi varlığı değerleri üzerinde sonuç doğururlar. Manevi tazminat davası sonucunda parasal bir tazminata hükmedilebilmesi, boşanma davasının sonucunda nafakaya, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi, bu hakların kişi varlığına ilişkin haklar olduğu gerçeğini değiştirmez. Bu hakların kullanılması yasal veya iradi temsilciye Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7

8 Kişiye sıkı sıkıya bağlı haklar, temsilci yoluyla kullanılamayan, başkasına da devredilemeyen, kişinin ayrılmaz bir parçası olduğu için bizzat o kişi tarafından kullanılması gereken haklardır. Mal varlıksal haklar, kişinin parayla ölçülebilen tüm değerleri üzerinde sonuç doğurabilen haklardır. bırakılamayacağı için aynı zamanda kişiye sıkı sıkıya bağlı haklar olarak da görülürler. Kişiye sıkı sıkıya bağlı haklar, temsilci yoluyla kullanılamayan, başkasına da devredilemeyen, kişinin ayrılmaz bir parçası olduğu için bizzat o kişi tarafından kullanılması gereken haklardır. Bu gibi hakları kullanabilmek için hak sahibinin ayırtım (ayırt etme) gücünün varlığı gerekli ve yeterlidir; ama ayırtım gücü yoksa bu haklar, temsilci tarafından da kullanılamayacağı için hiç kullanılamayacak demektir. Bu durum, ayırtım gücü olmayan kişi için kabul edilemeyecek kadar vahim sonuçlar doğuruyorsa, istisnai olarak hakkın yasal temsilci tarafından da kullanılmasına göz yumulabilmektedir. Bu hakların bazılarında sadece hakkın kullanılıp kullanılamayacağına karar verme yetkisi başkalarına devredilemez; ama hakkı kullanmaya bizzat hak sahibi karar verdikten sonra, buna ilişkin işlemleri yürütmek üzere bir temsilciden yararlanılması mümkün olabilir. Bir hakkın hak sahibi için -ama başkası tarafından- kullanılması ayrı bir durum, hakkın hak sahibinden başkasına devredilememesi ayrı bir durumdur. Kişi varlığına ilişkin haklar, sadece kişiye sıkı sıkıya bağlı haklar olmayıp aynı zamanda başkasına da devredilemeyen haklardır. Ancak devredilemeyen hakların hepsinin kişi varlığına ilişkin haklar olduğunu düşünmek doğru olmaz. Öyle bazı mal varlıksal haklar vardır ki, bunların da başkasına devri mümkün değildir. Örneğin, oturma (sükna) hakkı veya intifa hakkı böyledir. Mal varlıksal haklar, kişinin parayla ölçülebilen tüm değerleri üzerinde sonuç doğurabilen haklardır. Mal varlığı, parayla ölçülebilen mevcutlar, alacaklar ve borçlardan oluşan bir bütündür. Mevcutlar ve alacaklar mal varlığının aktif kısımını oluştururken borçlar pasif kısmını oluşturur. Alacak hakları, ayni haklar, alım, önalım, geri alım gibi yenilik doğuran haklar mal varlığına ilişkin haklardır. Mal varlığı veya mal varlığı içindeki birtakım değerler başkalarına devredilmeye elverişlidir. Bu yüzden çoğu mal varlığı hakkı devredilebilen haklar arasında yer alır. Ama az önce de sözünü ettiğimiz gibi, eşya üzerinde mutlak haklardan olan intifa veya oturma şeklindeki ayni hakların başkalarına devredilebilmesi mümkün değildir. Sözleşmeden doğan alım, önalım ve geri alım hakları ise aksine anlaşma olmadıkça başkalarına devredilemez; ama miras yoluyla geçebilirler. Oysa oturma ve intifa hakları miras yoluyla da geçmez. Bu haklarda hak sahibinin ölümü hakkın sona ermesine yol açar. Kişi varlığına ilişkin olduğu için devredilemeyen haklar da böyledir. Ancak kişilik hakkına saldırı nedeniyle manevi tazminat isteme hakkı, karşı tarafça kabul edilmişse başkasına devredilebileceği gibi, miras bırakan tarafından ileri sürülmüşse mirasçılara da geçebilir. YÜKÜMLÜLÜK VE SORUMLULUK KAVRAMLARI Medeni Hukuk ilişkileri veya Medeni Hukuka ilişkin sonuçlar doğuran hukuki olaylar, sadece bazı kişilere birtakım haklar sağlamazlar, onları veya Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8

9 karşılarında bulunan kişileri birtakım yükümlülüklerin altına da sokarlar. Gerçi yükümlülük kavramı da hak kavramı gibi sadece Medeni Hukuka özgü değildir; ama biz burada Medeni Hukuk anlamındaki yükümlülüklerden söz edeceğiz. Mutlak haklar söz konusu olduğunda, herkesin başkasının mutlak haklarına saygı gösterme yükümlülüğünden söz edilebilir. Dolayısıyla kimse kimsenin kişilik hakkını veya mülkiyet hakkını zedeleyemez. Aksi takdirde, hak sahibi olan kişiler, mutlak haklarına saygı gösterme yükümlülüğünü ihlal etmiş olan kişilere karşı talep yetkisine sahip olurlar. Yükümlülük kavramı nispi haklar alanında daha somut bir görünüm kazanır. Örneğin nişanlıların ve eşlerin birbirlerine sadakat gösterme, yardımlaşma ve dayanışma yükümlülükleri, anne ve babanın çocuklarını eğitme, bakıp, gözetme yükümlülükleri söz konusudur. Bir borç ilişkisi bakımından da borçlunun alacaklıya karşı belli bir şekilde davranma, yani bir edimi yerine getirme yükümlülüğü söz konusu olur. Bu bazen bir yapma veya yapmama yükümlülüğü bazen de bir şeyi alacaklıya verme yükümlülüğü, çoğu zaman bir miktar parayı ödeme yükümlülüğü şeklinde karşımıza çıkar. Bir borç ilişkisi (geniş anlamda borç) bakımından söz konusu olan ve belli bir alacaklıya karşı olan bu gibi yükümlülüklere borç (dar anlamda borç) da diyebiliriz. Borç ilişkisinden doğan yükümlülükler sadece dar anlamda borçlar değildir. Dar anlamda borçtan kastımız, borç ilişkisi çerçevesinde alacaklının borçludan istemeye yetkili olduğu borçlunun belli yönde davranma yükümlülüğüdür. Bu yükümlülüğün konusunu oluşturan ve bir şeyi yapma, yapmama veya verme şeklinde ortaya çıkan davranış biçimine ise edim denilir. O hâlde, her borç ilişkisinden doğan dar anlamda borçlar aslında birer edim yükümlülüğüdür. Ancak borç ilişkilerinden sadece edim yükümlülükleri doğmaz, birtakım yan yükümlülükler de doğar ki bunlar, bazen alacaklının edimin ifasını istemekteki menfaatine, bazen de alacaklının ifa dışında kalan tüm hukuki değerlerinin korunması menfaatine hizmet ederler. Bunlara ifaya yardımcı yan yükümlülükler ve koruyucu yan yükümlülükler (ya da davranış yükümlülükleri) adı da verilir. Örneğin, satıcının sattığı ve teslim ettiği ürünün yedek parçasını veya bu ürünle birlikte kullanılabilecek malzemeyi de hazır bulundurması, satılanı uygun şekilde ambalajlaması ifa amacına hizmet eden yan yükümlülüklerdir. Bir eşyasını tamir etmek için bir kişinin evine giren tamircinin evdeki diğer eşyalara zarar vermemesi, dükkânına gelen müşterilere mal satan satıcının dükkânını müşterilerin sağlığı açısından da güvenli bir yer olarak tutması gibi yükümlülükler, alacaklının ifa menfaati dışında kalan kişi ve mal varlığı değerlerini (bütünlük menfaatini) korumaya yönelik yan yükümlülüklerdir. Tüm bu örneklerdeki edim yükümlülükleri ise, bir taraf için satılan malın teslimi veya eşyanın tamir edilmesi, diğer taraf içinse satın aldığı mal karşılığında veya tamircinin tamir hizmeti karşılığında para ödemesidir. Taraflardan biri edim yükümlülüklerini ihlal edecek olursa diğer taraf onu ifaya zorlamak için dava açabilir. Buna rağmen ifa gerçekleşmezse veya Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9

10 gerçekleşse bile bu gecikme yüzünden alacaklının bir zararı doğarsa, bu sefer borçlunun bir de zararı tazmin etme borcu doğar ki bu da borç ilişkisinden ilk planda değil de ancak ikincil sırada doğan bir yükümlülük olduğu için, tâli yükümlülük olarak adlandırılır. Yan yükümlülüklerin ihlali hâlinde ise borçluyu ifaya zorlama olanağı yoktur, ancak yine bir tali yükümlülük ortaya çıkar ve yan yükümlülüğünü ihlal ederek alacaklısına zarar vermiş olan borçlu, bu zararı tazmin etme borcu altına girmiş olur. İşte bu tazminat, borçlunun rızasıyla ödenmezse, pekâlâ ifa davasına konu edilebilirler. Bazı borç ilişkileri hukuki bir işlemden doğmaz, doğrudan doğruya kanundan doğar. Örneğin bir kişinin kusurlu ve hukuka aykırı bir davranışı ile bir başka kişi zarar görecek olursa, sırf zarar doğuran bu olayın (haksız fiilin) yaşanmasıyla zarar veren ile zarar gören arasında bir borç ilişkisi kurulur. Zarar veren, zarar görenin uğradığı zararı gidermek (tazmin etmek) yükümlülüğü (borcu) altına girer. İster bir hukuki ilişkiden ister bir haksız fiilden doğsun, bir borç ilişkisi söz konusu olduğunda alacaklı borçludan edimini ifa etmesini isteyebilir. Aksi takdirde Devlet in yetkili organları vasıtasıyla onu ifaya zorlayabilir. Sadece yan yükümlülükler söz konusu olduğunda, borçluyu ifaya zorlamak mümkün olmaz; ancak borçlunun bu yükümlülüklere aykırı davranışı da ifaya zorlanabileceği yeni bir tazminat ödeme yükümlülüğünü ortaya çıkarır. Oysa Medeni Hukuka ilişkin olup da bir borç ilişkisinden doğmayan yükümlülükler söz konusu olduğunda, ifaya zorlama mümkün değildir. Örneğin nişanlılar veya eşler birbirlerini kendilerine sadık davranmaya, çocuk anne ve babasını kendisine iyi bakmaya dava yoluyla zorlayamaz. Fakat bu demek değildir ki, bu alanlardaki yükümlülük ihlalleri yaptırımsız kalacaktır. Bu durumda, nişanın haklı sebeple bozulması, boşanma, çocuğun velayetinin anne ve babasından alınması gibi yaptırımlar uygulanabilecektir. Medeni Hukuk, özellikle de Borçlar Hukuku alanında bir de külfet kavramı bulunmaktadır. Külfet (yüklenti-gerekli davranış yükümü) denildiği zaman, yine bir kişinin belli bir davranışta bulunması gerekliliği anlaşılır; ama kişi bu külfetin gereğini yerine getirmediyse, kimse onu buna zorlamayacağı gibi bu yüzden ondan tazminat da isteyemez. Esasen üzerine düşen külfeti yerine getirmeyen kişi, bunun sonucuna bizzat katlanacaktır. Bu da onun bir hakkı veya hukuki olanağı kaybetmesi şeklinde ortaya çıkan br sonuçtur. Örneğin ayıplı mal satın almış olan alıcı, malı muayene etmek ve ayıp tespit ederse bunu satıcıya bildirmek külfeti altındadır. Bu külfete uymazsa, satıcının ayıptan sorumluluğunu düzenleyen hükümlerden yararlanamayacaktır. Tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmede borçlu temerrüde düştüğü zaman alacaklı birtakım seçimlik haklarını kullanabilmek bu arada örneğin sözleşmeden dönebilmek istiyorsa, kural olarak borçluya ifa için Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10

11 ek bir süre vermek zorundadır; eğer bu külfete katlanmazsa, seçimlik hakları doğmayacaktır. Sorumluluk zararı giderme yükümlülüğünden başka bir şey değildir. Oysa diğer anlamıyla sorumluluk, belli bir yükümlülüğe aykırı davranışın yaptırımı olarak ortaya çıkar. Özellikle Borçlar Hukuku alanında karşımıza çıkan ve çoğu zaman yükümlülük kavramıyla karıştırılan bir diğer önemli kavram da sorumluluk kavramıdır. Aslında sorumluluk değişik anlamlarda kullanılabilen bir hukuki terimdir. Bunlardan biri, borca veya hukuka aykırı davranışıyla bir başkasına zarar veren kişinin bu zararı gidermek, yani zararı tazmin etmek yükümlülüğü altında olması demektir. Bu anlamda sorumluluk zararı giderme yükümlülüğünden başka bir şey değildir. Oysa diğer anlamıyla sorumluluk, belli bir yükümlülüğe aykırı davranışın yaptırımı olarak ortaya çıkar. Öyle ki, borcunu rızasıyla yerine getirmeyen borçlunun mal varlığının icra organları vasıtasıyla alacaklının el atmasına açık olması hâli olarak tanımlanır. Zarardan sorumlu olmak veya mal varlığı ile sorumlu olmak ifadeleriyle özetlenebilen bu iki kavram, bu yüzden den sorumluluk ve ile sorumluluk olarak da birbirinden ayırt edilmeye çalışılır. Sorumluluk kavramı ile ilgili ayrıntılı bilgi Borçlar Hukuku dersinde verilecektir; ama konuyu kapatmadan önce şimdiye kadar üzerinde durduğumuz konulardan biriyle sorumluluk arasındaki bağlantıyı kurmamızda yarar bulunmaktadır. Daha önce alacak haklarının zaman aşımına uğrayabileceğinden söz etmiştik. İşte zaman aşımına uğramış olan bir alacak, borçlunun zaman aşımı def inde bulunmasından itibaren talep ve dava edilemeyen bir alacak olduğu için, ortada artık sorumluluk doğurmayan bir borç bulunduğu kabul edilir. Çünkü borçlu borcunu özgür iradesiyle ödemediği takdirde, alacaklı tarafından Devlet organlarının yardımıyla borçlunun mal varlığına el atılabilmesi olanağı ortadan kalkmıştır. Sorumluluk doğurmayan bu gibi borçlara eksik borçlar denilir ve bunlar sadece zaman aşımına uğramış borçlardan ibaret değildir. Örneğin kumar ve bahisten doğan borçlar, evlenme tellallığından doğan ücret ödeme borcu veya ahlaki yükümlülüklerin yerine getirilmesi hep birer eksik borçtur, yani sorumluluk doğurmazlar. HAKLARI KAZANDIRAN, KAYBETTİREN VE YÜKÜMLÜLÜKLERİ DOĞURAN VEYA ORTADAN KALDIRAN OLAYLAR (HUKUKİ OLAYLAR) Genel Olarak Hak ve yükümlülük kavramı çoğu zaman bir arada bulunur. Bu yüzden bir olay bir kişiye birtakım haklar kazandırırken bir başka kişiyi de çeşitli yükümlülükler altına sokabilir. Bu arada aynı olay sadece bir kişi için hem birtakım hakların doğmasını sağlayıp hem de birtakım yükümlülüklere yol açabilir. Medeni Hukuk Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11

12 alanında hakları kazandıran ve kaybettiren, yükümlülükleri doğuran veya sona erdiren birtakım olaylar vardır. Bunlara kısaca hukuki olaylar deriz. Hukuki olaylar kendi içinde hukuki olgular ve hukuki eylemler olmak üzere ikiye ayrılır. Hukuki olgulara daha seyrek rastlanır. Bunlar aslında, birtakım doğal olaylardır; ama hukuk düzenince kendilerine sonuç bağlanmıştır. Bir kişinin doğması, belli bir yaşa erişmesi veya ölmesi gibi. Hukuki eylemler ise doğanın gidişatına değil de insan iradesine bağlı olduğu için, hukuki olaylar arasında daha sık karşılaşabildiklerimizdir. İnsan iradesine dayalı olan ve hukuki bakımdan sonuç doğuran olayların bir kısmı hukuk düzenince onaylanırken bir kısmı yaptırıma tabi tutulur. Öyle ki, bir kişi borcuna veya hukuka aykırı bir davranışta bulunursa, hukuk düzenininin onaylamadığı ama hukuken sonuç doğuran bir eylem ile karşı karşıya olduğumuz söylenebilir. Bu durumda zarar gören için bir alacak hakkı doğarken, onaylanmayan eylemde bulunan kişinin tazminat ödeme yükümlülüğü ortaya çıkacaktır. Zarar verici olay zarar görene tazminat alacağı şeklinde bir hak kazandırırken belki kişiliğine belki de mal varlığına giren değerlerden bazılarında da bir eksilme oluşacaktır. Dolayısıyla aynı olay kişinin belki bazı ayni haklarını sonlandırırken bunun karşılığında bir alacak hakkı kazanmasına yol açabilecektir. İnsan eylem ve iradesine dayalı olup da hukuk düzeninin sonuç bağladığı ve onayladığı davranışlara onaylamadıklarına oranla daha da sık rastlanır. Bunlar da kendi aralarında, duygu açıklamaları, bilgi ve haber verme açıklamaları, irade açıklamaları olarak üçe ayrılır. Hukuk düzeni duygu açıklamalarına çok nadir olarak sonuç bağlar. Tipik örneği, boşanma davası açmak için lehinde bazı boşanma sebepleri oluşmuş bulunan kişinin eşini affettiğine ilişkin açıklamasının boşanma davası açma hakkını düşürmesidir. Bilgi ve haber verme açıklamalarına da çok sık rastlandığı söylenemez; ama yine de duygu açıklamalarına göre daha çok görülürler. Ayıplı bir mal teslim almış olan alıcının satıcıya ayıp ihbarında bulunması daha önce de sözünü ettiğimiz gibi satıcının sorumluluğuna gidebilmesi için alıcıya düşen bir külfettir ve bir bilgi açıklaması şeklinde gerçekleşir. Alacağını başkasına devreden kişinin bunu borçlusuna, vasıtalı zilyetliği başkasına devreden kişinin bunu vasıtasız zilyede bildirmesi de sadece birer bilgi ve haber verme açıklamasıdır. En fazla karşılaşılan hukuki eylemler ise irade açıklamalarıdır. Bunlar da kendi aralarında hukuki işlemler, hukuki işlem benzerleri ve maddi fiiller olmak üzere üçe ayrılır. Önemi nedeniyle hukuki işlemleri aşağıda ayrıca ele alacağımızdan burada kısaca hukuki işlem benzerleri ve maddi fiillerden söz etmek istiyoruz. Hukuki işlem benzeri irade açıklamaları, belli bir hukuki sonuca yönelmek amacıyla yapılmazlar; ama bu açıklamalar bir kez yapıldı mı hukuk düzeni bunlara sonuç bağlar. Örneğin, vadesi geldiği hâlde borcunu ödememiş olan borçlusuna, borcu artık ödemesi gerektiği ihtarında bulunan kişi, böyle bir sonuç doğmasını istemese veya böyle bir sonucun doğacağını bilmese bile, ihtar anından itibaren borçlu temerrüde düşmüş olur. Hukuki eylem bir iradenin açıklanması şeklinde Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12

13 değil de iradi olarak gerçekleştirilen maddi bir eylem olarak da gerçekleşebilir. Bu durumda maddi eylemlerden söz edilir. Örneğin bir kimsenin başkasına ait bir malı işleyerek onu daha değerli yeni bir şey hâline getirmesi sonucunda, duruma göre yeni şeyin mülkiyet hakkını kazanması ya da en azından değer artışı bakımından sebepsiz zenginleşmeye dayalı bir alacak hakkı kazanması bunun güzel bir örneğidir. Çoğu zaman, borcu sona erdiren ifa da maddi bir eylem olarak ortaya çıkar. HUKUKİ İŞLEMLER Hukuk düzenince korunmuş bir amaca yönelik irade açıklamalarına hukuki işlem denilir. Hukuk düzenince korunmuş bir amaca yönelik irade açıklamalarına hukuki işlem denilir. Hukuki işlemdeki irade açıklaması sadece hukuki bir sonuç yaratmakla kalmayıp bu sonucun doğmasına yönelik de olması nedeniyle hukuki işlem benzeri irade açıklamalarından ayrılır. Hukuk düzenimizde hakları kazandıran, kaybettiren ve yükümlülükleri yaratıp ortadan kaldıran temel hukuki olaylar grubunun hukuki işlemler olduğunu söylemek hiç de yanlış olmaz. Hukuki işlemlerin geçerli bir şekilde oluşabilmesi ve yöneldikleri hukuki sonucu yaratabilmesi için, irade açıklamasında bulunanların ehliyetleri, irade açıklamasının büründüğü şekil, irade açıklamasının yorumu, irade bozukluğu hâlleri ve temsil gibi konularda Medeni Kanun ve özellikle de Borçlar Kanunu nda temel ilkeler yer almaktadır. Ehliyet konusu, Kişiler Hukuku derslerinde, diğer konular ise Borçlar Hukuku derslerinde ayrıntılı olarak ele alınacaktır. Biz burada, hukuki işlemler hakkında sonraki açıklamalarımıza da ışık tutmaya yetecek kadar bilgi vermeyi amaçlıyoruz. Bu çerçevede aşağıda, hukuki işlemin unsurları ve özellikle hukuki işlemin türleri üzerinde duracağız. Hukuki İşlemin Unsurları Hukuki işlemin unsurları denilince, hukuki işlem kavramının tanımını hatırlamak gerekir. Hukuk düzenince korunmuş belli bir hukuki sonuca yönelik irade açıklaması şeklindeki tanımdan iki temel unsur çıkar. Birincisi, irade açıklaması, ikincisi ise bu açıklamanın yöneldiği sonucun hukuk düzenine uygun olmasıdır. Bu açıklamanın hukuk düzenine uygun olması demek, hukuk düzeninin bir irade açıklaması bakımından aradığı geçerlilik ve etkinlik unsurlarının da mevcut olması demektir. Geçerlilik ve etkinlik unsurlarından ne anlaşılması gerektiğine aşağıda değineceğiz; ama daha önce irade açıklaması konusunda biraz daha ayrıntılı bilgi vermeliyiz. Çünkü irade açıklaması, hukuki işlemin kurucu unsurudur. Ortada bir irade açıklaması yoksa hukuki işlem de yoktur. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13

14 İrade Açıklaması İrade açıklaması denilince, belli bir hukuki sonucu doğurmaya yönelik isteğin dış dünyaya aksettirilmesi, muhatabın bilgisine ulaştırılması anlaşılır. İrade açıklaması, irade beyanı şeklinde olabileceği gibi irade faaliyeti şeklinde de olabilir. Her iki hâlde de irade, belli bir hukuki sonucu doğurmaya yönelik bir davranış ile açığa vurulmaktadır. Ancak irade beyanında sözlü veya yazılı olarak ifade edilen sözcükler, -bazen de geleneklere veya tarafların daha önceki anlaşmalarına uygunsa- baş eğme, baş sallama, el kaldırma, ayağa kalkma gibi işaretler de irade beyanı anlamına gelebilir. İrade beyanı sayılamayan irade açıklamalarına ise irade faaliyeti deriz. Burada da iradesini açıklayan kişi belli bir sonuca yönelmiştir; ama bu sonuca yönelik iradesini muhataba bildirmek gibi bir endişesi yoktur, bu kişi iradesinin yöneldiği sonuca ilişkin fiili bizzat yapar. Uygulamada daha çok irade beyanlarıyla karşılaşılır. İrade beyanları açık da olabilir, örtülü de. Beyanın anlamı hiçbir farklı yoruma fırsat bırakmayacak şekilde, kullanılan söz, yazı ve işaretlerden net bir şekilde anlaşılıyorsa açık irade beyanlarından söz edilir. Taraflar arasında daha önce kurulmuş bir sözleşmede, susmanın kabul anlamına geleceği kararlaştırılmışsa, susma bile açık bir irade beyanı sayılır. Örtülü irade beyanları biri dar, diğeri geniş olmak üzere iki şekilde anlaşılır. Eğer sözleşmede açıkça kararlaştırılmadıysa, susma dar anlamda örtülü irade beyanı sayılır. Gerçi susma kural olarak irade beyanı olarak nitelendirilemez, çünkü hiç kimse sebep olmadığı bir soruya yanıt vermek zorunda bırakılamaz. Ama bazen dürüstlük kuralı, işlemin niteliği veya kanunun bir hükmü, susmaya irade beyanı anlamı yükleyebilir. Geniş anlamda örtülü irade beyanları ise beyanda kullanılan ifadelerin ancak somut olaydaki tüm koşulların birlikte değerlendirilmesiyle bir anlam ifade edebildiği irade beyanlardır. İrade beyanlarının belli bir hukuki işlemi kurduğunun kabul edilebilmesi için bazen bu beyanın belli bir muhataba yöneltilmesi gerekir. Böyle bir irade beyanının, muhatap tarafından öğrenilmesi sağlanacak şekilde açıklanması gerekir. Ancak hukuki işlemin kurulmuş sayılması için her zaman beyanın muhatap tarafından öğrenilmiş olması aranmaz. Bazen irade beyanının gönderilmiş olması yeterli sayılır, çoğu zaman da muhatap tarafından henüz öğrenilmese de muhatabın egemenlik alanına ulaşmış olması aranır. Bazı hukuki işlemler içinse muhataba yöneltme zorunluluğu bile yoktur. Vasiyetname düzenlemek veya vakıf kurmak şeklindeki hukuki işlemlerin gerektirdiği irade beyanları böyledir. Hukuki İşlemin Etkinlik Unsurları Hukuk düzeni bazen bir hukuki işlemin kurulması için değil de sonuçlarını doğurabilmesi için irade açıklamasına ek bazı unsurlar da arar. Bu unsurlar olmasa Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14

15 bile kurucu unsur varsa hukuki işlem kurulmuştur; ama henüz sonuçlarını doğuramamaktadır. Dolayısıyla hiç kimse henüz böyle bir işlemle hak kazanamaz, yükümlülük altına da girmez. Hukuki işlemin etkinlik unsurlarını örneklerle açıklamak daha isabetli olacaktır. Yukarıda da sözünü ettiğimiz vasiyet yapma şeklindeki irade açıklaması, vasiyetçinin sağlığında yapılmıştır. Ortada hukuki işlem vardır; ama vasiyetçi ölene dek, kendisine bir mal vasiyet edilmiş olan kişi vasiyet alacaklısı hâline gelemez. Onun kendisine vasiyet edilmiş mal üzerinde alacak hakkını kazanabilmesi için vasiyetçinin hukuki işlemi yapmış olması yetmez, ölmesi de gerekir. Geciktirici koşula bağlı olarak yapılmış olan bir hukuki işlem, koşul gerçekleşmeden önce kurulmuştur, ama hükümlerini doğurabilmesi için koşulun da gerçekleşmesi gerekir. O ana kadar, bu işlemden hiçbir hak veya yükümlülük doğmaz. Bazen bir işlemde, borcun istenebilir hâle gelmesi için değil de işlemin hüküm ifade edebilmesi için bir vade kararlaştırılır. Bu durumda da vade gelene kadar hukuki işlemin etkinlik unsuru sağlanmamış olur. Sınırlı ehliyetsiz bir kişinin ya da yetkisiz temsilcinin yapmış olduğu borçlandırıcı işleme yönelik irade beyanı hukuki işlemi kurmaya yeter; ama bu işlemden sınırlı ehliyetsiz olan veya temsil olunan kişinin haklar kazanabilmesi ve borç altına girmesi için yasal temsilcinin veya temsil olunan kişinin onaması da gerekir. Burada işlemin onanması etkinlik unsurudur. Hukuki İşlemin Geçerlilik Unsurları Hukuki işlemin, arzu edilen hukuki sonucu doğurabilmesi, kanunun aradığı geçerlilik koşullarını da yerine getirmesine bağlıdır. Bir hukuki işlemin geçerlilik unsurlarına sahip olduğundan söz edebilmemiz için tarafların ehliyetli olması, söz konusu işlem için kanunda aranıyorsa şekil koşullarının sağlanmış olması, işlemin konusunun kişilik haklarına, emredici kurallara, kamu düzenine, genel ahlak kurallarına aykırı olmaması, konusunun başlangıçta imkânsız bulunmaması, taraf iradelerinin muvazaalı olmaması da gerekir. Hukuki İşlemin Türleri Hukuki işlemler, işlemi yapmak için irade açıklamasında bulunması gereken kişi sayısına göre tek taraflı hukuki işlemler ve çok taraflı hukuki işlemler olarak ikiye ayrılır. Hukuki işlemler, işlemi yapmak için irade açıklamasında bulunması gereken kişi sayısına göre tek taraflı hukuki işlemler ve çok taraflı hukuki işlemler olarak ikiye ayrılır. Vasiyet yapma, vakıf kurma, evlilik dışı çocuğu tanıma, mirası reddetme gibi işlemler tek taraflıdır. Çok taraflı hukuki işlemler ise sözleşmeler ve kararlar olarak ortaya çıkar. Hukuki işlemler, hangi hukuk alanında sonuç yarattıklarına bağlı olarak nişanlanma, evlenme gibi aile hukuku işlemleri; miras sözleşmesi, vasiyet, mirası reddetme gibi miras hukuku işlemleri; zilyetliği devretme, taşınır veya taşınmaz eşya üzerinde rehin kurma gibi eşya hukuku işlemleri; satış, kira, bağış veya ibra sözleşmeleri gibi borçlar hukuku işlemleri olabilir. Hukuki işlemlerin çoğu irade Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15

16 açıklamasında bulunan kişilerin sağlığında hüküm ifade eder. Bunlara sağlar arası hukuki işlemler de denilir. Bazı hukuk işlemlerse, irade açıklamasında bulunan kişinin ölümünden sonra sonuç doğurur. Bunlara da ölüme bağlı hukuki işlemler denilir. Hukuki işlemlerin mal varlığı üzerinde yarattıkları etki bakımındansa kazanma işlemi, kazandırıcı işlem, borçlandırıcı işlem veya tasarruf işlemi söz konusu olabilir. Eğer hukuki işlemi yapan kişi, bunun sonucunda kendisi mal varlıksal bir değer kazanıyorsa bu işlem onun açısından bir kazanma işlemidir. Yapılan işlem, muhataba bir mal varlığı değeri kazandırıyorsa kazandırıcı işlem sayılır. Örneğin ibra sözleşmesinde, alacaklı borçluyu borcundan kurtaran bir irade açıklamasında bulunmakta ve borçlu da bunu kabul etmektedir. Bu sözleşme alacaklı açısından bir kazandırıcı işlem borçlu açısından ise bir kazanma işlemidir. Aynı işlem, alacaklı açısından bir de tasarruf işlemi olarak nitelendirilir. Çünkü bu işlemin sonucunda alacaklının mal varlığının aktifinde yer alan bir alacak hakkı ortadan kalkmaktadır. Hukuki işlemde bulunan kişinin mal varlığını doğrudan doğruya etkileyen, onun mevcutlarını veya alacak haklarını azaltan, ayni haklarını kısıtlayan, başkasına devreden hukuki işlemler, tasarruf işlemleridir. Örneğin taşınır veya taşınmaz eşyanın mülkiyetini devretme, bu eşya üzerinde rehin veya diğer bir sınırlı ayni hak kurma gibi işlemler tasarruf işlemleridir. Her tasarruf işlemi aynı zamanda muhataba yapılan bir kazandırma anlamına geleceği için bir de kazandırıcı işlem sayılır. Ancak kazandırıcı işlemler tasarruf işlemlerinden ibaret değildir. Borçlandırıcı işlemler de kazandırıcı işlemlerdir. Bu işlemlerde bazen sadece bir taraf bazen iki taraf da borç altına girerek muhataplarına birer alacak hakkı kazandırmaktadırlar. Ancak kendi mal varlıklarının pasif hanesini oluşturan borçlarını artırdıkları için yaptıkları işlem kendileri açısından birer borçlandırıcı işlemdir. Gerek borçlandırıcı işlemler gerekse de tasarruf işlemi yoluyla muhataba sağlanan kazandırmaların hukuki bir sebebi olmalıdır. Kazandırmaların sebebi kavramı, hukuki işlemdeki saik kavramıyla karıştırılmamalıdır. Saik, bir kişiyi belli bir hukuki işlemi yapmaya iten etkendir. Örneğin bir kişiye sempati duyduğumuz veya ona acıdığımız için onunla bir bağış sözleşmesi yapabiliriz. Yatırım için veya ihtiyacımız olduğunu düşündüğümüz için bir şeyi satın alabiliriz. Elimizin altında yer tuttuğu veya para kazanmak istediğimiz için bir şeyleri satabiliriz. Bunlar bizi hukuki işlemi yapmaya iten etkenlerdir, saiklerdir. Hukuk düzeni kural olarak saiklerimizle ilgilenmez. Ancak aynı şeyi kazandırmaların hukuki sebebi için söyleyemeyiz. Öyle ki, bir kazandırmanın hukuki sebebi yoksa bazen yapılan kazandırma geçersiz sayılır (sebebe bağlılık ilkesi), bazen de kazandırma geçersiz sayılmaz (soyutluk görüşü); ama kazananın bu kazandığı şeyi sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde kazandırana iade etmesi gerekebilir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16

17 Kişinin daha borçlanırken ulaşmak istediği sonuç, izlediği amaç, borçlandırıcı işleminin hukuki sebebini oluşturur. Yaptığımız bir bağışlama işlemi, bir bağışlama taahhüdüyse, bağışlanana belli bir şeyin kendisine teslimini isteme bakımından bir alacak hakkı kazandırdık ve kendi açımızdan da borçlandırıcı bir işlem yaptık demektir. Yaptığımız bağışlama işlemi elden bağışlama niteliğindeyse, kendimize ait bir taşınır eşyayı veya bir miktar parayı bağışlananın mülkiyetine geçirerek ona ayni hak kazandırdık ve önceden kendi aktif mal varlığı değerlerimiz içinde yer alan o şeyin mülkiyetini kaybettiğimiz için bir tasarruf işlemi yaptık demektir. Her iki hâlde de bağışlanan kişiye bir şey kazandırırken hukuken ulaşmak istediğimiz amaç, ona karşılıksız bir kazandırma sağlamaktı, yani hiçbir karşılık elde etme niyetimiz yoktu. Buna bağışlama sebebi denilir. O kişiye bir bağışlama taahhüdünde bulunduktan sonra, bu taahhüdümüzün gereğini yerine getirerek, bağış konusu şeyi ona teslim edersek bu durumda yine bir tasarruf işlemi yapmış oluruz. Ancak burada tek amacımız, karşı tarafa bir şey bağışlamak değil, aynı zamanda daha önce borçlanmış olduğumuz edimi ifa etmek amacı da vardır. Buna da ifa sebebi diyebiliriz. İfa sebebini, yaptığı bir satış veya kira sözleşmesi nedeniyle üstlendiği edimi yerine getirerek diğer tarafa kazandırmada bulunan kişinin hukuki işleminde de görürüz. Peki ya bu kişinin daha başlangıçta, bir satış veya kira sözleşmesi yaparken ulaşmak istediği hukuki sonuç nedir? Bu kişinin daha borçlanırken ulaşmak istediği sonuç, izlediği amaç, borçlandırıcı işleminin hukuki sebebini oluşturur. Gerek kira gerekse satış sözleşmeleri tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmeler olduğuna göre, bu sözleşmelerde her iki taraf da borç altına girer, çünkü taraflar ancak bu şekilde diğer taraftan karşı edimi elde edebileceklerini bilirler. O hâlde burada tarafların borçlanarak diğer tarafa alacak hakkı kazandırmalarının hukuki sebebi, karşı edimi elde etme, ivaz sebebidir. Buna alacak sebebi demek de mümkündür; ama kişiler sadece karşı alacak, yani ivaz elde etmek için değil, bazen iade alacağı veya rücu alacağı elde etmek için de hukuki işlemler yapabilirler. Örneğin bir kişi, karşılık almaksızın bir eşyasını bir başkasına ödünç veriyorsa, bunun kendisine iade edilmesi amacıyla hareket ediyor demektir. Bir kişi bir arkadaşının borcu için arkadaşının alacaklısıyla kefalet sözleşmesi yaparsa burada da alacaklıya teminat sağlamak hukuki sebebi söz konusu olur. Tasarruf işlemlerinin çoğu zaman temelde yatan bir borçlandırıcı işlemden doğan borcu ifa etmek amacıyla yapıldığını söyleyebiliriz. Öyle ki, taşınmazlara ilişkin bir tasarruf işleminin geçerli olması için, temelde geçerli bir borçlandırıcı işlemin (taahhüt işleminin) bulunması şarttır. O hâlde taşınmaza ilişkin bir tasarruf işlemi ile yapılan kazandırmanın hukuki sebebi, yine bu taşınmaza ilişkin geçerli bir borçlandırıcı işlemin bulunmasıdır. Taşınmazlara ilişkin tasarruf işlemleri tapu sicilinde yapılacak tescille mümkün olur. Temelde geçerli bir borçlandırıcı işlem bulunmadığı zaman, tapuya tescil yapılsa ve tescilin geçerliliğini olumsuz yönde etkileyecek hiçbir başka eksiklik bulunmasa bile, lehine tescil yapılmış olan kişi mülkiyeti kazanmış olmaz. Tapu sayfası üzerinde onun lehine gözüken tescil, sadece yolsuz bir tescil olarak kalır ve düzeltilmesi için dava açılabilir. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17

18 Taşınırlara ilişkin tasarruf işlemlerinin geçerliliğinin temelde geçerli bir borçlandırıcı işlemin bulunmasına bağlı olup olmadığı tartışmalıdır. Çünkü Medeni Kanun bu konuda bir açıklık taşımaz ve hatta burada bilinçli bir kanun boşluğunun bulunduğu kabul edilir. Boşluğu taşınmazlardaki tasarruf işlemlerine kıyas yoluyla doldurmak gerektiği kabul edilecek olursa, sebebe bağlılık görüşü benimsenmiş olur. Bu durumda, geçerli bir borçlandırıcı işlem olmaksızın yapılan tasarruf işlemleri, arzu edilen hukuki sonucu doğuramayacak demektir. Dolayısıyla geçerli bir borçlandırıcı işlem olmadığı hâlde kendisine taşınır bir eşya teslim edilmiş olan kişi, bu eşyayı iade etmek zorunda kalabilecektir. Ona karşı iade amacıyla açılacak dava da bir istihkak davasıdır. Buradaki boşluğu taşınmazlara ilişkin kuralın kıyası yoluyla doldurmayı uygun bulmayan düşüncenin kabulü ise sebepten soyutluk ilkesini gündeme getirir. Bu ilkeye göre, temelde geçerli bir borçlandırıcı işlem, yani hukuki sebep bulunmasa bile yapılan tasarruf işlemi, başkaca bir eksiklik içermiyorsa pekâlâ geçerli olur ve arzu edilen hukuki sonuç doğar. Yani tasarruf işleminde bulunan kişinin mal varlığının aktifi azalır ve diğer tarafın da aktifi artar. Ne var ki diğer tarafın bu şekilde zenginleşmesi, bir sebepsiz zenginleşme sayılacağı için, kazandığı değeri, kendisini zenginleştirene iade etmek zorunda kalacaktır. Fakat bu dava bir istihkak davası olmayıp bir sebepsiz zenginleşme davası olacaktır. İstihkak davası ancak hâlen malik olan kişi tarafından açılabileceği için bir çeşit ayni talep hakkı verir ve bu yüzden zaman aşımı süresine bağlı değildir. Hatta lehine kazandırmada bulunulan kişi malı çoktan elden çıkarmış olsa bile malik, çoğu zaman bu davayı malı elinde bulunduran üçüncü kişiye karşı da yöneltebilir. Oysa sebepsiz zenginleşme davası kişisel bir talep hakkı sağlar. Yani davacının sadece bir alacak hakkı vardır ve alacak hakları zaman aşımına uğrayabilir, üstelik bu talep hakkı kişisel olduğu için kazanan kişi kazanma konusunu çoktan elden çıkardıysa bu davanın üçüncü kişiye yöneltilmesi mümkün olmaz. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18

19 Özet MEDENİ HUKUKA İLİŞKİN BAZI TEMEL BİLGİLER Medeni Hukuk alanında görülen hakları, mutlak ve nispi haklar, yararlanma ve düzenleme hakları, kişi varlığına veya mal varlığına ilişkin haklar, kişiye sıkı sıkıya bağlı olan veya kullanılması başkasına devredilebilen haklar, devredilebilen veya devredilemeyen haklar şeklinde gruplandırmak mümkündür. Kişilik hakları, fikrî haklar, ayni haklar ve velayet hakkı, mutlak haklardır. Alacak hakkı ise nispi haklar arasında yer alır. Yararlanma haklarının da arasında ele alınabilen ayni haklar da alacak hakları da mal varlıksal nitelik taşır ve devredilebilen haklardır; ama bunlar arasındaki farklılıklar büyük önem taşır. Alacak hakkının sahibine sağladığı yetkiler arasında bulunan talep yetkisi bazen alacak hakkının kendisiyle karıştırılır. Bu yüzden talep yetkisi kavramının üzerinde önemle durulması gerekir. Düzenleme hakları arasında yer alan yenilik doğuran haklar da çok önemli bir hak kategorisini oluştururlar ve bir kez kullanılmakla sona ermeleri, kullanıldıktan sonra geri alınamamaları, şarta bağlanamamaları ve çoğu zaman hak düşürücü süreye bağlanmış olmaları gibi önemli özelliklere sahiptirler. Medeni Hukukta kişi varlığına veya mal varlığına ilişkin sonuçları bulunan çeşitli yükümlülükler de söz konusudur. Bu yükümlülükler eğer bir borç ilişkisinden doğmuşsa borç adını alır. Borç ilişkilerinden edim yükümlülükleri ve bazı yan yükümlülükler doğar. Edim, borçlunun yerine getirmek zorunda olduğu davranış biçimine verilen isimdir. Medeni Hukukta sorumluluk kavramı da bulunmaktadır. Bu kavram iki ayrı anlamda kullanılır. Biri, bir başkasına verilen zararı tazmin etmek zorunda olmak anlamına gelir ve bu anlamıyla yükümlülük kavramından farklı sayılmaz. Sorumluluğun asıl anlamı, borçlu borcunu rızasıyla yerine getirmediğinde, alacaklı tarafından Devlet organları aracılığıyla borçlunun mal varlığına el uzatılabilmesi ve alacağın zorla tahsil edilebilmesidir. Buna borçlunun mal varlığı ile sorumlu olması denilir. Her borç sorumluluk doğurmaz, yani borçlu tarafından yerine getirilmeyen bazı borçlarda alacaklının Devlet organlarına başvurarak alacağını zorla tahsil edebilme yetkisi yoktur. Bu gibi borçlara eksik borçlar denilir. Medeni Hukukta bir de külfet kavramı vardır. Bu da bir kişinin bir hakkını korumak veya bir olanağı kaybetmemek istiyorsa belli bir şekilde davranması gerektiği anlamına gelir. Külfete aykırı hareketin hakkı veya olanağı kaybetmekten başka bir yaptırımı olmadığı için külfetler yükümlülüklerden farklıdır. Medeni Hukuk alanında hakları kazandıran ve kaybettiren, yükümlülükleri doğuran veya sona erdiren birtakım olaylar vardır. Bunlara kısaca hukuki olaylar deriz. Hukuki olaylar kendi içinde hukuki olgular ve hukuki eylemler olmak üzere ikiye ayrılır. Hukuki olgulara daha seyrek rastlanır. Hukuki eylemler ise, doğanın gidişatına değil de insan iradesine bağlı olduğu için, hukuki olaylar arasında daha sık karşılaşabildiklerimizdir. İnsan iradesine dayalı olan ve hukuki bakımdan sonuç doğuran olayların bir kısmı hukuk düzenince onaylanırken bir kısmı yaptırıma tabi tutulur. İnsan eylem ve iradesine dayalı olup da hukuk düzeninin sonuç bağladığı ve onayladığı davranışlara onaylamadıklarına oranla daha da sık rastlanır. Bunlar da kendi aralarında, duygu açıklamaları, bilgi ve haber verme açıklamaları, irade açıklamaları olarak üçe ayrılır. En fazla karşılaşılan hukuki eylemler, irade açıklamalarıdır. Bunlar da kendi aralarında hukuki işlemler, hukuki işlem benzerleri ve maddi fiiller olmak üzere üçe ayrılır. Hukuk düzenince korunmuş bir amaca yönelik irade açıklamalarına hukuki işlem denilir. Hukuki işlemdeki irade açıklaması sadece hukuki bir sonuç yaratmakla kalmayıp bu sonucun doğmasına yönelik de olması nedeniyle hukuki işlem benzeri irade açıklamalarından ayrılır. Hukuki işlemler, işlemi yapmak için irade açıklamasında bulunması gereken kişi sayısına göre tek taraflı hukuki işlemler ve çok taraflı hukuki işlemler olarak ikiye ayrılır. Hukuki işlemler, hangi hukuk alanında sonuç yarattıklarına bağlı olarak nişanlanma, evlenme gibi aile hukuku işlemleri; miras sözleşmesi, vasiyet, mirası reddetme gibi miras hukuku işlemleri; zilyetliği devretme, taşınır veya taşınmaz eşya üzerinde rehin kurma gibi eşya hukuku işlemleri; satış, kira, bağış veya ibra sözleşmeleri gibi borçlar hukuku işlemleri olabilir. Hukuki işlemler sağlar arası da olabilir ölüme bağlı da olabilir. Malvarlığı üzerinde yarattıkları etki bakımındansa kazanma işlemi, kazandırıcı işlem borçlandırıcı işlem veya tasarruf işlemi söz konusu olabilir. Gerek borçlandırıcı işlemler gerekse de tasarruf işlemi yoluyla muhataba sağlanan kazandırmaların hukuki bir sebebi olmalıdır. Kazandırmaların sebebi kavramı, hukuki işlemdeki saik kavramıyla karıştırılmamalıdır. Hukuk düzeni kural olarak saiklerimizle ilgilenmez. Ancak aynı şeyi kazandırmaların hukuki sebebi için söyleyemeyiz. Öyle ki, bir kazandırmanın hukuki sebebi yoksa bazen yapılan kazandırma geçersiz sayılır (sebebe bağlılık ilkesi), bazen de kazandırma geçersiz sayılmaz (soyutluk görüşü); ama kazananın bu kazandığı şeyi sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde kazandırana iade etmesi gerekebilir. Kazandırıcı işlemler bakımından hukuk düzeninin önemli gördüğü sebeplerin belli başlıları alacak sebebi, ifa sebebi, bağışlama sebebi ve teminat sebebidir. Alacak sebebi de karşı edim (ivaz) alacağı, iade alacağı ve rücu alacağı sebebi olmak üzere üç alt gruba ayrılabilir. Tasarruf işlemlerinin çoğu zaman temelde yatan bir borçlandırıcı işlemden doğan borcu ifa etmek amacıyla yapıldığını söyleyebiliriz. Öyle ki, taşınmazlara ilişkin bir tasarruf işleminin geçerli olması için, temelde geçerli bir borçlandırıcı işlemin (taahhüt işleminin) bulunması şarttır (sebebe bağlılık ilkesi). O hâlde taşınmaza ilişkin bir tasarruf işlemi ile yapılan kazandırmanın hukuki sebebi, yine bu taşınmaza ilişkin geçerli bir borçlandırıcı işlemin bulunmasıdır. Taşınırlara ilişkin tasarruf işlemlerinin geçerliliğinin temelde geçerli bir borçlandırıcı işlemin bulunmasına bağlı olup olmadığı ise tartışmalıdır. Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19

20 DEĞERLENDİRME SORULARI 1. Ayni haklarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? Değerlendirme sorularını sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan bölüm sonu testi bölümünde etkileşimli olarak cevaplayabilirsiniz. a) Herkes tarafından ihlâl edilme tehlikesi altında bulunurlar. b) Herkese karşı ileri sürülebilirler. c) Belli bir süre kullanılmadıkları takdirde hak düşümü süresine uğrarlar. d) Zamanaşımına uğramazlar. e) Yararlanma haklarındandır. 2. Aşağıdakilerden hangisi mutlak hak değildir? a) Mülkiyet hakkı b) Fikrî haklar c) Kişilik hakkı d) Alacak hakkı e) Velâyet hakkı 3. Aşağıdakilerden hangisi zamanaşımına uğrayabilen bir haktır? a) Alacak hakkı b) Sözleşmeden dönme hakkı c) Mülkiyet hakkı d) Kişilik hakkı e) Önalım hakkı 4. Sahibine eşya üzerindeki her tür yetkiyi tanıyan mülkiyet hakkı ne tür bir haktır? a) Şahsi hak b) Mutlak hak c) Nispi hak d) Kişisel hak e) Yenilik doğuran hak Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20

BORÇLAR HUKUKU KISA ÖZET HUK110U

BORÇLAR HUKUKU KISA ÖZET HUK110U BORÇLAR HUKUKU KISA ÖZET HUK110U 2 DİKKAT Burada ilk 4 sayfa gösterilmektedir. Özetin tamamı için sipariş veriniz www.kolayaof.com 3 İÇİNDEKİLER; 1. Ünite - Borç İlişkisinin Temel Kavramları- Borçların

Detaylı

MEDENİ HUKUKUN BAZI TEMEL KAVRAMLARI

MEDENİ HUKUKUN BAZI TEMEL KAVRAMLARI MEDENİ HUKUKUN BAZI TEMEL KAVRAMLARI HAK KAVRAMI Hak, hukuken korunan ve sahibine bu korumadan yararlanma yetkisi tanınan menfaattir. Hak Kavramını Açıklayan Görüşler İrade Kuramı Menfaat (Çıkar) Kuramı

Detaylı

İçindekiler. Önsöz III BİRİNCİ KISIM. Genel Hükümler BİRİNCİ BÖLÜM. Borç İlişkisinin Kaynakları BİRİNCİ AYIRIM. Sözleşmeden Doğan Borç İlişkileri

İçindekiler. Önsöz III BİRİNCİ KISIM. Genel Hükümler BİRİNCİ BÖLÜM. Borç İlişkisinin Kaynakları BİRİNCİ AYIRIM. Sözleşmeden Doğan Borç İlişkileri İçindekiler Önsöz III BİRİNCİ KISIM Genel Hükümler BİRİNCİ BÖLÜM Borç İlişkisinin Kaynakları BİRİNCİ AYIRIM Sözleşmeden Doğan Borç İlişkileri A. Sözleşmenin kurulması 1 I. İrade açıklaması 1 II. Öneri

Detaylı

Taksitle Satış Sözleşmesi (TBK 253 vd.)

Taksitle Satış Sözleşmesi (TBK 253 vd.) Taksitle Satış Sözleşmesi (TBK 253 vd.) Konusu sadece taşınırdır. Satış bedelinin tamamı ödenmeden satılan teslim edilir. (İFA SIRASI VAR) Bedel, taksit anlaşmasına göre kısmi edimlerle ödenir (EN AZ 2

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Hukuk Başlangıcı Dersleri

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Hukuk Başlangıcı Dersleri Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO Adalet Programı Hukuk Başlangıcı Dersleri ÜNİTE VI HUKUK İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR HUKUK İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR Hak, hukukun en önemli kavramlarından

Detaylı

Dr. Gülşah VARDAR HAMAMCIOĞLU. Medenî Hukuk ta Tasarruf İşlemi Kavramı

Dr. Gülşah VARDAR HAMAMCIOĞLU. Medenî Hukuk ta Tasarruf İşlemi Kavramı Dr. Gülşah VARDAR HAMAMCIOĞLU Medenî Hukuk ta Tasarruf İşlemi Kavramı İÇİNDEKİLER SUNUŞ...VII ÖNSÖZ... IX İÇİNDEKİLER...XIII KISALTMALAR... XXV GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM DAR ANLAMDA TASARRUF İŞLEMİNİN AYIRICI

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. HBYS Programı. Hukuk Başlangıcı Dersleri

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. HBYS Programı. Hukuk Başlangıcı Dersleri Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO HBYS Programı Hukuk Başlangıcı Dersleri HUKUK İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR Hukuki İşlemler Hukuki İşlem Kavramı Hukuki işlemler, kişilerin hukuki sonuç doğurmaya

Detaylı

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM GENEL OLARAK EVLİLİK BİRLİĞİNİN KORUNMASI VE EVLİLİK BİRLİĞİNDE EŞLERİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM GENEL OLARAK EVLİLİK BİRLİĞİNİN KORUNMASI VE EVLİLİK BİRLİĞİNDE EŞLERİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ İÇİNDEKİLER Kısaltmalar Önsöz XVII XIX Giriş 1 BİRİNCİ BÖLÜM GENEL OLARAK EVLİLİK BİRLİĞİNİN KORUNMASI VE EVLİLİK BİRLİĞİNDE EŞLERİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ 1. EVLENME KAVRAMI İLE EVLENMENİN TANIMI VE HUKUKİ NİTELİĞİ

Detaylı

MEDENİ HUKUKUN ALT DALLARI-TİCARET HUKUKU-ULUSLARARASI ÖZEL HUKUK. Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

MEDENİ HUKUKUN ALT DALLARI-TİCARET HUKUKU-ULUSLARARASI ÖZEL HUKUK. Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi MEDENİ HUKUKUN ALT DALLARI-TİCARET HUKUKU-ULUSLARARASI ÖZEL HUKUK Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi KİŞİLER HUKUKU Medenî Hukuk-Kişiler Hukuku Konusu: Hukuk bakımından hak sahibi

Detaylı

BAĞIŞLAMA SÖZLEŞMESİNİN SONA ERMESİ

BAĞIŞLAMA SÖZLEŞMESİNİN SONA ERMESİ Dr. Merve YILMAZ Hâkim 6098 Sayılı Yeni Türk Borçlar Kanunu ile Karşılaştırmalı Olarak BAĞIŞLAMA SÖZLEŞMESİNİN SONA ERMESİ İÇİNDEKİLER SUNUŞ... vii ÖNSÖZ...ix İÇİNDEKİLER... xiii KISALTMALAR...xix GİRİŞ...1

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. HBYS Programı. Hukuk Başlangıcı Dersleri

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. HBYS Programı. Hukuk Başlangıcı Dersleri Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO HBYS Programı Hukuk Başlangıcı Dersleri HUKUK İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR Hukuki İşlemler Hukuki İşlem Türleri Hukuki işlemler çeşitli açılardan sınıflandırılabilir.

Detaylı

Borçlar Hukuku Genel Hükümler I

Borçlar Hukuku Genel Hükümler I Borçlar Hukuku Genel Hükümler I Dr. Eylem Apaydın Yaz Öğretimi Ders Notları 1. Hafta (25.06.2018) Hazırlayan: Feyza Nur Uçar Sakarya Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğrencisi Sakarya 2018 *Bu dokümandaki

Detaylı

ESER SÖZLEŞMESİNDE ERKEN DÖNME

ESER SÖZLEŞMESİNDE ERKEN DÖNME Dr. MÜGE ÜREM ESER SÖZLEŞMESİNDE ERKEN DÖNME Yüklenicinin İşe Zamanında Başlama ve İşi Gecikmeksizin Yürütme Borcuna Aykırılığın Sonuçları (TBK M. 473/I) İÇİNDEKİLER SUNUŞ...VII ÖNSÖZ... IX İÇİNDEKİLER...XIII

Detaylı

BORÇLAR HUKUKU. 1-Aşağıdaki durumların hangisinde, sakat olan bir sözleşmenin iptal kabiliyeti söz konusudur? 2004/3

BORÇLAR HUKUKU. 1-Aşağıdaki durumların hangisinde, sakat olan bir sözleşmenin iptal kabiliyeti söz konusudur? 2004/3 BORÇLAR HUKUKU 1-Aşağıdaki durumların hangisinde, sakat olan bir sözleşmenin iptal kabiliyeti söz konusudur? 2004/3 A) Ehliyetsizlik B) Şekle aykırılık C) Kamu düzenine aykırılık D) Gabin E) Muvazaa 6-Tarafların

Detaylı

HUKUK KURALLARINA AYKIRILIĞA BAĞLANAN YAPTIRIMLAR

HUKUK KURALLARINA AYKIRILIĞA BAĞLANAN YAPTIRIMLAR HUKUK KURALLARINA AYKIRILIĞA BAĞLANAN YAPTIRIMLAR Daha öncede belirttiğimiz gibi hukuk kurallarını diğere toplumsal davranış kurallarından ayıran en önemli özellik, aykırılık halinde devlet güçü ile desteklenmiş

Detaylı

EŞYA HUKUKU. Cilt II REHİN HUKUKU. Prof. Dr. Haluk Nami NOMER. Doç. Dr. Mehmet Serkan ERGÜNE

EŞYA HUKUKU. Cilt II REHİN HUKUKU. Prof. Dr. Haluk Nami NOMER. Doç. Dr. Mehmet Serkan ERGÜNE Prof. Dr. Haluk Nami NOMER İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Doç. Dr. Mehmet Serkan ERGÜNE İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı EŞYA HUKUKU Cilt

Detaylı

KİRA İLİŞKİSİNİN SONA ERMESİ

KİRA İLİŞKİSİNİN SONA ERMESİ KİRA İLİŞKİSİNİN SONA ERMESİ Belirli Süreli Kira İlişkisi (TBK, 300) Belirsiz Süreli Kira İlişkisi (TBK, 327/ II) (TBK,327) (TBK, 300) Sürenin Geçmesi ile (TBK,327) Fesih Bildirimi ile (Fesih beyanına

Detaylı

1 Tarihimizdeki tek yumuşak anayasa aşağıdakilerden hangisidir? 1961 Cevap Aşağıdakilerden hangisi uyarınca tüm idari

1 Tarihimizdeki tek yumuşak anayasa aşağıdakilerden hangisidir? 1961 Cevap Aşağıdakilerden hangisi uyarınca tüm idari 1 Tarihimizdeki tek yumuşak anayasa aşağıdakilerden hangisidir? 1961 Cevap---1921 1876 1982 1924 2 Aşağıdakilerden hangisi uyarınca tüm idari kararlar yargı denetimine tabidir? Yasa devleti Sosyal devlet

Detaylı

1. BORÇ KAVRAMI I. Borcun Konusu (Edim) II. Borcun Tarafları (Alacaklı \ Borçlu)... 21

1. BORÇ KAVRAMI I. Borcun Konusu (Edim) II. Borcun Tarafları (Alacaklı \ Borçlu)... 21 İÇİNDEKİLER Birinci Kısım TEMEL KAVRAMLAR 1. BORÇ KAVRAMI... 12 I. Borcun Konusu (Edim)... 12 II. Borcun Tarafları (Alacaklı \ Borçlu)... 21 2. BORÇ VE SORUMLULUK... 22 I. Sorumluluk Kavramı... 22 II.

Detaylı

Özel Borç İlişkileri Dersi Vize Sınavı Cevap Anahtarı. (Çift Numaralı Öğrenciler İçin)

Özel Borç İlişkileri Dersi Vize Sınavı Cevap Anahtarı. (Çift Numaralı Öğrenciler İçin) Özel Borç İlişkileri Dersi Vize Sınavı Cevap Anahtarı (Çift Numaralı Öğrenciler İçin) Sorular ve Cevaplar: 1) Olayın özelliklerini dikkate alarak, (A) ile (B) arasındaki sözleşme ilişkisini nitelendirerek,

Detaylı

BORÇLAR HUKUKU PRATİK ÇALIŞMALARI

BORÇLAR HUKUKU PRATİK ÇALIŞMALARI Prof. Dr. Baki İlkay ENGİN Yrd. Doç. Dr. Işık ÖNAY Dr. Tülay A. ÜNVER BORÇLAR HUKUKU PRATİK ÇALIŞMALARI İÇİNDEKİLER 2. BASIYA ÖNSÖZ...V 1. BASIYA ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR... XV Birinci

Detaylı

TEMSİL (Yetkisiz Temsile Kadar)

TEMSİL (Yetkisiz Temsile Kadar) TEMSİL (Yetkisiz Temsile Kadar) Temsil nedir? Bir hukuki işlemi bir kişinin başka bir kişi adına (namına) ve hesabına yapması ve işlemin hukuki sonuçlarının bu kişi üzerine doğmasıdır Bu özelliği nedeniyle

Detaylı

Beğenme Koşuluyla (Deneme/Muayene) Satış

Beğenme Koşuluyla (Deneme/Muayene) Satış Örnek Üzerine Satış Satış konusunun belirlenen örneğe uygunluğu, satış sözleşmesinin esaslı unsurunu oluşturmaktadır. HUKUKSAL ANLAMDA ŞARTA BAĞLI DEĞİLDİR. Satıcının devrettiği malın belirlenen örneğe

Detaylı

BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER DERS NOTLARI

BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER DERS NOTLARI Yrd. Doç. Dr. Hasan KARAKILIÇ Celal Bayar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER DERS NOTLARI İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V

Detaylı

YARARI KALMAYAN YA DA AZALAN İRTİFAK HAKLARININ SONA ERMESİ (MK m. 785)

YARARI KALMAYAN YA DA AZALAN İRTİFAK HAKLARININ SONA ERMESİ (MK m. 785) Dr. GÜLEN SİNEM TEK Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı YARARI KALMAYAN YA DA AZALAN İRTİFAK HAKLARININ SONA ERMESİ (MK m. 785) İÇİNDEKİLER DANIŞMANIN ÖNSÖZÜ...VII ÖNSÖZ...

Detaylı

Dr. Ahmet NAR Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı TÜRK MİRAS HUKUKUNDA TENKİS

Dr. Ahmet NAR Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı TÜRK MİRAS HUKUKUNDA TENKİS Dr. Ahmet NAR Erzincan Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı TÜRK MİRAS HUKUKUNDA TENKİS İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER...VII KISALTMALAR...XV GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM TENKİS KAVRAMI,

Detaylı

BORÇLAR HUKUKU PRATİK ÇALIŞMALARI

BORÇLAR HUKUKU PRATİK ÇALIŞMALARI Prof. Dr. Baki İlkay ENGİN Dr. Tülay A. ÜNVER Dr. Işık ÖNAY BORÇLAR HUKUKU PRATİK ÇALIŞMALARI İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V İÇİNDEKİLER...VII KISALTMALAR... XIII Birinci Bölüm ŞEMALAR Şema 1: Borç İlişkisinin

Detaylı

1. Temel Mülkiyet ve Gayrimenkul Kavramları. 2. Tapu İşlemleri. 3. Türkiye de Kat Mülkiyeti Mevzuatı İle Site ve Bina Yönetimi

1. Temel Mülkiyet ve Gayrimenkul Kavramları. 2. Tapu İşlemleri. 3. Türkiye de Kat Mülkiyeti Mevzuatı İle Site ve Bina Yönetimi 1. Temel Mülkiyet ve Gayrimenkul Kavramları 2. Tapu İşlemleri 3. Türkiye de Kat Mülkiyeti Mevzuatı İle Site ve Bina Yönetimi 4. Gayrimenkule İlişkin Diğer Mevzuat 5. İmar Uygulama Süreçleri 1 6. Türkiye

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Güler GÜMÜŞSOY KARAKURT ESER SÖZLEŞMESİNDE YÜKLENİCİNİN BORCA AYKIRILIĞININ ÖNCEDEN BELLİ OLMASI

Yrd. Doç. Dr. Güler GÜMÜŞSOY KARAKURT ESER SÖZLEŞMESİNDE YÜKLENİCİNİN BORCA AYKIRILIĞININ ÖNCEDEN BELLİ OLMASI Yrd. Doç. Dr. Güler GÜMÜŞSOY KARAKURT ESER SÖZLEŞMESİNDE YÜKLENİCİNİN BORCA AYKIRILIĞININ ÖNCEDEN BELLİ OLMASI İÇİNDEKİLER SUNUŞ...VII ÖNSÖZ... IX İÇİNDEKİLER...XIII KISALTMALAR... XXV GİRİŞ...1 BİRİNCİ

Detaylı

BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER DERS NOTLARI

BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER DERS NOTLARI Yrd. Doç. Dr. Hasan KARAKILIÇ Manisa Celal Bayar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi BORÇLAR HUKUKU GENEL HÜKÜMLER DERS NOTLARI Genişletilmiş ve

Detaylı

İ.Ü.SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÖZEL HUKUK ANABİLİM DALI TEZ TÜRÜ: YÜKSEK LİSANS TEZİ

İ.Ü.SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÖZEL HUKUK ANABİLİM DALI TEZ TÜRÜ: YÜKSEK LİSANS TEZİ İ.Ü.SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ÖZEL HUKUK ANABİLİM DALI TEZ TÜRÜ: YÜKSEK LİSANS TEZİ SÖZLEŞMEYE AYKIRILIKTA AYNEN İFA YAPTIRIMININ YERİNDELİĞİ SEVGİ TÜRKMEN 2501151070 Doç.Dr. BAŞAK ZEYNEP BAYSAL 20.10.2015,

Detaylı

MEDENÎ HUKUK MEDENÎ KANUNUN BAŞLANGIÇ HÜKÜMLERİ VE TEMEL KAVRAMLAR

MEDENÎ HUKUK MEDENÎ KANUNUN BAŞLANGIÇ HÜKÜMLERİ VE TEMEL KAVRAMLAR MEDENÎ HUKUK MEDENÎ KANUNUN BAŞLANGIÇ HÜKÜMLERİ VE TEMEL KAVRAMLAR 1 HUKUK KAVRAMI Toplum yaşamı, düzen ve güven gereği Toplumu düzenleyen kuralların türleri Ahlak kuralları Din kuralları Görgü (nezaket)

Detaylı

Kiralananın Devri ve Sınırlı Ayni Hakka Konu Olması

Kiralananın Devri ve Sınırlı Ayni Hakka Konu Olması Yrd. Doç. Dr. Seda ÖKTEM ÇEVİK Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi Kira Sözleşmesine Etkisi Bakımından Kiralananın Devri ve Sınırlı Ayni Hakka Konu Olması İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII

Detaylı

TASARRUFUN İPTALİ DAVALARI

TASARRUFUN İPTALİ DAVALARI TASARRUFUN İPTALİ DAVALARI İİK. nun 277. vd maddelerinde düzenlenmiştir. Her ne kadar İİK. nun 277/1 maddesinde İptal davasından maksat 278, 279 ve 280. maddelerde yazılı tasarrufların butlanına hükmetmektir.

Detaylı

Özet, yaprak test, deneme sınavı ders malzemelerine ANADOLUM ekampüs Sistemin'nden (https://ekampus.anadolu.edu.tr) ulaşabilirsiniz. 19.

Özet, yaprak test, deneme sınavı ders malzemelerine ANADOLUM ekampüs Sistemin'nden (https://ekampus.anadolu.edu.tr) ulaşabilirsiniz. 19. 2016 BAHAR ARA - A TİCARET HUKUKU A 1. 2. 3. 4. Tacirler arasında gerçekleşen aşağıdaki ihbar veya ihtarlardan hangisi Türk Ticaret Kanununun öngördüğü şekil şartına uygun değildir? Noter kanalıyla yapılan

Detaylı

BÎRÎNCİ BÖLÜM GENEL OLARAK ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİ

BÎRÎNCİ BÖLÜM GENEL OLARAK ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİ İÇİNDEKİLER Sayfa ÖNSÖZ V İÇİNDEKİLER VII KISALTMALAR XIII GİRİŞ 1 BÎRÎNCİ BÖLÜM GENEL OLARAK ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİ 1. KAVRAM VE TANIM 3 I. KAVRAM 3 II. TANIM 6 2. ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİNİN

Detaylı

KENTSEL DÖNÜŞÜMDE KAT MÜLKİYETİ UYGULAMALARI İLE SINIRLI AYNİ HAKLAR VE ŞERHLER

KENTSEL DÖNÜŞÜMDE KAT MÜLKİYETİ UYGULAMALARI İLE SINIRLI AYNİ HAKLAR VE ŞERHLER Prof. Dr. Etem Sabâ ÖZMEN Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk ABD Başkanı Doç. Dr. Mehmet ŞENGÜL Avukat KENTSEL DÖNÜŞÜMDE KAT MÜLKİYETİ UYGULAMALARI İLE SINIRLI AYNİ HAKLAR VE ŞERHLER (6306

Detaylı

Dr. Öğr. Üyesi Gülşah VARDAR HAMAMCIOĞLU Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Anabilim Dalı

Dr. Öğr. Üyesi Gülşah VARDAR HAMAMCIOĞLU Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Gülşah VARDAR HAMAMCIOĞLU Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Anabilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Gülşah Sinem AYDIN Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Anabilim Dalı

Detaylı

Dr. Aslı MAKARACI BAŞAK Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Yardımcı Doçenti. Taşınır Rehni Sözleşmesi

Dr. Aslı MAKARACI BAŞAK Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Yardımcı Doçenti. Taşınır Rehni Sözleşmesi Dr. Aslı MAKARACI BAŞAK Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Yardımcı Doçenti Taşınır Rehni Sözleşmesi İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... XI KISALTMALAR... XIX GİRİŞ...1

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. SENDİ YAKUPPUR TAPU KÜTÜĞÜNE GÜVEN İLKESİ

Yrd. Doç. Dr. SENDİ YAKUPPUR TAPU KÜTÜĞÜNE GÜVEN İLKESİ Yrd. Doç. Dr. SENDİ YAKUPPUR TAPU KÜTÜĞÜNE GÜVEN İLKESİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR...XV GİRİŞ...1 Birinci Bölüm TAPU KÜTÜĞÜNE GÜVEN İLKESI I. GENEL OLARAK...3 II. İLKENİN TAPU

Detaylı

TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ BORÇLAR HUKUKU ÖZEL HÜKÜMLER DERSİ KİRA SÖZLEŞMELERİ DERS NOTLARI

TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ BORÇLAR HUKUKU ÖZEL HÜKÜMLER DERSİ KİRA SÖZLEŞMELERİ DERS NOTLARI TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ BORÇLAR HUKUKU ÖZEL HÜKÜMLER DERSİ KİRA SÖZLEŞMELERİ DERS NOTLARI (2013-2014) PROF.DR İBRAHİM KAPLAN Sayfa 1 Kira sözleşmeleri ile ilgili bölümün üç ayrımında ilk

Detaylı

T.C. YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ

T.C. YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ T.C. YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No : 2012/28063 Karar No : 2012/28555 Özet: İşveren kıdem tazminatı borcu bakımından iş sözleşmesinin feshedildiği tarihte temerrüde düşer. Diğer tazminat ve alacaklar

Detaylı

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu nun Getirdiği Değişiklikler ve Yenilikler

6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu nun Getirdiği Değişiklikler ve Yenilikler Av. Umut YENİOCAK 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu nun Getirdiği Değişiklikler ve Yenilikler Genel Hükümler İÇİNDEKİLER SUNUŞ...VII TEŞEKKÜR... IX İÇİNDEKİLER... XI KAYNAKÇA... XVII KISALTMALAR... XXV GİRİŞ...1

Detaylı

Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi 23 Mart Dr. K. Ahmet Sevimli Yardımcı Doçent Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi

Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi 23 Mart Dr. K. Ahmet Sevimli Yardımcı Doçent Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1 Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi 23 Mart 2016 Dr. K. Ahmet Sevimli Yardımcı Doçent Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi K. Ahmet Sevimli Kimdir? 1972 yılında İstanbul da doğdu. 1990 yılında Bursa

Detaylı

Dr. Alper Uyumaz Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi YETKİLİ SERVİS SÖZLEŞMESİ

Dr. Alper Uyumaz Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi YETKİLİ SERVİS SÖZLEŞMESİ Dr. Alper Uyumaz Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi YETKİLİ SERVİS SÖZLEŞMESİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR...XV GİRİŞ...1 Birinci Bölüm

Detaylı

İÇİNDEKİLER KISALTMALAR GENEL GİRİŞ Common Law Sisteminde Aynen İfa Talebi 5

İÇİNDEKİLER KISALTMALAR GENEL GİRİŞ Common Law Sisteminde Aynen İfa Talebi 5 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ İÇİNDEKİLER KISALTMALAR VII XI XVII GENEL GİRİŞ 1 1. Common Law Sisteminde Aynen İfa Talebi 5 I. Giriş 5 II. Tarihi Gelişimi 7 A. Roma Hukukunda Aynen İfa Talebinin Gelişimi 7 B. İngiliz

Detaylı

Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi 4 Aralık 2013. Dr. K. Ahmet Sevimli Yardımcı Doçent Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi

Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi 4 Aralık 2013. Dr. K. Ahmet Sevimli Yardımcı Doçent Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi 4 Aralık 2013 Dr. K. Ahmet Sevimli Yardımcı Doçent Uludağ Üniversitesi Hukuk Fakültesi K. Ahmet Sevimli Kimdir? 1972 yılında İstanbul da doğdu. 1990 yılında Bursa

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Ali DEMİRBAŞ. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu nda ESER SAHİBİNİN MALİ HAKLARINA TECAVÜZ HALİNDE HAK SAHİBİNE SAĞLANAN HUKUKİ KORUMA

Yrd. Doç. Dr. Ali DEMİRBAŞ. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu nda ESER SAHİBİNİN MALİ HAKLARINA TECAVÜZ HALİNDE HAK SAHİBİNE SAĞLANAN HUKUKİ KORUMA Yrd. Doç. Dr. Ali DEMİRBAŞ Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu nda ESER SAHİBİNİN MALİ HAKLARINA TECAVÜZ HALİNDE HAK SAHİBİNE SAĞLANAN HUKUKİ KORUMA İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR...

Detaylı

Vasiyeti Yerine Getirme Görevlisi

Vasiyeti Yerine Getirme Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Cem Akbıyık İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Vasiyeti Yerine Getirme Görevlisi İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR...XV

Detaylı

KEFALET SÖZLEŞMESİNİN SONA ERME HALLERİ Tanım

KEFALET SÖZLEŞMESİNİN SONA ERME HALLERİ Tanım KEFALET SÖZLEŞMESİNİN SONA ERME HALLERİ Tanım Kişisel teminat bakımından karşımıza çıkan en önemli sözleşme türlerinden birisi hiç şüphesiz kefalet sözleşmeleridir. Kefalet sözleşmesiyle kefil, borçlunun

Detaylı

MEDENİ YARGIDA CENİNİN TARAF EHLİYETİ

MEDENİ YARGIDA CENİNİN TARAF EHLİYETİ MEDENİ YARGIDA CENİNİN TARAF EHLİYETİ Halil İbrahim KOVAR A. CENİN KAVRAMI Cenini, genel olarak ana rahmine düşen ancak henüz doğmamış insan organizması olarak tanımlamak mümkündür. Tıp terminolojisinde

Detaylı

Arzu GENÇ ARIDEMİR. Mirasın Açılmasından Sonra Yapılan Miras Payının Devri Sözleşmesi

Arzu GENÇ ARIDEMİR. Mirasın Açılmasından Sonra Yapılan Miras Payının Devri Sözleşmesi Arzu GENÇ ARIDEMİR Mirasın Açılmasından Sonra Yapılan Miras Payının Devri Sözleşmesi İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XVII KAYNAKÇA... XXI GİRİŞ... 1 Birinci Bölüm MİRAS PAYININ DEVRİ

Detaylı

EŞLER ARASINDAKİ MALVARLIĞI DAVALARI

EŞLER ARASINDAKİ MALVARLIĞI DAVALARI Prof. Dr. ŞÜKRAN ŞIPKA & Av. AYÇA ÖZDOĞAN YARGI KARARLARI IŞIĞINDA SORU VE CEVAPLARLA EŞLER ARASINDAKİ MALVARLIĞI DAVALARI YASAL MAL REJİMİNİN TEMEL KAVRAMLARI YASAL MAL REJİMİNİN TASFİYESİ TASFİYE İÇİNDE

Detaylı

Türk Borçlar Hukukunda Müteselsil Kefalet Sözleşmesi

Türk Borçlar Hukukunda Müteselsil Kefalet Sözleşmesi Yrd. Doç. Dr. Özlem ACAR İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Türk Borçlar Hukukunda Müteselsil Kefalet Sözleşmesi İÇİNDEKİLER TAKDİM...VII ÖNSÖZ... IX İÇİNDEKİLER...XIII

Detaylı

ÖZEL HUKUKTA ZAMANAŞIMI

ÖZEL HUKUKTA ZAMANAŞIMI Yrd. Doç. Dr. Mehmet ERDEM Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı ÖZEL HUKUKTA ZAMANAŞIMI İçindekiler Önsöz... vii İçindekiler...ix Kısaltmalar...xv Giriş...1 Birinci Bölüm

Detaylı

BORÇLAR HUKUKU AÇISINDAN YAPIM SÖZLEŞMELERİ-2 (DERS-04 EKİDİR)

BORÇLAR HUKUKU AÇISINDAN YAPIM SÖZLEŞMELERİ-2 (DERS-04 EKİDİR) İNŞAAT PROJELERİNDE SÖZLEŞME VE TALEP YÖNETİMİ INS5807 BORÇLAR HUKUKU AÇISINDAN YAPIM SÖZLEŞMELERİ-2 (DERS-04 EKİDİR) Doç. Dr. Deniz Güney Y. Mimar Vedat Akan 23 Ekim 2015 1 YÜKLENİCİNİN BORÇLARINI YERİNE

Detaylı

EVLİLİK BİRLİĞİ DEVAM EDERKEN EŞLERİN GENEL HÜKÜMLER ÇERÇEVESİNDE AÇTIĞI MANEVİ TAZMİNAT DAVASI. Av. Nur Işın KÖROĞLU ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA

EVLİLİK BİRLİĞİ DEVAM EDERKEN EŞLERİN GENEL HÜKÜMLER ÇERÇEVESİNDE AÇTIĞI MANEVİ TAZMİNAT DAVASI. Av. Nur Işın KÖROĞLU ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA EVLİLİK BİRLİĞİ DEVAM EDERKEN EŞLERİN GENEL HÜKÜMLER ÇERÇEVESİNDE AÇTIĞI MANEVİ TAZMİNAT DAVASI Av. Nur Işın KÖROĞLU ERYİĞİT HUKUK BÜROSU / ANKARA 01.03.2017 isin@eryigithukuk.com Eşlerden birinin sadakat

Detaylı

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM ADİ VEDİA SÖZLEŞMESİ

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM ADİ VEDİA SÖZLEŞMESİ İÇİNDEKİLER Sayfa No: ÖNSÖZ 7 İÇİNDEKİLER 9 KISALTMALAR 15 GİRİŞ 17 BİRİNCİ BÖLÜM ADİ VEDİA SÖZLEŞMESİ 1. VEDİA SÖZLEŞMESİNİN TARİHİ GELİŞİMİ 21 I. Roma Hukukunda Vedia 21 II. Eski Hukukumuzda Vedia 23

Detaylı

TÜRK SÖZLEŞME HUKUKUNDA KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI

TÜRK SÖZLEŞME HUKUKUNDA KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI Furkan Güven TAŞTAN Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi TÜRK SÖZLEŞME HUKUKUNDA KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI İÇİNDEKİLER TAKDİM...VII ÖNSÖZ...

Detaylı

Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Bütünleme Sınavı Cevap Anahtarı, 2015. (İkinci Öğretim Öğrencileri İçin)

Borçlar Hukuku Genel Hükümler. Bütünleme Sınavı Cevap Anahtarı, 2015. (İkinci Öğretim Öğrencileri İçin) Borçlar Hukuku Genel Hükümler Bütünleme Sınavı Cevap Anahtarı, 2015 (İkinci Öğretim Öğrencileri İçin) Olay I 1. Taraflar arasında sözleşme 03.05.2015 tarihinde yapılmış, bundan bir gün önce ise kurulun

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857S.İşK/17

İlgili Kanun / Madde 4857S.İşK/17 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2007/41150 Karar No. 2009/6661 Tarihi: 12.03.2009 İlgili Kanun / Madde 4857S.İşK/17 İHBAR TAZMİNATI İŞ SÖZLEŞMESİNİN EMEKLİLİK ASKERLİK EVLİLİK NEDENİYLE SONA ERMESİNDE

Detaylı

ASLI AÇIKGÖZ DAR ANLAMDA VESAYETİ GEREKTİREN HÂLLER VE VESAYET ALTINA ALMANIN İŞLEM EHLİYETİ BAKIMINDAN SONUÇLARI

ASLI AÇIKGÖZ DAR ANLAMDA VESAYETİ GEREKTİREN HÂLLER VE VESAYET ALTINA ALMANIN İŞLEM EHLİYETİ BAKIMINDAN SONUÇLARI ASLI AÇIKGÖZ DAR ANLAMDA VESAYETİ GEREKTİREN HÂLLER VE VESAYET ALTINA ALMANIN İŞLEM EHLİYETİ BAKIMINDAN SONUÇLARI İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER...VII KISALTMALAR LİSTESİ...XIII GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM

Detaylı

TÜRK SÖZLEŞME HUKUKUNDA KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI

TÜRK SÖZLEŞME HUKUKUNDA KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI Furkan Güven TAŞTAN Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi TÜRK SÖZLEŞME HUKUKUNDA KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI İÇİNDEKİLER TAKDİM...VII ÖNSÖZ...

Detaylı

İÇİNDEKİLER. YENİ TÜRK MEDENİ KANUNU'NA GÖRE MİRAS HUKUKU HÜKÜMLERİNDEKİ DEĞİŞİKLİKLER ve YENİLİKLER

İÇİNDEKİLER. YENİ TÜRK MEDENİ KANUNU'NA GÖRE MİRAS HUKUKU HÜKÜMLERİNDEKİ DEĞİŞİKLİKLER ve YENİLİKLER İÇİNDEKİLER YENİ TÜRK MEDENİ KANUNU'NA GÖRE MİRAS HUKUKU HÜKÜMLERİNDEKİ DEĞİŞİKLİKLER ve YENİLİKLER I- GENEL OLARAK II- MİRAS HUKUKUNUN MEDENİ KANUNDAKİ YERİ VE SİSTEMATİĞİ III- IV. 1) MİRAS HUKUKUNUN

Detaylı

Dr. Ayşe ARAT KONUT SATIŞINDA ÜÇ KÖŞELİ İLİŞKİLERDEN DOĞAN SORUMLULUK

Dr. Ayşe ARAT KONUT SATIŞINDA ÜÇ KÖŞELİ İLİŞKİLERDEN DOĞAN SORUMLULUK Dr. Ayşe ARAT KONUT SATIŞINDA ÜÇ KÖŞELİ İLİŞKİLERDEN DOĞAN SORUMLULUK İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR CETVELİ...XXIII GİRİŞ...1 1. KONU VE SINIRLILIKLAR...1 I. KONU...1 II. SINIRLILIKLAR...2

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Altan Fahri GÜLERCİ Afyon Kocatepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi

Yrd. Doç. Dr. Altan Fahri GÜLERCİ Afyon Kocatepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Altan Fahri GÜLERCİ Afyon Kocatepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Meslek Yüksekokulları ve İktisadi İdari Bilimler Fakülteleri İçin BORÇLAR HUKUKU İÇİNDEKİLER TAKDİM...VII İÇİNDEKİLER...IX

Detaylı

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN BU DERSTE NELER ÖĞRENECEĞİZ? Hukuk kurallarının unsurları (Konu-irade-emir/yaptırım) Hukuk kurallarının sınıflandırılması HUKUK KURALLARININ UNSURLARI KONU EMİR YAPTIRIM KONU

Detaylı

Alacağın temliki Borçlar Kanunumuzun 162. ve 172. maddeleri arasında düzenlenmiştir.

Alacağın temliki Borçlar Kanunumuzun 162. ve 172. maddeleri arasında düzenlenmiştir. ALACAĞIN TEMLİKİ İşbu bültenimizde alacağın temlikinin geçerlilik şartları, temlike borçlunun onayının gerekip gerekmediği ve müstakbel alacaklarda temlik konuları incelenecektir. Alacağın temliki Borçlar

Detaylı

I.TENKĠS KAVRAMI II. TENKĠS DAVALARININ HUKUKĠ NĠTELĠĞĠ. A. Tenkis davalarının özellikleri

I.TENKĠS KAVRAMI II. TENKĠS DAVALARININ HUKUKĠ NĠTELĠĞĠ. A. Tenkis davalarının özellikleri I.TENKĠS KAVRAMI Sözlük anlamı azaltma, eksiltme olan tenkis, miras hukukuna göre, murisin yani miras bırakanın yaptığı tasarrufla saklı payı yani miras bırakanın çocukları için miras payının yarısı, anne

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 1475 S.İşK/41,63 İTİRAZ DEFİİ TAKAS MAHSUP DEFİ

İlgili Kanun / Madde 1475 S.İşK/41,63 İTİRAZ DEFİİ TAKAS MAHSUP DEFİ T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2008/14670 Karar No. 2010/14 Tarihi: 18.01.2010 İlgili Kanun / Madde 1475 S.İşK/41,63 İTİRAZ DEFİİ TAKAS MAHSUP DEFİ ÖZETİ: Dava dayanağı hukuki olay inkar edilmemekle

Detaylı

KEREM ÇELİKBOYA İstanbul Bilgi Üniversitesi Ticaret Hukuku Araştırma Görevlisi TİCARİ İŞLETMENİN DEVRİ

KEREM ÇELİKBOYA İstanbul Bilgi Üniversitesi Ticaret Hukuku Araştırma Görevlisi TİCARİ İŞLETMENİN DEVRİ KEREM ÇELİKBOYA İstanbul Bilgi Üniversitesi Ticaret Hukuku Araştırma Görevlisi TİCARİ İŞLETMENİN DEVRİ İçindekiler Önsöz...VII İçindekiler... XI Kısaltmalar...XXI Giriş...1 A. Konunun Önemi...2 B. Konunun

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. HBYS Programı. Hukuk Başlangıcı Dersleri

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. HBYS Programı. Hukuk Başlangıcı Dersleri Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO HBYS Programı Hukuk Başlangıcı Dersleri HUKUK İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR HAK KAVRAMI, TÜRLERİ ve YÖNETİMİ Hak Kavramı Hukuk, Arapça da hak kavramının çoğulu

Detaylı

Mal Rejimleri ve Tasfiyesi

Mal Rejimleri ve Tasfiyesi Mal Rejimleri ve Tasfiyesi Nazan Moroğlu, LL.M. MEF Ü. Hukuk F. Mal rejimleri 1926 tarihli Medeni Kanunda Mal Rejimleri Yasal mal rejiminin (Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi) özellikleri Mal rejimlerine

Detaylı

KONU: AKARYAKIT DAĞITIM ŞİRKETLERİNİN BAYİ YATIRIMLARI NEDENİYLE UĞRADIKLARI ZARARLARA İLİŞKİN SEBEBSİZ ZENGİNLEŞME DAVALARI

KONU: AKARYAKIT DAĞITIM ŞİRKETLERİNİN BAYİ YATIRIMLARI NEDENİYLE UĞRADIKLARI ZARARLARA İLİŞKİN SEBEBSİZ ZENGİNLEŞME DAVALARI 20.05.2014 ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. DUYURU 2014/3 KONU: AKARYAKIT DAĞITIM ŞİRKETLERİNİN BAYİ YATIRIMLARI NEDENİYLE UĞRADIKLARI ZARARLARA İLİŞKİN SEBEBSİZ ZENGİNLEŞME DAVALARI

Detaylı

Menfi Tespit Davasında Görevli - Yetkili Mahkeme ve Yargılama Usulü. İcra Takibinden Önce ve Sonra Açılan Menfi Tespit Davası

Menfi Tespit Davasında Görevli - Yetkili Mahkeme ve Yargılama Usulü. İcra Takibinden Önce ve Sonra Açılan Menfi Tespit Davası MENFİ TESPİT DAVASI İÇİNDEKİLER davası Menfi Tespit Davasında Görevli - Yetkili Mahkeme ve Yargılama Usulü İcra Takibinden Önce ve Sonra Açılan Menfi Tespit Davası Menfi Tespit Davasının Borçlu Lehine

Detaylı

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN BU DERSTE NELER ÖĞRENECEĞİZ? Hak Hukuki Olay Hukuki Fiil Hukuki İşlem HAK Hak nedir? Haklar hukuk düzeninin kişiye tanıdığı ve koruduğu bazı ayrıcalıklar mıdır? Hak süjesi birey,

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/17, 41, 46, S.İşK/14

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/17, 41, 46, S.İşK/14 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2008/26792 Karar No. 2010/21578 Tarihi: 02.07.2010 İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/17, 41, 46,57 1475.S.İşK/14 BASKI FESHİ İHBAR TAZMİNATI FAİZ İSTEMİNİN ISLAH YOLUYLA

Detaylı

İstihkak prosedürü sonunda, üçüncü kişinin bu hakkı kabul edilir, lehine sonuçlanırsa, o mal üzerindeki haciz kalkar veya mal o hakla birlikte

İstihkak prosedürü sonunda, üçüncü kişinin bu hakkı kabul edilir, lehine sonuçlanırsa, o mal üzerindeki haciz kalkar veya mal o hakla birlikte Borçlunun borcu için, borçluya yakınlığı ne olursa olsun 3. kişinin malvarlığına dahil unsurlar,haczedilemez. Bununla birlikte 3. kişilere ait bazı malların borçlunun olduğu kabul edilerek haczedilmesi

Detaylı

Prof. Dr. ALİ CEM BUDAK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra-İflas Hukuku Anabilim Dalı İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİP

Prof. Dr. ALİ CEM BUDAK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra-İflas Hukuku Anabilim Dalı İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİP Prof. Dr. ALİ CEM BUDAK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra-İflas Hukuku Anabilim Dalı İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLUYLA TAKİP ÜÇÜNCÜ BASKI (TIPKI BASIM) İÇİN ÖNSÖZ Şubat 2008 de

Detaylı

Işıl YELKENCİ. Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması. Alıcının Sözleşmeden Dönmesi

Işıl YELKENCİ. Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması. Alıcının Sözleşmeden Dönmesi Işıl YELKENCİ Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması (CISG) Uyarınca Alıcının Sözleşmeden Dönmesi İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... XI KISALTMALAR...

Detaylı

Dr. Sezer ÇABRİ Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı KONUT FİNANSMANI SÖZLEŞMELERİ

Dr. Sezer ÇABRİ Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı KONUT FİNANSMANI SÖZLEŞMELERİ Dr. Sezer ÇABRİ Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı KONUT FİNANSMANI SÖZLEŞMELERİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... vii İÇİNDEKİLER...ix KISALTMALAR...xxi GİRİŞ...1 I. KONUNUN SUNUMU...1

Detaylı

PAZARLAMACILIK SÖZLEŞMELERİ

PAZARLAMACILIK SÖZLEŞMELERİ PAZARLAMACILIK SÖZLEŞMELERİ A) 6098 sayılı Yeni Türk Borçlar Kanun unda yer alan düzenleme metni: Pazarlamacılık Sözleşmesi A. Tanımı ve kurulması I. Tanımı MADDE 448- Pazarlamacılık sözleşmesi, pazarlamacının

Detaylı

DAVA ARKADAŞLIĞI DAVAYA MÜDAHALE

DAVA ARKADAŞLIĞI DAVAYA MÜDAHALE DAVA ARKADAŞLIĞI DAVAYA MÜDAHALE Prof. Dr. Süha TANRIVER Doç. Dr. Emel HANAĞASI Bu doküman eğitim amacıyla hazırlanmış ve öğrenciye verilmiştir. İzinsiz çoğaltılması ve satılması halinde gerekli cezaî

Detaylı

T.C ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Dairesi Başkanlığı

T.C ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tapu Dairesi Başkanlığı 1 / 7 Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 1756 (2014/4) İlgili Dağıtım Yerlerine İlgi : a) 18.06.2002 tarih 2002/7 sayılı Genelge,. b) 18..03.2013 tarih 23294678.010.07/45-2223 sayılı Genel Duyuru. 01.01.2002

Detaylı

İlgili Kanun / Madde BK/66

İlgili Kanun / Madde BK/66 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2017/4826 Karar No. 2017/9393 Tarihi: 30.05.2017 Yargıtay Kararları Çalışma ve Toplum, 2018/1 İlgili Kanun / Madde BK/66 SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEDE

Detaylı

GERÇEK OLMAYAN VEKÂLETSİZ İŞ GÖRME VE MENFAAT DEVRİ YAPTIRIMI

GERÇEK OLMAYAN VEKÂLETSİZ İŞ GÖRME VE MENFAAT DEVRİ YAPTIRIMI Yrd. Doç. Dr. ECE BAŞ SÜZEL İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi GERÇEK OLMAYAN VEKÂLETSİZ İŞ GÖRME VE MENFAAT DEVRİ YAPTIRIMI İÇİNDEKİLER SUNUŞ...VII ÖNSÖZ... IX İÇİNDEKİLER...XIII KISALTMA CETVELİ...

Detaylı

İÇİNDEKİLER BIRINCI BOLUM KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE TARIHSEL GELIŞIM

İÇİNDEKİLER BIRINCI BOLUM KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE TARIHSEL GELIŞIM İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ KISALTMALAR VII IX GİRİŞ 1 BIRINCI BOLUM KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE TARIHSEL GELIŞIM 1. BORÇ KAVRAMı VE ALACAKLıNıN TEMERRÜDÜNE KONU OLABILECEK BORÇLAR 5 I. BORÇ VE BORÇ İLİŞKİSİ 5 n. BORCUN

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Gülşah VARDAR HAMAMCIOĞLU Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Anabilim Dalı

Yrd. Doç. Dr. Gülşah VARDAR HAMAMCIOĞLU Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Anabilim Dalı Yrd. Doç. Dr. Gülşah VARDAR HAMAMCIOĞLU Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Anabilim Dalı Ar. Gör. Gülşah Sinem AYDIN Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Hukuk Anabilim Dalı EŞYA

Detaylı

TÜKETİCİ SÖZLEŞMELERİNDEKİ HAKSIZŞARTLAR HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

TÜKETİCİ SÖZLEŞMELERİNDEKİ HAKSIZŞARTLAR HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar 17 Haziran 2014 SALI Resmî Gazete Sayı : 29033 YÖNETMELİK Gümrük ve Ticaret Bakanlığından: TÜKETİCİ SÖZLEŞMELERİNDEKİ HAKSIZŞARTLAR HAKKINDA YÖNETMELİK Amaç BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Detaylı

Dr. MEHMET DOĞAR ÖN ÖDEMELİ KONUT SATIŞI

Dr. MEHMET DOĞAR ÖN ÖDEMELİ KONUT SATIŞI Dr. MEHMET DOĞAR ÖN ÖDEMELİ KONUT SATIŞI İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XIX GİRİŞ...1 Birinci Bölüm ÖN ÖDEMELİ KONUT SATIŞI KAVRAMI, KONUSU, TARAFLARI 1. ÖN ÖDEME KAVRAMI VE TARİHİ

Detaylı

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Hukuk Başlangıcı Dersleri

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Hukuk Başlangıcı Dersleri Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO Adalet Programı Hukuk Başlangıcı Dersleri ÜNİTE VI HUKUK İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR HUKUK İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR Hukukun en önemli kavramlarından biri

Detaylı

TÜRK SÖZLEŞME HUKUKUNDA KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI

TÜRK SÖZLEŞME HUKUKUNDA KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI Furkan Güven TAŞTAN Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Hukuk Anabilim Dalı Araştırma Görevlisi TÜRK SÖZLEŞME HUKUKUNDA KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI İÇİNDEKİLER TAKDİM...VII 2. BASKIYA

Detaylı

BORCLAR HUKUKU GENEL HUKUMLER 30-12-2013

BORCLAR HUKUKU GENEL HUKUMLER 30-12-2013 Ozel Hukuk = Medeni Hukuk * Borclar hukuku kisiler arasi yada kisi-devlet arasi BORC iliskisini duzenler. * Kendi Kanunu Bulunmaktadir. 1 Temmuz 2012-6098 sayili Turk Borclar Kanunu BORCLAR HUKUKUNUN KAYNAKLARI:

Detaylı

EŞLER ARASINDA MAL REJİMİNİN TASFİYESİ DAVASI ( Zamanaşımı Def`i Yönünden ) ZAMANAŞIMI DEF`İNİN İLERİ SÜRÜLMESİ ŞEKİL VE SÜRESİ

EŞLER ARASINDA MAL REJİMİNİN TASFİYESİ DAVASI ( Zamanaşımı Def`i Yönünden ) ZAMANAŞIMI DEF`İNİN İLERİ SÜRÜLMESİ ŞEKİL VE SÜRESİ YARGITAY HUKUK GENEL KURULU Esas : 2013/8-132 Karar : 2013/1389 Tarih : 25.09.2013 EŞLER ARASINDA MAL REJİMİNİN TASFİYESİ DAVASI ( Zamanaşımı Def`i Yönünden ) ZAMANAŞIMI DEF`İNİN İLERİ SÜRÜLMESİ ŞEKİL

Detaylı

İYİ İDARE YASASI İÇDÜZENİ. BİRİNCİ KISIM Genel Kurallar. İKİNCİ KISIM İyi İdarenin İlkeleri

İYİ İDARE YASASI İÇDÜZENİ. BİRİNCİ KISIM Genel Kurallar. İKİNCİ KISIM İyi İdarenin İlkeleri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi nin 11 Kasım 2013 tarihli Onbirinci Birleşiminde Oybirliğiyle Kabul olunan İyi İdare Yasası Anayasanın 94 üncü maddesinin (1) inci fıkrası gereğince Kuzey

Detaylı

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2008/36528 Karar No. 2009/16179 Tarihi: 01.06.2009 İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21 FESİH TARİHİNİ İŞÇİNİN KESİN OLARAK BELİRLEYECEK NİTELİKTE İŞLEM YAPMASI

Detaylı

Kefilin Sorumluluğunun Sona Ermesi

Kefilin Sorumluluğunun Sona Ermesi Yrd. Doç. Dr. Ömer ÇINAR İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Türk Borçlar Kanununa Göre Kefilin Sorumluluğunun Sona Ermesi İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER...VII KISALTMALAR...XIII

Detaylı

ALACAKLILARA ZARAR VERME KASTIYLA YAPILAN TASARRUFLARIN İPTALİ

ALACAKLILARA ZARAR VERME KASTIYLA YAPILAN TASARRUFLARIN İPTALİ Doç. Dr. Güray ERDÖNMEZ Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi ALACAKLILARA ZARAR VERME KASTIYLA YAPILAN TASARRUFLARIN İPTALİ İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR CETVELİ...

Detaylı